Suç ve cezalara ilişkin esaslar
Madde 33- (1) Suç ile ceza ve ceza yerine geçen güvenlik tedbirleri ancak kanunla konulur. Kimse, işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiili gerçekleştirmesinden dolayı cezalandırılamaz ve kimseye suçu işlediği zaman kanunda o suç için konulmuş olan cezadan daha ağır bir ceza verilemez.
(2) Suç ve ceza zamanaşımı ile ceza mahkûmiyetinin sonuçları konusunda da birinci fıkra uygulanır.
(3) Suçluluğu kesin mahkeme kararı ile hükmen sabit oluncaya kadar, kimse suçlu sayılamaz.
(4) Hiç kimse, kendisini ve kanunda gösterilen yakınlarını suçlayan bir beyanda bulunmaya veya bu yolda delil göstermeye zorlanamaz.
(5) Ceza sorumluluğu şahsîdir.
(6) Hiç kimse, yalnızca sözleşmeden doğan bir yükümlülüğü yerine getirememesinden dolayı hürriyetinden alıkonulamaz.
(7) Ölüm cezası ve genel müsadere cezası verilemez.
(8) Kamu İdaresi, kişi hürriyetinin kısıtlanması sonucunu doğuran bir müeyyide uygulayamaz. Türk Silâhlı Kuvvetlerinin iç düzeni bakımından bu hükme kanunla istisnalar getirilebilir.
(9) Uluslararası Ceza Divanına taraf olmanın gerektirdiği yükümlülükler hariç olmak üzere, vatandaş, suç sebebiyle yabancı bir ülkeye verilemez.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
22.646 yorum:
«En Eski ‹Eski 12601 – 12800 / 22646 Yeni› En yeni»--HUKUKUN İÇİNDEN BİRİ--
arkadaslar herkes elınden geldıgınce bırseyler yapıyor.mutlaka ememkler sonucsuz kalmayacak.tesekkurler
Magdur 07 bu iş bitsinde herkes zaten işini , yerini net olarak yazsın yakın olanlar bir buluşup gün tertiplerler bu kadar birlikte üzülüp birlikte sevindiğimiz var.Kader dostluğu oldu bizimkisi.
R.C
tabiki magdur7 herzaman hazırım..dd1dd2
Medyabar a son yorumum ;
ZATEN OLMASI GEREKENİ DEĞERLİ ŞAHSİYETLER SÖYLEMİŞLERDİ.İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ CEZA HUKUK PROF/DEKANI ADEM SÖZÜER , TBMM ADALET KOMİSYONU BAŞKANI AHMET İYİMAYA KEZAA ONUN VEKİLİDE YANİ SAYIN.KÖYLÜDE AYNI ŞEYİ SÖYLEMİŞTİ.AYLARDIR ACIK SECİK ORTADA OLAN BİR KARARIN GEÇTE OLSA TECELLİ ETMİŞ OLMASI HUKUKU GÜVENEN HERKESİ RAHATLATMIŞTIR.BU DEĞERLİ HAKİMLERİMİZİ TEKRAR TEKRAR TEBRİK EDERİM.SİZ SAYIN MEDYABAR YETKİLİLERİNİDE HABER YAPAMAYAN ULUSAL MEDYAYA ÖRNEK NİTELİĞİNDE BİR DERS VERDİĞİNİZ İÇİN TEBRİK EDERİM
09/03/2009 18:45, R.C
tefeci geldi tefeci
ballı lokma tatlısı
para isteyen var mı
beni de listwyw wklwyin
bende hapis cezasının kalkmasını istiyorum
hapis korkusuyla paracıklarımı satamıyorum
hapis kalksın ki iş yapalım
beni de yazın listeye
tefeci
sıyırık geldi işte :))) dd1dd2
ama genede yargıtay kararı gerekecek
bunu beklemek lazım
çünkü bu tür kararlar dediğim gibi
değişiklik arz ediyor
öyle de yargıtay böylede yargıtay
*****10/mart/2009*****
--HUKUKUN İÇİNDEN BİRİ--
BÖYLE ÖNEMLİ BİR GÜN VE SAYIN KADER ABİ YOK NERDE ACABA 3434
Tefeci medyabar sitesine gidiyorsun hemen bir yorum yazıyorsun.Evet hapis kalksın bizde işimize bakalım paracıklarını satmak adına orada bir sesin olsun.Altınada tefeci diye rumuz yaz ama illa.
R.C
Bu kadar strese birazda gülelim
lan geri zekalı tefeci kuş beğinli
para sattığın adamdan çek değilde senet al olsun bitsin:))
salak
yaşasın
hapis kalksın
bizlere gün doğsun
hapisten korkup para alamayanlar rahatlasın
bizde ekmek kazanak
tefeci
tefeci kafayı yemiş arkadaşlar,eeee idare edin o kadarcık olsun:=)))))
Evet sayın Şeker pardon Hukukun içlerinden biri haklsınız yargıtay kararı gerekecektir.Kesin ve katii olarak dosyaların sonuçlandırılması için bu gereklidir.Ama direnen mahkemeler , dogru karar veren mahkemeler karşısında yargıtayın hukukun üstüne cıkacagını sanmıyorum.
R.C
sn salak
çok memnun oldum
bende tefeci
yazının sonundaki salak imzan harika
tefeci
sn salak
çok memnun oldum
bende tefeci
yazının sonundaki salak imzan harika
tefeci
sayın 3434
burdaydım burdayım vede burda olacağım,
izliyorum okuyorum ve f5 yapıyorum.
kader
ARKADAŞLAR ŞİMDİ KARDEŞİM GELDİ DURMADAN F 5 YAPIYORSUN AMA IP NUMARAN AYNI OLDUĞUNDAN TEK GİRİŞ KABUL EDİLİR DİYOR BU ARADA KARDEŞİM PC Cİ
o imzam değil senin soyadın kuş beğinli
Arkadaşlar,
Buraya adsız olanlar yazmasın, hatta adsız olanlar çek mağdurluğuna devam etsin. Hapisde yatsınlar, aranmaya devam etsinler.Onların adı bile yokki hakkı olsun.
Burada kendine ad verenler olası yargıtay kararından etkilensin. Adı olanlar hak ve kanundan faydalansın.
Adlı
Hapisin kalkması tefecinin işine gelir yoksa adam hapiste olunca alıp dağa kaldıramıyor infaz memurlarından rica minnet tel örgü arkasından tehtid ediyor mahkumu..
Eskiden böylemiydi sayın tefeci cocugumuzun gittiği okulu saattlerini bile soylerdiniz..ya abi korkarım başına birşey gelmesin sabi sübyanın falan lugatlarıyla sıkıntı vermek daha kolaydı.Şimdi hapis olunca tatsız oldu tabi devlet cezayı kesiyor sizinde önününüz kesiliyor tabi.
Kalksında sen www.ballılokmatatlısıtefeci.com sitesini kurarsın bizleri orada toplar para satarsın ben böyle düşünüyorum.
R.C
bakın aynı yönde hem lehte hem aleyhte
kararlar zaten vardı
ne oldu
illaki yargıtay kararı olmadan genelleme yapamazsınız
yargıtay kararı tek ve nettir
mahkemeler ayrı ayrı karar verirler bu çok da önemli değildir
sizin gününüz
*****10/mart/2009*****
dur
--HUKUKUN İÇİNDEN BİRİ--
arkadaslar bu haberın duyulması lazım hukuk cevrelerınde.avukatlara bıldırın.en azından bırbırlerıyle konusurlar.adlıyelerde konusulur.belkı hakımlerınde ılgısını ceker.agır ceza vermıs kararı dıye.
arkadaşlar daha öncede yazdım.o tefeci falan degil ne işi olur tefecini bu sitede,o da bizim gibi çek magduru.buradan haber bekler durur gariban ama işte biraz durumlardan dolayı sıyırmış ,idare edin arkadaşımızı...dd1dd2
benide listeye ekleyin
tefeci
Sayın Hukukun İçlerinden gelen gizemli (!) ses kardeşim ,
Maden içindesin bu işin.Asliye ceza ile Ağır cezanın verdiği kararların aralarında ne gibi farklar olduğunu bir anlatsana bize.Asliye ile Agır ayın farketmez diyeceksen yazma komik duruma düşme akşam akşam..
R.C
ah kardeşim rc
hukuk dersi verdirme banaakşam akşam
bak arkadaşım
ağır ceza mahkeme kararları en son nereye gider aslan kardeşim
ah ah ah
kendini avutma
anladık ağır ceza vermiş
ama yargıtay şart canım kardeşim şart
ben size yazıp duruyorum
sizin gününüz
*****10/mart/2009
--HUKUKUN İÇİNDEN BİRİ--
benide listeye ekleyin lannnn
tefeci
Sayın hukukun içinden biri madem hukukçusun atsana şu kararı adalet.org a sana zahmet
beni de listeye ekleyin lannnnnn
tefeci
işler kesat
para satamıyoz
çocuklar aç
ibnelik yapmayın
beni de listeye ekleyin lannnnnn
tefeci
Tefeci eklememiz icin infazın lazım. :))
aykut
infazı ben yaparım
sen boşver
bende hapsin kalkmasını istiyorum vallahi
yemin de ettim bak inan bana
tefeci
1 kader ( ANKARA )
2 şeker (İSTANBUL)
3 soner (ANTALYA- MERKEZ)
4 my way(MERSİN)
5 melek (İSTANBUL)
6 tlgert (İSTANBUL)
7 3434
8 bjk (ANKARA)
9 sss (ANTALYA)
10 adsız-50
11 bir yudum huzur
12 stranger (İSTANBUL )
13 ekm2510 (İSTANBUL)
14 aslı (BURSA)
15 ss34
16 pnr
17 gül
18 ayça
19 mağdur07 (ALANYA)
20 myzafer
21 osman
22 iskender
23 jenardi
24 dd1dd2
25 uludağ
26 hukuçu
27 korhan
28 deniz
29 2121 (ANKARA)
30 rcn2(MANİSA)
31 cüneyt
32 aasaa
33 lave
34 seta (İZMİR)
35 surya809
36 fako
37 mühendis
38 A.Umut
39 hayat (İSTANBUL)
40 selim
41 anfa
42 eren
43 0707
44 ncdt
45 tiponne
46 sc
47 emir (İSTANBUL)
48 sadi
49 halis can
50 tolga (İSTANBUL)
51 4848 (İSTANBUL)
52 R.C
53 nl (İZMİR)
54 ilay
55 atris (ANKARA)28
56 eylül (ANTALYA)
57 Senol-MERSİN
58 cagriv
59 genç 52
60 ankara huk
61-Zaman (Sakarya)
62 FALEZ07 (ANTALYA
63 umutluyum
64 servet (İZMİR)
65 mgunes
66 görkem(bursa)
67 sudes76(Antalya
68 sami kal
69 hukukun içinden biri (ankara)
70 tefeci (kazabılanka-FAS)
1 000 000 tl param dışarıda
en ufak endişem yok
her geçen gün + yazar bana
ama para daha çok
bi taraflardan habire geliyo
para çok alan yok şu sıralar
yani işler kesat
bak isteyeyim şu anda anında
100 000 000 tl yi
15 dakikada getirtirim ben
tefeci
laaa s...ttir sıyırık sende..dd1dd2
medyabarı ihmal ediyorsunuz, okuma sayısı yükselmiyor 20bin olması lazım
arkadaşlar haberi kopyalayıp uğur dündara attım
parantez içi İZMİR olacak
düzeltin fası ması
tefeci
Her pazartesi böyle bir hareket oluyor.
Tamam bitti
geçmiş olsun.
Bayram Havası.
Sonra günler geçiyor.
Elde sadece Karamsarlık havası.
Verilen ne bir mahkeme kararı.
Bu mahkeme kararı ile çek mahkumu çıkıyor arananlar gbt den düşüyormu?
Hayır.
Karamsarlık yok ama abartmada olmasın arkadaşlar
ballı lokma tatlısı
aman da aman
kalksın hapislik tez günde
aman da aman
tefeci
FAS IN RERSİ SAF(
GEYİK
arkadaşlar,
bende en az sizin kadar sevinçli ve daha umut doluyum artık ama herşey bitmiş değil daha.bu kararın mutlaka yargıtaydan geçmesi lazım biliyorsunuz emsal teşkil etmesi için.inanıyorumki oda olacak.biraz daha sabır.
mgunes
SEVDİ KERATA SİTEYİ
geyikler salaklar hep beni mi bulur ya
ya varmı para isteyen
varmı
ballı lokma tatlısı
tefeci
arkadaşlar kesin olan bişey yok tabiiki,ama gelişmeler sona yaklaştıgımızı gösteriyor,mücadelemizin başarı şansı yükseliyor.bu iş kolay degil tabiki,bakın nerden nereye geldik 2.5 ay önce ne vardı?çekin adı bile geçmiyordu ,saysak yüzlerce gelişme oldu lehimize.sabredin ve müğcadeleye devam az kaldı ve hatta bana göerede bu iş bittiii dd1dd2
parayı alırken ağanızım paşanızım
ibneler ödemesi gelince miyavvvvv
hepinizi dağa kaldıracam ah şu hapis kararı bi kalksa
tefeci
afistiyorum.com da khuflu rumuzlu gerizekalı burada tefeci olarak yazı yazıyor
ikinci haberde de 20,500 ü geçtik arkadaşlar
bu listeyi ben kendime kopyaladım
şu hapis kararı kalksın inşallah
bir bir hepinizi dağa kaldıracam ben
tefeci
sırayı bozmak yok
1.kader ilkle başlayacam
alayınızı zaten 10 günde dağda hapsederim ben nasılolsa
hahahahahahahahahahahaha
tefeci
tefeci sen ananı dağa kaldır, al gülüm ver gülüm ne şiş yanar ne kebap. tefecilerin ahlakları geniş olur sen orda onu hallet sen memnun anan memnun geçinir gidersiniz
sen gel bunu kaldır
slm arkadaşlar bende günlerdir yazılanları okuyorum bundan sonra beni de aranıza kabul ederseniz memnun olurum
dağda da bi internet cafe açacam
orada chat yapar durursunuz artık
saati 5 tl den
hahahahahahahahhahahaha
tefeci
lan tefeci
kopyalamana gerek yok yavrum
hapis kalkınca nasılolsa toplanacağız bir yerde sen geloraya hepimizi toptan kaldır
tefeci ne kelimeler hak ediyosun ama .,buradaki insanlar hatırına yazamıyorum.sen kiiimm dag kiimmm sen klavye erkegisin,dışarı çıkarkende eminim erkekligini klavye başında bırakıyorsun?dd1dd2
Ananı dağdamı s.... senin
afistiyorum khuflu adlı uyesi buranın tefecisi
yazılarına bakın anlarsınız
ulen ibneler
para isterken karşımda kedi gibiydiniz
tefeci
şimdi klavye delikanlısı mı oldunuz
görecem hepinizi bir bir
dağ havası iyi gelir size
hahahahahahaha
tefeci
dağda size de bi internet cafe açacam
orada chat yapar durursunuz artık
hapislik kalktı biz dağ havası almaya çıktık diye hahahahahaha saati 5 tl den
hahahahahahahahhahahaha
tefeci
khuflu adlı uyenin adresi var bizde
gerçekten tefeci, khuflu adlı uyeyse seve seve adresini veririm arkadaşlar
www.afistiyorum.com
Helal olsun hepimize 22.000 geçtik
ibnenin biri de her dakka yazıp duruyo 10 mart diye
10 martta yarın bakam ne olacak
onu da kaldıracam dağa
o da sizin hukuk işlerinize bakar orada
ama oranın savcı ve hakimleri biraz gaddardır
hahahahahahahahahha
tefeci
khuflu adlı uyenin adresi var bizde
gerçekten tefeci, khuflu adlı uyeyse seve seve adresini veririm arkadaşlar
www.afistiyorum.com
ya benim gibi tefeci nerdeeeeee
size her türlü sosyal yaşamın altyapısını sunuyor
internet cafe niz var
hukukçu pezevenginiz var
herşey güllük gülistanlık
dah havası
geyikler ayılar
alayı var
tefeci
khuflu adlı uyenin adresi var bizde
gerçekten tefeci, khuflu adlı uyeyse seve seve adresini veririm arkadaşlar
http://www.afistiyorum.com
başka canı çeken varsa eğer
listeye adını ilave etsin
ekmek elden su gölden hava dağdan
hade durmayın kaydolun
tefeci
saniyede 5 kere basarak sadece ben yükseltiyorum bu haberin okuma sayısını lütfen arkadaşlar seri halde f5 yapın ekranın açılmasına gerek yok rahat olun.
