Suç ve cezalara ilişkin esaslar
Madde 33- (1) Suç ile ceza ve ceza yerine geçen güvenlik tedbirleri ancak kanunla konulur. Kimse, işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiili gerçekleştirmesinden dolayı cezalandırılamaz ve kimseye suçu işlediği zaman kanunda o suç için konulmuş olan cezadan daha ağır bir ceza verilemez.
(2) Suç ve ceza zamanaşımı ile ceza mahkûmiyetinin sonuçları konusunda da birinci fıkra uygulanır.
(3) Suçluluğu kesin mahkeme kararı ile hükmen sabit oluncaya kadar, kimse suçlu sayılamaz.
(4) Hiç kimse, kendisini ve kanunda gösterilen yakınlarını suçlayan bir beyanda bulunmaya veya bu yolda delil göstermeye zorlanamaz.
(5) Ceza sorumluluğu şahsîdir.
(6) Hiç kimse, yalnızca sözleşmeden doğan bir yükümlülüğü yerine getirememesinden dolayı hürriyetinden alıkonulamaz.
(7) Ölüm cezası ve genel müsadere cezası verilemez.
(8) Kamu İdaresi, kişi hürriyetinin kısıtlanması sonucunu doğuran bir müeyyide uygulayamaz. Türk Silâhlı Kuvvetlerinin iç düzeni bakımından bu hükme kanunla istisnalar getirilebilir.
(9) Uluslararası Ceza Divanına taraf olmanın gerektirdiği yükümlülükler hariç olmak üzere, vatandaş, suç sebebiyle yabancı bir ülkeye verilemez.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
22.646 yorum:
«En Eski ‹Eski 19801 – 20000 / 22646 Yeni› En yeni»sn şeker
nasılısnız
bakıyorum yine bir çekişme içersine girmiş bu site şahsi düşüncem buraya milletvekillerine ve adalet komisyona konu anlatan 1 sayfalaık faxlar cekmek işimizi hızlandıracaktır
bu olayda diğer site cok yol aldı.
vekillerin görüşleri olumlu olarak değişti.perşembe günü mecliste yapılan konuşmaları izlediniz mi bilemiyorum.konunun hızlanması adına cok yol katedildi
sizde bu yürüyüşe destek verin
akıllı olun destek verin
yoksa burda biribirinizi yiyin
şeker hanımı rahat bırakın
o çalışıyor tüm gücüyle
hergün faxlar cekiyor telefonlar ediyor
siteyi takip eden
yalaka siteyi takip eden
sn adsız
sizin amacınız ne ???
siteyi takip eden
ASLA AKILCI OLMAYAN BİR YÖNTEM UYGULAMIYORUM.ÖYLE SALLA PARTİ NE MAİL ATARIM NE MESAJ ÇEKERİM.
AKLIMA UYMASI GEREKİR ÖNCELİKLE..
HİÇKİMSEDE BU KONUDA YÖNLENDİREMEZ BENİ.
DOĞRU OLDUĞU BANA KANITLANSIN HERYEREDE ATARIM.AMA ÖYLE GÖLE MAYA DA ÇALMAM..
BENİM İŞİM AKILLI İNSANLARLA ARKADAŞIM..
APTALLARLA İŞİM OLMAZ BENİM..
siteyi takip eden yalaka
amacımız özgürlük yalakalık yapmadan...adam gibi...mertçe...hakkımızı aramak.....
saın şeker hanım galiba teşhisler dogru senin derdin çek degil çük ama onuda istemenin bir adabı var adam gibi iste çaresine bakalım. menepozlu karı
sn şeker
sizin takip etiğniz yol ne peki
merak ettim
siteyi takip eden
sn şeker
sizin amacınız yok galiba
aptal dediğiniz kişiler bir amac uğruna var gücüyle calışıyorlar
siz ne yapıyorsunuz
takip ettiğiniz bir yol varsa
söyleyin ona yönelelim
siteyi takip eden
BENİM İŞİM GÜCÜM ŞU AN SAYIN DENİZ BAYKALLA SAYIN ADSIZ...
ÇÜNKÜ MALUMUNUZ F.H. ARKADAŞIMIZ ÇOK GÜZEL BİR İLETİŞİM ÖRNEĞİ GÖSTERDİ.GECE 22.01 LERDE 01.45 LERDE SAYIN BAYKALI ARADI (BAYKAL ABİSİ)
VE SONRA GELİP BURAYA BİZLERİ DE MORFİNLEDİ..UYUTTU...RÜYA ALEMİNDEYİZ ... UÇUYORUZZZ.....
ŞİMDİ BÖYLE BİR OLANAK VARKEN NEDEN SAYIN MİLLETVEKİLLERİNE MAİL ATMAKLA VAKİT GEÇİREYİM DEİYE DÜŞÜNÜYORUM BENDE...:)))
İŞTE SAYIN ŞEKER HANIM SEN BU TÜR KELİMELERDEN ,BÖYLE SOHBETLERDEN HOŞLANIYORSUN,BU NEDENLEDE BU SİTEDEN GİDEMİYORSUN.BUYRUN AŞAGILIK SOHBETLERİNİZLE BAŞ BAŞA KALIN.UMARIM CİNSELLİGİN O SON VE ÇILDIRTICI NOKTASINA BURADA ULAŞIRSIN.
AYRICA menapoz İS THE OPPOSITE OFF antrapoz....dont forget .....
san adsız
kime yalakalık yaptığımı anlamadım
bir tek sen anladın
ben farklı birşey mi yazdım
sadece şeker hanımın engin bilgilerini anlamaya çalışıyorum
siteyi takip eden
o görüşmeler doğruysa ispatlanırsa ne verecen şeker?
SAYIN BEYİNSİZ....(KİM ÜZERİNE ALINIRSA ALINSIN ÇOK ÖNEMLİ DEĞİL..)
Bİ DEFOLUP GİTSENİZ ÖBÜR SİTEYEDE (KOVULDUĞUNUZ) MİLLET DE RAHAT ETSE...AMA BURADANDA GİDERSENİZ ARTIK SİZİ KÖPRÜ ALTI PAKLAR....
ARKADAŞLAR LÜTFEN EDEP YA BUNE BÖYLE. SAYIN ŞEKER HANIM SİZ UYMAYIN ONLARA. MÜCADELE DEVAM SEN BİLDİGİN YOLDA BİZ BİLDİGİMİZ YOLDA.AMA BİRLİK OLSAK ÇOK DAHA İYİ OLUR. GEL BİRLİKTE HAREKET EDELİM. SAMİ KAL
KENDİNİZE BİR NIC BULUN DA YAZIN KİMLE MUHATAP OLDUĞUMUZU ANLAYALIM.
TAKİP ETTİĞİNİZ YOLU BİZ ANLAYALIM ESASTAN...
sn sami kal
şekerle birlikte hareket edin..konu kapanır birlikte wiskiyle kutlarsınız....
my way
şeker
bugün c.tesi teller kapalı malum zamanımız var buraya geldik diye kendini bi halt zannetme sakın..halt bile senin yanında kaliteli olur
my way
BENİM YERİME ANNENİZ GELİR UMUT EDERİM SAYIN MY WAY..(NAMI DEĞER ARZUHALCİBAŞI)
BENİM İŞİM GÜCÜM ŞU AN SAYIN DENİZ BAYKALLA SAYIN ADSIZ...
ÇÜNKÜ MALUMUNUZ F.H. ARKADAŞIMIZ ÇOK GÜZEL BİR İLETİŞİM ÖRNEĞİ GÖSTERDİ.GECE 22.01 LERDE 01.45 LERDE SAYIN BAYKALI ARADI (BAYKAL ABİSİ)
VE SONRA GELİP BURAYA BİZLERİ DE MORFİNLEDİ..UYUTTU...RÜYA ALEMİNDEYİZ ... UÇUYORUZZZ.....
ŞİMDİ BÖYLE BİR OLANAK VARKEN NEDEN SAYIN MİLLETVEKİLLERİNE MAİL ATMAKLA VAKİT GEÇİREYİM DEİYE DÜŞÜNÜYORUM BENDE...:)))
işte sen busun şeker
küfür falan senin yanında sütten çıkmış ak kaşık...
başından beri bunu yaptın hakret ve herkese hakaret....
kendine bir wiski şişesi bul ve onun la oyna bence...
F.H dedi ki...
AZ ÖNCE SN DENİZ BAYKALLA GÖRÜŞTÜM DAHA ÖNCE GÜL HANIM ARADIĞI İÇİN KONUYU ÇOK İYİ BİLİYOR VE ANLADIĞIM KADARIYLA TAKİP DE EDİYOR.
PARLEMENTODA GÜNDEME GETİRİP ÇÖZECEKLERİNİ SÖYLEDİ. KENDİSİNE SONSUZ TESEKKÜRLERİMİZİ SUNUYORUZ.
15 Nisan 2009 Çarşamba 22:01
SAIN ŞEKER BENİM BİRLİKTE HAREKET ETTİGİM GRUP FACEBOOK ÇEK HÜKÜMLÜLERİ DAYANIŞMA GRUBU, ORADA MSN VAR , BEN BU MÜCADELEYE KATKIDA BULUNAN HERKESE SAYGI DUYARIM.AMA HAKSIZLIGA ASLA. MY WAY CÜNEYT, TLGERD TANIMAM BENİM HERŞEYİM AÇIK. GEL MSNYE AÇIKÇA GÖRÜŞELİM. KISIR ÇEKİŞMELER BİR ŞEY KAZANDIRMAZ.HEDEFE ULAŞMAK İÇİN HERKESE KAPIM AÇIK.AYRICA SİZE YAZILAN KÖTÜ MSJ. BİR DAHA KINIYORUM. SAMİ KAL
SAAT 22.01 VE SAYIN F.H. AZ ÖNCE DENİZ BAYKALLA GÖRÜŞMÜŞ......
ALLAHIM YARABBİM SEN MUKAYET OL..:))))
SAAT 22.01 YANİ VE DENİZ BAYKAL...
AH BE BENİM KAFASIZ ARKADAŞIM SEN SAAAT 22.01 DE DENİZ BAYKAL IN TELEFONUNA NASIL ULAŞIRSIN.GENEL BAŞKAN YARDIMCISI ULAŞAMIYOR DA :)))))
SANKİ YETKİN APT.KAPICISI İLE KONUŞMUŞ...TÖBEE TÖBEE...:)))))
AZ ÖNCE ŞU BİZİM BİRADER DENİZLE GÖRÜŞTÜM DESEYDİ DAHA İNANDIRICI OLURDU...
BUNLAR İNSANLARA MORFİN VERİP UYUTUYORLAR.....ZAVALLI 2 KİŞİDE PEŞLERİNE TAKILMIŞLAR.KAPILDIM GİDİYORUM BAHTIMIN RÜZGARINA"...................................
KENDİNİZE BARİ ACIYIN..KOMİK OLMAYIN....
şişe 100 lük olsun ancak idare eder
SEN BOŞVER ASLANOĞLUNU SAYIN F.H.
ABİN SAYIN BAYKALI ARA..SAAT HİÇ ÖNEMLİ DEĞİL NASILOLSA SENİN İÇİN...ZATEN DAHA SAAT 01.45
EMİNİM SENDEN TELEFON BEKLİYORDUR....
HEHEHEHEHHEEHEHHEEHHEH.....
SAYGILAR.....HEHEHE
sn sami kal
şekerin çekle falan derdi yok ...onun ne aradığı belli...çok çirkin sanırım kimse ilgilenmiyor...yalnız ve mutsuz...teselliyi wiski kadehlerinde arıyor o da yetmiyor tabii sorun burda...meşgale arıyor kendine...yapılan görüşmelerin hepsi doğru..ama kompleksli olduğundan kendi ulaşılmaz sanıyor genel başkanlara...bu kadar geri zekalı...
çirkin...tipsiz ve bakımsız...bu onu kahrediyor...dönüp bakan yok sorunu bu bence...yalnızlık başına vurmuş
sayın sami kal nıc li kişi..ben sizin oyununuza hiç gelmem.bu siz değilsiniz.benim işim burada YALANCILARLA...DÜZENBAZLARLA...SİTE SABOTAJCILARI İLE...AHLAKSIZLAR İLE...ARZUHALCİBAŞLARI İLE...
bunlar adam olacak o kadar...
yoksa böyle benimle karşılıklı birebir yazıştıkları müddetçe battıkça batacaklar...ben burada onları konuştururken onların ne BOKTAN ne AHLAKSIZ ne DÜZENBAZ olduklarını açıklıyorum
ve bu salaklar bu tuzağa düşüyorlar...bunlar küfür ederken batıyorlar...
bu salakların tarzından ancak muhatap kişi sebeblenebilir.kalitesini ortaya koyar..
bunca tartışma oldu ben kimseye küfür etmedim ama bunca tartışma yapmak için çırpınan seviyesi malum şahıslar ettikleri küfürşlerle kendilerini insanlara anlattılar..
İŞTE KALİTE BUDUR sayın KAL..
bunu elbette herkes anlayamaz şahsen zor ama belki siz anlarsınız...
saygılar..
SAAT 22.01 VE SAYIN F.H. AZ ÖNCE DENİZ BAYKALLA GÖRÜŞMÜŞ......
ALLAHIM YARABBİM SEN MUKAYET OL..:))))
SAAT 22.01 YANİ VE DENİZ BAYKAL...
AH BE BENİM KAFASIZ ARKADAŞIM SEN SAAAT 22.01 DE DENİZ BAYKAL IN TELEFONUNA NASIL ULAŞIRSIN.GENEL BAŞKAN YARDIMCISI ULAŞAMIYOR DA :)))))
SANKİ YETKİN APT.KAPICISI İLE KONUŞMUŞ...TÖBEE TÖBEE...:)))))
AZ ÖNCE ŞU BİZİM BİRADER DENİZLE GÖRÜŞTÜM DESEYDİ DAHA İNANDIRICI OLURDU...
BUNLAR İNSANLARA MORFİN VERİP UYUTUYORLAR.....ZAVALLI 2 KİŞİDE PEŞLERİNE TAKILMIŞLAR.KAPILDIM GİDİYORUM BAHTIMIN RÜZGARINA"...................................
KENDİNİZE BARİ ACIYIN..KOMİK OLMAYIN....
SEN BOŞVER ASLANOĞLUNU SAYIN F.H.
ABİN SAYIN BAYKALI ARA..SAAT HİÇ ÖNEMLİ DEĞİL NASILOLSA SENİN İÇİN...ZATEN DAHA SAAT 01.45
EMİNİM SENDEN TELEFON BEKLİYORDUR....
HEHEHEHEHHEEHEHHEEHHEH.....
SAYGILAR.....HEHEHE
YAA KARDEŞİMM ÇOK KIZDIYSA BURADAN NE ÇIKAR EVİNDE VARDIR KENDİNİ TATMİN EDECEK ŞEYLER,ŞİŞE VAZO SOBA BORUSU ONLARDA OLMADI SOKAKTA TELEFON DİREGİ ONLARLA UGRAŞSIN DAHA NE DİYEK..ÇİNÇİNLİ
sn sami kal
şekerin çekle falan derdi yok ...onun ne aradığı belli...çok çirkin sanırım kimse ilgilenmiyor...yalnız ve mutsuz...teselliyi wiski kadehlerinde arıyor o da yetmiyor tabii sorun burda...meşgale arıyor kendine...yapılan görüşmelerin hepsi doğru..ama kompleksli olduğundan kendi ulaşılmaz sanıyor genel başkanlara...bu kadar geri zekalı...
çirkin...tipsiz ve bakımsız...bu onu kahrediyor...dönüp bakan yok sorunu bu bence...yalnızlık başına vurmuş
my way
şeker
ilaçlarını ihmal etme risperdalını surekli iç
wiski şişesi sana fayda getirmez yırtılır bir yerlerin başına bela alırsın
BU ÇOK İYİ GİBİ SYN TLGERT YAZI KALDIRILABİLİYORMU??
sayın şeker
size birşeyler yazmak istemiştim
uzun zamandan sonra bu siteye gelip yazılanları okudum
üzüldüm
neyse kendinize iyi bakın
ah şeker ah
your guidance has not been accessed
the way that you are following ,is not assured as your recommmendation.
you did not any examine about cheque law because your brain is not smooth.
although your sexuality is not interested by assesment of your brain.
especially me your artucilations is getting me your side
your aspects,let me kiss for lips to you
your imagine had been my imagine
a little sex in jail with me
your lover
tlgerd kardeş
bırak şu ingilizceyi japonca yazsan anlamaz bu şeker...
onun derdi kendisiyle ilgilenilmesi..boş zamanlarımı ben ona ayıracağım malum c.tesi..
artık tipsiz falan nasıl olsa görmüyoruz sanal alem...idare edecez naapalım...
my way
sn arkadaşlar
şekere haydar dümenin telefonu varsa onu bulalım...ancak şekeri o kurtarır...onun sorunu çek değil..anladım geçde olsa...
my way
yeter bee bu ne kepazelik böylee,,bundan sonrada yaz bakalım aşagılık mahluk senii,,millet senlemi ugraşacak
sn my way
bende yazıyı kaldırmıştım ama
sonradan koydum tekrar isimsiz olarak zaten
bende cok üzüldüm onun adına şansa sizde burdasınız
görüyoesunuz reziliği
o kadar anlatmaya calıştım uydun bir dille kendisine ama anlamamakta ısrarcı kendisi
şimdi yazdığımı anlamaya çalışıyordur
ah şekker ah
5795 yorum:
«En Eski ‹Eski 5601 – 5795 / 5795 Yeni› En yeni» 2121 dedi ki...
sn gül 1 aydır söylenen şu adalet bakanlıgının dosyaları toplatması.komisyona gerek kalmadan bu işi bitirdiler yada bitiraceklar.
15 Nisan 2009 Çarşamba 19:01
Adsız dedi ki...
sn 2121
toplama ile ilgili spesifik bir bigi varmı, yoksa duyum mu
15 Nisan 2009 Çarşamba 19:01
bişey yapmalı dedi ki...
sayın gül isa beyden bir haber gelirse yazarmısnız
şimdi ona ulaşma şansınız varmı toplantıda neler olmuş bugün
15 Nisan 2009 Çarşamba 19:03
2121 dedi ki...
leğimize bu iş bittiyse ceza evlerine faxlarlar.arama şanşı olan varsa sorabilirler.
15 Nisan 2009 Çarşamba 19:06
CEREN 01 dedi ki...
SAYIN 2121 ADANA KÜRKÇÜLERDEN DAHA BUGÜN GELDİM YOK ÖYLE BİRŞEY KARAR GELSE CEZAEVİNDE 1 DAKİKA TUTMAZLAR EMİN OLUN ADANA KÜRKÇÜLERDE MAHKUMLAR YERDE YATIYOR!
15 Nisan 2009 Çarşamba 19:13
Gül dedi ki...
SN. ARKADAŞLARIM İKİ GÜZEL HABER :
1- SN. MEVLÜT ASLANOĞLU İLE GÖRÜŞTÜM. YARIN MECLİSTE 3 KONUŞMA HAKKIM VAR VE BU KONU KONUŞULCAK YARIN TAMAMEN BU KONUYA AYIRCAM DEDİ ÜZÜLMEYİN ELİMDEN GELENİ YAPICAM BU İŞİ BİTİRCEM DEDİ .
2- SN. İSA GÖK İLE KONUŞTUM. BUGÜN KOMİSYONDA KONUYU GÜNDEME GETİRMİŞ YARINDA CEZACILARLA KONUŞACAĞIM. SN. İYİMAYA İLE KONUŞACAĞIM
BU ÖYLE KOLAY OLMAZ KANUN TASARISI LAZIM DEDİ ELİMDEN GELENİ YAPICAM DEDİ
TEŞEKKÜRLER EMEKLERİNİZE
MAİLLERE FAKSLARA DEVAM.....
15 Nisan 2009 Çarşamba 19:26
TOLGA dedi ki...
sevgili arkadaşlarım bankalar birliğinin Tel: +90 212-282 09 73 bu numarayı aradım genel faks olarak 0212 282 09 46 bu numarayı verdiler buraya kim için ya da hangi konuda fakslanırsa ilgili yere ya da kişiye ulaştırıyorlarmış. Ellerimizdeki mevcut faks metinlerini lütfen buraya fakslayalım çok önemli
15 Nisan 2009 Çarşamba 19:33
TOLGA dedi ki...
sevgili gül abla süper haberler verdiniz çok teşekkür ederiz
15 Nisan 2009 Çarşamba 19:41
Gül dedi ki...
SN. YARIN HERKES TRT 3 MECLİS TV
Yİ İZLESİN
VE LÜTFEN SN. TOLGA BEY İN VERDİĞİ FAKSA YAZILARIMIZI ÇEKELİM .
NE KADAR ÇOK GİTSE O KADAR İYİ
15 Nisan 2009 Çarşamba 19:45
Adsız dedi ki...
SY.2121 ben buraya üç dört kere yazmama rağmen hep iğneleyici cevaplar verdiniz.dosyaların toplatıldığını hem içerde yatanlardan hem cezaevi müdüründen hem cezaevi savcısından öğrendim.yaklaşık iki üç hafta oluyor.
peki ben size sorayım sizce dosyalar gerçekten toplanmışmıdır.dosyalar toplandıysa toplanma sebebi nedir?
bence siz bilginin doğruluğunu yazan kişilere göre sınıflandırıyorsunuz.
ama inanın ben yazdıklarımın hiç biri uydurma değil.
aslı
15 Nisan 2009 Çarşamba 19:58
Adsız dedi ki...
sy.2121 aşagıda yazdıklarınız beni yazdıklarımı teyid ediyor sanıyorum.adalet bakanlığının dosyaları toplattığını söylediğimiz de inanmamıştınız.şimdi ne olduda aşağıdaki yazıyı yazıyorsun.
aslı
SY.2121 İN YAZISI;
sn gül 1 aydır söylenen şu adalet bakanlıgının dosyaları toplatması.komisyona gerek kalmadan bu işi bitirdiler yada bitiraceklar.
15 Nisan 2009 Çarşamba 20:02
2121 dedi ki...
bakan çağlayanın söylediklerinize yorumunuz nedir.çekle ilgili yasal düzenleme bitmiş olabilir dedi.komisyonda çalışma yok diyor.hangisine itibar edelim.
15 Nisan 2009 Çarşamba 20:10
2121 dedi ki...
sn aslı ne size nede başka arkadaşların söylediklerine tepki vermedim.sitede üç dort arkadaşımız aynı şeyleri dile getirdi.hep umutla karşıladım.ben kimseyle kırıcı tutum içine girmedim girmem yorgunum.ben eşimle tel.görüştüm bir şey demedi.hep burdan haber alıyor ve bekliyorum.
15 Nisan 2009 Çarşamba 20:15
Adsız dedi ki...
Bu kayıt, bir blog yöneticisi tarafından kaldırılmış.
15 Nisan 2009 Çarşamba 20:17
F.H dedi ki...
sn Arkadaşlarım ;
İlk olarak Mevlüt Aslanoğlu'nu aradım teşekkür etmek için. Yarın beni izleyin ortalığı yıkacağım. Gerekirse sadece bukonu konuşulacak dedi. Kendisine çok teşekkür ediyoruz.
Daha sonra Şevket Köse'yle konuştum. Konuya çok ılımlı bakıyorbeni uzun uzun dinledi. Hukuk mezunu diğer milletvekili arkadaşlarıyla konuşacakmış. Adıyaman millet vekili Şevket Köse'nin dikkatine diye 0312 420 69 56' ya faxlarımızı bekliyor lütfen fax çekelim.
Ondan sonra mhp grup başkan vekili Oktay Vuralla konuştum konuyu biliyor. Bizden çok sayıda mail aldıklarını, konuyu kendi aralarında konuştuklarını söyledi. Konudan mecliste bahsetmelerini rica ettim. Bu konudan bahsediceklerini söylediler.
Son olarak da adalet genel komisyon başkanı İyimaya'yla görüştüm. Konuyu olduğu gibi biliyorlar ve bakanlar kurulundan tasarı olarak ona gelir gelmez ilk önceliğin bu olduğunu ve direk geçireceğini söyledi. Konumuza olumlu bakıyorlar.
Bugün haberlerimiz güzel durmak yok.
15 Nisan 2009 Çarşamba 20:24
Adsız dedi ki...
sevgili GÜL ve F.H ARKADAŞLAR ELLERİNİZE SAĞLIK teşekkürler haberlerinizi bekliyoruz...bjk
15 Nisan 2009 Çarşamba 20:28
Gül dedi ki...
sn. 2121
size bir mail attım bana cevap verirmisin
gül ablan
15 Nisan 2009 Çarşamba 20:42
2121 dedi ki...
sn aslı ben size direkt soru sormadım.genel görüşümü yazıp fikir almak istedim.size neyin cevabını vereyim.düşüncemi niye yazdım diye mi.düşüncelerimle soylenenleri sadece yazdım.uslubunuz benden farklı.iyi akşamlar
15 Nisan 2009 Çarşamba 20:43
my way dedi ki...
sn arkadaşlar
bu gün için gelinen nokta oldukça önemli...aralık ayında diğer sitede başladığımızda bu konuyu dillendirdiğimizde sadece elimizde acaba uyum yasasını unuturlarmı diye bekliyorduk...sabırla bekledik ve bu oldu...ocak ayı ile birlikte 2009 umutların yeşermesine sebep oldu....
sonra yılmadan ve sabırla mücadeleye devam dedik...ulaşabileceğimiz her yere ulaştık...bunda en büyük katkı hiç şüphesiz sn cüneyt başta olmak üzere sn gül,sn sami kal,sn tlgerd,sn r.c,sn emir,sn tolga,sn surya...ve adını sayamadığım kısaca biz...bunlar çok önemli gelişmeler,ve meclis meclis olalı böyle azimli böyle sabırlı bir mücadele görmemiştir sanırım...
sonuç hep ümit ettiğimiz ve beklediğimiz gibi yargıtay kararının lehimize olacağına olan güvenimi hiç bir zaman kendi adıma kaybetmedim...çünkü yargı yasa koyucunun yürürlükteki yasalarıyla karar verir...HUKUK bunu gerektirir..kıyasıda TCK'nun 2 .maddesi yasaklamıştır...TCK 5. maddenin 01.01.2009 tarihinde yürürlüğe girmesi ile 3167 sayılı yasanın bir çok maddesi uygulanamaz hale gelmiştir...bunu ilk dile getiren prof adem sözüer ve adalet komisyonu başkanı ahmet iyimaya'dır...bu boşluk vardır ve en yetkili ağız tarafından..geçmiş olsun.. kabul edilmiştir...realite budur...yani bundan anlaşılan ve sakarya ağır cezanın verdiği kararın gerekçesinde açıkladığı yasa koyucunun muradı bu hapis cezasının kalkması yönünde olduğudur...ve bence bu olacaktır...
ayrıca sn tolganın bankalar birliği ne fax çekme önerisini çok yerinde buluyorum..zafer çağlayan bugün genel kurulda tob.ve bankalar birliğinden bahsetti demekki heryer batarken ettikleri miyar dolar karlar yeterli gelmiyor ve bu milletin ümüğünü sıkmaktan vazgeçmiyorlar..faxlarla bizde bunun sebebini sormaktan vazgeçmemeliyiz...
MAİLLERE VE FAXLARA DEVAM...
15 Nisan 2009 Çarşamba 20:57
Gül dedi ki...
sn. 2121 sorun yok dimi.
sevgiler
15 Nisan 2009 Çarşamba 21:05
TOLGA dedi ki...
sevgili arkadaşlarım bu da en az bankalar birliği kadar önemli bir iletişim yeri bizlerin durumuna muhalefet eden lobiler bankalar birliği ve tobb sizlerden özellikle ricam mail faks telefonla buraları zorlayalım.
TOBB Atatürk Bulvarı No:149 Bakanlıklar-Ankara
Tel:(312)413.80.00(Santral)
Fax:(312)418.32.68
e-mail:info@tobb.org.tr
sayın my way genel yorumunuz için teşekkürler. Bugün alınan tüm haberler lehimize ancak sesimizin ve birliğimiz güçü sadece iletişim araçlarıyla ortaya çıkıyor. Emeklerin boşa gitmemesi için mailler fakslar çok önemli huzurlu günler yakında
15 Nisan 2009 Çarşamba 21:08
Cuneyt dedi ki...
Sayın 2121
ve diğer arkadaşlar
En başta kavram kargaşasından kurtulmak gerekiyor, bu yüzden açıklama gereği duydum.
Bildiğiniz gibi seçimlerden önce yeni çek yasa taslağı Adalet Bakanlığı Kanun ve Kararlar Müdürlüğü tarafından hazırlanıp imza için Başbakanlığa gönderilmişti.
Başbakanlık bazı düzenlemeler için Adalet Bakanlığına geri göndermiş ve taslak bitme aşamasında, o değişikliklerin neler olduğunu bilmiyoruz.
Taslak tekrar başbakanlığa gönderilecek imzadan sonra Meclis Başkanlığına gelecek.
Meclis Başkanlığı tasarıyı ilk önce
Anayasaya uygun olup olmadığını incelemek üzere Anayasa komisyonu Görüşüne,
Türk Ticaret Kanununa dahil olduğu için,Ticaret ve Sanayi Komisyonu Görüşüne,
En sonda Adalet Komisyonu görüşüne sunacak
Bu komisyonlarda gerekli değişikler madde eklemek veya çıkarmak mümkün, tasarı tamamiylede değişebilir.
En sonda Meclis Genel Kuruluna onay için gelecek.
Tasarının önünde uzun bir yol var ve bu yolda tasarıda ne gibi değişikler olur bilinmez.
O yüzden iş bitmiş, tasarı Komisyondan geçmiş söylentilerine inanmayınız.
Zafer Çağlayanın söylediği Adalet Bakanlığında tasarı bitmek üzere, lafıdır.
Adalet komisyonu ile Adalet Bakanlığını karıştırmayalım..
15 Nisan 2009 Çarşamba 21:26
Gül dedi ki...
sn. 2121
çevrimiçi olmazsan seni alamam
gül
15 Nisan 2009 Çarşamba 21:29
Adsız dedi ki...
0707
ıyı akşamlar arkadaşlar
genelde gardiyanlar ve ceza evinde çalışanlar böyle bir konuşma yapıyorsalar sonunda gerçekleşiyor. Ben 2004 yılında çekten ceza evinde yattım. Tefeci aileme haber göndermişti. Çok cüzi bir rakama inmişti.Fakat gardiyanlar ödemeyin zaten dosyanız savcılıktan istendi imza bekliyor. kanun imzalansın hemen çıkıyorsunuz dedi ve ben 2 gun sonra çıktım. ( 1 gecelik ceza 100 lira olduğu için.)
İnşallah buda doğru bir haberdir. Yarın İnfaz müdürlüğüne soracağım.
0707
15 Nisan 2009 Çarşamba 21:57
F.H dedi ki...
AZ ÖNCE SN DENİZ BAYKALLA GÖRÜŞTÜM DAHA ÖNCE GÜL HANIM ARADIĞI İÇİN KONUYU ÇOK İYİ BİLİYOR VE ANLADIĞIM KADARIYLA TAKİP DE EDİYOR.
PARLEMENTODA GÜNDEME GETİRİP ÇÖZECEKLERİNİ SÖYLEDİ. KENDİSİNE SONSUZ TESEKKÜRLERİMİZİ SUNUYORUZ.
15 Nisan 2009 Çarşamba 22:01
Adsız dedi ki...
Merhaba arkadaşlar seçim göreviydi, şuydu-buydu derken epeydir siteye bakamıyordum eski yorumları ve gelişmeleri tek tek okudum. Arkadaşları yoğun çabalarından dolayı kutluyorum bu FAX işi çok iyi olmuş benim bir fikrim var
SİTEDE BÜTÜN MİLLET VEKİLLERİNİN FAX NOLARI 1 gurupta 10 FERKLI VEKİLİN FAX NOSU OLACAK ŞEKİLDE YAYINLANSIN TAPLAM 55 GRUP OLSA BÜTÜN SİTEYE KATILAN HERKES 1 GURUP ALSA YANİ 10 FARKLI MİLLET VEKİLİNE FAX ÇEKSE İYİ OLUR HERKES HABERDAR OLMUŞ OLUR BU İŞİ SİTE YÖNETİCİLERİ ORGANİZE EDER BİZ SİTE SAKİNLERİDE DIŞARIDAN KENDİ İMKANLARIMIZ ÖLÇÜSÜNDE FAX ÇEKELİM.
Senol-MERSİN.
15 Nisan 2009 Çarşamba 23:59
R.C dedi ki...
Arkadaşlar herkese iyi akşamlar ,
Sayın Gül (abla) ,
Bugün TRT 3 ü seyrettim biraz sanki kıpırdanmalar var gibi?Bir vekil 5 milyarlık borcundan yatan vatandaş ne olacak halimiz diyor gibi bir yorumda bulundu...giderek bu olayı dillendirecekler gibi emekleriniz için şahsım adına teşekkür ederim.
(abla dedim yaşınız 53 sanıyorum ben ufağım sizden)
Sayın 2121 ,
Bu duyumları Şubat ayından beri alıyoruz ama somut bir gelişme yok.Bizim olay sadec Yargıtayda cözülür diye düşünenlerdenim hala.
Sayın My Way ,
Ağır Ceza Red Kararını alıyorum yarın siteye yazarım ama çok komik ve dayanaksız olduğunu öğrendim.Siteye yazınca sizlerde yorumlarsınız.
Herkese iyi gece/sabahlar
R.C
16 Nisan 2009 Perşembe 02:55
2121 dedi ki...
günaydın arkadaşlar
16 Nisan 2009 Perşembe 07:50
ncdt dedi ki...
Günaydın arkadaşlar Akşam gazetesinin haberi
Karşılıksız çeklerde hapis cezası bilmecesiLİNK TIKLA>>>>>>>>>>www.aksam.com.tr----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Kasıt ve Kötü niyet yoksa, ekonomik suçlarda, Devlet veya şahıslara olan borç yüzünden hapis cezası insan onuruyla oynamaktır.
cekmagduru.blogspot.com
karsiliksizcekmagdurlari.blogspot.com
16 Nisan 2009 Perşembe 07:58
Adsız dedi ki...
Az önce Star Tv de Mesut YAR ın programına mail attım:
Günaydın ,iyi yayınlar,
Dolandırıldığım için çeklerimi ödeyemedim, sesimiz olun lütfen, yakında bu yüzden hapis cezası alırsam borcumu nasıl ödeyeceğim. İçeri girince borç bitiyormu sanki.
"KARŞILIKSIZ ÇEKE HAPİS CEZASI ANAYASAYA AYKIRIDIR. MADDE 33.(6) HİÇ KİMSE, YALNIZCA SÖZLEŞMEDEN DOĞAN BİR YÜKÜMLÜLÜĞÜ YERİNE GETİREMEMESİNDEN DOLAYI HÜRRİYETİNDEN ALIKONULAMAZ."
Maile cevap şu oldu sesiniz olacağız merak etmeyin. :(
16 Nisan 2009 Perşembe 08:04
ncdt dedi ki...
TERÖRİST'E AF YOLDA
Ebru TOKTAR ÇEKİÇ
Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'un 'Yıllık Değerlendirme' konuşmasında 'Devlet dağ kadrosunun örgütten ayrılmasını sağlayacak şekilde, mevcut yasal düzenlemelerin daha iyi uygulanabilmesi için bazı değişiklikler yapmalıdır' sözlerinin ardından gözler hükümete çevrildi.
AMAÇ TASFİYE
Milli Güvenlik Kurulu'nda (MGK) da tartışılan 'terör örgütüne af' konusunda, hükümetin bir süredir gizli bir çalışma yürüttüğü ortaya çıktı. Hükümet, Irak ile yapılacak görüşmelerin ardından, yeni düzenlemelerle terör örgütü PKK'yı tamamen tasfiye etmeyi hedefliyor. Terör örgütünü önce Kuzey Irak'ta hareketsiz hale getirmek isteyen hükümet, daha sonra kapsamlı bir af yasası çıkaracak. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın haftalık olağan görüşmelerinde, bu konuyu Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ ile görüştüğü de AKP kulislerinde konuşuluyor.
Hükümet, af yasası çıkarmak için yaptığı çalışmada, başarısızlığın nedenini bulmak için, 5 Haziran 1985 tarihli ilk Pişmanlık Yasası'ndan 1 Haziran 2005'te yürürlüğe giren ve 'Etkin Pişmanlık' şartını getiren Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 221'inci maddesine kadar, tüm düzenlemeleri inceledi. Bu düzenlemelerde yer alan 'ihbar ve pişmanlık' şartları nedeniyle, istenen sonuca varılamadığı görüşü öne çıktı. Örneğin, TCK'nin 221'inci maddesinde terör örgütü üyesi ancak 'pişmanlık duyarak örgütün dağılması veya mensuplarının yakalanmasını sağlayacak bilgi verirse' aftan yararlanabiliyor. Maddeden, yürürlüğe girdiği 1 Haziran 2005'ten beri toplam 668 PKK'lı yararlandı.
YENİ FORMÜL
Henüz taslak aşamasındaki yeni düzenlemede 'ihbar ve pişmanlık' şartları kaldırılacak. Terör eylemlerine katılmamış örgüt mensubu silahını bırakarak güvenlik güçlerine teslim olursa, arkadaşını ihbar etmek ve pişmanlık ifade etmek zorunda kalmadan, aftan yararlanabilecek. Dağdaki yönetim kadrosu, örgüt kurucuları ve komuta kadrosunda yer alanlar ise bu aftan yararlanamayacak. Suça ikincil dereceden karışanlara ise indirimli cezalar verilecek.
www.aksam.com.tr
16 Nisan 2009 Perşembe 08:45
ekm2510 dedi ki...
günaydın arkadaşlar,hayırlı sabahlar hayırlı haberler
16 Nisan 2009 Perşembe 09:37
ekm2510 dedi ki...
arkadaşlar bugün AKŞAM gazetesi,BANKALAR BİRLİĞİ -TOBB ve arkadaşların verdiği fax ve maillere mesaj atalım.Artık bu işin sonuna gelindi.Bu günler çok önemli.Eğer bu meseleyi önümüzdeki 10-15 gün içinde halledemezsek bir daha böyle fırsatlar geçmez elimize.Basın iyi kötü ilgileniyor.Konu değerli arkadaşlar sayesinde meclise taşındı.Haydi hep beraber boş durmayalım....teşekkürler
16 Nisan 2009 Perşembe 09:46
Gül dedi ki...
SN. ARKADAŞLARIM,
SN. RC,
TABİİKİ ABLANIZIM. SAĞOLUN.
BUGÜN TRT 3 MECLİS TV KANALINI KESİNLİKLE TAKİP EDİN SN. MEVLÜT ASLANOĞLU BEYEFENDİ İLE GÖRÜŞTÜM.
BUGÜN KONU KARŞILIKSIZ ÇEKE HAPİS KONUSUNU GÜNDEME GETİRECEK . 3 KONUŞMA HAKKININ OLDUĞUNU VE BU İŞİ ÇÖZECEĞİNİ SÖYLÜYOR.
ÇABALARIMIZ TÜM ÖNCELİKLE MAĞDUR ÇOCUKLARI, EŞLERİ , ANNELERİ VE TÜM MAĞDURLAR ADINA.....
İNŞALLAH GÜZEL GÜNLER YAKIN
16 Nisan 2009 Perşembe 10:05
my way dedi ki...
sn r.c
emeklerinize teşekkürler...sizden bir ricam,bankalar birliğine ve tob'a hitaben protesto niteliğinde metin yazıp siteye atmanız...bu kurumlara fax ve mailleri çoğaltırsak belki konunun sadece rant kazanmak olmadığını ve rant için onbinlerce vatandaşın düşürüldüğü durumu anlarlar...teşekkürler
16 Nisan 2009 Perşembe 10:33
ekm2510 dedi ki...
sayın my way,
ben TOBB a sayın ANKARA HUKUKLUNUN
yazısını attım.mail olarak
Sayın GÜL sonsuz teşekkürler
16 Nisan 2009 Perşembe 10:36
HALİS CAN dedi ki...
BAKARMISINIZ ARKADAŞLAR BAŞIMIZDAKİ SİYASİLERİN YAPTIKLARINA İNSANIN CİNNET GETİRESİ GELİYOR YA...
ADAMLAR MİLLETE,VATANDAŞA VE CEZAEVİNDE ÇEŞİTLİ SUÇLARI HAKETMİŞ YADA HAKETMEDEN YATMAKTA OLAN İNSANLARA SÖVER GİBİ TÜM İŞİNİ GÜCÜNÜ BIRAKMIŞ PKK YA ÖZEL AF ÇIKARMAK İÇİN BAKANLARIYLA BİRLİKTE ÇALIŞMA YAPIYOR.
HAKKIMI HELAL ETMİYORUM BUNLARIN HİÇ BİRİSİNE ARKADAŞLAR.
BU KADAR DA OLMAZ ARTIK SÖZÜN BİTTİĞİ YER DİYORUM...
PES PES PES...
BEN BUNLARI ALLAHA HAVALE EDİYORUM ARKADAŞLAR ...
BİZİM YAPABİLECEĞİMİZ BİR ŞEY YOK BU SAATTEN SONRA...
CEZAEVİNDEKİLER VE BİZLER VATANA İHANET ETMEDİĞİMİZ, DEVLETE İHANET ETMEDİĞİMİZ, POLİS VE ASKER VYRMADIĞIMIZ, KALLEŞÇE ARKADAN SALDIRIP ,EV BASIP,ÇOLUK ÇOCUK DEMEDEN KIYIM YAPMADIĞIMIZ, KÖY BASIP EV YAKMADIĞIMIZ İÇİN SADECE VE SADECE İFLAS ETTİĞİMİZ İÇİN SUÇLUYUZ.
BAŞTAKİLER DOĞRU DÜŞÜNÜYOR BİZ YUKARIDAKİLERİN HİÇBİRİSİNİ YAPMADIĞIMIZ İÇİN TÜM SUÇLU BİZİZ YAPACAK BİŞEY YOK..
Ankara'nın gündemi, PKK üyelerine af..
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Başbuğ'un işaret ettiği, hükümetin PKK üyelerine af çalışması ortaya çıktı...
16 Nisan 2009 / 10:09
Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'un 'Yıllık Değerlendirme' konuşmasında 'Devlet dağ kadrosunun örgütten ayrılmasını sağlayacak şekilde, mevcut yasal düzenlemelerin daha iyi uygulanabilmesi için bazı değişiklikler yapmalıdır' sözlerinin ardından gözler hükümete çevrildi.
Milli Güvenlik Kurulu'nda (MGK) da tartışılan 'terör örgütüne af' konusunda, hükümetin bir süredir gizli bir çalışma yürüttüğü ortaya çıktı. Hükümet, Irak ile yapılacak görüşmelerin ardından, yeni düzenlemelerle terör örgütü PKK'yı tamamen tasfiye etmeyi hedefliyor. Terör örgütünü önce Kuzey Irak'ta hareketsiz hale getirmek isteyen hükümet, daha sonra kapsamlı bir af yasası çıkaracak.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın haftalık olağan görüşmelerinde, bu konuyu Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ ile görüştüğü de AKP kulislerinde konuşuluyor.
Hükümet, af yasası çıkarmak için yaptığı çalışmada, başarısızlığın nedenini bulmak için, 5 Haziran 1985 tarihli ilk Pişmanlık Yasası'ndan 1 Haziran 2005'te yürürlüğe giren ve 'Etkin Pişmanlık' şartını getiren Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 221'inci maddesine kadar, tüm düzenlemeleri inceledi. Bu düzenlemelerde yer alan 'ihbar ve pişmanlık' şartları nedeniyle, istenen sonuca varılamadığı görüşü öne çıktı. Örneğin, TCK'nin 221'inci maddesinde terör örgütü üyesi ancak 'pişmanlık duyarak örgütün dağılması veya mensuplarının yakalanmasını sağlayacak bilgi verirse' aftan yararlanabiliyor. Maddeden, yürürlüğe girdiği 1 Haziran 2005'ten beri toplam 668 PKK'lı yararlandı.
YENİ FORMÜL
Henüz taslak aşamasındaki yeni düzenlemede 'ihbar ve pişmanlık' şartları kaldırılacak. Terör eylemlerine katılmamış örgüt mensubu silahını bırakarak güvenlik güçlerine teslim olursa, arkadaşını ihbar etmek ve pişmanlık ifade etmek zorunda kalmadan, aftan yararlanabilecek. Dağdaki yönetim kadrosu, örgüt kurucuları ve komuta kadrosunda yer alanlar ise bu aftan yararlanamayacak. Suça ikincil dereceden karışanlara ise indirimli cezalar verilecek.
16 Nisan 2009 Perşembe 11:06
ANKARA HUKUKLU dedi ki...
Arkadaşlar
Site Yönticilrinden birisi benimle email yoluyla irtibat kurabilir mi?
ANKARA HUKUKLU
16 Nisan 2009 Perşembe 11:07
HALİS CAN dedi ki...
Karşılıksız çeklerde hapis cezası bilmecesi
Çeklerle ilgili uygulamada yaşanan sorunları iyi açıklaması nedeniyle yazının başlığında 'bilmece' sözcüğünü kullandık. Gerçekten, karşılıksız çek keşide edilmesi halinde hapis cezası verilip verilemeyeceği konusu tam bir bilmece haline gelmiş durumda.
Önce, karşılıksız çeke hapis cezası öngören düzenlemenin, Anayasa'ya aykırı olup olmadığı ilgili çevrelerde tartışma konusu yapıldı. Aykırılık iddiasının temel dayanağı, Anayasa'nın 38. maddesinin yedinci fıkrasında yer alan; 'hiç kimse, yalnızca sözleşmeden doğan bir yükümlülüğü yerine getirememesinden dolayı özgürlüğünden alıkonulamaz' hükmüydü. Anayasa Mahkemesi'nin, karşılıksız çeke hapis cezasının Anayasa'ya aykırı olmadığına oyçokluğuyla karar vermesiyle tartışmalar sona erdi.
Ardından, Türk Ceza Kanunu'na uyumlaştırma ile ilgili yasal düzenlemelerin süresinde yapılmaması nedeniyle, karşılıksız çeklere verilecek cezalar konusunda yasal boşluk oluştu.
CEZA KANUNU HÜKÜMLERİ
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 'Özel kanunlarla ilişki' başlığını taşıyan 5. maddesine göre; TCK'nın genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren özel kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanacak.
TCK'ya göre; bir suçun oluşumu kastın varlığına bağlıdır. Bu nedenle, bir kişinin karşılıksız çek nedeniyle cezalandırılabilmesi için, kasıtlı olduğunun ispatı gereklidir. Yani, çeki keşide edenin çekin karşılıksız kalacağını bilmesi ve istemesi gerekmektedir.
Ceza içeren özel kanunlarda gerekli değişikliklerin yapılabilmesi için 5. maddenin uygulanması 31.12.2008 tarihine ertelenmişti. Yani, özel kanunlarda yer alan düzenlemeler TCK'ya aykırı olsa bile 31.12.2008 tarihine kadar uygulanabiliyordu.
BOŞLUK NEDEN ÇIKTI?
5237 sayılı TCK'ya uyum amacıyla birçok özel kanunda değişiklik yapılmış olmasına karşın, 3167 sayılı Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanun'da gerekli değişiklikler yapılmadı.
Gerekli değişiklikler yapılmayınca da, 01.01.2009 tarihi itibarıyla 3167 sayılı Kanun'un ceza içeren ve TCK'nın genel hükümlerine aykırı olan maddeleri 'zımni olarak' yürürlükten kalkmış oldu. Dolayısıyla bu tarihten sonra karşılıksız çek keşide edilmesi olayında, suçun manevi unsuru olarak 'kast' aranması gerekiyor.
PARA CEZASINDAKİ DURUM
Çekin karşılıksız kalması halinde 80 bin TL'yi aşmamak üzere karşılıksız kalan çek bedeli kadar para cezası verilmekteydi. TCK'da yer alan adli para cezası ile ilgili hükümlere aykırılık oluşturan bu hükmün de artık uygulanma olanağı bulunmamaktadır.
Bundan böyle adli para cezası miktarının tespiti, hakimin takdiri ile belirlenen gün/para esasına göre yapılabilecektir.
TÜZEL KİŞİLERE PARA CEZASI VERİLEMİYOR
Karşılıksız çek keşide etmek suçunun tüzel kişi yararına işlenmesi durumunda tüzel kişi adına para cezası kesilmekteydi. TCK'nın 20. maddesinin 2 numaralı fıkrasında; 'Tüzel kişiler hakkında ceza yaptırımı uygulanamaz. Ancak, suç dolayısıyla kanunda öngörülen güvenlik tedbiri niteliğindeki yaptırımlar saklıdır' hükmü yer almaktadır.
Dolayısıyla, 01.01.2009 tarihi itibariyle artık tüzel kişilere para cezası verilmesi de mümkün değil. Yargıtay'ın görüşü de aynı yönde (Yargıtay 10. H.D., E:2007/11212, K:2009/2458).
YASAL DÜZENLEME YAPILMASI GEREKİYOR
Karşılıksız çek keşide edilmesi konusunda ceza mahkemeleri tarafından farklı kararlar veriliyor. Yargıtay'ın konu ile ilgili açıklanmış bir kararı olmaması da konuyu çözülmesi güç bir 'bilmece' haline dönüştürüyor. Dolayısıyla, konunun bir an önce yasal olarak çözüme kavuşturulması kaçınılmaz hale gelmiş durumda. İçinde bulunduğumuz kriz ortamında bu konunun bir an önce çözümlenmesi, en az 'paketler' kadar önem taşıyor.
HAPİSTE OLANLARIN DURUMU
3167 sayılı Kanun'un hapis cezası öngören hükümlerinin yürürlükte olduğu dönemde verilmiş hapis cezaları, konunun başka bir yönünü oluşturuyor. 5237 sayılı TCK'nın 7. Maddesi'nin 2 numaralı fıkrası hükmüne göre; 'suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur'.
Bu hüküm dikkate alındığında, karşılıksız çek nedeniyle hapse mahkum olanların hapis cezalarının infazlarının durdurulması gerektiği anlaşılıyor.
AKLINIZDA BULUNSUN
İzinsiz öğretim kurumu açılması
Türk Ceza Kanunu'na göre, izinsiz olarak eğitim kurumu açan veya işletenlere üç aydan bir yıla kadar hapis veya adli para cezası veriliyor. Ancak, izinsiz olan eğitim kurumlarında 'çalışanlar için' herhangi yaptırım söz konusu değil.
Eve ipotek konulması halinde meskeniyet
Geçenlerde, tek bir evi olan kişilerin evi haczedilemez diye bir yazınız vardı. Ona istinaden birkaç soru oluştu aklımda. Çalışmış olduğum şirketin patronu kendisine yardımcı olmam için benden dairem üzerinden teminat mektubu çıkartıp kumaş getirmek istedi. Ben de onu kırmamak için teklifini kabul ettim. Eşimi de ikna ederek dairemize ipotek koydurduk. Benden banka ipotek yazısını aldıktan sonra patronum para çekmiş. Şimdi şirket battı, banka ipoteği paraya çeviriyor. Ben ne gibi dava açıp tedbir alabilirim? l İ.D.
Borçlunun haline münasip tek evinin haczedilememesi kuralı, ev üzerine ipotek konulması durumunda geçersiz. Evini ipotek ettirmiş kişinin ipotek alacaklısına karşı meskeniyet iddiasından peşinen vazgeçtiği kabul ediliyor. Hatta, sadece ipotek alacaklısına karşı değil; diğer alacaklılara karşı da bu iddianın ileri sürülemeyeceği görüşü hakim. Siz ipoteği kendi hür iradenizle vermişsiniz. Bu durumda, bankanın ipoteği paraya çevirmesi tamamen yasal bir işlem. Sonuç olarak, dava açarak lehinize sonuç alma ihtimalinizin çok zayıf olduğu görüşündeyiz.
100 TL harç ödenecek
Ben bir apartmanda yöneticiyim. Dairelerde kat irtifaklı tapularımız mevcut. Binamızın imar ruhsatı var fakat bu ruhsat 5 sene geçtiği için yenilenmesi gerekiyor. Henüz iskan alınmamış durumda. Benim sorum kat mülkiyetine çevirme sırasında ödeyeceğimiz cins tashihi harcıyla ilgili. Anladığım kadarıyla imar ruhsatı son 5 sene içinde alınmış, iskanı 28.11.2007 sonrası çıkarılmış ve kat mülkiyetine geçiş için 28.02.2009'dan sonra başvurulmuş binalarda bu harç daire başına 100 TL olacak. Fakat bizim iskan çıkarmamız için önce imar ruhsatımız yenilememiz gerekiyor. Bu durumda biz de bu 100 TL'lik harçtan yararlanabilecek miyiz? Yoksa eskisi gibi binde 15'ten mi harç ödeyeceğiz? l Hakan Civelek
Kat irtifaklı tapuların kat mülkiyetine dönüştürülmesinde uygulanan nispi harç, 5838 sayılı Kanun'la değiştirilerek 28.02.2009 tarihinden geçerli olmak üzere 100 TL olarak belirlendi. İmar ruhsatınızı yenilemek zorunda olmanızın bu harç miktarı açısından herhangi bir etkisi yok. İmar ruhsatınızı yenileyip yapı kullanma izin belgesi (iskanı) aldıktan sonra gerekli belgelerle birlikte başvurunuzu yapacaksınız. Kat mülkiyetine geçiş için bağımsız bölüm başına 100 TL ödeyeceksiniz.
İskanın alındığı tarih önemli
Sİze danışmak istediğim bir konu var. Sahip olduğumuz iki ev, 15 yılı aşkın süre önce alınırken kat irtifaklı tapu olarak alınmış. Bunun kat mülkiyetine çevrilmesi gerekir mi? Yapılması ve yapılmaması durumunda yapmamız gerekenler nelerdir? İlgilendiğiniz için şimdiden çok teşekkür ederim. Fatih Tetik
İster 15, ister 5 yıl önce alınmış olsun, kat irtifaklı tapuların kat mülkiyetine dönüştürülmesi gerekiyor. Kat mülkiyetine geçiş süresi, yapı kullanma izin belgesinin (iskanın) alınıp alınmamasına göre değişiyor. Henüz iskan alınmamış ise kat mülkiyetine geçiş için iskanın alındığı tarihten itibaren bir yıllık süre var. İskanı 28.11.2007 tarihinden önce alınmış ise 28.11.2009 tarihine kadar kat mülkiyetine geçilmiş olması gerekiyor. Konu ile ilgili ayrıntılı açıklama için 2 Nisan 2009 ve 5 Nisan 2009 tarihli yazılarımızı okuyabilirsiniz.
GÜNÜN SÖZÜ
'Herkesin yenileceği bir yer vardır. Kimilerini yenilgi yıkar; kimileri zaferle küçülür, bayağılaşırlar. Büyüklük, hem yenilgiyi hem de zaferi kabullenebilen kişilerde yaşar.' John Steinbeck
16 Nisan 2009 Perşembe 11:10
emır dedi ki...
sayın ankara hukuklu,suan sayın cuneyt-sayın myway henuz katılmadı.ıstersenız samikal42@hotmail.com buradan konusabılırız.tesekkurler.
16 Nisan 2009 Perşembe 11:26
my way dedi ki...
sn ankara hukuklu
mail adresiniz bende yok..siteye giriş yapmadan havuza yazabilirseniz..sizi ekleyeceğim..ya da sami kal arkadaşımız şu an msn de onuda ekleyebilirseniz olur...bekliyorum...
16 Nisan 2009 Perşembe 11:34
Adsız dedi ki...
Bir yılda gelirlerini üçe katladılar
Bu meslek sahipleri ile artık pazarlık bile yapılmıyor. İşte 2009'un en çok kazandıran işi. Metin Can'ın haberi
16 Nisan 2009 Perşembe, 11:20
Amerika’da başlayıp daha sonra tüm dünyaya yayılan küresek mali kriz, birçok mesleği zora sokarken avukatların yüzünü güldürdü. Hem de az buz değil. Türkiye’deki yaklaşık 65 bin avukatın büyük bölümü 3 yılda kazandığı gelire bir yıl içinde ulaşmayı başardı. Hatta bu gelişme vergi rekortmenleri listesine de yansıdı ve ilk kez 7 avukat ilk yüzde kendine yer buldu
Dünya genelinde olduğu gibi Türkiye’de de yaşanan ekonomik sıkıntılar başta iş dünyası olmak üzere bir çok kesimi mahkeme koridorlarına sürüklüyor. Uzmanlara göre kriz dönemlerinde şirket iflas ve birleşme davaları 4 kat artıyor, karşılıksız çek davaları patlıyor ve işten atılanlar soluğu mahkemede alıyor. Rakamlar da bu gerçeği net şekilde yansıtıyor. Türkiye’de 2007 yılında 2 milyon dava açılırken. 2008’de bu rakam 2 milyon 700 bine ulaştı. 2009’un ilk aylarındaki göstergeler ise bu rakamın 3 milyon sınırının çok üzerine çıkacağını gösteriyor. Bu durum sıkıntı anlamına gelse de Türkiye’deki 65 biniş bulan avukatın yüzünü güldürüyor. İstanbul Barosu’ndan alınan bilgiye göre avukatların iş yükü 2009 yılında bir önceki yılda göre yüzde 45 oranında arttı ve bu artış sürüyor. En fazla artışın ise iş mahkemelerinde yaşandığını ifade eden Baro avukatları, "3 yılda bu kadar iş yapmamıştık, neredeyse boşta kalan hiçbir avukat kalmadı" diyor
İŞTEN ATILAN SOLUĞU MAHKEMEDE ALDI
Beyaz, mavi fark etmiyor, krizin vurduğu yüzlerce işsiz soluğu mahkemede alıyor. İşten çıkarılanlar mahkeme salonlarında haklarını ararken, işveren ise bir yandan krizin olumsuz etkileriyle mücadele etmeye çalışıp, diğer yandan da mahkemeye başvuran eski çalışanlarına ödeyeceği tazminatı düşünüyor. İş mahkemelerinin önündeki kuyruk da giderek uzuyor. Başta tekstil ve nakliye sektörleri olmak üzere, işe iade ve tazminat davaları artık mahkemelerin hemen hemen tüm mesaisini alıyor. İş mahkemesi memurları iş yoğunluklarının yüzde 40'lara varan oranda arttığına dikkat çekiyor
KARŞILIKSIZ ÇEK MAHKEMELERİ KİLİTLEDİ
Merkez Bankası verilerine göre, karşılıksız çek sayısı şubatta geçen yılın aynı ayına göre yüzde 53,1 artarak 149 bin 186'ya çıktı. Bu artış, icra müdürlükleri ve icra davalarına bakan Asliye Ceza Mahkemeleri'nde "kaos"a neden oluyor. İş Mahkemesi avukatı Dilek Sarı’ya göre karşılıksız çek davaları tam bir kör düğüme dönüşmüş durumda. 500 lira için bile dava açıldığını ifade eden Sarı, “Avukatlar bu dönem iyi kazanıyor. Ancak şunu belirtmek lazım. Bize nakit para ile çalışmayı nereyse unuttuk. Bu nedenle bir çok avukat pos cihazı kullanıyor” diyor
EN FAZLA DAVA TEKSTİLDE
Öte yandan Bakırköy Adliyesi de bu hareketlilikten nasibini alan adliyelerin başında geliyor. Bakırköy Adliyesi'ndeki bir iş mahkemesinde temmuz ayında açılan dava sayısı 70 iken bu sayı Nisan ayında 180'e çıkmış. Davalarda ise tekstil, deri ve nakliye sektörleri başı çekiyor.
metincan@haberturk.com
16 Nisan 2009 Perşembe 11:45
seçkin dedi ki...
kimse yok mu brada arkadaşlar.
seçkin
16 Nisan 2009 Perşembe 12:40
Adsız dedi ki...
herkese merhaba arkadaşlar.
ya biz elimizden geldiği kadar bütün yazarlara mail atıyoruz.peki aramızdan hiç hıncal uluça mail atan veya görüşen oldumu.biliyosunuz o bu tür konularda asla sessiz kalmaz.acaba aranızda ona ulaşabilen olurmu.
bugünkü yazsında terörüste afla ilgili yazı yazmış.bizlerde ulaşabilirsek kesinlikle ilgilenir.ama profosyenel bir şekilde anlatılması gerekmekte.okuduğum yorumlara göre seyın GÜL ablamız bu konuyu halledebilir gibime geliyor.Eğer mümkünse HINCAL ULUÇ a ulaşırsa çok iyi olur.özellikle bir bayanın araması daha iyi oluyor.biraz daha ılımlı bakıyorlar.bizim ulaşamadığımız bir çok yere GÜL ablanın ulaştığı gibi.
ya bide anlamadığım dağdaki terörüste af veriyorlar.bizim hakkımız olanı bize vermiyorlar.Ne yapsaydık,bizlerde ticaretle uğraşıcağımıza dağa çıkıp askerimizemi kurşun sıksaydık.yazık değilmi bizlere.tek suçumuz esnaf olmakmı?
zaten art niyetli olsaydık.şuan bize hapis çıkmazdı.başkalarını mağdur ederdik.bizim gibi namuslu insanların böle cinliklere aklı çalışmaz...
16 Nisan 2009 Perşembe 12:42
ekm2510 dedi ki...
BAKAN ŞAHİN'DEN AÇIKLAMA
"ETKİN PİŞMANLIK YASASI ÜLKELER YARARINA OLURSA YAPARIZ"
16.04.2009 12:35
16 Nisan 2009 Perşembe 12:58
Adsız dedi ki...
arkadaşlar direk başbakana ulaşabileceğimiz bir yol yokmu? yada bu çek kanunu yapan komisyon başkanına ulaşalım.. yaw hapis cezası yeni kanunda devam etsin ama bizim yasal boşluğumuzu versinler yaw
16 Nisan 2009 Perşembe 13:46
Adsız dedi ki...
arkadaşlar eşimle cezaevinde telle görüştüm pkk ya getirilecek olan affın çok kötü bişey oldugunu söylüyor ama cezaevindeki savcı bu af gelirse sadece pkk ya olmaz genel bir af olur herkezi kapsar demiş
16 Nisan 2009 Perşembe 13:56
HALİS CAN dedi ki...
TÜRKİYE İÇİN KARA TABLO !
Nobelli Ekonomist Türkiye’yi İFLAS potansiyeli olanlar listesine aldı...
16 Nisan 2009
2008 yılı Nobel İktisat ödülü sahibi ve ‘krizi bilen adam’ olarak tanınan Ekonomist Paul Krugman, Türkiye’yi iflas etme potansiyeline sahip ülkeler arasında saydı.
Princeton Üniversitesi profesörlerinden ve New York Times gazetesi yazarlarından Krugman, New York’ta basın toplantısı düzenledi. İzlanda ve İrlanda’dan sonra, krizden en çok etkilenecek ülkenin Avusturya olacağı tahmininde bulunan Krugman, “İzlanda ve İrlanda da işler kötü gidiyor. Onlara büyük ihtimalle Avusturya da eklenecek” dedi.
Krugman, Avusturya’nın Doğu Avrupa ülkelerine verdiği krediler nedeniyle mali istikrarsızlık içine girdiğini belirtti. Doğu Avrupa ülkeleri hükümetlerinin mali krizi aşmak için yeterli önlem almamaları nedeniyle, dış borçlarını ödeyemez hale geldiklerini, bunun da doğrudan borç veren ülke olarak Avusturya’yı etkilediğini söyledi.
Krugman’a göre, iflas etme potansiyeli bulunan ülkeler listesinde şu ülkeler yer alıyor:
"Macaristan, Letonya, Arjantin, Ekvator, Filipinler, Malezya, Tayland, Kolombiya, Türkiye ve Ukrayna." 2008 Ekim ayında sıkıntıya düşen Pakistan’da da ödeme güçlüğü yaşanmaya başladı.
Krugman’a göre, “potansiyel iflas listesinde” yer alan ülkelerden, Ekvator, Filipinler, Tayland, Kolombiya, Türkiye ve Ukrayna, “ciddi risk grubunu” oluşturuyor.
Krugman, ‘Krizi bilen adam olarak’ tanınıyor. New York borsasındaki çöküşü ve ABD ekonomisindeki durgunluğu önceden görmüş ve dile getirmişti.
16 Nisan 2009 Perşembe 14:10
HALİS CAN dedi ki...
İFLAS EDEN ESNAFA "İŞİNİ BİLMEYEN ESNAF", KREDİ KARTINI ÖDEYEMEYEN VATANDAŞA "SAHTEKAR" DİYENLER ÜLKESİNİ İFLAS ETTİRİNCE KENDİSİNE NE DİYECEK ÇOK MERAK EDİYORUM DOĞRUSU....
16 Nisan 2009 Perşembe 14:12
HALİS CAN dedi ki...
ZAFER ÇAĞLAYAN;"Türkiye dibi gördü, artık veriler daha iyi olacak" dedi.
Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan 15,5 olarak açıklanan son işsizlik rakamlarını değerlendirirken Türkiye'nin ekonomik krizde artık dip yaptığını ve Haziran ayında açıklanması beklenen Mart ile Nisan verilerinde daha olumlu bir tablo ile karşılaşılacağını söyledi.
16 Nisan 2009 Perşembe 14:17
Adsız dedi ki...
merhaba arkadaşlar adalet bakanlığı 0 312 417 77 70 nolu telefondan genelge görüş bölümünü arayıp içinde bulunduğumuz durumla ilgili görüşmeleri sorabiliriz birde aynı nodan ceza işlerinede yaşanan eşitsizliği dile getirebiliriz ... daha fazla arama olursa daha etkili olabilir
16 Nisan 2009 Perşembe 14:42
my way dedi ki...
Hatalı hakim tazminat ödeyecek
İşte yeni Hukuk Muhakemeleri Kanunu
15.04.2009 19:50
Hakimlerin yargılama faaliyetinden dolayı devlet aleyhine tazminat davası açılabilecek. Devlet ödediği tazminatı, sorumlu hakime ödeme tarihinden itibaren bir yıl içinde rücu edecek.
TBMM Adalet Komisyonu, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Tasarısının, daha önceki görüşmelerde atladığı 70'e yakın maddesini bugün yeniden ele aldı. Komisyon, değişiklik yaptığı bu maddelerle tasarıyı kabul etti.
Tasarının bazı maddeleri de tekriri müzakere yapılarak benimsendi.
Tasarıya göre, mal varlığı haklarına ilişkin davalarda görevli mahkeme, davanın açıldığı tarihteki değerine veya tutarına göre belirlenecek. Para alacaklarına ilişkin davalarda dava konusunun değerinin belirlenmesinde, dava dilekçesinde gösterilen tutar esas alınacak.
-YETKİ SÖZLEŞMELERİ-
Tasarıda, tacir veya kamu tüzel kişilerine karşı hukuken daha zayıf durumda olan tüketicilerin korunmasını amaçlayan düzenleme yer alıyor.
Buna göre, tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğan veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilecek. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen mahkemelerde açılacak.
Bu düzenlemeyle bankalar, tüketiciler ile yapacakları her türlü sözleşmelerde, yetkisiz bir mahkemeyi yetkili hale getiremeyecek, yani yetki sözleşmesi yapamayacak. Yapılan sözleşmelerdeki yetki kuralı da geçersiz sayılacak.
Yetki sözleşmesi, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri konularda yapılabilecek. Ayrılık, boşanma gibi kesin yetki hallerinde ise yetki sözleşmesi yapılamayacak.
-TALEP SÜRESİ, 10 GÜNDEN 15 GÜNE ÇIKARILIYOR-
Davada görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi durumunda; taraflardan birinin, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi için gerekli süre, 10 günden 15 güne çıkarılıyor.
Buna göre, taraflardan birinin, 15 gün içinde, kararı veren mahkemeye başvurarak, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerekecek. Aksi halde, mahkeme davayı açılmamış sayacak.
Hakimin, davaya bakmaktan yasaklı olduğu hallerin kapsamını genişleten tasarıya göre; hakim, kendisine ait olan davaya, eski eşinin, kendisi ve eşinin altsoy ve üstsoyunun, evlatlığının davasına, üçüncü derece de dahil olmak üzere kan veya evlilik bağı kalksa dahi, kayın hısımlığı bulunanların davasına bakamayacak. Hakim, nişanlısının davasına da giremeyecek.
-DÜŞMANLIK VARSA REDDİ HAKİM TALEBİNDE BULUNULABİLECEK-
Hakimin tarafsızlığını şüpheyi gerektiren önemli bir nedenin bulunması halinde, taraflardan biri hakimi reddedebileceği gibi, hakim de davadan çekilebilecek. Hakimin davada, iki taraftan birine öğüt vermesi ya da yol göstermesi, dava hakkında görüşünü açıklaması, davacı ve davalı ile aralarında düşmanlık olması durumunda, reddi hakim talebinde bulunulabilecek.
Reddi hakim talebinin, kötü niyetle yapıldığının anlaşılması ve esas yönünden kabul edilmemesi halinde, talepte bulunanların her biri, 500 TL'den 5 bin TL'ye kadar disiplin para cezasına mahkum edilecek.
-HAKİMİN HUKUKİ SORUMLULUĞU-
Hakimlerin yargılama faaliyetinden dolayı devlet aleyhine tazminat davası açılabilecek.
Kayırma, taraf tutma veya taraflardan birine olan kin veya düşmanlık, sağlanan veya vaat edilen bir menfaat sebebiyle, farklı bir anlam yüklenemeyecek kadar açık ve kesin bir kanun hükmüne aykırı karar veya hüküm verilmiş olması, duruşma tutanağında mevcut olmayan bir sebebe dayanılarak hüküm verilmesi, duruşma tutanakları ile hüküm veya kararların değiştirilmesi, hakkın yerine getirilmesinden kaçınılması durumlarında tazminat davası yoluna gidilebilecek.
Tazminat davasının açılması, hakime karşı bir ceza soruşturmasının yapılması ya da mahkumiyet şartına bağlanmayacak.
16 Nisan 2009 Perşembe 15:37
Gül dedi ki...
SN. ARKADAŞLARIM,
BİRAZ EVVEL MECLİSTE SN. ENİS TÜTÜNCÜ BEYEFENDİ KONUŞTU. KENDİSİNE KONUŞMALARINDAN DOLAYI TEŞEKKÜR EDİYORUZ.
DAHA SONRA SN. DANIŞMANINA ULAŞTIK VE KONUMUZU İLETTİK. SİTEMİZ ADRESİNİ ALDILAR . MAİL ATTIK KENDİLERİNE. KONUMUZA ARAŞTIRACAKLAR.
ŞİMDİDEN KENDİLERİNE TEŞEKKÜR EDİYORUZ.
İYİKİ VARSINIZ ...........
16 Nisan 2009 Perşembe 17:00
ekm2510 dedi ki...
Tutuklu- Hükümlü- Hükümözlü Dağılımı
(29 Mart 2009 Tarihi İtibarıyla)
109.162 kişi (3955 hanım olmak üzre)
16 Nisan 2009 Perşembe 17:23
Adsız dedi ki...
arkadaşlar aslanoglu trt3 konuştu mükemmel seyredin hemen
16 Nisan 2009 Perşembe 17:25
şenay dedi ki...
hukukçu bir arkadaşımız varmıdır bu sitede ..çok önemli bir soru sormam gerekiyor.
şenay
16 Nisan 2009 Perşembe 17:38
ekm2510 dedi ki...
üç arkadaş iyimisiniz....
16 Nisan 2009 Perşembe 17:52
ekm2510 dedi ki...
sn my way yanıt verirmisiniz....oradamısınız....merak ediyorum
16 Nisan 2009 Perşembe 17:55
Adsız dedi ki...
0707
İYİ GUNLER ARKADAŞLAR
SAYIN RECEP TAYYİP ERDOĞAN BAŞBAKANLIK
TEL NO: 0312 418 57 76
FAX : 0312 417 04 76
LÜTFEN ACİLL HEP BERABER FAX ÇEKMEYE BAŞLAYALIM.
BİLGİLERİNİZE
0707
16 Nisan 2009 Perşembe 18:07
Gül dedi ki...
SN. ARKADAŞLARIM.
SN. MEVLÜT ASLANOĞLUNA BİNLERCE TEŞEKKÜRLER KONUŞMA ARASINDA ARADIK KONUŞMALARI İÇİN YARIN BURDA TBMM TUTANAKLARINDAN AKTARICAM.
KENDİLERİ BANA TEKRAR TEL İLE DÖNÜP BELGELERİ SN. ADALET BAKANIMIZA VERİDĞİNİ VE BU İŞİN ÇÖZÜLECEĞİNİ SÖYLEDİLER.
ALLAH SENDEN RAZI OLSUN SN. MEVLÜT BEY
16 Nisan 2009 Perşembe 18:24
Cuneyt dedi ki...
Şenay
Hukukçumuz yok ama belki yardımcı olabiliriz hepimiz bir hukukçu olduk nerdeyse
16 Nisan 2009 Perşembe 18:27
Adsız dedi ki...
bugunkü meclis görüşmelerinde bir millet vekilimiz bizlerle ilgili bakanımız ZAFER ÇAĞLAYAN a soruyu direk sordu.
1 milyon kişiyi ilgilendiren bu olay hakkında nezaman bir karar vericeksiniz diye bakana soru sordu.
bakan konunun bilindiğini,adalet komisyonun konuyla ilgili çalışma yaptığını,hem yani çek yasası hemde kouyla ilgili mağdurları ilgilendiren çalışmanın çok yakında sonuçlanacağını söledi.
hadi hayırlısı...
16 Nisan 2009 Perşembe 18:36
3434 dedi ki...
YA BU MEVLÜT ASLANOĞLUNUN ANLINDAN ÖPMEK LAZIM HELAL OLSUN BE SİZE SAYIN VEKİL!AKP' LİLERE BAK ADAMI ŞOV YAPMAKLA SIÇLUYORLAR KARAKTERSİZLER!
16 Nisan 2009 Perşembe 18:37
ozguraksoy1 dedi ki...
arkadaşlar!
lütfen bir bilen yorumlasın 3 gün önce imzaya açılmış yeni çek kanunu
16 Nisan 2009 Perşembe 19:06
Adsız dedi ki...
arkadaşlar mutlu sona az kaldı akp milletvekiklerine yüklenelim akp manisa milletvekili tanrıverdi ilgilenecek akp vekilleri bilgilendirin dedi haydi lütfen manisalı
16 Nisan 2009 Perşembe 19:25
Adsız dedi ki...
arkadaşlar farkındaysanız ŞOV YAPIYOR diyen milletvekili ne dedi hiçbir avrupa birligi ülkesinde ekonomik suça ceza yok avrupa birligine girmek istiyoruz dolayısıyla bizde ekonomik suça ceza yı kaldıracagız bunuda imza ya açtık bunu bile bile ŞOV YAPIYORSUNUZ DEDİ YANLIŞMI ANLADIM
MEHTAP
16 Nisan 2009 Perşembe 20:06
Adsız dedi ki...
SN. ARKADAŞLARIM BUGÜN ÇOK GÜZEL ŞEYLER OLDU. SN. MAYVAYIN İSTEĞİYLE SN. VEKİL SAİT YAZICIOĞLU BEYEFENDİYİ ARADIM . KENDİLERİ DAHA ÖNCE KONUŞTUĞUMDA KONUMUZLA İLGİLENMİŞ VE BU DURUMU ADALET BAKANINA İLETECEĞİNİ SÖYLEMİŞTİ. BUGÜN TEKRAR ARADIM BİRAZ EVVEL . BAK KIZIM DEDİ YANIMDA EKONOMİ UZMANI VAR VERİM ANLAT BENBİRAZ KONUYA YABANCIYIM.
VERDİ .
VERDİĞİ KİŞİ SN. NAZIM EKREN
BAŞBAKAN YARDIMCISI
VE BEN HAYATIMDA BU KADAR MUTLU OLDUĞUMU HATIRLAMIYORUM.
BENİ SAYGIYLA DİNLEDİLER.
İKİ TASARININ GEÇTİĞİNİ SÖYLEDİLER DAHA ÖNCE , 711 VE VADESİNDEN ÖNCE YAZILAR ÇEKLER İLE SİCİL AFFI. YENİ TASARININ ADALET BAKANLIĞINDA OLDUĞUNU VE DAHA KENDİSİNE GELMEDİĞİNİ SÖYLEDİ KENDİSİNE AF İSTEMEDİĞİMİZİ YASAL BOŞLUĞUN DEĞERLENDİRİLMESİNİ VE ÇALIŞIP BORÇLARIMIZI ÖDEMEK İSTEDİĞİMİZİ HAPİS CEZASINI İSTEMEDİĞİMİZİ İLETTİM. 5 YIL CEZA ALDIĞIMIZI SÖYLEDİM.
KENDİSİ BAŞBAKANLIK OFİSİNDE ASİSTANLARIN İSMİNİ VERDİ. İSTEDİĞİMİZİ ANLATAN BİR METNİ GÖNDERMEMİ VE PAZARTESİ GİDİNCE İNCELEYECEĞİNİ SÖYLEDİ. SİTEDEN BAHSETTİM . TÜM ARKADAŞLARINIZA GEÇMİŞ OLSUN MESAJIMI VE SELAMLARIMI İLETİN DEDİ VE EŞİMEDE GEÇMİŞ OLSUN DEDİ. SONRA SN. SAİT BEY ALDI TELEFONU. BAKIN DEDİ BU BEY EKONOMİ UZMANI SİZE YARDIMCI OLACAK.
BİNLERCE TEŞEKKÜRLER .
GALİBA BU HEPİMİZİN BAŞARISI OLACAK.
şifreme bişi olmuş adsızdan girdim en kısa zamanda düzelticem
16 Nisan 2009 Perşembe 20:16
Gül dedi ki...
adsız yazı bana aittir.
şifremde sorun vardı
16 Nisan 2009 Perşembe 20:20
Adsız dedi ki...
sn gül hanım emeklerinize teşekkür etmekten asla bıkmayacağım ellerinize sağlık...bjk
16 Nisan 2009 Perşembe 20:24
Adsız dedi ki...
kardeşim lütfen kontrol bukadar uzun sürmemeli...bjk
16 Nisan 2009 Perşembe 20:36
etkili dedi ki...
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) - Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; hepinize saygılar sunarım.
Değerli arkadaşlarım, tabii, esnafın bakanı Sanayi Bakanlığı -Bakanım beni bağışlasın- esnafa sahip çıkacak bakanlık Sanayi Bakanlığı.
Sayın Bakan, Türkiye'de yasalar herkese eşittir, biz bunu biliyoruz ancak dün de sordum, bugün bir kez daha dile getiriyorum: Türkiye'de bir çek mağdurları ve çekten hapiste olan insanlara uygulanan farklı yorumlar var. Bu insanların sahibi sizsiniz. Ticaret ve ticaret yapmış, normalde acz içine düşmüş, kimseyi dolandırmamış, acz içine düşmüş insanlara sahip çıkmak sizin Bakanlığınızın görevi.
Dün de arz ettim, bize her gün bu mektuplar geliyor, takdim edeceğim. Şimdi, eğer bir çekten dolayı birisi hapse girip birisi girmiyorsa, birine bir mahkeme farklı yorum yapıyorsa, bir başkasına bir mahkeme farklı yorum yapıyorsa, bu, Türkiye'de hukuk devletine yakışmaz. Bu insanların sahibi sizsiniz. Dün söylediniz, Sayın Adalet Bakanı keşke gitmeseydi. Burada ticari davalarda, ticari olaylarda hapis ve dolandırıcılığa sokup devleti dolandıranlar, teröristlerle birlikte aynı koğuşta bu insanları yatırıyorsunuz. Ben bir kez daha, bir an önce, farklı uygulanan, insanlara eşit uygulanmayan… Eğer hapis cezası ise bu ülkede her kişiye aynı uygulanır ama bir mahkemenin yorumuyla farklı, bir mahkemenin yorumuyla farklı. Bu bir arapsaçına döndü. Bir kez daha… Bu Türkiye'nin her tarafında ve bunların yüzde 99'u da küçük esnaf Sayın Bakanım, küçük esnaf. Bunlara… Tabii suçlu suçunu çekmelidir. Türkiye bir hukuk devletidir ama hukuk devletinde farklı uygulamalar olamaz arkadaşlar. Ben bir kez daha bunun altını çiziyorum.
Değerli milletvekilleri, tabii, çek konusunda bu Meclis iki düzenleme yaptı. Ben emeği geçen herkese teşekkür ediyorum ve eğer bugün piyasada birazcık da olsa, esnafın sorunları, eğer küçük de olsa dindirmenin bir parçası oldu. Yani vadeden önce kendi imzaladığı, keşide ettiği değil ciro ettiği çekleri ve bir başkasının onuncu cirodan sonra kredi kurumlarına giden çekleri, hepsi arkası yazdırıldı ve daha vadesine bir ay, iki ay, üç ay olan çekler bir sürü esnafımıza kepenk kapattırdı. Bu bir piyasa gerçeğiydi. Bugün, eğer… Bu hakikaten önemli bir sorundu. Bu soruna çözüm bulan tüm milletvekillerine teşekkür ediyorum ve piyasada, birazcık, artık çekin vadeden önce ibraz edilemeyeceği bir güven geldi ama kredi kurumları, kredi kurumları arkadaşlar, çeki aldığı zaman ben bu krediyi bu vadede tahsil edeceğim diye zımnen kabul etmiştir. Zımnen kabul ettiği bir şeyi de insanların gafletinden, insanların zor durumundan yararlanıp onların ensesine binmesini hiçbir vicdan kabul edemez. Bu nedenle, bu konuda hakikaten bir düzenleme yapıldıysa herkese teşekkür ediyorum.
Yine, çekten caymalarda, dürüstle dürüst olmayanı, sahtekârla sahtekâr olmayanı ve anında, dürüst alacaklıları korumak amacıyla her önüne gelen çekten caymama yönünde yine bir yasaya...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Bir dakika ek süre veriyorum. Tamamlayın lütfen.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) - Bitiriyorum.
Bu nedenle, yine piyasaya önemli bir istikrar getirmiştir. Dürüst alacaklıları korumak açısından bir kez daha… Bu, önemli bir uygulamaydı.
Sayın Başkanım, kırk yedi saniyemi öbür konuşmamda alayım sizden.
BAŞKAN - Olabilir… Bakacağız…
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) - Teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Madde üzerinde soru-cevap işlemine geçiyorum.
Sayın Taner…
RECEP TANER (Aydın) - Sayın Bakan, sanayi üretiminin bir önceki aya göre yüzde 23,7 oranında düşüş gösterdiği, imalat sanayi üretim endeksinin düşmeye devam ettiği bir ortamda sanayiciler için en büyük girdi maliyetlerinden olan doğal gazda yapılan indirimi yeterli buluyor musunuz? Doğal gazda ve elektrikte yeni indirimler düşünüyor musunuz?
Teşekkür ederim.
16 Nisan 2009 Perşembe 21:20
etkili dedi ki...
SANAYİ VE TİCARET BAKANI MEHMET ZAFER ÇAĞLAYAN (Ankara
Çek yasası ile ilgili, dün de söylemiştim, Adalet Bakanlığımızın üzerinde çalışmış olduğu bir tasarı var. Bu bahsedilen konuların zaten orada alınacağını tahmin ediyorum.
16 Nisan 2009 Perşembe 21:26
etkili dedi ki...
Buyurun Sayın Aslanoğlu.
CHP GRUBU ADINA FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) - Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; hepinize tekrar saygılar sunuyorum.
Sayın Bakan, biraz önce söyledim, dışarı çıktığımda bana on tane telefon geldi. Bu telefonları Komisyon üyemiz Sayın Fındıklı da dinledi.
Sayın Adalet Bakanı burada. Sayın Bakanım, Türkiye'de yasalar herkese eşittir. Çeklerden dolayı değişik mahkemelerin verdiği kararlardan bir sürü mağdur var. Sayın Sanayi Bakanımıza illettik, taslak hazırlanmış. Yasanın eşit uygulanması açısından öncelikle bu tasarının Meclise bir an önce getirilmesini hepinizden rica ediyoruz. Siz de…
ADALET BAKANI MEHMET ALİ ŞAHİN (Antalya) - İmzada.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) - İmzada, teşekkür ediyorum.
16 Nisan 2009 Perşembe 21:27
fako dedi ki...
sn etkili tşk ler...elinize sağlık
16 Nisan 2009 Perşembe 21:29
etkili dedi ki...
15 NİSAN 2009
ALİM IŞIK (Devamla) - Çok teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Özellikle istihdam açısından bu rakamları iyi değerlendirmemiz gerektiğini düşünüyorum. Seçim öncesinde emeklilerimize vadedilen ve verilebileceği
yetkili ağızlardan ifade edilen 300 TL'lik harcama çekinin akıbetinin ne olduğunu bana değerli emeklilerimizden bir grup sormamı söyledi. Sayın Bakanım, bu konunun akıbetinin ne olduğunu emeklilerimize açıklayabilirseniz memnun olacağız.
Yine Çek Yasası ve hapis cezaları nedeniyle şu anda 6 milyar -eski parayla- TL'lik borcunu ödeyemeyen, 5 milyar TL çek nedeniyle -imzası nedeniyle- hapiste yatan işverenlerimiz soruyor "Akıbetimiz ne olacaktır? Bunun tedbirleri ne zaman alınacaktır?" diye. Yeni özelleştirmelerde eskilerine benzer usulsüzlüklerin yaşanmaması temennimi iletmemi ifade ettiler. Olabilecek muhtemel IMF anlaşmasından sağlanacak kaynağın nerelere öncelikle harcanması gerektiğinin de yine sorulmasını ifade ettiler.
Dün Hükûmet adına oturan Sayın Bakanımıza sorduğum bir soruya, üzülerek ifade edeyim ki…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ALİM IŞIK (Devamla) - Son bir cümle…
BAŞKAN - Veremem.
ALİM IŞIK (Devamla) - Peki.
Çok teşekkür ediyorum. Hayırlı olması temennisiyle hepinizi saygıyla selamlıyorum
16 Nisan 2009 Perşembe 21:37
etkili dedi ki...
15 NİSAN 2009
ALİM IŞIK (Kütahya) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
İkincisi de çeki zamanında ödenmediği ya da karşılıksız çıktığı gerekçesiyle cezaevine girip cezasını yattıktan sonra çıkıp tekrar borcunu ödeyemeyen vatandaşlarımızın durumu ne olacak? Bu konuda bir düzenleme hazırlığı var mıdır?
16 Nisan 2009 Perşembe 21:43
my way dedi ki...
sn arkadaşlar
çabaların sonuçsuz kalmadığı artık net olarak belli oldu...derdimizi anlatıyoruz ve gündemin ilk sırasına yerleşiyor...ama rehavet yok ...devam etmeliyiz...
MAİLLERE VE FAXLARA DEVAM...
16 Nisan 2009 Perşembe 21:47
etkili dedi ki...
15 NİSAN 2009
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) - Sayın Bakanım, Çek Yasası'nda değişiklikler yapıldı ama orada hapis cezası alanlar bazı eski yasayla… Burada bir haksızlık yapılıyor. Türkiye'de yasa herkese eşit işlemeli. Bazıları hapis cezasıyla affedildi bir kısmı, ama bir kısmını hâlâ eski yasa ile bazı hapis cezaları geçiyor. Bu nedenle piyasada bir boşluk var. Herkese yasa eşit işlemeli. Yani ceza tüm eşitlik ilkesidir. Bu nedenle özellikle çek yasalarındaki hapis cezalarıyla ilgili kısmının bir kez daha gözden geçirilip birine işleyip birine işlememesi yönündeki bu ikilemin mutlak ortadan kaldırılması lazım. Sizi direkt ilgilendirmiyor ama piyasa açısından, esnaf açısından bu önemli. Bu açıdan, öncelikle, bu Meclise bu ikilem gelecek mi? Bu ikilem ortadan kaldırılacak mı?
16 Nisan 2009 Perşembe 21:49
etkili dedi ki...
ARKADAŞLAR BAŞ TARAFINDA TARİH OLMAYAN TUTANAKLAR BUGÜNKÜLERDİR
BİLGİLERİNİZE
16 Nisan 2009 Perşembe 21:50
etkili dedi ki...
15 NİSAN 2009
KEMALETTİN NALCI (Tekirdağ) - Teşekkürler Sayın Başkanım.
Sayın Bakanım, bundan önce piyasada "711" diye bilinen ve kötü amaçlı kullanılan Çek Kanunu'yla ilgili değişiklik yapıldı fakat şimdi uygulamada bir çelişki söz konusu. Gerçek anlamda çalıntı çekler veya ticari bir anlaşmazlıktan doğan çeklerle bir suistimal söz konusu. Bu karışıklığı giderici herhangi bir yasa veya bir uygulama çıkartacak mısınız?
Teşekkür ederim.
16 Nisan 2009 Perşembe 21:51
etkili dedi ki...
SANAYİ VE TİCARET BAKANI MEHMET
15 NİSAN 2009
ZAFER ÇAĞLAYAN (Ankara) - Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; öncelikle, en son sorulan sorudan başlayayım. Yine özet bilgi vermeye çalışacağım, veremediğim olursa mutlaka yazılı göndereceğim, bu konudaki hassasiyete her zamanki gibi uyacağım. Efendim, bu 711 sayılı, yani Türk Ticaret Kanunu'nun 711'inci maddesinin bir fıkrası çerçevesinde… Biliyorsunuz geçmişte bu ihlal ediliyordu. Aslında iyi niyetle konulmuş olan bir maddeydi ve gerçekten, herhangi bir şekilde, hilaf dışında, rızası dışında bir çek verilmişse onu hiç olmazsa korumaya alacak olan bir tedbirdi. Ancak zaman içinde bunun farklı amaçlarla ödememe bahanesi olarak kullanıldığını gördüğümüz için ve bu konuda özel sektörden -TOBB başta olmak üzere- çok teklif geldiği için, yine seçimlerden evvel çıkan torba yasada bununla ilgili bir düzenleme yapıldı biliyorsunuz ve bu düzenlemeyle bu tamamen ortadan kaldırıldı. Tabii ki bunun yanında, hakikaten bu kapsama girmiş olanlar için bir düzenleme de ortadan kalkmış oldu. Ancak şu anda -biraz evvel yine sorulan bir soru çerçevesinde, Sayın Aslanoğlu da sormuştu- Çek Kanunu'yla ilgili Adalet Bakanlığı yeni bir tasarı zaten hazırlıyor. Bu konuda Bakanlığımızın da görüşü istendi, Bakanlığımız da bu çerçevede görüşler verdi. Burada gerek problemler gerek ihtiyaçlar gerek biraz evvel Sayın Aslanoğlu'nun bahsetmiş olduğu çerçevede, Bankalar Birliğinin de bu konudaki katkısıyla beraber Adalet Bakanlığımız zannediyorum ki herhâlde bitirmek üzere veya bitirdi. Yani bu düzenlemede ben dikkate aldığı kanaatindeyim ama tabii ki Adalet Bakanlığının düzenlediği bir düzenleme.
16 Nisan 2009 Perşembe 21:54
HALİS CAN dedi ki...
ÇEK DOLANDIRICILIĞI NASIL ÖNLENİR!
ÇEK DOLANDIRICILIĞI NASIL ÖNLENİR!
Yeni uygulama iyi niyetli 3. kişi esnaf/tacirin dolandırılmasının önüne geçecek, çek karnelerini çaldıran/kaybedenlerin açılacak davalarla uğraşmasını önleyecek!
16 Nisan 2009
“Türk Ticaret Kanunu 711. Madde ve Çalıntı Çekler”
Basında çıkan haberlerden, 2008 yılında karşılıksız çıkan çek sayısının bir önceki yıla göre yüzde 13 oranında artarak bir milyonun üzerine çıktığını öğreniyoruz. Bu sayının artışında elbette, uzun süredir şikâyet konusu olan ve çekin rızası dışında elinden çıktığını ileri sürerek ödemekten kaçınanlara bu imkânı sağlayan Türk Ticaret Kanunu'nun 711. maddesinin payı bulunmaktadır.
Çek konusu, hukukumuzda esas olarak, 1957 yılından bu yana yürürlükte bulunan Türk Ticaret Kanunu'nun "Kıymetli Evrak" bölümünde düzenlenmiştir.
Çekin, para taşıma, para sayma zorluğunu ve sahte para kaygısını ortadan kaldırması, ciro (devir) yoluyla kolayca dolaşım imkânına sahip olması yanında; kayıtsız ve şartsız olarak üzerinde yazılı tutarın ibrazında ödenmesi ve vade unsuru taşımaması gibi özellikleri nedeniyle, çek kullanımı yönündeki tercih giderek artmış ve bono/poliçe gibi diğer ödeme araçlarından çok daha fazla kullanılır hale gelmiştir.
Ancak, ticari hayatın gelişimi ve çek kullanımının hızla artması, özellikle çekin vadeli olarak kullanılır hale gelmesi ve karşılıksız çıkan çeklerin doğurduğu sorunlar nedeniyle, 1985 yılında çıkarılan 3167 sayılı "Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanun" ile daha ayrıntılı düzenleme yapılması yoluna gidilmiş ve karşılıksız çek düzenlenmesi ile ilgili hapis cezası dahi getirilmiştir. Ancak daha sonra 2003 yılında, anılan Kanunda yapılan değişiklikler sırasında, Avrupa Birliği uyum süreci de dikkate alınarak, hapis cezası suçun mükerrer olarak işlenmesi haline dönüştürülmüştür.
Karşılıksız çıkan çek sayısının artışında etkisi olan ve bu nedenle de ticari hayatı olumsuz etkileyen ve yıllardır şikâyet konusu olan, yürürlükteki T. Ticaret Kanunu'nun 711. maddesinin 3. fıkrası: "Keşideci çekin kendisinin veya üçüncü bir kimsenin elinden rızası olmaksızın çıkmış olduğu iddiasında ise muhatabı çeki ödemekten menedebilir." hükmünü içermektedir.
Yapılan bir ticari işlem karşılığı ödemeyi çekle yapmak isteyen borçlu, çeki keşide ederek imzalayıp verdikten sonra, söz konusu 711. maddeden yararlanmak suretiyle, ödemeden kaçınmak veya ödemeyi geciktirmek amacıyla kötü niyetle, çekin rızası olmadan (çalınma, gasp veya kaybetme vs. nedenlerle) elinden çıktığı iddiasıyla bankaya başvurarak çekin ödenmesini yasaklayabilmektedir. Söz konusu ödeme yasağı için keşidecinin beyanı yeterli görülmekte, bu tip bir yasaklama için polis zaptı, mahkeme kararı, gazete ilanı gibi belgeler de aranmadığından Türk Ticaret Kanunu'nun 711. maddesinin uygulamada kötüye kullanıldığı bilinmektedir.
Ticaret dünyasından gelen şikâyetler de dikkate alınarak, söz konusu maddenin sağladığı hakkın kötüye kullanılmasını önlemek amacıyla, şu günlerde TBMM'de görüşülmekte olan Türk Ticaret Kanunu Tasarısı'na, 711. madde hükmünü içeren benzeri bir madde konulmamıştır. Dolayısıyla, söz konusu tasarının yasalaşması halinde, çeklerle ilgili bu sorunun da ortadan kalkacağı umulmaktadır.
Ancak, kanundaki söz konusu maddenin kötüye kullanılması yanında, gerçekten çekleri ellerinden rızaları dışında çıkmış olanlar da olduğu unutulmamalıdır. Bu durumdaki kişiler, ilgili bankaya, polise ve savcılığa durumu bildirmekle birlikte, sahte imzayla ciro edilerek ileriki tarihlerde piyasaya çıkarılan bu çekler nedeniyle mağdur oldukları gibi; bu çekleri ciro yoluyla iyi niyetle devralan kişilerde mağdur olmaktadırlar.
Özellikle çek karnelerinin çok sayıda veya cilt halinde, çalınma, gasp veya kaybetme yoluyla gerçekten çek sahiplerinin elinden rızaları dışında çıkmış olması halinde, bu çek ciltlerini ellerine geçiren kötü niyetliler sahte imzalarla bu çekleri piyasada iyi niyetlilere dağıtarak, zincirleme ciro yoluyla çok sayıda insanın dolandırılmasına yol açabilmektedirler. Bu durumdaki esnaf ve tacir, ne zaman ortaya çıkacağı bilinmeyen ve yıllarca sürebilen, ortaya çıktığında da belirli kanuni süreler içinde itiraz edilerek imzanın sahteliği davası açılmadığı takdirde icra takipleriyle karşı karşıya kalabilmekte, ayrıca yıllarca dava peşinde koşmak durumunda kalmaktadırlar.
1 Ocak 2009'dan önce çalınmak suretiyle kötü niyetlilerin eline geçmiş olan ve ciro silsilesi vasıtasıyla piyasada dolandırıcılık amaçlı kullanılan sahte imzalı çekler yoluyla, iyi niyetli üçüncü kişi esnaf ve tacirlerin dolandırılmasının önüne geçilebileceği gibi, çek karnelerini ciltli olarak çaldıran/kaybeden esnaf ve tacirin de yıllarca icra takibi ve açılacak davalarla uğraşmasını önleyecektir.
Korel AÇIKGÖZ / Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Başmüfettişi
16 Nisan 2009 Perşembe 22:02
etkili dedi ki...
15-16 NİSAN ÇEKLE İLGİLİ KONUŞMALR BUNLARDI
16 Nisan 2009 Perşembe 22:04
HALİS CAN dedi ki...
SEVGİLİ ARKADAŞLAR PRESSTÜRK BİZİM KONUMUZLA İLGİLİ HERGÜN EN AZ 2 HABER YAYINLAMAKTADIR. VERDİĞİ DESTEKTEN DOLAYI TÜM ÇEK MAĞDURLARI BLOG YORUMCULARI ADINA MUSTAFA BEYİ KUTLUYOR VE SAYGILAR SUNUYORUM.....
TEŞEKKÜRLER...
BENİM BABAM KATİL DEĞİL
BENİM BABAM KATİL DEĞİL
Merhaba Mustafa Abi, lise 2'ye gidiyorum ama şimdilik. Şimdilik, diyorum. Annem çok zor şartlarda okutuyor. Arkadaşlarım cezaevinde olduğunu bilmiyor!
16 Nisan 2009
Babamı istiyorum
Merhaba Mustafa Özbey Abi. Lise 2'ye gidiyorum ama şimdilik. Şimdilik, diyorum. Annem çok zor şartlarda okutuyor. Arkadaşlarım babamın cezaevinde olduğunu bilmiyor. Ama ben hergün okula korkarak gidiyorum, acaba arkadaşlarım duydu mu diye ama benim babam katil değil askere silah çekmedi.hırsız değil ama yine de arkadaşlarımın duymasını istemiyorum. Babam 5 aydır cezaevinde ve bu 5 ay annemle bana 5 yıl gibi geldi. Yaşananlar o kadar zor şeyler ki ömrümüzden 5 sene gitti. Önce kirayı veremedik. Ev sahibi evden attı. Şimdi birgün bir yerde bir gün bir yerde kalıyoruz. Ama nereye kadar. Düşenin dostu olmuyormuş Mustafa Abi. Bunu anladım.
Babamı bir buçuk aydır görmüyorum. Para olmadığı için görüşe gidemiyoruz. Karnımızı zor doyuruyoz. Yol parasını nerden bulacağız. Anlatacak o kadar çok şeyim var ama şu an gözyaşlarım buna izin vermiyor. Babam cezaevinde. Annem kadın haliyle tek başına. Anneme belli etmek istemiyorum, annem benden gözyaşlarını saklıyor, ben annemden. Bu nasıl bir adalet? Bir yerde beraat, bir yerde ret! Biz de 1 ay önce dilekçe verdik. Daha cevap yok. Bize diyorlar ki, okuyun adam olun! Ben de diyorum ki devlet büyüklerine 'izin verin okuyalım ben de okumak istiyorum' ama bu şartlarda nasıl okunur söyler misiniz? Okula gitmek için ayakkabım yok, yağmurlu günlerde okula yedek çorap götürüyorum. Ayakkabım yırtık üzülmüyorum. Yeter ki babam çıksın, yanımızda olsun, herşeye razıyım. Babam cezaevinde yatınca sorunlar bitiyor mu, hayır! Daha da büyüyor.
İnsanın işi bozulunca hapse mi girer. Bildiğim kadarıyla bu hiçbir ülkede yok. Yanlışım varsa düzeltin Mustafa Abi. Ben yok, biliyorum. Yazamıyorum, bağırarak ağlamak istiyorum. İsyan etmek istiyorum, ben babamı istiyorum. Duyun artık beni ve benim gibi babasından ayrı kalmış arkadaşlarımı ! Bizleri ne babasız ne de annesiz bırakın!
Hapis çözüm değil, hapse girince borç bitiyor mu hayır. Dışarda kalanlar, anneler, çocuklar...Mustafa Abi bu gençleri kötü yola itmek, insanlar karnını doyurmak için hırsızlık bile yapar veya anne bir çocuğuna ekmek almak için parası yoksa sadece çocuğunun karnını doyurmak için hırsızlık bile yapar. Bir anne çıksın desin ki 'hayır çocuğum açlıktan ölsün asla hırsızlık yapmam'! Bunu diyecek hiçbir anne yoktur. Bizim akrabalarımız olmasa ne yapacağız, ama akrabası olmayan, bir evi olmayan çok mağdur vardır! Ben babamı istiyorum, çok mu şey istiyorum? Artık duyun bizi! Gözyaşlarımız sevinç gözyaşı olsun Mustafa Abi! Sana da binlerce teşekkürler bizim yanımızda olduğun için saygılar!
16 Nisan 2009 Perşembe 22:05
HALİS CAN dedi ki...
ARKADAŞLAR PRSSTÜRKTEKİ ÇEKLERLE İLGİLİ OLAN HABERLERİ HERKES OKUSUNKİ NE KADAR ÇOK OKUNDUĞU VE TAKİP EDİLDİĞİ ANLAŞILSIN.
BÖYLECE MUSTAFA BEY DE YAPTIKLARININ NE KADAR FAZLA OKUNDUĞUNU VE TAKİP EDİLDİĞİNİ GÖREBİLSİN...
YANILIYORMUYUM ARKADAŞLARIM...
HERKESE İYİ OKUMALAR...
16 Nisan 2009 Perşembe 22:38
F.H dedi ki...
Sayın Arkadaşlarım ;
Bugün meclis lehimize çok hareketlendi daha önce 2 kelime bile duyamıyorduk hakkımızda. Şu an emeklerimizin karşılığını bir bir aldığımıza inanıyorum.
*İlk olarak, avrupa insan hakları komisyon üyelerine ve avrupa basınına yollamak üzere yazdığımız yazının taslağını oluşturduk. Bir kaç güne ulaşabildiğimiz her yere yollamaya başlayacağız.
*Onun dışında Mevlüt Aslanoğluna da emeklerimizin boşa çıkmadığını gösterdiği için sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. Bugün yapmış olduğum telefon konuşmasında bu işi mutlaka çözeceğini söyledi. Dün de söylediği gibi gerekirse meclisi ayaklandırırm dedi ve başardı.
*Daha sonra adalet komisyon üyesi Fatih metinle konuştum ve bana tam olarak pazartesi günü bilgi alabileceğimi söyledi. Hapis cezalarını sordum. Net bir cevap istediğim konusunda direterek biz gerçekten bir hukuk devleti miyiz diye sordum. Ve bana mutlaka bu konuda bir kolaylık sağlanacağını söyledi ve çok olumlu yönde konuştu.
Başta sn my way ve sn gül hanım olmak üzere emeği geçen herkese bu duruma gelebildiğimiz için çok teşekkür ediyorum.
Çok az kaldı öyle hissediyorum.
16 Nisan 2009 Perşembe 23:08
tora dedi ki...
ARKADAŞLAR SAAT 20.06 da mehtap arkadaşın yazmış olduğu yazıyı teyid eden biri varmı.bunu kaçırdım herhalde ama diğer yazılara vakıfız.
16 Nisan 2009 Perşembe 23:31
etkili dedi ki...
evet bende tv de o şekilde duydum ama tutanaklarda henüz o kısım yok veya ben bulamıyorum
16 Nisan 2009 Perşembe 23:44
ozguraksoy1 dedi ki...
bakın bende aynen sayın mehtap gibi duydum ve o kadar eminim ki yerimden fırladım.Şov yapmanıza gerek yok 3 gündür zaten imzada ekonomik suça ekonomik ceza olacak dedi ve zafer çağlayan da onayladı kafasıyla
16 Nisan 2009 Perşembe 23:51
etkili dedi ki...
http://www.tbmm.gov.tr/tutanak/donem23/yil3/ham/b07801h.htm
16 nisan tbmm tutanağı
16 Nisan 2009 Perşembe 23:58
melih dedi ki...
ekonomik suça ekonomik ceza hapis demek değil anlamak istiyorum.doğru mudur..
melih
17 Nisan 2009 Cuma 00:33
senem dedi ki...
sayın cüneyt yada ankara hukuklu arkadaşımız burada mıdır? çok ivedi ve çok acil ihtiyacım var bir konuda.
senem
17 Nisan 2009 Cuma 00:43
senem dedi ki...
çok çok acil ve önemli sayın hukukçu arkadaşım.yada bu sitede başkaca bana yardımcı olabilecek ama kanunu iyi bilen bir kişi lütfen.
senem
17 Nisan 2009 Cuma 00:49
senem dedi ki...
allah korusun ölüyoruz bir bardak su desek kimse yardımcı olmayacakmı bu sitede be arkadaşlar.çok ayıp ettiniz teessüf ederim.
senem
17 Nisan 2009 Cuma 00:52
emır dedi ki...
sayın senem,sız konu neyse yazın ılgılı kısıler okuyup yanıtlar merak etmeyın.
17 Nisan 2009 Cuma 00:54
senem dedi ki...
sorum ceza usul kanunu 400 madde ile ilgili.savcı cezayı 4 ay tehir eder taahhüdü ihlalden 3 ay ceza alınsa şartlar varsa 4 ay ceza tehir olur mu.konu hakkında içtihat kararı varmı .varsa tarih ve sayı lütfen.
ben kanundaki maddeyi yazayım önce sayın hukukçu arkadaşıma yardım amaçlı.ancak sonucu kendisinden arz ederim lütfen.
madde şudur.
Mahkümun talebiyle infazın tehiri:
Madde 400- Ağır hapisten maada iki sene ve daha aşağı müddetle hürriyeti
tahdit eden cezaların derhal infazı, mahküm veya ailesi için mahkümiyetin gayesi
haricinde ağır bir zararı mucip olacağı anlaşılırsa mahkümun talebi üzerine ce-
zanın infazı tehir olunabilir. Tehir müddeti dört ayı geçemez.
Tehir talebinin tervici bir teminat gösterilmesine veya diğer bir şarta ta-
lik edilebilir.
şimdiden teşekkürler.
senem
17 Nisan 2009 Cuma 01:00
Adsız dedi ki...
sayın senem bu maddeden ziyade size gelen karar önemlidir şayet karar tazyik diye belirtiyorsa izin alamazsınız ama böyle bir durum yok ise savcının kararına kalmışdır izin almanız bu durumda 4 aya kadar izin alınabilir ama sizden çek bedeli yada bir kısmı kadar teminat istenir
17 Nisan 2009 Cuma 01:10
Cuneyt dedi ki...
T.C.
YARGITAY
16. HUKUK DAİRESİ
E. 2004/862
K. 2004/4654
T. 23.3.2004
• TAAHHÜDÜ İHLAL ( İcra Müdürünün Huzurunda Düzenlenmeyen ve İcra Müdürünün İmza ve Onayını İçermeyen Taahhüdün Hukuken Geçersiz Olması )
• TAAHHÜDÜN GEÇERSİZ OLMASI ( İcra Müdürünün Huzurunda Düzenlenmeyen ve İcra Müdürünün İmza ve Onayını İçermeyen Taahhüdün Hukuken Geçersiz Olması )
• İCRA MÜDÜRÜ HUZURUNDA DÜZENLENMEYEN TAAHHÜT ( Hukuken Geçersiz Olması )
2004/m.340
ÖZET : İcra Müdürü'nün huzurunda düzenlenmeyen ve İcra Müdürü'nün imza ve onayını içermeyen taahhüd hukuken geçersiz olduğu gibi, ödenmesi gerekli toplam borç miktarının tüm fer'ileri ile birlikte belirlenip gösterilmemiş olması nedeniyle de taahhüd geçersizdir.
DAVA : Taahhüdü ihlal suçundan sanık Burhanettin 'in İİK.nun 340. maddesi gereğince 1 ay hafif hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiş, hüküm yasal süresi içerisinde sanık tarafından temyiz edildiğinden Yargıtay C.Başsavcılığının bozma istemli tebliğnamesiyle dosya Daireye gönderilmiş olmakla, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okunarak GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
KARAR : İcra Müdürü'nün huzurunda düzenlenmeyen ve İcra Müdürü'nün imza ve onayını içermeyen taahhüd hukuken geçersiz olduğu gibi, ödenmesi gerekli toplam borç miktarının tüm fer'ileri ile birlikte belirlenip gösterilmemiş olması nedeniyle de taahhüd geçersizdir. Bu nedenle atılı suçun oluşmayacağının gözetilmeksizin, sanığın beraati yerine yazılı olduğu şekilde mahkumiyete dair hüküm kurulması isabetsiz bulunduğundan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün istem gibi BOZULMASINA, 23.3.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi
17 Nisan 2009 Cuma 01:10
senem dedi ki...
sayın cüneyt.öncelikle size minnet duygularımı arz ederim.lütfen kabul buyurunuz.ilginiz beni mutlu etti.
yanlız efendim şu var.
bakın benim yazımda dikkatten kaçtı sanırım 3 ay hapsen tazyik kararı kesinleşmiş.yani biz şimdi bu kararı kişinin zarureti anlamında 4 ay erteletebilirmiyiz?
konu malum taahhüdü ihlal ve şartlar da uygun.bu konu hakkında içtihat demek istemiştim.
hürmetler.
senem
17 Nisan 2009 Cuma 01:14
Cuneyt dedi ki...
YARGITAY
16. HUKUK DAİRESİ
E. 2004/7754
K. 2004/11131
T. 13.10.2004
• TAAHHÜDÜ İHLAL SUÇU ( Sanığın Borcunu Ödeyecek Durumda Olup Olmadığının Araştırılması ve Malvarlığının İspatı İçin Alacaklıya Olanak Tanınması Gereği )
• BORCUNDAN DOLAYI KİMSENİN CEZALANDIRILAMAMASI ( Taahhüdü İhlal Eden Sanığın Borcunu Ödeyecek Durumda Olup Olmadığının Araştırılması ve Malvarlığının Tesbiti İçin Alacaklıya Olanak Tanınması Gereği )
• EKONOMİK NEDENLERLE BORCUNU ÖDEYEMEYEN BORÇLU ( Taahhüdü İhlal Suçundan Dolayı Cezalandırılamaması - Mahkemece Borçlunun Ekonomik Durumunun Araştırılması Gereği )
2004/m.340
2709/m.38/8
ÖZET : Dava, taahhüdü ihlal nedenine dayalıdır. İİK'nun 340. maddesinde öngörülen "makbul sebep" kavramı ile Anayasa'nın 38/8. maddesinde öngörülen "yerine getirememe" kavramlarının açıklanması gerekli görülmektedir. Uygulamada hastalık, yangın, su baskını ve deprem gibi olağanüstü olaylar makbul sebep olarak kabul edilmektedir. Anayasa'da belirtilen "yerine getirememe" kavramı "makbul sebebi de" kapsayacak biçimde daha geniş anlam ifade etmektedir. Borçlunun ekonomik gücü olmaması nedeniyle ve çaresizlikten borcunu ödeyememe "yerine getirmeme" olarak kabul edilerek sanığa hürriyeti bağlayıcı ceza verilmemelidir. Borcu "yerine getirmeme" ile "yerine getirememek" kavramları kast ve ödeme gücü bakımlarından farklı olduğu gibi bunlara uygulanacak yaptırımlar da farklıdır. Zira, Anayasa borcu yerine getirmeyeni değil, getiremeyeni korumaktadır. Bu nedenle ödeme gücü olduğu halde borcu yerine getirmeyen ve taahhüdünü ihlal edenlerin cezalandırılması zorunludur.
DAVA : Taahhüdü ihlal suçundan sanık N'nin İİK'nun 340. maddesi gereğince 1 ay hafif hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiş, hüküm yasal süresi içerisinde sanık vekili tarafından temyiz edildiğinden Yargıtay C.Başsavcılığı'nın bozma istemli tebliğnamesiyle dosya daireye gönderilmiş olmakla, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okunarak gereği görüşüldü:
KARAR : Suça konu taahhüdü içeren 27.05.2003 tarihli icra tutanağında gösterilmemekle birlikte, aynı tarihli hesap tablosunda taahhüd edilen miktarın tüm fer'ileri ile birlikte ayrıntılı olarak hesaplanıp gösterildiği anlaşılmakla tebliğnamedeki düşünceye iştirak edilmemiştir. Ancak;
Şikayetçi ( alacaklı )vekili, borçlu hakkındaki İcra takibinin kesinleştiğini, borçlunun ödeme taahhüdünde bulunduğunu ve bu hususun alacaklı vekili tarafından kabul edildiğini, borçlunun taahhüdünü ihlal ettiğini ileri sürerek UK'nun 340. maddesi gereğince cezalandırılmasını istemiştir.
Mahkemece sanığın üzerine atılı taahhüdü ihlal suçunu işlediğinden bahisle mahkumiyete dair hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hükme yeterli değildir.
İİK'nun 340. maddesinde "...alacaklının muvafakatı ile İcra dairesinde kararlaştırılan borcu ödeme şartını, makbul bir sebep olmaksızın ihlal eden borçlunun alacaklının şikayeti üzerine cezalandırılacağı" öngörülmüştür.
Anayasa'nın 38. maddesine 4709 Sayılı Kanunla "Hiç kimse, yalnızca sözleşmeden doğan bir yükümlülüğü yerine getirememesinden dolayı özgürlüğünden alıkonulamaz" hükmü eklenmiştir.
İİK'nun 340. maddesinin 2. cümlesi de icra dairesinde alacaklı ile borçlu arasında kararlaştırılan ödeme şartından söz etmektedir. Borçlu ile alacaklının iradelerinin birleşmesi sözleşme niteliğindedir. ( B.K. 1 )İcra müdür veya yardımcısının sözleşmeye müdahale etmesi, sözleşmeyi değiştirmesi olanaksızdır. İcra dairesi icranın tarafları olan alacaklı ve borçlunun beyanlarını tutanağa geçiren ve tutanağı düzenleyen merci konumundadır.
Bu husus İİK'nun 8. maddesinde açıkça vurgulanmıştır. Açıklanan nedenlerle icra dairesi sözleşmenin tarafı olarak kabul edilemez. Alacaklı ile borçlu arasındaki ödeme şartına uyulmaması sözleşmeden doğan bir yükümlülüğün ihlali niteliğindedir.
Anayasa'nın 38/8. maddesinin somut olayda uygulanması gerekip gerekmediğinin değerlendirilmesi gerekmektedir.
Anayasa normlar hiyerarşisinin tepe noktasındadır. Üstün norm olması nedeniyle uygulanmak zorunlu olduğu gibi, sanık lehine hüküm getirdiğinden T.C.K'nun 2/2 maddesi uyarınca da ilgili olaylara doğrudan uygulanması zorunlu olduğu sonucuna varılmaktadır.
İİK'nun 340. maddesinde öngörülen "makbul sebep" kavramı ile Anayasa'nın 38/8. maddesinde öngörülen "yerine getirememe" kavramlarının açıklanması gerekli görülmektedir.
Uygulamada hastalık, yangın, su baskını ve deprem gibi olağanüstü olaylar makbul sebep olarak kabul edilmektedir. Anayasa'da belirtilen "yerine getirememe" kavramı "makbul sebebi de" kapsayacak biçimde daha geniş anlam ifade etmektedir. Borçlunun ekonomik gücü olmaması nedeniyle ve çaresizlikten borcunu ödeyememe "yerine getirmeme" olarak kabul edilerek sanığa hürriyeti bağlayıcı ceza verilmemelidir.
Borcu "yerine getirmeme" ile "yerine getirememek" kavramları kast ve ödeme gücü bakımlarından farklı olduğu gibi bunlara uygulanacak yaptırımlar da farklıdır. Zira, Anayasa borcu yerine getirmeyeni değil, getiremeyeni korumaktadır. Bu nedenle ödeme gücü olduğu halde borcu yerine getirmeyen ve taahhüdünü ihlal edenlerin cezalandırılması zorunludur.
Alacaklıya sanığın mal varlığını kanıtlamak üzere olanak tanınmalı, bildireceği tüm deliller toplanarak ve birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir.
SONUÇ : Temyiz itirazlarının bu nedenlerle kabulü ile hükmün BOZULMASINA 13.10.2004 gününde oybirliği ile karar verildi.
17 Nisan 2009 Cuma 01:14
R.C dedi ki...
Arkadaşalr kısa olarak girebildim okuduklarımdan sonra hemen bir kısa açıklama yazmak istedim.
Zaten şu anda çekte hapis cezası olduğunu kabul etmiyor bir çok vekilimiz.Bunu kabul etmeme sebebleri kanunu bilmemelerinden kaynaklanıyor.
Ekonomik ceza ekonomik ceza : Adli Para Cezası.
Yani çek ekonomik suç bizde buna ceza yaptırımı olarak hapis vermiyoruz ekonomik ceza, para cezası veriyoruz sanıyorlar.Yani Adli Para Cezası onlara göre ekonomik ceza.Yeni yasadada 1500 güne kadar Adli Para Cezası yazıyor.Bilmeyen biri olarak okursanız bu resmen para cezası yani hapis değil.
Fakat bilen bir göz okuduğu zaman bu düpedüz hapis cezası.Zaten sizin Adli Para Cezasını ödeyebilecek durumunuz olsa siz kalkıpta çekinizi ödersiniz, paranız olsa Adli Para Cezasını ödeyip devamında hapis almayıp alacaklıya olan borcunuzun devam etmesini istemezsiniz bu 2 kere 2 4 gibi bir denklem.
Yani hala insanların gözünün içine bakarak bile bile (yada kanunu bilmeden) yalan söyleniyor.
Ekonomik suça ekonomik ceza = Adli Para Cezası onuda ödeyemeyeceğin sonuç yine hapis yine hapis...
Akp'li vekilin söylediği şey bu.Cünkü ona göre para cezasını ödersin hapis yatmazsın.İmzaya sunulan şey Yeni Çek yasası onunda tasarısında 1500 güne kadar Adli Para Cezası yazıyor yani 1500 gün hapis..
Umarım anlaşılır olmuştur.
R.C
17 Nisan 2009 Cuma 01:15
senem dedi ki...
peki sayın cüneyt
bu yazdıklarımı ve sizin yazdıklarınızı buradan silmemenizi ve yarın avukatlar birlikte incelemek istediğimi arz etsem size kabul eder misiniz.
ne benim yazdıklarımı ve ne de sizin cevaben yazdıklarınızı silmezseniz çok mutlu olacağım.
hürmetler.
senem
17 Nisan 2009 Cuma 01:26
emır dedi ki...
sayın adsız sızın yorum saat1.10 da yayınlandı.goremedınız sanırım
17 Nisan 2009 Cuma 01:26
serpil41 dedi ki...
offf ya of yine aynı şey yine aynı yeter artık bıktık bıktım daha dayancak gücüm kalmadı yine yararımıza birşey yok :(
17 Nisan 2009 Cuma 01:26
Adsız dedi ki...
sayın senem tazyik kararı ile kesinleşen taahhüdü ihlal cezasına izin alamazsınız
17 Nisan 2009 Cuma 01:27
senem dedi ki...
avukat arkadaşların birlikte bu siteyi incelemelerinde fayda görüyorum.
hürmetler.
senem
17 Nisan 2009 Cuma 01:28
Adsız dedi ki...
pardon sayın emir farketmemişim
17 Nisan 2009 Cuma 01:28
emır dedi ki...
sayın senem buraya aktarılanlar sılınmez zaten 10gun sonrada baksanız bulursunuz.ıygeceler
17 Nisan 2009 Cuma 01:30
emır dedi ki...
sayın serpıl41,sıkıntılar aynı ama umutsuzlukla bır yere gelemeyız.calısan ureten arkadaslara faks ve maılle destek olup bu ısın ıcınden cıkacagız,allahın ıznıyle.ıyıgeceler
17 Nisan 2009 Cuma 01:31
Cuneyt dedi ki...
Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 2006/16-220 E., 2006/231 K. sayılı ve 14.11.2006 tarihli kararı
01.06.2005 gün ve 25832 sayılı mükerrer Resmi Gazetede yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren, 31.05.2005 gün ve 5358 sayılı Yasa ile İcra İflas Yasasında yer alan eylemler ve yaptırımları yeniden düzenlemiş, bu kapsamda bir aydan üç aya kadar hafif hapis cezasını gerektiren İcra İflas Yasasının 340. maddesi de; "111 inci madde mucibince veya alacaklının muvafakati ile icra dairesinde kararlaştırılan borcu ödeme şartını, makbul bir sebep olmaksızın ihlal eden borçlunun, alacaklının şikayeti üzerine, üç aya kadar tazyik hapsine karar verilir. Hapsin tatbikine başlandıktan sonra borçlu borcun tamamını veya o tarihe kadar icra veznesine yatırmak zorunda olduğu meblağı öderse tahliye edilir; ödemelerini tekrar keserse, hakkında tazyik hapsine yeniden karar verilir. Ancak, bir borçtan dolayı tazyik hapsinin süresi üç ayı geçemez." şeklinde değiştirilmiştir. Ayrıca, 337, 338/2, 339, 341, 343 ve 344. maddelerdeki eylemler kabahat olarak düzenlenip, disiplin hapsi veya tazyik hapsi şeklinde yaptırımlara bağlanmış, 331, 332, 333, 333/a, 334, 335, 336, 337/a, 338/1, 342, 345/a, 345/b, maddelerindeki eylemler ise suç olarak düzenlenip, hapis cezası veya adli para cezası biçiminde yaptırımlara bağlanmıştır.
Aynı tarihte yürürlüğe giren 5271 sayılı CMY.nın "Tanımlar" başlıklı 2. maddesinin 1. fıkrasının ( l ) bendinde disiplin hapsinin tanımı;
"Kısmi bir düzeni korumak amacıyla yaptırım altına alınmış olan fiil dolayısıyla verilen, seçenek yaptırımlara çevrilemeyen, önödeme uygulanamayan, tekerrüre esas olmayan, şartla salıverilme hükümleri uygulanamayan, ertelenemeyen ve adli sicil kayıtlarına geçirilmeyen hapsi ifade eder." şeklinde yapılmıştır.
Disiplin hapsi için yapılan bu tanım, hapsen tazyik yaptırımını da kapsar niteliktedir. Bu tanım nazara alındığında, hapsen tazyik yaptırımı, 5237 sayılı TCY.da düzenlenen yaptırımlardan farklı niteliktedir
Anılan hükümler gözetildiğinde, gerek disiplin hapsi gerekse hapsen tazyik yaptırımı tayin edilen kararlar, CMY.nın 223. maddesinde belirtilen "hüküm" niteliğinde değildirler ve bunlar hakkında hükümler için öngörülen yargılama kuralları uygulanamaz. Hapsen tazyik yaptırımında amaç, bir yükümlülüğün yerine getirilmesini sağlamak olduğundan, alt sınırdan belli bir ceza belirlenmesi gerekmemekte, yükümlülük yerine getirilene kadar ve en çok 3 ay süreyle kişinin yükümlülüğüne uygun davranması için zorlanması söz konusu olmaktadır. Bu nedenle kararda belli bir sürenin öngörülmesi, yaptırımın bu niteliğine aykırı olacaktır.
KISACA:
Kişinin yükümlülüğe aykırı davranmamak konusunda mecburiyeti bulunmamaktadır. Ancak, kişi bazı durumlarda bir yükümlülüğe uygun davranmaya belli ölçüde icbar edilebilmektedir. Başka bir deyişle, kişi, bazı durumlarda yükümlülüklerinin gereğini yerine getirmesini sağlamak için, belli ölçüde icbar edilebilmekte ve bu amaçla bir süreye kadar hürriyetinden yoksun bırakılabilmektedir. Bu hürriyetten yoksun bırakma olgusu, bir disiplin hapsi niteliği taşımaktadır. Ancak, yükümlülüğün yerine getirilmesi halinde, bu yaptırımın uygulanmasına derhal son verilmektedir. Bu bakımdan söz konusu disiplin hapsine ilişkin olarak kanunda sadece azami bir süre belirlenmektedir. Kişi kendisine terettüp eden yükümlülüğün gereğini yerine getirmeye zorlanmak amacıyla ancak belli bir süreye kadar hürriyetinden yoksun bırakılabilecektir. Bu sürenin dolması halinde; kişi, yükümlülüğün gereğini yerine getirmemiş olsa bile, hürriyetinden yoksun bırakılmasına ilişkin yaptırım uygulamasına son verilerek, serbest bırakılacaktır. Bu nedenle, söz konusu disiplin hapsine, Kanunda tazyik hapsi denmiştir..
ERTELEME YOK
17 Nisan 2009 Cuma 01:33
senem dedi ki...
sayın cüneyt bey, bana göstermiş ilgiden dolayı tekrar teşekkür ederim.
sitenizin insanlara yardımcı olduğunu net olarak gözlemekteyim.
çalışmalarınızda başarılar dilerim.
yarın siteniz değerli hukukçu abimiz tarafından incelenecektir.
hoşçakalınız .iyi geceler dilerim.
senem
17 Nisan 2009 Cuma 01:40
senem dedi ki...
size de teşekkürler sayın adsız.
senem
17 Nisan 2009 Cuma 01:58
Cuneyt dedi ki...
Sayın Sanem
Durumunuzu anladım
önceki kararları siteye atmamdaki sebep belki size faydalı olabilecek bir konu olabilirmi amacı
Disiplin hapsinde, erteleme, şartlı tahliye uygulanmıyor, en son kararda açıkça yazıyor.
17 Nisan 2009 Cuma 02:02
ekm2510 dedi ki...
günaydın arkadaşlar,hayırlı sabahlar hayırlı cumalar
17 Nisan 2009 Cuma 09:04
Adsız dedi ki...
Bu Sabah FOX Sabah haberlerinde durumuzla ilgili bir kaç cümle söylendi. Televizyonları mail bombardımanına tutuyorum hayırlısı.
Nevzat
17 Nisan 2009 Cuma 09:07
my way dedi ki...
sn r.c
benim hatırladığım kadarıyla ekonomik suça ekonomik ceza olmaz..bunu bir araştırabilirmisin..işin özü bu sanırım...hapis cezasıda olamayacağına göre sadık badak aslında bir tüyo verdi..
SN HAYRİ DOMANİÇİN MAKALESİNDEN BİR PARAĞRAF ATIYORUM...BAŞKA KAYNAK BULANLAR YAZARSA İYİ OLUR..
EKONOMIK SUÇA EKONOMIK CEZA” gerekçesi ile hapis cezasini tespit eden, 4814 sayili kanunla bu dogrultudaki Anayasa Mahkemesi karari hatali olup, DÜNYA MEVZUATINA AYKIRI VE ACEMILIK ÜRÜNÜDÜR..
17 Nisan 2009 Cuma 09:30
my way dedi ki...
“EKONOMIK SUÇA EKONOMIK CEZA” gerekçesi ile hapis cezasini tespit eden, 4814 sayili kanunla bu dogrultudaki Anayasa Mahkemesi karari hatali olup, DÜNYA MEVZUATINA AYKIRI VE ACEMILIK ÜRÜNÜDÜR..
Yeni Çek Kanunu’nun gerekçesinde yer alan “ekonomik suça ekonomik ceza” hem komik derecede yanlis, hem de çeke dayali ekonomik suç tekrarlandigi takdirde, karsiliksiz çek düzenleyenlere 1 – 5 yil hapis cezasi kurali ile çeliskilidir. Zira “ekonomik suç” kavrami, hirsizlik, dolandiricilik, evrakta sahtekarlik gibi haksiz yararlar saglayan suçlari da kapsar ve tüm Dünya kanunlarinda hapisle cezalandirilmistir. Hile ve dolandiricilik gibi bir suç unsuru bulunmadikça, çeklerin ödenmemesi “ekonomik suç” degil, “ekonomik direncedir” yaptirimi da faiz ve tazminattir. Para ve hapis cezasi Dünya tarihinde ve halen yoktur. Anayasa Mahkemesi kararlarina da yansiyan “ekonomik suça ekonomik ceza” hiçbir yasal dayanak gösterilmeden yakistirilmis bir acemilik ürünüdür, böyle bir prensip Dünyada yoktur. “Ekonomik suç” ile mal, hizmet ve para borçlarini “ödemede temerrüt dirence” karistirilmistir. Parasal direncelerin yaptirimi parasaldir, faiz ve tazminattir. Hapis ve hatta para cezasi yoktur. Ekonomik direnceye alacakli yararina parasal yaptirim uygulanacakken “ekonomik ceza” Devlete ödenmekte olup, alacagi direnceye ugrayan alacakliya bir faydasi yoktur. Çek bedeli borcunu ödemeyen borçlunun para cezasini Devlete ödemesi de söz konusu degildir. Çek Kanununun Yeni 16. maddesi’ne göre 80 milyar lirayi asmamak üzere karsiliksiz kalan çek bedeli kadar para cezasi da, çekin temsilciler tarafindan imzalanmasi halinde iki üç katina çikabilmektedir. Zira 16. madde hem temsil edene hem temsil edilen kisiye ayri ayri çek bedeli kadar para cezasi uygulamaktadir. Temsil edilen özel kisi 80 milyar, temsilcide 80 milyar lira ceza ödeyecektir. Vakif ve Dernek gibi özel tüzel kisiler adina çek imzalanmasi hallerinde de tüzel kisi ayri, temsilci veya temsilcilerden her biri ayri ayri çek bedeli kadar para cezasi ödemek zorundadir. Çeklere uygulanacak poliçe hükümlerine yollama yapan TK.730’un yollama yaptigi TK.599 ve 600 geregince, çek borçlusu çeki ibraz eden lehtara karsi her tür defileri ileri sürebildigi ve bu defi imkani nama yazili çeklerde iyi niyet sahibi üçüncü sahislara karsi da geçerli oldugu halde, 16. madde karsiliksiz çekte hapis ve para cezasi için bu defileri de göz ardi etmistir.
KUR’AN-I KERIM’in AHZAP Suresinin 72. Ayeti diyor ki;
Insan ZALUMEN CEHULA yani INSAN ÇOK ZALIM ve ÇOK CAHILDIR.
17 Nisan 2009 Cuma 09:36
Gül dedi ki...
SN. ARKADAŞLARIM,
BUGÜN SHOW TV YE MESAJ ATTIM 60 DK PROGRAMINA :
SN. CANER BEY,
DÜN MECLİS BİLE KARŞILIKSIZ ÇEK KONUSUNA DEĞİNDİ.
HAKSIZ YERE EKONOMİK TAAHHÜTLERİNDEN DOLAYI BİNLERCE KİŞİ HAPİS YATIYOR VE 5 YIL GİBİ CEZALAR ALIYOR.
BABAMDA BUNLARDAN BİRİ .....
SİZ HALA BİZLE İLGİLİ PROGRAM YAPACAKSINIZ.
SAĞOLUN. BİZİ BURUK BIRAKTINIZ.
BATUALP DENİZ
İŞTE CEVAP :
SN. ÇEK MAĞDURLARI ÖNÜMÜZDEKİ HAFTA SİZİNLE İLGİLİ PROGRAM YAPACAĞIZ BU KONUDA MÜSTERİH OLUN.
HAZIRLIK YAPIYORUZ.EMİN OLABİLİRSİNİZ.
HAYDİ MAİLLERE.
DUYURALIM SESİMİZİ
SHOW TV :
60dk@showtv.com.tr
herkes atsın çok önemli
1 saatlik bir program
17 Nisan 2009 Cuma 10:18
2121 dedi ki...
herkese günaydın
17 Nisan 2009 Cuma 10:19
Gül dedi ki...
SN. ARKADAŞLARIM İŞTE GÜZEL BİR HABER DAHA . ÇABALARIMIZ SONUÇ VERİYOR :
ÇEK DAVASI ILE ILGILI MAIL
Kimden: SİBEL GÖNÜL KOCAELİ M.V (sibelgonultbmm@gmail.com)
Gönderme tarihi: 17 Nisan 2009 Cuma 09:57:15
Kime:......
DENİZ HANIM;
Çek davasında hukuki sürç ile ilgili mailniz de bir arıza oldu tekrar yollarmısınız. konu ile ilgili meclisin bir çalışması var ama sizin anlattığınız şekildede komisyon üyelerine yollamam lazım tekrar maılınızı beklıorum.
selamlar....
HAYDİ NE DURUYORUZ ....
TEŞEKKÜRLER
LÜTFEN MAİLİ SAAT 11.00 DAN SONRA ATINIZ..........
17 Nisan 2009 Cuma 10:20
ekm2510 dedi ki...
sayın GÜL,sayın CANER beye
sayın ANKARA HUKUKLUNUN YAZISI GİTTİ-bilgilerinize
17 Nisan 2009 Cuma 10:24
tlgerd dedi ki...
arkadaşlar
başkanalık fax numarası
fax - 0312 417 04 76 -
buraya faxlayalım
17 Nisan 2009 Cuma 10:28
my way dedi ki...
http://www.pressturk.com/haber.php?haber_id=37426
17 Nisan 2009 Cuma 10:32
ekm2510 dedi ki...
sn my way , sn cuneyt
ben sürekli sn ANKARA HUKUKLUNUN yazısını gönderiyorum.Değişik adreslere tabi.prb yok dimi
ÖRNEK SON GİDEN............
Sn Caner bey ,
Öncelikle saygılarımı sunarım.
Karşılıksız çekten dolayı hapis cezası , kanayan bir yaradır ve Türk Hukuk Sistemi açısından bir yüz karasıdır! Kişi hak ve hürriyetlerine ve esasen mevcut Anayasamıza da aykırı olan bu uygulama 1 Ocak 2009 tarihi itibariyle yeni bir boyut kazanmıştır:
Konu ile ilgili mevcut hukuki durum aşağıda sadece iki ana husus bakımından özetlenmiştir. Uygulama yasasında verilen süre 31 Aralık 2008'de dolmuş ve bu tarihten itibaren karşılıksız çek suçları fiilen cezasız kalmıştır. Eğer hukuk devletiysek, bu suçtan dolayı, yeni bir yasal düzenleme yapılana kadar hiçbir mahkeme ceza veremez ve önceden verilmiş olan cezalar da hukuken yok hükmündedir.
Ne var ki yargı tereddüttedir ve 3 aydır çelişkili kararlar verilmektedir. Bazı mahkemeler ceza vermeye devam ederken kendisinden bir çözüm beklenen YARGITAY, bugüne kadar yerel mahkemelere emsal oluşturacak bir karar da vermemiştir. Bazı illerdeki Asliye Ceza Mahkemeleri ve en önemlisi Sakarya 1. Ağır Ceza Mahkemesi ise, cezaların infazını durdurmuş ve hükümlüler tahliye edilmeye başlanmıştır. Diğer taraftan karşılıksız çekten dolayı ceza almış olan binlerce kişi ise kanunsuz bir şekilde 3 ayı aşkın süredir cezaevlerinde tutulmaktadır.
Ekonomik suçtan dolayı hürriyeti bağlayıcı ceza verilmesinin gayri insani olduğu, mevcut düzenlemenin anayasaya aykırı olduğu konuları bir tarafa, ortada apaçık bir hukuksuzluk ve kaos vardır! Teknik bir konu değil, akl-ı selim sahibi herkesin kolayca anlayabileceği basit bir durum var ortada... Prof. Dr. Adem Sözüer ve daha birçok hukukçu aylardır konuyu anlatmaya çalışıyor ama maalesef hukuksuzluk devam ediyor.
Bu kaos hem adalet anlayışını zedeliyor, hem de apaçık bir ihlal niteliği taşıyor. Üç aydır haksız yere cezaevlerinde tutulan insanlar, bu durumu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine taşıdıklarında kesinlikle lehe bir karar çıkacak ve yüklü tazminatlar gündeme gelecektir. Zira Sakarya Ağır Ceza Mahkemesinin aynı konuda verdiği emsal kararlar var. Bu kararlar diğer mahkemeleri bağlayıcı olmasa da ceza hukukunun uygulanmasında yeknesaklık zedelenmiş ve kanun önünde eşitlik ilkesi bozulmuştur. Böyle bir netice, Meclisi ve hükumeti zor durumda bırakacağı gibi, uluslararası hukuk çevrelerinde ve kamuoyu nezdinde yargı organlarının saygınlığını da zedeleyici sonuçlar doğurabilecektir. Meclisin ve hükumetin bir an önce bu çarpık duruma el koyması ve hukuksuzluğu sona erdirmesi gerekiyor.
Yeni yasada adli para cezası ve dolayısıyla hapis cezası devam edecek olsa da, çıkacak kanuna eklenecek bir geçici madde ile, 1 Ocak 2009 tarihi ile kanunun çıktığı tarihe kadar oluşmuş bulunan yasal boşluk sebebiyle cezasız kalmış olan karşılıksız çek suçundan dolayı verilen cezaların kaldırılması sağlanabilir. Böylece hem yargının tereddütleri izale edilmiş olur, bozulan yeknesaklık ve eşitlik ilkesi de nispeten telafi edilebilir.
Ortada kamu vicdanını rahatsız eden, toplumsal barışı zedeleyen ve adalet duygusunu inciten çok vahim bir tablo vardır ve süratle çözüm beklenmektedir.
Sessiz sedasız onbinlerce insan ve aile, Yüce Meclisten hukuk devleti esasına uygun bir çözüm beklemektedir.
HUKUKİ DURUMUN ÖZETİ
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 5 inci maddesi “Özel kanunlarla ilişki” başlığını taşımaktadır. Bu maddeye göre, “Bu Kanun’un genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren özel kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır.” Bu kanunun yayınlanmasını müteakip 3167 sayılı Çek Yasasının da içinde bulunduğu “ceza içeren özel kanunlar”da gerekli değişiklik ve uyumların yapılabilmesi için 5nci maddenin uygulanması 31.12.2008 tarihine ertelenmiştir. Ancak 31.12.2008 tarihine kadar, diğer birçok özel kanunda değişiklik yapılmış olmasına rağmen Çek Kanununda gerekli değişiklikler yapılmadığından, artık 01.01.2009 tarihi itibariyle 3167 Sayılı Yasanın ceza içeren ve TCK Genel Hükümlerine aykırılık teşkil eden maddeleri zımnen yürürlükten kaldırılmış bulunmaktadır. Nitekim, 31.12.2008 tarihine dek, ceza hükmü getiren diğer özel kanunlardan olan 3167 Sayılı Çek Kanununun cezai hükümleri, TCK’nun genel hükümlerine aykırı olsa da uygulanabilmekteydi.
Aykırılıklar nerededir?
1. TCK m. 21 bakımından : 3167 SK. m. 16/1’de karşılıksız çek keşide etme suçu, “şekli suç” niteliğinde düzenlenmiştir. Ancak, TCK ’nın genel hükümleri (m. 21) uyarınca, bir suçun oluşumu kastın varlığına bağlıdır. Kast “doğrudan”(m. 21/1) veya “olası kast” (m. 21/2) olabilir. Bu nedenle, bir kişinin karşılıksız çek nedeniyle cezalandırılabilmesi için, bu kişinin çeki keşide ederken, çekin karşılıksız kalacağı kastıyla hareket etmiş olması gerekmektedir. Başka bir deyişle, bunu bilmeli ve istemelidir. Dolayısıyla, yapılan yargılamada, artık kastın varlığı mutlak olarak araştırılmalı ve bunun sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır. Şayet olayda kast yoksa TCK m. 21/2’ye göre, somut olayda karşılıksız çek keşide eden kişide “olası kast”ın varlığı da ayrıca değerlendirilerek, maddede öngörülen ceza indirimleri uygulanmalıdır.
5252 Sayılı Kanunun kabulü ve uygulanması ile, hukukumuzda bugüne kadar zaten tartışmalı olan “objektif sorumluluk” esası terkedilmiş ve “kusursuz ceza olmaz” esası tamamen geçerli kılınmıştır. Şu halde, karşılıksız çek suçlarında, 1.1.2009 tarihine kadar “objektif sorumluluk” esasına göre verilmiş olan cezalar geçerliliğini yitirmiş bulunmaktadır. Artık suçun manevi unsuru olarak “kast” aranmalıdır. Aksi bir uygulama “kanunsuz suç ve ceza olamaz” esasına açık bir aykırılık teşkil edecektir.
2. TCK m. 52 bakımından
Çek Kanunu’na göre, karşılıksız çek keşide etme suçunun cezası, çek bedeli tutarı kadar “adli para cezası” olarak belirlenmekteydi. Ancak, 1.1.2009 tarihinden itibaren TCK’nın adli para cezalarına ilişkin 52. maddesi uygulama alanı bulacağından, ceza miktarının ve niteliğinin belirlenmesi değişmiş bulunmaktadır.
TCK 52. maddenin uygulanmaya başlaması ile Çek yasasındaki çek bedeline bağlı adli para cezası uygulaması son bulmuştur. Adli para cezasının miktarının tespiti artık, sadece gün/para esasına göre yapılabilecektir. 3167 Sayılı Çek Kanunu’nun uygulamasında, ceza, karşılıksız çıkan çek miktarına göre belirlenmekteyken, TCK’nın 52. maddesinin uygulanmasıyla, öncelikle tamgün hesabının yapılması ve bir güne karşılık gelen parasal miktarın belirlenmesi üzerine karar verilmesi gerekmektedir. TCK m. 61/8 hükmüne göre, adli para cezası, belirlenen sonuç gün ile kişinin bir gün karşılığı ödeyebileceği miktarın çarpılması suretiyle bulunacaktır. Bu itibarla, yargılama sonucunda verilecek adli para cezasının tayini usulü de tümden değişmektedir.
Nitekim hazırlanan yeni Çek Kanunu tasarısında da "Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adlî para cezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adlî para cezası, çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamaz." Denilmek suretiyle adli para cezasının tayininde Yeni TCK’na uygun olarak gün/para sisteminin getirildiği görülmektedir.
Bu değerlendirmeler ışığı altında bugüne kadar 3167 Sayılı Kanuna göre verilen çek cezaları, 01.01.2009 tarihinde yürürlüğe girmiş bulunan TCK 5nci maddesi uyarınca , aynı kanunun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırılık teşkil etmektedir ve sanık/hükümlü lehine olan yeni hükümler uygulanarak bugüne kadar verilmiş olan cezaların infazı durdrulmalıdır.
Uygulanamayacağı yasa ile düzenlenen, bu nedenle yasal olarak yok hükmünde olan bir kurala göre ceza vermek, gerek Anayasa'da yapılan temel haklar ile ilgili düzenlemelere, temel hak ve özgürlükleri içeren Uluslararası Sözleşme hükümlerine ve gerekse Türk Ceza Kanunun 2. maddesinde düzenlenen kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz, kanunlarda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz kuralına da aykırıdır.
Toplumumuzda yaşanan ekonomik sıkıntıları ve sorunları dile getirdiğiniz için sizlere şükranlarımızı sunarız.
17 Nisan 2009 Cuma 10:38
my way dedi ki...
sn ekm 2510
sn ankara hukuklu nun yazısı konuyu çok anlaşılır dille ve maddelerle özetliyor...bende onu gönderiyorum...
MAİLLERE VE FAXLARA DEVAM...
17 Nisan 2009 Cuma 10:48
etkili dedi ki...
benim anladığım, bu çek yasası bildiğimiz halde çıkarsa, her halukarda yeni yasa tarihine kadar olan davalar düşecektir. Çünkü öyle veya böyle yeni kanuna göre yeniden yargılanma gündeme gelecek. Burda önemli olan yeni yargılamada borçlunun mahkeme heyetine borcunu nasıl ödeyebileceğini beyan etme imkanı olacak mı. Yoksa yasa %30 peşin bakiye 3 ay içinde ödenecek gibi sabit bir ödeme planımı getirecek. Eğer borçlunun ve mahkemenin üzerinde karşılıklı mutabakatla anlaşacağı ödeme planı borçlu tarafından ödenemezse hapis cezası gündeme gelecektir. Umarım yasa ödemeyi borçlunun durumuna bakmadan git parayı getir şeklinde hazırlanmamıştır.
17 Nisan 2009 Cuma 10:52
ekm2510 dedi ki...
sibelgonultbmm@gmail.com
mail yollandı.......bilgilerinize
17 Nisan 2009 Cuma 11:05
tlgerd dedi ki...
sn etkili
yeni yargılama imkanı olursa ilk önce tck 21. madde göz önüne alınması gerekir
MADDE 21. - (1) Suçun oluşması kastın varlığına bağlıdır. Kast, suçun kanunî tanımındaki unsurların bilerek ve istenerek gerçekleştirilmesidir.
bu madde suç oluşup oluşmadığı hakkında hakeme karar vermesi gerekecektir.
yeni yasayla böyle bir uygulama yapacaklarını şahsen ben düşünmüyorum .
erekir
17 Nisan 2009 Cuma 11:13
tlgerd dedi ki...
kaldı ki
şimdi ki 3167 de bulunan ceza hükümleri hiç bir şekilde 5237 s kanunun ilgili maddeleri ile uygunluk göstermemektedir
5237 s tck madde 2.5.21.52 örnek verirsek
17 Nisan 2009 Cuma 11:16
etkili dedi ki...
sn tlgerd haklısınız
Bunu anlatmaya çalıştım. Hakim önünde sizin ödeyebileceğiniz şartlara uygun bir ödeme planı hakim tarafından kabul edilirse, ki sizde kesin ödeyebileceğiniz bir plan sunacaksınız, ve kendi yaptığınız o ödeme planına uymazsanız bir kasıt doğabilir.
Bakın ABD de bir kredi kartı borcu diyelim ki 300 dolar ve ödeyemediniz. Hakim karşısına çıktığınız zaman ilk sorulan soru suçlumusunuz sorusudur. Evet derseniz ceza her ne ise hapis vs direk alırsınız. Ama hayır suçlu değilim derseniz ve borcumu her ay 2(iki) dolar olmak üzere ödeyeceğim dersiniz ve hakim bunu kabul eder. ama eğer ödemezseniz o zaman kanun önünde suçlusunuzdur.
17 Nisan 2009 Cuma 11:27
etkili dedi ki...
Yeni yasa yeniden yargılamayı yapmazsa zaten eski yasadan hiç bir farkı yoktur. Eğer böyle ise de yeni yasa dünyanın en anlamsız yasasını değiştiren en anlamsız yeni yasa olarak tarihteki yerini alacaktır.
17 Nisan 2009 Cuma 11:47
HALİS CAN dedi ki...
FELÇLİ İŞ ADAMI CEZAEVİNDE
Yüzbinlerce kişi karşılıksız çek yüzünden ya ceza evinde ya kaçak yuvalar yıkıldı. Aileler dağıldı. Tefecilerin günahına ortak olmayın yeter!
17 Nisan 2009
Gaspçıları ve tecavüz sanıklarını salıveren adalet, felçli işadamını hastaneden sırtlayıp hapse soktu.
Kriz kurbanı işadamı Muzaffer Başdinç, felç oldu. 38 bin lira borcu nedeniyle 380 gün hapis cezası bulunan işadamını polis arife günü hasta yatağından sırtlayıp götürdü.
Gaspçıları ve tecavüz sanıklarını salıveren adalet, 38 bin YTL'lik karşılıksız çek suçundan 380 gün hapis cezasına hüküm giymiş, felçli ve bakıma muhtaç bir işadamını hastanedeki yatağından kaldırıp cezaevine soktu. Oysa bu para ödendiğinde hapis cezası ortadan kalkmış oluyor. 2001 krizinde sahibi olduğu Temsan Elektrik şirketi iflas eden işadamı Muzaffer Başdinç, ortağı ve kardeşi Tayfun Başdinç'i beyin kanaması nedeniyle kaybetti. Başdinç, kardeşinin kaybından sonra, işlerini de yoluna sokamadı., 2006 yılının Mart ayında kardeşi gibi beyin kanaması geçirdi. Sağ tarafı felç olan ve üç ayaklı bastonla güçlükle yürüyebilen işadamı Başdinç, yardım almadan yemek yiyemez ve tuvalet ihtiyacını gideremez hale geldi. Başdinç son olarak arkadaşı işadamı Ethem Sancak'ın hastanesi Medikal Park'a yatırılarak tedavi altına alındı. Ancak Başdinç'in başına gelenler işini, kardeşini ve sağlığını kaybetmesiyle de sınırlı kalmadı. Medikalpark Hastanesi'ne bir ay önce yatırıldığında, hakkında davalar açıldığı ve kesinleşmiş hapis cezaları nedeniyle arandığı ortaya çıktı.
İki savcı çekindi, üçüncüsü aldı
Göztepe Polis Merkezi'ne bağlı polis ekibi Medikalpark Hastanesi'ne gelerek Başdinç'in teslim edilmesini istedi. Başdinç bayram arifesinde hasta yatağından kaldırılarak tekerlekli iskemleyle hastaneden çıkarıldı. Ambulansa dahi ihtiyaç duymayan polisler, Başdinç'i kucaklayarak polis otomobiline bindirdi. Başdinç Şişli Nöbetçi Savcısı İbrahim Atasu'nun verdiği onayla Metris Ceza evine kondu. Başdinç'in oğlu Onat Başdinç babasının yaşadıklarını şöyle anlattı.
'Davalardan haberdar değildik. İki Şişli savcısı 'Ya ölürse bunun sorumluluğunu alamam'demişler. Ancak pazar günü Şişli Nöbetçi Savcısı İbrahim Atasu'nun cezaevine girmesi için onay verdiğini öğrendik. Şişli Adliyesi'ne götürdüklerinde babamı polis otosundan indirmediler bile. Polisler evrakları yukarı çıkartıp savcıya onaylattı. Yani savcı babamın ne durumda olduğunu bile görmedi. Muayene de ettirmediler. '
İnfaz savcısı görüşü: Hukuk dışı uygulama
İnfaz savcısı, yapılan işlemin hukuk dışı olduğunu belirterek şu açıklamayı yaptı: 'Bu kişinin cezaevine sokulmadan önce ya nöbetçi savcı, ya cezaevi savcısı ya da cezaevi yönetimi tarafından mutlaka bir devlet hastanesine sevkedilmesi gerekirdi. Hastaneye sevkedildikten sonra cezaevinde kalabileceğine dair bir rapor verilirse cezaevine konulabilir. Karşılıksız çek gibi hafif bir suçtan koşulların sağlığını tehdit eden ortama sokulması hukuk dışı.'
17 Nisan 2009 Cuma 12:01
my way dedi ki...
Borsa Suçları Ekonomik Suçtur
--------------------------------------------------------------------------------
Av. Bedii ENSARİ
TOBB Sermaye Piyasası Sektör Kurulu Üyesi
bediiensari@superonline.com
Bir yazımda ekonomik suça, ekonomik ceza verilmeli diye yazmıştım. AB entegrasyonu için yapılacak 10 maddelik Anayasa değişikliği ve özellikle " suç ve cezalara ilişkin esasları " düzenleyen 38. Maddesinin bu değişiklik içerisinde yer alması nedeniyle, konuyu değişik açıdan okurlara sunma gereği duydum.
Öncelikle ( ekonomik suç ) kavramı üzerinde durmak gerekecektir. Tarihsel açıdan baktığımızda; ekonomik suçun ve ekonomik cezanın oldukça eski bir tarihçesi var. 1970 li yıllardan sonra bu konuda ki çalışmalar hızlandı ve 1986 yılında Avrupa konseyince
"ekonomik suçların kriminolojik yönleri" konusunda düzenlenen konferansın bu alandaki çalışmaların yoğunlaşmasında önemli etkisi oldu. Ekonomik suç kavramı bakımından Anglo-Amerikan ve Alman eserlerinde ekonomik suç; (occupational crimes) belirli işlerin ve mesleklerin yapılmasından doğan suçlar olarak nitelenmektedir. Buna karşın Fransızlar ekonomik suç için; ( Criminalite d'affaries) Ticaret ve Sanayi suçları nitelemesi yapmaktadır.
Genelde ekonomik suç; ekonomik rejimi ne olursa olsun, bir toplumda ekonomik ilişkide bulunması gereken "güven" unsuruna karşı yapılan işlemlerdir. Ekonomik yaşamda olması zorunlu olan güven unsurunun kötüye kullanılmaması asıldır. Toplumun korunması gereken ekonomik yararlarına zarar veren veya bunları tehlikeye sokan ve bu nedenle yasaklanan eylemler ekonomik suçları oluşturmaktadır.
Avrupa konseyince ekonomik suçlar konusunda görevlendirilen komisyon ; 1981 tarihinde sunduğu ve dört yıllık çalışma ürünü olan raporunda aşağıdaki suçları ekonomik suç saymıştır.
1)Kartel teşkili,
2)Çok uluslu şirket ve teşebbüsler tarafından ekonomik durumun kötüye kullanılması ve hileli uygulamalarda bulunulması,
3)Milletlerarası örgütler veya devletçe tahsis edilmiş olan fonların zimmete geçirilmesi yahut hileyle ele geçirilmesi,
4)Enformatik alanında (verilerin, sırların ihlali gibi) işlenen suçlar,
5)Hayali şirketler teşkili,
6)Bilançoların tahrifi, uydurulması, muhasebe tutulması yükünün ihlali,
7)Şirketlerin sermaye ve ticari durumları hakkında hileler yapılması,
8)Müstahdemlerin, işçilerin sağlık ve güvenliklerine ait normların ihlali,
9)Alacaklılar aleyhine hileler (iflas, sınai ve fikri mülkiyet haklarına tecavüzler gibi)
10)Tüketiciler aleyhine suçlar ( özellikle malların tağşişi, yalan sunuşlar, kamu sağlığına saldırılar, tüketicinin zaaf ve tecrübesizliğinin kötüye kullanılması gibi)
11)Haksız rekabet ( teşebbüs memurlarının iğfali dahil) ve yalan reklamlar,
12)Mali suçlar ve teşebbüslerin sosyal yükümlerinden kaçmaları,
13)Gümrük suçları,
14)Para ve döviz suçları,
15)Banka ve BORSA suçları,
16)Çevreye karşı işlenen suçlar.
Bizim mevzuatımızda ekonomik suçlar çoklukla cezai hükümleri içeren tamamlayıcı nitelikteki yasalarda yer almıştır. Sermaye Piyasası Kanunu, Bankalar Kanunu, Vergi ve Gümrük Kanunları, Türk Parasının Kıymetini Koruma Kanunu bunların başlıcalarıdır.
Ben, tüm yazılarımda Türkiye Sermaye Piyasalarının gelişmesinin Türkiye'nin kaynak sorununu çözmede çok etkin bir rol oynadığını, oynayacağını yazdım. Türkiye Sermaye Piyasalarında disiplinin; hapis cezası yerine ekonomik yaptırımlarla daha iyi sağlanacağına inanmaktayım. Bu bağlamda Anayasanın 38. Maddesinde yapılmak üzere olan değişikliğinde 1.fıkrasının soruna " ekonomik suça, ekonomik ceza verilir" ibaresi eklenebilir. Bu fıkra; AB mevzuatı ile büyük bir entegrasyon gayreti içinde olan Sermaye Piyasası Kurulunun işini kolaylaştıracak, Sermaye Piyasaları üzerinde ki hapis korkusunu kaldıracak, ihtisas mahkemeleri kurma derdini ortadan kaldıracak ve mahkemeleri bilirkişi mahkemeleri olmaktan kurtaracak, çağdaş, doğru, adil ve ekonomik sonuçlar alınabilecektir. Sermaye Piyasası Kanunu 47/A maddesinde yazılı ve iki yıldan beş yıl hapise kadar cezayı öngören yedi adet suçun tarifinde TCK nun 2. maddenin ön gördüğü açıklığın yeterince olmaması da hapis cezalarının yerine ekonomik cezaların konulması gereğinin önemini ve aciliyetini arttırmaktadır.
Ayrıca Türk Ceza Kanunun DAVANIN ÖN ÖDEME İLE DÜŞMESİ' ni düzenleyen 119 cu maddesinin Sermaye Piyasası suçları için de uygulanabilir hale getirilmesinin uygun olacağını düşünmekteyiz. Bu madde ye "yalnız para cezasını gerektiren veya kanun maddesinde öngördüğü hürriyeti bağlayıcı cezanın yukarı haddi üç ayı aşmayan suçun faili C. Savcılığının yasaya göre öngördüğü parayı tebliğinden itibaren 10 gün içinde ödediği takdirde sanık hakkında kamu davası açılamaz. Sermaye Piyasası suçları bu kapsama yapılacak değişiklikle alınabilmeli.
Sermaye Piyasası suçları; asla 4208 sayılı yasanın ( karar para aklanmasının önlenmesi ) kapsamında bırakılmamalı ve yeni yasalarda üretilecek suç nevileri ile karıştırılmamalı.
TÜRKİYENİN ÇIKARI SERMAYE PİYASALARINDADIR.
11.07.2006
Av. Bedii ENSARİ
TOBB Sermaye Piyasası Sektör Kurulu Üyesi
bediiensari@superonline.com
alıntıdır...http://www.hisse.net/forum/showthread.php?t=18858
17 Nisan 2009 Cuma 12:18
my way dedi ki...
sn arkadaşlar
cevabını bulmamız gereken soru....
karşılıksız çek keşide etme suçu ekonomik bir suçmudur..?
yukarıda attığm yazıda avukat başka bir konuyu anlatmış ve ekonomik suça ekonomik ceza verilebilmesi için...anayasanın 38.maddesine ....EKONOMİK SUÇA EKONOMİK CEZA VERİLİR....şeklinde bir cümle eklenmesi gerektiğini yazmış...bu bence çok önemli...benim anladığım şu anda çek suçu ekonomik bir suç ise...ekonomik bir ceza olan adli para cezasının verilemeyeceği...
acaba yanlışmı anlıyorum?
17 Nisan 2009 Cuma 12:28
Cuneyt dedi ki...
BAŞBAKAN VE BAKANLAR KURULU ÜYELERİNİN İLETİŞİM BİLGİLERİ
BAŞBAKAN
Recep Tayyip Erdoğan
413 70 00-204 50 00
Fax: 417 94 76
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN
YARDIMCISI
Cemil Çiçek
415 40 13-419 16 16
Fax 419 16 82
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN
YARDIMCISI
Hayati Yazıcı
415 40 19-425 42 60
Fax 425 14 35
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN
YARDIMCISI
Nazım Ekren
415 40 16-17
Fax 419 54 42
DEVLET BAKANI
Mehmet Aydın
419 15 50-419 73 53
419 67 93-413 71 40
Fax 417 05 40
DEVLET BAKANI
Kürşat Tüzmen
424 00 52
Fax 419 58 26
DEVLET BAKANI
Nimet Çubukçu
413 71 60
Fax 417 39 87
DEVLET BAKANI
Mehmet Şimşek
212 80 56
Fax 212 87 64
DEVLET BAKANI
Mustafa Said Yazıcıoğlu
419 22 46
Fax 419 22 43
ADALET BAKANI
Mehmet Ali Şahin
419 46 70
Fax 417 71 13
DIŞİŞLERİ BAKANI ve
BAŞMÜZAKERECİ
Ali Babacan
419 16 17
Fax 419 16 18
İÇİŞLERİ BAKANI
Prof. Dr. Beşir Atalay
418 13 68
Fax 418 17 95
MALİYE BAKANI
Kemal Unakıtan
425 00 80
Fax 425 00 58
SANAYİ VE TİCARET BAKANI
Zafer Çağlayan
286 06 96
Fax 286 53 25
KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI
Ertuğrul Günay
310 33 19
Fax 311 14 31
17 Nisan 2009 Cuma 12:31
Adsız dedi ki...
ARKADAŞLAR BİR ARKADAŞIMIZ BUGÜN ULAŞTIGI BİLGİLERİ AKTARDI;KONU DÜN MECLİSTE GÜNDEME GETİRİLİNCEYE KADAR DURUM TAMAMEN ALEYHİMİZEYMİŞ.MUHALEFET BASTIRINCA HÜKÜMET GERİ ADIM ATMAK ZORUNDA KALMIŞ, ALEYHİMİZE MALUM ÇEVRELERDEN HÜKÜMETE ÇOK BASKI GİTMİŞ. ÇOK ŞÜKÜR ŞU AN OLAYLAR LEHİMİZE DÖNDÜ.YENİDEN BAZI MADDELERDE DÜZENLEME YAPILIYOR. ARKADAŞIMIZ BÜYÜK BİR MEDYA KURULUŞUNUN ETKİLİ VE YETKİLİ KONUMDAKİ BİRİSİYLE YEMEKTE GÖRÜŞTÜ. SÖYLENEN BİZLERDEN KENDİLERİNE ÇOK SAYIDA MAİL VE MEKTUP, TELEFON GİTTİGİ, HABER YAPMALARI VE OLAYI GÜNDEME TAŞIMALARI BAZI GÜÇLER TARAFINDAN ENGELLENDİGİ AMA BU KADAR MAGDURİYET KARŞISINDA DAHA FAZLA DUYARSIZ KALAMAYACAKLARINI,TÜRKİYENİN EN BÜYÜK BİR GAZETESİNDE YAKINDA BÜYÜK BİR HABER OLARAK GÜNDEME TAŞINACAGI SÖZÜ ALINDI.AYRICA FOX TV VE 60 DK. PROGRAMINDA BUGÜNLERDE SADECE BİZİM KONUNUN İRDELENECEGİ PROGRAMLARIN YAPILDIGINI.ŞUANDA ASLİYE CEDZA MAHKEMELERİNDE OLDUGU BAHSEDİLEN BİR MİLYON ÇEK DAVASININ SADECE 2007 VE 2008 KAPSADIGI, 2002 DEN BAŞLAYARAK SAYININ İKİMİLYONU AŞTIGI, BİRDE KÜÇÜK ŞEHİRLERDE OLUPTA KÜÇÜK MEBLAGLARDA ÇEKLERİ OLUP KADERİNE RAZI OLANLARIN BU SAYIYA DAHİL OLMADIGI ARAŞTIRMALAR SONUCU TESBİT EDİLMİŞ.ANLAŞILACAGI ÜZERE BU İŞ HÜKÜMETİN ELİNDE PATLADI.MUTLAKA YA ÇÖZÜM BULACAKLAR YADA SADECE ESNAFLAR İÇİN YATACAK YENİ CEZAEVLERİ AÇACAKLAR.AMA ŞU KESİNKİ NE OLURSA OLSUN SONUÇ LEHİMİZE OLACAK. SAMİ KAL
17 Nisan 2009 Cuma 13:25
Cuneyt dedi ki...
Arkadaşlar
ADALET BAKANI
Mehmet Ali Şahin
0312 419 46 70
Fax 0312 417 71 13
Email: mehmet.sahin@tbmm.gov.tr
Email: info@adalet.gov.tr
Buraya hazırlanan yeni çek yasa taslağı için yoğunlaşmamız gerekiyor
17 Nisan 2009 Cuma 14:05
Gül dedi ki...
SN. ARKADAŞLARIM SON HABER :
SN. MÜCAHİT FINDIKLI BEYEFENDİYİ ARADIM. DÜN MEVLÜT BEY BENİ ARADIĞINDA YANINDA OLDUĞUNU VE ONUNDA ŞAHİT OLDUĞUNU SÖYLEMİŞTİ GELİŞMELERE.
BİNLERCE TEŞEKKÜRLER SN. MÜCAHİT FINDIKLI BEYE :
SN. ADALET BAKANIMIZLA KONUŞMUŞLAR, TASARI SN. ADALET BAKANIMIZIN ÖNÜNDE.SN. ADALET BAKANI ZATEN YENİ HAZIRLATMIŞ VE HAFTAYA KOMİSYONUN ÖNÜNE GELECEKMİŞ. SN. MÜCAHİT BEY AYNI ZAMANDA ADALET KOMİSYON ÜYESİ . BİZDE KOMİSYONDA DESTEK VERECEĞİZ DİYOR. SN. ADALET BAKANIMIZDA BİZİM LEHİMİZE DÜŞÜNÜYORMUŞ . SN. MÜCAHİT BEY ÖYLE DEDİLER.
HAYDİ ARKADAŞLAR SN. ADALET BAKANIMIZA MAĞDURİYETLERİMİZİ BİLDİRELİM . FAKLARIMIZI ÇEKELİM
LÜTFEN ARTIK TASARI ÖNÜNDE VE SONA GELDİK. SESİMİZİ DUYURMAZSAK ÇOK ŞEY KAYBEDERİZ. ZAMANI ŞİMDİ...
17 Nisan 2009 Cuma 14:06
Cuneyt dedi ki...
ADALET KOMİSYONU
Tel: 0312 420 53 23
Fax: 0312 420 53 24
adlkom@tbmm.gov.tr
ADALET KOMİSYONU ÜYELERİ
M.Emin Ekmen eminekmen@tbmm.gov.tr
AHMET AYDIN ahmetaydin@tbmm.gov.tr
ZEKERİYA ASLAN zekeriya.aslan@tbmm.gov.tr
YILMAZ TUNÇ yilmaz.tunc@tbmm.gov.tr
FATİH METİN fatih.metin@tbmm.gov.tr
M.SALİH ERDOĞAN salih.erdogan@tbmm.gov.tr
CELAL ERBAY celal.erbay@tbmm.gov.tr
VEYSİ KAYNAK veysikaynak@tbmm.gov.tr
MUSTAFA HAMARAT mustafahamarat@tbmm.gov.tr
YAHYA AKMAN yahya.akman@tbmm.gov.tr
HALİL ÜNLÜTEPE halil.unlutepe@tbmm.gov.tr
TURGUT DİBEK turgut.dibek@tbmm.gov.tr
HAMİT GEYLANİ hamit.geylani@tbmm.gov.tr
OSMAN ERTUĞRUL osman.ertugrul@tbmm.gov.tr
METİN ÇOBANOĞLU metin.cobanoglu@tbmm.gov.tr
RIDVAN YALÇIN ridvan.yalcin@tbmm.gov.tr
FAXLA VE EMAİLLERİ GÖNDERELİM ARKADAŞLAR
17 Nisan 2009 Cuma 14:21
HALİS CAN dedi ki...
HEM SHOW TV HEM DE M.ALİ ŞAHİNİN ADRESİNE VE ADALET BAKANLIĞINA TARAFIMDAN 5 ER KEZ FARKLI KONSEPT LERDE YORUMLANAN MAİLLER ATILMIŞTIR BİLGİLERİNİZE.
17 Nisan 2009 Cuma 14:23
my way dedi ki...
sn arkadaşlar
sona geldik....bu iş bitiyor...sn eses hanım da aradı mücahit fındıklı yı...oda malatya millet vekili ve dün mevlüt aslanoğlu söylemişti...
ve tasarıda hapis cezasının kalkacağını söyledi...açık ve net..
çabalarımız sonuç veriyor...ama rehavet yok verilen adreslere mail atmaya devam....
AYRICA EKLEMELİYİM..
BU KONUNUN MİMARI VE KAHRAMANI BENCE SN FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU DUR..TEŞEKKÜRLERİMİ ARADIM VE SÖYLEDİM AMA BURDANDA YAZIYORUM...
17 Nisan 2009 Cuma 14:38
Adsız dedi ki...
arkadaslar sayın r.c ıdı yanlıs hatırlamıyorsam ozur dılıyerek soyluyorum. acaba dedıgı gıbı mıllet vekıllerı aslı para cezasının sonunda parası olmayanların hapıs yattıgını bılmıyor yasda ıslerıne oyle geldıgı ıcın oyle aksettırıp oyle uyguluyor olabılır mı ?
17 Nisan 2009 Cuma 14:41
ekm2510 dedi ki...
arkadaşlar komisyon üyelerine fax ve mailleri gönderelim.Yüzdük yüzdük kuyruğuna geldik.Dayanın biraz daha
17 Nisan 2009 Cuma 14:54
R.C dedi ki...
Sayın My Way ,
Demek istediğinizi anladım.Ekonomik suç kavramının ne şekilde yapılacağı , hangi durumların ekonomik suç tanımı içerisine gireceğini sorgulamak lazım diyorsunuz.
Yasa koyucu ekonomik suç kavramı icerisine çeki alıp bu suçtan ekononomik ceza verdiğini iddia ediyor bunu biliyoruz.Sayın Hayri Domaniçin makalesinde hırsızlık , dolandırıcılık gibi bir çok suçun bu tanım içerisine girdiğini belirtmekte.Aslında ortada ki yanlış bir değil 2 değil.
Karşılıksız çek durumu ekonomik suç icerisine giriyorsa , karşılıksız senetin çekten ne farkı var? Her ikiside ödeme tahattütünü gösteren evraklar ve ikisindede bir meblağ mevcut.Tek fark bir tanesinde vadenin kabul edilmemesi bir tanesinde vadenin kabul edilmesi.Her iki evrakta ödeme aracı sadece birinde(senet) kati suretle bir ödeme günü gösterilebiliyor.Yada "işbilir" esnaf kredi kartından nakit avans cekip ödemeler yapsa sonrada bu nakit avansı geri ödemese yine çekteki gibi borcunu ödeyememiş olmayacakmı?
Ödenemeyen çekin yaptırımları aynı senette olduğu gibi icra hukuku ile haciz hakkı.Senette daha fazlasını yapma imkanınız yok ama çekte birde şikayet imkanı varki bizim asıl anlamakta zorluk çektiğimiz konuda bu.
Sayın Hayri Domaniç'in değindiği ve bencede en anlamsız konu hem çekin sahibine hem imza atana yada atanlara aynı oranlarda cezaya hüküm edilmesi.Ltd adına 80 bin TL lik bir çek imzalansa, yetkili iki kişi olupta iki imza atılsa.Mahkeme LTD'ye 80.000 TL APC , imza atanlarada 80'er bin TL APC hüküm veriyor.Birde çekin kendi meblağsı...Hepsini toplayınca bir çek altına girilen borç 80 bin X 3 = 240.000 birde üstüne çekin kendisi toplamda 320.000 TL lik bir ödeme yapılması gerekiyorki suç unsuru ortadan kalksın.
Yasa koyanlar k.çek durumunu ekonomik suç olarak ele alıyorlar varsın alsınlar fakat bu sefer ortaya cıkan şey verilen ekonomik cezanın tam olarak bir parasal ceza olması hapis cezasına dönememesi gerekiyor.Ama gelin görünki bu ceza sisteminden devlette karlı durumda.Çek bedeli kadar bir anda sizden alacaklı durumuna geliyor devlet.Zaten dünde dediğim gibi para ödeyebilecek durumda olunsa çek karşılıgı ödenir k.çek durumu ortadan kalkar , hem borçlu kalmaya devam edilip hem niye hazineye para ödensin.
Vekillerimiz konusunda bu denli istikrarlı çalışma ile başarıya ulaşmamızı sağlayan herkese tekrar tekrar saygılar.Sayın Aslanoğlunu hapis yok adli para cezası var diye kandırmasınlar ondan çekinirim.Sonuçta onun hapise döndüğünü sadece yaşayan bilir.Bu konuyla ilgili kendisine bir bilgi mailı atalımmı ne dersiniz?
R.C
17 Nisan 2009 Cuma 15:00
TOLGA dedi ki...
sevgili arkadaşlarım çabalarımız sonuç vermeye başladı safhasını geçtik artık sonlara doğru yaklaşıyoruz o yüzden atacağımız bir mail bir faks bizlerin lehine net bir kararın çıkmasını ve hızlanmasını etkileyecektir. Dün olan gelişmeler bu güne kadarki en somut gelişmelerdir. Bu konuda emeği geçen arkadaşlarıma cani gönülden teşekkür ederim ayrıca sayın aslanoğluna ne kadar minnettarız desem az kalır. Herkese sevdiklerine ve sevenlerine kavuşması dileğiyle tekrar tekrar güçleriniz ölçüsünde ister maille ister faksla komisyon üyelerini hareketlendirmenizi rica ediyorum
saygılarımla
17 Nisan 2009 Cuma 15:07
my place dedi ki...
Sevgili arkadaşlar,
Vekillerimize hapis konusunu iyice açıklamak gerekli. Karşılıksız çeke hapis cezası zaten yok. Adli para cezasının ödenmemesi durumunda hapis cezası var. Yasada kaldırılması gereken Adli para cezasıdır. Burada vurgumuz çok önemli. Tüm milletvekilleri bu konuda bilgi sahibi olması gerekli. Yoksa kandırmacalara kurban oluruz..
17 Nisan 2009 Cuma 15:22
my way dedi ki...
sn r.c
sanırım anlatamadım ben...benim anlatmaya çalıştığım konu...
ÇEK SUÇU BİR EKONOMİK SUÇ İSE....
EKONOMİK SUÇA EKONOMİK BİR CEZA VERİLEMİYECEĞİ...
ADLİ PARA CEZASI EKONOMİK BİR CEZA..
yukarıdaki avukat görüşü belki eskidir tarihi ama orada açıkça istediği....
NAYASA NIN 38.MADDESİNE BİR MADDE EKLENMESİ...
BU MADDE:EKONOMİK SUÇA EKONOMİK CEZE VERİLİR...
avukatta aslında bu cezanın verilemeyeceğinin anayasa da olduğu ve bunu verilebilir hale getirmek için bu maddenin eklenmesi gerektiğini yazmış..dün meclis kürsüsünde sadı badak bunu açıkladı ve söyelediğinden benim anladığım şu...
ekonomik suça ekonomik ceza ...zaten olmaz... bunu biliyoruz..ve düzelteceğiz...
ben böyle anladım ama yanlış anlamış ta olabilirim...
17 Nisan 2009 Cuma 15:38
R.C dedi ki...
Sayın Adsız , Sayın My Place
Benimde anlatmak istediğim tam olarak bu.Karşılıksız çek sebebi ile hapis cezası yok zaten.Adli Para Cezası var.Ödenemeyen Adli Para Cezaları sebebi ile hapis cezası var.Yani bir dolaylı yoldan hapis cezası var karşılıksız çekte.Kanunu okudugunuz an hapis cezası olmadıgını görürsünüz.
Tasarıdaki ceza kanunu :
MADDE 5 (1) Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adlî para cezasına hükmolunur....
Kanun maddesinin hiçbir yerinde "hapis" yazmıyor.Bunu anlayabilmek için Adli Para Cezasının tanımına ve Adli Para Cezasının ödenmemesi durumunda oluşacak durumlara bakmak lazım.Buradada bakılacak ilk madde TCK nın 52. maddesi 4.bendi.Acıkca ödenememe durumunda hapis yazıyor.Yani çek kanununda hapis yazmıyor k.çek için ama biraz deştiğinizce direkt hapis cezasını görüyorsunuz.
R.C
17 Nisan 2009 Cuma 15:44
R.C dedi ki...
Sayın My Way ,
Ekonomik suça ekonomik ceza verilemeyecek ise nasıl ceza verilecek?Hiç ceza verilmeyecekmi?Benimde aklımın karıştığı nokta burası.
Anayasa Madde 38 de bulunan eklenmiş madde ;
(Ek: 3.10.2001-4709/15 md.) Hiç kimse, yalnızca sözleşmeden doğan bir yükümlülüğü yerine getirememesinden dolayı özgürlüğünden alıkonulamaz.
Yani borçunu ödeyemedi diye kimseyi hapisle cezalandıramazsın hükmü var Anayasamızda.
Sayın Rahmi Ofluoğlunun yazısından kısa bir alıntı ile sizin dediğiniz gibi aslında bunun bizim Anayasa mahkemesi tarafında "icat" edilmiş bir kavram olduğunu görüyoruz.
Anayasanın 38 .maddesi sözleşmelerden doğan borçların yerine getirilmemesi nedeni ile kimsenin hürriyetinden yoksun bırakılamayacağını emretmektedir. Anayasa mahkemesi ise, çeki bir sözleşme olarak kabul etmemiş ve ekonomik suça ekonomik ceza diye aslında hukuk literatüründe bulunmayan bir kavram uydurarak çek yasasının anayasaya aykırı olduğu davasını ret etmiştir...
Peki bu "üretilmiş" kavramın açılımı nedir?Bunu bulmamız lazım ben araştırıyorum bulabilmek için.
R.C
17 Nisan 2009 Cuma 15:50
my way dedi ki...
sn r.c
zaten asıl tartışılması gereken bu değil mi?
bence ceza verilmemesi hatta dahada öte ayrıca bir çek yasasına bile ihtiyaç olmaması gerekir..
eğer insan borcunu öedememişse,icra daireleri yolu herzaman elinde değil mi?
17 Nisan 2009 Cuma 15:58
Adsız dedi ki...
sevgili arkadaşlar my wayın da dediği gibi ADLİ PARA CEZASININ yaptırımına dikkat çekmek ve eğer oda olmuyorsa olmayacaksa yasadna doğan boşluğun iadesi veya 1 kereliğine mahsus 2009 öncesi çeklere yada kanun yürürlüğe girdiği tarihten önceki çeklere bir af talep etmemiz gerekli.. maillere devam edelim lütfen rica ediyorum. herkes atıyor banane demeyelim 1 mail herşeyi değiştirebilir.
jenardi
17 Nisan 2009 Cuma 16:06
Adsız dedi ki...
TİCARET KOMİSYONU ÜYELERİNEDE YOGUNLAŞMAMIZ GEREKLİ,ÇÜNKÜ BU TASLAK ORADADA İNCELENECEK VE DEGİŞİKLİKLER GÜNDEME GELECEKTİR.
17 Nisan 2009 Cuma 16:18
Adsız dedi ki...
MECLİS ADALET KOMİSYONU ÜYELERİ
(sanırım çek kanunu ile bu komisyon ilgileniyor)
Ahmet İyimaya Başkan AK Parti Ankara
Hakkı Köylü Başkanvekili AK Parti Kastamonu
Mehmet Emin Ekmen Sözcü AK Parti Batman
İlknur İnceöz Katip AK Parti Aksaray
Ahmet Aydın Üye AK Parti Adıyaman
Zekeriya Aslan Üye AK Parti Afyonkarahisar
Yılmaz Tunç Üye AK Parti Bartın
Fatih Metin Üye AK Parti Bolu
Mehmet Tunçak Üye AK Parti Bursa
Mehmet Salih Erdoğan Üye AK Parti Denizli
Celal Erbay Üye AK Parti Düzce
Veysi Kaynak Üye AK Parti Kahramanmaraş
Ali Öztürk Üye AK Parti Konya
İhsan Koca Üye AK Parti Malatya
Mustafa Hamarat Üye AK Parti Ordu
Yahya Akman Üye AK Parti Şanlıurfa
Halil Ünlütepe Üye CHP Afyonkarahisar
Turgut Dibek Üye CHP Kırklareli
Ali Rıza Öztürk Üye CHP Mersin
Rahmi Güner Üye CHP Ordu
Ali İhsan Köktürk Üye CHP Zonguldak
Hamit Geylani Üye DTP Hakkari
Osman Ertuğrul Üye MHP Aksaray
Metin Çobanoğlu Üye MHP Kırşehir
Rıdvan Yalçın Üye MHP Ordu
BUNLARDA TİCARET-SANAYİ KOMİSYON ÜYELERİ
(illaki bu komisyondan fikir alış verişi yapılır)
Soner Aksoy Başkan AK Parti Kütahya
Hasan Angı Başkanvekili AK Parti Konya
Mahmut Mücahit Fındıklı Sözcü AK Parti Malatya
Osman Coşkun Katip AK Parti Yozgat
Ahmet Edip Uğur Üye AK Parti Balıkesir
Kutbettin Arzu Üye AK Parti Diyarbakır
Metin Kaşıkoğlu Üye AK Parti Düzce
İbrahim Halil Mazıcıoğlu Üye AK Parti Gaziantep
İsmail Katmerci Üye AK Parti İzmir
Taner Yıldız Üye AK Parti Kayseri
Eyüp Ayar Üye AK Parti Kocaeli
Bayram Ali Bayramoğlu Üye AK Parti Rize
Hasan Ali Çelik Üye AK Parti Sakarya
Mustafa Cumur Üye AK Parti Trabzon
Kayhan Türkmenoğlu Üye AK Parti Van
Fazlı Erdoğan Üye AK Parti Zonguldak
Tacidar Seyhan Üye CHP Adana
Hüsnü Çöllü Üye CHP Antalya
Mehmet Ali Susam Üye CHP İzmir
Mehmet Şevki Kulkuloğlu Üye CHP Kayseri
Mehmet Nezir Karabaş Üye DTP Bitlis
Yılmaz Tankut Üye MHP Adana
Cemaleddin Uslu Üye MHP Edirne
Alim Işık Üye MHP Kütahya
mail yağdırmamız gerek.. sadece bir metini sürekli kopyalayıp yapıştırarak değil. kimi zaman bir esnaf kimi zaman bir avukat aksanıyla faklı farklı mailler atmalıyız
jenardi
17 Nisan 2009 Cuma 16:34
Adsız dedi ki...
sanayi.tic.kom@tbmm.gov.tr,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,ayriyeten komisyon üyeleri maail adreslerini bilen arkadaş varsa siteye atsın burayada maail ve fax ta yogunlaşalım.
17 Nisan 2009 Cuma 16:42
Adsız dedi ki...
ARKADAŞLAR KANUNLAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜNÜN İNTERNET SİTESİNDE YENİ ÇEK KANUNU İLE İLGİLİ TASLAK VAR VE O TASLAK O HALİ İLE ÇIKARSA VAY HALİMİZE.O TASLAĞIN DEĞİŞMESİ İÇİN NE GEREKİYORSA YAPMALIYIZ.ÇÜNKÜ BU HÜKÜMET KİMSEYİ DİNLEMİYOR VE BİLDİĞİNİ OKUYOR.
17 Nisan 2009 Cuma 16:44
zeytin dedi ki...
Milletin çekini alarak haksız kazanç saylayan, milletin gırtlağına basan zorla malına el koyan TEFECİ Kurtuluş factoring kapatılmıştır. 2-3 e kalmaz tüm gaste ve tvlerde görürsünüz haberlerini. bunun yanında 2-3 factoring firması daha kapatıldı.
bilginize
17 Nisan 2009 Cuma 16:54
Adsız dedi ki...
Tüm görüşlere katılıyorum,
Bence asıl hedef af olmalı. Çünkü yasadan adli para cezasının kaldırılması konusunda başarısız olabiliriz. Unutmayalım karşımızda bu işten ciddi paralar kazanan avukat lobisi ve kendi sorumluluğunu bize yıkmak isteyen banka lobisi var. Bzim için en kritik madde
yeni yasa öncesi çıkan çekler ile ilgili ne yapılacağı. Taslakta yeni yasa öncesi çıkan çekler ile ilgili eski yasa uygulanır diyor. Bu maddeyi lehimize değiştirebilirsek hepimiz kurtulabiliriz. Yani asıl hedef örtülü ya da açık af olmalı. Saygılarımla My place
17 Nisan 2009 Cuma 17:04
ekm2510 dedi ki...
arkadaşlar haberler gayet güzel.Önümüzdeki hafta kesin bu iş biter bence.Adalet komisyon üyelerine ulaşıldı.Büyük çoğunlıkla sıkıntıyı biliyorlar...haklılığımızı biliyorlar.Fakat gevşememk gerek fax ve maillere devam.
17 Nisan 2009 Cuma 17:41
etkili dedi ki...
sn My WAY çekle sened arasında bir fark olmadığını ve senede uygulanan ne ise çekede onun uygulanması gerektiğini söylediğini zannediyorum ve kesinliklede katılıyorum. Ama şu aşamada yeni çek yasası komisyona giderken bu yasayı hiç göndermeyelim ve hatta kaldıralım demeleri şu aşamada zor görünüyor bence. Bu yüzden bugün için milletvekillerine hali hazırdaki uygulamanın pratikte ne olduğunun iyi anlatılması lazım ki yeni yasa da burdaki tuzaklara düşmesinler.
1.nokta adli para cezasının bir kere çek miktarı kadar olduğunu bilmeliler ki, çeki ödeyemeyen adli para cezasınıda ödeyemez. Yani çek 100.000 adli para cezası 2.000 değilki ödensin. Miktardan dolayı adli para cezasını ödeyemediğimizden hapis cezası aldığımızı bilmeliler. Ve hapis cezasının infazının tamamlanması halinde bile asıl borcun sabit kaldığını bilmeleri lazım. (Adam öldüren bile hapis cezasını tamamlayınca suç bitiyor ama çekne ne hikmetse bitmiyor. Tefecinin parası maalesef allahın verdiği candan da kıymetli bu sistemde)
2. Kaldıkı bu adli cezayı para olsa devlete niye ödeyelim ki ana borcumuzu öder borçtanda hapistende kurtuluruz.
3. Deki devlete adli ceza ödendi ve hapisten kurtulduk sonra birde asıl borçluya para ödeyeceğiz. Devlet borcun ödenmesi için devreye giriyor ama borcu 2 kere ödeterek çözmeye kalkıyor. bu konuları bence kapsayan e-mailler vekillere atılmalı
17 Nisan 2009 Cuma 17:47
ekm2510 dedi ki...
sayın etkili,
2 gündür tamamıyle bu konu üzerindeyiz.Yoksa bir anlamı kalmaz.Bu sıkıntıyı anlatmaya çalışıyoruz ve arkadaşlar çok yoğun bir şekilde uğraş veriyorlar.Ancak diğer arkadaşların verilen fax ve maillere kesin ulaşmaları gerek.
17 Nisan 2009 Cuma 17:54
ekm2510 dedi ki...
arkadaşlar bugünün bir özeti siz değerli arkadaşlara özetleyecekler akşama.Şu anda sayın komisyon üyeleri ve milletvekilleri ile yoğun temastalar.
17 Nisan 2009 Cuma 17:55
my way dedi ki...
sn etkili
bu konuları en ince ayrıntısına kadar anlatıyoruz merak etme...çok yok aldık ve sonuca ulaşacağız,buna şüphe duymuyorum..yukarıda anlattıklarım farklı bir durum hakkındaki şahsi yorumlarım...önceliğin cezanın ortadan kalkması olduğu bütün vekillere duyuruluyor...ve siteye yazılıyor...
mailler ve faxlarla destekleyin lütfen...
17 Nisan 2009 Cuma 18:04
ekm2510 dedi ki...
KARŞILIKSIZ ÇEKTE BAŞINA GELEN...
KARŞILIKSIZ ÇEKTE BAŞINA GELEN...
Yasadaki garabet zengini de vuruyor, yoksulu da! 15 milyon dolar ihracat yapan şirketin üst düzeyindeki bir yönetici şimdi ailesinden ayrı, kaçak vaziyette yaşıyor!
17 Nisan 2009 12:26
font boyutu küçülsün büyüsün
İşte gönderilen o mektup!
"Ben şirket müdürü olarak bir limited şirkette emekliliğimden sonra 10 yıla yakın süre görev aldım. Şirket büyük bir tekstil firmasıydı ve yıllık 15 milyon ABD doları ihracat yapıyordu. Firma sahibi Türk, ama aynı zamanda Alman vatandaşı olmuş birisi. Sektörün yaşadığı sıkıntılar dolayısıyla sıkıntılı günler yaşamaya başladığında şirketten ayrıldım. Yaklaşık altı ay sonra da şirket battı.
Ayrılmadan önce imzaladığım vadeli çekler haricinde fiilen ayrılmamı hukuken ayrılma şekline getirmeyen şirket yetkilileri benim imzamı taklit ederek çek kesmeye devam etmişler. Bütün bu çekler ödenmemiş ve davalar açılmış. Tebligatlar firma adresine yapıldığından davalardan haberim olmadı. Ta ki evime polis gelip beni tutuklayana kadar. İmzaların benim olmadığını ispat edip iade-i mahkeme kararı çıkarıp infazı durdurduk da kurtulabildim. Sonra bütün adliyeleri dolaşıp tüm dosyalara hakim olmaya çalıştık ki ne mümkün onlarca dava çıktı çoğunda tutuklanma kararları verilmiş.
Şimdi ailemden ayrı sürekli kaçak vaziyette bu davaları çözmeye çalışırken, şirketin asıl sahibi elini kolunu sallayarak Türkiye’ye girip çıkıyor üzerindeki bütün mal varlığını yakınlarının, tanıdıklarının üzerine geçirmiş ve iş yapmaya devam ediyor. Sanki şirketin ortağıymışım ve kar etiği zaman karı bölüşmüşüm gibi bu çeklerden sadece ben sorumlu oluyorum ve hapisle cezalandırılıyorum. Adaletin ya da adaletsizliğin böylesi herh alde dünyada görülmemiştir. Aslında alacaklılar onun üzerine gidebilseler belki paralarını kurtarabileceklerken benim gibi emekli ve hiç bir şeyi olmayan birini hapsettirebiliyorlar, şirket sahibine herhangi bir yaptırımda bulunamıyorlar.
Yeni çek yasası tasarısında şirket müdürleriyle ilgili durum ağırlaştırılarak korunmuş. Şimdi ben gerek Türkiye’de gerekse Almanya’da bu şahıs hakkında suç duyurusunda bulunup tazminat davası açabilecek miyim?
Yaptığım masrafların ve uğradığım maddi manevi zararlarımı karşılayıcı bir yaptırımda bulunabilecek miyim?
Bunun maliyeti ne olacak?
Şu durumuma bakın; birileri benim sırtımdan para, şan şöhret kazanıyor; pisliğini ben temizliyor, ceremesini bek çekiyorum!
Adaletin kötü niyetlilerle iyi niyetlileri ayırt etmesi gerektiği konusunda fikirlere katılmamak mümkün değil!
Saygılarımla
Mehmet S.Bayrakçı"
http://www.pressturk.com/haber.php?haber_id=37453
PRESSTURK
17 Nisan 2009 Cuma 18:14
Adsız dedi ki...
merhabalar arkadaşlar çıkmam lazım cüneyt benim tel no sende var ankaraya gitmek için bir gelişme olursa arayabilirsin hazırım gidebilirim çıkmamdan ötürü kusura bakmayın annem rahatsızlandı ama yarın buradayım yine yorumum adsız olarak çıkacak ben bişey yapmalı kadir herkeze selamlar iyi akşamlar
17 Nisan 2009 Cuma 21:07
nl dedi ki...
Arkadaslar herkese merhaba.
Bir suredir hicbirseyi takip edemedim. Su an Polonyadayim ve hapis kararlarim infazda eli kulaginda gbt ye islenir. Siteyede ncdt nin sahsi sitesinden ulasabildim. 15 veya 20 gun sonra Turkiyeye giris yapicam. Su anda 26.700 tl. Durumu cok kisa ozetliyen bir mesaj atarsaniz sevinirim. Ne kadar bilgisayari kullanabilirim bilmiyorum. Hepimizi Allah kurtarsin.
17 Nisan 2009 Cuma 22:21
etkili dedi ki...
dün tutanaklarda bulamadığımız kısımdır.
Şahıslar adına son söz Antalya Milletvekili Sayın Sadık Badak. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Konuşmamın son bölümünde burada biraz önce ifade edilen, Çek Kanunu'ndaki değişiklik beklentisine temas etmek istiyorum. Bu düzenleme hepimiz tarafından beklenilmektedir. Ekonomik suçlara ekonomik ceza verilmesi… Genel kabullerden gerek Anayasa'mızın gerek Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin ilgili maddelerinde bu amir hükümler var. Fakat ilgili arkadaşlarımızın Adalet Bakanlığımızın kamuoyunun bu beklentilerine cevap verdiğini ve Bakanlar Kurulunda bu tasarıyı, bu düzenlemeyi imzaya açtığını bildiğini tahmin ediyorum. Fakat bilmekte oldukları hâlde bu konuyu burada bir şov hâline getirmiş olmalarını da kamuoyunun takdirine bırakıyorum.
Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Badak.
Madde üzerinde soru-cevap işlemine geçiyorum.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) - Hayatta biz kimseye şov yapmayız Beyefendi! Sorunları dile getiriyoruz. Senin görevin yapmak.
17 Nisan 2009 Cuma 23:01
Adsız dedi ki...
MUTLAKA OKUYUN
arkadaşlar çok önemli bir mesele dikkatimi çekti. 16.04.2009 tbmm meclis tutanaklarını okudum. değerli vekilimiz bizi orada savunurken aslında adalet bakanlığına biraz da prim verir gibi olmuş. '' kanun bi tarfa beraat verirken diper tarafa da ceza veriyor bunu halledin'' demiş.eğer kanunu yapan bakanlık alın işte düzelttik diyip herkese eşitlikle beraat verilenler de dahil olmak üzere yeni yasayla hepimizi kodese sokmasın bu bir..
ikinci si ise chp e akp milletvekillerine mail attık hep.. mhp yi de unutmamak gerekir ki her ne kadar akp, mhp ile inatlaşma ve ters gitme eğiliminde olsa bile türban konusundan hatırlayacağınız üzere mhpye karşı bir ılımlılık arz eder\etmektedir. mhp milletvekillerine de mail çekelim bu iki
tbmm tutanaklarındaki konuşmaları inceleğimde bizim derdimize derman olan milletvekilimizin aynen şöle dediğine şait oldum '' sayın bakanım demin ara verildiğinde ... ... isimli vekilimde yanımdaydı ona sorabilirsiniz.. ara verildiğinde çek mağdurları ile alakalı en az 10 kişi aradı''' bu demek oluyoki milletvekillerimizi biraz sıkmak lazım. 10 kere 20 kere aramak lazım. özellikle parti ayrımı yapmadan ve komisyondaki vekillerimize.. bu üç
dördüncüsü ise telofonla vekillerimize ulaşabilen arkadaşlar birinci dediğim kısıma istaneden eşitlik olur olmaz bu akp ye güven olmaz..beraat alanları da sokuverir kodese.. onun için yasadaki boşluk işini bırakalım. telefonlarda vekillerimize uzun uzadiya bu yasadaki boşluğu anlatmaktansa direl AF a yoğunlaşalım. zaten vekillerin bu yasadaki boşluğu,telefonda özeveri ile dinleyip anlayacaklarını sanmıyorum
kurtuluşumuz inşallah yakındır. allah bizimle..
jenardi
18 Nisan 2009 Cumartesi 00:06
F.H dedi ki...
sn jenardi
Hiç bir yasa hiç bir verilen karar mahkemelerde geriye dönük aleyhe işlemez yani beraat eden birini sanmıyorum ki kusura bakmayın biz yanlışlık yapmışız deyip infazına devam etsinler. Komik olur
Ve çalışmalar için yoğunlaştığımız özel bir parti yok. Olabildiğince hepsine ulaşıyoruz. Bir tek Aslanoğlunda değil hepsinde ısrarcıyız.Herkes farkımızda. Herkes konuyu biliyor. İnanılmaz yok aldık.
Ama duymak isteyene tabi orası ayrı.
18 Nisan 2009 Cumartesi 01:06
sevgül dedi ki...
ya bu öbür sitedeki seker765 kimdir? tefecimi acaba?neler yazmış öyle.
sevgül
18 Nisan 2009 Cumartesi 01:48
tlgerd dedi ki...
sn arkdaşlar
günaydın
bu sitenin adı çek mağdurları
neden!!
4814 sayılı kanun ile 3167 sayılı çekle ödemelerin yapılmasıve çek hamillerinin korunması hakkında kanunda değişiklik yapılmasına ilişkin kanunun getirdiği ceza sistemi ve yargılama sürecinin adaletsiz olduğu ve bu durumdan işadamlarının ve esnafların iflas ederek veya ekonomik krizi yoğun yaşamalarından dolayı işerine devam edemeyip yargı karşısında kaldığı ve karşılaştığı hukuk dışı bir yargılama sisteminin karşısında olduğunu ve bu düzenenin ileri ülkeler seviyesine getirmek için çaba sarfedildiği bir site olmasıdır.
keza bu durum yasal düzenlemelerin yapılmamasından ötürü 01 01 2009 tarihinden sonra zaten adil olmayan bu yasanın türk ceza kanuna uyum gösteremediği ortaya çıkan hukuksuz ve adaletsiz durumu ile yeni çıkacak çek kanununa devlet büyüklerine anlatmamız için bu dayanışma gurubunun içinde hep beraber yılmadan her türlü çalışmaları yürütmekteyiz.
bu durum, istemeden işlenen bu suçlarımızın karşısında ekonomik değerlerin en alt çigisinde seyreden ülkemizde, işadamlarının kaygan bir zeminde iş yaptıkları kaçınılmaz bir gercektir ki ticaret ve sanayinin içinden gelen bizler ,kanunların getirdiği uygulamalara her zaman saygı ile vergilerimizi vermiş istihdam yaratmış kanunlar cercevesinda iş yapmış insanlar olarak ortaya cıkan adaletsiz ve kanunlardan doğan bir hakkımızı istemek ve bunları devlet yöneticilerina anlatmak zorunluluğu doğduğu için en doğal kişisel hakklarımızı kullanarak kanunlar içinden doğan bir ''hak'' iadesini istiyoruz.
belkide türkiye de bir ilki gercekleştirerek internet ortamında hiç birbirini tanımayan insaların bu ortamada bir araya gelmesinden cıkan gücü hak iadesi medya ve devlet büyükleri üstünde yapılmış ve yapılamaya devam bir baskıyı ortaya koyuyoruz.
bu çalışmalarımızda ortak karalar alınıp onun doğrultusunda hareket ediyoruz.bunun adı da güçlü olmaktır. akılcı ve kanuni yollar kullanarak bu çalışmayı sürdürmekte ve olayları en ince ayrıntısına kadar medyaya, vekillere,adalet komisyon üyelerine muhalefet parti mensuplerına anlatıyoruz.ve ikna edebiliyoruz. önemli olan hukukun ve yargının bu adaletsiz ortama dur demesi,cıkacak kanunun çağdaş ülkeler seviyesinde olması,hak ve özgürlüklerin demokrasi adına eşit
dağıtılmasını sağlamak olmalıdır.
18 Nisan 2009 Cumartesi 09:23
Adsız dedi ki...
jenardi arkadaşım; korku ve şüphelerinizi anlıyorum. MİLLETVEKİLİNİN SÖYLEDİGİ SÖZLER BİZİM ALEYHİMİZE OLAMAZ.ÇÜNKÜ BOZMA KARARLARI AGIR CEZADAN ÇIKIYOR.İNSAF EHİL HAKİMLER YASAYI DOGRU YORUMLAYIP BU KARARI VERİYORLAR.ALEYHTE KARAR VEREN MAHKEMELER İSE HAKLILIGIMIZI KABUL EDİYOR FAKAT SORUMLULUK ALMAK İSTEMİYORLAR. BUNU VERDİKLERİ GEREKÇELİ KARARLARDAN ANLIYORUZ YENİ YASA ALEYHİMİZE OLSA BİLE KAZANILMIŞ HAK SAKLI KALIR. ANCAK O BERAATLERE ALACAKLI YARGITAY YOLUNA GİDER VE İTİRAZ EDERSE O BAŞKA. AMA YARGITAYINDA BU KARARI BOZACAGINI SANMAM.AYRICA MHP MİLLETVEKİLLERİNE ÇOK ÇALIŞTIK SAYIN ALİM YILDIZ ALEYHİMİZE SORU ÖNERGESİNİ GERİ ALDI MECLİSTE LEHİMİZE KONUŞTU. ÖZELLİKLE MHP MİLLETVEKİLLERİNE SIKI MARKAJI ŞAHSEN UYGULUYORUM.SORUN BAZI AKP MİLLETVEKİLLERİNDE. HERKES ELİNDEN GELDİGİ KADAR MÜCADELEYE KATKIDA BULUNSUN. HERKESE HAYIRLI GÜNLER. SAMİ KAL
18 Nisan 2009 Cumartesi 10:22
Adsız dedi ki...
http://www.resulkurt.com/artikel.php?artikel_id=1771
ziyaret ilgisini bekkleyen bir yazı
18 Nisan 2009 Cumartesi 10:25
my way dedi ki...
sn arkadaşlar
kanal biz tv de ekonomi konuşuluyor...aramak isteyenlere duyurulur..
tel 312 46727 80 duyurulur..
soru sormak isteyenlere
18 Nisan 2009 Cumartesi 10:36
CEREN 01 dedi ki...
ARKADAŞLAR DAYIM AKP ADANA MİLLETVKİLİ AVUKAT.FATOŞ ZOPCUK GÜRKAN'A KARŞILIKSIZ ÇEKTEN CEZAEVLERİNDE YATANLARIN DURUMUNU SORMUŞ ,YENİ YASADA HÜRRİYETİ BAĞLAYICI CEZA NİÇİN VAR DEMİŞ,SAYIN MİLLET VEKİLİDE HERKES ALDIĞI MALIM BEDELİNİ ÖDEMEK ZORUNDA ALACAKLIYI KORUMAK ŞART HÜRRİYETİ BAĞLAYICI CEZA OLMAZSA KİMSE ÇEKİNİ ÖDEMEZ DEMİŞ DAYIMDA BU KADAR ESNAF VAR HEPSİ SAHTEKAR MI DEMİŞ !SAYIN VEKİL (BU KONUYU TARTIŞMANIN YERİ DEĞİL DİYE ÇIKIŞIP KONUYU KAPATMIŞ).
18 Nisan 2009 Cumartesi 10:40
my way dedi ki...
http://www.pressturk.com/artikel.php?artikel_id=1243
18 Nisan 2009 Cumartesi 10:45
tlgerd dedi ki...
Bu kayıt, yazar tarafından kaldırıldı.
18 Nisan 2009 Cumartesi 10:59
tlgerd dedi ki...
FATOŞ GÜRKAN AK Parti
Katip Üye
TBMM telefon 4205404 -4205405
fax
4206653
buradan fatoş gürkan a fax ve durumu anlatan tazılarımızı gönderebiliriz
fatoş gürkan ya konyuyu bilmiyor veya anlamamızlıktan geliyor
18 Nisan 2009 Cumartesi 11:08
CEREN 01 dedi ki...
SAYIN TLGERD DAYIM ŞUANDA O MİLLETVEKİLİNİN EŞİNİN YANINDA ÇALIŞIYOR ,SAYIN MİLLETVEKİLİ İLE DAHA BUGÜN GÖRÜŞMÜŞ SAYIN MİLLETVEKİLİ AYNI SORUYU YANİ CEZAEVLERİNDEKİLERİN DURUMUNU M .H .P Lİ BİR MİLLETVEKİLİNİNDE ADALET BAKANINA SORDUĞUNU SÖYLEMİŞ YASAL DÜZENLEME YAPILIYOR 23 NİSANA KADAR SORUN ÇÖZÜLECEK DEMİŞ!
18 Nisan 2009 Cumartesi 11:11
CEREN 01 dedi ki...
SAYIN TLGERD GALİBA YANLIŞ ANLADINIZ FATOŞ ZOPCUK GÜRKAN DAYIMA BURASI YERİ DEĞİL DİYEN MİLLETVEKİLİ ,DAYIM FATOŞ HANIMIN EŞİNİN YANINDA ÇALIŞIYOR ,HÜRRİYETİ BAĞLAYICI CEZA OLSUN DİYEN VEKİL FATOŞ HANIM DEĞİL! FATOŞ HANIM DAYIMA TARTIŞTIKLARI YERDE BURASI YERİ DEGİL DİYE ÇIKIŞMIŞ SADECE!:)
18 Nisan 2009 Cumartesi 11:17
surya dedi ki...
günaydın herkese,sn ceren hangi yönde çözmeyi düşünüyorlar acaba,tavırları daha doğrusu konuşma tarzı nasılmış. daha önceki yazınızdan olumlu değilmiş gibi geldi bana
18 Nisan 2009 Cumartesi 11:22
tlgerd dedi ki...
san arkadaşlar
önemli bir harf hatası yapmışım yazımda
tazılarımızı değil yazılarımızı olacak
yoksa sayın vekillerimiz henüz tavşan evresine gelmediler::))
18 Nisan 2009 Cumartesi 11:23
surya dedi ki...
sn fatoş hanımın fikrini değiştirmemiz lazımfaxlara telefonlara sarılalım arkaşlar,denemekte fayda var
18 Nisan 2009 Cumartesi 11:29
CEREN 01 dedi ki...
SAYIN TLGERD BELKİ İNANMIYACAKSINIZ AMA SİZE BUGÜN BÜYÜK BİR MÜJDE VERECEĞİM SIKITILARIMIZIN NEZAMAN BİTECEĞİNİ DAYIM BUGÜM ÖĞRENECEK KİMDEN DİYE SORMAYIN O KİŞİYİ SIKINTIYA SOKMAK İSTEMİYORUM CEZAEVLERİNDE YATANLAR (BABAMDA DAHİL) ÇIKINCA ADINI AÇIKLIYACAĞIM TEŞEKKÜR EDERSİNİZ HANIMDAN RİCA ETMİŞ ADALET BAKANINIDA KAPALI OLMASINA RAĞMEN YARGITAYIDA ARAYACAK!
18 Nisan 2009 Cumartesi 11:33
Adsız dedi ki...
fatoş hanıma 5 ayrı fax cektim haydi arkadaşlr lütfen yogunlasalım az kaldı ne olur manisalı
18 Nisan 2009 Cumartesi 11:35
CEREN 01 dedi ki...
SAYIN SURYA BUGUN AKŞAMA KADAR BEKLEYİN MÜJDEYİ MUTLAKA VERECEĞİM !
18 Nisan 2009 Cumartesi 11:37
CXEREN 01 dedi ki...
SAYIN SURYA ORADA YANLIŞ ANLATTIM GALİBA DAYIM BAŞKA BİR MİLLETVEKİLİYLE KONUŞURKEN FATOŞ HANIM ARAYA GİRMİŞ BURASI YERİ DEĞİL DEMİŞ!MÜJDELERİMİ BEKLEYİN İNANIN ÇOK MUTLUYUM VALLAHİ BİLLAHİ SİZİ KANDIRMIYORUM İNŞALLAH İYİ BİR HABRH GELECEK
18 Nisan 2009 Cumartesi 11:42
CEREN 01 dedi ki...
YALVARIRIM FATOŞ HANIMA KÖTÜ BİRŞEY YAZMAYIN BENİ YANLIŞ ANLADINIZ O BİZDEN YANA !
18 Nisan 2009 Cumartesi 11:44
surya dedi ki...
inşallah sn ceren1 inşallah,iyihabarlar bir an önce gelir.Annelerin,çocukların sabrı kalmadı artık.İnşallah herkes sevdiklerine bir an önce kavuşur.Buda ancak anlatmayla olacak sn vekillerimize anlatmamız lazım
18 Nisan 2009 Cumartesi 11:47
tlgerd dedi ki...
sn ceren 01
milletvekillerine cekilen faxlar oluşan hukusal boşluğu anlatan ve farklı mahkemelrce alınan farklı karaları içeren bir yazı
kötü yönde eleştiri yok sadece açıklayıcı bir yazıdan ibaret.
18 Nisan 2009 Cumartesi 11:47
my way dedi ki...
sn ceren
hiç kimseye kötü birşey yazmaz bu sitedeki arkadaşların hepsi bilinçli...sadece konuyu bilmeyenlere açıklayan yazılar gönderiliyor rahat olun....anlatılıyor sadece..bütün vekillere bu yazılar gidiyor ve konuya açıklık getiriliyor...
burdaki insanların hepsi bilgili ve görgülü kişiler...
18 Nisan 2009 Cumartesi 11:48
surya dedi ki...
merak etme kimse kötü bir şey yazmazburadaki arkaşların hepsi duyarlı insanlar.Hem negatif yaklaşımlar zarar verir.kimse bu kadar sorunun üstüne bide yenilerini eklemek istemez.tatlı dil yılanı bile deliğinden çıkartırmış...
18 Nisan 2009 Cumartesi 11:51
Adsız dedi ki...
SELAM ARKADAŞLAR KOLAY GELSİN SİTEDE GÜZEL MESAJLAR VAR. ALLAH HEPİMİZİN YAR VE YARDIMCISI OLSUN .
CEZA EVLERİNİN SON DURUMU BİLMEK İSTEYENERE . 31.3.2009 TARİHİ İTİBARIYLE 108.827 KİŞİ CEZA EVLERİNDE TÜRKİYE TARİHİNDE BU KADAR MAHKUMU BİR ARADA BARINDIRMAMIŞTIR.
BİLGİLERİNİZE
HİÇADAM
http://www.basin.adalet.gov.tr/istatislik/2008istatistik/cezaeviistatistik.html
18 Nisan 2009 Cumartesi 12:13
Adsız dedi ki...
MUSTAFA ÖZBEY CEZA EVLERİ İLE İLGİLİ YAZMIŞ LÜTFEN İLGİSİZ BIRAKMAYALIM.
HİÇADAM
http://www.pressturk.com/haber.php?haber_id=37467
18 Nisan 2009 Cumartesi 12:15
Adsız dedi ki...
canım arkadaşım kötü yazarmıyız amacımız ikna etmek sonunu kadar
fatoş hanım veya kım olursa dtp milletvekillerimize de fax çektim onlarda yardımcı olacak sizlerde cekin bu tüm ulusun sorunu lütfen haydi inanın cok iyi netice olacak manisalı
18 Nisan 2009 Cumartesi 12:17
F.H dedi ki...
sn Arkadaşlar
Dünkü aramalarımı henüz yeni yazabiliyorum. Gecikmeden dolayı özür dilerim.
İlk olarak Adalet komisyonu üyesi Mustafa Hamart'ın danışmanı Hasan Basri'yle görüştüm. Konumuzu ayrıntı biçimde anlattım. Konuyu zaten az çok biliyorlardı. Beni yine de dikkatle dinlediler vekillerine ileteceklerini söylediler.
Daha sonra adalet komisyonu üyesi Yahya Akman arandı. Daha önce defalarca arandığını dile getirdi. Yine de emin olmak için konumuzu bir kez daha anlattım.
Ondan sonra Adalet komisyon üyesi sn Mehmet Tunçak'la görüştüm. Ak partili olmasına karşın konumuza inanılmaz olumlu bakıyor. Olumlu yönde oy kullanacaklarını açıkça dile getirdiler.
*Son olarak da aileden sorumlu bakanımız Nimet Çubukçuyu aradım. Danışmanı Aliye hanım açtı telefonu. Bizim için ne yapabileceklerini sorular. Ailelerin bu adaletsiz durum yüzünden dağıldığını yapabilecekleri çok şey olduğunu söyledim. Tüm Bakanlarımızın konuya vakıf olmaları çok çok önemli. Fax numaralarını verdiler. Konuyla ilgli faxlarımızı bekliyorlar. Özellikle aile durumlarınızı özetlerseniz neden onları da ilgilendirdiğini anlamış olurlar.
Fax: (0312) 417 39 87
*Bunun haricinde burada yazılan tüm adreslere mail atıyorum. Sizde mail atın fax çekin, elinizden ne geliyorsa. Attığınız bir mail bile çok şey değiştireblir. Bu hafta bizim için çok önemli.
18 Nisan 2009 Cumartesi 12:27
«En Eski ‹Eski 5601 – 5795 / 5795 Yeni› En yeni» Yorum Gönder
Bu kayda verilen bağlantılar
Bağlantı Oluştur
Sonraki Kayıt Ana Sayfa
Kaydol: Kayıt Yorumları (Atom) İZLEYİCİLER
Blog Arşivi
▼ 2009 (3)
▼ Mart (2)
MAHKEME KARARLARI
ÖRNEK DİLEKÇELER
► Şubat (1)
BİLGİ PAYLAŞIM ALANI
LİNKLER
Adalet .org
Facebook çek mağdurları
Hukuki Net
Hukukçular Portalı
Kader Mahkumlarına Af
Kanal B Tv izle
Medyabar
Mevzuat Ve İçtihat Arama Motoru (Kazancı)
Prof. Dr. Adem SÖZÜER
TRT 3 (Meclis tv)
WWW.PRESSTURK.COM
Yargıtay
KÖŞE YAZARLARI MAİL ADRESLERİ
AKŞAM SERDAR TURGUT GÜNDEM serdarturgut@superonline.com
AKŞAM TUĞÇE TATARİ KAMÇI YAŞAM tugce.tatari@aksam.com.tr
AKŞAM SERDAR TURGUT YAŞAM serdarturgut@superonline.com
AKŞAM DENİZ GÖKÇE EKONOMİ "deniz.gokce@aksam.com.tr
deniz.gokce@superonline.com"
AKŞAM ALİ TEZEL ÇALIŞMA HAYATI EKONOMİ "ali.tezel@aksam.com.tr
alitezel@alitezel.com"
AKŞAM NAGEHAN ALÇI ANSIZIN GÜNCEL nagehan.alci@aksam.com.tr
AKŞAM ALİ SAYDAM GÜNCEL ali.saydam@aksam.com.tr
AKŞAM BURHAN AYERİ EKRAN POLİSİ TV burhan.ayeri@aksam.com.tr
BİRGÜN ADNAN BOSTANCIOĞLU KISA KISA GÜNCEL adnanbostancioglu@birgun.net
BİRGÜN OZAN CEYHUN GÜNCEL ozanceyhun@birgun.net
BİRGÜN AHMET TULGAR GÜNCEL ahmettulgar@birgun.net
BİRGÜN ERCAN KARAKAŞ GÜNCEL ercankarakas@birgun.net
BİRGÜN MÜSLÜM GÜLHAN SPOR mgulhan@halic.edu.tr
BİRGÜN ALİ ŞİMŞEK ELEŞTİRİYİ ÇALMAK KÜLTÜR-SANAT alisimsek@karsi.com
BUGÜN AYKUT IŞIKLAR MAGAZİN aisiklar@bugun.com.tr
BUGÜN İKBAL GÜRPINAR GÜNCEL igurpinar@bugun.com.tr
BUGÜN CAN AKSIN CUMARTESİ YAZILARI EKONOMİ canaksin@bugün.com.tr
BUGÜN TOKTAMIŞ ATEŞ GÜNCEL tokta@bugün.com.tr
BUGÜN AHMET TAŞGETİREN GÜNCEL atasgetiren@bugun.com.tr
BUGÜN ÖMER LÜTFİ METE GÜCEL omerlutfimete@bugun.com.tr
BUGÜN UZM.DR.AYŞE TÜRKÖZÜ UYKU SORUNLARI VE ÇÖZÜMLERİ SAĞLIK saglik@bugun.com.tr
BUGÜN PSK.YASEMİN KALKAVAN SAĞLIK saglik@bugun.com.tr
BUGÜN DR.SERDAR ALPARSLAN SAĞLIK saglik@bugun.com.tr
BUGÜN CEMAL UŞŞAK KÜLTÜR-SANAT cussak@bugun.com.tr
BUGÜN RIFKI SOYSAL SPOR rsoysal@bugun.com.tr
CUMHURİYET ALİ SİRMEN DÜNYA BUGÜN YORUM asirmen@cumhuriyet.com.tr
CUMHURİYET ATAOL BEHRAMOĞLU CUMARTESİ YAZILARI GÜNDEM ataolb@cumhuriyet.com.tr
CUMHURİYET ŞÜKRAN SONER İŞÇİNİN EVRENİNDEN EKONOMİ soner@cumhuriyet.com.tr
CUMHURİYET ORAL ÇALIŞLAR SIFIR NOKTASI HABER/YORUM oralcalislar@cumhuriyet.com
CUMHURİYET HİKMET ÇETİNKAYA POLİTİKA GÜNLÜĞÜ YORUM hikmet.cetinkaya@cumhuriyet.com.tr
CUMHURİYET HİKMET BİLA YORUM hikmet.bila@ntv.com.tr
CUMHURİYET MUSTAFA BALBAY GÜNDEM ankcum@cumhuriyet.com.tr
CUMHURİYET ALİ HAYDAR NERGİS MALMÖ "YORUM (DIŞ HABER)
(PAZAR YAZILARI)" alinergis@yahoo.se
CUMHURİYET UĞUR HÜKÜM PARİS YORUM ugur.hukum@gmail.com
CUMHURİYET LEYLA TAVŞANOĞLU PAZAR KONUĞU SÖYLEŞİ leyla.tavsanoglu@cumhuriyet.com
CUMHURİYET ÖZTİN AKGÜÇ YORUM EKONOMİ ekonomi@cumhuriyet.com
CUMHURİYET IŞIL ÖZGENTÜRK AL GÖZÜM SEYREYLE İNCELEME isilozgenturk@gmail.com
CUMHURİYET DENİZ KAVUKÇUOĞLU PANO YORUM dkavukcuoglu@superonline.com
CUMHURİYET OKTAY EKİNCİ ÇED KÖŞESİ YORUM ekinci@cumhuriyet.com.tr
CUMHURİYET SELMİ ANDAK SANATA BAKIŞ KÜLTÜR-SANAT kultur@cumkuriyet.com.tr
CUMHURİYET ZEYNEP ORAL ESİNTİLER KÜLTÜR-SANAT zeynep@zeyneporal.com
DÜNYA TEVFİK GÜNGÖR OLAYLARIN İÇİNDEN GÜNDEM gungoruras@superonline.com
DÜNYA OSMAN AROLAT AROLAT TAN GÜNDEM osman.arolat@dunya.com
DÜNYA MERT ÜLKER UZMAN GÖRÜŞÜ FİNANS/BORSA mert.ulker@finansinvest.com
DÜNYA ARİF UĞUR YATIRIMCI KÖŞESİ FİNANS/BORSA arif.ugur.@gmail.com
DÜNYA TAYLAN ERTEN ANKARA'DAN EKONOMİ taylane@dunya.com DÜNYA FATİH ÖZATAY EKONOMİDE UFUK TURU EKONOMİ/ANALİZ habermerkezi@dunya.com
DÜNYA RESUL KURT SORU-CEVAP EKONOMİ/YORUM info@resulkurt.com
DÜNYA YILMAZ ARGÜDEN STRATEJİK BAKIŞ EKONOMİ/YORUM yargüden@arge.com
DÜNYA HAKAN ÜZELTÜRK VERGİ VE HUKUK EKONOMİ/YORUM huzelturk@superonline.com
DÜNYA ZEKİ GÜNDÜZ VERGİ PORTALI EKONOMİ/YORUM zeki.gunduz@dunya.com
DÜNYA FARUK ŞÜYÜN ODAK KÜLTÜR-SANAT sanat@dunya.com
GASTE ENDER AYNA GENÇ KÖŞE YAŞAM enderayna@gmail.com
GÜNEŞ DEFNE SAMYELİ MERCEK YAŞAM d.samyeli@gmail.com
GÜNEŞ RIZA ZELYUT HABER/YORUM zelyut@gunes.com
GÜNEŞ CAN KÜÇÜKYILDIRIM SPOR gunesspor@gunes.com
HÜRRİYET BEKİR COŞKUN ONUNCU KÖY GÜNCEL bcoskun@hurriyet.com.tr
HÜRRİYET İLTER TÜRKMEN SİYASET iturkmen@hurriyet.com.tr
HÜRRİYET YALÇIN DOĞAN EKONOMİ ydogan@hurriyet.com.tr
HÜRRİYET ŞÜKRÜ KIZILOT PARA-PİYASA skizilok@hurriyet.com.tr
HÜRRİYET YILMAZ ÖZDİL GÜNDEM yozdil@hurriyet.com.tr
HÜRRİYET MEHMET Y. YILMAZ GÜNDEM mehmetyilmaz@hurriyet.com.tr
HÜRRİYET ÖZDEMİR İNCE GÜNDEM oince@hurriyet.com.tr
HÜRRİYET ERTUĞRUL ÖZKÖK GÜNDEM eozkok@hurriyet.com.tr
HÜRRİYET OKTAY EKŞİ GÜNÜN YAZISI GÜNDEM oeksi@hurriyet.com.tr
HÜRRİYET ENİS BERBEROĞLU GÜNDEM eberber@hurriyet.com.tr
HÜRRİYET ZEYNEP GÖĞÜŞ GÜNDEM zgogus@hurriyet.com.tr
HÜRRİYET TUFAN TÜRENÇ GÜNDEM tturenc@hurriyet.com.tr
HÜRRİYET YALÇIN BAYER YETER SÖZ MİLLETİN GÜNDEM ybayer@hurriyet.com.tr
HÜRRİYET HADİ ULUENGİN MODERN ZAMANLAR DÜNYA huluengin@hurriyet.com.tr
HÜRRİYET ALTAN TANRIKULU SPOR atanrikulu@hurriyet.com.tr
HÜRRİYET İLHAN SÖYLER SPOR isoyler@hurriyet.com.tr
HÜRSES MUSTAFA ÇİFCİ YAŞAM mustafacifci@hotmail.com
MİLLİYET HASAN PULUR OLAYLAR VE İNSANLAR GÜNCEL h.pulur@milliyet.com.tr
MİLLİYET ÇETİN ALTAN ŞEYTANIN GÖR DEDİĞİ GÜNCEL c.altan@milliyet.com.tr
MİLLİYET MERAL TAMER EKONOMİ mtamer@milliyet.com.tr
MİLLİYET GÜNGÖR URAS OLAYLARIN İÇİNDEN EKONOMİ guras@milliyet.com.tr
MİLLİYET METİN MÜNİR EKONOMİ mmunir@milliyet.com.tr
MİLLİYET YAMAN TÖRÜNER EKONOMİ ytoruner@milliyet.com.tr
MİLLİYET MELİH AŞIK GÖRÜŞ/HABER m.asık@milliyet.com.tr
MİLLİYET TAHA AKYOL OBJEKTİF GÜNÜN İÇİNDEN t.akyol@milliyet.com.tr
MİLLİYET HASAN CEMAL POLİTİKA h.cemal@milliyet.com.tr
MİLLİYET GÜNERİ CIVAOĞLU BUGÜN POLİTİKA gunericivaoglu@milliyet.com.tr
MİLLİYET ABBAS GÜÇLÜ DİYALOG GÖRÜŞ/HABER aguclu@milliyet.com.tr
MİLLİYET DERYA SAZAK SİYASET GÜNLÜĞÜ GÖRÜŞ/HABER dsazak@milliyet.com.tr
MİLLİYET YAVUZ KOCAÖMER SPOR ykoca@milliyet.com.tr
MİLLİYET CEMAL ERSEN BAŞKENT KULİSİ SPOR cersen@milliyet.com.tr
MİLLİYET ERCAN GÜVEN TERS KÖŞE SPOR eguven@milliyet.com.tr
POSTA RAUF TAMER GÜNCEL rauftamer@posta.com.tr
POSTA EKREM SARISU SORULARINIZI CEVAPLIYOR EKONOMİ ekremsarisu@yaklasim.com
POSTA TEOMAN KADIOĞLU CİNSEL YAŞAM SAĞLIK doktor@posta.com.tr
POSTA MESUT YAR TELEVİZYON HASTASI MEDYA myar@posta.com.tr
POSTA YAZGÜLÜ ALDOĞAN YAZGÜLÜ NÜN KONAĞI BİLGİ/ÜRÜN/ANI yaldogan@posta.com.tr
POSTA MEHMET ALİ BİRAND GÜNCEL mabirand@e-kolay.net
POSTA HAKAN ÇELİK GÜNCEL hcelik@posta.com.tr
POSTA MEHMET COŞKUNDENİZ İLİŞKİLER PİSKOLOJİ mcdeniz@posta.com.tr
POSTA GÜLER KAZMACI YAŞAM gkazmaci@e-kolay.net
POSTA BURAK GÖRAL HAYATIMIZ FİLM SİNEMA bgoral@teknotel.net.tr
POSTA HAKAN ÇELİK GÜNCEL hcelik@posta.com.tr
POSTA ÖZGÜR GÖKMEN ÇELENK SAĞLIK ogokmen@posta.com.tr
RADİKAL İSMET BERKAN TÜRKİYE ismet.berkan@radikal.com.tr
RADİKAL TÜRKER ALKAN TÜRKİYE t.alkan@yahoo.com
RADİKAL HALUK ŞAHİN POLİTİKA hsahin@radikal.com.tr
RADİKAL MURAT YETKİN POLİTİKA myetkin@radikal.com.tr
RADİKAL HAKKI DEVRİM CİHANNÜMA POLİTİKA hdevrim@hürriyet.com.tr
RADİKAL MEHMET ALİ KIŞLALI YORUM yorum@radikal.com.tr
RADİKAL MURAT BELGE YORUM yorum@radikal.com.tr
RADİKAL AYŞE KARABAT ŞARK KÖŞESİ DIŞ HABERLER aysekarabat@hotmail.com
RADİKAL EROL KATIRCIOĞLU EKONOMİ erolk@bilgi-edu.tr
RADİKAL TANER BERKSOY EKONOMİ taner.berksoy@bahceshir.edu.tr
RADİKAL FUNDA ÖZKAN KULİS EKONOMİ fozkan@radikal.com.tr
RADİKAL SERHAN ADA İNCE/UZUN KÜLTÜR-SANAT sanat@radikal.com.tr
REFERANS JALE ÖZGENTÜRK İŞ VE İNSAN jaleozgenturk@referansgazetesi.com
REFERANS CEVDET AŞKIN GÜNDEM cevdetaskin@referansgazetesi.com
REFERANS DR.VEYSİ SEVİĞ EKO-POLİTİK veysisevig@referansgazetesi.com
REFERANS SERVET YILDIRIM FİNANS servet.yildirim@cnbce.com
REFERANS KEREM ALKİN FİNANS keremalkin@referansgazetesi.com
REFERANS NUR DEMİROK GÜNCEL nurdemirok@referansgazetesi.com
REFERANS FARUK TÜRKOĞLU FOKUS DÜNYA farukturkoglu@referansgazetesi.com
REFERANS HABİ YAĞCI EKSEN GÜNDEM nabiyagci@referansgazetesi.com
REFERANS HAKKI ÖZDAL SPOR hakkiozdal@refereansgazetesi.com
REFERANS GÖKÇE AYTULU EKSEN YORUM gokceaytulu@referansgazetesi.com
REFERANS EYÜP CAN SAĞLIK YORUM eyupcan@refereansgazetesi.com
REFERANS GÜVEN ŞAK YORUM guvensak@referansgazetesi.com
REFERANS MENSUR AKGÜN YORUM mensurakgun@referansgazetesi.com
REFERANS MÜGE AKGÜN KENT YAŞAM YAŞAM mugeakgun@referansgazetesi.com
REFERANS ATİLLA BİRKİYE YAŞAM atillabirkiye@referansgazetesi.com
REFERANS KENAN BAŞARAN PASLAŞMALAR SPOR kenanbasaran@referansgazetesi.com
REFERANS CEM ÇETİN SPOR cemcetin67@gmail.com
REFERANS METE İKİZ SPOR meteikiz@referansgazetesi.com
SABAH ENGİN ARDIÇ GÜNCEL eardic@sabah.com.tr
SABAH NAZLI ILICAK GÜNÜN İÇİNDEN nilicak@sabah.com.tr
SABAH EMRE AKÖZ GÜNÜN İÇİNDEN emreakoz@sabah.com.tr
SABAH MEHMET BARLAS BAŞ YAZI SİYASET mbarlas@sabah.com.tr
SABAH ŞELALE KADAK İŞ'TE HAYAT GÜNCEL skadak@sabah.com.tr
SABAH TİMUR SIRT TEKNOLOJİ timurs@sabah.com.tr
SABAH MENEKŞE ATASELİM EMLAK MORTGAGE EKONOMİ menekse@sabah.com.tr
SABAH SİNAN ÖZEDİNCİK EKOMAGAZİN EKONOMİ sinano@sabah.com.tr
SABAH ESEN EVRAN HABERİNİZ OLSUN EKONOMİ esenevran@sabah.com.tr
SABAH MAHMUT ÖVÜR GÜNÜN İÇİNDEN mahmuovur@sabah.com.tr
SABAH HINCAL ULUÇ HINCAL'IN YERİ GÜNÜN İÇİNDEN uluch@sabah.com.tr
SABAH UMUR TALU DİPSİZ KUYU ORTA SAYFA utalu@ttnet.net.tr
SABAH ERGUN BABAHAN ORTA SAYFA ebabahan@sabah.com.tr
SABAH SOLİ ÖZEL DIŞ HABER cozepo@yahoo.com
SABAH ERDAL ŞAFAK GÜNDEM esafak@sabah.com.tr
SABAH MUHARREM SARIKAYA ANKARA GÜNDEM msarikaya@sabah.com.tr
SABAH YAVUZ DONAT VİTRİN SİYASET ydonat@sabah.com.tr
SABAH GÜRCAN BİLGİÇ F.BAHÇE NASILDI? SPOR gbilgic@sabah.com.tr
SABAH İSKENDER GÜNEN TS NASILDI? SPOR igunen@sabah.com.tr
SABAH KAZIM KANAT BJK NASILDI? SPOR kanat@sabah.com.tr
SABAH EBRU KILIÇOĞLU SPOR ekilicoglu@sabah.com.tr
SABAH LEVENT TÜZEMEN BAŞARIYA GİDEN YOL SPOR ltuzemen@sabah.com.tr
SÖZCÜ MEHMET ŞEHİRLİ YERİN KULAĞI VAR GÜNCEL msehirli@sozcugazetesi.net
SÖZCÜ SİNAN AYGÜN POLİTİKA sinanaygun@atonet.org.tr
SÖZCÜ EMİN ÇÖLAŞAN EMİN ÇÖLAŞAN YAZIYOR POLİTİKA emincolasan@sozcugazetesi.net
SÖZCÜ MEHMET TÜRKER POLİTİKA mturker@sozcugazetesi.net
SÖZCÜ MURAT MURATOĞLU SONSÖZ EKONOMİ sozcumuratoglu@gmail.com
SÖZCÜ ERDOĞAN TOKMAKÇIOĞLU ASABİYE KOĞUŞU HABER/YORUM etokmakcioglu@gmail.com
SÖZCÜ ŞEVKET TEZEL ÇALIŞANLARIN SÖZCÜ'SÜ HABER/YORUM sevtezel@hotmail.com
SÖZCÜ TARIK YILMAZ EKRAN TURU TV tyilmaz@sozcugazetesi.net
STAR AHMET KEKÇ GÜNCEL akekec@stargazete.com
STAR YAĞMUR ATSIZ BLOKNOT GÜNCEL yagmuratsiz@stargazete.com
STAR AZİZ ÜSTEL AZİZNAME GÜNCEL austel@stargazete.com
STAR SALİH NEFTÇİ EKONOMİ sneftci@ust.hk
STAR ESER KARAKAŞ EKONOMİ ekarakas@stargazete.com
STAR SELAHATTİN DÖNMEZ YENİ BİR HAYAT KADIN-AİLE sdonmez@sdonmez.com
STAR NASUHİ GÜNGÖR GÜNCEL ngungor@stargazete.com
STAR ŞAMİL TAYYAR GÜNCEL stayyar@stargazete.com
STAR MEHMET ALTAN PRİZMA GÜNCEL mehmetaltan@stargazete.com
STAR HASAN KAÇAN GÜNCEL hkacan@stargazete.com
STAR PROF.DR.FARUK BEŞER CUMA SOHBETLERİ AİLE fbeser@stargazete.com
STAR EKREM OKUTAN YORUM eokutan@stargazete.com
ŞOK BURCU BURCU YAZIYOR YORUM burca@abcmedya.com.tr
ŞOK DR.ALP SİRMAN ACİL SERVİS SAĞLIK alpsirman@mediklinik.com
TAKVİM HİCRAN AYGÜN YAŞAM haygun@takvim.com.tr
TAKVİM SAVAŞ AY ORTALIK YAŞAM savas.ay54@gmail.com
TERCÜMAN BEHİÇ KILIÇ GERÇEK TÜRKİYE GÜNCEL behic.kilic@tercüman.com.tr
TERCÜMAN ESFENDER KORKMAZ CEBİMİZDEKİ EL EKONOMİ esfender@esfenderkorkmaz.com
TERCÜMAN CANER SONER GÖKSEL SİYASET ÇEŞMESİ GÜNCEL soner.goksel@hotmail.com
TERCÜMAN METİN ÖZKAN BAŞKENT ARENASI GÜNCEL metin.ozkan@tercuman.com.tr
TERCÜMAN SIRRI YÜKSEL CEBECİ BANA GÖRE GÜNCEL sirri.cebeci@tercuman.com.tr
TERCÜMAN LALE ŞIVGIN GÜNCEL lalesivgin@yahoo.com
TURKISH DAILY NEWS NEŞE YAHYA YAŞAM nese@expatia.net
TURKISH DAILY NEWS YUSUF KANLI HABER/YORUM ykanli@hotmail.com
TURKISH DAILY NEWS BURAK BEKDİL HABER/YORUM burak.bekdil@tdn.com.tr
TURKISH DAILY NEWS MİTHAT MELEN HABER/YORUM mithatmelen@ttmail.com
TURKISH DAILY NEWS SEMİH İDİZ HABER/YORUM semih.idiz@tdn.com.tr
TURKISH DAILY NEWS CENGİZ ÇANDAR YORUM cengiz.candar@tdn.com.tr
TURKISH DAILY NEWS MEHMET ALİ BİRAND YORUM mab@tdn.com.tr
TÜRKİYE RAHİM ER ENTELLEKTÜEL BOYUT YORUM rahim.er@bky.com.tr
TÜRKİYE HASAN MESUT HAZAR WASHİNGTON MEKTUBU YORUM hasanmesut.hazar@g.com.tr
TÜRKİYE MUHSİN ABAY YORUM muhsin.abay@tg.com.tr TÜRKİYE ÖMER SÖZTUTAN SÖZ MARKET MİZAHİ omer.soztutan@tg.com.tr
TÜRKİYE NURİ ELİBOL NELER OLUYOR? GÜNDEM nurielibol@tg.com.tr
TÜRKİYE MEHMET ALİ DEMİRBAŞ SOHBET İNSAN VE TOPLUM mehmetali.demirbas@tg.com.tr
TÜRKİYE MEHMET ORUÇ HİKMETLER İNSAN VE TOPLUM mehmet.oruc@tg.com.tr
TÜRKİYE VEHBİ TÜLEK MEŞHURLARIN SON SÖZLERİ İNSAN VE TOPLUM vehbi.tulek@tg.com.tr
TÜRKİYE ABDULLATİF UYAN MENKIBELER İNSAN VE TOPLUM abdullatif.uyan@tg.com.tr
TÜRKİYE MUHAMMER ERKUL STOP KÜLTÜR-SANAT muammer.erkul@tg.com.tr
TÜRKİYE KEMAL BELGİN SPOR kemal.belgin@tg.com.tr
TÜRKİYE HALİL DELİCE DELİCE SPOR halil.delice@tg.com.tr
TÜRKİYE ÖCAL ULUÇ SPOR ocal.uluc@tg.com.tr
TÜRKİYE ÖMER FARUK ÜNAL HAKEM ODASI SPOR omerfaruk.unal@tg.com.tr
VATAN GÜNGÖR MENGİ SİYASET gmengi@gazetevatan.com
VATAN RUHAT MENGİ GÜNCEL rmengi@gazetevatan.com
VATAN ZÜLFÜ LİVANELLİ HAYATA DAİR GÜNCEL zlivanelli@gazetevatan.com
VATAN REHA MUHTAR GÜNCEL rmuhtar@gazetevatan.com
VATAN NECATİ DOĞRU EKONOMİ ndogru@gazetevatan.com
VATAN HAŞMET BABAOĞLU GÜNDEM hasmetb@gazetevatan.com
VATAN İCLAL AYDIN HAYAT GÜZELDİR GÜNDEM iaydin@gazetevatan.com
VATAN OKAY GÖNENSİN SİYASET ogonensin@gazetevatan.com
VATAN SELAHATTİN DUMAN ORTA SAYFA sduman@gazetevatan.com
VATAN MUSTAFA MUTLU GÜNDEM mmutlu@gazetevatan.com
VATAN CAN ATAKLI GÜNDEM catakli@gazetevatan.com
VATAN SÜLEYMAN ATEŞ GÜNCEL suleymanates@gazetevatan.com
VATAN TAYFUN BAYINDIR SPORUN ARKA BAHÇESİ SPOR tbayindir@gazetevatan.com
YENİ ŞAFAK HAYRETTİN KARAMAN GÜNCEL hkaraman@yenisafak.com.tr
YENİ ŞAFAK ALİ BAYRAMOĞLU GÜNCEL alibayramoglu@tnn.net
YENİ ŞAFAK YAŞAR SÜNGÜ EKONOMİ ysungu@yenisafak.com.tr
YENİ ŞAFAK İBRAHİM KAHVECİ EKONOMİ ikahveci@yenisafak.com.tr
YENİ ŞAFAK İBRAHİM KARAGÜL GÜNDEM ibrahimkaragul@gmail.com
YENİ ŞAFAK TAHA KIVANÇ GÜNDEM tahakivanc@hotmail.com
YENİ ŞAFAK YASİN DOĞAN GÜNDEM ydogan@yenisafak.com.tr
YENİ ŞAFAK YUSUF KAPLAN GÜNDEM ykaplan@yenisafak.com.tr
YENİ ŞAFAK TAMER KORKMAZ POLİTİKA tkorkmaz@yenisafak.com.tr
YENİ ŞAFAK FEHMİ KORU POLİTİKA f.koru@hotmail.com
YENİ ŞAFAK SALİH TUNA SAĞLIK stuna@yenisafak.com.tr
YENİ ŞAFAK MEHET ŞEKER YORUM mseker@yenisafak.com.tr
YENİ ŞAFAK BEKİR HAZAR TELEVİZYON bhazar@yenisafak.com.tr
YENİ ŞAFAK OSMAN TAMBURACI OMBUDSMAN SPOR otanburaci@yenisafak.com.tr
YENİÇAĞ ÖZCAN YENİÇERİ BALBAL GÜNCEL yeniceriozcan@yahoo.com
YENİÇAĞ SAVAŞ SÜZAL DIŞ HABER ssuzal@verizon.net
YENİÇAĞ SELCAN TAŞÇI MEDYA POLEMİK MEDYA mp@yenicaggazetesi.com.tr
YENİÇAĞ DURMUŞ HOCAOĞLU ANALİZ YORUM durmushocaoglu@ttnet.net.tr
YENİÇAĞ NADİM MACİT AÇI-YORUM GÜNCEL n_macit@yahoo.cm
YENİÇAĞ SABAHATTİN ÖNKİBAR POLİTİKA GÜNLÜĞÜ GÜNCEL sonkibar@gmail.com
YENİÇAĞ ALTEMUR KILIÇ UFUK TURU GÜNCEL altemurkilic@ttmail.com
YENİÇAĞ İSRAFİL K.KUMBASAR SICAK TAKİP GÜNCEL israfilkumbasar@yenicaggazetesi.com.tr
YENİÇAĞ ARSLAN BULUT YAZIT GÜNCEL arslanbulut@yenicaggazetesi.com.tr
YENİÇAĞ AHMET ÜNAL GÜNCEL eahmetunal@gmail.com
YENİÇAĞ AHMET SEVGİ SEVGİ GÖZÜYLE TARİH VE KÜLTÜR ahsevgi@selcuk.edu.tr
ZAMAN MELİH ARAT İŞ FIRSATLARI EKONOMİ m.arat@zaman.com.tr
ZAMAN ABDULLAH AYMAZ AİLE-SAĞLIK a.aymaz@zaman.com.tr
ZAMAN SELİM İLERİ KÜLTÜR-SANAT s.ileri@zaman.com.tr
ZAMAN FİKRET ERTAN DIŞ HABERLER f.ertan@zaman.com.tr
ZAMAN MUSTAFA ÜNAL YORUM m.unal@zaman.com.tr
ZAMAN HİLMİ YAVUZ YORUM h.yavuz@zaman.com.tr
ZAMAN MÜMTAZ'ER TÜRKÖNE YORUM m.turkone@zaman.com.tr
ZAMAN HAMDULLAH ÖZTÜRK YORUM h.ozturk@zaman.com.tr
ZAMAN ATIF KEÇECİ SPOR a.kececi@zaman.com.tr
ZAMAN ZEKİ ÇOL SPOR z.col@zaman.com.tr
ZAMAN AHMET ÇAKIR SPOR a.cakir@zaman.com.tr
MEDYA İRTİBAT ADRESLERİ
>
NTV 335 00 00 METE ÇUBUKÇU HABER SERVİSİ MÜDÜRÜ mete.cubukcu@ntv.com.tr Eski Büyükdere caddesi USO Center no:59 MASLAK
FEVZİ YENİÇERİ HABER SERVİSİ MÜDÜR YARDIMCISI fevzi.yeniceri@ntv.com.tr Eski Büyükdere caddesi USO Center no:59 MASLAK
MİRGÜN CABAS EDİTÖR mirgun.cabas@ntv.com.tr Eski Büyükdere caddesi USO Center no:59 MASLAK
SHOW TV
355 01 01 MURAT DEMİREL GENEL YAYIN YÖNETMENİ murat.demirel@showtv.com.tr Yapı Kredi Plaza E Blok
AYHAN BÖLÜKBAŞI HABER KOORDİNATÖRÜ ayhan.bolukbası@showtv.com.tr Yapı Kredi Plaza E Blok
ALPARSLAN AKKUŞ HABER SERVİSİ MÜDÜRÜ alparslan.akkus@showtv.com.tr Yapı Kredi Plaza E Blok
OZAN PEZEK EDİTÖR ozan.pezek@showtv.com.tr Yapı Kredi Plaza E Blok
RIDVAN BIYIK HABER MUHABİRİ rıdvan.bıyık@showtv.com.tr Yapı Kredi Plaza E Blok
FIRAT ÇATBAŞ HABER MUHABİRİ fırat.catbas@showtw.com.tr Yapı Kredi Plaza E Blok
DERYA BOZDİNÇ HABER MUHABİRİ derya.bozdinc@showtv.com.tr Yapı Kredi Plaza E Blok
SKY TÜRK
449 07 00 FİKRET BULUT HABER SERVİSİ MÜDÜRÜ fikret.bulut@skyturk.tv Merkezefendi Mahellesi Davutpaşa Caddesi No: 34
MUSTAFA ÇELEBİ EDİTÖR mustafa.celebi@skyturk.tv Merkezefendi Mahellesi Davutpaşa Caddesi No: 34
MUHARREM YILDIZ EDİTÖR muharrem.yıldız@skyturk.tv Merkezefendi Mahellesi Davutpaşa Caddesi No: 34
RECEP BOLAT EDİTÖR recep.bolat@skyturk.tv Merkezefendi Mahellesi Davutpaşa Caddesi No: 34
BURCU BENEK MUHABİR burcu.benek@skyturk.tv Merkezefendi Mahellesi Davutpaşa Caddesi No: 34
MERVE AYHAN MUHABİR merve.ayhan@skyturk.tv Merkezefendi Mahellesi Davutpaşa Caddesi No: 34
ATV
354 30 00 HAKAN GÜLTEKİN HABER MÜDÜRÜ/ İ. ŞEFİ h.gultekin@atv.com.tr
MÜCAHİT OKUR EDİTÖR m.okur@atv.com.tr
FERKUT BOZKURT EDİTÖR f.bozkurt@atv.com.tr
NİLGÜN ÖZDAĞ EDİTÖR n.ozdag@atv.com.tr
FERHAT UÇAR MUHABİR f.ucar@atv.com.tr
IŞIL ÖZDEM MUHABİR ı.ozdem@atv.com.tr
TV 8
288 51 52 GÜRCAN ÇİLESİZ HABER SERVİSİ MÜDÜRÜ haber@tv8.com.tr
DEMET SOYSAL HABER SERVİSİ MÜDÜR YARDIMCISI haber@tv8.com.tr
MURAT KARATAŞ HABER MUHABİRİ haber@tv8.com.tr
İSMAİL ERDEN HABER MUHABİRİ haber@tv8.com.tr
BİLGE YAVUZ HABER MUHABİRİ haber@tv8.com.tr
FOX
454 56 00 KUBİLAY TÜMEN HABER SERVİSİ MÜDÜRÜ kubilay.tumen@fox.com.tr
EYÜP KARASAKAL İSTİHBARAT ŞEFİ eyup.karasakal@fox.com.tr
MERAL TOSUN HABER MUHABİRİ meral.tosun@fox.com.tr
FATİH ERENER HABER MUHABİRİ fatih.erener@fox.com.tr
KANAL 1
313 69 00 BÜLENT GÜLTEKİN HABER SERVİSİ MÜDÜRÜ bulentgultekin@kanal1.com.tr
OZAY ŞENDUR HABER KOORDİNATÖRÜ osendur@kanal1.com.tr
SUAT YILMAZ İSTİHBARAT ŞEFİ suat@kanal1.com.tr
EMRAH GÜRSOY MUHABİR egursoy@kanal1.com.tr
KANAL TÜRK
274 50 50 TARIK TOROS HABER SERVİSİ MÜDÜRÜ tarık.toros@kanalturk.com.tr
OĞUZ USLUER HABER KOORDİNATÖRÜ oguz.usluer@kanalturk.com.tr
DİLEK ÖZGÜL HABER MUHABİRİ dilek.ozgul@kanalturk.com.tr
STAR TV
413 50 00 UĞUR DÜNDAR ANCHORMAN ugur.dundar@startv.com.tr
YILMAZ ÖZDİL HABER GENEL MÜDÜRÜ yılmaz.ozdıl@startv.com.tr
MUSTAFA SAĞLAMER HABER KOORDİNATÖRÜ mustafa.sağlamer@startv.com.tr
ÜNAL OYMAK İSTİHBARAT ŞEFİ unal.oymak@startv.com.tr
EMİNE MUNYAR EKONOMİ EDİTÖRÜ emine.uyar@startv.com.tr
KANAL 24
496 20 00 YÜKSEL ALTINTAŞ HABER KOORDİNATÖRÜ yukselaltıntas@yirmidort.tv
ÖMER ÖZKÖK EDİTÖR omerozkok@yirmidort.tv
TARIK OKAYGÜN EDİTÖR tarikokaygun@yirmidort.tv
ARUKAN ŞANCI EDİTÖR arukansancı@yirmidort.tv
MURAT YANCI EDİTÖR muratyanci@yirmidort.tv
VAKKAS AKSU MUHABİR vakkasaksu@yirmidort.tv
SEMİH SATIROĞLU MUHABİR semihsatiroglu@yirmidort.tv
PINAR HORTOĞLU MUHABİR pinarhortoglu@yirmidort.tv
TRT
232 00 00 SELVER GÖZÜAÇIK EKONOMİ/HABER SERVİSİ MÜDÜRÜ selver.gozuacık@trt.net.tr
ENGİN BAŞÇI MUHABİR engin.bascı@trt.net.tr
GÖKSAL GÖKÇE MUHABİR goksal.gokce@trt.net.tr
ERKAN TURHAN MUHABİR erkan.turhan@trt.net.tr
GÖNÜL GEZBUL MUHABİR gonul.gezbul@trt.net.tr
ÖZLEM COŞAR MUHABİR ozlem.cosar@trt.net.tr
CNN TÜRK
413 56 00 SUAT TOkTAŞ HABER SERVİSİ MÜDÜRÜ suatt@cnnturk.com.tr
CENGİZ ERTAN İSTANBUL HABER KOORDİNATÖRÜ cengize@cnnturk.com.tr
GÖKSAL GÖKSU HABER MUHABİRİ goksalg@cnnturk.com.tr
HÜSEYİN YILMAZ HABER MUHABİRİ huseyiny@cnnturk.com.tr
KANAL D
413 51 11 MUSTAFA AŞÇIOĞLU HABER SERVİSİ MÜDÜRÜ mascıoglu@kanald.com.tr
UYGAR EREMEKTAR HABER KOORDİNATÖRÜ ueremektar@kanald.com.tr
ORKUN ÜN HABER MUHABİRİ orkunes@kanald.com.tr
EXPO CHANNEL
465 79 49 MAHMUT RUŞEN PROGRAM ve YAYIN MÜDÜRÜ mrusen@expochanneltv.com
ONURSAL ERBAŞ YAYIN KOORDİNATÖRÜ oerbas@jcturk.com
MUSTAFA URLU İSTİHBARAT ŞEFİ mustafaurlu@jcturk.com
AA
513 10 90 FATİH SÜRMELİ İSTİHBARAT ŞEFİ istanbul@aa.com.tr
HASAN KÖSEOĞLU MUHABİR istanbul@aa.com.tr
EREN COŞKUN MUHABİR istanbul@aa.com.tr
NESİMİ ERGÜNÜ MUHABİR istanbul@aa.com.tr
NURAY CEVİREL MUHABİR istanbul@aa.com.tr
NURHAN ÇORLU MUHABİR istanbul@aa.com.tr
NEVBAHAR KABAK MUHABİR istanbul@aa.com.tr
CHA
551 54 41 CEMALETTİN ÇANDIR İSTİHBARAT ŞEFİ c.candır@cihan.com.tr
HAKAN İNCE HABER MÜDÜRÜ h.ince@cihan.com.tr,
BARAN TAŞ MUHABİR b.tas@cihan.com.tr
LİG TV
326 00 00 AYRI BİR HABER SERVİSİ YOK SPOR SERVİSİ AYNI ZAMANDA HABERLERİ HAZIRLIYOR
CNBC- E
335 00 00 AYRI BİR HABER SERVİSİ YOK EKONOMİ SERVİSİ AYNI ZAMANDA HABERLERİ HAZIRLIYOR.
NTV SPOR
335 00 00 AYRI BİR HABER SERVİSİ YOK SPOR SERVİSİ AYNI ZAMANDA HABERLERİ HAZIRLIYOR.
KANAL 7
612 90 90 NAYMİYE YILMAZ HABER DAİRESİ BAŞKANI nyilmaz@kanal7.com
İBRAHİM ERDOĞAN HABER KOORDİNATÖRÜ ierdogan@kanal7.com
AHMET GEMİCİ HABER MUHABİRİ gemici@kanal7.com
EMİNE OKUMUŞ HABER MUHABİRİ eminekaradere@kanal7.com
SABRİ ÇELEBİOĞLU HABER MUHABİRİ celebioğlu@kanal7.com
BAHADIR AÇIKEL HABER MUHABİRİ bahadır.acıkel@kanal7.com
GONCA BAĞBÜR HABER MUHABİRİ gonca.bagbur@kanal7.com
DHA
413 55 55 MUSTAFA ERDOĞAN HABER SERVİSİ MÜDÜRÜ dhaistanbui@dha.com.tr
STV
(216) 524 95 24 AHMET TORUN HABER SERVİSİ MÜDÜRÜ atorun@samanyolu.tv
ALİ DEMİRER İSTİHBARAT ŞEFİ ademirer@samanyolu.tv
METİN YIKAR HABER KOORDİNATÖRÜ myıkar@samanyolu.tv
AHMET DOĞAN HABER MUHABİRİ adogan@samanyolu.tv
LEVENT AK HABER MUHABİRİ lak@samanyolu.tv
SİNAN GİRGİN HABER MUHABİRİ sgirgin@samanyolu.tv
TGRT HABER
454 70 70 MURAT ARVAS HABER SERVİSİ MÜDÜRÜ murat.arvas@tgrthaber.com.tr
GÜNAY KANTAŞ HABER KOORDİNATÖRÜ gunay.kantas@tgrthaber.com.tr
EKREM ÇALKILIÇ HABER MUHABİRİ ekrem.calkılıc@tgrthaber.com.tr
ÖMER ÇAĞLAK HABER MUHABİRİ omer.caglak@tgrthaber.com.tr
İHA
454 33 33 ÖMER KILIÇ HABER SERVİSİ MÜDÜRÜ omer.kılıc@iha.com.tr
FARUK AYDEMİR EDİTÖR faruk.aydemir@iha.com.tr
HABER TÜRK
313 60 60 ALİ GÜVEN HABER MÜDÜRÜ aliguven@haberturk.com,
dahili 6247 CANSEL POYRAZ PLANLAMA VE İSTİHBARAT SORUMLUSU canselpoyraz@haberturk.com
TBMM Elektronik Posta Adresleri Listesi
Türkiye Büyük Millet Meclisi Milletvekilleri
Elektronik Posta Adresleri Listesi
Kürşat ATILGAN ADANA MHP kursat.atilgan@tbmm.gov.tr
Ömer ÇELİK ADANA AK Parti omer.celik@tbmm.gov.tr
Nevingaye ERBATUR ADANA CHP gaye.erbatur@tbmm.gov.tr
Dengir Mir Mehmet FIRAT ADANA AK Parti dengirmir@tbmm.gov.tr
Fatoş GÜRKAN ADANA AK Parti fatos.gurkan@tbmm.gov.tr
Hulusi GÜVEL ADANA CHP hulusi.guvel@tbmm.gov.tr
Vahit KİRİŞCİ ADANA AK Parti vahit.kirisci@tbmm.gov.tr
Ali KÜÇÜKAYDIN ADANA AK Parti ali.kucukaydin@tbmm.gov.tr
Tacidar SEYHAN ADANA CHP tacidar.seyhan@tbmm.gov.tr
Yılmaz TANKUT ADANA MHP yilmaz.tankut@tbmm.gov.tr
Necdet ÜNÜVAR ADANA AK Parti necdet.unuvar@tbmm.gov.tr
Muharrem VARLI ADANA MHP muharrem.varli@tbmm.gov.tr
Mustafa VURAL ADANA DSP mustafa.vural@tbmm.gov.tr
Ahmet AYDIN ADIYAMAN AK Parti ahmetaydin@tbmm.gov.tr
Mehmet ERDOĞAN ADIYAMAN AK Parti mehmeterdogan02@tbmm.gov.tr
Şevket GÜRSOY ADIYAMAN AK Parti sevket.gursoy@tbmm.gov.tr
Fehmi Hüsrev KUTLU ADIYAMAN AK Parti husrevkutlu@tbmm.gov.tr
Sait AÇBA AFYONKARAHİSAR AK Parti sait.acba@tbmm.gov.tr
Abdülkadir AKCAN AFYONKARAHİSAR MHP abdulkadir.akcan@tbmm.gov.tr
Zekeriya ASLAN AFYONKARAHİSAR AK Parti zekeriya.aslan@tbmm.gov.tr
Halil AYDOĞAN AFYONKARAHİSAR AK Parti halil.aydogan@tbmm.gov.tr
Veysel EROĞLU AFYONKARAHİSAR AK Parti veyseleroglu@tbmm.gov.tr
Ahmet KOCA AFYONKARAHİSAR AK Parti ahmet.koca@tbmm.gov.tr
Halil ÜNLÜTEPE AFYONKARAHİSAR CHP halil.unlutepe@tbmm.gov.tr
Mehmet Hanifi ALIR AĞRI AK Parti mehmet.hanifi.alir@tbmm.gov.tr
Abdulkerim AYDEMİR AĞRI AK Parti kaydemir@tbmm.gov.tr
Cemal KAYA AĞRI AK Parti cemal.kaya@tbmm.gov.tr
Ruhi AÇIKGÖZ AKSARAY AK Parti ruhi.acikgoz@tbmm.gov.tr
Osman ERTUĞRUL AKSARAY MHP osman.ertugrul@tbmm.gov.tr
Zekeriya AKINCI ANKARA CHP zekeriya.akinci@tbmm.gov.tr
Yılmaz ATEŞ ANKARA CHP yilmaz.ates@tbmm.gov.tr
Nesrin BAYTOK ANKARA CHP nesrin.baytok@tbmm.gov.tr
Tekin BİNGÖL ANKARA CHP tekin.bingol@tbmm.gov.tr
Zeynep DAĞI ANKARA AK Parti dagi@tbmm.gov.tr
Bülent GEDİKLİ ANKARA AK Parti bulentgedikli@tbmm.gov.tr
Mehmet Emrehan HALICI ANKARA DSP emrehan.halici@tbmm.gov.tr
Haluk İPEK ANKARA AK Parti haluk.ipek@tbmm.gov.tr
Salih KAPUSUZ ANKARA AK Parti salih.kapusuz@tbmm.gov.tr
Faruk KOCA ANKARA AK Parti faruk.koca@tbmm.gov.tr
Hakkı Suha OKAY ANKARA CHP hakki.suha.okay@tbmm.gov.tr
Mehmet Zekai ÖZCAN ANKARA AK Parti zekai.ozcan@tbmm.gov.tr
Nazmi Haluk ÖZDALGA ANKARA AK Parti haluk.ozdalga@tbmm.gov.tr
Mustafa Cihan PAÇACI ANKARA MHP cpacaci@tbmm.gov.tr
Mücahit PEHLİVAN ANKARA DSP mpehlivan@tbmm.gov.tr
Yıldırım Tuğrul TÜRKEŞ ANKARA MHP ytugrulturkes@tbmm.gov.tr
Mustafa Said YAZICIOĞLU ANKARA AK Parti mustafa.said.yazicioglu@tbmm.gov.tr
Sadık BADAK ANTALYA AK Parti badak@tbmm.gov.tr
Mevlüt ÇAVUŞOĞLU ANTALYA AK Parti cavusoglu@tbmm.gov.tr
Hüsnü ÇÖLLÜ ANTALYA CHP husnucollu@tbmm.gov.tr
Atila EMEK ANTALYA CHP atila.emek@tbmm.gov.tr
Mehmet GÜNAL ANTALYA MHP mehmet.gunal@tbmm.gov.tr
Yusuf Ziya İRBEÇ ANTALYA AK Parti irbec@tbmm.gov.tr
Osman KAPTAN ANTALYA CHP osman.kaptan@tbmm.gov.tr
Tayfur SÜNER ANTALYA CHP tayfur.suner@tbmm.gov.tr
Tunca TOSKAY ANTALYA MHP tunca.toskay@tbmm.gov.tr
Saffet KAYA ARDAHAN AK Parti saffet.kaya@tbmm.gov.tr
Ensar ÖĞÜT ARDAHAN CHP ensar.ogut@tbmm.gov.tr
Mehmet Fatih ATAY AYDIN CHP fatihatay@tbmm.gov.tr
Özlem ÇERÇİOĞLU AYDIN CHP ozlem.cercioglu@tbmm.gov.tr
Atilla KOÇ AYDIN AK Parti atilla.koc@tbmm.gov.tr
Ali UZUNIRMAK AYDIN MHP aliuzunirmak@tbmm.gov.tr
Ayşe AKBAŞ BALIKESİR AK Parti ayseakbas@tbmm.gov.tr
Ergün AYDOĞAN BALIKESİR CHP ergun.aydogan@tbmm.gov.tr
Hüseyin PAZARCI BALIKESİR DSP hpazarci@tbmm.gov.tr
Ali Osman SALİ BALIKESİR AK Parti ali.osman.sali@tbmm.gov.tr
Ahmet Edip UĞUR BALIKESİR AK Parti edip.ugur@tbmm.gov.tr
Yılmaz TUNÇ BARTIN AK Parti yilmaz.tunc@tbmm.gov.tr
Muhammet Rıza YALÇINKAYA BARTIN CHP muhammet.riza.yalcinkaya@tbmm.gov.tr
Mehmet Emin EKMEN BATMAN AK Parti eminekmen@tbmm.gov.tr
Ahmet İNAL BATMAN AK Parti ahmetinal@tbmm.gov.tr
Fetani BATTAL BAYBURT AK Parti fetani.battal@tbmm.gov.tr
Fahrettin POYRAZ BİLECİK AK Parti fahrettin.poyraz@tbmm.gov.tr
Yaşar TÜZÜN BİLECİK CHP yasar.tuzun@tbmm.gov.tr
Kazim ATAOĞLU BİNGÖL AK Parti kazim.ataoglu@tbmm.gov.tr
Yusuf COŞKUN BİNGÖL AK Parti yusuf.coskun@tbmm.gov.tr
Cevdet YILMAZ BİNGÖL AK Parti cevdet.yilmaz@tbmm.gov.tr
Vahit KİLER BİTLİS AK Parti vahit.kiler@tbmm.gov.tr Cemal TAŞAR BİTLİS AK Parti ctasar@tbmm.gov.tr
Yüksel COŞKUNYÜREK BOLU AK Parti y.coskunyurek@tbmm.gov.tr
Fatih METİN BOLU AK Parti fatih.metin@tbmm.gov.tr
Mehmet ALP BURDUR AK Parti mehmet.alp@tbmm.gov.tr
Bayram ÖZÇELİK BURDUR AK Parti bayram.ozcelik@tbmm.gov.tr
Ramazan Kerim ÖZKAN BURDUR CHP r.kerim.ozkan@tbmm.gov.tr
Canan CANDEMİR ÇELİK BURSA AK Parti canan.candemir.celik@tbmm.gov.tr
Faruk ÇELİK BURSA AK Parti faruk.celik@tbmm.gov.tr
Kemal DEMİREL BURSA CHP kemal.demirel@tbmm.gov.tr
Hamza Hamit HOMRİŞ BURSA MHP hamit.homris@tbmm.gov.tr
Sedat KIZILCIKLI BURSA AK Parti sedat.kizilcikli@tbmm.gov.tr
Ali KOYUNCU BURSA AK Parti alikoyuncu@tbmm.gov.tr
Ali KUL BURSA AK Parti ali.kul@tbmm.gov.tr
Mehmet OCAKDEN BURSA AK Parti mehmet.ocakden@tbmm.gov.tr
Onur Başaran ÖYMEN BURSA CHP onur.oymen@tbmm.gov.tr
Necati ÖZENSOY BURSA MHP necati.ozensoy@tbmm.gov.tr
Abdullah ÖZER BURSA CHP abdullah.ozer@tbmm.gov.tr
Mehmet Emin TUTAN BURSA AK Parti metutan@tbmm.gov.tr
Mustafa Kemal CENGİZ ÇANAKKALE MHP m.kemalcengiz@tbmm.gov.tr
Ahmet KÜÇÜK ÇANAKKALE CHP ahmet.kucuk@tbmm.gov.tr
Nurettin AKMAN ÇANKIRI AK Parti nurettinakman@akparti.org.tr
Ahmet BUKAN ÇANKIRI MHP ahmet.bukan@tbmm.gov.tr
Suat KINIKLIOĞLU ÇANKIRI AK Parti kiniklioglu@tbmm.gov.tr
Ahmet AYDOĞMUŞ ÇORUM AK Parti ahmet.aydogmus@tbmm.gov.tr
Cahit BAĞCI ÇORUM AK Parti cahit.bagci@tbmm.gov.tr
Ağah KAFKAS ÇORUM AK Parti agah.kafkas@tbmm.gov.tr
Murat YILDIRIM ÇORUM AK Parti murat.yildirim@tbmm.gov.tr
Emin Haluk AYHAN DENİZLİ MHP emin.haluk.ayhan@tbmm.gov.tr
Mithat EKİCİ DENİZLİ AK Parti mithat.ekici@tbmm.gov.tr
Mehmet Salih ERDOĞAN DENİZLİ AK Parti salih.erdogan@tbmm.gov.tr
Ali Rıza ERTEMÜR DENİZLİ CHP ali.riza.ertemur@tbmm.gov.tr
Selma Aliye KAVAF DENİZLİ AK Parti selmakavaf@tbmm.gov.tr
M. İhsan ARSLAN DİYARBAKIR AK Parti ihsanarslan@tbmm.gov.tr
Akın BİRDAL DİYARBAKIR DTP akin.birdal@tbmm.gov.tr
Selahattin DEMİRTAŞ DİYARBAKIR DTP selahattin.demirtas@tbmm.gov.tr
Mehmet Mehdi EKER DİYARBAKIR AK Parti mehdieker@tbmm.gov.tr
Gültan KIŞANAK DİYARBAKIR DTP gultan.kisanak@tbmm.gov.tr
Abdurrahman KURT DİYARBAKIR AK Parti abdurrahmankurt@tbmm.gov.tr
Ali İhsan MERDANOĞLU DİYARBAKIR AK Parti ali.ihsan.merdanoglu@tbmm.gov.tr
Celal ERBAY DÜZCE AK Parti celal.erbay@tbmm.gov.tr
Metin KAŞIKOĞLU DÜZCE AK Parti metin.kasikoglu@tbmm.gov.tr
Necdet BUDAK EDİRNE AK Parti nbudak@tbmm.gov.tr
Rasim ÇAKIR EDİRNE CHP rasim.cakir@tbmm.gov.tr
Bilgin PAÇARIZ EDİRNE CHP bilgin.pacariz@tbmm.gov.tr
Cemaleddin USLU EDİRNE MHP cemaleddin.uslu@tbmm.gov.tr
Mehmet Necati ÇETİNKAYA ELAZIĞ AK Parti necati.cetinkaya@tbmm.gov.tr
Feyzi İŞBAŞARAN ELAZIĞ AK Parti feyziisbasaran@tbmm.gov.tr
Tahir ÖZTÜRK ELAZIĞ AK Parti tahir.ozturk@tbmm.gov.tr
Hamza YANILMAZ ELAZIĞ AK Parti hamza.yanilmaz@tbmm.gov.tr
Binali YILDIRIM ERZİNCAN AK Parti binali.yildirim@tbmm.gov.tr
Muhyettin AKSAK ERZURUM AK Parti muhyettin.aksak@tbmm.gov.tr
Fazilet DAĞCI ÇIĞLIK ERZURUM AK Parti fazilet.ciglik@tbmm.gov.tr
Muzaffer GÜLYURT ERZURUM AK Parti muzaffer.gulyurt@tbmm.gov.tr
Beytullah ASİL ESKİŞEHİR MHP beytullahasil@tbmm.gov.tr
Hüseyin Tayfun İÇLİ ESKİŞEHİR DSP tayfun.icli@tbmm.gov.tr
Hasan Murat MERCAN ESKİŞEHİR AK Parti mercan@tbmm.gov.tr
Emin Nedim ÖZTÜRK ESKİŞEHİR AK Parti nedim.ozturk@tbmm.gov.tr
Fehmi Murat SÖNMEZ ESKİŞEHİR CHP murat.sonmez@tbmm.gov.tr
Kemal UNAKITAN ESKİŞEHİR AK Parti unakitan@tbmm.gov.tr
Mahmut DURDU GAZİANTEP AK Parti mahmut.durdu@tbmm.gov.tr
Mehmet ERDOĞAN GAZİANTEP AK Parti mehmeterdogan@tbmm.gov.tr
İbrahim Halil MAZICIOĞLU GAZİANTEP AK Parti halilmazicioglu@tbmm.gov.tr
Özlem MÜFTÜOĞLU GAZİANTEP AK Parti ozlem.muftuoglu@tbmm.gov.tr
Mehmet SARI GAZİANTEP AK Parti mehmet.sari@tbmm.gov.tr
Nurettin CANİKLİ GİRESUN AK Parti nurettin.canikli@tbmm.gov.tr
Murat ÖZKAN GİRESUN MHP murat.ozkan@tbmm.gov.tr
Ali TEMÜR GİRESUN AK Parti ali.temur@tbmm.gov.tr
Kemalettin AYDIN GÜMÜŞHANE AK Parti kemalettinaydin@tbmm.gov.tr
Yahya DOĞAN GÜMÜŞHANE AK Parti yahya.dogan@tbmm.gov.tr
Hamit GEYLANİ HAKKARİ DTP hamit.geylani@tbmm.gov.tr
Abdulmuttalip ÖZBEK HAKKARİ AK Parti abdulmuttalipozbek@tbmm.gov.tr
Rüstem ZEYDAN HAKKARİ AK Parti rustem.zeydan@tbmm.gov.tr
Fuat ÇAY HATAY CHP fuat.cay@tbmm.gov.tr
Gökhan DURGUN HATAY CHP gokhan.durgun@tbmm.gov.tr
Sadullah ERGİN HATAY AK Parti sadullah.ergin@tbmm.gov.tr
Abdülhadi KAHYA HATAY AK Parti abdulhadi.kahya@tbmm.gov.tr
Mustafa ÖZTÜRK HATAY AK Parti mustafa.ozturk@tbmm.gov.tr
Abdulaziz YAZAR HATAY CHP aziz.yazar@tbmm.gov.tr
Ali GÜNER IĞDIR AK Parti ali.guner@tbmm.gov.tr
Süreyya Sadi BİLGİÇ ISPARTA AK Parti sureyya.sadi.bilgic@tbmm.gov.tr
Mevlüt COŞKUNER ISPARTA CHP mevlut.coskuner@tbmm.gov.tr
Mehmet Sait DİLEK ISPARTA AK Parti mehmet.sait.dilek@tbmm.gov.tr
Haydar Kemal KURT ISPARTA AK Parti haydar.kemal.kurt@tbmm.gov.tr
Ayşe Jale AĞIRBAŞ İSTANBUL DSP aysejaleagirbas@tbmm.gov.tr
Abdülkadir AKSU İSTANBUL AK Parti abdulkadir.aksu@tbmm.gov.tr
Güldal AKŞİT İSTANBUL AK Parti guldal.aksit@tbmm.gov.tr
Mustafa ATAŞ İSTANBUL AK Parti mustafa.atas@tbmm.gov.tr
Lokman AYVA İSTANBUL AK Parti lokman.ayva@tbmm.gov.tr
Egemen BAĞIŞ İSTANBUL AK Parti egemen.bagis@tbmm.gov.tr
Ayşe Nur BAHÇEKAPILI İSTANBUL AK Parti ayse.nur.bahcekapili@tbmm.gov.tr
Alaattin BÜYÜKKAYA İSTANBUL AK Parti alaattin.buyukkaya@tbmm.gov.tr
Alev DEDEGİL İSTANBUL AK Parti alev.dedegil@tbmm.gov.tr
Mehmet Beyazıt DENİZOLGUN İSTANBUL AK Parti mehmet.denizolgun@tbmm.gov.tr
Mehmet DOMAÇ İSTANBUL AK Parti mdomac@tbmm.gov.tr
İdris GÜLLÜCE İSTANBUL AK Parti idrisgulluce@tbmm.gov.tr
İrfan GÜNDÜZ İSTANBUL AK Parti irfan.gunduz@tbmm.gov.tr
Ünal KACIR İSTANBUL AK Parti unal.kacir@tbmm.gov.tr
Canan KALSIN İSTANBUL AK Parti canan.kalsin@tbmm.gov.tr
Birgen KELEŞ İSTANBUL CHP birgen.keles@tbmm.gov.tr
İlhan KESİCİ İSTANBUL CHP ilhankesici@tbmm.gov.tr
Kemal KILIÇDAROĞLU İSTANBUL CHP kemal.kilicdaroglu@tbmm.gov.tr
Feyzullah KIYIKLIK İSTANBUL AK Parti feyzullahkiyiklik@tbmm.gov.tr
Esfender KORKMAZ İSTANBUL CHP esfenderkorkmaz@tbmm.gov.tr
Hasan MACİT İSTANBUL DSP hasan.macit@tbmm.gov.tr
Mithat MELEN İSTANBUL MHP mithat.melen@tbmm.gov.tr
Mesude Nursuna MEMECAN İSTANBUL AK Parti nursuna.memecan@tbmm.gov.tr
Bayramali MERAL İSTANBUL CHP bayram.meral@tbmm.gov.tr
Hüseyin MERT İSTANBUL DSP huseyin.mert@tbmm.gov.tr
Mehmet MÜEZZİNOĞLU İSTANBUL AK Parti mehmet.muezzinoglu@tbmm.gov.tr
Şinasi ÖKTEM İSTANBUL CHP sinasi.oktem@tbmm.gov.tr
Mehmet Ali ÖZPOLAT İSTANBUL CHP mehmet.ali.ozpolat@tbmm.gov.tr
Mustafa ÖZYÜREK İSTANBUL CHP mustafa.ozyurek@tbmm.gov.tr
Özlem PİLTANOĞLU TÜRKÖNE İSTANBUL AK Parti ozlem.turkone@tbmm.gov.tr
Mehmet SEKMEN İSTANBUL AK Parti mehmet.sekmen@tbmm.gov.tr
Fatma Nur SERTER İSTANBUL CHP fatma.nur.serter@tbmm.gov.tr
Mehmet SEVİGEN İSTANBUL CHP mehmet.sevigen@tbmm.gov.tr
Çetin SOYSAL İSTANBUL CHP cetinsoysal@tbmm.gov.tr
Edibe SÖZEN İSTANBUL AK Parti edibesozen@tbmm.gov.tr
Ümit ŞAFAK İSTANBUL MHP umit.safak@tbmm.gov.tr
İdris Naim ŞAHİN İSTANBUL AK Parti idris.naim.sahin@tbmm.gov.tr
Bihlun TAMAYLIGİL İSTANBUL CHP bihlun.tamayligil@tbmm.gov.tr
Ali TOPUZ İSTANBUL CHP ali.topuz@tbmm.gov.tr
Durmuşali TORLAK İSTANBUL MHP ali.torlak@tbmm.gov.tr
Sebahat TUNCEL İSTANBUL DTP sebahat.tuncel@tbmm.gov.tr
Mehmet Ufuk URAS İSTANBUL ÖDP ufukuras@tbmm.gov.tr
Süleyman YAĞIZ İSTANBUL DSP suleyman.yagiz@tbmm.gov.tr
Hasan Kemal YARDIMCI İSTANBUL AK Parti hasan.kemal.yardimci@tbmm.gov.tr
Sacid YILDIZ İSTANBUL CHP sacid.yildiz@tbmm.gov.tr
Kıvılcım Kemal ANADOL İZMİR CHP kemal.anadol@tbmm.gov.tr
Cânân ARİTMAN İZMİR CHP canan.aritman@tbmm.gov.tr
Selçuk AYHAN İZMİR CHP selcuk.ayhan@tbmm.gov.tr
Şenol BAL İZMİR MHP senol.bal@tbmm.gov.tr
Bülent BARATALI İZMİR CHP bulent.baratali@tbmm.gov.tr
Recai BİRGÜN İZMİR DSP recaibirgun@tbmm.gov.tr
Fatma Seniha Nükhet HOTAR GÖKSEL İZMİR AK Parti nukhet.hotar@tbmm.gov.tr
İsmail KATMERCİ İZMİR AK Parti ismailkatmerci@tbmm.gov.tr
Oğuz OYAN İZMİR CHP oyan@tbmm.gov.tr
Harun ÖZTÜRK İZMİR DSP harun.ozturk@tbmm.gov.tr
Mehmet Ali SUSAM İZMİR CHP mehmet.ali.susam@tbmm.gov.tr
Mehmet Sayım TEKELİOĞLU İZMİR AK Parti mehmet.tekelioglu@tbmm.gov.tr
Oktay VURAL İZMİR MHP oktay.vural@tbmm.gov.tr
Tuğrul YEMİŞCİ İZMİR AK Parti tugrul.yemisci@tbmm.gov.tr
Fatih ARIKAN KAHRAMANMARAŞ AK Parti fatih.arikan@tbmm.gov.tr
Veysi KAYNAK KAHRAMANMARAŞ AK Parti veysikaynak@tbmm.gov.tr
Durdu ÖZBOLAT KAHRAMANMARAŞ CHP durdu.ozbolat@tbmm.gov.tr
Mehmet Akif PAKSOY KAHRAMANMARAŞ MHP paksoy@tbmm.gov.tr
Mehmet SAĞLAM KAHRAMANMARAŞ AK Parti mehmet.saglam@tbmm.gov.tr
Cafer TATLIBAL KAHRAMANMARAŞ AK Parti cafer.tatlibal@tbmm.gov.tr
Mehmet CEYLAN KARABÜK AK Parti mehmet.ceylan@tbmm.gov.tr
Mustafa ÜNAL KARABÜK AK Parti mustafa.unal@tbmm.gov.tr
Mevlüt AKGÜN KARAMAN AK Parti mevlutakgun@tbmm.gov.tr
Hasan ÇALIŞ KARAMAN MHP hasan.calis@tbmm.gov.tr
Gürcan DAĞDAŞ KARS MHP g.dagdas@superonline.com
Musa SIVACIOĞLU KASTAMONU AK Parti msivacioglu@tbmm.gov.tr
Mustafa ELİTAŞ KAYSERİ AK Parti mustafa.elitas@tbmm.gov.tr
Yaşar KARAYEL KAYSERİ AK Parti yasar.karayel@tbmm.gov.tr
Mehmet Şevki KULKULOĞLU KAYSERİ CHP msevki.kulkuloglu@tbmm.gov.tr
Ahmet ÖKSÜZKAYA KAYSERİ AK Parti ahmet.oksuzkaya@tbmm.gov.tr
Osman DURMUŞ KIRIKKALE MHP osman.durmus@tbmm.gov.tr
Tansel BARIŞ KIRKLARELİ CHP tansel.baris@tbmm.gov.tr
Turgut DİBEK KIRKLARELİ CHP turgut.dibek@tbmm.gov.tr
Ahmet Gökhan SARIÇAM KIRKLARELİ AK Parti agokhansaricam@tbmm.gov.tr
Mikail ARSLAN KIRŞEHİR AK Parti mikailar@tbmm.gov.tr
Abdullah ÇALIŞKAN KIRŞEHİR AK Parti abdullahcaliskan@tbmm.gov.tr
Metin ÇOBANOĞLU KIRŞEHİR MHP metin.cobanoglu@tbmm.gov.tr
Hüseyin DEVECİOĞLU KİLİS AK Parti huseyin.devecioglu@tbmm.gov.tr
Hasan KARA KİLİS AK Parti hasan.kara@tbmm.gov.tr
Eyüp AYAR KOCAELİ AK Parti eyup.ayar@tbmm.gov.tr
Muzaffer BAŞTOPÇU KOCAELİ AK Parti muzaffer.bastopcu@tbmm.gov.tr
Cumali DURMUŞ KOCAELİ MHP cumali.durmus@tbmm.gov.tr
Hikmet ERENKAYA KOCAELİ CHP hikmet.erenkaya@tbmm.gov.tr
Nihat ERGÜN KOCAELİ AK Parti nihat.ergun@tbmm.gov.tr
Azize Sibel GÖNÜL KOCAELİ AK Parti sibelgonul@tbmm.gov.tr
Fikri IŞIK KOCAELİ AK Parti fikri.isik@tbmm.gov.tr
Osman PEPE KOCAELİ AK Parti osman.pepe@tbmm.gov.tr
Mehmet Cevdet SELVİ KOCAELİ CHP cevdet.selvi@tbmm.gov.tr
Ahmet BÜYÜKAKKAŞLAR KONYA AK Parti ahmetbuyukakkaslar@tbmm.gov.tr
Muharrem CANDAN KONYA AK Parti muharrem.candan@tbmm.gov.tr
Abdullah ÇETİNKAYA KONYA AK Parti abdullah.cetinkaya@tbmm.gov.tr
Orhan ERDEM KONYA AK Parti orhan.erdem@tbmm.gov.tr
Sami GÜÇLÜ KONYA AK Parti sami.guclu@tbmm.gov.tr
Mustafa KABAKCI KONYA AK Parti mustafa.kabakci@tbmm.gov.tr
Mustafa KALAYCI KONYA MHP mustafa.kalayci@tbmm.gov.tr
Kerim ÖZKUL KONYA AK Parti kerim.ozkul@tbmm.gov.tr
Harun TÜFEKCİ KONYA AK Parti harun.tufekci@tbmm.gov.tr
Ayşe TÜRKMENOĞLU KONYA AK Parti ayse.turkmenoglu@tbmm.gov.tr
Soner AKSOY KÜTAHYA AK Parti soner.aksoy@tbmm.gov.tr
İsmail Hakkı BİÇER KÜTAHYA AK Parti ihbicer@tbmm.gov.tr
Alim IŞIK KÜTAHYA MHP alimisik@tbmm.gov.tr
Hüsnü ORDU KÜTAHYA AK Parti husnu.ordu@tbmm.gov.tr
Hüseyin TUĞCU KÜTAHYA AK Parti huseyin.tugcu@tbmm.gov.tr
Ferit Mevlüt ASLANOĞLU MALATYA CHP mevlut.aslanoglu@tbmm.gov.tr
Öznur ÇALIK MALATYA AK Parti oznur.calik@tbmm.gov.tr
Mahmut Mücahit FINDIKLI MALATYA AK Parti mucahit.findikli@tbmm.gov.tr
Fuat ÖLMEZTOPRAK MALATYA AK Parti fuat.olmeztoprak@tbmm.gov.tr
Ömer Faruk ÖZ MALATYA AK Parti omer.faruk.oz@tbmm.gov.tr
Mehmet ŞAHİN MALATYA AK Parti mehmetsahin44@tbmm.gov.tr
Erkan AKÇAY MANİSA MHP erkan.akcay@tbmm.gov.tr
Bülent ARINÇ MANİSA AK Parti bulent.arinc@tbmm.gov.tr
Recai BERBER MANİSA AK Parti recaiberber@tbmm.gov.tr
Mustafa ENÖZ MANİSA MHP mustafa.enoz@tbmm.gov.tr
Ahmet ORHAN MANİSA MHP ahmet.orhan@tbmm.gov.tr
Hüseyin TANRIVERDİ MANİSA AK Parti huseyin.tanriverdi@tbmm.gov.tr
Gönül BEKİN ŞAHKULUBEY MARDİN AK Parti gbekin@tbmm.gov.tr
Süleyman ÇELEBİ MARDİN AK Parti suleyman.celebi@tbmm.gov.tr
Mehmet Halit DEMİR MARDİN AK Parti mehmethalitdemir@tbmm.gov.tr
Cüneyt YÜKSEL MARDİN AK Parti cuneyt.yuksel@tbmm.gov.tr
Akif AKKUŞ MERSİN MHP akif.akkus33@tbmm.gov.tr
Behiç ÇELİK MERSİN MHP behic.celik@tbmm.gov.tr
İsa GÖK MERSİN CHP isagok@tbmm.gov.tr
Ali OKSAL MERSİN CHP ali.oksal@tbmm.gov.tr
Vahap SEÇER MERSİN CHP vahap.secer@tbmm.gov.tr
Kürşad TÜZMEN MERSİN AK Parti ktuzmen@tbmm.gov.tr
Kadir URAL MERSİN MHP kadir.ural@tbmm.gov.tr
Ali ARSLAN MUĞLA CHP ali.arslan@tbmm.gov.tr
Gürol ERGİN MUĞLA CHP gurolergin@tbmm.gov.tr
Yüksel ÖZDEN MUĞLA AK Parti yuksel.ozden@tbmm.gov.tr
Fevzi TOPUZ MUĞLA CHP fevzi.topuz@tbmm.gov.tr
Medeni YILMAZ MUŞ AK Parti medeni.yilmaz@tbmm.gov.tr
Rıtvan KÖYBAŞI NEVŞEHİR AK Parti ritvan.koybasi@tbmm.gov.tr
Muharrem SELAMOĞLU NİĞDE AK Parti muharrem.selamoglu@tbmm.gov.tr
Eyüp FATSA ORDU AK Parti eyup.fatsa@tbmm.gov.tr
Mustafa HAMARAT ORDU AK Parti mustafahamarat@tbmm.gov.tr
Rıdvan YALÇIN ORDU MHP ridvan.yalcin@tbmm.gov.tr
Ayhan YILMAZ ORDU AK Parti ayhan.yilmaz@tbmm.gov.tr
İbrahim Mete DOĞRUER OSMANİYE AK Parti mete.dogruer@tbmm.gov.tr
Ahmet Mesut YILMAZ RİZE Bağımsız mesut.yilmaz@tbmm.gov.tr
Erol Aslan CEBECİ SAKARYA AK Parti erol.a.cebeci@tbmm.gov.tr
Hasan Ali ÇELİK SAKARYA AK Parti hasanali.celik@tbmm.gov.tr
Ayhan Sefer ÜSTÜN SAKARYA AK Parti ayhan.sefer.ustun@tbmm.gov.tr
Recep YILDIRIM SAKARYA AK Parti recep.yildirim@tbmm.gov.tr
Cemal Yılmaz DEMİR SAMSUN AK Parti cemal.yilmaz.demir@tbmm.gov.tr
Mustafa DEMİR SAMSUN AK Parti mustafa.demir@tbmm.gov.tr
Suat KILIÇ SAMSUN AK Parti suat.kilic@tbmm.gov.tr
Ahmet YENİ SAMSUN AK Parti ahmet.yeni@tbmm.gov.tr
Afif DEMİRKIRAN SİİRT AK Parti afifd@tbmm.gov.tr
Memet Yılmaz HELVACIOĞLU SİİRT AK Parti yilmaz.helvacioglu@tbmm.gov.tr
Engin ALTAY SİNOP CHP engin.altay@tbmm.gov.tr
Mehmet Mustafa AÇIKALIN SİVAS AK Parti m.acikalin@tbmm.gov.tr
Osman KILIÇ SİVAS AK Parti osman.kilic@tbmm.gov.tr
Malik Ecder ÖZDEMİR SİVAS CHP malik.ecder.ozdemir@tbmm.gov.tr
Selami UZUN SİVAS AK Parti selami.uzun@tbmm.gov.tr
Hamza YERLİKAYA SİVAS AK Parti hamza.yerlikaya@tbmm.gov.tr
Yahya AKMAN ŞANLIURFA AK Parti yahya.akman@tbmm.gov.tr
Çağla AKTEMUR ÖZYAVUZ ŞANLIURFA AK Parti cagla.aktemur.ozyavuz@tbmm.gov.tr
Sabahattin CEVHERİ ŞANLIURFA AK Parti sabahattin.cevheri@tbmm.gov.tr
Zülfükar İZOL ŞANLIURFA AK Parti zulfikar.izol@tbmm.gov.tr
Abdurrahman Müfit YETKİN ŞANLIURFA AK Parti mufit.yetkin@tbmm.gov.tr
Hasip KAPLAN ŞIRNAK DTP hasip.kaplan@tbmm.gov.tr
Abdullah Veli SEYDA ŞIRNAK AK Parti veli.seyda@tbmm.gov.tr
Tevfik Ziyaeddin AKBULUT TEKİRDAĞ AK Parti ziyaeddin.akbulut@tbmm.gov.tr
Kemalettin NALCI TEKİRDAĞ MHP kemalettin.nalci@tbmm.gov.tr
Necip TAYLAN TEKİRDAĞ AK Parti necip.taylan@tbmm.gov.tr
Enis TÜTÜNCÜ TEKİRDAĞ CHP etutuncu@tbmm.gov.tr
Zeyid ASLAN TOKAT AK Parti zeyid.aslan@tbmm.gov.tr
Osman DEMİR TOKAT AK Parti osmandemir@tbmm.gov.tr
Orhan Ziya DİREN TOKAT CHP orhan.diren@tbmm.gov.tr
Dilek YÜKSEL TOKAT AK Parti dilek.yuksel@tbmm.gov.tr
Asım AYKAN TRABZON AK Parti asim.aykan@tbmm.gov.tr
Mustafa CUMUR TRABZON AK Parti mustafa.cumur@tbmm.gov.tr
Cevdet ERDÖL TRABZON AK Parti cevdet.erdol@tbmm.gov.tr
Kemalettin GÖKTAŞ TRABZON AK Parti kemalettin.goktas@tbmm.gov.tr
Faruk Nafız ÖZAK TRABZON AK Parti faruk.nafiz.ozak@tbmm.gov.tr
Safiye SEYMENOĞLU TRABZON AK Parti safiyeseymenoglu@tbmm.gov.tr
Kamer GENÇ TUNCELİ Bağımsız kamer.genc@tbmm.gov.tr
Osman COŞKUNOĞLU UŞAK CHP o.coskunoglu@tbmm.gov.tr
Mustafa ÇETİN UŞAK AK Parti mustafa.cetin@tbmm.gov.tr
Nuri USLU UŞAK AK Parti nuri.uslu@tbmm.gov.tr
Kerem ALTUN VAN AK Parti keremaltun@tbmm.gov.tr
Hüseyin ÇELİK VAN AK Parti celik.huseyin@tbmm.gov.tr
İkram DİNÇER VAN AK Parti dincer.ikram@tbmm.gov.tr
Fatma KURTULAN VAN DTP fatma.kurtulan@tbmm.gov.tr
Gülşen ORHAN VAN AK Parti gulsen.orhan@tbmm.gov.tr
Kayhan TÜRKMENOĞLU VAN AK Parti kayhanturkmenoglu@tbmm.gov.tr
Özdal ÜÇER VAN DTP ozdal.ucer@tbmm.gov.tr
İlhan EVCİN YALOVA AK Parti ilhan.evcin@tbmm.gov.tr
Muharrem İNCE YALOVA CHP muharrem.ince@tbmm.gov.tr
Abdulkadir AKGÜL YOZGAT AK Parti abdulkadir.akgul@tbmm.gov.tr
Bekir BOZDAĞ YOZGAT AK Parti bekir.bozdag@tbmm.gov.tr
Osman COŞKUN YOZGAT AK Parti osman.coskun@tbmm.gov.tr
Mehmet Yaşar ÖZTÜRK YOZGAT Bağımsız yasar.ozturk@tbmm.gov.tr
Fazlı ERDOĞAN ZONGULDAK AK Parti fazli.erdogan@tbmm.gov.tr
Ali KOÇAL ZONGULDAK CHP ali.kocal@tbmm.gov.tr
Ali İhsan KÖKTÜRK ZONGULDAK CHP ali.ihsan.kokturk@tbmm.gov.tr
Köksal TOPTAN ZONGULDAK AK Parti koksal.toptan@tbmm.gov.tr
Polat TÜRKMEN ZONGULDAK AK Parti polat.turkmen@tbmm.gov.tr
ÇEK KANUNU
karşılıksız çek Prof.Dr. Adem SÖZÜER Adem SÖZÜER
BAKAN'IN KARŞILIKSIZ ÇEK İTİRAFIPressturk, Turkey
- 18 Nis 2009
- 11 dakika önce
Her ne kadar elinde çek bulunan bu kişiler Yargıtay'ın, "Rıza dışında çekin elinden çıktığını iddia etmek karşılıksız çek keşide etmekten dolayı ceza ...
Google'dan alınma - 4/2009
KARŞILIKSIZ ÇEKTE HATA BANKALARINPressturk, Turkey
- 17 Nis 2009
- 18 saat önce
Bir başka yöntem de kanunla çeke senet statüsü kazandırıp, karşılıksız çek keşide etmenin suç olmaktan çıkarılmasıdır. Böylece zaman kazanmak isteyen tüccar ...
Google'dan alınma - 4/2009
ÇEKLER ATİNA'DA DA PATLADIPressturk, Turkey
- 18 Nis 2009
- 33 dakika önce
Yunanistan'da son üç ay içinde piyasaya sürülen karşılıksız çek sayısında, önceki 3 aya göre yüzde 242,27 oranında artış kaydedildiği bildirildi. ...
Google'dan alınma - 4/2009
FIRSAT DÜŞKÜNLERİ! KARŞILIKSIZ ÇEKLER! İŞSİZLER ORDUSU! KUTLU ...Pressturk, Turkey
- 17 Nis 2009
- 17 Nis 2009
Karşılıksız çek sancısı piyasanın en bel bükeni, en kanırtanı.. Karşılıksız çek sayısı şubat ayında geçen yıla göre % 53,1 artmış ve 149 bin 186'ya çıkmış..
Google'dan alınma - 4/2009
powered by
HÜRRİYET
www.hurriyet.com
Yalçın BAYER ybayer@hurriyet.com.trHürriyet, Turkey
- 14 Nis 2009
- 14 Nis 2009
İSTANBUL’da gelir vergisi rekortmeninin kim olduğunu öğrenmek kolay olmadı. Çünkü Gelir İdaresi Başkanlığı ve bu kuruma bağlı olan İstanbul Vergi Dairesi, ...
Google'dan alınma - 4/2009
Kaynak: Hurriyet / Tarih/Saat: 16 Nisan 2009 Perşembe, 15:01:51 ...HYE-TERT, Turkey
- 16 Nis 2009
- 16 Nis 2009
Türkiye, Ermenistan ile sınırı "açacak mı, açmayacak mı" tartışmaları sürerken, İran beklenmedik bir adım attı. İran ile Ermenistan arasında dün stratejik ...
Google'dan alınma - 4/2009
Hürriyet'te fırsat varHürriyet, Turkey
- 14 Nis 2009
- 14 Nis 2009
... Pazar gününden itibaren Hürriyet Fırsat ismiyle Hürriyet Gazetesi sayfalarında ve www.hurriyet.com.tr internet sitesinde düzenli olarak yer alacak. ...
Google'dan alınma - 4/2009
Mehmet Y. YILMAZ mehmetyilmaz@hurriyet.com.trHürriyet, Turkey
- 08 Nis 2009
- 08 Nis 2009
ABD Başkanı Barack Hüseyin Obama dün döndü ve halkın çektiği eziyet de böylece sona erdi. Bir yabancı devlet adamının güvenliği elbette bizim namusumuz ...
Google'dan alınma - 4/2009
powered by
HABER
Prof.Dr. Adem SÖZÜER Dr. Adem SÖZÜER Adem SÖZÜER
Adli Tıp'ta istifa depremi - GÜNCELStar Gazete, Turkey
- 17 Nis 2009
- 17 Nis 2009
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Adem Sözüer: Bu olay da gösteriyor ki Adli Tıp Kurumu'nun sisteminin değişmesi gerekir. ...
Google'dan alınma - 4/2009
KARŞILIKSIZ ÇEKE KARŞI KOLKOLAPressturk, Turkey
- 14 Nis 2009
- 14 Nis 2009
Hukukçu Prof. Dr. Adem Sözüer, yaptığı açıklamada yürürlükte olan TCK’nın cezaların niteliği ve ceza sorumluluğuna ilişkin kurallarla, 3167 sayılı Çek ...
Google'dan alınma - 4/2009
Töre cinayeti çocuğa işletiliyore-Haber Ajansi
- 26 Mar 2009
- 26 Mar 2009
İÜ Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Adem Sözüer, kadın örgütleri ile beraber çalışarak Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) kadının konumu hakkındaki tutumunu ...
Google'dan alınma - 4/2009
'Yargı bağımsızlığına dikkat'Hürriyet, Turkey
- 06 Nis 2009
- 06 Nis 2009
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Adem Sözüer de reformların hiçbir zaman belirli bir grubun çabalarıyla yürürlüğe giremeyeceğini, ...
Google'dan alınma - 4/2009
powered by
SON DAKİKA
Karşılıksız Çek, Anayasa ve İnsan Hakları Sözleşmesi Av.R.Ofluoğlu
Bu konuda yazılabilecek en güzel yazıyı Prof. Dr. Hayri Domaniç yazmış, söylenebilecek en güzel sözü söylemiştir. Hoca Çek yasasını anayasaya aykırı bulmayan Anayasa Mahkemesi için
“AĞIR ŞEKİLDE HATALIDIR”
demektedir. Anayasa mahkemesinin bu ağır hatasını anlatıp kurandan örnek vererek şöyle demektedir:
KUR’AN-I KERİM’in AHZAP Suresinin 72. Ayeti diyor ki; İnsan ZALUMEN CEHULA yani İNSAN ÇOK ZALİM ve ÇOK CAHİLDİR.
Anayasanın 38 .maddesi sözleşmelerden doğan borçların yerine getirilmemesi nedeni ile kimsenin hürriyetinden yoksun bırakılamayacağını emretmektedir. Anayasa mahkemesi ise çeki bir sözleşme olarak kabul etmemiş ve ekonomik suça ekonomik ceza diye aslında hukuk literatüründe bulunmayan bir kavram uydurarak çek yasasının anayasaya aykırı olduğu davasını ret etmiştir. Domaniç Hoca bu konuda şöyle demektedir: “EKONOMİK SUÇA EKONOMİK CEZA” gerekçesi ile hapis cezasını tespit eden, 4814 sayılı kanunla bu doğrultudaki Anayasa Mahkemesi kararı hatalı olup, DÜNYA MEVZUATINA AYKIRI VE ACEMİLİK ÜRÜNÜDÜR.. 1) Yeni Çek Kanunu’nun gerekçesinde yer alan “ekonomik suça ekonomik ceza” hem komik derecede yanlış, hem de çeke dayalı ekonomik suç tekrarlandığı takdirde, karşılıksız çek düzenleyenlere 1 – 5 yıl hapis cezası kuralı ile çelişkilidir. Zira “ekonomik suç” kavramı, hırsızlık, dolandırıcılık, evrakta sahtekarlık gibi haksız yararlar sağlayan suçları da kapsar ve tüm Dünya kanunlarında hapisle cezalandırılmıştır. Hile ve dolandırıcılık gibi bir suç unsuru bulunmadıkça, çeklerin ödenmemesi “ekonomik suç” değil, “ekonomik direncedir” yaptırımı da faiz ve tazminattır. Para ve hapis cezası Dünya tarihinde ve halen yoktur. Anayasa Mahkemesi kararlarına da yansıyan “ekonomik suça ekonomik ceza” hiçbir yasal dayanak gösterilmeden yakıştırılmış bir acemilik ürünüdür, böyle bir prensip Dünyada yoktur. “Ekonomik suç” ile mal, hizmet ve para borçlarını “ödemede temerrüt dirence” karıştırılmıştır. Parasal direncelerin yaptırımı parasaldır, faiz ve tazminattır. Hapis ve hatta para cezası yoktur. Ekonomik direnceye alacaklı yararına parasal yaptırım uygulanacakken “ekonomik ceza” Devlete ödenmekte olup, alacağı direnceye uğrayan alacaklıya bir faydası yoktur. Çek bedeli borcunu ödemeyen borçlunun para cezasını Devlete ödemesi de söz konusu değildir. Çek Kanununun Yeni 16. maddesi’ne göre 80 milyar lirayı aşmamak üzere karşılıksız kalan çek bedeli kadar para cezası da, çekin temsilciler tarafından imzalanması halinde iki üç katına çıkabilmektedir. Zira 16. madde hem temsil edene hem temsil edilen kişiye ayrı ayrı çek bedeli kadar para cezası uygulamaktadır. Temsil edilen özel kişi 80 milyar, temsilcide 80 milyar lira ceza ödeyecektir. Vakıf ve Dernek gibi özel tüzel kişiler adına çek imzalanması hallerinde de tüzel kişi ayrı, temsilci veya temsilcilerden her biri ayrı ayrı çek bedeli kadar para cezası ödemek zorundadır. Çeklere uygulanacak poliçe hükümlerine yollama yapan TK.730’un yollama yaptığı TK.599 ve 600 gereğince, çek borçlusu çeki ibraz eden lehtara karşı her tür defileri ileri sürebildiği ve bu defi imkanı nama yazılı çeklerde iyi niyet sahibi üçüncü şahıslara karşı da geçerli olduğu halde, 16. madde karşılıksız çekte hapis ve para cezası için bu defileri de göz ardı etmiştir.
ÇEK BİR SENETTİR
Hoca, çekin senet niteliğinde olduğunu şöyle anlatmaktadır: 2) Çeklerin birer havale ve sözleşme senedi olduğunu düzenleyen başlıca yasalar:
a) Çekler dahil Kıymetli Evrakı tarif eden TK. 557: Kıymetli evrak ÖYLE SENETLERDİR Kİ, bunlarda mündemiç olan hak senetten ayrı olarak dermeyan edilemediği gibi başkalarına da devredilemez. Şeklinde olup, çekin SENET olduğunu açıklamaktadır.
b) Çekin şekil şartlarını düzenleyen TK. 692’nin 2. bendine göre çek; “Kayıtsız ve şartsız muayyen bir bedelin ödenmesi için HAVALE”dir.
c) Borçlar Kanunu 457’ye göre de;”HAVALE BİR AKİTTİR” sözleşmedir.
d) TK. 694 hükmü de çeklerin HAVALE SENEDİ olduğunu tekrarlamıştır.
e) Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 9.7.1958 tarihli ve K. 28 sayılı kararına göre de: Çek mahiyeti itibariyle BORÇ İKRARINI HAVİ bir vesika değil, HAVALE BENZERİ bir ödeme vasıtasıdır.
f) Hususî ve resmî evrakta sahtekarlık suçlarını cezalandıran Türk Ceza Kanunu’nun 349. maddesi’nin 2. bendi de, TK. 557 gereğince çekleri de kapsayan “Emre veya hamile yazılı olarak tanzim edilen KAMBİYO SENETLERİ”ni daha ağır cezalara tabi tutmuş ve ÇEKLERİ de SENET VE SÖZLEŞME saymıştır.
g) “KAMBİYO SENETLERİ (ÇEK, POLİÇE VE EMRE MUHARRER SENET) HAKKINDAKİ HUSUSİ TAKİP USULLERİ”ni düzenleyen İİK. 167-176 hükümleri de çekleri senet ve sözleşme saymış ve özel bir icra takip usulüne tabi tutmuştur.
h) 57 maddeden oluşan 1931 tarihli Milletler Yeknesak Çek Kanunu (Loi Uniforme Concernant le Cheque) de 1 ve 3. maddelerinde çekin bir banka üzerine yazılan özel bir havale sözleşmesi olduğunu açıklamıştır. HAYRİ DOMANİÇ de, 1990 YAYIMI KIYMETLİ EVRAK HUKUKU adlı kitabının 529. sayfasında: “Çek, münhasıran bir bankaya hitaben yazılabilen, kanuni şekil şartlarına tabi, kıymetli evrakta madut ve sadece nakde taalluk edebilen hususî bir HAVALE SENEDİDİR.” Şeklinde bir tarif yapmış, çekin bir senet ve sözleşme olduğunu belirtmiştir. Hocamız Ord. Prof. Dr. Halil ARSLANLI’da 1960 yayımı Ticari Senetler adlı eserinde ÇEKİN BİR HAVALE SÖZLEŞMESİ ÜRÜNÜ olduğu beyan etmiştir. Prof. Dr. Reha POROY ile Prof. Dr. Hamdi YASAMAN’ ın müşterek eseri KIYMETLİ EVRAK HUKUKU adlı kitap da çekler bir havale ve senet olarak tarif edilmiştir. Ziraat Bankasının, 1988 yayımı “Tevdiat ve Banka Hizmetleri Mevzuatı” adlı kitapçığının 1 ve 2. sayfalarında da çek, bir havale ve senet olarak tarif edilmiştir. Özetle, 26.2.2003 tarihli ve 4814 sayılı Yeni Çek Kanunu’na kadar çekin sözleşme niteliğinde bir havale ve senet olmadığını savunan yasal, yargısal ve doktrinal bir görüş yoktur.
ÇEK YASASI ORTAÇAĞ KALINTISI BİR ZİHNİYETİN ESERİ OLDUĞU GİBİ, BAŞBAKANLIĞA SUNULAN YENİ ÇEK YASA TASARISIDA 3167 SAYILI YASAYI ARATMAYACAK UCUBE BİR TASARI..
Çek hamillerin koruma adı altında borçlarını ödemekten acze düşenlere feodal şiddet uygulanmaktadır. Çekini öde yoksa yakarım ha !.. yanarsın Ha !.. Peki bir sorum var:
NEDEN BONOYU ÖDEMEYENLERE CEZA YOK? NEDEN KİRAYI ÖDEMEYENLERE, KREDİ KARTINI ÖDEMEYENLERE V.S V.S CEZA YOK ? VARMI BUNU AÇIKLAYACAK BİR?
Vadeli yazılan çeklerin bonodan, kira sözleşmesinden ne farkı var? Çek yazıldığı, keşidecinin elinden çıktığı anda bankada karşılığı olmalı. Çek buna denir. Bir para yerine geçen bir ödeme aracıdır. Benim bankada param var. Git al diyorsun. Adam sana güveniyor bankaya gidiyor. EYVAH PARA YOK, DOLANDIRILDIM! Burada keşidecinin dolandırma kastı vardır. Peki ya bir ödeme vasıtası olarak kullanılan vadeli çekte böyle bir kasıt var mıdır? Üç beş ay sonraya,bazen daha da uzun, çek yazan insanlar acaba dolandırma kastı ile mi bu çekleri keşide etmektedirler. Ne gezer? Zaten mevcut çek yasası böyle bir kastı aramamaktadır. Genellikle insanlar çek vadelerinde karşılaştıkları sıkıntılar nedeni ile çeklerini ödeyememektedirler. İşlerinin iyi gitmemesi, ekonomik kriz v.s gibi nedenlerle.Çeklerini ödeyemeyen bu insanlardan bir bölümü yargılama sürecin de parayı bulup ödemekte, bazen de hapiste iken yakınlarının gayreti ile ödeyip özgürlüklerine kavuşmaktadırlar. Peki hiç bu parayı bulamayanlar, işte onlar yandılar..
BÖYLE BİR KAST OLUR MU? BÖLE ÇAĞDAŞ BİR YASA OLUR MU?
Adamın hiçbir kastı yok. Batmış gitmiş, bir de yıllarca hapiste yatacak..Kimi koruyorsunuz ? ÇEK HAMİLLERİNİ.. Peki diğer çeşit alacaklıların ne günahı var? Bu durumda borcunu ödemeyen herkes hapse girsin. Mademki kast ve hile aramaksızın çekini ödemeyen hapse giriyor, o zaman eşitliği sağlayın bütün borçlular hapse girsin..
ADAM GİBİ ORTAÇAĞ BÖYLE OLUR..
KARŞILIKSIZ ÇEKE HAPİS CEZASI MALİ OLİGARŞİNİN ESERİDİR.
Dikkat! Bankaların % 55 i yabancıların elinde. Sigortacılık öyle, perakendecilik öyle.. Ve yabancılar kendi ülkelerinde olmayan olanaklardan bizim ülkemizde yararlanmaktadırlar. TAM SÖMÜRGE BUNA DENİR. http://hukukro.wordpress.com/
Sayın Ofluoğlu'na teşekkürlerimizle Bizi yanlız bırakmadığı için
KİŞİ
MAHKEME KARARLARI
T.C. SAKARYA 1. AĞIR CEZA MAHKEMESİ DEĞİŞİK İŞ KARAR DEĞİŞİK İŞ NO : 2009/213
BAŞKAN : ABDÜLKADİR YAVUZ ÜYE : BURHANETTİN ESENKAR ÜYE : CEVDET BAK KATİP : BİLGEN EL Hükümlü vekili tarafından Sakarya 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 02.02.2009 tarih 2007/415-739 esas karar sayılı ek kararı ile sanık vekilinin talebinin reddine ve mahkemelerinin 2007/415 esas-2007/739 karar sayılı ilamının değiştirilmesine ve infazın durdurulmasına yer olmadığına ve infazın devamına dair kararına süresi içerisinde; müvekkilinin 3167 Sayılı Kanuna Muhalefet nedeni ile para cezasına mahkum edildiği ve para cezasının ödenmemesi nedeni ile hapse çevrildiği halen ceza evinde olduğu, 5275 Sayılı Yasanın 98. maddesi uyarınca yaptıkları başvurunun reddedildiği, bu kararın 5237 Sayılı TCK nun 5, 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesi, 3167 Sayılı Yasanın 16. maddesi ayrıca TCK 20.43.52,53,60,61 maddelerinde yer alan düzenlemelere aykırı olduğu, 31.11.2008 tarihi itibari ile karşılıksız çek keşide etmek eyleminin suç olmaktan çıktığı, böylece suçta ve cezada kanunilik ilkesi uyarınca hükümlü hakkında verilen cezanın yasal dayanağının kalmadığı iddiası ile Sakarya 1. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından 29.1.2009 tarihinde infazın devamına ilişkin ek kararın itiraz incelemesi ile kaldırılmasını ve müvekkili hakkında tayin edilen cezanın bütün sonuçları ile ortadan kaldırılmasını ve tahliyesini istemiştir.
İddia makamı mütalaası alındı, dosya incelendi GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Konu ile ilgili yasal durum incelendiğinde; 1-3167 Sayılı Yasanın 16. maddesinde : (1) Üzerinde yazılı keşide tarihinden önce veya ibraz süresi içinde 4 üncü madde uyarınca ibraz edildiğinde, yeterli karşılığı bulunmaması nedeniyle kısmen de olsa ödenmeyen çeki keşide eden hesap sahipleri veya yetkili temsilcileri, kanunların ayrıca suç saydığı haller saklı kalmak üzere, çek bedeli tutarı kadar ağır para cezasıyla cezalandırılırlar. Ancak verilecek para cezası seksenmilyar liradan fazla olamaz. Bu miktar, 01/03/1926 tarihli ve 765 sayılı Türk Ceza Kanununun ek 2 nci maddesine göre her yıl artırılır. Bu suçtan mükerrirlere, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.
2 – 5237 Sayılı TCK nun 2/1-3 madde ve fıkralarında ; (1) “Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz.”
(3) Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz. 3- 5237 Sayılı TCK nun 5/1 madde ve fıkralarında : “Bu Kanunun genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır. “
4-5237 Sayılı TCK nun 52/1-2-3 Madde ve fıkralarında; (1) Adlî para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hâllerde yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir. (2) En az yirmi ve en fazla yüz Türk Lirası olan bir gün karşılığı adlî para cezasının miktarı, kişinin ekonomik ve diğer şahsî hâlleri göz önünde bulundurularak takdir edilir.
(3) Kararda, adlî para cezasının belirlenmesinde esas alınan tam gün sayısı ile bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ayrı ayrı gösterilir. “ 5-5252 Sayılı Yasanın 5349 Sayılı Yasanın 6. Maddesi ile değişik Geçici 1. Maddesinde:
(1) Diğer kanunların, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31 Aralık 2008 tarihine kadar uygulanır.
6-5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 madde ve fıkrasında: (1) Mahkûmiyet hükmünün yorumunda veya çektirilecek cezanın hesabında duraksama olursa, cezanın kısmen veya tamamen yerine getirilip getirilemeyeceği ileri sürülür ya da sonradan yürürlüğe giren kanun, hükümlünün lehinde olursa, duraksamanın giderilmesi veya yerine getirilecek cezanın belirlenmesi için hükmü veren mahkemeden karar istenir.
(3) Yukarıdaki fıkralar uyarınca yapılan başvurular cezanın infazını ertelemez. Ancak, mahkeme olayın özelliğine göre infazın ertelenmesine veya durdurulmasına karar verebilir.
7- 5275 Sayılı Yasanın 101/1-3 Madde ve fıkrasında: (1) Cezanın infazı sırasında, 98 ilâ 100 üncü maddeler gereğince mahkemeden alınması gereken kararlar duruşma yapılmaksızın verilir. Karar verilmeden önce Cumhuriyet savcısı ve hükümlünün görüşlerini yazılı olarak bildirmeleri istenebilir.
(3)Bölge adliye mahkemesi veya Yargıtaydan başka mahkemeler tarafından verilmiş olan bu kararlara karşı itiraz yoluna gidilebilir.” hükümleri bulunmaktadır. Ayrıca TBMM tarafından 5728 Sayılı Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlar ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile düzenleme yapıldığı ve bu kanunun yürürlükte olduğu ancak yapılan bu düzenlemeler içerisinde 3167 Sayılı Yasanın 16. Maddesi ile ilgili bir düzenlemenin bulunmadığı da ortadadır.
Kararına itiraz edilen mahkemenin itiraz edilen kararında 3167 Sayılı Yasanın yürürlükten kalkmadığı ve halen karşılıksız çek keşide etmek suçunun bulunduğu, bu durum karşısında kanunsuz suç ve ceza olmaz ilkesinin ihlal edilmediği, 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesindeki düzenlemenin TCK nun 52. maddesi ile uyumlu olduğu, çek bedelinin 5-730 gün arasında olması halinde belirlenen tam gün sayısı ile takdir edilen bir gün karşılığı adli para cezasının çarpılması sonucu para cezası vermek olanaklı olduğu gibi çek bedelinin 5 tam günün altında olması halinde 5 tam güne yükseltilmesi, 730 tam günün üstünde olması halinde ise kanunlarda aksine hüküm bulunmayan hallerde ibaresi dikkate alınarak 3167 Sayılı Kanun 16/1 maddesi uyarınca belirlenecek adli para cezasının verilebileceği bunun TCK nun 52 maddesine aykırılık oluşturmayacağı yasal sebepleri ve diğer yasal sebeplerle sanık vekilinin talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Yürürlükte olan yasal durum incelendiğinde; TCK nun 5/1 maddesinde bu kanunun genel hükümlerinin özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanacağı belirtilerek ceza hukukunda yeknesaklık sağlanmak istenmiştir.
Bu amaçla 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesine; diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemesine aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31.12.2008 tarihine kadar uygulanır hükmü konulmuş ve bu süre yeniden uzatılmamıştır.
Yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. Madde hükmünü dikkate alarak “ Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” adı altında 580 maddeden oluşan 5728 Sayılı Yasayı çıkartmış ve bu yasa yürürlüğe girmiştir.
Buradan da anlaşıldığı üzere yasa koyucunun amacı TCK nun genel hükümlerinin bütün özel yasalarda ve ceza hükmü içeren yasalarda uygulanmasını sağlamaktır. 5237 Sayılı TCK nun 52. maddesi dikkate alındığında adli para cezasının tanımının yapıldığı görülmektedir. Buna göre adli para cezası , beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmadığı hallerde 730 günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması sureti ile hesaplanan meblağın hükümlü tarafından devlet hazinesine ödenmesinden ibarettir
Bu maddenin 1. fıkrasında bulunan “kanunda aksine hüküm bulunmayan haller” tanımının adli para cezası gün sayısının bu genel düzenlemeye aykırı olarak 730 günün altında veya üstünde olabileceği ve bu düzenlemenin de geçerli olduğu anlamındadır. Buradan da anlaşıldığı üzere TCK genel hükümlerinde gün adli para cezası sistemi benimsenmiştir.
3167 Sayılı yasanın 16. maddesi değerlendirildiğinde; “..... çek bedeli tutarı kadar ağır para cezası ile cezalandırılırlar . Ancak verilecek para cezası 80 milyar liradan fazla olamaz. ” hükmünün bulunduğu, bu düzenlemenin gün para cezası içermemesi nedeni ile TCK nun 52/1 maddesine uygun olmadığı ortadadır. Bu düzenleme karşısında açık bir yasal düzenleme yokken çek bedeli kadar tam gün sayısı belirlenerek bunun 20-100 TL arasında takdir edilecek bir bedelle çarpılması sureti ile sanığın cezalandırılabileceğini değerlendirmek kıyas yapmaktır. Kıyas, TCK nun 2/3. madde ve fıkrası ile yasaklanmıştır. Buna göre kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz. Kararına itiraz edilen mahkeme gerekçesinde kıyas yasağına rağmen kıyas yaparak 3167 Sayılı 16/1 maddesindeki ceza düzenlemesinin TCK 52. maddesindeki adli para cezası sistemine uygun olduğunu belirtmiştir.
Yasa koyucunun 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesinde sözünü ettiği diğer kanunlar içerisinde 3167 Sayılı Yasanın da olduğu hususunda tereddüt yoktur. Buna göre 3167 Sayılı Yasada bulunan ve 5237 Sayılı TCK nun 1.kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümler 31.12.2008 tarihine kadar uygulanabilecektir. Bu düzenlemenin mevhumu muhalifinden 3167 Sayılı (özel) Kanunun TCK nun 1. kitabının 52. maddesinde düzenlenen gün para sistemine aykırı olan ceza kuralının 31.12.2008 tarihinden sonra uygulanmayacağı anlaşılmaktadır. Kaldı ki yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesini dikkate alarak 5728 Sayılı Yasa ile özel yasalarda ayrıntılı düzenlemeler yapmasına rağmen 3167 Sayılı Yasada herhangi bir düzenleme yapmamıştır.
Yasa koyucunun atlama yaptığı, bu konuyu unuttuğu kabul edilemeyeceğine göre yasa koyucunun muradının 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesi ile düzenlenen ceza kuralının ortadan kalkması,uygulanamaz olması olduğu kabul edilmelidir. Çünkü ceza kuralları uygulanmak amacı ile konulur. Uygulanamayan bir ceza kuralı kaldırılmış demektir. Uygulanamayacağı yasa ile düzenlenen, bu nedenle yasal olarak kaldırılma dışında yok hükmünde olan bir kurala göre ceza vermek gerek Anayasa’da yapılan düzenlemeye, temel hak ve özgürlükleri içeren Uluslararası Sözleşme hükümlerine ve gerekse Türk Ceza Kanunun 2. maddesinde düzenlenen kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunlarda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz kuralına da aykırıdır.
Bu yasal durum karşısında hükümlünün, 31.12.008 tarihinden itibaren zımni olarak yürürlükten kaldırılan ve yerine yeni hüküm konulmamakla cezasız bırakılan karşılıksız çek keşide etmek eyleminden dolayı cezalandırıldığı, hükümlü müdafiinin yaptığı itirazın hukuka uygun olmayan mülahazalarla red edildiği, itirazın yasal ve yerinde olduğu anlaşılmakla 5275 Sayılı Yasanın 101/3 madde ve fıkrasının verdiği yetkiye dayanarak ve hükümlünün telafisi mümkün olmayan zararlara uğramasını engellemek amacı ile 5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 maddesi gereğince mahkumiyet hükmünün yorumunda ve çektirilecek cezanın hesabında açıklanan nedenlerle duraksama olduğundan 3167 Sayılı Yasada yeni bir düzenleme yapılana ya da 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesinin açıkça yürürlükten kaldırılması anına kadar infazın ertelenmesine, yasa koyucunun yeni bir düzenleme yapması halinde hükümlünün durumunun yeniden mahkemesince ele alınarak değerlendirilmesi için itirazın kabülü ile hükümlüye Sakarya 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.10.2007 tarih ve 2007/415 esas 2007/739 karar sayılı ilamı ile verilen adli para cezasının infazının durdurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Hükümlü Hasan Sülhi Seyalıoğlu müdafiinin yapmış olduğu İTİRAZIN KABÜLÜNE,
2-Sakarya 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 02.02.2009 tarih ve 2007/415 esas 2007/739 karar sayılı EK KARARININ KALDIRILMASINA
3-Sanık hakkında Sakarya 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.10.2007 tarih ve 2007/415 esas 2007/739 karar sayılı ilamı ile verilen 33.000TL adli para cezasının İNFAZININ DURDURULMASINA,
4-Kararın bir örneğinin gereğinin yerine getirilmesi için Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine, Dosyanın Sakarya 2. Asliye Ceza Mahkemesine iadesine Karardan bir örneğin hükümlü vekiline TEBLİĞİNE , Dair; 5275 Sayılı Yasanın 101/3 ve CMK nun 271/4 madde ve fıkrası gereğince incelenen dosya üzerinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.11.03.2009
TC Şişli 11. Asliye Ceza Mahkemesi DOSYA NO:2007/541 KARAR NO:2009/113 C.Savcılığı Esas No:2007/6970
GEREKÇELİ KARAR TÜRK MİLLETİ ADINA HAKİM :F.O C.SAVCISI :C.K DAVACI :KAMU HUKUKU KATILAN :K.K VEKİLİ :Av.S.Y SANIK :A.A SUÇ :Karşılıksız Çek Keşide Etme SUÇ TARİHİ:16.12.2006 KARAR TARİHİ:27.02.2009 Mahkememizce açılan davanın yapılan yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Sanığın karşılıksız çek keşide ettiğinde bahisle hakkında kamu davası açılmış ve 3167 sayılı yasanın 16/1 maddesi gereğince çek yaprağı sayısınca cezalandırılması talep edilmiştir.
Öncelikle 5237 sayılı yeni TCK’nun özel kanunlarla ilişkisini düzenleyen 5. maddesinde “Bu kanunun genel hükümlerinin özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanacağı” hükme bağlanmış TCK’nun yürürlük ve uygulama şekli hakkındaki 5252 sayılı yasanın 5560 yasayla değişik geçici 1. maddesinde ise “Diğer kanunların 5237 sayılı TCK’nun 1.kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümlerinin ilgili kanunlarda değişiklik yapılıncaya ve en geç 31.12.2008 tarihine kadar uygulanmasına devam edileceği” belirtilmek suretiyle çek yasasının TCK’un genel hükümlerine aykırılık içeren kısımları süreye tabi tutularak bu tarihten sonra aykırı düzenlemelerin artık uygulanmayacağı açıkca ifade edilmiştir.
Yasama organı tarafından bir çok yasada TCK’nın genel hükümlerine uygun düzenlemeler yapıldığı halde 31.12.2008 tarihine kadar 367 sayılı çek yasası bakımından böyle bir düzenleme yapılmamıştır. TCK’nun genel hükümleri yürürlüğe girmemiş gibi 01.01.2009 tarihinden itibaren karşılıksız çek keşide edenlere çek bedeli kadar adli para cezası verilmesi TCK’nın 5. maddesiyle 5252 sayılı yasanın geçici 1. maddesini anlamsız hale getirecektir.Bir başka değişle ceza içeren diğer özel yasalar bakımından TCK’nın genel hükümlerinin yürürlüğe girdiğinin kabul edip sadece çek yasası bakımından yürürlüğe girmediğini ileri sürmek böyle bir istisnai düzenleme olmadığı için mümkün değildir.
Ayrıca tüzel kişilere ceza verilemeyeceğine ilişkin lehe olan TCK’nın 20/2 maddesinin 01.01.2009 tarihinden itibaren çek yasası bakımından da geçerli olduğunu kabul edip TCK’nın genel hükümlerinde yer alan diğer hususların ise çek yasası bakımından geçerli olmadığını ileri sürmek de kendi içinde tutarsızlık oluşturacak ve TCK ile 3167 yasanın genel nitelikteki hükümlerinin karma uygulamasına yol açacaktır.
