Suç ve cezalara ilişkin esaslar
Madde 33- (1) Suç ile ceza ve ceza yerine geçen güvenlik tedbirleri ancak kanunla konulur. Kimse, işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiili gerçekleştirmesinden dolayı cezalandırılamaz ve kimseye suçu işlediği zaman kanunda o suç için konulmuş olan cezadan daha ağır bir ceza verilemez.
(2) Suç ve ceza zamanaşımı ile ceza mahkûmiyetinin sonuçları konusunda da birinci fıkra uygulanır.
(3) Suçluluğu kesin mahkeme kararı ile hükmen sabit oluncaya kadar, kimse suçlu sayılamaz.
(4) Hiç kimse, kendisini ve kanunda gösterilen yakınlarını suçlayan bir beyanda bulunmaya veya bu yolda delil göstermeye zorlanamaz.
(5) Ceza sorumluluğu şahsîdir.
(6) Hiç kimse, yalnızca sözleşmeden doğan bir yükümlülüğü yerine getirememesinden dolayı hürriyetinden alıkonulamaz.
(7) Ölüm cezası ve genel müsadere cezası verilemez.
(8) Kamu İdaresi, kişi hürriyetinin kısıtlanması sonucunu doğuran bir müeyyide uygulayamaz. Türk Silâhlı Kuvvetlerinin iç düzeni bakımından bu hükme kanunla istisnalar getirilebilir.
(9) Uluslararası Ceza Divanına taraf olmanın gerektirdiği yükümlülükler hariç olmak üzere, vatandaş, suç sebebiyle yabancı bir ülkeye verilemez.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
22.646 yorum:
«En Eski ‹Eski 10401 – 10600 / 22646 Yeni› En yeni»TLGERD ABİ SİZCE BANKALAR YARGITAYIDA ETKİLEMİŞ OLABİLİRMİ?3434
arkadaşlar hem kendim için hem diğer mağdurlar için ben bu çabalarımı yaptım. Sizlere sundum isterseniz şişli adliyisine giderek doğrulundan emin olabilirsiniz inanmayanlar varsa içinizde.
ayrıca burda verilen ve uygulanan karar diğer hakimlerin red vermesi İMKANSIZ. VERENLER İÇİNDE HAKİM YANİ GİDİN ŞİKAYET EDİN HEM BERAAT OLACAKTIR HEMDE O HAKİM ARTIK BİLMİYORUM NAPARLAR
HAKİMLER ÇIKAN YASAYI İŞLEMEK ZORUNDADIRLAR HİÇBİRİ KAFASINA GÖRE BİRŞEY YAPAMAZ.
28 ŞUBAT 2009 DA YÜRÜRLÜĞE GİRDİ BU YASA. YASA İLAMATINDA SİZİN ÇEKLERİNİZDE FAYDALANIYORSA HİÇBİR KİMSENİN KRALININ DA RED KARARI VERMESİ DİYE BİRŞEY SÖZ KONUSU DEĞİLDİR.
Bilmeyen arkadaşlar için yasa yı kapsayan mevzuat:
Çekteki Keşide tarihinden önce çeki vermiş olduğunuz kişinin, paranın ödenmesi için keşide tarihinden önce bankaya ibraz etmişse banka o tarihde o çekin arasını yazar ve tarih atar. EĞER BÖYLE BİRŞEY VARSA %5000000000000000 TAHLİYE DEMEKTİR.
YASA BUNU DİYOR.
EĞER İBRAZ DA YOKSA
4.NİSANI BEKLİCEKSİNİZ.
4NİSAN ÇÖZÜM TARİHİDİR.
AMA 4 NİSANDA DA KANIMCA VE İSTİHBARATIMLA ÇEKLERLE İLGİLİ HERKESİ ÇIKARACAKLAR.
EKONOMİDEN DOLAYI
MY WAY ABİ SAHİ SİZ ÖNCE HANGİ SEKTÖRDEYDİNİZ 3434
sayın my way birde akşam attığımız maillerden uğur dündar ya da fatih altaylı bir haber yapsa iş düzlüğe çıkar.Attığımız onca mail yerini bugün bulur inşallah
Sayın kissofdeath allah duysun bu sesinizi yorumlarınız için tekrar teşekkürler
SAYIN ÖLÜM ÖPÜCÜĞÜ CAHİLLİĞİMİ MAZUR GÖR NİÇİN 4 NİSANDA ACABA 3434
sayın kissofdeath niye inanmayalım.Bu blogta herkesin bir çabası var ve ortak gaye için çabalıyoruz.Bazen bir iki münasebetsiz çıkabiliyor ancak kemik kadromuz sağlamdır.Yalan haber yapan üstelik kendini kandırır.Hayatı yaşamış bilmiş insanlardan kurulu bir topluluk burası üstelik tartışıp doğruyu bulabiliyoruz.Aksi bir durum olsa kararın içeriğinden bile anlarız biz merak etme. tekrar saygılar
sn 3434
belki yanında bir iş verirsin bana..
my way
SAYIN ÖLÜM ÖPÜCÜĞÜ YANLIŞ ANLAMA AMA BİZ 13 ŞUBATLARI 4 NİSANLARI ÇOK DUYDUK AMA YİNEDE ÇABALARIN İÇİN TEŞEKKÜRLER3434
HERKESE İYİ AKŞAMLAR 3434
bir arakdaşımın sorusuna cevap verim cahillik sözünü kabl etmiyorm tesüf ederim kimse cahil değildir örenmemek ayıptır ben 19 yaşındayım ve elimden gelenenin fazlasını yaptım ama bazı sitelerde yayınladığım karar esas dosyalarını yalanlayıp bana hitapsız şekilde suçladılar. Bazı arkadaşlarımızda benim doğru söylediğimi savunarak o insanları püskürttü.
4 nisanı neden bekliyoruz çünki bu yasaya dahil olmayanlar 28 şubata yani 4.nisanı bekliceklerki diğer yasaya tabi olmayanlar 4.nisanda bütün çekli olan davaları salma ihtimalleri var. Benim kanımca herkesi salcaklar yani....
Diğer arkadaşın düşüncesi için de teşekkür ederim sizi gibi insanlar aydın görüşlü insanlar olduğu sürece benim gibiler sizin gibiler ve bizim gibi düşününler hakkı adeleti tadacaktır...
Herkese teşekkür ederim.
Büyüklerimi saygıyla küçüklerimi sevgilerimle selamlıyrm.
sn 3434
diploma olsa avukatlık bile yapabiliriz hepimiz..
sonuçta buraya avukatları bilgilendirme merkezi gibi olduk..
my way
sayın my way ıyıaksamlar...ordamısınız...
sayın my way ıyıaksamlar ...ordamısınız...
ne oldu herkes sustu
niye susmasınlar ki
vadesinden önce yazılan çeklere şişli adliyesi beraat kararı varmiş
malum insanların çoğu çekleri vadesinden önce yazılmıştı yazılnlardan öyle anladık
şimdi işleri bitti
artık bence çok az kişi kalırız burda
Tlger bekliyoruz kaderden haber,kader oldu madar
sayın My way ,
Sanırım biz karamsarlıktan yanlış yorumladık.Bu beraat kararından sonra bir daha baktım yasaya.Fikrimi aşağıda yazıyorum sizde bir değerlendirin arzu ederim.
TCK
MADDE 7.
(2) Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur.
Hakim bu gerekçe ile yani lehe yönelik geçmişe yürümesi kararı ile geriye dönük beraat vermiş.
Biz 4. bendde takılmıştık.
(4) Geçici veya süreli kanunların, yürürlükte bulundukları süre içinde işlenmiş olan suçlar hakkında uygulanmasına devam edilir.
Burda geçmişe yürüyemez yani 18.2.3009 dan öncesine yürüyemez demiyor.Demek istediği 2010 senesinde veya 2011 senesinde sonuçlanan bir davada 2009 senesinde kesilmiş bir çek,başlamış bir dava için bu geçiçi kararı uygulamak zorundasın diyor yani 31.12.2009 da kanun yürürlükten kalkmış olsa dahi suç işleme tarihi itibari ile yürürlükteymiş onu göz önüne al diyor.Bu bağlamda bizi bağlamıyor bu kanun geriye yürür.Sayın Jenardi geçmiş olsun arkadaşım.Dosyalarınıza bakın eğer vadesinden önce yazılmış cekiniz varsa hemen harekete geçin arkadaşlar fazla beklemeyin
R.C
sn kader çarşamba akşamı oldu.bize verecek haberleriniz yok mu.olumlu olumsuz.2121
iyi akşamlar arkadaşlar.kanal d haber de özellikle m.ali birand kendisi anons etti.haber degeri taşıyan her şeyi www.kanaldhaber.com.tr adresindeki sitemizde sag üst köşede haber ver butonuna,basarak yazın hemen haber yapalım dedi.bu ne demek oluyor.yanii bu yer günlük birant tarafından veya yardımcıları tarafından okunuyor demektir.bence yapmamız gereken orayı maiil yagmuruna tutmak.bize okunacak adres lazım.okunmayan veya dikkate alınmayan yerlerden sonunç alamayız....bence burası çok önemli ...buraya maillerimizi atarsak aynı gün veya ertesi günlerde sonunç alırız.bizi ilgilendiren bu konuyu basına düşürürüz...EMİN OLUN O ZAMAN İŞ DAHA ÇABUK BİTER.DD1DD2
anlamıyorum
vadesinden önce yazılan çek çek olmuyor
bizimkiler çek oluyor
adalet yine yaptı yapacağını
sesi kesilen arkadaşların hepsi vade öncesi yazılan çkeleri olanlar
60 kşiydik
kalırız 30 kişi
burada binlerce kişiyiz, izleyenler yorum yazmıyor, tedirginlik var malum bir çoğu aranıyor.
Biz bilgilerimizi duyumlarımızı ve bu haksız uygulamanın bitmesi için mücadeleye devam edeceğiz
umut verenler ortaya çıkıp açıklama yapsınlar.işimize bakalım.avukatım da yargıtayı bekliyor.en iyisi avukatı baz alıp beklemek..kaç hafta geçti.bize kafayı yedirdiler.çocuk muyuz.2121
my way
YARGITAY İÇTİHATI YAYINLANDI:)
YARGITAY 7. Ceza Dairesi 2006/16811 Esas-2009/2220 Karar sayılı ve 11/02/2009 tarihli Yargıtay içtihat Kararı
3167 sayılı Yasa'nın 16/1. maddesine göre CEZA VERİLEMEZ.
GEREKÇE:
5252 Sayılı Kanunun geçici birinci maddesi ile TCK'nın 2' inci maddesi ve 01.01.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5'inci maddesi birlikte değerlendirildiğinde; 556 Sayılı KHK'nın suç tanımlayan hükümlerinin tümüyle zımni olarak ilga edildiğinin (örtülü olarak yürürlükten kaldırıldığının) kabulü gerekmektedir. Bu hukuki değerlendirmeye göre atılı eylem 556 Sayılı KHK hükümleri kapsamında suç oluşturmayacaktır..
my way yorum yap
bu haber benden olsun:)
Sn. arkadaşlarım. vadesinden önce yazdırılan çeki olanların gününde yazılı çekleride var benim eşiminde öyle . vazgeçmeyin elimizden bişi gelmesede sonuna kadar mücadele etmek zorundayız. benim eşimde cezaevinde umutlarını yitirdi ama ben yitirmek istemiyorum . istememek zorundayım.....
sn cüneyt
gündüz attığınız hukıkçu yorumları ilginç savcılar bana göre şuanda 1.0 önde ve bu işin peşini bırakmayacak gibi inşallah bizlerde diğer arkadaşlar gibi sevineceğiz onların adına çok sevindim sıra bizim gibi karşılıksız çeklerde arada oradaki yorumları siteye atarmısınız?ltfn
21
Yargıtay kararına göre karşılıksız çek suç olmaktan çıkmıştır
yukardaki yazıyı adalet org dan kopyaladım bunu yazan yargıtay savcısı:)
oleyyyyyyyyyyyyy
sn cüneyt sağolllllllllllllll
bu iş bitmiştir gözümüz aydınnnnnnn
sayın cüneyt,
bu nedemek oluyor hapis gününde yazılan çekler içindemi geçerli
ayça
sn cüneyt ğününde yazılan çekler ne olacak.2121
sayın kissofdeath den sonra sayın cüneyt'ten de iyi haberler var
herkese geçmiş olsun
arkadaşlar durum öyle
savcının bunu atmasındaki amaç belli bu iş bitmiştirrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrr
geçmiş olsunnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnn
hepimizeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeee
arkadaşım bir cevap ver gününde yazılan cekler içinde gecerlimi bu karar
ayça
arkadaşım bir cevap ver gününde yazılan cekler içinde gecerlimi bu karar
ayça
www.adalet.org sitesinde
mesleki konularda
Karşılıksız çek artık suç değil mi(?)
başlığı altında yazılan yukardaki yazı
ve bunu Yargıtay savcısı yazmış:)
Sayın cüneyt biraz açarmısınız konuya tam vakıf olalım bu bir savcının veyahut hakimin yorumumudur alınan bir karar mı?
bilen birisi yargıtay kararını açıklarsa sevinirim.2121
heyecanlanmayalım, karar değil sadece yorum.
Adsız
sn 2121
bu bir karardır marka kanunu ile ilgili ama bizimlen aynı maddelerde olduğu için bizide ilgilendiren bir konu bu kararı 7. daire almış 10. dairede vermek zorunda ve bunu siteye bir savcı atıyor.
güzümüz aydın
bu içtihat olmuyor ki
Cüneyt sen hiç böyle bir adam değildin????? Neden insanlarla dalga geçiyorsun boş yere sevindiriyorsun insanları bir anda?????????
7. Ceza dairesinin verdiği MARKA BERAAT KARARI üzerinde oynayarak KARŞILIKSIZ ÇEKMİŞ gibi gösterip niye milleti bir anda sevindirip sonra detaylı okuyunca ölüm haline soktun şimdi ne gerek vardı buna????
Senin yazılarını hep okurum gayet yapıcısındır ama buna cidden çok şaşırdım!Yaptığını şaka olarak düşündüysen bunu ciddiye alan sevinen birsürü insan oldu burda şaka yaptıgını fark edemeyip...
Ne olur böyle şeyler yapmayın.
R.C
ŞİŞLİ 3.ASLİYE CEZA MAHKEMESİ
DOSYA NO: 2007/221
KARAR NO: 2008/167
HAKIM : YALÇIN HAYRET 30442
C.SAVCISI : HASAN OZDEMIRN 24633
YAZI ISLERI MÜDÜRÜ : SAADET ÖZOGUZ
SANIK : HACI ASLAN, ELBEYI ve SAHHANIM oğlu, 01/01/1965 REFAHİYE doğumlu ...................................... VSVS
SUÇ : KARŞILIKSIZ ÇEK KEŞİDE ETME
SUÇ TARİHİ : 10/04/2006 , 24,04/2006
ASIL KARAR TARİHİ : 13/02/2008
EK KARAR TARİHİ : 02/03/2009
Şişli Cumhuriyet Başsavcılığının 02/03/2009 tarih ve 2008/10-4157 sayılı Müzekkeresi mahkememize gelmiş olmakla dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Hükümlünün, 30/06/2006 keşide tarihli ve 8500 TL Bedelli, 30/04/2006 keşide tarihli ve 1600 Tl: bedelli, 30/05/2006 Keşide tarihli ve 5000 TL. Bedelli, miktarındaki çeklerle ilgili olarak, karşılıksız keşide etmek suçundan 3167 sayılı yasanın 16/1-3 maddeleri gereğince adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiş İSE DE dava konusu bu çeklerin, üzerinde yazılı keşide tarihinden önce ödenmek için muhatap bankaya ibraz edilmiş olduğu anlaşılmakla, 3167 sayılı Yasaya, 28.02.2009 tarihinde yüyürlüğe giren 5838 sayılı bazı kanunlarda değişiklik yapılması hakkında kanunun 18.maddesi ile eklenen Geçici. 2.Madde gereğince hükümlünün, 31.12.2009 tarihine kadar üzerinde yazılı keşide tarihinden önce çekin ödenmek için muhatap bankaya ibrazı geçersiz olduğundan, TCK.nun 7/2 maddesi gereğince hükümlünün lehine olan bu düzenleme doğrultusunda, yeniden yapılan değerlendirme sonucunda, hükümlünün bu çekler ile ilgili olarak, kanunda suç olarak tanımlanmayan YÜKLENEN SUÇTAN BERAATİNE KARAR VERİLMİŞTİR.