tolga
verin abicim o nun adresini,onada gerek yok tel ini verin yeter bana....hadiii göremiyorum öyle adres verecek delikanlı...BUYRUN HADİİİ VERİN ADRESİNİİİ....DD1DD2
ben khuflu muhuflu değilim
tefeci
Ulan tefeci sana sovecem ama babanin sayisini soyle oyle soveyim. nl
arkadaşlar başka yerlerde haber çıkmadımı onca e mailmize rağman ben yokdum öğleden berii
4848
tefeci senin ananı bacını sülaleni bir şişeye doldurur çalkalar çalkalar ilk çıkanı si..rim
sen burada yazacağına anan tüm mahallenin altına yattı git onla uğraş.
annenin sırtı yerden kalmıyor utanmadan buranın klavye kabadaylığınamı soyundun
ulen hollandalı pezevenk
burası türkiye
sıçarım ağzına senin ibne
orada kala kala sende onlar gibi ibne olmuşsun
kapa çeneni koymayayım bitarafına
sana dağda özel ahır da yaptırırım merak etme
para çok bizde ibne
tefeci
sirke teşhire götürürüm seni ibne hollandalı
tefeci
Boşverin tefeciyi
o bunu yaparak oruspu çocuğu olduğunu belli etmeye çalışıyor. e ne yapsın baba ibne anne oruspu babası kim bilmiyorki garibim, tefeci baban komşulardan biridir bunalıma girme hemen burada stres atmana gerek yok.
arkadaşlar,
bu kadar güzel bir haberi gölgeleyen bu şahsa cevap vererek ve hakaret ederek neden prim yaptırıp konudan uzaklaşmamıza yardımcıoluorsunuz?
soru 1: agır ceza mahkemesının kararı asli mahkemelere emsalmidir?
kader
Sayın Hukukun içinden gizemli (!) ses ,
Bende yargıtay kararı gereklidir diyorum zaten aksini savunan yok.
Fakat cıkan tüm kararlar ASLİYE cezalardan çıkmıştı..Şimdi bir üst mahkeme olan AĞIR cezadan çıkması daha olumlumudur , değilmidir bunu soruyorum zaten sana , hoş sormuyorum zaten burdaki herkes bunu aslında daha önemli ve daha sağlam bir adım olduğunun farkında bizim bu kadar konuşmamız bundandır sabahtan beri.Emsal kararmıdır hayır değildir ama sen bunu dilekcenin arkasına emsal gibi koy asliye hakiminin görmesini bir sağla bakalım onunda kafası bi karışıyormu ince ince madde madde okuyormu okumuyormu?
10 Mart meselesine gelince , Sevgili arkadaşım bende her perşembe aileme bu hafta loto bana cıkacak diyorum.Cıkarsa ya bakın bildim işte diyeceğim , cıkmazsa tüh yanlışmış diyeceğim.Cıkarsa herkes bana vayy bildin diyecek , cıkmazsa ertesi gün kimse bilemedin demiyecek unutulacak gidecek.
Buradaki herkes salı günleri CGK nın toplandıgını öğrendi artık.Seninkide benim loto misali göle maya çalmak , ya tutarsa hesabı..Burdaki insanları 15 yaşında cocuk gibi görüp yazıp yazıp duruyorsun ona kızıyorum desem kızamıyorumda kişilik senin kişiliğin istersen her gün 10 bin kere 10 mart yaz.Cıktıgında aaa sen bildin teşekkür ederiz diyen olmayacak sana cunku herkes bunun salı gunu cıkabilecegini biliyor.
Bir zamanlar bir arkadas vardı burada sürekli "bana teşekkür edin , Allah razı olsun deyin " diye yazardı.Argümanları hala gerçekleşmedi bekliyoruz.Herkesinbildigi konularda teşekkür bekleme yada ben biliyorum siz bilmiyorsunuz havasına girme.Emin ol biz hukukun içinden gelen gizemli seslerden daha net ve açık olarak biliyoruz ne olup ne olamayacağını.Sen kendini (egonu) tatmin etmeye deam et sana ne sinirimiz , ne sempatimiz nede başka bir duygumuz olur. Herkes istediğini yazar özgür bir platform burası.
R.C
Arkadaslar az once avukatimla gorustum. Izmirdeki tum hukuk camiasi yeni cek kanunundan sonra patent cezalarindaki cezasizlik doneminin aynen cek kanununda da uygulanacagini bekliyor. Dolandiricilarin onunu acmamak icin yargitaydan ve anayasa mahkemesinden bir ses cikmiyor. Ama yeni cek kanunundan sonra Allahin izni ile HUZUR. Tefeciye tavsiyem bu acikalamadan sonra elindeki karsiliksiz cekleri tuvalette kullanir. Belki hayatinda yasamadigi orgazmi yasar. nl
hadi ben para satıyom
öyle diyonuz böyle siyonuz
size ne demeli peki
parayı alıp ödemeyen
ulan zottirirk ibneler
şu yazdıklarınızın 10 misli size yazılmalı be
ama biz zaten hapisliğin kalkmasını onun için istiyoz
sizi tatile çıkartacaz o zaman
dağa dağa
çok güzel günler geçireceksiniz orada
hahahahahahhahaha
parayı pulu gözünüz görmeyecek o zaman
bekleyin şu kararı
tefeci
Ağır Ceza mahkemesi Kararları Asliye mahkemelerine emsaldir.
Ağır ceza mahkemesi kararlarına Asliye mahkemeleri uymak zorundadır. Ağır ceza mahkemeleri kararını Yargıtay Bozabilir, ancak Yargıtay bozma kararına kadar emsal teşkil eder.
hollandalı ibne seni varya özele tabi tutacam
ulan ibne geri
sana ne diyom ben
hapis kalksın
elimizdeki çekler şöle bi tuv kağıdı olsun
bizde onu istiyoz zaten ibnem benim
bak o zaman onu ekleyip ekleyip çekleri yani ne yapacağız dağda
açılan kursta öğreneceksin sen
hep öğretileri önce şu liste içinde sadece sende göstereceğiz
buna eöin ol ibnem benim
hahahahaha
tefeci
Hiyerarşide
1-Yargıtay Ceza ve Sulh Genel Kurulu
2-Yargıtay Ceza ve Sulh Daireleri
3-Ağır Ceza Mahkemeleri
4-Asliye Ceza ve Sulh Hukuk Mahkemeleri
sıralama budur
Alt üste uymak zorundadır
LAN TEFECİ İBNE
(Sitedeki hanımlar sizden çok çok özür dileyerek... Siz bundan sonrasını okumayın)
LAN TEFECİ
SENDEN ALDIĞIMIZ PARALARI ÖDEMEYECEĞİZ. SENİN ANANI AVRADINI, YEDİ SÜLALENİ SKERİM OROSPU ÇOCUĞU.
SENDEN ALDIĞIM PARALARIN BİR KISMINI KARINA VERDİM. ONA SOR, NİYE VERDİĞİMİ BİLİR O.
LAN PUŞT, BURDA MİLLET CAN DERDİNDE OROSPU ÇOCUĞU.
YAZDIĞIN HER HARF İÇİN BURADAKİ HERKES SANA BİN DEFA SÖVÜYOR PEZEVENK EVLADI
ŞİMDİ YAZ HADİ. BELLİ Kİ KÜFÜRDEN HOŞLANIYORSUN SEN.
eee yarın 10 mart
bi ibnenin dediği gibi
yarın şu hapislik bi bitsin
sonra herkesi uzunca bi tatile çıkartacam ben
para çok masrafsız tatil
bendensiniz benden
ballı lokma tatlısı
aranızda bi de hollandalı ibne var
canı sıkılan onunla oynar
daha ne istiyonuz
hadi ben kaçar
tefeci
lütfen tefecilere kızmayın çok zaman akrabamızın eşimizin dostumuzun kuruş vermediği zaman ticareti sürdürmek için onlardan yardım almışız bedeli ne olursa olsun günü kurtarmışız bundan sonra önemli olan allahtan başka kimseye muhtaç olmamak
Uymak zorunda degildir
Yargıyayın kararını dahi temyiz edebilir,Ceza Genel Kuruluna gönderirsiniz
sayın cüneyt geldiniz mi?yarsavdan biriyle görüşecektiniz
melek
arkadaşım
o zaman sayın ankara hukuklunun dilekçesine ağır cezanın mahkeme kararını ekleyip ne olacağını görmekte yarar var diye düşünüyorum,
kader
SYN ADSIZ YANİİ ŞİMDİ ASLİYE MAHKEMELERİ ÇEKE CEZA VEREMEYECEKMİ BU KESİNMİ?BU KARARA UYMAK ZORUNDALARMI?YARGITAY KARARINA KADAR..DD1DD2
Tefeci gerinde tarak varken, agzinda basparmak varmis. Seni tararlarken emer emer zevk alirmissin. Sanatsal filmlerin porno sitelerinde. nl
DDD hayır uymak zorunda değil,
gerekirse yargıtayın kararına dahi direnir hakimler. bu yetkileri vardır
ulen hollandalı ibne
senin için milyarlar harcayıp
harem kuracam
içindede tek sen olacan
buradan dağa çıkarttıklarıumdan
canı sıkılanı hareme yanına koyacam.diğer arkadaşlarımada
izleteceğim bedelsiz
paradan kaçmayacağım bu iş için
dalda maymun düdükler gibi seni düdükleteceğim
dağ kampımızın neşesi (gülü) (hatta güllüsü) sen olacan
meşhur edecem seni...senin pezevengin de ben olacam
hollandalı ibnem benim
hadi kalın saglıcakla
öptümmm hepinizi
tefeci
Ya allahaşkına biri şu kararı adalet.org'a atsın da hakimlerin yorumlarını görelim
YAA ARKADAŞLAR GERÇEKTEN BOŞVERİN ŞU TEFECİ SIYRIGINI,ADAM AMACINA ULAŞIYOR BİZ BÖYLE YAZILAR YAZARSAK..SEVİYEYİ HEMEN TABAN YAPTIRIYOR.AMACIDA BU ZATENN...DD1DD2
bu güne kadar hakimler biliyor ama puan ve atama kaygısından yargıtayın kararını bekliyorlar diye yorum yapıyorduk neticede puan kaygısından ve atama riskinden kurtuldular bir ilk olarak bir üst mahkemeden karar çıktı şindi neden dirensinler diye düşünüyorum. neticede haklı oldugumuzu biliyoruz,
kader
arkaaşlarrrrrrrrrr
şu tefec denen şerefsze lütfen cevap vermeyin burda biz bayanlarda varız bu kufurleri okumak zorunda degiliz hepimiz çocuklarımız eşlerimiz için burayı takp edyoruz ne olur KÜFÜRLÜ KONUŞMAYINNNNNN
SEVCAN
arkaaşlarrrrrrrrrr
şu tefec denen şerefsze lütfen cevap vermeyin burda biz bayanlarda varız bu kufurleri okumak zorunda degiliz hepimiz çocuklarımız eşlerimiz için burayı takp edyoruz ne olur KÜFÜRLÜ KONUŞMAYINNNNNN
SEVCAN
19.55
Uymak zorundadır, bir üst mahkeme kararı bozana kadar alt mahkemeler karara uyar.
asliye Mahkemesi karara uyar ama bozma için ilgili Yargıtay dairesine, yargıtay dairesi bozma vermedi ve Başsavcılık Asliye mahkemesi temyiz talebinde direndi, dava Ceza Genel Kuruluna gider orası nihai mahkemedir.
Ama bu bozma veya onama çıkana kadar Ağır Ceza Mahkemesi Kararı yürürlüktedir
sevcan
küfürlü konuşanın kim olduğu belli
ben en son öyle yazdım
onun için de özür dilerim sadece siz bayanlardan
ama hollandalı (nl)
neler yazıyor adsız neler yazıyor
lütfen kabak da benim başıma patlamasın
tefeci
arkadaşlar bişi soracağım,bu 31.12.2008 tarihinde düzenlenemeyen maddein içinde ödeme taahhüdü ile ilgili madde varmıydı,yani onada hapis cezası kalkacakmı acaba :=))))
sayın adsız ,
dilekçe verir ekinede bu ağır ceza mahkemesinin kararını eklersek cezaevindeki oğlumun beraatini alabilirmiyim bunumu demek istiyorsunuz,
kader
ayrıca siz bir kişiye şerefsiz derseniz
o kişide cins gözetmeksizin cevabını verir.
bunu da unutmayın sevcan hanım
tefeci
haydi tefeci kaçar
ballı lokma tatlısı
tefeci
TEFECİ
DEVAM EDECEĞİM KÜFÜRE
DEFOL LAN
NE KADAR DA MERAKLIYMIŞSIN NAMUSUNA KÜFRETTİRMEYE!