TCK’nun yürürlüğüne ilişkin 5252 sayılı yasanın 5/2 maddesinde nispi nitelikteki adli para cezalarından aksedilmiş olması,bu tür cezaların karşılıksız çek keşide etmek suçları bakımından da varlığını kabul ve 01.01.2009 tarihinden itibaren de uygulanacağı anlamına gelmemektedir.Bu düzenleme aynı maddede belirtilen alt ve üst sınırların maktu adli para cezaları bakımından geçerli olduğunu ancak nispi nitelikteki adli para cezaları bakımından geçerli olmadığını ifade etmek için yasaya konulmuştur.Dolayısıyla 31.12.2008 tarihine kadar özel ceza yasalarında belirtilen nispi nitelikteki adli para cezaları uygulamasına devam edileceği ve söz konusu tarihten sonra ise bu uygulamanın da son bulacağı amaçlanmış,zaten bu durum aynı yasanın geçici 1. maddesinde açıkca ifade edilmiştir.Eğer 5252 yasanın geçici 1. maddesindeki düzenleme söz konusu olmasaydı TCK’nın genel hükümlerinin yürürlüğe girdiği tarih ile 31.12.2008 tarihleri arasındaki dönemde de çek bedeli kadar adli para cezası uygulaması yasal açıdan mümkün olmayacaktı TCK’nın nitelikli dolandırıcılık suçuna ilişkin 158/1-Son maddesinde nispi nitelikteki adli para cezasına yer verilmiş olması da çek yasası bakımından nispi nitelikte adli para cezasının kabul edildiği anlamına gelmemektedir.Çünkü bu düzenleme istisnai nitelikte özel bir düzenleme olduğundan ve TCK’nın genel hükümleri içinde yer almadığından çek yasası bakımından nispi adli para cezalarının kabulune imkan vermeyecektir.
Çek yasası bakımdan da 01.01.2009 tarihinde yürürlüğe giren ve genel hükümler içinde yer alan TCK’nın 52/3 maddesinde ise ADLİ PARA CEZALARININ BELIRLENMESİNDE ESAS ALINAN TAM GÜN SAYISI İLE 1 GÜN KARŞILIĞI OLARAK TAKTİR EDİLEN MİKTARIN KARARDA AYRI AYRI GÖSTERİLECEĞİ belirtilmiş,dolayısıyla çek yasasında olduğu gibi çek bedeline bağlı adli para cezası uygulaması son bulmuştur.
Ayrıca cezanın belirlenmesine ilişkin TCK’nun 61/8 maddesinde ise ADLİ PARA CEZASINDA ARTIRIM VE İNDİRİM YAPILIRKEN HESAPLAMANIN GÜN ÜZERİNDEN YAPILMASI ÖNGÖRÜLMÜŞTÜR.Bu durumda çek miktarına bağlı olup gün hesabıyla tespiti mümkün olmayan karşılıksız çek suçuna ilişkin adli para cezasına örneğin:TCK’nın 62. maddesinde düzenlenen taktir-i indirim nedenlerini uygulama imkanı da kalmamış ve sonuç olarak çek yasasındaki yaptırım yasal süre içinde TCK’nın genel hükümlerine uygun hale getirilmediği için 01.01.2009 tarihinden itibaren zımmen yürürlükten kalkmıştır. 4814 sayılı yasa ile 3167 sayılı yasada değişiklik yapılmasından sonra her bir çek yaprağı ayrı suç oluşturduğundan karşılıksız çek keşide edenler hakkında teselsül hükümlerini uygulama imkanı kalmamış,ancak ceza içeren özel yasalar bakımından 01.01.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK’nın genel hükümlerindeki 43.maddeye göre lehe kanun uygulaması nedeniyle belli şartların varlığı halinde zincirleme suç hükümlerinin uygulanması tekrar mümkün hale gelmiştir.Bu durumda da gün hesabına göre tespiti mümkün olmayan çek yasasındaki mevcut yaptırımı TCK’nın 61/8 maddesindeki düzenleme nedeniyle teselsülden dolayı artırma imkanı kalmamıştır.
Ayrıca yürürlüğe giren TCK’nın genel hükümleri karşısında,karşılıksız çek keşide etmek suçları yönünden tekerrür,şikayetten vazgeçme,çek hesabı açtırmaktan yasaklanmaya ilişkin çek yasasındaki mevcut düzenlemeler de TCK’nın genel hükümlerine aykırı hale gelmiştir.5252 sayılı yasanın 5/3 maddesiyle cezaların infazına ilişkin 5275 sayılı yasanın geçici 1.maddesinde belirtilen ve adli para cezasının ödenmemesi halinde günlüğü kaç liradan hapse çevireleceğine ilişkin kurallar ise para cezasının ödenmemesi durumunda nasıl davranılacağını gösteren kurallar olup karşılıksız çek keşide edilmesi halinde cezanın miktarının tayini için başvurulabilecek kurallar değildir.
3167 sayılı yasadaki cezanın miktarına ilişkin ÇEK BEDELİ TUTARI KADAR ibaresi 01.01.2009 tarihinde yürürlüğe giren TCK’nın genel hükümleri nedeniyle geçerlilğini kaybettiğinden bu durumda TCK’nın 52. maddesine giderek yaptırımı belirlemek imkanı da kalmamıştır.Çünkü genel düzenleme içinde yer alan ve cezaların sınırlarını gösteren maddeler suç olarak kabul edilen eylemlere yaptırım olsun diye değil sadece cezaların alt ve üst sınırlarını belirtmek amacıyla konulmuş hükümlerdir.
Diğer taraftan 4814 sayılı yasa ile değişiklik yapılmasından önce karşılıksız çek keşide edenler hapisle cezalandırılmaktaydılar bu değişikliğin yapılmadığı ve karşılıksız çek keşide edenlerin hapisle cezalandırıldıkları vasayılıdığında sonradan yürürlüğe giren yasa hükümleri nedeniyle maddede hapis cezası muhafaza edilip cezanın miktarına ilişkin kısım uygulama imkanını kaybetseydi o zaman TCK’nın genel hükümlerinde yer alan 49.maddeye giderek karşılıksız çek keşide edenlere 1 aydan 20 yıla kadar hapis cezası verilmesi ve buna bağlı olarak görevsizlik kararı verilip dosyanın ağır ceza maddesine gönderilmesi mi kabul edilecekti?
Anayasının 38.maddesinde ifadesini bulan SUÇTA VE CEZADA KANUNİLİK İLKESİNİN doğal sonucu olarak yasama organı suç olarak benimsediği bir eylemin cezasının türünü ve miktarını ilgili maddede belirtmek durumundadır.Zaten bu nedenle ceza kanunlarında her bir suç yönünden ilgili maddede cezanın türü ve sınırları gösterilmiş,genel hükümler içinde yer alıp cezanın sınırlarını gösteren maddelerle yetinmek yolu benimsenmemiştir.Çünkü hangi eylemin kamu düzenini daha çok bozduğu ve bu nedenle daha fazla cezalandırılması gerektiği konusundaki tercih,suç ve ceza siyasetiyle ilgili olup siyası sorumluluğu gerektiren ve yasama organlarının mutlak taktirinde olan bir husustur.Ancak bu durumun belirli bir ceza makası aralığında cezanın bireyselleştirilmesi için mahkemeye tanınan taktir hakkıyla karıştırılmaması gerekmektedir.
5237 sayılı TCK’nın bedelsiz senedi kullanma suçuna ilişkin 156. maddesinde adli para cezasının sınırlarının belirtilmemiş olması karşı örnek olarak gösterilebilir ise de zaten bu madde de yasama organı bu fiil için sınırlarını belrttiği hapis cezasını da öngördüğünden aynı yasanın 52. maddesindeki limitlerin farkında olarak adli para cezası yönünden taktir hakkını mahkemeye bırakmış,dolayısıyla cezasının türü ve miktarı konusundaki tercihini açıkca ortaya koymuştur kaldı ki hapis ve adli para cezasının birlikte uygulanması gereken durumlarda,bu cezalardan birisinin asgari hadden diğerinin ise azami hadden tayini kendi içinde tutarsızlık oluşturacağından mahkemenin taktir ettğini hapis cezasının miktarı adli para cezasının gün bakımından miktarını belirlemede ölçü oluşturacaktır.Mevcut durum nedeniyle çek yasası bakımından ise yaptırımın ne miktarda olacağı konusunda kanun koyucunun ortaya koyduğu açık bir iradeden bahsetmek söz konusu değildir.Niye miktarı belirtilmeyen adli para cezasıyla hapis cezasının seçimlik olarak düzenlendiği bazı suçlarda örneğin:Mühür fekki suçunda asgari hadden uygulama yapılması yönünde bir eğilim gösterilmesi nedeniyle 5560 sayılı yasayla TCK’nın 61. maddesinde değişiklik yaparak adli para cezasının tercih edilmesi halinde hesaplamanın ne şekilde yapılacağını belirlemiştir.Zaten bu örnekler genel hükümler içinde yer almayıp TCK’nun özel hükümlerine ilişkin 2. kitabında yer aldığından çek yasası bakımından sonuca etkili olmayacaklardır.
31.12.2008 tarihine kadar karşılıksız çek keşide edenlere çek bedeli kadar adli para cezası verilmesinin o dönem için yasaya uygun olduğu ve dolayısıyla infazının gerektiği ileri sürülebilir ise de bu tarihten sonra gün hesabına göre adli para cezası belirlemek zorunlu hale gelmiş ve buna uygun bir düzenleme yapılmadığı için de eylemin yaptırımsız kaldığı sonucuna varılmış,dolayısıyla meydana gelen ve lehe olan bu durumdan henüz cezaları infaz edilmeyen kişilerin de yararlanması yolu açılmıştır. Karşılıksız çek keşide etmek suçlarına ilişkin yeni bir yasa yapıldığı taktirde bu yasanın yürülüğe gireceği tarihe kadar,TCK’nın genel hükümlerine aykırılık içeren mevcut çek yasasının ilgili maddelerini uygulamak imkanı kalmadığı için bu boşluğu kıyas veya kıyasa yol açacak biçimde geniştici yorum yapmak yoluyla doldurmakta TCK’nın 2/3 maddesi kapsamında mümkün görülmemiştir. Sonuç olarak karşılıksız çek keşide etmek suçu için 368 sayılı yasada öngörülen yapıtırımda,31.12.2008 tarihine kadar TCK’nın genel hükümlerine uygun düzenleme yapılmadığından 3167 sayılı yasadaki mevcut yasadaki yaptırımı fiilen uygulama imkanının kalmadığı,ayrıca ceza miktarını TCK’nın 52.maddesine göre tayin imkanı da olmadığı,dolayısıla çek yasasındaki mevcut yaptırımın zımmen yürürlükten kalktığı sonucuna varılmış,yaptırımı kalmayan bir eylemi de suç olarak kabul etmek mümkün olmadığı için aşağıdaki gibi karar vermek gerekmiştir. HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle: Sanık A.A’ya atılı olan karşılıksız çek keşide etmek suçunun yasal unsurları bakımından oluşmadığı anlaşılmakla sanığın BERAATİNE, Yapılan yargılama giderlerinin hazine üzerinde bırakılmasına,
Sanığın ve katılan vekilinin yokluğunda açıkca yapılan yargılama sonucunda Cumhuriyet Savcısının istemine aykırı olarak,kararın tefhim veya tebliğden itibaren 7 gün içinde mahkememize bir dilekçe verilmesi veya zabıt katibine yapılacak beyanın tutanağa geçilmesi suratiyle Yargıtay yolu açık olmak üzere karar verildi.27.02.2009 Katip Hakim
ŞİŞLİ 3.ASLİYE CEZA MAHKEMESİ
DOSYA NO: 2007/221 KARAR NO: 2008/167
HAKIM : YALÇIN HAYRET 30442 C.SAVCISI : HASAN OZDEMIRN 24633 YAZI ISLERI MÜDÜRÜ : SAADET ÖZOGUZ SANIK : H.A. SUÇ : KARŞILIKSIZ ÇEK KEŞİDE ETME SUÇ TARİHİ : 10/04/2006 , 24,04/2006 ASIL KARAR TARİHİ : 13/02/2008 EK KARAR TARİHİ : 02/03/2009
Şişli Cumhuriyet Başsavcılığının 02/03/2009 tarih ve 2008/10-4157 sayılı Müzekkeresi mahkememize gelmiş olmakla dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Hükümlünün, 30/06/2006 keşide tarihli ve 8500 TL Bedelli, 30/04/2006 keşide tarihli ve 1600 Tl: bedelli, 30/05/2006 Keşide tarihli ve 5000 TL. Bedelli, miktarındaki çeklerle ilgili olarak, karşılıksız keşide etmek suçundan 3167 sayılı yasanın 16/1-3 maddeleri gereğince adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiş İSE DE dava konusu bu çeklerin, üzerinde yazılı keşide tarihinden önce ödenmek için muhatap bankaya ibraz edilmiş olduğu anlaşılmakla, 3167 sayılı Yasaya, 28.02.2009 tarihinde yüyürlüğe giren 5838 sayılı bazı kanunlarda değişiklik yapılması hakkında kanunun 18.maddesi ile eklenen Geçici. 2.Madde gereğince hükümlünün, 31.12.2009 tarihine kadar üzerinde yazılı keşide tarihinden önce çekin ödenmek için muhatap bankaya ibrazı geçersiz olduğundan, TCK.nun 7/2 maddesi gereğince hükümlünün lehine olan bu düzenleme doğrultusunda, yeniden yapılan değerlendirme sonucunda, hükümlünün bu çekler ile ilgili olarak, kanunda suç olarak tanımlanmayan YÜKLENEN SUÇTAN BERAATİNE KARAR VERİLMİŞTİR.
SAKARYA 1. AĞIR CEZA MAHKEMESİ DEĞİŞİK İŞ KARAR DEĞİŞİK İŞ NO : 2009/247.
BAŞKAN : ABDÜLKADİR YAVUZ ÜYE : BURHANETTİN ESENKAR ÜYE : CEVDET BAK KATİP : BİLGEN EL.
Hükümlü vekili tarafından Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 04.02.2009 tarih 2007/299-590 karar sayılı ek kararı ile sanık vekilinin talebinin reddine ve mahkemelerinin 2007/299 esas-2007/590 karar sayılı ilamının değiştirilmesine ve infazın durdurulmasına yer olmadığına ve infazın devamına dair kararına dosya içeriğine göre süresi içerisinde; müvekkilinin 3167 Sayılı Kanuna Muhalefet nedeni ile para cezasına mahkum edildiği ve para cezasının ödenmemesi nedeni ile hapse çevrildiği halen ceza evinde olduğu, 5275 Sayılı Yasanın 98. maddesi uyarınca yaptıkları başvurunun reddedildiği, bu kararın 5237 Sayılı TCK nun 5, 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesi, 3167 Sayılı Yasanın 16. maddesi ayrıca TCK 20.43.52,53,60,61 maddelerinde yer alan düzenlemelere aykırı olduğu, 31.11.2008 tarihi itibari ile karşılıksız çek keşide etmek eyleminin suç olmaktan çıktığı, böylece suçta ve cezada kanunilik ilkesi uyarınca hükümlü hakkında verilen cezanın yasal dayanağının kalmadığı iddiası ile Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından 04.02.2009 tarihinde infazın devamına ilişkin ek kararın itiraz incelemesi ile kaldırılmasını ve müvekkili hakkında tayin edilen cezanın bütün sonuçları ile ortadan kaldırılmasını ve tahliyesini istemiştir. İddia makamının mütalaası alındı, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:.
Konu ile ilgili yasal durum incelendiğinde;.
1-3167 Sayılı Yasanın 16. maddesinde :.
(1) Üzerinde yazılı keşide tarihinden önce veya ibraz süresi içinde 4 üncü madde uyarınca ibraz edildiğinde, yeterli karşılığı bulunmaması nedeniyle kısmen de olsa ödenmeyen çeki keşide eden hesap sahipleri veya yetkili temsilcileri, kanunların ayrıca suç saydığı haller saklı kalmak üzere, çek bedeli tutarı kadar ağır para cezasıyla cezalandırılırlar. Ancak verilecek para cezası seksenmilyar liradan fazla olamaz. Bu miktar, 01/03/1926 tarihli ve 765 sayılı Türk Ceza Kanununun ek 2 nci maddesine göre her yıl artırılır. Bu suçtan mükerrirlere, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir..
2 – 5237 Sayılı TCK nun 2/1-3 madde ve fıkralarında ; (1) “Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz.”.
(3) Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz. 3- 5237 Sayılı TCK nun 5/1 madde ve fıkralarında :.
“Bu Kanunun genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır. “.
4-5237 Sayılı TCK nun 52/1-2-3 Madde ve fıkralarında; (1) Adlî para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hâllerde yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir..
(2) En az yirmi ve en fazla yüz Türk Lirası olan bir gün karşılığı adlî para cezasının miktarı, kişinin ekonomik ve diğer şahsî hâlleri göz önünde bulundurularak takdir edilir. (3) Kararda, adlî para cezasının belirlenmesinde esas alınan tam gün sayısı ile bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ayrı ayrı gösterilir. “.
5-5252 Sayılı Yasanın 5349 Sayılı Yasanın 6. Maddesi ile değişik Geçici 1. Maddesinde: (1) Diğer kanunların, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31 Aralık 2008 tarihine kadar uygulanır..
6-5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 madde ve fıkrasında:.
(1) Mahkûmiyet hükmünün yorumunda veya çektirilecek cezanın hesabında duraksama olursa, cezanın kısmen veya tamamen yerine getirilip getirilemeyeceği ileri sürülür ya da sonradan yürürlüğe giren kanun, hükümlünün lehinde olursa, duraksamanın giderilmesi veya yerine getirilecek cezanın belirlenmesi için hükmü veren mahkemeden karar istenir. (3) Yukarıdaki fıkralar uyarınca yapılan başvurular cezanın infazını ertelemez. Ancak, mahkeme olayın özelliğine göre infazın ertelenmesine veya durdurulmasına karar verebilir. 7- 5275 Sayılı Yasanın 101/1-3 Madde ve fıkrasında:.
(1) Cezanın infazı sırasında, 98 ilâ 100 üncü maddeler gereğince mahkemeden alınması gereken kararlar duruşma yapılmaksızın verilir. Karar verilmeden önce Cumhuriyet savcısı ve hükümlünün görüşlerini yazılı olarak bildirmeleri istenebilir..
(3)Bölge adliye mahkemesi veya Yargıtaydan başka mahkemeler tarafından verilmiş olan bu kararlara karşı itiraz yoluna gidilebilir.” hükümleri bulunmaktadır..
Ayrıca TBMM tarafından 5728 Sayılı Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlar ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile düzenleme yapıldığı ve bu kanunun yürürlükte olduğu ancak yapılan bu düzenlemeler içerisinde 3167 Sayılı Yasanın 16. Maddesi ile ilgili bir düzenlemenin bulunmadığı da ortadadır..
Kararına itiraz edilen mahkemenin itiraz edilen kararında; 5252 Sayılı Kanunun geçici 1. Maddesinde 5560 Sayılı Kanunla yapılan değişiklik üzerine belirlenen 31.12.2008 gününe değin, diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümlerinin düzeltilmesinin öngörüldüğü halde bu kapsamdan olarak yasa koyucu tarafından 5728 Sayılı “Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”u va’zettiği, dolayısıyla da uyumlaştırılması murat olunan diğer kanunların bu kapsamda yeniden düzenlenildiği., ancak bu çerçevede 3167 Sayılı Kanun hükümlerinin ayrık tutulduğu, bunun ise tamamen mevzuatın “Özel” niteliğinden kaynaklandığı, hal böyle olunca da Yargıtay Yüksek Dairesi’nin pek çok uygulamalarında da “özel yasa ” niteliğinden dolayı pek çok uygulanabilir (önödeme-uzlaşma…gibi) hukuk müessesesinden ayrık değerlendirildiği nazara alındığında, ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil eden çeklerden dolayı tayin olunacak ceza hükmünde de “çek bedeli kadar adli para cezası” olmasında hukuken aykırı bir durum görülmediğinden” sanık vekilinin talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır..
Yürürlükte olan yasal durum incelendiğinde; TCK nun 5/1 maddesinde bu kanunun genel hükümlerinin özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanacağı belirtilerek ceza hukukunda yeknesaklık sağlanmak istenmiştir. Bu amaçla 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesine; diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemesine aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31.12.2008 tarihine kadar uygulanır hükmü konulmuş ve bu süre yeniden uzatılmamıştır..
Yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. Madde hükmünü dikkate alarak ” Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” adı altında 580 maddeden oluşan 5728 Sayılı Yasayı çıkartmış ve bu yasa yürürlüğe girmiştir..
Buradan da anlaşıldığı üzere yasa koyucunun amacı TCK nun genel hükümlerinin bütün özel yasalarda ve ceza hükmü içeren yasalarda uygulanmasını sağlamaktır. 5237 Sayılı TCK nun 52. maddesi dikkate alındığında adli para cezasının tanımının yapıldığı görülmektedir. Buna göre adli para cezası , beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmadığı hallerde 730 günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması sureti ile hesaplanan meblağın hükümlü tarafından devlet hazinesine ödenmesinden ibarettir.
Bu maddenin 1. fıkrasında bulunan “kanunda aksine hüküm bulunmayan haller” tanımının adli para cezası gün sayısının bu genel düzenlemeye aykırı olarak 730 günün altında veya üstünde düzenlenecebileceği ve bu düzenlemenin de geçerli olduğu anlamındadır. Buradan da anlaşıldığı üzere TCK genel hükümlerinde gün adli para cezası sistemi benimsenmiştir. 3167 Sayılı yasanın 16. maddesi değerlendirildiğinde; “….. çek bedeli tutarı kadar ağır para cezası (adli para cezası) ile cezalandırılırlar . Ancak verilecek para cezası 80 milyar liradan fazla olamaz. ” hükmünün bulunduğu, bu düzenlemenin gün para cezası içermemesi nedeni ile TCK nun 52/1 maddesine uygun olmadığı ortadadır..
Yasa koyucunun 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesinde sözünü ettiği diğer kanunlar içerisinde 3167 Sayılı Yasanın da olduğu hususunda tereddüt yoktur. Buna göre 3167 Sayılı Yasada bulunan ve 5237 Sayılı TCK nun 1.Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümler 31.12.2008 tarihine kadar uygulanabilecektir. Bu düzenlemenin mevhumu muhalifinden 3167 Sayılı (özel) Kanunun TCK nun 1. kitabının 52. maddesinde düzenlenen gün para sistemine aykırı olan ceza kuralının 31.12.2008 tarihinden sonra uygulanmayacağı 5252 Sayıl Yasanın geçici 1. Maddesinin emredici hükmüdür. Kaldı ki yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesini dikkate alarak 5728 Sayılı Yasa ile özel yasalarda ayrıntılı düzenlemeler yapmasına rağmen 3167 Sayılı Yasada herhangi bir düzenleme yapmamıştır..
Ayrıca Adalet Bakanlığı’nın http://www.kgm.adalet.gov.tr/basbakanlik/cekkanunu.pdf adresinde bulunan ve Çek Kanunu Tasarısı Taslağı olarak Başbakanlığa gönderilen metnin 5/1 madde ve fıkrasında “Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adlî paracezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adlî para cezası, çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamaz.” düzenlemesinin bulunduğu, bu düzenleme dikkate alındığında yasama organının büyük çoğunluğunu oluşturan yürütmeyi (hükümeti ) temsilen Adalet Bakanlığının da itirazı reddeden mahkeme ve red kararında belirtilen Yargıtay Dairesinin inancına aykırı olarak çek kanununda verilecek adli para cezasının gün para sistemine uygun olması gerektiğini öngördüğü, bu durum karşısında subjektif değerlendirme niteliğinde olan “çekin ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil etmesi” bu nedenle 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesindeki düzenlemenin değiştirilmediği yani ayrık tutulduğu (temel düzenlemeden istisna edildiği) yönündeki değerlendirmenin mevcut yasal durum karşısında yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır..
Yasa koyucunun atlama yaptığı, bir konuyu unuttuğu kabul edilemeyeceğine ve yukarıda da değinildiği gibi bu konuda değişiklik yapmak için Başbakanlığa kanun tasarısı taslağıda sevk edildiğine göre yürütmenin, (hükümetin ) ve yasa koyucunun (TBMM’nin) muradının 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesi ile düzenlenen ceza kuralının ortadan kalkması ve yeni yasal düzenleme yapılana kadar bu ceza hükmünün uygulanamaz olmasını sağlamak olduğu kabul edilmelidir. Çünkü ceza kuralları uygulanmak amacı ile konulur. Uygulanamayan bir ceza kuralı kaldırılmış demektir. Uygulanamayacağı yasa ile düzenlenen, bu nedenle yasal olarak kaldırılma dışında yok hükmünde olan bir kurala göre ceza vermek gerek Anayasa’da yapılan temel haklar ile ilgili düzenlemelere, temel hak ve özgürlükleri içeren Uluslararası Sözleşme hükümlerine ve gerekse Türk Ceza Kanunun 2. maddesinde düzenlenen kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz, kanunlarda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz kuralına da aykırıdır..
Bu yasal durum karşısında hükümlünün, 31.12.2008 tarihinden itibaren zımni olarak yürürlükten kaldırılan ve yerine yeni hüküm konulmaması nedeni ile cezasız bırakılan karşılıksız çek keşide etmek eyleminden dolayı cezalandırıldığı, hükümlü müdafiinin yaptığı itirazın hukuka uygun olmayan mülahazalarla red edildiği, itirazın yasal ve yerinde olduğu anlaşılmakla, 5275 Sayılı Yasanın 101/3 madde ve fıkrasının verdiği yetkiye dayanarak ve hükümlünün telafisi mümkün olmayan zararlara uğramasını engellemek amacı ile 5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 maddesi gereğince mahkumiyet hükmünün yorumunda ve çektirilecek cezanın hesabında açıklanan nedenlerle duraksama olduğundan 3167 Sayılı Yasada yeni bir düzenleme yapılana ya da 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesinin açıkça yürürlükten kaldırılması anına kadar infazın ertelenmesine, yasa koyucunun yeni bir düzenleme yapması halinde hükümlünün durumunun yeniden mahkemesince ele alınarak değerlendirilmesi için itirazın kabülü ile hükümlüye Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 31.07.2007 tarih ve 2007/299 esas 2007/590 karar sayılı ilamı ile verilen adli para cezasının infazının durdurulmasına karar vermek gerekmiştir..
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;.
1-Hükümlü H.S.S. müdafiinin yapmış olduğu İTİRAZIN KABÜLÜNE, 2-Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 04.02.2009 tarih ve 2007/299 esas 2007/590 karar sayılı EK KARARININ KALDIRILMASINA.
3-Sanık hakkında Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 31.07.2007 tarih ve 2007/299 esas 2007/590 karar sayılı ilamı ile verilen 26000TL adli para cezasının İNFAZININ DURDURULMASINA,.
4-Kararın bir örneğinin gereğinin yerine getirilmesi için Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine,.
Dosyanın Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesine iadesine, Karardan bir örneğin hükümlü vekiline TEBLİĞİNE ,.
Dair; 5275 Sayılı Yasanın 101/3 ve CMK nun 271/4 madde ve fıkrası gereğince incelenen dosya üzerinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi..16.03.2009..
.
.
.
SARAYKÖY ASLİYE CEZA MAHKEMEİ DOSYA NO :2007/176 KARAR NO :2007/201
HAKİM : GÜLPERİ GÜNEŞ 32147 C.SAVCISI : HÜSEYİN HÜR 107696 KATİP : MURAT AYRAL 97009
SANIK : A. G. K. SUÇ : KARŞILIKSIZ ÇEK KEŞİDE ETME SUÇ TARIHİ : 19/02/2007 ASIL KARAR TARİHİ : 25/09/2007 EK KARAR TARİHİ : 28/01/2009
HÜKÜMLÜ AHMET GÜRKAN ………KAN IN 21/01/2009 ARİHLİ İNFAZIN DURDURULMASINA İLİKİN DİLEKÇESİ C. SAVCISININ YAZILI GÖRÜŞÜ ALINARAKİNCELENDİ.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLÜ:
HÜKÜMLÜ AHMET GÜRKAN …..KAN HAKKINDA MAHKEMEMİZİN 25/09/2009 TARİH 2007/176-201 ESAS E KARAR SAYILI KARARI İLE KARŞILIKSIZ ÇEK KEŞİDE ETMEK SUÇUNDAN DAYI 60.000 TL ADLİ PARA CEZASI İL CEZALANDIRILMASIA KARAR VERİLDİĞİ, KARARIN 20/11/2007 TARİHİNDE KESİNLEŞEREK İNFAZA VERİLDİĞİ HÜKÜMLÜĞÜN ADLİ PARA CEZASNI ÖDEMEMESİ ÜZERİNE SARAYKÖY C.BAŞSAVCILIĞININ 29/01/2008 GÜNLÜ KARARI İLE HÜKÜMLÜYE VERİE ADLİ PARA CEZASININ 600 GÜN HAPİS CEZASINA ÇEVRİLDİĞİ VE 28/02/2008 TARİHİNDE İNFAZA BAŞLANDIĞI HÜKÜMLÜNÜN HALEN B CEZASINI İNFAZ TTİĞİ 5252 SAYILI ÜÇK NIN YÜÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDAKİ KANUNUN GEÇİCİ 1.MADDESİDE BELİRTİLEN DİĞEN KANUNLARIN TCK NIN GEEL HÜKÜMLERİNE AKRI OLAN MADDELERİNİN UYGULANMASINA DEVAM EDİLECEĞİNE İLİŞKİN HÜKMÜN 31/12/2008 TARİHİ İTİBARİYLE YÜRÜRÜKTE KALKTIĞI YASA KOYUCU TARAFINDAN 5728 SAYILI YASA İLE BİR ÇOK ÖZEL YASDAKİ CEZA HÜKÜMLERİ 5237 SAYILI YASAYA UYGUN HALE GETİRİLMESİNE RAĞMEN 3167 SAYILI YASA YÖNÜNDEN 31/12/2008 TARİHİNE KADAR HER HANGİ BİR DÜZENLEME YAPILMADIĞI 5252 SAYILI TCK NIN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KARARIN MADDESİ 5237 SAYILI TCK 45/1 52/1 MADELERİ İLE BİRLİKTE DEĞERLENDİRLDİĞİNDE BU GENEL URALIN BÜTÜN ÖZEL YASALARI BAĞLAYACĞI ÖZEL YASALARDAKİ AYKIRI HÜKÜMLRİN 31/12/2008 TARİHİNE KADAR UYGUNABİLECEĞİ BU TARİHE KADAR ÖZEL YASALARIN 5257 SAYILI TCK NIN GEEL KÜMLERİNE UYARLANMASININ ZORUNLU BULUNDUĞU ANCA 3167 SAYILI YASA AÇISINDAN HALEN BU UYARLAMANIN YAPILMAMIQŞ OLDUĞU ANLAŞILMAKLA HÜKÜMLÜNÜN MAĞDURİYETNE NEDE ALMAMAK AÇISINDAN 527 SAYILI ASANIN 98. MADDESİ UYARINCA İNFAZIN DURDURULMASINA KARAR VERMEKGEREKMİŞTİR. HÜKÜM YUKARIDA AÇIKLANAN NEDENLERLE
HÜKÜMLÜ AHMET GÜRKAN ……KAN HAKKINDA MAHKEMEMİZİN 25/09/207 TARİH 2007/176-201 ESAS VE KARAR SAYILI İLAMI İLE VERİLEN 60.000 TL ADLİ PARA CEZASINA İLİŞKİN İNFAZIN DURDURULMASINA.
HÜKÜMLÜNÜN BAŞKA BİR SUÇTAN TUTUKLU VEY HÜKÜMLÜ ULUNMAASI HALİNDE SALIVERİLMESİNE
KARARIN C.SAVCILIĞI ARACILIĞIYLA HÜKÜMLÜYE TEBLİĞİ DAİR, DOSYA ÜZERİNDEYAPILAN İNCELEMESONUCUNDA İSTEME UYGUN V TEBLİĞ TARİHİNDEN İTAREN 7 GÜN İÇİNDE DENİZLİ NBETÇİ AĞIR CEZA MAHKEMESİNE İTİRAZ YOLU AÇIK OLMAK ÜZERERKARAR VERİLDİ
Sakarya Ağır Ceza Mahkemesi, Karşılıksız Çek Beraat Kararı
BAŞKAN : ABDÜLKADİR YAVUZ ÜYE : BURHANETTİN ESENKAR ÜYE : CEVDET BAK
KATİP : BEHİYE AYDINHükümlü A.B. vekili Av. Levent S. tarafından Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.03.2009 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı ek kararı ile hükümlü vekilinin talebinin reddine ve mahkemelerinin 28.5.2008 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı ilamının değiştirilmesine ve infazın durdurulmasına yer olmadığına ve infazın devamına dair kararına dosya içeriğine göre süresi içerisinde; müvekkilinin 3167 Sayılı Kanuna Muhalefet nedeni ile para cezasına mahkum edildiği, 5275 Sayılı Yasanın 98. maddesi uyarınca yaptıkları başvurunun reddedildiği, bu kararın 5237 Sayılı TCK nun 5, 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesi, 3167 Sayılı Yasanın 16. maddesi ayrıca TCK 20.43.52,53,60,61 maddelerinde yer alan düzenlemelere aykırı olduğu, 31.11.2008 tarihi itibari ile karşılıksız çek keşide etmek eyleminin suç olmaktan çıktığı, böylece suçta ve cezada kanunilik ilkesi uyarınca hükümlü hakkında verilen cezanın yasal dayanağının kalmadığı iddiası ile Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından 24.03.2009 tarihinde infazın devamına ilişkin ek kararın itiraz incelemesi ile kaldırılmasını ve hakkında tayin edilen cezanın bütün sonuçları ile ortadan kaldırılmasını ve tahliyesini istemiştir.
İddia makamının mütalaası alındı, dosya incelendi
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Konu ile ilgili yasal durum incelendiğinde;
1-3167 Sayılı Yasanın 16. maddesinde : (1) Üzerinde yazılı keşide tarihinden önce veya ibraz süresi içinde 4 üncü madde uyarınca ibraz edildiğinde, yeterli karşılığı bulunmaması nedeniyle kısmen de olsa ödenmeyen çeki keşide eden hesap sahipleri veya yetkili temsilcileri, kanunların ayrıca suç saydığı haller saklı kalmak üzere, çek bedeli tutarı kadar ağır para cezasıyla cezalandırılırlar. Ancak verilecek para cezası seksenmilyar liradan fazla olamaz. Bu miktar, 01/03/1926 tarihli ve 765 sayılı Türk Ceza Kanununun ek 2 nci maddesine göre her yıl artırılır. Bu suçtan mükerrirlere, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.
2 – 5237 Sayılı TCK nun 2/1-3 madde ve fıkralarında ; (1) “Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz.”
(3) Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz.
3- 5237 Sayılı TCK nun 5/1 madde ve fıkralarında : “Bu Kanunun genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır. “
4-5237 Sayılı TCK nun 52/1-2-3 Madde ve fıkralarında; (1) Adlî para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hâllerde yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir.
(2) En az yirmi ve en fazla yüz Türk Lirası olan bir gün karşılığı adlî para cezasının miktarı, kişinin ekonomik ve diğer şahsî hâlleri göz önünde bulundurularak takdir edilir. (3) Kararda, adlî para cezasının belirlenmesinde esas alınan tam gün sayısı ile bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ayrı ayrı gösterilir. “
5-5252 Sayılı Yasanın 5349 Sayılı Yasanın 6. Maddesi ile değişik Geçici 1. Maddesinde: (1) Diğer kanunların, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31 Aralık 2008 tarihine kadar uygulanır.
6-5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 madde ve fıkrasında: (1) Mahkûmiyet hükmünün yorumunda veya çektirilecek cezanın hesabında duraksama olursa, cezanın kısmen veya tamamen yerine getirilip getirilemeyeceği ileri sürülür ya da sonradan yürürlüğe giren kanun, hükümlünün lehinde olursa, duraksamanın giderilmesi veya yerine getirilecek cezanın belirlenmesi için hükmü veren mahkemeden karar istenir. (3) Yukarıdaki fıkralar uyarınca yapılan başvurular cezanın infazını ertelemez. Ancak, mahkeme olayın özelliğine göre infazın ertelenmesine veya durdurulmasına karar verebilir.
7- 5275 Sayılı Yasanın 101/1-3 Madde ve fıkrasında: (1) Cezanın infazı sırasında, 98 ilâ 100 üncü maddeler gereğince mahkemeden alınması gereken kararlar duruşma yapılmaksızın verilir. Karar verilmeden önce Cumhuriyet savcısı ve hükümlünün görüşlerini yazılı olarak bildirmeleri istenebilir. “http://karsiliksizcek.wordpress.com/”
(3)Bölge adliye mahkemesi veya Yargıtaydan başka mahkemeler tarafından verilmiş olan bu kararlara karşı itiraz yoluna gidilebilir.” hükümleri bulunmaktadır.
Ayrıca TBMM tarafından 5728 Sayılı Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlar ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile düzenleme yapıldığı ve bu kanunun yürürlükte olduğu ancak yapılan bu düzenlemeler içerisinde 3167 Sayılı Yasanın 16. Maddesi ile ilgili bir düzenlemenin bulunmadığı da ortadadır.
Kararına itiraz edilen mahkemenin itiraz edilen kararında; 5252 Sayılı Kanunun geçici 1. Maddesinde 5560 Sayılı Kanunla yapılan değişiklik üzerine belirlenen 31.12.2008 gününe değin, diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümlerinin düzeltilmesinin öngörüldüğü halde bu kapsamdan olarak yasa koyucu tarafından 5728 Sayılı “Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”u va’zettiği, dolayısıyla da uyumlaştırılması murat olunan diğer kanunların bu kapsamda yeniden düzenlenildiği., ancak bu çerçevede 3167 Sayılı Kanun hükümlerinin ayrık tutulduğu, bunun ise tamamen mevzuatın “Özel” niteliğinden kaynaklandığı, hal böyle olunca da Yargıtay Yüksek Dairesi’nin pek çok uygulamalarında da “özel yasa ” niteliğinden dolayı pek çok uygulanabilir (önödeme-uzlaşma…gibi) hukuk müessesesinden ayrık değerlendirildiği nazara alındığında, ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil eden çeklerden dolayı tayin olunacak ceza hükmünde de “çek bedeli kadar adli para cezası” olmasında hukuken aykırı bir durum görülmediğinden” sanık vekilinin talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Yürürlükte olan yasal durum incelendiğinde; TCK nun 5/1 maddesinde bu kanunun genel hükümlerinin özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanacağı belirtilerek ceza hukukunda yeknesaklık sağlanmak istenmiştir.
Bu amaçla 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesine; diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemesine aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31.12.2008 tarihine kadar uygulanır hükmü konulmuş ve bu süre yeniden uzatılmamıştır.
Yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. Madde hükmünü dikkate alarak ” Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” adı altında 580 maddeden oluşan 5728 Sayılı Yasayı çıkartmış ve bu yasa yürürlüğe girmiştir.
Buradan da anlaşıldığı üzere yasa koyucunun amacı TCK nun genel hükümlerinin bütün özel yasalarda ve ceza hükmü içeren yasalarda uygulanmasını sağlamaktır.
5237 Sayılı TCK nun 52. maddesi dikkate alındığında adli para cezasının tanımının yapıldığı görülmektedir. Buna göre adli para cezası , beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmadığı hallerde 730 günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması sureti ile hesaplanan meblağın hükümlü tarafından devlet hazinesine ödenmesinden ibarettir
Bu maddenin 1. fıkrasında bulunan “kanunda aksine hüküm bulunmayan haller” tanımının adli para cezası gün sayısının bu genel düzenlemeye aykırı olarak 730 günün altında veya üstünde düzenlenebileceği ve bu düzenlemenin de geçerli olduğu anlamındadır. Buradan da anlaşıldığı üzere TCK genel hükümlerinde gün adli para cezası sistemi benimsenmiştir. 3167 Sayılı yasanın 16. maddesi değerlendirildiğinde; “….. çek bedeli tutarı kadar ağır para cezası (adli para cezası) ile cezalandırılırlar . Ancak verilecek para cezası 80 milyar liradan fazla olamaz. ” hükmünün bulunduğu, bu düzenlemenin gün para cezası içermemesi nedeni ile TCK nun 52/1 maddesine uygun olmadığı ortadadır.
Yasa koyucunun 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesinde sözünü ettiği diğer kanunlar içerisinde 3167 Sayılı Yasanın da olduğu hususunda tereddüt yoktur. Buna göre 3167 Sayılı Yasada bulunan ve 5237 Sayılı TCK nun 1.Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümler 31.12.2008 tarihine kadar uygulanabilecektir. Bu düzenlemenin mevhumu muhalifinden 3167 Sayılı (özel) Kanunun TCK nun 1. kitabının 52. maddesinde düzenlenen gün para sistemine aykırı olan ceza kuralının 31.12.2008 tarihinden sonra uygulanmayacağı 5252 Sayıl Yasanın geçici 1. Maddesinin emredici hükmüdür. Kaldı ki yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesini dikkate alarak 5728 Sayılı Yasa ile özel yasalarda ayrıntılı düzenlemeler yapmasına rağmen 3167 Sayılı Yasada herhangi bir düzenleme yapmamıştır.
Ayrıca Adalet Bakanlığı’nın http://www.kgm.adalet.gov.tr/basbakanlik/cekkanunu.pdf adresinde bulunan ve Çek Kanunu Tasarısı Taslağı olarak Başbakanlığa gönderilen metnin 5/1 madde ve fıkrasında “Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adlî paracezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adlî para cezası, çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamaz.” düzenlemesinin bulunduğu, bu düzenleme dikkate alındığında yasama organının büyük çoğunluğunu oluşturan yürütmeyi (hükümeti ) temsilen Adalet Bakanlığının da itirazı reddeden mahkeme ve red kararında belirtilen Yargıtay Dairesinin inancına aykırı olarak çek kanununda verilecek adli para cezasının gün para sistemine uygun olması gerektiğini öngördüğü, bu durum karşısında subjektif değerlendirme niteliğinde olan “çekin ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil etmesi” bu nedenle 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesindeki düzenlemenin değiştirilmediği yani ayrık tutulduğu (temel düzenlemeden istisna edildiği) yönündeki değerlendirmenin mevcut yasal durum karşısında yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
Yasa koyucunun atlama yaptığı, bir konuyu unuttuğu kabul edilemeyeceğine ve yukarıda da değinildiği gibi bu konuda değişiklik yapmak için Başbakanlığa kanun tasarısı taslağıda sevk edildiğine göre yürütmenin, (hükümetin ) ve yasa koyucunun (TBMM’nin) muradının 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesi ile düzenlenen ceza kuralının ortadan kalkması ve yeni yasal düzenleme yapılana kadar bu ceza hükmünün uygulanamaz olmasını sağlamak olduğu kabul edilmelidir. Çünkü ceza kuralları uygulanmak amacı ile konulur. Uygulanamayan bir ceza kuralı kaldırılmış demektir. Uygulanamayacağı yasa ile düzenlenen, bu nedenle yasal olarak kaldırılma dışında yok hükmünde olan bir kurala göre ceza vermek gerek Anayasa’da yapılan temel haklar ile ilgili düzenlemelere, temel hak ve özgürlükleri içeren Uluslararası Sözleşme hükümlerine ve gerekse Türk Ceza Kanunun 2. maddesinde düzenlenen kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz, kanunlarda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz kuralına da aykırıdır.
Bu yasal durum karşısında hükümlünün, 31.12.2008 tarihinden itibaren zımni olarak yürürlükten kaldırılan ve yerine yeni hüküm konulmaması nedeni ile cezasız bırakılan karşılıksız çek keşide etmek eyleminden dolayı cezalandırıldığı, hükümlü müdafiinin yaptığı itirazın hukuka uygun olmayan mülahazalarla red edildiği, itirazın yasal ve yerinde olduğu anlaşılmakla, 5275 Sayılı Yasanın 101/3 madde ve fıkrasının verdiği yetkiye dayanarak ve hükümlünün telafisi mümkün olmayan zararlara uğramasını engellemek amacı ile 5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 maddesi gereğince mahkumiyet hükmünün yorumunda ve çektirilecek cezanın hesabında açıklanan nedenlerle duraksama olduğundan 3167 Sayılı Yasada yeni bir düzenleme yapılana ya da 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesinin açıkça yürürlükten kaldırılması anına kadar infazın ertelenmesine, yasa koyucunun yeni bir düzenleme yapması halinde hükümlünün durumunun yeniden mahkemesince ele alınarak değerlendirilmesi için itirazın kabülü ile hükümlüye Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 08.05.2008 tarih ve 2008/202 esas, 2008/323 karar sayılı ilamı ile verilen adli para cezasının infazının durdurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Hükümlü Abdullah Bekir vekilinin yapmış olduğu İTİRAZIN KABÜLÜNE, 2-Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.03.2009 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı EK KARARININ KALDIRILMASINA
3-Sanık hakkında Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 8.5.2008 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı ilamı ile verilen 4158 .- TL, adli para cezasının İNFAZININ DURDURULMASINA,
4-Kararın bir örneğinin gereğinin yerine getirilmesi için Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine,
Dosyanın Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesine iadesine, Karardan bir örneğin hükümlü vekiline TEBLİĞİNE , Dair; 5275 Sayılı Yasanın 101/3 ve CMK nun 271/4 madde ve fıkrası gereğince incelenen dosya üzerinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.27.03.2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/7 Geliş Tarihi: 05/01/2009 Mahkemesi: Köyceğiz Sulh Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2008/82 Mahkeme Karar No: 2008/141 Mahkeme Karar Tarihi: 15/05/2008
Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme
DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/133 Karar BOZMA Karar Tarihi 19/01/2009 Kapatma Tarihi 03/02/2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/9 Geliş Tarihi: 05/01/2009
Mahkemesi: Tarsus Ağır Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2008/903 Mahkeme Karar No: 2008/903 Mahkeme Karar Tarihi: 14/07/2008
Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/135 Karar BOZMA Karar Tarihi 19/01/2009 Kapatma Tarihi 03/02/2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/14 Geliş Tarihi: 12/01/2009
Mahkemesi: Korkuteli Asliye Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2005/153
Mahkeme Karar No: 2006/97 Mahkeme Karar Tarihi: 10/03/2006
Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/784 Karar BOZMA Karar Tarihi 26/01/2009 Kapatma Tarihi 12/02/2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/18 Geliş Tarihi: 12/01/2009
Mahkemesi: Malatya 4. Asliye Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2006/291
Mahkeme Karar No: 2007/539 Mahkeme Karar Tarihi: 17/07/2007 Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/787 Karar BOZMA Karar Tarihi 26/01/2009 Kapatma Tarihi 03/02/2009
SAYIN MİLLETVEKİLLERİM
Sayın
Milletvekilim
Karşılıksız çekten dolayı hapis cezası , kanayan bir yaradır ve Türk Hukuk Sistemi açısından bir yüz karasıdır! Kişi hak ve hürriyetlerine ve esasen mevcut Anayasamıza da aykırı olan bu uygulama 1 Ocak 2009 tarihi itibariyle yeni bir boyut kazanmıştır:
Konu ile ilgili mevcut hukuki durum aşağıda sadece iki ana husus bakımından özetlenmiştir. Uygulama yasasında verilen süre 31 Aralık 2008'de dolmuş ve bu tarihten itibaren karşılıksız çek suçları fiilen cezasız kalmıştır. Eğer hukuk devletiysek, bu suçtan dolayı, yeni bir yasal düzenleme yapılana kadar hiçbir mahkeme ceza veremez ve önceden verilmiş olan cezalar da hukuken yok hükmündedir.
Ne var ki yargı tereddüttedir ve 3 aydır çelişkili kararlar verilmektedir. Bazı mahkemeler ceza vermeye devam ederken kendisinden bir çözüm beklenen YARGITAY, bugüne kadar yerel mahkemelere emsal oluşturacak bir karar da vermemiştir. Bazı illerdeki Asliye Ceza Mahkemeleri ve en önemlisi Sakarya 1. Ağır Ceza Mahkemesi ise, cezaların infazını durdurmuş ve hükümlüler tahliye edilmeye başlanmıştır. Diğer taraftan karşılıksız çekten dolayı ceza almış olan binlerce kişi ise kanunsuz bir şekilde 3 ayı aşkın süredir cezaevlerinde tutulmaktadır.
Ekonomik suçtan dolayı hürriyeti bağlayıcı ceza verilmesinin gayri insani olduğu, mevcut düzenlemenin anayasaya aykırı olduğu konuları bir tarafa, ortada apaçık bir hukuksuzluk ve kaos vardır! Teknik bir konu değil, akl-ı selim sahibi herkesin kolayca anlayabileceği basit bir durum var ortada... Prof. Dr. Adem Sözüer ve daha birçok hukukçu aylardır konuyu anlatmaya çalışıyor ama maalesef hukuksuzluk devam ediyor.
Bu kaos hem adalet anlayışını zedeliyor, hem de apaçık bir ihlal niteliği taşıyor. Üç aydır haksız yere cezaevlerinde tutulan insanlar, bu durumu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine taşıdıklarında kesinlikle lehe bir karar çıkacak ve yüklü tazminatlar gündeme gelecektir. Zira Sakarya Ağır Ceza Mahkemesinin aynı konuda verdiği emsal kararlar var. Bu kararlar diğer mahkemeleri bağlayıcı olmasa da ceza hukukunun uygulanmasında yeknesaklık zedelenmiş ve kanun önünde eşitlik ilkesi bozulmuştur. Böyle bir netice, Meclisi ve hükumeti zor durumda bırakacağı gibi, uluslararası hukuk çevrelerinde ve kamuoyu nezdinde yargı organlarının saygınlığını da zedeleyici sonuçlar doğurabilecektir. Meclisin ve hükumetin bir an önce bu çarpık duruma el koyması ve hukuksuzluğu sona erdirmesi gerekiyor.
Yeni yasada adli para cezası ve dolayısıyla hapis cezası devam edecek olsa da, çıkacak kanuna eklenecek bir geçici madde ile, 1 Ocak 2009 tarihi ile kanunun çıktığı tarihe kadar oluşmuş bulunan yasal boşluk sebebiyle cezasız kalmış olan karşılıksız çek suçundan dolayı verilen cezaların kaldırılması sağlanabilir. Böylece hem yargının tereddütleri izale edilmiş olur, bozulan yeknesaklık ve eşitlik ilkesi de nispeten telafi edilebilir.
Ortada kamu vicdanını rahatsız eden, toplumsal barışı zedeleyen ve adalet duygusunu inciten çok vahim bir tablo vardır ve süratle çözüm beklenmektedir.
Sessiz sedasız onbinlerce insan ve aile, Yüce Meclisten hukuk devleti esasına uygun bir çözüm beklemektedir.
HUKUKİ DURUMUN ÖZETİ
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 5 inci maddesi “Özel kanunlarla ilişki” başlığını taşımaktadır. Bu maddeye göre, “Bu Kanun’un genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren özel kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır.” Bu kanunun yayınlanmasını müteakip 3167 sayılı Çek Yasasının da içinde bulunduğu “ceza içeren özel kanunlar”da gerekli değişiklik ve uyumların yapılabilmesi için 5nci maddenin uygulanması 31.12.2008 tarihine ertelenmiştir. Ancak 31.12.2008 tarihine kadar, diğer birçok özel kanunda değişiklik yapılmış olmasına rağmen Çek Kanununda gerekli değişiklikler yapılmadığından, artık 01.01.2009 tarihi itibariyle 3167 Sayılı Yasanın ceza içeren ve TCK Genel Hükümlerine aykırılık teşkil eden maddeleri zımnen yürürlükten kaldırılmış bulunmaktadır. Nitekim, 31.12.2008 tarihine dek, ceza hükmü getiren diğer özel kanunlardan olan 3167 Sayılı Çek Kanununun cezai hükümleri, TCK’nun genel hükümlerine aykırı olsa da uygulanabilmekteydi.
Aykırılıklar nerededir?
1. TCK m. 21 bakımından : 3167 SK. m. 16/1’de karşılıksız çek keşide etme suçu, “şekli suç” niteliğinde düzenlenmiştir. Ancak, TCK ’nın genel hükümleri (m. 21) uyarınca, bir suçun oluşumu kastın varlığına bağlıdır. Kast “doğrudan”(m. 21/1) veya “olası kast” (m. 21/2) olabilir. Bu nedenle, bir kişinin karşılıksız çek nedeniyle cezalandırılabilmesi için, bu kişinin çeki keşide ederken, çekin karşılıksız kalacağı kastıyla hareket etmiş olması gerekmektedir. Başka bir deyişle, bunu bilmeli ve istemelidir. Dolayısıyla, yapılan yargılamada, artık kastın varlığı mutlak olarak araştırılmalı ve bunun sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır. Şayet olayda kast yoksa TCK m. 21/2’ye göre, somut olayda karşılıksız çek keşide eden kişide “olası kast”ın varlığı da ayrıca değerlendirilerek, maddede öngörülen ceza indirimleri uygulanmalıdır. 5252 Sayılı Kanunun kabulü ve uygulanması ile, hukukumuzda bugüne kadar zaten tartışmalı olan “objektif sorumluluk” esası terkedilmiş ve “kusursuz ceza olmaz” esası tamamen geçerli kılınmıştır. Şu halde, karşılıksız çek suçlarında, 1.1.2009 tarihine kadar “objektif sorumluluk” esasına göre verilmiş olan cezalar geçerliliğini yitirmiş bulunmaktadır. Artık suçun manevi unsuru olarak “kast” aranmalıdır. Aksi bir uygulama “kanunsuz suç ve ceza olamaz” esasına açık bir aykırılık teşkil edecektir.
2. TCK m. 52 bakımından Çek Kanunu’na göre, karşılıksız çek keşide etme suçunun cezası, çek bedeli tutarı kadar “adli para cezası” olarak belirlenmekteydi. Ancak, 1.1.2009 tarihinden itibaren TCK’nın adli para cezalarına ilişkin 52. maddesi uygulama alanı bulacağından, ceza miktarının ve niteliğinin belirlenmesi değişmiş bulunmaktadır.
TCK 52. maddenin uygulanmaya başlaması ile Çek yasasındaki çek bedeline bağlı adli para cezası uygulaması son bulmuştur. Adli para cezasının miktarının tespiti artık, sadece gün/para esasına göre yapılabilecektir. 3167 Sayılı Çek Kanunu’nun uygulamasında, ceza, karşılıksız çıkan çek miktarına göre belirlenmekteyken, TCK’nın 52. maddesinin uygulanmasıyla, öncelikle tamgün hesabının yapılması ve bir güne karşılık gelen parasal miktarın belirlenmesi üzerine karar verilmesi gerekmektedir. TCK m. 61/8 hükmüne göre, adli para cezası, belirlenen sonuç gün ile kişinin bir gün karşılığı ödeyebileceği miktarın çarpılması suretiyle bulunacaktır. Bu itibarla, yargılama sonucunda verilecek adli para cezasının tayini usulü de tümden değişmektedir. Nitekim hazırlanan yeni Çek Kanunu tasarısında da "Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adlî para cezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adlî para cezası, çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamaz." Denilmek suretiyle adli para cezasının tayininde Yeni TCK’na uygun olarak gün/para sisteminin getirildiği görülmektedir.
Bu değerlendirmeler ışığı altında bugüne kadar 3167 Sayılı Kanuna göre verilen çek cezaları, 01.01.2009 tarihinde yürürlüğe girmiş bulunan TCK 5nci maddesi uyarınca , aynı kanunun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırılık teşkil etmektedir ve sanık/hükümlü lehine olan yeni hükümler uygulanarak bugüne kadar verilmiş olan cezaların infazı durdrulmalıdır.
Uygulanamayacağı yasa ile düzenlenen, bu nedenle yasal olarak yok hükmünde olan bir kurala göre ceza vermek, gerek Anayasa'da yapılan temel haklar ile ilgili düzenlemelere, temel hak ve özgürlükleri içeren Uluslararası Sözleşme hükümlerine ve gerekse Türk Ceza Kanunun 2. maddesinde düzenlenen kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz, kanunlarda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz kuralına da aykırıdır.
SAYIN ARKADAŞLAR LÜTFEN ONEYA ŞİŞE DİREK KARŞINIZDA BAYAN VAR BİRAZ EDEP. SAYIN ŞEKER BENİ ONLARLA KARIŞTIRMAYIN. ORTADA TEZGAH FALAN YOK. BEN SİZİN KALİTENİZİN FARKINDAYIM.LÜTFEN BU İŞİ ÇÖZELİM. BENİM MSN Mİ BİLİYORSUNUZ. ORAYA GELİN GEREKİRSE CEBİMİ ORDAN YAZARIM. BEN BU İŞTEN RAHATSIZ OLDUM.SAYGILAR, HÜRMETLER. SAMİ KAL
5795 yorum:
«En Eski ‹Eski 5601 – 5795 / 5795 Yeni› En yeni» 2121 dedi ki...
sn gül 1 aydır söylenen şu adalet bakanlıgının dosyaları toplatması.komisyona gerek kalmadan bu işi bitirdiler yada bitiraceklar.
15 Nisan 2009 Çarşamba 19:01
Adsız dedi ki...
sn 2121
toplama ile ilgili spesifik bir bigi varmı, yoksa duyum mu
15 Nisan 2009 Çarşamba 19:01
bişey yapmalı dedi ki...
sayın gül isa beyden bir haber gelirse yazarmısnız
şimdi ona ulaşma şansınız varmı toplantıda neler olmuş bugün
15 Nisan 2009 Çarşamba 19:03
2121 dedi ki...
leğimize bu iş bittiyse ceza evlerine faxlarlar.arama şanşı olan varsa sorabilirler.
15 Nisan 2009 Çarşamba 19:06
CEREN 01 dedi ki...
SAYIN 2121 ADANA KÜRKÇÜLERDEN DAHA BUGÜN GELDİM YOK ÖYLE BİRŞEY KARAR GELSE CEZAEVİNDE 1 DAKİKA TUTMAZLAR EMİN OLUN ADANA KÜRKÇÜLERDE MAHKUMLAR YERDE YATIYOR!
15 Nisan 2009 Çarşamba 19:13
Gül dedi ki...
SN. ARKADAŞLARIM İKİ GÜZEL HABER :
1- SN. MEVLÜT ASLANOĞLU İLE GÖRÜŞTÜM. YARIN MECLİSTE 3 KONUŞMA HAKKIM VAR VE BU KONU KONUŞULCAK YARIN TAMAMEN BU KONUYA AYIRCAM DEDİ ÜZÜLMEYİN ELİMDEN GELENİ YAPICAM BU İŞİ BİTİRCEM DEDİ .
2- SN. İSA GÖK İLE KONUŞTUM. BUGÜN KOMİSYONDA KONUYU GÜNDEME GETİRMİŞ YARINDA CEZACILARLA KONUŞACAĞIM. SN. İYİMAYA İLE KONUŞACAĞIM
BU ÖYLE KOLAY OLMAZ KANUN TASARISI LAZIM DEDİ ELİMDEN GELENİ YAPICAM DEDİ
TEŞEKKÜRLER EMEKLERİNİZE
MAİLLERE FAKSLARA DEVAM.....
15 Nisan 2009 Çarşamba 19:26
TOLGA dedi ki...
sevgili arkadaşlarım bankalar birliğinin Tel: +90 212-282 09 73 bu numarayı aradım genel faks olarak 0212 282 09 46 bu numarayı verdiler buraya kim için ya da hangi konuda fakslanırsa ilgili yere ya da kişiye ulaştırıyorlarmış. Ellerimizdeki mevcut faks metinlerini lütfen buraya fakslayalım çok önemli
15 Nisan 2009 Çarşamba 19:33
TOLGA dedi ki...
sevgili gül abla süper haberler verdiniz çok teşekkür ederiz
15 Nisan 2009 Çarşamba 19:41
Gül dedi ki...
SN. YARIN HERKES TRT 3 MECLİS TV
Yİ İZLESİN
VE LÜTFEN SN. TOLGA BEY İN VERDİĞİ FAKSA YAZILARIMIZI ÇEKELİM .
NE KADAR ÇOK GİTSE O KADAR İYİ
15 Nisan 2009 Çarşamba 19:45
Adsız dedi ki...
SY.2121 ben buraya üç dört kere yazmama rağmen hep iğneleyici cevaplar verdiniz.dosyaların toplatıldığını hem içerde yatanlardan hem cezaevi müdüründen hem cezaevi savcısından öğrendim.yaklaşık iki üç hafta oluyor.
peki ben size sorayım sizce dosyalar gerçekten toplanmışmıdır.dosyalar toplandıysa toplanma sebebi nedir?
bence siz bilginin doğruluğunu yazan kişilere göre sınıflandırıyorsunuz.
ama inanın ben yazdıklarımın hiç biri uydurma değil.
aslı
15 Nisan 2009 Çarşamba 19:58
Adsız dedi ki...
sy.2121 aşagıda yazdıklarınız beni yazdıklarımı teyid ediyor sanıyorum.adalet bakanlığının dosyaları toplattığını söylediğimiz de inanmamıştınız.şimdi ne olduda aşağıdaki yazıyı yazıyorsun.
aslı
SY.2121 İN YAZISI;
sn gül 1 aydır söylenen şu adalet bakanlıgının dosyaları toplatması.komisyona gerek kalmadan bu işi bitirdiler yada bitiraceklar.
15 Nisan 2009 Çarşamba 20:02
2121 dedi ki...
bakan çağlayanın söylediklerinize yorumunuz nedir.çekle ilgili yasal düzenleme bitmiş olabilir dedi.komisyonda çalışma yok diyor.hangisine itibar edelim.
15 Nisan 2009 Çarşamba 20:10
2121 dedi ki...
sn aslı ne size nede başka arkadaşların söylediklerine tepki vermedim.sitede üç dort arkadaşımız aynı şeyleri dile getirdi.hep umutla karşıladım.ben kimseyle kırıcı tutum içine girmedim girmem yorgunum.ben eşimle tel.görüştüm bir şey demedi.hep burdan haber alıyor ve bekliyorum.
15 Nisan 2009 Çarşamba 20:15
Adsız dedi ki...
Bu kayıt, bir blog yöneticisi tarafından kaldırılmış.
15 Nisan 2009 Çarşamba 20:17
F.H dedi ki...
sn Arkadaşlarım ;
İlk olarak Mevlüt Aslanoğlu'nu aradım teşekkür etmek için. Yarın beni izleyin ortalığı yıkacağım. Gerekirse sadece bukonu konuşulacak dedi. Kendisine çok teşekkür ediyoruz.
Daha sonra Şevket Köse'yle konuştum. Konuya çok ılımlı bakıyorbeni uzun uzun dinledi. Hukuk mezunu diğer milletvekili arkadaşlarıyla konuşacakmış. Adıyaman millet vekili Şevket Köse'nin dikkatine diye 0312 420 69 56' ya faxlarımızı bekliyor lütfen fax çekelim.
Ondan sonra mhp grup başkan vekili Oktay Vuralla konuştum konuyu biliyor. Bizden çok sayıda mail aldıklarını, konuyu kendi aralarında konuştuklarını söyledi. Konudan mecliste bahsetmelerini rica ettim. Bu konudan bahsediceklerini söylediler.
Son olarak da adalet genel komisyon başkanı İyimaya'yla görüştüm. Konuyu olduğu gibi biliyorlar ve bakanlar kurulundan tasarı olarak ona gelir gelmez ilk önceliğin bu olduğunu ve direk geçireceğini söyledi. Konumuza olumlu bakıyorlar.
Bugün haberlerimiz güzel durmak yok.
15 Nisan 2009 Çarşamba 20:24
Adsız dedi ki...
sevgili GÜL ve F.H ARKADAŞLAR ELLERİNİZE SAĞLIK teşekkürler haberlerinizi bekliyoruz...bjk
15 Nisan 2009 Çarşamba 20:28
Gül dedi ki...
sn. 2121
size bir mail attım bana cevap verirmisin
gül ablan
15 Nisan 2009 Çarşamba 20:42
2121 dedi ki...
sn aslı ben size direkt soru sormadım.genel görüşümü yazıp fikir almak istedim.size neyin cevabını vereyim.düşüncemi niye yazdım diye mi.düşüncelerimle soylenenleri sadece yazdım.uslubunuz benden farklı.iyi akşamlar
15 Nisan 2009 Çarşamba 20:43
my way dedi ki...
sn arkadaşlar
bu gün için gelinen nokta oldukça önemli...aralık ayında diğer sitede başladığımızda bu konuyu dillendirdiğimizde sadece elimizde acaba uyum yasasını unuturlarmı diye bekliyorduk...sabırla bekledik ve bu oldu...ocak ayı ile birlikte 2009 umutların yeşermesine sebep oldu....
sonra yılmadan ve sabırla mücadeleye devam dedik...ulaşabileceğimiz her yere ulaştık...bunda en büyük katkı hiç şüphesiz sn cüneyt başta olmak üzere sn gül,sn sami kal,sn tlgerd,sn r.c,sn emir,sn tolga,sn surya...ve adını sayamadığım kısaca biz...bunlar çok önemli gelişmeler,ve meclis meclis olalı böyle azimli böyle sabırlı bir mücadele görmemiştir sanırım...
sonuç hep ümit ettiğimiz ve beklediğimiz gibi yargıtay kararının lehimize olacağına olan güvenimi hiç bir zaman kendi adıma kaybetmedim...çünkü yargı yasa koyucunun yürürlükteki yasalarıyla karar verir...HUKUK bunu gerektirir..kıyasıda TCK'nun 2 .maddesi yasaklamıştır...TCK 5. maddenin 01.01.2009 tarihinde yürürlüğe girmesi ile 3167 sayılı yasanın bir çok maddesi uygulanamaz hale gelmiştir...bunu ilk dile getiren prof adem sözüer ve adalet komisyonu başkanı ahmet iyimaya'dır...bu boşluk vardır ve en yetkili ağız tarafından..geçmiş olsun.. kabul edilmiştir...realite budur...yani bundan anlaşılan ve sakarya ağır cezanın verdiği kararın gerekçesinde açıkladığı yasa koyucunun muradı bu hapis cezasının kalkması yönünde olduğudur...ve bence bu olacaktır...
ayrıca sn tolganın bankalar birliği ne fax çekme önerisini çok yerinde buluyorum..zafer çağlayan bugün genel kurulda tob.ve bankalar birliğinden bahsetti demekki heryer batarken ettikleri miyar dolar karlar yeterli gelmiyor ve bu milletin ümüğünü sıkmaktan vazgeçmiyorlar..faxlarla bizde bunun sebebini sormaktan vazgeçmemeliyiz...
MAİLLERE VE FAXLARA DEVAM...
15 Nisan 2009 Çarşamba 20:57
Gül dedi ki...
sn. 2121 sorun yok dimi.
sevgiler
15 Nisan 2009 Çarşamba 21:05
TOLGA dedi ki...
sevgili arkadaşlarım bu da en az bankalar birliği kadar önemli bir iletişim yeri bizlerin durumuna muhalefet eden lobiler bankalar birliği ve tobb sizlerden özellikle ricam mail faks telefonla buraları zorlayalım.
TOBB Atatürk Bulvarı No:149 Bakanlıklar-Ankara
Tel:(312)413.80.00(Santral)
Fax:(312)418.32.68
e-mail:info@tobb.org.tr
sayın my way genel yorumunuz için teşekkürler. Bugün alınan tüm haberler lehimize ancak sesimizin ve birliğimiz güçü sadece iletişim araçlarıyla ortaya çıkıyor. Emeklerin boşa gitmemesi için mailler fakslar çok önemli huzurlu günler yakında
15 Nisan 2009 Çarşamba 21:08
Cuneyt dedi ki...
Sayın 2121
ve diğer arkadaşlar
En başta kavram kargaşasından kurtulmak gerekiyor, bu yüzden açıklama gereği duydum.
Bildiğiniz gibi seçimlerden önce yeni çek yasa taslağı Adalet Bakanlığı Kanun ve Kararlar Müdürlüğü tarafından hazırlanıp imza için Başbakanlığa gönderilmişti.
Başbakanlık bazı düzenlemeler için Adalet Bakanlığına geri göndermiş ve taslak bitme aşamasında, o değişikliklerin neler olduğunu bilmiyoruz.
Taslak tekrar başbakanlığa gönderilecek imzadan sonra Meclis Başkanlığına gelecek.
Meclis Başkanlığı tasarıyı ilk önce
Anayasaya uygun olup olmadığını incelemek üzere Anayasa komisyonu Görüşüne,
Türk Ticaret Kanununa dahil olduğu için,Ticaret ve Sanayi Komisyonu Görüşüne,
En sonda Adalet Komisyonu görüşüne sunacak
Bu komisyonlarda gerekli değişikler madde eklemek veya çıkarmak mümkün, tasarı tamamiylede değişebilir.
En sonda Meclis Genel Kuruluna onay için gelecek.
Tasarının önünde uzun bir yol var ve bu yolda tasarıda ne gibi değişikler olur bilinmez.
O yüzden iş bitmiş, tasarı Komisyondan geçmiş söylentilerine inanmayınız.
Zafer Çağlayanın söylediği Adalet Bakanlığında tasarı bitmek üzere, lafıdır.
Adalet komisyonu ile Adalet Bakanlığını karıştırmayalım..
15 Nisan 2009 Çarşamba 21:26
Gül dedi ki...
sn. 2121
çevrimiçi olmazsan seni alamam
gül
15 Nisan 2009 Çarşamba 21:29
Adsız dedi ki...
0707
ıyı akşamlar arkadaşlar
genelde gardiyanlar ve ceza evinde çalışanlar böyle bir konuşma yapıyorsalar sonunda gerçekleşiyor. Ben 2004 yılında çekten ceza evinde yattım. Tefeci aileme haber göndermişti. Çok cüzi bir rakama inmişti.Fakat gardiyanlar ödemeyin zaten dosyanız savcılıktan istendi imza bekliyor. kanun imzalansın hemen çıkıyorsunuz dedi ve ben 2 gun sonra çıktım. ( 1 gecelik ceza 100 lira olduğu için.)
İnşallah buda doğru bir haberdir. Yarın İnfaz müdürlüğüne soracağım.
0707
15 Nisan 2009 Çarşamba 21:57
F.H dedi ki...
AZ ÖNCE SN DENİZ BAYKALLA GÖRÜŞTÜM DAHA ÖNCE GÜL HANIM ARADIĞI İÇİN KONUYU ÇOK İYİ BİLİYOR VE ANLADIĞIM KADARIYLA TAKİP DE EDİYOR.
PARLEMENTODA GÜNDEME GETİRİP ÇÖZECEKLERİNİ SÖYLEDİ. KENDİSİNE SONSUZ TESEKKÜRLERİMİZİ SUNUYORUZ.
15 Nisan 2009 Çarşamba 22:01
Adsız dedi ki...
Merhaba arkadaşlar seçim göreviydi, şuydu-buydu derken epeydir siteye bakamıyordum eski yorumları ve gelişmeleri tek tek okudum. Arkadaşları yoğun çabalarından dolayı kutluyorum bu FAX işi çok iyi olmuş benim bir fikrim var
SİTEDE BÜTÜN MİLLET VEKİLLERİNİN FAX NOLARI 1 gurupta 10 FERKLI VEKİLİN FAX NOSU OLACAK ŞEKİLDE YAYINLANSIN TAPLAM 55 GRUP OLSA BÜTÜN SİTEYE KATILAN HERKES 1 GURUP ALSA YANİ 10 FARKLI MİLLET VEKİLİNE FAX ÇEKSE İYİ OLUR HERKES HABERDAR OLMUŞ OLUR BU İŞİ SİTE YÖNETİCİLERİ ORGANİZE EDER BİZ SİTE SAKİNLERİDE DIŞARIDAN KENDİ İMKANLARIMIZ ÖLÇÜSÜNDE FAX ÇEKELİM.
Senol-MERSİN.
15 Nisan 2009 Çarşamba 23:59
R.C dedi ki...
Arkadaşlar herkese iyi akşamlar ,
Sayın Gül (abla) ,
Bugün TRT 3 ü seyrettim biraz sanki kıpırdanmalar var gibi?Bir vekil 5 milyarlık borcundan yatan vatandaş ne olacak halimiz diyor gibi bir yorumda bulundu...giderek bu olayı dillendirecekler gibi emekleriniz için şahsım adına teşekkür ederim.
(abla dedim yaşınız 53 sanıyorum ben ufağım sizden)
Sayın 2121 ,
Bu duyumları Şubat ayından beri alıyoruz ama somut bir gelişme yok.Bizim olay sadec Yargıtayda cözülür diye düşünenlerdenim hala.
Sayın My Way ,
Ağır Ceza Red Kararını alıyorum yarın siteye yazarım ama çok komik ve dayanaksız olduğunu öğrendim.Siteye yazınca sizlerde yorumlarsınız.
Herkese iyi gece/sabahlar
R.C
16 Nisan 2009 Perşembe 02:55
2121 dedi ki...
günaydın arkadaşlar
16 Nisan 2009 Perşembe 07:50
ncdt dedi ki...
Günaydın arkadaşlar Akşam gazetesinin haberi
Karşılıksız çeklerde hapis cezası bilmecesiLİNK TIKLA>>>>>>>>>>www.aksam.com.tr----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Kasıt ve Kötü niyet yoksa, ekonomik suçlarda, Devlet veya şahıslara olan borç yüzünden hapis cezası insan onuruyla oynamaktır.
cekmagduru.blogspot.com
karsiliksizcekmagdurlari.blogspot.com
16 Nisan 2009 Perşembe 07:58
Adsız dedi ki...
Az önce Star Tv de Mesut YAR ın programına mail attım:
Günaydın ,iyi yayınlar,
Dolandırıldığım için çeklerimi ödeyemedim, sesimiz olun lütfen, yakında bu yüzden hapis cezası alırsam borcumu nasıl ödeyeceğim. İçeri girince borç bitiyormu sanki.
"KARŞILIKSIZ ÇEKE HAPİS CEZASI ANAYASAYA AYKIRIDIR. MADDE 33.(6) HİÇ KİMSE, YALNIZCA SÖZLEŞMEDEN DOĞAN BİR YÜKÜMLÜLÜĞÜ YERİNE GETİREMEMESİNDEN DOLAYI HÜRRİYETİNDEN ALIKONULAMAZ."
Maile cevap şu oldu sesiniz olacağız merak etmeyin. :(
16 Nisan 2009 Perşembe 08:04
ncdt dedi ki...
TERÖRİST'E AF YOLDA
Ebru TOKTAR ÇEKİÇ
Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'un 'Yıllık Değerlendirme' konuşmasında 'Devlet dağ kadrosunun örgütten ayrılmasını sağlayacak şekilde, mevcut yasal düzenlemelerin daha iyi uygulanabilmesi için bazı değişiklikler yapmalıdır' sözlerinin ardından gözler hükümete çevrildi.
AMAÇ TASFİYE
Milli Güvenlik Kurulu'nda (MGK) da tartışılan 'terör örgütüne af' konusunda, hükümetin bir süredir gizli bir çalışma yürüttüğü ortaya çıktı. Hükümet, Irak ile yapılacak görüşmelerin ardından, yeni düzenlemelerle terör örgütü PKK'yı tamamen tasfiye etmeyi hedefliyor. Terör örgütünü önce Kuzey Irak'ta hareketsiz hale getirmek isteyen hükümet, daha sonra kapsamlı bir af yasası çıkaracak. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın haftalık olağan görüşmelerinde, bu konuyu Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ ile görüştüğü de AKP kulislerinde konuşuluyor.
Hükümet, af yasası çıkarmak için yaptığı çalışmada, başarısızlığın nedenini bulmak için, 5 Haziran 1985 tarihli ilk Pişmanlık Yasası'ndan 1 Haziran 2005'te yürürlüğe giren ve 'Etkin Pişmanlık' şartını getiren Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 221'inci maddesine kadar, tüm düzenlemeleri inceledi. Bu düzenlemelerde yer alan 'ihbar ve pişmanlık' şartları nedeniyle, istenen sonuca varılamadığı görüşü öne çıktı. Örneğin, TCK'nin 221'inci maddesinde terör örgütü üyesi ancak 'pişmanlık duyarak örgütün dağılması veya mensuplarının yakalanmasını sağlayacak bilgi verirse' aftan yararlanabiliyor. Maddeden, yürürlüğe girdiği 1 Haziran 2005'ten beri toplam 668 PKK'lı yararlandı.
YENİ FORMÜL
Henüz taslak aşamasındaki yeni düzenlemede 'ihbar ve pişmanlık' şartları kaldırılacak. Terör eylemlerine katılmamış örgüt mensubu silahını bırakarak güvenlik güçlerine teslim olursa, arkadaşını ihbar etmek ve pişmanlık ifade etmek zorunda kalmadan, aftan yararlanabilecek. Dağdaki yönetim kadrosu, örgüt kurucuları ve komuta kadrosunda yer alanlar ise bu aftan yararlanamayacak. Suça ikincil dereceden karışanlara ise indirimli cezalar verilecek.
www.aksam.com.tr
16 Nisan 2009 Perşembe 08:45
ekm2510 dedi ki...
günaydın arkadaşlar,hayırlı sabahlar hayırlı haberler
16 Nisan 2009 Perşembe 09:37
ekm2510 dedi ki...
arkadaşlar bugün AKŞAM gazetesi,BANKALAR BİRLİĞİ -TOBB ve arkadaşların verdiği fax ve maillere mesaj atalım.Artık bu işin sonuna gelindi.Bu günler çok önemli.Eğer bu meseleyi önümüzdeki 10-15 gün içinde halledemezsek bir daha böyle fırsatlar geçmez elimize.Basın iyi kötü ilgileniyor.Konu değerli arkadaşlar sayesinde meclise taşındı.Haydi hep beraber boş durmayalım....teşekkürler
16 Nisan 2009 Perşembe 09:46
Gül dedi ki...
SN. ARKADAŞLARIM,
SN. RC,
TABİİKİ ABLANIZIM. SAĞOLUN.
BUGÜN TRT 3 MECLİS TV KANALINI KESİNLİKLE TAKİP EDİN SN. MEVLÜT ASLANOĞLU BEYEFENDİ İLE GÖRÜŞTÜM.
BUGÜN KONU KARŞILIKSIZ ÇEKE HAPİS KONUSUNU GÜNDEME GETİRECEK . 3 KONUŞMA HAKKININ OLDUĞUNU VE BU İŞİ ÇÖZECEĞİNİ SÖYLÜYOR.
ÇABALARIMIZ TÜM ÖNCELİKLE MAĞDUR ÇOCUKLARI, EŞLERİ , ANNELERİ VE TÜM MAĞDURLAR ADINA.....
İNŞALLAH GÜZEL GÜNLER YAKIN
16 Nisan 2009 Perşembe 10:05
my way dedi ki...
sn r.c
emeklerinize teşekkürler...sizden bir ricam,bankalar birliğine ve tob'a hitaben protesto niteliğinde metin yazıp siteye atmanız...bu kurumlara fax ve mailleri çoğaltırsak belki konunun sadece rant kazanmak olmadığını ve rant için onbinlerce vatandaşın düşürüldüğü durumu anlarlar...teşekkürler
16 Nisan 2009 Perşembe 10:33
ekm2510 dedi ki...
sayın my way,
ben TOBB a sayın ANKARA HUKUKLUNUN
yazısını attım.mail olarak
Sayın GÜL sonsuz teşekkürler
16 Nisan 2009 Perşembe 10:36
HALİS CAN dedi ki...
BAKARMISINIZ ARKADAŞLAR BAŞIMIZDAKİ SİYASİLERİN YAPTIKLARINA İNSANIN CİNNET GETİRESİ GELİYOR YA...
ADAMLAR MİLLETE,VATANDAŞA VE CEZAEVİNDE ÇEŞİTLİ SUÇLARI HAKETMİŞ YADA HAKETMEDEN YATMAKTA OLAN İNSANLARA SÖVER GİBİ TÜM İŞİNİ GÜCÜNÜ BIRAKMIŞ PKK YA ÖZEL AF ÇIKARMAK İÇİN BAKANLARIYLA BİRLİKTE ÇALIŞMA YAPIYOR.
HAKKIMI HELAL ETMİYORUM BUNLARIN HİÇ BİRİSİNE ARKADAŞLAR.
BU KADAR DA OLMAZ ARTIK SÖZÜN BİTTİĞİ YER DİYORUM...
PES PES PES...
BEN BUNLARI ALLAHA HAVALE EDİYORUM ARKADAŞLAR ...
BİZİM YAPABİLECEĞİMİZ BİR ŞEY YOK BU SAATTEN SONRA...
CEZAEVİNDEKİLER VE BİZLER VATANA İHANET ETMEDİĞİMİZ, DEVLETE İHANET ETMEDİĞİMİZ, POLİS VE ASKER VYRMADIĞIMIZ, KALLEŞÇE ARKADAN SALDIRIP ,EV BASIP,ÇOLUK ÇOCUK DEMEDEN KIYIM YAPMADIĞIMIZ, KÖY BASIP EV YAKMADIĞIMIZ İÇİN SADECE VE SADECE İFLAS ETTİĞİMİZ İÇİN SUÇLUYUZ.
BAŞTAKİLER DOĞRU DÜŞÜNÜYOR BİZ YUKARIDAKİLERİN HİÇBİRİSİNİ YAPMADIĞIMIZ İÇİN TÜM SUÇLU BİZİZ YAPACAK BİŞEY YOK..
Ankara'nın gündemi, PKK üyelerine af..
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Başbuğ'un işaret ettiği, hükümetin PKK üyelerine af çalışması ortaya çıktı...
16 Nisan 2009 / 10:09
Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'un 'Yıllık Değerlendirme' konuşmasında 'Devlet dağ kadrosunun örgütten ayrılmasını sağlayacak şekilde, mevcut yasal düzenlemelerin daha iyi uygulanabilmesi için bazı değişiklikler yapmalıdır' sözlerinin ardından gözler hükümete çevrildi.
Milli Güvenlik Kurulu'nda (MGK) da tartışılan 'terör örgütüne af' konusunda, hükümetin bir süredir gizli bir çalışma yürüttüğü ortaya çıktı. Hükümet, Irak ile yapılacak görüşmelerin ardından, yeni düzenlemelerle terör örgütü PKK'yı tamamen tasfiye etmeyi hedefliyor. Terör örgütünü önce Kuzey Irak'ta hareketsiz hale getirmek isteyen hükümet, daha sonra kapsamlı bir af yasası çıkaracak.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın haftalık olağan görüşmelerinde, bu konuyu Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ ile görüştüğü de AKP kulislerinde konuşuluyor.
Hükümet, af yasası çıkarmak için yaptığı çalışmada, başarısızlığın nedenini bulmak için, 5 Haziran 1985 tarihli ilk Pişmanlık Yasası'ndan 1 Haziran 2005'te yürürlüğe giren ve 'Etkin Pişmanlık' şartını getiren Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 221'inci maddesine kadar, tüm düzenlemeleri inceledi. Bu düzenlemelerde yer alan 'ihbar ve pişmanlık' şartları nedeniyle, istenen sonuca varılamadığı görüşü öne çıktı. Örneğin, TCK'nin 221'inci maddesinde terör örgütü üyesi ancak 'pişmanlık duyarak örgütün dağılması veya mensuplarının yakalanmasını sağlayacak bilgi verirse' aftan yararlanabiliyor. Maddeden, yürürlüğe girdiği 1 Haziran 2005'ten beri toplam 668 PKK'lı yararlandı.
YENİ FORMÜL
Henüz taslak aşamasındaki yeni düzenlemede 'ihbar ve pişmanlık' şartları kaldırılacak. Terör eylemlerine katılmamış örgüt mensubu silahını bırakarak güvenlik güçlerine teslim olursa, arkadaşını ihbar etmek ve pişmanlık ifade etmek zorunda kalmadan, aftan yararlanabilecek. Dağdaki yönetim kadrosu, örgüt kurucuları ve komuta kadrosunda yer alanlar ise bu aftan yararlanamayacak. Suça ikincil dereceden karışanlara ise indirimli cezalar verilecek.
16 Nisan 2009 Perşembe 11:06
ANKARA HUKUKLU dedi ki...
Arkadaşlar
Site Yönticilrinden birisi benimle email yoluyla irtibat kurabilir mi?
ANKARA HUKUKLU
16 Nisan 2009 Perşembe 11:07
HALİS CAN dedi ki...
Karşılıksız çeklerde hapis cezası bilmecesi
Çeklerle ilgili uygulamada yaşanan sorunları iyi açıklaması nedeniyle yazının başlığında 'bilmece' sözcüğünü kullandık. Gerçekten, karşılıksız çek keşide edilmesi halinde hapis cezası verilip verilemeyeceği konusu tam bir bilmece haline gelmiş durumda.
Önce, karşılıksız çeke hapis cezası öngören düzenlemenin, Anayasa'ya aykırı olup olmadığı ilgili çevrelerde tartışma konusu yapıldı. Aykırılık iddiasının temel dayanağı, Anayasa'nın 38. maddesinin yedinci fıkrasında yer alan; 'hiç kimse, yalnızca sözleşmeden doğan bir yükümlülüğü yerine getirememesinden dolayı özgürlüğünden alıkonulamaz' hükmüydü. Anayasa Mahkemesi'nin, karşılıksız çeke hapis cezasının Anayasa'ya aykırı olmadığına oyçokluğuyla karar vermesiyle tartışmalar sona erdi.
Ardından, Türk Ceza Kanunu'na uyumlaştırma ile ilgili yasal düzenlemelerin süresinde yapılmaması nedeniyle, karşılıksız çeklere verilecek cezalar konusunda yasal boşluk oluştu.
CEZA KANUNU HÜKÜMLERİ
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 'Özel kanunlarla ilişki' başlığını taşıyan 5. maddesine göre; TCK'nın genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren özel kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanacak.
TCK'ya göre; bir suçun oluşumu kastın varlığına bağlıdır. Bu nedenle, bir kişinin karşılıksız çek nedeniyle cezalandırılabilmesi için, kasıtlı olduğunun ispatı gereklidir. Yani, çeki keşide edenin çekin karşılıksız kalacağını bilmesi ve istemesi gerekmektedir.
Ceza içeren özel kanunlarda gerekli değişikliklerin yapılabilmesi için 5. maddenin uygulanması 31.12.2008 tarihine ertelenmişti. Yani, özel kanunlarda yer alan düzenlemeler TCK'ya aykırı olsa bile 31.12.2008 tarihine kadar uygulanabiliyordu.
BOŞLUK NEDEN ÇIKTI?
5237 sayılı TCK'ya uyum amacıyla birçok özel kanunda değişiklik yapılmış olmasına karşın, 3167 sayılı Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanun'da gerekli değişiklikler yapılmadı.
Gerekli değişiklikler yapılmayınca da, 01.01.2009 tarihi itibarıyla 3167 sayılı Kanun'un ceza içeren ve TCK'nın genel hükümlerine aykırı olan maddeleri 'zımni olarak' yürürlükten kalkmış oldu. Dolayısıyla bu tarihten sonra karşılıksız çek keşide edilmesi olayında, suçun manevi unsuru olarak 'kast' aranması gerekiyor.
PARA CEZASINDAKİ DURUM
Çekin karşılıksız kalması halinde 80 bin TL'yi aşmamak üzere karşılıksız kalan çek bedeli kadar para cezası verilmekteydi. TCK'da yer alan adli para cezası ile ilgili hükümlere aykırılık oluşturan bu hükmün de artık uygulanma olanağı bulunmamaktadır.
Bundan böyle adli para cezası miktarının tespiti, hakimin takdiri ile belirlenen gün/para esasına göre yapılabilecektir.
TÜZEL KİŞİLERE PARA CEZASI VERİLEMİYOR
Karşılıksız çek keşide etmek suçunun tüzel kişi yararına işlenmesi durumunda tüzel kişi adına para cezası kesilmekteydi. TCK'nın 20. maddesinin 2 numaralı fıkrasında; 'Tüzel kişiler hakkında ceza yaptırımı uygulanamaz. Ancak, suç dolayısıyla kanunda öngörülen güvenlik tedbiri niteliğindeki yaptırımlar saklıdır' hükmü yer almaktadır.
Dolayısıyla, 01.01.2009 tarihi itibariyle artık tüzel kişilere para cezası verilmesi de mümkün değil. Yargıtay'ın görüşü de aynı yönde (Yargıtay 10. H.D., E:2007/11212, K:2009/2458).
YASAL DÜZENLEME YAPILMASI GEREKİYOR
Karşılıksız çek keşide edilmesi konusunda ceza mahkemeleri tarafından farklı kararlar veriliyor. Yargıtay'ın konu ile ilgili açıklanmış bir kararı olmaması da konuyu çözülmesi güç bir 'bilmece' haline dönüştürüyor. Dolayısıyla, konunun bir an önce yasal olarak çözüme kavuşturulması kaçınılmaz hale gelmiş durumda. İçinde bulunduğumuz kriz ortamında bu konunun bir an önce çözümlenmesi, en az 'paketler' kadar önem taşıyor.
HAPİSTE OLANLARIN DURUMU
3167 sayılı Kanun'un hapis cezası öngören hükümlerinin yürürlükte olduğu dönemde verilmiş hapis cezaları, konunun başka bir yönünü oluşturuyor. 5237 sayılı TCK'nın 7. Maddesi'nin 2 numaralı fıkrası hükmüne göre; 'suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur'.
Bu hüküm dikkate alındığında, karşılıksız çek nedeniyle hapse mahkum olanların hapis cezalarının infazlarının durdurulması gerektiği anlaşılıyor.
AKLINIZDA BULUNSUN
İzinsiz öğretim kurumu açılması
Türk Ceza Kanunu'na göre, izinsiz olarak eğitim kurumu açan veya işletenlere üç aydan bir yıla kadar hapis veya adli para cezası veriliyor. Ancak, izinsiz olan eğitim kurumlarında 'çalışanlar için' herhangi yaptırım söz konusu değil.
Eve ipotek konulması halinde meskeniyet
Geçenlerde, tek bir evi olan kişilerin evi haczedilemez diye bir yazınız vardı. Ona istinaden birkaç soru oluştu aklımda. Çalışmış olduğum şirketin patronu kendisine yardımcı olmam için benden dairem üzerinden teminat mektubu çıkartıp kumaş getirmek istedi. Ben de onu kırmamak için teklifini kabul ettim. Eşimi de ikna ederek dairemize ipotek koydurduk. Benden banka ipotek yazısını aldıktan sonra patronum para çekmiş. Şimdi şirket battı, banka ipoteği paraya çeviriyor. Ben ne gibi dava açıp tedbir alabilirim? l İ.D.
Borçlunun haline münasip tek evinin haczedilememesi kuralı, ev üzerine ipotek konulması durumunda geçersiz. Evini ipotek ettirmiş kişinin ipotek alacaklısına karşı meskeniyet iddiasından peşinen vazgeçtiği kabul ediliyor. Hatta, sadece ipotek alacaklısına karşı değil; diğer alacaklılara karşı da bu iddianın ileri sürülemeyeceği görüşü hakim. Siz ipoteği kendi hür iradenizle vermişsiniz. Bu durumda, bankanın ipoteği paraya çevirmesi tamamen yasal bir işlem. Sonuç olarak, dava açarak lehinize sonuç alma ihtimalinizin çok zayıf olduğu görüşündeyiz.
100 TL harç ödenecek
Ben bir apartmanda yöneticiyim. Dairelerde kat irtifaklı tapularımız mevcut. Binamızın imar ruhsatı var fakat bu ruhsat 5 sene geçtiği için yenilenmesi gerekiyor. Henüz iskan alınmamış durumda. Benim sorum kat mülkiyetine çevirme sırasında ödeyeceğimiz cins tashihi harcıyla ilgili. Anladığım kadarıyla imar ruhsatı son 5 sene içinde alınmış, iskanı 28.11.2007 sonrası çıkarılmış ve kat mülkiyetine geçiş için 28.02.2009'dan sonra başvurulmuş binalarda bu harç daire başına 100 TL olacak. Fakat bizim iskan çıkarmamız için önce imar ruhsatımız yenilememiz gerekiyor. Bu durumda biz de bu 100 TL'lik harçtan yararlanabilecek miyiz? Yoksa eskisi gibi binde 15'ten mi harç ödeyeceğiz? l Hakan Civelek
Kat irtifaklı tapuların kat mülkiyetine dönüştürülmesinde uygulanan nispi harç, 5838 sayılı Kanun'la değiştirilerek 28.02.2009 tarihinden geçerli olmak üzere 100 TL olarak belirlendi. İmar ruhsatınızı yenilemek zorunda olmanızın bu harç miktarı açısından herhangi bir etkisi yok. İmar ruhsatınızı yenileyip yapı kullanma izin belgesi (iskanı) aldıktan sonra gerekli belgelerle birlikte başvurunuzu yapacaksınız. Kat mülkiyetine geçiş için bağımsız bölüm başına 100 TL ödeyeceksiniz.
İskanın alındığı tarih önemli
Sİze danışmak istediğim bir konu var. Sahip olduğumuz iki ev, 15 yılı aşkın süre önce alınırken kat irtifaklı tapu olarak alınmış. Bunun kat mülkiyetine çevrilmesi gerekir mi? Yapılması ve yapılmaması durumunda yapmamız gerekenler nelerdir? İlgilendiğiniz için şimdiden çok teşekkür ederim. Fatih Tetik
İster 15, ister 5 yıl önce alınmış olsun, kat irtifaklı tapuların kat mülkiyetine dönüştürülmesi gerekiyor. Kat mülkiyetine geçiş süresi, yapı kullanma izin belgesinin (iskanın) alınıp alınmamasına göre değişiyor. Henüz iskan alınmamış ise kat mülkiyetine geçiş için iskanın alındığı tarihten itibaren bir yıllık süre var. İskanı 28.11.2007 tarihinden önce alınmış ise 28.11.2009 tarihine kadar kat mülkiyetine geçilmiş olması gerekiyor. Konu ile ilgili ayrıntılı açıklama için 2 Nisan 2009 ve 5 Nisan 2009 tarihli yazılarımızı okuyabilirsiniz.
GÜNÜN SÖZÜ
'Herkesin yenileceği bir yer vardır. Kimilerini yenilgi yıkar; kimileri zaferle küçülür, bayağılaşırlar. Büyüklük, hem yenilgiyi hem de zaferi kabullenebilen kişilerde yaşar.' John Steinbeck
16 Nisan 2009 Perşembe 11:10
emır dedi ki...
sayın ankara hukuklu,suan sayın cuneyt-sayın myway henuz katılmadı.ıstersenız samikal42@hotmail.com buradan konusabılırız.tesekkurler.
16 Nisan 2009 Perşembe 11:26
my way dedi ki...
sn ankara hukuklu
mail adresiniz bende yok..siteye giriş yapmadan havuza yazabilirseniz..sizi ekleyeceğim..ya da sami kal arkadaşımız şu an msn de onuda ekleyebilirseniz olur...bekliyorum...
16 Nisan 2009 Perşembe 11:34
Adsız dedi ki...
Bir yılda gelirlerini üçe katladılar
Bu meslek sahipleri ile artık pazarlık bile yapılmıyor. İşte 2009'un en çok kazandıran işi. Metin Can'ın haberi
16 Nisan 2009 Perşembe, 11:20
Amerika’da başlayıp daha sonra tüm dünyaya yayılan küresek mali kriz, birçok mesleği zora sokarken avukatların yüzünü güldürdü. Hem de az buz değil. Türkiye’deki yaklaşık 65 bin avukatın büyük bölümü 3 yılda kazandığı gelire bir yıl içinde ulaşmayı başardı. Hatta bu gelişme vergi rekortmenleri listesine de yansıdı ve ilk kez 7 avukat ilk yüzde kendine yer buldu
Dünya genelinde olduğu gibi Türkiye’de de yaşanan ekonomik sıkıntılar başta iş dünyası olmak üzere bir çok kesimi mahkeme koridorlarına sürüklüyor. Uzmanlara göre kriz dönemlerinde şirket iflas ve birleşme davaları 4 kat artıyor, karşılıksız çek davaları patlıyor ve işten atılanlar soluğu mahkemede alıyor. Rakamlar da bu gerçeği net şekilde yansıtıyor. Türkiye’de 2007 yılında 2 milyon dava açılırken. 2008’de bu rakam 2 milyon 700 bine ulaştı. 2009’un ilk aylarındaki göstergeler ise bu rakamın 3 milyon sınırının çok üzerine çıkacağını gösteriyor. Bu durum sıkıntı anlamına gelse de Türkiye’deki 65 biniş bulan avukatın yüzünü güldürüyor. İstanbul Barosu’ndan alınan bilgiye göre avukatların iş yükü 2009 yılında bir önceki yılda göre yüzde 45 oranında arttı ve bu artış sürüyor. En fazla artışın ise iş mahkemelerinde yaşandığını ifade eden Baro avukatları, "3 yılda bu kadar iş yapmamıştık, neredeyse boşta kalan hiçbir avukat kalmadı" diyor
İŞTEN ATILAN SOLUĞU MAHKEMEDE ALDI
Beyaz, mavi fark etmiyor, krizin vurduğu yüzlerce işsiz soluğu mahkemede alıyor. İşten çıkarılanlar mahkeme salonlarında haklarını ararken, işveren ise bir yandan krizin olumsuz etkileriyle mücadele etmeye çalışıp, diğer yandan da mahkemeye başvuran eski çalışanlarına ödeyeceği tazminatı düşünüyor. İş mahkemelerinin önündeki kuyruk da giderek uzuyor. Başta tekstil ve nakliye sektörleri olmak üzere, işe iade ve tazminat davaları artık mahkemelerin hemen hemen tüm mesaisini alıyor. İş mahkemesi memurları iş yoğunluklarının yüzde 40'lara varan oranda arttığına dikkat çekiyor
KARŞILIKSIZ ÇEK MAHKEMELERİ KİLİTLEDİ
Merkez Bankası verilerine göre, karşılıksız çek sayısı şubatta geçen yılın aynı ayına göre yüzde 53,1 artarak 149 bin 186'ya çıktı. Bu artış, icra müdürlükleri ve icra davalarına bakan Asliye Ceza Mahkemeleri'nde "kaos"a neden oluyor. İş Mahkemesi avukatı Dilek Sarı’ya göre karşılıksız çek davaları tam bir kör düğüme dönüşmüş durumda. 500 lira için bile dava açıldığını ifade eden Sarı, “Avukatlar bu dönem iyi kazanıyor. Ancak şunu belirtmek lazım. Bize nakit para ile çalışmayı nereyse unuttuk. Bu nedenle bir çok avukat pos cihazı kullanıyor” diyor
EN FAZLA DAVA TEKSTİLDE
Öte yandan Bakırköy Adliyesi de bu hareketlilikten nasibini alan adliyelerin başında geliyor. Bakırköy Adliyesi'ndeki bir iş mahkemesinde temmuz ayında açılan dava sayısı 70 iken bu sayı Nisan ayında 180'e çıkmış. Davalarda ise tekstil, deri ve nakliye sektörleri başı çekiyor.
metincan@haberturk.com
16 Nisan 2009 Perşembe 11:45
seçkin dedi ki...
kimse yok mu brada arkadaşlar.
seçkin
16 Nisan 2009 Perşembe 12:40
Adsız dedi ki...
herkese merhaba arkadaşlar.
ya biz elimizden geldiği kadar bütün yazarlara mail atıyoruz.peki aramızdan hiç hıncal uluça mail atan veya görüşen oldumu.biliyosunuz o bu tür konularda asla sessiz kalmaz.acaba aranızda ona ulaşabilen olurmu.
bugünkü yazsında terörüste afla ilgili yazı yazmış.bizlerde ulaşabilirsek kesinlikle ilgilenir.ama profosyenel bir şekilde anlatılması gerekmekte.okuduğum yorumlara göre seyın GÜL ablamız bu konuyu halledebilir gibime geliyor.Eğer mümkünse HINCAL ULUÇ a ulaşırsa çok iyi olur.özellikle bir bayanın araması daha iyi oluyor.biraz daha ılımlı bakıyorlar.bizim ulaşamadığımız bir çok yere GÜL ablanın ulaştığı gibi.
ya bide anlamadığım dağdaki terörüste af veriyorlar.bizim hakkımız olanı bize vermiyorlar.Ne yapsaydık,bizlerde ticaretle uğraşıcağımıza dağa çıkıp askerimizemi kurşun sıksaydık.yazık değilmi bizlere.tek suçumuz esnaf olmakmı?
zaten art niyetli olsaydık.şuan bize hapis çıkmazdı.başkalarını mağdur ederdik.bizim gibi namuslu insanların böle cinliklere aklı çalışmaz...
16 Nisan 2009 Perşembe 12:42
ekm2510 dedi ki...
BAKAN ŞAHİN'DEN AÇIKLAMA
"ETKİN PİŞMANLIK YASASI ÜLKELER YARARINA OLURSA YAPARIZ"
16.04.2009 12:35
16 Nisan 2009 Perşembe 12:58
Adsız dedi ki...
arkadaşlar direk başbakana ulaşabileceğimiz bir yol yokmu? yada bu çek kanunu yapan komisyon başkanına ulaşalım.. yaw hapis cezası yeni kanunda devam etsin ama bizim yasal boşluğumuzu versinler yaw
16 Nisan 2009 Perşembe 13:46
Adsız dedi ki...
arkadaşlar eşimle cezaevinde telle görüştüm pkk ya getirilecek olan affın çok kötü bişey oldugunu söylüyor ama cezaevindeki savcı bu af gelirse sadece pkk ya olmaz genel bir af olur herkezi kapsar demiş
16 Nisan 2009 Perşembe 13:56
HALİS CAN dedi ki...
TÜRKİYE İÇİN KARA TABLO !
Nobelli Ekonomist Türkiye’yi İFLAS potansiyeli olanlar listesine aldı...
16 Nisan 2009
2008 yılı Nobel İktisat ödülü sahibi ve ‘krizi bilen adam’ olarak tanınan Ekonomist Paul Krugman, Türkiye’yi iflas etme potansiyeline sahip ülkeler arasında saydı.
Princeton Üniversitesi profesörlerinden ve New York Times gazetesi yazarlarından Krugman, New York’ta basın toplantısı düzenledi. İzlanda ve İrlanda’dan sonra, krizden en çok etkilenecek ülkenin Avusturya olacağı tahmininde bulunan Krugman, “İzlanda ve İrlanda da işler kötü gidiyor. Onlara büyük ihtimalle Avusturya da eklenecek” dedi.
Krugman, Avusturya’nın Doğu Avrupa ülkelerine verdiği krediler nedeniyle mali istikrarsızlık içine girdiğini belirtti. Doğu Avrupa ülkeleri hükümetlerinin mali krizi aşmak için yeterli önlem almamaları nedeniyle, dış borçlarını ödeyemez hale geldiklerini, bunun da doğrudan borç veren ülke olarak Avusturya’yı etkilediğini söyledi.
Krugman’a göre, iflas etme potansiyeli bulunan ülkeler listesinde şu ülkeler yer alıyor:
"Macaristan, Letonya, Arjantin, Ekvator, Filipinler, Malezya, Tayland, Kolombiya, Türkiye ve Ukrayna." 2008 Ekim ayında sıkıntıya düşen Pakistan’da da ödeme güçlüğü yaşanmaya başladı.
Krugman’a göre, “potansiyel iflas listesinde” yer alan ülkelerden, Ekvator, Filipinler, Tayland, Kolombiya, Türkiye ve Ukrayna, “ciddi risk grubunu” oluşturuyor.
Krugman, ‘Krizi bilen adam olarak’ tanınıyor. New York borsasındaki çöküşü ve ABD ekonomisindeki durgunluğu önceden görmüş ve dile getirmişti.
16 Nisan 2009 Perşembe 14:10
HALİS CAN dedi ki...
İFLAS EDEN ESNAFA "İŞİNİ BİLMEYEN ESNAF", KREDİ KARTINI ÖDEYEMEYEN VATANDAŞA "SAHTEKAR" DİYENLER ÜLKESİNİ İFLAS ETTİRİNCE KENDİSİNE NE DİYECEK ÇOK MERAK EDİYORUM DOĞRUSU....
16 Nisan 2009 Perşembe 14:12
HALİS CAN dedi ki...
ZAFER ÇAĞLAYAN;"Türkiye dibi gördü, artık veriler daha iyi olacak" dedi.
Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan 15,5 olarak açıklanan son işsizlik rakamlarını değerlendirirken Türkiye'nin ekonomik krizde artık dip yaptığını ve Haziran ayında açıklanması beklenen Mart ile Nisan verilerinde daha olumlu bir tablo ile karşılaşılacağını söyledi.
16 Nisan 2009 Perşembe 14:17
Adsız dedi ki...
merhaba arkadaşlar adalet bakanlığı 0 312 417 77 70 nolu telefondan genelge görüş bölümünü arayıp içinde bulunduğumuz durumla ilgili görüşmeleri sorabiliriz birde aynı nodan ceza işlerinede yaşanan eşitsizliği dile getirebiliriz ... daha fazla arama olursa daha etkili olabilir
16 Nisan 2009 Perşembe 14:42
my way dedi ki...
Hatalı hakim tazminat ödeyecek
İşte yeni Hukuk Muhakemeleri Kanunu
15.04.2009 19:50
Hakimlerin yargılama faaliyetinden dolayı devlet aleyhine tazminat davası açılabilecek. Devlet ödediği tazminatı, sorumlu hakime ödeme tarihinden itibaren bir yıl içinde rücu edecek.
TBMM Adalet Komisyonu, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Tasarısının, daha önceki görüşmelerde atladığı 70'e yakın maddesini bugün yeniden ele aldı. Komisyon, değişiklik yaptığı bu maddelerle tasarıyı kabul etti.
Tasarının bazı maddeleri de tekriri müzakere yapılarak benimsendi.
Tasarıya göre, mal varlığı haklarına ilişkin davalarda görevli mahkeme, davanın açıldığı tarihteki değerine veya tutarına göre belirlenecek. Para alacaklarına ilişkin davalarda dava konusunun değerinin belirlenmesinde, dava dilekçesinde gösterilen tutar esas alınacak.
-YETKİ SÖZLEŞMELERİ-
Tasarıda, tacir veya kamu tüzel kişilerine karşı hukuken daha zayıf durumda olan tüketicilerin korunmasını amaçlayan düzenleme yer alıyor.
Buna göre, tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğan veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilecek. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen mahkemelerde açılacak.
Bu düzenlemeyle bankalar, tüketiciler ile yapacakları her türlü sözleşmelerde, yetkisiz bir mahkemeyi yetkili hale getiremeyecek, yani yetki sözleşmesi yapamayacak. Yapılan sözleşmelerdeki yetki kuralı da geçersiz sayılacak.
Yetki sözleşmesi, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri konularda yapılabilecek. Ayrılık, boşanma gibi kesin yetki hallerinde ise yetki sözleşmesi yapılamayacak.
-TALEP SÜRESİ, 10 GÜNDEN 15 GÜNE ÇIKARILIYOR-
Davada görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi durumunda; taraflardan birinin, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi için gerekli süre, 10 günden 15 güne çıkarılıyor.
Buna göre, taraflardan birinin, 15 gün içinde, kararı veren mahkemeye başvurarak, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerekecek. Aksi halde, mahkeme davayı açılmamış sayacak.
Hakimin, davaya bakmaktan yasaklı olduğu hallerin kapsamını genişleten tasarıya göre; hakim, kendisine ait olan davaya, eski eşinin, kendisi ve eşinin altsoy ve üstsoyunun, evlatlığının davasına, üçüncü derece de dahil olmak üzere kan veya evlilik bağı kalksa dahi, kayın hısımlığı bulunanların davasına bakamayacak. Hakim, nişanlısının davasına da giremeyecek.
-DÜŞMANLIK VARSA REDDİ HAKİM TALEBİNDE BULUNULABİLECEK-
Hakimin tarafsızlığını şüpheyi gerektiren önemli bir nedenin bulunması halinde, taraflardan biri hakimi reddedebileceği gibi, hakim de davadan çekilebilecek. Hakimin davada, iki taraftan birine öğüt vermesi ya da yol göstermesi, dava hakkında görüşünü açıklaması, davacı ve davalı ile aralarında düşmanlık olması durumunda, reddi hakim talebinde bulunulabilecek.
Reddi hakim talebinin, kötü niyetle yapıldığının anlaşılması ve esas yönünden kabul edilmemesi halinde, talepte bulunanların her biri, 500 TL'den 5 bin TL'ye kadar disiplin para cezasına mahkum edilecek.
-HAKİMİN HUKUKİ SORUMLULUĞU-
Hakimlerin yargılama faaliyetinden dolayı devlet aleyhine tazminat davası açılabilecek.
Kayırma, taraf tutma veya taraflardan birine olan kin veya düşmanlık, sağlanan veya vaat edilen bir menfaat sebebiyle, farklı bir anlam yüklenemeyecek kadar açık ve kesin bir kanun hükmüne aykırı karar veya hüküm verilmiş olması, duruşma tutanağında mevcut olmayan bir sebebe dayanılarak hüküm verilmesi, duruşma tutanakları ile hüküm veya kararların değiştirilmesi, hakkın yerine getirilmesinden kaçınılması durumlarında tazminat davası yoluna gidilebilecek.
Tazminat davasının açılması, hakime karşı bir ceza soruşturmasının yapılması ya da mahkumiyet şartına bağlanmayacak.
16 Nisan 2009 Perşembe 15:37
Gül dedi ki...
SN. ARKADAŞLARIM,
BİRAZ EVVEL MECLİSTE SN. ENİS TÜTÜNCÜ BEYEFENDİ KONUŞTU. KENDİSİNE KONUŞMALARINDAN DOLAYI TEŞEKKÜR EDİYORUZ.
DAHA SONRA SN. DANIŞMANINA ULAŞTIK VE KONUMUZU İLETTİK. SİTEMİZ ADRESİNİ ALDILAR . MAİL ATTIK KENDİLERİNE. KONUMUZA ARAŞTIRACAKLAR.
ŞİMDİDEN KENDİLERİNE TEŞEKKÜR EDİYORUZ.
İYİKİ VARSINIZ ...........
16 Nisan 2009 Perşembe 17:00
ekm2510 dedi ki...
Tutuklu- Hükümlü- Hükümözlü Dağılımı
(29 Mart 2009 Tarihi İtibarıyla)
109.162 kişi (3955 hanım olmak üzre)
16 Nisan 2009 Perşembe 17:23
Adsız dedi ki...
arkadaşlar aslanoglu trt3 konuştu mükemmel seyredin hemen
16 Nisan 2009 Perşembe 17:25
şenay dedi ki...
hukukçu bir arkadaşımız varmıdır bu sitede ..çok önemli bir soru sormam gerekiyor.
şenay
16 Nisan 2009 Perşembe 17:38
ekm2510 dedi ki...
üç arkadaş iyimisiniz....
16 Nisan 2009 Perşembe 17:52
ekm2510 dedi ki...
sn my way yanıt verirmisiniz....oradamısınız....merak ediyorum
16 Nisan 2009 Perşembe 17:55
Adsız dedi ki...
0707
İYİ GUNLER ARKADAŞLAR
SAYIN RECEP TAYYİP ERDOĞAN BAŞBAKANLIK
TEL NO: 0312 418 57 76
FAX : 0312 417 04 76
LÜTFEN ACİLL HEP BERABER FAX ÇEKMEYE BAŞLAYALIM.
BİLGİLERİNİZE
0707
16 Nisan 2009 Perşembe 18:07
Gül dedi ki...
SN. ARKADAŞLARIM.
SN. MEVLÜT ASLANOĞLUNA BİNLERCE TEŞEKKÜRLER KONUŞMA ARASINDA ARADIK KONUŞMALARI İÇİN YARIN BURDA TBMM TUTANAKLARINDAN AKTARICAM.
KENDİLERİ BANA TEKRAR TEL İLE DÖNÜP BELGELERİ SN. ADALET BAKANIMIZA VERİDĞİNİ VE BU İŞİN ÇÖZÜLECEĞİNİ SÖYLEDİLER.
ALLAH SENDEN RAZI OLSUN SN. MEVLÜT BEY
16 Nisan 2009 Perşembe 18:24
Cuneyt dedi ki...
Şenay
Hukukçumuz yok ama belki yardımcı olabiliriz hepimiz bir hukukçu olduk nerdeyse
16 Nisan 2009 Perşembe 18:27
Adsız dedi ki...
bugunkü meclis görüşmelerinde bir millet vekilimiz bizlerle ilgili bakanımız ZAFER ÇAĞLAYAN a soruyu direk sordu.
1 milyon kişiyi ilgilendiren bu olay hakkında nezaman bir karar vericeksiniz diye bakana soru sordu.
bakan konunun bilindiğini,adalet komisyonun konuyla ilgili çalışma yaptığını,hem yani çek yasası hemde kouyla ilgili mağdurları ilgilendiren çalışmanın çok yakında sonuçlanacağını söledi.
hadi hayırlısı...
16 Nisan 2009 Perşembe 18:36
3434 dedi ki...
YA BU MEVLÜT ASLANOĞLUNUN ANLINDAN ÖPMEK LAZIM HELAL OLSUN BE SİZE SAYIN VEKİL!AKP' LİLERE BAK ADAMI ŞOV YAPMAKLA SIÇLUYORLAR KARAKTERSİZLER!
16 Nisan 2009 Perşembe 18:37
ozguraksoy1 dedi ki...
arkadaşlar!
lütfen bir bilen yorumlasın 3 gün önce imzaya açılmış yeni çek kanunu
16 Nisan 2009 Perşembe 19:06
Adsız dedi ki...
arkadaşlar mutlu sona az kaldı akp milletvekiklerine yüklenelim akp manisa milletvekili tanrıverdi ilgilenecek akp vekilleri bilgilendirin dedi haydi lütfen manisalı
16 Nisan 2009 Perşembe 19:25
Adsız dedi ki...
arkadaşlar farkındaysanız ŞOV YAPIYOR diyen milletvekili ne dedi hiçbir avrupa birligi ülkesinde ekonomik suça ceza yok avrupa birligine girmek istiyoruz dolayısıyla bizde ekonomik suça ceza yı kaldıracagız bunuda imza ya açtık bunu bile bile ŞOV YAPIYORSUNUZ DEDİ YANLIŞMI ANLADIM
MEHTAP
16 Nisan 2009 Perşembe 20:06
Adsız dedi ki...
SN. ARKADAŞLARIM BUGÜN ÇOK GÜZEL ŞEYLER OLDU. SN. MAYVAYIN İSTEĞİYLE SN. VEKİL SAİT YAZICIOĞLU BEYEFENDİYİ ARADIM . KENDİLERİ DAHA ÖNCE KONUŞTUĞUMDA KONUMUZLA İLGİLENMİŞ VE BU DURUMU ADALET BAKANINA İLETECEĞİNİ SÖYLEMİŞTİ. BUGÜN TEKRAR ARADIM BİRAZ EVVEL . BAK KIZIM DEDİ YANIMDA EKONOMİ UZMANI VAR VERİM ANLAT BENBİRAZ KONUYA YABANCIYIM.
VERDİ .
VERDİĞİ KİŞİ SN. NAZIM EKREN
BAŞBAKAN YARDIMCISI
VE BEN HAYATIMDA BU KADAR MUTLU OLDUĞUMU HATIRLAMIYORUM.
BENİ SAYGIYLA DİNLEDİLER.
İKİ TASARININ GEÇTİĞİNİ SÖYLEDİLER DAHA ÖNCE , 711 VE VADESİNDEN ÖNCE YAZILAR ÇEKLER İLE SİCİL AFFI. YENİ TASARININ ADALET BAKANLIĞINDA OLDUĞUNU VE DAHA KENDİSİNE GELMEDİĞİNİ SÖYLEDİ KENDİSİNE AF İSTEMEDİĞİMİZİ YASAL BOŞLUĞUN DEĞERLENDİRİLMESİNİ VE ÇALIŞIP BORÇLARIMIZI ÖDEMEK İSTEDİĞİMİZİ HAPİS CEZASINI İSTEMEDİĞİMİZİ İLETTİM. 5 YIL CEZA ALDIĞIMIZI SÖYLEDİM.
KENDİSİ BAŞBAKANLIK OFİSİNDE ASİSTANLARIN İSMİNİ VERDİ. İSTEDİĞİMİZİ ANLATAN BİR METNİ GÖNDERMEMİ VE PAZARTESİ GİDİNCE İNCELEYECEĞİNİ SÖYLEDİ. SİTEDEN BAHSETTİM . TÜM ARKADAŞLARINIZA GEÇMİŞ OLSUN MESAJIMI VE SELAMLARIMI İLETİN DEDİ VE EŞİMEDE GEÇMİŞ OLSUN DEDİ. SONRA SN. SAİT BEY ALDI TELEFONU. BAKIN DEDİ BU BEY EKONOMİ UZMANI SİZE YARDIMCI OLACAK.
BİNLERCE TEŞEKKÜRLER .
GALİBA BU HEPİMİZİN BAŞARISI OLACAK.
şifreme bişi olmuş adsızdan girdim en kısa zamanda düzelticem
16 Nisan 2009 Perşembe 20:16
Gül dedi ki...
adsız yazı bana aittir.
şifremde sorun vardı
16 Nisan 2009 Perşembe 20:20
Adsız dedi ki...
sn gül hanım emeklerinize teşekkür etmekten asla bıkmayacağım ellerinize sağlık...bjk
16 Nisan 2009 Perşembe 20:24
Adsız dedi ki...
kardeşim lütfen kontrol bukadar uzun sürmemeli...bjk
16 Nisan 2009 Perşembe 20:36
etkili dedi ki...
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) - Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; hepinize saygılar sunarım.
Değerli arkadaşlarım, tabii, esnafın bakanı Sanayi Bakanlığı -Bakanım beni bağışlasın- esnafa sahip çıkacak bakanlık Sanayi Bakanlığı.
Sayın Bakan, Türkiye'de yasalar herkese eşittir, biz bunu biliyoruz ancak dün de sordum, bugün bir kez daha dile getiriyorum: Türkiye'de bir çek mağdurları ve çekten hapiste olan insanlara uygulanan farklı yorumlar var. Bu insanların sahibi sizsiniz. Ticaret ve ticaret yapmış, normalde acz içine düşmüş, kimseyi dolandırmamış, acz içine düşmüş insanlara sahip çıkmak sizin Bakanlığınızın görevi.
Dün de arz ettim, bize her gün bu mektuplar geliyor, takdim edeceğim. Şimdi, eğer bir çekten dolayı birisi hapse girip birisi girmiyorsa, birine bir mahkeme farklı yorum yapıyorsa, bir başkasına bir mahkeme farklı yorum yapıyorsa, bu, Türkiye'de hukuk devletine yakışmaz. Bu insanların sahibi sizsiniz. Dün söylediniz, Sayın Adalet Bakanı keşke gitmeseydi. Burada ticari davalarda, ticari olaylarda hapis ve dolandırıcılığa sokup devleti dolandıranlar, teröristlerle birlikte aynı koğuşta bu insanları yatırıyorsunuz. Ben bir kez daha, bir an önce, farklı uygulanan, insanlara eşit uygulanmayan… Eğer hapis cezası ise bu ülkede her kişiye aynı uygulanır ama bir mahkemenin yorumuyla farklı, bir mahkemenin yorumuyla farklı. Bu bir arapsaçına döndü. Bir kez daha… Bu Türkiye'nin her tarafında ve bunların yüzde 99'u da küçük esnaf Sayın Bakanım, küçük esnaf. Bunlara… Tabii suçlu suçunu çekmelidir. Türkiye bir hukuk devletidir ama hukuk devletinde farklı uygulamalar olamaz arkadaşlar. Ben bir kez daha bunun altını çiziyorum.
Değerli milletvekilleri, tabii, çek konusunda bu Meclis iki düzenleme yaptı. Ben emeği geçen herkese teşekkür ediyorum ve eğer bugün piyasada birazcık da olsa, esnafın sorunları, eğer küçük de olsa dindirmenin bir parçası oldu. Yani vadeden önce kendi imzaladığı, keşide ettiği değil ciro ettiği çekleri ve bir başkasının onuncu cirodan sonra kredi kurumlarına giden çekleri, hepsi arkası yazdırıldı ve daha vadesine bir ay, iki ay, üç ay olan çekler bir sürü esnafımıza kepenk kapattırdı. Bu bir piyasa gerçeğiydi. Bugün, eğer… Bu hakikaten önemli bir sorundu. Bu soruna çözüm bulan tüm milletvekillerine teşekkür ediyorum ve piyasada, birazcık, artık çekin vadeden önce ibraz edilemeyeceği bir güven geldi ama kredi kurumları, kredi kurumları arkadaşlar, çeki aldığı zaman ben bu krediyi bu vadede tahsil edeceğim diye zımnen kabul etmiştir. Zımnen kabul ettiği bir şeyi de insanların gafletinden, insanların zor durumundan yararlanıp onların ensesine binmesini hiçbir vicdan kabul edemez. Bu nedenle, bu konuda hakikaten bir düzenleme yapıldıysa herkese teşekkür ediyorum.
Yine, çekten caymalarda, dürüstle dürüst olmayanı, sahtekârla sahtekâr olmayanı ve anında, dürüst alacaklıları korumak amacıyla her önüne gelen çekten caymama yönünde yine bir yasaya...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Bir dakika ek süre veriyorum. Tamamlayın lütfen.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) - Bitiriyorum.
Bu nedenle, yine piyasaya önemli bir istikrar getirmiştir. Dürüst alacaklıları korumak açısından bir kez daha… Bu, önemli bir uygulamaydı.
Sayın Başkanım, kırk yedi saniyemi öbür konuşmamda alayım sizden.
BAŞKAN - Olabilir… Bakacağız…
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) - Teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Madde üzerinde soru-cevap işlemine geçiyorum.
Sayın Taner…
RECEP TANER (Aydın) - Sayın Bakan, sanayi üretiminin bir önceki aya göre yüzde 23,7 oranında düşüş gösterdiği, imalat sanayi üretim endeksinin düşmeye devam ettiği bir ortamda sanayiciler için en büyük girdi maliyetlerinden olan doğal gazda yapılan indirimi yeterli buluyor musunuz? Doğal gazda ve elektrikte yeni indirimler düşünüyor musunuz?
Teşekkür ederim.
16 Nisan 2009 Perşembe 21:20
etkili dedi ki...
SANAYİ VE TİCARET BAKANI MEHMET ZAFER ÇAĞLAYAN (Ankara
Çek yasası ile ilgili, dün de söylemiştim, Adalet Bakanlığımızın üzerinde çalışmış olduğu bir tasarı var. Bu bahsedilen konuların zaten orada alınacağını tahmin ediyorum.
16 Nisan 2009 Perşembe 21:26
etkili dedi ki...
Buyurun Sayın Aslanoğlu.
CHP GRUBU ADINA FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) - Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; hepinize tekrar saygılar sunuyorum.
Sayın Bakan, biraz önce söyledim, dışarı çıktığımda bana on tane telefon geldi. Bu telefonları Komisyon üyemiz Sayın Fındıklı da dinledi.
Sayın Adalet Bakanı burada. Sayın Bakanım, Türkiye'de yasalar herkese eşittir. Çeklerden dolayı değişik mahkemelerin verdiği kararlardan bir sürü mağdur var. Sayın Sanayi Bakanımıza illettik, taslak hazırlanmış. Yasanın eşit uygulanması açısından öncelikle bu tasarının Meclise bir an önce getirilmesini hepinizden rica ediyoruz. Siz de…
ADALET BAKANI MEHMET ALİ ŞAHİN (Antalya) - İmzada.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) - İmzada, teşekkür ediyorum.
16 Nisan 2009 Perşembe 21:27
fako dedi ki...
sn etkili tşk ler...elinize sağlık
16 Nisan 2009 Perşembe 21:29
etkili dedi ki...
15 NİSAN 2009
ALİM IŞIK (Devamla) - Çok teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Özellikle istihdam açısından bu rakamları iyi değerlendirmemiz gerektiğini düşünüyorum. Seçim öncesinde emeklilerimize vadedilen ve verilebileceği
yetkili ağızlardan ifade edilen 300 TL'lik harcama çekinin akıbetinin ne olduğunu bana değerli emeklilerimizden bir grup sormamı söyledi. Sayın Bakanım, bu konunun akıbetinin ne olduğunu emeklilerimize açıklayabilirseniz memnun olacağız.
Yine Çek Yasası ve hapis cezaları nedeniyle şu anda 6 milyar -eski parayla- TL'lik borcunu ödeyemeyen, 5 milyar TL çek nedeniyle -imzası nedeniyle- hapiste yatan işverenlerimiz soruyor "Akıbetimiz ne olacaktır? Bunun tedbirleri ne zaman alınacaktır?" diye. Yeni özelleştirmelerde eskilerine benzer usulsüzlüklerin yaşanmaması temennimi iletmemi ifade ettiler. Olabilecek muhtemel IMF anlaşmasından sağlanacak kaynağın nerelere öncelikle harcanması gerektiğinin de yine sorulmasını ifade ettiler.
Dün Hükûmet adına oturan Sayın Bakanımıza sorduğum bir soruya, üzülerek ifade edeyim ki…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ALİM IŞIK (Devamla) - Son bir cümle…
BAŞKAN - Veremem.
ALİM IŞIK (Devamla) - Peki.
Çok teşekkür ediyorum. Hayırlı olması temennisiyle hepinizi saygıyla selamlıyorum
16 Nisan 2009 Perşembe 21:37
etkili dedi ki...
15 NİSAN 2009
ALİM IŞIK (Kütahya) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
İkincisi de çeki zamanında ödenmediği ya da karşılıksız çıktığı gerekçesiyle cezaevine girip cezasını yattıktan sonra çıkıp tekrar borcunu ödeyemeyen vatandaşlarımızın durumu ne olacak? Bu konuda bir düzenleme hazırlığı var mıdır?
16 Nisan 2009 Perşembe 21:43
my way dedi ki...
sn arkadaşlar
çabaların sonuçsuz kalmadığı artık net olarak belli oldu...derdimizi anlatıyoruz ve gündemin ilk sırasına yerleşiyor...ama rehavet yok ...devam etmeliyiz...
MAİLLERE VE FAXLARA DEVAM...
16 Nisan 2009 Perşembe 21:47
etkili dedi ki...
15 NİSAN 2009
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) - Sayın Bakanım, Çek Yasası'nda değişiklikler yapıldı ama orada hapis cezası alanlar bazı eski yasayla… Burada bir haksızlık yapılıyor. Türkiye'de yasa herkese eşit işlemeli. Bazıları hapis cezasıyla affedildi bir kısmı, ama bir kısmını hâlâ eski yasa ile bazı hapis cezaları geçiyor. Bu nedenle piyasada bir boşluk var. Herkese yasa eşit işlemeli. Yani ceza tüm eşitlik ilkesidir. Bu nedenle özellikle çek yasalarındaki hapis cezalarıyla ilgili kısmının bir kez daha gözden geçirilip birine işleyip birine işlememesi yönündeki bu ikilemin mutlak ortadan kaldırılması lazım. Sizi direkt ilgilendirmiyor ama piyasa açısından, esnaf açısından bu önemli. Bu açıdan, öncelikle, bu Meclise bu ikilem gelecek mi? Bu ikilem ortadan kaldırılacak mı?
16 Nisan 2009 Perşembe 21:49
etkili dedi ki...
ARKADAŞLAR BAŞ TARAFINDA TARİH OLMAYAN TUTANAKLAR BUGÜNKÜLERDİR
BİLGİLERİNİZE
16 Nisan 2009 Perşembe 21:50
etkili dedi ki...
15 NİSAN 2009
KEMALETTİN NALCI (Tekirdağ) - Teşekkürler Sayın Başkanım.
Sayın Bakanım, bundan önce piyasada "711" diye bilinen ve kötü amaçlı kullanılan Çek Kanunu'yla ilgili değişiklik yapıldı fakat şimdi uygulamada bir çelişki söz konusu. Gerçek anlamda çalıntı çekler veya ticari bir anlaşmazlıktan doğan çeklerle bir suistimal söz konusu. Bu karışıklığı giderici herhangi bir yasa veya bir uygulama çıkartacak mısınız?
Teşekkür ederim.
16 Nisan 2009 Perşembe 21:51
etkili dedi ki...
SANAYİ VE TİCARET BAKANI MEHMET
15 NİSAN 2009
ZAFER ÇAĞLAYAN (Ankara) - Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; öncelikle, en son sorulan sorudan başlayayım. Yine özet bilgi vermeye çalışacağım, veremediğim olursa mutlaka yazılı göndereceğim, bu konudaki hassasiyete her zamanki gibi uyacağım. Efendim, bu 711 sayılı, yani Türk Ticaret Kanunu'nun 711'inci maddesinin bir fıkrası çerçevesinde… Biliyorsunuz geçmişte bu ihlal ediliyordu. Aslında iyi niyetle konulmuş olan bir maddeydi ve gerçekten, herhangi bir şekilde, hilaf dışında, rızası dışında bir çek verilmişse onu hiç olmazsa korumaya alacak olan bir tedbirdi. Ancak zaman içinde bunun farklı amaçlarla ödememe bahanesi olarak kullanıldığını gördüğümüz için ve bu konuda özel sektörden -TOBB başta olmak üzere- çok teklif geldiği için, yine seçimlerden evvel çıkan torba yasada bununla ilgili bir düzenleme yapıldı biliyorsunuz ve bu düzenlemeyle bu tamamen ortadan kaldırıldı. Tabii ki bunun yanında, hakikaten bu kapsama girmiş olanlar için bir düzenleme de ortadan kalkmış oldu. Ancak şu anda -biraz evvel yine sorulan bir soru çerçevesinde, Sayın Aslanoğlu da sormuştu- Çek Kanunu'yla ilgili Adalet Bakanlığı yeni bir tasarı zaten hazırlıyor. Bu konuda Bakanlığımızın da görüşü istendi, Bakanlığımız da bu çerçevede görüşler verdi. Burada gerek problemler gerek ihtiyaçlar gerek biraz evvel Sayın Aslanoğlu'nun bahsetmiş olduğu çerçevede, Bankalar Birliğinin de bu konudaki katkısıyla beraber Adalet Bakanlığımız zannediyorum ki herhâlde bitirmek üzere veya bitirdi. Yani bu düzenlemede ben dikkate aldığı kanaatindeyim ama tabii ki Adalet Bakanlığının düzenlediği bir düzenleme.
16 Nisan 2009 Perşembe 21:54
HALİS CAN dedi ki...
ÇEK DOLANDIRICILIĞI NASIL ÖNLENİR!
ÇEK DOLANDIRICILIĞI NASIL ÖNLENİR!
Yeni uygulama iyi niyetli 3. kişi esnaf/tacirin dolandırılmasının önüne geçecek, çek karnelerini çaldıran/kaybedenlerin açılacak davalarla uğraşmasını önleyecek!
16 Nisan 2009
“Türk Ticaret Kanunu 711. Madde ve Çalıntı Çekler”
Basında çıkan haberlerden, 2008 yılında karşılıksız çıkan çek sayısının bir önceki yıla göre yüzde 13 oranında artarak bir milyonun üzerine çıktığını öğreniyoruz. Bu sayının artışında elbette, uzun süredir şikâyet konusu olan ve çekin rızası dışında elinden çıktığını ileri sürerek ödemekten kaçınanlara bu imkânı sağlayan Türk Ticaret Kanunu'nun 711. maddesinin payı bulunmaktadır.
Çek konusu, hukukumuzda esas olarak, 1957 yılından bu yana yürürlükte bulunan Türk Ticaret Kanunu'nun "Kıymetli Evrak" bölümünde düzenlenmiştir.
Çekin, para taşıma, para sayma zorluğunu ve sahte para kaygısını ortadan kaldırması, ciro (devir) yoluyla kolayca dolaşım imkânına sahip olması yanında; kayıtsız ve şartsız olarak üzerinde yazılı tutarın ibrazında ödenmesi ve vade unsuru taşımaması gibi özellikleri nedeniyle, çek kullanımı yönündeki tercih giderek artmış ve bono/poliçe gibi diğer ödeme araçlarından çok daha fazla kullanılır hale gelmiştir.
Ancak, ticari hayatın gelişimi ve çek kullanımının hızla artması, özellikle çekin vadeli olarak kullanılır hale gelmesi ve karşılıksız çıkan çeklerin doğurduğu sorunlar nedeniyle, 1985 yılında çıkarılan 3167 sayılı "Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanun" ile daha ayrıntılı düzenleme yapılması yoluna gidilmiş ve karşılıksız çek düzenlenmesi ile ilgili hapis cezası dahi getirilmiştir. Ancak daha sonra 2003 yılında, anılan Kanunda yapılan değişiklikler sırasında, Avrupa Birliği uyum süreci de dikkate alınarak, hapis cezası suçun mükerrer olarak işlenmesi haline dönüştürülmüştür.
Karşılıksız çıkan çek sayısının artışında etkisi olan ve bu nedenle de ticari hayatı olumsuz etkileyen ve yıllardır şikâyet konusu olan, yürürlükteki T. Ticaret Kanunu'nun 711. maddesinin 3. fıkrası: "Keşideci çekin kendisinin veya üçüncü bir kimsenin elinden rızası olmaksızın çıkmış olduğu iddiasında ise muhatabı çeki ödemekten menedebilir." hükmünü içermektedir.
Yapılan bir ticari işlem karşılığı ödemeyi çekle yapmak isteyen borçlu, çeki keşide ederek imzalayıp verdikten sonra, söz konusu 711. maddeden yararlanmak suretiyle, ödemeden kaçınmak veya ödemeyi geciktirmek amacıyla kötü niyetle, çekin rızası olmadan (çalınma, gasp veya kaybetme vs. nedenlerle) elinden çıktığı iddiasıyla bankaya başvurarak çekin ödenmesini yasaklayabilmektedir. Söz konusu ödeme yasağı için keşidecinin beyanı yeterli görülmekte, bu tip bir yasaklama için polis zaptı, mahkeme kararı, gazete ilanı gibi belgeler de aranmadığından Türk Ticaret Kanunu'nun 711. maddesinin uygulamada kötüye kullanıldığı bilinmektedir.
Ticaret dünyasından gelen şikâyetler de dikkate alınarak, söz konusu maddenin sağladığı hakkın kötüye kullanılmasını önlemek amacıyla, şu günlerde TBMM'de görüşülmekte olan Türk Ticaret Kanunu Tasarısı'na, 711. madde hükmünü içeren benzeri bir madde konulmamıştır. Dolayısıyla, söz konusu tasarının yasalaşması halinde, çeklerle ilgili bu sorunun da ortadan kalkacağı umulmaktadır.
Ancak, kanundaki söz konusu maddenin kötüye kullanılması yanında, gerçekten çekleri ellerinden rızaları dışında çıkmış olanlar da olduğu unutulmamalıdır. Bu durumdaki kişiler, ilgili bankaya, polise ve savcılığa durumu bildirmekle birlikte, sahte imzayla ciro edilerek ileriki tarihlerde piyasaya çıkarılan bu çekler nedeniyle mağdur oldukları gibi; bu çekleri ciro yoluyla iyi niyetle devralan kişilerde mağdur olmaktadırlar.
Özellikle çek karnelerinin çok sayıda veya cilt halinde, çalınma, gasp veya kaybetme yoluyla gerçekten çek sahiplerinin elinden rızaları dışında çıkmış olması halinde, bu çek ciltlerini ellerine geçiren kötü niyetliler sahte imzalarla bu çekleri piyasada iyi niyetlilere dağıtarak, zincirleme ciro yoluyla çok sayıda insanın dolandırılmasına yol açabilmektedirler. Bu durumdaki esnaf ve tacir, ne zaman ortaya çıkacağı bilinmeyen ve yıllarca sürebilen, ortaya çıktığında da belirli kanuni süreler içinde itiraz edilerek imzanın sahteliği davası açılmadığı takdirde icra takipleriyle karşı karşıya kalabilmekte, ayrıca yıllarca dava peşinde koşmak durumunda kalmaktadırlar.
1 Ocak 2009'dan önce çalınmak suretiyle kötü niyetlilerin eline geçmiş olan ve ciro silsilesi vasıtasıyla piyasada dolandırıcılık amaçlı kullanılan sahte imzalı çekler yoluyla, iyi niyetli üçüncü kişi esnaf ve tacirlerin dolandırılmasının önüne geçilebileceği gibi, çek karnelerini ciltli olarak çaldıran/kaybeden esnaf ve tacirin de yıllarca icra takibi ve açılacak davalarla uğraşmasını önleyecektir.
Korel AÇIKGÖZ / Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Başmüfettişi
16 Nisan 2009 Perşembe 22:02
etkili dedi ki...
15-16 NİSAN ÇEKLE İLGİLİ KONUŞMALR BUNLARDI
16 Nisan 2009 Perşembe 22:04
HALİS CAN dedi ki...
SEVGİLİ ARKADAŞLAR PRESSTÜRK BİZİM KONUMUZLA İLGİLİ HERGÜN EN AZ 2 HABER YAYINLAMAKTADIR. VERDİĞİ DESTEKTEN DOLAYI TÜM ÇEK MAĞDURLARI BLOG YORUMCULARI ADINA MUSTAFA BEYİ KUTLUYOR VE SAYGILAR SUNUYORUM.....
TEŞEKKÜRLER...
BENİM BABAM KATİL DEĞİL
BENİM BABAM KATİL DEĞİL
Merhaba Mustafa Abi, lise 2'ye gidiyorum ama şimdilik. Şimdilik, diyorum. Annem çok zor şartlarda okutuyor. Arkadaşlarım cezaevinde olduğunu bilmiyor!
16 Nisan 2009
Babamı istiyorum
Merhaba Mustafa Özbey Abi. Lise 2'ye gidiyorum ama şimdilik. Şimdilik, diyorum. Annem çok zor şartlarda okutuyor. Arkadaşlarım babamın cezaevinde olduğunu bilmiyor. Ama ben hergün okula korkarak gidiyorum, acaba arkadaşlarım duydu mu diye ama benim babam katil değil askere silah çekmedi.hırsız değil ama yine de arkadaşlarımın duymasını istemiyorum. Babam 5 aydır cezaevinde ve bu 5 ay annemle bana 5 yıl gibi geldi. Yaşananlar o kadar zor şeyler ki ömrümüzden 5 sene gitti. Önce kirayı veremedik. Ev sahibi evden attı. Şimdi birgün bir yerde bir gün bir yerde kalıyoruz. Ama nereye kadar. Düşenin dostu olmuyormuş Mustafa Abi. Bunu anladım.
Babamı bir buçuk aydır görmüyorum. Para olmadığı için görüşe gidemiyoruz. Karnımızı zor doyuruyoz. Yol parasını nerden bulacağız. Anlatacak o kadar çok şeyim var ama şu an gözyaşlarım buna izin vermiyor. Babam cezaevinde. Annem kadın haliyle tek başına. Anneme belli etmek istemiyorum, annem benden gözyaşlarını saklıyor, ben annemden. Bu nasıl bir adalet? Bir yerde beraat, bir yerde ret! Biz de 1 ay önce dilekçe verdik. Daha cevap yok. Bize diyorlar ki, okuyun adam olun! Ben de diyorum ki devlet büyüklerine 'izin verin okuyalım ben de okumak istiyorum' ama bu şartlarda nasıl okunur söyler misiniz? Okula gitmek için ayakkabım yok, yağmurlu günlerde okula yedek çorap götürüyorum. Ayakkabım yırtık üzülmüyorum. Yeter ki babam çıksın, yanımızda olsun, herşeye razıyım. Babam cezaevinde yatınca sorunlar bitiyor mu, hayır! Daha da büyüyor.
İnsanın işi bozulunca hapse mi girer. Bildiğim kadarıyla bu hiçbir ülkede yok. Yanlışım varsa düzeltin Mustafa Abi. Ben yok, biliyorum. Yazamıyorum, bağırarak ağlamak istiyorum. İsyan etmek istiyorum, ben babamı istiyorum. Duyun artık beni ve benim gibi babasından ayrı kalmış arkadaşlarımı ! Bizleri ne babasız ne de annesiz bırakın!
Hapis çözüm değil, hapse girince borç bitiyor mu hayır. Dışarda kalanlar, anneler, çocuklar...Mustafa Abi bu gençleri kötü yola itmek, insanlar karnını doyurmak için hırsızlık bile yapar veya anne bir çocuğuna ekmek almak için parası yoksa sadece çocuğunun karnını doyurmak için hırsızlık bile yapar. Bir anne çıksın desin ki 'hayır çocuğum açlıktan ölsün asla hırsızlık yapmam'! Bunu diyecek hiçbir anne yoktur. Bizim akrabalarımız olmasa ne yapacağız, ama akrabası olmayan, bir evi olmayan çok mağdur vardır! Ben babamı istiyorum, çok mu şey istiyorum? Artık duyun bizi! Gözyaşlarımız sevinç gözyaşı olsun Mustafa Abi! Sana da binlerce teşekkürler bizim yanımızda olduğun için saygılar!
16 Nisan 2009 Perşembe 22:05
HALİS CAN dedi ki...
ARKADAŞLAR PRSSTÜRKTEKİ ÇEKLERLE İLGİLİ OLAN HABERLERİ HERKES OKUSUNKİ NE KADAR ÇOK OKUNDUĞU VE TAKİP EDİLDİĞİ ANLAŞILSIN.
BÖYLECE MUSTAFA BEY DE YAPTIKLARININ NE KADAR FAZLA OKUNDUĞUNU VE TAKİP EDİLDİĞİNİ GÖREBİLSİN...
YANILIYORMUYUM ARKADAŞLARIM...
HERKESE İYİ OKUMALAR...
16 Nisan 2009 Perşembe 22:38
F.H dedi ki...
Sayın Arkadaşlarım ;
Bugün meclis lehimize çok hareketlendi daha önce 2 kelime bile duyamıyorduk hakkımızda. Şu an emeklerimizin karşılığını bir bir aldığımıza inanıyorum.
*İlk olarak, avrupa insan hakları komisyon üyelerine ve avrupa basınına yollamak üzere yazdığımız yazının taslağını oluşturduk. Bir kaç güne ulaşabildiğimiz her yere yollamaya başlayacağız.
*Onun dışında Mevlüt Aslanoğluna da emeklerimizin boşa çıkmadığını gösterdiği için sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. Bugün yapmış olduğum telefon konuşmasında bu işi mutlaka çözeceğini söyledi. Dün de söylediği gibi gerekirse meclisi ayaklandırırm dedi ve başardı.
*Daha sonra adalet komisyon üyesi Fatih metinle konuştum ve bana tam olarak pazartesi günü bilgi alabileceğimi söyledi. Hapis cezalarını sordum. Net bir cevap istediğim konusunda direterek biz gerçekten bir hukuk devleti miyiz diye sordum. Ve bana mutlaka bu konuda bir kolaylık sağlanacağını söyledi ve çok olumlu yönde konuştu.
Başta sn my way ve sn gül hanım olmak üzere emeği geçen herkese bu duruma gelebildiğimiz için çok teşekkür ediyorum.
Çok az kaldı öyle hissediyorum.
16 Nisan 2009 Perşembe 23:08
tora dedi ki...
ARKADAŞLAR SAAT 20.06 da mehtap arkadaşın yazmış olduğu yazıyı teyid eden biri varmı.bunu kaçırdım herhalde ama diğer yazılara vakıfız.
16 Nisan 2009 Perşembe 23:31
etkili dedi ki...
evet bende tv de o şekilde duydum ama tutanaklarda henüz o kısım yok veya ben bulamıyorum
16 Nisan 2009 Perşembe 23:44
ozguraksoy1 dedi ki...
bakın bende aynen sayın mehtap gibi duydum ve o kadar eminim ki yerimden fırladım.Şov yapmanıza gerek yok 3 gündür zaten imzada ekonomik suça ekonomik ceza olacak dedi ve zafer çağlayan da onayladı kafasıyla
16 Nisan 2009 Perşembe 23:51
etkili dedi ki...
http://www.tbmm.gov.tr/tutanak/donem23/yil3/ham/b07801h.htm
16 nisan tbmm tutanağı
16 Nisan 2009 Perşembe 23:58
melih dedi ki...
ekonomik suça ekonomik ceza hapis demek değil anlamak istiyorum.doğru mudur..
melih
17 Nisan 2009 Cuma 00:33
senem dedi ki...
sayın cüneyt yada ankara hukuklu arkadaşımız burada mıdır? çok ivedi ve çok acil ihtiyacım var bir konuda.
senem
17 Nisan 2009 Cuma 00:43
senem dedi ki...
çok çok acil ve önemli sayın hukukçu arkadaşım.yada bu sitede başkaca bana yardımcı olabilecek ama kanunu iyi bilen bir kişi lütfen.
senem
17 Nisan 2009 Cuma 00:49
senem dedi ki...
allah korusun ölüyoruz bir bardak su desek kimse yardımcı olmayacakmı bu sitede be arkadaşlar.çok ayıp ettiniz teessüf ederim.
senem
17 Nisan 2009 Cuma 00:52
emır dedi ki...
sayın senem,sız konu neyse yazın ılgılı kısıler okuyup yanıtlar merak etmeyın.
17 Nisan 2009 Cuma 00:54
senem dedi ki...
sorum ceza usul kanunu 400 madde ile ilgili.savcı cezayı 4 ay tehir eder taahhüdü ihlalden 3 ay ceza alınsa şartlar varsa 4 ay ceza tehir olur mu.konu hakkında içtihat kararı varmı .varsa tarih ve sayı lütfen.
ben kanundaki maddeyi yazayım önce sayın hukukçu arkadaşıma yardım amaçlı.ancak sonucu kendisinden arz ederim lütfen.
madde şudur.
Mahkümun talebiyle infazın tehiri:
Madde 400- Ağır hapisten maada iki sene ve daha aşağı müddetle hürriyeti
tahdit eden cezaların derhal infazı, mahküm veya ailesi için mahkümiyetin gayesi
haricinde ağır bir zararı mucip olacağı anlaşılırsa mahkümun talebi üzerine ce-
zanın infazı tehir olunabilir. Tehir müddeti dört ayı geçemez.
Tehir talebinin tervici bir teminat gösterilmesine veya diğer bir şarta ta-
lik edilebilir.
şimdiden teşekkürler.
senem
17 Nisan 2009 Cuma 01:00
Adsız dedi ki...
sayın senem bu maddeden ziyade size gelen karar önemlidir şayet karar tazyik diye belirtiyorsa izin alamazsınız ama böyle bir durum yok ise savcının kararına kalmışdır izin almanız bu durumda 4 aya kadar izin alınabilir ama sizden çek bedeli yada bir kısmı kadar teminat istenir
17 Nisan 2009 Cuma 01:10
Cuneyt dedi ki...
T.C.
YARGITAY
16. HUKUK DAİRESİ
E. 2004/862
K. 2004/4654
T. 23.3.2004
• TAAHHÜDÜ İHLAL ( İcra Müdürünün Huzurunda Düzenlenmeyen ve İcra Müdürünün İmza ve Onayını İçermeyen Taahhüdün Hukuken Geçersiz Olması )
• TAAHHÜDÜN GEÇERSİZ OLMASI ( İcra Müdürünün Huzurunda Düzenlenmeyen ve İcra Müdürünün İmza ve Onayını İçermeyen Taahhüdün Hukuken Geçersiz Olması )
• İCRA MÜDÜRÜ HUZURUNDA DÜZENLENMEYEN TAAHHÜT ( Hukuken Geçersiz Olması )
2004/m.340
ÖZET : İcra Müdürü'nün huzurunda düzenlenmeyen ve İcra Müdürü'nün imza ve onayını içermeyen taahhüd hukuken geçersiz olduğu gibi, ödenmesi gerekli toplam borç miktarının tüm fer'ileri ile birlikte belirlenip gösterilmemiş olması nedeniyle de taahhüd geçersizdir.
DAVA : Taahhüdü ihlal suçundan sanık Burhanettin 'in İİK.nun 340. maddesi gereğince 1 ay hafif hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiş, hüküm yasal süresi içerisinde sanık tarafından temyiz edildiğinden Yargıtay C.Başsavcılığının bozma istemli tebliğnamesiyle dosya Daireye gönderilmiş olmakla, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okunarak GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
KARAR : İcra Müdürü'nün huzurunda düzenlenmeyen ve İcra Müdürü'nün imza ve onayını içermeyen taahhüd hukuken geçersiz olduğu gibi, ödenmesi gerekli toplam borç miktarının tüm fer'ileri ile birlikte belirlenip gösterilmemiş olması nedeniyle de taahhüd geçersizdir. Bu nedenle atılı suçun oluşmayacağının gözetilmeksizin, sanığın beraati yerine yazılı olduğu şekilde mahkumiyete dair hüküm kurulması isabetsiz bulunduğundan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün istem gibi BOZULMASINA, 23.3.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi
17 Nisan 2009 Cuma 01:10
senem dedi ki...
sayın cüneyt.öncelikle size minnet duygularımı arz ederim.lütfen kabul buyurunuz.ilginiz beni mutlu etti.
yanlız efendim şu var.
bakın benim yazımda dikkatten kaçtı sanırım 3 ay hapsen tazyik kararı kesinleşmiş.yani biz şimdi bu kararı kişinin zarureti anlamında 4 ay erteletebilirmiyiz?
konu malum taahhüdü ihlal ve şartlar da uygun.bu konu hakkında içtihat demek istemiştim.
hürmetler.
senem
17 Nisan 2009 Cuma 01:14
Cuneyt dedi ki...
YARGITAY
16. HUKUK DAİRESİ
E. 2004/7754
K. 2004/11131
T. 13.10.2004
• TAAHHÜDÜ İHLAL SUÇU ( Sanığın Borcunu Ödeyecek Durumda Olup Olmadığının Araştırılması ve Malvarlığının İspatı İçin Alacaklıya Olanak Tanınması Gereği )
• BORCUNDAN DOLAYI KİMSENİN CEZALANDIRILAMAMASI ( Taahhüdü İhlal Eden Sanığın Borcunu Ödeyecek Durumda Olup Olmadığının Araştırılması ve Malvarlığının Tesbiti İçin Alacaklıya Olanak Tanınması Gereği )
• EKONOMİK NEDENLERLE BORCUNU ÖDEYEMEYEN BORÇLU ( Taahhüdü İhlal Suçundan Dolayı Cezalandırılamaması - Mahkemece Borçlunun Ekonomik Durumunun Araştırılması Gereği )
2004/m.340
2709/m.38/8
ÖZET : Dava, taahhüdü ihlal nedenine dayalıdır. İİK'nun 340. maddesinde öngörülen "makbul sebep" kavramı ile Anayasa'nın 38/8. maddesinde öngörülen "yerine getirememe" kavramlarının açıklanması gerekli görülmektedir. Uygulamada hastalık, yangın, su baskını ve deprem gibi olağanüstü olaylar makbul sebep olarak kabul edilmektedir. Anayasa'da belirtilen "yerine getirememe" kavramı "makbul sebebi de" kapsayacak biçimde daha geniş anlam ifade etmektedir. Borçlunun ekonomik gücü olmaması nedeniyle ve çaresizlikten borcunu ödeyememe "yerine getirmeme" olarak kabul edilerek sanığa hürriyeti bağlayıcı ceza verilmemelidir. Borcu "yerine getirmeme" ile "yerine getirememek" kavramları kast ve ödeme gücü bakımlarından farklı olduğu gibi bunlara uygulanacak yaptırımlar da farklıdır. Zira, Anayasa borcu yerine getirmeyeni değil, getiremeyeni korumaktadır. Bu nedenle ödeme gücü olduğu halde borcu yerine getirmeyen ve taahhüdünü ihlal edenlerin cezalandırılması zorunludur.
DAVA : Taahhüdü ihlal suçundan sanık N'nin İİK'nun 340. maddesi gereğince 1 ay hafif hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiş, hüküm yasal süresi içerisinde sanık vekili tarafından temyiz edildiğinden Yargıtay C.Başsavcılığı'nın bozma istemli tebliğnamesiyle dosya daireye gönderilmiş olmakla, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okunarak gereği görüşüldü:
KARAR : Suça konu taahhüdü içeren 27.05.2003 tarihli icra tutanağında gösterilmemekle birlikte, aynı tarihli hesap tablosunda taahhüd edilen miktarın tüm fer'ileri ile birlikte ayrıntılı olarak hesaplanıp gösterildiği anlaşılmakla tebliğnamedeki düşünceye iştirak edilmemiştir. Ancak;
Şikayetçi ( alacaklı )vekili, borçlu hakkındaki İcra takibinin kesinleştiğini, borçlunun ödeme taahhüdünde bulunduğunu ve bu hususun alacaklı vekili tarafından kabul edildiğini, borçlunun taahhüdünü ihlal ettiğini ileri sürerek UK'nun 340. maddesi gereğince cezalandırılmasını istemiştir.
Mahkemece sanığın üzerine atılı taahhüdü ihlal suçunu işlediğinden bahisle mahkumiyete dair hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hükme yeterli değildir.
İİK'nun 340. maddesinde "...alacaklının muvafakatı ile İcra dairesinde kararlaştırılan borcu ödeme şartını, makbul bir sebep olmaksızın ihlal eden borçlunun alacaklının şikayeti üzerine cezalandırılacağı" öngörülmüştür.
Anayasa'nın 38. maddesine 4709 Sayılı Kanunla "Hiç kimse, yalnızca sözleşmeden doğan bir yükümlülüğü yerine getirememesinden dolayı özgürlüğünden alıkonulamaz" hükmü eklenmiştir.
İİK'nun 340. maddesinin 2. cümlesi de icra dairesinde alacaklı ile borçlu arasında kararlaştırılan ödeme şartından söz etmektedir. Borçlu ile alacaklının iradelerinin birleşmesi sözleşme niteliğindedir. ( B.K. 1 )İcra müdür veya yardımcısının sözleşmeye müdahale etmesi, sözleşmeyi değiştirmesi olanaksızdır. İcra dairesi icranın tarafları olan alacaklı ve borçlunun beyanlarını tutanağa geçiren ve tutanağı düzenleyen merci konumundadır.
Bu husus İİK'nun 8. maddesinde açıkça vurgulanmıştır. Açıklanan nedenlerle icra dairesi sözleşmenin tarafı olarak kabul edilemez. Alacaklı ile borçlu arasındaki ödeme şartına uyulmaması sözleşmeden doğan bir yükümlülüğün ihlali niteliğindedir.
Anayasa'nın 38/8. maddesinin somut olayda uygulanması gerekip gerekmediğinin değerlendirilmesi gerekmektedir.
Anayasa normlar hiyerarşisinin tepe noktasındadır. Üstün norm olması nedeniyle uygulanmak zorunlu olduğu gibi, sanık lehine hüküm getirdiğinden T.C.K'nun 2/2 maddesi uyarınca da ilgili olaylara doğrudan uygulanması zorunlu olduğu sonucuna varılmaktadır.
İİK'nun 340. maddesinde öngörülen "makbul sebep" kavramı ile Anayasa'nın 38/8. maddesinde öngörülen "yerine getirememe" kavramlarının açıklanması gerekli görülmektedir.
Uygulamada hastalık, yangın, su baskını ve deprem gibi olağanüstü olaylar makbul sebep olarak kabul edilmektedir. Anayasa'da belirtilen "yerine getirememe" kavramı "makbul sebebi de" kapsayacak biçimde daha geniş anlam ifade etmektedir. Borçlunun ekonomik gücü olmaması nedeniyle ve çaresizlikten borcunu ödeyememe "yerine getirmeme" olarak kabul edilerek sanığa hürriyeti bağlayıcı ceza verilmemelidir.
Borcu "yerine getirmeme" ile "yerine getirememek" kavramları kast ve ödeme gücü bakımlarından farklı olduğu gibi bunlara uygulanacak yaptırımlar da farklıdır. Zira, Anayasa borcu yerine getirmeyeni değil, getiremeyeni korumaktadır. Bu nedenle ödeme gücü olduğu halde borcu yerine getirmeyen ve taahhüdünü ihlal edenlerin cezalandırılması zorunludur.
Alacaklıya sanığın mal varlığını kanıtlamak üzere olanak tanınmalı, bildireceği tüm deliller toplanarak ve birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir.
SONUÇ : Temyiz itirazlarının bu nedenlerle kabulü ile hükmün BOZULMASINA 13.10.2004 gününde oybirliği ile karar verildi.
17 Nisan 2009 Cuma 01:14
R.C dedi ki...
Arkadaşalr kısa olarak girebildim okuduklarımdan sonra hemen bir kısa açıklama yazmak istedim.
Zaten şu anda çekte hapis cezası olduğunu kabul etmiyor bir çok vekilimiz.Bunu kabul etmeme sebebleri kanunu bilmemelerinden kaynaklanıyor.
Ekonomik ceza ekonomik ceza : Adli Para Cezası.
Yani çek ekonomik suç bizde buna ceza yaptırımı olarak hapis vermiyoruz ekonomik ceza, para cezası veriyoruz sanıyorlar.Yani Adli Para Cezası onlara göre ekonomik ceza.Yeni yasadada 1500 güne kadar Adli Para Cezası yazıyor.Bilmeyen biri olarak okursanız bu resmen para cezası yani hapis değil.
Fakat bilen bir göz okuduğu zaman bu düpedüz hapis cezası.Zaten sizin Adli Para Cezasını ödeyebilecek durumunuz olsa siz kalkıpta çekinizi ödersiniz, paranız olsa Adli Para Cezasını ödeyip devamında hapis almayıp alacaklıya olan borcunuzun devam etmesini istemezsiniz bu 2 kere 2 4 gibi bir denklem.
Yani hala insanların gözünün içine bakarak bile bile (yada kanunu bilmeden) yalan söyleniyor.
Ekonomik suça ekonomik ceza = Adli Para Cezası onuda ödeyemeyeceğin sonuç yine hapis yine hapis...
Akp'li vekilin söylediği şey bu.Cünkü ona göre para cezasını ödersin hapis yatmazsın.İmzaya sunulan şey Yeni Çek yasası onunda tasarısında 1500 güne kadar Adli Para Cezası yazıyor yani 1500 gün hapis..
Umarım anlaşılır olmuştur.
R.C
17 Nisan 2009 Cuma 01:15
senem dedi ki...
peki sayın cüneyt
bu yazdıklarımı ve sizin yazdıklarınızı buradan silmemenizi ve yarın avukatlar birlikte incelemek istediğimi arz etsem size kabul eder misiniz.
ne benim yazdıklarımı ve ne de sizin cevaben yazdıklarınızı silmezseniz çok mutlu olacağım.
hürmetler.
senem
17 Nisan 2009 Cuma 01:26
emır dedi ki...
sayın adsız sızın yorum saat1.10 da yayınlandı.goremedınız sanırım
17 Nisan 2009 Cuma 01:26
serpil41 dedi ki...
offf ya of yine aynı şey yine aynı yeter artık bıktık bıktım daha dayancak gücüm kalmadı yine yararımıza birşey yok :(
17 Nisan 2009 Cuma 01:26
Adsız dedi ki...
sayın senem tazyik kararı ile kesinleşen taahhüdü ihlal cezasına izin alamazsınız
17 Nisan 2009 Cuma 01:27
senem dedi ki...
avukat arkadaşların birlikte bu siteyi incelemelerinde fayda görüyorum.
hürmetler.
senem
17 Nisan 2009 Cuma 01:28
Adsız dedi ki...
pardon sayın emir farketmemişim
17 Nisan 2009 Cuma 01:28
emır dedi ki...
sayın senem buraya aktarılanlar sılınmez zaten 10gun sonrada baksanız bulursunuz.ıygeceler
17 Nisan 2009 Cuma 01:30
emır dedi ki...
sayın serpıl41,sıkıntılar aynı ama umutsuzlukla bır yere gelemeyız.calısan ureten arkadaslara faks ve maılle destek olup bu ısın ıcınden cıkacagız,allahın ıznıyle.ıyıgeceler
17 Nisan 2009 Cuma 01:31
Cuneyt dedi ki...
Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 2006/16-220 E., 2006/231 K. sayılı ve 14.11.2006 tarihli kararı
01.06.2005 gün ve 25832 sayılı mükerrer Resmi Gazetede yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren, 31.05.2005 gün ve 5358 sayılı Yasa ile İcra İflas Yasasında yer alan eylemler ve yaptırımları yeniden düzenlemiş, bu kapsamda bir aydan üç aya kadar hafif hapis cezasını gerektiren İcra İflas Yasasının 340. maddesi de; "111 inci madde mucibince veya alacaklının muvafakati ile icra dairesinde kararlaştırılan borcu ödeme şartını, makbul bir sebep olmaksızın ihlal eden borçlunun, alacaklının şikayeti üzerine, üç aya kadar tazyik hapsine karar verilir. Hapsin tatbikine başlandıktan sonra borçlu borcun tamamını veya o tarihe kadar icra veznesine yatırmak zorunda olduğu meblağı öderse tahliye edilir; ödemelerini tekrar keserse, hakkında tazyik hapsine yeniden karar verilir. Ancak, bir borçtan dolayı tazyik hapsinin süresi üç ayı geçemez." şeklinde değiştirilmiştir. Ayrıca, 337, 338/2, 339, 341, 343 ve 344. maddelerdeki eylemler kabahat olarak düzenlenip, disiplin hapsi veya tazyik hapsi şeklinde yaptırımlara bağlanmış, 331, 332, 333, 333/a, 334, 335, 336, 337/a, 338/1, 342, 345/a, 345/b, maddelerindeki eylemler ise suç olarak düzenlenip, hapis cezası veya adli para cezası biçiminde yaptırımlara bağlanmıştır.
Aynı tarihte yürürlüğe giren 5271 sayılı CMY.nın "Tanımlar" başlıklı 2. maddesinin 1. fıkrasının ( l ) bendinde disiplin hapsinin tanımı;
"Kısmi bir düzeni korumak amacıyla yaptırım altına alınmış olan fiil dolayısıyla verilen, seçenek yaptırımlara çevrilemeyen, önödeme uygulanamayan, tekerrüre esas olmayan, şartla salıverilme hükümleri uygulanamayan, ertelenemeyen ve adli sicil kayıtlarına geçirilmeyen hapsi ifade eder." şeklinde yapılmıştır.
Disiplin hapsi için yapılan bu tanım, hapsen tazyik yaptırımını da kapsar niteliktedir. Bu tanım nazara alındığında, hapsen tazyik yaptırımı, 5237 sayılı TCY.da düzenlenen yaptırımlardan farklı niteliktedir
Anılan hükümler gözetildiğinde, gerek disiplin hapsi gerekse hapsen tazyik yaptırımı tayin edilen kararlar, CMY.nın 223. maddesinde belirtilen "hüküm" niteliğinde değildirler ve bunlar hakkında hükümler için öngörülen yargılama kuralları uygulanamaz. Hapsen tazyik yaptırımında amaç, bir yükümlülüğün yerine getirilmesini sağlamak olduğundan, alt sınırdan belli bir ceza belirlenmesi gerekmemekte, yükümlülük yerine getirilene kadar ve en çok 3 ay süreyle kişinin yükümlülüğüne uygun davranması için zorlanması söz konusu olmaktadır. Bu nedenle kararda belli bir sürenin öngörülmesi, yaptırımın bu niteliğine aykırı olacaktır.
KISACA:
Kişinin yükümlülüğe aykırı davranmamak konusunda mecburiyeti bulunmamaktadır. Ancak, kişi bazı durumlarda bir yükümlülüğe uygun davranmaya belli ölçüde icbar edilebilmektedir. Başka bir deyişle, kişi, bazı durumlarda yükümlülüklerinin gereğini yerine getirmesini sağlamak için, belli ölçüde icbar edilebilmekte ve bu amaçla bir süreye kadar hürriyetinden yoksun bırakılabilmektedir. Bu hürriyetten yoksun bırakma olgusu, bir disiplin hapsi niteliği taşımaktadır. Ancak, yükümlülüğün yerine getirilmesi halinde, bu yaptırımın uygulanmasına derhal son verilmektedir. Bu bakımdan söz konusu disiplin hapsine ilişkin olarak kanunda sadece azami bir süre belirlenmektedir. Kişi kendisine terettüp eden yükümlülüğün gereğini yerine getirmeye zorlanmak amacıyla ancak belli bir süreye kadar hürriyetinden yoksun bırakılabilecektir. Bu sürenin dolması halinde; kişi, yükümlülüğün gereğini yerine getirmemiş olsa bile, hürriyetinden yoksun bırakılmasına ilişkin yaptırım uygulamasına son verilerek, serbest bırakılacaktır. Bu nedenle, söz konusu disiplin hapsine, Kanunda tazyik hapsi denmiştir..
ERTELEME YOK
17 Nisan 2009 Cuma 01:33
senem dedi ki...
sayın cüneyt bey, bana göstermiş ilgiden dolayı tekrar teşekkür ederim.
sitenizin insanlara yardımcı olduğunu net olarak gözlemekteyim.
çalışmalarınızda başarılar dilerim.
yarın siteniz değerli hukukçu abimiz tarafından incelenecektir.
hoşçakalınız .iyi geceler dilerim.
senem
17 Nisan 2009 Cuma 01:40
senem dedi ki...
size de teşekkürler sayın adsız.
senem
17 Nisan 2009 Cuma 01:58
Cuneyt dedi ki...
Sayın Sanem
Durumunuzu anladım
önceki kararları siteye atmamdaki sebep belki size faydalı olabilecek bir konu olabilirmi amacı
Disiplin hapsinde, erteleme, şartlı tahliye uygulanmıyor, en son kararda açıkça yazıyor.
17 Nisan 2009 Cuma 02:02
ekm2510 dedi ki...
günaydın arkadaşlar,hayırlı sabahlar hayırlı cumalar
17 Nisan 2009 Cuma 09:04
Adsız dedi ki...
Bu Sabah FOX Sabah haberlerinde durumuzla ilgili bir kaç cümle söylendi. Televizyonları mail bombardımanına tutuyorum hayırlısı.
Nevzat
17 Nisan 2009 Cuma 09:07
my way dedi ki...
sn r.c
benim hatırladığım kadarıyla ekonomik suça ekonomik ceza olmaz..bunu bir araştırabilirmisin..işin özü bu sanırım...hapis cezasıda olamayacağına göre sadık badak aslında bir tüyo verdi..
SN HAYRİ DOMANİÇİN MAKALESİNDEN BİR PARAĞRAF ATIYORUM...BAŞKA KAYNAK BULANLAR YAZARSA İYİ OLUR..
EKONOMIK SUÇA EKONOMIK CEZA” gerekçesi ile hapis cezasini tespit eden, 4814 sayili kanunla bu dogrultudaki Anayasa Mahkemesi karari hatali olup, DÜNYA MEVZUATINA AYKIRI VE ACEMILIK ÜRÜNÜDÜR..
17 Nisan 2009 Cuma 09:30
my way dedi ki...
“EKONOMIK SUÇA EKONOMIK CEZA” gerekçesi ile hapis cezasini tespit eden, 4814 sayili kanunla bu dogrultudaki Anayasa Mahkemesi karari hatali olup, DÜNYA MEVZUATINA AYKIRI VE ACEMILIK ÜRÜNÜDÜR..
Yeni Çek Kanunu’nun gerekçesinde yer alan “ekonomik suça ekonomik ceza” hem komik derecede yanlis, hem de çeke dayali ekonomik suç tekrarlandigi takdirde, karsiliksiz çek düzenleyenlere 1 – 5 yil hapis cezasi kurali ile çeliskilidir. Zira “ekonomik suç” kavrami, hirsizlik, dolandiricilik, evrakta sahtekarlik gibi haksiz yararlar saglayan suçlari da kapsar ve tüm Dünya kanunlarinda hapisle cezalandirilmistir. Hile ve dolandiricilik gibi bir suç unsuru bulunmadikça, çeklerin ödenmemesi “ekonomik suç” degil, “ekonomik direncedir” yaptirimi da faiz ve tazminattir. Para ve hapis cezasi Dünya tarihinde ve halen yoktur. Anayasa Mahkemesi kararlarina da yansiyan “ekonomik suça ekonomik ceza” hiçbir yasal dayanak gösterilmeden yakistirilmis bir acemilik ürünüdür, böyle bir prensip Dünyada yoktur. “Ekonomik suç” ile mal, hizmet ve para borçlarini “ödemede temerrüt dirence” karistirilmistir. Parasal direncelerin yaptirimi parasaldir, faiz ve tazminattir. Hapis ve hatta para cezasi yoktur. Ekonomik direnceye alacakli yararina parasal yaptirim uygulanacakken “ekonomik ceza” Devlete ödenmekte olup, alacagi direnceye ugrayan alacakliya bir faydasi yoktur. Çek bedeli borcunu ödemeyen borçlunun para cezasini Devlete ödemesi de söz konusu degildir. Çek Kanununun Yeni 16. maddesi’ne göre 80 milyar lirayi asmamak üzere karsiliksiz kalan çek bedeli kadar para cezasi da, çekin temsilciler tarafindan imzalanmasi halinde iki üç katina çikabilmektedir. Zira 16. madde hem temsil edene hem temsil edilen kisiye ayri ayri çek bedeli kadar para cezasi uygulamaktadir. Temsil edilen özel kisi 80 milyar, temsilcide 80 milyar lira ceza ödeyecektir. Vakif ve Dernek gibi özel tüzel kisiler adina çek imzalanmasi hallerinde de tüzel kisi ayri, temsilci veya temsilcilerden her biri ayri ayri çek bedeli kadar para cezasi ödemek zorundadir. Çeklere uygulanacak poliçe hükümlerine yollama yapan TK.730’un yollama yaptigi TK.599 ve 600 geregince, çek borçlusu çeki ibraz eden lehtara karsi her tür defileri ileri sürebildigi ve bu defi imkani nama yazili çeklerde iyi niyet sahibi üçüncü sahislara karsi da geçerli oldugu halde, 16. madde karsiliksiz çekte hapis ve para cezasi için bu defileri de göz ardi etmistir.
KUR’AN-I KERIM’in AHZAP Suresinin 72. Ayeti diyor ki;
Insan ZALUMEN CEHULA yani INSAN ÇOK ZALIM ve ÇOK CAHILDIR.
17 Nisan 2009 Cuma 09:36
Gül dedi ki...
SN. ARKADAŞLARIM,
BUGÜN SHOW TV YE MESAJ ATTIM 60 DK PROGRAMINA :
SN. CANER BEY,
DÜN MECLİS BİLE KARŞILIKSIZ ÇEK KONUSUNA DEĞİNDİ.
HAKSIZ YERE EKONOMİK TAAHHÜTLERİNDEN DOLAYI BİNLERCE KİŞİ HAPİS YATIYOR VE 5 YIL GİBİ CEZALAR ALIYOR.
BABAMDA BUNLARDAN BİRİ .....
SİZ HALA BİZLE İLGİLİ PROGRAM YAPACAKSINIZ.
SAĞOLUN. BİZİ BURUK BIRAKTINIZ.
BATUALP DENİZ
İŞTE CEVAP :
SN. ÇEK MAĞDURLARI ÖNÜMÜZDEKİ HAFTA SİZİNLE İLGİLİ PROGRAM YAPACAĞIZ BU KONUDA MÜSTERİH OLUN.
HAZIRLIK YAPIYORUZ.EMİN OLABİLİRSİNİZ.
HAYDİ MAİLLERE.
DUYURALIM SESİMİZİ
SHOW TV :
60dk@showtv.com.tr
herkes atsın çok önemli
1 saatlik bir program
17 Nisan 2009 Cuma 10:18
2121 dedi ki...
herkese günaydın
17 Nisan 2009 Cuma 10:19
Gül dedi ki...
SN. ARKADAŞLARIM İŞTE GÜZEL BİR HABER DAHA . ÇABALARIMIZ SONUÇ VERİYOR :
ÇEK DAVASI ILE ILGILI MAIL
Kimden: SİBEL GÖNÜL KOCAELİ M.V (sibelgonultbmm@gmail.com)
Gönderme tarihi: 17 Nisan 2009 Cuma 09:57:15
Kime:......
DENİZ HANIM;
Çek davasında hukuki sürç ile ilgili mailniz de bir arıza oldu tekrar yollarmısınız. konu ile ilgili meclisin bir çalışması var ama sizin anlattığınız şekildede komisyon üyelerine yollamam lazım tekrar maılınızı beklıorum.
selamlar....
HAYDİ NE DURUYORUZ ....
TEŞEKKÜRLER
LÜTFEN MAİLİ SAAT 11.00 DAN SONRA ATINIZ..........
17 Nisan 2009 Cuma 10:20
ekm2510 dedi ki...
sayın GÜL,sayın CANER beye
sayın ANKARA HUKUKLUNUN YAZISI GİTTİ-bilgilerinize
17 Nisan 2009 Cuma 10:24
tlgerd dedi ki...
arkadaşlar
başkanalık fax numarası
fax - 0312 417 04 76 -
buraya faxlayalım
17 Nisan 2009 Cuma 10:28
my way dedi ki...
http://www.pressturk.com/haber.php?haber_id=37426
17 Nisan 2009 Cuma 10:32
ekm2510 dedi ki...
sn my way , sn cuneyt
ben sürekli sn ANKARA HUKUKLUNUN yazısını gönderiyorum.Değişik adreslere tabi.prb yok dimi
ÖRNEK SON GİDEN............
Sn Caner bey ,
Öncelikle saygılarımı sunarım.
Karşılıksız çekten dolayı hapis cezası , kanayan bir yaradır ve Türk Hukuk Sistemi açısından bir yüz karasıdır! Kişi hak ve hürriyetlerine ve esasen mevcut Anayasamıza da aykırı olan bu uygulama 1 Ocak 2009 tarihi itibariyle yeni bir boyut kazanmıştır:
Konu ile ilgili mevcut hukuki durum aşağıda sadece iki ana husus bakımından özetlenmiştir. Uygulama yasasında verilen süre 31 Aralık 2008'de dolmuş ve bu tarihten itibaren karşılıksız çek suçları fiilen cezasız kalmıştır. Eğer hukuk devletiysek, bu suçtan dolayı, yeni bir yasal düzenleme yapılana kadar hiçbir mahkeme ceza veremez ve önceden verilmiş olan cezalar da hukuken yok hükmündedir.
Ne var ki yargı tereddüttedir ve 3 aydır çelişkili kararlar verilmektedir. Bazı mahkemeler ceza vermeye devam ederken kendisinden bir çözüm beklenen YARGITAY, bugüne kadar yerel mahkemelere emsal oluşturacak bir karar da vermemiştir. Bazı illerdeki Asliye Ceza Mahkemeleri ve en önemlisi Sakarya 1. Ağır Ceza Mahkemesi ise, cezaların infazını durdurmuş ve hükümlüler tahliye edilmeye başlanmıştır. Diğer taraftan karşılıksız çekten dolayı ceza almış olan binlerce kişi ise kanunsuz bir şekilde 3 ayı aşkın süredir cezaevlerinde tutulmaktadır.
Ekonomik suçtan dolayı hürriyeti bağlayıcı ceza verilmesinin gayri insani olduğu, mevcut düzenlemenin anayasaya aykırı olduğu konuları bir tarafa, ortada apaçık bir hukuksuzluk ve kaos vardır! Teknik bir konu değil, akl-ı selim sahibi herkesin kolayca anlayabileceği basit bir durum var ortada... Prof. Dr. Adem Sözüer ve daha birçok hukukçu aylardır konuyu anlatmaya çalışıyor ama maalesef hukuksuzluk devam ediyor.
Bu kaos hem adalet anlayışını zedeliyor, hem de apaçık bir ihlal niteliği taşıyor. Üç aydır haksız yere cezaevlerinde tutulan insanlar, bu durumu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine taşıdıklarında kesinlikle lehe bir karar çıkacak ve yüklü tazminatlar gündeme gelecektir. Zira Sakarya Ağır Ceza Mahkemesinin aynı konuda verdiği emsal kararlar var. Bu kararlar diğer mahkemeleri bağlayıcı olmasa da ceza hukukunun uygulanmasında yeknesaklık zedelenmiş ve kanun önünde eşitlik ilkesi bozulmuştur. Böyle bir netice, Meclisi ve hükumeti zor durumda bırakacağı gibi, uluslararası hukuk çevrelerinde ve kamuoyu nezdinde yargı organlarının saygınlığını da zedeleyici sonuçlar doğurabilecektir. Meclisin ve hükumetin bir an önce bu çarpık duruma el koyması ve hukuksuzluğu sona erdirmesi gerekiyor.
Yeni yasada adli para cezası ve dolayısıyla hapis cezası devam edecek olsa da, çıkacak kanuna eklenecek bir geçici madde ile, 1 Ocak 2009 tarihi ile kanunun çıktığı tarihe kadar oluşmuş bulunan yasal boşluk sebebiyle cezasız kalmış olan karşılıksız çek suçundan dolayı verilen cezaların kaldırılması sağlanabilir. Böylece hem yargının tereddütleri izale edilmiş olur, bozulan yeknesaklık ve eşitlik ilkesi de nispeten telafi edilebilir.
Ortada kamu vicdanını rahatsız eden, toplumsal barışı zedeleyen ve adalet duygusunu inciten çok vahim bir tablo vardır ve süratle çözüm beklenmektedir.
Sessiz sedasız onbinlerce insan ve aile, Yüce Meclisten hukuk devleti esasına uygun bir çözüm beklemektedir.
HUKUKİ DURUMUN ÖZETİ
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 5 inci maddesi “Özel kanunlarla ilişki” başlığını taşımaktadır. Bu maddeye göre, “Bu Kanun’un genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren özel kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır.” Bu kanunun yayınlanmasını müteakip 3167 sayılı Çek Yasasının da içinde bulunduğu “ceza içeren özel kanunlar”da gerekli değişiklik ve uyumların yapılabilmesi için 5nci maddenin uygulanması 31.12.2008 tarihine ertelenmiştir. Ancak 31.12.2008 tarihine kadar, diğer birçok özel kanunda değişiklik yapılmış olmasına rağmen Çek Kanununda gerekli değişiklikler yapılmadığından, artık 01.01.2009 tarihi itibariyle 3167 Sayılı Yasanın ceza içeren ve TCK Genel Hükümlerine aykırılık teşkil eden maddeleri zımnen yürürlükten kaldırılmış bulunmaktadır. Nitekim, 31.12.2008 tarihine dek, ceza hükmü getiren diğer özel kanunlardan olan 3167 Sayılı Çek Kanununun cezai hükümleri, TCK’nun genel hükümlerine aykırı olsa da uygulanabilmekteydi.
Aykırılıklar nerededir?
1. TCK m. 21 bakımından : 3167 SK. m. 16/1’de karşılıksız çek keşide etme suçu, “şekli suç” niteliğinde düzenlenmiştir. Ancak, TCK ’nın genel hükümleri (m. 21) uyarınca, bir suçun oluşumu kastın varlığına bağlıdır. Kast “doğrudan”(m. 21/1) veya “olası kast” (m. 21/2) olabilir. Bu nedenle, bir kişinin karşılıksız çek nedeniyle cezalandırılabilmesi için, bu kişinin çeki keşide ederken, çekin karşılıksız kalacağı kastıyla hareket etmiş olması gerekmektedir. Başka bir deyişle, bunu bilmeli ve istemelidir. Dolayısıyla, yapılan yargılamada, artık kastın varlığı mutlak olarak araştırılmalı ve bunun sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır. Şayet olayda kast yoksa TCK m. 21/2’ye göre, somut olayda karşılıksız çek keşide eden kişide “olası kast”ın varlığı da ayrıca değerlendirilerek, maddede öngörülen ceza indirimleri uygulanmalıdır.
5252 Sayılı Kanunun kabulü ve uygulanması ile, hukukumuzda bugüne kadar zaten tartışmalı olan “objektif sorumluluk” esası terkedilmiş ve “kusursuz ceza olmaz” esası tamamen geçerli kılınmıştır. Şu halde, karşılıksız çek suçlarında, 1.1.2009 tarihine kadar “objektif sorumluluk” esasına göre verilmiş olan cezalar geçerliliğini yitirmiş bulunmaktadır. Artık suçun manevi unsuru olarak “kast” aranmalıdır. Aksi bir uygulama “kanunsuz suç ve ceza olamaz” esasına açık bir aykırılık teşkil edecektir.
2. TCK m. 52 bakımından
Çek Kanunu’na göre, karşılıksız çek keşide etme suçunun cezası, çek bedeli tutarı kadar “adli para cezası” olarak belirlenmekteydi. Ancak, 1.1.2009 tarihinden itibaren TCK’nın adli para cezalarına ilişkin 52. maddesi uygulama alanı bulacağından, ceza miktarının ve niteliğinin belirlenmesi değişmiş bulunmaktadır.
TCK 52. maddenin uygulanmaya başlaması ile Çek yasasındaki çek bedeline bağlı adli para cezası uygulaması son bulmuştur. Adli para cezasının miktarının tespiti artık, sadece gün/para esasına göre yapılabilecektir. 3167 Sayılı Çek Kanunu’nun uygulamasında, ceza, karşılıksız çıkan çek miktarına göre belirlenmekteyken, TCK’nın 52. maddesinin uygulanmasıyla, öncelikle tamgün hesabının yapılması ve bir güne karşılık gelen parasal miktarın belirlenmesi üzerine karar verilmesi gerekmektedir. TCK m. 61/8 hükmüne göre, adli para cezası, belirlenen sonuç gün ile kişinin bir gün karşılığı ödeyebileceği miktarın çarpılması suretiyle bulunacaktır. Bu itibarla, yargılama sonucunda verilecek adli para cezasının tayini usulü de tümden değişmektedir.
Nitekim hazırlanan yeni Çek Kanunu tasarısında da "Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adlî para cezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adlî para cezası, çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamaz." Denilmek suretiyle adli para cezasının tayininde Yeni TCK’na uygun olarak gün/para sisteminin getirildiği görülmektedir.
Bu değerlendirmeler ışığı altında bugüne kadar 3167 Sayılı Kanuna göre verilen çek cezaları, 01.01.2009 tarihinde yürürlüğe girmiş bulunan TCK 5nci maddesi uyarınca , aynı kanunun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırılık teşkil etmektedir ve sanık/hükümlü lehine olan yeni hükümler uygulanarak bugüne kadar verilmiş olan cezaların infazı durdrulmalıdır.
Uygulanamayacağı yasa ile düzenlenen, bu nedenle yasal olarak yok hükmünde olan bir kurala göre ceza vermek, gerek Anayasa'da yapılan temel haklar ile ilgili düzenlemelere, temel hak ve özgürlükleri içeren Uluslararası Sözleşme hükümlerine ve gerekse Türk Ceza Kanunun 2. maddesinde düzenlenen kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz, kanunlarda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz kuralına da aykırıdır.
Toplumumuzda yaşanan ekonomik sıkıntıları ve sorunları dile getirdiğiniz için sizlere şükranlarımızı sunarız.
17 Nisan 2009 Cuma 10:38
my way dedi ki...
sn ekm 2510
sn ankara hukuklu nun yazısı konuyu çok anlaşılır dille ve maddelerle özetliyor...bende onu gönderiyorum...
MAİLLERE VE FAXLARA DEVAM...
17 Nisan 2009 Cuma 10:48
etkili dedi ki...
benim anladığım, bu çek yasası bildiğimiz halde çıkarsa, her halukarda yeni yasa tarihine kadar olan davalar düşecektir. Çünkü öyle veya böyle yeni kanuna göre yeniden yargılanma gündeme gelecek. Burda önemli olan yeni yargılamada borçlunun mahkeme heyetine borcunu nasıl ödeyebileceğini beyan etme imkanı olacak mı. Yoksa yasa %30 peşin bakiye 3 ay içinde ödenecek gibi sabit bir ödeme planımı getirecek. Eğer borçlunun ve mahkemenin üzerinde karşılıklı mutabakatla anlaşacağı ödeme planı borçlu tarafından ödenemezse hapis cezası gündeme gelecektir. Umarım yasa ödemeyi borçlunun durumuna bakmadan git parayı getir şeklinde hazırlanmamıştır.
17 Nisan 2009 Cuma 10:52
ekm2510 dedi ki...
sibelgonultbmm@gmail.com
mail yollandı.......bilgilerinize
17 Nisan 2009 Cuma 11:05
tlgerd dedi ki...
sn etkili
yeni yargılama imkanı olursa ilk önce tck 21. madde göz önüne alınması gerekir
MADDE 21. - (1) Suçun oluşması kastın varlığına bağlıdır. Kast, suçun kanunî tanımındaki unsurların bilerek ve istenerek gerçekleştirilmesidir.
bu madde suç oluşup oluşmadığı hakkında hakeme karar vermesi gerekecektir.
yeni yasayla böyle bir uygulama yapacaklarını şahsen ben düşünmüyorum .
erekir
17 Nisan 2009 Cuma 11:13
tlgerd dedi ki...
kaldı ki
şimdi ki 3167 de bulunan ceza hükümleri hiç bir şekilde 5237 s kanunun ilgili maddeleri ile uygunluk göstermemektedir
5237 s tck madde 2.5.21.52 örnek verirsek
17 Nisan 2009 Cuma 11:16
etkili dedi ki...
sn tlgerd haklısınız
Bunu anlatmaya çalıştım. Hakim önünde sizin ödeyebileceğiniz şartlara uygun bir ödeme planı hakim tarafından kabul edilirse, ki sizde kesin ödeyebileceğiniz bir plan sunacaksınız, ve kendi yaptığınız o ödeme planına uymazsanız bir kasıt doğabilir.
Bakın ABD de bir kredi kartı borcu diyelim ki 300 dolar ve ödeyemediniz. Hakim karşısına çıktığınız zaman ilk sorulan soru suçlumusunuz sorusudur. Evet derseniz ceza her ne ise hapis vs direk alırsınız. Ama hayır suçlu değilim derseniz ve borcumu her ay 2(iki) dolar olmak üzere ödeyeceğim dersiniz ve hakim bunu kabul eder. ama eğer ödemezseniz o zaman kanun önünde suçlusunuzdur.
17 Nisan 2009 Cuma 11:27
etkili dedi ki...
Yeni yasa yeniden yargılamayı yapmazsa zaten eski yasadan hiç bir farkı yoktur. Eğer böyle ise de yeni yasa dünyanın en anlamsız yasasını değiştiren en anlamsız yeni yasa olarak tarihteki yerini alacaktır.
17 Nisan 2009 Cuma 11:47
HALİS CAN dedi ki...
FELÇLİ İŞ ADAMI CEZAEVİNDE
Yüzbinlerce kişi karşılıksız çek yüzünden ya ceza evinde ya kaçak yuvalar yıkıldı. Aileler dağıldı. Tefecilerin günahına ortak olmayın yeter!
17 Nisan 2009
Gaspçıları ve tecavüz sanıklarını salıveren adalet, felçli işadamını hastaneden sırtlayıp hapse soktu.
Kriz kurbanı işadamı Muzaffer Başdinç, felç oldu. 38 bin lira borcu nedeniyle 380 gün hapis cezası bulunan işadamını polis arife günü hasta yatağından sırtlayıp götürdü.
Gaspçıları ve tecavüz sanıklarını salıveren adalet, 38 bin YTL'lik karşılıksız çek suçundan 380 gün hapis cezasına hüküm giymiş, felçli ve bakıma muhtaç bir işadamını hastanedeki yatağından kaldırıp cezaevine soktu. Oysa bu para ödendiğinde hapis cezası ortadan kalkmış oluyor. 2001 krizinde sahibi olduğu Temsan Elektrik şirketi iflas eden işadamı Muzaffer Başdinç, ortağı ve kardeşi Tayfun Başdinç'i beyin kanaması nedeniyle kaybetti. Başdinç, kardeşinin kaybından sonra, işlerini de yoluna sokamadı., 2006 yılının Mart ayında kardeşi gibi beyin kanaması geçirdi. Sağ tarafı felç olan ve üç ayaklı bastonla güçlükle yürüyebilen işadamı Başdinç, yardım almadan yemek yiyemez ve tuvalet ihtiyacını gideremez hale geldi. Başdinç son olarak arkadaşı işadamı Ethem Sancak'ın hastanesi Medikal Park'a yatırılarak tedavi altına alındı. Ancak Başdinç'in başına gelenler işini, kardeşini ve sağlığını kaybetmesiyle de sınırlı kalmadı. Medikalpark Hastanesi'ne bir ay önce yatırıldığında, hakkında davalar açıldığı ve kesinleşmiş hapis cezaları nedeniyle arandığı ortaya çıktı.
İki savcı çekindi, üçüncüsü aldı
Göztepe Polis Merkezi'ne bağlı polis ekibi Medikalpark Hastanesi'ne gelerek Başdinç'in teslim edilmesini istedi. Başdinç bayram arifesinde hasta yatağından kaldırılarak tekerlekli iskemleyle hastaneden çıkarıldı. Ambulansa dahi ihtiyaç duymayan polisler, Başdinç'i kucaklayarak polis otomobiline bindirdi. Başdinç Şişli Nöbetçi Savcısı İbrahim Atasu'nun verdiği onayla Metris Ceza evine kondu. Başdinç'in oğlu Onat Başdinç babasının yaşadıklarını şöyle anlattı.
'Davalardan haberdar değildik. İki Şişli savcısı 'Ya ölürse bunun sorumluluğunu alamam'demişler. Ancak pazar günü Şişli Nöbetçi Savcısı İbrahim Atasu'nun cezaevine girmesi için onay verdiğini öğrendik. Şişli Adliyesi'ne götürdüklerinde babamı polis otosundan indirmediler bile. Polisler evrakları yukarı çıkartıp savcıya onaylattı. Yani savcı babamın ne durumda olduğunu bile görmedi. Muayene de ettirmediler. '
İnfaz savcısı görüşü: Hukuk dışı uygulama
İnfaz savcısı, yapılan işlemin hukuk dışı olduğunu belirterek şu açıklamayı yaptı: 'Bu kişinin cezaevine sokulmadan önce ya nöbetçi savcı, ya cezaevi savcısı ya da cezaevi yönetimi tarafından mutlaka bir devlet hastanesine sevkedilmesi gerekirdi. Hastaneye sevkedildikten sonra cezaevinde kalabileceğine dair bir rapor verilirse cezaevine konulabilir. Karşılıksız çek gibi hafif bir suçtan koşulların sağlığını tehdit eden ortama sokulması hukuk dışı.'
17 Nisan 2009 Cuma 12:01
my way dedi ki...
Borsa Suçları Ekonomik Suçtur
--------------------------------------------------------------------------------
Av. Bedii ENSARİ
TOBB Sermaye Piyasası Sektör Kurulu Üyesi
bediiensari@superonline.com
Bir yazımda ekonomik suça, ekonomik ceza verilmeli diye yazmıştım. AB entegrasyonu için yapılacak 10 maddelik Anayasa değişikliği ve özellikle " suç ve cezalara ilişkin esasları " düzenleyen 38. Maddesinin bu değişiklik içerisinde yer alması nedeniyle, konuyu değişik açıdan okurlara sunma gereği duydum.
Öncelikle ( ekonomik suç ) kavramı üzerinde durmak gerekecektir. Tarihsel açıdan baktığımızda; ekonomik suçun ve ekonomik cezanın oldukça eski bir tarihçesi var. 1970 li yıllardan sonra bu konuda ki çalışmalar hızlandı ve 1986 yılında Avrupa konseyince
"ekonomik suçların kriminolojik yönleri" konusunda düzenlenen konferansın bu alandaki çalışmaların yoğunlaşmasında önemli etkisi oldu. Ekonomik suç kavramı bakımından Anglo-Amerikan ve Alman eserlerinde ekonomik suç; (occupational crimes) belirli işlerin ve mesleklerin yapılmasından doğan suçlar olarak nitelenmektedir. Buna karşın Fransızlar ekonomik suç için; ( Criminalite d'affaries) Ticaret ve Sanayi suçları nitelemesi yapmaktadır.
Genelde ekonomik suç; ekonomik rejimi ne olursa olsun, bir toplumda ekonomik ilişkide bulunması gereken "güven" unsuruna karşı yapılan işlemlerdir. Ekonomik yaşamda olması zorunlu olan güven unsurunun kötüye kullanılmaması asıldır. Toplumun korunması gereken ekonomik yararlarına zarar veren veya bunları tehlikeye sokan ve bu nedenle yasaklanan eylemler ekonomik suçları oluşturmaktadır.
Avrupa konseyince ekonomik suçlar konusunda görevlendirilen komisyon ; 1981 tarihinde sunduğu ve dört yıllık çalışma ürünü olan raporunda aşağıdaki suçları ekonomik suç saymıştır.
1)Kartel teşkili,
2)Çok uluslu şirket ve teşebbüsler tarafından ekonomik durumun kötüye kullanılması ve hileli uygulamalarda bulunulması,
3)Milletlerarası örgütler veya devletçe tahsis edilmiş olan fonların zimmete geçirilmesi yahut hileyle ele geçirilmesi,
4)Enformatik alanında (verilerin, sırların ihlali gibi) işlenen suçlar,
5)Hayali şirketler teşkili,
6)Bilançoların tahrifi, uydurulması, muhasebe tutulması yükünün ihlali,
7)Şirketlerin sermaye ve ticari durumları hakkında hileler yapılması,
8)Müstahdemlerin, işçilerin sağlık ve güvenliklerine ait normların ihlali,
9)Alacaklılar aleyhine hileler (iflas, sınai ve fikri mülkiyet haklarına tecavüzler gibi)
10)Tüketiciler aleyhine suçlar ( özellikle malların tağşişi, yalan sunuşlar, kamu sağlığına saldırılar, tüketicinin zaaf ve tecrübesizliğinin kötüye kullanılması gibi)
11)Haksız rekabet ( teşebbüs memurlarının iğfali dahil) ve yalan reklamlar,
12)Mali suçlar ve teşebbüslerin sosyal yükümlerinden kaçmaları,
13)Gümrük suçları,
14)Para ve döviz suçları,
15)Banka ve BORSA suçları,
16)Çevreye karşı işlenen suçlar.
Bizim mevzuatımızda ekonomik suçlar çoklukla cezai hükümleri içeren tamamlayıcı nitelikteki yasalarda yer almıştır. Sermaye Piyasası Kanunu, Bankalar Kanunu, Vergi ve Gümrük Kanunları, Türk Parasının Kıymetini Koruma Kanunu bunların başlıcalarıdır.
Ben, tüm yazılarımda Türkiye Sermaye Piyasalarının gelişmesinin Türkiye'nin kaynak sorununu çözmede çok etkin bir rol oynadığını, oynayacağını yazdım. Türkiye Sermaye Piyasalarında disiplinin; hapis cezası yerine ekonomik yaptırımlarla daha iyi sağlanacağına inanmaktayım. Bu bağlamda Anayasanın 38. Maddesinde yapılmak üzere olan değişikliğinde 1.fıkrasının soruna " ekonomik suça, ekonomik ceza verilir" ibaresi eklenebilir. Bu fıkra; AB mevzuatı ile büyük bir entegrasyon gayreti içinde olan Sermaye Piyasası Kurulunun işini kolaylaştıracak, Sermaye Piyasaları üzerinde ki hapis korkusunu kaldıracak, ihtisas mahkemeleri kurma derdini ortadan kaldıracak ve mahkemeleri bilirkişi mahkemeleri olmaktan kurtaracak, çağdaş, doğru, adil ve ekonomik sonuçlar alınabilecektir. Sermaye Piyasası Kanunu 47/A maddesinde yazılı ve iki yıldan beş yıl hapise kadar cezayı öngören yedi adet suçun tarifinde TCK nun 2. maddenin ön gördüğü açıklığın yeterince olmaması da hapis cezalarının yerine ekonomik cezaların konulması gereğinin önemini ve aciliyetini arttırmaktadır.
Ayrıca Türk Ceza Kanunun DAVANIN ÖN ÖDEME İLE DÜŞMESİ' ni düzenleyen 119 cu maddesinin Sermaye Piyasası suçları için de uygulanabilir hale getirilmesinin uygun olacağını düşünmekteyiz. Bu madde ye "yalnız para cezasını gerektiren veya kanun maddesinde öngördüğü hürriyeti bağlayıcı cezanın yukarı haddi üç ayı aşmayan suçun faili C. Savcılığının yasaya göre öngördüğü parayı tebliğinden itibaren 10 gün içinde ödediği takdirde sanık hakkında kamu davası açılamaz. Sermaye Piyasası suçları bu kapsama yapılacak değişiklikle alınabilmeli.
Sermaye Piyasası suçları; asla 4208 sayılı yasanın ( karar para aklanmasının önlenmesi ) kapsamında bırakılmamalı ve yeni yasalarda üretilecek suç nevileri ile karıştırılmamalı.
TÜRKİYENİN ÇIKARI SERMAYE PİYASALARINDADIR.
11.07.2006
Av. Bedii ENSARİ
TOBB Sermaye Piyasası Sektör Kurulu Üyesi
bediiensari@superonline.com
alıntıdır...http://www.hisse.net/forum/showthread.php?t=18858
17 Nisan 2009 Cuma 12:18
my way dedi ki...
sn arkadaşlar
cevabını bulmamız gereken soru....
karşılıksız çek keşide etme suçu ekonomik bir suçmudur..?
yukarıda attığm yazıda avukat başka bir konuyu anlatmış ve ekonomik suça ekonomik ceza verilebilmesi için...anayasanın 38.maddesine ....EKONOMİK SUÇA EKONOMİK CEZA VERİLİR....şeklinde bir cümle eklenmesi gerektiğini yazmış...bu bence çok önemli...benim anladığım şu anda çek suçu ekonomik bir suç ise...ekonomik bir ceza olan adli para cezasının verilemeyeceği...
acaba yanlışmı anlıyorum?
17 Nisan 2009 Cuma 12:28
Cuneyt dedi ki...
BAŞBAKAN VE BAKANLAR KURULU ÜYELERİNİN İLETİŞİM BİLGİLERİ
BAŞBAKAN
Recep Tayyip Erdoğan
413 70 00-204 50 00
Fax: 417 94 76
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN
YARDIMCISI
Cemil Çiçek
415 40 13-419 16 16
Fax 419 16 82
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN
YARDIMCISI
Hayati Yazıcı
415 40 19-425 42 60
Fax 425 14 35
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN
YARDIMCISI
Nazım Ekren
415 40 16-17
Fax 419 54 42
DEVLET BAKANI
Mehmet Aydın
419 15 50-419 73 53
419 67 93-413 71 40
Fax 417 05 40
DEVLET BAKANI
Kürşat Tüzmen
424 00 52
Fax 419 58 26
DEVLET BAKANI
Nimet Çubukçu
413 71 60
Fax 417 39 87
DEVLET BAKANI
Mehmet Şimşek
212 80 56
Fax 212 87 64
DEVLET BAKANI
Mustafa Said Yazıcıoğlu
419 22 46
Fax 419 22 43
ADALET BAKANI
Mehmet Ali Şahin
419 46 70
Fax 417 71 13
DIŞİŞLERİ BAKANI ve
BAŞMÜZAKERECİ
Ali Babacan
419 16 17
Fax 419 16 18
İÇİŞLERİ BAKANI
Prof. Dr. Beşir Atalay
418 13 68
Fax 418 17 95
MALİYE BAKANI
Kemal Unakıtan
425 00 80
Fax 425 00 58
SANAYİ VE TİCARET BAKANI
Zafer Çağlayan
286 06 96
Fax 286 53 25
KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI
Ertuğrul Günay
310 33 19
Fax 311 14 31
17 Nisan 2009 Cuma 12:31
Adsız dedi ki...
ARKADAŞLAR BİR ARKADAŞIMIZ BUGÜN ULAŞTIGI BİLGİLERİ AKTARDI;KONU DÜN MECLİSTE GÜNDEME GETİRİLİNCEYE KADAR DURUM TAMAMEN ALEYHİMİZEYMİŞ.MUHALEFET BASTIRINCA HÜKÜMET GERİ ADIM ATMAK ZORUNDA KALMIŞ, ALEYHİMİZE MALUM ÇEVRELERDEN HÜKÜMETE ÇOK BASKI GİTMİŞ. ÇOK ŞÜKÜR ŞU AN OLAYLAR LEHİMİZE DÖNDÜ.YENİDEN BAZI MADDELERDE DÜZENLEME YAPILIYOR. ARKADAŞIMIZ BÜYÜK BİR MEDYA KURULUŞUNUN ETKİLİ VE YETKİLİ KONUMDAKİ BİRİSİYLE YEMEKTE GÖRÜŞTÜ. SÖYLENEN BİZLERDEN KENDİLERİNE ÇOK SAYIDA MAİL VE MEKTUP, TELEFON GİTTİGİ, HABER YAPMALARI VE OLAYI GÜNDEME TAŞIMALARI BAZI GÜÇLER TARAFINDAN ENGELLENDİGİ AMA BU KADAR MAGDURİYET KARŞISINDA DAHA FAZLA DUYARSIZ KALAMAYACAKLARINI,TÜRKİYENİN EN BÜYÜK BİR GAZETESİNDE YAKINDA BÜYÜK BİR HABER OLARAK GÜNDEME TAŞINACAGI SÖZÜ ALINDI.AYRICA FOX TV VE 60 DK. PROGRAMINDA BUGÜNLERDE SADECE BİZİM KONUNUN İRDELENECEGİ PROGRAMLARIN YAPILDIGINI.ŞUANDA ASLİYE CEDZA MAHKEMELERİNDE OLDUGU BAHSEDİLEN BİR MİLYON ÇEK DAVASININ SADECE 2007 VE 2008 KAPSADIGI, 2002 DEN BAŞLAYARAK SAYININ İKİMİLYONU AŞTIGI, BİRDE KÜÇÜK ŞEHİRLERDE OLUPTA KÜÇÜK MEBLAGLARDA ÇEKLERİ OLUP KADERİNE RAZI OLANLARIN BU SAYIYA DAHİL OLMADIGI ARAŞTIRMALAR SONUCU TESBİT EDİLMİŞ.ANLAŞILACAGI ÜZERE BU İŞ HÜKÜMETİN ELİNDE PATLADI.MUTLAKA YA ÇÖZÜM BULACAKLAR YADA SADECE ESNAFLAR İÇİN YATACAK YENİ CEZAEVLERİ AÇACAKLAR.AMA ŞU KESİNKİ NE OLURSA OLSUN SONUÇ LEHİMİZE OLACAK. SAMİ KAL
17 Nisan 2009 Cuma 13:25
Cuneyt dedi ki...
Arkadaşlar
ADALET BAKANI
Mehmet Ali Şahin
0312 419 46 70
Fax 0312 417 71 13
Email: mehmet.sahin@tbmm.gov.tr
Email: info@adalet.gov.tr
Buraya hazırlanan yeni çek yasa taslağı için yoğunlaşmamız gerekiyor
17 Nisan 2009 Cuma 14:05
Gül dedi ki...
SN. ARKADAŞLARIM SON HABER :
SN. MÜCAHİT FINDIKLI BEYEFENDİYİ ARADIM. DÜN MEVLÜT BEY BENİ ARADIĞINDA YANINDA OLDUĞUNU VE ONUNDA ŞAHİT OLDUĞUNU SÖYLEMİŞTİ GELİŞMELERE.
BİNLERCE TEŞEKKÜRLER SN. MÜCAHİT FINDIKLI BEYE :
SN. ADALET BAKANIMIZLA KONUŞMUŞLAR, TASARI SN. ADALET BAKANIMIZIN ÖNÜNDE.SN. ADALET BAKANI ZATEN YENİ HAZIRLATMIŞ VE HAFTAYA KOMİSYONUN ÖNÜNE GELECEKMİŞ. SN. MÜCAHİT BEY AYNI ZAMANDA ADALET KOMİSYON ÜYESİ . BİZDE KOMİSYONDA DESTEK VERECEĞİZ DİYOR. SN. ADALET BAKANIMIZDA BİZİM LEHİMİZE DÜŞÜNÜYORMUŞ . SN. MÜCAHİT BEY ÖYLE DEDİLER.
HAYDİ ARKADAŞLAR SN. ADALET BAKANIMIZA MAĞDURİYETLERİMİZİ BİLDİRELİM . FAKLARIMIZI ÇEKELİM
LÜTFEN ARTIK TASARI ÖNÜNDE VE SONA GELDİK. SESİMİZİ DUYURMAZSAK ÇOK ŞEY KAYBEDERİZ. ZAMANI ŞİMDİ...
17 Nisan 2009 Cuma 14:06
Cuneyt dedi ki...
ADALET KOMİSYONU
Tel: 0312 420 53 23
Fax: 0312 420 53 24
adlkom@tbmm.gov.tr
ADALET KOMİSYONU ÜYELERİ
M.Emin Ekmen eminekmen@tbmm.gov.tr
AHMET AYDIN ahmetaydin@tbmm.gov.tr
ZEKERİYA ASLAN zekeriya.aslan@tbmm.gov.tr
YILMAZ TUNÇ yilmaz.tunc@tbmm.gov.tr
FATİH METİN fatih.metin@tbmm.gov.tr
M.SALİH ERDOĞAN salih.erdogan@tbmm.gov.tr
CELAL ERBAY celal.erbay@tbmm.gov.tr
VEYSİ KAYNAK veysikaynak@tbmm.gov.tr
MUSTAFA HAMARAT mustafahamarat@tbmm.gov.tr
YAHYA AKMAN yahya.akman@tbmm.gov.tr
HALİL ÜNLÜTEPE halil.unlutepe@tbmm.gov.tr
TURGUT DİBEK turgut.dibek@tbmm.gov.tr
HAMİT GEYLANİ hamit.geylani@tbmm.gov.tr
OSMAN ERTUĞRUL osman.ertugrul@tbmm.gov.tr
METİN ÇOBANOĞLU metin.cobanoglu@tbmm.gov.tr
RIDVAN YALÇIN ridvan.yalcin@tbmm.gov.tr
FAXLA VE EMAİLLERİ GÖNDERELİM ARKADAŞLAR
17 Nisan 2009 Cuma 14:21
HALİS CAN dedi ki...
HEM SHOW TV HEM DE M.ALİ ŞAHİNİN ADRESİNE VE ADALET BAKANLIĞINA TARAFIMDAN 5 ER KEZ FARKLI KONSEPT LERDE YORUMLANAN MAİLLER ATILMIŞTIR BİLGİLERİNİZE.
17 Nisan 2009 Cuma 14:23
my way dedi ki...
sn arkadaşlar
sona geldik....bu iş bitiyor...sn eses hanım da aradı mücahit fındıklı yı...oda malatya millet vekili ve dün mevlüt aslanoğlu söylemişti...
ve tasarıda hapis cezasının kalkacağını söyledi...açık ve net..
çabalarımız sonuç veriyor...ama rehavet yok verilen adreslere mail atmaya devam....
AYRICA EKLEMELİYİM..
BU KONUNUN MİMARI VE KAHRAMANI BENCE SN FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU DUR..TEŞEKKÜRLERİMİ ARADIM VE SÖYLEDİM AMA BURDANDA YAZIYORUM...
17 Nisan 2009 Cuma 14:38
Adsız dedi ki...
arkadaslar sayın r.c ıdı yanlıs hatırlamıyorsam ozur dılıyerek soyluyorum. acaba dedıgı gıbı mıllet vekıllerı aslı para cezasının sonunda parası olmayanların hapıs yattıgını bılmıyor yasda ıslerıne oyle geldıgı ıcın oyle aksettırıp oyle uyguluyor olabılır mı ?
17 Nisan 2009 Cuma 14:41
ekm2510 dedi ki...
arkadaşlar komisyon üyelerine fax ve mailleri gönderelim.Yüzdük yüzdük kuyruğuna geldik.Dayanın biraz daha
17 Nisan 2009 Cuma 14:54
R.C dedi ki...
Sayın My Way ,
Demek istediğinizi anladım.Ekonomik suç kavramının ne şekilde yapılacağı , hangi durumların ekonomik suç tanımı içerisine gireceğini sorgulamak lazım diyorsunuz.
Yasa koyucu ekonomik suç kavramı icerisine çeki alıp bu suçtan ekononomik ceza verdiğini iddia ediyor bunu biliyoruz.Sayın Hayri Domaniçin makalesinde hırsızlık , dolandırıcılık gibi bir çok suçun bu tanım içerisine girdiğini belirtmekte.Aslında ortada ki yanlış bir değil 2 değil.
Karşılıksız çek durumu ekonomik suç icerisine giriyorsa , karşılıksız senetin çekten ne farkı var? Her ikiside ödeme tahattütünü gösteren evraklar ve ikisindede bir meblağ mevcut.Tek fark bir tanesinde vadenin kabul edilmemesi bir tanesinde vadenin kabul edilmesi.Her iki evrakta ödeme aracı sadece birinde(senet) kati suretle bir ödeme günü gösterilebiliyor.Yada "işbilir" esnaf kredi kartından nakit avans cekip ödemeler yapsa sonrada bu nakit avansı geri ödemese yine çekteki gibi borcunu ödeyememiş olmayacakmı?
Ödenemeyen çekin yaptırımları aynı senette olduğu gibi icra hukuku ile haciz hakkı.Senette daha fazlasını yapma imkanınız yok ama çekte birde şikayet imkanı varki bizim asıl anlamakta zorluk çektiğimiz konuda bu.
Sayın Hayri Domaniç'in değindiği ve bencede en anlamsız konu hem çekin sahibine hem imza atana yada atanlara aynı oranlarda cezaya hüküm edilmesi.Ltd adına 80 bin TL lik bir çek imzalansa, yetkili iki kişi olupta iki imza atılsa.Mahkeme LTD'ye 80.000 TL APC , imza atanlarada 80'er bin TL APC hüküm veriyor.Birde çekin kendi meblağsı...Hepsini toplayınca bir çek altına girilen borç 80 bin X 3 = 240.000 birde üstüne çekin kendisi toplamda 320.000 TL lik bir ödeme yapılması gerekiyorki suç unsuru ortadan kalksın.
Yasa koyanlar k.çek durumunu ekonomik suç olarak ele alıyorlar varsın alsınlar fakat bu sefer ortaya cıkan şey verilen ekonomik cezanın tam olarak bir parasal ceza olması hapis cezasına dönememesi gerekiyor.Ama gelin görünki bu ceza sisteminden devlette karlı durumda.Çek bedeli kadar bir anda sizden alacaklı durumuna geliyor devlet.Zaten dünde dediğim gibi para ödeyebilecek durumda olunsa çek karşılıgı ödenir k.çek durumu ortadan kalkar , hem borçlu kalmaya devam edilip hem niye hazineye para ödensin.
Vekillerimiz konusunda bu denli istikrarlı çalışma ile başarıya ulaşmamızı sağlayan herkese tekrar tekrar saygılar.Sayın Aslanoğlunu hapis yok adli para cezası var diye kandırmasınlar ondan çekinirim.Sonuçta onun hapise döndüğünü sadece yaşayan bilir.Bu konuyla ilgili kendisine bir bilgi mailı atalımmı ne dersiniz?
R.C
17 Nisan 2009 Cuma 15:00
TOLGA dedi ki...
sevgili arkadaşlarım çabalarımız sonuç vermeye başladı safhasını geçtik artık sonlara doğru yaklaşıyoruz o yüzden atacağımız bir mail bir faks bizlerin lehine net bir kararın çıkmasını ve hızlanmasını etkileyecektir. Dün olan gelişmeler bu güne kadarki en somut gelişmelerdir. Bu konuda emeği geçen arkadaşlarıma cani gönülden teşekkür ederim ayrıca sayın aslanoğluna ne kadar minnettarız desem az kalır. Herkese sevdiklerine ve sevenlerine kavuşması dileğiyle tekrar tekrar güçleriniz ölçüsünde ister maille ister faksla komisyon üyelerini hareketlendirmenizi rica ediyorum
saygılarımla
17 Nisan 2009 Cuma 15:07
my place dedi ki...
Sevgili arkadaşlar,
Vekillerimize hapis konusunu iyice açıklamak gerekli. Karşılıksız çeke hapis cezası zaten yok. Adli para cezasının ödenmemesi durumunda hapis cezası var. Yasada kaldırılması gereken Adli para cezasıdır. Burada vurgumuz çok önemli. Tüm milletvekilleri bu konuda bilgi sahibi olması gerekli. Yoksa kandırmacalara kurban oluruz..
17 Nisan 2009 Cuma 15:22
my way dedi ki...
sn r.c
sanırım anlatamadım ben...benim anlatmaya çalıştığım konu...
ÇEK SUÇU BİR EKONOMİK SUÇ İSE....
EKONOMİK SUÇA EKONOMİK BİR CEZA VERİLEMİYECEĞİ...
ADLİ PARA CEZASI EKONOMİK BİR CEZA..
yukarıdaki avukat görüşü belki eskidir tarihi ama orada açıkça istediği....
NAYASA NIN 38.MADDESİNE BİR MADDE EKLENMESİ...
BU MADDE:EKONOMİK SUÇA EKONOMİK CEZE VERİLİR...
avukatta aslında bu cezanın verilemeyeceğinin anayasa da olduğu ve bunu verilebilir hale getirmek için bu maddenin eklenmesi gerektiğini yazmış..dün meclis kürsüsünde sadı badak bunu açıkladı ve söyelediğinden benim anladığım şu...
ekonomik suça ekonomik ceza ...zaten olmaz... bunu biliyoruz..ve düzelteceğiz...
ben böyle anladım ama yanlış anlamış ta olabilirim...
17 Nisan 2009 Cuma 15:38
R.C dedi ki...
Sayın Adsız , Sayın My Place
Benimde anlatmak istediğim tam olarak bu.Karşılıksız çek sebebi ile hapis cezası yok zaten.Adli Para Cezası var.Ödenemeyen Adli Para Cezaları sebebi ile hapis cezası var.Yani bir dolaylı yoldan hapis cezası var karşılıksız çekte.Kanunu okudugunuz an hapis cezası olmadıgını görürsünüz.
Tasarıdaki ceza kanunu :
MADDE 5 (1) Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adlî para cezasına hükmolunur....
Kanun maddesinin hiçbir yerinde "hapis" yazmıyor.Bunu anlayabilmek için Adli Para Cezasının tanımına ve Adli Para Cezasının ödenmemesi durumunda oluşacak durumlara bakmak lazım.Buradada bakılacak ilk madde TCK nın 52. maddesi 4.bendi.Acıkca ödenememe durumunda hapis yazıyor.Yani çek kanununda hapis yazmıyor k.çek için ama biraz deştiğinizce direkt hapis cezasını görüyorsunuz.
R.C
17 Nisan 2009 Cuma 15:44
R.C dedi ki...
Sayın My Way ,
Ekonomik suça ekonomik ceza verilemeyecek ise nasıl ceza verilecek?Hiç ceza verilmeyecekmi?Benimde aklımın karıştığı nokta burası.
Anayasa Madde 38 de bulunan eklenmiş madde ;
(Ek: 3.10.2001-4709/15 md.) Hiç kimse, yalnızca sözleşmeden doğan bir yükümlülüğü yerine getirememesinden dolayı özgürlüğünden alıkonulamaz.
Yani borçunu ödeyemedi diye kimseyi hapisle cezalandıramazsın hükmü var Anayasamızda.
Sayın Rahmi Ofluoğlunun yazısından kısa bir alıntı ile sizin dediğiniz gibi aslında bunun bizim Anayasa mahkemesi tarafında "icat" edilmiş bir kavram olduğunu görüyoruz.
Anayasanın 38 .maddesi sözleşmelerden doğan borçların yerine getirilmemesi nedeni ile kimsenin hürriyetinden yoksun bırakılamayacağını emretmektedir. Anayasa mahkemesi ise, çeki bir sözleşme olarak kabul etmemiş ve ekonomik suça ekonomik ceza diye aslında hukuk literatüründe bulunmayan bir kavram uydurarak çek yasasının anayasaya aykırı olduğu davasını ret etmiştir...
Peki bu "üretilmiş" kavramın açılımı nedir?Bunu bulmamız lazım ben araştırıyorum bulabilmek için.
R.C
17 Nisan 2009 Cuma 15:50
my way dedi ki...
sn r.c
zaten asıl tartışılması gereken bu değil mi?
bence ceza verilmemesi hatta dahada öte ayrıca bir çek yasasına bile ihtiyaç olmaması gerekir..
eğer insan borcunu öedememişse,icra daireleri yolu herzaman elinde değil mi?
17 Nisan 2009 Cuma 15:58
Adsız dedi ki...
sevgili arkadaşlar my wayın da dediği gibi ADLİ PARA CEZASININ yaptırımına dikkat çekmek ve eğer oda olmuyorsa olmayacaksa yasadna doğan boşluğun iadesi veya 1 kereliğine mahsus 2009 öncesi çeklere yada kanun yürürlüğe girdiği tarihten önceki çeklere bir af talep etmemiz gerekli.. maillere devam edelim lütfen rica ediyorum. herkes atıyor banane demeyelim 1 mail herşeyi değiştirebilir.
jenardi
17 Nisan 2009 Cuma 16:06
Adsız dedi ki...
TİCARET KOMİSYONU ÜYELERİNEDE YOGUNLAŞMAMIZ GEREKLİ,ÇÜNKÜ BU TASLAK ORADADA İNCELENECEK VE DEGİŞİKLİKLER GÜNDEME GELECEKTİR.
17 Nisan 2009 Cuma 16:18
Adsız dedi ki...
MECLİS ADALET KOMİSYONU ÜYELERİ
(sanırım çek kanunu ile bu komisyon ilgileniyor)
Ahmet İyimaya Başkan AK Parti Ankara
Hakkı Köylü Başkanvekili AK Parti Kastamonu
Mehmet Emin Ekmen Sözcü AK Parti Batman
İlknur İnceöz Katip AK Parti Aksaray
Ahmet Aydın Üye AK Parti Adıyaman
Zekeriya Aslan Üye AK Parti Afyonkarahisar
Yılmaz Tunç Üye AK Parti Bartın
Fatih Metin Üye AK Parti Bolu
Mehmet Tunçak Üye AK Parti Bursa
Mehmet Salih Erdoğan Üye AK Parti Denizli
Celal Erbay Üye AK Parti Düzce
Veysi Kaynak Üye AK Parti Kahramanmaraş
Ali Öztürk Üye AK Parti Konya
İhsan Koca Üye AK Parti Malatya
Mustafa Hamarat Üye AK Parti Ordu
Yahya Akman Üye AK Parti Şanlıurfa
Halil Ünlütepe Üye CHP Afyonkarahisar
Turgut Dibek Üye CHP Kırklareli
Ali Rıza Öztürk Üye CHP Mersin
Rahmi Güner Üye CHP Ordu
Ali İhsan Köktürk Üye CHP Zonguldak
Hamit Geylani Üye DTP Hakkari
Osman Ertuğrul Üye MHP Aksaray
Metin Çobanoğlu Üye MHP Kırşehir
Rıdvan Yalçın Üye MHP Ordu
BUNLARDA TİCARET-SANAYİ KOMİSYON ÜYELERİ
(illaki bu komisyondan fikir alış verişi yapılır)
Soner Aksoy Başkan AK Parti Kütahya
Hasan Angı Başkanvekili AK Parti Konya
Mahmut Mücahit Fındıklı Sözcü AK Parti Malatya
Osman Coşkun Katip AK Parti Yozgat
Ahmet Edip Uğur Üye AK Parti Balıkesir
Kutbettin Arzu Üye AK Parti Diyarbakır
Metin Kaşıkoğlu Üye AK Parti Düzce
İbrahim Halil Mazıcıoğlu Üye AK Parti Gaziantep
İsmail Katmerci Üye AK Parti İzmir
Taner Yıldız Üye AK Parti Kayseri
Eyüp Ayar Üye AK Parti Kocaeli
Bayram Ali Bayramoğlu Üye AK Parti Rize
Hasan Ali Çelik Üye AK Parti Sakarya
Mustafa Cumur Üye AK Parti Trabzon
Kayhan Türkmenoğlu Üye AK Parti Van
Fazlı Erdoğan Üye AK Parti Zonguldak
Tacidar Seyhan Üye CHP Adana
Hüsnü Çöllü Üye CHP Antalya
Mehmet Ali Susam Üye CHP İzmir
Mehmet Şevki Kulkuloğlu Üye CHP Kayseri
Mehmet Nezir Karabaş Üye DTP Bitlis
Yılmaz Tankut Üye MHP Adana
Cemaleddin Uslu Üye MHP Edirne
Alim Işık Üye MHP Kütahya
mail yağdırmamız gerek.. sadece bir metini sürekli kopyalayıp yapıştırarak değil. kimi zaman bir esnaf kimi zaman bir avukat aksanıyla faklı farklı mailler atmalıyız
jenardi
17 Nisan 2009 Cuma 16:34
Adsız dedi ki...
sanayi.tic.kom@tbmm.gov.tr,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,ayriyeten komisyon üyeleri maail adreslerini bilen arkadaş varsa siteye atsın burayada maail ve fax ta yogunlaşalım.
17 Nisan 2009 Cuma 16:42
Adsız dedi ki...
ARKADAŞLAR KANUNLAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜNÜN İNTERNET SİTESİNDE YENİ ÇEK KANUNU İLE İLGİLİ TASLAK VAR VE O TASLAK O HALİ İLE ÇIKARSA VAY HALİMİZE.O TASLAĞIN DEĞİŞMESİ İÇİN NE GEREKİYORSA YAPMALIYIZ.ÇÜNKÜ BU HÜKÜMET KİMSEYİ DİNLEMİYOR VE BİLDİĞİNİ OKUYOR.
17 Nisan 2009 Cuma 16:44
zeytin dedi ki...
Milletin çekini alarak haksız kazanç saylayan, milletin gırtlağına basan zorla malına el koyan TEFECİ Kurtuluş factoring kapatılmıştır. 2-3 e kalmaz tüm gaste ve tvlerde görürsünüz haberlerini. bunun yanında 2-3 factoring firması daha kapatıldı.
bilginize
17 Nisan 2009 Cuma 16:54
Adsız dedi ki...
Tüm görüşlere katılıyorum,
Bence asıl hedef af olmalı. Çünkü yasadan adli para cezasının kaldırılması konusunda başarısız olabiliriz. Unutmayalım karşımızda bu işten ciddi paralar kazanan avukat lobisi ve kendi sorumluluğunu bize yıkmak isteyen banka lobisi var. Bzim için en kritik madde
yeni yasa öncesi çıkan çekler ile ilgili ne yapılacağı. Taslakta yeni yasa öncesi çıkan çekler ile ilgili eski yasa uygulanır diyor. Bu maddeyi lehimize değiştirebilirsek hepimiz kurtulabiliriz. Yani asıl hedef örtülü ya da açık af olmalı. Saygılarımla My place
17 Nisan 2009 Cuma 17:04
ekm2510 dedi ki...
arkadaşlar haberler gayet güzel.Önümüzdeki hafta kesin bu iş biter bence.Adalet komisyon üyelerine ulaşıldı.Büyük çoğunlıkla sıkıntıyı biliyorlar...haklılığımızı biliyorlar.Fakat gevşememk gerek fax ve maillere devam.
17 Nisan 2009 Cuma 17:41
etkili dedi ki...
sn My WAY çekle sened arasında bir fark olmadığını ve senede uygulanan ne ise çekede onun uygulanması gerektiğini söylediğini zannediyorum ve kesinliklede katılıyorum. Ama şu aşamada yeni çek yasası komisyona giderken bu yasayı hiç göndermeyelim ve hatta kaldıralım demeleri şu aşamada zor görünüyor bence. Bu yüzden bugün için milletvekillerine hali hazırdaki uygulamanın pratikte ne olduğunun iyi anlatılması lazım ki yeni yasa da burdaki tuzaklara düşmesinler.
1.nokta adli para cezasının bir kere çek miktarı kadar olduğunu bilmeliler ki, çeki ödeyemeyen adli para cezasınıda ödeyemez. Yani çek 100.000 adli para cezası 2.000 değilki ödensin. Miktardan dolayı adli para cezasını ödeyemediğimizden hapis cezası aldığımızı bilmeliler. Ve hapis cezasının infazının tamamlanması halinde bile asıl borcun sabit kaldığını bilmeleri lazım. (Adam öldüren bile hapis cezasını tamamlayınca suç bitiyor ama çekne ne hikmetse bitmiyor. Tefecinin parası maalesef allahın verdiği candan da kıymetli bu sistemde)
2. Kaldıkı bu adli cezayı para olsa devlete niye ödeyelim ki ana borcumuzu öder borçtanda hapistende kurtuluruz.
3. Deki devlete adli ceza ödendi ve hapisten kurtulduk sonra birde asıl borçluya para ödeyeceğiz. Devlet borcun ödenmesi için devreye giriyor ama borcu 2 kere ödeterek çözmeye kalkıyor. bu konuları bence kapsayan e-mailler vekillere atılmalı
17 Nisan 2009 Cuma 17:47
ekm2510 dedi ki...
sayın etkili,
2 gündür tamamıyle bu konu üzerindeyiz.Yoksa bir anlamı kalmaz.Bu sıkıntıyı anlatmaya çalışıyoruz ve arkadaşlar çok yoğun bir şekilde uğraş veriyorlar.Ancak diğer arkadaşların verilen fax ve maillere kesin ulaşmaları gerek.
17 Nisan 2009 Cuma 17:54
ekm2510 dedi ki...
arkadaşlar bugünün bir özeti siz değerli arkadaşlara özetleyecekler akşama.Şu anda sayın komisyon üyeleri ve milletvekilleri ile yoğun temastalar.
17 Nisan 2009 Cuma 17:55
my way dedi ki...
sn etkili
bu konuları en ince ayrıntısına kadar anlatıyoruz merak etme...çok yok aldık ve sonuca ulaşacağız,buna şüphe duymuyorum..yukarıda anlattıklarım farklı bir durum hakkındaki şahsi yorumlarım...önceliğin cezanın ortadan kalkması olduğu bütün vekillere duyuruluyor...ve siteye yazılıyor...
mailler ve faxlarla destekleyin lütfen...
17 Nisan 2009 Cuma 18:04
ekm2510 dedi ki...
KARŞILIKSIZ ÇEKTE BAŞINA GELEN...
KARŞILIKSIZ ÇEKTE BAŞINA GELEN...
Yasadaki garabet zengini de vuruyor, yoksulu da! 15 milyon dolar ihracat yapan şirketin üst düzeyindeki bir yönetici şimdi ailesinden ayrı, kaçak vaziyette yaşıyor!
17 Nisan 2009 12:26
font boyutu küçülsün büyüsün
İşte gönderilen o mektup!
"Ben şirket müdürü olarak bir limited şirkette emekliliğimden sonra 10 yıla yakın süre görev aldım. Şirket büyük bir tekstil firmasıydı ve yıllık 15 milyon ABD doları ihracat yapıyordu. Firma sahibi Türk, ama aynı zamanda Alman vatandaşı olmuş birisi. Sektörün yaşadığı sıkıntılar dolayısıyla sıkıntılı günler yaşamaya başladığında şirketten ayrıldım. Yaklaşık altı ay sonra da şirket battı.
Ayrılmadan önce imzaladığım vadeli çekler haricinde fiilen ayrılmamı hukuken ayrılma şekline getirmeyen şirket yetkilileri benim imzamı taklit ederek çek kesmeye devam etmişler. Bütün bu çekler ödenmemiş ve davalar açılmış. Tebligatlar firma adresine yapıldığından davalardan haberim olmadı. Ta ki evime polis gelip beni tutuklayana kadar. İmzaların benim olmadığını ispat edip iade-i mahkeme kararı çıkarıp infazı durdurduk da kurtulabildim. Sonra bütün adliyeleri dolaşıp tüm dosyalara hakim olmaya çalıştık ki ne mümkün onlarca dava çıktı çoğunda tutuklanma kararları verilmiş.
Şimdi ailemden ayrı sürekli kaçak vaziyette bu davaları çözmeye çalışırken, şirketin asıl sahibi elini kolunu sallayarak Türkiye’ye girip çıkıyor üzerindeki bütün mal varlığını yakınlarının, tanıdıklarının üzerine geçirmiş ve iş yapmaya devam ediyor. Sanki şirketin ortağıymışım ve kar etiği zaman karı bölüşmüşüm gibi bu çeklerden sadece ben sorumlu oluyorum ve hapisle cezalandırılıyorum. Adaletin ya da adaletsizliğin böylesi herh alde dünyada görülmemiştir. Aslında alacaklılar onun üzerine gidebilseler belki paralarını kurtarabileceklerken benim gibi emekli ve hiç bir şeyi olmayan birini hapsettirebiliyorlar, şirket sahibine herhangi bir yaptırımda bulunamıyorlar.
Yeni çek yasası tasarısında şirket müdürleriyle ilgili durum ağırlaştırılarak korunmuş. Şimdi ben gerek Türkiye’de gerekse Almanya’da bu şahıs hakkında suç duyurusunda bulunup tazminat davası açabilecek miyim?
Yaptığım masrafların ve uğradığım maddi manevi zararlarımı karşılayıcı bir yaptırımda bulunabilecek miyim?
Bunun maliyeti ne olacak?
Şu durumuma bakın; birileri benim sırtımdan para, şan şöhret kazanıyor; pisliğini ben temizliyor, ceremesini bek çekiyorum!
Adaletin kötü niyetlilerle iyi niyetlileri ayırt etmesi gerektiği konusunda fikirlere katılmamak mümkün değil!
Saygılarımla
Mehmet S.Bayrakçı"
http://www.pressturk.com/haber.php?haber_id=37453
PRESSTURK
17 Nisan 2009 Cuma 18:14
Adsız dedi ki...
merhabalar arkadaşlar çıkmam lazım cüneyt benim tel no sende var ankaraya gitmek için bir gelişme olursa arayabilirsin hazırım gidebilirim çıkmamdan ötürü kusura bakmayın annem rahatsızlandı ama yarın buradayım yine yorumum adsız olarak çıkacak ben bişey yapmalı kadir herkeze selamlar iyi akşamlar
17 Nisan 2009 Cuma 21:07
nl dedi ki...
Arkadaslar herkese merhaba.
Bir suredir hicbirseyi takip edemedim. Su an Polonyadayim ve hapis kararlarim infazda eli kulaginda gbt ye islenir. Siteyede ncdt nin sahsi sitesinden ulasabildim. 15 veya 20 gun sonra Turkiyeye giris yapicam. Su anda 26.700 tl. Durumu cok kisa ozetliyen bir mesaj atarsaniz sevinirim. Ne kadar bilgisayari kullanabilirim bilmiyorum. Hepimizi Allah kurtarsin.
17 Nisan 2009 Cuma 22:21
etkili dedi ki...
dün tutanaklarda bulamadığımız kısımdır.
Şahıslar adına son söz Antalya Milletvekili Sayın Sadık Badak. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Konuşmamın son bölümünde burada biraz önce ifade edilen, Çek Kanunu'ndaki değişiklik beklentisine temas etmek istiyorum. Bu düzenleme hepimiz tarafından beklenilmektedir. Ekonomik suçlara ekonomik ceza verilmesi… Genel kabullerden gerek Anayasa'mızın gerek Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin ilgili maddelerinde bu amir hükümler var. Fakat ilgili arkadaşlarımızın Adalet Bakanlığımızın kamuoyunun bu beklentilerine cevap verdiğini ve Bakanlar Kurulunda bu tasarıyı, bu düzenlemeyi imzaya açtığını bildiğini tahmin ediyorum. Fakat bilmekte oldukları hâlde bu konuyu burada bir şov hâline getirmiş olmalarını da kamuoyunun takdirine bırakıyorum.
Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Badak.
Madde üzerinde soru-cevap işlemine geçiyorum.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) - Hayatta biz kimseye şov yapmayız Beyefendi! Sorunları dile getiriyoruz. Senin görevin yapmak.
17 Nisan 2009 Cuma 23:01
Adsız dedi ki...
MUTLAKA OKUYUN
arkadaşlar çok önemli bir mesele dikkatimi çekti. 16.04.2009 tbmm meclis tutanaklarını okudum. değerli vekilimiz bizi orada savunurken aslında adalet bakanlığına biraz da prim verir gibi olmuş. '' kanun bi tarfa beraat verirken diper tarafa da ceza veriyor bunu halledin'' demiş.eğer kanunu yapan bakanlık alın işte düzelttik diyip herkese eşitlikle beraat verilenler de dahil olmak üzere yeni yasayla hepimizi kodese sokmasın bu bir..
ikinci si ise chp e akp milletvekillerine mail attık hep.. mhp yi de unutmamak gerekir ki her ne kadar akp, mhp ile inatlaşma ve ters gitme eğiliminde olsa bile türban konusundan hatırlayacağınız üzere mhpye karşı bir ılımlılık arz eder\etmektedir. mhp milletvekillerine de mail çekelim bu iki
tbmm tutanaklarındaki konuşmaları inceleğimde bizim derdimize derman olan milletvekilimizin aynen şöle dediğine şait oldum '' sayın bakanım demin ara verildiğinde ... ... isimli vekilimde yanımdaydı ona sorabilirsiniz.. ara verildiğinde çek mağdurları ile alakalı en az 10 kişi aradı''' bu demek oluyoki milletvekillerimizi biraz sıkmak lazım. 10 kere 20 kere aramak lazım. özellikle parti ayrımı yapmadan ve komisyondaki vekillerimize.. bu üç
dördüncüsü ise telofonla vekillerimize ulaşabilen arkadaşlar birinci dediğim kısıma istaneden eşitlik olur olmaz bu akp ye güven olmaz..beraat alanları da sokuverir kodese.. onun için yasadaki boşluk işini bırakalım. telefonlarda vekillerimize uzun uzadiya bu yasadaki boşluğu anlatmaktansa direl AF a yoğunlaşalım. zaten vekillerin bu yasadaki boşluğu,telefonda özeveri ile dinleyip anlayacaklarını sanmıyorum
kurtuluşumuz inşallah yakındır. allah bizimle..
jenardi
18 Nisan 2009 Cumartesi 00:06
F.H dedi ki...
sn jenardi
Hiç bir yasa hiç bir verilen karar mahkemelerde geriye dönük aleyhe işlemez yani beraat eden birini sanmıyorum ki kusura bakmayın biz yanlışlık yapmışız deyip infazına devam etsinler. Komik olur
Ve çalışmalar için yoğunlaştığımız özel bir parti yok. Olabildiğince hepsine ulaşıyoruz. Bir tek Aslanoğlunda değil hepsinde ısrarcıyız.Herkes farkımızda. Herkes konuyu biliyor. İnanılmaz yok aldık.
Ama duymak isteyene tabi orası ayrı.
18 Nisan 2009 Cumartesi 01:06
sevgül dedi ki...
ya bu öbür sitedeki seker765 kimdir? tefecimi acaba?neler yazmış öyle.
sevgül
18 Nisan 2009 Cumartesi 01:48
tlgerd dedi ki...
sn arkdaşlar
günaydın
bu sitenin adı çek mağdurları
neden!!
4814 sayılı kanun ile 3167 sayılı çekle ödemelerin yapılmasıve çek hamillerinin korunması hakkında kanunda değişiklik yapılmasına ilişkin kanunun getirdiği ceza sistemi ve yargılama sürecinin adaletsiz olduğu ve bu durumdan işadamlarının ve esnafların iflas ederek veya ekonomik krizi yoğun yaşamalarından dolayı işerine devam edemeyip yargı karşısında kaldığı ve karşılaştığı hukuk dışı bir yargılama sisteminin karşısında olduğunu ve bu düzenenin ileri ülkeler seviyesine getirmek için çaba sarfedildiği bir site olmasıdır.
keza bu durum yasal düzenlemelerin yapılmamasından ötürü 01 01 2009 tarihinden sonra zaten adil olmayan bu yasanın türk ceza kanuna uyum gösteremediği ortaya çıkan hukuksuz ve adaletsiz durumu ile yeni çıkacak çek kanununa devlet büyüklerine anlatmamız için bu dayanışma gurubunun içinde hep beraber yılmadan her türlü çalışmaları yürütmekteyiz.
bu durum, istemeden işlenen bu suçlarımızın karşısında ekonomik değerlerin en alt çigisinde seyreden ülkemizde, işadamlarının kaygan bir zeminde iş yaptıkları kaçınılmaz bir gercektir ki ticaret ve sanayinin içinden gelen bizler ,kanunların getirdiği uygulamalara her zaman saygı ile vergilerimizi vermiş istihdam yaratmış kanunlar cercevesinda iş yapmış insanlar olarak ortaya cıkan adaletsiz ve kanunlardan doğan bir hakkımızı istemek ve bunları devlet yöneticilerina anlatmak zorunluluğu doğduğu için en doğal kişisel hakklarımızı kullanarak kanunlar içinden doğan bir ''hak'' iadesini istiyoruz.
belkide türkiye de bir ilki gercekleştirerek internet ortamında hiç birbirini tanımayan insaların bu ortamada bir araya gelmesinden cıkan gücü hak iadesi medya ve devlet büyükleri üstünde yapılmış ve yapılamaya devam bir baskıyı ortaya koyuyoruz.
bu çalışmalarımızda ortak karalar alınıp onun doğrultusunda hareket ediyoruz.bunun adı da güçlü olmaktır. akılcı ve kanuni yollar kullanarak bu çalışmayı sürdürmekte ve olayları en ince ayrıntısına kadar medyaya, vekillere,adalet komisyon üyelerine muhalefet parti mensuplerına anlatıyoruz.ve ikna edebiliyoruz. önemli olan hukukun ve yargının bu adaletsiz ortama dur demesi,cıkacak kanunun çağdaş ülkeler seviyesinde olması,hak ve özgürlüklerin demokrasi adına eşit
dağıtılmasını sağlamak olmalıdır.
18 Nisan 2009 Cumartesi 09:23
Adsız dedi ki...
jenardi arkadaşım; korku ve şüphelerinizi anlıyorum. MİLLETVEKİLİNİN SÖYLEDİGİ SÖZLER BİZİM ALEYHİMİZE OLAMAZ.ÇÜNKÜ BOZMA KARARLARI AGIR CEZADAN ÇIKIYOR.İNSAF EHİL HAKİMLER YASAYI DOGRU YORUMLAYIP BU KARARI VERİYORLAR.ALEYHTE KARAR VEREN MAHKEMELER İSE HAKLILIGIMIZI KABUL EDİYOR FAKAT SORUMLULUK ALMAK İSTEMİYORLAR. BUNU VERDİKLERİ GEREKÇELİ KARARLARDAN ANLIYORUZ YENİ YASA ALEYHİMİZE OLSA BİLE KAZANILMIŞ HAK SAKLI KALIR. ANCAK O BERAATLERE ALACAKLI YARGITAY YOLUNA GİDER VE İTİRAZ EDERSE O BAŞKA. AMA YARGITAYINDA BU KARARI BOZACAGINI SANMAM.AYRICA MHP MİLLETVEKİLLERİNE ÇOK ÇALIŞTIK SAYIN ALİM YILDIZ ALEYHİMİZE SORU ÖNERGESİNİ GERİ ALDI MECLİSTE LEHİMİZE KONUŞTU. ÖZELLİKLE MHP MİLLETVEKİLLERİNE SIKI MARKAJI ŞAHSEN UYGULUYORUM.SORUN BAZI AKP MİLLETVEKİLLERİNDE. HERKES ELİNDEN GELDİGİ KADAR MÜCADELEYE KATKIDA BULUNSUN. HERKESE HAYIRLI GÜNLER. SAMİ KAL
18 Nisan 2009 Cumartesi 10:22
Adsız dedi ki...
http://www.resulkurt.com/artikel.php?artikel_id=1771
ziyaret ilgisini bekkleyen bir yazı
18 Nisan 2009 Cumartesi 10:25
my way dedi ki...
sn arkadaşlar
kanal biz tv de ekonomi konuşuluyor...aramak isteyenlere duyurulur..
tel 312 46727 80 duyurulur..
soru sormak isteyenlere
18 Nisan 2009 Cumartesi 10:36
CEREN 01 dedi ki...
ARKADAŞLAR DAYIM AKP ADANA MİLLETVKİLİ AVUKAT.FATOŞ ZOPCUK GÜRKAN'A KARŞILIKSIZ ÇEKTEN CEZAEVLERİNDE YATANLARIN DURUMUNU SORMUŞ ,YENİ YASADA HÜRRİYETİ BAĞLAYICI CEZA NİÇİN VAR DEMİŞ,SAYIN MİLLET VEKİLİDE HERKES ALDIĞI MALIM BEDELİNİ ÖDEMEK ZORUNDA ALACAKLIYI KORUMAK ŞART HÜRRİYETİ BAĞLAYICI CEZA OLMAZSA KİMSE ÇEKİNİ ÖDEMEZ DEMİŞ DAYIMDA BU KADAR ESNAF VAR HEPSİ SAHTEKAR MI DEMİŞ !SAYIN VEKİL (BU KONUYU TARTIŞMANIN YERİ DEĞİL DİYE ÇIKIŞIP KONUYU KAPATMIŞ).
18 Nisan 2009 Cumartesi 10:40
my way dedi ki...
http://www.pressturk.com/artikel.php?artikel_id=1243
18 Nisan 2009 Cumartesi 10:45
tlgerd dedi ki...
Bu kayıt, yazar tarafından kaldırıldı.
18 Nisan 2009 Cumartesi 10:59
tlgerd dedi ki...
FATOŞ GÜRKAN AK Parti
Katip Üye
TBMM telefon 4205404 -4205405
fax
4206653
buradan fatoş gürkan a fax ve durumu anlatan tazılarımızı gönderebiliriz
fatoş gürkan ya konyuyu bilmiyor veya anlamamızlıktan geliyor
18 Nisan 2009 Cumartesi 11:08
CEREN 01 dedi ki...
SAYIN TLGERD DAYIM ŞUANDA O MİLLETVEKİLİNİN EŞİNİN YANINDA ÇALIŞIYOR ,SAYIN MİLLETVEKİLİ İLE DAHA BUGÜN GÖRÜŞMÜŞ SAYIN MİLLETVEKİLİ AYNI SORUYU YANİ CEZAEVLERİNDEKİLERİN DURUMUNU M .H .P Lİ BİR MİLLETVEKİLİNİNDE ADALET BAKANINA SORDUĞUNU SÖYLEMİŞ YASAL DÜZENLEME YAPILIYOR 23 NİSANA KADAR SORUN ÇÖZÜLECEK DEMİŞ!
18 Nisan 2009 Cumartesi 11:11
CEREN 01 dedi ki...
SAYIN TLGERD GALİBA YANLIŞ ANLADINIZ FATOŞ ZOPCUK GÜRKAN DAYIMA BURASI YERİ DEĞİL DİYEN MİLLETVEKİLİ ,DAYIM FATOŞ HANIMIN EŞİNİN YANINDA ÇALIŞIYOR ,HÜRRİYETİ BAĞLAYICI CEZA OLSUN DİYEN VEKİL FATOŞ HANIM DEĞİL! FATOŞ HANIM DAYIMA TARTIŞTIKLARI YERDE BURASI YERİ DEGİL DİYE ÇIKIŞMIŞ SADECE!:)
18 Nisan 2009 Cumartesi 11:17
surya dedi ki...
günaydın herkese,sn ceren hangi yönde çözmeyi düşünüyorlar acaba,tavırları daha doğrusu konuşma tarzı nasılmış. daha önceki yazınızdan olumlu değilmiş gibi geldi bana
18 Nisan 2009 Cumartesi 11:22
tlgerd dedi ki...
san arkadaşlar
önemli bir harf hatası yapmışım yazımda
tazılarımızı değil yazılarımızı olacak
yoksa sayın vekillerimiz henüz tavşan evresine gelmediler::))
18 Nisan 2009 Cumartesi 11:23
surya dedi ki...
sn fatoş hanımın fikrini değiştirmemiz lazımfaxlara telefonlara sarılalım arkaşlar,denemekte fayda var
18 Nisan 2009 Cumartesi 11:29
CEREN 01 dedi ki...
SAYIN TLGERD BELKİ İNANMIYACAKSINIZ AMA SİZE BUGÜN BÜYÜK BİR MÜJDE VERECEĞİM SIKITILARIMIZIN NEZAMAN BİTECEĞİNİ DAYIM BUGÜM ÖĞRENECEK KİMDEN DİYE SORMAYIN O KİŞİYİ SIKINTIYA SOKMAK İSTEMİYORUM CEZAEVLERİNDE YATANLAR (BABAMDA DAHİL) ÇIKINCA ADINI AÇIKLIYACAĞIM TEŞEKKÜR EDERSİNİZ HANIMDAN RİCA ETMİŞ ADALET BAKANINIDA KAPALI OLMASINA RAĞMEN YARGITAYIDA ARAYACAK!
18 Nisan 2009 Cumartesi 11:33
Adsız dedi ki...
fatoş hanıma 5 ayrı fax cektim haydi arkadaşlr lütfen yogunlasalım az kaldı ne olur manisalı
18 Nisan 2009 Cumartesi 11:35
CEREN 01 dedi ki...
SAYIN SURYA BUGUN AKŞAMA KADAR BEKLEYİN MÜJDEYİ MUTLAKA VERECEĞİM !
18 Nisan 2009 Cumartesi 11:37
CXEREN 01 dedi ki...
SAYIN SURYA ORADA YANLIŞ ANLATTIM GALİBA DAYIM BAŞKA BİR MİLLETVEKİLİYLE KONUŞURKEN FATOŞ HANIM ARAYA GİRMİŞ BURASI YERİ DEĞİL DEMİŞ!MÜJDELERİMİ BEKLEYİN İNANIN ÇOK MUTLUYUM VALLAHİ BİLLAHİ SİZİ KANDIRMIYORUM İNŞALLAH İYİ BİR HABRH GELECEK
18 Nisan 2009 Cumartesi 11:42
CEREN 01 dedi ki...
YALVARIRIM FATOŞ HANIMA KÖTÜ BİRŞEY YAZMAYIN BENİ YANLIŞ ANLADINIZ O BİZDEN YANA !
18 Nisan 2009 Cumartesi 11:44
surya dedi ki...
inşallah sn ceren1 inşallah,iyihabarlar bir an önce gelir.Annelerin,çocukların sabrı kalmadı artık.İnşallah herkes sevdiklerine bir an önce kavuşur.Buda ancak anlatmayla olacak sn vekillerimize anlatmamız lazım
18 Nisan 2009 Cumartesi 11:47
tlgerd dedi ki...
sn ceren 01
milletvekillerine cekilen faxlar oluşan hukusal boşluğu anlatan ve farklı mahkemelrce alınan farklı karaları içeren bir yazı
kötü yönde eleştiri yok sadece açıklayıcı bir yazıdan ibaret.
18 Nisan 2009 Cumartesi 11:47
my way dedi ki...
sn ceren
hiç kimseye kötü birşey yazmaz bu sitedeki arkadaşların hepsi bilinçli...sadece konuyu bilmeyenlere açıklayan yazılar gönderiliyor rahat olun....anlatılıyor sadece..bütün vekillere bu yazılar gidiyor ve konuya açıklık getiriliyor...
burdaki insanların hepsi bilgili ve görgülü kişiler...
18 Nisan 2009 Cumartesi 11:48
surya dedi ki...
merak etme kimse kötü bir şey yazmazburadaki arkaşların hepsi duyarlı insanlar.Hem negatif yaklaşımlar zarar verir.kimse bu kadar sorunun üstüne bide yenilerini eklemek istemez.tatlı dil yılanı bile deliğinden çıkartırmış...
18 Nisan 2009 Cumartesi 11:51
Adsız dedi ki...
SELAM ARKADAŞLAR KOLAY GELSİN SİTEDE GÜZEL MESAJLAR VAR. ALLAH HEPİMİZİN YAR VE YARDIMCISI OLSUN .
CEZA EVLERİNİN SON DURUMU BİLMEK İSTEYENERE . 31.3.2009 TARİHİ İTİBARIYLE 108.827 KİŞİ CEZA EVLERİNDE TÜRKİYE TARİHİNDE BU KADAR MAHKUMU BİR ARADA BARINDIRMAMIŞTIR.
BİLGİLERİNİZE
HİÇADAM
http://www.basin.adalet.gov.tr/istatislik/2008istatistik/cezaeviistatistik.html
18 Nisan 2009 Cumartesi 12:13
Adsız dedi ki...
MUSTAFA ÖZBEY CEZA EVLERİ İLE İLGİLİ YAZMIŞ LÜTFEN İLGİSİZ BIRAKMAYALIM.
HİÇADAM
http://www.pressturk.com/haber.php?haber_id=37467
18 Nisan 2009 Cumartesi 12:15
Adsız dedi ki...
canım arkadaşım kötü yazarmıyız amacımız ikna etmek sonunu kadar
fatoş hanım veya kım olursa dtp milletvekillerimize de fax çektim onlarda yardımcı olacak sizlerde cekin bu tüm ulusun sorunu lütfen haydi inanın cok iyi netice olacak manisalı
18 Nisan 2009 Cumartesi 12:17
F.H dedi ki...
sn Arkadaşlar
Dünkü aramalarımı henüz yeni yazabiliyorum. Gecikmeden dolayı özür dilerim.
İlk olarak Adalet komisyonu üyesi Mustafa Hamart'ın danışmanı Hasan Basri'yle görüştüm. Konumuzu ayrıntı biçimde anlattım. Konuyu zaten az çok biliyorlardı. Beni yine de dikkatle dinlediler vekillerine ileteceklerini söylediler.
Daha sonra adalet komisyonu üyesi Yahya Akman arandı. Daha önce defalarca arandığını dile getirdi. Yine de emin olmak için konumuzu bir kez daha anlattım.
Ondan sonra Adalet komisyon üyesi sn Mehmet Tunçak'la görüştüm. Ak partili olmasına karşın konumuza inanılmaz olumlu bakıyor. Olumlu yönde oy kullanacaklarını açıkça dile getirdiler.
*Son olarak da aileden sorumlu bakanımız Nimet Çubukçuyu aradım. Danışmanı Aliye hanım açtı telefonu. Bizim için ne yapabileceklerini sorular. Ailelerin bu adaletsiz durum yüzünden dağıldığını yapabilecekleri çok şey olduğunu söyledim. Tüm Bakanlarımızın konuya vakıf olmaları çok çok önemli. Fax numaralarını verdiler. Konuyla ilgli faxlarımızı bekliyorlar. Özellikle aile durumlarınızı özetlerseniz neden onları da ilgilendirdiğini anlamış olurlar.
Fax: (0312) 417 39 87
*Bunun haricinde burada yazılan tüm adreslere mail atıyorum. Sizde mail atın fax çekin, elinizden ne geliyorsa. Attığınız bir mail bile çok şey değiştireblir. Bu hafta bizim için çok önemli.
18 Nisan 2009 Cumartesi 12:27
«En Eski ‹Eski 5601 – 5795 / 5795 Yeni› En yeni» Yorum Gönder
Bu kayda verilen bağlantılar
Bağlantı Oluştur
Sonraki Kayıt Ana Sayfa
Kaydol: Kayıt Yorumları (Atom) İZLEYİCİLER
Blog Arşivi
▼ 2009 (3)
▼ Mart (2)
MAHKEME KARARLARI
ÖRNEK DİLEKÇELER
► Şubat (1)
BİLGİ PAYLAŞIM ALANI
LİNKLER
Adalet .org
Facebook çek mağdurları
Hukuki Net
Hukukçular Portalı
Kader Mahkumlarına Af
Kanal B Tv izle
Medyabar
Mevzuat Ve İçtihat Arama Motoru (Kazancı)
Prof. Dr. Adem SÖZÜER
TRT 3 (Meclis tv)
WWW.PRESSTURK.COM
Yargıtay
KÖŞE YAZARLARI MAİL ADRESLERİ
AKŞAM SERDAR TURGUT GÜNDEM serdarturgut@superonline.com
AKŞAM TUĞÇE TATARİ KAMÇI YAŞAM tugce.tatari@aksam.com.tr
AKŞAM SERDAR TURGUT YAŞAM serdarturgut@superonline.com
AKŞAM DENİZ GÖKÇE EKONOMİ "deniz.gokce@aksam.com.tr
deniz.gokce@superonline.com"
AKŞAM ALİ TEZEL ÇALIŞMA HAYATI EKONOMİ "ali.tezel@aksam.com.tr
alitezel@alitezel.com"
AKŞAM NAGEHAN ALÇI ANSIZIN GÜNCEL nagehan.alci@aksam.com.tr
AKŞAM ALİ SAYDAM GÜNCEL ali.saydam@aksam.com.tr
AKŞAM BURHAN AYERİ EKRAN POLİSİ TV burhan.ayeri@aksam.com.tr
BİRGÜN ADNAN BOSTANCIOĞLU KISA KISA GÜNCEL adnanbostancioglu@birgun.net
BİRGÜN OZAN CEYHUN GÜNCEL ozanceyhun@birgun.net
BİRGÜN AHMET TULGAR GÜNCEL ahmettulgar@birgun.net
BİRGÜN ERCAN KARAKAŞ GÜNCEL ercankarakas@birgun.net
BİRGÜN MÜSLÜM GÜLHAN SPOR mgulhan@halic.edu.tr
BİRGÜN ALİ ŞİMŞEK ELEŞTİRİYİ ÇALMAK KÜLTÜR-SANAT alisimsek@karsi.com
BUGÜN AYKUT IŞIKLAR MAGAZİN aisiklar@bugun.com.tr
BUGÜN İKBAL GÜRPINAR GÜNCEL igurpinar@bugun.com.tr
BUGÜN CAN AKSIN CUMARTESİ YAZILARI EKONOMİ canaksin@bugün.com.tr
BUGÜN TOKTAMIŞ ATEŞ GÜNCEL tokta@bugün.com.tr
BUGÜN AHMET TAŞGETİREN GÜNCEL atasgetiren@bugun.com.tr
BUGÜN ÖMER LÜTFİ METE GÜCEL omerlutfimete@bugun.com.tr
BUGÜN UZM.DR.AYŞE TÜRKÖZÜ UYKU SORUNLARI VE ÇÖZÜMLERİ SAĞLIK saglik@bugun.com.tr
BUGÜN PSK.YASEMİN KALKAVAN SAĞLIK saglik@bugun.com.tr
BUGÜN DR.SERDAR ALPARSLAN SAĞLIK saglik@bugun.com.tr
BUGÜN CEMAL UŞŞAK KÜLTÜR-SANAT cussak@bugun.com.tr
BUGÜN RIFKI SOYSAL SPOR rsoysal@bugun.com.tr
CUMHURİYET ALİ SİRMEN DÜNYA BUGÜN YORUM asirmen@cumhuriyet.com.tr
CUMHURİYET ATAOL BEHRAMOĞLU CUMARTESİ YAZILARI GÜNDEM ataolb@cumhuriyet.com.tr
CUMHURİYET ŞÜKRAN SONER İŞÇİNİN EVRENİNDEN EKONOMİ soner@cumhuriyet.com.tr
CUMHURİYET ORAL ÇALIŞLAR SIFIR NOKTASI HABER/YORUM oralcalislar@cumhuriyet.com
CUMHURİYET HİKMET ÇETİNKAYA POLİTİKA GÜNLÜĞÜ YORUM hikmet.cetinkaya@cumhuriyet.com.tr
CUMHURİYET HİKMET BİLA YORUM hikmet.bila@ntv.com.tr
CUMHURİYET MUSTAFA BALBAY GÜNDEM ankcum@cumhuriyet.com.tr
CUMHURİYET ALİ HAYDAR NERGİS MALMÖ "YORUM (DIŞ HABER)
(PAZAR YAZILARI)" alinergis@yahoo.se
CUMHURİYET UĞUR HÜKÜM PARİS YORUM ugur.hukum@gmail.com
CUMHURİYET LEYLA TAVŞANOĞLU PAZAR KONUĞU SÖYLEŞİ leyla.tavsanoglu@cumhuriyet.com
CUMHURİYET ÖZTİN AKGÜÇ YORUM EKONOMİ ekonomi@cumhuriyet.com
CUMHURİYET IŞIL ÖZGENTÜRK AL GÖZÜM SEYREYLE İNCELEME isilozgenturk@gmail.com
CUMHURİYET DENİZ KAVUKÇUOĞLU PANO YORUM dkavukcuoglu@superonline.com
CUMHURİYET OKTAY EKİNCİ ÇED KÖŞESİ YORUM ekinci@cumhuriyet.com.tr
CUMHURİYET SELMİ ANDAK SANATA BAKIŞ KÜLTÜR-SANAT kultur@cumkuriyet.com.tr
CUMHURİYET ZEYNEP ORAL ESİNTİLER KÜLTÜR-SANAT zeynep@zeyneporal.com
DÜNYA TEVFİK GÜNGÖR OLAYLARIN İÇİNDEN GÜNDEM gungoruras@superonline.com
DÜNYA OSMAN AROLAT AROLAT TAN GÜNDEM osman.arolat@dunya.com
DÜNYA MERT ÜLKER UZMAN GÖRÜŞÜ FİNANS/BORSA mert.ulker@finansinvest.com
DÜNYA ARİF UĞUR YATIRIMCI KÖŞESİ FİNANS/BORSA arif.ugur.@gmail.com
DÜNYA TAYLAN ERTEN ANKARA'DAN EKONOMİ taylane@dunya.com DÜNYA FATİH ÖZATAY EKONOMİDE UFUK TURU EKONOMİ/ANALİZ habermerkezi@dunya.com
DÜNYA RESUL KURT SORU-CEVAP EKONOMİ/YORUM info@resulkurt.com
DÜNYA YILMAZ ARGÜDEN STRATEJİK BAKIŞ EKONOMİ/YORUM yargüden@arge.com
DÜNYA HAKAN ÜZELTÜRK VERGİ VE HUKUK EKONOMİ/YORUM huzelturk@superonline.com
DÜNYA ZEKİ GÜNDÜZ VERGİ PORTALI EKONOMİ/YORUM zeki.gunduz@dunya.com
DÜNYA FARUK ŞÜYÜN ODAK KÜLTÜR-SANAT sanat@dunya.com
GASTE ENDER AYNA GENÇ KÖŞE YAŞAM enderayna@gmail.com
GÜNEŞ DEFNE SAMYELİ MERCEK YAŞAM d.samyeli@gmail.com
GÜNEŞ RIZA ZELYUT HABER/YORUM zelyut@gunes.com
GÜNEŞ CAN KÜÇÜKYILDIRIM SPOR gunesspor@gunes.com
HÜRRİYET BEKİR COŞKUN ONUNCU KÖY GÜNCEL bcoskun@hurriyet.com.tr
HÜRRİYET İLTER TÜRKMEN SİYASET iturkmen@hurriyet.com.tr
HÜRRİYET YALÇIN DOĞAN EKONOMİ ydogan@hurriyet.com.tr
HÜRRİYET ŞÜKRÜ KIZILOT PARA-PİYASA skizilok@hurriyet.com.tr
HÜRRİYET YILMAZ ÖZDİL GÜNDEM yozdil@hurriyet.com.tr
HÜRRİYET MEHMET Y. YILMAZ GÜNDEM mehmetyilmaz@hurriyet.com.tr
HÜRRİYET ÖZDEMİR İNCE GÜNDEM oince@hurriyet.com.tr
HÜRRİYET ERTUĞRUL ÖZKÖK GÜNDEM eozkok@hurriyet.com.tr
HÜRRİYET OKTAY EKŞİ GÜNÜN YAZISI GÜNDEM oeksi@hurriyet.com.tr
HÜRRİYET ENİS BERBEROĞLU GÜNDEM eberber@hurriyet.com.tr
HÜRRİYET ZEYNEP GÖĞÜŞ GÜNDEM zgogus@hurriyet.com.tr
HÜRRİYET TUFAN TÜRENÇ GÜNDEM tturenc@hurriyet.com.tr
HÜRRİYET YALÇIN BAYER YETER SÖZ MİLLETİN GÜNDEM ybayer@hurriyet.com.tr
HÜRRİYET HADİ ULUENGİN MODERN ZAMANLAR DÜNYA huluengin@hurriyet.com.tr
HÜRRİYET ALTAN TANRIKULU SPOR atanrikulu@hurriyet.com.tr
HÜRRİYET İLHAN SÖYLER SPOR isoyler@hurriyet.com.tr
HÜRSES MUSTAFA ÇİFCİ YAŞAM mustafacifci@hotmail.com
MİLLİYET HASAN PULUR OLAYLAR VE İNSANLAR GÜNCEL h.pulur@milliyet.com.tr
MİLLİYET ÇETİN ALTAN ŞEYTANIN GÖR DEDİĞİ GÜNCEL c.altan@milliyet.com.tr
MİLLİYET MERAL TAMER EKONOMİ mtamer@milliyet.com.tr
MİLLİYET GÜNGÖR URAS OLAYLARIN İÇİNDEN EKONOMİ guras@milliyet.com.tr
MİLLİYET METİN MÜNİR EKONOMİ mmunir@milliyet.com.tr
MİLLİYET YAMAN TÖRÜNER EKONOMİ ytoruner@milliyet.com.tr
MİLLİYET MELİH AŞIK GÖRÜŞ/HABER m.asık@milliyet.com.tr
MİLLİYET TAHA AKYOL OBJEKTİF GÜNÜN İÇİNDEN t.akyol@milliyet.com.tr
MİLLİYET HASAN CEMAL POLİTİKA h.cemal@milliyet.com.tr
MİLLİYET GÜNERİ CIVAOĞLU BUGÜN POLİTİKA gunericivaoglu@milliyet.com.tr
MİLLİYET ABBAS GÜÇLÜ DİYALOG GÖRÜŞ/HABER aguclu@milliyet.com.tr
MİLLİYET DERYA SAZAK SİYASET GÜNLÜĞÜ GÖRÜŞ/HABER dsazak@milliyet.com.tr
MİLLİYET YAVUZ KOCAÖMER SPOR ykoca@milliyet.com.tr
MİLLİYET CEMAL ERSEN BAŞKENT KULİSİ SPOR cersen@milliyet.com.tr
MİLLİYET ERCAN GÜVEN TERS KÖŞE SPOR eguven@milliyet.com.tr
POSTA RAUF TAMER GÜNCEL rauftamer@posta.com.tr
POSTA EKREM SARISU SORULARINIZI CEVAPLIYOR EKONOMİ ekremsarisu@yaklasim.com
POSTA TEOMAN KADIOĞLU CİNSEL YAŞAM SAĞLIK doktor@posta.com.tr
POSTA MESUT YAR TELEVİZYON HASTASI MEDYA myar@posta.com.tr
POSTA YAZGÜLÜ ALDOĞAN YAZGÜLÜ NÜN KONAĞI BİLGİ/ÜRÜN/ANI yaldogan@posta.com.tr
POSTA MEHMET ALİ BİRAND GÜNCEL mabirand@e-kolay.net
POSTA HAKAN ÇELİK GÜNCEL hcelik@posta.com.tr
POSTA MEHMET COŞKUNDENİZ İLİŞKİLER PİSKOLOJİ mcdeniz@posta.com.tr
POSTA GÜLER KAZMACI YAŞAM gkazmaci@e-kolay.net
POSTA BURAK GÖRAL HAYATIMIZ FİLM SİNEMA bgoral@teknotel.net.tr
POSTA HAKAN ÇELİK GÜNCEL hcelik@posta.com.tr
POSTA ÖZGÜR GÖKMEN ÇELENK SAĞLIK ogokmen@posta.com.tr
RADİKAL İSMET BERKAN TÜRKİYE ismet.berkan@radikal.com.tr
RADİKAL TÜRKER ALKAN TÜRKİYE t.alkan@yahoo.com
RADİKAL HALUK ŞAHİN POLİTİKA hsahin@radikal.com.tr
RADİKAL MURAT YETKİN POLİTİKA myetkin@radikal.com.tr
RADİKAL HAKKI DEVRİM CİHANNÜMA POLİTİKA hdevrim@hürriyet.com.tr
RADİKAL MEHMET ALİ KIŞLALI YORUM yorum@radikal.com.tr
RADİKAL MURAT BELGE YORUM yorum@radikal.com.tr
RADİKAL AYŞE KARABAT ŞARK KÖŞESİ DIŞ HABERLER aysekarabat@hotmail.com
RADİKAL EROL KATIRCIOĞLU EKONOMİ erolk@bilgi-edu.tr
RADİKAL TANER BERKSOY EKONOMİ taner.berksoy@bahceshir.edu.tr
RADİKAL FUNDA ÖZKAN KULİS EKONOMİ fozkan@radikal.com.tr
RADİKAL SERHAN ADA İNCE/UZUN KÜLTÜR-SANAT sanat@radikal.com.tr
REFERANS JALE ÖZGENTÜRK İŞ VE İNSAN jaleozgenturk@referansgazetesi.com
REFERANS CEVDET AŞKIN GÜNDEM cevdetaskin@referansgazetesi.com
REFERANS DR.VEYSİ SEVİĞ EKO-POLİTİK veysisevig@referansgazetesi.com
REFERANS SERVET YILDIRIM FİNANS servet.yildirim@cnbce.com
REFERANS KEREM ALKİN FİNANS keremalkin@referansgazetesi.com
REFERANS NUR DEMİROK GÜNCEL nurdemirok@referansgazetesi.com
REFERANS FARUK TÜRKOĞLU FOKUS DÜNYA farukturkoglu@referansgazetesi.com
REFERANS HABİ YAĞCI EKSEN GÜNDEM nabiyagci@referansgazetesi.com
REFERANS HAKKI ÖZDAL SPOR hakkiozdal@refereansgazetesi.com
REFERANS GÖKÇE AYTULU EKSEN YORUM gokceaytulu@referansgazetesi.com
REFERANS EYÜP CAN SAĞLIK YORUM eyupcan@refereansgazetesi.com
REFERANS GÜVEN ŞAK YORUM guvensak@referansgazetesi.com
REFERANS MENSUR AKGÜN YORUM mensurakgun@referansgazetesi.com
REFERANS MÜGE AKGÜN KENT YAŞAM YAŞAM mugeakgun@referansgazetesi.com
REFERANS ATİLLA BİRKİYE YAŞAM atillabirkiye@referansgazetesi.com
REFERANS KENAN BAŞARAN PASLAŞMALAR SPOR kenanbasaran@referansgazetesi.com
REFERANS CEM ÇETİN SPOR cemcetin67@gmail.com
REFERANS METE İKİZ SPOR meteikiz@referansgazetesi.com
SABAH ENGİN ARDIÇ GÜNCEL eardic@sabah.com.tr
SABAH NAZLI ILICAK GÜNÜN İÇİNDEN nilicak@sabah.com.tr
SABAH EMRE AKÖZ GÜNÜN İÇİNDEN emreakoz@sabah.com.tr
SABAH MEHMET BARLAS BAŞ YAZI SİYASET mbarlas@sabah.com.tr
SABAH ŞELALE KADAK İŞ'TE HAYAT GÜNCEL skadak@sabah.com.tr
SABAH TİMUR SIRT TEKNOLOJİ timurs@sabah.com.tr
SABAH MENEKŞE ATASELİM EMLAK MORTGAGE EKONOMİ menekse@sabah.com.tr
SABAH SİNAN ÖZEDİNCİK EKOMAGAZİN EKONOMİ sinano@sabah.com.tr
SABAH ESEN EVRAN HABERİNİZ OLSUN EKONOMİ esenevran@sabah.com.tr
SABAH MAHMUT ÖVÜR GÜNÜN İÇİNDEN mahmuovur@sabah.com.tr
SABAH HINCAL ULUÇ HINCAL'IN YERİ GÜNÜN İÇİNDEN uluch@sabah.com.tr
SABAH UMUR TALU DİPSİZ KUYU ORTA SAYFA utalu@ttnet.net.tr
SABAH ERGUN BABAHAN ORTA SAYFA ebabahan@sabah.com.tr
SABAH SOLİ ÖZEL DIŞ HABER cozepo@yahoo.com
SABAH ERDAL ŞAFAK GÜNDEM esafak@sabah.com.tr
SABAH MUHARREM SARIKAYA ANKARA GÜNDEM msarikaya@sabah.com.tr
SABAH YAVUZ DONAT VİTRİN SİYASET ydonat@sabah.com.tr
SABAH GÜRCAN BİLGİÇ F.BAHÇE NASILDI? SPOR gbilgic@sabah.com.tr
SABAH İSKENDER GÜNEN TS NASILDI? SPOR igunen@sabah.com.tr
SABAH KAZIM KANAT BJK NASILDI? SPOR kanat@sabah.com.tr
SABAH EBRU KILIÇOĞLU SPOR ekilicoglu@sabah.com.tr
SABAH LEVENT TÜZEMEN BAŞARIYA GİDEN YOL SPOR ltuzemen@sabah.com.tr
SÖZCÜ MEHMET ŞEHİRLİ YERİN KULAĞI VAR GÜNCEL msehirli@sozcugazetesi.net
SÖZCÜ SİNAN AYGÜN POLİTİKA sinanaygun@atonet.org.tr
SÖZCÜ EMİN ÇÖLAŞAN EMİN ÇÖLAŞAN YAZIYOR POLİTİKA emincolasan@sozcugazetesi.net
SÖZCÜ MEHMET TÜRKER POLİTİKA mturker@sozcugazetesi.net
SÖZCÜ MURAT MURATOĞLU SONSÖZ EKONOMİ sozcumuratoglu@gmail.com
SÖZCÜ ERDOĞAN TOKMAKÇIOĞLU ASABİYE KOĞUŞU HABER/YORUM etokmakcioglu@gmail.com
SÖZCÜ ŞEVKET TEZEL ÇALIŞANLARIN SÖZCÜ'SÜ HABER/YORUM sevtezel@hotmail.com
SÖZCÜ TARIK YILMAZ EKRAN TURU TV tyilmaz@sozcugazetesi.net
STAR AHMET KEKÇ GÜNCEL akekec@stargazete.com
STAR YAĞMUR ATSIZ BLOKNOT GÜNCEL yagmuratsiz@stargazete.com
STAR AZİZ ÜSTEL AZİZNAME GÜNCEL austel@stargazete.com
STAR SALİH NEFTÇİ EKONOMİ sneftci@ust.hk
STAR ESER KARAKAŞ EKONOMİ ekarakas@stargazete.com
STAR SELAHATTİN DÖNMEZ YENİ BİR HAYAT KADIN-AİLE sdonmez@sdonmez.com
STAR NASUHİ GÜNGÖR GÜNCEL ngungor@stargazete.com
STAR ŞAMİL TAYYAR GÜNCEL stayyar@stargazete.com
STAR MEHMET ALTAN PRİZMA GÜNCEL mehmetaltan@stargazete.com
STAR HASAN KAÇAN GÜNCEL hkacan@stargazete.com
STAR PROF.DR.FARUK BEŞER CUMA SOHBETLERİ AİLE fbeser@stargazete.com
STAR EKREM OKUTAN YORUM eokutan@stargazete.com
ŞOK BURCU BURCU YAZIYOR YORUM burca@abcmedya.com.tr
ŞOK DR.ALP SİRMAN ACİL SERVİS SAĞLIK alpsirman@mediklinik.com
TAKVİM HİCRAN AYGÜN YAŞAM haygun@takvim.com.tr
TAKVİM SAVAŞ AY ORTALIK YAŞAM savas.ay54@gmail.com
TERCÜMAN BEHİÇ KILIÇ GERÇEK TÜRKİYE GÜNCEL behic.kilic@tercüman.com.tr
TERCÜMAN ESFENDER KORKMAZ CEBİMİZDEKİ EL EKONOMİ esfender@esfenderkorkmaz.com
TERCÜMAN CANER SONER GÖKSEL SİYASET ÇEŞMESİ GÜNCEL soner.goksel@hotmail.com
TERCÜMAN METİN ÖZKAN BAŞKENT ARENASI GÜNCEL metin.ozkan@tercuman.com.tr
TERCÜMAN SIRRI YÜKSEL CEBECİ BANA GÖRE GÜNCEL sirri.cebeci@tercuman.com.tr
TERCÜMAN LALE ŞIVGIN GÜNCEL lalesivgin@yahoo.com
TURKISH DAILY NEWS NEŞE YAHYA YAŞAM nese@expatia.net
TURKISH DAILY NEWS YUSUF KANLI HABER/YORUM ykanli@hotmail.com
TURKISH DAILY NEWS BURAK BEKDİL HABER/YORUM burak.bekdil@tdn.com.tr
TURKISH DAILY NEWS MİTHAT MELEN HABER/YORUM mithatmelen@ttmail.com
TURKISH DAILY NEWS SEMİH İDİZ HABER/YORUM semih.idiz@tdn.com.tr
TURKISH DAILY NEWS CENGİZ ÇANDAR YORUM cengiz.candar@tdn.com.tr
TURKISH DAILY NEWS MEHMET ALİ BİRAND YORUM mab@tdn.com.tr
TÜRKİYE RAHİM ER ENTELLEKTÜEL BOYUT YORUM rahim.er@bky.com.tr
TÜRKİYE HASAN MESUT HAZAR WASHİNGTON MEKTUBU YORUM hasanmesut.hazar@g.com.tr
TÜRKİYE MUHSİN ABAY YORUM muhsin.abay@tg.com.tr TÜRKİYE ÖMER SÖZTUTAN SÖZ MARKET MİZAHİ omer.soztutan@tg.com.tr
TÜRKİYE NURİ ELİBOL NELER OLUYOR? GÜNDEM nurielibol@tg.com.tr
TÜRKİYE MEHMET ALİ DEMİRBAŞ SOHBET İNSAN VE TOPLUM mehmetali.demirbas@tg.com.tr
TÜRKİYE MEHMET ORUÇ HİKMETLER İNSAN VE TOPLUM mehmet.oruc@tg.com.tr
TÜRKİYE VEHBİ TÜLEK MEŞHURLARIN SON SÖZLERİ İNSAN VE TOPLUM vehbi.tulek@tg.com.tr
TÜRKİYE ABDULLATİF UYAN MENKIBELER İNSAN VE TOPLUM abdullatif.uyan@tg.com.tr
TÜRKİYE MUHAMMER ERKUL STOP KÜLTÜR-SANAT muammer.erkul@tg.com.tr
TÜRKİYE KEMAL BELGİN SPOR kemal.belgin@tg.com.tr
TÜRKİYE HALİL DELİCE DELİCE SPOR halil.delice@tg.com.tr
TÜRKİYE ÖCAL ULUÇ SPOR ocal.uluc@tg.com.tr
TÜRKİYE ÖMER FARUK ÜNAL HAKEM ODASI SPOR omerfaruk.unal@tg.com.tr
VATAN GÜNGÖR MENGİ SİYASET gmengi@gazetevatan.com
VATAN RUHAT MENGİ GÜNCEL rmengi@gazetevatan.com
VATAN ZÜLFÜ LİVANELLİ HAYATA DAİR GÜNCEL zlivanelli@gazetevatan.com
VATAN REHA MUHTAR GÜNCEL rmuhtar@gazetevatan.com
VATAN NECATİ DOĞRU EKONOMİ ndogru@gazetevatan.com
VATAN HAŞMET BABAOĞLU GÜNDEM hasmetb@gazetevatan.com
VATAN İCLAL AYDIN HAYAT GÜZELDİR GÜNDEM iaydin@gazetevatan.com
VATAN OKAY GÖNENSİN SİYASET ogonensin@gazetevatan.com
VATAN SELAHATTİN DUMAN ORTA SAYFA sduman@gazetevatan.com
VATAN MUSTAFA MUTLU GÜNDEM mmutlu@gazetevatan.com
VATAN CAN ATAKLI GÜNDEM catakli@gazetevatan.com
VATAN SÜLEYMAN ATEŞ GÜNCEL suleymanates@gazetevatan.com
VATAN TAYFUN BAYINDIR SPORUN ARKA BAHÇESİ SPOR tbayindir@gazetevatan.com
YENİ ŞAFAK HAYRETTİN KARAMAN GÜNCEL hkaraman@yenisafak.com.tr
YENİ ŞAFAK ALİ BAYRAMOĞLU GÜNCEL alibayramoglu@tnn.net
YENİ ŞAFAK YAŞAR SÜNGÜ EKONOMİ ysungu@yenisafak.com.tr
YENİ ŞAFAK İBRAHİM KAHVECİ EKONOMİ ikahveci@yenisafak.com.tr
YENİ ŞAFAK İBRAHİM KARAGÜL GÜNDEM ibrahimkaragul@gmail.com
YENİ ŞAFAK TAHA KIVANÇ GÜNDEM tahakivanc@hotmail.com
YENİ ŞAFAK YASİN DOĞAN GÜNDEM ydogan@yenisafak.com.tr
YENİ ŞAFAK YUSUF KAPLAN GÜNDEM ykaplan@yenisafak.com.tr
YENİ ŞAFAK TAMER KORKMAZ POLİTİKA tkorkmaz@yenisafak.com.tr
YENİ ŞAFAK FEHMİ KORU POLİTİKA f.koru@hotmail.com
YENİ ŞAFAK SALİH TUNA SAĞLIK stuna@yenisafak.com.tr
YENİ ŞAFAK MEHET ŞEKER YORUM mseker@yenisafak.com.tr
YENİ ŞAFAK BEKİR HAZAR TELEVİZYON bhazar@yenisafak.com.tr
YENİ ŞAFAK OSMAN TAMBURACI OMBUDSMAN SPOR otanburaci@yenisafak.com.tr
YENİÇAĞ ÖZCAN YENİÇERİ BALBAL GÜNCEL yeniceriozcan@yahoo.com
YENİÇAĞ SAVAŞ SÜZAL DIŞ HABER ssuzal@verizon.net
YENİÇAĞ SELCAN TAŞÇI MEDYA POLEMİK MEDYA mp@yenicaggazetesi.com.tr
YENİÇAĞ DURMUŞ HOCAOĞLU ANALİZ YORUM durmushocaoglu@ttnet.net.tr
YENİÇAĞ NADİM MACİT AÇI-YORUM GÜNCEL n_macit@yahoo.cm
YENİÇAĞ SABAHATTİN ÖNKİBAR POLİTİKA GÜNLÜĞÜ GÜNCEL sonkibar@gmail.com
YENİÇAĞ ALTEMUR KILIÇ UFUK TURU GÜNCEL altemurkilic@ttmail.com
YENİÇAĞ İSRAFİL K.KUMBASAR SICAK TAKİP GÜNCEL israfilkumbasar@yenicaggazetesi.com.tr
YENİÇAĞ ARSLAN BULUT YAZIT GÜNCEL arslanbulut@yenicaggazetesi.com.tr
YENİÇAĞ AHMET ÜNAL GÜNCEL eahmetunal@gmail.com
YENİÇAĞ AHMET SEVGİ SEVGİ GÖZÜYLE TARİH VE KÜLTÜR ahsevgi@selcuk.edu.tr
ZAMAN MELİH ARAT İŞ FIRSATLARI EKONOMİ m.arat@zaman.com.tr
ZAMAN ABDULLAH AYMAZ AİLE-SAĞLIK a.aymaz@zaman.com.tr
ZAMAN SELİM İLERİ KÜLTÜR-SANAT s.ileri@zaman.com.tr
ZAMAN FİKRET ERTAN DIŞ HABERLER f.ertan@zaman.com.tr
ZAMAN MUSTAFA ÜNAL YORUM m.unal@zaman.com.tr
ZAMAN HİLMİ YAVUZ YORUM h.yavuz@zaman.com.tr
ZAMAN MÜMTAZ'ER TÜRKÖNE YORUM m.turkone@zaman.com.tr
ZAMAN HAMDULLAH ÖZTÜRK YORUM h.ozturk@zaman.com.tr
ZAMAN ATIF KEÇECİ SPOR a.kececi@zaman.com.tr
ZAMAN ZEKİ ÇOL SPOR z.col@zaman.com.tr
ZAMAN AHMET ÇAKIR SPOR a.cakir@zaman.com.tr
MEDYA İRTİBAT ADRESLERİ
>
NTV 335 00 00 METE ÇUBUKÇU HABER SERVİSİ MÜDÜRÜ mete.cubukcu@ntv.com.tr Eski Büyükdere caddesi USO Center no:59 MASLAK
FEVZİ YENİÇERİ HABER SERVİSİ MÜDÜR YARDIMCISI fevzi.yeniceri@ntv.com.tr Eski Büyükdere caddesi USO Center no:59 MASLAK
MİRGÜN CABAS EDİTÖR mirgun.cabas@ntv.com.tr Eski Büyükdere caddesi USO Center no:59 MASLAK
SHOW TV
355 01 01 MURAT DEMİREL GENEL YAYIN YÖNETMENİ murat.demirel@showtv.com.tr Yapı Kredi Plaza E Blok
AYHAN BÖLÜKBAŞI HABER KOORDİNATÖRÜ ayhan.bolukbası@showtv.com.tr Yapı Kredi Plaza E Blok
ALPARSLAN AKKUŞ HABER SERVİSİ MÜDÜRÜ alparslan.akkus@showtv.com.tr Yapı Kredi Plaza E Blok
OZAN PEZEK EDİTÖR ozan.pezek@showtv.com.tr Yapı Kredi Plaza E Blok
RIDVAN BIYIK HABER MUHABİRİ rıdvan.bıyık@showtv.com.tr Yapı Kredi Plaza E Blok
FIRAT ÇATBAŞ HABER MUHABİRİ fırat.catbas@showtw.com.tr Yapı Kredi Plaza E Blok
DERYA BOZDİNÇ HABER MUHABİRİ derya.bozdinc@showtv.com.tr Yapı Kredi Plaza E Blok
SKY TÜRK
449 07 00 FİKRET BULUT HABER SERVİSİ MÜDÜRÜ fikret.bulut@skyturk.tv Merkezefendi Mahellesi Davutpaşa Caddesi No: 34
MUSTAFA ÇELEBİ EDİTÖR mustafa.celebi@skyturk.tv Merkezefendi Mahellesi Davutpaşa Caddesi No: 34
MUHARREM YILDIZ EDİTÖR muharrem.yıldız@skyturk.tv Merkezefendi Mahellesi Davutpaşa Caddesi No: 34
RECEP BOLAT EDİTÖR recep.bolat@skyturk.tv Merkezefendi Mahellesi Davutpaşa Caddesi No: 34
BURCU BENEK MUHABİR burcu.benek@skyturk.tv Merkezefendi Mahellesi Davutpaşa Caddesi No: 34
MERVE AYHAN MUHABİR merve.ayhan@skyturk.tv Merkezefendi Mahellesi Davutpaşa Caddesi No: 34
ATV
354 30 00 HAKAN GÜLTEKİN HABER MÜDÜRÜ/ İ. ŞEFİ h.gultekin@atv.com.tr
MÜCAHİT OKUR EDİTÖR m.okur@atv.com.tr
FERKUT BOZKURT EDİTÖR f.bozkurt@atv.com.tr
NİLGÜN ÖZDAĞ EDİTÖR n.ozdag@atv.com.tr
FERHAT UÇAR MUHABİR f.ucar@atv.com.tr
IŞIL ÖZDEM MUHABİR ı.ozdem@atv.com.tr
TV 8
288 51 52 GÜRCAN ÇİLESİZ HABER SERVİSİ MÜDÜRÜ haber@tv8.com.tr
DEMET SOYSAL HABER SERVİSİ MÜDÜR YARDIMCISI haber@tv8.com.tr
MURAT KARATAŞ HABER MUHABİRİ haber@tv8.com.tr
İSMAİL ERDEN HABER MUHABİRİ haber@tv8.com.tr
BİLGE YAVUZ HABER MUHABİRİ haber@tv8.com.tr
FOX
454 56 00 KUBİLAY TÜMEN HABER SERVİSİ MÜDÜRÜ kubilay.tumen@fox.com.tr
EYÜP KARASAKAL İSTİHBARAT ŞEFİ eyup.karasakal@fox.com.tr
MERAL TOSUN HABER MUHABİRİ meral.tosun@fox.com.tr
FATİH ERENER HABER MUHABİRİ fatih.erener@fox.com.tr
KANAL 1
313 69 00 BÜLENT GÜLTEKİN HABER SERVİSİ MÜDÜRÜ bulentgultekin@kanal1.com.tr
OZAY ŞENDUR HABER KOORDİNATÖRÜ osendur@kanal1.com.tr
SUAT YILMAZ İSTİHBARAT ŞEFİ suat@kanal1.com.tr
EMRAH GÜRSOY MUHABİR egursoy@kanal1.com.tr
KANAL TÜRK
274 50 50 TARIK TOROS HABER SERVİSİ MÜDÜRÜ tarık.toros@kanalturk.com.tr
OĞUZ USLUER HABER KOORDİNATÖRÜ oguz.usluer@kanalturk.com.tr
DİLEK ÖZGÜL HABER MUHABİRİ dilek.ozgul@kanalturk.com.tr
STAR TV
413 50 00 UĞUR DÜNDAR ANCHORMAN ugur.dundar@startv.com.tr
YILMAZ ÖZDİL HABER GENEL MÜDÜRÜ yılmaz.ozdıl@startv.com.tr
MUSTAFA SAĞLAMER HABER KOORDİNATÖRÜ mustafa.sağlamer@startv.com.tr
ÜNAL OYMAK İSTİHBARAT ŞEFİ unal.oymak@startv.com.tr
EMİNE MUNYAR EKONOMİ EDİTÖRÜ emine.uyar@startv.com.tr
KANAL 24
496 20 00 YÜKSEL ALTINTAŞ HABER KOORDİNATÖRÜ yukselaltıntas@yirmidort.tv
ÖMER ÖZKÖK EDİTÖR omerozkok@yirmidort.tv
TARIK OKAYGÜN EDİTÖR tarikokaygun@yirmidort.tv
ARUKAN ŞANCI EDİTÖR arukansancı@yirmidort.tv
MURAT YANCI EDİTÖR muratyanci@yirmidort.tv
VAKKAS AKSU MUHABİR vakkasaksu@yirmidort.tv
SEMİH SATIROĞLU MUHABİR semihsatiroglu@yirmidort.tv
PINAR HORTOĞLU MUHABİR pinarhortoglu@yirmidort.tv
TRT
232 00 00 SELVER GÖZÜAÇIK EKONOMİ/HABER SERVİSİ MÜDÜRÜ selver.gozuacık@trt.net.tr
ENGİN BAŞÇI MUHABİR engin.bascı@trt.net.tr
GÖKSAL GÖKÇE MUHABİR goksal.gokce@trt.net.tr
ERKAN TURHAN MUHABİR erkan.turhan@trt.net.tr
GÖNÜL GEZBUL MUHABİR gonul.gezbul@trt.net.tr
ÖZLEM COŞAR MUHABİR ozlem.cosar@trt.net.tr
CNN TÜRK
413 56 00 SUAT TOkTAŞ HABER SERVİSİ MÜDÜRÜ suatt@cnnturk.com.tr
CENGİZ ERTAN İSTANBUL HABER KOORDİNATÖRÜ cengize@cnnturk.com.tr
GÖKSAL GÖKSU HABER MUHABİRİ goksalg@cnnturk.com.tr
HÜSEYİN YILMAZ HABER MUHABİRİ huseyiny@cnnturk.com.tr
KANAL D
413 51 11 MUSTAFA AŞÇIOĞLU HABER SERVİSİ MÜDÜRÜ mascıoglu@kanald.com.tr
UYGAR EREMEKTAR HABER KOORDİNATÖRÜ ueremektar@kanald.com.tr
ORKUN ÜN HABER MUHABİRİ orkunes@kanald.com.tr
EXPO CHANNEL
465 79 49 MAHMUT RUŞEN PROGRAM ve YAYIN MÜDÜRÜ mrusen@expochanneltv.com
ONURSAL ERBAŞ YAYIN KOORDİNATÖRÜ oerbas@jcturk.com
MUSTAFA URLU İSTİHBARAT ŞEFİ mustafaurlu@jcturk.com
AA
513 10 90 FATİH SÜRMELİ İSTİHBARAT ŞEFİ istanbul@aa.com.tr
HASAN KÖSEOĞLU MUHABİR istanbul@aa.com.tr
EREN COŞKUN MUHABİR istanbul@aa.com.tr
NESİMİ ERGÜNÜ MUHABİR istanbul@aa.com.tr
NURAY CEVİREL MUHABİR istanbul@aa.com.tr
NURHAN ÇORLU MUHABİR istanbul@aa.com.tr
NEVBAHAR KABAK MUHABİR istanbul@aa.com.tr
CHA
551 54 41 CEMALETTİN ÇANDIR İSTİHBARAT ŞEFİ c.candır@cihan.com.tr
HAKAN İNCE HABER MÜDÜRÜ h.ince@cihan.com.tr,
BARAN TAŞ MUHABİR b.tas@cihan.com.tr
LİG TV
326 00 00 AYRI BİR HABER SERVİSİ YOK SPOR SERVİSİ AYNI ZAMANDA HABERLERİ HAZIRLIYOR
CNBC- E
335 00 00 AYRI BİR HABER SERVİSİ YOK EKONOMİ SERVİSİ AYNI ZAMANDA HABERLERİ HAZIRLIYOR.
NTV SPOR
335 00 00 AYRI BİR HABER SERVİSİ YOK SPOR SERVİSİ AYNI ZAMANDA HABERLERİ HAZIRLIYOR.
KANAL 7
612 90 90 NAYMİYE YILMAZ HABER DAİRESİ BAŞKANI nyilmaz@kanal7.com
İBRAHİM ERDOĞAN HABER KOORDİNATÖRÜ ierdogan@kanal7.com
AHMET GEMİCİ HABER MUHABİRİ gemici@kanal7.com
EMİNE OKUMUŞ HABER MUHABİRİ eminekaradere@kanal7.com
SABRİ ÇELEBİOĞLU HABER MUHABİRİ celebioğlu@kanal7.com
BAHADIR AÇIKEL HABER MUHABİRİ bahadır.acıkel@kanal7.com
GONCA BAĞBÜR HABER MUHABİRİ gonca.bagbur@kanal7.com
DHA
413 55 55 MUSTAFA ERDOĞAN HABER SERVİSİ MÜDÜRÜ dhaistanbui@dha.com.tr
STV
(216) 524 95 24 AHMET TORUN HABER SERVİSİ MÜDÜRÜ atorun@samanyolu.tv
ALİ DEMİRER İSTİHBARAT ŞEFİ ademirer@samanyolu.tv
METİN YIKAR HABER KOORDİNATÖRÜ myıkar@samanyolu.tv
AHMET DOĞAN HABER MUHABİRİ adogan@samanyolu.tv
LEVENT AK HABER MUHABİRİ lak@samanyolu.tv
SİNAN GİRGİN HABER MUHABİRİ sgirgin@samanyolu.tv
TGRT HABER
454 70 70 MURAT ARVAS HABER SERVİSİ MÜDÜRÜ murat.arvas@tgrthaber.com.tr
GÜNAY KANTAŞ HABER KOORDİNATÖRÜ gunay.kantas@tgrthaber.com.tr
EKREM ÇALKILIÇ HABER MUHABİRİ ekrem.calkılıc@tgrthaber.com.tr
ÖMER ÇAĞLAK HABER MUHABİRİ omer.caglak@tgrthaber.com.tr
İHA
454 33 33 ÖMER KILIÇ HABER SERVİSİ MÜDÜRÜ omer.kılıc@iha.com.tr
FARUK AYDEMİR EDİTÖR faruk.aydemir@iha.com.tr
HABER TÜRK
313 60 60 ALİ GÜVEN HABER MÜDÜRÜ aliguven@haberturk.com,
dahili 6247 CANSEL POYRAZ PLANLAMA VE İSTİHBARAT SORUMLUSU canselpoyraz@haberturk.com
TBMM Elektronik Posta Adresleri Listesi
Türkiye Büyük Millet Meclisi Milletvekilleri
Elektronik Posta Adresleri Listesi
Kürşat ATILGAN ADANA MHP kursat.atilgan@tbmm.gov.tr
Ömer ÇELİK ADANA AK Parti omer.celik@tbmm.gov.tr
Nevingaye ERBATUR ADANA CHP gaye.erbatur@tbmm.gov.tr
Dengir Mir Mehmet FIRAT ADANA AK Parti dengirmir@tbmm.gov.tr
Fatoş GÜRKAN ADANA AK Parti fatos.gurkan@tbmm.gov.tr
Hulusi GÜVEL ADANA CHP hulusi.guvel@tbmm.gov.tr
Vahit KİRİŞCİ ADANA AK Parti vahit.kirisci@tbmm.gov.tr
Ali KÜÇÜKAYDIN ADANA AK Parti ali.kucukaydin@tbmm.gov.tr
Tacidar SEYHAN ADANA CHP tacidar.seyhan@tbmm.gov.tr
Yılmaz TANKUT ADANA MHP yilmaz.tankut@tbmm.gov.tr
Necdet ÜNÜVAR ADANA AK Parti necdet.unuvar@tbmm.gov.tr
Muharrem VARLI ADANA MHP muharrem.varli@tbmm.gov.tr
Mustafa VURAL ADANA DSP mustafa.vural@tbmm.gov.tr
Ahmet AYDIN ADIYAMAN AK Parti ahmetaydin@tbmm.gov.tr
Mehmet ERDOĞAN ADIYAMAN AK Parti mehmeterdogan02@tbmm.gov.tr
Şevket GÜRSOY ADIYAMAN AK Parti sevket.gursoy@tbmm.gov.tr
Fehmi Hüsrev KUTLU ADIYAMAN AK Parti husrevkutlu@tbmm.gov.tr
Sait AÇBA AFYONKARAHİSAR AK Parti sait.acba@tbmm.gov.tr
Abdülkadir AKCAN AFYONKARAHİSAR MHP abdulkadir.akcan@tbmm.gov.tr
Zekeriya ASLAN AFYONKARAHİSAR AK Parti zekeriya.aslan@tbmm.gov.tr
Halil AYDOĞAN AFYONKARAHİSAR AK Parti halil.aydogan@tbmm.gov.tr
Veysel EROĞLU AFYONKARAHİSAR AK Parti veyseleroglu@tbmm.gov.tr
Ahmet KOCA AFYONKARAHİSAR AK Parti ahmet.koca@tbmm.gov.tr
Halil ÜNLÜTEPE AFYONKARAHİSAR CHP halil.unlutepe@tbmm.gov.tr
Mehmet Hanifi ALIR AĞRI AK Parti mehmet.hanifi.alir@tbmm.gov.tr
Abdulkerim AYDEMİR AĞRI AK Parti kaydemir@tbmm.gov.tr
Cemal KAYA AĞRI AK Parti cemal.kaya@tbmm.gov.tr
Ruhi AÇIKGÖZ AKSARAY AK Parti ruhi.acikgoz@tbmm.gov.tr
Osman ERTUĞRUL AKSARAY MHP osman.ertugrul@tbmm.gov.tr
Zekeriya AKINCI ANKARA CHP zekeriya.akinci@tbmm.gov.tr
Yılmaz ATEŞ ANKARA CHP yilmaz.ates@tbmm.gov.tr
Nesrin BAYTOK ANKARA CHP nesrin.baytok@tbmm.gov.tr
Tekin BİNGÖL ANKARA CHP tekin.bingol@tbmm.gov.tr
Zeynep DAĞI ANKARA AK Parti dagi@tbmm.gov.tr
Bülent GEDİKLİ ANKARA AK Parti bulentgedikli@tbmm.gov.tr
Mehmet Emrehan HALICI ANKARA DSP emrehan.halici@tbmm.gov.tr
Haluk İPEK ANKARA AK Parti haluk.ipek@tbmm.gov.tr
Salih KAPUSUZ ANKARA AK Parti salih.kapusuz@tbmm.gov.tr
Faruk KOCA ANKARA AK Parti faruk.koca@tbmm.gov.tr
Hakkı Suha OKAY ANKARA CHP hakki.suha.okay@tbmm.gov.tr
Mehmet Zekai ÖZCAN ANKARA AK Parti zekai.ozcan@tbmm.gov.tr
Nazmi Haluk ÖZDALGA ANKARA AK Parti haluk.ozdalga@tbmm.gov.tr
Mustafa Cihan PAÇACI ANKARA MHP cpacaci@tbmm.gov.tr
Mücahit PEHLİVAN ANKARA DSP mpehlivan@tbmm.gov.tr
Yıldırım Tuğrul TÜRKEŞ ANKARA MHP ytugrulturkes@tbmm.gov.tr
Mustafa Said YAZICIOĞLU ANKARA AK Parti mustafa.said.yazicioglu@tbmm.gov.tr
Sadık BADAK ANTALYA AK Parti badak@tbmm.gov.tr
Mevlüt ÇAVUŞOĞLU ANTALYA AK Parti cavusoglu@tbmm.gov.tr
Hüsnü ÇÖLLÜ ANTALYA CHP husnucollu@tbmm.gov.tr
Atila EMEK ANTALYA CHP atila.emek@tbmm.gov.tr
Mehmet GÜNAL ANTALYA MHP mehmet.gunal@tbmm.gov.tr
Yusuf Ziya İRBEÇ ANTALYA AK Parti irbec@tbmm.gov.tr
Osman KAPTAN ANTALYA CHP osman.kaptan@tbmm.gov.tr
Tayfur SÜNER ANTALYA CHP tayfur.suner@tbmm.gov.tr
Tunca TOSKAY ANTALYA MHP tunca.toskay@tbmm.gov.tr
Saffet KAYA ARDAHAN AK Parti saffet.kaya@tbmm.gov.tr
Ensar ÖĞÜT ARDAHAN CHP ensar.ogut@tbmm.gov.tr
Mehmet Fatih ATAY AYDIN CHP fatihatay@tbmm.gov.tr
Özlem ÇERÇİOĞLU AYDIN CHP ozlem.cercioglu@tbmm.gov.tr
Atilla KOÇ AYDIN AK Parti atilla.koc@tbmm.gov.tr
Ali UZUNIRMAK AYDIN MHP aliuzunirmak@tbmm.gov.tr
Ayşe AKBAŞ BALIKESİR AK Parti ayseakbas@tbmm.gov.tr
Ergün AYDOĞAN BALIKESİR CHP ergun.aydogan@tbmm.gov.tr
Hüseyin PAZARCI BALIKESİR DSP hpazarci@tbmm.gov.tr
Ali Osman SALİ BALIKESİR AK Parti ali.osman.sali@tbmm.gov.tr
Ahmet Edip UĞUR BALIKESİR AK Parti edip.ugur@tbmm.gov.tr
Yılmaz TUNÇ BARTIN AK Parti yilmaz.tunc@tbmm.gov.tr
Muhammet Rıza YALÇINKAYA BARTIN CHP muhammet.riza.yalcinkaya@tbmm.gov.tr
Mehmet Emin EKMEN BATMAN AK Parti eminekmen@tbmm.gov.tr
Ahmet İNAL BATMAN AK Parti ahmetinal@tbmm.gov.tr
Fetani BATTAL BAYBURT AK Parti fetani.battal@tbmm.gov.tr
Fahrettin POYRAZ BİLECİK AK Parti fahrettin.poyraz@tbmm.gov.tr
Yaşar TÜZÜN BİLECİK CHP yasar.tuzun@tbmm.gov.tr
Kazim ATAOĞLU BİNGÖL AK Parti kazim.ataoglu@tbmm.gov.tr
Yusuf COŞKUN BİNGÖL AK Parti yusuf.coskun@tbmm.gov.tr
Cevdet YILMAZ BİNGÖL AK Parti cevdet.yilmaz@tbmm.gov.tr
Vahit KİLER BİTLİS AK Parti vahit.kiler@tbmm.gov.tr Cemal TAŞAR BİTLİS AK Parti ctasar@tbmm.gov.tr
Yüksel COŞKUNYÜREK BOLU AK Parti y.coskunyurek@tbmm.gov.tr
Fatih METİN BOLU AK Parti fatih.metin@tbmm.gov.tr
Mehmet ALP BURDUR AK Parti mehmet.alp@tbmm.gov.tr
Bayram ÖZÇELİK BURDUR AK Parti bayram.ozcelik@tbmm.gov.tr
Ramazan Kerim ÖZKAN BURDUR CHP r.kerim.ozkan@tbmm.gov.tr
Canan CANDEMİR ÇELİK BURSA AK Parti canan.candemir.celik@tbmm.gov.tr
Faruk ÇELİK BURSA AK Parti faruk.celik@tbmm.gov.tr
Kemal DEMİREL BURSA CHP kemal.demirel@tbmm.gov.tr
Hamza Hamit HOMRİŞ BURSA MHP hamit.homris@tbmm.gov.tr
Sedat KIZILCIKLI BURSA AK Parti sedat.kizilcikli@tbmm.gov.tr
Ali KOYUNCU BURSA AK Parti alikoyuncu@tbmm.gov.tr
Ali KUL BURSA AK Parti ali.kul@tbmm.gov.tr
Mehmet OCAKDEN BURSA AK Parti mehmet.ocakden@tbmm.gov.tr
Onur Başaran ÖYMEN BURSA CHP onur.oymen@tbmm.gov.tr
Necati ÖZENSOY BURSA MHP necati.ozensoy@tbmm.gov.tr
Abdullah ÖZER BURSA CHP abdullah.ozer@tbmm.gov.tr
Mehmet Emin TUTAN BURSA AK Parti metutan@tbmm.gov.tr
Mustafa Kemal CENGİZ ÇANAKKALE MHP m.kemalcengiz@tbmm.gov.tr
Ahmet KÜÇÜK ÇANAKKALE CHP ahmet.kucuk@tbmm.gov.tr
Nurettin AKMAN ÇANKIRI AK Parti nurettinakman@akparti.org.tr
Ahmet BUKAN ÇANKIRI MHP ahmet.bukan@tbmm.gov.tr
Suat KINIKLIOĞLU ÇANKIRI AK Parti kiniklioglu@tbmm.gov.tr
Ahmet AYDOĞMUŞ ÇORUM AK Parti ahmet.aydogmus@tbmm.gov.tr
Cahit BAĞCI ÇORUM AK Parti cahit.bagci@tbmm.gov.tr
Ağah KAFKAS ÇORUM AK Parti agah.kafkas@tbmm.gov.tr
Murat YILDIRIM ÇORUM AK Parti murat.yildirim@tbmm.gov.tr
Emin Haluk AYHAN DENİZLİ MHP emin.haluk.ayhan@tbmm.gov.tr
Mithat EKİCİ DENİZLİ AK Parti mithat.ekici@tbmm.gov.tr
Mehmet Salih ERDOĞAN DENİZLİ AK Parti salih.erdogan@tbmm.gov.tr
Ali Rıza ERTEMÜR DENİZLİ CHP ali.riza.ertemur@tbmm.gov.tr
Selma Aliye KAVAF DENİZLİ AK Parti selmakavaf@tbmm.gov.tr
M. İhsan ARSLAN DİYARBAKIR AK Parti ihsanarslan@tbmm.gov.tr
Akın BİRDAL DİYARBAKIR DTP akin.birdal@tbmm.gov.tr
Selahattin DEMİRTAŞ DİYARBAKIR DTP selahattin.demirtas@tbmm.gov.tr
Mehmet Mehdi EKER DİYARBAKIR AK Parti mehdieker@tbmm.gov.tr
Gültan KIŞANAK DİYARBAKIR DTP gultan.kisanak@tbmm.gov.tr
Abdurrahman KURT DİYARBAKIR AK Parti abdurrahmankurt@tbmm.gov.tr
Ali İhsan MERDANOĞLU DİYARBAKIR AK Parti ali.ihsan.merdanoglu@tbmm.gov.tr
Celal ERBAY DÜZCE AK Parti celal.erbay@tbmm.gov.tr
Metin KAŞIKOĞLU DÜZCE AK Parti metin.kasikoglu@tbmm.gov.tr
Necdet BUDAK EDİRNE AK Parti nbudak@tbmm.gov.tr
Rasim ÇAKIR EDİRNE CHP rasim.cakir@tbmm.gov.tr
Bilgin PAÇARIZ EDİRNE CHP bilgin.pacariz@tbmm.gov.tr
Cemaleddin USLU EDİRNE MHP cemaleddin.uslu@tbmm.gov.tr
Mehmet Necati ÇETİNKAYA ELAZIĞ AK Parti necati.cetinkaya@tbmm.gov.tr
Feyzi İŞBAŞARAN ELAZIĞ AK Parti feyziisbasaran@tbmm.gov.tr
Tahir ÖZTÜRK ELAZIĞ AK Parti tahir.ozturk@tbmm.gov.tr
Hamza YANILMAZ ELAZIĞ AK Parti hamza.yanilmaz@tbmm.gov.tr
Binali YILDIRIM ERZİNCAN AK Parti binali.yildirim@tbmm.gov.tr
Muhyettin AKSAK ERZURUM AK Parti muhyettin.aksak@tbmm.gov.tr
Fazilet DAĞCI ÇIĞLIK ERZURUM AK Parti fazilet.ciglik@tbmm.gov.tr
Muzaffer GÜLYURT ERZURUM AK Parti muzaffer.gulyurt@tbmm.gov.tr
Beytullah ASİL ESKİŞEHİR MHP beytullahasil@tbmm.gov.tr
Hüseyin Tayfun İÇLİ ESKİŞEHİR DSP tayfun.icli@tbmm.gov.tr
Hasan Murat MERCAN ESKİŞEHİR AK Parti mercan@tbmm.gov.tr
Emin Nedim ÖZTÜRK ESKİŞEHİR AK Parti nedim.ozturk@tbmm.gov.tr
Fehmi Murat SÖNMEZ ESKİŞEHİR CHP murat.sonmez@tbmm.gov.tr
Kemal UNAKITAN ESKİŞEHİR AK Parti unakitan@tbmm.gov.tr
Mahmut DURDU GAZİANTEP AK Parti mahmut.durdu@tbmm.gov.tr
Mehmet ERDOĞAN GAZİANTEP AK Parti mehmeterdogan@tbmm.gov.tr
İbrahim Halil MAZICIOĞLU GAZİANTEP AK Parti halilmazicioglu@tbmm.gov.tr
Özlem MÜFTÜOĞLU GAZİANTEP AK Parti ozlem.muftuoglu@tbmm.gov.tr
Mehmet SARI GAZİANTEP AK Parti mehmet.sari@tbmm.gov.tr
Nurettin CANİKLİ GİRESUN AK Parti nurettin.canikli@tbmm.gov.tr
Murat ÖZKAN GİRESUN MHP murat.ozkan@tbmm.gov.tr
Ali TEMÜR GİRESUN AK Parti ali.temur@tbmm.gov.tr
Kemalettin AYDIN GÜMÜŞHANE AK Parti kemalettinaydin@tbmm.gov.tr
Yahya DOĞAN GÜMÜŞHANE AK Parti yahya.dogan@tbmm.gov.tr
Hamit GEYLANİ HAKKARİ DTP hamit.geylani@tbmm.gov.tr
Abdulmuttalip ÖZBEK HAKKARİ AK Parti abdulmuttalipozbek@tbmm.gov.tr
Rüstem ZEYDAN HAKKARİ AK Parti rustem.zeydan@tbmm.gov.tr
Fuat ÇAY HATAY CHP fuat.cay@tbmm.gov.tr
Gökhan DURGUN HATAY CHP gokhan.durgun@tbmm.gov.tr
Sadullah ERGİN HATAY AK Parti sadullah.ergin@tbmm.gov.tr
Abdülhadi KAHYA HATAY AK Parti abdulhadi.kahya@tbmm.gov.tr
Mustafa ÖZTÜRK HATAY AK Parti mustafa.ozturk@tbmm.gov.tr
Abdulaziz YAZAR HATAY CHP aziz.yazar@tbmm.gov.tr
Ali GÜNER IĞDIR AK Parti ali.guner@tbmm.gov.tr
Süreyya Sadi BİLGİÇ ISPARTA AK Parti sureyya.sadi.bilgic@tbmm.gov.tr
Mevlüt COŞKUNER ISPARTA CHP mevlut.coskuner@tbmm.gov.tr
Mehmet Sait DİLEK ISPARTA AK Parti mehmet.sait.dilek@tbmm.gov.tr
Haydar Kemal KURT ISPARTA AK Parti haydar.kemal.kurt@tbmm.gov.tr
Ayşe Jale AĞIRBAŞ İSTANBUL DSP aysejaleagirbas@tbmm.gov.tr
Abdülkadir AKSU İSTANBUL AK Parti abdulkadir.aksu@tbmm.gov.tr
Güldal AKŞİT İSTANBUL AK Parti guldal.aksit@tbmm.gov.tr
Mustafa ATAŞ İSTANBUL AK Parti mustafa.atas@tbmm.gov.tr
Lokman AYVA İSTANBUL AK Parti lokman.ayva@tbmm.gov.tr
Egemen BAĞIŞ İSTANBUL AK Parti egemen.bagis@tbmm.gov.tr
Ayşe Nur BAHÇEKAPILI İSTANBUL AK Parti ayse.nur.bahcekapili@tbmm.gov.tr
Alaattin BÜYÜKKAYA İSTANBUL AK Parti alaattin.buyukkaya@tbmm.gov.tr
Alev DEDEGİL İSTANBUL AK Parti alev.dedegil@tbmm.gov.tr
Mehmet Beyazıt DENİZOLGUN İSTANBUL AK Parti mehmet.denizolgun@tbmm.gov.tr
Mehmet DOMAÇ İSTANBUL AK Parti mdomac@tbmm.gov.tr
İdris GÜLLÜCE İSTANBUL AK Parti idrisgulluce@tbmm.gov.tr
İrfan GÜNDÜZ İSTANBUL AK Parti irfan.gunduz@tbmm.gov.tr
Ünal KACIR İSTANBUL AK Parti unal.kacir@tbmm.gov.tr
Canan KALSIN İSTANBUL AK Parti canan.kalsin@tbmm.gov.tr
Birgen KELEŞ İSTANBUL CHP birgen.keles@tbmm.gov.tr
İlhan KESİCİ İSTANBUL CHP ilhankesici@tbmm.gov.tr
Kemal KILIÇDAROĞLU İSTANBUL CHP kemal.kilicdaroglu@tbmm.gov.tr
Feyzullah KIYIKLIK İSTANBUL AK Parti feyzullahkiyiklik@tbmm.gov.tr
Esfender KORKMAZ İSTANBUL CHP esfenderkorkmaz@tbmm.gov.tr
Hasan MACİT İSTANBUL DSP hasan.macit@tbmm.gov.tr
Mithat MELEN İSTANBUL MHP mithat.melen@tbmm.gov.tr
Mesude Nursuna MEMECAN İSTANBUL AK Parti nursuna.memecan@tbmm.gov.tr
Bayramali MERAL İSTANBUL CHP bayram.meral@tbmm.gov.tr
Hüseyin MERT İSTANBUL DSP huseyin.mert@tbmm.gov.tr
Mehmet MÜEZZİNOĞLU İSTANBUL AK Parti mehmet.muezzinoglu@tbmm.gov.tr
Şinasi ÖKTEM İSTANBUL CHP sinasi.oktem@tbmm.gov.tr
Mehmet Ali ÖZPOLAT İSTANBUL CHP mehmet.ali.ozpolat@tbmm.gov.tr
Mustafa ÖZYÜREK İSTANBUL CHP mustafa.ozyurek@tbmm.gov.tr
Özlem PİLTANOĞLU TÜRKÖNE İSTANBUL AK Parti ozlem.turkone@tbmm.gov.tr
Mehmet SEKMEN İSTANBUL AK Parti mehmet.sekmen@tbmm.gov.tr
Fatma Nur SERTER İSTANBUL CHP fatma.nur.serter@tbmm.gov.tr
Mehmet SEVİGEN İSTANBUL CHP mehmet.sevigen@tbmm.gov.tr
Çetin SOYSAL İSTANBUL CHP cetinsoysal@tbmm.gov.tr
Edibe SÖZEN İSTANBUL AK Parti edibesozen@tbmm.gov.tr
Ümit ŞAFAK İSTANBUL MHP umit.safak@tbmm.gov.tr
İdris Naim ŞAHİN İSTANBUL AK Parti idris.naim.sahin@tbmm.gov.tr
Bihlun TAMAYLIGİL İSTANBUL CHP bihlun.tamayligil@tbmm.gov.tr
Ali TOPUZ İSTANBUL CHP ali.topuz@tbmm.gov.tr
Durmuşali TORLAK İSTANBUL MHP ali.torlak@tbmm.gov.tr
Sebahat TUNCEL İSTANBUL DTP sebahat.tuncel@tbmm.gov.tr
Mehmet Ufuk URAS İSTANBUL ÖDP ufukuras@tbmm.gov.tr
Süleyman YAĞIZ İSTANBUL DSP suleyman.yagiz@tbmm.gov.tr
Hasan Kemal YARDIMCI İSTANBUL AK Parti hasan.kemal.yardimci@tbmm.gov.tr
Sacid YILDIZ İSTANBUL CHP sacid.yildiz@tbmm.gov.tr
Kıvılcım Kemal ANADOL İZMİR CHP kemal.anadol@tbmm.gov.tr
Cânân ARİTMAN İZMİR CHP canan.aritman@tbmm.gov.tr
Selçuk AYHAN İZMİR CHP selcuk.ayhan@tbmm.gov.tr
Şenol BAL İZMİR MHP senol.bal@tbmm.gov.tr
Bülent BARATALI İZMİR CHP bulent.baratali@tbmm.gov.tr
Recai BİRGÜN İZMİR DSP recaibirgun@tbmm.gov.tr
Fatma Seniha Nükhet HOTAR GÖKSEL İZMİR AK Parti nukhet.hotar@tbmm.gov.tr
İsmail KATMERCİ İZMİR AK Parti ismailkatmerci@tbmm.gov.tr
Oğuz OYAN İZMİR CHP oyan@tbmm.gov.tr
Harun ÖZTÜRK İZMİR DSP harun.ozturk@tbmm.gov.tr
Mehmet Ali SUSAM İZMİR CHP mehmet.ali.susam@tbmm.gov.tr
Mehmet Sayım TEKELİOĞLU İZMİR AK Parti mehmet.tekelioglu@tbmm.gov.tr
Oktay VURAL İZMİR MHP oktay.vural@tbmm.gov.tr
Tuğrul YEMİŞCİ İZMİR AK Parti tugrul.yemisci@tbmm.gov.tr
Fatih ARIKAN KAHRAMANMARAŞ AK Parti fatih.arikan@tbmm.gov.tr
Veysi KAYNAK KAHRAMANMARAŞ AK Parti veysikaynak@tbmm.gov.tr
Durdu ÖZBOLAT KAHRAMANMARAŞ CHP durdu.ozbolat@tbmm.gov.tr
Mehmet Akif PAKSOY KAHRAMANMARAŞ MHP paksoy@tbmm.gov.tr
Mehmet SAĞLAM KAHRAMANMARAŞ AK Parti mehmet.saglam@tbmm.gov.tr
Cafer TATLIBAL KAHRAMANMARAŞ AK Parti cafer.tatlibal@tbmm.gov.tr
Mehmet CEYLAN KARABÜK AK Parti mehmet.ceylan@tbmm.gov.tr
Mustafa ÜNAL KARABÜK AK Parti mustafa.unal@tbmm.gov.tr
Mevlüt AKGÜN KARAMAN AK Parti mevlutakgun@tbmm.gov.tr
Hasan ÇALIŞ KARAMAN MHP hasan.calis@tbmm.gov.tr
Gürcan DAĞDAŞ KARS MHP g.dagdas@superonline.com
Musa SIVACIOĞLU KASTAMONU AK Parti msivacioglu@tbmm.gov.tr
Mustafa ELİTAŞ KAYSERİ AK Parti mustafa.elitas@tbmm.gov.tr
Yaşar KARAYEL KAYSERİ AK Parti yasar.karayel@tbmm.gov.tr
Mehmet Şevki KULKULOĞLU KAYSERİ CHP msevki.kulkuloglu@tbmm.gov.tr
Ahmet ÖKSÜZKAYA KAYSERİ AK Parti ahmet.oksuzkaya@tbmm.gov.tr
Osman DURMUŞ KIRIKKALE MHP osman.durmus@tbmm.gov.tr
Tansel BARIŞ KIRKLARELİ CHP tansel.baris@tbmm.gov.tr
Turgut DİBEK KIRKLARELİ CHP turgut.dibek@tbmm.gov.tr
Ahmet Gökhan SARIÇAM KIRKLARELİ AK Parti agokhansaricam@tbmm.gov.tr
Mikail ARSLAN KIRŞEHİR AK Parti mikailar@tbmm.gov.tr
Abdullah ÇALIŞKAN KIRŞEHİR AK Parti abdullahcaliskan@tbmm.gov.tr
Metin ÇOBANOĞLU KIRŞEHİR MHP metin.cobanoglu@tbmm.gov.tr
Hüseyin DEVECİOĞLU KİLİS AK Parti huseyin.devecioglu@tbmm.gov.tr
Hasan KARA KİLİS AK Parti hasan.kara@tbmm.gov.tr
Eyüp AYAR KOCAELİ AK Parti eyup.ayar@tbmm.gov.tr
Muzaffer BAŞTOPÇU KOCAELİ AK Parti muzaffer.bastopcu@tbmm.gov.tr
Cumali DURMUŞ KOCAELİ MHP cumali.durmus@tbmm.gov.tr
Hikmet ERENKAYA KOCAELİ CHP hikmet.erenkaya@tbmm.gov.tr
Nihat ERGÜN KOCAELİ AK Parti nihat.ergun@tbmm.gov.tr
Azize Sibel GÖNÜL KOCAELİ AK Parti sibelgonul@tbmm.gov.tr
Fikri IŞIK KOCAELİ AK Parti fikri.isik@tbmm.gov.tr
Osman PEPE KOCAELİ AK Parti osman.pepe@tbmm.gov.tr
Mehmet Cevdet SELVİ KOCAELİ CHP cevdet.selvi@tbmm.gov.tr
Ahmet BÜYÜKAKKAŞLAR KONYA AK Parti ahmetbuyukakkaslar@tbmm.gov.tr
Muharrem CANDAN KONYA AK Parti muharrem.candan@tbmm.gov.tr
Abdullah ÇETİNKAYA KONYA AK Parti abdullah.cetinkaya@tbmm.gov.tr
Orhan ERDEM KONYA AK Parti orhan.erdem@tbmm.gov.tr
Sami GÜÇLÜ KONYA AK Parti sami.guclu@tbmm.gov.tr
Mustafa KABAKCI KONYA AK Parti mustafa.kabakci@tbmm.gov.tr
Mustafa KALAYCI KONYA MHP mustafa.kalayci@tbmm.gov.tr
Kerim ÖZKUL KONYA AK Parti kerim.ozkul@tbmm.gov.tr
Harun TÜFEKCİ KONYA AK Parti harun.tufekci@tbmm.gov.tr
Ayşe TÜRKMENOĞLU KONYA AK Parti ayse.turkmenoglu@tbmm.gov.tr
Soner AKSOY KÜTAHYA AK Parti soner.aksoy@tbmm.gov.tr
İsmail Hakkı BİÇER KÜTAHYA AK Parti ihbicer@tbmm.gov.tr
Alim IŞIK KÜTAHYA MHP alimisik@tbmm.gov.tr
Hüsnü ORDU KÜTAHYA AK Parti husnu.ordu@tbmm.gov.tr
Hüseyin TUĞCU KÜTAHYA AK Parti huseyin.tugcu@tbmm.gov.tr
Ferit Mevlüt ASLANOĞLU MALATYA CHP mevlut.aslanoglu@tbmm.gov.tr
Öznur ÇALIK MALATYA AK Parti oznur.calik@tbmm.gov.tr
Mahmut Mücahit FINDIKLI MALATYA AK Parti mucahit.findikli@tbmm.gov.tr
Fuat ÖLMEZTOPRAK MALATYA AK Parti fuat.olmeztoprak@tbmm.gov.tr
Ömer Faruk ÖZ MALATYA AK Parti omer.faruk.oz@tbmm.gov.tr
Mehmet ŞAHİN MALATYA AK Parti mehmetsahin44@tbmm.gov.tr
Erkan AKÇAY MANİSA MHP erkan.akcay@tbmm.gov.tr
Bülent ARINÇ MANİSA AK Parti bulent.arinc@tbmm.gov.tr
Recai BERBER MANİSA AK Parti recaiberber@tbmm.gov.tr
Mustafa ENÖZ MANİSA MHP mustafa.enoz@tbmm.gov.tr
Ahmet ORHAN MANİSA MHP ahmet.orhan@tbmm.gov.tr
Hüseyin TANRIVERDİ MANİSA AK Parti huseyin.tanriverdi@tbmm.gov.tr
Gönül BEKİN ŞAHKULUBEY MARDİN AK Parti gbekin@tbmm.gov.tr
Süleyman ÇELEBİ MARDİN AK Parti suleyman.celebi@tbmm.gov.tr
Mehmet Halit DEMİR MARDİN AK Parti mehmethalitdemir@tbmm.gov.tr
Cüneyt YÜKSEL MARDİN AK Parti cuneyt.yuksel@tbmm.gov.tr
Akif AKKUŞ MERSİN MHP akif.akkus33@tbmm.gov.tr
Behiç ÇELİK MERSİN MHP behic.celik@tbmm.gov.tr
İsa GÖK MERSİN CHP isagok@tbmm.gov.tr
Ali OKSAL MERSİN CHP ali.oksal@tbmm.gov.tr
Vahap SEÇER MERSİN CHP vahap.secer@tbmm.gov.tr
Kürşad TÜZMEN MERSİN AK Parti ktuzmen@tbmm.gov.tr
Kadir URAL MERSİN MHP kadir.ural@tbmm.gov.tr
Ali ARSLAN MUĞLA CHP ali.arslan@tbmm.gov.tr
Gürol ERGİN MUĞLA CHP gurolergin@tbmm.gov.tr
Yüksel ÖZDEN MUĞLA AK Parti yuksel.ozden@tbmm.gov.tr
Fevzi TOPUZ MUĞLA CHP fevzi.topuz@tbmm.gov.tr
Medeni YILMAZ MUŞ AK Parti medeni.yilmaz@tbmm.gov.tr
Rıtvan KÖYBAŞI NEVŞEHİR AK Parti ritvan.koybasi@tbmm.gov.tr
Muharrem SELAMOĞLU NİĞDE AK Parti muharrem.selamoglu@tbmm.gov.tr
Eyüp FATSA ORDU AK Parti eyup.fatsa@tbmm.gov.tr
Mustafa HAMARAT ORDU AK Parti mustafahamarat@tbmm.gov.tr
Rıdvan YALÇIN ORDU MHP ridvan.yalcin@tbmm.gov.tr
Ayhan YILMAZ ORDU AK Parti ayhan.yilmaz@tbmm.gov.tr
İbrahim Mete DOĞRUER OSMANİYE AK Parti mete.dogruer@tbmm.gov.tr
Ahmet Mesut YILMAZ RİZE Bağımsız mesut.yilmaz@tbmm.gov.tr
Erol Aslan CEBECİ SAKARYA AK Parti erol.a.cebeci@tbmm.gov.tr
Hasan Ali ÇELİK SAKARYA AK Parti hasanali.celik@tbmm.gov.tr
Ayhan Sefer ÜSTÜN SAKARYA AK Parti ayhan.sefer.ustun@tbmm.gov.tr
Recep YILDIRIM SAKARYA AK Parti recep.yildirim@tbmm.gov.tr
Cemal Yılmaz DEMİR SAMSUN AK Parti cemal.yilmaz.demir@tbmm.gov.tr
Mustafa DEMİR SAMSUN AK Parti mustafa.demir@tbmm.gov.tr
Suat KILIÇ SAMSUN AK Parti suat.kilic@tbmm.gov.tr
Ahmet YENİ SAMSUN AK Parti ahmet.yeni@tbmm.gov.tr
Afif DEMİRKIRAN SİİRT AK Parti afifd@tbmm.gov.tr
Memet Yılmaz HELVACIOĞLU SİİRT AK Parti yilmaz.helvacioglu@tbmm.gov.tr
Engin ALTAY SİNOP CHP engin.altay@tbmm.gov.tr
Mehmet Mustafa AÇIKALIN SİVAS AK Parti m.acikalin@tbmm.gov.tr
Osman KILIÇ SİVAS AK Parti osman.kilic@tbmm.gov.tr
Malik Ecder ÖZDEMİR SİVAS CHP malik.ecder.ozdemir@tbmm.gov.tr
Selami UZUN SİVAS AK Parti selami.uzun@tbmm.gov.tr
Hamza YERLİKAYA SİVAS AK Parti hamza.yerlikaya@tbmm.gov.tr
Yahya AKMAN ŞANLIURFA AK Parti yahya.akman@tbmm.gov.tr
Çağla AKTEMUR ÖZYAVUZ ŞANLIURFA AK Parti cagla.aktemur.ozyavuz@tbmm.gov.tr
Sabahattin CEVHERİ ŞANLIURFA AK Parti sabahattin.cevheri@tbmm.gov.tr
Zülfükar İZOL ŞANLIURFA AK Parti zulfikar.izol@tbmm.gov.tr
Abdurrahman Müfit YETKİN ŞANLIURFA AK Parti mufit.yetkin@tbmm.gov.tr
Hasip KAPLAN ŞIRNAK DTP hasip.kaplan@tbmm.gov.tr
Abdullah Veli SEYDA ŞIRNAK AK Parti veli.seyda@tbmm.gov.tr
Tevfik Ziyaeddin AKBULUT TEKİRDAĞ AK Parti ziyaeddin.akbulut@tbmm.gov.tr
Kemalettin NALCI TEKİRDAĞ MHP kemalettin.nalci@tbmm.gov.tr
Necip TAYLAN TEKİRDAĞ AK Parti necip.taylan@tbmm.gov.tr
Enis TÜTÜNCÜ TEKİRDAĞ CHP etutuncu@tbmm.gov.tr
Zeyid ASLAN TOKAT AK Parti zeyid.aslan@tbmm.gov.tr
Osman DEMİR TOKAT AK Parti osmandemir@tbmm.gov.tr
Orhan Ziya DİREN TOKAT CHP orhan.diren@tbmm.gov.tr
Dilek YÜKSEL TOKAT AK Parti dilek.yuksel@tbmm.gov.tr
Asım AYKAN TRABZON AK Parti asim.aykan@tbmm.gov.tr
Mustafa CUMUR TRABZON AK Parti mustafa.cumur@tbmm.gov.tr
Cevdet ERDÖL TRABZON AK Parti cevdet.erdol@tbmm.gov.tr
Kemalettin GÖKTAŞ TRABZON AK Parti kemalettin.goktas@tbmm.gov.tr
Faruk Nafız ÖZAK TRABZON AK Parti faruk.nafiz.ozak@tbmm.gov.tr
Safiye SEYMENOĞLU TRABZON AK Parti safiyeseymenoglu@tbmm.gov.tr
Kamer GENÇ TUNCELİ Bağımsız kamer.genc@tbmm.gov.tr
Osman COŞKUNOĞLU UŞAK CHP o.coskunoglu@tbmm.gov.tr
Mustafa ÇETİN UŞAK AK Parti mustafa.cetin@tbmm.gov.tr
Nuri USLU UŞAK AK Parti nuri.uslu@tbmm.gov.tr
Kerem ALTUN VAN AK Parti keremaltun@tbmm.gov.tr
Hüseyin ÇELİK VAN AK Parti celik.huseyin@tbmm.gov.tr
İkram DİNÇER VAN AK Parti dincer.ikram@tbmm.gov.tr
Fatma KURTULAN VAN DTP fatma.kurtulan@tbmm.gov.tr
Gülşen ORHAN VAN AK Parti gulsen.orhan@tbmm.gov.tr
Kayhan TÜRKMENOĞLU VAN AK Parti kayhanturkmenoglu@tbmm.gov.tr
Özdal ÜÇER VAN DTP ozdal.ucer@tbmm.gov.tr
İlhan EVCİN YALOVA AK Parti ilhan.evcin@tbmm.gov.tr
Muharrem İNCE YALOVA CHP muharrem.ince@tbmm.gov.tr
Abdulkadir AKGÜL YOZGAT AK Parti abdulkadir.akgul@tbmm.gov.tr
Bekir BOZDAĞ YOZGAT AK Parti bekir.bozdag@tbmm.gov.tr
Osman COŞKUN YOZGAT AK Parti osman.coskun@tbmm.gov.tr
Mehmet Yaşar ÖZTÜRK YOZGAT Bağımsız yasar.ozturk@tbmm.gov.tr
Fazlı ERDOĞAN ZONGULDAK AK Parti fazli.erdogan@tbmm.gov.tr
Ali KOÇAL ZONGULDAK CHP ali.kocal@tbmm.gov.tr
Ali İhsan KÖKTÜRK ZONGULDAK CHP ali.ihsan.kokturk@tbmm.gov.tr
Köksal TOPTAN ZONGULDAK AK Parti koksal.toptan@tbmm.gov.tr
Polat TÜRKMEN ZONGULDAK AK Parti polat.turkmen@tbmm.gov.tr
ÇEK KANUNU
karşılıksız çek Prof.Dr. Adem SÖZÜER Adem SÖZÜER
BAKAN'IN KARŞILIKSIZ ÇEK İTİRAFIPressturk, Turkey
- 18 Nis 2009
- 11 dakika önce
Her ne kadar elinde çek bulunan bu kişiler Yargıtay'ın, "Rıza dışında çekin elinden çıktığını iddia etmek karşılıksız çek keşide etmekten dolayı ceza ...
