MADDE 9 - EŞİTLİK

Eşitlik
Madde 9- (1) Herkes dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.
(2) Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz.
(3) Kadınlar, çocuklar, yaşlılar ve engelliler gibi özel surette korunmayı gerektiren kesimler için alınan tedbirler, eşitlik ilkesine aykırı olarak yorumlanamaz.
(4) Devlet organları ve idare makamları, bütün eylem ve işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadır.

53 yorum:

Adsız dedi ki...

3. fıkrada kadınların olmaması gerekır kanısındayım.
eşitlik ilkesine aykırı bır düzenleme olmuş.kadını çocuk ve yaşlı kimseler niteliğinde görmek kadın erkek eşitliğine aykırılık taşır.
Elbette yardıma muhtaç bir çok kadınımız(doğu ve güneydoğuda törelere maruz kalanlar) var ama bu düzenleme bütün türkiye kadınlarıda kapsamına alıyor.
nasıl ki bir inşaat işçisi kendini çocuklar ve yaşlılar gibi muhtaç hissetmiyorsa, şirket ceosu bir kadını da çocuk ve yaşlılar gibi düşünemeyiz.
herkese iyi çalışmalar...

Adsız dedi ki...

3 fıkrada kadınlar çıkartılıp aynen korunursa ve kadın ve erkek eşittir ilkesi getirilirse maddeye kadın ve erkek eşitliği anayasal güvence içerisinde olur kanısındayım

Adsız dedi ki...

Bu maddede kadını zayıf ve yardıma muhtaç bir varlık olarak algılamış!
Kadının kişilik ve eşitlik haklarına ortadan kaldırır gibi algılanmaktadır.BU sebebten kadın kelimesi çıkarılırsa çaok daha yapıcı olacaktır.

Adsız dedi ki...

Birinci fıkradaki siyasi düşünce ülke bütünlüğüne ve cumhuriyet rejimine zarar verecek nitelik taşıyorsa ne yapılacaktır? İlgili fıkraya ülke bütünlüğü, üniter devlet yapısı ve cumhuriyet rejimine aykırı olmamak şartıyla herkes siyasi düşüncesini açıklayabilir ibaresi konulmalıdır.
Üçüncü fıkra eşitlik ilkesine tamamem aykırıdır. Devlet korunmaya muhtaç kişileri çıkaracağı kanunlarla koruyabilir.Üçüncü fıkra olmasa da olur.

odtuluemre dedi ki...

bende diger arkadaşlar gibi kadınların aciz olmadıgını belirterek 3. fıkranın çıkarılması taraftarıyım.bu maddeyle kadın erkek ayrımcılıgının önü açılmış olacagına inanıyor ve bundan adaletsizlik çıkacagını düşünüyorum!!!!!!!!!!!!

Adsız dedi ki...

Üçüncü fıkrada kullanılan gibi ifadesi başka zümrelerede veya azınlıklara daayrıcalık tanınmasına neden olabilir.İfade daha da netleşirilmelidir.

Adsız dedi ki...

3.madde ki özellikle KADINLAR kelimesi,hiçmi hiç şık olmamış.

oneiro dedi ki...

Evet burada kadınları korunmaya muhtaç olan kesim olarak anayasada hükmedilmesi hiç hoş değil. Bunun yerine cinsiyetlere yönelik pozitif ayrımcılık için ayrı bir madde anayasada yer alabilir veya kanunla düzenlenmesinin yolu açılabilir. Bir de şu var, cinsiyetlere yönelik pozitif ayrımcılıktan bahsederken "kadın" demek yerine "cinsiyetlerden herhangi biri" denmelidir bence. Çünkü;
Bugün kadınlar iş hayatında cinsiyetçi bir yaklaşımdan dolayı daha az yer alıyor olabilir ama bir gün bunun tersi de olabilir. Evrensel olana yaklaşmakta fayda var.

Adsız dedi ki...