BU KADAR İŞTAHLI İLK SENİ GÖRDÜM NAMUSSUZ.
adsız senin de aq ben
kızdırma şu tefeciyi be
adsız senin de aq ben
kızdırma şu tefeciyi be
kader yargıtay kararı nasıl mahkemeler için emsalse Ağır ceza kararlarıda asliye ceza için emsaldir. Asliye kararları asliye mahkemeleri için emsal değildir ama ağır ceza kararları tum asliyeler için emsaldir
adam tam gidiyom diyo sen laf atıyon aq
ibne misin nesin
O TEFECİ BURDA KALDIKÇA ANASINA KARISINA SÖVECEM
KENDİ BİLİR. KARISI BİLİR
bende senin aq o zaman
laf anlamıyon sen anlaşıldı
ARKADAŞLAR GEÇEN GÜN FATİH ALTAYLIYA VE DİĞER GAZETECİLERE GÖNDERMİŞ OLDUĞUNUZ MAİLLERİkonusanturkiye@bestfm.com.tr DE PROGRAM YAPAN MURAT ERDİNE ATMAK İSTİYORUM AMA ÖRNEĞİ BULAMADIM VE SİZDE ATIN O BU KONUDA ÇOK UYGUN BİR GAZETECİ HEP YENİ KONULAR ARIYOR SABAHLARI SAAT 09-10 ARASI BEST FM DE PROGRAM YAPIYOR LÜTFEN BANA O GEÇEN GÜNKÜ YAZMIŞ OLDUĞUNUZ ÖRNEKLERDEN (FATİH ALTAYLIYA YOLLADIĞINIZ) LÜTFEN YAPIŞTIRIN BEN GÖNDERİCEM
arkadaşlar şu tefeciyle uğraşacağınıza f5 leyinde bir yararı olsun 27.000 küsürü aştım tıklayarak hadi yardım edin biraz
tolga
SAYIN 20.10 ADSIZ BU BİLGİLERİN DOGRULUGUNU NASIL TEYİD EDERSİNİZ.VEYA HUKUKLAMI UGRAŞIYORSUNUZ.VEYA MESLEGİNİZ NE ?BİLGİLERE İNANABİLMEMİZ AÇISINDAN SORUYORUM ...DD1DD2
arkadaşlar merhaba,,,,kimse yok mu...
dd1dd2
Madde 267 - (1) Hâkim kararları ile kanunun gösterdiği hâllerde, mahkeme kararlarına karşı itiraz yoluna gidilebilir.
Yasa böyle diyor kanunun gösterdiği haller kanunda yazmaktadır .İtirazlarda öyle
İTİRAZ USULÜ VE İNCELEME MERCİLERİ
Madde 268 - (1) Hâkim veya mahkeme kararına karşı itiraz, kanunun ayrıca hüküm koymadığı hâllerde 35 inci Maddeye göre ilgililerin kararı öğrendiği günden itibaren yedi gün içinde kararı veren mercie verilecek bir dilekçe veya tutanağa geçirilmek koşulu ile zabıt kâtibine beyanda bulunmak suretiyle yapılır. Tutanakla tespit edilen beyanı ve imzayı mahkeme başkanı veya hâkim onaylar. 263 üncü Madde hükmü saklıdır.
(2) Kararına itiraz edilen hâkim veya mahkeme, itirazı yerinde görürse kararını düzeltir; yerinde görmezse en çok üç gün içinde, itirazı incelemeye yetkili olan mercie gönderir.
(3) İtirazı incelemeye yetkili merciler aşağıda gösterilmiştir:
a) Sulh ceza hâkiminin kararlarına yapılan itirazların incelenmesi, yargı çevresinde bulundukları asliye ceza mahkemesi hâkimine aittir.
b) Sulh ceza işleri, asliye ceza hâkimi tarafından görülüyorsa itirazı inceleme yetkisi ağır ceza işlerini gören mahkeme başkanına aittir.
c) Asliye ceza mahkemesi hâkimi tarafından verilen kararlara yapılacak itirazların incelenmesi, yargı çevresinde bulundukları ağır ceza mahkemesine ve bu mahkeme ile başkanı tarafından verilen kararlar hakkındaki itirazların incelenmesi, o yerde ağır ceza mahkemesinin birden çok dairesinin bulunması hâlinde, numara olarak kendisini izleyen daireye; son numaralı daire için birinci daireye; o yerde ağır ceza mahkemesinin tek dairesi varsa, en yakın ağır ceza mahkemesine aittir. ağır ceza mahkemesi kararı nihai karardır
d) Naip hâkim kararlarına yapılacak itirazların incelenmesi, mensup oldukları ağır ceza mahkemesi başkanına, istinabe olunan mahkeme kararlarına karşı yukarıdaki bentlerde belirtilen esaslara göre bulundukları yerdeki mahkeme başkanı veya mahkemeye aittir. A
e) Bölge adliye mahkemesi ceza dairelerinin kararları ile Yargıtay ceza dairelerinin esas mahkeme olarak baktıkları davalarda verdikleri kararlara yapılan itirazlarda; üyenin kararını görevli olduğu dairenin başkanı, daire başkanı ile ceza dairesinin kararını numara itibarıyla izleyen ceza dairesi; son numaralı daire söz konusu ise birinci ceza dairesi inceler. Nihai kararlara karşı kural olarak temyize başvurulur. Bu durumda itiraz istisnaidir kanunun açıkça belirttiği kararlara karşı uymak zorunludur, itiraza gidilebilir.
yazmayım dedim sonunda benide delirttin tefeciii seni bir elime geçirirsem şişi alırım bir ucunu kızartırım sonra münasip bir yerine soguk tarafını sokarım niye soguk düşün bakalım
düşündünmü tefeci niye soguk tarafını sokuyorum acaba neden senin gibi dingil sıcak tarafı dışarda kaldıgı için geri tutup çıkaramasın diye
Selam arkadaşlar birisi hukuki.net sitesine konu açmış ''Bu haber çek'ten davası olanlara '' diye bakalım orada hit i ne olacak:))
MURAT ERDİN konusanturkiye@bestfm.com.tr lütfen bu adrese mail atın
SAYIN ADSIZ TEŞEKKÜR EDİYORUM AÇIKLAMALARINIZA.PEKİ ANLAYACAGIMIZ DİLDEN BU KARARI VE GETİRECEKLERİNİ ÖZETLEYEBİLİRSENİZ SEVİNİRİZ(BİZLERİN AÇISINDAN)TEŞEKKÜRLER...DD1DD2
sayın myway nerelerdesınız...merak ettım...sayın cuneyttende ses yok.EMIR
sn emir
ben hep buradayım..durum gayet iyi..artık yarını bekleyeceğiz..umarım yarın bu iş tamamen biter..
my way
DD1DD2
TCK Madde 267 c)......son numaralı daire için birinci daireye; o yerde ağır ceza mahkemesinin tek dairesi varsa, en yakın ağır ceza mahkemesine aittir. ağır ceza mahkemesi kararı nihai karardır...
e) Nihai kararlara karşı kural olarak temyize başvurulur. Bu durumda itiraz istisnaidir kanunun açıkça belirttiği kararlara uymak zorunludur, itiraza gidilebilir.
Ağır Ceza Yargıtaydan önce gelen üst mahkemedir,Ağır Ceza Mahkeme başkanı kararına alt mahkemeler uyar ancak yargıtaya itiraza gidebilir.
SYN MYVAY...BAKIN ADSIZ ARKADAŞIN AÇIKLAMALARI ÇOK ÖNEMLİ EMSAL TEŞKİL ETMESİ KONUSUNDA KANUNLARIDA SIRALADI ARKADAŞIN BİLGİLERİNDEN FAYDALANALIM...SİZİN DÜŞÜNCENİZ NEDİR EMSAL KONUSU VEYA HANGİ MAHKEME HANGİSİNİN KARARINA UYMA KONUSUNDA?..DD1DD2
ARKADAŞIMIZ GAYET AÇIK VE NET AÇIKLIYOR,,,,SYN MY VAY ...DD1DD2
ne oldu f5 yapmayacağız mı artık???
HALİS CAN
30.000 i geçtik :)
tolga
benım sayacta 24bın kusurde nasıl oluyor
YA ARKADAŞLAR NE OLUYOR SİZE ÜŞENİYORMUSUNUZ ALLAH AŞKINA...
BIRAKIN OYALANMAYIDA 100.000 BULALIM. EĞER O RAKAMI YAKALARSAK SORUNUN ÇÖZÜLMESİ ÖNÜNDEKİ TÜM ENGELLER KALAKACAK...
ANLASANIZA YAAAA....
HALİS CAN
sen sabah çıkan habere bakıyorsun ondan 24bin küsür görünüyordur.
iki haber var biri 30bini geçti diğeri 24bini geçti
tolga
sayın myway sız mutlaka arastırmıssınızdır.bu bızler ıcın emsal olabılır mı?avukata ulasamadım.henuz.yarına kaldı.emır
ARKADAŞLAR MEDYABAR DA BİR YORUM DAHA DİKKAT EDİN YORUMA
SN:MEDYABAR YETKİLİLERİ BU GUZEL HABERİNİZ HURRİYRT GURUBUNUDA ETKİLEMİŞ MAHKEMENİN VERMİŞ OLDUGU KARAR METNİNİN ASLI PEŞİNE DUŞMUŞLER ALDIGINIZ İLGİ DİKKATLERİNİ ÇEKMİŞ HABERİNİZE SAHİP ÇIKIN TEKRAR TEŞEKKURLER
09/03/2009 20:38, HASAN........DD1DD2.
YANİİ BU HABERİ HURRİYET GURUBU YAYINLARSA TAMAMDIR İŞ...DD1DD2
SAYIN MYVAY ORDAMISINIZ.?ORDAYSANIZ EGER BİR CEVAP YAZMA ZHMETİNE KATLANIRSANIZ ,BİR İKİ BİŞEY SORDUK.ADSIZ YAZAN ARKADAŞ KANUNLARIDA ORTAYA KOYARAK AÇIKLAMA YAPIYOR,NEDEN ÖNEMSENMEDİ ANLAMADIM????DD1DD2
dd1dd2 arkadaşım niye kendini böyle yırtıyorsun adamın belki işi vardır :)
Adsız dedi ki...
dd1dd2
Madde 267 - (1) Hâkim kararları ile kanunun gösterdiği hâllerde, mahkeme kararlarına karşı itiraz yoluna gidilebilir.
Yasa böyle diyor kanunun gösterdiği haller kanunda yazmaktadır .İtirazlarda öyle
İTİRAZ USULÜ VE İNCELEME MERCİLERİ
Madde 268 - (1) Hâkim veya mahkeme kararına karşı itiraz, kanunun ayrıca hüküm koymadığı hâllerde 35 inci Maddeye göre ilgililerin kararı öğrendiği günden itibaren yedi gün içinde kararı veren mercie verilecek bir dilekçe veya tutanağa geçirilmek koşulu ile zabıt kâtibine beyanda bulunmak suretiyle yapılır. Tutanakla tespit edilen beyanı ve imzayı mahkeme başkanı veya hâkim onaylar. 263 üncü Madde hükmü saklıdır.
(2) Kararına itiraz edilen hâkim veya mahkeme, itirazı yerinde görürse kararını düzeltir; yerinde görmezse en çok üç gün içinde, itirazı incelemeye yetkili olan mercie gönderir.
(3) İtirazı incelemeye yetkili merciler aşağıda gösterilmiştir:
a) Sulh ceza hâkiminin kararlarına yapılan itirazların incelenmesi, yargı çevresinde bulundukları asliye ceza mahkemesi hâkimine aittir.
b) Sulh ceza işleri, asliye ceza hâkimi tarafından görülüyorsa itirazı inceleme yetkisi ağır ceza işlerini gören mahkeme başkanına aittir.
c) Asliye ceza mahkemesi hâkimi tarafından verilen kararlara yapılacak itirazların incelenmesi, yargı çevresinde bulundukları ağır ceza mahkemesine ve bu mahkeme ile başkanı tarafından verilen kararlar hakkındaki itirazların incelenmesi, o yerde ağır ceza mahkemesinin birden çok dairesinin bulunması hâlinde, numara olarak kendisini izleyen daireye; son numaralı daire için birinci daireye; o yerde ağır ceza mahkemesinin tek dairesi varsa, en yakın ağır ceza mahkemesine aittir. ağır ceza mahkemesi kararı nihai karardır
d) Naip hâkim kararlarına yapılacak itirazların incelenmesi, mensup oldukları ağır ceza mahkemesi başkanına, istinabe olunan mahkeme kararlarına karşı yukarıdaki bentlerde belirtilen esaslara göre bulundukları yerdeki mahkeme başkanı veya mahkemeye aittir. A
e) Bölge adliye mahkemesi ceza dairelerinin kararları ile Yargıtay ceza dairelerinin esas mahkeme olarak baktıkları davalarda verdikleri kararlara yapılan itirazlarda; üyenin kararını görevli olduğu dairenin başkanı, daire başkanı ile ceza dairesinin kararını numara itibarıyla izleyen ceza dairesi; son numaralı daire söz konusu ise birinci ceza dairesi inceler. Nihai kararlara karşı kural olarak temyize başvurulur. Bu durumda itiraz istisnaidir kanunun açıkça belirttiği kararlara karşı uymak zorunludur, itiraza gidilebilir.
DD1DD2
ADSIZ ARKADAŞ BİRAZ ÖNCE BURDAYIM DEDİ DE ONUN İÇİN YIRTIYORUM BAŞKA Bİ SORUN VARMI ADSIZ ARKADAŞ?DD1DD2
sn dd1dd2
bu siteye en fazla yorum yazan her halde benim..üşenmem yani..
benim düşüncem şu;
1 sakarya 1. ağır cezanın verdiği karar emsal olursa bütün mahkemelerin buna uyması manası taşır..bu kanımca biraz zor..neden sorusuna cevap olarakta...
benim dilekçemde asliye ceza tarafından reddedildi ve ağır cezaya itiraz ettim ..fakat henüz sonuçlanmadı..mahkemenin kararını beraatle sonuçlandırmasını bekliyorum ama sonuçta yetki açısından aynı asliye cezaların farklı karar verdiği gibi ağır cezalarında farklı karar verebilmelerinin önünde engel yok gibi geliyor..
acaba haksızmıyım?
my way
sn my way
öncelikle cevap verdiğiniz için teşekkürler. bu cgk kararlarında, istediğimiz gibi sonuç çıkmazsa yarın benim bu dilekçe işlerini halletmem lazım .itiraz için yarın son gün.dilekçelerin elimde hazır olması lazım ben gene son ana kadar beklerim.itiraz dilekçe örneği elimde var. bu dilekçeye hangi karaları eklemem gerekiyo. yazarsanız sevinirim.bu sakarayadaki karar kullanılabilirmi
birde bu dilekçe işini arkadaşım içerden kendi halledebilirmi ben ona fakslayacağım bu dilekçeleri
BİRİNCİ BÖLÜM-İtiraz
İtiraz olunabilecek kararlar
İtirazın kararın yerine getirilmesinde etkisi
TCK MADDE 269. - (1) İtiraz, kararın yerine getirilmesinin geri bırakılması sonucunu doğurmaz.
(4) Merciin, itiraz üzerine verdiği kararları kesindir; ancak ilk defa merci tarafından verilen tutuklama kararlarına karşı itiraz yoluna gidilebilir.