Google'dan alınma - 4/2009
KARŞILIKSIZ ÇEKTE HATA BANKALARINPressturk, Turkey
- 17 Nis 2009
- 18 saat önce
Bir başka yöntem de kanunla çeke senet statüsü kazandırıp, karşılıksız çek keşide etmenin suç olmaktan çıkarılmasıdır. Böylece zaman kazanmak isteyen tüccar ...
Google'dan alınma - 4/2009
ÇEKLER ATİNA'DA DA PATLADIPressturk, Turkey
- 18 Nis 2009
- 33 dakika önce
Yunanistan'da son üç ay içinde piyasaya sürülen karşılıksız çek sayısında, önceki 3 aya göre yüzde 242,27 oranında artış kaydedildiği bildirildi. ...
Google'dan alınma - 4/2009
FIRSAT DÜŞKÜNLERİ! KARŞILIKSIZ ÇEKLER! İŞSİZLER ORDUSU! KUTLU ...Pressturk, Turkey
- 17 Nis 2009
- 17 Nis 2009
Karşılıksız çek sancısı piyasanın en bel bükeni, en kanırtanı.. Karşılıksız çek sayısı şubat ayında geçen yıla göre % 53,1 artmış ve 149 bin 186'ya çıkmış..
Google'dan alınma - 4/2009
powered by
HÜRRİYET
www.hurriyet.com
Yalçın BAYER ybayer@hurriyet.com.trHürriyet, Turkey
- 14 Nis 2009
- 14 Nis 2009
İSTANBUL’da gelir vergisi rekortmeninin kim olduğunu öğrenmek kolay olmadı. Çünkü Gelir İdaresi Başkanlığı ve bu kuruma bağlı olan İstanbul Vergi Dairesi, ...
Google'dan alınma - 4/2009
Kaynak: Hurriyet / Tarih/Saat: 16 Nisan 2009 Perşembe, 15:01:51 ...HYE-TERT, Turkey
- 16 Nis 2009
- 16 Nis 2009
Türkiye, Ermenistan ile sınırı "açacak mı, açmayacak mı" tartışmaları sürerken, İran beklenmedik bir adım attı. İran ile Ermenistan arasında dün stratejik ...
Google'dan alınma - 4/2009
Hürriyet'te fırsat varHürriyet, Turkey
- 14 Nis 2009
- 14 Nis 2009
... Pazar gününden itibaren Hürriyet Fırsat ismiyle Hürriyet Gazetesi sayfalarında ve www.hurriyet.com.tr internet sitesinde düzenli olarak yer alacak. ...
Google'dan alınma - 4/2009
Mehmet Y. YILMAZ mehmetyilmaz@hurriyet.com.trHürriyet, Turkey
- 08 Nis 2009
- 08 Nis 2009
ABD Başkanı Barack Hüseyin Obama dün döndü ve halkın çektiği eziyet de böylece sona erdi. Bir yabancı devlet adamının güvenliği elbette bizim namusumuz ...
Google'dan alınma - 4/2009
powered by
HABER
Prof.Dr. Adem SÖZÜER Dr. Adem SÖZÜER Adem SÖZÜER
Adli Tıp'ta istifa depremi - GÜNCELStar Gazete, Turkey
- 17 Nis 2009
- 17 Nis 2009
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Adem Sözüer: Bu olay da gösteriyor ki Adli Tıp Kurumu'nun sisteminin değişmesi gerekir. ...
Google'dan alınma - 4/2009
KARŞILIKSIZ ÇEKE KARŞI KOLKOLAPressturk, Turkey
- 14 Nis 2009
- 14 Nis 2009
Hukukçu Prof. Dr. Adem Sözüer, yaptığı açıklamada yürürlükte olan TCK’nın cezaların niteliği ve ceza sorumluluğuna ilişkin kurallarla, 3167 sayılı Çek ...
Google'dan alınma - 4/2009
Töre cinayeti çocuğa işletiliyore-Haber Ajansi
- 26 Mar 2009
- 26 Mar 2009
İÜ Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Adem Sözüer, kadın örgütleri ile beraber çalışarak Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) kadının konumu hakkındaki tutumunu ...
Google'dan alınma - 4/2009
'Yargı bağımsızlığına dikkat'Hürriyet, Turkey
- 06 Nis 2009
- 06 Nis 2009
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Adem Sözüer de reformların hiçbir zaman belirli bir grubun çabalarıyla yürürlüğe giremeyeceğini, ...
Google'dan alınma - 4/2009
powered by
SON DAKİKA
Karşılıksız Çek, Anayasa ve İnsan Hakları Sözleşmesi Av.R.Ofluoğlu
Bu konuda yazılabilecek en güzel yazıyı Prof. Dr. Hayri Domaniç yazmış, söylenebilecek en güzel sözü söylemiştir. Hoca Çek yasasını anayasaya aykırı bulmayan Anayasa Mahkemesi için
“AĞIR ŞEKİLDE HATALIDIR”
demektedir. Anayasa mahkemesinin bu ağır hatasını anlatıp kurandan örnek vererek şöyle demektedir:
KUR’AN-I KERİM’in AHZAP Suresinin 72. Ayeti diyor ki; İnsan ZALUMEN CEHULA yani İNSAN ÇOK ZALİM ve ÇOK CAHİLDİR.
Anayasanın 38 .maddesi sözleşmelerden doğan borçların yerine getirilmemesi nedeni ile kimsenin hürriyetinden yoksun bırakılamayacağını emretmektedir. Anayasa mahkemesi ise çeki bir sözleşme olarak kabul etmemiş ve ekonomik suça ekonomik ceza diye aslında hukuk literatüründe bulunmayan bir kavram uydurarak çek yasasının anayasaya aykırı olduğu davasını ret etmiştir. Domaniç Hoca bu konuda şöyle demektedir: “EKONOMİK SUÇA EKONOMİK CEZA” gerekçesi ile hapis cezasını tespit eden, 4814 sayılı kanunla bu doğrultudaki Anayasa Mahkemesi kararı hatalı olup, DÜNYA MEVZUATINA AYKIRI VE ACEMİLİK ÜRÜNÜDÜR.. 1) Yeni Çek Kanunu’nun gerekçesinde yer alan “ekonomik suça ekonomik ceza” hem komik derecede yanlış, hem de çeke dayalı ekonomik suç tekrarlandığı takdirde, karşılıksız çek düzenleyenlere 1 – 5 yıl hapis cezası kuralı ile çelişkilidir. Zira “ekonomik suç” kavramı, hırsızlık, dolandırıcılık, evrakta sahtekarlık gibi haksız yararlar sağlayan suçları da kapsar ve tüm Dünya kanunlarında hapisle cezalandırılmıştır. Hile ve dolandırıcılık gibi bir suç unsuru bulunmadıkça, çeklerin ödenmemesi “ekonomik suç” değil, “ekonomik direncedir” yaptırımı da faiz ve tazminattır. Para ve hapis cezası Dünya tarihinde ve halen yoktur. Anayasa Mahkemesi kararlarına da yansıyan “ekonomik suça ekonomik ceza” hiçbir yasal dayanak gösterilmeden yakıştırılmış bir acemilik ürünüdür, böyle bir prensip Dünyada yoktur. “Ekonomik suç” ile mal, hizmet ve para borçlarını “ödemede temerrüt dirence” karıştırılmıştır. Parasal direncelerin yaptırımı parasaldır, faiz ve tazminattır. Hapis ve hatta para cezası yoktur. Ekonomik direnceye alacaklı yararına parasal yaptırım uygulanacakken “ekonomik ceza” Devlete ödenmekte olup, alacağı direnceye uğrayan alacaklıya bir faydası yoktur. Çek bedeli borcunu ödemeyen borçlunun para cezasını Devlete ödemesi de söz konusu değildir. Çek Kanununun Yeni 16. maddesi’ne göre 80 milyar lirayı aşmamak üzere karşılıksız kalan çek bedeli kadar para cezası da, çekin temsilciler tarafından imzalanması halinde iki üç katına çıkabilmektedir. Zira 16. madde hem temsil edene hem temsil edilen kişiye ayrı ayrı çek bedeli kadar para cezası uygulamaktadır. Temsil edilen özel kişi 80 milyar, temsilcide 80 milyar lira ceza ödeyecektir. Vakıf ve Dernek gibi özel tüzel kişiler adına çek imzalanması hallerinde de tüzel kişi ayrı, temsilci veya temsilcilerden her biri ayrı ayrı çek bedeli kadar para cezası ödemek zorundadır. Çeklere uygulanacak poliçe hükümlerine yollama yapan TK.730’un yollama yaptığı TK.599 ve 600 gereğince, çek borçlusu çeki ibraz eden lehtara karşı her tür defileri ileri sürebildiği ve bu defi imkanı nama yazılı çeklerde iyi niyet sahibi üçüncü şahıslara karşı da geçerli olduğu halde, 16. madde karşılıksız çekte hapis ve para cezası için bu defileri de göz ardı etmiştir.
ÇEK BİR SENETTİR
Hoca, çekin senet niteliğinde olduğunu şöyle anlatmaktadır: 2) Çeklerin birer havale ve sözleşme senedi olduğunu düzenleyen başlıca yasalar:
a) Çekler dahil Kıymetli Evrakı tarif eden TK. 557: Kıymetli evrak ÖYLE SENETLERDİR Kİ, bunlarda mündemiç olan hak senetten ayrı olarak dermeyan edilemediği gibi başkalarına da devredilemez. Şeklinde olup, çekin SENET olduğunu açıklamaktadır.
b) Çekin şekil şartlarını düzenleyen TK. 692’nin 2. bendine göre çek; “Kayıtsız ve şartsız muayyen bir bedelin ödenmesi için HAVALE”dir.
c) Borçlar Kanunu 457’ye göre de;”HAVALE BİR AKİTTİR” sözleşmedir.
d) TK. 694 hükmü de çeklerin HAVALE SENEDİ olduğunu tekrarlamıştır.
e) Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 9.7.1958 tarihli ve K. 28 sayılı kararına göre de: Çek mahiyeti itibariyle BORÇ İKRARINI HAVİ bir vesika değil, HAVALE BENZERİ bir ödeme vasıtasıdır.
f) Hususî ve resmî evrakta sahtekarlık suçlarını cezalandıran Türk Ceza Kanunu’nun 349. maddesi’nin 2. bendi de, TK. 557 gereğince çekleri de kapsayan “Emre veya hamile yazılı olarak tanzim edilen KAMBİYO SENETLERİ”ni daha ağır cezalara tabi tutmuş ve ÇEKLERİ de SENET VE SÖZLEŞME saymıştır.
g) “KAMBİYO SENETLERİ (ÇEK, POLİÇE VE EMRE MUHARRER SENET) HAKKINDAKİ HUSUSİ TAKİP USULLERİ”ni düzenleyen İİK. 167-176 hükümleri de çekleri senet ve sözleşme saymış ve özel bir icra takip usulüne tabi tutmuştur.
h) 57 maddeden oluşan 1931 tarihli Milletler Yeknesak Çek Kanunu (Loi Uniforme Concernant le Cheque) de 1 ve 3. maddelerinde çekin bir banka üzerine yazılan özel bir havale sözleşmesi olduğunu açıklamıştır. HAYRİ DOMANİÇ de, 1990 YAYIMI KIYMETLİ EVRAK HUKUKU adlı kitabının 529. sayfasında: “Çek, münhasıran bir bankaya hitaben yazılabilen, kanuni şekil şartlarına tabi, kıymetli evrakta madut ve sadece nakde taalluk edebilen hususî bir HAVALE SENEDİDİR.” Şeklinde bir tarif yapmış, çekin bir senet ve sözleşme olduğunu belirtmiştir. Hocamız Ord. Prof. Dr. Halil ARSLANLI’da 1960 yayımı Ticari Senetler adlı eserinde ÇEKİN BİR HAVALE SÖZLEŞMESİ ÜRÜNÜ olduğu beyan etmiştir. Prof. Dr. Reha POROY ile Prof. Dr. Hamdi YASAMAN’ ın müşterek eseri KIYMETLİ EVRAK HUKUKU adlı kitap da çekler bir havale ve senet olarak tarif edilmiştir. Ziraat Bankasının, 1988 yayımı “Tevdiat ve Banka Hizmetleri Mevzuatı” adlı kitapçığının 1 ve 2. sayfalarında da çek, bir havale ve senet olarak tarif edilmiştir. Özetle, 26.2.2003 tarihli ve 4814 sayılı Yeni Çek Kanunu’na kadar çekin sözleşme niteliğinde bir havale ve senet olmadığını savunan yasal, yargısal ve doktrinal bir görüş yoktur.
ÇEK YASASI ORTAÇAĞ KALINTISI BİR ZİHNİYETİN ESERİ OLDUĞU GİBİ, BAŞBAKANLIĞA SUNULAN YENİ ÇEK YASA TASARISIDA 3167 SAYILI YASAYI ARATMAYACAK UCUBE BİR TASARI..
Çek hamillerin koruma adı altında borçlarını ödemekten acze düşenlere feodal şiddet uygulanmaktadır. Çekini öde yoksa yakarım ha !.. yanarsın Ha !.. Peki bir sorum var:
NEDEN BONOYU ÖDEMEYENLERE CEZA YOK? NEDEN KİRAYI ÖDEMEYENLERE, KREDİ KARTINI ÖDEMEYENLERE V.S V.S CEZA YOK ? VARMI BUNU AÇIKLAYACAK BİR?
Vadeli yazılan çeklerin bonodan, kira sözleşmesinden ne farkı var? Çek yazıldığı, keşidecinin elinden çıktığı anda bankada karşılığı olmalı. Çek buna denir. Bir para yerine geçen bir ödeme aracıdır. Benim bankada param var. Git al diyorsun. Adam sana güveniyor bankaya gidiyor. EYVAH PARA YOK, DOLANDIRILDIM! Burada keşidecinin dolandırma kastı vardır. Peki ya bir ödeme vasıtası olarak kullanılan vadeli çekte böyle bir kasıt var mıdır? Üç beş ay sonraya,bazen daha da uzun, çek yazan insanlar acaba dolandırma kastı ile mi bu çekleri keşide etmektedirler. Ne gezer? Zaten mevcut çek yasası böyle bir kastı aramamaktadır. Genellikle insanlar çek vadelerinde karşılaştıkları sıkıntılar nedeni ile çeklerini ödeyememektedirler. İşlerinin iyi gitmemesi, ekonomik kriz v.s gibi nedenlerle.Çeklerini ödeyemeyen bu insanlardan bir bölümü yargılama sürecin de parayı bulup ödemekte, bazen de hapiste iken yakınlarının gayreti ile ödeyip özgürlüklerine kavuşmaktadırlar. Peki hiç bu parayı bulamayanlar, işte onlar yandılar..
BÖYLE BİR KAST OLUR MU? BÖLE ÇAĞDAŞ BİR YASA OLUR MU?
Adamın hiçbir kastı yok. Batmış gitmiş, bir de yıllarca hapiste yatacak..Kimi koruyorsunuz ? ÇEK HAMİLLERİNİ.. Peki diğer çeşit alacaklıların ne günahı var? Bu durumda borcunu ödemeyen herkes hapse girsin. Mademki kast ve hile aramaksızın çekini ödemeyen hapse giriyor, o zaman eşitliği sağlayın bütün borçlular hapse girsin..
ADAM GİBİ ORTAÇAĞ BÖYLE OLUR..
KARŞILIKSIZ ÇEKE HAPİS CEZASI MALİ OLİGARŞİNİN ESERİDİR.
Dikkat! Bankaların % 55 i yabancıların elinde. Sigortacılık öyle, perakendecilik öyle.. Ve yabancılar kendi ülkelerinde olmayan olanaklardan bizim ülkemizde yararlanmaktadırlar. TAM SÖMÜRGE BUNA DENİR. http://hukukro.wordpress.com/
Sayın Ofluoğlu'na teşekkürlerimizle Bizi yanlız bırakmadığı için
KİŞİ
MAHKEME KARARLARI
T.C. SAKARYA 1. AĞIR CEZA MAHKEMESİ DEĞİŞİK İŞ KARAR DEĞİŞİK İŞ NO : 2009/213
BAŞKAN : ABDÜLKADİR YAVUZ ÜYE : BURHANETTİN ESENKAR ÜYE : CEVDET BAK KATİP : BİLGEN EL Hükümlü vekili tarafından Sakarya 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 02.02.2009 tarih 2007/415-739 esas karar sayılı ek kararı ile sanık vekilinin talebinin reddine ve mahkemelerinin 2007/415 esas-2007/739 karar sayılı ilamının değiştirilmesine ve infazın durdurulmasına yer olmadığına ve infazın devamına dair kararına süresi içerisinde; müvekkilinin 3167 Sayılı Kanuna Muhalefet nedeni ile para cezasına mahkum edildiği ve para cezasının ödenmemesi nedeni ile hapse çevrildiği halen ceza evinde olduğu, 5275 Sayılı Yasanın 98. maddesi uyarınca yaptıkları başvurunun reddedildiği, bu kararın 5237 Sayılı TCK nun 5, 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesi, 3167 Sayılı Yasanın 16. maddesi ayrıca TCK 20.43.52,53,60,61 maddelerinde yer alan düzenlemelere aykırı olduğu, 31.11.2008 tarihi itibari ile karşılıksız çek keşide etmek eyleminin suç olmaktan çıktığı, böylece suçta ve cezada kanunilik ilkesi uyarınca hükümlü hakkında verilen cezanın yasal dayanağının kalmadığı iddiası ile Sakarya 1. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından 29.1.2009 tarihinde infazın devamına ilişkin ek kararın itiraz incelemesi ile kaldırılmasını ve müvekkili hakkında tayin edilen cezanın bütün sonuçları ile ortadan kaldırılmasını ve tahliyesini istemiştir.
İddia makamı mütalaası alındı, dosya incelendi GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Konu ile ilgili yasal durum incelendiğinde; 1-3167 Sayılı Yasanın 16. maddesinde : (1) Üzerinde yazılı keşide tarihinden önce veya ibraz süresi içinde 4 üncü madde uyarınca ibraz edildiğinde, yeterli karşılığı bulunmaması nedeniyle kısmen de olsa ödenmeyen çeki keşide eden hesap sahipleri veya yetkili temsilcileri, kanunların ayrıca suç saydığı haller saklı kalmak üzere, çek bedeli tutarı kadar ağır para cezasıyla cezalandırılırlar. Ancak verilecek para cezası seksenmilyar liradan fazla olamaz. Bu miktar, 01/03/1926 tarihli ve 765 sayılı Türk Ceza Kanununun ek 2 nci maddesine göre her yıl artırılır. Bu suçtan mükerrirlere, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.
2 – 5237 Sayılı TCK nun 2/1-3 madde ve fıkralarında ; (1) “Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz.”
(3) Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz. 3- 5237 Sayılı TCK nun 5/1 madde ve fıkralarında : “Bu Kanunun genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır. “
4-5237 Sayılı TCK nun 52/1-2-3 Madde ve fıkralarında; (1) Adlî para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hâllerde yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir. (2) En az yirmi ve en fazla yüz Türk Lirası olan bir gün karşılığı adlî para cezasının miktarı, kişinin ekonomik ve diğer şahsî hâlleri göz önünde bulundurularak takdir edilir.
(3) Kararda, adlî para cezasının belirlenmesinde esas alınan tam gün sayısı ile bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ayrı ayrı gösterilir. “ 5-5252 Sayılı Yasanın 5349 Sayılı Yasanın 6. Maddesi ile değişik Geçici 1. Maddesinde:
(1) Diğer kanunların, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31 Aralık 2008 tarihine kadar uygulanır.
6-5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 madde ve fıkrasında: (1) Mahkûmiyet hükmünün yorumunda veya çektirilecek cezanın hesabında duraksama olursa, cezanın kısmen veya tamamen yerine getirilip getirilemeyeceği ileri sürülür ya da sonradan yürürlüğe giren kanun, hükümlünün lehinde olursa, duraksamanın giderilmesi veya yerine getirilecek cezanın belirlenmesi için hükmü veren mahkemeden karar istenir.
(3) Yukarıdaki fıkralar uyarınca yapılan başvurular cezanın infazını ertelemez. Ancak, mahkeme olayın özelliğine göre infazın ertelenmesine veya durdurulmasına karar verebilir.
7- 5275 Sayılı Yasanın 101/1-3 Madde ve fıkrasında: (1) Cezanın infazı sırasında, 98 ilâ 100 üncü maddeler gereğince mahkemeden alınması gereken kararlar duruşma yapılmaksızın verilir. Karar verilmeden önce Cumhuriyet savcısı ve hükümlünün görüşlerini yazılı olarak bildirmeleri istenebilir.
(3)Bölge adliye mahkemesi veya Yargıtaydan başka mahkemeler tarafından verilmiş olan bu kararlara karşı itiraz yoluna gidilebilir.” hükümleri bulunmaktadır. Ayrıca TBMM tarafından 5728 Sayılı Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlar ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile düzenleme yapıldığı ve bu kanunun yürürlükte olduğu ancak yapılan bu düzenlemeler içerisinde 3167 Sayılı Yasanın 16. Maddesi ile ilgili bir düzenlemenin bulunmadığı da ortadadır.
Kararına itiraz edilen mahkemenin itiraz edilen kararında 3167 Sayılı Yasanın yürürlükten kalkmadığı ve halen karşılıksız çek keşide etmek suçunun bulunduğu, bu durum karşısında kanunsuz suç ve ceza olmaz ilkesinin ihlal edilmediği, 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesindeki düzenlemenin TCK nun 52. maddesi ile uyumlu olduğu, çek bedelinin 5-730 gün arasında olması halinde belirlenen tam gün sayısı ile takdir edilen bir gün karşılığı adli para cezasının çarpılması sonucu para cezası vermek olanaklı olduğu gibi çek bedelinin 5 tam günün altında olması halinde 5 tam güne yükseltilmesi, 730 tam günün üstünde olması halinde ise kanunlarda aksine hüküm bulunmayan hallerde ibaresi dikkate alınarak 3167 Sayılı Kanun 16/1 maddesi uyarınca belirlenecek adli para cezasının verilebileceği bunun TCK nun 52 maddesine aykırılık oluşturmayacağı yasal sebepleri ve diğer yasal sebeplerle sanık vekilinin talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Yürürlükte olan yasal durum incelendiğinde; TCK nun 5/1 maddesinde bu kanunun genel hükümlerinin özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanacağı belirtilerek ceza hukukunda yeknesaklık sağlanmak istenmiştir.
Bu amaçla 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesine; diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemesine aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31.12.2008 tarihine kadar uygulanır hükmü konulmuş ve bu süre yeniden uzatılmamıştır.
Yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. Madde hükmünü dikkate alarak “ Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” adı altında 580 maddeden oluşan 5728 Sayılı Yasayı çıkartmış ve bu yasa yürürlüğe girmiştir.
Buradan da anlaşıldığı üzere yasa koyucunun amacı TCK nun genel hükümlerinin bütün özel yasalarda ve ceza hükmü içeren yasalarda uygulanmasını sağlamaktır. 5237 Sayılı TCK nun 52. maddesi dikkate alındığında adli para cezasının tanımının yapıldığı görülmektedir. Buna göre adli para cezası , beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmadığı hallerde 730 günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması sureti ile hesaplanan meblağın hükümlü tarafından devlet hazinesine ödenmesinden ibarettir
Bu maddenin 1. fıkrasında bulunan “kanunda aksine hüküm bulunmayan haller” tanımının adli para cezası gün sayısının bu genel düzenlemeye aykırı olarak 730 günün altında veya üstünde olabileceği ve bu düzenlemenin de geçerli olduğu anlamındadır. Buradan da anlaşıldığı üzere TCK genel hükümlerinde gün adli para cezası sistemi benimsenmiştir.
3167 Sayılı yasanın 16. maddesi değerlendirildiğinde; “..... çek bedeli tutarı kadar ağır para cezası ile cezalandırılırlar . Ancak verilecek para cezası 80 milyar liradan fazla olamaz. ” hükmünün bulunduğu, bu düzenlemenin gün para cezası içermemesi nedeni ile TCK nun 52/1 maddesine uygun olmadığı ortadadır. Bu düzenleme karşısında açık bir yasal düzenleme yokken çek bedeli kadar tam gün sayısı belirlenerek bunun 20-100 TL arasında takdir edilecek bir bedelle çarpılması sureti ile sanığın cezalandırılabileceğini değerlendirmek kıyas yapmaktır. Kıyas, TCK nun 2/3. madde ve fıkrası ile yasaklanmıştır. Buna göre kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz. Kararına itiraz edilen mahkeme gerekçesinde kıyas yasağına rağmen kıyas yaparak 3167 Sayılı 16/1 maddesindeki ceza düzenlemesinin TCK 52. maddesindeki adli para cezası sistemine uygun olduğunu belirtmiştir.
Yasa koyucunun 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesinde sözünü ettiği diğer kanunlar içerisinde 3167 Sayılı Yasanın da olduğu hususunda tereddüt yoktur. Buna göre 3167 Sayılı Yasada bulunan ve 5237 Sayılı TCK nun 1.kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümler 31.12.2008 tarihine kadar uygulanabilecektir. Bu düzenlemenin mevhumu muhalifinden 3167 Sayılı (özel) Kanunun TCK nun 1. kitabının 52. maddesinde düzenlenen gün para sistemine aykırı olan ceza kuralının 31.12.2008 tarihinden sonra uygulanmayacağı anlaşılmaktadır. Kaldı ki yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesini dikkate alarak 5728 Sayılı Yasa ile özel yasalarda ayrıntılı düzenlemeler yapmasına rağmen 3167 Sayılı Yasada herhangi bir düzenleme yapmamıştır.
Yasa koyucunun atlama yaptığı, bu konuyu unuttuğu kabul edilemeyeceğine göre yasa koyucunun muradının 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesi ile düzenlenen ceza kuralının ortadan kalkması,uygulanamaz olması olduğu kabul edilmelidir. Çünkü ceza kuralları uygulanmak amacı ile konulur. Uygulanamayan bir ceza kuralı kaldırılmış demektir. Uygulanamayacağı yasa ile düzenlenen, bu nedenle yasal olarak kaldırılma dışında yok hükmünde olan bir kurala göre ceza vermek gerek Anayasa’da yapılan düzenlemeye, temel hak ve özgürlükleri içeren Uluslararası Sözleşme hükümlerine ve gerekse Türk Ceza Kanunun 2. maddesinde düzenlenen kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunlarda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz kuralına da aykırıdır.
Bu yasal durum karşısında hükümlünün, 31.12.008 tarihinden itibaren zımni olarak yürürlükten kaldırılan ve yerine yeni hüküm konulmamakla cezasız bırakılan karşılıksız çek keşide etmek eyleminden dolayı cezalandırıldığı, hükümlü müdafiinin yaptığı itirazın hukuka uygun olmayan mülahazalarla red edildiği, itirazın yasal ve yerinde olduğu anlaşılmakla 5275 Sayılı Yasanın 101/3 madde ve fıkrasının verdiği yetkiye dayanarak ve hükümlünün telafisi mümkün olmayan zararlara uğramasını engellemek amacı ile 5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 maddesi gereğince mahkumiyet hükmünün yorumunda ve çektirilecek cezanın hesabında açıklanan nedenlerle duraksama olduğundan 3167 Sayılı Yasada yeni bir düzenleme yapılana ya da 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesinin açıkça yürürlükten kaldırılması anına kadar infazın ertelenmesine, yasa koyucunun yeni bir düzenleme yapması halinde hükümlünün durumunun yeniden mahkemesince ele alınarak değerlendirilmesi için itirazın kabülü ile hükümlüye Sakarya 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.10.2007 tarih ve 2007/415 esas 2007/739 karar sayılı ilamı ile verilen adli para cezasının infazının durdurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Hükümlü Hasan Sülhi Seyalıoğlu müdafiinin yapmış olduğu İTİRAZIN KABÜLÜNE,
2-Sakarya 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 02.02.2009 tarih ve 2007/415 esas 2007/739 karar sayılı EK KARARININ KALDIRILMASINA
3-Sanık hakkında Sakarya 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.10.2007 tarih ve 2007/415 esas 2007/739 karar sayılı ilamı ile verilen 33.000TL adli para cezasının İNFAZININ DURDURULMASINA,
4-Kararın bir örneğinin gereğinin yerine getirilmesi için Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine, Dosyanın Sakarya 2. Asliye Ceza Mahkemesine iadesine Karardan bir örneğin hükümlü vekiline TEBLİĞİNE , Dair; 5275 Sayılı Yasanın 101/3 ve CMK nun 271/4 madde ve fıkrası gereğince incelenen dosya üzerinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.11.03.2009
TC Şişli 11. Asliye Ceza Mahkemesi DOSYA NO:2007/541 KARAR NO:2009/113 C.Savcılığı Esas No:2007/6970
GEREKÇELİ KARAR TÜRK MİLLETİ ADINA HAKİM :F.O C.SAVCISI :C.K DAVACI :KAMU HUKUKU KATILAN :K.K VEKİLİ :Av.S.Y SANIK :A.A SUÇ :Karşılıksız Çek Keşide Etme SUÇ TARİHİ:16.12.2006 KARAR TARİHİ:27.02.2009 Mahkememizce açılan davanın yapılan yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Sanığın karşılıksız çek keşide ettiğinde bahisle hakkında kamu davası açılmış ve 3167 sayılı yasanın 16/1 maddesi gereğince çek yaprağı sayısınca cezalandırılması talep edilmiştir.
Öncelikle 5237 sayılı yeni TCK’nun özel kanunlarla ilişkisini düzenleyen 5. maddesinde “Bu kanunun genel hükümlerinin özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanacağı” hükme bağlanmış TCK’nun yürürlük ve uygulama şekli hakkındaki 5252 sayılı yasanın 5560 yasayla değişik geçici 1. maddesinde ise “Diğer kanunların 5237 sayılı TCK’nun 1.kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümlerinin ilgili kanunlarda değişiklik yapılıncaya ve en geç 31.12.2008 tarihine kadar uygulanmasına devam edileceği” belirtilmek suretiyle çek yasasının TCK’un genel hükümlerine aykırılık içeren kısımları süreye tabi tutularak bu tarihten sonra aykırı düzenlemelerin artık uygulanmayacağı açıkca ifade edilmiştir.
Yasama organı tarafından bir çok yasada TCK’nın genel hükümlerine uygun düzenlemeler yapıldığı halde 31.12.2008 tarihine kadar 367 sayılı çek yasası bakımından böyle bir düzenleme yapılmamıştır. TCK’nun genel hükümleri yürürlüğe girmemiş gibi 01.01.2009 tarihinden itibaren karşılıksız çek keşide edenlere çek bedeli kadar adli para cezası verilmesi TCK’nın 5. maddesiyle 5252 sayılı yasanın geçici 1. maddesini anlamsız hale getirecektir.Bir başka değişle ceza içeren diğer özel yasalar bakımından TCK’nın genel hükümlerinin yürürlüğe girdiğinin kabul edip sadece çek yasası bakımından yürürlüğe girmediğini ileri sürmek böyle bir istisnai düzenleme olmadığı için mümkün değildir.
Ayrıca tüzel kişilere ceza verilemeyeceğine ilişkin lehe olan TCK’nın 20/2 maddesinin 01.01.2009 tarihinden itibaren çek yasası bakımından da geçerli olduğunu kabul edip TCK’nın genel hükümlerinde yer alan diğer hususların ise çek yasası bakımından geçerli olmadığını ileri sürmek de kendi içinde tutarsızlık oluşturacak ve TCK ile 3167 yasanın genel nitelikteki hükümlerinin karma uygulamasına yol açacaktır.
TCK’nun yürürlüğüne ilişkin 5252 sayılı yasanın 5/2 maddesinde nispi nitelikteki adli para cezalarından aksedilmiş olması,bu tür cezaların karşılıksız çek keşide etmek suçları bakımından da varlığını kabul ve 01.01.2009 tarihinden itibaren de uygulanacağı anlamına gelmemektedir.Bu düzenleme aynı maddede belirtilen alt ve üst sınırların maktu adli para cezaları bakımından geçerli olduğunu ancak nispi nitelikteki adli para cezaları bakımından geçerli olmadığını ifade etmek için yasaya konulmuştur.Dolayısıyla 31.12.2008 tarihine kadar özel ceza yasalarında belirtilen nispi nitelikteki adli para cezaları uygulamasına devam edileceği ve söz konusu tarihten sonra ise bu uygulamanın da son bulacağı amaçlanmış,zaten bu durum aynı yasanın geçici 1. maddesinde açıkca ifade edilmiştir.Eğer 5252 yasanın geçici 1. maddesindeki düzenleme söz konusu olmasaydı TCK’nın genel hükümlerinin yürürlüğe girdiği tarih ile 31.12.2008 tarihleri arasındaki dönemde de çek bedeli kadar adli para cezası uygulaması yasal açıdan mümkün olmayacaktı TCK’nın nitelikli dolandırıcılık suçuna ilişkin 158/1-Son maddesinde nispi nitelikteki adli para cezasına yer verilmiş olması da çek yasası bakımından nispi nitelikte adli para cezasının kabul edildiği anlamına gelmemektedir.Çünkü bu düzenleme istisnai nitelikte özel bir düzenleme olduğundan ve TCK’nın genel hükümleri içinde yer almadığından çek yasası bakımından nispi adli para cezalarının kabulune imkan vermeyecektir.
Çek yasası bakımdan da 01.01.2009 tarihinde yürürlüğe giren ve genel hükümler içinde yer alan TCK’nın 52/3 maddesinde ise ADLİ PARA CEZALARININ BELIRLENMESİNDE ESAS ALINAN TAM GÜN SAYISI İLE 1 GÜN KARŞILIĞI OLARAK TAKTİR EDİLEN MİKTARIN KARARDA AYRI AYRI GÖSTERİLECEĞİ belirtilmiş,dolayısıyla çek yasasında olduğu gibi çek bedeline bağlı adli para cezası uygulaması son bulmuştur.
Ayrıca cezanın belirlenmesine ilişkin TCK’nun 61/8 maddesinde ise ADLİ PARA CEZASINDA ARTIRIM VE İNDİRİM YAPILIRKEN HESAPLAMANIN GÜN ÜZERİNDEN YAPILMASI ÖNGÖRÜLMÜŞTÜR.Bu durumda çek miktarına bağlı olup gün hesabıyla tespiti mümkün olmayan karşılıksız çek suçuna ilişkin adli para cezasına örneğin:TCK’nın 62. maddesinde düzenlenen taktir-i indirim nedenlerini uygulama imkanı da kalmamış ve sonuç olarak çek yasasındaki yaptırım yasal süre içinde TCK’nın genel hükümlerine uygun hale getirilmediği için 01.01.2009 tarihinden itibaren zımmen yürürlükten kalkmıştır. 4814 sayılı yasa ile 3167 sayılı yasada değişiklik yapılmasından sonra her bir çek yaprağı ayrı suç oluşturduğundan karşılıksız çek keşide edenler hakkında teselsül hükümlerini uygulama imkanı kalmamış,ancak ceza içeren özel yasalar bakımından 01.01.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK’nın genel hükümlerindeki 43.maddeye göre lehe kanun uygulaması nedeniyle belli şartların varlığı halinde zincirleme suç hükümlerinin uygulanması tekrar mümkün hale gelmiştir.Bu durumda da gün hesabına göre tespiti mümkün olmayan çek yasasındaki mevcut yaptırımı TCK’nın 61/8 maddesindeki düzenleme nedeniyle teselsülden dolayı artırma imkanı kalmamıştır.
Ayrıca yürürlüğe giren TCK’nın genel hükümleri karşısında,karşılıksız çek keşide etmek suçları yönünden tekerrür,şikayetten vazgeçme,çek hesabı açtırmaktan yasaklanmaya ilişkin çek yasasındaki mevcut düzenlemeler de TCK’nın genel hükümlerine aykırı hale gelmiştir.5252 sayılı yasanın 5/3 maddesiyle cezaların infazına ilişkin 5275 sayılı yasanın geçici 1.maddesinde belirtilen ve adli para cezasının ödenmemesi halinde günlüğü kaç liradan hapse çevireleceğine ilişkin kurallar ise para cezasının ödenmemesi durumunda nasıl davranılacağını gösteren kurallar olup karşılıksız çek keşide edilmesi halinde cezanın miktarının tayini için başvurulabilecek kurallar değildir.
3167 sayılı yasadaki cezanın miktarına ilişkin ÇEK BEDELİ TUTARI KADAR ibaresi 01.01.2009 tarihinde yürürlüğe giren TCK’nın genel hükümleri nedeniyle geçerlilğini kaybettiğinden bu durumda TCK’nın 52. maddesine giderek yaptırımı belirlemek imkanı da kalmamıştır.Çünkü genel düzenleme içinde yer alan ve cezaların sınırlarını gösteren maddeler suç olarak kabul edilen eylemlere yaptırım olsun diye değil sadece cezaların alt ve üst sınırlarını belirtmek amacıyla konulmuş hükümlerdir.
Diğer taraftan 4814 sayılı yasa ile değişiklik yapılmasından önce karşılıksız çek keşide edenler hapisle cezalandırılmaktaydılar bu değişikliğin yapılmadığı ve karşılıksız çek keşide edenlerin hapisle cezalandırıldıkları vasayılıdığında sonradan yürürlüğe giren yasa hükümleri nedeniyle maddede hapis cezası muhafaza edilip cezanın miktarına ilişkin kısım uygulama imkanını kaybetseydi o zaman TCK’nın genel hükümlerinde yer alan 49.maddeye giderek karşılıksız çek keşide edenlere 1 aydan 20 yıla kadar hapis cezası verilmesi ve buna bağlı olarak görevsizlik kararı verilip dosyanın ağır ceza maddesine gönderilmesi mi kabul edilecekti?
Anayasının 38.maddesinde ifadesini bulan SUÇTA VE CEZADA KANUNİLİK İLKESİNİN doğal sonucu olarak yasama organı suç olarak benimsediği bir eylemin cezasının türünü ve miktarını ilgili maddede belirtmek durumundadır.Zaten bu nedenle ceza kanunlarında her bir suç yönünden ilgili maddede cezanın türü ve sınırları gösterilmiş,genel hükümler içinde yer alıp cezanın sınırlarını gösteren maddelerle yetinmek yolu benimsenmemiştir.Çünkü hangi eylemin kamu düzenini daha çok bozduğu ve bu nedenle daha fazla cezalandırılması gerektiği konusundaki tercih,suç ve ceza siyasetiyle ilgili olup siyası sorumluluğu gerektiren ve yasama organlarının mutlak taktirinde olan bir husustur.Ancak bu durumun belirli bir ceza makası aralığında cezanın bireyselleştirilmesi için mahkemeye tanınan taktir hakkıyla karıştırılmaması gerekmektedir.
5237 sayılı TCK’nın bedelsiz senedi kullanma suçuna ilişkin 156. maddesinde adli para cezasının sınırlarının belirtilmemiş olması karşı örnek olarak gösterilebilir ise de zaten bu madde de yasama organı bu fiil için sınırlarını belrttiği hapis cezasını da öngördüğünden aynı yasanın 52. maddesindeki limitlerin farkında olarak adli para cezası yönünden taktir hakkını mahkemeye bırakmış,dolayısıyla cezasının türü ve miktarı konusundaki tercihini açıkca ortaya koymuştur kaldı ki hapis ve adli para cezasının birlikte uygulanması gereken durumlarda,bu cezalardan birisinin asgari hadden diğerinin ise azami hadden tayini kendi içinde tutarsızlık oluşturacağından mahkemenin taktir ettğini hapis cezasının miktarı adli para cezasının gün bakımından miktarını belirlemede ölçü oluşturacaktır.Mevcut durum nedeniyle çek yasası bakımından ise yaptırımın ne miktarda olacağı konusunda kanun koyucunun ortaya koyduğu açık bir iradeden bahsetmek söz konusu değildir.Niye miktarı belirtilmeyen adli para cezasıyla hapis cezasının seçimlik olarak düzenlendiği bazı suçlarda örneğin:Mühür fekki suçunda asgari hadden uygulama yapılması yönünde bir eğilim gösterilmesi nedeniyle 5560 sayılı yasayla TCK’nın 61. maddesinde değişiklik yaparak adli para cezasının tercih edilmesi halinde hesaplamanın ne şekilde yapılacağını belirlemiştir.Zaten bu örnekler genel hükümler içinde yer almayıp TCK’nun özel hükümlerine ilişkin 2. kitabında yer aldığından çek yasası bakımından sonuca etkili olmayacaklardır.
31.12.2008 tarihine kadar karşılıksız çek keşide edenlere çek bedeli kadar adli para cezası verilmesinin o dönem için yasaya uygun olduğu ve dolayısıyla infazının gerektiği ileri sürülebilir ise de bu tarihten sonra gün hesabına göre adli para cezası belirlemek zorunlu hale gelmiş ve buna uygun bir düzenleme yapılmadığı için de eylemin yaptırımsız kaldığı sonucuna varılmış,dolayısıyla meydana gelen ve lehe olan bu durumdan henüz cezaları infaz edilmeyen kişilerin de yararlanması yolu açılmıştır. Karşılıksız çek keşide etmek suçlarına ilişkin yeni bir yasa yapıldığı taktirde bu yasanın yürülüğe gireceği tarihe kadar,TCK’nın genel hükümlerine aykırılık içeren mevcut çek yasasının ilgili maddelerini uygulamak imkanı kalmadığı için bu boşluğu kıyas veya kıyasa yol açacak biçimde geniştici yorum yapmak yoluyla doldurmakta TCK’nın 2/3 maddesi kapsamında mümkün görülmemiştir. Sonuç olarak karşılıksız çek keşide etmek suçu için 368 sayılı yasada öngörülen yapıtırımda,31.12.2008 tarihine kadar TCK’nın genel hükümlerine uygun düzenleme yapılmadığından 3167 sayılı yasadaki mevcut yasadaki yaptırımı fiilen uygulama imkanının kalmadığı,ayrıca ceza miktarını TCK’nın 52.maddesine göre tayin imkanı da olmadığı,dolayısıla çek yasasındaki mevcut yaptırımın zımmen yürürlükten kalktığı sonucuna varılmış,yaptırımı kalmayan bir eylemi de suç olarak kabul etmek mümkün olmadığı için aşağıdaki gibi karar vermek gerekmiştir. HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle: Sanık A.A’ya atılı olan karşılıksız çek keşide etmek suçunun yasal unsurları bakımından oluşmadığı anlaşılmakla sanığın BERAATİNE, Yapılan yargılama giderlerinin hazine üzerinde bırakılmasına,
Sanığın ve katılan vekilinin yokluğunda açıkca yapılan yargılama sonucunda Cumhuriyet Savcısının istemine aykırı olarak,kararın tefhim veya tebliğden itibaren 7 gün içinde mahkememize bir dilekçe verilmesi veya zabıt katibine yapılacak beyanın tutanağa geçilmesi suratiyle Yargıtay yolu açık olmak üzere karar verildi.27.02.2009 Katip Hakim
ŞİŞLİ 3.ASLİYE CEZA MAHKEMESİ
DOSYA NO: 2007/221 KARAR NO: 2008/167
HAKIM : YALÇIN HAYRET 30442 C.SAVCISI : HASAN OZDEMIRN 24633 YAZI ISLERI MÜDÜRÜ : SAADET ÖZOGUZ SANIK : H.A. SUÇ : KARŞILIKSIZ ÇEK KEŞİDE ETME SUÇ TARİHİ : 10/04/2006 , 24,04/2006 ASIL KARAR TARİHİ : 13/02/2008 EK KARAR TARİHİ : 02/03/2009
Şişli Cumhuriyet Başsavcılığının 02/03/2009 tarih ve 2008/10-4157 sayılı Müzekkeresi mahkememize gelmiş olmakla dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Hükümlünün, 30/06/2006 keşide tarihli ve 8500 TL Bedelli, 30/04/2006 keşide tarihli ve 1600 Tl: bedelli, 30/05/2006 Keşide tarihli ve 5000 TL. Bedelli, miktarındaki çeklerle ilgili olarak, karşılıksız keşide etmek suçundan 3167 sayılı yasanın 16/1-3 maddeleri gereğince adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiş İSE DE dava konusu bu çeklerin, üzerinde yazılı keşide tarihinden önce ödenmek için muhatap bankaya ibraz edilmiş olduğu anlaşılmakla, 3167 sayılı Yasaya, 28.02.2009 tarihinde yüyürlüğe giren 5838 sayılı bazı kanunlarda değişiklik yapılması hakkında kanunun 18.maddesi ile eklenen Geçici. 2.Madde gereğince hükümlünün, 31.12.2009 tarihine kadar üzerinde yazılı keşide tarihinden önce çekin ödenmek için muhatap bankaya ibrazı geçersiz olduğundan, TCK.nun 7/2 maddesi gereğince hükümlünün lehine olan bu düzenleme doğrultusunda, yeniden yapılan değerlendirme sonucunda, hükümlünün bu çekler ile ilgili olarak, kanunda suç olarak tanımlanmayan YÜKLENEN SUÇTAN BERAATİNE KARAR VERİLMİŞTİR.
SAKARYA 1. AĞIR CEZA MAHKEMESİ DEĞİŞİK İŞ KARAR DEĞİŞİK İŞ NO : 2009/247.
BAŞKAN : ABDÜLKADİR YAVUZ ÜYE : BURHANETTİN ESENKAR ÜYE : CEVDET BAK KATİP : BİLGEN EL.
Hükümlü vekili tarafından Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 04.02.2009 tarih 2007/299-590 karar sayılı ek kararı ile sanık vekilinin talebinin reddine ve mahkemelerinin 2007/299 esas-2007/590 karar sayılı ilamının değiştirilmesine ve infazın durdurulmasına yer olmadığına ve infazın devamına dair kararına dosya içeriğine göre süresi içerisinde; müvekkilinin 3167 Sayılı Kanuna Muhalefet nedeni ile para cezasına mahkum edildiği ve para cezasının ödenmemesi nedeni ile hapse çevrildiği halen ceza evinde olduğu, 5275 Sayılı Yasanın 98. maddesi uyarınca yaptıkları başvurunun reddedildiği, bu kararın 5237 Sayılı TCK nun 5, 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesi, 3167 Sayılı Yasanın 16. maddesi ayrıca TCK 20.43.52,53,60,61 maddelerinde yer alan düzenlemelere aykırı olduğu, 31.11.2008 tarihi itibari ile karşılıksız çek keşide etmek eyleminin suç olmaktan çıktığı, böylece suçta ve cezada kanunilik ilkesi uyarınca hükümlü hakkında verilen cezanın yasal dayanağının kalmadığı iddiası ile Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından 04.02.2009 tarihinde infazın devamına ilişkin ek kararın itiraz incelemesi ile kaldırılmasını ve müvekkili hakkında tayin edilen cezanın bütün sonuçları ile ortadan kaldırılmasını ve tahliyesini istemiştir. İddia makamının mütalaası alındı, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:.
Konu ile ilgili yasal durum incelendiğinde;.
1-3167 Sayılı Yasanın 16. maddesinde :.
(1) Üzerinde yazılı keşide tarihinden önce veya ibraz süresi içinde 4 üncü madde uyarınca ibraz edildiğinde, yeterli karşılığı bulunmaması nedeniyle kısmen de olsa ödenmeyen çeki keşide eden hesap sahipleri veya yetkili temsilcileri, kanunların ayrıca suç saydığı haller saklı kalmak üzere, çek bedeli tutarı kadar ağır para cezasıyla cezalandırılırlar. Ancak verilecek para cezası seksenmilyar liradan fazla olamaz. Bu miktar, 01/03/1926 tarihli ve 765 sayılı Türk Ceza Kanununun ek 2 nci maddesine göre her yıl artırılır. Bu suçtan mükerrirlere, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir..
2 – 5237 Sayılı TCK nun 2/1-3 madde ve fıkralarında ; (1) “Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz.”.
(3) Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz. 3- 5237 Sayılı TCK nun 5/1 madde ve fıkralarında :.
“Bu Kanunun genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır. “.
4-5237 Sayılı TCK nun 52/1-2-3 Madde ve fıkralarında; (1) Adlî para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hâllerde yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir..
(2) En az yirmi ve en fazla yüz Türk Lirası olan bir gün karşılığı adlî para cezasının miktarı, kişinin ekonomik ve diğer şahsî hâlleri göz önünde bulundurularak takdir edilir. (3) Kararda, adlî para cezasının belirlenmesinde esas alınan tam gün sayısı ile bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ayrı ayrı gösterilir. “.
5-5252 Sayılı Yasanın 5349 Sayılı Yasanın 6. Maddesi ile değişik Geçici 1. Maddesinde: (1) Diğer kanunların, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31 Aralık 2008 tarihine kadar uygulanır..
6-5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 madde ve fıkrasında:.
(1) Mahkûmiyet hükmünün yorumunda veya çektirilecek cezanın hesabında duraksama olursa, cezanın kısmen veya tamamen yerine getirilip getirilemeyeceği ileri sürülür ya da sonradan yürürlüğe giren kanun, hükümlünün lehinde olursa, duraksamanın giderilmesi veya yerine getirilecek cezanın belirlenmesi için hükmü veren mahkemeden karar istenir. (3) Yukarıdaki fıkralar uyarınca yapılan başvurular cezanın infazını ertelemez. Ancak, mahkeme olayın özelliğine göre infazın ertelenmesine veya durdurulmasına karar verebilir. 7- 5275 Sayılı Yasanın 101/1-3 Madde ve fıkrasında:.
(1) Cezanın infazı sırasında, 98 ilâ 100 üncü maddeler gereğince mahkemeden alınması gereken kararlar duruşma yapılmaksızın verilir. Karar verilmeden önce Cumhuriyet savcısı ve hükümlünün görüşlerini yazılı olarak bildirmeleri istenebilir..
(3)Bölge adliye mahkemesi veya Yargıtaydan başka mahkemeler tarafından verilmiş olan bu kararlara karşı itiraz yoluna gidilebilir.” hükümleri bulunmaktadır..
Ayrıca TBMM tarafından 5728 Sayılı Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlar ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile düzenleme yapıldığı ve bu kanunun yürürlükte olduğu ancak yapılan bu düzenlemeler içerisinde 3167 Sayılı Yasanın 16. Maddesi ile ilgili bir düzenlemenin bulunmadığı da ortadadır..
Kararına itiraz edilen mahkemenin itiraz edilen kararında; 5252 Sayılı Kanunun geçici 1. Maddesinde 5560 Sayılı Kanunla yapılan değişiklik üzerine belirlenen 31.12.2008 gününe değin, diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümlerinin düzeltilmesinin öngörüldüğü halde bu kapsamdan olarak yasa koyucu tarafından 5728 Sayılı “Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”u va’zettiği, dolayısıyla da uyumlaştırılması murat olunan diğer kanunların bu kapsamda yeniden düzenlenildiği., ancak bu çerçevede 3167 Sayılı Kanun hükümlerinin ayrık tutulduğu, bunun ise tamamen mevzuatın “Özel” niteliğinden kaynaklandığı, hal böyle olunca da Yargıtay Yüksek Dairesi’nin pek çok uygulamalarında da “özel yasa ” niteliğinden dolayı pek çok uygulanabilir (önödeme-uzlaşma…gibi) hukuk müessesesinden ayrık değerlendirildiği nazara alındığında, ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil eden çeklerden dolayı tayin olunacak ceza hükmünde de “çek bedeli kadar adli para cezası” olmasında hukuken aykırı bir durum görülmediğinden” sanık vekilinin talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır..
Yürürlükte olan yasal durum incelendiğinde; TCK nun 5/1 maddesinde bu kanunun genel hükümlerinin özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanacağı belirtilerek ceza hukukunda yeknesaklık sağlanmak istenmiştir. Bu amaçla 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesine; diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemesine aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31.12.2008 tarihine kadar uygulanır hükmü konulmuş ve bu süre yeniden uzatılmamıştır..
Yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. Madde hükmünü dikkate alarak ” Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” adı altında 580 maddeden oluşan 5728 Sayılı Yasayı çıkartmış ve bu yasa yürürlüğe girmiştir..
Buradan da anlaşıldığı üzere yasa koyucunun amacı TCK nun genel hükümlerinin bütün özel yasalarda ve ceza hükmü içeren yasalarda uygulanmasını sağlamaktır. 5237 Sayılı TCK nun 52. maddesi dikkate alındığında adli para cezasının tanımının yapıldığı görülmektedir. Buna göre adli para cezası , beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmadığı hallerde 730 günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması sureti ile hesaplanan meblağın hükümlü tarafından devlet hazinesine ödenmesinden ibarettir.
Bu maddenin 1. fıkrasında bulunan “kanunda aksine hüküm bulunmayan haller” tanımının adli para cezası gün sayısının bu genel düzenlemeye aykırı olarak 730 günün altında veya üstünde düzenlenecebileceği ve bu düzenlemenin de geçerli olduğu anlamındadır. Buradan da anlaşıldığı üzere TCK genel hükümlerinde gün adli para cezası sistemi benimsenmiştir. 3167 Sayılı yasanın 16. maddesi değerlendirildiğinde; “….. çek bedeli tutarı kadar ağır para cezası (adli para cezası) ile cezalandırılırlar . Ancak verilecek para cezası 80 milyar liradan fazla olamaz. ” hükmünün bulunduğu, bu düzenlemenin gün para cezası içermemesi nedeni ile TCK nun 52/1 maddesine uygun olmadığı ortadadır..
Yasa koyucunun 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesinde sözünü ettiği diğer kanunlar içerisinde 3167 Sayılı Yasanın da olduğu hususunda tereddüt yoktur. Buna göre 3167 Sayılı Yasada bulunan ve 5237 Sayılı TCK nun 1.Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümler 31.12.2008 tarihine kadar uygulanabilecektir. Bu düzenlemenin mevhumu muhalifinden 3167 Sayılı (özel) Kanunun TCK nun 1. kitabının 52. maddesinde düzenlenen gün para sistemine aykırı olan ceza kuralının 31.12.2008 tarihinden sonra uygulanmayacağı 5252 Sayıl Yasanın geçici 1. Maddesinin emredici hükmüdür. Kaldı ki yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesini dikkate alarak 5728 Sayılı Yasa ile özel yasalarda ayrıntılı düzenlemeler yapmasına rağmen 3167 Sayılı Yasada herhangi bir düzenleme yapmamıştır..
Ayrıca Adalet Bakanlığı’nın http://www.kgm.adalet.gov.tr/basbakanlik/cekkanunu.pdf adresinde bulunan ve Çek Kanunu Tasarısı Taslağı olarak Başbakanlığa gönderilen metnin 5/1 madde ve fıkrasında “Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adlî paracezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adlî para cezası, çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamaz.” düzenlemesinin bulunduğu, bu düzenleme dikkate alındığında yasama organının büyük çoğunluğunu oluşturan yürütmeyi (hükümeti ) temsilen Adalet Bakanlığının da itirazı reddeden mahkeme ve red kararında belirtilen Yargıtay Dairesinin inancına aykırı olarak çek kanununda verilecek adli para cezasının gün para sistemine uygun olması gerektiğini öngördüğü, bu durum karşısında subjektif değerlendirme niteliğinde olan “çekin ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil etmesi” bu nedenle 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesindeki düzenlemenin değiştirilmediği yani ayrık tutulduğu (temel düzenlemeden istisna edildiği) yönündeki değerlendirmenin mevcut yasal durum karşısında yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır..
Yasa koyucunun atlama yaptığı, bir konuyu unuttuğu kabul edilemeyeceğine ve yukarıda da değinildiği gibi bu konuda değişiklik yapmak için Başbakanlığa kanun tasarısı taslağıda sevk edildiğine göre yürütmenin, (hükümetin ) ve yasa koyucunun (TBMM’nin) muradının 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesi ile düzenlenen ceza kuralının ortadan kalkması ve yeni yasal düzenleme yapılana kadar bu ceza hükmünün uygulanamaz olmasını sağlamak olduğu kabul edilmelidir. Çünkü ceza kuralları uygulanmak amacı ile konulur. Uygulanamayan bir ceza kuralı kaldırılmış demektir. Uygulanamayacağı yasa ile düzenlenen, bu nedenle yasal olarak kaldırılma dışında yok hükmünde olan bir kurala göre ceza vermek gerek Anayasa’da yapılan temel haklar ile ilgili düzenlemelere, temel hak ve özgürlükleri içeren Uluslararası Sözleşme hükümlerine ve gerekse Türk Ceza Kanunun 2. maddesinde düzenlenen kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz, kanunlarda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz kuralına da aykırıdır..
Bu yasal durum karşısında hükümlünün, 31.12.2008 tarihinden itibaren zımni olarak yürürlükten kaldırılan ve yerine yeni hüküm konulmaması nedeni ile cezasız bırakılan karşılıksız çek keşide etmek eyleminden dolayı cezalandırıldığı, hükümlü müdafiinin yaptığı itirazın hukuka uygun olmayan mülahazalarla red edildiği, itirazın yasal ve yerinde olduğu anlaşılmakla, 5275 Sayılı Yasanın 101/3 madde ve fıkrasının verdiği yetkiye dayanarak ve hükümlünün telafisi mümkün olmayan zararlara uğramasını engellemek amacı ile 5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 maddesi gereğince mahkumiyet hükmünün yorumunda ve çektirilecek cezanın hesabında açıklanan nedenlerle duraksama olduğundan 3167 Sayılı Yasada yeni bir düzenleme yapılana ya da 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesinin açıkça yürürlükten kaldırılması anına kadar infazın ertelenmesine, yasa koyucunun yeni bir düzenleme yapması halinde hükümlünün durumunun yeniden mahkemesince ele alınarak değerlendirilmesi için itirazın kabülü ile hükümlüye Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 31.07.2007 tarih ve 2007/299 esas 2007/590 karar sayılı ilamı ile verilen adli para cezasının infazının durdurulmasına karar vermek gerekmiştir..
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;.
1-Hükümlü H.S.S. müdafiinin yapmış olduğu İTİRAZIN KABÜLÜNE, 2-Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 04.02.2009 tarih ve 2007/299 esas 2007/590 karar sayılı EK KARARININ KALDIRILMASINA.
3-Sanık hakkında Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 31.07.2007 tarih ve 2007/299 esas 2007/590 karar sayılı ilamı ile verilen 26000TL adli para cezasının İNFAZININ DURDURULMASINA,.
4-Kararın bir örneğinin gereğinin yerine getirilmesi için Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine,.
Dosyanın Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesine iadesine, Karardan bir örneğin hükümlü vekiline TEBLİĞİNE ,.
Dair; 5275 Sayılı Yasanın 101/3 ve CMK nun 271/4 madde ve fıkrası gereğince incelenen dosya üzerinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi..16.03.2009..
.
.
.
SARAYKÖY ASLİYE CEZA MAHKEMEİ DOSYA NO :2007/176 KARAR NO :2007/201
HAKİM : GÜLPERİ GÜNEŞ 32147 C.SAVCISI : HÜSEYİN HÜR 107696 KATİP : MURAT AYRAL 97009
SANIK : A. G. K. SUÇ : KARŞILIKSIZ ÇEK KEŞİDE ETME SUÇ TARIHİ : 19/02/2007 ASIL KARAR TARİHİ : 25/09/2007 EK KARAR TARİHİ : 28/01/2009
HÜKÜMLÜ AHMET GÜRKAN ………KAN IN 21/01/2009 ARİHLİ İNFAZIN DURDURULMASINA İLİKİN DİLEKÇESİ C. SAVCISININ YAZILI GÖRÜŞÜ ALINARAKİNCELENDİ.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLÜ:
HÜKÜMLÜ AHMET GÜRKAN …..KAN HAKKINDA MAHKEMEMİZİN 25/09/2009 TARİH 2007/176-201 ESAS E KARAR SAYILI KARARI İLE KARŞILIKSIZ ÇEK KEŞİDE ETMEK SUÇUNDAN DAYI 60.000 TL ADLİ PARA CEZASI İL CEZALANDIRILMASIA KARAR VERİLDİĞİ, KARARIN 20/11/2007 TARİHİNDE KESİNLEŞEREK İNFAZA VERİLDİĞİ HÜKÜMLÜĞÜN ADLİ PARA CEZASNI ÖDEMEMESİ ÜZERİNE SARAYKÖY C.BAŞSAVCILIĞININ 29/01/2008 GÜNLÜ KARARI İLE HÜKÜMLÜYE VERİE ADLİ PARA CEZASININ 600 GÜN HAPİS CEZASINA ÇEVRİLDİĞİ VE 28/02/2008 TARİHİNDE İNFAZA BAŞLANDIĞI HÜKÜMLÜNÜN HALEN B CEZASINI İNFAZ TTİĞİ 5252 SAYILI ÜÇK NIN YÜÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDAKİ KANUNUN GEÇİCİ 1.MADDESİDE BELİRTİLEN DİĞEN KANUNLARIN TCK NIN GEEL HÜKÜMLERİNE AKRI OLAN MADDELERİNİN UYGULANMASINA DEVAM EDİLECEĞİNE İLİŞKİN HÜKMÜN 31/12/2008 TARİHİ İTİBARİYLE YÜRÜRÜKTE KALKTIĞI YASA KOYUCU TARAFINDAN 5728 SAYILI YASA İLE BİR ÇOK ÖZEL YASDAKİ CEZA HÜKÜMLERİ 5237 SAYILI YASAYA UYGUN HALE GETİRİLMESİNE RAĞMEN 3167 SAYILI YASA YÖNÜNDEN 31/12/2008 TARİHİNE KADAR HER HANGİ BİR DÜZENLEME YAPILMADIĞI 5252 SAYILI TCK NIN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KARARIN MADDESİ 5237 SAYILI TCK 45/1 52/1 MADELERİ İLE BİRLİKTE DEĞERLENDİRLDİĞİNDE BU GENEL URALIN BÜTÜN ÖZEL YASALARI BAĞLAYACĞI ÖZEL YASALARDAKİ AYKIRI HÜKÜMLRİN 31/12/2008 TARİHİNE KADAR UYGUNABİLECEĞİ BU TARİHE KADAR ÖZEL YASALARIN 5257 SAYILI TCK NIN GEEL KÜMLERİNE UYARLANMASININ ZORUNLU BULUNDUĞU ANCA 3167 SAYILI YASA AÇISINDAN HALEN BU UYARLAMANIN YAPILMAMIQŞ OLDUĞU ANLAŞILMAKLA HÜKÜMLÜNÜN MAĞDURİYETNE NEDE ALMAMAK AÇISINDAN 527 SAYILI ASANIN 98. MADDESİ UYARINCA İNFAZIN DURDURULMASINA KARAR VERMEKGEREKMİŞTİR. HÜKÜM YUKARIDA AÇIKLANAN NEDENLERLE
HÜKÜMLÜ AHMET GÜRKAN ……KAN HAKKINDA MAHKEMEMİZİN 25/09/207 TARİH 2007/176-201 ESAS VE KARAR SAYILI İLAMI İLE VERİLEN 60.000 TL ADLİ PARA CEZASINA İLİŞKİN İNFAZIN DURDURULMASINA.
HÜKÜMLÜNÜN BAŞKA BİR SUÇTAN TUTUKLU VEY HÜKÜMLÜ ULUNMAASI HALİNDE SALIVERİLMESİNE
KARARIN C.SAVCILIĞI ARACILIĞIYLA HÜKÜMLÜYE TEBLİĞİ DAİR, DOSYA ÜZERİNDEYAPILAN İNCELEMESONUCUNDA İSTEME UYGUN V TEBLİĞ TARİHİNDEN İTAREN 7 GÜN İÇİNDE DENİZLİ NBETÇİ AĞIR CEZA MAHKEMESİNE İTİRAZ YOLU AÇIK OLMAK ÜZERERKARAR VERİLDİ
Sakarya Ağır Ceza Mahkemesi, Karşılıksız Çek Beraat Kararı
BAŞKAN : ABDÜLKADİR YAVUZ ÜYE : BURHANETTİN ESENKAR ÜYE : CEVDET BAK
KATİP : BEHİYE AYDINHükümlü A.B. vekili Av. Levent S. tarafından Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.03.2009 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı ek kararı ile hükümlü vekilinin talebinin reddine ve mahkemelerinin 28.5.2008 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı ilamının değiştirilmesine ve infazın durdurulmasına yer olmadığına ve infazın devamına dair kararına dosya içeriğine göre süresi içerisinde; müvekkilinin 3167 Sayılı Kanuna Muhalefet nedeni ile para cezasına mahkum edildiği, 5275 Sayılı Yasanın 98. maddesi uyarınca yaptıkları başvurunun reddedildiği, bu kararın 5237 Sayılı TCK nun 5, 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesi, 3167 Sayılı Yasanın 16. maddesi ayrıca TCK 20.43.52,53,60,61 maddelerinde yer alan düzenlemelere aykırı olduğu, 31.11.2008 tarihi itibari ile karşılıksız çek keşide etmek eyleminin suç olmaktan çıktığı, böylece suçta ve cezada kanunilik ilkesi uyarınca hükümlü hakkında verilen cezanın yasal dayanağının kalmadığı iddiası ile Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından 24.03.2009 tarihinde infazın devamına ilişkin ek kararın itiraz incelemesi ile kaldırılmasını ve hakkında tayin edilen cezanın bütün sonuçları ile ortadan kaldırılmasını ve tahliyesini istemiştir.
İddia makamının mütalaası alındı, dosya incelendi
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Konu ile ilgili yasal durum incelendiğinde;
1-3167 Sayılı Yasanın 16. maddesinde : (1) Üzerinde yazılı keşide tarihinden önce veya ibraz süresi içinde 4 üncü madde uyarınca ibraz edildiğinde, yeterli karşılığı bulunmaması nedeniyle kısmen de olsa ödenmeyen çeki keşide eden hesap sahipleri veya yetkili temsilcileri, kanunların ayrıca suç saydığı haller saklı kalmak üzere, çek bedeli tutarı kadar ağır para cezasıyla cezalandırılırlar. Ancak verilecek para cezası seksenmilyar liradan fazla olamaz. Bu miktar, 01/03/1926 tarihli ve 765 sayılı Türk Ceza Kanununun ek 2 nci maddesine göre her yıl artırılır. Bu suçtan mükerrirlere, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.
2 – 5237 Sayılı TCK nun 2/1-3 madde ve fıkralarında ; (1) “Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz.”
(3) Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz.
3- 5237 Sayılı TCK nun 5/1 madde ve fıkralarında : “Bu Kanunun genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır. “
4-5237 Sayılı TCK nun 52/1-2-3 Madde ve fıkralarında; (1) Adlî para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hâllerde yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir.
(2) En az yirmi ve en fazla yüz Türk Lirası olan bir gün karşılığı adlî para cezasının miktarı, kişinin ekonomik ve diğer şahsî hâlleri göz önünde bulundurularak takdir edilir. (3) Kararda, adlî para cezasının belirlenmesinde esas alınan tam gün sayısı ile bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ayrı ayrı gösterilir. “
5-5252 Sayılı Yasanın 5349 Sayılı Yasanın 6. Maddesi ile değişik Geçici 1. Maddesinde: (1) Diğer kanunların, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31 Aralık 2008 tarihine kadar uygulanır.
6-5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 madde ve fıkrasında: (1) Mahkûmiyet hükmünün yorumunda veya çektirilecek cezanın hesabında duraksama olursa, cezanın kısmen veya tamamen yerine getirilip getirilemeyeceği ileri sürülür ya da sonradan yürürlüğe giren kanun, hükümlünün lehinde olursa, duraksamanın giderilmesi veya yerine getirilecek cezanın belirlenmesi için hükmü veren mahkemeden karar istenir. (3) Yukarıdaki fıkralar uyarınca yapılan başvurular cezanın infazını ertelemez. Ancak, mahkeme olayın özelliğine göre infazın ertelenmesine veya durdurulmasına karar verebilir.
7- 5275 Sayılı Yasanın 101/1-3 Madde ve fıkrasında: (1) Cezanın infazı sırasında, 98 ilâ 100 üncü maddeler gereğince mahkemeden alınması gereken kararlar duruşma yapılmaksızın verilir. Karar verilmeden önce Cumhuriyet savcısı ve hükümlünün görüşlerini yazılı olarak bildirmeleri istenebilir. “http://karsiliksizcek.wordpress.com/”
(3)Bölge adliye mahkemesi veya Yargıtaydan başka mahkemeler tarafından verilmiş olan bu kararlara karşı itiraz yoluna gidilebilir.” hükümleri bulunmaktadır.
Ayrıca TBMM tarafından 5728 Sayılı Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlar ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile düzenleme yapıldığı ve bu kanunun yürürlükte olduğu ancak yapılan bu düzenlemeler içerisinde 3167 Sayılı Yasanın 16. Maddesi ile ilgili bir düzenlemenin bulunmadığı da ortadadır.
Kararına itiraz edilen mahkemenin itiraz edilen kararında; 5252 Sayılı Kanunun geçici 1. Maddesinde 5560 Sayılı Kanunla yapılan değişiklik üzerine belirlenen 31.12.2008 gününe değin, diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümlerinin düzeltilmesinin öngörüldüğü halde bu kapsamdan olarak yasa koyucu tarafından 5728 Sayılı “Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”u va’zettiği, dolayısıyla da uyumlaştırılması murat olunan diğer kanunların bu kapsamda yeniden düzenlenildiği., ancak bu çerçevede 3167 Sayılı Kanun hükümlerinin ayrık tutulduğu, bunun ise tamamen mevzuatın “Özel” niteliğinden kaynaklandığı, hal böyle olunca da Yargıtay Yüksek Dairesi’nin pek çok uygulamalarında da “özel yasa ” niteliğinden dolayı pek çok uygulanabilir (önödeme-uzlaşma…gibi) hukuk müessesesinden ayrık değerlendirildiği nazara alındığında, ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil eden çeklerden dolayı tayin olunacak ceza hükmünde de “çek bedeli kadar adli para cezası” olmasında hukuken aykırı bir durum görülmediğinden” sanık vekilinin talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Yürürlükte olan yasal durum incelendiğinde; TCK nun 5/1 maddesinde bu kanunun genel hükümlerinin özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanacağı belirtilerek ceza hukukunda yeknesaklık sağlanmak istenmiştir.
Bu amaçla 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesine; diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemesine aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31.12.2008 tarihine kadar uygulanır hükmü konulmuş ve bu süre yeniden uzatılmamıştır.
Yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. Madde hükmünü dikkate alarak ” Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” adı altında 580 maddeden oluşan 5728 Sayılı Yasayı çıkartmış ve bu yasa yürürlüğe girmiştir.
Buradan da anlaşıldığı üzere yasa koyucunun amacı TCK nun genel hükümlerinin bütün özel yasalarda ve ceza hükmü içeren yasalarda uygulanmasını sağlamaktır.
5237 Sayılı TCK nun 52. maddesi dikkate alındığında adli para cezasının tanımının yapıldığı görülmektedir. Buna göre adli para cezası , beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmadığı hallerde 730 günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması sureti ile hesaplanan meblağın hükümlü tarafından devlet hazinesine ödenmesinden ibarettir
Bu maddenin 1. fıkrasında bulunan “kanunda aksine hüküm bulunmayan haller” tanımının adli para cezası gün sayısının bu genel düzenlemeye aykırı olarak 730 günün altında veya üstünde düzenlenebileceği ve bu düzenlemenin de geçerli olduğu anlamındadır. Buradan da anlaşıldığı üzere TCK genel hükümlerinde gün adli para cezası sistemi benimsenmiştir. 3167 Sayılı yasanın 16. maddesi değerlendirildiğinde; “….. çek bedeli tutarı kadar ağır para cezası (adli para cezası) ile cezalandırılırlar . Ancak verilecek para cezası 80 milyar liradan fazla olamaz. ” hükmünün bulunduğu, bu düzenlemenin gün para cezası içermemesi nedeni ile TCK nun 52/1 maddesine uygun olmadığı ortadadır.
Yasa koyucunun 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesinde sözünü ettiği diğer kanunlar içerisinde 3167 Sayılı Yasanın da olduğu hususunda tereddüt yoktur. Buna göre 3167 Sayılı Yasada bulunan ve 5237 Sayılı TCK nun 1.Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümler 31.12.2008 tarihine kadar uygulanabilecektir. Bu düzenlemenin mevhumu muhalifinden 3167 Sayılı (özel) Kanunun TCK nun 1. kitabının 52. maddesinde düzenlenen gün para sistemine aykırı olan ceza kuralının 31.12.2008 tarihinden sonra uygulanmayacağı 5252 Sayıl Yasanın geçici 1. Maddesinin emredici hükmüdür. Kaldı ki yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesini dikkate alarak 5728 Sayılı Yasa ile özel yasalarda ayrıntılı düzenlemeler yapmasına rağmen 3167 Sayılı Yasada herhangi bir düzenleme yapmamıştır.
Ayrıca Adalet Bakanlığı’nın http://www.kgm.adalet.gov.tr/basbakanlik/cekkanunu.pdf adresinde bulunan ve Çek Kanunu Tasarısı Taslağı olarak Başbakanlığa gönderilen metnin 5/1 madde ve fıkrasında “Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adlî paracezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adlî para cezası, çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamaz.” düzenlemesinin bulunduğu, bu düzenleme dikkate alındığında yasama organının büyük çoğunluğunu oluşturan yürütmeyi (hükümeti ) temsilen Adalet Bakanlığının da itirazı reddeden mahkeme ve red kararında belirtilen Yargıtay Dairesinin inancına aykırı olarak çek kanununda verilecek adli para cezasının gün para sistemine uygun olması gerektiğini öngördüğü, bu durum karşısında subjektif değerlendirme niteliğinde olan “çekin ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil etmesi” bu nedenle 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesindeki düzenlemenin değiştirilmediği yani ayrık tutulduğu (temel düzenlemeden istisna edildiği) yönündeki değerlendirmenin mevcut yasal durum karşısında yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
Yasa koyucunun atlama yaptığı, bir konuyu unuttuğu kabul edilemeyeceğine ve yukarıda da değinildiği gibi bu konuda değişiklik yapmak için Başbakanlığa kanun tasarısı taslağıda sevk edildiğine göre yürütmenin, (hükümetin ) ve yasa koyucunun (TBMM’nin) muradının 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesi ile düzenlenen ceza kuralının ortadan kalkması ve yeni yasal düzenleme yapılana kadar bu ceza hükmünün uygulanamaz olmasını sağlamak olduğu kabul edilmelidir. Çünkü ceza kuralları uygulanmak amacı ile konulur. Uygulanamayan bir ceza kuralı kaldırılmış demektir. Uygulanamayacağı yasa ile düzenlenen, bu nedenle yasal olarak kaldırılma dışında yok hükmünde olan bir kurala göre ceza vermek gerek Anayasa’da yapılan temel haklar ile ilgili düzenlemelere, temel hak ve özgürlükleri içeren Uluslararası Sözleşme hükümlerine ve gerekse Türk Ceza Kanunun 2. maddesinde düzenlenen kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz, kanunlarda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz kuralına da aykırıdır.
Bu yasal durum karşısında hükümlünün, 31.12.2008 tarihinden itibaren zımni olarak yürürlükten kaldırılan ve yerine yeni hüküm konulmaması nedeni ile cezasız bırakılan karşılıksız çek keşide etmek eyleminden dolayı cezalandırıldığı, hükümlü müdafiinin yaptığı itirazın hukuka uygun olmayan mülahazalarla red edildiği, itirazın yasal ve yerinde olduğu anlaşılmakla, 5275 Sayılı Yasanın 101/3 madde ve fıkrasının verdiği yetkiye dayanarak ve hükümlünün telafisi mümkün olmayan zararlara uğramasını engellemek amacı ile 5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 maddesi gereğince mahkumiyet hükmünün yorumunda ve çektirilecek cezanın hesabında açıklanan nedenlerle duraksama olduğundan 3167 Sayılı Yasada yeni bir düzenleme yapılana ya da 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesinin açıkça yürürlükten kaldırılması anına kadar infazın ertelenmesine, yasa koyucunun yeni bir düzenleme yapması halinde hükümlünün durumunun yeniden mahkemesince ele alınarak değerlendirilmesi için itirazın kabülü ile hükümlüye Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 08.05.2008 tarih ve 2008/202 esas, 2008/323 karar sayılı ilamı ile verilen adli para cezasının infazının durdurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Hükümlü Abdullah Bekir vekilinin yapmış olduğu İTİRAZIN KABÜLÜNE, 2-Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.03.2009 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı EK KARARININ KALDIRILMASINA
3-Sanık hakkında Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 8.5.2008 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı ilamı ile verilen 4158 .- TL, adli para cezasının İNFAZININ DURDURULMASINA,
4-Kararın bir örneğinin gereğinin yerine getirilmesi için Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine,
Dosyanın Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesine iadesine, Karardan bir örneğin hükümlü vekiline TEBLİĞİNE , Dair; 5275 Sayılı Yasanın 101/3 ve CMK nun 271/4 madde ve fıkrası gereğince incelenen dosya üzerinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.27.03.2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/7 Geliş Tarihi: 05/01/2009 Mahkemesi: Köyceğiz Sulh Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2008/82 Mahkeme Karar No: 2008/141 Mahkeme Karar Tarihi: 15/05/2008
Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme
DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/133 Karar BOZMA Karar Tarihi 19/01/2009 Kapatma Tarihi 03/02/2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/9 Geliş Tarihi: 05/01/2009
Mahkemesi: Tarsus Ağır Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2008/903 Mahkeme Karar No: 2008/903 Mahkeme Karar Tarihi: 14/07/2008
Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/135 Karar BOZMA Karar Tarihi 19/01/2009 Kapatma Tarihi 03/02/2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/14 Geliş Tarihi: 12/01/2009
Mahkemesi: Korkuteli Asliye Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2005/153
Mahkeme Karar No: 2006/97 Mahkeme Karar Tarihi: 10/03/2006
Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/784 Karar BOZMA Karar Tarihi 26/01/2009 Kapatma Tarihi 12/02/2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/18 Geliş Tarihi: 12/01/2009
Mahkemesi: Malatya 4. Asliye Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2006/291
Mahkeme Karar No: 2007/539 Mahkeme Karar Tarihi: 17/07/2007 Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/787 Karar BOZMA Karar Tarihi 26/01/2009 Kapatma Tarihi 03/02/2009
SAYIN MİLLETVEKİLLERİM
Sayın
Milletvekilim
Karşılıksız çekten dolayı hapis cezası , kanayan bir yaradır ve Türk Hukuk Sistemi açısından bir yüz karasıdır! Kişi hak ve hürriyetlerine ve esasen mevcut Anayasamıza da aykırı olan bu uygulama 1 Ocak 2009 tarihi itibariyle yeni bir boyut kazanmıştır:
Konu ile ilgili mevcut hukuki durum aşağıda sadece iki ana husus bakımından özetlenmiştir. Uygulama yasasında verilen süre 31 Aralık 2008'de dolmuş ve bu tarihten itibaren karşılıksız çek suçları fiilen cezasız kalmıştır. Eğer hukuk devletiysek, bu suçtan dolayı, yeni bir yasal düzenleme yapılana kadar hiçbir mahkeme ceza veremez ve önceden verilmiş olan cezalar da hukuken yok hükmündedir.
Ne var ki yargı tereddüttedir ve 3 aydır çelişkili kararlar verilmektedir. Bazı mahkemeler ceza vermeye devam ederken kendisinden bir çözüm beklenen YARGITAY, bugüne kadar yerel mahkemelere emsal oluşturacak bir karar da vermemiştir. Bazı illerdeki Asliye Ceza Mahkemeleri ve en önemlisi Sakarya 1. Ağır Ceza Mahkemesi ise, cezaların infazını durdurmuş ve hükümlüler tahliye edilmeye başlanmıştır. Diğer taraftan karşılıksız çekten dolayı ceza almış olan binlerce kişi ise kanunsuz bir şekilde 3 ayı aşkın süredir cezaevlerinde tutulmaktadır.
Ekonomik suçtan dolayı hürriyeti bağlayıcı ceza verilmesinin gayri insani olduğu, mevcut düzenlemenin anayasaya aykırı olduğu konuları bir tarafa, ortada apaçık bir hukuksuzluk ve kaos vardır! Teknik bir konu değil, akl-ı selim sahibi herkesin kolayca anlayabileceği basit bir durum var ortada... Prof. Dr. Adem Sözüer ve daha birçok hukukçu aylardır konuyu anlatmaya çalışıyor ama maalesef hukuksuzluk devam ediyor.
Bu kaos hem adalet anlayışını zedeliyor, hem de apaçık bir ihlal niteliği taşıyor. Üç aydır haksız yere cezaevlerinde tutulan insanlar, bu durumu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine taşıdıklarında kesinlikle lehe bir karar çıkacak ve yüklü tazminatlar gündeme gelecektir. Zira Sakarya Ağır Ceza Mahkemesinin aynı konuda verdiği emsal kararlar var. Bu kararlar diğer mahkemeleri bağlayıcı olmasa da ceza hukukunun uygulanmasında yeknesaklık zedelenmiş ve kanun önünde eşitlik ilkesi bozulmuştur. Böyle bir netice, Meclisi ve hükumeti zor durumda bırakacağı gibi, uluslararası hukuk çevrelerinde ve kamuoyu nezdinde yargı organlarının saygınlığını da zedeleyici sonuçlar doğurabilecektir. Meclisin ve hükumetin bir an önce bu çarpık duruma el koyması ve hukuksuzluğu sona erdirmesi gerekiyor.
Yeni yasada adli para cezası ve dolayısıyla hapis cezası devam edecek olsa da, çıkacak kanuna eklenecek bir geçici madde ile, 1 Ocak 2009 tarihi ile kanunun çıktığı tarihe kadar oluşmuş bulunan yasal boşluk sebebiyle cezasız kalmış olan karşılıksız çek suçundan dolayı verilen cezaların kaldırılması sağlanabilir. Böylece hem yargının tereddütleri izale edilmiş olur, bozulan yeknesaklık ve eşitlik ilkesi de nispeten telafi edilebilir.
Ortada kamu vicdanını rahatsız eden, toplumsal barışı zedeleyen ve adalet duygusunu inciten çok vahim bir tablo vardır ve süratle çözüm beklenmektedir.
Sessiz sedasız onbinlerce insan ve aile, Yüce Meclisten hukuk devleti esasına uygun bir çözüm beklemektedir.
HUKUKİ DURUMUN ÖZETİ
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 5 inci maddesi “Özel kanunlarla ilişki” başlığını taşımaktadır. Bu maddeye göre, “Bu Kanun’un genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren özel kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır.” Bu kanunun yayınlanmasını müteakip 3167 sayılı Çek Yasasının da içinde bulunduğu “ceza içeren özel kanunlar”da gerekli değişiklik ve uyumların yapılabilmesi için 5nci maddenin uygulanması 31.12.2008 tarihine ertelenmiştir. Ancak 31.12.2008 tarihine kadar, diğer birçok özel kanunda değişiklik yapılmış olmasına rağmen Çek Kanununda gerekli değişiklikler yapılmadığından, artık 01.01.2009 tarihi itibariyle 3167 Sayılı Yasanın ceza içeren ve TCK Genel Hükümlerine aykırılık teşkil eden maddeleri zımnen yürürlükten kaldırılmış bulunmaktadır. Nitekim, 31.12.2008 tarihine dek, ceza hükmü getiren diğer özel kanunlardan olan 3167 Sayılı Çek Kanununun cezai hükümleri, TCK’nun genel hükümlerine aykırı olsa da uygulanabilmekteydi.
Aykırılıklar nerededir?
1. TCK m. 21 bakımından : 3167 SK. m. 16/1’de karşılıksız çek keşide etme suçu, “şekli suç” niteliğinde düzenlenmiştir. Ancak, TCK ’nın genel hükümleri (m. 21) uyarınca, bir suçun oluşumu kastın varlığına bağlıdır. Kast “doğrudan”(m. 21/1) veya “olası kast” (m. 21/2) olabilir. Bu nedenle, bir kişinin karşılıksız çek nedeniyle cezalandırılabilmesi için, bu kişinin çeki keşide ederken, çekin karşılıksız kalacağı kastıyla hareket etmiş olması gerekmektedir. Başka bir deyişle, bunu bilmeli ve istemelidir. Dolayısıyla, yapılan yargılamada, artık kastın varlığı mutlak olarak araştırılmalı ve bunun sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır. Şayet olayda kast yoksa TCK m. 21/2’ye göre, somut olayda karşılıksız çek keşide eden kişide “olası kast”ın varlığı da ayrıca değerlendirilerek, maddede öngörülen ceza indirimleri uygulanmalıdır. 5252 Sayılı Kanunun kabulü ve uygulanması ile, hukukumuzda bugüne kadar zaten tartışmalı olan “objektif sorumluluk” esası terkedilmiş ve “kusursuz ceza olmaz” esası tamamen geçerli kılınmıştır. Şu halde, karşılıksız çek suçlarında, 1.1.2009 tarihine kadar “objektif sorumluluk” esasına göre verilmiş olan cezalar geçerliliğini yitirmiş bulunmaktadır. Artık suçun manevi unsuru olarak “kast” aranmalıdır. Aksi bir uygulama “kanunsuz suç ve ceza olamaz” esasına açık bir aykırılık teşkil edecektir.
2. TCK m. 52 bakımından Çek Kanunu’na göre, karşılıksız çek keşide etme suçunun cezası, çek bedeli tutarı kadar “adli para cezası” olarak belirlenmekteydi. Ancak, 1.1.2009 tarihinden itibaren TCK’nın adli para cezalarına ilişkin 52. maddesi uygulama alanı bulacağından, ceza miktarının ve niteliğinin belirlenmesi değişmiş bulunmaktadır.
TCK 52. maddenin uygulanmaya başlaması ile Çek yasasındaki çek bedeline bağlı adli para cezası uygulaması son bulmuştur. Adli para cezasının miktarının tespiti artık, sadece gün/para esasına göre yapılabilecektir. 3167 Sayılı Çek Kanunu’nun uygulamasında, ceza, karşılıksız çıkan çek miktarına göre belirlenmekteyken, TCK’nın 52. maddesinin uygulanmasıyla, öncelikle tamgün hesabının yapılması ve bir güne karşılık gelen parasal miktarın belirlenmesi üzerine karar verilmesi gerekmektedir. TCK m. 61/8 hükmüne göre, adli para cezası, belirlenen sonuç gün ile kişinin bir gün karşılığı ödeyebileceği miktarın çarpılması suretiyle bulunacaktır. Bu itibarla, yargılama sonucunda verilecek adli para cezasının tayini usulü de tümden değişmektedir. Nitekim hazırlanan yeni Çek Kanunu tasarısında da "Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adlî para cezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adlî para cezası, çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamaz." Denilmek suretiyle adli para cezasının tayininde Yeni TCK’na uygun olarak gün/para sisteminin getirildiği görülmektedir.
Bu değerlendirmeler ışığı altında bugüne kadar 3167 Sayılı Kanuna göre verilen çek cezaları, 01.01.2009 tarihinde yürürlüğe girmiş bulunan TCK 5nci maddesi uyarınca , aynı kanunun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırılık teşkil etmektedir ve sanık/hükümlü lehine olan yeni hükümler uygulanarak bugüne kadar verilmiş olan cezaların infazı durdrulmalıdır.
Uygulanamayacağı yasa ile düzenlenen, bu nedenle yasal olarak yok hükmünde olan bir kurala göre ceza vermek, gerek Anayasa'da yapılan temel haklar ile ilgili düzenlemelere, temel hak ve özgürlükleri içeren Uluslararası Sözleşme hükümlerine ve gerekse Türk Ceza Kanunun 2. maddesinde düzenlenen kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz, kanunlarda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz kuralına da aykırıdır.
eğer insanda ALLAH korkusu yoksa..o insan en tehlikeli insandır.
şimdi gene tuzağa düşüyorsunuz..yazıyorsunuz çiziyorsunuz küfürler ediyorsunuz..
ama biliyor musunuz ki bunların hiçbiri beni ilgilendirmiyor..
buradaki tarzınızdan kendiniz sorumlusunuz...
battıkça batıyorsunuz..
peki hiç mi utanmıyorsunuz ki öbür siteye tekrar döndüğünüzde sizi burada malum tarzınızla izleyen o bayan arkadaşlarınıza ne anlatacaksınız..?? bunlardan da mı utanmıyorsunuz??? nasıl bir mezhep sahibisiniz siz???
yok mu sizin anneniz ablanız yada başka bayan yakınınız...???
yakışıyorsa eğer bütün bunlar siz devam edin...zerre kadar etkilenmem çünkü okumuyorum bile...
sanal ortamda bunları yazmak ancak psikolojik hastalığınızı anlatıyor bana...
siz mağdurlar...:)) çek mağdurları ...:))
gerçek olanları tenzih ederim sadece..
bu siz misiniz??
mutsuz insanlar ordusu....zavallısınız ve yemin ederim size acıyorum...ne yapabilirim diye de düşünmüyor değilim.ama laftan sözden anlamayan ve bütün değerlerini yitirmiş,onurunu şerefini ayaklar altına sermiş sizlere artık benim lafımda kalmadı...
şimdi ben çıkıyorum ama lütfen siz devam ediniz..gösteriniz marifetlerinizi arkadaşlarınıza ki neyin ne olduğunu daha iyi anlasınlar...
sn arkadaşlar
şekere haydar dümenin telefonu varsa onu bulalım...ancak şekeri o kurtarır...onun sorunu çek değil..anladım geçde olsa...
my way
5795 yorum:
«En Eski ‹Eski 5601 – 5795 / 5795 Yeni› En yeni» 2121 dedi ki...
sn gül 1 aydır söylenen şu adalet bakanlıgının dosyaları toplatması.komisyona gerek kalmadan bu işi bitirdiler yada bitiraceklar.
15 Nisan 2009 Çarşamba 19:01
Adsız dedi ki...
sn 2121
toplama ile ilgili spesifik bir bigi varmı, yoksa duyum mu
15 Nisan 2009 Çarşamba 19:01
bişey yapmalı dedi ki...
sayın gül isa beyden bir haber gelirse yazarmısnız
şimdi ona ulaşma şansınız varmı toplantıda neler olmuş bugün
15 Nisan 2009 Çarşamba 19:03
2121 dedi ki...
leğimize bu iş bittiyse ceza evlerine faxlarlar.arama şanşı olan varsa sorabilirler.
15 Nisan 2009 Çarşamba 19:06
CEREN 01 dedi ki...
SAYIN 2121 ADANA KÜRKÇÜLERDEN DAHA BUGÜN GELDİM YOK ÖYLE BİRŞEY KARAR GELSE CEZAEVİNDE 1 DAKİKA TUTMAZLAR EMİN OLUN ADANA KÜRKÇÜLERDE MAHKUMLAR YERDE YATIYOR!
15 Nisan 2009 Çarşamba 19:13
Gül dedi ki...
SN. ARKADAŞLARIM İKİ GÜZEL HABER :
1- SN. MEVLÜT ASLANOĞLU İLE GÖRÜŞTÜM. YARIN MECLİSTE 3 KONUŞMA HAKKIM VAR VE BU KONU KONUŞULCAK YARIN TAMAMEN BU KONUYA AYIRCAM DEDİ ÜZÜLMEYİN ELİMDEN GELENİ YAPICAM BU İŞİ BİTİRCEM DEDİ .
2- SN. İSA GÖK İLE KONUŞTUM. BUGÜN KOMİSYONDA KONUYU GÜNDEME GETİRMİŞ YARINDA CEZACILARLA KONUŞACAĞIM. SN. İYİMAYA İLE KONUŞACAĞIM
BU ÖYLE KOLAY OLMAZ KANUN TASARISI LAZIM DEDİ ELİMDEN GELENİ YAPICAM DEDİ
TEŞEKKÜRLER EMEKLERİNİZE
MAİLLERE FAKSLARA DEVAM.....
15 Nisan 2009 Çarşamba 19:26
TOLGA dedi ki...
sevgili arkadaşlarım bankalar birliğinin Tel: +90 212-282 09 73 bu numarayı aradım genel faks olarak 0212 282 09 46 bu numarayı verdiler buraya kim için ya da hangi konuda fakslanırsa ilgili yere ya da kişiye ulaştırıyorlarmış. Ellerimizdeki mevcut faks metinlerini lütfen buraya fakslayalım çok önemli
15 Nisan 2009 Çarşamba 19:33
TOLGA dedi ki...
sevgili gül abla süper haberler verdiniz çok teşekkür ederiz
15 Nisan 2009 Çarşamba 19:41
Gül dedi ki...
SN. YARIN HERKES TRT 3 MECLİS TV
Yİ İZLESİN
VE LÜTFEN SN. TOLGA BEY İN VERDİĞİ FAKSA YAZILARIMIZI ÇEKELİM .
NE KADAR ÇOK GİTSE O KADAR İYİ
15 Nisan 2009 Çarşamba 19:45
Adsız dedi ki...
SY.2121 ben buraya üç dört kere yazmama rağmen hep iğneleyici cevaplar verdiniz.dosyaların toplatıldığını hem içerde yatanlardan hem cezaevi müdüründen hem cezaevi savcısından öğrendim.yaklaşık iki üç hafta oluyor.
peki ben size sorayım sizce dosyalar gerçekten toplanmışmıdır.dosyalar toplandıysa toplanma sebebi nedir?
bence siz bilginin doğruluğunu yazan kişilere göre sınıflandırıyorsunuz.
ama inanın ben yazdıklarımın hiç biri uydurma değil.
aslı
15 Nisan 2009 Çarşamba 19:58
Adsız dedi ki...
sy.2121 aşagıda yazdıklarınız beni yazdıklarımı teyid ediyor sanıyorum.adalet bakanlığının dosyaları toplattığını söylediğimiz de inanmamıştınız.şimdi ne olduda aşağıdaki yazıyı yazıyorsun.
aslı
SY.2121 İN YAZISI;
sn gül 1 aydır söylenen şu adalet bakanlıgının dosyaları toplatması.komisyona gerek kalmadan bu işi bitirdiler yada bitiraceklar.
15 Nisan 2009 Çarşamba 20:02
2121 dedi ki...
bakan çağlayanın söylediklerinize yorumunuz nedir.çekle ilgili yasal düzenleme bitmiş olabilir dedi.komisyonda çalışma yok diyor.hangisine itibar edelim.
15 Nisan 2009 Çarşamba 20:10
2121 dedi ki...
sn aslı ne size nede başka arkadaşların söylediklerine tepki vermedim.sitede üç dort arkadaşımız aynı şeyleri dile getirdi.hep umutla karşıladım.ben kimseyle kırıcı tutum içine girmedim girmem yorgunum.ben eşimle tel.görüştüm bir şey demedi.hep burdan haber alıyor ve bekliyorum.
15 Nisan 2009 Çarşamba 20:15
Adsız dedi ki...
Bu kayıt, bir blog yöneticisi tarafından kaldırılmış.
15 Nisan 2009 Çarşamba 20:17
F.H dedi ki...
sn Arkadaşlarım ;
İlk olarak Mevlüt Aslanoğlu'nu aradım teşekkür etmek için. Yarın beni izleyin ortalığı yıkacağım. Gerekirse sadece bukonu konuşulacak dedi. Kendisine çok teşekkür ediyoruz.
Daha sonra Şevket Köse'yle konuştum. Konuya çok ılımlı bakıyorbeni uzun uzun dinledi. Hukuk mezunu diğer milletvekili arkadaşlarıyla konuşacakmış. Adıyaman millet vekili Şevket Köse'nin dikkatine diye 0312 420 69 56' ya faxlarımızı bekliyor lütfen fax çekelim.
Ondan sonra mhp grup başkan vekili Oktay Vuralla konuştum konuyu biliyor. Bizden çok sayıda mail aldıklarını, konuyu kendi aralarında konuştuklarını söyledi. Konudan mecliste bahsetmelerini rica ettim. Bu konudan bahsediceklerini söylediler.
Son olarak da adalet genel komisyon başkanı İyimaya'yla görüştüm. Konuyu olduğu gibi biliyorlar ve bakanlar kurulundan tasarı olarak ona gelir gelmez ilk önceliğin bu olduğunu ve direk geçireceğini söyledi. Konumuza olumlu bakıyorlar.
Bugün haberlerimiz güzel durmak yok.
15 Nisan 2009 Çarşamba 20:24
Adsız dedi ki...
sevgili GÜL ve F.H ARKADAŞLAR ELLERİNİZE SAĞLIK teşekkürler haberlerinizi bekliyoruz...bjk
15 Nisan 2009 Çarşamba 20:28
Gül dedi ki...
sn. 2121
size bir mail attım bana cevap verirmisin
gül ablan
15 Nisan 2009 Çarşamba 20:42
2121 dedi ki...
sn aslı ben size direkt soru sormadım.genel görüşümü yazıp fikir almak istedim.size neyin cevabını vereyim.düşüncemi niye yazdım diye mi.düşüncelerimle soylenenleri sadece yazdım.uslubunuz benden farklı.iyi akşamlar
15 Nisan 2009 Çarşamba 20:43
my way dedi ki...
sn arkadaşlar
bu gün için gelinen nokta oldukça önemli...aralık ayında diğer sitede başladığımızda bu konuyu dillendirdiğimizde sadece elimizde acaba uyum yasasını unuturlarmı diye bekliyorduk...sabırla bekledik ve bu oldu...ocak ayı ile birlikte 2009 umutların yeşermesine sebep oldu....
sonra yılmadan ve sabırla mücadeleye devam dedik...ulaşabileceğimiz her yere ulaştık...bunda en büyük katkı hiç şüphesiz sn cüneyt başta olmak üzere sn gül,sn sami kal,sn tlgerd,sn r.c,sn emir,sn tolga,sn surya...ve adını sayamadığım kısaca biz...bunlar çok önemli gelişmeler,ve meclis meclis olalı böyle azimli böyle sabırlı bir mücadele görmemiştir sanırım...
sonuç hep ümit ettiğimiz ve beklediğimiz gibi yargıtay kararının lehimize olacağına olan güvenimi hiç bir zaman kendi adıma kaybetmedim...çünkü yargı yasa koyucunun yürürlükteki yasalarıyla karar verir...HUKUK bunu gerektirir..kıyasıda TCK'nun 2 .maddesi yasaklamıştır...TCK 5. maddenin 01.01.2009 tarihinde yürürlüğe girmesi ile 3167 sayılı yasanın bir çok maddesi uygulanamaz hale gelmiştir...bunu ilk dile getiren prof adem sözüer ve adalet komisyonu başkanı ahmet iyimaya'dır...bu boşluk vardır ve en yetkili ağız tarafından..geçmiş olsun.. kabul edilmiştir...realite budur...yani bundan anlaşılan ve sakarya ağır cezanın verdiği kararın gerekçesinde açıkladığı yasa koyucunun muradı bu hapis cezasının kalkması yönünde olduğudur...ve bence bu olacaktır...
ayrıca sn tolganın bankalar birliği ne fax çekme önerisini çok yerinde buluyorum..zafer çağlayan bugün genel kurulda tob.ve bankalar birliğinden bahsetti demekki heryer batarken ettikleri miyar dolar karlar yeterli gelmiyor ve bu milletin ümüğünü sıkmaktan vazgeçmiyorlar..faxlarla bizde bunun sebebini sormaktan vazgeçmemeliyiz...
MAİLLERE VE FAXLARA DEVAM...
15 Nisan 2009 Çarşamba 20:57
Gül dedi ki...
sn. 2121 sorun yok dimi.
sevgiler
15 Nisan 2009 Çarşamba 21:05
TOLGA dedi ki...
sevgili arkadaşlarım bu da en az bankalar birliği kadar önemli bir iletişim yeri bizlerin durumuna muhalefet eden lobiler bankalar birliği ve tobb sizlerden özellikle ricam mail faks telefonla buraları zorlayalım.
TOBB Atatürk Bulvarı No:149 Bakanlıklar-Ankara
Tel:(312)413.80.00(Santral)
Fax:(312)418.32.68
e-mail:info@tobb.org.tr
sayın my way genel yorumunuz için teşekkürler. Bugün alınan tüm haberler lehimize ancak sesimizin ve birliğimiz güçü sadece iletişim araçlarıyla ortaya çıkıyor. Emeklerin boşa gitmemesi için mailler fakslar çok önemli huzurlu günler yakında
15 Nisan 2009 Çarşamba 21:08
Cuneyt dedi ki...
Sayın 2121
ve diğer arkadaşlar
En başta kavram kargaşasından kurtulmak gerekiyor, bu yüzden açıklama gereği duydum.
Bildiğiniz gibi seçimlerden önce yeni çek yasa taslağı Adalet Bakanlığı Kanun ve Kararlar Müdürlüğü tarafından hazırlanıp imza için Başbakanlığa gönderilmişti.
Başbakanlık bazı düzenlemeler için Adalet Bakanlığına geri göndermiş ve taslak bitme aşamasında, o değişikliklerin neler olduğunu bilmiyoruz.
Taslak tekrar başbakanlığa gönderilecek imzadan sonra Meclis Başkanlığına gelecek.
Meclis Başkanlığı tasarıyı ilk önce
Anayasaya uygun olup olmadığını incelemek üzere Anayasa komisyonu Görüşüne,
Türk Ticaret Kanununa dahil olduğu için,Ticaret ve Sanayi Komisyonu Görüşüne,
En sonda Adalet Komisyonu görüşüne sunacak
Bu komisyonlarda gerekli değişikler madde eklemek veya çıkarmak mümkün, tasarı tamamiylede değişebilir.
En sonda Meclis Genel Kuruluna onay için gelecek.
Tasarının önünde uzun bir yol var ve bu yolda tasarıda ne gibi değişikler olur bilinmez.
O yüzden iş bitmiş, tasarı Komisyondan geçmiş söylentilerine inanmayınız.
Zafer Çağlayanın söylediği Adalet Bakanlığında tasarı bitmek üzere, lafıdır.
Adalet komisyonu ile Adalet Bakanlığını karıştırmayalım..
15 Nisan 2009 Çarşamba 21:26
Gül dedi ki...
sn. 2121
çevrimiçi olmazsan seni alamam
gül
15 Nisan 2009 Çarşamba 21:29
Adsız dedi ki...
0707
ıyı akşamlar arkadaşlar
genelde gardiyanlar ve ceza evinde çalışanlar böyle bir konuşma yapıyorsalar sonunda gerçekleşiyor. Ben 2004 yılında çekten ceza evinde yattım. Tefeci aileme haber göndermişti. Çok cüzi bir rakama inmişti.Fakat gardiyanlar ödemeyin zaten dosyanız savcılıktan istendi imza bekliyor. kanun imzalansın hemen çıkıyorsunuz dedi ve ben 2 gun sonra çıktım. ( 1 gecelik ceza 100 lira olduğu için.)
İnşallah buda doğru bir haberdir. Yarın İnfaz müdürlüğüne soracağım.
0707
15 Nisan 2009 Çarşamba 21:57
F.H dedi ki...
AZ ÖNCE SN DENİZ BAYKALLA GÖRÜŞTÜM DAHA ÖNCE GÜL HANIM ARADIĞI İÇİN KONUYU ÇOK İYİ BİLİYOR VE ANLADIĞIM KADARIYLA TAKİP DE EDİYOR.
PARLEMENTODA GÜNDEME GETİRİP ÇÖZECEKLERİNİ SÖYLEDİ. KENDİSİNE SONSUZ TESEKKÜRLERİMİZİ SUNUYORUZ.
15 Nisan 2009 Çarşamba 22:01
Adsız dedi ki...
Merhaba arkadaşlar seçim göreviydi, şuydu-buydu derken epeydir siteye bakamıyordum eski yorumları ve gelişmeleri tek tek okudum. Arkadaşları yoğun çabalarından dolayı kutluyorum bu FAX işi çok iyi olmuş benim bir fikrim var
SİTEDE BÜTÜN MİLLET VEKİLLERİNİN FAX NOLARI 1 gurupta 10 FERKLI VEKİLİN FAX NOSU OLACAK ŞEKİLDE YAYINLANSIN TAPLAM 55 GRUP OLSA BÜTÜN SİTEYE KATILAN HERKES 1 GURUP ALSA YANİ 10 FARKLI MİLLET VEKİLİNE FAX ÇEKSE İYİ OLUR HERKES HABERDAR OLMUŞ OLUR BU İŞİ SİTE YÖNETİCİLERİ ORGANİZE EDER BİZ SİTE SAKİNLERİDE DIŞARIDAN KENDİ İMKANLARIMIZ ÖLÇÜSÜNDE FAX ÇEKELİM.
Senol-MERSİN.
15 Nisan 2009 Çarşamba 23:59
R.C dedi ki...
Arkadaşlar herkese iyi akşamlar ,
Sayın Gül (abla) ,
Bugün TRT 3 ü seyrettim biraz sanki kıpırdanmalar var gibi?Bir vekil 5 milyarlık borcundan yatan vatandaş ne olacak halimiz diyor gibi bir yorumda bulundu...giderek bu olayı dillendirecekler gibi emekleriniz için şahsım adına teşekkür ederim.
(abla dedim yaşınız 53 sanıyorum ben ufağım sizden)
Sayın 2121 ,
Bu duyumları Şubat ayından beri alıyoruz ama somut bir gelişme yok.Bizim olay sadec Yargıtayda cözülür diye düşünenlerdenim hala.
Sayın My Way ,
Ağır Ceza Red Kararını alıyorum yarın siteye yazarım ama çok komik ve dayanaksız olduğunu öğrendim.Siteye yazınca sizlerde yorumlarsınız.
Herkese iyi gece/sabahlar
R.C
16 Nisan 2009 Perşembe 02:55
2121 dedi ki...
günaydın arkadaşlar
16 Nisan 2009 Perşembe 07:50
ncdt dedi ki...
Günaydın arkadaşlar Akşam gazetesinin haberi
Karşılıksız çeklerde hapis cezası bilmecesiLİNK TIKLA>>>>>>>>>>www.aksam.com.tr----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Kasıt ve Kötü niyet yoksa, ekonomik suçlarda, Devlet veya şahıslara olan borç yüzünden hapis cezası insan onuruyla oynamaktır.
cekmagduru.blogspot.com
karsiliksizcekmagdurlari.blogspot.com
16 Nisan 2009 Perşembe 07:58
Adsız dedi ki...
Az önce Star Tv de Mesut YAR ın programına mail attım:
Günaydın ,iyi yayınlar,
Dolandırıldığım için çeklerimi ödeyemedim, sesimiz olun lütfen, yakında bu yüzden hapis cezası alırsam borcumu nasıl ödeyeceğim. İçeri girince borç bitiyormu sanki.
"KARŞILIKSIZ ÇEKE HAPİS CEZASI ANAYASAYA AYKIRIDIR. MADDE 33.(6) HİÇ KİMSE, YALNIZCA SÖZLEŞMEDEN DOĞAN BİR YÜKÜMLÜLÜĞÜ YERİNE GETİREMEMESİNDEN DOLAYI HÜRRİYETİNDEN ALIKONULAMAZ."
Maile cevap şu oldu sesiniz olacağız merak etmeyin. :(
16 Nisan 2009 Perşembe 08:04
ncdt dedi ki...
TERÖRİST'E AF YOLDA
Ebru TOKTAR ÇEKİÇ
Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'un 'Yıllık Değerlendirme' konuşmasında 'Devlet dağ kadrosunun örgütten ayrılmasını sağlayacak şekilde, mevcut yasal düzenlemelerin daha iyi uygulanabilmesi için bazı değişiklikler yapmalıdır' sözlerinin ardından gözler hükümete çevrildi.
AMAÇ TASFİYE
Milli Güvenlik Kurulu'nda (MGK) da tartışılan 'terör örgütüne af' konusunda, hükümetin bir süredir gizli bir çalışma yürüttüğü ortaya çıktı. Hükümet, Irak ile yapılacak görüşmelerin ardından, yeni düzenlemelerle terör örgütü PKK'yı tamamen tasfiye etmeyi hedefliyor. Terör örgütünü önce Kuzey Irak'ta hareketsiz hale getirmek isteyen hükümet, daha sonra kapsamlı bir af yasası çıkaracak. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın haftalık olağan görüşmelerinde, bu konuyu Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ ile görüştüğü de AKP kulislerinde konuşuluyor.
Hükümet, af yasası çıkarmak için yaptığı çalışmada, başarısızlığın nedenini bulmak için, 5 Haziran 1985 tarihli ilk Pişmanlık Yasası'ndan 1 Haziran 2005'te yürürlüğe giren ve 'Etkin Pişmanlık' şartını getiren Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 221'inci maddesine kadar, tüm düzenlemeleri inceledi. Bu düzenlemelerde yer alan 'ihbar ve pişmanlık' şartları nedeniyle, istenen sonuca varılamadığı görüşü öne çıktı. Örneğin, TCK'nin 221'inci maddesinde terör örgütü üyesi ancak 'pişmanlık duyarak örgütün dağılması veya mensuplarının yakalanmasını sağlayacak bilgi verirse' aftan yararlanabiliyor. Maddeden, yürürlüğe girdiği 1 Haziran 2005'ten beri toplam 668 PKK'lı yararlandı.
YENİ FORMÜL
Henüz taslak aşamasındaki yeni düzenlemede 'ihbar ve pişmanlık' şartları kaldırılacak. Terör eylemlerine katılmamış örgüt mensubu silahını bırakarak güvenlik güçlerine teslim olursa, arkadaşını ihbar etmek ve pişmanlık ifade etmek zorunda kalmadan, aftan yararlanabilecek. Dağdaki yönetim kadrosu, örgüt kurucuları ve komuta kadrosunda yer alanlar ise bu aftan yararlanamayacak. Suça ikincil dereceden karışanlara ise indirimli cezalar verilecek.
www.aksam.com.tr
16 Nisan 2009 Perşembe 08:45
ekm2510 dedi ki...
günaydın arkadaşlar,hayırlı sabahlar hayırlı haberler
16 Nisan 2009 Perşembe 09:37
ekm2510 dedi ki...
arkadaşlar bugün AKŞAM gazetesi,BANKALAR BİRLİĞİ -TOBB ve arkadaşların verdiği fax ve maillere mesaj atalım.Artık bu işin sonuna gelindi.Bu günler çok önemli.Eğer bu meseleyi önümüzdeki 10-15 gün içinde halledemezsek bir daha böyle fırsatlar geçmez elimize.Basın iyi kötü ilgileniyor.Konu değerli arkadaşlar sayesinde meclise taşındı.Haydi hep beraber boş durmayalım....teşekkürler
16 Nisan 2009 Perşembe 09:46
Gül dedi ki...
SN. ARKADAŞLARIM,
SN. RC,
TABİİKİ ABLANIZIM. SAĞOLUN.
BUGÜN TRT 3 MECLİS TV KANALINI KESİNLİKLE TAKİP EDİN SN. MEVLÜT ASLANOĞLU BEYEFENDİ İLE GÖRÜŞTÜM.
BUGÜN KONU KARŞILIKSIZ ÇEKE HAPİS KONUSUNU GÜNDEME GETİRECEK . 3 KONUŞMA HAKKININ OLDUĞUNU VE BU İŞİ ÇÖZECEĞİNİ SÖYLÜYOR.
ÇABALARIMIZ TÜM ÖNCELİKLE MAĞDUR ÇOCUKLARI, EŞLERİ , ANNELERİ VE TÜM MAĞDURLAR ADINA.....
İNŞALLAH GÜZEL GÜNLER YAKIN
16 Nisan 2009 Perşembe 10:05
my way dedi ki...
sn r.c
emeklerinize teşekkürler...sizden bir ricam,bankalar birliğine ve tob'a hitaben protesto niteliğinde metin yazıp siteye atmanız...bu kurumlara fax ve mailleri çoğaltırsak belki konunun sadece rant kazanmak olmadığını ve rant için onbinlerce vatandaşın düşürüldüğü durumu anlarlar...teşekkürler
16 Nisan 2009 Perşembe 10:33
ekm2510 dedi ki...
sayın my way,
ben TOBB a sayın ANKARA HUKUKLUNUN
yazısını attım.mail olarak
Sayın GÜL sonsuz teşekkürler
16 Nisan 2009 Perşembe 10:36
HALİS CAN dedi ki...
BAKARMISINIZ ARKADAŞLAR BAŞIMIZDAKİ SİYASİLERİN YAPTIKLARINA İNSANIN CİNNET GETİRESİ GELİYOR YA...
ADAMLAR MİLLETE,VATANDAŞA VE CEZAEVİNDE ÇEŞİTLİ SUÇLARI HAKETMİŞ YADA HAKETMEDEN YATMAKTA OLAN İNSANLARA SÖVER GİBİ TÜM İŞİNİ GÜCÜNÜ BIRAKMIŞ PKK YA ÖZEL AF ÇIKARMAK İÇİN BAKANLARIYLA BİRLİKTE ÇALIŞMA YAPIYOR.
HAKKIMI HELAL ETMİYORUM BUNLARIN HİÇ BİRİSİNE ARKADAŞLAR.
BU KADAR DA OLMAZ ARTIK SÖZÜN BİTTİĞİ YER DİYORUM...
PES PES PES...
BEN BUNLARI ALLAHA HAVALE EDİYORUM ARKADAŞLAR ...
BİZİM YAPABİLECEĞİMİZ BİR ŞEY YOK BU SAATTEN SONRA...
CEZAEVİNDEKİLER VE BİZLER VATANA İHANET ETMEDİĞİMİZ, DEVLETE İHANET ETMEDİĞİMİZ, POLİS VE ASKER VYRMADIĞIMIZ, KALLEŞÇE ARKADAN SALDIRIP ,EV BASIP,ÇOLUK ÇOCUK DEMEDEN KIYIM YAPMADIĞIMIZ, KÖY BASIP EV YAKMADIĞIMIZ İÇİN SADECE VE SADECE İFLAS ETTİĞİMİZ İÇİN SUÇLUYUZ.
BAŞTAKİLER DOĞRU DÜŞÜNÜYOR BİZ YUKARIDAKİLERİN HİÇBİRİSİNİ YAPMADIĞIMIZ İÇİN TÜM SUÇLU BİZİZ YAPACAK BİŞEY YOK..
Ankara'nın gündemi, PKK üyelerine af..
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Başbuğ'un işaret ettiği, hükümetin PKK üyelerine af çalışması ortaya çıktı...
16 Nisan 2009 / 10:09
Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'un 'Yıllık Değerlendirme' konuşmasında 'Devlet dağ kadrosunun örgütten ayrılmasını sağlayacak şekilde, mevcut yasal düzenlemelerin daha iyi uygulanabilmesi için bazı değişiklikler yapmalıdır' sözlerinin ardından gözler hükümete çevrildi.
Milli Güvenlik Kurulu'nda (MGK) da tartışılan 'terör örgütüne af' konusunda, hükümetin bir süredir gizli bir çalışma yürüttüğü ortaya çıktı. Hükümet, Irak ile yapılacak görüşmelerin ardından, yeni düzenlemelerle terör örgütü PKK'yı tamamen tasfiye etmeyi hedefliyor. Terör örgütünü önce Kuzey Irak'ta hareketsiz hale getirmek isteyen hükümet, daha sonra kapsamlı bir af yasası çıkaracak.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın haftalık olağan görüşmelerinde, bu konuyu Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ ile görüştüğü de AKP kulislerinde konuşuluyor.
Hükümet, af yasası çıkarmak için yaptığı çalışmada, başarısızlığın nedenini bulmak için, 5 Haziran 1985 tarihli ilk Pişmanlık Yasası'ndan 1 Haziran 2005'te yürürlüğe giren ve 'Etkin Pişmanlık' şartını getiren Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 221'inci maddesine kadar, tüm düzenlemeleri inceledi. Bu düzenlemelerde yer alan 'ihbar ve pişmanlık' şartları nedeniyle, istenen sonuca varılamadığı görüşü öne çıktı. Örneğin, TCK'nin 221'inci maddesinde terör örgütü üyesi ancak 'pişmanlık duyarak örgütün dağılması veya mensuplarının yakalanmasını sağlayacak bilgi verirse' aftan yararlanabiliyor. Maddeden, yürürlüğe girdiği 1 Haziran 2005'ten beri toplam 668 PKK'lı yararlandı.
YENİ FORMÜL
Henüz taslak aşamasındaki yeni düzenlemede 'ihbar ve pişmanlık' şartları kaldırılacak. Terör eylemlerine katılmamış örgüt mensubu silahını bırakarak güvenlik güçlerine teslim olursa, arkadaşını ihbar etmek ve pişmanlık ifade etmek zorunda kalmadan, aftan yararlanabilecek. Dağdaki yönetim kadrosu, örgüt kurucuları ve komuta kadrosunda yer alanlar ise bu aftan yararlanamayacak. Suça ikincil dereceden karışanlara ise indirimli cezalar verilecek.
16 Nisan 2009 Perşembe 11:06
ANKARA HUKUKLU dedi ki...
Arkadaşlar
Site Yönticilrinden birisi benimle email yoluyla irtibat kurabilir mi?
ANKARA HUKUKLU
16 Nisan 2009 Perşembe 11:07
HALİS CAN dedi ki...
Karşılıksız çeklerde hapis cezası bilmecesi
Çeklerle ilgili uygulamada yaşanan sorunları iyi açıklaması nedeniyle yazının başlığında 'bilmece' sözcüğünü kullandık. Gerçekten, karşılıksız çek keşide edilmesi halinde hapis cezası verilip verilemeyeceği konusu tam bir bilmece haline gelmiş durumda.
Önce, karşılıksız çeke hapis cezası öngören düzenlemenin, Anayasa'ya aykırı olup olmadığı ilgili çevrelerde tartışma konusu yapıldı. Aykırılık iddiasının temel dayanağı, Anayasa'nın 38. maddesinin yedinci fıkrasında yer alan; 'hiç kimse, yalnızca sözleşmeden doğan bir yükümlülüğü yerine getirememesinden dolayı özgürlüğünden alıkonulamaz' hükmüydü. Anayasa Mahkemesi'nin, karşılıksız çeke hapis cezasının Anayasa'ya aykırı olmadığına oyçokluğuyla karar vermesiyle tartışmalar sona erdi.
Ardından, Türk Ceza Kanunu'na uyumlaştırma ile ilgili yasal düzenlemelerin süresinde yapılmaması nedeniyle, karşılıksız çeklere verilecek cezalar konusunda yasal boşluk oluştu.
CEZA KANUNU HÜKÜMLERİ
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 'Özel kanunlarla ilişki' başlığını taşıyan 5. maddesine göre; TCK'nın genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren özel kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanacak.
TCK'ya göre; bir suçun oluşumu kastın varlığına bağlıdır. Bu nedenle, bir kişinin karşılıksız çek nedeniyle cezalandırılabilmesi için, kasıtlı olduğunun ispatı gereklidir. Yani, çeki keşide edenin çekin karşılıksız kalacağını bilmesi ve istemesi gerekmektedir.
Ceza içeren özel kanunlarda gerekli değişikliklerin yapılabilmesi için 5. maddenin uygulanması 31.12.2008 tarihine ertelenmişti. Yani, özel kanunlarda yer alan düzenlemeler TCK'ya aykırı olsa bile 31.12.2008 tarihine kadar uygulanabiliyordu.
BOŞLUK NEDEN ÇIKTI?
5237 sayılı TCK'ya uyum amacıyla birçok özel kanunda değişiklik yapılmış olmasına karşın, 3167 sayılı Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanun'da gerekli değişiklikler yapılmadı.
Gerekli değişiklikler yapılmayınca da, 01.01.2009 tarihi itibarıyla 3167 sayılı Kanun'un ceza içeren ve TCK'nın genel hükümlerine aykırı olan maddeleri 'zımni olarak' yürürlükten kalkmış oldu. Dolayısıyla bu tarihten sonra karşılıksız çek keşide edilmesi olayında, suçun manevi unsuru olarak 'kast' aranması gerekiyor.
PARA CEZASINDAKİ DURUM
Çekin karşılıksız kalması halinde 80 bin TL'yi aşmamak üzere karşılıksız kalan çek bedeli kadar para cezası verilmekteydi. TCK'da yer alan adli para cezası ile ilgili hükümlere aykırılık oluşturan bu hükmün de artık uygulanma olanağı bulunmamaktadır.
Bundan böyle adli para cezası miktarının tespiti, hakimin takdiri ile belirlenen gün/para esasına göre yapılabilecektir.
TÜZEL KİŞİLERE PARA CEZASI VERİLEMİYOR
Karşılıksız çek keşide etmek suçunun tüzel kişi yararına işlenmesi durumunda tüzel kişi adına para cezası kesilmekteydi. TCK'nın 20. maddesinin 2 numaralı fıkrasında; 'Tüzel kişiler hakkında ceza yaptırımı uygulanamaz. Ancak, suç dolayısıyla kanunda öngörülen güvenlik tedbiri niteliğindeki yaptırımlar saklıdır' hükmü yer almaktadır.
Dolayısıyla, 01.01.2009 tarihi itibariyle artık tüzel kişilere para cezası verilmesi de mümkün değil. Yargıtay'ın görüşü de aynı yönde (Yargıtay 10. H.D., E:2007/11212, K:2009/2458).
YASAL DÜZENLEME YAPILMASI GEREKİYOR
Karşılıksız çek keşide edilmesi konusunda ceza mahkemeleri tarafından farklı kararlar veriliyor. Yargıtay'ın konu ile ilgili açıklanmış bir kararı olmaması da konuyu çözülmesi güç bir 'bilmece' haline dönüştürüyor. Dolayısıyla, konunun bir an önce yasal olarak çözüme kavuşturulması kaçınılmaz hale gelmiş durumda. İçinde bulunduğumuz kriz ortamında bu konunun bir an önce çözümlenmesi, en az 'paketler' kadar önem taşıyor.
HAPİSTE OLANLARIN DURUMU
3167 sayılı Kanun'un hapis cezası öngören hükümlerinin yürürlükte olduğu dönemde verilmiş hapis cezaları, konunun başka bir yönünü oluşturuyor. 5237 sayılı TCK'nın 7. Maddesi'nin 2 numaralı fıkrası hükmüne göre; 'suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur'.
Bu hüküm dikkate alındığında, karşılıksız çek nedeniyle hapse mahkum olanların hapis cezalarının infazlarının durdurulması gerektiği anlaşılıyor.
AKLINIZDA BULUNSUN
İzinsiz öğretim kurumu açılması
Türk Ceza Kanunu'na göre, izinsiz olarak eğitim kurumu açan veya işletenlere üç aydan bir yıla kadar hapis veya adli para cezası veriliyor. Ancak, izinsiz olan eğitim kurumlarında 'çalışanlar için' herhangi yaptırım söz konusu değil.
Eve ipotek konulması halinde meskeniyet
Geçenlerde, tek bir evi olan kişilerin evi haczedilemez diye bir yazınız vardı. Ona istinaden birkaç soru oluştu aklımda. Çalışmış olduğum şirketin patronu kendisine yardımcı olmam için benden dairem üzerinden teminat mektubu çıkartıp kumaş getirmek istedi. Ben de onu kırmamak için teklifini kabul ettim. Eşimi de ikna ederek dairemize ipotek koydurduk. Benden banka ipotek yazısını aldıktan sonra patronum para çekmiş. Şimdi şirket battı, banka ipoteği paraya çeviriyor. Ben ne gibi dava açıp tedbir alabilirim? l İ.D.
Borçlunun haline münasip tek evinin haczedilememesi kuralı, ev üzerine ipotek konulması durumunda geçersiz. Evini ipotek ettirmiş kişinin ipotek alacaklısına karşı meskeniyet iddiasından peşinen vazgeçtiği kabul ediliyor. Hatta, sadece ipotek alacaklısına karşı değil; diğer alacaklılara karşı da bu iddianın ileri sürülemeyeceği görüşü hakim. Siz ipoteği kendi hür iradenizle vermişsiniz. Bu durumda, bankanın ipoteği paraya çevirmesi tamamen yasal bir işlem. Sonuç olarak, dava açarak lehinize sonuç alma ihtimalinizin çok zayıf olduğu görüşündeyiz.
100 TL harç ödenecek
Ben bir apartmanda yöneticiyim. Dairelerde kat irtifaklı tapularımız mevcut. Binamızın imar ruhsatı var fakat bu ruhsat 5 sene geçtiği için yenilenmesi gerekiyor. Henüz iskan alınmamış durumda. Benim sorum kat mülkiyetine çevirme sırasında ödeyeceğimiz cins tashihi harcıyla ilgili. Anladığım kadarıyla imar ruhsatı son 5 sene içinde alınmış, iskanı 28.11.2007 sonrası çıkarılmış ve kat mülkiyetine geçiş için 28.02.2009'dan sonra başvurulmuş binalarda bu harç daire başına 100 TL olacak. Fakat bizim iskan çıkarmamız için önce imar ruhsatımız yenilememiz gerekiyor. Bu durumda biz de bu 100 TL'lik harçtan yararlanabilecek miyiz? Yoksa eskisi gibi binde 15'ten mi harç ödeyeceğiz? l Hakan Civelek
Kat irtifaklı tapuların kat mülkiyetine dönüştürülmesinde uygulanan nispi harç, 5838 sayılı Kanun'la değiştirilerek 28.02.2009 tarihinden geçerli olmak üzere 100 TL olarak belirlendi. İmar ruhsatınızı yenilemek zorunda olmanızın bu harç miktarı açısından herhangi bir etkisi yok. İmar ruhsatınızı yenileyip yapı kullanma izin belgesi (iskanı) aldıktan sonra gerekli belgelerle birlikte başvurunuzu yapacaksınız. Kat mülkiyetine geçiş için bağımsız bölüm başına 100 TL ödeyeceksiniz.
İskanın alındığı tarih önemli
Sİze danışmak istediğim bir konu var. Sahip olduğumuz iki ev, 15 yılı aşkın süre önce alınırken kat irtifaklı tapu olarak alınmış. Bunun kat mülkiyetine çevrilmesi gerekir mi? Yapılması ve yapılmaması durumunda yapmamız gerekenler nelerdir? İlgilendiğiniz için şimdiden çok teşekkür ederim. Fatih Tetik
İster 15, ister 5 yıl önce alınmış olsun, kat irtifaklı tapuların kat mülkiyetine dönüştürülmesi gerekiyor. Kat mülkiyetine geçiş süresi, yapı kullanma izin belgesinin (iskanın) alınıp alınmamasına göre değişiyor. Henüz iskan alınmamış ise kat mülkiyetine geçiş için iskanın alındığı tarihten itibaren bir yıllık süre var. İskanı 28.11.2007 tarihinden önce alınmış ise 28.11.2009 tarihine kadar kat mülkiyetine geçilmiş olması gerekiyor. Konu ile ilgili ayrıntılı açıklama için 2 Nisan 2009 ve 5 Nisan 2009 tarihli yazılarımızı okuyabilirsiniz.
GÜNÜN SÖZÜ
'Herkesin yenileceği bir yer vardır. Kimilerini yenilgi yıkar; kimileri zaferle küçülür, bayağılaşırlar. Büyüklük, hem yenilgiyi hem de zaferi kabullenebilen kişilerde yaşar.' John Steinbeck
16 Nisan 2009 Perşembe 11:10
emır dedi ki...
sayın ankara hukuklu,suan sayın cuneyt-sayın myway henuz katılmadı.ıstersenız samikal42@hotmail.com buradan konusabılırız.tesekkurler.
16 Nisan 2009 Perşembe 11:26
my way dedi ki...
sn ankara hukuklu
mail adresiniz bende yok..siteye giriş yapmadan havuza yazabilirseniz..sizi ekleyeceğim..ya da sami kal arkadaşımız şu an msn de onuda ekleyebilirseniz olur...bekliyorum...
16 Nisan 2009 Perşembe 11:34
Adsız dedi ki...
Bir yılda gelirlerini üçe katladılar
Bu meslek sahipleri ile artık pazarlık bile yapılmıyor. İşte 2009'un en çok kazandıran işi. Metin Can'ın haberi
16 Nisan 2009 Perşembe, 11:20
Amerika’da başlayıp daha sonra tüm dünyaya yayılan küresek mali kriz, birçok mesleği zora sokarken avukatların yüzünü güldürdü. Hem de az buz değil. Türkiye’deki yaklaşık 65 bin avukatın büyük bölümü 3 yılda kazandığı gelire bir yıl içinde ulaşmayı başardı. Hatta bu gelişme vergi rekortmenleri listesine de yansıdı ve ilk kez 7 avukat ilk yüzde kendine yer buldu
Dünya genelinde olduğu gibi Türkiye’de de yaşanan ekonomik sıkıntılar başta iş dünyası olmak üzere bir çok kesimi mahkeme koridorlarına sürüklüyor. Uzmanlara göre kriz dönemlerinde şirket iflas ve birleşme davaları 4 kat artıyor, karşılıksız çek davaları patlıyor ve işten atılanlar soluğu mahkemede alıyor. Rakamlar da bu gerçeği net şekilde yansıtıyor. Türkiye’de 2007 yılında 2 milyon dava açılırken. 2008’de bu rakam 2 milyon 700 bine ulaştı. 2009’un ilk aylarındaki göstergeler ise bu rakamın 3 milyon sınırının çok üzerine çıkacağını gösteriyor. Bu durum sıkıntı anlamına gelse de Türkiye’deki 65 biniş bulan avukatın yüzünü güldürüyor. İstanbul Barosu’ndan alınan bilgiye göre avukatların iş yükü 2009 yılında bir önceki yılda göre yüzde 45 oranında arttı ve bu artış sürüyor. En fazla artışın ise iş mahkemelerinde yaşandığını ifade eden Baro avukatları, "3 yılda bu kadar iş yapmamıştık, neredeyse boşta kalan hiçbir avukat kalmadı" diyor
İŞTEN ATILAN SOLUĞU MAHKEMEDE ALDI
Beyaz, mavi fark etmiyor, krizin vurduğu yüzlerce işsiz soluğu mahkemede alıyor. İşten çıkarılanlar mahkeme salonlarında haklarını ararken, işveren ise bir yandan krizin olumsuz etkileriyle mücadele etmeye çalışıp, diğer yandan da mahkemeye başvuran eski çalışanlarına ödeyeceği tazminatı düşünüyor. İş mahkemelerinin önündeki kuyruk da giderek uzuyor. Başta tekstil ve nakliye sektörleri olmak üzere, işe iade ve tazminat davaları artık mahkemelerin hemen hemen tüm mesaisini alıyor. İş mahkemesi memurları iş yoğunluklarının yüzde 40'lara varan oranda arttığına dikkat çekiyor
KARŞILIKSIZ ÇEK MAHKEMELERİ KİLİTLEDİ
Merkez Bankası verilerine göre, karşılıksız çek sayısı şubatta geçen yılın aynı ayına göre yüzde 53,1 artarak 149 bin 186'ya çıktı. Bu artış, icra müdürlükleri ve icra davalarına bakan Asliye Ceza Mahkemeleri'nde "kaos"a neden oluyor. İş Mahkemesi avukatı Dilek Sarı’ya göre karşılıksız çek davaları tam bir kör düğüme dönüşmüş durumda. 500 lira için bile dava açıldığını ifade eden Sarı, “Avukatlar bu dönem iyi kazanıyor. Ancak şunu belirtmek lazım. Bize nakit para ile çalışmayı nereyse unuttuk. Bu nedenle bir çok avukat pos cihazı kullanıyor” diyor
EN FAZLA DAVA TEKSTİLDE
Öte yandan Bakırköy Adliyesi de bu hareketlilikten nasibini alan adliyelerin başında geliyor. Bakırköy Adliyesi'ndeki bir iş mahkemesinde temmuz ayında açılan dava sayısı 70 iken bu sayı Nisan ayında 180'e çıkmış. Davalarda ise tekstil, deri ve nakliye sektörleri başı çekiyor.
metincan@haberturk.com
16 Nisan 2009 Perşembe 11:45
seçkin dedi ki...
kimse yok mu brada arkadaşlar.
seçkin
16 Nisan 2009 Perşembe 12:40
Adsız dedi ki...
herkese merhaba arkadaşlar.
ya biz elimizden geldiği kadar bütün yazarlara mail atıyoruz.peki aramızdan hiç hıncal uluça mail atan veya görüşen oldumu.biliyosunuz o bu tür konularda asla sessiz kalmaz.acaba aranızda ona ulaşabilen olurmu.
bugünkü yazsında terörüste afla ilgili yazı yazmış.bizlerde ulaşabilirsek kesinlikle ilgilenir.ama profosyenel bir şekilde anlatılması gerekmekte.okuduğum yorumlara göre seyın GÜL ablamız bu konuyu halledebilir gibime geliyor.Eğer mümkünse HINCAL ULUÇ a ulaşırsa çok iyi olur.özellikle bir bayanın araması daha iyi oluyor.biraz daha ılımlı bakıyorlar.bizim ulaşamadığımız bir çok yere GÜL ablanın ulaştığı gibi.
ya bide anlamadığım dağdaki terörüste af veriyorlar.bizim hakkımız olanı bize vermiyorlar.Ne yapsaydık,bizlerde ticaretle uğraşıcağımıza dağa çıkıp askerimizemi kurşun sıksaydık.yazık değilmi bizlere.tek suçumuz esnaf olmakmı?
zaten art niyetli olsaydık.şuan bize hapis çıkmazdı.başkalarını mağdur ederdik.bizim gibi namuslu insanların böle cinliklere aklı çalışmaz...
16 Nisan 2009 Perşembe 12:42
ekm2510 dedi ki...
BAKAN ŞAHİN'DEN AÇIKLAMA
"ETKİN PİŞMANLIK YASASI ÜLKELER YARARINA OLURSA YAPARIZ"
16.04.2009 12:35
16 Nisan 2009 Perşembe 12:58
Adsız dedi ki...
arkadaşlar direk başbakana ulaşabileceğimiz bir yol yokmu? yada bu çek kanunu yapan komisyon başkanına ulaşalım.. yaw hapis cezası yeni kanunda devam etsin ama bizim yasal boşluğumuzu versinler yaw
16 Nisan 2009 Perşembe 13:46
Adsız dedi ki...
arkadaşlar eşimle cezaevinde telle görüştüm pkk ya getirilecek olan affın çok kötü bişey oldugunu söylüyor ama cezaevindeki savcı bu af gelirse sadece pkk ya olmaz genel bir af olur herkezi kapsar demiş
16 Nisan 2009 Perşembe 13:56
HALİS CAN dedi ki...
TÜRKİYE İÇİN KARA TABLO !
Nobelli Ekonomist Türkiye’yi İFLAS potansiyeli olanlar listesine aldı...
16 Nisan 2009
2008 yılı Nobel İktisat ödülü sahibi ve ‘krizi bilen adam’ olarak tanınan Ekonomist Paul Krugman, Türkiye’yi iflas etme potansiyeline sahip ülkeler arasında saydı.
Princeton Üniversitesi profesörlerinden ve New York Times gazetesi yazarlarından Krugman, New York’ta basın toplantısı düzenledi. İzlanda ve İrlanda’dan sonra, krizden en çok etkilenecek ülkenin Avusturya olacağı tahmininde bulunan Krugman, “İzlanda ve İrlanda da işler kötü gidiyor. Onlara büyük ihtimalle Avusturya da eklenecek” dedi.
Krugman, Avusturya’nın Doğu Avrupa ülkelerine verdiği krediler nedeniyle mali istikrarsızlık içine girdiğini belirtti. Doğu Avrupa ülkeleri hükümetlerinin mali krizi aşmak için yeterli önlem almamaları nedeniyle, dış borçlarını ödeyemez hale geldiklerini, bunun da doğrudan borç veren ülke olarak Avusturya’yı etkilediğini söyledi.
Krugman’a göre, iflas etme potansiyeli bulunan ülkeler listesinde şu ülkeler yer alıyor:
"Macaristan, Letonya, Arjantin, Ekvator, Filipinler, Malezya, Tayland, Kolombiya, Türkiye ve Ukrayna." 2008 Ekim ayında sıkıntıya düşen Pakistan’da da ödeme güçlüğü yaşanmaya başladı.
Krugman’a göre, “potansiyel iflas listesinde” yer alan ülkelerden, Ekvator, Filipinler, Tayland, Kolombiya, Türkiye ve Ukrayna, “ciddi risk grubunu” oluşturuyor.
Krugman, ‘Krizi bilen adam olarak’ tanınıyor. New York borsasındaki çöküşü ve ABD ekonomisindeki durgunluğu önceden görmüş ve dile getirmişti.
16 Nisan 2009 Perşembe 14:10
HALİS CAN dedi ki...
İFLAS EDEN ESNAFA "İŞİNİ BİLMEYEN ESNAF", KREDİ KARTINI ÖDEYEMEYEN VATANDAŞA "SAHTEKAR" DİYENLER ÜLKESİNİ İFLAS ETTİRİNCE KENDİSİNE NE DİYECEK ÇOK MERAK EDİYORUM DOĞRUSU....
16 Nisan 2009 Perşembe 14:12
HALİS CAN dedi ki...
ZAFER ÇAĞLAYAN;"Türkiye dibi gördü, artık veriler daha iyi olacak" dedi.
Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan 15,5 olarak açıklanan son işsizlik rakamlarını değerlendirirken Türkiye'nin ekonomik krizde artık dip yaptığını ve Haziran ayında açıklanması beklenen Mart ile Nisan verilerinde daha olumlu bir tablo ile karşılaşılacağını söyledi.
16 Nisan 2009 Perşembe 14:17
Adsız dedi ki...
merhaba arkadaşlar adalet bakanlığı 0 312 417 77 70 nolu telefondan genelge görüş bölümünü arayıp içinde bulunduğumuz durumla ilgili görüşmeleri sorabiliriz birde aynı nodan ceza işlerinede yaşanan eşitsizliği dile getirebiliriz ... daha fazla arama olursa daha etkili olabilir
16 Nisan 2009 Perşembe 14:42
my way dedi ki...
Hatalı hakim tazminat ödeyecek
İşte yeni Hukuk Muhakemeleri Kanunu
15.04.2009 19:50
Hakimlerin yargılama faaliyetinden dolayı devlet aleyhine tazminat davası açılabilecek. Devlet ödediği tazminatı, sorumlu hakime ödeme tarihinden itibaren bir yıl içinde rücu edecek.
TBMM Adalet Komisyonu, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Tasarısının, daha önceki görüşmelerde atladığı 70'e yakın maddesini bugün yeniden ele aldı. Komisyon, değişiklik yaptığı bu maddelerle tasarıyı kabul etti.
Tasarının bazı maddeleri de tekriri müzakere yapılarak benimsendi.
Tasarıya göre, mal varlığı haklarına ilişkin davalarda görevli mahkeme, davanın açıldığı tarihteki değerine veya tutarına göre belirlenecek. Para alacaklarına ilişkin davalarda dava konusunun değerinin belirlenmesinde, dava dilekçesinde gösterilen tutar esas alınacak.
-YETKİ SÖZLEŞMELERİ-
Tasarıda, tacir veya kamu tüzel kişilerine karşı hukuken daha zayıf durumda olan tüketicilerin korunmasını amaçlayan düzenleme yer alıyor.
Buna göre, tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğan veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilecek. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen mahkemelerde açılacak.
Bu düzenlemeyle bankalar, tüketiciler ile yapacakları her türlü sözleşmelerde, yetkisiz bir mahkemeyi yetkili hale getiremeyecek, yani yetki sözleşmesi yapamayacak. Yapılan sözleşmelerdeki yetki kuralı da geçersiz sayılacak.
Yetki sözleşmesi, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri konularda yapılabilecek. Ayrılık, boşanma gibi kesin yetki hallerinde ise yetki sözleşmesi yapılamayacak.
-TALEP SÜRESİ, 10 GÜNDEN 15 GÜNE ÇIKARILIYOR-
Davada görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi durumunda; taraflardan birinin, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi için gerekli süre, 10 günden 15 güne çıkarılıyor.
Buna göre, taraflardan birinin, 15 gün içinde, kararı veren mahkemeye başvurarak, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerekecek. Aksi halde, mahkeme davayı açılmamış sayacak.
Hakimin, davaya bakmaktan yasaklı olduğu hallerin kapsamını genişleten tasarıya göre; hakim, kendisine ait olan davaya, eski eşinin, kendisi ve eşinin altsoy ve üstsoyunun, evlatlığının davasına, üçüncü derece de dahil olmak üzere kan veya evlilik bağı kalksa dahi, kayın hısımlığı bulunanların davasına bakamayacak. Hakim, nişanlısının davasına da giremeyecek.
-DÜŞMANLIK VARSA REDDİ HAKİM TALEBİNDE BULUNULABİLECEK-
Hakimin tarafsızlığını şüpheyi gerektiren önemli bir nedenin bulunması halinde, taraflardan biri hakimi reddedebileceği gibi, hakim de davadan çekilebilecek. Hakimin davada, iki taraftan birine öğüt vermesi ya da yol göstermesi, dava hakkında görüşünü açıklaması, davacı ve davalı ile aralarında düşmanlık olması durumunda, reddi hakim talebinde bulunulabilecek.
Reddi hakim talebinin, kötü niyetle yapıldığının anlaşılması ve esas yönünden kabul edilmemesi halinde, talepte bulunanların her biri, 500 TL'den 5 bin TL'ye kadar disiplin para cezasına mahkum edilecek.
-HAKİMİN HUKUKİ SORUMLULUĞU-
Hakimlerin yargılama faaliyetinden dolayı devlet aleyhine tazminat davası açılabilecek.
Kayırma, taraf tutma veya taraflardan birine olan kin veya düşmanlık, sağlanan veya vaat edilen bir menfaat sebebiyle, farklı bir anlam yüklenemeyecek kadar açık ve kesin bir kanun hükmüne aykırı karar veya hüküm verilmiş olması, duruşma tutanağında mevcut olmayan bir sebebe dayanılarak hüküm verilmesi, duruşma tutanakları ile hüküm veya kararların değiştirilmesi, hakkın yerine getirilmesinden kaçınılması durumlarında tazminat davası yoluna gidilebilecek.
Tazminat davasının açılması, hakime karşı bir ceza soruşturmasının yapılması ya da mahkumiyet şartına bağlanmayacak.
16 Nisan 2009 Perşembe 15:37
Gül dedi ki...
SN. ARKADAŞLARIM,
BİRAZ EVVEL MECLİSTE SN. ENİS TÜTÜNCÜ BEYEFENDİ KONUŞTU. KENDİSİNE KONUŞMALARINDAN DOLAYI TEŞEKKÜR EDİYORUZ.
DAHA SONRA SN. DANIŞMANINA ULAŞTIK VE KONUMUZU İLETTİK. SİTEMİZ ADRESİNİ ALDILAR . MAİL ATTIK KENDİLERİNE. KONUMUZA ARAŞTIRACAKLAR.
ŞİMDİDEN KENDİLERİNE TEŞEKKÜR EDİYORUZ.
İYİKİ VARSINIZ ...........
16 Nisan 2009 Perşembe 17:00
ekm2510 dedi ki...
Tutuklu- Hükümlü- Hükümözlü Dağılımı
(29 Mart 2009 Tarihi İtibarıyla)
109.162 kişi (3955 hanım olmak üzre)
16 Nisan 2009 Perşembe 17:23
Adsız dedi ki...
arkadaşlar aslanoglu trt3 konuştu mükemmel seyredin hemen
16 Nisan 2009 Perşembe 17:25
şenay dedi ki...
hukukçu bir arkadaşımız varmıdır bu sitede ..çok önemli bir soru sormam gerekiyor.
şenay
16 Nisan 2009 Perşembe 17:38
ekm2510 dedi ki...
üç arkadaş iyimisiniz....
16 Nisan 2009 Perşembe 17:52
ekm2510 dedi ki...
sn my way yanıt verirmisiniz....oradamısınız....merak ediyorum
16 Nisan 2009 Perşembe 17:55
Adsız dedi ki...
0707
İYİ GUNLER ARKADAŞLAR
SAYIN RECEP TAYYİP ERDOĞAN BAŞBAKANLIK
TEL NO: 0312 418 57 76
FAX : 0312 417 04 76
LÜTFEN ACİLL HEP BERABER FAX ÇEKMEYE BAŞLAYALIM.
BİLGİLERİNİZE
0707
16 Nisan 2009 Perşembe 18:07
Gül dedi ki...
SN. ARKADAŞLARIM.
SN. MEVLÜT ASLANOĞLUNA BİNLERCE TEŞEKKÜRLER KONUŞMA ARASINDA ARADIK KONUŞMALARI İÇİN YARIN BURDA TBMM TUTANAKLARINDAN AKTARICAM.
KENDİLERİ BANA TEKRAR TEL İLE DÖNÜP BELGELERİ SN. ADALET BAKANIMIZA VERİDĞİNİ VE BU İŞİN ÇÖZÜLECEĞİNİ SÖYLEDİLER.
ALLAH SENDEN RAZI OLSUN SN. MEVLÜT BEY
16 Nisan 2009 Perşembe 18:24
Cuneyt dedi ki...
Şenay
Hukukçumuz yok ama belki yardımcı olabiliriz hepimiz bir hukukçu olduk nerdeyse
16 Nisan 2009 Perşembe 18:27
Adsız dedi ki...
bugunkü meclis görüşmelerinde bir millet vekilimiz bizlerle ilgili bakanımız ZAFER ÇAĞLAYAN a soruyu direk sordu.
1 milyon kişiyi ilgilendiren bu olay hakkında nezaman bir karar vericeksiniz diye bakana soru sordu.
bakan konunun bilindiğini,adalet komisyonun konuyla ilgili çalışma yaptığını,hem yani çek yasası hemde kouyla ilgili mağdurları ilgilendiren çalışmanın çok yakında sonuçlanacağını söledi.
hadi hayırlısı...
16 Nisan 2009 Perşembe 18:36
3434 dedi ki...
YA BU MEVLÜT ASLANOĞLUNUN ANLINDAN ÖPMEK LAZIM HELAL OLSUN BE SİZE SAYIN VEKİL!AKP' LİLERE BAK ADAMI ŞOV YAPMAKLA SIÇLUYORLAR KARAKTERSİZLER!
16 Nisan 2009 Perşembe 18:37
ozguraksoy1 dedi ki...
arkadaşlar!
lütfen bir bilen yorumlasın 3 gün önce imzaya açılmış yeni çek kanunu
16 Nisan 2009 Perşembe 19:06
Adsız dedi ki...
arkadaşlar mutlu sona az kaldı akp milletvekiklerine yüklenelim akp manisa milletvekili tanrıverdi ilgilenecek akp vekilleri bilgilendirin dedi haydi lütfen manisalı
16 Nisan 2009 Perşembe 19:25
Adsız dedi ki...
arkadaşlar farkındaysanız ŞOV YAPIYOR diyen milletvekili ne dedi hiçbir avrupa birligi ülkesinde ekonomik suça ceza yok avrupa birligine girmek istiyoruz dolayısıyla bizde ekonomik suça ceza yı kaldıracagız bunuda imza ya açtık bunu bile bile ŞOV YAPIYORSUNUZ DEDİ YANLIŞMI ANLADIM
MEHTAP
16 Nisan 2009 Perşembe 20:06
Adsız dedi ki...
SN. ARKADAŞLARIM BUGÜN ÇOK GÜZEL ŞEYLER OLDU. SN. MAYVAYIN İSTEĞİYLE SN. VEKİL SAİT YAZICIOĞLU BEYEFENDİYİ ARADIM . KENDİLERİ DAHA ÖNCE KONUŞTUĞUMDA KONUMUZLA İLGİLENMİŞ VE BU DURUMU ADALET BAKANINA İLETECEĞİNİ SÖYLEMİŞTİ. BUGÜN TEKRAR ARADIM BİRAZ EVVEL . BAK KIZIM DEDİ YANIMDA EKONOMİ UZMANI VAR VERİM ANLAT BENBİRAZ KONUYA YABANCIYIM.
VERDİ .
VERDİĞİ KİŞİ SN. NAZIM EKREN
BAŞBAKAN YARDIMCISI
VE BEN HAYATIMDA BU KADAR MUTLU OLDUĞUMU HATIRLAMIYORUM.
BENİ SAYGIYLA DİNLEDİLER.
İKİ TASARININ GEÇTİĞİNİ SÖYLEDİLER DAHA ÖNCE , 711 VE VADESİNDEN ÖNCE YAZILAR ÇEKLER İLE SİCİL AFFI. YENİ TASARININ ADALET BAKANLIĞINDA OLDUĞUNU VE DAHA KENDİSİNE GELMEDİĞİNİ SÖYLEDİ KENDİSİNE AF İSTEMEDİĞİMİZİ YASAL BOŞLUĞUN DEĞERLENDİRİLMESİNİ VE ÇALIŞIP BORÇLARIMIZI ÖDEMEK İSTEDİĞİMİZİ HAPİS CEZASINI İSTEMEDİĞİMİZİ İLETTİM. 5 YIL CEZA ALDIĞIMIZI SÖYLEDİM.
KENDİSİ BAŞBAKANLIK OFİSİNDE ASİSTANLARIN İSMİNİ VERDİ. İSTEDİĞİMİZİ ANLATAN BİR METNİ GÖNDERMEMİ VE PAZARTESİ GİDİNCE İNCELEYECEĞİNİ SÖYLEDİ. SİTEDEN BAHSETTİM . TÜM ARKADAŞLARINIZA GEÇMİŞ OLSUN MESAJIMI VE SELAMLARIMI İLETİN DEDİ VE EŞİMEDE GEÇMİŞ OLSUN DEDİ. SONRA SN. SAİT BEY ALDI TELEFONU. BAKIN DEDİ BU BEY EKONOMİ UZMANI SİZE YARDIMCI OLACAK.
BİNLERCE TEŞEKKÜRLER .
GALİBA BU HEPİMİZİN BAŞARISI OLACAK.
şifreme bişi olmuş adsızdan girdim en kısa zamanda düzelticem
16 Nisan 2009 Perşembe 20:16
Gül dedi ki...
adsız yazı bana aittir.
şifremde sorun vardı
16 Nisan 2009 Perşembe 20:20
Adsız dedi ki...
sn gül hanım emeklerinize teşekkür etmekten asla bıkmayacağım ellerinize sağlık...bjk
16 Nisan 2009 Perşembe 20:24
Adsız dedi ki...
kardeşim lütfen kontrol bukadar uzun sürmemeli...bjk
16 Nisan 2009 Perşembe 20:36
etkili dedi ki...
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) - Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; hepinize saygılar sunarım.
Değerli arkadaşlarım, tabii, esnafın bakanı Sanayi Bakanlığı -Bakanım beni bağışlasın- esnafa sahip çıkacak bakanlık Sanayi Bakanlığı.
Sayın Bakan, Türkiye'de yasalar herkese eşittir, biz bunu biliyoruz ancak dün de sordum, bugün bir kez daha dile getiriyorum: Türkiye'de bir çek mağdurları ve çekten hapiste olan insanlara uygulanan farklı yorumlar var. Bu insanların sahibi sizsiniz. Ticaret ve ticaret yapmış, normalde acz içine düşmüş, kimseyi dolandırmamış, acz içine düşmüş insanlara sahip çıkmak sizin Bakanlığınızın görevi.
Dün de arz ettim, bize her gün bu mektuplar geliyor, takdim edeceğim. Şimdi, eğer bir çekten dolayı birisi hapse girip birisi girmiyorsa, birine bir mahkeme farklı yorum yapıyorsa, bir başkasına bir mahkeme farklı yorum yapıyorsa, bu, Türkiye'de hukuk devletine yakışmaz. Bu insanların sahibi sizsiniz. Dün söylediniz, Sayın Adalet Bakanı keşke gitmeseydi. Burada ticari davalarda, ticari olaylarda hapis ve dolandırıcılığa sokup devleti dolandıranlar, teröristlerle birlikte aynı koğuşta bu insanları yatırıyorsunuz. Ben bir kez daha, bir an önce, farklı uygulanan, insanlara eşit uygulanmayan… Eğer hapis cezası ise bu ülkede her kişiye aynı uygulanır ama bir mahkemenin yorumuyla farklı, bir mahkemenin yorumuyla farklı. Bu bir arapsaçına döndü. Bir kez daha… Bu Türkiye'nin her tarafında ve bunların yüzde 99'u da küçük esnaf Sayın Bakanım, küçük esnaf. Bunlara… Tabii suçlu suçunu çekmelidir. Türkiye bir hukuk devletidir ama hukuk devletinde farklı uygulamalar olamaz arkadaşlar. Ben bir kez daha bunun altını çiziyorum.
Değerli milletvekilleri, tabii, çek konusunda bu Meclis iki düzenleme yaptı. Ben emeği geçen herkese teşekkür ediyorum ve eğer bugün piyasada birazcık da olsa, esnafın sorunları, eğer küçük de olsa dindirmenin bir parçası oldu. Yani vadeden önce kendi imzaladığı, keşide ettiği değil ciro ettiği çekleri ve bir başkasının onuncu cirodan sonra kredi kurumlarına giden çekleri, hepsi arkası yazdırıldı ve daha vadesine bir ay, iki ay, üç ay olan çekler bir sürü esnafımıza kepenk kapattırdı. Bu bir piyasa gerçeğiydi. Bugün, eğer… Bu hakikaten önemli bir sorundu. Bu soruna çözüm bulan tüm milletvekillerine teşekkür ediyorum ve piyasada, birazcık, artık çekin vadeden önce ibraz edilemeyeceği bir güven geldi ama kredi kurumları, kredi kurumları arkadaşlar, çeki aldığı zaman ben bu krediyi bu vadede tahsil edeceğim diye zımnen kabul etmiştir. Zımnen kabul ettiği bir şeyi de insanların gafletinden, insanların zor durumundan yararlanıp onların ensesine binmesini hiçbir vicdan kabul edemez. Bu nedenle, bu konuda hakikaten bir düzenleme yapıldıysa herkese teşekkür ediyorum.
Yine, çekten caymalarda, dürüstle dürüst olmayanı, sahtekârla sahtekâr olmayanı ve anında, dürüst alacaklıları korumak amacıyla her önüne gelen çekten caymama yönünde yine bir yasaya...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Bir dakika ek süre veriyorum. Tamamlayın lütfen.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) - Bitiriyorum.
Bu nedenle, yine piyasaya önemli bir istikrar getirmiştir. Dürüst alacaklıları korumak açısından bir kez daha… Bu, önemli bir uygulamaydı.
Sayın Başkanım, kırk yedi saniyemi öbür konuşmamda alayım sizden.
BAŞKAN - Olabilir… Bakacağız…
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) - Teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Madde üzerinde soru-cevap işlemine geçiyorum.
Sayın Taner…
RECEP TANER (Aydın) - Sayın Bakan, sanayi üretiminin bir önceki aya göre yüzde 23,7 oranında düşüş gösterdiği, imalat sanayi üretim endeksinin düşmeye devam ettiği bir ortamda sanayiciler için en büyük girdi maliyetlerinden olan doğal gazda yapılan indirimi yeterli buluyor musunuz? Doğal gazda ve elektrikte yeni indirimler düşünüyor musunuz?
Teşekkür ederim.
16 Nisan 2009 Perşembe 21:20
etkili dedi ki...
SANAYİ VE TİCARET BAKANI MEHMET ZAFER ÇAĞLAYAN (Ankara
Çek yasası ile ilgili, dün de söylemiştim, Adalet Bakanlığımızın üzerinde çalışmış olduğu bir tasarı var. Bu bahsedilen konuların zaten orada alınacağını tahmin ediyorum.
16 Nisan 2009 Perşembe 21:26
etkili dedi ki...
Buyurun Sayın Aslanoğlu.
CHP GRUBU ADINA FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) - Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; hepinize tekrar saygılar sunuyorum.
Sayın Bakan, biraz önce söyledim, dışarı çıktığımda bana on tane telefon geldi. Bu telefonları Komisyon üyemiz Sayın Fındıklı da dinledi.
Sayın Adalet Bakanı burada. Sayın Bakanım, Türkiye'de yasalar herkese eşittir. Çeklerden dolayı değişik mahkemelerin verdiği kararlardan bir sürü mağdur var. Sayın Sanayi Bakanımıza illettik, taslak hazırlanmış. Yasanın eşit uygulanması açısından öncelikle bu tasarının Meclise bir an önce getirilmesini hepinizden rica ediyoruz. Siz de…
ADALET BAKANI MEHMET ALİ ŞAHİN (Antalya) - İmzada.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) - İmzada, teşekkür ediyorum.
16 Nisan 2009 Perşembe 21:27
fako dedi ki...
sn etkili tşk ler...elinize sağlık
16 Nisan 2009 Perşembe 21:29
etkili dedi ki...
15 NİSAN 2009
ALİM IŞIK (Devamla) - Çok teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Özellikle istihdam açısından bu rakamları iyi değerlendirmemiz gerektiğini düşünüyorum. Seçim öncesinde emeklilerimize vadedilen ve verilebileceği
yetkili ağızlardan ifade edilen 300 TL'lik harcama çekinin akıbetinin ne olduğunu bana değerli emeklilerimizden bir grup sormamı söyledi. Sayın Bakanım, bu konunun akıbetinin ne olduğunu emeklilerimize açıklayabilirseniz memnun olacağız.
Yine Çek Yasası ve hapis cezaları nedeniyle şu anda 6 milyar -eski parayla- TL'lik borcunu ödeyemeyen, 5 milyar TL çek nedeniyle -imzası nedeniyle- hapiste yatan işverenlerimiz soruyor "Akıbetimiz ne olacaktır? Bunun tedbirleri ne zaman alınacaktır?" diye. Yeni özelleştirmelerde eskilerine benzer usulsüzlüklerin yaşanmaması temennimi iletmemi ifade ettiler. Olabilecek muhtemel IMF anlaşmasından sağlanacak kaynağın nerelere öncelikle harcanması gerektiğinin de yine sorulmasını ifade ettiler.
Dün Hükûmet adına oturan Sayın Bakanımıza sorduğum bir soruya, üzülerek ifade edeyim ki…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ALİM IŞIK (Devamla) - Son bir cümle…
BAŞKAN - Veremem.
ALİM IŞIK (Devamla) - Peki.
Çok teşekkür ediyorum. Hayırlı olması temennisiyle hepinizi saygıyla selamlıyorum
16 Nisan 2009 Perşembe 21:37
etkili dedi ki...
15 NİSAN 2009
ALİM IŞIK (Kütahya) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
İkincisi de çeki zamanında ödenmediği ya da karşılıksız çıktığı gerekçesiyle cezaevine girip cezasını yattıktan sonra çıkıp tekrar borcunu ödeyemeyen vatandaşlarımızın durumu ne olacak? Bu konuda bir düzenleme hazırlığı var mıdır?
16 Nisan 2009 Perşembe 21:43
my way dedi ki...
sn arkadaşlar
çabaların sonuçsuz kalmadığı artık net olarak belli oldu...derdimizi anlatıyoruz ve gündemin ilk sırasına yerleşiyor...ama rehavet yok ...devam etmeliyiz...
MAİLLERE VE FAXLARA DEVAM...
16 Nisan 2009 Perşembe 21:47
etkili dedi ki...
15 NİSAN 2009
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) - Sayın Bakanım, Çek Yasası'nda değişiklikler yapıldı ama orada hapis cezası alanlar bazı eski yasayla… Burada bir haksızlık yapılıyor. Türkiye'de yasa herkese eşit işlemeli. Bazıları hapis cezasıyla affedildi bir kısmı, ama bir kısmını hâlâ eski yasa ile bazı hapis cezaları geçiyor. Bu nedenle piyasada bir boşluk var. Herkese yasa eşit işlemeli. Yani ceza tüm eşitlik ilkesidir. Bu nedenle özellikle çek yasalarındaki hapis cezalarıyla ilgili kısmının bir kez daha gözden geçirilip birine işleyip birine işlememesi yönündeki bu ikilemin mutlak ortadan kaldırılması lazım. Sizi direkt ilgilendirmiyor ama piyasa açısından, esnaf açısından bu önemli. Bu açıdan, öncelikle, bu Meclise bu ikilem gelecek mi? Bu ikilem ortadan kaldırılacak mı?
16 Nisan 2009 Perşembe 21:49
etkili dedi ki...
ARKADAŞLAR BAŞ TARAFINDA TARİH OLMAYAN TUTANAKLAR BUGÜNKÜLERDİR
BİLGİLERİNİZE
16 Nisan 2009 Perşembe 21:50
etkili dedi ki...
15 NİSAN 2009
KEMALETTİN NALCI (Tekirdağ) - Teşekkürler Sayın Başkanım.
Sayın Bakanım, bundan önce piyasada "711" diye bilinen ve kötü amaçlı kullanılan Çek Kanunu'yla ilgili değişiklik yapıldı fakat şimdi uygulamada bir çelişki söz konusu. Gerçek anlamda çalıntı çekler veya ticari bir anlaşmazlıktan doğan çeklerle bir suistimal söz konusu. Bu karışıklığı giderici herhangi bir yasa veya bir uygulama çıkartacak mısınız?
Teşekkür ederim.
16 Nisan 2009 Perşembe 21:51
etkili dedi ki...
SANAYİ VE TİCARET BAKANI MEHMET
15 NİSAN 2009
ZAFER ÇAĞLAYAN (Ankara) - Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; öncelikle, en son sorulan sorudan başlayayım. Yine özet bilgi vermeye çalışacağım, veremediğim olursa mutlaka yazılı göndereceğim, bu konudaki hassasiyete her zamanki gibi uyacağım. Efendim, bu 711 sayılı, yani Türk Ticaret Kanunu'nun 711'inci maddesinin bir fıkrası çerçevesinde… Biliyorsunuz geçmişte bu ihlal ediliyordu. Aslında iyi niyetle konulmuş olan bir maddeydi ve gerçekten, herhangi bir şekilde, hilaf dışında, rızası dışında bir çek verilmişse onu hiç olmazsa korumaya alacak olan bir tedbirdi. Ancak zaman içinde bunun farklı amaçlarla ödememe bahanesi olarak kullanıldığını gördüğümüz için ve bu konuda özel sektörden -TOBB başta olmak üzere- çok teklif geldiği için, yine seçimlerden evvel çıkan torba yasada bununla ilgili bir düzenleme yapıldı biliyorsunuz ve bu düzenlemeyle bu tamamen ortadan kaldırıldı. Tabii ki bunun yanında, hakikaten bu kapsama girmiş olanlar için bir düzenleme de ortadan kalkmış oldu. Ancak şu anda -biraz evvel yine sorulan bir soru çerçevesinde, Sayın Aslanoğlu da sormuştu- Çek Kanunu'yla ilgili Adalet Bakanlığı yeni bir tasarı zaten hazırlıyor. Bu konuda Bakanlığımızın da görüşü istendi, Bakanlığımız da bu çerçevede görüşler verdi. Burada gerek problemler gerek ihtiyaçlar gerek biraz evvel Sayın Aslanoğlu'nun bahsetmiş olduğu çerçevede, Bankalar Birliğinin de bu konudaki katkısıyla beraber Adalet Bakanlığımız zannediyorum ki herhâlde bitirmek üzere veya bitirdi. Yani bu düzenlemede ben dikkate aldığı kanaatindeyim ama tabii ki Adalet Bakanlığının düzenlediği bir düzenleme.
16 Nisan 2009 Perşembe 21:54
HALİS CAN dedi ki...
ÇEK DOLANDIRICILIĞI NASIL ÖNLENİR!
ÇEK DOLANDIRICILIĞI NASIL ÖNLENİR!
Yeni uygulama iyi niyetli 3. kişi esnaf/tacirin dolandırılmasının önüne geçecek, çek karnelerini çaldıran/kaybedenlerin açılacak davalarla uğraşmasını önleyecek!
16 Nisan 2009
“Türk Ticaret Kanunu 711. Madde ve Çalıntı Çekler”
Basında çıkan haberlerden, 2008 yılında karşılıksız çıkan çek sayısının bir önceki yıla göre yüzde 13 oranında artarak bir milyonun üzerine çıktığını öğreniyoruz. Bu sayının artışında elbette, uzun süredir şikâyet konusu olan ve çekin rızası dışında elinden çıktığını ileri sürerek ödemekten kaçınanlara bu imkânı sağlayan Türk Ticaret Kanunu'nun 711. maddesinin payı bulunmaktadır.
Çek konusu, hukukumuzda esas olarak, 1957 yılından bu yana yürürlükte bulunan Türk Ticaret Kanunu'nun "Kıymetli Evrak" bölümünde düzenlenmiştir.
Çekin, para taşıma, para sayma zorluğunu ve sahte para kaygısını ortadan kaldırması, ciro (devir) yoluyla kolayca dolaşım imkânına sahip olması yanında; kayıtsız ve şartsız olarak üzerinde yazılı tutarın ibrazında ödenmesi ve vade unsuru taşımaması gibi özellikleri nedeniyle, çek kullanımı yönündeki tercih giderek artmış ve bono/poliçe gibi diğer ödeme araçlarından çok daha fazla kullanılır hale gelmiştir.
Ancak, ticari hayatın gelişimi ve çek kullanımının hızla artması, özellikle çekin vadeli olarak kullanılır hale gelmesi ve karşılıksız çıkan çeklerin doğurduğu sorunlar nedeniyle, 1985 yılında çıkarılan 3167 sayılı "Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanun" ile daha ayrıntılı düzenleme yapılması yoluna gidilmiş ve karşılıksız çek düzenlenmesi ile ilgili hapis cezası dahi getirilmiştir. Ancak daha sonra 2003 yılında, anılan Kanunda yapılan değişiklikler sırasında, Avrupa Birliği uyum süreci de dikkate alınarak, hapis cezası suçun mükerrer olarak işlenmesi haline dönüştürülmüştür.
Karşılıksız çıkan çek sayısının artışında etkisi olan ve bu nedenle de ticari hayatı olumsuz etkileyen ve yıllardır şikâyet konusu olan, yürürlükteki T. Ticaret Kanunu'nun 711. maddesinin 3. fıkrası: "Keşideci çekin kendisinin veya üçüncü bir kimsenin elinden rızası olmaksızın çıkmış olduğu iddiasında ise muhatabı çeki ödemekten menedebilir." hükmünü içermektedir.
Yapılan bir ticari işlem karşılığı ödemeyi çekle yapmak isteyen borçlu, çeki keşide ederek imzalayıp verdikten sonra, söz konusu 711. maddeden yararlanmak suretiyle, ödemeden kaçınmak veya ödemeyi geciktirmek amacıyla kötü niyetle, çekin rızası olmadan (çalınma, gasp veya kaybetme vs. nedenlerle) elinden çıktığı iddiasıyla bankaya başvurarak çekin ödenmesini yasaklayabilmektedir. Söz konusu ödeme yasağı için keşidecinin beyanı yeterli görülmekte, bu tip bir yasaklama için polis zaptı, mahkeme kararı, gazete ilanı gibi belgeler de aranmadığından Türk Ticaret Kanunu'nun 711. maddesinin uygulamada kötüye kullanıldığı bilinmektedir.
Ticaret dünyasından gelen şikâyetler de dikkate alınarak, söz konusu maddenin sağladığı hakkın kötüye kullanılmasını önlemek amacıyla, şu günlerde TBMM'de görüşülmekte olan Türk Ticaret Kanunu Tasarısı'na, 711. madde hükmünü içeren benzeri bir madde konulmamıştır. Dolayısıyla, söz konusu tasarının yasalaşması halinde, çeklerle ilgili bu sorunun da ortadan kalkacağı umulmaktadır.
Ancak, kanundaki söz konusu maddenin kötüye kullanılması yanında, gerçekten çekleri ellerinden rızaları dışında çıkmış olanlar da olduğu unutulmamalıdır. Bu durumdaki kişiler, ilgili bankaya, polise ve savcılığa durumu bildirmekle birlikte, sahte imzayla ciro edilerek ileriki tarihlerde piyasaya çıkarılan bu çekler nedeniyle mağdur oldukları gibi; bu çekleri ciro yoluyla iyi niyetle devralan kişilerde mağdur olmaktadırlar.
Özellikle çek karnelerinin çok sayıda veya cilt halinde, çalınma, gasp veya kaybetme yoluyla gerçekten çek sahiplerinin elinden rızaları dışında çıkmış olması halinde, bu çek ciltlerini ellerine geçiren kötü niyetliler sahte imzalarla bu çekleri piyasada iyi niyetlilere dağıtarak, zincirleme ciro yoluyla çok sayıda insanın dolandırılmasına yol açabilmektedirler. Bu durumdaki esnaf ve tacir, ne zaman ortaya çıkacağı bilinmeyen ve yıllarca sürebilen, ortaya çıktığında da belirli kanuni süreler içinde itiraz edilerek imzanın sahteliği davası açılmadığı takdirde icra takipleriyle karşı karşıya kalabilmekte, ayrıca yıllarca dava peşinde koşmak durumunda kalmaktadırlar.
1 Ocak 2009'dan önce çalınmak suretiyle kötü niyetlilerin eline geçmiş olan ve ciro silsilesi vasıtasıyla piyasada dolandırıcılık amaçlı kullanılan sahte imzalı çekler yoluyla, iyi niyetli üçüncü kişi esnaf ve tacirlerin dolandırılmasının önüne geçilebileceği gibi, çek karnelerini ciltli olarak çaldıran/kaybeden esnaf ve tacirin de yıllarca icra takibi ve açılacak davalarla uğraşmasını önleyecektir.
Korel AÇIKGÖZ / Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Başmüfettişi
16 Nisan 2009 Perşembe 22:02
etkili dedi ki...
15-16 NİSAN ÇEKLE İLGİLİ KONUŞMALR BUNLARDI
16 Nisan 2009 Perşembe 22:04
HALİS CAN dedi ki...
SEVGİLİ ARKADAŞLAR PRESSTÜRK BİZİM KONUMUZLA İLGİLİ HERGÜN EN AZ 2 HABER YAYINLAMAKTADIR. VERDİĞİ DESTEKTEN DOLAYI TÜM ÇEK MAĞDURLARI BLOG YORUMCULARI ADINA MUSTAFA BEYİ KUTLUYOR VE SAYGILAR SUNUYORUM.....
TEŞEKKÜRLER...
BENİM BABAM KATİL DEĞİL
BENİM BABAM KATİL DEĞİL
Merhaba Mustafa Abi, lise 2'ye gidiyorum ama şimdilik. Şimdilik, diyorum. Annem çok zor şartlarda okutuyor. Arkadaşlarım cezaevinde olduğunu bilmiyor!
16 Nisan 2009
Babamı istiyorum
Merhaba Mustafa Özbey Abi. Lise 2'ye gidiyorum ama şimdilik. Şimdilik, diyorum. Annem çok zor şartlarda okutuyor. Arkadaşlarım babamın cezaevinde olduğunu bilmiyor. Ama ben hergün okula korkarak gidiyorum, acaba arkadaşlarım duydu mu diye ama benim babam katil değil askere silah çekmedi.hırsız değil ama yine de arkadaşlarımın duymasını istemiyorum. Babam 5 aydır cezaevinde ve bu 5 ay annemle bana 5 yıl gibi geldi. Yaşananlar o kadar zor şeyler ki ömrümüzden 5 sene gitti. Önce kirayı veremedik. Ev sahibi evden attı. Şimdi birgün bir yerde bir gün bir yerde kalıyoruz. Ama nereye kadar. Düşenin dostu olmuyormuş Mustafa Abi. Bunu anladım.
Babamı bir buçuk aydır görmüyorum. Para olmadığı için görüşe gidemiyoruz. Karnımızı zor doyuruyoz. Yol parasını nerden bulacağız. Anlatacak o kadar çok şeyim var ama şu an gözyaşlarım buna izin vermiyor. Babam cezaevinde. Annem kadın haliyle tek başına. Anneme belli etmek istemiyorum, annem benden gözyaşlarını saklıyor, ben annemden. Bu nasıl bir adalet? Bir yerde beraat, bir yerde ret! Biz de 1 ay önce dilekçe verdik. Daha cevap yok. Bize diyorlar ki, okuyun adam olun! Ben de diyorum ki devlet büyüklerine 'izin verin okuyalım ben de okumak istiyorum' ama bu şartlarda nasıl okunur söyler misiniz? Okula gitmek için ayakkabım yok, yağmurlu günlerde okula yedek çorap götürüyorum. Ayakkabım yırtık üzülmüyorum. Yeter ki babam çıksın, yanımızda olsun, herşeye razıyım. Babam cezaevinde yatınca sorunlar bitiyor mu, hayır! Daha da büyüyor.
İnsanın işi bozulunca hapse mi girer. Bildiğim kadarıyla bu hiçbir ülkede yok. Yanlışım varsa düzeltin Mustafa Abi. Ben yok, biliyorum. Yazamıyorum, bağırarak ağlamak istiyorum. İsyan etmek istiyorum, ben babamı istiyorum. Duyun artık beni ve benim gibi babasından ayrı kalmış arkadaşlarımı ! Bizleri ne babasız ne de annesiz bırakın!
Hapis çözüm değil, hapse girince borç bitiyor mu hayır. Dışarda kalanlar, anneler, çocuklar...Mustafa Abi bu gençleri kötü yola itmek, insanlar karnını doyurmak için hırsızlık bile yapar veya anne bir çocuğuna ekmek almak için parası yoksa sadece çocuğunun karnını doyurmak için hırsızlık bile yapar. Bir anne çıksın desin ki 'hayır çocuğum açlıktan ölsün asla hırsızlık yapmam'! Bunu diyecek hiçbir anne yoktur. Bizim akrabalarımız olmasa ne yapacağız, ama akrabası olmayan, bir evi olmayan çok mağdur vardır! Ben babamı istiyorum, çok mu şey istiyorum? Artık duyun bizi! Gözyaşlarımız sevinç gözyaşı olsun Mustafa Abi! Sana da binlerce teşekkürler bizim yanımızda olduğun için saygılar!
16 Nisan 2009 Perşembe 22:05
HALİS CAN dedi ki...
ARKADAŞLAR PRSSTÜRKTEKİ ÇEKLERLE İLGİLİ OLAN HABERLERİ HERKES OKUSUNKİ NE KADAR ÇOK OKUNDUĞU VE TAKİP EDİLDİĞİ ANLAŞILSIN.
BÖYLECE MUSTAFA BEY DE YAPTIKLARININ NE KADAR FAZLA OKUNDUĞUNU VE TAKİP EDİLDİĞİNİ GÖREBİLSİN...
YANILIYORMUYUM ARKADAŞLARIM...
HERKESE İYİ OKUMALAR...
16 Nisan 2009 Perşembe 22:38
F.H dedi ki...
Sayın Arkadaşlarım ;
Bugün meclis lehimize çok hareketlendi daha önce 2 kelime bile duyamıyorduk hakkımızda. Şu an emeklerimizin karşılığını bir bir aldığımıza inanıyorum.
*İlk olarak, avrupa insan hakları komisyon üyelerine ve avrupa basınına yollamak üzere yazdığımız yazının taslağını oluşturduk. Bir kaç güne ulaşabildiğimiz her yere yollamaya başlayacağız.
*Onun dışında Mevlüt Aslanoğluna da emeklerimizin boşa çıkmadığını gösterdiği için sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. Bugün yapmış olduğum telefon konuşmasında bu işi mutlaka çözeceğini söyledi. Dün de söylediği gibi gerekirse meclisi ayaklandırırm dedi ve başardı.
*Daha sonra adalet komisyon üyesi Fatih metinle konuştum ve bana tam olarak pazartesi günü bilgi alabileceğimi söyledi. Hapis cezalarını sordum. Net bir cevap istediğim konusunda direterek biz gerçekten bir hukuk devleti miyiz diye sordum. Ve bana mutlaka bu konuda bir kolaylık sağlanacağını söyledi ve çok olumlu yönde konuştu.
Başta sn my way ve sn gül hanım olmak üzere emeği geçen herkese bu duruma gelebildiğimiz için çok teşekkür ediyorum.
Çok az kaldı öyle hissediyorum.
16 Nisan 2009 Perşembe 23:08
tora dedi ki...
ARKADAŞLAR SAAT 20.06 da mehtap arkadaşın yazmış olduğu yazıyı teyid eden biri varmı.bunu kaçırdım herhalde ama diğer yazılara vakıfız.
16 Nisan 2009 Perşembe 23:31
etkili dedi ki...
evet bende tv de o şekilde duydum ama tutanaklarda henüz o kısım yok veya ben bulamıyorum
16 Nisan 2009 Perşembe 23:44
ozguraksoy1 dedi ki...
bakın bende aynen sayın mehtap gibi duydum ve o kadar eminim ki yerimden fırladım.Şov yapmanıza gerek yok 3 gündür zaten imzada ekonomik suça ekonomik ceza olacak dedi ve zafer çağlayan da onayladı kafasıyla
16 Nisan 2009 Perşembe 23:51
etkili dedi ki...
http://www.tbmm.gov.tr/tutanak/donem23/yil3/ham/b07801h.htm
16 nisan tbmm tutanağı
16 Nisan 2009 Perşembe 23:58
melih dedi ki...
ekonomik suça ekonomik ceza hapis demek değil anlamak istiyorum.doğru mudur..
melih
17 Nisan 2009 Cuma 00:33
senem dedi ki...
sayın cüneyt yada ankara hukuklu arkadaşımız burada mıdır? çok ivedi ve çok acil ihtiyacım var bir konuda.
senem
17 Nisan 2009 Cuma 00:43
senem dedi ki...
çok çok acil ve önemli sayın hukukçu arkadaşım.yada bu sitede başkaca bana yardımcı olabilecek ama kanunu iyi bilen bir kişi lütfen.
senem
17 Nisan 2009 Cuma 00:49
senem dedi ki...
allah korusun ölüyoruz bir bardak su desek kimse yardımcı olmayacakmı bu sitede be arkadaşlar.çok ayıp ettiniz teessüf ederim.
senem
17 Nisan 2009 Cuma 00:52
emır dedi ki...
sayın senem,sız konu neyse yazın ılgılı kısıler okuyup yanıtlar merak etmeyın.
17 Nisan 2009 Cuma 00:54
senem dedi ki...
sorum ceza usul kanunu 400 madde ile ilgili.savcı cezayı 4 ay tehir eder taahhüdü ihlalden 3 ay ceza alınsa şartlar varsa 4 ay ceza tehir olur mu.konu hakkında içtihat kararı varmı .varsa tarih ve sayı lütfen.
ben kanundaki maddeyi yazayım önce sayın hukukçu arkadaşıma yardım amaçlı.ancak sonucu kendisinden arz ederim lütfen.
madde şudur.
Mahkümun talebiyle infazın tehiri:
Madde 400- Ağır hapisten maada iki sene ve daha aşağı müddetle hürriyeti
tahdit eden cezaların derhal infazı, mahküm veya ailesi için mahkümiyetin gayesi
haricinde ağır bir zararı mucip olacağı anlaşılırsa mahkümun talebi üzerine ce-
zanın infazı tehir olunabilir. Tehir müddeti dört ayı geçemez.
Tehir talebinin tervici bir teminat gösterilmesine veya diğer bir şarta ta-
lik edilebilir.
şimdiden teşekkürler.
senem
17 Nisan 2009 Cuma 01:00
Adsız dedi ki...
sayın senem bu maddeden ziyade size gelen karar önemlidir şayet karar tazyik diye belirtiyorsa izin alamazsınız ama böyle bir durum yok ise savcının kararına kalmışdır izin almanız bu durumda 4 aya kadar izin alınabilir ama sizden çek bedeli yada bir kısmı kadar teminat istenir
17 Nisan 2009 Cuma 01:10
Cuneyt dedi ki...
T.C.
YARGITAY
16. HUKUK DAİRESİ
E. 2004/862
K. 2004/4654
T. 23.3.2004
• TAAHHÜDÜ İHLAL ( İcra Müdürünün Huzurunda Düzenlenmeyen ve İcra Müdürünün İmza ve Onayını İçermeyen Taahhüdün Hukuken Geçersiz Olması )
• TAAHHÜDÜN GEÇERSİZ OLMASI ( İcra Müdürünün Huzurunda Düzenlenmeyen ve İcra Müdürünün İmza ve Onayını İçermeyen Taahhüdün Hukuken Geçersiz Olması )
• İCRA MÜDÜRÜ HUZURUNDA DÜZENLENMEYEN TAAHHÜT ( Hukuken Geçersiz Olması )
2004/m.340
ÖZET : İcra Müdürü'nün huzurunda düzenlenmeyen ve İcra Müdürü'nün imza ve onayını içermeyen taahhüd hukuken geçersiz olduğu gibi, ödenmesi gerekli toplam borç miktarının tüm fer'ileri ile birlikte belirlenip gösterilmemiş olması nedeniyle de taahhüd geçersizdir.
DAVA : Taahhüdü ihlal suçundan sanık Burhanettin 'in İİK.nun 340. maddesi gereğince 1 ay hafif hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiş, hüküm yasal süresi içerisinde sanık tarafından temyiz edildiğinden Yargıtay C.Başsavcılığının bozma istemli tebliğnamesiyle dosya Daireye gönderilmiş olmakla, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okunarak GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
KARAR : İcra Müdürü'nün huzurunda düzenlenmeyen ve İcra Müdürü'nün imza ve onayını içermeyen taahhüd hukuken geçersiz olduğu gibi, ödenmesi gerekli toplam borç miktarının tüm fer'ileri ile birlikte belirlenip gösterilmemiş olması nedeniyle de taahhüd geçersizdir. Bu nedenle atılı suçun oluşmayacağının gözetilmeksizin, sanığın beraati yerine yazılı olduğu şekilde mahkumiyete dair hüküm kurulması isabetsiz bulunduğundan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün istem gibi BOZULMASINA, 23.3.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi
17 Nisan 2009 Cuma 01:10
senem dedi ki...
sayın cüneyt.öncelikle size minnet duygularımı arz ederim.lütfen kabul buyurunuz.ilginiz beni mutlu etti.
yanlız efendim şu var.
bakın benim yazımda dikkatten kaçtı sanırım 3 ay hapsen tazyik kararı kesinleşmiş.yani biz şimdi bu kararı kişinin zarureti anlamında 4 ay erteletebilirmiyiz?
konu malum taahhüdü ihlal ve şartlar da uygun.bu konu hakkında içtihat demek istemiştim.
hürmetler.
senem
17 Nisan 2009 Cuma 01:14
Cuneyt dedi ki...
YARGITAY
16. HUKUK DAİRESİ
E. 2004/7754
K. 2004/11131
T. 13.10.2004
• TAAHHÜDÜ İHLAL SUÇU ( Sanığın Borcunu Ödeyecek Durumda Olup Olmadığının Araştırılması ve Malvarlığının İspatı İçin Alacaklıya Olanak Tanınması Gereği )
• BORCUNDAN DOLAYI KİMSENİN CEZALANDIRILAMAMASI ( Taahhüdü İhlal Eden Sanığın Borcunu Ödeyecek Durumda Olup Olmadığının Araştırılması ve Malvarlığının Tesbiti İçin Alacaklıya Olanak Tanınması Gereği )
• EKONOMİK NEDENLERLE BORCUNU ÖDEYEMEYEN BORÇLU ( Taahhüdü İhlal Suçundan Dolayı Cezalandırılamaması - Mahkemece Borçlunun Ekonomik Durumunun Araştırılması Gereği )
2004/m.340
2709/m.38/8
ÖZET : Dava, taahhüdü ihlal nedenine dayalıdır. İİK'nun 340. maddesinde öngörülen "makbul sebep" kavramı ile Anayasa'nın 38/8. maddesinde öngörülen "yerine getirememe" kavramlarının açıklanması gerekli görülmektedir. Uygulamada hastalık, yangın, su baskını ve deprem gibi olağanüstü olaylar makbul sebep olarak kabul edilmektedir. Anayasa'da belirtilen "yerine getirememe" kavramı "makbul sebebi de" kapsayacak biçimde daha geniş anlam ifade etmektedir. Borçlunun ekonomik gücü olmaması nedeniyle ve çaresizlikten borcunu ödeyememe "yerine getirmeme" olarak kabul edilerek sanığa hürriyeti bağlayıcı ceza verilmemelidir. Borcu "yerine getirmeme" ile "yerine getirememek" kavramları kast ve ödeme gücü bakımlarından farklı olduğu gibi bunlara uygulanacak yaptırımlar da farklıdır. Zira, Anayasa borcu yerine getirmeyeni değil, getiremeyeni korumaktadır. Bu nedenle ödeme gücü olduğu halde borcu yerine getirmeyen ve taahhüdünü ihlal edenlerin cezalandırılması zorunludur.
DAVA : Taahhüdü ihlal suçundan sanık N'nin İİK'nun 340. maddesi gereğince 1 ay hafif hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiş, hüküm yasal süresi içerisinde sanık vekili tarafından temyiz edildiğinden Yargıtay C.Başsavcılığı'nın bozma istemli tebliğnamesiyle dosya daireye gönderilmiş olmakla, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okunarak gereği görüşüldü:
KARAR : Suça konu taahhüdü içeren 27.05.2003 tarihli icra tutanağında gösterilmemekle birlikte, aynı tarihli hesap tablosunda taahhüd edilen miktarın tüm fer'ileri ile birlikte ayrıntılı olarak hesaplanıp gösterildiği anlaşılmakla tebliğnamedeki düşünceye iştirak edilmemiştir. Ancak;
Şikayetçi ( alacaklı )vekili, borçlu hakkındaki İcra takibinin kesinleştiğini, borçlunun ödeme taahhüdünde bulunduğunu ve bu hususun alacaklı vekili tarafından kabul edildiğini, borçlunun taahhüdünü ihlal ettiğini ileri sürerek UK'nun 340. maddesi gereğince cezalandırılmasını istemiştir.
Mahkemece sanığın üzerine atılı taahhüdü ihlal suçunu işlediğinden bahisle mahkumiyete dair hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hükme yeterli değildir.
İİK'nun 340. maddesinde "...alacaklının muvafakatı ile İcra dairesinde kararlaştırılan borcu ödeme şartını, makbul bir sebep olmaksızın ihlal eden borçlunun alacaklının şikayeti üzerine cezalandırılacağı" öngörülmüştür.
Anayasa'nın 38. maddesine 4709 Sayılı Kanunla "Hiç kimse, yalnızca sözleşmeden doğan bir yükümlülüğü yerine getirememesinden dolayı özgürlüğünden alıkonulamaz" hükmü eklenmiştir.
İİK'nun 340. maddesinin 2. cümlesi de icra dairesinde alacaklı ile borçlu arasında kararlaştırılan ödeme şartından söz etmektedir. Borçlu ile alacaklının iradelerinin birleşmesi sözleşme niteliğindedir. ( B.K. 1 )İcra müdür veya yardımcısının sözleşmeye müdahale etmesi, sözleşmeyi değiştirmesi olanaksızdır. İcra dairesi icranın tarafları olan alacaklı ve borçlunun beyanlarını tutanağa geçiren ve tutanağı düzenleyen merci konumundadır.
Bu husus İİK'nun 8. maddesinde açıkça vurgulanmıştır. Açıklanan nedenlerle icra dairesi sözleşmenin tarafı olarak kabul edilemez. Alacaklı ile borçlu arasındaki ödeme şartına uyulmaması sözleşmeden doğan bir yükümlülüğün ihlali niteliğindedir.
Anayasa'nın 38/8. maddesinin somut olayda uygulanması gerekip gerekmediğinin değerlendirilmesi gerekmektedir.
Anayasa normlar hiyerarşisinin tepe noktasındadır. Üstün norm olması nedeniyle uygulanmak zorunlu olduğu gibi, sanık lehine hüküm getirdiğinden T.C.K'nun 2/2 maddesi uyarınca da ilgili olaylara doğrudan uygulanması zorunlu olduğu sonucuna varılmaktadır.
İİK'nun 340. maddesinde öngörülen "makbul sebep" kavramı ile Anayasa'nın 38/8. maddesinde öngörülen "yerine getirememe" kavramlarının açıklanması gerekli görülmektedir.
Uygulamada hastalık, yangın, su baskını ve deprem gibi olağanüstü olaylar makbul sebep olarak kabul edilmektedir. Anayasa'da belirtilen "yerine getirememe" kavramı "makbul sebebi de" kapsayacak biçimde daha geniş anlam ifade etmektedir. Borçlunun ekonomik gücü olmaması nedeniyle ve çaresizlikten borcunu ödeyememe "yerine getirmeme" olarak kabul edilerek sanığa hürriyeti bağlayıcı ceza verilmemelidir.
Borcu "yerine getirmeme" ile "yerine getirememek" kavramları kast ve ödeme gücü bakımlarından farklı olduğu gibi bunlara uygulanacak yaptırımlar da farklıdır. Zira, Anayasa borcu yerine getirmeyeni değil, getiremeyeni korumaktadır. Bu nedenle ödeme gücü olduğu halde borcu yerine getirmeyen ve taahhüdünü ihlal edenlerin cezalandırılması zorunludur.
Alacaklıya sanığın mal varlığını kanıtlamak üzere olanak tanınmalı, bildireceği tüm deliller toplanarak ve birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir.
SONUÇ : Temyiz itirazlarının bu nedenlerle kabulü ile hükmün BOZULMASINA 13.10.2004 gününde oybirliği ile karar verildi.
17 Nisan 2009 Cuma 01:14
R.C dedi ki...
Arkadaşalr kısa olarak girebildim okuduklarımdan sonra hemen bir kısa açıklama yazmak istedim.
Zaten şu anda çekte hapis cezası olduğunu kabul etmiyor bir çok vekilimiz.Bunu kabul etmeme sebebleri kanunu bilmemelerinden kaynaklanıyor.
Ekonomik ceza ekonomik ceza : Adli Para Cezası.
Yani çek ekonomik suç bizde buna ceza yaptırımı olarak hapis vermiyoruz ekonomik ceza, para cezası veriyoruz sanıyorlar.Yani Adli Para Cezası onlara göre ekonomik ceza.Yeni yasadada 1500 güne kadar Adli Para Cezası yazıyor.Bilmeyen biri olarak okursanız bu resmen para cezası yani hapis değil.
Fakat bilen bir göz okuduğu zaman bu düpedüz hapis cezası.Zaten sizin Adli Para Cezasını ödeyebilecek durumunuz olsa siz kalkıpta çekinizi ödersiniz, paranız olsa Adli Para Cezasını ödeyip devamında hapis almayıp alacaklıya olan borcunuzun devam etmesini istemezsiniz bu 2 kere 2 4 gibi bir denklem.
Yani hala insanların gözünün içine bakarak bile bile (yada kanunu bilmeden) yalan söyleniyor.
Ekonomik suça ekonomik ceza = Adli Para Cezası onuda ödeyemeyeceğin sonuç yine hapis yine hapis...
Akp'li vekilin söylediği şey bu.Cünkü ona göre para cezasını ödersin hapis yatmazsın.İmzaya sunulan şey Yeni Çek yasası onunda tasarısında 1500 güne kadar Adli Para Cezası yazıyor yani 1500 gün hapis..
Umarım anlaşılır olmuştur.
R.C
17 Nisan 2009 Cuma 01:15
senem dedi ki...
peki sayın cüneyt
bu yazdıklarımı ve sizin yazdıklarınızı buradan silmemenizi ve yarın avukatlar birlikte incelemek istediğimi arz etsem size kabul eder misiniz.
ne benim yazdıklarımı ve ne de sizin cevaben yazdıklarınızı silmezseniz çok mutlu olacağım.
hürmetler.
senem
17 Nisan 2009 Cuma 01:26
emır dedi ki...
sayın adsız sızın yorum saat1.10 da yayınlandı.goremedınız sanırım
17 Nisan 2009 Cuma 01:26
serpil41 dedi ki...
offf ya of yine aynı şey yine aynı yeter artık bıktık bıktım daha dayancak gücüm kalmadı yine yararımıza birşey yok :(
17 Nisan 2009 Cuma 01:26
Adsız dedi ki...
sayın senem tazyik kararı ile kesinleşen taahhüdü ihlal cezasına izin alamazsınız
17 Nisan 2009 Cuma 01:27
senem dedi ki...
avukat arkadaşların birlikte bu siteyi incelemelerinde fayda görüyorum.
hürmetler.
senem
17 Nisan 2009 Cuma 01:28
Adsız dedi ki...
pardon sayın emir farketmemişim
17 Nisan 2009 Cuma 01:28
emır dedi ki...
sayın senem buraya aktarılanlar sılınmez zaten 10gun sonrada baksanız bulursunuz.ıygeceler
17 Nisan 2009 Cuma 01:30
emır dedi ki...
sayın serpıl41,sıkıntılar aynı ama umutsuzlukla bır yere gelemeyız.calısan ureten arkadaslara faks ve maılle destek olup bu ısın ıcınden cıkacagız,allahın ıznıyle.ıyıgeceler
17 Nisan 2009 Cuma 01:31
Cuneyt dedi ki...
Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 2006/16-220 E., 2006/231 K. sayılı ve 14.11.2006 tarihli kararı
01.06.2005 gün ve 25832 sayılı mükerrer Resmi Gazetede yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren, 31.05.2005 gün ve 5358 sayılı Yasa ile İcra İflas Yasasında yer alan eylemler ve yaptırımları yeniden düzenlemiş, bu kapsamda bir aydan üç aya kadar hafif hapis cezasını gerektiren İcra İflas Yasasının 340. maddesi de; "111 inci madde mucibince veya alacaklının muvafakati ile icra dairesinde kararlaştırılan borcu ödeme şartını, makbul bir sebep olmaksızın ihlal eden borçlunun, alacaklının şikayeti üzerine, üç aya kadar tazyik hapsine karar verilir. Hapsin tatbikine başlandıktan sonra borçlu borcun tamamını veya o tarihe kadar icra veznesine yatırmak zorunda olduğu meblağı öderse tahliye edilir; ödemelerini tekrar keserse, hakkında tazyik hapsine yeniden karar verilir. Ancak, bir borçtan dolayı tazyik hapsinin süresi üç ayı geçemez." şeklinde değiştirilmiştir. Ayrıca, 337, 338/2, 339, 341, 343 ve 344. maddelerdeki eylemler kabahat olarak düzenlenip, disiplin hapsi veya tazyik hapsi şeklinde yaptırımlara bağlanmış, 331, 332, 333, 333/a, 334, 335, 336, 337/a, 338/1, 342, 345/a, 345/b, maddelerindeki eylemler ise suç olarak düzenlenip, hapis cezası veya adli para cezası biçiminde yaptırımlara bağlanmıştır.
Aynı tarihte yürürlüğe giren 5271 sayılı CMY.nın "Tanımlar" başlıklı 2. maddesinin 1. fıkrasının ( l ) bendinde disiplin hapsinin tanımı;
"Kısmi bir düzeni korumak amacıyla yaptırım altına alınmış olan fiil dolayısıyla verilen, seçenek yaptırımlara çevrilemeyen, önödeme uygulanamayan, tekerrüre esas olmayan, şartla salıverilme hükümleri uygulanamayan, ertelenemeyen ve adli sicil kayıtlarına geçirilmeyen hapsi ifade eder." şeklinde yapılmıştır.
Disiplin hapsi için yapılan bu tanım, hapsen tazyik yaptırımını da kapsar niteliktedir. Bu tanım nazara alındığında, hapsen tazyik yaptırımı, 5237 sayılı TCY.da düzenlenen yaptırımlardan farklı niteliktedir
Anılan hükümler gözetildiğinde, gerek disiplin hapsi gerekse hapsen tazyik yaptırımı tayin edilen kararlar, CMY.nın 223. maddesinde belirtilen "hüküm" niteliğinde değildirler ve bunlar hakkında hükümler için öngörülen yargılama kuralları uygulanamaz. Hapsen tazyik yaptırımında amaç, bir yükümlülüğün yerine getirilmesini sağlamak olduğundan, alt sınırdan belli bir ceza belirlenmesi gerekmemekte, yükümlülük yerine getirilene kadar ve en çok 3 ay süreyle kişinin yükümlülüğüne uygun davranması için zorlanması söz konusu olmaktadır. Bu nedenle kararda belli bir sürenin öngörülmesi, yaptırımın bu niteliğine aykırı olacaktır.
KISACA:
Kişinin yükümlülüğe aykırı davranmamak konusunda mecburiyeti bulunmamaktadır. Ancak, kişi bazı durumlarda bir yükümlülüğe uygun davranmaya belli ölçüde icbar edilebilmektedir. Başka bir deyişle, kişi, bazı durumlarda yükümlülüklerinin gereğini yerine getirmesini sağlamak için, belli ölçüde icbar edilebilmekte ve bu amaçla bir süreye kadar hürriyetinden yoksun bırakılabilmektedir. Bu hürriyetten yoksun bırakma olgusu, bir disiplin hapsi niteliği taşımaktadır. Ancak, yükümlülüğün yerine getirilmesi halinde, bu yaptırımın uygulanmasına derhal son verilmektedir. Bu bakımdan söz konusu disiplin hapsine ilişkin olarak kanunda sadece azami bir süre belirlenmektedir. Kişi kendisine terettüp eden yükümlülüğün gereğini yerine getirmeye zorlanmak amacıyla ancak belli bir süreye kadar hürriyetinden yoksun bırakılabilecektir. Bu sürenin dolması halinde; kişi, yükümlülüğün gereğini yerine getirmemiş olsa bile, hürriyetinden yoksun bırakılmasına ilişkin yaptırım uygulamasına son verilerek, serbest bırakılacaktır. Bu nedenle, söz konusu disiplin hapsine, Kanunda tazyik hapsi denmiştir..
ERTELEME YOK
17 Nisan 2009 Cuma 01:33
senem dedi ki...
sayın cüneyt bey, bana göstermiş ilgiden dolayı tekrar teşekkür ederim.
sitenizin insanlara yardımcı olduğunu net olarak gözlemekteyim.
çalışmalarınızda başarılar dilerim.
yarın siteniz değerli hukukçu abimiz tarafından incelenecektir.
hoşçakalınız .iyi geceler dilerim.
senem
17 Nisan 2009 Cuma 01:40
senem dedi ki...
size de teşekkürler sayın adsız.
senem
17 Nisan 2009 Cuma 01:58
Cuneyt dedi ki...
Sayın Sanem
Durumunuzu anladım
önceki kararları siteye atmamdaki sebep belki size faydalı olabilecek bir konu olabilirmi amacı
Disiplin hapsinde, erteleme, şartlı tahliye uygulanmıyor, en son kararda açıkça yazıyor.
17 Nisan 2009 Cuma 02:02
ekm2510 dedi ki...
günaydın arkadaşlar,hayırlı sabahlar hayırlı cumalar
17 Nisan 2009 Cuma 09:04
Adsız dedi ki...
Bu Sabah FOX Sabah haberlerinde durumuzla ilgili bir kaç cümle söylendi. Televizyonları mail bombardımanına tutuyorum hayırlısı.
Nevzat
17 Nisan 2009 Cuma 09:07
my way dedi ki...
sn r.c
benim hatırladığım kadarıyla ekonomik suça ekonomik ceza olmaz..bunu bir araştırabilirmisin..işin özü bu sanırım...hapis cezasıda olamayacağına göre sadık badak aslında bir tüyo verdi..
SN HAYRİ DOMANİÇİN MAKALESİNDEN BİR PARAĞRAF ATIYORUM...BAŞKA KAYNAK BULANLAR YAZARSA İYİ OLUR..
EKONOMIK SUÇA EKONOMIK CEZA” gerekçesi ile hapis cezasini tespit eden, 4814 sayili kanunla bu dogrultudaki Anayasa Mahkemesi karari hatali olup, DÜNYA MEVZUATINA AYKIRI VE ACEMILIK ÜRÜNÜDÜR..
17 Nisan 2009 Cuma 09:30
my way dedi ki...
“EKONOMIK SUÇA EKONOMIK CEZA” gerekçesi ile hapis cezasini tespit eden, 4814 sayili kanunla bu dogrultudaki Anayasa Mahkemesi karari hatali olup, DÜNYA MEVZUATINA AYKIRI VE ACEMILIK ÜRÜNÜDÜR..
Yeni Çek Kanunu’nun gerekçesinde yer alan “ekonomik suça ekonomik ceza” hem komik derecede yanlis, hem de çeke dayali ekonomik suç tekrarlandigi takdirde, karsiliksiz çek düzenleyenlere 1 – 5 yil hapis cezasi kurali ile çeliskilidir. Zira “ekonomik suç” kavrami, hirsizlik, dolandiricilik, evrakta sahtekarlik gibi haksiz yararlar saglayan suçlari da kapsar ve tüm Dünya kanunlarinda hapisle cezalandirilmistir. Hile ve dolandiricilik gibi bir suç unsuru bulunmadikça, çeklerin ödenmemesi “ekonomik suç” degil, “ekonomik direncedir” yaptirimi da faiz ve tazminattir. Para ve hapis cezasi Dünya tarihinde ve halen yoktur. Anayasa Mahkemesi kararlarina da yansiyan “ekonomik suça ekonomik ceza” hiçbir yasal dayanak gösterilmeden yakistirilmis bir acemilik ürünüdür, böyle bir prensip Dünyada yoktur. “Ekonomik suç” ile mal, hizmet ve para borçlarini “ödemede temerrüt dirence” karistirilmistir. Parasal direncelerin yaptirimi parasaldir, faiz ve tazminattir. Hapis ve hatta para cezasi yoktur. Ekonomik direnceye alacakli yararina parasal yaptirim uygulanacakken “ekonomik ceza” Devlete ödenmekte olup, alacagi direnceye ugrayan alacakliya bir faydasi yoktur. Çek bedeli borcunu ödemeyen borçlunun para cezasini Devlete ödemesi de söz konusu degildir. Çek Kanununun Yeni 16. maddesi’ne göre 80 milyar lirayi asmamak üzere karsiliksiz kalan çek bedeli kadar para cezasi da, çekin temsilciler tarafindan imzalanmasi halinde iki üç katina çikabilmektedir. Zira 16. madde hem temsil edene hem temsil edilen kisiye ayri ayri çek bedeli kadar para cezasi uygulamaktadir. Temsil edilen özel kisi 80 milyar, temsilcide 80 milyar lira ceza ödeyecektir. Vakif ve Dernek gibi özel tüzel kisiler adina çek imzalanmasi hallerinde de tüzel kisi ayri, temsilci veya temsilcilerden her biri ayri ayri çek bedeli kadar para cezasi ödemek zorundadir. Çeklere uygulanacak poliçe hükümlerine yollama yapan TK.730’un yollama yaptigi TK.599 ve 600 geregince, çek borçlusu çeki ibraz eden lehtara karsi her tür defileri ileri sürebildigi ve bu defi imkani nama yazili çeklerde iyi niyet sahibi üçüncü sahislara karsi da geçerli oldugu halde, 16. madde karsiliksiz çekte hapis ve para cezasi için bu defileri de göz ardi etmistir.
KUR’AN-I KERIM’in AHZAP Suresinin 72. Ayeti diyor ki;
Insan ZALUMEN CEHULA yani INSAN ÇOK ZALIM ve ÇOK CAHILDIR.
17 Nisan 2009 Cuma 09:36
Gül dedi ki...
SN. ARKADAŞLARIM,
BUGÜN SHOW TV YE MESAJ ATTIM 60 DK PROGRAMINA :
SN. CANER BEY,
DÜN MECLİS BİLE KARŞILIKSIZ ÇEK KONUSUNA DEĞİNDİ.
HAKSIZ YERE EKONOMİK TAAHHÜTLERİNDEN DOLAYI BİNLERCE KİŞİ HAPİS YATIYOR VE 5 YIL GİBİ CEZALAR ALIYOR.
BABAMDA BUNLARDAN BİRİ .....
SİZ HALA BİZLE İLGİLİ PROGRAM YAPACAKSINIZ.
SAĞOLUN. BİZİ BURUK BIRAKTINIZ.
BATUALP DENİZ
İŞTE CEVAP :
SN. ÇEK MAĞDURLARI ÖNÜMÜZDEKİ HAFTA SİZİNLE İLGİLİ PROGRAM YAPACAĞIZ BU KONUDA MÜSTERİH OLUN.
HAZIRLIK YAPIYORUZ.EMİN OLABİLİRSİNİZ.
HAYDİ MAİLLERE.
DUYURALIM SESİMİZİ
SHOW TV :
60dk@showtv.com.tr
herkes atsın çok önemli
1 saatlik bir program
17 Nisan 2009 Cuma 10:18
2121 dedi ki...
herkese günaydın
17 Nisan 2009 Cuma 10:19
Gül dedi ki...
SN. ARKADAŞLARIM İŞTE GÜZEL BİR HABER DAHA . ÇABALARIMIZ SONUÇ VERİYOR :
ÇEK DAVASI ILE ILGILI MAIL
Kimden: SİBEL GÖNÜL KOCAELİ M.V (sibelgonultbmm@gmail.com)
Gönderme tarihi: 17 Nisan 2009 Cuma 09:57:15
Kime:......
DENİZ HANIM;
Çek davasında hukuki sürç ile ilgili mailniz de bir arıza oldu tekrar yollarmısınız. konu ile ilgili meclisin bir çalışması var ama sizin anlattığınız şekildede komisyon üyelerine yollamam lazım tekrar maılınızı beklıorum.
selamlar....
HAYDİ NE DURUYORUZ ....
TEŞEKKÜRLER
LÜTFEN MAİLİ SAAT 11.00 DAN SONRA ATINIZ..........
17 Nisan 2009 Cuma 10:20
ekm2510 dedi ki...
sayın GÜL,sayın CANER beye
sayın ANKARA HUKUKLUNUN YAZISI GİTTİ-bilgilerinize
17 Nisan 2009 Cuma 10:24
tlgerd dedi ki...
arkadaşlar
başkanalık fax numarası
fax - 0312 417 04 76 -
buraya faxlayalım
17 Nisan 2009 Cuma 10:28
my way dedi ki...
http://www.pressturk.com/haber.php?haber_id=37426
17 Nisan 2009 Cuma 10:32
ekm2510 dedi ki...
sn my way , sn cuneyt
ben sürekli sn ANKARA HUKUKLUNUN yazısını gönderiyorum.Değişik adreslere tabi.prb yok dimi
ÖRNEK SON GİDEN............
Sn Caner bey ,
Öncelikle saygılarımı sunarım.
Karşılıksız çekten dolayı hapis cezası , kanayan bir yaradır ve Türk Hukuk Sistemi açısından bir yüz karasıdır! Kişi hak ve hürriyetlerine ve esasen mevcut Anayasamıza da aykırı olan bu uygulama 1 Ocak 2009 tarihi itibariyle yeni bir boyut kazanmıştır:
Konu ile ilgili mevcut hukuki durum aşağıda sadece iki ana husus bakımından özetlenmiştir. Uygulama yasasında verilen süre 31 Aralık 2008'de dolmuş ve bu tarihten itibaren karşılıksız çek suçları fiilen cezasız kalmıştır. Eğer hukuk devletiysek, bu suçtan dolayı, yeni bir yasal düzenleme yapılana kadar hiçbir mahkeme ceza veremez ve önceden verilmiş olan cezalar da hukuken yok hükmündedir.
Ne var ki yargı tereddüttedir ve 3 aydır çelişkili kararlar verilmektedir. Bazı mahkemeler ceza vermeye devam ederken kendisinden bir çözüm beklenen YARGITAY, bugüne kadar yerel mahkemelere emsal oluşturacak bir karar da vermemiştir. Bazı illerdeki Asliye Ceza Mahkemeleri ve en önemlisi Sakarya 1. Ağır Ceza Mahkemesi ise, cezaların infazını durdurmuş ve hükümlüler tahliye edilmeye başlanmıştır. Diğer taraftan karşılıksız çekten dolayı ceza almış olan binlerce kişi ise kanunsuz bir şekilde 3 ayı aşkın süredir cezaevlerinde tutulmaktadır.
Ekonomik suçtan dolayı hürriyeti bağlayıcı ceza verilmesinin gayri insani olduğu, mevcut düzenlemenin anayasaya aykırı olduğu konuları bir tarafa, ortada apaçık bir hukuksuzluk ve kaos vardır! Teknik bir konu değil, akl-ı selim sahibi herkesin kolayca anlayabileceği basit bir durum var ortada... Prof. Dr. Adem Sözüer ve daha birçok hukukçu aylardır konuyu anlatmaya çalışıyor ama maalesef hukuksuzluk devam ediyor.
Bu kaos hem adalet anlayışını zedeliyor, hem de apaçık bir ihlal niteliği taşıyor. Üç aydır haksız yere cezaevlerinde tutulan insanlar, bu durumu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine taşıdıklarında kesinlikle lehe bir karar çıkacak ve yüklü tazminatlar gündeme gelecektir. Zira Sakarya Ağır Ceza Mahkemesinin aynı konuda verdiği emsal kararlar var. Bu kararlar diğer mahkemeleri bağlayıcı olmasa da ceza hukukunun uygulanmasında yeknesaklık zedelenmiş ve kanun önünde eşitlik ilkesi bozulmuştur. Böyle bir netice, Meclisi ve hükumeti zor durumda bırakacağı gibi, uluslararası hukuk çevrelerinde ve kamuoyu nezdinde yargı organlarının saygınlığını da zedeleyici sonuçlar doğurabilecektir. Meclisin ve hükumetin bir an önce bu çarpık duruma el koyması ve hukuksuzluğu sona erdirmesi gerekiyor.
Yeni yasada adli para cezası ve dolayısıyla hapis cezası devam edecek olsa da, çıkacak kanuna eklenecek bir geçici madde ile, 1 Ocak 2009 tarihi ile kanunun çıktığı tarihe kadar oluşmuş bulunan yasal boşluk sebebiyle cezasız kalmış olan karşılıksız çek suçundan dolayı verilen cezaların kaldırılması sağlanabilir. Böylece hem yargının tereddütleri izale edilmiş olur, bozulan yeknesaklık ve eşitlik ilkesi de nispeten telafi edilebilir.
Ortada kamu vicdanını rahatsız eden, toplumsal barışı zedeleyen ve adalet duygusunu inciten çok vahim bir tablo vardır ve süratle çözüm beklenmektedir.
Sessiz sedasız onbinlerce insan ve aile, Yüce Meclisten hukuk devleti esasına uygun bir çözüm beklemektedir.
HUKUKİ DURUMUN ÖZETİ
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 5 inci maddesi “Özel kanunlarla ilişki” başlığını taşımaktadır. Bu maddeye göre, “Bu Kanun’un genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren özel kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır.” Bu kanunun yayınlanmasını müteakip 3167 sayılı Çek Yasasının da içinde bulunduğu “ceza içeren özel kanunlar”da gerekli değişiklik ve uyumların yapılabilmesi için 5nci maddenin uygulanması 31.12.2008 tarihine ertelenmiştir. Ancak 31.12.2008 tarihine kadar, diğer birçok özel kanunda değişiklik yapılmış olmasına rağmen Çek Kanununda gerekli değişiklikler yapılmadığından, artık 01.01.2009 tarihi itibariyle 3167 Sayılı Yasanın ceza içeren ve TCK Genel Hükümlerine aykırılık teşkil eden maddeleri zımnen yürürlükten kaldırılmış bulunmaktadır. Nitekim, 31.12.2008 tarihine dek, ceza hükmü getiren diğer özel kanunlardan olan 3167 Sayılı Çek Kanununun cezai hükümleri, TCK’nun genel hükümlerine aykırı olsa da uygulanabilmekteydi.
Aykırılıklar nerededir?
1. TCK m. 21 bakımından : 3167 SK. m. 16/1’de karşılıksız çek keşide etme suçu, “şekli suç” niteliğinde düzenlenmiştir. Ancak, TCK ’nın genel hükümleri (m. 21) uyarınca, bir suçun oluşumu kastın varlığına bağlıdır. Kast “doğrudan”(m. 21/1) veya “olası kast” (m. 21/2) olabilir. Bu nedenle, bir kişinin karşılıksız çek nedeniyle cezalandırılabilmesi için, bu kişinin çeki keşide ederken, çekin karşılıksız kalacağı kastıyla hareket etmiş olması gerekmektedir. Başka bir deyişle, bunu bilmeli ve istemelidir. Dolayısıyla, yapılan yargılamada, artık kastın varlığı mutlak olarak araştırılmalı ve bunun sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır. Şayet olayda kast yoksa TCK m. 21/2’ye göre, somut olayda karşılıksız çek keşide eden kişide “olası kast”ın varlığı da ayrıca değerlendirilerek, maddede öngörülen ceza indirimleri uygulanmalıdır.
5252 Sayılı Kanunun kabulü ve uygulanması ile, hukukumuzda bugüne kadar zaten tartışmalı olan “objektif sorumluluk” esası terkedilmiş ve “kusursuz ceza olmaz” esası tamamen geçerli kılınmıştır. Şu halde, karşılıksız çek suçlarında, 1.1.2009 tarihine kadar “objektif sorumluluk” esasına göre verilmiş olan cezalar geçerliliğini yitirmiş bulunmaktadır. Artık suçun manevi unsuru olarak “kast” aranmalıdır. Aksi bir uygulama “kanunsuz suç ve ceza olamaz” esasına açık bir aykırılık teşkil edecektir.
2. TCK m. 52 bakımından
Çek Kanunu’na göre, karşılıksız çek keşide etme suçunun cezası, çek bedeli tutarı kadar “adli para cezası” olarak belirlenmekteydi. Ancak, 1.1.2009 tarihinden itibaren TCK’nın adli para cezalarına ilişkin 52. maddesi uygulama alanı bulacağından, ceza miktarının ve niteliğinin belirlenmesi değişmiş bulunmaktadır.
TCK 52. maddenin uygulanmaya başlaması ile Çek yasasındaki çek bedeline bağlı adli para cezası uygulaması son bulmuştur. Adli para cezasının miktarının tespiti artık, sadece gün/para esasına göre yapılabilecektir. 3167 Sayılı Çek Kanunu’nun uygulamasında, ceza, karşılıksız çıkan çek miktarına göre belirlenmekteyken, TCK’nın 52. maddesinin uygulanmasıyla, öncelikle tamgün hesabının yapılması ve bir güne karşılık gelen parasal miktarın belirlenmesi üzerine karar verilmesi gerekmektedir. TCK m. 61/8 hükmüne göre, adli para cezası, belirlenen sonuç gün ile kişinin bir gün karşılığı ödeyebileceği miktarın çarpılması suretiyle bulunacaktır. Bu itibarla, yargılama sonucunda verilecek adli para cezasının tayini usulü de tümden değişmektedir.
Nitekim hazırlanan yeni Çek Kanunu tasarısında da "Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adlî para cezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adlî para cezası, çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamaz." Denilmek suretiyle adli para cezasının tayininde Yeni TCK’na uygun olarak gün/para sisteminin getirildiği görülmektedir.
Bu değerlendirmeler ışığı altında bugüne kadar 3167 Sayılı Kanuna göre verilen çek cezaları, 01.01.2009 tarihinde yürürlüğe girmiş bulunan TCK 5nci maddesi uyarınca , aynı kanunun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırılık teşkil etmektedir ve sanık/hükümlü lehine olan yeni hükümler uygulanarak bugüne kadar verilmiş olan cezaların infazı durdrulmalıdır.
Uygulanamayacağı yasa ile düzenlenen, bu nedenle yasal olarak yok hükmünde olan bir kurala göre ceza vermek, gerek Anayasa'da yapılan temel haklar ile ilgili düzenlemelere, temel hak ve özgürlükleri içeren Uluslararası Sözleşme hükümlerine ve gerekse Türk Ceza Kanunun 2. maddesinde düzenlenen kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz, kanunlarda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz kuralına da aykırıdır.
Toplumumuzda yaşanan ekonomik sıkıntıları ve sorunları dile getirdiğiniz için sizlere şükranlarımızı sunarız.
17 Nisan 2009 Cuma 10:38
my way dedi ki...
sn ekm 2510
sn ankara hukuklu nun yazısı konuyu çok anlaşılır dille ve maddelerle özetliyor...bende onu gönderiyorum...
MAİLLERE VE FAXLARA DEVAM...
17 Nisan 2009 Cuma 10:48
etkili dedi ki...
benim anladığım, bu çek yasası bildiğimiz halde çıkarsa, her halukarda yeni yasa tarihine kadar olan davalar düşecektir. Çünkü öyle veya böyle yeni kanuna göre yeniden yargılanma gündeme gelecek. Burda önemli olan yeni yargılamada borçlunun mahkeme heyetine borcunu nasıl ödeyebileceğini beyan etme imkanı olacak mı. Yoksa yasa %30 peşin bakiye 3 ay içinde ödenecek gibi sabit bir ödeme planımı getirecek. Eğer borçlunun ve mahkemenin üzerinde karşılıklı mutabakatla anlaşacağı ödeme planı borçlu tarafından ödenemezse hapis cezası gündeme gelecektir. Umarım yasa ödemeyi borçlunun durumuna bakmadan git parayı getir şeklinde hazırlanmamıştır.
17 Nisan 2009 Cuma 10:52
ekm2510 dedi ki...
sibelgonultbmm@gmail.com
mail yollandı.......bilgilerinize
17 Nisan 2009 Cuma 11:05
tlgerd dedi ki...
sn etkili
yeni yargılama imkanı olursa ilk önce tck 21. madde göz önüne alınması gerekir
MADDE 21. - (1) Suçun oluşması kastın varlığına bağlıdır. Kast, suçun kanunî tanımındaki unsurların bilerek ve istenerek gerçekleştirilmesidir.
bu madde suç oluşup oluşmadığı hakkında hakeme karar vermesi gerekecektir.
yeni yasayla böyle bir uygulama yapacaklarını şahsen ben düşünmüyorum .
erekir
17 Nisan 2009 Cuma 11:13
tlgerd dedi ki...
kaldı ki
şimdi ki 3167 de bulunan ceza hükümleri hiç bir şekilde 5237 s kanunun ilgili maddeleri ile uygunluk göstermemektedir
5237 s tck madde 2.5.21.52 örnek verirsek
17 Nisan 2009 Cuma 11:16
etkili dedi ki...
sn tlgerd haklısınız
Bunu anlatmaya çalıştım. Hakim önünde sizin ödeyebileceğiniz şartlara uygun bir ödeme planı hakim tarafından kabul edilirse, ki sizde kesin ödeyebileceğiniz bir plan sunacaksınız, ve kendi yaptığınız o ödeme planına uymazsanız bir kasıt doğabilir.
Bakın ABD de bir kredi kartı borcu diyelim ki 300 dolar ve ödeyemediniz. Hakim karşısına çıktığınız zaman ilk sorulan soru suçlumusunuz sorusudur. Evet derseniz ceza her ne ise hapis vs direk alırsınız. Ama hayır suçlu değilim derseniz ve borcumu her ay 2(iki) dolar olmak üzere ödeyeceğim dersiniz ve hakim bunu kabul eder. ama eğer ödemezseniz o zaman kanun önünde suçlusunuzdur.
17 Nisan 2009 Cuma 11:27
etkili dedi ki...
Yeni yasa yeniden yargılamayı yapmazsa zaten eski yasadan hiç bir farkı yoktur. Eğer böyle ise de yeni yasa dünyanın en anlamsız yasasını değiştiren en anlamsız yeni yasa olarak tarihteki yerini alacaktır.
17 Nisan 2009 Cuma 11:47
HALİS CAN dedi ki...
FELÇLİ İŞ ADAMI CEZAEVİNDE
Yüzbinlerce kişi karşılıksız çek yüzünden ya ceza evinde ya kaçak yuvalar yıkıldı. Aileler dağıldı. Tefecilerin günahına ortak olmayın yeter!
17 Nisan 2009
Gaspçıları ve tecavüz sanıklarını salıveren adalet, felçli işadamını hastaneden sırtlayıp hapse soktu.
Kriz kurbanı işadamı Muzaffer Başdinç, felç oldu. 38 bin lira borcu nedeniyle 380 gün hapis cezası bulunan işadamını polis arife günü hasta yatağından sırtlayıp götürdü.
Gaspçıları ve tecavüz sanıklarını salıveren adalet, 38 bin YTL'lik karşılıksız çek suçundan 380 gün hapis cezasına hüküm giymiş, felçli ve bakıma muhtaç bir işadamını hastanedeki yatağından kaldırıp cezaevine soktu. Oysa bu para ödendiğinde hapis cezası ortadan kalkmış oluyor. 2001 krizinde sahibi olduğu Temsan Elektrik şirketi iflas eden işadamı Muzaffer Başdinç, ortağı ve kardeşi Tayfun Başdinç'i beyin kanaması nedeniyle kaybetti. Başdinç, kardeşinin kaybından sonra, işlerini de yoluna sokamadı., 2006 yılının Mart ayında kardeşi gibi beyin kanaması geçirdi. Sağ tarafı felç olan ve üç ayaklı bastonla güçlükle yürüyebilen işadamı Başdinç, yardım almadan yemek yiyemez ve tuvalet ihtiyacını gideremez hale geldi. Başdinç son olarak arkadaşı işadamı Ethem Sancak'ın hastanesi Medikal Park'a yatırılarak tedavi altına alındı. Ancak Başdinç'in başına gelenler işini, kardeşini ve sağlığını kaybetmesiyle de sınırlı kalmadı. Medikalpark Hastanesi'ne bir ay önce yatırıldığında, hakkında davalar açıldığı ve kesinleşmiş hapis cezaları nedeniyle arandığı ortaya çıktı.
İki savcı çekindi, üçüncüsü aldı
Göztepe Polis Merkezi'ne bağlı polis ekibi Medikalpark Hastanesi'ne gelerek Başdinç'in teslim edilmesini istedi. Başdinç bayram arifesinde hasta yatağından kaldırılarak tekerlekli iskemleyle hastaneden çıkarıldı. Ambulansa dahi ihtiyaç duymayan polisler, Başdinç'i kucaklayarak polis otomobiline bindirdi. Başdinç Şişli Nöbetçi Savcısı İbrahim Atasu'nun verdiği onayla Metris Ceza evine kondu. Başdinç'in oğlu Onat Başdinç babasının yaşadıklarını şöyle anlattı.
'Davalardan haberdar değildik. İki Şişli savcısı 'Ya ölürse bunun sorumluluğunu alamam'demişler. Ancak pazar günü Şişli Nöbetçi Savcısı İbrahim Atasu'nun cezaevine girmesi için onay verdiğini öğrendik. Şişli Adliyesi'ne götürdüklerinde babamı polis otosundan indirmediler bile. Polisler evrakları yukarı çıkartıp savcıya onaylattı. Yani savcı babamın ne durumda olduğunu bile görmedi. Muayene de ettirmediler. '
İnfaz savcısı görüşü: Hukuk dışı uygulama
İnfaz savcısı, yapılan işlemin hukuk dışı olduğunu belirterek şu açıklamayı yaptı: 'Bu kişinin cezaevine sokulmadan önce ya nöbetçi savcı, ya cezaevi savcısı ya da cezaevi yönetimi tarafından mutlaka bir devlet hastanesine sevkedilmesi gerekirdi. Hastaneye sevkedildikten sonra cezaevinde kalabileceğine dair bir rapor verilirse cezaevine konulabilir. Karşılıksız çek gibi hafif bir suçtan koşulların sağlığını tehdit eden ortama sokulması hukuk dışı.'
17 Nisan 2009 Cuma 12:01
my way dedi ki...
Borsa Suçları Ekonomik Suçtur
--------------------------------------------------------------------------------
Av. Bedii ENSARİ
TOBB Sermaye Piyasası Sektör Kurulu Üyesi
bediiensari@superonline.com
Bir yazımda ekonomik suça, ekonomik ceza verilmeli diye yazmıştım. AB entegrasyonu için yapılacak 10 maddelik Anayasa değişikliği ve özellikle " suç ve cezalara ilişkin esasları " düzenleyen 38. Maddesinin bu değişiklik içerisinde yer alması nedeniyle, konuyu değişik açıdan okurlara sunma gereği duydum.
Öncelikle ( ekonomik suç ) kavramı üzerinde durmak gerekecektir. Tarihsel açıdan baktığımızda; ekonomik suçun ve ekonomik cezanın oldukça eski bir tarihçesi var. 1970 li yıllardan sonra bu konuda ki çalışmalar hızlandı ve 1986 yılında Avrupa konseyince
"ekonomik suçların kriminolojik yönleri" konusunda düzenlenen konferansın bu alandaki çalışmaların yoğunlaşmasında önemli etkisi oldu. Ekonomik suç kavramı bakımından Anglo-Amerikan ve Alman eserlerinde ekonomik suç; (occupational crimes) belirli işlerin ve mesleklerin yapılmasından doğan suçlar olarak nitelenmektedir. Buna karşın Fransızlar ekonomik suç için; ( Criminalite d'affaries) Ticaret ve Sanayi suçları nitelemesi yapmaktadır.
Genelde ekonomik suç; ekonomik rejimi ne olursa olsun, bir toplumda ekonomik ilişkide bulunması gereken "güven" unsuruna karşı yapılan işlemlerdir. Ekonomik yaşamda olması zorunlu olan güven unsurunun kötüye kullanılmaması asıldır. Toplumun korunması gereken ekonomik yararlarına zarar veren veya bunları tehlikeye sokan ve bu nedenle yasaklanan eylemler ekonomik suçları oluşturmaktadır.
Avrupa konseyince ekonomik suçlar konusunda görevlendirilen komisyon ; 1981 tarihinde sunduğu ve dört yıllık çalışma ürünü olan raporunda aşağıdaki suçları ekonomik suç saymıştır.
1)Kartel teşkili,
2)Çok uluslu şirket ve teşebbüsler tarafından ekonomik durumun kötüye kullanılması ve hileli uygulamalarda bulunulması,
3)Milletlerarası örgütler veya devletçe tahsis edilmiş olan fonların zimmete geçirilmesi yahut hileyle ele geçirilmesi,
4)Enformatik alanında (verilerin, sırların ihlali gibi) işlenen suçlar,
5)Hayali şirketler teşkili,
6)Bilançoların tahrifi, uydurulması, muhasebe tutulması yükünün ihlali,
7)Şirketlerin sermaye ve ticari durumları hakkında hileler yapılması,
8)Müstahdemlerin, işçilerin sağlık ve güvenliklerine ait normların ihlali,
9)Alacaklılar aleyhine hileler (iflas, sınai ve fikri mülkiyet haklarına tecavüzler gibi)
10)Tüketiciler aleyhine suçlar ( özellikle malların tağşişi, yalan sunuşlar, kamu sağlığına saldırılar, tüketicinin zaaf ve tecrübesizliğinin kötüye kullanılması gibi)
11)Haksız rekabet ( teşebbüs memurlarının iğfali dahil) ve yalan reklamlar,
12)Mali suçlar ve teşebbüslerin sosyal yükümlerinden kaçmaları,
13)Gümrük suçları,
14)Para ve döviz suçları,
15)Banka ve BORSA suçları,
16)Çevreye karşı işlenen suçlar.
Bizim mevzuatımızda ekonomik suçlar çoklukla cezai hükümleri içeren tamamlayıcı nitelikteki yasalarda yer almıştır. Sermaye Piyasası Kanunu, Bankalar Kanunu, Vergi ve Gümrük Kanunları, Türk Parasının Kıymetini Koruma Kanunu bunların başlıcalarıdır.
Ben, tüm yazılarımda Türkiye Sermaye Piyasalarının gelişmesinin Türkiye'nin kaynak sorununu çözmede çok etkin bir rol oynadığını, oynayacağını yazdım. Türkiye Sermaye Piyasalarında disiplinin; hapis cezası yerine ekonomik yaptırımlarla daha iyi sağlanacağına inanmaktayım. Bu bağlamda Anayasanın 38. Maddesinde yapılmak üzere olan değişikliğinde 1.fıkrasının soruna " ekonomik suça, ekonomik ceza verilir" ibaresi eklenebilir. Bu fıkra; AB mevzuatı ile büyük bir entegrasyon gayreti içinde olan Sermaye Piyasası Kurulunun işini kolaylaştıracak, Sermaye Piyasaları üzerinde ki hapis korkusunu kaldıracak, ihtisas mahkemeleri kurma derdini ortadan kaldıracak ve mahkemeleri bilirkişi mahkemeleri olmaktan kurtaracak, çağdaş, doğru, adil ve ekonomik sonuçlar alınabilecektir. Sermaye Piyasası Kanunu 47/A maddesinde yazılı ve iki yıldan beş yıl hapise kadar cezayı öngören yedi adet suçun tarifinde TCK nun 2. maddenin ön gördüğü açıklığın yeterince olmaması da hapis cezalarının yerine ekonomik cezaların konulması gereğinin önemini ve aciliyetini arttırmaktadır.
Ayrıca Türk Ceza Kanunun DAVANIN ÖN ÖDEME İLE DÜŞMESİ' ni düzenleyen 119 cu maddesinin Sermaye Piyasası suçları için de uygulanabilir hale getirilmesinin uygun olacağını düşünmekteyiz. Bu madde ye "yalnız para cezasını gerektiren veya kanun maddesinde öngördüğü hürriyeti bağlayıcı cezanın yukarı haddi üç ayı aşmayan suçun faili C. Savcılığının yasaya göre öngördüğü parayı tebliğinden itibaren 10 gün içinde ödediği takdirde sanık hakkında kamu davası açılamaz. Sermaye Piyasası suçları bu kapsama yapılacak değişiklikle alınabilmeli.
Sermaye Piyasası suçları; asla 4208 sayılı yasanın ( karar para aklanmasının önlenmesi ) kapsamında bırakılmamalı ve yeni yasalarda üretilecek suç nevileri ile karıştırılmamalı.
TÜRKİYENİN ÇIKARI SERMAYE PİYASALARINDADIR.
11.07.2006
Av. Bedii ENSARİ
TOBB Sermaye Piyasası Sektör Kurulu Üyesi
bediiensari@superonline.com
alıntıdır...http://www.hisse.net/forum/showthread.php?t=18858
17 Nisan 2009 Cuma 12:18
my way dedi ki...
sn arkadaşlar
cevabını bulmamız gereken soru....
karşılıksız çek keşide etme suçu ekonomik bir suçmudur..?
yukarıda attığm yazıda avukat başka bir konuyu anlatmış ve ekonomik suça ekonomik ceza verilebilmesi için...anayasanın 38.maddesine ....EKONOMİK SUÇA EKONOMİK CEZA VERİLİR....şeklinde bir cümle eklenmesi gerektiğini yazmış...bu bence çok önemli...benim anladığım şu anda çek suçu ekonomik bir suç ise...ekonomik bir ceza olan adli para cezasının verilemeyeceği...
acaba yanlışmı anlıyorum?
17 Nisan 2009 Cuma 12:28
Cuneyt dedi ki...
BAŞBAKAN VE BAKANLAR KURULU ÜYELERİNİN İLETİŞİM BİLGİLERİ
BAŞBAKAN
Recep Tayyip Erdoğan
413 70 00-204 50 00
Fax: 417 94 76
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN
YARDIMCISI
Cemil Çiçek
415 40 13-419 16 16
Fax 419 16 82
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN
YARDIMCISI
Hayati Yazıcı
415 40 19-425 42 60
Fax 425 14 35
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN
YARDIMCISI
Nazım Ekren
415 40 16-17
Fax 419 54 42
DEVLET BAKANI
Mehmet Aydın
419 15 50-419 73 53
419 67 93-413 71 40
Fax 417 05 40
DEVLET BAKANI
Kürşat Tüzmen
424 00 52
Fax 419 58 26
DEVLET BAKANI
Nimet Çubukçu
413 71 60
Fax 417 39 87
DEVLET BAKANI
Mehmet Şimşek
212 80 56
Fax 212 87 64
DEVLET BAKANI
Mustafa Said Yazıcıoğlu
419 22 46
Fax 419 22 43
ADALET BAKANI
Mehmet Ali Şahin
419 46 70
Fax 417 71 13
DIŞİŞLERİ BAKANI ve
BAŞMÜZAKERECİ
Ali Babacan
419 16 17
Fax 419 16 18
İÇİŞLERİ BAKANI
Prof. Dr. Beşir Atalay
418 13 68
Fax 418 17 95
MALİYE BAKANI
Kemal Unakıtan
425 00 80
Fax 425 00 58
SANAYİ VE TİCARET BAKANI
Zafer Çağlayan
286 06 96
Fax 286 53 25
KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI
Ertuğrul Günay
310 33 19
Fax 311 14 31
17 Nisan 2009 Cuma 12:31
Adsız dedi ki...
ARKADAŞLAR BİR ARKADAŞIMIZ BUGÜN ULAŞTIGI BİLGİLERİ AKTARDI;KONU DÜN MECLİSTE GÜNDEME GETİRİLİNCEYE KADAR DURUM TAMAMEN ALEYHİMİZEYMİŞ.MUHALEFET BASTIRINCA HÜKÜMET GERİ ADIM ATMAK ZORUNDA KALMIŞ, ALEYHİMİZE MALUM ÇEVRELERDEN HÜKÜMETE ÇOK BASKI GİTMİŞ. ÇOK ŞÜKÜR ŞU AN OLAYLAR LEHİMİZE DÖNDÜ.YENİDEN BAZI MADDELERDE DÜZENLEME YAPILIYOR. ARKADAŞIMIZ BÜYÜK BİR MEDYA KURULUŞUNUN ETKİLİ VE YETKİLİ KONUMDAKİ BİRİSİYLE YEMEKTE GÖRÜŞTÜ. SÖYLENEN BİZLERDEN KENDİLERİNE ÇOK SAYIDA MAİL VE MEKTUP, TELEFON GİTTİGİ, HABER YAPMALARI VE OLAYI GÜNDEME TAŞIMALARI BAZI GÜÇLER TARAFINDAN ENGELLENDİGİ AMA BU KADAR MAGDURİYET KARŞISINDA DAHA FAZLA DUYARSIZ KALAMAYACAKLARINI,TÜRKİYENİN EN BÜYÜK BİR GAZETESİNDE YAKINDA BÜYÜK BİR HABER OLARAK GÜNDEME TAŞINACAGI SÖZÜ ALINDI.AYRICA FOX TV VE 60 DK. PROGRAMINDA BUGÜNLERDE SADECE BİZİM KONUNUN İRDELENECEGİ PROGRAMLARIN YAPILDIGINI.ŞUANDA ASLİYE CEDZA MAHKEMELERİNDE OLDUGU BAHSEDİLEN BİR MİLYON ÇEK DAVASININ SADECE 2007 VE 2008 KAPSADIGI, 2002 DEN BAŞLAYARAK SAYININ İKİMİLYONU AŞTIGI, BİRDE KÜÇÜK ŞEHİRLERDE OLUPTA KÜÇÜK MEBLAGLARDA ÇEKLERİ OLUP KADERİNE RAZI OLANLARIN BU SAYIYA DAHİL OLMADIGI ARAŞTIRMALAR SONUCU TESBİT EDİLMİŞ.ANLAŞILACAGI ÜZERE BU İŞ HÜKÜMETİN ELİNDE PATLADI.MUTLAKA YA ÇÖZÜM BULACAKLAR YADA SADECE ESNAFLAR İÇİN YATACAK YENİ CEZAEVLERİ AÇACAKLAR.AMA ŞU KESİNKİ NE OLURSA OLSUN SONUÇ LEHİMİZE OLACAK. SAMİ KAL
17 Nisan 2009 Cuma 13:25
Cuneyt dedi ki...
Arkadaşlar
ADALET BAKANI
Mehmet Ali Şahin
0312 419 46 70
Fax 0312 417 71 13
Email: mehmet.sahin@tbmm.gov.tr
Email: info@adalet.gov.tr
Buraya hazırlanan yeni çek yasa taslağı için yoğunlaşmamız gerekiyor
17 Nisan 2009 Cuma 14:05
Gül dedi ki...
SN. ARKADAŞLARIM SON HABER :
SN. MÜCAHİT FINDIKLI BEYEFENDİYİ ARADIM. DÜN MEVLÜT BEY BENİ ARADIĞINDA YANINDA OLDUĞUNU VE ONUNDA ŞAHİT OLDUĞUNU SÖYLEMİŞTİ GELİŞMELERE.
BİNLERCE TEŞEKKÜRLER SN. MÜCAHİT FINDIKLI BEYE :
SN. ADALET BAKANIMIZLA KONUŞMUŞLAR, TASARI SN. ADALET BAKANIMIZIN ÖNÜNDE.SN. ADALET BAKANI ZATEN YENİ HAZIRLATMIŞ VE HAFTAYA KOMİSYONUN ÖNÜNE GELECEKMİŞ. SN. MÜCAHİT BEY AYNI ZAMANDA ADALET KOMİSYON ÜYESİ . BİZDE KOMİSYONDA DESTEK VERECEĞİZ DİYOR. SN. ADALET BAKANIMIZDA BİZİM LEHİMİZE DÜŞÜNÜYORMUŞ . SN. MÜCAHİT BEY ÖYLE DEDİLER.
HAYDİ ARKADAŞLAR SN. ADALET BAKANIMIZA MAĞDURİYETLERİMİZİ BİLDİRELİM . FAKLARIMIZI ÇEKELİM
LÜTFEN ARTIK TASARI ÖNÜNDE VE SONA GELDİK. SESİMİZİ DUYURMAZSAK ÇOK ŞEY KAYBEDERİZ. ZAMANI ŞİMDİ...
17 Nisan 2009 Cuma 14:06
Cuneyt dedi ki...
ADALET KOMİSYONU
Tel: 0312 420 53 23
Fax: 0312 420 53 24
adlkom@tbmm.gov.tr
ADALET KOMİSYONU ÜYELERİ
M.Emin Ekmen eminekmen@tbmm.gov.tr
AHMET AYDIN ahmetaydin@tbmm.gov.tr
ZEKERİYA ASLAN zekeriya.aslan@tbmm.gov.tr
YILMAZ TUNÇ yilmaz.tunc@tbmm.gov.tr
FATİH METİN fatih.metin@tbmm.gov.tr
M.SALİH ERDOĞAN salih.erdogan@tbmm.gov.tr
CELAL ERBAY celal.erbay@tbmm.gov.tr
VEYSİ KAYNAK veysikaynak@tbmm.gov.tr
MUSTAFA HAMARAT mustafahamarat@tbmm.gov.tr
YAHYA AKMAN yahya.akman@tbmm.gov.tr
HALİL ÜNLÜTEPE halil.unlutepe@tbmm.gov.tr
TURGUT DİBEK turgut.dibek@tbmm.gov.tr
HAMİT GEYLANİ hamit.geylani@tbmm.gov.tr
OSMAN ERTUĞRUL osman.ertugrul@tbmm.gov.tr
METİN ÇOBANOĞLU metin.cobanoglu@tbmm.gov.tr
RIDVAN YALÇIN ridvan.yalcin@tbmm.gov.tr
FAXLA VE EMAİLLERİ GÖNDERELİM ARKADAŞLAR
17 Nisan 2009 Cuma 14:21
HALİS CAN dedi ki...
HEM SHOW TV HEM DE M.ALİ ŞAHİNİN ADRESİNE VE ADALET BAKANLIĞINA TARAFIMDAN 5 ER KEZ FARKLI KONSEPT LERDE YORUMLANAN MAİLLER ATILMIŞTIR BİLGİLERİNİZE.
17 Nisan 2009 Cuma 14:23
my way dedi ki...
sn arkadaşlar
sona geldik....bu iş bitiyor...sn eses hanım da aradı mücahit fındıklı yı...oda malatya millet vekili ve dün mevlüt aslanoğlu söylemişti...
ve tasarıda hapis cezasının kalkacağını söyledi...açık ve net..
çabalarımız sonuç veriyor...ama rehavet yok verilen adreslere mail atmaya devam....
AYRICA EKLEMELİYİM..
BU KONUNUN MİMARI VE KAHRAMANI BENCE SN FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU DUR..TEŞEKKÜRLERİMİ ARADIM VE SÖYLEDİM AMA BURDANDA YAZIYORUM...
17 Nisan 2009 Cuma 14:38
Adsız dedi ki...
arkadaslar sayın r.c ıdı yanlıs hatırlamıyorsam ozur dılıyerek soyluyorum. acaba dedıgı gıbı mıllet vekıllerı aslı para cezasının sonunda parası olmayanların hapıs yattıgını bılmıyor yasda ıslerıne oyle geldıgı ıcın oyle aksettırıp oyle uyguluyor olabılır mı ?
17 Nisan 2009 Cuma 14:41
ekm2510 dedi ki...
arkadaşlar komisyon üyelerine fax ve mailleri gönderelim.Yüzdük yüzdük kuyruğuna geldik.Dayanın biraz daha
17 Nisan 2009 Cuma 14:54
R.C dedi ki...
Sayın My Way ,
Demek istediğinizi anladım.Ekonomik suç kavramının ne şekilde yapılacağı , hangi durumların ekonomik suç tanımı içerisine gireceğini sorgulamak lazım diyorsunuz.
Yasa koyucu ekonomik suç kavramı icerisine çeki alıp bu suçtan ekononomik ceza verdiğini iddia ediyor bunu biliyoruz.Sayın Hayri Domaniçin makalesinde hırsızlık , dolandırıcılık gibi bir çok suçun bu tanım içerisine girdiğini belirtmekte.Aslında ortada ki yanlış bir değil 2 değil.
Karşılıksız çek durumu ekonomik suç icerisine giriyorsa , karşılıksız senetin çekten ne farkı var? Her ikiside ödeme tahattütünü gösteren evraklar ve ikisindede bir meblağ mevcut.Tek fark bir tanesinde vadenin kabul edilmemesi bir tanesinde vadenin kabul edilmesi.Her iki evrakta ödeme aracı sadece birinde(senet) kati suretle bir ödeme günü gösterilebiliyor.Yada "işbilir" esnaf kredi kartından nakit avans cekip ödemeler yapsa sonrada bu nakit avansı geri ödemese yine çekteki gibi borcunu ödeyememiş olmayacakmı?
Ödenemeyen çekin yaptırımları aynı senette olduğu gibi icra hukuku ile haciz hakkı.Senette daha fazlasını yapma imkanınız yok ama çekte birde şikayet imkanı varki bizim asıl anlamakta zorluk çektiğimiz konuda bu.
Sayın Hayri Domaniç'in değindiği ve bencede en anlamsız konu hem çekin sahibine hem imza atana yada atanlara aynı oranlarda cezaya hüküm edilmesi.Ltd adına 80 bin TL lik bir çek imzalansa, yetkili iki kişi olupta iki imza atılsa.Mahkeme LTD'ye 80.000 TL APC , imza atanlarada 80'er bin TL APC hüküm veriyor.Birde çekin kendi meblağsı...Hepsini toplayınca bir çek altına girilen borç 80 bin X 3 = 240.000 birde üstüne çekin kendisi toplamda 320.000 TL lik bir ödeme yapılması gerekiyorki suç unsuru ortadan kalksın.
Yasa koyanlar k.çek durumunu ekonomik suç olarak ele alıyorlar varsın alsınlar fakat bu sefer ortaya cıkan şey verilen ekonomik cezanın tam olarak bir parasal ceza olması hapis cezasına dönememesi gerekiyor.Ama gelin görünki bu ceza sisteminden devlette karlı durumda.Çek bedeli kadar bir anda sizden alacaklı durumuna geliyor devlet.Zaten dünde dediğim gibi para ödeyebilecek durumda olunsa çek karşılıgı ödenir k.çek durumu ortadan kalkar , hem borçlu kalmaya devam edilip hem niye hazineye para ödensin.
Vekillerimiz konusunda bu denli istikrarlı çalışma ile başarıya ulaşmamızı sağlayan herkese tekrar tekrar saygılar.Sayın Aslanoğlunu hapis yok adli para cezası var diye kandırmasınlar ondan çekinirim.Sonuçta onun hapise döndüğünü sadece yaşayan bilir.Bu konuyla ilgili kendisine bir bilgi mailı atalımmı ne dersiniz?
R.C
17 Nisan 2009 Cuma 15:00
TOLGA dedi ki...
sevgili arkadaşlarım çabalarımız sonuç vermeye başladı safhasını geçtik artık sonlara doğru yaklaşıyoruz o yüzden atacağımız bir mail bir faks bizlerin lehine net bir kararın çıkmasını ve hızlanmasını etkileyecektir. Dün olan gelişmeler bu güne kadarki en somut gelişmelerdir. Bu konuda emeği geçen arkadaşlarıma cani gönülden teşekkür ederim ayrıca sayın aslanoğluna ne kadar minnettarız desem az kalır. Herkese sevdiklerine ve sevenlerine kavuşması dileğiyle tekrar tekrar güçleriniz ölçüsünde ister maille ister faksla komisyon üyelerini hareketlendirmenizi rica ediyorum
saygılarımla
17 Nisan 2009 Cuma 15:07
my place dedi ki...
Sevgili arkadaşlar,
Vekillerimize hapis konusunu iyice açıklamak gerekli. Karşılıksız çeke hapis cezası zaten yok. Adli para cezasının ödenmemesi durumunda hapis cezası var. Yasada kaldırılması gereken Adli para cezasıdır. Burada vurgumuz çok önemli. Tüm milletvekilleri bu konuda bilgi sahibi olması gerekli. Yoksa kandırmacalara kurban oluruz..
17 Nisan 2009 Cuma 15:22
my way dedi ki...
sn r.c
sanırım anlatamadım ben...benim anlatmaya çalıştığım konu...
ÇEK SUÇU BİR EKONOMİK SUÇ İSE....
EKONOMİK SUÇA EKONOMİK BİR CEZA VERİLEMİYECEĞİ...
ADLİ PARA CEZASI EKONOMİK BİR CEZA..
yukarıdaki avukat görüşü belki eskidir tarihi ama orada açıkça istediği....
NAYASA NIN 38.MADDESİNE BİR MADDE EKLENMESİ...
BU MADDE:EKONOMİK SUÇA EKONOMİK CEZE VERİLİR...
avukatta aslında bu cezanın verilemeyeceğinin anayasa da olduğu ve bunu verilebilir hale getirmek için bu maddenin eklenmesi gerektiğini yazmış..dün meclis kürsüsünde sadı badak bunu açıkladı ve söyelediğinden benim anladığım şu...
ekonomik suça ekonomik ceza ...zaten olmaz... bunu biliyoruz..ve düzelteceğiz...
ben böyle anladım ama yanlış anlamış ta olabilirim...
17 Nisan 2009 Cuma 15:38
R.C dedi ki...
Sayın Adsız , Sayın My Place
Benimde anlatmak istediğim tam olarak bu.Karşılıksız çek sebebi ile hapis cezası yok zaten.Adli Para Cezası var.Ödenemeyen Adli Para Cezaları sebebi ile hapis cezası var.Yani bir dolaylı yoldan hapis cezası var karşılıksız çekte.Kanunu okudugunuz an hapis cezası olmadıgını görürsünüz.
Tasarıdaki ceza kanunu :
MADDE 5 (1) Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adlî para cezasına hükmolunur....
Kanun maddesinin hiçbir yerinde "hapis" yazmıyor.Bunu anlayabilmek için Adli Para Cezasının tanımına ve Adli Para Cezasının ödenmemesi durumunda oluşacak durumlara bakmak lazım.Buradada bakılacak ilk madde TCK nın 52. maddesi 4.bendi.Acıkca ödenememe durumunda hapis yazıyor.Yani çek kanununda hapis yazmıyor k.çek için ama biraz deştiğinizce direkt hapis cezasını görüyorsunuz.
R.C
17 Nisan 2009 Cuma 15:44
R.C dedi ki...
Sayın My Way ,
Ekonomik suça ekonomik ceza verilemeyecek ise nasıl ceza verilecek?Hiç ceza verilmeyecekmi?Benimde aklımın karıştığı nokta burası.
Anayasa Madde 38 de bulunan eklenmiş madde ;
(Ek: 3.10.2001-4709/15 md.) Hiç kimse, yalnızca sözleşmeden doğan bir yükümlülüğü yerine getirememesinden dolayı özgürlüğünden alıkonulamaz.
Yani borçunu ödeyemedi diye kimseyi hapisle cezalandıramazsın hükmü var Anayasamızda.
Sayın Rahmi Ofluoğlunun yazısından kısa bir alıntı ile sizin dediğiniz gibi aslında bunun bizim Anayasa mahkemesi tarafında "icat" edilmiş bir kavram olduğunu görüyoruz.
Anayasanın 38 .maddesi sözleşmelerden doğan borçların yerine getirilmemesi nedeni ile kimsenin hürriyetinden yoksun bırakılamayacağını emretmektedir. Anayasa mahkemesi ise, çeki bir sözleşme olarak kabul etmemiş ve ekonomik suça ekonomik ceza diye aslında hukuk literatüründe bulunmayan bir kavram uydurarak çek yasasının anayasaya aykırı olduğu davasını ret etmiştir...
Peki bu "üretilmiş" kavramın açılımı nedir?Bunu bulmamız lazım ben araştırıyorum bulabilmek için.
R.C
17 Nisan 2009 Cuma 15:50
my way dedi ki...
sn r.c
zaten asıl tartışılması gereken bu değil mi?
bence ceza verilmemesi hatta dahada öte ayrıca bir çek yasasına bile ihtiyaç olmaması gerekir..
eğer insan borcunu öedememişse,icra daireleri yolu herzaman elinde değil mi?
17 Nisan 2009 Cuma 15:58
Adsız dedi ki...
sevgili arkadaşlar my wayın da dediği gibi ADLİ PARA CEZASININ yaptırımına dikkat çekmek ve eğer oda olmuyorsa olmayacaksa yasadna doğan boşluğun iadesi veya 1 kereliğine mahsus 2009 öncesi çeklere yada kanun yürürlüğe girdiği tarihten önceki çeklere bir af talep etmemiz gerekli.. maillere devam edelim lütfen rica ediyorum. herkes atıyor banane demeyelim 1 mail herşeyi değiştirebilir.
jenardi
17 Nisan 2009 Cuma 16:06
Adsız dedi ki...
TİCARET KOMİSYONU ÜYELERİNEDE YOGUNLAŞMAMIZ GEREKLİ,ÇÜNKÜ BU TASLAK ORADADA İNCELENECEK VE DEGİŞİKLİKLER GÜNDEME GELECEKTİR.
17 Nisan 2009 Cuma 16:18
Adsız dedi ki...
MECLİS ADALET KOMİSYONU ÜYELERİ
(sanırım çek kanunu ile bu komisyon ilgileniyor)
Ahmet İyimaya Başkan AK Parti Ankara
Hakkı Köylü Başkanvekili AK Parti Kastamonu
Mehmet Emin Ekmen Sözcü AK Parti Batman
İlknur İnceöz Katip AK Parti Aksaray
Ahmet Aydın Üye AK Parti Adıyaman
Zekeriya Aslan Üye AK Parti Afyonkarahisar
Yılmaz Tunç Üye AK Parti Bartın
Fatih Metin Üye AK Parti Bolu
Mehmet Tunçak Üye AK Parti Bursa
Mehmet Salih Erdoğan Üye AK Parti Denizli
Celal Erbay Üye AK Parti Düzce
Veysi Kaynak Üye AK Parti Kahramanmaraş
Ali Öztürk Üye AK Parti Konya
İhsan Koca Üye AK Parti Malatya
Mustafa Hamarat Üye AK Parti Ordu
Yahya Akman Üye AK Parti Şanlıurfa
Halil Ünlütepe Üye CHP Afyonkarahisar
Turgut Dibek Üye CHP Kırklareli
Ali Rıza Öztürk Üye CHP Mersin
Rahmi Güner Üye CHP Ordu
Ali İhsan Köktürk Üye CHP Zonguldak
Hamit Geylani Üye DTP Hakkari
Osman Ertuğrul Üye MHP Aksaray
Metin Çobanoğlu Üye MHP Kırşehir
Rıdvan Yalçın Üye MHP Ordu
BUNLARDA TİCARET-SANAYİ KOMİSYON ÜYELERİ
(illaki bu komisyondan fikir alış verişi yapılır)
Soner Aksoy Başkan AK Parti Kütahya
Hasan Angı Başkanvekili AK Parti Konya
Mahmut Mücahit Fındıklı Sözcü AK Parti Malatya
Osman Coşkun Katip AK Parti Yozgat
Ahmet Edip Uğur Üye AK Parti Balıkesir
Kutbettin Arzu Üye AK Parti Diyarbakır
Metin Kaşıkoğlu Üye AK Parti Düzce
İbrahim Halil Mazıcıoğlu Üye AK Parti Gaziantep
İsmail Katmerci Üye AK Parti İzmir
Taner Yıldız Üye AK Parti Kayseri
Eyüp Ayar Üye AK Parti Kocaeli
Bayram Ali Bayramoğlu Üye AK Parti Rize
Hasan Ali Çelik Üye AK Parti Sakarya
Mustafa Cumur Üye AK Parti Trabzon
Kayhan Türkmenoğlu Üye AK Parti Van
Fazlı Erdoğan Üye AK Parti Zonguldak
Tacidar Seyhan Üye CHP Adana
Hüsnü Çöllü Üye CHP Antalya
Mehmet Ali Susam Üye CHP İzmir
Mehmet Şevki Kulkuloğlu Üye CHP Kayseri
Mehmet Nezir Karabaş Üye DTP Bitlis
Yılmaz Tankut Üye MHP Adana
Cemaleddin Uslu Üye MHP Edirne
Alim Işık Üye MHP Kütahya
mail yağdırmamız gerek.. sadece bir metini sürekli kopyalayıp yapıştırarak değil. kimi zaman bir esnaf kimi zaman bir avukat aksanıyla faklı farklı mailler atmalıyız
jenardi
17 Nisan 2009 Cuma 16:34
Adsız dedi ki...
sanayi.tic.kom@tbmm.gov.tr,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,ayriyeten komisyon üyeleri maail adreslerini bilen arkadaş varsa siteye atsın burayada maail ve fax ta yogunlaşalım.
17 Nisan 2009 Cuma 16:42
Adsız dedi ki...
ARKADAŞLAR KANUNLAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜNÜN İNTERNET SİTESİNDE YENİ ÇEK KANUNU İLE İLGİLİ TASLAK VAR VE O TASLAK O HALİ İLE ÇIKARSA VAY HALİMİZE.O TASLAĞIN DEĞİŞMESİ İÇİN NE GEREKİYORSA YAPMALIYIZ.ÇÜNKÜ BU HÜKÜMET KİMSEYİ DİNLEMİYOR VE BİLDİĞİNİ OKUYOR.
17 Nisan 2009 Cuma 16:44
zeytin dedi ki...
Milletin çekini alarak haksız kazanç saylayan, milletin gırtlağına basan zorla malına el koyan TEFECİ Kurtuluş factoring kapatılmıştır. 2-3 e kalmaz tüm gaste ve tvlerde görürsünüz haberlerini. bunun yanında 2-3 factoring firması daha kapatıldı.
bilginize
17 Nisan 2009 Cuma 16:54
Adsız dedi ki...
Tüm görüşlere katılıyorum,
Bence asıl hedef af olmalı. Çünkü yasadan adli para cezasının kaldırılması konusunda başarısız olabiliriz. Unutmayalım karşımızda bu işten ciddi paralar kazanan avukat lobisi ve kendi sorumluluğunu bize yıkmak isteyen banka lobisi var. Bzim için en kritik madde
yeni yasa öncesi çıkan çekler ile ilgili ne yapılacağı. Taslakta yeni yasa öncesi çıkan çekler ile ilgili eski yasa uygulanır diyor. Bu maddeyi lehimize değiştirebilirsek hepimiz kurtulabiliriz. Yani asıl hedef örtülü ya da açık af olmalı. Saygılarımla My place
17 Nisan 2009 Cuma 17:04
ekm2510 dedi ki...
arkadaşlar haberler gayet güzel.Önümüzdeki hafta kesin bu iş biter bence.Adalet komisyon üyelerine ulaşıldı.Büyük çoğunlıkla sıkıntıyı biliyorlar...haklılığımızı biliyorlar.Fakat gevşememk gerek fax ve maillere devam.
17 Nisan 2009 Cuma 17:41
etkili dedi ki...
sn My WAY çekle sened arasında bir fark olmadığını ve senede uygulanan ne ise çekede onun uygulanması gerektiğini söylediğini zannediyorum ve kesinliklede katılıyorum. Ama şu aşamada yeni çek yasası komisyona giderken bu yasayı hiç göndermeyelim ve hatta kaldıralım demeleri şu aşamada zor görünüyor bence. Bu yüzden bugün için milletvekillerine hali hazırdaki uygulamanın pratikte ne olduğunun iyi anlatılması lazım ki yeni yasa da burdaki tuzaklara düşmesinler.
1.nokta adli para cezasının bir kere çek miktarı kadar olduğunu bilmeliler ki, çeki ödeyemeyen adli para cezasınıda ödeyemez. Yani çek 100.000 adli para cezası 2.000 değilki ödensin. Miktardan dolayı adli para cezasını ödeyemediğimizden hapis cezası aldığımızı bilmeliler. Ve hapis cezasının infazının tamamlanması halinde bile asıl borcun sabit kaldığını bilmeleri lazım. (Adam öldüren bile hapis cezasını tamamlayınca suç bitiyor ama çekne ne hikmetse bitmiyor. Tefecinin parası maalesef allahın verdiği candan da kıymetli bu sistemde)
2. Kaldıkı bu adli cezayı para olsa devlete niye ödeyelim ki ana borcumuzu öder borçtanda hapistende kurtuluruz.
3. Deki devlete adli ceza ödendi ve hapisten kurtulduk sonra birde asıl borçluya para ödeyeceğiz. Devlet borcun ödenmesi için devreye giriyor ama borcu 2 kere ödeterek çözmeye kalkıyor. bu konuları bence kapsayan e-mailler vekillere atılmalı
17 Nisan 2009 Cuma 17:47
ekm2510 dedi ki...
sayın etkili,
2 gündür tamamıyle bu konu üzerindeyiz.Yoksa bir anlamı kalmaz.Bu sıkıntıyı anlatmaya çalışıyoruz ve arkadaşlar çok yoğun bir şekilde uğraş veriyorlar.Ancak diğer arkadaşların verilen fax ve maillere kesin ulaşmaları gerek.
17 Nisan 2009 Cuma 17:54
ekm2510 dedi ki...
arkadaşlar bugünün bir özeti siz değerli arkadaşlara özetleyecekler akşama.Şu anda sayın komisyon üyeleri ve milletvekilleri ile yoğun temastalar.
17 Nisan 2009 Cuma 17:55
my way dedi ki...
sn etkili
bu konuları en ince ayrıntısına kadar anlatıyoruz merak etme...çok yok aldık ve sonuca ulaşacağız,buna şüphe duymuyorum..yukarıda anlattıklarım farklı bir durum hakkındaki şahsi yorumlarım...önceliğin cezanın ortadan kalkması olduğu bütün vekillere duyuruluyor...ve siteye yazılıyor...
mailler ve faxlarla destekleyin lütfen...
17 Nisan 2009 Cuma 18:04
ekm2510 dedi ki...
KARŞILIKSIZ ÇEKTE BAŞINA GELEN...
KARŞILIKSIZ ÇEKTE BAŞINA GELEN...
Yasadaki garabet zengini de vuruyor, yoksulu da! 15 milyon dolar ihracat yapan şirketin üst düzeyindeki bir yönetici şimdi ailesinden ayrı, kaçak vaziyette yaşıyor!
17 Nisan 2009 12:26
font boyutu küçülsün büyüsün
İşte gönderilen o mektup!
"Ben şirket müdürü olarak bir limited şirkette emekliliğimden sonra 10 yıla yakın süre görev aldım. Şirket büyük bir tekstil firmasıydı ve yıllık 15 milyon ABD doları ihracat yapıyordu. Firma sahibi Türk, ama aynı zamanda Alman vatandaşı olmuş birisi. Sektörün yaşadığı sıkıntılar dolayısıyla sıkıntılı günler yaşamaya başladığında şirketten ayrıldım. Yaklaşık altı ay sonra da şirket battı.
Ayrılmadan önce imzaladığım vadeli çekler haricinde fiilen ayrılmamı hukuken ayrılma şekline getirmeyen şirket yetkilileri benim imzamı taklit ederek çek kesmeye devam etmişler. Bütün bu çekler ödenmemiş ve davalar açılmış. Tebligatlar firma adresine yapıldığından davalardan haberim olmadı. Ta ki evime polis gelip beni tutuklayana kadar. İmzaların benim olmadığını ispat edip iade-i mahkeme kararı çıkarıp infazı durdurduk da kurtulabildim. Sonra bütün adliyeleri dolaşıp tüm dosyalara hakim olmaya çalıştık ki ne mümkün onlarca dava çıktı çoğunda tutuklanma kararları verilmiş.
Şimdi ailemden ayrı sürekli kaçak vaziyette bu davaları çözmeye çalışırken, şirketin asıl sahibi elini kolunu sallayarak Türkiye’ye girip çıkıyor üzerindeki bütün mal varlığını yakınlarının, tanıdıklarının üzerine geçirmiş ve iş yapmaya devam ediyor. Sanki şirketin ortağıymışım ve kar etiği zaman karı bölüşmüşüm gibi bu çeklerden sadece ben sorumlu oluyorum ve hapisle cezalandırılıyorum. Adaletin ya da adaletsizliğin böylesi herh alde dünyada görülmemiştir. Aslında alacaklılar onun üzerine gidebilseler belki paralarını kurtarabileceklerken benim gibi emekli ve hiç bir şeyi olmayan birini hapsettirebiliyorlar, şirket sahibine herhangi bir yaptırımda bulunamıyorlar.
Yeni çek yasası tasarısında şirket müdürleriyle ilgili durum ağırlaştırılarak korunmuş. Şimdi ben gerek Türkiye’de gerekse Almanya’da bu şahıs hakkında suç duyurusunda bulunup tazminat davası açabilecek miyim?
Yaptığım masrafların ve uğradığım maddi manevi zararlarımı karşılayıcı bir yaptırımda bulunabilecek miyim?
Bunun maliyeti ne olacak?
Şu durumuma bakın; birileri benim sırtımdan para, şan şöhret kazanıyor; pisliğini ben temizliyor, ceremesini bek çekiyorum!
Adaletin kötü niyetlilerle iyi niyetlileri ayırt etmesi gerektiği konusunda fikirlere katılmamak mümkün değil!
Saygılarımla
Mehmet S.Bayrakçı"
http://www.pressturk.com/haber.php?haber_id=37453
PRESSTURK
17 Nisan 2009 Cuma 18:14
Adsız dedi ki...
merhabalar arkadaşlar çıkmam lazım cüneyt benim tel no sende var ankaraya gitmek için bir gelişme olursa arayabilirsin hazırım gidebilirim çıkmamdan ötürü kusura bakmayın annem rahatsızlandı ama yarın buradayım yine yorumum adsız olarak çıkacak ben bişey yapmalı kadir herkeze selamlar iyi akşamlar
17 Nisan 2009 Cuma 21:07
nl dedi ki...
Arkadaslar herkese merhaba.
Bir suredir hicbirseyi takip edemedim. Su an Polonyadayim ve hapis kararlarim infazda eli kulaginda gbt ye islenir. Siteyede ncdt nin sahsi sitesinden ulasabildim. 15 veya 20 gun sonra Turkiyeye giris yapicam. Su anda 26.700 tl. Durumu cok kisa ozetliyen bir mesaj atarsaniz sevinirim. Ne kadar bilgisayari kullanabilirim bilmiyorum. Hepimizi Allah kurtarsin.
17 Nisan 2009 Cuma 22:21
etkili dedi ki...
dün tutanaklarda bulamadığımız kısımdır.
Şahıslar adına son söz Antalya Milletvekili Sayın Sadık Badak. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Konuşmamın son bölümünde burada biraz önce ifade edilen, Çek Kanunu'ndaki değişiklik beklentisine temas etmek istiyorum. Bu düzenleme hepimiz tarafından beklenilmektedir. Ekonomik suçlara ekonomik ceza verilmesi… Genel kabullerden gerek Anayasa'mızın gerek Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin ilgili maddelerinde bu amir hükümler var. Fakat ilgili arkadaşlarımızın Adalet Bakanlığımızın kamuoyunun bu beklentilerine cevap verdiğini ve Bakanlar Kurulunda bu tasarıyı, bu düzenlemeyi imzaya açtığını bildiğini tahmin ediyorum. Fakat bilmekte oldukları hâlde bu konuyu burada bir şov hâline getirmiş olmalarını da kamuoyunun takdirine bırakıyorum.
Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Badak.
Madde üzerinde soru-cevap işlemine geçiyorum.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) - Hayatta biz kimseye şov yapmayız Beyefendi! Sorunları dile getiriyoruz. Senin görevin yapmak.
17 Nisan 2009 Cuma 23:01
Adsız dedi ki...
MUTLAKA OKUYUN
arkadaşlar çok önemli bir mesele dikkatimi çekti. 16.04.2009 tbmm meclis tutanaklarını okudum. değerli vekilimiz bizi orada savunurken aslında adalet bakanlığına biraz da prim verir gibi olmuş. '' kanun bi tarfa beraat verirken diper tarafa da ceza veriyor bunu halledin'' demiş.eğer kanunu yapan bakanlık alın işte düzelttik diyip herkese eşitlikle beraat verilenler de dahil olmak üzere yeni yasayla hepimizi kodese sokmasın bu bir..
ikinci si ise chp e akp milletvekillerine mail attık hep.. mhp yi de unutmamak gerekir ki her ne kadar akp, mhp ile inatlaşma ve ters gitme eğiliminde olsa bile türban konusundan hatırlayacağınız üzere mhpye karşı bir ılımlılık arz eder\etmektedir. mhp milletvekillerine de mail çekelim bu iki
tbmm tutanaklarındaki konuşmaları inceleğimde bizim derdimize derman olan milletvekilimizin aynen şöle dediğine şait oldum '' sayın bakanım demin ara verildiğinde ... ... isimli vekilimde yanımdaydı ona sorabilirsiniz.. ara verildiğinde çek mağdurları ile alakalı en az 10 kişi aradı''' bu demek oluyoki milletvekillerimizi biraz sıkmak lazım. 10 kere 20 kere aramak lazım. özellikle parti ayrımı yapmadan ve komisyondaki vekillerimize.. bu üç
dördüncüsü ise telofonla vekillerimize ulaşabilen arkadaşlar birinci dediğim kısıma istaneden eşitlik olur olmaz bu akp ye güven olmaz..beraat alanları da sokuverir kodese.. onun için yasadaki boşluk işini bırakalım. telefonlarda vekillerimize uzun uzadiya bu yasadaki boşluğu anlatmaktansa direl AF a yoğunlaşalım. zaten vekillerin bu yasadaki boşluğu,telefonda özeveri ile dinleyip anlayacaklarını sanmıyorum
kurtuluşumuz inşallah yakındır. allah bizimle..
jenardi
18 Nisan 2009 Cumartesi 00:06
F.H dedi ki...
sn jenardi
Hiç bir yasa hiç bir verilen karar mahkemelerde geriye dönük aleyhe işlemez yani beraat eden birini sanmıyorum ki kusura bakmayın biz yanlışlık yapmışız deyip infazına devam etsinler. Komik olur
Ve çalışmalar için yoğunlaştığımız özel bir parti yok. Olabildiğince hepsine ulaşıyoruz. Bir tek Aslanoğlunda değil hepsinde ısrarcıyız.Herkes farkımızda. Herkes konuyu biliyor. İnanılmaz yok aldık.
Ama duymak isteyene tabi orası ayrı.
18 Nisan 2009 Cumartesi 01:06
sevgül dedi ki...
ya bu öbür sitedeki seker765 kimdir? tefecimi acaba?neler yazmış öyle.
sevgül
18 Nisan 2009 Cumartesi 01:48
tlgerd dedi ki...
sn arkdaşlar
günaydın
bu sitenin adı çek mağdurları
neden!!
4814 sayılı kanun ile 3167 sayılı çekle ödemelerin yapılmasıve çek hamillerinin korunması hakkında kanunda değişiklik yapılmasına ilişkin kanunun getirdiği ceza sistemi ve yargılama sürecinin adaletsiz olduğu ve bu durumdan işadamlarının ve esnafların iflas ederek veya ekonomik krizi yoğun yaşamalarından dolayı işerine devam edemeyip yargı karşısında kaldığı ve karşılaştığı hukuk dışı bir yargılama sisteminin karşısında olduğunu ve bu düzenenin ileri ülkeler seviyesine getirmek için çaba sarfedildiği bir site olmasıdır.
keza bu durum yasal düzenlemelerin yapılmamasından ötürü 01 01 2009 tarihinden sonra zaten adil olmayan bu yasanın türk ceza kanuna uyum gösteremediği ortaya çıkan hukuksuz ve adaletsiz durumu ile yeni çıkacak çek kanununa devlet büyüklerine anlatmamız için bu dayanışma gurubunun içinde hep beraber yılmadan her türlü çalışmaları yürütmekteyiz.
bu durum, istemeden işlenen bu suçlarımızın karşısında ekonomik değerlerin en alt çigisinde seyreden ülkemizde, işadamlarının kaygan bir zeminde iş yaptıkları kaçınılmaz bir gercektir ki ticaret ve sanayinin içinden gelen bizler ,kanunların getirdiği uygulamalara her zaman saygı ile vergilerimizi vermiş istihdam yaratmış kanunlar cercevesinda iş yapmış insanlar olarak ortaya cıkan adaletsiz ve kanunlardan doğan bir hakkımızı istemek ve bunları devlet yöneticilerina anlatmak zorunluluğu doğduğu için en doğal kişisel hakklarımızı kullanarak kanunlar içinden doğan bir ''hak'' iadesini istiyoruz.
belkide türkiye de bir ilki gercekleştirerek internet ortamında hiç birbirini tanımayan insaların bu ortamada bir araya gelmesinden cıkan gücü hak iadesi medya ve devlet büyükleri üstünde yapılmış ve yapılamaya devam bir baskıyı ortaya koyuyoruz.
bu çalışmalarımızda ortak karalar alınıp onun doğrultusunda hareket ediyoruz.bunun adı da güçlü olmaktır. akılcı ve kanuni yollar kullanarak bu çalışmayı sürdürmekte ve olayları en ince ayrıntısına kadar medyaya, vekillere,adalet komisyon üyelerine muhalefet parti mensuplerına anlatıyoruz.ve ikna edebiliyoruz. önemli olan hukukun ve yargının bu adaletsiz ortama dur demesi,cıkacak kanunun çağdaş ülkeler seviyesinde olması,hak ve özgürlüklerin demokrasi adına eşit
dağıtılmasını sağlamak olmalıdır.
18 Nisan 2009 Cumartesi 09:23
Adsız dedi ki...
jenardi arkadaşım; korku ve şüphelerinizi anlıyorum. MİLLETVEKİLİNİN SÖYLEDİGİ SÖZLER BİZİM ALEYHİMİZE OLAMAZ.ÇÜNKÜ BOZMA KARARLARI AGIR CEZADAN ÇIKIYOR.İNSAF EHİL HAKİMLER YASAYI DOGRU YORUMLAYIP BU KARARI VERİYORLAR.ALEYHTE KARAR VEREN MAHKEMELER İSE HAKLILIGIMIZI KABUL EDİYOR FAKAT SORUMLULUK ALMAK İSTEMİYORLAR. BUNU VERDİKLERİ GEREKÇELİ KARARLARDAN ANLIYORUZ YENİ YASA ALEYHİMİZE OLSA BİLE KAZANILMIŞ HAK SAKLI KALIR. ANCAK O BERAATLERE ALACAKLI YARGITAY YOLUNA GİDER VE İTİRAZ EDERSE O BAŞKA. AMA YARGITAYINDA BU KARARI BOZACAGINI SANMAM.AYRICA MHP MİLLETVEKİLLERİNE ÇOK ÇALIŞTIK SAYIN ALİM YILDIZ ALEYHİMİZE SORU ÖNERGESİNİ GERİ ALDI MECLİSTE LEHİMİZE KONUŞTU. ÖZELLİKLE MHP MİLLETVEKİLLERİNE SIKI MARKAJI ŞAHSEN UYGULUYORUM.SORUN BAZI AKP MİLLETVEKİLLERİNDE. HERKES ELİNDEN GELDİGİ KADAR MÜCADELEYE KATKIDA BULUNSUN. HERKESE HAYIRLI GÜNLER. SAMİ KAL
18 Nisan 2009 Cumartesi 10:22
Adsız dedi ki...
http://www.resulkurt.com/artikel.php?artikel_id=1771
ziyaret ilgisini bekkleyen bir yazı
18 Nisan 2009 Cumartesi 10:25
my way dedi ki...
sn arkadaşlar
kanal biz tv de ekonomi konuşuluyor...aramak isteyenlere duyurulur..
tel 312 46727 80 duyurulur..
soru sormak isteyenlere
18 Nisan 2009 Cumartesi 10:36
CEREN 01 dedi ki...
ARKADAŞLAR DAYIM AKP ADANA MİLLETVKİLİ AVUKAT.FATOŞ ZOPCUK GÜRKAN'A KARŞILIKSIZ ÇEKTEN CEZAEVLERİNDE YATANLARIN DURUMUNU SORMUŞ ,YENİ YASADA HÜRRİYETİ BAĞLAYICI CEZA NİÇİN VAR DEMİŞ,SAYIN MİLLET VEKİLİDE HERKES ALDIĞI MALIM BEDELİNİ ÖDEMEK ZORUNDA ALACAKLIYI KORUMAK ŞART HÜRRİYETİ BAĞLAYICI CEZA OLMAZSA KİMSE ÇEKİNİ ÖDEMEZ DEMİŞ DAYIMDA BU KADAR ESNAF VAR HEPSİ SAHTEKAR MI DEMİŞ !SAYIN VEKİL (BU KONUYU TARTIŞMANIN YERİ DEĞİL DİYE ÇIKIŞIP KONUYU KAPATMIŞ).
18 Nisan 2009 Cumartesi 10:40
my way dedi ki...
http://www.pressturk.com/artikel.php?artikel_id=1243
18 Nisan 2009 Cumartesi 10:45
tlgerd dedi ki...
Bu kayıt, yazar tarafından kaldırıldı.
18 Nisan 2009 Cumartesi 10:59
tlgerd dedi ki...
FATOŞ GÜRKAN AK Parti
Katip Üye
TBMM telefon 4205404 -4205405
fax
4206653
buradan fatoş gürkan a fax ve durumu anlatan tazılarımızı gönderebiliriz
fatoş gürkan ya konyuyu bilmiyor veya anlamamızlıktan geliyor
18 Nisan 2009 Cumartesi 11:08
CEREN 01 dedi ki...
SAYIN TLGERD DAYIM ŞUANDA O MİLLETVEKİLİNİN EŞİNİN YANINDA ÇALIŞIYOR ,SAYIN MİLLETVEKİLİ İLE DAHA BUGÜN GÖRÜŞMÜŞ SAYIN MİLLETVEKİLİ AYNI SORUYU YANİ CEZAEVLERİNDEKİLERİN DURUMUNU M .H .P Lİ BİR MİLLETVEKİLİNİNDE ADALET BAKANINA SORDUĞUNU SÖYLEMİŞ YASAL DÜZENLEME YAPILIYOR 23 NİSANA KADAR SORUN ÇÖZÜLECEK DEMİŞ!
18 Nisan 2009 Cumartesi 11:11
CEREN 01 dedi ki...
SAYIN TLGERD GALİBA YANLIŞ ANLADINIZ FATOŞ ZOPCUK GÜRKAN DAYIMA BURASI YERİ DEĞİL DİYEN MİLLETVEKİLİ ,DAYIM FATOŞ HANIMIN EŞİNİN YANINDA ÇALIŞIYOR ,HÜRRİYETİ BAĞLAYICI CEZA OLSUN DİYEN VEKİL FATOŞ HANIM DEĞİL! FATOŞ HANIM DAYIMA TARTIŞTIKLARI YERDE BURASI YERİ DEGİL DİYE ÇIKIŞMIŞ SADECE!:)
18 Nisan 2009 Cumartesi 11:17
surya dedi ki...
günaydın herkese,sn ceren hangi yönde çözmeyi düşünüyorlar acaba,tavırları daha doğrusu konuşma tarzı nasılmış. daha önceki yazınızdan olumlu değilmiş gibi geldi bana
18 Nisan 2009 Cumartesi 11:22
tlgerd dedi ki...
san arkadaşlar
önemli bir harf hatası yapmışım yazımda
tazılarımızı değil yazılarımızı olacak
yoksa sayın vekillerimiz henüz tavşan evresine gelmediler::))
18 Nisan 2009 Cumartesi 11:23
surya dedi ki...
sn fatoş hanımın fikrini değiştirmemiz lazımfaxlara telefonlara sarılalım arkaşlar,denemekte fayda var
18 Nisan 2009 Cumartesi 11:29
CEREN 01 dedi ki...
SAYIN TLGERD BELKİ İNANMIYACAKSINIZ AMA SİZE BUGÜN BÜYÜK BİR MÜJDE VERECEĞİM SIKITILARIMIZIN NEZAMAN BİTECEĞİNİ DAYIM BUGÜM ÖĞRENECEK KİMDEN DİYE SORMAYIN O KİŞİYİ SIKINTIYA SOKMAK İSTEMİYORUM CEZAEVLERİNDE YATANLAR (BABAMDA DAHİL) ÇIKINCA ADINI AÇIKLIYACAĞIM TEŞEKKÜR EDERSİNİZ HANIMDAN RİCA ETMİŞ ADALET BAKANINIDA KAPALI OLMASINA RAĞMEN YARGITAYIDA ARAYACAK!
18 Nisan 2009 Cumartesi 11:33
Adsız dedi ki...
fatoş hanıma 5 ayrı fax cektim haydi arkadaşlr lütfen yogunlasalım az kaldı ne olur manisalı
18 Nisan 2009 Cumartesi 11:35
CEREN 01 dedi ki...
SAYIN SURYA BUGUN AKŞAMA KADAR BEKLEYİN MÜJDEYİ MUTLAKA VERECEĞİM !
18 Nisan 2009 Cumartesi 11:37
CXEREN 01 dedi ki...
SAYIN SURYA ORADA YANLIŞ ANLATTIM GALİBA DAYIM BAŞKA BİR MİLLETVEKİLİYLE KONUŞURKEN FATOŞ HANIM ARAYA GİRMİŞ BURASI YERİ DEĞİL DEMİŞ!MÜJDELERİMİ BEKLEYİN İNANIN ÇOK MUTLUYUM VALLAHİ BİLLAHİ SİZİ KANDIRMIYORUM İNŞALLAH İYİ BİR HABRH GELECEK
18 Nisan 2009 Cumartesi 11:42
CEREN 01 dedi ki...
YALVARIRIM FATOŞ HANIMA KÖTÜ BİRŞEY YAZMAYIN BENİ YANLIŞ ANLADINIZ O BİZDEN YANA !
18 Nisan 2009 Cumartesi 11:44
surya dedi ki...
inşallah sn ceren1 inşallah,iyihabarlar bir an önce gelir.Annelerin,çocukların sabrı kalmadı artık.İnşallah herkes sevdiklerine bir an önce kavuşur.Buda ancak anlatmayla olacak sn vekillerimize anlatmamız lazım
18 Nisan 2009 Cumartesi 11:47
tlgerd dedi ki...
sn ceren 01
milletvekillerine cekilen faxlar oluşan hukusal boşluğu anlatan ve farklı mahkemelrce alınan farklı karaları içeren bir yazı
kötü yönde eleştiri yok sadece açıklayıcı bir yazıdan ibaret.
18 Nisan 2009 Cumartesi 11:47
my way dedi ki...
sn ceren
hiç kimseye kötü birşey yazmaz bu sitedeki arkadaşların hepsi bilinçli...sadece konuyu bilmeyenlere açıklayan yazılar gönderiliyor rahat olun....anlatılıyor sadece..bütün vekillere bu yazılar gidiyor ve konuya açıklık getiriliyor...
burdaki insanların hepsi bilgili ve görgülü kişiler...
18 Nisan 2009 Cumartesi 11:48
surya dedi ki...
merak etme kimse kötü bir şey yazmazburadaki arkaşların hepsi duyarlı insanlar.Hem negatif yaklaşımlar zarar verir.kimse bu kadar sorunun üstüne bide yenilerini eklemek istemez.tatlı dil yılanı bile deliğinden çıkartırmış...
18 Nisan 2009 Cumartesi 11:51
Adsız dedi ki...
SELAM ARKADAŞLAR KOLAY GELSİN SİTEDE GÜZEL MESAJLAR VAR. ALLAH HEPİMİZİN YAR VE YARDIMCISI OLSUN .
CEZA EVLERİNİN SON DURUMU BİLMEK İSTEYENERE . 31.3.2009 TARİHİ İTİBARIYLE 108.827 KİŞİ CEZA EVLERİNDE TÜRKİYE TARİHİNDE BU KADAR MAHKUMU BİR ARADA BARINDIRMAMIŞTIR.
BİLGİLERİNİZE
HİÇADAM
http://www.basin.adalet.gov.tr/istatislik/2008istatistik/cezaeviistatistik.html
18 Nisan 2009 Cumartesi 12:13
Adsız dedi ki...
MUSTAFA ÖZBEY CEZA EVLERİ İLE İLGİLİ YAZMIŞ LÜTFEN İLGİSİZ BIRAKMAYALIM.
HİÇADAM
http://www.pressturk.com/haber.php?haber_id=37467
18 Nisan 2009 Cumartesi 12:15
Adsız dedi ki...
canım arkadaşım kötü yazarmıyız amacımız ikna etmek sonunu kadar
fatoş hanım veya kım olursa dtp milletvekillerimize de fax çektim onlarda yardımcı olacak sizlerde cekin bu tüm ulusun sorunu lütfen haydi inanın cok iyi netice olacak manisalı
18 Nisan 2009 Cumartesi 12:17
F.H dedi ki...
sn Arkadaşlar
Dünkü aramalarımı henüz yeni yazabiliyorum. Gecikmeden dolayı özür dilerim.
İlk olarak Adalet komisyonu üyesi Mustafa Hamart'ın danışmanı Hasan Basri'yle görüştüm. Konumuzu ayrıntı biçimde anlattım. Konuyu zaten az çok biliyorlardı. Beni yine de dikkatle dinlediler vekillerine ileteceklerini söylediler.
Daha sonra adalet komisyonu üyesi Yahya Akman arandı. Daha önce defalarca arandığını dile getirdi. Yine de emin olmak için konumuzu bir kez daha anlattım.
Ondan sonra Adalet komisyon üyesi sn Mehmet Tunçak'la görüştüm. Ak partili olmasına karşın konumuza inanılmaz olumlu bakıyor. Olumlu yönde oy kullanacaklarını açıkça dile getirdiler.
*Son olarak da aileden sorumlu bakanımız Nimet Çubukçuyu aradım. Danışmanı Aliye hanım açtı telefonu. Bizim için ne yapabileceklerini sorular. Ailelerin bu adaletsiz durum yüzünden dağıldığını yapabilecekleri çok şey olduğunu söyledim. Tüm Bakanlarımızın konuya vakıf olmaları çok çok önemli. Fax numaralarını verdiler. Konuyla ilgli faxlarımızı bekliyorlar. Özellikle aile durumlarınızı özetlerseniz neden onları da ilgilendirdiğini anlamış olurlar.
Fax: (0312) 417 39 87
*Bunun haricinde burada yazılan tüm adreslere mail atıyorum. Sizde mail atın fax çekin, elinizden ne geliyorsa. Attığınız bir mail bile çok şey değiştireblir. Bu hafta bizim için çok önemli.
18 Nisan 2009 Cumartesi 12:27
«En Eski ‹Eski 5601 – 5795 / 5795 Yeni› En yeni» Yorum Gönder
Bu kayda verilen bağlantılar
Bağlantı Oluştur
Sonraki Kayıt Ana Sayfa
Kaydol: Kayıt Yorumları (Atom) İZLEYİCİLER
Blog Arşivi
▼ 2009 (3)
▼ Mart (2)
MAHKEME KARARLARI
ÖRNEK DİLEKÇELER
► Şubat (1)
BİLGİ PAYLAŞIM ALANI
LİNKLER
Adalet .org
Facebook çek mağdurları
Hukuki Net
Hukukçular Portalı
Kader Mahkumlarına Af
Kanal B Tv izle
Medyabar
Mevzuat Ve İçtihat Arama Motoru (Kazancı)
Prof. Dr. Adem SÖZÜER
TRT 3 (Meclis tv)
WWW.PRESSTURK.COM
Yargıtay
KÖŞE YAZARLARI MAİL ADRESLERİ
AKŞAM SERDAR TURGUT GÜNDEM serdarturgut@superonline.com
AKŞAM TUĞÇE TATARİ KAMÇI YAŞAM tugce.tatari@aksam.com.tr
AKŞAM SERDAR TURGUT YAŞAM serdarturgut@superonline.com
AKŞAM DENİZ GÖKÇE EKONOMİ "deniz.gokce@aksam.com.tr
deniz.gokce@superonline.com"
AKŞAM ALİ TEZEL ÇALIŞMA HAYATI EKONOMİ "ali.tezel@aksam.com.tr
alitezel@alitezel.com"
AKŞAM NAGEHAN ALÇI ANSIZIN GÜNCEL nagehan.alci@aksam.com.tr
AKŞAM ALİ SAYDAM GÜNCEL ali.saydam@aksam.com.tr
AKŞAM BURHAN AYERİ EKRAN POLİSİ TV burhan.ayeri@aksam.com.tr
BİRGÜN ADNAN BOSTANCIOĞLU KISA KISA GÜNCEL adnanbostancioglu@birgun.net
BİRGÜN OZAN CEYHUN GÜNCEL ozanceyhun@birgun.net
BİRGÜN AHMET TULGAR GÜNCEL ahmettulgar@birgun.net
BİRGÜN ERCAN KARAKAŞ GÜNCEL ercankarakas@birgun.net
BİRGÜN MÜSLÜM GÜLHAN SPOR mgulhan@halic.edu.tr
BİRGÜN ALİ ŞİMŞEK ELEŞTİRİYİ ÇALMAK KÜLTÜR-SANAT alisimsek@karsi.com
BUGÜN AYKUT IŞIKLAR MAGAZİN aisiklar@bugun.com.tr
BUGÜN İKBAL GÜRPINAR GÜNCEL igurpinar@bugun.com.tr
BUGÜN CAN AKSIN CUMARTESİ YAZILARI EKONOMİ canaksin@bugün.com.tr
BUGÜN TOKTAMIŞ ATEŞ GÜNCEL tokta@bugün.com.tr
BUGÜN AHMET TAŞGETİREN GÜNCEL atasgetiren@bugun.com.tr
BUGÜN ÖMER LÜTFİ METE GÜCEL omerlutfimete@bugun.com.tr
BUGÜN UZM.DR.AYŞE TÜRKÖZÜ UYKU SORUNLARI VE ÇÖZÜMLERİ SAĞLIK saglik@bugun.com.tr
BUGÜN PSK.YASEMİN KALKAVAN SAĞLIK saglik@bugun.com.tr
BUGÜN DR.SERDAR ALPARSLAN SAĞLIK saglik@bugun.com.tr
BUGÜN CEMAL UŞŞAK KÜLTÜR-SANAT cussak@bugun.com.tr
BUGÜN RIFKI SOYSAL SPOR rsoysal@bugun.com.tr
CUMHURİYET ALİ SİRMEN DÜNYA BUGÜN YORUM asirmen@cumhuriyet.com.tr
CUMHURİYET ATAOL BEHRAMOĞLU CUMARTESİ YAZILARI GÜNDEM ataolb@cumhuriyet.com.tr
CUMHURİYET ŞÜKRAN SONER İŞÇİNİN EVRENİNDEN EKONOMİ soner@cumhuriyet.com.tr
CUMHURİYET ORAL ÇALIŞLAR SIFIR NOKTASI HABER/YORUM oralcalislar@cumhuriyet.com
CUMHURİYET HİKMET ÇETİNKAYA POLİTİKA GÜNLÜĞÜ YORUM hikmet.cetinkaya@cumhuriyet.com.tr
CUMHURİYET HİKMET BİLA YORUM hikmet.bila@ntv.com.tr
CUMHURİYET MUSTAFA BALBAY GÜNDEM ankcum@cumhuriyet.com.tr
CUMHURİYET ALİ HAYDAR NERGİS MALMÖ "YORUM (DIŞ HABER)
(PAZAR YAZILARI)" alinergis@yahoo.se
CUMHURİYET UĞUR HÜKÜM PARİS YORUM ugur.hukum@gmail.com
CUMHURİYET LEYLA TAVŞANOĞLU PAZAR KONUĞU SÖYLEŞİ leyla.tavsanoglu@cumhuriyet.com
CUMHURİYET ÖZTİN AKGÜÇ YORUM EKONOMİ ekonomi@cumhuriyet.com
CUMHURİYET IŞIL ÖZGENTÜRK AL GÖZÜM SEYREYLE İNCELEME isilozgenturk@gmail.com
CUMHURİYET DENİZ KAVUKÇUOĞLU PANO YORUM dkavukcuoglu@superonline.com
CUMHURİYET OKTAY EKİNCİ ÇED KÖŞESİ YORUM ekinci@cumhuriyet.com.tr
CUMHURİYET SELMİ ANDAK SANATA BAKIŞ KÜLTÜR-SANAT kultur@cumkuriyet.com.tr
CUMHURİYET ZEYNEP ORAL ESİNTİLER KÜLTÜR-SANAT zeynep@zeyneporal.com
DÜNYA TEVFİK GÜNGÖR OLAYLARIN İÇİNDEN GÜNDEM gungoruras@superonline.com
DÜNYA OSMAN AROLAT AROLAT TAN GÜNDEM osman.arolat@dunya.com
DÜNYA MERT ÜLKER UZMAN GÖRÜŞÜ FİNANS/BORSA mert.ulker@finansinvest.com
DÜNYA ARİF UĞUR YATIRIMCI KÖŞESİ FİNANS/BORSA arif.ugur.@gmail.com
DÜNYA TAYLAN ERTEN ANKARA'DAN EKONOMİ taylane@dunya.com DÜNYA FATİH ÖZATAY EKONOMİDE UFUK TURU EKONOMİ/ANALİZ habermerkezi@dunya.com
DÜNYA RESUL KURT SORU-CEVAP EKONOMİ/YORUM info@resulkurt.com
DÜNYA YILMAZ ARGÜDEN STRATEJİK BAKIŞ EKONOMİ/YORUM yargüden@arge.com
DÜNYA HAKAN ÜZELTÜRK VERGİ VE HUKUK EKONOMİ/YORUM huzelturk@superonline.com
DÜNYA ZEKİ GÜNDÜZ VERGİ PORTALI EKONOMİ/YORUM zeki.gunduz@dunya.com
DÜNYA FARUK ŞÜYÜN ODAK KÜLTÜR-SANAT sanat@dunya.com
GASTE ENDER AYNA GENÇ KÖŞE YAŞAM enderayna@gmail.com
GÜNEŞ DEFNE SAMYELİ MERCEK YAŞAM d.samyeli@gmail.com
GÜNEŞ RIZA ZELYUT HABER/YORUM zelyut@gunes.com
GÜNEŞ CAN KÜÇÜKYILDIRIM SPOR gunesspor@gunes.com
HÜRRİYET BEKİR COŞKUN ONUNCU KÖY GÜNCEL bcoskun@hurriyet.com.tr
HÜRRİYET İLTER TÜRKMEN SİYASET iturkmen@hurriyet.com.tr
HÜRRİYET YALÇIN DOĞAN EKONOMİ ydogan@hurriyet.com.tr
HÜRRİYET ŞÜKRÜ KIZILOT PARA-PİYASA skizilok@hurriyet.com.tr
HÜRRİYET YILMAZ ÖZDİL GÜNDEM yozdil@hurriyet.com.tr
HÜRRİYET MEHMET Y. YILMAZ GÜNDEM mehmetyilmaz@hurriyet.com.tr
HÜRRİYET ÖZDEMİR İNCE GÜNDEM oince@hurriyet.com.tr
HÜRRİYET ERTUĞRUL ÖZKÖK GÜNDEM eozkok@hurriyet.com.tr
HÜRRİYET OKTAY EKŞİ GÜNÜN YAZISI GÜNDEM oeksi@hurriyet.com.tr
HÜRRİYET ENİS BERBEROĞLU GÜNDEM eberber@hurriyet.com.tr
HÜRRİYET ZEYNEP GÖĞÜŞ GÜNDEM zgogus@hurriyet.com.tr
HÜRRİYET TUFAN TÜRENÇ GÜNDEM tturenc@hurriyet.com.tr
HÜRRİYET YALÇIN BAYER YETER SÖZ MİLLETİN GÜNDEM ybayer@hurriyet.com.tr
HÜRRİYET HADİ ULUENGİN MODERN ZAMANLAR DÜNYA huluengin@hurriyet.com.tr
HÜRRİYET ALTAN TANRIKULU SPOR atanrikulu@hurriyet.com.tr
HÜRRİYET İLHAN SÖYLER SPOR isoyler@hurriyet.com.tr
HÜRSES MUSTAFA ÇİFCİ YAŞAM mustafacifci@hotmail.com
MİLLİYET HASAN PULUR OLAYLAR VE İNSANLAR GÜNCEL h.pulur@milliyet.com.tr
MİLLİYET ÇETİN ALTAN ŞEYTANIN GÖR DEDİĞİ GÜNCEL c.altan@milliyet.com.tr
MİLLİYET MERAL TAMER EKONOMİ mtamer@milliyet.com.tr
MİLLİYET GÜNGÖR URAS OLAYLARIN İÇİNDEN EKONOMİ guras@milliyet.com.tr
MİLLİYET METİN MÜNİR EKONOMİ mmunir@milliyet.com.tr
MİLLİYET YAMAN TÖRÜNER EKONOMİ ytoruner@milliyet.com.tr
MİLLİYET MELİH AŞIK GÖRÜŞ/HABER m.asık@milliyet.com.tr
MİLLİYET TAHA AKYOL OBJEKTİF GÜNÜN İÇİNDEN t.akyol@milliyet.com.tr
MİLLİYET HASAN CEMAL POLİTİKA h.cemal@milliyet.com.tr
MİLLİYET GÜNERİ CIVAOĞLU BUGÜN POLİTİKA gunericivaoglu@milliyet.com.tr
MİLLİYET ABBAS GÜÇLÜ DİYALOG GÖRÜŞ/HABER aguclu@milliyet.com.tr
MİLLİYET DERYA SAZAK SİYASET GÜNLÜĞÜ GÖRÜŞ/HABER dsazak@milliyet.com.tr
MİLLİYET YAVUZ KOCAÖMER SPOR ykoca@milliyet.com.tr
MİLLİYET CEMAL ERSEN BAŞKENT KULİSİ SPOR cersen@milliyet.com.tr
MİLLİYET ERCAN GÜVEN TERS KÖŞE SPOR eguven@milliyet.com.tr
POSTA RAUF TAMER GÜNCEL rauftamer@posta.com.tr
POSTA EKREM SARISU SORULARINIZI CEVAPLIYOR EKONOMİ ekremsarisu@yaklasim.com
POSTA TEOMAN KADIOĞLU CİNSEL YAŞAM SAĞLIK doktor@posta.com.tr
POSTA MESUT YAR TELEVİZYON HASTASI MEDYA myar@posta.com.tr
POSTA YAZGÜLÜ ALDOĞAN YAZGÜLÜ NÜN KONAĞI BİLGİ/ÜRÜN/ANI yaldogan@posta.com.tr
POSTA MEHMET ALİ BİRAND GÜNCEL mabirand@e-kolay.net
POSTA HAKAN ÇELİK GÜNCEL hcelik@posta.com.tr
POSTA MEHMET COŞKUNDENİZ İLİŞKİLER PİSKOLOJİ mcdeniz@posta.com.tr
POSTA GÜLER KAZMACI YAŞAM gkazmaci@e-kolay.net
POSTA BURAK GÖRAL HAYATIMIZ FİLM SİNEMA bgoral@teknotel.net.tr
POSTA HAKAN ÇELİK GÜNCEL hcelik@posta.com.tr
POSTA ÖZGÜR GÖKMEN ÇELENK SAĞLIK ogokmen@posta.com.tr
RADİKAL İSMET BERKAN TÜRKİYE ismet.berkan@radikal.com.tr
RADİKAL TÜRKER ALKAN TÜRKİYE t.alkan@yahoo.com
RADİKAL HALUK ŞAHİN POLİTİKA hsahin@radikal.com.tr
RADİKAL MURAT YETKİN POLİTİKA myetkin@radikal.com.tr
RADİKAL HAKKI DEVRİM CİHANNÜMA POLİTİKA hdevrim@hürriyet.com.tr
RADİKAL MEHMET ALİ KIŞLALI YORUM yorum@radikal.com.tr
RADİKAL MURAT BELGE YORUM yorum@radikal.com.tr
RADİKAL AYŞE KARABAT ŞARK KÖŞESİ DIŞ HABERLER aysekarabat@hotmail.com
RADİKAL EROL KATIRCIOĞLU EKONOMİ erolk@bilgi-edu.tr
RADİKAL TANER BERKSOY EKONOMİ taner.berksoy@bahceshir.edu.tr
RADİKAL FUNDA ÖZKAN KULİS EKONOMİ fozkan@radikal.com.tr
RADİKAL SERHAN ADA İNCE/UZUN KÜLTÜR-SANAT sanat@radikal.com.tr
REFERANS JALE ÖZGENTÜRK İŞ VE İNSAN jaleozgenturk@referansgazetesi.com
REFERANS CEVDET AŞKIN GÜNDEM cevdetaskin@referansgazetesi.com
REFERANS DR.VEYSİ SEVİĞ EKO-POLİTİK veysisevig@referansgazetesi.com
REFERANS SERVET YILDIRIM FİNANS servet.yildirim@cnbce.com
REFERANS KEREM ALKİN FİNANS keremalkin@referansgazetesi.com
REFERANS NUR DEMİROK GÜNCEL nurdemirok@referansgazetesi.com
REFERANS FARUK TÜRKOĞLU FOKUS DÜNYA farukturkoglu@referansgazetesi.com
REFERANS HABİ YAĞCI EKSEN GÜNDEM nabiyagci@referansgazetesi.com
REFERANS HAKKI ÖZDAL SPOR hakkiozdal@refereansgazetesi.com
REFERANS GÖKÇE AYTULU EKSEN YORUM gokceaytulu@referansgazetesi.com
REFERANS EYÜP CAN SAĞLIK YORUM eyupcan@refereansgazetesi.com
REFERANS GÜVEN ŞAK YORUM guvensak@referansgazetesi.com
REFERANS MENSUR AKGÜN YORUM mensurakgun@referansgazetesi.com
REFERANS MÜGE AKGÜN KENT YAŞAM YAŞAM mugeakgun@referansgazetesi.com
REFERANS ATİLLA BİRKİYE YAŞAM atillabirkiye@referansgazetesi.com
REFERANS KENAN BAŞARAN PASLAŞMALAR SPOR kenanbasaran@referansgazetesi.com
REFERANS CEM ÇETİN SPOR cemcetin67@gmail.com
REFERANS METE İKİZ SPOR meteikiz@referansgazetesi.com
SABAH ENGİN ARDIÇ GÜNCEL eardic@sabah.com.tr
SABAH NAZLI ILICAK GÜNÜN İÇİNDEN nilicak@sabah.com.tr
SABAH EMRE AKÖZ GÜNÜN İÇİNDEN emreakoz@sabah.com.tr
SABAH MEHMET BARLAS BAŞ YAZI SİYASET mbarlas@sabah.com.tr
SABAH ŞELALE KADAK İŞ'TE HAYAT GÜNCEL skadak@sabah.com.tr
SABAH TİMUR SIRT TEKNOLOJİ timurs@sabah.com.tr
SABAH MENEKŞE ATASELİM EMLAK MORTGAGE EKONOMİ menekse@sabah.com.tr
SABAH SİNAN ÖZEDİNCİK EKOMAGAZİN EKONOMİ sinano@sabah.com.tr
SABAH ESEN EVRAN HABERİNİZ OLSUN EKONOMİ esenevran@sabah.com.tr
SABAH MAHMUT ÖVÜR GÜNÜN İÇİNDEN mahmuovur@sabah.com.tr
SABAH HINCAL ULUÇ HINCAL'IN YERİ GÜNÜN İÇİNDEN uluch@sabah.com.tr
SABAH UMUR TALU DİPSİZ KUYU ORTA SAYFA utalu@ttnet.net.tr
SABAH ERGUN BABAHAN ORTA SAYFA ebabahan@sabah.com.tr
SABAH SOLİ ÖZEL DIŞ HABER cozepo@yahoo.com
SABAH ERDAL ŞAFAK GÜNDEM esafak@sabah.com.tr
SABAH MUHARREM SARIKAYA ANKARA GÜNDEM msarikaya@sabah.com.tr
SABAH YAVUZ DONAT VİTRİN SİYASET ydonat@sabah.com.tr
SABAH GÜRCAN BİLGİÇ F.BAHÇE NASILDI? SPOR gbilgic@sabah.com.tr
SABAH İSKENDER GÜNEN TS NASILDI? SPOR igunen@sabah.com.tr
SABAH KAZIM KANAT BJK NASILDI? SPOR kanat@sabah.com.tr
SABAH EBRU KILIÇOĞLU SPOR ekilicoglu@sabah.com.tr
SABAH LEVENT TÜZEMEN BAŞARIYA GİDEN YOL SPOR ltuzemen@sabah.com.tr
SÖZCÜ MEHMET ŞEHİRLİ YERİN KULAĞI VAR GÜNCEL msehirli@sozcugazetesi.net
SÖZCÜ SİNAN AYGÜN POLİTİKA sinanaygun@atonet.org.tr
SÖZCÜ EMİN ÇÖLAŞAN EMİN ÇÖLAŞAN YAZIYOR POLİTİKA emincolasan@sozcugazetesi.net
SÖZCÜ MEHMET TÜRKER POLİTİKA mturker@sozcugazetesi.net
SÖZCÜ MURAT MURATOĞLU SONSÖZ EKONOMİ sozcumuratoglu@gmail.com
SÖZCÜ ERDOĞAN TOKMAKÇIOĞLU ASABİYE KOĞUŞU HABER/YORUM etokmakcioglu@gmail.com
SÖZCÜ ŞEVKET TEZEL ÇALIŞANLARIN SÖZCÜ'SÜ HABER/YORUM sevtezel@hotmail.com
SÖZCÜ TARIK YILMAZ EKRAN TURU TV tyilmaz@sozcugazetesi.net
STAR AHMET KEKÇ GÜNCEL akekec@stargazete.com
STAR YAĞMUR ATSIZ BLOKNOT GÜNCEL yagmuratsiz@stargazete.com
STAR AZİZ ÜSTEL AZİZNAME GÜNCEL austel@stargazete.com
STAR SALİH NEFTÇİ EKONOMİ sneftci@ust.hk
STAR ESER KARAKAŞ EKONOMİ ekarakas@stargazete.com
STAR SELAHATTİN DÖNMEZ YENİ BİR HAYAT KADIN-AİLE sdonmez@sdonmez.com
STAR NASUHİ GÜNGÖR GÜNCEL ngungor@stargazete.com
STAR ŞAMİL TAYYAR GÜNCEL stayyar@stargazete.com
STAR MEHMET ALTAN PRİZMA GÜNCEL mehmetaltan@stargazete.com
STAR HASAN KAÇAN GÜNCEL hkacan@stargazete.com
STAR PROF.DR.FARUK BEŞER CUMA SOHBETLERİ AİLE fbeser@stargazete.com
STAR EKREM OKUTAN YORUM eokutan@stargazete.com
ŞOK BURCU BURCU YAZIYOR YORUM burca@abcmedya.com.tr
ŞOK DR.ALP SİRMAN ACİL SERVİS SAĞLIK alpsirman@mediklinik.com
TAKVİM HİCRAN AYGÜN YAŞAM haygun@takvim.com.tr
TAKVİM SAVAŞ AY ORTALIK YAŞAM savas.ay54@gmail.com
TERCÜMAN BEHİÇ KILIÇ GERÇEK TÜRKİYE GÜNCEL behic.kilic@tercüman.com.tr
TERCÜMAN ESFENDER KORKMAZ CEBİMİZDEKİ EL EKONOMİ esfender@esfenderkorkmaz.com
TERCÜMAN CANER SONER GÖKSEL SİYASET ÇEŞMESİ GÜNCEL soner.goksel@hotmail.com
TERCÜMAN METİN ÖZKAN BAŞKENT ARENASI GÜNCEL metin.ozkan@tercuman.com.tr
TERCÜMAN SIRRI YÜKSEL CEBECİ BANA GÖRE GÜNCEL sirri.cebeci@tercuman.com.tr
TERCÜMAN LALE ŞIVGIN GÜNCEL lalesivgin@yahoo.com
TURKISH DAILY NEWS NEŞE YAHYA YAŞAM nese@expatia.net
TURKISH DAILY NEWS YUSUF KANLI HABER/YORUM ykanli@hotmail.com
TURKISH DAILY NEWS BURAK BEKDİL HABER/YORUM burak.bekdil@tdn.com.tr
TURKISH DAILY NEWS MİTHAT MELEN HABER/YORUM mithatmelen@ttmail.com
TURKISH DAILY NEWS SEMİH İDİZ HABER/YORUM semih.idiz@tdn.com.tr
TURKISH DAILY NEWS CENGİZ ÇANDAR YORUM cengiz.candar@tdn.com.tr
TURKISH DAILY NEWS MEHMET ALİ BİRAND YORUM mab@tdn.com.tr
TÜRKİYE RAHİM ER ENTELLEKTÜEL BOYUT YORUM rahim.er@bky.com.tr
TÜRKİYE HASAN MESUT HAZAR WASHİNGTON MEKTUBU YORUM hasanmesut.hazar@g.com.tr
TÜRKİYE MUHSİN ABAY YORUM muhsin.abay@tg.com.tr TÜRKİYE ÖMER SÖZTUTAN SÖZ MARKET MİZAHİ omer.soztutan@tg.com.tr
TÜRKİYE NURİ ELİBOL NELER OLUYOR? GÜNDEM nurielibol@tg.com.tr
TÜRKİYE MEHMET ALİ DEMİRBAŞ SOHBET İNSAN VE TOPLUM mehmetali.demirbas@tg.com.tr
TÜRKİYE MEHMET ORUÇ HİKMETLER İNSAN VE TOPLUM mehmet.oruc@tg.com.tr
TÜRKİYE VEHBİ TÜLEK MEŞHURLARIN SON SÖZLERİ İNSAN VE TOPLUM vehbi.tulek@tg.com.tr
TÜRKİYE ABDULLATİF UYAN MENKIBELER İNSAN VE TOPLUM abdullatif.uyan@tg.com.tr
TÜRKİYE MUHAMMER ERKUL STOP KÜLTÜR-SANAT muammer.erkul@tg.com.tr
TÜRKİYE KEMAL BELGİN SPOR kemal.belgin@tg.com.tr
TÜRKİYE HALİL DELİCE DELİCE SPOR halil.delice@tg.com.tr
TÜRKİYE ÖCAL ULUÇ SPOR ocal.uluc@tg.com.tr
TÜRKİYE ÖMER FARUK ÜNAL HAKEM ODASI SPOR omerfaruk.unal@tg.com.tr
VATAN GÜNGÖR MENGİ SİYASET gmengi@gazetevatan.com
VATAN RUHAT MENGİ GÜNCEL rmengi@gazetevatan.com
VATAN ZÜLFÜ LİVANELLİ HAYATA DAİR GÜNCEL zlivanelli@gazetevatan.com
VATAN REHA MUHTAR GÜNCEL rmuhtar@gazetevatan.com
VATAN NECATİ DOĞRU EKONOMİ ndogru@gazetevatan.com
VATAN HAŞMET BABAOĞLU GÜNDEM hasmetb@gazetevatan.com
VATAN İCLAL AYDIN HAYAT GÜZELDİR GÜNDEM iaydin@gazetevatan.com
VATAN OKAY GÖNENSİN SİYASET ogonensin@gazetevatan.com
VATAN SELAHATTİN DUMAN ORTA SAYFA sduman@gazetevatan.com
VATAN MUSTAFA MUTLU GÜNDEM mmutlu@gazetevatan.com
VATAN CAN ATAKLI GÜNDEM catakli@gazetevatan.com
VATAN SÜLEYMAN ATEŞ GÜNCEL suleymanates@gazetevatan.com
VATAN TAYFUN BAYINDIR SPORUN ARKA BAHÇESİ SPOR tbayindir@gazetevatan.com
YENİ ŞAFAK HAYRETTİN KARAMAN GÜNCEL hkaraman@yenisafak.com.tr
YENİ ŞAFAK ALİ BAYRAMOĞLU GÜNCEL alibayramoglu@tnn.net
YENİ ŞAFAK YAŞAR SÜNGÜ EKONOMİ ysungu@yenisafak.com.tr
YENİ ŞAFAK İBRAHİM KAHVECİ EKONOMİ ikahveci@yenisafak.com.tr
YENİ ŞAFAK İBRAHİM KARAGÜL GÜNDEM ibrahimkaragul@gmail.com
YENİ ŞAFAK TAHA KIVANÇ GÜNDEM tahakivanc@hotmail.com
YENİ ŞAFAK YASİN DOĞAN GÜNDEM ydogan@yenisafak.com.tr
YENİ ŞAFAK YUSUF KAPLAN GÜNDEM ykaplan@yenisafak.com.tr
YENİ ŞAFAK TAMER KORKMAZ POLİTİKA tkorkmaz@yenisafak.com.tr
YENİ ŞAFAK FEHMİ KORU POLİTİKA f.koru@hotmail.com
YENİ ŞAFAK SALİH TUNA SAĞLIK stuna@yenisafak.com.tr
YENİ ŞAFAK MEHET ŞEKER YORUM mseker@yenisafak.com.tr
YENİ ŞAFAK BEKİR HAZAR TELEVİZYON bhazar@yenisafak.com.tr
YENİ ŞAFAK OSMAN TAMBURACI OMBUDSMAN SPOR otanburaci@yenisafak.com.tr
YENİÇAĞ ÖZCAN YENİÇERİ BALBAL GÜNCEL yeniceriozcan@yahoo.com
YENİÇAĞ SAVAŞ SÜZAL DIŞ HABER ssuzal@verizon.net
YENİÇAĞ SELCAN TAŞÇI MEDYA POLEMİK MEDYA mp@yenicaggazetesi.com.tr
YENİÇAĞ DURMUŞ HOCAOĞLU ANALİZ YORUM durmushocaoglu@ttnet.net.tr
YENİÇAĞ NADİM MACİT AÇI-YORUM GÜNCEL n_macit@yahoo.cm
YENİÇAĞ SABAHATTİN ÖNKİBAR POLİTİKA GÜNLÜĞÜ GÜNCEL sonkibar@gmail.com
YENİÇAĞ ALTEMUR KILIÇ UFUK TURU GÜNCEL altemurkilic@ttmail.com
YENİÇAĞ İSRAFİL K.KUMBASAR SICAK TAKİP GÜNCEL israfilkumbasar@yenicaggazetesi.com.tr
YENİÇAĞ ARSLAN BULUT YAZIT GÜNCEL arslanbulut@yenicaggazetesi.com.tr
YENİÇAĞ AHMET ÜNAL GÜNCEL eahmetunal@gmail.com
YENİÇAĞ AHMET SEVGİ SEVGİ GÖZÜYLE TARİH VE KÜLTÜR ahsevgi@selcuk.edu.tr
ZAMAN MELİH ARAT İŞ FIRSATLARI EKONOMİ m.arat@zaman.com.tr
ZAMAN ABDULLAH AYMAZ AİLE-SAĞLIK a.aymaz@zaman.com.tr
ZAMAN SELİM İLERİ KÜLTÜR-SANAT s.ileri@zaman.com.tr
ZAMAN FİKRET ERTAN DIŞ HABERLER f.ertan@zaman.com.tr
ZAMAN MUSTAFA ÜNAL YORUM m.unal@zaman.com.tr
ZAMAN HİLMİ YAVUZ YORUM h.yavuz@zaman.com.tr
ZAMAN MÜMTAZ'ER TÜRKÖNE YORUM m.turkone@zaman.com.tr
ZAMAN HAMDULLAH ÖZTÜRK YORUM h.ozturk@zaman.com.tr
ZAMAN ATIF KEÇECİ SPOR a.kececi@zaman.com.tr
ZAMAN ZEKİ ÇOL SPOR z.col@zaman.com.tr
ZAMAN AHMET ÇAKIR SPOR a.cakir@zaman.com.tr
MEDYA İRTİBAT ADRESLERİ
>
NTV 335 00 00 METE ÇUBUKÇU HABER SERVİSİ MÜDÜRÜ mete.cubukcu@ntv.com.tr Eski Büyükdere caddesi USO Center no:59 MASLAK
FEVZİ YENİÇERİ HABER SERVİSİ MÜDÜR YARDIMCISI fevzi.yeniceri@ntv.com.tr Eski Büyükdere caddesi USO Center no:59 MASLAK
MİRGÜN CABAS EDİTÖR mirgun.cabas@ntv.com.tr Eski Büyükdere caddesi USO Center no:59 MASLAK
SHOW TV
355 01 01 MURAT DEMİREL GENEL YAYIN YÖNETMENİ murat.demirel@showtv.com.tr Yapı Kredi Plaza E Blok
AYHAN BÖLÜKBAŞI HABER KOORDİNATÖRÜ ayhan.bolukbası@showtv.com.tr Yapı Kredi Plaza E Blok
ALPARSLAN AKKUŞ HABER SERVİSİ MÜDÜRÜ alparslan.akkus@showtv.com.tr Yapı Kredi Plaza E Blok
OZAN PEZEK EDİTÖR ozan.pezek@showtv.com.tr Yapı Kredi Plaza E Blok
RIDVAN BIYIK HABER MUHABİRİ rıdvan.bıyık@showtv.com.tr Yapı Kredi Plaza E Blok
FIRAT ÇATBAŞ HABER MUHABİRİ fırat.catbas@showtw.com.tr Yapı Kredi Plaza E Blok
DERYA BOZDİNÇ HABER MUHABİRİ derya.bozdinc@showtv.com.tr Yapı Kredi Plaza E Blok
SKY TÜRK
449 07 00 FİKRET BULUT HABER SERVİSİ MÜDÜRÜ fikret.bulut@skyturk.tv Merkezefendi Mahellesi Davutpaşa Caddesi No: 34
MUSTAFA ÇELEBİ EDİTÖR mustafa.celebi@skyturk.tv Merkezefendi Mahellesi Davutpaşa Caddesi No: 34
MUHARREM YILDIZ EDİTÖR muharrem.yıldız@skyturk.tv Merkezefendi Mahellesi Davutpaşa Caddesi No: 34
RECEP BOLAT EDİTÖR recep.bolat@skyturk.tv Merkezefendi Mahellesi Davutpaşa Caddesi No: 34
BURCU BENEK MUHABİR burcu.benek@skyturk.tv Merkezefendi Mahellesi Davutpaşa Caddesi No: 34
MERVE AYHAN MUHABİR merve.ayhan@skyturk.tv Merkezefendi Mahellesi Davutpaşa Caddesi No: 34
ATV
354 30 00 HAKAN GÜLTEKİN HABER MÜDÜRÜ/ İ. ŞEFİ h.gultekin@atv.com.tr
MÜCAHİT OKUR EDİTÖR m.okur@atv.com.tr
FERKUT BOZKURT EDİTÖR f.bozkurt@atv.com.tr
NİLGÜN ÖZDAĞ EDİTÖR n.ozdag@atv.com.tr
FERHAT UÇAR MUHABİR f.ucar@atv.com.tr
IŞIL ÖZDEM MUHABİR ı.ozdem@atv.com.tr
TV 8
288 51 52 GÜRCAN ÇİLESİZ HABER SERVİSİ MÜDÜRÜ haber@tv8.com.tr
DEMET SOYSAL HABER SERVİSİ MÜDÜR YARDIMCISI haber@tv8.com.tr
MURAT KARATAŞ HABER MUHABİRİ haber@tv8.com.tr
İSMAİL ERDEN HABER MUHABİRİ haber@tv8.com.tr
BİLGE YAVUZ HABER MUHABİRİ haber@tv8.com.tr
FOX
454 56 00 KUBİLAY TÜMEN HABER SERVİSİ MÜDÜRÜ kubilay.tumen@fox.com.tr
EYÜP KARASAKAL İSTİHBARAT ŞEFİ eyup.karasakal@fox.com.tr
MERAL TOSUN HABER MUHABİRİ meral.tosun@fox.com.tr
FATİH ERENER HABER MUHABİRİ fatih.erener@fox.com.tr
KANAL 1
313 69 00 BÜLENT GÜLTEKİN HABER SERVİSİ MÜDÜRÜ bulentgultekin@kanal1.com.tr
OZAY ŞENDUR HABER KOORDİNATÖRÜ osendur@kanal1.com.tr
SUAT YILMAZ İSTİHBARAT ŞEFİ suat@kanal1.com.tr
EMRAH GÜRSOY MUHABİR egursoy@kanal1.com.tr
KANAL TÜRK
274 50 50 TARIK TOROS HABER SERVİSİ MÜDÜRÜ tarık.toros@kanalturk.com.tr
OĞUZ USLUER HABER KOORDİNATÖRÜ oguz.usluer@kanalturk.com.tr
DİLEK ÖZGÜL HABER MUHABİRİ dilek.ozgul@kanalturk.com.tr
STAR TV
413 50 00 UĞUR DÜNDAR ANCHORMAN ugur.dundar@startv.com.tr
YILMAZ ÖZDİL HABER GENEL MÜDÜRÜ yılmaz.ozdıl@startv.com.tr
MUSTAFA SAĞLAMER HABER KOORDİNATÖRÜ mustafa.sağlamer@startv.com.tr
ÜNAL OYMAK İSTİHBARAT ŞEFİ unal.oymak@startv.com.tr
EMİNE MUNYAR EKONOMİ EDİTÖRÜ emine.uyar@startv.com.tr
KANAL 24
496 20 00 YÜKSEL ALTINTAŞ HABER KOORDİNATÖRÜ yukselaltıntas@yirmidort.tv
ÖMER ÖZKÖK EDİTÖR omerozkok@yirmidort.tv
TARIK OKAYGÜN EDİTÖR tarikokaygun@yirmidort.tv
ARUKAN ŞANCI EDİTÖR arukansancı@yirmidort.tv
MURAT YANCI EDİTÖR muratyanci@yirmidort.tv
VAKKAS AKSU MUHABİR vakkasaksu@yirmidort.tv
SEMİH SATIROĞLU MUHABİR semihsatiroglu@yirmidort.tv
PINAR HORTOĞLU MUHABİR pinarhortoglu@yirmidort.tv
TRT
232 00 00 SELVER GÖZÜAÇIK EKONOMİ/HABER SERVİSİ MÜDÜRÜ selver.gozuacık@trt.net.tr
ENGİN BAŞÇI MUHABİR engin.bascı@trt.net.tr
GÖKSAL GÖKÇE MUHABİR goksal.gokce@trt.net.tr
ERKAN TURHAN MUHABİR erkan.turhan@trt.net.tr
GÖNÜL GEZBUL MUHABİR gonul.gezbul@trt.net.tr
ÖZLEM COŞAR MUHABİR ozlem.cosar@trt.net.tr
CNN TÜRK
413 56 00 SUAT TOkTAŞ HABER SERVİSİ MÜDÜRÜ suatt@cnnturk.com.tr
CENGİZ ERTAN İSTANBUL HABER KOORDİNATÖRÜ cengize@cnnturk.com.tr
GÖKSAL GÖKSU HABER MUHABİRİ goksalg@cnnturk.com.tr
HÜSEYİN YILMAZ HABER MUHABİRİ huseyiny@cnnturk.com.tr
KANAL D
413 51 11 MUSTAFA AŞÇIOĞLU HABER SERVİSİ MÜDÜRÜ mascıoglu@kanald.com.tr
UYGAR EREMEKTAR HABER KOORDİNATÖRÜ ueremektar@kanald.com.tr
ORKUN ÜN HABER MUHABİRİ orkunes@kanald.com.tr
EXPO CHANNEL
465 79 49 MAHMUT RUŞEN PROGRAM ve YAYIN MÜDÜRÜ mrusen@expochanneltv.com
ONURSAL ERBAŞ YAYIN KOORDİNATÖRÜ oerbas@jcturk.com
MUSTAFA URLU İSTİHBARAT ŞEFİ mustafaurlu@jcturk.com
AA
513 10 90 FATİH SÜRMELİ İSTİHBARAT ŞEFİ istanbul@aa.com.tr
HASAN KÖSEOĞLU MUHABİR istanbul@aa.com.tr
EREN COŞKUN MUHABİR istanbul@aa.com.tr
NESİMİ ERGÜNÜ MUHABİR istanbul@aa.com.tr
NURAY CEVİREL MUHABİR istanbul@aa.com.tr
NURHAN ÇORLU MUHABİR istanbul@aa.com.tr
NEVBAHAR KABAK MUHABİR istanbul@aa.com.tr
CHA
551 54 41 CEMALETTİN ÇANDIR İSTİHBARAT ŞEFİ c.candır@cihan.com.tr
HAKAN İNCE HABER MÜDÜRÜ h.ince@cihan.com.tr,
BARAN TAŞ MUHABİR b.tas@cihan.com.tr
LİG TV
326 00 00 AYRI BİR HABER SERVİSİ YOK SPOR SERVİSİ AYNI ZAMANDA HABERLERİ HAZIRLIYOR
CNBC- E
335 00 00 AYRI BİR HABER SERVİSİ YOK EKONOMİ SERVİSİ AYNI ZAMANDA HABERLERİ HAZIRLIYOR.
