Suç ve cezalara ilişkin esaslar
Madde 33- (1) Suç ile ceza ve ceza yerine geçen güvenlik tedbirleri ancak kanunla konulur. Kimse, işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiili gerçekleştirmesinden dolayı cezalandırılamaz ve kimseye suçu işlediği zaman kanunda o suç için konulmuş olan cezadan daha ağır bir ceza verilemez.
(2) Suç ve ceza zamanaşımı ile ceza mahkûmiyetinin sonuçları konusunda da birinci fıkra uygulanır.
(3) Suçluluğu kesin mahkeme kararı ile hükmen sabit oluncaya kadar, kimse suçlu sayılamaz.
(4) Hiç kimse, kendisini ve kanunda gösterilen yakınlarını suçlayan bir beyanda bulunmaya veya bu yolda delil göstermeye zorlanamaz.
(5) Ceza sorumluluğu şahsîdir.
(6) Hiç kimse, yalnızca sözleşmeden doğan bir yükümlülüğü yerine getirememesinden dolayı hürriyetinden alıkonulamaz.
(7) Ölüm cezası ve genel müsadere cezası verilemez.
(8) Kamu İdaresi, kişi hürriyetinin kısıtlanması sonucunu doğuran bir müeyyide uygulayamaz. Türk Silâhlı Kuvvetlerinin iç düzeni bakımından bu hükme kanunla istisnalar getirilebilir.
(9) Uluslararası Ceza Divanına taraf olmanın gerektirdiği yükümlülükler hariç olmak üzere, vatandaş, suç sebebiyle yabancı bir ülkeye verilemez.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
22.646 yorum:
«En Eski ‹Eski 1801 – 2000 / 22646 Yeni› En yeni»2003
Burda en önemli olan konu şu:
Bu işi dolandırıcılık amacıyla yapan yürülükteki yasa nedeniyle cezadan kurtuluyormu?
1-Evet çek rızam dışında çıktı
2- Şirket çekini yetkisiz birine imzalatmak
3- Bileğine lastik bağlayarak imza atmak, imza benim değil diyerek incelemede imzanın onun çıkmaması,
Olan ekonomik krizi öngöremeyen, Alacağını tahsil edemediğinden zora giren esnafın zor durumu..
Bu konuyu genişleterek ortak bir yazı belirleyelim Anayasa Mahkemesi milletvekillerin hepsine Başbakan Cumhur başkanı, Yargıtay Başsavcısı Yargıtay Başkanı Adalet Bakanı hatta obamaya bile göndermek..
Tek kurtuluşumuz bu
Zeliha
sn arkadaşlar
biz nereye ne mail atsak ne mesaj çeksek belli olan takvimi değiştirme şansımız yok...ve azevvelde anlatmaya çalıştığım şu ki burda çocukların bile anlayabileceği ve herkesin kabul ettiği aykırılıklar var aleyhte karar bile verenler forumlara yazdıkları yazıda bu durumu kabul ediyorlar fakat buna noktayı üst mahkemenin koyması gerektiğini düşünerek itirazlara red kararı vermekteler.
yapılabilecek tek şey var mahkeme kararına itiraz etmek onuda sanırım herkes yapmıştır değilse 12 günde 10.daireye gelen çek davası sayısı 1700 olmazdı onun için itiraz etmeyenlerde itiraz etmeli bence ne kadar çok dosya o kadar yük demek..2002 de olduğu gibi çok yük acil çözüm getirmeyi sağlar ne dersiniz....haksızmıyım?
19.46 unutmuşum my way
arkadaşlar farkındaysanız yargının da işi gittikçe zorlanıyor en iyisi çeke hapis kararını komple kaldırmak vadeli çek olayını bir karara bağlamak başka çareleri yok....
sonuçta 01.01.2009 tarihinden 13.01.2009 tarihine kadar 1805 dosya var.sanırım itiraz edilenler ulaşınca bu rakam 5-600 bini geçer bütün daireler bile baksa bitmez tek kararla bu işi çözmeleri lazım...
my way
Temyiz edilen dosyalar Yargıtay Başsavcılığına geliyor, Başsavcılık onama veya bozma yönünde görüşünü dosyaya ekleyerek ilgili ceza dairesine gönderiyor. Diyelimki Başsavcılık bozma istemiyle 1.ceza dairesine dosyayı gönderdi mahkemeden onama çıktı Başsavcılığa gönderdi, Başsavcılık kararında direnip hükmü Ceza Genel Kuruluna gönderiyor.. Ordan çıkacak karar nihai karar.
SORULAR:
1)Yargıtay Başsavcılığı Çekle ilgili kaç dosyayı Ceza Genel Kuruluna sevk etti?
2) Bu dosyalar hangi yönde bozma konularıdır?
CEVAP:
1) Bırakın Yargıtaybaşsavcılığını, Adliyedeki savcılar Mahkemelere 3167 sayılı yasanın uygulanabirliğinin kalmadığını belirtmişler ama mahkemeler red etmiş.. elimde bu örnekte bir sürü karar var.......
2-Yargıtay başsavcılığı bu hükümde direniyor kanaatindeyim..
Tek tutunacak dalımız Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman YALÇINKAYA ve vekili Kublay ÖZKAN bizim tek umidimiz olmuştur dostlar..
Zeliha
Zeliha Hanım
Bir tane dosya var
Ceza Genel Kurulu Esas No: 2009/11
Tekirdağ 1. Asliye Ceza Mahkemesi
3167 Sayılı Kanuna Muhalefet
Geliş Tarihi: 16/01/2009
Bununda içeriğini bilmiyoruz
Brk
Zeliha Hanim hosgeldiniz. Yorumlarinizla cok ciddi katki saglayip, aydinlatici ve yonlendirici oldunuz. Lutfen katkilariniza devam edin. nl
sn zeliha
1 2008 e göre çok daha ii durumdayız bi boşluk var..
2 çek yasası eskisinden çok daha ağır iiki unutulmuş
3 bi boşluk olduğunu kabul etmeyen kimse yok yoksa itiraz bile edemezdik..
4 herkes itiraz etmeli..çünkü yargı doğru kararı verecektir..
5 5 indeki manşetler çek yasa ve sicil affı mecliste unutulmasa vay halimize..
6 1 gün bile lehe uygulanmak zorunda çok geç ve çek yasasının aciliyeti kalmadığından 2006 dan beri beklediği tozlu raflarda...
7 adalet eminim tecelli edecek ve bizler kurtulacağız...sabır etmek zor ama başkada çare yok bi anda umutlandık ve yoktan meydana gelen bişeyle moraller yükseldi doğrumudur?
my way
SAYGIDEĞER HUKUKÇUM SİTEDEMİSİNİZ.
SİTE GENE DARMA DAĞIN OLDU.
Bİ EL ATSANIZDA TOPARLANSAK DİYORUM..
NE DERSİNİZ ARKADAŞLAR HUKUKÇU ARKADAŞIMIZ BİZİ Bİ TOPARLASIN DA HAFTA SONU BARİ İYİ GEÇSİN DİMİ YANİ...
hukukçu sizi bekliyoruz efendim.
hukukçumuz beyefendi değerli fikirlerinizi bu akşamda bizimle paylaşabilecekmisiniz acaba?
inşallah bu hafta bu iş bitecek....genelde çok karamsarımdır ama bu sefer çok ümitliyim bu iş bitmiş gibime geliyor haftaya maç seyretmeye gidebilirim......
bencede biran önce hukukçu gelse iyi olacak hukukçu olmadıgı zaman her kafadan bir ses çıkıyo karışıyor bu site resmen
sn fako
işte bu dur...
sanırım şubat ayı uğurlu ay olacak benim doğum tarihim 1 mart herhalde tekrar doğacağız...çünkü ancak bu kadar herşey lehimize olabilirdi,....
kast işihiç ortada yokken bize başka bir umut daha getirdii..
BU İŞ BU AY BİTER VE LEHTE OLUR ARKADAŞLAR...
MY WAY
ARKADAŞLAR BU ÇEK AFFI VEYE DÜZENLEMESİ İLE İLGİLİ BAŞKA SİTELERDE BİŞEY BULAMIYORUM SİZ BULABİLİYORSANIZ LİNK LERİNİ ATARMISINIZ
Olası Kast ve Bilinçli Taksir - Av.İhsan Darende
Yayınlayan M. İhsan Darende [idarende] 2007/6/23 (1534 okuma)
Yeni TCK’da gerek tanımlama biçimi, gerekse gerekçede verilen örnekler itibariyle, en çok karışıklığa yol açacak hususlardan birisi, “olası kast” ve “bilinçli taksir” kavramlarının düzenleniş biçimidir.
Olası kast, TCK’nın 21. maddesinin 2. fıkrasında düzenlenmiştir: “Kişinin, suçun kanunî tanımındaki unsurların gerçekleşebileceğini öngörmesine rağmen, fiili işlemesi hâlinde olası kast vardır”. Bilinçli taksir ise 22. maddenin 3. fıkrasında düzenlenmiştir: “Kişinin öngördüğü neticeyi istememesine karşın, neticenin meydana gelmesi hâlinde bilinçli taksir vardır”. Görüldüğü gibi, iki tanım birbirine çok yakındır; her ikisinde de, “öngörme” belirleyici unsurdur ve bilinçli taksirdeki en önemli fark, “istememesine karşın” ibaresidir.
Oysa olası kast ve bilinçli taksir arasında, gerçekten çok ince bir çizgi mevcuttur ve tanımlama doğru yapılmadığı takdirde, bu incecik çizginin aşılması kuvvetle muhtemeldir. Bu durumda ise telafisi imkânsız zararlar ortaya çıkacaktır. Çünkü kavramlar birbirine çok yakın olsa da, olası kasta sahip bir kişinin psikolojik durumu ile bilinçli taksirle hareket eden bir şahsın psikolojik durumu arasında çok ciddi farklar mevcuttur. Belirleyici olan, bu psikolojik durum farkı olduğu için, her iki müessese için öngörülen yaptırımlar da birbirinden çok farklıdır. Bu sebeple, çizginin aşılması, kişinin psikolojik durumu ile hiç uygun olmayan bir yaptırıma maruz bırakılması demektir ki, hukuk devletinde buna izin verilmesi mümkün değildir.
Genel Olarak Manevi Unsur:
Modern ceza hukukunda iradilik niteliği egemendir; bu itibarla, iradi olmayan bir fiilin, hukuka aykırı olsa da, suç teşkil etmeyeceğini ifade maksadıyla, “manevi unsur” deyimi kullanılmaktadır. Bir kimsenin cezalandırılabilmesi için, tipe uygun ve hukuka aykırı bir hareket bulunması yetmemekte, aynı zamanda, bu hareketin ona şahsen isnad edilebilmesi, onun hareketi hakkında bir değer hükmü verilebilmesi de aranmaktadır1. Manevi unsur, fiilin faile isnadiyetiyle ilgili olduğundan, önce, onun kusurlu hareket etmeğe ehil olması aranmaktadır. Böyle olunca manevi unsur iki bölümden oluşmaktadır. Bunların birincisi isnat yeteneğidir. İnceleme konumuz bunun dışında olup, isnad yeteneği bir başka yazımda değerlendirilmiştir2. Manevi unsuru oluşturan ikinci bölüm ise kusurluluktur3: Fail, fiili kusurlu olarak işlemiş bulunmadıkça cezalandırılamaz.
Modern ceza hukuku, kusurluluğu, sübjektif sorumluluk esasına bağlamıştır. Çağımızda objektif bir ceza sorumluluğundan söz edilmesi doğru değildir. Sübjektif sorumluluk ise kasttan ve taksirden doğan sübjektif sorumluluk olarak ikiye ayrılır.
Kasttan doğan sübjektif sorumluluğun temelini açıklama çabaları, tarihsel süreçte çeşitli teorilerin ortaya çıkmasına sebebiyet vermiştir. Bunlardan birincisi, “tasavvur teorisi”dir. Bu teoriden yana olanlara göre kast, tipe uygun hareketin önceden tasavvur ve idrak edilmesinden ibarettir4; yani kast, neticenin öngörülmesi, neticenin gerçekleşeceği bilinci ile hareketin istenerek yapılmasıdır. Bu teori, taksirle kast arasındaki ayrımı ortadan kaldırdığı ve failin sorumluluk alanını genişlettiği için eleştirilmiştir. İrade teorisine göre ise kastı ayırt eden nitelik, failin neticeyi istemiş olmasından ibarettir5. Karma teori olarak isimlendirebileceğimiz sonuncusu ise kastı; “öngörülen ve suç teşkil eden bir fiili gerçekleştirmeye yönelen irade” olarak tanımlar6.
Taksirden doğan sübjektif sorumluluğun esasını açıklayan teoriler de çeşitlidir. Öngörebilme teorisine göre, taksirin esası üç unsurdan oluşur: 1. Hareketin iradiliği; 2. Zararlı neticenin öngörülememiş olması; 3. Öngörmenin mümkün bulunması. Hukuka aykırı araçlar teorisine göre taksirli sorumluluktan söz etmek için, fiil ile netice arasında maddi nedensellik bağının varlığı yeterlidir, yeter ki, hukuka aykırı bir araç -ya da hukuka uygun bir araç hukuka aykırı şekilde-kullanılmış olsun7. Yanılma teorisine göre taksir, iradi hareketin anlamını ilgilendiren veya bunun ayırıcı nitelikleri hakkında düşülen bir hatadan ileri gelir8.
Birçok olayda, kastın ve taksirin çeşitli biçimleriyle karşılaşmak mümkündür. İradenin kapsamında kalan hususlarla ilgili olarak, kastı çeşitli biçimlerde tanımlamak, keza neticenin öngörülüp görülmemesine bağlı olarak, farklı taksir çeşitleri kategorize etmek mümkündür. Bunların ayrıntısına girmeden, TCK’nın özel olarak düzenlediği iki kategoriyi; yine TCK’nın terminolojisine bağlı kalarak “olası kast” ve bilinçli taksiri incelemeye başlayabiliriz:
Olası kast:
Kastı açıklayan teorilerden kısaca söz etmiştik. Bunlardan özellikle karma olarak adlandırılabilecek teoriye göre, kastın gerçekleşmesi, “bilme” ve “isteme” alt unsurlarına bağlıdır. Ancak bilinecek ve istenecek olan nedir? TCK’nın 21. maddesi uyarınca kast; “suçun kanunî tanımındaki unsurların bilerek ve istenerek gerçekleştirilmesidir”.
Maddi unsurun -konumuz açısından önemi olmayan nedensellik bağını saymazsak- iki ayrı alt unsuru mevcuttur: Hareket ve netice. Kastın varlığından söz edebilmek için gerekli olan, hem hareketin, hem de neticenin ayrı ayrı “bilinmesi” ve “istenmesi”dir.
Aşağıda görüleceği üzere, hareketin bilinmesi ve istenmesi, taksir sorumluluğu için de şarttır. Bir başka deyişle, manevi unsur açısından, kast ve taksirde ortak olan psikolojik yönelim, maddi unsurun, “hareket” alt unsuruna ilişkin olan bilme ve istemedir. İster kasta, ister taksire dayalı olsun, ceza sorumluluğun varlığından söz edebilmek için, failin yaptığı hareketi bilmesi ve bunu yapmayı istemesi şarttır. İradi olmayan bir hareket söz konusu ise ceza sorumluluğundan söz etmek mümkün değildir (“ihtiyariyle sarhoşluk” gibi, isnad yeteneğini iradi olarak kaldıran durumlarda, bilerek ve istenerek yapılan hareket, isnad yeteneğinin ortadan kaldırılmasıdır. Neticeyi doğrudan meydana getirecek hareket iradi olmasa da, buna sebebiyet verecek hareket iradi ise sorumluluk mevcuttur). Özetlersek, kasttan söz edebilmek için, failin, öncelikle yaptığı hareketi bilmesi ve bunu yapmayı istemesi zorunludur.
Ancak bu, kastın varlığı için yeterli değildir. Fail, aynı zamanda, bu hareketin sebebiyet vereceği sonucu da bilmeli ve bu sonucun gerçekleşmesini istemelidir. Bir başka deyişle irade, bu sonucu gerçekleştirmeye yönelmiş olmalıdır. İşte ceza sorumluluğunu doğuran asıl sebep budur: Fail, yapmama imkânına sahip olmasına rağmen, yaptığı hareketten kaynaklanan neticeyi bildiği ve bunu istediği için sorumludur. Herhangi bir dış uyaran karşısında zihninde birçok seçenek oluşan fail, bunlardan, toplumsal barışı bozacak olan ve ortak aklın koyduğu kurala aykırılık teşkil edeni seçtiği, bu sonucu istediği için ceza sorumluluğuna sahiptir.
Ancak neticenin istenmediği durumlarda ceza sorumluluğu yok mudur? Elbette vardır. Taksir sorumluluğu ile kasta dayalı sorumluluğu birbirinden ayıran esas, işte bu sorunun cevabından kaynaklanmaktadır. Neticeyi istemeyen failin, kural olarak, kasta dayalı sorumluluğu yoktur; ancak taksir sorumluluğu mevcuttur. O halde taksir sorumluluğu, hareketi bilerek ve isteyerek yapan, ancak neticeyi istemeyen fail açısından söz konusudur.