( armağan üreten 'e) hiç bir düşünce biç bir şekilde sınırlanırlamaz. siz s.arabiada yaşadığınızı düşünün ordakiler size deseki sen rejime tehtitsin düşünme hoşunuza gidermiydi. önemli olan düşüncenin eylem halidir. devleti yıkmaya yönelik eylemler tehlikelidir. 2.cisi cumhuriyet nasıl kuruldu düşünmedenmi

Adsız dedi ki...

(3) Bütün muhtaç insanlarımız, çocuklarımız, yaşlılarımız ve engellilerimiz gibi özel surette korunmayı gerektiren kesimler için alınan tedbirler, eşitlik ilkesine aykırı olarak yorumlanamaz.
( 9. Maddenin 3. fıkrası bu şekilde düzetilirse daha sağlıklı bir yaklaşım olacağını düşünüyorum.)

Adsız dedi ki...

kadınlar ifadesi aşağılayıcı olmuş.Çıkartılmalıdır. Pozitif ayrımcılık konusu kanunla şartları tarif edilerek düzenlenmelidir. Hem kadınlarımıza haksızlık hem de şık olmayan bir madde olmuş

Adsız dedi ki...

Kadın ve erkek eşittir olmalıdır.Korunmaya muhtaç kimseler hakkında farklı bir düzenleme yapılabilir.Ayrımcılığın önü açılıyor.

Adsız dedi ki...

Kadınları çocuklar ve engelliler sınıfına koymakta ne demek oluyor anlayamadım.Şirket yöneticisi bir bayan yada hakim bir bayan veya dört yabancı dil bilen uluslararası seyahatleri ve iş bağlantıları olan bir bayan,bir çocukla aynı kategoriye konup korunmaya muhtaç gösterilmeye çalışılıyor.Açıkça erkek ayrımcılığı yapılıyor.Bu fıkranın düzeltilmesini umuyorum.

Adsız dedi ki...

demokrasi bunun neresinde kadının yeri burada hiçde demokratik değildir.kadın erkek eşittir ibaresini görmek bilmek kadına verilen değeri gösterir.TÜRKİYE CUMHURİYETİ kadını bu günlere gelebilmek için ne fedakarlıklar yapmıştır.lütfen kadınların hakkını açık ve net ifadelerle belirtiniz.....

Adsız dedi ki...

3. fıkradaki kadınlara yapılan muameleden dolayı değişmesni umuyorum.Kadınlığın acizlik ya da bir hastalık gibi gösterilmesi de ne oluyor??

Adsız dedi ki...

BEYLER AKP NİN KADINA BAKIŞI İŞTE BUKADAR ZAVALLI VE DÜŞÜNDÜRÜCÜ.BU MADDEYE GÖRE BİZİ DOĞURAN ERKEĞİN VAR OLMASINA NEDEN OLAN BİR YÜCE VARLIĞIN İKİNCİ SINIF İNSAN MUAMELESİ YAPILMASI BIRAKIN TÜRKÜ HER İNSANIN KANINA DOKUNMALI.

Adsız dedi ki...

bu eşitliğe siyasleride dahil edemedikten sonra, nasıl bir eşitlik olur bilemiyorum.

"kanun önünde eşit" demek kolay. kanun önüne getiremediğin bir insanla nasıl eşit olacaksın ki?

Adsız dedi ki...

Hukuk devleti,kanun önünde devletin de kişi gibi kabul edilmesi ise; devlet niye alacagına şahin borcuna müflis bir kişi gibi davranıyor. Hukuk devleti adaletini şahsa uyguladığı kanun maddesini kişi talep etmeden kendine uygulayabilen bir devlet olmalıdır.

azreng dedi ki...

(Ek: 7.5.2004-5170/1 md.)Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür.

Bu ek'e n'oldu?
Kadın-Erkek eşitliğini görmezden gelmek biz kadınları aciz varlıklar gibi göstermek nasıl bir mantıktır?

Adsız dedi ki...

