MADDE 33 - SUÇ VE CEZALARA İLİŞKİN ESASLAR

Suç ve cezalara ilişkin esaslar
Madde 33- (1) Suç ile ceza ve ceza yerine geçen güvenlik tedbirleri ancak kanunla konulur. Kimse, işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiili gerçekleştirmesinden dolayı cezalandırılamaz ve kimseye suçu işlediği zaman kanunda o suç için konulmuş olan cezadan daha ağır bir ceza verilemez.
(2) Suç ve ceza zamanaşımı ile ceza mahkûmiyetinin sonuçları konusunda da birinci fıkra uygulanır.
(3) Suçluluğu kesin mahkeme kararı ile hükmen sabit oluncaya kadar, kimse suçlu sayılamaz.
(4) Hiç kimse, kendisini ve kanunda gösterilen yakınlarını suçlayan bir beyanda bulunmaya veya bu yolda delil göstermeye zorlanamaz.
(5) Ceza sorumluluğu şahsîdir.
(6) Hiç kimse, yalnızca sözleşmeden doğan bir yükümlülüğü yerine getirememesinden dolayı hürriyetinden alıkonulamaz.
(7) Ölüm cezası ve genel müsadere cezası verilemez.
(8) Kamu İdaresi, kişi hürriyetinin kısıtlanması sonucunu doğuran bir müeyyide uygulayamaz. Türk Silâhlı Kuvvetlerinin iç düzeni bakımından bu hükme kanunla istisnalar getirilebilir.
(9) Uluslararası Ceza Divanına taraf olmanın gerektirdiği yükümlülükler hariç olmak üzere, vatandaş, suç sebebiyle yabancı bir ülkeye verilemez.

22.646 yorum:

«En Eski   ‹Eski   9801 – 10000 / 22646   Yeni›   En yeni»
Adsız dedi ki...

SAYIN EKM 2510 PDA NEDİR ACABA HANGİ MEMUR ARKADAŞLAR CAHİLLİĞİMİ MAZUR GÖR BİRDE BLOGER LARDAN ADRES TAKİPİ YAPILAMAZ BİLİYORUM YANLIŞMIYIM 3434

Adsız dedi ki...

Sayın dd1dd2 bu haberi dün geçmişlerdi şimdilik temkimliyiz bu konuda yalan bir beyan olabilirmi diye.

Sayın ekm2510 tam doğru düşünce kutlarım.

Sayın Emir umarım eşinizin sağlıgı yerindedir , herşey gelir geçer ama saglıgına birşey olmasın inşallah.Tekrar yazmak istiyorum bizler "af" istemiyoruz bizim istediğimiz hakların iadesi.Hukuksal birşey istiyoruz yani yoksa insaflarına kalmış birşey istemiyoruz.

R.C

Adsız dedi ki...

Sayın 3434 "pda" el bilgisayarı demek.Ellerinde cep telefonundan irice bir alet.Bilgisayar gibi çalışıyor mantıgı o , direkt olarak interneti baglı yani direkt olarak içişleri bakanlıgının ana sunucusuna bağlı.T.C kimlik no girilince googleda arama yapar gibi bu ana sunucuda arama yapıyor aramanız var ise ekranında Aranıyor yazıyor.Ama detay yazmıyor.Alıp teslim ediyorlar sizi en yakın müdürlüğe.Detaylı dosya no suçun nevii müdürlüklerdeki bilgisayarlardan görülebiliyor benim bildiğim kadarı bu.Umarım anlaşılır olmuştur.


R.C

Adsız dedi ki...

SAYIN R.C ABİ AÇIKLAMAN İÇİN ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM SAYGILARIMLA 3434

Adsız dedi ki...

15.59
PDA Avuç içi data bilgisayar, kimlik no gir veriler anında karşında araman varmı yokmu hemen tespit

Adsız dedi ki...

ARKADAŞLAR BLOGERLARDAN ADRES TESPİTİ MÜMKÜNMÜ SAYGILARIMLA 3434

Adsız dedi ki...

sn arkadaşlar

sn hulusi güvel'e mail atmaya ne dersiniz..sonuçta konumuzu dile getiren tek kişi..

belki konunun vahametini anlayıp basına bir demeç verir..

my way

kader dedi ki...

sayın 3434

değil diyeceğim amma sayın cia ajanları gülecek diye korkuyorum

Adsız dedi ki...

3434
Benimde blogger sitem var. Widget Yazılımları ile bağlı olan ip aralığı belli olabiliyor ama kim yorum yazmış yorum yazanın ip no bulmak mümkün değil. Günde binlerce kişi siteye girip çıkıyor, kim yorum bıraktı kim bırakmadı kim kimdir tespit etmek mümkün değil.

Adsız dedi ki...

TEŞEKÜRLER KADER ABİ ABİ BU ARADA YUKARDAKİ İNFAZIN DURDURULMASI KARARI GERÇEK OLABİLİRMİ SİZCE SAYGILARIMLA 3434

Adsız dedi ki...

HABERTÜRK ,E YORUM YAZDIM.SAYIN ALTAYLININ BUGÜNKÜ YAZISINA İSTİNMADEN.K.KARTLARI BÜYÜK SORUN DİYE YAZMIŞ..ESNAFIN VS KARŞILIKSIZ ÇEKLERDEN C.EVLERİNDE OLDUĞUNU ARANDIĞINI VE MİLYONLARCA DOSYA NIN YARGITAYDA BEKLEDİĞİNİ,SORUNUN TOPLUMSAL BOYUTLARI GEÇTİĞİNDEN BAHSETTİM....ekm2510

Adsız dedi ki...

TEŞEKKÜRLER CÜNEYT ABİ SAYGILARIMLA 3434

emır dedi ki...

sayın myway esım fena ayılmazda.cezaevıne gıdınce ınsan konunun sadece cek olmadıgını yasanan hayat ve dramları gorunce anlıyor.ondan da hemen af psıkolojısıne gırıyor.bugun benı maruz gorun.o kapıda cezaevı arabalarının ıcındekı ınsanların nasıl yok oldugunu gormek kolay degıl.hayat 1adım ılerılerınde akıyor.onlar..........

Adsız dedi ki...

kimlerin kafasında soru işaretleri varsa inşallah yarın istedigimiz haberi alır sorgulamaları bırakırız.bügün toplantını içeriğini öğrenebilirmiyiz.2121

Adsız dedi ki...

ARKADAŞLAR SAYIN ŞEKER ABLA BUGÜN HİÇ GİRMEDİMİ YOKSA BENMİ GÖZDEN KAÇIRDIM SAYGILARIMLA 3434

Adsız dedi ki...

Sayın My Way ve diğer arkadaşlar..

Suç tarihi 30.11.2006 yani çekin yazıldığı tarih.

İddianame tarihi 6.7.2007.Yani anladığım kadar ile şikayet tarihi bu.

Sizde 6 aylık süre geçmişmidir?Ne dersiniz.
Bunun savcılıkta yazılması 20.10.2008 tebligatın gelmesi 14.2.2009 bu kadarmı gecikir kafam takıldı arada cok ay degil sene var. Artı dava tarihi 4. aya verilmiş.

R.C

Adsız dedi ki...

ACABA SAYIN ŞEKER ABLA SAYIN DÜNDAR'LAMI GÖRÜŞÜYOR:)3434

kader dedi ki...

sayın rc

sucun işlendiği tarihten sonra gecen 6 ay 11. gün şikayet hakkı bitmiştir

kader

Adsız dedi ki...

VALLA SAYIN R.C BENİM YARGITAYDA 2003DEN KALMA DOSYAM VAR HALA ÇIKMADI NASIL İŞ BENDE ANLAMADIM 3434

Adsız dedi ki...

SAYIN KADER ABİ BİR DOSYA YARGITAYDA 6 YIL NASIL BEKLER 3434

Adsız dedi ki...

sn r.c

eğer yazdığınız tarih(davanın açıldığı tarih değil savcılığa şikayet tarihi olacak sanırım)
doğruysa kesin geçmiştir..

my way

Adsız dedi ki...

Yani 30.11.2006 suç tarihi

Buna artı 10 gün 6 ay ekleyince karşımıza 10.06.2007 cıkıyor.

Bu şikayet 7. ayda olmuş yani geçmiş.Fakat dikkatiniz çekmek istediğim şu evet geçmiş olabilir..Bu iddianameyi hazırlayan savcı bu tarihlere hiçmi bakmıyor??Yatsın işte ohh mis mantığımı var.İnsan sinirleniyor elinde olmadan.

R.C

Adsız dedi ki...

SAYIN KADER ABİ BENİM BİR TANEDE ESKİ ÇEKİM VAR BİRİNİN ELİNDE TARİHSİZ ESKİ PARAYLA ÜZERİNDE 1TRİLYON 250 MİLYAR YAZIYOR İMZA BENİM AMA YAZIYI KENDİLERİ YAZMIŞLAR BY ÇEKİ İŞLEME KOYABİLİRLERMİ ÇEK BANKADAN 2002DE ALINMIŞTI SAYGILARIMLA 3434

Adsız dedi ki...

sn r.c

takip edilmeyen her dava suçsuz bile olsanız sizi ipe götürebiliyor..

my way

Adsız dedi ki...

SAYIN KADER ABİ SORUMU YANITLARSANIZ ÇOK SEVİNİRİM SAYGILARIMLA 3434

Adsız dedi ki...

MY WAY ABİ SORUMA SİZDE BAKARMISINIZ SAYGILARIMLA 3434

Adsız dedi ki...

sn 3434

tarih varmı çekte

my way

Adsız dedi ki...

MY WAY ABİ TARİH YOK AMA ÇOK ESKİ ÇEK DIŞBANK ÇEKİYDİ BANKA BİLE KAPANDI ÜSTÜNDE VATANDAŞLIK KİMLİK NO BİLE YOK 3434

Adsız dedi ki...

sn 3434

vergi kimlik no ile ilgili bir yargıtay kararı okumuştum ama tam hatırlayamadım..malum beyin pc gibi oldu..fakat araştırıp öyle yorum yapmakta fayda var..

ayrıca dava açılsa bile o kadar büyük rakamda karşılık bir sözleşme olmadığı için menfi tesbit davası açılabilir..kanaatindeyim..

my way

Adsız dedi ki...

1-)3167 sayılı Kanunun 4814 sayılı Kanunla değişik 3. maddesinin 2. fıkrası ile 5. maddesinin 1 ve 2. fıkralarına, ayrıca Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nca hazırlanarak 09.04.2003 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 2003/1 sayılı Tebliğin geçici 2. maddesine göre; 4814 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 08.03.2003 tarihinden önce veya sözü edilen Tebliğin yayımını izleyen üçüncü ayın sonu olan 31.07.2003 tarihine kadar düzenlenmiş çeklere vergi kimlik numarasının yazılmamış olmasının “çekin geçerliliğini etkilemeyeceği”, 31.07.2003 tarihinden sonra düzenlenen çeklere vergi kimlik numarasının yazılmamış olması durumunda ise “çekin geçerli olmayacağı” kabul edildiğinden; keşide tarihi 16.09.2003 olan ve üzerinde vergi kimlik numarası bulunmayan çekin, belirtilen dönemde ileri tarihli olarak düzenlenip düzenlenmediği ve muhatap banka tarafından sanığın elindeki çek defterinin yenisi ile değiştirilip değiştirilmediği araştırılarak, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ile yazılı biçimde mahkumiyet kararı verilmesi, (10. Ceza Dairesi Esas No : 2007/8070 Karar No : 2009/60 19/01/2009

Adsız dedi ki...

Mahkeme sana soracak: Çeki ileri tarihinemi verdin 2003 te,
sende diyeceksinki yooo 1 ay önce verdim:)

Adsız dedi ki...

sn cüneyt

bravo..

karar bu fakat asliye ceza mahkumiyeti vermiş demek ki..

işte asliye ceza mahkemesi kararına en güzel örnek..

my way

Adsız dedi ki...

sn 3434

sonuçta dava takip edilemiyorsa..

her an herşey olabilir..

my way

soner yalçın dedi ki...

sayın 3434

O ÇEK İLE İLGİLİ HERHANGİ BİR İŞLEM YAPAMAZLAR SADECE TARİH ATIP ÇEK DIŞ BANK ÇEKİ OLDUGU İÇİN FORTİS BANKTA ARKASINI YAZDIRABİLİRLER O DA ZOR İHTİMAL.
HER HANGİ BİR ŞEKİLDE O CEKİN CEZAİ SORUMLULUGU YOK KESİNLİKLE BİR SUÇ CEZAS V.S OLUŞTURMAZ KAFANA BİLE TAKMA

soner yalçın dedi ki...

2 GÜN SİTEDE YOKTUM YİNE SİTE ALLAK BULLAK OLMUŞ NE OLUYORUZ YA HERKESE NELER OLUYOR NE KADAR GÜZEL DÜZELTMİŞTİK ŞEKER, KADER, YETER, İLKER,SONER, OKEY HERKEZ BİEBİRİNE GİRMİŞ YAAA,

ARKADAŞLAR PRAVAKATÖRLERDEN UZAK DURALIM BİZ İŞİMİZE BAKALIM
SYN MY WAY GEÇEN HAFTA 4 GÜN ÖNCE BİR AKRABAMI ALDI POLİS ÇEKTEN. BU AKRBAM YARGILAMA SIRASINDA ASKERDE OLDUGU ÇİN TEMYİZ YAPMAMIŞ VE CEZA KESİNLEŞMİŞ VE ASKERDEN GELDİKTEN 1 YIL SONRA YANİ CUMA POLİS ALDI BİZ BU KANUN UYGULAMASININ BAŞLAMASINI İSTİYORUZ AMA USULSUZ TEBLİGATTAN DA BU AKRABAMI ÇIKARTMA ŞANSIMIN OLDUGUNU BİLİYORUM AMA NASIL BİR İŞLEM YAPACAGIM.
SİZ DEGERLİ ARKADAŞLARIMIN YORUMLARINI BEKLİYORUM

Adsız dedi ki...

Arkadaşlar
Dikat ettinizmi
Uzun zamandır sitede olmayanlar
Sayın Sabır
Sayın Nctd
Sayın Deniz
Sayın ss34
Sayın Bir yudum huzur
Sayın My Zafer
Sayın Melek

Neden acaba??
siteye geldiklerinde burda olduklarını haber versinler.

Adsız dedi ki...

sn soner

bu konu usulsuz tebligat olur.o tarihte akrabanızın askerde olduğunu belgeleyen evrakla itiraz edilirse infaz durur diye düşünüyorum..

hatta bütün diğer itirazlarımızı da içeren sn ankara hukulu nun yazdığı dilekçe de eklenip..cezanın ortadan kaldırılması da istenebilir ayrı bir dilekçeyle..

ama önce uygulanması gereken usulsüz tebligat..

tabi benim fikrim bu bununla ilgilide bir yargıtay kararı okuduğumu hatrlıyorum..sn cüneytten yardım istemeliyiz..

my way

Adsız dedi ki...

sn my way yargıtaydan bir sonuç çıkarsa sitelerinde yayınlanır mı.2121

Adsız dedi ki...

GBT yemi yakalandı,evden mi aldılar akrabanı sayın soner!

soner yalçın dedi ki...

ŞİKAYET VAR POLİS EVDEN GELİP ALMIŞ

soner yalçın dedi ki...

SAYIN MY WAY ANKARA HUKUÇU NUN HAZIRLAMIŞ OLDUGU DİLEKÇE ÖRNEGİ KAÇINCI SAYFADA İDİ OLMASSA ONA BU USULSUZ TEBLİKAT MUHABBETİNİDE EKLEYELİM BEN YARIN BUNU GÖNDERİYİM

SANA ZAHMET BİR SAYFASINI YAZARMISIN YADA ÖRNEGİ VARSA ATARMISIN RİCA ETSEM

Adsız dedi ki...

SAYIN SONER,KUSURA BAKMA,AKRABAN KAPIYI KEDİSİMİ AÇMIŞ?

Adsız dedi ki...

ESAS NO : 2003 /….
KARAR NO : 2005 / ….
SANIK : ……. ……….

TALEP : Mahkemenizin kesinleşen 2003/… ESAS, 2005/…. KARAR sayılı ilamı ile öngörülen cezanın kaldırılması ve hükmün infazının durdurulması talebidir.


O L A Y L A R :

5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un Geçici 1. Maddesine göre; “Diğer kanunların, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31 Aralık 2008 tarihine kadar uygulanır.”

Bu hüküm çerçevesinde, belirtilen tarihten sonra, Türk Ceza Kanunu dışındaki ceza hükmü getiren tüm ceza kanunları hükümlerinin, TCK’da öngörülen şekle uydurulması çerçevesinde, 3167 Sayılı Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanunun uygulanma şartlarının değerlendirilmesi gerekmektedir.

31.12.2008 tarihine dek, ceza hükmü getiren diğer özel kanunlardan olan 3167 Sayılı Çek Kanununun cezai hükümleri, TCK’nun genel hükümlerine aykırı olsa da uygulanabilmekteydi. Ancak 31.12.2008 tarihine kadar, Çek Kanununda gerekli değişiklikler yapılmadığından, artık 01.01.2009 tarihi itibariyle TCK’nun genel hükümlerinin (1-75. maddeleri) uygulama alanı bulması söz konusudur.

Nitekim Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 2005/90 sayılı kararında, çek suçları için TCK Genel Hükümlerindeki “uzlaşma” esaslarının uygulanmasını isteyen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının mütalaasını, 3167 Sayılı Kanunda öngörülen davayı ve cezayı ortadan kaldıran sebeplere ilişkin düzenlemenin , TCK Genel Hükümlerindeki (m. 73/8) uzlaşma kurumuna açıkça aykırı olduğundan bahisle, bu aykırı hükümlerin de 31.12.2006 (bilahare yapılan değişiklikle 31.12.2008) tarihine kadar uygulanacağı gerekçesiyle reddetmiştir. Bir başka deyişle, Ceza Genel Kurulu, 3167 Sayılı Kanunda yer alan ve fakat, yeni TCK Genel Hükümlerine aykırılık teşkil eden maddelerinin sırf bu sebeple 31.12.2008 tarihinden sonra uygulanmasının mümkün olmadığını açıkça belirtmiştir.

Ayrıca, 5252 Sayılı Kanun’un 9. maddesi uyarınca, Lehe olan hüküm, önceki (3167 SK) ve sonraki kanunların ( 1.1.2009’da yürürlüğe giren TCK madde 5) ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak, ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenir. Dolayısıyla, aynı kanunun geçici 1. maddesi yanında, yargılamada, 9. maddenin de göz önünde bulundurulmasıyla sanığın en lehine olan hükümlerin araştırılıp değerlendirilmesi gerekmektedir.

Bu çerçevede aşağıda, Çek Kanunu’ndaki karşılıksız çek keşide etme suçunu düzenleyen hükümleri yerine uygulanması gerektiği düşünülen TCK hükümlerinin kısa bir değerlendirilmesi yapılmıştır.

1. TCK m. 21 bakımından : 3167 SK. m. 16/1’de karşılıksız çek keşide etme suçu, “şekli suç” niteliğinde düzenlenmiştir. Ancak, TCK ’nın genel hükümleri (m. 21) uyarınca, bir suçun oluşumu kastın varlığına bağlıdır. Kast “doğrudan”(m. 21/1) veya “olası kast” (m. 21/2) olabilir. Bu nedenle, bir kişinin karşılıksız çek nedeniyle cezalandırılabilmesi için, bu kişinin çeki keşide ederken, çekin karşılıksız kalacağı kastıyla hareket etmiş olması gerekmektedir. Başka bir deyişle, bunu bilmeli ve istemelidir. Dolayısıyla, yapılan yargılamada, artık kastın varlığı mutlak olarak araştırılmalı ve bunun sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır.