NTV SPOR
335 00 00 AYRI BİR HABER SERVİSİ YOK SPOR SERVİSİ AYNI ZAMANDA HABERLERİ HAZIRLIYOR.
KANAL 7
612 90 90 NAYMİYE YILMAZ HABER DAİRESİ BAŞKANI nyilmaz@kanal7.com
İBRAHİM ERDOĞAN HABER KOORDİNATÖRÜ ierdogan@kanal7.com
AHMET GEMİCİ HABER MUHABİRİ gemici@kanal7.com
EMİNE OKUMUŞ HABER MUHABİRİ eminekaradere@kanal7.com
SABRİ ÇELEBİOĞLU HABER MUHABİRİ celebioğlu@kanal7.com
BAHADIR AÇIKEL HABER MUHABİRİ bahadır.acıkel@kanal7.com
GONCA BAĞBÜR HABER MUHABİRİ gonca.bagbur@kanal7.com
DHA
413 55 55 MUSTAFA ERDOĞAN HABER SERVİSİ MÜDÜRÜ dhaistanbui@dha.com.tr
STV
(216) 524 95 24 AHMET TORUN HABER SERVİSİ MÜDÜRÜ atorun@samanyolu.tv
ALİ DEMİRER İSTİHBARAT ŞEFİ ademirer@samanyolu.tv
METİN YIKAR HABER KOORDİNATÖRÜ myıkar@samanyolu.tv
AHMET DOĞAN HABER MUHABİRİ adogan@samanyolu.tv
LEVENT AK HABER MUHABİRİ lak@samanyolu.tv
SİNAN GİRGİN HABER MUHABİRİ sgirgin@samanyolu.tv
TGRT HABER
454 70 70 MURAT ARVAS HABER SERVİSİ MÜDÜRÜ murat.arvas@tgrthaber.com.tr
GÜNAY KANTAŞ HABER KOORDİNATÖRÜ gunay.kantas@tgrthaber.com.tr
EKREM ÇALKILIÇ HABER MUHABİRİ ekrem.calkılıc@tgrthaber.com.tr
ÖMER ÇAĞLAK HABER MUHABİRİ omer.caglak@tgrthaber.com.tr
İHA
454 33 33 ÖMER KILIÇ HABER SERVİSİ MÜDÜRÜ omer.kılıc@iha.com.tr
FARUK AYDEMİR EDİTÖR faruk.aydemir@iha.com.tr
HABER TÜRK
313 60 60 ALİ GÜVEN HABER MÜDÜRÜ aliguven@haberturk.com,
dahili 6247 CANSEL POYRAZ PLANLAMA VE İSTİHBARAT SORUMLUSU canselpoyraz@haberturk.com
TBMM Elektronik Posta Adresleri Listesi
Türkiye Büyük Millet Meclisi Milletvekilleri
Elektronik Posta Adresleri Listesi
Kürşat ATILGAN ADANA MHP kursat.atilgan@tbmm.gov.tr
Ömer ÇELİK ADANA AK Parti omer.celik@tbmm.gov.tr
Nevingaye ERBATUR ADANA CHP gaye.erbatur@tbmm.gov.tr
Dengir Mir Mehmet FIRAT ADANA AK Parti dengirmir@tbmm.gov.tr
Fatoş GÜRKAN ADANA AK Parti fatos.gurkan@tbmm.gov.tr
Hulusi GÜVEL ADANA CHP hulusi.guvel@tbmm.gov.tr
Vahit KİRİŞCİ ADANA AK Parti vahit.kirisci@tbmm.gov.tr
Ali KÜÇÜKAYDIN ADANA AK Parti ali.kucukaydin@tbmm.gov.tr
Tacidar SEYHAN ADANA CHP tacidar.seyhan@tbmm.gov.tr
Yılmaz TANKUT ADANA MHP yilmaz.tankut@tbmm.gov.tr
Necdet ÜNÜVAR ADANA AK Parti necdet.unuvar@tbmm.gov.tr
Muharrem VARLI ADANA MHP muharrem.varli@tbmm.gov.tr
Mustafa VURAL ADANA DSP mustafa.vural@tbmm.gov.tr
Ahmet AYDIN ADIYAMAN AK Parti ahmetaydin@tbmm.gov.tr
Mehmet ERDOĞAN ADIYAMAN AK Parti mehmeterdogan02@tbmm.gov.tr
Şevket GÜRSOY ADIYAMAN AK Parti sevket.gursoy@tbmm.gov.tr
Fehmi Hüsrev KUTLU ADIYAMAN AK Parti husrevkutlu@tbmm.gov.tr
Sait AÇBA AFYONKARAHİSAR AK Parti sait.acba@tbmm.gov.tr
Abdülkadir AKCAN AFYONKARAHİSAR MHP abdulkadir.akcan@tbmm.gov.tr
Zekeriya ASLAN AFYONKARAHİSAR AK Parti zekeriya.aslan@tbmm.gov.tr
Halil AYDOĞAN AFYONKARAHİSAR AK Parti halil.aydogan@tbmm.gov.tr
Veysel EROĞLU AFYONKARAHİSAR AK Parti veyseleroglu@tbmm.gov.tr
Ahmet KOCA AFYONKARAHİSAR AK Parti ahmet.koca@tbmm.gov.tr
Halil ÜNLÜTEPE AFYONKARAHİSAR CHP halil.unlutepe@tbmm.gov.tr
Mehmet Hanifi ALIR AĞRI AK Parti mehmet.hanifi.alir@tbmm.gov.tr
Abdulkerim AYDEMİR AĞRI AK Parti kaydemir@tbmm.gov.tr
Cemal KAYA AĞRI AK Parti cemal.kaya@tbmm.gov.tr
Ruhi AÇIKGÖZ AKSARAY AK Parti ruhi.acikgoz@tbmm.gov.tr
Osman ERTUĞRUL AKSARAY MHP osman.ertugrul@tbmm.gov.tr
Zekeriya AKINCI ANKARA CHP zekeriya.akinci@tbmm.gov.tr
Yılmaz ATEŞ ANKARA CHP yilmaz.ates@tbmm.gov.tr
Nesrin BAYTOK ANKARA CHP nesrin.baytok@tbmm.gov.tr
Tekin BİNGÖL ANKARA CHP tekin.bingol@tbmm.gov.tr
Zeynep DAĞI ANKARA AK Parti dagi@tbmm.gov.tr
Bülent GEDİKLİ ANKARA AK Parti bulentgedikli@tbmm.gov.tr
Mehmet Emrehan HALICI ANKARA DSP emrehan.halici@tbmm.gov.tr
Haluk İPEK ANKARA AK Parti haluk.ipek@tbmm.gov.tr
Salih KAPUSUZ ANKARA AK Parti salih.kapusuz@tbmm.gov.tr
Faruk KOCA ANKARA AK Parti faruk.koca@tbmm.gov.tr
Hakkı Suha OKAY ANKARA CHP hakki.suha.okay@tbmm.gov.tr
Mehmet Zekai ÖZCAN ANKARA AK Parti zekai.ozcan@tbmm.gov.tr
Nazmi Haluk ÖZDALGA ANKARA AK Parti haluk.ozdalga@tbmm.gov.tr
Mustafa Cihan PAÇACI ANKARA MHP cpacaci@tbmm.gov.tr
Mücahit PEHLİVAN ANKARA DSP mpehlivan@tbmm.gov.tr
Yıldırım Tuğrul TÜRKEŞ ANKARA MHP ytugrulturkes@tbmm.gov.tr
Mustafa Said YAZICIOĞLU ANKARA AK Parti mustafa.said.yazicioglu@tbmm.gov.tr
Sadık BADAK ANTALYA AK Parti badak@tbmm.gov.tr
Mevlüt ÇAVUŞOĞLU ANTALYA AK Parti cavusoglu@tbmm.gov.tr
Hüsnü ÇÖLLÜ ANTALYA CHP husnucollu@tbmm.gov.tr
Atila EMEK ANTALYA CHP atila.emek@tbmm.gov.tr
Mehmet GÜNAL ANTALYA MHP mehmet.gunal@tbmm.gov.tr
Yusuf Ziya İRBEÇ ANTALYA AK Parti irbec@tbmm.gov.tr
Osman KAPTAN ANTALYA CHP osman.kaptan@tbmm.gov.tr
Tayfur SÜNER ANTALYA CHP tayfur.suner@tbmm.gov.tr
Tunca TOSKAY ANTALYA MHP tunca.toskay@tbmm.gov.tr
Saffet KAYA ARDAHAN AK Parti saffet.kaya@tbmm.gov.tr
Ensar ÖĞÜT ARDAHAN CHP ensar.ogut@tbmm.gov.tr
Mehmet Fatih ATAY AYDIN CHP fatihatay@tbmm.gov.tr
Özlem ÇERÇİOĞLU AYDIN CHP ozlem.cercioglu@tbmm.gov.tr
Atilla KOÇ AYDIN AK Parti atilla.koc@tbmm.gov.tr
Ali UZUNIRMAK AYDIN MHP aliuzunirmak@tbmm.gov.tr
Ayşe AKBAŞ BALIKESİR AK Parti ayseakbas@tbmm.gov.tr
Ergün AYDOĞAN BALIKESİR CHP ergun.aydogan@tbmm.gov.tr
Hüseyin PAZARCI BALIKESİR DSP hpazarci@tbmm.gov.tr
Ali Osman SALİ BALIKESİR AK Parti ali.osman.sali@tbmm.gov.tr
Ahmet Edip UĞUR BALIKESİR AK Parti edip.ugur@tbmm.gov.tr
Yılmaz TUNÇ BARTIN AK Parti yilmaz.tunc@tbmm.gov.tr
Muhammet Rıza YALÇINKAYA BARTIN CHP muhammet.riza.yalcinkaya@tbmm.gov.tr
Mehmet Emin EKMEN BATMAN AK Parti eminekmen@tbmm.gov.tr
Ahmet İNAL BATMAN AK Parti ahmetinal@tbmm.gov.tr
Fetani BATTAL BAYBURT AK Parti fetani.battal@tbmm.gov.tr
Fahrettin POYRAZ BİLECİK AK Parti fahrettin.poyraz@tbmm.gov.tr
Yaşar TÜZÜN BİLECİK CHP yasar.tuzun@tbmm.gov.tr
Kazim ATAOĞLU BİNGÖL AK Parti kazim.ataoglu@tbmm.gov.tr
Yusuf COŞKUN BİNGÖL AK Parti yusuf.coskun@tbmm.gov.tr
Cevdet YILMAZ BİNGÖL AK Parti cevdet.yilmaz@tbmm.gov.tr
Vahit KİLER BİTLİS AK Parti vahit.kiler@tbmm.gov.tr Cemal TAŞAR BİTLİS AK Parti ctasar@tbmm.gov.tr
Yüksel COŞKUNYÜREK BOLU AK Parti y.coskunyurek@tbmm.gov.tr
Fatih METİN BOLU AK Parti fatih.metin@tbmm.gov.tr
Mehmet ALP BURDUR AK Parti mehmet.alp@tbmm.gov.tr
Bayram ÖZÇELİK BURDUR AK Parti bayram.ozcelik@tbmm.gov.tr
Ramazan Kerim ÖZKAN BURDUR CHP r.kerim.ozkan@tbmm.gov.tr
Canan CANDEMİR ÇELİK BURSA AK Parti canan.candemir.celik@tbmm.gov.tr
Faruk ÇELİK BURSA AK Parti faruk.celik@tbmm.gov.tr
Kemal DEMİREL BURSA CHP kemal.demirel@tbmm.gov.tr
Hamza Hamit HOMRİŞ BURSA MHP hamit.homris@tbmm.gov.tr
Sedat KIZILCIKLI BURSA AK Parti sedat.kizilcikli@tbmm.gov.tr
Ali KOYUNCU BURSA AK Parti alikoyuncu@tbmm.gov.tr
Ali KUL BURSA AK Parti ali.kul@tbmm.gov.tr
Mehmet OCAKDEN BURSA AK Parti mehmet.ocakden@tbmm.gov.tr
Onur Başaran ÖYMEN BURSA CHP onur.oymen@tbmm.gov.tr
Necati ÖZENSOY BURSA MHP necati.ozensoy@tbmm.gov.tr
Abdullah ÖZER BURSA CHP abdullah.ozer@tbmm.gov.tr
Mehmet Emin TUTAN BURSA AK Parti metutan@tbmm.gov.tr
Mustafa Kemal CENGİZ ÇANAKKALE MHP m.kemalcengiz@tbmm.gov.tr
Ahmet KÜÇÜK ÇANAKKALE CHP ahmet.kucuk@tbmm.gov.tr
Nurettin AKMAN ÇANKIRI AK Parti nurettinakman@akparti.org.tr
Ahmet BUKAN ÇANKIRI MHP ahmet.bukan@tbmm.gov.tr
Suat KINIKLIOĞLU ÇANKIRI AK Parti kiniklioglu@tbmm.gov.tr
Ahmet AYDOĞMUŞ ÇORUM AK Parti ahmet.aydogmus@tbmm.gov.tr
Cahit BAĞCI ÇORUM AK Parti cahit.bagci@tbmm.gov.tr
Ağah KAFKAS ÇORUM AK Parti agah.kafkas@tbmm.gov.tr
Murat YILDIRIM ÇORUM AK Parti murat.yildirim@tbmm.gov.tr
Emin Haluk AYHAN DENİZLİ MHP emin.haluk.ayhan@tbmm.gov.tr
Mithat EKİCİ DENİZLİ AK Parti mithat.ekici@tbmm.gov.tr
Mehmet Salih ERDOĞAN DENİZLİ AK Parti salih.erdogan@tbmm.gov.tr
Ali Rıza ERTEMÜR DENİZLİ CHP ali.riza.ertemur@tbmm.gov.tr
Selma Aliye KAVAF DENİZLİ AK Parti selmakavaf@tbmm.gov.tr
M. İhsan ARSLAN DİYARBAKIR AK Parti ihsanarslan@tbmm.gov.tr
Akın BİRDAL DİYARBAKIR DTP akin.birdal@tbmm.gov.tr
Selahattin DEMİRTAŞ DİYARBAKIR DTP selahattin.demirtas@tbmm.gov.tr
Mehmet Mehdi EKER DİYARBAKIR AK Parti mehdieker@tbmm.gov.tr
Gültan KIŞANAK DİYARBAKIR DTP gultan.kisanak@tbmm.gov.tr
Abdurrahman KURT DİYARBAKIR AK Parti abdurrahmankurt@tbmm.gov.tr
Ali İhsan MERDANOĞLU DİYARBAKIR AK Parti ali.ihsan.merdanoglu@tbmm.gov.tr
Celal ERBAY DÜZCE AK Parti celal.erbay@tbmm.gov.tr
Metin KAŞIKOĞLU DÜZCE AK Parti metin.kasikoglu@tbmm.gov.tr
Necdet BUDAK EDİRNE AK Parti nbudak@tbmm.gov.tr
Rasim ÇAKIR EDİRNE CHP rasim.cakir@tbmm.gov.tr
Bilgin PAÇARIZ EDİRNE CHP bilgin.pacariz@tbmm.gov.tr
Cemaleddin USLU EDİRNE MHP cemaleddin.uslu@tbmm.gov.tr
Mehmet Necati ÇETİNKAYA ELAZIĞ AK Parti necati.cetinkaya@tbmm.gov.tr
Feyzi İŞBAŞARAN ELAZIĞ AK Parti feyziisbasaran@tbmm.gov.tr
Tahir ÖZTÜRK ELAZIĞ AK Parti tahir.ozturk@tbmm.gov.tr
Hamza YANILMAZ ELAZIĞ AK Parti hamza.yanilmaz@tbmm.gov.tr
Binali YILDIRIM ERZİNCAN AK Parti binali.yildirim@tbmm.gov.tr
Muhyettin AKSAK ERZURUM AK Parti muhyettin.aksak@tbmm.gov.tr
Fazilet DAĞCI ÇIĞLIK ERZURUM AK Parti fazilet.ciglik@tbmm.gov.tr
Muzaffer GÜLYURT ERZURUM AK Parti muzaffer.gulyurt@tbmm.gov.tr
Beytullah ASİL ESKİŞEHİR MHP beytullahasil@tbmm.gov.tr
Hüseyin Tayfun İÇLİ ESKİŞEHİR DSP tayfun.icli@tbmm.gov.tr
Hasan Murat MERCAN ESKİŞEHİR AK Parti mercan@tbmm.gov.tr
Emin Nedim ÖZTÜRK ESKİŞEHİR AK Parti nedim.ozturk@tbmm.gov.tr
Fehmi Murat SÖNMEZ ESKİŞEHİR CHP murat.sonmez@tbmm.gov.tr
Kemal UNAKITAN ESKİŞEHİR AK Parti unakitan@tbmm.gov.tr
Mahmut DURDU GAZİANTEP AK Parti mahmut.durdu@tbmm.gov.tr
Mehmet ERDOĞAN GAZİANTEP AK Parti mehmeterdogan@tbmm.gov.tr
İbrahim Halil MAZICIOĞLU GAZİANTEP AK Parti halilmazicioglu@tbmm.gov.tr
Özlem MÜFTÜOĞLU GAZİANTEP AK Parti ozlem.muftuoglu@tbmm.gov.tr
Mehmet SARI GAZİANTEP AK Parti mehmet.sari@tbmm.gov.tr
Nurettin CANİKLİ GİRESUN AK Parti nurettin.canikli@tbmm.gov.tr
Murat ÖZKAN GİRESUN MHP murat.ozkan@tbmm.gov.tr
Ali TEMÜR GİRESUN AK Parti ali.temur@tbmm.gov.tr
Kemalettin AYDIN GÜMÜŞHANE AK Parti kemalettinaydin@tbmm.gov.tr
Yahya DOĞAN GÜMÜŞHANE AK Parti yahya.dogan@tbmm.gov.tr
Hamit GEYLANİ HAKKARİ DTP hamit.geylani@tbmm.gov.tr
Abdulmuttalip ÖZBEK HAKKARİ AK Parti abdulmuttalipozbek@tbmm.gov.tr
Rüstem ZEYDAN HAKKARİ AK Parti rustem.zeydan@tbmm.gov.tr
Fuat ÇAY HATAY CHP fuat.cay@tbmm.gov.tr
Gökhan DURGUN HATAY CHP gokhan.durgun@tbmm.gov.tr
Sadullah ERGİN HATAY AK Parti sadullah.ergin@tbmm.gov.tr
Abdülhadi KAHYA HATAY AK Parti abdulhadi.kahya@tbmm.gov.tr
Mustafa ÖZTÜRK HATAY AK Parti mustafa.ozturk@tbmm.gov.tr
Abdulaziz YAZAR HATAY CHP aziz.yazar@tbmm.gov.tr
Ali GÜNER IĞDIR AK Parti ali.guner@tbmm.gov.tr
Süreyya Sadi BİLGİÇ ISPARTA AK Parti sureyya.sadi.bilgic@tbmm.gov.tr
Mevlüt COŞKUNER ISPARTA CHP mevlut.coskuner@tbmm.gov.tr
Mehmet Sait DİLEK ISPARTA AK Parti mehmet.sait.dilek@tbmm.gov.tr
Haydar Kemal KURT ISPARTA AK Parti haydar.kemal.kurt@tbmm.gov.tr
Ayşe Jale AĞIRBAŞ İSTANBUL DSP aysejaleagirbas@tbmm.gov.tr
Abdülkadir AKSU İSTANBUL AK Parti abdulkadir.aksu@tbmm.gov.tr
Güldal AKŞİT İSTANBUL AK Parti guldal.aksit@tbmm.gov.tr
Mustafa ATAŞ İSTANBUL AK Parti mustafa.atas@tbmm.gov.tr
Lokman AYVA İSTANBUL AK Parti lokman.ayva@tbmm.gov.tr
Egemen BAĞIŞ İSTANBUL AK Parti egemen.bagis@tbmm.gov.tr
Ayşe Nur BAHÇEKAPILI İSTANBUL AK Parti ayse.nur.bahcekapili@tbmm.gov.tr
Alaattin BÜYÜKKAYA İSTANBUL AK Parti alaattin.buyukkaya@tbmm.gov.tr
Alev DEDEGİL İSTANBUL AK Parti alev.dedegil@tbmm.gov.tr
Mehmet Beyazıt DENİZOLGUN İSTANBUL AK Parti mehmet.denizolgun@tbmm.gov.tr
Mehmet DOMAÇ İSTANBUL AK Parti mdomac@tbmm.gov.tr
İdris GÜLLÜCE İSTANBUL AK Parti idrisgulluce@tbmm.gov.tr
İrfan GÜNDÜZ İSTANBUL AK Parti irfan.gunduz@tbmm.gov.tr
Ünal KACIR İSTANBUL AK Parti unal.kacir@tbmm.gov.tr
Canan KALSIN İSTANBUL AK Parti canan.kalsin@tbmm.gov.tr
Birgen KELEŞ İSTANBUL CHP birgen.keles@tbmm.gov.tr
İlhan KESİCİ İSTANBUL CHP ilhankesici@tbmm.gov.tr
Kemal KILIÇDAROĞLU İSTANBUL CHP kemal.kilicdaroglu@tbmm.gov.tr
Feyzullah KIYIKLIK İSTANBUL AK Parti feyzullahkiyiklik@tbmm.gov.tr
Esfender KORKMAZ İSTANBUL CHP esfenderkorkmaz@tbmm.gov.tr
Hasan MACİT İSTANBUL DSP hasan.macit@tbmm.gov.tr
Mithat MELEN İSTANBUL MHP mithat.melen@tbmm.gov.tr
Mesude Nursuna MEMECAN İSTANBUL AK Parti nursuna.memecan@tbmm.gov.tr
Bayramali MERAL İSTANBUL CHP bayram.meral@tbmm.gov.tr
Hüseyin MERT İSTANBUL DSP huseyin.mert@tbmm.gov.tr
Mehmet MÜEZZİNOĞLU İSTANBUL AK Parti mehmet.muezzinoglu@tbmm.gov.tr
Şinasi ÖKTEM İSTANBUL CHP sinasi.oktem@tbmm.gov.tr
Mehmet Ali ÖZPOLAT İSTANBUL CHP mehmet.ali.ozpolat@tbmm.gov.tr
Mustafa ÖZYÜREK İSTANBUL CHP mustafa.ozyurek@tbmm.gov.tr
Özlem PİLTANOĞLU TÜRKÖNE İSTANBUL AK Parti ozlem.turkone@tbmm.gov.tr
Mehmet SEKMEN İSTANBUL AK Parti mehmet.sekmen@tbmm.gov.tr
Fatma Nur SERTER İSTANBUL CHP fatma.nur.serter@tbmm.gov.tr
Mehmet SEVİGEN İSTANBUL CHP mehmet.sevigen@tbmm.gov.tr
Çetin SOYSAL İSTANBUL CHP cetinsoysal@tbmm.gov.tr
Edibe SÖZEN İSTANBUL AK Parti edibesozen@tbmm.gov.tr
Ümit ŞAFAK İSTANBUL MHP umit.safak@tbmm.gov.tr
İdris Naim ŞAHİN İSTANBUL AK Parti idris.naim.sahin@tbmm.gov.tr
Bihlun TAMAYLIGİL İSTANBUL CHP bihlun.tamayligil@tbmm.gov.tr
Ali TOPUZ İSTANBUL CHP ali.topuz@tbmm.gov.tr
Durmuşali TORLAK İSTANBUL MHP ali.torlak@tbmm.gov.tr
Sebahat TUNCEL İSTANBUL DTP sebahat.tuncel@tbmm.gov.tr
Mehmet Ufuk URAS İSTANBUL ÖDP ufukuras@tbmm.gov.tr
Süleyman YAĞIZ İSTANBUL DSP suleyman.yagiz@tbmm.gov.tr
Hasan Kemal YARDIMCI İSTANBUL AK Parti hasan.kemal.yardimci@tbmm.gov.tr
Sacid YILDIZ İSTANBUL CHP sacid.yildiz@tbmm.gov.tr
Kıvılcım Kemal ANADOL İZMİR CHP kemal.anadol@tbmm.gov.tr
Cânân ARİTMAN İZMİR CHP canan.aritman@tbmm.gov.tr
Selçuk AYHAN İZMİR CHP selcuk.ayhan@tbmm.gov.tr
Şenol BAL İZMİR MHP senol.bal@tbmm.gov.tr
Bülent BARATALI İZMİR CHP bulent.baratali@tbmm.gov.tr
Recai BİRGÜN İZMİR DSP recaibirgun@tbmm.gov.tr
Fatma Seniha Nükhet HOTAR GÖKSEL İZMİR AK Parti nukhet.hotar@tbmm.gov.tr
İsmail KATMERCİ İZMİR AK Parti ismailkatmerci@tbmm.gov.tr
Oğuz OYAN İZMİR CHP oyan@tbmm.gov.tr
Harun ÖZTÜRK İZMİR DSP harun.ozturk@tbmm.gov.tr
Mehmet Ali SUSAM İZMİR CHP mehmet.ali.susam@tbmm.gov.tr
Mehmet Sayım TEKELİOĞLU İZMİR AK Parti mehmet.tekelioglu@tbmm.gov.tr
Oktay VURAL İZMİR MHP oktay.vural@tbmm.gov.tr
Tuğrul YEMİŞCİ İZMİR AK Parti tugrul.yemisci@tbmm.gov.tr
Fatih ARIKAN KAHRAMANMARAŞ AK Parti fatih.arikan@tbmm.gov.tr
Veysi KAYNAK KAHRAMANMARAŞ AK Parti veysikaynak@tbmm.gov.tr
Durdu ÖZBOLAT KAHRAMANMARAŞ CHP durdu.ozbolat@tbmm.gov.tr
Mehmet Akif PAKSOY KAHRAMANMARAŞ MHP paksoy@tbmm.gov.tr
Mehmet SAĞLAM KAHRAMANMARAŞ AK Parti mehmet.saglam@tbmm.gov.tr
Cafer TATLIBAL KAHRAMANMARAŞ AK Parti cafer.tatlibal@tbmm.gov.tr
Mehmet CEYLAN KARABÜK AK Parti mehmet.ceylan@tbmm.gov.tr
Mustafa ÜNAL KARABÜK AK Parti mustafa.unal@tbmm.gov.tr
Mevlüt AKGÜN KARAMAN AK Parti mevlutakgun@tbmm.gov.tr
Hasan ÇALIŞ KARAMAN MHP hasan.calis@tbmm.gov.tr
Gürcan DAĞDAŞ KARS MHP g.dagdas@superonline.com
Musa SIVACIOĞLU KASTAMONU AK Parti msivacioglu@tbmm.gov.tr
Mustafa ELİTAŞ KAYSERİ AK Parti mustafa.elitas@tbmm.gov.tr
Yaşar KARAYEL KAYSERİ AK Parti yasar.karayel@tbmm.gov.tr
Mehmet Şevki KULKULOĞLU KAYSERİ CHP msevki.kulkuloglu@tbmm.gov.tr
Ahmet ÖKSÜZKAYA KAYSERİ AK Parti ahmet.oksuzkaya@tbmm.gov.tr
Osman DURMUŞ KIRIKKALE MHP osman.durmus@tbmm.gov.tr
Tansel BARIŞ KIRKLARELİ CHP tansel.baris@tbmm.gov.tr
Turgut DİBEK KIRKLARELİ CHP turgut.dibek@tbmm.gov.tr
Ahmet Gökhan SARIÇAM KIRKLARELİ AK Parti agokhansaricam@tbmm.gov.tr
Mikail ARSLAN KIRŞEHİR AK Parti mikailar@tbmm.gov.tr
Abdullah ÇALIŞKAN KIRŞEHİR AK Parti abdullahcaliskan@tbmm.gov.tr
Metin ÇOBANOĞLU KIRŞEHİR MHP metin.cobanoglu@tbmm.gov.tr
Hüseyin DEVECİOĞLU KİLİS AK Parti huseyin.devecioglu@tbmm.gov.tr
Hasan KARA KİLİS AK Parti hasan.kara@tbmm.gov.tr
Eyüp AYAR KOCAELİ AK Parti eyup.ayar@tbmm.gov.tr
Muzaffer BAŞTOPÇU KOCAELİ AK Parti muzaffer.bastopcu@tbmm.gov.tr
Cumali DURMUŞ KOCAELİ MHP cumali.durmus@tbmm.gov.tr
Hikmet ERENKAYA KOCAELİ CHP hikmet.erenkaya@tbmm.gov.tr
Nihat ERGÜN KOCAELİ AK Parti nihat.ergun@tbmm.gov.tr
Azize Sibel GÖNÜL KOCAELİ AK Parti sibelgonul@tbmm.gov.tr
Fikri IŞIK KOCAELİ AK Parti fikri.isik@tbmm.gov.tr
Osman PEPE KOCAELİ AK Parti osman.pepe@tbmm.gov.tr
Mehmet Cevdet SELVİ KOCAELİ CHP cevdet.selvi@tbmm.gov.tr
Ahmet BÜYÜKAKKAŞLAR KONYA AK Parti ahmetbuyukakkaslar@tbmm.gov.tr
Muharrem CANDAN KONYA AK Parti muharrem.candan@tbmm.gov.tr
Abdullah ÇETİNKAYA KONYA AK Parti abdullah.cetinkaya@tbmm.gov.tr
Orhan ERDEM KONYA AK Parti orhan.erdem@tbmm.gov.tr
Sami GÜÇLÜ KONYA AK Parti sami.guclu@tbmm.gov.tr
Mustafa KABAKCI KONYA AK Parti mustafa.kabakci@tbmm.gov.tr
Mustafa KALAYCI KONYA MHP mustafa.kalayci@tbmm.gov.tr
Kerim ÖZKUL KONYA AK Parti kerim.ozkul@tbmm.gov.tr
Harun TÜFEKCİ KONYA AK Parti harun.tufekci@tbmm.gov.tr
Ayşe TÜRKMENOĞLU KONYA AK Parti ayse.turkmenoglu@tbmm.gov.tr
Soner AKSOY KÜTAHYA AK Parti soner.aksoy@tbmm.gov.tr
İsmail Hakkı BİÇER KÜTAHYA AK Parti ihbicer@tbmm.gov.tr
Alim IŞIK KÜTAHYA MHP alimisik@tbmm.gov.tr
Hüsnü ORDU KÜTAHYA AK Parti husnu.ordu@tbmm.gov.tr
Hüseyin TUĞCU KÜTAHYA AK Parti huseyin.tugcu@tbmm.gov.tr
Ferit Mevlüt ASLANOĞLU MALATYA CHP mevlut.aslanoglu@tbmm.gov.tr
Öznur ÇALIK MALATYA AK Parti oznur.calik@tbmm.gov.tr
Mahmut Mücahit FINDIKLI MALATYA AK Parti mucahit.findikli@tbmm.gov.tr
Fuat ÖLMEZTOPRAK MALATYA AK Parti fuat.olmeztoprak@tbmm.gov.tr
Ömer Faruk ÖZ MALATYA AK Parti omer.faruk.oz@tbmm.gov.tr
Mehmet ŞAHİN MALATYA AK Parti mehmetsahin44@tbmm.gov.tr
Erkan AKÇAY MANİSA MHP erkan.akcay@tbmm.gov.tr
Bülent ARINÇ MANİSA AK Parti bulent.arinc@tbmm.gov.tr
Recai BERBER MANİSA AK Parti recaiberber@tbmm.gov.tr
Mustafa ENÖZ MANİSA MHP mustafa.enoz@tbmm.gov.tr
Ahmet ORHAN MANİSA MHP ahmet.orhan@tbmm.gov.tr
Hüseyin TANRIVERDİ MANİSA AK Parti huseyin.tanriverdi@tbmm.gov.tr
Gönül BEKİN ŞAHKULUBEY MARDİN AK Parti gbekin@tbmm.gov.tr
Süleyman ÇELEBİ MARDİN AK Parti suleyman.celebi@tbmm.gov.tr
Mehmet Halit DEMİR MARDİN AK Parti mehmethalitdemir@tbmm.gov.tr
Cüneyt YÜKSEL MARDİN AK Parti cuneyt.yuksel@tbmm.gov.tr
Akif AKKUŞ MERSİN MHP akif.akkus33@tbmm.gov.tr
Behiç ÇELİK MERSİN MHP behic.celik@tbmm.gov.tr
İsa GÖK MERSİN CHP isagok@tbmm.gov.tr
Ali OKSAL MERSİN CHP ali.oksal@tbmm.gov.tr
Vahap SEÇER MERSİN CHP vahap.secer@tbmm.gov.tr
Kürşad TÜZMEN MERSİN AK Parti ktuzmen@tbmm.gov.tr
Kadir URAL MERSİN MHP kadir.ural@tbmm.gov.tr
Ali ARSLAN MUĞLA CHP ali.arslan@tbmm.gov.tr
Gürol ERGİN MUĞLA CHP gurolergin@tbmm.gov.tr
Yüksel ÖZDEN MUĞLA AK Parti yuksel.ozden@tbmm.gov.tr
Fevzi TOPUZ MUĞLA CHP fevzi.topuz@tbmm.gov.tr
Medeni YILMAZ MUŞ AK Parti medeni.yilmaz@tbmm.gov.tr
Rıtvan KÖYBAŞI NEVŞEHİR AK Parti ritvan.koybasi@tbmm.gov.tr
Muharrem SELAMOĞLU NİĞDE AK Parti muharrem.selamoglu@tbmm.gov.tr
Eyüp FATSA ORDU AK Parti eyup.fatsa@tbmm.gov.tr
Mustafa HAMARAT ORDU AK Parti mustafahamarat@tbmm.gov.tr
Rıdvan YALÇIN ORDU MHP ridvan.yalcin@tbmm.gov.tr
Ayhan YILMAZ ORDU AK Parti ayhan.yilmaz@tbmm.gov.tr
İbrahim Mete DOĞRUER OSMANİYE AK Parti mete.dogruer@tbmm.gov.tr
Ahmet Mesut YILMAZ RİZE Bağımsız mesut.yilmaz@tbmm.gov.tr
Erol Aslan CEBECİ SAKARYA AK Parti erol.a.cebeci@tbmm.gov.tr
Hasan Ali ÇELİK SAKARYA AK Parti hasanali.celik@tbmm.gov.tr
Ayhan Sefer ÜSTÜN SAKARYA AK Parti ayhan.sefer.ustun@tbmm.gov.tr
Recep YILDIRIM SAKARYA AK Parti recep.yildirim@tbmm.gov.tr
Cemal Yılmaz DEMİR SAMSUN AK Parti cemal.yilmaz.demir@tbmm.gov.tr
Mustafa DEMİR SAMSUN AK Parti mustafa.demir@tbmm.gov.tr
Suat KILIÇ SAMSUN AK Parti suat.kilic@tbmm.gov.tr
Ahmet YENİ SAMSUN AK Parti ahmet.yeni@tbmm.gov.tr
Afif DEMİRKIRAN SİİRT AK Parti afifd@tbmm.gov.tr
Memet Yılmaz HELVACIOĞLU SİİRT AK Parti yilmaz.helvacioglu@tbmm.gov.tr
Engin ALTAY SİNOP CHP engin.altay@tbmm.gov.tr
Mehmet Mustafa AÇIKALIN SİVAS AK Parti m.acikalin@tbmm.gov.tr
Osman KILIÇ SİVAS AK Parti osman.kilic@tbmm.gov.tr
Malik Ecder ÖZDEMİR SİVAS CHP malik.ecder.ozdemir@tbmm.gov.tr
Selami UZUN SİVAS AK Parti selami.uzun@tbmm.gov.tr
Hamza YERLİKAYA SİVAS AK Parti hamza.yerlikaya@tbmm.gov.tr
Yahya AKMAN ŞANLIURFA AK Parti yahya.akman@tbmm.gov.tr
Çağla AKTEMUR ÖZYAVUZ ŞANLIURFA AK Parti cagla.aktemur.ozyavuz@tbmm.gov.tr
Sabahattin CEVHERİ ŞANLIURFA AK Parti sabahattin.cevheri@tbmm.gov.tr
Zülfükar İZOL ŞANLIURFA AK Parti zulfikar.izol@tbmm.gov.tr
Abdurrahman Müfit YETKİN ŞANLIURFA AK Parti mufit.yetkin@tbmm.gov.tr
Hasip KAPLAN ŞIRNAK DTP hasip.kaplan@tbmm.gov.tr
Abdullah Veli SEYDA ŞIRNAK AK Parti veli.seyda@tbmm.gov.tr
Tevfik Ziyaeddin AKBULUT TEKİRDAĞ AK Parti ziyaeddin.akbulut@tbmm.gov.tr
Kemalettin NALCI TEKİRDAĞ MHP kemalettin.nalci@tbmm.gov.tr
Necip TAYLAN TEKİRDAĞ AK Parti necip.taylan@tbmm.gov.tr
Enis TÜTÜNCÜ TEKİRDAĞ CHP etutuncu@tbmm.gov.tr
Zeyid ASLAN TOKAT AK Parti zeyid.aslan@tbmm.gov.tr
Osman DEMİR TOKAT AK Parti osmandemir@tbmm.gov.tr
Orhan Ziya DİREN TOKAT CHP orhan.diren@tbmm.gov.tr
Dilek YÜKSEL TOKAT AK Parti dilek.yuksel@tbmm.gov.tr
Asım AYKAN TRABZON AK Parti asim.aykan@tbmm.gov.tr
Mustafa CUMUR TRABZON AK Parti mustafa.cumur@tbmm.gov.tr
Cevdet ERDÖL TRABZON AK Parti cevdet.erdol@tbmm.gov.tr
Kemalettin GÖKTAŞ TRABZON AK Parti kemalettin.goktas@tbmm.gov.tr
Faruk Nafız ÖZAK TRABZON AK Parti faruk.nafiz.ozak@tbmm.gov.tr
Safiye SEYMENOĞLU TRABZON AK Parti safiyeseymenoglu@tbmm.gov.tr
Kamer GENÇ TUNCELİ Bağımsız kamer.genc@tbmm.gov.tr
Osman COŞKUNOĞLU UŞAK CHP o.coskunoglu@tbmm.gov.tr
Mustafa ÇETİN UŞAK AK Parti mustafa.cetin@tbmm.gov.tr
Nuri USLU UŞAK AK Parti nuri.uslu@tbmm.gov.tr
Kerem ALTUN VAN AK Parti keremaltun@tbmm.gov.tr
Hüseyin ÇELİK VAN AK Parti celik.huseyin@tbmm.gov.tr
İkram DİNÇER VAN AK Parti dincer.ikram@tbmm.gov.tr
Fatma KURTULAN VAN DTP fatma.kurtulan@tbmm.gov.tr
Gülşen ORHAN VAN AK Parti gulsen.orhan@tbmm.gov.tr
Kayhan TÜRKMENOĞLU VAN AK Parti kayhanturkmenoglu@tbmm.gov.tr
Özdal ÜÇER VAN DTP ozdal.ucer@tbmm.gov.tr
İlhan EVCİN YALOVA AK Parti ilhan.evcin@tbmm.gov.tr
Muharrem İNCE YALOVA CHP muharrem.ince@tbmm.gov.tr
Abdulkadir AKGÜL YOZGAT AK Parti abdulkadir.akgul@tbmm.gov.tr
Bekir BOZDAĞ YOZGAT AK Parti bekir.bozdag@tbmm.gov.tr
Osman COŞKUN YOZGAT AK Parti osman.coskun@tbmm.gov.tr
Mehmet Yaşar ÖZTÜRK YOZGAT Bağımsız yasar.ozturk@tbmm.gov.tr
Fazlı ERDOĞAN ZONGULDAK AK Parti fazli.erdogan@tbmm.gov.tr
Ali KOÇAL ZONGULDAK CHP ali.kocal@tbmm.gov.tr
Ali İhsan KÖKTÜRK ZONGULDAK CHP ali.ihsan.kokturk@tbmm.gov.tr
Köksal TOPTAN ZONGULDAK AK Parti koksal.toptan@tbmm.gov.tr
Polat TÜRKMEN ZONGULDAK AK Parti polat.turkmen@tbmm.gov.tr
ÇEK KANUNU
karşılıksız çek Prof.Dr. Adem SÖZÜER Adem SÖZÜER
BAKAN'IN KARŞILIKSIZ ÇEK İTİRAFIPressturk, Turkey
- 18 Nis 2009
- 11 dakika önce
Her ne kadar elinde çek bulunan bu kişiler Yargıtay'ın, "Rıza dışında çekin elinden çıktığını iddia etmek karşılıksız çek keşide etmekten dolayı ceza ...
Google'dan alınma - 4/2009
KARŞILIKSIZ ÇEKTE HATA BANKALARINPressturk, Turkey
- 17 Nis 2009
- 18 saat önce
Bir başka yöntem de kanunla çeke senet statüsü kazandırıp, karşılıksız çek keşide etmenin suç olmaktan çıkarılmasıdır. Böylece zaman kazanmak isteyen tüccar ...
Google'dan alınma - 4/2009
ÇEKLER ATİNA'DA DA PATLADIPressturk, Turkey
- 18 Nis 2009
- 33 dakika önce
Yunanistan'da son üç ay içinde piyasaya sürülen karşılıksız çek sayısında, önceki 3 aya göre yüzde 242,27 oranında artış kaydedildiği bildirildi. ...
Google'dan alınma - 4/2009
FIRSAT DÜŞKÜNLERİ! KARŞILIKSIZ ÇEKLER! İŞSİZLER ORDUSU! KUTLU ...Pressturk, Turkey
- 17 Nis 2009
- 17 Nis 2009
Karşılıksız çek sancısı piyasanın en bel bükeni, en kanırtanı.. Karşılıksız çek sayısı şubat ayında geçen yıla göre % 53,1 artmış ve 149 bin 186'ya çıkmış..
Google'dan alınma - 4/2009
powered by
HÜRRİYET
www.hurriyet.com
Yalçın BAYER ybayer@hurriyet.com.trHürriyet, Turkey
- 14 Nis 2009
- 14 Nis 2009
İSTANBUL’da gelir vergisi rekortmeninin kim olduğunu öğrenmek kolay olmadı. Çünkü Gelir İdaresi Başkanlığı ve bu kuruma bağlı olan İstanbul Vergi Dairesi, ...
Google'dan alınma - 4/2009
Kaynak: Hurriyet / Tarih/Saat: 16 Nisan 2009 Perşembe, 15:01:51 ...HYE-TERT, Turkey
- 16 Nis 2009
- 16 Nis 2009
Türkiye, Ermenistan ile sınırı "açacak mı, açmayacak mı" tartışmaları sürerken, İran beklenmedik bir adım attı. İran ile Ermenistan arasında dün stratejik ...
Google'dan alınma - 4/2009
Hürriyet'te fırsat varHürriyet, Turkey
- 14 Nis 2009
- 14 Nis 2009
... Pazar gününden itibaren Hürriyet Fırsat ismiyle Hürriyet Gazetesi sayfalarında ve www.hurriyet.com.tr internet sitesinde düzenli olarak yer alacak. ...
Google'dan alınma - 4/2009
Mehmet Y. YILMAZ mehmetyilmaz@hurriyet.com.trHürriyet, Turkey
- 08 Nis 2009
- 08 Nis 2009
ABD Başkanı Barack Hüseyin Obama dün döndü ve halkın çektiği eziyet de böylece sona erdi. Bir yabancı devlet adamının güvenliği elbette bizim namusumuz ...
Google'dan alınma - 4/2009
powered by
HABER
Prof.Dr. Adem SÖZÜER Dr. Adem SÖZÜER Adem SÖZÜER
Adli Tıp'ta istifa depremi - GÜNCELStar Gazete, Turkey
- 17 Nis 2009
- 17 Nis 2009
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Adem Sözüer: Bu olay da gösteriyor ki Adli Tıp Kurumu'nun sisteminin değişmesi gerekir. ...
Google'dan alınma - 4/2009
KARŞILIKSIZ ÇEKE KARŞI KOLKOLAPressturk, Turkey
- 14 Nis 2009
- 14 Nis 2009
Hukukçu Prof. Dr. Adem Sözüer, yaptığı açıklamada yürürlükte olan TCK’nın cezaların niteliği ve ceza sorumluluğuna ilişkin kurallarla, 3167 sayılı Çek ...
Google'dan alınma - 4/2009
Töre cinayeti çocuğa işletiliyore-Haber Ajansi
- 26 Mar 2009
- 26 Mar 2009
İÜ Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Adem Sözüer, kadın örgütleri ile beraber çalışarak Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) kadının konumu hakkındaki tutumunu ...
Google'dan alınma - 4/2009
'Yargı bağımsızlığına dikkat'Hürriyet, Turkey
- 06 Nis 2009
- 06 Nis 2009
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Adem Sözüer de reformların hiçbir zaman belirli bir grubun çabalarıyla yürürlüğe giremeyeceğini, ...
Google'dan alınma - 4/2009
powered by
SON DAKİKA
Karşılıksız Çek, Anayasa ve İnsan Hakları Sözleşmesi Av.R.Ofluoğlu
Bu konuda yazılabilecek en güzel yazıyı Prof. Dr. Hayri Domaniç yazmış, söylenebilecek en güzel sözü söylemiştir. Hoca Çek yasasını anayasaya aykırı bulmayan Anayasa Mahkemesi için
“AĞIR ŞEKİLDE HATALIDIR”
demektedir. Anayasa mahkemesinin bu ağır hatasını anlatıp kurandan örnek vererek şöyle demektedir:
KUR’AN-I KERİM’in AHZAP Suresinin 72. Ayeti diyor ki; İnsan ZALUMEN CEHULA yani İNSAN ÇOK ZALİM ve ÇOK CAHİLDİR.
Anayasanın 38 .maddesi sözleşmelerden doğan borçların yerine getirilmemesi nedeni ile kimsenin hürriyetinden yoksun bırakılamayacağını emretmektedir. Anayasa mahkemesi ise çeki bir sözleşme olarak kabul etmemiş ve ekonomik suça ekonomik ceza diye aslında hukuk literatüründe bulunmayan bir kavram uydurarak çek yasasının anayasaya aykırı olduğu davasını ret etmiştir. Domaniç Hoca bu konuda şöyle demektedir: “EKONOMİK SUÇA EKONOMİK CEZA” gerekçesi ile hapis cezasını tespit eden, 4814 sayılı kanunla bu doğrultudaki Anayasa Mahkemesi kararı hatalı olup, DÜNYA MEVZUATINA AYKIRI VE ACEMİLİK ÜRÜNÜDÜR.. 1) Yeni Çek Kanunu’nun gerekçesinde yer alan “ekonomik suça ekonomik ceza” hem komik derecede yanlış, hem de çeke dayalı ekonomik suç tekrarlandığı takdirde, karşılıksız çek düzenleyenlere 1 – 5 yıl hapis cezası kuralı ile çelişkilidir. Zira “ekonomik suç” kavramı, hırsızlık, dolandırıcılık, evrakta sahtekarlık gibi haksız yararlar sağlayan suçları da kapsar ve tüm Dünya kanunlarında hapisle cezalandırılmıştır. Hile ve dolandırıcılık gibi bir suç unsuru bulunmadıkça, çeklerin ödenmemesi “ekonomik suç” değil, “ekonomik direncedir” yaptırımı da faiz ve tazminattır. Para ve hapis cezası Dünya tarihinde ve halen yoktur. Anayasa Mahkemesi kararlarına da yansıyan “ekonomik suça ekonomik ceza” hiçbir yasal dayanak gösterilmeden yakıştırılmış bir acemilik ürünüdür, böyle bir prensip Dünyada yoktur. “Ekonomik suç” ile mal, hizmet ve para borçlarını “ödemede temerrüt dirence” karıştırılmıştır. Parasal direncelerin yaptırımı parasaldır, faiz ve tazminattır. Hapis ve hatta para cezası yoktur. Ekonomik direnceye alacaklı yararına parasal yaptırım uygulanacakken “ekonomik ceza” Devlete ödenmekte olup, alacağı direnceye uğrayan alacaklıya bir faydası yoktur. Çek bedeli borcunu ödemeyen borçlunun para cezasını Devlete ödemesi de söz konusu değildir. Çek Kanununun Yeni 16. maddesi’ne göre 80 milyar lirayı aşmamak üzere karşılıksız kalan çek bedeli kadar para cezası da, çekin temsilciler tarafından imzalanması halinde iki üç katına çıkabilmektedir. Zira 16. madde hem temsil edene hem temsil edilen kişiye ayrı ayrı çek bedeli kadar para cezası uygulamaktadır. Temsil edilen özel kişi 80 milyar, temsilcide 80 milyar lira ceza ödeyecektir. Vakıf ve Dernek gibi özel tüzel kişiler adına çek imzalanması hallerinde de tüzel kişi ayrı, temsilci veya temsilcilerden her biri ayrı ayrı çek bedeli kadar para cezası ödemek zorundadır. Çeklere uygulanacak poliçe hükümlerine yollama yapan TK.730’un yollama yaptığı TK.599 ve 600 gereğince, çek borçlusu çeki ibraz eden lehtara karşı her tür defileri ileri sürebildiği ve bu defi imkanı nama yazılı çeklerde iyi niyet sahibi üçüncü şahıslara karşı da geçerli olduğu halde, 16. madde karşılıksız çekte hapis ve para cezası için bu defileri de göz ardı etmiştir.
ÇEK BİR SENETTİR
Hoca, çekin senet niteliğinde olduğunu şöyle anlatmaktadır: 2) Çeklerin birer havale ve sözleşme senedi olduğunu düzenleyen başlıca yasalar:
a) Çekler dahil Kıymetli Evrakı tarif eden TK. 557: Kıymetli evrak ÖYLE SENETLERDİR Kİ, bunlarda mündemiç olan hak senetten ayrı olarak dermeyan edilemediği gibi başkalarına da devredilemez. Şeklinde olup, çekin SENET olduğunu açıklamaktadır.
b) Çekin şekil şartlarını düzenleyen TK. 692’nin 2. bendine göre çek; “Kayıtsız ve şartsız muayyen bir bedelin ödenmesi için HAVALE”dir.
c) Borçlar Kanunu 457’ye göre de;”HAVALE BİR AKİTTİR” sözleşmedir.
d) TK. 694 hükmü de çeklerin HAVALE SENEDİ olduğunu tekrarlamıştır.
e) Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 9.7.1958 tarihli ve K. 28 sayılı kararına göre de: Çek mahiyeti itibariyle BORÇ İKRARINI HAVİ bir vesika değil, HAVALE BENZERİ bir ödeme vasıtasıdır.
f) Hususî ve resmî evrakta sahtekarlık suçlarını cezalandıran Türk Ceza Kanunu’nun 349. maddesi’nin 2. bendi de, TK. 557 gereğince çekleri de kapsayan “Emre veya hamile yazılı olarak tanzim edilen KAMBİYO SENETLERİ”ni daha ağır cezalara tabi tutmuş ve ÇEKLERİ de SENET VE SÖZLEŞME saymıştır.
g) “KAMBİYO SENETLERİ (ÇEK, POLİÇE VE EMRE MUHARRER SENET) HAKKINDAKİ HUSUSİ TAKİP USULLERİ”ni düzenleyen İİK. 167-176 hükümleri de çekleri senet ve sözleşme saymış ve özel bir icra takip usulüne tabi tutmuştur.
h) 57 maddeden oluşan 1931 tarihli Milletler Yeknesak Çek Kanunu (Loi Uniforme Concernant le Cheque) de 1 ve 3. maddelerinde çekin bir banka üzerine yazılan özel bir havale sözleşmesi olduğunu açıklamıştır. HAYRİ DOMANİÇ de, 1990 YAYIMI KIYMETLİ EVRAK HUKUKU adlı kitabının 529. sayfasında: “Çek, münhasıran bir bankaya hitaben yazılabilen, kanuni şekil şartlarına tabi, kıymetli evrakta madut ve sadece nakde taalluk edebilen hususî bir HAVALE SENEDİDİR.” Şeklinde bir tarif yapmış, çekin bir senet ve sözleşme olduğunu belirtmiştir. Hocamız Ord. Prof. Dr. Halil ARSLANLI’da 1960 yayımı Ticari Senetler adlı eserinde ÇEKİN BİR HAVALE SÖZLEŞMESİ ÜRÜNÜ olduğu beyan etmiştir. Prof. Dr. Reha POROY ile Prof. Dr. Hamdi YASAMAN’ ın müşterek eseri KIYMETLİ EVRAK HUKUKU adlı kitap da çekler bir havale ve senet olarak tarif edilmiştir. Ziraat Bankasının, 1988 yayımı “Tevdiat ve Banka Hizmetleri Mevzuatı” adlı kitapçığının 1 ve 2. sayfalarında da çek, bir havale ve senet olarak tarif edilmiştir. Özetle, 26.2.2003 tarihli ve 4814 sayılı Yeni Çek Kanunu’na kadar çekin sözleşme niteliğinde bir havale ve senet olmadığını savunan yasal, yargısal ve doktrinal bir görüş yoktur.
ÇEK YASASI ORTAÇAĞ KALINTISI BİR ZİHNİYETİN ESERİ OLDUĞU GİBİ, BAŞBAKANLIĞA SUNULAN YENİ ÇEK YASA TASARISIDA 3167 SAYILI YASAYI ARATMAYACAK UCUBE BİR TASARI..
Çek hamillerin koruma adı altında borçlarını ödemekten acze düşenlere feodal şiddet uygulanmaktadır. Çekini öde yoksa yakarım ha !.. yanarsın Ha !.. Peki bir sorum var:
NEDEN BONOYU ÖDEMEYENLERE CEZA YOK? NEDEN KİRAYI ÖDEMEYENLERE, KREDİ KARTINI ÖDEMEYENLERE V.S V.S CEZA YOK ? VARMI BUNU AÇIKLAYACAK BİR?
Vadeli yazılan çeklerin bonodan, kira sözleşmesinden ne farkı var? Çek yazıldığı, keşidecinin elinden çıktığı anda bankada karşılığı olmalı. Çek buna denir. Bir para yerine geçen bir ödeme aracıdır. Benim bankada param var. Git al diyorsun. Adam sana güveniyor bankaya gidiyor. EYVAH PARA YOK, DOLANDIRILDIM! Burada keşidecinin dolandırma kastı vardır. Peki ya bir ödeme vasıtası olarak kullanılan vadeli çekte böyle bir kasıt var mıdır? Üç beş ay sonraya,bazen daha da uzun, çek yazan insanlar acaba dolandırma kastı ile mi bu çekleri keşide etmektedirler. Ne gezer? Zaten mevcut çek yasası böyle bir kastı aramamaktadır. Genellikle insanlar çek vadelerinde karşılaştıkları sıkıntılar nedeni ile çeklerini ödeyememektedirler. İşlerinin iyi gitmemesi, ekonomik kriz v.s gibi nedenlerle.Çeklerini ödeyemeyen bu insanlardan bir bölümü yargılama sürecin de parayı bulup ödemekte, bazen de hapiste iken yakınlarının gayreti ile ödeyip özgürlüklerine kavuşmaktadırlar. Peki hiç bu parayı bulamayanlar, işte onlar yandılar..
BÖYLE BİR KAST OLUR MU? BÖLE ÇAĞDAŞ BİR YASA OLUR MU?
Adamın hiçbir kastı yok. Batmış gitmiş, bir de yıllarca hapiste yatacak..Kimi koruyorsunuz ? ÇEK HAMİLLERİNİ.. Peki diğer çeşit alacaklıların ne günahı var? Bu durumda borcunu ödemeyen herkes hapse girsin. Mademki kast ve hile aramaksızın çekini ödemeyen hapse giriyor, o zaman eşitliği sağlayın bütün borçlular hapse girsin..
ADAM GİBİ ORTAÇAĞ BÖYLE OLUR..
KARŞILIKSIZ ÇEKE HAPİS CEZASI MALİ OLİGARŞİNİN ESERİDİR.
Dikkat! Bankaların % 55 i yabancıların elinde. Sigortacılık öyle, perakendecilik öyle.. Ve yabancılar kendi ülkelerinde olmayan olanaklardan bizim ülkemizde yararlanmaktadırlar. TAM SÖMÜRGE BUNA DENİR. http://hukukro.wordpress.com/
Sayın Ofluoğlu'na teşekkürlerimizle Bizi yanlız bırakmadığı için
KİŞİ
MAHKEME KARARLARI
T.C. SAKARYA 1. AĞIR CEZA MAHKEMESİ DEĞİŞİK İŞ KARAR DEĞİŞİK İŞ NO : 2009/213
BAŞKAN : ABDÜLKADİR YAVUZ ÜYE : BURHANETTİN ESENKAR ÜYE : CEVDET BAK KATİP : BİLGEN EL Hükümlü vekili tarafından Sakarya 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 02.02.2009 tarih 2007/415-739 esas karar sayılı ek kararı ile sanık vekilinin talebinin reddine ve mahkemelerinin 2007/415 esas-2007/739 karar sayılı ilamının değiştirilmesine ve infazın durdurulmasına yer olmadığına ve infazın devamına dair kararına süresi içerisinde; müvekkilinin 3167 Sayılı Kanuna Muhalefet nedeni ile para cezasına mahkum edildiği ve para cezasının ödenmemesi nedeni ile hapse çevrildiği halen ceza evinde olduğu, 5275 Sayılı Yasanın 98. maddesi uyarınca yaptıkları başvurunun reddedildiği, bu kararın 5237 Sayılı TCK nun 5, 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesi, 3167 Sayılı Yasanın 16. maddesi ayrıca TCK 20.43.52,53,60,61 maddelerinde yer alan düzenlemelere aykırı olduğu, 31.11.2008 tarihi itibari ile karşılıksız çek keşide etmek eyleminin suç olmaktan çıktığı, böylece suçta ve cezada kanunilik ilkesi uyarınca hükümlü hakkında verilen cezanın yasal dayanağının kalmadığı iddiası ile Sakarya 1. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından 29.1.2009 tarihinde infazın devamına ilişkin ek kararın itiraz incelemesi ile kaldırılmasını ve müvekkili hakkında tayin edilen cezanın bütün sonuçları ile ortadan kaldırılmasını ve tahliyesini istemiştir.
İddia makamı mütalaası alındı, dosya incelendi GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Konu ile ilgili yasal durum incelendiğinde; 1-3167 Sayılı Yasanın 16. maddesinde : (1) Üzerinde yazılı keşide tarihinden önce veya ibraz süresi içinde 4 üncü madde uyarınca ibraz edildiğinde, yeterli karşılığı bulunmaması nedeniyle kısmen de olsa ödenmeyen çeki keşide eden hesap sahipleri veya yetkili temsilcileri, kanunların ayrıca suç saydığı haller saklı kalmak üzere, çek bedeli tutarı kadar ağır para cezasıyla cezalandırılırlar. Ancak verilecek para cezası seksenmilyar liradan fazla olamaz. Bu miktar, 01/03/1926 tarihli ve 765 sayılı Türk Ceza Kanununun ek 2 nci maddesine göre her yıl artırılır. Bu suçtan mükerrirlere, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.
2 – 5237 Sayılı TCK nun 2/1-3 madde ve fıkralarında ; (1) “Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz.”
(3) Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz. 3- 5237 Sayılı TCK nun 5/1 madde ve fıkralarında : “Bu Kanunun genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır. “
4-5237 Sayılı TCK nun 52/1-2-3 Madde ve fıkralarında; (1) Adlî para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hâllerde yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir. (2) En az yirmi ve en fazla yüz Türk Lirası olan bir gün karşılığı adlî para cezasının miktarı, kişinin ekonomik ve diğer şahsî hâlleri göz önünde bulundurularak takdir edilir.
(3) Kararda, adlî para cezasının belirlenmesinde esas alınan tam gün sayısı ile bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ayrı ayrı gösterilir. “ 5-5252 Sayılı Yasanın 5349 Sayılı Yasanın 6. Maddesi ile değişik Geçici 1. Maddesinde:
(1) Diğer kanunların, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31 Aralık 2008 tarihine kadar uygulanır.
6-5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 madde ve fıkrasında: (1) Mahkûmiyet hükmünün yorumunda veya çektirilecek cezanın hesabında duraksama olursa, cezanın kısmen veya tamamen yerine getirilip getirilemeyeceği ileri sürülür ya da sonradan yürürlüğe giren kanun, hükümlünün lehinde olursa, duraksamanın giderilmesi veya yerine getirilecek cezanın belirlenmesi için hükmü veren mahkemeden karar istenir.
(3) Yukarıdaki fıkralar uyarınca yapılan başvurular cezanın infazını ertelemez. Ancak, mahkeme olayın özelliğine göre infazın ertelenmesine veya durdurulmasına karar verebilir.
7- 5275 Sayılı Yasanın 101/1-3 Madde ve fıkrasında: (1) Cezanın infazı sırasında, 98 ilâ 100 üncü maddeler gereğince mahkemeden alınması gereken kararlar duruşma yapılmaksızın verilir. Karar verilmeden önce Cumhuriyet savcısı ve hükümlünün görüşlerini yazılı olarak bildirmeleri istenebilir.
(3)Bölge adliye mahkemesi veya Yargıtaydan başka mahkemeler tarafından verilmiş olan bu kararlara karşı itiraz yoluna gidilebilir.” hükümleri bulunmaktadır. Ayrıca TBMM tarafından 5728 Sayılı Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlar ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile düzenleme yapıldığı ve bu kanunun yürürlükte olduğu ancak yapılan bu düzenlemeler içerisinde 3167 Sayılı Yasanın 16. Maddesi ile ilgili bir düzenlemenin bulunmadığı da ortadadır.
Kararına itiraz edilen mahkemenin itiraz edilen kararında 3167 Sayılı Yasanın yürürlükten kalkmadığı ve halen karşılıksız çek keşide etmek suçunun bulunduğu, bu durum karşısında kanunsuz suç ve ceza olmaz ilkesinin ihlal edilmediği, 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesindeki düzenlemenin TCK nun 52. maddesi ile uyumlu olduğu, çek bedelinin 5-730 gün arasında olması halinde belirlenen tam gün sayısı ile takdir edilen bir gün karşılığı adli para cezasının çarpılması sonucu para cezası vermek olanaklı olduğu gibi çek bedelinin 5 tam günün altında olması halinde 5 tam güne yükseltilmesi, 730 tam günün üstünde olması halinde ise kanunlarda aksine hüküm bulunmayan hallerde ibaresi dikkate alınarak 3167 Sayılı Kanun 16/1 maddesi uyarınca belirlenecek adli para cezasının verilebileceği bunun TCK nun 52 maddesine aykırılık oluşturmayacağı yasal sebepleri ve diğer yasal sebeplerle sanık vekilinin talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Yürürlükte olan yasal durum incelendiğinde; TCK nun 5/1 maddesinde bu kanunun genel hükümlerinin özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanacağı belirtilerek ceza hukukunda yeknesaklık sağlanmak istenmiştir.
Bu amaçla 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesine; diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemesine aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31.12.2008 tarihine kadar uygulanır hükmü konulmuş ve bu süre yeniden uzatılmamıştır.
Yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. Madde hükmünü dikkate alarak “ Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” adı altında 580 maddeden oluşan 5728 Sayılı Yasayı çıkartmış ve bu yasa yürürlüğe girmiştir.
Buradan da anlaşıldığı üzere yasa koyucunun amacı TCK nun genel hükümlerinin bütün özel yasalarda ve ceza hükmü içeren yasalarda uygulanmasını sağlamaktır. 5237 Sayılı TCK nun 52. maddesi dikkate alındığında adli para cezasının tanımının yapıldığı görülmektedir. Buna göre adli para cezası , beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmadığı hallerde 730 günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması sureti ile hesaplanan meblağın hükümlü tarafından devlet hazinesine ödenmesinden ibarettir
Bu maddenin 1. fıkrasında bulunan “kanunda aksine hüküm bulunmayan haller” tanımının adli para cezası gün sayısının bu genel düzenlemeye aykırı olarak 730 günün altında veya üstünde olabileceği ve bu düzenlemenin de geçerli olduğu anlamındadır. Buradan da anlaşıldığı üzere TCK genel hükümlerinde gün adli para cezası sistemi benimsenmiştir.
3167 Sayılı yasanın 16. maddesi değerlendirildiğinde; “..... çek bedeli tutarı kadar ağır para cezası ile cezalandırılırlar . Ancak verilecek para cezası 80 milyar liradan fazla olamaz. ” hükmünün bulunduğu, bu düzenlemenin gün para cezası içermemesi nedeni ile TCK nun 52/1 maddesine uygun olmadığı ortadadır. Bu düzenleme karşısında açık bir yasal düzenleme yokken çek bedeli kadar tam gün sayısı belirlenerek bunun 20-100 TL arasında takdir edilecek bir bedelle çarpılması sureti ile sanığın cezalandırılabileceğini değerlendirmek kıyas yapmaktır. Kıyas, TCK nun 2/3. madde ve fıkrası ile yasaklanmıştır. Buna göre kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz. Kararına itiraz edilen mahkeme gerekçesinde kıyas yasağına rağmen kıyas yaparak 3167 Sayılı 16/1 maddesindeki ceza düzenlemesinin TCK 52. maddesindeki adli para cezası sistemine uygun olduğunu belirtmiştir.
Yasa koyucunun 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesinde sözünü ettiği diğer kanunlar içerisinde 3167 Sayılı Yasanın da olduğu hususunda tereddüt yoktur. Buna göre 3167 Sayılı Yasada bulunan ve 5237 Sayılı TCK nun 1.kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümler 31.12.2008 tarihine kadar uygulanabilecektir. Bu düzenlemenin mevhumu muhalifinden 3167 Sayılı (özel) Kanunun TCK nun 1. kitabının 52. maddesinde düzenlenen gün para sistemine aykırı olan ceza kuralının 31.12.2008 tarihinden sonra uygulanmayacağı anlaşılmaktadır. Kaldı ki yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesini dikkate alarak 5728 Sayılı Yasa ile özel yasalarda ayrıntılı düzenlemeler yapmasına rağmen 3167 Sayılı Yasada herhangi bir düzenleme yapmamıştır.
Yasa koyucunun atlama yaptığı, bu konuyu unuttuğu kabul edilemeyeceğine göre yasa koyucunun muradının 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesi ile düzenlenen ceza kuralının ortadan kalkması,uygulanamaz olması olduğu kabul edilmelidir. Çünkü ceza kuralları uygulanmak amacı ile konulur. Uygulanamayan bir ceza kuralı kaldırılmış demektir. Uygulanamayacağı yasa ile düzenlenen, bu nedenle yasal olarak kaldırılma dışında yok hükmünde olan bir kurala göre ceza vermek gerek Anayasa’da yapılan düzenlemeye, temel hak ve özgürlükleri içeren Uluslararası Sözleşme hükümlerine ve gerekse Türk Ceza Kanunun 2. maddesinde düzenlenen kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunlarda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz kuralına da aykırıdır.
Bu yasal durum karşısında hükümlünün, 31.12.008 tarihinden itibaren zımni olarak yürürlükten kaldırılan ve yerine yeni hüküm konulmamakla cezasız bırakılan karşılıksız çek keşide etmek eyleminden dolayı cezalandırıldığı, hükümlü müdafiinin yaptığı itirazın hukuka uygun olmayan mülahazalarla red edildiği, itirazın yasal ve yerinde olduğu anlaşılmakla 5275 Sayılı Yasanın 101/3 madde ve fıkrasının verdiği yetkiye dayanarak ve hükümlünün telafisi mümkün olmayan zararlara uğramasını engellemek amacı ile 5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 maddesi gereğince mahkumiyet hükmünün yorumunda ve çektirilecek cezanın hesabında açıklanan nedenlerle duraksama olduğundan 3167 Sayılı Yasada yeni bir düzenleme yapılana ya da 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesinin açıkça yürürlükten kaldırılması anına kadar infazın ertelenmesine, yasa koyucunun yeni bir düzenleme yapması halinde hükümlünün durumunun yeniden mahkemesince ele alınarak değerlendirilmesi için itirazın kabülü ile hükümlüye Sakarya 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.10.2007 tarih ve 2007/415 esas 2007/739 karar sayılı ilamı ile verilen adli para cezasının infazının durdurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Hükümlü Hasan Sülhi Seyalıoğlu müdafiinin yapmış olduğu İTİRAZIN KABÜLÜNE,
2-Sakarya 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 02.02.2009 tarih ve 2007/415 esas 2007/739 karar sayılı EK KARARININ KALDIRILMASINA
3-Sanık hakkında Sakarya 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.10.2007 tarih ve 2007/415 esas 2007/739 karar sayılı ilamı ile verilen 33.000TL adli para cezasının İNFAZININ DURDURULMASINA,
4-Kararın bir örneğinin gereğinin yerine getirilmesi için Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine, Dosyanın Sakarya 2. Asliye Ceza Mahkemesine iadesine Karardan bir örneğin hükümlü vekiline TEBLİĞİNE , Dair; 5275 Sayılı Yasanın 101/3 ve CMK nun 271/4 madde ve fıkrası gereğince incelenen dosya üzerinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.11.03.2009
TC Şişli 11. Asliye Ceza Mahkemesi DOSYA NO:2007/541 KARAR NO:2009/113 C.Savcılığı Esas No:2007/6970
GEREKÇELİ KARAR TÜRK MİLLETİ ADINA HAKİM :F.O C.SAVCISI :C.K DAVACI :KAMU HUKUKU KATILAN :K.K VEKİLİ :Av.S.Y SANIK :A.A SUÇ :Karşılıksız Çek Keşide Etme SUÇ TARİHİ:16.12.2006 KARAR TARİHİ:27.02.2009 Mahkememizce açılan davanın yapılan yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Sanığın karşılıksız çek keşide ettiğinde bahisle hakkında kamu davası açılmış ve 3167 sayılı yasanın 16/1 maddesi gereğince çek yaprağı sayısınca cezalandırılması talep edilmiştir.
Öncelikle 5237 sayılı yeni TCK’nun özel kanunlarla ilişkisini düzenleyen 5. maddesinde “Bu kanunun genel hükümlerinin özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanacağı” hükme bağlanmış TCK’nun yürürlük ve uygulama şekli hakkındaki 5252 sayılı yasanın 5560 yasayla değişik geçici 1. maddesinde ise “Diğer kanunların 5237 sayılı TCK’nun 1.kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümlerinin ilgili kanunlarda değişiklik yapılıncaya ve en geç 31.12.2008 tarihine kadar uygulanmasına devam edileceği” belirtilmek suretiyle çek yasasının TCK’un genel hükümlerine aykırılık içeren kısımları süreye tabi tutularak bu tarihten sonra aykırı düzenlemelerin artık uygulanmayacağı açıkca ifade edilmiştir.
Yasama organı tarafından bir çok yasada TCK’nın genel hükümlerine uygun düzenlemeler yapıldığı halde 31.12.2008 tarihine kadar 367 sayılı çek yasası bakımından böyle bir düzenleme yapılmamıştır. TCK’nun genel hükümleri yürürlüğe girmemiş gibi 01.01.2009 tarihinden itibaren karşılıksız çek keşide edenlere çek bedeli kadar adli para cezası verilmesi TCK’nın 5. maddesiyle 5252 sayılı yasanın geçici 1. maddesini anlamsız hale getirecektir.Bir başka değişle ceza içeren diğer özel yasalar bakımından TCK’nın genel hükümlerinin yürürlüğe girdiğinin kabul edip sadece çek yasası bakımından yürürlüğe girmediğini ileri sürmek böyle bir istisnai düzenleme olmadığı için mümkün değildir.
Ayrıca tüzel kişilere ceza verilemeyeceğine ilişkin lehe olan TCK’nın 20/2 maddesinin 01.01.2009 tarihinden itibaren çek yasası bakımından da geçerli olduğunu kabul edip TCK’nın genel hükümlerinde yer alan diğer hususların ise çek yasası bakımından geçerli olmadığını ileri sürmek de kendi içinde tutarsızlık oluşturacak ve TCK ile 3167 yasanın genel nitelikteki hükümlerinin karma uygulamasına yol açacaktır.
TCK’nun yürürlüğüne ilişkin 5252 sayılı yasanın 5/2 maddesinde nispi nitelikteki adli para cezalarından aksedilmiş olması,bu tür cezaların karşılıksız çek keşide etmek suçları bakımından da varlığını kabul ve 01.01.2009 tarihinden itibaren de uygulanacağı anlamına gelmemektedir.Bu düzenleme aynı maddede belirtilen alt ve üst sınırların maktu adli para cezaları bakımından geçerli olduğunu ancak nispi nitelikteki adli para cezaları bakımından geçerli olmadığını ifade etmek için yasaya konulmuştur.Dolayısıyla 31.12.2008 tarihine kadar özel ceza yasalarında belirtilen nispi nitelikteki adli para cezaları uygulamasına devam edileceği ve söz konusu tarihten sonra ise bu uygulamanın da son bulacağı amaçlanmış,zaten bu durum aynı yasanın geçici 1. maddesinde açıkca ifade edilmiştir.Eğer 5252 yasanın geçici 1. maddesindeki düzenleme söz konusu olmasaydı TCK’nın genel hükümlerinin yürürlüğe girdiği tarih ile 31.12.2008 tarihleri arasındaki dönemde de çek bedeli kadar adli para cezası uygulaması yasal açıdan mümkün olmayacaktı TCK’nın nitelikli dolandırıcılık suçuna ilişkin 158/1-Son maddesinde nispi nitelikteki adli para cezasına yer verilmiş olması da çek yasası bakımından nispi nitelikte adli para cezasının kabul edildiği anlamına gelmemektedir.Çünkü bu düzenleme istisnai nitelikte özel bir düzenleme olduğundan ve TCK’nın genel hükümleri içinde yer almadığından çek yasası bakımından nispi adli para cezalarının kabulune imkan vermeyecektir.
Çek yasası bakımdan da 01.01.2009 tarihinde yürürlüğe giren ve genel hükümler içinde yer alan TCK’nın 52/3 maddesinde ise ADLİ PARA CEZALARININ BELIRLENMESİNDE ESAS ALINAN TAM GÜN SAYISI İLE 1 GÜN KARŞILIĞI OLARAK TAKTİR EDİLEN MİKTARIN KARARDA AYRI AYRI GÖSTERİLECEĞİ belirtilmiş,dolayısıyla çek yasasında olduğu gibi çek bedeline bağlı adli para cezası uygulaması son bulmuştur.
Ayrıca cezanın belirlenmesine ilişkin TCK’nun 61/8 maddesinde ise ADLİ PARA CEZASINDA ARTIRIM VE İNDİRİM YAPILIRKEN HESAPLAMANIN GÜN ÜZERİNDEN YAPILMASI ÖNGÖRÜLMÜŞTÜR.Bu durumda çek miktarına bağlı olup gün hesabıyla tespiti mümkün olmayan karşılıksız çek suçuna ilişkin adli para cezasına örneğin:TCK’nın 62. maddesinde düzenlenen taktir-i indirim nedenlerini uygulama imkanı da kalmamış ve sonuç olarak çek yasasındaki yaptırım yasal süre içinde TCK’nın genel hükümlerine uygun hale getirilmediği için 01.01.2009 tarihinden itibaren zımmen yürürlükten kalkmıştır. 4814 sayılı yasa ile 3167 sayılı yasada değişiklik yapılmasından sonra her bir çek yaprağı ayrı suç oluşturduğundan karşılıksız çek keşide edenler hakkında teselsül hükümlerini uygulama imkanı kalmamış,ancak ceza içeren özel yasalar bakımından 01.01.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK’nın genel hükümlerindeki 43.maddeye göre lehe kanun uygulaması nedeniyle belli şartların varlığı halinde zincirleme suç hükümlerinin uygulanması tekrar mümkün hale gelmiştir.Bu durumda da gün hesabına göre tespiti mümkün olmayan çek yasasındaki mevcut yaptırımı TCK’nın 61/8 maddesindeki düzenleme nedeniyle teselsülden dolayı artırma imkanı kalmamıştır.
Ayrıca yürürlüğe giren TCK’nın genel hükümleri karşısında,karşılıksız çek keşide etmek suçları yönünden tekerrür,şikayetten vazgeçme,çek hesabı açtırmaktan yasaklanmaya ilişkin çek yasasındaki mevcut düzenlemeler de TCK’nın genel hükümlerine aykırı hale gelmiştir.5252 sayılı yasanın 5/3 maddesiyle cezaların infazına ilişkin 5275 sayılı yasanın geçici 1.maddesinde belirtilen ve adli para cezasının ödenmemesi halinde günlüğü kaç liradan hapse çevireleceğine ilişkin kurallar ise para cezasının ödenmemesi durumunda nasıl davranılacağını gösteren kurallar olup karşılıksız çek keşide edilmesi halinde cezanın miktarının tayini için başvurulabilecek kurallar değildir.
3167 sayılı yasadaki cezanın miktarına ilişkin ÇEK BEDELİ TUTARI KADAR ibaresi 01.01.2009 tarihinde yürürlüğe giren TCK’nın genel hükümleri nedeniyle geçerlilğini kaybettiğinden bu durumda TCK’nın 52. maddesine giderek yaptırımı belirlemek imkanı da kalmamıştır.Çünkü genel düzenleme içinde yer alan ve cezaların sınırlarını gösteren maddeler suç olarak kabul edilen eylemlere yaptırım olsun diye değil sadece cezaların alt ve üst sınırlarını belirtmek amacıyla konulmuş hükümlerdir.
Diğer taraftan 4814 sayılı yasa ile değişiklik yapılmasından önce karşılıksız çek keşide edenler hapisle cezalandırılmaktaydılar bu değişikliğin yapılmadığı ve karşılıksız çek keşide edenlerin hapisle cezalandırıldıkları vasayılıdığında sonradan yürürlüğe giren yasa hükümleri nedeniyle maddede hapis cezası muhafaza edilip cezanın miktarına ilişkin kısım uygulama imkanını kaybetseydi o zaman TCK’nın genel hükümlerinde yer alan 49.maddeye giderek karşılıksız çek keşide edenlere 1 aydan 20 yıla kadar hapis cezası verilmesi ve buna bağlı olarak görevsizlik kararı verilip dosyanın ağır ceza maddesine gönderilmesi mi kabul edilecekti?
Anayasının 38.maddesinde ifadesini bulan SUÇTA VE CEZADA KANUNİLİK İLKESİNİN doğal sonucu olarak yasama organı suç olarak benimsediği bir eylemin cezasının türünü ve miktarını ilgili maddede belirtmek durumundadır.Zaten bu nedenle ceza kanunlarında her bir suç yönünden ilgili maddede cezanın türü ve sınırları gösterilmiş,genel hükümler içinde yer alıp cezanın sınırlarını gösteren maddelerle yetinmek yolu benimsenmemiştir.Çünkü hangi eylemin kamu düzenini daha çok bozduğu ve bu nedenle daha fazla cezalandırılması gerektiği konusundaki tercih,suç ve ceza siyasetiyle ilgili olup siyası sorumluluğu gerektiren ve yasama organlarının mutlak taktirinde olan bir husustur.Ancak bu durumun belirli bir ceza makası aralığında cezanın bireyselleştirilmesi için mahkemeye tanınan taktir hakkıyla karıştırılmaması gerekmektedir.
5237 sayılı TCK’nın bedelsiz senedi kullanma suçuna ilişkin 156. maddesinde adli para cezasının sınırlarının belirtilmemiş olması karşı örnek olarak gösterilebilir ise de zaten bu madde de yasama organı bu fiil için sınırlarını belrttiği hapis cezasını da öngördüğünden aynı yasanın 52. maddesindeki limitlerin farkında olarak adli para cezası yönünden taktir hakkını mahkemeye bırakmış,dolayısıyla cezasının türü ve miktarı konusundaki tercihini açıkca ortaya koymuştur kaldı ki hapis ve adli para cezasının birlikte uygulanması gereken durumlarda,bu cezalardan birisinin asgari hadden diğerinin ise azami hadden tayini kendi içinde tutarsızlık oluşturacağından mahkemenin taktir ettğini hapis cezasının miktarı adli para cezasının gün bakımından miktarını belirlemede ölçü oluşturacaktır.Mevcut durum nedeniyle çek yasası bakımından ise yaptırımın ne miktarda olacağı konusunda kanun koyucunun ortaya koyduğu açık bir iradeden bahsetmek söz konusu değildir.Niye miktarı belirtilmeyen adli para cezasıyla hapis cezasının seçimlik olarak düzenlendiği bazı suçlarda örneğin:Mühür fekki suçunda asgari hadden uygulama yapılması yönünde bir eğilim gösterilmesi nedeniyle 5560 sayılı yasayla TCK’nın 61. maddesinde değişiklik yaparak adli para cezasının tercih edilmesi halinde hesaplamanın ne şekilde yapılacağını belirlemiştir.Zaten bu örnekler genel hükümler içinde yer almayıp TCK’nun özel hükümlerine ilişkin 2. kitabında yer aldığından çek yasası bakımından sonuca etkili olmayacaklardır.
31.12.2008 tarihine kadar karşılıksız çek keşide edenlere çek bedeli kadar adli para cezası verilmesinin o dönem için yasaya uygun olduğu ve dolayısıyla infazının gerektiği ileri sürülebilir ise de bu tarihten sonra gün hesabına göre adli para cezası belirlemek zorunlu hale gelmiş ve buna uygun bir düzenleme yapılmadığı için de eylemin yaptırımsız kaldığı sonucuna varılmış,dolayısıyla meydana gelen ve lehe olan bu durumdan henüz cezaları infaz edilmeyen kişilerin de yararlanması yolu açılmıştır. Karşılıksız çek keşide etmek suçlarına ilişkin yeni bir yasa yapıldığı taktirde bu yasanın yürülüğe gireceği tarihe kadar,TCK’nın genel hükümlerine aykırılık içeren mevcut çek yasasının ilgili maddelerini uygulamak imkanı kalmadığı için bu boşluğu kıyas veya kıyasa yol açacak biçimde geniştici yorum yapmak yoluyla doldurmakta TCK’nın 2/3 maddesi kapsamında mümkün görülmemiştir. Sonuç olarak karşılıksız çek keşide etmek suçu için 368 sayılı yasada öngörülen yapıtırımda,31.12.2008 tarihine kadar TCK’nın genel hükümlerine uygun düzenleme yapılmadığından 3167 sayılı yasadaki mevcut yasadaki yaptırımı fiilen uygulama imkanının kalmadığı,ayrıca ceza miktarını TCK’nın 52.maddesine göre tayin imkanı da olmadığı,dolayısıla çek yasasındaki mevcut yaptırımın zımmen yürürlükten kalktığı sonucuna varılmış,yaptırımı kalmayan bir eylemi de suç olarak kabul etmek mümkün olmadığı için aşağıdaki gibi karar vermek gerekmiştir. HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle: Sanık A.A’ya atılı olan karşılıksız çek keşide etmek suçunun yasal unsurları bakımından oluşmadığı anlaşılmakla sanığın BERAATİNE, Yapılan yargılama giderlerinin hazine üzerinde bırakılmasına,
Sanığın ve katılan vekilinin yokluğunda açıkca yapılan yargılama sonucunda Cumhuriyet Savcısının istemine aykırı olarak,kararın tefhim veya tebliğden itibaren 7 gün içinde mahkememize bir dilekçe verilmesi veya zabıt katibine yapılacak beyanın tutanağa geçilmesi suratiyle Yargıtay yolu açık olmak üzere karar verildi.27.02.2009 Katip Hakim
ŞİŞLİ 3.ASLİYE CEZA MAHKEMESİ
DOSYA NO: 2007/221 KARAR NO: 2008/167
HAKIM : YALÇIN HAYRET 30442 C.SAVCISI : HASAN OZDEMIRN 24633 YAZI ISLERI MÜDÜRÜ : SAADET ÖZOGUZ SANIK : H.A. SUÇ : KARŞILIKSIZ ÇEK KEŞİDE ETME SUÇ TARİHİ : 10/04/2006 , 24,04/2006 ASIL KARAR TARİHİ : 13/02/2008 EK KARAR TARİHİ : 02/03/2009
Şişli Cumhuriyet Başsavcılığının 02/03/2009 tarih ve 2008/10-4157 sayılı Müzekkeresi mahkememize gelmiş olmakla dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Hükümlünün, 30/06/2006 keşide tarihli ve 8500 TL Bedelli, 30/04/2006 keşide tarihli ve 1600 Tl: bedelli, 30/05/2006 Keşide tarihli ve 5000 TL. Bedelli, miktarındaki çeklerle ilgili olarak, karşılıksız keşide etmek suçundan 3167 sayılı yasanın 16/1-3 maddeleri gereğince adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiş İSE DE dava konusu bu çeklerin, üzerinde yazılı keşide tarihinden önce ödenmek için muhatap bankaya ibraz edilmiş olduğu anlaşılmakla, 3167 sayılı Yasaya, 28.02.2009 tarihinde yüyürlüğe giren 5838 sayılı bazı kanunlarda değişiklik yapılması hakkında kanunun 18.maddesi ile eklenen Geçici. 2.Madde gereğince hükümlünün, 31.12.2009 tarihine kadar üzerinde yazılı keşide tarihinden önce çekin ödenmek için muhatap bankaya ibrazı geçersiz olduğundan, TCK.nun 7/2 maddesi gereğince hükümlünün lehine olan bu düzenleme doğrultusunda, yeniden yapılan değerlendirme sonucunda, hükümlünün bu çekler ile ilgili olarak, kanunda suç olarak tanımlanmayan YÜKLENEN SUÇTAN BERAATİNE KARAR VERİLMİŞTİR.
SAKARYA 1. AĞIR CEZA MAHKEMESİ DEĞİŞİK İŞ KARAR DEĞİŞİK İŞ NO : 2009/247.
BAŞKAN : ABDÜLKADİR YAVUZ ÜYE : BURHANETTİN ESENKAR ÜYE : CEVDET BAK KATİP : BİLGEN EL.
Hükümlü vekili tarafından Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 04.02.2009 tarih 2007/299-590 karar sayılı ek kararı ile sanık vekilinin talebinin reddine ve mahkemelerinin 2007/299 esas-2007/590 karar sayılı ilamının değiştirilmesine ve infazın durdurulmasına yer olmadığına ve infazın devamına dair kararına dosya içeriğine göre süresi içerisinde; müvekkilinin 3167 Sayılı Kanuna Muhalefet nedeni ile para cezasına mahkum edildiği ve para cezasının ödenmemesi nedeni ile hapse çevrildiği halen ceza evinde olduğu, 5275 Sayılı Yasanın 98. maddesi uyarınca yaptıkları başvurunun reddedildiği, bu kararın 5237 Sayılı TCK nun 5, 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesi, 3167 Sayılı Yasanın 16. maddesi ayrıca TCK 20.43.52,53,60,61 maddelerinde yer alan düzenlemelere aykırı olduğu, 31.11.2008 tarihi itibari ile karşılıksız çek keşide etmek eyleminin suç olmaktan çıktığı, böylece suçta ve cezada kanunilik ilkesi uyarınca hükümlü hakkında verilen cezanın yasal dayanağının kalmadığı iddiası ile Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından 04.02.2009 tarihinde infazın devamına ilişkin ek kararın itiraz incelemesi ile kaldırılmasını ve müvekkili hakkında tayin edilen cezanın bütün sonuçları ile ortadan kaldırılmasını ve tahliyesini istemiştir. İddia makamının mütalaası alındı, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:.
Konu ile ilgili yasal durum incelendiğinde;.
1-3167 Sayılı Yasanın 16. maddesinde :.
(1) Üzerinde yazılı keşide tarihinden önce veya ibraz süresi içinde 4 üncü madde uyarınca ibraz edildiğinde, yeterli karşılığı bulunmaması nedeniyle kısmen de olsa ödenmeyen çeki keşide eden hesap sahipleri veya yetkili temsilcileri, kanunların ayrıca suç saydığı haller saklı kalmak üzere, çek bedeli tutarı kadar ağır para cezasıyla cezalandırılırlar. Ancak verilecek para cezası seksenmilyar liradan fazla olamaz. Bu miktar, 01/03/1926 tarihli ve 765 sayılı Türk Ceza Kanununun ek 2 nci maddesine göre her yıl artırılır. Bu suçtan mükerrirlere, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir..
2 – 5237 Sayılı TCK nun 2/1-3 madde ve fıkralarında ; (1) “Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz.”.
(3) Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz. 3- 5237 Sayılı TCK nun 5/1 madde ve fıkralarında :.
“Bu Kanunun genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır. “.
4-5237 Sayılı TCK nun 52/1-2-3 Madde ve fıkralarında; (1) Adlî para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hâllerde yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir..
(2) En az yirmi ve en fazla yüz Türk Lirası olan bir gün karşılığı adlî para cezasının miktarı, kişinin ekonomik ve diğer şahsî hâlleri göz önünde bulundurularak takdir edilir. (3) Kararda, adlî para cezasının belirlenmesinde esas alınan tam gün sayısı ile bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ayrı ayrı gösterilir. “.
5-5252 Sayılı Yasanın 5349 Sayılı Yasanın 6. Maddesi ile değişik Geçici 1. Maddesinde: (1) Diğer kanunların, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31 Aralık 2008 tarihine kadar uygulanır..
6-5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 madde ve fıkrasında:.
(1) Mahkûmiyet hükmünün yorumunda veya çektirilecek cezanın hesabında duraksama olursa, cezanın kısmen veya tamamen yerine getirilip getirilemeyeceği ileri sürülür ya da sonradan yürürlüğe giren kanun, hükümlünün lehinde olursa, duraksamanın giderilmesi veya yerine getirilecek cezanın belirlenmesi için hükmü veren mahkemeden karar istenir. (3) Yukarıdaki fıkralar uyarınca yapılan başvurular cezanın infazını ertelemez. Ancak, mahkeme olayın özelliğine göre infazın ertelenmesine veya durdurulmasına karar verebilir. 7- 5275 Sayılı Yasanın 101/1-3 Madde ve fıkrasında:.
(1) Cezanın infazı sırasında, 98 ilâ 100 üncü maddeler gereğince mahkemeden alınması gereken kararlar duruşma yapılmaksızın verilir. Karar verilmeden önce Cumhuriyet savcısı ve hükümlünün görüşlerini yazılı olarak bildirmeleri istenebilir..
(3)Bölge adliye mahkemesi veya Yargıtaydan başka mahkemeler tarafından verilmiş olan bu kararlara karşı itiraz yoluna gidilebilir.” hükümleri bulunmaktadır..
Ayrıca TBMM tarafından 5728 Sayılı Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlar ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile düzenleme yapıldığı ve bu kanunun yürürlükte olduğu ancak yapılan bu düzenlemeler içerisinde 3167 Sayılı Yasanın 16. Maddesi ile ilgili bir düzenlemenin bulunmadığı da ortadadır..
Kararına itiraz edilen mahkemenin itiraz edilen kararında; 5252 Sayılı Kanunun geçici 1. Maddesinde 5560 Sayılı Kanunla yapılan değişiklik üzerine belirlenen 31.12.2008 gününe değin, diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümlerinin düzeltilmesinin öngörüldüğü halde bu kapsamdan olarak yasa koyucu tarafından 5728 Sayılı “Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”u va’zettiği, dolayısıyla da uyumlaştırılması murat olunan diğer kanunların bu kapsamda yeniden düzenlenildiği., ancak bu çerçevede 3167 Sayılı Kanun hükümlerinin ayrık tutulduğu, bunun ise tamamen mevzuatın “Özel” niteliğinden kaynaklandığı, hal böyle olunca da Yargıtay Yüksek Dairesi’nin pek çok uygulamalarında da “özel yasa ” niteliğinden dolayı pek çok uygulanabilir (önödeme-uzlaşma…gibi) hukuk müessesesinden ayrık değerlendirildiği nazara alındığında, ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil eden çeklerden dolayı tayin olunacak ceza hükmünde de “çek bedeli kadar adli para cezası” olmasında hukuken aykırı bir durum görülmediğinden” sanık vekilinin talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır..
Yürürlükte olan yasal durum incelendiğinde; TCK nun 5/1 maddesinde bu kanunun genel hükümlerinin özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanacağı belirtilerek ceza hukukunda yeknesaklık sağlanmak istenmiştir. Bu amaçla 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesine; diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemesine aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31.12.2008 tarihine kadar uygulanır hükmü konulmuş ve bu süre yeniden uzatılmamıştır..
Yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. Madde hükmünü dikkate alarak ” Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” adı altında 580 maddeden oluşan 5728 Sayılı Yasayı çıkartmış ve bu yasa yürürlüğe girmiştir..
Buradan da anlaşıldığı üzere yasa koyucunun amacı TCK nun genel hükümlerinin bütün özel yasalarda ve ceza hükmü içeren yasalarda uygulanmasını sağlamaktır. 5237 Sayılı TCK nun 52. maddesi dikkate alındığında adli para cezasının tanımının yapıldığı görülmektedir. Buna göre adli para cezası , beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmadığı hallerde 730 günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması sureti ile hesaplanan meblağın hükümlü tarafından devlet hazinesine ödenmesinden ibarettir.
Bu maddenin 1. fıkrasında bulunan “kanunda aksine hüküm bulunmayan haller” tanımının adli para cezası gün sayısının bu genel düzenlemeye aykırı olarak 730 günün altında veya üstünde düzenlenecebileceği ve bu düzenlemenin de geçerli olduğu anlamındadır. Buradan da anlaşıldığı üzere TCK genel hükümlerinde gün adli para cezası sistemi benimsenmiştir. 3167 Sayılı yasanın 16. maddesi değerlendirildiğinde; “….. çek bedeli tutarı kadar ağır para cezası (adli para cezası) ile cezalandırılırlar . Ancak verilecek para cezası 80 milyar liradan fazla olamaz. ” hükmünün bulunduğu, bu düzenlemenin gün para cezası içermemesi nedeni ile TCK nun 52/1 maddesine uygun olmadığı ortadadır..
Yasa koyucunun 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesinde sözünü ettiği diğer kanunlar içerisinde 3167 Sayılı Yasanın da olduğu hususunda tereddüt yoktur. Buna göre 3167 Sayılı Yasada bulunan ve 5237 Sayılı TCK nun 1.Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümler 31.12.2008 tarihine kadar uygulanabilecektir. Bu düzenlemenin mevhumu muhalifinden 3167 Sayılı (özel) Kanunun TCK nun 1. kitabının 52. maddesinde düzenlenen gün para sistemine aykırı olan ceza kuralının 31.12.2008 tarihinden sonra uygulanmayacağı 5252 Sayıl Yasanın geçici 1. Maddesinin emredici hükmüdür. Kaldı ki yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesini dikkate alarak 5728 Sayılı Yasa ile özel yasalarda ayrıntılı düzenlemeler yapmasına rağmen 3167 Sayılı Yasada herhangi bir düzenleme yapmamıştır..
Ayrıca Adalet Bakanlığı’nın http://www.kgm.adalet.gov.tr/basbakanlik/cekkanunu.pdf adresinde bulunan ve Çek Kanunu Tasarısı Taslağı olarak Başbakanlığa gönderilen metnin 5/1 madde ve fıkrasında “Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adlî paracezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adlî para cezası, çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamaz.” düzenlemesinin bulunduğu, bu düzenleme dikkate alındığında yasama organının büyük çoğunluğunu oluşturan yürütmeyi (hükümeti ) temsilen Adalet Bakanlığının da itirazı reddeden mahkeme ve red kararında belirtilen Yargıtay Dairesinin inancına aykırı olarak çek kanununda verilecek adli para cezasının gün para sistemine uygun olması gerektiğini öngördüğü, bu durum karşısında subjektif değerlendirme niteliğinde olan “çekin ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil etmesi” bu nedenle 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesindeki düzenlemenin değiştirilmediği yani ayrık tutulduğu (temel düzenlemeden istisna edildiği) yönündeki değerlendirmenin mevcut yasal durum karşısında yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır..
Yasa koyucunun atlama yaptığı, bir konuyu unuttuğu kabul edilemeyeceğine ve yukarıda da değinildiği gibi bu konuda değişiklik yapmak için Başbakanlığa kanun tasarısı taslağıda sevk edildiğine göre yürütmenin, (hükümetin ) ve yasa koyucunun (TBMM’nin) muradının 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesi ile düzenlenen ceza kuralının ortadan kalkması ve yeni yasal düzenleme yapılana kadar bu ceza hükmünün uygulanamaz olmasını sağlamak olduğu kabul edilmelidir. Çünkü ceza kuralları uygulanmak amacı ile konulur. Uygulanamayan bir ceza kuralı kaldırılmış demektir. Uygulanamayacağı yasa ile düzenlenen, bu nedenle yasal olarak kaldırılma dışında yok hükmünde olan bir kurala göre ceza vermek gerek Anayasa’da yapılan temel haklar ile ilgili düzenlemelere, temel hak ve özgürlükleri içeren Uluslararası Sözleşme hükümlerine ve gerekse Türk Ceza Kanunun 2. maddesinde düzenlenen kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz, kanunlarda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz kuralına da aykırıdır..
Bu yasal durum karşısında hükümlünün, 31.12.2008 tarihinden itibaren zımni olarak yürürlükten kaldırılan ve yerine yeni hüküm konulmaması nedeni ile cezasız bırakılan karşılıksız çek keşide etmek eyleminden dolayı cezalandırıldığı, hükümlü müdafiinin yaptığı itirazın hukuka uygun olmayan mülahazalarla red edildiği, itirazın yasal ve yerinde olduğu anlaşılmakla, 5275 Sayılı Yasanın 101/3 madde ve fıkrasının verdiği yetkiye dayanarak ve hükümlünün telafisi mümkün olmayan zararlara uğramasını engellemek amacı ile 5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 maddesi gereğince mahkumiyet hükmünün yorumunda ve çektirilecek cezanın hesabında açıklanan nedenlerle duraksama olduğundan 3167 Sayılı Yasada yeni bir düzenleme yapılana ya da 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesinin açıkça yürürlükten kaldırılması anına kadar infazın ertelenmesine, yasa koyucunun yeni bir düzenleme yapması halinde hükümlünün durumunun yeniden mahkemesince ele alınarak değerlendirilmesi için itirazın kabülü ile hükümlüye Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 31.07.2007 tarih ve 2007/299 esas 2007/590 karar sayılı ilamı ile verilen adli para cezasının infazının durdurulmasına karar vermek gerekmiştir..
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;.
1-Hükümlü H.S.S. müdafiinin yapmış olduğu İTİRAZIN KABÜLÜNE, 2-Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 04.02.2009 tarih ve 2007/299 esas 2007/590 karar sayılı EK KARARININ KALDIRILMASINA.
3-Sanık hakkında Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 31.07.2007 tarih ve 2007/299 esas 2007/590 karar sayılı ilamı ile verilen 26000TL adli para cezasının İNFAZININ DURDURULMASINA,.
4-Kararın bir örneğinin gereğinin yerine getirilmesi için Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine,.
Dosyanın Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesine iadesine, Karardan bir örneğin hükümlü vekiline TEBLİĞİNE ,.
Dair; 5275 Sayılı Yasanın 101/3 ve CMK nun 271/4 madde ve fıkrası gereğince incelenen dosya üzerinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi..16.03.2009..
.
.
.
SARAYKÖY ASLİYE CEZA MAHKEMEİ DOSYA NO :2007/176 KARAR NO :2007/201
HAKİM : GÜLPERİ GÜNEŞ 32147 C.SAVCISI : HÜSEYİN HÜR 107696 KATİP : MURAT AYRAL 97009
SANIK : A. G. K. SUÇ : KARŞILIKSIZ ÇEK KEŞİDE ETME SUÇ TARIHİ : 19/02/2007 ASIL KARAR TARİHİ : 25/09/2007 EK KARAR TARİHİ : 28/01/2009
HÜKÜMLÜ AHMET GÜRKAN ………KAN IN 21/01/2009 ARİHLİ İNFAZIN DURDURULMASINA İLİKİN DİLEKÇESİ C. SAVCISININ YAZILI GÖRÜŞÜ ALINARAKİNCELENDİ.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLÜ:
HÜKÜMLÜ AHMET GÜRKAN …..KAN HAKKINDA MAHKEMEMİZİN 25/09/2009 TARİH 2007/176-201 ESAS E KARAR SAYILI KARARI İLE KARŞILIKSIZ ÇEK KEŞİDE ETMEK SUÇUNDAN DAYI 60.000 TL ADLİ PARA CEZASI İL CEZALANDIRILMASIA KARAR VERİLDİĞİ, KARARIN 20/11/2007 TARİHİNDE KESİNLEŞEREK İNFAZA VERİLDİĞİ HÜKÜMLÜĞÜN ADLİ PARA CEZASNI ÖDEMEMESİ ÜZERİNE SARAYKÖY C.BAŞSAVCILIĞININ 29/01/2008 GÜNLÜ KARARI İLE HÜKÜMLÜYE VERİE ADLİ PARA CEZASININ 600 GÜN HAPİS CEZASINA ÇEVRİLDİĞİ VE 28/02/2008 TARİHİNDE İNFAZA BAŞLANDIĞI HÜKÜMLÜNÜN HALEN B CEZASINI İNFAZ TTİĞİ 5252 SAYILI ÜÇK NIN YÜÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDAKİ KANUNUN GEÇİCİ 1.MADDESİDE BELİRTİLEN DİĞEN KANUNLARIN TCK NIN GEEL HÜKÜMLERİNE AKRI OLAN MADDELERİNİN UYGULANMASINA DEVAM EDİLECEĞİNE İLİŞKİN HÜKMÜN 31/12/2008 TARİHİ İTİBARİYLE YÜRÜRÜKTE KALKTIĞI YASA KOYUCU TARAFINDAN 5728 SAYILI YASA İLE BİR ÇOK ÖZEL YASDAKİ CEZA HÜKÜMLERİ 5237 SAYILI YASAYA UYGUN HALE GETİRİLMESİNE RAĞMEN 3167 SAYILI YASA YÖNÜNDEN 31/12/2008 TARİHİNE KADAR HER HANGİ BİR DÜZENLEME YAPILMADIĞI 5252 SAYILI TCK NIN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KARARIN MADDESİ 5237 SAYILI TCK 45/1 52/1 MADELERİ İLE BİRLİKTE DEĞERLENDİRLDİĞİNDE BU GENEL URALIN BÜTÜN ÖZEL YASALARI BAĞLAYACĞI ÖZEL YASALARDAKİ AYKIRI HÜKÜMLRİN 31/12/2008 TARİHİNE KADAR UYGUNABİLECEĞİ BU TARİHE KADAR ÖZEL YASALARIN 5257 SAYILI TCK NIN GEEL KÜMLERİNE UYARLANMASININ ZORUNLU BULUNDUĞU ANCA 3167 SAYILI YASA AÇISINDAN HALEN BU UYARLAMANIN YAPILMAMIQŞ OLDUĞU ANLAŞILMAKLA HÜKÜMLÜNÜN MAĞDURİYETNE NEDE ALMAMAK AÇISINDAN 527 SAYILI ASANIN 98. MADDESİ UYARINCA İNFAZIN DURDURULMASINA KARAR VERMEKGEREKMİŞTİR. HÜKÜM YUKARIDA AÇIKLANAN NEDENLERLE
HÜKÜMLÜ AHMET GÜRKAN ……KAN HAKKINDA MAHKEMEMİZİN 25/09/207 TARİH 2007/176-201 ESAS VE KARAR SAYILI İLAMI İLE VERİLEN 60.000 TL ADLİ PARA CEZASINA İLİŞKİN İNFAZIN DURDURULMASINA.
HÜKÜMLÜNÜN BAŞKA BİR SUÇTAN TUTUKLU VEY HÜKÜMLÜ ULUNMAASI HALİNDE SALIVERİLMESİNE
KARARIN C.SAVCILIĞI ARACILIĞIYLA HÜKÜMLÜYE TEBLİĞİ DAİR, DOSYA ÜZERİNDEYAPILAN İNCELEMESONUCUNDA İSTEME UYGUN V TEBLİĞ TARİHİNDEN İTAREN 7 GÜN İÇİNDE DENİZLİ NBETÇİ AĞIR CEZA MAHKEMESİNE İTİRAZ YOLU AÇIK OLMAK ÜZERERKARAR VERİLDİ
Sakarya Ağır Ceza Mahkemesi, Karşılıksız Çek Beraat Kararı
BAŞKAN : ABDÜLKADİR YAVUZ ÜYE : BURHANETTİN ESENKAR ÜYE : CEVDET BAK
KATİP : BEHİYE AYDINHükümlü A.B. vekili Av. Levent S. tarafından Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.03.2009 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı ek kararı ile hükümlü vekilinin talebinin reddine ve mahkemelerinin 28.5.2008 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı ilamının değiştirilmesine ve infazın durdurulmasına yer olmadığına ve infazın devamına dair kararına dosya içeriğine göre süresi içerisinde; müvekkilinin 3167 Sayılı Kanuna Muhalefet nedeni ile para cezasına mahkum edildiği, 5275 Sayılı Yasanın 98. maddesi uyarınca yaptıkları başvurunun reddedildiği, bu kararın 5237 Sayılı TCK nun 5, 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesi, 3167 Sayılı Yasanın 16. maddesi ayrıca TCK 20.43.52,53,60,61 maddelerinde yer alan düzenlemelere aykırı olduğu, 31.11.2008 tarihi itibari ile karşılıksız çek keşide etmek eyleminin suç olmaktan çıktığı, böylece suçta ve cezada kanunilik ilkesi uyarınca hükümlü hakkında verilen cezanın yasal dayanağının kalmadığı iddiası ile Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından 24.03.2009 tarihinde infazın devamına ilişkin ek kararın itiraz incelemesi ile kaldırılmasını ve hakkında tayin edilen cezanın bütün sonuçları ile ortadan kaldırılmasını ve tahliyesini istemiştir.
İddia makamının mütalaası alındı, dosya incelendi
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Konu ile ilgili yasal durum incelendiğinde;
1-3167 Sayılı Yasanın 16. maddesinde : (1) Üzerinde yazılı keşide tarihinden önce veya ibraz süresi içinde 4 üncü madde uyarınca ibraz edildiğinde, yeterli karşılığı bulunmaması nedeniyle kısmen de olsa ödenmeyen çeki keşide eden hesap sahipleri veya yetkili temsilcileri, kanunların ayrıca suç saydığı haller saklı kalmak üzere, çek bedeli tutarı kadar ağır para cezasıyla cezalandırılırlar. Ancak verilecek para cezası seksenmilyar liradan fazla olamaz. Bu miktar, 01/03/1926 tarihli ve 765 sayılı Türk Ceza Kanununun ek 2 nci maddesine göre her yıl artırılır. Bu suçtan mükerrirlere, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.
2 – 5237 Sayılı TCK nun 2/1-3 madde ve fıkralarında ; (1) “Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz.”
(3) Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz.
3- 5237 Sayılı TCK nun 5/1 madde ve fıkralarında : “Bu Kanunun genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır. “
4-5237 Sayılı TCK nun 52/1-2-3 Madde ve fıkralarında; (1) Adlî para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hâllerde yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir.
(2) En az yirmi ve en fazla yüz Türk Lirası olan bir gün karşılığı adlî para cezasının miktarı, kişinin ekonomik ve diğer şahsî hâlleri göz önünde bulundurularak takdir edilir. (3) Kararda, adlî para cezasının belirlenmesinde esas alınan tam gün sayısı ile bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ayrı ayrı gösterilir. “
5-5252 Sayılı Yasanın 5349 Sayılı Yasanın 6. Maddesi ile değişik Geçici 1. Maddesinde: (1) Diğer kanunların, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31 Aralık 2008 tarihine kadar uygulanır.
6-5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 madde ve fıkrasında: (1) Mahkûmiyet hükmünün yorumunda veya çektirilecek cezanın hesabında duraksama olursa, cezanın kısmen veya tamamen yerine getirilip getirilemeyeceği ileri sürülür ya da sonradan yürürlüğe giren kanun, hükümlünün lehinde olursa, duraksamanın giderilmesi veya yerine getirilecek cezanın belirlenmesi için hükmü veren mahkemeden karar istenir. (3) Yukarıdaki fıkralar uyarınca yapılan başvurular cezanın infazını ertelemez. Ancak, mahkeme olayın özelliğine göre infazın ertelenmesine veya durdurulmasına karar verebilir.
7- 5275 Sayılı Yasanın 101/1-3 Madde ve fıkrasında: (1) Cezanın infazı sırasında, 98 ilâ 100 üncü maddeler gereğince mahkemeden alınması gereken kararlar duruşma yapılmaksızın verilir. Karar verilmeden önce Cumhuriyet savcısı ve hükümlünün görüşlerini yazılı olarak bildirmeleri istenebilir. “http://karsiliksizcek.wordpress.com/”
(3)Bölge adliye mahkemesi veya Yargıtaydan başka mahkemeler tarafından verilmiş olan bu kararlara karşı itiraz yoluna gidilebilir.” hükümleri bulunmaktadır.
Ayrıca TBMM tarafından 5728 Sayılı Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlar ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile düzenleme yapıldığı ve bu kanunun yürürlükte olduğu ancak yapılan bu düzenlemeler içerisinde 3167 Sayılı Yasanın 16. Maddesi ile ilgili bir düzenlemenin bulunmadığı da ortadadır.
Kararına itiraz edilen mahkemenin itiraz edilen kararında; 5252 Sayılı Kanunun geçici 1. Maddesinde 5560 Sayılı Kanunla yapılan değişiklik üzerine belirlenen 31.12.2008 gününe değin, diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümlerinin düzeltilmesinin öngörüldüğü halde bu kapsamdan olarak yasa koyucu tarafından 5728 Sayılı “Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”u va’zettiği, dolayısıyla da uyumlaştırılması murat olunan diğer kanunların bu kapsamda yeniden düzenlenildiği., ancak bu çerçevede 3167 Sayılı Kanun hükümlerinin ayrık tutulduğu, bunun ise tamamen mevzuatın “Özel” niteliğinden kaynaklandığı, hal böyle olunca da Yargıtay Yüksek Dairesi’nin pek çok uygulamalarında da “özel yasa ” niteliğinden dolayı pek çok uygulanabilir (önödeme-uzlaşma…gibi) hukuk müessesesinden ayrık değerlendirildiği nazara alındığında, ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil eden çeklerden dolayı tayin olunacak ceza hükmünde de “çek bedeli kadar adli para cezası” olmasında hukuken aykırı bir durum görülmediğinden” sanık vekilinin talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Yürürlükte olan yasal durum incelendiğinde; TCK nun 5/1 maddesinde bu kanunun genel hükümlerinin özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanacağı belirtilerek ceza hukukunda yeknesaklık sağlanmak istenmiştir.
Bu amaçla 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesine; diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemesine aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31.12.2008 tarihine kadar uygulanır hükmü konulmuş ve bu süre yeniden uzatılmamıştır.
Yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. Madde hükmünü dikkate alarak ” Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” adı altında 580 maddeden oluşan 5728 Sayılı Yasayı çıkartmış ve bu yasa yürürlüğe girmiştir.
Buradan da anlaşıldığı üzere yasa koyucunun amacı TCK nun genel hükümlerinin bütün özel yasalarda ve ceza hükmü içeren yasalarda uygulanmasını sağlamaktır.
5237 Sayılı TCK nun 52. maddesi dikkate alındığında adli para cezasının tanımının yapıldığı görülmektedir. Buna göre adli para cezası , beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmadığı hallerde 730 günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması sureti ile hesaplanan meblağın hükümlü tarafından devlet hazinesine ödenmesinden ibarettir
Bu maddenin 1. fıkrasında bulunan “kanunda aksine hüküm bulunmayan haller” tanımının adli para cezası gün sayısının bu genel düzenlemeye aykırı olarak 730 günün altında veya üstünde düzenlenebileceği ve bu düzenlemenin de geçerli olduğu anlamındadır. Buradan da anlaşıldığı üzere TCK genel hükümlerinde gün adli para cezası sistemi benimsenmiştir. 3167 Sayılı yasanın 16. maddesi değerlendirildiğinde; “….. çek bedeli tutarı kadar ağır para cezası (adli para cezası) ile cezalandırılırlar . Ancak verilecek para cezası 80 milyar liradan fazla olamaz. ” hükmünün bulunduğu, bu düzenlemenin gün para cezası içermemesi nedeni ile TCK nun 52/1 maddesine uygun olmadığı ortadadır.
Yasa koyucunun 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesinde sözünü ettiği diğer kanunlar içerisinde 3167 Sayılı Yasanın da olduğu hususunda tereddüt yoktur. Buna göre 3167 Sayılı Yasada bulunan ve 5237 Sayılı TCK nun 1.Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümler 31.12.2008 tarihine kadar uygulanabilecektir. Bu düzenlemenin mevhumu muhalifinden 3167 Sayılı (özel) Kanunun TCK nun 1. kitabının 52. maddesinde düzenlenen gün para sistemine aykırı olan ceza kuralının 31.12.2008 tarihinden sonra uygulanmayacağı 5252 Sayıl Yasanın geçici 1. Maddesinin emredici hükmüdür. Kaldı ki yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesini dikkate alarak 5728 Sayılı Yasa ile özel yasalarda ayrıntılı düzenlemeler yapmasına rağmen 3167 Sayılı Yasada herhangi bir düzenleme yapmamıştır.
Ayrıca Adalet Bakanlığı’nın http://www.kgm.adalet.gov.tr/basbakanlik/cekkanunu.pdf adresinde bulunan ve Çek Kanunu Tasarısı Taslağı olarak Başbakanlığa gönderilen metnin 5/1 madde ve fıkrasında “Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adlî paracezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adlî para cezası, çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamaz.” düzenlemesinin bulunduğu, bu düzenleme dikkate alındığında yasama organının büyük çoğunluğunu oluşturan yürütmeyi (hükümeti ) temsilen Adalet Bakanlığının da itirazı reddeden mahkeme ve red kararında belirtilen Yargıtay Dairesinin inancına aykırı olarak çek kanununda verilecek adli para cezasının gün para sistemine uygun olması gerektiğini öngördüğü, bu durum karşısında subjektif değerlendirme niteliğinde olan “çekin ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil etmesi” bu nedenle 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesindeki düzenlemenin değiştirilmediği yani ayrık tutulduğu (temel düzenlemeden istisna edildiği) yönündeki değerlendirmenin mevcut yasal durum karşısında yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
Yasa koyucunun atlama yaptığı, bir konuyu unuttuğu kabul edilemeyeceğine ve yukarıda da değinildiği gibi bu konuda değişiklik yapmak için Başbakanlığa kanun tasarısı taslağıda sevk edildiğine göre yürütmenin, (hükümetin ) ve yasa koyucunun (TBMM’nin) muradının 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesi ile düzenlenen ceza kuralının ortadan kalkması ve yeni yasal düzenleme yapılana kadar bu ceza hükmünün uygulanamaz olmasını sağlamak olduğu kabul edilmelidir. Çünkü ceza kuralları uygulanmak amacı ile konulur. Uygulanamayan bir ceza kuralı kaldırılmış demektir. Uygulanamayacağı yasa ile düzenlenen, bu nedenle yasal olarak kaldırılma dışında yok hükmünde olan bir kurala göre ceza vermek gerek Anayasa’da yapılan temel haklar ile ilgili düzenlemelere, temel hak ve özgürlükleri içeren Uluslararası Sözleşme hükümlerine ve gerekse Türk Ceza Kanunun 2. maddesinde düzenlenen kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz, kanunlarda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz kuralına da aykırıdır.
Bu yasal durum karşısında hükümlünün, 31.12.2008 tarihinden itibaren zımni olarak yürürlükten kaldırılan ve yerine yeni hüküm konulmaması nedeni ile cezasız bırakılan karşılıksız çek keşide etmek eyleminden dolayı cezalandırıldığı, hükümlü müdafiinin yaptığı itirazın hukuka uygun olmayan mülahazalarla red edildiği, itirazın yasal ve yerinde olduğu anlaşılmakla, 5275 Sayılı Yasanın 101/3 madde ve fıkrasının verdiği yetkiye dayanarak ve hükümlünün telafisi mümkün olmayan zararlara uğramasını engellemek amacı ile 5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 maddesi gereğince mahkumiyet hükmünün yorumunda ve çektirilecek cezanın hesabında açıklanan nedenlerle duraksama olduğundan 3167 Sayılı Yasada yeni bir düzenleme yapılana ya da 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesinin açıkça yürürlükten kaldırılması anına kadar infazın ertelenmesine, yasa koyucunun yeni bir düzenleme yapması halinde hükümlünün durumunun yeniden mahkemesince ele alınarak değerlendirilmesi için itirazın kabülü ile hükümlüye Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 08.05.2008 tarih ve 2008/202 esas, 2008/323 karar sayılı ilamı ile verilen adli para cezasının infazının durdurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Hükümlü Abdullah Bekir vekilinin yapmış olduğu İTİRAZIN KABÜLÜNE, 2-Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.03.2009 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı EK KARARININ KALDIRILMASINA
3-Sanık hakkında Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 8.5.2008 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı ilamı ile verilen 4158 .- TL, adli para cezasının İNFAZININ DURDURULMASINA,
4-Kararın bir örneğinin gereğinin yerine getirilmesi için Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine,
Dosyanın Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesine iadesine, Karardan bir örneğin hükümlü vekiline TEBLİĞİNE , Dair; 5275 Sayılı Yasanın 101/3 ve CMK nun 271/4 madde ve fıkrası gereğince incelenen dosya üzerinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.27.03.2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/7 Geliş Tarihi: 05/01/2009 Mahkemesi: Köyceğiz Sulh Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2008/82 Mahkeme Karar No: 2008/141 Mahkeme Karar Tarihi: 15/05/2008
Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme
DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/133 Karar BOZMA Karar Tarihi 19/01/2009 Kapatma Tarihi 03/02/2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/9 Geliş Tarihi: 05/01/2009
Mahkemesi: Tarsus Ağır Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2008/903 Mahkeme Karar No: 2008/903 Mahkeme Karar Tarihi: 14/07/2008
Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/135 Karar BOZMA Karar Tarihi 19/01/2009 Kapatma Tarihi 03/02/2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/14 Geliş Tarihi: 12/01/2009
Mahkemesi: Korkuteli Asliye Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2005/153
Mahkeme Karar No: 2006/97 Mahkeme Karar Tarihi: 10/03/2006
Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/784 Karar BOZMA Karar Tarihi 26/01/2009 Kapatma Tarihi 12/02/2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/18 Geliş Tarihi: 12/01/2009
Mahkemesi: Malatya 4. Asliye Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2006/291
Mahkeme Karar No: 2007/539 Mahkeme Karar Tarihi: 17/07/2007 Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/787 Karar BOZMA Karar Tarihi 26/01/2009 Kapatma Tarihi 03/02/2009
SAYIN MİLLETVEKİLLERİM
Sayın
Milletvekilim
Karşılıksız çekten dolayı hapis cezası , kanayan bir yaradır ve Türk Hukuk Sistemi açısından bir yüz karasıdır! Kişi hak ve hürriyetlerine ve esasen mevcut Anayasamıza da aykırı olan bu uygulama 1 Ocak 2009 tarihi itibariyle yeni bir boyut kazanmıştır:
Konu ile ilgili mevcut hukuki durum aşağıda sadece iki ana husus bakımından özetlenmiştir. Uygulama yasasında verilen süre 31 Aralık 2008'de dolmuş ve bu tarihten itibaren karşılıksız çek suçları fiilen cezasız kalmıştır. Eğer hukuk devletiysek, bu suçtan dolayı, yeni bir yasal düzenleme yapılana kadar hiçbir mahkeme ceza veremez ve önceden verilmiş olan cezalar da hukuken yok hükmündedir.
Ne var ki yargı tereddüttedir ve 3 aydır çelişkili kararlar verilmektedir. Bazı mahkemeler ceza vermeye devam ederken kendisinden bir çözüm beklenen YARGITAY, bugüne kadar yerel mahkemelere emsal oluşturacak bir karar da vermemiştir. Bazı illerdeki Asliye Ceza Mahkemeleri ve en önemlisi Sakarya 1. Ağır Ceza Mahkemesi ise, cezaların infazını durdurmuş ve hükümlüler tahliye edilmeye başlanmıştır. Diğer taraftan karşılıksız çekten dolayı ceza almış olan binlerce kişi ise kanunsuz bir şekilde 3 ayı aşkın süredir cezaevlerinde tutulmaktadır.
Ekonomik suçtan dolayı hürriyeti bağlayıcı ceza verilmesinin gayri insani olduğu, mevcut düzenlemenin anayasaya aykırı olduğu konuları bir tarafa, ortada apaçık bir hukuksuzluk ve kaos vardır! Teknik bir konu değil, akl-ı selim sahibi herkesin kolayca anlayabileceği basit bir durum var ortada... Prof. Dr. Adem Sözüer ve daha birçok hukukçu aylardır konuyu anlatmaya çalışıyor ama maalesef hukuksuzluk devam ediyor.
Bu kaos hem adalet anlayışını zedeliyor, hem de apaçık bir ihlal niteliği taşıyor. Üç aydır haksız yere cezaevlerinde tutulan insanlar, bu durumu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine taşıdıklarında kesinlikle lehe bir karar çıkacak ve yüklü tazminatlar gündeme gelecektir. Zira Sakarya Ağır Ceza Mahkemesinin aynı konuda verdiği emsal kararlar var. Bu kararlar diğer mahkemeleri bağlayıcı olmasa da ceza hukukunun uygulanmasında yeknesaklık zedelenmiş ve kanun önünde eşitlik ilkesi bozulmuştur. Böyle bir netice, Meclisi ve hükumeti zor durumda bırakacağı gibi, uluslararası hukuk çevrelerinde ve kamuoyu nezdinde yargı organlarının saygınlığını da zedeleyici sonuçlar doğurabilecektir. Meclisin ve hükumetin bir an önce bu çarpık duruma el koyması ve hukuksuzluğu sona erdirmesi gerekiyor.
Yeni yasada adli para cezası ve dolayısıyla hapis cezası devam edecek olsa da, çıkacak kanuna eklenecek bir geçici madde ile, 1 Ocak 2009 tarihi ile kanunun çıktığı tarihe kadar oluşmuş bulunan yasal boşluk sebebiyle cezasız kalmış olan karşılıksız çek suçundan dolayı verilen cezaların kaldırılması sağlanabilir. Böylece hem yargının tereddütleri izale edilmiş olur, bozulan yeknesaklık ve eşitlik ilkesi de nispeten telafi edilebilir.
Ortada kamu vicdanını rahatsız eden, toplumsal barışı zedeleyen ve adalet duygusunu inciten çok vahim bir tablo vardır ve süratle çözüm beklenmektedir.
Sessiz sedasız onbinlerce insan ve aile, Yüce Meclisten hukuk devleti esasına uygun bir çözüm beklemektedir.
HUKUKİ DURUMUN ÖZETİ
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 5 inci maddesi “Özel kanunlarla ilişki” başlığını taşımaktadır. Bu maddeye göre, “Bu Kanun’un genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren özel kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır.” Bu kanunun yayınlanmasını müteakip 3167 sayılı Çek Yasasının da içinde bulunduğu “ceza içeren özel kanunlar”da gerekli değişiklik ve uyumların yapılabilmesi için 5nci maddenin uygulanması 31.12.2008 tarihine ertelenmiştir. Ancak 31.12.2008 tarihine kadar, diğer birçok özel kanunda değişiklik yapılmış olmasına rağmen Çek Kanununda gerekli değişiklikler yapılmadığından, artık 01.01.2009 tarihi itibariyle 3167 Sayılı Yasanın ceza içeren ve TCK Genel Hükümlerine aykırılık teşkil eden maddeleri zımnen yürürlükten kaldırılmış bulunmaktadır. Nitekim, 31.12.2008 tarihine dek, ceza hükmü getiren diğer özel kanunlardan olan 3167 Sayılı Çek Kanununun cezai hükümleri, TCK’nun genel hükümlerine aykırı olsa da uygulanabilmekteydi.
Aykırılıklar nerededir?
1. TCK m. 21 bakımından : 3167 SK. m. 16/1’de karşılıksız çek keşide etme suçu, “şekli suç” niteliğinde düzenlenmiştir. Ancak, TCK ’nın genel hükümleri (m. 21) uyarınca, bir suçun oluşumu kastın varlığına bağlıdır. Kast “doğrudan”(m. 21/1) veya “olası kast” (m. 21/2) olabilir. Bu nedenle, bir kişinin karşılıksız çek nedeniyle cezalandırılabilmesi için, bu kişinin çeki keşide ederken, çekin karşılıksız kalacağı kastıyla hareket etmiş olması gerekmektedir. Başka bir deyişle, bunu bilmeli ve istemelidir. Dolayısıyla, yapılan yargılamada, artık kastın varlığı mutlak olarak araştırılmalı ve bunun sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır. Şayet olayda kast yoksa TCK m. 21/2’ye göre, somut olayda karşılıksız çek keşide eden kişide “olası kast”ın varlığı da ayrıca değerlendirilerek, maddede öngörülen ceza indirimleri uygulanmalıdır. 5252 Sayılı Kanunun kabulü ve uygulanması ile, hukukumuzda bugüne kadar zaten tartışmalı olan “objektif sorumluluk” esası terkedilmiş ve “kusursuz ceza olmaz” esası tamamen geçerli kılınmıştır. Şu halde, karşılıksız çek suçlarında, 1.1.2009 tarihine kadar “objektif sorumluluk” esasına göre verilmiş olan cezalar geçerliliğini yitirmiş bulunmaktadır. Artık suçun manevi unsuru olarak “kast” aranmalıdır. Aksi bir uygulama “kanunsuz suç ve ceza olamaz” esasına açık bir aykırılık teşkil edecektir.
2. TCK m. 52 bakımından Çek Kanunu’na göre, karşılıksız çek keşide etme suçunun cezası, çek bedeli tutarı kadar “adli para cezası” olarak belirlenmekteydi. Ancak, 1.1.2009 tarihinden itibaren TCK’nın adli para cezalarına ilişkin 52. maddesi uygulama alanı bulacağından, ceza miktarının ve niteliğinin belirlenmesi değişmiş bulunmaktadır.
TCK 52. maddenin uygulanmaya başlaması ile Çek yasasındaki çek bedeline bağlı adli para cezası uygulaması son bulmuştur. Adli para cezasının miktarının tespiti artık, sadece gün/para esasına göre yapılabilecektir. 3167 Sayılı Çek Kanunu’nun uygulamasında, ceza, karşılıksız çıkan çek miktarına göre belirlenmekteyken, TCK’nın 52. maddesinin uygulanmasıyla, öncelikle tamgün hesabının yapılması ve bir güne karşılık gelen parasal miktarın belirlenmesi üzerine karar verilmesi gerekmektedir. TCK m. 61/8 hükmüne göre, adli para cezası, belirlenen sonuç gün ile kişinin bir gün karşılığı ödeyebileceği miktarın çarpılması suretiyle bulunacaktır. Bu itibarla, yargılama sonucunda verilecek adli para cezasının tayini usulü de tümden değişmektedir. Nitekim hazırlanan yeni Çek Kanunu tasarısında da "Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adlî para cezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adlî para cezası, çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamaz." Denilmek suretiyle adli para cezasının tayininde Yeni TCK’na uygun olarak gün/para sisteminin getirildiği görülmektedir.
Bu değerlendirmeler ışığı altında bugüne kadar 3167 Sayılı Kanuna göre verilen çek cezaları, 01.01.2009 tarihinde yürürlüğe girmiş bulunan TCK 5nci maddesi uyarınca , aynı kanunun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırılık teşkil etmektedir ve sanık/hükümlü lehine olan yeni hükümler uygulanarak bugüne kadar verilmiş olan cezaların infazı durdrulmalıdır.
Uygulanamayacağı yasa ile düzenlenen, bu nedenle yasal olarak yok hükmünde olan bir kurala göre ceza vermek, gerek Anayasa'da yapılan temel haklar ile ilgili düzenlemelere, temel hak ve özgürlükleri içeren Uluslararası Sözleşme hükümlerine ve gerekse Türk Ceza Kanunun 2. maddesinde düzenlenen kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz, kanunlarda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz kuralına da aykırıdır.
BU AŞAGILIK YAZILARA MÜSADEE ETMEYECEGİMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMM...........................................................................KARŞILIKSIZ ÇEKE HAPİS İNSANLIK ONURUNA AYKIRI İSE BU YAZILAR İNSANLIK ONURUNAAA UYGUNMUUUU?????
eğer insanda ALLAH korkusu yoksa..o insan en tehlikeli insandır.
şimdi gene tuzağa düşüyorsunuz..yazıyorsunuz çiziyorsunuz küfürler ediyorsunuz..
ama biliyor musunuz ki bunların hiçbiri beni ilgilendirmiyor..
buradaki tarzınızdan kendiniz sorumlusunuz...
battıkça batıyorsunuz..
peki hiç mi utanmıyorsunuz ki öbür siteye tekrar döndüğünüzde sizi burada malum tarzınızla izleyen o bayan arkadaşlarınıza ne anlatacaksınız..?? bunlardan da mı utanmıyorsunuz??? nasıl bir mezhep sahibisiniz siz???
yok mu sizin anneniz ablanız yada başka bayan yakınınız...???
yakışıyorsa eğer bütün bunlar siz devam edin...zerre kadar etkilenmem çünkü okumuyorum bile...
sanal ortamda bunları yazmak ancak psikolojik hastalığınızı anlatıyor bana...
siz mağdurlar...:)) çek mağdurları ...:))
gerçek olanları tenzih ederim sadece..
bu siz misiniz??
mutsuz insanlar ordusu....zavallısınız ve yemin ederim size acıyorum...ne yapabilirim diye de düşünmüyor değilim.ama laftan sözden anlamayan ve bütün değerlerini yitirmiş,onurunu şerefini ayaklar altına sermiş sizlere artık benim lafımda kalmadı...
şimdi ben çıkıyorum ama lütfen siz devam ediniz..gösteriniz marifetlerinizi arkadaşlarınıza ki neyin ne olduğunu daha iyi anlasınlar...
İŞTE SİTEYİ SABOTE EDEN KİŞİ ESKİ DOST NİKLİ KİŞİDRİ.
BUNUN BEDELİNİ MUTLAKA ÖDEYECEKTİR.
KOPYALARLA ÖNCE YAZDIĞI SEVİYESİZ YAZILARINI YOK ETMEYE ÇALIŞMAKTADIR..AMA İNSANLAR BUNA KANMAZ...MUTLAKA HEPSİ OKUNMAKTA VE OKUNACAKTIR DA..
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:.
Konu ile ilgili yasal durum incelendiğinde;.
1-3167 Sayılı Yasanın 16. maddesinde :.
(1) Üzerinde yazılı keşide tarihinden önce veya ibraz süresi içinde 4 üncü madde uyarınca ibraz edildiğinde, yeterli karşılığı bulunmaması nedeniyle kısmen de olsa ödenmeyen çeki keşide eden hesap sahipleri veya yetkili temsilcileri, kanunların ayrıca suç saydığı haller saklı kalmak üzere, çek bedeli tutarı kadar ağır para cezasıyla cezalandırılırlar. Ancak verilecek para cezası seksenmilyar liradan fazla olamaz. Bu miktar, 01/03/1926 tarihli ve 765 sayılı Türk Ceza Kanununun ek 2 nci maddesine göre her yıl artırılır. Bu suçtan mükerrirlere, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir..
2 – 5237 Sayılı TCK nun 2/1-3 madde ve fıkralarında ; (1) “Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz.”.
(3) Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz. 3- 5237 Sayılı TCK nun 5/1 madde ve fıkralarında :.
“Bu Kanunun genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır. “.
4-5237 Sayılı TCK nun 52/1-2-3 Madde ve fıkralarında; (1) Adlî para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hâllerde yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir..
(2) En az yirmi ve en fazla yüz Türk Lirası olan bir gün karşılığı adlî para cezasının miktarı, kişinin ekonomik ve diğer şahsî hâlleri göz önünde bulundurularak takdir edilir. (3) Kararda, adlî para cezasının belirlenmesinde esas alınan tam gün sayısı ile bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ayrı ayrı gösterilir. “.
5-5252 Sayılı Yasanın 5349 Sayılı Yasanın 6. Maddesi ile değişik Geçici 1. Maddesinde: (1) Diğer kanunların, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31 Aralık 2008 tarihine kadar uygulanır..
6-5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 madde ve fıkrasında:.
(1) Mahkûmiyet hükmünün yorumunda veya çektirilecek cezanın hesabında duraksama olursa, cezanın kısmen veya tamamen yerine getirilip getirilemeyeceği ileri sürülür ya da sonradan yürürlüğe giren kanun, hükümlünün lehinde olursa, duraksamanın giderilmesi veya yerine getirilecek cezanın belirlenmesi için hükmü veren mahkemeden karar istenir. (3) Yukarıdaki fıkralar uyarınca yapılan başvurular cezanın infazını ertelemez. Ancak, mahkeme olayın özelliğine göre infazın ertelenmesine veya durdurulmasına karar verebilir. 7- 5275 Sayılı Yasanın 101/1-3 Madde ve fıkrasında:.
(1) Cezanın infazı sırasında, 98 ilâ 100 üncü maddeler gereğince mahkemeden alınması gereken kararlar duruşma yapılmaksızın verilir. Karar verilmeden önce Cumhuriyet savcısı ve hükümlünün görüşlerini yazılı olarak bildirmeleri istenebilir..
(3)Bölge adliye mahkemesi veya Yargıtaydan başka mahkemeler tarafından verilmiş olan bu kararlara karşı itiraz yoluna gidilebilir.” hükümleri bulunmaktadır..
Ayrıca TBMM tarafından 5728 Sayılı Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlar ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile düzenleme yapıldığı ve bu kanunun yürürlükte olduğu ancak yapılan bu düzenlemeler içerisinde 3167 Sayılı Yasanın 16. Maddesi ile ilgili bir düzenlemenin bulunmadığı da ortadadır..
Kararına itiraz edilen mahkemenin itiraz edilen kararında; 5252 Sayılı Kanunun geçici 1. Maddesinde 5560 Sayılı Kanunla yapılan değişiklik üzerine belirlenen 31.12.2008 gününe değin, diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümlerinin düzeltilmesinin öngörüldüğü halde bu kapsamdan olarak yasa koyucu tarafından 5728 Sayılı “Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”u va’zettiği, dolayısıyla da uyumlaştırılması murat olunan diğer kanunların bu kapsamda yeniden düzenlenildiği., ancak bu çerçevede 3167 Sayılı Kanun hükümlerinin ayrık tutulduğu, bunun ise tamamen mevzuatın “Özel” niteliğinden kaynaklandığı, hal böyle olunca da Yargıtay Yüksek Dairesi’nin pek çok uygulamalarında da “özel yasa ” niteliğinden dolayı pek çok uygulanabilir (önödeme-uzlaşma…gibi) hukuk müessesesinden ayrık değerlendirildiği nazara alındığında, ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil eden çeklerden dolayı tayin olunacak ceza hükmünde de “çek bedeli kadar adli para cezası” olmasında hukuken aykırı bir durum görülmediğinden” sanık vekilinin talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır..
Yürürlükte olan yasal durum incelendiğinde; TCK nun 5/1 maddesinde bu kanunun genel hükümlerinin özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanacağı belirtilerek ceza hukukunda yeknesaklık sağlanmak istenmiştir. Bu amaçla 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesine; diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemesine aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31.12.2008 tarihine kadar uygulanır hükmü konulmuş ve bu süre yeniden uzatılmamıştır..
Yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. Madde hükmünü dikkate alarak ” Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” adı altında 580 maddeden oluşan 5728 Sayılı Yasayı çıkartmış ve bu yasa yürürlüğe girmiştir..
Buradan da anlaşıldığı üzere yasa koyucunun amacı TCK nun genel hükümlerinin bütün özel yasalarda ve ceza hükmü içeren yasalarda uygulanmasını sağlamaktır. 5237 Sayılı TCK nun 52. maddesi dikkate alındığında adli para cezasının tanımının yapıldığı görülmektedir. Buna göre adli para cezası , beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmadığı hallerde 730 günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması sureti ile hesaplanan meblağın hükümlü tarafından devlet hazinesine ödenmesinden ibarettir.
Bu maddenin 1. fıkrasında bulunan “kanunda aksine hüküm bulunmayan haller” tanımının adli para cezası gün sayısının bu genel düzenlemeye aykırı olarak 730 günün altında veya üstünde düzenlenecebileceği ve bu düzenlemenin de geçerli olduğu anlamındadır. Buradan da anlaşıldığı üzere TCK genel hükümlerinde gün adli para cezası sistemi benimsenmiştir. 3167 Sayılı yasanın 16. maddesi değerlendirildiğinde; “….. çek bedeli tutarı kadar ağır para cezası (adli para cezası) ile cezalandırılırlar . Ancak verilecek para cezası 80 milyar liradan fazla olamaz. ” hükmünün bulunduğu, bu düzenlemenin gün para cezası içermemesi nedeni ile TCK nun 52/1 maddesine uygun olmadığı ortadadır..
Yasa koyucunun 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesinde sözünü ettiği diğer kanunlar içerisinde 3167 Sayılı Yasanın da olduğu hususunda tereddüt yoktur. Buna göre 3167 Sayılı Yasada bulunan ve 5237 Sayılı TCK nun 1.Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümler 31.12.2008 tarihine kadar uygulanabilecektir. Bu düzenlemenin mevhumu muhalifinden 3167 Sayılı (özel) Kanunun TCK nun 1. kitabının 52. maddesinde düzenlenen gün para sistemine aykırı olan ceza kuralının 31.12.2008 tarihinden sonra uygulanmayacağı 5252 Sayıl Yasanın geçici 1. Maddesinin emredici hükmüdür. Kaldı ki yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesini dikkate alarak 5728 Sayılı Yasa ile özel yasalarda ayrıntılı düzenlemeler yapmasına rağmen 3167 Sayılı Yasada herhangi bir düzenleme yapmamıştır..
Ayrıca Adalet Bakanlığı’nın http://www.kgm.adalet.gov.tr/basbakanlik/cekkanunu.pdf adresinde bulunan ve Çek Kanunu Tasarısı Taslağı olarak Başbakanlığa gönderilen metnin 5/1 madde ve fıkrasında “Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adlî paracezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adlî para cezası, çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamaz.” düzenlemesinin bulunduğu, bu düzenleme dikkate alındığında yasama organının büyük çoğunluğunu oluşturan yürütmeyi (hükümeti ) temsilen Adalet Bakanlığının da itirazı reddeden mahkeme ve red kararında belirtilen Yargıtay Dairesinin inancına aykırı olarak çek kanununda verilecek adli para cezasının gün para sistemine uygun olması gerektiğini öngördüğü, bu durum karşısında subjektif değerlendirme niteliğinde olan “çekin ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil etmesi” bu nedenle 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesindeki düzenlemenin değiştirilmediği yani ayrık tutulduğu (temel düzenlemeden istisna edildiği) yönündeki değerlendirmenin mevcut yasal durum karşısında yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır..
Yasa koyucunun atlama yaptığı, bir konuyu unuttuğu kabul edilemeyeceğine ve yukarıda da değinildiği gibi bu konuda değişiklik yapmak için Başbakanlığa kanun tasarısı taslağıda sevk edildiğine göre yürütmenin, (hükümetin ) ve yasa koyucunun (TBMM’nin) muradının 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesi ile düzenlenen ceza kuralının ortadan kalkması ve yeni yasal düzenleme yapılana kadar bu ceza hükmünün uygulanamaz olmasını sağlamak olduğu kabul edilmelidir. Çünkü ceza kuralları uygulanmak amacı ile konulur. Uygulanamayan bir ceza kuralı kaldırılmış demektir. Uygulanamayacağı yasa ile düzenlenen, bu nedenle yasal olarak kaldırılma dışında yok hükmünde olan bir kurala göre ceza vermek gerek Anayasa’da yapılan temel haklar ile ilgili düzenlemelere, temel hak ve özgürlükleri içeren Uluslararası Sözleşme hükümlerine ve gerekse Türk Ceza Kanunun 2. maddesinde düzenlenen kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz, kanunlarda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz kuralına da aykırıdır..
Bu yasal durum karşısında hükümlünün, 31.12.2008 tarihinden itibaren zımni olarak yürürlükten kaldırılan ve yerine yeni hüküm konulmaması nedeni ile cezasız bırakılan karşılıksız çek keşide etmek eyleminden dolayı cezalandırıldığı, hükümlü müdafiinin yaptığı itirazın hukuka uygun olmayan mülahazalarla red edildiği, itirazın yasal ve yerinde olduğu anlaşılmakla, 5275 Sayılı Yasanın 101/3 madde ve fıkrasının verdiği yetkiye dayanarak ve hükümlünün telafisi mümkün olmayan zararlara uğramasını engellemek amacı ile 5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 maddesi gereğince mahkumiyet hükmünün yorumunda ve çektirilecek cezanın hesabında açıklanan nedenlerle duraksama olduğundan 3167 Sayılı Yasada yeni bir düzenleme yapılana ya da 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesinin açıkça yürürlükten kaldırılması anına kadar infazın ertelenmesine, yasa koyucunun yeni bir düzenleme yapması halinde hükümlünün durumunun yeniden mahkemesince ele alınarak değerlendirilmesi için itirazın kabülü ile hükümlüye Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 31.07.2007 tarih ve 2007/299 esas 2007/590 karar sayılı ilamı ile verilen adli para cezasının infazının durdurulmasına karar vermek gerekmiştir..
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;.
1-Hükümlü H.S.S. müdafiinin yapmış olduğu İTİRAZIN KABÜLÜNE, 2-Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 04.02.2009 tarih ve 2007/299 esas 2007/590 karar sayılı EK KARARININ KALDIRILMASINA.
3-Sanık hakkında Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 31.07.2007 tarih ve 2007/299 esas 2007/590 karar sayılı ilamı ile verilen 26000TL adli para cezasının İNFAZININ DURDURULMASINA,.
4-Kararın bir örneğinin gereğinin yerine getirilmesi için Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine,.
Dosyanın Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesine iadesine, Karardan bir örneğin hükümlü vekiline TEBLİĞİNE ,.
Dair; 5275 Sayılı Yasanın 101/3 ve CMK nun 271/4 madde ve fıkrası gereğince incelenen dosya üzerinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi..16.03.2009..
.
.
.
SARAYKÖY ASLİYE CEZA MAHKEMEİ DOSYA NO :2007/176 KARAR NO :2007/201
HAKİM : GÜLPERİ GÜNEŞ 32147 C.SAVCISI : HÜSEYİN HÜR 107696 KATİP : MURAT AYRAL 97009
SANIK : A. G. K. SUÇ : KARŞILIKSIZ ÇEK KEŞİDE ETME SUÇ TARIHİ : 19/02/2007 ASIL KARAR TARİHİ : 25/09/2007 EK KARAR TARİHİ : 28/01/2009
HÜKÜMLÜ AHMET GÜRKAN ………KAN IN 21/01/2009 ARİHLİ İNFAZIN DURDURULMASINA İLİKİN DİLEKÇESİ C. SAVCISININ YAZILI GÖRÜŞÜ ALINARAKİNCELENDİ.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLÜ:
HÜKÜMLÜ AHMET GÜRKAN …..KAN HAKKINDA MAHKEMEMİZİN 25/09/2009 TARİH 2007/176-201 ESAS E KARAR SAYILI KARARI İLE KARŞILIKSIZ ÇEK KEŞİDE ETMEK SUÇUNDAN DAYI 60.000 TL ADLİ PARA CEZASI İL CEZALANDIRILMASIA KARAR VERİLDİĞİ, KARARIN 20/11/2007 TARİHİNDE KESİNLEŞEREK İNFAZA VERİLDİĞİ HÜKÜMLÜĞÜN ADLİ PARA CEZASNI ÖDEMEMESİ ÜZERİNE SARAYKÖY C.BAŞSAVCILIĞININ 29/01/2008 GÜNLÜ KARARI İLE HÜKÜMLÜYE VERİE ADLİ PARA CEZASININ 600 GÜN HAPİS CEZASINA ÇEVRİLDİĞİ VE 28/02/2008 TARİHİNDE İNFAZA BAŞLANDIĞI HÜKÜMLÜNÜN HALEN B CEZASINI İNFAZ TTİĞİ 5252 SAYILI ÜÇK NIN YÜÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDAKİ KANUNUN GEÇİCİ 1.MADDESİDE BELİRTİLEN DİĞEN KANUNLARIN TCK NIN GEEL HÜKÜMLERİNE AKRI OLAN MADDELERİNİN UYGULANMASINA DEVAM EDİLECEĞİNE İLİŞKİN HÜKMÜN 31/12/2008 TARİHİ İTİBARİYLE YÜRÜRÜKTE KALKTIĞI YASA KOYUCU TARAFINDAN 5728 SAYILI YASA İLE BİR ÇOK ÖZEL YASDAKİ CEZA HÜKÜMLERİ 5237 SAYILI YASAYA UYGUN HALE GETİRİLMESİNE RAĞMEN 3167 SAYILI YASA YÖNÜNDEN 31/12/2008 TARİHİNE KADAR HER HANGİ BİR DÜZENLEME YAPILMADIĞI 5252 SAYILI TCK NIN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KARARIN MADDESİ 5237 SAYILI TCK 45/1 52/1 MADELERİ İLE BİRLİKTE DEĞERLENDİRLDİĞİNDE BU GENEL URALIN BÜTÜN ÖZEL YASALARI BAĞLAYACĞI ÖZEL YASALARDAKİ AYKIRI HÜKÜMLRİN 31/12/2008 TARİHİNE KADAR UYGUNABİLECEĞİ BU TARİHE KADAR ÖZEL YASALARIN 5257 SAYILI TCK NIN GEEL KÜMLERİNE UYARLANMASININ ZORUNLU BULUNDUĞU ANCA 3167 SAYILI YASA AÇISINDAN HALEN BU UYARLAMANIN YAPILMAMIQŞ OLDUĞU ANLAŞILMAKLA HÜKÜMLÜNÜN MAĞDURİYETNE NEDE ALMAMAK AÇISINDAN 527 SAYILI ASANIN 98. MADDESİ UYARINCA İNFAZIN DURDURULMASINA KARAR VERMEKGEREKMİŞTİR. HÜKÜM YUKARIDA AÇIKLANAN NEDENLERLE
HÜKÜMLÜ AHMET GÜRKAN ……KAN HAKKINDA MAHKEMEMİZİN 25/09/207 TARİH 2007/176-201 ESAS VE KARAR SAYILI İLAMI İLE VERİLEN 60.000 TL ADLİ PARA CEZASINA İLİŞKİN İNFAZIN DURDURULMASINA.
HÜKÜMLÜNÜN BAŞKA BİR SUÇTAN TUTUKLU VEY HÜKÜMLÜ ULUNMAASI HALİNDE SALIVERİLMESİNE
KARARIN C.SAVCILIĞI ARACILIĞIYLA HÜKÜMLÜYE TEBLİĞİ DAİR, DOSYA ÜZERİNDEYAPILAN İNCELEMESONUCUNDA İSTEME UYGUN V TEBLİĞ TARİHİNDEN İTAREN 7 GÜN İÇİNDE DENİZLİ NBETÇİ AĞIR CEZA MAHKEMESİNE İTİRAZ YOLU AÇIK OLMAK ÜZERERKARAR VERİLDİ
Sakarya Ağır Ceza Mahkemesi, Karşılıksız Çek Beraat Kararı
BAŞKAN : ABDÜLKADİR YAVUZ ÜYE : BURHANETTİN ESENKAR ÜYE : CEVDET BAK
KATİP : BEHİYE AYDINHükümlü A.B. vekili Av. Levent S. tarafından Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.03.2009 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı ek kararı ile hükümlü vekilinin talebinin reddine ve mahkemelerinin 28.5.2008 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı ilamının değiştirilmesine ve infazın durdurulmasına yer olmadığına ve infazın devamına dair kararına dosya içeriğine göre süresi içerisinde; müvekkilinin 3167 Sayılı Kanuna Muhalefet nedeni ile para cezasına mahkum edildiği, 5275 Sayılı Yasanın 98. maddesi uyarınca yaptıkları başvurunun reddedildiği, bu kararın 5237 Sayılı TCK nun 5, 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesi, 3167 Sayılı Yasanın 16. maddesi ayrıca TCK 20.43.52,53,60,61 maddelerinde yer alan düzenlemelere aykırı olduğu, 31.11.2008 tarihi itibari ile karşılıksız çek keşide etmek eyleminin suç olmaktan çıktığı, böylece suçta ve cezada kanunilik ilkesi uyarınca hükümlü hakkında verilen cezanın yasal dayanağının kalmadığı iddiası ile Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından 24.03.2009 tarihinde infazın devamına ilişkin ek kararın itiraz incelemesi ile kaldırılmasını ve hakkında tayin edilen cezanın bütün sonuçları ile ortadan kaldırılmasını ve tahliyesini istemiştir.
İddia makamının mütalaası alındı, dosya incelendi
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Konu ile ilgili yasal durum incelendiğinde;
1-3167 Sayılı Yasanın 16. maddesinde : (1) Üzerinde yazılı keşide tarihinden önce veya ibraz süresi içinde 4 üncü madde uyarınca ibraz edildiğinde, yeterli karşılığı bulunmaması nedeniyle kısmen de olsa ödenmeyen çeki keşide eden hesap sahipleri veya yetkili temsilcileri, kanunların ayrıca suç saydığı haller saklı kalmak üzere, çek bedeli tutarı kadar ağır para cezasıyla cezalandırılırlar. Ancak verilecek para cezası seksenmilyar liradan fazla olamaz. Bu miktar, 01/03/1926 tarihli ve 765 sayılı Türk Ceza Kanununun ek 2 nci maddesine göre her yıl artırılır. Bu suçtan mükerrirlere, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.
2 – 5237 Sayılı TCK nun 2/1-3 madde ve fıkralarında ; (1) “Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz.”
(3) Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz.
3- 5237 Sayılı TCK nun 5/1 madde ve fıkralarında : “Bu Kanunun genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır. “
4-5237 Sayılı TCK nun 52/1-2-3 Madde ve fıkralarında; (1) Adlî para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hâllerde yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir.
(2) En az yirmi ve en fazla yüz Türk Lirası olan bir gün karşılığı adlî para cezasının miktarı, kişinin ekonomik ve diğer şahsî hâlleri göz önünde bulundurularak takdir edilir. (3) Kararda, adlî para cezasının belirlenmesinde esas alınan tam gün sayısı ile bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ayrı ayrı gösterilir. “
5-5252 Sayılı Yasanın 5349 Sayılı Yasanın 6. Maddesi ile değişik Geçici 1. Maddesinde: (1) Diğer kanunların, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31 Aralık 2008 tarihine kadar uygulanır.
6-5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 madde ve fıkrasında: (1) Mahkûmiyet hükmünün yorumunda veya çektirilecek cezanın hesabında duraksama olursa, cezanın kısmen veya tamamen yerine getirilip getirilemeyeceği ileri sürülür ya da sonradan yürürlüğe giren kanun, hükümlünün lehinde olursa, duraksamanın giderilmesi veya yerine getirilecek cezanın belirlenmesi için hükmü veren mahkemeden karar istenir. (3) Yukarıdaki fıkralar uyarınca yapılan başvurular cezanın infazını ertelemez. Ancak, mahkeme olayın özelliğine göre infazın ertelenmesine veya durdurulmasına karar verebilir.
7- 5275 Sayılı Yasanın 101/1-3 Madde ve fıkrasında: (1) Cezanın infazı sırasında, 98 ilâ 100 üncü maddeler gereğince mahkemeden alınması gereken kararlar duruşma yapılmaksızın verilir. Karar verilmeden önce Cumhuriyet savcısı ve hükümlünün görüşlerini yazılı olarak bildirmeleri istenebilir. “http://karsiliksizcek.wordpress.com/”
(3)Bölge adliye mahkemesi veya Yargıtaydan başka mahkemeler tarafından verilmiş olan bu kararlara karşı itiraz yoluna gidilebilir.” hükümleri bulunmaktadır.
Ayrıca TBMM tarafından 5728 Sayılı Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlar ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile düzenleme yapıldığı ve bu kanunun yürürlükte olduğu ancak yapılan bu düzenlemeler içerisinde 3167 Sayılı Yasanın 16. Maddesi ile ilgili bir düzenlemenin bulunmadığı da ortadadır.
Kararına itiraz edilen mahkemenin itiraz edilen kararında; 5252 Sayılı Kanunun geçici 1. Maddesinde 5560 Sayılı Kanunla yapılan değişiklik üzerine belirlenen 31.12.2008 gününe değin, diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümlerinin düzeltilmesinin öngörüldüğü halde bu kapsamdan olarak yasa koyucu tarafından 5728 Sayılı “Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”u va’zettiği, dolayısıyla da uyumlaştırılması murat olunan diğer kanunların bu kapsamda yeniden düzenlenildiği., ancak bu çerçevede 3167 Sayılı Kanun hükümlerinin ayrık tutulduğu, bunun ise tamamen mevzuatın “Özel” niteliğinden kaynaklandığı, hal böyle olunca da Yargıtay Yüksek Dairesi’nin pek çok uygulamalarında da “özel yasa ” niteliğinden dolayı pek çok uygulanabilir (önödeme-uzlaşma…gibi) hukuk müessesesinden ayrık değerlendirildiği nazara alındığında, ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil eden çeklerden dolayı tayin olunacak ceza hükmünde de “çek bedeli kadar adli para cezası” olmasında hukuken aykırı bir durum görülmediğinden” sanık vekilinin talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Yürürlükte olan yasal durum incelendiğinde; TCK nun 5/1 maddesinde bu kanunun genel hükümlerinin özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanacağı belirtilerek ceza hukukunda yeknesaklık sağlanmak istenmiştir.
Bu amaçla 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesine; diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemesine aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31.12.2008 tarihine kadar uygulanır hükmü konulmuş ve bu süre yeniden uzatılmamıştır.
Yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. Madde hükmünü dikkate alarak ” Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” adı altında 580 maddeden oluşan 5728 Sayılı Yasayı çıkartmış ve bu yasa yürürlüğe girmiştir.
Buradan da anlaşıldığı üzere yasa koyucunun amacı TCK nun genel hükümlerinin bütün özel yasalarda ve ceza hükmü içeren yasalarda uygulanmasını sağlamaktır.
5237 Sayılı TCK nun 52. maddesi dikkate alındığında adli para cezasının tanımının yapıldığı görülmektedir. Buna göre adli para cezası , beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmadığı hallerde 730 günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması sureti ile hesaplanan meblağın hükümlü tarafından devlet hazinesine ödenmesinden ibarettir
Bu maddenin 1. fıkrasında bulunan “kanunda aksine hüküm bulunmayan haller” tanımının adli para cezası gün sayısının bu genel düzenlemeye aykırı olarak 730 günün altında veya üstünde düzenlenebileceği ve bu düzenlemenin de geçerli olduğu anlamındadır. Buradan da anlaşıldığı üzere TCK genel hükümlerinde gün adli para cezası sistemi benimsenmiştir. 3167 Sayılı yasanın 16. maddesi değerlendirildiğinde; “….. çek bedeli tutarı kadar ağır para cezası (adli para cezası) ile cezalandırılırlar . Ancak verilecek para cezası 80 milyar liradan fazla olamaz. ” hükmünün bulunduğu, bu düzenlemenin gün para cezası içermemesi nedeni ile TCK nun 52/1 maddesine uygun olmadığı ortadadır.
Yasa koyucunun 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesinde sözünü ettiği diğer kanunlar içerisinde 3167 Sayılı Yasanın da olduğu hususunda tereddüt yoktur. Buna göre 3167 Sayılı Yasada bulunan ve 5237 Sayılı TCK nun 1.Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümler 31.12.2008 tarihine kadar uygulanabilecektir. Bu düzenlemenin mevhumu muhalifinden 3167 Sayılı (özel) Kanunun TCK nun 1. kitabının 52. maddesinde düzenlenen gün para sistemine aykırı olan ceza kuralının 31.12.2008 tarihinden sonra uygulanmayacağı 5252 Sayıl Yasanın geçici 1. Maddesinin emredici hükmüdür. Kaldı ki yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesini dikkate alarak 5728 Sayılı Yasa ile özel yasalarda ayrıntılı düzenlemeler yapmasına rağmen 3167 Sayılı Yasada herhangi bir düzenleme yapmamıştır.
Ayrıca Adalet Bakanlığı’nın http://www.kgm.adalet.gov.tr/basbakanlik/cekkanunu.pdf adresinde bulunan ve Çek Kanunu Tasarısı Taslağı olarak Başbakanlığa gönderilen metnin 5/1 madde ve fıkrasında “Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adlî paracezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adlî para cezası, çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamaz.” düzenlemesinin bulunduğu, bu düzenleme dikkate alındığında yasama organının büyük çoğunluğunu oluşturan yürütmeyi (hükümeti ) temsilen Adalet Bakanlığının da itirazı reddeden mahkeme ve red kararında belirtilen Yargıtay Dairesinin inancına aykırı olarak çek kanununda verilecek adli para cezasının gün para sistemine uygun olması gerektiğini öngördüğü, bu durum karşısında subjektif değerlendirme niteliğinde olan “çekin ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil etmesi” bu nedenle 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesindeki düzenlemenin değiştirilmediği yani ayrık tutulduğu (temel düzenlemeden istisna edildiği) yönündeki değerlendirmenin mevcut yasal durum karşısında yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
Yasa koyucunun atlama yaptığı, bir konuyu unuttuğu kabul edilemeyeceğine ve yukarıda da değinildiği gibi bu konuda değişiklik yapmak için Başbakanlığa kanun tasarısı taslağıda sevk edildiğine göre yürütmenin, (hükümetin ) ve yasa koyucunun (TBMM’nin) muradının 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesi ile düzenlenen ceza kuralının ortadan kalkması ve yeni yasal düzenleme yapılana kadar bu ceza hükmünün uygulanamaz olmasını sağlamak olduğu kabul edilmelidir. Çünkü ceza kuralları uygulanmak amacı ile konulur. Uygulanamayan bir ceza kuralı kaldırılmış demektir. Uygulanamayacağı yasa ile düzenlenen, bu nedenle yasal olarak kaldırılma dışında yok hükmünde olan bir kurala göre ceza vermek gerek Anayasa’da yapılan temel haklar ile ilgili düzenlemelere, temel hak ve özgürlükleri içeren Uluslararası Sözleşme hükümlerine ve gerekse Türk Ceza Kanunun 2. maddesinde düzenlenen kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz, kanunlarda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz kuralına da aykırıdır.
Bu yasal durum karşısında hükümlünün, 31.12.2008 tarihinden itibaren zımni olarak yürürlükten kaldırılan ve yerine yeni hüküm konulmaması nedeni ile cezasız bırakılan karşılıksız çek keşide etmek eyleminden dolayı cezalandırıldığı, hükümlü müdafiinin yaptığı itirazın hukuka uygun olmayan mülahazalarla red edildiği, itirazın yasal ve yerinde olduğu anlaşılmakla, 5275 Sayılı Yasanın 101/3 madde ve fıkrasının verdiği yetkiye dayanarak ve hükümlünün telafisi mümkün olmayan zararlara uğramasını engellemek amacı ile 5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 maddesi gereğince mahkumiyet hükmünün yorumunda ve çektirilecek cezanın hesabında açıklanan nedenlerle duraksama olduğundan 3167 Sayılı Yasada yeni bir düzenleme yapılana ya da 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesinin açıkça yürürlükten kaldırılması anına kadar infazın ertelenmesine, yasa koyucunun yeni bir düzenleme yapması halinde hükümlünün durumunun yeniden mahkemesince ele alınarak değerlendirilmesi için itirazın kabülü ile hükümlüye Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 08.05.2008 tarih ve 2008/202 esas, 2008/323 karar sayılı ilamı ile verilen adli para cezasının infazının durdurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Hükümlü Abdullah Bekir vekilinin yapmış olduğu İTİRAZIN KABÜLÜNE, 2-Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.03.2009 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı EK KARARININ KALDIRILMASINA
3-Sanık hakkında Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 8.5.2008 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı ilamı ile verilen 4158 .- TL, adli para cezasının İNFAZININ DURDURULMASINA,
4-Kararın bir örneğinin gereğinin yerine getirilmesi için Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine,
Dosyanın Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesine iadesine, Karardan bir örneğin hükümlü vekiline TEBLİĞİNE , Dair; 5275 Sayılı Yasanın 101/3 ve CMK nun 271/4 madde ve fıkrası gereğince incelenen dosya üzerinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.27.03.2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/7 Geliş Tarihi: 05/01/2009 Mahkemesi: Köyceğiz Sulh Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2008/82 Mahkeme Karar No: 2008/141 Mahkeme Karar Tarihi: 15/05/2008
Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme
DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/133 Karar BOZMA Karar Tarihi 19/01/2009 Kapatma Tarihi 03/02/2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/9 Geliş Tarihi: 05/01/2009
Mahkemesi: Tarsus Ağır Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2008/903 Mahkeme Karar No: 2008/903 Mahkeme Karar Tarihi: 14/07/2008
Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/135 Karar BOZMA Karar Tarihi 19/01/2009 Kapatma Tarihi 03/02/2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/14 Geliş Tarihi: 12/01/2009
Mahkemesi: Korkuteli Asliye Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2005/153
Mahkeme Karar No: 2006/97 Mahkeme Karar Tarihi: 10/03/2006
Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/784 Karar BOZMA Karar Tarihi 26/01/2009 Kapatma Tarihi 12/02/2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/18 Geliş Tarihi: 12/01/2009
Mahkemesi: Malatya 4. Asliye Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2006/291
Mahkeme Karar No: 2007/539 Mahkeme Karar Tarihi: 17/07/2007 Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/787 Karar BOZMA Karar Tarihi 26/01/2009 Kapatma Tarihi 03/02/2009
SAYIN MİLLETVEKİLLERİM
Sayın
Milletvekilim
Karşılıksız çekten dolayı hapis cezası , kanayan bir yaradır ve Türk Hukuk Sistemi açısından bir yüz karasıdır! Kişi hak ve hürriyetlerine ve esasen mevcut Anayasamıza da aykırı olan bu uygulama 1 Ocak 2009 tarihi itibariyle yeni bir boyut kazanmıştır:
Konu ile ilgili mevcut hukuki durum aşağıda sadece iki ana husus bakımından özetlenmiştir. Uygulama yasasında verilen süre 31 Aralık 2008'de dolmuş ve bu tarihten itibaren karşılıksız çek suçları fiilen cezasız kalmıştır. Eğer hukuk devletiysek, bu suçtan dolayı, yeni bir yasal düzenleme yapılana kadar hiçbir mahkeme ceza veremez ve önceden verilmiş olan cezalar da hukuken yok hükmündedir.
Ne var ki yargı tereddüttedir ve 3 aydır çelişkili kararlar verilmektedir. Bazı mahkemeler ceza vermeye devam ederken kendisinden bir çözüm beklenen YARGITAY, bugüne kadar yerel mahkemelere emsal oluşturacak bir karar da vermemiştir. Bazı illerdeki Asliye Ceza Mahkemeleri ve en önemlisi Sakarya 1. Ağır Ceza Mahkemesi ise, cezaların infazını durdurmuş ve hükümlüler tahliye edilmeye başlanmıştır. Diğer taraftan karşılıksız çekten dolayı ceza almış olan binlerce kişi ise kanunsuz bir şekilde 3 ayı aşkın süredir cezaevlerinde tutulmaktadır.
Ekonomik suçtan dolayı hürriyeti bağlayıcı ceza verilmesinin gayri insani olduğu, mevcut düzenlemenin anayasaya aykırı olduğu konuları bir tarafa, ortada apaçık bir hukuksuzluk ve kaos vardır! Teknik bir konu değil, akl-ı selim sahibi herkesin kolayca anlayabileceği basit bir durum var ortada... Prof. Dr. Adem Sözüer ve daha birçok hukukçu aylardır konuyu anlatmaya çalışıyor ama maalesef hukuksuzluk devam ediyor.
Bu kaos hem adalet anlayışını zedeliyor, hem de apaçık bir ihlal niteliği taşıyor. Üç aydır haksız yere cezaevlerinde tutulan insanlar, bu durumu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine taşıdıklarında kesinlikle lehe bir karar çıkacak ve yüklü tazminatlar gündeme gelecektir. Zira Sakarya Ağır Ceza Mahkemesinin aynı konuda verdiği emsal kararlar var. Bu kararlar diğer mahkemeleri bağlayıcı olmasa da ceza hukukunun uygulanmasında yeknesaklık zedelenmiş ve kanun önünde eşitlik ilkesi bozulmuştur. Böyle bir netice, Meclisi ve hükumeti zor durumda bırakacağı gibi, uluslararası hukuk çevrelerinde ve kamuoyu nezdinde yargı organlarının saygınlığını da zedeleyici sonuçlar doğurabilecektir. Meclisin ve hükumetin bir an önce bu çarpık duruma el koyması ve hukuksuzluğu sona erdirmesi gerekiyor.
Yeni yasada adli para cezası ve dolayısıyla hapis cezası devam edecek olsa da, çıkacak kanuna eklenecek bir geçici madde ile, 1 Ocak 2009 tarihi ile kanunun çıktığı tarihe kadar oluşmuş bulunan yasal boşluk sebebiyle cezasız kalmış olan karşılıksız çek suçundan dolayı verilen cezaların kaldırılması sağlanabilir. Böylece hem yargının tereddütleri izale edilmiş olur, bozulan yeknesaklık ve eşitlik ilkesi de nispeten telafi edilebilir.
Ortada kamu vicdanını rahatsız eden, toplumsal barışı zedeleyen ve adalet duygusunu inciten çok vahim bir tablo vardır ve süratle çözüm beklenmektedir.
Sessiz sedasız onbinlerce insan ve aile, Yüce Meclisten hukuk devleti esasına uygun bir çözüm beklemektedir.
HUKUKİ DURUMUN ÖZETİ
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 5 inci maddesi “Özel kanunlarla ilişki” başlığını taşımaktadır. Bu maddeye göre, “Bu Kanun’un genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren özel kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır.” Bu kanunun yayınlanmasını müteakip 3167 sayılı Çek Yasasının da içinde bulunduğu “ceza içeren özel kanunlar”da gerekli değişiklik ve uyumların yapılabilmesi için 5nci maddenin uygulanması 31.12.2008 tarihine ertelenmiştir. Ancak 31.12.2008 tarihine kadar, diğer birçok özel kanunda değişiklik yapılmış olmasına rağmen Çek Kanununda gerekli değişiklikler yapılmadığından, artık 01.01.2009 tarihi itibariyle 3167 Sayılı Yasanın ceza içeren ve TCK Genel Hükümlerine aykırılık teşkil eden maddeleri zımnen yürürlükten kaldırılmış bulunmaktadır. Nitekim, 31.12.2008 tarihine dek, ceza hükmü getiren diğer özel kanunlardan olan 3167 Sayılı Çek Kanununun cezai hükümleri, TCK’nun genel hükümlerine aykırı olsa da uygulanabilmekteydi.
Aykırılıklar nerededir?
1. TCK m. 21 bakımından : 3167 SK. m. 16/1’de karşılıksız çek keşide etme suçu, “şekli suç” niteliğinde düzenlenmiştir. Ancak, TCK ’nın genel hükümleri (m. 21) uyarınca, bir suçun oluşumu kastın varlığına bağlıdır. Kast “doğrudan”(m. 21/1) veya “olası kast” (m. 21/2) olabilir. Bu nedenle, bir kişinin karşılıksız çek nedeniyle cezalandırılabilmesi için, bu kişinin çeki keşide ederken, çekin karşılıksız kalacağı kastıyla hareket etmiş olması gerekmektedir. Başka bir deyişle, bunu bilmeli ve istemelidir. Dolayısıyla, yapılan yargılamada, artık kastın varlığı mutlak olarak araştırılmalı ve bunun sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır. Şayet olayda kast yoksa TCK m. 21/2’ye göre, somut olayda karşılıksız çek keşide eden kişide “olası kast”ın varlığı da ayrıca değerlendirilerek, maddede öngörülen ceza indirimleri uygulanmalıdır. 5252 Sayılı Kanunun kabulü ve uygulanması ile, hukukumuzda bugüne kadar zaten tartışmalı olan “objektif sorumluluk” esası terkedilmiş ve “kusursuz ceza olmaz” esası tamamen geçerli kılınmıştır. Şu halde, karşılıksız çek suçlarında, 1.1.2009 tarihine kadar “objektif sorumluluk” esasına göre verilmiş olan cezalar geçerliliğini yitirmiş bulunmaktadır. Artık suçun manevi unsuru olarak “kast” aranmalıdır. Aksi bir uygulama “kanunsuz suç ve ceza olamaz” esasına açık bir aykırılık teşkil edecektir.
2. TCK m. 52 bakımından Çek Kanunu’na göre, karşılıksız çek keşide etme suçunun cezası, çek bedeli tutarı kadar “adli para cezası” olarak belirlenmekteydi. Ancak, 1.1.2009 tarihinden itibaren TCK’nın adli para cezalarına ilişkin 52. maddesi uygulama alanı bulacağından, ceza miktarının ve niteliğinin belirlenmesi değişmiş bulunmaktadır.
TCK 52. maddenin uygulanmaya başlaması ile Çek yasasındaki çek bedeline bağlı adli para cezası uygulaması son bulmuştur. Adli para cezasının miktarının tespiti artık, sadece gün/para esasına göre yapılabilecektir. 3167 Sayılı Çek Kanunu’nun uygulamasında, ceza, karşılıksız çıkan çek miktarına göre belirlenmekteyken, TCK’nın 52. maddesinin uygulanmasıyla, öncelikle tamgün hesabının yapılması ve bir güne karşılık gelen parasal miktarın belirlenmesi üzerine karar verilmesi gerekmektedir. TCK m. 61/8 hükmüne göre, adli para cezası, belirlenen sonuç gün ile kişinin bir gün karşılığı ödeyebileceği miktarın çarpılması suretiyle bulunacaktır. Bu itibarla, yargılama sonucunda verilecek adli para cezasının tayini usulü de tümden değişmektedir. Nitekim hazırlanan yeni Çek Kanunu tasarısında da "Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adlî para cezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adlî para cezası, çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamaz." Denilmek suretiyle adli para cezasının tayininde Yeni TCK’na uygun olarak gün/para sisteminin getirildiği görülmektedir.
Bu değerlendirmeler ışığı altında bugüne kadar 3167 Sayılı Kanuna göre verilen çek cezaları, 01.01.2009 tarihinde yürürlüğe girmiş bulunan TCK 5nci maddesi uyarınca , aynı kanunun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırılık teşkil etmektedir ve sanık/hükümlü lehine olan yeni hükümler uygulanarak bugüne kadar verilmiş olan cezaların infazı durdrulmalıdır.
Uygulanamayacağı yasa ile düzenlenen, bu nedenle yasal olarak yok hükmünde olan bir kurala göre ceza vermek, gerek Anayasa'da yapılan temel haklar ile ilgili düzenlemelere, temel hak ve özgürlükleri içeren Uluslararası Sözleşme hükümlerine ve gerekse Türk Ceza Kanunun 2. maddesinde düzenlenen kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz, kanunlarda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz kuralına da aykırıdır.
BU AŞAGILIK YAZILARA MÜSADEE ETMEYECEGİMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMM...........................................................................KARŞILIKSIZ ÇEKE HAPİS İNSANLIK ONURUNA AYKIRI İSE BU YAZILAR İNSANLIK ONURUNAAA UYGUNMUUUU?????
ACİZ İNSAN İŞİDİR YAPTIĞINIZ ESKİ DOST ACİZ İNSAN İŞİ...
ACİZSENİZ DEVAM EDİN KOPYALARA...
BENCE DEVAM ETMELİSİNİZ ÇÜNKÜ GERÇEKTEN ACİZSİNİZ SİZ...
bu siteyi sen bu hale getirdin şeker manyağı bu onurlu mücadeleyle gırgır geçmene de ben müsaade etmeyeceğim...beyinsizsen kendine ama insanları aşağılamayı bırak çünkü senden daha aşağılık değil insan hayvan bile olamaz...
my way
BENİM HİÇ BİR YAZIMDA AŞAGILIK VE KÜFÜR YOKTUR..BEN SADECE BURADAKİ AŞAGILIK YAZILARIN OKUNMASINI ENGELLEMEKTEYİM..İSTEYEN GEÇMİŞ YAZILARI İNCELESİN,,,YAA ADAM GİBİ YAZACAKSIN YADA YAZAMAYACAKSIN,,BURAYI OKUYAN BİR SÜRÜ İNSAN VAR,,BEN DE ARTIK BİR GÖREV ALIYORUM BURDAA,,,,,MÜCADELEYE ZARAR VERMENİ ENGELLEYECEGİM.,,,BU SİTEYİİ CHATT SİTESİ OLARAK KULLANAMAYACAKSIN..ŞEKER HANIM
eğer insanda ALLAH korkusu yoksa..o insan en tehlikeli insandır.
şimdi gene tuzağa düşüyorsunuz..yazıyorsunuz çiziyorsunuz küfürler ediyorsunuz..
ama biliyor musunuz ki bunların hiçbiri beni ilgilendirmiyor..
buradaki tarzınızdan kendiniz sorumlusunuz...
battıkça batıyorsunuz..
peki hiç mi utanmıyorsunuz ki öbür siteye tekrar döndüğünüzde sizi burada malum tarzınızla izleyen o bayan arkadaşlarınıza ne anlatacaksınız..?? bunlardan da mı utanmıyorsunuz??? nasıl bir mezhep sahibisiniz siz???
yok mu sizin anneniz ablanız yada başka bayan yakınınız...???
yakışıyorsa eğer bütün bunlar siz devam edin...zerre kadar etkilenmem çünkü okumuyorum bile...
sanal ortamda bunları yazmak ancak psikolojik hastalığınızı anlatıyor bana...
siz mağdurlar...:)) çek mağdurları ...:))
gerçek olanları tenzih ederim sadece..
bu siz misiniz??
mutsuz insanlar ordusu....zavallısınız ve yemin ederim size acıyorum...ne yapabilirim diye de düşünmüyor değilim.ama laftan sözden anlamayan ve bütün değerlerini yitirmiş,onurunu şerefini ayaklar altına sermiş sizlere artık benim lafımda kalmadı...
şimdi ben çıkıyorum ama lütfen siz devam ediniz..gösteriniz marifetlerinizi arkadaşlarınıza ki neyin ne olduğunu daha iyi anlasınlar...
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:.
Konu ile ilgili yasal durum incelendiğinde;.
1-3167 Sayılı Yasanın 16. maddesinde :.
(1) Üzerinde yazılı keşide tarihinden önce veya ibraz süresi içinde 4 üncü madde uyarınca ibraz edildiğinde, yeterli karşılığı bulunmaması nedeniyle kısmen de olsa ödenmeyen çeki keşide eden hesap sahipleri veya yetkili temsilcileri, kanunların ayrıca suç saydığı haller saklı kalmak üzere, çek bedeli tutarı kadar ağır para cezasıyla cezalandırılırlar. Ancak verilecek para cezası seksenmilyar liradan fazla olamaz. Bu miktar, 01/03/1926 tarihli ve 765 sayılı Türk Ceza Kanununun ek 2 nci maddesine göre her yıl artırılır. Bu suçtan mükerrirlere, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir..
2 – 5237 Sayılı TCK nun 2/1-3 madde ve fıkralarında ; (1) “Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz.”.
(3) Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz. 3- 5237 Sayılı TCK nun 5/1 madde ve fıkralarında :.
“Bu Kanunun genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır. “.
4-5237 Sayılı TCK nun 52/1-2-3 Madde ve fıkralarında; (1) Adlî para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hâllerde yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir..
(2) En az yirmi ve en fazla yüz Türk Lirası olan bir gün karşılığı adlî para cezasının miktarı, kişinin ekonomik ve diğer şahsî hâlleri göz önünde bulundurularak takdir edilir. (3) Kararda, adlî para cezasının belirlenmesinde esas alınan tam gün sayısı ile bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ayrı ayrı gösterilir. “.
5-5252 Sayılı Yasanın 5349 Sayılı Yasanın 6. Maddesi ile değişik Geçici 1. Maddesinde: (1) Diğer kanunların, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31 Aralık 2008 tarihine kadar uygulanır..
6-5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 madde ve fıkrasında:.
(1) Mahkûmiyet hükmünün yorumunda veya çektirilecek cezanın hesabında duraksama olursa, cezanın kısmen veya tamamen yerine getirilip getirilemeyeceği ileri sürülür ya da sonradan yürürlüğe giren kanun, hükümlünün lehinde olursa, duraksamanın giderilmesi veya yerine getirilecek cezanın belirlenmesi için hükmü veren mahkemeden karar istenir. (3) Yukarıdaki fıkralar uyarınca yapılan başvurular cezanın infazını ertelemez. Ancak, mahkeme olayın özelliğine göre infazın ertelenmesine veya durdurulmasına karar verebilir. 7- 5275 Sayılı Yasanın 101/1-3 Madde ve fıkrasında:.
(1) Cezanın infazı sırasında, 98 ilâ 100 üncü maddeler gereğince mahkemeden alınması gereken kararlar duruşma yapılmaksızın verilir. Karar verilmeden önce Cumhuriyet savcısı ve hükümlünün görüşlerini yazılı olarak bildirmeleri istenebilir..
(3)Bölge adliye mahkemesi veya Yargıtaydan başka mahkemeler tarafından verilmiş olan bu kararlara karşı itiraz yoluna gidilebilir.” hükümleri bulunmaktadır..
Ayrıca TBMM tarafından 5728 Sayılı Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlar ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile düzenleme yapıldığı ve bu kanunun yürürlükte olduğu ancak yapılan bu düzenlemeler içerisinde 3167 Sayılı Yasanın 16. Maddesi ile ilgili bir düzenlemenin bulunmadığı da ortadadır..
Kararına itiraz edilen mahkemenin itiraz edilen kararında; 5252 Sayılı Kanunun geçici 1. Maddesinde 5560 Sayılı Kanunla yapılan değişiklik üzerine belirlenen 31.12.2008 gününe değin, diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümlerinin düzeltilmesinin öngörüldüğü halde bu kapsamdan olarak yasa koyucu tarafından 5728 Sayılı “Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”u va’zettiği, dolayısıyla da uyumlaştırılması murat olunan diğer kanunların bu kapsamda yeniden düzenlenildiği., ancak bu çerçevede 3167 Sayılı Kanun hükümlerinin ayrık tutulduğu, bunun ise tamamen mevzuatın “Özel” niteliğinden kaynaklandığı, hal böyle olunca da Yargıtay Yüksek Dairesi’nin pek çok uygulamalarında da “özel yasa ” niteliğinden dolayı pek çok uygulanabilir (önödeme-uzlaşma…gibi) hukuk müessesesinden ayrık değerlendirildiği nazara alındığında, ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil eden çeklerden dolayı tayin olunacak ceza hükmünde de “çek bedeli kadar adli para cezası” olmasında hukuken aykırı bir durum görülmediğinden” sanık vekilinin talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır..
Yürürlükte olan yasal durum incelendiğinde; TCK nun 5/1 maddesinde bu kanunun genel hükümlerinin özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanacağı belirtilerek ceza hukukunda yeknesaklık sağlanmak istenmiştir. Bu amaçla 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesine; diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemesine aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31.12.2008 tarihine kadar uygulanır hükmü konulmuş ve bu süre yeniden uzatılmamıştır..
Yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. Madde hükmünü dikkate alarak ” Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” adı altında 580 maddeden oluşan 5728 Sayılı Yasayı çıkartmış ve bu yasa yürürlüğe girmiştir..
Buradan da anlaşıldığı üzere yasa koyucunun amacı TCK nun genel hükümlerinin bütün özel yasalarda ve ceza hükmü içeren yasalarda uygulanmasını sağlamaktır. 5237 Sayılı TCK nun 52. maddesi dikkate alındığında adli para cezasının tanımının yapıldığı görülmektedir. Buna göre adli para cezası , beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmadığı hallerde 730 günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması sureti ile hesaplanan meblağın hükümlü tarafından devlet hazinesine ödenmesinden ibarettir.
Bu maddenin 1. fıkrasında bulunan “kanunda aksine hüküm bulunmayan haller” tanımının adli para cezası gün sayısının bu genel düzenlemeye aykırı olarak 730 günün altında veya üstünde düzenlenecebileceği ve bu düzenlemenin de geçerli olduğu anlamındadır. Buradan da anlaşıldığı üzere TCK genel hükümlerinde gün adli para cezası sistemi benimsenmiştir. 3167 Sayılı yasanın 16. maddesi değerlendirildiğinde; “….. çek bedeli tutarı kadar ağır para cezası (adli para cezası) ile cezalandırılırlar . Ancak verilecek para cezası 80 milyar liradan fazla olamaz. ” hükmünün bulunduğu, bu düzenlemenin gün para cezası içermemesi nedeni ile TCK nun 52/1 maddesine uygun olmadığı ortadadır..
Yasa koyucunun 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesinde sözünü ettiği diğer kanunlar içerisinde 3167 Sayılı Yasanın da olduğu hususunda tereddüt yoktur. Buna göre 3167 Sayılı Yasada bulunan ve 5237 Sayılı TCK nun 1.Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümler 31.12.2008 tarihine kadar uygulanabilecektir. Bu düzenlemenin mevhumu muhalifinden 3167 Sayılı (özel) Kanunun TCK nun 1. kitabının 52. maddesinde düzenlenen gün para sistemine aykırı olan ceza kuralının 31.12.2008 tarihinden sonra uygulanmayacağı 5252 Sayıl Yasanın geçici 1. Maddesinin emredici hükmüdür. Kaldı ki yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesini dikkate alarak 5728 Sayılı Yasa ile özel yasalarda ayrıntılı düzenlemeler yapmasına rağmen 3167 Sayılı Yasada herhangi bir düzenleme yapmamıştır..
Ayrıca Adalet Bakanlığı’nın http://www.kgm.adalet.gov.tr/basbakanlik/cekkanunu.pdf adresinde bulunan ve Çek Kanunu Tasarısı Taslağı olarak Başbakanlığa gönderilen metnin 5/1 madde ve fıkrasında “Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adlî paracezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adlî para cezası, çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamaz.” düzenlemesinin bulunduğu, bu düzenleme dikkate alındığında yasama organının büyük çoğunluğunu oluşturan yürütmeyi (hükümeti ) temsilen Adalet Bakanlığının da itirazı reddeden mahkeme ve red kararında belirtilen Yargıtay Dairesinin inancına aykırı olarak çek kanununda verilecek adli para cezasının gün para sistemine uygun olması gerektiğini öngördüğü, bu durum karşısında subjektif değerlendirme niteliğinde olan “çekin ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil etmesi” bu nedenle 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesindeki düzenlemenin değiştirilmediği yani ayrık tutulduğu (temel düzenlemeden istisna edildiği) yönündeki değerlendirmenin mevcut yasal durum karşısında yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır..
Yasa koyucunun atlama yaptığı, bir konuyu unuttuğu kabul edilemeyeceğine ve yukarıda da değinildiği gibi bu konuda değişiklik yapmak için Başbakanlığa kanun tasarısı taslağıda sevk edildiğine göre yürütmenin, (hükümetin ) ve yasa koyucunun (TBMM’nin) muradının 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesi ile düzenlenen ceza kuralının ortadan kalkması ve yeni yasal düzenleme yapılana kadar bu ceza hükmünün uygulanamaz olmasını sağlamak olduğu kabul edilmelidir. Çünkü ceza kuralları uygulanmak amacı ile konulur. Uygulanamayan bir ceza kuralı kaldırılmış demektir. Uygulanamayacağı yasa ile düzenlenen, bu nedenle yasal olarak kaldırılma dışında yok hükmünde olan bir kurala göre ceza vermek gerek Anayasa’da yapılan temel haklar ile ilgili düzenlemelere, temel hak ve özgürlükleri içeren Uluslararası Sözleşme hükümlerine ve gerekse Türk Ceza Kanunun 2. maddesinde düzenlenen kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz, kanunlarda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz kuralına da aykırıdır..
Bu yasal durum karşısında hükümlünün, 31.12.2008 tarihinden itibaren zımni olarak yürürlükten kaldırılan ve yerine yeni hüküm konulmaması nedeni ile cezasız bırakılan karşılıksız çek keşide etmek eyleminden dolayı cezalandırıldığı, hükümlü müdafiinin yaptığı itirazın hukuka uygun olmayan mülahazalarla red edildiği, itirazın yasal ve yerinde olduğu anlaşılmakla, 5275 Sayılı Yasanın 101/3 madde ve fıkrasının verdiği yetkiye dayanarak ve hükümlünün telafisi mümkün olmayan zararlara uğramasını engellemek amacı ile 5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 maddesi gereğince mahkumiyet hükmünün yorumunda ve çektirilecek cezanın hesabında açıklanan nedenlerle duraksama olduğundan 3167 Sayılı Yasada yeni bir düzenleme yapılana ya da 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesinin açıkça yürürlükten kaldırılması anına kadar infazın ertelenmesine, yasa koyucunun yeni bir düzenleme yapması halinde hükümlünün durumunun yeniden mahkemesince ele alınarak değerlendirilmesi için itirazın kabülü ile hükümlüye Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 31.07.2007 tarih ve 2007/299 esas 2007/590 karar sayılı ilamı ile verilen adli para cezasının infazının durdurulmasına karar vermek gerekmiştir..
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;.
1-Hükümlü H.S.S. müdafiinin yapmış olduğu İTİRAZIN KABÜLÜNE, 2-Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 04.02.2009 tarih ve 2007/299 esas 2007/590 karar sayılı EK KARARININ KALDIRILMASINA.
3-Sanık hakkında Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 31.07.2007 tarih ve 2007/299 esas 2007/590 karar sayılı ilamı ile verilen 26000TL adli para cezasının İNFAZININ DURDURULMASINA,.
4-Kararın bir örneğinin gereğinin yerine getirilmesi için Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine,.
Dosyanın Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesine iadesine, Karardan bir örneğin hükümlü vekiline TEBLİĞİNE ,.
Dair; 5275 Sayılı Yasanın 101/3 ve CMK nun 271/4 madde ve fıkrası gereğince incelenen dosya üzerinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi..16.03.2009..
.
.
.
SARAYKÖY ASLİYE CEZA MAHKEMEİ DOSYA NO :2007/176 KARAR NO :2007/201
HAKİM : GÜLPERİ GÜNEŞ 32147 C.SAVCISI : HÜSEYİN HÜR 107696 KATİP : MURAT AYRAL 97009
SANIK : A. G. K. SUÇ : KARŞILIKSIZ ÇEK KEŞİDE ETME SUÇ TARIHİ : 19/02/2007 ASIL KARAR TARİHİ : 25/09/2007 EK KARAR TARİHİ : 28/01/2009
HÜKÜMLÜ AHMET GÜRKAN ………KAN IN 21/01/2009 ARİHLİ İNFAZIN DURDURULMASINA İLİKİN DİLEKÇESİ C. SAVCISININ YAZILI GÖRÜŞÜ ALINARAKİNCELENDİ.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLÜ:
HÜKÜMLÜ AHMET GÜRKAN …..KAN HAKKINDA MAHKEMEMİZİN 25/09/2009 TARİH 2007/176-201 ESAS E KARAR SAYILI KARARI İLE KARŞILIKSIZ ÇEK KEŞİDE ETMEK SUÇUNDAN DAYI 60.000 TL ADLİ PARA CEZASI İL CEZALANDIRILMASIA KARAR VERİLDİĞİ, KARARIN 20/11/2007 TARİHİNDE KESİNLEŞEREK İNFAZA VERİLDİĞİ HÜKÜMLÜĞÜN ADLİ PARA CEZASNI ÖDEMEMESİ ÜZERİNE SARAYKÖY C.BAŞSAVCILIĞININ 29/01/2008 GÜNLÜ KARARI İLE HÜKÜMLÜYE VERİE ADLİ PARA CEZASININ 600 GÜN HAPİS CEZASINA ÇEVRİLDİĞİ VE 28/02/2008 TARİHİNDE İNFAZA BAŞLANDIĞI HÜKÜMLÜNÜN HALEN B CEZASINI İNFAZ TTİĞİ 5252 SAYILI ÜÇK NIN YÜÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDAKİ KANUNUN GEÇİCİ 1.MADDESİDE BELİRTİLEN DİĞEN KANUNLARIN TCK NIN GEEL HÜKÜMLERİNE AKRI OLAN MADDELERİNİN UYGULANMASINA DEVAM EDİLECEĞİNE İLİŞKİN HÜKMÜN 31/12/2008 TARİHİ İTİBARİYLE YÜRÜRÜKTE KALKTIĞI YASA KOYUCU TARAFINDAN 5728 SAYILI YASA İLE BİR ÇOK ÖZEL YASDAKİ CEZA HÜKÜMLERİ 5237 SAYILI YASAYA UYGUN HALE GETİRİLMESİNE RAĞMEN 3167 SAYILI YASA YÖNÜNDEN 31/12/2008 TARİHİNE KADAR HER HANGİ BİR DÜZENLEME YAPILMADIĞI 5252 SAYILI TCK NIN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KARARIN MADDESİ 5237 SAYILI TCK 45/1 52/1 MADELERİ İLE BİRLİKTE DEĞERLENDİRLDİĞİNDE BU GENEL URALIN BÜTÜN ÖZEL YASALARI BAĞLAYACĞI ÖZEL YASALARDAKİ AYKIRI HÜKÜMLRİN 31/12/2008 TARİHİNE KADAR UYGUNABİLECEĞİ BU TARİHE KADAR ÖZEL YASALARIN 5257 SAYILI TCK NIN GEEL KÜMLERİNE UYARLANMASININ ZORUNLU BULUNDUĞU ANCA 3167 SAYILI YASA AÇISINDAN HALEN BU UYARLAMANIN YAPILMAMIQŞ OLDUĞU ANLAŞILMAKLA HÜKÜMLÜNÜN MAĞDURİYETNE NEDE ALMAMAK AÇISINDAN 527 SAYILI ASANIN 98. MADDESİ UYARINCA İNFAZIN DURDURULMASINA KARAR VERMEKGEREKMİŞTİR. HÜKÜM YUKARIDA AÇIKLANAN NEDENLERLE
HÜKÜMLÜ AHMET GÜRKAN ……KAN HAKKINDA MAHKEMEMİZİN 25/09/207 TARİH 2007/176-201 ESAS VE KARAR SAYILI İLAMI İLE VERİLEN 60.000 TL ADLİ PARA CEZASINA İLİŞKİN İNFAZIN DURDURULMASINA.
HÜKÜMLÜNÜN BAŞKA BİR SUÇTAN TUTUKLU VEY HÜKÜMLÜ ULUNMAASI HALİNDE SALIVERİLMESİNE
KARARIN C.SAVCILIĞI ARACILIĞIYLA HÜKÜMLÜYE TEBLİĞİ DAİR, DOSYA ÜZERİNDEYAPILAN İNCELEMESONUCUNDA İSTEME UYGUN V TEBLİĞ TARİHİNDEN İTAREN 7 GÜN İÇİNDE DENİZLİ NBETÇİ AĞIR CEZA MAHKEMESİNE İTİRAZ YOLU AÇIK OLMAK ÜZERERKARAR VERİLDİ
Sakarya Ağır Ceza Mahkemesi, Karşılıksız Çek Beraat Kararı
BAŞKAN : ABDÜLKADİR YAVUZ ÜYE : BURHANETTİN ESENKAR ÜYE : CEVDET BAK
KATİP : BEHİYE AYDINHükümlü A.B. vekili Av. Levent S. tarafından Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.03.2009 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı ek kararı ile hükümlü vekilinin talebinin reddine ve mahkemelerinin 28.5.2008 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı ilamının değiştirilmesine ve infazın durdurulmasına yer olmadığına ve infazın devamına dair kararına dosya içeriğine göre süresi içerisinde; müvekkilinin 3167 Sayılı Kanuna Muhalefet nedeni ile para cezasına mahkum edildiği, 5275 Sayılı Yasanın 98. maddesi uyarınca yaptıkları başvurunun reddedildiği, bu kararın 5237 Sayılı TCK nun 5, 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesi, 3167 Sayılı Yasanın 16. maddesi ayrıca TCK 20.43.52,53,60,61 maddelerinde yer alan düzenlemelere aykırı olduğu, 31.11.2008 tarihi itibari ile karşılıksız çek keşide etmek eyleminin suç olmaktan çıktığı, böylece suçta ve cezada kanunilik ilkesi uyarınca hükümlü hakkında verilen cezanın yasal dayanağının kalmadığı iddiası ile Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından 24.03.2009 tarihinde infazın devamına ilişkin ek kararın itiraz incelemesi ile kaldırılmasını ve hakkında tayin edilen cezanın bütün sonuçları ile ortadan kaldırılmasını ve tahliyesini istemiştir.
İddia makamının mütalaası alındı, dosya incelendi
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Konu ile ilgili yasal durum incelendiğinde;
1-3167 Sayılı Yasanın 16. maddesinde : (1) Üzerinde yazılı keşide tarihinden önce veya ibraz süresi içinde 4 üncü madde uyarınca ibraz edildiğinde, yeterli karşılığı bulunmaması nedeniyle kısmen de olsa ödenmeyen çeki keşide eden hesap sahipleri veya yetkili temsilcileri, kanunların ayrıca suç saydığı haller saklı kalmak üzere, çek bedeli tutarı kadar ağır para cezasıyla cezalandırılırlar. Ancak verilecek para cezası seksenmilyar liradan fazla olamaz. Bu miktar, 01/03/1926 tarihli ve 765 sayılı Türk Ceza Kanununun ek 2 nci maddesine göre her yıl artırılır. Bu suçtan mükerrirlere, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.
2 – 5237 Sayılı TCK nun 2/1-3 madde ve fıkralarında ; (1) “Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz.”
(3) Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz.
3- 5237 Sayılı TCK nun 5/1 madde ve fıkralarında : “Bu Kanunun genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır. “
4-5237 Sayılı TCK nun 52/1-2-3 Madde ve fıkralarında; (1) Adlî para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hâllerde yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir.
(2) En az yirmi ve en fazla yüz Türk Lirası olan bir gün karşılığı adlî para cezasının miktarı, kişinin ekonomik ve diğer şahsî hâlleri göz önünde bulundurularak takdir edilir. (3) Kararda, adlî para cezasının belirlenmesinde esas alınan tam gün sayısı ile bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ayrı ayrı gösterilir. “
5-5252 Sayılı Yasanın 5349 Sayılı Yasanın 6. Maddesi ile değişik Geçici 1. Maddesinde: (1) Diğer kanunların, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31 Aralık 2008 tarihine kadar uygulanır.
6-5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 madde ve fıkrasında: (1) Mahkûmiyet hükmünün yorumunda veya çektirilecek cezanın hesabında duraksama olursa, cezanın kısmen veya tamamen yerine getirilip getirilemeyeceği ileri sürülür ya da sonradan yürürlüğe giren kanun, hükümlünün lehinde olursa, duraksamanın giderilmesi veya yerine getirilecek cezanın belirlenmesi için hükmü veren mahkemeden karar istenir. (3) Yukarıdaki fıkralar uyarınca yapılan başvurular cezanın infazını ertelemez. Ancak, mahkeme olayın özelliğine göre infazın ertelenmesine veya durdurulmasına karar verebilir.
7- 5275 Sayılı Yasanın 101/1-3 Madde ve fıkrasında: (1) Cezanın infazı sırasında, 98 ilâ 100 üncü maddeler gereğince mahkemeden alınması gereken kararlar duruşma yapılmaksızın verilir. Karar verilmeden önce Cumhuriyet savcısı ve hükümlünün görüşlerini yazılı olarak bildirmeleri istenebilir. “http://karsiliksizcek.wordpress.com/”
(3)Bölge adliye mahkemesi veya Yargıtaydan başka mahkemeler tarafından verilmiş olan bu kararlara karşı itiraz yoluna gidilebilir.” hükümleri bulunmaktadır.
Ayrıca TBMM tarafından 5728 Sayılı Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlar ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile düzenleme yapıldığı ve bu kanunun yürürlükte olduğu ancak yapılan bu düzenlemeler içerisinde 3167 Sayılı Yasanın 16. Maddesi ile ilgili bir düzenlemenin bulunmadığı da ortadadır.
Kararına itiraz edilen mahkemenin itiraz edilen kararında; 5252 Sayılı Kanunun geçici 1. Maddesinde 5560 Sayılı Kanunla yapılan değişiklik üzerine belirlenen 31.12.2008 gününe değin, diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümlerinin düzeltilmesinin öngörüldüğü halde bu kapsamdan olarak yasa koyucu tarafından 5728 Sayılı “Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”u va’zettiği, dolayısıyla da uyumlaştırılması murat olunan diğer kanunların bu kapsamda yeniden düzenlenildiği., ancak bu çerçevede 3167 Sayılı Kanun hükümlerinin ayrık tutulduğu, bunun ise tamamen mevzuatın “Özel” niteliğinden kaynaklandığı, hal böyle olunca da Yargıtay Yüksek Dairesi’nin pek çok uygulamalarında da “özel yasa ” niteliğinden dolayı pek çok uygulanabilir (önödeme-uzlaşma…gibi) hukuk müessesesinden ayrık değerlendirildiği nazara alındığında, ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil eden çeklerden dolayı tayin olunacak ceza hükmünde de “çek bedeli kadar adli para cezası” olmasında hukuken aykırı bir durum görülmediğinden” sanık vekilinin talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Yürürlükte olan yasal durum incelendiğinde; TCK nun 5/1 maddesinde bu kanunun genel hükümlerinin özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanacağı belirtilerek ceza hukukunda yeknesaklık sağlanmak istenmiştir.
Bu amaçla 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesine; diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemesine aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31.12.2008 tarihine kadar uygulanır hükmü konulmuş ve bu süre yeniden uzatılmamıştır.
Yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. Madde hükmünü dikkate alarak ” Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” adı altında 580 maddeden oluşan 5728 Sayılı Yasayı çıkartmış ve bu yasa yürürlüğe girmiştir.
Buradan da anlaşıldığı üzere yasa koyucunun amacı TCK nun genel hükümlerinin bütün özel yasalarda ve ceza hükmü içeren yasalarda uygulanmasını sağlamaktır.
5237 Sayılı TCK nun 52. maddesi dikkate alındığında adli para cezasının tanımının yapıldığı görülmektedir. Buna göre adli para cezası , beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmadığı hallerde 730 günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması sureti ile hesaplanan meblağın hükümlü tarafından devlet hazinesine ödenmesinden ibarettir
Bu maddenin 1. fıkrasında bulunan “kanunda aksine hüküm bulunmayan haller” tanımının adli para cezası gün sayısının bu genel düzenlemeye aykırı olarak 730 günün altında veya üstünde düzenlenebileceği ve bu düzenlemenin de geçerli olduğu anlamındadır. Buradan da anlaşıldığı üzere TCK genel hükümlerinde gün adli para cezası sistemi benimsenmiştir. 3167 Sayılı yasanın 16. maddesi değerlendirildiğinde; “….. çek bedeli tutarı kadar ağır para cezası (adli para cezası) ile cezalandırılırlar . Ancak verilecek para cezası 80 milyar liradan fazla olamaz. ” hükmünün bulunduğu, bu düzenlemenin gün para cezası içermemesi nedeni ile TCK nun 52/1 maddesine uygun olmadığı ortadadır.
Yasa koyucunun 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesinde sözünü ettiği diğer kanunlar içerisinde 3167 Sayılı Yasanın da olduğu hususunda tereddüt yoktur. Buna göre 3167 Sayılı Yasada bulunan ve 5237 Sayılı TCK nun 1.Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümler 31.12.2008 tarihine kadar uygulanabilecektir. Bu düzenlemenin mevhumu muhalifinden 3167 Sayılı (özel) Kanunun TCK nun 1. kitabının 52. maddesinde düzenlenen gün para sistemine aykırı olan ceza kuralının 31.12.2008 tarihinden sonra uygulanmayacağı 5252 Sayıl Yasanın geçici 1. Maddesinin emredici hükmüdür. Kaldı ki yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesini dikkate alarak 5728 Sayılı Yasa ile özel yasalarda ayrıntılı düzenlemeler yapmasına rağmen 3167 Sayılı Yasada herhangi bir düzenleme yapmamıştır.
Ayrıca Adalet Bakanlığı’nın http://www.kgm.adalet.gov.tr/basbakanlik/cekkanunu.pdf adresinde bulunan ve Çek Kanunu Tasarısı Taslağı olarak Başbakanlığa gönderilen metnin 5/1 madde ve fıkrasında “Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adlî paracezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adlî para cezası, çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamaz.” düzenlemesinin bulunduğu, bu düzenleme dikkate alındığında yasama organının büyük çoğunluğunu oluşturan yürütmeyi (hükümeti ) temsilen Adalet Bakanlığının da itirazı reddeden mahkeme ve red kararında belirtilen Yargıtay Dairesinin inancına aykırı olarak çek kanununda verilecek adli para cezasının gün para sistemine uygun olması gerektiğini öngördüğü, bu durum karşısında subjektif değerlendirme niteliğinde olan “çekin ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil etmesi” bu nedenle 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesindeki düzenlemenin değiştirilmediği yani ayrık tutulduğu (temel düzenlemeden istisna edildiği) yönündeki değerlendirmenin mevcut yasal durum karşısında yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
Yasa koyucunun atlama yaptığı, bir konuyu unuttuğu kabul edilemeyeceğine ve yukarıda da değinildiği gibi bu konuda değişiklik yapmak için Başbakanlığa kanun tasarısı taslağıda sevk edildiğine göre yürütmenin, (hükümetin ) ve yasa koyucunun (TBMM’nin) muradının 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesi ile düzenlenen ceza kuralının ortadan kalkması ve yeni yasal düzenleme yapılana kadar bu ceza hükmünün uygulanamaz olmasını sağlamak olduğu kabul edilmelidir. Çünkü ceza kuralları uygulanmak amacı ile konulur. Uygulanamayan bir ceza kuralı kaldırılmış demektir. Uygulanamayacağı yasa ile düzenlenen, bu nedenle yasal olarak kaldırılma dışında yok hükmünde olan bir kurala göre ceza vermek gerek Anayasa’da yapılan temel haklar ile ilgili düzenlemelere, temel hak ve özgürlükleri içeren Uluslararası Sözleşme hükümlerine ve gerekse Türk Ceza Kanunun 2. maddesinde düzenlenen kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz, kanunlarda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz kuralına da aykırıdır.
Bu yasal durum karşısında hükümlünün, 31.12.2008 tarihinden itibaren zımni olarak yürürlükten kaldırılan ve yerine yeni hüküm konulmaması nedeni ile cezasız bırakılan karşılıksız çek keşide etmek eyleminden dolayı cezalandırıldığı, hükümlü müdafiinin yaptığı itirazın hukuka uygun olmayan mülahazalarla red edildiği, itirazın yasal ve yerinde olduğu anlaşılmakla, 5275 Sayılı Yasanın 101/3 madde ve fıkrasının verdiği yetkiye dayanarak ve hükümlünün telafisi mümkün olmayan zararlara uğramasını engellemek amacı ile 5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 maddesi gereğince mahkumiyet hükmünün yorumunda ve çektirilecek cezanın hesabında açıklanan nedenlerle duraksama olduğundan 3167 Sayılı Yasada yeni bir düzenleme yapılana ya da 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesinin açıkça yürürlükten kaldırılması anına kadar infazın ertelenmesine, yasa koyucunun yeni bir düzenleme yapması halinde hükümlünün durumunun yeniden mahkemesince ele alınarak değerlendirilmesi için itirazın kabülü ile hükümlüye Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 08.05.2008 tarih ve 2008/202 esas, 2008/323 karar sayılı ilamı ile verilen adli para cezasının infazının durdurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Hükümlü Abdullah Bekir vekilinin yapmış olduğu İTİRAZIN KABÜLÜNE, 2-Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.03.2009 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı EK KARARININ KALDIRILMASINA
3-Sanık hakkında Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 8.5.2008 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı ilamı ile verilen 4158 .- TL, adli para cezasının İNFAZININ DURDURULMASINA,
4-Kararın bir örneğinin gereğinin yerine getirilmesi için Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine,
Dosyanın Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesine iadesine, Karardan bir örneğin hükümlü vekiline TEBLİĞİNE , Dair; 5275 Sayılı Yasanın 101/3 ve CMK nun 271/4 madde ve fıkrası gereğince incelenen dosya üzerinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.27.03.2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/7 Geliş Tarihi: 05/01/2009 Mahkemesi: Köyceğiz Sulh Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2008/82 Mahkeme Karar No: 2008/141 Mahkeme Karar Tarihi: 15/05/2008
Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme
DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/133 Karar BOZMA Karar Tarihi 19/01/2009 Kapatma Tarihi 03/02/2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/9 Geliş Tarihi: 05/01/2009
Mahkemesi: Tarsus Ağır Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2008/903 Mahkeme Karar No: 2008/903 Mahkeme Karar Tarihi: 14/07/2008
Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/135 Karar BOZMA Karar Tarihi 19/01/2009 Kapatma Tarihi 03/02/2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/14 Geliş Tarihi: 12/01/2009
Mahkemesi: Korkuteli Asliye Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2005/153
Mahkeme Karar No: 2006/97 Mahkeme Karar Tarihi: 10/03/2006
Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/784 Karar BOZMA Karar Tarihi 26/01/2009 Kapatma Tarihi 12/02/2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/18 Geliş Tarihi: 12/01/2009
Mahkemesi: Malatya 4. Asliye Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2006/291
Mahkeme Karar No: 2007/539 Mahkeme Karar Tarihi: 17/07/2007 Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/787 Karar BOZMA Karar Tarihi 26/01/2009 Kapatma Tarihi 03/02/2009
SAYIN MİLLETVEKİLLERİM
Sayın
Milletvekilim
Karşılıksız çekten dolayı hapis cezası , kanayan bir yaradır ve Türk Hukuk Sistemi açısından bir yüz karasıdır! Kişi hak ve hürriyetlerine ve esasen mevcut Anayasamıza da aykırı olan bu uygulama 1 Ocak 2009 tarihi itibariyle yeni bir boyut kazanmıştır:
Konu ile ilgili mevcut hukuki durum aşağıda sadece iki ana husus bakımından özetlenmiştir. Uygulama yasasında verilen süre 31 Aralık 2008'de dolmuş ve bu tarihten itibaren karşılıksız çek suçları fiilen cezasız kalmıştır. Eğer hukuk devletiysek, bu suçtan dolayı, yeni bir yasal düzenleme yapılana kadar hiçbir mahkeme ceza veremez ve önceden verilmiş olan cezalar da hukuken yok hükmündedir.
Ne var ki yargı tereddüttedir ve 3 aydır çelişkili kararlar verilmektedir. Bazı mahkemeler ceza vermeye devam ederken kendisinden bir çözüm beklenen YARGITAY, bugüne kadar yerel mahkemelere emsal oluşturacak bir karar da vermemiştir. Bazı illerdeki Asliye Ceza Mahkemeleri ve en önemlisi Sakarya 1. Ağır Ceza Mahkemesi ise, cezaların infazını durdurmuş ve hükümlüler tahliye edilmeye başlanmıştır. Diğer taraftan karşılıksız çekten dolayı ceza almış olan binlerce kişi ise kanunsuz bir şekilde 3 ayı aşkın süredir cezaevlerinde tutulmaktadır.
Ekonomik suçtan dolayı hürriyeti bağlayıcı ceza verilmesinin gayri insani olduğu, mevcut düzenlemenin anayasaya aykırı olduğu konuları bir tarafa, ortada apaçık bir hukuksuzluk ve kaos vardır! Teknik bir konu değil, akl-ı selim sahibi herkesin kolayca anlayabileceği basit bir durum var ortada... Prof. Dr. Adem Sözüer ve daha birçok hukukçu aylardır konuyu anlatmaya çalışıyor ama maalesef hukuksuzluk devam ediyor.
Bu kaos hem adalet anlayışını zedeliyor, hem de apaçık bir ihlal niteliği taşıyor. Üç aydır haksız yere cezaevlerinde tutulan insanlar, bu durumu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine taşıdıklarında kesinlikle lehe bir karar çıkacak ve yüklü tazminatlar gündeme gelecektir. Zira Sakarya Ağır Ceza Mahkemesinin aynı konuda verdiği emsal kararlar var. Bu kararlar diğer mahkemeleri bağlayıcı olmasa da ceza hukukunun uygulanmasında yeknesaklık zedelenmiş ve kanun önünde eşitlik ilkesi bozulmuştur. Böyle bir netice, Meclisi ve hükumeti zor durumda bırakacağı gibi, uluslararası hukuk çevrelerinde ve kamuoyu nezdinde yargı organlarının saygınlığını da zedeleyici sonuçlar doğurabilecektir. Meclisin ve hükumetin bir an önce bu çarpık duruma el koyması ve hukuksuzluğu sona erdirmesi gerekiyor.
Yeni yasada adli para cezası ve dolayısıyla hapis cezası devam edecek olsa da, çıkacak kanuna eklenecek bir geçici madde ile, 1 Ocak 2009 tarihi ile kanunun çıktığı tarihe kadar oluşmuş bulunan yasal boşluk sebebiyle cezasız kalmış olan karşılıksız çek suçundan dolayı verilen cezaların kaldırılması sağlanabilir. Böylece hem yargının tereddütleri izale edilmiş olur, bozulan yeknesaklık ve eşitlik ilkesi de nispeten telafi edilebilir.
Ortada kamu vicdanını rahatsız eden, toplumsal barışı zedeleyen ve adalet duygusunu inciten çok vahim bir tablo vardır ve süratle çözüm beklenmektedir.
Sessiz sedasız onbinlerce insan ve aile, Yüce Meclisten hukuk devleti esasına uygun bir çözüm beklemektedir.
HUKUKİ DURUMUN ÖZETİ
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 5 inci maddesi “Özel kanunlarla ilişki” başlığını taşımaktadır. Bu maddeye göre, “Bu Kanun’un genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren özel kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır.” Bu kanunun yayınlanmasını müteakip 3167 sayılı Çek Yasasının da içinde bulunduğu “ceza içeren özel kanunlar”da gerekli değişiklik ve uyumların yapılabilmesi için 5nci maddenin uygulanması 31.12.2008 tarihine ertelenmiştir. Ancak 31.12.2008 tarihine kadar, diğer birçok özel kanunda değişiklik yapılmış olmasına rağmen Çek Kanununda gerekli değişiklikler yapılmadığından, artık 01.01.2009 tarihi itibariyle 3167 Sayılı Yasanın ceza içeren ve TCK Genel Hükümlerine aykırılık teşkil eden maddeleri zımnen yürürlükten kaldırılmış bulunmaktadır. Nitekim, 31.12.2008 tarihine dek, ceza hükmü getiren diğer özel kanunlardan olan 3167 Sayılı Çek Kanununun cezai hükümleri, TCK’nun genel hükümlerine aykırı olsa da uygulanabilmekteydi.
Aykırılıklar nerededir?
1. TCK m. 21 bakımından : 3167 SK. m. 16/1’de karşılıksız çek keşide etme suçu, “şekli suç” niteliğinde düzenlenmiştir. Ancak, TCK ’nın genel hükümleri (m. 21) uyarınca, bir suçun oluşumu kastın varlığına bağlıdır. Kast “doğrudan”(m. 21/1) veya “olası kast” (m. 21/2) olabilir. Bu nedenle, bir kişinin karşılıksız çek nedeniyle cezalandırılabilmesi için, bu kişinin çeki keşide ederken, çekin karşılıksız kalacağı kastıyla hareket etmiş olması gerekmektedir. Başka bir deyişle, bunu bilmeli ve istemelidir. Dolayısıyla, yapılan yargılamada, artık kastın varlığı mutlak olarak araştırılmalı ve bunun sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır. Şayet olayda kast yoksa TCK m. 21/2’ye göre, somut olayda karşılıksız çek keşide eden kişide “olası kast”ın varlığı da ayrıca değerlendirilerek, maddede öngörülen ceza indirimleri uygulanmalıdır. 5252 Sayılı Kanunun kabulü ve uygulanması ile, hukukumuzda bugüne kadar zaten tartışmalı olan “objektif sorumluluk” esası terkedilmiş ve “kusursuz ceza olmaz” esası tamamen geçerli kılınmıştır. Şu halde, karşılıksız çek suçlarında, 1.1.2009 tarihine kadar “objektif sorumluluk” esasına göre verilmiş olan cezalar geçerliliğini yitirmiş bulunmaktadır. Artık suçun manevi unsuru olarak “kast” aranmalıdır. Aksi bir uygulama “kanunsuz suç ve ceza olamaz” esasına açık bir aykırılık teşkil edecektir.
2. TCK m. 52 bakımından Çek Kanunu’na göre, karşılıksız çek keşide etme suçunun cezası, çek bedeli tutarı kadar “adli para cezası” olarak belirlenmekteydi. Ancak, 1.1.2009 tarihinden itibaren TCK’nın adli para cezalarına ilişkin 52. maddesi uygulama alanı bulacağından, ceza miktarının ve niteliğinin belirlenmesi değişmiş bulunmaktadır.
TCK 52. maddenin uygulanmaya başlaması ile Çek yasasındaki çek bedeline bağlı adli para cezası uygulaması son bulmuştur. Adli para cezasının miktarının tespiti artık, sadece gün/para esasına göre yapılabilecektir. 3167 Sayılı Çek Kanunu’nun uygulamasında, ceza, karşılıksız çıkan çek miktarına göre belirlenmekteyken, TCK’nın 52. maddesinin uygulanmasıyla, öncelikle tamgün hesabının yapılması ve bir güne karşılık gelen parasal miktarın belirlenmesi üzerine karar verilmesi gerekmektedir. TCK m. 61/8 hükmüne göre, adli para cezası, belirlenen sonuç gün ile kişinin bir gün karşılığı ödeyebileceği miktarın çarpılması suretiyle bulunacaktır. Bu itibarla, yargılama sonucunda verilecek adli para cezasının tayini usulü de tümden değişmektedir. Nitekim hazırlanan yeni Çek Kanunu tasarısında da "Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adlî para cezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adlî para cezası, çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamaz." Denilmek suretiyle adli para cezasının tayininde Yeni TCK’na uygun olarak gün/para sisteminin getirildiği görülmektedir.
Bu değerlendirmeler ışığı altında bugüne kadar 3167 Sayılı Kanuna göre verilen çek cezaları, 01.01.2009 tarihinde yürürlüğe girmiş bulunan TCK 5nci maddesi uyarınca , aynı kanunun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırılık teşkil etmektedir ve sanık/hükümlü lehine olan yeni hükümler uygulanarak bugüne kadar verilmiş olan cezaların infazı durdrulmalıdır.
Uygulanamayacağı yasa ile düzenlenen, bu nedenle yasal olarak yok hükmünde olan bir kurala göre ceza vermek, gerek Anayasa'da yapılan temel haklar ile ilgili düzenlemelere, temel hak ve özgürlükleri içeren Uluslararası Sözleşme hükümlerine ve gerekse Türk Ceza Kanunun 2. maddesinde düzenlenen kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz, kanunlarda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz kuralına da aykırıdır.
BU AŞAGILIK YAZILARA MÜSADEE ETMEYECEGİMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMM...........................................................................KARŞILIKSIZ ÇEKE HAPİS İNSANLIK ONURUNA AYKIRI İSE BU YAZILAR İNSANLIK ONURUNAAA UYGUNMUUUU?????
eğer insanda ALLAH korkusu yoksa..o insan en tehlikeli insandır.
şimdi gene tuzağa düşüyorsunuz..yazıyorsunuz çiziyorsunuz küfürler ediyorsunuz..
ama biliyor musunuz ki bunların hiçbiri beni ilgilendirmiyor..
buradaki tarzınızdan kendiniz sorumlusunuz...
battıkça batıyorsunuz..
peki hiç mi utanmıyorsunuz ki öbür siteye tekrar döndüğünüzde sizi burada malum tarzınızla izleyen o bayan arkadaşlarınıza ne anlatacaksınız..?? bunlardan da mı utanmıyorsunuz??? nasıl bir mezhep sahibisiniz siz???
yok mu sizin anneniz ablanız yada başka bayan yakınınız...???
yakışıyorsa eğer bütün bunlar siz devam edin...zerre kadar etkilenmem çünkü okumuyorum bile...
sanal ortamda bunları yazmak ancak psikolojik hastalığınızı anlatıyor bana...
siz mağdurlar...:)) çek mağdurları ...:))
gerçek olanları tenzih ederim sadece..
bu siz misiniz??
mutsuz insanlar ordusu....zavallısınız ve yemin ederim size acıyorum...ne yapabilirim diye de düşünmüyor değilim.ama laftan sözden anlamayan ve bütün değerlerini yitirmiş,onurunu şerefini ayaklar altına sermiş sizlere artık benim lafımda kalmadı...
şimdi ben çıkıyorum ama lütfen siz devam ediniz..gösteriniz marifetlerinizi arkadaşlarınıza ki neyin ne olduğunu daha iyi anlasınlar...
eğer insanda ALLAH korkusu yoksa..o insan en tehlikeli insandır.
şimdi gene tuzağa düşüyorsunuz..yazıyorsunuz çiziyorsunuz küfürler ediyorsunuz..
ama biliyor musunuz ki bunların hiçbiri beni ilgilendirmiyor..
buradaki tarzınızdan kendiniz sorumlusunuz...
battıkça batıyorsunuz..
peki hiç mi utanmıyorsunuz ki öbür siteye tekrar döndüğünüzde sizi burada malum tarzınızla izleyen o bayan arkadaşlarınıza ne anlatacaksınız..?? bunlardan da mı utanmıyorsunuz??? nasıl bir mezhep sahibisiniz siz???
yok mu sizin anneniz ablanız yada başka bayan yakınınız...???
yakışıyorsa eğer bütün bunlar siz devam edin...zerre kadar etkilenmem çünkü okumuyorum bile...
sanal ortamda bunları yazmak ancak psikolojik hastalığınızı anlatıyor bana...
siz mağdurlar...:)) çek mağdurları ...:))
gerçek olanları tenzih ederim sadece..
bu siz misiniz??
mutsuz insanlar ordusu....zavallısınız ve yemin ederim size acıyorum...ne yapabilirim diye de düşünmüyor değilim.ama laftan sözden anlamayan ve bütün değerlerini yitirmiş,onurunu şerefini ayaklar altına sermiş sizlere artık benim lafımda kalmadı...
şimdi ben çıkıyorum ama lütfen siz devam ediniz..gösteriniz marifetlerinizi arkadaşlarınıza ki neyin ne olduğunu daha iyi anlasınlar...
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:.
Konu ile ilgili yasal durum incelendiğinde;.
1-3167 Sayılı Yasanın 16. maddesinde :.
(1) Üzerinde yazılı keşide tarihinden önce veya ibraz süresi içinde 4 üncü madde uyarınca ibraz edildiğinde, yeterli karşılığı bulunmaması nedeniyle kısmen de olsa ödenmeyen çeki keşide eden hesap sahipleri veya yetkili temsilcileri, kanunların ayrıca suç saydığı haller saklı kalmak üzere, çek bedeli tutarı kadar ağır para cezasıyla cezalandırılırlar. Ancak verilecek para cezası seksenmilyar liradan fazla olamaz. Bu miktar, 01/03/1926 tarihli ve 765 sayılı Türk Ceza Kanununun ek 2 nci maddesine göre her yıl artırılır. Bu suçtan mükerrirlere, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir..
2 – 5237 Sayılı TCK nun 2/1-3 madde ve fıkralarında ; (1) “Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz.”.
(3) Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz. 3- 5237 Sayılı TCK nun 5/1 madde ve fıkralarında :.
“Bu Kanunun genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır. “.
4-5237 Sayılı TCK nun 52/1-2-3 Madde ve fıkralarında; (1) Adlî para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hâllerde yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir..
(2) En az yirmi ve en fazla yüz Türk Lirası olan bir gün karşılığı adlî para cezasının miktarı, kişinin ekonomik ve diğer şahsî hâlleri göz önünde bulundurularak takdir edilir. (3) Kararda, adlî para cezasının belirlenmesinde esas alınan tam gün sayısı ile bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ayrı ayrı gösterilir. “.
5-5252 Sayılı Yasanın 5349 Sayılı Yasanın 6. Maddesi ile değişik Geçici 1. Maddesinde: (1) Diğer kanunların, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31 Aralık 2008 tarihine kadar uygulanır..
6-5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 madde ve fıkrasında:.
(1) Mahkûmiyet hükmünün yorumunda veya çektirilecek cezanın hesabında duraksama olursa, cezanın kısmen veya tamamen yerine getirilip getirilemeyeceği ileri sürülür ya da sonradan yürürlüğe giren kanun, hükümlünün lehinde olursa, duraksamanın giderilmesi veya yerine getirilecek cezanın belirlenmesi için hükmü veren mahkemeden karar istenir. (3) Yukarıdaki fıkralar uyarınca yapılan başvurular cezanın infazını ertelemez. Ancak, mahkeme olayın özelliğine göre infazın ertelenmesine veya durdurulmasına karar verebilir. 7- 5275 Sayılı Yasanın 101/1-3 Madde ve fıkrasında:.
(1) Cezanın infazı sırasında, 98 ilâ 100 üncü maddeler gereğince mahkemeden alınması gereken kararlar duruşma yapılmaksızın verilir. Karar verilmeden önce Cumhuriyet savcısı ve hükümlünün görüşlerini yazılı olarak bildirmeleri istenebilir..
(3)Bölge adliye mahkemesi veya Yargıtaydan başka mahkemeler tarafından verilmiş olan bu kararlara karşı itiraz yoluna gidilebilir.” hükümleri bulunmaktadır..
Ayrıca TBMM tarafından 5728 Sayılı Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlar ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile düzenleme yapıldığı ve bu kanunun yürürlükte olduğu ancak yapılan bu düzenlemeler içerisinde 3167 Sayılı Yasanın 16. Maddesi ile ilgili bir düzenlemenin bulunmadığı da ortadadır..
Kararına itiraz edilen mahkemenin itiraz edilen kararında; 5252 Sayılı Kanunun geçici 1. Maddesinde 5560 Sayılı Kanunla yapılan değişiklik üzerine belirlenen 31.12.2008 gününe değin, diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümlerinin düzeltilmesinin öngörüldüğü halde bu kapsamdan olarak yasa koyucu tarafından 5728 Sayılı “Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”u va’zettiği, dolayısıyla da uyumlaştırılması murat olunan diğer kanunların bu kapsamda yeniden düzenlenildiği., ancak bu çerçevede 3167 Sayılı Kanun hükümlerinin ayrık tutulduğu, bunun ise tamamen mevzuatın “Özel” niteliğinden kaynaklandığı, hal böyle olunca da Yargıtay Yüksek Dairesi’nin pek çok uygulamalarında da “özel yasa ” niteliğinden dolayı pek çok uygulanabilir (önödeme-uzlaşma…gibi) hukuk müessesesinden ayrık değerlendirildiği nazara alındığında, ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil eden çeklerden dolayı tayin olunacak ceza hükmünde de “çek bedeli kadar adli para cezası” olmasında hukuken aykırı bir durum görülmediğinden” sanık vekilinin talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır..
Yürürlükte olan yasal durum incelendiğinde; TCK nun 5/1 maddesinde bu kanunun genel hükümlerinin özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanacağı belirtilerek ceza hukukunda yeknesaklık sağlanmak istenmiştir. Bu amaçla 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesine; diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemesine aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31.12.2008 tarihine kadar uygulanır hükmü konulmuş ve bu süre yeniden uzatılmamıştır..
Yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. Madde hükmünü dikkate alarak ” Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” adı altında 580 maddeden oluşan 5728 Sayılı Yasayı çıkartmış ve bu yasa yürürlüğe girmiştir..
Buradan da anlaşıldığı üzere yasa koyucunun amacı TCK nun genel hükümlerinin bütün özel yasalarda ve ceza hükmü içeren yasalarda uygulanmasını sağlamaktır. 5237 Sayılı TCK nun 52. maddesi dikkate alındığında adli para cezasının tanımının yapıldığı görülmektedir. Buna göre adli para cezası , beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmadığı hallerde 730 günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması sureti ile hesaplanan meblağın hükümlü tarafından devlet hazinesine ödenmesinden ibarettir.
Bu maddenin 1. fıkrasında bulunan “kanunda aksine hüküm bulunmayan haller” tanımının adli para cezası gün sayısının bu genel düzenlemeye aykırı olarak 730 günün altında veya üstünde düzenlenecebileceği ve bu düzenlemenin de geçerli olduğu anlamındadır. Buradan da anlaşıldığı üzere TCK genel hükümlerinde gün adli para cezası sistemi benimsenmiştir. 3167 Sayılı yasanın 16. maddesi değerlendirildiğinde; “….. çek bedeli tutarı kadar ağır para cezası (adli para cezası) ile cezalandırılırlar . Ancak verilecek para cezası 80 milyar liradan fazla olamaz. ” hükmünün bulunduğu, bu düzenlemenin gün para cezası içermemesi nedeni ile TCK nun 52/1 maddesine uygun olmadığı ortadadır..
Yasa koyucunun 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesinde sözünü ettiği diğer kanunlar içerisinde 3167 Sayılı Yasanın da olduğu hususunda tereddüt yoktur. Buna göre 3167 Sayılı Yasada bulunan ve 5237 Sayılı TCK nun 1.Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümler 31.12.2008 tarihine kadar uygulanabilecektir. Bu düzenlemenin mevhumu muhalifinden 3167 Sayılı (özel) Kanunun TCK nun 1. kitabının 52. maddesinde düzenlenen gün para sistemine aykırı olan ceza kuralının 31.12.2008 tarihinden sonra uygulanmayacağı 5252 Sayıl Yasanın geçici 1. Maddesinin emredici hükmüdür. Kaldı ki yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesini dikkate alarak 5728 Sayılı Yasa ile özel yasalarda ayrıntılı düzenlemeler yapmasına rağmen 3167 Sayılı Yasada herhangi bir düzenleme yapmamıştır..
Ayrıca Adalet Bakanlığı’nın http://www.kgm.adalet.gov.tr/basbakanlik/cekkanunu.pdf adresinde bulunan ve Çek Kanunu Tasarısı Taslağı olarak Başbakanlığa gönderilen metnin 5/1 madde ve fıkrasında “Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adlî paracezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adlî para cezası, çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamaz.” düzenlemesinin bulunduğu, bu düzenleme dikkate alındığında yasama organının büyük çoğunluğunu oluşturan yürütmeyi (hükümeti ) temsilen Adalet Bakanlığının da itirazı reddeden mahkeme ve red kararında belirtilen Yargıtay Dairesinin inancına aykırı olarak çek kanununda verilecek adli para cezasının gün para sistemine uygun olması gerektiğini öngördüğü, bu durum karşısında subjektif değerlendirme niteliğinde olan “çekin ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil etmesi” bu nedenle 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesindeki düzenlemenin değiştirilmediği yani ayrık tutulduğu (temel düzenlemeden istisna edildiği) yönündeki değerlendirmenin mevcut yasal durum karşısında yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır..
Yasa koyucunun atlama yaptığı, bir konuyu unuttuğu kabul edilemeyeceğine ve yukarıda da değinildiği gibi bu konuda değişiklik yapmak için Başbakanlığa kanun tasarısı taslağıda sevk edildiğine göre yürütmenin, (hükümetin ) ve yasa koyucunun (TBMM’nin) muradının 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesi ile düzenlenen ceza kuralının ortadan kalkması ve yeni yasal düzenleme yapılana kadar bu ceza hükmünün uygulanamaz olmasını sağlamak olduğu kabul edilmelidir. Çünkü ceza kuralları uygulanmak amacı ile konulur. Uygulanamayan bir ceza kuralı kaldırılmış demektir. Uygulanamayacağı yasa ile düzenlenen, bu nedenle yasal olarak kaldırılma dışında yok hükmünde olan bir kurala göre ceza vermek gerek Anayasa’da yapılan temel haklar ile ilgili düzenlemelere, temel hak ve özgürlükleri içeren Uluslararası Sözleşme hükümlerine ve gerekse Türk Ceza Kanunun 2. maddesinde düzenlenen kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz, kanunlarda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz kuralına da aykırıdır..
Bu yasal durum karşısında hükümlünün, 31.12.2008 tarihinden itibaren zımni olarak yürürlükten kaldırılan ve yerine yeni hüküm konulmaması nedeni ile cezasız bırakılan karşılıksız çek keşide etmek eyleminden dolayı cezalandırıldığı, hükümlü müdafiinin yaptığı itirazın hukuka uygun olmayan mülahazalarla red edildiği, itirazın yasal ve yerinde olduğu anlaşılmakla, 5275 Sayılı Yasanın 101/3 madde ve fıkrasının verdiği yetkiye dayanarak ve hükümlünün telafisi mümkün olmayan zararlara uğramasını engellemek amacı ile 5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 maddesi gereğince mahkumiyet hükmünün yorumunda ve çektirilecek cezanın hesabında açıklanan nedenlerle duraksama olduğundan 3167 Sayılı Yasada yeni bir düzenleme yapılana ya da 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesinin açıkça yürürlükten kaldırılması anına kadar infazın ertelenmesine, yasa koyucunun yeni bir düzenleme yapması halinde hükümlünün durumunun yeniden mahkemesince ele alınarak değerlendirilmesi için itirazın kabülü ile hükümlüye Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 31.07.2007 tarih ve 2007/299 esas 2007/590 karar sayılı ilamı ile verilen adli para cezasının infazının durdurulmasına karar vermek gerekmiştir..
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;.
1-Hükümlü H.S.S. müdafiinin yapmış olduğu İTİRAZIN KABÜLÜNE, 2-Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 04.02.2009 tarih ve 2007/299 esas 2007/590 karar sayılı EK KARARININ KALDIRILMASINA.
3-Sanık hakkında Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 31.07.2007 tarih ve 2007/299 esas 2007/590 karar sayılı ilamı ile verilen 26000TL adli para cezasının İNFAZININ DURDURULMASINA,.
4-Kararın bir örneğinin gereğinin yerine getirilmesi için Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine,.
Dosyanın Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesine iadesine, Karardan bir örneğin hükümlü vekiline TEBLİĞİNE ,.
Dair; 5275 Sayılı Yasanın 101/3 ve CMK nun 271/4 madde ve fıkrası gereğince incelenen dosya üzerinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi..16.03.2009..
.
.
.
SARAYKÖY ASLİYE CEZA MAHKEMEİ DOSYA NO :2007/176 KARAR NO :2007/201
HAKİM : GÜLPERİ GÜNEŞ 32147 C.SAVCISI : HÜSEYİN HÜR 107696 KATİP : MURAT AYRAL 97009
SANIK : A. G. K. SUÇ : KARŞILIKSIZ ÇEK KEŞİDE ETME SUÇ TARIHİ : 19/02/2007 ASIL KARAR TARİHİ : 25/09/2007 EK KARAR TARİHİ : 28/01/2009
HÜKÜMLÜ AHMET GÜRKAN ………KAN IN 21/01/2009 ARİHLİ İNFAZIN DURDURULMASINA İLİKİN DİLEKÇESİ C. SAVCISININ YAZILI GÖRÜŞÜ ALINARAKİNCELENDİ.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLÜ:
HÜKÜMLÜ AHMET GÜRKAN …..KAN HAKKINDA MAHKEMEMİZİN 25/09/2009 TARİH 2007/176-201 ESAS E KARAR SAYILI KARARI İLE KARŞILIKSIZ ÇEK KEŞİDE ETMEK SUÇUNDAN DAYI 60.000 TL ADLİ PARA CEZASI İL CEZALANDIRILMASIA KARAR VERİLDİĞİ, KARARIN 20/11/2007 TARİHİNDE KESİNLEŞEREK İNFAZA VERİLDİĞİ HÜKÜMLÜĞÜN ADLİ PARA CEZASNI ÖDEMEMESİ ÜZERİNE SARAYKÖY C.BAŞSAVCILIĞININ 29/01/2008 GÜNLÜ KARARI İLE HÜKÜMLÜYE VERİE ADLİ PARA CEZASININ 600 GÜN HAPİS CEZASINA ÇEVRİLDİĞİ VE 28/02/2008 TARİHİNDE İNFAZA BAŞLANDIĞI HÜKÜMLÜNÜN HALEN B CEZASINI İNFAZ TTİĞİ 5252 SAYILI ÜÇK NIN YÜÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDAKİ KANUNUN GEÇİCİ 1.MADDESİDE BELİRTİLEN DİĞEN KANUNLARIN TCK NIN GEEL HÜKÜMLERİNE AKRI OLAN MADDELERİNİN UYGULANMASINA DEVAM EDİLECEĞİNE İLİŞKİN HÜKMÜN 31/12/2008 TARİHİ İTİBARİYLE YÜRÜRÜKTE KALKTIĞI YASA KOYUCU TARAFINDAN 5728 SAYILI YASA İLE BİR ÇOK ÖZEL YASDAKİ CEZA HÜKÜMLERİ 5237 SAYILI YASAYA UYGUN HALE GETİRİLMESİNE RAĞMEN 3167 SAYILI YASA YÖNÜNDEN 31/12/2008 TARİHİNE KADAR HER HANGİ BİR DÜZENLEME YAPILMADIĞI 5252 SAYILI TCK NIN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KARARIN MADDESİ 5237 SAYILI TCK 45/1 52/1 MADELERİ İLE BİRLİKTE DEĞERLENDİRLDİĞİNDE BU GENEL URALIN BÜTÜN ÖZEL YASALARI BAĞLAYACĞI ÖZEL YASALARDAKİ AYKIRI HÜKÜMLRİN 31/12/2008 TARİHİNE KADAR UYGUNABİLECEĞİ BU TARİHE KADAR ÖZEL YASALARIN 5257 SAYILI TCK NIN GEEL KÜMLERİNE UYARLANMASININ ZORUNLU BULUNDUĞU ANCA 3167 SAYILI YASA AÇISINDAN HALEN BU UYARLAMANIN YAPILMAMIQŞ OLDUĞU ANLAŞILMAKLA HÜKÜMLÜNÜN MAĞDURİYETNE NEDE ALMAMAK AÇISINDAN 527 SAYILI ASANIN 98. MADDESİ UYARINCA İNFAZIN DURDURULMASINA KARAR VERMEKGEREKMİŞTİR. HÜKÜM YUKARIDA AÇIKLANAN NEDENLERLE
HÜKÜMLÜ AHMET GÜRKAN ……KAN HAKKINDA MAHKEMEMİZİN 25/09/207 TARİH 2007/176-201 ESAS VE KARAR SAYILI İLAMI İLE VERİLEN 60.000 TL ADLİ PARA CEZASINA İLİŞKİN İNFAZIN DURDURULMASINA.
HÜKÜMLÜNÜN BAŞKA BİR SUÇTAN TUTUKLU VEY HÜKÜMLÜ ULUNMAASI HALİNDE SALIVERİLMESİNE
KARARIN C.SAVCILIĞI ARACILIĞIYLA HÜKÜMLÜYE TEBLİĞİ DAİR, DOSYA ÜZERİNDEYAPILAN İNCELEMESONUCUNDA İSTEME UYGUN V TEBLİĞ TARİHİNDEN İTAREN 7 GÜN İÇİNDE DENİZLİ NBETÇİ AĞIR CEZA MAHKEMESİNE İTİRAZ YOLU AÇIK OLMAK ÜZERERKARAR VERİLDİ
Sakarya Ağır Ceza Mahkemesi, Karşılıksız Çek Beraat Kararı
BAŞKAN : ABDÜLKADİR YAVUZ ÜYE : BURHANETTİN ESENKAR ÜYE : CEVDET BAK
KATİP : BEHİYE AYDINHükümlü A.B. vekili Av. Levent S. tarafından Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.03.2009 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı ek kararı ile hükümlü vekilinin talebinin reddine ve mahkemelerinin 28.5.2008 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı ilamının değiştirilmesine ve infazın durdurulmasına yer olmadığına ve infazın devamına dair kararına dosya içeriğine göre süresi içerisinde; müvekkilinin 3167 Sayılı Kanuna Muhalefet nedeni ile para cezasına mahkum edildiği, 5275 Sayılı Yasanın 98. maddesi uyarınca yaptıkları başvurunun reddedildiği, bu kararın 5237 Sayılı TCK nun 5, 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesi, 3167 Sayılı Yasanın 16. maddesi ayrıca TCK 20.43.52,53,60,61 maddelerinde yer alan düzenlemelere aykırı olduğu, 31.11.2008 tarihi itibari ile karşılıksız çek keşide etmek eyleminin suç olmaktan çıktığı, böylece suçta ve cezada kanunilik ilkesi uyarınca hükümlü hakkında verilen cezanın yasal dayanağının kalmadığı iddiası ile Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından 24.03.2009 tarihinde infazın devamına ilişkin ek kararın itiraz incelemesi ile kaldırılmasını ve hakkında tayin edilen cezanın bütün sonuçları ile ortadan kaldırılmasını ve tahliyesini istemiştir.
İddia makamının mütalaası alındı, dosya incelendi
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Konu ile ilgili yasal durum incelendiğinde;
1-3167 Sayılı Yasanın 16. maddesinde : (1) Üzerinde yazılı keşide tarihinden önce veya ibraz süresi içinde 4 üncü madde uyarınca ibraz edildiğinde, yeterli karşılığı bulunmaması nedeniyle kısmen de olsa ödenmeyen çeki keşide eden hesap sahipleri veya yetkili temsilcileri, kanunların ayrıca suç saydığı haller saklı kalmak üzere, çek bedeli tutarı kadar ağır para cezasıyla cezalandırılırlar. Ancak verilecek para cezası seksenmilyar liradan fazla olamaz. Bu miktar, 01/03/1926 tarihli ve 765 sayılı Türk Ceza Kanununun ek 2 nci maddesine göre her yıl artırılır. Bu suçtan mükerrirlere, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.
2 – 5237 Sayılı TCK nun 2/1-3 madde ve fıkralarında ; (1) “Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz.”
(3) Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz.
3- 5237 Sayılı TCK nun 5/1 madde ve fıkralarında : “Bu Kanunun genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır. “
4-5237 Sayılı TCK nun 52/1-2-3 Madde ve fıkralarında; (1) Adlî para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hâllerde yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir.
(2) En az yirmi ve en fazla yüz Türk Lirası olan bir gün karşılığı adlî para cezasının miktarı, kişinin ekonomik ve diğer şahsî hâlleri göz önünde bulundurularak takdir edilir. (3) Kararda, adlî para cezasının belirlenmesinde esas alınan tam gün sayısı ile bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ayrı ayrı gösterilir. “
5-5252 Sayılı Yasanın 5349 Sayılı Yasanın 6. Maddesi ile değişik Geçici 1. Maddesinde: (1) Diğer kanunların, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31 Aralık 2008 tarihine kadar uygulanır.
6-5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 madde ve fıkrasında: (1) Mahkûmiyet hükmünün yorumunda veya çektirilecek cezanın hesabında duraksama olursa, cezanın kısmen veya tamamen yerine getirilip getirilemeyeceği ileri sürülür ya da sonradan yürürlüğe giren kanun, hükümlünün lehinde olursa, duraksamanın giderilmesi veya yerine getirilecek cezanın belirlenmesi için hükmü veren mahkemeden karar istenir. (3) Yukarıdaki fıkralar uyarınca yapılan başvurular cezanın infazını ertelemez. Ancak, mahkeme olayın özelliğine göre infazın ertelenmesine veya durdurulmasına karar verebilir.
7- 5275 Sayılı Yasanın 101/1-3 Madde ve fıkrasında: (1) Cezanın infazı sırasında, 98 ilâ 100 üncü maddeler gereğince mahkemeden alınması gereken kararlar duruşma yapılmaksızın verilir. Karar verilmeden önce Cumhuriyet savcısı ve hükümlünün görüşlerini yazılı olarak bildirmeleri istenebilir. “http://karsiliksizcek.wordpress.com/”
(3)Bölge adliye mahkemesi veya Yargıtaydan başka mahkemeler tarafından verilmiş olan bu kararlara karşı itiraz yoluna gidilebilir.” hükümleri bulunmaktadır.
Ayrıca TBMM tarafından 5728 Sayılı Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlar ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile düzenleme yapıldığı ve bu kanunun yürürlükte olduğu ancak yapılan bu düzenlemeler içerisinde 3167 Sayılı Yasanın 16. Maddesi ile ilgili bir düzenlemenin bulunmadığı da ortadadır.
Kararına itiraz edilen mahkemenin itiraz edilen kararında; 5252 Sayılı Kanunun geçici 1. Maddesinde 5560 Sayılı Kanunla yapılan değişiklik üzerine belirlenen 31.12.2008 gününe değin, diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümlerinin düzeltilmesinin öngörüldüğü halde bu kapsamdan olarak yasa koyucu tarafından 5728 Sayılı “Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”u va’zettiği, dolayısıyla da uyumlaştırılması murat olunan diğer kanunların bu kapsamda yeniden düzenlenildiği., ancak bu çerçevede 3167 Sayılı Kanun hükümlerinin ayrık tutulduğu, bunun ise tamamen mevzuatın “Özel” niteliğinden kaynaklandığı, hal böyle olunca da Yargıtay Yüksek Dairesi’nin pek çok uygulamalarında da “özel yasa ” niteliğinden dolayı pek çok uygulanabilir (önödeme-uzlaşma…gibi) hukuk müessesesinden ayrık değerlendirildiği nazara alındığında, ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil eden çeklerden dolayı tayin olunacak ceza hükmünde de “çek bedeli kadar adli para cezası” olmasında hukuken aykırı bir durum görülmediğinden” sanık vekilinin talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Yürürlükte olan yasal durum incelendiğinde; TCK nun 5/1 maddesinde bu kanunun genel hükümlerinin özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanacağı belirtilerek ceza hukukunda yeknesaklık sağlanmak istenmiştir.
Bu amaçla 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesine; diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemesine aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31.12.2008 tarihine kadar uygulanır hükmü konulmuş ve bu süre yeniden uzatılmamıştır.
Yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. Madde hükmünü dikkate alarak ” Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” adı altında 580 maddeden oluşan 5728 Sayılı Yasayı çıkartmış ve bu yasa yürürlüğe girmiştir.
Buradan da anlaşıldığı üzere yasa koyucunun amacı TCK nun genel hükümlerinin bütün özel yasalarda ve ceza hükmü içeren yasalarda uygulanmasını sağlamaktır.
5237 Sayılı TCK nun 52. maddesi dikkate alındığında adli para cezasının tanımının yapıldığı görülmektedir. Buna göre adli para cezası , beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmadığı hallerde 730 günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması sureti ile hesaplanan meblağın hükümlü tarafından devlet hazinesine ödenmesinden ibarettir
Bu maddenin 1. fıkrasında bulunan “kanunda aksine hüküm bulunmayan haller” tanımının adli para cezası gün sayısının bu genel düzenlemeye aykırı olarak 730 günün altında veya üstünde düzenlenebileceği ve bu düzenlemenin de geçerli olduğu anlamındadır. Buradan da anlaşıldığı üzere TCK genel hükümlerinde gün adli para cezası sistemi benimsenmiştir. 3167 Sayılı yasanın 16. maddesi değerlendirildiğinde; “….. çek bedeli tutarı kadar ağır para cezası (adli para cezası) ile cezalandırılırlar . Ancak verilecek para cezası 80 milyar liradan fazla olamaz. ” hükmünün bulunduğu, bu düzenlemenin gün para cezası içermemesi nedeni ile TCK nun 52/1 maddesine uygun olmadığı ortadadır.
Yasa koyucunun 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesinde sözünü ettiği diğer kanunlar içerisinde 3167 Sayılı Yasanın da olduğu hususunda tereddüt yoktur. Buna göre 3167 Sayılı Yasada bulunan ve 5237 Sayılı TCK nun 1.Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümler 31.12.2008 tarihine kadar uygulanabilecektir. Bu düzenlemenin mevhumu muhalifinden 3167 Sayılı (özel) Kanunun TCK nun 1. kitabının 52. maddesinde düzenlenen gün para sistemine aykırı olan ceza kuralının 31.12.2008 tarihinden sonra uygulanmayacağı 5252 Sayıl Yasanın geçici 1. Maddesinin emredici hükmüdür. Kaldı ki yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesini dikkate alarak 5728 Sayılı Yasa ile özel yasalarda ayrıntılı düzenlemeler yapmasına rağmen 3167 Sayılı Yasada herhangi bir düzenleme yapmamıştır.
Ayrıca Adalet Bakanlığı’nın http://www.kgm.adalet.gov.tr/basbakanlik/cekkanunu.pdf adresinde bulunan ve Çek Kanunu Tasarısı Taslağı olarak Başbakanlığa gönderilen metnin 5/1 madde ve fıkrasında “Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adlî paracezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adlî para cezası, çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamaz.” düzenlemesinin bulunduğu, bu düzenleme dikkate alındığında yasama organının büyük çoğunluğunu oluşturan yürütmeyi (hükümeti ) temsilen Adalet Bakanlığının da itirazı reddeden mahkeme ve red kararında belirtilen Yargıtay Dairesinin inancına aykırı olarak çek kanununda verilecek adli para cezasının gün para sistemine uygun olması gerektiğini öngördüğü, bu durum karşısında subjektif değerlendirme niteliğinde olan “çekin ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil etmesi” bu nedenle 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesindeki düzenlemenin değiştirilmediği yani ayrık tutulduğu (temel düzenlemeden istisna edildiği) yönündeki değerlendirmenin mevcut yasal durum karşısında yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
Yasa koyucunun atlama yaptığı, bir konuyu unuttuğu kabul edilemeyeceğine ve yukarıda da değinildiği gibi bu konuda değişiklik yapmak için Başbakanlığa kanun tasarısı taslağıda sevk edildiğine göre yürütmenin, (hükümetin ) ve yasa koyucunun (TBMM’nin) muradının 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesi ile düzenlenen ceza kuralının ortadan kalkması ve yeni yasal düzenleme yapılana kadar bu ceza hükmünün uygulanamaz olmasını sağlamak olduğu kabul edilmelidir. Çünkü ceza kuralları uygulanmak amacı ile konulur. Uygulanamayan bir ceza kuralı kaldırılmış demektir. Uygulanamayacağı yasa ile düzenlenen, bu nedenle yasal olarak kaldırılma dışında yok hükmünde olan bir kurala göre ceza vermek gerek Anayasa’da yapılan temel haklar ile ilgili düzenlemelere, temel hak ve özgürlükleri içeren Uluslararası Sözleşme hükümlerine ve gerekse Türk Ceza Kanunun 2. maddesinde düzenlenen kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz, kanunlarda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz kuralına da aykırıdır.
Bu yasal durum karşısında hükümlünün, 31.12.2008 tarihinden itibaren zımni olarak yürürlükten kaldırılan ve yerine yeni hüküm konulmaması nedeni ile cezasız bırakılan karşılıksız çek keşide etmek eyleminden dolayı cezalandırıldığı, hükümlü müdafiinin yaptığı itirazın hukuka uygun olmayan mülahazalarla red edildiği, itirazın yasal ve yerinde olduğu anlaşılmakla, 5275 Sayılı Yasanın 101/3 madde ve fıkrasının verdiği yetkiye dayanarak ve hükümlünün telafisi mümkün olmayan zararlara uğramasını engellemek amacı ile 5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 maddesi gereğince mahkumiyet hükmünün yorumunda ve çektirilecek cezanın hesabında açıklanan nedenlerle duraksama olduğundan 3167 Sayılı Yasada yeni bir düzenleme yapılana ya da 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesinin açıkça yürürlükten kaldırılması anına kadar infazın ertelenmesine, yasa koyucunun yeni bir düzenleme yapması halinde hükümlünün durumunun yeniden mahkemesince ele alınarak değerlendirilmesi için itirazın kabülü ile hükümlüye Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 08.05.2008 tarih ve 2008/202 esas, 2008/323 karar sayılı ilamı ile verilen adli para cezasının infazının durdurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Hükümlü Abdullah Bekir vekilinin yapmış olduğu İTİRAZIN KABÜLÜNE, 2-Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.03.2009 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı EK KARARININ KALDIRILMASINA
3-Sanık hakkında Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 8.5.2008 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı ilamı ile verilen 4158 .- TL, adli para cezasının İNFAZININ DURDURULMASINA,
4-Kararın bir örneğinin gereğinin yerine getirilmesi için Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine,
Dosyanın Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesine iadesine, Karardan bir örneğin hükümlü vekiline TEBLİĞİNE , Dair; 5275 Sayılı Yasanın 101/3 ve CMK nun 271/4 madde ve fıkrası gereğince incelenen dosya üzerinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.27.03.2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/7 Geliş Tarihi: 05/01/2009 Mahkemesi: Köyceğiz Sulh Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2008/82 Mahkeme Karar No: 2008/141 Mahkeme Karar Tarihi: 15/05/2008
Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme
DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/133 Karar BOZMA Karar Tarihi 19/01/2009 Kapatma Tarihi 03/02/2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/9 Geliş Tarihi: 05/01/2009
Mahkemesi: Tarsus Ağır Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2008/903 Mahkeme Karar No: 2008/903 Mahkeme Karar Tarihi: 14/07/2008
Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/135 Karar BOZMA Karar Tarihi 19/01/2009 Kapatma Tarihi 03/02/2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/14 Geliş Tarihi: 12/01/2009
Mahkemesi: Korkuteli Asliye Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2005/153
Mahkeme Karar No: 2006/97 Mahkeme Karar Tarihi: 10/03/2006
Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/784 Karar BOZMA Karar Tarihi 26/01/2009 Kapatma Tarihi 12/02/2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/18 Geliş Tarihi: 12/01/2009
Mahkemesi: Malatya 4. Asliye Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2006/291
Mahkeme Karar No: 2007/539 Mahkeme Karar Tarihi: 17/07/2007 Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/787 Karar BOZMA Karar Tarihi 26/01/2009 Kapatma Tarihi 03/02/2009
SAYIN MİLLETVEKİLLERİM
Sayın
Milletvekilim
Karşılıksız çekten dolayı hapis cezası , kanayan bir yaradır ve Türk Hukuk Sistemi açısından bir yüz karasıdır! Kişi hak ve hürriyetlerine ve esasen mevcut Anayasamıza da aykırı olan bu uygulama 1 Ocak 2009 tarihi itibariyle yeni bir boyut kazanmıştır:
Konu ile ilgili mevcut hukuki durum aşağıda sadece iki ana husus bakımından özetlenmiştir. Uygulama yasasında verilen süre 31 Aralık 2008'de dolmuş ve bu tarihten itibaren karşılıksız çek suçları fiilen cezasız kalmıştır. Eğer hukuk devletiysek, bu suçtan dolayı, yeni bir yasal düzenleme yapılana kadar hiçbir mahkeme ceza veremez ve önceden verilmiş olan cezalar da hukuken yok hükmündedir.
Ne var ki yargı tereddüttedir ve 3 aydır çelişkili kararlar verilmektedir. Bazı mahkemeler ceza vermeye devam ederken kendisinden bir çözüm beklenen YARGITAY, bugüne kadar yerel mahkemelere emsal oluşturacak bir karar da vermemiştir. Bazı illerdeki Asliye Ceza Mahkemeleri ve en önemlisi Sakarya 1. Ağır Ceza Mahkemesi ise, cezaların infazını durdurmuş ve hükümlüler tahliye edilmeye başlanmıştır. Diğer taraftan karşılıksız çekten dolayı ceza almış olan binlerce kişi ise kanunsuz bir şekilde 3 ayı aşkın süredir cezaevlerinde tutulmaktadır.
Ekonomik suçtan dolayı hürriyeti bağlayıcı ceza verilmesinin gayri insani olduğu, mevcut düzenlemenin anayasaya aykırı olduğu konuları bir tarafa, ortada apaçık bir hukuksuzluk ve kaos vardır! Teknik bir konu değil, akl-ı selim sahibi herkesin kolayca anlayabileceği basit bir durum var ortada... Prof. Dr. Adem Sözüer ve daha birçok hukukçu aylardır konuyu anlatmaya çalışıyor ama maalesef hukuksuzluk devam ediyor.
Bu kaos hem adalet anlayışını zedeliyor, hem de apaçık bir ihlal niteliği taşıyor. Üç aydır haksız yere cezaevlerinde tutulan insanlar, bu durumu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine taşıdıklarında kesinlikle lehe bir karar çıkacak ve yüklü tazminatlar gündeme gelecektir. Zira Sakarya Ağır Ceza Mahkemesinin aynı konuda verdiği emsal kararlar var. Bu kararlar diğer mahkemeleri bağlayıcı olmasa da ceza hukukunun uygulanmasında yeknesaklık zedelenmiş ve kanun önünde eşitlik ilkesi bozulmuştur. Böyle bir netice, Meclisi ve hükumeti zor durumda bırakacağı gibi, uluslararası hukuk çevrelerinde ve kamuoyu nezdinde yargı organlarının saygınlığını da zedeleyici sonuçlar doğurabilecektir. Meclisin ve hükumetin bir an önce bu çarpık duruma el koyması ve hukuksuzluğu sona erdirmesi gerekiyor.
Yeni yasada adli para cezası ve dolayısıyla hapis cezası devam edecek olsa da, çıkacak kanuna eklenecek bir geçici madde ile, 1 Ocak 2009 tarihi ile kanunun çıktığı tarihe kadar oluşmuş bulunan yasal boşluk sebebiyle cezasız kalmış olan karşılıksız çek suçundan dolayı verilen cezaların kaldırılması sağlanabilir. Böylece hem yargının tereddütleri izale edilmiş olur, bozulan yeknesaklık ve eşitlik ilkesi de nispeten telafi edilebilir.
Ortada kamu vicdanını rahatsız eden, toplumsal barışı zedeleyen ve adalet duygusunu inciten çok vahim bir tablo vardır ve süratle çözüm beklenmektedir.
Sessiz sedasız onbinlerce insan ve aile, Yüce Meclisten hukuk devleti esasına uygun bir çözüm beklemektedir.
HUKUKİ DURUMUN ÖZETİ
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 5 inci maddesi “Özel kanunlarla ilişki” başlığını taşımaktadır. Bu maddeye göre, “Bu Kanun’un genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren özel kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır.” Bu kanunun yayınlanmasını müteakip 3167 sayılı Çek Yasasının da içinde bulunduğu “ceza içeren özel kanunlar”da gerekli değişiklik ve uyumların yapılabilmesi için 5nci maddenin uygulanması 31.12.2008 tarihine ertelenmiştir. Ancak 31.12.2008 tarihine kadar, diğer birçok özel kanunda değişiklik yapılmış olmasına rağmen Çek Kanununda gerekli değişiklikler yapılmadığından, artık 01.01.2009 tarihi itibariyle 3167 Sayılı Yasanın ceza içeren ve TCK Genel Hükümlerine aykırılık teşkil eden maddeleri zımnen yürürlükten kaldırılmış bulunmaktadır. Nitekim, 31.12.2008 tarihine dek, ceza hükmü getiren diğer özel kanunlardan olan 3167 Sayılı Çek Kanununun cezai hükümleri, TCK’nun genel hükümlerine aykırı olsa da uygulanabilmekteydi.
Aykırılıklar nerededir?
1. TCK m. 21 bakımından : 3167 SK. m. 16/1’de karşılıksız çek keşide etme suçu, “şekli suç” niteliğinde düzenlenmiştir. Ancak, TCK ’nın genel hükümleri (m. 21) uyarınca, bir suçun oluşumu kastın varlığına bağlıdır. Kast “doğrudan”(m. 21/1) veya “olası kast” (m. 21/2) olabilir. Bu nedenle, bir kişinin karşılıksız çek nedeniyle cezalandırılabilmesi için, bu kişinin çeki keşide ederken, çekin karşılıksız kalacağı kastıyla hareket etmiş olması gerekmektedir. Başka bir deyişle, bunu bilmeli ve istemelidir. Dolayısıyla, yapılan yargılamada, artık kastın varlığı mutlak olarak araştırılmalı ve bunun sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır. Şayet olayda kast yoksa TCK m. 21/2’ye göre, somut olayda karşılıksız çek keşide eden kişide “olası kast”ın varlığı da ayrıca değerlendirilerek, maddede öngörülen ceza indirimleri uygulanmalıdır. 5252 Sayılı Kanunun kabulü ve uygulanması ile, hukukumuzda bugüne kadar zaten tartışmalı olan “objektif sorumluluk” esası terkedilmiş ve “kusursuz ceza olmaz” esası tamamen geçerli kılınmıştır. Şu halde, karşılıksız çek suçlarında, 1.1.2009 tarihine kadar “objektif sorumluluk” esasına göre verilmiş olan cezalar geçerliliğini yitirmiş bulunmaktadır. Artık suçun manevi unsuru olarak “kast” aranmalıdır. Aksi bir uygulama “kanunsuz suç ve ceza olamaz” esasına açık bir aykırılık teşkil edecektir.
2. TCK m. 52 bakımından Çek Kanunu’na göre, karşılıksız çek keşide etme suçunun cezası, çek bedeli tutarı kadar “adli para cezası” olarak belirlenmekteydi. Ancak, 1.1.2009 tarihinden itibaren TCK’nın adli para cezalarına ilişkin 52. maddesi uygulama alanı bulacağından, ceza miktarının ve niteliğinin belirlenmesi değişmiş bulunmaktadır.
TCK 52. maddenin uygulanmaya başlaması ile Çek yasasındaki çek bedeline bağlı adli para cezası uygulaması son bulmuştur. Adli para cezasının miktarının tespiti artık, sadece gün/para esasına göre yapılabilecektir. 3167 Sayılı Çek Kanunu’nun uygulamasında, ceza, karşılıksız çıkan çek miktarına göre belirlenmekteyken, TCK’nın 52. maddesinin uygulanmasıyla, öncelikle tamgün hesabının yapılması ve bir güne karşılık gelen parasal miktarın belirlenmesi üzerine karar verilmesi gerekmektedir. TCK m. 61/8 hükmüne göre, adli para cezası, belirlenen sonuç gün ile kişinin bir gün karşılığı ödeyebileceği miktarın çarpılması suretiyle bulunacaktır. Bu itibarla, yargılama sonucunda verilecek adli para cezasının tayini usulü de tümden değişmektedir. Nitekim hazırlanan yeni Çek Kanunu tasarısında da "Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adlî para cezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adlî para cezası, çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamaz." Denilmek suretiyle adli para cezasının tayininde Yeni TCK’na uygun olarak gün/para sisteminin getirildiği görülmektedir.
Bu değerlendirmeler ışığı altında bugüne kadar 3167 Sayılı Kanuna göre verilen çek cezaları, 01.01.2009 tarihinde yürürlüğe girmiş bulunan TCK 5nci maddesi uyarınca , aynı kanunun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırılık teşkil etmektedir ve sanık/hükümlü lehine olan yeni hükümler uygulanarak bugüne kadar verilmiş olan cezaların infazı durdrulmalıdır.
Uygulanamayacağı yasa ile düzenlenen, bu nedenle yasal olarak yok hükmünde olan bir kurala göre ceza vermek, gerek Anayasa'da yapılan temel haklar ile ilgili düzenlemelere, temel hak ve özgürlükleri içeren Uluslararası Sözleşme hükümlerine ve gerekse Türk Ceza Kanunun 2. maddesinde düzenlenen kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz, kanunlarda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz kuralına da aykırıdır.
BU AŞAGILIK YAZILARA MÜSADEE ETMEYECEGİMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMM...........................................................................KARŞILIKSIZ ÇEKE HAPİS İNSANLIK ONURUNA AYKIRI İSE BU YAZILAR İNSANLIK ONURUNAAA UYGUNMUUUU?????
senin amına korum o.p.öocuğu eski dost...sülaleni sikerim amına kodumun piçi
ne kopyalayıp duruyon amcık pezavenk.
sıçtın sitrenin içine dürzü piç
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:.
Konu ile ilgili yasal durum incelendiğinde;.
1-3167 Sayılı Yasanın 16. maddesinde :.
(1) Üzerinde yazılı keşide tarihinden önce veya ibraz süresi içinde 4 üncü madde uyarınca ibraz edildiğinde, yeterli karşılığı bulunmaması nedeniyle kısmen de olsa ödenmeyen çeki keşide eden hesap sahipleri veya yetkili temsilcileri, kanunların ayrıca suç saydığı haller saklı kalmak üzere, çek bedeli tutarı kadar ağır para cezasıyla cezalandırılırlar. Ancak verilecek para cezası seksenmilyar liradan fazla olamaz. Bu miktar, 01/03/1926 tarihli ve 765 sayılı Türk Ceza Kanununun ek 2 nci maddesine göre her yıl artırılır. Bu suçtan mükerrirlere, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir..
2 – 5237 Sayılı TCK nun 2/1-3 madde ve fıkralarında ; (1) “Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz.”.
(3) Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz. 3- 5237 Sayılı TCK nun 5/1 madde ve fıkralarında :.
“Bu Kanunun genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır. “.
4-5237 Sayılı TCK nun 52/1-2-3 Madde ve fıkralarında; (1) Adlî para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hâllerde yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir..
(2) En az yirmi ve en fazla yüz Türk Lirası olan bir gün karşılığı adlî para cezasının miktarı, kişinin ekonomik ve diğer şahsî hâlleri göz önünde bulundurularak takdir edilir. (3) Kararda, adlî para cezasının belirlenmesinde esas alınan tam gün sayısı ile bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ayrı ayrı gösterilir. “.
5-5252 Sayılı Yasanın 5349 Sayılı Yasanın 6. Maddesi ile değişik Geçici 1. Maddesinde: (1) Diğer kanunların, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31 Aralık 2008 tarihine kadar uygulanır..
6-5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 madde ve fıkrasında:.
(1) Mahkûmiyet hükmünün yorumunda veya çektirilecek cezanın hesabında duraksama olursa, cezanın kısmen veya tamamen yerine getirilip getirilemeyeceği ileri sürülür ya da sonradan yürürlüğe giren kanun, hükümlünün lehinde olursa, duraksamanın giderilmesi veya yerine getirilecek cezanın belirlenmesi için hükmü veren mahkemeden karar istenir. (3) Yukarıdaki fıkralar uyarınca yapılan başvurular cezanın infazını ertelemez. Ancak, mahkeme olayın özelliğine göre infazın ertelenmesine veya durdurulmasına karar verebilir. 7- 5275 Sayılı Yasanın 101/1-3 Madde ve fıkrasında:.
(1) Cezanın infazı sırasında, 98 ilâ 100 üncü maddeler gereğince mahkemeden alınması gereken kararlar duruşma yapılmaksızın verilir. Karar verilmeden önce Cumhuriyet savcısı ve hükümlünün görüşlerini yazılı olarak bildirmeleri istenebilir..
(3)Bölge adliye mahkemesi veya Yargıtaydan başka mahkemeler tarafından verilmiş olan bu kararlara karşı itiraz yoluna gidilebilir.” hükümleri bulunmaktadır..
Ayrıca TBMM tarafından 5728 Sayılı Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlar ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile düzenleme yapıldığı ve bu kanunun yürürlükte olduğu ancak yapılan bu düzenlemeler içerisinde 3167 Sayılı Yasanın 16. Maddesi ile ilgili bir düzenlemenin bulunmadığı da ortadadır..
Kararına itiraz edilen mahkemenin itiraz edilen kararında; 5252 Sayılı Kanunun geçici 1. Maddesinde 5560 Sayılı Kanunla yapılan değişiklik üzerine belirlenen 31.12.2008 gününe değin, diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümlerinin düzeltilmesinin öngörüldüğü halde bu kapsamdan olarak yasa koyucu tarafından 5728 Sayılı “Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”u va’zettiği, dolayısıyla da uyumlaştırılması murat olunan diğer kanunların bu kapsamda yeniden düzenlenildiği., ancak bu çerçevede 3167 Sayılı Kanun hükümlerinin ayrık tutulduğu, bunun ise tamamen mevzuatın “Özel” niteliğinden kaynaklandığı, hal böyle olunca da Yargıtay Yüksek Dairesi’nin pek çok uygulamalarında da “özel yasa ” niteliğinden dolayı pek çok uygulanabilir (önödeme-uzlaşma…gibi) hukuk müessesesinden ayrık değerlendirildiği nazara alındığında, ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil eden çeklerden dolayı tayin olunacak ceza hükmünde de “çek bedeli kadar adli para cezası” olmasında hukuken aykırı bir durum görülmediğinden” sanık vekilinin talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır..
Yürürlükte olan yasal durum incelendiğinde; TCK nun 5/1 maddesinde bu kanunun genel hükümlerinin özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanacağı belirtilerek ceza hukukunda yeknesaklık sağlanmak istenmiştir. Bu amaçla 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesine; diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemesine aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31.12.2008 tarihine kadar uygulanır hükmü konulmuş ve bu süre yeniden uzatılmamıştır..
Yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. Madde hükmünü dikkate alarak ” Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” adı altında 580 maddeden oluşan 5728 Sayılı Yasayı çıkartmış ve bu yasa yürürlüğe girmiştir..
Buradan da anlaşıldığı üzere yasa koyucunun amacı TCK nun genel hükümlerinin bütün özel yasalarda ve ceza hükmü içeren yasalarda uygulanmasını sağlamaktır. 5237 Sayılı TCK nun 52. maddesi dikkate alındığında adli para cezasının tanımının yapıldığı görülmektedir. Buna göre adli para cezası , beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmadığı hallerde 730 günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması sureti ile hesaplanan meblağın hükümlü tarafından devlet hazinesine ödenmesinden ibarettir.
Bu maddenin 1. fıkrasında bulunan “kanunda aksine hüküm bulunmayan haller” tanımının adli para cezası gün sayısının bu genel düzenlemeye aykırı olarak 730 günün altında veya üstünde düzenlenecebileceği ve bu düzenlemenin de geçerli olduğu anlamındadır. Buradan da anlaşıldığı üzere TCK genel hükümlerinde gün adli para cezası sistemi benimsenmiştir. 3167 Sayılı yasanın 16. maddesi değerlendirildiğinde; “….. çek bedeli tutarı kadar ağır para cezası (adli para cezası) ile cezalandırılırlar . Ancak verilecek para cezası 80 milyar liradan fazla olamaz. ” hükmünün bulunduğu, bu düzenlemenin gün para cezası içermemesi nedeni ile TCK nun 52/1 maddesine uygun olmadığı ortadadır..
Yasa koyucunun 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesinde sözünü ettiği diğer kanunlar içerisinde 3167 Sayılı Yasanın da olduğu hususunda tereddüt yoktur. Buna göre 3167 Sayılı Yasada bulunan ve 5237 Sayılı TCK nun 1.Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümler 31.12.2008 tarihine kadar uygulanabilecektir. Bu düzenlemenin mevhumu muhalifinden 3167 Sayılı (özel) Kanunun TCK nun 1. kitabının 52. maddesinde düzenlenen gün para sistemine aykırı olan ceza kuralının 31.12.2008 tarihinden sonra uygulanmayacağı 5252 Sayıl Yasanın geçici 1. Maddesinin emredici hükmüdür. Kaldı ki yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesini dikkate alarak 5728 Sayılı Yasa ile özel yasalarda ayrıntılı düzenlemeler yapmasına rağmen 3167 Sayılı Yasada herhangi bir düzenleme yapmamıştır..
Ayrıca Adalet Bakanlığı’nın http://www.kgm.adalet.gov.tr/basbakanlik/cekkanunu.pdf adresinde bulunan ve Çek Kanunu Tasarısı Taslağı olarak Başbakanlığa gönderilen metnin 5/1 madde ve fıkrasında “Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adlî paracezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adlî para cezası, çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamaz.” düzenlemesinin bulunduğu, bu düzenleme dikkate alındığında yasama organının büyük çoğunluğunu oluşturan yürütmeyi (hükümeti ) temsilen Adalet Bakanlığının da itirazı reddeden mahkeme ve red kararında belirtilen Yargıtay Dairesinin inancına aykırı olarak çek kanununda verilecek adli para cezasının gün para sistemine uygun olması gerektiğini öngördüğü, bu durum karşısında subjektif değerlendirme niteliğinde olan “çekin ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil etmesi” bu nedenle 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesindeki düzenlemenin değiştirilmediği yani ayrık tutulduğu (temel düzenlemeden istisna edildiği) yönündeki değerlendirmenin mevcut yasal durum karşısında yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır..
Yasa koyucunun atlama yaptığı, bir konuyu unuttuğu kabul edilemeyeceğine ve yukarıda da değinildiği gibi bu konuda değişiklik yapmak için Başbakanlığa kanun tasarısı taslağıda sevk edildiğine göre yürütmenin, (hükümetin ) ve yasa koyucunun (TBMM’nin) muradının 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesi ile düzenlenen ceza kuralının ortadan kalkması ve yeni yasal düzenleme yapılana kadar bu ceza hükmünün uygulanamaz olmasını sağlamak olduğu kabul edilmelidir. Çünkü ceza kuralları uygulanmak amacı ile konulur. Uygulanamayan bir ceza kuralı kaldırılmış demektir. Uygulanamayacağı yasa ile düzenlenen, bu nedenle yasal olarak kaldırılma dışında yok hükmünde olan bir kurala göre ceza vermek gerek Anayasa’da yapılan temel haklar ile ilgili düzenlemelere, temel hak ve özgürlükleri içeren Uluslararası Sözleşme hükümlerine ve gerekse Türk Ceza Kanunun 2. maddesinde düzenlenen kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz, kanunlarda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz kuralına da aykırıdır..
Bu yasal durum karşısında hükümlünün, 31.12.2008 tarihinden itibaren zımni olarak yürürlükten kaldırılan ve yerine yeni hüküm konulmaması nedeni ile cezasız bırakılan karşılıksız çek keşide etmek eyleminden dolayı cezalandırıldığı, hükümlü müdafiinin yaptığı itirazın hukuka uygun olmayan mülahazalarla red edildiği, itirazın yasal ve yerinde olduğu anlaşılmakla, 5275 Sayılı Yasanın 101/3 madde ve fıkrasının verdiği yetkiye dayanarak ve hükümlünün telafisi mümkün olmayan zararlara uğramasını engellemek amacı ile 5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 maddesi gereğince mahkumiyet hükmünün yorumunda ve çektirilecek cezanın hesabında açıklanan nedenlerle duraksama olduğundan 3167 Sayılı Yasada yeni bir düzenleme yapılana ya da 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesinin açıkça yürürlükten kaldırılması anına kadar infazın ertelenmesine, yasa koyucunun yeni bir düzenleme yapması halinde hükümlünün durumunun yeniden mahkemesince ele alınarak değerlendirilmesi için itirazın kabülü ile hükümlüye Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 31.07.2007 tarih ve 2007/299 esas 2007/590 karar sayılı ilamı ile verilen adli para cezasının infazının durdurulmasına karar vermek gerekmiştir..
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;.
1-Hükümlü H.S.S. müdafiinin yapmış olduğu İTİRAZIN KABÜLÜNE, 2-Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 04.02.2009 tarih ve 2007/299 esas 2007/590 karar sayılı EK KARARININ KALDIRILMASINA.
3-Sanık hakkında Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 31.07.2007 tarih ve 2007/299 esas 2007/590 karar sayılı ilamı ile verilen 26000TL adli para cezasının İNFAZININ DURDURULMASINA,.
4-Kararın bir örneğinin gereğinin yerine getirilmesi için Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine,.
Dosyanın Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesine iadesine, Karardan bir örneğin hükümlü vekiline TEBLİĞİNE ,.
Dair; 5275 Sayılı Yasanın 101/3 ve CMK nun 271/4 madde ve fıkrası gereğince incelenen dosya üzerinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi..16.03.2009..
.
.
.
SARAYKÖY ASLİYE CEZA MAHKEMEİ DOSYA NO :2007/176 KARAR NO :2007/201
HAKİM : GÜLPERİ GÜNEŞ 32147 C.SAVCISI : HÜSEYİN HÜR 107696 KATİP : MURAT AYRAL 97009
SANIK : A. G. K. SUÇ : KARŞILIKSIZ ÇEK KEŞİDE ETME SUÇ TARIHİ : 19/02/2007 ASIL KARAR TARİHİ : 25/09/2007 EK KARAR TARİHİ : 28/01/2009
HÜKÜMLÜ AHMET GÜRKAN ………KAN IN 21/01/2009 ARİHLİ İNFAZIN DURDURULMASINA İLİKİN DİLEKÇESİ C. SAVCISININ YAZILI GÖRÜŞÜ ALINARAKİNCELENDİ.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLÜ:
HÜKÜMLÜ AHMET GÜRKAN …..KAN HAKKINDA MAHKEMEMİZİN 25/09/2009 TARİH 2007/176-201 ESAS E KARAR SAYILI KARARI İLE KARŞILIKSIZ ÇEK KEŞİDE ETMEK SUÇUNDAN DAYI 60.000 TL ADLİ PARA CEZASI İL CEZALANDIRILMASIA KARAR VERİLDİĞİ, KARARIN 20/11/2007 TARİHİNDE KESİNLEŞEREK İNFAZA VERİLDİĞİ HÜKÜMLÜĞÜN ADLİ PARA CEZASNI ÖDEMEMESİ ÜZERİNE SARAYKÖY C.BAŞSAVCILIĞININ 29/01/2008 GÜNLÜ KARARI İLE HÜKÜMLÜYE VERİE ADLİ PARA CEZASININ 600 GÜN HAPİS CEZASINA ÇEVRİLDİĞİ VE 28/02/2008 TARİHİNDE İNFAZA BAŞLANDIĞI HÜKÜMLÜNÜN HALEN B CEZASINI İNFAZ TTİĞİ 5252 SAYILI ÜÇK NIN YÜÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDAKİ KANUNUN GEÇİCİ 1.MADDESİDE BELİRTİLEN DİĞEN KANUNLARIN TCK NIN GEEL HÜKÜMLERİNE AKRI OLAN MADDELERİNİN UYGULANMASINA DEVAM EDİLECEĞİNE İLİŞKİN HÜKMÜN 31/12/2008 TARİHİ İTİBARİYLE YÜRÜRÜKTE KALKTIĞI YASA KOYUCU TARAFINDAN 5728 SAYILI YASA İLE BİR ÇOK ÖZEL YASDAKİ CEZA HÜKÜMLERİ 5237 SAYILI YASAYA UYGUN HALE GETİRİLMESİNE RAĞMEN 3167 SAYILI YASA YÖNÜNDEN 31/12/2008 TARİHİNE KADAR HER HANGİ BİR DÜZENLEME YAPILMADIĞI 5252 SAYILI TCK NIN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KARARIN MADDESİ 5237 SAYILI TCK 45/1 52/1 MADELERİ İLE BİRLİKTE DEĞERLENDİRLDİĞİNDE BU GENEL URALIN BÜTÜN ÖZEL YASALARI BAĞLAYACĞI ÖZEL YASALARDAKİ AYKIRI HÜKÜMLRİN 31/12/2008 TARİHİNE KADAR UYGUNABİLECEĞİ BU TARİHE KADAR ÖZEL YASALARIN 5257 SAYILI TCK NIN GEEL KÜMLERİNE UYARLANMASININ ZORUNLU BULUNDUĞU ANCA 3167 SAYILI YASA AÇISINDAN HALEN BU UYARLAMANIN YAPILMAMIQŞ OLDUĞU ANLAŞILMAKLA HÜKÜMLÜNÜN MAĞDURİYETNE NEDE ALMAMAK AÇISINDAN 527 SAYILI ASANIN 98. MADDESİ UYARINCA İNFAZIN DURDURULMASINA KARAR VERMEKGEREKMİŞTİR. HÜKÜM YUKARIDA AÇIKLANAN NEDENLERLE
HÜKÜMLÜ AHMET GÜRKAN ……KAN HAKKINDA MAHKEMEMİZİN 25/09/207 TARİH 2007/176-201 ESAS VE KARAR SAYILI İLAMI İLE VERİLEN 60.000 TL ADLİ PARA CEZASINA İLİŞKİN İNFAZIN DURDURULMASINA.
HÜKÜMLÜNÜN BAŞKA BİR SUÇTAN TUTUKLU VEY HÜKÜMLÜ ULUNMAASI HALİNDE SALIVERİLMESİNE
KARARIN C.SAVCILIĞI ARACILIĞIYLA HÜKÜMLÜYE TEBLİĞİ DAİR, DOSYA ÜZERİNDEYAPILAN İNCELEMESONUCUNDA İSTEME UYGUN V TEBLİĞ TARİHİNDEN İTAREN 7 GÜN İÇİNDE DENİZLİ NBETÇİ AĞIR CEZA MAHKEMESİNE İTİRAZ YOLU AÇIK OLMAK ÜZERERKARAR VERİLDİ
Sakarya Ağır Ceza Mahkemesi, Karşılıksız Çek Beraat Kararı
BAŞKAN : ABDÜLKADİR YAVUZ ÜYE : BURHANETTİN ESENKAR ÜYE : CEVDET BAK
KATİP : BEHİYE AYDINHükümlü A.B. vekili Av. Levent S. tarafından Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.03.2009 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı ek kararı ile hükümlü vekilinin talebinin reddine ve mahkemelerinin 28.5.2008 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı ilamının değiştirilmesine ve infazın durdurulmasına yer olmadığına ve infazın devamına dair kararına dosya içeriğine göre süresi içerisinde; müvekkilinin 3167 Sayılı Kanuna Muhalefet nedeni ile para cezasına mahkum edildiği, 5275 Sayılı Yasanın 98. maddesi uyarınca yaptıkları başvurunun reddedildiği, bu kararın 5237 Sayılı TCK nun 5, 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesi, 3167 Sayılı Yasanın 16. maddesi ayrıca TCK 20.43.52,53,60,61 maddelerinde yer alan düzenlemelere aykırı olduğu, 31.11.2008 tarihi itibari ile karşılıksız çek keşide etmek eyleminin suç olmaktan çıktığı, böylece suçta ve cezada kanunilik ilkesi uyarınca hükümlü hakkında verilen cezanın yasal dayanağının kalmadığı iddiası ile Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından 24.03.2009 tarihinde infazın devamına ilişkin ek kararın itiraz incelemesi ile kaldırılmasını ve hakkında tayin edilen cezanın bütün sonuçları ile ortadan kaldırılmasını ve tahliyesini istemiştir.
İddia makamının mütalaası alındı, dosya incelendi
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Konu ile ilgili yasal durum incelendiğinde;
1-3167 Sayılı Yasanın 16. maddesinde : (1) Üzerinde yazılı keşide tarihinden önce veya ibraz süresi içinde 4 üncü madde uyarınca ibraz edildiğinde, yeterli karşılığı bulunmaması nedeniyle kısmen de olsa ödenmeyen çeki keşide eden hesap sahipleri veya yetkili temsilcileri, kanunların ayrıca suç saydığı haller saklı kalmak üzere, çek bedeli tutarı kadar ağır para cezasıyla cezalandırılırlar. Ancak verilecek para cezası seksenmilyar liradan fazla olamaz. Bu miktar, 01/03/1926 tarihli ve 765 sayılı Türk Ceza Kanununun ek 2 nci maddesine göre her yıl artırılır. Bu suçtan mükerrirlere, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.
2 – 5237 Sayılı TCK nun 2/1-3 madde ve fıkralarında ; (1) “Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz.”
(3) Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz.
3- 5237 Sayılı TCK nun 5/1 madde ve fıkralarında : “Bu Kanunun genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır. “
4-5237 Sayılı TCK nun 52/1-2-3 Madde ve fıkralarında; (1) Adlî para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hâllerde yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir.
(2) En az yirmi ve en fazla yüz Türk Lirası olan bir gün karşılığı adlî para cezasının miktarı, kişinin ekonomik ve diğer şahsî hâlleri göz önünde bulundurularak takdir edilir. (3) Kararda, adlî para cezasının belirlenmesinde esas alınan tam gün sayısı ile bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ayrı ayrı gösterilir. “
5-5252 Sayılı Yasanın 5349 Sayılı Yasanın 6. Maddesi ile değişik Geçici 1. Maddesinde: (1) Diğer kanunların, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31 Aralık 2008 tarihine kadar uygulanır.
6-5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 madde ve fıkrasında: (1) Mahkûmiyet hükmünün yorumunda veya çektirilecek cezanın hesabında duraksama olursa, cezanın kısmen veya tamamen yerine getirilip getirilemeyeceği ileri sürülür ya da sonradan yürürlüğe giren kanun, hükümlünün lehinde olursa, duraksamanın giderilmesi veya yerine getirilecek cezanın belirlenmesi için hükmü veren mahkemeden karar istenir. (3) Yukarıdaki fıkralar uyarınca yapılan başvurular cezanın infazını ertelemez. Ancak, mahkeme olayın özelliğine göre infazın ertelenmesine veya durdurulmasına karar verebilir.
7- 5275 Sayılı Yasanın 101/1-3 Madde ve fıkrasında: (1) Cezanın infazı sırasında, 98 ilâ 100 üncü maddeler gereğince mahkemeden alınması gereken kararlar duruşma yapılmaksızın verilir. Karar verilmeden önce Cumhuriyet savcısı ve hükümlünün görüşlerini yazılı olarak bildirmeleri istenebilir. “http://karsiliksizcek.wordpress.com/”
(3)Bölge adliye mahkemesi veya Yargıtaydan başka mahkemeler tarafından verilmiş olan bu kararlara karşı itiraz yoluna gidilebilir.” hükümleri bulunmaktadır.
Ayrıca TBMM tarafından 5728 Sayılı Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlar ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile düzenleme yapıldığı ve bu kanunun yürürlükte olduğu ancak yapılan bu düzenlemeler içerisinde 3167 Sayılı Yasanın 16. Maddesi ile ilgili bir düzenlemenin bulunmadığı da ortadadır.
Kararına itiraz edilen mahkemenin itiraz edilen kararında; 5252 Sayılı Kanunun geçici 1. Maddesinde 5560 Sayılı Kanunla yapılan değişiklik üzerine belirlenen 31.12.2008 gününe değin, diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümlerinin düzeltilmesinin öngörüldüğü halde bu kapsamdan olarak yasa koyucu tarafından 5728 Sayılı “Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”u va’zettiği, dolayısıyla da uyumlaştırılması murat olunan diğer kanunların bu kapsamda yeniden düzenlenildiği., ancak bu çerçevede 3167 Sayılı Kanun hükümlerinin ayrık tutulduğu, bunun ise tamamen mevzuatın “Özel” niteliğinden kaynaklandığı, hal böyle olunca da Yargıtay Yüksek Dairesi’nin pek çok uygulamalarında da “özel yasa ” niteliğinden dolayı pek çok uygulanabilir (önödeme-uzlaşma…gibi) hukuk müessesesinden ayrık değerlendirildiği nazara alındığında, ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil eden çeklerden dolayı tayin olunacak ceza hükmünde de “çek bedeli kadar adli para cezası” olmasında hukuken aykırı bir durum görülmediğinden” sanık vekilinin talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Yürürlükte olan yasal durum incelendiğinde; TCK nun 5/1 maddesinde bu kanunun genel hükümlerinin özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanacağı belirtilerek ceza hukukunda yeknesaklık sağlanmak istenmiştir.
Bu amaçla 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesine; diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemesine aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31.12.2008 tarihine kadar uygulanır hükmü konulmuş ve bu süre yeniden uzatılmamıştır.
Yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. Madde hükmünü dikkate alarak ” Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” adı altında 580 maddeden oluşan 5728 Sayılı Yasayı çıkartmış ve bu yasa yürürlüğe girmiştir.
Buradan da anlaşıldığı üzere yasa koyucunun amacı TCK nun genel hükümlerinin bütün özel yasalarda ve ceza hükmü içeren yasalarda uygulanmasını sağlamaktır.
5237 Sayılı TCK nun 52. maddesi dikkate alındığında adli para cezasının tanımının yapıldığı görülmektedir. Buna göre adli para cezası , beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmadığı hallerde 730 günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması sureti ile hesaplanan meblağın hükümlü tarafından devlet hazinesine ödenmesinden ibarettir
Bu maddenin 1. fıkrasında bulunan “kanunda aksine hüküm bulunmayan haller” tanımının adli para cezası gün sayısının bu genel düzenlemeye aykırı olarak 730 günün altında veya üstünde düzenlenebileceği ve bu düzenlemenin de geçerli olduğu anlamındadır. Buradan da anlaşıldığı üzere TCK genel hükümlerinde gün adli para cezası sistemi benimsenmiştir. 3167 Sayılı yasanın 16. maddesi değerlendirildiğinde; “….. çek bedeli tutarı kadar ağır para cezası (adli para cezası) ile cezalandırılırlar . Ancak verilecek para cezası 80 milyar liradan fazla olamaz. ” hükmünün bulunduğu, bu düzenlemenin gün para cezası içermemesi nedeni ile TCK nun 52/1 maddesine uygun olmadığı ortadadır.
Yasa koyucunun 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesinde sözünü ettiği diğer kanunlar içerisinde 3167 Sayılı Yasanın da olduğu hususunda tereddüt yoktur. Buna göre 3167 Sayılı Yasada bulunan ve 5237 Sayılı TCK nun 1.Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümler 31.12.2008 tarihine kadar uygulanabilecektir. Bu düzenlemenin mevhumu muhalifinden 3167 Sayılı (özel) Kanunun TCK nun 1. kitabının 52. maddesinde düzenlenen gün para sistemine aykırı olan ceza kuralının 31.12.2008 tarihinden sonra uygulanmayacağı 5252 Sayıl Yasanın geçici 1. Maddesinin emredici hükmüdür. Kaldı ki yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesini dikkate alarak 5728 Sayılı Yasa ile özel yasalarda ayrıntılı düzenlemeler yapmasına rağmen 3167 Sayılı Yasada herhangi bir düzenleme yapmamıştır.
Ayrıca Adalet Bakanlığı’nın http://www.kgm.adalet.gov.tr/basbakanlik/cekkanunu.pdf adresinde bulunan ve Çek Kanunu Tasarısı Taslağı olarak Başbakanlığa gönderilen metnin 5/1 madde ve fıkrasında “Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adlî paracezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adlî para cezası, çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamaz.” düzenlemesinin bulunduğu, bu düzenleme dikkate alındığında yasama organının büyük çoğunluğunu oluşturan yürütmeyi (hükümeti ) temsilen Adalet Bakanlığının da itirazı reddeden mahkeme ve red kararında belirtilen Yargıtay Dairesinin inancına aykırı olarak çek kanununda verilecek adli para cezasının gün para sistemine uygun olması gerektiğini öngördüğü, bu durum karşısında subjektif değerlendirme niteliğinde olan “çekin ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil etmesi” bu nedenle 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesindeki düzenlemenin değiştirilmediği yani ayrık tutulduğu (temel düzenlemeden istisna edildiği) yönündeki değerlendirmenin mevcut yasal durum karşısında yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
Yasa koyucunun atlama yaptığı, bir konuyu unuttuğu kabul edilemeyeceğine ve yukarıda da değinildiği gibi bu konuda değişiklik yapmak için Başbakanlığa kanun tasarısı taslağıda sevk edildiğine göre yürütmenin, (hükümetin ) ve yasa koyucunun (TBMM’nin) muradının 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesi ile düzenlenen ceza kuralının ortadan kalkması ve yeni yasal düzenleme yapılana kadar bu ceza hükmünün uygulanamaz olmasını sağlamak olduğu kabul edilmelidir. Çünkü ceza kuralları uygulanmak amacı ile konulur. Uygulanamayan bir ceza kuralı kaldırılmış demektir. Uygulanamayacağı yasa ile düzenlenen, bu nedenle yasal olarak kaldırılma dışında yok hükmünde olan bir kurala göre ceza vermek gerek Anayasa’da yapılan temel haklar ile ilgili düzenlemelere, temel hak ve özgürlükleri içeren Uluslararası Sözleşme hükümlerine ve gerekse Türk Ceza Kanunun 2. maddesinde düzenlenen kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz, kanunlarda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz kuralına da aykırıdır.
Bu yasal durum karşısında hükümlünün, 31.12.2008 tarihinden itibaren zımni olarak yürürlükten kaldırılan ve yerine yeni hüküm konulmaması nedeni ile cezasız bırakılan karşılıksız çek keşide etmek eyleminden dolayı cezalandırıldığı, hükümlü müdafiinin yaptığı itirazın hukuka uygun olmayan mülahazalarla red edildiği, itirazın yasal ve yerinde olduğu anlaşılmakla, 5275 Sayılı Yasanın 101/3 madde ve fıkrasının verdiği yetkiye dayanarak ve hükümlünün telafisi mümkün olmayan zararlara uğramasını engellemek amacı ile 5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 maddesi gereğince mahkumiyet hükmünün yorumunda ve çektirilecek cezanın hesabında açıklanan nedenlerle duraksama olduğundan 3167 Sayılı Yasada yeni bir düzenleme yapılana ya da 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesinin açıkça yürürlükten kaldırılması anına kadar infazın ertelenmesine, yasa koyucunun yeni bir düzenleme yapması halinde hükümlünün durumunun yeniden mahkemesince ele alınarak değerlendirilmesi için itirazın kabülü ile hükümlüye Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 08.05.2008 tarih ve 2008/202 esas, 2008/323 karar sayılı ilamı ile verilen adli para cezasının infazının durdurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Hükümlü Abdullah Bekir vekilinin yapmış olduğu İTİRAZIN KABÜLÜNE, 2-Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.03.2009 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı EK KARARININ KALDIRILMASINA
3-Sanık hakkında Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 8.5.2008 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı ilamı ile verilen 4158 .- TL, adli para cezasının İNFAZININ DURDURULMASINA,
4-Kararın bir örneğinin gereğinin yerine getirilmesi için Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine,
Dosyanın Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesine iadesine, Karardan bir örneğin hükümlü vekiline TEBLİĞİNE , Dair; 5275 Sayılı Yasanın 101/3 ve CMK nun 271/4 madde ve fıkrası gereğince incelenen dosya üzerinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.27.03.2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/7 Geliş Tarihi: 05/01/2009 Mahkemesi: Köyceğiz Sulh Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2008/82 Mahkeme Karar No: 2008/141 Mahkeme Karar Tarihi: 15/05/2008
Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme
DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/133 Karar BOZMA Karar Tarihi 19/01/2009 Kapatma Tarihi 03/02/2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/9 Geliş Tarihi: 05/01/2009
Mahkemesi: Tarsus Ağır Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2008/903 Mahkeme Karar No: 2008/903 Mahkeme Karar Tarihi: 14/07/2008
Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/135 Karar BOZMA Karar Tarihi 19/01/2009 Kapatma Tarihi 03/02/2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/14 Geliş Tarihi: 12/01/2009
Mahkemesi: Korkuteli Asliye Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2005/153
Mahkeme Karar No: 2006/97 Mahkeme Karar Tarihi: 10/03/2006
Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/784 Karar BOZMA Karar Tarihi 26/01/2009 Kapatma Tarihi 12/02/2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/18 Geliş Tarihi: 12/01/2009
Mahkemesi: Malatya 4. Asliye Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2006/291
Mahkeme Karar No: 2007/539 Mahkeme Karar Tarihi: 17/07/2007 Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/787 Karar BOZMA Karar Tarihi 26/01/2009 Kapatma Tarihi 03/02/2009
SAYIN MİLLETVEKİLLERİM
Sayın
Milletvekilim
Karşılıksız çekten dolayı hapis cezası , kanayan bir yaradır ve Türk Hukuk Sistemi açısından bir yüz karasıdır! Kişi hak ve hürriyetlerine ve esasen mevcut Anayasamıza da aykırı olan bu uygulama 1 Ocak 2009 tarihi itibariyle yeni bir boyut kazanmıştır:
Konu ile ilgili mevcut hukuki durum aşağıda sadece iki ana husus bakımından özetlenmiştir. Uygulama yasasında verilen süre 31 Aralık 2008'de dolmuş ve bu tarihten itibaren karşılıksız çek suçları fiilen cezasız kalmıştır. Eğer hukuk devletiysek, bu suçtan dolayı, yeni bir yasal düzenleme yapılana kadar hiçbir mahkeme ceza veremez ve önceden verilmiş olan cezalar da hukuken yok hükmündedir.
Ne var ki yargı tereddüttedir ve 3 aydır çelişkili kararlar verilmektedir. Bazı mahkemeler ceza vermeye devam ederken kendisinden bir çözüm beklenen YARGITAY, bugüne kadar yerel mahkemelere emsal oluşturacak bir karar da vermemiştir. Bazı illerdeki Asliye Ceza Mahkemeleri ve en önemlisi Sakarya 1. Ağır Ceza Mahkemesi ise, cezaların infazını durdurmuş ve hükümlüler tahliye edilmeye başlanmıştır. Diğer taraftan karşılıksız çekten dolayı ceza almış olan binlerce kişi ise kanunsuz bir şekilde 3 ayı aşkın süredir cezaevlerinde tutulmaktadır.
Ekonomik suçtan dolayı hürriyeti bağlayıcı ceza verilmesinin gayri insani olduğu, mevcut düzenlemenin anayasaya aykırı olduğu konuları bir tarafa, ortada apaçık bir hukuksuzluk ve kaos vardır! Teknik bir konu değil, akl-ı selim sahibi herkesin kolayca anlayabileceği basit bir durum var ortada... Prof. Dr. Adem Sözüer ve daha birçok hukukçu aylardır konuyu anlatmaya çalışıyor ama maalesef hukuksuzluk devam ediyor.
Bu kaos hem adalet anlayışını zedeliyor, hem de apaçık bir ihlal niteliği taşıyor. Üç aydır haksız yere cezaevlerinde tutulan insanlar, bu durumu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine taşıdıklarında kesinlikle lehe bir karar çıkacak ve yüklü tazminatlar gündeme gelecektir. Zira Sakarya Ağır Ceza Mahkemesinin aynı konuda verdiği emsal kararlar var. Bu kararlar diğer mahkemeleri bağlayıcı olmasa da ceza hukukunun uygulanmasında yeknesaklık zedelenmiş ve kanun önünde eşitlik ilkesi bozulmuştur. Böyle bir netice, Meclisi ve hükumeti zor durumda bırakacağı gibi, uluslararası hukuk çevrelerinde ve kamuoyu nezdinde yargı organlarının saygınlığını da zedeleyici sonuçlar doğurabilecektir. Meclisin ve hükumetin bir an önce bu çarpık duruma el koyması ve hukuksuzluğu sona erdirmesi gerekiyor.
Yeni yasada adli para cezası ve dolayısıyla hapis cezası devam edecek olsa da, çıkacak kanuna eklenecek bir geçici madde ile, 1 Ocak 2009 tarihi ile kanunun çıktığı tarihe kadar oluşmuş bulunan yasal boşluk sebebiyle cezasız kalmış olan karşılıksız çek suçundan dolayı verilen cezaların kaldırılması sağlanabilir. Böylece hem yargının tereddütleri izale edilmiş olur, bozulan yeknesaklık ve eşitlik ilkesi de nispeten telafi edilebilir.
Ortada kamu vicdanını rahatsız eden, toplumsal barışı zedeleyen ve adalet duygusunu inciten çok vahim bir tablo vardır ve süratle çözüm beklenmektedir.
Sessiz sedasız onbinlerce insan ve aile, Yüce Meclisten hukuk devleti esasına uygun bir çözüm beklemektedir.
HUKUKİ DURUMUN ÖZETİ
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 5 inci maddesi “Özel kanunlarla ilişki” başlığını taşımaktadır. Bu maddeye göre, “Bu Kanun’un genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren özel kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır.” Bu kanunun yayınlanmasını müteakip 3167 sayılı Çek Yasasının da içinde bulunduğu “ceza içeren özel kanunlar”da gerekli değişiklik ve uyumların yapılabilmesi için 5nci maddenin uygulanması 31.12.2008 tarihine ertelenmiştir. Ancak 31.12.2008 tarihine kadar, diğer birçok özel kanunda değişiklik yapılmış olmasına rağmen Çek Kanununda gerekli değişiklikler yapılmadığından, artık 01.01.2009 tarihi itibariyle 3167 Sayılı Yasanın ceza içeren ve TCK Genel Hükümlerine aykırılık teşkil eden maddeleri zımnen yürürlükten kaldırılmış bulunmaktadır. Nitekim, 31.12.2008 tarihine dek, ceza hükmü getiren diğer özel kanunlardan olan 3167 Sayılı Çek Kanununun cezai hükümleri, TCK’nun genel hükümlerine aykırı olsa da uygulanabilmekteydi.
Aykırılıklar nerededir?
1. TCK m. 21 bakımından : 3167 SK. m. 16/1’de karşılıksız çek keşide etme suçu, “şekli suç” niteliğinde düzenlenmiştir. Ancak, TCK ’nın genel hükümleri (m. 21) uyarınca, bir suçun oluşumu kastın varlığına bağlıdır. Kast “doğrudan”(m. 21/1) veya “olası kast” (m. 21/2) olabilir. Bu nedenle, bir kişinin karşılıksız çek nedeniyle cezalandırılabilmesi için, bu kişinin çeki keşide ederken, çekin karşılıksız kalacağı kastıyla hareket etmiş olması gerekmektedir. Başka bir deyişle, bunu bilmeli ve istemelidir. Dolayısıyla, yapılan yargılamada, artık kastın varlığı mutlak olarak araştırılmalı ve bunun sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır. Şayet olayda kast yoksa TCK m. 21/2’ye göre, somut olayda karşılıksız çek keşide eden kişide “olası kast”ın varlığı da ayrıca değerlendirilerek, maddede öngörülen ceza indirimleri uygulanmalıdır. 5252 Sayılı Kanunun kabulü ve uygulanması ile, hukukumuzda bugüne kadar zaten tartışmalı olan “objektif sorumluluk” esası terkedilmiş ve “kusursuz ceza olmaz” esası tamamen geçerli kılınmıştır. Şu halde, karşılıksız çek suçlarında, 1.1.2009 tarihine kadar “objektif sorumluluk” esasına göre verilmiş olan cezalar geçerliliğini yitirmiş bulunmaktadır. Artık suçun manevi unsuru olarak “kast” aranmalıdır. Aksi bir uygulama “kanunsuz suç ve ceza olamaz” esasına açık bir aykırılık teşkil edecektir.
2. TCK m. 52 bakımından Çek Kanunu’na göre, karşılıksız çek keşide etme suçunun cezası, çek bedeli tutarı kadar “adli para cezası” olarak belirlenmekteydi. Ancak, 1.1.2009 tarihinden itibaren TCK’nın adli para cezalarına ilişkin 52. maddesi uygulama alanı bulacağından, ceza miktarının ve niteliğinin belirlenmesi değişmiş bulunmaktadır.
TCK 52. maddenin uygulanmaya başlaması ile Çek yasasındaki çek bedeline bağlı adli para cezası uygulaması son bulmuştur. Adli para cezasının miktarının tespiti artık, sadece gün/para esasına göre yapılabilecektir. 3167 Sayılı Çek Kanunu’nun uygulamasında, ceza, karşılıksız çıkan çek miktarına göre belirlenmekteyken, TCK’nın 52. maddesinin uygulanmasıyla, öncelikle tamgün hesabının yapılması ve bir güne karşılık gelen parasal miktarın belirlenmesi üzerine karar verilmesi gerekmektedir. TCK m. 61/8 hükmüne göre, adli para cezası, belirlenen sonuç gün ile kişinin bir gün karşılığı ödeyebileceği miktarın çarpılması suretiyle bulunacaktır. Bu itibarla, yargılama sonucunda verilecek adli para cezasının tayini usulü de tümden değişmektedir. Nitekim hazırlanan yeni Çek Kanunu tasarısında da "Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adlî para cezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adlî para cezası, çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamaz." Denilmek suretiyle adli para cezasının tayininde Yeni TCK’na uygun olarak gün/para sisteminin getirildiği görülmektedir.
Bu değerlendirmeler ışığı altında bugüne kadar 3167 Sayılı Kanuna göre verilen çek cezaları, 01.01.2009 tarihinde yürürlüğe girmiş bulunan TCK 5nci maddesi uyarınca , aynı kanunun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırılık teşkil etmektedir ve sanık/hükümlü lehine olan yeni hükümler uygulanarak bugüne kadar verilmiş olan cezaların infazı durdrulmalıdır.
Uygulanamayacağı yasa ile düzenlenen, bu nedenle yasal olarak yok hükmünde olan bir kurala göre ceza vermek, gerek Anayasa'da yapılan temel haklar ile ilgili düzenlemelere, temel hak ve özgürlükleri içeren Uluslararası Sözleşme hükümlerine ve gerekse Türk Ceza Kanunun 2. maddesinde düzenlenen kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz, kanunlarda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz kuralına da aykırıdır.
BU AŞAGILIK YAZILARA MÜSADEE ETMEYECEGİMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMM...........................................................................KARŞILIKSIZ ÇEKE HAPİS İNSANLIK ONURUNA AYKIRI İSE BU YAZILAR İNSANLIK ONURUNAAA UYGUNMUUUU?????
Abimle Beyin İşi
ayla 17 yaşında lise ikinci sınıfta okuyorum bır gun arkadaslarla internet cafe gıtık esma arakasım esnet hıkayelrı açtı içimizde sadece esma bilgisayarı biliyordu o ne açarsa bıde okuyorduk ensest ilişkını yararlarını anlatı resmleıı gösterdı benım ders çok bozuk idi.eve geldığımde abim yatakta kitap okuyordu ben hemen aklıma fikir geldi
her zamanki gibi kavga gürültü yapayım diye zaten mini vardı üzerimde abimin üstüne atladım ve başladım abimle ugraşmaya ama dikkatimi hep abimin yaragındaydı baktım yavaş yavaş kalkıyordu üstüne atladım abimin ve zaten mini olan etegim sıyrıldı abimde benimle ugraşıyordu hemen kaçtım ama bu defada o yakaladı beni yatırdı üstüme çıktı ama inanın yaragı tam amımın yarıgındaydı inanın içim eridi bu arada etegim sıyrıldı
baktım abim kilotuma bakıyordu ne bakıyorsun dedim hiiiiççç dedi dur dedim kalktım hemen odama gittim gelmek istedi kilitledim kapıyı hemen tangamı giydim gene çıktım odadan o ise hemen kısa bir donla kalmıştı gene benim yanıma geldi ben hemen üstüne atladım bu defa sanki arada don yok gibiydi benimde öyle birden beni altına aldı ama yinede ikimizde farkında degilmişiz gibi yapıyorduk hepbenim tangamın ipleri açılmış
ben farkında degildim birde baktım tangam yan tarafta duruyordu abim görmüş olmalıydı ama halen benimle ugraşıyordu beni altına alıyordu hep birde abimin yaragını gördün donunun kıyısından çıkıyorduoda ama bilerek ama bilmeden çıkıyordu neyse zaten benimde kilotum yok ayagımda birden ben üste çıktım abim altta ve üstünde hoplamaya başladım tabi bu arada yaragı tam amımın dudaklarını sürtmeye başladmıştı birden ıslaklık hissettim amımın kenarında hemen kalktım abim utandı ne yaptın diye çıkıştım o suskundu ben hemen üstüne atladım gene bişey yokmuş gibi yaptım çişinmi geldi dedim oda evet dedi
o zaman gitde işe dedim olur dedi ve ben gizlice seyredecektim baktımki wc.de 31 çekiyordu hemen yanına girdim salakmısın sen dedim noldu dedi ben varken ben yapsam o işi olmazmı dedim olurr diyebildi sadece zaten kilotum yoktu hemen amımı sürttüm yaragı kalındı ama kısa öyle hoşuma gittiki bana seni sikmeyeyim bak zaten sen bakiresin dedi olsun be diye çıkıştım yoksa annemlere söylerim dedim tamam o zaman orospu dedi
sen kaşındın dedi hemen arkama geçip amımı yaladı ve birden soktu öyle yandıki amım sanki ayrıldı sandım sonrada yavaş yavaş hoşuma gitmeye başlamıştı birden akıyor dedi dur dedim ve agzımla yuttum hepsini ve baktım abimin gözleri dönüyordu hemen devam ettim gene kalktı bu defa ben üstüne çıktım ata biner gibi durmadan zıpladım ve gene boşaldı abim bu defada yutttum onları abimle haftada bir yapıyoruz artık abim beni bi,r güzel sikiyor.ha bu arada dersımlerın basını döndurdun -5 beşten ortalamam şimdilik üç mam artacak kesın bu
herkesi öpüyorum
Gönderen: bilgine
burada insanların birbirini aşagılaması ve küfretmesi hiç bir şeyi çözümlemez.burası bir chaat sitesi de degil,burada yazan arkadaşların bir ortak sorunu var.bunun çözümü için çalışmaktadır.her kez elinden geldigince bişeyler yapmalıdır(eger gerçekten magdursa)bakın diger siteye yazmadıgım halde(bazı sebeplerden dolayı)onları canı gönülden destekliyor ve elimden geldigince mücadelelerine destek veriyor,ve her verdikleri adrese maail atıyorum.çok şey yaptı diger sitedeki arkadaşlar,hiç bir yerde çek kelimesi duyamazken ,bu gün basın ve mejliste konuşulur oldu.bunu da diger sitedeki arkadaşların mücadelesine borçluyuz.buradan defalarca yazdım,burası chaat sitesi degil.ortak bir sorunu olan magdur insanların mücadele sitesi.BURADAN BİR KEZ DAHA SİTEDEKİ ARKADAŞLARA RİCA EDİYORUM ..POLEMİK,AŞAGILAMA,KÜFÜR GİBİ ŞEYLERİ BİR KENARA BIRAKALIM,HİÇ DEGİLSE ŞU ÖNÜMÜZDEKİ BİR HAFTAYI İYİ DEGERLENDİRELİM.ÇOK ÖNEMLİ ÖNÜMÜZDEKİ HAFTA HER ŞEY BU HAFTA İÇİNDE OLUP BİTECEK....SONRADAN VAH TUH DEMEMEK İÇİN ELİMİZDEKİ BU HAFTALIK FIRSATI ÇOK İYİ DEGERLENDİRELİM...DİGER SİTEYE YAZMASANIZ BİLE VERDİKLERİ ADRESE MAAİLLERİMİZİ ATALIM,UNUTMAYIN AYNI ZAMAN DA BİZLER İÇİNDE MÜCADELE VERMİŞ OLUYORLAR HER TÜRLÜ DESTEKLEYELİM...
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:.
Konu ile ilgili yasal durum incelendiğinde;.
1-3167 Sayılı Yasanın 16. maddesinde :.
(1) Üzerinde yazılı keşide tarihinden önce veya ibraz süresi içinde 4 üncü madde uyarınca ibraz edildiğinde, yeterli karşılığı bulunmaması nedeniyle kısmen de olsa ödenmeyen çeki keşide eden hesap sahipleri veya yetkili temsilcileri, kanunların ayrıca suç saydığı haller saklı kalmak üzere, çek bedeli tutarı kadar ağır para cezasıyla cezalandırılırlar. Ancak verilecek para cezası seksenmilyar liradan fazla olamaz. Bu miktar, 01/03/1926 tarihli ve 765 sayılı Türk Ceza Kanununun ek 2 nci maddesine göre her yıl artırılır. Bu suçtan mükerrirlere, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir..
2 – 5237 Sayılı TCK nun 2/1-3 madde ve fıkralarında ; (1) “Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz.”.
(3) Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz. 3- 5237 Sayılı TCK nun 5/1 madde ve fıkralarında :.
“Bu Kanunun genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır. “.
4-5237 Sayılı TCK nun 52/1-2-3 Madde ve fıkralarında; (1) Adlî para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hâllerde yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir..
(2) En az yirmi ve en fazla yüz Türk Lirası olan bir gün karşılığı adlî para cezasının miktarı, kişinin ekonomik ve diğer şahsî hâlleri göz önünde bulundurularak takdir edilir. (3) Kararda, adlî para cezasının belirlenmesinde esas alınan tam gün sayısı ile bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ayrı ayrı gösterilir. “.
5-5252 Sayılı Yasanın 5349 Sayılı Yasanın 6. Maddesi ile değişik Geçici 1. Maddesinde: (1) Diğer kanunların, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31 Aralık 2008 tarihine kadar uygulanır..
6-5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 madde ve fıkrasında:.
(1) Mahkûmiyet hükmünün yorumunda veya çektirilecek cezanın hesabında duraksama olursa, cezanın kısmen veya tamamen yerine getirilip getirilemeyeceği ileri sürülür ya da sonradan yürürlüğe giren kanun, hükümlünün lehinde olursa, duraksamanın giderilmesi veya yerine getirilecek cezanın belirlenmesi için hükmü veren mahkemeden karar istenir. (3) Yukarıdaki fıkralar uyarınca yapılan başvurular cezanın infazını ertelemez. Ancak, mahkeme olayın özelliğine göre infazın ertelenmesine veya durdurulmasına karar verebilir. 7- 5275 Sayılı Yasanın 101/1-3 Madde ve fıkrasında:.
(1) Cezanın infazı sırasında, 98 ilâ 100 üncü maddeler gereğince mahkemeden alınması gereken kararlar duruşma yapılmaksızın verilir. Karar verilmeden önce Cumhuriyet savcısı ve hükümlünün görüşlerini yazılı olarak bildirmeleri istenebilir..
(3)Bölge adliye mahkemesi veya Yargıtaydan başka mahkemeler tarafından verilmiş olan bu kararlara karşı itiraz yoluna gidilebilir.” hükümleri bulunmaktadır..
Ayrıca TBMM tarafından 5728 Sayılı Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlar ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile düzenleme yapıldığı ve bu kanunun yürürlükte olduğu ancak yapılan bu düzenlemeler içerisinde 3167 Sayılı Yasanın 16. Maddesi ile ilgili bir düzenlemenin bulunmadığı da ortadadır..
Kararına itiraz edilen mahkemenin itiraz edilen kararında; 5252 Sayılı Kanunun geçici 1. Maddesinde 5560 Sayılı Kanunla yapılan değişiklik üzerine belirlenen 31.12.2008 gününe değin, diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümlerinin düzeltilmesinin öngörüldüğü halde bu kapsamdan olarak yasa koyucu tarafından 5728 Sayılı “Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”u va’zettiği, dolayısıyla da uyumlaştırılması murat olunan diğer kanunların bu kapsamda yeniden düzenlenildiği., ancak bu çerçevede 3167 Sayılı Kanun hükümlerinin ayrık tutulduğu, bunun ise tamamen mevzuatın “Özel” niteliğinden kaynaklandığı, hal böyle olunca da Yargıtay Yüksek Dairesi’nin pek çok uygulamalarında da “özel yasa ” niteliğinden dolayı pek çok uygulanabilir (önödeme-uzlaşma…gibi) hukuk müessesesinden ayrık değerlendirildiği nazara alındığında, ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil eden çeklerden dolayı tayin olunacak ceza hükmünde de “çek bedeli kadar adli para cezası” olmasında hukuken aykırı bir durum görülmediğinden” sanık vekilinin talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır..
Yürürlükte olan yasal durum incelendiğinde; TCK nun 5/1 maddesinde bu kanunun genel hükümlerinin özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanacağı belirtilerek ceza hukukunda yeknesaklık sağlanmak istenmiştir. Bu amaçla 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesine; diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemesine aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31.12.2008 tarihine kadar uygulanır hükmü konulmuş ve bu süre yeniden uzatılmamıştır..
Yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. Madde hükmünü dikkate alarak ” Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” adı altında 580 maddeden oluşan 5728 Sayılı Yasayı çıkartmış ve bu yasa yürürlüğe girmiştir..
Buradan da anlaşıldığı üzere yasa koyucunun amacı TCK nun genel hükümlerinin bütün özel yasalarda ve ceza hükmü içeren yasalarda uygulanmasını sağlamaktır. 5237 Sayılı TCK nun 52. maddesi dikkate alındığında adli para cezasının tanımının yapıldığı görülmektedir. Buna göre adli para cezası , beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmadığı hallerde 730 günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması sureti ile hesaplanan meblağın hükümlü tarafından devlet hazinesine ödenmesinden ibarettir.
Bu maddenin 1. fıkrasında bulunan “kanunda aksine hüküm bulunmayan haller” tanımının adli para cezası gün sayısının bu genel düzenlemeye aykırı olarak 730 günün altında veya üstünde düzenlenecebileceği ve bu düzenlemenin de geçerli olduğu anlamındadır. Buradan da anlaşıldığı üzere TCK genel hükümlerinde gün adli para cezası sistemi benimsenmiştir. 3167 Sayılı yasanın 16. maddesi değerlendirildiğinde; “….. çek bedeli tutarı kadar ağır para cezası (adli para cezası) ile cezalandırılırlar . Ancak verilecek para cezası 80 milyar liradan fazla olamaz. ” hükmünün bulunduğu, bu düzenlemenin gün para cezası içermemesi nedeni ile TCK nun 52/1 maddesine uygun olmadığı ortadadır..
Yasa koyucunun 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesinde sözünü ettiği diğer kanunlar içerisinde 3167 Sayılı Yasanın da olduğu hususunda tereddüt yoktur. Buna göre 3167 Sayılı Yasada bulunan ve 5237 Sayılı TCK nun 1.Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümler 31.12.2008 tarihine kadar uygulanabilecektir. Bu düzenlemenin mevhumu muhalifinden 3167 Sayılı (özel) Kanunun TCK nun 1. kitabının 52. maddesinde düzenlenen gün para sistemine aykırı olan ceza kuralının 31.12.2008 tarihinden sonra uygulanmayacağı 5252 Sayıl Yasanın geçici 1. Maddesinin emredici hükmüdür. Kaldı ki yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesini dikkate alarak 5728 Sayılı Yasa ile özel yasalarda ayrıntılı düzenlemeler yapmasına rağmen 3167 Sayılı Yasada herhangi bir düzenleme yapmamıştır..
Ayrıca Adalet Bakanlığı’nın http://www.kgm.adalet.gov.tr/basbakanlik/cekkanunu.pdf adresinde bulunan ve Çek Kanunu Tasarısı Taslağı olarak Başbakanlığa gönderilen metnin 5/1 madde ve fıkrasında “Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adlî paracezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adlî para cezası, çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamaz.” düzenlemesinin bulunduğu, bu düzenleme dikkate alındığında yasama organının büyük çoğunluğunu oluşturan yürütmeyi (hükümeti ) temsilen Adalet Bakanlığının da itirazı reddeden mahkeme ve red kararında belirtilen Yargıtay Dairesinin inancına aykırı olarak çek kanununda verilecek adli para cezasının gün para sistemine uygun olması gerektiğini öngördüğü, bu durum karşısında subjektif değerlendirme niteliğinde olan “çekin ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil etmesi” bu nedenle 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesindeki düzenlemenin değiştirilmediği yani ayrık tutulduğu (temel düzenlemeden istisna edildiği) yönündeki değerlendirmenin mevcut yasal durum karşısında yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır..