Kadınları ne zannediyorsunuz siz ikinci sınıf varlıklar ve Sosyal Hizmetlerin temel ögeleri arasına sokup onları aşağılamanıza ne bu ülkenin kadınları nede dünya kadınları razı gelmezler. Kadınlarımıza özellikle türban kullanmaktan yana olan bayanlarımıza sizin diliniz yokmu ki çıkıp kocalarınız türban savunuculuğu yapıyor. Biriniz çıkında yüreklice söyleyin şunu nedir bu ülkenin kadınlarına yapmak istediğiniz hepsi bu ülkenin kadınları arlı ve namusludur ister türban taksın ister takmasın televiyonda boy gösterip topu topu 100 kişi geçmeyen durmadan eş değiştiren kadınlara bakıp ülkemin kadınına yakışmayacak değerleri kondurup onları burkalarla evlerine kapatarak Allah'ın adaletini sağlayacağınızı düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Bu ülkeyi tırnağıyla korumuş kadın ve erkek anayasaya koysanızda koymasanızda EŞİTTİR.

timmy dedi ki...

istisnaları sayarak esaslar tanımlanırsa böyle karışıklık ortaya çıkar. esas olan insanların eşitliğidir. sonra insanlara yüklenilen vasıflar sayılıp bunlarda dahi eşitlikleri teminat altındadır şeklinde söylense problemsiz olur. din mi önce yazmak lazım ırk mı gibi detaylar orada önem sırasına göre dizilmemişler, bu vasıfların farklarında dahi eşitlik vardır demek için misallendirilmişler. ama yeri yanlış olunca insanların tüm vasıfları bunlar olmadığı için ve her zaman bir yeni özellik de devreye gireceği için madde kendi sonunu getirmiş.

Adsız dedi ki...

"Özel surette korunmayı gerektiren halleri kanunca veya devletin ilgili kurumlarınca incelenmiş ve belirlenmiş çocuklar, yaşlılar ve engelliler için alınan tedbirler, eşitlik ilkesine aykırı olarak yorumlanamaz"

şeklinde olabilir.

Tasarıdaki hali ile kadın kelimesinin kullanılış şekli itibarı ile istismara açıktır.

Adsız dedi ki...

3. fıkrada bahsedilen tedbirlerin kanun ile alınabileceğinin belirtilmesi kanımca daha uygun olurdu.

Adsız dedi ki...

5 yılda emekli olabilmeleri için kanun çıkartan ve vatandaşı için 65 yaşı uygun gören milletvekillerinin yapacağı tartışacağı oylayacağı anayasa aynı emeklilik yasasında olduğu gibi 550 milletvekili ve yandaşlarının istekleri doğrultusunda olacaktır.Bu anaysanın 1980 anayasasından daha güven verici olduğunu sanmıyorum vatandaşlara değil bizi sömürenlere hayırlı olsun diyorum ama bunların acısının mutlaka çıkacağını unutmasınlar

Adsız dedi ki...

ya bırakın allah aşkına kadının haklarınıda birazda şu engellilerin haklarından bahsedin hepiniz kadın savunucusu oldunuz başımıza ülkede 9 milyom engelli var siz hala kadın haklarındasınız nerede engelli hakları savunanlar hepiniz birilerine yalakalık peşindesiniz biraz gerçekci olunda toplumun esas sorunlarını tartışın yorumlayın

Adsız dedi ki...

Allah tealanin hukumleri kabul edilir uygulanilirsa ancak kurtulusa ere ve butun korkulari icimizden atariz ve hicbir zman kimse negatif yorum yapmaz ve yapamaz cunki Allah`in dini tamdir ve noksansizdir

talip dedi ki...

mümin-hırıstıyan,yahudi-dinsiz eşit olmaz

Adsız dedi ki...

kadınlar erkeklerden bir derece geridedir.eve bu eşitlik ilkesine aykırı olsaydı yüce kitabımızda olmazdı.sen nasıl bakarsan öyle görürsün önemli olan bakmak değil görmek kadınlar ibaresinin çıkmasını isteyen sadece cümleye takılıyor önemli olan cümle değil cümlenin verdiği anlam

Adsız dedi ki...