Şayet olayda kast yoksa yahut fiil objektif sorumluluk çerçevesinde mütalaa ediliyorsa TCK m. 21/2’ye göre, somut olayda karşılıksız çek keşide eden kişide “olası kast”ın varlığı da ayrıca değerlendirilerek, maddede öngörülen ceza indirimleri uygulanmalıdır.

Bu noktada dikkate alınması gereken en önemli husus şudur: Eski TCK 45. madde çerçevesinde “objektif sorumluluk” kapsamında mütalaa edilen karşılıksız çek suçuna verilen cezalar, yeni TCK 21. maddeye aykırıdır. Zira , şayet suçun manevi unsuru olarak “doğrudan kast” aranmıyor ve objektif sorumluluk esasına göre “olası kast”ın var olduğu kabul edilerek ceza tayin ediliyorsa, bu durumda TCK m.21/2 uygulanmalı ve “diğer suçlar” kapsamında, temel cezada üçte birden yarısına kadar indirime gidilmelidir. Eski TCK madde 45’e göre böyle bir indirim gerekmediğinden mahkemeler kanunda öngörülen cezayı aynen verebilmekteydiler. Oysa yeni TCK madde 21, objektif sorumluluk halinin kabul edildiği suçlarda, yani “olası kast”ın varlığı halinde, verilecek cezalardan indirim yapılmasını emredici olarak va’zetmiş bulunmaktadır.

Şu halde, karşılıksız çek suçlarında suçun manevi unsuru olarak “kast” aranmalı, yok eğer objektif sorumluluğa göre ceza tayin ediliyorsa, “olası kast”ın varlığı araştırılmalı ve olası kast varsa temel cezada kanunda belirtilen indirim uygulanmalıdır. Bunlar yapılmadan tayin edilen cezalar, 3167 Sayılı Kanunun uygulanması açısından 1.1.2009’da yürürlüğe giren 5252 Sayılı yeni TCK ‘nun 5nci maddesi dalaletiyle 21 nci maddesine aykırılık teşkil etmektedir, bu sebeple de ortadan kaldırılmaları ve infazlarının durdurulması icap etmektedir. Aksi bir uygulama “kanunsuz suç ve ceza olamaz” esasına açık bir aykırılık teşkil edecektir.

2. TCK m. 52 – 61/8 bakımından
Çek Kanunu’na göre, karşılıksız çek keşide etme suçunun cezası, çek bedeli tutarı kadar “adli para cezası” olarak belirlenmekteydi. Ancak, 1.1.2009 tarihinden itibaren TCK’nın adli para cezalarına ilişkin 52. maddesi uygulama alanı bulacağından, ceza miktarının ve niteliğinin belirlenmesi farklılaşacaktır.

Adli para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir. Yargılama sonucunda verilen kararda, adli para cezasının belirlenmesinde esas alınan tam gün sayısı ile bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ayrı ayrı gösterilmelidir. Adli para cezasının miktarının tespiti artık, sadece bu yolla gerçekleştirilebilecektir.

Bu noktada, yargılamada sanığın lehine olan hafifletici hükmün de göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Hakim, ekonomik ve şahsi hallerini göz önünde bulundurarak, kişiye adli para cezasını ödemesi için hükmün kesinleşme tarihinden itibaren bir yıldan fazla olmamak üzere mehil verebileceği gibi, bu cezanın belirli taksitler halinde ödenmesine de karar verebilir. Taksit süresi iki yılı geçemez ve taksit miktarı dörtten az olamaz. Kararda, taksitlerden birinin zamanında ödenmemesi halinde geri kalan kısmın tamamının tahsil edileceği ve ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceği belirtilir. Dolayısıyla, karşılıksız çek keşide etme suçuna karşılık verilecek cezanın tayininde bu hükmün uygulanması gerekmektedir.

Burada karşılaşılacak bir başka sorun, karşılıksız çek keşide etme suçuna tayin edilecek cezanın tam gün karşılığının neye göre belirleneceğidir. Çek Kanunu’nun uygulamasında, ceza, karşılıksız çıkan çek miktarına göre belirlenmekteyken, TCK’nın 52. maddesinin uygulanmasıyla, öncelikle tamgün hesabının yapılması ve bir güne karşılık gelen parasal miktarın belirlenmesi üzerine karar verilmesi gerekmektedir.

TCK m. 61/8 hükmüne göre, adli para cezasının hesaplanması ise, adli para cezası hesaplanırken, bu madde hükmüne göre cezanın belirlenmesi ve bireyselleştirilmesine yönelik artırma ve indirimler, gün üzerinden yapılmalıdır. Adli para cezası, belirlenen sonuç gün ile kişinin bir gün karşılığı ödeyebileceği miktarın çarpılması suretiyle bulunacaktır. Bu itibarla, yargılama sonucunda verilecek adli para cezasının tayini usulü de tümden değişmektedir.

K I S A C A : Bu değerlendirmeler ışığı altında mahkemenizce verilen ilgili karar, 01.01.2009 tarihinde yürürlüğe girmiş bulunan TCK 5nci maddesi uyarınca , aynı kanunun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırılık teşkil etmektedir ve sanık/hükümlü lehine olan yeni hükümler uygulanmalıdır. Şöyle ki:

1. İlgili karar tesis edilirken, karar tarihindeki kanun uygulandığı için “kasıt” unsuru aranmamıştır. Oysa 3167 SK bakımından yürürlüğe giren TCK genel hükümlerine göre, suçun oluşumu kastın varlığına bağlıdır. Anılan suçun “taksirli” hali de kanunda öngörülmediğinden ceza yaptırımı uygulanamayacaktır. Diğer taraftan, 18.02.2009 tarih ve 5838 Sayılı Kanunun 18nci maddesindeki düzenlemeye göre, artık çek bir havale aracı değil, üzerinde yazılı tarihte ödenmesi gereken bir bono/poliçe haline gelmiştir. Bu düzenleme de esasen TCK nun kastı düzenleyen maddesiyle uyumludur ve böylece karşılıksız çek suçu, yasama organının da iradesiyle artık “kasıtlı suç” haline gelmiştir. Kast unsuru aranmadan verilen cezanın infazının durdurulması gerekmektedir.

Diğer taraftan, son düzenleme ile, geçici bir süre ile de olsa, “ibrazında ödenmesi” özelliği kaldırılmış olduğundan, havale ve ödeme aracı değil, bono/poliçe vasfı kazanmış olan çekin karşılıksız çıkmasından dolayı hapis cezası verilmesi uygulaması, Anayasanın 38nci maddesine eklenen son fıkrasına da aykırılık teşkil edecektir.

2. Tayin edilen adli para cezalarında TCK m. 52 ve m. 61/8 uygulanmalıdır.


N E T İ C E V E T A L E P :
Bu sebeplerle, sanık lehine olan TCK genel hükümlerinin davaya uygulanarak

soner yalçın dedi ki...

EVET HİÇ BEKLEMİYORMUŞ ÇÜNKÜ EVİ YENİ DEGİŞTİRMİŞTİ

ŞİKAYET OLUCA HİÇ AKLINA BİLE GELMEMİŞ

ÇÜNKÜ POLİS BU DURUMLARDA ÇOK FAZLA ÜZERİNE DÜŞMÜYOR ÖZELLİKLE 31.12.2008 DEN SONRA BENİM BAZI ARKADAŞLARIMDA VAR POLİS ONLARDA DİYOR ÇOK FAZLA ÜZERİNE GİTMİYORLAR DİYE

Adsız dedi ki...

arkadaşlar
ben arada girip izlemeye çalışıyorum devamlı olarak sitede kalamıyorum ama burdayım
hep sizinleyim yani

my zafer

Adsız dedi ki...

ESAS NO : 2003 /….
KARAR NO : 2005 / ….
SANIK : ……. ……….

TALEP : Mahkemenizin kesinleşen 2003/… ESAS, 2005/…. KARAR sayılı ilamı ile öngörülen cezanın kaldırılması ve hükmün infazının durdurulması talebidir.


O L A Y L A R :

5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un Geçici 1. Maddesine göre; “Diğer kanunların, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31 Aralık 2008 tarihine kadar uygulanır.”

Bu hüküm çerçevesinde, belirtilen tarihten sonra, Türk Ceza Kanunu dışındaki ceza hükmü getiren tüm ceza kanunları hükümlerinin, TCK’da öngörülen şekle uydurulması çerçevesinde, 3167 Sayılı Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanunun uygulanma şartlarının değerlendirilmesi gerekmektedir.

31.12.2008 tarihine dek, ceza hükmü getiren diğer özel kanunlardan olan 3167 Sayılı Çek Kanununun cezai hükümleri, TCK’nun genel hükümlerine aykırı olsa da uygulanabilmekteydi. Ancak 31.12.2008 tarihine kadar, Çek Kanununda gerekli değişiklikler yapılmadığından, artık 01.01.2009 tarihi itibariyle TCK’nun genel hükümlerinin (1-75. maddeleri) uygulama alanı bulması söz konusudur.

Nitekim Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 2005/90 sayılı kararında, çek suçları için TCK Genel Hükümlerindeki “uzlaşma” esaslarının uygulanmasını isteyen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının mütalaasını, 3167 Sayılı Kanunda öngörülen davayı ve cezayı ortadan kaldıran sebeplere ilişkin düzenlemenin , TCK Genel Hükümlerindeki (m. 73/8) uzlaşma kurumuna açıkça aykırı olduğundan bahisle, bu aykırı hükümlerin de 31.12.2006 (bilahare yapılan değişiklikle 31.12.2008) tarihine kadar uygulanacağı gerekçesiyle reddetmiştir. Bir başka deyişle, Ceza Genel Kurulu, 3167 Sayılı Kanunda yer alan ve fakat, yeni TCK Genel Hükümlerine aykırılık teşkil eden maddelerinin sırf bu sebeple 31.12.2008 tarihinden sonra uygulanmasının mümkün olmadığını açıkça belirtmiştir.

Ayrıca, 5252 Sayılı Kanun’un 9. maddesi uyarınca, Lehe olan hüküm, önceki (3167 SK) ve sonraki kanunların ( 1.1.2009’da yürürlüğe giren TCK madde 5) ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak, ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenir. Dolayısıyla, aynı kanunun geçici 1. maddesi yanında, yargılamada, 9. maddenin de göz önünde bulundurulmasıyla sanığın en lehine olan hükümlerin araştırılıp değerlendirilmesi gerekmektedir.

Bu çerçevede aşağıda, Çek Kanunu’ndaki karşılıksız çek keşide etme suçunu düzenleyen hükümleri yerine uygulanması gerektiği düşünülen TCK hükümlerinin kısa bir değerlendirilmesi yapılmıştır.

1. TCK m. 21 bakımından : 3167 SK. m. 16/1’de karşılıksız çek keşide etme suçu, “şekli suç” niteliğinde düzenlenmiştir. Ancak, TCK ’nın genel hükümleri (m. 21) uyarınca, bir suçun oluşumu kastın varlığına bağlıdır. Kast “doğrudan”(m. 21/1) veya “olası kast” (m. 21/2) olabilir. Bu nedenle, bir kişinin karşılıksız çek nedeniyle cezalandırılabilmesi için, bu kişinin çeki keşide ederken, çekin karşılıksız kalacağı kastıyla hareket etmiş olması gerekmektedir. Başka bir deyişle, bunu bilmeli ve istemelidir. Dolayısıyla, yapılan yargılamada, artık kastın varlığı mutlak olarak araştırılmalı ve bunun sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır.

Şayet olayda kast yoksa yahut fiil objektif sorumluluk çerçevesinde mütalaa ediliyorsa TCK m. 21/2’ye göre, somut olayda karşılıksız çek keşide eden kişide “olası kast”ın varlığı da ayrıca değerlendirilerek, maddede öngörülen ceza indirimleri uygulanmalıdır.

Bu noktada dikkate alınması gereken en önemli husus şudur: Eski TCK 45. madde çerçevesinde “objektif sorumluluk” kapsamında mütalaa edilen karşılıksız çek suçuna verilen cezalar, yeni TCK 21. maddeye aykırıdır. Zira , şayet suçun manevi unsuru olarak “doğrudan kast” aranmıyor ve objektif sorumluluk esasına göre “olası kast”ın var olduğu kabul edilerek ceza tayin ediliyorsa, bu durumda TCK m.21/2 uygulanmalı ve “diğer suçlar” kapsamında, temel cezada üçte birden yarısına kadar indirime gidilmelidir. Eski TCK madde 45’e göre böyle bir indirim gerekmediğinden mahkemeler kanunda öngörülen cezayı aynen verebilmekteydiler. Oysa yeni TCK madde 21, objektif sorumluluk halinin kabul edildiği suçlarda, yani “olası kast”ın varlığı halinde, verilecek cezalardan indirim yapılmasını emredici olarak va’zetmiş bulunmaktadır.

Şu halde, karşılıksız çek suçlarında suçun manevi unsuru olarak “kast” aranmalı, yok eğer objektif sorumluluğa göre ceza tayin ediliyorsa, “olası kast”ın varlığı araştırılmalı ve olası kast varsa temel cezada kanunda belirtilen indirim uygulanmalıdır. Bunlar yapılmadan tayin edilen cezalar, 3167 Sayılı Kanunun uygulanması açısından 1.1.2009’da yürürlüğe giren 5252 Sayılı yeni TCK ‘nun 5nci maddesi dalaletiyle 21 nci maddesine aykırılık teşkil etmektedir, bu sebeple de ortadan kaldırılmaları ve infazlarının durdurulması icap etmektedir. Aksi bir uygulama “kanunsuz suç ve ceza olamaz” esasına açık bir aykırılık teşkil edecektir.

2. TCK m. 52 – 61/8 bakımından
Çek Kanunu’na göre, karşılıksız çek keşide etme suçunun cezası, çek bedeli tutarı kadar “adli para cezası” olarak belirlenmekteydi. Ancak, 1.1.2009 tarihinden itibaren TCK’nın adli para cezalarına ilişkin 52. maddesi uygulama alanı bulacağından, ceza miktarının ve niteliğinin belirlenmesi farklılaşacaktır.

Adli para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir. Yargılama sonucunda verilen kararda, adli para cezasının belirlenmesinde esas alınan tam gün sayısı ile bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ayrı ayrı gösterilmelidir. Adli para cezasının miktarının tespiti artık, sadece bu yolla gerçekleştirilebilecektir.

Bu noktada, yargılamada sanığın lehine olan hafifletici hükmün de göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Hakim, ekonomik ve şahsi hallerini göz önünde bulundurarak, kişiye adli para cezasını ödemesi için hükmün kesinleşme tarihinden itibaren bir yıldan fazla olmamak üzere mehil verebileceği gibi, bu cezanın belirli taksitler halinde ödenmesine de karar verebilir. Taksit süresi iki yılı geçemez ve taksit miktarı dörtten az olamaz. Kararda, taksitlerden birinin zamanında ödenmemesi halinde geri kalan kısmın tamamının tahsil edileceği ve ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceği belirtilir. Dolayısıyla, karşılıksız çek keşide etme suçuna karşılık verilecek cezanın tayininde bu hükmün uygulanması gerekmektedir.

Burada karşılaşılacak bir başka sorun, karşılıksız çek keşide etme suçuna tayin edilecek cezanın tam gün karşılığının neye göre belirleneceğidir. Çek Kanunu’nun uygulamasında, ceza, karşılıksız çıkan çek miktarına göre belirlenmekteyken, TCK’nın 52. maddesinin uygulanmasıyla, öncelikle tamgün hesabının yapılması ve bir güne karşılık gelen parasal miktarın belirlenmesi üzerine karar verilmesi gerekmektedir.

TCK m. 61/8 hükmüne göre, adli para cezasının hesaplanması ise, adli para cezası hesaplanırken, bu madde hükmüne göre cezanın belirlenmesi ve bireyselleştirilmesine yönelik artırma ve indirimler, gün üzerinden yapılmalıdır. Adli para cezası, belirlenen sonuç gün ile kişinin bir gün karşılığı ödeyebileceği miktarın çarpılması suretiyle bulunacaktır. Bu itibarla, yargılama sonucunda verilecek adli para cezasının tayini usulü de tümden değişmektedir.

K I S A C A : Bu değerlendirmeler ışığı altında mahkemenizce verilen ilgili karar, 01.01.2009 tarihinde yürürlüğe girmiş bulunan TCK 5nci maddesi uyarınca , aynı kanunun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırılık teşkil etmektedir ve sanık/hükümlü lehine olan yeni hükümler uygulanmalıdır. Şöyle ki:

1. İlgili karar tesis edilirken, karar tarihindeki kanun uygulandığı için “kasıt” unsuru aranmamıştır. Oysa 3167 SK bakımından yürürlüğe giren TCK genel hükümlerine göre, suçun oluşumu kastın varlığına bağlıdır. Anılan suçun “taksirli” hali de kanunda öngörülmediğinden ceza yaptırımı uygulanamayacaktır. Diğer taraftan, 18.02.2009 tarih ve 5838 Sayılı Kanunun 18nci maddesindeki düzenlemeye göre, artık çek bir havale aracı değil, üzerinde yazılı tarihte ödenmesi gereken bir bono/poliçe haline gelmiştir. Bu düzenleme de esasen TCK nun kastı düzenleyen maddesiyle uyumludur ve böylece karşılıksız çek suçu, yasama organının da iradesiyle artık “kasıtlı suç” haline gelmiştir. Kast unsuru aranmadan verilen cezanın infazının durdurulması gerekmektedir.

Diğer taraftan, son düzenleme ile, geçici bir süre ile de olsa, “ibrazında ödenmesi” özelliği kaldırılmış olduğundan, havale ve ödeme aracı değil, bono/poliçe vasfı kazanmış olan çekin karşılıksız çıkmasından dolayı hapis cezası verilmesi uygulaması, Anayasanın 38nci maddesine eklenen son fıkrasına da aykırılık teşkil edecektir.

2. Tayin edilen adli para cezalarında TCK m. 52 ve m. 61/8 uygulanmalıdır.


N E T İ C E V E T A L E P :
Bu sebeplerle, sanık lehine olan TCK genel hükümlerinin davaya uygulanarak mahkemenizin ilgili kararında öngörülen cezanın ortadan kaldırılması ve infazın durdurulması hususunda hüküm tesis edilmesini arz ve talep ederiz.

Adsız dedi ki...

5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un Geçici 1. Maddesine göre; “Diğer kanunların, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31 Aralık 2008 tarihine kadar uygulanır.” 1. ASLİYE CEZA MAHKEMESİ BAŞKANLIĞINA
ANKARA


ESAS NO : 2003 /….
KARAR NO : 2005 / ….
SANIK : ……. ……….

TALEP : Mahkemenizin kesinleşen 2003/… ESAS, 2005/…. KARAR sayılı ilamı ile öngörülen cezanın kaldırılması ve hükmün infazının durdurulması talebidir.


O L A Y L A R :



Bu hüküm çerçevesinde, belirtilen tarihten sonra, Türk Ceza Kanunu dışındaki ceza hükmü getiren tüm ceza kanunları hükümlerinin, TCK’da öngörülen şekle uydurulması çerçevesinde, 3167 Sayılı Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanunun uygulanma şartlarının değerlendirilmesi gerekmektedir.

31.12.2008 tarihine dek, ceza hükmü getiren diğer özel kanunlardan olan 3167 Sayılı Çek Kanununun cezai hükümleri, TCK’nun genel hükümlerine aykırı olsa da uygulanabilmekteydi. Ancak 31.12.2008 tarihine kadar, Çek Kanununda gerekli değişiklikler yapılmadığından, artık 01.01.2009 tarihi itibariyle TCK’nun genel hükümlerinin (1-75. maddeleri) uygulama alanı bulması söz konusudur.