Görüldüğü gibi, kastı tanımlarken kullandığımız, bilme ve isteme alt unsurlarının, maddi unsurun alt unsurları olan hareket ve netice üzerindeki etkileri, iki temel kusurluluk durumunun hem ortak noktasını, hem de ayırıcı özelliklerini belirlemektedir. Ortak nokta, her ikisinde de, hareketin bilinmesi ve istenmesi gereğidir. Ayrıldıkları husus ise kastta neticenin istenmesi gerekirken, taksirde istenmemiş, hatta adi taksirde bilinmemiş olmasıdır.
Olası kast ve bilinçli taksir kavramalarının ortaya çıkmasına sebebiyet veren ise neticenin bilinmesi durumudur. Fail, hareketi bilip istemekte, ayrıca neticeyi de tasavvur etmektedir. Ancak tasavvur ettiği neticeyi ya hiç istememekte ya da göze alabilmektedir; yani netice açısından, bilme söz konusudur ama isteme ya yoktur ya da net değildir. Olası kastla bilinçli taksirde, ortak olan, neticenin tasavvur edilmesidir. Keza her ikisinde de, açık bir istekten, yani yönelmiş bir iradeden söz etmeye imkân yoktur. Zaten bu iki kavramı birbirine çok yaklaştıran husus, bu kadar çok ortak noktaya sahip olmalarıdır. Gerçekten de, hareket üzerindeki bilme ve istemeyi de hesaba kattığımızda, hareketin bilinmesi ve istenmesi ile neticenin bilinmesi iki kusurluluk halinde de ortaktır. Hatta neticenin istenmesi açısından da kısmi bir ortaklık mevcuttur; her iki kusurluluk halinde de, neticenin gerçekleşmesine yönelmiş bir irade yoktur.
Ayrıldıkları nokta ise incecik bir çizgi kadar görünmekle birlikte, çok büyüktür: Olası kastta fail, neticenin gerçekleşebileceğini öngörmüştür. Buna rağmen harekete devam etmiştir. İradesi, bu neticeye yönelmiş değildir. Yani gerçekleşen netice yönünden yönelmiş bir irade, açık bir istek yoktur. Failin asıl isteği, çok kez, bir başka neticenin gerçekleşmesidir. Çünkü yaptığı hareketten kaynaklanabilecek birçok netice mevcuttur ve o bunlardan birinin gerçekleşmesini özellikle istemektedir. Hatta ne pahasına olursa olsun, bu neticeyi gerçekleştirmek istemekte, bu netice gerçekleşinceye kadar harekete devam etmeyi istemektedir.
Ama hareketten, bu neticeden başka neticeler doğması da mümkündür. Bunların bazısı, harekete çok sıkı bir bağla bağlıdır. Bazısı çok yakın, bazısı uzak bir ihtimalle gerçekleşecek neticelerdir. Fail, bunların tümünü tasavvur etmiştir. Ama iradesi bunlardan sadece birisine yönelmiştir. Diğerlerine açıkça yönelmiş bir irade mevcut değildir, hatta fail, bunların hiç gerçekleşmemesini tercih etmektedir. Ancak yöneldiği netice açısından irade o kadar yoğundur ki, fail, bunun yanında gerçekleşeceğini öngördüğü diğer neticelere rağmen, hareketten vazgeçmemiş, bunları göze almıştır. O kadar ki, onun için diğer neticelerin gerçekleşip gerçekleşmemesi önemini kaybetmiştir.
Tekrar belirtelim ki, diğer neticelerin gerçekleşmemesi, failin tercih ettiği durumdur ama gerçekleşeceğini kesin olarak bilse de hareketten vazgeçmeyecektir. Elbette bu öngörülen neticelere yönelmiş bir irade yoktur. Elbette fail, bu neticeler meydana gelene kadar hareketine devam edecek değildir. Tam tersine, mümkünse, bu neticelerin gerçekleşmemesini istemektedir. Ama bu o kadar cılız bir istektir ki, onu, harekete devam etmekten alıkoyamamıştır. İşte bu sebeple failin sorumluluğu kast kapsamında değerlendirilecektir. Çünkü fail, neticeyi açıkça istemiş değilse de, göze almıştır. O kadar ki, öngördüğü neticenin kesin olarak gerçekleşeceğini bilse dahi, hareketten vazgeçmeyecektir. Neticeyi istemiş değildir ama istemiş sayılacaktır. İşte bu sebeple sorumluluğu ağırdır; aynı sebeple yaptırımı da ağır olacaktır.
Olası kastın doğrudan kasttan farkı, neticenin istenmiş değil, göze alınmış olmasıdır. İstenen netice için, bu gerçekleşene kadar harekete devam etmeyi arzulayan fail, tasavvurunda yer alan diğer neticeler için böyle bir isteğe sahip değildir. Bu sebepledir ki, olası kastta teşebbüs hükümleri uygulanmaz9.
Bu çerçevede tanımlamaya çalışırsak; kişinin, eylemi işlerken, öngördüğü neticenin gerçekleşmesini göze alarak hareket etmesi hâlinde olası kast vardır.
Bilinçli taksir:
Bilinçli taksir durumundaki fail, neticeyi tahmin etmekte ama gerçekleşmesini kesinlikle istememektedir. Hatta bu neticenin meydana gelmesini engellemek için elinden gelen tüm çabayı göstermektedir. O kadar ki, neticenin kesin olarak gerçekleşeceğini bilse, hareketi yapmaktan bile vazgeçebilecek durumdadır. Harekete devam ederken, tasavvur ettiği neticenin gerçekleşmeyeceğini düşünmüş, buna engel olabilecek önlemleri de almıştır. Ya da netice, tasavvurunda yer alsa bile, harekete o kadar uzaktır ki, o hareketten doğabilecek birçok sonuçtan sadece birisidir ve gerçekleşme ihtimali düşüktür. Bu sebeple fail, neticeyi öngörmüştür ama gerçekleşmeyeceğini ummuştur. Bu umudu sebebiyle hareketten vazgeçmemiştir.
Tekrar belirtelim ki, bilinçli taksirde failin, neticeyi öngörmesine rağmen harekete devam etmesinin sebebi, bu neticenin gerçekleşmeyeceğine inanç duymasıdır. Ya kişisel yetenekleriyle, ya aldığı önlemlerle neticeye engel olabileceğini ya da zaten çok zayıf bir ihtimal olması sebebiyle gerçekleşmeyeceğini düşünmüştür; gerçekleşmeyeceğine inandığı için harekete devam etmiştir. Bunun için sorumluluğu taksir kapsamındadır. Çünkü taksirli sorumluluğun esası, hareketin iradi olması ancak, öngörülebilir neticenin kusurlu olarak öngörülememesidir.
Özetlersek, kasta dayalı sorumlulukla taksire dayalı sorumluluğu ayıran husus, failin neticeye yönelik isteme unsurudur. Fail neticeyi istiyorsa kast sorumluluğu, öngörmüyorsa –doğal olarak öngörmediği bir şeyi istemesi mümkün değildir- taksir sorumluluğu mevcuttur. Bu ikisinin arasında, bilinçli taksir ve olası kast kavramları mevcuttur. Bunların ortak noktası, neticenin tasavvur edilmiş; öngörülmüş olmasıdır. Ayrıldıkları nokta ise, olası kastta neticenin göze alınmış olması sebebiyle istenmiş sayılması, bilinçli taksirde ise kesin olarak istenmemesidir. Olası kastta neticenin istenmiş sayılması söz konusu olduğu için sorumluluk, kasta dayalı sübjektif sorumluluk kapsamında yer almaktadır. Bilinçli taksirde neticenin kesinlikle istenmemesi söz konusu olduğu için sorumluluk, taksire dayalı sübjektif sorumluluk kapsamında kalmaktadır.
Unutmamak gerekir ki, burada söz konusu olan, failin eylem sırasındaki psikolojik durumudur: Hareketi yaparken neyi bildiği, ne istediği, neyi göze aldığı, neden vazgeçtiğidir. Bu psikolojik duruma göre isnadiyetin ağırlığı değerlendirilecek, bu ağırlığa göre de yaptırım belirlenecektir. Her iki durumun yaptırımı arasındaki büyük fark, bu konuda çok hassas davranmayı gerektirmektedir. Bu sebeple de, kriterler belirleyip örnekler sunarken, asıl yapılan işin, failin psikolojik durumunu, iradesini değerlendirme olduğu hiç bir zaman gözden kaçırılmamalıdır.
TCK’nın gerekçesinde verilen örnekler:
Kavramların bunca hassasiyetine rağmen, TCK’nın 21. maddesinin gerekçesinde, olası kastla bilinçli taksir ayrımını yerle bir eden örneklere yer verilmiştir. Gerekçenin ilgili bölümü şöyledir:
“Olası kast durumunda suçun kanuni tanımında yer alan unsurlardan birinin somut olayda gerçekleşebileceği öngörülmesine rağmen, kişi fiili işlemektedir. Diğer bir deyişle, fail unsurların meydana gelmesini kabullenmektedir. Mevzuatımıza giren yeni bir kavram olan olası kastla ilgili uygulamadan bazı örnekler vermek yararlı olacaktır.
Yolda seyreden bir otobüs sürücüsü, trafik lambasının kendisine kırmızı yanmasına rağmen, kavşakta durmadan geçmek ister; ancak kendilerine yeşil ışık yanan kavşaktan geçmekte olan yayalara çarpar ve bunlardan bir veya birkaçının ölümüne veya yaralanmasına neden olur. Trafik lambası kendisine kırmızı yanan sürücü, yaya geçidinden her an birilerinin geçtiğini görmüş; fakat buna rağmen kavşakta durmamış ve yoluna devam etmiştir. Bu durumda otobüs sürücüsü, meydana gelen ölüm veya yaralama neticelerinin gerçekleşebileceğini öngörerek, bunları kabullenmiştir. Düğün evinde törene katılanların tabancaları ile odanın tavanına doğru ardı ardına ateş ettikleri sırada, bir kişinin aldığı alkolün de etkisi ile elinin seyrini kaybetmesi sonucu, yere paralel olarak yaptığı atışlardan bir tanesinden çıkan kurşun, törene katılanlardan birinin alnına isabet ederek ölümüne neden olur. Bu örnek olayda kişi yaptığı atışlardan çıkan kurşunların orada bulunan herhangi birine isabet edebileceğini öngörmüş; fakat buna rağmen silâhıyla atışa devam etmiştir. Burada da fail silâhıyla ateş ederken ortaya çıkacak yaralama veya ölüm neticelerini kabullenmiştir. Verilen bu örneklerde kişinin olası kastla hareket ettiğinin kabulü gerekir”.
Önce birinci olayı inceleyelim: Burada verilen “kırmızı ışık” örneği tam anlamıyla kavram kargaşası yaratacak niteliktedir. Sürücü, yolun içindeki yayaları görmesine rağmen, bunların kaçma ihtimalini tamamen ortadan kaldıracak bir şekilde, süratle üzerine doğru gidiyorsa, yani kaçınılmaz ya da çok yakın çarpma ihtimaline rağmen, fren dahi yapmadan aracı yayaların üzerine sürmüşse, olası kasttan söz etmek mümkün olabilir. Burada trafik ışığına hiç mi hiç ihtiyaç yoktur. Otobüse yeşil ışık da yansa, yolun içinde kaçamayacak durumdaki yayaları görüyor ve buna rağmen onların üzerine sürüyorsa, yine de olası kast düşünülebilecektir. Burada belirleyici olan, sürücünün psikolojik durumu, bilhassa iradesidir. Sürücü eğer, yeterli mesafeden klakson çalarak yayaları uyarmış, yoldan kaçacaklarını ummuş ya da onların sağından solundan geçebileceğini düşünmüş ise trafik ışığı olsa da olmasa da, ancak bilinçli taksir durumundan söz edilebilecektir. Çünkü sürücü, ölüm neticesinin gerçekleşeceğini bilse hareketine devam etmezdi. Onun hareketine devam etmesinin sebebi, yayaların klaksonu duyunca yoldan kaçacaklarını ya da kendisinin, yayaların sağından solundan geçebileceğini düşünmesidir.
Buna karşılık, otobüs yayalara çok yaklaştığında, yayaların kaçma imkânını ortadan kaldıracak bir hızla seyretmesine ve onların tüm yola dağılmış olmasına rağmen, yani, çarpmanın çok büyük bir ihtimal taşımasına karşın hareketine devam ediyor, frene basacağına aracı yayaların üzerine sürüyorsa, kendisine yeşil ışık da yansa, olası kasttan söz edilecektir. Çünkü bu ihtimalde, yayaların kaçması ya da aralarından geçmek mümkün olmamasına rağmen, sürücü onların üstüne sürmeye devam etmektedir. Burada sonucu göze almıştır. Hatta belki bu ihtimalde dahi sürücü, yanlış hesap yapmış, yaların kaçabileceğini ummuştur. Yani kendi iç dünyasında sonucu göze almamış, sadece tasavvur etmiş olabilir. Bu iç dünya haline göre, bilinçli taksir durumunda olduğu kabul edilecektir. Ancak unutmayalım ki, burada yargıcın yapması gereken, failin iç dünyasını, dış kriterlere başvurarak tespit etmektir. Aynı, failin öldürme mi, yoksa yaralama kastı mı taşıdığının tespitinde olduğu gibi, dış dünyaya ilişkin kriterlere ihtiyaç duyulmaktadır. Ancak burada sonucun harekete çok yakın olması, mutlak ya da çok kuvvetle muhtemel bir sonuca rağmen harekete devam etmesi, failin iç dünyasının aynası görevi üstlenecektir ve burada failin, sonucu istemediğini değil, göze aldığını gösterecektir. Bu kesin kanıya ulaşıldığında, artık bilinçli taksir değil, olası kastın varlığı kabul edilecektir.
Eğer sürücü, yayalar yolun işçinde değil, kenarda beklerken, kendisi de kavşağın çok yakınındayken, kendisine yanan kırmızı ışığa rağmen geçmek isterse durum nedir? Gerekçede asıl hedeflenen bu örneğin verilmesi olsa gerek. Çünkü ancak bu durumda ışığın rengi önem kazanacaktır. Sorunun cevabı açıktır. Kendisine kırmızı yanan sürücü, yayalara da yeşil yandığını ve onların ışığa bakarak yola çıkabileceklerini öngörmüştür. Öngörmüştür ama henüz kenarda olan yayaların, otobüsün kavşağa girdiğini görünce yola çıkmayacaklarını ummuştur. Yayaların otobüsü gördüğü halde, sırf kendilerine yeşil yandığı için yola çıkması düşük bir ihtimaldir. Dolayısıyla sürücü, kırmızı ışığa rağmen yola devam ettiyse de, bu, sonucu göze aldığından değil, yayaların kendini görünce yola çıkmayacağını düşündüğü içindir. Sürücü, yayaların yola çıkacağını bilseydi, geçmeye çalışmayacaktı. İşte bu tam olarak bir bilinçli taksir örneğidir. Böyle bir sonucu asla istememiştir. Ama tasavvur etmemiş de değildir. Böyle olduğu için, adi taksirden daha ağır bir isnadiyet mevcuttur ama sonucun göze alınmasındaki gibi, kast kapsamına kalan bir isnadiyetten bahsedilmesi mümkün değildir.
İkinci örnekte ise öyle bir olay tasvir edilmiştir ki, hareketin iradi olduğundan söz etme ihtimali bile şüphelidir. Olayda, alkolünde etkisi ile elinin seyrini kaybetmesi sonucu ateş eden şahsın sorumluluğu incelenmektedir. Alkolün etkisi ile dahi olsa, elinin seyrini kaybeden bir şahsın, hareketi ne kadar iradidir? Burada söz edilen, failin ne yaptığını bilemeyecek durumda olması değildir; tam tersine, alkolün reflekslerini kontroldeki etkisi bahis konusudur. Burada fail, asıl olarak tavana doğru ateş etmektedir. Buradan seken bir merminin oradakilerden birine isabet etmesi düşünülebilir ama bu zayıf bir ihtimaldir. Dolayısıyla tavana doğru ateş eden, olmasını asla istemediği ve gerçekleşmeyeceğine inandığı bir netice tasavvurunda iken hareket etmektedir. Bu neticenin kesin olarak gerçekleşeceğini bilse ateş etmeyecektir. O halde bilinçli taksir durumundadır. Elinin seyrini kaybeden fail de ilkiyle benzer durumdadır. Ondan farkı, kusurunun biraz daha yoğun olmasıdır, bu da, elinin seyrini, alkolün etkisi ile kaybedebileceğini de öngörmüş olmasından kaynaklanmaktadır. Ancak fail, elinin seyrini kaybettiğini bile bile, yani yere paralelken ateş ettiğinin bilincinde olarak ateş etmişse, elbette olası kastın varlığı kabul edilecektir. Hatta burada da, yukarıdaki örnekte olduğu gibi, fail, iç dünyasında, şahsi hünerine güvenerek, insanların arasından mermiyi geçirtebileceğini ummuş olabilir. Böyle olduğu için de, neticeyi göze almış değil, istememiş olabilir. Bu iç dünya haline göre, failin bilinçli taksir durumunda olduğu kabul edilecektir. Ama yargıç, failin iç dünyasını, dış dünyadan elde edeceği verilere ve kriterlere göre tespit edecektir. Bu durumda ise sonuca çok yakın bu hareket sırasındaki boş ümit, onun neticeyi istemediğini göstermek açısından çok yetersizdir ve dolayısıyla failin sorumluluğu olası kast kapsamında değerlendirilecektir.
Yargıtay kararlarında, kavramlar çok net olarak açıklanmış değildir10. Bazı kararlarda, olası kast için neticenin göze alınması gerektiği açıklanmaktadır. Olası kastla bilinçli taksiri mukayese eden kararlara ise rastlanmamaktadır.