Maddede sayılan haller arasında mutlaka "...cinsel yönelim..." ibaresinin de geçmesi gerekiyor. İnsanca bir yaşam için, yaşam hakkının teminatı için, LGBT Hakları için, bu şart.

Adsız dedi ki...

emekli maaşlarında eşitlik istiyorum bunun yasaya dagerek yok elinizi çabuk tutarsanız bir çok insanımız sizleri alkışlayacak

Adsız dedi ki...

Eşitlik İstiyorum kamuda 29yıllık memur olarak çalışıyorum emekli olmak istiyorum emekli olursam tazminat 40 bin tl maaş 1100 aynı kurumda çalışan işçi 25 yılda 90 bin tl maaş 2000 tl burda atıl duruma düştümü yani emekli olunca maaşların eşit olmasını istiyorum bunun düzeltimesi için yetkililerden rica ediyorum bu adaletsizligin giderilmesi için bunu görün insanları madur olmaktan kurtarın bunun için yasa yapmaya bile gerek yok iyi günler

Adsız dedi ki...

EŞİTLİK İSTİYORUM TTK da söşleşmeli memur olarak çalışmaktayım yaş 55 emekli olmak istiyorum aldıgım maaş 2000 tl ikramiye ve kömür istikatı yok emekli olsam maaş 1100 tl Aynı kurumda çalışan işçi maaş 2000 tl senede 4 tam ikramiye yıllık kömür istikatı 3.5 ton Emekli olsa 90000 tl tazminat emekli maaşı 2000 tl Burada ikisi oldumu aradaki fark 900 tl Yeni Anayasayı beklemeden Memurların toplu sözleşmesinden sudan bahaneler uydurarak yok bir tafımızda savaş yok bir tarafımızda kriz deyipte insanları aldatmadan eşitliği sağlarsak İnsanlar arasındaki gittikçe büyüyen uçurumu durdurmuş olursunuz inşaAllah bu görüşmelerde derdimize çare olursunuz bizlerde size bol bol dua ederiz

Adsız dedi ki...

Tesettürlü olarak devlet dairelerinde çalışma akademik kariyer yapabilme hakkının verilmesini istiyorum'

Adsız dedi ki...

Kılık kıyafet özgürlüğü istiyorum,Avrupa'da hangi ülkede var ha soruyorum hangi gelişmiş ülkede böyle ilkel bir kanun var.İnsanların kılık kıyafetleriyle değil beyinleriyle ilgilenen bir anayasa istiyorum.Bir bez parçası bizim gündemimiz olmamalı.Orasını burasını açan da hor görülmemeli,başını örten de.İşçi memur farkıymış,nedir kardeşim bu,niye insanlar arasında fark yaratılmasına müsaade ediliyor hepsine birden DEVLET ELEMANI dersiniz aradaki maaş farklarıymış ikramiye farklarıymış ortadan kaldırırsınız olur biter.Tüm bunlar için zaman var...

ayşe güneş dedi ki...

tesettürlü olarak devlet dairelerinde çalışma ve akademik kariyer yapabilme hakkının verilmesini istiyorum

Adsız dedi ki...

tesettürlü olarak devlet dairelerinde çalışma ve akademik kariyer yapabilme hakkının verilmesini istiyorum.

mervenur şahin dedi ki...

tesettürlü olarak devlet dairelerinde çalışma ve akademik kariyer yapabilme hakkının verilmesini istiyorum.

Dr.Alkan Şimşek,Kocaeli dedi ki...