Ağır Ceza Mahkeme Başkanının Beraat kararlarına itiraz yoluna gidilemez..
cüneyt arkadaşım nerelerdesin senden iyi haberler bekliyoruz.Kötüde olsa haber ver
melek
İŞTE BU KADAR TEŞEKKÜRLER.SADECE O KONUDA BİR YORUM İSTEDİK.BUDA BU KONULARDA YETERLİ BİLGİLERE SAHİP OLDUGUNUZ İÇİNDİ..TEŞEKKÜRLER..DD1DD2
bu 269 CMK danmı..
sn dd1dd2
sizden fazla bildiğim bir konu yok sayılır.sadece anında araştırarak ,bilgiye ulaşmaya çalışıyorum .bunu da daha çok kanunları google a yazarak ve okuyarak yapıyorum..ama yinede sağol..
my way
SN MY WAY LÜTFEN BENİM DİLEKÇE ÖRNEKLERİMİN YANINA EKLEMEM GEREKEN VE YAPMAM GEREKENLERİ YAZMADAN UYUMAYINNNN LÜTFEN..!
sn 21.11
Etkin pişmanlık
MADDE 269. - (1) İftira edenin, mağdur hakkında adlî veya idarî soruşturma başlamadan önce, iftirasından dönmesi hâlinde, hakkında iftira suçundan dolayı verilecek cezanın beşte dördü indirilir.
budur..
sizin dediğiniz CMK olabilir onada bakacağım..
my way
ya inşallah gerçektir,inşallah emsal teşkil eder.Az önce konyadan bi arkadaş mesaj attı.itiraz dilekçeci yazmış.hakim almamış.itiraza gerek kalmadı birkaç gün sıkın dişinizi istediğiniz karar çıkıcak,boşuna itiraz dilekçesi vermeyein,gerekyok demiş. ben kendim çekten metriste yattım.inanın cezaevinin yarısı çekten dolayı yatanlarla dolu.yazık bu insanlara.DUYUN ARTIK SESİMİZİ...........
arkadaşlar bu medyabar daki son yorum
sn tenten
bu konuda ayrıntılı bilgi vereceğim.önce şu 269 maddeyi açıklığa kavuşturalım..
my way
Ceza Muhakemeleri Kanunu
CMK267 - 279
SAYIN MYVAY ASLİYE MAHKEMELERİ FARKLI KARARLAR VEREBİLİR O TAMAM AGIR CEZALARDA FARKLI KARARLAR VEREBİLİR O DA OKEY..AMA BURADA Kİ ANLATMAK İSTEDİGİM..ADSIZ ARKADAŞIN KANUNLARI ORTAYA KOYARAK YAPTIGI YORUMA GÖRE .VEDE AGIR CEZA KARARLARINA ASLİYE CEZA MAHKEMELERİNİN UYMA ZORUNLULUGUNA GÖRE ÇEK KONUSUNDA FARKLI KARAR VEREMEYECEKKİ AGIR CEZAYA GİTSİN DAVA.EGER Bİ BAŞKA AGIR CEZADA FARKLI KARAR VERİRSE O ZAMAN İŞ KARIŞIR VE YARGITAY TEMİZLER İŞİ...KISACA ARKADAŞIN YAZDIGI ASLİYELER AGIR CEZAYA UYMA ZORUNLULUGU VARSA..ASLİYELER AKSİNE KARAR VEREMEYECEKKİ AGIR CEZAYA NEDEN GİTSİN?DD1DD2
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 267 – 269
İTİRAZ USULÜ VE İNCELEME MERCİLERİ
Madde 268 - (1) Hâkim veya mahkeme kararına karşı itiraz, kanunun ayrıca hüküm koymadığı hâllerde 35 inci Maddeye göre ilgililerin kararı öğrendiği günden itibaren yedi gün içinde kararı veren mercie verilecek bir dilekçe veya tutanağa geçirilmek koşulu ile zabıt kâtibine beyanda bulunmak suretiyle yapılır. Tutanakla tespit edilen beyanı ve imzayı mahkeme başkanı veya hâkim onaylar. 263 üncü Madde hükmü saklıdır.
(2) Kararına itiraz edilen hâkim veya mahkeme, itirazı yerinde görürse kararını düzeltir; yerinde görmezse en çok üç gün içinde, itirazı incelemeye yetkili olan mercie gönderir.
(3) İtirazı incelemeye yetkili merciler aşağıda gösterilmiştir:
a) Sulh ceza hâkiminin kararlarına yapılan itirazların incelenmesi, yargı çevresinde bulundukları asliye ceza mahkemesi hâkimine aittir.
b) Sulh ceza işleri, asliye ceza hâkimi tarafından görülüyorsa itirazı inceleme yetkisi ağır ceza işlerini gören mahkeme başkanına aittir.
c) Asliye ceza mahkemesi hâkimi tarafından verilen kararlara yapılacak itirazların incelenmesi, yargı çevresinde bulundukları ağır ceza mahkemesine ve bu mahkeme ile başkanı tarafından verilen kararlar hakkındaki itirazların incelenmesi, o yerde ağır ceza mahkemesinin birden çok dairesinin bulunması hâlinde, numara olarak kendisini izleyen daireye; son numaralı daire için birinci daireye; o yerde ağır ceza mahkemesinin tek dairesi varsa, en yakın ağır ceza mahkemesine aittir.
d) Naip hâkim kararlarına yapılacak itirazların incelenmesi, mensup oldukları ağır ceza mahkemesi başkanına, istinabe olunan mahkeme kararlarına karşı yukarıdaki bentlerde belirtilen esaslara göre bulundukları yerdeki mahkeme başkanı veya mahkemeye aittir.
e) Bölge adliye mahkemesi ceza dairelerinin kararları ile Yargıtay ceza dairelerinin esas mahkeme olarak baktıkları davalarda verdikleri kararlara yapılan itirazlarda; üyenin kararını görevli olduğu dairenin başkanı, daire başkanı ile ceza dairesinin kararını numara itibarıyla izleyen ceza dairesi; son numaralı daire söz konusu ise birinci ceza dairesi inceler.
İTİRAZIN KARARIN YERİNE GETİRİLMESİNDE ETKİSİ
Madde 269 - (1) İtiraz, kararın yerine getirilmesinin geri bırakılması sonucunu doğurmaz.
(2) Ancak, kararına itiraz edilen makam veya kararı inceleyecek merci, geri bırakılmasına karar verebilir.
Ağır ceza mahkemsi kararını iyi okursanız emsal karardan bahsetmektedir
Ağır Ceza Mahkeme kararları nihai ve emsal kararlardır.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 267 – 68 - 69 - 70 - 71
sn dd1dd2
sorunda burada zaten hemen hemen herkes asliye cezaya itiraz etti ..ya reddedildi ya da infaz durdu..reddeilen karara itiraz edenler ağır cezadan karar bekliyor..şu an durum bu..
ama bana göre ve herkese göre ortada dolaşan ve asliye ceza mahkemelerinin kararlarından sonra üst mahkemeden lehimize karar çıkması..şüphesiz bu çok önemli bir gelişmedir..
my way
sn tenten
bence..anayasa mahkemesi kararı.
2005 yılında uzlaşma ile ilgili verilen cgk kararı..
ve bu gün ağır ceza mahkemesi kararını dilekçenize ekleyin..
my way
Arkadaşlar dikkat ettinizmi
Sakarya Agır Cezanın verdiği kararda temyizine dahi yer mahal vermeden kesin hüküm demiş
Ağır Ceza Mahkemelerinin beraat yönündeki kararlarına itiraz edilemez
Evet bütün gün F5 yapıp durduk gün bitti sıra ağırceza mahkemesinin verdiği karar emsal teşkil eder mi yoksa etmez mi araştıralım bulalım
Sayın adsız
Ağır Ceza Mahkemelerinin beraat yönündeki kararlarına itiraz edilemez
ne demek ?
SAMAN YOLU TV 11 MART ÇARŞAMBA SAAT 21.20 KAPI ALTI PROGRAMINDA CEZA EVİ ANLATILACAK HEMEN MESAJ YAZIP DİKKATLERİ BİZEDE ÇEKELİM HA GAYRET SAMİ KAL
Birisi itiraz edilemez diyor öteki emsal teşkil eder diyor etmez diyenler de var bilen yok mu bunu allahaşkına
GEÇMİŞ OLSUN ARKADAŞLAR...
karşılıksız çek ve yasal düzenlemeler
Ana Sayfa Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvuru olanakları, Karşılıksız Çek suçları ile ilgili örnek kararlarMart 9, 2009...6:51 pm
Sakarya ‘dan Karşılılıksız Çek’e hapis yok kararı …
Yorumlara Git
Sakarya lnci Ağır Ceza Mahkemesi, Türkiye’de binlerce kişinin hapisten çıkmasına neden olacak bir karar verdi. Mahkeme 3167 sayılı çek kanunuyla ilgili yasada boşluk olması nedeniyle karşılıksız çek vermek suçundan Adapazarı Asliye Ceza Mahkemesi tarafından hapis cezasına çarptırılan ve tutuklanan İstanbul Ümraniye’de esnaflık yapan Hasan Sulhi S.na verilen 24 bin 300 lira adli para cezası sonrasında verilen hapis cezası hükmü durdurdu
Bu karar sonrasında karşılıksız çek vermek suçundan Ferizli Cezaevinde tutuklu bulunan Hasan H. Seyalıoğlu’nu tahliye ederken mahkemenin bu kararının emsal teşkil edebilecegi belirtildi.
Türkiye’de ilk olan karar , Sakarya lnci Ağır Ceza Mahkemesi başkanı Abdulkadir Yavuz mahkeme heyeti hakim Burhanettin Esenkar, Cevdet Bak tarafından tutuklanan Hasan Sulhi Seyalıoğlu’nun avukatının cezaya yaptığı itiraz sonrasında verildi.
İstanbul Ümraniye’de tavukçuluk yapan Hasan Sulhu S.(64) 17 Şubat 2007 tarihinde kestiği 24 bin 300 liralık çek karşılıksız çıkınca hakkında karşılıksız çek vermek suçundan Adapazarı lnci Asliye Ceza Mahkemesi tarafından dava açıldı. 12 Aralık 2007 tarihinde karara çıkan dava sonrasında da İstanbullu tavukçu karşılıksız çek vermek suçundan çek bedeli olan 24 bin 300 YTL adli para cezasına çarptırıldı.
Mahkemenin kararı 29 Ocak 2009 tarihinde infaz edilerek Hasan Sulhi Seyalıoğlu tutuklanarak Ferizli Cezaevine konuldu.
Bu tutuklama sonrasında Seyalıoğlu’nun avukatı Sakarya lnci Ağır Ceza Mahkemesine verdiği dilekçe ile hapis cezasının 3167 sayılı çek kanunun 16ncı maddesi ile TCK’nın 20,43,52,53,60 ve 6lni maddelerini kapsayan düzenlemelere aykırı olduğunu ve 31 Kasım 2008 tarihi itibariyle de karşılıksız çek keşide etmek eyleminin suç olmaktan çıktığını belirterek müvekkilinin tahliye edilmesini istedi.
İtirazı inceleyen Sakarya lnci Ağır Ceza Mahkemesi Türkiye’de emsal teşkil edecek bir karar verdi.
İŞTE MAHKEMENİN GEREKÇESİ
Mahkeme 4 sayfalık kararında tahliyeye gerekçe olarak şunları yazdı:
“ 3167 sayılı yasanın 16ncı maddesi değerlendirildiğinde çek tutarı kadar ağır para cezası ile cezalandırır. Ancak veilen para cezası 80 milyar liradan fazla olamaz”hükmünün bulunduğu bu düzenlemenin gün para cezası içermemesi nedeni ile TCK’nın 52/1 maddesine uygun olmadığı ortadadır.
Bu düzenleme karsısında açık bir yasal düzenleme yokken çek bedeli kadar tam gün sayısı belirlenerek bunun 20-100 lira arasında takdir edilecek bir bedelle çarpılması sureti ile sanığın cezalandırılabilecegini degerlendirmek kıyas yapmaktır. Kıyas TCK’nın 2/3 madde ve fıkrası ile yasaklanmıştır. Buna öre kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler kıyasa yol açacak biçimde yorumlanamaz. Kararına itiraz edilen mahkeme gerekçesinde kıyas yasağına ragmen kıyas yaparak adli para cezası olduğu belirtilmiştir.
3167 sayılı yasada bulunan ve 5237 sayılı TCK’nınlnci kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümler 31 Aralık 2008 tarihine kadar uygulanabilecektir. Bu düzenlemenin mevhumu 52nci maddede düzenlenen gün para sistemine aykını oln ceza kuralının 31 Aralık 2008 tarihinden sonra uygulanamayacağı anlaşılmaktadır. Kaldı ki yasa koyucu 5252 sayılı yasanın geçici lnci maddesine dikkate alarak 5728 sayılı yasa ile özel yasalarda ayrıntılı düzenleme yapmasına rağmen 3167 sayılı yasada herhangi bir düzenleme yapmamıştır.
Yasa koruyucunun atlama yaptığı, bu konuyu unuttuğu kabul edilemeyecegine göre yasa koruyucunun muradının 3167 sayılı yasanın 16/1 maddesi ile düzenlenen ceza kuralının ortadan kalkması uygulanamaz olması olduğu kabul edilmelidir. Çünkü ceza kuralları uyguylanmak amacı ile konulur.Uygulanmayan bir ceza kuralı kaldırılmış demektir. Uygulanamayacağı yasa ile düzenlenen bu nedenle yasal olarak kaldırılma dışında yok hükmünde olan bir kurala göre ceza vermek gerek Anayasa7da yapılan dütenlemeye temel hak ve özgürlükleri içeren uluslar arası sözleşme hükümlerine ve gerekse türk ceza kanunun 2nci maddesinde düzenlenen kanunun açıkca suç saymadığı bir fiim içim kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunlarla yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden baska bir ceza .ir güvenlik tedbirine hüküm olunamaz kuralına da aykırıdır
Mahkeme 4 sayfalık gerekçesiyle itirazı kabul ederek yasada yeni düzenleme yapılıncaya kadar infazın durdurulmasına karar vedi.
Bu karar ile karşılıksız çek vermek suçundan tutuklanan ve cezaevlerinde bulunan kişilerinde tahliyeleri gündeme geldi
alıntıdır www.sakaryahalk.com
samantolundan bişey çıkmaz onların işi gücü ergenekon
SAKARYA DAN BU KARARIN BİR NÜSHASINI BULMAK GEREK ŞİMDİ.
TCK Madde 267 c)......son numaralı daire için birinci daireye; o yerde ağır ceza mahkemesinin tek dairesi varsa, en yakın ağır ceza mahkemesine aittir. ağır ceza mahkemesi kararı nihai karardır...
e) Nihai kararlara karşı kural olarak temyize başvurulur. Bu durumda itiraz istisnaidir kanunun açıkça belirttiği kararlara uymak zorunludur, itiraza gidilebilir.
Ağır Ceza Yargıtaydan önce gelen üst mahkemedir,Ağır Ceza Mahkeme başkanı kararına alt mahkemeler uyar ancak yargıtaya itiraza gidebilir.
Ağır Ceza Mahkemesi kararları emsal teşkil eder.
Ağır Ceza Kararlarının kararları nihai karardır
Ağır Ceza Kararlarının İlk defa tutukluluk kararı vermesi halinde itiraz edilebilir.