Nitekim Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 2005/90 sayılı kararında, çek suçları için TCK Genel Hükümlerindeki “uzlaşma” esaslarının uygulanmasını isteyen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının mütalaasını, 3167 Sayılı Kanunda öngörülen davayı ve cezayı ortadan kaldıran sebeplere ilişkin düzenlemenin , TCK Genel Hükümlerindeki (m. 73/8) uzlaşma kurumuna açıkça aykırı olduğundan bahisle, bu aykırı hükümlerin de 31.12.2006 (bilahare yapılan değişiklikle 31.12.2008) tarihine kadar uygulanacağı gerekçesiyle reddetmiştir. Bir başka deyişle, Ceza Genel Kurulu, 3167 Sayılı Kanunda yer alan ve fakat, yeni TCK Genel Hükümlerine aykırılık teşkil eden maddelerinin sırf bu sebeple 31.12.2008 tarihinden sonra uygulanmasının mümkün olmadığını açıkça belirtmiştir.

Ayrıca, 5252 Sayılı Kanun’un 9. maddesi uyarınca, Lehe olan hüküm, önceki (3167 SK) ve sonraki kanunların ( 1.1.2009’da yürürlüğe giren TCK madde 5) ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak, ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenir. Dolayısıyla, aynı kanunun geçici 1. maddesi yanında, yargılamada, 9. maddenin de göz önünde bulundurulmasıyla sanığın en lehine olan hükümlerin araştırılıp değerlendirilmesi gerekmektedir.

Bu çerçevede aşağıda, Çek Kanunu’ndaki karşılıksız çek keşide etme suçunu düzenleyen hükümleri yerine uygulanması gerektiği düşünülen TCK hükümlerinin kısa bir değerlendirilmesi yapılmıştır.

1. TCK m. 21 bakımından : 3167 SK. m. 16/1’de karşılıksız çek keşide etme suçu, “şekli suç” niteliğinde düzenlenmiştir. Ancak, TCK ’nın genel hükümleri (m. 21) uyarınca, bir suçun oluşumu kastın varlığına bağlıdır. Kast “doğrudan”(m. 21/1) veya “olası kast” (m. 21/2) olabilir. Bu nedenle, bir kişinin karşılıksız çek nedeniyle cezalandırılabilmesi için, bu kişinin çeki keşide ederken, çekin karşılıksız kalacağı kastıyla hareket etmiş olması gerekmektedir. Başka bir deyişle, bunu bilmeli ve istemelidir. Dolayısıyla, yapılan yargılamada, artık kastın varlığı mutlak olarak araştırılmalı ve bunun sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır.

Şayet olayda kast yoksa yahut fiil objektif sorumluluk çerçevesinde mütalaa ediliyorsa TCK m. 21/2’ye göre, somut olayda karşılıksız çek keşide eden kişide “olası kast”ın varlığı da ayrıca değerlendirilerek, maddede öngörülen ceza indirimleri uygulanmalıdır.

Bu noktada dikkate alınması gereken en önemli husus şudur: Eski TCK 45. madde çerçevesinde “objektif sorumluluk” kapsamında mütalaa edilen karşılıksız çek suçuna verilen cezalar, yeni TCK 21. maddeye aykırıdır. Zira , şayet suçun manevi unsuru olarak “doğrudan kast” aranmıyor ve objektif sorumluluk esasına göre “olası kast”ın var olduğu kabul edilerek ceza tayin ediliyorsa, bu durumda TCK m.21/2 uygulanmalı ve “diğer suçlar” kapsamında, temel cezada üçte birden yarısına kadar indirime gidilmelidir. Eski TCK madde 45’e göre böyle bir indirim gerekmediğinden mahkemeler kanunda öngörülen cezayı aynen verebilmekteydiler. Oysa yeni TCK madde 21, objektif sorumluluk halinin kabul edildiği suçlarda, yani “olası kast”ın varlığı halinde, verilecek cezalardan indirim yapılmasını emredici olarak va’zetmiş bulunmaktadır.

Şu halde, karşılıksız çek suçlarında suçun manevi unsuru olarak “kast” aranmalı, yok eğer objektif sorumluluğa göre ceza tayin ediliyorsa, “olası kast”ın varlığı araştırılmalı ve olası kast varsa temel cezada kanunda belirtilen indirim uygulanmalıdır. Bunlar yapılmadan tayin edilen cezalar, 3167 Sayılı Kanunun uygulanması açısından 1.1.2009’da yürürlüğe giren 5252 Sayılı yeni TCK ‘nun 5nci maddesi dalaletiyle 21 nci maddesine aykırılık teşkil etmektedir, bu sebeple de ortadan kaldırılmaları ve infazlarının durdurulması icap etmektedir. Aksi bir uygulama “kanunsuz suç ve ceza olamaz” esasına açık bir aykırılık teşkil edecektir.

2. TCK m. 52 – 61/8 bakımından
Çek Kanunu’na göre, karşılıksız çek keşide etme suçunun cezası, çek bedeli tutarı kadar “adli para cezası” olarak belirlenmekteydi. Ancak, 1.1.2009 tarihinden itibaren TCK’nın adli para cezalarına ilişkin 52. maddesi uygulama alanı bulacağından, ceza miktarının ve niteliğinin belirlenmesi farklılaşacaktır.

Adli para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir. Yargılama sonucunda verilen kararda, adli para cezasının belirlenmesinde esas alınan tam gün sayısı ile bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ayrı ayrı gösterilmelidir. Adli para cezasının miktarının tespiti artık, sadece bu yolla gerçekleştirilebilecektir.

Bu noktada, yargılamada sanığın lehine olan hafifletici hükmün de göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Hakim, ekonomik ve şahsi hallerini göz önünde bulundurarak, kişiye adli para cezasını ödemesi için hükmün kesinleşme tarihinden itibaren bir yıldan fazla olmamak üzere mehil verebileceği gibi, bu cezanın belirli taksitler halinde ödenmesine de karar verebilir. Taksit süresi iki yılı geçemez ve taksit miktarı dörtten az olamaz. Kararda, taksitlerden birinin zamanında ödenmemesi halinde geri kalan kısmın tamamının tahsil edileceği ve ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceği belirtilir. Dolayısıyla, karşılıksız çek keşide etme suçuna karşılık verilecek cezanın tayininde bu hükmün uygulanması gerekmektedir.

Burada karşılaşılacak bir başka sorun, karşılıksız çek keşide etme suçuna tayin edilecek cezanın tam gün karşılığının neye göre belirleneceğidir. Çek Kanunu’nun uygulamasında, ceza, karşılıksız çıkan çek miktarına göre belirlenmekteyken, TCK’nın 52. maddesinin uygulanmasıyla, öncelikle tamgün hesabının yapılması ve bir güne karşılık gelen parasal miktarın belirlenmesi üzerine karar verilmesi gerekmektedir.

TCK m. 61/8 hükmüne göre, adli para cezasının hesaplanması ise, adli para cezası hesaplanırken, bu madde hükmüne göre cezanın belirlenmesi ve bireyselleştirilmesine yönelik artırma ve indirimler, gün üzerinden yapılmalıdır. Adli para cezası, belirlenen sonuç gün ile kişinin bir gün karşılığı ödeyebileceği miktarın çarpılması suretiyle bulunacaktır. Bu itibarla, yargılama sonucunda verilecek adli para cezasının tayini usulü de tümden değişmektedir.

K I S A C A : Bu değerlendirmeler ışığı altında mahkemenizce verilen ilgili karar, 01.01.2009 tarihinde yürürlüğe girmiş bulunan TCK 5nci maddesi uyarınca , aynı kanunun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırılık teşkil etmektedir ve sanık/hükümlü lehine olan yeni hükümler uygulanmalıdır. Şöyle ki:

1. İlgili karar tesis edilirken, karar tarihindeki kanun uygulandığı için “kasıt” unsuru aranmamıştır. Oysa 3167 SK bakımından yürürlüğe giren TCK genel hükümlerine göre, suçun oluşumu kastın varlığına bağlıdır. Anılan suçun “taksirli” hali de kanunda öngörülmediğinden ceza yaptırımı uygulanamayacaktır. Diğer taraftan, 18.02.2009 tarih ve 5838 Sayılı Kanunun 18nci maddesindeki düzenlemeye göre, artık çek bir havale aracı değil, üzerinde yazılı tarihte ödenmesi gereken bir bono/poliçe haline gelmiştir. Bu düzenleme de esasen TCK nun kastı düzenleyen maddesiyle uyumludur ve böylece karşılıksız çek suçu, yasama organının da iradesiyle artık “kasıtlı suç” haline gelmiştir. Kast unsuru aranmadan verilen cezanın infazının durdurulması gerekmektedir.

Diğer taraftan, son düzenleme ile, geçici bir süre ile de olsa, “ibrazında ödenmesi” özelliği kaldırılmış olduğundan, havale ve ödeme aracı değil, bono/poliçe vasfı kazanmış olan çekin karşılıksız çıkmasından dolayı hapis cezası verilmesi uygulaması, Anayasanın 38nci maddesine eklenen son fıkrasına da aykırılık teşkil edecektir.

2. Tayin edilen adli para cezalarında TCK m. 52 ve m. 61/8 uygulanmalıdır.


N E T İ C E V E T A L E P :
Bu sebeplerle, sanık lehine olan TCK genel hükümlerinin davaya uygulanarak mahkemenizin ilgili kararında öngörülen cezanın ortadan kaldırılması ve infazın durdurulması hususunda hüküm tesis edilmesini arz ve talep ederiz.

Adsız dedi ki...

Arkadaşlar
Hiç bir Emniyet mensubu çekten aranan kişiyi gidip evinden almıyor, Alacaklı Avukatı Polislere baskı yapıyor adresleri veriyor Polislerde gidip alıyor. Alacaklı Avukatı bunu yakalatırsam kişi hapse girmiyeyim diye benimle uzlaşır paramı alırım amacı güdüyor.
Birde durumdan haberdar gizli düşman akraba veya arkadaş ihbar yapıyor, merkezde anons yaparak polisi adrese yönlendiriyor.

Allah bazı vicdansız Avukatlardan, hain akraba arkadaş ve tanıdıklardan cümlemizi korusun.

Adsız dedi ki...

Arkadaşlar

Fatih Altaylı'nın mail adreslerini bildirebilirmisiniz?

Adsız dedi ki...

iletisim@fatihaltayli.com.tr

Adsız dedi ki...

SAYIN CÜNEYT,

ACABA EVİN İÇİNEGİRİP ŞAHSI ARAMA YETKİSİ VARMI EMNİYET GÜÇLERİNİN?

Adsız dedi ki...

Sn.Cüneyt,
Ayakkabılarımın içinde görevimin başındayım. Haftasonları nete giremiyorum.
Ama tek satır kaçırmadım, merak etmeyin.
Hamdolsun hala özgürüm.
Teşekürler ilginiz için.
Deniz

Adsız dedi ki...

HABERTÜRK İzleyici Hattı: (0216) 554 66 33....ekm2510

Adsız dedi ki...

vallahi arkadaşlar ne kadar adres varsa hepsine gidiyorlar akraba adresleri dahil ben bizzat yaşadım...

soner yalçın dedi ki...

ARKADAŞLAR İLGİNİZ İÇİN ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM

BİRDE BU 35. MADDE İLE İLGLİİ EKLEYELİMMİ ACABA
NASIL BİR EKLEME YAPABİLİRİZ

Adsız dedi ki...

Akrabam Ankara Yenimahalle semt karakol Amiri bana söyledikleri:
Bana söylediği şu şekilde, Şahıs Adli para cezası yüzünden aranıyorsa eve girip aranmaz, kapıyı o şahıs açarsa kibarca karakola davet edilir, eşi veya oğlu açarsa nerde olduğu sorulur ve karakola gelmesi davet edilir,
İhbar varsa savcılıktan izin alınır ve ev araması yapılır.

Otel ve GBT uygulamasında karakola alınır savcılığa çıkartılır para cezasının ödenmesi istenir.

Benim şu an için infazım çıkmadı ama çok yakındır, o yüzden önlem olarak araştırma yapıyorum:)

Adsız dedi ki...

Adres : Abdülhakhamit Cad. No: 25 Beyoğlu / İSTANBUL
Tel : 0216 474 0222
Email : iletisim@fatihaltayli.com.tr

Adsız dedi ki...

SN ARKADAŞLAR

ben mail attım sn altaylı ya

metin aşağıda vekile hitaben yazılmış..aynen attım..

Sayın Millet Vekilim

Vermiş olduğunuz soru önergesi ile mağdur milyonların sesi oldunuz.Bu duyarlılığınızdan
dolayı sizi kutluyorum..TBMM de kabul edilerek 28.02.2009 tarihli resmi gazete de
yayınlanarak yürürlük kazanan 5838 sayılı kanunla,çek tanımını tamamen kaybetmiş ve
bir bono dan farkı kalmamıştır.Bu durumda 9.500.000. adet karşılığı olmayan çekle
ilgili yapılacak işlem sadece icra takibidir.Bu konu artık ceza mahkemelerini meşgul
etmemelidir.


Ayrıca 01.01.2009 tarihinde TCK nun 5. maddesinin yürürlük kazanması ile çek kanununun
uygulaması tartışmalı hale gelmiştir.Bir çok aydın Prof.Dr. Adem Sözüer,Av. Muin İnci) bu
konuyu basına verdikleri beyanatlarla açıklamışlardır. Ayrıca Av.Muin İnci Cem TV de
Gülgün Feyman ile yaptığı proğram da bunu anlatmıştır.

Ancak ne yazık ki ceza evlerinde şu an bulunan çek cezalılarının sayısı 20.000 den fazladır.
Yıllardır ülkemizin gerçeği olan vadeli çek olgusunun TBMM de kabul edildiği halde çek bir
havaledir mantığıyla bu kişiler halen cezaevinde bulunmaktadırlar.Kaçak vaziyette olanların sayısı Sinan Aygün’ün bir yıl önce açıkladığı gibi 500 binden fazladır.

Şüphesiz bu konu netlik kazanacak ve bu hak mağdurlara iade edilecektir.Çünkü yukarıda
anlattığımız konu Anayasa mızın 38 . maddesine aykırıdır..Ayrıca dünyanın hiçbir ülkesinde bu uygulama yoktur.2003 yılında alelacele çıkarılan bir yasa ile onbinlerce kişi mağdur edilmiştir.Ülkemizin 2001 yılında imzaladığı 4.nolu protokole de zıt bir durumdur.Ve ergeç
düzeltilecektir.

Duyarlı kişiliğiniz ve haklının yanında olma özelliğinizden cesaretle,bu sürecin kısalmasında katkılarınızı 500 binden fazla mağdur kişi ve aileleri adına sizden istirham ediyorum .SAYGILARIMLA

577 bin 901 kişi çek yasaklısı
3 Mart 2009 Salı, 00:10 EKONOMİ

Adalet Bakanı Şahin, 577 bin 901 kişinin karşılıksız çekten yasaklandığını söyledi. Şahin açılan 158 bin davada 103 bin 909 kişiye mahkumiyet kararı verildiğini belirtti.

ADALET Bakanı Mehmet Ali Şahin, 577 bin 901 kişinin karşılıksız çekten dolayı yasaklandığını, 103 bin 909 kişinin de mahkumiyet aldığını açıkladı. Şahin, CHP Adana Milletvekili Hulusi Güvel’in konuya ilişkin sorusuna verdiği yanıtta, Merkez Bankası’nın Ocak 2009’da aldığı karar doğrultusunda karşılıksız çek keşide edenler hakkında mahkemelerce verilen bir ile 5 yıl süreyle çek hesabı açmaktan yasaklama kaldırma kararlarının Merkez Bankası’na gönderildiğini söyledi. Bildirimlerin Merkez Bankası’nca birleştirildiğini ve tüm bankaların genel müdürlüklerine bilgisayar ortamında duyurulduğunu belirten Şahin ‘Merkez Bankası tarafından bankalara duyurusu yapılan karşılıksız çek keşide edenlerden, 2002’de 5 bin 525, 2003’te 18 bin 340, 2004’te 70 bin 672, 2005’te 95 bin 978, 2006’da 67 bin 875, 2007’de 72 bin 502, 2008’de 76 bin 782 kişi hakkında yasaklama kararı alındı. Açılan dava sayısı 142 bin 174, mahkumiyet kararı da 103 bin 909 oldu’ dedi. NEVİN BİLGİN

Davalıların 12 bini kadın

BAKAN Şahin, ceza mahkemelerine çekle ödemelerin düzenlenmesine hakkındaki kanunla ilgili olarak açılan dava ve sanık sayılarını da açıkladı. Buna göre, 2007’de 12 bin 248 kadına, 146 bin 384 erkek olmak üzere toplam 158 bin 632 dava açıldı. Davalarda 2007’de 103 bin 909 mahkumiyet, 12 bin 430 beraat kararı verildi


my way

Adsız dedi ki...

TEŞEKKÜR EDERİM SAYIN CÜNEYT

Adsız dedi ki...

sn arkadaşlar

özellikle rica ediyorum sn altaylıya mail attıktan sonra buraya mesaj atınız..

kaç mail gittiğini bilmemiz çok önemli..

my way

Işık Erdemli dedi ki...

1 Ocak 2009 tarihinden itibaren “5237 Ceza Kanunu’nun 5. Maddesi Bağlamında Karşılıksız Çek Keşidesinin Suç Olmaktan Çıkarılması”yla ilgili tartışmalar halen TBMM tarafından uygun hale getirilmedi.



Bunun sonucunda 5237 sayılı kanunun 5. madde uyarınca çek kanunu uygulanamaz hale geldi.





Ceza Mahkemelerinin birbiriyle çelişen kararları var



Ülkemizde; iş adamları, esnaf ve sanayiciler çek kullanmaktadırlar, vergi vermektedirler ve istihdam yaratmaktadırlar. Fakat ekonomik ve sosyal durumlarından dolayı iflas eden bu insanlar ödeyemedikleri çekleri nedeniyle hapis cezası ile karşı karşıya kalmaktadır. Uygulanan cezaya ise; çek miktarının 100 Lira karşılığı yatacağı gün sayısıdır. Yani bir işadamı ödeyemediği çekler yüzünden senelerce ceza evinde kalması gerekir ki bu süre alacaklısına borcu bitirmediği gibi çalışıp borcunu ödeme imkânı da vermemektedir.



Bu çağ dışı uygulamadan dolayı Türkiye’de boş yere hapis yatan binlerce kişi bulunuyor. Bu “düzenden” dolayı dağılan aileler, kaçak yaşayan yüz binlerce insan vardır. Bu insanlar devlete vergi vermiş, iş vermiş, istihdam yaratmış işadamlarıdır.



Uygulanması kanun tarafından imkânsız hale gelen bu kanun! yüzünden hala işadamları cezaevindedir.Yargı kendi içinde çelişmektedir ki Asliye Ceza Mahkemeleri biri ceza verip biri kanundan dolayı verememektedir!!!

Bu konuyla ilgi Yargıtay iki aya aşkın bir zamandır karar vermemektedir ki Yargıtay’ın da bu konuya ilişkin emsal karar olduğu halde.





Kanunsuz ceza olmaz!! Hele ekonomik bir suça hapis cezası hiç olmaz !! Bu Anayasamıza da aykırıdır.



“Hiç kimse yalnızca sözleşmeden doğan yükümlülüğü yerine getirmememsinden dolayı hürriyetinden alıkonulamaz.” (Madde 33)

Adsız dedi ki...

ben yaklaşık bir saat evvel gönderdim....ekm2510

Adsız dedi ki...

sn tl gerd

kaç mail gittiğini en iyi siz belirlersiniz..

my way

Adsız dedi ki...

To: iletisim@fatihaltayli.com.tr
Subject: BİR FELAKETİN ARDINDAN BİR FERYAT
Date: Tue, 3 Mar 2009 15:19:55 +0000


Sayın Fatih ALTAYLI,

Öncelikle gazeteniz için tebrik ediyor ve hayırlı olmasını diliyorum.


Biliyorum ki zamanınız çok az ve değerli... Ancak bu feryadı sizden başka duyacak ve duyuracak kimse de yok galiba... Bu yüzden size yazıyorum...