Merhabalar.Almanya'da Federal Bilim Bakanlığı'nın verilerine göre her 10 doktordan 7 tanesi alternatif tıp metodlarını bilir ve muayenehanesinde hastasına uygulama hakkına sahiptir.ABD'de 1990'lı yıllarda alternatif tıp kürsüsü kurulmuş ve sağlık bakanlığı'na bağlı olarak çalışmaktadır.İsrail'de bir doktor hastasının yüzündeki sivilcelere iyi geleceğine inansın,zarar vermediğinden emin olduktan sonra yerdeki çamuru alıp sürme yetkisine sahiptir.Peki bizde durum nedir?Hastasına alternatif tıp metodlarından herhangi birinin iyi geleceğinden zerre kadar şüphesi olmayan benim gibi alternatif tıbba inanmış aile hekimleri neden aile sağlığı merkezlerimizde bu metodları kullanamaz?''E şimdi doktorum bunu da mı anayasaya koyalım,zaten geçtiğimiz yılın sonunda bu konuda bir hüküm yayınlanmıştı'' diyenleriniz olabilir.Ama olsun;alternatif tıp metodlarıyla hekimlik sanatını icra edebilmek ayrıca bunu aile sağlığı merkezlerinde ve tabii ki ücretsiz olarak yapabilmek anayasa hükmüyle bence serbest hale getirilmeli güvence altına alınmalıdır diye düşünüyorum.2003 yılında Almanya'da katıldığım bir toplantıda Cam Kemik Hastalığı'nın (ki hasta çocuğu kucağınıza alırsınız kemikleri çatır çutur kırılır) basit bir Manyetik Alan Tedavisi cihazıyla tedavi edilebildiğini gördükten sonra hele hele doğuştan felçli bir Cerebral Palsy hastasının aslında son derece kolay tedavi olabileceğini bilip de böyle hastaları ana haber bültenlerinde izlerken gözyaşı dökmek kimilerine şovmenlik olarak gelebilir ama bizler de en az Almanya'daki doktorlar kadar hastalarımızı seviyoruz.Ve onlarla eşit şartlarda hekimlik yapmak istiyoruz.Teşhisle ilgili de birkaç şey söyleyip bu uzun yazıyı sonlandırmayı düşünüyorum;hiç düşündünüz mü;EKG çekiyoruz kalbin elektriksel fonksiyonları hakkında bilgi sahibi oluyoruz,EEG çekiyoruz beynin elektriksel fonksiyonları hakkında bilgi sahibi oluyoruz peki karaciğerin bir elektriği yok mu,pankreasın bir elktriği yok mu,akciğerlerin bir elektriği yok mu?Neden daha henüz hastalığın ilk evrelerindeyken organların elektriksel ölçümlerine dayanan teşhis metodları ülkemizde kullanılmaz da hastalık ilerledikten sonra;sözgelimi bir kalınbarsak kanserinde yayıldıktan tümör ele geldikten veya barsağı tıkadıktan sonra tümörlü bölgeyi kesip almayı hekimlikten sayıyoruz?Yurtdışında böyle cihazlar yok mu elbette var.Hastalıkları daha elektriksel boyuttayken teşhis etmek esas koruyucu hekimlik değil mi?Bu söylediğim;hastaların yaşam kalitesini daha da arttırmaz mı,daha ekonomik değil mi?Tüm bu ahval ve şerait içerisinde dahi bizler;yurtdışındaki meslektaşlarımızla eşit donanımlarla mesleğimizi icra etmek istiyoruz,anayasamızın;bu konuda da özgürlükçü ve eşitlikten yana bir anayasa olmasını arz ve talep ediyoruz.Tüm meramımız bundan ibarettir...Dr.Alkan Şimşek,Aile Hekimi,Kocaeli.

sema yaşaroğlu dedi ki...

ÖNCELİKLE UYGULAMANIZ İÇİN ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM. HALKIN GÖRÜŞLERİNE ÖNEM VERMENİZ TOPLUM REFAHINI YÜKSELTECEK EN ÖNEMLİ HAREKETTİR. BEN ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİSİYİM VE KAMU SEKTÖRÜNDE İSTİHDAM EDİLMEK İSTİYORUM.TESETTÜRLÜ BİR BAYANIM VE TESETTÜRÜMÜN KAMU SEKTÖRÜNDE ÇALIŞMAMA ENGEL TEŞKİL ETMESİNİ İSTEMİYORUM. BU ALANDA YAPACAĞINIZ YENİLİKLER TESETTÜRLÜ BAYANLARIN KATILIMINI ARTIRIKEN TOPLUMUMUZUDA REFAH SEVİYESİNE ÇIKARACAKTIR.İLGİNİZDEN DOLAYI TEKRAR TEŞEKKÜR EDERİM.İYİ GÜNLER.