TC,SOSYAL,LAİK VE HUKUK DEVLETİ İKEN ....ARTIK KORKU DEVLETİ OLDU....NEDENMİ? .....İŞTE CEVABI........ SAYIN birand.biz 155 000 kişiyiz.30 000 kişimiz şu an cezaevinde ve işyerlerimiz ne halde kaldı,vergiler ,kiralar,elektrik ve diger ödemeler ne oldu,ailelerimiz ne halde kim bakıyor ,ne yiyip içiyor,başlarına bir olay gelecekmi diye cezaevinde yatan esnaf,sanayici ve iş adaları olarak;;;;;;;kkoorrkkuuyyoorruuzz;;;.. diger geriye kalan 125 000 kişimizde,heran yakalanıp cezaevine girmemek için ,iş yerlerimizin tamamen dagılmaması için,borçlarımızın tamamen içinden çıkılamaz bi hal almaması için,kıyıda köşede saklanarak işlerini yürütmeye çalışan esnaf sanayici ve iş adamlarıyız.evimize giremiyoruz,işyerimize giremiyoruz,sokakta gezemiyoruz,otobüse dolmuşa binemiyoruz,bankaya gidemiyoruz,resmi dairelerin yanından geçemiyoruz,oy kullanamıyoruz,vatandaşlık haklarımızın hiç birini isteyemiyoruzz...çünkü yakalanmaktan;;;;;;;;;;KKOORRKKUUYYOORRUUZZ;;;;;;;;;;;;;;bir süre sonra çekleri yazılan ve henüz yargıya düşmemiş ,500 bin esnaf ve sanayicinin ,işlerini kaybedip bizim konumumuza düşerek ülkemizde ekonomi diye bir şeyin kalmamasından::::::::::kkoorrkkuuyyoorruuzz:::::::::::artık yeter iyi yönetemeyen ,kriz üstüne kriz ,yaratan beceriksiz yöneticilerin suçunu çekmek istemiyoruz.bunları yazdık diye,içeri tıkılmaktan ;;;;;;;;;;;kkoorrkkuuyyoorruuzz;;;;;;;;;tc vatandaşı olmaktan,bu ülkede yaşamaktan,ticretle ugraşmaktan,hak aramaktan,adalet armaktan:::::::::kkoorrkkuuyyoorruuzz;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;YÜZBİNLERCE KARŞILKSIZ ÇEK MAGDURLARI VE AİLELERİ ADINA....TANER ŞENSOY..DD1DD2..........arkadaşlar bu yazıyı birand ın bahsettigi sitede n gönderdim
sn adsız geçelim bu işi
bu geçenlerde verdikleri kararın içtihatı ve yorum değil kararrrrrrrrrrrrrrrrrrrrr
bunu kafanıza sokun
provake etmeyin
Sayın Cüneyt ,
Sözlerimi geri alıyorum bu bir savcının yorumu imiş ben senin yazdığın birşey sandım kusura bakma arkadaşım
R.C
o yazının tam altında markalarda beraat yazısıda var
arkadaslar neler oluyor.bırı net bırsey soylesın.sayın cuneyt bu karar c.evındekıllerıde ılgılendırıyormu?artık kafalar doldu.2kez okudum.ama
21 arkadaşım bir tam okusan ADSIZ olmadığımı anlayacaksın yazmaya başladıgımdan beri R.C yazar en altta ismimdir oda benim.
7. daire karşılıksız çeke bakmaz 10.daire bakar sıkışınca arada 11. daire de bakar.Ben sadece bir anda sevinmeyin diye bu açıklamaları yazıyorum demekki yazmamak lazım sonra hüsran olunca kendinize kızarsınız.
R.C
İYİ AKŞAMLAR HERKESE,
SAYIN CÜNEYT,BİZ GEÇEN HAFTALARDA ZATEN YARGITAY 7.DAİRE İCTİHATINI
BİLİYORDUK ZATEN,BURADA DA YAZILMIŞTI.YENİ BİR ŞEY DEĞİL YANİ.
ÖNEMLİ OLAN KARŞILIKSIZ ÇEK LER İÇİNDE UYGULANABİLİR Mİ OLMASI.BU NEDENLE 10.DAİREDEN VE YARGITAY CGK DAN BİR EMSAL KARAR BEKLENİYOR.
Sayın 21;
Kim provakatör?
Benmi sizmi?
Hani Karar?
İnsanların duygularıyla oynamayın, yeter artık.
Sanırım burada kendi egolarını tatmin eden insanlar var ve ortaya bir şeyler atıp dalga geçiyorlar.
Onlara kızacağınıza doğruyu söyleyenlere kızıyorsunuz.
Çekle ilgili alınmış bir karar varsa yazın özür dileyeyim.
Yoksa siz özür dileyin.
Başkalarına provaköter diyerek kendiniz provaköterlik yapmayın.
Adsız
KADER NEREDE HANİ HAYIRLI HABERLERİ
BU KADAR İNSANIN AHINI ALDIN KADERMİ NEDİR ADSIZIN YAZDIGI DOGRU CIKTI BU KADER AYHAN MI NEYSE O
sayın aasa bulundugunuz şehirden nöbetçi asliye ceza mahkemesi kanalı ile davanın açıldıgı şehirdeki mahkemeye gönder.
İstanbul nöbetçi asliye ceza mahkemesi kanalı ile
Ankara... nolu Asliye ceza mahkemesine
RCN20 ,
Bende peşin hüküm verdim ama bizim okudugumuz o eski 7.daire ictihatı ile bu cuneyt kardeşin attıgı kararno su tutmuyor artı esas no da tutmuyor...Bu yeni bir karar gibi şimdilik..Bir anda umutlar geri döndü ama 7.daire karşılıksı çeke bakmıyor orada hala kafaam karışık...
arkadaşlar
sy.cüneyt in dediği gibi adalet org mesleki konular karşılısız çek artık suç değil mi adı altın da bir dosya var ama içeriği doğrumu bilemiyoruz
bi altın da da markalarda beraat adı altında bir dosya var.
kararı siz verin derim.
aslı
Daire Adı: 7. Ceza Dairesi
Esas No: 2009/2220
Geliş Tarihi: 17/02/2009
Mahkemesi: Antalya 2. Asliye Ceza Mahkemesi
Mahkeme Esas No: 2004/350
Mahkeme Karar No: 2006/820
Mahkeme Karar Tarihi: 14/11/2006
Dava Türü: 2863 Sayılı Yasaya Aykırılık
DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No:
Karar
Karar Tarihi
Kapatma Tarihi
Cüneyt kardeşin attığı dosya esas no su ile yargitay.gov.tr de aratırsanız dosyanın 3167 ile uzak yakın alakası olmadığını görürsünüz..10.daireyi beklemeye devam.
R.C
11/02/2009 tarihli Yargıtay içtihat Kararı buysa neden hala infaza devam kararı veriliyor aradan nerdeyse 1 ay geçti o zaman
sn cüneyt kararı atıyorsununuz.ne ne değildir.bilmiyoruz.siz yorumlayın.2121
Bakın Arkadaşlar
özellikle belirttim adalet.org sitesinde Yargıtay savcısı yazmış
İçtihat kararına gelince
1 miş 10 muş farketmez içtihat içtihattır
10. daire verirmişmişte başkası veremezmiş
geçin bunları
Yargıtay kararı herkes için bağlayıcıdır
Savcılar bunu yazmaya başladımı bu işin sonu yakındır
o kadar
sayın cüneyt neler oluyor arkadaşım sen misin değil misin? Biri onun adına da yazmış olabilir. Sayın my way orada mısınız ne diyorsunuz bu duruma?
Madde 16 - (1) Nerede işlenmiş olursa olsun bir suçtan dolayı, yabancı ülkede gözaltında, gözlem altında, tutuklulukta veya hükümlülükte geçen süre, aynı suçtan dolayı Türkiye'de verilecek cezadan mahsup edilir.
YANİ MARKALAR KANUNU İLE İLGİLENDİRİLEN KANUN BU,BUNA DAYANILARAK 9000 DAVA DÜŞÜYOR.
iyide esas no lar tutmuyor
Hem yargıtay savcısından iyimi bileceksiniz
7.Daire kararları
10.daireyi bağlamaz yorumlarını yapıyorsunuz savcı bilmiyormu neyin ne olduğunu!!
Bu iş bitecek te bitecek
sn rece sözüm size değli!
20.29 da adsız yazan ve içtihat değil diyen arkadaşa
bende çeklere 10.dairenin baktığını iyi biliyorum bu karar bizim için emsal günlerdir marka ve çek olayı birliktr yürüyordu!!!
31.12.2008ntarihi ikisi içinde millattı.
7. daire kararı bu yönde ise 10. dairede buna uymak zorunda her daire kanunu farklı uygulmaz diye düşünerek oley geçmiş olsun diyorum vede arkasındayım
geçmiş olsun diyorum
7. CEZA DAİRESİ
7. Ceza Dairesinin bakmakla görevli olduğu suç türleri kaçakçılık kanununa muhalefet ve diğer Dairelerin bakmakla görevli olmadıkları özel yasaları içermektedir.
gir bak arkadaşım yargitay.gov.tr ye görevleri yazıyor dairelerin...
10.daireden başka bir daire karşılıksız cek ile ilgili bir ictihat , karar veremez bu bu kadar net.
Ha şu olur savcılar 7.dairenin Marka beraatini esas alarak çek olayıda aynıdır diye konuşmaya başlamışlardır bak onu kabul ediyorum seninde dediğin gibi iş yakındır...Ama şu an itibari ile bitmiş değildir.
R.C
Cüneyt kardeşim aynı saflardayız ben sana ters bişi demiyorum.Sadece bitmiştir gibi yorumlar yapıldı ondan sebeb heyecan yapmayın arkadaşlar bu karar bizim beklediğimiz karar değildir anlamında yazdım.
Sana katılıyorum bu 7.daire kararı bizim 10 daire kararının ayak sesleri çok az kaldı bitti bitiyor inşallah bende tersini söylemiyorum zaten :):)
R.C
iyi akşamlar arkadaşlar...ekm2510
sy. r.c sizin attığınız dosyanın esas nosu 2009/16811 cüneytin attığı dosya 2006/16811 esas nolu kararı karıştırmayın
aslı
Daire Adı: 7. Ceza Dairesi
Esas No: 2009/2220
Geliş Tarihi: 17/02/2009
Mahkemesi: Antalya 2. Asliye Ceza Mahkemesi
Mahkeme Esas No: 2004/350
Mahkeme Karar No: 2006/820
Mahkeme Karar Tarihi: 14/11/2006
Dava Türü: 2863 Sayılı Yasaya Aykırılık
DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No:
Karar
Karar Tarihi
Kapatma Tarihi
sn rc
aynen dedğiniz gibi savcı 7. dairenin emsal olması ve yasaların bağlantılı oduğu için bu kararı buraya attı.
tabiki 10. daire kararı verecek.
size sorarım 10. daire bundan sora 7. dairenin vermiş olduğu kararı ben tanımam bildiğimi yaparım ben yasayı dahi iyi yorumların lüxüne sahip olabilirmi!!
bana göre 10. daire üyesi sayın ali kınacı bu işi biliyor ve bu davanın galibi de odur.
kendisini tebrik eder sonsuz şükranlarımı sunarım
Aslı hanım ,
Şimdi 2006/16881 açtım baktım.Yorum sizin.
Daire Adı: 7. Ceza Dairesi
Esas No: 2006/16811
Geliş Tarihi: 12/12/2006
Mahkemesi: Diyarbakır 3. Asliye Ceza Mahkemesi
Mahkeme Esas No: 2002/385
Mahkeme Karar No: 2005/990
Mahkeme Karar Tarihi: 11/07/2005
Dava Türü: Kendisini gerçek dışı hak sahibi göstermek
DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/2220
Karar BOZMA
Karar Tarihi 11/02/2009
Kapatma Tarihi 04/03/2009
-- Yazı işleri müdürü, katip ve adli sicil memur
--Karşılıksız çek artık suç değil mi(?)
--Markalarda beraat
--Yargıtay 8.hukuk dairesi başkanlığı seçimi
yargıtay 7.ceza dairesi yazan yazının içinde değil.ayrıca yazılmış....ekm2510
2006/16811 esas nolu dosya kanımca çeklere de bu konuda atıta bulunuyor.aşağıdaki dosya markalarda bozma yönünde yani çeke atıfta bulunuyor zannedersem
aslı
Daire Adı: 7. Ceza Dairesi
Esas No: 2006/16811
Geliş Tarihi: 12/12/2006
Mahkemesi: Diyarbakır 3. Asliye Ceza Mahkemesi
Mahkeme Esas No: 2002/385
Mahkeme Karar No: 2005/990
Mahkeme Karar Tarihi: 11/07/2005
Dava Türü: Kendisini gerçek dışı hak sahibi göstermek
DOSYA SONUÇ BİLGİLERİ
Karar No: 2009/2220
Karar BOZMA
Karar Tarihi 11/02/2009
Kapatma Tarihi 04/03/2009
Sayın 21;
20.29 da adsız yazan kişi benim.
Yazdıklarım açık.
10:36 da da yazdığım bu:
-----------------------------------
Sayın 21;
Kim provakatör?
Benmi sizmi?
Hani Karar?
İnsanların duygularıyla oynamayın, yeter artık.
Sanırım burada kendi egolarını tatmin eden insanlar var ve ortaya bir şeyler atıp dalga geçiyorlar.
Onlara kızacağınıza doğruyu söyleyenlere kızıyorsunuz.
Çekle ilgili alınmış bir karar varsa yazın özür dileyeyim.
Yoksa siz özür dileyin.
Başkalarına provaköter diyerek kendiniz provaköterlik yapmayın.
-------------------------------
Ben sözümün arkasındayım, ama sizde artık her önünüze geleni provokatör olarak görmekten vazgeçin.
Kararı yazın, özür dileyelim, aksi takdirde beni provakatörlükle suçladığınızdan dolayı siz özür dileyin.
Adsız
Kendim yazarken karıştırmışım elim ayagıma dolaştı haliyle :) Acaba 10.Dairenin kararımı 16811 şimdi birde ona baktım dosya bulunamadı diyor.
Sayın 21 bencede 10.daire kalkıpta iki benzer suçtan biri beraat versede banane ben vermiyorum ben 7.daireyi tanımam demez diye düşünüyorum..
R.C
sn cüneyt
rica etsem oradaki tüm yorumları kopyalarmısın.
YARGITAY 7. Ceza Dairesi 2006/16811 Esas-2009/2220 Karar sayılı ve 11/02/2009 tarihli Yargıtay içtihat Kararı
3167 sayılı Yasa'nın 16/1. maddesine göre CEZA VERİLEMEZ.
GEREKÇE:
5252 Sayılı Kanunun geçici birinci maddesi ile TCK'nın 2' inci maddesi ve 01.01.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5'inci maddesi birlikte değerlendirildiğinde; 556 Sayılı KHK'nın suç tanımlayan hükümlerinin tümüyle zımni olarak ilga edildiğinin (örtülü olarak yürürlükten kaldırıldığının) kabulü gerekmektedir. Bu hukuki değerlendirmeye göre atılı eylem 556 Sayılı KHK hükümleri kapsamında suç oluşturmayacaktır..
bakın sayın r.c. arkadaşım cüneytin bahsettiği
esas no:2006/16811
karar nosu:2009/220 olan dosyayı attım aynen cüneyt in bahsettiği dosya o dosyaya bağlı olarak 7 daire deberaat verildi.çektede aynı şeyin geçerliği olduğu düşünlürek atıfta bulunuldu.diye düşünüyorum.
aslı
Sanıyorum Sayın Adem Sözüer'in dediği noktaya adım adım yaklaştık ilk çıkan haberde marka taklitcilerine ve karşılıksız çeklere beraat demişlerdi...
Markalar beraat etti bu 7.daire kararı ile inşallah bizimkinide artık uzatmazlar yarın dünden yakın olsun diye dua ediyorum hergün.
10.CEZA dairesi duy sesimizi artık takaatımız kalmadı.
R.C
iyi akşamlar arkadaşlar son haberler neler ? cüneyt ve rc cevap verebilirseniz sevinirim seta
Sayın Aslı ,
Aynı fikirdeyiz sizinle bir önceki mesajımda göreceksiniz.Bende aynı esas no ile baktım hatta siteyede kopyaladım yanlışımı düzelttim ama isim yazmayı atlamışım kusurua bakmayın.
Ciddi ciddi bu işin çok yakın olduğuna inanıyorum ama son 1,5 aydır ha bugün ha yarın diye gittiğimiz içinde herşeyi deli gibi kurcalar olduk af buyurursanız.
R.C
sn adsız arkadaş
önce kendinize bir isim koyun
sonrada bu konuyu tartışalım.
1) senden özür dilememi gerektirecek bir şey olduğunu sanmıyorum.
2) bu sitedeki adsız herkes potansiyel provakatördür.
3) cüneyt arkadaşım bu yazıyı buraya taşıyınca 7. dairenin kararını ve orada bariz yazıyor bu olay suç olmaktan çıkmıştır.
4)) bizim için emsal karardır ve 10. dairede böyle karar alacak.
5) ve siz halen bunu anlamıyorsunuz!!
Arkadaşlar
Beni yanlış anlamayın
my way arkadaşla, adalet org daki bilgiler konusunda yazışıyoruz zaten o yazıyı ona hitaben yazdım.
Yargıtay başsavcısının 16/1 göre ceza verilemez hükmü..büyük bir olaydır..
Genel bir içtihat çıktı filan veya insanları kandırmak asla..
birden bire pravakatör oldulk!!
ama bana göre güzel bir gelişme..
adalet.org da Yorumlar yazıldıkçada aktaracağım
Sayın Seta ,
Cüneyt kardeşimiz hukucuların sitesinden bir yazı attı onun üzerine konuşuyoruz.
7. ceza dairesi markalara beraat verdiği için aynı gerekcelerle karşılıksız çeklerede beraat olmalı gibi bir düşünce hakimmiş Yargıtay savcılarında konu kısaca bu.
R.C
sn cüneyt
gönderdiğiniz bilgi yargıtay başsavcısının görüşümü?
benmi yanlış anladım?
Sayın Cüneyt inşallah okumuşundur ben sen kendin yazdın düzenledin sandımda yazdım sonrasında özür diledim.Güzel haberler bekliyoruz , yorumlar bizim için gelecek haberin yol göstericileri gibi.
R.C
sn cüneyt
siz oradaki yorumları atıyorsunuz günlerdir oradan görüşerek bilgi akışı sağlıyorsunuz.
provakatör olanlar kendini bilir boş verin
biz kimseyede ümit tacirliği yapmıyoruz.
yasayıda biz koymuyoruz adsız arkadaş belge istiyor en iyi belge 7. dairenin kararı.
sn cüneyt
bu orada yeni bir konu başlığı altında mı açılmış
yoksa dün ve gündüz aktardığınız
yorumlarlan aynı konudamı?
az önce sayfaya baktığımda karşılıksız çek kalkıyormu diye konu vardı
önceki konu ise çekteki geçici madde idi
sn cüneyt biraz önce bir soru sormuştum herhalde dikkatinizden kaçtı
cevabını alabilirmiyim?