Asliye Mahkemelerinin tutukluluk kararına itirazlarda, Ağır Ceza Mahkemesi nihai kararı verir, Ağır Ceza mahkemesinin beraat kararına itiraz edilemez.
yargıtay kararı nasıl mahkemeler için emsalse Ağır ceza kararlarıda asliye ceza için emsaldir. Asliye kararları asliye mahkemeleri için emsal değildir ama ağır ceza kararları tum asliyeler için emsaldir
İnşallah adsız arkadaşın söylediği doğrudur da bu iş biter
Diyelim ki emsal teşkil ediyor şimdi ne olacak
Zafer Çağlayan Habertürkte
mail yağmuru hadi arkadaşlar
sn cüneyt yok kötü bir haber olsa yazmam demişti Allah korusun
o zaman izmir asliye lerine yapılacak itiraza sakaryadaki ağır ceza mahkemesinin verdiği karara istinaden talepte bulunabilecekmiyiz peki.....iskender
cevap bekli,yorum arkadaşlar .... iskender
arkadaşlar
ayça cuma günü polis tarafından alındı
ARKADAŞIM AYÇA HANGİ İLDEYDİ..HANGİ İLÇEDEYDİ..? O BÖLGEDE SAVCILAR İNFAZA DEVAM EDİYOR OLABİLİR.. BÖLGE SÖYLEME ŞANSIN VARMI.. BİZ BİRAZ DAHA DİKKAT EDELİM..
KORHAN.
VE UMARIM AYÇADA EN KISA ZAMANDA ÇIKAR..CANI GÖNÜLDEN DİLİYORUM..KORHAN.
slm
arkadaşlar
hepimizin gözü aydın bakıyorum da sitedeki gelişmeler gayet sevindirici.
umarım hep böyle olur
ben bugün izmirde itirazlar ile dolu bir gün yaşadım.
bu güzel haber lerin üstüne moralinizi bozmak istemiyorum.
halen bir çok hakim direniyor ama sanki ağır cezalar olumlu bakıyor gibi.
umarım her şey gönlümüzce olur
ayça arkadaşa da çık üzüldüm bende bugün direkten döndüm.
arkadaşlar
cüneyt arkadaştan haberi olan varmı?
çok gecikti umarım başına bir hal gelmemiştir!
sn iskender
sizin izmirde hangi asliyelerde davalarınız?
arkadaşlar ben geldim.görüyorum ki büyük bir bilgi kirliliği var.bir karara bu kadar yoğunlaşmayın. evet bizim için mükemmel bir gelişme.mükemmelden de öte harika.ancak herkes cgk dan gelicek habere yoğunlaşmış durumda.
arkadaşlar hiçbir ağır ceza mahkemesi bence,yöntem olarak yargıtayın hayır dediği yada diyeceği bişeye evet demez.biriler 10 mart sizin gününüz diyor. bekliyelim 10 martı . şurda ne kaldı.yada 10 mart değilse birazdaha dişimizi sıkalım nezaman çıkacaksa bu karar ozaman bakarız önümüze.avukatların bu kadar üzerine gidipte herhangi bir ağır cezadan bu şekilde bir karar alacaklarını sanmıyorum ben.yargıtay cgk kararı olumlu gelmedikçe paçaları sıvamayın..
jenardi
arkadaşlar ben geldim.görüyorum ki büyük bir bilgi kirliliği var.bir karara bu kadar yoğunlaşmayın. evet bizim için mükemmel bir gelişme.mükemmelden de öte harika.ancak herkes cgk dan gelicek habere yoğunlaşmış durumda.
arkadaşlar hiçbir ağır ceza mahkemesi bence,yöntem olarak yargıtayın hayır dediği yada diyeceği bişeye evet demez.biriler 10 mart sizin gününüz diyor. bekliyelim 10 martı . şurda ne kaldı.yada 10 mart değilse birazdaha dişimizi sıkalım nezaman çıkacaksa bu karar ozaman bakarız önümüze.avukatların bu kadar üzerine gidipte herhangi bir ağır cezadan bu şekilde bir karar alacaklarını sanmıyorum ben.yargıtay cgk kararı olumlu gelmedikçe paçaları sıvamayın..
jenardi
SYN MY WAY ÇOK OLUYORUM AMA BU KARARLARI TEKRAR GÖNDERİRMİSİNİZ. SAYGILAR
Ayça bursadan
avukatlar en iyi şekilde itiraz ettiler ama yetmedi ağır ceza red verdi
expo16
Ayça bursadan
avukatlar en iyi şekilde itiraz ettiler ama yetmedi ağır ceza red verdi
expo16
arkadaşlar ben Ayçanın eşiyim
bilmem dorumu olacak.hepimiz birleşib bir avukatla çalışalım.yani avukatı Kiralayalım.İnsan Hakları Mahkemeyle tehtit edib böyle bir adaletsizlik olmayacahını kolayca anlatılır siz isterseniz önderlik edebilirim.kendimde Avrupalıyım.
arkadaşlar ben Ayçanın eşiyim
bilmem dorumu olacak.hepimiz birleşib bir avukatla çalışalım.yani avukatı Kiralayalım.İnsan Hakları Mahkemeyle tehtit edib böyle bir adaletsizlik olmayacahını kolayca anlatılır siz isterseniz önderlik edebilirim.kendimde Avrupalıyım.
cüneyt yokmu
expo 16
sn 21 direkten döndüm dedin ne oldu
SN MY WAY E SÖYLEDİM AMA GİTTİ GALBA. ELİNDE
anayasa mahkemesi kararı.
2005 yılında uzlaşma ile ilgili verilen cgk kararı..
OLAN VARSA GÖNDEREBİLİRMİ ACABA.
sn tenten
T.C.
YARGITAY
CEZA GENEL KURULU
E. 2005/10-84
K. 2005/90
T. 5.7.2005
• KARŞILIKSIZ ÇEK KEŞİDE ETMEK SUÇU ( TCY. 73/8 ve CYY. 253 vd. Maddelerinde Düzenlenen Uzlaşma Hükümleri/3167 S. Yasa Hükümlerine Aykırılık Oluşturmadığı ve Çatışmadığı - Şikayet Bulunduğunda Öncelikle Uzlaşma Hükümlerinin Uygulanmasının Yasal Zorunluluk Olduğu )
• KARŞILIKSIZ ÇEK KEŞİDE ETMEK SUÇUNDA ÖNCELİKLE UZLAŞMA HÜKÜMLERİNİN UYGULANMASI ZORUNLULUĞU ( TCY. 73/8 ve CYY. 253 vd. Maddelerinde Düzenlenen - Fail ve Mağdura Sağlanan Hak ve Yetkileri Genişletici ve Tamamlayıcı Hükümler Olduğu )
• UZLAŞMA ( Yeni Ceza ve Ceza Usulü Yasalarımızda Şikayete Bağlı Suçlarda Uzlaşma Hükümlerine Tabi Olmama Yönünde İstisna Kabul Edilmediği - Karşılıksız Çek Keşide Etmek/Şikayet Bulunduğunda Öncelikle Uzlaşma Hükümlerinin Uygulanmasının Yasal Zorunluluk Olduğu )
• ŞİKAYETE BAĞLI SUÇLAR ( Karşılıksız Çek Keşide Etmek/Şikayet Bulunduğunda Öncelikle Uzlaşma Hükümlerinin Uygulanmasının Yasal Zorunluluk Olduğu - Yeni Ceza ve Ceza Usulü Yasalarımızda Bu Suçlarda Uzlaşma Hükümlerine Tabi Olmama Yönünde İstisna Kabul Edilmediği )
• YENİ CEZA VE CEZA USULÜ YASALARIMIZ ( Şikayete Bağlı Suçlarda Uzlaşma Hükümlerine Tabi Olmama Yönünde İstisna Kabul Edilmediği - Karşılıksız Çek Keşide Etmek/Şikayet Bulunduğunda Öncelikle Uzlaşma Hükümlerinin Uygulanmasının Yasal Zorunluluk Olduğu )
• FAİL VE MAĞDURA SAĞLANAN HAK VE YETKİLERİ GENİŞLETİCİ VE TAMAMLAYICI HÜKÜMLER ( TCY. 73/8 ve CYY. 253 vd. Maddelerinde Düzenlenen Uzlaşma Hükümleri - Karşılıksız Çek Keşide Etmek Suçunda da Öncelikle Uygulanmasında Yasal Zorunluluk Bulunduğu )
• MAĞDUR VE FAİLE SAĞLANAN HAK VE YETKİLERİ GENİŞLETİCİ VE TAMAMLAYICI HÜKÜMLER ( TCY. 73/8 ve CYY. 253 vd. Maddelerinde Düzenlenen Uzlaşma Hükümleri - Karşılıksız Çek Keşide Etmek Suçunda da Öncelikle Uygulanmasında Yasal Zorunluluk Bulunduğu )
3167-1/m. 16/b-c
5237/m. 5, 73/8
5271/m. 253, 254, 255
5252/m.Geç.1
ÖZET : Karşılıksız çek keşide etmek suçu şikayete bağlı suçlardandır. Gerek yeni maddi ceza, gerek ceza usulü yasalarımız şikayete bağlı suçlarda uzlaşma hükümlerine tabi olmama yönünde istisna kabul etmemiştir. Uzlaşma şikayete bağlı tüm suçlarda uygulama alanı bulacaktır.
TCY.nın 73/8 ve CYY.nın 253 vd. maddelerinde düzenlenen uzlaşma hükümleri, 3167 sayılı Yasanın 16/b ve 16/c maddelerinin yerine geçip onları ortadan kaldıran ve uygulama yeteneğini yok eden düzenlemeler olmayıp, bu düzenlemeleri de kapsayan, fail ve mağdura sağlanan hak ve yetkileri genişletici ve tamamlayıcı hükümler olup, 3167 sayılı Yasa hükümlerine aykırılık oluşturmadığı gibi, onlarla da çatışmamaktadır.
Bu nedenle şikayet bulunduğunda, öncelikle uzlaşma hükümlerinin uygulanması yasal zorunluluğu yerine getirilecek; uzlaşılmadığı takdirde 3167 sayılı Yasanın 16/b ve 16/c maddelerindeki yetki ve olanaklar özgür irade ile kullanılabilecektir.
DAVA : Karşılıksız çek keşide etmek suçundan sanığın, 3167 sayılı Yasanın 16/1. maddesi uyarınca 1 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ve 1 yıl süre ile bankalarda çek hesabı açmak ve çek keşide etmekten yasaklanmasına ilişkin, İstanbul 7. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 15.05.2001 gün ve 989-2233 sayılı hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosyayı inceleyen Yargıtay 10. Ceza Dairesince 24.03.2003 gün ve 8340-3287 sayı ile;
"...08.03.2003 tarih 25042 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 3167 sayılı Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Yasada Değişiklik yapılmasına ilişkin 4814 sayılı Yasanın Geçici 1 ve 2. maddeleri ile TCY.nın 2/2. maddesi hükmü nazara alınarak uygulama yapılmasında yasal zorunluluk bulunması" gerekçesiyle bozulmuş, Bozmaya uyan Yerel Mahkemece 16.10.2003 gün ve 348-713 sayı ile; 4814 sayılı Yasayla değişik 3167 sayılı Yasanın 16. maddesi uyarınca sanığın çek tutarı olan, 316.000.000 lira ağır para cezasıyla cezalandırılmasına, 1 yıl süre ile çek keşide etmekten ve bankalarda çek hesabı açmaktan yasaklanmasına karar verilmiş,
Sanık müdafi tarafından temyiz edilen bu hüküm, dosyayı inceleyen Yargıtay 10. Ceza Dairesince 10.06.2005 gün ve 1236-5918 sayı ile onanmıştır. Yargıtay C.Başsavcılığınca 17.06.2005 gün ve 26558 sayı ile, "01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Yasası'nın 73. maddesi, soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı bulunan suçlarda yeni bir kurum olarak getirdiği uzlaşma yöntemini öncelikle uygulanmasını zorunlu olarak öngörmüş ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Yasası'nın 253 ve 254. maddelerinde ise uzlaşma usulü düzenlenmiştir.
Karşılıksız çek keşide etmek suçu şikayete bağlı suçlardandır. Gerek yeni maddi ceza, gerek ceza usulü yasalarımız şikayete bağlı suçlarda uzlaşma hükümlerine tabi olmama yönünde istisna kabul etmemiştir. Uzlaşma şikayete bağlı tüm suçlarda uygulama alanı bulacaktır.
Buna göre şikayet vaki olduğunda CYY'nın 253. maddesindeki usül gereği olarak uzlaşma süreci başlatılacaktır. Bu süreçte yasal otorite yönetiminde çek bedelinin veya karşılıksız kalan kısmının önemli bir miktarının ödenmesinin fail tarafından kabul edilmesi ve buna şikayetçinin rıza göstermesi ve sonucunda da tarafların uzlaşıp failin uzlaşılan miktarı ve masrafları ödemesi soruşturmayı ve kovuşturmayı sona erdirecektir. Bu, sanığa yeni ceza yasasının tanıdığı yeni bir imkândır. Zararın uzlaşılan miktarının ve giderlerinin ödenmesi şikayetten vazgeçme yanında ayrı bir takipsizlik veya davanın düşme nedenidir. Hiçbir zaman soruşturma ve kovuşturmada şikayetten vazgeçme hakkını kısıtlayan bir durum yaratmamaktadır. Uzlaşma olmadığı takdirde sonraki her evrede şikayetçi vazgeçme hakkını kullanabilecektir. Yine fail çek tutarının tamamını veya karşılıksız kalan kısmını evrelerine göre değişen tazminat ve gecikme faizini ödemesi halinde ceza davası düşecek veya tüm sonuçlarıyla ortadan kalkacaktır. Görülmektedir ki uzlaşma hükümleri, 3167 sayılı Yasa'nın "hükmün kesinleşmesinden sonra şikayetten vazgeçildiğinde de hüküm bütün cezai sonuçlarıyla ortadan kalkar" şeklinde 16/b maddesinin 3. fıkrası ve "Davanın açılmasına engel olan davayı düşüren ve cezayı ortadan kaldıran nedenler" başlıklı 16/c maddesinin uygulanmasına engel değildir.
Uzlaşma ile 3167 sayılı Yasanın 16/b ve 16/c maddeleri çatışmamaktadır.
Diğer bir ifade ile uzlaşma hükümleri 16/b ve 16/c maddelerine aykırı değildir. Yani, onların yerine geçip onları ortadan kaldıran, uygulama yeteneğini yok eden düzenleme içermemektedir. Zira, şikayet vaki olduğunda öncelikle uzlaşma hükümlerinin uygulanması yasal zorunluluğu yerine getirilecek; uzlaşılmadığı takdirde 16/b ve 16/c maddelerindeki yetki ve imkânlar özgür irade ile kullanılabilecektir. Bu durumda uzlaşma faile hatta şikayetçiye tanınan yeni bir imkândır. İhtilafın kısa zamanda tarafların özgür iradeleriyle ve adli mercilerin daha fazla meşgul edilmeyerek sonuçlandırılması amacını gütmektedir.
Türk Ceza Yasasının Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Yasada Değişiklik Yapılmasına Dair 5349 sayılı Yasanın geçici 1. maddesinin "Diğer yasaların, 5237 sayılı Türk Ceza Yasasının 1. kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümleri, ilgili yasalarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31 Aralık 2006 tarihine kadar uygulanır" şeklindeki hükmünün uzlaşma kurumu yönünden uygulama alanı bulunmamaktadır. Zira, uzlaşma yukarıda açıklandığı üzere, 3167 sayılı Yasaya aykırı bir düzenleme değildir.