En çok karşımıza çıkacak örneklerden birisi, failin, kalabalık bir ortamda, sadece bir kişiyi öldürmek için ateş etmesidir. Nitekim yukarıdaki içtihatlar, bu tür olaylarla ilgilidir. Birçok durumda fail, asıl hedefini vurmak için ateş ederken, onunla aynı doğrultuda ya da çok yakınında bulunan diğer şahısların da isabet alabileceğini öngörür. Aslında o, bunların isabet almasını istemez. Ancak hedefine ulaşmak için, diğer şahısların da vurulmasını göze alır. İşte burada, olası kastın çok açık örneklerinden birisi mevcuttur. Fail, diğer şahısların isabet almasını göze almıştır. Bu isabet sonucunda yaralanmaları zaten kaçınılmazdır ama o ölmelerini dahi göze almıştır. Buna rağmen harekete devam etmiş, asıl hedefi vurma pahasına, diğerlerinin de yaralanması ya da ölmesini kabullenmiştir. İşte failin psikolojik durumunu ortaya koyan en güzel örnek; hem doğrudan kasttan, hem de bilinçli taksirden ne kadar farklı bir psikolojik durumdur bu. Doğrudan kasttan açıkça farklıdır, çünkü irade bulanıktır: Öngörme kesindir ama göze alma bulanıktır. Fail, diğerlerinin isabet alabileceğini öngörmüştür. Ancak bu isabetin sonucunda ölmeleri kesin değildir. Belki sadece yaralanacaklardır. Fail, diğer şahısların isabetini kesin olarak göze almıştır, hatta ölmelerini bile kabullenmiştir. Aslında bu neticeyi, hele ölmelerini hiç istememektedir ama göze almaktadır. İşte bu sebeple, doğrudan kasttan farklı olarak teşebbüs hükümleri uygulanamayacaktır. Çünkü failin tasavvurunda kesin olarak bulunan husus, sadece diğer şahısların da isabet alabileceğidir. Bunun ille de ölümle sonuçlanması gerekmemektedir. Hatta ille isabet almaları da şart değildir. Bu sebeple, diğer şahıslar isabet almamış ya da isabet almasına rağmen ölmemişse, öldürmeye teşebbüsten söz etmek mümkün değildir. Çok açıktır ki, failin bunları öldürmeye yönelen bir iradesi yoktur, hatta bu noktadaki tasavvurları dahi net değildir. Bu örnekteki psikolojik hal, bilinçli taksirden de farklıdır, çünkü fail, diğer şahısların isabet almasını kabullenmiştir. İsabet kesin olsa dahi, hareketten vazgeçmeyecektir. Çünkü asıl hedefe yönelik iradenin baskınlığı, diğer neticeler açısından öyle bir baskı yaratmaktadır ki, fail, ne olursa olsun bu hedeften şaşmamaktadır.
Bu iki kavramı ayırmak için birçok ölçüt önerilebilir. Örneğin hareketle netice arasındaki nedensellik bağının kuvveti, neticenin harekete ne kadar yakın olduğu, mümkün ya da muhtemellik durumu, failin iç dünyasını belirlemede ölçüt olarak kullanılabilir. Ama asla gözden kaçırılmaması gereken husus, bu kriterlerin, failin psikolojik durumunu belirlemek için bir araç olduğudur. Asıl olan, failin neticeyi göze alıp almadığının tespitidir. O neticenin kesin olarak gerçekleşeceğini bilseydi bile harekete devam edecek midir? Yoksa tasavvuru ettiği neticenin gerçekleşmeyeceği ümidi taşıdığı, yani neticenin gerçekleşmeyeceğini düşündüğü için mi hareketten vazgeçmemiştir? Fail, öngördüğü neticenin gerçekleşemeyeceğini düşünerek hareket etmişse bilinçli taksir durumundadır. Neticenin gerçekleşmesini göze alarak hareket etmiş ise olası kast durumundadır. “Nasıl olsa sonuç doğmaz” diyorsa bilinçli taksir halindedir; “olursa olsun” diyorsa olası kast halinde…
Sigortadan tazminat almak için gemiyi batıran, olası kast halindedir. Çünkü kimsenin ölmesini istemiş olmasa bile bu sonucu göze almıştır Öğrencilerin çıkış saatinde, yolun kenarındaki küçükleri gördüğü halde, hızla araç süren sürücü bilinçli taksir halindedir. Çünkü çocukların yola çıkması ihtimal dâhilindedir ve o bunu öngörmüştür. Ama çocukların yola çıkmayacağını ummuş ya da aracın fren mekanizmasına ya da şahsi hünerine güvenerek, olumsuz neticeyi engelleyebileceğini düşünmüştür.
Kaçınılmazlık durumunda olası kast mı vardır, doğrudan kast mı?
Bu hususta tartışılan konulardan birisi de, zorunlu neticelerin öngörülmesine ve kaçınılmaz sonuca rağmen harekete devam eden şahsın olası kastla mı, yoksa doğrudan kastla mı hareket ettiğidir. Doktrindeki hâkim eğilim, bunların doğrudan kastla hareket ettiğini kabul etme yönündedir. Bununla birlikte, kaçınılmaz olduğu varsayılan netice gerçekleşmemiş ise olası kasta ilişkin kuralların uygulanması gerektiği, yani teşebbüs hükümlerinin uygulanmayacağını kabul edenler de vardır ve bu görüş eleştirilmiştir11.
Örneğin camın arkasında bulunan kişiyi öldürmek için ateş eden şahıs, camın kırılmak zorunda olduğunu bildiği halde ateş etmektedir, dolayısıyla bu zorunlu sonuç yönünden kastın değerlendirilmesi nasıl yapılacaktır? Kanımca, burada doğrudan kast hükümlerinin uygulanması doğru değildir. Özellikle de, zorunlu olduğu öngörülen netice gerçekleşmemişse, ancak olası kasta ilişkin kurallar uygulanabilir. Gerçekten de, bu durumdayken ateş eden şahsın, camı kırma gibi bir isteği yoktur. Yani irade, cam kırmaya yönelmiş değildir. O ne pahasına olursa olsun, camı kırana kadar harekete devam etme amacında da değildir. Sadece arkadaki şahsı vurmayı düşünmektedir ve bunun için zorunlu olan camın kırılması sonucunu göze almıştır. Tekrarlayalım ki, burada irade, cam kırmaya yönelmiş değildir, sadece zorunlu gördüğü bu sonucu göze almıştır.
Şimdi, örneği biraz geliştirelim: Fail, camın arkasındaki şahsı vurmak için ateş etmiştir ama mermi, cama da arkasındaki şahsa da isabet etmemiştir. Bu sebeple şahıs vurulmamış, cam kırılmamıştır. Bu atışın arkasından da şahıs, camın arkasından çıkarak dışarıya kaçmıştır. Fail, dışarı çıkan şahsa, kaçarken yeniden ateş etmiş ve şahsı öldürmüştür. Bu sırada şahıs camın arkasından çıktığı için cam yine kırılmamıştır. Bu örnekte, fail, “mala zarar verme” suçuna teşebbüs etmiş midir? Eğer zorunlu sonuçlar açısından doğrudan kast hükümlerinin uygulanacağını kabul edersek, mala zarar verme suçuna teşebbüsü de kabul etmek zorundayız. Çünkü iradenin, bu suça da yöneldiği kabul edilmiştir ve bu netice, failin isteği dışında gerçekleşmemiştir.
Oysa failin böyle bir isteği hiçbir zaman olmamıştır. Onun iradesi, şahsı vurmaya yönelmiştir. Bu isteğine ulaşmak için zorunlu olan camın kırılması sonucunu da göze almıştır. Ama cam da şahıs da isabet almamış, üstelik şahıs camın arkasından kaçmıştır. O asıl hedefine yönelik olarak hareketine devam etmiş, ancak cama ateş etmeyi sürdürmemiştir. Asıl amacına da ulaşmıştır. Elbette ki failin, şahsı yönelen iradesiyle, camı kırmaya yönelen iradesini ve bu isteklerindeki kararlığı bir tutmak mümkün değildir. Hatta camı kırmayı istediğinden söz etmek bile yanlıştır; o sadece bu sonucu göze almıştır.
Oysa doğrudan kastla, olası ya da dolaylı kastı ayıran, neticenin açıkça istenip istenmediği ya da göze alınıp alınmadığıdır. Netice istenmişse doğrudan kast, göze alınmışsa olası kast mevcuttur. Örneğimizde ise, netice zorunlu olsa da, istenmiş değil, sadece göze alınmıştır; üstelik gerçekleşmiştir. O halde açıkça olası kast söz konusudur ve netice gerçekleşmediği için, teşebbüs hükümlerinin uygulanması mümkün değildir.
Bu görüşte olanların verdiği bir başka örneği ele alalım: Fail ateş etmek üzereyken, mağdurun önüne bir şahıs gelir ve fail, onu vurmadan, gerçek hedefini öldürme imkânına sahip değildir. Bu durudayken, aradaki şahsın da isabet almasını göze alarak ateş eder. Kaçınılmaz netice sebebiyle doğrudan kastın varlığını kabul edenlere göre, eğer aradaki şahıs ölmemişse, onun hakkında öldürmeye teşebbüs hükümleri uygulanmalıdır. Şimdi failin atışından sonra gerçekleşebilecek iki ihtimali göz önünde bulunduralım.
Birincisinde, aradaki şahıs isabet almış ama ölmemiş, arkadaki asıl hedef ise ondan çıkan kurşunla vurularak ölmüş olsun. Fail, aradaki şahsın ölmesini asla istememektedir. Elbette atış anındaki düşüncesine göre, onu vurmadan arkadakine isabet ettiremeyecektir ama her ikisi de aynı bölgeden yaralanmış olsa dahi, birisinin ölüp diğerinin ölmemesi her zaman mümkündür. Çünkü isabet almak başka bir şeydir, yaralanmadan sonra vücudun direnci, organların tam olarak konumu vs gibi sebeplerle, ölüm sonucunun gerçekleşmesi başka bir şey. Birisi daha dirençlidir ölmez, diğeri aynı direnci göstermeyebilir. Yani kesin olan isabetin dışında, ölümün de kesin olduğundan söz etme imkânı yoktur. Fail ise aradaki şahsın isabet alacağını kesin olarak öngörmüş, hatta ölmesini bile göze almıştır. Ama bu neticenin meydana gelmesi istemiş değildir; sadece bu ihtimali de kabullenmiştir. İşte bu örnekte, failin, aradaki şahsı öldürmeye teşebbüsten sorumlu tutulması ne kadar âdildir? Hatta bu örnekte, ölüm sonucunun zorunlu olmaması sebebiyle, kastın doğrudan olmadığını ileri sürmek dahi mümkündür –ki kanımca zaten böyledir-. Ancak bu örnek, belirtilen görüşe sahip olanlar tarafından verilmektedir12.
İkinci ihtimalde ise araya giren şahsın, failin atışını görünce birden eğildiğini ve isabet almadığını, sadece asıl hedefin vurularak öldüğünü düşünelim. Fail, aradaki şahsın isabet almasını ya da ölmesini zaten hiç istememektedir. Ama o asıl hedefini öldürebilmek için, araya giren şahsın da isabet almasını, hatta ölmesini göze almıştır. Araya giren o kadar hızlı hareket etmiştir ki, fail, onun kesinlikle isabet alacağını düşündüğü halde, hiç yaralanmadan kurtulmuştur. Bu örnekte, aradaki şahsı öldürmeye teşebbüsten söz etmek hiç mümkün değildir. Bu örnek için denebilir ki, burada kaçınılmaz ya da zorunlu sonuç yoktur. Oysa fail hareket ederken isabet etme sonucunu da zorunlu bulmuştur. Zorunluluk değerlendirmesini, failin iradesine göre mi yapacağız, yoksa onun bilmediği dış sebeplere göre mi? Eğer failin iradesine göre yapacaksak, mezkûr görüşte olanlar açısından, bu örnekte doğrudan kastın varlığı kabul edilmeli ve fail teşebbüsten sorumlu tutulmalıdır. Oysa o, hiç istemediği bir neticeyi gerçekleştiremediği için sorumlu tutulacak ise ortada mantık kurallarına aykırılık mevcuttur. Zorunluluk değerlendirmesini, failin bilmediği dış sebeplere göre yapacaksak, o zaman da, manevi unsuru belirlerken, failin tasavvur ve iradesi dışındaki sebepleri esas almış olacağız ki, bu da hukuk tekniğine uygun değildir. O halde, asıl olan her zaman, failin psikolojik durumudur. Belirlenecek kriterlerin tek amacı, bu psikolojik durumun ortaya çıkartılmasıdır. Bu amacın dışına çıkılarak, zorunlu netice söz konusu ise fail doğrudan kasta sahiptir diyorsak, kriteri araç değil, amaç haline getirmiş oluruz.
Zorunlu neticeler bakımından doğrudan kast bulunduğunu kabul edenlerin bir bölümü, netice gerçekleşmemişse, zorunluluğun söz konusu olmadığını savunarak, bu ekstrem durumda olası kast vardır der. Bir bölümü ise yukarıda açıklandığı üzere, netice gerçekleşmemişse olası kasta ilişkin kuralların kıyasen uygulanması gerektiğini ileri sürer.
Kanımca hata, kriter belirlerken, asıl hedefin, failin psikolojik durumunun tespiti olduğunun gözden kaçırılmasından kaynaklanmaktadır. Dolayısıyla, sadece psikolojik durumun tespiti için belirlenmesi gereken kriter, aslın yerini almakta, böylece gerçek psikolojik durum, bütün önemini yitirmektedir: O kadar ki, neticeyi sadece göze almış olan şahıs, bu durumun tespiti için geliştirilen kritere mahkum edilmekte; onun psikolojik durumuna hiç uygun olmayan yaptırımlara çarptırılmaktadır.
Diğer yandan, netice gerçekleşmişse doğrudan kast, gerçekleşmemişse olası kasta ilişkin kuralların uygulanacağına ilişkin görüşün hiçbir mantıksal temeli bulunmamaktadır. Failin eylem sırasında psikolojik durumu sabittir. Bu durumun, netice gerçeklemişse başka, gerçekleşmemişse başka şekilde değerlendirilmesi mümkün değildir. Bu uygulama, manevi unsuru belirlerken, bunun tamamen dışındaki verilere ve tesadüflere itibar edilmesi anlamı taşımaktadır ki bu sebeple de kabul edilemez. Elbette, neticenin harekete yakınlığı ve nedensellik bağının kuvveti, failin iradesinin neye yönelip neyi göze aldığını ya da neden kaçındığını belirlemek için elverişli bir kriter olarak kullanılabilir ama hepsi o kadar. Çünkü bu kriter, sadece failin iradesinin tespiti için bir araçtır; asıl olan failin iradesidir.
Özetlersek, olası kast ve bilinçli taksir kavramları, görünüşte birbirine çok yakın olmakla birlikte, birbirinden çok farklı iki ayrı psikolojik durumu düzenlemektedir. İki kavramı ayıran asıl fark, failin, suçun maddi unsurunun netice alt unsuru ile ilgili olan psikolojik durumudur. Fail, öngördüğü neticeyi göze alıyorsa, “olursa olsun” diyorsa, bu neticenin kesin olarak gerçekleşeceğini bilse dahi hareketten vazgeçmiyorsa, olası kast vardır. Çünkü netice istenmiş değilse de, istenmemiş olarak kabulü olanaksızdır; göze alınmıştır. Kastla taksiri ayıran temel olgu ise neticenin istenip istenmemesi olduğundan, göze alan, istememiş sayılamayan fail, kastlı sorumluluğa sahiptir ve bu sorumluluk, açık istekten daha hafif olduğu için, olası kast kavramıyla açıklanmaktadır.
Buna karşılık fail, neticeyi öngörmesine rağmen, şu veya bu sebeple gerçekleşmeyeceğine inanıyor ve bu nedenle hareketini sürdürüyor ise, yani neticenin kesin olarak gerçekleşeceğini bilse harekete son verecek idiyse, yani neticeyi istemediği kabul edilecek durumdaysa, bilinçli taksirin varlığından söz edilecektir. Çünkü fail, belirleyici olgu olan, neticenin istenip istenmemesinde, net bir durumdadır ve neticeyi açıkça istememektedir. Bu sebeple de sorumluluğu, taksirli sorumluluk mahiyetindedir. Adi taksirden farkı ise neticenin öngörülmüş olmasıdır ve bu sebeple daha kuvvetli bir isnadiyet, daha ağır bir yaptırım gerekmektedir.