Sayın 21 konu başlığı aynen şu :
"Karşılıksız çek artık suç değil mi(?)"
tabi iceriğini göremiyorum sayın Cüneyt girip bakıyor yeni yorum olunca.
R.C
21
geçici madde ile ilgili yorumlar yazılıyor
bu ayrı bir konu
ilerki saatlerde yazılan yeni yorumları aktaracağım biraz biriksin yorumlar toptan yazayım karışıklık oluyor
sayın r.c teşekkür ediyorum bilgilendirdiğiniz için benim eşim açık cezaevinde hergün telefonla konuşuyoruz ve çıkacak en küçük haber onlara umut oluyor gerçi son 1.5 aydır bende durmadan bu gün yarın demekten utanır oldum bu arada mehmet ali biranda bende mail attım
sn rc
3 gündür cüneyt arkadaşa rica derek yoruları alıyoruz
sağolsun bugün daha sık takip ediyor.
dünkü konu başlığı farklı idi ondan sordum
Sayın Seta kısa zamanda kavuşunuz inşallah.
Şimdiki gelişmelere göre bizim gecen hafta tartıştıgımız 7.ceza dairesinin vermiş oldugu beraat kararı aynı bizim tartıştığımız gibi Savcılar arasında tartışılıyor bu bizim için olumlu bir karar çünkü bunun tartışılması demek yakında bir karara bağlanması demek.Ama siz yinede oldu oluyor gibi konuşmayın isterseniz eşinizle malum daha ortada kesin , net bir bilgi yok içerideki ruh halide bizim ruh halimizden çok daha depresif ve zordur.
R.C
arkadaşlar sayın cüneyt ya beniadam yerine koymuyor yada çok yoğun olduğu için sorduğum soru dikkatinden kaçtı neyse
biraz önce sayın cüneyt yargıtay başsavcısının yorumu dedi eğer öyle ise çok güzel yani bu demekki
yargıtay başsavcısı markalr kanunundaki ceza verilemez hükmü aynen çek tede ceza verilemez olmalıdır demek istemiş
Sn cüneyt sn. my way hayırlı haberler bekliyoruz....ekm2510
aslansın be cüneyt abicim aslan
tolga
Sayın 21;
Ben sizden özür diliyorum
siz kendinize 21 demekle isim sahibi olmuşsunuz, kutlarım.
Biz adsız demekle isim sahibi vede söz sahibi olamıyoruz. Bunu anlamış bulundum.
Yaptığım bir yorumla adsızda olmam sebebi ile hemen provakatör oldum, sizde 21 olduğunuz için bu yakıştırmayı yapmaya hakkınız var tabiki.
Sizler çok anlayışlısınız biz adsız olduğumuz için gerizekalıyız anlayışımız kıt.
Tamam o zaman cezaevi önüne gidip hemen yakınlarımızı karşılamaya başlayalım, çek den arananlarda gönül rahatlığı ile sokağa çıkıp dolaşsınlar.
Emsal kararlara gelince emsal kararların hepsi bilgisayarımda kopyalı, hepsi ile itiraz dilekçelerimizi sürekli veriyoruz.
Ama devletin savcı ve hakimleride Anlayışsız olsa gerek infazı durdurmaya yeterli görmüyorlar.
Tabi bize söz hakkı yok bundan sonra yorum mesaj filan yazmayalım. Hatta siteyi bile takip etmiyelim.
Zaten ben birazdan cezaevinin önüne gidip yakınımı beklemeye çalışacağım.
Sayın Cuneyt;
Eğer benim mesajlarımdan alındıysanız sizi kastederek söylenmiş en ufak bir sözüm yok ve iyiniyetinişz konusunda da en ufak şüphem yok. Ama sizde adsız yazanları doğru yazsalar yol gösterseler bile potansiyel provakatör olarak görüyorsanız bilemiyorum.
Burda umut içinde bekleyen insanlardan da özür diliyorum. Bend eonlar gibi her dakişka sayfayı yenileyerek acaba bir gelişme varmı diye bekleyenlerdenim. Ama ne yazıkki benimde sürekli gördüğüm gibi onlarda polemiklleri görüyor.
O yüzden onların bu polemiklerden ne kadar rahatsız olduğunu yaşayarak bilen birisi olarak özür diliyorum.
Hepinize haklı davanızda mutlu sona bir an önce kavuşmanızı dilerim.
Adsız
Bizim için önemli şöyleki o siteyi takip eden Hakim sayısı:4483
Cumhuriyet Savcısı sayısı :2588
burda yapılan tartışmalar en nihayetinde mahkemelerden , infazdan çıkan kararı etkiliyor , okudukca onlarında kafalarında kalmış soru işaretleri kalkıyor.
Cüneyt kardeşim olumlu yorumlar kopyalayıp atacak bu bizi biraz daha rahatlatacak inşallah.
R.C
SAYIN SETA,sıze bırsey sormak ıstıyorum.ınsallah gerek kalmaz ama esınız acıga ne zaman cıktı.acıgın soylendıgı gıbı artıları varmı?benım esım 2 yıl ceza aldı.10 ay olacak nerdeyse.bır fıkır verırsenız sevınırım.
Ayrıca bu konuya dalıp unutmayalım.
Ben avukatı arayarak konuştum vadesinden önce yazılmış çeke olan beraat kararını gönderdim.İlginç bir bicimde beklemediğim bir cevap aldım.Bu karar emsal gibi kullanılıp karar vermekte zorlanan hakimler üzerinde baskı oluşturabilir çok olumlu bir gelişme dedi.
Eğer vadesinden önce yazılmış çeklerinizden yargılanıyorsanız bunu kullanın arkadaşlar tabi vadesinde olan bizler biraz daha bekleyeceğiz gibi.
R.C
ben söyleyeyim bu hafta süper loto bana vuracak ve buradaki abilerim ve ablalarıma hem yardım edeceğim hem hep beraber bir iş kuracağız.bu tecrübe ve birikim türkiyenin en büyüğü yapacak bizi
tolga
Valla benim ihtiyacım 13 falan tolga kardeşim not al çıkarsa araşırız :)
R.C
evet abicim tam rakamlarınızı yazın. bu arada 13 derken abi?
tolga
13.000.000 TL
13 bin olsa eşten dosttan hallederdik heralde tolgacım.
R.C
tolga kardeşim benide yaz 60000 tl şimdiden sağol, o zaman bende oynamıyım....
sn adsız arkadaşım!!
öncelikle şunu belirteyim bu blog hiçbirimizin babasının yeri değil
sadece çek mağdurlarının dayanışma sayfası.
dasızlığınız konusu ise takip edersen buradaki arkadaşların almış olduğu bir karar bu da her meil atıldığında ve ya olumlu bie gelişme olduğunda malesef burası provake ediliyor
sn cüneyt arkadaşımın atmış olduğu kararada siz hemen olumsuz tepki verdiğiniz için tarafımdan size söylendi
malesef bizlerde mağduruz ve muzdaribiz ve aranıyoruz
sizin gibi de değiliz
siz serbest dolaşabiliyorsunuz ama biz taktir edersen tepkim de bundan
siz neden bir ad kullanma zahmetine katılmıyorsunuz?
bizlerde sizin siteden olup olmadığınız bilelim.
saygılarımlan!
sadece çekleri soruyorum abi çek borçlarınızı yazın.bak vallahi herkes yazsın ona göre çıkarsan sadece bugün yazanlarınkini vereceğim.sözüm söz birde abi çeklerinin toplamı 13 trilyonsa senin için acil olanları ilk önce infazları çözeriz gerisi için affı bekleyelim daha çok arkadaşımız var :) insaf yani belki 13 trilyona tüm siteyi kurtarırım ben :)
tolga
bak çok ciddiyim çıkarsa yemin ederim yardım edeceğim sitedeki herkes rumuz ve miktar yazsın
tolga
sayın emir eşim karşılıksız çekten 2 yıl aldı( eski yasaya göre yani 5 yıl ama yatarı 2 yıl) kapalıdaki gibi değil en azından açık hava da ama çok ağır çalışıyorlar artıları var ama eksileride çok inşallah eşinizin günü dolmadan yasa çıkarda hepimiz rahatlarız bir açık cezaevinde meslek çok önemli benim eşim üniversite mezunu hatta 2 tane o yüzden biraz daha rahat hayırlısı
SAYIN SETA benım esımde unı.mezunu ama hep serbest tıcaret yaptı.nezaman cıktı.yanı ne kadar yattıktan sonra kapalıda.onu merak ettım.bırde eve gelıyorlarmıs .boyle bısey varmı.varsa nasıl oluyor. ınsallah gerek kalmaz ama yınede bılgı verırsenız sevınırım.
SAYIN ARKADAŞLAR SİZLERE HADDİM OLMAYARAK BİR UYARIDA BULUNMAK İSTİYORUM MUTLAKA BİLİYORSUNUZDUR AMA BİZ TAM 5 YIL KAÇAK YAŞADIK AMA GEÇEN SENE EŞİMİ TAKİP ETMİŞLER VE ELLERİYLE KOYMUŞ GİBİ BULDULAR VE ÇOK GARİP ADINI BİLE FARKLI KULLANIYORDUK LÜTFEN EŞİNİZ VE SİZ SADECE BİLİN
825.000 TL ....ekm2510
arkadaşlar,
benim anlamadığım bir durum söz konusu şimdi bazı mahkemeler karşılıksız cekte beraat kararı verdiler ve bu insanlar böylelikle şu an serbestler diyelimki allah vermesin 10.ceza dairesi bu konuda aleyhe karar verdi. bu durumda bu beraat alan arkadaşlar tekrar mı hapis kararrı alıcaklar bence burdada bi tezatlık var öyle değilmi neticede 10. ceza daireside bunun bilincinde bazı mahkemelerin beraat verdiğini o zaman benim düşüncem kararın bizim lehimize alınacağı düşünsenize aksi aldıkları bir karar olursa bence ozaman ortalık ayağa kalkıcak bir haksızlık söz konusu olucak ve bence buna mahal vermemek adına karar lehimize olucak .
ayça
SAYIN ARKADAŞLAR,
Bu sıtede tek doğru yazan sitenin SAYIN HUKUKÇUSU olmuştur,Cüneyt beyin verdiği emsalde doğrudur SAYIN HUKUKÇUMUZ da demişti,bununla beraber markalar kanunuda var.
Sabır edelim cekle ilgili de ictihatı birleştirme kararu cıkacaktır
SAYGILAR
Eyvallah tolgacım bu düşüncelerde olman bile bizim birlikteliğimizi gösterir.Sana çıksın sonrasında infazlara bakılır tek tek.Akşam akşam gülümsettin beni Allah ta seni gülümsetsin inşallah.
R.C
SN EMİR LÜTFEN MERAK ETTİKLERİNİZİ LÜTFEN SORUN CEVAPLAYABİLİRİM EŞİM 1 YILI DOLDURDUKTAN SONRA AÇIK CEZAEVİNE GELDİ.EVET İZİNLERİ VAR 1 SENE İÇİNDE 3 KEZ . YANİ İZİNLER KİLOMETRE HESABI YAPILIYOR 4 GÜN İLE 5 GÜN ARASI EVE GELEBİLİYORLAR . AMA AÇIK CEZA EVİNDE ŞÖYLE BİR ŞEY VAR EN HAFİF SUÇLU OLARAK ÇEKTEN GELENLERİ GÖRÜYORLAR ÇÜNKÜ ADAMLAR CİNAYETTEN TECAVÜZDEN GASPTAN YATIYOR VE BİZİMKİLER TABİKİ PSİKOLOJİ OLARAK BİTİYORLAR
r.c abinin acil infazları,fako 60.000,ekim2510 825.000 bunlar ok gidip tek tek pazarlık edeceğim alacaklılarla daha çok para daha çok özgürlük olacak
tolga
Sayın 21;
mesajımda hangi olumsuzluğu gördünüz?
mesaj bu:
----------------------------------
heyecanlanmayalım, karar değil sadece yorum.
Adsız
----------------------------------
Sizin cevabınız:
sn adsız geçelim bu işi
bu geçenlerde verdikleri kararın içtihatı ve yorum değil kararrrrrrrrrrrrrrrrrrrrr
bunu kafanıza sokun
provake etmeyin
---------------------------------
Saın Cuneyt arkadaşımızın sonraki mesajı da bu:
Arkadaşlar
Beni yanlış anlamayın
my way arkadaşla, adalet org daki bilgiler konusunda yazışıyoruz zaten o yazıyı ona hitaben yazdım.
Yargıtay başsavcısının 16/1 göre ceza verilemez hükmü..büyük bir olaydır..
Genel bir içtihat çıktı filan veya insanları kandırmak asla..
birden bire pravakatör oldulk!!
ama bana göre güzel bir gelişme..
adalet.org da Yorumlar yazıldıkçada aktaracağım
-----------------------------------
Bu bilgiler ışığında yazdığım mesajla neyi provake etmişim?
Adsız konusuna gelince, benimde nickim bu: Adsız
siz 21 demişsiniz ben Adsız demişim
siz 21 diyebiliyorsanız ben Adsız diyemezmiyim?
Neden hemen bu kadar kırıcı oluyoruz ki?
Neden burada umut içerisinde bekleyen insanları gereksiz şeylerle meşgul ediyoruz ki?
Benim söylemeye çalıştığım şu.
İnsanlar çaresiz, her an bir umut ile iyi bir haber bekliyor.
Bir kaç arkadaşımız aylardır bu iş bitti bu gün yarın kesin çözülecek şu tarihte herkes çıkacak demedilermi? Tarih vermedilermi?
Gün vermediler mi?
Bir emsal karaın üzerine oleyler çekilmedimi,
O oleylerin üzerinden kaç gün geçti?
İnsanlar hala içeride değilmi?
İnsanlarım umutlu beklentilerini hayal kırıklığına dönüştürmedilermi?
İnsanların umutları ile çok oynandı, benim tepkim onlara ve bunları bildiğim için heyecanlanmayın dedim. Bu karar değil bir yorumdur dedim.
Keşke çek hapisleri ile ilgili alınmış direk bir karar olsa, keşke içeridekiler yaırn salınıverse, arananlar rahat rahat gezebilse.
İnsanların tahammül gücü bitti arkadaşlar.
Yorumlarımızı bunları düşünerekde yazalım.
Gereksiz heyecanlara yol açabilecek mesajlardan kaçınalım.
Umutlar gerçeğe dönmediğinde yaşanan hayal kırıklıklarını ödeyemeyiz.
O yüzden kesin bir karar olmadan işi olmuş bitmiş gibi göstermeyelim.
Umutsuzluğada asla kapılmayalım.
Neyse artık bir daha yazmayacağım.
Ben herkesten bu gereksiz tartışmalar sebebi ile tekrar özür diliyorum.
Güzel günlerin en kısa zamanda sizler ile olması dileğiyle ebediyen Hoşçakalın.
Adsız
sayın seta cok tesekkurler.eger kafama takılan bırsey olursa sorarım.sagolun.allah kavustursun.sımdı dagıtımlar revacta bılıyorsunuz.c.evlerı cok kalabalık.ondan dolayı huzursuzum.bırde baska yere gotururlerse dıye her gorus gunu korkarak gıdıyorum.
SN TOLGA KARDEŞİM BİDE BİZE EL UZAT 500.00 TL YANİ MİLYAR RİCA ETSEM:))
r.c abi eyvallah sağolasın hep bundan battımya vermekten ama bu sefer doğru yere vereceğim sözüm söz
tolga
Tolga benim yaşım 36 senden küçük olmayayımda :)
Evet ictihat birleştirme konusu bizi bağlar gibi kim yazdıysa güzel yazmış bravo.
Sayın Cüneyt olumsuz yorumlarmı var yoksa ondanmı uzun zamandır atmadınız vallahi korkuyoruz cümleten.
R.C
r.c abinin acil infazları
fako 60.000
ekim2510 825.000
seta 500.000
bunlar tamam daha param var ama alan yok
tolga
KARŞILIKSIZ ÇEK ARTIK SUÇ DEĞİL Mİ
başlığı altında savcı ve hakimlerin görüşü:
YARGITAY 7. Ceza Dairesi 2006/16811 Esas-2009/2220 Karar sayılı ve 11/02/2009 tarihli Karar.
Değerli Meslektaşlarım.
Kanaatimce Yargıtay'ın yukarıdaki emsal kararına göre 3167 sayılı Yasa'nın 16/1.maddesine göre CEZA VERİLEMEZ.
Görüş ve kanaatlerinizi açıklamanız dileğiyle.Selam ve saygılar. Yargıtay Savcısı Dr.S. Kaymaz
----------------------------------------------
Bencede ceza verilemez. tck 5 uyarınca bütün ceza kanunlarında tck genel hükümler uygulanacağına göre 3167 açısından eskiden aranmayan manevi unsur olan kast şimdi aranacak ,eskiden parayı bankada bulundurmamak başlı başına suçu oluşturyordu ancak şuan için parayı bankada bulundurmamanın kasıtlı olarak yapıldığının ispatı halinde ceza verilebilir. Adli para ceza sının uyarlamasında da çok sorun var onlara hiç girmeye gerek yok, kast olmayan yerde ceza olmayacağı açık. 11.C.D Üyesi S.BAKIC
-----------------------------------------------
Yüksek mahkeme KHK göre ceza verecekken 1.1.2009 tarihinde değişiklik yapılmadığından 5252 sK geçici md 1, TCK md.2,5 gereği karar vermiş. Öyleyse aynı uygulama 3167 sK md.16/1 içinde geçerlidir. Hakim M.Başman
-----------------------------------------------
Sayın Kaymaz.