Master dahil 11 yıl yüksek tahsil yaptım.. Hukuk ve işletme okudum.. Şu an asayişe yakalanmamak için plan ve hesap yapmaktayım.

Yazımı sabırla okumanız dileği ile, kıymetli zamanınızı fazlaca almadan gündemdeki karşılıksız çeklerden dolayı verilen hapis cezaları konusunda bazı hususları bilgilerinize sunmak istiyorum.
Konunun hukukuki boyutu, 01.01.2009 tarihinden itibaren yürürlüğe giren 5252 SK'nun Geçici 1. maddesi çerçevesinde hukukçu akademisyenler ve yargı çevrelerince bugünlerde tartışılıyor ve kanaatimce hukuksuz bir durum, fiili olarak yürütülmeye devam ediliyor. Bu ayrı bir konu. Dilerseniz bu konuda da size bilgi aktarabilirim.

Birçok insanın, 2001 yılından beri sayısız "karşılıksız çek hikayesi" var. Bu hikayeler artık sıkıcı hale gelmiş olabilir ancak gerçekliği daha iyi anlayabilmek için galiba biraz bu "hikaye" kısmına da girmek gerekiyor.

Bizler 2001 yılına kadar gayet iyi şartlarda ticaret yapmaktaydık ve "basiretli" birer iş adamı idik. 2001 yılında Sayın Cumhurbaşkanımızın Anayasa kitapçığını fırlatması ve Sayın Başbakanımızın da televizyonlara çıkarak bunu "ciddi bir devlet krizi" olarak nitelendirmesinin ardından patlayan süreçte siparişlerimiz iptal edildi, satışlar durdu ve nihayet, irademiz dışında maruz kaldığımız malum ekonomik kriz, 20 yıllık emeğimizi ve birikimimizi 6 ay içinde yok etti. Çeklerimiz yazıldı, malımız mülkümüz haczedildi, makinalarımız yok pahasına haraç mezat satıldı! 600.000 TL'sından borçlandığımız dolar, 1.200.000 TL.'sına çıktı ve gecelik %7000'lere varan faizler ödedik. Bankaların dayanılmaz baskı ve tacizlerinden sonra kapısına gitmek zorunda kaldığımız "tefeci" hikayelerini, maruz kaldığımız tehdit ve fiziki saldırıları ise burada anlatamıyorum.

Döviz kurları ileriye yönelik olarak Merkez Bankasınca tespit ve ilan edilmişken, hangi "basiretli tüccar" birkaç ay içinde doların iki katına çıkacağını varsayabilirdi? Kredi kullanan hangi iş adamı bir ay içinde faizlerin %7000'lere ulaşıp, kullandığı kredinin apar topar geri çağrılacağını hesaplayabilirdi? Bir hafta içinde ortaya çıkan likidite sıkıntısını, imkan olduğu halde çözme basiretini gösteremeyen ve çöküşe sebep olan devrin siyasi iktidarının bütün bunlarda hiç mi vebali yoktur? Bütün vebali 8 yıldır bizim çekiyor olmamız adil midir?

Biz ne yapmışız? Normal şartlarda dönmekte olan ticari/sınai faaliyetimiz içinde vadeli çek vermişiz ve kriz gelince de bunları ödeyememişiz.... Elbette vadeli çek verecektik, piyasalar vadeli çekle dönüyor.. Türkiye finans cenneti değil ki! O çekleri verirken "ödememe" gibi bir niyetimiz elbette yoktu! Kriz günlerine kadar yüzlerce çek vermişiz ve hepsini ödemişiz. Yasal olmamasına rağmen, bankalar bile kredi kullandırırken bütün teminatlara ilave olarak bizden kredi tutarının %30 fazlası kadar vadeli çek aldılar... Sonra da krizin ardından fahiş faizlerin ilavesiyle büyüyen krediler geri ödenemeyince, esasen bir kısmı ödenmiş olan bu çeklerden dolayı da ayrıca hapis cezaları aldık. Bugünlerde ise bu ayıbın sahipleri, Bankalar Birliği aracılığıyla karşılıksız çeklere hapis cezası verilmesine devam edilmesi için kulis yapmaktalar.

Neticeten; bu felaket günlerinde yazılan çeklerimizden dolayı adli para cezaları aldık ve ödeyemediğimiz bu cezalarımız hapis cezasına çevrildi. Bütün olan biten yetmezmiş gibi 4 yıldır da evimizden çocuklarımızdan ayrı, kıyıda köşede kaçak hayatı yaşıyoruz. Hastalandığımızda hastaneye gidemiyoruz, seyahat edemiyoruz... Hürriyetimiz olmadığı için ticari faaliyette de bulunamıyoruz, borçlarımızı da ödeyemiyoruz! 23 kişiye iş sağlayan kapımız kapandı, her yıl düzenli ödediğimiz vergileri de artık ödeyemiyoruz. Çünkü işimiz yok! Maişet derdimiz de cabası!

Ödeyemediğimiz borçlarımızdan dolayı mağdur olanların bu mağduriyetlerini giderebilmemiz için herşeyden önce hürriyete ihtiyacımız var...

Ne hazindir ki, bizim üretim yapmak için gecemizi gündüzümüze kattığımız, sıfır derece soğukta makina atölyesinde ciğerlerimizi üşüttüğümüz günlerde, ticari / sınai faaliyette bulunmayıp parasını yüksek faizle devlete borç verenler ise, bugünlerde "akıllı" ve "basiretli" işadamı kimliği ile aramızda dolaşıyorlar! Biz kaçağız, onlar muteber!

Şimdi akıl, vicdan ve adalet duygusuna sahip birisi çıksın desin ki "evet, sizler bunu hakettiniz, kastınız var mı yok mu kimseyi ilgilendirmez, cezanızı çekin, adalet yerini bulsun"...

Ortada kamu vicdanını rahatsız eden, toplumsal barışı zedeleyen ve adalet duygusunu inciten çok vahim bir tablo vardır ve süratle çözüm beklenmektedir.

Sessiz sedasız onbinlerce insan ve aile, bu feryadı duymanızı, duyurulmasına vesile olmanızı bekliyor.

Saygılarımla.

nazmi dedi ki...

[b]nazmi yazan:[/b]
[quote]Sn Uğur Dündar
Ben Ankarada yaşayan 3, 6 ve 9 yaşlarında 3 kız çocuğu olan 35 yaşında çaresiz bir Anneyim.
Uğur abi ne olur bana bir yol gösterin. Eşim ve ben yetimhanede tanıştık ve evlendik. eşimin ve benim, anne baba kardeşimiz yok ve bildiğimiz veya tanıdığımız her hangi bir akrabamız yok.
Eşim dişiyle tırnağıyla çalışarak bir şirket kurdu ve büyük inşaat şirketlerinin taşaronluğunu yapıyordu inşaat makinalarımız vardı. Şirketinin hisseleri eşim ve benim üzerimeydi iş yaptığı bir firmadan alacaklarını alamadı ve iflas etti. O firmayla mahkemelik oldu..
Bankadan kredi çekmişti ve banka Her şeyimizi haciz aldı iş yerimiz evimiz araba ve iş makinaları evdeki eşyalar kiralık bir eve çıktık başka yerlerede çekli borçlar vardı alacaklılar sürekli eve geliyordu.
2007 yılında 50 milyarlık çek borcundan dolayı eşimi polisler tutukladı 50 milyar para cezasını yatırın yoksa 500 gün hapis yatacak dedi o an panikledim ve bende tefecilerden para aldım ve adıma olan çeklerle tefecilere 20 milyarlık 4 tane çek verdim 3 ay sonra ödeyeceğim dedim.
Uğur abi, o zaman çocuklarım küçücüktü biri 1 yaşında diğeri 4 yaşındaydı, babaları hapse girmesin diye yapmayacağım şey yoktu .ama nafile bir çabaymış eşimi geçen sene başka çeklerle ilgili cezaevine aldılar 5 yıl ceza verdiler,
Ben bir başıma beş parasız çocuklarımla baş başa kaldım.
Tefecilere verdiğim çeklerle ilgili banada geçen sene ekim ayında hapis çıkmış tam 800 gün.
Evime polisler geldi beni çocuklarımla yanlız ve o perişan halde görünce biz seni görmedik git bir tanıdığının yanına yerleş dediler ve gittiler Allah razı olsun onlardan.
Bir kaç gün sonra para aldığım tefecilerin adamları geldi Uğur abi evime zorla girdiler çocuklarımın gözü önünde bana tecavüz etmeye kalktılar uğur abi çığlıklarımı duyan komşular dışarıya çıkınca çekip gittiler, polise şikayet edemedim telefon etsem benide cezaevine götürecekler çocuklarım ne olacak.
Komşuların yardımıyla o evden taşındım tefeciler bu sefer büyük kızımı okuldan eve gelirken takip etmişler ve yeni evi bulmuşlar yine eve geldiler ama mahalle kalabalıktı bana çocuğunu kaçıracağız dediler ve gittiler. ben yine polise gidemedim. kendimi öldürmeyi düşündüm aama çocuklar ne olacak? ya çocuklarımla beraber kendimi öldüreceğim ama çocuklarıma nasıl kıyarım, yapamamki..
Yetiştirme yurdunda beraber büyüdüğümüz kız arkadaşım var ufak tefek eşyalarımı alıp çocuklarımla oraya sığındım kızımı okula gönderemiyorum her hangi bir gelirim yok eşimi bile cezaevinde ziyaretine gidemiyorum.
Ak Partinin AKİM adında bir sitesi var, oraya internetten mail attım durumumu yazdım, tek istediğim çocuklarımın güven içinde olacağı bir yer bulsunlar bende gidip cezaevinde cezamı çekeyim ben cezaevinden çıkana kadar çocuklarım güvende olsun okusunlar başka bir isteğim yoktu Uğur abi, çok güvenmiştim oraya çok umutlanmıştım ama bana gelen cevapla dünyam başıma bir daha yıkıldı bana gelen cevap,

AK Parti İletişim Merkezi’ne yapmış olduğunuz 7734162 numaralı başvurunuz.

Konu tamamen yargı ile ilgilidir. Yargının yani mahkemelerin vermiş olduğu kararlara karşı herhangi bir işlem yapamıyoruz. Bu bakımdan sizin talebinizle ilgili bir işlem yapmamız mümkün değildir. "
Bilginize sunar sistemimizi kullandığnız için teşekkür eder, iyi çalışmalar dileriz.
Saygılarımızla...
AK PARTİ GENEL MERKEZ
HALKLA İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
AKİM
444 25 44

böyleydi Uğur abi, ama Akime beni affetsinler cezamı silsinler demedimki çocuklarıma güvenli bir yer istemiştim, ben ne yapacağım şimdi Uğur abi?
Uğur abi yalvarıyorum size çocuklarımın güvende olacağı bir yer bulun bende gidip teslim olayım gözüm arkada kalmasın ne olur çocuklarıma yardım edin bana bir yol gösterin.
Bunları sığındığım evdeki yerin komşusundan yazıyorum Allah razı olsun hem Akime hemde size mail atmam için bana yardım ettiler evlerini açtılar bunları ağlayarak yazıyorum tek umudum sizsiniz Uğur abi. her gün korkuyla yaşamak çok zor çocuklarımı kaçıracaklar başlarına bir şey gelecek diye tedirginle yaşamaktan yoruldum. kendimi öldürmekten başka çarem yok ama çocuklar.
Uğur abi tekrar yalvarıyorum size ben cezaevinden çıkana kadar çocuklarımın güvende olacağı bir şeyler yapın bende gidip teslim olayım 800 günlük cezamı çekeyim gözüm arkada kalmasın ne olur çocuklarıma yardım edin. yalvarırım size uğur abi tek umudum sizlersiniz bana bir yardım eli uzatın.

işte böyle bır ülkedeyiz türkiye avrupanın neresınde bılen varmı arkadaşlar

Işık Erdemli dedi ki...

1 myway
2 tlgerd
3 nazmi
4 mert
5 ekm2510

altaylıya mail listesiiiiii


gggeeeeellllll

Adsız dedi ki...

sn arkadaşlar

maile devam..sn altaylıya ihtiyacımız çekle ilgili bir tek cümle canlı yayında..

kaç oldu acaba..

my way

Adsız dedi ki...

SAYIN FATİH ALTAYLI;bizler krizden etkilenen çek mağdurlarıyız,hükümetler kriz çıkarıyor yada iyi yönetemiyorlar,bankalara trilyonluk borcu olanlar hapise atılmıyor,milyarlarca kredi kartı olan hapse atılmıyor aksine onlara af niteliğinde yapılandırma geliyor,yada 1 katrilyon senet borcu olana bişi yapılmıyor ama biz namusumuzla şerefizmile çalışan ancak krize yenik düşen esnafın 1 milyarlık çeki yazıldımı dogru hapse sen sahtekarsın sen dolandırıcısın diyorlar...bumu adalet SAYIN ALTAYLI; hiçmi krizi çıkaran hükümetlerin suçu yok,tek suçumuz esnaf olmak ve çek kesmekmi....lütfen sesimize kulak verin ve lütfen bizim sesimiz olun...biliyoruzki ,isterseniz bu olayı oekala gündeme taşıyabilirsiniz...mağdurun haksızlıga uğramışların yanında oldugunuzu bildiğimiz için bu maili size atıyorum...teşekkürler ...Kamuoyu oluşturmak için tek umudumuz sizsiniz...önünüzde saygıyla eğiliyorum...

Adsız dedi ki...

1 myway
2 tlgerd
3 nazmi
4 mert
5 ekm2510
6 mağdur07

Işık Erdemli dedi ki...

hadi arkadaşlar herkezin metni hazır olması gerekir artık

artık öğrendik bu işleri

Adsız dedi ki...

gazeteci beyler öncelıkle türkıyenın kanıyan yarasına parmak bastığınız ıçın teşekkur ederim bende çek mağdurlarından bırıyım turkıyede devlet gıbı bankalarda ıyı gun dostu ben krızden once kucuk bır esnaf olarak ayda 100 bın lıra çek odeyen esnaftım ama şu bır gerçekkı şehır merkezlerıne yapılan avmler yetmıyormuş gibi birde devlet orta ölçekte işyerlerinin kapanmasını ister gibi bir polıtıka sergılıyor 2005 yılı öncesıne kadar benım 3 adet mağazam vardı ama kuçule küçüle 1 adet bıraktık ama onuda kapatmak zorunda kaldım çunkı çeklerımı ödeyemez duruma geldım bır taraftan alacaklılar bır taraftan bankalar dukkanımda neyım var neyım yok hepsını hacız yapıp goturduler arabalarım eşyalarım gıttı ama hala borçlarım bıtmedi duşmeye görün bu ülkede devlet orta ölçekli esnafına sahıp çıkmıyor rıza bey hatta dıyorkı zor durumdaysan kapat dukkanlarını buyuk olan esnaflar kalsın devır güçlülerin devri ama ekonamiyi ayakta tutan orta ölçeklı esnaflar değilmi bana çeklerim yuzunden hapis cezaları çıkacak ben içeri giricem benim borçlarımı devletmi ödiyecek aileme devletmi bakacak evimin kirasını devletmi ödıyecek benim 1 yaşında kızım var evimin kırasını ödıyemez duruma geldım anlıyacanız neydım ne oldum benim gibi esnaflar çekını ödüyemeyecek devlet babada senın yerın cezaevı dıyecek benı ve ailemin hayatını bır anlamda karartacak rızabey artık öyle bır devırdeyızkı kımsenın kımseye faydası yok ben kendımı değil yanlızca ailemi dusunuyorum ben ceza evine gireyım onlara kım bakar kımse bakmaz ev sahıbı kırasını tedaş elektırık parasını meskı su parasını her ay ıstıyor krız varmış ınsanlar işten atılmış kımsenın umrunda değil hele tedaş öyle bır uygulama yapıyorki 1 ay faturanı ödeme 2.ay gelmeden elektiriğini kesiyor bırde 10 lira açma parası ödüyorsun birde insanları azarlıyorlar ödeyseydın kardeşim diye tedaş bir sayaç okuma fırmasıyla anlaşıyor fırmaya daha az para ödemek için diyorki ben sana başka yollardan para kazandıracam diyor faturanın günü hele bır kaç gun geçsın hemen kesıyorlar rıza bey bızler boyle bır beyınlerın olduğu bır ülkede yaşıyoruz çeklere af çıkacak dıye süreklı medyada yazılar çıkıyor ama bızım devlet buyuklerımız krızı teğet geçip seçim moduna girmişler yaptıkları şey ancak bırbırlerını karalamak benım vatandaşım aç kalmış işsiz kalmış esnaf zor durumdaymış umurunda bile değiller siyasiler birbirlerini yiyeceklerine bu ülkeyi bataktan nasıl çıkartırız diye düşünen siyasetçi varmı acaba kendilerinin durumu iyi onları ne kriz etkiliyor nede parasızlık var.her ay maaşlarını alıyorlar tıkır tılkır onlarda 6ay maaş almasınlar bakayım ne olacaklar soruyorum devlet büyüklerımıze türkiye avrupanın neresinde yaşıyor avrupada olan herşey türkiyede var ama bizim onlardan neyımız eksık fazlamız bıle var ama bızı yöneten insanlar ne insan hakları olarak nede esnafına sahıp çıkmak adına bır şeyler yapıyorlar esnaf çekini ödeyemesın girsin cezaevine ama sonrası adamın hayatı kararsın 3 yıl cezaevınde hapıs yatsın çıktığında sudan çıkmış balığa dönsun ne ailesi nede bır eşi dostu kalmasın şu esnafın ve vatan daşın halini yazılarınızda kullanırsanız sevınırım ıyı çalışmalar

uludağ dedi ki...

BİR ADET TE BEN GÖNDERDİM SEVGİLİ ARKADAŞLRIM...

Işık Erdemli dedi ki...

sayın uludağ

sana bir sorum olacak
sana gelen tiyo sağlam yerden mi arkadaşım

Işık Erdemli dedi ki...

1 myway
2 tlgerd
3 nazmi
4 mert
5 ekm2510
6 mağdur07
7 uludağ

Gül dedi ki...

Elimden geldiği kadar :
Sayın Fatih Altaylı Beyefendi,

EŞİM ASKERE KURŞUN SIKMADI, KİMSENİN Bİ ŞEYİNİ ÇALMADI, DOLANDIRMADI, DEVLETE HAKARET ETMEDİ,
TERÖRİST DEĞİL, AHLAKSIZ VE TACİZCİ ASLA VE ASLA DEĞİL, NE DEVLETİN NEDE KİMSENİN MALINA EL KOYMADI,
AMA ONLARLA AYNI KEFEDE YARGILANIP, AYNI YERDE CEZA ALIYORLAR. ONLAR SERBEST, EŞİM İÇERDE YATIYOR.
BU ADALETMİ SİZCE ......

Sizin programlarınızı izlerken böyle bir konuda size yazacağım aklıma gelmemişti. Ama güzel ülkemizin bu durumunda ben ve benim gibi sorunları olan insanların yaşadıklarını görünce ne kadar üzüldüğümü anlatamam.
Eşim ekonomik krizden dolayı iflas etti . Bizler son aşamaya kadar dayanmaya çalıştık. İş yaptığımız büyük firmalar dahi
anlaşmalarına uymayarak gerek ödemelerinde , gerekse vadelerinde bizim taşıyamayacağımız kadar üstümüze geldiler.
Sonucunda hem kredimiz, hemde bünyemiz bunu kaldıramadı ve çeklerimiz teker teker yazıldı.

Çeklerimizin; iş yaptığımız firmalar tarafından gerek faktoring ve gerekse açık çalışan tefecilere bozdurulması ise bizim
için dönülmez bir handikap oldu. Yaşamın ne kadar zorlaştığını ve izinimizi kaybettirmemizin gerekliğini anlatmama gerek yok sanırım.