1. Prof. Sulhi Dönmezer-Prof. Sahir Erman, Nazari ve Tatbiki Ceza Hukuku Cilt: 2 Sayfa: 176
2 Av. M. İhsan Darende Ceza Sorumluluğunun Esasları
3 Prof. Sulhi Dönmezer-Prof. Sahir Erman, Nazari ve Tatbiki Ceza Hukuku Cilt: 2 Sayfa: 241
4 Prof. Sulhi Dönmezer-Prof. Sahir Erman, Nazari ve Tatbiki Ceza Hukuku Cilt: 2 Sayfa: 257
5 Prof. Sulhi Dönmezer-Prof. Sahir Erman, Nazari ve Tatbiki Ceza Hukuku Cilt: 2 Sayfa: 260
6 Prof. Sulhi Dönmezer-Prof. Sahir Erman, Nazari ve Tatbiki Ceza Hukuku Cilt: 2 Sayfa: 264
7 Prof. Faruk Erem-Prof. Ahmet Danışman-Prof. Mehmet Emin Artuk, Ceza Hukuku Genel Hükümler Sayfa: 463
8 Prof. Sulhi Dönmezer-Prof. Sahir Erman, Nazari ve Tatbiki Ceza Hukuku Cilt: 2 Sayfa: 310
9 Mevcut toplumsal gelişmişlik seviyesinde, cezanın alt amaçlarından birisi halen kefarettir; böyle olduğu için, yaptırımının içeriği düzenlenirken, failin acı çekmesi de istenmektedir; salt bu sebeple özgürlüğü kısıtlanmaktadır. Yani cezanın tek amacı, suç işleyen insanı, buna sevk eden sebepleri ortadan kaldırarak, yeniden topluma kazandırmak değildir. Böylece, kamu gücünün, birey üzerinde acı çektirecek şekilde uygulanması söz konusu olunca, isnadiyetin ağırlığı daha da önem kazanmaktadır. Bir neticeyi ne pahasına olursa olsun gerçekleştirmek isteyen failin isnadiyeti, bunu sadece göze almış olan faile göre daha azdır. Teşebbüste ise istenen bir neticenin arzu dışında gerçekleştirilememiş olması söz konusudur. Yani teşebbüste fail, neticeyi gerçekleştirene kadar harekete devam etmek istediği halde, elinde olmayan sebeplerle hareketi son bulmuş ya da netice gerçekleşmemiştir. Böyle olunca, olası kast durumunda teşebbüs hükümlerinin uygulanması, pozitif hukuk açısından ve mevcut toplumsal gelişmişlik seviyesi bakımından mümkün değildir. Çünkü fail, bu neticenin ne pahasına olursa olsun gerçekleşmesini istemiş değildir ki, harekete elinde olmayarak son verdiği kabul edilebilsin. O, neticenin gerçekleşmesini değil, gerçekleşmemesini tercih etmiştir. Asıl hedefi, başka bir neticeyi gerçekleştirmektir. Dolayısıyla, failin öngördüğü ve sadece göze aldığı netice gerçekleşmemişse, teşebbüsten söz etmek mantık dışıdır. Zaten vuku bulmamasını tercih ettiği netice gerçekleşmemiştir ve fail bunu istemiş olmadığından, eyleminin, istemediği ve gerçekleşmeyen neticeye nispetle değerlendirilmesi mümkün değildir. Bir başka deyişle, teşebbüs hükümlerinin uygulanabilmesi için, yönelmiş bir irade şarttır. Fail, ne pahasına olura olsun gerçekleştirmek istediği netice ortaya çıkana kadar harekete devam arzusunda olmasına rağmen, buna muvaffak olamazsa, ortaya çıkan tablo, gerçekleşmiş neticeye göre kıyaslanması mümkün bir tehlike veya zarar halini göstermektedir. Buna karşılık olası kastta, hareketin, sadece göze alınan netice açısından ve bu gerçekleşen kadar devam ettirilmesi arzusu bulunmadığından, netice gerçekleşmediğinde ortaya çıkan tablo, gerçekleşen neticeyle kıyaslanabilecek bir tehlike veya zarar halini göstermemektedir. Ancak cezanın amaçlarından birisinin de kefaret olmaktan çıktığı, dolayısıyla yaptırımın tek içeriğinin, suç işleyen insanı buna sevk eden sebepleri ortadan kaldırmaya yöneldiği, faile acı çektirme amacı taşımadığı bir toplumsal gelişmişlik aşamasında, kastın, sadece, hukuka aykırılık bilinciyle ve öngörülen yakın neticeyle tanımlanması gerekecektir ve böyle bir aşamada, olası kast olarak tanımladığımız psikolojik halin, teşebbüs hükümleriyle birlikte uygulanması mümkün olacaktır.
10 Yargıtay 1 CD’nin 27.12.2005 tarih ve 2004/4562-4787 sayılı kararından; “Sanığın maktul H.K.ya birden ziyade ateş ettiği sırada, maktul H. ile birlikte aynı yerde ve kalabalık meydanda bulunan maktul N.Y.nin de isabet alıp yaralanabileceğini ya da ölebileceğini öngörebilir durumda olduğu, maktul N.Y.yi olası kast kapsamında öldürdüğünün anlaşıldığı…”. CGK’nın 04.02.1997 tarih ve 1996/300-4 sayılı kararından; “Esasen olayda A.G. doğrudan, M. K. olası kasıtla öldürülmüşlerdir. Zira sanık A. G. yi öldürmek isterken, bunu engellemek isteyen K. K. yi de öldürmeyi göze almıştır. Bu ise olası (ne olursa olsun) kastın tipik bir örneğidir”. 2 CD’nin 25.02.2004 tarih ve 2003/255-3464 sayılı kararında ise bilinçli taksir kavramı irdeleniştir; “Oluşa ve dosya içeriğine göre; olay günü sanığın, ( Alkolmetre ile yapılan ölçüme göre ) 282 promil derecesinde alkol aldıktan sonra, gece saat 00.30 sıralarında, sürücü belgesi de bulunmamasına karşın yönetimindeki minibüs ile yanında tanık Fuat bulunduğu halde süratli bir şekilde yalpa yaparak meskun mahalde seyrederken, tanık Fuat'ın sanığın bu tehlikeli davranışlarını görmesi üzerine aracı durdurması konusunda uyarmasına rağmen, aldırış etmeden yola devam ettiği, bir defa da yol dışındaki bankete çıkıp indiği, Akpınar mahallesi şehit muhtar caddesine geldiğinde, 8 metre genişlikteki, yaya kaldırımı bulunmayan yolda, zorunlu olarak yol üzerinde arka arkaya yolun sağını takiben iki kardeşi ile birlikte yürüyen Mutlu'ya, yönetimindeki araç ile çarparak ölümüne neden olduğu, çarpmadan sonra olay mahallinde durmayarak yoluna devam ettiği anlaşılmıştır. Sanığın bu açıklanan biçimdeki taksirli eyleminde, TCY.nın 45. maddesinin son fıkrasında yazılı ‘bilinçli taksir’in neden oluşmadığı, temyiz denetimine olanak verecek biçimde, yasal ve yeterli gerekçe gösterilerek açıklanmadan, yalnızca bilinçli taksirin oluşmadığı konusundaki soyut söylemle, sanık hakkında, TCY.nın 45. maddesinin son fıkrasının uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi…”. Bilinçli taksir ve olası kast kavramları ise içtihatlarda birlikte hiç tartışılmamıştır.
11Prof. Sulhi Dönmezer-Prof. Sahir Erman, Nazari ve Tatbiki Ceza Hukuku Cilt: 2 Sayfa: 271
12 Prof. Sulhi Dönmezer-Prof. Sahir Erman, Nazari ve Tatbiki Ceza Hukuku Cilt: 2 Sayfa: 270
ben bu hafta bide kimliğimi kaybettim...bu olay bitecek rahat rahat kimliğimi çıkartıcam..
SN OSMAN
BAŞKA SİTEYİ BOŞVER..
1-YARGITAY 10.CEZA DAİRESİNDE AYIN 13 NE KADAR BİNDEN FAZLA DOSYA GELMİŞ...
2-KONU CGK DADA GÖRÜŞÜLECEK....
3-ANAYASA MAHKEMESİDE 19 ŞUBATTA 21.VE 23.MADDEYİ GÖRÜŞECEK BU EXTRA...
GERİSİ BOŞ VE GEREKSİZ ..
4-HUKUKÇUMUZ SAĞOLSUN BİZİ AYDINLATIYOR...
MY WAY
eğer kast işi bu çerçevede ise bu kast olayının 3167 ile ne alakası var ki. demek oluyorki. anayasanın vereceği karar 3167 yi yanı çek yasaını etkilemiyor.
bu kast mevzusu apayrı bir olay baksanıza adam nasıl açıklamış yukarda.
vay anasına yahu elimizi nereye atsak kuruyo arkadaş hayret bişy yahu.
SAYIN HUKUKÇUM YETİŞÇILDIROLACAĞIZ AZ KALDI VALLA....
abi yapmayın ya yargıtay karar vermiş anayasa kararını bekliyecez diye başka bişey olsa niye beklesin kararı olumlu veya olusuz bir karar verirdi ...
NE OLDU ŞİMDİ HAYALLERİMİZ UMUTLARIMIZ BAŞKA BAHARAMI KALDI.
VABE UMUTLAN UMTLAN GENE BOŞ.
NEFRET GELDİ ARTIK. ADAMIN BİRİSİDE ÇIKIP DEMİYORKU DURUM BÖYLEYKEN BÖYLE DİYE.
BEN ANLAMAKTA ZORLANIYORUM ARTIK.
EN ÖNEMLİSİDE KİME İNANACAĞIMI BİLEMİYORUM.
BİTTTİM.
TÜKENDİM.
YIKILDIM.
HAYALLERİM YIKILDI.
GELECEĞİM YOK OLDU.
PLANLARIM SUYA DÜŞTÜ.
KİMYAM BOZULDU.
YOK BÖYLE BİRŞEY YOK YOK YOK YOK.
KAST
bu konu daha öncede yazmıştım.çekte kastı aramıyordu mahkemeler 2. fıkradaki olası kastla kararlar veriliyodu.o madde iptal olursa 21. madde yani kast her suçta olduğu gibi çektede aranmak zorunda..yabancı dil bilsem çevirecem bi kaç dile ama yok na yapayım...
my way
sn hukukçu dün akşam herşeyi çok açık anlattı,perşembe günü 21. maddenin öncelikle görüşülmesi çek cezasıyla ilgili anlaşılmıyacak bişey yok
Ceza Genel Kurulu Esas No: 2009/11
3167 Sayılı Kanuna Muhalefet dosyası bu işi kökten çözecek kanımca.. hiç karamsarlık yapmayalım..
Brk
abi yakında sn hukukçuyu çıldırtırız herhalde...
23.41
YA NEDEN ANLAMAK İSTEMİYORSUNUZ HERŞEY MÜSBET..2008 HİÇ AKLINIZA GELMİYORMU ELİMİZDE KOCAMAN BİR HİÇ VARDI....
NANKÖR OLMAYIN..BU REALİTE...
DÜN OLMAYAN ÇEK YASASINDAN MEDET BEKLİODUNUZ...AF BEKLİODUNUZ...
ŞİMDİ Bİ HAK DOĞDU...
NECE ANLATMAK LAZIM BİLMİYORUMM..
MY WAY
hapiste olanlara ne olacak ben onu anlayamdım ? lütfen bir cevap erirmisiniz
ARKADAŞLAR SAKSIYI ÇALIŞTIRALIM LÜTFENN....
MY WAY
Selam arkadaşlar yorumun yorumunu yapınca karıştırdık mı? :))
7 tane avantajımız var
1- cezaevleri dolu
2- çek yasası atlandı
3- seçim var
4- Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç çek hapsine muhalif
5- Yargıtay Başsavcısı çek hapsine karşı
6-Çek davalarından dolayı yargı tıkanmış
7-En önemliside Küresel kriz var çekler ödenmiyor binlerce kişi bizim gibi battı hepimizi cezaevinemi dolduracaklar..
Bu kadar lehimize durum varken herşey aleyhimize olurda cezaevi tek seçeneğimiz olursa vay bize.. bizde bu şans bu garabet varken gidip yatalım bize mustehak..
Brk
abi gerçekten anlamıyacak bişey yok yargıtay karar verdi 21.madde görüşünü bekliyorum diye yani perşembe yi bekliyoruz o kadar başka yorumlara gerek yok kafamızı hiç karıştırmayalım...
PLAY
BU KARAR ÇIKARSA HERKESE BİRDEN ÇIKACAK...
YANİ DAHA ÖNCE CEZA ALAN HERKESİ KAPSAYACAK...
MY WAY
ncdt son noktayı koydu bence
birde arkadaşlar dün konuştuklarımızı kendi avukatına anlatan varmı onlar ne dedi bunları konuşsak daha iyi olacak bence yorum yaptıkça saçma sapan bişeyler çıkıyo çünkü
Berk 7. seçenek en bi mühim seçenek.
kardeşim 4 aydır ceza evindedaha 9. aya kadar cezası var onunda bizimde beklicek halimiz kalmadı 19 unda karar iyi çıkarsa çıkabilecek mi ??? LÜTFEN SAYIN HUKUKÇU CEVAP YAZARMISINIZ ???
Avukatımızla konuştum avukatın abiside Ağır Ceza Hakimi
Yargıtay bu işi çok yakında çözer diyor. Çek yasası uygulanamaz yargıtay son noktayı koyacakmış. Mahkemelerden Yargıtaya uyarlama dosyaları çığ gibi geliyormuş..
TŞK MY WAY UMUTSUZLUKTAN NE YAPTIĞIMIZI BİLMEZ HALDEYİZ
Hukukcu bugun gelmez bugun özel gün.. bizim gibi eve hapsolacak değil bizde dışarı gidecek ne moral nede neşe var baba cezaevinde o çıkana kadar bize gülmek haram
arkadaşlar,lütfen gereksiz yorumlar yapmayalım,gereksiz telaşlanmayalım.
BENCE PERŞEMBE GÜNÜNDEN ÖNCE ÇÖZÜLECEK BU DURUM.TABİ Kİ BİZİM LEHİMİZE.BUNDAN EMİN OLUN LÜTFEN.
YANİ ANAYASA MAHKEMESİNİN VERECEĞİ KARARA GEREK KALMAYACAK.HERKES İÇİN HAYIRLISI OLACAK.
bizim gibi Karşılıksız çek yüzünden zora düşmüş olanlar,çok büyük bir ders almış olarak MUTLU SONA ERİŞECEK.
00.05 Ağzından bal damlıyor valla.. ama ben senin gibi umutlu değilim Cumhuriyet tarihinin en gaddar ve vefasız yönetimyle karşı karşıyayız
SN ARKADAŞLAR
DİĞER SEÇENEKLERİN HEPSİ BOŞ AKSİ YORUMLARDA FASA FİSO..
BUNU ŞÖYLE AÇIKLAMAK GEREKİRSE İKİ KERE İKİ DÖRT EDER..AKSİNİ İDDİA ETMEK ANLAMSIZ OLUR...
VE HİÇ BİR HUKUK DEVLETİNDE BUNUN 5 ETTİĞİ SÖYLENMEZ... HELE HUKUK ADAMLARINCA ASLA
MY WAY
Arkadaşlar hafta içi sabahları star tv fox ve show tv de canlı haberleri veriyor sabah 6-6.30 başlıyor diyorum mail yağmuru yapsak canlı canlı adetli olunca dikkat çeker konuya değinirler olabilirmi?Mail ve sms leri okuyolar çünki
00:17 HAKLISIN.. HAZIRLADIKLARI ÇEK YASASI TİCARET KANUNUN İÇİNDEYMİŞ.. AĞIRLAŞTIRILMIŞ ÇEK YASASI.. ADALET BAKANINA SORDULAR NİYE ÇIKMADI DİYE.. MHP Lİ VEKİLLER MADDE MADDE ÖNERGE VERİYORLAR O YÜZDEN BİR TÜRLÜ ÇIKARAMADIK DİYE SUÇLAMA YAPTI.. ÇIKSAYDI İŞTE O ZAMAN AYVAYI YEMİŞTİK.. ALLAHIMA ŞÜKÜRLER OLSUN
nct arkadaş maili çekelimde nasıl yapacağız yöntemi nasıl izah edin başlıyayım maile
arkadaşlar ne yazsak boş bugun hukukçumuz gelmez bizim aklımıza gelmeyen bişey var kendi sıkıntılarımızdan dolayı bugun sevgililer günü hukukçumuzda dışardadır inşallah 19 şubatta bize sevgililer günü olur yada bayram herkeze korkusuz geceler diliyorum bugun hukukçu gelmez 19 undan sonra bende abime kavuşurum inşallah
Haberleri sunarken mail adreslerini veriyorlar onları temin edelim hafta içi sürekli çekeriz
Star tv yi buldum
uyanturkiye@startv.com.tr
uyanturkiye@startv.com.tr
arkadaşlar
BOŞ İŞLER TV LER FALAN ONLAR BUNU İSTESE İLK HABER DÜŞTÜÜNDE BASINA 50 SEFER PROĞRAM YAPARLARDI..HİKAYE YANİ...
BİZİ YARGITAY VE ANAYASA MAHKEMESİ KURTARACAK...ONLARADA LOBİLER 2002 DE OLDUĞU GİBİ UĞRAŞIYOLARDIR AMA ÇIKIŞ YOLU YOK...BU DEFA HER ŞEY AÇIK BEYAZA SİYAH DEMEK GİBİ BİŞEY BU RAHAT OLUN TEK ÇARE VAR ODA BEKLEMEK....MY WAY
arkadaşlar,
huhukçu 19 undan önce çözülebilr demişti...haydi hayırlısı..
Sayın sabır
C.G.Kurulunun gündeminde bulunan 01.01.2009 tarihi itibariyle 3167 sayılı kanun geçerliğinin kalmadığı yönünde bir karar çıkarsa 19 unu beklemeye gerek yok.. olmadı sonuçlanmadı 19 kesin tarih.. Dosyalar yap boz tahtası gibi ele alınır kast fiili aranır.. çekte kasıt nasıl bulacaklar!! işte o muamma... ama her iki şekildede bu sorun ya bitecek ya bitecek..