Çok teşekkürler.Aynen dediğiniz gibi. Y.4.C.D. Üyesi K.KARACA
-----------------------------------------------
Yargıtayın konu hakkında ne düşündüğünü kesin bilen varmı , yargıtay daire kararına direnen yargıç varmı? serdal aycibin İstanbul
-----------------------------------------------
Ayrıca uzlaşma hükümleri konusunda bir Genel Kurul kararı var. Diyor ki, "31.12.2006 (sonra bu 2008 oldu) tarihine kadar gerekli değişiklikler yapılacağından bu tarihe kadar uzlaşma ilişkin hükümler uygulanmaz." Bu tarihte değişiklik yapılmadığına göre, uzlaşma hükümleri de lehe hüküm olduğundan yeniden yargılama yapılması gerekir. YCGK E:2005/10-84 K:2005/90 5.7.2005/
Yargıtay 10.C.D Üyesi E.OZGAN
----------------------------------------------
Arkadaşlar
Yorumlar şimdilik bu kadar
devamlarını yazıldıkça iletirim
bızede 220000tl yaz arkadasım
SN EMİR BİRŞEY SORSAM EŞİNİZ AÇIK CEZAEVİ İÇİN MUTLAKA DİLEKÇE VERMİŞTİR DEĞİLMİ? VE DİLEKÇEDE NERELERİ YAZDIYSA DOLULUK ORANINA GÖRE VE BULUNDUĞU İLE YAKIN BİR YERE VERİYORLAR BENİM EŞİM TUTUKLANDI VE ŞEHİR İÇİNDE TUTUKEVİNE KONDU VE TÜRKİYENİN EN BELALI YERİNE SONRA BAŞKA ŞEHİRE YOLLADILAR DOSYALAR TOPLANDIKTAN SONRA TAM 300 KM UZAĞA GİTTİ VE YIKINTIMI SİZE ANLATAMAM VE 9 AY SÜRDÜ BU . SONRA AÇIK CEZAEVİNE GELDİ ŞİMDİ ŞÜKÜR 80 KM VAR AMA İDARE EDİYORUZ
sn adsız
arkadaşım!önceliklen yorumuna baktım söylediklerin doğru ben olayın heycanıylan adsız olunca seni diğerleri ile karştırmış olabilirim.
bundan dolayı özür dilerim.
diğer söylediğinize gelince her gün ümit veriliyor diyorsunuz hayat zaten bir ümit dünyası değilmidir?
insnlar burada bilgilerini ve duyumlarını paylaşıyor hiçbirimiz yargıtay başkanı değiliz!bu ümitler olmasaydı bugün burada kimseleri bulamazdık.
bir çok arkadaş teslim olmuştu!
siz dahi burayı bir ümit olarak görmemiş olsaydınız burada olmazdınız!
ltn hemen de alınarak blog u terketmeyin bizim sizin gibi aklı başında arkadaşlara ihtiyacımız var.
saygılar.
SAYIN CÜNEYT BEY;
Siz bu yazişöaları Adalet gov den hakimlerin savciların yazışmalarından atıyorsanız, hata yapıyorsunuz.paylaşımınızın bizim icin gercekten cok güzel ama,oradaki yazışmaları izin verilmedikce onlardan başkası dahi okuyamıyor,biz size inanıyoruz,siz tek kelime ile acıklayın .size şifresini veren insanıda risk altına koymamanızı öneririm,
SAYGILAR
r.c abinin acil infazları
fako 60.000
ekim2510 825.000
seta 500.000
emir 220.000
bunlar tamam daha param var ama alan yok
tolga
Arkadaşlar
Gereksiz yorumlarla lütfen
Bakın burada lehe bir durum daha varmış
Uzlaşma hükümleri uygulanmalıymış..
Dilekçede bu hususu belirtmekte gerekli
önemli konuları atlıyorsunuz..
okuyup kopyalayıp gönderdikten sonra bir sakıncası yok nereden bilecekler cüneyt kim kimin yerine girdi binlerce hakim savcı avukat var abartma adsı
22:13
Teşekkür ederim
sn arkadaşlar
iyi akşamlar ..habertürkte bir proğram vardı erdoğan aktaş..onun için sizden uzak kaldım ..
kusura bakmayın..yazdıklarınızın hepsini okuyamadım ..çok mesaj olmuş herkes ilgili sevindim..
my way
evet vermıstı.ancak,kogusta 34kısılerdı.33kısı degısık yerlere gonderıldı.genellıkle boluya gıttıler.ancak esımı 1hafta sonra baska bır kogusa gonderdıler.senemız dolmadı daha demekkı 2 ay sonra cıkacak.3 yer yazıyırlarmıs.musaıt olana gıdıyorlar.amaanadoludakı c.evlerı daha rahatmıs.arkadasları mektup yazmıs.ıyıkı ordan kurtulmusuz dıye.esımde gıtmek ıstıyor.bakalım sıze sorsam dılekcenıze nekadar surede cevap geldı.bızım c.evınde bır sıkıntımız olmadı.esım cok rahattı.kogus baskanı adanalıymıs.esımde adanalı.ondan dolayı hıc sıkıntı cekmedı.ılgınıze tesekkurler.
Sayın Cüneyt ,
Eğer benden küçükseniz ALNINIZDAN eğer büyükseniz ELLERİNİZDEN öpeyim.
Bu kadar olumlu ve ne yanıtları hiç görmemiştim inanılmaz heyecanlandım..
Yazanlarda :
Yargıtay Savcısı Dr.S. Kaymaz
11.Ceza.Dairesi Üyesi S.BAKIC
4.Ceza .Dairesi. Üyesi K.KARACA
Yargıtay 10.Ceza.Dairesi Üyesi E.OZGAN
Bunların hepsi en üst makamlar bir taneside 10 ceza dairesi..
Şu an inanılmaz bir inanç artışı yaşamaktayım..Tekrar tekrar teşekkürler sayın Cüneyt.
R.C
my way
31.12.2006 (sonra bu 2008 oldu) tarihine kadar gerekli değişiklikler yapılacağından bu tarihe kadar uzlaşma ilişkin hükümler uygulanmaz." Bu tarihte değişiklik yapılmadığına göre, uzlaşma hükümleri de lehe hüküm olduğundan yeniden yargılama yapılması gerekir.
YCGK E:2005/10-84 K:2005/90 5.7.2005/
Yrum yaparmısın bu konuya
Bu konuyu dilekçeye yazmak şart:)
sn cüneyt elinize sağlık teşekkürler.....
sn cüneyt elinize sağlık teşekkürler.....
arkadaş benim 300.000
my zafer
SN EMİR BENİ YANLIŞ ANLAMAYIN AMA BENİM EŞİMİN İLK YATTIĞI CEZAEVİ KOĞUŞU TAM 110 KİŞİYDİ EVET 110 VE KOĞUŞ BAŞKANI EŞİMDİ AMA KÜÇÜK CEZA EVİNE GİTTİ ORADA KOĞUŞ 9 KİŞİYDİ AMA BURADA DA FARKLI PROBLEMLER VARDI YANİ BURADA ANLATILMAZ BÜTÜN REZİLLİKLER EŞİME CEVAP 3 AYDA GELDİ 15 GÜNDE BİRDE DOLULUK ORANINDAN DOLAYI YAPILAMIYOR DİYE BİLDİRİM . AMA SN EMİR SİZİ GERÇEKTEN ÇOK İYİ ANLIYORUM ALLAH YARDIMCINIZ OLSUN
SAYIN ARKADAŞLAR;
Cüneyt Beyin attigi yazının en altındaki;
Yargıtay Ceza üyesinin, altdaki yazısını dikkatli okuyun.lehe dönecek ve tekrar yargılanacak,bu bizim icin cok ama cok sevindirici bir haber
SAYGILARIMLA
SN EMİR AÇIĞA 1 YIL DOLMADAN GÖNDERMİYORLAR HATTA BİR ARKADAŞA 16 . AYDA GELDİ
1. ASLİYE CEZA MAHKEMESİ BAŞKANLIĞINA
ANKARA
ESAS NO : 2003 /….
KARAR NO : 2005 / ….
SANIK : ……. ……….
TALEP : Mahkemenizin kesinleşen 2003/… ESAS, 2005/…. KARAR sayılı ilamı ile öngörülen cezanın kaldırılması ve hükmün infazının durdurulması talebidir.
O L A Y L A R :
5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un Geçici 1. Maddesine göre; “Diğer kanunların, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31 Aralık 2008 tarihine kadar uygulanır.”
Bu hüküm çerçevesinde, belirtilen tarihten sonra, Türk Ceza Kanunu dışındaki ceza hükmü getiren tüm ceza kanunları hükümlerinin, TCK’da öngörülen şekle uydurulması çerçevesinde, 3167 Sayılı Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanunun uygulanma şartlarının değerlendirilmesi gerekmektedir.
31.12.2008 tarihine dek, ceza hükmü getiren diğer özel kanunlardan olan 3167 Sayılı Çek Kanununun cezai hükümleri, TCK’nun genel hükümlerine aykırı olsa da uygulanabilmekteydi. Ancak 31.12.2008 tarihine kadar, Çek Kanununda gerekli değişiklikler yapılmadığından, artık 01.01.2009 tarihi itibariyle TCK’nun genel hükümlerinin (1-75. maddeleri) uygulama alanı bulması söz konusudur.
Nitekim Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 2005/90 sayılı kararında, çek suçları için TCK Genel Hükümlerindeki “uzlaşma” esaslarının uygulanmasını isteyen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının mütalaasını, 3167 Sayılı Kanunda öngörülen davayı ve cezayı ortadan kaldıran sebeplere ilişkin düzenlemenin , TCK Genel Hükümlerindeki (m. 73/8) uzlaşma kurumuna açıkça aykırı olduğundan bahisle, bu aykırı hükümlerin de 31.12.2006 (bilahare yapılan değişiklikle 31.12.2008) tarihine kadar uygulanacağı gerekçesiyle reddetmiştir. Bir başka deyişle, Ceza Genel Kurulu, 3167 Sayılı Kanunda yer alan ve fakat, yeni TCK Genel Hükümlerine aykırılık teşkil eden maddelerinin sırf bu sebeple 31.12.2008 tarihinden sonra uygulanmasının mümkün olmadığını açıkça belirtmiştir.
Ayrıca, 5252 Sayılı Kanun’un 9. maddesi uyarınca, Lehe olan hüküm, önceki (3167 SK) ve sonraki kanunların ( 1.1.2009’da yürürlüğe giren TCK madde 5) ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak, ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenir. Dolayısıyla, aynı kanunun geçici 1. maddesi yanında, yargılamada, 9. maddenin de göz önünde bulundurulmasıyla sanığın en lehine olan hükümlerin araştırılıp değerlendirilmesi gerekmektedir.
Bu çerçevede aşağıda, Çek Kanunu’ndaki karşılıksız çek keşide etme suçunu düzenleyen hükümleri yerine uygulanması gerektiği düşünülen TCK hükümlerinin kısa bir değerlendirilmesi yapılmıştır.
1. TCK m. 21 bakımından : 3167 SK. m. 16/1’de karşılıksız çek keşide etme suçu, “şekli suç” niteliğinde düzenlenmiştir. Ancak, TCK ’nın genel hükümleri (m. 21) uyarınca, bir suçun oluşumu kastın varlığına bağlıdır. Kast “doğrudan”(m. 21/1) veya “olası kast” (m. 21/2) olabilir. Bu nedenle, bir kişinin karşılıksız çek nedeniyle cezalandırılabilmesi için, bu kişinin çeki keşide ederken, çekin karşılıksız kalacağı kastıyla hareket etmiş olması gerekmektedir. Başka bir deyişle, bunu bilmeli ve istemelidir. Dolayısıyla, yapılan yargılamada, artık kastın varlığı mutlak olarak araştırılmalı ve bunun sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır.
Şayet olayda kast yoksa yahut fiil objektif sorumluluk çerçevesinde mütalaa ediliyorsa TCK m. 21/2’ye göre, somut olayda karşılıksız çek keşide eden kişide “olası kast”ın varlığı da ayrıca değerlendirilerek, maddede öngörülen ceza indirimleri uygulanmalıdır.
Bu noktada dikkate alınması gereken en önemli husus şudur: Eski TCK 45. madde çerçevesinde “objektif sorumluluk” kapsamında mütalaa edilen karşılıksız çek suçuna verilen cezalar, yeni TCK 21. maddeye aykırıdır. Zira , şayet suçun manevi unsuru olarak “doğrudan kast” aranmıyor ve objektif sorumluluk esasına göre “olası kast”ın var olduğu kabul edilerek ceza tayin ediliyorsa, bu durumda TCK m.21/2 uygulanmalı ve “diğer suçlar” kapsamında, temel cezada üçte birden yarısına kadar indirime gidilmelidir. Eski TCK madde 45’e göre böyle bir indirim gerekmediğinden mahkemeler kanunda öngörülen cezayı aynen verebilmekteydiler. Oysa yeni TCK madde 21, objektif sorumluluk halinin kabul edildiği suçlarda, yani “olası kast”ın varlığı halinde, verilecek cezalardan indirim yapılmasını emredici olarak va’zetmiş bulunmaktadır.
Şu halde, karşılıksız çek suçlarında suçun manevi unsuru olarak “kast” aranmalı, yok eğer objektif sorumluluğa göre ceza tayin ediliyorsa, “olası kast”ın varlığı araştırılmalı ve olası kast varsa temel cezada kanunda belirtilen indirim uygulanmalıdır. Bunlar yapılmadan tayin edilen cezalar, 3167 Sayılı Kanunun uygulanması açısından 1.1.2009’da yürürlüğe giren 5252 Sayılı yeni TCK ‘nun 5nci maddesi dalaletiyle 21 nci maddesine aykırılık teşkil etmektedir, bu sebeple de ortadan kaldırılmaları ve infazlarının durdurulması icap etmektedir. Aksi bir uygulama “kanunsuz suç ve ceza olamaz” esasına açık bir aykırılık teşkil edecektir.
2. TCK m. 52 – 61/8 bakımından
Çek Kanunu’na göre, karşılıksız çek keşide etme suçunun cezası, çek bedeli tutarı kadar “adli para cezası” olarak belirlenmekteydi. Ancak, 1.1.2009 tarihinden itibaren TCK’nın adli para cezalarına ilişkin 52. maddesi uygulama alanı bulacağından, ceza miktarının ve niteliğinin belirlenmesi farklılaşacaktır.
Adli para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir. Yargılama sonucunda verilen kararda, adli para cezasının belirlenmesinde esas alınan tam gün sayısı ile bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ayrı ayrı gösterilmelidir. Adli para cezasının miktarının tespiti artık, sadece bu yolla gerçekleştirilebilecektir.
Bu noktada, yargılamada sanığın lehine olan hafifletici hükmün de göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Hakim, ekonomik ve şahsi hallerini göz önünde bulundurarak, kişiye adli para cezasını ödemesi için hükmün kesinleşme tarihinden itibaren bir yıldan fazla olmamak üzere mehil verebileceği gibi, bu cezanın belirli taksitler halinde ödenmesine de karar verebilir. Taksit süresi iki yılı geçemez ve taksit miktarı dörtten az olamaz. Kararda, taksitlerden birinin zamanında ödenmemesi halinde geri kalan kısmın tamamının tahsil edileceği ve ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceği belirtilir. Dolayısıyla, karşılıksız çek keşide etme suçuna karşılık verilecek cezanın tayininde bu hükmün uygulanması gerekmektedir.
Burada karşılaşılacak bir başka sorun, karşılıksız çek keşide etme suçuna tayin edilecek cezanın tam gün karşılığının neye göre belirleneceğidir. Çek Kanunu’nun uygulamasında, ceza, karşılıksız çıkan çek miktarına göre belirlenmekteyken, TCK’nın 52. maddesinin uygulanmasıyla, öncelikle tamgün hesabının yapılması ve bir güne karşılık gelen parasal miktarın belirlenmesi üzerine karar verilmesi gerekmektedir.
TCK m. 61/8 hükmüne göre, adli para cezasının hesaplanması ise, adli para cezası hesaplanırken, bu madde hükmüne göre cezanın belirlenmesi ve bireyselleştirilmesine yönelik artırma ve indirimler, gün üzerinden yapılmalıdır. Adli para cezası, belirlenen sonuç gün ile kişinin bir gün karşılığı ödeyebileceği miktarın çarpılması suretiyle bulunacaktır. Bu itibarla, yargılama sonucunda verilecek adli para cezasının tayini usulü de tümden değişmektedir.
K I S A C A : Bu değerlendirmeler ışığı altında mahkemenizce verilen ilgili karar, 01.01.2009 tarihinde yürürlüğe girmiş bulunan TCK 5nci maddesi uyarınca , aynı kanunun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırılık teşkil etmektedir ve sanık/hükümlü lehine olan yeni hükümler uygulanmalıdır. Şöyle ki:
1. İlgili karar tesis edilirken, karar tarihindeki kanun uygulandığı için “kasıt” unsuru aranmamıştır. Oysa 3167 SK bakımından yürürlüğe giren TCK genel hükümlerine göre, suçun oluşumu kastın varlığına bağlıdır. Anılan suçun “taksirli” hali de kanunda öngörülmediğinden ceza yaptırımı uygulanamayacaktır. Diğer taraftan, 18.02.2009 tarih ve 5838 Sayılı Kanunun 18nci maddesindeki düzenlemeye göre, artık çek bir havale aracı değil, üzerinde yazılı tarihte ödenmesi gereken bir bono/poliçe haline gelmiştir. Bu düzenleme de esasen TCK nun kastı düzenleyen maddesiyle uyumludur ve böylece karşılıksız çek suçu, yasama organının da iradesiyle artık “kasıtlı suç” haline gelmiştir. Kast unsuru aranmadan verilen cezanın infazının durdurulması gerekmektedir.
Diğer taraftan, son düzenleme ile, geçici bir süre ile de olsa, “ibrazında ödenmesi” özelliği kaldırılmış olduğundan, havale ve ödeme aracı değil, bono/poliçe vasfı kazanmış olan çekin karşılıksız çıkmasından dolayı hapis cezası verilmesi uygulaması, Anayasanın 38nci maddesine eklenen son fıkrasına da aykırılık teşkil edecektir.