Şu an eşim cezaevinde. Eşim yurt dışında eğitim almış 2 dil bilen ve içeri girinceye kadar Türkiye'nin tanınmış firmalarından birinde işletme müdürü olarak görev yapıyordu. Amacımız azda olsa teker teker çeklerimizin ödemelerini yapmak ve alacak
davalarımızı teker teker kapatmaktı.

Ama gelin görünki duruma bakın : Şu an eşim; Türkiyede kaptıkaçtıçıların serbest bırakıldığı, dolandırıcıların ve katillerin
aynı kefeye konulduğu cezaevinde. Ve hatta bazılarıyla aynı cezayı çekecek zaman olarak. Şartlara gelince; benim gönderdiğim para ile orada yaşamak zorunda. Çünki orada yaşamak için suyu parayla almak zorunda, kullandığı elektrik parasını ödemek zorunda,
Devletimiz Allah razı olsun günlük 3 ytl iaşe bedelini sonra geri ödemek üzere kullandırıyor . Ama ne kadarı yeter bilinmez.

Peki eşimin psikolojisi ne olacak, dünyanın her yerinde ekonomik suça ekonomik ceza varken..............
Devletten ve bankalardan milyarlarca lira kredi kullananlar, senedi defter yaprağı gibi dağıtanlar, vergi borcunu ödemeyenler
ceza almazken sizce bu doğrumu:

Peki seçim yatırımları : ssk borçlularına af , vergide indirimler (af denecek kadar) , kredi kart borçlularına kolaylıklar,
sicil afları , turizm yer işgalcilerine af, marka tescillilerine af .

Peki çek mağdurları ticaret yaptı, battılar. Bunlara şans verilmesi gerekmiyormu. Zaten hapisten çıkınca davalar bitmiyorki ,
alacaklılar zaten insanların tepesinde. Yani bu borç ya ödenecek ya ödenecek.

Başınızı ağrıttım Uğur Bey, ama nolur sesimiz olun . Ben içerde yatan 2000 kişi , ve dışarda mahkumiyet almış 500.000 kişi olduğunu resmi makamlardan biliyorum . Ve bu şubat, mart aylarındaki çek patlamalarıyla 1.milyona ulaşacak . çünki
temmuz ödemelerinde tüm çekler 6-7 - 8 aylık vadelerle veriliyordu. insanlar toparlarız diye düşünüyorlardı .
Ama inanın durum çok vahim. İçerdeki kişinin yanında ailesi de mahkum.
Bide çocukları olanları düşünün . Ben emekliyim . 500 ytl alıyorum bunun yarısını eşime gönderiyorum yarısını kendim kullanıyorum varın siz düşünün. İş olsa yapıcam ama oda yok

SİZDEN YARDIM DEĞİL , DESTEK BEKLİYORUZ. TEK AMACIMIZ BU İNANIN . SADECE SESİMİZİ DUYURUN. İNANIN
SES GETİRİR . .....

Gül

Işık Erdemli dedi ki...

1 myway
2 tlgerd
3 nazmi
4 mert
5 ekm2510
6 mağdur07
7 uludağ
8 gül

Adsız dedi ki...

ARKADAŞLAR KADER DENEN SAHISA İNANMAYIN ONUN ASIL ADI AYHAN BOSTAN DENDİĞİNDE NEDEN SUSTU CEVAP VEREMEDİ GOOGLEDEN ARATIN GÖRÜRSÜNÜZ KENDİ İŞ ADAMIDIR YARGITAYDA FALANDA GÖREVLİ DEGİLDİR
İLK DEDİĞİ GİBİ SİZLERE DÜŞMANDIR OKUYUN GÖRÜRSÜNÜZ WEPTEKİ SİTELERİNİ YAZDIKLARINI USLUBLERİNİ

Adsız dedi ki...

sn arkadaşlar

bu kadarmıyız ..inanamıyorum..bu kadar yorumu bunun için mi yaptık..

eğer herkes katılmayacaksa boşuna uğraşıyoruz demektir..

batan gemiyi ilk önce fareler terk eder derler..fakat biz batan gemi değiliz..

my way

Işık Erdemli dedi ki...

sayın ayk

anladık ayhan bostan

yazmasın mı adam buraya fiirlerini

Işık Erdemli dedi ki...

sayın my way

bu saatlerde çok fazla kişi olmuyor
farkındaysanınız

Adsız dedi ki...

TLG İNTERNET SAYFALARINDA BİZLERE DÜŞMAN ELİNDEN GELSE HEPİMİZİ BİR KAŞIK SUDA BOĞAR YALAN DERSE GELSİN KARŞIMA TELEFONU BİLE VAR 532 İLE BAŞLAYAN İNANMAYIN BUNA ACIN OKUYUN YORUMLARI YAPIN KARARI SİZ VERİN

Adsız dedi ki...

Fatih beye Bendende gitmiştir
Aslında daha öncede göndermiştim ama yine gönderdim
İsmini okuduğum ne kadar gazteci televizyoncu varsa mail attım, ingilizce olarak Obamaya, Avrupa AHD ye kimlere göndermedimki:)) ne kadar sivil toplum örgütü varsa benden nasibini almıştır:)

Adsız dedi ki...

sn ayk

sabote etmeye uğraşıyorsan bu mail işini yapma..çünkü bunu yapanlar..her bir ses getirecek konuda ortaya çıkıp..bunu engelliyorlr..
ve şu an bu sensin..kader değil..

my way

Adsız dedi ki...

sn tlgerd

proğram kaçta bilmiyorum ama her mail bir çığlıktır..

bir duyan mutlaka olacaktır..

my way

Adsız dedi ki...

AZİZ NESİN BOŞUNA DEMEMİŞ NE HALİNİZ VARSA GÖRÜN BEN SADECE UYARDIM

Işık Erdemli dedi ki...

arkadaş ayk

adam ne dedi ki

bazı arkadaşlar yanlış anladı ilk yazdıklarından ötürü ki bende bi döşenndim kendisine ama tefeci demedim

ama sonra adam acıkladı nedenini

o da bizim gibi bir insan veleki
ayhan bostan

benim de elimde var 1 300 000 tl çek biz de alamadık ödeyemedik
battık
bende kızıyorum alacakllılarımı ama beyhude
benim de elime gecseler bende boğacam bir kaşık suda
bu neyi değiştirir

Adsız dedi ki...

ayk

uyaracağına bir mail de sen at onuda kopyala buraya at..

my way

emır dedi ki...

arkadaslar f.altaylı suan hangı tv de yada gazetede yanlıs bırsey yazmayalım.

Işık Erdemli dedi ki...

sayın my way

ekonomik bir dava olduğu için belki ilgilenebilir
sever altaylı böyle şeyleri

Adsız dedi ki...

03.03.2009 18:11
tlgerd dedi ki...
1 myway
2 tlgerd
3 nazmi
4 mert
5 ekm2510
6 mağdur07
7 uludağ
8 gül

Adsız dedi ki...

mail at ayk
hadi ayk
at ayk

Işık Erdemli dedi ki...

habertürk

Adsız dedi ki...

arkadaşlar neden ön yargılı davranıyorsunuz belki de dogrudur adsız arkadaş bir inceleyelim...buyrun ayhan bostan beyfendinin yazı karakteri ,bilen bir arkadaş karşılaştırsın.............................................ayhan_bostan23-09-2005, 01:38:38
SAYIN TC.ADALET SİSTEMİ VE KANUN KOYUCULARI YETKİLİLERİNE

Bir devleti oluşturan en önemli unsur halkıdır.Halkın oyları ile seçtiği kişilerde o devleti yönetirler.
İktidarlarda halkın oyları ile gelir ve giderler,bunlarada gene vatandaşlar karar verir.
Devletin de bir ülkede sağlaması gereken en önemli sistemde eğitim ve ekonomiden öncelikli olan
hukuk ve adalet sistemidir.En önemli unsur budur.
Devlet vatandaşını soymaz,onun sırtından para kazanmaz,vatandaşının hakkını gaspetmez.
Adli mercilerde biriken dosya sayılarını azaltmak ve iş yükünden kurtulmak için kanunlar çıkartıp,kimin haklı kimin
haksız olduğuna bakmadan bu dosyaları kapattırmaz.
Devlet, vatandaşın alacaklı olduğu diğer bir vatandaşın borcunu affedemez,hele hele bu durumun sırtından kendine
adli para cezası adı altında para alamaz.
Çıkartmış olduğu ve çıkaracağı kanunlarda amacı;bu durumdan zarar gören vatandaşın,zararını ve hakkını karşılamak olmalıdır.

Şöyleki;

08/02/2003 tarihinde çıkarılan 3167 sayılı çekle ödemelerin düzenlemesi kanununa ek olarak çıkartılan
4814 sayılı yasada haklı olan vatandaşın hakkı hiç korunmamamıştır.
08/02/2003 tarihinden önceki 3167 sayılı yasa 16 maddesinde derki;çek keşide eden kişi borcunu ödemezse hapse
mahkum edilir.Bu yüzden de bu tarihe kadar olan olaylarda borçluların hepsi hapis cezası korkusundan borçlarını ödemişlerdir.
Ve bu dönemde piyasada çeke olan bir güven vardı.
08/02/2003 tarihinde çıkan 4814 sayılı yasanın 16 maddesi derki;çek keşide eden kişi borcunu ödemezse ilk seferinde
para cezası eğer bu suç tekrar ederse hapis cezası verilir.

Şimdi asıl kötü olan 4814 sayılı yasanın gene 16 maddesinin a şıkkındaki geçici maddesi resmen katliam gibi bir madde
sadece ve sadece mahkemelerde biriken dosya sayısını ve iş yükünü azaltmak için çıkartılmış bir maddedir.
16/1.maddede geçici a maddesi derki;Bu kanun çıkmadan önce devam eden davalarda 16/1 maddedeki hapis cezası uygulanamaz
suçun tekrar etmiş olmasındada uygulanmaz sadece çek bedeli kadar ağır para cezası verilir.

Bu ülkede en ufak bir dava en az 2 ila 4 sene arasında sürer.Buda bu ülkedeki hukuk sisteminin ne derece sağlıksız
olduğunun göstergesidir.
Bu durumda 1998 den 08/02/2003 tarihine kadar çek alacak davası açmış olan kişilerin tüm hakkını gaspetmiştir.
Bu durumda olan kişiler bu çekleri aldıklarında yürürlükte olan yasaya güvendikleri için bu çekleri almışlardır
Çünki biloyorlardıki borcunu ödemeyen hapse girecekti ve bu korku yüzündende ödenirdi
Ama öyle olmadı devlet onların sırtından resmen mafya babası gibi borçludan para alarak borçluyu hapise girmekten
kurtarmıştır.
Sizlere kendimdem bir örnek vermek istiyorum
Çek miktarı yaklaşık 16 milyar
çek tarihi ocak 2001
asliye ceza mahkemesinde dava açtım,bir iki celseden sonra bir söylenti neymiş efendim kimse borcundan dolayı
hapsedilmezmiş.Neyse anayasa mahkemesi karar verdi çek sözleşme aracı değildir ödemeyene hapis cezası verilir.
Bir celse daha sonra hakim dedi işte yeni düzenlenecek çek kanunun beklenmesine diye.Tam 2 sene kanunun çıkmasını bekledik.
Davalar sürekli ertelendi.Neyse kanun çıktı yargılamaya yeni yasaya göre devam olundu.Bu arada sanık hiç mahkemeye gelmedi.
Sürekli sahte adreslere ikamet alıp durdu,adres sahte oluncada muhtarlar tebliğleri almıyorlar,peki madem adres
sahte niye bu adamın nakilini kabul ediyorsun dedim ses yok.
Neyse yargılamaya devam edildi.En sonunda karar verildi.Çek bedeli kadar ağır para cezasına çarptırıldı.Sanık temyiz
etti vekili tarafından,ocak 2005 te yargıtaydan onandı ve karar kesinleşti.
Sevindik paramızı alacaz diye.Miktarda yasal faizleri ve tazminatı ile beraber yaklaşık 60 milyar civarı.
Ama sanık yasal hakkını kullanarak bana 60 milyar ödeyeceğine 16 milyarı üç eşit taksit halinde devlete yatırdı,ve bana
hiç bir ödeme yapmadı.Hapise girmektende kurtuldu.
Benim yapmam gereken tek şeyde icra yolunu devam ettirmek dediler.2001 yılından beri uğraşıyom üzerine kayıtlı hiçbirşey
bulundurmuyor,kendini bile bulamıyorum.

Şimdi bütün bu olanlar ve yaşadıklarımdan sonra Bu TC DEVLETİNİ yönetenlere ve bu devletin adalet mekanizmasını yönetenlere
ve yasa koyucularına soruyorum;
1-bu kanunun uygulama ve yargılama şekli anayasamızın eşitlik ve eşit yargılanma hakkı ilkesine uygunmudur?
2-Benim tek suçum bu yasa çıkmadan önce başıma böyle bir olayın gelmesimidir?
3-Devlet bana borcu olan birisini affedebilirmi eğer affederse o zaman benim paramı devletin ödemesi gerekmezmi?
4-Devlet benim alacağım üzerinden resmen kendisine haraç alabilirmi?
5-Bu kanunu böyle iki uygulama şekli olarak neden çıkardılar?
6-Yoksa bu kanunu çıkarırken bu şekli gözdenmi kaçtı?
7-yoksa bu kanundan önce bu yasayı çıkaranların çok yüklü miktarda çek borçları mı vardı?

Bütün bunlardan sonra yorumu sizlere bırakıyorum.
Benim durumumda olan herkesi de hakkımızı alana kadar uğraşmak için www.cekyasasi.com adlı siteme bekliyorum.
SAYGILARIMLA.AYHAN BOSTAN

NOT:Bu yazıda amacım hiçbir kurum yada kişileri rencide etmek değil,sadece ve sadece ortada yanlış yapılmış bir uygulamayı
düzeltmek ve hakkımı istemek içindir.

--------------------------------------------------------------------------------

dd1dd2.........

Adsız dedi ki...

AYK
Kader kimse kim tamam sen haklısında bizim amacımız sesimizi duyurmak olmalı, sabote edenler aramıza sızan ajanlar olacak bunları görmezden gelmeyi bileceğiz, biz yüzbinlerce mağdur adına bak özellikle üstüne basa basa söylüyorum, kendi adımıza değil yüzbinlerce mağdur adına üstümüze düşen elimizden gelen ne varsa yapacağız kimsede bizi yıldırmayacak, sonu cezaevi olsada alnımız dik onurumuzla şerefimizle gider yatarız, burayı sabote edenlere kulak asmayın en muhalif gelsin yorum yazsın en azından karşımızdaki kişilerin düşüncelerini öğreniriz.

Zafer rakibinin ne düşündüğünü anlamakla kazanılır.

Karşımızda olan kişilerin fikirlerini bilmek bizim için avantajdır.

Adsız dedi ki...

sn tlgerd

bu sayıyı kaça çıkaracağımıza bakacağım..ben aciz değilim ve sadece şahsım için olsa burda yorum yapmama gerek yok..

ben kaç yorum olacak ona bakacağım..sonra karar vereceğim..

my way

Adsız dedi ki...

kaç mail olacak yorum değil yanlış oldu..özür

my way

uludağ dedi ki...

SAYIN tlgerd KARDEŞİM,

DURUMU SANA ŞÖYLE İZAH ETMEYE ÇALIŞAYIM...

BİR KAÇ HAFTA ÖNCEKİ YORUMLARIMADA GÖZ ATACAK OLURSANIZ AYNISINI ORADADA İFADE ETMİŞTİM...

ŞÖYLEKİ; BEN SİYASETİN İÇİNDEN BİR İNSAN OLARAK ÇEVREMİZDE YAPILAN YORUMLARDAN YOLA ÇIKARAK BUNU SÖYLÜYORUM...

AYRICA YAPILAN OLUMSUZ BASKININ %75 İNİ SİYASİLER YAPIYOR...%25 İNİ ÇEK ALACAKLILARI VE TEFECİLERDEN GELİYOR...

AMA İŞİN ENTERASAN TARAFI SİYASİLERE BASKI YAPAN GURUBUN %90 O BAHSETTİĞİM %25 LİK GURUP...

YANİ SİYASİLER BU GURUBUN GAZINA GELİP YARGIYLA SÜREKLİ DİRSEK TEMASINDA BULUNUYORLAR...

AYRICA YARGITAN ÇIKACAK OLAN İÇTİHATIN BİZİM LEHİMİZE ÇIKACAĞI KONUSUNDA NE SİYASİLERİN NEDE HUKUKÇULARIN ŞÜPHESİ YOK...

ANCAK BU LEHİMİZE VERİLECEK KARARI ÜSTLENMEYİ HENÜZ CESARET EDEBİLECEK KURUM YOK...

O YÜZDEN GECİKTİKÇE GECİKİYOR...

AMA NEREYE KADAR O DA MUAMMA TABİİKİ...

YALNIZ YARGININ VERECEĞİ KARARIN DAYANAĞININ ANA TEMASININ 31/12/2008 İTİBARİYLE ÇEK YASASINDA ÇIKARILMASI GEREKEN UYUM YASASI OLDUĞU...

BİR BAŞKA DEYİŞLE "KANUNSUZ CEZA OLMAZ" İLKESİNE DAYANDIRILACAĞI...

BU DA ŞU DEMEKTİR; YANİ KAMUOYUNDA FATURA HÜKÜMETE KESİLECEK...

KİM SEÇİM ÖNCESİ BU TÜR BİR HAVAYI SOLUMAK İSTER Kİ HİÇ BİR SİYASİ TABİİKİ...

DOLAYISIYLA KARAR LEHTE OLACAK AMA ZAMANI VAR...

TABİİ BİZİM İÇİN ZAMAN İSE GİDEREK DARALMAKTA ODA AYRI...

DAHADA ÖNEMLİSİ SİZE ŞU KADARINI SÖYLİYEYİM BU UYUM YASASININ ÇIKARILMAMASI BİR TAKTİK MESELESİDİR YANİ SEBEPLERİ SİYASİ NEDENLERE DAYANMAKTADIR...

HER NE OLURSA OLSUN SEBEP OLUMLU OLMAK ZORUNDA YAPILABİLECEK BİR ŞEY YOK...

DURUM BUNDAN İBARET...

ŞU AN İÇİN HEKES BENDE DAHİL SEÇİME ENDEKSLENDİK...

BENİN ŞAHSİ KANAATİM BELKİ 29 MART TAN BİRKAÇ GÜN EVVEL BİR OLDU BİTTİ İLE YANİ AZ BİR YANKI İLE BU İŞİ SONLANDIRADBİLİRLER...

MAKSAT KAMUOYUNU UYANDIRMAMAK VE TEPKİLERİ MİNİMUZE ETMEK...

BİLMEM BİRAZ OLSUN SİZLERE SİYASİ AÇIDAN ŞU ANKİ DURUMU BARAZ OLSUN İZAH EDEBİLDİMMİ...

emır dedi ki...

03 Mart 2009 Salı 18:35:25
Kime: iletisim@fatihaltayli.com.tr
.........................................hayırlı olsun ınsallah.

Adsız dedi ki...