Hukukçu
ya benim anlamadığım bu c.g.k zırt pırt toplanıyor mu arkadaşlar yani 19 una kadar tekrar toplanacak mı birde 27 şubatta meclis tatile girecekmiş seöimlerden dolayı diyorlar 19 unda çıkacak kanunu bağlar mı?
arkadaşlar adalet bakanlığının kanunlar genel müdürlüğü adında bir sitesi var ve burda görüşe sunulan kanun tasarıları kısmında yeni çek kanunu yasası var eğer bu tasarı yasalaşırsa vay halimize bırakın hapis cezalarını kaldırmayı dahada ağırlaştırıyorlar biliyorum hukukçunun söyledikleri çok mantıklı ve temennimiz o yönde ama lütfen bilen birisi varsa bu konuya bir açıklık getirsin bu tasarı nedir kim tarafından yazılmıştır yasalaşma imkanı varmıdır linki aşağıda verdim teşekkürler...
http://www.kgm.adalet.gov.tr/gg/gg.html
burada resmen karşılıksız çeke hapis yetmez diyor bir de idam versinler bari....
""kimki karşılıksız çek vere tiz kellesi vurula,""
hapis yetmezden sonra ekleyecekleri kanun maddesi buymuş.. ben hükümetin yalancısıyım bana dedikleri bu..
bu hükümat adamın gözünün yaşına bakmaz hepsi zengin esnaf pırlantacı falan...
arkadaşlar anayasa mahkemesine dua edin ne olur...
karşılıksız çıkan her çek yaprağı 1500 güne çıkarılmış.. 5yıl!! birden fazla çek karşılıksızsa 12 yıl ?? adam öldür böle ceza vermezler... bu hükümet tefecilerin hükümeti değilse ben adam değilim.. birde dinimizde faiz haram derler.. bunlar faizide aşmışlar tefeci olmuşlar.... dindarlara bak pehhh
benim de bu hükümetten hiç bir zaman ümidim olmadı tek ümidim yargıtay ve anayasa mahkemesi..tabi tefeci baskılarından kurtulabilirseler..
valla fako kardeş zaten 19.unda oldu oldu olmadı halimiz harap
Adalet Bakanı Yargıtaya baskı yapıyodur kesin. maaşları keseriz sürgün ederiz hukukçuların aleyhine olan ne kadar yasa varsa çıkartırız, ergenekondan yargılarız.. çek hapsini düşürecek bir girişimde bulunmayın.. sakın haa tefeci abilerimi üzecek bir şey yapmayın..
tefecilermi bilmem ama dün burda yazan stajer avukat arkadaş banka lobisinden bahsetmişti
Bütün bankaların factoring şirketleri var.. yani yasal tefeci şirketleri
19 da karar olumlu çıkacak diye düşünüyorum aksini düşünmek bile istemiyorum,kötü durumda bekliyecek hiçbirşey kalmıyo...
19 da karar olumlu çıkacak diye düşünüyorum aksini düşünmek bile istemiyorum,kötü durumda bekliyecek hiçbirşey kalmıyo...
valla fako kardeş 2005 den beri kaçıyoruz çoluk çoçuk var neyapalım 76 çekim vardı 72 tanesini ödedim artık dama dedim elimde alacaklı oldugum firmaların çekleri var 2001 öncesi oldugu içim karar çıkartamadım onlar rahat rahat geziyo bense sahtekar muamelesi görüyorum
hepmiz aynı gibiyiz,dolandırıcı olsak burda yorum yapmayız...
şimdi kredi kartlarınada af teklifi verdiler oda para< çekte para ama hükümettekilerin çocukları esnaf olunca bişey çıkmıyor
adalet bakanınıa 2 ay önce affı sordular cezaevleri dolu dediler önemli değil yenileri yapılıyor dedi zihniyet bu
bizim olayımızın af la alkası yok bence dünyanın hiçbir yerinde olmayan cezayı çekiyoruz bizler yani şaçma sapan muhabbet çekle ilgili sadece dolandırıcıları içeri atacaksın...
arkadaslar,dun gorusteydım.oradakılerın durumu daha kotu.soguk-kalabalık-sıkıntı-sancılı bekleyıs.esım cok kotuydu.herhafta baska bırsey cıkıyor dıyor.artık ne olacaksa olsun.bılelım .bızı encok bu belırsızlık olduruyor dıyor.bırde bazı c.evlerınde salgın hastalıklar baslamıs kalabalıktan.allah yardımcıları olsun.dua edelımde sızın kacaklıgınız onların hukumlulugu bıtsın.persembe gunu bıran once hayırlı haberlerle gelsın ınsallah emır
emir kardeş içerde neler konuşuluyormuş bu konu hskkında
vallahı konusacak guclerı bıle kalmamıs.dılekceler reddedılıyormus.esım 220000tl ıcın 2yıl ceza aldı.eskı yasa olmasına ragmen dosyalarıda bırlestırdık ama olmadı.ınfaz yanlıslık var ıtıraz et demıs.yanlız eger bu anayasa mahkemesını beklıyor.umutları kırılmıs durumda .belırsızlık cok yordu onları.basından sıkayetcıler.ılgılenmıyor dıyorlar.yanı anlayacagınız mutsuzluk hakım orada hepsı solmus.yanlız sunu soledı.10gundur cekten gelen olmamıs.bılemıyorum emır
ALLAH SONUMUZU HAYIR ETSİN. AKP HÜKÜMETİ SAYESİNE ÇEK DOLANDIRICILIĞI DAHA ÇOK ARTACAK. KONYA SSN TİCARET "MUSTAFA UYAR" ADINA DÜZENLENMİŞ 30.12.2007 TARİHLİ BİR ÇEKİ MÜŞTERİMDEN ALDIM. KARŞIOLIKSIZ ÇIKDI. ADAMLAR LİMT. ŞİRKET KURUP ÖNÜNNE GELENE ÇEK KESİP PİYASAYI DOLANDIRMIŞLAR. ÜZERİNDE HİÇ BİR MAL VARLIĞI OLMADIĞI GİBİ NEDE VERİLEN ADRESDE BÖYLE BİR ŞİRKET VAR.. ALACAĞIM 10 YTL. 1 SENEYİ GEÇTİ DAVA. SONUÇLANDI, ADAMLAR TEMYİZE BAŞVURMUŞLKAR.tEMYİZDEN NE ZAMAN GELİR ALLAH BİLİR. şİMDİ SORARIM SİZLERE. BENİM NE SOÇUM VAR? BÖYLE KİŞİLERE ÇEK VEREN BANKANIN SORUMLULUĞU SADECE ÇEK YAPRAĞI İÇİN DÖRYÜZ ELLİ LİRA. ARKASINI KAŞİDE EDEN DEDE HİÇ BİR MAL VARLIĞI YOK? BU YASA İLE SİZ BU TÜR İNSANLARIN YOLU DAHA ÇOK AÇMIŞ OLDUNUZ MU? 2009 YILINDA BAKIN BAKALIM ÇEKİNİ ÖDEMEYENLER AZALACAK MI? AKP HÜKÜMETİ HİÇ ALACAKLIYI DÜŞÜN MÜYOR. VERİSİN OZAMANALACAĞIMIN YARISINI DEVLET YARISINIDA BANKA.....
sayın arkadaşlar
BU BÜTÜN GELİŞMELER BİZİM LEHİMİZE..ELBETTE YILLARDIR SÜREGELEN BİR UMUTSUZLUK OLACAK BU NURMAL AMA 2009 BİR UMUT IŞIĞI İLE BİRLİKTE GELDİ...BENİM DÜŞÜNCEM BU KONU KAPANACAK..ÇÜNKÜ OKUDUĞUM KONULARI ANLIYABİLİYORUM..YILBAŞINDAN BU YANA HİÇ BİR KONUDAN ANLAYAN AKLI BAŞINDA İNSAN AYKIRI BİŞEY SÖLEMEDİ..BU KADAR BASINDA ÇIKAN YAZILARA KARŞI BİR SÖYLEM ÇIKMADI..NEDEN ÇÜNKÜ SÖYLENECEK KARŞI BİR SÖZ YOK..AYKIRILIK VAR VE GÖZÜ GÖREN KULAĞI DUYAN HİÇ KİMSE AKSİNİ İDDİA ETMİYOR EDEMİYOR..ONUN İÇİN RAHAT OLUN BU İŞ BENCE MUTLU SONLA BİTECEK...
MY WAY
allah yardımcın olsun emir kardeş allah kavuştursun
inşallah kardeş ağzından bal damlıyor ama inan kimsenin bu hükümete inancı kalmadı
amın sagol.arkadaslar dua edelım ıcerdekının derdı ayrı dısardakının ayrı.19 subat donum noktası olsun allah kımseyı aılesınden ayırmasın. emır
14,02 deki arkadaş,
haksız yere verilen çekler,vadesi gelmeden arkası yazdırılıp işleme konan çek keşidecilerininne suçu var? herkesi aynı torbaya koyma..hakim hiç derdini dinlemeden hemen kasy dedi..ve cezayı verdi..birazda karşı tarafı düşünmeniz lazım..iflas eden birini düşünün neresi ile ödeyecek..birde hapis yatsın olacak işmi bu...BEN SADECE ADELET DİYORUM..ÖBÜR DÜNYADA VEYA BU DÜNYADA ...KİMYAMIZ BOZULDU YAAA.. EL İNSAF..
SN ARKADAŞLAR
TBMM HULUSİ GÜVEL YAZILI SORU ÖNERGESİ VERMİŞ ÇEKLE İLGİLİ MEHMET ALİ ŞAHİN TARAFINDAN CEVAPLANMIŞ AMA HENÜZ CEVAP KISMI AÇILMIYOR ONU GÖREBİLSEK GENELDEKİ DURUM HAKKINDA Bİ FİKİR SAHİBİ OLACAKTIK AMA HENÜZ CEVAP AÇILMIYOR...
MY WAY
ALLAH SONUMUZU HAYIR ETSİN. AKP HÜKÜMETİ SAYESİNE ÇEK DOLANDIRICILIĞI DAHA ÇOK ARTACAK. KONYA SSN TİCARET ADINA DÜZENLENMİŞ 30.12.2007 TARİHLİ BİR ÇEKİ MÜŞTERİMDEN ALDIM. KARŞILIKSIZ ÇIKDI. ADAMLAR LİMT. ŞİRKET KURUP ÖNÜNNE GELENE ÇEK KESİP PİYASAYI DOLANDIRMIŞLAR. ÜZERİNDE HİÇ BİR MAL VARLIĞI OLMADIĞI GİBİ NEDE VERİLEN ADRESDE BÖYLE BİR ŞİRKET VAR. ALACAĞIM 10 YTL. 1 SENEYİ GEÇTİ DAVA. SONUÇLANDI, ADAMLAR TEMYİZE BAŞVURMUŞLAR.TEMYİZDEN NE ZAMAN GELİR ALLAH BİLİR. şİMDİ SORARIM SİZLERE. BENİM NE SOÇUM VAR? BÖYLE KİŞİLERE ÇEK VEREN BANKANIN SORUMLULUĞU SADECE ÇEK YAPRAĞI İÇİN DÖRYÜZ ELLİ LİRA. ARKASINI KAŞİDE EDEN KİŞİNİN DE HİÇ BİR MAL VARLIĞI YOK? BU YASA İLE SİZ BU TÜR İNSANLARIN YOLU DAHA ÇOK AÇMIŞ OLMADINIZ MI? 2009 YILINDA BAKIN BAKALIM ÇEKİNİ ÖDEMEYENLER AZALACAK MI? AKP HÜKÜMETİ HİÇ ALACAKLIYI DÜŞÜN MÜYOR. VERSİN OZAMAN ALACAĞIMIN YARISINI DEVLET YARISINIDA BANKA. BANKA NASIL ÇEK DEFTERİNİ VERMESİNİ BİLİYORSA PARASINIDA NASIL TAHSİL EDERSE ETSİN. BAKIN OZAMAN BANKALAR ÇEK DEFTERİİSTEYENE NE ŞARTLAR GETİRİYOR ÖDEMEYENE DE NELER YAPIYOR?
14,02 deki arkadaş,
haksız yere verilen çekler,vadesi gelmeden arkası yazdırılıp işleme konan çek keşidecilerinin ne suçu var? herkesi aynı torbaya koyma..hakim hiç derdini dinlemeden hemen kasıt var dedi..ve cezayı verdi..birazda karşı tarafı düşünmeniz lazım..iflas eden birini düşünün neresi ile ödeyecek..birde hapis yatsın olacak işmi bu...BEN SADECE ADELET DİYORUM..ÖBÜR DÜNYADA VEYA BU DÜNYADA ...KİMYAMIZ BOZULDU YAAA.. EL İNSAF..
İYİ GÜNLER BUGÜN SİZE TEK BİR NOT YAZACAĞIM BENİM GİBİ STAJYER AVUKAT OLAN BİR ARKADAŞIMIN BABASI CUMHURİYET SAVCISI KONUYU ONADA SORDURDUM 19.UNDA KONUNUN GÖRÜŞÜLECEGİ KESİN AMA NE OLUR BİLMEM DEMİŞ HADİ GÖZÜNÜZ AYDIN YANİ 5237 nin 21 medesinim 2.fıkrasından dolayıtahliyeler 19.undan sonra gerçekleşebilir eğer YÜCE MAHKEME lehte karar verirse STAJYER av.
hayırlısı bilader...özümüz ayın 19 da..allah sabır versin ne diyelim..çok teşekkürler..
sagol bılgı ıcın stajyer arkadas.bekleyecegız.allah yardım etsın olumlu cıksında eslerımız gelsın.bız anneler zor durumdayız.cocuklara anlatamıyorsun.her turlu bız ugrasıyoruz.okuldu falan masraf hıc bıtmıyor.yarabbı duy bızı yardım et.... emır
ANLAŞILAN HERKEZ HAPİSDEN KURTULMAYA BAKIYOR. HAYKIRIŞIM DÜRÜST ÇALIŞMIŞ, VERGİSİNİ ÖDEMİŞ İŞ VERENLERE DEĞİL. PİYASAYI DOLANDIRANLARA..... İYİ DOLANDIRMALAR. BAKALIM KAÇ AİLEYE, KAÇ ESNAFIN OCAĞINI YIKACAKSINIZ? SONRADA ELİNİ KOLU SALLAYARAK GEZECEKSİNİZ.
sn.stajyer arkadaş,
www.anayasa.gov.tr adresinde bakarsanız zaten 19 şubat 2009 günü bu konunun görüşüleceği yazıyor.
çek mağduru kardeş sen tapon bir şirket kurup piyasayı dolandıranlardan bahsediyosun o istisnai bir durum +dolandırıcılık ona eyvellah dolandırıcılık davası açarsın onun yargılanma şeklide farklıdır heralde..sıkıntı zaten çeki veren kişide değil çekin alındığı yerde sen esnafa pırasa gibi çek verirsen oda esnaf sıkıştığı yerde o çeki işinin devaı için yazar ama osıkışıklık devam ederse o çekte birinin elinde patlar bu işin k.kartından bence hiç farkı yok sadece kartın sorumluluğu bankaya kalıyor.Seninde söylediğin fakat tam anlatamadığın gibi çekin %100 sorumluluğuda k.kartı gibi bankada olursa sende mağdur olmazsın esnafta battığı yerde ödeyecek durumu yoksa bankayla başbaşa kalır.Ama hiç bir insanın ekonomik suçtan ceza yatması doğru değil bu düşmüşe bi tekmede ben vurayım mantığıdır.Olaya sadece kendi açından yani tefeci gibi bakma başıma gelse ne düşünürüm diye bak..Saygılar
arkadaşım dolandırıcı olan insanın burda ne işi olur o şimdi keyfine bakıyordur biz ise dışarı çıkamıyoruz,mehmet karaman ın yorumuna katılıyorum kimse hiç batmam sanmasın...
ÇEK MAĞDURU
ÇEKİ TAHSİL MERCİ HAPİS MEKANİZMASINI ÇALIŞTIRMAK MI OLMALI BUNU MU DİYORSUN DEVLET İCRA DAİRELERİNİ NE İÇİN YAPMIŞ..AYRICA BİRDE HAPİS CEZASI OLUNCA MAHKEMELERİN BU KRİZLERDE BU YÜKÜ TAŞIMASI NORMAL Mİ...ÇEKLE MALI GÜVEN DUYMAYAN İNSAN ZATEN VERMEZ AMA GÜVENDİKTEN SONRA ADAM BATMIŞSA CANINA LEŞ KARGALIĞI YAPANLAR SENCE ÇOK MU DÜZGÜN?