2. Tayin edilen adli para cezalarında TCK m. 52 ve m. 61/8 uygulanmalıdır
sn cüneyt o kararı çok önce atan bendim haklısın..
ve dilekçemizde var..
my way
r.c abinin acil infazları
fako 60.000
ekim2510 825.000
seta 500.000
emir 220.000
my zafer 300.000
bunlar tamam daha param var ama alan yok
tolga
sıze tamamen katılıyorum sayın seta.ama takdır edersınız,ben esımın yalancısıyım.
T.C.
YARGITAY
CEZA GENEL KURULU
E. 2005/10-84
K. 2005/90
T. 5.7.2005
• KARŞILIKSIZ ÇEK KEŞİDE ETMEK SUÇU ( TCY. 73/8 ve CYY. 253 vd. Maddelerinde Düzenlenen Uzlaşma Hükümleri/3167 S. Yasa Hükümlerine Aykırılık Oluşturmadığı ve Çatışmadığı - Şikayet Bulunduğunda Öncelikle Uzlaşma Hükümlerinin Uygulanmasının Yasal Zorunluluk Olduğu )
• KARŞILIKSIZ ÇEK KEŞİDE ETMEK SUÇUNDA ÖNCELİKLE UZLAŞMA HÜKÜMLERİNİN UYGULANMASI ZORUNLULUĞU ( TCY. 73/8 ve CYY. 253 vd. Maddelerinde Düzenlenen - Fail ve Mağdura Sağlanan Hak ve Yetkileri Genişletici ve Tamamlayıcı Hükümler Olduğu )
• UZLAŞMA ( Yeni Ceza ve Ceza Usulü Yasalarımızda Şikayete Bağlı Suçlarda Uzlaşma Hükümlerine Tabi Olmama Yönünde İstisna Kabul Edilmediği - Karşılıksız Çek Keşide Etmek/Şikayet Bulunduğunda Öncelikle Uzlaşma Hükümlerinin Uygulanmasının Yasal Zorunluluk Olduğu )
• ŞİKAYETE BAĞLI SUÇLAR ( Karşılıksız Çek Keşide Etmek/Şikayet Bulunduğunda Öncelikle Uzlaşma Hükümlerinin Uygulanmasının Yasal Zorunluluk Olduğu - Yeni Ceza ve Ceza Usulü Yasalarımızda Bu Suçlarda Uzlaşma Hükümlerine Tabi Olmama Yönünde İstisna Kabul Edilmediği )
• YENİ CEZA VE CEZA USULÜ YASALARIMIZ ( Şikayete Bağlı Suçlarda Uzlaşma Hükümlerine Tabi Olmama Yönünde İstisna Kabul Edilmediği - Karşılıksız Çek Keşide Etmek/Şikayet Bulunduğunda Öncelikle Uzlaşma Hükümlerinin Uygulanmasının Yasal Zorunluluk Olduğu )
• FAİL VE MAĞDURA SAĞLANAN HAK VE YETKİLERİ GENİŞLETİCİ VE TAMAMLAYICI HÜKÜMLER ( TCY. 73/8 ve CYY. 253 vd. Maddelerinde Düzenlenen Uzlaşma Hükümleri - Karşılıksız Çek Keşide Etmek Suçunda da Öncelikle Uygulanmasında Yasal Zorunluluk Bulunduğu )
• MAĞDUR VE FAİLE SAĞLANAN HAK VE YETKİLERİ GENİŞLETİCİ VE TAMAMLAYICI HÜKÜMLER ( TCY. 73/8 ve CYY. 253 vd. Maddelerinde Düzenlenen Uzlaşma Hükümleri - Karşılıksız Çek Keşide Etmek Suçunda da Öncelikle Uygulanmasında Yasal Zorunluluk Bulunduğu )
3167-1/m. 16/b-c
5237/m. 5, 73/8
5271/m. 253, 254, 255
5252/m.Geç.1
ÖZET : Karşılıksız çek keşide etmek suçu şikayete bağlı suçlardandır. Gerek yeni maddi ceza, gerek ceza usulü yasalarımız şikayete bağlı suçlarda uzlaşma hükümlerine tabi olmama yönünde istisna kabul etmemiştir. Uzlaşma şikayete bağlı tüm suçlarda uygulama alanı bulacaktır.
TCY.nın 73/8 ve CYY.nın 253 vd. maddelerinde düzenlenen uzlaşma hükümleri, 3167 sayılı Yasanın 16/b ve 16/c maddelerinin yerine geçip onları ortadan kaldıran ve uygulama yeteneğini yok eden düzenlemeler olmayıp, bu düzenlemeleri de kapsayan, fail ve mağdura sağlanan hak ve yetkileri genişletici ve tamamlayıcı hükümler olup, 3167 sayılı Yasa hükümlerine aykırılık oluşturmadığı gibi, onlarla da çatışmamaktadır.
Bu nedenle şikayet bulunduğunda, öncelikle uzlaşma hükümlerinin uygulanması yasal zorunluluğu yerine getirilecek; uzlaşılmadığı takdirde 3167 sayılı Yasanın 16/b ve 16/c maddelerindeki yetki ve olanaklar özgür irade ile kullanılabilecektir.
DAVA : Karşılıksız çek keşide etmek suçundan sanığın, 3167 sayılı Yasanın 16/1. maddesi uyarınca 1 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ve 1 yıl süre ile bankalarda çek hesabı açmak ve çek keşide etmekten yasaklanmasına ilişkin, İstanbul 7. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 15.05.2001 gün ve 989-2233 sayılı hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosyayı inceleyen Yargıtay 10. Ceza Dairesince 24.03.2003 gün ve 8340-3287 sayı ile;
"...08.03.2003 tarih 25042 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 3167 sayılı Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Yasada Değişiklik yapılmasına ilişkin 4814 sayılı Yasanın Geçici 1 ve 2. maddeleri ile TCY.nın 2/2. maddesi hükmü nazara alınarak uygulama yapılmasında yasal zorunluluk bulunması" gerekçesiyle bozulmuş, Bozmaya uyan Yerel Mahkemece 16.10.2003 gün ve 348-713 sayı ile; 4814 sayılı Yasayla değişik 3167 sayılı Yasanın 16. maddesi uyarınca sanığın çek tutarı olan, 316.000.000 lira ağır para cezasıyla cezalandırılmasına, 1 yıl süre ile çek keşide etmekten ve bankalarda çek hesabı açmaktan yasaklanmasına karar verilmiş,
Sanık müdafi tarafından temyiz edilen bu hüküm, dosyayı inceleyen Yargıtay 10. Ceza Dairesince 10.06.2005 gün ve 1236-5918 sayı ile onanmıştır. Yargıtay C.Başsavcılığınca 17.06.2005 gün ve 26558 sayı ile, "01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Yasası'nın 73. maddesi, soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı bulunan suçlarda yeni bir kurum olarak getirdiği uzlaşma yöntemini öncelikle uygulanmasını zorunlu olarak öngörmüş ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Yasası'nın 253 ve 254. maddelerinde ise uzlaşma usulü düzenlenmiştir.
Karşılıksız çek keşide etmek suçu şikayete bağlı suçlardandır. Gerek yeni maddi ceza, gerek ceza usulü yasalarımız şikayete bağlı suçlarda uzlaşma hükümlerine tabi olmama yönünde istisna kabul etmemiştir. Uzlaşma şikayete bağlı tüm suçlarda uygulama alanı bulacaktır.
Buna göre şikayet vaki olduğunda CYY'nın 253. maddesindeki usül gereği olarak uzlaşma süreci başlatılacaktır. Bu süreçte yasal otorite yönetiminde çek bedelinin veya karşılıksız kalan kısmının önemli bir miktarının ödenmesinin fail tarafından kabul edilmesi ve buna şikayetçinin rıza göstermesi ve sonucunda da tarafların uzlaşıp failin uzlaşılan miktarı ve masrafları ödemesi soruşturmayı ve kovuşturmayı sona erdirecektir. Bu, sanığa yeni ceza yasasının tanıdığı yeni bir imkândır. Zararın uzlaşılan miktarının ve giderlerinin ödenmesi şikayetten vazgeçme yanında ayrı bir takipsizlik veya davanın düşme nedenidir. Hiçbir zaman soruşturma ve kovuşturmada şikayetten vazgeçme hakkını kısıtlayan bir durum yaratmamaktadır. Uzlaşma olmadığı takdirde sonraki her evrede şikayetçi vazgeçme hakkını kullanabilecektir. Yine fail çek tutarının tamamını veya karşılıksız kalan kısmını evrelerine göre değişen tazminat ve gecikme faizini ödemesi halinde ceza davası düşecek veya tüm sonuçlarıyla ortadan kalkacaktır. Görülmektedir ki uzlaşma hükümleri, 3167 sayılı Yasa'nın "hükmün kesinleşmesinden sonra şikayetten vazgeçildiğinde de hüküm bütün cezai sonuçlarıyla ortadan kalkar" şeklinde 16/b maddesinin 3. fıkrası ve "Davanın açılmasına engel olan davayı düşüren ve cezayı ortadan kaldıran nedenler" başlıklı 16/c maddesinin uygulanmasına engel değildir.
Uzlaşma ile 3167 sayılı Yasanın 16/b ve 16/c maddeleri çatışmamaktadır.
Diğer bir ifade ile uzlaşma hükümleri 16/b ve 16/c maddelerine aykırı değildir. Yani, onların yerine geçip onları ortadan kaldıran, uygulama yeteneğini yok eden düzenleme içermemektedir. Zira, şikayet vaki olduğunda öncelikle uzlaşma hükümlerinin uygulanması yasal zorunluluğu yerine getirilecek; uzlaşılmadığı takdirde 16/b ve 16/c maddelerindeki yetki ve imkânlar özgür irade ile kullanılabilecektir. Bu durumda uzlaşma faile hatta şikayetçiye tanınan yeni bir imkândır. İhtilafın kısa zamanda tarafların özgür iradeleriyle ve adli mercilerin daha fazla meşgul edilmeyerek sonuçlandırılması amacını gütmektedir.
Türk Ceza Yasasının Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Yasada Değişiklik Yapılmasına Dair 5349 sayılı Yasanın geçici 1. maddesinin "Diğer yasaların, 5237 sayılı Türk Ceza Yasasının 1. kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümleri, ilgili yasalarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31 Aralık 2006 tarihine kadar uygulanır" şeklindeki hükmünün uzlaşma kurumu yönünden uygulama alanı bulunmamaktadır. Zira, uzlaşma yukarıda açıklandığı üzere, 3167 sayılı Yasaya aykırı bir düzenleme değildir.
Uzlaşma, yeni yapılan şikayetlerde ve sürdürülen soruşturma ve kovuşturmalarda mutlaka öncelikle uygulanması zorunlu bir maddi ceza ve ceza usulü kurumudur. Uzlaşma için zararın tamamının ödenmesi de şart değildir. Şikayetçi tarafından kabul edilmesi halinde önemli bir kısmı üzerinde anlaşma ve ödeme yeterli olacaktır. Karşılıksız çek keşide etmede de aynı şekilde çekin tam tutarı veya karşılıksız kalan kısmının tamamının ödenmesi şart olmayıp uzlaşılan önemli bir kısmının örneğin, 10 milyarlık çek bedelinin 6 milyarlık kısmının ödenmesiyle uzlaşma amacına ulaşmış olacaktır.
Uzlaşmada temel düşünce, suçu kabul eden failin, suçtan zarar görenin zararının tümünü veya önemli bir kısmını ödemeyi kabul etmesi ve masraflarla birlikte ödemesidir. Burada dikkat edilecek nokta şikayetçinin, suçun kendisine verdiği zararın bir kısmından fedakarlık ederek önemli bir kısmının ödenmesini kabul etmesi mümkün hale getirilmiştir. Uzlaşma sağlanamaması keyfiyeti, daha sonra şikayetten vazgeçme hakkının kullanılmasına engel teşkil etmediği gibi, şüpheli ve sanığın karşılıksız çekin veya karşılıksız kalan kısmının tamamının tazminat ve gecikme faiziyle ödeyerek suçtan ve cezadan kurtulma imkânını ortadan kaldırmamaktadır.
Sonuç olarak uzlaşma, 3167 sayılı Yasanın 16/b ve 16/c maddelerine aykırı değildir. Soruşturmada ve davada ayrı bir uygulama yeri vardır. Yeni Ceza Yasasının getirdiği bu imkândan sanığın mahrum edilmesine yol açacak yorum ve uygulama uzlaşma kurumunun temel fikrine aykırılık oluşturacaktır." gerekçeleriyle itiraz yasayoluna başvurularak, Yargıtay 10. Ceza Dairesinin onama kararının kaldırılması, 5271 sayılı CYY.nın 254. maddesi uyarınca uzlaştırma işlemleri yapılmak üzere, Yerel Mahkeme hükmünün bozulması isteminde bulunulmuştur.
Dosya Birinci Başkanlığa gönderilmekle, Yargıtay Ceza Genel Kurulunca okunup, konu müzakere edilmiş ve açıklanan karara varılmıştır.
KARAR : Sanığın karşılıksız çek keşide etmek suçundan, 3167 sayılı Yasanın 16/1. maddesi uyarınca çek bedeli olan 316.000.000 lira ağır para cezasıyla cezalandırılmasına,1 yıl süre ile çek keşide etmekten ve bankalarda çek hesabı açmaktan yasaklanmasına karar verilen somut olayda; Özel Daire ile Yargıtay C.Başsavcılığı arasında, sübut ve nitelendirmede herhangi bir uyuşmazlık bulunmayıp, çözülecek sorun, 5237 ve 5271 sayılı Yasalarla hukukumuza giren uzlaşma kurumunun, 5349 sayılı Yasa ile 5252 sayılı Yasaya eklenen, Geçici 1. maddedeki düzenleme karşısında, karşılıksız çek keşide etmek suçlarında uygulama olanağının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
12.10.2004 gün ve 25611 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak, 1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren, 5237 sayılı Türk Ceza Yasası'nın, 73. maddesinin 8. fıkrasında; "Suçtan zarar göreni gerçek kişi veya özel hukuk tüzel kişisi olup, soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı bulunan suçlarda, failin suçu kabullenmesi ve doğmuş olan zararın tümünü veya büyük bir kısmını ödemesi veya gidermesi koşuluyla mağdur ile fail özgür iradeleri ile uzlaştıklarında ve bu husus Cumhuriyet savcısı veya hâkim tarafından saptandığında kamu davası açılmaz veya davanın düşürülmesine karar verilir." hükmü ile hukukumuzda uzlaşma kurumuna yer verilmiş, düzenlemenin amacı ve uygulanma koşulları ise madde gerekçesinde şu şekilde açıklanmıştır. "uzlaşma, esasında Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununda yer alması gereken yeni bir kurumdur; ancak Ceza Kanununda esas hükmün yer alması ve Usul Kanununda uygulamanın düzenlenmesi zorunludur.
Fıkrada ceza adalet sisteminde reform sayılabilecek bir kurum olarak "Uzlaşma" kurumu tanımlanmıştır.
Çağımızda suç mağdurlarına karşı ceza adalet sisteminde, mağdurların yararları yönünde yeni bir duyarlılığın ortaya çıktığı görülmektedir.
Ülkemizde bugüne kadar mağdurlara karşı gösterilen özel dikkat sadece bazı adam öldürme, terör ve örgütlü suçlar bakımından söz konusu oluyordu. Bazı özel kanunlarda ( örneğin 3/11/1980 tarihli ve 2330 sayılı Nakdî Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanunda olduğu gibi ) suç mağdurlarına veya ailelerine Devletin tazminat ödemesi öngörülmektedir.
Bununla beraber çağdaş ceza kanunlarında diğer bir kısım suçlar bakımından da koruma ilkeleri meydana çıkmaya başlamıştır. XXI. Yüzyıl adalet sistemi mağdurun tatmin edilmesini de ön plâna çıkarmış bulunmaktadır. Bugün anlaşılmıştır ki, suça karşı salt ceza yaptırımları yeterli değildir. Zararın giderilmesi ve onarım, hiç şüphesiz, adaletin temel amacını oluşturmaktadır. Ancak bu, tek görünüm değildir.
Uzlaşmanın hedefi suçun işlenmesinden sonra fail ve mağdur arasında meydana gelen çekişmeyi, bir arabulucunun girişimini sağlayarak çözmek ve adaleti sağlamaktır. Failin neden olduğu zararın giderilmesi, fail-mağdur arasındaki barış, uzlaşmanın asıl unsurunu oluşturur. Fail-mağdur arasında uzlaşma dışında da, tazminatın sağlanması olanaklıdır. Ancak uzlaşma kurumunda, zararın giderilmesi ve onarım yanında ayrıca bir moral unsur da vardır. Bu nedenle fail-mağdur arasındaki uzlaşma suçun faili bakımından cezanın "özel önleme" fonksiyonuna yardım ettiği gibi mağdurun ve genel olarak kamunun da yararlarının korunmasını sağlar. Fail, uzlaşma ile, işlediği suçun sorumluluğunu kabul edip üstlenerek ve sonuçlarını da gidererek toplumla yeniden bütünleşme olanağını elde etmiş olur. Böylece failin ceza sorumluluğunu tespit ve zararın giderilmesi için gereken yapılmış bulunacağından, mağdur bakımından da adalet yerine getirilmiş olur. Fail-mağdur arasındaki uzlaşma, bundan başka, kamuda da, fiille ihlâl edilmiş olan hukuk kurallarının geçerliliğini vurgulamış ve dolayısıyla kamusal barışın yeniden kurulmasına hizmet etmiş olur.