ATTIM BEN MAİLLİ

Işık Erdemli dedi ki...

sayım uludağ

teşekkür ederim görüşlerinizi paylaştığınız için bende aynı paralelde düşünüyorum
fakat yargı tarafı sanki seçim sonrası demiyor gibi
bu da beim fikrim
inşallah siz yanılırsınınz da çabuk biter bu iş

tekrar teşekkür ederim

Işık Erdemli dedi ki...

lütfen

arkadaşlar mail atan listeye eklesin kendini

lütfen

ss34 dedi ki...

herkese iyiakşamlar arkadaşlar kusura bakmayın ama hepinizden alıntılar yaparak mail atanlar kervanına katıldım kopya çekmek suçtur ama fazla zamanım yoktu


Sayın Fatih ALTAYLI
Siz Türkiye’nin sevdiği saydığı araştırmacı gazeteci, örnek aldığımız bir insansınız. Uzun yıllardır sizi seyredip, sizinle gerçekleri görme fırsatını yakaladık, başarılarınıza hayran kaldık taktir ettik.
Ben size bir Türkiye gerçeğini yansıtmak istiyorum. Ben ve benim gibi binlerce mağdur var mağduriyetimiz Türk adaletince elbette bir gün giderilecektir buna inancımız sonsuz ama yaşadıklarımız da ortada Sayın ALTAYLI.
Eskiden esnaf diye bir kavram vardı ülkemizde... Bankalara kredi başvurusu yaptığınızda esnaf kefil istenirdi, ev tutacaksanız esnaf tanıdığınız var mı denirdi, kız isteyecekseniz esnaf tanıdığı kefili olmayana verilmezdi...
Aman kızım okul dönüşü bir şey olursa şu esnaf amcana sığın derler esnaflığın ne kadar dürüst, namuslu örnek teşkil ettiği bir ticaret dalı olduğu aşikar’dı.
Artık maalesef esnaflık bu ülkede bitti artık esnaf'a kredi vermiyorlar esnaf'ın kefilliği geçerli değil… Eğer esnafsanız herkes, her şey sizin karşınızda en büyük vergi en büyük haksızlıklar yıllarca orta direk diye tabir edilen esnaf milletinin üzerine bir çığ gibi düşmekte. Bırakın nefes almayı bu ekonomik krizde en çok etkilenen de maalesef esnaf’lar oldu.
Sayın Altaylı, Türkiye bir hukuk devleti fakat gelin görün ki dünyada eşi benzeri olmayan yasalardan biri uygulanmakta; ÇEK YASASI…
Diyelim ki orta direk bir esnafsınız 4 ay vadeli bir çek kestiniz malınızı alıp sizde 3 ay vadeli sattınız sattığınız kişi sizi dolandırıp kaçtı ve maalesef çekinizi ödeyemediniz… Veya dükkanınız yandı su bastı hırsız girdi dolar euro size zarar ettirdi iflas ettiniz battınız çekleriniz yazıldı… Devlet size ödeyemediğiniz her çek yaprağı için çek miktarı kadar para cezası kesiyor ve bunu da zaten ödeyemediğiniz için adli para cezasına çevirip hapis’e atıyor… Suçlunun en büyük suçu yanında üç beş kişiyi çalıştırmak, bu suretle devlete az çok vergi ödemek, bu güne kadar namusu ile çalışıp, kimseye muhtaç olmadan geçinirken işlerinin bozulması nedeni ile üç-beş çekin ödenmemesinden kaynaklanan bu durumda; Eli kanlı katillere bile verilmeyen bu cezaları işadamlarına reva görmek hangi zihniyetin eseridir? Yapılanlar bununla da sınırlı değil, işyerinizi ailenizi bırakıp hapis’e giriyorsunuz sizi dolandıranlar elini kolunu sallıyarak ortalarda dolaşırken siz ekonomik yükümlülüğünüzü yerine getirmediğinizden dolayı hürriyetinizden 3-5 sene alıkonuluyorsunuz. Siz esnafsınız ya, dürüstlük abidesisiniz ya ufacık kız çoçuklarına tecavüz eden sapıklarla, yaşadığı topraklarda devletin askerine, polisine kurşun sıkan teröristlerle aynı muameleler görüyorsunuz. Diyelim hapis’e girdiniz cezanızı yattınız çıktınız bu seferde karşı tarafa borcunuz gene bitmiyor zaten siz içerideyken evinize ailenize icra üstüne icra geliyor fakat çeki ödeyemediğiniz için yapacak bir şey yok…. Durmak yok yola devam Bizler yıkılan dağılan aileler olarak sesimizi artık duyun istiyoruz, binlerce mağdur aile var her gün gazetelerde televizyonlarda bu konu yayınlanıyor çok değerli hukukçular bunu bir insanlık ayıbı olarak nitelendiriyor ama Adalet bakanlığı’ndan bir söz veya cevap çıkmıyor, oy kazanacağım uğruna af’lar yapılıyor kredi kartları mağdurlarına gereken sözler veriliyor dünyanın hiçbir ülkesinde uygulanmayan bir yasa ki (31.12.2008’den sonra uygulanması kanuna aykırı) biz esnafları kara kara düşündürüyor. Maalesef ülkemizde hapis’e girmemek için kaçak yaşayanların sayısı 500.000 kişi civarında biraz araştırdığınızda göreceksiniz 2002-2008 arası adli para cezasını ödeyemediği için cezalandırılan kişi sayısını telaffuz etmek dahi bu olayın boyutunun ne kadar korkunç olduğunun göstergesidir.
Sizden ricam sessizlerin sesi olmanız bizim gibi mağdurların sesini bir nebze’de olsa duyurmanız.
Yeni çek kanununda adli para cezalarının idari para cezalarına veyahut karşılıksız çek’ten tutuklama yapılamayacağı söyleniyor fakat faktoring şirketleri ve bankalar, tefeciler bu işten nemalandıkları için devamlı lobi faaliyeti gösteriyorlar yani anlayacağınız olan gene ufak esnafa oluyor Sayın Dündar.
Atalarımız her ne kadar parayla saadet olmaz demişlerse de her şey ortada paranız yoksa yaşama hakkınız elinizden alınıyor, artık kimsenin ocağı sönmesin aileler yıkılmasın bu yasa bir an önce değişsin 2010 yılına girecek olan Türkiye’miz de bu ve bunun gibi haksızlıklar olmasın. Bu arada yeni gazeteniz hayırlı olsun.

Sevgiler saygılar

uludağ dedi ki...

SN TLGERD;

BENİM ŞAHSİ KANAATİM SİZİNLE AYNIDIR BUNDAN EMİN OLABİLİRSİNİZ...

ANCAK SİYASİ AÇIDAN KOLADIĞIM HAVA MAALESEF BU YÖNDE...

ss34 dedi ki...

bu arada 9911 olmuşuz 10.000 e az kaldı

Işık Erdemli dedi ki...

arkadaşlar

2 ssat yokum


duyrulur

Adsız dedi ki...

arkadaşlar bende doğrumu yaptım bilmiyorum ama ,çok etkileyici oldugu için,bir annenin ugur dündara yazdıgı maili sadece ugur ları fatih olarak degiştirip mail attım...dd1dd2

Adsız dedi ki...

emir abla fatih altaylı haber türkte 3434

Adsız dedi ki...

Sayın FATİH ALTAYLI,
Bir sanayici olarak,işini,gücünü,ailesini,dost sanılan etrafınaki insanları ve de heşeyini kaybetmiş biri olarak,
Aşağıdaki yazıda olduğu gibi,sadece BİR ANLIK KÖTÜ GİDİŞİ GÖRÜP dertlerimize tercüman olmanızı istiyor ve diliyoruz.


İYİMSERLİK ENİ BULUNDU

Bardağın dolu tarafını görmeye yardım eden bir gen bulundu.
İngiliz psikologların yaptığı araştırma, söz konusu geni taşıyan insanların, etraflarındaki olumsuz olaylara daha az ilgi gösterdiklerini, bunun yerine hayatın mutluluk veren yanlarına odaklandıklarını gösterdi.

İngiliz The Guardian gazetesinde yayımlanan araştırma, bu insanların daha sosyal olduklarını ve psikolojik açıdan genellikle daha iyi şekillendiklerini de ortaya koydu.

Essex Üniversitesi psikoloji bölümünün başkanı Elaine Fox, söz konusu genin, kişinin günlük stresle başa çıkma kabiliyetinin temelini oluşturduğunu ve bu gene sahip olmayanların, hayata daha karamsar baktığını, depresyon gibi akıl sağlığını bozan hastalıklardan daha fazla mustarip olduklarını söyledi.

Araştırma çerçevesinde, 100'den fazla katılımcının, bilgisayar ekranında beliren iyi ve kötü görüntülere verdikleri tepkilerin ne kadar sürdüğü gözlendi. Görüntüler arasında, kucaklaşan bir çift, tekneyle açılan ve saldırıya uğrayan kişilerin resimleri de yer alıyordu.

Katılımcılara yapılan genetik testlerde, bazı kişilerde gözlenen kötü resimleri yok sayma ve iyi olanlara ilgi gösterme eğiliminin, serotonin hormonunu kontrol eden bir genin varyasyonuyla güçlü biçimde bağlantılı olduğu görüldü.

Sonuçları Proceedings of the Royal Society B dergisinde yayımlanan araştırmada, herkeste söz konusu genin iki varyasyonunun kalıtımsal olarak bulunduğu, bu iki varyasyonun iki kısa, iki uzun veya bir kısa bir uzun şeklinde olabileceği, genin iki uzun varyasyonuna sahip kişilerin, daha olumlu yaklaşım içinde oldukları gözlendi. Genin iki kısa varyasyonuna sahip kişilerin de daha nevrotik ve endişeli olabilecekleri belirtildi. gözleri güzel insanların çirkin olan burunlarıyla uğraşmayın...derim ben zaman zaman..güzel gözlerinden bahsedin..bu size mutluluk verecektir...akıl sağlığınızı koruyacaktır...

BEN DE 10 ADET GÖDERDİM

Adsız dedi ki...

arkadaşlar biz yarını boşunamı bekliyoruz.insanların işi yokta bizden hırslarınımı alıyorlar.ayıp gerçekten umarım doğru değildir.2121

Adsız dedi ki...

KESİN AYHAN BOSTAN YANİ KADER MAİL ATTIĞIMIZ YERLERE LÜTFEN MAİL ATANLARI ÖNEMSEMEYİN DİYE MAİL ATIYORDUR.

Adsız dedi ki...

Ayhana da Bostana da bu işe karşı çıkan herkesin taa ........ zaten başımız belada birde bu salaklarla mı uğraşacaz..

Adsız dedi ki...

GÜNLERDİR BOŞU BOŞUNA BU ADAMDAN GELEN HABERLERİ BEKLEDİK

YORUMU SİZLERE BIRAKIYORUM OKUYUN

Ekonomide yaşanan denge bozukluğu sebebiyle, toplumun her kesiminden şikayetler yükseliyor. Gerçek hastalık teşhis edilemeyince, yanlış teşhis ve tedaviler ısrarla devam ettikçe, mağdur olanların sayısı da artıyor.

Bir okurumuz da yeni çek yasasından mağdur olmuş. Bir dönem ticaretle uğraşan okurumuz Ayhan Bostan, bu yasadan mağdur olan yüz binlerce isimden birisi. Sayın Bostan o günden bugüne kapı kapı dolaşarak derdini anlatmaya çalışıyor. Hatta bu konuda milletimizi bilgilendirmek ve kendisi gibi mağdur olanların derdine bir nebze çare olabilmek için “www.cekyasasi.com” adında bir internet sitesi kurmuş.
Bizler de derdine ortak olalım dedik ve makalemizde Sayın Bostan’ın kendi ifadeleriyle mağduriyetine yer verelim dedik.
Sayın Bostan yaşadığı acı tecrübeyi şöyle anlatıyor:
“2001 yılının ocak ve şubat aylarına ait, 1.895 YTL (temyizde), 10.693 YTL (temyizde), 40.000 YTL (yargılaması maalesef hala devam ediyor), 15.796 YTL (karar kesinleşti,çek bedeli kadar ağır para cezası) çeklerim var.

Ben bu çekleri aldığım zaman, yürürlükte olan 3167 sayılı yasa vardı.
Bu yasaya göre de ödenmediği zaman hapis cezası veriliyordu ve borçlular hapis cezası korkusundan borçlarını ödüyorlardı. Ben de bu 3167 sayılı yasaya güvenerek bu çekleri almıştım. Oysa 2003 yılının şubat ayında çıkartılan 4814 sayılı yasanın geçici maddesindeki kanununa göre; bu kanun çıkmadan önce devam eden yargılamalardaki uygulama şekli ben ve benim durumumda olan binlerce mağdur oluşturmuştur. Kimse parasını alamamıştır.

Kanunda çek bedeli kadar ağır para cezası öngörülüyor.Tekrarında da
hapis cezası yok. Alacaklı sadece icra takibi yapabiliyor. Tabi ne bulacaksa? Türkiye’de hangi borçlu üzerine kayıtlı menkul bulundurur ki?
Örnek olarak; 4.sırada yazdığım çek için çek bedeli kadar para cezası verildi. Oysa benim almam gereken para yasal faiz ve tazminatları ile beraber 59.00 YTL idi. Borçlu kişi bana ödeme yapacağına, devlete 3 taksit halinde 15.796 YTL ödeme yaptı. Ben 2001 yılından beri mahkeme kapılarında uğraşıyorum, paramı alamıyorum ama devlet baba benim sırtımdan bu parayı borçludan alıp onu hapse girmekten kurtarıyor.
Şimdi sizce bu adalet mi? Böyle eşitsizlik üzerine kurulmuş kanun olur mu?
Hiçbir caydırıcılığı yok.

Bu yasa anayasamızın eşitlik ve eşit yargılanma hakkına aykırıdır. Aynı şekilde insan haklarına da aykırıdır bence.
Bu yasanın asıl çıkarılma amacı bence, mahkemelerde biriken yüzbinlerce çek davalarını, mahkemelerin iş yükünü azaltmak ve devletimizin bozuk olan ekonomik durumuna para sağlamak için çıkartılmıştır.
Yasa çıkartılırken mağdur durumdakiler hiç düşünülmemiştir
Ben de bu durum karşısında hakkımı almak ve aramak için böyle bir yola başvurdum. (İnternet sitesini kuruyor)

Önce sayın adalet bakanımıza, danışmanlarına, TBMM’deki milletvekillerine, Meclis Adalet Komisyonu Başkanı ve üyelerine, Meclis Anayasa Komisyonu Başkanı ve üyelerine, Cumhurbaşkanlığımıza faks ve e–mailler çektim. Ne mi oldu sizce? Komik sadece komik. İki yerden cevap geldi yazılarıma, birincisi Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliğindendi. Açıklaması ise şöyle: “Gerekli yerlere müracaat etmişsiniz” diyor. İkincisi ise AKP Sakarya Milletvekili telefonla arayarak konu
hakkında mağduriyetimin detaylarını aldı ve ilgileneceğini söyledi. Daha sonra yaptığımız telefon görüşmelerinde bu konudan AKP Kastamonu Milletvekili’ne bahsettiğini söyledi. Haklı olduğumu bu kanunun caydırıcılık unsurunun kanun üzerinde çalışırken gözden kaçmış olabileceğini ve de öyle olduğunu söylediler. Caydırıcı olması için ve de sanığın ödeme yaparken devlete ödeme yapacağına, gerçek hak sahibi olan alacaklıya ödeme yapmayı tercih etmesi için, çek bedeli kadar olan ağır para cezasının, çek bedelinin beş altı katı miktar kadar ağır para cezası verilebileceğini söylediler.

Görüşmeden sonra Sayın Adalet Bakanımızla görüşmeye gittim ama nedense bir türlü görüşemedim, ayrıca çektiğim fakslara ve maillere cevap dahi alamadım. Bundan dolayı da bu siteyi kurmaya karar verdim.
Bu yasa karşısında uğradığım haksızlığımı telafi edene kadar ve paramı alana kadar elimden ne geliyorsa yapıp, bu kanunu çıkartan yasa kuruculara ve temsilcilerine, çıkardıkları yasanın anayasamıza aykırı olduğunu ispatlayana kadar uğraşacağım. Ama burada tek kalmak ta istemiyorum bir kişinin tepkisi ile benim durumumda olan yüzbinlerce kişinin tepkisi çok farklı olur. Bu durumda olan kişilerin tümünü sesimizi duyurmak için siteme bekliyorum. İleri tarihte siteye gelen kişilerle gerekirse Ankara’ya gidip adalet bakanlığına durumu bizzat canlı olarak aktarmak için toplantılar yapmayı düşünüyorum.

Benim durumumda olan herkesin desteğini bekliyorum. Saygılarımla.
Ayhan Bostan.”
Bizim özümüze, kültürümüze uymayan ve maksadı belli olan AB, ABD ve IMF politikalarına devam ettikçe bu tür mağduriyetler daha da artacaktır.
Acilen bize uygun Milli bir modeli benimsemeli, insanımızı da boş yere sıkıntı çekmekten kurtarmalıyız.

Adsız dedi ki...

onun ben sitesine s.... 2008 den beri çalışmıyor ki site

Adsız dedi ki...

sn adsız kader kimse kim anladık.siz nerden anladınız.onuda açıklayın tam olsun.2121

Adsız dedi ki...

:)
vallahi komedi


tolga

Adsız dedi ki...


Alıntıdır.
----------------------------------
Tel 420 53 23
Tel-Fax 420 53 24
Elektronik Posta adlkom@tbmm.gov.tr
adalet komisyonu yarın saat 9 da toplanıyor toplantıdan önce ahmet iyimayayı aramanızı ve derdimizi anlatmanızı bekliyoruz
------------------------------------
Alıntıdır bilgilerinize aktarmak istedim.

Adsız

Adsız dedi ki...

03.03.2009 18:11
tlgerd dedi ki...
1 myway
2 tlgerd
3 nazmi
4 mert
5 ekm2510
6 mağdur07
7 uludağ
8 gül
9 RCN...20

Adsız dedi ki...

2121 BEN ADSIZIN YAZDIGI İSİM ÜZERİNE BAKTIM İNERNETTEN VE SİZLERE YAZDIM

Adsız dedi ki...

kader abi sen misin allahını seversen ayhan bostan anlamadım abi bir açıklama yapta bilelim.abi ama bilki sen sadece alacaklıysan bizde alacaklıyız alacaklarımızı alamadığımız için borcumuzu ödeyemedik zincirleme hepsi ister inan ister inanma

tolga

ss34 dedi ki...

1 myway
2 tlgerd
3 nazmi
4 mert
5 ekm2510
6 mağdur07
7 uludağ
8 gül
9 RCN...20
10 ss34

Adsız dedi ki...

03.03.2009 18:11
tlgerd dedi ki...
1 myway
2 tlgerd
3 nazmi
4 mert
5 ekm2510
6 mağdur07
7 uludağ
8 gül
9 RCN...20
10.Cuneyt

Adsız dedi ki...

aramızdan birini seçelim aratalım iyimayayı

tolga

Adsız dedi ki...

1 myway
2 tlgerd
3 nazmi
4 mert
5 ekm2510
6 mağdur07
7 uludağ
8 gül
9 RCN...20
10 ss34
11 AYK

Adsız dedi ki...

myway
2 tlgerd
3 nazmi
4 mert
5 ekm2510
6 mağdur07
7 uludağ
8 gül
9 RCN...20
10 ss34
11 stranger

Adsız dedi ki...

sn kader sizden bir açıklama gelecek mi.2121

Adsız dedi ki...

1 myway
2 tlgerd
3 nazmi
4 mert
5 ekm2510
6 mağdur07
7 uludağ
8 gül
9 RCN...20
10 ss34
11.Cuneyt

ss34 dedi ki...

sıra karıştı

Adsız dedi ki...

tolga abisi ırkçılık yapar gibi mağdur kayırma bence kader ayhan bostan da olsa mağdur mağdurdur bizimde alacağımız var onları alsak sorun olmayacak. kader bahsedilen ayhan bostansada bu konuyu idrak etmiş olmalıki bizimle sohbet ediyor ve fikirlerini paylaşıyor.

ss34 dedi ki...

1 myway
2 tlgerd
3 nazmi
4 mert
5 ekm2510
6 mağdur07
7 uludağ
8 gül
9 RCN...20
10 ss34
11cüneyt
12 ayk
13 stranger

emır dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
Adsız dedi ki...