Ayşe Sümeyye YERLİ dedi ki...

İyi günler.Bu yıl mezun oluyorum ve kamu sektöründe çalışmak istiyorum.Tesettürlü bir bayanım.Herkesin bildiği gibi tesettürlü olarak kamu sektöründe çalışamıyoruz.Bu durum benim gibi bayanların en büyük sorunudur.Yeni anayasada bu sorunumuza çözüm bulunabileceğini düşünüyorum.Bu sayede toplumumuz diğer ülkelerin seviyesinden daha yüksek bir seviyeye çıkacaktır.Kendi ülkemize fayda sağlamak varken neden başka ülkelere fayda sağlayalım?Şimdiden teşekkür ederim...

MEDİNE GÜZELOĞLU dedi ki...

MERHABA BEN KAMU YÖNETİMİ BÖLÜMÜ BİTİRMEK ÜZERE OLAN TESETTÜRLÜ BİR ÖĞRENCİYİM.BENİM VE AİLEMİN GÖRÜŞLERİNE GÖRE KAMU SEKTÖRÜ İDEAL BİR ÇALIŞMA ORTAMIDIR.BU YÜZDEN BEN ÖZEL SEKTÖRE DEĞİL KAMU SEKTÖRÜNE FAYDA SAĞLAMAK İSTİYORUM.ÖNÜMÜZDEKİ ENGELLER KALDIRILARAK BEN VE BENİM GİBİLERE FIRSAT TANINMALIDIR.SESİMİZİ DUYUP BU YÖNDE DEĞİŞİKLER YAPMANIZ BİZİ ÇOK MUTLU EDECEKTİR.TEŞEKKÜR EDERİM.

Adsız dedi ki...

TESETTÜRLÜ OLARAK DEVLET DAİRELERİNDE ÇALIŞMA VE AKADEMİK KARİYER YAPABİLME HAKKININ VERİLMESEİNİ İSTİYORUM.

ercan hdalı dedi ki...

tesüttürlü olarak devlet dairelerinde çalışmak ve akademik kariyer yapabilme hakkını istiyorum

Adsız dedi ki...

kamu dairelerinde, tesettürlü olarak,akademik kariyer ve çalışma hakkını verilmesni istiyorum.

Adsız dedi ki...

tesüttürlü olarak devlet dairelerinde çalışmak ve akademik kariyer yapabilme hakkını istiyorum

Adsız dedi ki...

tesettürlü olarak devlet okullarında görev yapma hakkı istiyorum.

Adsız dedi ki...

a mk eşitlik diyorsunuz sonra gelmiş kadına imtiyaz tanıyorsunuz nerede kadın erkek eşitliği, bu arada 3. maddede kadın olmazsa kadına yapılan pozitif ayrımcılıklar suç olurdu. Kafanıza göre o olmamış bu olmamış diyorsunuz bi b*k bildiğiniz yok.

Adsız dedi ki...

Bu madde anayasanın üçüncü maddesi olmalı, yani birinci madde olarak cumhuriyetin nitelikleri ve ikinci madde olarak egemenlik maddelerinden sonra. Kadınlar kısmı çıkarılmalı, o kısımdaki "gibi" ibaresi gerektiğinde kadınları içerecek şekilde yorumlanabilir.

Unknown dedi ki...