Tasarının kabul ettiği sisteme göre, uzlaşma aşağıdaki esaslara göre gerçekleştirilmektedir.
a ) Uzlaşma sadece soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı suçlar için geçerlidir. Böylece sadece küçük ihtilâfları içeren suçlar bakımından ( hakaret, sövme, tehdit, basit nitelikli eylem gibi ) bu yola gidilebilecektir. Bu ayırım ile, hukukumuzda yargı organlarının daha ağır suçlara ayırabilecekleri zaman alanı genişletilmekte ve küçük suçlarda tamamen yenileştirilmiş bir yaptırım sistemi geliştirilmektedir. Tasarı, ceza adaletinde onarıcı bir sistemi böylece organik olarak gerçekleştirmektedir.
b ) Failin suçu ve sorumluluğunu kabullenmesi gerekir. Fail fiilini inkâr etmemelidir. Fail, kendisine isnat olunan suçları işlemediğini öne sürecek olursa o zaman ceza yargılama kuralları uygulanarak durumun aydınlatılması gerekir ve uzlaşma kurumu işletilmez.
c ) Fail suçtan doğan zararın tümünü veya büyük bir kısmını ödemeli ve gidermelidir. Zararın giderilmesi failden dikkati çekecek surette büyük miktarda edimlerin yerine getirilmesini veya kişisel bir takım özverilerde bulunmasını gerektirdiği durumlarda, failin bütünüyle veya geniş bir kısmı itibarıyla mağdurun zararlarını tazmin etmeye çalışması aranır.
d ) Fail ve mağdur özgür iradeleri ile uzlaşmalıdırlar. Uzlaşma yoluna gidecek olan fail ve mağdur, bu yolu, gönüllü olarak kabul etmelidirler.
Fiil, doğru olarak ve her iki tarafça kabul edilebilecek şekilde saptanmalı ve bir çözüm yolu bulunmalıdır.
e ) Fail veya mağdurun uzlaştıkları Cumhuriyet savcısı veya hâkim tarafından saptanmalıdır. Suçtan doğan zararın onarımına veya zararın giderilmesine ilişkin taraf iradeleri ceza yargılama hukuku kurallarına göre saptanacaktır.
f ) Soruşturma evresinde Cumhuriyet savcısı fail-mağdur arasındaki uzlaşmayı saptadığında kamu davası açmayacaktır. Bu tespit kovuşturma evresinde hâkim tarafından yapıldığında fail hakkında mahkûmiyet hükmü verilemeyecektir. Bunun anlamı şudur ki, failin suçun zararlı sonuçlarını gidermek üzere yapacağı hareketler, ceza kovuşturmasının başlamaması veya son verilmesi ile sonuçlanacaktır."
Uzlaşma usulü ise; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Yasasının 253, 254 ve 255. maddelerinde düzenlenmiş olup, maddedeki hükümler şu şekildedir.
"Uzlaşma
MADDE 253. - ( 1 ) Cumhuriyet savcısı, yapılan soruşturmanın durumuna göre, kanunun uzlaşma yapılabilmesi olanağını verdiği hâllerde, faili bu Kanunun öngördüğü usullere göre davet ederek suçtan dolayı sorumluluğunu kabul edip etmediğini sorar.
( 2 ) Fail, suçu ve fiilinden doğmuş olan maddî ve manevî zararın tümünü veya bunun büyük bir kısmını ödemeyi veya zararları gidermeyi kabullendiğinde durum, mağdura veya varsa vekiline veya kanunî temsilcisine bildirilir.
( 3 ) Mağdur, verilmiş olan zararın tümüyle veya büyük bir kısmı itibarıyla giderildiğinde özgür iradesi ile uzlaşacağını bildirirse, soruşturma sürdürülmez.
( 4 ) Cumhuriyet Savcısı, fail ile mağdur arasında uzlaşma işlemlerini idare etmek, tarafları bir araya getirerek bir sonuca ulaşmalarını sağlamak üzere, fail ve mağdurun bir avukat üzerinde anlaşamadıkları takdirde, bir veya birden fazla avukatın uzlaştırıcı olarak görevlendirilmesini barodan ister.
( 5 ) Uzlaştırıcı, başvurunun yapıldığı tarihten itibaren en geç otuz gün içinde uzlaşmayı sonuçlandırır. Cumhuriyet savcısı bir defaya mahsus olmak üzere bu süreyi otuz gün daha uzatabilir. Uzlaştırma süresince zamanaşımı durur.
( 6 ) Uzlaşma müzakereleri gizli olarak yürütülür. Uzlaştırma sırasında ileri sürülen bilgi, belge ve açıklamalar taraflarca izin verilmedikçe daha sonra açıklanamaz. Uzlaştırmanın başarısız olması nedeniyle daha sonra dava açılması halinde uzlaştırma sırasında failin bazı olayları veya suçu ikrar etmiş olması davada aleyhine delil olarak kullanılmaz.
( 7 ) Uzlaştırıcı, yaptığı işlemleri ve uzlaşmayı sağlayıcı müdahalelerini belirten bir raporu on gün içinde ilgili Cumhuriyet savcısına sunar.
( 8 ) Zarar, uzlaşmaya uygun olarak giderildiğinde ve uzlaştırma işleminin giderleri, fail tarafından ödendiğinde, kovuşturmaya yer olmadığına karar verilir.
Mahkeme tarafından uzlaştırma
MADDE 254. - ( 1 ) Kamu davasının açılması halinde, uzlaşmaya tâbi bir suç söz konusu ise, uzlaştırma işlemleri 253 üncü maddede belirtilen usule göre, mahkeme tarafından da yapılır.
( 2 ) Uzlaşmanın gerçekleşmesi halinde davanın düşmesine karar verilir.
Birden çok fail bulunması hâlinde uzlaşma
MADDE 255. - ( 1 ) Aralarında iştirak ilişkisi olsun veya olmasın birden çok kişi tarafından işlenen suçlarda, ancak uzlaşan kişi uzlaşmadan yararlanır." Görüldüğü gibi suçtan zarar göreni gerçek kişi veya özel hukuk tüzel kişisi olup, soruşturulması veya kovuşturulması şikayete bağlı bulunan suçlarda, failin suçu kabullenmesi ve doğmuş olan zararın tümünü veya büyük bir kısmını ödemesi veya gidermesi koşuluyla, mağdur ve failin özgür iradeleri ile uzlaştıklarının, CYY.nın 253, 254 ve 255. madde hükümleri uyarınca soruşturma aşamasında C.Savcısı, kovuşturma aşamasında ise hakim tarafından saptanması halinde, kovuşturmaya yer olmadığına veya açılan davanın düşürülmesine karar verilecektir.
5237 sayılı Yasanın; "Özel kanunlarla ilişki" başlığını taşıyan 5. maddesindeki; "Bu Kanunun genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır." hükmü uyarınca uzlaşmanın, koşullarının bulunması halinde gerek TCY.nda, gerekse ceza hükmü taşıyan Özel Yasalarda yer alan suçlar bakımından uygulanacağı konusunda bir kuşku bulunmamakta ise de, 5349 sayılı Yasa ile 5252 sayılı Yasaya eklenen Geçici 1. madde ile diğer yasaların TCY.nın Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümlerinin uygulanmasına ilgili yasalarda değişiklik yapılıncaya ve en geç 31 Aralık 2006 tarihine kadar devam olunacağından, 3167 sayılı Yasa hükümlerinin bu kapsama girip, girmeyeceği, başka bir deyişle, aykırı düzenlemeler içerip içermediğinin de değerlendirilmesinde zorunluluk bulunmaktadır.
3167 sayılı Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında'ki Yasanın 16. maddesinde karşılıksız çek keşide etme suçu düzenlenmiş olup, madde uyarınca karşılıksız çek keşide edenler, çek bedeli kadar ağır para cezasıyla, mükerrirler ise bir yıldan beş yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılacaklardır.
Aynı Yasanın 16/a maddesinde , karşılıksız kalan kısmına ibraz tarihinden itibaren 3095 sayılı Yasaya göre faiz yürütüleceği belirtilmiş, "Soruşturma ve kovuşturma usulü, görevli ve yetkili mahkeme" başlıklı 16/b maddesinde; maddede yazılı suçtan soruşturma ve kovuşturma yapılmasının şikayete bağlı bulunduğu, hükmün kesinleşmesinden sonra şikayetten vazgeçildiğinde de, hükmün bütün sonuçlarıyla birlikte ortadan kaldırılacağı, hükmüne yer verilip,
"Davanın açılmasına engel olan, davayı düşüren ve cezayı ortadan kaldıran nedenler" başlıklı 16/c maddesinde; düzeltme hakkının kullanılması veya henüz dava açılmadan, çek tutarı veya karşılıksız kalan kısmının %12 tazminat ve faiziyle birlikte ödenmesi halinde ceza davası açılmayacağı, dava açıldıktan sonra hüküm verilinceye kadar %15 tazminat ve faizle birlikte ödeme halinde, hüküm verildikten sonra, hüküm kesinleşinceye kadar %18 tazminat ve faizle birlikte ödeme halinde ceza davasının düşeceği, hüküm kesinleştikten sonra %20 tazminat ve faizle birlikte ödeme halinde ise hükmün bütün cezai sonuçlarıyla birlikte ortadan kaldırılacağı ayrıntılı olarak düzenlenmiştir.
Görüldüğü üzere, esasen 3167 sayılı Yasada da uzlaşmaya ilişkin hükümler yer almaktadır, ancak; her iki yasanın getirdiği sistem ve olanaklar arasında çeşitli farklılıklar bulunmaktadır,
Şöyleki;
1-Uzlaşma için failin mutlak olarak suçunu kabul etmesi gerektiği halde, 3167 sayılı Yasa hükümleri uyarınca ödeme ile sonuç alınması için failin suçunu kabul etmesi gerekmez,
2-Uzlaşmada, mağdurun zararının tümünün veya büyük bir kısmının ödenmesi zorunlu olduğu halde, 3167 sayılı Yasaya göre şikayetten vazgeçme, failin hiç ödeme yapmaması halinde de mümkündür,
3-Uzlaşma için fail ve mağdurun anlaşmalarında zorunluluk bulunduğu halde, 3167 sayılı Yasaya göre fail mağdurdan bağımsız olarak ödemede bulunabileceği gibi, mağdur da bağımsız olarak şikayetten vazgeçebilir.
4-Uzlaşma hüküm kesinleşinceye kadar yapılabilir, ancak karşılıksız çek keşide etme suçunda mağdur ve fail hüküm kesinleştikten sonra da anlaşabilirler,
5-Uzlaşma, yalnızca suçtan zarar göreni gerçek kişi veya özel hukuk tüzel kişisi olması halinde mümkün olup, 3167 sayılı Yasada anlaşma için bu tür bir sınırlama bulunmamaktadır,
6-Uzlaşmadan sadece uzlaşan fail yararlanabilmekte, diğer şerikler yararlanamamakta, 3167 sayılı Yasada ise, ödeme halinde diğer failler de yararlanmaktadır.
7-Fail ile mağdur arasında uzlaşma sağlandıktan sonra, zararın giderilmeyen bölümü için, icra takibi yapılamayacağı gibi, hukuk mahkemesinde de dava açılamaz, oysa suçtan zarar gören, şikayetinden vazgeçtiği sırada, şahsi haklarından vazgeçtiğini açıklamadıkça, bu konuda icra takibi yapması ve hukuk mahkemesinde dava açması mümkündür.
Bu açıklamalardan da anlaşıldığı gibi, ilk dört hususun birbirinin tamamlayıcısı oldukları, birinin diğerine aykırılık oluşturmadığı savunulabilirse de, diğer hususlar 5237 sayılı TCY.nın Birinci Kitabının 73/8. maddesinde düzenlenen uzlaşma kurumuna açıkça aykırılık oluşturmaktadır.
11.5.2005 gün ve 5349 sayılı Yasanın 6. maddesi ile 5252 sayılı Yasaya eklenen Geçici 1. maddesi uyarınca, diğer yasaların, 5237 sayılı Yasanın Birinci kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümleri ilgili yasalarda gerekli değişiklik yapılıncaya ve en geç 31 Aralık 2006 tarihine kadar uygulanacağından, Yargıtay C.Başsavcılığının, karşılıksız çek keşide etmek suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hükmün, uzlaşma hükümlerinin uygulanması gerektiği görüşüyle bozulması yönündeki görüşünde isabet bulunmamaktadır.
Bu itibarla Yargıtay C.Başsavcılığının itirazının reddine karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan Kurul Başkanı;
"5237 sayılı TCY.nın 73/8. maddesinde uzlaşmanın koşulları, 5271 sayılı CYY.nın 253,254 ve 255. maddelerinde ise uzlaşmanın yöntemi ve sonuçları ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. Hukukumuza 5237 ve 5271 sayılı Yasalarla giren bu yeni kurum, düzenlenişi itibariyle hem maddi, hem de usul hukuku müessesesi özelliklerini taşıyan karma bir nitelik göstermektedir. 5237 sayılı Yasanın 73/8. maddesi uyarınca uzlaşma şikayete bağlı bulunan ve suçtan zarar göreni gerçek kişi veya özel hukuk tüzel kişisi bulunan tüm suçlar açısından geçerli olup, maddede başkaca bir ek koşul veya sınırlandırıcı herhangi bir husus yer almamaktadır. Hukukumuzda, bazı suçlar açısından, uzlaşmaya benzer düzenlemeler yer almakta ise de, mağdurun zararının giderilmesi ve onarıcı adalete yardımcı olan bu normların TCY.nın 73/8. maddesinde düzenlenen uzlaşma ile bir ilgisi ve bu düzenlemeyi etkileyici veya düzenlemeden etkilenici herhangi bir yönü bulunmamaktadır. Uzlaşmanın hedefi suçun işlenmesinden sonra fail ve mağdur arasında meydana gelen çekişmeyi, bir arabulucunun girişimini sağlayarak çözmek ve adaleti sağlamaktır. Failin neden olduğu zararın giderilmesi, fail-mağdur arasındaki barış, uzlaşmanın asıl unsurunu oluşturur. Bu haliyle uzlaşma faile ve mağdura yeni bir imkan tanıyarak, ihtilafın kısa zamanda tarafların özgür iradeleriyle ve adli mercilerin daha fazla meşgul edilmeyerek sonuçlandırılmasını amaçlamaktadır. Fail-mağdur arasındaki uzlaşma suçun faili bakımından cezanın "özel önleme" fonksiyonuna yardım ettiği gibi mağdurun ve genel olarak kamunun da yararlarının korunmasını sağlar. Fail, uzlaşma ile, işlediği suçun sorumluluğunu kabul edip üstlenerek ve sonuçlarını da gidererek toplumla yeniden bütünleşme olanağını elde etmiş olur. Böylece failin ceza sorumluluğunu tespit ve zararın giderilmesi için gereken yapılmış bulunacağından, mağdur bakımından da adalet yerine getirilmiş olur. Fail-mağdur arasındaki uzlaşma, bundan başka, kamuda da, fiille ihlâl edilmiş olan hukuk kurallarının geçerliliğini vurgulamış ve dolayısıyla kamusal barışın yeniden kurulmasına hizmet etmiş olur. Fail ve mağdur arasındaki uyuşmazlığı, ceza yargılaması dışına çıkarıp, karşılıklı anlaşma çerçevesinde çözmeyi amaç edinen uzlaşma, devreye girdiğinde, gerek ceza gerekse hukuk yargılamasını devre dışı bırakır, diğer bir anlatımla uzlaşmanın devreye girmesiyle soruşturmanın, yargılama aşamasında ise kovuşturmanın sonraki aşamalarına geçilemez.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde, TCY.nın 73/8 ve CYY.nın 253 vd. maddelerinde düzenlenen uzlaşma hükümleri, 3167 sayılı Yasanın 16/b ve 16/c maddelerinin yerine geçip onları ortadan kaldıran ve uygulama yeteneğini yok eden düzenlemeler olmayıp, bu düzenlemeleri de kapsayan, fail ve mağdura sağlanan hak ve yetkileri genişletici ve tamamlayıcı hükümler olup, 3167 sayılı Yasa hükümlerine aykırılık oluşturmadığı gibi, onlarla da çatışmamaktadır.
Bu nedenle şikayet bulunduğunda, öncelikle uzlaşma hükümlerinin uygulanması yasal zorunluluğu yerine getirilecek; uzlaşılmadığı takdirde 3167 sayılı Yasanın 16/b ve 16/c maddelerindeki yetki ve olanaklar özgür irade ile kullanılabilecektir.
Yeni Ceza Yasasının getirdiği bu olanaktan sanığın yoksun bırakılmasına yol açacak çoğunluk görüşünün, uzlaşma kurumunun temel yapısına da aykırılık oluşturacağı düşüncesinde olduğumdan, Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının kabulü gerektiği görüşündeyim,"gerekçesiyle,
Diğer beş kurul üyesi ise, haklı nedenlere dayanan Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının kabulü gerektiği görüşüyle,
Karşı oy kullanmışlardır.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle,
1-Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının REDDİNE,
2-Dosyanın Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına tevdiine, ilk müzakerede yasal çoğunluk sağlanamadığından 05.07.2005 günü yapılan ikinci müzakerede oyçokluğu ile karar verildi.
karar bu daha önce birkaç kere attım sadece ankara hukuklu okudu ve dilekçeye ekledik..
my way
sn cüneyt dilekçe kopmuş devamı..