1 myway
2 tlgerd
3 nazmi
4 mert
5 ekm2510
6 mağdur07
7 uludağ
8 gül
9 RCN...20
10 ss34
11 stranger
12 Cuneyt

Adsız dedi ki...

myway
2 tlgerd
3 nazmi
4 mert
5 ekm2510
6 mağdur07
7 uludağ
8 gül
9 RCN...20
10 ss34
11 cüneyt
12 stranger

iki tane 11 olmaz değil mi? aynı anda yazmışız sayın cüneyt

ss34 dedi ki...

1 myway
2 tlgerd
3 nazmi
4 mert
5 ekm2510
6 mağdur07
7 uludağ
8 gül
9 RCN...20
10 ss34
11cüneyt
12 ayk
13 stranger
14 emir

Adsız dedi ki...

myway
2 tlgerd
3 nazmi
4 mert
5 ekm2510
6 mağdur07
7 uludağ
8 gül
9 RCN...20
10 ss34
11 cüneyt
12 stranger
13 Emir

Adsız dedi ki...

myway
2 tlgerd
3 nazmi
4 mert
5 ekm2510
6 mağdur07
7 uludağ
8 gül
9 RCN...20
10 ss34
11cüneyt
12 ayk
13 stranger
14 emir
15 Ayk

Adsız dedi ki...

myway
2 tlgerd
3 nazmi
4 mert
5 ekm2510
6 mağdur07
7 uludağ
8 gül
9 RCN...20
10 ss34
11cüneyt
12 ayk
13 stranger
14 emir
15 Ayk

16 emır

Adsız dedi ki...

stranger abi kader abi cevap vermeli hep olumluda olsa olumsuzda olsa düşüncelerimizi adımızla açıklayalım diyoruzya işte abi kader ama iç dünyası farklı galiba.Bakın olumsuza yakında olsa ben adımı yazarak gerçek düşüncemi söylüyorum.Hadi kader abi yada ayhan bostan abi konuşta bilelim

tolga

Adsız dedi ki...

YAZIK BİZE BU KADAR DUYGULARIMIZLA OYNANIRMI AYHAN BOSTAN YAZARMISIN NESİN STAREGER KADER MAGDUR DEGİL NETTE ARAT OKU GÖRÜRSÜN

Adsız dedi ki...

arkadaşlar tabii ki ayhan bostan olsada fikirlerini beyan edecek alacaklıda olsa....ama durum öyle degilkii,neden kader ve neden tamamen mağdur rolünde,vede 38 yaşında ,neden oğlum için mücadele diyor,oglu kaç yaşında ki çek kullanmaya başlamış .lütfen gözardı etmeyelim...dd1dd2

emır dedi ki...

arkadaslar bu olayı buyutmeyın.bırı bızım zamanımızı calmaya ugrasıyor.kım olursa olsun.herkes kendını bılıyor.paylasımları engellıyorlar.takılmayalım,lutfen

Adsız dedi ki...

çek suçundan mağdur bir milyon insan aileleri ile tolpam 5 milyon insanın kanayan yarasıdır.‏
Kimden:
Gönderme tarihi: 03 Mart 2009 Salı
Kime: iletisim@fatihaltayli.com.tr
*************************
merhaba fatih bey,
bildiğiniz gibi ülkemiz dünya ile beraber bir krizin içinde,ticaret yapanlar zor durumda
yıllardır paçalarını krizlerden kurtaramayan türk esnafı artık iflasın eşiğinde yada çoktan
iflas etmiş vaziyetteler.

bügün terör suçlarına af getiren bir çok suça şartlı tahliye veren bir yönetim ve hukuk yapımız var.
AB üyeliği için bir çok girişimde bulunan ülkemizde halen ekonomik suça hapis yok derkenyöneticiler bazı gerçekleri
sizlerin bile gözüne farklı göstermeye çalışmaktadırlar.

2002 yılından bu yana çek suçuna hapis cezası vermiyoruz diyen hükümet aslında sadece kulağı farklı yerinden
tutmaktan başka bir şey yapmamıştır.

FATİH BEY gerçek olan şudur.çek cezası adli para cezasına çevrilmektedir.para cezası maliyeye ödenir.devlete gelirdir.
ödenmemesi halinde hapis cezasına çevrilir.MALİYEYE para ödenmesi halinde bu miktar alacaklıya verilmez alacaklının
sadece haciz hakkı devam eder.

2002 de getirlen bu sistem hileli iflas eden,piyasayı dolandıranları,kılıfını
önceden hazırlayanları devlet bir nevi korumuştur
(çünkü onların cepleri dolu olduğundan ceza öder hais yatmazlar)
gerçek ticaret erbabı olan vergi veren işçi çalıştıran ve kriz yada farklı bir nedenle
(bu dolandırılmak olur,ortak kazığı olur,alacaklarını piyasadan alamamak olur)
iflas edip elinde hiç parası kalmamış dürüst esnafı devlet tarafından korumamıştır
.çünkü son kuruşuna kadar borcunu ödeme çabasında olan esnafın devlet kasasına
ödeyecek parası yoktur.bu nedenle hapis onun için kaçınılmazdır.

bildiğiniz gibi 31 12 2008 tarihine kadar meclisten uyum yasaları çıkarılamdığından yakın zamanda yargıtay içtihatı ile marka taklitlerinin tüm ceza davaları düşmüştür..bu düşen davalar esasında bile bile taklit yapan insanların davalarıdır ancak hukuta oluşan boşluktan geri döndürememiştir.

ocak ayının sonu gibi sayın adem sözüer, tck ile çek yasası arasında oluşan durumdan ,artık çek suçunun suç olmaktan çıktığını belirtmiştir. kanunlar açık ve net olmasına rağman bazı lobilerin baskısı bu bu kararın çıkmasını engellemektedir.

bu konudaki şahsi kanatinizi bilmemekle beraber,

kişilerin sadece maddi sebeblerle hapis edilmesi hiç bir avrupa ülkesinde kabul görmemektedir.
hukukun görevi gerçek suçluları tespit etmek olmalıdır.çeki dolandırıcılık amacı ile kullananla ticaret erbabını belirlemek
hiç zor değildir.

hapisle tazik olan esnaf çalışmadığından zaten borcu ödeme şansı da tamamaen elinden alınmış olmaktadır.
türk polisi bu uygulama ile alacaklı tarafın tahsilatçısı haline getirilmektedir.

bunlar saymakla bitmez fatih bey

şu anda kanunlarda oluşan boşluk , bu durumu suç olmaktan çıkarmasına rağmen hala uygulama bulamamıştır.

lütfen bu insanların sesi olun

ADEM SÖZÜER
AHMET İYİMAYA
AV MÜNCİ İNCİ (tayyip beyin ceza avukatıdır.)

bu konuda hukuki bilgi verebilirler.hukuk tarafsız olmalıdır.Basında....Bu konuda bir program yaparak sözü edilen hukukçuları programa konuk ederek bu dönemin kanayan yarasına merhem olun.inanın ne maliyeye ödenen paradan nede yatılan hapisten alacaklıya bir fayda var.bunlar hep maliyenin kazanç kapısı.insan özgürlüğü üzerinden kazanç güdülmemelidir.

saygılar.

Adsız dedi ki...

myway
2 tlgerd
3 nazmi
4 mert
5 ekm2510
6 mağdur07
7 uludağ
8 gül
9 RCN...20
10 ss34
11cüneyt
12 ayk
13 stranger
14 emir
15 Ayk

16 emır

17 dd1dd2

Adsız dedi ki...

Adsızın biri kuyuya taş attı yine
Ben kaderin Ayhan bostan olduğuna inanmıyorum,
Ayhan BOstan bu siteden haberi olsa gelir ismiyle yazar eleştirilerini belirtir tartışmaya girerdi
Bu kadar dar olmayın

Adsız dedi ki...

lave ile nereden tanışıyorsun kader abi nasıl haber aldın?


tolga

Adsız dedi ki...

myway
2 tlgerd
3 nazmi
4 mert
5 ekm2510
6 mağdur07
7 uludağ
8 gül
9 RCN...20
10 ss34
11cüneyt
12 ayk
13 stranger
14 emir
15 zaman
16 dd1dd2

kader dedi ki...

sayın 2121 ve arkadaşlar,

ben denilen şahıs olsaydım, yalancı ayk kadar fikirlerimi ve yzılarımı ancak bu kadar sitede yayınlayabilirdim, yalan söyleyen bu şahıs kim kimdir diyorsa kendi dir 2 aydır bu siteye yazıyorum yalan söyleyen şahsın yazdıgı ve sitede yayınladığı yöndeki tek bir satırımı söyleyin ben saddam hüseyin bile olurum. nerden biliyormuş adımı soyadımı? farkındaysanız ne zaman bir organizasyon var o zaman çıkıyor ortaya ne zaman bir sabote var o zaman çıkıyor ortaya. bu gun türedi önce kazançlarını kaybetmiş bir avukat ağzı, ona en çok karsı çıkan ve yazı yazan benide hedef aldı. ben bahsettiği şahsı tanımam tanımadıgım gıbıde adını hiç duymadım .sitenın müdayimlerininde bu gune kadar duydugunu hıç sanmıyorum.bir link verdi makalesinide yayınlattı.kendi fikirleri için benim rumuzumu kullanarak dikkate alınır hale getırdı gereken tepkiyi veren arkadaşlarımın her birine teşekkür ederim.

kader

Adsız dedi ki...

sayın my way abi sen ne diyorsun bu konuya?benim akıl almadı vallahi bir çözümleme yapsan


tolga

Adsız dedi ki...

kader abi ayk ismi benim bildiğim ya ermeni ya da musevi ismi zaten ayk sen tefeci misin lan?

tolga

Adsız dedi ki...

Sayın Kader, Sayın Arkadaşlar,

Ne önemi var, diyelim ki Bay adsız provokatör haklı....

İnsanlar değişemez mi? Hatalarını anlayamaz mı?

Boşverin bu gereksiz polemikleri..

Bu arada ben kendi adıma inanmadım..

Saygılar.

Anfa

Adsız dedi ki...

sn arkadaşlar durmadan birileri çıkıyor.karıştırıyor.inancımızı kaybetmeden ayakta durmaya çalışıyoruz.çocuk yetiştirmeye uğraşıyoruz.bu olaylara üzülüyorum.kimse bizleri aldatmasın.yorulduk.yarını beekliyorum.2121

Adsız dedi ki...

EVET KADER DOGRUYSA BEN ÖZÜRDE DİLERİM YARIN BELLİ OLUR
BEN ADSIZ YAZMADIM BEN TEFECİDE DEGİLİM ADSIZ YAZAN KİMSE BEN ONSAN OKUDUM İSMİNİ GOOGLEDEN ARATTIM OKUDUM VE SİZLERE YAZDIM BENDE MAGDURUM EGER CIKMAZSA YARIM KADERİN DEDİGİ BEN ONU NASIL OLSA BULURUM SİTESİNE YAZMIŞ ADINI TELEFONUNU O ZAMAN HESAP SORARIM EGER DEGİLSE BEN ÖZÜRDE DİLERİM

Gül dedi ki...

Sn. arkadaşlarım:
lütfen bir karar alalım ve bize bu tür olumsuz yazı yazan kişilere kesinlikle ve kesinlikle cevap yazmayalım. kendi kendilerine yazıp okusunlar. kişilikler insanların yazısıdır. Sn. kader hep yanımızda yer aldı. inanmak veya inanmamak serbest . bunun herhangi bir yaptırımı yok
Benim derdim eşimi kurtarmak, ve bunun acısını dışarda olan kişilere yaşatmamak.
lütfen bu kişilere susalım . değmez.

Adsız dedi ki...

sayın ayk yarın ne olacak öğrenebilir miyim?

kader dedi ki...

arkadaşlar,

ben karara imza atacak ne hakimim nede devlet bakanı şahin nede başbakan. bende sizler gibi biriyim ben sde sadece duyumlarımı paylaşıyorum çünkü bu duyumlara sarılıyorum zaten son bir haftadır sitede bir yapılanma var ve organize bir mücadele.artık bu noktadan sonra dikkatleri çektikki ya provake ediliyoruz sahte kararlarla yada birbirimize bağlandıgımız şu günlerde parçalamaya çalısılıyoruz.ben buraya yazmadanda sadece okuyarak istediğim bilgiye sahip olabilirim. dilekçe örnegı bunun en güzel ispatı ve meyvesi.ben yorum yapıyorum siteye aktardığım yazılarda bilgi var ama asla kanun maddesı yer almaz çünkü ben hukukçu değilim.sayın my way gibi bilgilide değilim. umut tacirliğide yapmıorum. toplu yapılan bütün email trafıgıne katıldım teşvik ettim, kimseyide inandırmak istemiyorum kendıme.ben sadece burda yanan ateşin sadece sönmemesi için ugrasan bir kadersizim.bu gune kadr hiç yanılmadım yarındanda yanılmak istemiyorum. sayın ayk siz bana hesap soramazsınız ben kıme hesap vereceğimi biliyorum ve lütfen artık hakkımda yorum yapmayı bırakıp konuya dönün fikirlerinizi ve yorumlarınızı görelim onları degerlendirelim

kader

Adsız dedi ki...

sevgili arkadaşlar polisin sizi nasıl yakalayacagına dair yorumu okuyunca güldüm. İlk önce kapınıza gelir, atlatırsanız ummadıgınız bir anda gecenin bir yarısı yada, sabahın köründe kapınıza dayanırlar.kapı pencere ve bütün çıkışlar tutulur. ellerinde silahlar tacizler hat safhada, kapınızıda kırarlar evinizede girerler, savcılık iznimi güldürmeyin ben hiç rastlamadım. bunu niye yaparlar biliyormusunuz sizi aldılarmı 30 tl hesaplarına geçer

Adsız dedi ki...

adalet org ta yeni bir gelişme var mı? son yorumlar nedir?

Adsız dedi ki...

Daire Adı: 10. Ceza Dairesi
Esas No: 2009/101
Geliş Tarihi: 12/01/2009
Mahkemesi: Uşak 3. Asliye Ceza Mahkemesi
Mahkeme Esas No: 2007/738
Mahkeme Karar No: 2008/43
Mahkeme Karar Tarihi: 24/01/2008
Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme
DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/1341
Karar DÜŞME
Karar Tarihi 05/02/2009
Kapatma Tarihi 12/02/2009





Daire Adı: 10. Ceza Dairesi
Esas No: 2009/100
Geliş Tarihi: 12/01/2009
Mahkemesi: İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi
Mahkeme Esas No: 2007/667
Mahkeme Karar No: 2008/94
Mahkeme Karar Tarihi: 26/02/2008
Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme
DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/1340
Karar DÜŞME
Karar Tarihi 05/02/2009
Kapatma Tarihi 12/02/2009





Daire Adı: 10. Ceza Dairesi
Esas No: 2009/102
Geliş Tarihi: 12/01/2009
Mahkemesi: Şişli 9. Asliye Ceza Mahkemesi
Mahkeme Esas No: 2007/872
Mahkeme Karar No: 2008/108
Mahkeme Karar Tarihi: 11/02/2008
Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme
DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/1342
Karar DÜŞME
Karar Tarihi 05/02/2009
Kapatma Tarihi 12/02/2009


arkadaşlar düşme ne anlama geliyor.

Adsız dedi ki...

Daire Adı: 10. Ceza Dairesi
Esas No: 2009/120
Geliş Tarihi: 12/01/2009
Mahkemesi: Üsküdar 1. Asliye Ceza Mahkemesi
Mahkeme Esas No: 2007/617
Mahkeme Karar No: 2008/201
Mahkeme Karar Tarihi: 29/04/2008
Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme
DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/1886
Karar ONAMA
Karar Tarihi 12/02/2009
Kapatma Tarihi 04/03/2009

Adsız dedi ki...

arkadaşlar;

yargıtaydan dosya sorguladım yaklaşık 30-35 dosyada düşme bir dosyada onamam var.


aslı

Adsız dedi ki...

arkadaşlardan biri trt 2 de birşeyler olacak diyordu. konuyu bilen var mı ?

Adsız dedi ki...

arkadaşlar markalar kanunu hakkında hiç tv de gazetede yorum okudunuzmu,yada hangi basın dedi markalar kanunundan hükümlü olanlar kurtuluyor diye,yada hangisi kamuoyu oluşturdu...lobi deyip duruyorsunuz,türkiyede bu markaların orjinal dev firmaları yokmu sanıyorsunuz..onlar baskı yapmadılarmı sanıyorsunuz hükümete...göreceksiniz bizim işte sessiz sedasız hallolacak..hükümet sadece tepki çekmek istemiyor..bu hükümet kimlere rest çekti bilmiyormusunuz bunlardanmı korkacak...hayırlı haberler yakın inşallah

Adsız dedi ki...

ergenokon gibi devlet içinde devletin bile üstüne gidiyorlarda,2 tane tefecidenmi çekinecekler....

Adsız dedi ki...

aslansın be mağdur07 ağzından bal damlıyor.Heh şöyle biraz moral depolayalım

Adsız dedi ki...

ama ben teklifimde ısrarlıyım ve eminim işe yarayacaktır....mektup yazalım başbakana cunhurbaşkanına hatta ve hatta eşlerine bile yazalım,kadınlar duygusaldır bilirsiniz etkilerlerde eşlerini :=)))

Adsız dedi ki...

ben en çok şu star haber işini merak ediyorum. şeker hanım birşeyler yaptı mı acaba ? konuştu mu ?

Adsız dedi ki...

haaa diceksinizki bu hükümet çeke hapis cezasını bu kadar katılaştırdı...evet haklısınız bunlar sandıki ağır müeyyide olursa herkes çekini öder ve ekonomide tıkır tıkır işler...ama olmadı işte ters tepti...onlarda anladı bunu....şimdi hepimiz yorum yapıyoruz,insanlar içeri girince üretim olmaz istihdam olmaz ve ekonomi dahada kötüye gider,ayrıca birde bu insanlara içerde bakıp boşuna masraf yapıyorlar diyoruz....haaa biz düşünüyoruzda bu kadarcık aklımızla onlar düşünmüyormu sanıyorsunuz...güldürmeyin beni allah aşkına...sabır sadece sabır...

Adsız dedi ki...

herkese iyi akşamlar,

arkadaşlar gene maillere devam etmissiniz de Fatih altaylı bildiğinz üzere artık habertürk gazetesinde yazıyor mail adresi de

faltayli@htgazete.com.tr

herkes maillerini bir daha bu adrese atsın gazete şu an önümde mail adresini de burdan bakarak yazıyorum.

bu arada sayın my way,
ortalık biraz karışmış gene galiba

bugün kendimi hiç de iyi hissetmiyorum okuycak gücümde yok,
kısaca neler oluyor bilgi verirmisiniz.

saygılar

ayça

emır dedi ki...

arkadaslar okadar maılden sonra bırımıze bıle 2satır yanıt gelmedı.medyanında nezaman ne yapacagı bellı olmuyor.ama umudum kalmadı....

Adsız dedi ki...

markalar konusu hiçbir şekilde gündeme gelmedi.çekler hiç gündeme gelmeden bitecek umarım.2121

Adsız dedi ki...

arkadaşlar yorumlarımı okuyun ve lütfen ümitsizliğe kapılmayın göreceksiniz güneş doğacak...

Adsız dedi ki...

mağdur07 abi peki bunun bir tarihi var mı abi?



tolga

Adsız dedi ki...

Sayın KAder Bey,

Ben yorumlarınızı uzun süredir takip ediyorum.Özellikle dişinizi sıkın son 3 gün daha sabredin görmediğim şeyi anlatmam deyince gerçekten çok umutlanmıştım.Göreviniz icabı da daha detay veremem demiştiniz.O 3 günler geçti.Hala bir gelişme yok.Bu konuda biraz daha bilgi verebilirseniz memnun olurum

2156

Adsız dedi ki...

evet kader abi herkes eteğindeki taşı döksün

tolga

Adsız dedi ki...

tolga kardeşim tarih veremem nasıl vereyim ama göreceksiniz,yargıtayın önüne ilk çıkan dosyada olay bitecek....belki yarın belki yarındanda yakın derler ya öyle işte .ben her an patlayacagına eminim...rahat olun...