Yasa koyucunun atlama yaptığı, bir konuyu unuttuğu kabul edilemeyeceğine ve yukarıda da değinildiği gibi bu konuda değişiklik yapmak için Başbakanlığa kanun tasarısı taslağıda sevk edildiğine göre yürütmenin, (hükümetin ) ve yasa koyucunun (TBMM’nin) muradının 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesi ile düzenlenen ceza kuralının ortadan kalkması ve yeni yasal düzenleme yapılana kadar bu ceza hükmünün uygulanamaz olmasını sağlamak olduğu kabul edilmelidir. Çünkü ceza kuralları uygulanmak amacı ile konulur. Uygulanamayan bir ceza kuralı kaldırılmış demektir. Uygulanamayacağı yasa ile düzenlenen, bu nedenle yasal olarak kaldırılma dışında yok hükmünde olan bir kurala göre ceza vermek gerek Anayasa’da yapılan temel haklar ile ilgili düzenlemelere, temel hak ve özgürlükleri içeren Uluslararası Sözleşme hükümlerine ve gerekse Türk Ceza Kanunun 2. maddesinde düzenlenen kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz, kanunlarda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz kuralına da aykırıdır..
Bu yasal durum karşısında hükümlünün, 31.12.2008 tarihinden itibaren zımni olarak yürürlükten kaldırılan ve yerine yeni hüküm konulmaması nedeni ile cezasız bırakılan karşılıksız çek keşide etmek eyleminden dolayı cezalandırıldığı, hükümlü müdafiinin yaptığı itirazın hukuka uygun olmayan mülahazalarla red edildiği, itirazın yasal ve yerinde olduğu anlaşılmakla, 5275 Sayılı Yasanın 101/3 madde ve fıkrasının verdiği yetkiye dayanarak ve hükümlünün telafisi mümkün olmayan zararlara uğramasını engellemek amacı ile 5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 maddesi gereğince mahkumiyet hükmünün yorumunda ve çektirilecek cezanın hesabında açıklanan nedenlerle duraksama olduğundan 3167 Sayılı Yasada yeni bir düzenleme yapılana ya da 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesinin açıkça yürürlükten kaldırılması anına kadar infazın ertelenmesine, yasa koyucunun yeni bir düzenleme yapması halinde hükümlünün durumunun yeniden mahkemesince ele alınarak değerlendirilmesi için itirazın kabülü ile hükümlüye Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 31.07.2007 tarih ve 2007/299 esas 2007/590 karar sayılı ilamı ile verilen adli para cezasının infazının durdurulmasına karar vermek gerekmiştir..
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;.
1-Hükümlü H.S.S. müdafiinin yapmış olduğu İTİRAZIN KABÜLÜNE, 2-Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 04.02.2009 tarih ve 2007/299 esas 2007/590 karar sayılı EK KARARININ KALDIRILMASINA.
3-Sanık hakkında Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 31.07.2007 tarih ve 2007/299 esas 2007/590 karar sayılı ilamı ile verilen 26000TL adli para cezasının İNFAZININ DURDURULMASINA,.
4-Kararın bir örneğinin gereğinin yerine getirilmesi için Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine,.
Dosyanın Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesine iadesine, Karardan bir örneğin hükümlü vekiline TEBLİĞİNE ,.
Dair; 5275 Sayılı Yasanın 101/3 ve CMK nun 271/4 madde ve fıkrası gereğince incelenen dosya üzerinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi..16.03.2009..
.
.
.
SARAYKÖY ASLİYE CEZA MAHKEMEİ DOSYA NO :2007/176 KARAR NO :2007/201
HAKİM : GÜLPERİ GÜNEŞ 32147 C.SAVCISI : HÜSEYİN HÜR 107696 KATİP : MURAT AYRAL 97009
SANIK : A. G. K. SUÇ : KARŞILIKSIZ ÇEK KEŞİDE ETME SUÇ TARIHİ : 19/02/2007 ASIL KARAR TARİHİ : 25/09/2007 EK KARAR TARİHİ : 28/01/2009
HÜKÜMLÜ AHMET GÜRKAN ………KAN IN 21/01/2009 ARİHLİ İNFAZIN DURDURULMASINA İLİKİN DİLEKÇESİ C. SAVCISININ YAZILI GÖRÜŞÜ ALINARAKİNCELENDİ.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLÜ:
HÜKÜMLÜ AHMET GÜRKAN …..KAN HAKKINDA MAHKEMEMİZİN 25/09/2009 TARİH 2007/176-201 ESAS E KARAR SAYILI KARARI İLE KARŞILIKSIZ ÇEK KEŞİDE ETMEK SUÇUNDAN DAYI 60.000 TL ADLİ PARA CEZASI İL CEZALANDIRILMASIA KARAR VERİLDİĞİ, KARARIN 20/11/2007 TARİHİNDE KESİNLEŞEREK İNFAZA VERİLDİĞİ HÜKÜMLÜĞÜN ADLİ PARA CEZASNI ÖDEMEMESİ ÜZERİNE SARAYKÖY C.BAŞSAVCILIĞININ 29/01/2008 GÜNLÜ KARARI İLE HÜKÜMLÜYE VERİE ADLİ PARA CEZASININ 600 GÜN HAPİS CEZASINA ÇEVRİLDİĞİ VE 28/02/2008 TARİHİNDE İNFAZA BAŞLANDIĞI HÜKÜMLÜNÜN HALEN B CEZASINI İNFAZ TTİĞİ 5252 SAYILI ÜÇK NIN YÜÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDAKİ KANUNUN GEÇİCİ 1.MADDESİDE BELİRTİLEN DİĞEN KANUNLARIN TCK NIN GEEL HÜKÜMLERİNE AKRI OLAN MADDELERİNİN UYGULANMASINA DEVAM EDİLECEĞİNE İLİŞKİN HÜKMÜN 31/12/2008 TARİHİ İTİBARİYLE YÜRÜRÜKTE KALKTIĞI YASA KOYUCU TARAFINDAN 5728 SAYILI YASA İLE BİR ÇOK ÖZEL YASDAKİ CEZA HÜKÜMLERİ 5237 SAYILI YASAYA UYGUN HALE GETİRİLMESİNE RAĞMEN 3167 SAYILI YASA YÖNÜNDEN 31/12/2008 TARİHİNE KADAR HER HANGİ BİR DÜZENLEME YAPILMADIĞI 5252 SAYILI TCK NIN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KARARIN MADDESİ 5237 SAYILI TCK 45/1 52/1 MADELERİ İLE BİRLİKTE DEĞERLENDİRLDİĞİNDE BU GENEL URALIN BÜTÜN ÖZEL YASALARI BAĞLAYACĞI ÖZEL YASALARDAKİ AYKIRI HÜKÜMLRİN 31/12/2008 TARİHİNE KADAR UYGUNABİLECEĞİ BU TARİHE KADAR ÖZEL YASALARIN 5257 SAYILI TCK NIN GEEL KÜMLERİNE UYARLANMASININ ZORUNLU BULUNDUĞU ANCA 3167 SAYILI YASA AÇISINDAN HALEN BU UYARLAMANIN YAPILMAMIQŞ OLDUĞU ANLAŞILMAKLA HÜKÜMLÜNÜN MAĞDURİYETNE NEDE ALMAMAK AÇISINDAN 527 SAYILI ASANIN 98. MADDESİ UYARINCA İNFAZIN DURDURULMASINA KARAR VERMEKGEREKMİŞTİR. HÜKÜM YUKARIDA AÇIKLANAN NEDENLERLE
HÜKÜMLÜ AHMET GÜRKAN ……KAN HAKKINDA MAHKEMEMİZİN 25/09/207 TARİH 2007/176-201 ESAS VE KARAR SAYILI İLAMI İLE VERİLEN 60.000 TL ADLİ PARA CEZASINA İLİŞKİN İNFAZIN DURDURULMASINA.
HÜKÜMLÜNÜN BAŞKA BİR SUÇTAN TUTUKLU VEY HÜKÜMLÜ ULUNMAASI HALİNDE SALIVERİLMESİNE
KARARIN C.SAVCILIĞI ARACILIĞIYLA HÜKÜMLÜYE TEBLİĞİ DAİR, DOSYA ÜZERİNDEYAPILAN İNCELEMESONUCUNDA İSTEME UYGUN V TEBLİĞ TARİHİNDEN İTAREN 7 GÜN İÇİNDE DENİZLİ NBETÇİ AĞIR CEZA MAHKEMESİNE İTİRAZ YOLU AÇIK OLMAK ÜZERERKARAR VERİLDİ
Sakarya Ağır Ceza Mahkemesi, Karşılıksız Çek Beraat Kararı
BAŞKAN : ABDÜLKADİR YAVUZ ÜYE : BURHANETTİN ESENKAR ÜYE : CEVDET BAK
KATİP : BEHİYE AYDINHükümlü A.B. vekili Av. Levent S. tarafından Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.03.2009 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı ek kararı ile hükümlü vekilinin talebinin reddine ve mahkemelerinin 28.5.2008 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı ilamının değiştirilmesine ve infazın durdurulmasına yer olmadığına ve infazın devamına dair kararına dosya içeriğine göre süresi içerisinde; müvekkilinin 3167 Sayılı Kanuna Muhalefet nedeni ile para cezasına mahkum edildiği, 5275 Sayılı Yasanın 98. maddesi uyarınca yaptıkları başvurunun reddedildiği, bu kararın 5237 Sayılı TCK nun 5, 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesi, 3167 Sayılı Yasanın 16. maddesi ayrıca TCK 20.43.52,53,60,61 maddelerinde yer alan düzenlemelere aykırı olduğu, 31.11.2008 tarihi itibari ile karşılıksız çek keşide etmek eyleminin suç olmaktan çıktığı, böylece suçta ve cezada kanunilik ilkesi uyarınca hükümlü hakkında verilen cezanın yasal dayanağının kalmadığı iddiası ile Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından 24.03.2009 tarihinde infazın devamına ilişkin ek kararın itiraz incelemesi ile kaldırılmasını ve hakkında tayin edilen cezanın bütün sonuçları ile ortadan kaldırılmasını ve tahliyesini istemiştir.
İddia makamının mütalaası alındı, dosya incelendi
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Konu ile ilgili yasal durum incelendiğinde;
1-3167 Sayılı Yasanın 16. maddesinde : (1) Üzerinde yazılı keşide tarihinden önce veya ibraz süresi içinde 4 üncü madde uyarınca ibraz edildiğinde, yeterli karşılığı bulunmaması nedeniyle kısmen de olsa ödenmeyen çeki keşide eden hesap sahipleri veya yetkili temsilcileri, kanunların ayrıca suç saydığı haller saklı kalmak üzere, çek bedeli tutarı kadar ağır para cezasıyla cezalandırılırlar. Ancak verilecek para cezası seksenmilyar liradan fazla olamaz. Bu miktar, 01/03/1926 tarihli ve 765 sayılı Türk Ceza Kanununun ek 2 nci maddesine göre her yıl artırılır. Bu suçtan mükerrirlere, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.
2 – 5237 Sayılı TCK nun 2/1-3 madde ve fıkralarında ; (1) “Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz.”
(3) Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz.
3- 5237 Sayılı TCK nun 5/1 madde ve fıkralarında : “Bu Kanunun genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır. “
4-5237 Sayılı TCK nun 52/1-2-3 Madde ve fıkralarında; (1) Adlî para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hâllerde yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir.
(2) En az yirmi ve en fazla yüz Türk Lirası olan bir gün karşılığı adlî para cezasının miktarı, kişinin ekonomik ve diğer şahsî hâlleri göz önünde bulundurularak takdir edilir. (3) Kararda, adlî para cezasının belirlenmesinde esas alınan tam gün sayısı ile bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ayrı ayrı gösterilir. “
5-5252 Sayılı Yasanın 5349 Sayılı Yasanın 6. Maddesi ile değişik Geçici 1. Maddesinde: (1) Diğer kanunların, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31 Aralık 2008 tarihine kadar uygulanır.
6-5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 madde ve fıkrasında: (1) Mahkûmiyet hükmünün yorumunda veya çektirilecek cezanın hesabında duraksama olursa, cezanın kısmen veya tamamen yerine getirilip getirilemeyeceği ileri sürülür ya da sonradan yürürlüğe giren kanun, hükümlünün lehinde olursa, duraksamanın giderilmesi veya yerine getirilecek cezanın belirlenmesi için hükmü veren mahkemeden karar istenir. (3) Yukarıdaki fıkralar uyarınca yapılan başvurular cezanın infazını ertelemez. Ancak, mahkeme olayın özelliğine göre infazın ertelenmesine veya durdurulmasına karar verebilir.
7- 5275 Sayılı Yasanın 101/1-3 Madde ve fıkrasında: (1) Cezanın infazı sırasında, 98 ilâ 100 üncü maddeler gereğince mahkemeden alınması gereken kararlar duruşma yapılmaksızın verilir. Karar verilmeden önce Cumhuriyet savcısı ve hükümlünün görüşlerini yazılı olarak bildirmeleri istenebilir. “http://karsiliksizcek.wordpress.com/”
(3)Bölge adliye mahkemesi veya Yargıtaydan başka mahkemeler tarafından verilmiş olan bu kararlara karşı itiraz yoluna gidilebilir.” hükümleri bulunmaktadır.
Ayrıca TBMM tarafından 5728 Sayılı Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlar ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile düzenleme yapıldığı ve bu kanunun yürürlükte olduğu ancak yapılan bu düzenlemeler içerisinde 3167 Sayılı Yasanın 16. Maddesi ile ilgili bir düzenlemenin bulunmadığı da ortadadır.
Kararına itiraz edilen mahkemenin itiraz edilen kararında; 5252 Sayılı Kanunun geçici 1. Maddesinde 5560 Sayılı Kanunla yapılan değişiklik üzerine belirlenen 31.12.2008 gününe değin, diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümlerinin düzeltilmesinin öngörüldüğü halde bu kapsamdan olarak yasa koyucu tarafından 5728 Sayılı “Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”u va’zettiği, dolayısıyla da uyumlaştırılması murat olunan diğer kanunların bu kapsamda yeniden düzenlenildiği., ancak bu çerçevede 3167 Sayılı Kanun hükümlerinin ayrık tutulduğu, bunun ise tamamen mevzuatın “Özel” niteliğinden kaynaklandığı, hal böyle olunca da Yargıtay Yüksek Dairesi’nin pek çok uygulamalarında da “özel yasa ” niteliğinden dolayı pek çok uygulanabilir (önödeme-uzlaşma…gibi) hukuk müessesesinden ayrık değerlendirildiği nazara alındığında, ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil eden çeklerden dolayı tayin olunacak ceza hükmünde de “çek bedeli kadar adli para cezası” olmasında hukuken aykırı bir durum görülmediğinden” sanık vekilinin talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Yürürlükte olan yasal durum incelendiğinde; TCK nun 5/1 maddesinde bu kanunun genel hükümlerinin özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanacağı belirtilerek ceza hukukunda yeknesaklık sağlanmak istenmiştir.
Bu amaçla 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesine; diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemesine aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31.12.2008 tarihine kadar uygulanır hükmü konulmuş ve bu süre yeniden uzatılmamıştır.
Yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. Madde hükmünü dikkate alarak ” Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” adı altında 580 maddeden oluşan 5728 Sayılı Yasayı çıkartmış ve bu yasa yürürlüğe girmiştir.
Buradan da anlaşıldığı üzere yasa koyucunun amacı TCK nun genel hükümlerinin bütün özel yasalarda ve ceza hükmü içeren yasalarda uygulanmasını sağlamaktır.
5237 Sayılı TCK nun 52. maddesi dikkate alındığında adli para cezasının tanımının yapıldığı görülmektedir. Buna göre adli para cezası , beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmadığı hallerde 730 günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması sureti ile hesaplanan meblağın hükümlü tarafından devlet hazinesine ödenmesinden ibarettir
Bu maddenin 1. fıkrasında bulunan “kanunda aksine hüküm bulunmayan haller” tanımının adli para cezası gün sayısının bu genel düzenlemeye aykırı olarak 730 günün altında veya üstünde düzenlenebileceği ve bu düzenlemenin de geçerli olduğu anlamındadır. Buradan da anlaşıldığı üzere TCK genel hükümlerinde gün adli para cezası sistemi benimsenmiştir. 3167 Sayılı yasanın 16. maddesi değerlendirildiğinde; “….. çek bedeli tutarı kadar ağır para cezası (adli para cezası) ile cezalandırılırlar . Ancak verilecek para cezası 80 milyar liradan fazla olamaz. ” hükmünün bulunduğu, bu düzenlemenin gün para cezası içermemesi nedeni ile TCK nun 52/1 maddesine uygun olmadığı ortadadır.
Yasa koyucunun 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesinde sözünü ettiği diğer kanunlar içerisinde 3167 Sayılı Yasanın da olduğu hususunda tereddüt yoktur. Buna göre 3167 Sayılı Yasada bulunan ve 5237 Sayılı TCK nun 1.Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümler 31.12.2008 tarihine kadar uygulanabilecektir. Bu düzenlemenin mevhumu muhalifinden 3167 Sayılı (özel) Kanunun TCK nun 1. kitabının 52. maddesinde düzenlenen gün para sistemine aykırı olan ceza kuralının 31.12.2008 tarihinden sonra uygulanmayacağı 5252 Sayıl Yasanın geçici 1. Maddesinin emredici hükmüdür. Kaldı ki yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesini dikkate alarak 5728 Sayılı Yasa ile özel yasalarda ayrıntılı düzenlemeler yapmasına rağmen 3167 Sayılı Yasada herhangi bir düzenleme yapmamıştır.
Ayrıca Adalet Bakanlığı’nın http://www.kgm.adalet.gov.tr/basbakanlik/cekkanunu.pdf adresinde bulunan ve Çek Kanunu Tasarısı Taslağı olarak Başbakanlığa gönderilen metnin 5/1 madde ve fıkrasında “Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adlî paracezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adlî para cezası, çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamaz.” düzenlemesinin bulunduğu, bu düzenleme dikkate alındığında yasama organının büyük çoğunluğunu oluşturan yürütmeyi (hükümeti ) temsilen Adalet Bakanlığının da itirazı reddeden mahkeme ve red kararında belirtilen Yargıtay Dairesinin inancına aykırı olarak çek kanununda verilecek adli para cezasının gün para sistemine uygun olması gerektiğini öngördüğü, bu durum karşısında subjektif değerlendirme niteliğinde olan “çekin ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil etmesi” bu nedenle 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesindeki düzenlemenin değiştirilmediği yani ayrık tutulduğu (temel düzenlemeden istisna edildiği) yönündeki değerlendirmenin mevcut yasal durum karşısında yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
Yasa koyucunun atlama yaptığı, bir konuyu unuttuğu kabul edilemeyeceğine ve yukarıda da değinildiği gibi bu konuda değişiklik yapmak için Başbakanlığa kanun tasarısı taslağıda sevk edildiğine göre yürütmenin, (hükümetin ) ve yasa koyucunun (TBMM’nin) muradının 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesi ile düzenlenen ceza kuralının ortadan kalkması ve yeni yasal düzenleme yapılana kadar bu ceza hükmünün uygulanamaz olmasını sağlamak olduğu kabul edilmelidir. Çünkü ceza kuralları uygulanmak amacı ile konulur. Uygulanamayan bir ceza kuralı kaldırılmış demektir. Uygulanamayacağı yasa ile düzenlenen, bu nedenle yasal olarak kaldırılma dışında yok hükmünde olan bir kurala göre ceza vermek gerek Anayasa’da yapılan temel haklar ile ilgili düzenlemelere, temel hak ve özgürlükleri içeren Uluslararası Sözleşme hükümlerine ve gerekse Türk Ceza Kanunun 2. maddesinde düzenlenen kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz, kanunlarda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz kuralına da aykırıdır.
Bu yasal durum karşısında hükümlünün, 31.12.2008 tarihinden itibaren zımni olarak yürürlükten kaldırılan ve yerine yeni hüküm konulmaması nedeni ile cezasız bırakılan karşılıksız çek keşide etmek eyleminden dolayı cezalandırıldığı, hükümlü müdafiinin yaptığı itirazın hukuka uygun olmayan mülahazalarla red edildiği, itirazın yasal ve yerinde olduğu anlaşılmakla, 5275 Sayılı Yasanın 101/3 madde ve fıkrasının verdiği yetkiye dayanarak ve hükümlünün telafisi mümkün olmayan zararlara uğramasını engellemek amacı ile 5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 maddesi gereğince mahkumiyet hükmünün yorumunda ve çektirilecek cezanın hesabında açıklanan nedenlerle duraksama olduğundan 3167 Sayılı Yasada yeni bir düzenleme yapılana ya da 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesinin açıkça yürürlükten kaldırılması anına kadar infazın ertelenmesine, yasa koyucunun yeni bir düzenleme yapması halinde hükümlünün durumunun yeniden mahkemesince ele alınarak değerlendirilmesi için itirazın kabülü ile hükümlüye Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 08.05.2008 tarih ve 2008/202 esas, 2008/323 karar sayılı ilamı ile verilen adli para cezasının infazının durdurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Hükümlü Abdullah Bekir vekilinin yapmış olduğu İTİRAZIN KABÜLÜNE, 2-Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.03.2009 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı EK KARARININ KALDIRILMASINA
3-Sanık hakkında Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 8.5.2008 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı ilamı ile verilen 4158 .- TL, adli para cezasının İNFAZININ DURDURULMASINA,
4-Kararın bir örneğinin gereğinin yerine getirilmesi için Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine,
Dosyanın Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesine iadesine, Karardan bir örneğin hükümlü vekiline TEBLİĞİNE , Dair; 5275 Sayılı Yasanın 101/3 ve CMK nun 271/4 madde ve fıkrası gereğince incelenen dosya üzerinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.27.03.2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/7 Geliş Tarihi: 05/01/2009 Mahkemesi: Köyceğiz Sulh Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2008/82 Mahkeme Karar No: 2008/141 Mahkeme Karar Tarihi: 15/05/2008
Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme
DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/133 Karar BOZMA Karar Tarihi 19/01/2009 Kapatma Tarihi 03/02/2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/9 Geliş Tarihi: 05/01/2009
Mahkemesi: Tarsus Ağır Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2008/903 Mahkeme Karar No: 2008/903 Mahkeme Karar Tarihi: 14/07/2008
Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/135 Karar BOZMA Karar Tarihi 19/01/2009 Kapatma Tarihi 03/02/2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/14 Geliş Tarihi: 12/01/2009
Mahkemesi: Korkuteli Asliye Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2005/153
Mahkeme Karar No: 2006/97 Mahkeme Karar Tarihi: 10/03/2006
Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/784 Karar BOZMA Karar Tarihi 26/01/2009 Kapatma Tarihi 12/02/2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/18 Geliş Tarihi: 12/01/2009
Mahkemesi: Malatya 4. Asliye Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2006/291
Mahkeme Karar No: 2007/539 Mahkeme Karar Tarihi: 17/07/2007 Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/787 Karar BOZMA Karar Tarihi 26/01/2009 Kapatma Tarihi 03/02/2009
SAYIN MİLLETVEKİLLERİM
Sayın
Milletvekilim
Karşılıksız çekten dolayı hapis cezası , kanayan bir yaradır ve Türk Hukuk Sistemi açısından bir yüz karasıdır! Kişi hak ve hürriyetlerine ve esasen mevcut Anayasamıza da aykırı olan bu uygulama 1 Ocak 2009 tarihi itibariyle yeni bir boyut kazanmıştır:
Konu ile ilgili mevcut hukuki durum aşağıda sadece iki ana husus bakımından özetlenmiştir. Uygulama yasasında verilen süre 31 Aralık 2008'de dolmuş ve bu tarihten itibaren karşılıksız çek suçları fiilen cezasız kalmıştır. Eğer hukuk devletiysek, bu suçtan dolayı, yeni bir yasal düzenleme yapılana kadar hiçbir mahkeme ceza veremez ve önceden verilmiş olan cezalar da hukuken yok hükmündedir.
Ne var ki yargı tereddüttedir ve 3 aydır çelişkili kararlar verilmektedir. Bazı mahkemeler ceza vermeye devam ederken kendisinden bir çözüm beklenen YARGITAY, bugüne kadar yerel mahkemelere emsal oluşturacak bir karar da vermemiştir. Bazı illerdeki Asliye Ceza Mahkemeleri ve en önemlisi Sakarya 1. Ağır Ceza Mahkemesi ise, cezaların infazını durdurmuş ve hükümlüler tahliye edilmeye başlanmıştır. Diğer taraftan karşılıksız çekten dolayı ceza almış olan binlerce kişi ise kanunsuz bir şekilde 3 ayı aşkın süredir cezaevlerinde tutulmaktadır.
Ekonomik suçtan dolayı hürriyeti bağlayıcı ceza verilmesinin gayri insani olduğu, mevcut düzenlemenin anayasaya aykırı olduğu konuları bir tarafa, ortada apaçık bir hukuksuzluk ve kaos vardır! Teknik bir konu değil, akl-ı selim sahibi herkesin kolayca anlayabileceği basit bir durum var ortada... Prof. Dr. Adem Sözüer ve daha birçok hukukçu aylardır konuyu anlatmaya çalışıyor ama maalesef hukuksuzluk devam ediyor.
Bu kaos hem adalet anlayışını zedeliyor, hem de apaçık bir ihlal niteliği taşıyor. Üç aydır haksız yere cezaevlerinde tutulan insanlar, bu durumu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine taşıdıklarında kesinlikle lehe bir karar çıkacak ve yüklü tazminatlar gündeme gelecektir. Zira Sakarya Ağır Ceza Mahkemesinin aynı konuda verdiği emsal kararlar var. Bu kararlar diğer mahkemeleri bağlayıcı olmasa da ceza hukukunun uygulanmasında yeknesaklık zedelenmiş ve kanun önünde eşitlik ilkesi bozulmuştur. Böyle bir netice, Meclisi ve hükumeti zor durumda bırakacağı gibi, uluslararası hukuk çevrelerinde ve kamuoyu nezdinde yargı organlarının saygınlığını da zedeleyici sonuçlar doğurabilecektir. Meclisin ve hükumetin bir an önce bu çarpık duruma el koyması ve hukuksuzluğu sona erdirmesi gerekiyor.
Yeni yasada adli para cezası ve dolayısıyla hapis cezası devam edecek olsa da, çıkacak kanuna eklenecek bir geçici madde ile, 1 Ocak 2009 tarihi ile kanunun çıktığı tarihe kadar oluşmuş bulunan yasal boşluk sebebiyle cezasız kalmış olan karşılıksız çek suçundan dolayı verilen cezaların kaldırılması sağlanabilir. Böylece hem yargının tereddütleri izale edilmiş olur, bozulan yeknesaklık ve eşitlik ilkesi de nispeten telafi edilebilir.
Ortada kamu vicdanını rahatsız eden, toplumsal barışı zedeleyen ve adalet duygusunu inciten çok vahim bir tablo vardır ve süratle çözüm beklenmektedir.
Sessiz sedasız onbinlerce insan ve aile, Yüce Meclisten hukuk devleti esasına uygun bir çözüm beklemektedir.
HUKUKİ DURUMUN ÖZETİ
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 5 inci maddesi “Özel kanunlarla ilişki” başlığını taşımaktadır. Bu maddeye göre, “Bu Kanun’un genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren özel kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır.” Bu kanunun yayınlanmasını müteakip 3167 sayılı Çek Yasasının da içinde bulunduğu “ceza içeren özel kanunlar”da gerekli değişiklik ve uyumların yapılabilmesi için 5nci maddenin uygulanması 31.12.2008 tarihine ertelenmiştir. Ancak 31.12.2008 tarihine kadar, diğer birçok özel kanunda değişiklik yapılmış olmasına rağmen Çek Kanununda gerekli değişiklikler yapılmadığından, artık 01.01.2009 tarihi itibariyle 3167 Sayılı Yasanın ceza içeren ve TCK Genel Hükümlerine aykırılık teşkil eden maddeleri zımnen yürürlükten kaldırılmış bulunmaktadır. Nitekim, 31.12.2008 tarihine dek, ceza hükmü getiren diğer özel kanunlardan olan 3167 Sayılı Çek Kanununun cezai hükümleri, TCK’nun genel hükümlerine aykırı olsa da uygulanabilmekteydi.
Aykırılıklar nerededir?
1. TCK m. 21 bakımından : 3167 SK. m. 16/1’de karşılıksız çek keşide etme suçu, “şekli suç” niteliğinde düzenlenmiştir. Ancak, TCK ’nın genel hükümleri (m. 21) uyarınca, bir suçun oluşumu kastın varlığına bağlıdır. Kast “doğrudan”(m. 21/1) veya “olası kast” (m. 21/2) olabilir. Bu nedenle, bir kişinin karşılıksız çek nedeniyle cezalandırılabilmesi için, bu kişinin çeki keşide ederken, çekin karşılıksız kalacağı kastıyla hareket etmiş olması gerekmektedir. Başka bir deyişle, bunu bilmeli ve istemelidir. Dolayısıyla, yapılan yargılamada, artık kastın varlığı mutlak olarak araştırılmalı ve bunun sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır. Şayet olayda kast yoksa TCK m. 21/2’ye göre, somut olayda karşılıksız çek keşide eden kişide “olası kast”ın varlığı da ayrıca değerlendirilerek, maddede öngörülen ceza indirimleri uygulanmalıdır. 5252 Sayılı Kanunun kabulü ve uygulanması ile, hukukumuzda bugüne kadar zaten tartışmalı olan “objektif sorumluluk” esası terkedilmiş ve “kusursuz ceza olmaz” esası tamamen geçerli kılınmıştır. Şu halde, karşılıksız çek suçlarında, 1.1.2009 tarihine kadar “objektif sorumluluk” esasına göre verilmiş olan cezalar geçerliliğini yitirmiş bulunmaktadır. Artık suçun manevi unsuru olarak “kast” aranmalıdır. Aksi bir uygulama “kanunsuz suç ve ceza olamaz” esasına açık bir aykırılık teşkil edecektir.
2. TCK m. 52 bakımından Çek Kanunu’na göre, karşılıksız çek keşide etme suçunun cezası, çek bedeli tutarı kadar “adli para cezası” olarak belirlenmekteydi. Ancak, 1.1.2009 tarihinden itibaren TCK’nın adli para cezalarına ilişkin 52. maddesi uygulama alanı bulacağından, ceza miktarının ve niteliğinin belirlenmesi değişmiş bulunmaktadır.
TCK 52. maddenin uygulanmaya başlaması ile Çek yasasındaki çek bedeline bağlı adli para cezası uygulaması son bulmuştur. Adli para cezasının miktarının tespiti artık, sadece gün/para esasına göre yapılabilecektir. 3167 Sayılı Çek Kanunu’nun uygulamasında, ceza, karşılıksız çıkan çek miktarına göre belirlenmekteyken, TCK’nın 52. maddesinin uygulanmasıyla, öncelikle tamgün hesabının yapılması ve bir güne karşılık gelen parasal miktarın belirlenmesi üzerine karar verilmesi gerekmektedir. TCK m. 61/8 hükmüne göre, adli para cezası, belirlenen sonuç gün ile kişinin bir gün karşılığı ödeyebileceği miktarın çarpılması suretiyle bulunacaktır. Bu itibarla, yargılama sonucunda verilecek adli para cezasının tayini usulü de tümden değişmektedir. Nitekim hazırlanan yeni Çek Kanunu tasarısında da "Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adlî para cezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adlî para cezası, çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamaz." Denilmek suretiyle adli para cezasının tayininde Yeni TCK’na uygun olarak gün/para sisteminin getirildiği görülmektedir.
Bu değerlendirmeler ışığı altında bugüne kadar 3167 Sayılı Kanuna göre verilen çek cezaları, 01.01.2009 tarihinde yürürlüğe girmiş bulunan TCK 5nci maddesi uyarınca , aynı kanunun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırılık teşkil etmektedir ve sanık/hükümlü lehine olan yeni hükümler uygulanarak bugüne kadar verilmiş olan cezaların infazı durdrulmalıdır.
Uygulanamayacağı yasa ile düzenlenen, bu nedenle yasal olarak yok hükmünde olan bir kurala göre ceza vermek, gerek Anayasa'da yapılan temel haklar ile ilgili düzenlemelere, temel hak ve özgürlükleri içeren Uluslararası Sözleşme hükümlerine ve gerekse Türk Ceza Kanunun 2. maddesinde düzenlenen kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz, kanunlarda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz kuralına da aykırıdır.
BU AŞAGILIK YAZILARA MÜSADEE ETMEYECEGİMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMM...........................................................................KARŞILIKSIZ ÇEKE HAPİS İNSANLIK ONURUNA AYKIRI İSE BU YAZILAR İNSANLIK ONURUNAAA UYGUNMUUUU?????
burada insanların birbirini aşagılaması ve küfretmesi hiç bir şeyi çözümlemez.burası bir chaat sitesi de degil,burada yazan arkadaşların bir ortak sorunu var.bunun çözümü için çalışmaktadır.her kez elinden geldigince bişeyler yapmalıdır(eger gerçekten magdursa)bakın diger siteye yazmadıgım halde(bazı sebeplerden dolayı)onları canı gönülden destekliyor ve elimden geldigince mücadelelerine destek veriyor,ve her verdikleri adrese maail atıyorum.çok şey yaptı diger sitedeki arkadaşlar,hiç bir yerde çek kelimesi duyamazken ,bu gün basın ve mejliste konuşulur oldu.bunu da diger sitedeki arkadaşların mücadelesine borçluyuz.buradan defalarca yazdım,burası chaat sitesi degil.ortak bir sorunu olan magdur insanların mücadele sitesi.BURADAN BİR KEZ DAHA SİTEDEKİ ARKADAŞLARA RİCA EDİYORUM ..POLEMİK,AŞAGILAMA,KÜFÜR GİBİ ŞEYLERİ BİR KENARA BIRAKALIM,HİÇ DEGİLSE ŞU ÖNÜMÜZDEKİ BİR HAFTAYI İYİ DEGERLENDİRELİM.ÇOK ÖNEMLİ ÖNÜMÜZDEKİ HAFTA HER ŞEY BU HAFTA İÇİNDE OLUP BİTECEK....SONRADAN VAH TUH DEMEMEK İÇİN ELİMİZDEKİ BU HAFTALIK FIRSATI ÇOK İYİ DEGERLENDİRELİM...DİGER SİTEYE YAZMASANIZ BİLE VERDİKLERİ ADRESE MAAİLLERİMİZİ ATALIM,UNUTMAYIN AYNI ZAMAN DA BİZLER İÇİNDE MÜCADELE VERMİŞ OLUYORLAR HER TÜRLÜ DESTEKLEYELİM...
BU SİTEYLE İLGİLENEN YOKMU SAYIN KURUCULAR NEREDESİNİZ YETER ARTIK BU SAYGISIZLIGA SON VERİN İLGİLENİN BU SİTEYLE
tamam amına koyayım , şeker orospusu yazmasın ondan gelecek hayrıda ıstemiyorum kendısı zati tefeci kaltak, salak beyinsiz hayvan vs vs... bunlar küfür degıl sanki birde zem zem suyuyla yıkanmıs gibi küfür etmem demiyormu kaltak karı . bu kadar küfüre kancık köpek olsa kaçardı hihihihih onda ne haysiyet ne onur ne şeref aradığını alıyor sadece o kadar
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:.
Konu ile ilgili yasal durum incelendiğinde;.
1-3167 Sayılı Yasanın 16. maddesinde :.
(1) Üzerinde yazılı keşide tarihinden önce veya ibraz süresi içinde 4 üncü madde uyarınca ibraz edildiğinde, yeterli karşılığı bulunmaması nedeniyle kısmen de olsa ödenmeyen çeki keşide eden hesap sahipleri veya yetkili temsilcileri, kanunların ayrıca suç saydığı haller saklı kalmak üzere, çek bedeli tutarı kadar ağır para cezasıyla cezalandırılırlar. Ancak verilecek para cezası seksenmilyar liradan fazla olamaz. Bu miktar, 01/03/1926 tarihli ve 765 sayılı Türk Ceza Kanununun ek 2 nci maddesine göre her yıl artırılır. Bu suçtan mükerrirlere, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir..
2 – 5237 Sayılı TCK nun 2/1-3 madde ve fıkralarında ; (1) “Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz.”.
(3) Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz. 3- 5237 Sayılı TCK nun 5/1 madde ve fıkralarında :.
“Bu Kanunun genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır. “.
4-5237 Sayılı TCK nun 52/1-2-3 Madde ve fıkralarında; (1) Adlî para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hâllerde yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir..
(2) En az yirmi ve en fazla yüz Türk Lirası olan bir gün karşılığı adlî para cezasının miktarı, kişinin ekonomik ve diğer şahsî hâlleri göz önünde bulundurularak takdir edilir. (3) Kararda, adlî para cezasının belirlenmesinde esas alınan tam gün sayısı ile bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ayrı ayrı gösterilir. “.
5-5252 Sayılı Yasanın 5349 Sayılı Yasanın 6. Maddesi ile değişik Geçici 1. Maddesinde: (1) Diğer kanunların, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31 Aralık 2008 tarihine kadar uygulanır..
6-5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 madde ve fıkrasında:.
(1) Mahkûmiyet hükmünün yorumunda veya çektirilecek cezanın hesabında duraksama olursa, cezanın kısmen veya tamamen yerine getirilip getirilemeyeceği ileri sürülür ya da sonradan yürürlüğe giren kanun, hükümlünün lehinde olursa, duraksamanın giderilmesi veya yerine getirilecek cezanın belirlenmesi için hükmü veren mahkemeden karar istenir. (3) Yukarıdaki fıkralar uyarınca yapılan başvurular cezanın infazını ertelemez. Ancak, mahkeme olayın özelliğine göre infazın ertelenmesine veya durdurulmasına karar verebilir. 7- 5275 Sayılı Yasanın 101/1-3 Madde ve fıkrasında:.
(1) Cezanın infazı sırasında, 98 ilâ 100 üncü maddeler gereğince mahkemeden alınması gereken kararlar duruşma yapılmaksızın verilir. Karar verilmeden önce Cumhuriyet savcısı ve hükümlünün görüşlerini yazılı olarak bildirmeleri istenebilir..
(3)Bölge adliye mahkemesi veya Yargıtaydan başka mahkemeler tarafından verilmiş olan bu kararlara karşı itiraz yoluna gidilebilir.” hükümleri bulunmaktadır..
Ayrıca TBMM tarafından 5728 Sayılı Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlar ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile düzenleme yapıldığı ve bu kanunun yürürlükte olduğu ancak yapılan bu düzenlemeler içerisinde 3167 Sayılı Yasanın 16. Maddesi ile ilgili bir düzenlemenin bulunmadığı da ortadadır..
Kararına itiraz edilen mahkemenin itiraz edilen kararında; 5252 Sayılı Kanunun geçici 1. Maddesinde 5560 Sayılı Kanunla yapılan değişiklik üzerine belirlenen 31.12.2008 gününe değin, diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümlerinin düzeltilmesinin öngörüldüğü halde bu kapsamdan olarak yasa koyucu tarafından 5728 Sayılı “Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”u va’zettiği, dolayısıyla da uyumlaştırılması murat olunan diğer kanunların bu kapsamda yeniden düzenlenildiği., ancak bu çerçevede 3167 Sayılı Kanun hükümlerinin ayrık tutulduğu, bunun ise tamamen mevzuatın “Özel” niteliğinden kaynaklandığı, hal böyle olunca da Yargıtay Yüksek Dairesi’nin pek çok uygulamalarında da “özel yasa ” niteliğinden dolayı pek çok uygulanabilir (önödeme-uzlaşma…gibi) hukuk müessesesinden ayrık değerlendirildiği nazara alındığında, ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil eden çeklerden dolayı tayin olunacak ceza hükmünde de “çek bedeli kadar adli para cezası” olmasında hukuken aykırı bir durum görülmediğinden” sanık vekilinin talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır..
Yürürlükte olan yasal durum incelendiğinde; TCK nun 5/1 maddesinde bu kanunun genel hükümlerinin özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanacağı belirtilerek ceza hukukunda yeknesaklık sağlanmak istenmiştir. Bu amaçla 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesine; diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemesine aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31.12.2008 tarihine kadar uygulanır hükmü konulmuş ve bu süre yeniden uzatılmamıştır..
Yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. Madde hükmünü dikkate alarak ” Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” adı altında 580 maddeden oluşan 5728 Sayılı Yasayı çıkartmış ve bu yasa yürürlüğe girmiştir..
Buradan da anlaşıldığı üzere yasa koyucunun amacı TCK nun genel hükümlerinin bütün özel yasalarda ve ceza hükmü içeren yasalarda uygulanmasını sağlamaktır. 5237 Sayılı TCK nun 52. maddesi dikkate alındığında adli para cezasının tanımının yapıldığı görülmektedir. Buna göre adli para cezası , beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmadığı hallerde 730 günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması sureti ile hesaplanan meblağın hükümlü tarafından devlet hazinesine ödenmesinden ibarettir.
Bu maddenin 1. fıkrasında bulunan “kanunda aksine hüküm bulunmayan haller” tanımının adli para cezası gün sayısının bu genel düzenlemeye aykırı olarak 730 günün altında veya üstünde düzenlenecebileceği ve bu düzenlemenin de geçerli olduğu anlamındadır. Buradan da anlaşıldığı üzere TCK genel hükümlerinde gün adli para cezası sistemi benimsenmiştir. 3167 Sayılı yasanın 16. maddesi değerlendirildiğinde; “….. çek bedeli tutarı kadar ağır para cezası (adli para cezası) ile cezalandırılırlar . Ancak verilecek para cezası 80 milyar liradan fazla olamaz. ” hükmünün bulunduğu, bu düzenlemenin gün para cezası içermemesi nedeni ile TCK nun 52/1 maddesine uygun olmadığı ortadadır..
Yasa koyucunun 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesinde sözünü ettiği diğer kanunlar içerisinde 3167 Sayılı Yasanın da olduğu hususunda tereddüt yoktur. Buna göre 3167 Sayılı Yasada bulunan ve 5237 Sayılı TCK nun 1.Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümler 31.12.2008 tarihine kadar uygulanabilecektir. Bu düzenlemenin mevhumu muhalifinden 3167 Sayılı (özel) Kanunun TCK nun 1. kitabının 52. maddesinde düzenlenen gün para sistemine aykırı olan ceza kuralının 31.12.2008 tarihinden sonra uygulanmayacağı 5252 Sayıl Yasanın geçici 1. Maddesinin emredici hükmüdür. Kaldı ki yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesini dikkate alarak 5728 Sayılı Yasa ile özel yasalarda ayrıntılı düzenlemeler yapmasına rağmen 3167 Sayılı Yasada herhangi bir düzenleme yapmamıştır..
Ayrıca Adalet Bakanlığı’nın http://www.kgm.adalet.gov.tr/basbakanlik/cekkanunu.pdf adresinde bulunan ve Çek Kanunu Tasarısı Taslağı olarak Başbakanlığa gönderilen metnin 5/1 madde ve fıkrasında “Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adlî paracezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adlî para cezası, çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamaz.” düzenlemesinin bulunduğu, bu düzenleme dikkate alındığında yasama organının büyük çoğunluğunu oluşturan yürütmeyi (hükümeti ) temsilen Adalet Bakanlığının da itirazı reddeden mahkeme ve red kararında belirtilen Yargıtay Dairesinin inancına aykırı olarak çek kanununda verilecek adli para cezasının gün para sistemine uygun olması gerektiğini öngördüğü, bu durum karşısında subjektif değerlendirme niteliğinde olan “çekin ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil etmesi” bu nedenle 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesindeki düzenlemenin değiştirilmediği yani ayrık tutulduğu (temel düzenlemeden istisna edildiği) yönündeki değerlendirmenin mevcut yasal durum karşısında yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır..
Yasa koyucunun atlama yaptığı, bir konuyu unuttuğu kabul edilemeyeceğine ve yukarıda da değinildiği gibi bu konuda değişiklik yapmak için Başbakanlığa kanun tasarısı taslağıda sevk edildiğine göre yürütmenin, (hükümetin ) ve yasa koyucunun (TBMM’nin) muradının 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesi ile düzenlenen ceza kuralının ortadan kalkması ve yeni yasal düzenleme yapılana kadar bu ceza hükmünün uygulanamaz olmasını sağlamak olduğu kabul edilmelidir. Çünkü ceza kuralları uygulanmak amacı ile konulur. Uygulanamayan bir ceza kuralı kaldırılmış demektir. Uygulanamayacağı yasa ile düzenlenen, bu nedenle yasal olarak kaldırılma dışında yok hükmünde olan bir kurala göre ceza vermek gerek Anayasa’da yapılan temel haklar ile ilgili düzenlemelere, temel hak ve özgürlükleri içeren Uluslararası Sözleşme hükümlerine ve gerekse Türk Ceza Kanunun 2. maddesinde düzenlenen kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz, kanunlarda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz kuralına da aykırıdır..
Bu yasal durum karşısında hükümlünün, 31.12.2008 tarihinden itibaren zımni olarak yürürlükten kaldırılan ve yerine yeni hüküm konulmaması nedeni ile cezasız bırakılan karşılıksız çek keşide etmek eyleminden dolayı cezalandırıldığı, hükümlü müdafiinin yaptığı itirazın hukuka uygun olmayan mülahazalarla red edildiği, itirazın yasal ve yerinde olduğu anlaşılmakla, 5275 Sayılı Yasanın 101/3 madde ve fıkrasının verdiği yetkiye dayanarak ve hükümlünün telafisi mümkün olmayan zararlara uğramasını engellemek amacı ile 5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 maddesi gereğince mahkumiyet hükmünün yorumunda ve çektirilecek cezanın hesabında açıklanan nedenlerle duraksama olduğundan 3167 Sayılı Yasada yeni bir düzenleme yapılana ya da 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesinin açıkça yürürlükten kaldırılması anına kadar infazın ertelenmesine, yasa koyucunun yeni bir düzenleme yapması halinde hükümlünün durumunun yeniden mahkemesince ele alınarak değerlendirilmesi için itirazın kabülü ile hükümlüye Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 31.07.2007 tarih ve 2007/299 esas 2007/590 karar sayılı ilamı ile verilen adli para cezasının infazının durdurulmasına karar vermek gerekmiştir..
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;.
1-Hükümlü H.S.S. müdafiinin yapmış olduğu İTİRAZIN KABÜLÜNE, 2-Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 04.02.2009 tarih ve 2007/299 esas 2007/590 karar sayılı EK KARARININ KALDIRILMASINA.
3-Sanık hakkında Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 31.07.2007 tarih ve 2007/299 esas 2007/590 karar sayılı ilamı ile verilen 26000TL adli para cezasının İNFAZININ DURDURULMASINA,.
4-Kararın bir örneğinin gereğinin yerine getirilmesi için Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine,.
Dosyanın Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesine iadesine, Karardan bir örneğin hükümlü vekiline TEBLİĞİNE ,.
Dair; 5275 Sayılı Yasanın 101/3 ve CMK nun 271/4 madde ve fıkrası gereğince incelenen dosya üzerinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi..16.03.2009..
.
.
.
SARAYKÖY ASLİYE CEZA MAHKEMEİ DOSYA NO :2007/176 KARAR NO :2007/201
HAKİM : GÜLPERİ GÜNEŞ 32147 C.SAVCISI : HÜSEYİN HÜR 107696 KATİP : MURAT AYRAL 97009
SANIK : A. G. K. SUÇ : KARŞILIKSIZ ÇEK KEŞİDE ETME SUÇ TARIHİ : 19/02/2007 ASIL KARAR TARİHİ : 25/09/2007 EK KARAR TARİHİ : 28/01/2009
HÜKÜMLÜ AHMET GÜRKAN ………KAN IN 21/01/2009 ARİHLİ İNFAZIN DURDURULMASINA İLİKİN DİLEKÇESİ C. SAVCISININ YAZILI GÖRÜŞÜ ALINARAKİNCELENDİ.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLÜ:
HÜKÜMLÜ AHMET GÜRKAN …..KAN HAKKINDA MAHKEMEMİZİN 25/09/2009 TARİH 2007/176-201 ESAS E KARAR SAYILI KARARI İLE KARŞILIKSIZ ÇEK KEŞİDE ETMEK SUÇUNDAN DAYI 60.000 TL ADLİ PARA CEZASI İL CEZALANDIRILMASIA KARAR VERİLDİĞİ, KARARIN 20/11/2007 TARİHİNDE KESİNLEŞEREK İNFAZA VERİLDİĞİ HÜKÜMLÜĞÜN ADLİ PARA CEZASNI ÖDEMEMESİ ÜZERİNE SARAYKÖY C.BAŞSAVCILIĞININ 29/01/2008 GÜNLÜ KARARI İLE HÜKÜMLÜYE VERİE ADLİ PARA CEZASININ 600 GÜN HAPİS CEZASINA ÇEVRİLDİĞİ VE 28/02/2008 TARİHİNDE İNFAZA BAŞLANDIĞI HÜKÜMLÜNÜN HALEN B CEZASINI İNFAZ TTİĞİ 5252 SAYILI ÜÇK NIN YÜÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDAKİ KANUNUN GEÇİCİ 1.MADDESİDE BELİRTİLEN DİĞEN KANUNLARIN TCK NIN GEEL HÜKÜMLERİNE AKRI OLAN MADDELERİNİN UYGULANMASINA DEVAM EDİLECEĞİNE İLİŞKİN HÜKMÜN 31/12/2008 TARİHİ İTİBARİYLE YÜRÜRÜKTE KALKTIĞI YASA KOYUCU TARAFINDAN 5728 SAYILI YASA İLE BİR ÇOK ÖZEL YASDAKİ CEZA HÜKÜMLERİ 5237 SAYILI YASAYA UYGUN HALE GETİRİLMESİNE RAĞMEN 3167 SAYILI YASA YÖNÜNDEN 31/12/2008 TARİHİNE KADAR HER HANGİ BİR DÜZENLEME YAPILMADIĞI 5252 SAYILI TCK NIN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KARARIN MADDESİ 5237 SAYILI TCK 45/1 52/1 MADELERİ İLE BİRLİKTE DEĞERLENDİRLDİĞİNDE BU GENEL URALIN BÜTÜN ÖZEL YASALARI BAĞLAYACĞI ÖZEL YASALARDAKİ AYKIRI HÜKÜMLRİN 31/12/2008 TARİHİNE KADAR UYGUNABİLECEĞİ BU TARİHE KADAR ÖZEL YASALARIN 5257 SAYILI TCK NIN GEEL KÜMLERİNE UYARLANMASININ ZORUNLU BULUNDUĞU ANCA 3167 SAYILI YASA AÇISINDAN HALEN BU UYARLAMANIN YAPILMAMIQŞ OLDUĞU ANLAŞILMAKLA HÜKÜMLÜNÜN MAĞDURİYETNE NEDE ALMAMAK AÇISINDAN 527 SAYILI ASANIN 98. MADDESİ UYARINCA İNFAZIN DURDURULMASINA KARAR VERMEKGEREKMİŞTİR. HÜKÜM YUKARIDA AÇIKLANAN NEDENLERLE
HÜKÜMLÜ AHMET GÜRKAN ……KAN HAKKINDA MAHKEMEMİZİN 25/09/207 TARİH 2007/176-201 ESAS VE KARAR SAYILI İLAMI İLE VERİLEN 60.000 TL ADLİ PARA CEZASINA İLİŞKİN İNFAZIN DURDURULMASINA.
HÜKÜMLÜNÜN BAŞKA BİR SUÇTAN TUTUKLU VEY HÜKÜMLÜ ULUNMAASI HALİNDE SALIVERİLMESİNE
KARARIN C.SAVCILIĞI ARACILIĞIYLA HÜKÜMLÜYE TEBLİĞİ DAİR, DOSYA ÜZERİNDEYAPILAN İNCELEMESONUCUNDA İSTEME UYGUN V TEBLİĞ TARİHİNDEN İTAREN 7 GÜN İÇİNDE DENİZLİ NBETÇİ AĞIR CEZA MAHKEMESİNE İTİRAZ YOLU AÇIK OLMAK ÜZERERKARAR VERİLDİ
Sakarya Ağır Ceza Mahkemesi, Karşılıksız Çek Beraat Kararı
BAŞKAN : ABDÜLKADİR YAVUZ ÜYE : BURHANETTİN ESENKAR ÜYE : CEVDET BAK
KATİP : BEHİYE AYDINHükümlü A.B. vekili Av. Levent S. tarafından Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.03.2009 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı ek kararı ile hükümlü vekilinin talebinin reddine ve mahkemelerinin 28.5.2008 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı ilamının değiştirilmesine ve infazın durdurulmasına yer olmadığına ve infazın devamına dair kararına dosya içeriğine göre süresi içerisinde; müvekkilinin 3167 Sayılı Kanuna Muhalefet nedeni ile para cezasına mahkum edildiği, 5275 Sayılı Yasanın 98. maddesi uyarınca yaptıkları başvurunun reddedildiği, bu kararın 5237 Sayılı TCK nun 5, 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesi, 3167 Sayılı Yasanın 16. maddesi ayrıca TCK 20.43.52,53,60,61 maddelerinde yer alan düzenlemelere aykırı olduğu, 31.11.2008 tarihi itibari ile karşılıksız çek keşide etmek eyleminin suç olmaktan çıktığı, böylece suçta ve cezada kanunilik ilkesi uyarınca hükümlü hakkında verilen cezanın yasal dayanağının kalmadığı iddiası ile Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından 24.03.2009 tarihinde infazın devamına ilişkin ek kararın itiraz incelemesi ile kaldırılmasını ve hakkında tayin edilen cezanın bütün sonuçları ile ortadan kaldırılmasını ve tahliyesini istemiştir.
İddia makamının mütalaası alındı, dosya incelendi
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Konu ile ilgili yasal durum incelendiğinde;
1-3167 Sayılı Yasanın 16. maddesinde : (1) Üzerinde yazılı keşide tarihinden önce veya ibraz süresi içinde 4 üncü madde uyarınca ibraz edildiğinde, yeterli karşılığı bulunmaması nedeniyle kısmen de olsa ödenmeyen çeki keşide eden hesap sahipleri veya yetkili temsilcileri, kanunların ayrıca suç saydığı haller saklı kalmak üzere, çek bedeli tutarı kadar ağır para cezasıyla cezalandırılırlar. Ancak verilecek para cezası seksenmilyar liradan fazla olamaz. Bu miktar, 01/03/1926 tarihli ve 765 sayılı Türk Ceza Kanununun ek 2 nci maddesine göre her yıl artırılır. Bu suçtan mükerrirlere, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.
2 – 5237 Sayılı TCK nun 2/1-3 madde ve fıkralarında ; (1) “Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz.”
(3) Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz.
3- 5237 Sayılı TCK nun 5/1 madde ve fıkralarında : “Bu Kanunun genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır. “
4-5237 Sayılı TCK nun 52/1-2-3 Madde ve fıkralarında; (1) Adlî para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hâllerde yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir.
(2) En az yirmi ve en fazla yüz Türk Lirası olan bir gün karşılığı adlî para cezasının miktarı, kişinin ekonomik ve diğer şahsî hâlleri göz önünde bulundurularak takdir edilir. (3) Kararda, adlî para cezasının belirlenmesinde esas alınan tam gün sayısı ile bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ayrı ayrı gösterilir. “
5-5252 Sayılı Yasanın 5349 Sayılı Yasanın 6. Maddesi ile değişik Geçici 1. Maddesinde: (1) Diğer kanunların, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31 Aralık 2008 tarihine kadar uygulanır.
6-5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 madde ve fıkrasında: (1) Mahkûmiyet hükmünün yorumunda veya çektirilecek cezanın hesabında duraksama olursa, cezanın kısmen veya tamamen yerine getirilip getirilemeyeceği ileri sürülür ya da sonradan yürürlüğe giren kanun, hükümlünün lehinde olursa, duraksamanın giderilmesi veya yerine getirilecek cezanın belirlenmesi için hükmü veren mahkemeden karar istenir. (3) Yukarıdaki fıkralar uyarınca yapılan başvurular cezanın infazını ertelemez. Ancak, mahkeme olayın özelliğine göre infazın ertelenmesine veya durdurulmasına karar verebilir.
7- 5275 Sayılı Yasanın 101/1-3 Madde ve fıkrasında: (1) Cezanın infazı sırasında, 98 ilâ 100 üncü maddeler gereğince mahkemeden alınması gereken kararlar duruşma yapılmaksızın verilir. Karar verilmeden önce Cumhuriyet savcısı ve hükümlünün görüşlerini yazılı olarak bildirmeleri istenebilir. “http://karsiliksizcek.wordpress.com/”
(3)Bölge adliye mahkemesi veya Yargıtaydan başka mahkemeler tarafından verilmiş olan bu kararlara karşı itiraz yoluna gidilebilir.” hükümleri bulunmaktadır.
Ayrıca TBMM tarafından 5728 Sayılı Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlar ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile düzenleme yapıldığı ve bu kanunun yürürlükte olduğu ancak yapılan bu düzenlemeler içerisinde 3167 Sayılı Yasanın 16. Maddesi ile ilgili bir düzenlemenin bulunmadığı da ortadadır.
Kararına itiraz edilen mahkemenin itiraz edilen kararında; 5252 Sayılı Kanunun geçici 1. Maddesinde 5560 Sayılı Kanunla yapılan değişiklik üzerine belirlenen 31.12.2008 gününe değin, diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümlerinin düzeltilmesinin öngörüldüğü halde bu kapsamdan olarak yasa koyucu tarafından 5728 Sayılı “Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”u va’zettiği, dolayısıyla da uyumlaştırılması murat olunan diğer kanunların bu kapsamda yeniden düzenlenildiği., ancak bu çerçevede 3167 Sayılı Kanun hükümlerinin ayrık tutulduğu, bunun ise tamamen mevzuatın “Özel” niteliğinden kaynaklandığı, hal böyle olunca da Yargıtay Yüksek Dairesi’nin pek çok uygulamalarında da “özel yasa ” niteliğinden dolayı pek çok uygulanabilir (önödeme-uzlaşma…gibi) hukuk müessesesinden ayrık değerlendirildiği nazara alındığında, ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil eden çeklerden dolayı tayin olunacak ceza hükmünde de “çek bedeli kadar adli para cezası” olmasında hukuken aykırı bir durum görülmediğinden” sanık vekilinin talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Yürürlükte olan yasal durum incelendiğinde; TCK nun 5/1 maddesinde bu kanunun genel hükümlerinin özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanacağı belirtilerek ceza hukukunda yeknesaklık sağlanmak istenmiştir.
Bu amaçla 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesine; diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemesine aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31.12.2008 tarihine kadar uygulanır hükmü konulmuş ve bu süre yeniden uzatılmamıştır.
Yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. Madde hükmünü dikkate alarak ” Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” adı altında 580 maddeden oluşan 5728 Sayılı Yasayı çıkartmış ve bu yasa yürürlüğe girmiştir.
Buradan da anlaşıldığı üzere yasa koyucunun amacı TCK nun genel hükümlerinin bütün özel yasalarda ve ceza hükmü içeren yasalarda uygulanmasını sağlamaktır.
5237 Sayılı TCK nun 52. maddesi dikkate alındığında adli para cezasının tanımının yapıldığı görülmektedir. Buna göre adli para cezası , beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmadığı hallerde 730 günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması sureti ile hesaplanan meblağın hükümlü tarafından devlet hazinesine ödenmesinden ibarettir
Bu maddenin 1. fıkrasında bulunan “kanunda aksine hüküm bulunmayan haller” tanımının adli para cezası gün sayısının bu genel düzenlemeye aykırı olarak 730 günün altında veya üstünde düzenlenebileceği ve bu düzenlemenin de geçerli olduğu anlamındadır. Buradan da anlaşıldığı üzere TCK genel hükümlerinde gün adli para cezası sistemi benimsenmiştir. 3167 Sayılı yasanın 16. maddesi değerlendirildiğinde; “….. çek bedeli tutarı kadar ağır para cezası (adli para cezası) ile cezalandırılırlar . Ancak verilecek para cezası 80 milyar liradan fazla olamaz. ” hükmünün bulunduğu, bu düzenlemenin gün para cezası içermemesi nedeni ile TCK nun 52/1 maddesine uygun olmadığı ortadadır.
Yasa koyucunun 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesinde sözünü ettiği diğer kanunlar içerisinde 3167 Sayılı Yasanın da olduğu hususunda tereddüt yoktur. Buna göre 3167 Sayılı Yasada bulunan ve 5237 Sayılı TCK nun 1.Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümler 31.12.2008 tarihine kadar uygulanabilecektir. Bu düzenlemenin mevhumu muhalifinden 3167 Sayılı (özel) Kanunun TCK nun 1. kitabının 52. maddesinde düzenlenen gün para sistemine aykırı olan ceza kuralının 31.12.2008 tarihinden sonra uygulanmayacağı 5252 Sayıl Yasanın geçici 1. Maddesinin emredici hükmüdür. Kaldı ki yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesini dikkate alarak 5728 Sayılı Yasa ile özel yasalarda ayrıntılı düzenlemeler yapmasına rağmen 3167 Sayılı Yasada herhangi bir düzenleme yapmamıştır.
Ayrıca Adalet Bakanlığı’nın http://www.kgm.adalet.gov.tr/basbakanlik/cekkanunu.pdf adresinde bulunan ve Çek Kanunu Tasarısı Taslağı olarak Başbakanlığa gönderilen metnin 5/1 madde ve fıkrasında “Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adlî paracezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adlî para cezası, çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamaz.” düzenlemesinin bulunduğu, bu düzenleme dikkate alındığında yasama organının büyük çoğunluğunu oluşturan yürütmeyi (hükümeti ) temsilen Adalet Bakanlığının da itirazı reddeden mahkeme ve red kararında belirtilen Yargıtay Dairesinin inancına aykırı olarak çek kanununda verilecek adli para cezasının gün para sistemine uygun olması gerektiğini öngördüğü, bu durum karşısında subjektif değerlendirme niteliğinde olan “çekin ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil etmesi” bu nedenle 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesindeki düzenlemenin değiştirilmediği yani ayrık tutulduğu (temel düzenlemeden istisna edildiği) yönündeki değerlendirmenin mevcut yasal durum karşısında yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
Yasa koyucunun atlama yaptığı, bir konuyu unuttuğu kabul edilemeyeceğine ve yukarıda da değinildiği gibi bu konuda değişiklik yapmak için Başbakanlığa kanun tasarısı taslağıda sevk edildiğine göre yürütmenin, (hükümetin ) ve yasa koyucunun (TBMM’nin) muradının 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesi ile düzenlenen ceza kuralının ortadan kalkması ve yeni yasal düzenleme yapılana kadar bu ceza hükmünün uygulanamaz olmasını sağlamak olduğu kabul edilmelidir. Çünkü ceza kuralları uygulanmak amacı ile konulur. Uygulanamayan bir ceza kuralı kaldırılmış demektir. Uygulanamayacağı yasa ile düzenlenen, bu nedenle yasal olarak kaldırılma dışında yok hükmünde olan bir kurala göre ceza vermek gerek Anayasa’da yapılan temel haklar ile ilgili düzenlemelere, temel hak ve özgürlükleri içeren Uluslararası Sözleşme hükümlerine ve gerekse Türk Ceza Kanunun 2. maddesinde düzenlenen kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz, kanunlarda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz kuralına da aykırıdır.
Bu yasal durum karşısında hükümlünün, 31.12.2008 tarihinden itibaren zımni olarak yürürlükten kaldırılan ve yerine yeni hüküm konulmaması nedeni ile cezasız bırakılan karşılıksız çek keşide etmek eyleminden dolayı cezalandırıldığı, hükümlü müdafiinin yaptığı itirazın hukuka uygun olmayan mülahazalarla red edildiği, itirazın yasal ve yerinde olduğu anlaşılmakla, 5275 Sayılı Yasanın 101/3 madde ve fıkrasının verdiği yetkiye dayanarak ve hükümlünün telafisi mümkün olmayan zararlara uğramasını engellemek amacı ile 5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 maddesi gereğince mahkumiyet hükmünün yorumunda ve çektirilecek cezanın hesabında açıklanan nedenlerle duraksama olduğundan 3167 Sayılı Yasada yeni bir düzenleme yapılana ya da 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesinin açıkça yürürlükten kaldırılması anına kadar infazın ertelenmesine, yasa koyucunun yeni bir düzenleme yapması halinde hükümlünün durumunun yeniden mahkemesince ele alınarak değerlendirilmesi için itirazın kabülü ile hükümlüye Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 08.05.2008 tarih ve 2008/202 esas, 2008/323 karar sayılı ilamı ile verilen adli para cezasının infazının durdurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Hükümlü Abdullah Bekir vekilinin yapmış olduğu İTİRAZIN KABÜLÜNE, 2-Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.03.2009 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı EK KARARININ KALDIRILMASINA
3-Sanık hakkında Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 8.5.2008 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı ilamı ile verilen 4158 .- TL, adli para cezasının İNFAZININ DURDURULMASINA,
4-Kararın bir örneğinin gereğinin yerine getirilmesi için Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine,
Dosyanın Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesine iadesine, Karardan bir örneğin hükümlü vekiline TEBLİĞİNE , Dair; 5275 Sayılı Yasanın 101/3 ve CMK nun 271/4 madde ve fıkrası gereğince incelenen dosya üzerinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.27.03.2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/7 Geliş Tarihi: 05/01/2009 Mahkemesi: Köyceğiz Sulh Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2008/82 Mahkeme Karar No: 2008/141 Mahkeme Karar Tarihi: 15/05/2008
Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme
DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/133 Karar BOZMA Karar Tarihi 19/01/2009 Kapatma Tarihi 03/02/2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/9 Geliş Tarihi: 05/01/2009
Mahkemesi: Tarsus Ağır Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2008/903 Mahkeme Karar No: 2008/903 Mahkeme Karar Tarihi: 14/07/2008
Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/135 Karar BOZMA Karar Tarihi 19/01/2009 Kapatma Tarihi 03/02/2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/14 Geliş Tarihi: 12/01/2009
Mahkemesi: Korkuteli Asliye Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2005/153
Mahkeme Karar No: 2006/97 Mahkeme Karar Tarihi: 10/03/2006
Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/784 Karar BOZMA Karar Tarihi 26/01/2009 Kapatma Tarihi 12/02/2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/18 Geliş Tarihi: 12/01/2009
Mahkemesi: Malatya 4. Asliye Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2006/291
Mahkeme Karar No: 2007/539 Mahkeme Karar Tarihi: 17/07/2007 Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/787 Karar BOZMA Karar Tarihi 26/01/2009 Kapatma Tarihi 03/02/2009
SAYIN MİLLETVEKİLLERİM
Sayın
Milletvekilim
Karşılıksız çekten dolayı hapis cezası , kanayan bir yaradır ve Türk Hukuk Sistemi açısından bir yüz karasıdır! Kişi hak ve hürriyetlerine ve esasen mevcut Anayasamıza da aykırı olan bu uygulama 1 Ocak 2009 tarihi itibariyle yeni bir boyut kazanmıştır:
Konu ile ilgili mevcut hukuki durum aşağıda sadece iki ana husus bakımından özetlenmiştir. Uygulama yasasında verilen süre 31 Aralık 2008'de dolmuş ve bu tarihten itibaren karşılıksız çek suçları fiilen cezasız kalmıştır. Eğer hukuk devletiysek, bu suçtan dolayı, yeni bir yasal düzenleme yapılana kadar hiçbir mahkeme ceza veremez ve önceden verilmiş olan cezalar da hukuken yok hükmündedir.
Ne var ki yargı tereddüttedir ve 3 aydır çelişkili kararlar verilmektedir. Bazı mahkemeler ceza vermeye devam ederken kendisinden bir çözüm beklenen YARGITAY, bugüne kadar yerel mahkemelere emsal oluşturacak bir karar da vermemiştir. Bazı illerdeki Asliye Ceza Mahkemeleri ve en önemlisi Sakarya 1. Ağır Ceza Mahkemesi ise, cezaların infazını durdurmuş ve hükümlüler tahliye edilmeye başlanmıştır. Diğer taraftan karşılıksız çekten dolayı ceza almış olan binlerce kişi ise kanunsuz bir şekilde 3 ayı aşkın süredir cezaevlerinde tutulmaktadır.
Ekonomik suçtan dolayı hürriyeti bağlayıcı ceza verilmesinin gayri insani olduğu, mevcut düzenlemenin anayasaya aykırı olduğu konuları bir tarafa, ortada apaçık bir hukuksuzluk ve kaos vardır! Teknik bir konu değil, akl-ı selim sahibi herkesin kolayca anlayabileceği basit bir durum var ortada... Prof. Dr. Adem Sözüer ve daha birçok hukukçu aylardır konuyu anlatmaya çalışıyor ama maalesef hukuksuzluk devam ediyor.
Bu kaos hem adalet anlayışını zedeliyor, hem de apaçık bir ihlal niteliği taşıyor. Üç aydır haksız yere cezaevlerinde tutulan insanlar, bu durumu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine taşıdıklarında kesinlikle lehe bir karar çıkacak ve yüklü tazminatlar gündeme gelecektir. Zira Sakarya Ağır Ceza Mahkemesinin aynı konuda verdiği emsal kararlar var. Bu kararlar diğer mahkemeleri bağlayıcı olmasa da ceza hukukunun uygulanmasında yeknesaklık zedelenmiş ve kanun önünde eşitlik ilkesi bozulmuştur. Böyle bir netice, Meclisi ve hükumeti zor durumda bırakacağı gibi, uluslararası hukuk çevrelerinde ve kamuoyu nezdinde yargı organlarının saygınlığını da zedeleyici sonuçlar doğurabilecektir. Meclisin ve hükumetin bir an önce bu çarpık duruma el koyması ve hukuksuzluğu sona erdirmesi gerekiyor.
Yeni yasada adli para cezası ve dolayısıyla hapis cezası devam edecek olsa da, çıkacak kanuna eklenecek bir geçici madde ile, 1 Ocak 2009 tarihi ile kanunun çıktığı tarihe kadar oluşmuş bulunan yasal boşluk sebebiyle cezasız kalmış olan karşılıksız çek suçundan dolayı verilen cezaların kaldırılması sağlanabilir. Böylece hem yargının tereddütleri izale edilmiş olur, bozulan yeknesaklık ve eşitlik ilkesi de nispeten telafi edilebilir.
Ortada kamu vicdanını rahatsız eden, toplumsal barışı zedeleyen ve adalet duygusunu inciten çok vahim bir tablo vardır ve süratle çözüm beklenmektedir.
Sessiz sedasız onbinlerce insan ve aile, Yüce Meclisten hukuk devleti esasına uygun bir çözüm beklemektedir.
HUKUKİ DURUMUN ÖZETİ
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 5 inci maddesi “Özel kanunlarla ilişki” başlığını taşımaktadır. Bu maddeye göre, “Bu Kanun’un genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren özel kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır.” Bu kanunun yayınlanmasını müteakip 3167 sayılı Çek Yasasının da içinde bulunduğu “ceza içeren özel kanunlar”da gerekli değişiklik ve uyumların yapılabilmesi için 5nci maddenin uygulanması 31.12.2008 tarihine ertelenmiştir. Ancak 31.12.2008 tarihine kadar, diğer birçok özel kanunda değişiklik yapılmış olmasına rağmen Çek Kanununda gerekli değişiklikler yapılmadığından, artık 01.01.2009 tarihi itibariyle 3167 Sayılı Yasanın ceza içeren ve TCK Genel Hükümlerine aykırılık teşkil eden maddeleri zımnen yürürlükten kaldırılmış bulunmaktadır. Nitekim, 31.12.2008 tarihine dek, ceza hükmü getiren diğer özel kanunlardan olan 3167 Sayılı Çek Kanununun cezai hükümleri, TCK’nun genel hükümlerine aykırı olsa da uygulanabilmekteydi.
Aykırılıklar nerededir?
1. TCK m. 21 bakımından : 3167 SK. m. 16/1’de karşılıksız çek keşide etme suçu, “şekli suç” niteliğinde düzenlenmiştir. Ancak, TCK ’nın genel hükümleri (m. 21) uyarınca, bir suçun oluşumu kastın varlığına bağlıdır. Kast “doğrudan”(m. 21/1) veya “olası kast” (m. 21/2) olabilir. Bu nedenle, bir kişinin karşılıksız çek nedeniyle cezalandırılabilmesi için, bu kişinin çeki keşide ederken, çekin karşılıksız kalacağı kastıyla hareket etmiş olması gerekmektedir. Başka bir deyişle, bunu bilmeli ve istemelidir. Dolayısıyla, yapılan yargılamada, artık kastın varlığı mutlak olarak araştırılmalı ve bunun sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır. Şayet olayda kast yoksa TCK m. 21/2’ye göre, somut olayda karşılıksız çek keşide eden kişide “olası kast”ın varlığı da ayrıca değerlendirilerek, maddede öngörülen ceza indirimleri uygulanmalıdır. 5252 Sayılı Kanunun kabulü ve uygulanması ile, hukukumuzda bugüne kadar zaten tartışmalı olan “objektif sorumluluk” esası terkedilmiş ve “kusursuz ceza olmaz” esası tamamen geçerli kılınmıştır. Şu halde, karşılıksız çek suçlarında, 1.1.2009 tarihine kadar “objektif sorumluluk” esasına göre verilmiş olan cezalar geçerliliğini yitirmiş bulunmaktadır. Artık suçun manevi unsuru olarak “kast” aranmalıdır. Aksi bir uygulama “kanunsuz suç ve ceza olamaz” esasına açık bir aykırılık teşkil edecektir.
2. TCK m. 52 bakımından Çek Kanunu’na göre, karşılıksız çek keşide etme suçunun cezası, çek bedeli tutarı kadar “adli para cezası” olarak belirlenmekteydi. Ancak, 1.1.2009 tarihinden itibaren TCK’nın adli para cezalarına ilişkin 52. maddesi uygulama alanı bulacağından, ceza miktarının ve niteliğinin belirlenmesi değişmiş bulunmaktadır.
TCK 52. maddenin uygulanmaya başlaması ile Çek yasasındaki çek bedeline bağlı adli para cezası uygulaması son bulmuştur. Adli para cezasının miktarının tespiti artık, sadece gün/para esasına göre yapılabilecektir. 3167 Sayılı Çek Kanunu’nun uygulamasında, ceza, karşılıksız çıkan çek miktarına göre belirlenmekteyken, TCK’nın 52. maddesinin uygulanmasıyla, öncelikle tamgün hesabının yapılması ve bir güne karşılık gelen parasal miktarın belirlenmesi üzerine karar verilmesi gerekmektedir. TCK m. 61/8 hükmüne göre, adli para cezası, belirlenen sonuç gün ile kişinin bir gün karşılığı ödeyebileceği miktarın çarpılması suretiyle bulunacaktır. Bu itibarla, yargılama sonucunda verilecek adli para cezasının tayini usulü de tümden değişmektedir. Nitekim hazırlanan yeni Çek Kanunu tasarısında da "Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adlî para cezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adlî para cezası, çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamaz." Denilmek suretiyle adli para cezasının tayininde Yeni TCK’na uygun olarak gün/para sisteminin getirildiği görülmektedir.
Bu değerlendirmeler ışığı altında bugüne kadar 3167 Sayılı Kanuna göre verilen çek cezaları, 01.01.2009 tarihinde yürürlüğe girmiş bulunan TCK 5nci maddesi uyarınca , aynı kanunun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırılık teşkil etmektedir ve sanık/hükümlü lehine olan yeni hükümler uygulanarak bugüne kadar verilmiş olan cezaların infazı durdrulmalıdır.
Uygulanamayacağı yasa ile düzenlenen, bu nedenle yasal olarak yok hükmünde olan bir kurala göre ceza vermek, gerek Anayasa'da yapılan temel haklar ile ilgili düzenlemelere, temel hak ve özgürlükleri içeren Uluslararası Sözleşme hükümlerine ve gerekse Türk Ceza Kanunun 2. maddesinde düzenlenen kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz, kanunlarda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz kuralına da aykırıdır.
BU AŞAGILIK YAZILARA MÜSADEE ETMEYECEGİMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMM...........................................................................KARŞILIKSIZ ÇEKE HAPİS İNSANLIK ONURUNA AYKIRI İSE BU YAZILAR İNSANLIK ONURUNAAA UYGUNMUUUU?????
18.04.2009 17:16
eski dost dedi ki...
burada insanların birbirini aşagılaması ve küfretmesi hiç bir şeyi çözümlemez.burası bir chaat sitesi de degil,burada yazan arkadaşların bir ortak sorunu var.bunun çözümü için çalışmaktadır.her kez elinden geldigince bişeyler yapmalıdır(eger gerçekten magdursa)bakın diger siteye yazmadıgım halde(bazı sebeplerden dolayı)onları canı gönülden destekliyor ve elimden geldigince mücadelelerine destek veriyor,ve her verdikleri adrese maail atıyorum.çok şey yaptı diger sitedeki arkadaşlar,hiç bir yerde çek kelimesi duyamazken ,bu gün basın ve mejliste konuşulur oldu.bunu da diger sitedeki arkadaşların mücadelesine borçluyuz.buradan defalarca yazdım,burası chaat sitesi degil.ortak bir sorunu olan magdur insanların mücadele sitesi.BURADAN BİR KEZ DAHA SİTEDEKİ ARKADAŞLARA RİCA EDİYORUM ..POLEMİK,AŞAGILAMA,KÜFÜR GİBİ ŞEYLERİ BİR KENARA BIRAKALIM,HİÇ DEGİLSE ŞU ÖNÜMÜZDEKİ BİR HAFTAYI İYİ DEGERLENDİRELİM.ÇOK ÖNEMLİ ÖNÜMÜZDEKİ HAFTA HER ŞEY BU HAFTA İÇİNDE OLUP BİTECEK....SONRADAN VAH TUH DEMEMEK İÇİN ELİMİZDEKİ BU HAFTALIK FIRSATI ÇOK İYİ DEGERLENDİRELİM...DİGER SİTEYE YAZMASANIZ BİLE VERDİKLERİ ADRESE MAAİLLERİMİZİ ATALIM,UNUTMAYIN AYNI ZAMAN DA BİZLER İÇİNDE MÜCADELE VERMİŞ OLUYORLAR HER TÜRLÜ DESTEKLEYELİM...
Arkadaşlar kabul edin sizlerde SEKER GURURSUZ ONURSUZ MÜFTERİ HER SEY VAR ONDA MUHATAP ALMAYIN........
onu muhatap alan onun gibidir
İbrahim
Arkadaşlar kabul edin sizlerde SEKER GURURSUZ ONURSUZ MÜFTERİ HER SEY VAR ONDA MUHATAP ALMAYIN........
onu muhatap alan onun gibidir
İbrahim
Arkadaşlar kabul edin sizlerde SEKER GURURSUZ ONURSUZ MÜFTERİ HER SEY VAR ONDA MUHATAP ALMAYIN........
onu muhatap alan onun gibidir
İbrahim
syn ibrahim gel bana yardımcı ol sitede aşagılama küfür gibi şeyler olmasın.gerçekten magdur sak ,elimizden gelen bişeyler yapalım.yapamazsakta birbirimizi bilgilendirelim.seviyeli bir duruma gelsin site ,,tüm istegim bu
Sayın eski dost benim küfürümü yanlış bir şey yazdığımı gördünüzmü,ben seker muhatap dahi almam,seviyesine düşmem bir tek küfürlü lafa dahi değmez. küfürün bile bir yerde değeri vardır. bırakın yazdıklarını görmemezlikten gelelim o kadar.
İbrahim
dostum şeker gitmeden bu site düzelmez küfürü edende o cevabını verende tefecide o hukukun piçide obamada mağdur 07 de kim karsısındaysa ona göre bir karakter uydurup istedıgı hakareti ediyor anlamadınmı hala
anlamaz olurmuyum boş verin amacın dışında yazılanlara yanıt yok. p kadar.......
İbrahim
arkadaşlar boş verelim muhatap almayalım.o bir kaç karekter kullanıyor burda bunu biliyoruz....artık küfür ve aşagılama olmasın sitede ,lütfen
farketmiyorki birazdan girer adsız olarak küfür eder kendıne sonra bak aşağlıklara zavallılara der önce copyci dediği may waye sonra cuneyte sonra bilmem kime gönderme yapıp hakaret eder. kendisinin kopylerini ve küfürleri ni toplayın guines rekorlar kitabına girer seviyesız yaratık
hepinizi si..im ...ibneler
şekere laf söyleyeni öttürürüm burada.
MAHONİİİİİİ
ibrahim seninde biyerin kaşınıyorsa söyle bana.a.q.
eski dostun s.s. aqç.
anladın sen.
MAHONİİİİİ
işte buyrun hoşgeldi şeker , mahoniyi unutmustuk
hepinizi si..im ...ibneler
şekere laf söyleyeni öttürürüm burada.
MAHONİİİİİİ
hepinizi si..im ...ibneler
şekere laf söyleyeni öttürürüm burada.
MAHONİİİİİİ
hepinizi si..im ...ibneler
şekere laf söyleyeni öttürürüm burada.
MAHONİİİİİİ
hepinizi si..im ...ibneler
şekere laf söyleyeni öttürürüm burada.
MAHONİİİİİİ
hepinizi si..im ...ibneler
şekere laf söyleyeni öttürürüm burada.
MAHONİİİİİİ
hepinizi si..im ...ibneler
şekere laf söyleyeni öttürürüm burada.
MAHONİİİİİİ
hepinizi si..im ...ibneler
şekere laf söyleyeni öttürürüm burada.
MAHONİİİİİİ
hepinizi si..im ...ibneler
şekere laf söyleyeni öttürürüm burada.
MAHONİİİİİİ
hepinizi si..im ...ibneler
şekere laf söyleyeni öttürürüm burada.
MAHONİİİİİİ
hepinizi si..im ...ibneler
şekere laf söyleyeni öttürürüm burada.
MAHONİİİİİİ
hepinizi si..im ...ibneler
şekere laf söyleyeni öttürürüm burada.
MAHONİİİİİİ
hepinizi si..im ...ibneler
şekere laf söyleyeni öttürürüm burada.
MAHONİİİİİİ
hepinizi si..im ...ibneler
şekere laf söyleyeni öttürürüm burada.
MAHONİİİİİİ
yanlız bende az ibne değilim gerçekten.
bakmayın sağa sola kopyalar yapıyom ama bu tabi ibnelik .
hakkediyorlar diye yapıyorum .
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:.
Konu ile ilgili yasal durum incelendiğinde;.
1-3167 Sayılı Yasanın 16. maddesinde :.
(1) Üzerinde yazılı keşide tarihinden önce veya ibraz süresi içinde 4 üncü madde uyarınca ibraz edildiğinde, yeterli karşılığı bulunmaması nedeniyle kısmen de olsa ödenmeyen çeki keşide eden hesap sahipleri veya yetkili temsilcileri, kanunların ayrıca suç saydığı haller saklı kalmak üzere, çek bedeli tutarı kadar ağır para cezasıyla cezalandırılırlar. Ancak verilecek para cezası seksenmilyar liradan fazla olamaz. Bu miktar, 01/03/1926 tarihli ve 765 sayılı Türk Ceza Kanununun ek 2 nci maddesine göre her yıl artırılır. Bu suçtan mükerrirlere, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir..
2 – 5237 Sayılı TCK nun 2/1-3 madde ve fıkralarında ; (1) “Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz.”.
(3) Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz. 3- 5237 Sayılı TCK nun 5/1 madde ve fıkralarında :.
“Bu Kanunun genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır. “.
4-5237 Sayılı TCK nun 52/1-2-3 Madde ve fıkralarında; (1) Adlî para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hâllerde yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir..
(2) En az yirmi ve en fazla yüz Türk Lirası olan bir gün karşılığı adlî para cezasının miktarı, kişinin ekonomik ve diğer şahsî hâlleri göz önünde bulundurularak takdir edilir. (3) Kararda, adlî para cezasının belirlenmesinde esas alınan tam gün sayısı ile bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ayrı ayrı gösterilir. “.
5-5252 Sayılı Yasanın 5349 Sayılı Yasanın 6. Maddesi ile değişik Geçici 1. Maddesinde: (1) Diğer kanunların, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31 Aralık 2008 tarihine kadar uygulanır..
6-5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 madde ve fıkrasında:.
(1) Mahkûmiyet hükmünün yorumunda veya çektirilecek cezanın hesabında duraksama olursa, cezanın kısmen veya tamamen yerine getirilip getirilemeyeceği ileri sürülür ya da sonradan yürürlüğe giren kanun, hükümlünün lehinde olursa, duraksamanın giderilmesi veya yerine getirilecek cezanın belirlenmesi için hükmü veren mahkemeden karar istenir. (3) Yukarıdaki fıkralar uyarınca yapılan başvurular cezanın infazını ertelemez. Ancak, mahkeme olayın özelliğine göre infazın ertelenmesine veya durdurulmasına karar verebilir. 7- 5275 Sayılı Yasanın 101/1-3 Madde ve fıkrasında:.
(1) Cezanın infazı sırasında, 98 ilâ 100 üncü maddeler gereğince mahkemeden alınması gereken kararlar duruşma yapılmaksızın verilir. Karar verilmeden önce Cumhuriyet savcısı ve hükümlünün görüşlerini yazılı olarak bildirmeleri istenebilir..
(3)Bölge adliye mahkemesi veya Yargıtaydan başka mahkemeler tarafından verilmiş olan bu kararlara karşı itiraz yoluna gidilebilir.” hükümleri bulunmaktadır..
Ayrıca TBMM tarafından 5728 Sayılı Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlar ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile düzenleme yapıldığı ve bu kanunun yürürlükte olduğu ancak yapılan bu düzenlemeler içerisinde 3167 Sayılı Yasanın 16. Maddesi ile ilgili bir düzenlemenin bulunmadığı da ortadadır..
Kararına itiraz edilen mahkemenin itiraz edilen kararında; 5252 Sayılı Kanunun geçici 1. Maddesinde 5560 Sayılı Kanunla yapılan değişiklik üzerine belirlenen 31.12.2008 gününe değin, diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümlerinin düzeltilmesinin öngörüldüğü halde bu kapsamdan olarak yasa koyucu tarafından 5728 Sayılı “Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”u va’zettiği, dolayısıyla da uyumlaştırılması murat olunan diğer kanunların bu kapsamda yeniden düzenlenildiği., ancak bu çerçevede 3167 Sayılı Kanun hükümlerinin ayrık tutulduğu, bunun ise tamamen mevzuatın “Özel” niteliğinden kaynaklandığı, hal böyle olunca da Yargıtay Yüksek Dairesi’nin pek çok uygulamalarında da “özel yasa ” niteliğinden dolayı pek çok uygulanabilir (önödeme-uzlaşma…gibi) hukuk müessesesinden ayrık değerlendirildiği nazara alındığında, ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil eden çeklerden dolayı tayin olunacak ceza hükmünde de “çek bedeli kadar adli para cezası” olmasında hukuken aykırı bir durum görülmediğinden” sanık vekilinin talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır..
Yürürlükte olan yasal durum incelendiğinde; TCK nun 5/1 maddesinde bu kanunun genel hükümlerinin özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanacağı belirtilerek ceza hukukunda yeknesaklık sağlanmak istenmiştir. Bu amaçla 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesine; diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemesine aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31.12.2008 tarihine kadar uygulanır hükmü konulmuş ve bu süre yeniden uzatılmamıştır..
Yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. Madde hükmünü dikkate alarak ” Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” adı altında 580 maddeden oluşan 5728 Sayılı Yasayı çıkartmış ve bu yasa yürürlüğe girmiştir..
Buradan da anlaşıldığı üzere yasa koyucunun amacı TCK nun genel hükümlerinin bütün özel yasalarda ve ceza hükmü içeren yasalarda uygulanmasını sağlamaktır. 5237 Sayılı TCK nun 52. maddesi dikkate alındığında adli para cezasının tanımının yapıldığı görülmektedir. Buna göre adli para cezası , beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmadığı hallerde 730 günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması sureti ile hesaplanan meblağın hükümlü tarafından devlet hazinesine ödenmesinden ibarettir.
Bu maddenin 1. fıkrasında bulunan “kanunda aksine hüküm bulunmayan haller” tanımının adli para cezası gün sayısının bu genel düzenlemeye aykırı olarak 730 günün altında veya üstünde düzenlenecebileceği ve bu düzenlemenin de geçerli olduğu anlamındadır. Buradan da anlaşıldığı üzere TCK genel hükümlerinde gün adli para cezası sistemi benimsenmiştir. 3167 Sayılı yasanın 16. maddesi değerlendirildiğinde; “….. çek bedeli tutarı kadar ağır para cezası (adli para cezası) ile cezalandırılırlar . Ancak verilecek para cezası 80 milyar liradan fazla olamaz. ” hükmünün bulunduğu, bu düzenlemenin gün para cezası içermemesi nedeni ile TCK nun 52/1 maddesine uygun olmadığı ortadadır..
Yasa koyucunun 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesinde sözünü ettiği diğer kanunlar içerisinde 3167 Sayılı Yasanın da olduğu hususunda tereddüt yoktur. Buna göre 3167 Sayılı Yasada bulunan ve 5237 Sayılı TCK nun 1.Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümler 31.12.2008 tarihine kadar uygulanabilecektir. Bu düzenlemenin mevhumu muhalifinden 3167 Sayılı (özel) Kanunun TCK nun 1. kitabının 52. maddesinde düzenlenen gün para sistemine aykırı olan ceza kuralının 31.12.2008 tarihinden sonra uygulanmayacağı 5252 Sayıl Yasanın geçici 1. Maddesinin emredici hükmüdür. Kaldı ki yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesini dikkate alarak 5728 Sayılı Yasa ile özel yasalarda ayrıntılı düzenlemeler yapmasına rağmen 3167 Sayılı Yasada herhangi bir düzenleme yapmamıştır..
Ayrıca Adalet Bakanlığı’nın http://www.kgm.adalet.gov.tr/basbakanlik/cekkanunu.pdf adresinde bulunan ve Çek Kanunu Tasarısı Taslağı olarak Başbakanlığa gönderilen metnin 5/1 madde ve fıkrasında “Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adlî paracezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adlî para cezası, çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamaz.” düzenlemesinin bulunduğu, bu düzenleme dikkate alındığında yasama organının büyük çoğunluğunu oluşturan yürütmeyi (hükümeti ) temsilen Adalet Bakanlığının da itirazı reddeden mahkeme ve red kararında belirtilen Yargıtay Dairesinin inancına aykırı olarak çek kanununda verilecek adli para cezasının gün para sistemine uygun olması gerektiğini öngördüğü, bu durum karşısında subjektif değerlendirme niteliğinde olan “çekin ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil etmesi” bu nedenle 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesindeki düzenlemenin değiştirilmediği yani ayrık tutulduğu (temel düzenlemeden istisna edildiği) yönündeki değerlendirmenin mevcut yasal durum karşısında yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır..
Yasa koyucunun atlama yaptığı, bir konuyu unuttuğu kabul edilemeyeceğine ve yukarıda da değinildiği gibi bu konuda değişiklik yapmak için Başbakanlığa kanun tasarısı taslağıda sevk edildiğine göre yürütmenin, (hükümetin ) ve yasa koyucunun (TBMM’nin) muradının 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesi ile düzenlenen ceza kuralının ortadan kalkması ve yeni yasal düzenleme yapılana kadar bu ceza hükmünün uygulanamaz olmasını sağlamak olduğu kabul edilmelidir. Çünkü ceza kuralları uygulanmak amacı ile konulur. Uygulanamayan bir ceza kuralı kaldırılmış demektir. Uygulanamayacağı yasa ile düzenlenen, bu nedenle yasal olarak kaldırılma dışında yok hükmünde olan bir kurala göre ceza vermek gerek Anayasa’da yapılan temel haklar ile ilgili düzenlemelere, temel hak ve özgürlükleri içeren Uluslararası Sözleşme hükümlerine ve gerekse Türk Ceza Kanunun 2. maddesinde düzenlenen kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz, kanunlarda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz kuralına da aykırıdır..
Bu yasal durum karşısında hükümlünün, 31.12.2008 tarihinden itibaren zımni olarak yürürlükten kaldırılan ve yerine yeni hüküm konulmaması nedeni ile cezasız bırakılan karşılıksız çek keşide etmek eyleminden dolayı cezalandırıldığı, hükümlü müdafiinin yaptığı itirazın hukuka uygun olmayan mülahazalarla red edildiği, itirazın yasal ve yerinde olduğu anlaşılmakla, 5275 Sayılı Yasanın 101/3 madde ve fıkrasının verdiği yetkiye dayanarak ve hükümlünün telafisi mümkün olmayan zararlara uğramasını engellemek amacı ile 5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 maddesi gereğince mahkumiyet hükmünün yorumunda ve çektirilecek cezanın hesabında açıklanan nedenlerle duraksama olduğundan 3167 Sayılı Yasada yeni bir düzenleme yapılana ya da 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesinin açıkça yürürlükten kaldırılması anına kadar infazın ertelenmesine, yasa koyucunun yeni bir düzenleme yapması halinde hükümlünün durumunun yeniden mahkemesince ele alınarak değerlendirilmesi için itirazın kabülü ile hükümlüye Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 31.07.2007 tarih ve 2007/299 esas 2007/590 karar sayılı ilamı ile verilen adli para cezasının infazının durdurulmasına karar vermek gerekmiştir..
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;.
1-Hükümlü H.S.S. müdafiinin yapmış olduğu İTİRAZIN KABÜLÜNE, 2-Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 04.02.2009 tarih ve 2007/299 esas 2007/590 karar sayılı EK KARARININ KALDIRILMASINA.
3-Sanık hakkında Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 31.07.2007 tarih ve 2007/299 esas 2007/590 karar sayılı ilamı ile verilen 26000TL adli para cezasının İNFAZININ DURDURULMASINA,.
4-Kararın bir örneğinin gereğinin yerine getirilmesi için Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine,.
Dosyanın Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesine iadesine, Karardan bir örneğin hükümlü vekiline TEBLİĞİNE ,.
Dair; 5275 Sayılı Yasanın 101/3 ve CMK nun 271/4 madde ve fıkrası gereğince incelenen dosya üzerinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi..16.03.2009..
.
.
.
SARAYKÖY ASLİYE CEZA MAHKEMEİ DOSYA NO :2007/176 KARAR NO :2007/201
HAKİM : GÜLPERİ GÜNEŞ 32147 C.SAVCISI : HÜSEYİN HÜR 107696 KATİP : MURAT AYRAL 97009
SANIK : A. G. K. SUÇ : KARŞILIKSIZ ÇEK KEŞİDE ETME SUÇ TARIHİ : 19/02/2007 ASIL KARAR TARİHİ : 25/09/2007 EK KARAR TARİHİ : 28/01/2009
HÜKÜMLÜ AHMET GÜRKAN ………KAN IN 21/01/2009 ARİHLİ İNFAZIN DURDURULMASINA İLİKİN DİLEKÇESİ C. SAVCISININ YAZILI GÖRÜŞÜ ALINARAKİNCELENDİ.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLÜ:
HÜKÜMLÜ AHMET GÜRKAN …..KAN HAKKINDA MAHKEMEMİZİN 25/09/2009 TARİH 2007/176-201 ESAS E KARAR SAYILI KARARI İLE KARŞILIKSIZ ÇEK KEŞİDE ETMEK SUÇUNDAN DAYI 60.000 TL ADLİ PARA CEZASI İL CEZALANDIRILMASIA KARAR VERİLDİĞİ, KARARIN 20/11/2007 TARİHİNDE KESİNLEŞEREK İNFAZA VERİLDİĞİ HÜKÜMLÜĞÜN ADLİ PARA CEZASNI ÖDEMEMESİ ÜZERİNE SARAYKÖY C.BAŞSAVCILIĞININ 29/01/2008 GÜNLÜ KARARI İLE HÜKÜMLÜYE VERİE ADLİ PARA CEZASININ 600 GÜN HAPİS CEZASINA ÇEVRİLDİĞİ VE 28/02/2008 TARİHİNDE İNFAZA BAŞLANDIĞI HÜKÜMLÜNÜN HALEN B CEZASINI İNFAZ TTİĞİ 5252 SAYILI ÜÇK NIN YÜÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDAKİ KANUNUN GEÇİCİ 1.MADDESİDE BELİRTİLEN DİĞEN KANUNLARIN TCK NIN GEEL HÜKÜMLERİNE AKRI OLAN MADDELERİNİN UYGULANMASINA DEVAM EDİLECEĞİNE İLİŞKİN HÜKMÜN 31/12/2008 TARİHİ İTİBARİYLE YÜRÜRÜKTE KALKTIĞI YASA KOYUCU TARAFINDAN 5728 SAYILI YASA İLE BİR ÇOK ÖZEL YASDAKİ CEZA HÜKÜMLERİ 5237 SAYILI YASAYA UYGUN HALE GETİRİLMESİNE RAĞMEN 3167 SAYILI YASA YÖNÜNDEN 31/12/2008 TARİHİNE KADAR HER HANGİ BİR DÜZENLEME YAPILMADIĞI 5252 SAYILI TCK NIN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KARARIN MADDESİ 5237 SAYILI TCK 45/1 52/1 MADELERİ İLE BİRLİKTE DEĞERLENDİRLDİĞİNDE BU GENEL URALIN BÜTÜN ÖZEL YASALARI BAĞLAYACĞI ÖZEL YASALARDAKİ AYKIRI HÜKÜMLRİN 31/12/2008 TARİHİNE KADAR UYGUNABİLECEĞİ BU TARİHE KADAR ÖZEL YASALARIN 5257 SAYILI TCK NIN GEEL KÜMLERİNE UYARLANMASININ ZORUNLU BULUNDUĞU ANCA 3167 SAYILI YASA AÇISINDAN HALEN BU UYARLAMANIN YAPILMAMIQŞ OLDUĞU ANLAŞILMAKLA HÜKÜMLÜNÜN MAĞDURİYETNE NEDE ALMAMAK AÇISINDAN 527 SAYILI ASANIN 98. MADDESİ UYARINCA İNFAZIN DURDURULMASINA KARAR VERMEKGEREKMİŞTİR. HÜKÜM YUKARIDA AÇIKLANAN NEDENLERLE
HÜKÜMLÜ AHMET GÜRKAN ……KAN HAKKINDA MAHKEMEMİZİN 25/09/207 TARİH 2007/176-201 ESAS VE KARAR SAYILI İLAMI İLE VERİLEN 60.000 TL ADLİ PARA CEZASINA İLİŞKİN İNFAZIN DURDURULMASINA.
HÜKÜMLÜNÜN BAŞKA BİR SUÇTAN TUTUKLU VEY HÜKÜMLÜ ULUNMAASI HALİNDE SALIVERİLMESİNE
KARARIN C.SAVCILIĞI ARACILIĞIYLA HÜKÜMLÜYE TEBLİĞİ DAİR, DOSYA ÜZERİNDEYAPILAN İNCELEMESONUCUNDA İSTEME UYGUN V TEBLİĞ TARİHİNDEN İTAREN 7 GÜN İÇİNDE DENİZLİ NBETÇİ AĞIR CEZA MAHKEMESİNE İTİRAZ YOLU AÇIK OLMAK ÜZERERKARAR VERİLDİ
Sakarya Ağır Ceza Mahkemesi, Karşılıksız Çek Beraat Kararı
BAŞKAN : ABDÜLKADİR YAVUZ ÜYE : BURHANETTİN ESENKAR ÜYE : CEVDET BAK
KATİP : BEHİYE AYDINHükümlü A.B. vekili Av. Levent S. tarafından Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.03.2009 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı ek kararı ile hükümlü vekilinin talebinin reddine ve mahkemelerinin 28.5.2008 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı ilamının değiştirilmesine ve infazın durdurulmasına yer olmadığına ve infazın devamına dair kararına dosya içeriğine göre süresi içerisinde; müvekkilinin 3167 Sayılı Kanuna Muhalefet nedeni ile para cezasına mahkum edildiği, 5275 Sayılı Yasanın 98. maddesi uyarınca yaptıkları başvurunun reddedildiği, bu kararın 5237 Sayılı TCK nun 5, 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesi, 3167 Sayılı Yasanın 16. maddesi ayrıca TCK 20.43.52,53,60,61 maddelerinde yer alan düzenlemelere aykırı olduğu, 31.11.2008 tarihi itibari ile karşılıksız çek keşide etmek eyleminin suç olmaktan çıktığı, böylece suçta ve cezada kanunilik ilkesi uyarınca hükümlü hakkında verilen cezanın yasal dayanağının kalmadığı iddiası ile Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından 24.03.2009 tarihinde infazın devamına ilişkin ek kararın itiraz incelemesi ile kaldırılmasını ve hakkında tayin edilen cezanın bütün sonuçları ile ortadan kaldırılmasını ve tahliyesini istemiştir.
İddia makamının mütalaası alındı, dosya incelendi
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Konu ile ilgili yasal durum incelendiğinde;
1-3167 Sayılı Yasanın 16. maddesinde : (1) Üzerinde yazılı keşide tarihinden önce veya ibraz süresi içinde 4 üncü madde uyarınca ibraz edildiğinde, yeterli karşılığı bulunmaması nedeniyle kısmen de olsa ödenmeyen çeki keşide eden hesap sahipleri veya yetkili temsilcileri, kanunların ayrıca suç saydığı haller saklı kalmak üzere, çek bedeli tutarı kadar ağır para cezasıyla cezalandırılırlar. Ancak verilecek para cezası seksenmilyar liradan fazla olamaz. Bu miktar, 01/03/1926 tarihli ve 765 sayılı Türk Ceza Kanununun ek 2 nci maddesine göre her yıl artırılır. Bu suçtan mükerrirlere, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.
2 – 5237 Sayılı TCK nun 2/1-3 madde ve fıkralarında ; (1) “Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz.”
(3) Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz.
3- 5237 Sayılı TCK nun 5/1 madde ve fıkralarında : “Bu Kanunun genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır. “
4-5237 Sayılı TCK nun 52/1-2-3 Madde ve fıkralarında; (1) Adlî para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hâllerde yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir.
(2) En az yirmi ve en fazla yüz Türk Lirası olan bir gün karşılığı adlî para cezasının miktarı, kişinin ekonomik ve diğer şahsî hâlleri göz önünde bulundurularak takdir edilir. (3) Kararda, adlî para cezasının belirlenmesinde esas alınan tam gün sayısı ile bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ayrı ayrı gösterilir. “
5-5252 Sayılı Yasanın 5349 Sayılı Yasanın 6. Maddesi ile değişik Geçici 1. Maddesinde: (1) Diğer kanunların, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31 Aralık 2008 tarihine kadar uygulanır.
6-5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 madde ve fıkrasında: (1) Mahkûmiyet hükmünün yorumunda veya çektirilecek cezanın hesabında duraksama olursa, cezanın kısmen veya tamamen yerine getirilip getirilemeyeceği ileri sürülür ya da sonradan yürürlüğe giren kanun, hükümlünün lehinde olursa, duraksamanın giderilmesi veya yerine getirilecek cezanın belirlenmesi için hükmü veren mahkemeden karar istenir. (3) Yukarıdaki fıkralar uyarınca yapılan başvurular cezanın infazını ertelemez. Ancak, mahkeme olayın özelliğine göre infazın ertelenmesine veya durdurulmasına karar verebilir.
7- 5275 Sayılı Yasanın 101/1-3 Madde ve fıkrasında: (1) Cezanın infazı sırasında, 98 ilâ 100 üncü maddeler gereğince mahkemeden alınması gereken kararlar duruşma yapılmaksızın verilir. Karar verilmeden önce Cumhuriyet savcısı ve hükümlünün görüşlerini yazılı olarak bildirmeleri istenebilir. “http://karsiliksizcek.wordpress.com/”
(3)Bölge adliye mahkemesi veya Yargıtaydan başka mahkemeler tarafından verilmiş olan bu kararlara karşı itiraz yoluna gidilebilir.” hükümleri bulunmaktadır.
Ayrıca TBMM tarafından 5728 Sayılı Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlar ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile düzenleme yapıldığı ve bu kanunun yürürlükte olduğu ancak yapılan bu düzenlemeler içerisinde 3167 Sayılı Yasanın 16. Maddesi ile ilgili bir düzenlemenin bulunmadığı da ortadadır.
Kararına itiraz edilen mahkemenin itiraz edilen kararında; 5252 Sayılı Kanunun geçici 1. Maddesinde 5560 Sayılı Kanunla yapılan değişiklik üzerine belirlenen 31.12.2008 gününe değin, diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümlerinin düzeltilmesinin öngörüldüğü halde bu kapsamdan olarak yasa koyucu tarafından 5728 Sayılı “Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”u va’zettiği, dolayısıyla da uyumlaştırılması murat olunan diğer kanunların bu kapsamda yeniden düzenlenildiği., ancak bu çerçevede 3167 Sayılı Kanun hükümlerinin ayrık tutulduğu, bunun ise tamamen mevzuatın “Özel” niteliğinden kaynaklandığı, hal böyle olunca da Yargıtay Yüksek Dairesi’nin pek çok uygulamalarında da “özel yasa ” niteliğinden dolayı pek çok uygulanabilir (önödeme-uzlaşma…gibi) hukuk müessesesinden ayrık değerlendirildiği nazara alındığında, ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil eden çeklerden dolayı tayin olunacak ceza hükmünde de “çek bedeli kadar adli para cezası” olmasında hukuken aykırı bir durum görülmediğinden” sanık vekilinin talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Yürürlükte olan yasal durum incelendiğinde; TCK nun 5/1 maddesinde bu kanunun genel hükümlerinin özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanacağı belirtilerek ceza hukukunda yeknesaklık sağlanmak istenmiştir.
Bu amaçla 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesine; diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemesine aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31.12.2008 tarihine kadar uygulanır hükmü konulmuş ve bu süre yeniden uzatılmamıştır.
Yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. Madde hükmünü dikkate alarak ” Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” adı altında 580 maddeden oluşan 5728 Sayılı Yasayı çıkartmış ve bu yasa yürürlüğe girmiştir.
Buradan da anlaşıldığı üzere yasa koyucunun amacı TCK nun genel hükümlerinin bütün özel yasalarda ve ceza hükmü içeren yasalarda uygulanmasını sağlamaktır.
5237 Sayılı TCK nun 52. maddesi dikkate alındığında adli para cezasının tanımının yapıldığı görülmektedir. Buna göre adli para cezası , beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmadığı hallerde 730 günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması sureti ile hesaplanan meblağın hükümlü tarafından devlet hazinesine ödenmesinden ibarettir
Bu maddenin 1. fıkrasında bulunan “kanunda aksine hüküm bulunmayan haller” tanımının adli para cezası gün sayısının bu genel düzenlemeye aykırı olarak 730 günün altında veya üstünde düzenlenebileceği ve bu düzenlemenin de geçerli olduğu anlamındadır. Buradan da anlaşıldığı üzere TCK genel hükümlerinde gün adli para cezası sistemi benimsenmiştir. 3167 Sayılı yasanın 16. maddesi değerlendirildiğinde; “….. çek bedeli tutarı kadar ağır para cezası (adli para cezası) ile cezalandırılırlar . Ancak verilecek para cezası 80 milyar liradan fazla olamaz. ” hükmünün bulunduğu, bu düzenlemenin gün para cezası içermemesi nedeni ile TCK nun 52/1 maddesine uygun olmadığı ortadadır.
Yasa koyucunun 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesinde sözünü ettiği diğer kanunlar içerisinde 3167 Sayılı Yasanın da olduğu hususunda tereddüt yoktur. Buna göre 3167 Sayılı Yasada bulunan ve 5237 Sayılı TCK nun 1.Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümler 31.12.2008 tarihine kadar uygulanabilecektir. Bu düzenlemenin mevhumu muhalifinden 3167 Sayılı (özel) Kanunun TCK nun 1. kitabının 52. maddesinde düzenlenen gün para sistemine aykırı olan ceza kuralının 31.12.2008 tarihinden sonra uygulanmayacağı 5252 Sayıl Yasanın geçici 1. Maddesinin emredici hükmüdür. Kaldı ki yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesini dikkate alarak 5728 Sayılı Yasa ile özel yasalarda ayrıntılı düzenlemeler yapmasına rağmen 3167 Sayılı Yasada herhangi bir düzenleme yapmamıştır.
Ayrıca Adalet Bakanlığı’nın http://www.kgm.adalet.gov.tr/basbakanlik/cekkanunu.pdf adresinde bulunan ve Çek Kanunu Tasarısı Taslağı olarak Başbakanlığa gönderilen metnin 5/1 madde ve fıkrasında “Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adlî paracezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adlî para cezası, çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamaz.” düzenlemesinin bulunduğu, bu düzenleme dikkate alındığında yasama organının büyük çoğunluğunu oluşturan yürütmeyi (hükümeti ) temsilen Adalet Bakanlığının da itirazı reddeden mahkeme ve red kararında belirtilen Yargıtay Dairesinin inancına aykırı olarak çek kanununda verilecek adli para cezasının gün para sistemine uygun olması gerektiğini öngördüğü, bu durum karşısında subjektif değerlendirme niteliğinde olan “çekin ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil etmesi” bu nedenle 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesindeki düzenlemenin değiştirilmediği yani ayrık tutulduğu (temel düzenlemeden istisna edildiği) yönündeki değerlendirmenin mevcut yasal durum karşısında yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
Yasa koyucunun atlama yaptığı, bir konuyu unuttuğu kabul edilemeyeceğine ve yukarıda da değinildiği gibi bu konuda değişiklik yapmak için Başbakanlığa kanun tasarısı taslağıda sevk edildiğine göre yürütmenin, (hükümetin ) ve yasa koyucunun (TBMM’nin) muradının 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesi ile düzenlenen ceza kuralının ortadan kalkması ve yeni yasal düzenleme yapılana kadar bu ceza hükmünün uygulanamaz olmasını sağlamak olduğu kabul edilmelidir. Çünkü ceza kuralları uygulanmak amacı ile konulur. Uygulanamayan bir ceza kuralı kaldırılmış demektir. Uygulanamayacağı yasa ile düzenlenen, bu nedenle yasal olarak kaldırılma dışında yok hükmünde olan bir kurala göre ceza vermek gerek Anayasa’da yapılan temel haklar ile ilgili düzenlemelere, temel hak ve özgürlükleri içeren Uluslararası Sözleşme hükümlerine ve gerekse Türk Ceza Kanunun 2. maddesinde düzenlenen kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz, kanunlarda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz kuralına da aykırıdır.
Bu yasal durum karşısında hükümlünün, 31.12.2008 tarihinden itibaren zımni olarak yürürlükten kaldırılan ve yerine yeni hüküm konulmaması nedeni ile cezasız bırakılan karşılıksız çek keşide etmek eyleminden dolayı cezalandırıldığı, hükümlü müdafiinin yaptığı itirazın hukuka uygun olmayan mülahazalarla red edildiği, itirazın yasal ve yerinde olduğu anlaşılmakla, 5275 Sayılı Yasanın 101/3 madde ve fıkrasının verdiği yetkiye dayanarak ve hükümlünün telafisi mümkün olmayan zararlara uğramasını engellemek amacı ile 5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 maddesi gereğince mahkumiyet hükmünün yorumunda ve çektirilecek cezanın hesabında açıklanan nedenlerle duraksama olduğundan 3167 Sayılı Yasada yeni bir düzenleme yapılana ya da 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesinin açıkça yürürlükten kaldırılması anına kadar infazın ertelenmesine, yasa koyucunun yeni bir düzenleme yapması halinde hükümlünün durumunun yeniden mahkemesince ele alınarak değerlendirilmesi için itirazın kabülü ile hükümlüye Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 08.05.2008 tarih ve 2008/202 esas, 2008/323 karar sayılı ilamı ile verilen adli para cezasının infazının durdurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Hükümlü Abdullah Bekir vekilinin yapmış olduğu İTİRAZIN KABÜLÜNE, 2-Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.03.2009 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı EK KARARININ KALDIRILMASINA
3-Sanık hakkında Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 8.5.2008 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı ilamı ile verilen 4158 .- TL, adli para cezasının İNFAZININ DURDURULMASINA,
4-Kararın bir örneğinin gereğinin yerine getirilmesi için Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine,
Dosyanın Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesine iadesine, Karardan bir örneğin hükümlü vekiline TEBLİĞİNE , Dair; 5275 Sayılı Yasanın 101/3 ve CMK nun 271/4 madde ve fıkrası gereğince incelenen dosya üzerinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.27.03.2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/7 Geliş Tarihi: 05/01/2009 Mahkemesi: Köyceğiz Sulh Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2008/82 Mahkeme Karar No: 2008/141 Mahkeme Karar Tarihi: 15/05/2008
Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme
DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/133 Karar BOZMA Karar Tarihi 19/01/2009 Kapatma Tarihi 03/02/2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/9 Geliş Tarihi: 05/01/2009
Mahkemesi: Tarsus Ağır Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2008/903 Mahkeme Karar No: 2008/903 Mahkeme Karar Tarihi: 14/07/2008
Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/135 Karar BOZMA Karar Tarihi 19/01/2009 Kapatma Tarihi 03/02/2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/14 Geliş Tarihi: 12/01/2009
Mahkemesi: Korkuteli Asliye Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2005/153
Mahkeme Karar No: 2006/97 Mahkeme Karar Tarihi: 10/03/2006
Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/784 Karar BOZMA Karar Tarihi 26/01/2009 Kapatma Tarihi 12/02/2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/18 Geliş Tarihi: 12/01/2009
Mahkemesi: Malatya 4. Asliye Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2006/291
Mahkeme Karar No: 2007/539 Mahkeme Karar Tarihi: 17/07/2007 Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/787 Karar BOZMA Karar Tarihi 26/01/2009 Kapatma Tarihi 03/02/2009
SAYIN MİLLETVEKİLLERİM
Sayın
Milletvekilim
Karşılıksız çekten dolayı hapis cezası , kanayan bir yaradır ve Türk Hukuk Sistemi açısından bir yüz karasıdır! Kişi hak ve hürriyetlerine ve esasen mevcut Anayasamıza da aykırı olan bu uygulama 1 Ocak 2009 tarihi itibariyle yeni bir boyut kazanmıştır:
Konu ile ilgili mevcut hukuki durum aşağıda sadece iki ana husus bakımından özetlenmiştir. Uygulama yasasında verilen süre 31 Aralık 2008'de dolmuş ve bu tarihten itibaren karşılıksız çek suçları fiilen cezasız kalmıştır. Eğer hukuk devletiysek, bu suçtan dolayı, yeni bir yasal düzenleme yapılana kadar hiçbir mahkeme ceza veremez ve önceden verilmiş olan cezalar da hukuken yok hükmündedir.
Ne var ki yargı tereddüttedir ve 3 aydır çelişkili kararlar verilmektedir. Bazı mahkemeler ceza vermeye devam ederken kendisinden bir çözüm beklenen YARGITAY, bugüne kadar yerel mahkemelere emsal oluşturacak bir karar da vermemiştir. Bazı illerdeki Asliye Ceza Mahkemeleri ve en önemlisi Sakarya 1. Ağır Ceza Mahkemesi ise, cezaların infazını durdurmuş ve hükümlüler tahliye edilmeye başlanmıştır. Diğer taraftan karşılıksız çekten dolayı ceza almış olan binlerce kişi ise kanunsuz bir şekilde 3 ayı aşkın süredir cezaevlerinde tutulmaktadır.
Ekonomik suçtan dolayı hürriyeti bağlayıcı ceza verilmesinin gayri insani olduğu, mevcut düzenlemenin anayasaya aykırı olduğu konuları bir tarafa, ortada apaçık bir hukuksuzluk ve kaos vardır! Teknik bir konu değil, akl-ı selim sahibi herkesin kolayca anlayabileceği basit bir durum var ortada... Prof. Dr. Adem Sözüer ve daha birçok hukukçu aylardır konuyu anlatmaya çalışıyor ama maalesef hukuksuzluk devam ediyor.
Bu kaos hem adalet anlayışını zedeliyor, hem de apaçık bir ihlal niteliği taşıyor. Üç aydır haksız yere cezaevlerinde tutulan insanlar, bu durumu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine taşıdıklarında kesinlikle lehe bir karar çıkacak ve yüklü tazminatlar gündeme gelecektir. Zira Sakarya Ağır Ceza Mahkemesinin aynı konuda verdiği emsal kararlar var. Bu kararlar diğer mahkemeleri bağlayıcı olmasa da ceza hukukunun uygulanmasında yeknesaklık zedelenmiş ve kanun önünde eşitlik ilkesi bozulmuştur. Böyle bir netice, Meclisi ve hükumeti zor durumda bırakacağı gibi, uluslararası hukuk çevrelerinde ve kamuoyu nezdinde yargı organlarının saygınlığını da zedeleyici sonuçlar doğurabilecektir. Meclisin ve hükumetin bir an önce bu çarpık duruma el koyması ve hukuksuzluğu sona erdirmesi gerekiyor.
Yeni yasada adli para cezası ve dolayısıyla hapis cezası devam edecek olsa da, çıkacak kanuna eklenecek bir geçici madde ile, 1 Ocak 2009 tarihi ile kanunun çıktığı tarihe kadar oluşmuş bulunan yasal boşluk sebebiyle cezasız kalmış olan karşılıksız çek suçundan dolayı verilen cezaların kaldırılması sağlanabilir. Böylece hem yargının tereddütleri izale edilmiş olur, bozulan yeknesaklık ve eşitlik ilkesi de nispeten telafi edilebilir.
Ortada kamu vicdanını rahatsız eden, toplumsal barışı zedeleyen ve adalet duygusunu inciten çok vahim bir tablo vardır ve süratle çözüm beklenmektedir.
Sessiz sedasız onbinlerce insan ve aile, Yüce Meclisten hukuk devleti esasına uygun bir çözüm beklemektedir.
HUKUKİ DURUMUN ÖZETİ
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 5 inci maddesi “Özel kanunlarla ilişki” başlığını taşımaktadır. Bu maddeye göre, “Bu Kanun’un genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren özel kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır.” Bu kanunun yayınlanmasını müteakip 3167 sayılı Çek Yasasının da içinde bulunduğu “ceza içeren özel kanunlar”da gerekli değişiklik ve uyumların yapılabilmesi için 5nci maddenin uygulanması 31.12.2008 tarihine ertelenmiştir. Ancak 31.12.2008 tarihine kadar, diğer birçok özel kanunda değişiklik yapılmış olmasına rağmen Çek Kanununda gerekli değişiklikler yapılmadığından, artık 01.01.2009 tarihi itibariyle 3167 Sayılı Yasanın ceza içeren ve TCK Genel Hükümlerine aykırılık teşkil eden maddeleri zımnen yürürlükten kaldırılmış bulunmaktadır. Nitekim, 31.12.2008 tarihine dek, ceza hükmü getiren diğer özel kanunlardan olan 3167 Sayılı Çek Kanununun cezai hükümleri, TCK’nun genel hükümlerine aykırı olsa da uygulanabilmekteydi.
Aykırılıklar nerededir?
1. TCK m. 21 bakımından : 3167 SK. m. 16/1’de karşılıksız çek keşide etme suçu, “şekli suç” niteliğinde düzenlenmiştir. Ancak, TCK ’nın genel hükümleri (m. 21) uyarınca, bir suçun oluşumu kastın varlığına bağlıdır. Kast “doğrudan”(m. 21/1) veya “olası kast” (m. 21/2) olabilir. Bu nedenle, bir kişinin karşılıksız çek nedeniyle cezalandırılabilmesi için, bu kişinin çeki keşide ederken, çekin karşılıksız kalacağı kastıyla hareket etmiş olması gerekmektedir. Başka bir deyişle, bunu bilmeli ve istemelidir. Dolayısıyla, yapılan yargılamada, artık kastın varlığı mutlak olarak araştırılmalı ve bunun sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır. Şayet olayda kast yoksa TCK m. 21/2’ye göre, somut olayda karşılıksız çek keşide eden kişide “olası kast”ın varlığı da ayrıca değerlendirilerek, maddede öngörülen ceza indirimleri uygulanmalıdır. 5252 Sayılı Kanunun kabulü ve uygulanması ile, hukukumuzda bugüne kadar zaten tartışmalı olan “objektif sorumluluk” esası terkedilmiş ve “kusursuz ceza olmaz” esası tamamen geçerli kılınmıştır. Şu halde, karşılıksız çek suçlarında, 1.1.2009 tarihine kadar “objektif sorumluluk” esasına göre verilmiş olan cezalar geçerliliğini yitirmiş bulunmaktadır. Artık suçun manevi unsuru olarak “kast” aranmalıdır. Aksi bir uygulama “kanunsuz suç ve ceza olamaz” esasına açık bir aykırılık teşkil edecektir.
2. TCK m. 52 bakımından Çek Kanunu’na göre, karşılıksız çek keşide etme suçunun cezası, çek bedeli tutarı kadar “adli para cezası” olarak belirlenmekteydi. Ancak, 1.1.2009 tarihinden itibaren TCK’nın adli para cezalarına ilişkin 52. maddesi uygulama alanı bulacağından, ceza miktarının ve niteliğinin belirlenmesi değişmiş bulunmaktadır.
TCK 52. maddenin uygulanmaya başlaması ile Çek yasasındaki çek bedeline bağlı adli para cezası uygulaması son bulmuştur. Adli para cezasının miktarının tespiti artık, sadece gün/para esasına göre yapılabilecektir. 3167 Sayılı Çek Kanunu’nun uygulamasında, ceza, karşılıksız çıkan çek miktarına göre belirlenmekteyken, TCK’nın 52. maddesinin uygulanmasıyla, öncelikle tamgün hesabının yapılması ve bir güne karşılık gelen parasal miktarın belirlenmesi üzerine karar verilmesi gerekmektedir. TCK m. 61/8 hükmüne göre, adli para cezası, belirlenen sonuç gün ile kişinin bir gün karşılığı ödeyebileceği miktarın çarpılması suretiyle bulunacaktır. Bu itibarla, yargılama sonucunda verilecek adli para cezasının tayini usulü de tümden değişmektedir. Nitekim hazırlanan yeni Çek Kanunu tasarısında da "Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adlî para cezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adlî para cezası, çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamaz." Denilmek suretiyle adli para cezasının tayininde Yeni TCK’na uygun olarak gün/para sisteminin getirildiği görülmektedir.
Bu değerlendirmeler ışığı altında bugüne kadar 3167 Sayılı Kanuna göre verilen çek cezaları, 01.01.2009 tarihinde yürürlüğe girmiş bulunan TCK 5nci maddesi uyarınca , aynı kanunun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırılık teşkil etmektedir ve sanık/hükümlü lehine olan yeni hükümler uygulanarak bugüne kadar verilmiş olan cezaların infazı durdrulmalıdır.
Uygulanamayacağı yasa ile düzenlenen, bu nedenle yasal olarak yok hükmünde olan bir kurala göre ceza vermek, gerek Anayasa'da yapılan temel haklar ile ilgili düzenlemelere, temel hak ve özgürlükleri içeren Uluslararası Sözleşme hükümlerine ve gerekse Türk Ceza Kanunun 2. maddesinde düzenlenen kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz, kanunlarda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz kuralına da aykırıdır.
BU AŞAGILIK YAZILARA MÜSADEE ETMEYECEGİMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMM...........................................................................KARŞILIKSIZ ÇEKE HAPİS İNSANLIK ONURUNA AYKIRI İSE BU YAZILAR İNSANLIK ONURUNAAA UYGUNMUUUU?????
18.04.2009 17:16
eski dost dedi ki...
burada insanların birbirini aşagılaması ve küfretmesi hiç bir şeyi çözümlemez.burası bir chaat sitesi de degil,burada yazan arkadaşların bir ortak sorunu var.bunun çözümü için çalışmaktadır.her kez elinden geldigince bişeyler yapmalıdır(eger gerçekten magdursa)bakın diger siteye yazmadıgım halde(bazı sebeplerden dolayı)onları canı gönülden destekliyor ve elimden geldigince mücadelelerine destek veriyor,ve her verdikleri adrese maail atıyorum.çok şey yaptı diger sitedeki arkadaşlar,hiç bir yerde çek kelimesi duyamazken ,bu gün basın ve mejliste konuşulur oldu.bunu da diger sitedeki arkadaşların mücadelesine borçluyuz.buradan defalarca yazdım,burası chaat sitesi degil.ortak bir sorunu olan magdur insanların mücadele sitesi.BURADAN BİR KEZ DAHA SİTEDEKİ ARKADAŞLARA RİCA EDİYORUM ..POLEMİK,AŞAGILAMA,KÜFÜR GİBİ ŞEYLERİ BİR KENARA BIRAKALIM,HİÇ DEGİLSE ŞU ÖNÜMÜZDEKİ BİR HAFTAYI İYİ DEGERLENDİRELİM.ÇOK ÖNEMLİ ÖNÜMÜZDEKİ HAFTA HER ŞEY BU HAFTA İÇİNDE OLUP BİTECEK....SONRADAN VAH TUH DEMEMEK İÇİN ELİMİZDEKİ BU HAFTALIK FIRSATI ÇOK İYİ DEGERLENDİRELİM...DİGER SİTEYE YAZMASANIZ BİLE VERDİKLERİ ADRESE MAAİLLERİMİZİ ATALIM,UNUTMAYIN AYNI ZAMAN DA BİZLER İÇİNDE MÜCADELE VERMİŞ OLUYORLAR HER TÜRLÜ DESTEKLEYELİM...
eski dost dedi ki...
yanlız bende az ibne değilim gerçekten.
bakmayın sağa sola kopyalar yapıyom ama bu tabi ibnelik .
hakkediyorlar diye yapıyorum .
18.04.2009 18:06
LAN SEN İBNELİĞİ DE KABUL ETTİN EHUEHUEHUEHU
TÖVBE OLSUN BÖYLESİNİ DE İLK DEFA GÖRDÜM.
EHUEHUEHUEHU
O ZAMAN ARTIK İBNELİK YAPMA :)
MAHONİİİİİ
eski dost dedi ki...
yanlız bende az ibne değilim gerçekten.
bakmayın sağa sola kopyalar yapıyom ama bu tabi ibnelik .
hakkediyorlar diye yapıyorum .
18.04.2009 18:06
LAN SEN İBNELİĞİ DE KABUL ETTİN EHUEHUEHUEHU
TÖVBE OLSUN BÖYLESİNİ DE İLK DEFA GÖRDÜM.
EHUEHUEHUEHU
O ZAMAN ARTIK İBNELİK YAPMA :)
MAHONİİİİİ
bir insan bu kadar basitleşebilir.benim nick im le yazan herkimse adam olsun adam
ARKADAŞLAR ARAMIZDA İBNE VARRRRRRRRRR.
BİRİ AÇIKÇA YAZDI.İŞTE DEDİM SİZE İBNELİK YAPMAYIN DİYEEEEEE.
eski dost dedi ki...
yanlız bende az ibne değilim gerçekten.
bakmayın sağa sola kopyalar yapıyom ama bu tabi ibnelik .
hakkediyorlar diye yapıyorum .
18.04.2009 18:06
MAHONİİİİİİ
ARKADAŞLAR ARAMIZDA İBNE VARRRRRRRRRR.
BİRİ AÇIKÇA YAZDI.İŞTE DEDİM SİZE İBNELİK YAPMAYIN DİYEEEEEE.
eski dost dedi ki...
yanlız bende az ibne değilim gerçekten.
bakmayın sağa sola kopyalar yapıyom ama bu tabi ibnelik .
hakkediyorlar diye yapıyorum .
MAHONİİİİİ
ARKADAŞLAR ARAMIZDA İBNE VARRRRRRRRRR.
BİRİ AÇIKÇA YAZDI.İŞTE DEDİM SİZE İBNELİK YAPMAYIN DİYEEEEEE.
eski dost dedi ki...
yanlız bende az ibne değilim gerçekten.
bakmayın sağa sola kopyalar yapıyom ama bu tabi ibnelik .
hakkediyorlar diye yapıyorum .
MAHONİİİİİ
ARKADAŞLAR ARAMIZDA İBNE VARRRRRRRRRR.
BİRİ AÇIKÇA YAZDI.İŞTE DEDİM SİZE İBNELİK YAPMAYIN DİYEEEEEE.
eski dost dedi ki...
yanlız bende az ibne değilim gerçekten.
bakmayın sağa sola kopyalar yapıyom ama bu tabi ibnelik .
hakkediyorlar diye yapıyorum .
MAHONİİİİİ
ARKADAŞLAR ARAMIZDA İBNE VARRRRRRRRRR.
BİRİ AÇIKÇA YAZDI.İŞTE DEDİM SİZE İBNELİK YAPMAYIN DİYEEEEEE.
eski dost dedi ki...
yanlız bende az ibne değilim gerçekten.
bakmayın sağa sola kopyalar yapıyom ama bu tabi ibnelik .
hakkediyorlar diye yapıyorum .
MAHONİİİİİ
ARKADAŞLAR ARAMIZDA İBNE VARRRRRRRRRR.
BİRİ AÇIKÇA YAZDI.İŞTE DEDİM SİZE İBNELİK YAPMAYIN DİYEEEEEE.
eski dost dedi ki...
yanlız bende az ibne değilim gerçekten.
bakmayın sağa sola kopyalar yapıyom ama bu tabi ibnelik .
hakkediyorlar diye yapıyorum .
MAHONİİİİİ
eski dost dedi ki...
yanlız bende az ibne değilim gerçekten.
bakmayın sağa sola kopyalar yapıyom ama bu tabi ibnelik .
hakkediyorlar diye yapıyorum .
18.04.2009 18:06
LAN SEN İBNELİĞİ DE KABUL ETTİN EHUEHUEHUEHU
TÖVBE OLSUN BÖYLESİNİ DE İLK DEFA GÖRDÜM.
EHUEHUEHUEHU
O ZAMAN ARTIK İBNELİK YAPMA :)
MAHONİİİİİ
eski dost dedi ki...
yanlız bende az ibne değilim gerçekten.
bakmayın sağa sola kopyalar yapıyom ama bu tabi ibnelik .
hakkediyorlar diye yapıyorum .
18.04.2009 18:06
LAN SEN İBNELİĞİ DE KABUL ETTİN EHUEHUEHUEHU
TÖVBE OLSUN BÖYLESİNİ DE İLK DEFA GÖRDÜM.
EHUEHUEHUEHU
O ZAMAN ARTIK İBNELİK YAPMA :)
MAHONİİİİİ
eski dost dedi ki...
yanlız bende az ibne değilim gerçekten.
bakmayın sağa sola kopyalar yapıyom ama bu tabi ibnelik .
hakkediyorlar diye yapıyorum .
18.04.2009 18:06
LAN SEN İBNELİĞİ DE KABUL ETTİN EHUEHUEHUEHU
TÖVBE OLSUN BÖYLESİNİ DE İLK DEFA GÖRDÜM.
EHUEHUEHUEHU
O ZAMAN ARTIK İBNELİK YAPMA :)
MAHONİİİİİ
eski dost dedi ki...
yanlız bende az ibne değilim gerçekten.
bakmayın sağa sola kopyalar yapıyom ama bu tabi ibnelik .
hakkediyorlar diye yapıyorum .
18.04.2009 18:06
LAN SEN İBNELİĞİ DE KABUL ETTİN EHUEHUEHUEHU
TÖVBE OLSUN BÖYLESİNİ DE İLK DEFA GÖRDÜM.
EHUEHUEHUEHU
O ZAMAN ARTIK İBNELİK YAPMA :)
MAHONİİİİİ
ARKADAŞLAR ARAMIZDA İBNE VARRRRRRRRRR.
BİRİ AÇIKÇA YAZDI.İŞTE DEDİM SİZE İBNELİK YAPMAYIN DİYEEEEEE.
eski dost dedi ki...
yanlız bende az ibne değilim gerçekten.
bakmayın sağa sola kopyalar yapıyom ama bu tabi ibnelik .
hakkediyorlar diye yapıyorum .
MAHONİİİİİ
hihihihi olleeyyyy nasıl kodum götüne ibneeeeee seninde amımda bir sallarım birde gelmiş siteyi düzeltecek . hihihihihi ben düzelttim zaten yeterince kahrolun ödemediğiniz çekler kadar girsin götünüze ben asla küfür etmem oleeeeeyy
sugar 567
MERHABA ARKADAŞIM HOŞ GELDİN.
GEL BAK NE İBNELER VAR BURADA Bİ OKU.
EHUEHUEHUEHUEHUEHUEHU
MAHONİİİİİİ
arkadaşlar tamam ibneyim ama.bu kadar üstüme gelmeyin.ayıp oluyo.
eski dost sizin yazmadıgınızı biliyoruz seker yazıyor sakın uymayın
EHUEHUEHUEHUEHUEHUEHU.
GÖRDÜNMÜ BAK SUGAR
MAHONİİİİİ
sayın eski dost.eğer gay seniz ki öylesiniz anlaşıldı.lütfen buradan gidin.bisürü gay siteleri var.gay.com dan araştır.burayı rahatsız etmeyin lütfen.
HAHAHAHAHAHAHAHAHAH
MAHONİİİİİ
SAYIN MELEK .
BU ESKİ DOST ARKADAŞIMIZ SONRADAN BOZULDU.HİÇ BÖYLE DEĞİLDİ ARKADAŞIM.
HER SİTEDEN KOVULA KOVULA BU HALE GELDİ.
O SİTEMİZİN GÜLÜDÜR GÜLÜ.HOŞGÖRELİM NE DERSİNİZ.
MAHONİİİİİ
ozaman eski dost arkadaşım siz ibneyseniz bende ibneyim.
sizin arkanızdayım.:) sakın yanlış anlamayın.sizi destekliyorum.) bunu da yanlış anlamayın.
biz 2 ibne gidelim istersen buradan ne dersin arkadaşım.eşkom.
ibrahim
senden büyük ibne varmı göt lalesi mahoniymiş 4. harfin markan olmuş senin ibiş
ARKADAŞLAR ARAMIZDA İBNE VARRRRRRRRRR.
BİRİ AÇIKÇA YAZDI.İŞTE DEDİM SİZE İBNELİK YAPMAYIN DİYEEEEEE.
eski dost dedi ki...
yanlız bende az ibne değilim gerçekten.
bakmayın sağa sola kopyalar yapıyom ama bu tabi ibnelik .
hakkediyorlar diye yapıyorum .
MAHONİİİİİ
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:.
Konu ile ilgili yasal durum incelendiğinde;.
1-3167 Sayılı Yasanın 16. maddesinde :.
(1) Üzerinde yazılı keşide tarihinden önce veya ibraz süresi içinde 4 üncü madde uyarınca ibraz edildiğinde, yeterli karşılığı bulunmaması nedeniyle kısmen de olsa ödenmeyen çeki keşide eden hesap sahipleri veya yetkili temsilcileri, kanunların ayrıca suç saydığı haller saklı kalmak üzere, çek bedeli tutarı kadar ağır para cezasıyla cezalandırılırlar. Ancak verilecek para cezası seksenmilyar liradan fazla olamaz. Bu miktar, 01/03/1926 tarihli ve 765 sayılı Türk Ceza Kanununun ek 2 nci maddesine göre her yıl artırılır. Bu suçtan mükerrirlere, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir..
2 – 5237 Sayılı TCK nun 2/1-3 madde ve fıkralarında ; (1) “Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz.”.
(3) Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz. 3- 5237 Sayılı TCK nun 5/1 madde ve fıkralarında :.
“Bu Kanunun genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır. “.
4-5237 Sayılı TCK nun 52/1-2-3 Madde ve fıkralarında; (1) Adlî para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hâllerde yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir..
(2) En az yirmi ve en fazla yüz Türk Lirası olan bir gün karşılığı adlî para cezasının miktarı, kişinin ekonomik ve diğer şahsî hâlleri göz önünde bulundurularak takdir edilir. (3) Kararda, adlî para cezasının belirlenmesinde esas alınan tam gün sayısı ile bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ayrı ayrı gösterilir. “.
5-5252 Sayılı Yasanın 5349 Sayılı Yasanın 6. Maddesi ile değişik Geçici 1. Maddesinde: (1) Diğer kanunların, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31 Aralık 2008 tarihine kadar uygulanır..
6-5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 madde ve fıkrasında:.
(1) Mahkûmiyet hükmünün yorumunda veya çektirilecek cezanın hesabında duraksama olursa, cezanın kısmen veya tamamen yerine getirilip getirilemeyeceği ileri sürülür ya da sonradan yürürlüğe giren kanun, hükümlünün lehinde olursa, duraksamanın giderilmesi veya yerine getirilecek cezanın belirlenmesi için hükmü veren mahkemeden karar istenir. (3) Yukarıdaki fıkralar uyarınca yapılan başvurular cezanın infazını ertelemez. Ancak, mahkeme olayın özelliğine göre infazın ertelenmesine veya durdurulmasına karar verebilir. 7- 5275 Sayılı Yasanın 101/1-3 Madde ve fıkrasında:.
(1) Cezanın infazı sırasında, 98 ilâ 100 üncü maddeler gereğince mahkemeden alınması gereken kararlar duruşma yapılmaksızın verilir. Karar verilmeden önce Cumhuriyet savcısı ve hükümlünün görüşlerini yazılı olarak bildirmeleri istenebilir..
(3)Bölge adliye mahkemesi veya Yargıtaydan başka mahkemeler tarafından verilmiş olan bu kararlara karşı itiraz yoluna gidilebilir.” hükümleri bulunmaktadır..
Ayrıca TBMM tarafından 5728 Sayılı Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlar ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile düzenleme yapıldığı ve bu kanunun yürürlükte olduğu ancak yapılan bu düzenlemeler içerisinde 3167 Sayılı Yasanın 16. Maddesi ile ilgili bir düzenlemenin bulunmadığı da ortadadır..
Kararına itiraz edilen mahkemenin itiraz edilen kararında; 5252 Sayılı Kanunun geçici 1. Maddesinde 5560 Sayılı Kanunla yapılan değişiklik üzerine belirlenen 31.12.2008 gününe değin, diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümlerinin düzeltilmesinin öngörüldüğü halde bu kapsamdan olarak yasa koyucu tarafından 5728 Sayılı “Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”u va’zettiği, dolayısıyla da uyumlaştırılması murat olunan diğer kanunların bu kapsamda yeniden düzenlenildiği., ancak bu çerçevede 3167 Sayılı Kanun hükümlerinin ayrık tutulduğu, bunun ise tamamen mevzuatın “Özel” niteliğinden kaynaklandığı, hal böyle olunca da Yargıtay Yüksek Dairesi’nin pek çok uygulamalarında da “özel yasa ” niteliğinden dolayı pek çok uygulanabilir (önödeme-uzlaşma…gibi) hukuk müessesesinden ayrık değerlendirildiği nazara alındığında, ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil eden çeklerden dolayı tayin olunacak ceza hükmünde de “çek bedeli kadar adli para cezası” olmasında hukuken aykırı bir durum görülmediğinden” sanık vekilinin talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır..
Yürürlükte olan yasal durum incelendiğinde; TCK nun 5/1 maddesinde bu kanunun genel hükümlerinin özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanacağı belirtilerek ceza hukukunda yeknesaklık sağlanmak istenmiştir. Bu amaçla 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesine; diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemesine aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31.12.2008 tarihine kadar uygulanır hükmü konulmuş ve bu süre yeniden uzatılmamıştır..
Yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. Madde hükmünü dikkate alarak ” Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” adı altında 580 maddeden oluşan 5728 Sayılı Yasayı çıkartmış ve bu yasa yürürlüğe girmiştir..
Buradan da anlaşıldığı üzere yasa koyucunun amacı TCK nun genel hükümlerinin bütün özel yasalarda ve ceza hükmü içeren yasalarda uygulanmasını sağlamaktır. 5237 Sayılı TCK nun 52. maddesi dikkate alındığında adli para cezasının tanımının yapıldığı görülmektedir. Buna göre adli para cezası , beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmadığı hallerde 730 günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması sureti ile hesaplanan meblağın hükümlü tarafından devlet hazinesine ödenmesinden ibarettir.
Bu maddenin 1. fıkrasında bulunan “kanunda aksine hüküm bulunmayan haller” tanımının adli para cezası gün sayısının bu genel düzenlemeye aykırı olarak 730 günün altında veya üstünde düzenlenecebileceği ve bu düzenlemenin de geçerli olduğu anlamındadır. Buradan da anlaşıldığı üzere TCK genel hükümlerinde gün adli para cezası sistemi benimsenmiştir. 3167 Sayılı yasanın 16. maddesi değerlendirildiğinde; “….. çek bedeli tutarı kadar ağır para cezası (adli para cezası) ile cezalandırılırlar . Ancak verilecek para cezası 80 milyar liradan fazla olamaz. ” hükmünün bulunduğu, bu düzenlemenin gün para cezası içermemesi nedeni ile TCK nun 52/1 maddesine uygun olmadığı ortadadır..
Yasa koyucunun 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesinde sözünü ettiği diğer kanunlar içerisinde 3167 Sayılı Yasanın da olduğu hususunda tereddüt yoktur. Buna göre 3167 Sayılı Yasada bulunan ve 5237 Sayılı TCK nun 1.Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümler 31.12.2008 tarihine kadar uygulanabilecektir. Bu düzenlemenin mevhumu muhalifinden 3167 Sayılı (özel) Kanunun TCK nun 1. kitabının 52. maddesinde düzenlenen gün para sistemine aykırı olan ceza kuralının 31.12.2008 tarihinden sonra uygulanmayacağı 5252 Sayıl Yasanın geçici 1. Maddesinin emredici hükmüdür. Kaldı ki yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesini dikkate alarak 5728 Sayılı Yasa ile özel yasalarda ayrıntılı düzenlemeler yapmasına rağmen 3167 Sayılı Yasada herhangi bir düzenleme yapmamıştır..
Ayrıca Adalet Bakanlığı’nın http://www.kgm.adalet.gov.tr/basbakanlik/cekkanunu.pdf adresinde bulunan ve Çek Kanunu Tasarısı Taslağı olarak Başbakanlığa gönderilen metnin 5/1 madde ve fıkrasında “Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adlî paracezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adlî para cezası, çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamaz.” düzenlemesinin bulunduğu, bu düzenleme dikkate alındığında yasama organının büyük çoğunluğunu oluşturan yürütmeyi (hükümeti ) temsilen Adalet Bakanlığının da itirazı reddeden mahkeme ve red kararında belirtilen Yargıtay Dairesinin inancına aykırı olarak çek kanununda verilecek adli para cezasının gün para sistemine uygun olması gerektiğini öngördüğü, bu durum karşısında subjektif değerlendirme niteliğinde olan “çekin ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil etmesi” bu nedenle 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesindeki düzenlemenin değiştirilmediği yani ayrık tutulduğu (temel düzenlemeden istisna edildiği) yönündeki değerlendirmenin mevcut yasal durum karşısında yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır..
Yasa koyucunun atlama yaptığı, bir konuyu unuttuğu kabul edilemeyeceğine ve yukarıda da değinildiği gibi bu konuda değişiklik yapmak için Başbakanlığa kanun tasarısı taslağıda sevk edildiğine göre yürütmenin, (hükümetin ) ve yasa koyucunun (TBMM’nin) muradının 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesi ile düzenlenen ceza kuralının ortadan kalkması ve yeni yasal düzenleme yapılana kadar bu ceza hükmünün uygulanamaz olmasını sağlamak olduğu kabul edilmelidir. Çünkü ceza kuralları uygulanmak amacı ile konulur. Uygulanamayan bir ceza kuralı kaldırılmış demektir. Uygulanamayacağı yasa ile düzenlenen, bu nedenle yasal olarak kaldırılma dışında yok hükmünde olan bir kurala göre ceza vermek gerek Anayasa’da yapılan temel haklar ile ilgili düzenlemelere, temel hak ve özgürlükleri içeren Uluslararası Sözleşme hükümlerine ve gerekse Türk Ceza Kanunun 2. maddesinde düzenlenen kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz, kanunlarda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz kuralına da aykırıdır..
Bu yasal durum karşısında hükümlünün, 31.12.2008 tarihinden itibaren zımni olarak yürürlükten kaldırılan ve yerine yeni hüküm konulmaması nedeni ile cezasız bırakılan karşılıksız çek keşide etmek eyleminden dolayı cezalandırıldığı, hükümlü müdafiinin yaptığı itirazın hukuka uygun olmayan mülahazalarla red edildiği, itirazın yasal ve yerinde olduğu anlaşılmakla, 5275 Sayılı Yasanın 101/3 madde ve fıkrasının verdiği yetkiye dayanarak ve hükümlünün telafisi mümkün olmayan zararlara uğramasını engellemek amacı ile 5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 maddesi gereğince mahkumiyet hükmünün yorumunda ve çektirilecek cezanın hesabında açıklanan nedenlerle duraksama olduğundan 3167 Sayılı Yasada yeni bir düzenleme yapılana ya da 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesinin açıkça yürürlükten kaldırılması anına kadar infazın ertelenmesine, yasa koyucunun yeni bir düzenleme yapması halinde hükümlünün durumunun yeniden mahkemesince ele alınarak değerlendirilmesi için itirazın kabülü ile hükümlüye Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 31.07.2007 tarih ve 2007/299 esas 2007/590 karar sayılı ilamı ile verilen adli para cezasının infazının durdurulmasına karar vermek gerekmiştir..
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;.
1-Hükümlü H.S.S. müdafiinin yapmış olduğu İTİRAZIN KABÜLÜNE, 2-Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 04.02.2009 tarih ve 2007/299 esas 2007/590 karar sayılı EK KARARININ KALDIRILMASINA.
3-Sanık hakkında Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 31.07.2007 tarih ve 2007/299 esas 2007/590 karar sayılı ilamı ile verilen 26000TL adli para cezasının İNFAZININ DURDURULMASINA,.
4-Kararın bir örneğinin gereğinin yerine getirilmesi için Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine,.
Dosyanın Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesine iadesine, Karardan bir örneğin hükümlü vekiline TEBLİĞİNE ,.
Dair; 5275 Sayılı Yasanın 101/3 ve CMK nun 271/4 madde ve fıkrası gereğince incelenen dosya üzerinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi..16.03.2009..
.
.
.
SARAYKÖY ASLİYE CEZA MAHKEMEİ DOSYA NO :2007/176 KARAR NO :2007/201
HAKİM : GÜLPERİ GÜNEŞ 32147 C.SAVCISI : HÜSEYİN HÜR 107696 KATİP : MURAT AYRAL 97009
SANIK : A. G. K. SUÇ : KARŞILIKSIZ ÇEK KEŞİDE ETME SUÇ TARIHİ : 19/02/2007 ASIL KARAR TARİHİ : 25/09/2007 EK KARAR TARİHİ : 28/01/2009
HÜKÜMLÜ AHMET GÜRKAN ………KAN IN 21/01/2009 ARİHLİ İNFAZIN DURDURULMASINA İLİKİN DİLEKÇESİ C. SAVCISININ YAZILI GÖRÜŞÜ ALINARAKİNCELENDİ.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLÜ:
HÜKÜMLÜ AHMET GÜRKAN …..KAN HAKKINDA MAHKEMEMİZİN 25/09/2009 TARİH 2007/176-201 ESAS E KARAR SAYILI KARARI İLE KARŞILIKSIZ ÇEK KEŞİDE ETMEK SUÇUNDAN DAYI 60.000 TL ADLİ PARA CEZASI İL CEZALANDIRILMASIA KARAR VERİLDİĞİ, KARARIN 20/11/2007 TARİHİNDE KESİNLEŞEREK İNFAZA VERİLDİĞİ HÜKÜMLÜĞÜN ADLİ PARA CEZASNI ÖDEMEMESİ ÜZERİNE SARAYKÖY C.BAŞSAVCILIĞININ 29/01/2008 GÜNLÜ KARARI İLE HÜKÜMLÜYE VERİE ADLİ PARA CEZASININ 600 GÜN HAPİS CEZASINA ÇEVRİLDİĞİ VE 28/02/2008 TARİHİNDE İNFAZA BAŞLANDIĞI HÜKÜMLÜNÜN HALEN B CEZASINI İNFAZ TTİĞİ 5252 SAYILI ÜÇK NIN YÜÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDAKİ KANUNUN GEÇİCİ 1.MADDESİDE BELİRTİLEN DİĞEN KANUNLARIN TCK NIN GEEL HÜKÜMLERİNE AKRI OLAN MADDELERİNİN UYGULANMASINA DEVAM EDİLECEĞİNE İLİŞKİN HÜKMÜN 31/12/2008 TARİHİ İTİBARİYLE YÜRÜRÜKTE KALKTIĞI YASA KOYUCU TARAFINDAN 5728 SAYILI YASA İLE BİR ÇOK ÖZEL YASDAKİ CEZA HÜKÜMLERİ 5237 SAYILI YASAYA UYGUN HALE GETİRİLMESİNE RAĞMEN 3167 SAYILI YASA YÖNÜNDEN 31/12/2008 TARİHİNE KADAR HER HANGİ BİR DÜZENLEME YAPILMADIĞI 5252 SAYILI TCK NIN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KARARIN MADDESİ 5237 SAYILI TCK 45/1 52/1 MADELERİ İLE BİRLİKTE DEĞERLENDİRLDİĞİNDE BU GENEL URALIN BÜTÜN ÖZEL YASALARI BAĞLAYACĞI ÖZEL YASALARDAKİ AYKIRI HÜKÜMLRİN 31/12/2008 TARİHİNE KADAR UYGUNABİLECEĞİ BU TARİHE KADAR ÖZEL YASALARIN 5257 SAYILI TCK NIN GEEL KÜMLERİNE UYARLANMASININ ZORUNLU BULUNDUĞU ANCA 3167 SAYILI YASA AÇISINDAN HALEN BU UYARLAMANIN YAPILMAMIQŞ OLDUĞU ANLAŞILMAKLA HÜKÜMLÜNÜN MAĞDURİYETNE NEDE ALMAMAK AÇISINDAN 527 SAYILI ASANIN 98. MADDESİ UYARINCA İNFAZIN DURDURULMASINA KARAR VERMEKGEREKMİŞTİR. HÜKÜM YUKARIDA AÇIKLANAN NEDENLERLE
HÜKÜMLÜ AHMET GÜRKAN ……KAN HAKKINDA MAHKEMEMİZİN 25/09/207 TARİH 2007/176-201 ESAS VE KARAR SAYILI İLAMI İLE VERİLEN 60.000 TL ADLİ PARA CEZASINA İLİŞKİN İNFAZIN DURDURULMASINA.
HÜKÜMLÜNÜN BAŞKA BİR SUÇTAN TUTUKLU VEY HÜKÜMLÜ ULUNMAASI HALİNDE SALIVERİLMESİNE
KARARIN C.SAVCILIĞI ARACILIĞIYLA HÜKÜMLÜYE TEBLİĞİ DAİR, DOSYA ÜZERİNDEYAPILAN İNCELEMESONUCUNDA İSTEME UYGUN V TEBLİĞ TARİHİNDEN İTAREN 7 GÜN İÇİNDE DENİZLİ NBETÇİ AĞIR CEZA MAHKEMESİNE İTİRAZ YOLU AÇIK OLMAK ÜZERERKARAR VERİLDİ
Sakarya Ağır Ceza Mahkemesi, Karşılıksız Çek Beraat Kararı
BAŞKAN : ABDÜLKADİR YAVUZ ÜYE : BURHANETTİN ESENKAR ÜYE : CEVDET BAK
KATİP : BEHİYE AYDINHükümlü A.B. vekili Av. Levent S. tarafından Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.03.2009 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı ek kararı ile hükümlü vekilinin talebinin reddine ve mahkemelerinin 28.5.2008 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı ilamının değiştirilmesine ve infazın durdurulmasına yer olmadığına ve infazın devamına dair kararına dosya içeriğine göre süresi içerisinde; müvekkilinin 3167 Sayılı Kanuna Muhalefet nedeni ile para cezasına mahkum edildiği, 5275 Sayılı Yasanın 98. maddesi uyarınca yaptıkları başvurunun reddedildiği, bu kararın 5237 Sayılı TCK nun 5, 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesi, 3167 Sayılı Yasanın 16. maddesi ayrıca TCK 20.43.52,53,60,61 maddelerinde yer alan düzenlemelere aykırı olduğu, 31.11.2008 tarihi itibari ile karşılıksız çek keşide etmek eyleminin suç olmaktan çıktığı, böylece suçta ve cezada kanunilik ilkesi uyarınca hükümlü hakkında verilen cezanın yasal dayanağının kalmadığı iddiası ile Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından 24.03.2009 tarihinde infazın devamına ilişkin ek kararın itiraz incelemesi ile kaldırılmasını ve hakkında tayin edilen cezanın bütün sonuçları ile ortadan kaldırılmasını ve tahliyesini istemiştir.
İddia makamının mütalaası alındı, dosya incelendi
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Konu ile ilgili yasal durum incelendiğinde;
1-3167 Sayılı Yasanın 16. maddesinde : (1) Üzerinde yazılı keşide tarihinden önce veya ibraz süresi içinde 4 üncü madde uyarınca ibraz edildiğinde, yeterli karşılığı bulunmaması nedeniyle kısmen de olsa ödenmeyen çeki keşide eden hesap sahipleri veya yetkili temsilcileri, kanunların ayrıca suç saydığı haller saklı kalmak üzere, çek bedeli tutarı kadar ağır para cezasıyla cezalandırılırlar. Ancak verilecek para cezası seksenmilyar liradan fazla olamaz. Bu miktar, 01/03/1926 tarihli ve 765 sayılı Türk Ceza Kanununun ek 2 nci maddesine göre her yıl artırılır. Bu suçtan mükerrirlere, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.
2 – 5237 Sayılı TCK nun 2/1-3 madde ve fıkralarında ; (1) “Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz.”
(3) Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz.
3- 5237 Sayılı TCK nun 5/1 madde ve fıkralarında : “Bu Kanunun genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır. “
4-5237 Sayılı TCK nun 52/1-2-3 Madde ve fıkralarında; (1) Adlî para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hâllerde yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir.
(2) En az yirmi ve en fazla yüz Türk Lirası olan bir gün karşılığı adlî para cezasının miktarı, kişinin ekonomik ve diğer şahsî hâlleri göz önünde bulundurularak takdir edilir. (3) Kararda, adlî para cezasının belirlenmesinde esas alınan tam gün sayısı ile bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ayrı ayrı gösterilir. “
5-5252 Sayılı Yasanın 5349 Sayılı Yasanın 6. Maddesi ile değişik Geçici 1. Maddesinde: (1) Diğer kanunların, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31 Aralık 2008 tarihine kadar uygulanır.
6-5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 madde ve fıkrasında: (1) Mahkûmiyet hükmünün yorumunda veya çektirilecek cezanın hesabında duraksama olursa, cezanın kısmen veya tamamen yerine getirilip getirilemeyeceği ileri sürülür ya da sonradan yürürlüğe giren kanun, hükümlünün lehinde olursa, duraksamanın giderilmesi veya yerine getirilecek cezanın belirlenmesi için hükmü veren mahkemeden karar istenir. (3) Yukarıdaki fıkralar uyarınca yapılan başvurular cezanın infazını ertelemez. Ancak, mahkeme olayın özelliğine göre infazın ertelenmesine veya durdurulmasına karar verebilir.
7- 5275 Sayılı Yasanın 101/1-3 Madde ve fıkrasında: (1) Cezanın infazı sırasında, 98 ilâ 100 üncü maddeler gereğince mahkemeden alınması gereken kararlar duruşma yapılmaksızın verilir. Karar verilmeden önce Cumhuriyet savcısı ve hükümlünün görüşlerini yazılı olarak bildirmeleri istenebilir. “http://karsiliksizcek.wordpress.com/”
(3)Bölge adliye mahkemesi veya Yargıtaydan başka mahkemeler tarafından verilmiş olan bu kararlara karşı itiraz yoluna gidilebilir.” hükümleri bulunmaktadır.
Ayrıca TBMM tarafından 5728 Sayılı Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlar ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile düzenleme yapıldığı ve bu kanunun yürürlükte olduğu ancak yapılan bu düzenlemeler içerisinde 3167 Sayılı Yasanın 16. Maddesi ile ilgili bir düzenlemenin bulunmadığı da ortadadır.
Kararına itiraz edilen mahkemenin itiraz edilen kararında; 5252 Sayılı Kanunun geçici 1. Maddesinde 5560 Sayılı Kanunla yapılan değişiklik üzerine belirlenen 31.12.2008 gününe değin, diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümlerinin düzeltilmesinin öngörüldüğü halde bu kapsamdan olarak yasa koyucu tarafından 5728 Sayılı “Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”u va’zettiği, dolayısıyla da uyumlaştırılması murat olunan diğer kanunların bu kapsamda yeniden düzenlenildiği., ancak bu çerçevede 3167 Sayılı Kanun hükümlerinin ayrık tutulduğu, bunun ise tamamen mevzuatın “Özel” niteliğinden kaynaklandığı, hal böyle olunca da Yargıtay Yüksek Dairesi’nin pek çok uygulamalarında da “özel yasa ” niteliğinden dolayı pek çok uygulanabilir (önödeme-uzlaşma…gibi) hukuk müessesesinden ayrık değerlendirildiği nazara alındığında, ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil eden çeklerden dolayı tayin olunacak ceza hükmünde de “çek bedeli kadar adli para cezası” olmasında hukuken aykırı bir durum görülmediğinden” sanık vekilinin talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Yürürlükte olan yasal durum incelendiğinde; TCK nun 5/1 maddesinde bu kanunun genel hükümlerinin özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanacağı belirtilerek ceza hukukunda yeknesaklık sağlanmak istenmiştir.
Bu amaçla 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesine; diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemesine aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31.12.2008 tarihine kadar uygulanır hükmü konulmuş ve bu süre yeniden uzatılmamıştır.
Yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. Madde hükmünü dikkate alarak ” Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” adı altında 580 maddeden oluşan 5728 Sayılı Yasayı çıkartmış ve bu yasa yürürlüğe girmiştir.
Buradan da anlaşıldığı üzere yasa koyucunun amacı TCK nun genel hükümlerinin bütün özel yasalarda ve ceza hükmü içeren yasalarda uygulanmasını sağlamaktır.
5237 Sayılı TCK nun 52. maddesi dikkate alındığında adli para cezasının tanımının yapıldığı görülmektedir. Buna göre adli para cezası , beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmadığı hallerde 730 günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması sureti ile hesaplanan meblağın hükümlü tarafından devlet hazinesine ödenmesinden ibarettir
Bu maddenin 1. fıkrasında bulunan “kanunda aksine hüküm bulunmayan haller” tanımının adli para cezası gün sayısının bu genel düzenlemeye aykırı olarak 730 günün altında veya üstünde düzenlenebileceği ve bu düzenlemenin de geçerli olduğu anlamındadır. Buradan da anlaşıldığı üzere TCK genel hükümlerinde gün adli para cezası sistemi benimsenmiştir. 3167 Sayılı yasanın 16. maddesi değerlendirildiğinde; “….. çek bedeli tutarı kadar ağır para cezası (adli para cezası) ile cezalandırılırlar . Ancak verilecek para cezası 80 milyar liradan fazla olamaz. ” hükmünün bulunduğu, bu düzenlemenin gün para cezası içermemesi nedeni ile TCK nun 52/1 maddesine uygun olmadığı ortadadır.
Yasa koyucunun 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesinde sözünü ettiği diğer kanunlar içerisinde 3167 Sayılı Yasanın da olduğu hususunda tereddüt yoktur. Buna göre 3167 Sayılı Yasada bulunan ve 5237 Sayılı TCK nun 1.Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümler 31.12.2008 tarihine kadar uygulanabilecektir. Bu düzenlemenin mevhumu muhalifinden 3167 Sayılı (özel) Kanunun TCK nun 1. kitabının 52. maddesinde düzenlenen gün para sistemine aykırı olan ceza kuralının 31.12.2008 tarihinden sonra uygulanmayacağı 5252 Sayıl Yasanın geçici 1. Maddesinin emredici hükmüdür. Kaldı ki yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesini dikkate alarak 5728 Sayılı Yasa ile özel yasalarda ayrıntılı düzenlemeler yapmasına rağmen 3167 Sayılı Yasada herhangi bir düzenleme yapmamıştır.
Ayrıca Adalet Bakanlığı’nın http://www.kgm.adalet.gov.tr/basbakanlik/cekkanunu.pdf adresinde bulunan ve Çek Kanunu Tasarısı Taslağı olarak Başbakanlığa gönderilen metnin 5/1 madde ve fıkrasında “Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adlî paracezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adlî para cezası, çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamaz.” düzenlemesinin bulunduğu, bu düzenleme dikkate alındığında yasama organının büyük çoğunluğunu oluşturan yürütmeyi (hükümeti ) temsilen Adalet Bakanlığının da itirazı reddeden mahkeme ve red kararında belirtilen Yargıtay Dairesinin inancına aykırı olarak çek kanununda verilecek adli para cezasının gün para sistemine uygun olması gerektiğini öngördüğü, bu durum karşısında subjektif değerlendirme niteliğinde olan “çekin ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil etmesi” bu nedenle 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesindeki düzenlemenin değiştirilmediği yani ayrık tutulduğu (temel düzenlemeden istisna edildiği) yönündeki değerlendirmenin mevcut yasal durum karşısında yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
Yasa koyucunun atlama yaptığı, bir konuyu unuttuğu kabul edilemeyeceğine ve yukarıda da değinildiği gibi bu konuda değişiklik yapmak için Başbakanlığa kanun tasarısı taslağıda sevk edildiğine göre yürütmenin, (hükümetin ) ve yasa koyucunun (TBMM’nin) muradının 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesi ile düzenlenen ceza kuralının ortadan kalkması ve yeni yasal düzenleme yapılana kadar bu ceza hükmünün uygulanamaz olmasını sağlamak olduğu kabul edilmelidir. Çünkü ceza kuralları uygulanmak amacı ile konulur. Uygulanamayan bir ceza kuralı kaldırılmış demektir. Uygulanamayacağı yasa ile düzenlenen, bu nedenle yasal olarak kaldırılma dışında yok hükmünde olan bir kurala göre ceza vermek gerek Anayasa’da yapılan temel haklar ile ilgili düzenlemelere, temel hak ve özgürlükleri içeren Uluslararası Sözleşme hükümlerine ve gerekse Türk Ceza Kanunun 2. maddesinde düzenlenen kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz, kanunlarda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz kuralına da aykırıdır.
Bu yasal durum karşısında hükümlünün, 31.12.2008 tarihinden itibaren zımni olarak yürürlükten kaldırılan ve yerine yeni hüküm konulmaması nedeni ile cezasız bırakılan karşılıksız çek keşide etmek eyleminden dolayı cezalandırıldığı, hükümlü müdafiinin yaptığı itirazın hukuka uygun olmayan mülahazalarla red edildiği, itirazın yasal ve yerinde olduğu anlaşılmakla, 5275 Sayılı Yasanın 101/3 madde ve fıkrasının verdiği yetkiye dayanarak ve hükümlünün telafisi mümkün olmayan zararlara uğramasını engellemek amacı ile 5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 maddesi gereğince mahkumiyet hükmünün yorumunda ve çektirilecek cezanın hesabında açıklanan nedenlerle duraksama olduğundan 3167 Sayılı Yasada yeni bir düzenleme yapılana ya da 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesinin açıkça yürürlükten kaldırılması anına kadar infazın ertelenmesine, yasa koyucunun yeni bir düzenleme yapması halinde hükümlünün durumunun yeniden mahkemesince ele alınarak değerlendirilmesi için itirazın kabülü ile hükümlüye Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 08.05.2008 tarih ve 2008/202 esas, 2008/323 karar sayılı ilamı ile verilen adli para cezasının infazının durdurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Hükümlü Abdullah Bekir vekilinin yapmış olduğu İTİRAZIN KABÜLÜNE, 2-Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.03.2009 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı EK KARARININ KALDIRILMASINA
3-Sanık hakkında Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 8.5.2008 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı ilamı ile verilen 4158 .- TL, adli para cezasının İNFAZININ DURDURULMASINA,
4-Kararın bir örneğinin gereğinin yerine getirilmesi için Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine,
Dosyanın Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesine iadesine, Karardan bir örneğin hükümlü vekiline TEBLİĞİNE , Dair; 5275 Sayılı Yasanın 101/3 ve CMK nun 271/4 madde ve fıkrası gereğince incelenen dosya üzerinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.27.03.2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/7 Geliş Tarihi: 05/01/2009 Mahkemesi: Köyceğiz Sulh Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2008/82 Mahkeme Karar No: 2008/141 Mahkeme Karar Tarihi: 15/05/2008
Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme
DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/133 Karar BOZMA Karar Tarihi 19/01/2009 Kapatma Tarihi 03/02/2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/9 Geliş Tarihi: 05/01/2009
Mahkemesi: Tarsus Ağır Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2008/903 Mahkeme Karar No: 2008/903 Mahkeme Karar Tarihi: 14/07/2008
Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/135 Karar BOZMA Karar Tarihi 19/01/2009 Kapatma Tarihi 03/02/2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/14 Geliş Tarihi: 12/01/2009
Mahkemesi: Korkuteli Asliye Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2005/153
Mahkeme Karar No: 2006/97 Mahkeme Karar Tarihi: 10/03/2006
Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/784 Karar BOZMA Karar Tarihi 26/01/2009 Kapatma Tarihi 12/02/2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/18 Geliş Tarihi: 12/01/2009
Mahkemesi: Malatya 4. Asliye Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2006/291
Mahkeme Karar No: 2007/539 Mahkeme Karar Tarihi: 17/07/2007 Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/787 Karar BOZMA Karar Tarihi 26/01/2009 Kapatma Tarihi 03/02/2009
SAYIN MİLLETVEKİLLERİM
Sayın
Milletvekilim
Karşılıksız çekten dolayı hapis cezası , kanayan bir yaradır ve Türk Hukuk Sistemi açısından bir yüz karasıdır! Kişi hak ve hürriyetlerine ve esasen mevcut Anayasamıza da aykırı olan bu uygulama 1 Ocak 2009 tarihi itibariyle yeni bir boyut kazanmıştır:
Konu ile ilgili mevcut hukuki durum aşağıda sadece iki ana husus bakımından özetlenmiştir. Uygulama yasasında verilen süre 31 Aralık 2008'de dolmuş ve bu tarihten itibaren karşılıksız çek suçları fiilen cezasız kalmıştır. Eğer hukuk devletiysek, bu suçtan dolayı, yeni bir yasal düzenleme yapılana kadar hiçbir mahkeme ceza veremez ve önceden verilmiş olan cezalar da hukuken yok hükmündedir.
Ne var ki yargı tereddüttedir ve 3 aydır çelişkili kararlar verilmektedir. Bazı mahkemeler ceza vermeye devam ederken kendisinden bir çözüm beklenen YARGITAY, bugüne kadar yerel mahkemelere emsal oluşturacak bir karar da vermemiştir. Bazı illerdeki Asliye Ceza Mahkemeleri ve en önemlisi Sakarya 1. Ağır Ceza Mahkemesi ise, cezaların infazını durdurmuş ve hükümlüler tahliye edilmeye başlanmıştır. Diğer taraftan karşılıksız çekten dolayı ceza almış olan binlerce kişi ise kanunsuz bir şekilde 3 ayı aşkın süredir cezaevlerinde tutulmaktadır.
Ekonomik suçtan dolayı hürriyeti bağlayıcı ceza verilmesinin gayri insani olduğu, mevcut düzenlemenin anayasaya aykırı olduğu konuları bir tarafa, ortada apaçık bir hukuksuzluk ve kaos vardır! Teknik bir konu değil, akl-ı selim sahibi herkesin kolayca anlayabileceği basit bir durum var ortada... Prof. Dr. Adem Sözüer ve daha birçok hukukçu aylardır konuyu anlatmaya çalışıyor ama maalesef hukuksuzluk devam ediyor.
Bu kaos hem adalet anlayışını zedeliyor, hem de apaçık bir ihlal niteliği taşıyor. Üç aydır haksız yere cezaevlerinde tutulan insanlar, bu durumu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine taşıdıklarında kesinlikle lehe bir karar çıkacak ve yüklü tazminatlar gündeme gelecektir. Zira Sakarya Ağır Ceza Mahkemesinin aynı konuda verdiği emsal kararlar var. Bu kararlar diğer mahkemeleri bağlayıcı olmasa da ceza hukukunun uygulanmasında yeknesaklık zedelenmiş ve kanun önünde eşitlik ilkesi bozulmuştur. Böyle bir netice, Meclisi ve hükumeti zor durumda bırakacağı gibi, uluslararası hukuk çevrelerinde ve kamuoyu nezdinde yargı organlarının saygınlığını da zedeleyici sonuçlar doğurabilecektir. Meclisin ve hükumetin bir an önce bu çarpık duruma el koyması ve hukuksuzluğu sona erdirmesi gerekiyor.
Yeni yasada adli para cezası ve dolayısıyla hapis cezası devam edecek olsa da, çıkacak kanuna eklenecek bir geçici madde ile, 1 Ocak 2009 tarihi ile kanunun çıktığı tarihe kadar oluşmuş bulunan yasal boşluk sebebiyle cezasız kalmış olan karşılıksız çek suçundan dolayı verilen cezaların kaldırılması sağlanabilir. Böylece hem yargının tereddütleri izale edilmiş olur, bozulan yeknesaklık ve eşitlik ilkesi de nispeten telafi edilebilir.
Ortada kamu vicdanını rahatsız eden, toplumsal barışı zedeleyen ve adalet duygusunu inciten çok vahim bir tablo vardır ve süratle çözüm beklenmektedir.
Sessiz sedasız onbinlerce insan ve aile, Yüce Meclisten hukuk devleti esasına uygun bir çözüm beklemektedir.
HUKUKİ DURUMUN ÖZETİ
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 5 inci maddesi “Özel kanunlarla ilişki” başlığını taşımaktadır. Bu maddeye göre, “Bu Kanun’un genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren özel kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır.” Bu kanunun yayınlanmasını müteakip 3167 sayılı Çek Yasasının da içinde bulunduğu “ceza içeren özel kanunlar”da gerekli değişiklik ve uyumların yapılabilmesi için 5nci maddenin uygulanması 31.12.2008 tarihine ertelenmiştir. Ancak 31.12.2008 tarihine kadar, diğer birçok özel kanunda değişiklik yapılmış olmasına rağmen Çek Kanununda gerekli değişiklikler yapılmadığından, artık 01.01.2009 tarihi itibariyle 3167 Sayılı Yasanın ceza içeren ve TCK Genel Hükümlerine aykırılık teşkil eden maddeleri zımnen yürürlükten kaldırılmış bulunmaktadır. Nitekim, 31.12.2008 tarihine dek, ceza hükmü getiren diğer özel kanunlardan olan 3167 Sayılı Çek Kanununun cezai hükümleri, TCK’nun genel hükümlerine aykırı olsa da uygulanabilmekteydi.
Aykırılıklar nerededir?
1. TCK m. 21 bakımından : 3167 SK. m. 16/1’de karşılıksız çek keşide etme suçu, “şekli suç” niteliğinde düzenlenmiştir. Ancak, TCK ’nın genel hükümleri (m. 21) uyarınca, bir suçun oluşumu kastın varlığına bağlıdır. Kast “doğrudan”(m. 21/1) veya “olası kast” (m. 21/2) olabilir. Bu nedenle, bir kişinin karşılıksız çek nedeniyle cezalandırılabilmesi için, bu kişinin çeki keşide ederken, çekin karşılıksız kalacağı kastıyla hareket etmiş olması gerekmektedir. Başka bir deyişle, bunu bilmeli ve istemelidir. Dolayısıyla, yapılan yargılamada, artık kastın varlığı mutlak olarak araştırılmalı ve bunun sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır. Şayet olayda kast yoksa TCK m. 21/2’ye göre, somut olayda karşılıksız çek keşide eden kişide “olası kast”ın varlığı da ayrıca değerlendirilerek, maddede öngörülen ceza indirimleri uygulanmalıdır. 5252 Sayılı Kanunun kabulü ve uygulanması ile, hukukumuzda bugüne kadar zaten tartışmalı olan “objektif sorumluluk” esası terkedilmiş ve “kusursuz ceza olmaz” esası tamamen geçerli kılınmıştır. Şu halde, karşılıksız çek suçlarında, 1.1.2009 tarihine kadar “objektif sorumluluk” esasına göre verilmiş olan cezalar geçerliliğini yitirmiş bulunmaktadır. Artık suçun manevi unsuru olarak “kast” aranmalıdır. Aksi bir uygulama “kanunsuz suç ve ceza olamaz” esasına açık bir aykırılık teşkil edecektir.
2. TCK m. 52 bakımından Çek Kanunu’na göre, karşılıksız çek keşide etme suçunun cezası, çek bedeli tutarı kadar “adli para cezası” olarak belirlenmekteydi. Ancak, 1.1.2009 tarihinden itibaren TCK’nın adli para cezalarına ilişkin 52. maddesi uygulama alanı bulacağından, ceza miktarının ve niteliğinin belirlenmesi değişmiş bulunmaktadır.
TCK 52. maddenin uygulanmaya başlaması ile Çek yasasındaki çek bedeline bağlı adli para cezası uygulaması son bulmuştur. Adli para cezasının miktarının tespiti artık, sadece gün/para esasına göre yapılabilecektir. 3167 Sayılı Çek Kanunu’nun uygulamasında, ceza, karşılıksız çıkan çek miktarına göre belirlenmekteyken, TCK’nın 52. maddesinin uygulanmasıyla, öncelikle tamgün hesabının yapılması ve bir güne karşılık gelen parasal miktarın belirlenmesi üzerine karar verilmesi gerekmektedir. TCK m. 61/8 hükmüne göre, adli para cezası, belirlenen sonuç gün ile kişinin bir gün karşılığı ödeyebileceği miktarın çarpılması suretiyle bulunacaktır. Bu itibarla, yargılama sonucunda verilecek adli para cezasının tayini usulü de tümden değişmektedir. Nitekim hazırlanan yeni Çek Kanunu tasarısında da "Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adlî para cezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adlî para cezası, çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamaz." Denilmek suretiyle adli para cezasının tayininde Yeni TCK’na uygun olarak gün/para sisteminin getirildiği görülmektedir.
Bu değerlendirmeler ışığı altında bugüne kadar 3167 Sayılı Kanuna göre verilen çek cezaları, 01.01.2009 tarihinde yürürlüğe girmiş bulunan TCK 5nci maddesi uyarınca , aynı kanunun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırılık teşkil etmektedir ve sanık/hükümlü lehine olan yeni hükümler uygulanarak bugüne kadar verilmiş olan cezaların infazı durdrulmalıdır.
Uygulanamayacağı yasa ile düzenlenen, bu nedenle yasal olarak yok hükmünde olan bir kurala göre ceza vermek, gerek Anayasa'da yapılan temel haklar ile ilgili düzenlemelere, temel hak ve özgürlükleri içeren Uluslararası Sözleşme hükümlerine ve gerekse Türk Ceza Kanunun 2. maddesinde düzenlenen kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz, kanunlarda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz kuralına da aykırıdır.
BU AŞAGILIK YAZILARA MÜSADEE ETMEYECEGİMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMM...........................................................................KARŞILIKSIZ ÇEKE HAPİS İNSANLIK ONURUNA AYKIRI İSE BU YAZILAR İNSANLIK ONURUNAAA UYGUNMUUUU?????
AHAHAHAHAHA AHAHAHAHAH AHAHAHAHA
ARKADAŞLAR ARAMIZDA 1 DEĞİL 2 İBNE VAR
BAKIN YAZILANLARA.
YA BU NE YA.?
BU 1. İBNE
eski dost dedi ki...
yanlız bende az ibne değilim gerçekten.
bakmayın sağa sola kopyalar yapıyom ama bu tabi ibnelik .
hakkediyorlar diye yapıyorum .
BU DA 2. İBNE.
ozaman eski dost arkadaşım siz ibneyseniz bende ibneyim.
sizin arkanızdayım.:) sakın yanlış anlamayın.sizi destekliyorum.) bunu da yanlış anlamayın.
biz 2 ibne gidelim istersen buradan ne dersin arkadaşım.eşkom.
ibrahim
YA BU NE YA :)))))))))))))))))
MAHONİİİİİİ
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:.
Konu ile ilgili yasal durum incelendiğinde;.
1-3167 Sayılı Yasanın 16. maddesinde :.
(1) Üzerinde yazılı keşide tarihinden önce veya ibraz süresi içinde 4 üncü madde uyarınca ibraz edildiğinde, yeterli karşılığı bulunmaması nedeniyle kısmen de olsa ödenmeyen çeki keşide eden hesap sahipleri veya yetkili temsilcileri, kanunların ayrıca suç saydığı haller saklı kalmak üzere, çek bedeli tutarı kadar ağır para cezasıyla cezalandırılırlar. Ancak verilecek para cezası seksenmilyar liradan fazla olamaz. Bu miktar, 01/03/1926 tarihli ve 765 sayılı Türk Ceza Kanununun ek 2 nci maddesine göre her yıl artırılır. Bu suçtan mükerrirlere, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir..
2 – 5237 Sayılı TCK nun 2/1-3 madde ve fıkralarında ; (1) “Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz.”.
(3) Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz. 3- 5237 Sayılı TCK nun 5/1 madde ve fıkralarında :.
“Bu Kanunun genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır. “.
4-5237 Sayılı TCK nun 52/1-2-3 Madde ve fıkralarında; (1) Adlî para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hâllerde yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir..
(2) En az yirmi ve en fazla yüz Türk Lirası olan bir gün karşılığı adlî para cezasının miktarı, kişinin ekonomik ve diğer şahsî hâlleri göz önünde bulundurularak takdir edilir. (3) Kararda, adlî para cezasının belirlenmesinde esas alınan tam gün sayısı ile bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ayrı ayrı gösterilir. “.
5-5252 Sayılı Yasanın 5349 Sayılı Yasanın 6. Maddesi ile değişik Geçici 1. Maddesinde: (1) Diğer kanunların, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31 Aralık 2008 tarihine kadar uygulanır..
6-5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 madde ve fıkrasında:.
(1) Mahkûmiyet hükmünün yorumunda veya çektirilecek cezanın hesabında duraksama olursa, cezanın kısmen veya tamamen yerine getirilip getirilemeyeceği ileri sürülür ya da sonradan yürürlüğe giren kanun, hükümlünün lehinde olursa, duraksamanın giderilmesi veya yerine getirilecek cezanın belirlenmesi için hükmü veren mahkemeden karar istenir. (3) Yukarıdaki fıkralar uyarınca yapılan başvurular cezanın infazını ertelemez. Ancak, mahkeme olayın özelliğine göre infazın ertelenmesine veya durdurulmasına karar verebilir. 7- 5275 Sayılı Yasanın 101/1-3 Madde ve fıkrasında:.
(1) Cezanın infazı sırasında, 98 ilâ 100 üncü maddeler gereğince mahkemeden alınması gereken kararlar duruşma yapılmaksızın verilir. Karar verilmeden önce Cumhuriyet savcısı ve hükümlünün görüşlerini yazılı olarak bildirmeleri istenebilir..
(3)Bölge adliye mahkemesi veya Yargıtaydan başka mahkemeler tarafından verilmiş olan bu kararlara karşı itiraz yoluna gidilebilir.” hükümleri bulunmaktadır..
Ayrıca TBMM tarafından 5728 Sayılı Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlar ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile düzenleme yapıldığı ve bu kanunun yürürlükte olduğu ancak yapılan bu düzenlemeler içerisinde 3167 Sayılı Yasanın 16. Maddesi ile ilgili bir düzenlemenin bulunmadığı da ortadadır..
Kararına itiraz edilen mahkemenin itiraz edilen kararında; 5252 Sayılı Kanunun geçici 1. Maddesinde 5560 Sayılı Kanunla yapılan değişiklik üzerine belirlenen 31.12.2008 gününe değin, diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümlerinin düzeltilmesinin öngörüldüğü halde bu kapsamdan olarak yasa koyucu tarafından 5728 Sayılı “Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”u va’zettiği, dolayısıyla da uyumlaştırılması murat olunan diğer kanunların bu kapsamda yeniden düzenlenildiği., ancak bu çerçevede 3167 Sayılı Kanun hükümlerinin ayrık tutulduğu, bunun ise tamamen mevzuatın “Özel” niteliğinden kaynaklandığı, hal böyle olunca da Yargıtay Yüksek Dairesi’nin pek çok uygulamalarında da “özel yasa ” niteliğinden dolayı pek çok uygulanabilir (önödeme-uzlaşma…gibi) hukuk müessesesinden ayrık değerlendirildiği nazara alındığında, ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil eden çeklerden dolayı tayin olunacak ceza hükmünde de “çek bedeli kadar adli para cezası” olmasında hukuken aykırı bir durum görülmediğinden” sanık vekilinin talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır..
Yürürlükte olan yasal durum incelendiğinde; TCK nun 5/1 maddesinde bu kanunun genel hükümlerinin özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanacağı belirtilerek ceza hukukunda yeknesaklık sağlanmak istenmiştir. Bu amaçla 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesine; diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemesine aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31.12.2008 tarihine kadar uygulanır hükmü konulmuş ve bu süre yeniden uzatılmamıştır..
Yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. Madde hükmünü dikkate alarak ” Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” adı altında 580 maddeden oluşan 5728 Sayılı Yasayı çıkartmış ve bu yasa yürürlüğe girmiştir..
Buradan da anlaşıldığı üzere yasa koyucunun amacı TCK nun genel hükümlerinin bütün özel yasalarda ve ceza hükmü içeren yasalarda uygulanmasını sağlamaktır. 5237 Sayılı TCK nun 52. maddesi dikkate alındığında adli para cezasının tanımının yapıldığı görülmektedir. Buna göre adli para cezası , beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmadığı hallerde 730 günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması sureti ile hesaplanan meblağın hükümlü tarafından devlet hazinesine ödenmesinden ibarettir.
Bu maddenin 1. fıkrasında bulunan “kanunda aksine hüküm bulunmayan haller” tanımının adli para cezası gün sayısının bu genel düzenlemeye aykırı olarak 730 günün altında veya üstünde düzenlenecebileceği ve bu düzenlemenin de geçerli olduğu anlamındadır. Buradan da anlaşıldığı üzere TCK genel hükümlerinde gün adli para cezası sistemi benimsenmiştir. 3167 Sayılı yasanın 16. maddesi değerlendirildiğinde; “….. çek bedeli tutarı kadar ağır para cezası (adli para cezası) ile cezalandırılırlar . Ancak verilecek para cezası 80 milyar liradan fazla olamaz. ” hükmünün bulunduğu, bu düzenlemenin gün para cezası içermemesi nedeni ile TCK nun 52/1 maddesine uygun olmadığı ortadadır..
Yasa koyucunun 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesinde sözünü ettiği diğer kanunlar içerisinde 3167 Sayılı Yasanın da olduğu hususunda tereddüt yoktur. Buna göre 3167 Sayılı Yasada bulunan ve 5237 Sayılı TCK nun 1.Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümler 31.12.2008 tarihine kadar uygulanabilecektir. Bu düzenlemenin mevhumu muhalifinden 3167 Sayılı (özel) Kanunun TCK nun 1. kitabının 52. maddesinde düzenlenen gün para sistemine aykırı olan ceza kuralının 31.12.2008 tarihinden sonra uygulanmayacağı 5252 Sayıl Yasanın geçici 1. Maddesinin emredici hükmüdür. Kaldı ki yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesini dikkate alarak 5728 Sayılı Yasa ile özel yasalarda ayrıntılı düzenlemeler yapmasına rağmen 3167 Sayılı Yasada herhangi bir düzenleme yapmamıştır..
Ayrıca Adalet Bakanlığı’nın http://www.kgm.adalet.gov.tr/basbakanlik/cekkanunu.pdf adresinde bulunan ve Çek Kanunu Tasarısı Taslağı olarak Başbakanlığa gönderilen metnin 5/1 madde ve fıkrasında “Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adlî paracezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adlî para cezası, çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamaz.” düzenlemesinin bulunduğu, bu düzenleme dikkate alındığında yasama organının büyük çoğunluğunu oluşturan yürütmeyi (hükümeti ) temsilen Adalet Bakanlığının da itirazı reddeden mahkeme ve red kararında belirtilen Yargıtay Dairesinin inancına aykırı olarak çek kanununda verilecek adli para cezasının gün para sistemine uygun olması gerektiğini öngördüğü, bu durum karşısında subjektif değerlendirme niteliğinde olan “çekin ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil etmesi” bu nedenle 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesindeki düzenlemenin değiştirilmediği yani ayrık tutulduğu (temel düzenlemeden istisna edildiği) yönündeki değerlendirmenin mevcut yasal durum karşısında yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır..
Yasa koyucunun atlama yaptığı, bir konuyu unuttuğu kabul edilemeyeceğine ve yukarıda da değinildiği gibi bu konuda değişiklik yapmak için Başbakanlığa kanun tasarısı taslağıda sevk edildiğine göre yürütmenin, (hükümetin ) ve yasa koyucunun (TBMM’nin) muradının 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesi ile düzenlenen ceza kuralının ortadan kalkması ve yeni yasal düzenleme yapılana kadar bu ceza hükmünün uygulanamaz olmasını sağlamak olduğu kabul edilmelidir. Çünkü ceza kuralları uygulanmak amacı ile konulur. Uygulanamayan bir ceza kuralı kaldırılmış demektir. Uygulanamayacağı yasa ile düzenlenen, bu nedenle yasal olarak kaldırılma dışında yok hükmünde olan bir kurala göre ceza vermek gerek Anayasa’da yapılan temel haklar ile ilgili düzenlemelere, temel hak ve özgürlükleri içeren Uluslararası Sözleşme hükümlerine ve gerekse Türk Ceza Kanunun 2. maddesinde düzenlenen kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz, kanunlarda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz kuralına da aykırıdır..
Bu yasal durum karşısında hükümlünün, 31.12.2008 tarihinden itibaren zımni olarak yürürlükten kaldırılan ve yerine yeni hüküm konulmaması nedeni ile cezasız bırakılan karşılıksız çek keşide etmek eyleminden dolayı cezalandırıldığı, hükümlü müdafiinin yaptığı itirazın hukuka uygun olmayan mülahazalarla red edildiği, itirazın yasal ve yerinde olduğu anlaşılmakla, 5275 Sayılı Yasanın 101/3 madde ve fıkrasının verdiği yetkiye dayanarak ve hükümlünün telafisi mümkün olmayan zararlara uğramasını engellemek amacı ile 5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 maddesi gereğince mahkumiyet hükmünün yorumunda ve çektirilecek cezanın hesabında açıklanan nedenlerle duraksama olduğundan 3167 Sayılı Yasada yeni bir düzenleme yapılana ya da 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesinin açıkça yürürlükten kaldırılması anına kadar infazın ertelenmesine, yasa koyucunun yeni bir düzenleme yapması halinde hükümlünün durumunun yeniden mahkemesince ele alınarak değerlendirilmesi için itirazın kabülü ile hükümlüye Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 31.07.2007 tarih ve 2007/299 esas 2007/590 karar sayılı ilamı ile verilen adli para cezasının infazının durdurulmasına karar vermek gerekmiştir..
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;.
1-Hükümlü H.S.S. müdafiinin yapmış olduğu İTİRAZIN KABÜLÜNE, 2-Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 04.02.2009 tarih ve 2007/299 esas 2007/590 karar sayılı EK KARARININ KALDIRILMASINA.
3-Sanık hakkında Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 31.07.2007 tarih ve 2007/299 esas 2007/590 karar sayılı ilamı ile verilen 26000TL adli para cezasının İNFAZININ DURDURULMASINA,.
4-Kararın bir örneğinin gereğinin yerine getirilmesi için Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine,.
Dosyanın Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesine iadesine, Karardan bir örneğin hükümlü vekiline TEBLİĞİNE ,.
Dair; 5275 Sayılı Yasanın 101/3 ve CMK nun 271/4 madde ve fıkrası gereğince incelenen dosya üzerinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi..16.03.2009..
.
.
.
SARAYKÖY ASLİYE CEZA MAHKEMEİ DOSYA NO :2007/176 KARAR NO :2007/201
HAKİM : GÜLPERİ GÜNEŞ 32147 C.SAVCISI : HÜSEYİN HÜR 107696 KATİP : MURAT AYRAL 97009
SANIK : A. G. K. SUÇ : KARŞILIKSIZ ÇEK KEŞİDE ETME SUÇ TARIHİ : 19/02/2007 ASIL KARAR TARİHİ : 25/09/2007 EK KARAR TARİHİ : 28/01/2009
HÜKÜMLÜ AHMET GÜRKAN ………KAN IN 21/01/2009 ARİHLİ İNFAZIN DURDURULMASINA İLİKİN DİLEKÇESİ C. SAVCISININ YAZILI GÖRÜŞÜ ALINARAKİNCELENDİ.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLÜ:
HÜKÜMLÜ AHMET GÜRKAN …..KAN HAKKINDA MAHKEMEMİZİN 25/09/2009 TARİH 2007/176-201 ESAS E KARAR SAYILI KARARI İLE KARŞILIKSIZ ÇEK KEŞİDE ETMEK SUÇUNDAN DAYI 60.000 TL ADLİ PARA CEZASI İL CEZALANDIRILMASIA KARAR VERİLDİĞİ, KARARIN 20/11/2007 TARİHİNDE KESİNLEŞEREK İNFAZA VERİLDİĞİ HÜKÜMLÜĞÜN ADLİ PARA CEZASNI ÖDEMEMESİ ÜZERİNE SARAYKÖY C.BAŞSAVCILIĞININ 29/01/2008 GÜNLÜ KARARI İLE HÜKÜMLÜYE VERİE ADLİ PARA CEZASININ 600 GÜN HAPİS CEZASINA ÇEVRİLDİĞİ VE 28/02/2008 TARİHİNDE İNFAZA BAŞLANDIĞI HÜKÜMLÜNÜN HALEN B CEZASINI İNFAZ TTİĞİ 5252 SAYILI ÜÇK NIN YÜÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDAKİ KANUNUN GEÇİCİ 1.MADDESİDE BELİRTİLEN DİĞEN KANUNLARIN TCK NIN GEEL HÜKÜMLERİNE AKRI OLAN MADDELERİNİN UYGULANMASINA DEVAM EDİLECEĞİNE İLİŞKİN HÜKMÜN 31/12/2008 TARİHİ İTİBARİYLE YÜRÜRÜKTE KALKTIĞI YASA KOYUCU TARAFINDAN 5728 SAYILI YASA İLE BİR ÇOK ÖZEL YASDAKİ CEZA HÜKÜMLERİ 5237 SAYILI YASAYA UYGUN HALE GETİRİLMESİNE RAĞMEN 3167 SAYILI YASA YÖNÜNDEN 31/12/2008 TARİHİNE KADAR HER HANGİ BİR DÜZENLEME YAPILMADIĞI 5252 SAYILI TCK NIN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KARARIN MADDESİ 5237 SAYILI TCK 45/1 52/1 MADELERİ İLE BİRLİKTE DEĞERLENDİRLDİĞİNDE BU GENEL URALIN BÜTÜN ÖZEL YASALARI BAĞLAYACĞI ÖZEL YASALARDAKİ AYKIRI HÜKÜMLRİN 31/12/2008 TARİHİNE KADAR UYGUNABİLECEĞİ BU TARİHE KADAR ÖZEL YASALARIN 5257 SAYILI TCK NIN GEEL KÜMLERİNE UYARLANMASININ ZORUNLU BULUNDUĞU ANCA 3167 SAYILI YASA AÇISINDAN HALEN BU UYARLAMANIN YAPILMAMIQŞ OLDUĞU ANLAŞILMAKLA HÜKÜMLÜNÜN MAĞDURİYETNE NEDE ALMAMAK AÇISINDAN 527 SAYILI ASANIN 98. MADDESİ UYARINCA İNFAZIN DURDURULMASINA KARAR VERMEKGEREKMİŞTİR. HÜKÜM YUKARIDA AÇIKLANAN NEDENLERLE
HÜKÜMLÜ AHMET GÜRKAN ……KAN HAKKINDA MAHKEMEMİZİN 25/09/207 TARİH 2007/176-201 ESAS VE KARAR SAYILI İLAMI İLE VERİLEN 60.000 TL ADLİ PARA CEZASINA İLİŞKİN İNFAZIN DURDURULMASINA.
HÜKÜMLÜNÜN BAŞKA BİR SUÇTAN TUTUKLU VEY HÜKÜMLÜ ULUNMAASI HALİNDE SALIVERİLMESİNE
KARARIN C.SAVCILIĞI ARACILIĞIYLA HÜKÜMLÜYE TEBLİĞİ DAİR, DOSYA ÜZERİNDEYAPILAN İNCELEMESONUCUNDA İSTEME UYGUN V TEBLİĞ TARİHİNDEN İTAREN 7 GÜN İÇİNDE DENİZLİ NBETÇİ AĞIR CEZA MAHKEMESİNE İTİRAZ YOLU AÇIK OLMAK ÜZERERKARAR VERİLDİ
Sakarya Ağır Ceza Mahkemesi, Karşılıksız Çek Beraat Kararı
BAŞKAN : ABDÜLKADİR YAVUZ ÜYE : BURHANETTİN ESENKAR ÜYE : CEVDET BAK
KATİP : BEHİYE AYDINHükümlü A.B. vekili Av. Levent S. tarafından Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.03.2009 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı ek kararı ile hükümlü vekilinin talebinin reddine ve mahkemelerinin 28.5.2008 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı ilamının değiştirilmesine ve infazın durdurulmasına yer olmadığına ve infazın devamına dair kararına dosya içeriğine göre süresi içerisinde; müvekkilinin 3167 Sayılı Kanuna Muhalefet nedeni ile para cezasına mahkum edildiği, 5275 Sayılı Yasanın 98. maddesi uyarınca yaptıkları başvurunun reddedildiği, bu kararın 5237 Sayılı TCK nun 5, 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesi, 3167 Sayılı Yasanın 16. maddesi ayrıca TCK 20.43.52,53,60,61 maddelerinde yer alan düzenlemelere aykırı olduğu, 31.11.2008 tarihi itibari ile karşılıksız çek keşide etmek eyleminin suç olmaktan çıktığı, böylece suçta ve cezada kanunilik ilkesi uyarınca hükümlü hakkında verilen cezanın yasal dayanağının kalmadığı iddiası ile Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından 24.03.2009 tarihinde infazın devamına ilişkin ek kararın itiraz incelemesi ile kaldırılmasını ve hakkında tayin edilen cezanın bütün sonuçları ile ortadan kaldırılmasını ve tahliyesini istemiştir.
İddia makamının mütalaası alındı, dosya incelendi
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Konu ile ilgili yasal durum incelendiğinde;
1-3167 Sayılı Yasanın 16. maddesinde : (1) Üzerinde yazılı keşide tarihinden önce veya ibraz süresi içinde 4 üncü madde uyarınca ibraz edildiğinde, yeterli karşılığı bulunmaması nedeniyle kısmen de olsa ödenmeyen çeki keşide eden hesap sahipleri veya yetkili temsilcileri, kanunların ayrıca suç saydığı haller saklı kalmak üzere, çek bedeli tutarı kadar ağır para cezasıyla cezalandırılırlar. Ancak verilecek para cezası seksenmilyar liradan fazla olamaz. Bu miktar, 01/03/1926 tarihli ve 765 sayılı Türk Ceza Kanununun ek 2 nci maddesine göre her yıl artırılır. Bu suçtan mükerrirlere, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.
2 – 5237 Sayılı TCK nun 2/1-3 madde ve fıkralarında ; (1) “Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz.”
(3) Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz.
3- 5237 Sayılı TCK nun 5/1 madde ve fıkralarında : “Bu Kanunun genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır. “
4-5237 Sayılı TCK nun 52/1-2-3 Madde ve fıkralarında; (1) Adlî para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hâllerde yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir.
(2) En az yirmi ve en fazla yüz Türk Lirası olan bir gün karşılığı adlî para cezasının miktarı, kişinin ekonomik ve diğer şahsî hâlleri göz önünde bulundurularak takdir edilir. (3) Kararda, adlî para cezasının belirlenmesinde esas alınan tam gün sayısı ile bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ayrı ayrı gösterilir. “
5-5252 Sayılı Yasanın 5349 Sayılı Yasanın 6. Maddesi ile değişik Geçici 1. Maddesinde: (1) Diğer kanunların, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31 Aralık 2008 tarihine kadar uygulanır.
6-5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 madde ve fıkrasında: (1) Mahkûmiyet hükmünün yorumunda veya çektirilecek cezanın hesabında duraksama olursa, cezanın kısmen veya tamamen yerine getirilip getirilemeyeceği ileri sürülür ya da sonradan yürürlüğe giren kanun, hükümlünün lehinde olursa, duraksamanın giderilmesi veya yerine getirilecek cezanın belirlenmesi için hükmü veren mahkemeden karar istenir. (3) Yukarıdaki fıkralar uyarınca yapılan başvurular cezanın infazını ertelemez. Ancak, mahkeme olayın özelliğine göre infazın ertelenmesine veya durdurulmasına karar verebilir.
7- 5275 Sayılı Yasanın 101/1-3 Madde ve fıkrasında: (1) Cezanın infazı sırasında, 98 ilâ 100 üncü maddeler gereğince mahkemeden alınması gereken kararlar duruşma yapılmaksızın verilir. Karar verilmeden önce Cumhuriyet savcısı ve hükümlünün görüşlerini yazılı olarak bildirmeleri istenebilir. “http://karsiliksizcek.wordpress.com/”
(3)Bölge adliye mahkemesi veya Yargıtaydan başka mahkemeler tarafından verilmiş olan bu kararlara karşı itiraz yoluna gidilebilir.” hükümleri bulunmaktadır.
Ayrıca TBMM tarafından 5728 Sayılı Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlar ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile düzenleme yapıldığı ve bu kanunun yürürlükte olduğu ancak yapılan bu düzenlemeler içerisinde 3167 Sayılı Yasanın 16. Maddesi ile ilgili bir düzenlemenin bulunmadığı da ortadadır.
Kararına itiraz edilen mahkemenin itiraz edilen kararında; 5252 Sayılı Kanunun geçici 1. Maddesinde 5560 Sayılı Kanunla yapılan değişiklik üzerine belirlenen 31.12.2008 gününe değin, diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümlerinin düzeltilmesinin öngörüldüğü halde bu kapsamdan olarak yasa koyucu tarafından 5728 Sayılı “Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”u va’zettiği, dolayısıyla da uyumlaştırılması murat olunan diğer kanunların bu kapsamda yeniden düzenlenildiği., ancak bu çerçevede 3167 Sayılı Kanun hükümlerinin ayrık tutulduğu, bunun ise tamamen mevzuatın “Özel” niteliğinden kaynaklandığı, hal böyle olunca da Yargıtay Yüksek Dairesi’nin pek çok uygulamalarında da “özel yasa ” niteliğinden dolayı pek çok uygulanabilir (önödeme-uzlaşma…gibi) hukuk müessesesinden ayrık değerlendirildiği nazara alındığında, ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil eden çeklerden dolayı tayin olunacak ceza hükmünde de “çek bedeli kadar adli para cezası” olmasında hukuken aykırı bir durum görülmediğinden” sanık vekilinin talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Yürürlükte olan yasal durum incelendiğinde; TCK nun 5/1 maddesinde bu kanunun genel hükümlerinin özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanacağı belirtilerek ceza hukukunda yeknesaklık sağlanmak istenmiştir.
Bu amaçla 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesine; diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemesine aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31.12.2008 tarihine kadar uygulanır hükmü konulmuş ve bu süre yeniden uzatılmamıştır.
Yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. Madde hükmünü dikkate alarak ” Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” adı altında 580 maddeden oluşan 5728 Sayılı Yasayı çıkartmış ve bu yasa yürürlüğe girmiştir.
Buradan da anlaşıldığı üzere yasa koyucunun amacı TCK nun genel hükümlerinin bütün özel yasalarda ve ceza hükmü içeren yasalarda uygulanmasını sağlamaktır.
5237 Sayılı TCK nun 52. maddesi dikkate alındığında adli para cezasının tanımının yapıldığı görülmektedir. Buna göre adli para cezası , beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmadığı hallerde 730 günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması sureti ile hesaplanan meblağın hükümlü tarafından devlet hazinesine ödenmesinden ibarettir
Bu maddenin 1. fıkrasında bulunan “kanunda aksine hüküm bulunmayan haller” tanımının adli para cezası gün sayısının bu genel düzenlemeye aykırı olarak 730 günün altında veya üstünde düzenlenebileceği ve bu düzenlemenin de geçerli olduğu anlamındadır. Buradan da anlaşıldığı üzere TCK genel hükümlerinde gün adli para cezası sistemi benimsenmiştir. 3167 Sayılı yasanın 16. maddesi değerlendirildiğinde; “….. çek bedeli tutarı kadar ağır para cezası (adli para cezası) ile cezalandırılırlar . Ancak verilecek para cezası 80 milyar liradan fazla olamaz. ” hükmünün bulunduğu, bu düzenlemenin gün para cezası içermemesi nedeni ile TCK nun 52/1 maddesine uygun olmadığı ortadadır.
Yasa koyucunun 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesinde sözünü ettiği diğer kanunlar içerisinde 3167 Sayılı Yasanın da olduğu hususunda tereddüt yoktur. Buna göre 3167 Sayılı Yasada bulunan ve 5237 Sayılı TCK nun 1.Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümler 31.12.2008 tarihine kadar uygulanabilecektir. Bu düzenlemenin mevhumu muhalifinden 3167 Sayılı (özel) Kanunun TCK nun 1. kitabının 52. maddesinde düzenlenen gün para sistemine aykırı olan ceza kuralının 31.12.2008 tarihinden sonra uygulanmayacağı 5252 Sayıl Yasanın geçici 1. Maddesinin emredici hükmüdür. Kaldı ki yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesini dikkate alarak 5728 Sayılı Yasa ile özel yasalarda ayrıntılı düzenlemeler yapmasına rağmen 3167 Sayılı Yasada herhangi bir düzenleme yapmamıştır.
Ayrıca Adalet Bakanlığı’nın http://www.kgm.adalet.gov.tr/basbakanlik/cekkanunu.pdf adresinde bulunan ve Çek Kanunu Tasarısı Taslağı olarak Başbakanlığa gönderilen metnin 5/1 madde ve fıkrasında “Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adlî paracezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adlî para cezası, çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamaz.” düzenlemesinin bulunduğu, bu düzenleme dikkate alındığında yasama organının büyük çoğunluğunu oluşturan yürütmeyi (hükümeti ) temsilen Adalet Bakanlığının da itirazı reddeden mahkeme ve red kararında belirtilen Yargıtay Dairesinin inancına aykırı olarak çek kanununda verilecek adli para cezasının gün para sistemine uygun olması gerektiğini öngördüğü, bu durum karşısında subjektif değerlendirme niteliğinde olan “çekin ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil etmesi” bu nedenle 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesindeki düzenlemenin değiştirilmediği yani ayrık tutulduğu (temel düzenlemeden istisna edildiği) yönündeki değerlendirmenin mevcut yasal durum karşısında yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
Yasa koyucunun atlama yaptığı, bir konuyu unuttuğu kabul edilemeyeceğine ve yukarıda da değinildiği gibi bu konuda değişiklik yapmak için Başbakanlığa kanun tasarısı taslağıda sevk edildiğine göre yürütmenin, (hükümetin ) ve yasa koyucunun (TBMM’nin) muradının 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesi ile düzenlenen ceza kuralının ortadan kalkması ve yeni yasal düzenleme yapılana kadar bu ceza hükmünün uygulanamaz olmasını sağlamak olduğu kabul edilmelidir. Çünkü ceza kuralları uygulanmak amacı ile konulur. Uygulanamayan bir ceza kuralı kaldırılmış demektir. Uygulanamayacağı yasa ile düzenlenen, bu nedenle yasal olarak kaldırılma dışında yok hükmünde olan bir kurala göre ceza vermek gerek Anayasa’da yapılan temel haklar ile ilgili düzenlemelere, temel hak ve özgürlükleri içeren Uluslararası Sözleşme hükümlerine ve gerekse Türk Ceza Kanunun 2. maddesinde düzenlenen kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz, kanunlarda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz kuralına da aykırıdır.
Bu yasal durum karşısında hükümlünün, 31.12.2008 tarihinden itibaren zımni olarak yürürlükten kaldırılan ve yerine yeni hüküm konulmaması nedeni ile cezasız bırakılan karşılıksız çek keşide etmek eyleminden dolayı cezalandırıldığı, hükümlü müdafiinin yaptığı itirazın hukuka uygun olmayan mülahazalarla red edildiği, itirazın yasal ve yerinde olduğu anlaşılmakla, 5275 Sayılı Yasanın 101/3 madde ve fıkrasının verdiği yetkiye dayanarak ve hükümlünün telafisi mümkün olmayan zararlara uğramasını engellemek amacı ile 5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 maddesi gereğince mahkumiyet hükmünün yorumunda ve çektirilecek cezanın hesabında açıklanan nedenlerle duraksama olduğundan 3167 Sayılı Yasada yeni bir düzenleme yapılana ya da 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesinin açıkça yürürlükten kaldırılması anına kadar infazın ertelenmesine, yasa koyucunun yeni bir düzenleme yapması halinde hükümlünün durumunun yeniden mahkemesince ele alınarak değerlendirilmesi için itirazın kabülü ile hükümlüye Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 08.05.2008 tarih ve 2008/202 esas, 2008/323 karar sayılı ilamı ile verilen adli para cezasının infazının durdurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Hükümlü Abdullah Bekir vekilinin yapmış olduğu İTİRAZIN KABÜLÜNE, 2-Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.03.2009 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı EK KARARININ KALDIRILMASINA
3-Sanık hakkında Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 8.5.2008 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı ilamı ile verilen 4158 .- TL, adli para cezasının İNFAZININ DURDURULMASINA,
4-Kararın bir örneğinin gereğinin yerine getirilmesi için Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine,
Dosyanın Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesine iadesine, Karardan bir örneğin hükümlü vekiline TEBLİĞİNE , Dair; 5275 Sayılı Yasanın 101/3 ve CMK nun 271/4 madde ve fıkrası gereğince incelenen dosya üzerinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.27.03.2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/7 Geliş Tarihi: 05/01/2009 Mahkemesi: Köyceğiz Sulh Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2008/82 Mahkeme Karar No: 2008/141 Mahkeme Karar Tarihi: 15/05/2008
Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme
DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/133 Karar BOZMA Karar Tarihi 19/01/2009 Kapatma Tarihi 03/02/2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/9 Geliş Tarihi: 05/01/2009
Mahkemesi: Tarsus Ağır Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2008/903 Mahkeme Karar No: 2008/903 Mahkeme Karar Tarihi: 14/07/2008
Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/135 Karar BOZMA Karar Tarihi 19/01/2009 Kapatma Tarihi 03/02/2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/14 Geliş Tarihi: 12/01/2009
Mahkemesi: Korkuteli Asliye Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2005/153
Mahkeme Karar No: 2006/97 Mahkeme Karar Tarihi: 10/03/2006
Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/784 Karar BOZMA Karar Tarihi 26/01/2009 Kapatma Tarihi 12/02/2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/18 Geliş Tarihi: 12/01/2009
Mahkemesi: Malatya 4. Asliye Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2006/291
Mahkeme Karar No: 2007/539 Mahkeme Karar Tarihi: 17/07/2007 Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/787 Karar BOZMA Karar Tarihi 26/01/2009 Kapatma Tarihi 03/02/2009
SAYIN MİLLETVEKİLLERİM
Sayın
Milletvekilim
Karşılıksız çekten dolayı hapis cezası , kanayan bir yaradır ve Türk Hukuk Sistemi açısından bir yüz karasıdır! Kişi hak ve hürriyetlerine ve esasen mevcut Anayasamıza da aykırı olan bu uygulama 1 Ocak 2009 tarihi itibariyle yeni bir boyut kazanmıştır:
Konu ile ilgili mevcut hukuki durum aşağıda sadece iki ana husus bakımından özetlenmiştir. Uygulama yasasında verilen süre 31 Aralık 2008'de dolmuş ve bu tarihten itibaren karşılıksız çek suçları fiilen cezasız kalmıştır. Eğer hukuk devletiysek, bu suçtan dolayı, yeni bir yasal düzenleme yapılana kadar hiçbir mahkeme ceza veremez ve önceden verilmiş olan cezalar da hukuken yok hükmündedir.
Ne var ki yargı tereddüttedir ve 3 aydır çelişkili kararlar verilmektedir. Bazı mahkemeler ceza vermeye devam ederken kendisinden bir çözüm beklenen YARGITAY, bugüne kadar yerel mahkemelere emsal oluşturacak bir karar da vermemiştir. Bazı illerdeki Asliye Ceza Mahkemeleri ve en önemlisi Sakarya 1. Ağır Ceza Mahkemesi ise, cezaların infazını durdurmuş ve hükümlüler tahliye edilmeye başlanmıştır. Diğer taraftan karşılıksız çekten dolayı ceza almış olan binlerce kişi ise kanunsuz bir şekilde 3 ayı aşkın süredir cezaevlerinde tutulmaktadır.
Ekonomik suçtan dolayı hürriyeti bağlayıcı ceza verilmesinin gayri insani olduğu, mevcut düzenlemenin anayasaya aykırı olduğu konuları bir tarafa, ortada apaçık bir hukuksuzluk ve kaos vardır! Teknik bir konu değil, akl-ı selim sahibi herkesin kolayca anlayabileceği basit bir durum var ortada... Prof. Dr. Adem Sözüer ve daha birçok hukukçu aylardır konuyu anlatmaya çalışıyor ama maalesef hukuksuzluk devam ediyor.
Bu kaos hem adalet anlayışını zedeliyor, hem de apaçık bir ihlal niteliği taşıyor. Üç aydır haksız yere cezaevlerinde tutulan insanlar, bu durumu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine taşıdıklarında kesinlikle lehe bir karar çıkacak ve yüklü tazminatlar gündeme gelecektir. Zira Sakarya Ağır Ceza Mahkemesinin aynı konuda verdiği emsal kararlar var. Bu kararlar diğer mahkemeleri bağlayıcı olmasa da ceza hukukunun uygulanmasında yeknesaklık zedelenmiş ve kanun önünde eşitlik ilkesi bozulmuştur. Böyle bir netice, Meclisi ve hükumeti zor durumda bırakacağı gibi, uluslararası hukuk çevrelerinde ve kamuoyu nezdinde yargı organlarının saygınlığını da zedeleyici sonuçlar doğurabilecektir. Meclisin ve hükumetin bir an önce bu çarpık duruma el koyması ve hukuksuzluğu sona erdirmesi gerekiyor.
Yeni yasada adli para cezası ve dolayısıyla hapis cezası devam edecek olsa da, çıkacak kanuna eklenecek bir geçici madde ile, 1 Ocak 2009 tarihi ile kanunun çıktığı tarihe kadar oluşmuş bulunan yasal boşluk sebebiyle cezasız kalmış olan karşılıksız çek suçundan dolayı verilen cezaların kaldırılması sağlanabilir. Böylece hem yargının tereddütleri izale edilmiş olur, bozulan yeknesaklık ve eşitlik ilkesi de nispeten telafi edilebilir.
Ortada kamu vicdanını rahatsız eden, toplumsal barışı zedeleyen ve adalet duygusunu inciten çok vahim bir tablo vardır ve süratle çözüm beklenmektedir.
Sessiz sedasız onbinlerce insan ve aile, Yüce Meclisten hukuk devleti esasına uygun bir çözüm beklemektedir.
HUKUKİ DURUMUN ÖZETİ
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 5 inci maddesi “Özel kanunlarla ilişki” başlığını taşımaktadır. Bu maddeye göre, “Bu Kanun’un genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren özel kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır.” Bu kanunun yayınlanmasını müteakip 3167 sayılı Çek Yasasının da içinde bulunduğu “ceza içeren özel kanunlar”da gerekli değişiklik ve uyumların yapılabilmesi için 5nci maddenin uygulanması 31.12.2008 tarihine ertelenmiştir. Ancak 31.12.2008 tarihine kadar, diğer birçok özel kanunda değişiklik yapılmış olmasına rağmen Çek Kanununda gerekli değişiklikler yapılmadığından, artık 01.01.2009 tarihi itibariyle 3167 Sayılı Yasanın ceza içeren ve TCK Genel Hükümlerine aykırılık teşkil eden maddeleri zımnen yürürlükten kaldırılmış bulunmaktadır. Nitekim, 31.12.2008 tarihine dek, ceza hükmü getiren diğer özel kanunlardan olan 3167 Sayılı Çek Kanununun cezai hükümleri, TCK’nun genel hükümlerine aykırı olsa da uygulanabilmekteydi.
Aykırılıklar nerededir?
1. TCK m. 21 bakımından : 3167 SK. m. 16/1’de karşılıksız çek keşide etme suçu, “şekli suç” niteliğinde düzenlenmiştir. Ancak, TCK ’nın genel hükümleri (m. 21) uyarınca, bir suçun oluşumu kastın varlığına bağlıdır. Kast “doğrudan”(m. 21/1) veya “olası kast” (m. 21/2) olabilir. Bu nedenle, bir kişinin karşılıksız çek nedeniyle cezalandırılabilmesi için, bu kişinin çeki keşide ederken, çekin karşılıksız kalacağı kastıyla hareket etmiş olması gerekmektedir. Başka bir deyişle, bunu bilmeli ve istemelidir. Dolayısıyla, yapılan yargılamada, artık kastın varlığı mutlak olarak araştırılmalı ve bunun sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır. Şayet olayda kast yoksa TCK m. 21/2’ye göre, somut olayda karşılıksız çek keşide eden kişide “olası kast”ın varlığı da ayrıca değerlendirilerek, maddede öngörülen ceza indirimleri uygulanmalıdır. 5252 Sayılı Kanunun kabulü ve uygulanması ile, hukukumuzda bugüne kadar zaten tartışmalı olan “objektif sorumluluk” esası terkedilmiş ve “kusursuz ceza olmaz” esası tamamen geçerli kılınmıştır. Şu halde, karşılıksız çek suçlarında, 1.1.2009 tarihine kadar “objektif sorumluluk” esasına göre verilmiş olan cezalar geçerliliğini yitirmiş bulunmaktadır. Artık suçun manevi unsuru olarak “kast” aranmalıdır. Aksi bir uygulama “kanunsuz suç ve ceza olamaz” esasına açık bir aykırılık teşkil edecektir.
2. TCK m. 52 bakımından Çek Kanunu’na göre, karşılıksız çek keşide etme suçunun cezası, çek bedeli tutarı kadar “adli para cezası” olarak belirlenmekteydi. Ancak, 1.1.2009 tarihinden itibaren TCK’nın adli para cezalarına ilişkin 52. maddesi uygulama alanı bulacağından, ceza miktarının ve niteliğinin belirlenmesi değişmiş bulunmaktadır.
TCK 52. maddenin uygulanmaya başlaması ile Çek yasasındaki çek bedeline bağlı adli para cezası uygulaması son bulmuştur. Adli para cezasının miktarının tespiti artık, sadece gün/para esasına göre yapılabilecektir. 3167 Sayılı Çek Kanunu’nun uygulamasında, ceza, karşılıksız çıkan çek miktarına göre belirlenmekteyken, TCK’nın 52. maddesinin uygulanmasıyla, öncelikle tamgün hesabının yapılması ve bir güne karşılık gelen parasal miktarın belirlenmesi üzerine karar verilmesi gerekmektedir. TCK m. 61/8 hükmüne göre, adli para cezası, belirlenen sonuç gün ile kişinin bir gün karşılığı ödeyebileceği miktarın çarpılması suretiyle bulunacaktır. Bu itibarla, yargılama sonucunda verilecek adli para cezasının tayini usulü de tümden değişmektedir. Nitekim hazırlanan yeni Çek Kanunu tasarısında da "Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adlî para cezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adlî para cezası, çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamaz." Denilmek suretiyle adli para cezasının tayininde Yeni TCK’na uygun olarak gün/para sisteminin getirildiği görülmektedir.
Bu değerlendirmeler ışığı altında bugüne kadar 3167 Sayılı Kanuna göre verilen çek cezaları, 01.01.2009 tarihinde yürürlüğe girmiş bulunan TCK 5nci maddesi uyarınca , aynı kanunun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırılık teşkil etmektedir ve sanık/hükümlü lehine olan yeni hükümler uygulanarak bugüne kadar verilmiş olan cezaların infazı durdrulmalıdır.
Uygulanamayacağı yasa ile düzenlenen, bu nedenle yasal olarak yok hükmünde olan bir kurala göre ceza vermek, gerek Anayasa'da yapılan temel haklar ile ilgili düzenlemelere, temel hak ve özgürlükleri içeren Uluslararası Sözleşme hükümlerine ve gerekse Türk Ceza Kanunun 2. maddesinde düzenlenen kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz, kanunlarda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz kuralına da aykırıdır.
BU AŞAGILIK YAZILARA MÜSADEE ETMEYECEGİMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMM...........................................................................KARŞILIKSIZ ÇEKE HAPİS İNSANLIK ONURUNA AYKIRI İSE BU YAZILAR İNSANLIK ONURUNAAA UYGUNMUUUU?????
ulan karısını siktimin mahonisi şekeri ne boksan siktir git..samim
AHAHAHAHAHA AHAHAHAHAH AHAHAHAHA
ARKADAŞLAR ARAMIZDA 1 DEĞİL 2 İBNE VAR
BAKIN YAZILANLARA.
YA BU NE YA.?
BU 1. İBNE
eski dost dedi ki...
yanlız bende az ibne değilim gerçekten.
bakmayın sağa sola kopyalar yapıyom ama bu tabi ibnelik .
hakkediyorlar diye yapıyorum .
BU DA 2. İBNE.
ozaman eski dost arkadaşım siz ibneyseniz bende ibneyim.
sizin arkanızdayım.:) sakın yanlış anlamayın.sizi destekliyorum.) bunu da yanlış anlamayın.
biz 2 ibne gidelim istersen buradan ne dersin arkadaşım.eşkom.
ibrahim
YA BU NE YA :)))))))))))))))))
MAHONİİİİİİ
AHAHAHAHAHA AHAHAHAHAH AHAHAHAHA
ARKADAŞLAR ARAMIZDA 1 DEĞİL 2 İBNE VAR
BAKIN YAZILANLARA.
YA BU NE YA.?
BU 1. İBNE
eski dost dedi ki...
yanlız bende az ibne değilim gerçekten.
bakmayın sağa sola kopyalar yapıyom ama bu tabi ibnelik .
hakkediyorlar diye yapıyorum .
BU DA 2. İBNE.
ozaman eski dost arkadaşım siz ibneyseniz bende ibneyim.
sizin arkanızdayım.:) sakın yanlış anlamayın.sizi destekliyorum.) bunu da yanlış anlamayın.
biz 2 ibne gidelim istersen buradan ne dersin arkadaşım.eşkom.
ibrahim
YA BU NE YA :)))))))))))))))))
MAHONİİİİİİ
AHAHAHAHAHA AHAHAHAHAH AHAHAHAHA
ARKADAŞLAR ARAMIZDA 1 DEĞİL 2 İBNE VAR
BAKIN YAZILANLARA.
YA BU NE YA.?
BU 1. İBNE
eski dost dedi ki...
yanlız bende az ibne değilim gerçekten.
bakmayın sağa sola kopyalar yapıyom ama bu tabi ibnelik .
hakkediyorlar diye yapıyorum .
BU DA 2. İBNE.
ozaman eski dost arkadaşım siz ibneyseniz bende ibneyim.
sizin arkanızdayım.:) sakın yanlış anlamayın.sizi destekliyorum.) bunu da yanlış anlamayın.
biz 2 ibne gidelim istersen buradan ne dersin arkadaşım.eşkom.
ibrahim
YA BU NE YA :)))))))))))))))))
MAHONİİİİİİ
AHAHAHAHAHA AHAHAHAHAH AHAHAHAHA
ARKADAŞLAR ARAMIZDA 1 DEĞİL 2 İBNE VAR
BAKIN YAZILANLARA.
YA BU NE YA.?
BU 1. İBNE
eski dost dedi ki...
yanlız bende az ibne değilim gerçekten.
bakmayın sağa sola kopyalar yapıyom ama bu tabi ibnelik .
hakkediyorlar diye yapıyorum .
BU DA 2. İBNE.
ozaman eski dost arkadaşım siz ibneyseniz bende ibneyim.
sizin arkanızdayım.:) sakın yanlış anlamayın.sizi destekliyorum.) bunu da yanlış anlamayın.
biz 2 ibne gidelim istersen buradan ne dersin arkadaşım.eşkom.
ibrahim
YA BU NE YA :)))))))))))))))))
MAHONİİİİİİ
AHAHAHAHAHA AHAHAHAHAH AHAHAHAHA
ARKADAŞLAR ARAMIZDA 1 DEĞİL 2 İBNE VAR
BAKIN YAZILANLARA.
YA BU NE YA.?
BU 1. İBNE
eski dost dedi ki...
yanlız bende az ibne değilim gerçekten.
bakmayın sağa sola kopyalar yapıyom ama bu tabi ibnelik .
hakkediyorlar diye yapıyorum .
BU DA 2. İBNE.
ozaman eski dost arkadaşım siz ibneyseniz bende ibneyim.
sizin arkanızdayım.:) sakın yanlış anlamayın.sizi destekliyorum.) bunu da yanlış anlamayın.
biz 2 ibne gidelim istersen buradan ne dersin arkadaşım.eşkom.
ibrahim
YA BU NE YA :)))))))))))))))))
MAHONİİİİİİ
AHAHAHAHAHA AHAHAHAHAH AHAHAHAHA
ARKADAŞLAR ARAMIZDA 1 DEĞİL 2 İBNE VAR
BAKIN YAZILANLARA.
YA BU NE YA.?
BU 1. İBNE
eski dost dedi ki...
yanlız bende az ibne değilim gerçekten.
bakmayın sağa sola kopyalar yapıyom ama bu tabi ibnelik .
hakkediyorlar diye yapıyorum .
BU DA 2. İBNE.
ozaman eski dost arkadaşım siz ibneyseniz bende ibneyim.
sizin arkanızdayım.:) sakın yanlış anlamayın.sizi destekliyorum.) bunu da yanlış anlamayın.
biz 2 ibne gidelim istersen buradan ne dersin arkadaşım.eşkom.
ibrahim
YA BU NE YA :)))))))))))))))))
MAHONİİİİİİ
AHAHAHAHAHA AHAHAHAHAH AHAHAHAHA
ARKADAŞLAR ARAMIZDA 1 DEĞİL 2 İBNE VAR
BAKIN YAZILANLARA.
YA BU NE YA.?
BU 1. İBNE
eski dost dedi ki...
yanlız bende az ibne değilim gerçekten.
bakmayın sağa sola kopyalar yapıyom ama bu tabi ibnelik .
hakkediyorlar diye yapıyorum .
BU DA 2. İBNE.
ozaman eski dost arkadaşım siz ibneyseniz bende ibneyim.
sizin arkanızdayım.:) sakın yanlış anlamayın.sizi destekliyorum.) bunu da yanlış anlamayın.
biz 2 ibne gidelim istersen buradan ne dersin arkadaşım.eşkom.
ibrahim
YA BU NE YA :)))))))))))))))))
MAHONİİİİİİ
AHAHAHAHAHA AHAHAHAHAH AHAHAHAHA
ARKADAŞLAR ARAMIZDA 1 DEĞİL 2 İBNE VAR
BAKIN YAZILANLARA.
YA BU NE YA.?
BU 1. İBNE
eski dost dedi ki...
yanlız bende az ibne değilim gerçekten.
bakmayın sağa sola kopyalar yapıyom ama bu tabi ibnelik .
hakkediyorlar diye yapıyorum .
BU DA 2. İBNE.
ozaman eski dost arkadaşım siz ibneyseniz bende ibneyim.
sizin arkanızdayım.:) sakın yanlış anlamayın.sizi destekliyorum.) bunu da yanlış anlamayın.
biz 2 ibne gidelim istersen buradan ne dersin arkadaşım.eşkom.
ibrahim
YA BU NE YA :)))))))))))))))))
MAHONİİİİİİ
AHAHAHAHAHA AHAHAHAHAH AHAHAHAHA
ARKADAŞLAR ARAMIZDA 1 DEĞİL 2 İBNE VAR
BAKIN YAZILANLARA.
YA BU NE YA.?
BU 1. İBNE
eski dost dedi ki...
yanlız bende az ibne değilim gerçekten.
bakmayın sağa sola kopyalar yapıyom ama bu tabi ibnelik .
hakkediyorlar diye yapıyorum .
BU DA 2. İBNE.
ozaman eski dost arkadaşım siz ibneyseniz bende ibneyim.
sizin arkanızdayım.:) sakın yanlış anlamayın.sizi destekliyorum.) bunu da yanlış anlamayın.
biz 2 ibne gidelim istersen buradan ne dersin arkadaşım.eşkom.
ibrahim
YA BU NE YA :)))))))))))))))))
MAHONİİİİİİ
AHAHAHAHAHA AHAHAHAHAH AHAHAHAHA
ARKADAŞLAR ARAMIZDA 1 DEĞİL 2 İBNE VAR
BAKIN YAZILANLARA.
YA BU NE YA.?
BU 1. İBNE
eski dost dedi ki...
yanlız bende az ibne değilim gerçekten.
bakmayın sağa sola kopyalar yapıyom ama bu tabi ibnelik .
hakkediyorlar diye yapıyorum .
BU DA 2. İBNE.
ozaman eski dost arkadaşım siz ibneyseniz bende ibneyim.
sizin arkanızdayım.:) sakın yanlış anlamayın.sizi destekliyorum.) bunu da yanlış anlamayın.
biz 2 ibne gidelim istersen buradan ne dersin arkadaşım.eşkom.
ibrahim
YA BU NE YA :)))))))))))))))))
MAHONİİİİİİ
AHAHAHAHAHA AHAHAHAHAH AHAHAHAHA
ARKADAŞLAR ARAMIZDA 1 DEĞİL 2 İBNE VAR
BAKIN YAZILANLARA.
YA BU NE YA.?
BU 1. İBNE
eski dost dedi ki...
yanlız bende az ibne değilim gerçekten.
bakmayın sağa sola kopyalar yapıyom ama bu tabi ibnelik .
hakkediyorlar diye yapıyorum .
BU DA 2. İBNE.
ozaman eski dost arkadaşım siz ibneyseniz bende ibneyim.
sizin arkanızdayım.:) sakın yanlış anlamayın.sizi destekliyorum.) bunu da yanlış anlamayın.
biz 2 ibne gidelim istersen buradan ne dersin arkadaşım.eşkom.
ibrahim
YA BU NE YA :)))))))))))))))))
MAHONİİİİİİ
AHAHAHAHAHA AHAHAHAHAH AHAHAHAHA
ARKADAŞLAR ARAMIZDA 1 DEĞİL 2 İBNE VAR
BAKIN YAZILANLARA.
YA BU NE YA.?
BU 1. İBNE
eski dost dedi ki...
yanlız bende az ibne değilim gerçekten.
bakmayın sağa sola kopyalar yapıyom ama bu tabi ibnelik .
hakkediyorlar diye yapıyorum .
BU DA 2. İBNE.
ozaman eski dost arkadaşım siz ibneyseniz bende ibneyim.
sizin arkanızdayım.:) sakın yanlış anlamayın.sizi destekliyorum.) bunu da yanlış anlamayın.
biz 2 ibne gidelim istersen buradan ne dersin arkadaşım.eşkom.
ibrahim
YA BU NE YA :)))))))))))))))))
MAHONİİİİİİ
AHAHAHAHAHA AHAHAHAHAH AHAHAHAHA
ARKADAŞLAR ARAMIZDA 1 DEĞİL 2 İBNE VAR
BAKIN YAZILANLARA.
YA BU NE YA.?
BU 1. İBNE
eski dost dedi ki...
yanlız bende az ibne değilim gerçekten.
bakmayın sağa sola kopyalar yapıyom ama bu tabi ibnelik .
hakkediyorlar diye yapıyorum .
BU DA 2. İBNE.
ozaman eski dost arkadaşım siz ibneyseniz bende ibneyim.
sizin arkanızdayım.:) sakın yanlış anlamayın.sizi destekliyorum.) bunu da yanlış anlamayın.
biz 2 ibne gidelim istersen buradan ne dersin arkadaşım.eşkom.
ibrahim
YA BU NE YA :)))))))))))))))))
MAHONİİİİİİ
AHAHAHAHAHA AHAHAHAHAH AHAHAHAHA
ARKADAŞLAR ARAMIZDA 1 DEĞİL 2 İBNE VAR
BAKIN YAZILANLARA.
YA BU NE YA.?
BU 1. İBNE
eski dost dedi ki...
yanlız bende az ibne değilim gerçekten.
bakmayın sağa sola kopyalar yapıyom ama bu tabi ibnelik .
hakkediyorlar diye yapıyorum .
BU DA 2. İBNE.
ozaman eski dost arkadaşım siz ibneyseniz bende ibneyim.
sizin arkanızdayım.:) sakın yanlış anlamayın.sizi destekliyorum.) bunu da yanlış anlamayın.
biz 2 ibne gidelim istersen buradan ne dersin arkadaşım.eşkom.
ibrahim
YA BU NE YA :)))))))))))))))))
MAHONİİİİİİ
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:.
Konu ile ilgili yasal durum incelendiğinde;.
1-3167 Sayılı Yasanın 16. maddesinde :.
(1) Üzerinde yazılı keşide tarihinden önce veya ibraz süresi içinde 4 üncü madde uyarınca ibraz edildiğinde, yeterli karşılığı bulunmaması nedeniyle kısmen de olsa ödenmeyen çeki keşide eden hesap sahipleri veya yetkili temsilcileri, kanunların ayrıca suç saydığı haller saklı kalmak üzere, çek bedeli tutarı kadar ağır para cezasıyla cezalandırılırlar. Ancak verilecek para cezası seksenmilyar liradan fazla olamaz. Bu miktar, 01/03/1926 tarihli ve 765 sayılı Türk Ceza Kanununun ek 2 nci maddesine göre her yıl artırılır. Bu suçtan mükerrirlere, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir..
2 – 5237 Sayılı TCK nun 2/1-3 madde ve fıkralarında ; (1) “Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz.”.
(3) Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz. 3- 5237 Sayılı TCK nun 5/1 madde ve fıkralarında :.
“Bu Kanunun genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır. “.
4-5237 Sayılı TCK nun 52/1-2-3 Madde ve fıkralarında; (1) Adlî para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hâllerde yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir..
(2) En az yirmi ve en fazla yüz Türk Lirası olan bir gün karşılığı adlî para cezasının miktarı, kişinin ekonomik ve diğer şahsî hâlleri göz önünde bulundurularak takdir edilir. (3) Kararda, adlî para cezasının belirlenmesinde esas alınan tam gün sayısı ile bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ayrı ayrı gösterilir. “.
5-5252 Sayılı Yasanın 5349 Sayılı Yasanın 6. Maddesi ile değişik Geçici 1. Maddesinde: (1) Diğer kanunların, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31 Aralık 2008 tarihine kadar uygulanır..
6-5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 madde ve fıkrasında:.
(1) Mahkûmiyet hükmünün yorumunda veya çektirilecek cezanın hesabında duraksama olursa, cezanın kısmen veya tamamen yerine getirilip getirilemeyeceği ileri sürülür ya da sonradan yürürlüğe giren kanun, hükümlünün lehinde olursa, duraksamanın giderilmesi veya yerine getirilecek cezanın belirlenmesi için hükmü veren mahkemeden karar istenir. (3) Yukarıdaki fıkralar uyarınca yapılan başvurular cezanın infazını ertelemez. Ancak, mahkeme olayın özelliğine göre infazın ertelenmesine veya durdurulmasına karar verebilir. 7- 5275 Sayılı Yasanın 101/1-3 Madde ve fıkrasında:.
(1) Cezanın infazı sırasında, 98 ilâ 100 üncü maddeler gereğince mahkemeden alınması gereken kararlar duruşma yapılmaksızın verilir. Karar verilmeden önce Cumhuriyet savcısı ve hükümlünün görüşlerini yazılı olarak bildirmeleri istenebilir..
(3)Bölge adliye mahkemesi veya Yargıtaydan başka mahkemeler tarafından verilmiş olan bu kararlara karşı itiraz yoluna gidilebilir.” hükümleri bulunmaktadır..
Ayrıca TBMM tarafından 5728 Sayılı Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlar ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile düzenleme yapıldığı ve bu kanunun yürürlükte olduğu ancak yapılan bu düzenlemeler içerisinde 3167 Sayılı Yasanın 16. Maddesi ile ilgili bir düzenlemenin bulunmadığı da ortadadır..
Kararına itiraz edilen mahkemenin itiraz edilen kararında; 5252 Sayılı Kanunun geçici 1. Maddesinde 5560 Sayılı Kanunla yapılan değişiklik üzerine belirlenen 31.12.2008 gününe değin, diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümlerinin düzeltilmesinin öngörüldüğü halde bu kapsamdan olarak yasa koyucu tarafından 5728 Sayılı “Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”u va’zettiği, dolayısıyla da uyumlaştırılması murat olunan diğer kanunların bu kapsamda yeniden düzenlenildiği., ancak bu çerçevede 3167 Sayılı Kanun hükümlerinin ayrık tutulduğu, bunun ise tamamen mevzuatın “Özel” niteliğinden kaynaklandığı, hal böyle olunca da Yargıtay Yüksek Dairesi’nin pek çok uygulamalarında da “özel yasa ” niteliğinden dolayı pek çok uygulanabilir (önödeme-uzlaşma…gibi) hukuk müessesesinden ayrık değerlendirildiği nazara alındığında, ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil eden çeklerden dolayı tayin olunacak ceza hükmünde de “çek bedeli kadar adli para cezası” olmasında hukuken aykırı bir durum görülmediğinden” sanık vekilinin talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır..
Yürürlükte olan yasal durum incelendiğinde; TCK nun 5/1 maddesinde bu kanunun genel hükümlerinin özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanacağı belirtilerek ceza hukukunda yeknesaklık sağlanmak istenmiştir. Bu amaçla 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesine; diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemesine aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31.12.2008 tarihine kadar uygulanır hükmü konulmuş ve bu süre yeniden uzatılmamıştır..
Yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. Madde hükmünü dikkate alarak ” Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” adı altında 580 maddeden oluşan 5728 Sayılı Yasayı çıkartmış ve bu yasa yürürlüğe girmiştir..
Buradan da anlaşıldığı üzere yasa koyucunun amacı TCK nun genel hükümlerinin bütün özel yasalarda ve ceza hükmü içeren yasalarda uygulanmasını sağlamaktır. 5237 Sayılı TCK nun 52. maddesi dikkate alındığında adli para cezasının tanımının yapıldığı görülmektedir. Buna göre adli para cezası , beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmadığı hallerde 730 günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması sureti ile hesaplanan meblağın hükümlü tarafından devlet hazinesine ödenmesinden ibarettir.
Bu maddenin 1. fıkrasında bulunan “kanunda aksine hüküm bulunmayan haller” tanımının adli para cezası gün sayısının bu genel düzenlemeye aykırı olarak 730 günün altında veya üstünde düzenlenecebileceği ve bu düzenlemenin de geçerli olduğu anlamındadır. Buradan da anlaşıldığı üzere TCK genel hükümlerinde gün adli para cezası sistemi benimsenmiştir. 3167 Sayılı yasanın 16. maddesi değerlendirildiğinde; “….. çek bedeli tutarı kadar ağır para cezası (adli para cezası) ile cezalandırılırlar . Ancak verilecek para cezası 80 milyar liradan fazla olamaz. ” hükmünün bulunduğu, bu düzenlemenin gün para cezası içermemesi nedeni ile TCK nun 52/1 maddesine uygun olmadığı ortadadır..
Yasa koyucunun 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesinde sözünü ettiği diğer kanunlar içerisinde 3167 Sayılı Yasanın da olduğu hususunda tereddüt yoktur. Buna göre 3167 Sayılı Yasada bulunan ve 5237 Sayılı TCK nun 1.Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümler 31.12.2008 tarihine kadar uygulanabilecektir. Bu düzenlemenin mevhumu muhalifinden 3167 Sayılı (özel) Kanunun TCK nun 1. kitabının 52. maddesinde düzenlenen gün para sistemine aykırı olan ceza kuralının 31.12.2008 tarihinden sonra uygulanmayacağı 5252 Sayıl Yasanın geçici 1. Maddesinin emredici hükmüdür. Kaldı ki yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesini dikkate alarak 5728 Sayılı Yasa ile özel yasalarda ayrıntılı düzenlemeler yapmasına rağmen 3167 Sayılı Yasada herhangi bir düzenleme yapmamıştır..
Ayrıca Adalet Bakanlığı’nın http://www.kgm.adalet.gov.tr/basbakanlik/cekkanunu.pdf adresinde bulunan ve Çek Kanunu Tasarısı Taslağı olarak Başbakanlığa gönderilen metnin 5/1 madde ve fıkrasında “Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adlî paracezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adlî para cezası, çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamaz.” düzenlemesinin bulunduğu, bu düzenleme dikkate alındığında yasama organının büyük çoğunluğunu oluşturan yürütmeyi (hükümeti ) temsilen Adalet Bakanlığının da itirazı reddeden mahkeme ve red kararında belirtilen Yargıtay Dairesinin inancına aykırı olarak çek kanununda verilecek adli para cezasının gün para sistemine uygun olması gerektiğini öngördüğü, bu durum karşısında subjektif değerlendirme niteliğinde olan “çekin ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil etmesi” bu nedenle 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesindeki düzenlemenin değiştirilmediği yani ayrık tutulduğu (temel düzenlemeden istisna edildiği) yönündeki değerlendirmenin mevcut yasal durum karşısında yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır..
Yasa koyucunun atlama yaptığı, bir konuyu unuttuğu kabul edilemeyeceğine ve yukarıda da değinildiği gibi bu konuda değişiklik yapmak için Başbakanlığa kanun tasarısı taslağıda sevk edildiğine göre yürütmenin, (hükümetin ) ve yasa koyucunun (TBMM’nin) muradının 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesi ile düzenlenen ceza kuralının ortadan kalkması ve yeni yasal düzenleme yapılana kadar bu ceza hükmünün uygulanamaz olmasını sağlamak olduğu kabul edilmelidir. Çünkü ceza kuralları uygulanmak amacı ile konulur. Uygulanamayan bir ceza kuralı kaldırılmış demektir. Uygulanamayacağı yasa ile düzenlenen, bu nedenle yasal olarak kaldırılma dışında yok hükmünde olan bir kurala göre ceza vermek gerek Anayasa’da yapılan temel haklar ile ilgili düzenlemelere, temel hak ve özgürlükleri içeren Uluslararası Sözleşme hükümlerine ve gerekse Türk Ceza Kanunun 2. maddesinde düzenlenen kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz, kanunlarda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz kuralına da aykırıdır..
Bu yasal durum karşısında hükümlünün, 31.12.2008 tarihinden itibaren zımni olarak yürürlükten kaldırılan ve yerine yeni hüküm konulmaması nedeni ile cezasız bırakılan karşılıksız çek keşide etmek eyleminden dolayı cezalandırıldığı, hükümlü müdafiinin yaptığı itirazın hukuka uygun olmayan mülahazalarla red edildiği, itirazın yasal ve yerinde olduğu anlaşılmakla, 5275 Sayılı Yasanın 101/3 madde ve fıkrasının verdiği yetkiye dayanarak ve hükümlünün telafisi mümkün olmayan zararlara uğramasını engellemek amacı ile 5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 maddesi gereğince mahkumiyet hükmünün yorumunda ve çektirilecek cezanın hesabında açıklanan nedenlerle duraksama olduğundan 3167 Sayılı Yasada yeni bir düzenleme yapılana ya da 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesinin açıkça yürürlükten kaldırılması anına kadar infazın ertelenmesine, yasa koyucunun yeni bir düzenleme yapması halinde hükümlünün durumunun yeniden mahkemesince ele alınarak değerlendirilmesi için itirazın kabülü ile hükümlüye Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 31.07.2007 tarih ve 2007/299 esas 2007/590 karar sayılı ilamı ile verilen adli para cezasının infazının durdurulmasına karar vermek gerekmiştir..
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;.
1-Hükümlü H.S.S. müdafiinin yapmış olduğu İTİRAZIN KABÜLÜNE, 2-Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 04.02.2009 tarih ve 2007/299 esas 2007/590 karar sayılı EK KARARININ KALDIRILMASINA.
3-Sanık hakkında Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 31.07.2007 tarih ve 2007/299 esas 2007/590 karar sayılı ilamı ile verilen 26000TL adli para cezasının İNFAZININ DURDURULMASINA,.
4-Kararın bir örneğinin gereğinin yerine getirilmesi için Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine,.
Dosyanın Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesine iadesine, Karardan bir örneğin hükümlü vekiline TEBLİĞİNE ,.
Dair; 5275 Sayılı Yasanın 101/3 ve CMK nun 271/4 madde ve fıkrası gereğince incelenen dosya üzerinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi..16.03.2009..
.
.
.
SARAYKÖY ASLİYE CEZA MAHKEMEİ DOSYA NO :2007/176 KARAR NO :2007/201
HAKİM : GÜLPERİ GÜNEŞ 32147 C.SAVCISI : HÜSEYİN HÜR 107696 KATİP : MURAT AYRAL 97009
SANIK : A. G. K. SUÇ : KARŞILIKSIZ ÇEK KEŞİDE ETME SUÇ TARIHİ : 19/02/2007 ASIL KARAR TARİHİ : 25/09/2007 EK KARAR TARİHİ : 28/01/2009
HÜKÜMLÜ AHMET GÜRKAN ………KAN IN 21/01/2009 ARİHLİ İNFAZIN DURDURULMASINA İLİKİN DİLEKÇESİ C. SAVCISININ YAZILI GÖRÜŞÜ ALINARAKİNCELENDİ.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLÜ:
HÜKÜMLÜ AHMET GÜRKAN …..KAN HAKKINDA MAHKEMEMİZİN 25/09/2009 TARİH 2007/176-201 ESAS E KARAR SAYILI KARARI İLE KARŞILIKSIZ ÇEK KEŞİDE ETMEK SUÇUNDAN DAYI 60.000 TL ADLİ PARA CEZASI İL CEZALANDIRILMASIA KARAR VERİLDİĞİ, KARARIN 20/11/2007 TARİHİNDE KESİNLEŞEREK İNFAZA VERİLDİĞİ HÜKÜMLÜĞÜN ADLİ PARA CEZASNI ÖDEMEMESİ ÜZERİNE SARAYKÖY C.BAŞSAVCILIĞININ 29/01/2008 GÜNLÜ KARARI İLE HÜKÜMLÜYE VERİE ADLİ PARA CEZASININ 600 GÜN HAPİS CEZASINA ÇEVRİLDİĞİ VE 28/02/2008 TARİHİNDE İNFAZA BAŞLANDIĞI HÜKÜMLÜNÜN HALEN B CEZASINI İNFAZ TTİĞİ 5252 SAYILI ÜÇK NIN YÜÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDAKİ KANUNUN GEÇİCİ 1.MADDESİDE BELİRTİLEN DİĞEN KANUNLARIN TCK NIN GEEL HÜKÜMLERİNE AKRI OLAN MADDELERİNİN UYGULANMASINA DEVAM EDİLECEĞİNE İLİŞKİN HÜKMÜN 31/12/2008 TARİHİ İTİBARİYLE YÜRÜRÜKTE KALKTIĞI YASA KOYUCU TARAFINDAN 5728 SAYILI YASA İLE BİR ÇOK ÖZEL YASDAKİ CEZA HÜKÜMLERİ 5237 SAYILI YASAYA UYGUN HALE GETİRİLMESİNE RAĞMEN 3167 SAYILI YASA YÖNÜNDEN 31/12/2008 TARİHİNE KADAR HER HANGİ BİR DÜZENLEME YAPILMADIĞI 5252 SAYILI TCK NIN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KARARIN MADDESİ 5237 SAYILI TCK 45/1 52/1 MADELERİ İLE BİRLİKTE DEĞERLENDİRLDİĞİNDE BU GENEL URALIN BÜTÜN ÖZEL YASALARI BAĞLAYACĞI ÖZEL YASALARDAKİ AYKIRI HÜKÜMLRİN 31/12/2008 TARİHİNE KADAR UYGUNABİLECEĞİ BU TARİHE KADAR ÖZEL YASALARIN 5257 SAYILI TCK NIN GEEL KÜMLERİNE UYARLANMASININ ZORUNLU BULUNDUĞU ANCA 3167 SAYILI YASA AÇISINDAN HALEN BU UYARLAMANIN YAPILMAMIQŞ OLDUĞU ANLAŞILMAKLA HÜKÜMLÜNÜN MAĞDURİYETNE NEDE ALMAMAK AÇISINDAN 527 SAYILI ASANIN 98. MADDESİ UYARINCA İNFAZIN DURDURULMASINA KARAR VERMEKGEREKMİŞTİR. HÜKÜM YUKARIDA AÇIKLANAN NEDENLERLE
HÜKÜMLÜ AHMET GÜRKAN ……KAN HAKKINDA MAHKEMEMİZİN 25/09/207 TARİH 2007/176-201 ESAS VE KARAR SAYILI İLAMI İLE VERİLEN 60.000 TL ADLİ PARA CEZASINA İLİŞKİN İNFAZIN DURDURULMASINA.
HÜKÜMLÜNÜN BAŞKA BİR SUÇTAN TUTUKLU VEY HÜKÜMLÜ ULUNMAASI HALİNDE SALIVERİLMESİNE
KARARIN C.SAVCILIĞI ARACILIĞIYLA HÜKÜMLÜYE TEBLİĞİ DAİR, DOSYA ÜZERİNDEYAPILAN İNCELEMESONUCUNDA İSTEME UYGUN V TEBLİĞ TARİHİNDEN İTAREN 7 GÜN İÇİNDE DENİZLİ NBETÇİ AĞIR CEZA MAHKEMESİNE İTİRAZ YOLU AÇIK OLMAK ÜZERERKARAR VERİLDİ
Sakarya Ağır Ceza Mahkemesi, Karşılıksız Çek Beraat Kararı
BAŞKAN : ABDÜLKADİR YAVUZ ÜYE : BURHANETTİN ESENKAR ÜYE : CEVDET BAK
KATİP : BEHİYE AYDINHükümlü A.B. vekili Av. Levent S. tarafından Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.03.2009 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı ek kararı ile hükümlü vekilinin talebinin reddine ve mahkemelerinin 28.5.2008 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı ilamının değiştirilmesine ve infazın durdurulmasına yer olmadığına ve infazın devamına dair kararına dosya içeriğine göre süresi içerisinde; müvekkilinin 3167 Sayılı Kanuna Muhalefet nedeni ile para cezasına mahkum edildiği, 5275 Sayılı Yasanın 98. maddesi uyarınca yaptıkları başvurunun reddedildiği, bu kararın 5237 Sayılı TCK nun 5, 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesi, 3167 Sayılı Yasanın 16. maddesi ayrıca TCK 20.43.52,53,60,61 maddelerinde yer alan düzenlemelere aykırı olduğu, 31.11.2008 tarihi itibari ile karşılıksız çek keşide etmek eyleminin suç olmaktan çıktığı, böylece suçta ve cezada kanunilik ilkesi uyarınca hükümlü hakkında verilen cezanın yasal dayanağının kalmadığı iddiası ile Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından 24.03.2009 tarihinde infazın devamına ilişkin ek kararın itiraz incelemesi ile kaldırılmasını ve hakkında tayin edilen cezanın bütün sonuçları ile ortadan kaldırılmasını ve tahliyesini istemiştir.
İddia makamının mütalaası alındı, dosya incelendi
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Konu ile ilgili yasal durum incelendiğinde;
1-3167 Sayılı Yasanın 16. maddesinde : (1) Üzerinde yazılı keşide tarihinden önce veya ibraz süresi içinde 4 üncü madde uyarınca ibraz edildiğinde, yeterli karşılığı bulunmaması nedeniyle kısmen de olsa ödenmeyen çeki keşide eden hesap sahipleri veya yetkili temsilcileri, kanunların ayrıca suç saydığı haller saklı kalmak üzere, çek bedeli tutarı kadar ağır para cezasıyla cezalandırılırlar. Ancak verilecek para cezası seksenmilyar liradan fazla olamaz. Bu miktar, 01/03/1926 tarihli ve 765 sayılı Türk Ceza Kanununun ek 2 nci maddesine göre her yıl artırılır. Bu suçtan mükerrirlere, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.
2 – 5237 Sayılı TCK nun 2/1-3 madde ve fıkralarında ; (1) “Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz.”
(3) Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz.
3- 5237 Sayılı TCK nun 5/1 madde ve fıkralarında : “Bu Kanunun genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır. “
4-5237 Sayılı TCK nun 52/1-2-3 Madde ve fıkralarında; (1) Adlî para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hâllerde yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir.
(2) En az yirmi ve en fazla yüz Türk Lirası olan bir gün karşılığı adlî para cezasının miktarı, kişinin ekonomik ve diğer şahsî hâlleri göz önünde bulundurularak takdir edilir. (3) Kararda, adlî para cezasının belirlenmesinde esas alınan tam gün sayısı ile bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ayrı ayrı gösterilir. “
5-5252 Sayılı Yasanın 5349 Sayılı Yasanın 6. Maddesi ile değişik Geçici 1. Maddesinde: (1) Diğer kanunların, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31 Aralık 2008 tarihine kadar uygulanır.
6-5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 madde ve fıkrasında: (1) Mahkûmiyet hükmünün yorumunda veya çektirilecek cezanın hesabında duraksama olursa, cezanın kısmen veya tamamen yerine getirilip getirilemeyeceği ileri sürülür ya da sonradan yürürlüğe giren kanun, hükümlünün lehinde olursa, duraksamanın giderilmesi veya yerine getirilecek cezanın belirlenmesi için hükmü veren mahkemeden karar istenir. (3) Yukarıdaki fıkralar uyarınca yapılan başvurular cezanın infazını ertelemez. Ancak, mahkeme olayın özelliğine göre infazın ertelenmesine veya durdurulmasına karar verebilir.
7- 5275 Sayılı Yasanın 101/1-3 Madde ve fıkrasında: (1) Cezanın infazı sırasında, 98 ilâ 100 üncü maddeler gereğince mahkemeden alınması gereken kararlar duruşma yapılmaksızın verilir. Karar verilmeden önce Cumhuriyet savcısı ve hükümlünün görüşlerini yazılı olarak bildirmeleri istenebilir. “http://karsiliksizcek.wordpress.com/”
(3)Bölge adliye mahkemesi veya Yargıtaydan başka mahkemeler tarafından verilmiş olan bu kararlara karşı itiraz yoluna gidilebilir.” hükümleri bulunmaktadır.
Ayrıca TBMM tarafından 5728 Sayılı Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlar ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile düzenleme yapıldığı ve bu kanunun yürürlükte olduğu ancak yapılan bu düzenlemeler içerisinde 3167 Sayılı Yasanın 16. Maddesi ile ilgili bir düzenlemenin bulunmadığı da ortadadır.
Kararına itiraz edilen mahkemenin itiraz edilen kararında; 5252 Sayılı Kanunun geçici 1. Maddesinde 5560 Sayılı Kanunla yapılan değişiklik üzerine belirlenen 31.12.2008 gününe değin, diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümlerinin düzeltilmesinin öngörüldüğü halde bu kapsamdan olarak yasa koyucu tarafından 5728 Sayılı “Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”u va’zettiği, dolayısıyla da uyumlaştırılması murat olunan diğer kanunların bu kapsamda yeniden düzenlenildiği., ancak bu çerçevede 3167 Sayılı Kanun hükümlerinin ayrık tutulduğu, bunun ise tamamen mevzuatın “Özel” niteliğinden kaynaklandığı, hal böyle olunca da Yargıtay Yüksek Dairesi’nin pek çok uygulamalarında da “özel yasa ” niteliğinden dolayı pek çok uygulanabilir (önödeme-uzlaşma…gibi) hukuk müessesesinden ayrık değerlendirildiği nazara alındığında, ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil eden çeklerden dolayı tayin olunacak ceza hükmünde de “çek bedeli kadar adli para cezası” olmasında hukuken aykırı bir durum görülmediğinden” sanık vekilinin talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Yürürlükte olan yasal durum incelendiğinde; TCK nun 5/1 maddesinde bu kanunun genel hükümlerinin özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanacağı belirtilerek ceza hukukunda yeknesaklık sağlanmak istenmiştir.
Bu amaçla 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesine; diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemesine aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31.12.2008 tarihine kadar uygulanır hükmü konulmuş ve bu süre yeniden uzatılmamıştır.
Yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. Madde hükmünü dikkate alarak ” Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” adı altında 580 maddeden oluşan 5728 Sayılı Yasayı çıkartmış ve bu yasa yürürlüğe girmiştir.
Buradan da anlaşıldığı üzere yasa koyucunun amacı TCK nun genel hükümlerinin bütün özel yasalarda ve ceza hükmü içeren yasalarda uygulanmasını sağlamaktır.
5237 Sayılı TCK nun 52. maddesi dikkate alındığında adli para cezasının tanımının yapıldığı görülmektedir. Buna göre adli para cezası , beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmadığı hallerde 730 günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması sureti ile hesaplanan meblağın hükümlü tarafından devlet hazinesine ödenmesinden ibarettir
Bu maddenin 1. fıkrasında bulunan “kanunda aksine hüküm bulunmayan haller” tanımının adli para cezası gün sayısının bu genel düzenlemeye aykırı olarak 730 günün altında veya üstünde düzenlenebileceği ve bu düzenlemenin de geçerli olduğu anlamındadır. Buradan da anlaşıldığı üzere TCK genel hükümlerinde gün adli para cezası sistemi benimsenmiştir. 3167 Sayılı yasanın 16. maddesi değerlendirildiğinde; “….. çek bedeli tutarı kadar ağır para cezası (adli para cezası) ile cezalandırılırlar . Ancak verilecek para cezası 80 milyar liradan fazla olamaz. ” hükmünün bulunduğu, bu düzenlemenin gün para cezası içermemesi nedeni ile TCK nun 52/1 maddesine uygun olmadığı ortadadır.
Yasa koyucunun 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesinde sözünü ettiği diğer kanunlar içerisinde 3167 Sayılı Yasanın da olduğu hususunda tereddüt yoktur. Buna göre 3167 Sayılı Yasada bulunan ve 5237 Sayılı TCK nun 1.Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümler 31.12.2008 tarihine kadar uygulanabilecektir. Bu düzenlemenin mevhumu muhalifinden 3167 Sayılı (özel) Kanunun TCK nun 1. kitabının 52. maddesinde düzenlenen gün para sistemine aykırı olan ceza kuralının 31.12.2008 tarihinden sonra uygulanmayacağı 5252 Sayıl Yasanın geçici 1. Maddesinin emredici hükmüdür. Kaldı ki yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesini dikkate alarak 5728 Sayılı Yasa ile özel yasalarda ayrıntılı düzenlemeler yapmasına rağmen 3167 Sayılı Yasada herhangi bir düzenleme yapmamıştır.
Ayrıca Adalet Bakanlığı’nın http://www.kgm.adalet.gov.tr/basbakanlik/cekkanunu.pdf adresinde bulunan ve Çek Kanunu Tasarısı Taslağı olarak Başbakanlığa gönderilen metnin 5/1 madde ve fıkrasında “Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adlî paracezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adlî para cezası, çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamaz.” düzenlemesinin bulunduğu, bu düzenleme dikkate alındığında yasama organının büyük çoğunluğunu oluşturan yürütmeyi (hükümeti ) temsilen Adalet Bakanlığının da itirazı reddeden mahkeme ve red kararında belirtilen Yargıtay Dairesinin inancına aykırı olarak çek kanununda verilecek adli para cezasının gün para sistemine uygun olması gerektiğini öngördüğü, bu durum karşısında subjektif değerlendirme niteliğinde olan “çekin ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil etmesi” bu nedenle 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesindeki düzenlemenin değiştirilmediği yani ayrık tutulduğu (temel düzenlemeden istisna edildiği) yönündeki değerlendirmenin mevcut yasal durum karşısında yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
Yasa koyucunun atlama yaptığı, bir konuyu unuttuğu kabul edilemeyeceğine ve yukarıda da değinildiği gibi bu konuda değişiklik yapmak için Başbakanlığa kanun tasarısı taslağıda sevk edildiğine göre yürütmenin, (hükümetin ) ve yasa koyucunun (TBMM’nin) muradının 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesi ile düzenlenen ceza kuralının ortadan kalkması ve yeni yasal düzenleme yapılana kadar bu ceza hükmünün uygulanamaz olmasını sağlamak olduğu kabul edilmelidir. Çünkü ceza kuralları uygulanmak amacı ile konulur. Uygulanamayan bir ceza kuralı kaldırılmış demektir. Uygulanamayacağı yasa ile düzenlenen, bu nedenle yasal olarak kaldırılma dışında yok hükmünde olan bir kurala göre ceza vermek gerek Anayasa’da yapılan temel haklar ile ilgili düzenlemelere, temel hak ve özgürlükleri içeren Uluslararası Sözleşme hükümlerine ve gerekse Türk Ceza Kanunun 2. maddesinde düzenlenen kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz, kanunlarda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz kuralına da aykırıdır.
Bu yasal durum karşısında hükümlünün, 31.12.2008 tarihinden itibaren zımni olarak yürürlükten kaldırılan ve yerine yeni hüküm konulmaması nedeni ile cezasız bırakılan karşılıksız çek keşide etmek eyleminden dolayı cezalandırıldığı, hükümlü müdafiinin yaptığı itirazın hukuka uygun olmayan mülahazalarla red edildiği, itirazın yasal ve yerinde olduğu anlaşılmakla, 5275 Sayılı Yasanın 101/3 madde ve fıkrasının verdiği yetkiye dayanarak ve hükümlünün telafisi mümkün olmayan zararlara uğramasını engellemek amacı ile 5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 maddesi gereğince mahkumiyet hükmünün yorumunda ve çektirilecek cezanın hesabında açıklanan nedenlerle duraksama olduğundan 3167 Sayılı Yasada yeni bir düzenleme yapılana ya da 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesinin açıkça yürürlükten kaldırılması anına kadar infazın ertelenmesine, yasa koyucunun yeni bir düzenleme yapması halinde hükümlünün durumunun yeniden mahkemesince ele alınarak değerlendirilmesi için itirazın kabülü ile hükümlüye Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 08.05.2008 tarih ve 2008/202 esas, 2008/323 karar sayılı ilamı ile verilen adli para cezasının infazının durdurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Hükümlü Abdullah Bekir vekilinin yapmış olduğu İTİRAZIN KABÜLÜNE, 2-Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.03.2009 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı EK KARARININ KALDIRILMASINA
3-Sanık hakkında Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 8.5.2008 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı ilamı ile verilen 4158 .- TL, adli para cezasının İNFAZININ DURDURULMASINA,
4-Kararın bir örneğinin gereğinin yerine getirilmesi için Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine,
Dosyanın Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesine iadesine, Karardan bir örneğin hükümlü vekiline TEBLİĞİNE , Dair; 5275 Sayılı Yasanın 101/3 ve CMK nun 271/4 madde ve fıkrası gereğince incelenen dosya üzerinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.27.03.2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/7 Geliş Tarihi: 05/01/2009 Mahkemesi: Köyceğiz Sulh Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2008/82 Mahkeme Karar No: 2008/141 Mahkeme Karar Tarihi: 15/05/2008
Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme
DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/133 Karar BOZMA Karar Tarihi 19/01/2009 Kapatma Tarihi 03/02/2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/9 Geliş Tarihi: 05/01/2009
Mahkemesi: Tarsus Ağır Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2008/903 Mahkeme Karar No: 2008/903 Mahkeme Karar Tarihi: 14/07/2008
Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/135 Karar BOZMA Karar Tarihi 19/01/2009 Kapatma Tarihi 03/02/2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/14 Geliş Tarihi: 12/01/2009
Mahkemesi: Korkuteli Asliye Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2005/153
Mahkeme Karar No: 2006/97 Mahkeme Karar Tarihi: 10/03/2006
Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/784 Karar BOZMA Karar Tarihi 26/01/2009 Kapatma Tarihi 12/02/2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/18 Geliş Tarihi: 12/01/2009
Mahkemesi: Malatya 4. Asliye Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2006/291
Mahkeme Karar No: 2007/539 Mahkeme Karar Tarihi: 17/07/2007 Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/787 Karar BOZMA Karar Tarihi 26/01/2009 Kapatma Tarihi 03/02/2009
SAYIN MİLLETVEKİLLERİM
Sayın
Milletvekilim
Karşılıksız çekten dolayı hapis cezası , kanayan bir yaradır ve Türk Hukuk Sistemi açısından bir yüz karasıdır! Kişi hak ve hürriyetlerine ve esasen mevcut Anayasamıza da aykırı olan bu uygulama 1 Ocak 2009 tarihi itibariyle yeni bir boyut kazanmıştır:
Konu ile ilgili mevcut hukuki durum aşağıda sadece iki ana husus bakımından özetlenmiştir. Uygulama yasasında verilen süre 31 Aralık 2008'de dolmuş ve bu tarihten itibaren karşılıksız çek suçları fiilen cezasız kalmıştır. Eğer hukuk devletiysek, bu suçtan dolayı, yeni bir yasal düzenleme yapılana kadar hiçbir mahkeme ceza veremez ve önceden verilmiş olan cezalar da hukuken yok hükmündedir.
Ne var ki yargı tereddüttedir ve 3 aydır çelişkili kararlar verilmektedir. Bazı mahkemeler ceza vermeye devam ederken kendisinden bir çözüm beklenen YARGITAY, bugüne kadar yerel mahkemelere emsal oluşturacak bir karar da vermemiştir. Bazı illerdeki Asliye Ceza Mahkemeleri ve en önemlisi Sakarya 1. Ağır Ceza Mahkemesi ise, cezaların infazını durdurmuş ve hükümlüler tahliye edilmeye başlanmıştır. Diğer taraftan karşılıksız çekten dolayı ceza almış olan binlerce kişi ise kanunsuz bir şekilde 3 ayı aşkın süredir cezaevlerinde tutulmaktadır.
Ekonomik suçtan dolayı hürriyeti bağlayıcı ceza verilmesinin gayri insani olduğu, mevcut düzenlemenin anayasaya aykırı olduğu konuları bir tarafa, ortada apaçık bir hukuksuzluk ve kaos vardır! Teknik bir konu değil, akl-ı selim sahibi herkesin kolayca anlayabileceği basit bir durum var ortada... Prof. Dr. Adem Sözüer ve daha birçok hukukçu aylardır konuyu anlatmaya çalışıyor ama maalesef hukuksuzluk devam ediyor.
Bu kaos hem adalet anlayışını zedeliyor, hem de apaçık bir ihlal niteliği taşıyor. Üç aydır haksız yere cezaevlerinde tutulan insanlar, bu durumu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine taşıdıklarında kesinlikle lehe bir karar çıkacak ve yüklü tazminatlar gündeme gelecektir. Zira Sakarya Ağır Ceza Mahkemesinin aynı konuda verdiği emsal kararlar var. Bu kararlar diğer mahkemeleri bağlayıcı olmasa da ceza hukukunun uygulanmasında yeknesaklık zedelenmiş ve kanun önünde eşitlik ilkesi bozulmuştur. Böyle bir netice, Meclisi ve hükumeti zor durumda bırakacağı gibi, uluslararası hukuk çevrelerinde ve kamuoyu nezdinde yargı organlarının saygınlığını da zedeleyici sonuçlar doğurabilecektir. Meclisin ve hükumetin bir an önce bu çarpık duruma el koyması ve hukuksuzluğu sona erdirmesi gerekiyor.
Yeni yasada adli para cezası ve dolayısıyla hapis cezası devam edecek olsa da, çıkacak kanuna eklenecek bir geçici madde ile, 1 Ocak 2009 tarihi ile kanunun çıktığı tarihe kadar oluşmuş bulunan yasal boşluk sebebiyle cezasız kalmış olan karşılıksız çek suçundan dolayı verilen cezaların kaldırılması sağlanabilir. Böylece hem yargının tereddütleri izale edilmiş olur, bozulan yeknesaklık ve eşitlik ilkesi de nispeten telafi edilebilir.
Ortada kamu vicdanını rahatsız eden, toplumsal barışı zedeleyen ve adalet duygusunu inciten çok vahim bir tablo vardır ve süratle çözüm beklenmektedir.
Sessiz sedasız onbinlerce insan ve aile, Yüce Meclisten hukuk devleti esasına uygun bir çözüm beklemektedir.
HUKUKİ DURUMUN ÖZETİ
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 5 inci maddesi “Özel kanunlarla ilişki” başlığını taşımaktadır. Bu maddeye göre, “Bu Kanun’un genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren özel kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır.” Bu kanunun yayınlanmasını müteakip 3167 sayılı Çek Yasasının da içinde bulunduğu “ceza içeren özel kanunlar”da gerekli değişiklik ve uyumların yapılabilmesi için 5nci maddenin uygulanması 31.12.2008 tarihine ertelenmiştir. Ancak 31.12.2008 tarihine kadar, diğer birçok özel kanunda değişiklik yapılmış olmasına rağmen Çek Kanununda gerekli değişiklikler yapılmadığından, artık 01.01.2009 tarihi itibariyle 3167 Sayılı Yasanın ceza içeren ve TCK Genel Hükümlerine aykırılık teşkil eden maddeleri zımnen yürürlükten kaldırılmış bulunmaktadır. Nitekim, 31.12.2008 tarihine dek, ceza hükmü getiren diğer özel kanunlardan olan 3167 Sayılı Çek Kanununun cezai hükümleri, TCK’nun genel hükümlerine aykırı olsa da uygulanabilmekteydi.
Aykırılıklar nerededir?
1. TCK m. 21 bakımından : 3167 SK. m. 16/1’de karşılıksız çek keşide etme suçu, “şekli suç” niteliğinde düzenlenmiştir. Ancak, TCK ’nın genel hükümleri (m. 21) uyarınca, bir suçun oluşumu kastın varlığına bağlıdır. Kast “doğrudan”(m. 21/1) veya “olası kast” (m. 21/2) olabilir. Bu nedenle, bir kişinin karşılıksız çek nedeniyle cezalandırılabilmesi için, bu kişinin çeki keşide ederken, çekin karşılıksız kalacağı kastıyla hareket etmiş olması gerekmektedir. Başka bir deyişle, bunu bilmeli ve istemelidir. Dolayısıyla, yapılan yargılamada, artık kastın varlığı mutlak olarak araştırılmalı ve bunun sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır. Şayet olayda kast yoksa TCK m. 21/2’ye göre, somut olayda karşılıksız çek keşide eden kişide “olası kast”ın varlığı da ayrıca değerlendirilerek, maddede öngörülen ceza indirimleri uygulanmalıdır. 5252 Sayılı Kanunun kabulü ve uygulanması ile, hukukumuzda bugüne kadar zaten tartışmalı olan “objektif sorumluluk” esası terkedilmiş ve “kusursuz ceza olmaz” esası tamamen geçerli kılınmıştır. Şu halde, karşılıksız çek suçlarında, 1.1.2009 tarihine kadar “objektif sorumluluk” esasına göre verilmiş olan cezalar geçerliliğini yitirmiş bulunmaktadır. Artık suçun manevi unsuru olarak “kast” aranmalıdır. Aksi bir uygulama “kanunsuz suç ve ceza olamaz” esasına açık bir aykırılık teşkil edecektir.
2. TCK m. 52 bakımından Çek Kanunu’na göre, karşılıksız çek keşide etme suçunun cezası, çek bedeli tutarı kadar “adli para cezası” olarak belirlenmekteydi. Ancak, 1.1.2009 tarihinden itibaren TCK’nın adli para cezalarına ilişkin 52. maddesi uygulama alanı bulacağından, ceza miktarının ve niteliğinin belirlenmesi değişmiş bulunmaktadır.
TCK 52. maddenin uygulanmaya başlaması ile Çek yasasındaki çek bedeline bağlı adli para cezası uygulaması son bulmuştur. Adli para cezasının miktarının tespiti artık, sadece gün/para esasına göre yapılabilecektir. 3167 Sayılı Çek Kanunu’nun uygulamasında, ceza, karşılıksız çıkan çek miktarına göre belirlenmekteyken, TCK’nın 52. maddesinin uygulanmasıyla, öncelikle tamgün hesabının yapılması ve bir güne karşılık gelen parasal miktarın belirlenmesi üzerine karar verilmesi gerekmektedir. TCK m. 61/8 hükmüne göre, adli para cezası, belirlenen sonuç gün ile kişinin bir gün karşılığı ödeyebileceği miktarın çarpılması suretiyle bulunacaktır. Bu itibarla, yargılama sonucunda verilecek adli para cezasının tayini usulü de tümden değişmektedir. Nitekim hazırlanan yeni Çek Kanunu tasarısında da "Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adlî para cezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adlî para cezası, çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamaz." Denilmek suretiyle adli para cezasının tayininde Yeni TCK’na uygun olarak gün/para sisteminin getirildiği görülmektedir.
Bu değerlendirmeler ışığı altında bugüne kadar 3167 Sayılı Kanuna göre verilen çek cezaları, 01.01.2009 tarihinde yürürlüğe girmiş bulunan TCK 5nci maddesi uyarınca , aynı kanunun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırılık teşkil etmektedir ve sanık/hükümlü lehine olan yeni hükümler uygulanarak bugüne kadar verilmiş olan cezaların infazı durdrulmalıdır.
Uygulanamayacağı yasa ile düzenlenen, bu nedenle yasal olarak yok hükmünde olan bir kurala göre ceza vermek, gerek Anayasa'da yapılan temel haklar ile ilgili düzenlemelere, temel hak ve özgürlükleri içeren Uluslararası Sözleşme hükümlerine ve gerekse Türk Ceza Kanunun 2. maddesinde düzenlenen kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz, kanunlarda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz kuralına da aykırıdır.
BU AŞAGILIK YAZILARA MÜSADEE ETMEYECEGİMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMM...........................................................................KARŞILIKSIZ ÇEKE HAPİS İNSANLIK ONURUNA AYKIRI İSE BU YAZILAR İNSANLIK ONURUNAAA UYGUNMUUUU?????
mahoni seker seni sike sike götünü yırrımı orusbu mynettekiler yetmedimi seni sikmeye benim sikimi agzına alırken nasıl kıvranıyordun seni sikerken gözlerimi kapadım 532 telefonunu başkalarınada verim istersen götün lastik gibi oluk sikile sikile ben mynetten mustafa nikim Ben akıllı ol gelir aklını alırım yazma bu siteye kaltak seni
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:.
Konu ile ilgili yasal durum incelendiğinde;.
1-3167 Sayılı Yasanın 16. maddesinde :.
(1) Üzerinde yazılı keşide tarihinden önce veya ibraz süresi içinde 4 üncü madde uyarınca ibraz edildiğinde, yeterli karşılığı bulunmaması nedeniyle kısmen de olsa ödenmeyen çeki keşide eden hesap sahipleri veya yetkili temsilcileri, kanunların ayrıca suç saydığı haller saklı kalmak üzere, çek bedeli tutarı kadar ağır para cezasıyla cezalandırılırlar. Ancak verilecek para cezası seksenmilyar liradan fazla olamaz. Bu miktar, 01/03/1926 tarihli ve 765 sayılı Türk Ceza Kanununun ek 2 nci maddesine göre her yıl artırılır. Bu suçtan mükerrirlere, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir..
2 – 5237 Sayılı TCK nun 2/1-3 madde ve fıkralarında ; (1) “Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz.”.
(3) Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz. 3- 5237 Sayılı TCK nun 5/1 madde ve fıkralarında :.
“Bu Kanunun genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır. “.
4-5237 Sayılı TCK nun 52/1-2-3 Madde ve fıkralarında; (1) Adlî para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hâllerde yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir..
(2) En az yirmi ve en fazla yüz Türk Lirası olan bir gün karşılığı adlî para cezasının miktarı, kişinin ekonomik ve diğer şahsî hâlleri göz önünde bulundurularak takdir edilir. (3) Kararda, adlî para cezasının belirlenmesinde esas alınan tam gün sayısı ile bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ayrı ayrı gösterilir. “.
5-5252 Sayılı Yasanın 5349 Sayılı Yasanın 6. Maddesi ile değişik Geçici 1. Maddesinde: (1) Diğer kanunların, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31 Aralık 2008 tarihine kadar uygulanır..
6-5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 madde ve fıkrasında:.
(1) Mahkûmiyet hükmünün yorumunda veya çektirilecek cezanın hesabında duraksama olursa, cezanın kısmen veya tamamen yerine getirilip getirilemeyeceği ileri sürülür ya da sonradan yürürlüğe giren kanun, hükümlünün lehinde olursa, duraksamanın giderilmesi veya yerine getirilecek cezanın belirlenmesi için hükmü veren mahkemeden karar istenir. (3) Yukarıdaki fıkralar uyarınca yapılan başvurular cezanın infazını ertelemez. Ancak, mahkeme olayın özelliğine göre infazın ertelenmesine veya durdurulmasına karar verebilir. 7- 5275 Sayılı Yasanın 101/1-3 Madde ve fıkrasında:.
(1) Cezanın infazı sırasında, 98 ilâ 100 üncü maddeler gereğince mahkemeden alınması gereken kararlar duruşma yapılmaksızın verilir. Karar verilmeden önce Cumhuriyet savcısı ve hükümlünün görüşlerini yazılı olarak bildirmeleri istenebilir..
(3)Bölge adliye mahkemesi veya Yargıtaydan başka mahkemeler tarafından verilmiş olan bu kararlara karşı itiraz yoluna gidilebilir.” hükümleri bulunmaktadır..
Ayrıca TBMM tarafından 5728 Sayılı Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlar ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile düzenleme yapıldığı ve bu kanunun yürürlükte olduğu ancak yapılan bu düzenlemeler içerisinde 3167 Sayılı Yasanın 16. Maddesi ile ilgili bir düzenlemenin bulunmadığı da ortadadır..
Kararına itiraz edilen mahkemenin itiraz edilen kararında; 5252 Sayılı Kanunun geçici 1. Maddesinde 5560 Sayılı Kanunla yapılan değişiklik üzerine belirlenen 31.12.2008 gününe değin, diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümlerinin düzeltilmesinin öngörüldüğü halde bu kapsamdan olarak yasa koyucu tarafından 5728 Sayılı “Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”u va’zettiği, dolayısıyla da uyumlaştırılması murat olunan diğer kanunların bu kapsamda yeniden düzenlenildiği., ancak bu çerçevede 3167 Sayılı Kanun hükümlerinin ayrık tutulduğu, bunun ise tamamen mevzuatın “Özel” niteliğinden kaynaklandığı, hal böyle olunca da Yargıtay Yüksek Dairesi’nin pek çok uygulamalarında da “özel yasa ” niteliğinden dolayı pek çok uygulanabilir (önödeme-uzlaşma…gibi) hukuk müessesesinden ayrık değerlendirildiği nazara alındığında, ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil eden çeklerden dolayı tayin olunacak ceza hükmünde de “çek bedeli kadar adli para cezası” olmasında hukuken aykırı bir durum görülmediğinden” sanık vekilinin talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır..
Yürürlükte olan yasal durum incelendiğinde; TCK nun 5/1 maddesinde bu kanunun genel hükümlerinin özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanacağı belirtilerek ceza hukukunda yeknesaklık sağlanmak istenmiştir. Bu amaçla 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesine; diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemesine aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31.12.2008 tarihine kadar uygulanır hükmü konulmuş ve bu süre yeniden uzatılmamıştır..
Yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. Madde hükmünü dikkate alarak ” Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” adı altında 580 maddeden oluşan 5728 Sayılı Yasayı çıkartmış ve bu yasa yürürlüğe girmiştir..
Buradan da anlaşıldığı üzere yasa koyucunun amacı TCK nun genel hükümlerinin bütün özel yasalarda ve ceza hükmü içeren yasalarda uygulanmasını sağlamaktır. 5237 Sayılı TCK nun 52. maddesi dikkate alındığında adli para cezasının tanımının yapıldığı görülmektedir. Buna göre adli para cezası , beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmadığı hallerde 730 günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması sureti ile hesaplanan meblağın hükümlü tarafından devlet hazinesine ödenmesinden ibarettir.
Bu maddenin 1. fıkrasında bulunan “kanunda aksine hüküm bulunmayan haller” tanımının adli para cezası gün sayısının bu genel düzenlemeye aykırı olarak 730 günün altında veya üstünde düzenlenecebileceği ve bu düzenlemenin de geçerli olduğu anlamındadır. Buradan da anlaşıldığı üzere TCK genel hükümlerinde gün adli para cezası sistemi benimsenmiştir. 3167 Sayılı yasanın 16. maddesi değerlendirildiğinde; “….. çek bedeli tutarı kadar ağır para cezası (adli para cezası) ile cezalandırılırlar . Ancak verilecek para cezası 80 milyar liradan fazla olamaz. ” hükmünün bulunduğu, bu düzenlemenin gün para cezası içermemesi nedeni ile TCK nun 52/1 maddesine uygun olmadığı ortadadır..
Yasa koyucunun 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesinde sözünü ettiği diğer kanunlar içerisinde 3167 Sayılı Yasanın da olduğu hususunda tereddüt yoktur. Buna göre 3167 Sayılı Yasada bulunan ve 5237 Sayılı TCK nun 1.Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümler 31.12.2008 tarihine kadar uygulanabilecektir. Bu düzenlemenin mevhumu muhalifinden 3167 Sayılı (özel) Kanunun TCK nun 1. kitabının 52. maddesinde düzenlenen gün para sistemine aykırı olan ceza kuralının 31.12.2008 tarihinden sonra uygulanmayacağı 5252 Sayıl Yasanın geçici 1. Maddesinin emredici hükmüdür. Kaldı ki yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesini dikkate alarak 5728 Sayılı Yasa ile özel yasalarda ayrıntılı düzenlemeler yapmasına rağmen 3167 Sayılı Yasada herhangi bir düzenleme yapmamıştır..
Ayrıca Adalet Bakanlığı’nın http://www.kgm.adalet.gov.tr/basbakanlik/cekkanunu.pdf adresinde bulunan ve Çek Kanunu Tasarısı Taslağı olarak Başbakanlığa gönderilen metnin 5/1 madde ve fıkrasında “Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adlî paracezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adlî para cezası, çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamaz.” düzenlemesinin bulunduğu, bu düzenleme dikkate alındığında yasama organının büyük çoğunluğunu oluşturan yürütmeyi (hükümeti ) temsilen Adalet Bakanlığının da itirazı reddeden mahkeme ve red kararında belirtilen Yargıtay Dairesinin inancına aykırı olarak çek kanununda verilecek adli para cezasının gün para sistemine uygun olması gerektiğini öngördüğü, bu durum karşısında subjektif değerlendirme niteliğinde olan “çekin ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil etmesi” bu nedenle 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesindeki düzenlemenin değiştirilmediği yani ayrık tutulduğu (temel düzenlemeden istisna edildiği) yönündeki değerlendirmenin mevcut yasal durum karşısında yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır..
Yasa koyucunun atlama yaptığı, bir konuyu unuttuğu kabul edilemeyeceğine ve yukarıda da değinildiği gibi bu konuda değişiklik yapmak için Başbakanlığa kanun tasarısı taslağıda sevk edildiğine göre yürütmenin, (hükümetin ) ve yasa koyucunun (TBMM’nin) muradının 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesi ile düzenlenen ceza kuralının ortadan kalkması ve yeni yasal düzenleme yapılana kadar bu ceza hükmünün uygulanamaz olmasını sağlamak olduğu kabul edilmelidir. Çünkü ceza kuralları uygulanmak amacı ile konulur. Uygulanamayan bir ceza kuralı kaldırılmış demektir. Uygulanamayacağı yasa ile düzenlenen, bu nedenle yasal olarak kaldırılma dışında yok hükmünde olan bir kurala göre ceza vermek gerek Anayasa’da yapılan temel haklar ile ilgili düzenlemelere, temel hak ve özgürlükleri içeren Uluslararası Sözleşme hükümlerine ve gerekse Türk Ceza Kanunun 2. maddesinde düzenlenen kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz, kanunlarda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz kuralına da aykırıdır..
Bu yasal durum karşısında hükümlünün, 31.12.2008 tarihinden itibaren zımni olarak yürürlükten kaldırılan ve yerine yeni hüküm konulmaması nedeni ile cezasız bırakılan karşılıksız çek keşide etmek eyleminden dolayı cezalandırıldığı, hükümlü müdafiinin yaptığı itirazın hukuka uygun olmayan mülahazalarla red edildiği, itirazın yasal ve yerinde olduğu anlaşılmakla, 5275 Sayılı Yasanın 101/3 madde ve fıkrasının verdiği yetkiye dayanarak ve hükümlünün telafisi mümkün olmayan zararlara uğramasını engellemek amacı ile 5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 maddesi gereğince mahkumiyet hükmünün yorumunda ve çektirilecek cezanın hesabında açıklanan nedenlerle duraksama olduğundan 3167 Sayılı Yasada yeni bir düzenleme yapılana ya da 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesinin açıkça yürürlükten kaldırılması anına kadar infazın ertelenmesine, yasa koyucunun yeni bir düzenleme yapması halinde hükümlünün durumunun yeniden mahkemesince ele alınarak değerlendirilmesi için itirazın kabülü ile hükümlüye Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 31.07.2007 tarih ve 2007/299 esas 2007/590 karar sayılı ilamı ile verilen adli para cezasının infazının durdurulmasına karar vermek gerekmiştir..
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;.
1-Hükümlü H.S.S. müdafiinin yapmış olduğu İTİRAZIN KABÜLÜNE, 2-Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 04.02.2009 tarih ve 2007/299 esas 2007/590 karar sayılı EK KARARININ KALDIRILMASINA.
3-Sanık hakkında Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 31.07.2007 tarih ve 2007/299 esas 2007/590 karar sayılı ilamı ile verilen 26000TL adli para cezasının İNFAZININ DURDURULMASINA,.
4-Kararın bir örneğinin gereğinin yerine getirilmesi için Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine,.
Dosyanın Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesine iadesine, Karardan bir örneğin hükümlü vekiline TEBLİĞİNE ,.
Dair; 5275 Sayılı Yasanın 101/3 ve CMK nun 271/4 madde ve fıkrası gereğince incelenen dosya üzerinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi..16.03.2009..
.
.
.
SARAYKÖY ASLİYE CEZA MAHKEMEİ DOSYA NO :2007/176 KARAR NO :2007/201
HAKİM : GÜLPERİ GÜNEŞ 32147 C.SAVCISI : HÜSEYİN HÜR 107696 KATİP : MURAT AYRAL 97009
SANIK : A. G. K. SUÇ : KARŞILIKSIZ ÇEK KEŞİDE ETME SUÇ TARIHİ : 19/02/2007 ASIL KARAR TARİHİ : 25/09/2007 EK KARAR TARİHİ : 28/01/2009
HÜKÜMLÜ AHMET GÜRKAN ………KAN IN 21/01/2009 ARİHLİ İNFAZIN DURDURULMASINA İLİKİN DİLEKÇESİ C. SAVCISININ YAZILI GÖRÜŞÜ ALINARAKİNCELENDİ.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLÜ:
HÜKÜMLÜ AHMET GÜRKAN …..KAN HAKKINDA MAHKEMEMİZİN 25/09/2009 TARİH 2007/176-201 ESAS E KARAR SAYILI KARARI İLE KARŞILIKSIZ ÇEK KEŞİDE ETMEK SUÇUNDAN DAYI 60.000 TL ADLİ PARA CEZASI İL CEZALANDIRILMASIA KARAR VERİLDİĞİ, KARARIN 20/11/2007 TARİHİNDE KESİNLEŞEREK İNFAZA VERİLDİĞİ HÜKÜMLÜĞÜN ADLİ PARA CEZASNI ÖDEMEMESİ ÜZERİNE SARAYKÖY C.BAŞSAVCILIĞININ 29/01/2008 GÜNLÜ KARARI İLE HÜKÜMLÜYE VERİE ADLİ PARA CEZASININ 600 GÜN HAPİS CEZASINA ÇEVRİLDİĞİ VE 28/02/2008 TARİHİNDE İNFAZA BAŞLANDIĞI HÜKÜMLÜNÜN HALEN B CEZASINI İNFAZ TTİĞİ 5252 SAYILI ÜÇK NIN YÜÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDAKİ KANUNUN GEÇİCİ 1.MADDESİDE BELİRTİLEN DİĞEN KANUNLARIN TCK NIN GEEL HÜKÜMLERİNE AKRI OLAN MADDELERİNİN UYGULANMASINA DEVAM EDİLECEĞİNE İLİŞKİN HÜKMÜN 31/12/2008 TARİHİ İTİBARİYLE YÜRÜRÜKTE KALKTIĞI YASA KOYUCU TARAFINDAN 5728 SAYILI YASA İLE BİR ÇOK ÖZEL YASDAKİ CEZA HÜKÜMLERİ 5237 SAYILI YASAYA UYGUN HALE GETİRİLMESİNE RAĞMEN 3167 SAYILI YASA YÖNÜNDEN 31/12/2008 TARİHİNE KADAR HER HANGİ BİR DÜZENLEME YAPILMADIĞI 5252 SAYILI TCK NIN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KARARIN MADDESİ 5237 SAYILI TCK 45/1 52/1 MADELERİ İLE BİRLİKTE DEĞERLENDİRLDİĞİNDE BU GENEL URALIN BÜTÜN ÖZEL YASALARI BAĞLAYACĞI ÖZEL YASALARDAKİ AYKIRI HÜKÜMLRİN 31/12/2008 TARİHİNE KADAR UYGUNABİLECEĞİ BU TARİHE KADAR ÖZEL YASALARIN 5257 SAYILI TCK NIN GEEL KÜMLERİNE UYARLANMASININ ZORUNLU BULUNDUĞU ANCA 3167 SAYILI YASA AÇISINDAN HALEN BU UYARLAMANIN YAPILMAMIQŞ OLDUĞU ANLAŞILMAKLA HÜKÜMLÜNÜN MAĞDURİYETNE NEDE ALMAMAK AÇISINDAN 527 SAYILI ASANIN 98. MADDESİ UYARINCA İNFAZIN DURDURULMASINA KARAR VERMEKGEREKMİŞTİR. HÜKÜM YUKARIDA AÇIKLANAN NEDENLERLE
HÜKÜMLÜ AHMET GÜRKAN ……KAN HAKKINDA MAHKEMEMİZİN 25/09/207 TARİH 2007/176-201 ESAS VE KARAR SAYILI İLAMI İLE VERİLEN 60.000 TL ADLİ PARA CEZASINA İLİŞKİN İNFAZIN DURDURULMASINA.
HÜKÜMLÜNÜN BAŞKA BİR SUÇTAN TUTUKLU VEY HÜKÜMLÜ ULUNMAASI HALİNDE SALIVERİLMESİNE
KARARIN C.SAVCILIĞI ARACILIĞIYLA HÜKÜMLÜYE TEBLİĞİ DAİR, DOSYA ÜZERİNDEYAPILAN İNCELEMESONUCUNDA İSTEME UYGUN V TEBLİĞ TARİHİNDEN İTAREN 7 GÜN İÇİNDE DENİZLİ NBETÇİ AĞIR CEZA MAHKEMESİNE İTİRAZ YOLU AÇIK OLMAK ÜZERERKARAR VERİLDİ
Sakarya Ağır Ceza Mahkemesi, Karşılıksız Çek Beraat Kararı
BAŞKAN : ABDÜLKADİR YAVUZ ÜYE : BURHANETTİN ESENKAR ÜYE : CEVDET BAK
KATİP : BEHİYE AYDINHükümlü A.B. vekili Av. Levent S. tarafından Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.03.2009 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı ek kararı ile hükümlü vekilinin talebinin reddine ve mahkemelerinin 28.5.2008 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı ilamının değiştirilmesine ve infazın durdurulmasına yer olmadığına ve infazın devamına dair kararına dosya içeriğine göre süresi içerisinde; müvekkilinin 3167 Sayılı Kanuna Muhalefet nedeni ile para cezasına mahkum edildiği, 5275 Sayılı Yasanın 98. maddesi uyarınca yaptıkları başvurunun reddedildiği, bu kararın 5237 Sayılı TCK nun 5, 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesi, 3167 Sayılı Yasanın 16. maddesi ayrıca TCK 20.43.52,53,60,61 maddelerinde yer alan düzenlemelere aykırı olduğu, 31.11.2008 tarihi itibari ile karşılıksız çek keşide etmek eyleminin suç olmaktan çıktığı, böylece suçta ve cezada kanunilik ilkesi uyarınca hükümlü hakkında verilen cezanın yasal dayanağının kalmadığı iddiası ile Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından 24.03.2009 tarihinde infazın devamına ilişkin ek kararın itiraz incelemesi ile kaldırılmasını ve hakkında tayin edilen cezanın bütün sonuçları ile ortadan kaldırılmasını ve tahliyesini istemiştir.
İddia makamının mütalaası alındı, dosya incelendi
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Konu ile ilgili yasal durum incelendiğinde;
1-3167 Sayılı Yasanın 16. maddesinde : (1) Üzerinde yazılı keşide tarihinden önce veya ibraz süresi içinde 4 üncü madde uyarınca ibraz edildiğinde, yeterli karşılığı bulunmaması nedeniyle kısmen de olsa ödenmeyen çeki keşide eden hesap sahipleri veya yetkili temsilcileri, kanunların ayrıca suç saydığı haller saklı kalmak üzere, çek bedeli tutarı kadar ağır para cezasıyla cezalandırılırlar. Ancak verilecek para cezası seksenmilyar liradan fazla olamaz. Bu miktar, 01/03/1926 tarihli ve 765 sayılı Türk Ceza Kanununun ek 2 nci maddesine göre her yıl artırılır. Bu suçtan mükerrirlere, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.
2 – 5237 Sayılı TCK nun 2/1-3 madde ve fıkralarında ; (1) “Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz.”
(3) Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz.
3- 5237 Sayılı TCK nun 5/1 madde ve fıkralarında : “Bu Kanunun genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır. “
4-5237 Sayılı TCK nun 52/1-2-3 Madde ve fıkralarında; (1) Adlî para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hâllerde yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir.
(2) En az yirmi ve en fazla yüz Türk Lirası olan bir gün karşılığı adlî para cezasının miktarı, kişinin ekonomik ve diğer şahsî hâlleri göz önünde bulundurularak takdir edilir. (3) Kararda, adlî para cezasının belirlenmesinde esas alınan tam gün sayısı ile bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ayrı ayrı gösterilir. “
5-5252 Sayılı Yasanın 5349 Sayılı Yasanın 6. Maddesi ile değişik Geçici 1. Maddesinde: (1) Diğer kanunların, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31 Aralık 2008 tarihine kadar uygulanır.
6-5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 madde ve fıkrasında: (1) Mahkûmiyet hükmünün yorumunda veya çektirilecek cezanın hesabında duraksama olursa, cezanın kısmen veya tamamen yerine getirilip getirilemeyeceği ileri sürülür ya da sonradan yürürlüğe giren kanun, hükümlünün lehinde olursa, duraksamanın giderilmesi veya yerine getirilecek cezanın belirlenmesi için hükmü veren mahkemeden karar istenir. (3) Yukarıdaki fıkralar uyarınca yapılan başvurular cezanın infazını ertelemez. Ancak, mahkeme olayın özelliğine göre infazın ertelenmesine veya durdurulmasına karar verebilir.
7- 5275 Sayılı Yasanın 101/1-3 Madde ve fıkrasında: (1) Cezanın infazı sırasında, 98 ilâ 100 üncü maddeler gereğince mahkemeden alınması gereken kararlar duruşma yapılmaksızın verilir. Karar verilmeden önce Cumhuriyet savcısı ve hükümlünün görüşlerini yazılı olarak bildirmeleri istenebilir. “http://karsiliksizcek.wordpress.com/”
(3)Bölge adliye mahkemesi veya Yargıtaydan başka mahkemeler tarafından verilmiş olan bu kararlara karşı itiraz yoluna gidilebilir.” hükümleri bulunmaktadır.
Ayrıca TBMM tarafından 5728 Sayılı Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlar ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile düzenleme yapıldığı ve bu kanunun yürürlükte olduğu ancak yapılan bu düzenlemeler içerisinde 3167 Sayılı Yasanın 16. Maddesi ile ilgili bir düzenlemenin bulunmadığı da ortadadır.
Kararına itiraz edilen mahkemenin itiraz edilen kararında; 5252 Sayılı Kanunun geçici 1. Maddesinde 5560 Sayılı Kanunla yapılan değişiklik üzerine belirlenen 31.12.2008 gününe değin, diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümlerinin düzeltilmesinin öngörüldüğü halde bu kapsamdan olarak yasa koyucu tarafından 5728 Sayılı “Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”u va’zettiği, dolayısıyla da uyumlaştırılması murat olunan diğer kanunların bu kapsamda yeniden düzenlenildiği., ancak bu çerçevede 3167 Sayılı Kanun hükümlerinin ayrık tutulduğu, bunun ise tamamen mevzuatın “Özel” niteliğinden kaynaklandığı, hal böyle olunca da Yargıtay Yüksek Dairesi’nin pek çok uygulamalarında da “özel yasa ” niteliğinden dolayı pek çok uygulanabilir (önödeme-uzlaşma…gibi) hukuk müessesesinden ayrık değerlendirildiği nazara alındığında, ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil eden çeklerden dolayı tayin olunacak ceza hükmünde de “çek bedeli kadar adli para cezası” olmasında hukuken aykırı bir durum görülmediğinden” sanık vekilinin talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Yürürlükte olan yasal durum incelendiğinde; TCK nun 5/1 maddesinde bu kanunun genel hükümlerinin özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanacağı belirtilerek ceza hukukunda yeknesaklık sağlanmak istenmiştir.
Bu amaçla 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesine; diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemesine aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31.12.2008 tarihine kadar uygulanır hükmü konulmuş ve bu süre yeniden uzatılmamıştır.
Yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. Madde hükmünü dikkate alarak ” Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” adı altında 580 maddeden oluşan 5728 Sayılı Yasayı çıkartmış ve bu yasa yürürlüğe girmiştir.
Buradan da anlaşıldığı üzere yasa koyucunun amacı TCK nun genel hükümlerinin bütün özel yasalarda ve ceza hükmü içeren yasalarda uygulanmasını sağlamaktır.
5237 Sayılı TCK nun 52. maddesi dikkate alındığında adli para cezasının tanımının yapıldığı görülmektedir. Buna göre adli para cezası , beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmadığı hallerde 730 günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması sureti ile hesaplanan meblağın hükümlü tarafından devlet hazinesine ödenmesinden ibarettir
Bu maddenin 1. fıkrasında bulunan “kanunda aksine hüküm bulunmayan haller” tanımının adli para cezası gün sayısının bu genel düzenlemeye aykırı olarak 730 günün altında veya üstünde düzenlenebileceği ve bu düzenlemenin de geçerli olduğu anlamındadır. Buradan da anlaşıldığı üzere TCK genel hükümlerinde gün adli para cezası sistemi benimsenmiştir. 3167 Sayılı yasanın 16. maddesi değerlendirildiğinde; “….. çek bedeli tutarı kadar ağır para cezası (adli para cezası) ile cezalandırılırlar . Ancak verilecek para cezası 80 milyar liradan fazla olamaz. ” hükmünün bulunduğu, bu düzenlemenin gün para cezası içermemesi nedeni ile TCK nun 52/1 maddesine uygun olmadığı ortadadır.
Yasa koyucunun 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesinde sözünü ettiği diğer kanunlar içerisinde 3167 Sayılı Yasanın da olduğu hususunda tereddüt yoktur. Buna göre 3167 Sayılı Yasada bulunan ve 5237 Sayılı TCK nun 1.Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümler 31.12.2008 tarihine kadar uygulanabilecektir. Bu düzenlemenin mevhumu muhalifinden 3167 Sayılı (özel) Kanunun TCK nun 1. kitabının 52. maddesinde düzenlenen gün para sistemine aykırı olan ceza kuralının 31.12.2008 tarihinden sonra uygulanmayacağı 5252 Sayıl Yasanın geçici 1. Maddesinin emredici hükmüdür. Kaldı ki yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesini dikkate alarak 5728 Sayılı Yasa ile özel yasalarda ayrıntılı düzenlemeler yapmasına rağmen 3167 Sayılı Yasada herhangi bir düzenleme yapmamıştır.
Ayrıca Adalet Bakanlığı’nın http://www.kgm.adalet.gov.tr/basbakanlik/cekkanunu.pdf adresinde bulunan ve Çek Kanunu Tasarısı Taslağı olarak Başbakanlığa gönderilen metnin 5/1 madde ve fıkrasında “Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adlî paracezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adlî para cezası, çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamaz.” düzenlemesinin bulunduğu, bu düzenleme dikkate alındığında yasama organının büyük çoğunluğunu oluşturan yürütmeyi (hükümeti ) temsilen Adalet Bakanlığının da itirazı reddeden mahkeme ve red kararında belirtilen Yargıtay Dairesinin inancına aykırı olarak çek kanununda verilecek adli para cezasının gün para sistemine uygun olması gerektiğini öngördüğü, bu durum karşısında subjektif değerlendirme niteliğinde olan “çekin ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil etmesi” bu nedenle 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesindeki düzenlemenin değiştirilmediği yani ayrık tutulduğu (temel düzenlemeden istisna edildiği) yönündeki değerlendirmenin mevcut yasal durum karşısında yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
Yasa koyucunun atlama yaptığı, bir konuyu unuttuğu kabul edilemeyeceğine ve yukarıda da değinildiği gibi bu konuda değişiklik yapmak için Başbakanlığa kanun tasarısı taslağıda sevk edildiğine göre yürütmenin, (hükümetin ) ve yasa koyucunun (TBMM’nin) muradının 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesi ile düzenlenen ceza kuralının ortadan kalkması ve yeni yasal düzenleme yapılana kadar bu ceza hükmünün uygulanamaz olmasını sağlamak olduğu kabul edilmelidir. Çünkü ceza kuralları uygulanmak amacı ile konulur. Uygulanamayan bir ceza kuralı kaldırılmış demektir. Uygulanamayacağı yasa ile düzenlenen, bu nedenle yasal olarak kaldırılma dışında yok hükmünde olan bir kurala göre ceza vermek gerek Anayasa’da yapılan temel haklar ile ilgili düzenlemelere, temel hak ve özgürlükleri içeren Uluslararası Sözleşme hükümlerine ve gerekse Türk Ceza Kanunun 2. maddesinde düzenlenen kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz, kanunlarda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz kuralına da aykırıdır.
Bu yasal durum karşısında hükümlünün, 31.12.2008 tarihinden itibaren zımni olarak yürürlükten kaldırılan ve yerine yeni hüküm konulmaması nedeni ile cezasız bırakılan karşılıksız çek keşide etmek eyleminden dolayı cezalandırıldığı, hükümlü müdafiinin yaptığı itirazın hukuka uygun olmayan mülahazalarla red edildiği, itirazın yasal ve yerinde olduğu anlaşılmakla, 5275 Sayılı Yasanın 101/3 madde ve fıkrasının verdiği yetkiye dayanarak ve hükümlünün telafisi mümkün olmayan zararlara uğramasını engellemek amacı ile 5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 maddesi gereğince mahkumiyet hükmünün yorumunda ve çektirilecek cezanın hesabında açıklanan nedenlerle duraksama olduğundan 3167 Sayılı Yasada yeni bir düzenleme yapılana ya da 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesinin açıkça yürürlükten kaldırılması anına kadar infazın ertelenmesine, yasa koyucunun yeni bir düzenleme yapması halinde hükümlünün durumunun yeniden mahkemesince ele alınarak değerlendirilmesi için itirazın kabülü ile hükümlüye Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 08.05.2008 tarih ve 2008/202 esas, 2008/323 karar sayılı ilamı ile verilen adli para cezasının infazının durdurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Hükümlü Abdullah Bekir vekilinin yapmış olduğu İTİRAZIN KABÜLÜNE, 2-Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.03.2009 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı EK KARARININ KALDIRILMASINA
3-Sanık hakkında Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 8.5.2008 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı ilamı ile verilen 4158 .- TL, adli para cezasının İNFAZININ DURDURULMASINA,
4-Kararın bir örneğinin gereğinin yerine getirilmesi için Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine,
Dosyanın Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesine iadesine, Karardan bir örneğin hükümlü vekiline TEBLİĞİNE , Dair; 5275 Sayılı Yasanın 101/3 ve CMK nun 271/4 madde ve fıkrası gereğince incelenen dosya üzerinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.27.03.2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/7 Geliş Tarihi: 05/01/2009 Mahkemesi: Köyceğiz Sulh Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2008/82 Mahkeme Karar No: 2008/141 Mahkeme Karar Tarihi: 15/05/2008
Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme
DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/133 Karar BOZMA Karar Tarihi 19/01/2009 Kapatma Tarihi 03/02/2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/9 Geliş Tarihi: 05/01/2009
Mahkemesi: Tarsus Ağır Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2008/903 Mahkeme Karar No: 2008/903 Mahkeme Karar Tarihi: 14/07/2008
Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/135 Karar BOZMA Karar Tarihi 19/01/2009 Kapatma Tarihi 03/02/2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/14 Geliş Tarihi: 12/01/2009
Mahkemesi: Korkuteli Asliye Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2005/153
Mahkeme Karar No: 2006/97 Mahkeme Karar Tarihi: 10/03/2006
Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/784 Karar BOZMA Karar Tarihi 26/01/2009 Kapatma Tarihi 12/02/2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/18 Geliş Tarihi: 12/01/2009
Mahkemesi: Malatya 4. Asliye Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2006/291
Mahkeme Karar No: 2007/539 Mahkeme Karar Tarihi: 17/07/2007 Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/787 Karar BOZMA Karar Tarihi 26/01/2009 Kapatma Tarihi 03/02/2009
SAYIN MİLLETVEKİLLERİM
Sayın
Milletvekilim
Karşılıksız çekten dolayı hapis cezası , kanayan bir yaradır ve Türk Hukuk Sistemi açısından bir yüz karasıdır! Kişi hak ve hürriyetlerine ve esasen mevcut Anayasamıza da aykırı olan bu uygulama 1 Ocak 2009 tarihi itibariyle yeni bir boyut kazanmıştır:
Konu ile ilgili mevcut hukuki durum aşağıda sadece iki ana husus bakımından özetlenmiştir. Uygulama yasasında verilen süre 31 Aralık 2008'de dolmuş ve bu tarihten itibaren karşılıksız çek suçları fiilen cezasız kalmıştır. Eğer hukuk devletiysek, bu suçtan dolayı, yeni bir yasal düzenleme yapılana kadar hiçbir mahkeme ceza veremez ve önceden verilmiş olan cezalar da hukuken yok hükmündedir.
Ne var ki yargı tereddüttedir ve 3 aydır çelişkili kararlar verilmektedir. Bazı mahkemeler ceza vermeye devam ederken kendisinden bir çözüm beklenen YARGITAY, bugüne kadar yerel mahkemelere emsal oluşturacak bir karar da vermemiştir. Bazı illerdeki Asliye Ceza Mahkemeleri ve en önemlisi Sakarya 1. Ağır Ceza Mahkemesi ise, cezaların infazını durdurmuş ve hükümlüler tahliye edilmeye başlanmıştır. Diğer taraftan karşılıksız çekten dolayı ceza almış olan binlerce kişi ise kanunsuz bir şekilde 3 ayı aşkın süredir cezaevlerinde tutulmaktadır.
Ekonomik suçtan dolayı hürriyeti bağlayıcı ceza verilmesinin gayri insani olduğu, mevcut düzenlemenin anayasaya aykırı olduğu konuları bir tarafa, ortada apaçık bir hukuksuzluk ve kaos vardır! Teknik bir konu değil, akl-ı selim sahibi herkesin kolayca anlayabileceği basit bir durum var ortada... Prof. Dr. Adem Sözüer ve daha birçok hukukçu aylardır konuyu anlatmaya çalışıyor ama maalesef hukuksuzluk devam ediyor.
Bu kaos hem adalet anlayışını zedeliyor, hem de apaçık bir ihlal niteliği taşıyor. Üç aydır haksız yere cezaevlerinde tutulan insanlar, bu durumu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine taşıdıklarında kesinlikle lehe bir karar çıkacak ve yüklü tazminatlar gündeme gelecektir. Zira Sakarya Ağır Ceza Mahkemesinin aynı konuda verdiği emsal kararlar var. Bu kararlar diğer mahkemeleri bağlayıcı olmasa da ceza hukukunun uygulanmasında yeknesaklık zedelenmiş ve kanun önünde eşitlik ilkesi bozulmuştur. Böyle bir netice, Meclisi ve hükumeti zor durumda bırakacağı gibi, uluslararası hukuk çevrelerinde ve kamuoyu nezdinde yargı organlarının saygınlığını da zedeleyici sonuçlar doğurabilecektir. Meclisin ve hükumetin bir an önce bu çarpık duruma el koyması ve hukuksuzluğu sona erdirmesi gerekiyor.
Yeni yasada adli para cezası ve dolayısıyla hapis cezası devam edecek olsa da, çıkacak kanuna eklenecek bir geçici madde ile, 1 Ocak 2009 tarihi ile kanunun çıktığı tarihe kadar oluşmuş bulunan yasal boşluk sebebiyle cezasız kalmış olan karşılıksız çek suçundan dolayı verilen cezaların kaldırılması sağlanabilir. Böylece hem yargının tereddütleri izale edilmiş olur, bozulan yeknesaklık ve eşitlik ilkesi de nispeten telafi edilebilir.
Ortada kamu vicdanını rahatsız eden, toplumsal barışı zedeleyen ve adalet duygusunu inciten çok vahim bir tablo vardır ve süratle çözüm beklenmektedir.
Sessiz sedasız onbinlerce insan ve aile, Yüce Meclisten hukuk devleti esasına uygun bir çözüm beklemektedir.
HUKUKİ DURUMUN ÖZETİ
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 5 inci maddesi “Özel kanunlarla ilişki” başlığını taşımaktadır. Bu maddeye göre, “Bu Kanun’un genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren özel kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır.” Bu kanunun yayınlanmasını müteakip 3167 sayılı Çek Yasasının da içinde bulunduğu “ceza içeren özel kanunlar”da gerekli değişiklik ve uyumların yapılabilmesi için 5nci maddenin uygulanması 31.12.2008 tarihine ertelenmiştir. Ancak 31.12.2008 tarihine kadar, diğer birçok özel kanunda değişiklik yapılmış olmasına rağmen Çek Kanununda gerekli değişiklikler yapılmadığından, artık 01.01.2009 tarihi itibariyle 3167 Sayılı Yasanın ceza içeren ve TCK Genel Hükümlerine aykırılık teşkil eden maddeleri zımnen yürürlükten kaldırılmış bulunmaktadır. Nitekim, 31.12.2008 tarihine dek, ceza hükmü getiren diğer özel kanunlardan olan 3167 Sayılı Çek Kanununun cezai hükümleri, TCK’nun genel hükümlerine aykırı olsa da uygulanabilmekteydi.
Aykırılıklar nerededir?
1. TCK m. 21 bakımından : 3167 SK. m. 16/1’de karşılıksız çek keşide etme suçu, “şekli suç” niteliğinde düzenlenmiştir. Ancak, TCK ’nın genel hükümleri (m. 21) uyarınca, bir suçun oluşumu kastın varlığına bağlıdır. Kast “doğrudan”(m. 21/1) veya “olası kast” (m. 21/2) olabilir. Bu nedenle, bir kişinin karşılıksız çek nedeniyle cezalandırılabilmesi için, bu kişinin çeki keşide ederken, çekin karşılıksız kalacağı kastıyla hareket etmiş olması gerekmektedir. Başka bir deyişle, bunu bilmeli ve istemelidir. Dolayısıyla, yapılan yargılamada, artık kastın varlığı mutlak olarak araştırılmalı ve bunun sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır. Şayet olayda kast yoksa TCK m. 21/2’ye göre, somut olayda karşılıksız çek keşide eden kişide “olası kast”ın varlığı da ayrıca değerlendirilerek, maddede öngörülen ceza indirimleri uygulanmalıdır. 5252 Sayılı Kanunun kabulü ve uygulanması ile, hukukumuzda bugüne kadar zaten tartışmalı olan “objektif sorumluluk” esası terkedilmiş ve “kusursuz ceza olmaz” esası tamamen geçerli kılınmıştır. Şu halde, karşılıksız çek suçlarında, 1.1.2009 tarihine kadar “objektif sorumluluk” esasına göre verilmiş olan cezalar geçerliliğini yitirmiş bulunmaktadır. Artık suçun manevi unsuru olarak “kast” aranmalıdır. Aksi bir uygulama “kanunsuz suç ve ceza olamaz” esasına açık bir aykırılık teşkil edecektir.
2. TCK m. 52 bakımından Çek Kanunu’na göre, karşılıksız çek keşide etme suçunun cezası, çek bedeli tutarı kadar “adli para cezası” olarak belirlenmekteydi. Ancak, 1.1.2009 tarihinden itibaren TCK’nın adli para cezalarına ilişkin 52. maddesi uygulama alanı bulacağından, ceza miktarının ve niteliğinin belirlenmesi değişmiş bulunmaktadır.
TCK 52. maddenin uygulanmaya başlaması ile Çek yasasındaki çek bedeline bağlı adli para cezası uygulaması son bulmuştur. Adli para cezasının miktarının tespiti artık, sadece gün/para esasına göre yapılabilecektir. 3167 Sayılı Çek Kanunu’nun uygulamasında, ceza, karşılıksız çıkan çek miktarına göre belirlenmekteyken, TCK’nın 52. maddesinin uygulanmasıyla, öncelikle tamgün hesabının yapılması ve bir güne karşılık gelen parasal miktarın belirlenmesi üzerine karar verilmesi gerekmektedir. TCK m. 61/8 hükmüne göre, adli para cezası, belirlenen sonuç gün ile kişinin bir gün karşılığı ödeyebileceği miktarın çarpılması suretiyle bulunacaktır. Bu itibarla, yargılama sonucunda verilecek adli para cezasının tayini usulü de tümden değişmektedir. Nitekim hazırlanan yeni Çek Kanunu tasarısında da "Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adlî para cezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adlî para cezası, çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamaz." Denilmek suretiyle adli para cezasının tayininde Yeni TCK’na uygun olarak gün/para sisteminin getirildiği görülmektedir.
Bu değerlendirmeler ışığı altında bugüne kadar 3167 Sayılı Kanuna göre verilen çek cezaları, 01.01.2009 tarihinde yürürlüğe girmiş bulunan TCK 5nci maddesi uyarınca , aynı kanunun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırılık teşkil etmektedir ve sanık/hükümlü lehine olan yeni hükümler uygulanarak bugüne kadar verilmiş olan cezaların infazı durdrulmalıdır.
Uygulanamayacağı yasa ile düzenlenen, bu nedenle yasal olarak yok hükmünde olan bir kurala göre ceza vermek, gerek Anayasa'da yapılan temel haklar ile ilgili düzenlemelere, temel hak ve özgürlükleri içeren Uluslararası Sözleşme hükümlerine ve gerekse Türk Ceza Kanunun 2. maddesinde düzenlenen kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz, kanunlarda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz kuralına da aykırıdır.
BU AŞAGILIK YAZILARA MÜSADEE ETMEYECEGİMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMM...........................................................................KARŞILIKSIZ ÇEKE HAPİS İNSANLIK ONURUNA AYKIRI İSE BU YAZILAR İNSANLIK ONURUNAAA UYGUNMUUUU?????
çok ayıp ediyorsunuz sayın gay arkadaşlarım.ben sizi asla dışlamam.bu insan onuruyla oynamak olur.
sayın eski dost ve ibrahim arkadaşım.siz bu mahonii denen kişiye bakmayın.ayıp değilki yaptığınız.
ama bence doğrusu bir gay sitesinde daha mutlu olursunuz siz.burası size göre değil arkadaşlarım.
melek
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:.
Konu ile ilgili yasal durum incelendiğinde;.
1-3167 Sayılı Yasanın 16. maddesinde :.
(1) Üzerinde yazılı keşide tarihinden önce veya ibraz süresi içinde 4 üncü madde uyarınca ibraz edildiğinde, yeterli karşılığı bulunmaması nedeniyle kısmen de olsa ödenmeyen çeki keşide eden hesap sahipleri veya yetkili temsilcileri, kanunların ayrıca suç saydığı haller saklı kalmak üzere, çek bedeli tutarı kadar ağır para cezasıyla cezalandırılırlar. Ancak verilecek para cezası seksenmilyar liradan fazla olamaz. Bu miktar, 01/03/1926 tarihli ve 765 sayılı Türk Ceza Kanununun ek 2 nci maddesine göre her yıl artırılır. Bu suçtan mükerrirlere, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir..
2 – 5237 Sayılı TCK nun 2/1-3 madde ve fıkralarında ; (1) “Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz.”.
(3) Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz. 3- 5237 Sayılı TCK nun 5/1 madde ve fıkralarında :.
“Bu Kanunun genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır. “.
4-5237 Sayılı TCK nun 52/1-2-3 Madde ve fıkralarında; (1) Adlî para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hâllerde yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir..
(2) En az yirmi ve en fazla yüz Türk Lirası olan bir gün karşılığı adlî para cezasının miktarı, kişinin ekonomik ve diğer şahsî hâlleri göz önünde bulundurularak takdir edilir. (3) Kararda, adlî para cezasının belirlenmesinde esas alınan tam gün sayısı ile bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ayrı ayrı gösterilir. “.
5-5252 Sayılı Yasanın 5349 Sayılı Yasanın 6. Maddesi ile değişik Geçici 1. Maddesinde: (1) Diğer kanunların, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31 Aralık 2008 tarihine kadar uygulanır..
6-5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 madde ve fıkrasında:.
(1) Mahkûmiyet hükmünün yorumunda veya çektirilecek cezanın hesabında duraksama olursa, cezanın kısmen veya tamamen yerine getirilip getirilemeyeceği ileri sürülür ya da sonradan yürürlüğe giren kanun, hükümlünün lehinde olursa, duraksamanın giderilmesi veya yerine getirilecek cezanın belirlenmesi için hükmü veren mahkemeden karar istenir. (3) Yukarıdaki fıkralar uyarınca yapılan başvurular cezanın infazını ertelemez. Ancak, mahkeme olayın özelliğine göre infazın ertelenmesine veya durdurulmasına karar verebilir. 7- 5275 Sayılı Yasanın 101/1-3 Madde ve fıkrasında:.
(1) Cezanın infazı sırasında, 98 ilâ 100 üncü maddeler gereğince mahkemeden alınması gereken kararlar duruşma yapılmaksızın verilir. Karar verilmeden önce Cumhuriyet savcısı ve hükümlünün görüşlerini yazılı olarak bildirmeleri istenebilir..
(3)Bölge adliye mahkemesi veya Yargıtaydan başka mahkemeler tarafından verilmiş olan bu kararlara karşı itiraz yoluna gidilebilir.” hükümleri bulunmaktadır..
Ayrıca TBMM tarafından 5728 Sayılı Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlar ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile düzenleme yapıldığı ve bu kanunun yürürlükte olduğu ancak yapılan bu düzenlemeler içerisinde 3167 Sayılı Yasanın 16. Maddesi ile ilgili bir düzenlemenin bulunmadığı da ortadadır..
Kararına itiraz edilen mahkemenin itiraz edilen kararında; 5252 Sayılı Kanunun geçici 1. Maddesinde 5560 Sayılı Kanunla yapılan değişiklik üzerine belirlenen 31.12.2008 gününe değin, diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümlerinin düzeltilmesinin öngörüldüğü halde bu kapsamdan olarak yasa koyucu tarafından 5728 Sayılı “Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”u va’zettiği, dolayısıyla da uyumlaştırılması murat olunan diğer kanunların bu kapsamda yeniden düzenlenildiği., ancak bu çerçevede 3167 Sayılı Kanun hükümlerinin ayrık tutulduğu, bunun ise tamamen mevzuatın “Özel” niteliğinden kaynaklandığı, hal böyle olunca da Yargıtay Yüksek Dairesi’nin pek çok uygulamalarında da “özel yasa ” niteliğinden dolayı pek çok uygulanabilir (önödeme-uzlaşma…gibi) hukuk müessesesinden ayrık değerlendirildiği nazara alındığında, ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil eden çeklerden dolayı tayin olunacak ceza hükmünde de “çek bedeli kadar adli para cezası” olmasında hukuken aykırı bir durum görülmediğinden” sanık vekilinin talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır..
Yürürlükte olan yasal durum incelendiğinde; TCK nun 5/1 maddesinde bu kanunun genel hükümlerinin özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanacağı belirtilerek ceza hukukunda yeknesaklık sağlanmak istenmiştir. Bu amaçla 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesine; diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemesine aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31.12.2008 tarihine kadar uygulanır hükmü konulmuş ve bu süre yeniden uzatılmamıştır..
Yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. Madde hükmünü dikkate alarak ” Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” adı altında 580 maddeden oluşan 5728 Sayılı Yasayı çıkartmış ve bu yasa yürürlüğe girmiştir..
Buradan da anlaşıldığı üzere yasa koyucunun amacı TCK nun genel hükümlerinin bütün özel yasalarda ve ceza hükmü içeren yasalarda uygulanmasını sağlamaktır. 5237 Sayılı TCK nun 52. maddesi dikkate alındığında adli para cezasının tanımının yapıldığı görülmektedir. Buna göre adli para cezası , beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmadığı hallerde 730 günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması sureti ile hesaplanan meblağın hükümlü tarafından devlet hazinesine ödenmesinden ibarettir.
Bu maddenin 1. fıkrasında bulunan “kanunda aksine hüküm bulunmayan haller” tanımının adli para cezası gün sayısının bu genel düzenlemeye aykırı olarak 730 günün altında veya üstünde düzenlenecebileceği ve bu düzenlemenin de geçerli olduğu anlamındadır. Buradan da anlaşıldığı üzere TCK genel hükümlerinde gün adli para cezası sistemi benimsenmiştir. 3167 Sayılı yasanın 16. maddesi değerlendirildiğinde; “….. çek bedeli tutarı kadar ağır para cezası (adli para cezası) ile cezalandırılırlar . Ancak verilecek para cezası 80 milyar liradan fazla olamaz. ” hükmünün bulunduğu, bu düzenlemenin gün para cezası içermemesi nedeni ile TCK nun 52/1 maddesine uygun olmadığı ortadadır..
Yasa koyucunun 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesinde sözünü ettiği diğer kanunlar içerisinde 3167 Sayılı Yasanın da olduğu hususunda tereddüt yoktur. Buna göre 3167 Sayılı Yasada bulunan ve 5237 Sayılı TCK nun 1.Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümler 31.12.2008 tarihine kadar uygulanabilecektir. Bu düzenlemenin mevhumu muhalifinden 3167 Sayılı (özel) Kanunun TCK nun 1. kitabının 52. maddesinde düzenlenen gün para sistemine aykırı olan ceza kuralının 31.12.2008 tarihinden sonra uygulanmayacağı 5252 Sayıl Yasanın geçici 1. Maddesinin emredici hükmüdür. Kaldı ki yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesini dikkate alarak 5728 Sayılı Yasa ile özel yasalarda ayrıntılı düzenlemeler yapmasına rağmen 3167 Sayılı Yasada herhangi bir düzenleme yapmamıştır..
Ayrıca Adalet Bakanlığı’nın http://www.kgm.adalet.gov.tr/basbakanlik/cekkanunu.pdf adresinde bulunan ve Çek Kanunu Tasarısı Taslağı olarak Başbakanlığa gönderilen metnin 5/1 madde ve fıkrasında “Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adlî paracezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adlî para cezası, çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamaz.” düzenlemesinin bulunduğu, bu düzenleme dikkate alındığında yasama organının büyük çoğunluğunu oluşturan yürütmeyi (hükümeti ) temsilen Adalet Bakanlığının da itirazı reddeden mahkeme ve red kararında belirtilen Yargıtay Dairesinin inancına aykırı olarak çek kanununda verilecek adli para cezasının gün para sistemine uygun olması gerektiğini öngördüğü, bu durum karşısında subjektif değerlendirme niteliğinde olan “çekin ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil etmesi” bu nedenle 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesindeki düzenlemenin değiştirilmediği yani ayrık tutulduğu (temel düzenlemeden istisna edildiği) yönündeki değerlendirmenin mevcut yasal durum karşısında yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır..
Yasa koyucunun atlama yaptığı, bir konuyu unuttuğu kabul edilemeyeceğine ve yukarıda da değinildiği gibi bu konuda değişiklik yapmak için Başbakanlığa kanun tasarısı taslağıda sevk edildiğine göre yürütmenin, (hükümetin ) ve yasa koyucunun (TBMM’nin) muradının 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesi ile düzenlenen ceza kuralının ortadan kalkması ve yeni yasal düzenleme yapılana kadar bu ceza hükmünün uygulanamaz olmasını sağlamak olduğu kabul edilmelidir. Çünkü ceza kuralları uygulanmak amacı ile konulur. Uygulanamayan bir ceza kuralı kaldırılmış demektir. Uygulanamayacağı yasa ile düzenlenen, bu nedenle yasal olarak kaldırılma dışında yok hükmünde olan bir kurala göre ceza vermek gerek Anayasa’da yapılan temel haklar ile ilgili düzenlemelere, temel hak ve özgürlükleri içeren Uluslararası Sözleşme hükümlerine ve gerekse Türk Ceza Kanunun 2. maddesinde düzenlenen kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz, kanunlarda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz kuralına da aykırıdır..