MY WAY
1'İNCİSİ BEN OLAYA TEFECİ GİBİ BAKMIYORUM. BİR MAĞDUR OLARAK BAKIYORUM. 2' İNCİSİ SÖZÜM DÜRÜRT ÇALIŞANLARA DEĞİL DİYE BELİRTMİŞDİM. dEVLET ALACAKLIYI KORUMADIĞI SÜRECE, BANKALARIDA BU DURUMDAN SORUMLU TUTMADIĞI SÜRECE, SEN DE ESNAFSAN BATARSIN BİLESİN. BUNUN BİR YAPTIRIMI OLMADIĞI SÜRECE, BU TİP KÖTÜ NİYETLİ İNSANLAR DOLANDIRMAYA DEVAM EDECEKTİR. SON OLARAK MERAK ETME BU TİP DOLANDIRICILAR YASAYI SENDEN BENDEN ÇOK İYİ BİLDİKLERİ İÇİN, YAPTIKLARI USÜL DOLANDIRICILIK KAPSAMINA DA GİRMİYOR. EMİNİM BU TİP KİŞİLER YÜZÜNDEN BATMIŞ İNSAN ÇOKTUR BU YORUM SİTESİNDE....ELBETDE VERGİSİNİ ÖDEMİŞ, YANINDA İŞCİ ÇALIŞTIRMIŞ, ESNAFA DA DEVLETİMİZ SAHİP ÇIKSIN DÜŞÜK FAİZLİ VEYA GERİ ÖDEMSİ 3 YIL SONRA OLAN KREDİ VERSİN. DÜN VERİSİNİ EN ÇOK VERENE ÖDÜL VERİRKEN, BU GÜN MADDİ SIKINTILAR İÇİNDE OLAN İŞVERENE SAHİP ÇIKILSIN.
mehmet kahraman arkadaşım
Kanunlarımızda Dolandırıcılık suçunun cezası nedir?1 ila 3 yıl.. hakim cezayı en alt sınırdan vereceğine göre 1 yıl.. ya günlügü 20 YTL den paraya yada şartla salıverme.. içerde yatmıyorsun.. dolandırıcılık yapmak karşılıksız çek vermekten daha iyi..
Brk
ÇEK MAĞURU
SUÇLUYU SUÇSUZU AYIRACAK SEN DEĞİLSİN MAHKEMELER BUNU YAPAR..SEN GİT LOBİ YAPACAĞIN FORUMLARDA UĞRAŞŞŞ..ÇEKE HAPİS CEZASI ÖYLE YA DA BÖYLE YANLIŞ DEMEYEN İNSAN AKIL VE MANTIK YOKSUNUDUR...NALINCI KESERİ GİBİ EGOİST LAFLARLA Bİ İŞİMİZ YOK..SEN GİT BAŞKA FORUMLARDA TAKIL...
ne kadar dolandırıcısı varsa allah belasını versin,sen bizim derdimizi anlıyormusun..aynı sizin gibi dolandırıcıdan çek alıp batmş kendi çeklerini ödeyememiş insanlar durumlarını mahkemede anlatabiliyorlarmı yoksa hapse mi giriyolar haklı haksızlığa bakılıyor mu burdaki forum konusu o ........
SAYIN 14 31 DÜN ZATEN KONUŞMUŞTUK ORDA OLDUĞUNU TABİKİ BENDE BİLİYORUM BEN KİMSENİN AKLINDA BİRŞEY KALMASIN DİYE SAYIN SAVCIYA TEKRAR SORDURDUM İNANIN BU KONUYU BENDE ÇOK MERAK EDİYORUM YÜKSEK LİSANS YAPINCA TEZ KONUM İNANIN BANA BU OLACAK TAM BİR MUAMMA AMA BU KONUDA SAYIN YARGI MENSUPLARININ HİÇ BİR SUÇU YOK HİÇ BİRŞEY YAPMADILAR KONUYU YİNE YÜCE MAHKEMEYE BIRAKTILAR ASLINDA BU KONUYU HÜKÜMETİMİZİN KÖKTEN ÇÖZMESİ LAZIM İNCELEDİM BİZDEN DAHA BÜYÜK EKONOMİLERDE ÖRNEĞİN BREZILYA veJAPONYA HİÇBİRİNDE KARŞILIKSIZ ÇEKE HÜRRİYETİ BAĞLAYICI CEZA YOK BİRTEK BÜYÜK EKONOMİLERDEN A.B.D ve İRAN DA VAR
Çek mağduru
Çekle alışverişi dolandırıcılık niyetiyle yapan, zaten önlemini alıyor ve kesinlikle hapisle karşı karşıya gelmiyor.. Bankaya ödememe talimatı, çekleri ilgisiz kişilere imzalatma bin bir yöntemi var bunun.. Çeklerden ceza alıp hapisle yüz yüze kalanların hepsi art niyeti olmayan ama bir şekilde batmış ödeme aczi içine düşmüş insanlar.. cezalandırılan dürüst esnaftır.. bunu kavrayamayacak kadar akıl fakirimisin sen..
Brk
SAYIN MAĞDURLAR BİR ESNAF ÇOCUĞU OLARAK SİZİ ÇOK İYİ ANLIYORUM İNANİN HAKİMLER VE SAVCILARDA BU İŞTEN BIKTI AMA KONUYU ASIL ÇÖZMESİ GEREKEN KANUN KOYUCULAR SAYGILARIMLA STAJER av.
adsız kardeş abd de çekin karşılığı bankada herzaman para sadece hesapta paran yoksa seni kredilendiriyo..usulsüz batışlarda bankanın açtığı dava doğrultusunda kişiye ceza veriliyor.Buda bizdeki ceza türüyle alakası yok.Ayrıca bizde herşey kayıtdışı batmış bir esnafın bunu kağıt üzerinde belgelemesi zor..adam o duruma gelene kadar her tarafı zaten kördüğüm kayıtı nerden ayarlasın..onu ancak koç sabancı gibi büyük holdingler kitabına uydurur..oda bu ülkede %0.1 i bulmaz..Yanımızda olduğun için teşekkürler...
14.52 arkadaşım,
iyi inceleyemişsiniz ABD de de öyle bir uygulama yok.herkesin elinde çay fişi gibi çek yaprağı var.evin çocukları bile yeri geldiğinde çek yapraklarıyla oyun oynuyor,üzerine yazı yazıyor.yani anlayacağın çok önemsiz bir kağıt parçası.ama üzerine imza atığın an çek oluyor.zaten günlük ve anlık kullanılıyor.yoksa karşılığı o gün 300 dolar ceza veriyorsn o kadar.bilgilerinize.
Abd ve İranda bizi ülkede olduğu gibi bir uygulama yoktur arkadaşım..
ABD de Halkın kullandığı bankaların vermiş olduğu alışveriş ve seyhat çekleri vardır ve üzerinde miktar yazılıdır. ABD de ancak sahte çek basma suçu olabilir ve cezası ağırdır.. Büyük Firmalar ise çekleri kendisi bastırır ve basılı bu boş çek üzerine rakam yazar Bu Çek bastırma iznini ise devlet tarafından şirketin cirosuna gelirine malvarlığına bakarak verirler. Şirket çekini sahte yapabilirsiniz ve cezası çok ağırdır..
Brk
Bankaların peynir ekmek gibi boş çek dağıttığı tek ülke Türkiyedir.. Buyrun Araştırın
Brk
SAYIN ÇEK MAĞDURLARI SİZE TAVSİYEM DAHA ÖNCE ÖDEDİĞİNİZ ÇEK YAPRAKLARINI BUGÜNDEN İTİBAREN TOPARLAYIN BANKAYA TESLİM ETTİYSENİZ BANKANIZDAN YAZI İSTEYİN KAST OLMADIĞINI İSPATLAMAK İÇİN ÖDEDİĞİNİZ YAPRAKLARI MAHKEMEYE İBRAZ EDERSİNİZ ZATEN BU İŞİ HAKİMLERE BIRAKIRLARSA ONLAR KİM DÜRÜST KİM SAHTEKAR AYIRT EDER KAST OLMADIGINI İSPAT ÇOK KOLAY YETERKİ İŞ ORAYA GELSİN STAJER av.
katılıyorum bızede bılgısayardan klasor gıbı cek cıkardı.defter seklınde olmazdı.
Sn.arkadaşlar,
benim şirketle diğer şirket arasında 5 ay sonrası alınacak bir mal için sözleşme imzalandı ve sözleşme gereği ileri tarihli çekler verildi,ilgili şirkette benden aldığı çekleri kredi kullandığı bankaya kredi teminatı olarak vermiş,aradan 1 ay geçti adamcağız vefat etti.daha ilk haftasında kredi kullandığı banka benim ileri
vadeli işleme kodu ve çekleri yazdırdı,hacize geldi 2 cihaz götürdü (değeri çeklerden fazla) ,sonra karşılıksız keşdeden dolayı mahkemeye çıktık. hakim her şeyin benim lehime olduğunu bildiği halde yapacak bir şey yok dedi ve çek tutarı kadar para cezası verdi..sonrada biz ödemeyince hapis cezasına çevrildi..Allah aşkına şimdi bu adeletmi..Normalde zaten 25-30 milyar alacağım olan firmaya ilri vadeli çek verdim diye ..ve asıl borç ilişkisi doğmadan verilen ceza hakkımmı...ADALET YERİNİ BULACAK ...UMUTLA BEKLİYORUZ..
SEVGİLİ BRK ORALARDADA KARŞILIKSIZ ÇEKE HAPİS VAR AYRIYETEN BURADAKİ DÖVİZ BÜROLARI GİBİ BÜROLARDA ÇEKLERİDE BOZDURABİLİYORRSUN ÖZELLİKLE İRANDA ÇOK AĞIR NERDEN BİLİYORSUN DERSEN BEN AVUKATIM AMA BABAM ESNAF-İHRACATCI İRANLA TİCARET YPIYOR ORADAN BİLİYORUM HERŞEYE SİNİRLENME BİRAZ SAKİN OL BENDE SİZİN GİBİ DÜŞÜNÜYORUM YAZININ TAMAMINI OKU STAJER av.
15:00 daha çok beklersin.. biz her kötü muameleye müstahakız çünkü. milli duygulara manevi duygulara hitap eden üç kağıtçılara prim verip başa getiriyoruz sonrada bu üçkağıtçılardan adalet umuyoruz.. daha çok bekleriz çokkk
SEVGİLİ BRK A.B.D de KARŞILIKSIZ ÇEKE HAPİS YOK DİYORSAN NATIONAL GEOGRAPIHC deki A.B.D HAPİSANELERİ BElGESELİNİ İZLE HEM KONU BU DEĞİLKİ A.B.Dde olmasa SİZİN NE İŞİNİZE YARAR SAYGILAR STAJER av.HERŞEYE CANINIZI SIKMAYIN
STAJER av
ABD New Jersey, Trenton' da 3 yıl kaldım. Eyaletlerde çek mevzuatı farklılık göstermekle beraber geneldeki uygulama yukarıdaki gibidir.. İranda Çek yoktur.. Akit vardır.. alışverişler belde üzerinden yapılır.. iranda çek dava konusu bile değildir.. inanmıyorsan yargıtayın kararı oku.. T.C.
YARGITAY
11. HUKUK DAİRESİ
E. 1990/3552
K. 1990/4774
T. 15.6.1990
Brk
STAJYER AVUKAT
ŞUNU CEVAPLARMISIN?
BU AYKIRILIKLAR SENCE VARMI?YOKMU?
SENCE BU HAPİS CEZALARI OLMALI MI?
ORDAN BURDAN ÖRNEK VERİP MİLLETİN KAFASINI BULANDIRMAYA GEREK YOK..
BİZDE ŞUNA KARAR VERELİM SENİN GELECEĞİN PARLAKMI?DEĞİL Mİ?
MY WAY
15.02.2009 15:19
ABD hapishaneleri 10 15 yıl ceza alan kişiler sahte alışveriş ve seyhat çeki basan veya bu sahte çekleri kullanan kişilerle doludur.. şuç Bankayı dolandırmak.ve zarara uğratmak.. Belgesellerde kaçırdığın konu bu..
Brk
şimdii perşembeyimi bekliyoruz
STJYER AVUKAT
AYRICA SANA TAVSİYEM AĞIR CEZA DAVALARINA YÖNLEN EMİNİM ŞU ANDA SENİ SADECE İCRA DAVALARINA GÖNDERİYOLARDIR..KENDİNİ ORALARDA YETİŞTİRİRSEN BURHAN APAYDIN GİBİ BİR TANINMIŞ CEZA AVUKATI OLURSUN VE TAKTİR EDİLECEK Bİ TARAFIN OLUR..YOKSA İCRA DAVALARAINI KAFASI ÇALIŞAN MUDİNİN KENDİSİDE BECEREBİLİR BUNU HEPİMİZ BİLİYORUZ..TAMAMMI KARDEŞİM...
MY WAY
SEVGİLİ BRK BABAM ŞU ANDA İRANIN KUM ŞEHRİNDE HALA TİCARET YAPMAKTA BU KONUYU DAHA FAZLA TARTIŞMAK İSTEMİYORUM İSİM FARKLILIK GÖSTERMEKLE BERABER AKİTDE ZATEN İKİ KİŞİNİN ARASINDAKİ ANLAŞMA ANLAMINA GELMEKTE İRANDA UYMADA GÖR NE OLUYOR AMA SEN BENİ HEP YANLIŞ ANLIYOESUN BEN KESİNLİKLEE KARŞILIKSIZ ÇEKE HÜRRİYETİ BAĞLAYICI CEZA OLMAZ D İ Y O R U M
STJYER AVUKAT
Hangi Hukuk Fakultesinde okuyorsun?
ayrıca Avukatsın adalet.org üyesindir.. soracağım bir kaç şey var.. olurmu.. biz giremiyoruzda siteye..
Brk
BRK 14:55 'DE YAZDIĞIN YORUMA CEVAP VERİYORUM. YAZDIKLARIMI ANLIYAMIYORSAN BİR BAŞKASINA OKUT.ANLAMADIYSAN YİNE SOR. BEN DÜRÜST ESNAFIMIZIN VEYA İŞ VERENİMİZİN DURUMUNA İNANIYORUM, YAZMIŞTIM YANLARINDA OLDUĞUMU BELİRTMİŞDİM; OKURSAN YAZDIKLARIMI DEVLETİMİZ SAHİP ÇIKSIN, DÜŞÜK FAAİLİ KREDİ VERSİN DEMİŞDİM. BURADA DEMEK İSTEDİĞİM YASALARIMIZ MALESEF KURNAZ, ÇİN FİKİRLİ KİŞİLERİN MENFAATİNE DÖNÜŞMÜŞTÜR. HAKLI İLE HAKSIZI AYIRT EDEMEZ DURUMA GELMİŞTİR. HAKLI OLAN HAKINI SAVUNAMAZ OLMUŞTUR. BUNU FIRSAT BİLENLERE VE VERENLERE MEVCUD YASALAR HİÇ BİR ŞEY YAPAMIYOR. SANA SORARIM. NEDEN BATTIN? SANE VERİLEN ÇEKLERİN VEYA SENETLERİN KARŞILIĞI GELSE İDİ SENDE YAZDIKLARIN ÇEK VE SENETLERİN TAHSİLİNİ YAPSAYDIN BU DURUMDA OLURMUYDUN? ELBETDEKİ ÇARESİZ KALMIŞ BU DURUMDAKİ İNSANLARIN HAPİS YATMASINI KİMSE İSTEMEZ. ESNAF ALAÇLARINI TAHSİL ETTİĞİ SÜRECE AYAKDA DURUR. BENİM SORUM ŞU 1)BU KÖTÜ NİYETLİ İNSANLAR BU DURUMDAN NASIL YARARLANACAK 2)BUNLARA NE YAPILACAK?
3) BİZ MAĞDURLARIN HAKKI NASIL SAĞLANACAK?
AYRICA HÜRRİYETİ BAĞLAYICI CEZA TAM BİR SAÇMALIK EMİNİM YÜCE MAHKEME LEHİNİZDE BİR KARAR VERECEKTİR SAĞLICAKLA KALIN STAJER av.
SEVGİLİ BRK ADANA ÇAĞ HUKUKU BURSLU BİTİRDİM SORACAKLARINI YAZARSAN SANA YARIN GERİ DÖNERİM SAYGILAR STAJER av.
Sayın Çek mağduru
BU KÖTÜ NİYETLİ İNSANLAR kesinlikle mağdur durumda değiller
Bizler kötü niyetli birileri olsaydık polislerden kaçar bir durumda hatta burda yazı yazan durumda bile değildik..
babam cezaevinde ben babamın hakkını aramak için buradayım.. Babam ihracat yapan bir kişiydi uzun yıllar ABD de kaldı dolar kuru yüzünden batan hatırı sayılır bir iş adamıydı.. Alacağımızı alamadık ve borçlarımızı ödeyemedik.. bize borçlular pişkin pişkin gezerken hiç bir kanuni yaptırım uygulatamıyoruz..
Brk
ÇEK MAĞDURU
SEN ÇEKE HAPİS CEZASI DEVAM ETMELİ Mİ DİYOSUN?
KÖTÜ NİYETLİ ADAM ZATEN DOLANDIRIP ADLİ PARA CEZASINI YATIRIP HAPSE FALAN GİRMİO ...
YA ADAM GİBİ TARAFSIZ YORUMLA YA DA YORUM YAZMA...
MY WAY
Bu uygulama nasıl olmalı?
Hakim çeke bakacak yetkili veya şirket müdürü veya gerçek kişinin kendisi imzalamış, yani kuralına göre dürüstçe imzalanmış.
Soracak bu çeki niye ödemedin? Durumu bana belgele.. Diyeceksin benim cirom şu ben gerçek bir esnafım.. şu kişiden paramı alamadım dolandırıldım al sana belgesi ben acz içindeyim beni değil dolandıranı hapisle cezalandır ben malımı kaybettim ama çalışır yeniden kazanırım beniz izndana atarsan ömrüm gider..
Doğruyla yanlışı ayırt edecek kanunumuz veya doğruyla yanlışı ayırt edecek kafaları seçmezsek.. Doğru ceza alır yanlış cezasız kalır..
Brk
Çekte hapsi kaldıracaklar para cezasını.. bak bakalım kimse güvenmediği adamdan çek alıyormu..