Adsız dedi ki...

Daire:10
Tarih:2009
Esas No:2007/8699
Karar No:2009/605
Kaynak:MAHKEME DOSYASI
İlgili Maddeler:3167 SY'NIN 16/1-3, TCK'nun 20, 43, 52, 53, 60, 61.MADDELERİ.
İlgili Kavramlar:KARŞILIKSIZ ÇEK KEŞİDE ETMEK SUÇUNDA KARŞI OY GEREKÇESİ.


Karşılıksız çek keşide etmek suçundan sanıklar Yılmaz ……….. ve Muhammet ……….. hakkında ANTALYA 6. Asliye Ceza Mahkemesi’nce yapılan yargılama sonucu, 21.12.2006 tarihinde 2005/452 esas ve 2006/1001 karar sayı ile kurulan mahkumiyet hükmünün sanıklar tarafından temyiz edilmesi üzerine, dava dosyasının Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın onama isteyen tebliğnamesi ile 12.06.2007 tarihinde Dairemize gönderildiği anlaşıldı. Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Yargılama sürecinin yasaya uygun olarak yapıldığı; delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı; eylemin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı; vicdani kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı; eyleme uyan suç tipi ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün istem gibi ONANMASINA, 26.01.2009 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
KARŞI OY GEREKÇESİ:
5237 SAYILI Türk Ceza Kanunu’nun 5. maddesinin birinci fıkrasında “Bu Kanunun genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır” ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un geçici 1. maddesinde “Diğer kanunların, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümleri, ilğili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31 Aralık 2008 tarihine kadar uygulanır” denmesine, sözü edilen kanunların kabul edildiği tarihten sora 3167 sayılı Çekle Ödemelerin ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanun’da değişiklik yapılmamasına göre; 3167 sayılı Kanunun karşılıksız çek keşide etmek suçuna ilişkin 16. maddesindeki yaptırımlarla ilgili hükümlerinin, 5237 sayılı TCK’nın 20, 43, 52, 53, 60 ve 61. maddelerinde yer alan genel hükümlerine aykırı olduğu, aykırı olan hükümlerin yerine 5237 sayılı TCK’nın genel hükümlerinin uygulanmasında ve buna bağlı olarak sanıkların hukuksal durumunun yeniden değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunduğu, bu nedenle hükümlerin bozulması gerektiği kanısını taşıdığımdan, çoğunluğun onama yönündeki görüşüne katılmıyorum. 26.01.2009
Üye Ali Kınacı

ilgili karar linki :

http://www.adalet.org/cbekran.php?id=5751

Yorum yapmak istemiyorum kendime bi kadeh votka koyayım önce..
R.C

emır dedi ki...

arkadaslar bugun dıkkatımı bırsey cektı.sukru kızılot hurrıyette yazıyor.zaman zaman bızlerı ılgılendıren yazılarda yazdı.ama bugunkı yazısında 5838 ııslemıs.ama her ne hıkmetse ıcındekı cek bolumu atlanmıs.hurdadan,kdevden bahsetmıs.neden acaba?bence cok manıdar.

Adsız dedi ki...

abilerim ablalarım o kadar dosya var yargıtaya ne kadar zamanda bir çek dosyası geliyorki. yüzbinlerce cek dosyası var diyoruz tombala çekseler her iki üç dosyadan biri çek değil mi? anlamadım

tolga

Adsız dedi ki...

sn kader yarın için hiç duyum almadınız.aldıysanız paylaşın sonuçta kimliğiniz gizli zarar görmessiniz sanırım.gözümle gördüm dedıginiz bilgiye ulaşacağınızı düşünüyorm.2121

Adsız dedi ki...

sayın r.c afiyet olsun ama yanına birde yorum yapın lütfen

tolga

Adsız dedi ki...

arkadaşlar şimdi size ayhan bostan dediğiniz adamın yazısından bi bölümünü copy yapıyorum ,ordaki ince nüansı gördünüzmü,milletvekili resmen dalga geçmiş o salak anlamamış ama :=))) dedim ya bitecek bu işşşş
................ayhan bostanın feryadı::::::.İkincisi ise AKP Sakarya Milletvekili telefonla arayarak konu
hakkında mağduriyetimin detaylarını aldı ve ilgileneceğini söyledi. Daha sonra yaptığımız telefon görüşmelerinde bu konudan AKP Kastamonu Milletvekili’ne bahsettiğini söyledi. Haklı olduğumu bu kanunun caydırıcılık unsurunun kanun üzerinde çalışırken gözden kaçmış olabileceğini ve de öyle olduğunu söylediler. Caydırıcı olması için ve de sanığın ödeme yaparken devlete ödeme yapacağına, gerçek hak sahibi olan alacaklıya ödeme yapmayı tercih etmesi için, çek bedeli kadar olan ağır para cezasının, çek bedelinin beş altı katı miktar kadar ağır para cezası verilebileceğini söylediler.
sizcede dalga geçmemişlermi :=))))

Adsız dedi ki...

yargıtay başkanını durup durueken çıkıpta,yargıda yangın var vede çoğunlugunun da ekonomik suç demesi,ne anlama geliyor arkadaşlar.markalar kanunu pek önemli degildi 7000 kişi veya kuruluşu ilgilendiren bir mesele idi.aynı kanundan yararlanması gereken çek meselesi .se milyonlarca insanı ilgilendiriyor.tabiki büyük tepki alır,vede kamuoyu oluşur.bence yargıtay başkanının bu çıkıpta konuşması yargıtayın bir taktigi olabilir.yanii verecekleri karar a yol yapma gibisinden.kime karşı..hem hükümete hem de kamuya karşı..degilmi.?ve bende kesinlikle inanıyorumki ,danışıklı dögüş mantıgı ile seçim öncesi bu mesele çözülecek.....1 oyun hesabını yapan hükümet bu işi bitirip milyon oya konmak varken,neden seçim sonrasına bıraksın seçim sonrası kendileri için bir işe yaramazki....markalar kanununda 7000 kişi ve kuruluşu çarpın her kişi başına 15 kişi..al sana yüzbin oy ,bu iş sessiz halledildi ve oylar garantilendi.bu büyük potansiyelden alacagı oyu kesinlikle göz ardı edemezler...benim tahminim seçime 1 hafta kala oldu bitti olacak fazla yaygara istemiyorlardır.şimdi olsa seçime kadar bu işin tartışmaları çok olacak vede karşı çıkanların oyları tehlikeye girecek.tartışmaya fırsat vermeden seçimden 1 hafta önce en uygun zaman onlar için BENCE 25 MART ÇARŞAMBA BAYRAM GÜNÜ OLACAK...NE OLUYOR YAA DENMEDEN SEÇİM BİTECEK ..ve hem yargı hem hükümet bu işi ustalıkla halledecek.benim tarihide bir yere not alın aaarkadaşlar.25 MART ÇARŞAMBA...AMA İNŞALLAH O GÜNE KALMAZ BÜTÜN TEMENNİM DE BU saygılar..dd1dd2

Adsız dedi ki...

arkadaşlar ben şuna da inanıyorum bakmayın siz öyle büyük çoğunluğun baskı falan yapacagına,şu an çeklerini düzenleyen işadamlarının yarın sıkıntıya düşebileceklerini kendiler bilmiyorlarmı,eminim şu an alacaklı olan kesimin bile bir çogu bu kanunun çıkmasını istiyordur,benim etrafımdaki insanlar öyle en azından...bugün size yarın bize olabilir,kalksın tabii hapis cezası diyor bi çoğu...

Adsız dedi ki...

BENCE BU İŞ 10 MARTTA BİTER

Adsız dedi ki...

herkese iyi akşamlar

son günlerde adliyede dolaştığım için moralinizi bozmak istemiyorum fakat benim moralim çok bozuldu bir af veya karşılıksız çeke hapissiz günler falan yok gibi böyle bir hava teneffüs etmedim şu krizde avukatların inanılmaz neşesi ve keyifleri beni çökertti korkunç kalabalık ve arada gülen avukatlar yüzleri gergin insanlar ben diyorumki bu tarikatcilerle bir şey olmazz bunların dini imanı para....bjk

Adsız dedi ki...

Adalet Bakanı Şahin, 577 bin 901 kişinin karşılıksız çekten yasaklandığını söyledi. Şahin açılan 158 bin davada 103 bin 909 kişiye mahkumiyet kararı verildiğini belirtti.

ADALET Bakanı Mehmet Ali Şahin, 577 bin 901 kişinin karşılıksız çekten dolayı yasaklandığını, 103 bin 909 kişinin de mahkumiyet aldığını açıkladı. Şahin, CHP Adana Milletvekili Hulusi Güvel’in konuya ilişkin sorusuna verdiği yanıtta, Merkez Bankası’nın Ocak 2009’da aldığı karar doğrultusunda karşılıksız çek keşide edenler hakkında mahkemelerce verilen bir ile 5 yıl süreyle çek hesabı açmaktan yasaklama kaldırma kararlarının Merkez Bankası’na gönderildiğini söyledi. Bildirimlerin Merkez Bankası’nca birleştirildiğini ve tüm bankaların genel müdürlüklerine bilgisayar ortamında duyurulduğunu belirten Şahin ‘Merkez Bankası tarafından bankalara duyurusu yapılan karşılıksız çek keşide edenlerden, 2002’de 5 bin 525, 2003’te 18 bin 340, 2004’te 70 bin 672, 2005’te 95 bin 978, 2006’da 67 bin 875, 2007’de 72 bin 502, 2008’de 76 bin 782 kişi hakkında yasaklama kararı alındı. Açılan dava sayısı 142 bin 174, mahkumiyet kararı da 103 bin 909 oldu’ dedi. NEVİN BİLGİN

Davalıların 12 bini kadın


BAKAN Şahin, ceza mahkemelerine çekle ödemelerin düzenlenmesine hakkındaki kanunla ilgili olarak açılan dava ve sanık sayılarını da açıkladı. Buna göre, 2007’de 12 bin 248 kadına, 146 bin 384 erkek olmak üzere toplam 158 bin 632 dava açıldı. Davalarda 2007’de 103 bin 909 mahkumiyet, 12 bin 430 beraat kararı verildi.

aslı

Adsız dedi ki...

Benim attığım mesajlar gelmiyormu?

20:25 te ONAMA kararı attım hemde tarihi 26.1.2009 yani yakın tarih ve ONAMA 2009 da verilmiş!!!

Yani 31.12.2008 sonrası çeke ceza yoktur , 5327 ile 3167 aykırıdır.
Hükümsüz ceza olmaz falan şu an takılmıyor gibi arkadaşlar...
Ben daraldım nefes alamıyorum kimse kararı okumuyormu anlamadım? Hala şu tarihte bitecek bu tarihte bitecek yazmaya devam ediyorsunuz..Yargıtay onamış işte karar ortada.Söyleyecek söz bulamıyorum.


R.C

Adsız dedi ki...

kurbanlık koyun gibi bekliyoruz.yeter ne duyacaksak duyalım.kim haber verecekse olumlu olumsuz versin.2121

Adsız dedi ki...

ali ağam söyler ya..... dinler
yargıtay karar vermiş bunlar hala lay lay lom

Adsız dedi ki...

benim ümidimde iyice azaldı böyle beklemek daha zor yok kardeşim kanun aynen devam bile deseler kendi adıma razıyım artık..............

Adsız dedi ki...

yaa arkadaşlar onasalar ne onamasalar ne bunlar önemli degilki,ceza kurulunun verecegi bir karar silip götürecek hepsini.bunu çok iyi biliyorlar.yani yargıtay daireleri yapmasınlarmı işlerini,,bu da hükümetin bi işareti ile olacak.25 MART..ama genede inşallh o güne kalmaz diyorum..dd1dd2

Adsız dedi ki...

adsız arkadaşım tarihe dikkat et 26.01.2009 da onamış....çeke tarih ne zaman kondu 18.02.2009 haksızmıyım....biz bu tarihten sonraki onamalara bakacagız...o tarihte bu kanun daha yürürlüğe girmemişti dikkatini çekerim...rahat olunnnnnnnnn

Adsız dedi ki...

10000


tolga

Adsız dedi ki...

umudumuzu yitirmeyelim..tek bir avantaj var oda ab uyum yasaları madde 33 birgün gelecek ama bizler görürmüyüz onu bilemem ama İNSANLIK ONURU KAZANACAK....bjk

Adsız dedi ki...

yck yck diyip duruyoruz
peki hiç araştırdınızmı yck kaç kararında ilgili ceza dairesinin verdiği karara aykırı karar vermiş
ben söyliyeyim isterseniz sıfır değil ama sıfıra yakın

osman

Adsız dedi ki...

yetişsin biri yine karamsarlık başladı


tolga

Adsız dedi ki...

hiç aydınlanmadıki.kararsın.10 senedir çırpınıyoruz.aydınlığın A sı yok.2121

Adsız dedi ki...

5252 saylı TCK nun yürürlük ve uygulama şeklindeki geçici 1. maddesi 5237 sy TCK nun 2,5,7/2,45/1 ve 52 maddelderinden anlaşılacağı üzere özel yasalardaki aykırı hükümlerin 31.12.2008 tarihine kadar uygulanabileceği bu tarihten sonra 5237 sy TCK nun yukarıda bahsedilen maddelerinde ve genel hükümlerinde ceza nevi olarak hapis cezası ve gün para sistemi öngörüldüğü, bu durumda çek cezaları için düzenlenen para cezalarının uygulama kabiliyetinin kalmadığı, 5728 sy Temel Ceza Kanunlarına uyum amacı ile çeşitli kanunlarda ve diğer bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair kanunda yapılan değişiklik ile çek yasasında değişiklik yapılmadığı, bu durumda çek yasasındaki müeyyidenin uygulama kabiliyetinin kalmadığı anlaşıldığından cezanın durdurulmasına kara vermek gerekmiştir.
Ancak 1999 yılından bu yana çıkarılan af yasaları ve TCK ile CMK nun tümü ile değiştirilmesi, uyarlama çalışmaları yapılması esnasında geriue yönelik olarak kanun haricinde Yargıtay kararları ve uyum asaları ile uygulama yapıldığından bu aşamada ortadan kaldırma kararı vermenin mevcut uygulmayaya aykırı düşeceği kanısı ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1) Hükümlü ........... ve ............ A.Ş. hakkında mahkememizden verilen ......... tarih ve .............. esas ve karar ile ilamatın ......... sırasında işlem gören İNFAZIN DURDURULMASINA
2) Bu aşamada ORTADAN KALDIRMA TALEBİNİN REDDİNE,
3) Karardan bir suretin Konya C. Başsavcılığı' na gönderilmesine
Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu itirazı kabil olmak üzere karar verildi. 15.01.2009
KONYA 6. ASLİYE CEZA MAHKEMESİ
2007 / 866 E., 2008 / 211 K. Ek karar tarihi 15.01.2009

Adsız dedi ki...

5252 saylı TCK nun yürürlük ve uygulama şeklindeki geçici 1. maddesi 5237 sy TCK nun 2,5,7/2,45/1 ve 52 maddelderinden anlaşılacağı üzere özel yasalardaki aykırı hükümlerin 31.12.2008 tarihine kadar uygulanabileceği bu tarihten sonra 5237 sy TCK nun yukarıda bahsedilen maddelerinde ve genel hükümlerinde ceza nevi olarak hapis cezası ve gün para sistemi öngörüldüğü, bu durumda çek cezaları için düzenlenen para cezalarının uygulama kabiliyetinin kalmadığı, 5728 sy Temel Ceza Kanunlarına uyum amacı ile çeşitli kanunlarda ve diğer bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair kanunda yapılan değişiklik ile çek yasasında değişiklik yapılmadığı, bu durumda çek yasasındaki müeyyidenin uygulama kabiliyetinin kalmadığı anlaşıldığından cezanın durdurulmasına kara vermek gerekmiştir.
Ancak 1999 yılından bu yana çıkarılan af yasaları ve TCK ile CMK nun tümü ile değiştirilmesi, uyarlama çalışmaları yapılması esnasında geriue yönelik olarak kanun haricinde Yargıtay kararları ve uyum asaları ile uygulama yapıldığından bu aşamada ortadan kaldırma kararı vermenin mevcut uygulmayaya aykırı düşeceği kanısı ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1) Hükümlü ........... ve ............ A.Ş. hakkında mahkememizden verilen ......... tarih ve .............. esas ve karar ile ilamatın ......... sırasında işlem gören İNFAZIN DURDURULMASINA
2) Bu aşamada ORTADAN KALDIRMA TALEBİNİN REDDİNE,
3) Karardan bir suretin Konya C. Başsavcılığı' na gönderilmesine
Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu itirazı kabil olmak üzere karar verildi. 15.01.2009
KONYA 6. ASLİYE CEZA MAHKEMESİ
2007 / 866 E., 2008 / 211 K. Ek karar tarihi 15.01.2009

Adsız dedi ki...

sevgili arkadaşlar
ben 18 şubattan beri bu siteyi izliyorum.ilkdefa dün 2121 rumuzu ile yorum yaptım şuan da gördüğüm kadarıile aynı rumuzlu bir bayan arkadaşomız var ve bende tek 21 rumuzu ile yazacağım.dün sayın my wy ile bayağı bu konuları tartıştık gece geç saatlere kadar sayın cüneyt ilede yazıştık.
tabiki hepimiz karamsarız ama unutmayın çıkmayan candan ümit kesilmez.
ben dünde bazı avukatları at sineği olarak tanımlamıştım.şuandada o atsineklerinden biri provaktör olarak siteye girmiş gözüküyor.
sizlerin ümidini tamamen yitirmeye çalışıyor ve arkadaşlarınızı kötülüyor.özellikle sayın kaderi
sayın kaderin önceki yorumları doğrudur okudum alacaklı olarak canı yanan ve buradaki herkesi de potanseyel dolandırıcı konumunda görmek istemesi doğal diye düşünüyorum.
zamanlan sizleri tanıdıktan sonra bu düşüncesinin yanlış olduğunu anlayarak sizlerlen hareket eden bir arkadaşımız oldu.
hata yapmak hepimize mahsustur bu hatasını anlayıpta vazgeçemek ise erdemliktir.bizler hata yapmadıkmı bizler can yakmadıkmı düşünün aldığımız çekler karşılıksız çıkınca canımız yandı feryat ettik
alacağımızı alamayıncada kestiğimiz çekleri ödeyemedik ve başkaları feryat etti bizde can yaktık ve buzincirleme devam etti
sonuç kaos batma ve ceza geldi benim 12 davam vardı kimisi düştü kimi alacaklılar vazgeçti kimiside anlayış göstererek sembolik rakamlara razı oldu.
şuan biten ve infazı gelen 2 davam kaldı malesef çözemedim.1 hafta zamanım var sağlık olsun dünyanın sonu değil halolur çünkü umutluyum ümitliyim yarınlardan düne kadar yalnız ailemile vardım bugün sizlerlen varım.
iyiki varsınız umutlarınızı ve ümitlerinizi kaybetmeyin.
ayrıca infaz müdürü ile yaptığım görüşmede dosyaları göstererek halimizi görüyorsun ben sizden fazla istiyorum bu yasanın çıkmasını bende rahatlarım peki şansımız ne dediğimde türkiyede birşey konuşulmaya başalandıise arkasıda gelecektir.ltfn sabır
sevgiler.

Adsız dedi ki...

26.01 deki kararın yanında bu devede kulak sayılır.Bunu normal mahkeme onu ise dört gözle beklediğimiz yerden geliyor :(

tolga

«En Eski ‹Eski   9801 – 10000 / 22646   Yeni› En yeni»

Yeni anayasa yapılmalı mı?

AKP'nin tavrı kürt sorununun çözümüne olumlu katkı yapıyor mu?

DTP'nin tavrı kürt sorununun çözümüne olumlu katkı yapıyor mu?