Am xavi Gerad jude, Aiicco inssurance plc bir temsilcisi.
Size bir kredi ihtiyaci varsa bugün e-posta yoluyla bugün bize ulasin, istediginiz kredi ile size yardimci olabilir:
(xavigeradloanfirm@yahoo.com)
Yilbasi kredileri% 3 faiz orani sadece avelable vardir. Ciddi basvuran, ancak daha fazla bilgi için irtibata geçiniz. Biz renging krediler
sunuyoruz
3000 sadece US $ Euro ve pound 50,000.000 için.
Biz dahil kredi her türlü teklif
Bireysel krediler:
Isletme Kredileri:
Ögrenci Kredileri:
Insaati krediler:
Ev kredileri:
Is expandsion krediler:
Borç konsolidasyonu kredi:
Biz hizli ve dinamik test edilmis ve güvenilir bulunmaktadir.
Daha fazla bilgi için (xavigeradloanfirm@yahoo.com): E-posta Iletisim.

Sr Gerad jude görüyoruz.

Adsız dedi ki...

Adnan olarak diyorumki:
Madde 9 ve madde -5- Nasıl eşit oluyor. Oluyormu? Kanunlar önünde eşittir demek yazmak kolay uygulama varmi. Yapmayın hiç kimseye uygulanıyormu sormuyor. herkes, ama herkes neden uygulanmiyor sorusunu lütfen sorsun, sormaz ise sadece yazıda kalır. O zaman Üstünlerin hukuku devam eder gider. lafla olmaz. Eşitliğin ve adaletin olmadığı yerde yorum yazmanın hiç bir anlamı olmaz. sadece kandırmaca ve oyalamadan ibaret kalır. Madde 20-bakınız Vicdana göre diyor. Olurmu O Hakimde insan vicdana göre karar verilmez.... neye göre derseniz ..Misal: suç belli karşılığıda belli olmalı. bu kadar. Bana karşı iylenen suç için madde eşittir ne yazıyorsa o olmalı. Yorum vicdan vs. ler olursa hak zayı olur. Suç işleyene iyi halden indirim olurmu? iyi hali olsaydı suç işlerken kullanırdı. demek ki iyi hali yoktur. Ancak kelimesi asla kullanılmamalıdır. Madde 20'de diyorki üsülüne göre kim soracak onu üsülüne göre karar verildiğini . Ya vermemiş ise o zaman sana göre bana göre bu da yanlış doğrunun sana,bana göresi olurmu. herkese saygılar

Unknown dedi ki...

Helal

Adsız dedi ki...

Üçüncü fıkrada kadın sözcüğünün geçmesine fena halde takıntı yapılmış gibi gözüküyor. Arkadaşlar ülkemiz ne yazık ki (karşılaştırma yapmayı sevmiyorum ancak ne yazık ki) bir Iskandinav devletleri gibi, bir kuzey avrupa ülkeleri gibi demokratik değiller. Sosyal düzenleri, kültürleri bizimkilerden çok farklı. İslamiyet ile birlikte kültürümüze ataerkil yapı girmiş ve kadının sosyal hayattaki yeri kısıtlanmıştır. Kadınların okutulmaması, şiddete maruz bırakılması, çocuk gelinler, istismar, taciz ve tecavüze uğraması diğer çağdaş ülkelere göre kat kat fazladır. Kadın toplumumuzda mahalle baskısına maruz kalan, eteğine ve başörtüsüne karışılan bir obje değildir. Kız çocukları günümüz yüzyılında bile halen okula gönderilmemekte, genç yaşta evlendirilmektedir. Demek istediğim özetle şudur ki; günümüz şartları altında Anayasamızda bu maddenin üçüncü fıkrasında "kadın" sözcüğünün geçmesinin herhangi bir sakıncası yoktur ve kesinlikle gerektir de.

Adsız dedi ki...

Bir kadının tesettür giymesi ya da etek giymesi gibi durumlar anayasaya konulur mu hiç? Devleti iyice totaliterleştirmeye mi çalışmak amacınız?

Yeni anayasa yapılmalı mı?

AKP'nin tavrı kürt sorununun çözümüne olumlu katkı yapıyor mu?

DTP'nin tavrı kürt sorununun çözümüne olumlu katkı yapıyor mu?