Bu yasal durum karşısında hükümlünün, 31.12.2008 tarihinden itibaren zımni olarak yürürlükten kaldırılan ve yerine yeni hüküm konulmaması nedeni ile cezasız bırakılan karşılıksız çek keşide etmek eyleminden dolayı cezalandırıldığı, hükümlü müdafiinin yaptığı itirazın hukuka uygun olmayan mülahazalarla red edildiği, itirazın yasal ve yerinde olduğu anlaşılmakla, 5275 Sayılı Yasanın 101/3 madde ve fıkrasının verdiği yetkiye dayanarak ve hükümlünün telafisi mümkün olmayan zararlara uğramasını engellemek amacı ile 5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 maddesi gereğince mahkumiyet hükmünün yorumunda ve çektirilecek cezanın hesabında açıklanan nedenlerle duraksama olduğundan 3167 Sayılı Yasada yeni bir düzenleme yapılana ya da 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesinin açıkça yürürlükten kaldırılması anına kadar infazın ertelenmesine, yasa koyucunun yeni bir düzenleme yapması halinde hükümlünün durumunun yeniden mahkemesince ele alınarak değerlendirilmesi için itirazın kabülü ile hükümlüye Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 31.07.2007 tarih ve 2007/299 esas 2007/590 karar sayılı ilamı ile verilen adli para cezasının infazının durdurulmasına karar vermek gerekmiştir..
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;.
1-Hükümlü H.S.S. müdafiinin yapmış olduğu İTİRAZIN KABÜLÜNE, 2-Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 04.02.2009 tarih ve 2007/299 esas 2007/590 karar sayılı EK KARARININ KALDIRILMASINA.
3-Sanık hakkında Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 31.07.2007 tarih ve 2007/299 esas 2007/590 karar sayılı ilamı ile verilen 26000TL adli para cezasının İNFAZININ DURDURULMASINA,.
4-Kararın bir örneğinin gereğinin yerine getirilmesi için Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine,.
Dosyanın Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesine iadesine, Karardan bir örneğin hükümlü vekiline TEBLİĞİNE ,.
Dair; 5275 Sayılı Yasanın 101/3 ve CMK nun 271/4 madde ve fıkrası gereğince incelenen dosya üzerinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi..16.03.2009..
.
.
.
SARAYKÖY ASLİYE CEZA MAHKEMEİ DOSYA NO :2007/176 KARAR NO :2007/201
HAKİM : GÜLPERİ GÜNEŞ 32147 C.SAVCISI : HÜSEYİN HÜR 107696 KATİP : MURAT AYRAL 97009
SANIK : A. G. K. SUÇ : KARŞILIKSIZ ÇEK KEŞİDE ETME SUÇ TARIHİ : 19/02/2007 ASIL KARAR TARİHİ : 25/09/2007 EK KARAR TARİHİ : 28/01/2009
HÜKÜMLÜ AHMET GÜRKAN ………KAN IN 21/01/2009 ARİHLİ İNFAZIN DURDURULMASINA İLİKİN DİLEKÇESİ C. SAVCISININ YAZILI GÖRÜŞÜ ALINARAKİNCELENDİ.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLÜ:
HÜKÜMLÜ AHMET GÜRKAN …..KAN HAKKINDA MAHKEMEMİZİN 25/09/2009 TARİH 2007/176-201 ESAS E KARAR SAYILI KARARI İLE KARŞILIKSIZ ÇEK KEŞİDE ETMEK SUÇUNDAN DAYI 60.000 TL ADLİ PARA CEZASI İL CEZALANDIRILMASIA KARAR VERİLDİĞİ, KARARIN 20/11/2007 TARİHİNDE KESİNLEŞEREK İNFAZA VERİLDİĞİ HÜKÜMLÜĞÜN ADLİ PARA CEZASNI ÖDEMEMESİ ÜZERİNE SARAYKÖY C.BAŞSAVCILIĞININ 29/01/2008 GÜNLÜ KARARI İLE HÜKÜMLÜYE VERİE ADLİ PARA CEZASININ 600 GÜN HAPİS CEZASINA ÇEVRİLDİĞİ VE 28/02/2008 TARİHİNDE İNFAZA BAŞLANDIĞI HÜKÜMLÜNÜN HALEN B CEZASINI İNFAZ TTİĞİ 5252 SAYILI ÜÇK NIN YÜÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDAKİ KANUNUN GEÇİCİ 1.MADDESİDE BELİRTİLEN DİĞEN KANUNLARIN TCK NIN GEEL HÜKÜMLERİNE AKRI OLAN MADDELERİNİN UYGULANMASINA DEVAM EDİLECEĞİNE İLİŞKİN HÜKMÜN 31/12/2008 TARİHİ İTİBARİYLE YÜRÜRÜKTE KALKTIĞI YASA KOYUCU TARAFINDAN 5728 SAYILI YASA İLE BİR ÇOK ÖZEL YASDAKİ CEZA HÜKÜMLERİ 5237 SAYILI YASAYA UYGUN HALE GETİRİLMESİNE RAĞMEN 3167 SAYILI YASA YÖNÜNDEN 31/12/2008 TARİHİNE KADAR HER HANGİ BİR DÜZENLEME YAPILMADIĞI 5252 SAYILI TCK NIN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KARARIN MADDESİ 5237 SAYILI TCK 45/1 52/1 MADELERİ İLE BİRLİKTE DEĞERLENDİRLDİĞİNDE BU GENEL URALIN BÜTÜN ÖZEL YASALARI BAĞLAYACĞI ÖZEL YASALARDAKİ AYKIRI HÜKÜMLRİN 31/12/2008 TARİHİNE KADAR UYGUNABİLECEĞİ BU TARİHE KADAR ÖZEL YASALARIN 5257 SAYILI TCK NIN GEEL KÜMLERİNE UYARLANMASININ ZORUNLU BULUNDUĞU ANCA 3167 SAYILI YASA AÇISINDAN HALEN BU UYARLAMANIN YAPILMAMIQŞ OLDUĞU ANLAŞILMAKLA HÜKÜMLÜNÜN MAĞDURİYETNE NEDE ALMAMAK AÇISINDAN 527 SAYILI ASANIN 98. MADDESİ UYARINCA İNFAZIN DURDURULMASINA KARAR VERMEKGEREKMİŞTİR. HÜKÜM YUKARIDA AÇIKLANAN NEDENLERLE
HÜKÜMLÜ AHMET GÜRKAN ……KAN HAKKINDA MAHKEMEMİZİN 25/09/207 TARİH 2007/176-201 ESAS VE KARAR SAYILI İLAMI İLE VERİLEN 60.000 TL ADLİ PARA CEZASINA İLİŞKİN İNFAZIN DURDURULMASINA.
HÜKÜMLÜNÜN BAŞKA BİR SUÇTAN TUTUKLU VEY HÜKÜMLÜ ULUNMAASI HALİNDE SALIVERİLMESİNE
KARARIN C.SAVCILIĞI ARACILIĞIYLA HÜKÜMLÜYE TEBLİĞİ DAİR, DOSYA ÜZERİNDEYAPILAN İNCELEMESONUCUNDA İSTEME UYGUN V TEBLİĞ TARİHİNDEN İTAREN 7 GÜN İÇİNDE DENİZLİ NBETÇİ AĞIR CEZA MAHKEMESİNE İTİRAZ YOLU AÇIK OLMAK ÜZERERKARAR VERİLDİ
Sakarya Ağır Ceza Mahkemesi, Karşılıksız Çek Beraat Kararı
BAŞKAN : ABDÜLKADİR YAVUZ ÜYE : BURHANETTİN ESENKAR ÜYE : CEVDET BAK
KATİP : BEHİYE AYDINHükümlü A.B. vekili Av. Levent S. tarafından Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.03.2009 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı ek kararı ile hükümlü vekilinin talebinin reddine ve mahkemelerinin 28.5.2008 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı ilamının değiştirilmesine ve infazın durdurulmasına yer olmadığına ve infazın devamına dair kararına dosya içeriğine göre süresi içerisinde; müvekkilinin 3167 Sayılı Kanuna Muhalefet nedeni ile para cezasına mahkum edildiği, 5275 Sayılı Yasanın 98. maddesi uyarınca yaptıkları başvurunun reddedildiği, bu kararın 5237 Sayılı TCK nun 5, 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesi, 3167 Sayılı Yasanın 16. maddesi ayrıca TCK 20.43.52,53,60,61 maddelerinde yer alan düzenlemelere aykırı olduğu, 31.11.2008 tarihi itibari ile karşılıksız çek keşide etmek eyleminin suç olmaktan çıktığı, böylece suçta ve cezada kanunilik ilkesi uyarınca hükümlü hakkında verilen cezanın yasal dayanağının kalmadığı iddiası ile Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından 24.03.2009 tarihinde infazın devamına ilişkin ek kararın itiraz incelemesi ile kaldırılmasını ve hakkında tayin edilen cezanın bütün sonuçları ile ortadan kaldırılmasını ve tahliyesini istemiştir.
İddia makamının mütalaası alındı, dosya incelendi
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Konu ile ilgili yasal durum incelendiğinde;
1-3167 Sayılı Yasanın 16. maddesinde : (1) Üzerinde yazılı keşide tarihinden önce veya ibraz süresi içinde 4 üncü madde uyarınca ibraz edildiğinde, yeterli karşılığı bulunmaması nedeniyle kısmen de olsa ödenmeyen çeki keşide eden hesap sahipleri veya yetkili temsilcileri, kanunların ayrıca suç saydığı haller saklı kalmak üzere, çek bedeli tutarı kadar ağır para cezasıyla cezalandırılırlar. Ancak verilecek para cezası seksenmilyar liradan fazla olamaz. Bu miktar, 01/03/1926 tarihli ve 765 sayılı Türk Ceza Kanununun ek 2 nci maddesine göre her yıl artırılır. Bu suçtan mükerrirlere, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.
2 – 5237 Sayılı TCK nun 2/1-3 madde ve fıkralarında ; (1) “Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz.”
(3) Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz.
3- 5237 Sayılı TCK nun 5/1 madde ve fıkralarında : “Bu Kanunun genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır. “
4-5237 Sayılı TCK nun 52/1-2-3 Madde ve fıkralarında; (1) Adlî para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hâllerde yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir.
(2) En az yirmi ve en fazla yüz Türk Lirası olan bir gün karşılığı adlî para cezasının miktarı, kişinin ekonomik ve diğer şahsî hâlleri göz önünde bulundurularak takdir edilir. (3) Kararda, adlî para cezasının belirlenmesinde esas alınan tam gün sayısı ile bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ayrı ayrı gösterilir. “
5-5252 Sayılı Yasanın 5349 Sayılı Yasanın 6. Maddesi ile değişik Geçici 1. Maddesinde: (1) Diğer kanunların, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31 Aralık 2008 tarihine kadar uygulanır.
6-5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 madde ve fıkrasında: (1) Mahkûmiyet hükmünün yorumunda veya çektirilecek cezanın hesabında duraksama olursa, cezanın kısmen veya tamamen yerine getirilip getirilemeyeceği ileri sürülür ya da sonradan yürürlüğe giren kanun, hükümlünün lehinde olursa, duraksamanın giderilmesi veya yerine getirilecek cezanın belirlenmesi için hükmü veren mahkemeden karar istenir. (3) Yukarıdaki fıkralar uyarınca yapılan başvurular cezanın infazını ertelemez. Ancak, mahkeme olayın özelliğine göre infazın ertelenmesine veya durdurulmasına karar verebilir.
7- 5275 Sayılı Yasanın 101/1-3 Madde ve fıkrasında: (1) Cezanın infazı sırasında, 98 ilâ 100 üncü maddeler gereğince mahkemeden alınması gereken kararlar duruşma yapılmaksızın verilir. Karar verilmeden önce Cumhuriyet savcısı ve hükümlünün görüşlerini yazılı olarak bildirmeleri istenebilir. “http://karsiliksizcek.wordpress.com/”
(3)Bölge adliye mahkemesi veya Yargıtaydan başka mahkemeler tarafından verilmiş olan bu kararlara karşı itiraz yoluna gidilebilir.” hükümleri bulunmaktadır.
Ayrıca TBMM tarafından 5728 Sayılı Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlar ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile düzenleme yapıldığı ve bu kanunun yürürlükte olduğu ancak yapılan bu düzenlemeler içerisinde 3167 Sayılı Yasanın 16. Maddesi ile ilgili bir düzenlemenin bulunmadığı da ortadadır.
Kararına itiraz edilen mahkemenin itiraz edilen kararında; 5252 Sayılı Kanunun geçici 1. Maddesinde 5560 Sayılı Kanunla yapılan değişiklik üzerine belirlenen 31.12.2008 gününe değin, diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümlerinin düzeltilmesinin öngörüldüğü halde bu kapsamdan olarak yasa koyucu tarafından 5728 Sayılı “Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”u va’zettiği, dolayısıyla da uyumlaştırılması murat olunan diğer kanunların bu kapsamda yeniden düzenlenildiği., ancak bu çerçevede 3167 Sayılı Kanun hükümlerinin ayrık tutulduğu, bunun ise tamamen mevzuatın “Özel” niteliğinden kaynaklandığı, hal böyle olunca da Yargıtay Yüksek Dairesi’nin pek çok uygulamalarında da “özel yasa ” niteliğinden dolayı pek çok uygulanabilir (önödeme-uzlaşma…gibi) hukuk müessesesinden ayrık değerlendirildiği nazara alındığında, ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil eden çeklerden dolayı tayin olunacak ceza hükmünde de “çek bedeli kadar adli para cezası” olmasında hukuken aykırı bir durum görülmediğinden” sanık vekilinin talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Yürürlükte olan yasal durum incelendiğinde; TCK nun 5/1 maddesinde bu kanunun genel hükümlerinin özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanacağı belirtilerek ceza hukukunda yeknesaklık sağlanmak istenmiştir.
Bu amaçla 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesine; diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemesine aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31.12.2008 tarihine kadar uygulanır hükmü konulmuş ve bu süre yeniden uzatılmamıştır.
Yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. Madde hükmünü dikkate alarak ” Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” adı altında 580 maddeden oluşan 5728 Sayılı Yasayı çıkartmış ve bu yasa yürürlüğe girmiştir.
Buradan da anlaşıldığı üzere yasa koyucunun amacı TCK nun genel hükümlerinin bütün özel yasalarda ve ceza hükmü içeren yasalarda uygulanmasını sağlamaktır.
5237 Sayılı TCK nun 52. maddesi dikkate alındığında adli para cezasının tanımının yapıldığı görülmektedir. Buna göre adli para cezası , beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmadığı hallerde 730 günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması sureti ile hesaplanan meblağın hükümlü tarafından devlet hazinesine ödenmesinden ibarettir
Bu maddenin 1. fıkrasında bulunan “kanunda aksine hüküm bulunmayan haller” tanımının adli para cezası gün sayısının bu genel düzenlemeye aykırı olarak 730 günün altında veya üstünde düzenlenebileceği ve bu düzenlemenin de geçerli olduğu anlamındadır. Buradan da anlaşıldığı üzere TCK genel hükümlerinde gün adli para cezası sistemi benimsenmiştir. 3167 Sayılı yasanın 16. maddesi değerlendirildiğinde; “….. çek bedeli tutarı kadar ağır para cezası (adli para cezası) ile cezalandırılırlar . Ancak verilecek para cezası 80 milyar liradan fazla olamaz. ” hükmünün bulunduğu, bu düzenlemenin gün para cezası içermemesi nedeni ile TCK nun 52/1 maddesine uygun olmadığı ortadadır.
Yasa koyucunun 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesinde sözünü ettiği diğer kanunlar içerisinde 3167 Sayılı Yasanın da olduğu hususunda tereddüt yoktur. Buna göre 3167 Sayılı Yasada bulunan ve 5237 Sayılı TCK nun 1.Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümler 31.12.2008 tarihine kadar uygulanabilecektir. Bu düzenlemenin mevhumu muhalifinden 3167 Sayılı (özel) Kanunun TCK nun 1. kitabının 52. maddesinde düzenlenen gün para sistemine aykırı olan ceza kuralının 31.12.2008 tarihinden sonra uygulanmayacağı 5252 Sayıl Yasanın geçici 1. Maddesinin emredici hükmüdür. Kaldı ki yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesini dikkate alarak 5728 Sayılı Yasa ile özel yasalarda ayrıntılı düzenlemeler yapmasına rağmen 3167 Sayılı Yasada herhangi bir düzenleme yapmamıştır.
Ayrıca Adalet Bakanlığı’nın http://www.kgm.adalet.gov.tr/basbakanlik/cekkanunu.pdf adresinde bulunan ve Çek Kanunu Tasarısı Taslağı olarak Başbakanlığa gönderilen metnin 5/1 madde ve fıkrasında “Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adlî paracezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adlî para cezası, çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamaz.” düzenlemesinin bulunduğu, bu düzenleme dikkate alındığında yasama organının büyük çoğunluğunu oluşturan yürütmeyi (hükümeti ) temsilen Adalet Bakanlığının da itirazı reddeden mahkeme ve red kararında belirtilen Yargıtay Dairesinin inancına aykırı olarak çek kanununda verilecek adli para cezasının gün para sistemine uygun olması gerektiğini öngördüğü, bu durum karşısında subjektif değerlendirme niteliğinde olan “çekin ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil etmesi” bu nedenle 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesindeki düzenlemenin değiştirilmediği yani ayrık tutulduğu (temel düzenlemeden istisna edildiği) yönündeki değerlendirmenin mevcut yasal durum karşısında yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
Yasa koyucunun atlama yaptığı, bir konuyu unuttuğu kabul edilemeyeceğine ve yukarıda da değinildiği gibi bu konuda değişiklik yapmak için Başbakanlığa kanun tasarısı taslağıda sevk edildiğine göre yürütmenin, (hükümetin ) ve yasa koyucunun (TBMM’nin) muradının 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesi ile düzenlenen ceza kuralının ortadan kalkması ve yeni yasal düzenleme yapılana kadar bu ceza hükmünün uygulanamaz olmasını sağlamak olduğu kabul edilmelidir. Çünkü ceza kuralları uygulanmak amacı ile konulur. Uygulanamayan bir ceza kuralı kaldırılmış demektir. Uygulanamayacağı yasa ile düzenlenen, bu nedenle yasal olarak kaldırılma dışında yok hükmünde olan bir kurala göre ceza vermek gerek Anayasa’da yapılan temel haklar ile ilgili düzenlemelere, temel hak ve özgürlükleri içeren Uluslararası Sözleşme hükümlerine ve gerekse Türk Ceza Kanunun 2. maddesinde düzenlenen kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz, kanunlarda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz kuralına da aykırıdır.
Bu yasal durum karşısında hükümlünün, 31.12.2008 tarihinden itibaren zımni olarak yürürlükten kaldırılan ve yerine yeni hüküm konulmaması nedeni ile cezasız bırakılan karşılıksız çek keşide etmek eyleminden dolayı cezalandırıldığı, hükümlü müdafiinin yaptığı itirazın hukuka uygun olmayan mülahazalarla red edildiği, itirazın yasal ve yerinde olduğu anlaşılmakla, 5275 Sayılı Yasanın 101/3 madde ve fıkrasının verdiği yetkiye dayanarak ve hükümlünün telafisi mümkün olmayan zararlara uğramasını engellemek amacı ile 5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 maddesi gereğince mahkumiyet hükmünün yorumunda ve çektirilecek cezanın hesabında açıklanan nedenlerle duraksama olduğundan 3167 Sayılı Yasada yeni bir düzenleme yapılana ya da 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesinin açıkça yürürlükten kaldırılması anına kadar infazın ertelenmesine, yasa koyucunun yeni bir düzenleme yapması halinde hükümlünün durumunun yeniden mahkemesince ele alınarak değerlendirilmesi için itirazın kabülü ile hükümlüye Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 08.05.2008 tarih ve 2008/202 esas, 2008/323 karar sayılı ilamı ile verilen adli para cezasının infazının durdurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Hükümlü Abdullah Bekir vekilinin yapmış olduğu İTİRAZIN KABÜLÜNE, 2-Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.03.2009 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı EK KARARININ KALDIRILMASINA
3-Sanık hakkında Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 8.5.2008 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı ilamı ile verilen 4158 .- TL, adli para cezasının İNFAZININ DURDURULMASINA,
4-Kararın bir örneğinin gereğinin yerine getirilmesi için Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine,
Dosyanın Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesine iadesine, Karardan bir örneğin hükümlü vekiline TEBLİĞİNE , Dair; 5275 Sayılı Yasanın 101/3 ve CMK nun 271/4 madde ve fıkrası gereğince incelenen dosya üzerinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.27.03.2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/7 Geliş Tarihi: 05/01/2009 Mahkemesi: Köyceğiz Sulh Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2008/82 Mahkeme Karar No: 2008/141 Mahkeme Karar Tarihi: 15/05/2008
Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme
DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/133 Karar BOZMA Karar Tarihi 19/01/2009 Kapatma Tarihi 03/02/2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/9 Geliş Tarihi: 05/01/2009
Mahkemesi: Tarsus Ağır Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2008/903 Mahkeme Karar No: 2008/903 Mahkeme Karar Tarihi: 14/07/2008
Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/135 Karar BOZMA Karar Tarihi 19/01/2009 Kapatma Tarihi 03/02/2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/14 Geliş Tarihi: 12/01/2009
Mahkemesi: Korkuteli Asliye Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2005/153
Mahkeme Karar No: 2006/97 Mahkeme Karar Tarihi: 10/03/2006
Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/784 Karar BOZMA Karar Tarihi 26/01/2009 Kapatma Tarihi 12/02/2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/18 Geliş Tarihi: 12/01/2009
Mahkemesi: Malatya 4. Asliye Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2006/291
Mahkeme Karar No: 2007/539 Mahkeme Karar Tarihi: 17/07/2007 Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/787 Karar BOZMA Karar Tarihi 26/01/2009 Kapatma Tarihi 03/02/2009
SAYIN MİLLETVEKİLLERİM
Sayın
Milletvekilim
Karşılıksız çekten dolayı hapis cezası , kanayan bir yaradır ve Türk Hukuk Sistemi açısından bir yüz karasıdır! Kişi hak ve hürriyetlerine ve esasen mevcut Anayasamıza da aykırı olan bu uygulama 1 Ocak 2009 tarihi itibariyle yeni bir boyut kazanmıştır:
Konu ile ilgili mevcut hukuki durum aşağıda sadece iki ana husus bakımından özetlenmiştir. Uygulama yasasında verilen süre 31 Aralık 2008'de dolmuş ve bu tarihten itibaren karşılıksız çek suçları fiilen cezasız kalmıştır. Eğer hukuk devletiysek, bu suçtan dolayı, yeni bir yasal düzenleme yapılana kadar hiçbir mahkeme ceza veremez ve önceden verilmiş olan cezalar da hukuken yok hükmündedir.
Ne var ki yargı tereddüttedir ve 3 aydır çelişkili kararlar verilmektedir. Bazı mahkemeler ceza vermeye devam ederken kendisinden bir çözüm beklenen YARGITAY, bugüne kadar yerel mahkemelere emsal oluşturacak bir karar da vermemiştir. Bazı illerdeki Asliye Ceza Mahkemeleri ve en önemlisi Sakarya 1. Ağır Ceza Mahkemesi ise, cezaların infazını durdurmuş ve hükümlüler tahliye edilmeye başlanmıştır. Diğer taraftan karşılıksız çekten dolayı ceza almış olan binlerce kişi ise kanunsuz bir şekilde 3 ayı aşkın süredir cezaevlerinde tutulmaktadır.
Ekonomik suçtan dolayı hürriyeti bağlayıcı ceza verilmesinin gayri insani olduğu, mevcut düzenlemenin anayasaya aykırı olduğu konuları bir tarafa, ortada apaçık bir hukuksuzluk ve kaos vardır! Teknik bir konu değil, akl-ı selim sahibi herkesin kolayca anlayabileceği basit bir durum var ortada... Prof. Dr. Adem Sözüer ve daha birçok hukukçu aylardır konuyu anlatmaya çalışıyor ama maalesef hukuksuzluk devam ediyor.
Bu kaos hem adalet anlayışını zedeliyor, hem de apaçık bir ihlal niteliği taşıyor. Üç aydır haksız yere cezaevlerinde tutulan insanlar, bu durumu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine taşıdıklarında kesinlikle lehe bir karar çıkacak ve yüklü tazminatlar gündeme gelecektir. Zira Sakarya Ağır Ceza Mahkemesinin aynı konuda verdiği emsal kararlar var. Bu kararlar diğer mahkemeleri bağlayıcı olmasa da ceza hukukunun uygulanmasında yeknesaklık zedelenmiş ve kanun önünde eşitlik ilkesi bozulmuştur. Böyle bir netice, Meclisi ve hükumeti zor durumda bırakacağı gibi, uluslararası hukuk çevrelerinde ve kamuoyu nezdinde yargı organlarının saygınlığını da zedeleyici sonuçlar doğurabilecektir. Meclisin ve hükumetin bir an önce bu çarpık duruma el koyması ve hukuksuzluğu sona erdirmesi gerekiyor.
Yeni yasada adli para cezası ve dolayısıyla hapis cezası devam edecek olsa da, çıkacak kanuna eklenecek bir geçici madde ile, 1 Ocak 2009 tarihi ile kanunun çıktığı tarihe kadar oluşmuş bulunan yasal boşluk sebebiyle cezasız kalmış olan karşılıksız çek suçundan dolayı verilen cezaların kaldırılması sağlanabilir. Böylece hem yargının tereddütleri izale edilmiş olur, bozulan yeknesaklık ve eşitlik ilkesi de nispeten telafi edilebilir.
Ortada kamu vicdanını rahatsız eden, toplumsal barışı zedeleyen ve adalet duygusunu inciten çok vahim bir tablo vardır ve süratle çözüm beklenmektedir.
Sessiz sedasız onbinlerce insan ve aile, Yüce Meclisten hukuk devleti esasına uygun bir çözüm beklemektedir.
HUKUKİ DURUMUN ÖZETİ
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 5 inci maddesi “Özel kanunlarla ilişki” başlığını taşımaktadır. Bu maddeye göre, “Bu Kanun’un genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren özel kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır.” Bu kanunun yayınlanmasını müteakip 3167 sayılı Çek Yasasının da içinde bulunduğu “ceza içeren özel kanunlar”da gerekli değişiklik ve uyumların yapılabilmesi için 5nci maddenin uygulanması 31.12.2008 tarihine ertelenmiştir. Ancak 31.12.2008 tarihine kadar, diğer birçok özel kanunda değişiklik yapılmış olmasına rağmen Çek Kanununda gerekli değişiklikler yapılmadığından, artık 01.01.2009 tarihi itibariyle 3167 Sayılı Yasanın ceza içeren ve TCK Genel Hükümlerine aykırılık teşkil eden maddeleri zımnen yürürlükten kaldırılmış bulunmaktadır. Nitekim, 31.12.2008 tarihine dek, ceza hükmü getiren diğer özel kanunlardan olan 3167 Sayılı Çek Kanununun cezai hükümleri, TCK’nun genel hükümlerine aykırı olsa da uygulanabilmekteydi.
Aykırılıklar nerededir?
1. TCK m. 21 bakımından : 3167 SK. m. 16/1’de karşılıksız çek keşide etme suçu, “şekli suç” niteliğinde düzenlenmiştir. Ancak, TCK ’nın genel hükümleri (m. 21) uyarınca, bir suçun oluşumu kastın varlığına bağlıdır. Kast “doğrudan”(m. 21/1) veya “olası kast” (m. 21/2) olabilir. Bu nedenle, bir kişinin karşılıksız çek nedeniyle cezalandırılabilmesi için, bu kişinin çeki keşide ederken, çekin karşılıksız kalacağı kastıyla hareket etmiş olması gerekmektedir. Başka bir deyişle, bunu bilmeli ve istemelidir. Dolayısıyla, yapılan yargılamada, artık kastın varlığı mutlak olarak araştırılmalı ve bunun sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır. Şayet olayda kast yoksa TCK m. 21/2’ye göre, somut olayda karşılıksız çek keşide eden kişide “olası kast”ın varlığı da ayrıca değerlendirilerek, maddede öngörülen ceza indirimleri uygulanmalıdır. 5252 Sayılı Kanunun kabulü ve uygulanması ile, hukukumuzda bugüne kadar zaten tartışmalı olan “objektif sorumluluk” esası terkedilmiş ve “kusursuz ceza olmaz” esası tamamen geçerli kılınmıştır. Şu halde, karşılıksız çek suçlarında, 1.1.2009 tarihine kadar “objektif sorumluluk” esasına göre verilmiş olan cezalar geçerliliğini yitirmiş bulunmaktadır. Artık suçun manevi unsuru olarak “kast” aranmalıdır. Aksi bir uygulama “kanunsuz suç ve ceza olamaz” esasına açık bir aykırılık teşkil edecektir.
2. TCK m. 52 bakımından Çek Kanunu’na göre, karşılıksız çek keşide etme suçunun cezası, çek bedeli tutarı kadar “adli para cezası” olarak belirlenmekteydi. Ancak, 1.1.2009 tarihinden itibaren TCK’nın adli para cezalarına ilişkin 52. maddesi uygulama alanı bulacağından, ceza miktarının ve niteliğinin belirlenmesi değişmiş bulunmaktadır.
TCK 52. maddenin uygulanmaya başlaması ile Çek yasasındaki çek bedeline bağlı adli para cezası uygulaması son bulmuştur. Adli para cezasının miktarının tespiti artık, sadece gün/para esasına göre yapılabilecektir. 3167 Sayılı Çek Kanunu’nun uygulamasında, ceza, karşılıksız çıkan çek miktarına göre belirlenmekteyken, TCK’nın 52. maddesinin uygulanmasıyla, öncelikle tamgün hesabının yapılması ve bir güne karşılık gelen parasal miktarın belirlenmesi üzerine karar verilmesi gerekmektedir. TCK m. 61/8 hükmüne göre, adli para cezası, belirlenen sonuç gün ile kişinin bir gün karşılığı ödeyebileceği miktarın çarpılması suretiyle bulunacaktır. Bu itibarla, yargılama sonucunda verilecek adli para cezasının tayini usulü de tümden değişmektedir. Nitekim hazırlanan yeni Çek Kanunu tasarısında da "Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adlî para cezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adlî para cezası, çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamaz." Denilmek suretiyle adli para cezasının tayininde Yeni TCK’na uygun olarak gün/para sisteminin getirildiği görülmektedir.
Bu değerlendirmeler ışığı altında bugüne kadar 3167 Sayılı Kanuna göre verilen çek cezaları, 01.01.2009 tarihinde yürürlüğe girmiş bulunan TCK 5nci maddesi uyarınca , aynı kanunun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırılık teşkil etmektedir ve sanık/hükümlü lehine olan yeni hükümler uygulanarak bugüne kadar verilmiş olan cezaların infazı durdrulmalıdır.
Uygulanamayacağı yasa ile düzenlenen, bu nedenle yasal olarak yok hükmünde olan bir kurala göre ceza vermek, gerek Anayasa'da yapılan temel haklar ile ilgili düzenlemelere, temel hak ve özgürlükleri içeren Uluslararası Sözleşme hükümlerine ve gerekse Türk Ceza Kanunun 2. maddesinde düzenlenen kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz, kanunlarda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz kuralına da aykırıdır.
BU AŞAGILIK YAZILARA MÜSADEE ETMEYECEGİMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMM...........................................................................KARŞILIKSIZ ÇEKE HAPİS İNSANLIK ONURUNA AYKIRI İSE BU YAZILAR İNSANLIK ONURUNAAA UYGUNMUUUU?????
melek dedi ki...
çok ayıp ediyorsunuz sayın gay arkadaşlarım.ben sizi asla dışlamam.bu insan onuruyla oynamak olur.
sayın eski dost ve ibrahim arkadaşım.siz bu mahonii denen kişiye bakmayın.ayıp değilki yaptığınız.
ama bence doğrusu bir gay sitesinde daha mutlu olursunuz siz.burası size göre değil arkadaşlarım.
melek
SAYIN MELEK SİZE KATILIYORUM BENDE.
MAHONİİİİİ
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:.
Konu ile ilgili yasal durum incelendiğinde;.
1-3167 Sayılı Yasanın 16. maddesinde :.
(1) Üzerinde yazılı keşide tarihinden önce veya ibraz süresi içinde 4 üncü madde uyarınca ibraz edildiğinde, yeterli karşılığı bulunmaması nedeniyle kısmen de olsa ödenmeyen çeki keşide eden hesap sahipleri veya yetkili temsilcileri, kanunların ayrıca suç saydığı haller saklı kalmak üzere, çek bedeli tutarı kadar ağır para cezasıyla cezalandırılırlar. Ancak verilecek para cezası seksenmilyar liradan fazla olamaz. Bu miktar, 01/03/1926 tarihli ve 765 sayılı Türk Ceza Kanununun ek 2 nci maddesine göre her yıl artırılır. Bu suçtan mükerrirlere, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir..
2 – 5237 Sayılı TCK nun 2/1-3 madde ve fıkralarında ; (1) “Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz.”.
(3) Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz. 3- 5237 Sayılı TCK nun 5/1 madde ve fıkralarında :.
“Bu Kanunun genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır. “.
4-5237 Sayılı TCK nun 52/1-2-3 Madde ve fıkralarında; (1) Adlî para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hâllerde yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir..
(2) En az yirmi ve en fazla yüz Türk Lirası olan bir gün karşılığı adlî para cezasının miktarı, kişinin ekonomik ve diğer şahsî hâlleri göz önünde bulundurularak takdir edilir. (3) Kararda, adlî para cezasının belirlenmesinde esas alınan tam gün sayısı ile bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ayrı ayrı gösterilir. “.
5-5252 Sayılı Yasanın 5349 Sayılı Yasanın 6. Maddesi ile değişik Geçici 1. Maddesinde: (1) Diğer kanunların, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31 Aralık 2008 tarihine kadar uygulanır..
6-5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 madde ve fıkrasında:.
(1) Mahkûmiyet hükmünün yorumunda veya çektirilecek cezanın hesabında duraksama olursa, cezanın kısmen veya tamamen yerine getirilip getirilemeyeceği ileri sürülür ya da sonradan yürürlüğe giren kanun, hükümlünün lehinde olursa, duraksamanın giderilmesi veya yerine getirilecek cezanın belirlenmesi için hükmü veren mahkemeden karar istenir. (3) Yukarıdaki fıkralar uyarınca yapılan başvurular cezanın infazını ertelemez. Ancak, mahkeme olayın özelliğine göre infazın ertelenmesine veya durdurulmasına karar verebilir. 7- 5275 Sayılı Yasanın 101/1-3 Madde ve fıkrasında:.
(1) Cezanın infazı sırasında, 98 ilâ 100 üncü maddeler gereğince mahkemeden alınması gereken kararlar duruşma yapılmaksızın verilir. Karar verilmeden önce Cumhuriyet savcısı ve hükümlünün görüşlerini yazılı olarak bildirmeleri istenebilir..
(3)Bölge adliye mahkemesi veya Yargıtaydan başka mahkemeler tarafından verilmiş olan bu kararlara karşı itiraz yoluna gidilebilir.” hükümleri bulunmaktadır..
Ayrıca TBMM tarafından 5728 Sayılı Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlar ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile düzenleme yapıldığı ve bu kanunun yürürlükte olduğu ancak yapılan bu düzenlemeler içerisinde 3167 Sayılı Yasanın 16. Maddesi ile ilgili bir düzenlemenin bulunmadığı da ortadadır..
Kararına itiraz edilen mahkemenin itiraz edilen kararında; 5252 Sayılı Kanunun geçici 1. Maddesinde 5560 Sayılı Kanunla yapılan değişiklik üzerine belirlenen 31.12.2008 gününe değin, diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümlerinin düzeltilmesinin öngörüldüğü halde bu kapsamdan olarak yasa koyucu tarafından 5728 Sayılı “Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”u va’zettiği, dolayısıyla da uyumlaştırılması murat olunan diğer kanunların bu kapsamda yeniden düzenlenildiği., ancak bu çerçevede 3167 Sayılı Kanun hükümlerinin ayrık tutulduğu, bunun ise tamamen mevzuatın “Özel” niteliğinden kaynaklandığı, hal böyle olunca da Yargıtay Yüksek Dairesi’nin pek çok uygulamalarında da “özel yasa ” niteliğinden dolayı pek çok uygulanabilir (önödeme-uzlaşma…gibi) hukuk müessesesinden ayrık değerlendirildiği nazara alındığında, ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil eden çeklerden dolayı tayin olunacak ceza hükmünde de “çek bedeli kadar adli para cezası” olmasında hukuken aykırı bir durum görülmediğinden” sanık vekilinin talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır..
Yürürlükte olan yasal durum incelendiğinde; TCK nun 5/1 maddesinde bu kanunun genel hükümlerinin özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanacağı belirtilerek ceza hukukunda yeknesaklık sağlanmak istenmiştir. Bu amaçla 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesine; diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemesine aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31.12.2008 tarihine kadar uygulanır hükmü konulmuş ve bu süre yeniden uzatılmamıştır..
Yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. Madde hükmünü dikkate alarak ” Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” adı altında 580 maddeden oluşan 5728 Sayılı Yasayı çıkartmış ve bu yasa yürürlüğe girmiştir..
Buradan da anlaşıldığı üzere yasa koyucunun amacı TCK nun genel hükümlerinin bütün özel yasalarda ve ceza hükmü içeren yasalarda uygulanmasını sağlamaktır. 5237 Sayılı TCK nun 52. maddesi dikkate alındığında adli para cezasının tanımının yapıldığı görülmektedir. Buna göre adli para cezası , beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmadığı hallerde 730 günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması sureti ile hesaplanan meblağın hükümlü tarafından devlet hazinesine ödenmesinden ibarettir.
Bu maddenin 1. fıkrasında bulunan “kanunda aksine hüküm bulunmayan haller” tanımının adli para cezası gün sayısının bu genel düzenlemeye aykırı olarak 730 günün altında veya üstünde düzenlenecebileceği ve bu düzenlemenin de geçerli olduğu anlamındadır. Buradan da anlaşıldığı üzere TCK genel hükümlerinde gün adli para cezası sistemi benimsenmiştir. 3167 Sayılı yasanın 16. maddesi değerlendirildiğinde; “….. çek bedeli tutarı kadar ağır para cezası (adli para cezası) ile cezalandırılırlar . Ancak verilecek para cezası 80 milyar liradan fazla olamaz. ” hükmünün bulunduğu, bu düzenlemenin gün para cezası içermemesi nedeni ile TCK nun 52/1 maddesine uygun olmadığı ortadadır..
Yasa koyucunun 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesinde sözünü ettiği diğer kanunlar içerisinde 3167 Sayılı Yasanın da olduğu hususunda tereddüt yoktur. Buna göre 3167 Sayılı Yasada bulunan ve 5237 Sayılı TCK nun 1.Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümler 31.12.2008 tarihine kadar uygulanabilecektir. Bu düzenlemenin mevhumu muhalifinden 3167 Sayılı (özel) Kanunun TCK nun 1. kitabının 52. maddesinde düzenlenen gün para sistemine aykırı olan ceza kuralının 31.12.2008 tarihinden sonra uygulanmayacağı 5252 Sayıl Yasanın geçici 1. Maddesinin emredici hükmüdür. Kaldı ki yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesini dikkate alarak 5728 Sayılı Yasa ile özel yasalarda ayrıntılı düzenlemeler yapmasına rağmen 3167 Sayılı Yasada herhangi bir düzenleme yapmamıştır..
Ayrıca Adalet Bakanlığı’nın http://www.kgm.adalet.gov.tr/basbakanlik/cekkanunu.pdf adresinde bulunan ve Çek Kanunu Tasarısı Taslağı olarak Başbakanlığa gönderilen metnin 5/1 madde ve fıkrasında “Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adlî paracezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adlî para cezası, çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamaz.” düzenlemesinin bulunduğu, bu düzenleme dikkate alındığında yasama organının büyük çoğunluğunu oluşturan yürütmeyi (hükümeti ) temsilen Adalet Bakanlığının da itirazı reddeden mahkeme ve red kararında belirtilen Yargıtay Dairesinin inancına aykırı olarak çek kanununda verilecek adli para cezasının gün para sistemine uygun olması gerektiğini öngördüğü, bu durum karşısında subjektif değerlendirme niteliğinde olan “çekin ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil etmesi” bu nedenle 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesindeki düzenlemenin değiştirilmediği yani ayrık tutulduğu (temel düzenlemeden istisna edildiği) yönündeki değerlendirmenin mevcut yasal durum karşısında yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır..
Yasa koyucunun atlama yaptığı, bir konuyu unuttuğu kabul edilemeyeceğine ve yukarıda da değinildiği gibi bu konuda değişiklik yapmak için Başbakanlığa kanun tasarısı taslağıda sevk edildiğine göre yürütmenin, (hükümetin ) ve yasa koyucunun (TBMM’nin) muradının 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesi ile düzenlenen ceza kuralının ortadan kalkması ve yeni yasal düzenleme yapılana kadar bu ceza hükmünün uygulanamaz olmasını sağlamak olduğu kabul edilmelidir. Çünkü ceza kuralları uygulanmak amacı ile konulur. Uygulanamayan bir ceza kuralı kaldırılmış demektir. Uygulanamayacağı yasa ile düzenlenen, bu nedenle yasal olarak kaldırılma dışında yok hükmünde olan bir kurala göre ceza vermek gerek Anayasa’da yapılan temel haklar ile ilgili düzenlemelere, temel hak ve özgürlükleri içeren Uluslararası Sözleşme hükümlerine ve gerekse Türk Ceza Kanunun 2. maddesinde düzenlenen kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz, kanunlarda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz kuralına da aykırıdır..
Bu yasal durum karşısında hükümlünün, 31.12.2008 tarihinden itibaren zımni olarak yürürlükten kaldırılan ve yerine yeni hüküm konulmaması nedeni ile cezasız bırakılan karşılıksız çek keşide etmek eyleminden dolayı cezalandırıldığı, hükümlü müdafiinin yaptığı itirazın hukuka uygun olmayan mülahazalarla red edildiği, itirazın yasal ve yerinde olduğu anlaşılmakla, 5275 Sayılı Yasanın 101/3 madde ve fıkrasının verdiği yetkiye dayanarak ve hükümlünün telafisi mümkün olmayan zararlara uğramasını engellemek amacı ile 5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 maddesi gereğince mahkumiyet hükmünün yorumunda ve çektirilecek cezanın hesabında açıklanan nedenlerle duraksama olduğundan 3167 Sayılı Yasada yeni bir düzenleme yapılana ya da 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesinin açıkça yürürlükten kaldırılması anına kadar infazın ertelenmesine, yasa koyucunun yeni bir düzenleme yapması halinde hükümlünün durumunun yeniden mahkemesince ele alınarak değerlendirilmesi için itirazın kabülü ile hükümlüye Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 31.07.2007 tarih ve 2007/299 esas 2007/590 karar sayılı ilamı ile verilen adli para cezasının infazının durdurulmasına karar vermek gerekmiştir..
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;.
1-Hükümlü H.S.S. müdafiinin yapmış olduğu İTİRAZIN KABÜLÜNE, 2-Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 04.02.2009 tarih ve 2007/299 esas 2007/590 karar sayılı EK KARARININ KALDIRILMASINA.
3-Sanık hakkında Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 31.07.2007 tarih ve 2007/299 esas 2007/590 karar sayılı ilamı ile verilen 26000TL adli para cezasının İNFAZININ DURDURULMASINA,.
4-Kararın bir örneğinin gereğinin yerine getirilmesi için Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine,.
Dosyanın Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesine iadesine, Karardan bir örneğin hükümlü vekiline TEBLİĞİNE ,.
Dair; 5275 Sayılı Yasanın 101/3 ve CMK nun 271/4 madde ve fıkrası gereğince incelenen dosya üzerinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi..16.03.2009..
.
.
.
SARAYKÖY ASLİYE CEZA MAHKEMEİ DOSYA NO :2007/176 KARAR NO :2007/201
HAKİM : GÜLPERİ GÜNEŞ 32147 C.SAVCISI : HÜSEYİN HÜR 107696 KATİP : MURAT AYRAL 97009
SANIK : A. G. K. SUÇ : KARŞILIKSIZ ÇEK KEŞİDE ETME SUÇ TARIHİ : 19/02/2007 ASIL KARAR TARİHİ : 25/09/2007 EK KARAR TARİHİ : 28/01/2009
HÜKÜMLÜ AHMET GÜRKAN ………KAN IN 21/01/2009 ARİHLİ İNFAZIN DURDURULMASINA İLİKİN DİLEKÇESİ C. SAVCISININ YAZILI GÖRÜŞÜ ALINARAKİNCELENDİ.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLÜ:
HÜKÜMLÜ AHMET GÜRKAN …..KAN HAKKINDA MAHKEMEMİZİN 25/09/2009 TARİH 2007/176-201 ESAS E KARAR SAYILI KARARI İLE KARŞILIKSIZ ÇEK KEŞİDE ETMEK SUÇUNDAN DAYI 60.000 TL ADLİ PARA CEZASI İL CEZALANDIRILMASIA KARAR VERİLDİĞİ, KARARIN 20/11/2007 TARİHİNDE KESİNLEŞEREK İNFAZA VERİLDİĞİ HÜKÜMLÜĞÜN ADLİ PARA CEZASNI ÖDEMEMESİ ÜZERİNE SARAYKÖY C.BAŞSAVCILIĞININ 29/01/2008 GÜNLÜ KARARI İLE HÜKÜMLÜYE VERİE ADLİ PARA CEZASININ 600 GÜN HAPİS CEZASINA ÇEVRİLDİĞİ VE 28/02/2008 TARİHİNDE İNFAZA BAŞLANDIĞI HÜKÜMLÜNÜN HALEN B CEZASINI İNFAZ TTİĞİ 5252 SAYILI ÜÇK NIN YÜÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDAKİ KANUNUN GEÇİCİ 1.MADDESİDE BELİRTİLEN DİĞEN KANUNLARIN TCK NIN GEEL HÜKÜMLERİNE AKRI OLAN MADDELERİNİN UYGULANMASINA DEVAM EDİLECEĞİNE İLİŞKİN HÜKMÜN 31/12/2008 TARİHİ İTİBARİYLE YÜRÜRÜKTE KALKTIĞI YASA KOYUCU TARAFINDAN 5728 SAYILI YASA İLE BİR ÇOK ÖZEL YASDAKİ CEZA HÜKÜMLERİ 5237 SAYILI YASAYA UYGUN HALE GETİRİLMESİNE RAĞMEN 3167 SAYILI YASA YÖNÜNDEN 31/12/2008 TARİHİNE KADAR HER HANGİ BİR DÜZENLEME YAPILMADIĞI 5252 SAYILI TCK NIN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KARARIN MADDESİ 5237 SAYILI TCK 45/1 52/1 MADELERİ İLE BİRLİKTE DEĞERLENDİRLDİĞİNDE BU GENEL URALIN BÜTÜN ÖZEL YASALARI BAĞLAYACĞI ÖZEL YASALARDAKİ AYKIRI HÜKÜMLRİN 31/12/2008 TARİHİNE KADAR UYGUNABİLECEĞİ BU TARİHE KADAR ÖZEL YASALARIN 5257 SAYILI TCK NIN GEEL KÜMLERİNE UYARLANMASININ ZORUNLU BULUNDUĞU ANCA 3167 SAYILI YASA AÇISINDAN HALEN BU UYARLAMANIN YAPILMAMIQŞ OLDUĞU ANLAŞILMAKLA HÜKÜMLÜNÜN MAĞDURİYETNE NEDE ALMAMAK AÇISINDAN 527 SAYILI ASANIN 98. MADDESİ UYARINCA İNFAZIN DURDURULMASINA KARAR VERMEKGEREKMİŞTİR. HÜKÜM YUKARIDA AÇIKLANAN NEDENLERLE
HÜKÜMLÜ AHMET GÜRKAN ……KAN HAKKINDA MAHKEMEMİZİN 25/09/207 TARİH 2007/176-201 ESAS VE KARAR SAYILI İLAMI İLE VERİLEN 60.000 TL ADLİ PARA CEZASINA İLİŞKİN İNFAZIN DURDURULMASINA.
HÜKÜMLÜNÜN BAŞKA BİR SUÇTAN TUTUKLU VEY HÜKÜMLÜ ULUNMAASI HALİNDE SALIVERİLMESİNE
KARARIN C.SAVCILIĞI ARACILIĞIYLA HÜKÜMLÜYE TEBLİĞİ DAİR, DOSYA ÜZERİNDEYAPILAN İNCELEMESONUCUNDA İSTEME UYGUN V TEBLİĞ TARİHİNDEN İTAREN 7 GÜN İÇİNDE DENİZLİ NBETÇİ AĞIR CEZA MAHKEMESİNE İTİRAZ YOLU AÇIK OLMAK ÜZERERKARAR VERİLDİ
Sakarya Ağır Ceza Mahkemesi, Karşılıksız Çek Beraat Kararı
BAŞKAN : ABDÜLKADİR YAVUZ ÜYE : BURHANETTİN ESENKAR ÜYE : CEVDET BAK
KATİP : BEHİYE AYDINHükümlü A.B. vekili Av. Levent S. tarafından Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.03.2009 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı ek kararı ile hükümlü vekilinin talebinin reddine ve mahkemelerinin 28.5.2008 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı ilamının değiştirilmesine ve infazın durdurulmasına yer olmadığına ve infazın devamına dair kararına dosya içeriğine göre süresi içerisinde; müvekkilinin 3167 Sayılı Kanuna Muhalefet nedeni ile para cezasına mahkum edildiği, 5275 Sayılı Yasanın 98. maddesi uyarınca yaptıkları başvurunun reddedildiği, bu kararın 5237 Sayılı TCK nun 5, 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesi, 3167 Sayılı Yasanın 16. maddesi ayrıca TCK 20.43.52,53,60,61 maddelerinde yer alan düzenlemelere aykırı olduğu, 31.11.2008 tarihi itibari ile karşılıksız çek keşide etmek eyleminin suç olmaktan çıktığı, böylece suçta ve cezada kanunilik ilkesi uyarınca hükümlü hakkında verilen cezanın yasal dayanağının kalmadığı iddiası ile Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından 24.03.2009 tarihinde infazın devamına ilişkin ek kararın itiraz incelemesi ile kaldırılmasını ve hakkında tayin edilen cezanın bütün sonuçları ile ortadan kaldırılmasını ve tahliyesini istemiştir.
İddia makamının mütalaası alındı, dosya incelendi
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Konu ile ilgili yasal durum incelendiğinde;
1-3167 Sayılı Yasanın 16. maddesinde : (1) Üzerinde yazılı keşide tarihinden önce veya ibraz süresi içinde 4 üncü madde uyarınca ibraz edildiğinde, yeterli karşılığı bulunmaması nedeniyle kısmen de olsa ödenmeyen çeki keşide eden hesap sahipleri veya yetkili temsilcileri, kanunların ayrıca suç saydığı haller saklı kalmak üzere, çek bedeli tutarı kadar ağır para cezasıyla cezalandırılırlar. Ancak verilecek para cezası seksenmilyar liradan fazla olamaz. Bu miktar, 01/03/1926 tarihli ve 765 sayılı Türk Ceza Kanununun ek 2 nci maddesine göre her yıl artırılır. Bu suçtan mükerrirlere, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.
2 – 5237 Sayılı TCK nun 2/1-3 madde ve fıkralarında ; (1) “Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz.”
(3) Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz.
3- 5237 Sayılı TCK nun 5/1 madde ve fıkralarında : “Bu Kanunun genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır. “
4-5237 Sayılı TCK nun 52/1-2-3 Madde ve fıkralarında; (1) Adlî para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hâllerde yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir.
(2) En az yirmi ve en fazla yüz Türk Lirası olan bir gün karşılığı adlî para cezasının miktarı, kişinin ekonomik ve diğer şahsî hâlleri göz önünde bulundurularak takdir edilir. (3) Kararda, adlî para cezasının belirlenmesinde esas alınan tam gün sayısı ile bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ayrı ayrı gösterilir. “
5-5252 Sayılı Yasanın 5349 Sayılı Yasanın 6. Maddesi ile değişik Geçici 1. Maddesinde: (1) Diğer kanunların, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31 Aralık 2008 tarihine kadar uygulanır.
6-5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 madde ve fıkrasında: (1) Mahkûmiyet hükmünün yorumunda veya çektirilecek cezanın hesabında duraksama olursa, cezanın kısmen veya tamamen yerine getirilip getirilemeyeceği ileri sürülür ya da sonradan yürürlüğe giren kanun, hükümlünün lehinde olursa, duraksamanın giderilmesi veya yerine getirilecek cezanın belirlenmesi için hükmü veren mahkemeden karar istenir. (3) Yukarıdaki fıkralar uyarınca yapılan başvurular cezanın infazını ertelemez. Ancak, mahkeme olayın özelliğine göre infazın ertelenmesine veya durdurulmasına karar verebilir.
7- 5275 Sayılı Yasanın 101/1-3 Madde ve fıkrasında: (1) Cezanın infazı sırasında, 98 ilâ 100 üncü maddeler gereğince mahkemeden alınması gereken kararlar duruşma yapılmaksızın verilir. Karar verilmeden önce Cumhuriyet savcısı ve hükümlünün görüşlerini yazılı olarak bildirmeleri istenebilir. “http://karsiliksizcek.wordpress.com/”
(3)Bölge adliye mahkemesi veya Yargıtaydan başka mahkemeler tarafından verilmiş olan bu kararlara karşı itiraz yoluna gidilebilir.” hükümleri bulunmaktadır.
Ayrıca TBMM tarafından 5728 Sayılı Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlar ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile düzenleme yapıldığı ve bu kanunun yürürlükte olduğu ancak yapılan bu düzenlemeler içerisinde 3167 Sayılı Yasanın 16. Maddesi ile ilgili bir düzenlemenin bulunmadığı da ortadadır.
Kararına itiraz edilen mahkemenin itiraz edilen kararında; 5252 Sayılı Kanunun geçici 1. Maddesinde 5560 Sayılı Kanunla yapılan değişiklik üzerine belirlenen 31.12.2008 gününe değin, diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümlerinin düzeltilmesinin öngörüldüğü halde bu kapsamdan olarak yasa koyucu tarafından 5728 Sayılı “Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”u va’zettiği, dolayısıyla da uyumlaştırılması murat olunan diğer kanunların bu kapsamda yeniden düzenlenildiği., ancak bu çerçevede 3167 Sayılı Kanun hükümlerinin ayrık tutulduğu, bunun ise tamamen mevzuatın “Özel” niteliğinden kaynaklandığı, hal böyle olunca da Yargıtay Yüksek Dairesi’nin pek çok uygulamalarında da “özel yasa ” niteliğinden dolayı pek çok uygulanabilir (önödeme-uzlaşma…gibi) hukuk müessesesinden ayrık değerlendirildiği nazara alındığında, ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil eden çeklerden dolayı tayin olunacak ceza hükmünde de “çek bedeli kadar adli para cezası” olmasında hukuken aykırı bir durum görülmediğinden” sanık vekilinin talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Yürürlükte olan yasal durum incelendiğinde; TCK nun 5/1 maddesinde bu kanunun genel hükümlerinin özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanacağı belirtilerek ceza hukukunda yeknesaklık sağlanmak istenmiştir.
Bu amaçla 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesine; diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemesine aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31.12.2008 tarihine kadar uygulanır hükmü konulmuş ve bu süre yeniden uzatılmamıştır.
Yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. Madde hükmünü dikkate alarak ” Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” adı altında 580 maddeden oluşan 5728 Sayılı Yasayı çıkartmış ve bu yasa yürürlüğe girmiştir.
Buradan da anlaşıldığı üzere yasa koyucunun amacı TCK nun genel hükümlerinin bütün özel yasalarda ve ceza hükmü içeren yasalarda uygulanmasını sağlamaktır.
5237 Sayılı TCK nun 52. maddesi dikkate alındığında adli para cezasının tanımının yapıldığı görülmektedir. Buna göre adli para cezası , beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmadığı hallerde 730 günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması sureti ile hesaplanan meblağın hükümlü tarafından devlet hazinesine ödenmesinden ibarettir
Bu maddenin 1. fıkrasında bulunan “kanunda aksine hüküm bulunmayan haller” tanımının adli para cezası gün sayısının bu genel düzenlemeye aykırı olarak 730 günün altında veya üstünde düzenlenebileceği ve bu düzenlemenin de geçerli olduğu anlamındadır. Buradan da anlaşıldığı üzere TCK genel hükümlerinde gün adli para cezası sistemi benimsenmiştir. 3167 Sayılı yasanın 16. maddesi değerlendirildiğinde; “….. çek bedeli tutarı kadar ağır para cezası (adli para cezası) ile cezalandırılırlar . Ancak verilecek para cezası 80 milyar liradan fazla olamaz. ” hükmünün bulunduğu, bu düzenlemenin gün para cezası içermemesi nedeni ile TCK nun 52/1 maddesine uygun olmadığı ortadadır.
Yasa koyucunun 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesinde sözünü ettiği diğer kanunlar içerisinde 3167 Sayılı Yasanın da olduğu hususunda tereddüt yoktur. Buna göre 3167 Sayılı Yasada bulunan ve 5237 Sayılı TCK nun 1.Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümler 31.12.2008 tarihine kadar uygulanabilecektir. Bu düzenlemenin mevhumu muhalifinden 3167 Sayılı (özel) Kanunun TCK nun 1. kitabının 52. maddesinde düzenlenen gün para sistemine aykırı olan ceza kuralının 31.12.2008 tarihinden sonra uygulanmayacağı 5252 Sayıl Yasanın geçici 1. Maddesinin emredici hükmüdür. Kaldı ki yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesini dikkate alarak 5728 Sayılı Yasa ile özel yasalarda ayrıntılı düzenlemeler yapmasına rağmen 3167 Sayılı Yasada herhangi bir düzenleme yapmamıştır.
Ayrıca Adalet Bakanlığı’nın http://www.kgm.adalet.gov.tr/basbakanlik/cekkanunu.pdf adresinde bulunan ve Çek Kanunu Tasarısı Taslağı olarak Başbakanlığa gönderilen metnin 5/1 madde ve fıkrasında “Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adlî paracezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adlî para cezası, çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamaz.” düzenlemesinin bulunduğu, bu düzenleme dikkate alındığında yasama organının büyük çoğunluğunu oluşturan yürütmeyi (hükümeti ) temsilen Adalet Bakanlığının da itirazı reddeden mahkeme ve red kararında belirtilen Yargıtay Dairesinin inancına aykırı olarak çek kanununda verilecek adli para cezasının gün para sistemine uygun olması gerektiğini öngördüğü, bu durum karşısında subjektif değerlendirme niteliğinde olan “çekin ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil etmesi” bu nedenle 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesindeki düzenlemenin değiştirilmediği yani ayrık tutulduğu (temel düzenlemeden istisna edildiği) yönündeki değerlendirmenin mevcut yasal durum karşısında yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
Yasa koyucunun atlama yaptığı, bir konuyu unuttuğu kabul edilemeyeceğine ve yukarıda da değinildiği gibi bu konuda değişiklik yapmak için Başbakanlığa kanun tasarısı taslağıda sevk edildiğine göre yürütmenin, (hükümetin ) ve yasa koyucunun (TBMM’nin) muradının 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesi ile düzenlenen ceza kuralının ortadan kalkması ve yeni yasal düzenleme yapılana kadar bu ceza hükmünün uygulanamaz olmasını sağlamak olduğu kabul edilmelidir. Çünkü ceza kuralları uygulanmak amacı ile konulur. Uygulanamayan bir ceza kuralı kaldırılmış demektir. Uygulanamayacağı yasa ile düzenlenen, bu nedenle yasal olarak kaldırılma dışında yok hükmünde olan bir kurala göre ceza vermek gerek Anayasa’da yapılan temel haklar ile ilgili düzenlemelere, temel hak ve özgürlükleri içeren Uluslararası Sözleşme hükümlerine ve gerekse Türk Ceza Kanunun 2. maddesinde düzenlenen kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz, kanunlarda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz kuralına da aykırıdır.
Bu yasal durum karşısında hükümlünün, 31.12.2008 tarihinden itibaren zımni olarak yürürlükten kaldırılan ve yerine yeni hüküm konulmaması nedeni ile cezasız bırakılan karşılıksız çek keşide etmek eyleminden dolayı cezalandırıldığı, hükümlü müdafiinin yaptığı itirazın hukuka uygun olmayan mülahazalarla red edildiği, itirazın yasal ve yerinde olduğu anlaşılmakla, 5275 Sayılı Yasanın 101/3 madde ve fıkrasının verdiği yetkiye dayanarak ve hükümlünün telafisi mümkün olmayan zararlara uğramasını engellemek amacı ile 5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 maddesi gereğince mahkumiyet hükmünün yorumunda ve çektirilecek cezanın hesabında açıklanan nedenlerle duraksama olduğundan 3167 Sayılı Yasada yeni bir düzenleme yapılana ya da 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesinin açıkça yürürlükten kaldırılması anına kadar infazın ertelenmesine, yasa koyucunun yeni bir düzenleme yapması halinde hükümlünün durumunun yeniden mahkemesince ele alınarak değerlendirilmesi için itirazın kabülü ile hükümlüye Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 08.05.2008 tarih ve 2008/202 esas, 2008/323 karar sayılı ilamı ile verilen adli para cezasının infazının durdurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Hükümlü Abdullah Bekir vekilinin yapmış olduğu İTİRAZIN KABÜLÜNE, 2-Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.03.2009 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı EK KARARININ KALDIRILMASINA
3-Sanık hakkında Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 8.5.2008 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı ilamı ile verilen 4158 .- TL, adli para cezasının İNFAZININ DURDURULMASINA,
4-Kararın bir örneğinin gereğinin yerine getirilmesi için Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine,
Dosyanın Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesine iadesine, Karardan bir örneğin hükümlü vekiline TEBLİĞİNE , Dair; 5275 Sayılı Yasanın 101/3 ve CMK nun 271/4 madde ve fıkrası gereğince incelenen dosya üzerinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.27.03.2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/7 Geliş Tarihi: 05/01/2009 Mahkemesi: Köyceğiz Sulh Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2008/82 Mahkeme Karar No: 2008/141 Mahkeme Karar Tarihi: 15/05/2008
Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme
DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/133 Karar BOZMA Karar Tarihi 19/01/2009 Kapatma Tarihi 03/02/2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/9 Geliş Tarihi: 05/01/2009
Mahkemesi: Tarsus Ağır Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2008/903 Mahkeme Karar No: 2008/903 Mahkeme Karar Tarihi: 14/07/2008
Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/135 Karar BOZMA Karar Tarihi 19/01/2009 Kapatma Tarihi 03/02/2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/14 Geliş Tarihi: 12/01/2009
Mahkemesi: Korkuteli Asliye Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2005/153
Mahkeme Karar No: 2006/97 Mahkeme Karar Tarihi: 10/03/2006
Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/784 Karar BOZMA Karar Tarihi 26/01/2009 Kapatma Tarihi 12/02/2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/18 Geliş Tarihi: 12/01/2009
Mahkemesi: Malatya 4. Asliye Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2006/291
Mahkeme Karar No: 2007/539 Mahkeme Karar Tarihi: 17/07/2007 Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/787 Karar BOZMA Karar Tarihi 26/01/2009 Kapatma Tarihi 03/02/2009
SAYIN MİLLETVEKİLLERİM
Sayın
Milletvekilim
Karşılıksız çekten dolayı hapis cezası , kanayan bir yaradır ve Türk Hukuk Sistemi açısından bir yüz karasıdır! Kişi hak ve hürriyetlerine ve esasen mevcut Anayasamıza da aykırı olan bu uygulama 1 Ocak 2009 tarihi itibariyle yeni bir boyut kazanmıştır:
Konu ile ilgili mevcut hukuki durum aşağıda sadece iki ana husus bakımından özetlenmiştir. Uygulama yasasında verilen süre 31 Aralık 2008'de dolmuş ve bu tarihten itibaren karşılıksız çek suçları fiilen cezasız kalmıştır. Eğer hukuk devletiysek, bu suçtan dolayı, yeni bir yasal düzenleme yapılana kadar hiçbir mahkeme ceza veremez ve önceden verilmiş olan cezalar da hukuken yok hükmündedir.
Ne var ki yargı tereddüttedir ve 3 aydır çelişkili kararlar verilmektedir. Bazı mahkemeler ceza vermeye devam ederken kendisinden bir çözüm beklenen YARGITAY, bugüne kadar yerel mahkemelere emsal oluşturacak bir karar da vermemiştir. Bazı illerdeki Asliye Ceza Mahkemeleri ve en önemlisi Sakarya 1. Ağır Ceza Mahkemesi ise, cezaların infazını durdurmuş ve hükümlüler tahliye edilmeye başlanmıştır. Diğer taraftan karşılıksız çekten dolayı ceza almış olan binlerce kişi ise kanunsuz bir şekilde 3 ayı aşkın süredir cezaevlerinde tutulmaktadır.
Ekonomik suçtan dolayı hürriyeti bağlayıcı ceza verilmesinin gayri insani olduğu, mevcut düzenlemenin anayasaya aykırı olduğu konuları bir tarafa, ortada apaçık bir hukuksuzluk ve kaos vardır! Teknik bir konu değil, akl-ı selim sahibi herkesin kolayca anlayabileceği basit bir durum var ortada... Prof. Dr. Adem Sözüer ve daha birçok hukukçu aylardır konuyu anlatmaya çalışıyor ama maalesef hukuksuzluk devam ediyor.
Bu kaos hem adalet anlayışını zedeliyor, hem de apaçık bir ihlal niteliği taşıyor. Üç aydır haksız yere cezaevlerinde tutulan insanlar, bu durumu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine taşıdıklarında kesinlikle lehe bir karar çıkacak ve yüklü tazminatlar gündeme gelecektir. Zira Sakarya Ağır Ceza Mahkemesinin aynı konuda verdiği emsal kararlar var. Bu kararlar diğer mahkemeleri bağlayıcı olmasa da ceza hukukunun uygulanmasında yeknesaklık zedelenmiş ve kanun önünde eşitlik ilkesi bozulmuştur. Böyle bir netice, Meclisi ve hükumeti zor durumda bırakacağı gibi, uluslararası hukuk çevrelerinde ve kamuoyu nezdinde yargı organlarının saygınlığını da zedeleyici sonuçlar doğurabilecektir. Meclisin ve hükumetin bir an önce bu çarpık duruma el koyması ve hukuksuzluğu sona erdirmesi gerekiyor.
Yeni yasada adli para cezası ve dolayısıyla hapis cezası devam edecek olsa da, çıkacak kanuna eklenecek bir geçici madde ile, 1 Ocak 2009 tarihi ile kanunun çıktığı tarihe kadar oluşmuş bulunan yasal boşluk sebebiyle cezasız kalmış olan karşılıksız çek suçundan dolayı verilen cezaların kaldırılması sağlanabilir. Böylece hem yargının tereddütleri izale edilmiş olur, bozulan yeknesaklık ve eşitlik ilkesi de nispeten telafi edilebilir.
Ortada kamu vicdanını rahatsız eden, toplumsal barışı zedeleyen ve adalet duygusunu inciten çok vahim bir tablo vardır ve süratle çözüm beklenmektedir.
Sessiz sedasız onbinlerce insan ve aile, Yüce Meclisten hukuk devleti esasına uygun bir çözüm beklemektedir.
HUKUKİ DURUMUN ÖZETİ
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 5 inci maddesi “Özel kanunlarla ilişki” başlığını taşımaktadır. Bu maddeye göre, “Bu Kanun’un genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren özel kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır.” Bu kanunun yayınlanmasını müteakip 3167 sayılı Çek Yasasının da içinde bulunduğu “ceza içeren özel kanunlar”da gerekli değişiklik ve uyumların yapılabilmesi için 5nci maddenin uygulanması 31.12.2008 tarihine ertelenmiştir. Ancak 31.12.2008 tarihine kadar, diğer birçok özel kanunda değişiklik yapılmış olmasına rağmen Çek Kanununda gerekli değişiklikler yapılmadığından, artık 01.01.2009 tarihi itibariyle 3167 Sayılı Yasanın ceza içeren ve TCK Genel Hükümlerine aykırılık teşkil eden maddeleri zımnen yürürlükten kaldırılmış bulunmaktadır. Nitekim, 31.12.2008 tarihine dek, ceza hükmü getiren diğer özel kanunlardan olan 3167 Sayılı Çek Kanununun cezai hükümleri, TCK’nun genel hükümlerine aykırı olsa da uygulanabilmekteydi.
Aykırılıklar nerededir?
1. TCK m. 21 bakımından : 3167 SK. m. 16/1’de karşılıksız çek keşide etme suçu, “şekli suç” niteliğinde düzenlenmiştir. Ancak, TCK ’nın genel hükümleri (m. 21) uyarınca, bir suçun oluşumu kastın varlığına bağlıdır. Kast “doğrudan”(m. 21/1) veya “olası kast” (m. 21/2) olabilir. Bu nedenle, bir kişinin karşılıksız çek nedeniyle cezalandırılabilmesi için, bu kişinin çeki keşide ederken, çekin karşılıksız kalacağı kastıyla hareket etmiş olması gerekmektedir. Başka bir deyişle, bunu bilmeli ve istemelidir. Dolayısıyla, yapılan yargılamada, artık kastın varlığı mutlak olarak araştırılmalı ve bunun sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır. Şayet olayda kast yoksa TCK m. 21/2’ye göre, somut olayda karşılıksız çek keşide eden kişide “olası kast”ın varlığı da ayrıca değerlendirilerek, maddede öngörülen ceza indirimleri uygulanmalıdır. 5252 Sayılı Kanunun kabulü ve uygulanması ile, hukukumuzda bugüne kadar zaten tartışmalı olan “objektif sorumluluk” esası terkedilmiş ve “kusursuz ceza olmaz” esası tamamen geçerli kılınmıştır. Şu halde, karşılıksız çek suçlarında, 1.1.2009 tarihine kadar “objektif sorumluluk” esasına göre verilmiş olan cezalar geçerliliğini yitirmiş bulunmaktadır. Artık suçun manevi unsuru olarak “kast” aranmalıdır. Aksi bir uygulama “kanunsuz suç ve ceza olamaz” esasına açık bir aykırılık teşkil edecektir.
2. TCK m. 52 bakımından Çek Kanunu’na göre, karşılıksız çek keşide etme suçunun cezası, çek bedeli tutarı kadar “adli para cezası” olarak belirlenmekteydi. Ancak, 1.1.2009 tarihinden itibaren TCK’nın adli para cezalarına ilişkin 52. maddesi uygulama alanı bulacağından, ceza miktarının ve niteliğinin belirlenmesi değişmiş bulunmaktadır.
TCK 52. maddenin uygulanmaya başlaması ile Çek yasasındaki çek bedeline bağlı adli para cezası uygulaması son bulmuştur. Adli para cezasının miktarının tespiti artık, sadece gün/para esasına göre yapılabilecektir. 3167 Sayılı Çek Kanunu’nun uygulamasında, ceza, karşılıksız çıkan çek miktarına göre belirlenmekteyken, TCK’nın 52. maddesinin uygulanmasıyla, öncelikle tamgün hesabının yapılması ve bir güne karşılık gelen parasal miktarın belirlenmesi üzerine karar verilmesi gerekmektedir. TCK m. 61/8 hükmüne göre, adli para cezası, belirlenen sonuç gün ile kişinin bir gün karşılığı ödeyebileceği miktarın çarpılması suretiyle bulunacaktır. Bu itibarla, yargılama sonucunda verilecek adli para cezasının tayini usulü de tümden değişmektedir. Nitekim hazırlanan yeni Çek Kanunu tasarısında da "Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adlî para cezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adlî para cezası, çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamaz." Denilmek suretiyle adli para cezasının tayininde Yeni TCK’na uygun olarak gün/para sisteminin getirildiği görülmektedir.
Bu değerlendirmeler ışığı altında bugüne kadar 3167 Sayılı Kanuna göre verilen çek cezaları, 01.01.2009 tarihinde yürürlüğe girmiş bulunan TCK 5nci maddesi uyarınca , aynı kanunun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırılık teşkil etmektedir ve sanık/hükümlü lehine olan yeni hükümler uygulanarak bugüne kadar verilmiş olan cezaların infazı durdrulmalıdır.
Uygulanamayacağı yasa ile düzenlenen, bu nedenle yasal olarak yok hükmünde olan bir kurala göre ceza vermek, gerek Anayasa'da yapılan temel haklar ile ilgili düzenlemelere, temel hak ve özgürlükleri içeren Uluslararası Sözleşme hükümlerine ve gerekse Türk Ceza Kanunun 2. maddesinde düzenlenen kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz, kanunlarda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz kuralına da aykırıdır.
BU AŞAGILIK YAZILARA MÜSADEE ETMEYECEGİMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMM...........................................................................KARŞILIKSIZ ÇEKE HAPİS İNSANLIK ONURUNA AYKIRI İSE BU YAZILAR İNSANLIK ONURUNAAA UYGUNMUUUU?????
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:.
Konu ile ilgili yasal durum incelendiğinde;.
1-3167 Sayılı Yasanın 16. maddesinde :.
(1) Üzerinde yazılı keşide tarihinden önce veya ibraz süresi içinde 4 üncü madde uyarınca ibraz edildiğinde, yeterli karşılığı bulunmaması nedeniyle kısmen de olsa ödenmeyen çeki keşide eden hesap sahipleri veya yetkili temsilcileri, kanunların ayrıca suç saydığı haller saklı kalmak üzere, çek bedeli tutarı kadar ağır para cezasıyla cezalandırılırlar. Ancak verilecek para cezası seksenmilyar liradan fazla olamaz. Bu miktar, 01/03/1926 tarihli ve 765 sayılı Türk Ceza Kanununun ek 2 nci maddesine göre her yıl artırılır. Bu suçtan mükerrirlere, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir..
2 – 5237 Sayılı TCK nun 2/1-3 madde ve fıkralarında ; (1) “Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz.”.
(3) Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz. 3- 5237 Sayılı TCK nun 5/1 madde ve fıkralarında :.
“Bu Kanunun genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır. “.
4-5237 Sayılı TCK nun 52/1-2-3 Madde ve fıkralarında; (1) Adlî para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hâllerde yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir..
(2) En az yirmi ve en fazla yüz Türk Lirası olan bir gün karşılığı adlî para cezasının miktarı, kişinin ekonomik ve diğer şahsî hâlleri göz önünde bulundurularak takdir edilir. (3) Kararda, adlî para cezasının belirlenmesinde esas alınan tam gün sayısı ile bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ayrı ayrı gösterilir. “.
5-5252 Sayılı Yasanın 5349 Sayılı Yasanın 6. Maddesi ile değişik Geçici 1. Maddesinde: (1) Diğer kanunların, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31 Aralık 2008 tarihine kadar uygulanır..
6-5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 madde ve fıkrasında:.
(1) Mahkûmiyet hükmünün yorumunda veya çektirilecek cezanın hesabında duraksama olursa, cezanın kısmen veya tamamen yerine getirilip getirilemeyeceği ileri sürülür ya da sonradan yürürlüğe giren kanun, hükümlünün lehinde olursa, duraksamanın giderilmesi veya yerine getirilecek cezanın belirlenmesi için hükmü veren mahkemeden karar istenir. (3) Yukarıdaki fıkralar uyarınca yapılan başvurular cezanın infazını ertelemez. Ancak, mahkeme olayın özelliğine göre infazın ertelenmesine veya durdurulmasına karar verebilir. 7- 5275 Sayılı Yasanın 101/1-3 Madde ve fıkrasında:.
(1) Cezanın infazı sırasında, 98 ilâ 100 üncü maddeler gereğince mahkemeden alınması gereken kararlar duruşma yapılmaksızın verilir. Karar verilmeden önce Cumhuriyet savcısı ve hükümlünün görüşlerini yazılı olarak bildirmeleri istenebilir..
(3)Bölge adliye mahkemesi veya Yargıtaydan başka mahkemeler tarafından verilmiş olan bu kararlara karşı itiraz yoluna gidilebilir.” hükümleri bulunmaktadır..
Ayrıca TBMM tarafından 5728 Sayılı Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlar ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile düzenleme yapıldığı ve bu kanunun yürürlükte olduğu ancak yapılan bu düzenlemeler içerisinde 3167 Sayılı Yasanın 16. Maddesi ile ilgili bir düzenlemenin bulunmadığı da ortadadır..
Kararına itiraz edilen mahkemenin itiraz edilen kararında; 5252 Sayılı Kanunun geçici 1. Maddesinde 5560 Sayılı Kanunla yapılan değişiklik üzerine belirlenen 31.12.2008 gününe değin, diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümlerinin düzeltilmesinin öngörüldüğü halde bu kapsamdan olarak yasa koyucu tarafından 5728 Sayılı “Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”u va’zettiği, dolayısıyla da uyumlaştırılması murat olunan diğer kanunların bu kapsamda yeniden düzenlenildiği., ancak bu çerçevede 3167 Sayılı Kanun hükümlerinin ayrık tutulduğu, bunun ise tamamen mevzuatın “Özel” niteliğinden kaynaklandığı, hal böyle olunca da Yargıtay Yüksek Dairesi’nin pek çok uygulamalarında da “özel yasa ” niteliğinden dolayı pek çok uygulanabilir (önödeme-uzlaşma…gibi) hukuk müessesesinden ayrık değerlendirildiği nazara alındığında, ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil eden çeklerden dolayı tayin olunacak ceza hükmünde de “çek bedeli kadar adli para cezası” olmasında hukuken aykırı bir durum görülmediğinden” sanık vekilinin talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır..
Yürürlükte olan yasal durum incelendiğinde; TCK nun 5/1 maddesinde bu kanunun genel hükümlerinin özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanacağı belirtilerek ceza hukukunda yeknesaklık sağlanmak istenmiştir. Bu amaçla 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesine; diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemesine aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31.12.2008 tarihine kadar uygulanır hükmü konulmuş ve bu süre yeniden uzatılmamıştır..
Yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. Madde hükmünü dikkate alarak ” Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” adı altında 580 maddeden oluşan 5728 Sayılı Yasayı çıkartmış ve bu yasa yürürlüğe girmiştir..
Buradan da anlaşıldığı üzere yasa koyucunun amacı TCK nun genel hükümlerinin bütün özel yasalarda ve ceza hükmü içeren yasalarda uygulanmasını sağlamaktır. 5237 Sayılı TCK nun 52. maddesi dikkate alındığında adli para cezasının tanımının yapıldığı görülmektedir. Buna göre adli para cezası , beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmadığı hallerde 730 günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması sureti ile hesaplanan meblağın hükümlü tarafından devlet hazinesine ödenmesinden ibarettir.
Bu maddenin 1. fıkrasında bulunan “kanunda aksine hüküm bulunmayan haller” tanımının adli para cezası gün sayısının bu genel düzenlemeye aykırı olarak 730 günün altında veya üstünde düzenlenecebileceği ve bu düzenlemenin de geçerli olduğu anlamındadır. Buradan da anlaşıldığı üzere TCK genel hükümlerinde gün adli para cezası sistemi benimsenmiştir. 3167 Sayılı yasanın 16. maddesi değerlendirildiğinde; “….. çek bedeli tutarı kadar ağır para cezası (adli para cezası) ile cezalandırılırlar . Ancak verilecek para cezası 80 milyar liradan fazla olamaz. ” hükmünün bulunduğu, bu düzenlemenin gün para cezası içermemesi nedeni ile TCK nun 52/1 maddesine uygun olmadığı ortadadır..
Yasa koyucunun 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesinde sözünü ettiği diğer kanunlar içerisinde 3167 Sayılı Yasanın da olduğu hususunda tereddüt yoktur. Buna göre 3167 Sayılı Yasada bulunan ve 5237 Sayılı TCK nun 1.Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümler 31.12.2008 tarihine kadar uygulanabilecektir. Bu düzenlemenin mevhumu muhalifinden 3167 Sayılı (özel) Kanunun TCK nun 1. kitabının 52. maddesinde düzenlenen gün para sistemine aykırı olan ceza kuralının 31.12.2008 tarihinden sonra uygulanmayacağı 5252 Sayıl Yasanın geçici 1. Maddesinin emredici hükmüdür. Kaldı ki yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesini dikkate alarak 5728 Sayılı Yasa ile özel yasalarda ayrıntılı düzenlemeler yapmasına rağmen 3167 Sayılı Yasada herhangi bir düzenleme yapmamıştır..
Ayrıca Adalet Bakanlığı’nın http://www.kgm.adalet.gov.tr/basbakanlik/cekkanunu.pdf adresinde bulunan ve Çek Kanunu Tasarısı Taslağı olarak Başbakanlığa gönderilen metnin 5/1 madde ve fıkrasında “Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adlî paracezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adlî para cezası, çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamaz.” düzenlemesinin bulunduğu, bu düzenleme dikkate alındığında yasama organının büyük çoğunluğunu oluşturan yürütmeyi (hükümeti ) temsilen Adalet Bakanlığının da itirazı reddeden mahkeme ve red kararında belirtilen Yargıtay Dairesinin inancına aykırı olarak çek kanununda verilecek adli para cezasının gün para sistemine uygun olması gerektiğini öngördüğü, bu durum karşısında subjektif değerlendirme niteliğinde olan “çekin ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil etmesi” bu nedenle 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesindeki düzenlemenin değiştirilmediği yani ayrık tutulduğu (temel düzenlemeden istisna edildiği) yönündeki değerlendirmenin mevcut yasal durum karşısında yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır..
Yasa koyucunun atlama yaptığı, bir konuyu unuttuğu kabul edilemeyeceğine ve yukarıda da değinildiği gibi bu konuda değişiklik yapmak için Başbakanlığa kanun tasarısı taslağıda sevk edildiğine göre yürütmenin, (hükümetin ) ve yasa koyucunun (TBMM’nin) muradının 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesi ile düzenlenen ceza kuralının ortadan kalkması ve yeni yasal düzenleme yapılana kadar bu ceza hükmünün uygulanamaz olmasını sağlamak olduğu kabul edilmelidir. Çünkü ceza kuralları uygulanmak amacı ile konulur. Uygulanamayan bir ceza kuralı kaldırılmış demektir. Uygulanamayacağı yasa ile düzenlenen, bu nedenle yasal olarak kaldırılma dışında yok hükmünde olan bir kurala göre ceza vermek gerek Anayasa’da yapılan temel haklar ile ilgili düzenlemelere, temel hak ve özgürlükleri içeren Uluslararası Sözleşme hükümlerine ve gerekse Türk Ceza Kanunun 2. maddesinde düzenlenen kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz, kanunlarda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz kuralına da aykırıdır..
Bu yasal durum karşısında hükümlünün, 31.12.2008 tarihinden itibaren zımni olarak yürürlükten kaldırılan ve yerine yeni hüküm konulmaması nedeni ile cezasız bırakılan karşılıksız çek keşide etmek eyleminden dolayı cezalandırıldığı, hükümlü müdafiinin yaptığı itirazın hukuka uygun olmayan mülahazalarla red edildiği, itirazın yasal ve yerinde olduğu anlaşılmakla, 5275 Sayılı Yasanın 101/3 madde ve fıkrasının verdiği yetkiye dayanarak ve hükümlünün telafisi mümkün olmayan zararlara uğramasını engellemek amacı ile 5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 maddesi gereğince mahkumiyet hükmünün yorumunda ve çektirilecek cezanın hesabında açıklanan nedenlerle duraksama olduğundan 3167 Sayılı Yasada yeni bir düzenleme yapılana ya da 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesinin açıkça yürürlükten kaldırılması anına kadar infazın ertelenmesine, yasa koyucunun yeni bir düzenleme yapması halinde hükümlünün durumunun yeniden mahkemesince ele alınarak değerlendirilmesi için itirazın kabülü ile hükümlüye Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 31.07.2007 tarih ve 2007/299 esas 2007/590 karar sayılı ilamı ile verilen adli para cezasının infazının durdurulmasına karar vermek gerekmiştir..
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;.
1-Hükümlü H.S.S. müdafiinin yapmış olduğu İTİRAZIN KABÜLÜNE, 2-Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 04.02.2009 tarih ve 2007/299 esas 2007/590 karar sayılı EK KARARININ KALDIRILMASINA.
3-Sanık hakkında Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 31.07.2007 tarih ve 2007/299 esas 2007/590 karar sayılı ilamı ile verilen 26000TL adli para cezasının İNFAZININ DURDURULMASINA,.
4-Kararın bir örneğinin gereğinin yerine getirilmesi için Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine,.
Dosyanın Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesine iadesine, Karardan bir örneğin hükümlü vekiline TEBLİĞİNE ,.
Dair; 5275 Sayılı Yasanın 101/3 ve CMK nun 271/4 madde ve fıkrası gereğince incelenen dosya üzerinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi..16.03.2009..
.
.
.
SARAYKÖY ASLİYE CEZA MAHKEMEİ DOSYA NO :2007/176 KARAR NO :2007/201
HAKİM : GÜLPERİ GÜNEŞ 32147 C.SAVCISI : HÜSEYİN HÜR 107696 KATİP : MURAT AYRAL 97009
SANIK : A. G. K. SUÇ : KARŞILIKSIZ ÇEK KEŞİDE ETME SUÇ TARIHİ : 19/02/2007 ASIL KARAR TARİHİ : 25/09/2007 EK KARAR TARİHİ : 28/01/2009
HÜKÜMLÜ AHMET GÜRKAN ………KAN IN 21/01/2009 ARİHLİ İNFAZIN DURDURULMASINA İLİKİN DİLEKÇESİ C. SAVCISININ YAZILI GÖRÜŞÜ ALINARAKİNCELENDİ.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLÜ:
HÜKÜMLÜ AHMET GÜRKAN …..KAN HAKKINDA MAHKEMEMİZİN 25/09/2009 TARİH 2007/176-201 ESAS E KARAR SAYILI KARARI İLE KARŞILIKSIZ ÇEK KEŞİDE ETMEK SUÇUNDAN DAYI 60.000 TL ADLİ PARA CEZASI İL CEZALANDIRILMASIA KARAR VERİLDİĞİ, KARARIN 20/11/2007 TARİHİNDE KESİNLEŞEREK İNFAZA VERİLDİĞİ HÜKÜMLÜĞÜN ADLİ PARA CEZASNI ÖDEMEMESİ ÜZERİNE SARAYKÖY C.BAŞSAVCILIĞININ 29/01/2008 GÜNLÜ KARARI İLE HÜKÜMLÜYE VERİE ADLİ PARA CEZASININ 600 GÜN HAPİS CEZASINA ÇEVRİLDİĞİ VE 28/02/2008 TARİHİNDE İNFAZA BAŞLANDIĞI HÜKÜMLÜNÜN HALEN B CEZASINI İNFAZ TTİĞİ 5252 SAYILI ÜÇK NIN YÜÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDAKİ KANUNUN GEÇİCİ 1.MADDESİDE BELİRTİLEN DİĞEN KANUNLARIN TCK NIN GEEL HÜKÜMLERİNE AKRI OLAN MADDELERİNİN UYGULANMASINA DEVAM EDİLECEĞİNE İLİŞKİN HÜKMÜN 31/12/2008 TARİHİ İTİBARİYLE YÜRÜRÜKTE KALKTIĞI YASA KOYUCU TARAFINDAN 5728 SAYILI YASA İLE BİR ÇOK ÖZEL YASDAKİ CEZA HÜKÜMLERİ 5237 SAYILI YASAYA UYGUN HALE GETİRİLMESİNE RAĞMEN 3167 SAYILI YASA YÖNÜNDEN 31/12/2008 TARİHİNE KADAR HER HANGİ BİR DÜZENLEME YAPILMADIĞI 5252 SAYILI TCK NIN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KARARIN MADDESİ 5237 SAYILI TCK 45/1 52/1 MADELERİ İLE BİRLİKTE DEĞERLENDİRLDİĞİNDE BU GENEL URALIN BÜTÜN ÖZEL YASALARI BAĞLAYACĞI ÖZEL YASALARDAKİ AYKIRI HÜKÜMLRİN 31/12/2008 TARİHİNE KADAR UYGUNABİLECEĞİ BU TARİHE KADAR ÖZEL YASALARIN 5257 SAYILI TCK NIN GEEL KÜMLERİNE UYARLANMASININ ZORUNLU BULUNDUĞU ANCA 3167 SAYILI YASA AÇISINDAN HALEN BU UYARLAMANIN YAPILMAMIQŞ OLDUĞU ANLAŞILMAKLA HÜKÜMLÜNÜN MAĞDURİYETNE NEDE ALMAMAK AÇISINDAN 527 SAYILI ASANIN 98. MADDESİ UYARINCA İNFAZIN DURDURULMASINA KARAR VERMEKGEREKMİŞTİR. HÜKÜM YUKARIDA AÇIKLANAN NEDENLERLE
HÜKÜMLÜ AHMET GÜRKAN ……KAN HAKKINDA MAHKEMEMİZİN 25/09/207 TARİH 2007/176-201 ESAS VE KARAR SAYILI İLAMI İLE VERİLEN 60.000 TL ADLİ PARA CEZASINA İLİŞKİN İNFAZIN DURDURULMASINA.
HÜKÜMLÜNÜN BAŞKA BİR SUÇTAN TUTUKLU VEY HÜKÜMLÜ ULUNMAASI HALİNDE SALIVERİLMESİNE
KARARIN C.SAVCILIĞI ARACILIĞIYLA HÜKÜMLÜYE TEBLİĞİ DAİR, DOSYA ÜZERİNDEYAPILAN İNCELEMESONUCUNDA İSTEME UYGUN V TEBLİĞ TARİHİNDEN İTAREN 7 GÜN İÇİNDE DENİZLİ NBETÇİ AĞIR CEZA MAHKEMESİNE İTİRAZ YOLU AÇIK OLMAK ÜZERERKARAR VERİLDİ
Sakarya Ağır Ceza Mahkemesi, Karşılıksız Çek Beraat Kararı
BAŞKAN : ABDÜLKADİR YAVUZ ÜYE : BURHANETTİN ESENKAR ÜYE : CEVDET BAK
KATİP : BEHİYE AYDINHükümlü A.B. vekili Av. Levent S. tarafından Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.03.2009 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı ek kararı ile hükümlü vekilinin talebinin reddine ve mahkemelerinin 28.5.2008 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı ilamının değiştirilmesine ve infazın durdurulmasına yer olmadığına ve infazın devamına dair kararına dosya içeriğine göre süresi içerisinde; müvekkilinin 3167 Sayılı Kanuna Muhalefet nedeni ile para cezasına mahkum edildiği, 5275 Sayılı Yasanın 98. maddesi uyarınca yaptıkları başvurunun reddedildiği, bu kararın 5237 Sayılı TCK nun 5, 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesi, 3167 Sayılı Yasanın 16. maddesi ayrıca TCK 20.43.52,53,60,61 maddelerinde yer alan düzenlemelere aykırı olduğu, 31.11.2008 tarihi itibari ile karşılıksız çek keşide etmek eyleminin suç olmaktan çıktığı, böylece suçta ve cezada kanunilik ilkesi uyarınca hükümlü hakkında verilen cezanın yasal dayanağının kalmadığı iddiası ile Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından 24.03.2009 tarihinde infazın devamına ilişkin ek kararın itiraz incelemesi ile kaldırılmasını ve hakkında tayin edilen cezanın bütün sonuçları ile ortadan kaldırılmasını ve tahliyesini istemiştir.
İddia makamının mütalaası alındı, dosya incelendi
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Konu ile ilgili yasal durum incelendiğinde;
1-3167 Sayılı Yasanın 16. maddesinde : (1) Üzerinde yazılı keşide tarihinden önce veya ibraz süresi içinde 4 üncü madde uyarınca ibraz edildiğinde, yeterli karşılığı bulunmaması nedeniyle kısmen de olsa ödenmeyen çeki keşide eden hesap sahipleri veya yetkili temsilcileri, kanunların ayrıca suç saydığı haller saklı kalmak üzere, çek bedeli tutarı kadar ağır para cezasıyla cezalandırılırlar. Ancak verilecek para cezası seksenmilyar liradan fazla olamaz. Bu miktar, 01/03/1926 tarihli ve 765 sayılı Türk Ceza Kanununun ek 2 nci maddesine göre her yıl artırılır. Bu suçtan mükerrirlere, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.
2 – 5237 Sayılı TCK nun 2/1-3 madde ve fıkralarında ; (1) “Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz.”
(3) Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz.
3- 5237 Sayılı TCK nun 5/1 madde ve fıkralarında : “Bu Kanunun genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır. “
4-5237 Sayılı TCK nun 52/1-2-3 Madde ve fıkralarında; (1) Adlî para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hâllerde yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir.
(2) En az yirmi ve en fazla yüz Türk Lirası olan bir gün karşılığı adlî para cezasının miktarı, kişinin ekonomik ve diğer şahsî hâlleri göz önünde bulundurularak takdir edilir. (3) Kararda, adlî para cezasının belirlenmesinde esas alınan tam gün sayısı ile bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ayrı ayrı gösterilir. “
5-5252 Sayılı Yasanın 5349 Sayılı Yasanın 6. Maddesi ile değişik Geçici 1. Maddesinde: (1) Diğer kanunların, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31 Aralık 2008 tarihine kadar uygulanır.
6-5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 madde ve fıkrasında: (1) Mahkûmiyet hükmünün yorumunda veya çektirilecek cezanın hesabında duraksama olursa, cezanın kısmen veya tamamen yerine getirilip getirilemeyeceği ileri sürülür ya da sonradan yürürlüğe giren kanun, hükümlünün lehinde olursa, duraksamanın giderilmesi veya yerine getirilecek cezanın belirlenmesi için hükmü veren mahkemeden karar istenir. (3) Yukarıdaki fıkralar uyarınca yapılan başvurular cezanın infazını ertelemez. Ancak, mahkeme olayın özelliğine göre infazın ertelenmesine veya durdurulmasına karar verebilir.
7- 5275 Sayılı Yasanın 101/1-3 Madde ve fıkrasında: (1) Cezanın infazı sırasında, 98 ilâ 100 üncü maddeler gereğince mahkemeden alınması gereken kararlar duruşma yapılmaksızın verilir. Karar verilmeden önce Cumhuriyet savcısı ve hükümlünün görüşlerini yazılı olarak bildirmeleri istenebilir. “http://karsiliksizcek.wordpress.com/”
(3)Bölge adliye mahkemesi veya Yargıtaydan başka mahkemeler tarafından verilmiş olan bu kararlara karşı itiraz yoluna gidilebilir.” hükümleri bulunmaktadır.
Ayrıca TBMM tarafından 5728 Sayılı Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlar ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile düzenleme yapıldığı ve bu kanunun yürürlükte olduğu ancak yapılan bu düzenlemeler içerisinde 3167 Sayılı Yasanın 16. Maddesi ile ilgili bir düzenlemenin bulunmadığı da ortadadır.
Kararına itiraz edilen mahkemenin itiraz edilen kararında; 5252 Sayılı Kanunun geçici 1. Maddesinde 5560 Sayılı Kanunla yapılan değişiklik üzerine belirlenen 31.12.2008 gününe değin, diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümlerinin düzeltilmesinin öngörüldüğü halde bu kapsamdan olarak yasa koyucu tarafından 5728 Sayılı “Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”u va’zettiği, dolayısıyla da uyumlaştırılması murat olunan diğer kanunların bu kapsamda yeniden düzenlenildiği., ancak bu çerçevede 3167 Sayılı Kanun hükümlerinin ayrık tutulduğu, bunun ise tamamen mevzuatın “Özel” niteliğinden kaynaklandığı, hal böyle olunca da Yargıtay Yüksek Dairesi’nin pek çok uygulamalarında da “özel yasa ” niteliğinden dolayı pek çok uygulanabilir (önödeme-uzlaşma…gibi) hukuk müessesesinden ayrık değerlendirildiği nazara alındığında, ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil eden çeklerden dolayı tayin olunacak ceza hükmünde de “çek bedeli kadar adli para cezası” olmasında hukuken aykırı bir durum görülmediğinden” sanık vekilinin talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Yürürlükte olan yasal durum incelendiğinde; TCK nun 5/1 maddesinde bu kanunun genel hükümlerinin özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanacağı belirtilerek ceza hukukunda yeknesaklık sağlanmak istenmiştir.
Bu amaçla 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesine; diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemesine aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31.12.2008 tarihine kadar uygulanır hükmü konulmuş ve bu süre yeniden uzatılmamıştır.
Yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. Madde hükmünü dikkate alarak ” Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” adı altında 580 maddeden oluşan 5728 Sayılı Yasayı çıkartmış ve bu yasa yürürlüğe girmiştir.
Buradan da anlaşıldığı üzere yasa koyucunun amacı TCK nun genel hükümlerinin bütün özel yasalarda ve ceza hükmü içeren yasalarda uygulanmasını sağlamaktır.
5237 Sayılı TCK nun 52. maddesi dikkate alındığında adli para cezasının tanımının yapıldığı görülmektedir. Buna göre adli para cezası , beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmadığı hallerde 730 günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması sureti ile hesaplanan meblağın hükümlü tarafından devlet hazinesine ödenmesinden ibarettir
Bu maddenin 1. fıkrasında bulunan “kanunda aksine hüküm bulunmayan haller” tanımının adli para cezası gün sayısının bu genel düzenlemeye aykırı olarak 730 günün altında veya üstünde düzenlenebileceği ve bu düzenlemenin de geçerli olduğu anlamındadır. Buradan da anlaşıldığı üzere TCK genel hükümlerinde gün adli para cezası sistemi benimsenmiştir. 3167 Sayılı yasanın 16. maddesi değerlendirildiğinde; “….. çek bedeli tutarı kadar ağır para cezası (adli para cezası) ile cezalandırılırlar . Ancak verilecek para cezası 80 milyar liradan fazla olamaz. ” hükmünün bulunduğu, bu düzenlemenin gün para cezası içermemesi nedeni ile TCK nun 52/1 maddesine uygun olmadığı ortadadır.
Yasa koyucunun 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesinde sözünü ettiği diğer kanunlar içerisinde 3167 Sayılı Yasanın da olduğu hususunda tereddüt yoktur. Buna göre 3167 Sayılı Yasada bulunan ve 5237 Sayılı TCK nun 1.Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümler 31.12.2008 tarihine kadar uygulanabilecektir. Bu düzenlemenin mevhumu muhalifinden 3167 Sayılı (özel) Kanunun TCK nun 1. kitabının 52. maddesinde düzenlenen gün para sistemine aykırı olan ceza kuralının 31.12.2008 tarihinden sonra uygulanmayacağı 5252 Sayıl Yasanın geçici 1. Maddesinin emredici hükmüdür. Kaldı ki yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesini dikkate alarak 5728 Sayılı Yasa ile özel yasalarda ayrıntılı düzenlemeler yapmasına rağmen 3167 Sayılı Yasada herhangi bir düzenleme yapmamıştır.
Ayrıca Adalet Bakanlığı’nın http://www.kgm.adalet.gov.tr/basbakanlik/cekkanunu.pdf adresinde bulunan ve Çek Kanunu Tasarısı Taslağı olarak Başbakanlığa gönderilen metnin 5/1 madde ve fıkrasında “Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adlî paracezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adlî para cezası, çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamaz.” düzenlemesinin bulunduğu, bu düzenleme dikkate alındığında yasama organının büyük çoğunluğunu oluşturan yürütmeyi (hükümeti ) temsilen Adalet Bakanlığının da itirazı reddeden mahkeme ve red kararında belirtilen Yargıtay Dairesinin inancına aykırı olarak çek kanununda verilecek adli para cezasının gün para sistemine uygun olması gerektiğini öngördüğü, bu durum karşısında subjektif değerlendirme niteliğinde olan “çekin ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil etmesi” bu nedenle 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesindeki düzenlemenin değiştirilmediği yani ayrık tutulduğu (temel düzenlemeden istisna edildiği) yönündeki değerlendirmenin mevcut yasal durum karşısında yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
Yasa koyucunun atlama yaptığı, bir konuyu unuttuğu kabul edilemeyeceğine ve yukarıda da değinildiği gibi bu konuda değişiklik yapmak için Başbakanlığa kanun tasarısı taslağıda sevk edildiğine göre yürütmenin, (hükümetin ) ve yasa koyucunun (TBMM’nin) muradının 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesi ile düzenlenen ceza kuralının ortadan kalkması ve yeni yasal düzenleme yapılana kadar bu ceza hükmünün uygulanamaz olmasını sağlamak olduğu kabul edilmelidir. Çünkü ceza kuralları uygulanmak amacı ile konulur. Uygulanamayan bir ceza kuralı kaldırılmış demektir. Uygulanamayacağı yasa ile düzenlenen, bu nedenle yasal olarak kaldırılma dışında yok hükmünde olan bir kurala göre ceza vermek gerek Anayasa’da yapılan temel haklar ile ilgili düzenlemelere, temel hak ve özgürlükleri içeren Uluslararası Sözleşme hükümlerine ve gerekse Türk Ceza Kanunun 2. maddesinde düzenlenen kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz, kanunlarda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz kuralına da aykırıdır.
Bu yasal durum karşısında hükümlünün, 31.12.2008 tarihinden itibaren zımni olarak yürürlükten kaldırılan ve yerine yeni hüküm konulmaması nedeni ile cezasız bırakılan karşılıksız çek keşide etmek eyleminden dolayı cezalandırıldığı, hükümlü müdafiinin yaptığı itirazın hukuka uygun olmayan mülahazalarla red edildiği, itirazın yasal ve yerinde olduğu anlaşılmakla, 5275 Sayılı Yasanın 101/3 madde ve fıkrasının verdiği yetkiye dayanarak ve hükümlünün telafisi mümkün olmayan zararlara uğramasını engellemek amacı ile 5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 maddesi gereğince mahkumiyet hükmünün yorumunda ve çektirilecek cezanın hesabında açıklanan nedenlerle duraksama olduğundan 3167 Sayılı Yasada yeni bir düzenleme yapılana ya da 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesinin açıkça yürürlükten kaldırılması anına kadar infazın ertelenmesine, yasa koyucunun yeni bir düzenleme yapması halinde hükümlünün durumunun yeniden mahkemesince ele alınarak değerlendirilmesi için itirazın kabülü ile hükümlüye Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 08.05.2008 tarih ve 2008/202 esas, 2008/323 karar sayılı ilamı ile verilen adli para cezasının infazının durdurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Hükümlü Abdullah Bekir vekilinin yapmış olduğu İTİRAZIN KABÜLÜNE, 2-Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.03.2009 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı EK KARARININ KALDIRILMASINA
3-Sanık hakkında Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 8.5.2008 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı ilamı ile verilen 4158 .- TL, adli para cezasının İNFAZININ DURDURULMASINA,
4-Kararın bir örneğinin gereğinin yerine getirilmesi için Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine,
Dosyanın Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesine iadesine, Karardan bir örneğin hükümlü vekiline TEBLİĞİNE , Dair; 5275 Sayılı Yasanın 101/3 ve CMK nun 271/4 madde ve fıkrası gereğince incelenen dosya üzerinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.27.03.2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/7 Geliş Tarihi: 05/01/2009 Mahkemesi: Köyceğiz Sulh Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2008/82 Mahkeme Karar No: 2008/141 Mahkeme Karar Tarihi: 15/05/2008
Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme
DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/133 Karar BOZMA Karar Tarihi 19/01/2009 Kapatma Tarihi 03/02/2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/9 Geliş Tarihi: 05/01/2009
Mahkemesi: Tarsus Ağır Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2008/903 Mahkeme Karar No: 2008/903 Mahkeme Karar Tarihi: 14/07/2008
Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/135 Karar BOZMA Karar Tarihi 19/01/2009 Kapatma Tarihi 03/02/2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/14 Geliş Tarihi: 12/01/2009
Mahkemesi: Korkuteli Asliye Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2005/153
Mahkeme Karar No: 2006/97 Mahkeme Karar Tarihi: 10/03/2006
Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/784 Karar BOZMA Karar Tarihi 26/01/2009 Kapatma Tarihi 12/02/2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/18 Geliş Tarihi: 12/01/2009
Mahkemesi: Malatya 4. Asliye Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2006/291
Mahkeme Karar No: 2007/539 Mahkeme Karar Tarihi: 17/07/2007 Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/787 Karar BOZMA Karar Tarihi 26/01/2009 Kapatma Tarihi 03/02/2009
SAYIN MİLLETVEKİLLERİM
Sayın
Milletvekilim
Karşılıksız çekten dolayı hapis cezası , kanayan bir yaradır ve Türk Hukuk Sistemi açısından bir yüz karasıdır! Kişi hak ve hürriyetlerine ve esasen mevcut Anayasamıza da aykırı olan bu uygulama 1 Ocak 2009 tarihi itibariyle yeni bir boyut kazanmıştır:
Konu ile ilgili mevcut hukuki durum aşağıda sadece iki ana husus bakımından özetlenmiştir. Uygulama yasasında verilen süre 31 Aralık 2008'de dolmuş ve bu tarihten itibaren karşılıksız çek suçları fiilen cezasız kalmıştır. Eğer hukuk devletiysek, bu suçtan dolayı, yeni bir yasal düzenleme yapılana kadar hiçbir mahkeme ceza veremez ve önceden verilmiş olan cezalar da hukuken yok hükmündedir.
Ne var ki yargı tereddüttedir ve 3 aydır çelişkili kararlar verilmektedir. Bazı mahkemeler ceza vermeye devam ederken kendisinden bir çözüm beklenen YARGITAY, bugüne kadar yerel mahkemelere emsal oluşturacak bir karar da vermemiştir. Bazı illerdeki Asliye Ceza Mahkemeleri ve en önemlisi Sakarya 1. Ağır Ceza Mahkemesi ise, cezaların infazını durdurmuş ve hükümlüler tahliye edilmeye başlanmıştır. Diğer taraftan karşılıksız çekten dolayı ceza almış olan binlerce kişi ise kanunsuz bir şekilde 3 ayı aşkın süredir cezaevlerinde tutulmaktadır.
Ekonomik suçtan dolayı hürriyeti bağlayıcı ceza verilmesinin gayri insani olduğu, mevcut düzenlemenin anayasaya aykırı olduğu konuları bir tarafa, ortada apaçık bir hukuksuzluk ve kaos vardır! Teknik bir konu değil, akl-ı selim sahibi herkesin kolayca anlayabileceği basit bir durum var ortada... Prof. Dr. Adem Sözüer ve daha birçok hukukçu aylardır konuyu anlatmaya çalışıyor ama maalesef hukuksuzluk devam ediyor.
Bu kaos hem adalet anlayışını zedeliyor, hem de apaçık bir ihlal niteliği taşıyor. Üç aydır haksız yere cezaevlerinde tutulan insanlar, bu durumu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine taşıdıklarında kesinlikle lehe bir karar çıkacak ve yüklü tazminatlar gündeme gelecektir. Zira Sakarya Ağır Ceza Mahkemesinin aynı konuda verdiği emsal kararlar var. Bu kararlar diğer mahkemeleri bağlayıcı olmasa da ceza hukukunun uygulanmasında yeknesaklık zedelenmiş ve kanun önünde eşitlik ilkesi bozulmuştur. Böyle bir netice, Meclisi ve hükumeti zor durumda bırakacağı gibi, uluslararası hukuk çevrelerinde ve kamuoyu nezdinde yargı organlarının saygınlığını da zedeleyici sonuçlar doğurabilecektir. Meclisin ve hükumetin bir an önce bu çarpık duruma el koyması ve hukuksuzluğu sona erdirmesi gerekiyor.
Yeni yasada adli para cezası ve dolayısıyla hapis cezası devam edecek olsa da, çıkacak kanuna eklenecek bir geçici madde ile, 1 Ocak 2009 tarihi ile kanunun çıktığı tarihe kadar oluşmuş bulunan yasal boşluk sebebiyle cezasız kalmış olan karşılıksız çek suçundan dolayı verilen cezaların kaldırılması sağlanabilir. Böylece hem yargının tereddütleri izale edilmiş olur, bozulan yeknesaklık ve eşitlik ilkesi de nispeten telafi edilebilir.
Ortada kamu vicdanını rahatsız eden, toplumsal barışı zedeleyen ve adalet duygusunu inciten çok vahim bir tablo vardır ve süratle çözüm beklenmektedir.
Sessiz sedasız onbinlerce insan ve aile, Yüce Meclisten hukuk devleti esasına uygun bir çözüm beklemektedir.
HUKUKİ DURUMUN ÖZETİ
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 5 inci maddesi “Özel kanunlarla ilişki” başlığını taşımaktadır. Bu maddeye göre, “Bu Kanun’un genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren özel kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır.” Bu kanunun yayınlanmasını müteakip 3167 sayılı Çek Yasasının da içinde bulunduğu “ceza içeren özel kanunlar”da gerekli değişiklik ve uyumların yapılabilmesi için 5nci maddenin uygulanması 31.12.2008 tarihine ertelenmiştir. Ancak 31.12.2008 tarihine kadar, diğer birçok özel kanunda değişiklik yapılmış olmasına rağmen Çek Kanununda gerekli değişiklikler yapılmadığından, artık 01.01.2009 tarihi itibariyle 3167 Sayılı Yasanın ceza içeren ve TCK Genel Hükümlerine aykırılık teşkil eden maddeleri zımnen yürürlükten kaldırılmış bulunmaktadır. Nitekim, 31.12.2008 tarihine dek, ceza hükmü getiren diğer özel kanunlardan olan 3167 Sayılı Çek Kanununun cezai hükümleri, TCK’nun genel hükümlerine aykırı olsa da uygulanabilmekteydi.
Aykırılıklar nerededir?
1. TCK m. 21 bakımından : 3167 SK. m. 16/1’de karşılıksız çek keşide etme suçu, “şekli suç” niteliğinde düzenlenmiştir. Ancak, TCK ’nın genel hükümleri (m. 21) uyarınca, bir suçun oluşumu kastın varlığına bağlıdır. Kast “doğrudan”(m. 21/1) veya “olası kast” (m. 21/2) olabilir. Bu nedenle, bir kişinin karşılıksız çek nedeniyle cezalandırılabilmesi için, bu kişinin çeki keşide ederken, çekin karşılıksız kalacağı kastıyla hareket etmiş olması gerekmektedir. Başka bir deyişle, bunu bilmeli ve istemelidir. Dolayısıyla, yapılan yargılamada, artık kastın varlığı mutlak olarak araştırılmalı ve bunun sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır. Şayet olayda kast yoksa TCK m. 21/2’ye göre, somut olayda karşılıksız çek keşide eden kişide “olası kast”ın varlığı da ayrıca değerlendirilerek, maddede öngörülen ceza indirimleri uygulanmalıdır. 5252 Sayılı Kanunun kabulü ve uygulanması ile, hukukumuzda bugüne kadar zaten tartışmalı olan “objektif sorumluluk” esası terkedilmiş ve “kusursuz ceza olmaz” esası tamamen geçerli kılınmıştır. Şu halde, karşılıksız çek suçlarında, 1.1.2009 tarihine kadar “objektif sorumluluk” esasına göre verilmiş olan cezalar geçerliliğini yitirmiş bulunmaktadır. Artık suçun manevi unsuru olarak “kast” aranmalıdır. Aksi bir uygulama “kanunsuz suç ve ceza olamaz” esasına açık bir aykırılık teşkil edecektir.
2. TCK m. 52 bakımından Çek Kanunu’na göre, karşılıksız çek keşide etme suçunun cezası, çek bedeli tutarı kadar “adli para cezası” olarak belirlenmekteydi. Ancak, 1.1.2009 tarihinden itibaren TCK’nın adli para cezalarına ilişkin 52. maddesi uygulama alanı bulacağından, ceza miktarının ve niteliğinin belirlenmesi değişmiş bulunmaktadır.
TCK 52. maddenin uygulanmaya başlaması ile Çek yasasındaki çek bedeline bağlı adli para cezası uygulaması son bulmuştur. Adli para cezasının miktarının tespiti artık, sadece gün/para esasına göre yapılabilecektir. 3167 Sayılı Çek Kanunu’nun uygulamasında, ceza, karşılıksız çıkan çek miktarına göre belirlenmekteyken, TCK’nın 52. maddesinin uygulanmasıyla, öncelikle tamgün hesabının yapılması ve bir güne karşılık gelen parasal miktarın belirlenmesi üzerine karar verilmesi gerekmektedir. TCK m. 61/8 hükmüne göre, adli para cezası, belirlenen sonuç gün ile kişinin bir gün karşılığı ödeyebileceği miktarın çarpılması suretiyle bulunacaktır. Bu itibarla, yargılama sonucunda verilecek adli para cezasının tayini usulü de tümden değişmektedir. Nitekim hazırlanan yeni Çek Kanunu tasarısında da "Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adlî para cezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adlî para cezası, çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamaz." Denilmek suretiyle adli para cezasının tayininde Yeni TCK’na uygun olarak gün/para sisteminin getirildiği görülmektedir.
Bu değerlendirmeler ışığı altında bugüne kadar 3167 Sayılı Kanuna göre verilen çek cezaları, 01.01.2009 tarihinde yürürlüğe girmiş bulunan TCK 5nci maddesi uyarınca , aynı kanunun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırılık teşkil etmektedir ve sanık/hükümlü lehine olan yeni hükümler uygulanarak bugüne kadar verilmiş olan cezaların infazı durdrulmalıdır.
Uygulanamayacağı yasa ile düzenlenen, bu nedenle yasal olarak yok hükmünde olan bir kurala göre ceza vermek, gerek Anayasa'da yapılan temel haklar ile ilgili düzenlemelere, temel hak ve özgürlükleri içeren Uluslararası Sözleşme hükümlerine ve gerekse Türk Ceza Kanunun 2. maddesinde düzenlenen kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz, kanunlarda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz kuralına da aykırıdır.
BU AŞAGILIK YAZILARA MÜSADEE ETMEYECEGİMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMM...........................................................................KARŞILIKSIZ ÇEKE HAPİS İNSANLIK ONURUNA AYKIRI İSE BU YAZILAR İNSANLIK ONURUNAAA UYGUNMUUUU?????
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:.
Konu ile ilgili yasal durum incelendiğinde;.
1-3167 Sayılı Yasanın 16. maddesinde :.
(1) Üzerinde yazılı keşide tarihinden önce veya ibraz süresi içinde 4 üncü madde uyarınca ibraz edildiğinde, yeterli karşılığı bulunmaması nedeniyle kısmen de olsa ödenmeyen çeki keşide eden hesap sahipleri veya yetkili temsilcileri, kanunların ayrıca suç saydığı haller saklı kalmak üzere, çek bedeli tutarı kadar ağır para cezasıyla cezalandırılırlar. Ancak verilecek para cezası seksenmilyar liradan fazla olamaz. Bu miktar, 01/03/1926 tarihli ve 765 sayılı Türk Ceza Kanununun ek 2 nci maddesine göre her yıl artırılır. Bu suçtan mükerrirlere, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir..
2 – 5237 Sayılı TCK nun 2/1-3 madde ve fıkralarında ; (1) “Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz.”.
(3) Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz. 3- 5237 Sayılı TCK nun 5/1 madde ve fıkralarında :.
“Bu Kanunun genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır. “.
4-5237 Sayılı TCK nun 52/1-2-3 Madde ve fıkralarında; (1) Adlî para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hâllerde yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir..
(2) En az yirmi ve en fazla yüz Türk Lirası olan bir gün karşılığı adlî para cezasının miktarı, kişinin ekonomik ve diğer şahsî hâlleri göz önünde bulundurularak takdir edilir. (3) Kararda, adlî para cezasının belirlenmesinde esas alınan tam gün sayısı ile bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ayrı ayrı gösterilir. “.
5-5252 Sayılı Yasanın 5349 Sayılı Yasanın 6. Maddesi ile değişik Geçici 1. Maddesinde: (1) Diğer kanunların, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31 Aralık 2008 tarihine kadar uygulanır..
6-5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 madde ve fıkrasında:.
(1) Mahkûmiyet hükmünün yorumunda veya çektirilecek cezanın hesabında duraksama olursa, cezanın kısmen veya tamamen yerine getirilip getirilemeyeceği ileri sürülür ya da sonradan yürürlüğe giren kanun, hükümlünün lehinde olursa, duraksamanın giderilmesi veya yerine getirilecek cezanın belirlenmesi için hükmü veren mahkemeden karar istenir. (3) Yukarıdaki fıkralar uyarınca yapılan başvurular cezanın infazını ertelemez. Ancak, mahkeme olayın özelliğine göre infazın ertelenmesine veya durdurulmasına karar verebilir. 7- 5275 Sayılı Yasanın 101/1-3 Madde ve fıkrasında:.
(1) Cezanın infazı sırasında, 98 ilâ 100 üncü maddeler gereğince mahkemeden alınması gereken kararlar duruşma yapılmaksızın verilir. Karar verilmeden önce Cumhuriyet savcısı ve hükümlünün görüşlerini yazılı olarak bildirmeleri istenebilir..
(3)Bölge adliye mahkemesi veya Yargıtaydan başka mahkemeler tarafından verilmiş olan bu kararlara karşı itiraz yoluna gidilebilir.” hükümleri bulunmaktadır..
Ayrıca TBMM tarafından 5728 Sayılı Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlar ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile düzenleme yapıldığı ve bu kanunun yürürlükte olduğu ancak yapılan bu düzenlemeler içerisinde 3167 Sayılı Yasanın 16. Maddesi ile ilgili bir düzenlemenin bulunmadığı da ortadadır..
Kararına itiraz edilen mahkemenin itiraz edilen kararında; 5252 Sayılı Kanunun geçici 1. Maddesinde 5560 Sayılı Kanunla yapılan değişiklik üzerine belirlenen 31.12.2008 gününe değin, diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümlerinin düzeltilmesinin öngörüldüğü halde bu kapsamdan olarak yasa koyucu tarafından 5728 Sayılı “Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”u va’zettiği, dolayısıyla da uyumlaştırılması murat olunan diğer kanunların bu kapsamda yeniden düzenlenildiği., ancak bu çerçevede 3167 Sayılı Kanun hükümlerinin ayrık tutulduğu, bunun ise tamamen mevzuatın “Özel” niteliğinden kaynaklandığı, hal böyle olunca da Yargıtay Yüksek Dairesi’nin pek çok uygulamalarında da “özel yasa ” niteliğinden dolayı pek çok uygulanabilir (önödeme-uzlaşma…gibi) hukuk müessesesinden ayrık değerlendirildiği nazara alındığında, ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil eden çeklerden dolayı tayin olunacak ceza hükmünde de “çek bedeli kadar adli para cezası” olmasında hukuken aykırı bir durum görülmediğinden” sanık vekilinin talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır..
Yürürlükte olan yasal durum incelendiğinde; TCK nun 5/1 maddesinde bu kanunun genel hükümlerinin özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanacağı belirtilerek ceza hukukunda yeknesaklık sağlanmak istenmiştir. Bu amaçla 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesine; diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemesine aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31.12.2008 tarihine kadar uygulanır hükmü konulmuş ve bu süre yeniden uzatılmamıştır..
Yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. Madde hükmünü dikkate alarak ” Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” adı altında 580 maddeden oluşan 5728 Sayılı Yasayı çıkartmış ve bu yasa yürürlüğe girmiştir..
Buradan da anlaşıldığı üzere yasa koyucunun amacı TCK nun genel hükümlerinin bütün özel yasalarda ve ceza hükmü içeren yasalarda uygulanmasını sağlamaktır. 5237 Sayılı TCK nun 52. maddesi dikkate alındığında adli para cezasının tanımının yapıldığı görülmektedir. Buna göre adli para cezası , beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmadığı hallerde 730 günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması sureti ile hesaplanan meblağın hükümlü tarafından devlet hazinesine ödenmesinden ibarettir.
Bu maddenin 1. fıkrasında bulunan “kanunda aksine hüküm bulunmayan haller” tanımının adli para cezası gün sayısının bu genel düzenlemeye aykırı olarak 730 günün altında veya üstünde düzenlenecebileceği ve bu düzenlemenin de geçerli olduğu anlamındadır. Buradan da anlaşıldığı üzere TCK genel hükümlerinde gün adli para cezası sistemi benimsenmiştir. 3167 Sayılı yasanın 16. maddesi değerlendirildiğinde; “….. çek bedeli tutarı kadar ağır para cezası (adli para cezası) ile cezalandırılırlar . Ancak verilecek para cezası 80 milyar liradan fazla olamaz. ” hükmünün bulunduğu, bu düzenlemenin gün para cezası içermemesi nedeni ile TCK nun 52/1 maddesine uygun olmadığı ortadadır..
Yasa koyucunun 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesinde sözünü ettiği diğer kanunlar içerisinde 3167 Sayılı Yasanın da olduğu hususunda tereddüt yoktur. Buna göre 3167 Sayılı Yasada bulunan ve 5237 Sayılı TCK nun 1.Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümler 31.12.2008 tarihine kadar uygulanabilecektir. Bu düzenlemenin mevhumu muhalifinden 3167 Sayılı (özel) Kanunun TCK nun 1. kitabının 52. maddesinde düzenlenen gün para sistemine aykırı olan ceza kuralının 31.12.2008 tarihinden sonra uygulanmayacağı 5252 Sayıl Yasanın geçici 1. Maddesinin emredici hükmüdür. Kaldı ki yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesini dikkate alarak 5728 Sayılı Yasa ile özel yasalarda ayrıntılı düzenlemeler yapmasına rağmen 3167 Sayılı Yasada herhangi bir düzenleme yapmamıştır..
Ayrıca Adalet Bakanlığı’nın http://www.kgm.adalet.gov.tr/basbakanlik/cekkanunu.pdf adresinde bulunan ve Çek Kanunu Tasarısı Taslağı olarak Başbakanlığa gönderilen metnin 5/1 madde ve fıkrasında “Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adlî paracezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adlî para cezası, çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamaz.” düzenlemesinin bulunduğu, bu düzenleme dikkate alındığında yasama organının büyük çoğunluğunu oluşturan yürütmeyi (hükümeti ) temsilen Adalet Bakanlığının da itirazı reddeden mahkeme ve red kararında belirtilen Yargıtay Dairesinin inancına aykırı olarak çek kanununda verilecek adli para cezasının gün para sistemine uygun olması gerektiğini öngördüğü, bu durum karşısında subjektif değerlendirme niteliğinde olan “çekin ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil etmesi” bu nedenle 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesindeki düzenlemenin değiştirilmediği yani ayrık tutulduğu (temel düzenlemeden istisna edildiği) yönündeki değerlendirmenin mevcut yasal durum karşısında yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır..
Yasa koyucunun atlama yaptığı, bir konuyu unuttuğu kabul edilemeyeceğine ve yukarıda da değinildiği gibi bu konuda değişiklik yapmak için Başbakanlığa kanun tasarısı taslağıda sevk edildiğine göre yürütmenin, (hükümetin ) ve yasa koyucunun (TBMM’nin) muradının 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesi ile düzenlenen ceza kuralının ortadan kalkması ve yeni yasal düzenleme yapılana kadar bu ceza hükmünün uygulanamaz olmasını sağlamak olduğu kabul edilmelidir. Çünkü ceza kuralları uygulanmak amacı ile konulur. Uygulanamayan bir ceza kuralı kaldırılmış demektir. Uygulanamayacağı yasa ile düzenlenen, bu nedenle yasal olarak kaldırılma dışında yok hükmünde olan bir kurala göre ceza vermek gerek Anayasa’da yapılan temel haklar ile ilgili düzenlemelere, temel hak ve özgürlükleri içeren Uluslararası Sözleşme hükümlerine ve gerekse Türk Ceza Kanunun 2. maddesinde düzenlenen kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz, kanunlarda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz kuralına da aykırıdır..
Bu yasal durum karşısında hükümlünün, 31.12.2008 tarihinden itibaren zımni olarak yürürlükten kaldırılan ve yerine yeni hüküm konulmaması nedeni ile cezasız bırakılan karşılıksız çek keşide etmek eyleminden dolayı cezalandırıldığı, hükümlü müdafiinin yaptığı itirazın hukuka uygun olmayan mülahazalarla red edildiği, itirazın yasal ve yerinde olduğu anlaşılmakla, 5275 Sayılı Yasanın 101/3 madde ve fıkrasının verdiği yetkiye dayanarak ve hükümlünün telafisi mümkün olmayan zararlara uğramasını engellemek amacı ile 5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 maddesi gereğince mahkumiyet hükmünün yorumunda ve çektirilecek cezanın hesabında açıklanan nedenlerle duraksama olduğundan 3167 Sayılı Yasada yeni bir düzenleme yapılana ya da 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesinin açıkça yürürlükten kaldırılması anına kadar infazın ertelenmesine, yasa koyucunun yeni bir düzenleme yapması halinde hükümlünün durumunun yeniden mahkemesince ele alınarak değerlendirilmesi için itirazın kabülü ile hükümlüye Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 31.07.2007 tarih ve 2007/299 esas 2007/590 karar sayılı ilamı ile verilen adli para cezasının infazının durdurulmasına karar vermek gerekmiştir..
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;.
1-Hükümlü H.S.S. müdafiinin yapmış olduğu İTİRAZIN KABÜLÜNE, 2-Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 04.02.2009 tarih ve 2007/299 esas 2007/590 karar sayılı EK KARARININ KALDIRILMASINA.
3-Sanık hakkında Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 31.07.2007 tarih ve 2007/299 esas 2007/590 karar sayılı ilamı ile verilen 26000TL adli para cezasının İNFAZININ DURDURULMASINA,.
4-Kararın bir örneğinin gereğinin yerine getirilmesi için Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine,.
Dosyanın Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesine iadesine, Karardan bir örneğin hükümlü vekiline TEBLİĞİNE ,.
Dair; 5275 Sayılı Yasanın 101/3 ve CMK nun 271/4 madde ve fıkrası gereğince incelenen dosya üzerinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi..16.03.2009..
.
.
.
SARAYKÖY ASLİYE CEZA MAHKEMEİ DOSYA NO :2007/176 KARAR NO :2007/201
HAKİM : GÜLPERİ GÜNEŞ 32147 C.SAVCISI : HÜSEYİN HÜR 107696 KATİP : MURAT AYRAL 97009
SANIK : A. G. K. SUÇ : KARŞILIKSIZ ÇEK KEŞİDE ETME SUÇ TARIHİ : 19/02/2007 ASIL KARAR TARİHİ : 25/09/2007 EK KARAR TARİHİ : 28/01/2009
HÜKÜMLÜ AHMET GÜRKAN ………KAN IN 21/01/2009 ARİHLİ İNFAZIN DURDURULMASINA İLİKİN DİLEKÇESİ C. SAVCISININ YAZILI GÖRÜŞÜ ALINARAKİNCELENDİ.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLÜ:
HÜKÜMLÜ AHMET GÜRKAN …..KAN HAKKINDA MAHKEMEMİZİN 25/09/2009 TARİH 2007/176-201 ESAS E KARAR SAYILI KARARI İLE KARŞILIKSIZ ÇEK KEŞİDE ETMEK SUÇUNDAN DAYI 60.000 TL ADLİ PARA CEZASI İL CEZALANDIRILMASIA KARAR VERİLDİĞİ, KARARIN 20/11/2007 TARİHİNDE KESİNLEŞEREK İNFAZA VERİLDİĞİ HÜKÜMLÜĞÜN ADLİ PARA CEZASNI ÖDEMEMESİ ÜZERİNE SARAYKÖY C.BAŞSAVCILIĞININ 29/01/2008 GÜNLÜ KARARI İLE HÜKÜMLÜYE VERİE ADLİ PARA CEZASININ 600 GÜN HAPİS CEZASINA ÇEVRİLDİĞİ VE 28/02/2008 TARİHİNDE İNFAZA BAŞLANDIĞI HÜKÜMLÜNÜN HALEN B CEZASINI İNFAZ TTİĞİ 5252 SAYILI ÜÇK NIN YÜÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDAKİ KANUNUN GEÇİCİ 1.MADDESİDE BELİRTİLEN DİĞEN KANUNLARIN TCK NIN GEEL HÜKÜMLERİNE AKRI OLAN MADDELERİNİN UYGULANMASINA DEVAM EDİLECEĞİNE İLİŞKİN HÜKMÜN 31/12/2008 TARİHİ İTİBARİYLE YÜRÜRÜKTE KALKTIĞI YASA KOYUCU TARAFINDAN 5728 SAYILI YASA İLE BİR ÇOK ÖZEL YASDAKİ CEZA HÜKÜMLERİ 5237 SAYILI YASAYA UYGUN HALE GETİRİLMESİNE RAĞMEN 3167 SAYILI YASA YÖNÜNDEN 31/12/2008 TARİHİNE KADAR HER HANGİ BİR DÜZENLEME YAPILMADIĞI 5252 SAYILI TCK NIN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KARARIN MADDESİ 5237 SAYILI TCK 45/1 52/1 MADELERİ İLE BİRLİKTE DEĞERLENDİRLDİĞİNDE BU GENEL URALIN BÜTÜN ÖZEL YASALARI BAĞLAYACĞI ÖZEL YASALARDAKİ AYKIRI HÜKÜMLRİN 31/12/2008 TARİHİNE KADAR UYGUNABİLECEĞİ BU TARİHE KADAR ÖZEL YASALARIN 5257 SAYILI TCK NIN GEEL KÜMLERİNE UYARLANMASININ ZORUNLU BULUNDUĞU ANCA 3167 SAYILI YASA AÇISINDAN HALEN BU UYARLAMANIN YAPILMAMIQŞ OLDUĞU ANLAŞILMAKLA HÜKÜMLÜNÜN MAĞDURİYETNE NEDE ALMAMAK AÇISINDAN 527 SAYILI ASANIN 98. MADDESİ UYARINCA İNFAZIN DURDURULMASINA KARAR VERMEKGEREKMİŞTİR. HÜKÜM YUKARIDA AÇIKLANAN NEDENLERLE
HÜKÜMLÜ AHMET GÜRKAN ……KAN HAKKINDA MAHKEMEMİZİN 25/09/207 TARİH 2007/176-201 ESAS VE KARAR SAYILI İLAMI İLE VERİLEN 60.000 TL ADLİ PARA CEZASINA İLİŞKİN İNFAZIN DURDURULMASINA.
HÜKÜMLÜNÜN BAŞKA BİR SUÇTAN TUTUKLU VEY HÜKÜMLÜ ULUNMAASI HALİNDE SALIVERİLMESİNE
KARARIN C.SAVCILIĞI ARACILIĞIYLA HÜKÜMLÜYE TEBLİĞİ DAİR, DOSYA ÜZERİNDEYAPILAN İNCELEMESONUCUNDA İSTEME UYGUN V TEBLİĞ TARİHİNDEN İTAREN 7 GÜN İÇİNDE DENİZLİ NBETÇİ AĞIR CEZA MAHKEMESİNE İTİRAZ YOLU AÇIK OLMAK ÜZERERKARAR VERİLDİ
Sakarya Ağır Ceza Mahkemesi, Karşılıksız Çek Beraat Kararı
BAŞKAN : ABDÜLKADİR YAVUZ ÜYE : BURHANETTİN ESENKAR ÜYE : CEVDET BAK
KATİP : BEHİYE AYDINHükümlü A.B. vekili Av. Levent S. tarafından Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.03.2009 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı ek kararı ile hükümlü vekilinin talebinin reddine ve mahkemelerinin 28.5.2008 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı ilamının değiştirilmesine ve infazın durdurulmasına yer olmadığına ve infazın devamına dair kararına dosya içeriğine göre süresi içerisinde; müvekkilinin 3167 Sayılı Kanuna Muhalefet nedeni ile para cezasına mahkum edildiği, 5275 Sayılı Yasanın 98. maddesi uyarınca yaptıkları başvurunun reddedildiği, bu kararın 5237 Sayılı TCK nun 5, 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesi, 3167 Sayılı Yasanın 16. maddesi ayrıca TCK 20.43.52,53,60,61 maddelerinde yer alan düzenlemelere aykırı olduğu, 31.11.2008 tarihi itibari ile karşılıksız çek keşide etmek eyleminin suç olmaktan çıktığı, böylece suçta ve cezada kanunilik ilkesi uyarınca hükümlü hakkında verilen cezanın yasal dayanağının kalmadığı iddiası ile Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından 24.03.2009 tarihinde infazın devamına ilişkin ek kararın itiraz incelemesi ile kaldırılmasını ve hakkında tayin edilen cezanın bütün sonuçları ile ortadan kaldırılmasını ve tahliyesini istemiştir.
İddia makamının mütalaası alındı, dosya incelendi
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Konu ile ilgili yasal durum incelendiğinde;
1-3167 Sayılı Yasanın 16. maddesinde : (1) Üzerinde yazılı keşide tarihinden önce veya ibraz süresi içinde 4 üncü madde uyarınca ibraz edildiğinde, yeterli karşılığı bulunmaması nedeniyle kısmen de olsa ödenmeyen çeki keşide eden hesap sahipleri veya yetkili temsilcileri, kanunların ayrıca suç saydığı haller saklı kalmak üzere, çek bedeli tutarı kadar ağır para cezasıyla cezalandırılırlar. Ancak verilecek para cezası seksenmilyar liradan fazla olamaz. Bu miktar, 01/03/1926 tarihli ve 765 sayılı Türk Ceza Kanununun ek 2 nci maddesine göre her yıl artırılır. Bu suçtan mükerrirlere, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.
2 – 5237 Sayılı TCK nun 2/1-3 madde ve fıkralarında ; (1) “Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz.”
(3) Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz.
3- 5237 Sayılı TCK nun 5/1 madde ve fıkralarında : “Bu Kanunun genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır. “
4-5237 Sayılı TCK nun 52/1-2-3 Madde ve fıkralarında; (1) Adlî para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hâllerde yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir.
(2) En az yirmi ve en fazla yüz Türk Lirası olan bir gün karşılığı adlî para cezasının miktarı, kişinin ekonomik ve diğer şahsî hâlleri göz önünde bulundurularak takdir edilir. (3) Kararda, adlî para cezasının belirlenmesinde esas alınan tam gün sayısı ile bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ayrı ayrı gösterilir. “
5-5252 Sayılı Yasanın 5349 Sayılı Yasanın 6. Maddesi ile değişik Geçici 1. Maddesinde: (1) Diğer kanunların, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31 Aralık 2008 tarihine kadar uygulanır.
6-5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 madde ve fıkrasında: (1) Mahkûmiyet hükmünün yorumunda veya çektirilecek cezanın hesabında duraksama olursa, cezanın kısmen veya tamamen yerine getirilip getirilemeyeceği ileri sürülür ya da sonradan yürürlüğe giren kanun, hükümlünün lehinde olursa, duraksamanın giderilmesi veya yerine getirilecek cezanın belirlenmesi için hükmü veren mahkemeden karar istenir. (3) Yukarıdaki fıkralar uyarınca yapılan başvurular cezanın infazını ertelemez. Ancak, mahkeme olayın özelliğine göre infazın ertelenmesine veya durdurulmasına karar verebilir.
7- 5275 Sayılı Yasanın 101/1-3 Madde ve fıkrasında: (1) Cezanın infazı sırasında, 98 ilâ 100 üncü maddeler gereğince mahkemeden alınması gereken kararlar duruşma yapılmaksızın verilir. Karar verilmeden önce Cumhuriyet savcısı ve hükümlünün görüşlerini yazılı olarak bildirmeleri istenebilir. “http://karsiliksizcek.wordpress.com/”
(3)Bölge adliye mahkemesi veya Yargıtaydan başka mahkemeler tarafından verilmiş olan bu kararlara karşı itiraz yoluna gidilebilir.” hükümleri bulunmaktadır.
Ayrıca TBMM tarafından 5728 Sayılı Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlar ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile düzenleme yapıldığı ve bu kanunun yürürlükte olduğu ancak yapılan bu düzenlemeler içerisinde 3167 Sayılı Yasanın 16. Maddesi ile ilgili bir düzenlemenin bulunmadığı da ortadadır.
Kararına itiraz edilen mahkemenin itiraz edilen kararında; 5252 Sayılı Kanunun geçici 1. Maddesinde 5560 Sayılı Kanunla yapılan değişiklik üzerine belirlenen 31.12.2008 gününe değin, diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümlerinin düzeltilmesinin öngörüldüğü halde bu kapsamdan olarak yasa koyucu tarafından 5728 Sayılı “Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”u va’zettiği, dolayısıyla da uyumlaştırılması murat olunan diğer kanunların bu kapsamda yeniden düzenlenildiği., ancak bu çerçevede 3167 Sayılı Kanun hükümlerinin ayrık tutulduğu, bunun ise tamamen mevzuatın “Özel” niteliğinden kaynaklandığı, hal böyle olunca da Yargıtay Yüksek Dairesi’nin pek çok uygulamalarında da “özel yasa ” niteliğinden dolayı pek çok uygulanabilir (önödeme-uzlaşma…gibi) hukuk müessesesinden ayrık değerlendirildiği nazara alındığında, ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil eden çeklerden dolayı tayin olunacak ceza hükmünde de “çek bedeli kadar adli para cezası” olmasında hukuken aykırı bir durum görülmediğinden” sanık vekilinin talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Yürürlükte olan yasal durum incelendiğinde; TCK nun 5/1 maddesinde bu kanunun genel hükümlerinin özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanacağı belirtilerek ceza hukukunda yeknesaklık sağlanmak istenmiştir.
Bu amaçla 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesine; diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemesine aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31.12.2008 tarihine kadar uygulanır hükmü konulmuş ve bu süre yeniden uzatılmamıştır.
Yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. Madde hükmünü dikkate alarak ” Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” adı altında 580 maddeden oluşan 5728 Sayılı Yasayı çıkartmış ve bu yasa yürürlüğe girmiştir.
Buradan da anlaşıldığı üzere yasa koyucunun amacı TCK nun genel hükümlerinin bütün özel yasalarda ve ceza hükmü içeren yasalarda uygulanmasını sağlamaktır.
5237 Sayılı TCK nun 52. maddesi dikkate alındığında adli para cezasının tanımının yapıldığı görülmektedir. Buna göre adli para cezası , beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmadığı hallerde 730 günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması sureti ile hesaplanan meblağın hükümlü tarafından devlet hazinesine ödenmesinden ibarettir
Bu maddenin 1. fıkrasında bulunan “kanunda aksine hüküm bulunmayan haller” tanımının adli para cezası gün sayısının bu genel düzenlemeye aykırı olarak 730 günün altında veya üstünde düzenlenebileceği ve bu düzenlemenin de geçerli olduğu anlamındadır. Buradan da anlaşıldığı üzere TCK genel hükümlerinde gün adli para cezası sistemi benimsenmiştir. 3167 Sayılı yasanın 16. maddesi değerlendirildiğinde; “….. çek bedeli tutarı kadar ağır para cezası (adli para cezası) ile cezalandırılırlar . Ancak verilecek para cezası 80 milyar liradan fazla olamaz. ” hükmünün bulunduğu, bu düzenlemenin gün para cezası içermemesi nedeni ile TCK nun 52/1 maddesine uygun olmadığı ortadadır.
Yasa koyucunun 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesinde sözünü ettiği diğer kanunlar içerisinde 3167 Sayılı Yasanın da olduğu hususunda tereddüt yoktur. Buna göre 3167 Sayılı Yasada bulunan ve 5237 Sayılı TCK nun 1.Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümler 31.12.2008 tarihine kadar uygulanabilecektir. Bu düzenlemenin mevhumu muhalifinden 3167 Sayılı (özel) Kanunun TCK nun 1. kitabının 52. maddesinde düzenlenen gün para sistemine aykırı olan ceza kuralının 31.12.2008 tarihinden sonra uygulanmayacağı 5252 Sayıl Yasanın geçici 1. Maddesinin emredici hükmüdür. Kaldı ki yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesini dikkate alarak 5728 Sayılı Yasa ile özel yasalarda ayrıntılı düzenlemeler yapmasına rağmen 3167 Sayılı Yasada herhangi bir düzenleme yapmamıştır.
Ayrıca Adalet Bakanlığı’nın http://www.kgm.adalet.gov.tr/basbakanlik/cekkanunu.pdf adresinde bulunan ve Çek Kanunu Tasarısı Taslağı olarak Başbakanlığa gönderilen metnin 5/1 madde ve fıkrasında “Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adlî paracezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adlî para cezası, çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamaz.” düzenlemesinin bulunduğu, bu düzenleme dikkate alındığında yasama organının büyük çoğunluğunu oluşturan yürütmeyi (hükümeti ) temsilen Adalet Bakanlığının da itirazı reddeden mahkeme ve red kararında belirtilen Yargıtay Dairesinin inancına aykırı olarak çek kanununda verilecek adli para cezasının gün para sistemine uygun olması gerektiğini öngördüğü, bu durum karşısında subjektif değerlendirme niteliğinde olan “çekin ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil etmesi” bu nedenle 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesindeki düzenlemenin değiştirilmediği yani ayrık tutulduğu (temel düzenlemeden istisna edildiği) yönündeki değerlendirmenin mevcut yasal durum karşısında yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
Yasa koyucunun atlama yaptığı, bir konuyu unuttuğu kabul edilemeyeceğine ve yukarıda da değinildiği gibi bu konuda değişiklik yapmak için Başbakanlığa kanun tasarısı taslağıda sevk edildiğine göre yürütmenin, (hükümetin ) ve yasa koyucunun (TBMM’nin) muradının 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesi ile düzenlenen ceza kuralının ortadan kalkması ve yeni yasal düzenleme yapılana kadar bu ceza hükmünün uygulanamaz olmasını sağlamak olduğu kabul edilmelidir. Çünkü ceza kuralları uygulanmak amacı ile konulur. Uygulanamayan bir ceza kuralı kaldırılmış demektir. Uygulanamayacağı yasa ile düzenlenen, bu nedenle yasal olarak kaldırılma dışında yok hükmünde olan bir kurala göre ceza vermek gerek Anayasa’da yapılan temel haklar ile ilgili düzenlemelere, temel hak ve özgürlükleri içeren Uluslararası Sözleşme hükümlerine ve gerekse Türk Ceza Kanunun 2. maddesinde düzenlenen kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz, kanunlarda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz kuralına da aykırıdır.
Bu yasal durum karşısında hükümlünün, 31.12.2008 tarihinden itibaren zımni olarak yürürlükten kaldırılan ve yerine yeni hüküm konulmaması nedeni ile cezasız bırakılan karşılıksız çek keşide etmek eyleminden dolayı cezalandırıldığı, hükümlü müdafiinin yaptığı itirazın hukuka uygun olmayan mülahazalarla red edildiği, itirazın yasal ve yerinde olduğu anlaşılmakla, 5275 Sayılı Yasanın 101/3 madde ve fıkrasının verdiği yetkiye dayanarak ve hükümlünün telafisi mümkün olmayan zararlara uğramasını engellemek amacı ile 5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 maddesi gereğince mahkumiyet hükmünün yorumunda ve çektirilecek cezanın hesabında açıklanan nedenlerle duraksama olduğundan 3167 Sayılı Yasada yeni bir düzenleme yapılana ya da 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesinin açıkça yürürlükten kaldırılması anına kadar infazın ertelenmesine, yasa koyucunun yeni bir düzenleme yapması halinde hükümlünün durumunun yeniden mahkemesince ele alınarak değerlendirilmesi için itirazın kabülü ile hükümlüye Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 08.05.2008 tarih ve 2008/202 esas, 2008/323 karar sayılı ilamı ile verilen adli para cezasının infazının durdurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Hükümlü Abdullah Bekir vekilinin yapmış olduğu İTİRAZIN KABÜLÜNE, 2-Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.03.2009 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı EK KARARININ KALDIRILMASINA
3-Sanık hakkında Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 8.5.2008 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı ilamı ile verilen 4158 .- TL, adli para cezasının İNFAZININ DURDURULMASINA,
4-Kararın bir örneğinin gereğinin yerine getirilmesi için Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine,
Dosyanın Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesine iadesine, Karardan bir örneğin hükümlü vekiline TEBLİĞİNE , Dair; 5275 Sayılı Yasanın 101/3 ve CMK nun 271/4 madde ve fıkrası gereğince incelenen dosya üzerinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.27.03.2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/7 Geliş Tarihi: 05/01/2009 Mahkemesi: Köyceğiz Sulh Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2008/82 Mahkeme Karar No: 2008/141 Mahkeme Karar Tarihi: 15/05/2008
Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme
DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/133 Karar BOZMA Karar Tarihi 19/01/2009 Kapatma Tarihi 03/02/2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/9 Geliş Tarihi: 05/01/2009
Mahkemesi: Tarsus Ağır Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2008/903 Mahkeme Karar No: 2008/903 Mahkeme Karar Tarihi: 14/07/2008
Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/135 Karar BOZMA Karar Tarihi 19/01/2009 Kapatma Tarihi 03/02/2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/14 Geliş Tarihi: 12/01/2009
Mahkemesi: Korkuteli Asliye Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2005/153
Mahkeme Karar No: 2006/97 Mahkeme Karar Tarihi: 10/03/2006
Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/784 Karar BOZMA Karar Tarihi 26/01/2009 Kapatma Tarihi 12/02/2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/18 Geliş Tarihi: 12/01/2009
Mahkemesi: Malatya 4. Asliye Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2006/291
Mahkeme Karar No: 2007/539 Mahkeme Karar Tarihi: 17/07/2007 Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/787 Karar BOZMA Karar Tarihi 26/01/2009 Kapatma Tarihi 03/02/2009
SAYIN MİLLETVEKİLLERİM
Sayın
Milletvekilim
Karşılıksız çekten dolayı hapis cezası , kanayan bir yaradır ve Türk Hukuk Sistemi açısından bir yüz karasıdır! Kişi hak ve hürriyetlerine ve esasen mevcut Anayasamıza da aykırı olan bu uygulama 1 Ocak 2009 tarihi itibariyle yeni bir boyut kazanmıştır:
Konu ile ilgili mevcut hukuki durum aşağıda sadece iki ana husus bakımından özetlenmiştir. Uygulama yasasında verilen süre 31 Aralık 2008'de dolmuş ve bu tarihten itibaren karşılıksız çek suçları fiilen cezasız kalmıştır. Eğer hukuk devletiysek, bu suçtan dolayı, yeni bir yasal düzenleme yapılana kadar hiçbir mahkeme ceza veremez ve önceden verilmiş olan cezalar da hukuken yok hükmündedir.
Ne var ki yargı tereddüttedir ve 3 aydır çelişkili kararlar verilmektedir. Bazı mahkemeler ceza vermeye devam ederken kendisinden bir çözüm beklenen YARGITAY, bugüne kadar yerel mahkemelere emsal oluşturacak bir karar da vermemiştir. Bazı illerdeki Asliye Ceza Mahkemeleri ve en önemlisi Sakarya 1. Ağır Ceza Mahkemesi ise, cezaların infazını durdurmuş ve hükümlüler tahliye edilmeye başlanmıştır. Diğer taraftan karşılıksız çekten dolayı ceza almış olan binlerce kişi ise kanunsuz bir şekilde 3 ayı aşkın süredir cezaevlerinde tutulmaktadır.
Ekonomik suçtan dolayı hürriyeti bağlayıcı ceza verilmesinin gayri insani olduğu, mevcut düzenlemenin anayasaya aykırı olduğu konuları bir tarafa, ortada apaçık bir hukuksuzluk ve kaos vardır! Teknik bir konu değil, akl-ı selim sahibi herkesin kolayca anlayabileceği basit bir durum var ortada... Prof. Dr. Adem Sözüer ve daha birçok hukukçu aylardır konuyu anlatmaya çalışıyor ama maalesef hukuksuzluk devam ediyor.
Bu kaos hem adalet anlayışını zedeliyor, hem de apaçık bir ihlal niteliği taşıyor. Üç aydır haksız yere cezaevlerinde tutulan insanlar, bu durumu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine taşıdıklarında kesinlikle lehe bir karar çıkacak ve yüklü tazminatlar gündeme gelecektir. Zira Sakarya Ağır Ceza Mahkemesinin aynı konuda verdiği emsal kararlar var. Bu kararlar diğer mahkemeleri bağlayıcı olmasa da ceza hukukunun uygulanmasında yeknesaklık zedelenmiş ve kanun önünde eşitlik ilkesi bozulmuştur. Böyle bir netice, Meclisi ve hükumeti zor durumda bırakacağı gibi, uluslararası hukuk çevrelerinde ve kamuoyu nezdinde yargı organlarının saygınlığını da zedeleyici sonuçlar doğurabilecektir. Meclisin ve hükumetin bir an önce bu çarpık duruma el koyması ve hukuksuzluğu sona erdirmesi gerekiyor.
Yeni yasada adli para cezası ve dolayısıyla hapis cezası devam edecek olsa da, çıkacak kanuna eklenecek bir geçici madde ile, 1 Ocak 2009 tarihi ile kanunun çıktığı tarihe kadar oluşmuş bulunan yasal boşluk sebebiyle cezasız kalmış olan karşılıksız çek suçundan dolayı verilen cezaların kaldırılması sağlanabilir. Böylece hem yargının tereddütleri izale edilmiş olur, bozulan yeknesaklık ve eşitlik ilkesi de nispeten telafi edilebilir.
Ortada kamu vicdanını rahatsız eden, toplumsal barışı zedeleyen ve adalet duygusunu inciten çok vahim bir tablo vardır ve süratle çözüm beklenmektedir.
Sessiz sedasız onbinlerce insan ve aile, Yüce Meclisten hukuk devleti esasına uygun bir çözüm beklemektedir.
HUKUKİ DURUMUN ÖZETİ
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 5 inci maddesi “Özel kanunlarla ilişki” başlığını taşımaktadır. Bu maddeye göre, “Bu Kanun’un genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren özel kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır.” Bu kanunun yayınlanmasını müteakip 3167 sayılı Çek Yasasının da içinde bulunduğu “ceza içeren özel kanunlar”da gerekli değişiklik ve uyumların yapılabilmesi için 5nci maddenin uygulanması 31.12.2008 tarihine ertelenmiştir. Ancak 31.12.2008 tarihine kadar, diğer birçok özel kanunda değişiklik yapılmış olmasına rağmen Çek Kanununda gerekli değişiklikler yapılmadığından, artık 01.01.2009 tarihi itibariyle 3167 Sayılı Yasanın ceza içeren ve TCK Genel Hükümlerine aykırılık teşkil eden maddeleri zımnen yürürlükten kaldırılmış bulunmaktadır. Nitekim, 31.12.2008 tarihine dek, ceza hükmü getiren diğer özel kanunlardan olan 3167 Sayılı Çek Kanununun cezai hükümleri, TCK’nun genel hükümlerine aykırı olsa da uygulanabilmekteydi.
Aykırılıklar nerededir?
1. TCK m. 21 bakımından : 3167 SK. m. 16/1’de karşılıksız çek keşide etme suçu, “şekli suç” niteliğinde düzenlenmiştir. Ancak, TCK ’nın genel hükümleri (m. 21) uyarınca, bir suçun oluşumu kastın varlığına bağlıdır. Kast “doğrudan”(m. 21/1) veya “olası kast” (m. 21/2) olabilir. Bu nedenle, bir kişinin karşılıksız çek nedeniyle cezalandırılabilmesi için, bu kişinin çeki keşide ederken, çekin karşılıksız kalacağı kastıyla hareket etmiş olması gerekmektedir. Başka bir deyişle, bunu bilmeli ve istemelidir. Dolayısıyla, yapılan yargılamada, artık kastın varlığı mutlak olarak araştırılmalı ve bunun sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır. Şayet olayda kast yoksa TCK m. 21/2’ye göre, somut olayda karşılıksız çek keşide eden kişide “olası kast”ın varlığı da ayrıca değerlendirilerek, maddede öngörülen ceza indirimleri uygulanmalıdır. 5252 Sayılı Kanunun kabulü ve uygulanması ile, hukukumuzda bugüne kadar zaten tartışmalı olan “objektif sorumluluk” esası terkedilmiş ve “kusursuz ceza olmaz” esası tamamen geçerli kılınmıştır. Şu halde, karşılıksız çek suçlarında, 1.1.2009 tarihine kadar “objektif sorumluluk” esasına göre verilmiş olan cezalar geçerliliğini yitirmiş bulunmaktadır. Artık suçun manevi unsuru olarak “kast” aranmalıdır. Aksi bir uygulama “kanunsuz suç ve ceza olamaz” esasına açık bir aykırılık teşkil edecektir.
2. TCK m. 52 bakımından Çek Kanunu’na göre, karşılıksız çek keşide etme suçunun cezası, çek bedeli tutarı kadar “adli para cezası” olarak belirlenmekteydi. Ancak, 1.1.2009 tarihinden itibaren TCK’nın adli para cezalarına ilişkin 52. maddesi uygulama alanı bulacağından, ceza miktarının ve niteliğinin belirlenmesi değişmiş bulunmaktadır.
TCK 52. maddenin uygulanmaya başlaması ile Çek yasasındaki çek bedeline bağlı adli para cezası uygulaması son bulmuştur. Adli para cezasının miktarının tespiti artık, sadece gün/para esasına göre yapılabilecektir. 3167 Sayılı Çek Kanunu’nun uygulamasında, ceza, karşılıksız çıkan çek miktarına göre belirlenmekteyken, TCK’nın 52. maddesinin uygulanmasıyla, öncelikle tamgün hesabının yapılması ve bir güne karşılık gelen parasal miktarın belirlenmesi üzerine karar verilmesi gerekmektedir. TCK m. 61/8 hükmüne göre, adli para cezası, belirlenen sonuç gün ile kişinin bir gün karşılığı ödeyebileceği miktarın çarpılması suretiyle bulunacaktır. Bu itibarla, yargılama sonucunda verilecek adli para cezasının tayini usulü de tümden değişmektedir. Nitekim hazırlanan yeni Çek Kanunu tasarısında da "Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adlî para cezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adlî para cezası, çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamaz." Denilmek suretiyle adli para cezasının tayininde Yeni TCK’na uygun olarak gün/para sisteminin getirildiği görülmektedir.
Bu değerlendirmeler ışığı altında bugüne kadar 3167 Sayılı Kanuna göre verilen çek cezaları, 01.01.2009 tarihinde yürürlüğe girmiş bulunan TCK 5nci maddesi uyarınca , aynı kanunun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırılık teşkil etmektedir ve sanık/hükümlü lehine olan yeni hükümler uygulanarak bugüne kadar verilmiş olan cezaların infazı durdrulmalıdır.
Uygulanamayacağı yasa ile düzenlenen, bu nedenle yasal olarak yok hükmünde olan bir kurala göre ceza vermek, gerek Anayasa'da yapılan temel haklar ile ilgili düzenlemelere, temel hak ve özgürlükleri içeren Uluslararası Sözleşme hükümlerine ve gerekse Türk Ceza Kanunun 2. maddesinde düzenlenen kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz, kanunlarda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz kuralına da aykırıdır.
BU AŞAGILIK YAZILARA MÜSADEE ETMEYECEGİMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMM...........................................................................KARŞILIKSIZ ÇEKE HAPİS İNSANLIK ONURUNA AYKIRI İSE BU YAZILAR İNSANLIK ONURUNAAA UYGUNMUUUU?????
melek dedi ki...
çok ayıp ediyorsunuz sayın gay arkadaşlarım.ben sizi asla dışlamam.bu insan onuruyla oynamak olur.
sayın eski dost ve ibrahim arkadaşım.siz bu mahonii denen kişiye bakmayın.ayıp değilki yaptığınız.
ama bence doğrusu bir gay sitesinde daha mutlu olursunuz siz.burası size göre değil arkadaşlarım.
melek
SAYIN MELEK SİZE KATILIYORUM BENDE.
MAHONİİİİİ
melek dedi ki...
çok ayıp ediyorsunuz sayın gay arkadaşlarım.ben sizi asla dışlamam.bu insan onuruyla oynamak olur.
sayın eski dost ve ibrahim arkadaşım.siz bu mahonii denen kişiye bakmayın.ayıp değilki yaptığınız.
ama bence doğrusu bir gay sitesinde daha mutlu olursunuz siz.burası size göre değil arkadaşlarım.
melek
SAYIN MELEK SİZE KATILIYORUM BENDE.
MAHONİİİİİ
melek dedi ki...
çok ayıp ediyorsunuz sayın gay arkadaşlarım.ben sizi asla dışlamam.bu insan onuruyla oynamak olur.
sayın eski dost ve ibrahim arkadaşım.siz bu mahonii denen kişiye bakmayın.ayıp değilki yaptığınız.
ama bence doğrusu bir gay sitesinde daha mutlu olursunuz siz.burası size göre değil arkadaşlarım.
melek
SAYIN MELEK SİZE KATILIYORUM BENDE.
MAHONİİİİİ
melek dedi ki...
çok ayıp ediyorsunuz sayın gay arkadaşlarım.ben sizi asla dışlamam.bu insan onuruyla oynamak olur.
sayın eski dost ve ibrahim arkadaşım.siz bu mahonii denen kişiye bakmayın.ayıp değilki yaptığınız.
ama bence doğrusu bir gay sitesinde daha mutlu olursunuz siz.burası size göre değil arkadaşlarım.
melek
SAYIN MELEK SİZE KATILIYORUM BENDE.
MAHONİİİİİ
melek dedi ki...
çok ayıp ediyorsunuz sayın gay arkadaşlarım.ben sizi asla dışlamam.bu insan onuruyla oynamak olur.
sayın eski dost ve ibrahim arkadaşım.siz bu mahonii denen kişiye bakmayın.ayıp değilki yaptığınız.
ama bence doğrusu bir gay sitesinde daha mutlu olursunuz siz.burası size göre değil arkadaşlarım.
melek
SAYIN MELEK SİZE KATILIYORUM BENDE.
MAHONİİİİİ
melek dedi ki...
çok ayıp ediyorsunuz sayın gay arkadaşlarım.ben sizi asla dışlamam.bu insan onuruyla oynamak olur.
sayın eski dost ve ibrahim arkadaşım.siz bu mahonii denen kişiye bakmayın.ayıp değilki yaptığınız.
ama bence doğrusu bir gay sitesinde daha mutlu olursunuz siz.burası size göre değil arkadaşlarım.
melek
SAYIN MELEK SİZE KATILIYORUM BENDE.
MAHONİİİİİ
melek dedi ki...
çok ayıp ediyorsunuz sayın gay arkadaşlarım.ben sizi asla dışlamam.bu insan onuruyla oynamak olur.
sayın eski dost ve ibrahim arkadaşım.siz bu mahonii denen kişiye bakmayın.ayıp değilki yaptığınız.
ama bence doğrusu bir gay sitesinde daha mutlu olursunuz siz.burası size göre değil arkadaşlarım.
melek
SAYIN MELEK SİZE KATILIYORUM BENDE.
MAHONİİİİİ
melek dedi ki...
çok ayıp ediyorsunuz sayın gay arkadaşlarım.ben sizi asla dışlamam.bu insan onuruyla oynamak olur.
sayın eski dost ve ibrahim arkadaşım.siz bu mahonii denen kişiye bakmayın.ayıp değilki yaptığınız.
ama bence doğrusu bir gay sitesinde daha mutlu olursunuz siz.burası size göre değil arkadaşlarım.
melek
SAYIN MELEK SİZE KATILIYORUM BENDE.
MAHONİİİİİ
melek dedi ki...
çok ayıp ediyorsunuz sayın gay arkadaşlarım.ben sizi asla dışlamam.bu insan onuruyla oynamak olur.
sayın eski dost ve ibrahim arkadaşım.siz bu mahonii denen kişiye bakmayın.ayıp değilki yaptığınız.
ama bence doğrusu bir gay sitesinde daha mutlu olursunuz siz.burası size göre değil arkadaşlarım.
melek
SAYIN MELEK SİZE KATILIYORUM BENDE.
MAHONİİİİİ
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:.
Konu ile ilgili yasal durum incelendiğinde;.
1-3167 Sayılı Yasanın 16. maddesinde :.
(1) Üzerinde yazılı keşide tarihinden önce veya ibraz süresi içinde 4 üncü madde uyarınca ibraz edildiğinde, yeterli karşılığı bulunmaması nedeniyle kısmen de olsa ödenmeyen çeki keşide eden hesap sahipleri veya yetkili temsilcileri, kanunların ayrıca suç saydığı haller saklı kalmak üzere, çek bedeli tutarı kadar ağır para cezasıyla cezalandırılırlar. Ancak verilecek para cezası seksenmilyar liradan fazla olamaz. Bu miktar, 01/03/1926 tarihli ve 765 sayılı Türk Ceza Kanununun ek 2 nci maddesine göre her yıl artırılır. Bu suçtan mükerrirlere, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir..
2 – 5237 Sayılı TCK nun 2/1-3 madde ve fıkralarında ; (1) “Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz.”.
(3) Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz. 3- 5237 Sayılı TCK nun 5/1 madde ve fıkralarında :.
“Bu Kanunun genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır. “.
4-5237 Sayılı TCK nun 52/1-2-3 Madde ve fıkralarında; (1) Adlî para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hâllerde yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir..
(2) En az yirmi ve en fazla yüz Türk Lirası olan bir gün karşılığı adlî para cezasının miktarı, kişinin ekonomik ve diğer şahsî hâlleri göz önünde bulundurularak takdir edilir. (3) Kararda, adlî para cezasının belirlenmesinde esas alınan tam gün sayısı ile bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ayrı ayrı gösterilir. “.
5-5252 Sayılı Yasanın 5349 Sayılı Yasanın 6. Maddesi ile değişik Geçici 1. Maddesinde: (1) Diğer kanunların, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31 Aralık 2008 tarihine kadar uygulanır..
6-5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 madde ve fıkrasında:.
(1) Mahkûmiyet hükmünün yorumunda veya çektirilecek cezanın hesabında duraksama olursa, cezanın kısmen veya tamamen yerine getirilip getirilemeyeceği ileri sürülür ya da sonradan yürürlüğe giren kanun, hükümlünün lehinde olursa, duraksamanın giderilmesi veya yerine getirilecek cezanın belirlenmesi için hükmü veren mahkemeden karar istenir. (3) Yukarıdaki fıkralar uyarınca yapılan başvurular cezanın infazını ertelemez. Ancak, mahkeme olayın özelliğine göre infazın ertelenmesine veya durdurulmasına karar verebilir. 7- 5275 Sayılı Yasanın 101/1-3 Madde ve fıkrasında:.
(1) Cezanın infazı sırasında, 98 ilâ 100 üncü maddeler gereğince mahkemeden alınması gereken kararlar duruşma yapılmaksızın verilir. Karar verilmeden önce Cumhuriyet savcısı ve hükümlünün görüşlerini yazılı olarak bildirmeleri istenebilir..
(3)Bölge adliye mahkemesi veya Yargıtaydan başka mahkemeler tarafından verilmiş olan bu kararlara karşı itiraz yoluna gidilebilir.” hükümleri bulunmaktadır..
Ayrıca TBMM tarafından 5728 Sayılı Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlar ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile düzenleme yapıldığı ve bu kanunun yürürlükte olduğu ancak yapılan bu düzenlemeler içerisinde 3167 Sayılı Yasanın 16. Maddesi ile ilgili bir düzenlemenin bulunmadığı da ortadadır..
Kararına itiraz edilen mahkemenin itiraz edilen kararında; 5252 Sayılı Kanunun geçici 1. Maddesinde 5560 Sayılı Kanunla yapılan değişiklik üzerine belirlenen 31.12.2008 gününe değin, diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümlerinin düzeltilmesinin öngörüldüğü halde bu kapsamdan olarak yasa koyucu tarafından 5728 Sayılı “Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”u va’zettiği, dolayısıyla da uyumlaştırılması murat olunan diğer kanunların bu kapsamda yeniden düzenlenildiği., ancak bu çerçevede 3167 Sayılı Kanun hükümlerinin ayrık tutulduğu, bunun ise tamamen mevzuatın “Özel” niteliğinden kaynaklandığı, hal böyle olunca da Yargıtay Yüksek Dairesi’nin pek çok uygulamalarında da “özel yasa ” niteliğinden dolayı pek çok uygulanabilir (önödeme-uzlaşma…gibi) hukuk müessesesinden ayrık değerlendirildiği nazara alındığında, ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil eden çeklerden dolayı tayin olunacak ceza hükmünde de “çek bedeli kadar adli para cezası” olmasında hukuken aykırı bir durum görülmediğinden” sanık vekilinin talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır..
Yürürlükte olan yasal durum incelendiğinde; TCK nun 5/1 maddesinde bu kanunun genel hükümlerinin özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanacağı belirtilerek ceza hukukunda yeknesaklık sağlanmak istenmiştir. Bu amaçla 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesine; diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemesine aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31.12.2008 tarihine kadar uygulanır hükmü konulmuş ve bu süre yeniden uzatılmamıştır..
Yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. Madde hükmünü dikkate alarak ” Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” adı altında 580 maddeden oluşan 5728 Sayılı Yasayı çıkartmış ve bu yasa yürürlüğe girmiştir..
Buradan da anlaşıldığı üzere yasa koyucunun amacı TCK nun genel hükümlerinin bütün özel yasalarda ve ceza hükmü içeren yasalarda uygulanmasını sağlamaktır. 5237 Sayılı TCK nun 52. maddesi dikkate alındığında adli para cezasının tanımının yapıldığı görülmektedir. Buna göre adli para cezası , beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmadığı hallerde 730 günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması sureti ile hesaplanan meblağın hükümlü tarafından devlet hazinesine ödenmesinden ibarettir.
Bu maddenin 1. fıkrasında bulunan “kanunda aksine hüküm bulunmayan haller” tanımının adli para cezası gün sayısının bu genel düzenlemeye aykırı olarak 730 günün altında veya üstünde düzenlenecebileceği ve bu düzenlemenin de geçerli olduğu anlamındadır. Buradan da anlaşıldığı üzere TCK genel hükümlerinde gün adli para cezası sistemi benimsenmiştir. 3167 Sayılı yasanın 16. maddesi değerlendirildiğinde; “….. çek bedeli tutarı kadar ağır para cezası (adli para cezası) ile cezalandırılırlar . Ancak verilecek para cezası 80 milyar liradan fazla olamaz. ” hükmünün bulunduğu, bu düzenlemenin gün para cezası içermemesi nedeni ile TCK nun 52/1 maddesine uygun olmadığı ortadadır..
Yasa koyucunun 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesinde sözünü ettiği diğer kanunlar içerisinde 3167 Sayılı Yasanın da olduğu hususunda tereddüt yoktur. Buna göre 3167 Sayılı Yasada bulunan ve 5237 Sayılı TCK nun 1.Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümler 31.12.2008 tarihine kadar uygulanabilecektir. Bu düzenlemenin mevhumu muhalifinden 3167 Sayılı (özel) Kanunun TCK nun 1. kitabının 52. maddesinde düzenlenen gün para sistemine aykırı olan ceza kuralının 31.12.2008 tarihinden sonra uygulanmayacağı 5252 Sayıl Yasanın geçici 1. Maddesinin emredici hükmüdür. Kaldı ki yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesini dikkate alarak 5728 Sayılı Yasa ile özel yasalarda ayrıntılı düzenlemeler yapmasına rağmen 3167 Sayılı Yasada herhangi bir düzenleme yapmamıştır..
Ayrıca Adalet Bakanlığı’nın http://www.kgm.adalet.gov.tr/basbakanlik/cekkanunu.pdf adresinde bulunan ve Çek Kanunu Tasarısı Taslağı olarak Başbakanlığa gönderilen metnin 5/1 madde ve fıkrasında “Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adlî paracezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adlî para cezası, çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamaz.” düzenlemesinin bulunduğu, bu düzenleme dikkate alındığında yasama organının büyük çoğunluğunu oluşturan yürütmeyi (hükümeti ) temsilen Adalet Bakanlığının da itirazı reddeden mahkeme ve red kararında belirtilen Yargıtay Dairesinin inancına aykırı olarak çek kanununda verilecek adli para cezasının gün para sistemine uygun olması gerektiğini öngördüğü, bu durum karşısında subjektif değerlendirme niteliğinde olan “çekin ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil etmesi” bu nedenle 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesindeki düzenlemenin değiştirilmediği yani ayrık tutulduğu (temel düzenlemeden istisna edildiği) yönündeki değerlendirmenin mevcut yasal durum karşısında yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır..
Yasa koyucunun atlama yaptığı, bir konuyu unuttuğu kabul edilemeyeceğine ve yukarıda da değinildiği gibi bu konuda değişiklik yapmak için Başbakanlığa kanun tasarısı taslağıda sevk edildiğine göre yürütmenin, (hükümetin ) ve yasa koyucunun (TBMM’nin) muradının 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesi ile düzenlenen ceza kuralının ortadan kalkması ve yeni yasal düzenleme yapılana kadar bu ceza hükmünün uygulanamaz olmasını sağlamak olduğu kabul edilmelidir. Çünkü ceza kuralları uygulanmak amacı ile konulur. Uygulanamayan bir ceza kuralı kaldırılmış demektir. Uygulanamayacağı yasa ile düzenlenen, bu nedenle yasal olarak kaldırılma dışında yok hükmünde olan bir kurala göre ceza vermek gerek Anayasa’da yapılan temel haklar ile ilgili düzenlemelere, temel hak ve özgürlükleri içeren Uluslararası Sözleşme hükümlerine ve gerekse Türk Ceza Kanunun 2. maddesinde düzenlenen kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz, kanunlarda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz kuralına da aykırıdır..
Bu yasal durum karşısında hükümlünün, 31.12.2008 tarihinden itibaren zımni olarak yürürlükten kaldırılan ve yerine yeni hüküm konulmaması nedeni ile cezasız bırakılan karşılıksız çek keşide etmek eyleminden dolayı cezalandırıldığı, hükümlü müdafiinin yaptığı itirazın hukuka uygun olmayan mülahazalarla red edildiği, itirazın yasal ve yerinde olduğu anlaşılmakla, 5275 Sayılı Yasanın 101/3 madde ve fıkrasının verdiği yetkiye dayanarak ve hükümlünün telafisi mümkün olmayan zararlara uğramasını engellemek amacı ile 5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 maddesi gereğince mahkumiyet hükmünün yorumunda ve çektirilecek cezanın hesabında açıklanan nedenlerle duraksama olduğundan 3167 Sayılı Yasada yeni bir düzenleme yapılana ya da 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesinin açıkça yürürlükten kaldırılması anına kadar infazın ertelenmesine, yasa koyucunun yeni bir düzenleme yapması halinde hükümlünün durumunun yeniden mahkemesince ele alınarak değerlendirilmesi için itirazın kabülü ile hükümlüye Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 31.07.2007 tarih ve 2007/299 esas 2007/590 karar sayılı ilamı ile verilen adli para cezasının infazının durdurulmasına karar vermek gerekmiştir..
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;.
1-Hükümlü H.S.S. müdafiinin yapmış olduğu İTİRAZIN KABÜLÜNE, 2-Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 04.02.2009 tarih ve 2007/299 esas 2007/590 karar sayılı EK KARARININ KALDIRILMASINA.
3-Sanık hakkında Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 31.07.2007 tarih ve 2007/299 esas 2007/590 karar sayılı ilamı ile verilen 26000TL adli para cezasının İNFAZININ DURDURULMASINA,.
4-Kararın bir örneğinin gereğinin yerine getirilmesi için Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine,.
Dosyanın Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesine iadesine, Karardan bir örneğin hükümlü vekiline TEBLİĞİNE ,.
Dair; 5275 Sayılı Yasanın 101/3 ve CMK nun 271/4 madde ve fıkrası gereğince incelenen dosya üzerinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi..16.03.2009..
.
.
.
SARAYKÖY ASLİYE CEZA MAHKEMEİ DOSYA NO :2007/176 KARAR NO :2007/201
HAKİM : GÜLPERİ GÜNEŞ 32147 C.SAVCISI : HÜSEYİN HÜR 107696 KATİP : MURAT AYRAL 97009
SANIK : A. G. K. SUÇ : KARŞILIKSIZ ÇEK KEŞİDE ETME SUÇ TARIHİ : 19/02/2007 ASIL KARAR TARİHİ : 25/09/2007 EK KARAR TARİHİ : 28/01/2009
HÜKÜMLÜ AHMET GÜRKAN ………KAN IN 21/01/2009 ARİHLİ İNFAZIN DURDURULMASINA İLİKİN DİLEKÇESİ C. SAVCISININ YAZILI GÖRÜŞÜ ALINARAKİNCELENDİ.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLÜ:
HÜKÜMLÜ AHMET GÜRKAN …..KAN HAKKINDA MAHKEMEMİZİN 25/09/2009 TARİH 2007/176-201 ESAS E KARAR SAYILI KARARI İLE KARŞILIKSIZ ÇEK KEŞİDE ETMEK SUÇUNDAN DAYI 60.000 TL ADLİ PARA CEZASI İL CEZALANDIRILMASIA KARAR VERİLDİĞİ, KARARIN 20/11/2007 TARİHİNDE KESİNLEŞEREK İNFAZA VERİLDİĞİ HÜKÜMLÜĞÜN ADLİ PARA CEZASNI ÖDEMEMESİ ÜZERİNE SARAYKÖY C.BAŞSAVCILIĞININ 29/01/2008 GÜNLÜ KARARI İLE HÜKÜMLÜYE VERİE ADLİ PARA CEZASININ 600 GÜN HAPİS CEZASINA ÇEVRİLDİĞİ VE 28/02/2008 TARİHİNDE İNFAZA BAŞLANDIĞI HÜKÜMLÜNÜN HALEN B CEZASINI İNFAZ TTİĞİ 5252 SAYILI ÜÇK NIN YÜÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDAKİ KANUNUN GEÇİCİ 1.MADDESİDE BELİRTİLEN DİĞEN KANUNLARIN TCK NIN GEEL HÜKÜMLERİNE AKRI OLAN MADDELERİNİN UYGULANMASINA DEVAM EDİLECEĞİNE İLİŞKİN HÜKMÜN 31/12/2008 TARİHİ İTİBARİYLE YÜRÜRÜKTE KALKTIĞI YASA KOYUCU TARAFINDAN 5728 SAYILI YASA İLE BİR ÇOK ÖZEL YASDAKİ CEZA HÜKÜMLERİ 5237 SAYILI YASAYA UYGUN HALE GETİRİLMESİNE RAĞMEN 3167 SAYILI YASA YÖNÜNDEN 31/12/2008 TARİHİNE KADAR HER HANGİ BİR DÜZENLEME YAPILMADIĞI 5252 SAYILI TCK NIN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KARARIN MADDESİ 5237 SAYILI TCK 45/1 52/1 MADELERİ İLE BİRLİKTE DEĞERLENDİRLDİĞİNDE BU GENEL URALIN BÜTÜN ÖZEL YASALARI BAĞLAYACĞI ÖZEL YASALARDAKİ AYKIRI HÜKÜMLRİN 31/12/2008 TARİHİNE KADAR UYGUNABİLECEĞİ BU TARİHE KADAR ÖZEL YASALARIN 5257 SAYILI TCK NIN GEEL KÜMLERİNE UYARLANMASININ ZORUNLU BULUNDUĞU ANCA 3167 SAYILI YASA AÇISINDAN HALEN BU UYARLAMANIN YAPILMAMIQŞ OLDUĞU ANLAŞILMAKLA HÜKÜMLÜNÜN MAĞDURİYETNE NEDE ALMAMAK AÇISINDAN 527 SAYILI ASANIN 98. MADDESİ UYARINCA İNFAZIN DURDURULMASINA KARAR VERMEKGEREKMİŞTİR. HÜKÜM YUKARIDA AÇIKLANAN NEDENLERLE
HÜKÜMLÜ AHMET GÜRKAN ……KAN HAKKINDA MAHKEMEMİZİN 25/09/207 TARİH 2007/176-201 ESAS VE KARAR SAYILI İLAMI İLE VERİLEN 60.000 TL ADLİ PARA CEZASINA İLİŞKİN İNFAZIN DURDURULMASINA.
HÜKÜMLÜNÜN BAŞKA BİR SUÇTAN TUTUKLU VEY HÜKÜMLÜ ULUNMAASI HALİNDE SALIVERİLMESİNE
KARARIN C.SAVCILIĞI ARACILIĞIYLA HÜKÜMLÜYE TEBLİĞİ DAİR, DOSYA ÜZERİNDEYAPILAN İNCELEMESONUCUNDA İSTEME UYGUN V TEBLİĞ TARİHİNDEN İTAREN 7 GÜN İÇİNDE DENİZLİ NBETÇİ AĞIR CEZA MAHKEMESİNE İTİRAZ YOLU AÇIK OLMAK ÜZERERKARAR VERİLDİ
Sakarya Ağır Ceza Mahkemesi, Karşılıksız Çek Beraat Kararı
BAŞKAN : ABDÜLKADİR YAVUZ ÜYE : BURHANETTİN ESENKAR ÜYE : CEVDET BAK
KATİP : BEHİYE AYDINHükümlü A.B. vekili Av. Levent S. tarafından Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.03.2009 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı ek kararı ile hükümlü vekilinin talebinin reddine ve mahkemelerinin 28.5.2008 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı ilamının değiştirilmesine ve infazın durdurulmasına yer olmadığına ve infazın devamına dair kararına dosya içeriğine göre süresi içerisinde; müvekkilinin 3167 Sayılı Kanuna Muhalefet nedeni ile para cezasına mahkum edildiği, 5275 Sayılı Yasanın 98. maddesi uyarınca yaptıkları başvurunun reddedildiği, bu kararın 5237 Sayılı TCK nun 5, 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesi, 3167 Sayılı Yasanın 16. maddesi ayrıca TCK 20.43.52,53,60,61 maddelerinde yer alan düzenlemelere aykırı olduğu, 31.11.2008 tarihi itibari ile karşılıksız çek keşide etmek eyleminin suç olmaktan çıktığı, böylece suçta ve cezada kanunilik ilkesi uyarınca hükümlü hakkında verilen cezanın yasal dayanağının kalmadığı iddiası ile Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından 24.03.2009 tarihinde infazın devamına ilişkin ek kararın itiraz incelemesi ile kaldırılmasını ve hakkında tayin edilen cezanın bütün sonuçları ile ortadan kaldırılmasını ve tahliyesini istemiştir.
İddia makamının mütalaası alındı, dosya incelendi
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Konu ile ilgili yasal durum incelendiğinde;
1-3167 Sayılı Yasanın 16. maddesinde : (1) Üzerinde yazılı keşide tarihinden önce veya ibraz süresi içinde 4 üncü madde uyarınca ibraz edildiğinde, yeterli karşılığı bulunmaması nedeniyle kısmen de olsa ödenmeyen çeki keşide eden hesap sahipleri veya yetkili temsilcileri, kanunların ayrıca suç saydığı haller saklı kalmak üzere, çek bedeli tutarı kadar ağır para cezasıyla cezalandırılırlar. Ancak verilecek para cezası seksenmilyar liradan fazla olamaz. Bu miktar, 01/03/1926 tarihli ve 765 sayılı Türk Ceza Kanununun ek 2 nci maddesine göre her yıl artırılır. Bu suçtan mükerrirlere, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.
2 – 5237 Sayılı TCK nun 2/1-3 madde ve fıkralarında ; (1) “Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz.”
(3) Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz.
3- 5237 Sayılı TCK nun 5/1 madde ve fıkralarında : “Bu Kanunun genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır. “
4-5237 Sayılı TCK nun 52/1-2-3 Madde ve fıkralarında; (1) Adlî para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hâllerde yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir.
(2) En az yirmi ve en fazla yüz Türk Lirası olan bir gün karşılığı adlî para cezasının miktarı, kişinin ekonomik ve diğer şahsî hâlleri göz önünde bulundurularak takdir edilir. (3) Kararda, adlî para cezasının belirlenmesinde esas alınan tam gün sayısı ile bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ayrı ayrı gösterilir. “
5-5252 Sayılı Yasanın 5349 Sayılı Yasanın 6. Maddesi ile değişik Geçici 1. Maddesinde: (1) Diğer kanunların, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31 Aralık 2008 tarihine kadar uygulanır.
6-5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 madde ve fıkrasında: (1) Mahkûmiyet hükmünün yorumunda veya çektirilecek cezanın hesabında duraksama olursa, cezanın kısmen veya tamamen yerine getirilip getirilemeyeceği ileri sürülür ya da sonradan yürürlüğe giren kanun, hükümlünün lehinde olursa, duraksamanın giderilmesi veya yerine getirilecek cezanın belirlenmesi için hükmü veren mahkemeden karar istenir. (3) Yukarıdaki fıkralar uyarınca yapılan başvurular cezanın infazını ertelemez. Ancak, mahkeme olayın özelliğine göre infazın ertelenmesine veya durdurulmasına karar verebilir.
7- 5275 Sayılı Yasanın 101/1-3 Madde ve fıkrasında: (1) Cezanın infazı sırasında, 98 ilâ 100 üncü maddeler gereğince mahkemeden alınması gereken kararlar duruşma yapılmaksızın verilir. Karar verilmeden önce Cumhuriyet savcısı ve hükümlünün görüşlerini yazılı olarak bildirmeleri istenebilir. “http://karsiliksizcek.wordpress.com/”
(3)Bölge adliye mahkemesi veya Yargıtaydan başka mahkemeler tarafından verilmiş olan bu kararlara karşı itiraz yoluna gidilebilir.” hükümleri bulunmaktadır.
Ayrıca TBMM tarafından 5728 Sayılı Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlar ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile düzenleme yapıldığı ve bu kanunun yürürlükte olduğu ancak yapılan bu düzenlemeler içerisinde 3167 Sayılı Yasanın 16. Maddesi ile ilgili bir düzenlemenin bulunmadığı da ortadadır.
Kararına itiraz edilen mahkemenin itiraz edilen kararında; 5252 Sayılı Kanunun geçici 1. Maddesinde 5560 Sayılı Kanunla yapılan değişiklik üzerine belirlenen 31.12.2008 gününe değin, diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümlerinin düzeltilmesinin öngörüldüğü halde bu kapsamdan olarak yasa koyucu tarafından 5728 Sayılı “Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”u va’zettiği, dolayısıyla da uyumlaştırılması murat olunan diğer kanunların bu kapsamda yeniden düzenlenildiği., ancak bu çerçevede 3167 Sayılı Kanun hükümlerinin ayrık tutulduğu, bunun ise tamamen mevzuatın “Özel” niteliğinden kaynaklandığı, hal böyle olunca da Yargıtay Yüksek Dairesi’nin pek çok uygulamalarında da “özel yasa ” niteliğinden dolayı pek çok uygulanabilir (önödeme-uzlaşma…gibi) hukuk müessesesinden ayrık değerlendirildiği nazara alındığında, ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil eden çeklerden dolayı tayin olunacak ceza hükmünde de “çek bedeli kadar adli para cezası” olmasında hukuken aykırı bir durum görülmediğinden” sanık vekilinin talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Yürürlükte olan yasal durum incelendiğinde; TCK nun 5/1 maddesinde bu kanunun genel hükümlerinin özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanacağı belirtilerek ceza hukukunda yeknesaklık sağlanmak istenmiştir.
Bu amaçla 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesine; diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemesine aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31.12.2008 tarihine kadar uygulanır hükmü konulmuş ve bu süre yeniden uzatılmamıştır.
Yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. Madde hükmünü dikkate alarak ” Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” adı altında 580 maddeden oluşan 5728 Sayılı Yasayı çıkartmış ve bu yasa yürürlüğe girmiştir.
Buradan da anlaşıldığı üzere yasa koyucunun amacı TCK nun genel hükümlerinin bütün özel yasalarda ve ceza hükmü içeren yasalarda uygulanmasını sağlamaktır.
5237 Sayılı TCK nun 52. maddesi dikkate alındığında adli para cezasının tanımının yapıldığı görülmektedir. Buna göre adli para cezası , beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmadığı hallerde 730 günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması sureti ile hesaplanan meblağın hükümlü tarafından devlet hazinesine ödenmesinden ibarettir
Bu maddenin 1. fıkrasında bulunan “kanunda aksine hüküm bulunmayan haller” tanımının adli para cezası gün sayısının bu genel düzenlemeye aykırı olarak 730 günün altında veya üstünde düzenlenebileceği ve bu düzenlemenin de geçerli olduğu anlamındadır. Buradan da anlaşıldığı üzere TCK genel hükümlerinde gün adli para cezası sistemi benimsenmiştir. 3167 Sayılı yasanın 16. maddesi değerlendirildiğinde; “….. çek bedeli tutarı kadar ağır para cezası (adli para cezası) ile cezalandırılırlar . Ancak verilecek para cezası 80 milyar liradan fazla olamaz. ” hükmünün bulunduğu, bu düzenlemenin gün para cezası içermemesi nedeni ile TCK nun 52/1 maddesine uygun olmadığı ortadadır.
Yasa koyucunun 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesinde sözünü ettiği diğer kanunlar içerisinde 3167 Sayılı Yasanın da olduğu hususunda tereddüt yoktur. Buna göre 3167 Sayılı Yasada bulunan ve 5237 Sayılı TCK nun 1.Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümler 31.12.2008 tarihine kadar uygulanabilecektir. Bu düzenlemenin mevhumu muhalifinden 3167 Sayılı (özel) Kanunun TCK nun 1. kitabının 52. maddesinde düzenlenen gün para sistemine aykırı olan ceza kuralının 31.12.2008 tarihinden sonra uygulanmayacağı 5252 Sayıl Yasanın geçici 1. Maddesinin emredici hükmüdür. Kaldı ki yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesini dikkate alarak 5728 Sayılı Yasa ile özel yasalarda ayrıntılı düzenlemeler yapmasına rağmen 3167 Sayılı Yasada herhangi bir düzenleme yapmamıştır.
Ayrıca Adalet Bakanlığı’nın http://www.kgm.adalet.gov.tr/basbakanlik/cekkanunu.pdf adresinde bulunan ve Çek Kanunu Tasarısı Taslağı olarak Başbakanlığa gönderilen metnin 5/1 madde ve fıkrasında “Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adlî paracezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adlî para cezası, çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamaz.” düzenlemesinin bulunduğu, bu düzenleme dikkate alındığında yasama organının büyük çoğunluğunu oluşturan yürütmeyi (hükümeti ) temsilen Adalet Bakanlığının da itirazı reddeden mahkeme ve red kararında belirtilen Yargıtay Dairesinin inancına aykırı olarak çek kanununda verilecek adli para cezasının gün para sistemine uygun olması gerektiğini öngördüğü, bu durum karşısında subjektif değerlendirme niteliğinde olan “çekin ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil etmesi” bu nedenle 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesindeki düzenlemenin değiştirilmediği yani ayrık tutulduğu (temel düzenlemeden istisna edildiği) yönündeki değerlendirmenin mevcut yasal durum karşısında yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
Yasa koyucunun atlama yaptığı, bir konuyu unuttuğu kabul edilemeyeceğine ve yukarıda da değinildiği gibi bu konuda değişiklik yapmak için Başbakanlığa kanun tasarısı taslağıda sevk edildiğine göre yürütmenin, (hükümetin ) ve yasa koyucunun (TBMM’nin) muradının 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesi ile düzenlenen ceza kuralının ortadan kalkması ve yeni yasal düzenleme yapılana kadar bu ceza hükmünün uygulanamaz olmasını sağlamak olduğu kabul edilmelidir. Çünkü ceza kuralları uygulanmak amacı ile konulur. Uygulanamayan bir ceza kuralı kaldırılmış demektir. Uygulanamayacağı yasa ile düzenlenen, bu nedenle yasal olarak kaldırılma dışında yok hükmünde olan bir kurala göre ceza vermek gerek Anayasa’da yapılan temel haklar ile ilgili düzenlemelere, temel hak ve özgürlükleri içeren Uluslararası Sözleşme hükümlerine ve gerekse Türk Ceza Kanunun 2. maddesinde düzenlenen kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz, kanunlarda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz kuralına da aykırıdır.
Bu yasal durum karşısında hükümlünün, 31.12.2008 tarihinden itibaren zımni olarak yürürlükten kaldırılan ve yerine yeni hüküm konulmaması nedeni ile cezasız bırakılan karşılıksız çek keşide etmek eyleminden dolayı cezalandırıldığı, hükümlü müdafiinin yaptığı itirazın hukuka uygun olmayan mülahazalarla red edildiği, itirazın yasal ve yerinde olduğu anlaşılmakla, 5275 Sayılı Yasanın 101/3 madde ve fıkrasının verdiği yetkiye dayanarak ve hükümlünün telafisi mümkün olmayan zararlara uğramasını engellemek amacı ile 5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 maddesi gereğince mahkumiyet hükmünün yorumunda ve çektirilecek cezanın hesabında açıklanan nedenlerle duraksama olduğundan 3167 Sayılı Yasada yeni bir düzenleme yapılana ya da 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesinin açıkça yürürlükten kaldırılması anına kadar infazın ertelenmesine, yasa koyucunun yeni bir düzenleme yapması halinde hükümlünün durumunun yeniden mahkemesince ele alınarak değerlendirilmesi için itirazın kabülü ile hükümlüye Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 08.05.2008 tarih ve 2008/202 esas, 2008/323 karar sayılı ilamı ile verilen adli para cezasının infazının durdurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Hükümlü Abdullah Bekir vekilinin yapmış olduğu İTİRAZIN KABÜLÜNE, 2-Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.03.2009 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı EK KARARININ KALDIRILMASINA
3-Sanık hakkında Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 8.5.2008 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı ilamı ile verilen 4158 .- TL, adli para cezasının İNFAZININ DURDURULMASINA,
4-Kararın bir örneğinin gereğinin yerine getirilmesi için Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine,
Dosyanın Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesine iadesine, Karardan bir örneğin hükümlü vekiline TEBLİĞİNE , Dair; 5275 Sayılı Yasanın 101/3 ve CMK nun 271/4 madde ve fıkrası gereğince incelenen dosya üzerinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.27.03.2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/7 Geliş Tarihi: 05/01/2009 Mahkemesi: Köyceğiz Sulh Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2008/82 Mahkeme Karar No: 2008/141 Mahkeme Karar Tarihi: 15/05/2008
Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme
DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/133 Karar BOZMA Karar Tarihi 19/01/2009 Kapatma Tarihi 03/02/2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/9 Geliş Tarihi: 05/01/2009
Mahkemesi: Tarsus Ağır Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2008/903 Mahkeme Karar No: 2008/903 Mahkeme Karar Tarihi: 14/07/2008
Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/135 Karar BOZMA Karar Tarihi 19/01/2009 Kapatma Tarihi 03/02/2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/14 Geliş Tarihi: 12/01/2009
Mahkemesi: Korkuteli Asliye Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2005/153
Mahkeme Karar No: 2006/97 Mahkeme Karar Tarihi: 10/03/2006
Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/784 Karar BOZMA Karar Tarihi 26/01/2009 Kapatma Tarihi 12/02/2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/18 Geliş Tarihi: 12/01/2009
Mahkemesi: Malatya 4. Asliye Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2006/291
Mahkeme Karar No: 2007/539 Mahkeme Karar Tarihi: 17/07/2007 Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/787 Karar BOZMA Karar Tarihi 26/01/2009 Kapatma Tarihi 03/02/2009
SAYIN MİLLETVEKİLLERİM
Sayın
Milletvekilim
Karşılıksız çekten dolayı hapis cezası , kanayan bir yaradır ve Türk Hukuk Sistemi açısından bir yüz karasıdır! Kişi hak ve hürriyetlerine ve esasen mevcut Anayasamıza da aykırı olan bu uygulama 1 Ocak 2009 tarihi itibariyle yeni bir boyut kazanmıştır:
Konu ile ilgili mevcut hukuki durum aşağıda sadece iki ana husus bakımından özetlenmiştir. Uygulama yasasında verilen süre 31 Aralık 2008'de dolmuş ve bu tarihten itibaren karşılıksız çek suçları fiilen cezasız kalmıştır. Eğer hukuk devletiysek, bu suçtan dolayı, yeni bir yasal düzenleme yapılana kadar hiçbir mahkeme ceza veremez ve önceden verilmiş olan cezalar da hukuken yok hükmündedir.
Ne var ki yargı tereddüttedir ve 3 aydır çelişkili kararlar verilmektedir. Bazı mahkemeler ceza vermeye devam ederken kendisinden bir çözüm beklenen YARGITAY, bugüne kadar yerel mahkemelere emsal oluşturacak bir karar da vermemiştir. Bazı illerdeki Asliye Ceza Mahkemeleri ve en önemlisi Sakarya 1. Ağır Ceza Mahkemesi ise, cezaların infazını durdurmuş ve hükümlüler tahliye edilmeye başlanmıştır. Diğer taraftan karşılıksız çekten dolayı ceza almış olan binlerce kişi ise kanunsuz bir şekilde 3 ayı aşkın süredir cezaevlerinde tutulmaktadır.
Ekonomik suçtan dolayı hürriyeti bağlayıcı ceza verilmesinin gayri insani olduğu, mevcut düzenlemenin anayasaya aykırı olduğu konuları bir tarafa, ortada apaçık bir hukuksuzluk ve kaos vardır! Teknik bir konu değil, akl-ı selim sahibi herkesin kolayca anlayabileceği basit bir durum var ortada... Prof. Dr. Adem Sözüer ve daha birçok hukukçu aylardır konuyu anlatmaya çalışıyor ama maalesef hukuksuzluk devam ediyor.
Bu kaos hem adalet anlayışını zedeliyor, hem de apaçık bir ihlal niteliği taşıyor. Üç aydır haksız yere cezaevlerinde tutulan insanlar, bu durumu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine taşıdıklarında kesinlikle lehe bir karar çıkacak ve yüklü tazminatlar gündeme gelecektir. Zira Sakarya Ağır Ceza Mahkemesinin aynı konuda verdiği emsal kararlar var. Bu kararlar diğer mahkemeleri bağlayıcı olmasa da ceza hukukunun uygulanmasında yeknesaklık zedelenmiş ve kanun önünde eşitlik ilkesi bozulmuştur. Böyle bir netice, Meclisi ve hükumeti zor durumda bırakacağı gibi, uluslararası hukuk çevrelerinde ve kamuoyu nezdinde yargı organlarının saygınlığını da zedeleyici sonuçlar doğurabilecektir. Meclisin ve hükumetin bir an önce bu çarpık duruma el koyması ve hukuksuzluğu sona erdirmesi gerekiyor.
Yeni yasada adli para cezası ve dolayısıyla hapis cezası devam edecek olsa da, çıkacak kanuna eklenecek bir geçici madde ile, 1 Ocak 2009 tarihi ile kanunun çıktığı tarihe kadar oluşmuş bulunan yasal boşluk sebebiyle cezasız kalmış olan karşılıksız çek suçundan dolayı verilen cezaların kaldırılması sağlanabilir. Böylece hem yargının tereddütleri izale edilmiş olur, bozulan yeknesaklık ve eşitlik ilkesi de nispeten telafi edilebilir.
Ortada kamu vicdanını rahatsız eden, toplumsal barışı zedeleyen ve adalet duygusunu inciten çok vahim bir tablo vardır ve süratle çözüm beklenmektedir.
Sessiz sedasız onbinlerce insan ve aile, Yüce Meclisten hukuk devleti esasına uygun bir çözüm beklemektedir.
HUKUKİ DURUMUN ÖZETİ
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 5 inci maddesi “Özel kanunlarla ilişki” başlığını taşımaktadır. Bu maddeye göre, “Bu Kanun’un genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren özel kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır.” Bu kanunun yayınlanmasını müteakip 3167 sayılı Çek Yasasının da içinde bulunduğu “ceza içeren özel kanunlar”da gerekli değişiklik ve uyumların yapılabilmesi için 5nci maddenin uygulanması 31.12.2008 tarihine ertelenmiştir. Ancak 31.12.2008 tarihine kadar, diğer birçok özel kanunda değişiklik yapılmış olmasına rağmen Çek Kanununda gerekli değişiklikler yapılmadığından, artık 01.01.2009 tarihi itibariyle 3167 Sayılı Yasanın ceza içeren ve TCK Genel Hükümlerine aykırılık teşkil eden maddeleri zımnen yürürlükten kaldırılmış bulunmaktadır. Nitekim, 31.12.2008 tarihine dek, ceza hükmü getiren diğer özel kanunlardan olan 3167 Sayılı Çek Kanununun cezai hükümleri, TCK’nun genel hükümlerine aykırı olsa da uygulanabilmekteydi.
Aykırılıklar nerededir?
1. TCK m. 21 bakımından : 3167 SK. m. 16/1’de karşılıksız çek keşide etme suçu, “şekli suç” niteliğinde düzenlenmiştir. Ancak, TCK ’nın genel hükümleri (m. 21) uyarınca, bir suçun oluşumu kastın varlığına bağlıdır. Kast “doğrudan”(m. 21/1) veya “olası kast” (m. 21/2) olabilir. Bu nedenle, bir kişinin karşılıksız çek nedeniyle cezalandırılabilmesi için, bu kişinin çeki keşide ederken, çekin karşılıksız kalacağı kastıyla hareket etmiş olması gerekmektedir. Başka bir deyişle, bunu bilmeli ve istemelidir. Dolayısıyla, yapılan yargılamada, artık kastın varlığı mutlak olarak araştırılmalı ve bunun sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır. Şayet olayda kast yoksa TCK m. 21/2’ye göre, somut olayda karşılıksız çek keşide eden kişide “olası kast”ın varlığı da ayrıca değerlendirilerek, maddede öngörülen ceza indirimleri uygulanmalıdır. 5252 Sayılı Kanunun kabulü ve uygulanması ile, hukukumuzda bugüne kadar zaten tartışmalı olan “objektif sorumluluk” esası terkedilmiş ve “kusursuz ceza olmaz” esası tamamen geçerli kılınmıştır. Şu halde, karşılıksız çek suçlarında, 1.1.2009 tarihine kadar “objektif sorumluluk” esasına göre verilmiş olan cezalar geçerliliğini yitirmiş bulunmaktadır. Artık suçun manevi unsuru olarak “kast” aranmalıdır. Aksi bir uygulama “kanunsuz suç ve ceza olamaz” esasına açık bir aykırılık teşkil edecektir.
2. TCK m. 52 bakımından Çek Kanunu’na göre, karşılıksız çek keşide etme suçunun cezası, çek bedeli tutarı kadar “adli para cezası” olarak belirlenmekteydi. Ancak, 1.1.2009 tarihinden itibaren TCK’nın adli para cezalarına ilişkin 52. maddesi uygulama alanı bulacağından, ceza miktarının ve niteliğinin belirlenmesi değişmiş bulunmaktadır.
TCK 52. maddenin uygulanmaya başlaması ile Çek yasasındaki çek bedeline bağlı adli para cezası uygulaması son bulmuştur. Adli para cezasının miktarının tespiti artık, sadece gün/para esasına göre yapılabilecektir. 3167 Sayılı Çek Kanunu’nun uygulamasında, ceza, karşılıksız çıkan çek miktarına göre belirlenmekteyken, TCK’nın 52. maddesinin uygulanmasıyla, öncelikle tamgün hesabının yapılması ve bir güne karşılık gelen parasal miktarın belirlenmesi üzerine karar verilmesi gerekmektedir. TCK m. 61/8 hükmüne göre, adli para cezası, belirlenen sonuç gün ile kişinin bir gün karşılığı ödeyebileceği miktarın çarpılması suretiyle bulunacaktır. Bu itibarla, yargılama sonucunda verilecek adli para cezasının tayini usulü de tümden değişmektedir. Nitekim hazırlanan yeni Çek Kanunu tasarısında da "Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adlî para cezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adlî para cezası, çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamaz." Denilmek suretiyle adli para cezasının tayininde Yeni TCK’na uygun olarak gün/para sisteminin getirildiği görülmektedir.
Bu değerlendirmeler ışığı altında bugüne kadar 3167 Sayılı Kanuna göre verilen çek cezaları, 01.01.2009 tarihinde yürürlüğe girmiş bulunan TCK 5nci maddesi uyarınca , aynı kanunun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırılık teşkil etmektedir ve sanık/hükümlü lehine olan yeni hükümler uygulanarak bugüne kadar verilmiş olan cezaların infazı durdrulmalıdır.
Uygulanamayacağı yasa ile düzenlenen, bu nedenle yasal olarak yok hükmünde olan bir kurala göre ceza vermek, gerek Anayasa'da yapılan temel haklar ile ilgili düzenlemelere, temel hak ve özgürlükleri içeren Uluslararası Sözleşme hükümlerine ve gerekse Türk Ceza Kanunun 2. maddesinde düzenlenen kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz, kanunlarda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz kuralına da aykırıdır.
BU AŞAGILIK YAZILARA MÜSADEE ETMEYECEGİMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMM...........................................................................KARŞILIKSIZ ÇEKE HAPİS İNSANLIK ONURUNA AYKIRI İSE BU YAZILAR İNSANLIK ONURUNAAA UYGUNMUUUU?????
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:.
Konu ile ilgili yasal durum incelendiğinde;.
1-3167 Sayılı Yasanın 16. maddesinde :.
(1) Üzerinde yazılı keşide tarihinden önce veya ibraz süresi içinde 4 üncü madde uyarınca ibraz edildiğinde, yeterli karşılığı bulunmaması nedeniyle kısmen de olsa ödenmeyen çeki keşide eden hesap sahipleri veya yetkili temsilcileri, kanunların ayrıca suç saydığı haller saklı kalmak üzere, çek bedeli tutarı kadar ağır para cezasıyla cezalandırılırlar. Ancak verilecek para cezası seksenmilyar liradan fazla olamaz. Bu miktar, 01/03/1926 tarihli ve 765 sayılı Türk Ceza Kanununun ek 2 nci maddesine göre her yıl artırılır. Bu suçtan mükerrirlere, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir..
2 – 5237 Sayılı TCK nun 2/1-3 madde ve fıkralarında ; (1) “Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz.”.
(3) Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz. 3- 5237 Sayılı TCK nun 5/1 madde ve fıkralarında :.
“Bu Kanunun genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır. “.
4-5237 Sayılı TCK nun 52/1-2-3 Madde ve fıkralarında; (1) Adlî para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hâllerde yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir..
(2) En az yirmi ve en fazla yüz Türk Lirası olan bir gün karşılığı adlî para cezasının miktarı, kişinin ekonomik ve diğer şahsî hâlleri göz önünde bulundurularak takdir edilir. (3) Kararda, adlî para cezasının belirlenmesinde esas alınan tam gün sayısı ile bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ayrı ayrı gösterilir. “.
5-5252 Sayılı Yasanın 5349 Sayılı Yasanın 6. Maddesi ile değişik Geçici 1. Maddesinde: (1) Diğer kanunların, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31 Aralık 2008 tarihine kadar uygulanır..
6-5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 madde ve fıkrasında:.
(1) Mahkûmiyet hükmünün yorumunda veya çektirilecek cezanın hesabında duraksama olursa, cezanın kısmen veya tamamen yerine getirilip getirilemeyeceği ileri sürülür ya da sonradan yürürlüğe giren kanun, hükümlünün lehinde olursa, duraksamanın giderilmesi veya yerine getirilecek cezanın belirlenmesi için hükmü veren mahkemeden karar istenir. (3) Yukarıdaki fıkralar uyarınca yapılan başvurular cezanın infazını ertelemez. Ancak, mahkeme olayın özelliğine göre infazın ertelenmesine veya durdurulmasına karar verebilir. 7- 5275 Sayılı Yasanın 101/1-3 Madde ve fıkrasında:.
(1) Cezanın infazı sırasında, 98 ilâ 100 üncü maddeler gereğince mahkemeden alınması gereken kararlar duruşma yapılmaksızın verilir. Karar verilmeden önce Cumhuriyet savcısı ve hükümlünün görüşlerini yazılı olarak bildirmeleri istenebilir..
(3)Bölge adliye mahkemesi veya Yargıtaydan başka mahkemeler tarafından verilmiş olan bu kararlara karşı itiraz yoluna gidilebilir.” hükümleri bulunmaktadır..
Ayrıca TBMM tarafından 5728 Sayılı Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlar ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile düzenleme yapıldığı ve bu kanunun yürürlükte olduğu ancak yapılan bu düzenlemeler içerisinde 3167 Sayılı Yasanın 16. Maddesi ile ilgili bir düzenlemenin bulunmadığı da ortadadır..
Kararına itiraz edilen mahkemenin itiraz edilen kararında; 5252 Sayılı Kanunun geçici 1. Maddesinde 5560 Sayılı Kanunla yapılan değişiklik üzerine belirlenen 31.12.2008 gününe değin, diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümlerinin düzeltilmesinin öngörüldüğü halde bu kapsamdan olarak yasa koyucu tarafından 5728 Sayılı “Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”u va’zettiği, dolayısıyla da uyumlaştırılması murat olunan diğer kanunların bu kapsamda yeniden düzenlenildiği., ancak bu çerçevede 3167 Sayılı Kanun hükümlerinin ayrık tutulduğu, bunun ise tamamen mevzuatın “Özel” niteliğinden kaynaklandığı, hal böyle olunca da Yargıtay Yüksek Dairesi’nin pek çok uygulamalarında da “özel yasa ” niteliğinden dolayı pek çok uygulanabilir (önödeme-uzlaşma…gibi) hukuk müessesesinden ayrık değerlendirildiği nazara alındığında, ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil eden çeklerden dolayı tayin olunacak ceza hükmünde de “çek bedeli kadar adli para cezası” olmasında hukuken aykırı bir durum görülmediğinden” sanık vekilinin talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır..
Yürürlükte olan yasal durum incelendiğinde; TCK nun 5/1 maddesinde bu kanunun genel hükümlerinin özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanacağı belirtilerek ceza hukukunda yeknesaklık sağlanmak istenmiştir. Bu amaçla 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesine; diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemesine aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31.12.2008 tarihine kadar uygulanır hükmü konulmuş ve bu süre yeniden uzatılmamıştır..
Yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. Madde hükmünü dikkate alarak ” Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” adı altında 580 maddeden oluşan 5728 Sayılı Yasayı çıkartmış ve bu yasa yürürlüğe girmiştir..
Buradan da anlaşıldığı üzere yasa koyucunun amacı TCK nun genel hükümlerinin bütün özel yasalarda ve ceza hükmü içeren yasalarda uygulanmasını sağlamaktır. 5237 Sayılı TCK nun 52. maddesi dikkate alındığında adli para cezasının tanımının yapıldığı görülmektedir. Buna göre adli para cezası , beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmadığı hallerde 730 günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması sureti ile hesaplanan meblağın hükümlü tarafından devlet hazinesine ödenmesinden ibarettir.
Bu maddenin 1. fıkrasında bulunan “kanunda aksine hüküm bulunmayan haller” tanımının adli para cezası gün sayısının bu genel düzenlemeye aykırı olarak 730 günün altında veya üstünde düzenlenecebileceği ve bu düzenlemenin de geçerli olduğu anlamındadır. Buradan da anlaşıldığı üzere TCK genel hükümlerinde gün adli para cezası sistemi benimsenmiştir. 3167 Sayılı yasanın 16. maddesi değerlendirildiğinde; “….. çek bedeli tutarı kadar ağır para cezası (adli para cezası) ile cezalandırılırlar . Ancak verilecek para cezası 80 milyar liradan fazla olamaz. ” hükmünün bulunduğu, bu düzenlemenin gün para cezası içermemesi nedeni ile TCK nun 52/1 maddesine uygun olmadığı ortadadır..
Yasa koyucunun 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesinde sözünü ettiği diğer kanunlar içerisinde 3167 Sayılı Yasanın da olduğu hususunda tereddüt yoktur. Buna göre 3167 Sayılı Yasada bulunan ve 5237 Sayılı TCK nun 1.Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümler 31.12.2008 tarihine kadar uygulanabilecektir. Bu düzenlemenin mevhumu muhalifinden 3167 Sayılı (özel) Kanunun TCK nun 1. kitabının 52. maddesinde düzenlenen gün para sistemine aykırı olan ceza kuralının 31.12.2008 tarihinden sonra uygulanmayacağı 5252 Sayıl Yasanın geçici 1. Maddesinin emredici hükmüdür. Kaldı ki yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesini dikkate alarak 5728 Sayılı Yasa ile özel yasalarda ayrıntılı düzenlemeler yapmasına rağmen 3167 Sayılı Yasada herhangi bir düzenleme yapmamıştır..
Ayrıca Adalet Bakanlığı’nın http://www.kgm.adalet.gov.tr/basbakanlik/cekkanunu.pdf adresinde bulunan ve Çek Kanunu Tasarısı Taslağı olarak Başbakanlığa gönderilen metnin 5/1 madde ve fıkrasında “Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adlî paracezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adlî para cezası, çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamaz.” düzenlemesinin bulunduğu, bu düzenleme dikkate alındığında yasama organının büyük çoğunluğunu oluşturan yürütmeyi (hükümeti ) temsilen Adalet Bakanlığının da itirazı reddeden mahkeme ve red kararında belirtilen Yargıtay Dairesinin inancına aykırı olarak çek kanununda verilecek adli para cezasının gün para sistemine uygun olması gerektiğini öngördüğü, bu durum karşısında subjektif değerlendirme niteliğinde olan “çekin ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil etmesi” bu nedenle 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesindeki düzenlemenin değiştirilmediği yani ayrık tutulduğu (temel düzenlemeden istisna edildiği) yönündeki değerlendirmenin mevcut yasal durum karşısında yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır..
Yasa koyucunun atlama yaptığı, bir konuyu unuttuğu kabul edilemeyeceğine ve yukarıda da değinildiği gibi bu konuda değişiklik yapmak için Başbakanlığa kanun tasarısı taslağıda sevk edildiğine göre yürütmenin, (hükümetin ) ve yasa koyucunun (TBMM’nin) muradının 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesi ile düzenlenen ceza kuralının ortadan kalkması ve yeni yasal düzenleme yapılana kadar bu ceza hükmünün uygulanamaz olmasını sağlamak olduğu kabul edilmelidir. Çünkü ceza kuralları uygulanmak amacı ile konulur. Uygulanamayan bir ceza kuralı kaldırılmış demektir. Uygulanamayacağı yasa ile düzenlenen, bu nedenle yasal olarak kaldırılma dışında yok hükmünde olan bir kurala göre ceza vermek gerek Anayasa’da yapılan temel haklar ile ilgili düzenlemelere, temel hak ve özgürlükleri içeren Uluslararası Sözleşme hükümlerine ve gerekse Türk Ceza Kanunun 2. maddesinde düzenlenen kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz, kanunlarda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz kuralına da aykırıdır..
Bu yasal durum karşısında hükümlünün, 31.12.2008 tarihinden itibaren zımni olarak yürürlükten kaldırılan ve yerine yeni hüküm konulmaması nedeni ile cezasız bırakılan karşılıksız çek keşide etmek eyleminden dolayı cezalandırıldığı, hükümlü müdafiinin yaptığı itirazın hukuka uygun olmayan mülahazalarla red edildiği, itirazın yasal ve yerinde olduğu anlaşılmakla, 5275 Sayılı Yasanın 101/3 madde ve fıkrasının verdiği yetkiye dayanarak ve hükümlünün telafisi mümkün olmayan zararlara uğramasını engellemek amacı ile 5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 maddesi gereğince mahkumiyet hükmünün yorumunda ve çektirilecek cezanın hesabında açıklanan nedenlerle duraksama olduğundan 3167 Sayılı Yasada yeni bir düzenleme yapılana ya da 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesinin açıkça yürürlükten kaldırılması anına kadar infazın ertelenmesine, yasa koyucunun yeni bir düzenleme yapması halinde hükümlünün durumunun yeniden mahkemesince ele alınarak değerlendirilmesi için itirazın kabülü ile hükümlüye Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 31.07.2007 tarih ve 2007/299 esas 2007/590 karar sayılı ilamı ile verilen adli para cezasının infazının durdurulmasına karar vermek gerekmiştir..
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;.
1-Hükümlü H.S.S. müdafiinin yapmış olduğu İTİRAZIN KABÜLÜNE, 2-Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 04.02.2009 tarih ve 2007/299 esas 2007/590 karar sayılı EK KARARININ KALDIRILMASINA.
3-Sanık hakkında Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 31.07.2007 tarih ve 2007/299 esas 2007/590 karar sayılı ilamı ile verilen 26000TL adli para cezasının İNFAZININ DURDURULMASINA,.
4-Kararın bir örneğinin gereğinin yerine getirilmesi için Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine,.
Dosyanın Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesine iadesine, Karardan bir örneğin hükümlü vekiline TEBLİĞİNE ,.
Dair; 5275 Sayılı Yasanın 101/3 ve CMK nun 271/4 madde ve fıkrası gereğince incelenen dosya üzerinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi..16.03.2009..
.
.
.
SARAYKÖY ASLİYE CEZA MAHKEMEİ DOSYA NO :2007/176 KARAR NO :2007/201
HAKİM : GÜLPERİ GÜNEŞ 32147 C.SAVCISI : HÜSEYİN HÜR 107696 KATİP : MURAT AYRAL 97009
SANIK : A. G. K. SUÇ : KARŞILIKSIZ ÇEK KEŞİDE ETME SUÇ TARIHİ : 19/02/2007 ASIL KARAR TARİHİ : 25/09/2007 EK KARAR TARİHİ : 28/01/2009
HÜKÜMLÜ AHMET GÜRKAN ………KAN IN 21/01/2009 ARİHLİ İNFAZIN DURDURULMASINA İLİKİN DİLEKÇESİ C. SAVCISININ YAZILI GÖRÜŞÜ ALINARAKİNCELENDİ.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLÜ:
HÜKÜMLÜ AHMET GÜRKAN …..KAN HAKKINDA MAHKEMEMİZİN 25/09/2009 TARİH 2007/176-201 ESAS E KARAR SAYILI KARARI İLE KARŞILIKSIZ ÇEK KEŞİDE ETMEK SUÇUNDAN DAYI 60.000 TL ADLİ PARA CEZASI İL CEZALANDIRILMASIA KARAR VERİLDİĞİ, KARARIN 20/11/2007 TARİHİNDE KESİNLEŞEREK İNFAZA VERİLDİĞİ HÜKÜMLÜĞÜN ADLİ PARA CEZASNI ÖDEMEMESİ ÜZERİNE SARAYKÖY C.BAŞSAVCILIĞININ 29/01/2008 GÜNLÜ KARARI İLE HÜKÜMLÜYE VERİE ADLİ PARA CEZASININ 600 GÜN HAPİS CEZASINA ÇEVRİLDİĞİ VE 28/02/2008 TARİHİNDE İNFAZA BAŞLANDIĞI HÜKÜMLÜNÜN HALEN B CEZASINI İNFAZ TTİĞİ 5252 SAYILI ÜÇK NIN YÜÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDAKİ KANUNUN GEÇİCİ 1.MADDESİDE BELİRTİLEN DİĞEN KANUNLARIN TCK NIN GEEL HÜKÜMLERİNE AKRI OLAN MADDELERİNİN UYGULANMASINA DEVAM EDİLECEĞİNE İLİŞKİN HÜKMÜN 31/12/2008 TARİHİ İTİBARİYLE YÜRÜRÜKTE KALKTIĞI YASA KOYUCU TARAFINDAN 5728 SAYILI YASA İLE BİR ÇOK ÖZEL YASDAKİ CEZA HÜKÜMLERİ 5237 SAYILI YASAYA UYGUN HALE GETİRİLMESİNE RAĞMEN 3167 SAYILI YASA YÖNÜNDEN 31/12/2008 TARİHİNE KADAR HER HANGİ BİR DÜZENLEME YAPILMADIĞI 5252 SAYILI TCK NIN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KARARIN MADDESİ 5237 SAYILI TCK 45/1 52/1 MADELERİ İLE BİRLİKTE DEĞERLENDİRLDİĞİNDE BU GENEL URALIN BÜTÜN ÖZEL YASALARI BAĞLAYACĞI ÖZEL YASALARDAKİ AYKIRI HÜKÜMLRİN 31/12/2008 TARİHİNE KADAR UYGUNABİLECEĞİ BU TARİHE KADAR ÖZEL YASALARIN 5257 SAYILI TCK NIN GEEL KÜMLERİNE UYARLANMASININ ZORUNLU BULUNDUĞU ANCA 3167 SAYILI YASA AÇISINDAN HALEN BU UYARLAMANIN YAPILMAMIQŞ OLDUĞU ANLAŞILMAKLA HÜKÜMLÜNÜN MAĞDURİYETNE NEDE ALMAMAK AÇISINDAN 527 SAYILI ASANIN 98. MADDESİ UYARINCA İNFAZIN DURDURULMASINA KARAR VERMEKGEREKMİŞTİR. HÜKÜM YUKARIDA AÇIKLANAN NEDENLERLE
HÜKÜMLÜ AHMET GÜRKAN ……KAN HAKKINDA MAHKEMEMİZİN 25/09/207 TARİH 2007/176-201 ESAS VE KARAR SAYILI İLAMI İLE VERİLEN 60.000 TL ADLİ PARA CEZASINA İLİŞKİN İNFAZIN DURDURULMASINA.
HÜKÜMLÜNÜN BAŞKA BİR SUÇTAN TUTUKLU VEY HÜKÜMLÜ ULUNMAASI HALİNDE SALIVERİLMESİNE
KARARIN C.SAVCILIĞI ARACILIĞIYLA HÜKÜMLÜYE TEBLİĞİ DAİR, DOSYA ÜZERİNDEYAPILAN İNCELEMESONUCUNDA İSTEME UYGUN V TEBLİĞ TARİHİNDEN İTAREN 7 GÜN İÇİNDE DENİZLİ NBETÇİ AĞIR CEZA MAHKEMESİNE İTİRAZ YOLU AÇIK OLMAK ÜZERERKARAR VERİLDİ
Sakarya Ağır Ceza Mahkemesi, Karşılıksız Çek Beraat Kararı
BAŞKAN : ABDÜLKADİR YAVUZ ÜYE : BURHANETTİN ESENKAR ÜYE : CEVDET BAK
KATİP : BEHİYE AYDINHükümlü A.B. vekili Av. Levent S. tarafından Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.03.2009 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı ek kararı ile hükümlü vekilinin talebinin reddine ve mahkemelerinin 28.5.2008 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı ilamının değiştirilmesine ve infazın durdurulmasına yer olmadığına ve infazın devamına dair kararına dosya içeriğine göre süresi içerisinde; müvekkilinin 3167 Sayılı Kanuna Muhalefet nedeni ile para cezasına mahkum edildiği, 5275 Sayılı Yasanın 98. maddesi uyarınca yaptıkları başvurunun reddedildiği, bu kararın 5237 Sayılı TCK nun 5, 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesi, 3167 Sayılı Yasanın 16. maddesi ayrıca TCK 20.43.52,53,60,61 maddelerinde yer alan düzenlemelere aykırı olduğu, 31.11.2008 tarihi itibari ile karşılıksız çek keşide etmek eyleminin suç olmaktan çıktığı, böylece suçta ve cezada kanunilik ilkesi uyarınca hükümlü hakkında verilen cezanın yasal dayanağının kalmadığı iddiası ile Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından 24.03.2009 tarihinde infazın devamına ilişkin ek kararın itiraz incelemesi ile kaldırılmasını ve hakkında tayin edilen cezanın bütün sonuçları ile ortadan kaldırılmasını ve tahliyesini istemiştir.
İddia makamının mütalaası alındı, dosya incelendi
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Konu ile ilgili yasal durum incelendiğinde;
1-3167 Sayılı Yasanın 16. maddesinde : (1) Üzerinde yazılı keşide tarihinden önce veya ibraz süresi içinde 4 üncü madde uyarınca ibraz edildiğinde, yeterli karşılığı bulunmaması nedeniyle kısmen de olsa ödenmeyen çeki keşide eden hesap sahipleri veya yetkili temsilcileri, kanunların ayrıca suç saydığı haller saklı kalmak üzere, çek bedeli tutarı kadar ağır para cezasıyla cezalandırılırlar. Ancak verilecek para cezası seksenmilyar liradan fazla olamaz. Bu miktar, 01/03/1926 tarihli ve 765 sayılı Türk Ceza Kanununun ek 2 nci maddesine göre her yıl artırılır. Bu suçtan mükerrirlere, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.
2 – 5237 Sayılı TCK nun 2/1-3 madde ve fıkralarında ; (1) “Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz.”
(3) Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz.
3- 5237 Sayılı TCK nun 5/1 madde ve fıkralarında : “Bu Kanunun genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır. “
4-5237 Sayılı TCK nun 52/1-2-3 Madde ve fıkralarında; (1) Adlî para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hâllerde yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir.
(2) En az yirmi ve en fazla yüz Türk Lirası olan bir gün karşılığı adlî para cezasının miktarı, kişinin ekonomik ve diğer şahsî hâlleri göz önünde bulundurularak takdir edilir. (3) Kararda, adlî para cezasının belirlenmesinde esas alınan tam gün sayısı ile bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ayrı ayrı gösterilir. “
5-5252 Sayılı Yasanın 5349 Sayılı Yasanın 6. Maddesi ile değişik Geçici 1. Maddesinde: (1) Diğer kanunların, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31 Aralık 2008 tarihine kadar uygulanır.
6-5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 madde ve fıkrasında: (1) Mahkûmiyet hükmünün yorumunda veya çektirilecek cezanın hesabında duraksama olursa, cezanın kısmen veya tamamen yerine getirilip getirilemeyeceği ileri sürülür ya da sonradan yürürlüğe giren kanun, hükümlünün lehinde olursa, duraksamanın giderilmesi veya yerine getirilecek cezanın belirlenmesi için hükmü veren mahkemeden karar istenir. (3) Yukarıdaki fıkralar uyarınca yapılan başvurular cezanın infazını ertelemez. Ancak, mahkeme olayın özelliğine göre infazın ertelenmesine veya durdurulmasına karar verebilir.
7- 5275 Sayılı Yasanın 101/1-3 Madde ve fıkrasında: (1) Cezanın infazı sırasında, 98 ilâ 100 üncü maddeler gereğince mahkemeden alınması gereken kararlar duruşma yapılmaksızın verilir. Karar verilmeden önce Cumhuriyet savcısı ve hükümlünün görüşlerini yazılı olarak bildirmeleri istenebilir. “http://karsiliksizcek.wordpress.com/”
(3)Bölge adliye mahkemesi veya Yargıtaydan başka mahkemeler tarafından verilmiş olan bu kararlara karşı itiraz yoluna gidilebilir.” hükümleri bulunmaktadır.
Ayrıca TBMM tarafından 5728 Sayılı Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlar ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile düzenleme yapıldığı ve bu kanunun yürürlükte olduğu ancak yapılan bu düzenlemeler içerisinde 3167 Sayılı Yasanın 16. Maddesi ile ilgili bir düzenlemenin bulunmadığı da ortadadır.
Kararına itiraz edilen mahkemenin itiraz edilen kararında; 5252 Sayılı Kanunun geçici 1. Maddesinde 5560 Sayılı Kanunla yapılan değişiklik üzerine belirlenen 31.12.2008 gününe değin, diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümlerinin düzeltilmesinin öngörüldüğü halde bu kapsamdan olarak yasa koyucu tarafından 5728 Sayılı “Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”u va’zettiği, dolayısıyla da uyumlaştırılması murat olunan diğer kanunların bu kapsamda yeniden düzenlenildiği., ancak bu çerçevede 3167 Sayılı Kanun hükümlerinin ayrık tutulduğu, bunun ise tamamen mevzuatın “Özel” niteliğinden kaynaklandığı, hal böyle olunca da Yargıtay Yüksek Dairesi’nin pek çok uygulamalarında da “özel yasa ” niteliğinden dolayı pek çok uygulanabilir (önödeme-uzlaşma…gibi) hukuk müessesesinden ayrık değerlendirildiği nazara alındığında, ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil eden çeklerden dolayı tayin olunacak ceza hükmünde de “çek bedeli kadar adli para cezası” olmasında hukuken aykırı bir durum görülmediğinden” sanık vekilinin talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Yürürlükte olan yasal durum incelendiğinde; TCK nun 5/1 maddesinde bu kanunun genel hükümlerinin özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanacağı belirtilerek ceza hukukunda yeknesaklık sağlanmak istenmiştir.
Bu amaçla 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesine; diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemesine aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31.12.2008 tarihine kadar uygulanır hükmü konulmuş ve bu süre yeniden uzatılmamıştır.
Yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. Madde hükmünü dikkate alarak ” Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” adı altında 580 maddeden oluşan 5728 Sayılı Yasayı çıkartmış ve bu yasa yürürlüğe girmiştir.
Buradan da anlaşıldığı üzere yasa koyucunun amacı TCK nun genel hükümlerinin bütün özel yasalarda ve ceza hükmü içeren yasalarda uygulanmasını sağlamaktır.
5237 Sayılı TCK nun 52. maddesi dikkate alındığında adli para cezasının tanımının yapıldığı görülmektedir. Buna göre adli para cezası , beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmadığı hallerde 730 günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması sureti ile hesaplanan meblağın hükümlü tarafından devlet hazinesine ödenmesinden ibarettir
Bu maddenin 1. fıkrasında bulunan “kanunda aksine hüküm bulunmayan haller” tanımının adli para cezası gün sayısının bu genel düzenlemeye aykırı olarak 730 günün altında veya üstünde düzenlenebileceği ve bu düzenlemenin de geçerli olduğu anlamındadır. Buradan da anlaşıldığı üzere TCK genel hükümlerinde gün adli para cezası sistemi benimsenmiştir. 3167 Sayılı yasanın 16. maddesi değerlendirildiğinde; “….. çek bedeli tutarı kadar ağır para cezası (adli para cezası) ile cezalandırılırlar . Ancak verilecek para cezası 80 milyar liradan fazla olamaz. ” hükmünün bulunduğu, bu düzenlemenin gün para cezası içermemesi nedeni ile TCK nun 52/1 maddesine uygun olmadığı ortadadır.
Yasa koyucunun 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesinde sözünü ettiği diğer kanunlar içerisinde 3167 Sayılı Yasanın da olduğu hususunda tereddüt yoktur. Buna göre 3167 Sayılı Yasada bulunan ve 5237 Sayılı TCK nun 1.Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümler 31.12.2008 tarihine kadar uygulanabilecektir. Bu düzenlemenin mevhumu muhalifinden 3167 Sayılı (özel) Kanunun TCK nun 1. kitabının 52. maddesinde düzenlenen gün para sistemine aykırı olan ceza kuralının 31.12.2008 tarihinden sonra uygulanmayacağı 5252 Sayıl Yasanın geçici 1. Maddesinin emredici hükmüdür. Kaldı ki yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesini dikkate alarak 5728 Sayılı Yasa ile özel yasalarda ayrıntılı düzenlemeler yapmasına rağmen 3167 Sayılı Yasada herhangi bir düzenleme yapmamıştır.
Ayrıca Adalet Bakanlığı’nın http://www.kgm.adalet.gov.tr/basbakanlik/cekkanunu.pdf adresinde bulunan ve Çek Kanunu Tasarısı Taslağı olarak Başbakanlığa gönderilen metnin 5/1 madde ve fıkrasında “Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adlî paracezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adlî para cezası, çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamaz.” düzenlemesinin bulunduğu, bu düzenleme dikkate alındığında yasama organının büyük çoğunluğunu oluşturan yürütmeyi (hükümeti ) temsilen Adalet Bakanlığının da itirazı reddeden mahkeme ve red kararında belirtilen Yargıtay Dairesinin inancına aykırı olarak çek kanununda verilecek adli para cezasının gün para sistemine uygun olması gerektiğini öngördüğü, bu durum karşısında subjektif değerlendirme niteliğinde olan “çekin ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil etmesi” bu nedenle 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesindeki düzenlemenin değiştirilmediği yani ayrık tutulduğu (temel düzenlemeden istisna edildiği) yönündeki değerlendirmenin mevcut yasal durum karşısında yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
Yasa koyucunun atlama yaptığı, bir konuyu unuttuğu kabul edilemeyeceğine ve yukarıda da değinildiği gibi bu konuda değişiklik yapmak için Başbakanlığa kanun tasarısı taslağıda sevk edildiğine göre yürütmenin, (hükümetin ) ve yasa koyucunun (TBMM’nin) muradının 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesi ile düzenlenen ceza kuralının ortadan kalkması ve yeni yasal düzenleme yapılana kadar bu ceza hükmünün uygulanamaz olmasını sağlamak olduğu kabul edilmelidir. Çünkü ceza kuralları uygulanmak amacı ile konulur. Uygulanamayan bir ceza kuralı kaldırılmış demektir. Uygulanamayacağı yasa ile düzenlenen, bu nedenle yasal olarak kaldırılma dışında yok hükmünde olan bir kurala göre ceza vermek gerek Anayasa’da yapılan temel haklar ile ilgili düzenlemelere, temel hak ve özgürlükleri içeren Uluslararası Sözleşme hükümlerine ve gerekse Türk Ceza Kanunun 2. maddesinde düzenlenen kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz, kanunlarda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz kuralına da aykırıdır.
Bu yasal durum karşısında hükümlünün, 31.12.2008 tarihinden itibaren zımni olarak yürürlükten kaldırılan ve yerine yeni hüküm konulmaması nedeni ile cezasız bırakılan karşılıksız çek keşide etmek eyleminden dolayı cezalandırıldığı, hükümlü müdafiinin yaptığı itirazın hukuka uygun olmayan mülahazalarla red edildiği, itirazın yasal ve yerinde olduğu anlaşılmakla, 5275 Sayılı Yasanın 101/3 madde ve fıkrasının verdiği yetkiye dayanarak ve hükümlünün telafisi mümkün olmayan zararlara uğramasını engellemek amacı ile 5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 maddesi gereğince mahkumiyet hükmünün yorumunda ve çektirilecek cezanın hesabında açıklanan nedenlerle duraksama olduğundan 3167 Sayılı Yasada yeni bir düzenleme yapılana ya da 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesinin açıkça yürürlükten kaldırılması anına kadar infazın ertelenmesine, yasa koyucunun yeni bir düzenleme yapması halinde hükümlünün durumunun yeniden mahkemesince ele alınarak değerlendirilmesi için itirazın kabülü ile hükümlüye Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 08.05.2008 tarih ve 2008/202 esas, 2008/323 karar sayılı ilamı ile verilen adli para cezasının infazının durdurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Hükümlü Abdullah Bekir vekilinin yapmış olduğu İTİRAZIN KABÜLÜNE, 2-Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.03.2009 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı EK KARARININ KALDIRILMASINA
3-Sanık hakkında Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 8.5.2008 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı ilamı ile verilen 4158 .- TL, adli para cezasının İNFAZININ DURDURULMASINA,
4-Kararın bir örneğinin gereğinin yerine getirilmesi için Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine,
Dosyanın Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesine iadesine, Karardan bir örneğin hükümlü vekiline TEBLİĞİNE , Dair; 5275 Sayılı Yasanın 101/3 ve CMK nun 271/4 madde ve fıkrası gereğince incelenen dosya üzerinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.27.03.2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/7 Geliş Tarihi: 05/01/2009 Mahkemesi: Köyceğiz Sulh Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2008/82 Mahkeme Karar No: 2008/141 Mahkeme Karar Tarihi: 15/05/2008
Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme
DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/133 Karar BOZMA Karar Tarihi 19/01/2009 Kapatma Tarihi 03/02/2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/9 Geliş Tarihi: 05/01/2009
Mahkemesi: Tarsus Ağır Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2008/903 Mahkeme Karar No: 2008/903 Mahkeme Karar Tarihi: 14/07/2008
Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/135 Karar BOZMA Karar Tarihi 19/01/2009 Kapatma Tarihi 03/02/2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/14 Geliş Tarihi: 12/01/2009
Mahkemesi: Korkuteli Asliye Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2005/153
Mahkeme Karar No: 2006/97 Mahkeme Karar Tarihi: 10/03/2006
Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/784 Karar BOZMA Karar Tarihi 26/01/2009 Kapatma Tarihi 12/02/2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/18 Geliş Tarihi: 12/01/2009
Mahkemesi: Malatya 4. Asliye Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2006/291
Mahkeme Karar No: 2007/539 Mahkeme Karar Tarihi: 17/07/2007 Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/787 Karar BOZMA Karar Tarihi 26/01/2009 Kapatma Tarihi 03/02/2009
SAYIN MİLLETVEKİLLERİM
Sayın
Milletvekilim
Karşılıksız çekten dolayı hapis cezası , kanayan bir yaradır ve Türk Hukuk Sistemi açısından bir yüz karasıdır! Kişi hak ve hürriyetlerine ve esasen mevcut Anayasamıza da aykırı olan bu uygulama 1 Ocak 2009 tarihi itibariyle yeni bir boyut kazanmıştır:
Konu ile ilgili mevcut hukuki durum aşağıda sadece iki ana husus bakımından özetlenmiştir. Uygulama yasasında verilen süre 31 Aralık 2008'de dolmuş ve bu tarihten itibaren karşılıksız çek suçları fiilen cezasız kalmıştır. Eğer hukuk devletiysek, bu suçtan dolayı, yeni bir yasal düzenleme yapılana kadar hiçbir mahkeme ceza veremez ve önceden verilmiş olan cezalar da hukuken yok hükmündedir.
Ne var ki yargı tereddüttedir ve 3 aydır çelişkili kararlar verilmektedir. Bazı mahkemeler ceza vermeye devam ederken kendisinden bir çözüm beklenen YARGITAY, bugüne kadar yerel mahkemelere emsal oluşturacak bir karar da vermemiştir. Bazı illerdeki Asliye Ceza Mahkemeleri ve en önemlisi Sakarya 1. Ağır Ceza Mahkemesi ise, cezaların infazını durdurmuş ve hükümlüler tahliye edilmeye başlanmıştır. Diğer taraftan karşılıksız çekten dolayı ceza almış olan binlerce kişi ise kanunsuz bir şekilde 3 ayı aşkın süredir cezaevlerinde tutulmaktadır.
Ekonomik suçtan dolayı hürriyeti bağlayıcı ceza verilmesinin gayri insani olduğu, mevcut düzenlemenin anayasaya aykırı olduğu konuları bir tarafa, ortada apaçık bir hukuksuzluk ve kaos vardır! Teknik bir konu değil, akl-ı selim sahibi herkesin kolayca anlayabileceği basit bir durum var ortada... Prof. Dr. Adem Sözüer ve daha birçok hukukçu aylardır konuyu anlatmaya çalışıyor ama maalesef hukuksuzluk devam ediyor.
Bu kaos hem adalet anlayışını zedeliyor, hem de apaçık bir ihlal niteliği taşıyor. Üç aydır haksız yere cezaevlerinde tutulan insanlar, bu durumu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine taşıdıklarında kesinlikle lehe bir karar çıkacak ve yüklü tazminatlar gündeme gelecektir. Zira Sakarya Ağır Ceza Mahkemesinin aynı konuda verdiği emsal kararlar var. Bu kararlar diğer mahkemeleri bağlayıcı olmasa da ceza hukukunun uygulanmasında yeknesaklık zedelenmiş ve kanun önünde eşitlik ilkesi bozulmuştur. Böyle bir netice, Meclisi ve hükumeti zor durumda bırakacağı gibi, uluslararası hukuk çevrelerinde ve kamuoyu nezdinde yargı organlarının saygınlığını da zedeleyici sonuçlar doğurabilecektir. Meclisin ve hükumetin bir an önce bu çarpık duruma el koyması ve hukuksuzluğu sona erdirmesi gerekiyor.
Yeni yasada adli para cezası ve dolayısıyla hapis cezası devam edecek olsa da, çıkacak kanuna eklenecek bir geçici madde ile, 1 Ocak 2009 tarihi ile kanunun çıktığı tarihe kadar oluşmuş bulunan yasal boşluk sebebiyle cezasız kalmış olan karşılıksız çek suçundan dolayı verilen cezaların kaldırılması sağlanabilir. Böylece hem yargının tereddütleri izale edilmiş olur, bozulan yeknesaklık ve eşitlik ilkesi de nispeten telafi edilebilir.
Ortada kamu vicdanını rahatsız eden, toplumsal barışı zedeleyen ve adalet duygusunu inciten çok vahim bir tablo vardır ve süratle çözüm beklenmektedir.
Sessiz sedasız onbinlerce insan ve aile, Yüce Meclisten hukuk devleti esasına uygun bir çözüm beklemektedir.
HUKUKİ DURUMUN ÖZETİ
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 5 inci maddesi “Özel kanunlarla ilişki” başlığını taşımaktadır. Bu maddeye göre, “Bu Kanun’un genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren özel kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır.” Bu kanunun yayınlanmasını müteakip 3167 sayılı Çek Yasasının da içinde bulunduğu “ceza içeren özel kanunlar”da gerekli değişiklik ve uyumların yapılabilmesi için 5nci maddenin uygulanması 31.12.2008 tarihine ertelenmiştir. Ancak 31.12.2008 tarihine kadar, diğer birçok özel kanunda değişiklik yapılmış olmasına rağmen Çek Kanununda gerekli değişiklikler yapılmadığından, artık 01.01.2009 tarihi itibariyle 3167 Sayılı Yasanın ceza içeren ve TCK Genel Hükümlerine aykırılık teşkil eden maddeleri zımnen yürürlükten kaldırılmış bulunmaktadır. Nitekim, 31.12.2008 tarihine dek, ceza hükmü getiren diğer özel kanunlardan olan 3167 Sayılı Çek Kanununun cezai hükümleri, TCK’nun genel hükümlerine aykırı olsa da uygulanabilmekteydi.
Aykırılıklar nerededir?
1. TCK m. 21 bakımından : 3167 SK. m. 16/1’de karşılıksız çek keşide etme suçu, “şekli suç” niteliğinde düzenlenmiştir. Ancak, TCK ’nın genel hükümleri (m. 21) uyarınca, bir suçun oluşumu kastın varlığına bağlıdır. Kast “doğrudan”(m. 21/1) veya “olası kast” (m. 21/2) olabilir. Bu nedenle, bir kişinin karşılıksız çek nedeniyle cezalandırılabilmesi için, bu kişinin çeki keşide ederken, çekin karşılıksız kalacağı kastıyla hareket etmiş olması gerekmektedir. Başka bir deyişle, bunu bilmeli ve istemelidir. Dolayısıyla, yapılan yargılamada, artık kastın varlığı mutlak olarak araştırılmalı ve bunun sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır. Şayet olayda kast yoksa TCK m. 21/2’ye göre, somut olayda karşılıksız çek keşide eden kişide “olası kast”ın varlığı da ayrıca değerlendirilerek, maddede öngörülen ceza indirimleri uygulanmalıdır. 5252 Sayılı Kanunun kabulü ve uygulanması ile, hukukumuzda bugüne kadar zaten tartışmalı olan “objektif sorumluluk” esası terkedilmiş ve “kusursuz ceza olmaz” esası tamamen geçerli kılınmıştır. Şu halde, karşılıksız çek suçlarında, 1.1.2009 tarihine kadar “objektif sorumluluk” esasına göre verilmiş olan cezalar geçerliliğini yitirmiş bulunmaktadır. Artık suçun manevi unsuru olarak “kast” aranmalıdır. Aksi bir uygulama “kanunsuz suç ve ceza olamaz” esasına açık bir aykırılık teşkil edecektir.
2. TCK m. 52 bakımından Çek Kanunu’na göre, karşılıksız çek keşide etme suçunun cezası, çek bedeli tutarı kadar “adli para cezası” olarak belirlenmekteydi. Ancak, 1.1.2009 tarihinden itibaren TCK’nın adli para cezalarına ilişkin 52. maddesi uygulama alanı bulacağından, ceza miktarının ve niteliğinin belirlenmesi değişmiş bulunmaktadır.
TCK 52. maddenin uygulanmaya başlaması ile Çek yasasındaki çek bedeline bağlı adli para cezası uygulaması son bulmuştur. Adli para cezasının miktarının tespiti artık, sadece gün/para esasına göre yapılabilecektir. 3167 Sayılı Çek Kanunu’nun uygulamasında, ceza, karşılıksız çıkan çek miktarına göre belirlenmekteyken, TCK’nın 52. maddesinin uygulanmasıyla, öncelikle tamgün hesabının yapılması ve bir güne karşılık gelen parasal miktarın belirlenmesi üzerine karar verilmesi gerekmektedir. TCK m. 61/8 hükmüne göre, adli para cezası, belirlenen sonuç gün ile kişinin bir gün karşılığı ödeyebileceği miktarın çarpılması suretiyle bulunacaktır. Bu itibarla, yargılama sonucunda verilecek adli para cezasının tayini usulü de tümden değişmektedir. Nitekim hazırlanan yeni Çek Kanunu tasarısında da "Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adlî para cezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adlî para cezası, çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamaz." Denilmek suretiyle adli para cezasının tayininde Yeni TCK’na uygun olarak gün/para sisteminin getirildiği görülmektedir.
Bu değerlendirmeler ışığı altında bugüne kadar 3167 Sayılı Kanuna göre verilen çek cezaları, 01.01.2009 tarihinde yürürlüğe girmiş bulunan TCK 5nci maddesi uyarınca , aynı kanunun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırılık teşkil etmektedir ve sanık/hükümlü lehine olan yeni hükümler uygulanarak bugüne kadar verilmiş olan cezaların infazı durdrulmalıdır.
Uygulanamayacağı yasa ile düzenlenen, bu nedenle yasal olarak yok hükmünde olan bir kurala göre ceza vermek, gerek Anayasa'da yapılan temel haklar ile ilgili düzenlemelere, temel hak ve özgürlükleri içeren Uluslararası Sözleşme hükümlerine ve gerekse Türk Ceza Kanunun 2. maddesinde düzenlenen kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz, kanunlarda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz kuralına da aykırıdır.
BU AŞAGILIK YAZILARA MÜSADEE ETMEYECEGİMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMM...........................................................................KARŞILIKSIZ ÇEKE HAPİS İNSANLIK ONURUNA AYKIRI İSE BU YAZILAR İNSANLIK ONURUNAAA UYGUNMUUUU?????
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:.
Konu ile ilgili yasal durum incelendiğinde;.
1-3167 Sayılı Yasanın 16. maddesinde :.
(1) Üzerinde yazılı keşide tarihinden önce veya ibraz süresi içinde 4 üncü madde uyarınca ibraz edildiğinde, yeterli karşılığı bulunmaması nedeniyle kısmen de olsa ödenmeyen çeki keşide eden hesap sahipleri veya yetkili temsilcileri, kanunların ayrıca suç saydığı haller saklı kalmak üzere, çek bedeli tutarı kadar ağır para cezasıyla cezalandırılırlar. Ancak verilecek para cezası seksenmilyar liradan fazla olamaz. Bu miktar, 01/03/1926 tarihli ve 765 sayılı Türk Ceza Kanununun ek 2 nci maddesine göre her yıl artırılır. Bu suçtan mükerrirlere, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir..
2 – 5237 Sayılı TCK nun 2/1-3 madde ve fıkralarında ; (1) “Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz.”.
(3) Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz. 3- 5237 Sayılı TCK nun 5/1 madde ve fıkralarında :.
“Bu Kanunun genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır. “.
4-5237 Sayılı TCK nun 52/1-2-3 Madde ve fıkralarında; (1) Adlî para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hâllerde yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir..
(2) En az yirmi ve en fazla yüz Türk Lirası olan bir gün karşılığı adlî para cezasının miktarı, kişinin ekonomik ve diğer şahsî hâlleri göz önünde bulundurularak takdir edilir. (3) Kararda, adlî para cezasının belirlenmesinde esas alınan tam gün sayısı ile bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ayrı ayrı gösterilir. “.
5-5252 Sayılı Yasanın 5349 Sayılı Yasanın 6. Maddesi ile değişik Geçici 1. Maddesinde: (1) Diğer kanunların, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31 Aralık 2008 tarihine kadar uygulanır..
6-5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 madde ve fıkrasında:.
(1) Mahkûmiyet hükmünün yorumunda veya çektirilecek cezanın hesabında duraksama olursa, cezanın kısmen veya tamamen yerine getirilip getirilemeyeceği ileri sürülür ya da sonradan yürürlüğe giren kanun, hükümlünün lehinde olursa, duraksamanın giderilmesi veya yerine getirilecek cezanın belirlenmesi için hükmü veren mahkemeden karar istenir. (3) Yukarıdaki fıkralar uyarınca yapılan başvurular cezanın infazını ertelemez. Ancak, mahkeme olayın özelliğine göre infazın ertelenmesine veya durdurulmasına karar verebilir. 7- 5275 Sayılı Yasanın 101/1-3 Madde ve fıkrasında:.
(1) Cezanın infazı sırasında, 98 ilâ 100 üncü maddeler gereğince mahkemeden alınması gereken kararlar duruşma yapılmaksızın verilir. Karar verilmeden önce Cumhuriyet savcısı ve hükümlünün görüşlerini yazılı olarak bildirmeleri istenebilir..
(3)Bölge adliye mahkemesi veya Yargıtaydan başka mahkemeler tarafından verilmiş olan bu kararlara karşı itiraz yoluna gidilebilir.” hükümleri bulunmaktadır..
Ayrıca TBMM tarafından 5728 Sayılı Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlar ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile düzenleme yapıldığı ve bu kanunun yürürlükte olduğu ancak yapılan bu düzenlemeler içerisinde 3167 Sayılı Yasanın 16. Maddesi ile ilgili bir düzenlemenin bulunmadığı da ortadadır..
Kararına itiraz edilen mahkemenin itiraz edilen kararında; 5252 Sayılı Kanunun geçici 1. Maddesinde 5560 Sayılı Kanunla yapılan değişiklik üzerine belirlenen 31.12.2008 gününe değin, diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümlerinin düzeltilmesinin öngörüldüğü halde bu kapsamdan olarak yasa koyucu tarafından 5728 Sayılı “Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”u va’zettiği, dolayısıyla da uyumlaştırılması murat olunan diğer kanunların bu kapsamda yeniden düzenlenildiği., ancak bu çerçevede 3167 Sayılı Kanun hükümlerinin ayrık tutulduğu, bunun ise tamamen mevzuatın “Özel” niteliğinden kaynaklandığı, hal böyle olunca da Yargıtay Yüksek Dairesi’nin pek çok uygulamalarında da “özel yasa ” niteliğinden dolayı pek çok uygulanabilir (önödeme-uzlaşma…gibi) hukuk müessesesinden ayrık değerlendirildiği nazara alındığında, ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil eden çeklerden dolayı tayin olunacak ceza hükmünde de “çek bedeli kadar adli para cezası” olmasında hukuken aykırı bir durum görülmediğinden” sanık vekilinin talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır..
Yürürlükte olan yasal durum incelendiğinde; TCK nun 5/1 maddesinde bu kanunun genel hükümlerinin özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanacağı belirtilerek ceza hukukunda yeknesaklık sağlanmak istenmiştir. Bu amaçla 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesine; diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemesine aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31.12.2008 tarihine kadar uygulanır hükmü konulmuş ve bu süre yeniden uzatılmamıştır..
Yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. Madde hükmünü dikkate alarak ” Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” adı altında 580 maddeden oluşan 5728 Sayılı Yasayı çıkartmış ve bu yasa yürürlüğe girmiştir..
Buradan da anlaşıldığı üzere yasa koyucunun amacı TCK nun genel hükümlerinin bütün özel yasalarda ve ceza hükmü içeren yasalarda uygulanmasını sağlamaktır. 5237 Sayılı TCK nun 52. maddesi dikkate alındığında adli para cezasının tanımının yapıldığı görülmektedir. Buna göre adli para cezası , beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmadığı hallerde 730 günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması sureti ile hesaplanan meblağın hükümlü tarafından devlet hazinesine ödenmesinden ibarettir.
Bu maddenin 1. fıkrasında bulunan “kanunda aksine hüküm bulunmayan haller” tanımının adli para cezası gün sayısının bu genel düzenlemeye aykırı olarak 730 günün altında veya üstünde düzenlenecebileceği ve bu düzenlemenin de geçerli olduğu anlamındadır. Buradan da anlaşıldığı üzere TCK genel hükümlerinde gün adli para cezası sistemi benimsenmiştir. 3167 Sayılı yasanın 16. maddesi değerlendirildiğinde; “….. çek bedeli tutarı kadar ağır para cezası (adli para cezası) ile cezalandırılırlar . Ancak verilecek para cezası 80 milyar liradan fazla olamaz. ” hükmünün bulunduğu, bu düzenlemenin gün para cezası içermemesi nedeni ile TCK nun 52/1 maddesine uygun olmadığı ortadadır..
Yasa koyucunun 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesinde sözünü ettiği diğer kanunlar içerisinde 3167 Sayılı Yasanın da olduğu hususunda tereddüt yoktur. Buna göre 3167 Sayılı Yasada bulunan ve 5237 Sayılı TCK nun 1.Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümler 31.12.2008 tarihine kadar uygulanabilecektir. Bu düzenlemenin mevhumu muhalifinden 3167 Sayılı (özel) Kanunun TCK nun 1. kitabının 52. maddesinde düzenlenen gün para sistemine aykırı olan ceza kuralının 31.12.2008 tarihinden sonra uygulanmayacağı 5252 Sayıl Yasanın geçici 1. Maddesinin emredici hükmüdür. Kaldı ki yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesini dikkate alarak 5728 Sayılı Yasa ile özel yasalarda ayrıntılı düzenlemeler yapmasına rağmen 3167 Sayılı Yasada herhangi bir düzenleme yapmamıştır..
Ayrıca Adalet Bakanlığı’nın http://www.kgm.adalet.gov.tr/basbakanlik/cekkanunu.pdf adresinde bulunan ve Çek Kanunu Tasarısı Taslağı olarak Başbakanlığa gönderilen metnin 5/1 madde ve fıkrasında “Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adlî paracezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adlî para cezası, çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamaz.” düzenlemesinin bulunduğu, bu düzenleme dikkate alındığında yasama organının büyük çoğunluğunu oluşturan yürütmeyi (hükümeti ) temsilen Adalet Bakanlığının da itirazı reddeden mahkeme ve red kararında belirtilen Yargıtay Dairesinin inancına aykırı olarak çek kanununda verilecek adli para cezasının gün para sistemine uygun olması gerektiğini öngördüğü, bu durum karşısında subjektif değerlendirme niteliğinde olan “çekin ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil etmesi” bu nedenle 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesindeki düzenlemenin değiştirilmediği yani ayrık tutulduğu (temel düzenlemeden istisna edildiği) yönündeki değerlendirmenin mevcut yasal durum karşısında yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır..
Yasa koyucunun atlama yaptığı, bir konuyu unuttuğu kabul edilemeyeceğine ve yukarıda da değinildiği gibi bu konuda değişiklik yapmak için Başbakanlığa kanun tasarısı taslağıda sevk edildiğine göre yürütmenin, (hükümetin ) ve yasa koyucunun (TBMM’nin) muradının 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesi ile düzenlenen ceza kuralının ortadan kalkması ve yeni yasal düzenleme yapılana kadar bu ceza hükmünün uygulanamaz olmasını sağlamak olduğu kabul edilmelidir. Çünkü ceza kuralları uygulanmak amacı ile konulur. Uygulanamayan bir ceza kuralı kaldırılmış demektir. Uygulanamayacağı yasa ile düzenlenen, bu nedenle yasal olarak kaldırılma dışında yok hükmünde olan bir kurala göre ceza vermek gerek Anayasa’da yapılan temel haklar ile ilgili düzenlemelere, temel hak ve özgürlükleri içeren Uluslararası Sözleşme hükümlerine ve gerekse Türk Ceza Kanunun 2. maddesinde düzenlenen kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz, kanunlarda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz kuralına da aykırıdır..
Bu yasal durum karşısında hükümlünün, 31.12.2008 tarihinden itibaren zımni olarak yürürlükten kaldırılan ve yerine yeni hüküm konulmaması nedeni ile cezasız bırakılan karşılıksız çek keşide etmek eyleminden dolayı cezalandırıldığı, hükümlü müdafiinin yaptığı itirazın hukuka uygun olmayan mülahazalarla red edildiği, itirazın yasal ve yerinde olduğu anlaşılmakla, 5275 Sayılı Yasanın 101/3 madde ve fıkrasının verdiği yetkiye dayanarak ve hükümlünün telafisi mümkün olmayan zararlara uğramasını engellemek amacı ile 5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 maddesi gereğince mahkumiyet hükmünün yorumunda ve çektirilecek cezanın hesabında açıklanan nedenlerle duraksama olduğundan 3167 Sayılı Yasada yeni bir düzenleme yapılana ya da 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesinin açıkça yürürlükten kaldırılması anına kadar infazın ertelenmesine, yasa koyucunun yeni bir düzenleme yapması halinde hükümlünün durumunun yeniden mahkemesince ele alınarak değerlendirilmesi için itirazın kabülü ile hükümlüye Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 31.07.2007 tarih ve 2007/299 esas 2007/590 karar sayılı ilamı ile verilen adli para cezasının infazının durdurulmasına karar vermek gerekmiştir..
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;.
1-Hükümlü H.S.S. müdafiinin yapmış olduğu İTİRAZIN KABÜLÜNE, 2-Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 04.02.2009 tarih ve 2007/299 esas 2007/590 karar sayılı EK KARARININ KALDIRILMASINA.
3-Sanık hakkında Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 31.07.2007 tarih ve 2007/299 esas 2007/590 karar sayılı ilamı ile verilen 26000TL adli para cezasının İNFAZININ DURDURULMASINA,.
4-Kararın bir örneğinin gereğinin yerine getirilmesi için Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine,.
Dosyanın Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesine iadesine, Karardan bir örneğin hükümlü vekiline TEBLİĞİNE ,.
Dair; 5275 Sayılı Yasanın 101/3 ve CMK nun 271/4 madde ve fıkrası gereğince incelenen dosya üzerinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi..16.03.2009..
.
.
.
SARAYKÖY ASLİYE CEZA MAHKEMEİ DOSYA NO :2007/176 KARAR NO :2007/201
HAKİM : GÜLPERİ GÜNEŞ 32147 C.SAVCISI : HÜSEYİN HÜR 107696 KATİP : MURAT AYRAL 97009
SANIK : A. G. K. SUÇ : KARŞILIKSIZ ÇEK KEŞİDE ETME SUÇ TARIHİ : 19/02/2007 ASIL KARAR TARİHİ : 25/09/2007 EK KARAR TARİHİ : 28/01/2009
HÜKÜMLÜ AHMET GÜRKAN ………KAN IN 21/01/2009 ARİHLİ İNFAZIN DURDURULMASINA İLİKİN DİLEKÇESİ C. SAVCISININ YAZILI GÖRÜŞÜ ALINARAKİNCELENDİ.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLÜ:
HÜKÜMLÜ AHMET GÜRKAN …..KAN HAKKINDA MAHKEMEMİZİN 25/09/2009 TARİH 2007/176-201 ESAS E KARAR SAYILI KARARI İLE KARŞILIKSIZ ÇEK KEŞİDE ETMEK SUÇUNDAN DAYI 60.000 TL ADLİ PARA CEZASI İL CEZALANDIRILMASIA KARAR VERİLDİĞİ, KARARIN 20/11/2007 TARİHİNDE KESİNLEŞEREK İNFAZA VERİLDİĞİ HÜKÜMLÜĞÜN ADLİ PARA CEZASNI ÖDEMEMESİ ÜZERİNE SARAYKÖY C.BAŞSAVCILIĞININ 29/01/2008 GÜNLÜ KARARI İLE HÜKÜMLÜYE VERİE ADLİ PARA CEZASININ 600 GÜN HAPİS CEZASINA ÇEVRİLDİĞİ VE 28/02/2008 TARİHİNDE İNFAZA BAŞLANDIĞI HÜKÜMLÜNÜN HALEN B CEZASINI İNFAZ TTİĞİ 5252 SAYILI ÜÇK NIN YÜÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDAKİ KANUNUN GEÇİCİ 1.MADDESİDE BELİRTİLEN DİĞEN KANUNLARIN TCK NIN GEEL HÜKÜMLERİNE AKRI OLAN MADDELERİNİN UYGULANMASINA DEVAM EDİLECEĞİNE İLİŞKİN HÜKMÜN 31/12/2008 TARİHİ İTİBARİYLE YÜRÜRÜKTE KALKTIĞI YASA KOYUCU TARAFINDAN 5728 SAYILI YASA İLE BİR ÇOK ÖZEL YASDAKİ CEZA HÜKÜMLERİ 5237 SAYILI YASAYA UYGUN HALE GETİRİLMESİNE RAĞMEN 3167 SAYILI YASA YÖNÜNDEN 31/12/2008 TARİHİNE KADAR HER HANGİ BİR DÜZENLEME YAPILMADIĞI 5252 SAYILI TCK NIN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KARARIN MADDESİ 5237 SAYILI TCK 45/1 52/1 MADELERİ İLE BİRLİKTE DEĞERLENDİRLDİĞİNDE BU GENEL URALIN BÜTÜN ÖZEL YASALARI BAĞLAYACĞI ÖZEL YASALARDAKİ AYKIRI HÜKÜMLRİN 31/12/2008 TARİHİNE KADAR UYGUNABİLECEĞİ BU TARİHE KADAR ÖZEL YASALARIN 5257 SAYILI TCK NIN GEEL KÜMLERİNE UYARLANMASININ ZORUNLU BULUNDUĞU ANCA 3167 SAYILI YASA AÇISINDAN HALEN BU UYARLAMANIN YAPILMAMIQŞ OLDUĞU ANLAŞILMAKLA HÜKÜMLÜNÜN MAĞDURİYETNE NEDE ALMAMAK AÇISINDAN 527 SAYILI ASANIN 98. MADDESİ UYARINCA İNFAZIN DURDURULMASINA KARAR VERMEKGEREKMİŞTİR. HÜKÜM YUKARIDA AÇIKLANAN NEDENLERLE
HÜKÜMLÜ AHMET GÜRKAN ……KAN HAKKINDA MAHKEMEMİZİN 25/09/207 TARİH 2007/176-201 ESAS VE KARAR SAYILI İLAMI İLE VERİLEN 60.000 TL ADLİ PARA CEZASINA İLİŞKİN İNFAZIN DURDURULMASINA.
HÜKÜMLÜNÜN BAŞKA BİR SUÇTAN TUTUKLU VEY HÜKÜMLÜ ULUNMAASI HALİNDE SALIVERİLMESİNE
KARARIN C.SAVCILIĞI ARACILIĞIYLA HÜKÜMLÜYE TEBLİĞİ DAİR, DOSYA ÜZERİNDEYAPILAN İNCELEMESONUCUNDA İSTEME UYGUN V TEBLİĞ TARİHİNDEN İTAREN 7 GÜN İÇİNDE DENİZLİ NBETÇİ AĞIR CEZA MAHKEMESİNE İTİRAZ YOLU AÇIK OLMAK ÜZERERKARAR VERİLDİ
Sakarya Ağır Ceza Mahkemesi, Karşılıksız Çek Beraat Kararı
BAŞKAN : ABDÜLKADİR YAVUZ ÜYE : BURHANETTİN ESENKAR ÜYE : CEVDET BAK
KATİP : BEHİYE AYDINHükümlü A.B. vekili Av. Levent S. tarafından Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.03.2009 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı ek kararı ile hükümlü vekilinin talebinin reddine ve mahkemelerinin 28.5.2008 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı ilamının değiştirilmesine ve infazın durdurulmasına yer olmadığına ve infazın devamına dair kararına dosya içeriğine göre süresi içerisinde; müvekkilinin 3167 Sayılı Kanuna Muhalefet nedeni ile para cezasına mahkum edildiği, 5275 Sayılı Yasanın 98. maddesi uyarınca yaptıkları başvurunun reddedildiği, bu kararın 5237 Sayılı TCK nun 5, 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesi, 3167 Sayılı Yasanın 16. maddesi ayrıca TCK 20.43.52,53,60,61 maddelerinde yer alan düzenlemelere aykırı olduğu, 31.11.2008 tarihi itibari ile karşılıksız çek keşide etmek eyleminin suç olmaktan çıktığı, böylece suçta ve cezada kanunilik ilkesi uyarınca hükümlü hakkında verilen cezanın yasal dayanağının kalmadığı iddiası ile Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından 24.03.2009 tarihinde infazın devamına ilişkin ek kararın itiraz incelemesi ile kaldırılmasını ve hakkında tayin edilen cezanın bütün sonuçları ile ortadan kaldırılmasını ve tahliyesini istemiştir.
İddia makamının mütalaası alındı, dosya incelendi
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Konu ile ilgili yasal durum incelendiğinde;
1-3167 Sayılı Yasanın 16. maddesinde : (1) Üzerinde yazılı keşide tarihinden önce veya ibraz süresi içinde 4 üncü madde uyarınca ibraz edildiğinde, yeterli karşılığı bulunmaması nedeniyle kısmen de olsa ödenmeyen çeki keşide eden hesap sahipleri veya yetkili temsilcileri, kanunların ayrıca suç saydığı haller saklı kalmak üzere, çek bedeli tutarı kadar ağır para cezasıyla cezalandırılırlar. Ancak verilecek para cezası seksenmilyar liradan fazla olamaz. Bu miktar, 01/03/1926 tarihli ve 765 sayılı Türk Ceza Kanununun ek 2 nci maddesine göre her yıl artırılır. Bu suçtan mükerrirlere, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.
2 – 5237 Sayılı TCK nun 2/1-3 madde ve fıkralarında ; (1) “Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz.”
(3) Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz.
3- 5237 Sayılı TCK nun 5/1 madde ve fıkralarında : “Bu Kanunun genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır. “
4-5237 Sayılı TCK nun 52/1-2-3 Madde ve fıkralarında; (1) Adlî para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hâllerde yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir.
(2) En az yirmi ve en fazla yüz Türk Lirası olan bir gün karşılığı adlî para cezasının miktarı, kişinin ekonomik ve diğer şahsî hâlleri göz önünde bulundurularak takdir edilir. (3) Kararda, adlî para cezasının belirlenmesinde esas alınan tam gün sayısı ile bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ayrı ayrı gösterilir. “
5-5252 Sayılı Yasanın 5349 Sayılı Yasanın 6. Maddesi ile değişik Geçici 1. Maddesinde: (1) Diğer kanunların, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31 Aralık 2008 tarihine kadar uygulanır.
6-5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 madde ve fıkrasında: (1) Mahkûmiyet hükmünün yorumunda veya çektirilecek cezanın hesabında duraksama olursa, cezanın kısmen veya tamamen yerine getirilip getirilemeyeceği ileri sürülür ya da sonradan yürürlüğe giren kanun, hükümlünün lehinde olursa, duraksamanın giderilmesi veya yerine getirilecek cezanın belirlenmesi için hükmü veren mahkemeden karar istenir. (3) Yukarıdaki fıkralar uyarınca yapılan başvurular cezanın infazını ertelemez. Ancak, mahkeme olayın özelliğine göre infazın ertelenmesine veya durdurulmasına karar verebilir.
7- 5275 Sayılı Yasanın 101/1-3 Madde ve fıkrasında: (1) Cezanın infazı sırasında, 98 ilâ 100 üncü maddeler gereğince mahkemeden alınması gereken kararlar duruşma yapılmaksızın verilir. Karar verilmeden önce Cumhuriyet savcısı ve hükümlünün görüşlerini yazılı olarak bildirmeleri istenebilir. “http://karsiliksizcek.wordpress.com/”
(3)Bölge adliye mahkemesi veya Yargıtaydan başka mahkemeler tarafından verilmiş olan bu kararlara karşı itiraz yoluna gidilebilir.” hükümleri bulunmaktadır.
Ayrıca TBMM tarafından 5728 Sayılı Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlar ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile düzenleme yapıldığı ve bu kanunun yürürlükte olduğu ancak yapılan bu düzenlemeler içerisinde 3167 Sayılı Yasanın 16. Maddesi ile ilgili bir düzenlemenin bulunmadığı da ortadadır.
Kararına itiraz edilen mahkemenin itiraz edilen kararında; 5252 Sayılı Kanunun geçici 1. Maddesinde 5560 Sayılı Kanunla yapılan değişiklik üzerine belirlenen 31.12.2008 gününe değin, diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümlerinin düzeltilmesinin öngörüldüğü halde bu kapsamdan olarak yasa koyucu tarafından 5728 Sayılı “Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”u va’zettiği, dolayısıyla da uyumlaştırılması murat olunan diğer kanunların bu kapsamda yeniden düzenlenildiği., ancak bu çerçevede 3167 Sayılı Kanun hükümlerinin ayrık tutulduğu, bunun ise tamamen mevzuatın “Özel” niteliğinden kaynaklandığı, hal böyle olunca da Yargıtay Yüksek Dairesi’nin pek çok uygulamalarında da “özel yasa ” niteliğinden dolayı pek çok uygulanabilir (önödeme-uzlaşma…gibi) hukuk müessesesinden ayrık değerlendirildiği nazara alındığında, ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil eden çeklerden dolayı tayin olunacak ceza hükmünde de “çek bedeli kadar adli para cezası” olmasında hukuken aykırı bir durum görülmediğinden” sanık vekilinin talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Yürürlükte olan yasal durum incelendiğinde; TCK nun 5/1 maddesinde bu kanunun genel hükümlerinin özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanacağı belirtilerek ceza hukukunda yeknesaklık sağlanmak istenmiştir.
Bu amaçla 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesine; diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemesine aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31.12.2008 tarihine kadar uygulanır hükmü konulmuş ve bu süre yeniden uzatılmamıştır.
Yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. Madde hükmünü dikkate alarak ” Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” adı altında 580 maddeden oluşan 5728 Sayılı Yasayı çıkartmış ve bu yasa yürürlüğe girmiştir.
Buradan da anlaşıldığı üzere yasa koyucunun amacı TCK nun genel hükümlerinin bütün özel yasalarda ve ceza hükmü içeren yasalarda uygulanmasını sağlamaktır.
5237 Sayılı TCK nun 52. maddesi dikkate alındığında adli para cezasının tanımının yapıldığı görülmektedir. Buna göre adli para cezası , beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmadığı hallerde 730 günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması sureti ile hesaplanan meblağın hükümlü tarafından devlet hazinesine ödenmesinden ibarettir
Bu maddenin 1. fıkrasında bulunan “kanunda aksine hüküm bulunmayan haller” tanımının adli para cezası gün sayısının bu genel düzenlemeye aykırı olarak 730 günün altında veya üstünde düzenlenebileceği ve bu düzenlemenin de geçerli olduğu anlamındadır. Buradan da anlaşıldığı üzere TCK genel hükümlerinde gün adli para cezası sistemi benimsenmiştir. 3167 Sayılı yasanın 16. maddesi değerlendirildiğinde; “….. çek bedeli tutarı kadar ağır para cezası (adli para cezası) ile cezalandırılırlar . Ancak verilecek para cezası 80 milyar liradan fazla olamaz. ” hükmünün bulunduğu, bu düzenlemenin gün para cezası içermemesi nedeni ile TCK nun 52/1 maddesine uygun olmadığı ortadadır.
Yasa koyucunun 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesinde sözünü ettiği diğer kanunlar içerisinde 3167 Sayılı Yasanın da olduğu hususunda tereddüt yoktur. Buna göre 3167 Sayılı Yasada bulunan ve 5237 Sayılı TCK nun 1.Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümler 31.12.2008 tarihine kadar uygulanabilecektir. Bu düzenlemenin mevhumu muhalifinden 3167 Sayılı (özel) Kanunun TCK nun 1. kitabının 52. maddesinde düzenlenen gün para sistemine aykırı olan ceza kuralının 31.12.2008 tarihinden sonra uygulanmayacağı 5252 Sayıl Yasanın geçici 1. Maddesinin emredici hükmüdür. Kaldı ki yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesini dikkate alarak 5728 Sayılı Yasa ile özel yasalarda ayrıntılı düzenlemeler yapmasına rağmen 3167 Sayılı Yasada herhangi bir düzenleme yapmamıştır.
Ayrıca Adalet Bakanlığı’nın http://www.kgm.adalet.gov.tr/basbakanlik/cekkanunu.pdf adresinde bulunan ve Çek Kanunu Tasarısı Taslağı olarak Başbakanlığa gönderilen metnin 5/1 madde ve fıkrasında “Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adlî paracezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adlî para cezası, çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamaz.” düzenlemesinin bulunduğu, bu düzenleme dikkate alındığında yasama organının büyük çoğunluğunu oluşturan yürütmeyi (hükümeti ) temsilen Adalet Bakanlığının da itirazı reddeden mahkeme ve red kararında belirtilen Yargıtay Dairesinin inancına aykırı olarak çek kanununda verilecek adli para cezasının gün para sistemine uygun olması gerektiğini öngördüğü, bu durum karşısında subjektif değerlendirme niteliğinde olan “çekin ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil etmesi” bu nedenle 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesindeki düzenlemenin değiştirilmediği yani ayrık tutulduğu (temel düzenlemeden istisna edildiği) yönündeki değerlendirmenin mevcut yasal durum karşısında yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
Yasa koyucunun atlama yaptığı, bir konuyu unuttuğu kabul edilemeyeceğine ve yukarıda da değinildiği gibi bu konuda değişiklik yapmak için Başbakanlığa kanun tasarısı taslağıda sevk edildiğine göre yürütmenin, (hükümetin ) ve yasa koyucunun (TBMM’nin) muradının 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesi ile düzenlenen ceza kuralının ortadan kalkması ve yeni yasal düzenleme yapılana kadar bu ceza hükmünün uygulanamaz olmasını sağlamak olduğu kabul edilmelidir. Çünkü ceza kuralları uygulanmak amacı ile konulur. Uygulanamayan bir ceza kuralı kaldırılmış demektir. Uygulanamayacağı yasa ile düzenlenen, bu nedenle yasal olarak kaldırılma dışında yok hükmünde olan bir kurala göre ceza vermek gerek Anayasa’da yapılan temel haklar ile ilgili düzenlemelere, temel hak ve özgürlükleri içeren Uluslararası Sözleşme hükümlerine ve gerekse Türk Ceza Kanunun 2. maddesinde düzenlenen kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz, kanunlarda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz kuralına da aykırıdır.
Bu yasal durum karşısında hükümlünün, 31.12.2008 tarihinden itibaren zımni olarak yürürlükten kaldırılan ve yerine yeni hüküm konulmaması nedeni ile cezasız bırakılan karşılıksız çek keşide etmek eyleminden dolayı cezalandırıldığı, hükümlü müdafiinin yaptığı itirazın hukuka uygun olmayan mülahazalarla red edildiği, itirazın yasal ve yerinde olduğu anlaşılmakla, 5275 Sayılı Yasanın 101/3 madde ve fıkrasının verdiği yetkiye dayanarak ve hükümlünün telafisi mümkün olmayan zararlara uğramasını engellemek amacı ile 5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 maddesi gereğince mahkumiyet hükmünün yorumunda ve çektirilecek cezanın hesabında açıklanan nedenlerle duraksama olduğundan 3167 Sayılı Yasada yeni bir düzenleme yapılana ya da 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesinin açıkça yürürlükten kaldırılması anına kadar infazın ertelenmesine, yasa koyucunun yeni bir düzenleme yapması halinde hükümlünün durumunun yeniden mahkemesince ele alınarak değerlendirilmesi için itirazın kabülü ile hükümlüye Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 08.05.2008 tarih ve 2008/202 esas, 2008/323 karar sayılı ilamı ile verilen adli para cezasının infazının durdurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Hükümlü Abdullah Bekir vekilinin yapmış olduğu İTİRAZIN KABÜLÜNE, 2-Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.03.2009 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı EK KARARININ KALDIRILMASINA
3-Sanık hakkında Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 8.5.2008 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı ilamı ile verilen 4158 .- TL, adli para cezasının İNFAZININ DURDURULMASINA,
4-Kararın bir örneğinin gereğinin yerine getirilmesi için Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine,
Dosyanın Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesine iadesine, Karardan bir örneğin hükümlü vekiline TEBLİĞİNE , Dair; 5275 Sayılı Yasanın 101/3 ve CMK nun 271/4 madde ve fıkrası gereğince incelenen dosya üzerinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.27.03.2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/7 Geliş Tarihi: 05/01/2009 Mahkemesi: Köyceğiz Sulh Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2008/82 Mahkeme Karar No: 2008/141 Mahkeme Karar Tarihi: 15/05/2008
Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme
DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/133 Karar BOZMA Karar Tarihi 19/01/2009 Kapatma Tarihi 03/02/2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/9 Geliş Tarihi: 05/01/2009
Mahkemesi: Tarsus Ağır Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2008/903 Mahkeme Karar No: 2008/903 Mahkeme Karar Tarihi: 14/07/2008
Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/135 Karar BOZMA Karar Tarihi 19/01/2009 Kapatma Tarihi 03/02/2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/14 Geliş Tarihi: 12/01/2009
Mahkemesi: Korkuteli Asliye Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2005/153
Mahkeme Karar No: 2006/97 Mahkeme Karar Tarihi: 10/03/2006
Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/784 Karar BOZMA Karar Tarihi 26/01/2009 Kapatma Tarihi 12/02/2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/18 Geliş Tarihi: 12/01/2009
Mahkemesi: Malatya 4. Asliye Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2006/291
Mahkeme Karar No: 2007/539 Mahkeme Karar Tarihi: 17/07/2007 Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/787 Karar BOZMA Karar Tarihi 26/01/2009 Kapatma Tarihi 03/02/2009
SAYIN MİLLETVEKİLLERİM
Sayın
Milletvekilim
Karşılıksız çekten dolayı hapis cezası , kanayan bir yaradır ve Türk Hukuk Sistemi açısından bir yüz karasıdır! Kişi hak ve hürriyetlerine ve esasen mevcut Anayasamıza da aykırı olan bu uygulama 1 Ocak 2009 tarihi itibariyle yeni bir boyut kazanmıştır:
Konu ile ilgili mevcut hukuki durum aşağıda sadece iki ana husus bakımından özetlenmiştir. Uygulama yasasında verilen süre 31 Aralık 2008'de dolmuş ve bu tarihten itibaren karşılıksız çek suçları fiilen cezasız kalmıştır. Eğer hukuk devletiysek, bu suçtan dolayı, yeni bir yasal düzenleme yapılana kadar hiçbir mahkeme ceza veremez ve önceden verilmiş olan cezalar da hukuken yok hükmündedir.
Ne var ki yargı tereddüttedir ve 3 aydır çelişkili kararlar verilmektedir. Bazı mahkemeler ceza vermeye devam ederken kendisinden bir çözüm beklenen YARGITAY, bugüne kadar yerel mahkemelere emsal oluşturacak bir karar da vermemiştir. Bazı illerdeki Asliye Ceza Mahkemeleri ve en önemlisi Sakarya 1. Ağır Ceza Mahkemesi ise, cezaların infazını durdurmuş ve hükümlüler tahliye edilmeye başlanmıştır. Diğer taraftan karşılıksız çekten dolayı ceza almış olan binlerce kişi ise kanunsuz bir şekilde 3 ayı aşkın süredir cezaevlerinde tutulmaktadır.
Ekonomik suçtan dolayı hürriyeti bağlayıcı ceza verilmesinin gayri insani olduğu, mevcut düzenlemenin anayasaya aykırı olduğu konuları bir tarafa, ortada apaçık bir hukuksuzluk ve kaos vardır! Teknik bir konu değil, akl-ı selim sahibi herkesin kolayca anlayabileceği basit bir durum var ortada... Prof. Dr. Adem Sözüer ve daha birçok hukukçu aylardır konuyu anlatmaya çalışıyor ama maalesef hukuksuzluk devam ediyor.
Bu kaos hem adalet anlayışını zedeliyor, hem de apaçık bir ihlal niteliği taşıyor. Üç aydır haksız yere cezaevlerinde tutulan insanlar, bu durumu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine taşıdıklarında kesinlikle lehe bir karar çıkacak ve yüklü tazminatlar gündeme gelecektir. Zira Sakarya Ağır Ceza Mahkemesinin aynı konuda verdiği emsal kararlar var. Bu kararlar diğer mahkemeleri bağlayıcı olmasa da ceza hukukunun uygulanmasında yeknesaklık zedelenmiş ve kanun önünde eşitlik ilkesi bozulmuştur. Böyle bir netice, Meclisi ve hükumeti zor durumda bırakacağı gibi, uluslararası hukuk çevrelerinde ve kamuoyu nezdinde yargı organlarının saygınlığını da zedeleyici sonuçlar doğurabilecektir. Meclisin ve hükumetin bir an önce bu çarpık duruma el koyması ve hukuksuzluğu sona erdirmesi gerekiyor.
Yeni yasada adli para cezası ve dolayısıyla hapis cezası devam edecek olsa da, çıkacak kanuna eklenecek bir geçici madde ile, 1 Ocak 2009 tarihi ile kanunun çıktığı tarihe kadar oluşmuş bulunan yasal boşluk sebebiyle cezasız kalmış olan karşılıksız çek suçundan dolayı verilen cezaların kaldırılması sağlanabilir. Böylece hem yargının tereddütleri izale edilmiş olur, bozulan yeknesaklık ve eşitlik ilkesi de nispeten telafi edilebilir.
Ortada kamu vicdanını rahatsız eden, toplumsal barışı zedeleyen ve adalet duygusunu inciten çok vahim bir tablo vardır ve süratle çözüm beklenmektedir.
Sessiz sedasız onbinlerce insan ve aile, Yüce Meclisten hukuk devleti esasına uygun bir çözüm beklemektedir.
HUKUKİ DURUMUN ÖZETİ
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 5 inci maddesi “Özel kanunlarla ilişki” başlığını taşımaktadır. Bu maddeye göre, “Bu Kanun’un genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren özel kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır.” Bu kanunun yayınlanmasını müteakip 3167 sayılı Çek Yasasının da içinde bulunduğu “ceza içeren özel kanunlar”da gerekli değişiklik ve uyumların yapılabilmesi için 5nci maddenin uygulanması 31.12.2008 tarihine ertelenmiştir. Ancak 31.12.2008 tarihine kadar, diğer birçok özel kanunda değişiklik yapılmış olmasına rağmen Çek Kanununda gerekli değişiklikler yapılmadığından, artık 01.01.2009 tarihi itibariyle 3167 Sayılı Yasanın ceza içeren ve TCK Genel Hükümlerine aykırılık teşkil eden maddeleri zımnen yürürlükten kaldırılmış bulunmaktadır. Nitekim, 31.12.2008 tarihine dek, ceza hükmü getiren diğer özel kanunlardan olan 3167 Sayılı Çek Kanununun cezai hükümleri, TCK’nun genel hükümlerine aykırı olsa da uygulanabilmekteydi.
Aykırılıklar nerededir?
1. TCK m. 21 bakımından : 3167 SK. m. 16/1’de karşılıksız çek keşide etme suçu, “şekli suç” niteliğinde düzenlenmiştir. Ancak, TCK ’nın genel hükümleri (m. 21) uyarınca, bir suçun oluşumu kastın varlığına bağlıdır. Kast “doğrudan”(m. 21/1) veya “olası kast” (m. 21/2) olabilir. Bu nedenle, bir kişinin karşılıksız çek nedeniyle cezalandırılabilmesi için, bu kişinin çeki keşide ederken, çekin karşılıksız kalacağı kastıyla hareket etmiş olması gerekmektedir. Başka bir deyişle, bunu bilmeli ve istemelidir. Dolayısıyla, yapılan yargılamada, artık kastın varlığı mutlak olarak araştırılmalı ve bunun sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır. Şayet olayda kast yoksa TCK m. 21/2’ye göre, somut olayda karşılıksız çek keşide eden kişide “olası kast”ın varlığı da ayrıca değerlendirilerek, maddede öngörülen ceza indirimleri uygulanmalıdır. 5252 Sayılı Kanunun kabulü ve uygulanması ile, hukukumuzda bugüne kadar zaten tartışmalı olan “objektif sorumluluk” esası terkedilmiş ve “kusursuz ceza olmaz” esası tamamen geçerli kılınmıştır. Şu halde, karşılıksız çek suçlarında, 1.1.2009 tarihine kadar “objektif sorumluluk” esasına göre verilmiş olan cezalar geçerliliğini yitirmiş bulunmaktadır. Artık suçun manevi unsuru olarak “kast” aranmalıdır. Aksi bir uygulama “kanunsuz suç ve ceza olamaz” esasına açık bir aykırılık teşkil edecektir.
2. TCK m. 52 bakımından Çek Kanunu’na göre, karşılıksız çek keşide etme suçunun cezası, çek bedeli tutarı kadar “adli para cezası” olarak belirlenmekteydi. Ancak, 1.1.2009 tarihinden itibaren TCK’nın adli para cezalarına ilişkin 52. maddesi uygulama alanı bulacağından, ceza miktarının ve niteliğinin belirlenmesi değişmiş bulunmaktadır.
TCK 52. maddenin uygulanmaya başlaması ile Çek yasasındaki çek bedeline bağlı adli para cezası uygulaması son bulmuştur. Adli para cezasının miktarının tespiti artık, sadece gün/para esasına göre yapılabilecektir. 3167 Sayılı Çek Kanunu’nun uygulamasında, ceza, karşılıksız çıkan çek miktarına göre belirlenmekteyken, TCK’nın 52. maddesinin uygulanmasıyla, öncelikle tamgün hesabının yapılması ve bir güne karşılık gelen parasal miktarın belirlenmesi üzerine karar verilmesi gerekmektedir. TCK m. 61/8 hükmüne göre, adli para cezası, belirlenen sonuç gün ile kişinin bir gün karşılığı ödeyebileceği miktarın çarpılması suretiyle bulunacaktır. Bu itibarla, yargılama sonucunda verilecek adli para cezasının tayini usulü de tümden değişmektedir. Nitekim hazırlanan yeni Çek Kanunu tasarısında da "Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adlî para cezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adlî para cezası, çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamaz." Denilmek suretiyle adli para cezasının tayininde Yeni TCK’na uygun olarak gün/para sisteminin getirildiği görülmektedir.
Bu değerlendirmeler ışığı altında bugüne kadar 3167 Sayılı Kanuna göre verilen çek cezaları, 01.01.2009 tarihinde yürürlüğe girmiş bulunan TCK 5nci maddesi uyarınca , aynı kanunun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırılık teşkil etmektedir ve sanık/hükümlü lehine olan yeni hükümler uygulanarak bugüne kadar verilmiş olan cezaların infazı durdrulmalıdır.
Uygulanamayacağı yasa ile düzenlenen, bu nedenle yasal olarak yok hükmünde olan bir kurala göre ceza vermek, gerek Anayasa'da yapılan temel haklar ile ilgili düzenlemelere, temel hak ve özgürlükleri içeren Uluslararası Sözleşme hükümlerine ve gerekse Türk Ceza Kanunun 2. maddesinde düzenlenen kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz, kanunlarda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz kuralına da aykırıdır.
BU AŞAGILIK YAZILARA MÜSADEE ETMEYECEGİMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMM...........................................................................KARŞILIKSIZ ÇEKE HAPİS İNSANLIK ONURUNA AYKIRI İSE BU YAZILAR İNSANLIK ONURUNAAA UYGUNMUUUU?????
melek dedi ki...
çok ayıp ediyorsunuz sayın gay arkadaşlarım.ben sizi asla dışlamam.bu insan onuruyla oynamak olur.
sayın eski dost ve ibrahim arkadaşım.siz bu mahonii denen kişiye bakmayın.ayıp değilki yaptığınız.
ama bence doğrusu bir gay sitesinde daha mutlu olursunuz siz.burası size göre değil arkadaşlarım.
melek
SAYIN MELEK SİZE KATILIYORUM BENDE.
MAHONİİİİİ
melek dedi ki...
çok ayıp ediyorsunuz sayın gay arkadaşlarım.ben sizi asla dışlamam.bu insan onuruyla oynamak olur.
sayın eski dost ve ibrahim arkadaşım.siz bu mahonii denen kişiye bakmayın.ayıp değilki yaptığınız.
ama bence doğrusu bir gay sitesinde daha mutlu olursunuz siz.burası size göre değil arkadaşlarım.
melek
SAYIN MELEK SİZE KATILIYORUM BENDE.
MAHONİİİİİ
melek dedi ki...
çok ayıp ediyorsunuz sayın gay arkadaşlarım.ben sizi asla dışlamam.bu insan onuruyla oynamak olur.
sayın eski dost ve ibrahim arkadaşım.siz bu mahonii denen kişiye bakmayın.ayıp değilki yaptığınız.
ama bence doğrusu bir gay sitesinde daha mutlu olursunuz siz.burası size göre değil arkadaşlarım.
melek
SAYIN MELEK SİZE KATILIYORUM BENDE.
MAHONİİİİİ
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:.
Konu ile ilgili yasal durum incelendiğinde;.
1-3167 Sayılı Yasanın 16. maddesinde :.
(1) Üzerinde yazılı keşide tarihinden önce veya ibraz süresi içinde 4 üncü madde uyarınca ibraz edildiğinde, yeterli karşılığı bulunmaması nedeniyle kısmen de olsa ödenmeyen çeki keşide eden hesap sahipleri veya yetkili temsilcileri, kanunların ayrıca suç saydığı haller saklı kalmak üzere, çek bedeli tutarı kadar ağır para cezasıyla cezalandırılırlar. Ancak verilecek para cezası seksenmilyar liradan fazla olamaz. Bu miktar, 01/03/1926 tarihli ve 765 sayılı Türk Ceza Kanununun ek 2 nci maddesine göre her yıl artırılır. Bu suçtan mükerrirlere, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir..
2 – 5237 Sayılı TCK nun 2/1-3 madde ve fıkralarında ; (1) “Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz.”.
(3) Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz. 3- 5237 Sayılı TCK nun 5/1 madde ve fıkralarında :.
“Bu Kanunun genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır. “.
4-5237 Sayılı TCK nun 52/1-2-3 Madde ve fıkralarında; (1) Adlî para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hâllerde yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir..
(2) En az yirmi ve en fazla yüz Türk Lirası olan bir gün karşılığı adlî para cezasının miktarı, kişinin ekonomik ve diğer şahsî hâlleri göz önünde bulundurularak takdir edilir. (3) Kararda, adlî para cezasının belirlenmesinde esas alınan tam gün sayısı ile bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ayrı ayrı gösterilir. “.
5-5252 Sayılı Yasanın 5349 Sayılı Yasanın 6. Maddesi ile değişik Geçici 1. Maddesinde: (1) Diğer kanunların, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31 Aralık 2008 tarihine kadar uygulanır..
6-5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 madde ve fıkrasında:.
(1) Mahkûmiyet hükmünün yorumunda veya çektirilecek cezanın hesabında duraksama olursa, cezanın kısmen veya tamamen yerine getirilip getirilemeyeceği ileri sürülür ya da sonradan yürürlüğe giren kanun, hükümlünün lehinde olursa, duraksamanın giderilmesi veya yerine getirilecek cezanın belirlenmesi için hükmü veren mahkemeden karar istenir. (3) Yukarıdaki fıkralar uyarınca yapılan başvurular cezanın infazını ertelemez. Ancak, mahkeme olayın özelliğine göre infazın ertelenmesine veya durdurulmasına karar verebilir. 7- 5275 Sayılı Yasanın 101/1-3 Madde ve fıkrasında:.
(1) Cezanın infazı sırasında, 98 ilâ 100 üncü maddeler gereğince mahkemeden alınması gereken kararlar duruşma yapılmaksızın verilir. Karar verilmeden önce Cumhuriyet savcısı ve hükümlünün görüşlerini yazılı olarak bildirmeleri istenebilir..
(3)Bölge adliye mahkemesi veya Yargıtaydan başka mahkemeler tarafından verilmiş olan bu kararlara karşı itiraz yoluna gidilebilir.” hükümleri bulunmaktadır..
Ayrıca TBMM tarafından 5728 Sayılı Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlar ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile düzenleme yapıldığı ve bu kanunun yürürlükte olduğu ancak yapılan bu düzenlemeler içerisinde 3167 Sayılı Yasanın 16. Maddesi ile ilgili bir düzenlemenin bulunmadığı da ortadadır..
Kararına itiraz edilen mahkemenin itiraz edilen kararında; 5252 Sayılı Kanunun geçici 1. Maddesinde 5560 Sayılı Kanunla yapılan değişiklik üzerine belirlenen 31.12.2008 gününe değin, diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümlerinin düzeltilmesinin öngörüldüğü halde bu kapsamdan olarak yasa koyucu tarafından 5728 Sayılı “Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”u va’zettiği, dolayısıyla da uyumlaştırılması murat olunan diğer kanunların bu kapsamda yeniden düzenlenildiği., ancak bu çerçevede 3167 Sayılı Kanun hükümlerinin ayrık tutulduğu, bunun ise tamamen mevzuatın “Özel” niteliğinden kaynaklandığı, hal böyle olunca da Yargıtay Yüksek Dairesi’nin pek çok uygulamalarında da “özel yasa ” niteliğinden dolayı pek çok uygulanabilir (önödeme-uzlaşma…gibi) hukuk müessesesinden ayrık değerlendirildiği nazara alındığında, ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil eden çeklerden dolayı tayin olunacak ceza hükmünde de “çek bedeli kadar adli para cezası” olmasında hukuken aykırı bir durum görülmediğinden” sanık vekilinin talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır..
Yürürlükte olan yasal durum incelendiğinde; TCK nun 5/1 maddesinde bu kanunun genel hükümlerinin özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanacağı belirtilerek ceza hukukunda yeknesaklık sağlanmak istenmiştir. Bu amaçla 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesine; diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemesine aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31.12.2008 tarihine kadar uygulanır hükmü konulmuş ve bu süre yeniden uzatılmamıştır..
Yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. Madde hükmünü dikkate alarak ” Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” adı altında 580 maddeden oluşan 5728 Sayılı Yasayı çıkartmış ve bu yasa yürürlüğe girmiştir..
Buradan da anlaşıldığı üzere yasa koyucunun amacı TCK nun genel hükümlerinin bütün özel yasalarda ve ceza hükmü içeren yasalarda uygulanmasını sağlamaktır. 5237 Sayılı TCK nun 52. maddesi dikkate alındığında adli para cezasının tanımının yapıldığı görülmektedir. Buna göre adli para cezası , beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmadığı hallerde 730 günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması sureti ile hesaplanan meblağın hükümlü tarafından devlet hazinesine ödenmesinden ibarettir.
Bu maddenin 1. fıkrasında bulunan “kanunda aksine hüküm bulunmayan haller” tanımının adli para cezası gün sayısının bu genel düzenlemeye aykırı olarak 730 günün altında veya üstünde düzenlenecebileceği ve bu düzenlemenin de geçerli olduğu anlamındadır. Buradan da anlaşıldığı üzere TCK genel hükümlerinde gün adli para cezası sistemi benimsenmiştir. 3167 Sayılı yasanın 16. maddesi değerlendirildiğinde; “….. çek bedeli tutarı kadar ağır para cezası (adli para cezası) ile cezalandırılırlar . Ancak verilecek para cezası 80 milyar liradan fazla olamaz. ” hükmünün bulunduğu, bu düzenlemenin gün para cezası içermemesi nedeni ile TCK nun 52/1 maddesine uygun olmadığı ortadadır..
Yasa koyucunun 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesinde sözünü ettiği diğer kanunlar içerisinde 3167 Sayılı Yasanın da olduğu hususunda tereddüt yoktur. Buna göre 3167 Sayılı Yasada bulunan ve 5237 Sayılı TCK nun 1.Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümler 31.12.2008 tarihine kadar uygulanabilecektir. Bu düzenlemenin mevhumu muhalifinden 3167 Sayılı (özel) Kanunun TCK nun 1. kitabının 52. maddesinde düzenlenen gün para sistemine aykırı olan ceza kuralının 31.12.2008 tarihinden sonra uygulanmayacağı 5252 Sayıl Yasanın geçici 1. Maddesinin emredici hükmüdür. Kaldı ki yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesini dikkate alarak 5728 Sayılı Yasa ile özel yasalarda ayrıntılı düzenlemeler yapmasına rağmen 3167 Sayılı Yasada herhangi bir düzenleme yapmamıştır..
Ayrıca Adalet Bakanlığı’nın http://www.kgm.adalet.gov.tr/basbakanlik/cekkanunu.pdf adresinde bulunan ve Çek Kanunu Tasarısı Taslağı olarak Başbakanlığa gönderilen metnin 5/1 madde ve fıkrasında “Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adlî paracezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adlî para cezası, çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamaz.” düzenlemesinin bulunduğu, bu düzenleme dikkate alındığında yasama organının büyük çoğunluğunu oluşturan yürütmeyi (hükümeti ) temsilen Adalet Bakanlığının da itirazı reddeden mahkeme ve red kararında belirtilen Yargıtay Dairesinin inancına aykırı olarak çek kanununda verilecek adli para cezasının gün para sistemine uygun olması gerektiğini öngördüğü, bu durum karşısında subjektif değerlendirme niteliğinde olan “çekin ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil etmesi” bu nedenle 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesindeki düzenlemenin değiştirilmediği yani ayrık tutulduğu (temel düzenlemeden istisna edildiği) yönündeki değerlendirmenin mevcut yasal durum karşısında yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır..
Yasa koyucunun atlama yaptığı, bir konuyu unuttuğu kabul edilemeyeceğine ve yukarıda da değinildiği gibi bu konuda değişiklik yapmak için Başbakanlığa kanun tasarısı taslağıda sevk edildiğine göre yürütmenin, (hükümetin ) ve yasa koyucunun (TBMM’nin) muradının 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesi ile düzenlenen ceza kuralının ortadan kalkması ve yeni yasal düzenleme yapılana kadar bu ceza hükmünün uygulanamaz olmasını sağlamak olduğu kabul edilmelidir. Çünkü ceza kuralları uygulanmak amacı ile konulur. Uygulanamayan bir ceza kuralı kaldırılmış demektir. Uygulanamayacağı yasa ile düzenlenen, bu nedenle yasal olarak kaldırılma dışında yok hükmünde olan bir kurala göre ceza vermek gerek Anayasa’da yapılan temel haklar ile ilgili düzenlemelere, temel hak ve özgürlükleri içeren Uluslararası Sözleşme hükümlerine ve gerekse Türk Ceza Kanunun 2. maddesinde düzenlenen kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz, kanunlarda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz kuralına da aykırıdır..
Bu yasal durum karşısında hükümlünün, 31.12.2008 tarihinden itibaren zımni olarak yürürlükten kaldırılan ve yerine yeni hüküm konulmaması nedeni ile cezasız bırakılan karşılıksız çek keşide etmek eyleminden dolayı cezalandırıldığı, hükümlü müdafiinin yaptığı itirazın hukuka uygun olmayan mülahazalarla red edildiği, itirazın yasal ve yerinde olduğu anlaşılmakla, 5275 Sayılı Yasanın 101/3 madde ve fıkrasının verdiği yetkiye dayanarak ve hükümlünün telafisi mümkün olmayan zararlara uğramasını engellemek amacı ile 5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 maddesi gereğince mahkumiyet hükmünün yorumunda ve çektirilecek cezanın hesabında açıklanan nedenlerle duraksama olduğundan 3167 Sayılı Yasada yeni bir düzenleme yapılana ya da 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesinin açıkça yürürlükten kaldırılması anına kadar infazın ertelenmesine, yasa koyucunun yeni bir düzenleme yapması halinde hükümlünün durumunun yeniden mahkemesince ele alınarak değerlendirilmesi için itirazın kabülü ile hükümlüye Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 31.07.2007 tarih ve 2007/299 esas 2007/590 karar sayılı ilamı ile verilen adli para cezasının infazının durdurulmasına karar vermek gerekmiştir..
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;.
1-Hükümlü H.S.S. müdafiinin yapmış olduğu İTİRAZIN KABÜLÜNE, 2-Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 04.02.2009 tarih ve 2007/299 esas 2007/590 karar sayılı EK KARARININ KALDIRILMASINA.
3-Sanık hakkında Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 31.07.2007 tarih ve 2007/299 esas 2007/590 karar sayılı ilamı ile verilen 26000TL adli para cezasının İNFAZININ DURDURULMASINA,.
4-Kararın bir örneğinin gereğinin yerine getirilmesi için Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine,.
Dosyanın Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesine iadesine, Karardan bir örneğin hükümlü vekiline TEBLİĞİNE ,.
Dair; 5275 Sayılı Yasanın 101/3 ve CMK nun 271/4 madde ve fıkrası gereğince incelenen dosya üzerinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi..16.03.2009..
.
.
.
SARAYKÖY ASLİYE CEZA MAHKEMEİ DOSYA NO :2007/176 KARAR NO :2007/201
HAKİM : GÜLPERİ GÜNEŞ 32147 C.SAVCISI : HÜSEYİN HÜR 107696 KATİP : MURAT AYRAL 97009
SANIK : A. G. K. SUÇ : KARŞILIKSIZ ÇEK KEŞİDE ETME SUÇ TARIHİ : 19/02/2007 ASIL KARAR TARİHİ : 25/09/2007 EK KARAR TARİHİ : 28/01/2009
HÜKÜMLÜ AHMET GÜRKAN ………KAN IN 21/01/2009 ARİHLİ İNFAZIN DURDURULMASINA İLİKİN DİLEKÇESİ C. SAVCISININ YAZILI GÖRÜŞÜ ALINARAKİNCELENDİ.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLÜ:
HÜKÜMLÜ AHMET GÜRKAN …..KAN HAKKINDA MAHKEMEMİZİN 25/09/2009 TARİH 2007/176-201 ESAS E KARAR SAYILI KARARI İLE KARŞILIKSIZ ÇEK KEŞİDE ETMEK SUÇUNDAN DAYI 60.000 TL ADLİ PARA CEZASI İL CEZALANDIRILMASIA KARAR VERİLDİĞİ, KARARIN 20/11/2007 TARİHİNDE KESİNLEŞEREK İNFAZA VERİLDİĞİ HÜKÜMLÜĞÜN ADLİ PARA CEZASNI ÖDEMEMESİ ÜZERİNE SARAYKÖY C.BAŞSAVCILIĞININ 29/01/2008 GÜNLÜ KARARI İLE HÜKÜMLÜYE VERİE ADLİ PARA CEZASININ 600 GÜN HAPİS CEZASINA ÇEVRİLDİĞİ VE 28/02/2008 TARİHİNDE İNFAZA BAŞLANDIĞI HÜKÜMLÜNÜN HALEN B CEZASINI İNFAZ TTİĞİ 5252 SAYILI ÜÇK NIN YÜÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDAKİ KANUNUN GEÇİCİ 1.MADDESİDE BELİRTİLEN DİĞEN KANUNLARIN TCK NIN GEEL HÜKÜMLERİNE AKRI OLAN MADDELERİNİN UYGULANMASINA DEVAM EDİLECEĞİNE İLİŞKİN HÜKMÜN 31/12/2008 TARİHİ İTİBARİYLE YÜRÜRÜKTE KALKTIĞI YASA KOYUCU TARAFINDAN 5728 SAYILI YASA İLE BİR ÇOK ÖZEL YASDAKİ CEZA HÜKÜMLERİ 5237 SAYILI YASAYA UYGUN HALE GETİRİLMESİNE RAĞMEN 3167 SAYILI YASA YÖNÜNDEN 31/12/2008 TARİHİNE KADAR HER HANGİ BİR DÜZENLEME YAPILMADIĞI 5252 SAYILI TCK NIN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KARARIN MADDESİ 5237 SAYILI TCK 45/1 52/1 MADELERİ İLE BİRLİKTE DEĞERLENDİRLDİĞİNDE BU GENEL URALIN BÜTÜN ÖZEL YASALARI BAĞLAYACĞI ÖZEL YASALARDAKİ AYKIRI HÜKÜMLRİN 31/12/2008 TARİHİNE KADAR UYGUNABİLECEĞİ BU TARİHE KADAR ÖZEL YASALARIN 5257 SAYILI TCK NIN GEEL KÜMLERİNE UYARLANMASININ ZORUNLU BULUNDUĞU ANCA 3167 SAYILI YASA AÇISINDAN HALEN BU UYARLAMANIN YAPILMAMIQŞ OLDUĞU ANLAŞILMAKLA HÜKÜMLÜNÜN MAĞDURİYETNE NEDE ALMAMAK AÇISINDAN 527 SAYILI ASANIN 98. MADDESİ UYARINCA İNFAZIN DURDURULMASINA KARAR VERMEKGEREKMİŞTİR. HÜKÜM YUKARIDA AÇIKLANAN NEDENLERLE
HÜKÜMLÜ AHMET GÜRKAN ……KAN HAKKINDA MAHKEMEMİZİN 25/09/207 TARİH 2007/176-201 ESAS VE KARAR SAYILI İLAMI İLE VERİLEN 60.000 TL ADLİ PARA CEZASINA İLİŞKİN İNFAZIN DURDURULMASINA.
HÜKÜMLÜNÜN BAŞKA BİR SUÇTAN TUTUKLU VEY HÜKÜMLÜ ULUNMAASI HALİNDE SALIVERİLMESİNE
KARARIN C.SAVCILIĞI ARACILIĞIYLA HÜKÜMLÜYE TEBLİĞİ DAİR, DOSYA ÜZERİNDEYAPILAN İNCELEMESONUCUNDA İSTEME UYGUN V TEBLİĞ TARİHİNDEN İTAREN 7 GÜN İÇİNDE DENİZLİ NBETÇİ AĞIR CEZA MAHKEMESİNE İTİRAZ YOLU AÇIK OLMAK ÜZERERKARAR VERİLDİ
Sakarya Ağır Ceza Mahkemesi, Karşılıksız Çek Beraat Kararı
BAŞKAN : ABDÜLKADİR YAVUZ ÜYE : BURHANETTİN ESENKAR ÜYE : CEVDET BAK
KATİP : BEHİYE AYDINHükümlü A.B. vekili Av. Levent S. tarafından Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.03.2009 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı ek kararı ile hükümlü vekilinin talebinin reddine ve mahkemelerinin 28.5.2008 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı ilamının değiştirilmesine ve infazın durdurulmasına yer olmadığına ve infazın devamına dair kararına dosya içeriğine göre süresi içerisinde; müvekkilinin 3167 Sayılı Kanuna Muhalefet nedeni ile para cezasına mahkum edildiği, 5275 Sayılı Yasanın 98. maddesi uyarınca yaptıkları başvurunun reddedildiği, bu kararın 5237 Sayılı TCK nun 5, 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesi, 3167 Sayılı Yasanın 16. maddesi ayrıca TCK 20.43.52,53,60,61 maddelerinde yer alan düzenlemelere aykırı olduğu, 31.11.2008 tarihi itibari ile karşılıksız çek keşide etmek eyleminin suç olmaktan çıktığı, böylece suçta ve cezada kanunilik ilkesi uyarınca hükümlü hakkında verilen cezanın yasal dayanağının kalmadığı iddiası ile Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından 24.03.2009 tarihinde infazın devamına ilişkin ek kararın itiraz incelemesi ile kaldırılmasını ve hakkında tayin edilen cezanın bütün sonuçları ile ortadan kaldırılmasını ve tahliyesini istemiştir.
İddia makamının mütalaası alındı, dosya incelendi
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Konu ile ilgili yasal durum incelendiğinde;
1-3167 Sayılı Yasanın 16. maddesinde : (1) Üzerinde yazılı keşide tarihinden önce veya ibraz süresi içinde 4 üncü madde uyarınca ibraz edildiğinde, yeterli karşılığı bulunmaması nedeniyle kısmen de olsa ödenmeyen çeki keşide eden hesap sahipleri veya yetkili temsilcileri, kanunların ayrıca suç saydığı haller saklı kalmak üzere, çek bedeli tutarı kadar ağır para cezasıyla cezalandırılırlar. Ancak verilecek para cezası seksenmilyar liradan fazla olamaz. Bu miktar, 01/03/1926 tarihli ve 765 sayılı Türk Ceza Kanununun ek 2 nci maddesine göre her yıl artırılır. Bu suçtan mükerrirlere, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.
2 – 5237 Sayılı TCK nun 2/1-3 madde ve fıkralarında ; (1) “Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz.”
(3) Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz.
3- 5237 Sayılı TCK nun 5/1 madde ve fıkralarında : “Bu Kanunun genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır. “
4-5237 Sayılı TCK nun 52/1-2-3 Madde ve fıkralarında; (1) Adlî para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hâllerde yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir.
(2) En az yirmi ve en fazla yüz Türk Lirası olan bir gün karşılığı adlî para cezasının miktarı, kişinin ekonomik ve diğer şahsî hâlleri göz önünde bulundurularak takdir edilir. (3) Kararda, adlî para cezasının belirlenmesinde esas alınan tam gün sayısı ile bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ayrı ayrı gösterilir. “
5-5252 Sayılı Yasanın 5349 Sayılı Yasanın 6. Maddesi ile değişik Geçici 1. Maddesinde: (1) Diğer kanunların, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31 Aralık 2008 tarihine kadar uygulanır.
6-5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 madde ve fıkrasında: (1) Mahkûmiyet hükmünün yorumunda veya çektirilecek cezanın hesabında duraksama olursa, cezanın kısmen veya tamamen yerine getirilip getirilemeyeceği ileri sürülür ya da sonradan yürürlüğe giren kanun, hükümlünün lehinde olursa, duraksamanın giderilmesi veya yerine getirilecek cezanın belirlenmesi için hükmü veren mahkemeden karar istenir. (3) Yukarıdaki fıkralar uyarınca yapılan başvurular cezanın infazını ertelemez. Ancak, mahkeme olayın özelliğine göre infazın ertelenmesine veya durdurulmasına karar verebilir.
7- 5275 Sayılı Yasanın 101/1-3 Madde ve fıkrasında: (1) Cezanın infazı sırasında, 98 ilâ 100 üncü maddeler gereğince mahkemeden alınması gereken kararlar duruşma yapılmaksızın verilir. Karar verilmeden önce Cumhuriyet savcısı ve hükümlünün görüşlerini yazılı olarak bildirmeleri istenebilir. “http://karsiliksizcek.wordpress.com/”
(3)Bölge adliye mahkemesi veya Yargıtaydan başka mahkemeler tarafından verilmiş olan bu kararlara karşı itiraz yoluna gidilebilir.” hükümleri bulunmaktadır.
Ayrıca TBMM tarafından 5728 Sayılı Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlar ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile düzenleme yapıldığı ve bu kanunun yürürlükte olduğu ancak yapılan bu düzenlemeler içerisinde 3167 Sayılı Yasanın 16. Maddesi ile ilgili bir düzenlemenin bulunmadığı da ortadadır.
Kararına itiraz edilen mahkemenin itiraz edilen kararında; 5252 Sayılı Kanunun geçici 1. Maddesinde 5560 Sayılı Kanunla yapılan değişiklik üzerine belirlenen 31.12.2008 gününe değin, diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümlerinin düzeltilmesinin öngörüldüğü halde bu kapsamdan olarak yasa koyucu tarafından 5728 Sayılı “Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”u va’zettiği, dolayısıyla da uyumlaştırılması murat olunan diğer kanunların bu kapsamda yeniden düzenlenildiği., ancak bu çerçevede 3167 Sayılı Kanun hükümlerinin ayrık tutulduğu, bunun ise tamamen mevzuatın “Özel” niteliğinden kaynaklandığı, hal böyle olunca da Yargıtay Yüksek Dairesi’nin pek çok uygulamalarında da “özel yasa ” niteliğinden dolayı pek çok uygulanabilir (önödeme-uzlaşma…gibi) hukuk müessesesinden ayrık değerlendirildiği nazara alındığında, ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil eden çeklerden dolayı tayin olunacak ceza hükmünde de “çek bedeli kadar adli para cezası” olmasında hukuken aykırı bir durum görülmediğinden” sanık vekilinin talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Yürürlükte olan yasal durum incelendiğinde; TCK nun 5/1 maddesinde bu kanunun genel hükümlerinin özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanacağı belirtilerek ceza hukukunda yeknesaklık sağlanmak istenmiştir.
Bu amaçla 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesine; diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemesine aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31.12.2008 tarihine kadar uygulanır hükmü konulmuş ve bu süre yeniden uzatılmamıştır.
Yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. Madde hükmünü dikkate alarak ” Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” adı altında 580 maddeden oluşan 5728 Sayılı Yasayı çıkartmış ve bu yasa yürürlüğe girmiştir.
Buradan da anlaşıldığı üzere yasa koyucunun amacı TCK nun genel hükümlerinin bütün özel yasalarda ve ceza hükmü içeren yasalarda uygulanmasını sağlamaktır.
5237 Sayılı TCK nun 52. maddesi dikkate alındığında adli para cezasının tanımının yapıldığı görülmektedir. Buna göre adli para cezası , beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmadığı hallerde 730 günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması sureti ile hesaplanan meblağın hükümlü tarafından devlet hazinesine ödenmesinden ibarettir
Bu maddenin 1. fıkrasında bulunan “kanunda aksine hüküm bulunmayan haller” tanımının adli para cezası gün sayısının bu genel düzenlemeye aykırı olarak 730 günün altında veya üstünde düzenlenebileceği ve bu düzenlemenin de geçerli olduğu anlamındadır. Buradan da anlaşıldığı üzere TCK genel hükümlerinde gün adli para cezası sistemi benimsenmiştir. 3167 Sayılı yasanın 16. maddesi değerlendirildiğinde; “….. çek bedeli tutarı kadar ağır para cezası (adli para cezası) ile cezalandırılırlar . Ancak verilecek para cezası 80 milyar liradan fazla olamaz. ” hükmünün bulunduğu, bu düzenlemenin gün para cezası içermemesi nedeni ile TCK nun 52/1 maddesine uygun olmadığı ortadadır.
Yasa koyucunun 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesinde sözünü ettiği diğer kanunlar içerisinde 3167 Sayılı Yasanın da olduğu hususunda tereddüt yoktur. Buna göre 3167 Sayılı Yasada bulunan ve 5237 Sayılı TCK nun 1.Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümler 31.12.2008 tarihine kadar uygulanabilecektir. Bu düzenlemenin mevhumu muhalifinden 3167 Sayılı (özel) Kanunun TCK nun 1. kitabının 52. maddesinde düzenlenen gün para sistemine aykırı olan ceza kuralının 31.12.2008 tarihinden sonra uygulanmayacağı 5252 Sayıl Yasanın geçici 1. Maddesinin emredici hükmüdür. Kaldı ki yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesini dikkate alarak 5728 Sayılı Yasa ile özel yasalarda ayrıntılı düzenlemeler yapmasına rağmen 3167 Sayılı Yasada herhangi bir düzenleme yapmamıştır.
Ayrıca Adalet Bakanlığı’nın http://www.kgm.adalet.gov.tr/basbakanlik/cekkanunu.pdf adresinde bulunan ve Çek Kanunu Tasarısı Taslağı olarak Başbakanlığa gönderilen metnin 5/1 madde ve fıkrasında “Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adlî paracezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adlî para cezası, çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamaz.” düzenlemesinin bulunduğu, bu düzenleme dikkate alındığında yasama organının büyük çoğunluğunu oluşturan yürütmeyi (hükümeti ) temsilen Adalet Bakanlığının da itirazı reddeden mahkeme ve red kararında belirtilen Yargıtay Dairesinin inancına aykırı olarak çek kanununda verilecek adli para cezasının gün para sistemine uygun olması gerektiğini öngördüğü, bu durum karşısında subjektif değerlendirme niteliğinde olan “çekin ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil etmesi” bu nedenle 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesindeki düzenlemenin değiştirilmediği yani ayrık tutulduğu (temel düzenlemeden istisna edildiği) yönündeki değerlendirmenin mevcut yasal durum karşısında yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
Yasa koyucunun atlama yaptığı, bir konuyu unuttuğu kabul edilemeyeceğine ve yukarıda da değinildiği gibi bu konuda değişiklik yapmak için Başbakanlığa kanun tasarısı taslağıda sevk edildiğine göre yürütmenin, (hükümetin ) ve yasa koyucunun (TBMM’nin) muradının 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesi ile düzenlenen ceza kuralının ortadan kalkması ve yeni yasal düzenleme yapılana kadar bu ceza hükmünün uygulanamaz olmasını sağlamak olduğu kabul edilmelidir. Çünkü ceza kuralları uygulanmak amacı ile konulur. Uygulanamayan bir ceza kuralı kaldırılmış demektir. Uygulanamayacağı yasa ile düzenlenen, bu nedenle yasal olarak kaldırılma dışında yok hükmünde olan bir kurala göre ceza vermek gerek Anayasa’da yapılan temel haklar ile ilgili düzenlemelere, temel hak ve özgürlükleri içeren Uluslararası Sözleşme hükümlerine ve gerekse Türk Ceza Kanunun 2. maddesinde düzenlenen kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz, kanunlarda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz kuralına da aykırıdır.
Bu yasal durum karşısında hükümlünün, 31.12.2008 tarihinden itibaren zımni olarak yürürlükten kaldırılan ve yerine yeni hüküm konulmaması nedeni ile cezasız bırakılan karşılıksız çek keşide etmek eyleminden dolayı cezalandırıldığı, hükümlü müdafiinin yaptığı itirazın hukuka uygun olmayan mülahazalarla red edildiği, itirazın yasal ve yerinde olduğu anlaşılmakla, 5275 Sayılı Yasanın 101/3 madde ve fıkrasının verdiği yetkiye dayanarak ve hükümlünün telafisi mümkün olmayan zararlara uğramasını engellemek amacı ile 5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 maddesi gereğince mahkumiyet hükmünün yorumunda ve çektirilecek cezanın hesabında açıklanan nedenlerle duraksama olduğundan 3167 Sayılı Yasada yeni bir düzenleme yapılana ya da 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesinin açıkça yürürlükten kaldırılması anına kadar infazın ertelenmesine, yasa koyucunun yeni bir düzenleme yapması halinde hükümlünün durumunun yeniden mahkemesince ele alınarak değerlendirilmesi için itirazın kabülü ile hükümlüye Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 08.05.2008 tarih ve 2008/202 esas, 2008/323 karar sayılı ilamı ile verilen adli para cezasının infazının durdurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Hükümlü Abdullah Bekir vekilinin yapmış olduğu İTİRAZIN KABÜLÜNE, 2-Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.03.2009 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı EK KARARININ KALDIRILMASINA
3-Sanık hakkında Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 8.5.2008 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı ilamı ile verilen 4158 .- TL, adli para cezasının İNFAZININ DURDURULMASINA,
4-Kararın bir örneğinin gereğinin yerine getirilmesi için Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine,
Dosyanın Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesine iadesine, Karardan bir örneğin hükümlü vekiline TEBLİĞİNE , Dair; 5275 Sayılı Yasanın 101/3 ve CMK nun 271/4 madde ve fıkrası gereğince incelenen dosya üzerinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.27.03.2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/7 Geliş Tarihi: 05/01/2009 Mahkemesi: Köyceğiz Sulh Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2008/82 Mahkeme Karar No: 2008/141 Mahkeme Karar Tarihi: 15/05/2008
Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme
DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/133 Karar BOZMA Karar Tarihi 19/01/2009 Kapatma Tarihi 03/02/2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/9 Geliş Tarihi: 05/01/2009
Mahkemesi: Tarsus Ağır Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2008/903 Mahkeme Karar No: 2008/903 Mahkeme Karar Tarihi: 14/07/2008
Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/135 Karar BOZMA Karar Tarihi 19/01/2009 Kapatma Tarihi 03/02/2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/14 Geliş Tarihi: 12/01/2009
Mahkemesi: Korkuteli Asliye Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2005/153
Mahkeme Karar No: 2006/97 Mahkeme Karar Tarihi: 10/03/2006
Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/784 Karar BOZMA Karar Tarihi 26/01/2009 Kapatma Tarihi 12/02/2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/18 Geliş Tarihi: 12/01/2009
Mahkemesi: Malatya 4. Asliye Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2006/291
Mahkeme Karar No: 2007/539 Mahkeme Karar Tarihi: 17/07/2007 Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/787 Karar BOZMA Karar Tarihi 26/01/2009 Kapatma Tarihi 03/02/2009
SAYIN MİLLETVEKİLLERİM
Sayın
Milletvekilim
Karşılıksız çekten dolayı hapis cezası , kanayan bir yaradır ve Türk Hukuk Sistemi açısından bir yüz karasıdır! Kişi hak ve hürriyetlerine ve esasen mevcut Anayasamıza da aykırı olan bu uygulama 1 Ocak 2009 tarihi itibariyle yeni bir boyut kazanmıştır:
Konu ile ilgili mevcut hukuki durum aşağıda sadece iki ana husus bakımından özetlenmiştir. Uygulama yasasında verilen süre 31 Aralık 2008'de dolmuş ve bu tarihten itibaren karşılıksız çek suçları fiilen cezasız kalmıştır. Eğer hukuk devletiysek, bu suçtan dolayı, yeni bir yasal düzenleme yapılana kadar hiçbir mahkeme ceza veremez ve önceden verilmiş olan cezalar da hukuken yok hükmündedir.
Ne var ki yargı tereddüttedir ve 3 aydır çelişkili kararlar verilmektedir. Bazı mahkemeler ceza vermeye devam ederken kendisinden bir çözüm beklenen YARGITAY, bugüne kadar yerel mahkemelere emsal oluşturacak bir karar da vermemiştir. Bazı illerdeki Asliye Ceza Mahkemeleri ve en önemlisi Sakarya 1. Ağır Ceza Mahkemesi ise, cezaların infazını durdurmuş ve hükümlüler tahliye edilmeye başlanmıştır. Diğer taraftan karşılıksız çekten dolayı ceza almış olan binlerce kişi ise kanunsuz bir şekilde 3 ayı aşkın süredir cezaevlerinde tutulmaktadır.
Ekonomik suçtan dolayı hürriyeti bağlayıcı ceza verilmesinin gayri insani olduğu, mevcut düzenlemenin anayasaya aykırı olduğu konuları bir tarafa, ortada apaçık bir hukuksuzluk ve kaos vardır! Teknik bir konu değil, akl-ı selim sahibi herkesin kolayca anlayabileceği basit bir durum var ortada... Prof. Dr. Adem Sözüer ve daha birçok hukukçu aylardır konuyu anlatmaya çalışıyor ama maalesef hukuksuzluk devam ediyor.
Bu kaos hem adalet anlayışını zedeliyor, hem de apaçık bir ihlal niteliği taşıyor. Üç aydır haksız yere cezaevlerinde tutulan insanlar, bu durumu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine taşıdıklarında kesinlikle lehe bir karar çıkacak ve yüklü tazminatlar gündeme gelecektir. Zira Sakarya Ağır Ceza Mahkemesinin aynı konuda verdiği emsal kararlar var. Bu kararlar diğer mahkemeleri bağlayıcı olmasa da ceza hukukunun uygulanmasında yeknesaklık zedelenmiş ve kanun önünde eşitlik ilkesi bozulmuştur. Böyle bir netice, Meclisi ve hükumeti zor durumda bırakacağı gibi, uluslararası hukuk çevrelerinde ve kamuoyu nezdinde yargı organlarının saygınlığını da zedeleyici sonuçlar doğurabilecektir. Meclisin ve hükumetin bir an önce bu çarpık duruma el koyması ve hukuksuzluğu sona erdirmesi gerekiyor.
Yeni yasada adli para cezası ve dolayısıyla hapis cezası devam edecek olsa da, çıkacak kanuna eklenecek bir geçici madde ile, 1 Ocak 2009 tarihi ile kanunun çıktığı tarihe kadar oluşmuş bulunan yasal boşluk sebebiyle cezasız kalmış olan karşılıksız çek suçundan dolayı verilen cezaların kaldırılması sağlanabilir. Böylece hem yargının tereddütleri izale edilmiş olur, bozulan yeknesaklık ve eşitlik ilkesi de nispeten telafi edilebilir.
Ortada kamu vicdanını rahatsız eden, toplumsal barışı zedeleyen ve adalet duygusunu inciten çok vahim bir tablo vardır ve süratle çözüm beklenmektedir.
Sessiz sedasız onbinlerce insan ve aile, Yüce Meclisten hukuk devleti esasına uygun bir çözüm beklemektedir.
HUKUKİ DURUMUN ÖZETİ
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 5 inci maddesi “Özel kanunlarla ilişki” başlığını taşımaktadır. Bu maddeye göre, “Bu Kanun’un genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren özel kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır.” Bu kanunun yayınlanmasını müteakip 3167 sayılı Çek Yasasının da içinde bulunduğu “ceza içeren özel kanunlar”da gerekli değişiklik ve uyumların yapılabilmesi için 5nci maddenin uygulanması 31.12.2008 tarihine ertelenmiştir. Ancak 31.12.2008 tarihine kadar, diğer birçok özel kanunda değişiklik yapılmış olmasına rağmen Çek Kanununda gerekli değişiklikler yapılmadığından, artık 01.01.2009 tarihi itibariyle 3167 Sayılı Yasanın ceza içeren ve TCK Genel Hükümlerine aykırılık teşkil eden maddeleri zımnen yürürlükten kaldırılmış bulunmaktadır. Nitekim, 31.12.2008 tarihine dek, ceza hükmü getiren diğer özel kanunlardan olan 3167 Sayılı Çek Kanununun cezai hükümleri, TCK’nun genel hükümlerine aykırı olsa da uygulanabilmekteydi.
Aykırılıklar nerededir?