Bu hükümetin işine gelmiyo tabiki.. Piyasada nakit akışı fazlalaşacak.. Bankaların kasasında olan paralar piyasada dolaşacak.. Hükümet çıkıp ekonomimiz iyi kişi başına düşen yıllık gelir bu kadar.. diyemeiyecek.. Bankalar para satamayacak gelir elde edemeyecek..
Brk
çek mağduru söylediklerinin bu platformla alakası yok onlar farklı şeyler ama gerçek olan tek şey var sen bir milyonda bir kişiyi temsil ediyon hangi esnaf dolandırıcıdır.Zaten adı esnaf olmaz dolandırıcı olur ama çek kanunu herkesi dolandırcı konumuna sokup birde hapis yatırıyor.Senin durumun farklı olduğunu söyledik,benimde alacaklı olduğum 350 milyar çek alacağim var batak o benim sorunum adama zorla mal vermedim eşeklik verende... Teminat alsaydım böle olmazdı,aynısı senin içinde geçerli ..AMA 85 MİLYAR çekimden dolayı hapsim var bak geldik senin dediğine ama senin tek eksik olan tarafının henüz hapis cezası olan çekinin olmaması... inşallah piayasada çeklerinle batmazsında ozaman senin içinde bi çek mağduru gelip burda ahkam kesmesin bakalım nası oluyo..Saygılar
MEHMET kardeş valla şuanada senin başındaki derdin aynısı bende benimde 370 milyar alacagım var 65 milyarı ödeyemiyorum 3 yıldı kedi gibi yaşıyorım valla...
BRK kardeş bende aynen senin gibi düşünüyorum hükümet bu iş taş koyuyor hepsinin evladı esnaf pırlantacı,mısıCı falan ANLADIN SEN ONU....
19 şubattan sonra gidip teslim olalım diyecem ama hem cezaevleri çok doluymuş bu hükümet cezaevlerine bulaşıcı hastalık mikrobu verir veba kolare tifo o zaman ne yapacaz ya aileler çoluk çocuk tam perişan kalacak çaresiziz
16:12 Biri ülkerin ortağı, hanımı hastaneler zinciri oğlu gemici pırlantacı ooo say say bitmezz ne la bu
BENDE ÜLKER 5 YILDA NEDEN BU KAR BÜYÜDÜ DİYODUM. DONDURMALAR, DÜNYANIN EN BÜYÜK ÇUKULATA FABRİKASINI ALMALAR.. HAYRET YAHUU.. BU GENÇLİĞİNDE İŞÇİ DEİMİYDİ ALLAH ALLAH
Eee ülker bütün satışlarını esnafa markete çekle yapıyor.. çekin karşılığının çıkması şart yoksa ülker zarar eder alacaklıların peşindemi koşacaklar!! Bu yüce büyüklerimiz Bakmayanlar ve bu Başbakmayan nası çekte af veya düzenleme yapacak.. aklım almıyor..
valla arkadaşlar benimde babam aranıyor çekten oda teslim olacaktı ama içeride yan yana yata yata akraba gibi olmuşlar ...
bide size şeyi soracam internet kafeye gidip gelmekten bıktım eve ınternet baglatsam bu siteden yerimizi bulmazlardemi... sacmaysa kusura bakmayın
Arkadaşlar konuyu siyasete getirip asıl durumu kaynatmayalım...herkes kime oy vereceğini bilir..bizim derdimiz başka ...ÇEKTE HAPİS CEZASI KALDIRILMASI....
ARKADAŞLAR; BENDE ELBETDE SİZİN GİBİ İYİ NİYETLİ DÜRÜST İNSANLARIN BORCUNDAN DOLAYI HAPİS YATMASINI İSTEMİYORUM BİLAKİS DEVLETİMİZİN BU DURUMUNUZDAN DOLAYI SİZE, BİZLERE SAHİP ÇIKILMASI GEREKTİĞİNİ YAZDIM BUNU DEFALARCA BELİRTDİM. SORUYORUM SİZLERE ALACAKLARINIZI TAHSİL ETSEYDİNİZ, ELİNİZDEKİ ÇEKLER GÖNÜNDE HESABINIZA YATSA İDİ BU DURUMDA OLURMUYDUNUZ? BEN OLAYA FARKLI AÇIDAN BAKIYORUM.ARTIK PİYASADA NAKİT PARA DÖNMÜYOR ARKADAŞLAR. BU YASA İLE DOLANDIRICILIĞIN ÖNÜNÜN AÇILACAĞINI,VURGULUYORUM. ONUN İÇİNDE BU TİP OLAYLARIN YAŞANMAMASI İÇİNDE BİR ÖNLEM ALINMASI GEREKTİĞİ SÖYLÜYORUM. ANLIYANA...
inşallah 19.unda hepsi biterde 20.sinde burda gırgır yaparız BAHTSIZ BEDEVİ
SN MEHMET KARAMAN
ZATEN YENİ YASADAN BİŞEY BEKLEMEYE GEREK YOK...
METNİ HEPİMİZ BİLİYORUZ..ORDA SADECE DAHADA AĞIRLAŞTIRMA VAR..
AMA YARGITAY VE ANAYASA MAHKEMESİ SON UMUT...
BU KARARLARIN BU SORUNU TÜMDEN KALDIRACAĞINA KESİN İNANIYORUM..DAHA ÖNCEDE YAZMIŞTIM İKİ KERE İKİ BEŞ ETMEZ...
MY WAY
sayın ÇEK MAĞDURU ne yapsınlar hepimizi assınlarmı
Kardeş sen internet cafe yerine başkasının adına eve internet bağlattır.Çeteci değilsin terörist değilsin seni teknik takibe alsınlar... Ama internet cafeye devamlı gidersen metriste temiz çamaşırlarla ziyaretine geliriz..
elbetde asılmaya, hapse karşıyım bir çıkmaza girileceğini söylüyorum. iki tarafda haklı. umarım adalet haklı ile haksızı ayıracak bir yasa ile bu durumu çözer.
ALLAH SENDEN RAZI OLSUN MEHMET KARDEŞ
ÇEK MAĞDURU
SORULARIMA CEVAP VERMİYOSUN..HALA GAYİPTEN GAZEL OKUYOSUN..DEVLET YOKSULUNA İŞ BULSUN...
ALACAK HERKESİN VAR HEPİMİZİN..3 YILDIR DEVAM EDEN SÖZLEŞMELİ DAVAM VAR SONUÇLANMADI HALA...
AMA ŞU GERÇEK BENİM PARAMI ALMA YOLUM BİRİNİ HAPİSLE CEZALANDIRTMAK OLMAMALI...
SEN NEDEN GÜVENMEDİĞİN HALDE MAL VERDİN ÇEKTE HAPİS CEZASI OLDUĞU İÇİNMİ?
MY WAY
my way lütfen yazdıklarımı tekrar okurmusun? Kusura bakma ama anlama kıtlığı var sende. kendin söylüyorsun 3 yıldır süren davam var diye, bir çok arkadaş alaçaklarının burcundan fazla olduğunu yazıyor.Sen veya yakınların neye güvendiniz de verdiniz, sonra hakkını alamayınca dava açtınız? Arkadaşım, mevcud çıkacak yasa alacaklıyıda korumalı bir şekilde, örneğin; yazılan miktarın %75'i banaka üstlenmeli ve sorumlu tutulmalı. Çek defterini veriyor ise, yazılan miktarin da sorumluluğunu olmalı. Aksi takdir de bu saatden sonra tiçaret de biter, ticaret ahlakıda. Hapis cezasına gelince, elbetde dürüst, mağdurların hapis yatmasına karşıyım. ama bunu fırsatbilip de dolandırıcılığı yasalara göre yapanlarıda cezalandırmak gerektiğini savunuyorum. bu tip insanlar yasaları, yasadaki açıkları çok iyi bilip kullandkları için bir çok insan da mağdur durumdadır.Bunlardan biride benim.
sayın çek mağduru
Elbette durust namuslu insanların hapsine karşıyım diyorsun!!! karşı olmayan bir insanın tedaviye ihtiyacı vardır.. bunu söylen bile anlamsız.. """"ama bunu fırsatbilip de dolandırıcılığı yasalara göre yapanlarıda cezalandırmak gerektiğini savunuyorum."""" dolandırıcılık yapanlar önce yasaları ezberliyor sonra bunu yapıyor.. sen biz değil dünya yıkılsa dolandırıcıyla başa çıkamazsın.. dünyanın her yerinde böyle... esnaf ilk önce kendini savunacak.. esnafa ticaret bilinci vermeden Polisi tahsilatçı savcıyı borç takipçisi gibi gören zihniyet.. alacağımı alamazsam polis var savcı var diyip malını satan esnaf mantığı.. bu tip şeylerle hiç bir şey olmaz.. dolandıran yine dolandırır iyi niyetli yine mağdur.. bizede gelip burada ahkam kesmek düşer ancak..
Brk
ÇEK MAĞDURU
BENİM DAVA ALACAK DAVASI YANİ ÇEKLER İÇİN AÇTIĞIM HİÇ CEZA DAVASI YOK İCRA DAVASINI AÇMAYADA Bİ İTİRAZI KİMSENİN OLAMAZ..AMA SEN OKUDUĞUNU ANLIYORSAN ÇEKİNİ ÖDEYEMEYEN İNSANI HAPSE ATMAK YANLIŞ DE ONU DUYALIM..HAPİS CEZASI KALKSIN MI DEVAMMI ETSİN BUNU CEVAPLA...AHKAM KESME....
MY WAY
AYRICA ÇEK YAPRAĞI BAŞINA 300 LİRAYI BİLE KABUL ETMEYEN BANKALARI..BEDELİN %75 İNİ ÜSTLENDİRMEYİ DÜŞÜNEN MANTIK UZAYDA YAŞAYANLARIN BİLE MANTIĞI OLAMAZ..BURADA BİRAZ AKLA VE MANTIĞA UYGUN ÖNERİ YAZMAK LAZIM...
MY WAY
arkadaşlar bırakın tartışmayı alacaklı olmadıgı halde alacaklıyım diyen var,borcu oldugu halde borcum yok diyen var biz bunlarla ilgilenmiyoruz.dürüst olmayan insanın bu sitede ne işi var,onlar şimdi alemlerine bakıyorlar dolandıranda ,tefecide,faizci bankalarda,ellerini ovuşturan icra avkatlarıda hepsi 145 000 lik çeklerimin sadece 8000 ve 4000 ve 7000 lirası gerçek mal aldıgım esnaf digerleri hep tefeciler,işin aslına da bakarsan bu paralar defalarcada ödenmiştir ama yüksek faiiz karşısında ödedikçe çogaldılar,tartışmayalım neler yaparız o konularda konuşalım 19 şubatta inşallah olumlu bişey çıkar ve bütün sanayici ve esnaf arkadaşlar işlerine bakarlar..benim şahsi görüşüm bu işi mecbur çözecekler yüzlerce insan içerde yüzlercxe davalar sürüyor yüzlercesi aranıyor..... bakın abd yi hiç sevmem ama orada bile küresel kriz önlemi olarak evlerine icra gelmesi ihtimali olan vatandaşları için kurtarma paketi hazırlanıyor..bizim memlekette ise borcundan dolayı evindeki yaşam malzemeleri haciz ediliyor ediliyorda ne oluyor gene parasını alamıyor yediemin depolarını etrafını sarmış talancılara yarıyor .burada tüm avkatlardan bahsetmiyorum tabii işlerini dürüstce yapanlar hariç ,ama ellerini para diye üfeleyen ler evdeki çizgi film izleyen çocugun televizyonunu kapatıp alıp götürenlerden ,1 taksi tutup aynı güne 10 haziz sıgdıran taksiciye 50 tl verip her hacizciye 75 tl taksi ücreti yazanlardan.her neyse türkiyenin adaletsizligi bitmez
İŞİNİ, EVİNİ, EN SON DA OĞLUNU KAYBETTİ
Oğlunun hasta olduğunu ve 2 gün önce öldüğünü belirten Abdülkadir Uçar şunları anlattı:
"Param yoktu, oğlum için para bulmaya çalışıyordum. Ancak oğlum öldü ve dün toprağa verdik. Sağlık Bakanı `yeşil kart alın' diyordu. Kimse bana yeşil kart vermedi. Çocuğum dün öldü ve gömüldü. Cerrahpaşa bile oğluma bakmadı. Sayın Başbakan `sosyal devlet diyorsun. Çocuğumu hasta hasta öldürdün. Ne oldu. Evimi aldınız. Arabamı aldınız. Kriz beni vurdu. Param vardı, esnaftım. İflas ettim. Hani sosyal devlettik. Herkesin çocuğu var. Çocuğum öldü canım yandı."
Uçar daha sonra gelen ambulansla Tekirdağ Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Hastanede tedavi altına alınan Uçar'ın vücudunun çeşitli yerlerinde yanıklar olduğu belirtildi.
Olayın ardından Valilik programını iptal eden Devlet Bakanı Bakanı Başesgioğlu, AKP İl Başkanlığı'nı ziyaret etti.
(Vatan)
al işte tc burası tüm herkeze büyük sabırlar diliyorum.allah herkezin yardımcısı olsun
SIZLANMAYALIM.....
SESSİZ KALMAYALIM....
ÖZGÜRLÜĞÜMÜZÜ VERMEYELİM....
BİRLİK OLALIM...
ÇOĞALALIM...
vatandaşımız bakanın (başeskioğlu)valilige gelecegini duymuş ve valilik önünde kendini yakmış sevgili bakanımızda bu olay ı duyunca valilige gitmekten vazgeçmişş
Bizler Turk esnafiyiz. Cayin tasiyla cayin kusunu vururuz. Cekler saglam oldugu dusunuldugu icin arkasina kendi cekimiz kesilir.
daha sonra odenmiyen cekler, domino tasi gibi zincirleme etki ile birbirine gecer. Bu tartismalari keselim duruma bakalim. Opulmusun davasi olmaz benim sahsi olarak 500.000 € zararim var. Bosverin gereksiz tartismalari, bu .okun icinden nasil cikabiliriz ona bakalim. nl
SN NL
YAPILACAK TEK ŞEY BEKLEMEK..TEKRAR SÖYLÜYORUM ...KONU AÇIK BU KARARLAR LEHE ÇIKACAK...BUNDAN ŞÜPHEM YOK...EN KÖTÜ ŞUBAT SONUNA KADAR BU KONU KAPANACAK...KONUŞTUĞUMUZ DURUM ŞU..BAZILARI KENDİ MENFAATLERİ SÖZ KONUSU OLUNCA YORUMUNDA BEYAZA SİYAH DEME PAŞİNDE...BU ANLAŞILABİLİR VE KABUL EDİLEBİLİR BİR DURUM DEĞİL...AMA TABİ KERVAN YÜRÜYECEK....
MY WAY
AYNEN KATILIYORUM nl KARDEŞİM. BİZ DURUMU KENDİ ÇABALARIMIZLA NASIL KURTARABİLİRİZİ DÜŞÜNELİM.
YAPILAN YADA YAPILACAK OLAN YENİ ÇEK KANUNUNDA ÇAKTIRMADAN VE SESSİZCE AŞIRI DERECEDE AĞIRLAŞTIRILMIŞ MADDELER VAR HER ÇEK YAPRAĞINDAN BEŞ YILA KADAR YATABİLECEKSİN.HAKİMİN TAKTİRİNE İNSAFINA KALMIŞ KİMİ 2 YIL KİMİ 5 YIL BÖYLE ADALET OLMAZ ABİCİM.
VALLA ÖLELİM DAHA İYİ YA..
HALİS CAN
SN ARKADAŞLAR
VATAN GAZETESİNDEKİ ALINTI HABERDEN DAHA ZOR Bİ DURUMDA DEĞİLİZ...BUNA BİLE KAYITSIZ KALINIYOR VE SAĞLIK GİBİ Bİ KONUDA DUYARSIZ KALNYOSA PES...AMA GERÇEK BU....YARGI MENSUPLARINDAN BAŞKA TUTUNACAK DALIMIZ YOK..GERÇEK BU...
MY WAY
sayın çek mağduru
alacaklı alacaklı deyip durmaktasınız bu sitede bir sürü alacaklı aynı zamanda borlu insan var.büyük firmalar alınan malın en az %50 si kadar teminat mektubu ipotek almadan pek te ticarete yanaşmıyorlar ipler hep ellerinde mesala yıllaca ticaret yapıp trilyonlarca çek ödediğim firmada teminat olarak gayrimenkul ipoteklerim bulunmakta idi.hem krizde ödeyemediğim tutarın kaç katı değerinde.ne oldu biliyor musunuz.
-mal vermeyi kestiler
-iş yerini kapatmama sebeb oldular
-3 kuruşakendi sattıları malları haczettiler
4-hacizden malları aracılarına kendi çıkarları doğrultusunda %40 la aldılar
5-ipoteklerin satışı için işlem başlattılar
6-aynı andada çek şikayetinde bulundular
sonuç
gayrimenkul icrada satılsa fazlasıyla tahsil yapabilirler üzerinide iade aderler. ama malın satış süresi geç olumuş ondan çek şikayeti yapmışlar.
derim ki
rabbim insana, alacaklınında düşmanında allahtan korkanını versin.
eğer çekten hapis cezası kalkarsa ticarete hiç bir şey olmaz emin olun buna,önce bankalar çek karnesi verirken daha titiz davranırlar ki önemli husus bu.gerçek ticaret erbabı çek kullanır.
zaten bu durumda ortada hapis cazasından sadece gerçek ticaret erbabı zarar görmekte hiç duydunuz mu dolandırıcının yakındığını onlar ortada bile yok.ee hal böyle iken ve acı çeken hapis yapan bu ülkenin temel taşı esnafsa bu tartışma niye...dolandırıcıyı ayırt etmek kolay bak merkez bankası kayıtlarına ne kadar ödenen çeki var gösterilen adreslerde gerçek faliyet olmuşmu bunlar tespiti kolay şeyler yapılanda gereksiz polimik aslında.lakin anlamak istemeyene ne kadar anlatsan boş çünkü önünden başka yeri gözleri görmüyor.at gözlüğü takınca çıkarmak zor olur.