N E T İ C E V E T A L E P :
Bu sebeplerle, sanık lehine olan TCK genel hükümlerinin davaya uygulanarak mahkemenizin ilgili kararında öngörülen cezanın ortadan kaldırılması ve infazın durdurulması hususunda hüküm tesis edilmesini arz ve talep ederiz.
my way
SN EMİR ÇOK ÖZÜR DİLERİM AMACIM SİZİ KIRMAK DEĞİL YALAN SÖYLÜORSUNUZ DEMİYORUM YANLIŞ ANLAMAYIN LÜTFEN EVT BÜYÜK CEZAEVLERİNDENSE KAZA CEZAEVLERİ DAHA RAHAT KÖTÜNÜN İYİSİ NE KADAR ALDI EŞİNİZ SN EMİR
sn cüneyt
çok sağol bu yorumlar harika ..sen test ettin isimler doğru değilmi?
my way
220000tl 5yıl,2sene yatacak.eskı yasa oldugu ıcın ama sayın myway ın verdıgı dılekce ornegını avukata gonderdım.ınsallah mahkemeye ıtıraz ederse bakalım,neolur bılmıyorum.sıze kırılmadım.yanlıs anladınız sanırım....
my way
evet
yazan kişinin ismine tıklayınca şu andaki görevi, daha önce nerde görev yaptığı doğum tarihi yeribütün bilgiler çıkıyor zaten..
ama isimleri kopyalamıyacağın bundan sonra
makamlar büyüdü isimler büyüdü:)
sayın may way sız bu dılekceyle ıtıraz edecektınız .noldu.nekadar zaman da karar cıkar acaba?ben avukatı ıkna etmeye calısıyorum hala.
sn my wy
bu arada ankara huku arkadaşımız 2 gündür yok bilginiz varmı acaba
sn
BİRDOST SİTEDEMİSİNİZ?
21
Bilgi edinme sitesi olmaktan çıkıp chat sitesi olarak kullanılmaya başlayınca oda gitmiştir hukukcu gibi.. süper loto muhabetleri yapılıyor şimdide
SN KADER
sizin de sesiniz çıkmıyor?
yorumunuz nedir?
sn cüneyt haklısınız!
bırakın arkadaşlar relax omuşken biraz tadını çıkarsınlar.
bence bu ikenceden sonra da hakettiler.
ne de olsa kışın sonu bahardır diye bir türkü vardır bizlerde bahara yakın olduğumuz için tadını çıkarsınlar allah umudumuzu ve sevincimizi boşa çıkarmasın.
arkadaşlar ben bu şişli adliyesine yarın avukatımı alıp gideceğim bakalım olayı açıklığa kavuştururuz o zaman.Sormamızı istediğiniz birşey var mı?kalemle ve savcılarla ya da konuşabilirse hakimlerle konuşturacağım.
sn my wy
ankara hukuk un yazdığı dilekçe kaçıncı sayfada bende yarın risk alarak mahkemeye gidip o dilekçeyi vereceğim.
denemekte fayda var en azından denemedik demeyip verelim hiç bir şey olmasada hakimin kafasında ? yaratarak düşündürelim.
sn stranger
bence yukarıdaki dilekçeyi...cgk kararını ve anayasa mahkemesi kararını mutlaka yanınızda götürün..size yardımcı olacak derf anlatma açısından herşey onlarda var..
my way
sn stranger adliye girişlrinde gbt yapılabiliyor dikkat edin...ben olsam risk yapmazdım
1. ASLİYE CEZA MAHKEMESİ BAŞKANLIĞINA
ANKARA
ESAS NO : 2003 /….
KARAR NO : 2005 / ….
SANIK : ……. ……….
TALEP : Mahkemenizin kesinleşen 2003/… ESAS, 2005/…. KARAR sayılı ilamı ile öngörülen cezanın kaldırılması ve hükmün infazının durdurulması talebidir.
O L A Y L A R :
5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un Geçici 1. Maddesine göre; “Diğer kanunların, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31 Aralık 2008 tarihine kadar uygulanır.”
Bu hüküm çerçevesinde, belirtilen tarihten sonra, Türk Ceza Kanunu dışındaki ceza hükmü getiren tüm ceza kanunları hükümlerinin, TCK’da öngörülen şekle uydurulması çerçevesinde, 3167 Sayılı Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanunun uygulanma şartlarının değerlendirilmesi gerekmektedir.
31.12.2008 tarihine dek, ceza hükmü getiren diğer özel kanunlardan olan 3167 Sayılı Çek Kanununun cezai hükümleri, TCK’nun genel hükümlerine aykırı olsa da uygulanabilmekteydi. Ancak 31.12.2008 tarihine kadar, Çek Kanununda gerekli değişiklikler yapılmadığından, artık 01.01.2009 tarihi itibariyle TCK’nun genel hükümlerinin (1-75. maddeleri) uygulama alanı bulması söz konusudur.
Nitekim Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 2005/90 sayılı kararında, çek suçları için TCK Genel Hükümlerindeki “uzlaşma” esaslarının uygulanmasını isteyen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının mütalaasını, 3167 Sayılı Kanunda öngörülen davayı ve cezayı ortadan kaldıran sebeplere ilişkin düzenlemenin , TCK Genel Hükümlerindeki (m. 73/8) uzlaşma kurumuna açıkça aykırı olduğundan bahisle, bu aykırı hükümlerin de 31.12.2006 (bilahare yapılan değişiklikle 31.12.2008) tarihine kadar uygulanacağı gerekçesiyle reddetmiştir. Bir başka deyişle, Ceza Genel Kurulu, 3167 Sayılı Kanunda yer alan ve fakat, yeni TCK Genel Hükümlerine aykırılık teşkil eden maddelerinin sırf bu sebeple 31.12.2008 tarihinden sonra uygulanmasının mümkün olmadığını açıkça belirtmiştir.
Ayrıca, 5252 Sayılı Kanun’un 9. maddesi uyarınca, Lehe olan hüküm, önceki (3167 SK) ve sonraki kanunların ( 1.1.2009’da yürürlüğe giren TCK madde 5) ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak, ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenir. Dolayısıyla, aynı kanunun geçici 1. maddesi yanında, yargılamada, 9. maddenin de göz önünde bulundurulmasıyla sanığın en lehine olan hükümlerin araştırılıp değerlendirilmesi gerekmektedir.
Bu çerçevede aşağıda, Çek Kanunu’ndaki karşılıksız çek keşide etme suçunu düzenleyen hükümleri yerine uygulanması gerektiği düşünülen TCK hükümlerinin kısa bir değerlendirilmesi yapılmıştır.
1. TCK m. 21 bakımından : 3167 SK. m. 16/1’de karşılıksız çek keşide etme suçu, “şekli suç” niteliğinde düzenlenmiştir. Ancak, TCK ’nın genel hükümleri (m. 21) uyarınca, bir suçun oluşumu kastın varlığına bağlıdır. Kast “doğrudan”(m. 21/1) veya “olası kast” (m. 21/2) olabilir. Bu nedenle, bir kişinin karşılıksız çek nedeniyle cezalandırılabilmesi için, bu kişinin çeki keşide ederken, çekin karşılıksız kalacağı kastıyla hareket etmiş olması gerekmektedir. Başka bir deyişle, bunu bilmeli ve istemelidir. Dolayısıyla, yapılan yargılamada, artık kastın varlığı mutlak olarak araştırılmalı ve bunun sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır.
Şayet olayda kast yoksa yahut fiil objektif sorumluluk çerçevesinde mütalaa ediliyorsa TCK m. 21/2’ye göre, somut olayda karşılıksız çek keşide eden kişide “olası kast”ın varlığı da ayrıca değerlendirilerek, maddede öngörülen ceza indirimleri uygulanmalıdır.
Bu noktada dikkate alınması gereken en önemli husus şudur: Eski TCK 45. madde çerçevesinde “objektif sorumluluk” kapsamında mütalaa edilen karşılıksız çek suçuna verilen cezalar, yeni TCK 21. maddeye aykırıdır. Zira , şayet suçun manevi unsuru olarak “doğrudan kast” aranmıyor ve objektif sorumluluk esasına göre “olası kast”ın var olduğu kabul edilerek ceza tayin ediliyorsa, bu durumda TCK m.21/2 uygulanmalı ve “diğer suçlar” kapsamında, temel cezada üçte birden yarısına kadar indirime gidilmelidir. Eski TCK madde 45’e göre böyle bir indirim gerekmediğinden mahkemeler kanunda öngörülen cezayı aynen verebilmekteydiler. Oysa yeni TCK madde 21, objektif sorumluluk halinin kabul edildiği suçlarda, yani “olası kast”ın varlığı halinde, verilecek cezalardan indirim yapılmasını emredici olarak va’zetmiş bulunmaktadır.
Şu halde, karşılıksız çek suçlarında suçun manevi unsuru olarak “kast” aranmalı, yok eğer objektif sorumluluğa göre ceza tayin ediliyorsa, “olası kast”ın varlığı araştırılmalı ve olası kast varsa temel cezada kanunda belirtilen indirim uygulanmalıdır. Bunlar yapılmadan tayin edilen cezalar, 3167 Sayılı Kanunun uygulanması açısından 1.1.2009’da yürürlüğe giren 5252 Sayılı yeni TCK ‘nun 5nci maddesi dalaletiyle 21 nci maddesine aykırılık teşkil etmektedir, bu sebeple de ortadan kaldırılmaları ve infazlarının durdurulması icap etmektedir. Aksi bir uygulama “kanunsuz suç ve ceza olamaz” esasına açık bir aykırılık teşkil edecektir.
2. TCK m. 52 – 61/8 bakımından
Çek Kanunu’na göre, karşılıksız çek keşide etme suçunun cezası, çek bedeli tutarı kadar “adli para cezası” olarak belirlenmekteydi. Ancak, 1.1.2009 tarihinden itibaren TCK’nın adli para cezalarına ilişkin 52. maddesi uygulama alanı bulacağından, ceza miktarının ve niteliğinin belirlenmesi farklılaşacaktır.
Adli para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir. Yargılama sonucunda verilen kararda, adli para cezasının belirlenmesinde esas alınan tam gün sayısı ile bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ayrı ayrı gösterilmelidir. Adli para cezasının miktarının tespiti artık, sadece bu yolla gerçekleştirilebilecektir.
Bu noktada, yargılamada sanığın lehine olan hafifletici hükmün de göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Hakim, ekonomik ve şahsi hallerini göz önünde bulundurarak, kişiye adli para cezasını ödemesi için hükmün kesinleşme tarihinden itibaren bir yıldan fazla olmamak üzere mehil verebileceği gibi, bu cezanın belirli taksitler halinde ödenmesine de karar verebilir. Taksit süresi iki yılı geçemez ve taksit miktarı dörtten az olamaz. Kararda, taksitlerden birinin zamanında ödenmemesi halinde geri kalan kısmın tamamının tahsil edileceği ve ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceği belirtilir. Dolayısıyla, karşılıksız çek keşide etme suçuna karşılık verilecek cezanın tayininde bu hükmün uygulanması gerekmektedir.
Burada karşılaşılacak bir başka sorun, karşılıksız çek keşide etme suçuna tayin edilecek cezanın tam gün karşılığının neye göre belirleneceğidir. Çek Kanunu’nun uygulamasında, ceza, karşılıksız çıkan çek miktarına göre belirlenmekteyken, TCK’nın 52. maddesinin uygulanmasıyla, öncelikle tamgün hesabının yapılması ve bir güne karşılık gelen parasal miktarın belirlenmesi üzerine karar verilmesi gerekmektedir.
TCK m. 61/8 hükmüne göre, adli para cezasının hesaplanması ise, adli para cezası hesaplanırken, bu madde hükmüne göre cezanın belirlenmesi ve bireyselleştirilmesine yönelik artırma ve indirimler, gün üzerinden yapılmalıdır. Adli para cezası, belirlenen sonuç gün ile kişinin bir gün karşılığı ödeyebileceği miktarın çarpılması suretiyle bulunacaktır. Bu itibarla, yargılama sonucunda verilecek adli para cezasının tayini usulü de tümden değişmektedir.
K I S A C A : Bu değerlendirmeler ışığı altında mahkemenizce verilen ilgili karar, 01.01.2009 tarihinde yürürlüğe girmiş bulunan TCK 5nci maddesi uyarınca , aynı kanunun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırılık teşkil etmektedir ve sanık/hükümlü lehine olan yeni hükümler uygulanmalıdır. Şöyle ki:
1. İlgili karar tesis edilirken, karar tarihindeki kanun uygulandığı için “kasıt” unsuru aranmamıştır. Oysa 3167 SK bakımından yürürlüğe giren TCK genel hükümlerine göre, suçun oluşumu kastın varlığına bağlıdır. Anılan suçun “taksirli” hali de kanunda öngörülmediğinden ceza yaptırımı uygulanamayacaktır. Diğer taraftan, 18.02.2009 tarih ve 5838 Sayılı Kanunun 18nci maddesindeki düzenlemeye göre, artık çek bir havale aracı değil, üzerinde yazılı tarihte ödenmesi gereken bir bono/poliçe haline gelmiştir. Bu düzenleme de esasen TCK nun kastı düzenleyen maddesiyle uyumludur ve böylece karşılıksız çek suçu, yasama organının da iradesiyle artık “kasıtlı suç” haline gelmiştir. Kast unsuru aranmadan verilen cezanın infazının durdurulması gerekmektedir.
Diğer taraftan, son düzenleme ile, geçici bir süre ile de olsa, “ibrazında ödenmesi” özelliği kaldırılmış olduğundan, havale ve ödeme aracı değil, bono/poliçe vasfı kazanmış olan çekin karşılıksız çıkmasından dolayı hapis cezası verilmesi uygulaması, Anayasanın 38nci maddesine eklenen son fıkrasına da aykırılık teşkil edecektir.
2. Tayin edilen adli para cezalarında TCK m. 52 ve m. 61/8 uygulanmalıdır.
N E T İ C E V E T A L E P :
Bu sebeplerle, sanık lehine olan TCK genel hükümlerinin davaya uygulanarak mahkemenizin ilgili kararında öngörülen cezanın ortadan kaldırılması ve infazın durdurulması hususunda hüküm tesis edilmesini arz ve talep ederiz.
sn 2121 bu dilekçeye yukarıdaki cgk kararını..ve anaysa mahkemesi kararını mutlaka ekleyin..
ben hala avukatla uğraşıyorum verdiremedim..
my way
ÖZÜR DİLERİM
Herkes yargıtayın içtihat kararını bekliyordu. Eğerki bu düzmece bir haber değilse adsız diyor ki olarak sayın KADER den herkesin önünde özür dilerim. çarşanba duyarsınız demişti.
infaz varsa tabi zaten gitmeyin..sona yaklaşıyoruz nasılsa..
my way
SN MY WAY SN EMİRİN EŞİNİZE YAZDIĞINIZ DİLEKÇE NE İÇİNDİ ÖZÜR DİLERİM KAÇIRMIŞIM MÜMKÜNSE AÇIKLARMISINIZ?
Ö R N E K İ T İ R A Z D İ L E K Ç E S İ
1. ASLİYE CEZA MAHKEMESİ BAŞKANLIĞINA
ANKARA
ESAS NO : 2003 /….
KARAR NO : 2005 / ….
SANIK : ……. ……….
TALEP : Mahkemenizin kesinleşen 2003/… ESAS, 2005/…. KARAR sayılı ilamı ile öngörülen cezanın kaldırılması ve hükmün infazının durdurulması talebidir.
O L A Y L A R :
5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un Geçici 1. Maddesine göre; “Diğer kanunların, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31 Aralık 2008 tarihine kadar uygulanır.”
Bu hüküm çerçevesinde, belirtilen tarihten sonra, Türk Ceza Kanunu dışındaki ceza hükmü getiren tüm ceza kanunları hükümlerinin, TCK’da öngörülen şekle uydurulması çerçevesinde, 3167 Sayılı Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanunun uygulanma şartlarının değerlendirilmesi gerekmektedir.
31.12.2008 tarihine dek, ceza hükmü getiren diğer özel kanunlardan olan 3167 Sayılı Çek Kanununun cezai hükümleri, TCK’nun genel hükümlerine aykırı olsa da uygulanabilmekteydi. Ancak 31.12.2008 tarihine kadar, Çek Kanununda gerekli değişiklikler yapılmadığından, artık 01.01.2009 tarihi itibariyle TCK’nun genel hükümlerinin (1-75. maddeleri) uygulama alanı bulması söz konusudur.
Nitekim Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 2005/90 sayılı kararında, çek suçları için TCK Genel Hükümlerindeki “uzlaşma” esaslarının uygulanmasını isteyen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının mütalaasını, 3167 Sayılı Kanunda öngörülen davayı ve cezayı ortadan kaldıran sebeplere ilişkin düzenlemenin , TCK Genel Hükümlerindeki (m. 73/8) uzlaşma kurumuna açıkça aykırı olduğundan bahisle, bu aykırı hükümlerin de 31.12.2006 (bilahare yapılan değişiklikle 31.12.2008) tarihine kadar uygulanacağı gerekçesiyle reddetmiştir. Bir başka deyişle, Ceza Genel Kurulu, 3167 Sayılı Kanunda yer alan ve fakat, yeni TCK Genel Hükümlerine aykırılık teşkil eden maddelerinin sırf bu sebeple 31.12.2008 tarihinden sonra uygulanmasının mümkün olmadığını açıkça belirtmiştir.
Ayrıca, 5252 Sayılı Kanun’un 9. maddesi uyarınca, Lehe olan hüküm, önceki (3167 SK) ve sonraki kanunların ( 1.1.2009’da yürürlüğe giren TCK madde 5) ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak, ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenir. Dolayısıyla, aynı kanunun geçici 1. maddesi yanında, yargılamada, 9. maddenin de göz önünde bulundurulmasıyla sanığın en lehine olan hükümlerin araştırılıp değerlendirilmesi gerekmektedir.
Bu çerçevede aşağıda, Çek Kanunu’ndaki karşılıksız çek keşide etme suçunu düzenleyen hükümleri yerine uygulanması gerektiği düşünülen TCK hükümlerinin kısa bir değerlendirilmesi yapılmıştır.