1. TCK m. 21 bakımından : 3167 SK. m. 16/1’de karşılıksız çek keşide etme suçu, “şekli suç” niteliğinde düzenlenmiştir. Ancak, TCK ’nın genel hükümleri (m. 21) uyarınca, bir suçun oluşumu kastın varlığına bağlıdır. Kast “doğrudan”(m. 21/1) veya “olası kast” (m. 21/2) olabilir. Bu nedenle, bir kişinin karşılıksız çek nedeniyle cezalandırılabilmesi için, bu kişinin çeki keşide ederken, çekin karşılıksız kalacağı kastıyla hareket etmiş olması gerekmektedir. Başka bir deyişle, bunu bilmeli ve istemelidir. Dolayısıyla, yapılan yargılamada, artık kastın varlığı mutlak olarak araştırılmalı ve bunun sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır. Şayet olayda kast yoksa TCK m. 21/2’ye göre, somut olayda karşılıksız çek keşide eden kişide “olası kast”ın varlığı da ayrıca değerlendirilerek, maddede öngörülen ceza indirimleri uygulanmalıdır. 5252 Sayılı Kanunun kabulü ve uygulanması ile, hukukumuzda bugüne kadar zaten tartışmalı olan “objektif sorumluluk” esası terkedilmiş ve “kusursuz ceza olmaz” esası tamamen geçerli kılınmıştır. Şu halde, karşılıksız çek suçlarında, 1.1.2009 tarihine kadar “objektif sorumluluk” esasına göre verilmiş olan cezalar geçerliliğini yitirmiş bulunmaktadır. Artık suçun manevi unsuru olarak “kast” aranmalıdır. Aksi bir uygulama “kanunsuz suç ve ceza olamaz” esasına açık bir aykırılık teşkil edecektir.
2. TCK m. 52 bakımından Çek Kanunu’na göre, karşılıksız çek keşide etme suçunun cezası, çek bedeli tutarı kadar “adli para cezası” olarak belirlenmekteydi. Ancak, 1.1.2009 tarihinden itibaren TCK’nın adli para cezalarına ilişkin 52. maddesi uygulama alanı bulacağından, ceza miktarının ve niteliğinin belirlenmesi değişmiş bulunmaktadır.
TCK 52. maddenin uygulanmaya başlaması ile Çek yasasındaki çek bedeline bağlı adli para cezası uygulaması son bulmuştur. Adli para cezasının miktarının tespiti artık, sadece gün/para esasına göre yapılabilecektir. 3167 Sayılı Çek Kanunu’nun uygulamasında, ceza, karşılıksız çıkan çek miktarına göre belirlenmekteyken, TCK’nın 52. maddesinin uygulanmasıyla, öncelikle tamgün hesabının yapılması ve bir güne karşılık gelen parasal miktarın belirlenmesi üzerine karar verilmesi gerekmektedir. TCK m. 61/8 hükmüne göre, adli para cezası, belirlenen sonuç gün ile kişinin bir gün karşılığı ödeyebileceği miktarın çarpılması suretiyle bulunacaktır. Bu itibarla, yargılama sonucunda verilecek adli para cezasının tayini usulü de tümden değişmektedir. Nitekim hazırlanan yeni Çek Kanunu tasarısında da "Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adlî para cezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adlî para cezası, çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamaz." Denilmek suretiyle adli para cezasının tayininde Yeni TCK’na uygun olarak gün/para sisteminin getirildiği görülmektedir.
Bu değerlendirmeler ışığı altında bugüne kadar 3167 Sayılı Kanuna göre verilen çek cezaları, 01.01.2009 tarihinde yürürlüğe girmiş bulunan TCK 5nci maddesi uyarınca , aynı kanunun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırılık teşkil etmektedir ve sanık/hükümlü lehine olan yeni hükümler uygulanarak bugüne kadar verilmiş olan cezaların infazı durdrulmalıdır.
Uygulanamayacağı yasa ile düzenlenen, bu nedenle yasal olarak yok hükmünde olan bir kurala göre ceza vermek, gerek Anayasa'da yapılan temel haklar ile ilgili düzenlemelere, temel hak ve özgürlükleri içeren Uluslararası Sözleşme hükümlerine ve gerekse Türk Ceza Kanunun 2. maddesinde düzenlenen kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz, kanunlarda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz kuralına da aykırıdır.
BU AŞAGILIK YAZILARA MÜSADEE ETMEYECEGİMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMM...........................................................................KARŞILIKSIZ ÇEKE HAPİS İNSANLIK ONURUNA AYKIRI İSE BU YAZILAR İNSANLIK ONURUNAAA UYGUNMUUUU?????
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:.
Konu ile ilgili yasal durum incelendiğinde;.
1-3167 Sayılı Yasanın 16. maddesinde :.
(1) Üzerinde yazılı keşide tarihinden önce veya ibraz süresi içinde 4 üncü madde uyarınca ibraz edildiğinde, yeterli karşılığı bulunmaması nedeniyle kısmen de olsa ödenmeyen çeki keşide eden hesap sahipleri veya yetkili temsilcileri, kanunların ayrıca suç saydığı haller saklı kalmak üzere, çek bedeli tutarı kadar ağır para cezasıyla cezalandırılırlar. Ancak verilecek para cezası seksenmilyar liradan fazla olamaz. Bu miktar, 01/03/1926 tarihli ve 765 sayılı Türk Ceza Kanununun ek 2 nci maddesine göre her yıl artırılır. Bu suçtan mükerrirlere, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir..
2 – 5237 Sayılı TCK nun 2/1-3 madde ve fıkralarında ; (1) “Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz.”.
(3) Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz. 3- 5237 Sayılı TCK nun 5/1 madde ve fıkralarında :.
“Bu Kanunun genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır. “.
4-5237 Sayılı TCK nun 52/1-2-3 Madde ve fıkralarında; (1) Adlî para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hâllerde yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir..
(2) En az yirmi ve en fazla yüz Türk Lirası olan bir gün karşılığı adlî para cezasının miktarı, kişinin ekonomik ve diğer şahsî hâlleri göz önünde bulundurularak takdir edilir. (3) Kararda, adlî para cezasının belirlenmesinde esas alınan tam gün sayısı ile bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ayrı ayrı gösterilir. “.
5-5252 Sayılı Yasanın 5349 Sayılı Yasanın 6. Maddesi ile değişik Geçici 1. Maddesinde: (1) Diğer kanunların, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31 Aralık 2008 tarihine kadar uygulanır..
6-5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 madde ve fıkrasında:.
(1) Mahkûmiyet hükmünün yorumunda veya çektirilecek cezanın hesabında duraksama olursa, cezanın kısmen veya tamamen yerine getirilip getirilemeyeceği ileri sürülür ya da sonradan yürürlüğe giren kanun, hükümlünün lehinde olursa, duraksamanın giderilmesi veya yerine getirilecek cezanın belirlenmesi için hükmü veren mahkemeden karar istenir. (3) Yukarıdaki fıkralar uyarınca yapılan başvurular cezanın infazını ertelemez. Ancak, mahkeme olayın özelliğine göre infazın ertelenmesine veya durdurulmasına karar verebilir. 7- 5275 Sayılı Yasanın 101/1-3 Madde ve fıkrasında:.
(1) Cezanın infazı sırasında, 98 ilâ 100 üncü maddeler gereğince mahkemeden alınması gereken kararlar duruşma yapılmaksızın verilir. Karar verilmeden önce Cumhuriyet savcısı ve hükümlünün görüşlerini yazılı olarak bildirmeleri istenebilir..
(3)Bölge adliye mahkemesi veya Yargıtaydan başka mahkemeler tarafından verilmiş olan bu kararlara karşı itiraz yoluna gidilebilir.” hükümleri bulunmaktadır..
Ayrıca TBMM tarafından 5728 Sayılı Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlar ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile düzenleme yapıldığı ve bu kanunun yürürlükte olduğu ancak yapılan bu düzenlemeler içerisinde 3167 Sayılı Yasanın 16. Maddesi ile ilgili bir düzenlemenin bulunmadığı da ortadadır..
Kararına itiraz edilen mahkemenin itiraz edilen kararında; 5252 Sayılı Kanunun geçici 1. Maddesinde 5560 Sayılı Kanunla yapılan değişiklik üzerine belirlenen 31.12.2008 gününe değin, diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümlerinin düzeltilmesinin öngörüldüğü halde bu kapsamdan olarak yasa koyucu tarafından 5728 Sayılı “Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”u va’zettiği, dolayısıyla da uyumlaştırılması murat olunan diğer kanunların bu kapsamda yeniden düzenlenildiği., ancak bu çerçevede 3167 Sayılı Kanun hükümlerinin ayrık tutulduğu, bunun ise tamamen mevzuatın “Özel” niteliğinden kaynaklandığı, hal böyle olunca da Yargıtay Yüksek Dairesi’nin pek çok uygulamalarında da “özel yasa ” niteliğinden dolayı pek çok uygulanabilir (önödeme-uzlaşma…gibi) hukuk müessesesinden ayrık değerlendirildiği nazara alındığında, ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil eden çeklerden dolayı tayin olunacak ceza hükmünde de “çek bedeli kadar adli para cezası” olmasında hukuken aykırı bir durum görülmediğinden” sanık vekilinin talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır..
Yürürlükte olan yasal durum incelendiğinde; TCK nun 5/1 maddesinde bu kanunun genel hükümlerinin özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanacağı belirtilerek ceza hukukunda yeknesaklık sağlanmak istenmiştir. Bu amaçla 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesine; diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemesine aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31.12.2008 tarihine kadar uygulanır hükmü konulmuş ve bu süre yeniden uzatılmamıştır..
Yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. Madde hükmünü dikkate alarak ” Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” adı altında 580 maddeden oluşan 5728 Sayılı Yasayı çıkartmış ve bu yasa yürürlüğe girmiştir..
Buradan da anlaşıldığı üzere yasa koyucunun amacı TCK nun genel hükümlerinin bütün özel yasalarda ve ceza hükmü içeren yasalarda uygulanmasını sağlamaktır. 5237 Sayılı TCK nun 52. maddesi dikkate alındığında adli para cezasının tanımının yapıldığı görülmektedir. Buna göre adli para cezası , beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmadığı hallerde 730 günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması sureti ile hesaplanan meblağın hükümlü tarafından devlet hazinesine ödenmesinden ibarettir.
Bu maddenin 1. fıkrasında bulunan “kanunda aksine hüküm bulunmayan haller” tanımının adli para cezası gün sayısının bu genel düzenlemeye aykırı olarak 730 günün altında veya üstünde düzenlenecebileceği ve bu düzenlemenin de geçerli olduğu anlamındadır. Buradan da anlaşıldığı üzere TCK genel hükümlerinde gün adli para cezası sistemi benimsenmiştir. 3167 Sayılı yasanın 16. maddesi değerlendirildiğinde; “….. çek bedeli tutarı kadar ağır para cezası (adli para cezası) ile cezalandırılırlar . Ancak verilecek para cezası 80 milyar liradan fazla olamaz. ” hükmünün bulunduğu, bu düzenlemenin gün para cezası içermemesi nedeni ile TCK nun 52/1 maddesine uygun olmadığı ortadadır..
Yasa koyucunun 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesinde sözünü ettiği diğer kanunlar içerisinde 3167 Sayılı Yasanın da olduğu hususunda tereddüt yoktur. Buna göre 3167 Sayılı Yasada bulunan ve 5237 Sayılı TCK nun 1.Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümler 31.12.2008 tarihine kadar uygulanabilecektir. Bu düzenlemenin mevhumu muhalifinden 3167 Sayılı (özel) Kanunun TCK nun 1. kitabının 52. maddesinde düzenlenen gün para sistemine aykırı olan ceza kuralının 31.12.2008 tarihinden sonra uygulanmayacağı 5252 Sayıl Yasanın geçici 1. Maddesinin emredici hükmüdür. Kaldı ki yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesini dikkate alarak 5728 Sayılı Yasa ile özel yasalarda ayrıntılı düzenlemeler yapmasına rağmen 3167 Sayılı Yasada herhangi bir düzenleme yapmamıştır..
Ayrıca Adalet Bakanlığı’nın http://www.kgm.adalet.gov.tr/basbakanlik/cekkanunu.pdf adresinde bulunan ve Çek Kanunu Tasarısı Taslağı olarak Başbakanlığa gönderilen metnin 5/1 madde ve fıkrasında “Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adlî paracezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adlî para cezası, çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamaz.” düzenlemesinin bulunduğu, bu düzenleme dikkate alındığında yasama organının büyük çoğunluğunu oluşturan yürütmeyi (hükümeti ) temsilen Adalet Bakanlığının da itirazı reddeden mahkeme ve red kararında belirtilen Yargıtay Dairesinin inancına aykırı olarak çek kanununda verilecek adli para cezasının gün para sistemine uygun olması gerektiğini öngördüğü, bu durum karşısında subjektif değerlendirme niteliğinde olan “çekin ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil etmesi” bu nedenle 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesindeki düzenlemenin değiştirilmediği yani ayrık tutulduğu (temel düzenlemeden istisna edildiği) yönündeki değerlendirmenin mevcut yasal durum karşısında yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır..
Yasa koyucunun atlama yaptığı, bir konuyu unuttuğu kabul edilemeyeceğine ve yukarıda da değinildiği gibi bu konuda değişiklik yapmak için Başbakanlığa kanun tasarısı taslağıda sevk edildiğine göre yürütmenin, (hükümetin ) ve yasa koyucunun (TBMM’nin) muradının 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesi ile düzenlenen ceza kuralının ortadan kalkması ve yeni yasal düzenleme yapılana kadar bu ceza hükmünün uygulanamaz olmasını sağlamak olduğu kabul edilmelidir. Çünkü ceza kuralları uygulanmak amacı ile konulur. Uygulanamayan bir ceza kuralı kaldırılmış demektir. Uygulanamayacağı yasa ile düzenlenen, bu nedenle yasal olarak kaldırılma dışında yok hükmünde olan bir kurala göre ceza vermek gerek Anayasa’da yapılan temel haklar ile ilgili düzenlemelere, temel hak ve özgürlükleri içeren Uluslararası Sözleşme hükümlerine ve gerekse Türk Ceza Kanunun 2. maddesinde düzenlenen kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz, kanunlarda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz kuralına da aykırıdır..
Bu yasal durum karşısında hükümlünün, 31.12.2008 tarihinden itibaren zımni olarak yürürlükten kaldırılan ve yerine yeni hüküm konulmaması nedeni ile cezasız bırakılan karşılıksız çek keşide etmek eyleminden dolayı cezalandırıldığı, hükümlü müdafiinin yaptığı itirazın hukuka uygun olmayan mülahazalarla red edildiği, itirazın yasal ve yerinde olduğu anlaşılmakla, 5275 Sayılı Yasanın 101/3 madde ve fıkrasının verdiği yetkiye dayanarak ve hükümlünün telafisi mümkün olmayan zararlara uğramasını engellemek amacı ile 5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 maddesi gereğince mahkumiyet hükmünün yorumunda ve çektirilecek cezanın hesabında açıklanan nedenlerle duraksama olduğundan 3167 Sayılı Yasada yeni bir düzenleme yapılana ya da 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesinin açıkça yürürlükten kaldırılması anına kadar infazın ertelenmesine, yasa koyucunun yeni bir düzenleme yapması halinde hükümlünün durumunun yeniden mahkemesince ele alınarak değerlendirilmesi için itirazın kabülü ile hükümlüye Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 31.07.2007 tarih ve 2007/299 esas 2007/590 karar sayılı ilamı ile verilen adli para cezasının infazının durdurulmasına karar vermek gerekmiştir..
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;.
1-Hükümlü H.S.S. müdafiinin yapmış olduğu İTİRAZIN KABÜLÜNE, 2-Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 04.02.2009 tarih ve 2007/299 esas 2007/590 karar sayılı EK KARARININ KALDIRILMASINA.
3-Sanık hakkında Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 31.07.2007 tarih ve 2007/299 esas 2007/590 karar sayılı ilamı ile verilen 26000TL adli para cezasının İNFAZININ DURDURULMASINA,.
4-Kararın bir örneğinin gereğinin yerine getirilmesi için Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine,.
Dosyanın Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesine iadesine, Karardan bir örneğin hükümlü vekiline TEBLİĞİNE ,.
Dair; 5275 Sayılı Yasanın 101/3 ve CMK nun 271/4 madde ve fıkrası gereğince incelenen dosya üzerinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi..16.03.2009..
.
.
.
SARAYKÖY ASLİYE CEZA MAHKEMEİ DOSYA NO :2007/176 KARAR NO :2007/201
HAKİM : GÜLPERİ GÜNEŞ 32147 C.SAVCISI : HÜSEYİN HÜR 107696 KATİP : MURAT AYRAL 97009
SANIK : A. G. K. SUÇ : KARŞILIKSIZ ÇEK KEŞİDE ETME SUÇ TARIHİ : 19/02/2007 ASIL KARAR TARİHİ : 25/09/2007 EK KARAR TARİHİ : 28/01/2009
HÜKÜMLÜ AHMET GÜRKAN ………KAN IN 21/01/2009 ARİHLİ İNFAZIN DURDURULMASINA İLİKİN DİLEKÇESİ C. SAVCISININ YAZILI GÖRÜŞÜ ALINARAKİNCELENDİ.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLÜ:
HÜKÜMLÜ AHMET GÜRKAN …..KAN HAKKINDA MAHKEMEMİZİN 25/09/2009 TARİH 2007/176-201 ESAS E KARAR SAYILI KARARI İLE KARŞILIKSIZ ÇEK KEŞİDE ETMEK SUÇUNDAN DAYI 60.000 TL ADLİ PARA CEZASI İL CEZALANDIRILMASIA KARAR VERİLDİĞİ, KARARIN 20/11/2007 TARİHİNDE KESİNLEŞEREK İNFAZA VERİLDİĞİ HÜKÜMLÜĞÜN ADLİ PARA CEZASNI ÖDEMEMESİ ÜZERİNE SARAYKÖY C.BAŞSAVCILIĞININ 29/01/2008 GÜNLÜ KARARI İLE HÜKÜMLÜYE VERİE ADLİ PARA CEZASININ 600 GÜN HAPİS CEZASINA ÇEVRİLDİĞİ VE 28/02/2008 TARİHİNDE İNFAZA BAŞLANDIĞI HÜKÜMLÜNÜN HALEN B CEZASINI İNFAZ TTİĞİ 5252 SAYILI ÜÇK NIN YÜÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDAKİ KANUNUN GEÇİCİ 1.MADDESİDE BELİRTİLEN DİĞEN KANUNLARIN TCK NIN GEEL HÜKÜMLERİNE AKRI OLAN MADDELERİNİN UYGULANMASINA DEVAM EDİLECEĞİNE İLİŞKİN HÜKMÜN 31/12/2008 TARİHİ İTİBARİYLE YÜRÜRÜKTE KALKTIĞI YASA KOYUCU TARAFINDAN 5728 SAYILI YASA İLE BİR ÇOK ÖZEL YASDAKİ CEZA HÜKÜMLERİ 5237 SAYILI YASAYA UYGUN HALE GETİRİLMESİNE RAĞMEN 3167 SAYILI YASA YÖNÜNDEN 31/12/2008 TARİHİNE KADAR HER HANGİ BİR DÜZENLEME YAPILMADIĞI 5252 SAYILI TCK NIN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KARARIN MADDESİ 5237 SAYILI TCK 45/1 52/1 MADELERİ İLE BİRLİKTE DEĞERLENDİRLDİĞİNDE BU GENEL URALIN BÜTÜN ÖZEL YASALARI BAĞLAYACĞI ÖZEL YASALARDAKİ AYKIRI HÜKÜMLRİN 31/12/2008 TARİHİNE KADAR UYGUNABİLECEĞİ BU TARİHE KADAR ÖZEL YASALARIN 5257 SAYILI TCK NIN GEEL KÜMLERİNE UYARLANMASININ ZORUNLU BULUNDUĞU ANCA 3167 SAYILI YASA AÇISINDAN HALEN BU UYARLAMANIN YAPILMAMIQŞ OLDUĞU ANLAŞILMAKLA HÜKÜMLÜNÜN MAĞDURİYETNE NEDE ALMAMAK AÇISINDAN 527 SAYILI ASANIN 98. MADDESİ UYARINCA İNFAZIN DURDURULMASINA KARAR VERMEKGEREKMİŞTİR. HÜKÜM YUKARIDA AÇIKLANAN NEDENLERLE
HÜKÜMLÜ AHMET GÜRKAN ……KAN HAKKINDA MAHKEMEMİZİN 25/09/207 TARİH 2007/176-201 ESAS VE KARAR SAYILI İLAMI İLE VERİLEN 60.000 TL ADLİ PARA CEZASINA İLİŞKİN İNFAZIN DURDURULMASINA.
HÜKÜMLÜNÜN BAŞKA BİR SUÇTAN TUTUKLU VEY HÜKÜMLÜ ULUNMAASI HALİNDE SALIVERİLMESİNE
KARARIN C.SAVCILIĞI ARACILIĞIYLA HÜKÜMLÜYE TEBLİĞİ DAİR, DOSYA ÜZERİNDEYAPILAN İNCELEMESONUCUNDA İSTEME UYGUN V TEBLİĞ TARİHİNDEN İTAREN 7 GÜN İÇİNDE DENİZLİ NBETÇİ AĞIR CEZA MAHKEMESİNE İTİRAZ YOLU AÇIK OLMAK ÜZERERKARAR VERİLDİ
Sakarya Ağır Ceza Mahkemesi, Karşılıksız Çek Beraat Kararı
BAŞKAN : ABDÜLKADİR YAVUZ ÜYE : BURHANETTİN ESENKAR ÜYE : CEVDET BAK
KATİP : BEHİYE AYDINHükümlü A.B. vekili Av. Levent S. tarafından Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.03.2009 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı ek kararı ile hükümlü vekilinin talebinin reddine ve mahkemelerinin 28.5.2008 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı ilamının değiştirilmesine ve infazın durdurulmasına yer olmadığına ve infazın devamına dair kararına dosya içeriğine göre süresi içerisinde; müvekkilinin 3167 Sayılı Kanuna Muhalefet nedeni ile para cezasına mahkum edildiği, 5275 Sayılı Yasanın 98. maddesi uyarınca yaptıkları başvurunun reddedildiği, bu kararın 5237 Sayılı TCK nun 5, 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesi, 3167 Sayılı Yasanın 16. maddesi ayrıca TCK 20.43.52,53,60,61 maddelerinde yer alan düzenlemelere aykırı olduğu, 31.11.2008 tarihi itibari ile karşılıksız çek keşide etmek eyleminin suç olmaktan çıktığı, böylece suçta ve cezada kanunilik ilkesi uyarınca hükümlü hakkında verilen cezanın yasal dayanağının kalmadığı iddiası ile Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından 24.03.2009 tarihinde infazın devamına ilişkin ek kararın itiraz incelemesi ile kaldırılmasını ve hakkında tayin edilen cezanın bütün sonuçları ile ortadan kaldırılmasını ve tahliyesini istemiştir.
İddia makamının mütalaası alındı, dosya incelendi
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Konu ile ilgili yasal durum incelendiğinde;
1-3167 Sayılı Yasanın 16. maddesinde : (1) Üzerinde yazılı keşide tarihinden önce veya ibraz süresi içinde 4 üncü madde uyarınca ibraz edildiğinde, yeterli karşılığı bulunmaması nedeniyle kısmen de olsa ödenmeyen çeki keşide eden hesap sahipleri veya yetkili temsilcileri, kanunların ayrıca suç saydığı haller saklı kalmak üzere, çek bedeli tutarı kadar ağır para cezasıyla cezalandırılırlar. Ancak verilecek para cezası seksenmilyar liradan fazla olamaz. Bu miktar, 01/03/1926 tarihli ve 765 sayılı Türk Ceza Kanununun ek 2 nci maddesine göre her yıl artırılır. Bu suçtan mükerrirlere, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.
2 – 5237 Sayılı TCK nun 2/1-3 madde ve fıkralarında ; (1) “Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz.”
(3) Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz.
3- 5237 Sayılı TCK nun 5/1 madde ve fıkralarında : “Bu Kanunun genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır. “
4-5237 Sayılı TCK nun 52/1-2-3 Madde ve fıkralarında; (1) Adlî para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hâllerde yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir.
(2) En az yirmi ve en fazla yüz Türk Lirası olan bir gün karşılığı adlî para cezasının miktarı, kişinin ekonomik ve diğer şahsî hâlleri göz önünde bulundurularak takdir edilir. (3) Kararda, adlî para cezasının belirlenmesinde esas alınan tam gün sayısı ile bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ayrı ayrı gösterilir. “
5-5252 Sayılı Yasanın 5349 Sayılı Yasanın 6. Maddesi ile değişik Geçici 1. Maddesinde: (1) Diğer kanunların, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31 Aralık 2008 tarihine kadar uygulanır.
6-5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 madde ve fıkrasında: (1) Mahkûmiyet hükmünün yorumunda veya çektirilecek cezanın hesabında duraksama olursa, cezanın kısmen veya tamamen yerine getirilip getirilemeyeceği ileri sürülür ya da sonradan yürürlüğe giren kanun, hükümlünün lehinde olursa, duraksamanın giderilmesi veya yerine getirilecek cezanın belirlenmesi için hükmü veren mahkemeden karar istenir. (3) Yukarıdaki fıkralar uyarınca yapılan başvurular cezanın infazını ertelemez. Ancak, mahkeme olayın özelliğine göre infazın ertelenmesine veya durdurulmasına karar verebilir.
7- 5275 Sayılı Yasanın 101/1-3 Madde ve fıkrasında: (1) Cezanın infazı sırasında, 98 ilâ 100 üncü maddeler gereğince mahkemeden alınması gereken kararlar duruşma yapılmaksızın verilir. Karar verilmeden önce Cumhuriyet savcısı ve hükümlünün görüşlerini yazılı olarak bildirmeleri istenebilir. “http://karsiliksizcek.wordpress.com/”
(3)Bölge adliye mahkemesi veya Yargıtaydan başka mahkemeler tarafından verilmiş olan bu kararlara karşı itiraz yoluna gidilebilir.” hükümleri bulunmaktadır.
Ayrıca TBMM tarafından 5728 Sayılı Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlar ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile düzenleme yapıldığı ve bu kanunun yürürlükte olduğu ancak yapılan bu düzenlemeler içerisinde 3167 Sayılı Yasanın 16. Maddesi ile ilgili bir düzenlemenin bulunmadığı da ortadadır.
Kararına itiraz edilen mahkemenin itiraz edilen kararında; 5252 Sayılı Kanunun geçici 1. Maddesinde 5560 Sayılı Kanunla yapılan değişiklik üzerine belirlenen 31.12.2008 gününe değin, diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümlerinin düzeltilmesinin öngörüldüğü halde bu kapsamdan olarak yasa koyucu tarafından 5728 Sayılı “Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”u va’zettiği, dolayısıyla da uyumlaştırılması murat olunan diğer kanunların bu kapsamda yeniden düzenlenildiği., ancak bu çerçevede 3167 Sayılı Kanun hükümlerinin ayrık tutulduğu, bunun ise tamamen mevzuatın “Özel” niteliğinden kaynaklandığı, hal böyle olunca da Yargıtay Yüksek Dairesi’nin pek çok uygulamalarında da “özel yasa ” niteliğinden dolayı pek çok uygulanabilir (önödeme-uzlaşma…gibi) hukuk müessesesinden ayrık değerlendirildiği nazara alındığında, ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil eden çeklerden dolayı tayin olunacak ceza hükmünde de “çek bedeli kadar adli para cezası” olmasında hukuken aykırı bir durum görülmediğinden” sanık vekilinin talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Yürürlükte olan yasal durum incelendiğinde; TCK nun 5/1 maddesinde bu kanunun genel hükümlerinin özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanacağı belirtilerek ceza hukukunda yeknesaklık sağlanmak istenmiştir.
Bu amaçla 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesine; diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemesine aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31.12.2008 tarihine kadar uygulanır hükmü konulmuş ve bu süre yeniden uzatılmamıştır.
Yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. Madde hükmünü dikkate alarak ” Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” adı altında 580 maddeden oluşan 5728 Sayılı Yasayı çıkartmış ve bu yasa yürürlüğe girmiştir.
Buradan da anlaşıldığı üzere yasa koyucunun amacı TCK nun genel hükümlerinin bütün özel yasalarda ve ceza hükmü içeren yasalarda uygulanmasını sağlamaktır.
5237 Sayılı TCK nun 52. maddesi dikkate alındığında adli para cezasının tanımının yapıldığı görülmektedir. Buna göre adli para cezası , beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmadığı hallerde 730 günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması sureti ile hesaplanan meblağın hükümlü tarafından devlet hazinesine ödenmesinden ibarettir
Bu maddenin 1. fıkrasında bulunan “kanunda aksine hüküm bulunmayan haller” tanımının adli para cezası gün sayısının bu genel düzenlemeye aykırı olarak 730 günün altında veya üstünde düzenlenebileceği ve bu düzenlemenin de geçerli olduğu anlamındadır. Buradan da anlaşıldığı üzere TCK genel hükümlerinde gün adli para cezası sistemi benimsenmiştir. 3167 Sayılı yasanın 16. maddesi değerlendirildiğinde; “….. çek bedeli tutarı kadar ağır para cezası (adli para cezası) ile cezalandırılırlar . Ancak verilecek para cezası 80 milyar liradan fazla olamaz. ” hükmünün bulunduğu, bu düzenlemenin gün para cezası içermemesi nedeni ile TCK nun 52/1 maddesine uygun olmadığı ortadadır.
Yasa koyucunun 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesinde sözünü ettiği diğer kanunlar içerisinde 3167 Sayılı Yasanın da olduğu hususunda tereddüt yoktur. Buna göre 3167 Sayılı Yasada bulunan ve 5237 Sayılı TCK nun 1.Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümler 31.12.2008 tarihine kadar uygulanabilecektir. Bu düzenlemenin mevhumu muhalifinden 3167 Sayılı (özel) Kanunun TCK nun 1. kitabının 52. maddesinde düzenlenen gün para sistemine aykırı olan ceza kuralının 31.12.2008 tarihinden sonra uygulanmayacağı 5252 Sayıl Yasanın geçici 1. Maddesinin emredici hükmüdür. Kaldı ki yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesini dikkate alarak 5728 Sayılı Yasa ile özel yasalarda ayrıntılı düzenlemeler yapmasına rağmen 3167 Sayılı Yasada herhangi bir düzenleme yapmamıştır.
Ayrıca Adalet Bakanlığı’nın http://www.kgm.adalet.gov.tr/basbakanlik/cekkanunu.pdf adresinde bulunan ve Çek Kanunu Tasarısı Taslağı olarak Başbakanlığa gönderilen metnin 5/1 madde ve fıkrasında “Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adlî paracezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adlî para cezası, çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamaz.” düzenlemesinin bulunduğu, bu düzenleme dikkate alındığında yasama organının büyük çoğunluğunu oluşturan yürütmeyi (hükümeti ) temsilen Adalet Bakanlığının da itirazı reddeden mahkeme ve red kararında belirtilen Yargıtay Dairesinin inancına aykırı olarak çek kanununda verilecek adli para cezasının gün para sistemine uygun olması gerektiğini öngördüğü, bu durum karşısında subjektif değerlendirme niteliğinde olan “çekin ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil etmesi” bu nedenle 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesindeki düzenlemenin değiştirilmediği yani ayrık tutulduğu (temel düzenlemeden istisna edildiği) yönündeki değerlendirmenin mevcut yasal durum karşısında yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
Yasa koyucunun atlama yaptığı, bir konuyu unuttuğu kabul edilemeyeceğine ve yukarıda da değinildiği gibi bu konuda değişiklik yapmak için Başbakanlığa kanun tasarısı taslağıda sevk edildiğine göre yürütmenin, (hükümetin ) ve yasa koyucunun (TBMM’nin) muradının 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesi ile düzenlenen ceza kuralının ortadan kalkması ve yeni yasal düzenleme yapılana kadar bu ceza hükmünün uygulanamaz olmasını sağlamak olduğu kabul edilmelidir. Çünkü ceza kuralları uygulanmak amacı ile konulur. Uygulanamayan bir ceza kuralı kaldırılmış demektir. Uygulanamayacağı yasa ile düzenlenen, bu nedenle yasal olarak kaldırılma dışında yok hükmünde olan bir kurala göre ceza vermek gerek Anayasa’da yapılan temel haklar ile ilgili düzenlemelere, temel hak ve özgürlükleri içeren Uluslararası Sözleşme hükümlerine ve gerekse Türk Ceza Kanunun 2. maddesinde düzenlenen kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz, kanunlarda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz kuralına da aykırıdır.
Bu yasal durum karşısında hükümlünün, 31.12.2008 tarihinden itibaren zımni olarak yürürlükten kaldırılan ve yerine yeni hüküm konulmaması nedeni ile cezasız bırakılan karşılıksız çek keşide etmek eyleminden dolayı cezalandırıldığı, hükümlü müdafiinin yaptığı itirazın hukuka uygun olmayan mülahazalarla red edildiği, itirazın yasal ve yerinde olduğu anlaşılmakla, 5275 Sayılı Yasanın 101/3 madde ve fıkrasının verdiği yetkiye dayanarak ve hükümlünün telafisi mümkün olmayan zararlara uğramasını engellemek amacı ile 5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 maddesi gereğince mahkumiyet hükmünün yorumunda ve çektirilecek cezanın hesabında açıklanan nedenlerle duraksama olduğundan 3167 Sayılı Yasada yeni bir düzenleme yapılana ya da 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesinin açıkça yürürlükten kaldırılması anına kadar infazın ertelenmesine, yasa koyucunun yeni bir düzenleme yapması halinde hükümlünün durumunun yeniden mahkemesince ele alınarak değerlendirilmesi için itirazın kabülü ile hükümlüye Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 08.05.2008 tarih ve 2008/202 esas, 2008/323 karar sayılı ilamı ile verilen adli para cezasının infazının durdurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Hükümlü Abdullah Bekir vekilinin yapmış olduğu İTİRAZIN KABÜLÜNE, 2-Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.03.2009 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı EK KARARININ KALDIRILMASINA
3-Sanık hakkında Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 8.5.2008 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı ilamı ile verilen 4158 .- TL, adli para cezasının İNFAZININ DURDURULMASINA,
4-Kararın bir örneğinin gereğinin yerine getirilmesi için Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine,
Dosyanın Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesine iadesine, Karardan bir örneğin hükümlü vekiline TEBLİĞİNE , Dair; 5275 Sayılı Yasanın 101/3 ve CMK nun 271/4 madde ve fıkrası gereğince incelenen dosya üzerinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.27.03.2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/7 Geliş Tarihi: 05/01/2009 Mahkemesi: Köyceğiz Sulh Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2008/82 Mahkeme Karar No: 2008/141 Mahkeme Karar Tarihi: 15/05/2008
Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme
DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/133 Karar BOZMA Karar Tarihi 19/01/2009 Kapatma Tarihi 03/02/2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/9 Geliş Tarihi: 05/01/2009
Mahkemesi: Tarsus Ağır Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2008/903 Mahkeme Karar No: 2008/903 Mahkeme Karar Tarihi: 14/07/2008
Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/135 Karar BOZMA Karar Tarihi 19/01/2009 Kapatma Tarihi 03/02/2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/14 Geliş Tarihi: 12/01/2009
Mahkemesi: Korkuteli Asliye Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2005/153
Mahkeme Karar No: 2006/97 Mahkeme Karar Tarihi: 10/03/2006
Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/784 Karar BOZMA Karar Tarihi 26/01/2009 Kapatma Tarihi 12/02/2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/18 Geliş Tarihi: 12/01/2009
Mahkemesi: Malatya 4. Asliye Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2006/291
Mahkeme Karar No: 2007/539 Mahkeme Karar Tarihi: 17/07/2007 Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/787 Karar BOZMA Karar Tarihi 26/01/2009 Kapatma Tarihi 03/02/2009
SAYIN MİLLETVEKİLLERİM
Sayın
Milletvekilim
Karşılıksız çekten dolayı hapis cezası , kanayan bir yaradır ve Türk Hukuk Sistemi açısından bir yüz karasıdır! Kişi hak ve hürriyetlerine ve esasen mevcut Anayasamıza da aykırı olan bu uygulama 1 Ocak 2009 tarihi itibariyle yeni bir boyut kazanmıştır:
Konu ile ilgili mevcut hukuki durum aşağıda sadece iki ana husus bakımından özetlenmiştir. Uygulama yasasında verilen süre 31 Aralık 2008'de dolmuş ve bu tarihten itibaren karşılıksız çek suçları fiilen cezasız kalmıştır. Eğer hukuk devletiysek, bu suçtan dolayı, yeni bir yasal düzenleme yapılana kadar hiçbir mahkeme ceza veremez ve önceden verilmiş olan cezalar da hukuken yok hükmündedir.
Ne var ki yargı tereddüttedir ve 3 aydır çelişkili kararlar verilmektedir. Bazı mahkemeler ceza vermeye devam ederken kendisinden bir çözüm beklenen YARGITAY, bugüne kadar yerel mahkemelere emsal oluşturacak bir karar da vermemiştir. Bazı illerdeki Asliye Ceza Mahkemeleri ve en önemlisi Sakarya 1. Ağır Ceza Mahkemesi ise, cezaların infazını durdurmuş ve hükümlüler tahliye edilmeye başlanmıştır. Diğer taraftan karşılıksız çekten dolayı ceza almış olan binlerce kişi ise kanunsuz bir şekilde 3 ayı aşkın süredir cezaevlerinde tutulmaktadır.
Ekonomik suçtan dolayı hürriyeti bağlayıcı ceza verilmesinin gayri insani olduğu, mevcut düzenlemenin anayasaya aykırı olduğu konuları bir tarafa, ortada apaçık bir hukuksuzluk ve kaos vardır! Teknik bir konu değil, akl-ı selim sahibi herkesin kolayca anlayabileceği basit bir durum var ortada... Prof. Dr. Adem Sözüer ve daha birçok hukukçu aylardır konuyu anlatmaya çalışıyor ama maalesef hukuksuzluk devam ediyor.
Bu kaos hem adalet anlayışını zedeliyor, hem de apaçık bir ihlal niteliği taşıyor. Üç aydır haksız yere cezaevlerinde tutulan insanlar, bu durumu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine taşıdıklarında kesinlikle lehe bir karar çıkacak ve yüklü tazminatlar gündeme gelecektir. Zira Sakarya Ağır Ceza Mahkemesinin aynı konuda verdiği emsal kararlar var. Bu kararlar diğer mahkemeleri bağlayıcı olmasa da ceza hukukunun uygulanmasında yeknesaklık zedelenmiş ve kanun önünde eşitlik ilkesi bozulmuştur. Böyle bir netice, Meclisi ve hükumeti zor durumda bırakacağı gibi, uluslararası hukuk çevrelerinde ve kamuoyu nezdinde yargı organlarının saygınlığını da zedeleyici sonuçlar doğurabilecektir. Meclisin ve hükumetin bir an önce bu çarpık duruma el koyması ve hukuksuzluğu sona erdirmesi gerekiyor.
Yeni yasada adli para cezası ve dolayısıyla hapis cezası devam edecek olsa da, çıkacak kanuna eklenecek bir geçici madde ile, 1 Ocak 2009 tarihi ile kanunun çıktığı tarihe kadar oluşmuş bulunan yasal boşluk sebebiyle cezasız kalmış olan karşılıksız çek suçundan dolayı verilen cezaların kaldırılması sağlanabilir. Böylece hem yargının tereddütleri izale edilmiş olur, bozulan yeknesaklık ve eşitlik ilkesi de nispeten telafi edilebilir.
Ortada kamu vicdanını rahatsız eden, toplumsal barışı zedeleyen ve adalet duygusunu inciten çok vahim bir tablo vardır ve süratle çözüm beklenmektedir.
Sessiz sedasız onbinlerce insan ve aile, Yüce Meclisten hukuk devleti esasına uygun bir çözüm beklemektedir.
HUKUKİ DURUMUN ÖZETİ
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 5 inci maddesi “Özel kanunlarla ilişki” başlığını taşımaktadır. Bu maddeye göre, “Bu Kanun’un genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren özel kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır.” Bu kanunun yayınlanmasını müteakip 3167 sayılı Çek Yasasının da içinde bulunduğu “ceza içeren özel kanunlar”da gerekli değişiklik ve uyumların yapılabilmesi için 5nci maddenin uygulanması 31.12.2008 tarihine ertelenmiştir. Ancak 31.12.2008 tarihine kadar, diğer birçok özel kanunda değişiklik yapılmış olmasına rağmen Çek Kanununda gerekli değişiklikler yapılmadığından, artık 01.01.2009 tarihi itibariyle 3167 Sayılı Yasanın ceza içeren ve TCK Genel Hükümlerine aykırılık teşkil eden maddeleri zımnen yürürlükten kaldırılmış bulunmaktadır. Nitekim, 31.12.2008 tarihine dek, ceza hükmü getiren diğer özel kanunlardan olan 3167 Sayılı Çek Kanununun cezai hükümleri, TCK’nun genel hükümlerine aykırı olsa da uygulanabilmekteydi.
Aykırılıklar nerededir?
1. TCK m. 21 bakımından : 3167 SK. m. 16/1’de karşılıksız çek keşide etme suçu, “şekli suç” niteliğinde düzenlenmiştir. Ancak, TCK ’nın genel hükümleri (m. 21) uyarınca, bir suçun oluşumu kastın varlığına bağlıdır. Kast “doğrudan”(m. 21/1) veya “olası kast” (m. 21/2) olabilir. Bu nedenle, bir kişinin karşılıksız çek nedeniyle cezalandırılabilmesi için, bu kişinin çeki keşide ederken, çekin karşılıksız kalacağı kastıyla hareket etmiş olması gerekmektedir. Başka bir deyişle, bunu bilmeli ve istemelidir. Dolayısıyla, yapılan yargılamada, artık kastın varlığı mutlak olarak araştırılmalı ve bunun sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır. Şayet olayda kast yoksa TCK m. 21/2’ye göre, somut olayda karşılıksız çek keşide eden kişide “olası kast”ın varlığı da ayrıca değerlendirilerek, maddede öngörülen ceza indirimleri uygulanmalıdır. 5252 Sayılı Kanunun kabulü ve uygulanması ile, hukukumuzda bugüne kadar zaten tartışmalı olan “objektif sorumluluk” esası terkedilmiş ve “kusursuz ceza olmaz” esası tamamen geçerli kılınmıştır. Şu halde, karşılıksız çek suçlarında, 1.1.2009 tarihine kadar “objektif sorumluluk” esasına göre verilmiş olan cezalar geçerliliğini yitirmiş bulunmaktadır. Artık suçun manevi unsuru olarak “kast” aranmalıdır. Aksi bir uygulama “kanunsuz suç ve ceza olamaz” esasına açık bir aykırılık teşkil edecektir.
2. TCK m. 52 bakımından Çek Kanunu’na göre, karşılıksız çek keşide etme suçunun cezası, çek bedeli tutarı kadar “adli para cezası” olarak belirlenmekteydi. Ancak, 1.1.2009 tarihinden itibaren TCK’nın adli para cezalarına ilişkin 52. maddesi uygulama alanı bulacağından, ceza miktarının ve niteliğinin belirlenmesi değişmiş bulunmaktadır.
TCK 52. maddenin uygulanmaya başlaması ile Çek yasasındaki çek bedeline bağlı adli para cezası uygulaması son bulmuştur. Adli para cezasının miktarının tespiti artık, sadece gün/para esasına göre yapılabilecektir. 3167 Sayılı Çek Kanunu’nun uygulamasında, ceza, karşılıksız çıkan çek miktarına göre belirlenmekteyken, TCK’nın 52. maddesinin uygulanmasıyla, öncelikle tamgün hesabının yapılması ve bir güne karşılık gelen parasal miktarın belirlenmesi üzerine karar verilmesi gerekmektedir. TCK m. 61/8 hükmüne göre, adli para cezası, belirlenen sonuç gün ile kişinin bir gün karşılığı ödeyebileceği miktarın çarpılması suretiyle bulunacaktır. Bu itibarla, yargılama sonucunda verilecek adli para cezasının tayini usulü de tümden değişmektedir. Nitekim hazırlanan yeni Çek Kanunu tasarısında da "Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adlî para cezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adlî para cezası, çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamaz." Denilmek suretiyle adli para cezasının tayininde Yeni TCK’na uygun olarak gün/para sisteminin getirildiği görülmektedir.
Bu değerlendirmeler ışığı altında bugüne kadar 3167 Sayılı Kanuna göre verilen çek cezaları, 01.01.2009 tarihinde yürürlüğe girmiş bulunan TCK 5nci maddesi uyarınca , aynı kanunun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırılık teşkil etmektedir ve sanık/hükümlü lehine olan yeni hükümler uygulanarak bugüne kadar verilmiş olan cezaların infazı durdrulmalıdır.
Uygulanamayacağı yasa ile düzenlenen, bu nedenle yasal olarak yok hükmünde olan bir kurala göre ceza vermek, gerek Anayasa'da yapılan temel haklar ile ilgili düzenlemelere, temel hak ve özgürlükleri içeren Uluslararası Sözleşme hükümlerine ve gerekse Türk Ceza Kanunun 2. maddesinde düzenlenen kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz, kanunlarda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz kuralına da aykırıdır.
BU AŞAGILIK YAZILARA MÜSADEE ETMEYECEGİMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMM...........................................................................KARŞILIKSIZ ÇEKE HAPİS İNSANLIK ONURUNA AYKIRI İSE BU YAZILAR İNSANLIK ONURUNAAA UYGUNMUUUU?????
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:.
Konu ile ilgili yasal durum incelendiğinde;.
1-3167 Sayılı Yasanın 16. maddesinde :.
(1) Üzerinde yazılı keşide tarihinden önce veya ibraz süresi içinde 4 üncü madde uyarınca ibraz edildiğinde, yeterli karşılığı bulunmaması nedeniyle kısmen de olsa ödenmeyen çeki keşide eden hesap sahipleri veya yetkili temsilcileri, kanunların ayrıca suç saydığı haller saklı kalmak üzere, çek bedeli tutarı kadar ağır para cezasıyla cezalandırılırlar. Ancak verilecek para cezası seksenmilyar liradan fazla olamaz. Bu miktar, 01/03/1926 tarihli ve 765 sayılı Türk Ceza Kanununun ek 2 nci maddesine göre her yıl artırılır. Bu suçtan mükerrirlere, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir..
2 – 5237 Sayılı TCK nun 2/1-3 madde ve fıkralarında ; (1) “Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz.”.
(3) Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz. 3- 5237 Sayılı TCK nun 5/1 madde ve fıkralarında :.
“Bu Kanunun genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır. “.
4-5237 Sayılı TCK nun 52/1-2-3 Madde ve fıkralarında; (1) Adlî para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hâllerde yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir..
(2) En az yirmi ve en fazla yüz Türk Lirası olan bir gün karşılığı adlî para cezasının miktarı, kişinin ekonomik ve diğer şahsî hâlleri göz önünde bulundurularak takdir edilir. (3) Kararda, adlî para cezasının belirlenmesinde esas alınan tam gün sayısı ile bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ayrı ayrı gösterilir. “.
5-5252 Sayılı Yasanın 5349 Sayılı Yasanın 6. Maddesi ile değişik Geçici 1. Maddesinde: (1) Diğer kanunların, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31 Aralık 2008 tarihine kadar uygulanır..
6-5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 madde ve fıkrasında:.
(1) Mahkûmiyet hükmünün yorumunda veya çektirilecek cezanın hesabında duraksama olursa, cezanın kısmen veya tamamen yerine getirilip getirilemeyeceği ileri sürülür ya da sonradan yürürlüğe giren kanun, hükümlünün lehinde olursa, duraksamanın giderilmesi veya yerine getirilecek cezanın belirlenmesi için hükmü veren mahkemeden karar istenir. (3) Yukarıdaki fıkralar uyarınca yapılan başvurular cezanın infazını ertelemez. Ancak, mahkeme olayın özelliğine göre infazın ertelenmesine veya durdurulmasına karar verebilir. 7- 5275 Sayılı Yasanın 101/1-3 Madde ve fıkrasında:.
(1) Cezanın infazı sırasında, 98 ilâ 100 üncü maddeler gereğince mahkemeden alınması gereken kararlar duruşma yapılmaksızın verilir. Karar verilmeden önce Cumhuriyet savcısı ve hükümlünün görüşlerini yazılı olarak bildirmeleri istenebilir..
(3)Bölge adliye mahkemesi veya Yargıtaydan başka mahkemeler tarafından verilmiş olan bu kararlara karşı itiraz yoluna gidilebilir.” hükümleri bulunmaktadır..
Ayrıca TBMM tarafından 5728 Sayılı Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlar ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile düzenleme yapıldığı ve bu kanunun yürürlükte olduğu ancak yapılan bu düzenlemeler içerisinde 3167 Sayılı Yasanın 16. Maddesi ile ilgili bir düzenlemenin bulunmadığı da ortadadır..
Kararına itiraz edilen mahkemenin itiraz edilen kararında; 5252 Sayılı Kanunun geçici 1. Maddesinde 5560 Sayılı Kanunla yapılan değişiklik üzerine belirlenen 31.12.2008 gününe değin, diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümlerinin düzeltilmesinin öngörüldüğü halde bu kapsamdan olarak yasa koyucu tarafından 5728 Sayılı “Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”u va’zettiği, dolayısıyla da uyumlaştırılması murat olunan diğer kanunların bu kapsamda yeniden düzenlenildiği., ancak bu çerçevede 3167 Sayılı Kanun hükümlerinin ayrık tutulduğu, bunun ise tamamen mevzuatın “Özel” niteliğinden kaynaklandığı, hal böyle olunca da Yargıtay Yüksek Dairesi’nin pek çok uygulamalarında da “özel yasa ” niteliğinden dolayı pek çok uygulanabilir (önödeme-uzlaşma…gibi) hukuk müessesesinden ayrık değerlendirildiği nazara alındığında, ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil eden çeklerden dolayı tayin olunacak ceza hükmünde de “çek bedeli kadar adli para cezası” olmasında hukuken aykırı bir durum görülmediğinden” sanık vekilinin talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır..
Yürürlükte olan yasal durum incelendiğinde; TCK nun 5/1 maddesinde bu kanunun genel hükümlerinin özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanacağı belirtilerek ceza hukukunda yeknesaklık sağlanmak istenmiştir. Bu amaçla 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesine; diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemesine aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31.12.2008 tarihine kadar uygulanır hükmü konulmuş ve bu süre yeniden uzatılmamıştır..
Yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. Madde hükmünü dikkate alarak ” Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” adı altında 580 maddeden oluşan 5728 Sayılı Yasayı çıkartmış ve bu yasa yürürlüğe girmiştir..
Buradan da anlaşıldığı üzere yasa koyucunun amacı TCK nun genel hükümlerinin bütün özel yasalarda ve ceza hükmü içeren yasalarda uygulanmasını sağlamaktır. 5237 Sayılı TCK nun 52. maddesi dikkate alındığında adli para cezasının tanımının yapıldığı görülmektedir. Buna göre adli para cezası , beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmadığı hallerde 730 günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması sureti ile hesaplanan meblağın hükümlü tarafından devlet hazinesine ödenmesinden ibarettir.
Bu maddenin 1. fıkrasında bulunan “kanunda aksine hüküm bulunmayan haller” tanımının adli para cezası gün sayısının bu genel düzenlemeye aykırı olarak 730 günün altında veya üstünde düzenlenecebileceği ve bu düzenlemenin de geçerli olduğu anlamındadır. Buradan da anlaşıldığı üzere TCK genel hükümlerinde gün adli para cezası sistemi benimsenmiştir. 3167 Sayılı yasanın 16. maddesi değerlendirildiğinde; “….. çek bedeli tutarı kadar ağır para cezası (adli para cezası) ile cezalandırılırlar . Ancak verilecek para cezası 80 milyar liradan fazla olamaz. ” hükmünün bulunduğu, bu düzenlemenin gün para cezası içermemesi nedeni ile TCK nun 52/1 maddesine uygun olmadığı ortadadır..
Yasa koyucunun 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesinde sözünü ettiği diğer kanunlar içerisinde 3167 Sayılı Yasanın da olduğu hususunda tereddüt yoktur. Buna göre 3167 Sayılı Yasada bulunan ve 5237 Sayılı TCK nun 1.Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümler 31.12.2008 tarihine kadar uygulanabilecektir. Bu düzenlemenin mevhumu muhalifinden 3167 Sayılı (özel) Kanunun TCK nun 1. kitabının 52. maddesinde düzenlenen gün para sistemine aykırı olan ceza kuralının 31.12.2008 tarihinden sonra uygulanmayacağı 5252 Sayıl Yasanın geçici 1. Maddesinin emredici hükmüdür. Kaldı ki yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesini dikkate alarak 5728 Sayılı Yasa ile özel yasalarda ayrıntılı düzenlemeler yapmasına rağmen 3167 Sayılı Yasada herhangi bir düzenleme yapmamıştır..
Ayrıca Adalet Bakanlığı’nın http://www.kgm.adalet.gov.tr/basbakanlik/cekkanunu.pdf adresinde bulunan ve Çek Kanunu Tasarısı Taslağı olarak Başbakanlığa gönderilen metnin 5/1 madde ve fıkrasında “Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adlî paracezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adlî para cezası, çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamaz.” düzenlemesinin bulunduğu, bu düzenleme dikkate alındığında yasama organının büyük çoğunluğunu oluşturan yürütmeyi (hükümeti ) temsilen Adalet Bakanlığının da itirazı reddeden mahkeme ve red kararında belirtilen Yargıtay Dairesinin inancına aykırı olarak çek kanununda verilecek adli para cezasının gün para sistemine uygun olması gerektiğini öngördüğü, bu durum karşısında subjektif değerlendirme niteliğinde olan “çekin ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil etmesi” bu nedenle 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesindeki düzenlemenin değiştirilmediği yani ayrık tutulduğu (temel düzenlemeden istisna edildiği) yönündeki değerlendirmenin mevcut yasal durum karşısında yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır..
Yasa koyucunun atlama yaptığı, bir konuyu unuttuğu kabul edilemeyeceğine ve yukarıda da değinildiği gibi bu konuda değişiklik yapmak için Başbakanlığa kanun tasarısı taslağıda sevk edildiğine göre yürütmenin, (hükümetin ) ve yasa koyucunun (TBMM’nin) muradının 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesi ile düzenlenen ceza kuralının ortadan kalkması ve yeni yasal düzenleme yapılana kadar bu ceza hükmünün uygulanamaz olmasını sağlamak olduğu kabul edilmelidir. Çünkü ceza kuralları uygulanmak amacı ile konulur. Uygulanamayan bir ceza kuralı kaldırılmış demektir. Uygulanamayacağı yasa ile düzenlenen, bu nedenle yasal olarak kaldırılma dışında yok hükmünde olan bir kurala göre ceza vermek gerek Anayasa’da yapılan temel haklar ile ilgili düzenlemelere, temel hak ve özgürlükleri içeren Uluslararası Sözleşme hükümlerine ve gerekse Türk Ceza Kanunun 2. maddesinde düzenlenen kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz, kanunlarda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz kuralına da aykırıdır..
Bu yasal durum karşısında hükümlünün, 31.12.2008 tarihinden itibaren zımni olarak yürürlükten kaldırılan ve yerine yeni hüküm konulmaması nedeni ile cezasız bırakılan karşılıksız çek keşide etmek eyleminden dolayı cezalandırıldığı, hükümlü müdafiinin yaptığı itirazın hukuka uygun olmayan mülahazalarla red edildiği, itirazın yasal ve yerinde olduğu anlaşılmakla, 5275 Sayılı Yasanın 101/3 madde ve fıkrasının verdiği yetkiye dayanarak ve hükümlünün telafisi mümkün olmayan zararlara uğramasını engellemek amacı ile 5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 maddesi gereğince mahkumiyet hükmünün yorumunda ve çektirilecek cezanın hesabında açıklanan nedenlerle duraksama olduğundan 3167 Sayılı Yasada yeni bir düzenleme yapılana ya da 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesinin açıkça yürürlükten kaldırılması anına kadar infazın ertelenmesine, yasa koyucunun yeni bir düzenleme yapması halinde hükümlünün durumunun yeniden mahkemesince ele alınarak değerlendirilmesi için itirazın kabülü ile hükümlüye Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 31.07.2007 tarih ve 2007/299 esas 2007/590 karar sayılı ilamı ile verilen adli para cezasının infazının durdurulmasına karar vermek gerekmiştir..
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;.
1-Hükümlü H.S.S. müdafiinin yapmış olduğu İTİRAZIN KABÜLÜNE, 2-Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 04.02.2009 tarih ve 2007/299 esas 2007/590 karar sayılı EK KARARININ KALDIRILMASINA.
3-Sanık hakkında Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 31.07.2007 tarih ve 2007/299 esas 2007/590 karar sayılı ilamı ile verilen 26000TL adli para cezasının İNFAZININ DURDURULMASINA,.
4-Kararın bir örneğinin gereğinin yerine getirilmesi için Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine,.
Dosyanın Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesine iadesine, Karardan bir örneğin hükümlü vekiline TEBLİĞİNE ,.
Dair; 5275 Sayılı Yasanın 101/3 ve CMK nun 271/4 madde ve fıkrası gereğince incelenen dosya üzerinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi..16.03.2009..
.
.
.
SARAYKÖY ASLİYE CEZA MAHKEMEİ DOSYA NO :2007/176 KARAR NO :2007/201
HAKİM : GÜLPERİ GÜNEŞ 32147 C.SAVCISI : HÜSEYİN HÜR 107696 KATİP : MURAT AYRAL 97009
SANIK : A. G. K. SUÇ : KARŞILIKSIZ ÇEK KEŞİDE ETME SUÇ TARIHİ : 19/02/2007 ASIL KARAR TARİHİ : 25/09/2007 EK KARAR TARİHİ : 28/01/2009
HÜKÜMLÜ AHMET GÜRKAN ………KAN IN 21/01/2009 ARİHLİ İNFAZIN DURDURULMASINA İLİKİN DİLEKÇESİ C. SAVCISININ YAZILI GÖRÜŞÜ ALINARAKİNCELENDİ.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLÜ:
HÜKÜMLÜ AHMET GÜRKAN …..KAN HAKKINDA MAHKEMEMİZİN 25/09/2009 TARİH 2007/176-201 ESAS E KARAR SAYILI KARARI İLE KARŞILIKSIZ ÇEK KEŞİDE ETMEK SUÇUNDAN DAYI 60.000 TL ADLİ PARA CEZASI İL CEZALANDIRILMASIA KARAR VERİLDİĞİ, KARARIN 20/11/2007 TARİHİNDE KESİNLEŞEREK İNFAZA VERİLDİĞİ HÜKÜMLÜĞÜN ADLİ PARA CEZASNI ÖDEMEMESİ ÜZERİNE SARAYKÖY C.BAŞSAVCILIĞININ 29/01/2008 GÜNLÜ KARARI İLE HÜKÜMLÜYE VERİE ADLİ PARA CEZASININ 600 GÜN HAPİS CEZASINA ÇEVRİLDİĞİ VE 28/02/2008 TARİHİNDE İNFAZA BAŞLANDIĞI HÜKÜMLÜNÜN HALEN B CEZASINI İNFAZ TTİĞİ 5252 SAYILI ÜÇK NIN YÜÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDAKİ KANUNUN GEÇİCİ 1.MADDESİDE BELİRTİLEN DİĞEN KANUNLARIN TCK NIN GEEL HÜKÜMLERİNE AKRI OLAN MADDELERİNİN UYGULANMASINA DEVAM EDİLECEĞİNE İLİŞKİN HÜKMÜN 31/12/2008 TARİHİ İTİBARİYLE YÜRÜRÜKTE KALKTIĞI YASA KOYUCU TARAFINDAN 5728 SAYILI YASA İLE BİR ÇOK ÖZEL YASDAKİ CEZA HÜKÜMLERİ 5237 SAYILI YASAYA UYGUN HALE GETİRİLMESİNE RAĞMEN 3167 SAYILI YASA YÖNÜNDEN 31/12/2008 TARİHİNE KADAR HER HANGİ BİR DÜZENLEME YAPILMADIĞI 5252 SAYILI TCK NIN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KARARIN MADDESİ 5237 SAYILI TCK 45/1 52/1 MADELERİ İLE BİRLİKTE DEĞERLENDİRLDİĞİNDE BU GENEL URALIN BÜTÜN ÖZEL YASALARI BAĞLAYACĞI ÖZEL YASALARDAKİ AYKIRI HÜKÜMLRİN 31/12/2008 TARİHİNE KADAR UYGUNABİLECEĞİ BU TARİHE KADAR ÖZEL YASALARIN 5257 SAYILI TCK NIN GEEL KÜMLERİNE UYARLANMASININ ZORUNLU BULUNDUĞU ANCA 3167 SAYILI YASA AÇISINDAN HALEN BU UYARLAMANIN YAPILMAMIQŞ OLDUĞU ANLAŞILMAKLA HÜKÜMLÜNÜN MAĞDURİYETNE NEDE ALMAMAK AÇISINDAN 527 SAYILI ASANIN 98. MADDESİ UYARINCA İNFAZIN DURDURULMASINA KARAR VERMEKGEREKMİŞTİR. HÜKÜM YUKARIDA AÇIKLANAN NEDENLERLE
HÜKÜMLÜ AHMET GÜRKAN ……KAN HAKKINDA MAHKEMEMİZİN 25/09/207 TARİH 2007/176-201 ESAS VE KARAR SAYILI İLAMI İLE VERİLEN 60.000 TL ADLİ PARA CEZASINA İLİŞKİN İNFAZIN DURDURULMASINA.
HÜKÜMLÜNÜN BAŞKA BİR SUÇTAN TUTUKLU VEY HÜKÜMLÜ ULUNMAASI HALİNDE SALIVERİLMESİNE
KARARIN C.SAVCILIĞI ARACILIĞIYLA HÜKÜMLÜYE TEBLİĞİ DAİR, DOSYA ÜZERİNDEYAPILAN İNCELEMESONUCUNDA İSTEME UYGUN V TEBLİĞ TARİHİNDEN İTAREN 7 GÜN İÇİNDE DENİZLİ NBETÇİ AĞIR CEZA MAHKEMESİNE İTİRAZ YOLU AÇIK OLMAK ÜZERERKARAR VERİLDİ
Sakarya Ağır Ceza Mahkemesi, Karşılıksız Çek Beraat Kararı
BAŞKAN : ABDÜLKADİR YAVUZ ÜYE : BURHANETTİN ESENKAR ÜYE : CEVDET BAK
KATİP : BEHİYE AYDINHükümlü A.B. vekili Av. Levent S. tarafından Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.03.2009 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı ek kararı ile hükümlü vekilinin talebinin reddine ve mahkemelerinin 28.5.2008 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı ilamının değiştirilmesine ve infazın durdurulmasına yer olmadığına ve infazın devamına dair kararına dosya içeriğine göre süresi içerisinde; müvekkilinin 3167 Sayılı Kanuna Muhalefet nedeni ile para cezasına mahkum edildiği, 5275 Sayılı Yasanın 98. maddesi uyarınca yaptıkları başvurunun reddedildiği, bu kararın 5237 Sayılı TCK nun 5, 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesi, 3167 Sayılı Yasanın 16. maddesi ayrıca TCK 20.43.52,53,60,61 maddelerinde yer alan düzenlemelere aykırı olduğu, 31.11.2008 tarihi itibari ile karşılıksız çek keşide etmek eyleminin suç olmaktan çıktığı, böylece suçta ve cezada kanunilik ilkesi uyarınca hükümlü hakkında verilen cezanın yasal dayanağının kalmadığı iddiası ile Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından 24.03.2009 tarihinde infazın devamına ilişkin ek kararın itiraz incelemesi ile kaldırılmasını ve hakkında tayin edilen cezanın bütün sonuçları ile ortadan kaldırılmasını ve tahliyesini istemiştir.
İddia makamının mütalaası alındı, dosya incelendi
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Konu ile ilgili yasal durum incelendiğinde;
1-3167 Sayılı Yasanın 16. maddesinde : (1) Üzerinde yazılı keşide tarihinden önce veya ibraz süresi içinde 4 üncü madde uyarınca ibraz edildiğinde, yeterli karşılığı bulunmaması nedeniyle kısmen de olsa ödenmeyen çeki keşide eden hesap sahipleri veya yetkili temsilcileri, kanunların ayrıca suç saydığı haller saklı kalmak üzere, çek bedeli tutarı kadar ağır para cezasıyla cezalandırılırlar. Ancak verilecek para cezası seksenmilyar liradan fazla olamaz. Bu miktar, 01/03/1926 tarihli ve 765 sayılı Türk Ceza Kanununun ek 2 nci maddesine göre her yıl artırılır. Bu suçtan mükerrirlere, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.
2 – 5237 Sayılı TCK nun 2/1-3 madde ve fıkralarında ; (1) “Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz.”
(3) Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz.
3- 5237 Sayılı TCK nun 5/1 madde ve fıkralarında : “Bu Kanunun genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır. “
4-5237 Sayılı TCK nun 52/1-2-3 Madde ve fıkralarında; (1) Adlî para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hâllerde yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir.
(2) En az yirmi ve en fazla yüz Türk Lirası olan bir gün karşılığı adlî para cezasının miktarı, kişinin ekonomik ve diğer şahsî hâlleri göz önünde bulundurularak takdir edilir. (3) Kararda, adlî para cezasının belirlenmesinde esas alınan tam gün sayısı ile bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ayrı ayrı gösterilir. “
5-5252 Sayılı Yasanın 5349 Sayılı Yasanın 6. Maddesi ile değişik Geçici 1. Maddesinde: (1) Diğer kanunların, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31 Aralık 2008 tarihine kadar uygulanır.
6-5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 madde ve fıkrasında: (1) Mahkûmiyet hükmünün yorumunda veya çektirilecek cezanın hesabında duraksama olursa, cezanın kısmen veya tamamen yerine getirilip getirilemeyeceği ileri sürülür ya da sonradan yürürlüğe giren kanun, hükümlünün lehinde olursa, duraksamanın giderilmesi veya yerine getirilecek cezanın belirlenmesi için hükmü veren mahkemeden karar istenir. (3) Yukarıdaki fıkralar uyarınca yapılan başvurular cezanın infazını ertelemez. Ancak, mahkeme olayın özelliğine göre infazın ertelenmesine veya durdurulmasına karar verebilir.
7- 5275 Sayılı Yasanın 101/1-3 Madde ve fıkrasında: (1) Cezanın infazı sırasında, 98 ilâ 100 üncü maddeler gereğince mahkemeden alınması gereken kararlar duruşma yapılmaksızın verilir. Karar verilmeden önce Cumhuriyet savcısı ve hükümlünün görüşlerini yazılı olarak bildirmeleri istenebilir. “http://karsiliksizcek.wordpress.com/”
(3)Bölge adliye mahkemesi veya Yargıtaydan başka mahkemeler tarafından verilmiş olan bu kararlara karşı itiraz yoluna gidilebilir.” hükümleri bulunmaktadır.
Ayrıca TBMM tarafından 5728 Sayılı Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlar ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile düzenleme yapıldığı ve bu kanunun yürürlükte olduğu ancak yapılan bu düzenlemeler içerisinde 3167 Sayılı Yasanın 16. Maddesi ile ilgili bir düzenlemenin bulunmadığı da ortadadır.
Kararına itiraz edilen mahkemenin itiraz edilen kararında; 5252 Sayılı Kanunun geçici 1. Maddesinde 5560 Sayılı Kanunla yapılan değişiklik üzerine belirlenen 31.12.2008 gününe değin, diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümlerinin düzeltilmesinin öngörüldüğü halde bu kapsamdan olarak yasa koyucu tarafından 5728 Sayılı “Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”u va’zettiği, dolayısıyla da uyumlaştırılması murat olunan diğer kanunların bu kapsamda yeniden düzenlenildiği., ancak bu çerçevede 3167 Sayılı Kanun hükümlerinin ayrık tutulduğu, bunun ise tamamen mevzuatın “Özel” niteliğinden kaynaklandığı, hal böyle olunca da Yargıtay Yüksek Dairesi’nin pek çok uygulamalarında da “özel yasa ” niteliğinden dolayı pek çok uygulanabilir (önödeme-uzlaşma…gibi) hukuk müessesesinden ayrık değerlendirildiği nazara alındığında, ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil eden çeklerden dolayı tayin olunacak ceza hükmünde de “çek bedeli kadar adli para cezası” olmasında hukuken aykırı bir durum görülmediğinden” sanık vekilinin talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Yürürlükte olan yasal durum incelendiğinde; TCK nun 5/1 maddesinde bu kanunun genel hükümlerinin özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanacağı belirtilerek ceza hukukunda yeknesaklık sağlanmak istenmiştir.
Bu amaçla 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesine; diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemesine aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31.12.2008 tarihine kadar uygulanır hükmü konulmuş ve bu süre yeniden uzatılmamıştır.
Yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. Madde hükmünü dikkate alarak ” Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” adı altında 580 maddeden oluşan 5728 Sayılı Yasayı çıkartmış ve bu yasa yürürlüğe girmiştir.
Buradan da anlaşıldığı üzere yasa koyucunun amacı TCK nun genel hükümlerinin bütün özel yasalarda ve ceza hükmü içeren yasalarda uygulanmasını sağlamaktır.
5237 Sayılı TCK nun 52. maddesi dikkate alındığında adli para cezasının tanımının yapıldığı görülmektedir. Buna göre adli para cezası , beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmadığı hallerde 730 günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması sureti ile hesaplanan meblağın hükümlü tarafından devlet hazinesine ödenmesinden ibarettir
Bu maddenin 1. fıkrasında bulunan “kanunda aksine hüküm bulunmayan haller” tanımının adli para cezası gün sayısının bu genel düzenlemeye aykırı olarak 730 günün altında veya üstünde düzenlenebileceği ve bu düzenlemenin de geçerli olduğu anlamındadır. Buradan da anlaşıldığı üzere TCK genel hükümlerinde gün adli para cezası sistemi benimsenmiştir. 3167 Sayılı yasanın 16. maddesi değerlendirildiğinde; “….. çek bedeli tutarı kadar ağır para cezası (adli para cezası) ile cezalandırılırlar . Ancak verilecek para cezası 80 milyar liradan fazla olamaz. ” hükmünün bulunduğu, bu düzenlemenin gün para cezası içermemesi nedeni ile TCK nun 52/1 maddesine uygun olmadığı ortadadır.
Yasa koyucunun 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesinde sözünü ettiği diğer kanunlar içerisinde 3167 Sayılı Yasanın da olduğu hususunda tereddüt yoktur. Buna göre 3167 Sayılı Yasada bulunan ve 5237 Sayılı TCK nun 1.Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümler 31.12.2008 tarihine kadar uygulanabilecektir. Bu düzenlemenin mevhumu muhalifinden 3167 Sayılı (özel) Kanunun TCK nun 1. kitabının 52. maddesinde düzenlenen gün para sistemine aykırı olan ceza kuralının 31.12.2008 tarihinden sonra uygulanmayacağı 5252 Sayıl Yasanın geçici 1. Maddesinin emredici hükmüdür. Kaldı ki yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesini dikkate alarak 5728 Sayılı Yasa ile özel yasalarda ayrıntılı düzenlemeler yapmasına rağmen 3167 Sayılı Yasada herhangi bir düzenleme yapmamıştır.
Ayrıca Adalet Bakanlığı’nın http://www.kgm.adalet.gov.tr/basbakanlik/cekkanunu.pdf adresinde bulunan ve Çek Kanunu Tasarısı Taslağı olarak Başbakanlığa gönderilen metnin 5/1 madde ve fıkrasında “Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adlî paracezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adlî para cezası, çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamaz.” düzenlemesinin bulunduğu, bu düzenleme dikkate alındığında yasama organının büyük çoğunluğunu oluşturan yürütmeyi (hükümeti ) temsilen Adalet Bakanlığının da itirazı reddeden mahkeme ve red kararında belirtilen Yargıtay Dairesinin inancına aykırı olarak çek kanununda verilecek adli para cezasının gün para sistemine uygun olması gerektiğini öngördüğü, bu durum karşısında subjektif değerlendirme niteliğinde olan “çekin ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil etmesi” bu nedenle 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesindeki düzenlemenin değiştirilmediği yani ayrık tutulduğu (temel düzenlemeden istisna edildiği) yönündeki değerlendirmenin mevcut yasal durum karşısında yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
Yasa koyucunun atlama yaptığı, bir konuyu unuttuğu kabul edilemeyeceğine ve yukarıda da değinildiği gibi bu konuda değişiklik yapmak için Başbakanlığa kanun tasarısı taslağıda sevk edildiğine göre yürütmenin, (hükümetin ) ve yasa koyucunun (TBMM’nin) muradının 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesi ile düzenlenen ceza kuralının ortadan kalkması ve yeni yasal düzenleme yapılana kadar bu ceza hükmünün uygulanamaz olmasını sağlamak olduğu kabul edilmelidir. Çünkü ceza kuralları uygulanmak amacı ile konulur. Uygulanamayan bir ceza kuralı kaldırılmış demektir. Uygulanamayacağı yasa ile düzenlenen, bu nedenle yasal olarak kaldırılma dışında yok hükmünde olan bir kurala göre ceza vermek gerek Anayasa’da yapılan temel haklar ile ilgili düzenlemelere, temel hak ve özgürlükleri içeren Uluslararası Sözleşme hükümlerine ve gerekse Türk Ceza Kanunun 2. maddesinde düzenlenen kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz, kanunlarda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz kuralına da aykırıdır.
Bu yasal durum karşısında hükümlünün, 31.12.2008 tarihinden itibaren zımni olarak yürürlükten kaldırılan ve yerine yeni hüküm konulmaması nedeni ile cezasız bırakılan karşılıksız çek keşide etmek eyleminden dolayı cezalandırıldığı, hükümlü müdafiinin yaptığı itirazın hukuka uygun olmayan mülahazalarla red edildiği, itirazın yasal ve yerinde olduğu anlaşılmakla, 5275 Sayılı Yasanın 101/3 madde ve fıkrasının verdiği yetkiye dayanarak ve hükümlünün telafisi mümkün olmayan zararlara uğramasını engellemek amacı ile 5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 maddesi gereğince mahkumiyet hükmünün yorumunda ve çektirilecek cezanın hesabında açıklanan nedenlerle duraksama olduğundan 3167 Sayılı Yasada yeni bir düzenleme yapılana ya da 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesinin açıkça yürürlükten kaldırılması anına kadar infazın ertelenmesine, yasa koyucunun yeni bir düzenleme yapması halinde hükümlünün durumunun yeniden mahkemesince ele alınarak değerlendirilmesi için itirazın kabülü ile hükümlüye Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 08.05.2008 tarih ve 2008/202 esas, 2008/323 karar sayılı ilamı ile verilen adli para cezasının infazının durdurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Hükümlü Abdullah Bekir vekilinin yapmış olduğu İTİRAZIN KABÜLÜNE, 2-Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.03.2009 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı EK KARARININ KALDIRILMASINA
3-Sanık hakkında Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 8.5.2008 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı ilamı ile verilen 4158 .- TL, adli para cezasının İNFAZININ DURDURULMASINA,
4-Kararın bir örneğinin gereğinin yerine getirilmesi için Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine,
Dosyanın Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesine iadesine, Karardan bir örneğin hükümlü vekiline TEBLİĞİNE , Dair; 5275 Sayılı Yasanın 101/3 ve CMK nun 271/4 madde ve fıkrası gereğince incelenen dosya üzerinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.27.03.2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/7 Geliş Tarihi: 05/01/2009 Mahkemesi: Köyceğiz Sulh Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2008/82 Mahkeme Karar No: 2008/141 Mahkeme Karar Tarihi: 15/05/2008
Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme
DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/133 Karar BOZMA Karar Tarihi 19/01/2009 Kapatma Tarihi 03/02/2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/9 Geliş Tarihi: 05/01/2009
Mahkemesi: Tarsus Ağır Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2008/903 Mahkeme Karar No: 2008/903 Mahkeme Karar Tarihi: 14/07/2008
Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/135 Karar BOZMA Karar Tarihi 19/01/2009 Kapatma Tarihi 03/02/2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/14 Geliş Tarihi: 12/01/2009
Mahkemesi: Korkuteli Asliye Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2005/153
Mahkeme Karar No: 2006/97 Mahkeme Karar Tarihi: 10/03/2006
Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/784 Karar BOZMA Karar Tarihi 26/01/2009 Kapatma Tarihi 12/02/2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/18 Geliş Tarihi: 12/01/2009
Mahkemesi: Malatya 4. Asliye Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2006/291
Mahkeme Karar No: 2007/539 Mahkeme Karar Tarihi: 17/07/2007 Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/787 Karar BOZMA Karar Tarihi 26/01/2009 Kapatma Tarihi 03/02/2009
SAYIN MİLLETVEKİLLERİM
Sayın
Milletvekilim
Karşılıksız çekten dolayı hapis cezası , kanayan bir yaradır ve Türk Hukuk Sistemi açısından bir yüz karasıdır! Kişi hak ve hürriyetlerine ve esasen mevcut Anayasamıza da aykırı olan bu uygulama 1 Ocak 2009 tarihi itibariyle yeni bir boyut kazanmıştır:
Konu ile ilgili mevcut hukuki durum aşağıda sadece iki ana husus bakımından özetlenmiştir. Uygulama yasasında verilen süre 31 Aralık 2008'de dolmuş ve bu tarihten itibaren karşılıksız çek suçları fiilen cezasız kalmıştır. Eğer hukuk devletiysek, bu suçtan dolayı, yeni bir yasal düzenleme yapılana kadar hiçbir mahkeme ceza veremez ve önceden verilmiş olan cezalar da hukuken yok hükmündedir.
Ne var ki yargı tereddüttedir ve 3 aydır çelişkili kararlar verilmektedir. Bazı mahkemeler ceza vermeye devam ederken kendisinden bir çözüm beklenen YARGITAY, bugüne kadar yerel mahkemelere emsal oluşturacak bir karar da vermemiştir. Bazı illerdeki Asliye Ceza Mahkemeleri ve en önemlisi Sakarya 1. Ağır Ceza Mahkemesi ise, cezaların infazını durdurmuş ve hükümlüler tahliye edilmeye başlanmıştır. Diğer taraftan karşılıksız çekten dolayı ceza almış olan binlerce kişi ise kanunsuz bir şekilde 3 ayı aşkın süredir cezaevlerinde tutulmaktadır.
Ekonomik suçtan dolayı hürriyeti bağlayıcı ceza verilmesinin gayri insani olduğu, mevcut düzenlemenin anayasaya aykırı olduğu konuları bir tarafa, ortada apaçık bir hukuksuzluk ve kaos vardır! Teknik bir konu değil, akl-ı selim sahibi herkesin kolayca anlayabileceği basit bir durum var ortada... Prof. Dr. Adem Sözüer ve daha birçok hukukçu aylardır konuyu anlatmaya çalışıyor ama maalesef hukuksuzluk devam ediyor.
Bu kaos hem adalet anlayışını zedeliyor, hem de apaçık bir ihlal niteliği taşıyor. Üç aydır haksız yere cezaevlerinde tutulan insanlar, bu durumu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine taşıdıklarında kesinlikle lehe bir karar çıkacak ve yüklü tazminatlar gündeme gelecektir. Zira Sakarya Ağır Ceza Mahkemesinin aynı konuda verdiği emsal kararlar var. Bu kararlar diğer mahkemeleri bağlayıcı olmasa da ceza hukukunun uygulanmasında yeknesaklık zedelenmiş ve kanun önünde eşitlik ilkesi bozulmuştur. Böyle bir netice, Meclisi ve hükumeti zor durumda bırakacağı gibi, uluslararası hukuk çevrelerinde ve kamuoyu nezdinde yargı organlarının saygınlığını da zedeleyici sonuçlar doğurabilecektir. Meclisin ve hükumetin bir an önce bu çarpık duruma el koyması ve hukuksuzluğu sona erdirmesi gerekiyor.
Yeni yasada adli para cezası ve dolayısıyla hapis cezası devam edecek olsa da, çıkacak kanuna eklenecek bir geçici madde ile, 1 Ocak 2009 tarihi ile kanunun çıktığı tarihe kadar oluşmuş bulunan yasal boşluk sebebiyle cezasız kalmış olan karşılıksız çek suçundan dolayı verilen cezaların kaldırılması sağlanabilir. Böylece hem yargının tereddütleri izale edilmiş olur, bozulan yeknesaklık ve eşitlik ilkesi de nispeten telafi edilebilir.
Ortada kamu vicdanını rahatsız eden, toplumsal barışı zedeleyen ve adalet duygusunu inciten çok vahim bir tablo vardır ve süratle çözüm beklenmektedir.
Sessiz sedasız onbinlerce insan ve aile, Yüce Meclisten hukuk devleti esasına uygun bir çözüm beklemektedir.
HUKUKİ DURUMUN ÖZETİ
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 5 inci maddesi “Özel kanunlarla ilişki” başlığını taşımaktadır. Bu maddeye göre, “Bu Kanun’un genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren özel kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır.” Bu kanunun yayınlanmasını müteakip 3167 sayılı Çek Yasasının da içinde bulunduğu “ceza içeren özel kanunlar”da gerekli değişiklik ve uyumların yapılabilmesi için 5nci maddenin uygulanması 31.12.2008 tarihine ertelenmiştir. Ancak 31.12.2008 tarihine kadar, diğer birçok özel kanunda değişiklik yapılmış olmasına rağmen Çek Kanununda gerekli değişiklikler yapılmadığından, artık 01.01.2009 tarihi itibariyle 3167 Sayılı Yasanın ceza içeren ve TCK Genel Hükümlerine aykırılık teşkil eden maddeleri zımnen yürürlükten kaldırılmış bulunmaktadır. Nitekim, 31.12.2008 tarihine dek, ceza hükmü getiren diğer özel kanunlardan olan 3167 Sayılı Çek Kanununun cezai hükümleri, TCK’nun genel hükümlerine aykırı olsa da uygulanabilmekteydi.
Aykırılıklar nerededir?
1. TCK m. 21 bakımından : 3167 SK. m. 16/1’de karşılıksız çek keşide etme suçu, “şekli suç” niteliğinde düzenlenmiştir. Ancak, TCK ’nın genel hükümleri (m. 21) uyarınca, bir suçun oluşumu kastın varlığına bağlıdır. Kast “doğrudan”(m. 21/1) veya “olası kast” (m. 21/2) olabilir. Bu nedenle, bir kişinin karşılıksız çek nedeniyle cezalandırılabilmesi için, bu kişinin çeki keşide ederken, çekin karşılıksız kalacağı kastıyla hareket etmiş olması gerekmektedir. Başka bir deyişle, bunu bilmeli ve istemelidir. Dolayısıyla, yapılan yargılamada, artık kastın varlığı mutlak olarak araştırılmalı ve bunun sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır. Şayet olayda kast yoksa TCK m. 21/2’ye göre, somut olayda karşılıksız çek keşide eden kişide “olası kast”ın varlığı da ayrıca değerlendirilerek, maddede öngörülen ceza indirimleri uygulanmalıdır. 5252 Sayılı Kanunun kabulü ve uygulanması ile, hukukumuzda bugüne kadar zaten tartışmalı olan “objektif sorumluluk” esası terkedilmiş ve “kusursuz ceza olmaz” esası tamamen geçerli kılınmıştır. Şu halde, karşılıksız çek suçlarında, 1.1.2009 tarihine kadar “objektif sorumluluk” esasına göre verilmiş olan cezalar geçerliliğini yitirmiş bulunmaktadır. Artık suçun manevi unsuru olarak “kast” aranmalıdır. Aksi bir uygulama “kanunsuz suç ve ceza olamaz” esasına açık bir aykırılık teşkil edecektir.
2. TCK m. 52 bakımından Çek Kanunu’na göre, karşılıksız çek keşide etme suçunun cezası, çek bedeli tutarı kadar “adli para cezası” olarak belirlenmekteydi. Ancak, 1.1.2009 tarihinden itibaren TCK’nın adli para cezalarına ilişkin 52. maddesi uygulama alanı bulacağından, ceza miktarının ve niteliğinin belirlenmesi değişmiş bulunmaktadır.
TCK 52. maddenin uygulanmaya başlaması ile Çek yasasındaki çek bedeline bağlı adli para cezası uygulaması son bulmuştur. Adli para cezasının miktarının tespiti artık, sadece gün/para esasına göre yapılabilecektir. 3167 Sayılı Çek Kanunu’nun uygulamasında, ceza, karşılıksız çıkan çek miktarına göre belirlenmekteyken, TCK’nın 52. maddesinin uygulanmasıyla, öncelikle tamgün hesabının yapılması ve bir güne karşılık gelen parasal miktarın belirlenmesi üzerine karar verilmesi gerekmektedir. TCK m. 61/8 hükmüne göre, adli para cezası, belirlenen sonuç gün ile kişinin bir gün karşılığı ödeyebileceği miktarın çarpılması suretiyle bulunacaktır. Bu itibarla, yargılama sonucunda verilecek adli para cezasının tayini usulü de tümden değişmektedir. Nitekim hazırlanan yeni Çek Kanunu tasarısında da "Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adlî para cezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adlî para cezası, çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamaz." Denilmek suretiyle adli para cezasının tayininde Yeni TCK’na uygun olarak gün/para sisteminin getirildiği görülmektedir.
Bu değerlendirmeler ışığı altında bugüne kadar 3167 Sayılı Kanuna göre verilen çek cezaları, 01.01.2009 tarihinde yürürlüğe girmiş bulunan TCK 5nci maddesi uyarınca , aynı kanunun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırılık teşkil etmektedir ve sanık/hükümlü lehine olan yeni hükümler uygulanarak bugüne kadar verilmiş olan cezaların infazı durdrulmalıdır.
Uygulanamayacağı yasa ile düzenlenen, bu nedenle yasal olarak yok hükmünde olan bir kurala göre ceza vermek, gerek Anayasa'da yapılan temel haklar ile ilgili düzenlemelere, temel hak ve özgürlükleri içeren Uluslararası Sözleşme hükümlerine ve gerekse Türk Ceza Kanunun 2. maddesinde düzenlenen kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz, kanunlarda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz kuralına da aykırıdır.
BU AŞAGILIK YAZILARA MÜSADEE ETMEYECEGİMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMM...........................................................................KARŞILIKSIZ ÇEKE HAPİS İNSANLIK ONURUNA AYKIRI İSE BU YAZILAR İNSANLIK ONURUNAAA UYGUNMUUUU?????
mahoni seker seni sike sike götünü yırtık orusbu mynettekiler yetmedimi seni sikmeye benim sikimi agzına alırken nasıl kıvranıyordun seni sikerken gözlerimi kapadım 532 telefonunu başkalarınada verim istersen götün lastik gibi oluk sikile sikile ben mynetten mustafa nikim Ben akıllı ol gelir aklını alırım yazma bu siteye kaltak seni
mahoni seker seni sike sike götünü yırtık orusbu mynettekiler yetmedimi seni sikmeye benim sikimi agzına alırken nasıl kıvranıyordun seni sikerken gözlerimi kapadım 532 telefonunu başkalarınada verim istersen götün lastik gibi oluk sikile sikile ben mynetten mustafa nikim Ben akıllı ol gelir aklını alırım yazma bu siteye kaltak seni
melek dedi ki...
çok ayıp ediyorsunuz sayın gay arkadaşlarım.ben sizi asla dışlamam.bu insan onuruyla oynamak olur.
sayın eski dost ve ibrahim arkadaşım.siz bu mahonii denen kişiye bakmayın.ayıp değilki yaptığınız.
ama bence doğrusu bir gay sitesinde daha mutlu olursunuz siz.burası size göre değil arkadaşlarım.
melek
SAYIN MELEK SİZE KATILIYORUM BENDE.
MAHONİİİİİ
mahoni seker seni sike sike götünü yırtık orusbu mynettekiler yetmedimi seni sikmeye benim sikimi agzına alırken nasıl kıvranıyordun seni sikerken gözlerimi kapadım 532 telefonunu başkalarınada verim istersen götün lastik gibi oluk sikile sikile ben mynetten mustafa nikim Ben akıllı ol gelir aklını alırım yazma bu siteye kaltak seni
mahoni seker seni sike sike götünü yırtık orusbu mynettekiler yetmedimi seni sikmeye benim sikimi agzına alırken nasıl kıvranıyordun seni sikerken gözlerimi kapadım 532 telefonunu başkalarınada verim istersen götün lastik gibi oluk sikile sikile ben mynetten mustafa nikim Ben akıllı ol gelir aklını alırım yazma bu siteye kaltak seni
mahoni seker seni sike sike götünü yırtık orusbu mynettekiler yetmedimi seni sikmeye benim sikimi agzına alırken nasıl kıvranıyordun seni sikerken gözlerimi kapadım 532 telefonunu başkalarınada verim istersen götün lastik gibi oluk sikile sikile ben mynetten mustafa nikim Ben akıllı ol gelir aklını alırım yazma bu siteye kaltak seni
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:.
Konu ile ilgili yasal durum incelendiğinde;.
1-3167 Sayılı Yasanın 16. maddesinde :.
(1) Üzerinde yazılı keşide tarihinden önce veya ibraz süresi içinde 4 üncü madde uyarınca ibraz edildiğinde, yeterli karşılığı bulunmaması nedeniyle kısmen de olsa ödenmeyen çeki keşide eden hesap sahipleri veya yetkili temsilcileri, kanunların ayrıca suç saydığı haller saklı kalmak üzere, çek bedeli tutarı kadar ağır para cezasıyla cezalandırılırlar. Ancak verilecek para cezası seksenmilyar liradan fazla olamaz. Bu miktar, 01/03/1926 tarihli ve 765 sayılı Türk Ceza Kanununun ek 2 nci maddesine göre her yıl artırılır. Bu suçtan mükerrirlere, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir..
2 – 5237 Sayılı TCK nun 2/1-3 madde ve fıkralarında ; (1) “Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz.”.
(3) Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz. 3- 5237 Sayılı TCK nun 5/1 madde ve fıkralarında :.
“Bu Kanunun genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır. “.
4-5237 Sayılı TCK nun 52/1-2-3 Madde ve fıkralarında; (1) Adlî para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hâllerde yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir..
(2) En az yirmi ve en fazla yüz Türk Lirası olan bir gün karşılığı adlî para cezasının miktarı, kişinin ekonomik ve diğer şahsî hâlleri göz önünde bulundurularak takdir edilir. (3) Kararda, adlî para cezasının belirlenmesinde esas alınan tam gün sayısı ile bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ayrı ayrı gösterilir. “.
5-5252 Sayılı Yasanın 5349 Sayılı Yasanın 6. Maddesi ile değişik Geçici 1. Maddesinde: (1) Diğer kanunların, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31 Aralık 2008 tarihine kadar uygulanır..
6-5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 madde ve fıkrasında:.
(1) Mahkûmiyet hükmünün yorumunda veya çektirilecek cezanın hesabında duraksama olursa, cezanın kısmen veya tamamen yerine getirilip getirilemeyeceği ileri sürülür ya da sonradan yürürlüğe giren kanun, hükümlünün lehinde olursa, duraksamanın giderilmesi veya yerine getirilecek cezanın belirlenmesi için hükmü veren mahkemeden karar istenir. (3) Yukarıdaki fıkralar uyarınca yapılan başvurular cezanın infazını ertelemez. Ancak, mahkeme olayın özelliğine göre infazın ertelenmesine veya durdurulmasına karar verebilir. 7- 5275 Sayılı Yasanın 101/1-3 Madde ve fıkrasında:.
(1) Cezanın infazı sırasında, 98 ilâ 100 üncü maddeler gereğince mahkemeden alınması gereken kararlar duruşma yapılmaksızın verilir. Karar verilmeden önce Cumhuriyet savcısı ve hükümlünün görüşlerini yazılı olarak bildirmeleri istenebilir..
(3)Bölge adliye mahkemesi veya Yargıtaydan başka mahkemeler tarafından verilmiş olan bu kararlara karşı itiraz yoluna gidilebilir.” hükümleri bulunmaktadır..
Ayrıca TBMM tarafından 5728 Sayılı Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlar ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile düzenleme yapıldığı ve bu kanunun yürürlükte olduğu ancak yapılan bu düzenlemeler içerisinde 3167 Sayılı Yasanın 16. Maddesi ile ilgili bir düzenlemenin bulunmadığı da ortadadır..
Kararına itiraz edilen mahkemenin itiraz edilen kararında; 5252 Sayılı Kanunun geçici 1. Maddesinde 5560 Sayılı Kanunla yapılan değişiklik üzerine belirlenen 31.12.2008 gününe değin, diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümlerinin düzeltilmesinin öngörüldüğü halde bu kapsamdan olarak yasa koyucu tarafından 5728 Sayılı “Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”u va’zettiği, dolayısıyla da uyumlaştırılması murat olunan diğer kanunların bu kapsamda yeniden düzenlenildiği., ancak bu çerçevede 3167 Sayılı Kanun hükümlerinin ayrık tutulduğu, bunun ise tamamen mevzuatın “Özel” niteliğinden kaynaklandığı, hal böyle olunca da Yargıtay Yüksek Dairesi’nin pek çok uygulamalarında da “özel yasa ” niteliğinden dolayı pek çok uygulanabilir (önödeme-uzlaşma…gibi) hukuk müessesesinden ayrık değerlendirildiği nazara alındığında, ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil eden çeklerden dolayı tayin olunacak ceza hükmünde de “çek bedeli kadar adli para cezası” olmasında hukuken aykırı bir durum görülmediğinden” sanık vekilinin talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır..
Yürürlükte olan yasal durum incelendiğinde; TCK nun 5/1 maddesinde bu kanunun genel hükümlerinin özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanacağı belirtilerek ceza hukukunda yeknesaklık sağlanmak istenmiştir. Bu amaçla 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesine; diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemesine aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31.12.2008 tarihine kadar uygulanır hükmü konulmuş ve bu süre yeniden uzatılmamıştır..
Yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. Madde hükmünü dikkate alarak ” Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” adı altında 580 maddeden oluşan 5728 Sayılı Yasayı çıkartmış ve bu yasa yürürlüğe girmiştir..
Buradan da anlaşıldığı üzere yasa koyucunun amacı TCK nun genel hükümlerinin bütün özel yasalarda ve ceza hükmü içeren yasalarda uygulanmasını sağlamaktır. 5237 Sayılı TCK nun 52. maddesi dikkate alındığında adli para cezasının tanımının yapıldığı görülmektedir. Buna göre adli para cezası , beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmadığı hallerde 730 günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması sureti ile hesaplanan meblağın hükümlü tarafından devlet hazinesine ödenmesinden ibarettir.
Bu maddenin 1. fıkrasında bulunan “kanunda aksine hüküm bulunmayan haller” tanımının adli para cezası gün sayısının bu genel düzenlemeye aykırı olarak 730 günün altında veya üstünde düzenlenecebileceği ve bu düzenlemenin de geçerli olduğu anlamındadır. Buradan da anlaşıldığı üzere TCK genel hükümlerinde gün adli para cezası sistemi benimsenmiştir. 3167 Sayılı yasanın 16. maddesi değerlendirildiğinde; “….. çek bedeli tutarı kadar ağır para cezası (adli para cezası) ile cezalandırılırlar . Ancak verilecek para cezası 80 milyar liradan fazla olamaz. ” hükmünün bulunduğu, bu düzenlemenin gün para cezası içermemesi nedeni ile TCK nun 52/1 maddesine uygun olmadığı ortadadır..
Yasa koyucunun 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesinde sözünü ettiği diğer kanunlar içerisinde 3167 Sayılı Yasanın da olduğu hususunda tereddüt yoktur. Buna göre 3167 Sayılı Yasada bulunan ve 5237 Sayılı TCK nun 1.Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümler 31.12.2008 tarihine kadar uygulanabilecektir. Bu düzenlemenin mevhumu muhalifinden 3167 Sayılı (özel) Kanunun TCK nun 1. kitabının 52. maddesinde düzenlenen gün para sistemine aykırı olan ceza kuralının 31.12.2008 tarihinden sonra uygulanmayacağı 5252 Sayıl Yasanın geçici 1. Maddesinin emredici hükmüdür. Kaldı ki yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesini dikkate alarak 5728 Sayılı Yasa ile özel yasalarda ayrıntılı düzenlemeler yapmasına rağmen 3167 Sayılı Yasada herhangi bir düzenleme yapmamıştır..
Ayrıca Adalet Bakanlığı’nın http://www.kgm.adalet.gov.tr/basbakanlik/cekkanunu.pdf adresinde bulunan ve Çek Kanunu Tasarısı Taslağı olarak Başbakanlığa gönderilen metnin 5/1 madde ve fıkrasında “Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adlî paracezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adlî para cezası, çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamaz.” düzenlemesinin bulunduğu, bu düzenleme dikkate alındığında yasama organının büyük çoğunluğunu oluşturan yürütmeyi (hükümeti ) temsilen Adalet Bakanlığının da itirazı reddeden mahkeme ve red kararında belirtilen Yargıtay Dairesinin inancına aykırı olarak çek kanununda verilecek adli para cezasının gün para sistemine uygun olması gerektiğini öngördüğü, bu durum karşısında subjektif değerlendirme niteliğinde olan “çekin ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil etmesi” bu nedenle 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesindeki düzenlemenin değiştirilmediği yani ayrık tutulduğu (temel düzenlemeden istisna edildiği) yönündeki değerlendirmenin mevcut yasal durum karşısında yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır..
Yasa koyucunun atlama yaptığı, bir konuyu unuttuğu kabul edilemeyeceğine ve yukarıda da değinildiği gibi bu konuda değişiklik yapmak için Başbakanlığa kanun tasarısı taslağıda sevk edildiğine göre yürütmenin, (hükümetin ) ve yasa koyucunun (TBMM’nin) muradının 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesi ile düzenlenen ceza kuralının ortadan kalkması ve yeni yasal düzenleme yapılana kadar bu ceza hükmünün uygulanamaz olmasını sağlamak olduğu kabul edilmelidir. Çünkü ceza kuralları uygulanmak amacı ile konulur. Uygulanamayan bir ceza kuralı kaldırılmış demektir. Uygulanamayacağı yasa ile düzenlenen, bu nedenle yasal olarak kaldırılma dışında yok hükmünde olan bir kurala göre ceza vermek gerek Anayasa’da yapılan temel haklar ile ilgili düzenlemelere, temel hak ve özgürlükleri içeren Uluslararası Sözleşme hükümlerine ve gerekse Türk Ceza Kanunun 2. maddesinde düzenlenen kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz, kanunlarda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz kuralına da aykırıdır..
Bu yasal durum karşısında hükümlünün, 31.12.2008 tarihinden itibaren zımni olarak yürürlükten kaldırılan ve yerine yeni hüküm konulmaması nedeni ile cezasız bırakılan karşılıksız çek keşide etmek eyleminden dolayı cezalandırıldığı, hükümlü müdafiinin yaptığı itirazın hukuka uygun olmayan mülahazalarla red edildiği, itirazın yasal ve yerinde olduğu anlaşılmakla, 5275 Sayılı Yasanın 101/3 madde ve fıkrasının verdiği yetkiye dayanarak ve hükümlünün telafisi mümkün olmayan zararlara uğramasını engellemek amacı ile 5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 maddesi gereğince mahkumiyet hükmünün yorumunda ve çektirilecek cezanın hesabında açıklanan nedenlerle duraksama olduğundan 3167 Sayılı Yasada yeni bir düzenleme yapılana ya da 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesinin açıkça yürürlükten kaldırılması anına kadar infazın ertelenmesine, yasa koyucunun yeni bir düzenleme yapması halinde hükümlünün durumunun yeniden mahkemesince ele alınarak değerlendirilmesi için itirazın kabülü ile hükümlüye Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 31.07.2007 tarih ve 2007/299 esas 2007/590 karar sayılı ilamı ile verilen adli para cezasının infazının durdurulmasına karar vermek gerekmiştir..
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;.
1-Hükümlü H.S.S. müdafiinin yapmış olduğu İTİRAZIN KABÜLÜNE, 2-Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 04.02.2009 tarih ve 2007/299 esas 2007/590 karar sayılı EK KARARININ KALDIRILMASINA.
3-Sanık hakkında Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 31.07.2007 tarih ve 2007/299 esas 2007/590 karar sayılı ilamı ile verilen 26000TL adli para cezasının İNFAZININ DURDURULMASINA,.
4-Kararın bir örneğinin gereğinin yerine getirilmesi için Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine,.
Dosyanın Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesine iadesine, Karardan bir örneğin hükümlü vekiline TEBLİĞİNE ,.
Dair; 5275 Sayılı Yasanın 101/3 ve CMK nun 271/4 madde ve fıkrası gereğince incelenen dosya üzerinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi..16.03.2009..
.
.
.
SARAYKÖY ASLİYE CEZA MAHKEMEİ DOSYA NO :2007/176 KARAR NO :2007/201
HAKİM : GÜLPERİ GÜNEŞ 32147 C.SAVCISI : HÜSEYİN HÜR 107696 KATİP : MURAT AYRAL 97009
SANIK : A. G. K. SUÇ : KARŞILIKSIZ ÇEK KEŞİDE ETME SUÇ TARIHİ : 19/02/2007 ASIL KARAR TARİHİ : 25/09/2007 EK KARAR TARİHİ : 28/01/2009
HÜKÜMLÜ AHMET GÜRKAN ………KAN IN 21/01/2009 ARİHLİ İNFAZIN DURDURULMASINA İLİKİN DİLEKÇESİ C. SAVCISININ YAZILI GÖRÜŞÜ ALINARAKİNCELENDİ.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLÜ:
HÜKÜMLÜ AHMET GÜRKAN …..KAN HAKKINDA MAHKEMEMİZİN 25/09/2009 TARİH 2007/176-201 ESAS E KARAR SAYILI KARARI İLE KARŞILIKSIZ ÇEK KEŞİDE ETMEK SUÇUNDAN DAYI 60.000 TL ADLİ PARA CEZASI İL CEZALANDIRILMASIA KARAR VERİLDİĞİ, KARARIN 20/11/2007 TARİHİNDE KESİNLEŞEREK İNFAZA VERİLDİĞİ HÜKÜMLÜĞÜN ADLİ PARA CEZASNI ÖDEMEMESİ ÜZERİNE SARAYKÖY C.BAŞSAVCILIĞININ 29/01/2008 GÜNLÜ KARARI İLE HÜKÜMLÜYE VERİE ADLİ PARA CEZASININ 600 GÜN HAPİS CEZASINA ÇEVRİLDİĞİ VE 28/02/2008 TARİHİNDE İNFAZA BAŞLANDIĞI HÜKÜMLÜNÜN HALEN B CEZASINI İNFAZ TTİĞİ 5252 SAYILI ÜÇK NIN YÜÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDAKİ KANUNUN GEÇİCİ 1.MADDESİDE BELİRTİLEN DİĞEN KANUNLARIN TCK NIN GEEL HÜKÜMLERİNE AKRI OLAN MADDELERİNİN UYGULANMASINA DEVAM EDİLECEĞİNE İLİŞKİN HÜKMÜN 31/12/2008 TARİHİ İTİBARİYLE YÜRÜRÜKTE KALKTIĞI YASA KOYUCU TARAFINDAN 5728 SAYILI YASA İLE BİR ÇOK ÖZEL YASDAKİ CEZA HÜKÜMLERİ 5237 SAYILI YASAYA UYGUN HALE GETİRİLMESİNE RAĞMEN 3167 SAYILI YASA YÖNÜNDEN 31/12/2008 TARİHİNE KADAR HER HANGİ BİR DÜZENLEME YAPILMADIĞI 5252 SAYILI TCK NIN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KARARIN MADDESİ 5237 SAYILI TCK 45/1 52/1 MADELERİ İLE BİRLİKTE DEĞERLENDİRLDİĞİNDE BU GENEL URALIN BÜTÜN ÖZEL YASALARI BAĞLAYACĞI ÖZEL YASALARDAKİ AYKIRI HÜKÜMLRİN 31/12/2008 TARİHİNE KADAR UYGUNABİLECEĞİ BU TARİHE KADAR ÖZEL YASALARIN 5257 SAYILI TCK NIN GEEL KÜMLERİNE UYARLANMASININ ZORUNLU BULUNDUĞU ANCA 3167 SAYILI YASA AÇISINDAN HALEN BU UYARLAMANIN YAPILMAMIQŞ OLDUĞU ANLAŞILMAKLA HÜKÜMLÜNÜN MAĞDURİYETNE NEDE ALMAMAK AÇISINDAN 527 SAYILI ASANIN 98. MADDESİ UYARINCA İNFAZIN DURDURULMASINA KARAR VERMEKGEREKMİŞTİR. HÜKÜM YUKARIDA AÇIKLANAN NEDENLERLE
HÜKÜMLÜ AHMET GÜRKAN ……KAN HAKKINDA MAHKEMEMİZİN 25/09/207 TARİH 2007/176-201 ESAS VE KARAR SAYILI İLAMI İLE VERİLEN 60.000 TL ADLİ PARA CEZASINA İLİŞKİN İNFAZIN DURDURULMASINA.
HÜKÜMLÜNÜN BAŞKA BİR SUÇTAN TUTUKLU VEY HÜKÜMLÜ ULUNMAASI HALİNDE SALIVERİLMESİNE
KARARIN C.SAVCILIĞI ARACILIĞIYLA HÜKÜMLÜYE TEBLİĞİ DAİR, DOSYA ÜZERİNDEYAPILAN İNCELEMESONUCUNDA İSTEME UYGUN V TEBLİĞ TARİHİNDEN İTAREN 7 GÜN İÇİNDE DENİZLİ NBETÇİ AĞIR CEZA MAHKEMESİNE İTİRAZ YOLU AÇIK OLMAK ÜZERERKARAR VERİLDİ
Sakarya Ağır Ceza Mahkemesi, Karşılıksız Çek Beraat Kararı
BAŞKAN : ABDÜLKADİR YAVUZ ÜYE : BURHANETTİN ESENKAR ÜYE : CEVDET BAK
KATİP : BEHİYE AYDINHükümlü A.B. vekili Av. Levent S. tarafından Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.03.2009 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı ek kararı ile hükümlü vekilinin talebinin reddine ve mahkemelerinin 28.5.2008 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı ilamının değiştirilmesine ve infazın durdurulmasına yer olmadığına ve infazın devamına dair kararına dosya içeriğine göre süresi içerisinde; müvekkilinin 3167 Sayılı Kanuna Muhalefet nedeni ile para cezasına mahkum edildiği, 5275 Sayılı Yasanın 98. maddesi uyarınca yaptıkları başvurunun reddedildiği, bu kararın 5237 Sayılı TCK nun 5, 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesi, 3167 Sayılı Yasanın 16. maddesi ayrıca TCK 20.43.52,53,60,61 maddelerinde yer alan düzenlemelere aykırı olduğu, 31.11.2008 tarihi itibari ile karşılıksız çek keşide etmek eyleminin suç olmaktan çıktığı, böylece suçta ve cezada kanunilik ilkesi uyarınca hükümlü hakkında verilen cezanın yasal dayanağının kalmadığı iddiası ile Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından 24.03.2009 tarihinde infazın devamına ilişkin ek kararın itiraz incelemesi ile kaldırılmasını ve hakkında tayin edilen cezanın bütün sonuçları ile ortadan kaldırılmasını ve tahliyesini istemiştir.
İddia makamının mütalaası alındı, dosya incelendi
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Konu ile ilgili yasal durum incelendiğinde;
1-3167 Sayılı Yasanın 16. maddesinde : (1) Üzerinde yazılı keşide tarihinden önce veya ibraz süresi içinde 4 üncü madde uyarınca ibraz edildiğinde, yeterli karşılığı bulunmaması nedeniyle kısmen de olsa ödenmeyen çeki keşide eden hesap sahipleri veya yetkili temsilcileri, kanunların ayrıca suç saydığı haller saklı kalmak üzere, çek bedeli tutarı kadar ağır para cezasıyla cezalandırılırlar. Ancak verilecek para cezası seksenmilyar liradan fazla olamaz. Bu miktar, 01/03/1926 tarihli ve 765 sayılı Türk Ceza Kanununun ek 2 nci maddesine göre her yıl artırılır. Bu suçtan mükerrirlere, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.
2 – 5237 Sayılı TCK nun 2/1-3 madde ve fıkralarında ; (1) “Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz.”
(3) Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz.
3- 5237 Sayılı TCK nun 5/1 madde ve fıkralarında : “Bu Kanunun genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır. “
4-5237 Sayılı TCK nun 52/1-2-3 Madde ve fıkralarında; (1) Adlî para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hâllerde yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir.
(2) En az yirmi ve en fazla yüz Türk Lirası olan bir gün karşılığı adlî para cezasının miktarı, kişinin ekonomik ve diğer şahsî hâlleri göz önünde bulundurularak takdir edilir. (3) Kararda, adlî para cezasının belirlenmesinde esas alınan tam gün sayısı ile bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ayrı ayrı gösterilir. “
5-5252 Sayılı Yasanın 5349 Sayılı Yasanın 6. Maddesi ile değişik Geçici 1. Maddesinde: (1) Diğer kanunların, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31 Aralık 2008 tarihine kadar uygulanır.
6-5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 madde ve fıkrasında: (1) Mahkûmiyet hükmünün yorumunda veya çektirilecek cezanın hesabında duraksama olursa, cezanın kısmen veya tamamen yerine getirilip getirilemeyeceği ileri sürülür ya da sonradan yürürlüğe giren kanun, hükümlünün lehinde olursa, duraksamanın giderilmesi veya yerine getirilecek cezanın belirlenmesi için hükmü veren mahkemeden karar istenir. (3) Yukarıdaki fıkralar uyarınca yapılan başvurular cezanın infazını ertelemez. Ancak, mahkeme olayın özelliğine göre infazın ertelenmesine veya durdurulmasına karar verebilir.
7- 5275 Sayılı Yasanın 101/1-3 Madde ve fıkrasında: (1) Cezanın infazı sırasında, 98 ilâ 100 üncü maddeler gereğince mahkemeden alınması gereken kararlar duruşma yapılmaksızın verilir. Karar verilmeden önce Cumhuriyet savcısı ve hükümlünün görüşlerini yazılı olarak bildirmeleri istenebilir. “http://karsiliksizcek.wordpress.com/”
(3)Bölge adliye mahkemesi veya Yargıtaydan başka mahkemeler tarafından verilmiş olan bu kararlara karşı itiraz yoluna gidilebilir.” hükümleri bulunmaktadır.
Ayrıca TBMM tarafından 5728 Sayılı Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlar ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile düzenleme yapıldığı ve bu kanunun yürürlükte olduğu ancak yapılan bu düzenlemeler içerisinde 3167 Sayılı Yasanın 16. Maddesi ile ilgili bir düzenlemenin bulunmadığı da ortadadır.
Kararına itiraz edilen mahkemenin itiraz edilen kararında; 5252 Sayılı Kanunun geçici 1. Maddesinde 5560 Sayılı Kanunla yapılan değişiklik üzerine belirlenen 31.12.2008 gününe değin, diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümlerinin düzeltilmesinin öngörüldüğü halde bu kapsamdan olarak yasa koyucu tarafından 5728 Sayılı “Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”u va’zettiği, dolayısıyla da uyumlaştırılması murat olunan diğer kanunların bu kapsamda yeniden düzenlenildiği., ancak bu çerçevede 3167 Sayılı Kanun hükümlerinin ayrık tutulduğu, bunun ise tamamen mevzuatın “Özel” niteliğinden kaynaklandığı, hal böyle olunca da Yargıtay Yüksek Dairesi’nin pek çok uygulamalarında da “özel yasa ” niteliğinden dolayı pek çok uygulanabilir (önödeme-uzlaşma…gibi) hukuk müessesesinden ayrık değerlendirildiği nazara alındığında, ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil eden çeklerden dolayı tayin olunacak ceza hükmünde de “çek bedeli kadar adli para cezası” olmasında hukuken aykırı bir durum görülmediğinden” sanık vekilinin talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Yürürlükte olan yasal durum incelendiğinde; TCK nun 5/1 maddesinde bu kanunun genel hükümlerinin özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanacağı belirtilerek ceza hukukunda yeknesaklık sağlanmak istenmiştir.
Bu amaçla 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesine; diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemesine aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31.12.2008 tarihine kadar uygulanır hükmü konulmuş ve bu süre yeniden uzatılmamıştır.
Yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. Madde hükmünü dikkate alarak ” Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” adı altında 580 maddeden oluşan 5728 Sayılı Yasayı çıkartmış ve bu yasa yürürlüğe girmiştir.
Buradan da anlaşıldığı üzere yasa koyucunun amacı TCK nun genel hükümlerinin bütün özel yasalarda ve ceza hükmü içeren yasalarda uygulanmasını sağlamaktır.
5237 Sayılı TCK nun 52. maddesi dikkate alındığında adli para cezasının tanımının yapıldığı görülmektedir. Buna göre adli para cezası , beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmadığı hallerde 730 günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması sureti ile hesaplanan meblağın hükümlü tarafından devlet hazinesine ödenmesinden ibarettir
Bu maddenin 1. fıkrasında bulunan “kanunda aksine hüküm bulunmayan haller” tanımının adli para cezası gün sayısının bu genel düzenlemeye aykırı olarak 730 günün altında veya üstünde düzenlenebileceği ve bu düzenlemenin de geçerli olduğu anlamındadır. Buradan da anlaşıldığı üzere TCK genel hükümlerinde gün adli para cezası sistemi benimsenmiştir. 3167 Sayılı yasanın 16. maddesi değerlendirildiğinde; “….. çek bedeli tutarı kadar ağır para cezası (adli para cezası) ile cezalandırılırlar . Ancak verilecek para cezası 80 milyar liradan fazla olamaz. ” hükmünün bulunduğu, bu düzenlemenin gün para cezası içermemesi nedeni ile TCK nun 52/1 maddesine uygun olmadığı ortadadır.
Yasa koyucunun 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesinde sözünü ettiği diğer kanunlar içerisinde 3167 Sayılı Yasanın da olduğu hususunda tereddüt yoktur. Buna göre 3167 Sayılı Yasada bulunan ve 5237 Sayılı TCK nun 1.Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümler 31.12.2008 tarihine kadar uygulanabilecektir. Bu düzenlemenin mevhumu muhalifinden 3167 Sayılı (özel) Kanunun TCK nun 1. kitabının 52. maddesinde düzenlenen gün para sistemine aykırı olan ceza kuralının 31.12.2008 tarihinden sonra uygulanmayacağı 5252 Sayıl Yasanın geçici 1. Maddesinin emredici hükmüdür. Kaldı ki yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesini dikkate alarak 5728 Sayılı Yasa ile özel yasalarda ayrıntılı düzenlemeler yapmasına rağmen 3167 Sayılı Yasada herhangi bir düzenleme yapmamıştır.
Ayrıca Adalet Bakanlığı’nın http://www.kgm.adalet.gov.tr/basbakanlik/cekkanunu.pdf adresinde bulunan ve Çek Kanunu Tasarısı Taslağı olarak Başbakanlığa gönderilen metnin 5/1 madde ve fıkrasında “Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adlî paracezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adlî para cezası, çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamaz.” düzenlemesinin bulunduğu, bu düzenleme dikkate alındığında yasama organının büyük çoğunluğunu oluşturan yürütmeyi (hükümeti ) temsilen Adalet Bakanlığının da itirazı reddeden mahkeme ve red kararında belirtilen Yargıtay Dairesinin inancına aykırı olarak çek kanununda verilecek adli para cezasının gün para sistemine uygun olması gerektiğini öngördüğü, bu durum karşısında subjektif değerlendirme niteliğinde olan “çekin ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil etmesi” bu nedenle 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesindeki düzenlemenin değiştirilmediği yani ayrık tutulduğu (temel düzenlemeden istisna edildiği) yönündeki değerlendirmenin mevcut yasal durum karşısında yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
Yasa koyucunun atlama yaptığı, bir konuyu unuttuğu kabul edilemeyeceğine ve yukarıda da değinildiği gibi bu konuda değişiklik yapmak için Başbakanlığa kanun tasarısı taslağıda sevk edildiğine göre yürütmenin, (hükümetin ) ve yasa koyucunun (TBMM’nin) muradının 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesi ile düzenlenen ceza kuralının ortadan kalkması ve yeni yasal düzenleme yapılana kadar bu ceza hükmünün uygulanamaz olmasını sağlamak olduğu kabul edilmelidir. Çünkü ceza kuralları uygulanmak amacı ile konulur. Uygulanamayan bir ceza kuralı kaldırılmış demektir. Uygulanamayacağı yasa ile düzenlenen, bu nedenle yasal olarak kaldırılma dışında yok hükmünde olan bir kurala göre ceza vermek gerek Anayasa’da yapılan temel haklar ile ilgili düzenlemelere, temel hak ve özgürlükleri içeren Uluslararası Sözleşme hükümlerine ve gerekse Türk Ceza Kanunun 2. maddesinde düzenlenen kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz, kanunlarda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz kuralına da aykırıdır.
Bu yasal durum karşısında hükümlünün, 31.12.2008 tarihinden itibaren zımni olarak yürürlükten kaldırılan ve yerine yeni hüküm konulmaması nedeni ile cezasız bırakılan karşılıksız çek keşide etmek eyleminden dolayı cezalandırıldığı, hükümlü müdafiinin yaptığı itirazın hukuka uygun olmayan mülahazalarla red edildiği, itirazın yasal ve yerinde olduğu anlaşılmakla, 5275 Sayılı Yasanın 101/3 madde ve fıkrasının verdiği yetkiye dayanarak ve hükümlünün telafisi mümkün olmayan zararlara uğramasını engellemek amacı ile 5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 maddesi gereğince mahkumiyet hükmünün yorumunda ve çektirilecek cezanın hesabında açıklanan nedenlerle duraksama olduğundan 3167 Sayılı Yasada yeni bir düzenleme yapılana ya da 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesinin açıkça yürürlükten kaldırılması anına kadar infazın ertelenmesine, yasa koyucunun yeni bir düzenleme yapması halinde hükümlünün durumunun yeniden mahkemesince ele alınarak değerlendirilmesi için itirazın kabülü ile hükümlüye Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 08.05.2008 tarih ve 2008/202 esas, 2008/323 karar sayılı ilamı ile verilen adli para cezasının infazının durdurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Hükümlü Abdullah Bekir vekilinin yapmış olduğu İTİRAZIN KABÜLÜNE, 2-Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.03.2009 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı EK KARARININ KALDIRILMASINA
3-Sanık hakkında Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 8.5.2008 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı ilamı ile verilen 4158 .- TL, adli para cezasının İNFAZININ DURDURULMASINA,
4-Kararın bir örneğinin gereğinin yerine getirilmesi için Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine,
Dosyanın Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesine iadesine, Karardan bir örneğin hükümlü vekiline TEBLİĞİNE , Dair; 5275 Sayılı Yasanın 101/3 ve CMK nun 271/4 madde ve fıkrası gereğince incelenen dosya üzerinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.27.03.2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/7 Geliş Tarihi: 05/01/2009 Mahkemesi: Köyceğiz Sulh Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2008/82 Mahkeme Karar No: 2008/141 Mahkeme Karar Tarihi: 15/05/2008
Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme
DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/133 Karar BOZMA Karar Tarihi 19/01/2009 Kapatma Tarihi 03/02/2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/9 Geliş Tarihi: 05/01/2009
Mahkemesi: Tarsus Ağır Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2008/903 Mahkeme Karar No: 2008/903 Mahkeme Karar Tarihi: 14/07/2008
Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/135 Karar BOZMA Karar Tarihi 19/01/2009 Kapatma Tarihi 03/02/2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/14 Geliş Tarihi: 12/01/2009
Mahkemesi: Korkuteli Asliye Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2005/153
Mahkeme Karar No: 2006/97 Mahkeme Karar Tarihi: 10/03/2006
Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/784 Karar BOZMA Karar Tarihi 26/01/2009 Kapatma Tarihi 12/02/2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/18 Geliş Tarihi: 12/01/2009
Mahkemesi: Malatya 4. Asliye Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2006/291
Mahkeme Karar No: 2007/539 Mahkeme Karar Tarihi: 17/07/2007 Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/787 Karar BOZMA Karar Tarihi 26/01/2009 Kapatma Tarihi 03/02/2009
SAYIN MİLLETVEKİLLERİM
Sayın
Milletvekilim
Karşılıksız çekten dolayı hapis cezası , kanayan bir yaradır ve Türk Hukuk Sistemi açısından bir yüz karasıdır! Kişi hak ve hürriyetlerine ve esasen mevcut Anayasamıza da aykırı olan bu uygulama 1 Ocak 2009 tarihi itibariyle yeni bir boyut kazanmıştır:
Konu ile ilgili mevcut hukuki durum aşağıda sadece iki ana husus bakımından özetlenmiştir. Uygulama yasasında verilen süre 31 Aralık 2008'de dolmuş ve bu tarihten itibaren karşılıksız çek suçları fiilen cezasız kalmıştır. Eğer hukuk devletiysek, bu suçtan dolayı, yeni bir yasal düzenleme yapılana kadar hiçbir mahkeme ceza veremez ve önceden verilmiş olan cezalar da hukuken yok hükmündedir.
Ne var ki yargı tereddüttedir ve 3 aydır çelişkili kararlar verilmektedir. Bazı mahkemeler ceza vermeye devam ederken kendisinden bir çözüm beklenen YARGITAY, bugüne kadar yerel mahkemelere emsal oluşturacak bir karar da vermemiştir. Bazı illerdeki Asliye Ceza Mahkemeleri ve en önemlisi Sakarya 1. Ağır Ceza Mahkemesi ise, cezaların infazını durdurmuş ve hükümlüler tahliye edilmeye başlanmıştır. Diğer taraftan karşılıksız çekten dolayı ceza almış olan binlerce kişi ise kanunsuz bir şekilde 3 ayı aşkın süredir cezaevlerinde tutulmaktadır.
Ekonomik suçtan dolayı hürriyeti bağlayıcı ceza verilmesinin gayri insani olduğu, mevcut düzenlemenin anayasaya aykırı olduğu konuları bir tarafa, ortada apaçık bir hukuksuzluk ve kaos vardır! Teknik bir konu değil, akl-ı selim sahibi herkesin kolayca anlayabileceği basit bir durum var ortada... Prof. Dr. Adem Sözüer ve daha birçok hukukçu aylardır konuyu anlatmaya çalışıyor ama maalesef hukuksuzluk devam ediyor.
Bu kaos hem adalet anlayışını zedeliyor, hem de apaçık bir ihlal niteliği taşıyor. Üç aydır haksız yere cezaevlerinde tutulan insanlar, bu durumu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine taşıdıklarında kesinlikle lehe bir karar çıkacak ve yüklü tazminatlar gündeme gelecektir. Zira Sakarya Ağır Ceza Mahkemesinin aynı konuda verdiği emsal kararlar var. Bu kararlar diğer mahkemeleri bağlayıcı olmasa da ceza hukukunun uygulanmasında yeknesaklık zedelenmiş ve kanun önünde eşitlik ilkesi bozulmuştur. Böyle bir netice, Meclisi ve hükumeti zor durumda bırakacağı gibi, uluslararası hukuk çevrelerinde ve kamuoyu nezdinde yargı organlarının saygınlığını da zedeleyici sonuçlar doğurabilecektir. Meclisin ve hükumetin bir an önce bu çarpık duruma el koyması ve hukuksuzluğu sona erdirmesi gerekiyor.
Yeni yasada adli para cezası ve dolayısıyla hapis cezası devam edecek olsa da, çıkacak kanuna eklenecek bir geçici madde ile, 1 Ocak 2009 tarihi ile kanunun çıktığı tarihe kadar oluşmuş bulunan yasal boşluk sebebiyle cezasız kalmış olan karşılıksız çek suçundan dolayı verilen cezaların kaldırılması sağlanabilir. Böylece hem yargının tereddütleri izale edilmiş olur, bozulan yeknesaklık ve eşitlik ilkesi de nispeten telafi edilebilir.
Ortada kamu vicdanını rahatsız eden, toplumsal barışı zedeleyen ve adalet duygusunu inciten çok vahim bir tablo vardır ve süratle çözüm beklenmektedir.
Sessiz sedasız onbinlerce insan ve aile, Yüce Meclisten hukuk devleti esasına uygun bir çözüm beklemektedir.
HUKUKİ DURUMUN ÖZETİ
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 5 inci maddesi “Özel kanunlarla ilişki” başlığını taşımaktadır. Bu maddeye göre, “Bu Kanun’un genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren özel kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır.” Bu kanunun yayınlanmasını müteakip 3167 sayılı Çek Yasasının da içinde bulunduğu “ceza içeren özel kanunlar”da gerekli değişiklik ve uyumların yapılabilmesi için 5nci maddenin uygulanması 31.12.2008 tarihine ertelenmiştir. Ancak 31.12.2008 tarihine kadar, diğer birçok özel kanunda değişiklik yapılmış olmasına rağmen Çek Kanununda gerekli değişiklikler yapılmadığından, artık 01.01.2009 tarihi itibariyle 3167 Sayılı Yasanın ceza içeren ve TCK Genel Hükümlerine aykırılık teşkil eden maddeleri zımnen yürürlükten kaldırılmış bulunmaktadır. Nitekim, 31.12.2008 tarihine dek, ceza hükmü getiren diğer özel kanunlardan olan 3167 Sayılı Çek Kanununun cezai hükümleri, TCK’nun genel hükümlerine aykırı olsa da uygulanabilmekteydi.
Aykırılıklar nerededir?
1. TCK m. 21 bakımından : 3167 SK. m. 16/1’de karşılıksız çek keşide etme suçu, “şekli suç” niteliğinde düzenlenmiştir. Ancak, TCK ’nın genel hükümleri (m. 21) uyarınca, bir suçun oluşumu kastın varlığına bağlıdır. Kast “doğrudan”(m. 21/1) veya “olası kast” (m. 21/2) olabilir. Bu nedenle, bir kişinin karşılıksız çek nedeniyle cezalandırılabilmesi için, bu kişinin çeki keşide ederken, çekin karşılıksız kalacağı kastıyla hareket etmiş olması gerekmektedir. Başka bir deyişle, bunu bilmeli ve istemelidir. Dolayısıyla, yapılan yargılamada, artık kastın varlığı mutlak olarak araştırılmalı ve bunun sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır. Şayet olayda kast yoksa TCK m. 21/2’ye göre, somut olayda karşılıksız çek keşide eden kişide “olası kast”ın varlığı da ayrıca değerlendirilerek, maddede öngörülen ceza indirimleri uygulanmalıdır. 5252 Sayılı Kanunun kabulü ve uygulanması ile, hukukumuzda bugüne kadar zaten tartışmalı olan “objektif sorumluluk” esası terkedilmiş ve “kusursuz ceza olmaz” esası tamamen geçerli kılınmıştır. Şu halde, karşılıksız çek suçlarında, 1.1.2009 tarihine kadar “objektif sorumluluk” esasına göre verilmiş olan cezalar geçerliliğini yitirmiş bulunmaktadır. Artık suçun manevi unsuru olarak “kast” aranmalıdır. Aksi bir uygulama “kanunsuz suç ve ceza olamaz” esasına açık bir aykırılık teşkil edecektir.
2. TCK m. 52 bakımından Çek Kanunu’na göre, karşılıksız çek keşide etme suçunun cezası, çek bedeli tutarı kadar “adli para cezası” olarak belirlenmekteydi. Ancak, 1.1.2009 tarihinden itibaren TCK’nın adli para cezalarına ilişkin 52. maddesi uygulama alanı bulacağından, ceza miktarının ve niteliğinin belirlenmesi değişmiş bulunmaktadır.
TCK 52. maddenin uygulanmaya başlaması ile Çek yasasındaki çek bedeline bağlı adli para cezası uygulaması son bulmuştur. Adli para cezasının miktarının tespiti artık, sadece gün/para esasına göre yapılabilecektir. 3167 Sayılı Çek Kanunu’nun uygulamasında, ceza, karşılıksız çıkan çek miktarına göre belirlenmekteyken, TCK’nın 52. maddesinin uygulanmasıyla, öncelikle tamgün hesabının yapılması ve bir güne karşılık gelen parasal miktarın belirlenmesi üzerine karar verilmesi gerekmektedir. TCK m. 61/8 hükmüne göre, adli para cezası, belirlenen sonuç gün ile kişinin bir gün karşılığı ödeyebileceği miktarın çarpılması suretiyle bulunacaktır. Bu itibarla, yargılama sonucunda verilecek adli para cezasının tayini usulü de tümden değişmektedir. Nitekim hazırlanan yeni Çek Kanunu tasarısında da "Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adlî para cezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adlî para cezası, çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamaz." Denilmek suretiyle adli para cezasının tayininde Yeni TCK’na uygun olarak gün/para sisteminin getirildiği görülmektedir.
Bu değerlendirmeler ışığı altında bugüne kadar 3167 Sayılı Kanuna göre verilen çek cezaları, 01.01.2009 tarihinde yürürlüğe girmiş bulunan TCK 5nci maddesi uyarınca , aynı kanunun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırılık teşkil etmektedir ve sanık/hükümlü lehine olan yeni hükümler uygulanarak bugüne kadar verilmiş olan cezaların infazı durdrulmalıdır.
Uygulanamayacağı yasa ile düzenlenen, bu nedenle yasal olarak yok hükmünde olan bir kurala göre ceza vermek, gerek Anayasa'da yapılan temel haklar ile ilgili düzenlemelere, temel hak ve özgürlükleri içeren Uluslararası Sözleşme hükümlerine ve gerekse Türk Ceza Kanunun 2. maddesinde düzenlenen kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz, kanunlarda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz kuralına da aykırıdır.
BU AŞAGILIK YAZILARA MÜSADEE ETMEYECEGİMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMM...........................................................................KARŞILIKSIZ ÇEKE HAPİS İNSANLIK ONURUNA AYKIRI İSE BU YAZILAR İNSANLIK ONURUNAAA UYGUNMUUUU?????
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:.
Konu ile ilgili yasal durum incelendiğinde;.
1-3167 Sayılı Yasanın 16. maddesinde :.
(1) Üzerinde yazılı keşide tarihinden önce veya ibraz süresi içinde 4 üncü madde uyarınca ibraz edildiğinde, yeterli karşılığı bulunmaması nedeniyle kısmen de olsa ödenmeyen çeki keşide eden hesap sahipleri veya yetkili temsilcileri, kanunların ayrıca suç saydığı haller saklı kalmak üzere, çek bedeli tutarı kadar ağır para cezasıyla cezalandırılırlar. Ancak verilecek para cezası seksenmilyar liradan fazla olamaz. Bu miktar, 01/03/1926 tarihli ve 765 sayılı Türk Ceza Kanununun ek 2 nci maddesine göre her yıl artırılır. Bu suçtan mükerrirlere, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir..
2 – 5237 Sayılı TCK nun 2/1-3 madde ve fıkralarında ; (1) “Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz.”.
(3) Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz. 3- 5237 Sayılı TCK nun 5/1 madde ve fıkralarında :.
“Bu Kanunun genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır. “.
4-5237 Sayılı TCK nun 52/1-2-3 Madde ve fıkralarında; (1) Adlî para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hâllerde yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir..
(2) En az yirmi ve en fazla yüz Türk Lirası olan bir gün karşılığı adlî para cezasının miktarı, kişinin ekonomik ve diğer şahsî hâlleri göz önünde bulundurularak takdir edilir. (3) Kararda, adlî para cezasının belirlenmesinde esas alınan tam gün sayısı ile bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ayrı ayrı gösterilir. “.
5-5252 Sayılı Yasanın 5349 Sayılı Yasanın 6. Maddesi ile değişik Geçici 1. Maddesinde: (1) Diğer kanunların, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31 Aralık 2008 tarihine kadar uygulanır..
6-5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 madde ve fıkrasında:.
(1) Mahkûmiyet hükmünün yorumunda veya çektirilecek cezanın hesabında duraksama olursa, cezanın kısmen veya tamamen yerine getirilip getirilemeyeceği ileri sürülür ya da sonradan yürürlüğe giren kanun, hükümlünün lehinde olursa, duraksamanın giderilmesi veya yerine getirilecek cezanın belirlenmesi için hükmü veren mahkemeden karar istenir. (3) Yukarıdaki fıkralar uyarınca yapılan başvurular cezanın infazını ertelemez. Ancak, mahkeme olayın özelliğine göre infazın ertelenmesine veya durdurulmasına karar verebilir. 7- 5275 Sayılı Yasanın 101/1-3 Madde ve fıkrasında:.
(1) Cezanın infazı sırasında, 98 ilâ 100 üncü maddeler gereğince mahkemeden alınması gereken kararlar duruşma yapılmaksızın verilir. Karar verilmeden önce Cumhuriyet savcısı ve hükümlünün görüşlerini yazılı olarak bildirmeleri istenebilir..
(3)Bölge adliye mahkemesi veya Yargıtaydan başka mahkemeler tarafından verilmiş olan bu kararlara karşı itiraz yoluna gidilebilir.” hükümleri bulunmaktadır..
Ayrıca TBMM tarafından 5728 Sayılı Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlar ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile düzenleme yapıldığı ve bu kanunun yürürlükte olduğu ancak yapılan bu düzenlemeler içerisinde 3167 Sayılı Yasanın 16. Maddesi ile ilgili bir düzenlemenin bulunmadığı da ortadadır..
Kararına itiraz edilen mahkemenin itiraz edilen kararında; 5252 Sayılı Kanunun geçici 1. Maddesinde 5560 Sayılı Kanunla yapılan değişiklik üzerine belirlenen 31.12.2008 gününe değin, diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümlerinin düzeltilmesinin öngörüldüğü halde bu kapsamdan olarak yasa koyucu tarafından 5728 Sayılı “Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”u va’zettiği, dolayısıyla da uyumlaştırılması murat olunan diğer kanunların bu kapsamda yeniden düzenlenildiği., ancak bu çerçevede 3167 Sayılı Kanun hükümlerinin ayrık tutulduğu, bunun ise tamamen mevzuatın “Özel” niteliğinden kaynaklandığı, hal böyle olunca da Yargıtay Yüksek Dairesi’nin pek çok uygulamalarında da “özel yasa ” niteliğinden dolayı pek çok uygulanabilir (önödeme-uzlaşma…gibi) hukuk müessesesinden ayrık değerlendirildiği nazara alındığında, ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil eden çeklerden dolayı tayin olunacak ceza hükmünde de “çek bedeli kadar adli para cezası” olmasında hukuken aykırı bir durum görülmediğinden” sanık vekilinin talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır..
Yürürlükte olan yasal durum incelendiğinde; TCK nun 5/1 maddesinde bu kanunun genel hükümlerinin özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanacağı belirtilerek ceza hukukunda yeknesaklık sağlanmak istenmiştir. Bu amaçla 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesine; diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemesine aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31.12.2008 tarihine kadar uygulanır hükmü konulmuş ve bu süre yeniden uzatılmamıştır..
Yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. Madde hükmünü dikkate alarak ” Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” adı altında 580 maddeden oluşan 5728 Sayılı Yasayı çıkartmış ve bu yasa yürürlüğe girmiştir..
Buradan da anlaşıldığı üzere yasa koyucunun amacı TCK nun genel hükümlerinin bütün özel yasalarda ve ceza hükmü içeren yasalarda uygulanmasını sağlamaktır. 5237 Sayılı TCK nun 52. maddesi dikkate alındığında adli para cezasının tanımının yapıldığı görülmektedir. Buna göre adli para cezası , beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmadığı hallerde 730 günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması sureti ile hesaplanan meblağın hükümlü tarafından devlet hazinesine ödenmesinden ibarettir.
Bu maddenin 1. fıkrasında bulunan “kanunda aksine hüküm bulunmayan haller” tanımının adli para cezası gün sayısının bu genel düzenlemeye aykırı olarak 730 günün altında veya üstünde düzenlenecebileceği ve bu düzenlemenin de geçerli olduğu anlamındadır. Buradan da anlaşıldığı üzere TCK genel hükümlerinde gün adli para cezası sistemi benimsenmiştir. 3167 Sayılı yasanın 16. maddesi değerlendirildiğinde; “….. çek bedeli tutarı kadar ağır para cezası (adli para cezası) ile cezalandırılırlar . Ancak verilecek para cezası 80 milyar liradan fazla olamaz. ” hükmünün bulunduğu, bu düzenlemenin gün para cezası içermemesi nedeni ile TCK nun 52/1 maddesine uygun olmadığı ortadadır..
Yasa koyucunun 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesinde sözünü ettiği diğer kanunlar içerisinde 3167 Sayılı Yasanın da olduğu hususunda tereddüt yoktur. Buna göre 3167 Sayılı Yasada bulunan ve 5237 Sayılı TCK nun 1.Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümler 31.12.2008 tarihine kadar uygulanabilecektir. Bu düzenlemenin mevhumu muhalifinden 3167 Sayılı (özel) Kanunun TCK nun 1. kitabının 52. maddesinde düzenlenen gün para sistemine aykırı olan ceza kuralının 31.12.2008 tarihinden sonra uygulanmayacağı 5252 Sayıl Yasanın geçici 1. Maddesinin emredici hükmüdür. Kaldı ki yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesini dikkate alarak 5728 Sayılı Yasa ile özel yasalarda ayrıntılı düzenlemeler yapmasına rağmen 3167 Sayılı Yasada herhangi bir düzenleme yapmamıştır..
Ayrıca Adalet Bakanlığı’nın http://www.kgm.adalet.gov.tr/basbakanlik/cekkanunu.pdf adresinde bulunan ve Çek Kanunu Tasarısı Taslağı olarak Başbakanlığa gönderilen metnin 5/1 madde ve fıkrasında “Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adlî paracezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adlî para cezası, çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamaz.” düzenlemesinin bulunduğu, bu düzenleme dikkate alındığında yasama organının büyük çoğunluğunu oluşturan yürütmeyi (hükümeti ) temsilen Adalet Bakanlığının da itirazı reddeden mahkeme ve red kararında belirtilen Yargıtay Dairesinin inancına aykırı olarak çek kanununda verilecek adli para cezasının gün para sistemine uygun olması gerektiğini öngördüğü, bu durum karşısında subjektif değerlendirme niteliğinde olan “çekin ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil etmesi” bu nedenle 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesindeki düzenlemenin değiştirilmediği yani ayrık tutulduğu (temel düzenlemeden istisna edildiği) yönündeki değerlendirmenin mevcut yasal durum karşısında yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır..
Yasa koyucunun atlama yaptığı, bir konuyu unuttuğu kabul edilemeyeceğine ve yukarıda da değinildiği gibi bu konuda değişiklik yapmak için Başbakanlığa kanun tasarısı taslağıda sevk edildiğine göre yürütmenin, (hükümetin ) ve yasa koyucunun (TBMM’nin) muradının 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesi ile düzenlenen ceza kuralının ortadan kalkması ve yeni yasal düzenleme yapılana kadar bu ceza hükmünün uygulanamaz olmasını sağlamak olduğu kabul edilmelidir. Çünkü ceza kuralları uygulanmak amacı ile konulur. Uygulanamayan bir ceza kuralı kaldırılmış demektir. Uygulanamayacağı yasa ile düzenlenen, bu nedenle yasal olarak kaldırılma dışında yok hükmünde olan bir kurala göre ceza vermek gerek Anayasa’da yapılan temel haklar ile ilgili düzenlemelere, temel hak ve özgürlükleri içeren Uluslararası Sözleşme hükümlerine ve gerekse Türk Ceza Kanunun 2. maddesinde düzenlenen kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz, kanunlarda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz kuralına da aykırıdır..
Bu yasal durum karşısında hükümlünün, 31.12.2008 tarihinden itibaren zımni olarak yürürlükten kaldırılan ve yerine yeni hüküm konulmaması nedeni ile cezasız bırakılan karşılıksız çek keşide etmek eyleminden dolayı cezalandırıldığı, hükümlü müdafiinin yaptığı itirazın hukuka uygun olmayan mülahazalarla red edildiği, itirazın yasal ve yerinde olduğu anlaşılmakla, 5275 Sayılı Yasanın 101/3 madde ve fıkrasının verdiği yetkiye dayanarak ve hükümlünün telafisi mümkün olmayan zararlara uğramasını engellemek amacı ile 5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 maddesi gereğince mahkumiyet hükmünün yorumunda ve çektirilecek cezanın hesabında açıklanan nedenlerle duraksama olduğundan 3167 Sayılı Yasada yeni bir düzenleme yapılana ya da 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesinin açıkça yürürlükten kaldırılması anına kadar infazın ertelenmesine, yasa koyucunun yeni bir düzenleme yapması halinde hükümlünün durumunun yeniden mahkemesince ele alınarak değerlendirilmesi için itirazın kabülü ile hükümlüye Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 31.07.2007 tarih ve 2007/299 esas 2007/590 karar sayılı ilamı ile verilen adli para cezasının infazının durdurulmasına karar vermek gerekmiştir..
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;.
1-Hükümlü H.S.S. müdafiinin yapmış olduğu İTİRAZIN KABÜLÜNE, 2-Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 04.02.2009 tarih ve 2007/299 esas 2007/590 karar sayılı EK KARARININ KALDIRILMASINA.
3-Sanık hakkında Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 31.07.2007 tarih ve 2007/299 esas 2007/590 karar sayılı ilamı ile verilen 26000TL adli para cezasının İNFAZININ DURDURULMASINA,.
4-Kararın bir örneğinin gereğinin yerine getirilmesi için Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine,.
Dosyanın Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesine iadesine, Karardan bir örneğin hükümlü vekiline TEBLİĞİNE ,.
Dair; 5275 Sayılı Yasanın 101/3 ve CMK nun 271/4 madde ve fıkrası gereğince incelenen dosya üzerinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi..16.03.2009..
.
.
.
SARAYKÖY ASLİYE CEZA MAHKEMEİ DOSYA NO :2007/176 KARAR NO :2007/201
HAKİM : GÜLPERİ GÜNEŞ 32147 C.SAVCISI : HÜSEYİN HÜR 107696 KATİP : MURAT AYRAL 97009
SANIK : A. G. K. SUÇ : KARŞILIKSIZ ÇEK KEŞİDE ETME SUÇ TARIHİ : 19/02/2007 ASIL KARAR TARİHİ : 25/09/2007 EK KARAR TARİHİ : 28/01/2009
HÜKÜMLÜ AHMET GÜRKAN ………KAN IN 21/01/2009 ARİHLİ İNFAZIN DURDURULMASINA İLİKİN DİLEKÇESİ C. SAVCISININ YAZILI GÖRÜŞÜ ALINARAKİNCELENDİ.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLÜ:
HÜKÜMLÜ AHMET GÜRKAN …..KAN HAKKINDA MAHKEMEMİZİN 25/09/2009 TARİH 2007/176-201 ESAS E KARAR SAYILI KARARI İLE KARŞILIKSIZ ÇEK KEŞİDE ETMEK SUÇUNDAN DAYI 60.000 TL ADLİ PARA CEZASI İL CEZALANDIRILMASIA KARAR VERİLDİĞİ, KARARIN 20/11/2007 TARİHİNDE KESİNLEŞEREK İNFAZA VERİLDİĞİ HÜKÜMLÜĞÜN ADLİ PARA CEZASNI ÖDEMEMESİ ÜZERİNE SARAYKÖY C.BAŞSAVCILIĞININ 29/01/2008 GÜNLÜ KARARI İLE HÜKÜMLÜYE VERİE ADLİ PARA CEZASININ 600 GÜN HAPİS CEZASINA ÇEVRİLDİĞİ VE 28/02/2008 TARİHİNDE İNFAZA BAŞLANDIĞI HÜKÜMLÜNÜN HALEN B CEZASINI İNFAZ TTİĞİ 5252 SAYILI ÜÇK NIN YÜÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDAKİ KANUNUN GEÇİCİ 1.MADDESİDE BELİRTİLEN DİĞEN KANUNLARIN TCK NIN GEEL HÜKÜMLERİNE AKRI OLAN MADDELERİNİN UYGULANMASINA DEVAM EDİLECEĞİNE İLİŞKİN HÜKMÜN 31/12/2008 TARİHİ İTİBARİYLE YÜRÜRÜKTE KALKTIĞI YASA KOYUCU TARAFINDAN 5728 SAYILI YASA İLE BİR ÇOK ÖZEL YASDAKİ CEZA HÜKÜMLERİ 5237 SAYILI YASAYA UYGUN HALE GETİRİLMESİNE RAĞMEN 3167 SAYILI YASA YÖNÜNDEN 31/12/2008 TARİHİNE KADAR HER HANGİ BİR DÜZENLEME YAPILMADIĞI 5252 SAYILI TCK NIN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KARARIN MADDESİ 5237 SAYILI TCK 45/1 52/1 MADELERİ İLE BİRLİKTE DEĞERLENDİRLDİĞİNDE BU GENEL URALIN BÜTÜN ÖZEL YASALARI BAĞLAYACĞI ÖZEL YASALARDAKİ AYKIRI HÜKÜMLRİN 31/12/2008 TARİHİNE KADAR UYGUNABİLECEĞİ BU TARİHE KADAR ÖZEL YASALARIN 5257 SAYILI TCK NIN GEEL KÜMLERİNE UYARLANMASININ ZORUNLU BULUNDUĞU ANCA 3167 SAYILI YASA AÇISINDAN HALEN BU UYARLAMANIN YAPILMAMIQŞ OLDUĞU ANLAŞILMAKLA HÜKÜMLÜNÜN MAĞDURİYETNE NEDE ALMAMAK AÇISINDAN 527 SAYILI ASANIN 98. MADDESİ UYARINCA İNFAZIN DURDURULMASINA KARAR VERMEKGEREKMİŞTİR. HÜKÜM YUKARIDA AÇIKLANAN NEDENLERLE
HÜKÜMLÜ AHMET GÜRKAN ……KAN HAKKINDA MAHKEMEMİZİN 25/09/207 TARİH 2007/176-201 ESAS VE KARAR SAYILI İLAMI İLE VERİLEN 60.000 TL ADLİ PARA CEZASINA İLİŞKİN İNFAZIN DURDURULMASINA.
HÜKÜMLÜNÜN BAŞKA BİR SUÇTAN TUTUKLU VEY HÜKÜMLÜ ULUNMAASI HALİNDE SALIVERİLMESİNE
KARARIN C.SAVCILIĞI ARACILIĞIYLA HÜKÜMLÜYE TEBLİĞİ DAİR, DOSYA ÜZERİNDEYAPILAN İNCELEMESONUCUNDA İSTEME UYGUN V TEBLİĞ TARİHİNDEN İTAREN 7 GÜN İÇİNDE DENİZLİ NBETÇİ AĞIR CEZA MAHKEMESİNE İTİRAZ YOLU AÇIK OLMAK ÜZERERKARAR VERİLDİ
Sakarya Ağır Ceza Mahkemesi, Karşılıksız Çek Beraat Kararı
BAŞKAN : ABDÜLKADİR YAVUZ ÜYE : BURHANETTİN ESENKAR ÜYE : CEVDET BAK
KATİP : BEHİYE AYDINHükümlü A.B. vekili Av. Levent S. tarafından Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.03.2009 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı ek kararı ile hükümlü vekilinin talebinin reddine ve mahkemelerinin 28.5.2008 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı ilamının değiştirilmesine ve infazın durdurulmasına yer olmadığına ve infazın devamına dair kararına dosya içeriğine göre süresi içerisinde; müvekkilinin 3167 Sayılı Kanuna Muhalefet nedeni ile para cezasına mahkum edildiği, 5275 Sayılı Yasanın 98. maddesi uyarınca yaptıkları başvurunun reddedildiği, bu kararın 5237 Sayılı TCK nun 5, 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesi, 3167 Sayılı Yasanın 16. maddesi ayrıca TCK 20.43.52,53,60,61 maddelerinde yer alan düzenlemelere aykırı olduğu, 31.11.2008 tarihi itibari ile karşılıksız çek keşide etmek eyleminin suç olmaktan çıktığı, böylece suçta ve cezada kanunilik ilkesi uyarınca hükümlü hakkında verilen cezanın yasal dayanağının kalmadığı iddiası ile Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından 24.03.2009 tarihinde infazın devamına ilişkin ek kararın itiraz incelemesi ile kaldırılmasını ve hakkında tayin edilen cezanın bütün sonuçları ile ortadan kaldırılmasını ve tahliyesini istemiştir.
İddia makamının mütalaası alındı, dosya incelendi
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Konu ile ilgili yasal durum incelendiğinde;
1-3167 Sayılı Yasanın 16. maddesinde : (1) Üzerinde yazılı keşide tarihinden önce veya ibraz süresi içinde 4 üncü madde uyarınca ibraz edildiğinde, yeterli karşılığı bulunmaması nedeniyle kısmen de olsa ödenmeyen çeki keşide eden hesap sahipleri veya yetkili temsilcileri, kanunların ayrıca suç saydığı haller saklı kalmak üzere, çek bedeli tutarı kadar ağır para cezasıyla cezalandırılırlar. Ancak verilecek para cezası seksenmilyar liradan fazla olamaz. Bu miktar, 01/03/1926 tarihli ve 765 sayılı Türk Ceza Kanununun ek 2 nci maddesine göre her yıl artırılır. Bu suçtan mükerrirlere, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.
2 – 5237 Sayılı TCK nun 2/1-3 madde ve fıkralarında ; (1) “Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz.”
(3) Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz.
3- 5237 Sayılı TCK nun 5/1 madde ve fıkralarında : “Bu Kanunun genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır. “
4-5237 Sayılı TCK nun 52/1-2-3 Madde ve fıkralarında; (1) Adlî para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hâllerde yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir.
(2) En az yirmi ve en fazla yüz Türk Lirası olan bir gün karşılığı adlî para cezasının miktarı, kişinin ekonomik ve diğer şahsî hâlleri göz önünde bulundurularak takdir edilir. (3) Kararda, adlî para cezasının belirlenmesinde esas alınan tam gün sayısı ile bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ayrı ayrı gösterilir. “
5-5252 Sayılı Yasanın 5349 Sayılı Yasanın 6. Maddesi ile değişik Geçici 1. Maddesinde: (1) Diğer kanunların, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31 Aralık 2008 tarihine kadar uygulanır.
6-5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 madde ve fıkrasında: (1) Mahkûmiyet hükmünün yorumunda veya çektirilecek cezanın hesabında duraksama olursa, cezanın kısmen veya tamamen yerine getirilip getirilemeyeceği ileri sürülür ya da sonradan yürürlüğe giren kanun, hükümlünün lehinde olursa, duraksamanın giderilmesi veya yerine getirilecek cezanın belirlenmesi için hükmü veren mahkemeden karar istenir. (3) Yukarıdaki fıkralar uyarınca yapılan başvurular cezanın infazını ertelemez. Ancak, mahkeme olayın özelliğine göre infazın ertelenmesine veya durdurulmasına karar verebilir.
7- 5275 Sayılı Yasanın 101/1-3 Madde ve fıkrasında: (1) Cezanın infazı sırasında, 98 ilâ 100 üncü maddeler gereğince mahkemeden alınması gereken kararlar duruşma yapılmaksızın verilir. Karar verilmeden önce Cumhuriyet savcısı ve hükümlünün görüşlerini yazılı olarak bildirmeleri istenebilir. “http://karsiliksizcek.wordpress.com/”
(3)Bölge adliye mahkemesi veya Yargıtaydan başka mahkemeler tarafından verilmiş olan bu kararlara karşı itiraz yoluna gidilebilir.” hükümleri bulunmaktadır.
Ayrıca TBMM tarafından 5728 Sayılı Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlar ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile düzenleme yapıldığı ve bu kanunun yürürlükte olduğu ancak yapılan bu düzenlemeler içerisinde 3167 Sayılı Yasanın 16. Maddesi ile ilgili bir düzenlemenin bulunmadığı da ortadadır.
Kararına itiraz edilen mahkemenin itiraz edilen kararında; 5252 Sayılı Kanunun geçici 1. Maddesinde 5560 Sayılı Kanunla yapılan değişiklik üzerine belirlenen 31.12.2008 gününe değin, diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümlerinin düzeltilmesinin öngörüldüğü halde bu kapsamdan olarak yasa koyucu tarafından 5728 Sayılı “Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”u va’zettiği, dolayısıyla da uyumlaştırılması murat olunan diğer kanunların bu kapsamda yeniden düzenlenildiği., ancak bu çerçevede 3167 Sayılı Kanun hükümlerinin ayrık tutulduğu, bunun ise tamamen mevzuatın “Özel” niteliğinden kaynaklandığı, hal böyle olunca da Yargıtay Yüksek Dairesi’nin pek çok uygulamalarında da “özel yasa ” niteliğinden dolayı pek çok uygulanabilir (önödeme-uzlaşma…gibi) hukuk müessesesinden ayrık değerlendirildiği nazara alındığında, ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil eden çeklerden dolayı tayin olunacak ceza hükmünde de “çek bedeli kadar adli para cezası” olmasında hukuken aykırı bir durum görülmediğinden” sanık vekilinin talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Yürürlükte olan yasal durum incelendiğinde; TCK nun 5/1 maddesinde bu kanunun genel hükümlerinin özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanacağı belirtilerek ceza hukukunda yeknesaklık sağlanmak istenmiştir.
Bu amaçla 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesine; diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemesine aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31.12.2008 tarihine kadar uygulanır hükmü konulmuş ve bu süre yeniden uzatılmamıştır.
Yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. Madde hükmünü dikkate alarak ” Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” adı altında 580 maddeden oluşan 5728 Sayılı Yasayı çıkartmış ve bu yasa yürürlüğe girmiştir.
Buradan da anlaşıldığı üzere yasa koyucunun amacı TCK nun genel hükümlerinin bütün özel yasalarda ve ceza hükmü içeren yasalarda uygulanmasını sağlamaktır.
5237 Sayılı TCK nun 52. maddesi dikkate alındığında adli para cezasının tanımının yapıldığı görülmektedir. Buna göre adli para cezası , beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmadığı hallerde 730 günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması sureti ile hesaplanan meblağın hükümlü tarafından devlet hazinesine ödenmesinden ibarettir
Bu maddenin 1. fıkrasında bulunan “kanunda aksine hüküm bulunmayan haller” tanımının adli para cezası gün sayısının bu genel düzenlemeye aykırı olarak 730 günün altında veya üstünde düzenlenebileceği ve bu düzenlemenin de geçerli olduğu anlamındadır. Buradan da anlaşıldığı üzere TCK genel hükümlerinde gün adli para cezası sistemi benimsenmiştir. 3167 Sayılı yasanın 16. maddesi değerlendirildiğinde; “….. çek bedeli tutarı kadar ağır para cezası (adli para cezası) ile cezalandırılırlar . Ancak verilecek para cezası 80 milyar liradan fazla olamaz. ” hükmünün bulunduğu, bu düzenlemenin gün para cezası içermemesi nedeni ile TCK nun 52/1 maddesine uygun olmadığı ortadadır.
Yasa koyucunun 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesinde sözünü ettiği diğer kanunlar içerisinde 3167 Sayılı Yasanın da olduğu hususunda tereddüt yoktur. Buna göre 3167 Sayılı Yasada bulunan ve 5237 Sayılı TCK nun 1.Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümler 31.12.2008 tarihine kadar uygulanabilecektir. Bu düzenlemenin mevhumu muhalifinden 3167 Sayılı (özel) Kanunun TCK nun 1. kitabının 52. maddesinde düzenlenen gün para sistemine aykırı olan ceza kuralının 31.12.2008 tarihinden sonra uygulanmayacağı 5252 Sayıl Yasanın geçici 1. Maddesinin emredici hükmüdür. Kaldı ki yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesini dikkate alarak 5728 Sayılı Yasa ile özel yasalarda ayrıntılı düzenlemeler yapmasına rağmen 3167 Sayılı Yasada herhangi bir düzenleme yapmamıştır.
Ayrıca Adalet Bakanlığı’nın http://www.kgm.adalet.gov.tr/basbakanlik/cekkanunu.pdf adresinde bulunan ve Çek Kanunu Tasarısı Taslağı olarak Başbakanlığa gönderilen metnin 5/1 madde ve fıkrasında “Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adlî paracezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adlî para cezası, çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamaz.” düzenlemesinin bulunduğu, bu düzenleme dikkate alındığında yasama organının büyük çoğunluğunu oluşturan yürütmeyi (hükümeti ) temsilen Adalet Bakanlığının da itirazı reddeden mahkeme ve red kararında belirtilen Yargıtay Dairesinin inancına aykırı olarak çek kanununda verilecek adli para cezasının gün para sistemine uygun olması gerektiğini öngördüğü, bu durum karşısında subjektif değerlendirme niteliğinde olan “çekin ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil etmesi” bu nedenle 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesindeki düzenlemenin değiştirilmediği yani ayrık tutulduğu (temel düzenlemeden istisna edildiği) yönündeki değerlendirmenin mevcut yasal durum karşısında yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
Yasa koyucunun atlama yaptığı, bir konuyu unuttuğu kabul edilemeyeceğine ve yukarıda da değinildiği gibi bu konuda değişiklik yapmak için Başbakanlığa kanun tasarısı taslağıda sevk edildiğine göre yürütmenin, (hükümetin ) ve yasa koyucunun (TBMM’nin) muradının 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesi ile düzenlenen ceza kuralının ortadan kalkması ve yeni yasal düzenleme yapılana kadar bu ceza hükmünün uygulanamaz olmasını sağlamak olduğu kabul edilmelidir. Çünkü ceza kuralları uygulanmak amacı ile konulur. Uygulanamayan bir ceza kuralı kaldırılmış demektir. Uygulanamayacağı yasa ile düzenlenen, bu nedenle yasal olarak kaldırılma dışında yok hükmünde olan bir kurala göre ceza vermek gerek Anayasa’da yapılan temel haklar ile ilgili düzenlemelere, temel hak ve özgürlükleri içeren Uluslararası Sözleşme hükümlerine ve gerekse Türk Ceza Kanunun 2. maddesinde düzenlenen kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz, kanunlarda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz kuralına da aykırıdır.
Bu yasal durum karşısında hükümlünün, 31.12.2008 tarihinden itibaren zımni olarak yürürlükten kaldırılan ve yerine yeni hüküm konulmaması nedeni ile cezasız bırakılan karşılıksız çek keşide etmek eyleminden dolayı cezalandırıldığı, hükümlü müdafiinin yaptığı itirazın hukuka uygun olmayan mülahazalarla red edildiği, itirazın yasal ve yerinde olduğu anlaşılmakla, 5275 Sayılı Yasanın 101/3 madde ve fıkrasının verdiği yetkiye dayanarak ve hükümlünün telafisi mümkün olmayan zararlara uğramasını engellemek amacı ile 5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 maddesi gereğince mahkumiyet hükmünün yorumunda ve çektirilecek cezanın hesabında açıklanan nedenlerle duraksama olduğundan 3167 Sayılı Yasada yeni bir düzenleme yapılana ya da 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesinin açıkça yürürlükten kaldırılması anına kadar infazın ertelenmesine, yasa koyucunun yeni bir düzenleme yapması halinde hükümlünün durumunun yeniden mahkemesince ele alınarak değerlendirilmesi için itirazın kabülü ile hükümlüye Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 08.05.2008 tarih ve 2008/202 esas, 2008/323 karar sayılı ilamı ile verilen adli para cezasının infazının durdurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Hükümlü Abdullah Bekir vekilinin yapmış olduğu İTİRAZIN KABÜLÜNE, 2-Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.03.2009 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı EK KARARININ KALDIRILMASINA
3-Sanık hakkında Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 8.5.2008 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı ilamı ile verilen 4158 .- TL, adli para cezasının İNFAZININ DURDURULMASINA,
4-Kararın bir örneğinin gereğinin yerine getirilmesi için Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine,
Dosyanın Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesine iadesine, Karardan bir örneğin hükümlü vekiline TEBLİĞİNE , Dair; 5275 Sayılı Yasanın 101/3 ve CMK nun 271/4 madde ve fıkrası gereğince incelenen dosya üzerinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.27.03.2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/7 Geliş Tarihi: 05/01/2009 Mahkemesi: Köyceğiz Sulh Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2008/82 Mahkeme Karar No: 2008/141 Mahkeme Karar Tarihi: 15/05/2008
Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme
DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/133 Karar BOZMA Karar Tarihi 19/01/2009 Kapatma Tarihi 03/02/2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/9 Geliş Tarihi: 05/01/2009
Mahkemesi: Tarsus Ağır Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2008/903 Mahkeme Karar No: 2008/903 Mahkeme Karar Tarihi: 14/07/2008
Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/135 Karar BOZMA Karar Tarihi 19/01/2009 Kapatma Tarihi 03/02/2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/14 Geliş Tarihi: 12/01/2009
Mahkemesi: Korkuteli Asliye Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2005/153
Mahkeme Karar No: 2006/97 Mahkeme Karar Tarihi: 10/03/2006
Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/784 Karar BOZMA Karar Tarihi 26/01/2009 Kapatma Tarihi 12/02/2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/18 Geliş Tarihi: 12/01/2009
Mahkemesi: Malatya 4. Asliye Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2006/291
Mahkeme Karar No: 2007/539 Mahkeme Karar Tarihi: 17/07/2007 Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/787 Karar BOZMA Karar Tarihi 26/01/2009 Kapatma Tarihi 03/02/2009
SAYIN MİLLETVEKİLLERİM
Sayın
Milletvekilim
Karşılıksız çekten dolayı hapis cezası , kanayan bir yaradır ve Türk Hukuk Sistemi açısından bir yüz karasıdır! Kişi hak ve hürriyetlerine ve esasen mevcut Anayasamıza da aykırı olan bu uygulama 1 Ocak 2009 tarihi itibariyle yeni bir boyut kazanmıştır:
Konu ile ilgili mevcut hukuki durum aşağıda sadece iki ana husus bakımından özetlenmiştir. Uygulama yasasında verilen süre 31 Aralık 2008'de dolmuş ve bu tarihten itibaren karşılıksız çek suçları fiilen cezasız kalmıştır. Eğer hukuk devletiysek, bu suçtan dolayı, yeni bir yasal düzenleme yapılana kadar hiçbir mahkeme ceza veremez ve önceden verilmiş olan cezalar da hukuken yok hükmündedir.
Ne var ki yargı tereddüttedir ve 3 aydır çelişkili kararlar verilmektedir. Bazı mahkemeler ceza vermeye devam ederken kendisinden bir çözüm beklenen YARGITAY, bugüne kadar yerel mahkemelere emsal oluşturacak bir karar da vermemiştir. Bazı illerdeki Asliye Ceza Mahkemeleri ve en önemlisi Sakarya 1. Ağır Ceza Mahkemesi ise, cezaların infazını durdurmuş ve hükümlüler tahliye edilmeye başlanmıştır. Diğer taraftan karşılıksız çekten dolayı ceza almış olan binlerce kişi ise kanunsuz bir şekilde 3 ayı aşkın süredir cezaevlerinde tutulmaktadır.
Ekonomik suçtan dolayı hürriyeti bağlayıcı ceza verilmesinin gayri insani olduğu, mevcut düzenlemenin anayasaya aykırı olduğu konuları bir tarafa, ortada apaçık bir hukuksuzluk ve kaos vardır! Teknik bir konu değil, akl-ı selim sahibi herkesin kolayca anlayabileceği basit bir durum var ortada... Prof. Dr. Adem Sözüer ve daha birçok hukukçu aylardır konuyu anlatmaya çalışıyor ama maalesef hukuksuzluk devam ediyor.
Bu kaos hem adalet anlayışını zedeliyor, hem de apaçık bir ihlal niteliği taşıyor. Üç aydır haksız yere cezaevlerinde tutulan insanlar, bu durumu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine taşıdıklarında kesinlikle lehe bir karar çıkacak ve yüklü tazminatlar gündeme gelecektir. Zira Sakarya Ağır Ceza Mahkemesinin aynı konuda verdiği emsal kararlar var. Bu kararlar diğer mahkemeleri bağlayıcı olmasa da ceza hukukunun uygulanmasında yeknesaklık zedelenmiş ve kanun önünde eşitlik ilkesi bozulmuştur. Böyle bir netice, Meclisi ve hükumeti zor durumda bırakacağı gibi, uluslararası hukuk çevrelerinde ve kamuoyu nezdinde yargı organlarının saygınlığını da zedeleyici sonuçlar doğurabilecektir. Meclisin ve hükumetin bir an önce bu çarpık duruma el koyması ve hukuksuzluğu sona erdirmesi gerekiyor.
Yeni yasada adli para cezası ve dolayısıyla hapis cezası devam edecek olsa da, çıkacak kanuna eklenecek bir geçici madde ile, 1 Ocak 2009 tarihi ile kanunun çıktığı tarihe kadar oluşmuş bulunan yasal boşluk sebebiyle cezasız kalmış olan karşılıksız çek suçundan dolayı verilen cezaların kaldırılması sağlanabilir. Böylece hem yargının tereddütleri izale edilmiş olur, bozulan yeknesaklık ve eşitlik ilkesi de nispeten telafi edilebilir.
Ortada kamu vicdanını rahatsız eden, toplumsal barışı zedeleyen ve adalet duygusunu inciten çok vahim bir tablo vardır ve süratle çözüm beklenmektedir.
Sessiz sedasız onbinlerce insan ve aile, Yüce Meclisten hukuk devleti esasına uygun bir çözüm beklemektedir.
HUKUKİ DURUMUN ÖZETİ
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 5 inci maddesi “Özel kanunlarla ilişki” başlığını taşımaktadır. Bu maddeye göre, “Bu Kanun’un genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren özel kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır.” Bu kanunun yayınlanmasını müteakip 3167 sayılı Çek Yasasının da içinde bulunduğu “ceza içeren özel kanunlar”da gerekli değişiklik ve uyumların yapılabilmesi için 5nci maddenin uygulanması 31.12.2008 tarihine ertelenmiştir. Ancak 31.12.2008 tarihine kadar, diğer birçok özel kanunda değişiklik yapılmış olmasına rağmen Çek Kanununda gerekli değişiklikler yapılmadığından, artık 01.01.2009 tarihi itibariyle 3167 Sayılı Yasanın ceza içeren ve TCK Genel Hükümlerine aykırılık teşkil eden maddeleri zımnen yürürlükten kaldırılmış bulunmaktadır. Nitekim, 31.12.2008 tarihine dek, ceza hükmü getiren diğer özel kanunlardan olan 3167 Sayılı Çek Kanununun cezai hükümleri, TCK’nun genel hükümlerine aykırı olsa da uygulanabilmekteydi.
Aykırılıklar nerededir?
1. TCK m. 21 bakımından : 3167 SK. m. 16/1’de karşılıksız çek keşide etme suçu, “şekli suç” niteliğinde düzenlenmiştir. Ancak, TCK ’nın genel hükümleri (m. 21) uyarınca, bir suçun oluşumu kastın varlığına bağlıdır. Kast “doğrudan”(m. 21/1) veya “olası kast” (m. 21/2) olabilir. Bu nedenle, bir kişinin karşılıksız çek nedeniyle cezalandırılabilmesi için, bu kişinin çeki keşide ederken, çekin karşılıksız kalacağı kastıyla hareket etmiş olması gerekmektedir. Başka bir deyişle, bunu bilmeli ve istemelidir. Dolayısıyla, yapılan yargılamada, artık kastın varlığı mutlak olarak araştırılmalı ve bunun sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır. Şayet olayda kast yoksa TCK m. 21/2’ye göre, somut olayda karşılıksız çek keşide eden kişide “olası kast”ın varlığı da ayrıca değerlendirilerek, maddede öngörülen ceza indirimleri uygulanmalıdır. 5252 Sayılı Kanunun kabulü ve uygulanması ile, hukukumuzda bugüne kadar zaten tartışmalı olan “objektif sorumluluk” esası terkedilmiş ve “kusursuz ceza olmaz” esası tamamen geçerli kılınmıştır. Şu halde, karşılıksız çek suçlarında, 1.1.2009 tarihine kadar “objektif sorumluluk” esasına göre verilmiş olan cezalar geçerliliğini yitirmiş bulunmaktadır. Artık suçun manevi unsuru olarak “kast” aranmalıdır. Aksi bir uygulama “kanunsuz suç ve ceza olamaz” esasına açık bir aykırılık teşkil edecektir.
2. TCK m. 52 bakımından Çek Kanunu’na göre, karşılıksız çek keşide etme suçunun cezası, çek bedeli tutarı kadar “adli para cezası” olarak belirlenmekteydi. Ancak, 1.1.2009 tarihinden itibaren TCK’nın adli para cezalarına ilişkin 52. maddesi uygulama alanı bulacağından, ceza miktarının ve niteliğinin belirlenmesi değişmiş bulunmaktadır.
TCK 52. maddenin uygulanmaya başlaması ile Çek yasasındaki çek bedeline bağlı adli para cezası uygulaması son bulmuştur. Adli para cezasının miktarının tespiti artık, sadece gün/para esasına göre yapılabilecektir. 3167 Sayılı Çek Kanunu’nun uygulamasında, ceza, karşılıksız çıkan çek miktarına göre belirlenmekteyken, TCK’nın 52. maddesinin uygulanmasıyla, öncelikle tamgün hesabının yapılması ve bir güne karşılık gelen parasal miktarın belirlenmesi üzerine karar verilmesi gerekmektedir. TCK m. 61/8 hükmüne göre, adli para cezası, belirlenen sonuç gün ile kişinin bir gün karşılığı ödeyebileceği miktarın çarpılması suretiyle bulunacaktır. Bu itibarla, yargılama sonucunda verilecek adli para cezasının tayini usulü de tümden değişmektedir. Nitekim hazırlanan yeni Çek Kanunu tasarısında da "Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adlî para cezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adlî para cezası, çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamaz." Denilmek suretiyle adli para cezasının tayininde Yeni TCK’na uygun olarak gün/para sisteminin getirildiği görülmektedir.
Bu değerlendirmeler ışığı altında bugüne kadar 3167 Sayılı Kanuna göre verilen çek cezaları, 01.01.2009 tarihinde yürürlüğe girmiş bulunan TCK 5nci maddesi uyarınca , aynı kanunun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırılık teşkil etmektedir ve sanık/hükümlü lehine olan yeni hükümler uygulanarak bugüne kadar verilmiş olan cezaların infazı durdrulmalıdır.
Uygulanamayacağı yasa ile düzenlenen, bu nedenle yasal olarak yok hükmünde olan bir kurala göre ceza vermek, gerek Anayasa'da yapılan temel haklar ile ilgili düzenlemelere, temel hak ve özgürlükleri içeren Uluslararası Sözleşme hükümlerine ve gerekse Türk Ceza Kanunun 2. maddesinde düzenlenen kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz, kanunlarda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz kuralına da aykırıdır.
BU AŞAGILIK YAZILARA MÜSADEE ETMEYECEGİMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMM...........................................................................KARŞILIKSIZ ÇEKE HAPİS İNSANLIK ONURUNA AYKIRI İSE BU YAZILAR İNSANLIK ONURUNAAA UYGUNMUUUU?????
melek dedi ki...
çok ayıp ediyorsunuz sayın gay arkadaşlarım.ben sizi asla dışlamam.bu insan onuruyla oynamak olur.
sayın eski dost ve ibrahim arkadaşım.siz bu mahonii denen kişiye bakmayın.ayıp değilki yaptığınız.
ama bence doğrusu bir gay sitesinde daha mutlu olursunuz siz.burası size göre değil arkadaşlarım.
melek
SAYIN MELEK SİZE KATILIYORUM BENDE.
MAHONİİİİİ
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:.
Konu ile ilgili yasal durum incelendiğinde;.
1-3167 Sayılı Yasanın 16. maddesinde :.
(1) Üzerinde yazılı keşide tarihinden önce veya ibraz süresi içinde 4 üncü madde uyarınca ibraz edildiğinde, yeterli karşılığı bulunmaması nedeniyle kısmen de olsa ödenmeyen çeki keşide eden hesap sahipleri veya yetkili temsilcileri, kanunların ayrıca suç saydığı haller saklı kalmak üzere, çek bedeli tutarı kadar ağır para cezasıyla cezalandırılırlar. Ancak verilecek para cezası seksenmilyar liradan fazla olamaz. Bu miktar, 01/03/1926 tarihli ve 765 sayılı Türk Ceza Kanununun ek 2 nci maddesine göre her yıl artırılır. Bu suçtan mükerrirlere, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir..
2 – 5237 Sayılı TCK nun 2/1-3 madde ve fıkralarında ; (1) “Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz.”.
(3) Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz. 3- 5237 Sayılı TCK nun 5/1 madde ve fıkralarında :.
“Bu Kanunun genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır. “.
4-5237 Sayılı TCK nun 52/1-2-3 Madde ve fıkralarında; (1) Adlî para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hâllerde yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir..
(2) En az yirmi ve en fazla yüz Türk Lirası olan bir gün karşılığı adlî para cezasının miktarı, kişinin ekonomik ve diğer şahsî hâlleri göz önünde bulundurularak takdir edilir. (3) Kararda, adlî para cezasının belirlenmesinde esas alınan tam gün sayısı ile bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ayrı ayrı gösterilir. “.
5-5252 Sayılı Yasanın 5349 Sayılı Yasanın 6. Maddesi ile değişik Geçici 1. Maddesinde: (1) Diğer kanunların, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31 Aralık 2008 tarihine kadar uygulanır..
6-5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 madde ve fıkrasında:.
(1) Mahkûmiyet hükmünün yorumunda veya çektirilecek cezanın hesabında duraksama olursa, cezanın kısmen veya tamamen yerine getirilip getirilemeyeceği ileri sürülür ya da sonradan yürürlüğe giren kanun, hükümlünün lehinde olursa, duraksamanın giderilmesi veya yerine getirilecek cezanın belirlenmesi için hükmü veren mahkemeden karar istenir. (3) Yukarıdaki fıkralar uyarınca yapılan başvurular cezanın infazını ertelemez. Ancak, mahkeme olayın özelliğine göre infazın ertelenmesine veya durdurulmasına karar verebilir. 7- 5275 Sayılı Yasanın 101/1-3 Madde ve fıkrasında:.
(1) Cezanın infazı sırasında, 98 ilâ 100 üncü maddeler gereğince mahkemeden alınması gereken kararlar duruşma yapılmaksızın verilir. Karar verilmeden önce Cumhuriyet savcısı ve hükümlünün görüşlerini yazılı olarak bildirmeleri istenebilir..
(3)Bölge adliye mahkemesi veya Yargıtaydan başka mahkemeler tarafından verilmiş olan bu kararlara karşı itiraz yoluna gidilebilir.” hükümleri bulunmaktadır..
Ayrıca TBMM tarafından 5728 Sayılı Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlar ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile düzenleme yapıldığı ve bu kanunun yürürlükte olduğu ancak yapılan bu düzenlemeler içerisinde 3167 Sayılı Yasanın 16. Maddesi ile ilgili bir düzenlemenin bulunmadığı da ortadadır..
Kararına itiraz edilen mahkemenin itiraz edilen kararında; 5252 Sayılı Kanunun geçici 1. Maddesinde 5560 Sayılı Kanunla yapılan değişiklik üzerine belirlenen 31.12.2008 gününe değin, diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümlerinin düzeltilmesinin öngörüldüğü halde bu kapsamdan olarak yasa koyucu tarafından 5728 Sayılı “Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”u va’zettiği, dolayısıyla da uyumlaştırılması murat olunan diğer kanunların bu kapsamda yeniden düzenlenildiği., ancak bu çerçevede 3167 Sayılı Kanun hükümlerinin ayrık tutulduğu, bunun ise tamamen mevzuatın “Özel” niteliğinden kaynaklandığı, hal böyle olunca da Yargıtay Yüksek Dairesi’nin pek çok uygulamalarında da “özel yasa ” niteliğinden dolayı pek çok uygulanabilir (önödeme-uzlaşma…gibi) hukuk müessesesinden ayrık değerlendirildiği nazara alındığında, ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil eden çeklerden dolayı tayin olunacak ceza hükmünde de “çek bedeli kadar adli para cezası” olmasında hukuken aykırı bir durum görülmediğinden” sanık vekilinin talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır..
Yürürlükte olan yasal durum incelendiğinde; TCK nun 5/1 maddesinde bu kanunun genel hükümlerinin özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanacağı belirtilerek ceza hukukunda yeknesaklık sağlanmak istenmiştir. Bu amaçla 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesine; diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemesine aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31.12.2008 tarihine kadar uygulanır hükmü konulmuş ve bu süre yeniden uzatılmamıştır..
Yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. Madde hükmünü dikkate alarak ” Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” adı altında 580 maddeden oluşan 5728 Sayılı Yasayı çıkartmış ve bu yasa yürürlüğe girmiştir..
Buradan da anlaşıldığı üzere yasa koyucunun amacı TCK nun genel hükümlerinin bütün özel yasalarda ve ceza hükmü içeren yasalarda uygulanmasını sağlamaktır. 5237 Sayılı TCK nun 52. maddesi dikkate alındığında adli para cezasının tanımının yapıldığı görülmektedir. Buna göre adli para cezası , beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmadığı hallerde 730 günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması sureti ile hesaplanan meblağın hükümlü tarafından devlet hazinesine ödenmesinden ibarettir.
Bu maddenin 1. fıkrasında bulunan “kanunda aksine hüküm bulunmayan haller” tanımının adli para cezası gün sayısının bu genel düzenlemeye aykırı olarak 730 günün altında veya üstünde düzenlenecebileceği ve bu düzenlemenin de geçerli olduğu anlamındadır. Buradan da anlaşıldığı üzere TCK genel hükümlerinde gün adli para cezası sistemi benimsenmiştir. 3167 Sayılı yasanın 16. maddesi değerlendirildiğinde; “….. çek bedeli tutarı kadar ağır para cezası (adli para cezası) ile cezalandırılırlar . Ancak verilecek para cezası 80 milyar liradan fazla olamaz. ” hükmünün bulunduğu, bu düzenlemenin gün para cezası içermemesi nedeni ile TCK nun 52/1 maddesine uygun olmadığı ortadadır..
Yasa koyucunun 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesinde sözünü ettiği diğer kanunlar içerisinde 3167 Sayılı Yasanın da olduğu hususunda tereddüt yoktur. Buna göre 3167 Sayılı Yasada bulunan ve 5237 Sayılı TCK nun 1.Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümler 31.12.2008 tarihine kadar uygulanabilecektir. Bu düzenlemenin mevhumu muhalifinden 3167 Sayılı (özel) Kanunun TCK nun 1. kitabının 52. maddesinde düzenlenen gün para sistemine aykırı olan ceza kuralının 31.12.2008 tarihinden sonra uygulanmayacağı 5252 Sayıl Yasanın geçici 1. Maddesinin emredici hükmüdür. Kaldı ki yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesini dikkate alarak 5728 Sayılı Yasa ile özel yasalarda ayrıntılı düzenlemeler yapmasına rağmen 3167 Sayılı Yasada herhangi bir düzenleme yapmamıştır..
Ayrıca Adalet Bakanlığı’nın http://www.kgm.adalet.gov.tr/basbakanlik/cekkanunu.pdf adresinde bulunan ve Çek Kanunu Tasarısı Taslağı olarak Başbakanlığa gönderilen metnin 5/1 madde ve fıkrasında “Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adlî paracezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adlî para cezası, çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamaz.” düzenlemesinin bulunduğu, bu düzenleme dikkate alındığında yasama organının büyük çoğunluğunu oluşturan yürütmeyi (hükümeti ) temsilen Adalet Bakanlığının da itirazı reddeden mahkeme ve red kararında belirtilen Yargıtay Dairesinin inancına aykırı olarak çek kanununda verilecek adli para cezasının gün para sistemine uygun olması gerektiğini öngördüğü, bu durum karşısında subjektif değerlendirme niteliğinde olan “çekin ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil etmesi” bu nedenle 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesindeki düzenlemenin değiştirilmediği yani ayrık tutulduğu (temel düzenlemeden istisna edildiği) yönündeki değerlendirmenin mevcut yasal durum karşısında yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır..
Yasa koyucunun atlama yaptığı, bir konuyu unuttuğu kabul edilemeyeceğine ve yukarıda da değinildiği gibi bu konuda değişiklik yapmak için Başbakanlığa kanun tasarısı taslağıda sevk edildiğine göre yürütmenin, (hükümetin ) ve yasa koyucunun (TBMM’nin) muradının 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesi ile düzenlenen ceza kuralının ortadan kalkması ve yeni yasal düzenleme yapılana kadar bu ceza hükmünün uygulanamaz olmasını sağlamak olduğu kabul edilmelidir. Çünkü ceza kuralları uygulanmak amacı ile konulur. Uygulanamayan bir ceza kuralı kaldırılmış demektir. Uygulanamayacağı yasa ile düzenlenen, bu nedenle yasal olarak kaldırılma dışında yok hükmünde olan bir kurala göre ceza vermek gerek Anayasa’da yapılan temel haklar ile ilgili düzenlemelere, temel hak ve özgürlükleri içeren Uluslararası Sözleşme hükümlerine ve gerekse Türk Ceza Kanunun 2. maddesinde düzenlenen kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz, kanunlarda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz kuralına da aykırıdır..
Bu yasal durum karşısında hükümlünün, 31.12.2008 tarihinden itibaren zımni olarak yürürlükten kaldırılan ve yerine yeni hüküm konulmaması nedeni ile cezasız bırakılan karşılıksız çek keşide etmek eyleminden dolayı cezalandırıldığı, hükümlü müdafiinin yaptığı itirazın hukuka uygun olmayan mülahazalarla red edildiği, itirazın yasal ve yerinde olduğu anlaşılmakla, 5275 Sayılı Yasanın 101/3 madde ve fıkrasının verdiği yetkiye dayanarak ve hükümlünün telafisi mümkün olmayan zararlara uğramasını engellemek amacı ile 5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 maddesi gereğince mahkumiyet hükmünün yorumunda ve çektirilecek cezanın hesabında açıklanan nedenlerle duraksama olduğundan 3167 Sayılı Yasada yeni bir düzenleme yapılana ya da 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesinin açıkça yürürlükten kaldırılması anına kadar infazın ertelenmesine, yasa koyucunun yeni bir düzenleme yapması halinde hükümlünün durumunun yeniden mahkemesince ele alınarak değerlendirilmesi için itirazın kabülü ile hükümlüye Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 31.07.2007 tarih ve 2007/299 esas 2007/590 karar sayılı ilamı ile verilen adli para cezasının infazının durdurulmasına karar vermek gerekmiştir..
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;.
1-Hükümlü H.S.S. müdafiinin yapmış olduğu İTİRAZIN KABÜLÜNE, 2-Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 04.02.2009 tarih ve 2007/299 esas 2007/590 karar sayılı EK KARARININ KALDIRILMASINA.
3-Sanık hakkında Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 31.07.2007 tarih ve 2007/299 esas 2007/590 karar sayılı ilamı ile verilen 26000TL adli para cezasının İNFAZININ DURDURULMASINA,.
4-Kararın bir örneğinin gereğinin yerine getirilmesi için Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine,.
Dosyanın Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesine iadesine, Karardan bir örneğin hükümlü vekiline TEBLİĞİNE ,.
Dair; 5275 Sayılı Yasanın 101/3 ve CMK nun 271/4 madde ve fıkrası gereğince incelenen dosya üzerinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi..16.03.2009..
.
.
.
SARAYKÖY ASLİYE CEZA MAHKEMEİ DOSYA NO :2007/176 KARAR NO :2007/201
HAKİM : GÜLPERİ GÜNEŞ 32147 C.SAVCISI : HÜSEYİN HÜR 107696 KATİP : MURAT AYRAL 97009
SANIK : A. G. K. SUÇ : KARŞILIKSIZ ÇEK KEŞİDE ETME SUÇ TARIHİ : 19/02/2007 ASIL KARAR TARİHİ : 25/09/2007 EK KARAR TARİHİ : 28/01/2009
HÜKÜMLÜ AHMET GÜRKAN ………KAN IN 21/01/2009 ARİHLİ İNFAZIN DURDURULMASINA İLİKİN DİLEKÇESİ C. SAVCISININ YAZILI GÖRÜŞÜ ALINARAKİNCELENDİ.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLÜ:
HÜKÜMLÜ AHMET GÜRKAN …..KAN HAKKINDA MAHKEMEMİZİN 25/09/2009 TARİH 2007/176-201 ESAS E KARAR SAYILI KARARI İLE KARŞILIKSIZ ÇEK KEŞİDE ETMEK SUÇUNDAN DAYI 60.000 TL ADLİ PARA CEZASI İL CEZALANDIRILMASIA KARAR VERİLDİĞİ, KARARIN 20/11/2007 TARİHİNDE KESİNLEŞEREK İNFAZA VERİLDİĞİ HÜKÜMLÜĞÜN ADLİ PARA CEZASNI ÖDEMEMESİ ÜZERİNE SARAYKÖY C.BAŞSAVCILIĞININ 29/01/2008 GÜNLÜ KARARI İLE HÜKÜMLÜYE VERİE ADLİ PARA CEZASININ 600 GÜN HAPİS CEZASINA ÇEVRİLDİĞİ VE 28/02/2008 TARİHİNDE İNFAZA BAŞLANDIĞI HÜKÜMLÜNÜN HALEN B CEZASINI İNFAZ TTİĞİ 5252 SAYILI ÜÇK NIN YÜÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDAKİ KANUNUN GEÇİCİ 1.MADDESİDE BELİRTİLEN DİĞEN KANUNLARIN TCK NIN GEEL HÜKÜMLERİNE AKRI OLAN MADDELERİNİN UYGULANMASINA DEVAM EDİLECEĞİNE İLİŞKİN HÜKMÜN 31/12/2008 TARİHİ İTİBARİYLE YÜRÜRÜKTE KALKTIĞI YASA KOYUCU TARAFINDAN 5728 SAYILI YASA İLE BİR ÇOK ÖZEL YASDAKİ CEZA HÜKÜMLERİ 5237 SAYILI YASAYA UYGUN HALE GETİRİLMESİNE RAĞMEN 3167 SAYILI YASA YÖNÜNDEN 31/12/2008 TARİHİNE KADAR HER HANGİ BİR DÜZENLEME YAPILMADIĞI 5252 SAYILI TCK NIN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KARARIN MADDESİ 5237 SAYILI TCK 45/1 52/1 MADELERİ İLE BİRLİKTE DEĞERLENDİRLDİĞİNDE BU GENEL URALIN BÜTÜN ÖZEL YASALARI BAĞLAYACĞI ÖZEL YASALARDAKİ AYKIRI HÜKÜMLRİN 31/12/2008 TARİHİNE KADAR UYGUNABİLECEĞİ BU TARİHE KADAR ÖZEL YASALARIN 5257 SAYILI TCK NIN GEEL KÜMLERİNE UYARLANMASININ ZORUNLU BULUNDUĞU ANCA 3167 SAYILI YASA AÇISINDAN HALEN BU UYARLAMANIN YAPILMAMIQŞ OLDUĞU ANLAŞILMAKLA HÜKÜMLÜNÜN MAĞDURİYETNE NEDE ALMAMAK AÇISINDAN 527 SAYILI ASANIN 98. MADDESİ UYARINCA İNFAZIN DURDURULMASINA KARAR VERMEKGEREKMİŞTİR. HÜKÜM YUKARIDA AÇIKLANAN NEDENLERLE
HÜKÜMLÜ AHMET GÜRKAN ……KAN HAKKINDA MAHKEMEMİZİN 25/09/207 TARİH 2007/176-201 ESAS VE KARAR SAYILI İLAMI İLE VERİLEN 60.000 TL ADLİ PARA CEZASINA İLİŞKİN İNFAZIN DURDURULMASINA.
HÜKÜMLÜNÜN BAŞKA BİR SUÇTAN TUTUKLU VEY HÜKÜMLÜ ULUNMAASI HALİNDE SALIVERİLMESİNE
KARARIN C.SAVCILIĞI ARACILIĞIYLA HÜKÜMLÜYE TEBLİĞİ DAİR, DOSYA ÜZERİNDEYAPILAN İNCELEMESONUCUNDA İSTEME UYGUN V TEBLİĞ TARİHİNDEN İTAREN 7 GÜN İÇİNDE DENİZLİ NBETÇİ AĞIR CEZA MAHKEMESİNE İTİRAZ YOLU AÇIK OLMAK ÜZERERKARAR VERİLDİ
Sakarya Ağır Ceza Mahkemesi, Karşılıksız Çek Beraat Kararı
BAŞKAN : ABDÜLKADİR YAVUZ ÜYE : BURHANETTİN ESENKAR ÜYE : CEVDET BAK
KATİP : BEHİYE AYDINHükümlü A.B. vekili Av. Levent S. tarafından Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.03.2009 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı ek kararı ile hükümlü vekilinin talebinin reddine ve mahkemelerinin 28.5.2008 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı ilamının değiştirilmesine ve infazın durdurulmasına yer olmadığına ve infazın devamına dair kararına dosya içeriğine göre süresi içerisinde; müvekkilinin 3167 Sayılı Kanuna Muhalefet nedeni ile para cezasına mahkum edildiği, 5275 Sayılı Yasanın 98. maddesi uyarınca yaptıkları başvurunun reddedildiği, bu kararın 5237 Sayılı TCK nun 5, 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesi, 3167 Sayılı Yasanın 16. maddesi ayrıca TCK 20.43.52,53,60,61 maddelerinde yer alan düzenlemelere aykırı olduğu, 31.11.2008 tarihi itibari ile karşılıksız çek keşide etmek eyleminin suç olmaktan çıktığı, böylece suçta ve cezada kanunilik ilkesi uyarınca hükümlü hakkında verilen cezanın yasal dayanağının kalmadığı iddiası ile Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından 24.03.2009 tarihinde infazın devamına ilişkin ek kararın itiraz incelemesi ile kaldırılmasını ve hakkında tayin edilen cezanın bütün sonuçları ile ortadan kaldırılmasını ve tahliyesini istemiştir.
İddia makamının mütalaası alındı, dosya incelendi
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Konu ile ilgili yasal durum incelendiğinde;
1-3167 Sayılı Yasanın 16. maddesinde : (1) Üzerinde yazılı keşide tarihinden önce veya ibraz süresi içinde 4 üncü madde uyarınca ibraz edildiğinde, yeterli karşılığı bulunmaması nedeniyle kısmen de olsa ödenmeyen çeki keşide eden hesap sahipleri veya yetkili temsilcileri, kanunların ayrıca suç saydığı haller saklı kalmak üzere, çek bedeli tutarı kadar ağır para cezasıyla cezalandırılırlar. Ancak verilecek para cezası seksenmilyar liradan fazla olamaz. Bu miktar, 01/03/1926 tarihli ve 765 sayılı Türk Ceza Kanununun ek 2 nci maddesine göre her yıl artırılır. Bu suçtan mükerrirlere, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.
2 – 5237 Sayılı TCK nun 2/1-3 madde ve fıkralarında ; (1) “Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz.”
(3) Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz.
3- 5237 Sayılı TCK nun 5/1 madde ve fıkralarında : “Bu Kanunun genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır. “
4-5237 Sayılı TCK nun 52/1-2-3 Madde ve fıkralarında; (1) Adlî para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hâllerde yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir.
(2) En az yirmi ve en fazla yüz Türk Lirası olan bir gün karşılığı adlî para cezasının miktarı, kişinin ekonomik ve diğer şahsî hâlleri göz önünde bulundurularak takdir edilir. (3) Kararda, adlî para cezasının belirlenmesinde esas alınan tam gün sayısı ile bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ayrı ayrı gösterilir. “
5-5252 Sayılı Yasanın 5349 Sayılı Yasanın 6. Maddesi ile değişik Geçici 1. Maddesinde: (1) Diğer kanunların, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31 Aralık 2008 tarihine kadar uygulanır.
6-5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 madde ve fıkrasında: (1) Mahkûmiyet hükmünün yorumunda veya çektirilecek cezanın hesabında duraksama olursa, cezanın kısmen veya tamamen yerine getirilip getirilemeyeceği ileri sürülür ya da sonradan yürürlüğe giren kanun, hükümlünün lehinde olursa, duraksamanın giderilmesi veya yerine getirilecek cezanın belirlenmesi için hükmü veren mahkemeden karar istenir. (3) Yukarıdaki fıkralar uyarınca yapılan başvurular cezanın infazını ertelemez. Ancak, mahkeme olayın özelliğine göre infazın ertelenmesine veya durdurulmasına karar verebilir.
7- 5275 Sayılı Yasanın 101/1-3 Madde ve fıkrasında: (1) Cezanın infazı sırasında, 98 ilâ 100 üncü maddeler gereğince mahkemeden alınması gereken kararlar duruşma yapılmaksızın verilir. Karar verilmeden önce Cumhuriyet savcısı ve hükümlünün görüşlerini yazılı olarak bildirmeleri istenebilir. “http://karsiliksizcek.wordpress.com/”
(3)Bölge adliye mahkemesi veya Yargıtaydan başka mahkemeler tarafından verilmiş olan bu kararlara karşı itiraz yoluna gidilebilir.” hükümleri bulunmaktadır.
Ayrıca TBMM tarafından 5728 Sayılı Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlar ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile düzenleme yapıldığı ve bu kanunun yürürlükte olduğu ancak yapılan bu düzenlemeler içerisinde 3167 Sayılı Yasanın 16. Maddesi ile ilgili bir düzenlemenin bulunmadığı da ortadadır.
Kararına itiraz edilen mahkemenin itiraz edilen kararında; 5252 Sayılı Kanunun geçici 1. Maddesinde 5560 Sayılı Kanunla yapılan değişiklik üzerine belirlenen 31.12.2008 gününe değin, diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümlerinin düzeltilmesinin öngörüldüğü halde bu kapsamdan olarak yasa koyucu tarafından 5728 Sayılı “Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”u va’zettiği, dolayısıyla da uyumlaştırılması murat olunan diğer kanunların bu kapsamda yeniden düzenlenildiği., ancak bu çerçevede 3167 Sayılı Kanun hükümlerinin ayrık tutulduğu, bunun ise tamamen mevzuatın “Özel” niteliğinden kaynaklandığı, hal böyle olunca da Yargıtay Yüksek Dairesi’nin pek çok uygulamalarında da “özel yasa ” niteliğinden dolayı pek çok uygulanabilir (önödeme-uzlaşma…gibi) hukuk müessesesinden ayrık değerlendirildiği nazara alındığında, ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil eden çeklerden dolayı tayin olunacak ceza hükmünde de “çek bedeli kadar adli para cezası” olmasında hukuken aykırı bir durum görülmediğinden” sanık vekilinin talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Yürürlükte olan yasal durum incelendiğinde; TCK nun 5/1 maddesinde bu kanunun genel hükümlerinin özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanacağı belirtilerek ceza hukukunda yeknesaklık sağlanmak istenmiştir.
Bu amaçla 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesine; diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemesine aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31.12.2008 tarihine kadar uygulanır hükmü konulmuş ve bu süre yeniden uzatılmamıştır.
Yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. Madde hükmünü dikkate alarak ” Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” adı altında 580 maddeden oluşan 5728 Sayılı Yasayı çıkartmış ve bu yasa yürürlüğe girmiştir.
Buradan da anlaşıldığı üzere yasa koyucunun amacı TCK nun genel hükümlerinin bütün özel yasalarda ve ceza hükmü içeren yasalarda uygulanmasını sağlamaktır.
5237 Sayılı TCK nun 52. maddesi dikkate alındığında adli para cezasının tanımının yapıldığı görülmektedir. Buna göre adli para cezası , beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmadığı hallerde 730 günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması sureti ile hesaplanan meblağın hükümlü tarafından devlet hazinesine ödenmesinden ibarettir
Bu maddenin 1. fıkrasında bulunan “kanunda aksine hüküm bulunmayan haller” tanımının adli para cezası gün sayısının bu genel düzenlemeye aykırı olarak 730 günün altında veya üstünde düzenlenebileceği ve bu düzenlemenin de geçerli olduğu anlamındadır. Buradan da anlaşıldığı üzere TCK genel hükümlerinde gün adli para cezası sistemi benimsenmiştir. 3167 Sayılı yasanın 16. maddesi değerlendirildiğinde; “….. çek bedeli tutarı kadar ağır para cezası (adli para cezası) ile cezalandırılırlar . Ancak verilecek para cezası 80 milyar liradan fazla olamaz. ” hükmünün bulunduğu, bu düzenlemenin gün para cezası içermemesi nedeni ile TCK nun 52/1 maddesine uygun olmadığı ortadadır.
Yasa koyucunun 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesinde sözünü ettiği diğer kanunlar içerisinde 3167 Sayılı Yasanın da olduğu hususunda tereddüt yoktur. Buna göre 3167 Sayılı Yasada bulunan ve 5237 Sayılı TCK nun 1.Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümler 31.12.2008 tarihine kadar uygulanabilecektir. Bu düzenlemenin mevhumu muhalifinden 3167 Sayılı (özel) Kanunun TCK nun 1. kitabının 52. maddesinde düzenlenen gün para sistemine aykırı olan ceza kuralının 31.12.2008 tarihinden sonra uygulanmayacağı 5252 Sayıl Yasanın geçici 1. Maddesinin emredici hükmüdür. Kaldı ki yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesini dikkate alarak 5728 Sayılı Yasa ile özel yasalarda ayrıntılı düzenlemeler yapmasına rağmen 3167 Sayılı Yasada herhangi bir düzenleme yapmamıştır.
Ayrıca Adalet Bakanlığı’nın http://www.kgm.adalet.gov.tr/basbakanlik/cekkanunu.pdf adresinde bulunan ve Çek Kanunu Tasarısı Taslağı olarak Başbakanlığa gönderilen metnin 5/1 madde ve fıkrasında “Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adlî paracezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adlî para cezası, çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamaz.” düzenlemesinin bulunduğu, bu düzenleme dikkate alındığında yasama organının büyük çoğunluğunu oluşturan yürütmeyi (hükümeti ) temsilen Adalet Bakanlığının da itirazı reddeden mahkeme ve red kararında belirtilen Yargıtay Dairesinin inancına aykırı olarak çek kanununda verilecek adli para cezasının gün para sistemine uygun olması gerektiğini öngördüğü, bu durum karşısında subjektif değerlendirme niteliğinde olan “çekin ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil etmesi” bu nedenle 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesindeki düzenlemenin değiştirilmediği yani ayrık tutulduğu (temel düzenlemeden istisna edildiği) yönündeki değerlendirmenin mevcut yasal durum karşısında yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
Yasa koyucunun atlama yaptığı, bir konuyu unuttuğu kabul edilemeyeceğine ve yukarıda da değinildiği gibi bu konuda değişiklik yapmak için Başbakanlığa kanun tasarısı taslağıda sevk edildiğine göre yürütmenin, (hükümetin ) ve yasa koyucunun (TBMM’nin) muradının 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesi ile düzenlenen ceza kuralının ortadan kalkması ve yeni yasal düzenleme yapılana kadar bu ceza hükmünün uygulanamaz olmasını sağlamak olduğu kabul edilmelidir. Çünkü ceza kuralları uygulanmak amacı ile konulur. Uygulanamayan bir ceza kuralı kaldırılmış demektir. Uygulanamayacağı yasa ile düzenlenen, bu nedenle yasal olarak kaldırılma dışında yok hükmünde olan bir kurala göre ceza vermek gerek Anayasa’da yapılan temel haklar ile ilgili düzenlemelere, temel hak ve özgürlükleri içeren Uluslararası Sözleşme hükümlerine ve gerekse Türk Ceza Kanunun 2. maddesinde düzenlenen kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz, kanunlarda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz kuralına da aykırıdır.
Bu yasal durum karşısında hükümlünün, 31.12.2008 tarihinden itibaren zımni olarak yürürlükten kaldırılan ve yerine yeni hüküm konulmaması nedeni ile cezasız bırakılan karşılıksız çek keşide etmek eyleminden dolayı cezalandırıldığı, hükümlü müdafiinin yaptığı itirazın hukuka uygun olmayan mülahazalarla red edildiği, itirazın yasal ve yerinde olduğu anlaşılmakla, 5275 Sayılı Yasanın 101/3 madde ve fıkrasının verdiği yetkiye dayanarak ve hükümlünün telafisi mümkün olmayan zararlara uğramasını engellemek amacı ile 5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 maddesi gereğince mahkumiyet hükmünün yorumunda ve çektirilecek cezanın hesabında açıklanan nedenlerle duraksama olduğundan 3167 Sayılı Yasada yeni bir düzenleme yapılana ya da 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesinin açıkça yürürlükten kaldırılması anına kadar infazın ertelenmesine, yasa koyucunun yeni bir düzenleme yapması halinde hükümlünün durumunun yeniden mahkemesince ele alınarak değerlendirilmesi için itirazın kabülü ile hükümlüye Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 08.05.2008 tarih ve 2008/202 esas, 2008/323 karar sayılı ilamı ile verilen adli para cezasının infazının durdurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Hükümlü Abdullah Bekir vekilinin yapmış olduğu İTİRAZIN KABÜLÜNE, 2-Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.03.2009 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı EK KARARININ KALDIRILMASINA
3-Sanık hakkında Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 8.5.2008 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı ilamı ile verilen 4158 .- TL, adli para cezasının İNFAZININ DURDURULMASINA,
4-Kararın bir örneğinin gereğinin yerine getirilmesi için Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine,
Dosyanın Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesine iadesine, Karardan bir örneğin hükümlü vekiline TEBLİĞİNE , Dair; 5275 Sayılı Yasanın 101/3 ve CMK nun 271/4 madde ve fıkrası gereğince incelenen dosya üzerinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.27.03.2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/7 Geliş Tarihi: 05/01/2009 Mahkemesi: Köyceğiz Sulh Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2008/82 Mahkeme Karar No: 2008/141 Mahkeme Karar Tarihi: 15/05/2008
Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme
DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/133 Karar BOZMA Karar Tarihi 19/01/2009 Kapatma Tarihi 03/02/2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/9 Geliş Tarihi: 05/01/2009
Mahkemesi: Tarsus Ağır Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2008/903 Mahkeme Karar No: 2008/903 Mahkeme Karar Tarihi: 14/07/2008
Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/135 Karar BOZMA Karar Tarihi 19/01/2009 Kapatma Tarihi 03/02/2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/14 Geliş Tarihi: 12/01/2009
Mahkemesi: Korkuteli Asliye Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2005/153
Mahkeme Karar No: 2006/97 Mahkeme Karar Tarihi: 10/03/2006
Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/784 Karar BOZMA Karar Tarihi 26/01/2009 Kapatma Tarihi 12/02/2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/18 Geliş Tarihi: 12/01/2009
Mahkemesi: Malatya 4. Asliye Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2006/291
Mahkeme Karar No: 2007/539 Mahkeme Karar Tarihi: 17/07/2007 Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/787 Karar BOZMA Karar Tarihi 26/01/2009 Kapatma Tarihi 03/02/2009
SAYIN MİLLETVEKİLLERİM
Sayın
Milletvekilim
Karşılıksız çekten dolayı hapis cezası , kanayan bir yaradır ve Türk Hukuk Sistemi açısından bir yüz karasıdır! Kişi hak ve hürriyetlerine ve esasen mevcut Anayasamıza da aykırı olan bu uygulama 1 Ocak 2009 tarihi itibariyle yeni bir boyut kazanmıştır:
Konu ile ilgili mevcut hukuki durum aşağıda sadece iki ana husus bakımından özetlenmiştir. Uygulama yasasında verilen süre 31 Aralık 2008'de dolmuş ve bu tarihten itibaren karşılıksız çek suçları fiilen cezasız kalmıştır. Eğer hukuk devletiysek, bu suçtan dolayı, yeni bir yasal düzenleme yapılana kadar hiçbir mahkeme ceza veremez ve önceden verilmiş olan cezalar da hukuken yok hükmündedir.
Ne var ki yargı tereddüttedir ve 3 aydır çelişkili kararlar verilmektedir. Bazı mahkemeler ceza vermeye devam ederken kendisinden bir çözüm beklenen YARGITAY, bugüne kadar yerel mahkemelere emsal oluşturacak bir karar da vermemiştir. Bazı illerdeki Asliye Ceza Mahkemeleri ve en önemlisi Sakarya 1. Ağır Ceza Mahkemesi ise, cezaların infazını durdurmuş ve hükümlüler tahliye edilmeye başlanmıştır. Diğer taraftan karşılıksız çekten dolayı ceza almış olan binlerce kişi ise kanunsuz bir şekilde 3 ayı aşkın süredir cezaevlerinde tutulmaktadır.
Ekonomik suçtan dolayı hürriyeti bağlayıcı ceza verilmesinin gayri insani olduğu, mevcut düzenlemenin anayasaya aykırı olduğu konuları bir tarafa, ortada apaçık bir hukuksuzluk ve kaos vardır! Teknik bir konu değil, akl-ı selim sahibi herkesin kolayca anlayabileceği basit bir durum var ortada... Prof. Dr. Adem Sözüer ve daha birçok hukukçu aylardır konuyu anlatmaya çalışıyor ama maalesef hukuksuzluk devam ediyor.
Bu kaos hem adalet anlayışını zedeliyor, hem de apaçık bir ihlal niteliği taşıyor. Üç aydır haksız yere cezaevlerinde tutulan insanlar, bu durumu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine taşıdıklarında kesinlikle lehe bir karar çıkacak ve yüklü tazminatlar gündeme gelecektir. Zira Sakarya Ağır Ceza Mahkemesinin aynı konuda verdiği emsal kararlar var. Bu kararlar diğer mahkemeleri bağlayıcı olmasa da ceza hukukunun uygulanmasında yeknesaklık zedelenmiş ve kanun önünde eşitlik ilkesi bozulmuştur. Böyle bir netice, Meclisi ve hükumeti zor durumda bırakacağı gibi, uluslararası hukuk çevrelerinde ve kamuoyu nezdinde yargı organlarının saygınlığını da zedeleyici sonuçlar doğurabilecektir. Meclisin ve hükumetin bir an önce bu çarpık duruma el koyması ve hukuksuzluğu sona erdirmesi gerekiyor.
Yeni yasada adli para cezası ve dolayısıyla hapis cezası devam edecek olsa da, çıkacak kanuna eklenecek bir geçici madde ile, 1 Ocak 2009 tarihi ile kanunun çıktığı tarihe kadar oluşmuş bulunan yasal boşluk sebebiyle cezasız kalmış olan karşılıksız çek suçundan dolayı verilen cezaların kaldırılması sağlanabilir. Böylece hem yargının tereddütleri izale edilmiş olur, bozulan yeknesaklık ve eşitlik ilkesi de nispeten telafi edilebilir.
Ortada kamu vicdanını rahatsız eden, toplumsal barışı zedeleyen ve adalet duygusunu inciten çok vahim bir tablo vardır ve süratle çözüm beklenmektedir.
Sessiz sedasız onbinlerce insan ve aile, Yüce Meclisten hukuk devleti esasına uygun bir çözüm beklemektedir.
HUKUKİ DURUMUN ÖZETİ
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 5 inci maddesi “Özel kanunlarla ilişki” başlığını taşımaktadır. Bu maddeye göre, “Bu Kanun’un genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren özel kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır.” Bu kanunun yayınlanmasını müteakip 3167 sayılı Çek Yasasının da içinde bulunduğu “ceza içeren özel kanunlar”da gerekli değişiklik ve uyumların yapılabilmesi için 5nci maddenin uygulanması 31.12.2008 tarihine ertelenmiştir. Ancak 31.12.2008 tarihine kadar, diğer birçok özel kanunda değişiklik yapılmış olmasına rağmen Çek Kanununda gerekli değişiklikler yapılmadığından, artık 01.01.2009 tarihi itibariyle 3167 Sayılı Yasanın ceza içeren ve TCK Genel Hükümlerine aykırılık teşkil eden maddeleri zımnen yürürlükten kaldırılmış bulunmaktadır. Nitekim, 31.12.2008 tarihine dek, ceza hükmü getiren diğer özel kanunlardan olan 3167 Sayılı Çek Kanununun cezai hükümleri, TCK’nun genel hükümlerine aykırı olsa da uygulanabilmekteydi.
Aykırılıklar nerededir?
1. TCK m. 21 bakımından : 3167 SK. m. 16/1’de karşılıksız çek keşide etme suçu, “şekli suç” niteliğinde düzenlenmiştir. Ancak, TCK ’nın genel hükümleri (m. 21) uyarınca, bir suçun oluşumu kastın varlığına bağlıdır. Kast “doğrudan”(m. 21/1) veya “olası kast” (m. 21/2) olabilir. Bu nedenle, bir kişinin karşılıksız çek nedeniyle cezalandırılabilmesi için, bu kişinin çeki keşide ederken, çekin karşılıksız kalacağı kastıyla hareket etmiş olması gerekmektedir. Başka bir deyişle, bunu bilmeli ve istemelidir. Dolayısıyla, yapılan yargılamada, artık kastın varlığı mutlak olarak araştırılmalı ve bunun sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır. Şayet olayda kast yoksa TCK m. 21/2’ye göre, somut olayda karşılıksız çek keşide eden kişide “olası kast”ın varlığı da ayrıca değerlendirilerek, maddede öngörülen ceza indirimleri uygulanmalıdır. 5252 Sayılı Kanunun kabulü ve uygulanması ile, hukukumuzda bugüne kadar zaten tartışmalı olan “objektif sorumluluk” esası terkedilmiş ve “kusursuz ceza olmaz” esası tamamen geçerli kılınmıştır. Şu halde, karşılıksız çek suçlarında, 1.1.2009 tarihine kadar “objektif sorumluluk” esasına göre verilmiş olan cezalar geçerliliğini yitirmiş bulunmaktadır. Artık suçun manevi unsuru olarak “kast” aranmalıdır. Aksi bir uygulama “kanunsuz suç ve ceza olamaz” esasına açık bir aykırılık teşkil edecektir.
2. TCK m. 52 bakımından Çek Kanunu’na göre, karşılıksız çek keşide etme suçunun cezası, çek bedeli tutarı kadar “adli para cezası” olarak belirlenmekteydi. Ancak, 1.1.2009 tarihinden itibaren TCK’nın adli para cezalarına ilişkin 52. maddesi uygulama alanı bulacağından, ceza miktarının ve niteliğinin belirlenmesi değişmiş bulunmaktadır.
TCK 52. maddenin uygulanmaya başlaması ile Çek yasasındaki çek bedeline bağlı adli para cezası uygulaması son bulmuştur. Adli para cezasının miktarının tespiti artık, sadece gün/para esasına göre yapılabilecektir. 3167 Sayılı Çek Kanunu’nun uygulamasında, ceza, karşılıksız çıkan çek miktarına göre belirlenmekteyken, TCK’nın 52. maddesinin uygulanmasıyla, öncelikle tamgün hesabının yapılması ve bir güne karşılık gelen parasal miktarın belirlenmesi üzerine karar verilmesi gerekmektedir. TCK m. 61/8 hükmüne göre, adli para cezası, belirlenen sonuç gün ile kişinin bir gün karşılığı ödeyebileceği miktarın çarpılması suretiyle bulunacaktır. Bu itibarla, yargılama sonucunda verilecek adli para cezasının tayini usulü de tümden değişmektedir. Nitekim hazırlanan yeni Çek Kanunu tasarısında da "Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adlî para cezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adlî para cezası, çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamaz." Denilmek suretiyle adli para cezasının tayininde Yeni TCK’na uygun olarak gün/para sisteminin getirildiği görülmektedir.
Bu değerlendirmeler ışığı altında bugüne kadar 3167 Sayılı Kanuna göre verilen çek cezaları, 01.01.2009 tarihinde yürürlüğe girmiş bulunan TCK 5nci maddesi uyarınca , aynı kanunun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırılık teşkil etmektedir ve sanık/hükümlü lehine olan yeni hükümler uygulanarak bugüne kadar verilmiş olan cezaların infazı durdrulmalıdır.
Uygulanamayacağı yasa ile düzenlenen, bu nedenle yasal olarak yok hükmünde olan bir kurala göre ceza vermek, gerek Anayasa'da yapılan temel haklar ile ilgili düzenlemelere, temel hak ve özgürlükleri içeren Uluslararası Sözleşme hükümlerine ve gerekse Türk Ceza Kanunun 2. maddesinde düzenlenen kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz, kanunlarda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz kuralına da aykırıdır.
BU AŞAGILIK YAZILARA MÜSADEE ETMEYECEGİMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMM...........................................................................KARŞILIKSIZ ÇEKE HAPİS İNSANLIK ONURUNA AYKIRI İSE BU YAZILAR İNSANLIK ONURUNAAA UYGUNMUUUU?????
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:.
Konu ile ilgili yasal durum incelendiğinde;.
1-3167 Sayılı Yasanın 16. maddesinde :.
(1) Üzerinde yazılı keşide tarihinden önce veya ibraz süresi içinde 4 üncü madde uyarınca ibraz edildiğinde, yeterli karşılığı bulunmaması nedeniyle kısmen de olsa ödenmeyen çeki keşide eden hesap sahipleri veya yetkili temsilcileri, kanunların ayrıca suç saydığı haller saklı kalmak üzere, çek bedeli tutarı kadar ağır para cezasıyla cezalandırılırlar. Ancak verilecek para cezası seksenmilyar liradan fazla olamaz. Bu miktar, 01/03/1926 tarihli ve 765 sayılı Türk Ceza Kanununun ek 2 nci maddesine göre her yıl artırılır. Bu suçtan mükerrirlere, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir..
2 – 5237 Sayılı TCK nun 2/1-3 madde ve fıkralarında ; (1) “Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz.”.
(3) Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz. 3- 5237 Sayılı TCK nun 5/1 madde ve fıkralarında :.
“Bu Kanunun genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır. “.
4-5237 Sayılı TCK nun 52/1-2-3 Madde ve fıkralarında; (1) Adlî para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hâllerde yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir..
(2) En az yirmi ve en fazla yüz Türk Lirası olan bir gün karşılığı adlî para cezasının miktarı, kişinin ekonomik ve diğer şahsî hâlleri göz önünde bulundurularak takdir edilir. (3) Kararda, adlî para cezasının belirlenmesinde esas alınan tam gün sayısı ile bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ayrı ayrı gösterilir. “.
5-5252 Sayılı Yasanın 5349 Sayılı Yasanın 6. Maddesi ile değişik Geçici 1. Maddesinde: (1) Diğer kanunların, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31 Aralık 2008 tarihine kadar uygulanır..
6-5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 madde ve fıkrasında:.
(1) Mahkûmiyet hükmünün yorumunda veya çektirilecek cezanın hesabında duraksama olursa, cezanın kısmen veya tamamen yerine getirilip getirilemeyeceği ileri sürülür ya da sonradan yürürlüğe giren kanun, hükümlünün lehinde olursa, duraksamanın giderilmesi veya yerine getirilecek cezanın belirlenmesi için hükmü veren mahkemeden karar istenir. (3) Yukarıdaki fıkralar uyarınca yapılan başvurular cezanın infazını ertelemez. Ancak, mahkeme olayın özelliğine göre infazın ertelenmesine veya durdurulmasına karar verebilir. 7- 5275 Sayılı Yasanın 101/1-3 Madde ve fıkrasında:.
(1) Cezanın infazı sırasında, 98 ilâ 100 üncü maddeler gereğince mahkemeden alınması gereken kararlar duruşma yapılmaksızın verilir. Karar verilmeden önce Cumhuriyet savcısı ve hükümlünün görüşlerini yazılı olarak bildirmeleri istenebilir..
(3)Bölge adliye mahkemesi veya Yargıtaydan başka mahkemeler tarafından verilmiş olan bu kararlara karşı itiraz yoluna gidilebilir.” hükümleri bulunmaktadır..
Ayrıca TBMM tarafından 5728 Sayılı Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlar ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile düzenleme yapıldığı ve bu kanunun yürürlükte olduğu ancak yapılan bu düzenlemeler içerisinde 3167 Sayılı Yasanın 16. Maddesi ile ilgili bir düzenlemenin bulunmadığı da ortadadır..
Kararına itiraz edilen mahkemenin itiraz edilen kararında; 5252 Sayılı Kanunun geçici 1. Maddesinde 5560 Sayılı Kanunla yapılan değişiklik üzerine belirlenen 31.12.2008 gününe değin, diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümlerinin düzeltilmesinin öngörüldüğü halde bu kapsamdan olarak yasa koyucu tarafından 5728 Sayılı “Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”u va’zettiği, dolayısıyla da uyumlaştırılması murat olunan diğer kanunların bu kapsamda yeniden düzenlenildiği., ancak bu çerçevede 3167 Sayılı Kanun hükümlerinin ayrık tutulduğu, bunun ise tamamen mevzuatın “Özel” niteliğinden kaynaklandığı, hal böyle olunca da Yargıtay Yüksek Dairesi’nin pek çok uygulamalarında da “özel yasa ” niteliğinden dolayı pek çok uygulanabilir (önödeme-uzlaşma…gibi) hukuk müessesesinden ayrık değerlendirildiği nazara alındığında, ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil eden çeklerden dolayı tayin olunacak ceza hükmünde de “çek bedeli kadar adli para cezası” olmasında hukuken aykırı bir durum görülmediğinden” sanık vekilinin talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır..
Yürürlükte olan yasal durum incelendiğinde; TCK nun 5/1 maddesinde bu kanunun genel hükümlerinin özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanacağı belirtilerek ceza hukukunda yeknesaklık sağlanmak istenmiştir. Bu amaçla 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesine; diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemesine aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31.12.2008 tarihine kadar uygulanır hükmü konulmuş ve bu süre yeniden uzatılmamıştır..
Yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. Madde hükmünü dikkate alarak ” Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” adı altında 580 maddeden oluşan 5728 Sayılı Yasayı çıkartmış ve bu yasa yürürlüğe girmiştir..
Buradan da anlaşıldığı üzere yasa koyucunun amacı TCK nun genel hükümlerinin bütün özel yasalarda ve ceza hükmü içeren yasalarda uygulanmasını sağlamaktır. 5237 Sayılı TCK nun 52. maddesi dikkate alındığında adli para cezasının tanımının yapıldığı görülmektedir. Buna göre adli para cezası , beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmadığı hallerde 730 günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması sureti ile hesaplanan meblağın hükümlü tarafından devlet hazinesine ödenmesinden ibarettir.
Bu maddenin 1. fıkrasında bulunan “kanunda aksine hüküm bulunmayan haller” tanımının adli para cezası gün sayısının bu genel düzenlemeye aykırı olarak 730 günün altında veya üstünde düzenlenecebileceği ve bu düzenlemenin de geçerli olduğu anlamındadır. Buradan da anlaşıldığı üzere TCK genel hükümlerinde gün adli para cezası sistemi benimsenmiştir. 3167 Sayılı yasanın 16. maddesi değerlendirildiğinde; “….. çek bedeli tutarı kadar ağır para cezası (adli para cezası) ile cezalandırılırlar . Ancak verilecek para cezası 80 milyar liradan fazla olamaz. ” hükmünün bulunduğu, bu düzenlemenin gün para cezası içermemesi nedeni ile TCK nun 52/1 maddesine uygun olmadığı ortadadır..
Yasa koyucunun 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesinde sözünü ettiği diğer kanunlar içerisinde 3167 Sayılı Yasanın da olduğu hususunda tereddüt yoktur. Buna göre 3167 Sayılı Yasada bulunan ve 5237 Sayılı TCK nun 1.Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümler 31.12.2008 tarihine kadar uygulanabilecektir. Bu düzenlemenin mevhumu muhalifinden 3167 Sayılı (özel) Kanunun TCK nun 1. kitabının 52. maddesinde düzenlenen gün para sistemine aykırı olan ceza kuralının 31.12.2008 tarihinden sonra uygulanmayacağı 5252 Sayıl Yasanın geçici 1. Maddesinin emredici hükmüdür. Kaldı ki yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesini dikkate alarak 5728 Sayılı Yasa ile özel yasalarda ayrıntılı düzenlemeler yapmasına rağmen 3167 Sayılı Yasada herhangi bir düzenleme yapmamıştır..
Ayrıca Adalet Bakanlığı’nın http://www.kgm.adalet.gov.tr/basbakanlik/cekkanunu.pdf adresinde bulunan ve Çek Kanunu Tasarısı Taslağı olarak Başbakanlığa gönderilen metnin 5/1 madde ve fıkrasında “Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adlî paracezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adlî para cezası, çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamaz.” düzenlemesinin bulunduğu, bu düzenleme dikkate alındığında yasama organının büyük çoğunluğunu oluşturan yürütmeyi (hükümeti ) temsilen Adalet Bakanlığının da itirazı reddeden mahkeme ve red kararında belirtilen Yargıtay Dairesinin inancına aykırı olarak çek kanununda verilecek adli para cezasının gün para sistemine uygun olması gerektiğini öngördüğü, bu durum karşısında subjektif değerlendirme niteliğinde olan “çekin ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil etmesi” bu nedenle 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesindeki düzenlemenin değiştirilmediği yani ayrık tutulduğu (temel düzenlemeden istisna edildiği) yönündeki değerlendirmenin mevcut yasal durum karşısında yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır..
Yasa koyucunun atlama yaptığı, bir konuyu unuttuğu kabul edilemeyeceğine ve yukarıda da değinildiği gibi bu konuda değişiklik yapmak için Başbakanlığa kanun tasarısı taslağıda sevk edildiğine göre yürütmenin, (hükümetin ) ve yasa koyucunun (TBMM’nin) muradının 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesi ile düzenlenen ceza kuralının ortadan kalkması ve yeni yasal düzenleme yapılana kadar bu ceza hükmünün uygulanamaz olmasını sağlamak olduğu kabul edilmelidir. Çünkü ceza kuralları uygulanmak amacı ile konulur. Uygulanamayan bir ceza kuralı kaldırılmış demektir. Uygulanamayacağı yasa ile düzenlenen, bu nedenle yasal olarak kaldırılma dışında yok hükmünde olan bir kurala göre ceza vermek gerek Anayasa’da yapılan temel haklar ile ilgili düzenlemelere, temel hak ve özgürlükleri içeren Uluslararası Sözleşme hükümlerine ve gerekse Türk Ceza Kanunun 2. maddesinde düzenlenen kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz, kanunlarda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz kuralına da aykırıdır..
Bu yasal durum karşısında hükümlünün, 31.12.2008 tarihinden itibaren zımni olarak yürürlükten kaldırılan ve yerine yeni hüküm konulmaması nedeni ile cezasız bırakılan karşılıksız çek keşide etmek eyleminden dolayı cezalandırıldığı, hükümlü müdafiinin yaptığı itirazın hukuka uygun olmayan mülahazalarla red edildiği, itirazın yasal ve yerinde olduğu anlaşılmakla, 5275 Sayılı Yasanın 101/3 madde ve fıkrasının verdiği yetkiye dayanarak ve hükümlünün telafisi mümkün olmayan zararlara uğramasını engellemek amacı ile 5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 maddesi gereğince mahkumiyet hükmünün yorumunda ve çektirilecek cezanın hesabında açıklanan nedenlerle duraksama olduğundan 3167 Sayılı Yasada yeni bir düzenleme yapılana ya da 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesinin açıkça yürürlükten kaldırılması anına kadar infazın ertelenmesine, yasa koyucunun yeni bir düzenleme yapması halinde hükümlünün durumunun yeniden mahkemesince ele alınarak değerlendirilmesi için itirazın kabülü ile hükümlüye Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 31.07.2007 tarih ve 2007/299 esas 2007/590 karar sayılı ilamı ile verilen adli para cezasının infazının durdurulmasına karar vermek gerekmiştir..
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;.
1-Hükümlü H.S.S. müdafiinin yapmış olduğu İTİRAZIN KABÜLÜNE, 2-Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 04.02.2009 tarih ve 2007/299 esas 2007/590 karar sayılı EK KARARININ KALDIRILMASINA.
3-Sanık hakkında Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 31.07.2007 tarih ve 2007/299 esas 2007/590 karar sayılı ilamı ile verilen 26000TL adli para cezasının İNFAZININ DURDURULMASINA,.
4-Kararın bir örneğinin gereğinin yerine getirilmesi için Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine,.
Dosyanın Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesine iadesine, Karardan bir örneğin hükümlü vekiline TEBLİĞİNE ,.
Dair; 5275 Sayılı Yasanın 101/3 ve CMK nun 271/4 madde ve fıkrası gereğince incelenen dosya üzerinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi..16.03.2009..
.
.
.
SARAYKÖY ASLİYE CEZA MAHKEMEİ DOSYA NO :2007/176 KARAR NO :2007/201
HAKİM : GÜLPERİ GÜNEŞ 32147 C.SAVCISI : HÜSEYİN HÜR 107696 KATİP : MURAT AYRAL 97009
SANIK : A. G. K. SUÇ : KARŞILIKSIZ ÇEK KEŞİDE ETME SUÇ TARIHİ : 19/02/2007 ASIL KARAR TARİHİ : 25/09/2007 EK KARAR TARİHİ : 28/01/2009
HÜKÜMLÜ AHMET GÜRKAN ………KAN IN 21/01/2009 ARİHLİ İNFAZIN DURDURULMASINA İLİKİN DİLEKÇESİ C. SAVCISININ YAZILI GÖRÜŞÜ ALINARAKİNCELENDİ.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLÜ:
HÜKÜMLÜ AHMET GÜRKAN …..KAN HAKKINDA MAHKEMEMİZİN 25/09/2009 TARİH 2007/176-201 ESAS E KARAR SAYILI KARARI İLE KARŞILIKSIZ ÇEK KEŞİDE ETMEK SUÇUNDAN DAYI 60.000 TL ADLİ PARA CEZASI İL CEZALANDIRILMASIA KARAR VERİLDİĞİ, KARARIN 20/11/2007 TARİHİNDE KESİNLEŞEREK İNFAZA VERİLDİĞİ HÜKÜMLÜĞÜN ADLİ PARA CEZASNI ÖDEMEMESİ ÜZERİNE SARAYKÖY C.BAŞSAVCILIĞININ 29/01/2008 GÜNLÜ KARARI İLE HÜKÜMLÜYE VERİE ADLİ PARA CEZASININ 600 GÜN HAPİS CEZASINA ÇEVRİLDİĞİ VE 28/02/2008 TARİHİNDE İNFAZA BAŞLANDIĞI HÜKÜMLÜNÜN HALEN B CEZASINI İNFAZ TTİĞİ 5252 SAYILI ÜÇK NIN YÜÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDAKİ KANUNUN GEÇİCİ 1.MADDESİDE BELİRTİLEN DİĞEN KANUNLARIN TCK NIN GEEL HÜKÜMLERİNE AKRI OLAN MADDELERİNİN UYGULANMASINA DEVAM EDİLECEĞİNE İLİŞKİN HÜKMÜN 31/12/2008 TARİHİ İTİBARİYLE YÜRÜRÜKTE KALKTIĞI YASA KOYUCU TARAFINDAN 5728 SAYILI YASA İLE BİR ÇOK ÖZEL YASDAKİ CEZA HÜKÜMLERİ 5237 SAYILI YASAYA UYGUN HALE GETİRİLMESİNE RAĞMEN 3167 SAYILI YASA YÖNÜNDEN 31/12/2008 TARİHİNE KADAR HER HANGİ BİR DÜZENLEME YAPILMADIĞI 5252 SAYILI TCK NIN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KARARIN MADDESİ 5237 SAYILI TCK 45/1 52/1 MADELERİ İLE BİRLİKTE DEĞERLENDİRLDİĞİNDE BU GENEL URALIN BÜTÜN ÖZEL YASALARI BAĞLAYACĞI ÖZEL YASALARDAKİ AYKIRI HÜKÜMLRİN 31/12/2008 TARİHİNE KADAR UYGUNABİLECEĞİ BU TARİHE KADAR ÖZEL YASALARIN 5257 SAYILI TCK NIN GEEL KÜMLERİNE UYARLANMASININ ZORUNLU BULUNDUĞU ANCA 3167 SAYILI YASA AÇISINDAN HALEN BU UYARLAMANIN YAPILMAMIQŞ OLDUĞU ANLAŞILMAKLA HÜKÜMLÜNÜN MAĞDURİYETNE NEDE ALMAMAK AÇISINDAN 527 SAYILI ASANIN 98. MADDESİ UYARINCA İNFAZIN DURDURULMASINA KARAR VERMEKGEREKMİŞTİR. HÜKÜM YUKARIDA AÇIKLANAN NEDENLERLE
HÜKÜMLÜ AHMET GÜRKAN ……KAN HAKKINDA MAHKEMEMİZİN 25/09/207 TARİH 2007/176-201 ESAS VE KARAR SAYILI İLAMI İLE VERİLEN 60.000 TL ADLİ PARA CEZASINA İLİŞKİN İNFAZIN DURDURULMASINA.
HÜKÜMLÜNÜN BAŞKA BİR SUÇTAN TUTUKLU VEY HÜKÜMLÜ ULUNMAASI HALİNDE SALIVERİLMESİNE
KARARIN C.SAVCILIĞI ARACILIĞIYLA HÜKÜMLÜYE TEBLİĞİ DAİR, DOSYA ÜZERİNDEYAPILAN İNCELEMESONUCUNDA İSTEME UYGUN V TEBLİĞ TARİHİNDEN İTAREN 7 GÜN İÇİNDE DENİZLİ NBETÇİ AĞIR CEZA MAHKEMESİNE İTİRAZ YOLU AÇIK OLMAK ÜZERERKARAR VERİLDİ
Sakarya Ağır Ceza Mahkemesi, Karşılıksız Çek Beraat Kararı
BAŞKAN : ABDÜLKADİR YAVUZ ÜYE : BURHANETTİN ESENKAR ÜYE : CEVDET BAK
KATİP : BEHİYE AYDINHükümlü A.B. vekili Av. Levent S. tarafından Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.03.2009 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı ek kararı ile hükümlü vekilinin talebinin reddine ve mahkemelerinin 28.5.2008 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı ilamının değiştirilmesine ve infazın durdurulmasına yer olmadığına ve infazın devamına dair kararına dosya içeriğine göre süresi içerisinde; müvekkilinin 3167 Sayılı Kanuna Muhalefet nedeni ile para cezasına mahkum edildiği, 5275 Sayılı Yasanın 98. maddesi uyarınca yaptıkları başvurunun reddedildiği, bu kararın 5237 Sayılı TCK nun 5, 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesi, 3167 Sayılı Yasanın 16. maddesi ayrıca TCK 20.43.52,53,60,61 maddelerinde yer alan düzenlemelere aykırı olduğu, 31.11.2008 tarihi itibari ile karşılıksız çek keşide etmek eyleminin suç olmaktan çıktığı, böylece suçta ve cezada kanunilik ilkesi uyarınca hükümlü hakkında verilen cezanın yasal dayanağının kalmadığı iddiası ile Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından 24.03.2009 tarihinde infazın devamına ilişkin ek kararın itiraz incelemesi ile kaldırılmasını ve hakkında tayin edilen cezanın bütün sonuçları ile ortadan kaldırılmasını ve tahliyesini istemiştir.
İddia makamının mütalaası alındı, dosya incelendi
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Konu ile ilgili yasal durum incelendiğinde;
1-3167 Sayılı Yasanın 16. maddesinde : (1) Üzerinde yazılı keşide tarihinden önce veya ibraz süresi içinde 4 üncü madde uyarınca ibraz edildiğinde, yeterli karşılığı bulunmaması nedeniyle kısmen de olsa ödenmeyen çeki keşide eden hesap sahipleri veya yetkili temsilcileri, kanunların ayrıca suç saydığı haller saklı kalmak üzere, çek bedeli tutarı kadar ağır para cezasıyla cezalandırılırlar. Ancak verilecek para cezası seksenmilyar liradan fazla olamaz. Bu miktar, 01/03/1926 tarihli ve 765 sayılı Türk Ceza Kanununun ek 2 nci maddesine göre her yıl artırılır. Bu suçtan mükerrirlere, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.
2 – 5237 Sayılı TCK nun 2/1-3 madde ve fıkralarında ; (1) “Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz.”
(3) Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz.
3- 5237 Sayılı TCK nun 5/1 madde ve fıkralarında : “Bu Kanunun genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır. “
4-5237 Sayılı TCK nun 52/1-2-3 Madde ve fıkralarında; (1) Adlî para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hâllerde yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir.
(2) En az yirmi ve en fazla yüz Türk Lirası olan bir gün karşılığı adlî para cezasının miktarı, kişinin ekonomik ve diğer şahsî hâlleri göz önünde bulundurularak takdir edilir. (3) Kararda, adlî para cezasının belirlenmesinde esas alınan tam gün sayısı ile bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ayrı ayrı gösterilir. “
5-5252 Sayılı Yasanın 5349 Sayılı Yasanın 6. Maddesi ile değişik Geçici 1. Maddesinde: (1) Diğer kanunların, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31 Aralık 2008 tarihine kadar uygulanır.
6-5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 madde ve fıkrasında: (1) Mahkûmiyet hükmünün yorumunda veya çektirilecek cezanın hesabında duraksama olursa, cezanın kısmen veya tamamen yerine getirilip getirilemeyeceği ileri sürülür ya da sonradan yürürlüğe giren kanun, hükümlünün lehinde olursa, duraksamanın giderilmesi veya yerine getirilecek cezanın belirlenmesi için hükmü veren mahkemeden karar istenir. (3) Yukarıdaki fıkralar uyarınca yapılan başvurular cezanın infazını ertelemez. Ancak, mahkeme olayın özelliğine göre infazın ertelenmesine veya durdurulmasına karar verebilir.
7- 5275 Sayılı Yasanın 101/1-3 Madde ve fıkrasında: (1) Cezanın infazı sırasında, 98 ilâ 100 üncü maddeler gereğince mahkemeden alınması gereken kararlar duruşma yapılmaksızın verilir. Karar verilmeden önce Cumhuriyet savcısı ve hükümlünün görüşlerini yazılı olarak bildirmeleri istenebilir. “http://karsiliksizcek.wordpress.com/”
(3)Bölge adliye mahkemesi veya Yargıtaydan başka mahkemeler tarafından verilmiş olan bu kararlara karşı itiraz yoluna gidilebilir.” hükümleri bulunmaktadır.
Ayrıca TBMM tarafından 5728 Sayılı Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlar ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile düzenleme yapıldığı ve bu kanunun yürürlükte olduğu ancak yapılan bu düzenlemeler içerisinde 3167 Sayılı Yasanın 16. Maddesi ile ilgili bir düzenlemenin bulunmadığı da ortadadır.
Kararına itiraz edilen mahkemenin itiraz edilen kararında; 5252 Sayılı Kanunun geçici 1. Maddesinde 5560 Sayılı Kanunla yapılan değişiklik üzerine belirlenen 31.12.2008 gününe değin, diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümlerinin düzeltilmesinin öngörüldüğü halde bu kapsamdan olarak yasa koyucu tarafından 5728 Sayılı “Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”u va’zettiği, dolayısıyla da uyumlaştırılması murat olunan diğer kanunların bu kapsamda yeniden düzenlenildiği., ancak bu çerçevede 3167 Sayılı Kanun hükümlerinin ayrık tutulduğu, bunun ise tamamen mevzuatın “Özel” niteliğinden kaynaklandığı, hal böyle olunca da Yargıtay Yüksek Dairesi’nin pek çok uygulamalarında da “özel yasa ” niteliğinden dolayı pek çok uygulanabilir (önödeme-uzlaşma…gibi) hukuk müessesesinden ayrık değerlendirildiği nazara alındığında, ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil eden çeklerden dolayı tayin olunacak ceza hükmünde de “çek bedeli kadar adli para cezası” olmasında hukuken aykırı bir durum görülmediğinden” sanık vekilinin talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Yürürlükte olan yasal durum incelendiğinde; TCK nun 5/1 maddesinde bu kanunun genel hükümlerinin özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanacağı belirtilerek ceza hukukunda yeknesaklık sağlanmak istenmiştir.
Bu amaçla 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesine; diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemesine aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31.12.2008 tarihine kadar uygulanır hükmü konulmuş ve bu süre yeniden uzatılmamıştır.
Yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. Madde hükmünü dikkate alarak ” Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” adı altında 580 maddeden oluşan 5728 Sayılı Yasayı çıkartmış ve bu yasa yürürlüğe girmiştir.
Buradan da anlaşıldığı üzere yasa koyucunun amacı TCK nun genel hükümlerinin bütün özel yasalarda ve ceza hükmü içeren yasalarda uygulanmasını sağlamaktır.
5237 Sayılı TCK nun 52. maddesi dikkate alındığında adli para cezasının tanımının yapıldığı görülmektedir. Buna göre adli para cezası , beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmadığı hallerde 730 günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması sureti ile hesaplanan meblağın hükümlü tarafından devlet hazinesine ödenmesinden ibarettir
Bu maddenin 1. fıkrasında bulunan “kanunda aksine hüküm bulunmayan haller” tanımının adli para cezası gün sayısının bu genel düzenlemeye aykırı olarak 730 günün altında veya üstünde düzenlenebileceği ve bu düzenlemenin de geçerli olduğu anlamındadır. Buradan da anlaşıldığı üzere TCK genel hükümlerinde gün adli para cezası sistemi benimsenmiştir. 3167 Sayılı yasanın 16. maddesi değerlendirildiğinde; “….. çek bedeli tutarı kadar ağır para cezası (adli para cezası) ile cezalandırılırlar . Ancak verilecek para cezası 80 milyar liradan fazla olamaz. ” hükmünün bulunduğu, bu düzenlemenin gün para cezası içermemesi nedeni ile TCK nun 52/1 maddesine uygun olmadığı ortadadır.
Yasa koyucunun 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesinde sözünü ettiği diğer kanunlar içerisinde 3167 Sayılı Yasanın da olduğu hususunda tereddüt yoktur. Buna göre 3167 Sayılı Yasada bulunan ve 5237 Sayılı TCK nun 1.Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümler 31.12.2008 tarihine kadar uygulanabilecektir. Bu düzenlemenin mevhumu muhalifinden 3167 Sayılı (özel) Kanunun TCK nun 1. kitabının 52. maddesinde düzenlenen gün para sistemine aykırı olan ceza kuralının 31.12.2008 tarihinden sonra uygulanmayacağı 5252 Sayıl Yasanın geçici 1. Maddesinin emredici hükmüdür. Kaldı ki yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesini dikkate alarak 5728 Sayılı Yasa ile özel yasalarda ayrıntılı düzenlemeler yapmasına rağmen 3167 Sayılı Yasada herhangi bir düzenleme yapmamıştır.
Ayrıca Adalet Bakanlığı’nın http://www.kgm.adalet.gov.tr/basbakanlik/cekkanunu.pdf adresinde bulunan ve Çek Kanunu Tasarısı Taslağı olarak Başbakanlığa gönderilen metnin 5/1 madde ve fıkrasında “Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adlî paracezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adlî para cezası, çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamaz.” düzenlemesinin bulunduğu, bu düzenleme dikkate alındığında yasama organının büyük çoğunluğunu oluşturan yürütmeyi (hükümeti ) temsilen Adalet Bakanlığının da itirazı reddeden mahkeme ve red kararında belirtilen Yargıtay Dairesinin inancına aykırı olarak çek kanununda verilecek adli para cezasının gün para sistemine uygun olması gerektiğini öngördüğü, bu durum karşısında subjektif değerlendirme niteliğinde olan “çekin ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil etmesi” bu nedenle 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesindeki düzenlemenin değiştirilmediği yani ayrık tutulduğu (temel düzenlemeden istisna edildiği) yönündeki değerlendirmenin mevcut yasal durum karşısında yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
Yasa koyucunun atlama yaptığı, bir konuyu unuttuğu kabul edilemeyeceğine ve yukarıda da değinildiği gibi bu konuda değişiklik yapmak için Başbakanlığa kanun tasarısı taslağıda sevk edildiğine göre yürütmenin, (hükümetin ) ve yasa koyucunun (TBMM’nin) muradının 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesi ile düzenlenen ceza kuralının ortadan kalkması ve yeni yasal düzenleme yapılana kadar bu ceza hükmünün uygulanamaz olmasını sağlamak olduğu kabul edilmelidir. Çünkü ceza kuralları uygulanmak amacı ile konulur. Uygulanamayan bir ceza kuralı kaldırılmış demektir. Uygulanamayacağı yasa ile düzenlenen, bu nedenle yasal olarak kaldırılma dışında yok hükmünde olan bir kurala göre ceza vermek gerek Anayasa’da yapılan temel haklar ile ilgili düzenlemelere, temel hak ve özgürlükleri içeren Uluslararası Sözleşme hükümlerine ve gerekse Türk Ceza Kanunun 2. maddesinde düzenlenen kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz, kanunlarda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz kuralına da aykırıdır.
Bu yasal durum karşısında hükümlünün, 31.12.2008 tarihinden itibaren zımni olarak yürürlükten kaldırılan ve yerine yeni hüküm konulmaması nedeni ile cezasız bırakılan karşılıksız çek keşide etmek eyleminden dolayı cezalandırıldığı, hükümlü müdafiinin yaptığı itirazın hukuka uygun olmayan mülahazalarla red edildiği, itirazın yasal ve yerinde olduğu anlaşılmakla, 5275 Sayılı Yasanın 101/3 madde ve fıkrasının verdiği yetkiye dayanarak ve hükümlünün telafisi mümkün olmayan zararlara uğramasını engellemek amacı ile 5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 maddesi gereğince mahkumiyet hükmünün yorumunda ve çektirilecek cezanın hesabında açıklanan nedenlerle duraksama olduğundan 3167 Sayılı Yasada yeni bir düzenleme yapılana ya da 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesinin açıkça yürürlükten kaldırılması anına kadar infazın ertelenmesine, yasa koyucunun yeni bir düzenleme yapması halinde hükümlünün durumunun yeniden mahkemesince ele alınarak değerlendirilmesi için itirazın kabülü ile hükümlüye Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 08.05.2008 tarih ve 2008/202 esas, 2008/323 karar sayılı ilamı ile verilen adli para cezasının infazının durdurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Hükümlü Abdullah Bekir vekilinin yapmış olduğu İTİRAZIN KABÜLÜNE, 2-Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.03.2009 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı EK KARARININ KALDIRILMASINA
3-Sanık hakkında Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 8.5.2008 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı ilamı ile verilen 4158 .- TL, adli para cezasının İNFAZININ DURDURULMASINA,
4-Kararın bir örneğinin gereğinin yerine getirilmesi için Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine,
Dosyanın Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesine iadesine, Karardan bir örneğin hükümlü vekiline TEBLİĞİNE , Dair; 5275 Sayılı Yasanın 101/3 ve CMK nun 271/4 madde ve fıkrası gereğince incelenen dosya üzerinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.27.03.2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/7 Geliş Tarihi: 05/01/2009 Mahkemesi: Köyceğiz Sulh Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2008/82 Mahkeme Karar No: 2008/141 Mahkeme Karar Tarihi: 15/05/2008
Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme
DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/133 Karar BOZMA Karar Tarihi 19/01/2009 Kapatma Tarihi 03/02/2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/9 Geliş Tarihi: 05/01/2009
Mahkemesi: Tarsus Ağır Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2008/903 Mahkeme Karar No: 2008/903 Mahkeme Karar Tarihi: 14/07/2008
Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/135 Karar BOZMA Karar Tarihi 19/01/2009 Kapatma Tarihi 03/02/2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/14 Geliş Tarihi: 12/01/2009
Mahkemesi: Korkuteli Asliye Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2005/153
Mahkeme Karar No: 2006/97 Mahkeme Karar Tarihi: 10/03/2006
Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/784 Karar BOZMA Karar Tarihi 26/01/2009 Kapatma Tarihi 12/02/2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/18 Geliş Tarihi: 12/01/2009
Mahkemesi: Malatya 4. Asliye Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2006/291
Mahkeme Karar No: 2007/539 Mahkeme Karar Tarihi: 17/07/2007 Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/787 Karar BOZMA Karar Tarihi 26/01/2009 Kapatma Tarihi 03/02/2009
SAYIN MİLLETVEKİLLERİM
Sayın
Milletvekilim
Karşılıksız çekten dolayı hapis cezası , kanayan bir yaradır ve Türk Hukuk Sistemi açısından bir yüz karasıdır! Kişi hak ve hürriyetlerine ve esasen mevcut Anayasamıza da aykırı olan bu uygulama 1 Ocak 2009 tarihi itibariyle yeni bir boyut kazanmıştır:
Konu ile ilgili mevcut hukuki durum aşağıda sadece iki ana husus bakımından özetlenmiştir. Uygulama yasasında verilen süre 31 Aralık 2008'de dolmuş ve bu tarihten itibaren karşılıksız çek suçları fiilen cezasız kalmıştır. Eğer hukuk devletiysek, bu suçtan dolayı, yeni bir yasal düzenleme yapılana kadar hiçbir mahkeme ceza veremez ve önceden verilmiş olan cezalar da hukuken yok hükmündedir.
Ne var ki yargı tereddüttedir ve 3 aydır çelişkili kararlar verilmektedir. Bazı mahkemeler ceza vermeye devam ederken kendisinden bir çözüm beklenen YARGITAY, bugüne kadar yerel mahkemelere emsal oluşturacak bir karar da vermemiştir. Bazı illerdeki Asliye Ceza Mahkemeleri ve en önemlisi Sakarya 1. Ağır Ceza Mahkemesi ise, cezaların infazını durdurmuş ve hükümlüler tahliye edilmeye başlanmıştır. Diğer taraftan karşılıksız çekten dolayı ceza almış olan binlerce kişi ise kanunsuz bir şekilde 3 ayı aşkın süredir cezaevlerinde tutulmaktadır.
Ekonomik suçtan dolayı hürriyeti bağlayıcı ceza verilmesinin gayri insani olduğu, mevcut düzenlemenin anayasaya aykırı olduğu konuları bir tarafa, ortada apaçık bir hukuksuzluk ve kaos vardır! Teknik bir konu değil, akl-ı selim sahibi herkesin kolayca anlayabileceği basit bir durum var ortada... Prof. Dr. Adem Sözüer ve daha birçok hukukçu aylardır konuyu anlatmaya çalışıyor ama maalesef hukuksuzluk devam ediyor.
Bu kaos hem adalet anlayışını zedeliyor, hem de apaçık bir ihlal niteliği taşıyor. Üç aydır haksız yere cezaevlerinde tutulan insanlar, bu durumu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine taşıdıklarında kesinlikle lehe bir karar çıkacak ve yüklü tazminatlar gündeme gelecektir. Zira Sakarya Ağır Ceza Mahkemesinin aynı konuda verdiği emsal kararlar var. Bu kararlar diğer mahkemeleri bağlayıcı olmasa da ceza hukukunun uygulanmasında yeknesaklık zedelenmiş ve kanun önünde eşitlik ilkesi bozulmuştur. Böyle bir netice, Meclisi ve hükumeti zor durumda bırakacağı gibi, uluslararası hukuk çevrelerinde ve kamuoyu nezdinde yargı organlarının saygınlığını da zedeleyici sonuçlar doğurabilecektir. Meclisin ve hükumetin bir an önce bu çarpık duruma el koyması ve hukuksuzluğu sona erdirmesi gerekiyor.
Yeni yasada adli para cezası ve dolayısıyla hapis cezası devam edecek olsa da, çıkacak kanuna eklenecek bir geçici madde ile, 1 Ocak 2009 tarihi ile kanunun çıktığı tarihe kadar oluşmuş bulunan yasal boşluk sebebiyle cezasız kalmış olan karşılıksız çek suçundan dolayı verilen cezaların kaldırılması sağlanabilir. Böylece hem yargının tereddütleri izale edilmiş olur, bozulan yeknesaklık ve eşitlik ilkesi de nispeten telafi edilebilir.
Ortada kamu vicdanını rahatsız eden, toplumsal barışı zedeleyen ve adalet duygusunu inciten çok vahim bir tablo vardır ve süratle çözüm beklenmektedir.
Sessiz sedasız onbinlerce insan ve aile, Yüce Meclisten hukuk devleti esasına uygun bir çözüm beklemektedir.
HUKUKİ DURUMUN ÖZETİ
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 5 inci maddesi “Özel kanunlarla ilişki” başlığını taşımaktadır. Bu maddeye göre, “Bu Kanun’un genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren özel kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır.” Bu kanunun yayınlanmasını müteakip 3167 sayılı Çek Yasasının da içinde bulunduğu “ceza içeren özel kanunlar”da gerekli değişiklik ve uyumların yapılabilmesi için 5nci maddenin uygulanması 31.12.2008 tarihine ertelenmiştir. Ancak 31.12.2008 tarihine kadar, diğer birçok özel kanunda değişiklik yapılmış olmasına rağmen Çek Kanununda gerekli değişiklikler yapılmadığından, artık 01.01.2009 tarihi itibariyle 3167 Sayılı Yasanın ceza içeren ve TCK Genel Hükümlerine aykırılık teşkil eden maddeleri zımnen yürürlükten kaldırılmış bulunmaktadır. Nitekim, 31.12.2008 tarihine dek, ceza hükmü getiren diğer özel kanunlardan olan 3167 Sayılı Çek Kanununun cezai hükümleri, TCK’nun genel hükümlerine aykırı olsa da uygulanabilmekteydi.
Aykırılıklar nerededir?
1. TCK m. 21 bakımından : 3167 SK. m. 16/1’de karşılıksız çek keşide etme suçu, “şekli suç” niteliğinde düzenlenmiştir. Ancak, TCK ’nın genel hükümleri (m. 21) uyarınca, bir suçun oluşumu kastın varlığına bağlıdır. Kast “doğrudan”(m. 21/1) veya “olası kast” (m. 21/2) olabilir. Bu nedenle, bir kişinin karşılıksız çek nedeniyle cezalandırılabilmesi için, bu kişinin çeki keşide ederken, çekin karşılıksız kalacağı kastıyla hareket etmiş olması gerekmektedir. Başka bir deyişle, bunu bilmeli ve istemelidir. Dolayısıyla, yapılan yargılamada, artık kastın varlığı mutlak olarak araştırılmalı ve bunun sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır. Şayet olayda kast yoksa TCK m. 21/2’ye göre, somut olayda karşılıksız çek keşide eden kişide “olası kast”ın varlığı da ayrıca değerlendirilerek, maddede öngörülen ceza indirimleri uygulanmalıdır. 5252 Sayılı Kanunun kabulü ve uygulanması ile, hukukumuzda bugüne kadar zaten tartışmalı olan “objektif sorumluluk” esası terkedilmiş ve “kusursuz ceza olmaz” esası tamamen geçerli kılınmıştır. Şu halde, karşılıksız çek suçlarında, 1.1.2009 tarihine kadar “objektif sorumluluk” esasına göre verilmiş olan cezalar geçerliliğini yitirmiş bulunmaktadır. Artık suçun manevi unsuru olarak “kast” aranmalıdır. Aksi bir uygulama “kanunsuz suç ve ceza olamaz” esasına açık bir aykırılık teşkil edecektir.
2. TCK m. 52 bakımından Çek Kanunu’na göre, karşılıksız çek keşide etme suçunun cezası, çek bedeli tutarı kadar “adli para cezası” olarak belirlenmekteydi. Ancak, 1.1.2009 tarihinden itibaren TCK’nın adli para cezalarına ilişkin 52. maddesi uygulama alanı bulacağından, ceza miktarının ve niteliğinin belirlenmesi değişmiş bulunmaktadır.
TCK 52. maddenin uygulanmaya başlaması ile Çek yasasındaki çek bedeline bağlı adli para cezası uygulaması son bulmuştur. Adli para cezasının miktarının tespiti artık, sadece gün/para esasına göre yapılabilecektir. 3167 Sayılı Çek Kanunu’nun uygulamasında, ceza, karşılıksız çıkan çek miktarına göre belirlenmekteyken, TCK’nın 52. maddesinin uygulanmasıyla, öncelikle tamgün hesabının yapılması ve bir güne karşılık gelen parasal miktarın belirlenmesi üzerine karar verilmesi gerekmektedir. TCK m. 61/8 hükmüne göre, adli para cezası, belirlenen sonuç gün ile kişinin bir gün karşılığı ödeyebileceği miktarın çarpılması suretiyle bulunacaktır. Bu itibarla, yargılama sonucunda verilecek adli para cezasının tayini usulü de tümden değişmektedir. Nitekim hazırlanan yeni Çek Kanunu tasarısında da "Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adlî para cezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adlî para cezası, çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamaz." Denilmek suretiyle adli para cezasının tayininde Yeni TCK’na uygun olarak gün/para sisteminin getirildiği görülmektedir.
Bu değerlendirmeler ışığı altında bugüne kadar 3167 Sayılı Kanuna göre verilen çek cezaları, 01.01.2009 tarihinde yürürlüğe girmiş bulunan TCK 5nci maddesi uyarınca , aynı kanunun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırılık teşkil etmektedir ve sanık/hükümlü lehine olan yeni hükümler uygulanarak bugüne kadar verilmiş olan cezaların infazı durdrulmalıdır.
Uygulanamayacağı yasa ile düzenlenen, bu nedenle yasal olarak yok hükmünde olan bir kurala göre ceza vermek, gerek Anayasa'da yapılan temel haklar ile ilgili düzenlemelere, temel hak ve özgürlükleri içeren Uluslararası Sözleşme hükümlerine ve gerekse Türk Ceza Kanunun 2. maddesinde düzenlenen kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz, kanunlarda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz kuralına da aykırıdır.
BU AŞAGILIK YAZILARA MÜSADEE ETMEYECEGİMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMM...........................................................................KARŞILIKSIZ ÇEKE HAPİS İNSANLIK ONURUNA AYKIRI İSE BU YAZILAR İNSANLIK ONURUNAAA UYGUNMUUUU?????
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:.
Konu ile ilgili yasal durum incelendiğinde;.
1-3167 Sayılı Yasanın 16. maddesinde :.
(1) Üzerinde yazılı keşide tarihinden önce veya ibraz süresi içinde 4 üncü madde uyarınca ibraz edildiğinde, yeterli karşılığı bulunmaması nedeniyle kısmen de olsa ödenmeyen çeki keşide eden hesap sahipleri veya yetkili temsilcileri, kanunların ayrıca suç saydığı haller saklı kalmak üzere, çek bedeli tutarı kadar ağır para cezasıyla cezalandırılırlar. Ancak verilecek para cezası seksenmilyar liradan fazla olamaz. Bu miktar, 01/03/1926 tarihli ve 765 sayılı Türk Ceza Kanununun ek 2 nci maddesine göre her yıl artırılır. Bu suçtan mükerrirlere, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir..
2 – 5237 Sayılı TCK nun 2/1-3 madde ve fıkralarında ; (1) “Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz.”.
(3) Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz. 3- 5237 Sayılı TCK nun 5/1 madde ve fıkralarında :.
“Bu Kanunun genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır. “.
4-5237 Sayılı TCK nun 52/1-2-3 Madde ve fıkralarında; (1) Adlî para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hâllerde yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir..
(2) En az yirmi ve en fazla yüz Türk Lirası olan bir gün karşılığı adlî para cezasının miktarı, kişinin ekonomik ve diğer şahsî hâlleri göz önünde bulundurularak takdir edilir. (3) Kararda, adlî para cezasının belirlenmesinde esas alınan tam gün sayısı ile bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ayrı ayrı gösterilir. “.
5-5252 Sayılı Yasanın 5349 Sayılı Yasanın 6. Maddesi ile değişik Geçici 1. Maddesinde: (1) Diğer kanunların, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31 Aralık 2008 tarihine kadar uygulanır..
6-5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 madde ve fıkrasında:.
(1) Mahkûmiyet hükmünün yorumunda veya çektirilecek cezanın hesabında duraksama olursa, cezanın kısmen veya tamamen yerine getirilip getirilemeyeceği ileri sürülür ya da sonradan yürürlüğe giren kanun, hükümlünün lehinde olursa, duraksamanın giderilmesi veya yerine getirilecek cezanın belirlenmesi için hükmü veren mahkemeden karar istenir. (3) Yukarıdaki fıkralar uyarınca yapılan başvurular cezanın infazını ertelemez. Ancak, mahkeme olayın özelliğine göre infazın ertelenmesine veya durdurulmasına karar verebilir. 7- 5275 Sayılı Yasanın 101/1-3 Madde ve fıkrasında:.
(1) Cezanın infazı sırasında, 98 ilâ 100 üncü maddeler gereğince mahkemeden alınması gereken kararlar duruşma yapılmaksızın verilir. Karar verilmeden önce Cumhuriyet savcısı ve hükümlünün görüşlerini yazılı olarak bildirmeleri istenebilir..
(3)Bölge adliye mahkemesi veya Yargıtaydan başka mahkemeler tarafından verilmiş olan bu kararlara karşı itiraz yoluna gidilebilir.” hükümleri bulunmaktadır..
Ayrıca TBMM tarafından 5728 Sayılı Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlar ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile düzenleme yapıldığı ve bu kanunun yürürlükte olduğu ancak yapılan bu düzenlemeler içerisinde 3167 Sayılı Yasanın 16. Maddesi ile ilgili bir düzenlemenin bulunmadığı da ortadadır..
Kararına itiraz edilen mahkemenin itiraz edilen kararında; 5252 Sayılı Kanunun geçici 1. Maddesinde 5560 Sayılı Kanunla yapılan değişiklik üzerine belirlenen 31.12.2008 gününe değin, diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümlerinin düzeltilmesinin öngörüldüğü halde bu kapsamdan olarak yasa koyucu tarafından 5728 Sayılı “Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”u va’zettiği, dolayısıyla da uyumlaştırılması murat olunan diğer kanunların bu kapsamda yeniden düzenlenildiği., ancak bu çerçevede 3167 Sayılı Kanun hükümlerinin ayrık tutulduğu, bunun ise tamamen mevzuatın “Özel” niteliğinden kaynaklandığı, hal böyle olunca da Yargıtay Yüksek Dairesi’nin pek çok uygulamalarında da “özel yasa ” niteliğinden dolayı pek çok uygulanabilir (önödeme-uzlaşma…gibi) hukuk müessesesinden ayrık değerlendirildiği nazara alındığında, ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil eden çeklerden dolayı tayin olunacak ceza hükmünde de “çek bedeli kadar adli para cezası” olmasında hukuken aykırı bir durum görülmediğinden” sanık vekilinin talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır..
Yürürlükte olan yasal durum incelendiğinde; TCK nun 5/1 maddesinde bu kanunun genel hükümlerinin özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanacağı belirtilerek ceza hukukunda yeknesaklık sağlanmak istenmiştir. Bu amaçla 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesine; diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemesine aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31.12.2008 tarihine kadar uygulanır hükmü konulmuş ve bu süre yeniden uzatılmamıştır..
Yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. Madde hükmünü dikkate alarak ” Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” adı altında 580 maddeden oluşan 5728 Sayılı Yasayı çıkartmış ve bu yasa yürürlüğe girmiştir..
Buradan da anlaşıldığı üzere yasa koyucunun amacı TCK nun genel hükümlerinin bütün özel yasalarda ve ceza hükmü içeren yasalarda uygulanmasını sağlamaktır. 5237 Sayılı TCK nun 52. maddesi dikkate alındığında adli para cezasının tanımının yapıldığı görülmektedir. Buna göre adli para cezası , beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmadığı hallerde 730 günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması sureti ile hesaplanan meblağın hükümlü tarafından devlet hazinesine ödenmesinden ibarettir.
Bu maddenin 1. fıkrasında bulunan “kanunda aksine hüküm bulunmayan haller” tanımının adli para cezası gün sayısının bu genel düzenlemeye aykırı olarak 730 günün altında veya üstünde düzenlenecebileceği ve bu düzenlemenin de geçerli olduğu anlamındadır. Buradan da anlaşıldığı üzere TCK genel hükümlerinde gün adli para cezası sistemi benimsenmiştir. 3167 Sayılı yasanın 16. maddesi değerlendirildiğinde; “….. çek bedeli tutarı kadar ağır para cezası (adli para cezası) ile cezalandırılırlar . Ancak verilecek para cezası 80 milyar liradan fazla olamaz. ” hükmünün bulunduğu, bu düzenlemenin gün para cezası içermemesi nedeni ile TCK nun 52/1 maddesine uygun olmadığı ortadadır..
Yasa koyucunun 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesinde sözünü ettiği diğer kanunlar içerisinde 3167 Sayılı Yasanın da olduğu hususunda tereddüt yoktur. Buna göre 3167 Sayılı Yasada bulunan ve 5237 Sayılı TCK nun 1.Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümler 31.12.2008 tarihine kadar uygulanabilecektir. Bu düzenlemenin mevhumu muhalifinden 3167 Sayılı (özel) Kanunun TCK nun 1. kitabının 52. maddesinde düzenlenen gün para sistemine aykırı olan ceza kuralının 31.12.2008 tarihinden sonra uygulanmayacağı 5252 Sayıl Yasanın geçici 1. Maddesinin emredici hükmüdür. Kaldı ki yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesini dikkate alarak 5728 Sayılı Yasa ile özel yasalarda ayrıntılı düzenlemeler yapmasına rağmen 3167 Sayılı Yasada herhangi bir düzenleme yapmamıştır..
Ayrıca Adalet Bakanlığı’nın http://www.kgm.adalet.gov.tr/basbakanlik/cekkanunu.pdf adresinde bulunan ve Çek Kanunu Tasarısı Taslağı olarak Başbakanlığa gönderilen metnin 5/1 madde ve fıkrasında “Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adlî paracezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adlî para cezası, çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamaz.” düzenlemesinin bulunduğu, bu düzenleme dikkate alındığında yasama organının büyük çoğunluğunu oluşturan yürütmeyi (hükümeti ) temsilen Adalet Bakanlığının da itirazı reddeden mahkeme ve red kararında belirtilen Yargıtay Dairesinin inancına aykırı olarak çek kanununda verilecek adli para cezasının gün para sistemine uygun olması gerektiğini öngördüğü, bu durum karşısında subjektif değerlendirme niteliğinde olan “çekin ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil etmesi” bu nedenle 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesindeki düzenlemenin değiştirilmediği yani ayrık tutulduğu (temel düzenlemeden istisna edildiği) yönündeki değerlendirmenin mevcut yasal durum karşısında yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır..
Yasa koyucunun atlama yaptığı, bir konuyu unuttuğu kabul edilemeyeceğine ve yukarıda da değinildiği gibi bu konuda değişiklik yapmak için Başbakanlığa kanun tasarısı taslağıda sevk edildiğine göre yürütmenin, (hükümetin ) ve yasa koyucunun (TBMM’nin) muradının 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesi ile düzenlenen ceza kuralının ortadan kalkması ve yeni yasal düzenleme yapılana kadar bu ceza hükmünün uygulanamaz olmasını sağlamak olduğu kabul edilmelidir. Çünkü ceza kuralları uygulanmak amacı ile konulur. Uygulanamayan bir ceza kuralı kaldırılmış demektir. Uygulanamayacağı yasa ile düzenlenen, bu nedenle yasal olarak kaldırılma dışında yok hükmünde olan bir kurala göre ceza vermek gerek Anayasa’da yapılan temel haklar ile ilgili düzenlemelere, temel hak ve özgürlükleri içeren Uluslararası Sözleşme hükümlerine ve gerekse Türk Ceza Kanunun 2. maddesinde düzenlenen kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz, kanunlarda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz kuralına da aykırıdır..
Bu yasal durum karşısında hükümlünün, 31.12.2008 tarihinden itibaren zımni olarak yürürlükten kaldırılan ve yerine yeni hüküm konulmaması nedeni ile cezasız bırakılan karşılıksız çek keşide etmek eyleminden dolayı cezalandırıldığı, hükümlü müdafiinin yaptığı itirazın hukuka uygun olmayan mülahazalarla red edildiği, itirazın yasal ve yerinde olduğu anlaşılmakla, 5275 Sayılı Yasanın 101/3 madde ve fıkrasının verdiği yetkiye dayanarak ve hükümlünün telafisi mümkün olmayan zararlara uğramasını engellemek amacı ile 5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 maddesi gereğince mahkumiyet hükmünün yorumunda ve çektirilecek cezanın hesabında açıklanan nedenlerle duraksama olduğundan 3167 Sayılı Yasada yeni bir düzenleme yapılana ya da 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesinin açıkça yürürlükten kaldırılması anına kadar infazın ertelenmesine, yasa koyucunun yeni bir düzenleme yapması halinde hükümlünün durumunun yeniden mahkemesince ele alınarak değerlendirilmesi için itirazın kabülü ile hükümlüye Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 31.07.2007 tarih ve 2007/299 esas 2007/590 karar sayılı ilamı ile verilen adli para cezasının infazının durdurulmasına karar vermek gerekmiştir..
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;.
1-Hükümlü H.S.S. müdafiinin yapmış olduğu İTİRAZIN KABÜLÜNE, 2-Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 04.02.2009 tarih ve 2007/299 esas 2007/590 karar sayılı EK KARARININ KALDIRILMASINA.
3-Sanık hakkında Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 31.07.2007 tarih ve 2007/299 esas 2007/590 karar sayılı ilamı ile verilen 26000TL adli para cezasının İNFAZININ DURDURULMASINA,.
4-Kararın bir örneğinin gereğinin yerine getirilmesi için Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine,.
Dosyanın Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesine iadesine, Karardan bir örneğin hükümlü vekiline TEBLİĞİNE ,.
Dair; 5275 Sayılı Yasanın 101/3 ve CMK nun 271/4 madde ve fıkrası gereğince incelenen dosya üzerinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi..16.03.2009..
.
.
.
SARAYKÖY ASLİYE CEZA MAHKEMEİ DOSYA NO :2007/176 KARAR NO :2007/201
HAKİM : GÜLPERİ GÜNEŞ 32147 C.SAVCISI : HÜSEYİN HÜR 107696 KATİP : MURAT AYRAL 97009
SANIK : A. G. K. SUÇ : KARŞILIKSIZ ÇEK KEŞİDE ETME SUÇ TARIHİ : 19/02/2007 ASIL KARAR TARİHİ : 25/09/2007 EK KARAR TARİHİ : 28/01/2009
HÜKÜMLÜ AHMET GÜRKAN ………KAN IN 21/01/2009 ARİHLİ İNFAZIN DURDURULMASINA İLİKİN DİLEKÇESİ C. SAVCISININ YAZILI GÖRÜŞÜ ALINARAKİNCELENDİ.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLÜ:
HÜKÜMLÜ AHMET GÜRKAN …..KAN HAKKINDA MAHKEMEMİZİN 25/09/2009 TARİH 2007/176-201 ESAS E KARAR SAYILI KARARI İLE KARŞILIKSIZ ÇEK KEŞİDE ETMEK SUÇUNDAN DAYI 60.000 TL ADLİ PARA CEZASI İL CEZALANDIRILMASIA KARAR VERİLDİĞİ, KARARIN 20/11/2007 TARİHİNDE KESİNLEŞEREK İNFAZA VERİLDİĞİ HÜKÜMLÜĞÜN ADLİ PARA CEZASNI ÖDEMEMESİ ÜZERİNE SARAYKÖY C.BAŞSAVCILIĞININ 29/01/2008 GÜNLÜ KARARI İLE HÜKÜMLÜYE VERİE ADLİ PARA CEZASININ 600 GÜN HAPİS CEZASINA ÇEVRİLDİĞİ VE 28/02/2008 TARİHİNDE İNFAZA BAŞLANDIĞI HÜKÜMLÜNÜN HALEN B CEZASINI İNFAZ TTİĞİ 5252 SAYILI ÜÇK NIN YÜÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDAKİ KANUNUN GEÇİCİ 1.MADDESİDE BELİRTİLEN DİĞEN KANUNLARIN TCK NIN GEEL HÜKÜMLERİNE AKRI OLAN MADDELERİNİN UYGULANMASINA DEVAM EDİLECEĞİNE İLİŞKİN HÜKMÜN 31/12/2008 TARİHİ İTİBARİYLE YÜRÜRÜKTE KALKTIĞI YASA KOYUCU TARAFINDAN 5728 SAYILI YASA İLE BİR ÇOK ÖZEL YASDAKİ CEZA HÜKÜMLERİ 5237 SAYILI YASAYA UYGUN HALE GETİRİLMESİNE RAĞMEN 3167 SAYILI YASA YÖNÜNDEN 31/12/2008 TARİHİNE KADAR HER HANGİ BİR DÜZENLEME YAPILMADIĞI 5252 SAYILI TCK NIN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KARARIN MADDESİ 5237 SAYILI TCK 45/1 52/1 MADELERİ İLE BİRLİKTE DEĞERLENDİRLDİĞİNDE BU GENEL URALIN BÜTÜN ÖZEL YASALARI BAĞLAYACĞI ÖZEL YASALARDAKİ AYKIRI HÜKÜMLRİN 31/12/2008 TARİHİNE KADAR UYGUNABİLECEĞİ BU TARİHE KADAR ÖZEL YASALARIN 5257 SAYILI TCK NIN GEEL KÜMLERİNE UYARLANMASININ ZORUNLU BULUNDUĞU ANCA 3167 SAYILI YASA AÇISINDAN HALEN BU UYARLAMANIN YAPILMAMIQŞ OLDUĞU ANLAŞILMAKLA HÜKÜMLÜNÜN MAĞDURİYETNE NEDE ALMAMAK AÇISINDAN 527 SAYILI ASANIN 98. MADDESİ UYARINCA İNFAZIN DURDURULMASINA KARAR VERMEKGEREKMİŞTİR. HÜKÜM YUKARIDA AÇIKLANAN NEDENLERLE
HÜKÜMLÜ AHMET GÜRKAN ……KAN HAKKINDA MAHKEMEMİZİN 25/09/207 TARİH 2007/176-201 ESAS VE KARAR SAYILI İLAMI İLE VERİLEN 60.000 TL ADLİ PARA CEZASINA İLİŞKİN İNFAZIN DURDURULMASINA.
HÜKÜMLÜNÜN BAŞKA BİR SUÇTAN TUTUKLU VEY HÜKÜMLÜ ULUNMAASI HALİNDE SALIVERİLMESİNE
KARARIN C.SAVCILIĞI ARACILIĞIYLA HÜKÜMLÜYE TEBLİĞİ DAİR, DOSYA ÜZERİNDEYAPILAN İNCELEMESONUCUNDA İSTEME UYGUN V TEBLİĞ TARİHİNDEN İTAREN 7 GÜN İÇİNDE DENİZLİ NBETÇİ AĞIR CEZA MAHKEMESİNE İTİRAZ YOLU AÇIK OLMAK ÜZERERKARAR VERİLDİ
Sakarya Ağır Ceza Mahkemesi, Karşılıksız Çek Beraat Kararı
BAŞKAN : ABDÜLKADİR YAVUZ ÜYE : BURHANETTİN ESENKAR ÜYE : CEVDET BAK
KATİP : BEHİYE AYDINHükümlü A.B. vekili Av. Levent S. tarafından Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.03.2009 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı ek kararı ile hükümlü vekilinin talebinin reddine ve mahkemelerinin 28.5.2008 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı ilamının değiştirilmesine ve infazın durdurulmasına yer olmadığına ve infazın devamına dair kararına dosya içeriğine göre süresi içerisinde; müvekkilinin 3167 Sayılı Kanuna Muhalefet nedeni ile para cezasına mahkum edildiği, 5275 Sayılı Yasanın 98. maddesi uyarınca yaptıkları başvurunun reddedildiği, bu kararın 5237 Sayılı TCK nun 5, 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesi, 3167 Sayılı Yasanın 16. maddesi ayrıca TCK 20.43.52,53,60,61 maddelerinde yer alan düzenlemelere aykırı olduğu, 31.11.2008 tarihi itibari ile karşılıksız çek keşide etmek eyleminin suç olmaktan çıktığı, böylece suçta ve cezada kanunilik ilkesi uyarınca hükümlü hakkında verilen cezanın yasal dayanağının kalmadığı iddiası ile Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından 24.03.2009 tarihinde infazın devamına ilişkin ek kararın itiraz incelemesi ile kaldırılmasını ve hakkında tayin edilen cezanın bütün sonuçları ile ortadan kaldırılmasını ve tahliyesini istemiştir.
İddia makamının mütalaası alındı, dosya incelendi
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Konu ile ilgili yasal durum incelendiğinde;
1-3167 Sayılı Yasanın 16. maddesinde : (1) Üzerinde yazılı keşide tarihinden önce veya ibraz süresi içinde 4 üncü madde uyarınca ibraz edildiğinde, yeterli karşılığı bulunmaması nedeniyle kısmen de olsa ödenmeyen çeki keşide eden hesap sahipleri veya yetkili temsilcileri, kanunların ayrıca suç saydığı haller saklı kalmak üzere, çek bedeli tutarı kadar ağır para cezasıyla cezalandırılırlar. Ancak verilecek para cezası seksenmilyar liradan fazla olamaz. Bu miktar, 01/03/1926 tarihli ve 765 sayılı Türk Ceza Kanununun ek 2 nci maddesine göre her yıl artırılır. Bu suçtan mükerrirlere, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.
2 – 5237 Sayılı TCK nun 2/1-3 madde ve fıkralarında ; (1) “Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz.”
(3) Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz.
3- 5237 Sayılı TCK nun 5/1 madde ve fıkralarında : “Bu Kanunun genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır. “
4-5237 Sayılı TCK nun 52/1-2-3 Madde ve fıkralarında; (1) Adlî para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hâllerde yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir.
(2) En az yirmi ve en fazla yüz Türk Lirası olan bir gün karşılığı adlî para cezasının miktarı, kişinin ekonomik ve diğer şahsî hâlleri göz önünde bulundurularak takdir edilir. (3) Kararda, adlî para cezasının belirlenmesinde esas alınan tam gün sayısı ile bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ayrı ayrı gösterilir. “
5-5252 Sayılı Yasanın 5349 Sayılı Yasanın 6. Maddesi ile değişik Geçici 1. Maddesinde: (1) Diğer kanunların, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31 Aralık 2008 tarihine kadar uygulanır.
6-5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 madde ve fıkrasında: (1) Mahkûmiyet hükmünün yorumunda veya çektirilecek cezanın hesabında duraksama olursa, cezanın kısmen veya tamamen yerine getirilip getirilemeyeceği ileri sürülür ya da sonradan yürürlüğe giren kanun, hükümlünün lehinde olursa, duraksamanın giderilmesi veya yerine getirilecek cezanın belirlenmesi için hükmü veren mahkemeden karar istenir. (3) Yukarıdaki fıkralar uyarınca yapılan başvurular cezanın infazını ertelemez. Ancak, mahkeme olayın özelliğine göre infazın ertelenmesine veya durdurulmasına karar verebilir.
7- 5275 Sayılı Yasanın 101/1-3 Madde ve fıkrasında: (1) Cezanın infazı sırasında, 98 ilâ 100 üncü maddeler gereğince mahkemeden alınması gereken kararlar duruşma yapılmaksızın verilir. Karar verilmeden önce Cumhuriyet savcısı ve hükümlünün görüşlerini yazılı olarak bildirmeleri istenebilir. “http://karsiliksizcek.wordpress.com/”
(3)Bölge adliye mahkemesi veya Yargıtaydan başka mahkemeler tarafından verilmiş olan bu kararlara karşı itiraz yoluna gidilebilir.” hükümleri bulunmaktadır.
Ayrıca TBMM tarafından 5728 Sayılı Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlar ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile düzenleme yapıldığı ve bu kanunun yürürlükte olduğu ancak yapılan bu düzenlemeler içerisinde 3167 Sayılı Yasanın 16. Maddesi ile ilgili bir düzenlemenin bulunmadığı da ortadadır.
Kararına itiraz edilen mahkemenin itiraz edilen kararında; 5252 Sayılı Kanunun geçici 1. Maddesinde 5560 Sayılı Kanunla yapılan değişiklik üzerine belirlenen 31.12.2008 gününe değin, diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümlerinin düzeltilmesinin öngörüldüğü halde bu kapsamdan olarak yasa koyucu tarafından 5728 Sayılı “Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”u va’zettiği, dolayısıyla da uyumlaştırılması murat olunan diğer kanunların bu kapsamda yeniden düzenlenildiği., ancak bu çerçevede 3167 Sayılı Kanun hükümlerinin ayrık tutulduğu, bunun ise tamamen mevzuatın “Özel” niteliğinden kaynaklandığı, hal böyle olunca da Yargıtay Yüksek Dairesi’nin pek çok uygulamalarında da “özel yasa ” niteliğinden dolayı pek çok uygulanabilir (önödeme-uzlaşma…gibi) hukuk müessesesinden ayrık değerlendirildiği nazara alındığında, ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil eden çeklerden dolayı tayin olunacak ceza hükmünde de “çek bedeli kadar adli para cezası” olmasında hukuken aykırı bir durum görülmediğinden” sanık vekilinin talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Yürürlükte olan yasal durum incelendiğinde; TCK nun 5/1 maddesinde bu kanunun genel hükümlerinin özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanacağı belirtilerek ceza hukukunda yeknesaklık sağlanmak istenmiştir.
Bu amaçla 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesine; diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemesine aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31.12.2008 tarihine kadar uygulanır hükmü konulmuş ve bu süre yeniden uzatılmamıştır.
Yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. Madde hükmünü dikkate alarak ” Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” adı altında 580 maddeden oluşan 5728 Sayılı Yasayı çıkartmış ve bu yasa yürürlüğe girmiştir.
Buradan da anlaşıldığı üzere yasa koyucunun amacı TCK nun genel hükümlerinin bütün özel yasalarda ve ceza hükmü içeren yasalarda uygulanmasını sağlamaktır.
5237 Sayılı TCK nun 52. maddesi dikkate alındığında adli para cezasının tanımının yapıldığı görülmektedir. Buna göre adli para cezası , beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmadığı hallerde 730 günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması sureti ile hesaplanan meblağın hükümlü tarafından devlet hazinesine ödenmesinden ibarettir
Bu maddenin 1. fıkrasında bulunan “kanunda aksine hüküm bulunmayan haller” tanımının adli para cezası gün sayısının bu genel düzenlemeye aykırı olarak 730 günün altında veya üstünde düzenlenebileceği ve bu düzenlemenin de geçerli olduğu anlamındadır. Buradan da anlaşıldığı üzere TCK genel hükümlerinde gün adli para cezası sistemi benimsenmiştir. 3167 Sayılı yasanın 16. maddesi değerlendirildiğinde; “….. çek bedeli tutarı kadar ağır para cezası (adli para cezası) ile cezalandırılırlar . Ancak verilecek para cezası 80 milyar liradan fazla olamaz. ” hükmünün bulunduğu, bu düzenlemenin gün para cezası içermemesi nedeni ile TCK nun 52/1 maddesine uygun olmadığı ortadadır.
Yasa koyucunun 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesinde sözünü ettiği diğer kanunlar içerisinde 3167 Sayılı Yasanın da olduğu hususunda tereddüt yoktur. Buna göre 3167 Sayılı Yasada bulunan ve 5237 Sayılı TCK nun 1.Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümler 31.12.2008 tarihine kadar uygulanabilecektir. Bu düzenlemenin mevhumu muhalifinden 3167 Sayılı (özel) Kanunun TCK nun 1. kitabının 52. maddesinde düzenlenen gün para sistemine aykırı olan ceza kuralının 31.12.2008 tarihinden sonra uygulanmayacağı 5252 Sayıl Yasanın geçici 1. Maddesinin emredici hükmüdür. Kaldı ki yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesini dikkate alarak 5728 Sayılı Yasa ile özel yasalarda ayrıntılı düzenlemeler yapmasına rağmen 3167 Sayılı Yasada herhangi bir düzenleme yapmamıştır.
Ayrıca Adalet Bakanlığı’nın http://www.kgm.adalet.gov.tr/basbakanlik/cekkanunu.pdf adresinde bulunan ve Çek Kanunu Tasarısı Taslağı olarak Başbakanlığa gönderilen metnin 5/1 madde ve fıkrasında “Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adlî paracezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adlî para cezası, çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamaz.” düzenlemesinin bulunduğu, bu düzenleme dikkate alındığında yasama organının büyük çoğunluğunu oluşturan yürütmeyi (hükümeti ) temsilen Adalet Bakanlığının da itirazı reddeden mahkeme ve red kararında belirtilen Yargıtay Dairesinin inancına aykırı olarak çek kanununda verilecek adli para cezasının gün para sistemine uygun olması gerektiğini öngördüğü, bu durum karşısında subjektif değerlendirme niteliğinde olan “çekin ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil etmesi” bu nedenle 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesindeki düzenlemenin değiştirilmediği yani ayrık tutulduğu (temel düzenlemeden istisna edildiği) yönündeki değerlendirmenin mevcut yasal durum karşısında yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
Yasa koyucunun atlama yaptığı, bir konuyu unuttuğu kabul edilemeyeceğine ve yukarıda da değinildiği gibi bu konuda değişiklik yapmak için Başbakanlığa kanun tasarısı taslağıda sevk edildiğine göre yürütmenin, (hükümetin ) ve yasa koyucunun (TBMM’nin) muradının 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesi ile düzenlenen ceza kuralının ortadan kalkması ve yeni yasal düzenleme yapılana kadar bu ceza hükmünün uygulanamaz olmasını sağlamak olduğu kabul edilmelidir. Çünkü ceza kuralları uygulanmak amacı ile konulur. Uygulanamayan bir ceza kuralı kaldırılmış demektir. Uygulanamayacağı yasa ile düzenlenen, bu nedenle yasal olarak kaldırılma dışında yok hükmünde olan bir kurala göre ceza vermek gerek Anayasa’da yapılan temel haklar ile ilgili düzenlemelere, temel hak ve özgürlükleri içeren Uluslararası Sözleşme hükümlerine ve gerekse Türk Ceza Kanunun 2. maddesinde düzenlenen kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz, kanunlarda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz kuralına da aykırıdır.
Bu yasal durum karşısında hükümlünün, 31.12.2008 tarihinden itibaren zımni olarak yürürlükten kaldırılan ve yerine yeni hüküm konulmaması nedeni ile cezasız bırakılan karşılıksız çek keşide etmek eyleminden dolayı cezalandırıldığı, hükümlü müdafiinin yaptığı itirazın hukuka uygun olmayan mülahazalarla red edildiği, itirazın yasal ve yerinde olduğu anlaşılmakla, 5275 Sayılı Yasanın 101/3 madde ve fıkrasının verdiği yetkiye dayanarak ve hükümlünün telafisi mümkün olmayan zararlara uğramasını engellemek amacı ile 5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 maddesi gereğince mahkumiyet hükmünün yorumunda ve çektirilecek cezanın hesabında açıklanan nedenlerle duraksama olduğundan 3167 Sayılı Yasada yeni bir düzenleme yapılana ya da 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesinin açıkça yürürlükten kaldırılması anına kadar infazın ertelenmesine, yasa koyucunun yeni bir düzenleme yapması halinde hükümlünün durumunun yeniden mahkemesince ele alınarak değerlendirilmesi için itirazın kabülü ile hükümlüye Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 08.05.2008 tarih ve 2008/202 esas, 2008/323 karar sayılı ilamı ile verilen adli para cezasının infazının durdurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Hükümlü Abdullah Bekir vekilinin yapmış olduğu İTİRAZIN KABÜLÜNE, 2-Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.03.2009 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı EK KARARININ KALDIRILMASINA
3-Sanık hakkında Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 8.5.2008 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı ilamı ile verilen 4158 .- TL, adli para cezasının İNFAZININ DURDURULMASINA,
4-Kararın bir örneğinin gereğinin yerine getirilmesi için Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine,
Dosyanın Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesine iadesine, Karardan bir örneğin hükümlü vekiline TEBLİĞİNE , Dair; 5275 Sayılı Yasanın 101/3 ve CMK nun 271/4 madde ve fıkrası gereğince incelenen dosya üzerinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.27.03.2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/7 Geliş Tarihi: 05/01/2009 Mahkemesi: Köyceğiz Sulh Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2008/82 Mahkeme Karar No: 2008/141 Mahkeme Karar Tarihi: 15/05/2008
Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme
DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/133 Karar BOZMA Karar Tarihi 19/01/2009 Kapatma Tarihi 03/02/2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/9 Geliş Tarihi: 05/01/2009
Mahkemesi: Tarsus Ağır Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2008/903 Mahkeme Karar No: 2008/903 Mahkeme Karar Tarihi: 14/07/2008
Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/135 Karar BOZMA Karar Tarihi 19/01/2009 Kapatma Tarihi 03/02/2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/14 Geliş Tarihi: 12/01/2009
Mahkemesi: Korkuteli Asliye Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2005/153
Mahkeme Karar No: 2006/97 Mahkeme Karar Tarihi: 10/03/2006
Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/784 Karar BOZMA Karar Tarihi 26/01/2009 Kapatma Tarihi 12/02/2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/18 Geliş Tarihi: 12/01/2009
Mahkemesi: Malatya 4. Asliye Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2006/291
Mahkeme Karar No: 2007/539 Mahkeme Karar Tarihi: 17/07/2007 Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/787 Karar BOZMA Karar Tarihi 26/01/2009 Kapatma Tarihi 03/02/2009
SAYIN MİLLETVEKİLLERİM
Sayın
Milletvekilim
Karşılıksız çekten dolayı hapis cezası , kanayan bir yaradır ve Türk Hukuk Sistemi açısından bir yüz karasıdır! Kişi hak ve hürriyetlerine ve esasen mevcut Anayasamıza da aykırı olan bu uygulama 1 Ocak 2009 tarihi itibariyle yeni bir boyut kazanmıştır:
Konu ile ilgili mevcut hukuki durum aşağıda sadece iki ana husus bakımından özetlenmiştir. Uygulama yasasında verilen süre 31 Aralık 2008'de dolmuş ve bu tarihten itibaren karşılıksız çek suçları fiilen cezasız kalmıştır. Eğer hukuk devletiysek, bu suçtan dolayı, yeni bir yasal düzenleme yapılana kadar hiçbir mahkeme ceza veremez ve önceden verilmiş olan cezalar da hukuken yok hükmündedir.
Ne var ki yargı tereddüttedir ve 3 aydır çelişkili kararlar verilmektedir. Bazı mahkemeler ceza vermeye devam ederken kendisinden bir çözüm beklenen YARGITAY, bugüne kadar yerel mahkemelere emsal oluşturacak bir karar da vermemiştir. Bazı illerdeki Asliye Ceza Mahkemeleri ve en önemlisi Sakarya 1. Ağır Ceza Mahkemesi ise, cezaların infazını durdurmuş ve hükümlüler tahliye edilmeye başlanmıştır. Diğer taraftan karşılıksız çekten dolayı ceza almış olan binlerce kişi ise kanunsuz bir şekilde 3 ayı aşkın süredir cezaevlerinde tutulmaktadır.
Ekonomik suçtan dolayı hürriyeti bağlayıcı ceza verilmesinin gayri insani olduğu, mevcut düzenlemenin anayasaya aykırı olduğu konuları bir tarafa, ortada apaçık bir hukuksuzluk ve kaos vardır! Teknik bir konu değil, akl-ı selim sahibi herkesin kolayca anlayabileceği basit bir durum var ortada... Prof. Dr. Adem Sözüer ve daha birçok hukukçu aylardır konuyu anlatmaya çalışıyor ama maalesef hukuksuzluk devam ediyor.
Bu kaos hem adalet anlayışını zedeliyor, hem de apaçık bir ihlal niteliği taşıyor. Üç aydır haksız yere cezaevlerinde tutulan insanlar, bu durumu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine taşıdıklarında kesinlikle lehe bir karar çıkacak ve yüklü tazminatlar gündeme gelecektir. Zira Sakarya Ağır Ceza Mahkemesinin aynı konuda verdiği emsal kararlar var. Bu kararlar diğer mahkemeleri bağlayıcı olmasa da ceza hukukunun uygulanmasında yeknesaklık zedelenmiş ve kanun önünde eşitlik ilkesi bozulmuştur. Böyle bir netice, Meclisi ve hükumeti zor durumda bırakacağı gibi, uluslararası hukuk çevrelerinde ve kamuoyu nezdinde yargı organlarının saygınlığını da zedeleyici sonuçlar doğurabilecektir. Meclisin ve hükumetin bir an önce bu çarpık duruma el koyması ve hukuksuzluğu sona erdirmesi gerekiyor.
Yeni yasada adli para cezası ve dolayısıyla hapis cezası devam edecek olsa da, çıkacak kanuna eklenecek bir geçici madde ile, 1 Ocak 2009 tarihi ile kanunun çıktığı tarihe kadar oluşmuş bulunan yasal boşluk sebebiyle cezasız kalmış olan karşılıksız çek suçundan dolayı verilen cezaların kaldırılması sağlanabilir. Böylece hem yargının tereddütleri izale edilmiş olur, bozulan yeknesaklık ve eşitlik ilkesi de nispeten telafi edilebilir.
Ortada kamu vicdanını rahatsız eden, toplumsal barışı zedeleyen ve adalet duygusunu inciten çok vahim bir tablo vardır ve süratle çözüm beklenmektedir.
Sessiz sedasız onbinlerce insan ve aile, Yüce Meclisten hukuk devleti esasına uygun bir çözüm beklemektedir.
HUKUKİ DURUMUN ÖZETİ
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 5 inci maddesi “Özel kanunlarla ilişki” başlığını taşımaktadır. Bu maddeye göre, “Bu Kanun’un genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren özel kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır.” Bu kanunun yayınlanmasını müteakip 3167 sayılı Çek Yasasının da içinde bulunduğu “ceza içeren özel kanunlar”da gerekli değişiklik ve uyumların yapılabilmesi için 5nci maddenin uygulanması 31.12.2008 tarihine ertelenmiştir. Ancak 31.12.2008 tarihine kadar, diğer birçok özel kanunda değişiklik yapılmış olmasına rağmen Çek Kanununda gerekli değişiklikler yapılmadığından, artık 01.01.2009 tarihi itibariyle 3167 Sayılı Yasanın ceza içeren ve TCK Genel Hükümlerine aykırılık teşkil eden maddeleri zımnen yürürlükten kaldırılmış bulunmaktadır. Nitekim, 31.12.2008 tarihine dek, ceza hükmü getiren diğer özel kanunlardan olan 3167 Sayılı Çek Kanununun cezai hükümleri, TCK’nun genel hükümlerine aykırı olsa da uygulanabilmekteydi.
Aykırılıklar nerededir?
1. TCK m. 21 bakımından : 3167 SK. m. 16/1’de karşılıksız çek keşide etme suçu, “şekli suç” niteliğinde düzenlenmiştir. Ancak, TCK ’nın genel hükümleri (m. 21) uyarınca, bir suçun oluşumu kastın varlığına bağlıdır. Kast “doğrudan”(m. 21/1) veya “olası kast” (m. 21/2) olabilir. Bu nedenle, bir kişinin karşılıksız çek nedeniyle cezalandırılabilmesi için, bu kişinin çeki keşide ederken, çekin karşılıksız kalacağı kastıyla hareket etmiş olması gerekmektedir. Başka bir deyişle, bunu bilmeli ve istemelidir. Dolayısıyla, yapılan yargılamada, artık kastın varlığı mutlak olarak araştırılmalı ve bunun sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır. Şayet olayda kast yoksa TCK m. 21/2’ye göre, somut olayda karşılıksız çek keşide eden kişide “olası kast”ın varlığı da ayrıca değerlendirilerek, maddede öngörülen ceza indirimleri uygulanmalıdır. 5252 Sayılı Kanunun kabulü ve uygulanması ile, hukukumuzda bugüne kadar zaten tartışmalı olan “objektif sorumluluk” esası terkedilmiş ve “kusursuz ceza olmaz” esası tamamen geçerli kılınmıştır. Şu halde, karşılıksız çek suçlarında, 1.1.2009 tarihine kadar “objektif sorumluluk” esasına göre verilmiş olan cezalar geçerliliğini yitirmiş bulunmaktadır. Artık suçun manevi unsuru olarak “kast” aranmalıdır. Aksi bir uygulama “kanunsuz suç ve ceza olamaz” esasına açık bir aykırılık teşkil edecektir.
2. TCK m. 52 bakımından Çek Kanunu’na göre, karşılıksız çek keşide etme suçunun cezası, çek bedeli tutarı kadar “adli para cezası” olarak belirlenmekteydi. Ancak, 1.1.2009 tarihinden itibaren TCK’nın adli para cezalarına ilişkin 52. maddesi uygulama alanı bulacağından, ceza miktarının ve niteliğinin belirlenmesi değişmiş bulunmaktadır.
TCK 52. maddenin uygulanmaya başlaması ile Çek yasasındaki çek bedeline bağlı adli para cezası uygulaması son bulmuştur. Adli para cezasının miktarının tespiti artık, sadece gün/para esasına göre yapılabilecektir. 3167 Sayılı Çek Kanunu’nun uygulamasında, ceza, karşılıksız çıkan çek miktarına göre belirlenmekteyken, TCK’nın 52. maddesinin uygulanmasıyla, öncelikle tamgün hesabının yapılması ve bir güne karşılık gelen parasal miktarın belirlenmesi üzerine karar verilmesi gerekmektedir. TCK m. 61/8 hükmüne göre, adli para cezası, belirlenen sonuç gün ile kişinin bir gün karşılığı ödeyebileceği miktarın çarpılması suretiyle bulunacaktır. Bu itibarla, yargılama sonucunda verilecek adli para cezasının tayini usulü de tümden değişmektedir. Nitekim hazırlanan yeni Çek Kanunu tasarısında da "Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adlî para cezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adlî para cezası, çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamaz." Denilmek suretiyle adli para cezasının tayininde Yeni TCK’na uygun olarak gün/para sisteminin getirildiği görülmektedir.
Bu değerlendirmeler ışığı altında bugüne kadar 3167 Sayılı Kanuna göre verilen çek cezaları, 01.01.2009 tarihinde yürürlüğe girmiş bulunan TCK 5nci maddesi uyarınca , aynı kanunun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırılık teşkil etmektedir ve sanık/hükümlü lehine olan yeni hükümler uygulanarak bugüne kadar verilmiş olan cezaların infazı durdrulmalıdır.
Uygulanamayacağı yasa ile düzenlenen, bu nedenle yasal olarak yok hükmünde olan bir kurala göre ceza vermek, gerek Anayasa'da yapılan temel haklar ile ilgili düzenlemelere, temel hak ve özgürlükleri içeren Uluslararası Sözleşme hükümlerine ve gerekse Türk Ceza Kanunun 2. maddesinde düzenlenen kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz, kanunlarda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz kuralına da aykırıdır.
BU AŞAGILIK YAZILARA MÜSADEE ETMEYECEGİMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMM...........................................................................KARŞILIKSIZ ÇEKE HAPİS İNSANLIK ONURUNA AYKIRI İSE BU YAZILAR İNSANLIK ONURUNAAA UYGUNMUUUU?????
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:.
Konu ile ilgili yasal durum incelendiğinde;.
1-3167 Sayılı Yasanın 16. maddesinde :.
(1) Üzerinde yazılı keşide tarihinden önce veya ibraz süresi içinde 4 üncü madde uyarınca ibraz edildiğinde, yeterli karşılığı bulunmaması nedeniyle kısmen de olsa ödenmeyen çeki keşide eden hesap sahipleri veya yetkili temsilcileri, kanunların ayrıca suç saydığı haller saklı kalmak üzere, çek bedeli tutarı kadar ağır para cezasıyla cezalandırılırlar. Ancak verilecek para cezası seksenmilyar liradan fazla olamaz. Bu miktar, 01/03/1926 tarihli ve 765 sayılı Türk Ceza Kanununun ek 2 nci maddesine göre her yıl artırılır. Bu suçtan mükerrirlere, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir..
2 – 5237 Sayılı TCK nun 2/1-3 madde ve fıkralarında ; (1) “Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz.”.
(3) Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz. 3- 5237 Sayılı TCK nun 5/1 madde ve fıkralarında :.
“Bu Kanunun genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır. “.
4-5237 Sayılı TCK nun 52/1-2-3 Madde ve fıkralarında; (1) Adlî para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hâllerde yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir..
(2) En az yirmi ve en fazla yüz Türk Lirası olan bir gün karşılığı adlî para cezasının miktarı, kişinin ekonomik ve diğer şahsî hâlleri göz önünde bulundurularak takdir edilir. (3) Kararda, adlî para cezasının belirlenmesinde esas alınan tam gün sayısı ile bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ayrı ayrı gösterilir. “.
5-5252 Sayılı Yasanın 5349 Sayılı Yasanın 6. Maddesi ile değişik Geçici 1. Maddesinde: (1) Diğer kanunların, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31 Aralık 2008 tarihine kadar uygulanır..
6-5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 madde ve fıkrasında:.
(1) Mahkûmiyet hükmünün yorumunda veya çektirilecek cezanın hesabında duraksama olursa, cezanın kısmen veya tamamen yerine getirilip getirilemeyeceği ileri sürülür ya da sonradan yürürlüğe giren kanun, hükümlünün lehinde olursa, duraksamanın giderilmesi veya yerine getirilecek cezanın belirlenmesi için hükmü veren mahkemeden karar istenir. (3) Yukarıdaki fıkralar uyarınca yapılan başvurular cezanın infazını ertelemez. Ancak, mahkeme olayın özelliğine göre infazın ertelenmesine veya durdurulmasına karar verebilir. 7- 5275 Sayılı Yasanın 101/1-3 Madde ve fıkrasında:.
(1) Cezanın infazı sırasında, 98 ilâ 100 üncü maddeler gereğince mahkemeden alınması gereken kararlar duruşma yapılmaksızın verilir. Karar verilmeden önce Cumhuriyet savcısı ve hükümlünün görüşlerini yazılı olarak bildirmeleri istenebilir..
(3)Bölge adliye mahkemesi veya Yargıtaydan başka mahkemeler tarafından verilmiş olan bu kararlara karşı itiraz yoluna gidilebilir.” hükümleri bulunmaktadır..
Ayrıca TBMM tarafından 5728 Sayılı Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlar ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile düzenleme yapıldığı ve bu kanunun yürürlükte olduğu ancak yapılan bu düzenlemeler içerisinde 3167 Sayılı Yasanın 16. Maddesi ile ilgili bir düzenlemenin bulunmadığı da ortadadır..
Kararına itiraz edilen mahkemenin itiraz edilen kararında; 5252 Sayılı Kanunun geçici 1. Maddesinde 5560 Sayılı Kanunla yapılan değişiklik üzerine belirlenen 31.12.2008 gününe değin, diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümlerinin düzeltilmesinin öngörüldüğü halde bu kapsamdan olarak yasa koyucu tarafından 5728 Sayılı “Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”u va’zettiği, dolayısıyla da uyumlaştırılması murat olunan diğer kanunların bu kapsamda yeniden düzenlenildiği., ancak bu çerçevede 3167 Sayılı Kanun hükümlerinin ayrık tutulduğu, bunun ise tamamen mevzuatın “Özel” niteliğinden kaynaklandığı, hal böyle olunca da Yargıtay Yüksek Dairesi’nin pek çok uygulamalarında da “özel yasa ” niteliğinden dolayı pek çok uygulanabilir (önödeme-uzlaşma…gibi) hukuk müessesesinden ayrık değerlendirildiği nazara alındığında, ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil eden çeklerden dolayı tayin olunacak ceza hükmünde de “çek bedeli kadar adli para cezası” olmasında hukuken aykırı bir durum görülmediğinden” sanık vekilinin talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır..
Yürürlükte olan yasal durum incelendiğinde; TCK nun 5/1 maddesinde bu kanunun genel hükümlerinin özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanacağı belirtilerek ceza hukukunda yeknesaklık sağlanmak istenmiştir. Bu amaçla 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesine; diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemesine aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31.12.2008 tarihine kadar uygulanır hükmü konulmuş ve bu süre yeniden uzatılmamıştır..
Yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. Madde hükmünü dikkate alarak ” Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” adı altında 580 maddeden oluşan 5728 Sayılı Yasayı çıkartmış ve bu yasa yürürlüğe girmiştir..
Buradan da anlaşıldığı üzere yasa koyucunun amacı TCK nun genel hükümlerinin bütün özel yasalarda ve ceza hükmü içeren yasalarda uygulanmasını sağlamaktır. 5237 Sayılı TCK nun 52. maddesi dikkate alındığında adli para cezasının tanımının yapıldığı görülmektedir. Buna göre adli para cezası , beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmadığı hallerde 730 günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması sureti ile hesaplanan meblağın hükümlü tarafından devlet hazinesine ödenmesinden ibarettir.
Bu maddenin 1. fıkrasında bulunan “kanunda aksine hüküm bulunmayan haller” tanımının adli para cezası gün sayısının bu genel düzenlemeye aykırı olarak 730 günün altında veya üstünde düzenlenecebileceği ve bu düzenlemenin de geçerli olduğu anlamındadır. Buradan da anlaşıldığı üzere TCK genel hükümlerinde gün adli para cezası sistemi benimsenmiştir. 3167 Sayılı yasanın 16. maddesi değerlendirildiğinde; “….. çek bedeli tutarı kadar ağır para cezası (adli para cezası) ile cezalandırılırlar . Ancak verilecek para cezası 80 milyar liradan fazla olamaz. ” hükmünün bulunduğu, bu düzenlemenin gün para cezası içermemesi nedeni ile TCK nun 52/1 maddesine uygun olmadığı ortadadır..
Yasa koyucunun 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesinde sözünü ettiği diğer kanunlar içerisinde 3167 Sayılı Yasanın da olduğu hususunda tereddüt yoktur. Buna göre 3167 Sayılı Yasada bulunan ve 5237 Sayılı TCK nun 1.Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümler 31.12.2008 tarihine kadar uygulanabilecektir. Bu düzenlemenin mevhumu muhalifinden 3167 Sayılı (özel) Kanunun TCK nun 1. kitabının 52. maddesinde düzenlenen gün para sistemine aykırı olan ceza kuralının 31.12.2008 tarihinden sonra uygulanmayacağı 5252 Sayıl Yasanın geçici 1. Maddesinin emredici hükmüdür. Kaldı ki yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesini dikkate alarak 5728 Sayılı Yasa ile özel yasalarda ayrıntılı düzenlemeler yapmasına rağmen 3167 Sayılı Yasada herhangi bir düzenleme yapmamıştır..
Ayrıca Adalet Bakanlığı’nın http://www.kgm.adalet.gov.tr/basbakanlik/cekkanunu.pdf adresinde bulunan ve Çek Kanunu Tasarısı Taslağı olarak Başbakanlığa gönderilen metnin 5/1 madde ve fıkrasında “Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adlî paracezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adlî para cezası, çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamaz.” düzenlemesinin bulunduğu, bu düzenleme dikkate alındığında yasama organının büyük çoğunluğunu oluşturan yürütmeyi (hükümeti ) temsilen Adalet Bakanlığının da itirazı reddeden mahkeme ve red kararında belirtilen Yargıtay Dairesinin inancına aykırı olarak çek kanununda verilecek adli para cezasının gün para sistemine uygun olması gerektiğini öngördüğü, bu durum karşısında subjektif değerlendirme niteliğinde olan “çekin ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil etmesi” bu nedenle 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesindeki düzenlemenin değiştirilmediği yani ayrık tutulduğu (temel düzenlemeden istisna edildiği) yönündeki değerlendirmenin mevcut yasal durum karşısında yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır..
Yasa koyucunun atlama yaptığı, bir konuyu unuttuğu kabul edilemeyeceğine ve yukarıda da değinildiği gibi bu konuda değişiklik yapmak için Başbakanlığa kanun tasarısı taslağıda sevk edildiğine göre yürütmenin, (hükümetin ) ve yasa koyucunun (TBMM’nin) muradının 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesi ile düzenlenen ceza kuralının ortadan kalkması ve yeni yasal düzenleme yapılana kadar bu ceza hükmünün uygulanamaz olmasını sağlamak olduğu kabul edilmelidir. Çünkü ceza kuralları uygulanmak amacı ile konulur. Uygulanamayan bir ceza kuralı kaldırılmış demektir. Uygulanamayacağı yasa ile düzenlenen, bu nedenle yasal olarak kaldırılma dışında yok hükmünde olan bir kurala göre ceza vermek gerek Anayasa’da yapılan temel haklar ile ilgili düzenlemelere, temel hak ve özgürlükleri içeren Uluslararası Sözleşme hükümlerine ve gerekse Türk Ceza Kanunun 2. maddesinde düzenlenen kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz, kanunlarda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz kuralına da aykırıdır..
Bu yasal durum karşısında hükümlünün, 31.12.2008 tarihinden itibaren zımni olarak yürürlükten kaldırılan ve yerine yeni hüküm konulmaması nedeni ile cezasız bırakılan karşılıksız çek keşide etmek eyleminden dolayı cezalandırıldığı, hükümlü müdafiinin yaptığı itirazın hukuka uygun olmayan mülahazalarla red edildiği, itirazın yasal ve yerinde olduğu anlaşılmakla, 5275 Sayılı Yasanın 101/3 madde ve fıkrasının verdiği yetkiye dayanarak ve hükümlünün telafisi mümkün olmayan zararlara uğramasını engellemek amacı ile 5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 maddesi gereğince mahkumiyet hükmünün yorumunda ve çektirilecek cezanın hesabında açıklanan nedenlerle duraksama olduğundan 3167 Sayılı Yasada yeni bir düzenleme yapılana ya da 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesinin açıkça yürürlükten kaldırılması anına kadar infazın ertelenmesine, yasa koyucunun yeni bir düzenleme yapması halinde hükümlünün durumunun yeniden mahkemesince ele alınarak değerlendirilmesi için itirazın kabülü ile hükümlüye Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 31.07.2007 tarih ve 2007/299 esas 2007/590 karar sayılı ilamı ile verilen adli para cezasının infazının durdurulmasına karar vermek gerekmiştir..
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;.
1-Hükümlü H.S.S. müdafiinin yapmış olduğu İTİRAZIN KABÜLÜNE, 2-Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 04.02.2009 tarih ve 2007/299 esas 2007/590 karar sayılı EK KARARININ KALDIRILMASINA.
3-Sanık hakkında Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 31.07.2007 tarih ve 2007/299 esas 2007/590 karar sayılı ilamı ile verilen 26000TL adli para cezasının İNFAZININ DURDURULMASINA,.
4-Kararın bir örneğinin gereğinin yerine getirilmesi için Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine,.
Dosyanın Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesine iadesine, Karardan bir örneğin hükümlü vekiline TEBLİĞİNE ,.
Dair; 5275 Sayılı Yasanın 101/3 ve CMK nun 271/4 madde ve fıkrası gereğince incelenen dosya üzerinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi..16.03.2009..
.
.
.
SARAYKÖY ASLİYE CEZA MAHKEMEİ DOSYA NO :2007/176 KARAR NO :2007/201
HAKİM : GÜLPERİ GÜNEŞ 32147 C.SAVCISI : HÜSEYİN HÜR 107696 KATİP : MURAT AYRAL 97009
SANIK : A. G. K. SUÇ : KARŞILIKSIZ ÇEK KEŞİDE ETME SUÇ TARIHİ : 19/02/2007 ASIL KARAR TARİHİ : 25/09/2007 EK KARAR TARİHİ : 28/01/2009
HÜKÜMLÜ AHMET GÜRKAN ………KAN IN 21/01/2009 ARİHLİ İNFAZIN DURDURULMASINA İLİKİN DİLEKÇESİ C. SAVCISININ YAZILI GÖRÜŞÜ ALINARAKİNCELENDİ.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLÜ:
HÜKÜMLÜ AHMET GÜRKAN …..KAN HAKKINDA MAHKEMEMİZİN 25/09/2009 TARİH 2007/176-201 ESAS E KARAR SAYILI KARARI İLE KARŞILIKSIZ ÇEK KEŞİDE ETMEK SUÇUNDAN DAYI 60.000 TL ADLİ PARA CEZASI İL CEZALANDIRILMASIA KARAR VERİLDİĞİ, KARARIN 20/11/2007 TARİHİNDE KESİNLEŞEREK İNFAZA VERİLDİĞİ HÜKÜMLÜĞÜN ADLİ PARA CEZASNI ÖDEMEMESİ ÜZERİNE SARAYKÖY C.BAŞSAVCILIĞININ 29/01/2008 GÜNLÜ KARARI İLE HÜKÜMLÜYE VERİE ADLİ PARA CEZASININ 600 GÜN HAPİS CEZASINA ÇEVRİLDİĞİ VE 28/02/2008 TARİHİNDE İNFAZA BAŞLANDIĞI HÜKÜMLÜNÜN HALEN B CEZASINI İNFAZ TTİĞİ 5252 SAYILI ÜÇK NIN YÜÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDAKİ KANUNUN GEÇİCİ 1.MADDESİDE BELİRTİLEN DİĞEN KANUNLARIN TCK NIN GEEL HÜKÜMLERİNE AKRI OLAN MADDELERİNİN UYGULANMASINA DEVAM EDİLECEĞİNE İLİŞKİN HÜKMÜN 31/12/2008 TARİHİ İTİBARİYLE YÜRÜRÜKTE KALKTIĞI YASA KOYUCU TARAFINDAN 5728 SAYILI YASA İLE BİR ÇOK ÖZEL YASDAKİ CEZA HÜKÜMLERİ 5237 SAYILI YASAYA UYGUN HALE GETİRİLMESİNE RAĞMEN 3167 SAYILI YASA YÖNÜNDEN 31/12/2008 TARİHİNE KADAR HER HANGİ BİR DÜZENLEME YAPILMADIĞI 5252 SAYILI TCK NIN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KARARIN MADDESİ 5237 SAYILI TCK 45/1 52/1 MADELERİ İLE BİRLİKTE DEĞERLENDİRLDİĞİNDE BU GENEL URALIN BÜTÜN ÖZEL YASALARI BAĞLAYACĞI ÖZEL YASALARDAKİ AYKIRI HÜKÜMLRİN 31/12/2008 TARİHİNE KADAR UYGUNABİLECEĞİ BU TARİHE KADAR ÖZEL YASALARIN 5257 SAYILI TCK NIN GEEL KÜMLERİNE UYARLANMASININ ZORUNLU BULUNDUĞU ANCA 3167 SAYILI YASA AÇISINDAN HALEN BU UYARLAMANIN YAPILMAMIQŞ OLDUĞU ANLAŞILMAKLA HÜKÜMLÜNÜN MAĞDURİYETNE NEDE ALMAMAK AÇISINDAN 527 SAYILI ASANIN 98. MADDESİ UYARINCA İNFAZIN DURDURULMASINA KARAR VERMEKGEREKMİŞTİR. HÜKÜM YUKARIDA AÇIKLANAN NEDENLERLE
HÜKÜMLÜ AHMET GÜRKAN ……KAN HAKKINDA MAHKEMEMİZİN 25/09/207 TARİH 2007/176-201 ESAS VE KARAR SAYILI İLAMI İLE VERİLEN 60.000 TL ADLİ PARA CEZASINA İLİŞKİN İNFAZIN DURDURULMASINA.
HÜKÜMLÜNÜN BAŞKA BİR SUÇTAN TUTUKLU VEY HÜKÜMLÜ ULUNMAASI HALİNDE SALIVERİLMESİNE
KARARIN C.SAVCILIĞI ARACILIĞIYLA HÜKÜMLÜYE TEBLİĞİ DAİR, DOSYA ÜZERİNDEYAPILAN İNCELEMESONUCUNDA İSTEME UYGUN V TEBLİĞ TARİHİNDEN İTAREN 7 GÜN İÇİNDE DENİZLİ NBETÇİ AĞIR CEZA MAHKEMESİNE İTİRAZ YOLU AÇIK OLMAK ÜZERERKARAR VERİLDİ
Sakarya Ağır Ceza Mahkemesi, Karşılıksız Çek Beraat Kararı
BAŞKAN : ABDÜLKADİR YAVUZ ÜYE : BURHANETTİN ESENKAR ÜYE : CEVDET BAK
KATİP : BEHİYE AYDINHükümlü A.B. vekili Av. Levent S. tarafından Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.03.2009 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı ek kararı ile hükümlü vekilinin talebinin reddine ve mahkemelerinin 28.5.2008 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı ilamının değiştirilmesine ve infazın durdurulmasına yer olmadığına ve infazın devamına dair kararına dosya içeriğine göre süresi içerisinde; müvekkilinin 3167 Sayılı Kanuna Muhalefet nedeni ile para cezasına mahkum edildiği, 5275 Sayılı Yasanın 98. maddesi uyarınca yaptıkları başvurunun reddedildiği, bu kararın 5237 Sayılı TCK nun 5, 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesi, 3167 Sayılı Yasanın 16. maddesi ayrıca TCK 20.43.52,53,60,61 maddelerinde yer alan düzenlemelere aykırı olduğu, 31.11.2008 tarihi itibari ile karşılıksız çek keşide etmek eyleminin suç olmaktan çıktığı, böylece suçta ve cezada kanunilik ilkesi uyarınca hükümlü hakkında verilen cezanın yasal dayanağının kalmadığı iddiası ile Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından 24.03.2009 tarihinde infazın devamına ilişkin ek kararın itiraz incelemesi ile kaldırılmasını ve hakkında tayin edilen cezanın bütün sonuçları ile ortadan kaldırılmasını ve tahliyesini istemiştir.
İddia makamının mütalaası alındı, dosya incelendi
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Konu ile ilgili yasal durum incelendiğinde;
1-3167 Sayılı Yasanın 16. maddesinde : (1) Üzerinde yazılı keşide tarihinden önce veya ibraz süresi içinde 4 üncü madde uyarınca ibraz edildiğinde, yeterli karşılığı bulunmaması nedeniyle kısmen de olsa ödenmeyen çeki keşide eden hesap sahipleri veya yetkili temsilcileri, kanunların ayrıca suç saydığı haller saklı kalmak üzere, çek bedeli tutarı kadar ağır para cezasıyla cezalandırılırlar. Ancak verilecek para cezası seksenmilyar liradan fazla olamaz. Bu miktar, 01/03/1926 tarihli ve 765 sayılı Türk Ceza Kanununun ek 2 nci maddesine göre her yıl artırılır. Bu suçtan mükerrirlere, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.
2 – 5237 Sayılı TCK nun 2/1-3 madde ve fıkralarında ; (1) “Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz.”
(3) Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz.
3- 5237 Sayılı TCK nun 5/1 madde ve fıkralarında : “Bu Kanunun genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır. “
4-5237 Sayılı TCK nun 52/1-2-3 Madde ve fıkralarında; (1) Adlî para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hâllerde yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir.
(2) En az yirmi ve en fazla yüz Türk Lirası olan bir gün karşılığı adlî para cezasının miktarı, kişinin ekonomik ve diğer şahsî hâlleri göz önünde bulundurularak takdir edilir. (3) Kararda, adlî para cezasının belirlenmesinde esas alınan tam gün sayısı ile bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ayrı ayrı gösterilir. “
5-5252 Sayılı Yasanın 5349 Sayılı Yasanın 6. Maddesi ile değişik Geçici 1. Maddesinde: (1) Diğer kanunların, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31 Aralık 2008 tarihine kadar uygulanır.
6-5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 madde ve fıkrasında: (1) Mahkûmiyet hükmünün yorumunda veya çektirilecek cezanın hesabında duraksama olursa, cezanın kısmen veya tamamen yerine getirilip getirilemeyeceği ileri sürülür ya da sonradan yürürlüğe giren kanun, hükümlünün lehinde olursa, duraksamanın giderilmesi veya yerine getirilecek cezanın belirlenmesi için hükmü veren mahkemeden karar istenir. (3) Yukarıdaki fıkralar uyarınca yapılan başvurular cezanın infazını ertelemez. Ancak, mahkeme olayın özelliğine göre infazın ertelenmesine veya durdurulmasına karar verebilir.
7- 5275 Sayılı Yasanın 101/1-3 Madde ve fıkrasında: (1) Cezanın infazı sırasında, 98 ilâ 100 üncü maddeler gereğince mahkemeden alınması gereken kararlar duruşma yapılmaksızın verilir. Karar verilmeden önce Cumhuriyet savcısı ve hükümlünün görüşlerini yazılı olarak bildirmeleri istenebilir. “http://karsiliksizcek.wordpress.com/”
(3)Bölge adliye mahkemesi veya Yargıtaydan başka mahkemeler tarafından verilmiş olan bu kararlara karşı itiraz yoluna gidilebilir.” hükümleri bulunmaktadır.
Ayrıca TBMM tarafından 5728 Sayılı Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlar ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile düzenleme yapıldığı ve bu kanunun yürürlükte olduğu ancak yapılan bu düzenlemeler içerisinde 3167 Sayılı Yasanın 16. Maddesi ile ilgili bir düzenlemenin bulunmadığı da ortadadır.
Kararına itiraz edilen mahkemenin itiraz edilen kararında; 5252 Sayılı Kanunun geçici 1. Maddesinde 5560 Sayılı Kanunla yapılan değişiklik üzerine belirlenen 31.12.2008 gününe değin, diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümlerinin düzeltilmesinin öngörüldüğü halde bu kapsamdan olarak yasa koyucu tarafından 5728 Sayılı “Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”u va’zettiği, dolayısıyla da uyumlaştırılması murat olunan diğer kanunların bu kapsamda yeniden düzenlenildiği., ancak bu çerçevede 3167 Sayılı Kanun hükümlerinin ayrık tutulduğu, bunun ise tamamen mevzuatın “Özel” niteliğinden kaynaklandığı, hal böyle olunca da Yargıtay Yüksek Dairesi’nin pek çok uygulamalarında da “özel yasa ” niteliğinden dolayı pek çok uygulanabilir (önödeme-uzlaşma…gibi) hukuk müessesesinden ayrık değerlendirildiği nazara alındığında, ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil eden çeklerden dolayı tayin olunacak ceza hükmünde de “çek bedeli kadar adli para cezası” olmasında hukuken aykırı bir durum görülmediğinden” sanık vekilinin talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Yürürlükte olan yasal durum incelendiğinde; TCK nun 5/1 maddesinde bu kanunun genel hükümlerinin özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanacağı belirtilerek ceza hukukunda yeknesaklık sağlanmak istenmiştir.
Bu amaçla 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesine; diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemesine aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31.12.2008 tarihine kadar uygulanır hükmü konulmuş ve bu süre yeniden uzatılmamıştır.
Yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. Madde hükmünü dikkate alarak ” Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” adı altında 580 maddeden oluşan 5728 Sayılı Yasayı çıkartmış ve bu yasa yürürlüğe girmiştir.
Buradan da anlaşıldığı üzere yasa koyucunun amacı TCK nun genel hükümlerinin bütün özel yasalarda ve ceza hükmü içeren yasalarda uygulanmasını sağlamaktır.
5237 Sayılı TCK nun 52. maddesi dikkate alındığında adli para cezasının tanımının yapıldığı görülmektedir. Buna göre adli para cezası , beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmadığı hallerde 730 günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması sureti ile hesaplanan meblağın hükümlü tarafından devlet hazinesine ödenmesinden ibarettir
Bu maddenin 1. fıkrasında bulunan “kanunda aksine hüküm bulunmayan haller” tanımının adli para cezası gün sayısının bu genel düzenlemeye aykırı olarak 730 günün altında veya üstünde düzenlenebileceği ve bu düzenlemenin de geçerli olduğu anlamındadır. Buradan da anlaşıldığı üzere TCK genel hükümlerinde gün adli para cezası sistemi benimsenmiştir. 3167 Sayılı yasanın 16. maddesi değerlendirildiğinde; “….. çek bedeli tutarı kadar ağır para cezası (adli para cezası) ile cezalandırılırlar . Ancak verilecek para cezası 80 milyar liradan fazla olamaz. ” hükmünün bulunduğu, bu düzenlemenin gün para cezası içermemesi nedeni ile TCK nun 52/1 maddesine uygun olmadığı ortadadır.
Yasa koyucunun 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesinde sözünü ettiği diğer kanunlar içerisinde 3167 Sayılı Yasanın da olduğu hususunda tereddüt yoktur. Buna göre 3167 Sayılı Yasada bulunan ve 5237 Sayılı TCK nun 1.Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümler 31.12.2008 tarihine kadar uygulanabilecektir. Bu düzenlemenin mevhumu muhalifinden 3167 Sayılı (özel) Kanunun TCK nun 1. kitabının 52. maddesinde düzenlenen gün para sistemine aykırı olan ceza kuralının 31.12.2008 tarihinden sonra uygulanmayacağı 5252 Sayıl Yasanın geçici 1. Maddesinin emredici hükmüdür. Kaldı ki yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesini dikkate alarak 5728 Sayılı Yasa ile özel yasalarda ayrıntılı düzenlemeler yapmasına rağmen 3167 Sayılı Yasada herhangi bir düzenleme yapmamıştır.
Ayrıca Adalet Bakanlığı’nın http://www.kgm.adalet.gov.tr/basbakanlik/cekkanunu.pdf adresinde bulunan ve Çek Kanunu Tasarısı Taslağı olarak Başbakanlığa gönderilen metnin 5/1 madde ve fıkrasında “Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adlî paracezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adlî para cezası, çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamaz.” düzenlemesinin bulunduğu, bu düzenleme dikkate alındığında yasama organının büyük çoğunluğunu oluşturan yürütmeyi (hükümeti ) temsilen Adalet Bakanlığının da itirazı reddeden mahkeme ve red kararında belirtilen Yargıtay Dairesinin inancına aykırı olarak çek kanununda verilecek adli para cezasının gün para sistemine uygun olması gerektiğini öngördüğü, bu durum karşısında subjektif değerlendirme niteliğinde olan “çekin ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil etmesi” bu nedenle 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesindeki düzenlemenin değiştirilmediği yani ayrık tutulduğu (temel düzenlemeden istisna edildiği) yönündeki değerlendirmenin mevcut yasal durum karşısında yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
Yasa koyucunun atlama yaptığı, bir konuyu unuttuğu kabul edilemeyeceğine ve yukarıda da değinildiği gibi bu konuda değişiklik yapmak için Başbakanlığa kanun tasarısı taslağıda sevk edildiğine göre yürütmenin, (hükümetin ) ve yasa koyucunun (TBMM’nin) muradının 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesi ile düzenlenen ceza kuralının ortadan kalkması ve yeni yasal düzenleme yapılana kadar bu ceza hükmünün uygulanamaz olmasını sağlamak olduğu kabul edilmelidir. Çünkü ceza kuralları uygulanmak amacı ile konulur. Uygulanamayan bir ceza kuralı kaldırılmış demektir. Uygulanamayacağı yasa ile düzenlenen, bu nedenle yasal olarak kaldırılma dışında yok hükmünde olan bir kurala göre ceza vermek gerek Anayasa’da yapılan temel haklar ile ilgili düzenlemelere, temel hak ve özgürlükleri içeren Uluslararası Sözleşme hükümlerine ve gerekse Türk Ceza Kanunun 2. maddesinde düzenlenen kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz, kanunlarda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz kuralına da aykırıdır.