Uzlaşma, yeni yapılan şikayetlerde ve sürdürülen soruşturma ve kovuşturmalarda mutlaka öncelikle uygulanması zorunlu bir maddi ceza ve ceza usulü kurumudur. Uzlaşma için zararın tamamının ödenmesi de şart değildir. Şikayetçi tarafından kabul edilmesi halinde önemli bir kısmı üzerinde anlaşma ve ödeme yeterli olacaktır. Karşılıksız çek keşide etmede de aynı şekilde çekin tam tutarı veya karşılıksız kalan kısmının tamamının ödenmesi şart olmayıp uzlaşılan önemli bir kısmının örneğin, 10 milyarlık çek bedelinin 6 milyarlık kısmının ödenmesiyle uzlaşma amacına ulaşmış olacaktır.
Uzlaşmada temel düşünce, suçu kabul eden failin, suçtan zarar görenin zararının tümünü veya önemli bir kısmını ödemeyi kabul etmesi ve masraflarla birlikte ödemesidir. Burada dikkat edilecek nokta şikayetçinin, suçun kendisine verdiği zararın bir kısmından fedakarlık ederek önemli bir kısmının ödenmesini kabul etmesi mümkün hale getirilmiştir. Uzlaşma sağlanamaması keyfiyeti, daha sonra şikayetten vazgeçme hakkının kullanılmasına engel teşkil etmediği gibi, şüpheli ve sanığın karşılıksız çekin veya karşılıksız kalan kısmının tamamının tazminat ve gecikme faiziyle ödeyerek suçtan ve cezadan kurtulma imkânını ortadan kaldırmamaktadır.
Sonuç olarak uzlaşma, 3167 sayılı Yasanın 16/b ve 16/c maddelerine aykırı değildir. Soruşturmada ve davada ayrı bir uygulama yeri vardır. Yeni Ceza Yasasının getirdiği bu imkândan sanığın mahrum edilmesine yol açacak yorum ve uygulama uzlaşma kurumunun temel fikrine aykırılık oluşturacaktır." gerekçeleriyle itiraz yasayoluna başvurularak, Yargıtay 10. Ceza Dairesinin onama kararının kaldırılması, 5271 sayılı CYY.nın 254. maddesi uyarınca uzlaştırma işlemleri yapılmak üzere, Yerel Mahkeme hükmünün bozulması isteminde bulunulmuştur.
Dosya Birinci Başkanlığa gönderilmekle, Yargıtay Ceza Genel Kurulunca okunup, konu müzakere edilmiş ve açıklanan karara varılmıştır.
KARAR : Sanığın karşılıksız çek keşide etmek suçundan, 3167 sayılı Yasanın 16/1. maddesi uyarınca çek bedeli olan 316.000.000 lira ağır para cezasıyla cezalandırılmasına,1 yıl süre ile çek keşide etmekten ve bankalarda çek hesabı açmaktan yasaklanmasına karar verilen somut olayda; Özel Daire ile Yargıtay C.Başsavcılığı arasında, sübut ve nitelendirmede herhangi bir uyuşmazlık bulunmayıp, çözülecek sorun, 5237 ve 5271 sayılı Yasalarla hukukumuza giren uzlaşma kurumunun, 5349 sayılı Yasa ile 5252 sayılı Yasaya eklenen, Geçici 1. maddedeki düzenleme karşısında, karşılıksız çek keşide etmek suçlarında uygulama olanağının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
12.10.2004 gün ve 25611 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak, 1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren, 5237 sayılı Türk Ceza Yasası'nın, 73. maddesinin 8. fıkrasında; "Suçtan zarar göreni gerçek kişi veya özel hukuk tüzel kişisi olup, soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı bulunan suçlarda, failin suçu kabullenmesi ve doğmuş olan zararın tümünü veya büyük bir kısmını ödemesi veya gidermesi koşuluyla mağdur ile fail özgür iradeleri ile uzlaştıklarında ve bu husus Cumhuriyet savcısı veya hâkim tarafından saptandığında kamu davası açılmaz veya davanın düşürülmesine karar verilir." hükmü ile hukukumuzda uzlaşma kurumuna yer verilmiş, düzenlemenin amacı ve uygulanma koşulları ise madde gerekçesinde şu şekilde açıklanmıştır. "uzlaşma, esasında Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununda yer alması gereken yeni bir kurumdur; ancak Ceza Kanununda esas hükmün yer alması ve Usul Kanununda uygulamanın düzenlenmesi zorunludur.
Fıkrada ceza adalet sisteminde reform sayılabilecek bir kurum olarak "Uzlaşma" kurumu tanımlanmıştır.
Çağımızda suç mağdurlarına karşı ceza adalet sisteminde, mağdurların yararları yönünde yeni bir duyarlılığın ortaya çıktığı görülmektedir.
Ülkemizde bugüne kadar mağdurlara karşı gösterilen özel dikkat sadece bazı adam öldürme, terör ve örgütlü suçlar bakımından söz konusu oluyordu. Bazı özel kanunlarda ( örneğin 3/11/1980 tarihli ve 2330 sayılı Nakdî Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanunda olduğu gibi ) suç mağdurlarına veya ailelerine Devletin tazminat ödemesi öngörülmektedir.
Bununla beraber çağdaş ceza kanunlarında diğer bir kısım suçlar bakımından da koruma ilkeleri meydana çıkmaya başlamıştır. XXI. Yüzyıl adalet sistemi mağdurun tatmin edilmesini de ön plâna çıkarmış bulunmaktadır. Bugün anlaşılmıştır ki, suça karşı salt ceza yaptırımları yeterli değildir. Zararın giderilmesi ve onarım, hiç şüphesiz, adaletin temel amacını oluşturmaktadır. Ancak bu, tek görünüm değildir.
Uzlaşmanın hedefi suçun işlenmesinden sonra fail ve mağdur arasında meydana gelen çekişmeyi, bir arabulucunun girişimini sağlayarak çözmek ve adaleti sağlamaktır. Failin neden olduğu zararın giderilmesi, fail-mağdur arasındaki barış, uzlaşmanın asıl unsurunu oluşturur. Fail-mağdur arasında uzlaşma dışında da, tazminatın sağlanması olanaklıdır. Ancak uzlaşma kurumunda, zararın giderilmesi ve onarım yanında ayrıca bir moral unsur da vardır. Bu nedenle fail-mağdur arasındaki uzlaşma suçun faili bakımından cezanın "özel önleme" fonksiyonuna yardım ettiği gibi mağdurun ve genel olarak kamunun da yararlarının korunmasını sağlar. Fail, uzlaşma ile, işlediği suçun sorumluluğunu kabul edip üstlenerek ve sonuçlarını da gidererek toplumla yeniden bütünleşme olanağını elde etmiş olur. Böylece failin ceza sorumluluğunu tespit ve zararın giderilmesi için gereken yapılmış bulunacağından, mağdur bakımından da adalet yerine getirilmiş olur. Fail-mağdur arasındaki uzlaşma, bundan başka, kamuda da, fiille ihlâl edilmiş olan hukuk kurallarının geçerliliğini vurgulamış ve dolayısıyla kamusal barışın yeniden kurulmasına hizmet etmiş olur.
Tasarının kabul ettiği sisteme göre, uzlaşma aşağıdaki esaslara göre gerçekleştirilmektedir.
a ) Uzlaşma sadece soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı suçlar için geçerlidir. Böylece sadece küçük ihtilâfları içeren suçlar bakımından ( hakaret, sövme, tehdit, basit nitelikli eylem gibi ) bu yola gidilebilecektir. Bu ayırım ile, hukukumuzda yargı organlarının daha ağır suçlara ayırabilecekleri zaman alanı genişletilmekte ve küçük suçlarda tamamen yenileştirilmiş bir yaptırım sistemi geliştirilmektedir. Tasarı, ceza adaletinde onarıcı bir sistemi böylece organik olarak gerçekleştirmektedir.
b ) Failin suçu ve sorumluluğunu kabullenmesi gerekir. Fail fiilini inkâr etmemelidir. Fail, kendisine isnat olunan suçları işlemediğini öne sürecek olursa o zaman ceza yargılama kuralları uygulanarak durumun aydınlatılması gerekir ve uzlaşma kurumu işletilmez.
c ) Fail suçtan doğan zararın tümünü veya büyük bir kısmını ödemeli ve gidermelidir. Zararın giderilmesi failden dikkati çekecek surette büyük miktarda edimlerin yerine getirilmesini veya kişisel bir takım özverilerde bulunmasını gerektirdiği durumlarda, failin bütünüyle veya geniş bir kısmı itibarıyla mağdurun zararlarını tazmin etmeye çalışması aranır.
d ) Fail ve mağdur özgür iradeleri ile uzlaşmalıdırlar. Uzlaşma yoluna gidecek olan fail ve mağdur, bu yolu, gönüllü olarak kabul etmelidirler.
Fiil, doğru olarak ve her iki tarafça kabul edilebilecek şekilde saptanmalı ve bir çözüm yolu bulunmalıdır.
e ) Fail veya mağdurun uzlaştıkları Cumhuriyet savcısı veya hâkim tarafından saptanmalıdır. Suçtan doğan zararın onarımına veya zararın giderilmesine ilişkin taraf iradeleri ceza yargılama hukuku kurallarına göre saptanacaktır.
f ) Soruşturma evresinde Cumhuriyet savcısı fail-mağdur arasındaki uzlaşmayı saptadığında kamu davası açmayacaktır. Bu tespit kovuşturma evresinde hâkim tarafından yapıldığında fail hakkında mahkûmiyet hükmü verilemeyecektir. Bunun anlamı şudur ki, failin suçun zararlı sonuçlarını gidermek üzere yapacağı hareketler, ceza kovuşturmasının başlamaması veya son verilmesi ile sonuçlanacaktır."
Uzlaşma usulü ise; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Yasasının 253, 254 ve 255. maddelerinde düzenlenmiş olup, maddedeki hükümler şu şekildedir.
"Uzlaşma
MADDE 253. - ( 1 ) Cumhuriyet savcısı, yapılan soruşturmanın durumuna göre, kanunun uzlaşma yapılabilmesi olanağını verdiği hâllerde, faili bu Kanunun öngördüğü usullere göre davet ederek suçtan dolayı sorumluluğunu kabul edip etmediğini sorar.
( 2 ) Fail, suçu ve fiilinden doğmuş olan maddî ve manevî zararın tümünü veya bunun büyük bir kısmını ödemeyi veya zararları gidermeyi kabullendiğinde durum, mağdura veya varsa vekiline veya kanunî temsilcisine bildirilir.
( 3 ) Mağdur, verilmiş olan zararın tümüyle veya büyük bir kısmı itibarıyla giderildiğinde özgür iradesi ile uzlaşacağını bildirirse, soruşturma sürdürülmez.
( 4 ) Cumhuriyet Savcısı, fail ile mağdur arasında uzlaşma işlemlerini idare etmek, tarafları bir araya getirerek bir sonuca ulaşmalarını sağlamak üzere, fail ve mağdurun bir avukat üzerinde anlaşamadıkları takdirde, bir veya birden fazla avukatın uzlaştırıcı olarak görevlendirilmesini barodan ister.
( 5 ) Uzlaştırıcı, başvurunun yapıldığı tarihten itibaren en geç otuz gün içinde uzlaşmayı sonuçlandırır. Cumhuriyet savcısı bir defaya mahsus olmak üzere bu süreyi otuz gün daha uzatabilir. Uzlaştırma süresince zamanaşımı durur.
( 6 ) Uzlaşma müzakereleri gizli olarak yürütülür. Uzlaştırma sırasında ileri sürülen bilgi, belge ve açıklamalar taraflarca izin verilmedikçe daha sonra açıklanamaz. Uzlaştırmanın başarısız olması nedeniyle daha sonra dava açılması halinde uzlaştırma sırasında failin bazı olayları veya suçu ikrar etmiş olması davada aleyhine delil olarak kullanılmaz.
( 7 ) Uzlaştırıcı, yaptığı işlemleri ve uzlaşmayı sağlayıcı müdahalelerini belirten bir raporu on gün içinde ilgili Cumhuriyet savcısına sunar.
( 8 ) Zarar, uzlaşmaya uygun olarak giderildiğinde ve uzlaştırma işleminin giderleri, fail tarafından ödendiğinde, kovuşturmaya yer olmadığına karar verilir.
Mahkeme tarafından uzlaştırma
MADDE 254. - ( 1 ) Kamu davasının açılması halinde, uzlaşmaya tâbi bir suç söz konusu ise, uzlaştırma işlemleri 253 üncü maddede belirtilen usule göre, mahkeme tarafından da yapılır.
( 2 ) Uzlaşmanın gerçekleşmesi halinde davanın düşmesine karar verilir.
Birden çok fail bulunması hâlinde uzlaşma
MADDE 255. - ( 1 ) Aralarında iştirak ilişkisi olsun veya olmasın birden çok kişi tarafından işlenen suçlarda, ancak uzlaşan kişi uzlaşmadan yararlanır." Görüldüğü gibi suçtan zarar göreni gerçek kişi veya özel hukuk tüzel kişisi olup, soruşturulması veya kovuşturulması şikayete bağlı bulunan suçlarda, failin suçu kabullenmesi ve doğmuş olan zararın tümünü veya büyük bir kısmını ödemesi veya gidermesi koşuluyla, mağdur ve failin özgür iradeleri ile uzlaştıklarının, CYY.nın 253, 254 ve 255. madde hükümleri uyarınca soruşturma aşamasında C.Savcısı, kovuşturma aşamasında ise hakim tarafından saptanması halinde, kovuşturmaya yer olmadığına veya açılan davanın düşürülmesine karar verilecektir.
5237 sayılı Yasanın; "Özel kanunlarla ilişki" başlığını taşıyan 5. maddesindeki; "Bu Kanunun genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır." hükmü uyarınca uzlaşmanın, koşullarının bulunması halinde gerek TCY.nda, gerekse ceza hükmü taşıyan Özel Yasalarda yer alan suçlar bakımından uygulanacağı konusunda bir kuşku bulunmamakta ise de, 5349 sayılı Yasa ile 5252 sayılı Yasaya eklenen Geçici 1. madde ile diğer yasaların TCY.nın Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümlerinin uygulanmasına ilgili yasalarda değişiklik yapılıncaya ve en geç 31 Aralık 2006 tarihine kadar devam olunacağından, 3167 sayılı Yasa hükümlerinin bu kapsama girip, girmeyeceği, başka bir deyişle, aykırı düzenlemeler içerip içermediğinin de değerlendirilmesinde zorunluluk bulunmaktadır.
3167 sayılı Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında'ki Yasanın 16. maddesinde karşılıksız çek keşide etme suçu düzenlenmiş olup, madde uyarınca karşılıksız çek keşide edenler, çek bedeli kadar ağır para cezasıyla, mükerrirler ise bir yıldan beş yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılacaklardır.