çek mi? tutarsam bir daha tutan elim kırılsın.herkes böyle yapsa kullanmasa ticarete başka yol bulunmak zorunda kalırlar
Korkacaksan Allah'i cok fazla agzina dolayanlardan kork. yureklerinde Allah korkusunun zerresini bulamazsin.. Allah dillerindedir sadece..
Su anda tepemizdekiler orneginde oldugu gibi..
15.02.2009 19:25
Çek tutan elini kırma.. çeke imza atarken bileğine kauçuk lastik dola kan iyice boğsun sonra imza at.. sonrada çekteki imza benim değil de itiraz et.. imza örnekleri tutmuyor imza senin değil diye tahlil labaratuvarı yazı veriyor.. bizim başımıza geldi.. dava 4 yıldır sürüyor.. ama kazanmamız sıfır ihtimal.. dolandırıcı olki bu ülkede özgürce gez itibar gör..
madem böyle oluyor o zaman adli tıp kurulu adamın eline lastiği dolasın kan boğduğunda hakim önünde bir daha imzalatsınlar olamıyormu bu?
ayrıca söylediğinizi espiri mahiyetinde düşünüyorum.çünkü hiç bir çeki ödememek için kesmedim.öyle olacağını bilseydim ne o ticareti yapardım ne de çek verirdim.çekler döndüğünde ödemek için çok çaba sarfettim.ancak garip bir canlının ölmek üzereyken akbabalar tarafından parçalanması gibi, vadesi gelmemiş çeklerle tüm iş yerlerime saldırdılar misalen 10 liralık mal parlığım 1 liradan sebeb yol oldu.beraber bende.
arkadaşlar bu 19 şubat bizim lehimize olursa benim eşimde ceza evinden çıkar mı hemen yoksa tek tek dosyalara mı bakılır nasıl işler bilgisi olan ne olursunuz yazsın
20.01
tam bilememekle beraber üst mahkeme bi karar verdiğinde..emsal karar olup mahkemeler konu ile verdikleri cezaları kaldırmaları gerekir diye düşünüyorum ..bu kadar bekledik okadarda beklemek zor olsada katlanırız sanırım...
my way
15.02.2009 19:56
Malesef olamıyor her imza farklı farklı şekilde oluyor el hareketleri farklı şekilde değişiyor.. biri birini tutmuyor kısaca..
ARKADAŞLAR 19 ŞUBATI BEKLEMEMİZE GEREK KALMAYACAK YARGITAY 3167 SAYILI YASANIN GEREKÇELİ HÜKMÜNÜ DAHA ÖNCE AÇIKLAYACAKTIR. TEKİRDAĞ ASLİYE MAHKEMESİNİN DÜZELTME KARAR İSTEMİ KURUL ÖNÜNDE İNCELENİYOR
ADEM
sayın hukukçumuz 2 gündür yoksunuz iyisinizdir umarız.
merak ettğim bir şey var.19 unda anayasa mahkemesinde görülecek bir davadan bahsettiniz bize.anayasa mahkemesi sitesindede gördük.ancak bu yazınızda daha önce ceza kurulunun 3167 sayılı kanunla ilgili verebileği bir karardan bahsetmişsiniz.bu kararı ceza kurulu ne zaman verir belli mi?
CUMA GÜNÜ ŞİŞLİ ASLİYE CEZA MAHKEMESİ GERÇEK KİŞİYE TAHLİYE VERDİ.. AVUKATIM BUGÜN SÖYLEDİ KARARI ALACAK PAZARTESİ GÜNÜ BURAYA ESAS NOSUNU YAZARIM.. AYNI KARAR ÖRNEĞİNİ EMSAL GÖSTERİP EYÜP ASLİYEYE TALEPTE BULUNACAĞIZ. AVUKATIMIZ YARGITAYIN PAZARTESİ KARAR VERECEĞİNİ SÖYLÜYOR ŞİŞLİ ADLİYESİNDEN ONA BU BİLGİYİ VERMİŞLER.
ADEM
18.38 Halis CAN.
Bizim yasadigimiz sikintilarin hicbir onemi yok. Herkes kendi cikarlari icin uzerimizden oyun oynuyor. nl
SN.nl
PES Mİ EDECEĞİZ...
DURMAK YOK YOLA DEVAM...
ADLİ PARA CEZASININ İNFAZI
9) Türk Ceza Kanununun 50 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi saklı kalmak üzere, adlî para cezasından çevrilen hapsin infazı ertelenemez ve bunun infazında koşullu salıverilme hükümleri uygulanamaz. Hapse çevrilmiş olmasına rağmen hak yoksunlukları bakımından esas alınacak olan adlî para cezasıdır..
sayın hukukçu siteye girdiğinizde yukarıdaki metni okumanızı rica ediyorum.. dün bana birden fazla suretle verilen adli para cezalarının ödenmemesi konusunda 5 yılı geçemez diye bir şey yazmıştınız.. ve bu 5 yıldan da 3/2 uygulanır diye. yukarıdaki metne göre bir açıklama bekliyorum. kanun açık 5 yılda 5 yıl... jenardi
ADEM BEY MAHKUMA MI VERİLMİŞ BU KARAR BİLGİNİZ VARMI BİRDE İNFAZ MI DURDURULMUŞ YOKSA BERAAT MI OLMUŞ BU ÇOK ÖNEMLİ
evet adem bey mahkuma mı verilmiş bu karar açık olarak yazarmısınız
arkadaşlar sahife acılmıyor
sn jenardi
dosyaları birleştirmezsen 25 yıl bile alabilirsin..
my way
15.02.2009 21:28
İNFAZI KESİNLEŞMİŞ AMA TUTUKLANMAMIŞ ARANAN KİŞİ BERAET.
ADEM
arkadaşlar geçen sene bir arkadaşımı böyle otelden jandarma aldı.içerde istedi avukatı birleştirmeyi ve başardılar. bence birleştiremeyenlerin avukatı beceriksiz yada duyarsız.
15.02.2009 21:19
YANIMDA AVUKATIM VAR VE SORUNUZUN CEVABINI O SÖYLEDİ BEN YAZAYIM.
ASLOLAN PARA CEZASIDIR ERTELENMEZ ŞARTLI TAHLİYEDEN YARARLANAMAZ.
ADLİ PARA CEZASI ÖDENMEZSE GÜN HESABI CEZA VERİLİR..
İNFAZ AŞAMASINA GEÇER.. TÜM İNFAZLARDA İSTER ADLİ İSTER CEZAİ..
İNFAZ YASASI UYGULANIR BUDA 3/2 DİR.
BURDA ANLATILMAK İSTENEN CEZANIN GERİYE BIRAKILMASI ŞARTLI TAHLİYE ADLİ PARA CEZALARINDA UYGULANMAZ YANİ 2 YIL CEZA ALDIĞINDA HAKİM GÜLE GÜLE DİYOR ŞARTLI SALIVERİYOR BİRDAHA BU SUÇTAN GELME DİYOR.. YA
ADLİ PARA CEZALARINDA BU OLMUYOR.. AMA İNFAZ KANUNDAN YARARLANIYORSUN..
ŞARTLI SALIVERME AYRI ŞEY İNFAZ YASASI İNFAZ DÜŞÜMÜ AYRI ŞEY.. İKİSİNİ BİRBİRİNE KARIŞTIRMAYALIM..
NE DEDİYSE YAZDIM:))
ADEM
sn arkadaşlar
ha 5 sene ha 25 sene ne farkeder...
bu karar çıkınca hepsi bitecek..zaten 5 sene hapis yatmak ne yapar adamı...
my way
ben hiç bişey anlamadım :(
9) Türk Ceza Kanununun 50 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi saklı kalmak üzere, adlî para cezasından çevrilen hapsin infazı ertelenemez ve bunun infazında koşullu salıverilme hükümleri uygulanamaz. Hapse çevrilmiş olmasına rağmen hak yoksunlukları bakımından esas alınacak olan adlî para cezasıdır..
burada infazın ertelenemeyeceği belirtilmekte,koşullu salıvermenin olmayacağı yazmakta başkada bir şey yok. o zaman kanunlar çakışır 3167 sayılı yasa açıkça üst sınırını koymuş.fazla yatanlar şöyleki davaların tamamının kesinleşmesi lazım ki bir birinden farklı zamanlarda sonuçlandıklarından erken infaz olur ise (diğer davalar bitmeden)birleştirma olamıyor biizm avukat eşime demiştiki
-tüm davalar bitmeden yakalanma birleştirememiz zor olur.
ayrıca bırakın şimdi.cezayı infazı. dua edilimde 19 unda bu durumdan kurtulalım.işimizie gücümüze bakalım.
arkadaşlar bunlara kafa yormaya gerek yok...bu üst mahkeme kararları lehe çıkacak ve bu iş bitecek...
eğer böyle olmazsa bu yıl hesaplarını yapacak zaman hepimiz için çok olacak ..))
my way
15.02.2009 21:50
SİZİN AVUKAT SİZİ YAKMIŞ..
AYRI DAVALAR SÜRERKEN DAVALARI BİRLEŞTİRME İSTENİR.. DAVALAR BİTİNCE İMKANSIZLAŞIR..
MAHKEME HÜKMÜ VERİR CEZAYI KESER AŞAMA BİTER.. SIRA İNFAZ SAVCILIĞINA GELİR.. CEZAEVİNE GÖNDERMEYİ İNFAZ SAVCILARI YAPAR.. İNFAZ SAVCILIĞIDA MAHKEME DOSYASINDA YAZAN 1 YIL CEZA VAR YA ONUN BİR BELGEYE DÖKER İNFAZ HÜKMÜ UYGULAR CEZAEVİNE GÖNDERİR..
MAHKEME KARARINDAN SONRA İNFAZ AŞAMASINA GEÇİLİR VE BU HER HÜKÜMLÜNÜN YARARLANDIĞI ŞEYDİR ODA 3/2
ADEM
adem bey avukatınız yanınızdaysa sorarmısınız 19 unda yapılacak toplantıdan haberi varmıymış karar ne dogrultuda çıkar onun fikirleri neler
Adem Bey
adli para cezası ödeyemediginden verilen infazdamı geri bırakılıyor Avukatınıza sorarmısınız
yahu arkadaşlar her kafadan bi ses çıkmasın .
adem bey infaz durduruldu diyor oradan başka birisi eşim şu davadan şöyle oldu diyor, diğeri 25 yıl diyor..
otu b.ku karıştırmayın bidakka.
bkonudan konuya atlamayalım birisi bitsin diğeri üzerinde tartoşalım biraz sakinlik lütfen. hukukçuyuda kaçırdınız zaten.
21.57
çek cezalarının hepsi adli paracezası ödenmediğinden hapse çevriliyor...
my way
SİTEYE YENİ GİREN ARKADAŞLAR LÜTFEN GERİYE DÖNÜK EN AZ 5 GÜNLÜK YAZI VE YORUMLARI OKUYUN ONDAN SONRA TARTŞMALARA KATILIN. SİTEYE GİRER GİRMEZ BODOZLAMA DALMAYIN KONULARA. HAYRETSİNİZ YANİ.
SN ARKADAŞLAR
HATIRLARSANIZ KONYA 6. ASLİYE CEZADAN İNFAZIN DURDURULMASI KARARI ÇIKMIŞ VE BU KARAR ASLİYE CEZA MAHKEMELERİNDE NORMAL OLARAK ETKİ GÖSTERMEMİŞTİ...
BU KARAR ÜST MAHKEMEDEN ÇIKMADIĞI İÇİN GENELİ ETKİLEMEYECEK KISACA YARGITAY VE ANAYASA MAHKEMESİ KARARI KESİNLİK KAZANDIRACAK VE BAĞLAYICI OLACAK..BU KONU BU KADAR AÇIK....
MY WAY
gerçekten çok karıştı burası arkadaşlar 2 aydır takip ediyorum bu siteyi hukukçumuz her akşam sorulara cevap verirdi ama bu kadar kargaşa yoktu şimdi oda artık gelmez oldu
Adli mahkumlar cezalarının 3/2' sini, siyasi mahkumlar ise 4/3' ünü geçirdikleri taktirde koşullu salıverilebilirler..
Adli Para cezalarından verilen Hapis cezası Adli Cezadır..
AVUKATIM ANAYASA MAHKEMESİNE GEREK KALMAYACAĞINI SÖYLÜYOR.. ANAYASA MAHKEMESİ YASA MADDESİNİ İPTAL ETTİĞİ TAKTİRDE YARGITAY AÇIKLAMA YAPAR DİYOR.. SONUÇTA YİNE YARGITAY KARARI BEKLENİRMİŞ.. HABERİ VAR 19 ŞUBATTAN..
ŞİŞLİ ASLİYE BERAET VERMİŞ NE PARA CEZASI:) BERAET..
SADECE İCRA İŞLEMİ KALMIŞ
ADEM
arkadaşlar devamlı dikkatle okuyup ve konulara hakim arkadaşlar doğru uorum yapmaya devam etsinler,,buradan çok bilgiler öğrendik..ama lütfen işi sulandırmayın ..19 unu beklemekten başka çare yok..bu olaylarla ilgili çıkmazları olanlar 5-6 gün geriden okumaya başlasınlar herkesin cevabı oralarda var..
SİBEL HANIM
KARIŞIK OLAN NE ÜST MAHKEME KARARI BEKLENECEK...BAŞKA YAPILACAK İŞ İTİRAZ ETMEKTİ ONUDA SANIRIM YAPMIŞINIZDIR...
BEN YAPTIM MAHKEME TARAFINDAN REDDEDİLDİ SONRA AĞIR CEZAYA İTİRAZ VE ŞU ANDA BEKLEMEDE...
AĞIR CEZADA KARAR SANIRIM ÜST MAHKEME KARARINI BEKLİYOR...
YANİ YARGITAYDA ÇIKACAK KARAR SORUNU ÇÖZECEK....
MY WAY
Adem bey
Avukatının ismi soyadını verseniz de bizim davada sişlide onada baksa..
sn my wye
konya daki infaz durdurmaydı bu beraat diyor eger beraat varsa bu tüm mahkemeleri etkiler sonuçta adalet herkez için aynı işler infaz etkilemiyordu çünkü orda hakimin kanaati vardı
SN OSMAN BEY
ASLİYE CEZA MAHKEMELERİNİN HEPSİ AYNI YETKİYE SAHİP BUNU ÇOK ÖNCELERİ BU FORUMLARDA KONUŞTUK...YANİ BİRİ BERAAT VERİNCE HEPSİ BERAAT VERECEK DİYE BİR MECBURİYET YOK....
BAĞLAYICI OLAN ÜST MAHKEME KARARI ZATEN YARGITAYDA SANIRIM YANLIŞ VERİLEN KARARLARA SON NOKTAYI KOYMAK İÇİN VAR...
DOĞRUMUDUR?
MY WAY
AVUKATIMIN İSMİ RECEP SULA
YARIN BU İŞİ BAŞARSIN SİZE TELEFONU VERİCEM
ADEM
19 undan sonra lehte bir karar çıkarsa mahkemeler kendilerimi infaz kararlarını iptal ederler?Bizim yapacağımız işlem olacakmı? teşekkürler
SAN ADEM ARKADAŞIM
15/02/2009 DA TAHLİYE DİYORSUN PAZAR GÜNÜ HANGİ MAHKEMEYMİŞ BU.
DALGA GEÇME BU MAĞDURLARLA BE ARKADAŞIM HYRET BİŞEYSİN..
sevgili my way sölediklerinizin aynısını bizde yaptık bekleme konusuda bende sizinle hem fikirim bunun dışındaki yazılanlara istinaden yazmıştım ben
15.02.2009 22:19
CUMA GÜNÜ ŞİŞLİ ASLİYE CEZA MAHKEMESİ GERÇEK KİŞİYE TAHLİYE VERDİ.. AVUKATIM BUGÜN SÖYLEDİ KARARI ALACAK PAZARTESİ GÜNÜ BURAYA ESAS NOSUNU YAZARIM.. AYNI KARAR ÖRNEĞİNİ EMSAL GÖSTERİP EYÜP ASLİYEYE TALEPTE BULUNACAĞIZ. AVUKATIMIZ YARGITAYIN PAZARTESİ KARAR VERECEĞİNİ SÖYLÜYOR ŞİŞLİ ADLİYESİNDEN ONA BU BİLGİYİ VERMİŞLER.
ADEM
BAK YUIKARDA NE YAZIYOR CUMA GÜNÜ... GÖZÜNE GİRER İNŞALLAH
ADEM
HERKESE MERHABALAR ARKADAŞLAR...
NASILSINIZ BUGÜN ...
BAKIYORUM SİTE HIZLANMIŞ 20002i geçmiş yorum sayısı...
NE HUZLIYMIŞIZ ...
VARMI İYİ HABERİ OLAN ARKADAŞIM...
ULUDAĞ
OKUMA ÖZÜRLÜLERE OKUMA YAZMA ÖĞRETİYOZ İYİ HABERİN SIRASI DEĞİL
ADEM
Yorum Gönder