Bu yasal durum karşısında hükümlünün, 31.12.2008 tarihinden itibaren zımni olarak yürürlükten kaldırılan ve yerine yeni hüküm konulmaması nedeni ile cezasız bırakılan karşılıksız çek keşide etmek eyleminden dolayı cezalandırıldığı, hükümlü müdafiinin yaptığı itirazın hukuka uygun olmayan mülahazalarla red edildiği, itirazın yasal ve yerinde olduğu anlaşılmakla, 5275 Sayılı Yasanın 101/3 madde ve fıkrasının verdiği yetkiye dayanarak ve hükümlünün telafisi mümkün olmayan zararlara uğramasını engellemek amacı ile 5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 maddesi gereğince mahkumiyet hükmünün yorumunda ve çektirilecek cezanın hesabında açıklanan nedenlerle duraksama olduğundan 3167 Sayılı Yasada yeni bir düzenleme yapılana ya da 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesinin açıkça yürürlükten kaldırılması anına kadar infazın ertelenmesine, yasa koyucunun yeni bir düzenleme yapması halinde hükümlünün durumunun yeniden mahkemesince ele alınarak değerlendirilmesi için itirazın kabülü ile hükümlüye Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 08.05.2008 tarih ve 2008/202 esas, 2008/323 karar sayılı ilamı ile verilen adli para cezasının infazının durdurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Hükümlü Abdullah Bekir vekilinin yapmış olduğu İTİRAZIN KABÜLÜNE, 2-Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.03.2009 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı EK KARARININ KALDIRILMASINA
3-Sanık hakkında Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 8.5.2008 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı ilamı ile verilen 4158 .- TL, adli para cezasının İNFAZININ DURDURULMASINA,
4-Kararın bir örneğinin gereğinin yerine getirilmesi için Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine,
Dosyanın Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesine iadesine, Karardan bir örneğin hükümlü vekiline TEBLİĞİNE , Dair; 5275 Sayılı Yasanın 101/3 ve CMK nun 271/4 madde ve fıkrası gereğince incelenen dosya üzerinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.27.03.2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/7 Geliş Tarihi: 05/01/2009 Mahkemesi: Köyceğiz Sulh Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2008/82 Mahkeme Karar No: 2008/141 Mahkeme Karar Tarihi: 15/05/2008
Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme
DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/133 Karar BOZMA Karar Tarihi 19/01/2009 Kapatma Tarihi 03/02/2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/9 Geliş Tarihi: 05/01/2009
Mahkemesi: Tarsus Ağır Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2008/903 Mahkeme Karar No: 2008/903 Mahkeme Karar Tarihi: 14/07/2008
Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/135 Karar BOZMA Karar Tarihi 19/01/2009 Kapatma Tarihi 03/02/2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/14 Geliş Tarihi: 12/01/2009
Mahkemesi: Korkuteli Asliye Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2005/153
Mahkeme Karar No: 2006/97 Mahkeme Karar Tarihi: 10/03/2006
Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/784 Karar BOZMA Karar Tarihi 26/01/2009 Kapatma Tarihi 12/02/2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/18 Geliş Tarihi: 12/01/2009
Mahkemesi: Malatya 4. Asliye Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2006/291
Mahkeme Karar No: 2007/539 Mahkeme Karar Tarihi: 17/07/2007 Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/787 Karar BOZMA Karar Tarihi 26/01/2009 Kapatma Tarihi 03/02/2009
SAYIN MİLLETVEKİLLERİM
Sayın
Milletvekilim
Karşılıksız çekten dolayı hapis cezası , kanayan bir yaradır ve Türk Hukuk Sistemi açısından bir yüz karasıdır! Kişi hak ve hürriyetlerine ve esasen mevcut Anayasamıza da aykırı olan bu uygulama 1 Ocak 2009 tarihi itibariyle yeni bir boyut kazanmıştır:
Konu ile ilgili mevcut hukuki durum aşağıda sadece iki ana husus bakımından özetlenmiştir. Uygulama yasasında verilen süre 31 Aralık 2008'de dolmuş ve bu tarihten itibaren karşılıksız çek suçları fiilen cezasız kalmıştır. Eğer hukuk devletiysek, bu suçtan dolayı, yeni bir yasal düzenleme yapılana kadar hiçbir mahkeme ceza veremez ve önceden verilmiş olan cezalar da hukuken yok hükmündedir.
Ne var ki yargı tereddüttedir ve 3 aydır çelişkili kararlar verilmektedir. Bazı mahkemeler ceza vermeye devam ederken kendisinden bir çözüm beklenen YARGITAY, bugüne kadar yerel mahkemelere emsal oluşturacak bir karar da vermemiştir. Bazı illerdeki Asliye Ceza Mahkemeleri ve en önemlisi Sakarya 1. Ağır Ceza Mahkemesi ise, cezaların infazını durdurmuş ve hükümlüler tahliye edilmeye başlanmıştır. Diğer taraftan karşılıksız çekten dolayı ceza almış olan binlerce kişi ise kanunsuz bir şekilde 3 ayı aşkın süredir cezaevlerinde tutulmaktadır.
Ekonomik suçtan dolayı hürriyeti bağlayıcı ceza verilmesinin gayri insani olduğu, mevcut düzenlemenin anayasaya aykırı olduğu konuları bir tarafa, ortada apaçık bir hukuksuzluk ve kaos vardır! Teknik bir konu değil, akl-ı selim sahibi herkesin kolayca anlayabileceği basit bir durum var ortada... Prof. Dr. Adem Sözüer ve daha birçok hukukçu aylardır konuyu anlatmaya çalışıyor ama maalesef hukuksuzluk devam ediyor.
Bu kaos hem adalet anlayışını zedeliyor, hem de apaçık bir ihlal niteliği taşıyor. Üç aydır haksız yere cezaevlerinde tutulan insanlar, bu durumu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine taşıdıklarında kesinlikle lehe bir karar çıkacak ve yüklü tazminatlar gündeme gelecektir. Zira Sakarya Ağır Ceza Mahkemesinin aynı konuda verdiği emsal kararlar var. Bu kararlar diğer mahkemeleri bağlayıcı olmasa da ceza hukukunun uygulanmasında yeknesaklık zedelenmiş ve kanun önünde eşitlik ilkesi bozulmuştur. Böyle bir netice, Meclisi ve hükumeti zor durumda bırakacağı gibi, uluslararası hukuk çevrelerinde ve kamuoyu nezdinde yargı organlarının saygınlığını da zedeleyici sonuçlar doğurabilecektir. Meclisin ve hükumetin bir an önce bu çarpık duruma el koyması ve hukuksuzluğu sona erdirmesi gerekiyor.
Yeni yasada adli para cezası ve dolayısıyla hapis cezası devam edecek olsa da, çıkacak kanuna eklenecek bir geçici madde ile, 1 Ocak 2009 tarihi ile kanunun çıktığı tarihe kadar oluşmuş bulunan yasal boşluk sebebiyle cezasız kalmış olan karşılıksız çek suçundan dolayı verilen cezaların kaldırılması sağlanabilir. Böylece hem yargının tereddütleri izale edilmiş olur, bozulan yeknesaklık ve eşitlik ilkesi de nispeten telafi edilebilir.
Ortada kamu vicdanını rahatsız eden, toplumsal barışı zedeleyen ve adalet duygusunu inciten çok vahim bir tablo vardır ve süratle çözüm beklenmektedir.
Sessiz sedasız onbinlerce insan ve aile, Yüce Meclisten hukuk devleti esasına uygun bir çözüm beklemektedir.
HUKUKİ DURUMUN ÖZETİ
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 5 inci maddesi “Özel kanunlarla ilişki” başlığını taşımaktadır. Bu maddeye göre, “Bu Kanun’un genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren özel kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır.” Bu kanunun yayınlanmasını müteakip 3167 sayılı Çek Yasasının da içinde bulunduğu “ceza içeren özel kanunlar”da gerekli değişiklik ve uyumların yapılabilmesi için 5nci maddenin uygulanması 31.12.2008 tarihine ertelenmiştir. Ancak 31.12.2008 tarihine kadar, diğer birçok özel kanunda değişiklik yapılmış olmasına rağmen Çek Kanununda gerekli değişiklikler yapılmadığından, artık 01.01.2009 tarihi itibariyle 3167 Sayılı Yasanın ceza içeren ve TCK Genel Hükümlerine aykırılık teşkil eden maddeleri zımnen yürürlükten kaldırılmış bulunmaktadır. Nitekim, 31.12.2008 tarihine dek, ceza hükmü getiren diğer özel kanunlardan olan 3167 Sayılı Çek Kanununun cezai hükümleri, TCK’nun genel hükümlerine aykırı olsa da uygulanabilmekteydi.
Aykırılıklar nerededir?
1. TCK m. 21 bakımından : 3167 SK. m. 16/1’de karşılıksız çek keşide etme suçu, “şekli suç” niteliğinde düzenlenmiştir. Ancak, TCK ’nın genel hükümleri (m. 21) uyarınca, bir suçun oluşumu kastın varlığına bağlıdır. Kast “doğrudan”(m. 21/1) veya “olası kast” (m. 21/2) olabilir. Bu nedenle, bir kişinin karşılıksız çek nedeniyle cezalandırılabilmesi için, bu kişinin çeki keşide ederken, çekin karşılıksız kalacağı kastıyla hareket etmiş olması gerekmektedir. Başka bir deyişle, bunu bilmeli ve istemelidir. Dolayısıyla, yapılan yargılamada, artık kastın varlığı mutlak olarak araştırılmalı ve bunun sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır. Şayet olayda kast yoksa TCK m. 21/2’ye göre, somut olayda karşılıksız çek keşide eden kişide “olası kast”ın varlığı da ayrıca değerlendirilerek, maddede öngörülen ceza indirimleri uygulanmalıdır. 5252 Sayılı Kanunun kabulü ve uygulanması ile, hukukumuzda bugüne kadar zaten tartışmalı olan “objektif sorumluluk” esası terkedilmiş ve “kusursuz ceza olmaz” esası tamamen geçerli kılınmıştır. Şu halde, karşılıksız çek suçlarında, 1.1.2009 tarihine kadar “objektif sorumluluk” esasına göre verilmiş olan cezalar geçerliliğini yitirmiş bulunmaktadır. Artık suçun manevi unsuru olarak “kast” aranmalıdır. Aksi bir uygulama “kanunsuz suç ve ceza olamaz” esasına açık bir aykırılık teşkil edecektir.
2. TCK m. 52 bakımından Çek Kanunu’na göre, karşılıksız çek keşide etme suçunun cezası, çek bedeli tutarı kadar “adli para cezası” olarak belirlenmekteydi. Ancak, 1.1.2009 tarihinden itibaren TCK’nın adli para cezalarına ilişkin 52. maddesi uygulama alanı bulacağından, ceza miktarının ve niteliğinin belirlenmesi değişmiş bulunmaktadır.
TCK 52. maddenin uygulanmaya başlaması ile Çek yasasındaki çek bedeline bağlı adli para cezası uygulaması son bulmuştur. Adli para cezasının miktarının tespiti artık, sadece gün/para esasına göre yapılabilecektir. 3167 Sayılı Çek Kanunu’nun uygulamasında, ceza, karşılıksız çıkan çek miktarına göre belirlenmekteyken, TCK’nın 52. maddesinin uygulanmasıyla, öncelikle tamgün hesabının yapılması ve bir güne karşılık gelen parasal miktarın belirlenmesi üzerine karar verilmesi gerekmektedir. TCK m. 61/8 hükmüne göre, adli para cezası, belirlenen sonuç gün ile kişinin bir gün karşılığı ödeyebileceği miktarın çarpılması suretiyle bulunacaktır. Bu itibarla, yargılama sonucunda verilecek adli para cezasının tayini usulü de tümden değişmektedir. Nitekim hazırlanan yeni Çek Kanunu tasarısında da "Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adlî para cezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adlî para cezası, çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamaz." Denilmek suretiyle adli para cezasının tayininde Yeni TCK’na uygun olarak gün/para sisteminin getirildiği görülmektedir.
Bu değerlendirmeler ışığı altında bugüne kadar 3167 Sayılı Kanuna göre verilen çek cezaları, 01.01.2009 tarihinde yürürlüğe girmiş bulunan TCK 5nci maddesi uyarınca , aynı kanunun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırılık teşkil etmektedir ve sanık/hükümlü lehine olan yeni hükümler uygulanarak bugüne kadar verilmiş olan cezaların infazı durdrulmalıdır.
Uygulanamayacağı yasa ile düzenlenen, bu nedenle yasal olarak yok hükmünde olan bir kurala göre ceza vermek, gerek Anayasa'da yapılan temel haklar ile ilgili düzenlemelere, temel hak ve özgürlükleri içeren Uluslararası Sözleşme hükümlerine ve gerekse Türk Ceza Kanunun 2. maddesinde düzenlenen kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz, kanunlarda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz kuralına da aykırıdır.
BU AŞAGILIK YAZILARA MÜSADEE ETMEYECEGİMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMM...........................................................................KARŞILIKSIZ ÇEKE HAPİS İNSANLIK ONURUNA AYKIRI İSE BU YAZILAR İNSANLIK ONURUNAAA UYGUNMUUUU?????
mahoni seker seni sike sike götünü yırtık orusbu mynettekiler yetmedimi seni sikmeye benim sikimi agzına alırken nasıl kıvranıyordun seni sikerken gözlerimi kapadım 532 telefonunu başkalarınada verim istersen götün lastik gibi oluk sikile sikile ben mynetten mustafa nikim Ben akıllı ol gelir aklını alırım yazma bu siteye kaltak seni........
mahoni seker seni sike sike götünü yırtık orusbu mynettekiler yetmedimi seni sikmeye benim sikimi agzına alırken nasıl kıvranıyordun seni sikerken gözlerimi kapadım 532 telefonunu başkalarınada verim istersen götün lastik gibi oluk sikile sikile ben mynetten mustafa nikim Ben akıllı ol gelir aklını alırım yazma bu siteye kaltak seni,,,,,,,,,,,
mahoni seker seni sike sike götünü yırtık orusbu mynettekiler yetmedimi seni sikmeye benim sikimi agzına alırken nasıl kıvranıyordun seni sikerken gözlerimi kapadım 532 telefonunu başkalarınada verim istersen götün lastik gibi oluk sikile sikile ben mynetten mustafa nikim Ben akıllı ol gelir aklını alırım yazma bu siteye kaltak seni,,,,,,,,,
mahoni seker seni sike sike götünü yırtık orusbu mynettekiler yetmedimi seni sikmeye benim sikimi agzına alırken nasıl kıvranıyordun seni sikerken gözlerimi kapadım 532 telefonunu başkalarınada verim istersen götün lastik gibi oluk sikile sikile ben mynetten mustafa nikim Ben akıllı ol gelir aklını alırım yazma bu siteye kaltak seni
mahoni seker seni sike sike götünü yırtık orusbu mynettekiler yetmedimi seni sikmeye benim sikimi agzına alırken nasıl kıvranıyordun seni sikerken gözlerimi kapadım 532 telefonunu başkalarınada verim istersen götün lastik gibi oluk sikile sikile ben mynetten mustafa nikim Ben akıllı ol gelir aklını alırım yazma bu siteye kaltak seni,,,,,,,,,
mahoni seker seni sike sike götünü yırtık orusbu mynettekiler yetmedimi seni sikmeye benim sikimi agzına alırken nasıl kıvranıyordun seni sikerken gözlerimi kapadım 532 telefonunu başkalarınada verim istersen götün lastik gibi oluk sikile sikile ben mynetten mustafa nikim Ben akıllı ol gelir aklını alırım yazma bu siteye kaltak seni,,,,,,,,,,,,,,
mahoni seker seni sike sike götünü yırtık orusbu mynettekiler yetmedimi seni sikmeye benim sikimi agzına alırken nasıl kıvranıyordun seni sikerken gözlerimi kapadım 532 telefonunu başkalarınada verim istersen götün lastik gibi oluk sikile sikile ben mynetten mustafa nikim Ben akıllı ol gelir aklını alırım yazma bu siteye kaltak seni,,,,,,,,,,
mahoni seker seni sike sike götünü yırtık orusbu mynettekiler yetmedimi seni sikmeye benim sikimi agzına alırken nasıl kıvranıyordun seni sikerken gözlerimi kapadım 532 telefonunu başkalarınada verim istersen götün lastik gibi oluk sikile sikile ben mynetten mustafa nikim Ben akıllı ol gelir aklını alırım yazma bu siteye kaltak seni,,,,,,,,
mahoni seker seni sike sike götünü yırtık orusbu mynettekiler yetmedimi seni sikmeye benim sikimi agzına alırken nasıl kıvranıyordun seni sikerken gözlerimi kapadım 532 telefonunu başkalarınada verim istersen götün lastik gibi oluk sikile sikile ben mynetten mustafa nikim Ben akıllı ol gelir aklını alırım yazma bu siteye kaltak seni,,,,,
mahoni seker seni sike sike götünü yırtık orusbu mynettekiler yetmedimi seni sikmeye benim sikimi agzına alırken nasıl kıvranıyordun seni sikerken gözlerimi kapadım 532 telefonunu başkalarınada verim istersen götün lastik gibi oluk sikile sikile ben mynetten mustafa nikim Ben akıllı ol gelir aklını alırım yazma bu siteye kaltak seni,,,,,,,
mahoni seker seni sike sike götünü yırtık orusbu mynettekiler yetmedimi seni sikmeye benim sikimi agzına alırken nasıl kıvranıyordun seni sikerken gözlerimi kapadım 532 telefonunu başkalarınada verim istersen götün lastik gibi oluk sikile sikile ben mynetten mustafa nikim Ben akıllı ol gelir aklını alırım yazma bu siteye kaltak seni,,,,,,,,,
mahoni seker seni sike sike götünü yırtık orusbu mynettekiler yetmedimi seni sikmeye benim sikimi agzına alırken nasıl kıvranıyordun seni sikerken gözlerimi kapadım 532 telefonunu başkalarınada verim istersen götün lastik gibi oluk sikile sikile ben mynetten mustafa nikim Ben akıllı ol gelir aklını alırım yazma bu siteye kaltak seni,,,,,
mahoni seker seni sike sike götünü yırtık orusbu mynettekiler yetmedimi seni sikmeye benim sikimi agzına alırken nasıl kıvranıyordun seni sikerken gözlerimi kapadım 532 telefonunu başkalarınada verim istersen götün lastik gibi oluk sikile sikile ben mynetten mustafa nikim Ben akıllı ol gelir aklını alırım yazma bu siteye kaltak seni
,,,,,
mahoni seker seni sike sike götünü yırtık orusbu mynettekiler yetmedimi seni sikmeye benim sikimi agzına alırken nasıl kıvranıyordun seni sikerken gözlerimi kapadım 532 telefonunu başkalarınada verim istersen götün lastik gibi oluk sikile sikile ben mynetten mustafa nikim Ben akıllı ol gelir aklını alırım yazma bu siteye kaltak seni
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:.
Konu ile ilgili yasal durum incelendiğinde;.
1-3167 Sayılı Yasanın 16. maddesinde :.
(1) Üzerinde yazılı keşide tarihinden önce veya ibraz süresi içinde 4 üncü madde uyarınca ibraz edildiğinde, yeterli karşılığı bulunmaması nedeniyle kısmen de olsa ödenmeyen çeki keşide eden hesap sahipleri veya yetkili temsilcileri, kanunların ayrıca suç saydığı haller saklı kalmak üzere, çek bedeli tutarı kadar ağır para cezasıyla cezalandırılırlar. Ancak verilecek para cezası seksenmilyar liradan fazla olamaz. Bu miktar, 01/03/1926 tarihli ve 765 sayılı Türk Ceza Kanununun ek 2 nci maddesine göre her yıl artırılır. Bu suçtan mükerrirlere, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir..
2 – 5237 Sayılı TCK nun 2/1-3 madde ve fıkralarında ; (1) “Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz.”.
(3) Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz. 3- 5237 Sayılı TCK nun 5/1 madde ve fıkralarında :.
“Bu Kanunun genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır. “.
4-5237 Sayılı TCK nun 52/1-2-3 Madde ve fıkralarında; (1) Adlî para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hâllerde yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir..
(2) En az yirmi ve en fazla yüz Türk Lirası olan bir gün karşılığı adlî para cezasının miktarı, kişinin ekonomik ve diğer şahsî hâlleri göz önünde bulundurularak takdir edilir. (3) Kararda, adlî para cezasının belirlenmesinde esas alınan tam gün sayısı ile bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ayrı ayrı gösterilir. “.
5-5252 Sayılı Yasanın 5349 Sayılı Yasanın 6. Maddesi ile değişik Geçici 1. Maddesinde: (1) Diğer kanunların, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31 Aralık 2008 tarihine kadar uygulanır..
6-5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 madde ve fıkrasında:.
(1) Mahkûmiyet hükmünün yorumunda veya çektirilecek cezanın hesabında duraksama olursa, cezanın kısmen veya tamamen yerine getirilip getirilemeyeceği ileri sürülür ya da sonradan yürürlüğe giren kanun, hükümlünün lehinde olursa, duraksamanın giderilmesi veya yerine getirilecek cezanın belirlenmesi için hükmü veren mahkemeden karar istenir. (3) Yukarıdaki fıkralar uyarınca yapılan başvurular cezanın infazını ertelemez. Ancak, mahkeme olayın özelliğine göre infazın ertelenmesine veya durdurulmasına karar verebilir. 7- 5275 Sayılı Yasanın 101/1-3 Madde ve fıkrasında:.
(1) Cezanın infazı sırasında, 98 ilâ 100 üncü maddeler gereğince mahkemeden alınması gereken kararlar duruşma yapılmaksızın verilir. Karar verilmeden önce Cumhuriyet savcısı ve hükümlünün görüşlerini yazılı olarak bildirmeleri istenebilir..
(3)Bölge adliye mahkemesi veya Yargıtaydan başka mahkemeler tarafından verilmiş olan bu kararlara karşı itiraz yoluna gidilebilir.” hükümleri bulunmaktadır..
Ayrıca TBMM tarafından 5728 Sayılı Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlar ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile düzenleme yapıldığı ve bu kanunun yürürlükte olduğu ancak yapılan bu düzenlemeler içerisinde 3167 Sayılı Yasanın 16. Maddesi ile ilgili bir düzenlemenin bulunmadığı da ortadadır..
Kararına itiraz edilen mahkemenin itiraz edilen kararında; 5252 Sayılı Kanunun geçici 1. Maddesinde 5560 Sayılı Kanunla yapılan değişiklik üzerine belirlenen 31.12.2008 gününe değin, diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümlerinin düzeltilmesinin öngörüldüğü halde bu kapsamdan olarak yasa koyucu tarafından 5728 Sayılı “Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”u va’zettiği, dolayısıyla da uyumlaştırılması murat olunan diğer kanunların bu kapsamda yeniden düzenlenildiği., ancak bu çerçevede 3167 Sayılı Kanun hükümlerinin ayrık tutulduğu, bunun ise tamamen mevzuatın “Özel” niteliğinden kaynaklandığı, hal böyle olunca da Yargıtay Yüksek Dairesi’nin pek çok uygulamalarında da “özel yasa ” niteliğinden dolayı pek çok uygulanabilir (önödeme-uzlaşma…gibi) hukuk müessesesinden ayrık değerlendirildiği nazara alındığında, ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil eden çeklerden dolayı tayin olunacak ceza hükmünde de “çek bedeli kadar adli para cezası” olmasında hukuken aykırı bir durum görülmediğinden” sanık vekilinin talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır..
Yürürlükte olan yasal durum incelendiğinde; TCK nun 5/1 maddesinde bu kanunun genel hükümlerinin özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanacağı belirtilerek ceza hukukunda yeknesaklık sağlanmak istenmiştir. Bu amaçla 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesine; diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemesine aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31.12.2008 tarihine kadar uygulanır hükmü konulmuş ve bu süre yeniden uzatılmamıştır..
Yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. Madde hükmünü dikkate alarak ” Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” adı altında 580 maddeden oluşan 5728 Sayılı Yasayı çıkartmış ve bu yasa yürürlüğe girmiştir..
Buradan da anlaşıldığı üzere yasa koyucunun amacı TCK nun genel hükümlerinin bütün özel yasalarda ve ceza hükmü içeren yasalarda uygulanmasını sağlamaktır. 5237 Sayılı TCK nun 52. maddesi dikkate alındığında adli para cezasının tanımının yapıldığı görülmektedir. Buna göre adli para cezası , beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmadığı hallerde 730 günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması sureti ile hesaplanan meblağın hükümlü tarafından devlet hazinesine ödenmesinden ibarettir.
Bu maddenin 1. fıkrasında bulunan “kanunda aksine hüküm bulunmayan haller” tanımının adli para cezası gün sayısının bu genel düzenlemeye aykırı olarak 730 günün altında veya üstünde düzenlenecebileceği ve bu düzenlemenin de geçerli olduğu anlamındadır. Buradan da anlaşıldığı üzere TCK genel hükümlerinde gün adli para cezası sistemi benimsenmiştir. 3167 Sayılı yasanın 16. maddesi değerlendirildiğinde; “….. çek bedeli tutarı kadar ağır para cezası (adli para cezası) ile cezalandırılırlar . Ancak verilecek para cezası 80 milyar liradan fazla olamaz. ” hükmünün bulunduğu, bu düzenlemenin gün para cezası içermemesi nedeni ile TCK nun 52/1 maddesine uygun olmadığı ortadadır..
Yasa koyucunun 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesinde sözünü ettiği diğer kanunlar içerisinde 3167 Sayılı Yasanın da olduğu hususunda tereddüt yoktur. Buna göre 3167 Sayılı Yasada bulunan ve 5237 Sayılı TCK nun 1.Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümler 31.12.2008 tarihine kadar uygulanabilecektir. Bu düzenlemenin mevhumu muhalifinden 3167 Sayılı (özel) Kanunun TCK nun 1. kitabının 52. maddesinde düzenlenen gün para sistemine aykırı olan ceza kuralının 31.12.2008 tarihinden sonra uygulanmayacağı 5252 Sayıl Yasanın geçici 1. Maddesinin emredici hükmüdür. Kaldı ki yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesini dikkate alarak 5728 Sayılı Yasa ile özel yasalarda ayrıntılı düzenlemeler yapmasına rağmen 3167 Sayılı Yasada herhangi bir düzenleme yapmamıştır..
Ayrıca Adalet Bakanlığı’nın http://www.kgm.adalet.gov.tr/basbakanlik/cekkanunu.pdf adresinde bulunan ve Çek Kanunu Tasarısı Taslağı olarak Başbakanlığa gönderilen metnin 5/1 madde ve fıkrasında “Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adlî paracezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adlî para cezası, çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamaz.” düzenlemesinin bulunduğu, bu düzenleme dikkate alındığında yasama organının büyük çoğunluğunu oluşturan yürütmeyi (hükümeti ) temsilen Adalet Bakanlığının da itirazı reddeden mahkeme ve red kararında belirtilen Yargıtay Dairesinin inancına aykırı olarak çek kanununda verilecek adli para cezasının gün para sistemine uygun olması gerektiğini öngördüğü, bu durum karşısında subjektif değerlendirme niteliğinde olan “çekin ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil etmesi” bu nedenle 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesindeki düzenlemenin değiştirilmediği yani ayrık tutulduğu (temel düzenlemeden istisna edildiği) yönündeki değerlendirmenin mevcut yasal durum karşısında yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır..
Yasa koyucunun atlama yaptığı, bir konuyu unuttuğu kabul edilemeyeceğine ve yukarıda da değinildiği gibi bu konuda değişiklik yapmak için Başbakanlığa kanun tasarısı taslağıda sevk edildiğine göre yürütmenin, (hükümetin ) ve yasa koyucunun (TBMM’nin) muradının 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesi ile düzenlenen ceza kuralının ortadan kalkması ve yeni yasal düzenleme yapılana kadar bu ceza hükmünün uygulanamaz olmasını sağlamak olduğu kabul edilmelidir. Çünkü ceza kuralları uygulanmak amacı ile konulur. Uygulanamayan bir ceza kuralı kaldırılmış demektir. Uygulanamayacağı yasa ile düzenlenen, bu nedenle yasal olarak kaldırılma dışında yok hükmünde olan bir kurala göre ceza vermek gerek Anayasa’da yapılan temel haklar ile ilgili düzenlemelere, temel hak ve özgürlükleri içeren Uluslararası Sözleşme hükümlerine ve gerekse Türk Ceza Kanunun 2. maddesinde düzenlenen kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz, kanunlarda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz kuralına da aykırıdır..
Bu yasal durum karşısında hükümlünün, 31.12.2008 tarihinden itibaren zımni olarak yürürlükten kaldırılan ve yerine yeni hüküm konulmaması nedeni ile cezasız bırakılan karşılıksız çek keşide etmek eyleminden dolayı cezalandırıldığı, hükümlü müdafiinin yaptığı itirazın hukuka uygun olmayan mülahazalarla red edildiği, itirazın yasal ve yerinde olduğu anlaşılmakla, 5275 Sayılı Yasanın 101/3 madde ve fıkrasının verdiği yetkiye dayanarak ve hükümlünün telafisi mümkün olmayan zararlara uğramasını engellemek amacı ile 5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 maddesi gereğince mahkumiyet hükmünün yorumunda ve çektirilecek cezanın hesabında açıklanan nedenlerle duraksama olduğundan 3167 Sayılı Yasada yeni bir düzenleme yapılana ya da 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesinin açıkça yürürlükten kaldırılması anına kadar infazın ertelenmesine, yasa koyucunun yeni bir düzenleme yapması halinde hükümlünün durumunun yeniden mahkemesince ele alınarak değerlendirilmesi için itirazın kabülü ile hükümlüye Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 31.07.2007 tarih ve 2007/299 esas 2007/590 karar sayılı ilamı ile verilen adli para cezasının infazının durdurulmasına karar vermek gerekmiştir..
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;.
1-Hükümlü H.S.S. müdafiinin yapmış olduğu İTİRAZIN KABÜLÜNE, 2-Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 04.02.2009 tarih ve 2007/299 esas 2007/590 karar sayılı EK KARARININ KALDIRILMASINA.
3-Sanık hakkında Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 31.07.2007 tarih ve 2007/299 esas 2007/590 karar sayılı ilamı ile verilen 26000TL adli para cezasının İNFAZININ DURDURULMASINA,.
4-Kararın bir örneğinin gereğinin yerine getirilmesi için Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine,.
Dosyanın Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesine iadesine, Karardan bir örneğin hükümlü vekiline TEBLİĞİNE ,.
Dair; 5275 Sayılı Yasanın 101/3 ve CMK nun 271/4 madde ve fıkrası gereğince incelenen dosya üzerinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi..16.03.2009..
.
.
.
SARAYKÖY ASLİYE CEZA MAHKEMEİ DOSYA NO :2007/176 KARAR NO :2007/201
HAKİM : GÜLPERİ GÜNEŞ 32147 C.SAVCISI : HÜSEYİN HÜR 107696 KATİP : MURAT AYRAL 97009
SANIK : A. G. K. SUÇ : KARŞILIKSIZ ÇEK KEŞİDE ETME SUÇ TARIHİ : 19/02/2007 ASIL KARAR TARİHİ : 25/09/2007 EK KARAR TARİHİ : 28/01/2009
HÜKÜMLÜ AHMET GÜRKAN ………KAN IN 21/01/2009 ARİHLİ İNFAZIN DURDURULMASINA İLİKİN DİLEKÇESİ C. SAVCISININ YAZILI GÖRÜŞÜ ALINARAKİNCELENDİ.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLÜ:
HÜKÜMLÜ AHMET GÜRKAN …..KAN HAKKINDA MAHKEMEMİZİN 25/09/2009 TARİH 2007/176-201 ESAS E KARAR SAYILI KARARI İLE KARŞILIKSIZ ÇEK KEŞİDE ETMEK SUÇUNDAN DAYI 60.000 TL ADLİ PARA CEZASI İL CEZALANDIRILMASIA KARAR VERİLDİĞİ, KARARIN 20/11/2007 TARİHİNDE KESİNLEŞEREK İNFAZA VERİLDİĞİ HÜKÜMLÜĞÜN ADLİ PARA CEZASNI ÖDEMEMESİ ÜZERİNE SARAYKÖY C.BAŞSAVCILIĞININ 29/01/2008 GÜNLÜ KARARI İLE HÜKÜMLÜYE VERİE ADLİ PARA CEZASININ 600 GÜN HAPİS CEZASINA ÇEVRİLDİĞİ VE 28/02/2008 TARİHİNDE İNFAZA BAŞLANDIĞI HÜKÜMLÜNÜN HALEN B CEZASINI İNFAZ TTİĞİ 5252 SAYILI ÜÇK NIN YÜÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDAKİ KANUNUN GEÇİCİ 1.MADDESİDE BELİRTİLEN DİĞEN KANUNLARIN TCK NIN GEEL HÜKÜMLERİNE AKRI OLAN MADDELERİNİN UYGULANMASINA DEVAM EDİLECEĞİNE İLİŞKİN HÜKMÜN 31/12/2008 TARİHİ İTİBARİYLE YÜRÜRÜKTE KALKTIĞI YASA KOYUCU TARAFINDAN 5728 SAYILI YASA İLE BİR ÇOK ÖZEL YASDAKİ CEZA HÜKÜMLERİ 5237 SAYILI YASAYA UYGUN HALE GETİRİLMESİNE RAĞMEN 3167 SAYILI YASA YÖNÜNDEN 31/12/2008 TARİHİNE KADAR HER HANGİ BİR DÜZENLEME YAPILMADIĞI 5252 SAYILI TCK NIN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KARARIN MADDESİ 5237 SAYILI TCK 45/1 52/1 MADELERİ İLE BİRLİKTE DEĞERLENDİRLDİĞİNDE BU GENEL URALIN BÜTÜN ÖZEL YASALARI BAĞLAYACĞI ÖZEL YASALARDAKİ AYKIRI HÜKÜMLRİN 31/12/2008 TARİHİNE KADAR UYGUNABİLECEĞİ BU TARİHE KADAR ÖZEL YASALARIN 5257 SAYILI TCK NIN GEEL KÜMLERİNE UYARLANMASININ ZORUNLU BULUNDUĞU ANCA 3167 SAYILI YASA AÇISINDAN HALEN BU UYARLAMANIN YAPILMAMIQŞ OLDUĞU ANLAŞILMAKLA HÜKÜMLÜNÜN MAĞDURİYETNE NEDE ALMAMAK AÇISINDAN 527 SAYILI ASANIN 98. MADDESİ UYARINCA İNFAZIN DURDURULMASINA KARAR VERMEKGEREKMİŞTİR. HÜKÜM YUKARIDA AÇIKLANAN NEDENLERLE
HÜKÜMLÜ AHMET GÜRKAN ……KAN HAKKINDA MAHKEMEMİZİN 25/09/207 TARİH 2007/176-201 ESAS VE KARAR SAYILI İLAMI İLE VERİLEN 60.000 TL ADLİ PARA CEZASINA İLİŞKİN İNFAZIN DURDURULMASINA.
HÜKÜMLÜNÜN BAŞKA BİR SUÇTAN TUTUKLU VEY HÜKÜMLÜ ULUNMAASI HALİNDE SALIVERİLMESİNE
KARARIN C.SAVCILIĞI ARACILIĞIYLA HÜKÜMLÜYE TEBLİĞİ DAİR, DOSYA ÜZERİNDEYAPILAN İNCELEMESONUCUNDA İSTEME UYGUN V TEBLİĞ TARİHİNDEN İTAREN 7 GÜN İÇİNDE DENİZLİ NBETÇİ AĞIR CEZA MAHKEMESİNE İTİRAZ YOLU AÇIK OLMAK ÜZERERKARAR VERİLDİ
Sakarya Ağır Ceza Mahkemesi, Karşılıksız Çek Beraat Kararı
BAŞKAN : ABDÜLKADİR YAVUZ ÜYE : BURHANETTİN ESENKAR ÜYE : CEVDET BAK
KATİP : BEHİYE AYDINHükümlü A.B. vekili Av. Levent S. tarafından Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.03.2009 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı ek kararı ile hükümlü vekilinin talebinin reddine ve mahkemelerinin 28.5.2008 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı ilamının değiştirilmesine ve infazın durdurulmasına yer olmadığına ve infazın devamına dair kararına dosya içeriğine göre süresi içerisinde; müvekkilinin 3167 Sayılı Kanuna Muhalefet nedeni ile para cezasına mahkum edildiği, 5275 Sayılı Yasanın 98. maddesi uyarınca yaptıkları başvurunun reddedildiği, bu kararın 5237 Sayılı TCK nun 5, 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesi, 3167 Sayılı Yasanın 16. maddesi ayrıca TCK 20.43.52,53,60,61 maddelerinde yer alan düzenlemelere aykırı olduğu, 31.11.2008 tarihi itibari ile karşılıksız çek keşide etmek eyleminin suç olmaktan çıktığı, böylece suçta ve cezada kanunilik ilkesi uyarınca hükümlü hakkında verilen cezanın yasal dayanağının kalmadığı iddiası ile Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından 24.03.2009 tarihinde infazın devamına ilişkin ek kararın itiraz incelemesi ile kaldırılmasını ve hakkında tayin edilen cezanın bütün sonuçları ile ortadan kaldırılmasını ve tahliyesini istemiştir.
İddia makamının mütalaası alındı, dosya incelendi
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Konu ile ilgili yasal durum incelendiğinde;
1-3167 Sayılı Yasanın 16. maddesinde : (1) Üzerinde yazılı keşide tarihinden önce veya ibraz süresi içinde 4 üncü madde uyarınca ibraz edildiğinde, yeterli karşılığı bulunmaması nedeniyle kısmen de olsa ödenmeyen çeki keşide eden hesap sahipleri veya yetkili temsilcileri, kanunların ayrıca suç saydığı haller saklı kalmak üzere, çek bedeli tutarı kadar ağır para cezasıyla cezalandırılırlar. Ancak verilecek para cezası seksenmilyar liradan fazla olamaz. Bu miktar, 01/03/1926 tarihli ve 765 sayılı Türk Ceza Kanununun ek 2 nci maddesine göre her yıl artırılır. Bu suçtan mükerrirlere, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.
2 – 5237 Sayılı TCK nun 2/1-3 madde ve fıkralarında ; (1) “Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz.”
(3) Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz.
3- 5237 Sayılı TCK nun 5/1 madde ve fıkralarında : “Bu Kanunun genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır. “
4-5237 Sayılı TCK nun 52/1-2-3 Madde ve fıkralarında; (1) Adlî para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hâllerde yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir.
(2) En az yirmi ve en fazla yüz Türk Lirası olan bir gün karşılığı adlî para cezasının miktarı, kişinin ekonomik ve diğer şahsî hâlleri göz önünde bulundurularak takdir edilir. (3) Kararda, adlî para cezasının belirlenmesinde esas alınan tam gün sayısı ile bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ayrı ayrı gösterilir. “
5-5252 Sayılı Yasanın 5349 Sayılı Yasanın 6. Maddesi ile değişik Geçici 1. Maddesinde: (1) Diğer kanunların, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31 Aralık 2008 tarihine kadar uygulanır.
6-5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 madde ve fıkrasında: (1) Mahkûmiyet hükmünün yorumunda veya çektirilecek cezanın hesabında duraksama olursa, cezanın kısmen veya tamamen yerine getirilip getirilemeyeceği ileri sürülür ya da sonradan yürürlüğe giren kanun, hükümlünün lehinde olursa, duraksamanın giderilmesi veya yerine getirilecek cezanın belirlenmesi için hükmü veren mahkemeden karar istenir. (3) Yukarıdaki fıkralar uyarınca yapılan başvurular cezanın infazını ertelemez. Ancak, mahkeme olayın özelliğine göre infazın ertelenmesine veya durdurulmasına karar verebilir.
7- 5275 Sayılı Yasanın 101/1-3 Madde ve fıkrasında: (1) Cezanın infazı sırasında, 98 ilâ 100 üncü maddeler gereğince mahkemeden alınması gereken kararlar duruşma yapılmaksızın verilir. Karar verilmeden önce Cumhuriyet savcısı ve hükümlünün görüşlerini yazılı olarak bildirmeleri istenebilir. “http://karsiliksizcek.wordpress.com/”
(3)Bölge adliye mahkemesi veya Yargıtaydan başka mahkemeler tarafından verilmiş olan bu kararlara karşı itiraz yoluna gidilebilir.” hükümleri bulunmaktadır.
Ayrıca TBMM tarafından 5728 Sayılı Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlar ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile düzenleme yapıldığı ve bu kanunun yürürlükte olduğu ancak yapılan bu düzenlemeler içerisinde 3167 Sayılı Yasanın 16. Maddesi ile ilgili bir düzenlemenin bulunmadığı da ortadadır.
Kararına itiraz edilen mahkemenin itiraz edilen kararında; 5252 Sayılı Kanunun geçici 1. Maddesinde 5560 Sayılı Kanunla yapılan değişiklik üzerine belirlenen 31.12.2008 gününe değin, diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümlerinin düzeltilmesinin öngörüldüğü halde bu kapsamdan olarak yasa koyucu tarafından 5728 Sayılı “Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”u va’zettiği, dolayısıyla da uyumlaştırılması murat olunan diğer kanunların bu kapsamda yeniden düzenlenildiği., ancak bu çerçevede 3167 Sayılı Kanun hükümlerinin ayrık tutulduğu, bunun ise tamamen mevzuatın “Özel” niteliğinden kaynaklandığı, hal böyle olunca da Yargıtay Yüksek Dairesi’nin pek çok uygulamalarında da “özel yasa ” niteliğinden dolayı pek çok uygulanabilir (önödeme-uzlaşma…gibi) hukuk müessesesinden ayrık değerlendirildiği nazara alındığında, ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil eden çeklerden dolayı tayin olunacak ceza hükmünde de “çek bedeli kadar adli para cezası” olmasında hukuken aykırı bir durum görülmediğinden” sanık vekilinin talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Yürürlükte olan yasal durum incelendiğinde; TCK nun 5/1 maddesinde bu kanunun genel hükümlerinin özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanacağı belirtilerek ceza hukukunda yeknesaklık sağlanmak istenmiştir.
Bu amaçla 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesine; diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemesine aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31.12.2008 tarihine kadar uygulanır hükmü konulmuş ve bu süre yeniden uzatılmamıştır.
Yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. Madde hükmünü dikkate alarak ” Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” adı altında 580 maddeden oluşan 5728 Sayılı Yasayı çıkartmış ve bu yasa yürürlüğe girmiştir.
Buradan da anlaşıldığı üzere yasa koyucunun amacı TCK nun genel hükümlerinin bütün özel yasalarda ve ceza hükmü içeren yasalarda uygulanmasını sağlamaktır.
5237 Sayılı TCK nun 52. maddesi dikkate alındığında adli para cezasının tanımının yapıldığı görülmektedir. Buna göre adli para cezası , beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmadığı hallerde 730 günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması sureti ile hesaplanan meblağın hükümlü tarafından devlet hazinesine ödenmesinden ibarettir
Bu maddenin 1. fıkrasında bulunan “kanunda aksine hüküm bulunmayan haller” tanımının adli para cezası gün sayısının bu genel düzenlemeye aykırı olarak 730 günün altında veya üstünde düzenlenebileceği ve bu düzenlemenin de geçerli olduğu anlamındadır. Buradan da anlaşıldığı üzere TCK genel hükümlerinde gün adli para cezası sistemi benimsenmiştir. 3167 Sayılı yasanın 16. maddesi değerlendirildiğinde; “….. çek bedeli tutarı kadar ağır para cezası (adli para cezası) ile cezalandırılırlar . Ancak verilecek para cezası 80 milyar liradan fazla olamaz. ” hükmünün bulunduğu, bu düzenlemenin gün para cezası içermemesi nedeni ile TCK nun 52/1 maddesine uygun olmadığı ortadadır.
Yasa koyucunun 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesinde sözünü ettiği diğer kanunlar içerisinde 3167 Sayılı Yasanın da olduğu hususunda tereddüt yoktur. Buna göre 3167 Sayılı Yasada bulunan ve 5237 Sayılı TCK nun 1.Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümler 31.12.2008 tarihine kadar uygulanabilecektir. Bu düzenlemenin mevhumu muhalifinden 3167 Sayılı (özel) Kanunun TCK nun 1. kitabının 52. maddesinde düzenlenen gün para sistemine aykırı olan ceza kuralının 31.12.2008 tarihinden sonra uygulanmayacağı 5252 Sayıl Yasanın geçici 1. Maddesinin emredici hükmüdür. Kaldı ki yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesini dikkate alarak 5728 Sayılı Yasa ile özel yasalarda ayrıntılı düzenlemeler yapmasına rağmen 3167 Sayılı Yasada herhangi bir düzenleme yapmamıştır.
Ayrıca Adalet Bakanlığı’nın http://www.kgm.adalet.gov.tr/basbakanlik/cekkanunu.pdf adresinde bulunan ve Çek Kanunu Tasarısı Taslağı olarak Başbakanlığa gönderilen metnin 5/1 madde ve fıkrasında “Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adlî paracezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adlî para cezası, çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamaz.” düzenlemesinin bulunduğu, bu düzenleme dikkate alındığında yasama organının büyük çoğunluğunu oluşturan yürütmeyi (hükümeti ) temsilen Adalet Bakanlığının da itirazı reddeden mahkeme ve red kararında belirtilen Yargıtay Dairesinin inancına aykırı olarak çek kanununda verilecek adli para cezasının gün para sistemine uygun olması gerektiğini öngördüğü, bu durum karşısında subjektif değerlendirme niteliğinde olan “çekin ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil etmesi” bu nedenle 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesindeki düzenlemenin değiştirilmediği yani ayrık tutulduğu (temel düzenlemeden istisna edildiği) yönündeki değerlendirmenin mevcut yasal durum karşısında yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
Yasa koyucunun atlama yaptığı, bir konuyu unuttuğu kabul edilemeyeceğine ve yukarıda da değinildiği gibi bu konuda değişiklik yapmak için Başbakanlığa kanun tasarısı taslağıda sevk edildiğine göre yürütmenin, (hükümetin ) ve yasa koyucunun (TBMM’nin) muradının 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesi ile düzenlenen ceza kuralının ortadan kalkması ve yeni yasal düzenleme yapılana kadar bu ceza hükmünün uygulanamaz olmasını sağlamak olduğu kabul edilmelidir. Çünkü ceza kuralları uygulanmak amacı ile konulur. Uygulanamayan bir ceza kuralı kaldırılmış demektir. Uygulanamayacağı yasa ile düzenlenen, bu nedenle yasal olarak kaldırılma dışında yok hükmünde olan bir kurala göre ceza vermek gerek Anayasa’da yapılan temel haklar ile ilgili düzenlemelere, temel hak ve özgürlükleri içeren Uluslararası Sözleşme hükümlerine ve gerekse Türk Ceza Kanunun 2. maddesinde düzenlenen kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz, kanunlarda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz kuralına da aykırıdır.
Bu yasal durum karşısında hükümlünün, 31.12.2008 tarihinden itibaren zımni olarak yürürlükten kaldırılan ve yerine yeni hüküm konulmaması nedeni ile cezasız bırakılan karşılıksız çek keşide etmek eyleminden dolayı cezalandırıldığı, hükümlü müdafiinin yaptığı itirazın hukuka uygun olmayan mülahazalarla red edildiği, itirazın yasal ve yerinde olduğu anlaşılmakla, 5275 Sayılı Yasanın 101/3 madde ve fıkrasının verdiği yetkiye dayanarak ve hükümlünün telafisi mümkün olmayan zararlara uğramasını engellemek amacı ile 5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 maddesi gereğince mahkumiyet hükmünün yorumunda ve çektirilecek cezanın hesabında açıklanan nedenlerle duraksama olduğundan 3167 Sayılı Yasada yeni bir düzenleme yapılana ya da 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesinin açıkça yürürlükten kaldırılması anına kadar infazın ertelenmesine, yasa koyucunun yeni bir düzenleme yapması halinde hükümlünün durumunun yeniden mahkemesince ele alınarak değerlendirilmesi için itirazın kabülü ile hükümlüye Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 08.05.2008 tarih ve 2008/202 esas, 2008/323 karar sayılı ilamı ile verilen adli para cezasının infazının durdurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Hükümlü Abdullah Bekir vekilinin yapmış olduğu İTİRAZIN KABÜLÜNE, 2-Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.03.2009 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı EK KARARININ KALDIRILMASINA
3-Sanık hakkında Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 8.5.2008 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı ilamı ile verilen 4158 .- TL, adli para cezasının İNFAZININ DURDURULMASINA,
4-Kararın bir örneğinin gereğinin yerine getirilmesi için Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine,
Dosyanın Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesine iadesine, Karardan bir örneğin hükümlü vekiline TEBLİĞİNE , Dair; 5275 Sayılı Yasanın 101/3 ve CMK nun 271/4 madde ve fıkrası gereğince incelenen dosya üzerinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.27.03.2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/7 Geliş Tarihi: 05/01/2009 Mahkemesi: Köyceğiz Sulh Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2008/82 Mahkeme Karar No: 2008/141 Mahkeme Karar Tarihi: 15/05/2008
Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme
DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/133 Karar BOZMA Karar Tarihi 19/01/2009 Kapatma Tarihi 03/02/2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/9 Geliş Tarihi: 05/01/2009
Mahkemesi: Tarsus Ağır Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2008/903 Mahkeme Karar No: 2008/903 Mahkeme Karar Tarihi: 14/07/2008
Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/135 Karar BOZMA Karar Tarihi 19/01/2009 Kapatma Tarihi 03/02/2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/14 Geliş Tarihi: 12/01/2009
Mahkemesi: Korkuteli Asliye Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2005/153
Mahkeme Karar No: 2006/97 Mahkeme Karar Tarihi: 10/03/2006
Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/784 Karar BOZMA Karar Tarihi 26/01/2009 Kapatma Tarihi 12/02/2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/18 Geliş Tarihi: 12/01/2009
Mahkemesi: Malatya 4. Asliye Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2006/291
Mahkeme Karar No: 2007/539 Mahkeme Karar Tarihi: 17/07/2007 Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/787 Karar BOZMA Karar Tarihi 26/01/2009 Kapatma Tarihi 03/02/2009
SAYIN MİLLETVEKİLLERİM
Sayın
Milletvekilim
Karşılıksız çekten dolayı hapis cezası , kanayan bir yaradır ve Türk Hukuk Sistemi açısından bir yüz karasıdır! Kişi hak ve hürriyetlerine ve esasen mevcut Anayasamıza da aykırı olan bu uygulama 1 Ocak 2009 tarihi itibariyle yeni bir boyut kazanmıştır:
Konu ile ilgili mevcut hukuki durum aşağıda sadece iki ana husus bakımından özetlenmiştir. Uygulama yasasında verilen süre 31 Aralık 2008'de dolmuş ve bu tarihten itibaren karşılıksız çek suçları fiilen cezasız kalmıştır. Eğer hukuk devletiysek, bu suçtan dolayı, yeni bir yasal düzenleme yapılana kadar hiçbir mahkeme ceza veremez ve önceden verilmiş olan cezalar da hukuken yok hükmündedir.
Ne var ki yargı tereddüttedir ve 3 aydır çelişkili kararlar verilmektedir. Bazı mahkemeler ceza vermeye devam ederken kendisinden bir çözüm beklenen YARGITAY, bugüne kadar yerel mahkemelere emsal oluşturacak bir karar da vermemiştir. Bazı illerdeki Asliye Ceza Mahkemeleri ve en önemlisi Sakarya 1. Ağır Ceza Mahkemesi ise, cezaların infazını durdurmuş ve hükümlüler tahliye edilmeye başlanmıştır. Diğer taraftan karşılıksız çekten dolayı ceza almış olan binlerce kişi ise kanunsuz bir şekilde 3 ayı aşkın süredir cezaevlerinde tutulmaktadır.
Ekonomik suçtan dolayı hürriyeti bağlayıcı ceza verilmesinin gayri insani olduğu, mevcut düzenlemenin anayasaya aykırı olduğu konuları bir tarafa, ortada apaçık bir hukuksuzluk ve kaos vardır! Teknik bir konu değil, akl-ı selim sahibi herkesin kolayca anlayabileceği basit bir durum var ortada... Prof. Dr. Adem Sözüer ve daha birçok hukukçu aylardır konuyu anlatmaya çalışıyor ama maalesef hukuksuzluk devam ediyor.
Bu kaos hem adalet anlayışını zedeliyor, hem de apaçık bir ihlal niteliği taşıyor. Üç aydır haksız yere cezaevlerinde tutulan insanlar, bu durumu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine taşıdıklarında kesinlikle lehe bir karar çıkacak ve yüklü tazminatlar gündeme gelecektir. Zira Sakarya Ağır Ceza Mahkemesinin aynı konuda verdiği emsal kararlar var. Bu kararlar diğer mahkemeleri bağlayıcı olmasa da ceza hukukunun uygulanmasında yeknesaklık zedelenmiş ve kanun önünde eşitlik ilkesi bozulmuştur. Böyle bir netice, Meclisi ve hükumeti zor durumda bırakacağı gibi, uluslararası hukuk çevrelerinde ve kamuoyu nezdinde yargı organlarının saygınlığını da zedeleyici sonuçlar doğurabilecektir. Meclisin ve hükumetin bir an önce bu çarpık duruma el koyması ve hukuksuzluğu sona erdirmesi gerekiyor.
Yeni yasada adli para cezası ve dolayısıyla hapis cezası devam edecek olsa da, çıkacak kanuna eklenecek bir geçici madde ile, 1 Ocak 2009 tarihi ile kanunun çıktığı tarihe kadar oluşmuş bulunan yasal boşluk sebebiyle cezasız kalmış olan karşılıksız çek suçundan dolayı verilen cezaların kaldırılması sağlanabilir. Böylece hem yargının tereddütleri izale edilmiş olur, bozulan yeknesaklık ve eşitlik ilkesi de nispeten telafi edilebilir.
Ortada kamu vicdanını rahatsız eden, toplumsal barışı zedeleyen ve adalet duygusunu inciten çok vahim bir tablo vardır ve süratle çözüm beklenmektedir.
Sessiz sedasız onbinlerce insan ve aile, Yüce Meclisten hukuk devleti esasına uygun bir çözüm beklemektedir.
HUKUKİ DURUMUN ÖZETİ
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 5 inci maddesi “Özel kanunlarla ilişki” başlığını taşımaktadır. Bu maddeye göre, “Bu Kanun’un genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren özel kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır.” Bu kanunun yayınlanmasını müteakip 3167 sayılı Çek Yasasının da içinde bulunduğu “ceza içeren özel kanunlar”da gerekli değişiklik ve uyumların yapılabilmesi için 5nci maddenin uygulanması 31.12.2008 tarihine ertelenmiştir. Ancak 31.12.2008 tarihine kadar, diğer birçok özel kanunda değişiklik yapılmış olmasına rağmen Çek Kanununda gerekli değişiklikler yapılmadığından, artık 01.01.2009 tarihi itibariyle 3167 Sayılı Yasanın ceza içeren ve TCK Genel Hükümlerine aykırılık teşkil eden maddeleri zımnen yürürlükten kaldırılmış bulunmaktadır. Nitekim, 31.12.2008 tarihine dek, ceza hükmü getiren diğer özel kanunlardan olan 3167 Sayılı Çek Kanununun cezai hükümleri, TCK’nun genel hükümlerine aykırı olsa da uygulanabilmekteydi.
Aykırılıklar nerededir?
1. TCK m. 21 bakımından : 3167 SK. m. 16/1’de karşılıksız çek keşide etme suçu, “şekli suç” niteliğinde düzenlenmiştir. Ancak, TCK ’nın genel hükümleri (m. 21) uyarınca, bir suçun oluşumu kastın varlığına bağlıdır. Kast “doğrudan”(m. 21/1) veya “olası kast” (m. 21/2) olabilir. Bu nedenle, bir kişinin karşılıksız çek nedeniyle cezalandırılabilmesi için, bu kişinin çeki keşide ederken, çekin karşılıksız kalacağı kastıyla hareket etmiş olması gerekmektedir. Başka bir deyişle, bunu bilmeli ve istemelidir. Dolayısıyla, yapılan yargılamada, artık kastın varlığı mutlak olarak araştırılmalı ve bunun sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır. Şayet olayda kast yoksa TCK m. 21/2’ye göre, somut olayda karşılıksız çek keşide eden kişide “olası kast”ın varlığı da ayrıca değerlendirilerek, maddede öngörülen ceza indirimleri uygulanmalıdır. 5252 Sayılı Kanunun kabulü ve uygulanması ile, hukukumuzda bugüne kadar zaten tartışmalı olan “objektif sorumluluk” esası terkedilmiş ve “kusursuz ceza olmaz” esası tamamen geçerli kılınmıştır. Şu halde, karşılıksız çek suçlarında, 1.1.2009 tarihine kadar “objektif sorumluluk” esasına göre verilmiş olan cezalar geçerliliğini yitirmiş bulunmaktadır. Artık suçun manevi unsuru olarak “kast” aranmalıdır. Aksi bir uygulama “kanunsuz suç ve ceza olamaz” esasına açık bir aykırılık teşkil edecektir.
2. TCK m. 52 bakımından Çek Kanunu’na göre, karşılıksız çek keşide etme suçunun cezası, çek bedeli tutarı kadar “adli para cezası” olarak belirlenmekteydi. Ancak, 1.1.2009 tarihinden itibaren TCK’nın adli para cezalarına ilişkin 52. maddesi uygulama alanı bulacağından, ceza miktarının ve niteliğinin belirlenmesi değişmiş bulunmaktadır.
TCK 52. maddenin uygulanmaya başlaması ile Çek yasasındaki çek bedeline bağlı adli para cezası uygulaması son bulmuştur. Adli para cezasının miktarının tespiti artık, sadece gün/para esasına göre yapılabilecektir. 3167 Sayılı Çek Kanunu’nun uygulamasında, ceza, karşılıksız çıkan çek miktarına göre belirlenmekteyken, TCK’nın 52. maddesinin uygulanmasıyla, öncelikle tamgün hesabının yapılması ve bir güne karşılık gelen parasal miktarın belirlenmesi üzerine karar verilmesi gerekmektedir. TCK m. 61/8 hükmüne göre, adli para cezası, belirlenen sonuç gün ile kişinin bir gün karşılığı ödeyebileceği miktarın çarpılması suretiyle bulunacaktır. Bu itibarla, yargılama sonucunda verilecek adli para cezasının tayini usulü de tümden değişmektedir. Nitekim hazırlanan yeni Çek Kanunu tasarısında da "Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adlî para cezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adlî para cezası, çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamaz." Denilmek suretiyle adli para cezasının tayininde Yeni TCK’na uygun olarak gün/para sisteminin getirildiği görülmektedir.
Bu değerlendirmeler ışığı altında bugüne kadar 3167 Sayılı Kanuna göre verilen çek cezaları, 01.01.2009 tarihinde yürürlüğe girmiş bulunan TCK 5nci maddesi uyarınca , aynı kanunun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırılık teşkil etmektedir ve sanık/hükümlü lehine olan yeni hükümler uygulanarak bugüne kadar verilmiş olan cezaların infazı durdrulmalıdır.
Uygulanamayacağı yasa ile düzenlenen, bu nedenle yasal olarak yok hükmünde olan bir kurala göre ceza vermek, gerek Anayasa'da yapılan temel haklar ile ilgili düzenlemelere, temel hak ve özgürlükleri içeren Uluslararası Sözleşme hükümlerine ve gerekse Türk Ceza Kanunun 2. maddesinde düzenlenen kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz, kanunlarda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz kuralına da aykırıdır.
BU AŞAGILIK YAZILARA MÜSADEE ETMEYECEGİMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMM...........................................................................KARŞILIKSIZ ÇEKE HAPİS İNSANLIK ONURUNA AYKIRI İSE BU YAZILAR İNSANLIK ONURUNAAA UYGUNMUUUU?????
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:.
Konu ile ilgili yasal durum incelendiğinde;.
1-3167 Sayılı Yasanın 16. maddesinde :.
(1) Üzerinde yazılı keşide tarihinden önce veya ibraz süresi içinde 4 üncü madde uyarınca ibraz edildiğinde, yeterli karşılığı bulunmaması nedeniyle kısmen de olsa ödenmeyen çeki keşide eden hesap sahipleri veya yetkili temsilcileri, kanunların ayrıca suç saydığı haller saklı kalmak üzere, çek bedeli tutarı kadar ağır para cezasıyla cezalandırılırlar. Ancak verilecek para cezası seksenmilyar liradan fazla olamaz. Bu miktar, 01/03/1926 tarihli ve 765 sayılı Türk Ceza Kanununun ek 2 nci maddesine göre her yıl artırılır. Bu suçtan mükerrirlere, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir..
2 – 5237 Sayılı TCK nun 2/1-3 madde ve fıkralarında ; (1) “Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz.”.
(3) Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz. 3- 5237 Sayılı TCK nun 5/1 madde ve fıkralarında :.
“Bu Kanunun genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır. “.
4-5237 Sayılı TCK nun 52/1-2-3 Madde ve fıkralarında; (1) Adlî para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hâllerde yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir..
(2) En az yirmi ve en fazla yüz Türk Lirası olan bir gün karşılığı adlî para cezasının miktarı, kişinin ekonomik ve diğer şahsî hâlleri göz önünde bulundurularak takdir edilir. (3) Kararda, adlî para cezasının belirlenmesinde esas alınan tam gün sayısı ile bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ayrı ayrı gösterilir. “.
5-5252 Sayılı Yasanın 5349 Sayılı Yasanın 6. Maddesi ile değişik Geçici 1. Maddesinde: (1) Diğer kanunların, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31 Aralık 2008 tarihine kadar uygulanır..
6-5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 madde ve fıkrasında:.
(1) Mahkûmiyet hükmünün yorumunda veya çektirilecek cezanın hesabında duraksama olursa, cezanın kısmen veya tamamen yerine getirilip getirilemeyeceği ileri sürülür ya da sonradan yürürlüğe giren kanun, hükümlünün lehinde olursa, duraksamanın giderilmesi veya yerine getirilecek cezanın belirlenmesi için hükmü veren mahkemeden karar istenir. (3) Yukarıdaki fıkralar uyarınca yapılan başvurular cezanın infazını ertelemez. Ancak, mahkeme olayın özelliğine göre infazın ertelenmesine veya durdurulmasına karar verebilir. 7- 5275 Sayılı Yasanın 101/1-3 Madde ve fıkrasında:.
(1) Cezanın infazı sırasında, 98 ilâ 100 üncü maddeler gereğince mahkemeden alınması gereken kararlar duruşma yapılmaksızın verilir. Karar verilmeden önce Cumhuriyet savcısı ve hükümlünün görüşlerini yazılı olarak bildirmeleri istenebilir..
(3)Bölge adliye mahkemesi veya Yargıtaydan başka mahkemeler tarafından verilmiş olan bu kararlara karşı itiraz yoluna gidilebilir.” hükümleri bulunmaktadır..
Ayrıca TBMM tarafından 5728 Sayılı Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlar ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile düzenleme yapıldığı ve bu kanunun yürürlükte olduğu ancak yapılan bu düzenlemeler içerisinde 3167 Sayılı Yasanın 16. Maddesi ile ilgili bir düzenlemenin bulunmadığı da ortadadır..
Kararına itiraz edilen mahkemenin itiraz edilen kararında; 5252 Sayılı Kanunun geçici 1. Maddesinde 5560 Sayılı Kanunla yapılan değişiklik üzerine belirlenen 31.12.2008 gününe değin, diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümlerinin düzeltilmesinin öngörüldüğü halde bu kapsamdan olarak yasa koyucu tarafından 5728 Sayılı “Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”u va’zettiği, dolayısıyla da uyumlaştırılması murat olunan diğer kanunların bu kapsamda yeniden düzenlenildiği., ancak bu çerçevede 3167 Sayılı Kanun hükümlerinin ayrık tutulduğu, bunun ise tamamen mevzuatın “Özel” niteliğinden kaynaklandığı, hal böyle olunca da Yargıtay Yüksek Dairesi’nin pek çok uygulamalarında da “özel yasa ” niteliğinden dolayı pek çok uygulanabilir (önödeme-uzlaşma…gibi) hukuk müessesesinden ayrık değerlendirildiği nazara alındığında, ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil eden çeklerden dolayı tayin olunacak ceza hükmünde de “çek bedeli kadar adli para cezası” olmasında hukuken aykırı bir durum görülmediğinden” sanık vekilinin talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır..
Yürürlükte olan yasal durum incelendiğinde; TCK nun 5/1 maddesinde bu kanunun genel hükümlerinin özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanacağı belirtilerek ceza hukukunda yeknesaklık sağlanmak istenmiştir. Bu amaçla 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesine; diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemesine aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31.12.2008 tarihine kadar uygulanır hükmü konulmuş ve bu süre yeniden uzatılmamıştır..
Yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. Madde hükmünü dikkate alarak ” Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” adı altında 580 maddeden oluşan 5728 Sayılı Yasayı çıkartmış ve bu yasa yürürlüğe girmiştir..
Buradan da anlaşıldığı üzere yasa koyucunun amacı TCK nun genel hükümlerinin bütün özel yasalarda ve ceza hükmü içeren yasalarda uygulanmasını sağlamaktır. 5237 Sayılı TCK nun 52. maddesi dikkate alındığında adli para cezasının tanımının yapıldığı görülmektedir. Buna göre adli para cezası , beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmadığı hallerde 730 günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması sureti ile hesaplanan meblağın hükümlü tarafından devlet hazinesine ödenmesinden ibarettir.
Bu maddenin 1. fıkrasında bulunan “kanunda aksine hüküm bulunmayan haller” tanımının adli para cezası gün sayısının bu genel düzenlemeye aykırı olarak 730 günün altında veya üstünde düzenlenecebileceği ve bu düzenlemenin de geçerli olduğu anlamındadır. Buradan da anlaşıldığı üzere TCK genel hükümlerinde gün adli para cezası sistemi benimsenmiştir. 3167 Sayılı yasanın 16. maddesi değerlendirildiğinde; “….. çek bedeli tutarı kadar ağır para cezası (adli para cezası) ile cezalandırılırlar . Ancak verilecek para cezası 80 milyar liradan fazla olamaz. ” hükmünün bulunduğu, bu düzenlemenin gün para cezası içermemesi nedeni ile TCK nun 52/1 maddesine uygun olmadığı ortadadır..
Yasa koyucunun 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesinde sözünü ettiği diğer kanunlar içerisinde 3167 Sayılı Yasanın da olduğu hususunda tereddüt yoktur. Buna göre 3167 Sayılı Yasada bulunan ve 5237 Sayılı TCK nun 1.Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümler 31.12.2008 tarihine kadar uygulanabilecektir. Bu düzenlemenin mevhumu muhalifinden 3167 Sayılı (özel) Kanunun TCK nun 1. kitabının 52. maddesinde düzenlenen gün para sistemine aykırı olan ceza kuralının 31.12.2008 tarihinden sonra uygulanmayacağı 5252 Sayıl Yasanın geçici 1. Maddesinin emredici hükmüdür. Kaldı ki yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesini dikkate alarak 5728 Sayılı Yasa ile özel yasalarda ayrıntılı düzenlemeler yapmasına rağmen 3167 Sayılı Yasada herhangi bir düzenleme yapmamıştır..
Ayrıca Adalet Bakanlığı’nın http://www.kgm.adalet.gov.tr/basbakanlik/cekkanunu.pdf adresinde bulunan ve Çek Kanunu Tasarısı Taslağı olarak Başbakanlığa gönderilen metnin 5/1 madde ve fıkrasında “Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adlî paracezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adlî para cezası, çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamaz.” düzenlemesinin bulunduğu, bu düzenleme dikkate alındığında yasama organının büyük çoğunluğunu oluşturan yürütmeyi (hükümeti ) temsilen Adalet Bakanlığının da itirazı reddeden mahkeme ve red kararında belirtilen Yargıtay Dairesinin inancına aykırı olarak çek kanununda verilecek adli para cezasının gün para sistemine uygun olması gerektiğini öngördüğü, bu durum karşısında subjektif değerlendirme niteliğinde olan “çekin ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil etmesi” bu nedenle 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesindeki düzenlemenin değiştirilmediği yani ayrık tutulduğu (temel düzenlemeden istisna edildiği) yönündeki değerlendirmenin mevcut yasal durum karşısında yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır..
Yasa koyucunun atlama yaptığı, bir konuyu unuttuğu kabul edilemeyeceğine ve yukarıda da değinildiği gibi bu konuda değişiklik yapmak için Başbakanlığa kanun tasarısı taslağıda sevk edildiğine göre yürütmenin, (hükümetin ) ve yasa koyucunun (TBMM’nin) muradının 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesi ile düzenlenen ceza kuralının ortadan kalkması ve yeni yasal düzenleme yapılana kadar bu ceza hükmünün uygulanamaz olmasını sağlamak olduğu kabul edilmelidir. Çünkü ceza kuralları uygulanmak amacı ile konulur. Uygulanamayan bir ceza kuralı kaldırılmış demektir. Uygulanamayacağı yasa ile düzenlenen, bu nedenle yasal olarak kaldırılma dışında yok hükmünde olan bir kurala göre ceza vermek gerek Anayasa’da yapılan temel haklar ile ilgili düzenlemelere, temel hak ve özgürlükleri içeren Uluslararası Sözleşme hükümlerine ve gerekse Türk Ceza Kanunun 2. maddesinde düzenlenen kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz, kanunlarda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz kuralına da aykırıdır..
Bu yasal durum karşısında hükümlünün, 31.12.2008 tarihinden itibaren zımni olarak yürürlükten kaldırılan ve yerine yeni hüküm konulmaması nedeni ile cezasız bırakılan karşılıksız çek keşide etmek eyleminden dolayı cezalandırıldığı, hükümlü müdafiinin yaptığı itirazın hukuka uygun olmayan mülahazalarla red edildiği, itirazın yasal ve yerinde olduğu anlaşılmakla, 5275 Sayılı Yasanın 101/3 madde ve fıkrasının verdiği yetkiye dayanarak ve hükümlünün telafisi mümkün olmayan zararlara uğramasını engellemek amacı ile 5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 maddesi gereğince mahkumiyet hükmünün yorumunda ve çektirilecek cezanın hesabında açıklanan nedenlerle duraksama olduğundan 3167 Sayılı Yasada yeni bir düzenleme yapılana ya da 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesinin açıkça yürürlükten kaldırılması anına kadar infazın ertelenmesine, yasa koyucunun yeni bir düzenleme yapması halinde hükümlünün durumunun yeniden mahkemesince ele alınarak değerlendirilmesi için itirazın kabülü ile hükümlüye Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 31.07.2007 tarih ve 2007/299 esas 2007/590 karar sayılı ilamı ile verilen adli para cezasının infazının durdurulmasına karar vermek gerekmiştir..
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;.
1-Hükümlü H.S.S. müdafiinin yapmış olduğu İTİRAZIN KABÜLÜNE, 2-Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 04.02.2009 tarih ve 2007/299 esas 2007/590 karar sayılı EK KARARININ KALDIRILMASINA.
3-Sanık hakkında Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 31.07.2007 tarih ve 2007/299 esas 2007/590 karar sayılı ilamı ile verilen 26000TL adli para cezasının İNFAZININ DURDURULMASINA,.
4-Kararın bir örneğinin gereğinin yerine getirilmesi için Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine,.
Dosyanın Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesine iadesine, Karardan bir örneğin hükümlü vekiline TEBLİĞİNE ,.
Dair; 5275 Sayılı Yasanın 101/3 ve CMK nun 271/4 madde ve fıkrası gereğince incelenen dosya üzerinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi..16.03.2009..
.
.
.
SARAYKÖY ASLİYE CEZA MAHKEMEİ DOSYA NO :2007/176 KARAR NO :2007/201
HAKİM : GÜLPERİ GÜNEŞ 32147 C.SAVCISI : HÜSEYİN HÜR 107696 KATİP : MURAT AYRAL 97009
SANIK : A. G. K. SUÇ : KARŞILIKSIZ ÇEK KEŞİDE ETME SUÇ TARIHİ : 19/02/2007 ASIL KARAR TARİHİ : 25/09/2007 EK KARAR TARİHİ : 28/01/2009
HÜKÜMLÜ AHMET GÜRKAN ………KAN IN 21/01/2009 ARİHLİ İNFAZIN DURDURULMASINA İLİKİN DİLEKÇESİ C. SAVCISININ YAZILI GÖRÜŞÜ ALINARAKİNCELENDİ.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLÜ:
HÜKÜMLÜ AHMET GÜRKAN …..KAN HAKKINDA MAHKEMEMİZİN 25/09/2009 TARİH 2007/176-201 ESAS E KARAR SAYILI KARARI İLE KARŞILIKSIZ ÇEK KEŞİDE ETMEK SUÇUNDAN DAYI 60.000 TL ADLİ PARA CEZASI İL CEZALANDIRILMASIA KARAR VERİLDİĞİ, KARARIN 20/11/2007 TARİHİNDE KESİNLEŞEREK İNFAZA VERİLDİĞİ HÜKÜMLÜĞÜN ADLİ PARA CEZASNI ÖDEMEMESİ ÜZERİNE SARAYKÖY C.BAŞSAVCILIĞININ 29/01/2008 GÜNLÜ KARARI İLE HÜKÜMLÜYE VERİE ADLİ PARA CEZASININ 600 GÜN HAPİS CEZASINA ÇEVRİLDİĞİ VE 28/02/2008 TARİHİNDE İNFAZA BAŞLANDIĞI HÜKÜMLÜNÜN HALEN B CEZASINI İNFAZ TTİĞİ 5252 SAYILI ÜÇK NIN YÜÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDAKİ KANUNUN GEÇİCİ 1.MADDESİDE BELİRTİLEN DİĞEN KANUNLARIN TCK NIN GEEL HÜKÜMLERİNE AKRI OLAN MADDELERİNİN UYGULANMASINA DEVAM EDİLECEĞİNE İLİŞKİN HÜKMÜN 31/12/2008 TARİHİ İTİBARİYLE YÜRÜRÜKTE KALKTIĞI YASA KOYUCU TARAFINDAN 5728 SAYILI YASA İLE BİR ÇOK ÖZEL YASDAKİ CEZA HÜKÜMLERİ 5237 SAYILI YASAYA UYGUN HALE GETİRİLMESİNE RAĞMEN 3167 SAYILI YASA YÖNÜNDEN 31/12/2008 TARİHİNE KADAR HER HANGİ BİR DÜZENLEME YAPILMADIĞI 5252 SAYILI TCK NIN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KARARIN MADDESİ 5237 SAYILI TCK 45/1 52/1 MADELERİ İLE BİRLİKTE DEĞERLENDİRLDİĞİNDE BU GENEL URALIN BÜTÜN ÖZEL YASALARI BAĞLAYACĞI ÖZEL YASALARDAKİ AYKIRI HÜKÜMLRİN 31/12/2008 TARİHİNE KADAR UYGUNABİLECEĞİ BU TARİHE KADAR ÖZEL YASALARIN 5257 SAYILI TCK NIN GEEL KÜMLERİNE UYARLANMASININ ZORUNLU BULUNDUĞU ANCA 3167 SAYILI YASA AÇISINDAN HALEN BU UYARLAMANIN YAPILMAMIQŞ OLDUĞU ANLAŞILMAKLA HÜKÜMLÜNÜN MAĞDURİYETNE NEDE ALMAMAK AÇISINDAN 527 SAYILI ASANIN 98. MADDESİ UYARINCA İNFAZIN DURDURULMASINA KARAR VERMEKGEREKMİŞTİR. HÜKÜM YUKARIDA AÇIKLANAN NEDENLERLE
HÜKÜMLÜ AHMET GÜRKAN ……KAN HAKKINDA MAHKEMEMİZİN 25/09/207 TARİH 2007/176-201 ESAS VE KARAR SAYILI İLAMI İLE VERİLEN 60.000 TL ADLİ PARA CEZASINA İLİŞKİN İNFAZIN DURDURULMASINA.
HÜKÜMLÜNÜN BAŞKA BİR SUÇTAN TUTUKLU VEY HÜKÜMLÜ ULUNMAASI HALİNDE SALIVERİLMESİNE
KARARIN C.SAVCILIĞI ARACILIĞIYLA HÜKÜMLÜYE TEBLİĞİ DAİR, DOSYA ÜZERİNDEYAPILAN İNCELEMESONUCUNDA İSTEME UYGUN V TEBLİĞ TARİHİNDEN İTAREN 7 GÜN İÇİNDE DENİZLİ NBETÇİ AĞIR CEZA MAHKEMESİNE İTİRAZ YOLU AÇIK OLMAK ÜZERERKARAR VERİLDİ
Sakarya Ağır Ceza Mahkemesi, Karşılıksız Çek Beraat Kararı
BAŞKAN : ABDÜLKADİR YAVUZ ÜYE : BURHANETTİN ESENKAR ÜYE : CEVDET BAK
KATİP : BEHİYE AYDINHükümlü A.B. vekili Av. Levent S. tarafından Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.03.2009 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı ek kararı ile hükümlü vekilinin talebinin reddine ve mahkemelerinin 28.5.2008 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı ilamının değiştirilmesine ve infazın durdurulmasına yer olmadığına ve infazın devamına dair kararına dosya içeriğine göre süresi içerisinde; müvekkilinin 3167 Sayılı Kanuna Muhalefet nedeni ile para cezasına mahkum edildiği, 5275 Sayılı Yasanın 98. maddesi uyarınca yaptıkları başvurunun reddedildiği, bu kararın 5237 Sayılı TCK nun 5, 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesi, 3167 Sayılı Yasanın 16. maddesi ayrıca TCK 20.43.52,53,60,61 maddelerinde yer alan düzenlemelere aykırı olduğu, 31.11.2008 tarihi itibari ile karşılıksız çek keşide etmek eyleminin suç olmaktan çıktığı, böylece suçta ve cezada kanunilik ilkesi uyarınca hükümlü hakkında verilen cezanın yasal dayanağının kalmadığı iddiası ile Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından 24.03.2009 tarihinde infazın devamına ilişkin ek kararın itiraz incelemesi ile kaldırılmasını ve hakkında tayin edilen cezanın bütün sonuçları ile ortadan kaldırılmasını ve tahliyesini istemiştir.
İddia makamının mütalaası alındı, dosya incelendi
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Konu ile ilgili yasal durum incelendiğinde;
1-3167 Sayılı Yasanın 16. maddesinde : (1) Üzerinde yazılı keşide tarihinden önce veya ibraz süresi içinde 4 üncü madde uyarınca ibraz edildiğinde, yeterli karşılığı bulunmaması nedeniyle kısmen de olsa ödenmeyen çeki keşide eden hesap sahipleri veya yetkili temsilcileri, kanunların ayrıca suç saydığı haller saklı kalmak üzere, çek bedeli tutarı kadar ağır para cezasıyla cezalandırılırlar. Ancak verilecek para cezası seksenmilyar liradan fazla olamaz. Bu miktar, 01/03/1926 tarihli ve 765 sayılı Türk Ceza Kanununun ek 2 nci maddesine göre her yıl artırılır. Bu suçtan mükerrirlere, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.
2 – 5237 Sayılı TCK nun 2/1-3 madde ve fıkralarında ; (1) “Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz.”
(3) Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz.
3- 5237 Sayılı TCK nun 5/1 madde ve fıkralarında : “Bu Kanunun genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır. “
4-5237 Sayılı TCK nun 52/1-2-3 Madde ve fıkralarında; (1) Adlî para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hâllerde yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir.
(2) En az yirmi ve en fazla yüz Türk Lirası olan bir gün karşılığı adlî para cezasının miktarı, kişinin ekonomik ve diğer şahsî hâlleri göz önünde bulundurularak takdir edilir. (3) Kararda, adlî para cezasının belirlenmesinde esas alınan tam gün sayısı ile bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ayrı ayrı gösterilir. “
5-5252 Sayılı Yasanın 5349 Sayılı Yasanın 6. Maddesi ile değişik Geçici 1. Maddesinde: (1) Diğer kanunların, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31 Aralık 2008 tarihine kadar uygulanır.
6-5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 madde ve fıkrasında: (1) Mahkûmiyet hükmünün yorumunda veya çektirilecek cezanın hesabında duraksama olursa, cezanın kısmen veya tamamen yerine getirilip getirilemeyeceği ileri sürülür ya da sonradan yürürlüğe giren kanun, hükümlünün lehinde olursa, duraksamanın giderilmesi veya yerine getirilecek cezanın belirlenmesi için hükmü veren mahkemeden karar istenir. (3) Yukarıdaki fıkralar uyarınca yapılan başvurular cezanın infazını ertelemez. Ancak, mahkeme olayın özelliğine göre infazın ertelenmesine veya durdurulmasına karar verebilir.
7- 5275 Sayılı Yasanın 101/1-3 Madde ve fıkrasında: (1) Cezanın infazı sırasında, 98 ilâ 100 üncü maddeler gereğince mahkemeden alınması gereken kararlar duruşma yapılmaksızın verilir. Karar verilmeden önce Cumhuriyet savcısı ve hükümlünün görüşlerini yazılı olarak bildirmeleri istenebilir. “http://karsiliksizcek.wordpress.com/”
(3)Bölge adliye mahkemesi veya Yargıtaydan başka mahkemeler tarafından verilmiş olan bu kararlara karşı itiraz yoluna gidilebilir.” hükümleri bulunmaktadır.
Ayrıca TBMM tarafından 5728 Sayılı Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlar ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile düzenleme yapıldığı ve bu kanunun yürürlükte olduğu ancak yapılan bu düzenlemeler içerisinde 3167 Sayılı Yasanın 16. Maddesi ile ilgili bir düzenlemenin bulunmadığı da ortadadır.
Kararına itiraz edilen mahkemenin itiraz edilen kararında; 5252 Sayılı Kanunun geçici 1. Maddesinde 5560 Sayılı Kanunla yapılan değişiklik üzerine belirlenen 31.12.2008 gününe değin, diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümlerinin düzeltilmesinin öngörüldüğü halde bu kapsamdan olarak yasa koyucu tarafından 5728 Sayılı “Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”u va’zettiği, dolayısıyla da uyumlaştırılması murat olunan diğer kanunların bu kapsamda yeniden düzenlenildiği., ancak bu çerçevede 3167 Sayılı Kanun hükümlerinin ayrık tutulduğu, bunun ise tamamen mevzuatın “Özel” niteliğinden kaynaklandığı, hal böyle olunca da Yargıtay Yüksek Dairesi’nin pek çok uygulamalarında da “özel yasa ” niteliğinden dolayı pek çok uygulanabilir (önödeme-uzlaşma…gibi) hukuk müessesesinden ayrık değerlendirildiği nazara alındığında, ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil eden çeklerden dolayı tayin olunacak ceza hükmünde de “çek bedeli kadar adli para cezası” olmasında hukuken aykırı bir durum görülmediğinden” sanık vekilinin talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Yürürlükte olan yasal durum incelendiğinde; TCK nun 5/1 maddesinde bu kanunun genel hükümlerinin özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanacağı belirtilerek ceza hukukunda yeknesaklık sağlanmak istenmiştir.
Bu amaçla 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesine; diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemesine aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31.12.2008 tarihine kadar uygulanır hükmü konulmuş ve bu süre yeniden uzatılmamıştır.
Yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. Madde hükmünü dikkate alarak ” Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” adı altında 580 maddeden oluşan 5728 Sayılı Yasayı çıkartmış ve bu yasa yürürlüğe girmiştir.
Buradan da anlaşıldığı üzere yasa koyucunun amacı TCK nun genel hükümlerinin bütün özel yasalarda ve ceza hükmü içeren yasalarda uygulanmasını sağlamaktır.
5237 Sayılı TCK nun 52. maddesi dikkate alındığında adli para cezasının tanımının yapıldığı görülmektedir. Buna göre adli para cezası , beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmadığı hallerde 730 günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması sureti ile hesaplanan meblağın hükümlü tarafından devlet hazinesine ödenmesinden ibarettir
Bu maddenin 1. fıkrasında bulunan “kanunda aksine hüküm bulunmayan haller” tanımının adli para cezası gün sayısının bu genel düzenlemeye aykırı olarak 730 günün altında veya üstünde düzenlenebileceği ve bu düzenlemenin de geçerli olduğu anlamındadır. Buradan da anlaşıldığı üzere TCK genel hükümlerinde gün adli para cezası sistemi benimsenmiştir. 3167 Sayılı yasanın 16. maddesi değerlendirildiğinde; “….. çek bedeli tutarı kadar ağır para cezası (adli para cezası) ile cezalandırılırlar . Ancak verilecek para cezası 80 milyar liradan fazla olamaz. ” hükmünün bulunduğu, bu düzenlemenin gün para cezası içermemesi nedeni ile TCK nun 52/1 maddesine uygun olmadığı ortadadır.
Yasa koyucunun 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesinde sözünü ettiği diğer kanunlar içerisinde 3167 Sayılı Yasanın da olduğu hususunda tereddüt yoktur. Buna göre 3167 Sayılı Yasada bulunan ve 5237 Sayılı TCK nun 1.Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümler 31.12.2008 tarihine kadar uygulanabilecektir. Bu düzenlemenin mevhumu muhalifinden 3167 Sayılı (özel) Kanunun TCK nun 1. kitabının 52. maddesinde düzenlenen gün para sistemine aykırı olan ceza kuralının 31.12.2008 tarihinden sonra uygulanmayacağı 5252 Sayıl Yasanın geçici 1. Maddesinin emredici hükmüdür. Kaldı ki yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesini dikkate alarak 5728 Sayılı Yasa ile özel yasalarda ayrıntılı düzenlemeler yapmasına rağmen 3167 Sayılı Yasada herhangi bir düzenleme yapmamıştır.
Ayrıca Adalet Bakanlığı’nın http://www.kgm.adalet.gov.tr/basbakanlik/cekkanunu.pdf adresinde bulunan ve Çek Kanunu Tasarısı Taslağı olarak Başbakanlığa gönderilen metnin 5/1 madde ve fıkrasında “Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adlî paracezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adlî para cezası, çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamaz.” düzenlemesinin bulunduğu, bu düzenleme dikkate alındığında yasama organının büyük çoğunluğunu oluşturan yürütmeyi (hükümeti ) temsilen Adalet Bakanlığının da itirazı reddeden mahkeme ve red kararında belirtilen Yargıtay Dairesinin inancına aykırı olarak çek kanununda verilecek adli para cezasının gün para sistemine uygun olması gerektiğini öngördüğü, bu durum karşısında subjektif değerlendirme niteliğinde olan “çekin ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil etmesi” bu nedenle 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesindeki düzenlemenin değiştirilmediği yani ayrık tutulduğu (temel düzenlemeden istisna edildiği) yönündeki değerlendirmenin mevcut yasal durum karşısında yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
Yasa koyucunun atlama yaptığı, bir konuyu unuttuğu kabul edilemeyeceğine ve yukarıda da değinildiği gibi bu konuda değişiklik yapmak için Başbakanlığa kanun tasarısı taslağıda sevk edildiğine göre yürütmenin, (hükümetin ) ve yasa koyucunun (TBMM’nin) muradının 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesi ile düzenlenen ceza kuralının ortadan kalkması ve yeni yasal düzenleme yapılana kadar bu ceza hükmünün uygulanamaz olmasını sağlamak olduğu kabul edilmelidir. Çünkü ceza kuralları uygulanmak amacı ile konulur. Uygulanamayan bir ceza kuralı kaldırılmış demektir. Uygulanamayacağı yasa ile düzenlenen, bu nedenle yasal olarak kaldırılma dışında yok hükmünde olan bir kurala göre ceza vermek gerek Anayasa’da yapılan temel haklar ile ilgili düzenlemelere, temel hak ve özgürlükleri içeren Uluslararası Sözleşme hükümlerine ve gerekse Türk Ceza Kanunun 2. maddesinde düzenlenen kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz, kanunlarda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz kuralına da aykırıdır.
Bu yasal durum karşısında hükümlünün, 31.12.2008 tarihinden itibaren zımni olarak yürürlükten kaldırılan ve yerine yeni hüküm konulmaması nedeni ile cezasız bırakılan karşılıksız çek keşide etmek eyleminden dolayı cezalandırıldığı, hükümlü müdafiinin yaptığı itirazın hukuka uygun olmayan mülahazalarla red edildiği, itirazın yasal ve yerinde olduğu anlaşılmakla, 5275 Sayılı Yasanın 101/3 madde ve fıkrasının verdiği yetkiye dayanarak ve hükümlünün telafisi mümkün olmayan zararlara uğramasını engellemek amacı ile 5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 maddesi gereğince mahkumiyet hükmünün yorumunda ve çektirilecek cezanın hesabında açıklanan nedenlerle duraksama olduğundan 3167 Sayılı Yasada yeni bir düzenleme yapılana ya da 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesinin açıkça yürürlükten kaldırılması anına kadar infazın ertelenmesine, yasa koyucunun yeni bir düzenleme yapması halinde hükümlünün durumunun yeniden mahkemesince ele alınarak değerlendirilmesi için itirazın kabülü ile hükümlüye Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 08.05.2008 tarih ve 2008/202 esas, 2008/323 karar sayılı ilamı ile verilen adli para cezasının infazının durdurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Hükümlü Abdullah Bekir vekilinin yapmış olduğu İTİRAZIN KABÜLÜNE, 2-Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.03.2009 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı EK KARARININ KALDIRILMASINA
3-Sanık hakkında Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 8.5.2008 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı ilamı ile verilen 4158 .- TL, adli para cezasının İNFAZININ DURDURULMASINA,
4-Kararın bir örneğinin gereğinin yerine getirilmesi için Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine,
Dosyanın Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesine iadesine, Karardan bir örneğin hükümlü vekiline TEBLİĞİNE , Dair; 5275 Sayılı Yasanın 101/3 ve CMK nun 271/4 madde ve fıkrası gereğince incelenen dosya üzerinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.27.03.2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/7 Geliş Tarihi: 05/01/2009 Mahkemesi: Köyceğiz Sulh Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2008/82 Mahkeme Karar No: 2008/141 Mahkeme Karar Tarihi: 15/05/2008
Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme
DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/133 Karar BOZMA Karar Tarihi 19/01/2009 Kapatma Tarihi 03/02/2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/9 Geliş Tarihi: 05/01/2009
Mahkemesi: Tarsus Ağır Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2008/903 Mahkeme Karar No: 2008/903 Mahkeme Karar Tarihi: 14/07/2008
Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/135 Karar BOZMA Karar Tarihi 19/01/2009 Kapatma Tarihi 03/02/2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/14 Geliş Tarihi: 12/01/2009
Mahkemesi: Korkuteli Asliye Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2005/153
Mahkeme Karar No: 2006/97 Mahkeme Karar Tarihi: 10/03/2006
Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/784 Karar BOZMA Karar Tarihi 26/01/2009 Kapatma Tarihi 12/02/2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/18 Geliş Tarihi: 12/01/2009
Mahkemesi: Malatya 4. Asliye Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2006/291
Mahkeme Karar No: 2007/539 Mahkeme Karar Tarihi: 17/07/2007 Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/787 Karar BOZMA Karar Tarihi 26/01/2009 Kapatma Tarihi 03/02/2009
SAYIN MİLLETVEKİLLERİM
Sayın
Milletvekilim
Karşılıksız çekten dolayı hapis cezası , kanayan bir yaradır ve Türk Hukuk Sistemi açısından bir yüz karasıdır! Kişi hak ve hürriyetlerine ve esasen mevcut Anayasamıza da aykırı olan bu uygulama 1 Ocak 2009 tarihi itibariyle yeni bir boyut kazanmıştır:
Konu ile ilgili mevcut hukuki durum aşağıda sadece iki ana husus bakımından özetlenmiştir. Uygulama yasasında verilen süre 31 Aralık 2008'de dolmuş ve bu tarihten itibaren karşılıksız çek suçları fiilen cezasız kalmıştır. Eğer hukuk devletiysek, bu suçtan dolayı, yeni bir yasal düzenleme yapılana kadar hiçbir mahkeme ceza veremez ve önceden verilmiş olan cezalar da hukuken yok hükmündedir.
Ne var ki yargı tereddüttedir ve 3 aydır çelişkili kararlar verilmektedir. Bazı mahkemeler ceza vermeye devam ederken kendisinden bir çözüm beklenen YARGITAY, bugüne kadar yerel mahkemelere emsal oluşturacak bir karar da vermemiştir. Bazı illerdeki Asliye Ceza Mahkemeleri ve en önemlisi Sakarya 1. Ağır Ceza Mahkemesi ise, cezaların infazını durdurmuş ve hükümlüler tahliye edilmeye başlanmıştır. Diğer taraftan karşılıksız çekten dolayı ceza almış olan binlerce kişi ise kanunsuz bir şekilde 3 ayı aşkın süredir cezaevlerinde tutulmaktadır.
Ekonomik suçtan dolayı hürriyeti bağlayıcı ceza verilmesinin gayri insani olduğu, mevcut düzenlemenin anayasaya aykırı olduğu konuları bir tarafa, ortada apaçık bir hukuksuzluk ve kaos vardır! Teknik bir konu değil, akl-ı selim sahibi herkesin kolayca anlayabileceği basit bir durum var ortada... Prof. Dr. Adem Sözüer ve daha birçok hukukçu aylardır konuyu anlatmaya çalışıyor ama maalesef hukuksuzluk devam ediyor.
Bu kaos hem adalet anlayışını zedeliyor, hem de apaçık bir ihlal niteliği taşıyor. Üç aydır haksız yere cezaevlerinde tutulan insanlar, bu durumu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine taşıdıklarında kesinlikle lehe bir karar çıkacak ve yüklü tazminatlar gündeme gelecektir. Zira Sakarya Ağır Ceza Mahkemesinin aynı konuda verdiği emsal kararlar var. Bu kararlar diğer mahkemeleri bağlayıcı olmasa da ceza hukukunun uygulanmasında yeknesaklık zedelenmiş ve kanun önünde eşitlik ilkesi bozulmuştur. Böyle bir netice, Meclisi ve hükumeti zor durumda bırakacağı gibi, uluslararası hukuk çevrelerinde ve kamuoyu nezdinde yargı organlarının saygınlığını da zedeleyici sonuçlar doğurabilecektir. Meclisin ve hükumetin bir an önce bu çarpık duruma el koyması ve hukuksuzluğu sona erdirmesi gerekiyor.
Yeni yasada adli para cezası ve dolayısıyla hapis cezası devam edecek olsa da, çıkacak kanuna eklenecek bir geçici madde ile, 1 Ocak 2009 tarihi ile kanunun çıktığı tarihe kadar oluşmuş bulunan yasal boşluk sebebiyle cezasız kalmış olan karşılıksız çek suçundan dolayı verilen cezaların kaldırılması sağlanabilir. Böylece hem yargının tereddütleri izale edilmiş olur, bozulan yeknesaklık ve eşitlik ilkesi de nispeten telafi edilebilir.
Ortada kamu vicdanını rahatsız eden, toplumsal barışı zedeleyen ve adalet duygusunu inciten çok vahim bir tablo vardır ve süratle çözüm beklenmektedir.
Sessiz sedasız onbinlerce insan ve aile, Yüce Meclisten hukuk devleti esasına uygun bir çözüm beklemektedir.
HUKUKİ DURUMUN ÖZETİ
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 5 inci maddesi “Özel kanunlarla ilişki” başlığını taşımaktadır. Bu maddeye göre, “Bu Kanun’un genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren özel kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır.” Bu kanunun yayınlanmasını müteakip 3167 sayılı Çek Yasasının da içinde bulunduğu “ceza içeren özel kanunlar”da gerekli değişiklik ve uyumların yapılabilmesi için 5nci maddenin uygulanması 31.12.2008 tarihine ertelenmiştir. Ancak 31.12.2008 tarihine kadar, diğer birçok özel kanunda değişiklik yapılmış olmasına rağmen Çek Kanununda gerekli değişiklikler yapılmadığından, artık 01.01.2009 tarihi itibariyle 3167 Sayılı Yasanın ceza içeren ve TCK Genel Hükümlerine aykırılık teşkil eden maddeleri zımnen yürürlükten kaldırılmış bulunmaktadır. Nitekim, 31.12.2008 tarihine dek, ceza hükmü getiren diğer özel kanunlardan olan 3167 Sayılı Çek Kanununun cezai hükümleri, TCK’nun genel hükümlerine aykırı olsa da uygulanabilmekteydi.
Aykırılıklar nerededir?
1. TCK m. 21 bakımından : 3167 SK. m. 16/1’de karşılıksız çek keşide etme suçu, “şekli suç” niteliğinde düzenlenmiştir. Ancak, TCK ’nın genel hükümleri (m. 21) uyarınca, bir suçun oluşumu kastın varlığına bağlıdır. Kast “doğrudan”(m. 21/1) veya “olası kast” (m. 21/2) olabilir. Bu nedenle, bir kişinin karşılıksız çek nedeniyle cezalandırılabilmesi için, bu kişinin çeki keşide ederken, çekin karşılıksız kalacağı kastıyla hareket etmiş olması gerekmektedir. Başka bir deyişle, bunu bilmeli ve istemelidir. Dolayısıyla, yapılan yargılamada, artık kastın varlığı mutlak olarak araştırılmalı ve bunun sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır. Şayet olayda kast yoksa TCK m. 21/2’ye göre, somut olayda karşılıksız çek keşide eden kişide “olası kast”ın varlığı da ayrıca değerlendirilerek, maddede öngörülen ceza indirimleri uygulanmalıdır. 5252 Sayılı Kanunun kabulü ve uygulanması ile, hukukumuzda bugüne kadar zaten tartışmalı olan “objektif sorumluluk” esası terkedilmiş ve “kusursuz ceza olmaz” esası tamamen geçerli kılınmıştır. Şu halde, karşılıksız çek suçlarında, 1.1.2009 tarihine kadar “objektif sorumluluk” esasına göre verilmiş olan cezalar geçerliliğini yitirmiş bulunmaktadır. Artık suçun manevi unsuru olarak “kast” aranmalıdır. Aksi bir uygulama “kanunsuz suç ve ceza olamaz” esasına açık bir aykırılık teşkil edecektir.
2. TCK m. 52 bakımından Çek Kanunu’na göre, karşılıksız çek keşide etme suçunun cezası, çek bedeli tutarı kadar “adli para cezası” olarak belirlenmekteydi. Ancak, 1.1.2009 tarihinden itibaren TCK’nın adli para cezalarına ilişkin 52. maddesi uygulama alanı bulacağından, ceza miktarının ve niteliğinin belirlenmesi değişmiş bulunmaktadır.
TCK 52. maddenin uygulanmaya başlaması ile Çek yasasındaki çek bedeline bağlı adli para cezası uygulaması son bulmuştur. Adli para cezasının miktarının tespiti artık, sadece gün/para esasına göre yapılabilecektir. 3167 Sayılı Çek Kanunu’nun uygulamasında, ceza, karşılıksız çıkan çek miktarına göre belirlenmekteyken, TCK’nın 52. maddesinin uygulanmasıyla, öncelikle tamgün hesabının yapılması ve bir güne karşılık gelen parasal miktarın belirlenmesi üzerine karar verilmesi gerekmektedir. TCK m. 61/8 hükmüne göre, adli para cezası, belirlenen sonuç gün ile kişinin bir gün karşılığı ödeyebileceği miktarın çarpılması suretiyle bulunacaktır. Bu itibarla, yargılama sonucunda verilecek adli para cezasının tayini usulü de tümden değişmektedir. Nitekim hazırlanan yeni Çek Kanunu tasarısında da "Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adlî para cezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adlî para cezası, çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamaz." Denilmek suretiyle adli para cezasının tayininde Yeni TCK’na uygun olarak gün/para sisteminin getirildiği görülmektedir.
Bu değerlendirmeler ışığı altında bugüne kadar 3167 Sayılı Kanuna göre verilen çek cezaları, 01.01.2009 tarihinde yürürlüğe girmiş bulunan TCK 5nci maddesi uyarınca , aynı kanunun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırılık teşkil etmektedir ve sanık/hükümlü lehine olan yeni hükümler uygulanarak bugüne kadar verilmiş olan cezaların infazı durdrulmalıdır.
Uygulanamayacağı yasa ile düzenlenen, bu nedenle yasal olarak yok hükmünde olan bir kurala göre ceza vermek, gerek Anayasa'da yapılan temel haklar ile ilgili düzenlemelere, temel hak ve özgürlükleri içeren Uluslararası Sözleşme hükümlerine ve gerekse Türk Ceza Kanunun 2. maddesinde düzenlenen kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz, kanunlarda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz kuralına da aykırıdır.
BU AŞAGILIK YAZILARA MÜSADEE ETMEYECEGİMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMM...........................................................................KARŞILIKSIZ ÇEKE HAPİS İNSANLIK ONURUNA AYKIRI İSE BU YAZILAR İNSANLIK ONURUNAAA UYGUNMUUUU?????
seker seni sike sike götünü yırtık orusbu mynettekiler yetmedimi seni sikmeye benim sikimi agzına alırken nasıl kıvranıyordun seni sikerken gözlerimi kapadım 532 telefonunu başkalarınada verim istersen götün lastik gibi oluk sikile sikile ben mynetten mustafa nikim Ben akıllı ol gelir aklını alırım yazma bu siteye kaltak seni
İSTEYENE SEKERİN TELEFONU ADRESİ VERİLİR
BENN -MUSTAFA
tamam mustafa arkadaş ,küfürleri boş ver zaten istedigi o tuzagına düşmeyelim
melek dedi ki...
çok ayıp ediyorsunuz sayın gay arkadaşlarım.ben sizi asla dışlamam.bu insan onuruyla oynamak olur.
sayın eski dost ve ibrahim arkadaşım.siz bu mahonii denen kişiye bakmayın.ayıp değilki yaptığınız.
ama bence doğrusu bir gay sitesinde daha mutlu olursunuz siz.burası size göre değil arkadaşlarım.
melek
SAYIN MELEK SİZE KATILIYORUM BENDE.
MAHONİİİİİ
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:.
Konu ile ilgili yasal durum incelendiğinde;.
1-3167 Sayılı Yasanın 16. maddesinde :.
(1) Üzerinde yazılı keşide tarihinden önce veya ibraz süresi içinde 4 üncü madde uyarınca ibraz edildiğinde, yeterli karşılığı bulunmaması nedeniyle kısmen de olsa ödenmeyen çeki keşide eden hesap sahipleri veya yetkili temsilcileri, kanunların ayrıca suç saydığı haller saklı kalmak üzere, çek bedeli tutarı kadar ağır para cezasıyla cezalandırılırlar. Ancak verilecek para cezası seksenmilyar liradan fazla olamaz. Bu miktar, 01/03/1926 tarihli ve 765 sayılı Türk Ceza Kanununun ek 2 nci maddesine göre her yıl artırılır. Bu suçtan mükerrirlere, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir..
2 – 5237 Sayılı TCK nun 2/1-3 madde ve fıkralarında ; (1) “Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz.”.
(3) Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz. 3- 5237 Sayılı TCK nun 5/1 madde ve fıkralarında :.
“Bu Kanunun genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır. “.
4-5237 Sayılı TCK nun 52/1-2-3 Madde ve fıkralarında; (1) Adlî para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hâllerde yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir..
(2) En az yirmi ve en fazla yüz Türk Lirası olan bir gün karşılığı adlî para cezasının miktarı, kişinin ekonomik ve diğer şahsî hâlleri göz önünde bulundurularak takdir edilir. (3) Kararda, adlî para cezasının belirlenmesinde esas alınan tam gün sayısı ile bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ayrı ayrı gösterilir. “.
5-5252 Sayılı Yasanın 5349 Sayılı Yasanın 6. Maddesi ile değişik Geçici 1. Maddesinde: (1) Diğer kanunların, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31 Aralık 2008 tarihine kadar uygulanır..
6-5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 madde ve fıkrasında:.
(1) Mahkûmiyet hükmünün yorumunda veya çektirilecek cezanın hesabında duraksama olursa, cezanın kısmen veya tamamen yerine getirilip getirilemeyeceği ileri sürülür ya da sonradan yürürlüğe giren kanun, hükümlünün lehinde olursa, duraksamanın giderilmesi veya yerine getirilecek cezanın belirlenmesi için hükmü veren mahkemeden karar istenir. (3) Yukarıdaki fıkralar uyarınca yapılan başvurular cezanın infazını ertelemez. Ancak, mahkeme olayın özelliğine göre infazın ertelenmesine veya durdurulmasına karar verebilir. 7- 5275 Sayılı Yasanın 101/1-3 Madde ve fıkrasında:.
(1) Cezanın infazı sırasında, 98 ilâ 100 üncü maddeler gereğince mahkemeden alınması gereken kararlar duruşma yapılmaksızın verilir. Karar verilmeden önce Cumhuriyet savcısı ve hükümlünün görüşlerini yazılı olarak bildirmeleri istenebilir..
(3)Bölge adliye mahkemesi veya Yargıtaydan başka mahkemeler tarafından verilmiş olan bu kararlara karşı itiraz yoluna gidilebilir.” hükümleri bulunmaktadır..
Ayrıca TBMM tarafından 5728 Sayılı Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlar ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile düzenleme yapıldığı ve bu kanunun yürürlükte olduğu ancak yapılan bu düzenlemeler içerisinde 3167 Sayılı Yasanın 16. Maddesi ile ilgili bir düzenlemenin bulunmadığı da ortadadır..
Kararına itiraz edilen mahkemenin itiraz edilen kararında; 5252 Sayılı Kanunun geçici 1. Maddesinde 5560 Sayılı Kanunla yapılan değişiklik üzerine belirlenen 31.12.2008 gününe değin, diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümlerinin düzeltilmesinin öngörüldüğü halde bu kapsamdan olarak yasa koyucu tarafından 5728 Sayılı “Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”u va’zettiği, dolayısıyla da uyumlaştırılması murat olunan diğer kanunların bu kapsamda yeniden düzenlenildiği., ancak bu çerçevede 3167 Sayılı Kanun hükümlerinin ayrık tutulduğu, bunun ise tamamen mevzuatın “Özel” niteliğinden kaynaklandığı, hal böyle olunca da Yargıtay Yüksek Dairesi’nin pek çok uygulamalarında da “özel yasa ” niteliğinden dolayı pek çok uygulanabilir (önödeme-uzlaşma…gibi) hukuk müessesesinden ayrık değerlendirildiği nazara alındığında, ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil eden çeklerden dolayı tayin olunacak ceza hükmünde de “çek bedeli kadar adli para cezası” olmasında hukuken aykırı bir durum görülmediğinden” sanık vekilinin talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır..
Yürürlükte olan yasal durum incelendiğinde; TCK nun 5/1 maddesinde bu kanunun genel hükümlerinin özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanacağı belirtilerek ceza hukukunda yeknesaklık sağlanmak istenmiştir. Bu amaçla 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesine; diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemesine aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31.12.2008 tarihine kadar uygulanır hükmü konulmuş ve bu süre yeniden uzatılmamıştır..
Yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. Madde hükmünü dikkate alarak ” Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” adı altında 580 maddeden oluşan 5728 Sayılı Yasayı çıkartmış ve bu yasa yürürlüğe girmiştir..
Buradan da anlaşıldığı üzere yasa koyucunun amacı TCK nun genel hükümlerinin bütün özel yasalarda ve ceza hükmü içeren yasalarda uygulanmasını sağlamaktır. 5237 Sayılı TCK nun 52. maddesi dikkate alındığında adli para cezasının tanımının yapıldığı görülmektedir. Buna göre adli para cezası , beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmadığı hallerde 730 günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması sureti ile hesaplanan meblağın hükümlü tarafından devlet hazinesine ödenmesinden ibarettir.
Bu maddenin 1. fıkrasında bulunan “kanunda aksine hüküm bulunmayan haller” tanımının adli para cezası gün sayısının bu genel düzenlemeye aykırı olarak 730 günün altında veya üstünde düzenlenecebileceği ve bu düzenlemenin de geçerli olduğu anlamındadır. Buradan da anlaşıldığı üzere TCK genel hükümlerinde gün adli para cezası sistemi benimsenmiştir. 3167 Sayılı yasanın 16. maddesi değerlendirildiğinde; “….. çek bedeli tutarı kadar ağır para cezası (adli para cezası) ile cezalandırılırlar . Ancak verilecek para cezası 80 milyar liradan fazla olamaz. ” hükmünün bulunduğu, bu düzenlemenin gün para cezası içermemesi nedeni ile TCK nun 52/1 maddesine uygun olmadığı ortadadır..
Yasa koyucunun 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesinde sözünü ettiği diğer kanunlar içerisinde 3167 Sayılı Yasanın da olduğu hususunda tereddüt yoktur. Buna göre 3167 Sayılı Yasada bulunan ve 5237 Sayılı TCK nun 1.Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümler 31.12.2008 tarihine kadar uygulanabilecektir. Bu düzenlemenin mevhumu muhalifinden 3167 Sayılı (özel) Kanunun TCK nun 1. kitabının 52. maddesinde düzenlenen gün para sistemine aykırı olan ceza kuralının 31.12.2008 tarihinden sonra uygulanmayacağı 5252 Sayıl Yasanın geçici 1. Maddesinin emredici hükmüdür. Kaldı ki yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesini dikkate alarak 5728 Sayılı Yasa ile özel yasalarda ayrıntılı düzenlemeler yapmasına rağmen 3167 Sayılı Yasada herhangi bir düzenleme yapmamıştır..
Ayrıca Adalet Bakanlığı’nın http://www.kgm.adalet.gov.tr/basbakanlik/cekkanunu.pdf adresinde bulunan ve Çek Kanunu Tasarısı Taslağı olarak Başbakanlığa gönderilen metnin 5/1 madde ve fıkrasında “Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adlî paracezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adlî para cezası, çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamaz.” düzenlemesinin bulunduğu, bu düzenleme dikkate alındığında yasama organının büyük çoğunluğunu oluşturan yürütmeyi (hükümeti ) temsilen Adalet Bakanlığının da itirazı reddeden mahkeme ve red kararında belirtilen Yargıtay Dairesinin inancına aykırı olarak çek kanununda verilecek adli para cezasının gün para sistemine uygun olması gerektiğini öngördüğü, bu durum karşısında subjektif değerlendirme niteliğinde olan “çekin ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil etmesi” bu nedenle 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesindeki düzenlemenin değiştirilmediği yani ayrık tutulduğu (temel düzenlemeden istisna edildiği) yönündeki değerlendirmenin mevcut yasal durum karşısında yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır..
Yasa koyucunun atlama yaptığı, bir konuyu unuttuğu kabul edilemeyeceğine ve yukarıda da değinildiği gibi bu konuda değişiklik yapmak için Başbakanlığa kanun tasarısı taslağıda sevk edildiğine göre yürütmenin, (hükümetin ) ve yasa koyucunun (TBMM’nin) muradının 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesi ile düzenlenen ceza kuralının ortadan kalkması ve yeni yasal düzenleme yapılana kadar bu ceza hükmünün uygulanamaz olmasını sağlamak olduğu kabul edilmelidir. Çünkü ceza kuralları uygulanmak amacı ile konulur. Uygulanamayan bir ceza kuralı kaldırılmış demektir. Uygulanamayacağı yasa ile düzenlenen, bu nedenle yasal olarak kaldırılma dışında yok hükmünde olan bir kurala göre ceza vermek gerek Anayasa’da yapılan temel haklar ile ilgili düzenlemelere, temel hak ve özgürlükleri içeren Uluslararası Sözleşme hükümlerine ve gerekse Türk Ceza Kanunun 2. maddesinde düzenlenen kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz, kanunlarda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz kuralına da aykırıdır..
Bu yasal durum karşısında hükümlünün, 31.12.2008 tarihinden itibaren zımni olarak yürürlükten kaldırılan ve yerine yeni hüküm konulmaması nedeni ile cezasız bırakılan karşılıksız çek keşide etmek eyleminden dolayı cezalandırıldığı, hükümlü müdafiinin yaptığı itirazın hukuka uygun olmayan mülahazalarla red edildiği, itirazın yasal ve yerinde olduğu anlaşılmakla, 5275 Sayılı Yasanın 101/3 madde ve fıkrasının verdiği yetkiye dayanarak ve hükümlünün telafisi mümkün olmayan zararlara uğramasını engellemek amacı ile 5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 maddesi gereğince mahkumiyet hükmünün yorumunda ve çektirilecek cezanın hesabında açıklanan nedenlerle duraksama olduğundan 3167 Sayılı Yasada yeni bir düzenleme yapılana ya da 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesinin açıkça yürürlükten kaldırılması anına kadar infazın ertelenmesine, yasa koyucunun yeni bir düzenleme yapması halinde hükümlünün durumunun yeniden mahkemesince ele alınarak değerlendirilmesi için itirazın kabülü ile hükümlüye Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 31.07.2007 tarih ve 2007/299 esas 2007/590 karar sayılı ilamı ile verilen adli para cezasının infazının durdurulmasına karar vermek gerekmiştir..
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;.
1-Hükümlü H.S.S. müdafiinin yapmış olduğu İTİRAZIN KABÜLÜNE, 2-Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 04.02.2009 tarih ve 2007/299 esas 2007/590 karar sayılı EK KARARININ KALDIRILMASINA.
3-Sanık hakkında Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 31.07.2007 tarih ve 2007/299 esas 2007/590 karar sayılı ilamı ile verilen 26000TL adli para cezasının İNFAZININ DURDURULMASINA,.
4-Kararın bir örneğinin gereğinin yerine getirilmesi için Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine,.
Dosyanın Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesine iadesine, Karardan bir örneğin hükümlü vekiline TEBLİĞİNE ,.
Dair; 5275 Sayılı Yasanın 101/3 ve CMK nun 271/4 madde ve fıkrası gereğince incelenen dosya üzerinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi..16.03.2009..
.
.
.
SARAYKÖY ASLİYE CEZA MAHKEMEİ DOSYA NO :2007/176 KARAR NO :2007/201
HAKİM : GÜLPERİ GÜNEŞ 32147 C.SAVCISI : HÜSEYİN HÜR 107696 KATİP : MURAT AYRAL 97009
SANIK : A. G. K. SUÇ : KARŞILIKSIZ ÇEK KEŞİDE ETME SUÇ TARIHİ : 19/02/2007 ASIL KARAR TARİHİ : 25/09/2007 EK KARAR TARİHİ : 28/01/2009
HÜKÜMLÜ AHMET GÜRKAN ………KAN IN 21/01/2009 ARİHLİ İNFAZIN DURDURULMASINA İLİKİN DİLEKÇESİ C. SAVCISININ YAZILI GÖRÜŞÜ ALINARAKİNCELENDİ.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLÜ:
HÜKÜMLÜ AHMET GÜRKAN …..KAN HAKKINDA MAHKEMEMİZİN 25/09/2009 TARİH 2007/176-201 ESAS E KARAR SAYILI KARARI İLE KARŞILIKSIZ ÇEK KEŞİDE ETMEK SUÇUNDAN DAYI 60.000 TL ADLİ PARA CEZASI İL CEZALANDIRILMASIA KARAR VERİLDİĞİ, KARARIN 20/11/2007 TARİHİNDE KESİNLEŞEREK İNFAZA VERİLDİĞİ HÜKÜMLÜĞÜN ADLİ PARA CEZASNI ÖDEMEMESİ ÜZERİNE SARAYKÖY C.BAŞSAVCILIĞININ 29/01/2008 GÜNLÜ KARARI İLE HÜKÜMLÜYE VERİE ADLİ PARA CEZASININ 600 GÜN HAPİS CEZASINA ÇEVRİLDİĞİ VE 28/02/2008 TARİHİNDE İNFAZA BAŞLANDIĞI HÜKÜMLÜNÜN HALEN B CEZASINI İNFAZ TTİĞİ 5252 SAYILI ÜÇK NIN YÜÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDAKİ KANUNUN GEÇİCİ 1.MADDESİDE BELİRTİLEN DİĞEN KANUNLARIN TCK NIN GEEL HÜKÜMLERİNE AKRI OLAN MADDELERİNİN UYGULANMASINA DEVAM EDİLECEĞİNE İLİŞKİN HÜKMÜN 31/12/2008 TARİHİ İTİBARİYLE YÜRÜRÜKTE KALKTIĞI YASA KOYUCU TARAFINDAN 5728 SAYILI YASA İLE BİR ÇOK ÖZEL YASDAKİ CEZA HÜKÜMLERİ 5237 SAYILI YASAYA UYGUN HALE GETİRİLMESİNE RAĞMEN 3167 SAYILI YASA YÖNÜNDEN 31/12/2008 TARİHİNE KADAR HER HANGİ BİR DÜZENLEME YAPILMADIĞI 5252 SAYILI TCK NIN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KARARIN MADDESİ 5237 SAYILI TCK 45/1 52/1 MADELERİ İLE BİRLİKTE DEĞERLENDİRLDİĞİNDE BU GENEL URALIN BÜTÜN ÖZEL YASALARI BAĞLAYACĞI ÖZEL YASALARDAKİ AYKIRI HÜKÜMLRİN 31/12/2008 TARİHİNE KADAR UYGUNABİLECEĞİ BU TARİHE KADAR ÖZEL YASALARIN 5257 SAYILI TCK NIN GEEL KÜMLERİNE UYARLANMASININ ZORUNLU BULUNDUĞU ANCA 3167 SAYILI YASA AÇISINDAN HALEN BU UYARLAMANIN YAPILMAMIQŞ OLDUĞU ANLAŞILMAKLA HÜKÜMLÜNÜN MAĞDURİYETNE NEDE ALMAMAK AÇISINDAN 527 SAYILI ASANIN 98. MADDESİ UYARINCA İNFAZIN DURDURULMASINA KARAR VERMEKGEREKMİŞTİR. HÜKÜM YUKARIDA AÇIKLANAN NEDENLERLE
HÜKÜMLÜ AHMET GÜRKAN ……KAN HAKKINDA MAHKEMEMİZİN 25/09/207 TARİH 2007/176-201 ESAS VE KARAR SAYILI İLAMI İLE VERİLEN 60.000 TL ADLİ PARA CEZASINA İLİŞKİN İNFAZIN DURDURULMASINA.
HÜKÜMLÜNÜN BAŞKA BİR SUÇTAN TUTUKLU VEY HÜKÜMLÜ ULUNMAASI HALİNDE SALIVERİLMESİNE
KARARIN C.SAVCILIĞI ARACILIĞIYLA HÜKÜMLÜYE TEBLİĞİ DAİR, DOSYA ÜZERİNDEYAPILAN İNCELEMESONUCUNDA İSTEME UYGUN V TEBLİĞ TARİHİNDEN İTAREN 7 GÜN İÇİNDE DENİZLİ NBETÇİ AĞIR CEZA MAHKEMESİNE İTİRAZ YOLU AÇIK OLMAK ÜZERERKARAR VERİLDİ
Sakarya Ağır Ceza Mahkemesi, Karşılıksız Çek Beraat Kararı
BAŞKAN : ABDÜLKADİR YAVUZ ÜYE : BURHANETTİN ESENKAR ÜYE : CEVDET BAK
KATİP : BEHİYE AYDINHükümlü A.B. vekili Av. Levent S. tarafından Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.03.2009 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı ek kararı ile hükümlü vekilinin talebinin reddine ve mahkemelerinin 28.5.2008 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı ilamının değiştirilmesine ve infazın durdurulmasına yer olmadığına ve infazın devamına dair kararına dosya içeriğine göre süresi içerisinde; müvekkilinin 3167 Sayılı Kanuna Muhalefet nedeni ile para cezasına mahkum edildiği, 5275 Sayılı Yasanın 98. maddesi uyarınca yaptıkları başvurunun reddedildiği, bu kararın 5237 Sayılı TCK nun 5, 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesi, 3167 Sayılı Yasanın 16. maddesi ayrıca TCK 20.43.52,53,60,61 maddelerinde yer alan düzenlemelere aykırı olduğu, 31.11.2008 tarihi itibari ile karşılıksız çek keşide etmek eyleminin suç olmaktan çıktığı, böylece suçta ve cezada kanunilik ilkesi uyarınca hükümlü hakkında verilen cezanın yasal dayanağının kalmadığı iddiası ile Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından 24.03.2009 tarihinde infazın devamına ilişkin ek kararın itiraz incelemesi ile kaldırılmasını ve hakkında tayin edilen cezanın bütün sonuçları ile ortadan kaldırılmasını ve tahliyesini istemiştir.
İddia makamının mütalaası alındı, dosya incelendi
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Konu ile ilgili yasal durum incelendiğinde;
1-3167 Sayılı Yasanın 16. maddesinde : (1) Üzerinde yazılı keşide tarihinden önce veya ibraz süresi içinde 4 üncü madde uyarınca ibraz edildiğinde, yeterli karşılığı bulunmaması nedeniyle kısmen de olsa ödenmeyen çeki keşide eden hesap sahipleri veya yetkili temsilcileri, kanunların ayrıca suç saydığı haller saklı kalmak üzere, çek bedeli tutarı kadar ağır para cezasıyla cezalandırılırlar. Ancak verilecek para cezası seksenmilyar liradan fazla olamaz. Bu miktar, 01/03/1926 tarihli ve 765 sayılı Türk Ceza Kanununun ek 2 nci maddesine göre her yıl artırılır. Bu suçtan mükerrirlere, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.
2 – 5237 Sayılı TCK nun 2/1-3 madde ve fıkralarında ; (1) “Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz.”
(3) Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz.
3- 5237 Sayılı TCK nun 5/1 madde ve fıkralarında : “Bu Kanunun genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır. “
4-5237 Sayılı TCK nun 52/1-2-3 Madde ve fıkralarında; (1) Adlî para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hâllerde yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir.
(2) En az yirmi ve en fazla yüz Türk Lirası olan bir gün karşılığı adlî para cezasının miktarı, kişinin ekonomik ve diğer şahsî hâlleri göz önünde bulundurularak takdir edilir. (3) Kararda, adlî para cezasının belirlenmesinde esas alınan tam gün sayısı ile bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ayrı ayrı gösterilir. “
5-5252 Sayılı Yasanın 5349 Sayılı Yasanın 6. Maddesi ile değişik Geçici 1. Maddesinde: (1) Diğer kanunların, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31 Aralık 2008 tarihine kadar uygulanır.
6-5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 madde ve fıkrasında: (1) Mahkûmiyet hükmünün yorumunda veya çektirilecek cezanın hesabında duraksama olursa, cezanın kısmen veya tamamen yerine getirilip getirilemeyeceği ileri sürülür ya da sonradan yürürlüğe giren kanun, hükümlünün lehinde olursa, duraksamanın giderilmesi veya yerine getirilecek cezanın belirlenmesi için hükmü veren mahkemeden karar istenir. (3) Yukarıdaki fıkralar uyarınca yapılan başvurular cezanın infazını ertelemez. Ancak, mahkeme olayın özelliğine göre infazın ertelenmesine veya durdurulmasına karar verebilir.
7- 5275 Sayılı Yasanın 101/1-3 Madde ve fıkrasında: (1) Cezanın infazı sırasında, 98 ilâ 100 üncü maddeler gereğince mahkemeden alınması gereken kararlar duruşma yapılmaksızın verilir. Karar verilmeden önce Cumhuriyet savcısı ve hükümlünün görüşlerini yazılı olarak bildirmeleri istenebilir. “http://karsiliksizcek.wordpress.com/”
(3)Bölge adliye mahkemesi veya Yargıtaydan başka mahkemeler tarafından verilmiş olan bu kararlara karşı itiraz yoluna gidilebilir.” hükümleri bulunmaktadır.
Ayrıca TBMM tarafından 5728 Sayılı Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlar ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile düzenleme yapıldığı ve bu kanunun yürürlükte olduğu ancak yapılan bu düzenlemeler içerisinde 3167 Sayılı Yasanın 16. Maddesi ile ilgili bir düzenlemenin bulunmadığı da ortadadır.
Kararına itiraz edilen mahkemenin itiraz edilen kararında; 5252 Sayılı Kanunun geçici 1. Maddesinde 5560 Sayılı Kanunla yapılan değişiklik üzerine belirlenen 31.12.2008 gününe değin, diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümlerinin düzeltilmesinin öngörüldüğü halde bu kapsamdan olarak yasa koyucu tarafından 5728 Sayılı “Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”u va’zettiği, dolayısıyla da uyumlaştırılması murat olunan diğer kanunların bu kapsamda yeniden düzenlenildiği., ancak bu çerçevede 3167 Sayılı Kanun hükümlerinin ayrık tutulduğu, bunun ise tamamen mevzuatın “Özel” niteliğinden kaynaklandığı, hal böyle olunca da Yargıtay Yüksek Dairesi’nin pek çok uygulamalarında da “özel yasa ” niteliğinden dolayı pek çok uygulanabilir (önödeme-uzlaşma…gibi) hukuk müessesesinden ayrık değerlendirildiği nazara alındığında, ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil eden çeklerden dolayı tayin olunacak ceza hükmünde de “çek bedeli kadar adli para cezası” olmasında hukuken aykırı bir durum görülmediğinden” sanık vekilinin talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Yürürlükte olan yasal durum incelendiğinde; TCK nun 5/1 maddesinde bu kanunun genel hükümlerinin özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanacağı belirtilerek ceza hukukunda yeknesaklık sağlanmak istenmiştir.
Bu amaçla 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesine; diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemesine aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31.12.2008 tarihine kadar uygulanır hükmü konulmuş ve bu süre yeniden uzatılmamıştır.
Yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. Madde hükmünü dikkate alarak ” Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” adı altında 580 maddeden oluşan 5728 Sayılı Yasayı çıkartmış ve bu yasa yürürlüğe girmiştir.
Buradan da anlaşıldığı üzere yasa koyucunun amacı TCK nun genel hükümlerinin bütün özel yasalarda ve ceza hükmü içeren yasalarda uygulanmasını sağlamaktır.
5237 Sayılı TCK nun 52. maddesi dikkate alındığında adli para cezasının tanımının yapıldığı görülmektedir. Buna göre adli para cezası , beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmadığı hallerde 730 günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması sureti ile hesaplanan meblağın hükümlü tarafından devlet hazinesine ödenmesinden ibarettir
Bu maddenin 1. fıkrasında bulunan “kanunda aksine hüküm bulunmayan haller” tanımının adli para cezası gün sayısının bu genel düzenlemeye aykırı olarak 730 günün altında veya üstünde düzenlenebileceği ve bu düzenlemenin de geçerli olduğu anlamındadır. Buradan da anlaşıldığı üzere TCK genel hükümlerinde gün adli para cezası sistemi benimsenmiştir. 3167 Sayılı yasanın 16. maddesi değerlendirildiğinde; “….. çek bedeli tutarı kadar ağır para cezası (adli para cezası) ile cezalandırılırlar . Ancak verilecek para cezası 80 milyar liradan fazla olamaz. ” hükmünün bulunduğu, bu düzenlemenin gün para cezası içermemesi nedeni ile TCK nun 52/1 maddesine uygun olmadığı ortadadır.
Yasa koyucunun 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesinde sözünü ettiği diğer kanunlar içerisinde 3167 Sayılı Yasanın da olduğu hususunda tereddüt yoktur. Buna göre 3167 Sayılı Yasada bulunan ve 5237 Sayılı TCK nun 1.Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümler 31.12.2008 tarihine kadar uygulanabilecektir. Bu düzenlemenin mevhumu muhalifinden 3167 Sayılı (özel) Kanunun TCK nun 1. kitabının 52. maddesinde düzenlenen gün para sistemine aykırı olan ceza kuralının 31.12.2008 tarihinden sonra uygulanmayacağı 5252 Sayıl Yasanın geçici 1. Maddesinin emredici hükmüdür. Kaldı ki yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesini dikkate alarak 5728 Sayılı Yasa ile özel yasalarda ayrıntılı düzenlemeler yapmasına rağmen 3167 Sayılı Yasada herhangi bir düzenleme yapmamıştır.
Ayrıca Adalet Bakanlığı’nın http://www.kgm.adalet.gov.tr/basbakanlik/cekkanunu.pdf adresinde bulunan ve Çek Kanunu Tasarısı Taslağı olarak Başbakanlığa gönderilen metnin 5/1 madde ve fıkrasında “Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adlî paracezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adlî para cezası, çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamaz.” düzenlemesinin bulunduğu, bu düzenleme dikkate alındığında yasama organının büyük çoğunluğunu oluşturan yürütmeyi (hükümeti ) temsilen Adalet Bakanlığının da itirazı reddeden mahkeme ve red kararında belirtilen Yargıtay Dairesinin inancına aykırı olarak çek kanununda verilecek adli para cezasının gün para sistemine uygun olması gerektiğini öngördüğü, bu durum karşısında subjektif değerlendirme niteliğinde olan “çekin ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil etmesi” bu nedenle 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesindeki düzenlemenin değiştirilmediği yani ayrık tutulduğu (temel düzenlemeden istisna edildiği) yönündeki değerlendirmenin mevcut yasal durum karşısında yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
Yasa koyucunun atlama yaptığı, bir konuyu unuttuğu kabul edilemeyeceğine ve yukarıda da değinildiği gibi bu konuda değişiklik yapmak için Başbakanlığa kanun tasarısı taslağıda sevk edildiğine göre yürütmenin, (hükümetin ) ve yasa koyucunun (TBMM’nin) muradının 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesi ile düzenlenen ceza kuralının ortadan kalkması ve yeni yasal düzenleme yapılana kadar bu ceza hükmünün uygulanamaz olmasını sağlamak olduğu kabul edilmelidir. Çünkü ceza kuralları uygulanmak amacı ile konulur. Uygulanamayan bir ceza kuralı kaldırılmış demektir. Uygulanamayacağı yasa ile düzenlenen, bu nedenle yasal olarak kaldırılma dışında yok hükmünde olan bir kurala göre ceza vermek gerek Anayasa’da yapılan temel haklar ile ilgili düzenlemelere, temel hak ve özgürlükleri içeren Uluslararası Sözleşme hükümlerine ve gerekse Türk Ceza Kanunun 2. maddesinde düzenlenen kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz, kanunlarda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz kuralına da aykırıdır.
Bu yasal durum karşısında hükümlünün, 31.12.2008 tarihinden itibaren zımni olarak yürürlükten kaldırılan ve yerine yeni hüküm konulmaması nedeni ile cezasız bırakılan karşılıksız çek keşide etmek eyleminden dolayı cezalandırıldığı, hükümlü müdafiinin yaptığı itirazın hukuka uygun olmayan mülahazalarla red edildiği, itirazın yasal ve yerinde olduğu anlaşılmakla, 5275 Sayılı Yasanın 101/3 madde ve fıkrasının verdiği yetkiye dayanarak ve hükümlünün telafisi mümkün olmayan zararlara uğramasını engellemek amacı ile 5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 maddesi gereğince mahkumiyet hükmünün yorumunda ve çektirilecek cezanın hesabında açıklanan nedenlerle duraksama olduğundan 3167 Sayılı Yasada yeni bir düzenleme yapılana ya da 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesinin açıkça yürürlükten kaldırılması anına kadar infazın ertelenmesine, yasa koyucunun yeni bir düzenleme yapması halinde hükümlünün durumunun yeniden mahkemesince ele alınarak değerlendirilmesi için itirazın kabülü ile hükümlüye Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 08.05.2008 tarih ve 2008/202 esas, 2008/323 karar sayılı ilamı ile verilen adli para cezasının infazının durdurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Hükümlü Abdullah Bekir vekilinin yapmış olduğu İTİRAZIN KABÜLÜNE, 2-Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.03.2009 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı EK KARARININ KALDIRILMASINA
3-Sanık hakkında Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 8.5.2008 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı ilamı ile verilen 4158 .- TL, adli para cezasının İNFAZININ DURDURULMASINA,
4-Kararın bir örneğinin gereğinin yerine getirilmesi için Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine,
Dosyanın Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesine iadesine, Karardan bir örneğin hükümlü vekiline TEBLİĞİNE , Dair; 5275 Sayılı Yasanın 101/3 ve CMK nun 271/4 madde ve fıkrası gereğince incelenen dosya üzerinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.27.03.2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/7 Geliş Tarihi: 05/01/2009 Mahkemesi: Köyceğiz Sulh Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2008/82 Mahkeme Karar No: 2008/141 Mahkeme Karar Tarihi: 15/05/2008
Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme
DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/133 Karar BOZMA Karar Tarihi 19/01/2009 Kapatma Tarihi 03/02/2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/9 Geliş Tarihi: 05/01/2009
Mahkemesi: Tarsus Ağır Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2008/903 Mahkeme Karar No: 2008/903 Mahkeme Karar Tarihi: 14/07/2008
Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/135 Karar BOZMA Karar Tarihi 19/01/2009 Kapatma Tarihi 03/02/2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/14 Geliş Tarihi: 12/01/2009
Mahkemesi: Korkuteli Asliye Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2005/153
Mahkeme Karar No: 2006/97 Mahkeme Karar Tarihi: 10/03/2006
Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/784 Karar BOZMA Karar Tarihi 26/01/2009 Kapatma Tarihi 12/02/2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/18 Geliş Tarihi: 12/01/2009
Mahkemesi: Malatya 4. Asliye Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2006/291
Mahkeme Karar No: 2007/539 Mahkeme Karar Tarihi: 17/07/2007 Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/787 Karar BOZMA Karar Tarihi 26/01/2009 Kapatma Tarihi 03/02/2009
SAYIN MİLLETVEKİLLERİM
Sayın
Milletvekilim
Karşılıksız çekten dolayı hapis cezası , kanayan bir yaradır ve Türk Hukuk Sistemi açısından bir yüz karasıdır! Kişi hak ve hürriyetlerine ve esasen mevcut Anayasamıza da aykırı olan bu uygulama 1 Ocak 2009 tarihi itibariyle yeni bir boyut kazanmıştır:
Konu ile ilgili mevcut hukuki durum aşağıda sadece iki ana husus bakımından özetlenmiştir. Uygulama yasasında verilen süre 31 Aralık 2008'de dolmuş ve bu tarihten itibaren karşılıksız çek suçları fiilen cezasız kalmıştır. Eğer hukuk devletiysek, bu suçtan dolayı, yeni bir yasal düzenleme yapılana kadar hiçbir mahkeme ceza veremez ve önceden verilmiş olan cezalar da hukuken yok hükmündedir.
Ne var ki yargı tereddüttedir ve 3 aydır çelişkili kararlar verilmektedir. Bazı mahkemeler ceza vermeye devam ederken kendisinden bir çözüm beklenen YARGITAY, bugüne kadar yerel mahkemelere emsal oluşturacak bir karar da vermemiştir. Bazı illerdeki Asliye Ceza Mahkemeleri ve en önemlisi Sakarya 1. Ağır Ceza Mahkemesi ise, cezaların infazını durdurmuş ve hükümlüler tahliye edilmeye başlanmıştır. Diğer taraftan karşılıksız çekten dolayı ceza almış olan binlerce kişi ise kanunsuz bir şekilde 3 ayı aşkın süredir cezaevlerinde tutulmaktadır.
Ekonomik suçtan dolayı hürriyeti bağlayıcı ceza verilmesinin gayri insani olduğu, mevcut düzenlemenin anayasaya aykırı olduğu konuları bir tarafa, ortada apaçık bir hukuksuzluk ve kaos vardır! Teknik bir konu değil, akl-ı selim sahibi herkesin kolayca anlayabileceği basit bir durum var ortada... Prof. Dr. Adem Sözüer ve daha birçok hukukçu aylardır konuyu anlatmaya çalışıyor ama maalesef hukuksuzluk devam ediyor.
Bu kaos hem adalet anlayışını zedeliyor, hem de apaçık bir ihlal niteliği taşıyor. Üç aydır haksız yere cezaevlerinde tutulan insanlar, bu durumu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine taşıdıklarında kesinlikle lehe bir karar çıkacak ve yüklü tazminatlar gündeme gelecektir. Zira Sakarya Ağır Ceza Mahkemesinin aynı konuda verdiği emsal kararlar var. Bu kararlar diğer mahkemeleri bağlayıcı olmasa da ceza hukukunun uygulanmasında yeknesaklık zedelenmiş ve kanun önünde eşitlik ilkesi bozulmuştur. Böyle bir netice, Meclisi ve hükumeti zor durumda bırakacağı gibi, uluslararası hukuk çevrelerinde ve kamuoyu nezdinde yargı organlarının saygınlığını da zedeleyici sonuçlar doğurabilecektir. Meclisin ve hükumetin bir an önce bu çarpık duruma el koyması ve hukuksuzluğu sona erdirmesi gerekiyor.
Yeni yasada adli para cezası ve dolayısıyla hapis cezası devam edecek olsa da, çıkacak kanuna eklenecek bir geçici madde ile, 1 Ocak 2009 tarihi ile kanunun çıktığı tarihe kadar oluşmuş bulunan yasal boşluk sebebiyle cezasız kalmış olan karşılıksız çek suçundan dolayı verilen cezaların kaldırılması sağlanabilir. Böylece hem yargının tereddütleri izale edilmiş olur, bozulan yeknesaklık ve eşitlik ilkesi de nispeten telafi edilebilir.
Ortada kamu vicdanını rahatsız eden, toplumsal barışı zedeleyen ve adalet duygusunu inciten çok vahim bir tablo vardır ve süratle çözüm beklenmektedir.
Sessiz sedasız onbinlerce insan ve aile, Yüce Meclisten hukuk devleti esasına uygun bir çözüm beklemektedir.
HUKUKİ DURUMUN ÖZETİ
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 5 inci maddesi “Özel kanunlarla ilişki” başlığını taşımaktadır. Bu maddeye göre, “Bu Kanun’un genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren özel kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır.” Bu kanunun yayınlanmasını müteakip 3167 sayılı Çek Yasasının da içinde bulunduğu “ceza içeren özel kanunlar”da gerekli değişiklik ve uyumların yapılabilmesi için 5nci maddenin uygulanması 31.12.2008 tarihine ertelenmiştir. Ancak 31.12.2008 tarihine kadar, diğer birçok özel kanunda değişiklik yapılmış olmasına rağmen Çek Kanununda gerekli değişiklikler yapılmadığından, artık 01.01.2009 tarihi itibariyle 3167 Sayılı Yasanın ceza içeren ve TCK Genel Hükümlerine aykırılık teşkil eden maddeleri zımnen yürürlükten kaldırılmış bulunmaktadır. Nitekim, 31.12.2008 tarihine dek, ceza hükmü getiren diğer özel kanunlardan olan 3167 Sayılı Çek Kanununun cezai hükümleri, TCK’nun genel hükümlerine aykırı olsa da uygulanabilmekteydi.
Aykırılıklar nerededir?
1. TCK m. 21 bakımından : 3167 SK. m. 16/1’de karşılıksız çek keşide etme suçu, “şekli suç” niteliğinde düzenlenmiştir. Ancak, TCK ’nın genel hükümleri (m. 21) uyarınca, bir suçun oluşumu kastın varlığına bağlıdır. Kast “doğrudan”(m. 21/1) veya “olası kast” (m. 21/2) olabilir. Bu nedenle, bir kişinin karşılıksız çek nedeniyle cezalandırılabilmesi için, bu kişinin çeki keşide ederken, çekin karşılıksız kalacağı kastıyla hareket etmiş olması gerekmektedir. Başka bir deyişle, bunu bilmeli ve istemelidir. Dolayısıyla, yapılan yargılamada, artık kastın varlığı mutlak olarak araştırılmalı ve bunun sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır. Şayet olayda kast yoksa TCK m. 21/2’ye göre, somut olayda karşılıksız çek keşide eden kişide “olası kast”ın varlığı da ayrıca değerlendirilerek, maddede öngörülen ceza indirimleri uygulanmalıdır. 5252 Sayılı Kanunun kabulü ve uygulanması ile, hukukumuzda bugüne kadar zaten tartışmalı olan “objektif sorumluluk” esası terkedilmiş ve “kusursuz ceza olmaz” esası tamamen geçerli kılınmıştır. Şu halde, karşılıksız çek suçlarında, 1.1.2009 tarihine kadar “objektif sorumluluk” esasına göre verilmiş olan cezalar geçerliliğini yitirmiş bulunmaktadır. Artık suçun manevi unsuru olarak “kast” aranmalıdır. Aksi bir uygulama “kanunsuz suç ve ceza olamaz” esasına açık bir aykırılık teşkil edecektir.
2. TCK m. 52 bakımından Çek Kanunu’na göre, karşılıksız çek keşide etme suçunun cezası, çek bedeli tutarı kadar “adli para cezası” olarak belirlenmekteydi. Ancak, 1.1.2009 tarihinden itibaren TCK’nın adli para cezalarına ilişkin 52. maddesi uygulama alanı bulacağından, ceza miktarının ve niteliğinin belirlenmesi değişmiş bulunmaktadır.
TCK 52. maddenin uygulanmaya başlaması ile Çek yasasındaki çek bedeline bağlı adli para cezası uygulaması son bulmuştur. Adli para cezasının miktarının tespiti artık, sadece gün/para esasına göre yapılabilecektir. 3167 Sayılı Çek Kanunu’nun uygulamasında, ceza, karşılıksız çıkan çek miktarına göre belirlenmekteyken, TCK’nın 52. maddesinin uygulanmasıyla, öncelikle tamgün hesabının yapılması ve bir güne karşılık gelen parasal miktarın belirlenmesi üzerine karar verilmesi gerekmektedir. TCK m. 61/8 hükmüne göre, adli para cezası, belirlenen sonuç gün ile kişinin bir gün karşılığı ödeyebileceği miktarın çarpılması suretiyle bulunacaktır. Bu itibarla, yargılama sonucunda verilecek adli para cezasının tayini usulü de tümden değişmektedir. Nitekim hazırlanan yeni Çek Kanunu tasarısında da "Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adlî para cezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adlî para cezası, çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamaz." Denilmek suretiyle adli para cezasının tayininde Yeni TCK’na uygun olarak gün/para sisteminin getirildiği görülmektedir.
Bu değerlendirmeler ışığı altında bugüne kadar 3167 Sayılı Kanuna göre verilen çek cezaları, 01.01.2009 tarihinde yürürlüğe girmiş bulunan TCK 5nci maddesi uyarınca , aynı kanunun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırılık teşkil etmektedir ve sanık/hükümlü lehine olan yeni hükümler uygulanarak bugüne kadar verilmiş olan cezaların infazı durdrulmalıdır.
Uygulanamayacağı yasa ile düzenlenen, bu nedenle yasal olarak yok hükmünde olan bir kurala göre ceza vermek, gerek Anayasa'da yapılan temel haklar ile ilgili düzenlemelere, temel hak ve özgürlükleri içeren Uluslararası Sözleşme hükümlerine ve gerekse Türk Ceza Kanunun 2. maddesinde düzenlenen kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz, kanunlarda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz kuralına da aykırıdır.
BU AŞAGILIK YAZILARA MÜSADEE ETMEYECEGİMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMM...........................................................................KARŞILIKSIZ ÇEKE HAPİS İNSANLIK ONURUNA AYKIRI İSE BU YAZILAR İNSANLIK ONURUNAAA UYGUNMUUUU?????
eski dost dedi ki...
yanlız bende az ibne değilim gerçekten.
bakmayın sağa sola kopyalar yapıyom ama bu tabi ibnelik .
hakkediyorlar diye yapıyorum .
18.04.2009 18:06
eski dost dedi ki...
yanlız bende az ibne değilim gerçekten.
bakmayın sağa sola kopyalar yapıyom ama bu tabi ibnelik .
hakkediyorlar diye yapıyorum .
18.04.2009 18:06
LAN SEN İBNELİĞİ DE KABUL ETTİN EHUEHUEHUEHU
TÖVBE OLSUN BÖYLESİNİ DE İLK DEFA GÖRDÜM.
EHUEHUEHUEHU
O ZAMAN ARTIK İBNELİK YAPMA :)
MAHONİİİİİ
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:.
Konu ile ilgili yasal durum incelendiğinde;.
1-3167 Sayılı Yasanın 16. maddesinde :.
(1) Üzerinde yazılı keşide tarihinden önce veya ibraz süresi içinde 4 üncü madde uyarınca ibraz edildiğinde, yeterli karşılığı bulunmaması nedeniyle kısmen de olsa ödenmeyen çeki keşide eden hesap sahipleri veya yetkili temsilcileri, kanunların ayrıca suç saydığı haller saklı kalmak üzere, çek bedeli tutarı kadar ağır para cezasıyla cezalandırılırlar. Ancak verilecek para cezası seksenmilyar liradan fazla olamaz. Bu miktar, 01/03/1926 tarihli ve 765 sayılı Türk Ceza Kanununun ek 2 nci maddesine göre her yıl artırılır. Bu suçtan mükerrirlere, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir..
2 – 5237 Sayılı TCK nun 2/1-3 madde ve fıkralarında ; (1) “Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz.”.
(3) Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz. 3- 5237 Sayılı TCK nun 5/1 madde ve fıkralarında :.
“Bu Kanunun genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır. “.
4-5237 Sayılı TCK nun 52/1-2-3 Madde ve fıkralarında; (1) Adlî para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hâllerde yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir..
(2) En az yirmi ve en fazla yüz Türk Lirası olan bir gün karşılığı adlî para cezasının miktarı, kişinin ekonomik ve diğer şahsî hâlleri göz önünde bulundurularak takdir edilir. (3) Kararda, adlî para cezasının belirlenmesinde esas alınan tam gün sayısı ile bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ayrı ayrı gösterilir. “.
5-5252 Sayılı Yasanın 5349 Sayılı Yasanın 6. Maddesi ile değişik Geçici 1. Maddesinde: (1) Diğer kanunların, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31 Aralık 2008 tarihine kadar uygulanır..
6-5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 madde ve fıkrasında:.
(1) Mahkûmiyet hükmünün yorumunda veya çektirilecek cezanın hesabında duraksama olursa, cezanın kısmen veya tamamen yerine getirilip getirilemeyeceği ileri sürülür ya da sonradan yürürlüğe giren kanun, hükümlünün lehinde olursa, duraksamanın giderilmesi veya yerine getirilecek cezanın belirlenmesi için hükmü veren mahkemeden karar istenir. (3) Yukarıdaki fıkralar uyarınca yapılan başvurular cezanın infazını ertelemez. Ancak, mahkeme olayın özelliğine göre infazın ertelenmesine veya durdurulmasına karar verebilir. 7- 5275 Sayılı Yasanın 101/1-3 Madde ve fıkrasında:.
(1) Cezanın infazı sırasında, 98 ilâ 100 üncü maddeler gereğince mahkemeden alınması gereken kararlar duruşma yapılmaksızın verilir. Karar verilmeden önce Cumhuriyet savcısı ve hükümlünün görüşlerini yazılı olarak bildirmeleri istenebilir..
(3)Bölge adliye mahkemesi veya Yargıtaydan başka mahkemeler tarafından verilmiş olan bu kararlara karşı itiraz yoluna gidilebilir.” hükümleri bulunmaktadır..
Ayrıca TBMM tarafından 5728 Sayılı Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlar ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile düzenleme yapıldığı ve bu kanunun yürürlükte olduğu ancak yapılan bu düzenlemeler içerisinde 3167 Sayılı Yasanın 16. Maddesi ile ilgili bir düzenlemenin bulunmadığı da ortadadır..
Kararına itiraz edilen mahkemenin itiraz edilen kararında; 5252 Sayılı Kanunun geçici 1. Maddesinde 5560 Sayılı Kanunla yapılan değişiklik üzerine belirlenen 31.12.2008 gününe değin, diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümlerinin düzeltilmesinin öngörüldüğü halde bu kapsamdan olarak yasa koyucu tarafından 5728 Sayılı “Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”u va’zettiği, dolayısıyla da uyumlaştırılması murat olunan diğer kanunların bu kapsamda yeniden düzenlenildiği., ancak bu çerçevede 3167 Sayılı Kanun hükümlerinin ayrık tutulduğu, bunun ise tamamen mevzuatın “Özel” niteliğinden kaynaklandığı, hal böyle olunca da Yargıtay Yüksek Dairesi’nin pek çok uygulamalarında da “özel yasa ” niteliğinden dolayı pek çok uygulanabilir (önödeme-uzlaşma…gibi) hukuk müessesesinden ayrık değerlendirildiği nazara alındığında, ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil eden çeklerden dolayı tayin olunacak ceza hükmünde de “çek bedeli kadar adli para cezası” olmasında hukuken aykırı bir durum görülmediğinden” sanık vekilinin talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır..
Yürürlükte olan yasal durum incelendiğinde; TCK nun 5/1 maddesinde bu kanunun genel hükümlerinin özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanacağı belirtilerek ceza hukukunda yeknesaklık sağlanmak istenmiştir. Bu amaçla 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesine; diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemesine aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31.12.2008 tarihine kadar uygulanır hükmü konulmuş ve bu süre yeniden uzatılmamıştır..
Yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. Madde hükmünü dikkate alarak ” Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” adı altında 580 maddeden oluşan 5728 Sayılı Yasayı çıkartmış ve bu yasa yürürlüğe girmiştir..
Buradan da anlaşıldığı üzere yasa koyucunun amacı TCK nun genel hükümlerinin bütün özel yasalarda ve ceza hükmü içeren yasalarda uygulanmasını sağlamaktır. 5237 Sayılı TCK nun 52. maddesi dikkate alındığında adli para cezasının tanımının yapıldığı görülmektedir. Buna göre adli para cezası , beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmadığı hallerde 730 günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması sureti ile hesaplanan meblağın hükümlü tarafından devlet hazinesine ödenmesinden ibarettir.
Bu maddenin 1. fıkrasında bulunan “kanunda aksine hüküm bulunmayan haller” tanımının adli para cezası gün sayısının bu genel düzenlemeye aykırı olarak 730 günün altında veya üstünde düzenlenecebileceği ve bu düzenlemenin de geçerli olduğu anlamındadır. Buradan da anlaşıldığı üzere TCK genel hükümlerinde gün adli para cezası sistemi benimsenmiştir. 3167 Sayılı yasanın 16. maddesi değerlendirildiğinde; “….. çek bedeli tutarı kadar ağır para cezası (adli para cezası) ile cezalandırılırlar . Ancak verilecek para cezası 80 milyar liradan fazla olamaz. ” hükmünün bulunduğu, bu düzenlemenin gün para cezası içermemesi nedeni ile TCK nun 52/1 maddesine uygun olmadığı ortadadır..
Yasa koyucunun 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesinde sözünü ettiği diğer kanunlar içerisinde 3167 Sayılı Yasanın da olduğu hususunda tereddüt yoktur. Buna göre 3167 Sayılı Yasada bulunan ve 5237 Sayılı TCK nun 1.Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümler 31.12.2008 tarihine kadar uygulanabilecektir. Bu düzenlemenin mevhumu muhalifinden 3167 Sayılı (özel) Kanunun TCK nun 1. kitabının 52. maddesinde düzenlenen gün para sistemine aykırı olan ceza kuralının 31.12.2008 tarihinden sonra uygulanmayacağı 5252 Sayıl Yasanın geçici 1. Maddesinin emredici hükmüdür. Kaldı ki yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesini dikkate alarak 5728 Sayılı Yasa ile özel yasalarda ayrıntılı düzenlemeler yapmasına rağmen 3167 Sayılı Yasada herhangi bir düzenleme yapmamıştır..
Ayrıca Adalet Bakanlığı’nın http://www.kgm.adalet.gov.tr/basbakanlik/cekkanunu.pdf adresinde bulunan ve Çek Kanunu Tasarısı Taslağı olarak Başbakanlığa gönderilen metnin 5/1 madde ve fıkrasında “Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adlî paracezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adlî para cezası, çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamaz.” düzenlemesinin bulunduğu, bu düzenleme dikkate alındığında yasama organının büyük çoğunluğunu oluşturan yürütmeyi (hükümeti ) temsilen Adalet Bakanlığının da itirazı reddeden mahkeme ve red kararında belirtilen Yargıtay Dairesinin inancına aykırı olarak çek kanununda verilecek adli para cezasının gün para sistemine uygun olması gerektiğini öngördüğü, bu durum karşısında subjektif değerlendirme niteliğinde olan “çekin ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil etmesi” bu nedenle 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesindeki düzenlemenin değiştirilmediği yani ayrık tutulduğu (temel düzenlemeden istisna edildiği) yönündeki değerlendirmenin mevcut yasal durum karşısında yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır..
Yasa koyucunun atlama yaptığı, bir konuyu unuttuğu kabul edilemeyeceğine ve yukarıda da değinildiği gibi bu konuda değişiklik yapmak için Başbakanlığa kanun tasarısı taslağıda sevk edildiğine göre yürütmenin, (hükümetin ) ve yasa koyucunun (TBMM’nin) muradının 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesi ile düzenlenen ceza kuralının ortadan kalkması ve yeni yasal düzenleme yapılana kadar bu ceza hükmünün uygulanamaz olmasını sağlamak olduğu kabul edilmelidir. Çünkü ceza kuralları uygulanmak amacı ile konulur. Uygulanamayan bir ceza kuralı kaldırılmış demektir. Uygulanamayacağı yasa ile düzenlenen, bu nedenle yasal olarak kaldırılma dışında yok hükmünde olan bir kurala göre ceza vermek gerek Anayasa’da yapılan temel haklar ile ilgili düzenlemelere, temel hak ve özgürlükleri içeren Uluslararası Sözleşme hükümlerine ve gerekse Türk Ceza Kanunun 2. maddesinde düzenlenen kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz, kanunlarda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz kuralına da aykırıdır..
Bu yasal durum karşısında hükümlünün, 31.12.2008 tarihinden itibaren zımni olarak yürürlükten kaldırılan ve yerine yeni hüküm konulmaması nedeni ile cezasız bırakılan karşılıksız çek keşide etmek eyleminden dolayı cezalandırıldığı, hükümlü müdafiinin yaptığı itirazın hukuka uygun olmayan mülahazalarla red edildiği, itirazın yasal ve yerinde olduğu anlaşılmakla, 5275 Sayılı Yasanın 101/3 madde ve fıkrasının verdiği yetkiye dayanarak ve hükümlünün telafisi mümkün olmayan zararlara uğramasını engellemek amacı ile 5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 maddesi gereğince mahkumiyet hükmünün yorumunda ve çektirilecek cezanın hesabında açıklanan nedenlerle duraksama olduğundan 3167 Sayılı Yasada yeni bir düzenleme yapılana ya da 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesinin açıkça yürürlükten kaldırılması anına kadar infazın ertelenmesine, yasa koyucunun yeni bir düzenleme yapması halinde hükümlünün durumunun yeniden mahkemesince ele alınarak değerlendirilmesi için itirazın kabülü ile hükümlüye Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 31.07.2007 tarih ve 2007/299 esas 2007/590 karar sayılı ilamı ile verilen adli para cezasının infazının durdurulmasına karar vermek gerekmiştir..
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;.
1-Hükümlü H.S.S. müdafiinin yapmış olduğu İTİRAZIN KABÜLÜNE, 2-Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 04.02.2009 tarih ve 2007/299 esas 2007/590 karar sayılı EK KARARININ KALDIRILMASINA.
3-Sanık hakkında Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 31.07.2007 tarih ve 2007/299 esas 2007/590 karar sayılı ilamı ile verilen 26000TL adli para cezasının İNFAZININ DURDURULMASINA,.
4-Kararın bir örneğinin gereğinin yerine getirilmesi için Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine,.
Dosyanın Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesine iadesine, Karardan bir örneğin hükümlü vekiline TEBLİĞİNE ,.
Dair; 5275 Sayılı Yasanın 101/3 ve CMK nun 271/4 madde ve fıkrası gereğince incelenen dosya üzerinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi..16.03.2009..
.
.
.
SARAYKÖY ASLİYE CEZA MAHKEMEİ DOSYA NO :2007/176 KARAR NO :2007/201
HAKİM : GÜLPERİ GÜNEŞ 32147 C.SAVCISI : HÜSEYİN HÜR 107696 KATİP : MURAT AYRAL 97009
SANIK : A. G. K. SUÇ : KARŞILIKSIZ ÇEK KEŞİDE ETME SUÇ TARIHİ : 19/02/2007 ASIL KARAR TARİHİ : 25/09/2007 EK KARAR TARİHİ : 28/01/2009
HÜKÜMLÜ AHMET GÜRKAN ………KAN IN 21/01/2009 ARİHLİ İNFAZIN DURDURULMASINA İLİKİN DİLEKÇESİ C. SAVCISININ YAZILI GÖRÜŞÜ ALINARAKİNCELENDİ.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLÜ:
HÜKÜMLÜ AHMET GÜRKAN …..KAN HAKKINDA MAHKEMEMİZİN 25/09/2009 TARİH 2007/176-201 ESAS E KARAR SAYILI KARARI İLE KARŞILIKSIZ ÇEK KEŞİDE ETMEK SUÇUNDAN DAYI 60.000 TL ADLİ PARA CEZASI İL CEZALANDIRILMASIA KARAR VERİLDİĞİ, KARARIN 20/11/2007 TARİHİNDE KESİNLEŞEREK İNFAZA VERİLDİĞİ HÜKÜMLÜĞÜN ADLİ PARA CEZASNI ÖDEMEMESİ ÜZERİNE SARAYKÖY C.BAŞSAVCILIĞININ 29/01/2008 GÜNLÜ KARARI İLE HÜKÜMLÜYE VERİE ADLİ PARA CEZASININ 600 GÜN HAPİS CEZASINA ÇEVRİLDİĞİ VE 28/02/2008 TARİHİNDE İNFAZA BAŞLANDIĞI HÜKÜMLÜNÜN HALEN B CEZASINI İNFAZ TTİĞİ 5252 SAYILI ÜÇK NIN YÜÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDAKİ KANUNUN GEÇİCİ 1.MADDESİDE BELİRTİLEN DİĞEN KANUNLARIN TCK NIN GEEL HÜKÜMLERİNE AKRI OLAN MADDELERİNİN UYGULANMASINA DEVAM EDİLECEĞİNE İLİŞKİN HÜKMÜN 31/12/2008 TARİHİ İTİBARİYLE YÜRÜRÜKTE KALKTIĞI YASA KOYUCU TARAFINDAN 5728 SAYILI YASA İLE BİR ÇOK ÖZEL YASDAKİ CEZA HÜKÜMLERİ 5237 SAYILI YASAYA UYGUN HALE GETİRİLMESİNE RAĞMEN 3167 SAYILI YASA YÖNÜNDEN 31/12/2008 TARİHİNE KADAR HER HANGİ BİR DÜZENLEME YAPILMADIĞI 5252 SAYILI TCK NIN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KARARIN MADDESİ 5237 SAYILI TCK 45/1 52/1 MADELERİ İLE BİRLİKTE DEĞERLENDİRLDİĞİNDE BU GENEL URALIN BÜTÜN ÖZEL YASALARI BAĞLAYACĞI ÖZEL YASALARDAKİ AYKIRI HÜKÜMLRİN 31/12/2008 TARİHİNE KADAR UYGUNABİLECEĞİ BU TARİHE KADAR ÖZEL YASALARIN 5257 SAYILI TCK NIN GEEL KÜMLERİNE UYARLANMASININ ZORUNLU BULUNDUĞU ANCA 3167 SAYILI YASA AÇISINDAN HALEN BU UYARLAMANIN YAPILMAMIQŞ OLDUĞU ANLAŞILMAKLA HÜKÜMLÜNÜN MAĞDURİYETNE NEDE ALMAMAK AÇISINDAN 527 SAYILI ASANIN 98. MADDESİ UYARINCA İNFAZIN DURDURULMASINA KARAR VERMEKGEREKMİŞTİR. HÜKÜM YUKARIDA AÇIKLANAN NEDENLERLE
HÜKÜMLÜ AHMET GÜRKAN ……KAN HAKKINDA MAHKEMEMİZİN 25/09/207 TARİH 2007/176-201 ESAS VE KARAR SAYILI İLAMI İLE VERİLEN 60.000 TL ADLİ PARA CEZASINA İLİŞKİN İNFAZIN DURDURULMASINA.
HÜKÜMLÜNÜN BAŞKA BİR SUÇTAN TUTUKLU VEY HÜKÜMLÜ ULUNMAASI HALİNDE SALIVERİLMESİNE
KARARIN C.SAVCILIĞI ARACILIĞIYLA HÜKÜMLÜYE TEBLİĞİ DAİR, DOSYA ÜZERİNDEYAPILAN İNCELEMESONUCUNDA İSTEME UYGUN V TEBLİĞ TARİHİNDEN İTAREN 7 GÜN İÇİNDE DENİZLİ NBETÇİ AĞIR CEZA MAHKEMESİNE İTİRAZ YOLU AÇIK OLMAK ÜZERERKARAR VERİLDİ
Sakarya Ağır Ceza Mahkemesi, Karşılıksız Çek Beraat Kararı
BAŞKAN : ABDÜLKADİR YAVUZ ÜYE : BURHANETTİN ESENKAR ÜYE : CEVDET BAK
KATİP : BEHİYE AYDINHükümlü A.B. vekili Av. Levent S. tarafından Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.03.2009 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı ek kararı ile hükümlü vekilinin talebinin reddine ve mahkemelerinin 28.5.2008 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı ilamının değiştirilmesine ve infazın durdurulmasına yer olmadığına ve infazın devamına dair kararına dosya içeriğine göre süresi içerisinde; müvekkilinin 3167 Sayılı Kanuna Muhalefet nedeni ile para cezasına mahkum edildiği, 5275 Sayılı Yasanın 98. maddesi uyarınca yaptıkları başvurunun reddedildiği, bu kararın 5237 Sayılı TCK nun 5, 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesi, 3167 Sayılı Yasanın 16. maddesi ayrıca TCK 20.43.52,53,60,61 maddelerinde yer alan düzenlemelere aykırı olduğu, 31.11.2008 tarihi itibari ile karşılıksız çek keşide etmek eyleminin suç olmaktan çıktığı, böylece suçta ve cezada kanunilik ilkesi uyarınca hükümlü hakkında verilen cezanın yasal dayanağının kalmadığı iddiası ile Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından 24.03.2009 tarihinde infazın devamına ilişkin ek kararın itiraz incelemesi ile kaldırılmasını ve hakkında tayin edilen cezanın bütün sonuçları ile ortadan kaldırılmasını ve tahliyesini istemiştir.
İddia makamının mütalaası alındı, dosya incelendi
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Konu ile ilgili yasal durum incelendiğinde;
1-3167 Sayılı Yasanın 16. maddesinde : (1) Üzerinde yazılı keşide tarihinden önce veya ibraz süresi içinde 4 üncü madde uyarınca ibraz edildiğinde, yeterli karşılığı bulunmaması nedeniyle kısmen de olsa ödenmeyen çeki keşide eden hesap sahipleri veya yetkili temsilcileri, kanunların ayrıca suç saydığı haller saklı kalmak üzere, çek bedeli tutarı kadar ağır para cezasıyla cezalandırılırlar. Ancak verilecek para cezası seksenmilyar liradan fazla olamaz. Bu miktar, 01/03/1926 tarihli ve 765 sayılı Türk Ceza Kanununun ek 2 nci maddesine göre her yıl artırılır. Bu suçtan mükerrirlere, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.
2 – 5237 Sayılı TCK nun 2/1-3 madde ve fıkralarında ; (1) “Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz.”
(3) Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz.
3- 5237 Sayılı TCK nun 5/1 madde ve fıkralarında : “Bu Kanunun genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır. “
4-5237 Sayılı TCK nun 52/1-2-3 Madde ve fıkralarında; (1) Adlî para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hâllerde yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir.
(2) En az yirmi ve en fazla yüz Türk Lirası olan bir gün karşılığı adlî para cezasının miktarı, kişinin ekonomik ve diğer şahsî hâlleri göz önünde bulundurularak takdir edilir. (3) Kararda, adlî para cezasının belirlenmesinde esas alınan tam gün sayısı ile bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ayrı ayrı gösterilir. “
5-5252 Sayılı Yasanın 5349 Sayılı Yasanın 6. Maddesi ile değişik Geçici 1. Maddesinde: (1) Diğer kanunların, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31 Aralık 2008 tarihine kadar uygulanır.
6-5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 madde ve fıkrasında: (1) Mahkûmiyet hükmünün yorumunda veya çektirilecek cezanın hesabında duraksama olursa, cezanın kısmen veya tamamen yerine getirilip getirilemeyeceği ileri sürülür ya da sonradan yürürlüğe giren kanun, hükümlünün lehinde olursa, duraksamanın giderilmesi veya yerine getirilecek cezanın belirlenmesi için hükmü veren mahkemeden karar istenir. (3) Yukarıdaki fıkralar uyarınca yapılan başvurular cezanın infazını ertelemez. Ancak, mahkeme olayın özelliğine göre infazın ertelenmesine veya durdurulmasına karar verebilir.
7- 5275 Sayılı Yasanın 101/1-3 Madde ve fıkrasında: (1) Cezanın infazı sırasında, 98 ilâ 100 üncü maddeler gereğince mahkemeden alınması gereken kararlar duruşma yapılmaksızın verilir. Karar verilmeden önce Cumhuriyet savcısı ve hükümlünün görüşlerini yazılı olarak bildirmeleri istenebilir. “http://karsiliksizcek.wordpress.com/”
(3)Bölge adliye mahkemesi veya Yargıtaydan başka mahkemeler tarafından verilmiş olan bu kararlara karşı itiraz yoluna gidilebilir.” hükümleri bulunmaktadır.
Ayrıca TBMM tarafından 5728 Sayılı Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlar ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile düzenleme yapıldığı ve bu kanunun yürürlükte olduğu ancak yapılan bu düzenlemeler içerisinde 3167 Sayılı Yasanın 16. Maddesi ile ilgili bir düzenlemenin bulunmadığı da ortadadır.
Kararına itiraz edilen mahkemenin itiraz edilen kararında; 5252 Sayılı Kanunun geçici 1. Maddesinde 5560 Sayılı Kanunla yapılan değişiklik üzerine belirlenen 31.12.2008 gününe değin, diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümlerinin düzeltilmesinin öngörüldüğü halde bu kapsamdan olarak yasa koyucu tarafından 5728 Sayılı “Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”u va’zettiği, dolayısıyla da uyumlaştırılması murat olunan diğer kanunların bu kapsamda yeniden düzenlenildiği., ancak bu çerçevede 3167 Sayılı Kanun hükümlerinin ayrık tutulduğu, bunun ise tamamen mevzuatın “Özel” niteliğinden kaynaklandığı, hal böyle olunca da Yargıtay Yüksek Dairesi’nin pek çok uygulamalarında da “özel yasa ” niteliğinden dolayı pek çok uygulanabilir (önödeme-uzlaşma…gibi) hukuk müessesesinden ayrık değerlendirildiği nazara alındığında, ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil eden çeklerden dolayı tayin olunacak ceza hükmünde de “çek bedeli kadar adli para cezası” olmasında hukuken aykırı bir durum görülmediğinden” sanık vekilinin talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Yürürlükte olan yasal durum incelendiğinde; TCK nun 5/1 maddesinde bu kanunun genel hükümlerinin özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanacağı belirtilerek ceza hukukunda yeknesaklık sağlanmak istenmiştir.
Bu amaçla 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesine; diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemesine aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31.12.2008 tarihine kadar uygulanır hükmü konulmuş ve bu süre yeniden uzatılmamıştır.
Yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. Madde hükmünü dikkate alarak ” Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” adı altında 580 maddeden oluşan 5728 Sayılı Yasayı çıkartmış ve bu yasa yürürlüğe girmiştir.
Buradan da anlaşıldığı üzere yasa koyucunun amacı TCK nun genel hükümlerinin bütün özel yasalarda ve ceza hükmü içeren yasalarda uygulanmasını sağlamaktır.
5237 Sayılı TCK nun 52. maddesi dikkate alındığında adli para cezasının tanımının yapıldığı görülmektedir. Buna göre adli para cezası , beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmadığı hallerde 730 günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması sureti ile hesaplanan meblağın hükümlü tarafından devlet hazinesine ödenmesinden ibarettir
Bu maddenin 1. fıkrasında bulunan “kanunda aksine hüküm bulunmayan haller” tanımının adli para cezası gün sayısının bu genel düzenlemeye aykırı olarak 730 günün altında veya üstünde düzenlenebileceği ve bu düzenlemenin de geçerli olduğu anlamındadır. Buradan da anlaşıldığı üzere TCK genel hükümlerinde gün adli para cezası sistemi benimsenmiştir. 3167 Sayılı yasanın 16. maddesi değerlendirildiğinde; “….. çek bedeli tutarı kadar ağır para cezası (adli para cezası) ile cezalandırılırlar . Ancak verilecek para cezası 80 milyar liradan fazla olamaz. ” hükmünün bulunduğu, bu düzenlemenin gün para cezası içermemesi nedeni ile TCK nun 52/1 maddesine uygun olmadığı ortadadır.
Yasa koyucunun 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesinde sözünü ettiği diğer kanunlar içerisinde 3167 Sayılı Yasanın da olduğu hususunda tereddüt yoktur. Buna göre 3167 Sayılı Yasada bulunan ve 5237 Sayılı TCK nun 1.Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümler 31.12.2008 tarihine kadar uygulanabilecektir. Bu düzenlemenin mevhumu muhalifinden 3167 Sayılı (özel) Kanunun TCK nun 1. kitabının 52. maddesinde düzenlenen gün para sistemine aykırı olan ceza kuralının 31.12.2008 tarihinden sonra uygulanmayacağı 5252 Sayıl Yasanın geçici 1. Maddesinin emredici hükmüdür. Kaldı ki yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesini dikkate alarak 5728 Sayılı Yasa ile özel yasalarda ayrıntılı düzenlemeler yapmasına rağmen 3167 Sayılı Yasada herhangi bir düzenleme yapmamıştır.
Ayrıca Adalet Bakanlığı’nın http://www.kgm.adalet.gov.tr/basbakanlik/cekkanunu.pdf adresinde bulunan ve Çek Kanunu Tasarısı Taslağı olarak Başbakanlığa gönderilen metnin 5/1 madde ve fıkrasında “Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adlî paracezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adlî para cezası, çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamaz.” düzenlemesinin bulunduğu, bu düzenleme dikkate alındığında yasama organının büyük çoğunluğunu oluşturan yürütmeyi (hükümeti ) temsilen Adalet Bakanlığının da itirazı reddeden mahkeme ve red kararında belirtilen Yargıtay Dairesinin inancına aykırı olarak çek kanununda verilecek adli para cezasının gün para sistemine uygun olması gerektiğini öngördüğü, bu durum karşısında subjektif değerlendirme niteliğinde olan “çekin ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil etmesi” bu nedenle 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesindeki düzenlemenin değiştirilmediği yani ayrık tutulduğu (temel düzenlemeden istisna edildiği) yönündeki değerlendirmenin mevcut yasal durum karşısında yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
Yasa koyucunun atlama yaptığı, bir konuyu unuttuğu kabul edilemeyeceğine ve yukarıda da değinildiği gibi bu konuda değişiklik yapmak için Başbakanlığa kanun tasarısı taslağıda sevk edildiğine göre yürütmenin, (hükümetin ) ve yasa koyucunun (TBMM’nin) muradının 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesi ile düzenlenen ceza kuralının ortadan kalkması ve yeni yasal düzenleme yapılana kadar bu ceza hükmünün uygulanamaz olmasını sağlamak olduğu kabul edilmelidir. Çünkü ceza kuralları uygulanmak amacı ile konulur. Uygulanamayan bir ceza kuralı kaldırılmış demektir. Uygulanamayacağı yasa ile düzenlenen, bu nedenle yasal olarak kaldırılma dışında yok hükmünde olan bir kurala göre ceza vermek gerek Anayasa’da yapılan temel haklar ile ilgili düzenlemelere, temel hak ve özgürlükleri içeren Uluslararası Sözleşme hükümlerine ve gerekse Türk Ceza Kanunun 2. maddesinde düzenlenen kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz, kanunlarda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz kuralına da aykırıdır.
Bu yasal durum karşısında hükümlünün, 31.12.2008 tarihinden itibaren zımni olarak yürürlükten kaldırılan ve yerine yeni hüküm konulmaması nedeni ile cezasız bırakılan karşılıksız çek keşide etmek eyleminden dolayı cezalandırıldığı, hükümlü müdafiinin yaptığı itirazın hukuka uygun olmayan mülahazalarla red edildiği, itirazın yasal ve yerinde olduğu anlaşılmakla, 5275 Sayılı Yasanın 101/3 madde ve fıkrasının verdiği yetkiye dayanarak ve hükümlünün telafisi mümkün olmayan zararlara uğramasını engellemek amacı ile 5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 maddesi gereğince mahkumiyet hükmünün yorumunda ve çektirilecek cezanın hesabında açıklanan nedenlerle duraksama olduğundan 3167 Sayılı Yasada yeni bir düzenleme yapılana ya da 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesinin açıkça yürürlükten kaldırılması anına kadar infazın ertelenmesine, yasa koyucunun yeni bir düzenleme yapması halinde hükümlünün durumunun yeniden mahkemesince ele alınarak değerlendirilmesi için itirazın kabülü ile hükümlüye Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 08.05.2008 tarih ve 2008/202 esas, 2008/323 karar sayılı ilamı ile verilen adli para cezasının infazının durdurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Hükümlü Abdullah Bekir vekilinin yapmış olduğu İTİRAZIN KABÜLÜNE, 2-Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.03.2009 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı EK KARARININ KALDIRILMASINA
3-Sanık hakkında Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 8.5.2008 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı ilamı ile verilen 4158 .- TL, adli para cezasının İNFAZININ DURDURULMASINA,
4-Kararın bir örneğinin gereğinin yerine getirilmesi için Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine,
Dosyanın Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesine iadesine, Karardan bir örneğin hükümlü vekiline TEBLİĞİNE , Dair; 5275 Sayılı Yasanın 101/3 ve CMK nun 271/4 madde ve fıkrası gereğince incelenen dosya üzerinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.27.03.2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/7 Geliş Tarihi: 05/01/2009 Mahkemesi: Köyceğiz Sulh Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2008/82 Mahkeme Karar No: 2008/141 Mahkeme Karar Tarihi: 15/05/2008
Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme
DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/133 Karar BOZMA Karar Tarihi 19/01/2009 Kapatma Tarihi 03/02/2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/9 Geliş Tarihi: 05/01/2009
Mahkemesi: Tarsus Ağır Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2008/903 Mahkeme Karar No: 2008/903 Mahkeme Karar Tarihi: 14/07/2008
Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/135 Karar BOZMA Karar Tarihi 19/01/2009 Kapatma Tarihi 03/02/2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/14 Geliş Tarihi: 12/01/2009
Mahkemesi: Korkuteli Asliye Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2005/153
Mahkeme Karar No: 2006/97 Mahkeme Karar Tarihi: 10/03/2006
Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/784 Karar BOZMA Karar Tarihi 26/01/2009 Kapatma Tarihi 12/02/2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/18 Geliş Tarihi: 12/01/2009
Mahkemesi: Malatya 4. Asliye Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2006/291
Mahkeme Karar No: 2007/539 Mahkeme Karar Tarihi: 17/07/2007 Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/787 Karar BOZMA Karar Tarihi 26/01/2009 Kapatma Tarihi 03/02/2009
SAYIN MİLLETVEKİLLERİM
Sayın
Milletvekilim
Karşılıksız çekten dolayı hapis cezası , kanayan bir yaradır ve Türk Hukuk Sistemi açısından bir yüz karasıdır! Kişi hak ve hürriyetlerine ve esasen mevcut Anayasamıza da aykırı olan bu uygulama 1 Ocak 2009 tarihi itibariyle yeni bir boyut kazanmıştır:
Konu ile ilgili mevcut hukuki durum aşağıda sadece iki ana husus bakımından özetlenmiştir. Uygulama yasasında verilen süre 31 Aralık 2008'de dolmuş ve bu tarihten itibaren karşılıksız çek suçları fiilen cezasız kalmıştır. Eğer hukuk devletiysek, bu suçtan dolayı, yeni bir yasal düzenleme yapılana kadar hiçbir mahkeme ceza veremez ve önceden verilmiş olan cezalar da hukuken yok hükmündedir.
Ne var ki yargı tereddüttedir ve 3 aydır çelişkili kararlar verilmektedir. Bazı mahkemeler ceza vermeye devam ederken kendisinden bir çözüm beklenen YARGITAY, bugüne kadar yerel mahkemelere emsal oluşturacak bir karar da vermemiştir. Bazı illerdeki Asliye Ceza Mahkemeleri ve en önemlisi Sakarya 1. Ağır Ceza Mahkemesi ise, cezaların infazını durdurmuş ve hükümlüler tahliye edilmeye başlanmıştır. Diğer taraftan karşılıksız çekten dolayı ceza almış olan binlerce kişi ise kanunsuz bir şekilde 3 ayı aşkın süredir cezaevlerinde tutulmaktadır.
Ekonomik suçtan dolayı hürriyeti bağlayıcı ceza verilmesinin gayri insani olduğu, mevcut düzenlemenin anayasaya aykırı olduğu konuları bir tarafa, ortada apaçık bir hukuksuzluk ve kaos vardır! Teknik bir konu değil, akl-ı selim sahibi herkesin kolayca anlayabileceği basit bir durum var ortada... Prof. Dr. Adem Sözüer ve daha birçok hukukçu aylardır konuyu anlatmaya çalışıyor ama maalesef hukuksuzluk devam ediyor.
Bu kaos hem adalet anlayışını zedeliyor, hem de apaçık bir ihlal niteliği taşıyor. Üç aydır haksız yere cezaevlerinde tutulan insanlar, bu durumu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine taşıdıklarında kesinlikle lehe bir karar çıkacak ve yüklü tazminatlar gündeme gelecektir. Zira Sakarya Ağır Ceza Mahkemesinin aynı konuda verdiği emsal kararlar var. Bu kararlar diğer mahkemeleri bağlayıcı olmasa da ceza hukukunun uygulanmasında yeknesaklık zedelenmiş ve kanun önünde eşitlik ilkesi bozulmuştur. Böyle bir netice, Meclisi ve hükumeti zor durumda bırakacağı gibi, uluslararası hukuk çevrelerinde ve kamuoyu nezdinde yargı organlarının saygınlığını da zedeleyici sonuçlar doğurabilecektir. Meclisin ve hükumetin bir an önce bu çarpık duruma el koyması ve hukuksuzluğu sona erdirmesi gerekiyor.
Yeni yasada adli para cezası ve dolayısıyla hapis cezası devam edecek olsa da, çıkacak kanuna eklenecek bir geçici madde ile, 1 Ocak 2009 tarihi ile kanunun çıktığı tarihe kadar oluşmuş bulunan yasal boşluk sebebiyle cezasız kalmış olan karşılıksız çek suçundan dolayı verilen cezaların kaldırılması sağlanabilir. Böylece hem yargının tereddütleri izale edilmiş olur, bozulan yeknesaklık ve eşitlik ilkesi de nispeten telafi edilebilir.
Ortada kamu vicdanını rahatsız eden, toplumsal barışı zedeleyen ve adalet duygusunu inciten çok vahim bir tablo vardır ve süratle çözüm beklenmektedir.
Sessiz sedasız onbinlerce insan ve aile, Yüce Meclisten hukuk devleti esasına uygun bir çözüm beklemektedir.
HUKUKİ DURUMUN ÖZETİ
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 5 inci maddesi “Özel kanunlarla ilişki” başlığını taşımaktadır. Bu maddeye göre, “Bu Kanun’un genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren özel kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır.” Bu kanunun yayınlanmasını müteakip 3167 sayılı Çek Yasasının da içinde bulunduğu “ceza içeren özel kanunlar”da gerekli değişiklik ve uyumların yapılabilmesi için 5nci maddenin uygulanması 31.12.2008 tarihine ertelenmiştir. Ancak 31.12.2008 tarihine kadar, diğer birçok özel kanunda değişiklik yapılmış olmasına rağmen Çek Kanununda gerekli değişiklikler yapılmadığından, artık 01.01.2009 tarihi itibariyle 3167 Sayılı Yasanın ceza içeren ve TCK Genel Hükümlerine aykırılık teşkil eden maddeleri zımnen yürürlükten kaldırılmış bulunmaktadır. Nitekim, 31.12.2008 tarihine dek, ceza hükmü getiren diğer özel kanunlardan olan 3167 Sayılı Çek Kanununun cezai hükümleri, TCK’nun genel hükümlerine aykırı olsa da uygulanabilmekteydi.
Aykırılıklar nerededir?
1. TCK m. 21 bakımından : 3167 SK. m. 16/1’de karşılıksız çek keşide etme suçu, “şekli suç” niteliğinde düzenlenmiştir. Ancak, TCK ’nın genel hükümleri (m. 21) uyarınca, bir suçun oluşumu kastın varlığına bağlıdır. Kast “doğrudan”(m. 21/1) veya “olası kast” (m. 21/2) olabilir. Bu nedenle, bir kişinin karşılıksız çek nedeniyle cezalandırılabilmesi için, bu kişinin çeki keşide ederken, çekin karşılıksız kalacağı kastıyla hareket etmiş olması gerekmektedir. Başka bir deyişle, bunu bilmeli ve istemelidir. Dolayısıyla, yapılan yargılamada, artık kastın varlığı mutlak olarak araştırılmalı ve bunun sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır. Şayet olayda kast yoksa TCK m. 21/2’ye göre, somut olayda karşılıksız çek keşide eden kişide “olası kast”ın varlığı da ayrıca değerlendirilerek, maddede öngörülen ceza indirimleri uygulanmalıdır. 5252 Sayılı Kanunun kabulü ve uygulanması ile, hukukumuzda bugüne kadar zaten tartışmalı olan “objektif sorumluluk” esası terkedilmiş ve “kusursuz ceza olmaz” esası tamamen geçerli kılınmıştır. Şu halde, karşılıksız çek suçlarında, 1.1.2009 tarihine kadar “objektif sorumluluk” esasına göre verilmiş olan cezalar geçerliliğini yitirmiş bulunmaktadır. Artık suçun manevi unsuru olarak “kast” aranmalıdır. Aksi bir uygulama “kanunsuz suç ve ceza olamaz” esasına açık bir aykırılık teşkil edecektir.
2. TCK m. 52 bakımından Çek Kanunu’na göre, karşılıksız çek keşide etme suçunun cezası, çek bedeli tutarı kadar “adli para cezası” olarak belirlenmekteydi. Ancak, 1.1.2009 tarihinden itibaren TCK’nın adli para cezalarına ilişkin 52. maddesi uygulama alanı bulacağından, ceza miktarının ve niteliğinin belirlenmesi değişmiş bulunmaktadır.
TCK 52. maddenin uygulanmaya başlaması ile Çek yasasındaki çek bedeline bağlı adli para cezası uygulaması son bulmuştur. Adli para cezasının miktarının tespiti artık, sadece gün/para esasına göre yapılabilecektir. 3167 Sayılı Çek Kanunu’nun uygulamasında, ceza, karşılıksız çıkan çek miktarına göre belirlenmekteyken, TCK’nın 52. maddesinin uygulanmasıyla, öncelikle tamgün hesabının yapılması ve bir güne karşılık gelen parasal miktarın belirlenmesi üzerine karar verilmesi gerekmektedir. TCK m. 61/8 hükmüne göre, adli para cezası, belirlenen sonuç gün ile kişinin bir gün karşılığı ödeyebileceği miktarın çarpılması suretiyle bulunacaktır. Bu itibarla, yargılama sonucunda verilecek adli para cezasının tayini usulü de tümden değişmektedir. Nitekim hazırlanan yeni Çek Kanunu tasarısında da "Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adlî para cezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adlî para cezası, çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamaz." Denilmek suretiyle adli para cezasının tayininde Yeni TCK’na uygun olarak gün/para sisteminin getirildiği görülmektedir.
Bu değerlendirmeler ışığı altında bugüne kadar 3167 Sayılı Kanuna göre verilen çek cezaları, 01.01.2009 tarihinde yürürlüğe girmiş bulunan TCK 5nci maddesi uyarınca , aynı kanunun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırılık teşkil etmektedir ve sanık/hükümlü lehine olan yeni hükümler uygulanarak bugüne kadar verilmiş olan cezaların infazı durdrulmalıdır.
Uygulanamayacağı yasa ile düzenlenen, bu nedenle yasal olarak yok hükmünde olan bir kurala göre ceza vermek, gerek Anayasa'da yapılan temel haklar ile ilgili düzenlemelere, temel hak ve özgürlükleri içeren Uluslararası Sözleşme hükümlerine ve gerekse Türk Ceza Kanunun 2. maddesinde düzenlenen kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz, kanunlarda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz kuralına da aykırıdır.
BU AŞAGILIK YAZILARA MÜSADEE ETMEYECEGİMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMM...........................................................................KARŞILIKSIZ ÇEKE HAPİS İNSANLIK ONURUNA AYKIRI İSE BU YAZILAR İNSANLIK ONURUNAAA UYGUNMUUUU?????
AHAHAHAHAHA AHAHAHAHAH AHAHAHAHA
ARKADAŞLAR ARAMIZDA 1 DEĞİL 2 İBNE VAR
BAKIN YAZILANLARA.
YA BU NE YA.?
BU 1. İBNE
eski dost dedi ki...
yanlız bende az ibne değilim gerçekten.
bakmayın sağa sola kopyalar yapıyom ama bu tabi ibnelik .
hakkediyorlar diye yapıyorum .
BU DA 2. İBNE.
ozaman eski dost arkadaşım siz ibneyseniz bende ibneyim.
sizin arkanızdayım.:) sakın yanlış anlamayın.sizi destekliyorum.) bunu da yanlış anlamayın.
biz 2 ibne gidelim istersen buradan ne dersin arkadaşım.eşkom.
ibrahim
YA BU NE YA :)))))))))))))))))
MAHONİİİİİİ
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:.
Konu ile ilgili yasal durum incelendiğinde;.
1-3167 Sayılı Yasanın 16. maddesinde :.
(1) Üzerinde yazılı keşide tarihinden önce veya ibraz süresi içinde 4 üncü madde uyarınca ibraz edildiğinde, yeterli karşılığı bulunmaması nedeniyle kısmen de olsa ödenmeyen çeki keşide eden hesap sahipleri veya yetkili temsilcileri, kanunların ayrıca suç saydığı haller saklı kalmak üzere, çek bedeli tutarı kadar ağır para cezasıyla cezalandırılırlar. Ancak verilecek para cezası seksenmilyar liradan fazla olamaz. Bu miktar, 01/03/1926 tarihli ve 765 sayılı Türk Ceza Kanununun ek 2 nci maddesine göre her yıl artırılır. Bu suçtan mükerrirlere, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir..
2 – 5237 Sayılı TCK nun 2/1-3 madde ve fıkralarında ; (1) “Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz.”.
(3) Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz. 3- 5237 Sayılı TCK nun 5/1 madde ve fıkralarında :.
“Bu Kanunun genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır. “.
4-5237 Sayılı TCK nun 52/1-2-3 Madde ve fıkralarında; (1) Adlî para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hâllerde yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir..
(2) En az yirmi ve en fazla yüz Türk Lirası olan bir gün karşılığı adlî para cezasının miktarı, kişinin ekonomik ve diğer şahsî hâlleri göz önünde bulundurularak takdir edilir. (3) Kararda, adlî para cezasının belirlenmesinde esas alınan tam gün sayısı ile bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ayrı ayrı gösterilir. “.
5-5252 Sayılı Yasanın 5349 Sayılı Yasanın 6. Maddesi ile değişik Geçici 1. Maddesinde: (1) Diğer kanunların, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31 Aralık 2008 tarihine kadar uygulanır..
6-5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 madde ve fıkrasında:.
(1) Mahkûmiyet hükmünün yorumunda veya çektirilecek cezanın hesabında duraksama olursa, cezanın kısmen veya tamamen yerine getirilip getirilemeyeceği ileri sürülür ya da sonradan yürürlüğe giren kanun, hükümlünün lehinde olursa, duraksamanın giderilmesi veya yerine getirilecek cezanın belirlenmesi için hükmü veren mahkemeden karar istenir. (3) Yukarıdaki fıkralar uyarınca yapılan başvurular cezanın infazını ertelemez. Ancak, mahkeme olayın özelliğine göre infazın ertelenmesine veya durdurulmasına karar verebilir. 7- 5275 Sayılı Yasanın 101/1-3 Madde ve fıkrasında:.
(1) Cezanın infazı sırasında, 98 ilâ 100 üncü maddeler gereğince mahkemeden alınması gereken kararlar duruşma yapılmaksızın verilir. Karar verilmeden önce Cumhuriyet savcısı ve hükümlünün görüşlerini yazılı olarak bildirmeleri istenebilir..
(3)Bölge adliye mahkemesi veya Yargıtaydan başka mahkemeler tarafından verilmiş olan bu kararlara karşı itiraz yoluna gidilebilir.” hükümleri bulunmaktadır..
Ayrıca TBMM tarafından 5728 Sayılı Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlar ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile düzenleme yapıldığı ve bu kanunun yürürlükte olduğu ancak yapılan bu düzenlemeler içerisinde 3167 Sayılı Yasanın 16. Maddesi ile ilgili bir düzenlemenin bulunmadığı da ortadadır..
Kararına itiraz edilen mahkemenin itiraz edilen kararında; 5252 Sayılı Kanunun geçici 1. Maddesinde 5560 Sayılı Kanunla yapılan değişiklik üzerine belirlenen 31.12.2008 gününe değin, diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümlerinin düzeltilmesinin öngörüldüğü halde bu kapsamdan olarak yasa koyucu tarafından 5728 Sayılı “Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”u va’zettiği, dolayısıyla da uyumlaştırılması murat olunan diğer kanunların bu kapsamda yeniden düzenlenildiği., ancak bu çerçevede 3167 Sayılı Kanun hükümlerinin ayrık tutulduğu, bunun ise tamamen mevzuatın “Özel” niteliğinden kaynaklandığı, hal böyle olunca da Yargıtay Yüksek Dairesi’nin pek çok uygulamalarında da “özel yasa ” niteliğinden dolayı pek çok uygulanabilir (önödeme-uzlaşma…gibi) hukuk müessesesinden ayrık değerlendirildiği nazara alındığında, ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil eden çeklerden dolayı tayin olunacak ceza hükmünde de “çek bedeli kadar adli para cezası” olmasında hukuken aykırı bir durum görülmediğinden” sanık vekilinin talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır..
Yürürlükte olan yasal durum incelendiğinde; TCK nun 5/1 maddesinde bu kanunun genel hükümlerinin özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanacağı belirtilerek ceza hukukunda yeknesaklık sağlanmak istenmiştir. Bu amaçla 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesine; diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemesine aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31.12.2008 tarihine kadar uygulanır hükmü konulmuş ve bu süre yeniden uzatılmamıştır..
Yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. Madde hükmünü dikkate alarak ” Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” adı altında 580 maddeden oluşan 5728 Sayılı Yasayı çıkartmış ve bu yasa yürürlüğe girmiştir..
Buradan da anlaşıldığı üzere yasa koyucunun amacı TCK nun genel hükümlerinin bütün özel yasalarda ve ceza hükmü içeren yasalarda uygulanmasını sağlamaktır. 5237 Sayılı TCK nun 52. maddesi dikkate alındığında adli para cezasının tanımının yapıldığı görülmektedir. Buna göre adli para cezası , beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmadığı hallerde 730 günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması sureti ile hesaplanan meblağın hükümlü tarafından devlet hazinesine ödenmesinden ibarettir.
Bu maddenin 1. fıkrasında bulunan “kanunda aksine hüküm bulunmayan haller” tanımının adli para cezası gün sayısının bu genel düzenlemeye aykırı olarak 730 günün altında veya üstünde düzenlenecebileceği ve bu düzenlemenin de geçerli olduğu anlamındadır. Buradan da anlaşıldığı üzere TCK genel hükümlerinde gün adli para cezası sistemi benimsenmiştir. 3167 Sayılı yasanın 16. maddesi değerlendirildiğinde; “….. çek bedeli tutarı kadar ağır para cezası (adli para cezası) ile cezalandırılırlar . Ancak verilecek para cezası 80 milyar liradan fazla olamaz. ” hükmünün bulunduğu, bu düzenlemenin gün para cezası içermemesi nedeni ile TCK nun 52/1 maddesine uygun olmadığı ortadadır..
Yasa koyucunun 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesinde sözünü ettiği diğer kanunlar içerisinde 3167 Sayılı Yasanın da olduğu hususunda tereddüt yoktur. Buna göre 3167 Sayılı Yasada bulunan ve 5237 Sayılı TCK nun 1.Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümler 31.12.2008 tarihine kadar uygulanabilecektir. Bu düzenlemenin mevhumu muhalifinden 3167 Sayılı (özel) Kanunun TCK nun 1. kitabının 52. maddesinde düzenlenen gün para sistemine aykırı olan ceza kuralının 31.12.2008 tarihinden sonra uygulanmayacağı 5252 Sayıl Yasanın geçici 1. Maddesinin emredici hükmüdür. Kaldı ki yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesini dikkate alarak 5728 Sayılı Yasa ile özel yasalarda ayrıntılı düzenlemeler yapmasına rağmen 3167 Sayılı Yasada herhangi bir düzenleme yapmamıştır..
Ayrıca Adalet Bakanlığı’nın http://www.kgm.adalet.gov.tr/basbakanlik/cekkanunu.pdf adresinde bulunan ve Çek Kanunu Tasarısı Taslağı olarak Başbakanlığa gönderilen metnin 5/1 madde ve fıkrasında “Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adlî paracezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adlî para cezası, çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamaz.” düzenlemesinin bulunduğu, bu düzenleme dikkate alındığında yasama organının büyük çoğunluğunu oluşturan yürütmeyi (hükümeti ) temsilen Adalet Bakanlığının da itirazı reddeden mahkeme ve red kararında belirtilen Yargıtay Dairesinin inancına aykırı olarak çek kanununda verilecek adli para cezasının gün para sistemine uygun olması gerektiğini öngördüğü, bu durum karşısında subjektif değerlendirme niteliğinde olan “çekin ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil etmesi” bu nedenle 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesindeki düzenlemenin değiştirilmediği yani ayrık tutulduğu (temel düzenlemeden istisna edildiği) yönündeki değerlendirmenin mevcut yasal durum karşısında yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır..
Yasa koyucunun atlama yaptığı, bir konuyu unuttuğu kabul edilemeyeceğine ve yukarıda da değinildiği gibi bu konuda değişiklik yapmak için Başbakanlığa kanun tasarısı taslağıda sevk edildiğine göre yürütmenin, (hükümetin ) ve yasa koyucunun (TBMM’nin) muradının 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesi ile düzenlenen ceza kuralının ortadan kalkması ve yeni yasal düzenleme yapılana kadar bu ceza hükmünün uygulanamaz olmasını sağlamak olduğu kabul edilmelidir. Çünkü ceza kuralları uygulanmak amacı ile konulur. Uygulanamayan bir ceza kuralı kaldırılmış demektir. Uygulanamayacağı yasa ile düzenlenen, bu nedenle yasal olarak kaldırılma dışında yok hükmünde olan bir kurala göre ceza vermek gerek Anayasa’da yapılan temel haklar ile ilgili düzenlemelere, temel hak ve özgürlükleri içeren Uluslararası Sözleşme hükümlerine ve gerekse Türk Ceza Kanunun 2. maddesinde düzenlenen kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz, kanunlarda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz kuralına da aykırıdır..
Bu yasal durum karşısında hükümlünün, 31.12.2008 tarihinden itibaren zımni olarak yürürlükten kaldırılan ve yerine yeni hüküm konulmaması nedeni ile cezasız bırakılan karşılıksız çek keşide etmek eyleminden dolayı cezalandırıldığı, hükümlü müdafiinin yaptığı itirazın hukuka uygun olmayan mülahazalarla red edildiği, itirazın yasal ve yerinde olduğu anlaşılmakla, 5275 Sayılı Yasanın 101/3 madde ve fıkrasının verdiği yetkiye dayanarak ve hükümlünün telafisi mümkün olmayan zararlara uğramasını engellemek amacı ile 5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 maddesi gereğince mahkumiyet hükmünün yorumunda ve çektirilecek cezanın hesabında açıklanan nedenlerle duraksama olduğundan 3167 Sayılı Yasada yeni bir düzenleme yapılana ya da 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesinin açıkça yürürlükten kaldırılması anına kadar infazın ertelenmesine, yasa koyucunun yeni bir düzenleme yapması halinde hükümlünün durumunun yeniden mahkemesince ele alınarak değerlendirilmesi için itirazın kabülü ile hükümlüye Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 31.07.2007 tarih ve 2007/299 esas 2007/590 karar sayılı ilamı ile verilen adli para cezasının infazının durdurulmasına karar vermek gerekmiştir..
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;.
1-Hükümlü H.S.S. müdafiinin yapmış olduğu İTİRAZIN KABÜLÜNE, 2-Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 04.02.2009 tarih ve 2007/299 esas 2007/590 karar sayılı EK KARARININ KALDIRILMASINA.
3-Sanık hakkında Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 31.07.2007 tarih ve 2007/299 esas 2007/590 karar sayılı ilamı ile verilen 26000TL adli para cezasının İNFAZININ DURDURULMASINA,.
4-Kararın bir örneğinin gereğinin yerine getirilmesi için Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine,.
Dosyanın Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesine iadesine, Karardan bir örneğin hükümlü vekiline TEBLİĞİNE ,.
Dair; 5275 Sayılı Yasanın 101/3 ve CMK nun 271/4 madde ve fıkrası gereğince incelenen dosya üzerinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi..16.03.2009..
.
.
.
SARAYKÖY ASLİYE CEZA MAHKEMEİ DOSYA NO :2007/176 KARAR NO :2007/201
HAKİM : GÜLPERİ GÜNEŞ 32147 C.SAVCISI : HÜSEYİN HÜR 107696 KATİP : MURAT AYRAL 97009
SANIK : A. G. K. SUÇ : KARŞILIKSIZ ÇEK KEŞİDE ETME SUÇ TARIHİ : 19/02/2007 ASIL KARAR TARİHİ : 25/09/2007 EK KARAR TARİHİ : 28/01/2009
HÜKÜMLÜ AHMET GÜRKAN ………KAN IN 21/01/2009 ARİHLİ İNFAZIN DURDURULMASINA İLİKİN DİLEKÇESİ C. SAVCISININ YAZILI GÖRÜŞÜ ALINARAKİNCELENDİ.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLÜ:
HÜKÜMLÜ AHMET GÜRKAN …..KAN HAKKINDA MAHKEMEMİZİN 25/09/2009 TARİH 2007/176-201 ESAS E KARAR SAYILI KARARI İLE KARŞILIKSIZ ÇEK KEŞİDE ETMEK SUÇUNDAN DAYI 60.000 TL ADLİ PARA CEZASI İL CEZALANDIRILMASIA KARAR VERİLDİĞİ, KARARIN 20/11/2007 TARİHİNDE KESİNLEŞEREK İNFAZA VERİLDİĞİ HÜKÜMLÜĞÜN ADLİ PARA CEZASNI ÖDEMEMESİ ÜZERİNE SARAYKÖY C.BAŞSAVCILIĞININ 29/01/2008 GÜNLÜ KARARI İLE HÜKÜMLÜYE VERİE ADLİ PARA CEZASININ 600 GÜN HAPİS CEZASINA ÇEVRİLDİĞİ VE 28/02/2008 TARİHİNDE İNFAZA BAŞLANDIĞI HÜKÜMLÜNÜN HALEN B CEZASINI İNFAZ TTİĞİ 5252 SAYILI ÜÇK NIN YÜÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDAKİ KANUNUN GEÇİCİ 1.MADDESİDE BELİRTİLEN DİĞEN KANUNLARIN TCK NIN GEEL HÜKÜMLERİNE AKRI OLAN MADDELERİNİN UYGULANMASINA DEVAM EDİLECEĞİNE İLİŞKİN HÜKMÜN 31/12/2008 TARİHİ İTİBARİYLE YÜRÜRÜKTE KALKTIĞI YASA KOYUCU TARAFINDAN 5728 SAYILI YASA İLE BİR ÇOK ÖZEL YASDAKİ CEZA HÜKÜMLERİ 5237 SAYILI YASAYA UYGUN HALE GETİRİLMESİNE RAĞMEN 3167 SAYILI YASA YÖNÜNDEN 31/12/2008 TARİHİNE KADAR HER HANGİ BİR DÜZENLEME YAPILMADIĞI 5252 SAYILI TCK NIN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KARARIN MADDESİ 5237 SAYILI TCK 45/1 52/1 MADELERİ İLE BİRLİKTE DEĞERLENDİRLDİĞİNDE BU GENEL URALIN BÜTÜN ÖZEL YASALARI BAĞLAYACĞI ÖZEL YASALARDAKİ AYKIRI HÜKÜMLRİN 31/12/2008 TARİHİNE KADAR UYGUNABİLECEĞİ BU TARİHE KADAR ÖZEL YASALARIN 5257 SAYILI TCK NIN GEEL KÜMLERİNE UYARLANMASININ ZORUNLU BULUNDUĞU ANCA 3167 SAYILI YASA AÇISINDAN HALEN BU UYARLAMANIN YAPILMAMIQŞ OLDUĞU ANLAŞILMAKLA HÜKÜMLÜNÜN MAĞDURİYETNE NEDE ALMAMAK AÇISINDAN 527 SAYILI ASANIN 98. MADDESİ UYARINCA İNFAZIN DURDURULMASINA KARAR VERMEKGEREKMİŞTİR. HÜKÜM YUKARIDA AÇIKLANAN NEDENLERLE
HÜKÜMLÜ AHMET GÜRKAN ……KAN HAKKINDA MAHKEMEMİZİN 25/09/207 TARİH 2007/176-201 ESAS VE KARAR SAYILI İLAMI İLE VERİLEN 60.000 TL ADLİ PARA CEZASINA İLİŞKİN İNFAZIN DURDURULMASINA.
HÜKÜMLÜNÜN BAŞKA BİR SUÇTAN TUTUKLU VEY HÜKÜMLÜ ULUNMAASI HALİNDE SALIVERİLMESİNE
KARARIN C.SAVCILIĞI ARACILIĞIYLA HÜKÜMLÜYE TEBLİĞİ DAİR, DOSYA ÜZERİNDEYAPILAN İNCELEMESONUCUNDA İSTEME UYGUN V TEBLİĞ TARİHİNDEN İTAREN 7 GÜN İÇİNDE DENİZLİ NBETÇİ AĞIR CEZA MAHKEMESİNE İTİRAZ YOLU AÇIK OLMAK ÜZERERKARAR VERİLDİ
Sakarya Ağır Ceza Mahkemesi, Karşılıksız Çek Beraat Kararı
BAŞKAN : ABDÜLKADİR YAVUZ ÜYE : BURHANETTİN ESENKAR ÜYE : CEVDET BAK
KATİP : BEHİYE AYDINHükümlü A.B. vekili Av. Levent S. tarafından Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.03.2009 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı ek kararı ile hükümlü vekilinin talebinin reddine ve mahkemelerinin 28.5.2008 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı ilamının değiştirilmesine ve infazın durdurulmasına yer olmadığına ve infazın devamına dair kararına dosya içeriğine göre süresi içerisinde; müvekkilinin 3167 Sayılı Kanuna Muhalefet nedeni ile para cezasına mahkum edildiği, 5275 Sayılı Yasanın 98. maddesi uyarınca yaptıkları başvurunun reddedildiği, bu kararın 5237 Sayılı TCK nun 5, 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesi, 3167 Sayılı Yasanın 16. maddesi ayrıca TCK 20.43.52,53,60,61 maddelerinde yer alan düzenlemelere aykırı olduğu, 31.11.2008 tarihi itibari ile karşılıksız çek keşide etmek eyleminin suç olmaktan çıktığı, böylece suçta ve cezada kanunilik ilkesi uyarınca hükümlü hakkında verilen cezanın yasal dayanağının kalmadığı iddiası ile Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından 24.03.2009 tarihinde infazın devamına ilişkin ek kararın itiraz incelemesi ile kaldırılmasını ve hakkında tayin edilen cezanın bütün sonuçları ile ortadan kaldırılmasını ve tahliyesini istemiştir.
İddia makamının mütalaası alındı, dosya incelendi
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Konu ile ilgili yasal durum incelendiğinde;
1-3167 Sayılı Yasanın 16. maddesinde : (1) Üzerinde yazılı keşide tarihinden önce veya ibraz süresi içinde 4 üncü madde uyarınca ibraz edildiğinde, yeterli karşılığı bulunmaması nedeniyle kısmen de olsa ödenmeyen çeki keşide eden hesap sahipleri veya yetkili temsilcileri, kanunların ayrıca suç saydığı haller saklı kalmak üzere, çek bedeli tutarı kadar ağır para cezasıyla cezalandırılırlar. Ancak verilecek para cezası seksenmilyar liradan fazla olamaz. Bu miktar, 01/03/1926 tarihli ve 765 sayılı Türk Ceza Kanununun ek 2 nci maddesine göre her yıl artırılır. Bu suçtan mükerrirlere, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.
2 – 5237 Sayılı TCK nun 2/1-3 madde ve fıkralarında ; (1) “Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz.”
(3) Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz.
3- 5237 Sayılı TCK nun 5/1 madde ve fıkralarında : “Bu Kanunun genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır. “
4-5237 Sayılı TCK nun 52/1-2-3 Madde ve fıkralarında; (1) Adlî para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hâllerde yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir.
(2) En az yirmi ve en fazla yüz Türk Lirası olan bir gün karşılığı adlî para cezasının miktarı, kişinin ekonomik ve diğer şahsî hâlleri göz önünde bulundurularak takdir edilir. (3) Kararda, adlî para cezasının belirlenmesinde esas alınan tam gün sayısı ile bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ayrı ayrı gösterilir. “
5-5252 Sayılı Yasanın 5349 Sayılı Yasanın 6. Maddesi ile değişik Geçici 1. Maddesinde: (1) Diğer kanunların, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31 Aralık 2008 tarihine kadar uygulanır.
6-5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 madde ve fıkrasında: (1) Mahkûmiyet hükmünün yorumunda veya çektirilecek cezanın hesabında duraksama olursa, cezanın kısmen veya tamamen yerine getirilip getirilemeyeceği ileri sürülür ya da sonradan yürürlüğe giren kanun, hükümlünün lehinde olursa, duraksamanın giderilmesi veya yerine getirilecek cezanın belirlenmesi için hükmü veren mahkemeden karar istenir. (3) Yukarıdaki fıkralar uyarınca yapılan başvurular cezanın infazını ertelemez. Ancak, mahkeme olayın özelliğine göre infazın ertelenmesine veya durdurulmasına karar verebilir.
7- 5275 Sayılı Yasanın 101/1-3 Madde ve fıkrasında: (1) Cezanın infazı sırasında, 98 ilâ 100 üncü maddeler gereğince mahkemeden alınması gereken kararlar duruşma yapılmaksızın verilir. Karar verilmeden önce Cumhuriyet savcısı ve hükümlünün görüşlerini yazılı olarak bildirmeleri istenebilir. “http://karsiliksizcek.wordpress.com/”
(3)Bölge adliye mahkemesi veya Yargıtaydan başka mahkemeler tarafından verilmiş olan bu kararlara karşı itiraz yoluna gidilebilir.” hükümleri bulunmaktadır.
Ayrıca TBMM tarafından 5728 Sayılı Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlar ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile düzenleme yapıldığı ve bu kanunun yürürlükte olduğu ancak yapılan bu düzenlemeler içerisinde 3167 Sayılı Yasanın 16. Maddesi ile ilgili bir düzenlemenin bulunmadığı da ortadadır.
Kararına itiraz edilen mahkemenin itiraz edilen kararında; 5252 Sayılı Kanunun geçici 1. Maddesinde 5560 Sayılı Kanunla yapılan değişiklik üzerine belirlenen 31.12.2008 gününe değin, diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümlerinin düzeltilmesinin öngörüldüğü halde bu kapsamdan olarak yasa koyucu tarafından 5728 Sayılı “Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”u va’zettiği, dolayısıyla da uyumlaştırılması murat olunan diğer kanunların bu kapsamda yeniden düzenlenildiği., ancak bu çerçevede 3167 Sayılı Kanun hükümlerinin ayrık tutulduğu, bunun ise tamamen mevzuatın “Özel” niteliğinden kaynaklandığı, hal böyle olunca da Yargıtay Yüksek Dairesi’nin pek çok uygulamalarında da “özel yasa ” niteliğinden dolayı pek çok uygulanabilir (önödeme-uzlaşma…gibi) hukuk müessesesinden ayrık değerlendirildiği nazara alındığında, ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil eden çeklerden dolayı tayin olunacak ceza hükmünde de “çek bedeli kadar adli para cezası” olmasında hukuken aykırı bir durum görülmediğinden” sanık vekilinin talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Yürürlükte olan yasal durum incelendiğinde; TCK nun 5/1 maddesinde bu kanunun genel hükümlerinin özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanacağı belirtilerek ceza hukukunda yeknesaklık sağlanmak istenmiştir.
Bu amaçla 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesine; diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemesine aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31.12.2008 tarihine kadar uygulanır hükmü konulmuş ve bu süre yeniden uzatılmamıştır.
Yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. Madde hükmünü dikkate alarak ” Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” adı altında 580 maddeden oluşan 5728 Sayılı Yasayı çıkartmış ve bu yasa yürürlüğe girmiştir.
Buradan da anlaşıldığı üzere yasa koyucunun amacı TCK nun genel hükümlerinin bütün özel yasalarda ve ceza hükmü içeren yasalarda uygulanmasını sağlamaktır.
5237 Sayılı TCK nun 52. maddesi dikkate alındığında adli para cezasının tanımının yapıldığı görülmektedir. Buna göre adli para cezası , beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmadığı hallerde 730 günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması sureti ile hesaplanan meblağın hükümlü tarafından devlet hazinesine ödenmesinden ibarettir
Bu maddenin 1. fıkrasında bulunan “kanunda aksine hüküm bulunmayan haller” tanımının adli para cezası gün sayısının bu genel düzenlemeye aykırı olarak 730 günün altında veya üstünde düzenlenebileceği ve bu düzenlemenin de geçerli olduğu anlamındadır. Buradan da anlaşıldığı üzere TCK genel hükümlerinde gün adli para cezası sistemi benimsenmiştir. 3167 Sayılı yasanın 16. maddesi değerlendirildiğinde; “….. çek bedeli tutarı kadar ağır para cezası (adli para cezası) ile cezalandırılırlar . Ancak verilecek para cezası 80 milyar liradan fazla olamaz. ” hükmünün bulunduğu, bu düzenlemenin gün para cezası içermemesi nedeni ile TCK nun 52/1 maddesine uygun olmadığı ortadadır.
Yasa koyucunun 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesinde sözünü ettiği diğer kanunlar içerisinde 3167 Sayılı Yasanın da olduğu hususunda tereddüt yoktur. Buna göre 3167 Sayılı Yasada bulunan ve 5237 Sayılı TCK nun 1.Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümler 31.12.2008 tarihine kadar uygulanabilecektir. Bu düzenlemenin mevhumu muhalifinden 3167 Sayılı (özel) Kanunun TCK nun 1. kitabının 52. maddesinde düzenlenen gün para sistemine aykırı olan ceza kuralının 31.12.2008 tarihinden sonra uygulanmayacağı 5252 Sayıl Yasanın geçici 1. Maddesinin emredici hükmüdür. Kaldı ki yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesini dikkate alarak 5728 Sayılı Yasa ile özel yasalarda ayrıntılı düzenlemeler yapmasına rağmen 3167 Sayılı Yasada herhangi bir düzenleme yapmamıştır.
Ayrıca Adalet Bakanlığı’nın http://www.kgm.adalet.gov.tr/basbakanlik/cekkanunu.pdf adresinde bulunan ve Çek Kanunu Tasarısı Taslağı olarak Başbakanlığa gönderilen metnin 5/1 madde ve fıkrasında “Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adlî paracezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adlî para cezası, çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamaz.” düzenlemesinin bulunduğu, bu düzenleme dikkate alındığında yasama organının büyük çoğunluğunu oluşturan yürütmeyi (hükümeti ) temsilen Adalet Bakanlığının da itirazı reddeden mahkeme ve red kararında belirtilen Yargıtay Dairesinin inancına aykırı olarak çek kanununda verilecek adli para cezasının gün para sistemine uygun olması gerektiğini öngördüğü, bu durum karşısında subjektif değerlendirme niteliğinde olan “çekin ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil etmesi” bu nedenle 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesindeki düzenlemenin değiştirilmediği yani ayrık tutulduğu (temel düzenlemeden istisna edildiği) yönündeki değerlendirmenin mevcut yasal durum karşısında yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
Yasa koyucunun atlama yaptığı, bir konuyu unuttuğu kabul edilemeyeceğine ve yukarıda da değinildiği gibi bu konuda değişiklik yapmak için Başbakanlığa kanun tasarısı taslağıda sevk edildiğine göre yürütmenin, (hükümetin ) ve yasa koyucunun (TBMM’nin) muradının 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesi ile düzenlenen ceza kuralının ortadan kalkması ve yeni yasal düzenleme yapılana kadar bu ceza hükmünün uygulanamaz olmasını sağlamak olduğu kabul edilmelidir. Çünkü ceza kuralları uygulanmak amacı ile konulur. Uygulanamayan bir ceza kuralı kaldırılmış demektir. Uygulanamayacağı yasa ile düzenlenen, bu nedenle yasal olarak kaldırılma dışında yok hükmünde olan bir kurala göre ceza vermek gerek Anayasa’da yapılan temel haklar ile ilgili düzenlemelere, temel hak ve özgürlükleri içeren Uluslararası Sözleşme hükümlerine ve gerekse Türk Ceza Kanunun 2. maddesinde düzenlenen kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz, kanunlarda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz kuralına da aykırıdır.
Bu yasal durum karşısında hükümlünün, 31.12.2008 tarihinden itibaren zımni olarak yürürlükten kaldırılan ve yerine yeni hüküm konulmaması nedeni ile cezasız bırakılan karşılıksız çek keşide etmek eyleminden dolayı cezalandırıldığı, hükümlü müdafiinin yaptığı itirazın hukuka uygun olmayan mülahazalarla red edildiği, itirazın yasal ve yerinde olduğu anlaşılmakla, 5275 Sayılı Yasanın 101/3 madde ve fıkrasının verdiği yetkiye dayanarak ve hükümlünün telafisi mümkün olmayan zararlara uğramasını engellemek amacı ile 5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 maddesi gereğince mahkumiyet hükmünün yorumunda ve çektirilecek cezanın hesabında açıklanan nedenlerle duraksama olduğundan 3167 Sayılı Yasada yeni bir düzenleme yapılana ya da 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesinin açıkça yürürlükten kaldırılması anına kadar infazın ertelenmesine, yasa koyucunun yeni bir düzenleme yapması halinde hükümlünün durumunun yeniden mahkemesince ele alınarak değerlendirilmesi için itirazın kabülü ile hükümlüye Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 08.05.2008 tarih ve 2008/202 esas, 2008/323 karar sayılı ilamı ile verilen adli para cezasının infazının durdurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Hükümlü Abdullah Bekir vekilinin yapmış olduğu İTİRAZIN KABÜLÜNE, 2-Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.03.2009 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı EK KARARININ KALDIRILMASINA
3-Sanık hakkında Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 8.5.2008 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı ilamı ile verilen 4158 .- TL, adli para cezasının İNFAZININ DURDURULMASINA,
4-Kararın bir örneğinin gereğinin yerine getirilmesi için Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine,
Dosyanın Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesine iadesine, Karardan bir örneğin hükümlü vekiline TEBLİĞİNE , Dair; 5275 Sayılı Yasanın 101/3 ve CMK nun 271/4 madde ve fıkrası gereğince incelenen dosya üzerinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.27.03.2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/7 Geliş Tarihi: 05/01/2009 Mahkemesi: Köyceğiz Sulh Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2008/82 Mahkeme Karar No: 2008/141 Mahkeme Karar Tarihi: 15/05/2008
Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme
DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/133 Karar BOZMA Karar Tarihi 19/01/2009 Kapatma Tarihi 03/02/2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/9 Geliş Tarihi: 05/01/2009
Mahkemesi: Tarsus Ağır Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2008/903 Mahkeme Karar No: 2008/903 Mahkeme Karar Tarihi: 14/07/2008
Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/135 Karar BOZMA Karar Tarihi 19/01/2009 Kapatma Tarihi 03/02/2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/14 Geliş Tarihi: 12/01/2009
Mahkemesi: Korkuteli Asliye Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2005/153
Mahkeme Karar No: 2006/97 Mahkeme Karar Tarihi: 10/03/2006
Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/784 Karar BOZMA Karar Tarihi 26/01/2009 Kapatma Tarihi 12/02/2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/18 Geliş Tarihi: 12/01/2009
Mahkemesi: Malatya 4. Asliye Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2006/291
Mahkeme Karar No: 2007/539 Mahkeme Karar Tarihi: 17/07/2007 Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/787 Karar BOZMA Karar Tarihi 26/01/2009 Kapatma Tarihi 03/02/2009
SAYIN MİLLETVEKİLLERİM
Sayın
Milletvekilim
Karşılıksız çekten dolayı hapis cezası , kanayan bir yaradır ve Türk Hukuk Sistemi açısından bir yüz karasıdır! Kişi hak ve hürriyetlerine ve esasen mevcut Anayasamıza da aykırı olan bu uygulama 1 Ocak 2009 tarihi itibariyle yeni bir boyut kazanmıştır:
Konu ile ilgili mevcut hukuki durum aşağıda sadece iki ana husus bakımından özetlenmiştir. Uygulama yasasında verilen süre 31 Aralık 2008'de dolmuş ve bu tarihten itibaren karşılıksız çek suçları fiilen cezasız kalmıştır. Eğer hukuk devletiysek, bu suçtan dolayı, yeni bir yasal düzenleme yapılana kadar hiçbir mahkeme ceza veremez ve önceden verilmiş olan cezalar da hukuken yok hükmündedir.
Ne var ki yargı tereddüttedir ve 3 aydır çelişkili kararlar verilmektedir. Bazı mahkemeler ceza vermeye devam ederken kendisinden bir çözüm beklenen YARGITAY, bugüne kadar yerel mahkemelere emsal oluşturacak bir karar da vermemiştir. Bazı illerdeki Asliye Ceza Mahkemeleri ve en önemlisi Sakarya 1. Ağır Ceza Mahkemesi ise, cezaların infazını durdurmuş ve hükümlüler tahliye edilmeye başlanmıştır. Diğer taraftan karşılıksız çekten dolayı ceza almış olan binlerce kişi ise kanunsuz bir şekilde 3 ayı aşkın süredir cezaevlerinde tutulmaktadır.
Ekonomik suçtan dolayı hürriyeti bağlayıcı ceza verilmesinin gayri insani olduğu, mevcut düzenlemenin anayasaya aykırı olduğu konuları bir tarafa, ortada apaçık bir hukuksuzluk ve kaos vardır! Teknik bir konu değil, akl-ı selim sahibi herkesin kolayca anlayabileceği basit bir durum var ortada... Prof. Dr. Adem Sözüer ve daha birçok hukukçu aylardır konuyu anlatmaya çalışıyor ama maalesef hukuksuzluk devam ediyor.
Bu kaos hem adalet anlayışını zedeliyor, hem de apaçık bir ihlal niteliği taşıyor. Üç aydır haksız yere cezaevlerinde tutulan insanlar, bu durumu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine taşıdıklarında kesinlikle lehe bir karar çıkacak ve yüklü tazminatlar gündeme gelecektir. Zira Sakarya Ağır Ceza Mahkemesinin aynı konuda verdiği emsal kararlar var. Bu kararlar diğer mahkemeleri bağlayıcı olmasa da ceza hukukunun uygulanmasında yeknesaklık zedelenmiş ve kanun önünde eşitlik ilkesi bozulmuştur. Böyle bir netice, Meclisi ve hükumeti zor durumda bırakacağı gibi, uluslararası hukuk çevrelerinde ve kamuoyu nezdinde yargı organlarının saygınlığını da zedeleyici sonuçlar doğurabilecektir. Meclisin ve hükumetin bir an önce bu çarpık duruma el koyması ve hukuksuzluğu sona erdirmesi gerekiyor.
Yeni yasada adli para cezası ve dolayısıyla hapis cezası devam edecek olsa da, çıkacak kanuna eklenecek bir geçici madde ile, 1 Ocak 2009 tarihi ile kanunun çıktığı tarihe kadar oluşmuş bulunan yasal boşluk sebebiyle cezasız kalmış olan karşılıksız çek suçundan dolayı verilen cezaların kaldırılması sağlanabilir. Böylece hem yargının tereddütleri izale edilmiş olur, bozulan yeknesaklık ve eşitlik ilkesi de nispeten telafi edilebilir.
Ortada kamu vicdanını rahatsız eden, toplumsal barışı zedeleyen ve adalet duygusunu inciten çok vahim bir tablo vardır ve süratle çözüm beklenmektedir.
Sessiz sedasız onbinlerce insan ve aile, Yüce Meclisten hukuk devleti esasına uygun bir çözüm beklemektedir.
HUKUKİ DURUMUN ÖZETİ
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 5 inci maddesi “Özel kanunlarla ilişki” başlığını taşımaktadır. Bu maddeye göre, “Bu Kanun’un genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren özel kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır.” Bu kanunun yayınlanmasını müteakip 3167 sayılı Çek Yasasının da içinde bulunduğu “ceza içeren özel kanunlar”da gerekli değişiklik ve uyumların yapılabilmesi için 5nci maddenin uygulanması 31.12.2008 tarihine ertelenmiştir. Ancak 31.12.2008 tarihine kadar, diğer birçok özel kanunda değişiklik yapılmış olmasına rağmen Çek Kanununda gerekli değişiklikler yapılmadığından, artık 01.01.2009 tarihi itibariyle 3167 Sayılı Yasanın ceza içeren ve TCK Genel Hükümlerine aykırılık teşkil eden maddeleri zımnen yürürlükten kaldırılmış bulunmaktadır. Nitekim, 31.12.2008 tarihine dek, ceza hükmü getiren diğer özel kanunlardan olan 3167 Sayılı Çek Kanununun cezai hükümleri, TCK’nun genel hükümlerine aykırı olsa da uygulanabilmekteydi.
Aykırılıklar nerededir?
1. TCK m. 21 bakımından : 3167 SK. m. 16/1’de karşılıksız çek keşide etme suçu, “şekli suç” niteliğinde düzenlenmiştir. Ancak, TCK ’nın genel hükümleri (m. 21) uyarınca, bir suçun oluşumu kastın varlığına bağlıdır. Kast “doğrudan”(m. 21/1) veya “olası kast” (m. 21/2) olabilir. Bu nedenle, bir kişinin karşılıksız çek nedeniyle cezalandırılabilmesi için, bu kişinin çeki keşide ederken, çekin karşılıksız kalacağı kastıyla hareket etmiş olması gerekmektedir. Başka bir deyişle, bunu bilmeli ve istemelidir. Dolayısıyla, yapılan yargılamada, artık kastın varlığı mutlak olarak araştırılmalı ve bunun sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır. Şayet olayda kast yoksa TCK m. 21/2’ye göre, somut olayda karşılıksız çek keşide eden kişide “olası kast”ın varlığı da ayrıca değerlendirilerek, maddede öngörülen ceza indirimleri uygulanmalıdır. 5252 Sayılı Kanunun kabulü ve uygulanması ile, hukukumuzda bugüne kadar zaten tartışmalı olan “objektif sorumluluk” esası terkedilmiş ve “kusursuz ceza olmaz” esası tamamen geçerli kılınmıştır. Şu halde, karşılıksız çek suçlarında, 1.1.2009 tarihine kadar “objektif sorumluluk” esasına göre verilmiş olan cezalar geçerliliğini yitirmiş bulunmaktadır. Artık suçun manevi unsuru olarak “kast” aranmalıdır. Aksi bir uygulama “kanunsuz suç ve ceza olamaz” esasına açık bir aykırılık teşkil edecektir.
2. TCK m. 52 bakımından Çek Kanunu’na göre, karşılıksız çek keşide etme suçunun cezası, çek bedeli tutarı kadar “adli para cezası” olarak belirlenmekteydi. Ancak, 1.1.2009 tarihinden itibaren TCK’nın adli para cezalarına ilişkin 52. maddesi uygulama alanı bulacağından, ceza miktarının ve niteliğinin belirlenmesi değişmiş bulunmaktadır.
TCK 52. maddenin uygulanmaya başlaması ile Çek yasasındaki çek bedeline bağlı adli para cezası uygulaması son bulmuştur. Adli para cezasının miktarının tespiti artık, sadece gün/para esasına göre yapılabilecektir. 3167 Sayılı Çek Kanunu’nun uygulamasında, ceza, karşılıksız çıkan çek miktarına göre belirlenmekteyken, TCK’nın 52. maddesinin uygulanmasıyla, öncelikle tamgün hesabının yapılması ve bir güne karşılık gelen parasal miktarın belirlenmesi üzerine karar verilmesi gerekmektedir. TCK m. 61/8 hükmüne göre, adli para cezası, belirlenen sonuç gün ile kişinin bir gün karşılığı ödeyebileceği miktarın çarpılması suretiyle bulunacaktır. Bu itibarla, yargılama sonucunda verilecek adli para cezasının tayini usulü de tümden değişmektedir. Nitekim hazırlanan yeni Çek Kanunu tasarısında da "Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adlî para cezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adlî para cezası, çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamaz." Denilmek suretiyle adli para cezasının tayininde Yeni TCK’na uygun olarak gün/para sisteminin getirildiği görülmektedir.
Bu değerlendirmeler ışığı altında bugüne kadar 3167 Sayılı Kanuna göre verilen çek cezaları, 01.01.2009 tarihinde yürürlüğe girmiş bulunan TCK 5nci maddesi uyarınca , aynı kanunun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırılık teşkil etmektedir ve sanık/hükümlü lehine olan yeni hükümler uygulanarak bugüne kadar verilmiş olan cezaların infazı durdrulmalıdır.
Uygulanamayacağı yasa ile düzenlenen, bu nedenle yasal olarak yok hükmünde olan bir kurala göre ceza vermek, gerek Anayasa'da yapılan temel haklar ile ilgili düzenlemelere, temel hak ve özgürlükleri içeren Uluslararası Sözleşme hükümlerine ve gerekse Türk Ceza Kanunun 2. maddesinde düzenlenen kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz, kanunlarda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz kuralına da aykırıdır.
BU AŞAGILIK YAZILARA MÜSADEE ETMEYECEGİMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMM...........................................................................KARŞILIKSIZ ÇEKE HAPİS İNSANLIK ONURUNA AYKIRI İSE BU YAZILAR İNSANLIK ONURUNAAA UYGUNMUUUU?????
AHAHAHAHAHA AHAHAHAHAH AHAHAHAHA
ARKADAŞLAR ARAMIZDA 1 DEĞİL 2 İBNE VAR
BAKIN YAZILANLARA.
YA BU NE YA.?
BU 1. İBNE
eski dost dedi ki...
yanlız bende az ibne değilim gerçekten.
bakmayın sağa sola kopyalar yapıyom ama bu tabi ibnelik .
hakkediyorlar diye yapıyorum .
BU DA 2. İBNE.
ozaman eski dost arkadaşım siz ibneyseniz bende ibneyim.
sizin arkanızdayım.:) sakın yanlış anlamayın.sizi destekliyorum.) bunu da yanlış anlamayın.
biz 2 ibne gidelim istersen buradan ne dersin arkadaşım.eşkom.
ibrahim
YA BU NE YA :)))))))))))))))))
MAHONİİİİİİ
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:.
Konu ile ilgili yasal durum incelendiğinde;.
1-3167 Sayılı Yasanın 16. maddesinde :.
(1) Üzerinde yazılı keşide tarihinden önce veya ibraz süresi içinde 4 üncü madde uyarınca ibraz edildiğinde, yeterli karşılığı bulunmaması nedeniyle kısmen de olsa ödenmeyen çeki keşide eden hesap sahipleri veya yetkili temsilcileri, kanunların ayrıca suç saydığı haller saklı kalmak üzere, çek bedeli tutarı kadar ağır para cezasıyla cezalandırılırlar. Ancak verilecek para cezası seksenmilyar liradan fazla olamaz. Bu miktar, 01/03/1926 tarihli ve 765 sayılı Türk Ceza Kanununun ek 2 nci maddesine göre her yıl artırılır. Bu suçtan mükerrirlere, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir..
2 – 5237 Sayılı TCK nun 2/1-3 madde ve fıkralarında ; (1) “Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz.”.
(3) Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz. 3- 5237 Sayılı TCK nun 5/1 madde ve fıkralarında :.
“Bu Kanunun genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır. “.
4-5237 Sayılı TCK nun 52/1-2-3 Madde ve fıkralarında; (1) Adlî para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hâllerde yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir..
(2) En az yirmi ve en fazla yüz Türk Lirası olan bir gün karşılığı adlî para cezasının miktarı, kişinin ekonomik ve diğer şahsî hâlleri göz önünde bulundurularak takdir edilir. (3) Kararda, adlî para cezasının belirlenmesinde esas alınan tam gün sayısı ile bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ayrı ayrı gösterilir. “.
5-5252 Sayılı Yasanın 5349 Sayılı Yasanın 6. Maddesi ile değişik Geçici 1. Maddesinde: (1) Diğer kanunların, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31 Aralık 2008 tarihine kadar uygulanır..
6-5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 madde ve fıkrasında:.
(1) Mahkûmiyet hükmünün yorumunda veya çektirilecek cezanın hesabında duraksama olursa, cezanın kısmen veya tamamen yerine getirilip getirilemeyeceği ileri sürülür ya da sonradan yürürlüğe giren kanun, hükümlünün lehinde olursa, duraksamanın giderilmesi veya yerine getirilecek cezanın belirlenmesi için hükmü veren mahkemeden karar istenir. (3) Yukarıdaki fıkralar uyarınca yapılan başvurular cezanın infazını ertelemez. Ancak, mahkeme olayın özelliğine göre infazın ertelenmesine veya durdurulmasına karar verebilir. 7- 5275 Sayılı Yasanın 101/1-3 Madde ve fıkrasında:.
(1) Cezanın infazı sırasında, 98 ilâ 100 üncü maddeler gereğince mahkemeden alınması gereken kararlar duruşma yapılmaksızın verilir. Karar verilmeden önce Cumhuriyet savcısı ve hükümlünün görüşlerini yazılı olarak bildirmeleri istenebilir..
(3)Bölge adliye mahkemesi veya Yargıtaydan başka mahkemeler tarafından verilmiş olan bu kararlara karşı itiraz yoluna gidilebilir.” hükümleri bulunmaktadır..
Ayrıca TBMM tarafından 5728 Sayılı Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlar ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile düzenleme yapıldığı ve bu kanunun yürürlükte olduğu ancak yapılan bu düzenlemeler içerisinde 3167 Sayılı Yasanın 16. Maddesi ile ilgili bir düzenlemenin bulunmadığı da ortadadır..
Kararına itiraz edilen mahkemenin itiraz edilen kararında; 5252 Sayılı Kanunun geçici 1. Maddesinde 5560 Sayılı Kanunla yapılan değişiklik üzerine belirlenen 31.12.2008 gününe değin, diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümlerinin düzeltilmesinin öngörüldüğü halde bu kapsamdan olarak yasa koyucu tarafından 5728 Sayılı “Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”u va’zettiği, dolayısıyla da uyumlaştırılması murat olunan diğer kanunların bu kapsamda yeniden düzenlenildiği., ancak bu çerçevede 3167 Sayılı Kanun hükümlerinin ayrık tutulduğu, bunun ise tamamen mevzuatın “Özel” niteliğinden kaynaklandığı, hal böyle olunca da Yargıtay Yüksek Dairesi’nin pek çok uygulamalarında da “özel yasa ” niteliğinden dolayı pek çok uygulanabilir (önödeme-uzlaşma…gibi) hukuk müessesesinden ayrık değerlendirildiği nazara alındığında, ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil eden çeklerden dolayı tayin olunacak ceza hükmünde de “çek bedeli kadar adli para cezası” olmasında hukuken aykırı bir durum görülmediğinden” sanık vekilinin talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır..
Yürürlükte olan yasal durum incelendiğinde; TCK nun 5/1 maddesinde bu kanunun genel hükümlerinin özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanacağı belirtilerek ceza hukukunda yeknesaklık sağlanmak istenmiştir. Bu amaçla 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesine; diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemesine aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31.12.2008 tarihine kadar uygulanır hükmü konulmuş ve bu süre yeniden uzatılmamıştır..
Yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. Madde hükmünü dikkate alarak ” Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” adı altında 580 maddeden oluşan 5728 Sayılı Yasayı çıkartmış ve bu yasa yürürlüğe girmiştir..
Buradan da anlaşıldığı üzere yasa koyucunun amacı TCK nun genel hükümlerinin bütün özel yasalarda ve ceza hükmü içeren yasalarda uygulanmasını sağlamaktır. 5237 Sayılı TCK nun 52. maddesi dikkate alındığında adli para cezasının tanımının yapıldığı görülmektedir. Buna göre adli para cezası , beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmadığı hallerde 730 günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması sureti ile hesaplanan meblağın hükümlü tarafından devlet hazinesine ödenmesinden ibarettir.
Bu maddenin 1. fıkrasında bulunan “kanunda aksine hüküm bulunmayan haller” tanımının adli para cezası gün sayısının bu genel düzenlemeye aykırı olarak 730 günün altında veya üstünde düzenlenecebileceği ve bu düzenlemenin de geçerli olduğu anlamındadır. Buradan da anlaşıldığı üzere TCK genel hükümlerinde gün adli para cezası sistemi benimsenmiştir. 3167 Sayılı yasanın 16. maddesi değerlendirildiğinde; “….. çek bedeli tutarı kadar ağır para cezası (adli para cezası) ile cezalandırılırlar . Ancak verilecek para cezası 80 milyar liradan fazla olamaz. ” hükmünün bulunduğu, bu düzenlemenin gün para cezası içermemesi nedeni ile TCK nun 52/1 maddesine uygun olmadığı ortadadır..
Yasa koyucunun 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesinde sözünü ettiği diğer kanunlar içerisinde 3167 Sayılı Yasanın da olduğu hususunda tereddüt yoktur. Buna göre 3167 Sayılı Yasada bulunan ve 5237 Sayılı TCK nun 1.Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümler 31.12.2008 tarihine kadar uygulanabilecektir. Bu düzenlemenin mevhumu muhalifinden 3167 Sayılı (özel) Kanunun TCK nun 1. kitabının 52. maddesinde düzenlenen gün para sistemine aykırı olan ceza kuralının 31.12.2008 tarihinden sonra uygulanmayacağı 5252 Sayıl Yasanın geçici 1. Maddesinin emredici hükmüdür. Kaldı ki yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesini dikkate alarak 5728 Sayılı Yasa ile özel yasalarda ayrıntılı düzenlemeler yapmasına rağmen 3167 Sayılı Yasada herhangi bir düzenleme yapmamıştır..
Ayrıca Adalet Bakanlığı’nın http://www.kgm.adalet.gov.tr/basbakanlik/cekkanunu.pdf adresinde bulunan ve Çek Kanunu Tasarısı Taslağı olarak Başbakanlığa gönderilen metnin 5/1 madde ve fıkrasında “Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adlî paracezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adlî para cezası, çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamaz.” düzenlemesinin bulunduğu, bu düzenleme dikkate alındığında yasama organının büyük çoğunluğunu oluşturan yürütmeyi (hükümeti ) temsilen Adalet Bakanlığının da itirazı reddeden mahkeme ve red kararında belirtilen Yargıtay Dairesinin inancına aykırı olarak çek kanununda verilecek adli para cezasının gün para sistemine uygun olması gerektiğini öngördüğü, bu durum karşısında subjektif değerlendirme niteliğinde olan “çekin ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil etmesi” bu nedenle 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesindeki düzenlemenin değiştirilmediği yani ayrık tutulduğu (temel düzenlemeden istisna edildiği) yönündeki değerlendirmenin mevcut yasal durum karşısında yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır..
Yasa koyucunun atlama yaptığı, bir konuyu unuttuğu kabul edilemeyeceğine ve yukarıda da değinildiği gibi bu konuda değişiklik yapmak için Başbakanlığa kanun tasarısı taslağıda sevk edildiğine göre yürütmenin, (hükümetin ) ve yasa koyucunun (TBMM’nin) muradının 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesi ile düzenlenen ceza kuralının ortadan kalkması ve yeni yasal düzenleme yapılana kadar bu ceza hükmünün uygulanamaz olmasını sağlamak olduğu kabul edilmelidir. Çünkü ceza kuralları uygulanmak amacı ile konulur. Uygulanamayan bir ceza kuralı kaldırılmış demektir. Uygulanamayacağı yasa ile düzenlenen, bu nedenle yasal olarak kaldırılma dışında yok hükmünde olan bir kurala göre ceza vermek gerek Anayasa’da yapılan temel haklar ile ilgili düzenlemelere, temel hak ve özgürlükleri içeren Uluslararası Sözleşme hükümlerine ve gerekse Türk Ceza Kanunun 2. maddesinde düzenlenen kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz, kanunlarda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz kuralına da aykırıdır..
Bu yasal durum karşısında hükümlünün, 31.12.2008 tarihinden itibaren zımni olarak yürürlükten kaldırılan ve yerine yeni hüküm konulmaması nedeni ile cezasız bırakılan karşılıksız çek keşide etmek eyleminden dolayı cezalandırıldığı, hükümlü müdafiinin yaptığı itirazın hukuka uygun olmayan mülahazalarla red edildiği, itirazın yasal ve yerinde olduğu anlaşılmakla, 5275 Sayılı Yasanın 101/3 madde ve fıkrasının verdiği yetkiye dayanarak ve hükümlünün telafisi mümkün olmayan zararlara uğramasını engellemek amacı ile 5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 maddesi gereğince mahkumiyet hükmünün yorumunda ve çektirilecek cezanın hesabında açıklanan nedenlerle duraksama olduğundan 3167 Sayılı Yasada yeni bir düzenleme yapılana ya da 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesinin açıkça yürürlükten kaldırılması anına kadar infazın ertelenmesine, yasa koyucunun yeni bir düzenleme yapması halinde hükümlünün durumunun yeniden mahkemesince ele alınarak değerlendirilmesi için itirazın kabülü ile hükümlüye Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 31.07.2007 tarih ve 2007/299 esas 2007/590 karar sayılı ilamı ile verilen adli para cezasının infazının durdurulmasına karar vermek gerekmiştir..
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;.
1-Hükümlü H.S.S. müdafiinin yapmış olduğu İTİRAZIN KABÜLÜNE, 2-Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 04.02.2009 tarih ve 2007/299 esas 2007/590 karar sayılı EK KARARININ KALDIRILMASINA.
3-Sanık hakkında Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 31.07.2007 tarih ve 2007/299 esas 2007/590 karar sayılı ilamı ile verilen 26000TL adli para cezasının İNFAZININ DURDURULMASINA,.
4-Kararın bir örneğinin gereğinin yerine getirilmesi için Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine,.
Dosyanın Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesine iadesine, Karardan bir örneğin hükümlü vekiline TEBLİĞİNE ,.
Dair; 5275 Sayılı Yasanın 101/3 ve CMK nun 271/4 madde ve fıkrası gereğince incelenen dosya üzerinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi..16.03.2009..
.
.
.
SARAYKÖY ASLİYE CEZA MAHKEMEİ DOSYA NO :2007/176 KARAR NO :2007/201
HAKİM : GÜLPERİ GÜNEŞ 32147 C.SAVCISI : HÜSEYİN HÜR 107696 KATİP : MURAT AYRAL 97009
SANIK : A. G. K. SUÇ : KARŞILIKSIZ ÇEK KEŞİDE ETME SUÇ TARIHİ : 19/02/2007 ASIL KARAR TARİHİ : 25/09/2007 EK KARAR TARİHİ : 28/01/2009
HÜKÜMLÜ AHMET GÜRKAN ………KAN IN 21/01/2009 ARİHLİ İNFAZIN DURDURULMASINA İLİKİN DİLEKÇESİ C. SAVCISININ YAZILI GÖRÜŞÜ ALINARAKİNCELENDİ.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLÜ:
HÜKÜMLÜ AHMET GÜRKAN …..KAN HAKKINDA MAHKEMEMİZİN 25/09/2009 TARİH 2007/176-201 ESAS E KARAR SAYILI KARARI İLE KARŞILIKSIZ ÇEK KEŞİDE ETMEK SUÇUNDAN DAYI 60.000 TL ADLİ PARA CEZASI İL CEZALANDIRILMASIA KARAR VERİLDİĞİ, KARARIN 20/11/2007 TARİHİNDE KESİNLEŞEREK İNFAZA VERİLDİĞİ HÜKÜMLÜĞÜN ADLİ PARA CEZASNI ÖDEMEMESİ ÜZERİNE SARAYKÖY C.BAŞSAVCILIĞININ 29/01/2008 GÜNLÜ KARARI İLE HÜKÜMLÜYE VERİE ADLİ PARA CEZASININ 600 GÜN HAPİS CEZASINA ÇEVRİLDİĞİ VE 28/02/2008 TARİHİNDE İNFAZA BAŞLANDIĞI HÜKÜMLÜNÜN HALEN B CEZASINI İNFAZ TTİĞİ 5252 SAYILI ÜÇK NIN YÜÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDAKİ KANUNUN GEÇİCİ 1.MADDESİDE BELİRTİLEN DİĞEN KANUNLARIN TCK NIN GEEL HÜKÜMLERİNE AKRI OLAN MADDELERİNİN UYGULANMASINA DEVAM EDİLECEĞİNE İLİŞKİN HÜKMÜN 31/12/2008 TARİHİ İTİBARİYLE YÜRÜRÜKTE KALKTIĞI YASA KOYUCU TARAFINDAN 5728 SAYILI YASA İLE BİR ÇOK ÖZEL YASDAKİ CEZA HÜKÜMLERİ 5237 SAYILI YASAYA UYGUN HALE GETİRİLMESİNE RAĞMEN 3167 SAYILI YASA YÖNÜNDEN 31/12/2008 TARİHİNE KADAR HER HANGİ BİR DÜZENLEME YAPILMADIĞI 5252 SAYILI TCK NIN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KARARIN MADDESİ 5237 SAYILI TCK 45/1 52/1 MADELERİ İLE BİRLİKTE DEĞERLENDİRLDİĞİNDE BU GENEL URALIN BÜTÜN ÖZEL YASALARI BAĞLAYACĞI ÖZEL YASALARDAKİ AYKIRI HÜKÜMLRİN 31/12/2008 TARİHİNE KADAR UYGUNABİLECEĞİ BU TARİHE KADAR ÖZEL YASALARIN 5257 SAYILI TCK NIN GEEL KÜMLERİNE UYARLANMASININ ZORUNLU BULUNDUĞU ANCA 3167 SAYILI YASA AÇISINDAN HALEN BU UYARLAMANIN YAPILMAMIQŞ OLDUĞU ANLAŞILMAKLA HÜKÜMLÜNÜN MAĞDURİYETNE NEDE ALMAMAK AÇISINDAN 527 SAYILI ASANIN 98. MADDESİ UYARINCA İNFAZIN DURDURULMASINA KARAR VERMEKGEREKMİŞTİR. HÜKÜM YUKARIDA AÇIKLANAN NEDENLERLE
HÜKÜMLÜ AHMET GÜRKAN ……KAN HAKKINDA MAHKEMEMİZİN 25/09/207 TARİH 2007/176-201 ESAS VE KARAR SAYILI İLAMI İLE VERİLEN 60.000 TL ADLİ PARA CEZASINA İLİŞKİN İNFAZIN DURDURULMASINA.
HÜKÜMLÜNÜN BAŞKA BİR SUÇTAN TUTUKLU VEY HÜKÜMLÜ ULUNMAASI HALİNDE SALIVERİLMESİNE
KARARIN C.SAVCILIĞI ARACILIĞIYLA HÜKÜMLÜYE TEBLİĞİ DAİR, DOSYA ÜZERİNDEYAPILAN İNCELEMESONUCUNDA İSTEME UYGUN V TEBLİĞ TARİHİNDEN İTAREN 7 GÜN İÇİNDE DENİZLİ NBETÇİ AĞIR CEZA MAHKEMESİNE İTİRAZ YOLU AÇIK OLMAK ÜZERERKARAR VERİLDİ
Sakarya Ağır Ceza Mahkemesi, Karşılıksız Çek Beraat Kararı
BAŞKAN : ABDÜLKADİR YAVUZ ÜYE : BURHANETTİN ESENKAR ÜYE : CEVDET BAK
KATİP : BEHİYE AYDINHükümlü A.B. vekili Av. Levent S. tarafından Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.03.2009 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı ek kararı ile hükümlü vekilinin talebinin reddine ve mahkemelerinin 28.5.2008 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı ilamının değiştirilmesine ve infazın durdurulmasına yer olmadığına ve infazın devamına dair kararına dosya içeriğine göre süresi içerisinde; müvekkilinin 3167 Sayılı Kanuna Muhalefet nedeni ile para cezasına mahkum edildiği, 5275 Sayılı Yasanın 98. maddesi uyarınca yaptıkları başvurunun reddedildiği, bu kararın 5237 Sayılı TCK nun 5, 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesi, 3167 Sayılı Yasanın 16. maddesi ayrıca TCK 20.43.52,53,60,61 maddelerinde yer alan düzenlemelere aykırı olduğu, 31.11.2008 tarihi itibari ile karşılıksız çek keşide etmek eyleminin suç olmaktan çıktığı, böylece suçta ve cezada kanunilik ilkesi uyarınca hükümlü hakkında verilen cezanın yasal dayanağının kalmadığı iddiası ile Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından 24.03.2009 tarihinde infazın devamına ilişkin ek kararın itiraz incelemesi ile kaldırılmasını ve hakkında tayin edilen cezanın bütün sonuçları ile ortadan kaldırılmasını ve tahliyesini istemiştir.
İddia makamının mütalaası alındı, dosya incelendi
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Konu ile ilgili yasal durum incelendiğinde;
1-3167 Sayılı Yasanın 16. maddesinde : (1) Üzerinde yazılı keşide tarihinden önce veya ibraz süresi içinde 4 üncü madde uyarınca ibraz edildiğinde, yeterli karşılığı bulunmaması nedeniyle kısmen de olsa ödenmeyen çeki keşide eden hesap sahipleri veya yetkili temsilcileri, kanunların ayrıca suç saydığı haller saklı kalmak üzere, çek bedeli tutarı kadar ağır para cezasıyla cezalandırılırlar. Ancak verilecek para cezası seksenmilyar liradan fazla olamaz. Bu miktar, 01/03/1926 tarihli ve 765 sayılı Türk Ceza Kanununun ek 2 nci maddesine göre her yıl artırılır. Bu suçtan mükerrirlere, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.
2 – 5237 Sayılı TCK nun 2/1-3 madde ve fıkralarında ; (1) “Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz.”
(3) Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz.
3- 5237 Sayılı TCK nun 5/1 madde ve fıkralarında : “Bu Kanunun genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır. “
4-5237 Sayılı TCK nun 52/1-2-3 Madde ve fıkralarında; (1) Adlî para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hâllerde yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir.
(2) En az yirmi ve en fazla yüz Türk Lirası olan bir gün karşılığı adlî para cezasının miktarı, kişinin ekonomik ve diğer şahsî hâlleri göz önünde bulundurularak takdir edilir. (3) Kararda, adlî para cezasının belirlenmesinde esas alınan tam gün sayısı ile bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ayrı ayrı gösterilir. “
5-5252 Sayılı Yasanın 5349 Sayılı Yasanın 6. Maddesi ile değişik Geçici 1. Maddesinde: (1) Diğer kanunların, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31 Aralık 2008 tarihine kadar uygulanır.
6-5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 madde ve fıkrasında: (1) Mahkûmiyet hükmünün yorumunda veya çektirilecek cezanın hesabında duraksama olursa, cezanın kısmen veya tamamen yerine getirilip getirilemeyeceği ileri sürülür ya da sonradan yürürlüğe giren kanun, hükümlünün lehinde olursa, duraksamanın giderilmesi veya yerine getirilecek cezanın belirlenmesi için hükmü veren mahkemeden karar istenir. (3) Yukarıdaki fıkralar uyarınca yapılan başvurular cezanın infazını ertelemez. Ancak, mahkeme olayın özelliğine göre infazın ertelenmesine veya durdurulmasına karar verebilir.
7- 5275 Sayılı Yasanın 101/1-3 Madde ve fıkrasında: (1) Cezanın infazı sırasında, 98 ilâ 100 üncü maddeler gereğince mahkemeden alınması gereken kararlar duruşma yapılmaksızın verilir. Karar verilmeden önce Cumhuriyet savcısı ve hükümlünün görüşlerini yazılı olarak bildirmeleri istenebilir. “http://karsiliksizcek.wordpress.com/”
(3)Bölge adliye mahkemesi veya Yargıtaydan başka mahkemeler tarafından verilmiş olan bu kararlara karşı itiraz yoluna gidilebilir.” hükümleri bulunmaktadır.
Ayrıca TBMM tarafından 5728 Sayılı Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlar ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile düzenleme yapıldığı ve bu kanunun yürürlükte olduğu ancak yapılan bu düzenlemeler içerisinde 3167 Sayılı Yasanın 16. Maddesi ile ilgili bir düzenlemenin bulunmadığı da ortadadır.
Kararına itiraz edilen mahkemenin itiraz edilen kararında; 5252 Sayılı Kanunun geçici 1. Maddesinde 5560 Sayılı Kanunla yapılan değişiklik üzerine belirlenen 31.12.2008 gününe değin, diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümlerinin düzeltilmesinin öngörüldüğü halde bu kapsamdan olarak yasa koyucu tarafından 5728 Sayılı “Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”u va’zettiği, dolayısıyla da uyumlaştırılması murat olunan diğer kanunların bu kapsamda yeniden düzenlenildiği., ancak bu çerçevede 3167 Sayılı Kanun hükümlerinin ayrık tutulduğu, bunun ise tamamen mevzuatın “Özel” niteliğinden kaynaklandığı, hal böyle olunca da Yargıtay Yüksek Dairesi’nin pek çok uygulamalarında da “özel yasa ” niteliğinden dolayı pek çok uygulanabilir (önödeme-uzlaşma…gibi) hukuk müessesesinden ayrık değerlendirildiği nazara alındığında, ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil eden çeklerden dolayı tayin olunacak ceza hükmünde de “çek bedeli kadar adli para cezası” olmasında hukuken aykırı bir durum görülmediğinden” sanık vekilinin talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Yürürlükte olan yasal durum incelendiğinde; TCK nun 5/1 maddesinde bu kanunun genel hükümlerinin özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanacağı belirtilerek ceza hukukunda yeknesaklık sağlanmak istenmiştir.
Bu amaçla 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesine; diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemesine aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31.12.2008 tarihine kadar uygulanır hükmü konulmuş ve bu süre yeniden uzatılmamıştır.
Yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. Madde hükmünü dikkate alarak ” Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” adı altında 580 maddeden oluşan 5728 Sayılı Yasayı çıkartmış ve bu yasa yürürlüğe girmiştir.
Buradan da anlaşıldığı üzere yasa koyucunun amacı TCK nun genel hükümlerinin bütün özel yasalarda ve ceza hükmü içeren yasalarda uygulanmasını sağlamaktır.
5237 Sayılı TCK nun 52. maddesi dikkate alındığında adli para cezasının tanımının yapıldığı görülmektedir. Buna göre adli para cezası , beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmadığı hallerde 730 günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması sureti ile hesaplanan meblağın hükümlü tarafından devlet hazinesine ödenmesinden ibarettir
Bu maddenin 1. fıkrasında bulunan “kanunda aksine hüküm bulunmayan haller” tanımının adli para cezası gün sayısının bu genel düzenlemeye aykırı olarak 730 günün altında veya üstünde düzenlenebileceği ve bu düzenlemenin de geçerli olduğu anlamındadır. Buradan da anlaşıldığı üzere TCK genel hükümlerinde gün adli para cezası sistemi benimsenmiştir. 3167 Sayılı yasanın 16. maddesi değerlendirildiğinde; “….. çek bedeli tutarı kadar ağır para cezası (adli para cezası) ile cezalandırılırlar . Ancak verilecek para cezası 80 milyar liradan fazla olamaz. ” hükmünün bulunduğu, bu düzenlemenin gün para cezası içermemesi nedeni ile TCK nun 52/1 maddesine uygun olmadığı ortadadır.
Yasa koyucunun 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesinde sözünü ettiği diğer kanunlar içerisinde 3167 Sayılı Yasanın da olduğu hususunda tereddüt yoktur. Buna göre 3167 Sayılı Yasada bulunan ve 5237 Sayılı TCK nun 1.Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümler 31.12.2008 tarihine kadar uygulanabilecektir. Bu düzenlemenin mevhumu muhalifinden 3167 Sayılı (özel) Kanunun TCK nun 1. kitabının 52. maddesinde düzenlenen gün para sistemine aykırı olan ceza kuralının 31.12.2008 tarihinden sonra uygulanmayacağı 5252 Sayıl Yasanın geçici 1. Maddesinin emredici hükmüdür. Kaldı ki yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesini dikkate alarak 5728 Sayılı Yasa ile özel yasalarda ayrıntılı düzenlemeler yapmasına rağmen 3167 Sayılı Yasada herhangi bir düzenleme yapmamıştır.
Ayrıca Adalet Bakanlığı’nın http://www.kgm.adalet.gov.tr/basbakanlik/cekkanunu.pdf adresinde bulunan ve Çek Kanunu Tasarısı Taslağı olarak Başbakanlığa gönderilen metnin 5/1 madde ve fıkrasında “Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adlî paracezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adlî para cezası, çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamaz.” düzenlemesinin bulunduğu, bu düzenleme dikkate alındığında yasama organının büyük çoğunluğunu oluşturan yürütmeyi (hükümeti ) temsilen Adalet Bakanlığının da itirazı reddeden mahkeme ve red kararında belirtilen Yargıtay Dairesinin inancına aykırı olarak çek kanununda verilecek adli para cezasının gün para sistemine uygun olması gerektiğini öngördüğü, bu durum karşısında subjektif değerlendirme niteliğinde olan “çekin ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil etmesi” bu nedenle 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesindeki düzenlemenin değiştirilmediği yani ayrık tutulduğu (temel düzenlemeden istisna edildiği) yönündeki değerlendirmenin mevcut yasal durum karşısında yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
Yasa koyucunun atlama yaptığı, bir konuyu unuttuğu kabul edilemeyeceğine ve yukarıda da değinildiği gibi bu konuda değişiklik yapmak için Başbakanlığa kanun tasarısı taslağıda sevk edildiğine göre yürütmenin, (hükümetin ) ve yasa koyucunun (TBMM’nin) muradının 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesi ile düzenlenen ceza kuralının ortadan kalkması ve yeni yasal düzenleme yapılana kadar bu ceza hükmünün uygulanamaz olmasını sağlamak olduğu kabul edilmelidir. Çünkü ceza kuralları uygulanmak amacı ile konulur. Uygulanamayan bir ceza kuralı kaldırılmış demektir. Uygulanamayacağı yasa ile düzenlenen, bu nedenle yasal olarak kaldırılma dışında yok hükmünde olan bir kurala göre ceza vermek gerek Anayasa’da yapılan temel haklar ile ilgili düzenlemelere, temel hak ve özgürlükleri içeren Uluslararası Sözleşme hükümlerine ve gerekse Türk Ceza Kanunun 2. maddesinde düzenlenen kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz, kanunlarda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz kuralına da aykırıdır.
Bu yasal durum karşısında hükümlünün, 31.12.2008 tarihinden itibaren zımni olarak yürürlükten kaldırılan ve yerine yeni hüküm konulmaması nedeni ile cezasız bırakılan karşılıksız çek keşide etmek eyleminden dolayı cezalandırıldığı, hükümlü müdafiinin yaptığı itirazın hukuka uygun olmayan mülahazalarla red edildiği, itirazın yasal ve yerinde olduğu anlaşılmakla, 5275 Sayılı Yasanın 101/3 madde ve fıkrasının verdiği yetkiye dayanarak ve hükümlünün telafisi mümkün olmayan zararlara uğramasını engellemek amacı ile 5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 maddesi gereğince mahkumiyet hükmünün yorumunda ve çektirilecek cezanın hesabında açıklanan nedenlerle duraksama olduğundan 3167 Sayılı Yasada yeni bir düzenleme yapılana ya da 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesinin açıkça yürürlükten kaldırılması anına kadar infazın ertelenmesine, yasa koyucunun yeni bir düzenleme yapması halinde hükümlünün durumunun yeniden mahkemesince ele alınarak değerlendirilmesi için itirazın kabülü ile hükümlüye Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 08.05.2008 tarih ve 2008/202 esas, 2008/323 karar sayılı ilamı ile verilen adli para cezasının infazının durdurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Hükümlü Abdullah Bekir vekilinin yapmış olduğu İTİRAZIN KABÜLÜNE, 2-Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.03.2009 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı EK KARARININ KALDIRILMASINA
3-Sanık hakkında Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 8.5.2008 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı ilamı ile verilen 4158 .- TL, adli para cezasının İNFAZININ DURDURULMASINA,
4-Kararın bir örneğinin gereğinin yerine getirilmesi için Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine,
Dosyanın Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesine iadesine, Karardan bir örneğin hükümlü vekiline TEBLİĞİNE , Dair; 5275 Sayılı Yasanın 101/3 ve CMK nun 271/4 madde ve fıkrası gereğince incelenen dosya üzerinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.27.03.2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/7 Geliş Tarihi: 05/01/2009 Mahkemesi: Köyceğiz Sulh Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2008/82 Mahkeme Karar No: 2008/141 Mahkeme Karar Tarihi: 15/05/2008
Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme
DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/133 Karar BOZMA Karar Tarihi 19/01/2009 Kapatma Tarihi 03/02/2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/9 Geliş Tarihi: 05/01/2009
Mahkemesi: Tarsus Ağır Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2008/903 Mahkeme Karar No: 2008/903 Mahkeme Karar Tarihi: 14/07/2008
Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/135 Karar BOZMA Karar Tarihi 19/01/2009 Kapatma Tarihi 03/02/2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/14 Geliş Tarihi: 12/01/2009
Mahkemesi: Korkuteli Asliye Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2005/153
Mahkeme Karar No: 2006/97 Mahkeme Karar Tarihi: 10/03/2006
Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/784 Karar BOZMA Karar Tarihi 26/01/2009 Kapatma Tarihi 12/02/2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/18 Geliş Tarihi: 12/01/2009
Mahkemesi: Malatya 4. Asliye Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2006/291
Mahkeme Karar No: 2007/539 Mahkeme Karar Tarihi: 17/07/2007 Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/787 Karar BOZMA Karar Tarihi 26/01/2009 Kapatma Tarihi 03/02/2009
SAYIN MİLLETVEKİLLERİM
Sayın
Milletvekilim
Karşılıksız çekten dolayı hapis cezası , kanayan bir yaradır ve Türk Hukuk Sistemi açısından bir yüz karasıdır! Kişi hak ve hürriyetlerine ve esasen mevcut Anayasamıza da aykırı olan bu uygulama 1 Ocak 2009 tarihi itibariyle yeni bir boyut kazanmıştır:
Konu ile ilgili mevcut hukuki durum aşağıda sadece iki ana husus bakımından özetlenmiştir. Uygulama yasasında verilen süre 31 Aralık 2008'de dolmuş ve bu tarihten itibaren karşılıksız çek suçları fiilen cezasız kalmıştır. Eğer hukuk devletiysek, bu suçtan dolayı, yeni bir yasal düzenleme yapılana kadar hiçbir mahkeme ceza veremez ve önceden verilmiş olan cezalar da hukuken yok hükmündedir.
Ne var ki yargı tereddüttedir ve 3 aydır çelişkili kararlar verilmektedir. Bazı mahkemeler ceza vermeye devam ederken kendisinden bir çözüm beklenen YARGITAY, bugüne kadar yerel mahkemelere emsal oluşturacak bir karar da vermemiştir. Bazı illerdeki Asliye Ceza Mahkemeleri ve en önemlisi Sakarya 1. Ağır Ceza Mahkemesi ise, cezaların infazını durdurmuş ve hükümlüler tahliye edilmeye başlanmıştır. Diğer taraftan karşılıksız çekten dolayı ceza almış olan binlerce kişi ise kanunsuz bir şekilde 3 ayı aşkın süredir cezaevlerinde tutulmaktadır.
Ekonomik suçtan dolayı hürriyeti bağlayıcı ceza verilmesinin gayri insani olduğu, mevcut düzenlemenin anayasaya aykırı olduğu konuları bir tarafa, ortada apaçık bir hukuksuzluk ve kaos vardır! Teknik bir konu değil, akl-ı selim sahibi herkesin kolayca anlayabileceği basit bir durum var ortada... Prof. Dr. Adem Sözüer ve daha birçok hukukçu aylardır konuyu anlatmaya çalışıyor ama maalesef hukuksuzluk devam ediyor.
Bu kaos hem adalet anlayışını zedeliyor, hem de apaçık bir ihlal niteliği taşıyor. Üç aydır haksız yere cezaevlerinde tutulan insanlar, bu durumu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine taşıdıklarında kesinlikle lehe bir karar çıkacak ve yüklü tazminatlar gündeme gelecektir. Zira Sakarya Ağır Ceza Mahkemesinin aynı konuda verdiği emsal kararlar var. Bu kararlar diğer mahkemeleri bağlayıcı olmasa da ceza hukukunun uygulanmasında yeknesaklık zedelenmiş ve kanun önünde eşitlik ilkesi bozulmuştur. Böyle bir netice, Meclisi ve hükumeti zor durumda bırakacağı gibi, uluslararası hukuk çevrelerinde ve kamuoyu nezdinde yargı organlarının saygınlığını da zedeleyici sonuçlar doğurabilecektir. Meclisin ve hükumetin bir an önce bu çarpık duruma el koyması ve hukuksuzluğu sona erdirmesi gerekiyor.
Yeni yasada adli para cezası ve dolayısıyla hapis cezası devam edecek olsa da, çıkacak kanuna eklenecek bir geçici madde ile, 1 Ocak 2009 tarihi ile kanunun çıktığı tarihe kadar oluşmuş bulunan yasal boşluk sebebiyle cezasız kalmış olan karşılıksız çek suçundan dolayı verilen cezaların kaldırılması sağlanabilir. Böylece hem yargının tereddütleri izale edilmiş olur, bozulan yeknesaklık ve eşitlik ilkesi de nispeten telafi edilebilir.
Ortada kamu vicdanını rahatsız eden, toplumsal barışı zedeleyen ve adalet duygusunu inciten çok vahim bir tablo vardır ve süratle çözüm beklenmektedir.
Sessiz sedasız onbinlerce insan ve aile, Yüce Meclisten hukuk devleti esasına uygun bir çözüm beklemektedir.
HUKUKİ DURUMUN ÖZETİ
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 5 inci maddesi “Özel kanunlarla ilişki” başlığını taşımaktadır. Bu maddeye göre, “Bu Kanun’un genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren özel kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır.” Bu kanunun yayınlanmasını müteakip 3167 sayılı Çek Yasasının da içinde bulunduğu “ceza içeren özel kanunlar”da gerekli değişiklik ve uyumların yapılabilmesi için 5nci maddenin uygulanması 31.12.2008 tarihine ertelenmiştir. Ancak 31.12.2008 tarihine kadar, diğer birçok özel kanunda değişiklik yapılmış olmasına rağmen Çek Kanununda gerekli değişiklikler yapılmadığından, artık 01.01.2009 tarihi itibariyle 3167 Sayılı Yasanın ceza içeren ve TCK Genel Hükümlerine aykırılık teşkil eden maddeleri zımnen yürürlükten kaldırılmış bulunmaktadır. Nitekim, 31.12.2008 tarihine dek, ceza hükmü getiren diğer özel kanunlardan olan 3167 Sayılı Çek Kanununun cezai hükümleri, TCK’nun genel hükümlerine aykırı olsa da uygulanabilmekteydi.
Aykırılıklar nerededir?
1. TCK m. 21 bakımından : 3167 SK. m. 16/1’de karşılıksız çek keşide etme suçu, “şekli suç” niteliğinde düzenlenmiştir. Ancak, TCK ’nın genel hükümleri (m. 21) uyarınca, bir suçun oluşumu kastın varlığına bağlıdır. Kast “doğrudan”(m. 21/1) veya “olası kast” (m. 21/2) olabilir. Bu nedenle, bir kişinin karşılıksız çek nedeniyle cezalandırılabilmesi için, bu kişinin çeki keşide ederken, çekin karşılıksız kalacağı kastıyla hareket etmiş olması gerekmektedir. Başka bir deyişle, bunu bilmeli ve istemelidir. Dolayısıyla, yapılan yargılamada, artık kastın varlığı mutlak olarak araştırılmalı ve bunun sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır. Şayet olayda kast yoksa TCK m. 21/2’ye göre, somut olayda karşılıksız çek keşide eden kişide “olası kast”ın varlığı da ayrıca değerlendirilerek, maddede öngörülen ceza indirimleri uygulanmalıdır. 5252 Sayılı Kanunun kabulü ve uygulanması ile, hukukumuzda bugüne kadar zaten tartışmalı olan “objektif sorumluluk” esası terkedilmiş ve “kusursuz ceza olmaz” esası tamamen geçerli kılınmıştır. Şu halde, karşılıksız çek suçlarında, 1.1.2009 tarihine kadar “objektif sorumluluk” esasına göre verilmiş olan cezalar geçerliliğini yitirmiş bulunmaktadır. Artık suçun manevi unsuru olarak “kast” aranmalıdır. Aksi bir uygulama “kanunsuz suç ve ceza olamaz” esasına açık bir aykırılık teşkil edecektir.
2. TCK m. 52 bakımından Çek Kanunu’na göre, karşılıksız çek keşide etme suçunun cezası, çek bedeli tutarı kadar “adli para cezası” olarak belirlenmekteydi. Ancak, 1.1.2009 tarihinden itibaren TCK’nın adli para cezalarına ilişkin 52. maddesi uygulama alanı bulacağından, ceza miktarının ve niteliğinin belirlenmesi değişmiş bulunmaktadır.
TCK 52. maddenin uygulanmaya başlaması ile Çek yasasındaki çek bedeline bağlı adli para cezası uygulaması son bulmuştur. Adli para cezasının miktarının tespiti artık, sadece gün/para esasına göre yapılabilecektir. 3167 Sayılı Çek Kanunu’nun uygulamasında, ceza, karşılıksız çıkan çek miktarına göre belirlenmekteyken, TCK’nın 52. maddesinin uygulanmasıyla, öncelikle tamgün hesabının yapılması ve bir güne karşılık gelen parasal miktarın belirlenmesi üzerine karar verilmesi gerekmektedir. TCK m. 61/8 hükmüne göre, adli para cezası, belirlenen sonuç gün ile kişinin bir gün karşılığı ödeyebileceği miktarın çarpılması suretiyle bulunacaktır. Bu itibarla, yargılama sonucunda verilecek adli para cezasının tayini usulü de tümden değişmektedir. Nitekim hazırlanan yeni Çek Kanunu tasarısında da "Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adlî para cezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adlî para cezası, çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamaz." Denilmek suretiyle adli para cezasının tayininde Yeni TCK’na uygun olarak gün/para sisteminin getirildiği görülmektedir.
Bu değerlendirmeler ışığı altında bugüne kadar 3167 Sayılı Kanuna göre verilen çek cezaları, 01.01.2009 tarihinde yürürlüğe girmiş bulunan TCK 5nci maddesi uyarınca , aynı kanunun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırılık teşkil etmektedir ve sanık/hükümlü lehine olan yeni hükümler uygulanarak bugüne kadar verilmiş olan cezaların infazı durdrulmalıdır.
Uygulanamayacağı yasa ile düzenlenen, bu nedenle yasal olarak yok hükmünde olan bir kurala göre ceza vermek, gerek Anayasa'da yapılan temel haklar ile ilgili düzenlemelere, temel hak ve özgürlükleri içeren Uluslararası Sözleşme hükümlerine ve gerekse Türk Ceza Kanunun 2. maddesinde düzenlenen kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz, kanunlarda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz kuralına da aykırıdır.
BU AŞAGILIK YAZILARA MÜSADEE ETMEYECEGİMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMM...........................................................................KARŞILIKSIZ ÇEKE HAPİS İNSANLIK ONURUNA AYKIRI İSE BU YAZILAR İNSANLIK ONURUNAAA UYGUNMUUUU?????
AHAHAHAHAHA AHAHAHAHAH AHAHAHAHA
ARKADAŞLAR ARAMIZDA 1 DEĞİL 2 İBNE VAR
BAKIN YAZILANLARA.
YA BU NE YA.?
BU 1. İBNE
eski dost dedi ki...
yanlız bende az ibne değilim gerçekten.
bakmayın sağa sola kopyalar yapıyom ama bu tabi ibnelik .
hakkediyorlar diye yapıyorum .
BU DA 2. İBNE.
ozaman eski dost arkadaşım siz ibneyseniz bende ibneyim.
sizin arkanızdayım.:) sakın yanlış anlamayın.sizi destekliyorum.) bunu da yanlış anlamayın.
biz 2 ibne gidelim istersen buradan ne dersin arkadaşım.eşkom.
ibrahim
YA BU NE YA :)))))))))))))))))
MAHONİİİİİİ
AHAHAHAHAHA AHAHAHAHAH AHAHAHAHA
ARKADAŞLAR ARAMIZDA 1 DEĞİL 2 İBNE VAR
BAKIN YAZILANLARA.
YA BU NE YA.?
BU 1. İBNE
eski dost dedi ki...
yanlız bende az ibne değilim gerçekten.
bakmayın sağa sola kopyalar yapıyom ama bu tabi ibnelik .
hakkediyorlar diye yapıyorum .
BU DA 2. İBNE.
ozaman eski dost arkadaşım siz ibneyseniz bende ibneyim.
sizin arkanızdayım.:) sakın yanlış anlamayın.sizi destekliyorum.) bunu da yanlış anlamayın.
biz 2 ibne gidelim istersen buradan ne dersin arkadaşım.eşkom.
ibrahim
YA BU NE YA :)))))))))))))))))
MAHONİİİİİİ
AHAHAHAHAHA AHAHAHAHAH AHAHAHAHA
ARKADAŞLAR ARAMIZDA 1 DEĞİL 2 İBNE VAR
BAKIN YAZILANLARA.
YA BU NE YA.?
BU 1. İBNE
eski dost dedi ki...
yanlız bende az ibne değilim gerçekten.
bakmayın sağa sola kopyalar yapıyom ama bu tabi ibnelik .
hakkediyorlar diye yapıyorum .
BU DA 2. İBNE.
ozaman eski dost arkadaşım siz ibneyseniz bende ibneyim.
sizin arkanızdayım.:) sakın yanlış anlamayın.sizi destekliyorum.) bunu da yanlış anlamayın.
biz 2 ibne gidelim istersen buradan ne dersin arkadaşım.eşkom.
ibrahim
YA BU NE YA :)))))))))))))))))
MAHONİİİİİİ
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:.
Konu ile ilgili yasal durum incelendiğinde;.
1-3167 Sayılı Yasanın 16. maddesinde :.
(1) Üzerinde yazılı keşide tarihinden önce veya ibraz süresi içinde 4 üncü madde uyarınca ibraz edildiğinde, yeterli karşılığı bulunmaması nedeniyle kısmen de olsa ödenmeyen çeki keşide eden hesap sahipleri veya yetkili temsilcileri, kanunların ayrıca suç saydığı haller saklı kalmak üzere, çek bedeli tutarı kadar ağır para cezasıyla cezalandırılırlar. Ancak verilecek para cezası seksenmilyar liradan fazla olamaz. Bu miktar, 01/03/1926 tarihli ve 765 sayılı Türk Ceza Kanununun ek 2 nci maddesine göre her yıl artırılır. Bu suçtan mükerrirlere, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir..
2 – 5237 Sayılı TCK nun 2/1-3 madde ve fıkralarında ; (1) “Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz.”.
(3) Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz. 3- 5237 Sayılı TCK nun 5/1 madde ve fıkralarında :.
“Bu Kanunun genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır. “.
4-5237 Sayılı TCK nun 52/1-2-3 Madde ve fıkralarında; (1) Adlî para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hâllerde yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir..
(2) En az yirmi ve en fazla yüz Türk Lirası olan bir gün karşılığı adlî para cezasının miktarı, kişinin ekonomik ve diğer şahsî hâlleri göz önünde bulundurularak takdir edilir. (3) Kararda, adlî para cezasının belirlenmesinde esas alınan tam gün sayısı ile bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ayrı ayrı gösterilir. “.
5-5252 Sayılı Yasanın 5349 Sayılı Yasanın 6. Maddesi ile değişik Geçici 1. Maddesinde: (1) Diğer kanunların, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31 Aralık 2008 tarihine kadar uygulanır..
6-5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 madde ve fıkrasında:.
(1) Mahkûmiyet hükmünün yorumunda veya çektirilecek cezanın hesabında duraksama olursa, cezanın kısmen veya tamamen yerine getirilip getirilemeyeceği ileri sürülür ya da sonradan yürürlüğe giren kanun, hükümlünün lehinde olursa, duraksamanın giderilmesi veya yerine getirilecek cezanın belirlenmesi için hükmü veren mahkemeden karar istenir. (3) Yukarıdaki fıkralar uyarınca yapılan başvurular cezanın infazını ertelemez. Ancak, mahkeme olayın özelliğine göre infazın ertelenmesine veya durdurulmasına karar verebilir. 7- 5275 Sayılı Yasanın 101/1-3 Madde ve fıkrasında:.
(1) Cezanın infazı sırasında, 98 ilâ 100 üncü maddeler gereğince mahkemeden alınması gereken kararlar duruşma yapılmaksızın verilir. Karar verilmeden önce Cumhuriyet savcısı ve hükümlünün görüşlerini yazılı olarak bildirmeleri istenebilir..
(3)Bölge adliye mahkemesi veya Yargıtaydan başka mahkemeler tarafından verilmiş olan bu kararlara karşı itiraz yoluna gidilebilir.” hükümleri bulunmaktadır..
Ayrıca TBMM tarafından 5728 Sayılı Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlar ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile düzenleme yapıldığı ve bu kanunun yürürlükte olduğu ancak yapılan bu düzenlemeler içerisinde 3167 Sayılı Yasanın 16. Maddesi ile ilgili bir düzenlemenin bulunmadığı da ortadadır..
Kararına itiraz edilen mahkemenin itiraz edilen kararında; 5252 Sayılı Kanunun geçici 1. Maddesinde 5560 Sayılı Kanunla yapılan değişiklik üzerine belirlenen 31.12.2008 gününe değin, diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümlerinin düzeltilmesinin öngörüldüğü halde bu kapsamdan olarak yasa koyucu tarafından 5728 Sayılı “Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”u va’zettiği, dolayısıyla da uyumlaştırılması murat olunan diğer kanunların bu kapsamda yeniden düzenlenildiği., ancak bu çerçevede 3167 Sayılı Kanun hükümlerinin ayrık tutulduğu, bunun ise tamamen mevzuatın “Özel” niteliğinden kaynaklandığı, hal böyle olunca da Yargıtay Yüksek Dairesi’nin pek çok uygulamalarında da “özel yasa ” niteliğinden dolayı pek çok uygulanabilir (önödeme-uzlaşma…gibi) hukuk müessesesinden ayrık değerlendirildiği nazara alındığında, ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil eden çeklerden dolayı tayin olunacak ceza hükmünde de “çek bedeli kadar adli para cezası” olmasında hukuken aykırı bir durum görülmediğinden” sanık vekilinin talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır..
Yürürlükte olan yasal durum incelendiğinde; TCK nun 5/1 maddesinde bu kanunun genel hükümlerinin özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanacağı belirtilerek ceza hukukunda yeknesaklık sağlanmak istenmiştir. Bu amaçla 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesine; diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemesine aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31.12.2008 tarihine kadar uygulanır hükmü konulmuş ve bu süre yeniden uzatılmamıştır..
Yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. Madde hükmünü dikkate alarak ” Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” adı altında 580 maddeden oluşan 5728 Sayılı Yasayı çıkartmış ve bu yasa yürürlüğe girmiştir..
Buradan da anlaşıldığı üzere yasa koyucunun amacı TCK nun genel hükümlerinin bütün özel yasalarda ve ceza hükmü içeren yasalarda uygulanmasını sağlamaktır. 5237 Sayılı TCK nun 52. maddesi dikkate alındığında adli para cezasının tanımının yapıldığı görülmektedir. Buna göre adli para cezası , beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmadığı hallerde 730 günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması sureti ile hesaplanan meblağın hükümlü tarafından devlet hazinesine ödenmesinden ibarettir.
Bu maddenin 1. fıkrasında bulunan “kanunda aksine hüküm bulunmayan haller” tanımının adli para cezası gün sayısının bu genel düzenlemeye aykırı olarak 730 günün altında veya üstünde düzenlenecebileceği ve bu düzenlemenin de geçerli olduğu anlamındadır. Buradan da anlaşıldığı üzere TCK genel hükümlerinde gün adli para cezası sistemi benimsenmiştir. 3167 Sayılı yasanın 16. maddesi değerlendirildiğinde; “….. çek bedeli tutarı kadar ağır para cezası (adli para cezası) ile cezalandırılırlar . Ancak verilecek para cezası 80 milyar liradan fazla olamaz. ” hükmünün bulunduğu, bu düzenlemenin gün para cezası içermemesi nedeni ile TCK nun 52/1 maddesine uygun olmadığı ortadadır..
Yasa koyucunun 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesinde sözünü ettiği diğer kanunlar içerisinde 3167 Sayılı Yasanın da olduğu hususunda tereddüt yoktur. Buna göre 3167 Sayılı Yasada bulunan ve 5237 Sayılı TCK nun 1.Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümler 31.12.2008 tarihine kadar uygulanabilecektir. Bu düzenlemenin mevhumu muhalifinden 3167 Sayılı (özel) Kanunun TCK nun 1. kitabının 52. maddesinde düzenlenen gün para sistemine aykırı olan ceza kuralının 31.12.2008 tarihinden sonra uygulanmayacağı 5252 Sayıl Yasanın geçici 1. Maddesinin emredici hükmüdür. Kaldı ki yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesini dikkate alarak 5728 Sayılı Yasa ile özel yasalarda ayrıntılı düzenlemeler yapmasına rağmen 3167 Sayılı Yasada herhangi bir düzenleme yapmamıştır..
Ayrıca Adalet Bakanlığı’nın http://www.kgm.adalet.gov.tr/basbakanlik/cekkanunu.pdf adresinde bulunan ve Çek Kanunu Tasarısı Taslağı olarak Başbakanlığa gönderilen metnin 5/1 madde ve fıkrasında “Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adlî paracezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adlî para cezası, çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamaz.” düzenlemesinin bulunduğu, bu düzenleme dikkate alındığında yasama organının büyük çoğunluğunu oluşturan yürütmeyi (hükümeti ) temsilen Adalet Bakanlığının da itirazı reddeden mahkeme ve red kararında belirtilen Yargıtay Dairesinin inancına aykırı olarak çek kanununda verilecek adli para cezasının gün para sistemine uygun olması gerektiğini öngördüğü, bu durum karşısında subjektif değerlendirme niteliğinde olan “çekin ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil etmesi” bu nedenle 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesindeki düzenlemenin değiştirilmediği yani ayrık tutulduğu (temel düzenlemeden istisna edildiği) yönündeki değerlendirmenin mevcut yasal durum karşısında yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır..
Yasa koyucunun atlama yaptığı, bir konuyu unuttuğu kabul edilemeyeceğine ve yukarıda da değinildiği gibi bu konuda değişiklik yapmak için Başbakanlığa kanun tasarısı taslağıda sevk edildiğine göre yürütmenin, (hükümetin ) ve yasa koyucunun (TBMM’nin) muradının 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesi ile düzenlenen ceza kuralının ortadan kalkması ve yeni yasal düzenleme yapılana kadar bu ceza hükmünün uygulanamaz olmasını sağlamak olduğu kabul edilmelidir. Çünkü ceza kuralları uygulanmak amacı ile konulur. Uygulanamayan bir ceza kuralı kaldırılmış demektir. Uygulanamayacağı yasa ile düzenlenen, bu nedenle yasal olarak kaldırılma dışında yok hükmünde olan bir kurala göre ceza vermek gerek Anayasa’da yapılan temel haklar ile ilgili düzenlemelere, temel hak ve özgürlükleri içeren Uluslararası Sözleşme hükümlerine ve gerekse Türk Ceza Kanunun 2. maddesinde düzenlenen kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz, kanunlarda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz kuralına da aykırıdır..
Bu yasal durum karşısında hükümlünün, 31.12.2008 tarihinden itibaren zımni olarak yürürlükten kaldırılan ve yerine yeni hüküm konulmaması nedeni ile cezasız bırakılan karşılıksız çek keşide etmek eyleminden dolayı cezalandırıldığı, hükümlü müdafiinin yaptığı itirazın hukuka uygun olmayan mülahazalarla red edildiği, itirazın yasal ve yerinde olduğu anlaşılmakla, 5275 Sayılı Yasanın 101/3 madde ve fıkrasının verdiği yetkiye dayanarak ve hükümlünün telafisi mümkün olmayan zararlara uğramasını engellemek amacı ile 5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 maddesi gereğince mahkumiyet hükmünün yorumunda ve çektirilecek cezanın hesabında açıklanan nedenlerle duraksama olduğundan 3167 Sayılı Yasada yeni bir düzenleme yapılana ya da 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesinin açıkça yürürlükten kaldırılması anına kadar infazın ertelenmesine, yasa koyucunun yeni bir düzenleme yapması halinde hükümlünün durumunun yeniden mahkemesince ele alınarak değerlendirilmesi için itirazın kabülü ile hükümlüye Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 31.07.2007 tarih ve 2007/299 esas 2007/590 karar sayılı ilamı ile verilen adli para cezasının infazının durdurulmasına karar vermek gerekmiştir..
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;.
1-Hükümlü H.S.S. müdafiinin yapmış olduğu İTİRAZIN KABÜLÜNE, 2-Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 04.02.2009 tarih ve 2007/299 esas 2007/590 karar sayılı EK KARARININ KALDIRILMASINA.
3-Sanık hakkında Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 31.07.2007 tarih ve 2007/299 esas 2007/590 karar sayılı ilamı ile verilen 26000TL adli para cezasının İNFAZININ DURDURULMASINA,.
4-Kararın bir örneğinin gereğinin yerine getirilmesi için Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine,.
Dosyanın Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesine iadesine, Karardan bir örneğin hükümlü vekiline TEBLİĞİNE ,.
Dair; 5275 Sayılı Yasanın 101/3 ve CMK nun 271/4 madde ve fıkrası gereğince incelenen dosya üzerinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi..16.03.2009..
.
.
.
SARAYKÖY ASLİYE CEZA MAHKEMEİ DOSYA NO :2007/176 KARAR NO :2007/201
HAKİM : GÜLPERİ GÜNEŞ 32147 C.SAVCISI : HÜSEYİN HÜR 107696 KATİP : MURAT AYRAL 97009
SANIK : A. G. K. SUÇ : KARŞILIKSIZ ÇEK KEŞİDE ETME SUÇ TARIHİ : 19/02/2007 ASIL KARAR TARİHİ : 25/09/2007 EK KARAR TARİHİ : 28/01/2009
HÜKÜMLÜ AHMET GÜRKAN ………KAN IN 21/01/2009 ARİHLİ İNFAZIN DURDURULMASINA İLİKİN DİLEKÇESİ C. SAVCISININ YAZILI GÖRÜŞÜ ALINARAKİNCELENDİ.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLÜ:
HÜKÜMLÜ AHMET GÜRKAN …..KAN HAKKINDA MAHKEMEMİZİN 25/09/2009 TARİH 2007/176-201 ESAS E KARAR SAYILI KARARI İLE KARŞILIKSIZ ÇEK KEŞİDE ETMEK SUÇUNDAN DAYI 60.000 TL ADLİ PARA CEZASI İL CEZALANDIRILMASIA KARAR VERİLDİĞİ, KARARIN 20/11/2007 TARİHİNDE KESİNLEŞEREK İNFAZA VERİLDİĞİ HÜKÜMLÜĞÜN ADLİ PARA CEZASNI ÖDEMEMESİ ÜZERİNE SARAYKÖY C.BAŞSAVCILIĞININ 29/01/2008 GÜNLÜ KARARI İLE HÜKÜMLÜYE VERİE ADLİ PARA CEZASININ 600 GÜN HAPİS CEZASINA ÇEVRİLDİĞİ VE 28/02/2008 TARİHİNDE İNFAZA BAŞLANDIĞI HÜKÜMLÜNÜN HALEN B CEZASINI İNFAZ TTİĞİ 5252 SAYILI ÜÇK NIN YÜÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDAKİ KANUNUN GEÇİCİ 1.MADDESİDE BELİRTİLEN DİĞEN KANUNLARIN TCK NIN GEEL HÜKÜMLERİNE AKRI OLAN MADDELERİNİN UYGULANMASINA DEVAM EDİLECEĞİNE İLİŞKİN HÜKMÜN 31/12/2008 TARİHİ İTİBARİYLE YÜRÜRÜKTE KALKTIĞI YASA KOYUCU TARAFINDAN 5728 SAYILI YASA İLE BİR ÇOK ÖZEL YASDAKİ CEZA HÜKÜMLERİ 5237 SAYILI YASAYA UYGUN HALE GETİRİLMESİNE RAĞMEN 3167 SAYILI YASA YÖNÜNDEN 31/12/2008 TARİHİNE KADAR HER HANGİ BİR DÜZENLEME YAPILMADIĞI 5252 SAYILI TCK NIN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KARARIN MADDESİ 5237 SAYILI TCK 45/1 52/1 MADELERİ İLE BİRLİKTE DEĞERLENDİRLDİĞİNDE BU GENEL URALIN BÜTÜN ÖZEL YASALARI BAĞLAYACĞI ÖZEL YASALARDAKİ AYKIRI HÜKÜMLRİN 31/12/2008 TARİHİNE KADAR UYGUNABİLECEĞİ BU TARİHE KADAR ÖZEL YASALARIN 5257 SAYILI TCK NIN GEEL KÜMLERİNE UYARLANMASININ ZORUNLU BULUNDUĞU ANCA 3167 SAYILI YASA AÇISINDAN HALEN BU UYARLAMANIN YAPILMAMIQŞ OLDUĞU ANLAŞILMAKLA HÜKÜMLÜNÜN MAĞDURİYETNE NEDE ALMAMAK AÇISINDAN 527 SAYILI ASANIN 98. MADDESİ UYARINCA İNFAZIN DURDURULMASINA KARAR VERMEKGEREKMİŞTİR. HÜKÜM YUKARIDA AÇIKLANAN NEDENLERLE
HÜKÜMLÜ AHMET GÜRKAN ……KAN HAKKINDA MAHKEMEMİZİN 25/09/207 TARİH 2007/176-201 ESAS VE KARAR SAYILI İLAMI İLE VERİLEN 60.000 TL ADLİ PARA CEZASINA İLİŞKİN İNFAZIN DURDURULMASINA.
HÜKÜMLÜNÜN BAŞKA BİR SUÇTAN TUTUKLU VEY HÜKÜMLÜ ULUNMAASI HALİNDE SALIVERİLMESİNE
KARARIN C.SAVCILIĞI ARACILIĞIYLA HÜKÜMLÜYE TEBLİĞİ DAİR, DOSYA ÜZERİNDEYAPILAN İNCELEMESONUCUNDA İSTEME UYGUN V TEBLİĞ TARİHİNDEN İTAREN 7 GÜN İÇİNDE DENİZLİ NBETÇİ AĞIR CEZA MAHKEMESİNE İTİRAZ YOLU AÇIK OLMAK ÜZERERKARAR VERİLDİ
Sakarya Ağır Ceza Mahkemesi, Karşılıksız Çek Beraat Kararı
BAŞKAN : ABDÜLKADİR YAVUZ ÜYE : BURHANETTİN ESENKAR ÜYE : CEVDET BAK
KATİP : BEHİYE AYDINHükümlü A.B. vekili Av. Levent S. tarafından Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.03.2009 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı ek kararı ile hükümlü vekilinin talebinin reddine ve mahkemelerinin 28.5.2008 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı ilamının değiştirilmesine ve infazın durdurulmasına yer olmadığına ve infazın devamına dair kararına dosya içeriğine göre süresi içerisinde; müvekkilinin 3167 Sayılı Kanuna Muhalefet nedeni ile para cezasına mahkum edildiği, 5275 Sayılı Yasanın 98. maddesi uyarınca yaptıkları başvurunun reddedildiği, bu kararın 5237 Sayılı TCK nun 5, 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesi, 3167 Sayılı Yasanın 16. maddesi ayrıca TCK 20.43.52,53,60,61 maddelerinde yer alan düzenlemelere aykırı olduğu, 31.11.2008 tarihi itibari ile karşılıksız çek keşide etmek eyleminin suç olmaktan çıktığı, böylece suçta ve cezada kanunilik ilkesi uyarınca hükümlü hakkında verilen cezanın yasal dayanağının kalmadığı iddiası ile Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından 24.03.2009 tarihinde infazın devamına ilişkin ek kararın itiraz incelemesi ile kaldırılmasını ve hakkında tayin edilen cezanın bütün sonuçları ile ortadan kaldırılmasını ve tahliyesini istemiştir.
İddia makamının mütalaası alındı, dosya incelendi
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Konu ile ilgili yasal durum incelendiğinde;
1-3167 Sayılı Yasanın 16. maddesinde : (1) Üzerinde yazılı keşide tarihinden önce veya ibraz süresi içinde 4 üncü madde uyarınca ibraz edildiğinde, yeterli karşılığı bulunmaması nedeniyle kısmen de olsa ödenmeyen çeki keşide eden hesap sahipleri veya yetkili temsilcileri, kanunların ayrıca suç saydığı haller saklı kalmak üzere, çek bedeli tutarı kadar ağır para cezasıyla cezalandırılırlar. Ancak verilecek para cezası seksenmilyar liradan fazla olamaz. Bu miktar, 01/03/1926 tarihli ve 765 sayılı Türk Ceza Kanununun ek 2 nci maddesine göre her yıl artırılır. Bu suçtan mükerrirlere, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.
2 – 5237 Sayılı TCK nun 2/1-3 madde ve fıkralarında ; (1) “Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz.”
(3) Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz.
3- 5237 Sayılı TCK nun 5/1 madde ve fıkralarında : “Bu Kanunun genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır. “
4-5237 Sayılı TCK nun 52/1-2-3 Madde ve fıkralarında; (1) Adlî para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hâllerde yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir.
(2) En az yirmi ve en fazla yüz Türk Lirası olan bir gün karşılığı adlî para cezasının miktarı, kişinin ekonomik ve diğer şahsî hâlleri göz önünde bulundurularak takdir edilir. (3) Kararda, adlî para cezasının belirlenmesinde esas alınan tam gün sayısı ile bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ayrı ayrı gösterilir. “
5-5252 Sayılı Yasanın 5349 Sayılı Yasanın 6. Maddesi ile değişik Geçici 1. Maddesinde: (1) Diğer kanunların, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31 Aralık 2008 tarihine kadar uygulanır.
6-5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 madde ve fıkrasında: (1) Mahkûmiyet hükmünün yorumunda veya çektirilecek cezanın hesabında duraksama olursa, cezanın kısmen veya tamamen yerine getirilip getirilemeyeceği ileri sürülür ya da sonradan yürürlüğe giren kanun, hükümlünün lehinde olursa, duraksamanın giderilmesi veya yerine getirilecek cezanın belirlenmesi için hükmü veren mahkemeden karar istenir. (3) Yukarıdaki fıkralar uyarınca yapılan başvurular cezanın infazını ertelemez. Ancak, mahkeme olayın özelliğine göre infazın ertelenmesine veya durdurulmasına karar verebilir.
7- 5275 Sayılı Yasanın 101/1-3 Madde ve fıkrasında: (1) Cezanın infazı sırasında, 98 ilâ 100 üncü maddeler gereğince mahkemeden alınması gereken kararlar duruşma yapılmaksızın verilir. Karar verilmeden önce Cumhuriyet savcısı ve hükümlünün görüşlerini yazılı olarak bildirmeleri istenebilir. “http://karsiliksizcek.wordpress.com/”
(3)Bölge adliye mahkemesi veya Yargıtaydan başka mahkemeler tarafından verilmiş olan bu kararlara karşı itiraz yoluna gidilebilir.” hükümleri bulunmaktadır.
Ayrıca TBMM tarafından 5728 Sayılı Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlar ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile düzenleme yapıldığı ve bu kanunun yürürlükte olduğu ancak yapılan bu düzenlemeler içerisinde 3167 Sayılı Yasanın 16. Maddesi ile ilgili bir düzenlemenin bulunmadığı da ortadadır.
Kararına itiraz edilen mahkemenin itiraz edilen kararında; 5252 Sayılı Kanunun geçici 1. Maddesinde 5560 Sayılı Kanunla yapılan değişiklik üzerine belirlenen 31.12.2008 gününe değin, diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümlerinin düzeltilmesinin öngörüldüğü halde bu kapsamdan olarak yasa koyucu tarafından 5728 Sayılı “Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”u va’zettiği, dolayısıyla da uyumlaştırılması murat olunan diğer kanunların bu kapsamda yeniden düzenlenildiği., ancak bu çerçevede 3167 Sayılı Kanun hükümlerinin ayrık tutulduğu, bunun ise tamamen mevzuatın “Özel” niteliğinden kaynaklandığı, hal böyle olunca da Yargıtay Yüksek Dairesi’nin pek çok uygulamalarında da “özel yasa ” niteliğinden dolayı pek çok uygulanabilir (önödeme-uzlaşma…gibi) hukuk müessesesinden ayrık değerlendirildiği nazara alındığında, ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil eden çeklerden dolayı tayin olunacak ceza hükmünde de “çek bedeli kadar adli para cezası” olmasında hukuken aykırı bir durum görülmediğinden” sanık vekilinin talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Yürürlükte olan yasal durum incelendiğinde; TCK nun 5/1 maddesinde bu kanunun genel hükümlerinin özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanacağı belirtilerek ceza hukukunda yeknesaklık sağlanmak istenmiştir.
Bu amaçla 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesine; diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemesine aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31.12.2008 tarihine kadar uygulanır hükmü konulmuş ve bu süre yeniden uzatılmamıştır.
Yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. Madde hükmünü dikkate alarak ” Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” adı altında 580 maddeden oluşan 5728 Sayılı Yasayı çıkartmış ve bu yasa yürürlüğe girmiştir.
Buradan da anlaşıldığı üzere yasa koyucunun amacı TCK nun genel hükümlerinin bütün özel yasalarda ve ceza hükmü içeren yasalarda uygulanmasını sağlamaktır.
5237 Sayılı TCK nun 52. maddesi dikkate alındığında adli para cezasının tanımının yapıldığı görülmektedir. Buna göre adli para cezası , beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmadığı hallerde 730 günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması sureti ile hesaplanan meblağın hükümlü tarafından devlet hazinesine ödenmesinden ibarettir
Bu maddenin 1. fıkrasında bulunan “kanunda aksine hüküm bulunmayan haller” tanımının adli para cezası gün sayısının bu genel düzenlemeye aykırı olarak 730 günün altında veya üstünde düzenlenebileceği ve bu düzenlemenin de geçerli olduğu anlamındadır. Buradan da anlaşıldığı üzere TCK genel hükümlerinde gün adli para cezası sistemi benimsenmiştir. 3167 Sayılı yasanın 16. maddesi değerlendirildiğinde; “….. çek bedeli tutarı kadar ağır para cezası (adli para cezası) ile cezalandırılırlar . Ancak verilecek para cezası 80 milyar liradan fazla olamaz. ” hükmünün bulunduğu, bu düzenlemenin gün para cezası içermemesi nedeni ile TCK nun 52/1 maddesine uygun olmadığı ortadadır.
Yasa koyucunun 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesinde sözünü ettiği diğer kanunlar içerisinde 3167 Sayılı Yasanın da olduğu hususunda tereddüt yoktur. Buna göre 3167 Sayılı Yasada bulunan ve 5237 Sayılı TCK nun 1.Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümler 31.12.2008 tarihine kadar uygulanabilecektir. Bu düzenlemenin mevhumu muhalifinden 3167 Sayılı (özel) Kanunun TCK nun 1. kitabının 52. maddesinde düzenlenen gün para sistemine aykırı olan ceza kuralının 31.12.2008 tarihinden sonra uygulanmayacağı 5252 Sayıl Yasanın geçici 1. Maddesinin emredici hükmüdür. Kaldı ki yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesini dikkate alarak 5728 Sayılı Yasa ile özel yasalarda ayrıntılı düzenlemeler yapmasına rağmen 3167 Sayılı Yasada herhangi bir düzenleme yapmamıştır.
Ayrıca Adalet Bakanlığı’nın http://www.kgm.adalet.gov.tr/basbakanlik/cekkanunu.pdf adresinde bulunan ve Çek Kanunu Tasarısı Taslağı olarak Başbakanlığa gönderilen metnin 5/1 madde ve fıkrasında “Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adlî paracezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adlî para cezası, çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamaz.” düzenlemesinin bulunduğu, bu düzenleme dikkate alındığında yasama organının büyük çoğunluğunu oluşturan yürütmeyi (hükümeti ) temsilen Adalet Bakanlığının da itirazı reddeden mahkeme ve red kararında belirtilen Yargıtay Dairesinin inancına aykırı olarak çek kanununda verilecek adli para cezasının gün para sistemine uygun olması gerektiğini öngördüğü, bu durum karşısında subjektif değerlendirme niteliğinde olan “çekin ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil etmesi” bu nedenle 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesindeki düzenlemenin değiştirilmediği yani ayrık tutulduğu (temel düzenlemeden istisna edildiği) yönündeki değerlendirmenin mevcut yasal durum karşısında yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
Yasa koyucunun atlama yaptığı, bir konuyu unuttuğu kabul edilemeyeceğine ve yukarıda da değinildiği gibi bu konuda değişiklik yapmak için Başbakanlığa kanun tasarısı taslağıda sevk edildiğine göre yürütmenin, (hükümetin ) ve yasa koyucunun (TBMM’nin) muradının 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesi ile düzenlenen ceza kuralının ortadan kalkması ve yeni yasal düzenleme yapılana kadar bu ceza hükmünün uygulanamaz olmasını sağlamak olduğu kabul edilmelidir. Çünkü ceza kuralları uygulanmak amacı ile konulur. Uygulanamayan bir ceza kuralı kaldırılmış demektir. Uygulanamayacağı yasa ile düzenlenen, bu nedenle yasal olarak kaldırılma dışında yok hükmünde olan bir kurala göre ceza vermek gerek Anayasa’da yapılan temel haklar ile ilgili düzenlemelere, temel hak ve özgürlükleri içeren Uluslararası Sözleşme hükümlerine ve gerekse Türk Ceza Kanunun 2. maddesinde düzenlenen kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz, kanunlarda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz kuralına da aykırıdır.
Bu yasal durum karşısında hükümlünün, 31.12.2008 tarihinden itibaren zımni olarak yürürlükten kaldırılan ve yerine yeni hüküm konulmaması nedeni ile cezasız bırakılan karşılıksız çek keşide etmek eyleminden dolayı cezalandırıldığı, hükümlü müdafiinin yaptığı itirazın hukuka uygun olmayan mülahazalarla red edildiği, itirazın yasal ve yerinde olduğu anlaşılmakla, 5275 Sayılı Yasanın 101/3 madde ve fıkrasının verdiği yetkiye dayanarak ve hükümlünün telafisi mümkün olmayan zararlara uğramasını engellemek amacı ile 5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 maddesi gereğince mahkumiyet hükmünün yorumunda ve çektirilecek cezanın hesabında açıklanan nedenlerle duraksama olduğundan 3167 Sayılı Yasada yeni bir düzenleme yapılana ya da 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesinin açıkça yürürlükten kaldırılması anına kadar infazın ertelenmesine, yasa koyucunun yeni bir düzenleme yapması halinde hükümlünün durumunun yeniden mahkemesince ele alınarak değerlendirilmesi için itirazın kabülü ile hükümlüye Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 08.05.2008 tarih ve 2008/202 esas, 2008/323 karar sayılı ilamı ile verilen adli para cezasının infazının durdurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Hükümlü Abdullah Bekir vekilinin yapmış olduğu İTİRAZIN KABÜLÜNE, 2-Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.03.2009 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı EK KARARININ KALDIRILMASINA
3-Sanık hakkında Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 8.5.2008 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı ilamı ile verilen 4158 .- TL, adli para cezasının İNFAZININ DURDURULMASINA,
4-Kararın bir örneğinin gereğinin yerine getirilmesi için Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine,
Dosyanın Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesine iadesine, Karardan bir örneğin hükümlü vekiline TEBLİĞİNE , Dair; 5275 Sayılı Yasanın 101/3 ve CMK nun 271/4 madde ve fıkrası gereğince incelenen dosya üzerinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.27.03.2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/7 Geliş Tarihi: 05/01/2009 Mahkemesi: Köyceğiz Sulh Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2008/82 Mahkeme Karar No: 2008/141 Mahkeme Karar Tarihi: 15/05/2008
Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme
DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/133 Karar BOZMA Karar Tarihi 19/01/2009 Kapatma Tarihi 03/02/2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/9 Geliş Tarihi: 05/01/2009
Mahkemesi: Tarsus Ağır Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2008/903 Mahkeme Karar No: 2008/903 Mahkeme Karar Tarihi: 14/07/2008
Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/135 Karar BOZMA Karar Tarihi 19/01/2009 Kapatma Tarihi 03/02/2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/14 Geliş Tarihi: 12/01/2009
Mahkemesi: Korkuteli Asliye Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2005/153
Mahkeme Karar No: 2006/97 Mahkeme Karar Tarihi: 10/03/2006
Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/784 Karar BOZMA Karar Tarihi 26/01/2009 Kapatma Tarihi 12/02/2009
Daire Adı: 10. Ceza Dairesi Esas No: 2009/18 Geliş Tarihi: 12/01/2009
Mahkemesi: Malatya 4. Asliye Ceza Mahkemesi Mahkeme Esas No: 2006/291
Mahkeme Karar No: 2007/539 Mahkeme Karar Tarihi: 17/07/2007 Dava Türü: Karşılıksız Çek Keşide Etme DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/787 Karar BOZMA Karar Tarihi 26/01/2009 Kapatma Tarihi 03/02/2009
SAYIN MİLLETVEKİLLERİM
Sayın
Milletvekilim
Karşılıksız çekten dolayı hapis cezası , kanayan bir yaradır ve Türk Hukuk Sistemi açısından bir yüz karasıdır! Kişi hak ve hürriyetlerine ve esasen mevcut Anayasamıza da aykırı olan bu uygulama 1 Ocak 2009 tarihi itibariyle yeni bir boyut kazanmıştır:
Konu ile ilgili mevcut hukuki durum aşağıda sadece iki ana husus bakımından özetlenmiştir. Uygulama yasasında verilen süre 31 Aralık 2008'de dolmuş ve bu tarihten itibaren karşılıksız çek suçları fiilen cezasız kalmıştır. Eğer hukuk devletiysek, bu suçtan dolayı, yeni bir yasal düzenleme yapılana kadar hiçbir mahkeme ceza veremez ve önceden verilmiş olan cezalar da hukuken yok hükmündedir.
Ne var ki yargı tereddüttedir ve 3 aydır çelişkili kararlar verilmektedir. Bazı mahkemeler ceza vermeye devam ederken kendisinden bir çözüm beklenen YARGITAY, bugüne kadar yerel mahkemelere emsal oluşturacak bir karar da vermemiştir. Bazı illerdeki Asliye Ceza Mahkemeleri ve en önemlisi Sakarya 1. Ağır Ceza Mahkemesi ise, cezaların infazını durdurmuş ve hükümlüler tahliye edilmeye başlanmıştır. Diğer taraftan karşılıksız çekten dolayı ceza almış olan binlerce kişi ise kanunsuz bir şekilde 3 ayı aşkın süredir cezaevlerinde tutulmaktadır.
Ekonomik suçtan dolayı hürriyeti bağlayıcı ceza verilmesinin gayri insani olduğu, mevcut düzenlemenin anayasaya aykırı olduğu konuları bir tarafa, ortada apaçık bir hukuksuzluk ve kaos vardır! Teknik bir konu değil, akl-ı selim sahibi herkesin kolayca anlayabileceği basit bir durum var ortada... Prof. Dr. Adem Sözüer ve daha birçok hukukçu aylardır konuyu anlatmaya çalışıyor ama maalesef hukuksuzluk devam ediyor.
Bu kaos hem adalet anlayışını zedeliyor, hem de apaçık bir ihlal niteliği taşıyor. Üç aydır haksız yere cezaevlerinde tutulan insanlar, bu durumu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine taşıdıklarında kesinlikle lehe bir karar çıkacak ve yüklü tazminatlar gündeme gelecektir. Zira Sakarya Ağır Ceza Mahkemesinin aynı konuda verdiği emsal kararlar var. Bu kararlar diğer mahkemeleri bağlayıcı olmasa da ceza hukukunun uygulanmasında yeknesaklık zedelenmiş ve kanun önünde eşitlik ilkesi bozulmuştur. Böyle bir netice, Meclisi ve hükumeti zor durumda bırakacağı gibi, uluslararası hukuk çevrelerinde ve kamuoyu nezdinde yargı organlarının saygınlığını da zedeleyici sonuçlar doğurabilecektir. Meclisin ve hükumetin bir an önce bu çarpık duruma el koyması ve hukuksuzluğu sona erdirmesi gerekiyor.
Yeni yasada adli para cezası ve dolayısıyla hapis cezası devam edecek olsa da, çıkacak kanuna eklenecek bir geçici madde ile, 1 Ocak 2009 tarihi ile kanunun çıktığı tarihe kadar oluşmuş bulunan yasal boşluk sebebiyle cezasız kalmış olan karşılıksız çek suçundan dolayı verilen cezaların kaldırılması sağlanabilir. Böylece hem yargının tereddütleri izale edilmiş olur, bozulan yeknesaklık ve eşitlik ilkesi de nispeten telafi edilebilir.
Ortada kamu vicdanını rahatsız eden, toplumsal barışı zedeleyen ve adalet duygusunu inciten çok vahim bir tablo vardır ve süratle çözüm beklenmektedir.
Sessiz sedasız onbinlerce insan ve aile, Yüce Meclisten hukuk devleti esasına uygun bir çözüm beklemektedir.
HUKUKİ DURUMUN ÖZETİ
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 5 inci maddesi “Özel kanunlarla ilişki” başlığını taşımaktadır. Bu maddeye göre, “Bu Kanun’un genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren özel kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır.” Bu kanunun yayınlanmasını müteakip 3167 sayılı Çek Yasasının da içinde bulunduğu “ceza içeren özel kanunlar”da gerekli değişiklik ve uyumların yapılabilmesi için 5nci maddenin uygulanması 31.12.2008 tarihine ertelenmiştir. Ancak 31.12.2008 tarihine kadar, diğer birçok özel kanunda değişiklik yapılmış olmasına rağmen Çek Kanununda gerekli değişiklikler yapılmadığından, artık 01.01.2009 tarihi itibariyle 3167 Sayılı Yasanın ceza içeren ve TCK Genel Hükümlerine aykırılık teşkil eden maddeleri zımnen yürürlükten kaldırılmış bulunmaktadır. Nitekim, 31.12.2008 tarihine dek, ceza hükmü getiren diğer özel kanunlardan olan 3167 Sayılı Çek Kanununun cezai hükümleri, TCK’nun genel hükümlerine aykırı olsa da uygulanabilmekteydi.
Aykırılıklar nerededir?
1. TCK m. 21 bakımından : 3167 SK. m. 16/1’de karşılıksız çek keşide etme suçu, “şekli suç” niteliğinde düzenlenmiştir. Ancak, TCK ’nın genel hükümleri (m. 21) uyarınca, bir suçun oluşumu kastın varlığına bağlıdır. Kast “doğrudan”(m. 21/1) veya “olası kast” (m. 21/2) olabilir. Bu nedenle, bir kişinin karşılıksız çek nedeniyle cezalandırılabilmesi için, bu kişinin çeki keşide ederken, çekin karşılıksız kalacağı kastıyla hareket etmiş olması gerekmektedir. Başka bir deyişle, bunu bilmeli ve istemelidir. Dolayısıyla, yapılan yargılamada, artık kastın varlığı mutlak olarak araştırılmalı ve bunun sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır. Şayet olayda kast yoksa TCK m. 21/2’ye göre, somut olayda karşılıksız çek keşide eden kişide “olası kast”ın varlığı da ayrıca değerlendirilerek, maddede öngörülen ceza indirimleri uygulanmalıdır. 5252 Sayılı Kanunun kabulü ve uygulanması ile, hukukumuzda bugüne kadar zaten tartışmalı olan “objektif sorumluluk” esası terkedilmiş ve “kusursuz ceza olmaz” esası tamamen geçerli kılınmıştır. Şu halde, karşılıksız çek suçlarında, 1.1.2009 tarihine kadar “objektif sorumluluk” esasına göre verilmiş olan cezalar geçerliliğini yitirmiş bulunmaktadır. Artık suçun manevi unsuru olarak “kast” aranmalıdır. Aksi bir uygulama “kanunsuz suç ve ceza olamaz” esasına açık bir aykırılık teşkil edecektir.
2. TCK m. 52 bakımından Çek Kanunu’na göre, karşılıksız çek keşide etme suçunun cezası, çek bedeli tutarı kadar “adli para cezası” olarak belirlenmekteydi. Ancak, 1.1.2009 tarihinden itibaren TCK’nın adli para cezalarına ilişkin 52. maddesi uygulama alanı bulacağından, ceza miktarının ve niteliğinin belirlenmesi değişmiş bulunmaktadır.
TCK 52. maddenin uygulanmaya başlaması ile Çek yasasındaki çek bedeline bağlı adli para cezası uygulaması son bulmuştur. Adli para cezasının miktarının tespiti artık, sadece gün/para esasına göre yapılabilecektir. 3167 Sayılı Çek Kanunu’nun uygulamasında, ceza, karşılıksız çıkan çek miktarına göre belirlenmekteyken, TCK’nın 52. maddesinin uygulanmasıyla, öncelikle tamgün hesabının yapılması ve bir güne karşılık gelen parasal miktarın belirlenmesi üzerine karar verilmesi gerekmektedir. TCK m. 61/8 hükmüne göre, adli para cezası, belirlenen sonuç gün ile kişinin bir gün karşılığı ödeyebileceği miktarın çarpılması suretiyle bulunacaktır. Bu itibarla, yargılama sonucunda verilecek adli para cezasının tayini usulü de tümden değişmektedir. Nitekim hazırlanan yeni Çek Kanunu tasarısında da "Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adlî para cezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adlî para cezası, çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamaz." Denilmek suretiyle adli para cezasının tayininde Yeni TCK’na uygun olarak gün/para sisteminin getirildiği görülmektedir.
Bu değerlendirmeler ışığı altında bugüne kadar 3167 Sayılı Kanuna göre verilen çek cezaları, 01.01.2009 tarihinde yürürlüğe girmiş bulunan TCK 5nci maddesi uyarınca , aynı kanunun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırılık teşkil etmektedir ve sanık/hükümlü lehine olan yeni hükümler uygulanarak bugüne kadar verilmiş olan cezaların infazı durdrulmalıdır.
Uygulanamayacağı yasa ile düzenlenen, bu nedenle yasal olarak yok hükmünde olan bir kurala göre ceza vermek, gerek Anayasa'da yapılan temel haklar ile ilgili düzenlemelere, temel hak ve özgürlükleri içeren Uluslararası Sözleşme hükümlerine ve gerekse Türk Ceza Kanunun 2. maddesinde düzenlenen kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz, kanunlarda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz kuralına da aykırıdır.
BU AŞAGILIK YAZILARA MÜSADEE ETMEYECEGİMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMM...........................................................................KARŞILIKSIZ ÇEKE HAPİS İNSANLIK ONURUNA AYKIRI İSE BU YAZILAR İNSANLIK ONURUNAAA UYGUNMUUUU?????
Avşar, "Ben Başbakan olsam hiçbir şeyden çekinmezdim ama asıl sivil toplum örgütlerinin en büyüğü olan sanatçı camiasını kızdırmazdım. İşte bu bir yönetimin cami duvarıyla ilk tanışması olmuştur" dedi. Avşar’ın yazısı, özetle şöyle:
"Eeee yeter artık yahu, bu ülkede yirmi yıldır kavga gürültü var. Bıktık Vallahi... Şu son zamanlarda olaylara damgasını vuran "ERGENEKON" nedir, niyedir açıkçası bilmiyorum. Çok karışık ve ben sanatçı olarak kafamı fazla yormak istemiyorum. Çünkü elimden gelecek bir şey yok. Kimi olanlardan mutlu; "Vay be! Bravo Tayyip Erdoğan’a" diyor. Kimi "Vah yazık şu alfabeyi ne hale getirdiler, Atamıza saygısızlık" diyor. Kimi "bu iş artık Tayyip Erdoğan’dan çıktı, Amerika yönetiyor" diyor falan filan... Ama gelgelelim tadı kaçtı. Bugüne kadar ERGENEKON’ dan kime ne olduysa manevi anlamda, insan olduğu için üzgünüm. Ama Türkan Saylan olmamalıydı.. Özellikle burs alan öğrenciler yarı yolda bırakılmamalıydı...
... Galiba Ergenekon bu noktada insanlığın dolayısıyla hatanın tam damarına dokundu. Dokundu diyorum çünkü olan oldu işte...
Ben Başbakan olsam hiçbir şeyden çekinmezdim ama asıl sivil toplum örgütlerinin en büyüğü olan sanatçı camiasını kızdırmazdım. İşte bu bir yönetimin cami duvarıyla ilk tanışması olmuştur.
Askeriyeden sonra çekinilmesi gereken tek örgüt sanatçı camiasıdır ve ben bu konuda gerekli kişileri uyarma ihtiyacı duyuyorum... Şunu bilelim ki artık bu ülkede kömür değil barış dağıtan kazanacaktır.
Sevgilerimle"
Hürriyet
AHAHAHAHAHA AHAHAHAHAH AHAHAHAHA
ARKADAŞLAR ARAMIZDA 1 DEĞİL 2 İBNE VAR
BAKIN YAZILANLARA.
YA BU NE YA.?
BU 1. İBNE
eski dost dedi ki...
yanlız bende az ibne değilim gerçekten.
bakmayın sağa sola kopyalar yapıyom ama bu tabi ibnelik .
hakkediyorlar diye yapıyorum .
BU DA 2. İBNE.
ozaman eski dost arkadaşım siz ibneyseniz bende ibneyim.
sizin arkanızdayım.:) sakın yanlış anlamayın.sizi destekliyorum.) bunu da yanlış anlamayın.
biz 2 ibne gidelim istersen buradan ne dersin arkadaşım.eşkom.
ibrahim
YA BU NE YA :)))))))))))))))))
MAHONİİİİİİ
İşte erkeklerin istekleri..
En çok ne hoşuna gidiyor?
Bekar erkekler: Dikkatini detaylara vermek. Birbirinizde yeni ve farklı olan ne var? Her erkek hassas noktalarına dokunulmasından hoşlanır.
Evli erkekler: Tartışmaksızın, istemek zorunda kalmadan seks yapmak. Eğer sekste harareti artıracaksa hafif bir tartışma yapılabilir.
*********
Oral seks, gerçekten isterler..
Bekar erkekler: … daha fazla, lütfen. Genç erkekler oral seksin normal seksten daha fazla talep gördüğünü, kadınların zaman zaman denemesini öneriyor.
Evli erkekler: İlk defa deniyorsanız gerçekten coşku verici olduğunu düşüneceksiniz. Geçmişi düşün, geçmişi düşün, evet işte bunun gibi..
Lütfen giy..
Bekar erkekler: …sabahlık yerine benim iş gömleğimi giyebilirsin. Daha sonra çıkardığında tüm gün sen kokacağım.
Evli erkekler: …Hello Kitty pijamalardan, eski kıyafetlerden daha yeni şeyler giyebilirsin. Böyle olursa onları üstünden çıkartacağıma söz veriyorum.
*********
Yatakta kontrolü ele almak..
Bekar erkekler: ...talimatname. Ne işe yarıyor ne işe yaramıyor bilmek için kendinize rehber edinin. Çizmek mi istiyorsunuz çok daha iyi. Eğer iyi yaptığımı duyarsam gelecek sefere daha fazla yaparım demektir.
Evli erkekler: …sürpriz bir senaryo. Sınırların ötesinde bir seks yapmak.. Bir fantazi seçin. Asla duymadığım ve anlatmadığım bir fantazi.
Nerede seks yapmak ister
Bekar erkekler: Ofisinde. Çünkü her zaman ofiste seks yapmnaya hazırım.
Evli erkekler: Özellikle bilet aldığımız, para verip girdiğimiz diğer yerlerden başka bulaşık yıkarken, kahvaltıdan önce mutfakta seks hoş olabilir.
Sayın Milletvekilim,
Karşılıksız çek konusu yeniden sorgulanmali ve çağdaş, adil bir çözüm bulunmalı.
Zor duruma düşen iş adamları, esnaflar her gün mahkeme kapılarında bekliyorlar. Mahkûm olanların bir kısmı ya kaçak yaşıyor, ya da içerdeler. Aileler perişan. Peki, bu insanlar bütün bunları hak ettiler mi? Çeki her karşılıksız çıkan insan suçlu mudur? Adalet, dolandırma kastı olanla, iyi niyetine rağmen zor duruma düşenleri ayırt edecek imkâna sahip mi?
3167 sayılı yasa ,suçta kast unsuru aramamakta, hangi nedenle olursa olsun çeki karşılıksız çıkanları mahkûm etmektedir.1995 yılından itibaren üç kez bu yasa iptal istemi ile Anayasa Mahkemesinin önüne geldi. Anayasa Mahkemesi bütün bu iptal istemlerini çek bir senet(akit, sözleşme ) değildir gibi hukuk dışı gerekçelerle ret etti. Bunun üzerine Prof. Dr. Hayri Domaniç ünlü makalesinde Anayasa Mahkemesi’nin ağır şekilde hatalı olduğunu yazdı ve Kur’andan örnek vererek şöyle dedi: Kuran-ı Kerim'in ahzap Suresi'nin 72. Ayeti diyor ki;
İnsan zalumen cehula, yani insan çok zaşlm ve çok cahildir.
Anayasa mahkemesi kararlarını Haşim Kılıç'ın muhalefet oyu ile ve çoğunlukla vermiştir.
Bu yasa AKP döneminde düzenlenmiş bir yasa değil. Ama bu adaletsizliğe son verecek olan AKP olmalı.
Bugün, belirlenen sürede 31.12.2008 tarihine kadar uyum yasası çıkarılamadığı için mahkemelerin bir bölümü karşılıksız çeklerden beraat kararı verirken çoğu mahkûmiyet vermektedir. Prof.Dr. Adem Sözüer’in ve Sayın İyimaya’n bu konu ile ilgili açıklamalarından sonra umutlar mahkemelere bağlanmıştı. Şimdi ise bir kargaşa yaşanmaktadır. Ancak önemli olan bir şekilde gerçekleşecek af değil, yasadaki adaletsizliğin giderilerek adil bir çek yasasına kavuşmaktır. Bunu için yapılması gereken siz milletvekillerinin 3167 sayılı yasada küçük bir değişiklikle, bu suçu kasta bağlamak ve basit yargılama yerine karşılıksız çek suçlarını genel yargılamaya tabi tutmaktır.
3167 sayılı çek yasasına kast unsuru ilave edilir ve genel yargılama usulüne geçilirse mevcut çek mahkumları özgürlüklerine kavuşur ve yargıdaki davalar da düşer. Bundan böyle de kötü niyetle, ya da dolandırma kastı ile çek keşide edenler yeni yasaya göre adil bir yargılamaya tabi olurlar.
Siz değerli vekillerimizden acil adalet bekliyoruz.
AHAHAHAHAHA AHAHAHAHAH AHAHAHAHA
ARKADAŞLAR ARAMIZDA 1 DEĞİL 2 İBNE VAR
BAKIN YAZILANLARA.
YA BU NE YA.?
BU 1. İBNE
eski dost dedi ki...
yanlız bende az ibne değilim gerçekten.
bakmayın sağa sola kopyalar yapıyom ama bu tabi ibnelik .
hakkediyorlar diye yapıyorum .
BU DA 2. İBNE.
ozaman eski dost arkadaşım siz ibneyseniz bende ibneyim.
sizin arkanızdayım.:) sakın yanlış anlamayın.sizi destekliyorum.) bunu da yanlış anlamayın.
biz 2 ibne gidelim istersen buradan ne dersin arkadaşım.eşkom.
ibrahim
YA BU NE YA :)))))))))))))))))
MAHONİİİİİİ
Yorum Gönder