Aynı Yasanın 16/a maddesinde , karşılıksız kalan kısmına ibraz tarihinden itibaren 3095 sayılı Yasaya göre faiz yürütüleceği belirtilmiş, "Soruşturma ve kovuşturma usulü, görevli ve yetkili mahkeme" başlıklı 16/b maddesinde; maddede yazılı suçtan soruşturma ve kovuşturma yapılmasının şikayete bağlı bulunduğu, hükmün kesinleşmesinden sonra şikayetten vazgeçildiğinde de, hükmün bütün sonuçlarıyla birlikte ortadan kaldırılacağı, hükmüne yer verilip,
"Davanın açılmasına engel olan, davayı düşüren ve cezayı ortadan kaldıran nedenler" başlıklı 16/c maddesinde; düzeltme hakkının kullanılması veya henüz dava açılmadan, çek tutarı veya karşılıksız kalan kısmının %12 tazminat ve faiziyle birlikte ödenmesi halinde ceza davası açılmayacağı, dava açıldıktan sonra hüküm verilinceye kadar %15 tazminat ve faizle birlikte ödeme halinde, hüküm verildikten sonra, hüküm kesinleşinceye kadar %18 tazminat ve faizle birlikte ödeme halinde ceza davasının düşeceği, hüküm kesinleştikten sonra %20 tazminat ve faizle birlikte ödeme halinde ise hükmün bütün cezai sonuçlarıyla birlikte ortadan kaldırılacağı ayrıntılı olarak düzenlenmiştir.
Görüldüğü üzere, esasen 3167 sayılı Yasada da uzlaşmaya ilişkin hükümler yer almaktadır, ancak; her iki yasanın getirdiği sistem ve olanaklar arasında çeşitli farklılıklar bulunmaktadır,
Şöyleki;
1-Uzlaşma için failin mutlak olarak suçunu kabul etmesi gerektiği halde, 3167 sayılı Yasa hükümleri uyarınca ödeme ile sonuç alınması için failin suçunu kabul etmesi gerekmez,
2-Uzlaşmada, mağdurun zararının tümünün veya büyük bir kısmının ödenmesi zorunlu olduğu halde, 3167 sayılı Yasaya göre şikayetten vazgeçme, failin hiç ödeme yapmaması halinde de mümkündür,
3-Uzlaşma için fail ve mağdurun anlaşmalarında zorunluluk bulunduğu halde, 3167 sayılı Yasaya göre fail mağdurdan bağımsız olarak ödemede bulunabileceği gibi, mağdur da bağımsız olarak şikayetten vazgeçebilir.
4-Uzlaşma hüküm kesinleşinceye kadar yapılabilir, ancak karşılıksız çek keşide etme suçunda mağdur ve fail hüküm kesinleştikten sonra da anlaşabilirler,
5-Uzlaşma, yalnızca suçtan zarar göreni gerçek kişi veya özel hukuk tüzel kişisi olması halinde mümkün olup, 3167 sayılı Yasada anlaşma için bu tür bir sınırlama bulunmamaktadır,
6-Uzlaşmadan sadece uzlaşan fail yararlanabilmekte, diğer şerikler yararlanamamakta, 3167 sayılı Yasada ise, ödeme halinde diğer failler de yararlanmaktadır.
7-Fail ile mağdur arasında uzlaşma sağlandıktan sonra, zararın giderilmeyen bölümü için, icra takibi yapılamayacağı gibi, hukuk mahkemesinde de dava açılamaz, oysa suçtan zarar gören, şikayetinden vazgeçtiği sırada, şahsi haklarından vazgeçtiğini açıklamadıkça, bu konuda icra takibi yapması ve hukuk mahkemesinde dava açması mümkündür.
Bu açıklamalardan da anlaşıldığı gibi, ilk dört hususun birbirinin tamamlayıcısı oldukları, birinin diğerine aykırılık oluşturmadığı savunulabilirse de, diğer hususlar 5237 sayılı TCY.nın Birinci Kitabının 73/8. maddesinde düzenlenen uzlaşma kurumuna açıkça aykırılık oluşturmaktadır.
11.5.2005 gün ve 5349 sayılı Yasanın 6. maddesi ile 5252 sayılı Yasaya eklenen Geçici 1. maddesi uyarınca, diğer yasaların, 5237 sayılı Yasanın Birinci kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümleri ilgili yasalarda gerekli değişiklik yapılıncaya ve en geç 31 Aralık 2006 tarihine kadar uygulanacağından, Yargıtay C.Başsavcılığının, karşılıksız çek keşide etmek suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hükmün, uzlaşma hükümlerinin uygulanması gerektiği görüşüyle bozulması yönündeki görüşünde isabet bulunmamaktadır.
Bu itibarla Yargıtay C.Başsavcılığının itirazının reddine karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan Kurul Başkanı;
"5237 sayılı TCY.nın 73/8. maddesinde uzlaşmanın koşulları, 5271 sayılı CYY.nın 253,254 ve 255. maddelerinde ise uzlaşmanın yöntemi ve sonuçları ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. Hukukumuza 5237 ve 5271 sayılı Yasalarla giren bu yeni kurum, düzenlenişi itibariyle hem maddi, hem de usul hukuku müessesesi özelliklerini taşıyan karma bir nitelik göstermektedir. 5237 sayılı Yasanın 73/8. maddesi uyarınca uzlaşma şikayete bağlı bulunan ve suçtan zarar göreni gerçek kişi veya özel hukuk tüzel kişisi bulunan tüm suçlar açısından geçerli olup, maddede başkaca bir ek koşul veya sınırlandırıcı herhangi bir husus yer almamaktadır. Hukukumuzda, bazı suçlar açısından, uzlaşmaya benzer düzenlemeler yer almakta ise de, mağdurun zararının giderilmesi ve onarıcı adalete yardımcı olan bu normların TCY.nın 73/8. maddesinde düzenlenen uzlaşma ile bir ilgisi ve bu düzenlemeyi etkileyici veya düzenlemeden etkilenici herhangi bir yönü bulunmamaktadır. Uzlaşmanın hedefi suçun işlenmesinden sonra fail ve mağdur arasında meydana gelen çekişmeyi, bir arabulucunun girişimini sağlayarak çözmek ve adaleti sağlamaktır. Failin neden olduğu zararın giderilmesi, fail-mağdur arasındaki barış, uzlaşmanın asıl unsurunu oluşturur. Bu haliyle uzlaşma faile ve mağdura yeni bir imkan tanıyarak, ihtilafın kısa zamanda tarafların özgür iradeleriyle ve adli mercilerin daha fazla meşgul edilmeyerek sonuçlandırılmasını amaçlamaktadır. Fail-mağdur arasındaki uzlaşma suçun faili bakımından cezanın "özel önleme" fonksiyonuna yardım ettiği gibi mağdurun ve genel olarak kamunun da yararlarının korunmasını sağlar. Fail, uzlaşma ile, işlediği suçun sorumluluğunu kabul edip üstlenerek ve sonuçlarını da gidererek toplumla yeniden bütünleşme olanağını elde etmiş olur. Böylece failin ceza sorumluluğunu tespit ve zararın giderilmesi için gereken yapılmış bulunacağından, mağdur bakımından da adalet yerine getirilmiş olur. Fail-mağdur arasındaki uzlaşma, bundan başka, kamuda da, fiille ihlâl edilmiş olan hukuk kurallarının geçerliliğini vurgulamış ve dolayısıyla kamusal barışın yeniden kurulmasına hizmet etmiş olur. Fail ve mağdur arasındaki uyuşmazlığı, ceza yargılaması dışına çıkarıp, karşılıklı anlaşma çerçevesinde çözmeyi amaç edinen uzlaşma, devreye girdiğinde, gerek ceza gerekse hukuk yargılamasını devre dışı bırakır, diğer bir anlatımla uzlaşmanın devreye girmesiyle soruşturmanın, yargılama aşamasında ise kovuşturmanın sonraki aşamalarına geçilemez.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde, TCY.nın 73/8 ve CYY.nın 253 vd. maddelerinde düzenlenen uzlaşma hükümleri, 3167 sayılı Yasanın 16/b ve 16/c maddelerinin yerine geçip onları ortadan kaldıran ve uygulama yeteneğini yok eden düzenlemeler olmayıp, bu düzenlemeleri de kapsayan, fail ve mağdura sağlanan hak ve yetkileri genişletici ve tamamlayıcı hükümler olup, 3167 sayılı Yasa hükümlerine aykırılık oluşturmadığı gibi, onlarla da çatışmamaktadır.
Bu nedenle şikayet bulunduğunda, öncelikle uzlaşma hükümlerinin uygulanması yasal zorunluluğu yerine getirilecek; uzlaşılmadığı takdirde 3167 sayılı Yasanın 16/b ve 16/c maddelerindeki yetki ve olanaklar özgür irade ile kullanılabilecektir.
Yeni Ceza Yasasının getirdiği bu olanaktan sanığın yoksun bırakılmasına yol açacak çoğunluk görüşünün, uzlaşma kurumunun temel yapısına da aykırılık oluşturacağı düşüncesinde olduğumdan, Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının kabulü gerektiği görüşündeyim,"gerekçesiyle,
Diğer beş kurul üyesi ise, haklı nedenlere dayanan Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının kabulü gerektiği görüşüyle,
Karşı oy kullanmışlardır.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle,
1-Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının REDDİNE,
2-Dosyanın Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına tevdiine, ilk müzakerede yasal çoğunluk sağlanamadığından 05.07.2005 günü yapılan ikinci müzakerede oyçokluğu ile karar verildi.
sn tenten
ANAYASA MAHKEMESİ KARARI
Resmi Gazete tarih/sayı:26.04.2003/25090
Esas Sayısı : 2002/165
Karar Sayısı : 2002/195
Karar Günü : 11.12.2002
İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN: Vezirköprü Asliye Ceza Mahkemesi
İTİRAZIN KONUSU : 19.3.1985 günlü, 3167 Sayılı “Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanun” un 16. maddesinin birinci fıkrasının, Anayasa’nın 38. maddesinin sekizinci fıkrasına aykırılığı savıyla iptali istemidir.
I- OLAY
Karşılıksız çek keşide etmek suçu ile ilgili açılan davada, 3167 sayılı Yasa’nın 16. maddesinin birinci fıkrasının Anayasa’ya aykırı olduğu kanısına varan Mahkeme iptali için başvurmuştur.
II- İTİRAZIN GEREKÇESİ
Başvuru kararının gerekçe bölümü şöyledir:
“3167 sayılı Yasa’nın 16/1 maddesi “ibraz süresi önce 4. maddeye göre ibraz edildiğinde yeterli karşılığı bulunmaması sebebiyle kısmen de olsa ödenmeyen çeki keşide eden kişiler bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılırlar...” şeklindedir.
Anayasa’nın 3.10.2001 tarih ve 4709 sayılı Yasa ile değişik 38/8. maddesi ve fıkrası “Hiç kimse yalnızca sözleşmeden doğan bir yükümlülüğü yerine getirememesinden dolayı özgürlüğünden alıkonulamaz” şeklindedir.
Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre çek bir tedavül aracıdır. Bu bağlamda çek, sözleşmenin kendisi olmamasına karşın düzenlenmesine neden olan bir sözleşmenin varlığı da mutlaktır. Alım-satım, bağışlama, ödünç verme,vb. bir sözleşme sonrası borçlunun edinimine karşılık olmak üzere düzenlenir. Çek sözleşme nedeni ile vardır. Çek karşılıksız çıktığında aslında keşideci sözleşmeden kaynaklanan edimini yerine getirmemiş olmaktadır. Karşılıksız çek düzenleyen kişi gerçekte, arka planda edimini yerine getirmediği için 3167 sayılı Yasa’nın 16/1. maddesinde tanımlanan suçu işlemiş olmaktadır. Bu suçun cezası hürriyeti bağlayıcıdır. Anayasa’nın değişik 38/8. madde ve fıkrası sözleşmeden doğan yükümlülüğün yerine getirilmemesi halinde borçlunun özgürlüğünden alıkonulamayacağını hüküm altına almasına nazaran 3167 sayılı Yasa’nın 16/1 maddesi Anayasa’ya aykırıdır.
III- YASA METİNLERİ
A- İtiraz Konusu Yasa Kuralı
19.3.1985 günlü, 3167 sayılı “Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanun”un itiraz konusu bölümü de içeren 16. maddenin birinci fıkrası şöyledir:
“MADDE 16/1 : İbraz süresi içinde veya üzerinde yazılı keşide tarihinden önce, 4 üncü maddeye göre ibraz edildiğinde, yeterli karşılığı bulunmaması sebebiyle kısmen de olsa ödenmeyen çeki keşide eden kişiler bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılırlar. Mahkeme ayrıca işlenen suçun mahiyetine göre bir yıl ile beş yıl arasında belirleyeceği bir müddet için failin bankalarda çek hesabı açmasının ve çek keşide etmesinin yasaklanmasına karar verir. Yasaklama kararı bütün bankalara duyurulmak üzere T.C. Merkez Bankasına bildirilir.”
B- Dayanılan Anayasa Kuralı
İtiraz başvurusunda Anayasa’nın 38. maddesinin sekizinci fıkrasına dayanılmıştır.
IV- İLK İNCELEME
Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’nün 8. maddesi gereğince Mustafa BUMİN, Haşim KILIÇ, Samia AKBULUT, Yalçın ACARGÜN, Sacit ADALI, Fulya KANTARCIOĞLU, Ertuğrul ERSOY, Tülay TUĞCU, Ahmet AKYALÇIN, Enis TUNGA, Mehmet ERTEN’in katılmalarıyla 11.12.2002 günü yapılan ilk inceleme toplantısında, dosyada eksiklik bulunmadığından işin esasının incelenmesine oybirliğiyle karar verilmiştir.
V- ESASIN İNCELENMESİ
Başvuru kararı ve ekleri, işin esasına ilişkin rapor, itiraz konusu Yasa kuralı, dayanılan Anayasa kuralı ile bunların gerekçeleri ve diğer yasama belgeleri okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
A- Sınırlama Sorunu
Anayasa’nın 152. ve 2949 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 28. maddesine göre, Anayasa Mahkemesi’ne itiraz yoluyla yapılacak başvurular, itiraz yoluna başvuran mahkemenin bakmakta olduğu davada uygulayacağı yasa kuralları ile sınırlıdır.
İtiraz yoluna başvuran Mahkeme, 3167 sayılı Yasa’nın 16. maddesinin birinci fıkrasının iptalini istemiş ise de, sadece bu kuralda yer alan hürriyeti bağlayıcı cezanın Anayasa’ya aykırılığını ileri sürmüştür. Bu nedenle, esas incelemenin, fıkranın birinci tümcesinin “... bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılırlar” bölümüyle sınırlı olarak yapılmasına oybirliğiyle karar verilmiştir.
B- Anayasa’ya Aykırılık Sorunu
İtiraz başvurusunda, Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre çekin, kambiyo senedi olduğu, alım satım veya alacak-borç sözleşmesi gereğince ödeme vasıtası olarak kullanıldığı, taraflarca varılan hür irade sonucunda ve sözleşmenin sonucu olarak keşide edildiği, aktedilen sözleşme hükümlerine göre borçlunun belirlenen tarihte yazılı miktarı çek hamiline veya cirantalara ödeme yükümlülüğü altına girdiği, yasada öngörülen hapis cezasının sözleşmeden kaynaklandığı, kanunların Anayasa’ya aykırı olamayacağı bu nedenle kuralın, Anayasa’nın 2., 11. ve 38. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
Kuralın iptali istemiyle daha önce Anayasa Mahkemesi’ne yapılan başvuru hakkında 26.2.1995 günlü, E: 1999/18, K:1999/50 sayı ile itiraz isteminin reddine karar verilmiş ve bu kararın Anayasa’nın 152. maddesinin son fıkrası uyarınca 15.11.1997 tarihinde Resmî Gezete’de yayımlanmasından itibaren 10 yıllık süre geçmemiş ise de, başvuru kararının dayanağını oluşturan Anayasa kuralının değişikliğe uğradığı gözetilerek yasaklanan süre içinde yeniden iptal için başvuruda bulunulabileceği kanaatine varılmıştır.
3167 sayılı Yasa’nın 16. maddesinin gerekçesinde, “Karşılıksız Çekler hakkında ilgili kanunlarda özel ceza hükümleri bulunmakta, karşılıksız çek keşide edenler Türk Ceza Kanunu’nun dolandırıcılık suçunu müeyyide altına alan 503 üncü maddesine göre cezalandırılmaktadırlar. Ancak, dolandırıcılık suçunun unsurlarının karşılıksız çıkan her çek yönünden tespiti mümkün olmadığından, bu şekilde çek keşide edenlerin bir kısmının cezasız kalması gibi durumlar ortaya çıkmakta, bu durum çeke olan güveni sarsmaktadır.
Bu sebeple onyedinci maddede karşılıksız çek keşide eden kişilerle çekleri bilerek ciro edenler yönünden müstakil bir müeyyide getirilmiş, muhatap bankaya süresi içinde ibraz edildiğinde ödenmeyen her türlü çek keşidecisinin cezalandırılması öngörülmüştür. Ancak bu eylemlerden dolayı kovuşturma yapılması çek hamilinin şikayetine bağlı kılınmış, ayrıca kanunda belirtilen belli müddet içinde hamilin zararının karşılanmış olması dışında şikayet hakkının doğmayacağı hususu iyi niyetli keşideciler yönünden belirtilmiştir. Diğer taraftan şikayetten vazgeçmenin hükümden sonra dahi geçerli olacağı bu halde hükmün icrasından ve cezanın neticelerinden sarfınazar olunacağı belirtilmiştir.
Tasarıda yer alan geçici 1. madde ile, Kanun’un yürürlük tarihini takip eden onbeş gün içinde, çek tutarı veya karşılıksız kalan tutar ile gecikme faizi ve tazminatı hamil adına muhatap bankaya yatıran keşideciler yönünden takibat yapılamayacağı, açılmış davaların düşürüleceği, mahkumiyet hükümlerinin ise infazına yer olmadığına karar verileceği hükmü getirilmiş bulunmaktadır” denilmiştir.
Maddenin birinci fıkrasında, ibraz süresi içinde veya üzerinde yazılı keşide tarihinden önce bankaya ibraz edildiğinde yeterli karşılığı bulunmaması sebebiyle kısmen de olsa ödenmeyen çeki keşide eden kimseye hürriyeti bağlayıcı ceza öngörülmüş, mahkemenin, ayrıca işlenilen suçun mahiyetine göre belirleyeceği bir müddet için failin bankalarda çek hesabı açmasının ve çek keşide etmesinin yasaklanmasına karar vereceği, bu kararın bütün bankalara duyurulmak üzere T.C. Merkez Bankası’na bildirileceği belirtilmiştir.
Anayasa’nın 38. maddesine eklenen sekizinci fıkrada, hiç kimsenin, yalnızca sözleşmeden doğan bir yükümlülüğü yerine getirememesinden dolayı özgürlüğünden yoksun bırakılamayacağı öngörülmüş, maddenin gerekçesinde de, “... 4 nolu protokol gereği sözleşmeden doğan bir yükümlülük nedeniyle hiç kimsenin özgürlüğünden alıkonulamayacağı hükmü eklenmiştir. Sözleşmeden doğan yükümlülük içinde borçlar da vardır ...” denilmiştir.
Türk Ticaret Kanunu’nda kambiyo senetleri arasında düzenlenen çek, temel ilişkide bir sözleşmenin bulunup bulunmamasından bağımsız olarak, kambiyo hukukuna özgü borç doğuran özel bir havaledir. Hatır senetlerinde olduğu gibi, taraflar arasında herhangi bir sözleşme ilişkisinin bulunmadığı veya temelde yer alan sözleşmenin geçersiz olduğu durumlarda çek, başlı başına borç kaynağı biçiminde ortaya çıkabilmektedir. Ayrıca, haksız fiil veya sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan bir borç için dahi çek keşide edilebilmektedir. Çeki elinde bulunduran hamil, keşideci ile lehdar arasındaki temel ilişkiden kaynaklanan bir alacağı değil, doğrudan doğruya çekten doğan bir hakkı iktisap etmektedir. O halde, çek ilişkisi bizzat sözleşme olmadığı gibi, çekin temelinde her zaman bir sözleşme bulunması da zorunlu değildir. Temelde bir sözleşme ilişkisinin bulunduğu durumlarda ise, çekte bu ilişkiden bağımsız ve sözleşme olarak nitelendirilemeyecek bir kambiyo taahhüdü söz konusudur.Borçlu, temel ilişki ne olursa olsun borcunu ödemek için çek kullandığında, asıl borç ilişkisi dışında kambiyo ilişkisi doğmaktadır.
İtiraz konusu kuralın, Anayasa’nın 38. maddesinin sekizinci fıkrası kapsamında değerlendirilebilmesi için ilişkinin yalnızca sözleşmeden doğması ve borcun yerine getirilememesi gerekmektedir. Oysa çek temelde sözleşmeden bağımsız olarak kambiyo hukukuna özgü borç doğuran özel bir havaledir.
Bu nedenlerle kural, Anayasa’nın 38. maddesinin sekizinci fıkrasına aykırı değildir. İtirazın reddi gerekir.
Haşim KILIÇ bu görüşe katılmamıştır.
VI- SONUÇ
19.3.1985 günlü, 3167 sayılı “Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanun”un 16. maddesinin birinci fıkrasının birinci tümcesinin “... bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılırlar.” bölümünün, Anayasaya aykırı olmadığına ve itirazın REDDİNE, Haşim KILIÇ’ın karşıoyu ve OYÇOKLUĞUYLA, 11.12.2002 gününde karar verildi.
Başkan
Mustafa BUMİN Başkanvekili
Haşim KILIÇ Üye
Samia AKBULUT
Üye
Yalçın ACARGÜN Üye
Sacit ADALI Üye
Fulya KANTARCIOĞLU
Üye
Ertuğrul ERSOY Üye
Tülay TUĞCU Üye
Ahmet AKYALÇIN
Üye
Enis TUNGA Üye
Mehmet ERTEN
KARŞIOY GEREKÇESİ
Anayasa’nın 38. maddesine 4709 sayılı Yasa ile eklenen sekizinci fıkrada “Hiç kimse, yalnızca sözleşmeden doğan bir yükümlülüğü yerine getirememesinden dolayı özgürlüğünden alıkonulamaz.” denilmektedir. Anayasa’da yapılan bu değişiklik Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 4 nolu protokolün birinci maddesinden -yazım farklılığı dışında- aynen alınmıştır. Anayasakoyucunun amacını ve hangi nedenle böyle bir değişikliğe ihtiyaç duyduğunu maddenin gerekçesi ve Mecliste yapılan görüşmeler gözetilerek ortaya koymak gerekir. Yapılan bu değişiklik pozitif hukuk kurallarına kaynaklık etmiyor, ya da etkilemiyorsa kural haşivdir denilebilir. Anayasakoyucu böyle bir amaç gütmeyeceğine göre Anayasa’nın 38. maddesine giren bu kurala işlerlik kazandırmak gerekir. İhmal, hile ve kötü niyet dışında kalan ekonomik suçlara ekonomik ceza öngörülmesi çağdaş dünyada kabul edilen ve izlenen bir politikadır. Bu anlayış ve amaç içinde düşünülmediği takdirde Anayasa’nın 38. maddesinde yazılmış olan bu değişikliğin pozitif hukuk içinde uygulama alanı hiç yok denecek kadar işlevsiz olduğu çok açıktır. Bu değişiklik yapılmadan önce kimi ekonomik suçlara hapis cezası öngörülmesi Anayasa’ya aykırı olmamasına karşın, yeni kural bu alanı sınırlayarak oldukça daraltmıştır.
Anayasa’nın 38. maddesindeki bu değişiklik üç noktada toplanmıştır.
- Yalnızca sözleşmeden doğan bir yükümlülük,
- Bu yükümlülüğün yerine getirilememesi,
- Bundan dolayı özgürlükten alıkonamama,
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 4 nolu protokolün 1. maddesi “Borç için hapis yasağı” başlığını taşımakla beraber madde metninde, “özgürlüğünden yoksun kılınamaz.” denilerek yasağın sadece hapis cezası ile sınırlı olmadığı başka özgürlükleri de kapsadığı açıktır. Sözleşmeden aynen alınan Anayasamızdaki metni de sadece hapis cezası ile sınırlandırmamak gerekir. Sözleşmeden doğan yükümlülük de borç ilişkisi dışında bir şeyin yapılması ya da yapılmaması anlamında daha geniş değerlendirilmelidir. Yükümlülük borç ilişkilerini de içine alan geniş bir kavramdır. Yükümlülük sözleşmeden kaynaklanmıyorsa bu kapsamda değildir. Ayrıca, yükümlülüğün yerine getirilememesi iyi niyete dayanmalıdır. Yükümlülüğünü yerine getiremeyeceğini önceden bilen kişiyi kural korumamaktadır. Nitekim TBMM Genel Kurulu’nda 38. maddedeki değişiklik görüşülürken Anayasa Komisyonu Başkanı “kendi ihmal veya kusuru olmaksızın borcunu ödemekte acze düşen kişi, bu yüzden hapis cezasına çarptırılamaz. Ancak, borçlunun hileyle veya kasten borcunu ifa etmekten kaçınması halinde protokolün bu hükmünden yararlanması mümkün değildir.” görüşünü dile getirmiştir. (26.9.2001 günlü, 133. Birleşim Tutanakları)
Buna göre, yapılan Anayasa değişikliğinde ekonomik nedenlerle ve iyiniyetle borcunu ödeyemeyen kişilere hapis cezası verilmesini önlemek amacı ön plana çıkmaktadır. Etkili ceza düşüncesiyle “hapisle tazyik” yoluyla çalışma hayatının daha iyi düzenleneceği anlayışı Anayasakoyucunun iradesini saptırmaktır. Kasıt ve kötüniyet olmadığı sürece ekonomik suçlara hapis cezası öngörülmesi insan onuruyla bağdaşmadığı için çağdaş dünya ve demokratik toplumlarda terkedilmiştir.
Çoğunluk görüşünde, borç ilişkisi ile çek kullanımı arasındaki bağ koparılmış soyut bir kambiyo ilişkisinden bahsedilmiş, sözleşmeden bağımsız bir kambiyo yükümlülüğü üzerinde durulmuştur. Oysa, keşideci ile lehdar arasındaki borç ilişkisini sözleşmenin dışında mutlak bağımsız bir işlem olarak nitelemek mümkün değildir. Sözleşmeye bağlı bir yükümlülük nedeniyle çek keşide edenle lehdar arasında bir ilişki her zaman olanaklıdır. Hapis cezası öngörülerek alacaklının hakkının korunması ve kamusal güvenin sağlanması gerekçesi de kabul edilemez. Hukuksal nitelikleri farklı da olsa bono ve poliçe gibi kambiyo senetlerinde de ödenmediği takdirde kamusal güvenin bozulması ve alacaklının hakkının yok olması söz konusu olabilir. Bu nedenle iyiniyetli olması koşuluyla bonosunu ödeyemeyen kimseye hapis cezası öngörülemeyeceği gibi karşılıksız çıkan çek içinde öngörülemez.
Çoğunluk gerekçesinde aynen “Yalnızca Anayasa’nın 38. maddesi kapsamında hürriyeti bağlayıcı ceza yasağı sözleşmeden doğan borcun yerine getirememesini gerektirmektedir. Oysa keşideci çekin karşılıksız olmasını bilmesine rağmen çek keşide ettiğine göre bu borcun yerine getirilemediğinden söz etmek de olanaksızdır.” denilmektedir. Çekin karşılıksız olduğunu bile bile keşide edenlerin iyiniyetinden zaten bahsedilemez. Böyle bir çek düzenleyen kişinin 38. maddesinde öngörülen korumadan faydalanması da olanaksızdır.
3167 sayılı Yasa’nın 16. maddesinin birinci fıkrası suçlarda objektif sorumluluk esası benimsenerek düzenlenmiştir. Yargıtay’da bugüne kadar objektif sorumluluk kapsamında uygulamasını sürdürmüştür. Düzenlenen çekin karşılığı yoksa suç oluşmuştur. Bunun dışında yargıcın subjektif değerlendirme ve araştırmaları kuralı objektif sorumluluk kapsamından çıkarmaz. Objektif sorumluluk nedeniyle 16. maddenin birinci fıkrasına göre oluşacak suç da “ödememe” ya da “ödeyememe”durumlarının araştırılması sözkonusu değildir. Bilerek ve kasden ödemeyenle, iyiniyetle hareket edilerek ödeyememe durumlarını ayırmaya imkan tanımayan bir düzenleme Anayasa’nın 38. maddesine aykırılık oluşturur. Karşılıksız çek suçu, kasıtla işlenen bir suç haline getirilmediği sürece Anayasa’ya aykırılıktan kurtulamaz.
Belirtilen nedenlerle çoğunluk görüşüne katılmadım.
my way
sn arkadaşlar
umarım emsal olur diyen arkadaşn yorumları geçerli olur..ben iddia etmiyorum inşallah haklı çıkarda yargıtay kararına bile gerek kalmadan bu konu kapanır..
my way
Arkadaşlar YARSAV'da Hasan beyle görüştüm 16:00 rendavu ancak 18 de görüşmek mümkün oldu. olumlu oldu diyebilirim, Ceza genel kurulunun gündemindeymiş bunu net öğrenebildim. ama kararın 10 marta çıkacağını sanmıyorum. Ekonomik Davalardan onlarda yakınıyor.
Hasan bey Yargıtay Başsavcı yardımcısıymış! en emekli savcı ve hakimlerin kurduğu dernek sanıyordum:)
O yüzden meremımı pek anlatamadım
ama bu işin bir şekilde sonlanacak.. ne zaman işte o tarihi vermek güç.
Ayça hanıma çok üzüldüm
SN MY WAY YARDIMLARINIZ İÇİN ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM. BİZİM CEZAMIZ ÇOK AZ KALDI. OLSADA OLMASADA ARTIK ŞANSIMIZA DİYORUM.AMA UMARIM SİZLER İÇİN BEKLEDİĞİNİZ KARALAR EN KISA ZAMANDA ÇIKAR.BU ÇİLE BİTER KAÇAK GÖÇEK YAŞAMANIN NE KADAR ZOR OLDUĞUNU BİLİYORUM. TEŞEKKÜRLER.
sayın cüneyt hoşgeldiniz merak bizde merak ettik.
melek
Adalet.org a baktımda kimse yorum yazmıyor Eralp beyefendiye neden acaba?
Yargıtayda benim dosyanında çıkacağı yok bu gidişle.
Yağmur gibi temyiz dosyası yağıyor yargıtaya
yarını boşuna beklemeyin mi dediler cüneyt abi
tolga
Yorum Gönder