1. TCK m. 21 bakımından : 3167 SK. m. 16/1’de karşılıksız çek keşide etme suçu, “şekli suç” niteliğinde düzenlenmiştir. Ancak, TCK ’nın genel hükümleri (m. 21) uyarınca, bir suçun oluşumu kastın varlığına bağlıdır. Kast “doğrudan”(m. 21/1) veya “olası kast” (m. 21/2) olabilir. Bu nedenle, bir kişinin karşılıksız çek nedeniyle cezalandırılabilmesi için, bu kişinin çeki keşide ederken, çekin karşılıksız kalacağı kastıyla hareket etmiş olması gerekmektedir. Başka bir deyişle, bunu bilmeli ve istemelidir. Dolayısıyla, yapılan yargılamada, artık kastın varlığı mutlak olarak araştırılmalı ve bunun sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır.
Şayet olayda kast yoksa yahut fiil objektif sorumluluk çerçevesinde mütalaa ediliyorsa TCK m. 21/2’ye göre, somut olayda karşılıksız çek keşide eden kişide “olası kast”ın varlığı da ayrıca değerlendirilerek, maddede öngörülen ceza indirimleri uygulanmalıdır.
Bu noktada dikkate alınması gereken en önemli husus şudur: Eski TCK 45. madde çerçevesinde “objektif sorumluluk” kapsamında mütalaa edilen karşılıksız çek suçuna verilen cezalar, yeni TCK 21. maddeye aykırıdır. Zira , şayet suçun manevi unsuru olarak “doğrudan kast” aranmıyor ve objektif sorumluluk esasına göre “olası kast”ın var olduğu kabul edilerek ceza tayin ediliyorsa, bu durumda TCK m.21/2 uygulanmalı ve “diğer suçlar” kapsamında, temel cezada üçte birden yarısına kadar indirime gidilmelidir. Eski TCK madde 45’e göre böyle bir indirim gerekmediğinden mahkemeler kanunda öngörülen cezayı aynen verebilmekteydiler. Oysa yeni TCK madde 21, objektif sorumluluk halinin kabul edildiği suçlarda, yani “olası kast”ın varlığı halinde, verilecek cezalardan indirim yapılmasını emredici olarak va’zetmiş bulunmaktadır.
Şu halde, karşılıksız çek suçlarında suçun manevi unsuru olarak “kast” aranmalı, yok eğer objektif sorumluluğa göre ceza tayin ediliyorsa, “olası kast”ın varlığı araştırılmalı ve olası kast varsa temel cezada kanunda belirtilen indirim uygulanmalıdır. Bunlar yapılmadan tayin edilen cezalar, 3167 Sayılı Kanunun uygulanması açısından 1.1.2009’da yürürlüğe giren 5252 Sayılı yeni TCK ‘nun 5nci maddesi dalaletiyle 21 nci maddesine aykırılık teşkil etmektedir, bu sebeple de ortadan kaldırılmaları ve infazlarının durdurulması icap etmektedir. Aksi bir uygulama “kanunsuz suç ve ceza olamaz” esasına açık bir aykırılık teşkil edecektir.
2. TCK m. 52 – 61/8 bakımından
Çek Kanunu’na göre, karşılıksız çek keşide etme suçunun cezası, çek bedeli tutarı kadar “adli para cezası” olarak belirlenmekteydi. Ancak, 1.1.2009 tarihinden itibaren TCK’nın adli para cezalarına ilişkin 52. maddesi uygulama alanı bulacağından, ceza miktarının ve niteliğinin belirlenmesi farklılaşacaktır.
Adli para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir. Yargılama sonucunda verilen kararda, adli para cezasının belirlenmesinde esas alınan tam gün sayısı ile bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ayrı ayrı gösterilmelidir. Adli para cezasının miktarının tespiti artık, sadece bu yolla gerçekleştirilebilecektir.
Bu noktada, yargılamada sanığın lehine olan hafifletici hükmün de göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Hakim, ekonomik ve şahsi hallerini göz önünde bulundurarak, kişiye adli para cezasını ödemesi için hükmün kesinleşme tarihinden itibaren bir yıldan fazla olmamak üzere mehil verebileceği gibi, bu cezanın belirli taksitler halinde ödenmesine de karar verebilir. Taksit süresi iki yılı geçemez ve taksit miktarı dörtten az olamaz. Kararda, taksitlerden birinin zamanında ödenmemesi halinde geri kalan kısmın tamamının tahsil edileceği ve ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceği belirtilir. Dolayısıyla, karşılıksız çek keşide etme suçuna karşılık verilecek cezanın tayininde bu hükmün uygulanması gerekmektedir.
Burada karşılaşılacak bir başka sorun, karşılıksız çek keşide etme suçuna tayin edilecek cezanın tam gün karşılığının neye göre belirleneceğidir. Çek Kanunu’nun uygulamasında, ceza, karşılıksız çıkan çek miktarına göre belirlenmekteyken, TCK’nın 52. maddesinin uygulanmasıyla, öncelikle tamgün hesabının yapılması ve bir güne karşılık gelen parasal miktarın belirlenmesi üzerine karar verilmesi gerekmektedir.
TCK m. 61/8 hükmüne göre, adli para cezasının hesaplanması ise, adli para cezası hesaplanırken, bu madde hükmüne göre cezanın belirlenmesi ve bireyselleştirilmesine yönelik artırma ve indirimler, gün üzerinden yapılmalıdır. Adli para cezası, belirlenen sonuç gün ile kişinin bir gün karşılığı ödeyebileceği miktarın çarpılması suretiyle bulunacaktır. Bu itibarla, yargılama sonucunda verilecek adli para cezasının tayini usulü de tümden değişmektedir.
K I S A C A : Bu değerlendirmeler ışığı altında mahkemenizce verilen ilgili karar, 01.01.2009 tarihinde yürürlüğe girmiş bulunan TCK 5nci maddesi uyarınca , aynı kanunun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırılık teşkil etmektedir ve sanık/hükümlü lehine olan yeni hükümler uygulanmalıdır. Şöyle ki:
1. İlgili karar tesis edilirken, karar tarihindeki kanun uygulandığı için “kasıt” unsuru aranmamıştır. Oysa 3167 SK bakımından yürürlüğe giren TCK genel hükümlerine göre, suçun oluşumu kastın varlığına bağlıdır. Anılan suçun “taksirli” hali de kanunda öngörülmediğinden ceza yaptırımı uygulanamayacaktır. Diğer taraftan, 18.02.2009 tarih ve 5838 Sayılı Kanunun 18nci maddesindeki düzenlemeye göre, artık çek bir havale aracı değil, üzerinde yazılı tarihte ödenmesi gereken bir bono/poliçe haline gelmiştir. Bu düzenleme de esasen TCK nun kastı düzenleyen maddesiyle uyumludur ve böylece karşılıksız çek suçu, yasama organının da iradesiyle artık “kasıtlı suç” haline gelmiştir. Kast unsuru aranmadan verilen cezanın infazının durdurulması gerekmektedir.
Diğer taraftan, son düzenleme ile, geçici bir süre ile de olsa, “ibrazında ödenmesi” özelliği kaldırılmış olduğundan, havale ve ödeme aracı değil, bono/poliçe vasfı kazanmış olan çekin karşılıksız çıkmasından dolayı hapis cezası verilmesi uygulaması, Anayasanın 38nci maddesine eklenen son fıkrasına da aykırılık teşkil edecektir.
2. Tayin edilen adli para cezalarında TCK m. 52 ve m. 61/8 uygulanmalıdır.
N E T İ C E V E T A L E P :
Bu sebeplerle, sanık lehine olan TCK genel hükümlerinin davaya uygulanarak mahkemenizin ilgili kararında öngörülen cezanın ortadan kaldırılması ve infazın durdurulması hususunda hüküm tesis edilmesini arz ve talep ederiz.
Ö R N E K İ T İ R A Z D İ L E K Ç E S İ
1. ASLİYE CEZA MAHKEMESİ BAŞKANLIĞINA
ANKARA
ESAS NO : 2003 /….
KARAR NO : 2005 / ….
SANIK : ……. ……….
TALEP : Mahkemenizin kesinleşen 2003/… ESAS, 2005/…. KARAR sayılı ilamı ile öngörülen cezanın kaldırılması ve hükmün infazının durdurulması talebidir.
O L A Y L A R :
5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un Geçici 1. Maddesine göre; “Diğer kanunların, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31 Aralık 2008 tarihine kadar uygulanır.”
Bu hüküm çerçevesinde, belirtilen tarihten sonra, Türk Ceza Kanunu dışındaki ceza hükmü getiren tüm ceza kanunları hükümlerinin, TCK’da öngörülen şekle uydurulması çerçevesinde, 3167 Sayılı Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanunun uygulanma şartlarının değerlendirilmesi gerekmektedir.
31.12.2008 tarihine dek, ceza hükmü getiren diğer özel kanunlardan olan 3167 Sayılı Çek Kanununun cezai hükümleri, TCK’nun genel hükümlerine aykırı olsa da uygulanabilmekteydi. Ancak 31.12.2008 tarihine kadar, Çek Kanununda gerekli değişiklikler yapılmadığından, artık 01.01.2009 tarihi itibariyle TCK’nun genel hükümlerinin (1-75. maddeleri) uygulama alanı bulması söz konusudur.
Nitekim Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 2005/90 sayılı kararında, çek suçları için TCK Genel Hükümlerindeki “uzlaşma” esaslarının uygulanmasını isteyen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının mütalaasını, 3167 Sayılı Kanunda öngörülen davayı ve cezayı ortadan kaldıran sebeplere ilişkin düzenlemenin , TCK Genel Hükümlerindeki (m. 73/8) uzlaşma kurumuna açıkça aykırı olduğundan bahisle, bu aykırı hükümlerin de 31.12.2006 (bilahare yapılan değişiklikle 31.12.2008) tarihine kadar uygulanacağı gerekçesiyle reddetmiştir. Bir başka deyişle, Ceza Genel Kurulu, 3167 Sayılı Kanunda yer alan ve fakat, yeni TCK Genel Hükümlerine aykırılık teşkil eden maddelerinin sırf bu sebeple 31.12.2008 tarihinden sonra uygulanmasının mümkün olmadığını açıkça belirtmiştir.
Ayrıca, 5252 Sayılı Kanun’un 9. maddesi uyarınca, Lehe olan hüküm, önceki (3167 SK) ve sonraki kanunların ( 1.1.2009’da yürürlüğe giren TCK madde 5) ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak, ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenir. Dolayısıyla, aynı kanunun geçici 1. maddesi yanında, yargılamada, 9. maddenin de göz önünde bulundurulmasıyla sanığın en lehine olan hükümlerin araştırılıp değerlendirilmesi gerekmektedir.
Bu çerçevede aşağıda, Çek Kanunu’ndaki karşılıksız çek keşide etme suçunu düzenleyen hükümleri yerine uygulanması gerektiği düşünülen TCK hükümlerinin kısa bir değerlendirilmesi yapılmıştır.
1. TCK m. 21 bakımından : 3167 SK. m. 16/1’de karşılıksız çek keşide etme suçu, “şekli suç” niteliğinde düzenlenmiştir. Ancak, TCK ’nın genel hükümleri (m. 21) uyarınca, bir suçun oluşumu kastın varlığına bağlıdır. Kast “doğrudan”(m. 21/1) veya “olası kast” (m. 21/2) olabilir. Bu nedenle, bir kişinin karşılıksız çek nedeniyle cezalandırılabilmesi için, bu kişinin çeki keşide ederken, çekin karşılıksız kalacağı kastıyla hareket etmiş olması gerekmektedir. Başka bir deyişle, bunu bilmeli ve istemelidir. Dolayısıyla, yapılan yargılamada, artık kastın varlığı mutlak olarak araştırılmalı ve bunun sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır.
Şayet olayda kast yoksa yahut fiil objektif sorumluluk çerçevesinde mütalaa ediliyorsa TCK m. 21/2’ye göre, somut olayda karşılıksız çek keşide eden kişide “olası kast”ın varlığı da ayrıca değerlendirilerek, maddede öngörülen ceza indirimleri uygulanmalıdır.
Bu noktada dikkate alınması gereken en önemli husus şudur: Eski TCK 45. madde çerçevesinde “objektif sorumluluk” kapsamında mütalaa edilen karşılıksız çek suçuna verilen cezalar, yeni TCK 21. maddeye aykırıdır. Zira , şayet suçun manevi unsuru olarak “doğrudan kast” aranmıyor ve objektif sorumluluk esasına göre “olası kast”ın var olduğu kabul edilerek ceza tayin ediliyorsa, bu durumda TCK m.21/2 uygulanmalı ve “diğer suçlar” kapsamında, temel cezada üçte birden yarısına kadar indirime gidilmelidir. Eski TCK madde 45’e göre böyle bir indirim gerekmediğinden mahkemeler kanunda öngörülen cezayı aynen verebilmekteydiler. Oysa yeni TCK madde 21, objektif sorumluluk halinin kabul edildiği suçlarda, yani “olası kast”ın varlığı halinde, verilecek cezalardan indirim yapılmasını emredici olarak va’zetmiş bulunmaktadır.
Şu halde, karşılıksız çek suçlarında suçun manevi unsuru olarak “kast” aranmalı, yok eğer objektif sorumluluğa göre ceza tayin ediliyorsa, “olası kast”ın varlığı araştırılmalı ve olası kast varsa temel cezada kanunda belirtilen indirim uygulanmalıdır. Bunlar yapılmadan tayin edilen cezalar, 3167 Sayılı Kanunun uygulanması açısından 1.1.2009’da yürürlüğe giren 5252 Sayılı yeni TCK ‘nun 5nci maddesi dalaletiyle 21 nci maddesine aykırılık teşkil etmektedir, bu sebeple de ortadan kaldırılmaları ve infazlarının durdurulması icap etmektedir. Aksi bir uygulama “kanunsuz suç ve ceza olamaz” esasına açık bir aykırılık teşkil edecektir.
2. TCK m. 52 – 61/8 bakımından
Çek Kanunu’na göre, karşılıksız çek keşide etme suçunun cezası, çek bedeli tutarı kadar “adli para cezası” olarak belirlenmekteydi. Ancak, 1.1.2009 tarihinden itibaren TCK’nın adli para cezalarına ilişkin 52. maddesi uygulama alanı bulacağından, ceza miktarının ve niteliğinin belirlenmesi farklılaşacaktır.
Adli para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir. Yargılama sonucunda verilen kararda, adli para cezasının belirlenmesinde esas alınan tam gün sayısı ile bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ayrı ayrı gösterilmelidir. Adli para cezasının miktarının tespiti artık, sadece bu yolla gerçekleştirilebilecektir.
Bu noktada, yargılamada sanığın lehine olan hafifletici hükmün de göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Hakim, ekonomik ve şahsi hallerini göz önünde bulundurarak, kişiye adli para cezasını ödemesi için hükmün kesinleşme tarihinden itibaren bir yıldan fazla olmamak üzere mehil verebileceği gibi, bu cezanın belirli taksitler halinde ödenmesine de karar verebilir. Taksit süresi iki yılı geçemez ve taksit miktarı dörtten az olamaz. Kararda, taksitlerden birinin zamanında ödenmemesi halinde geri kalan kısmın tamamının tahsil edileceği ve ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceği belirtilir. Dolayısıyla, karşılıksız çek keşide etme suçuna karşılık verilecek cezanın tayininde bu hükmün uygulanması gerekmektedir.
Burada karşılaşılacak bir başka sorun, karşılıksız çek keşide etme suçuna tayin edilecek cezanın tam gün karşılığının neye göre belirleneceğidir. Çek Kanunu’nun uygulamasında, ceza, karşılıksız çıkan çek miktarına göre belirlenmekteyken, TCK’nın 52. maddesinin uygulanmasıyla, öncelikle tamgün hesabının yapılması ve bir güne karşılık gelen parasal miktarın belirlenmesi üzerine karar verilmesi gerekmektedir.
TCK m. 61/8 hükmüne göre, adli para cezasının hesaplanması ise, adli para cezası hesaplanırken, bu madde hükmüne göre cezanın belirlenmesi ve bireyselleştirilmesine yönelik artırma ve indirimler, gün üzerinden yapılmalıdır. Adli para cezası, belirlenen sonuç gün ile kişinin bir gün karşılığı ödeyebileceği miktarın çarpılması suretiyle bulunacaktır. Bu itibarla, yargılama sonucunda verilecek adli para cezasının tayini usulü de tümden değişmektedir.
K I S A C A : Bu değerlendirmeler ışığı altında mahkemenizce verilen ilgili karar, 01.01.2009 tarihinde yürürlüğe girmiş bulunan TCK 5nci maddesi uyarınca , aynı kanunun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırılık teşkil etmektedir ve sanık/hükümlü lehine olan yeni hükümler uygulanmalıdır. Şöyle ki:
1. İlgili karar tesis edilirken, karar tarihindeki kanun uygulandığı için “kasıt” unsuru aranmamıştır. Oysa 3167 SK bakımından yürürlüğe giren TCK genel hükümlerine göre, suçun oluşumu kastın varlığına bağlıdır. Anılan suçun “taksirli” hali de kanunda öngörülmediğinden ceza yaptırımı uygulanamayacaktır. Diğer taraftan, 18.02.2009 tarih ve 5838 Sayılı Kanunun 18nci maddesindeki düzenlemeye göre, artık çek bir havale aracı değil, üzerinde yazılı tarihte ödenmesi gereken bir bono/poliçe haline gelmiştir. Bu düzenleme de esasen TCK nun kastı düzenleyen maddesiyle uyumludur ve böylece karşılıksız çek suçu, yasama organının da iradesiyle artık “kasıtlı suç” haline gelmiştir. Kast unsuru aranmadan verilen cezanın infazının durdurulması gerekmektedir.
Diğer taraftan, son düzenleme ile, geçici bir süre ile de olsa, “ibrazında ödenmesi” özelliği kaldırılmış olduğundan, havale ve ödeme aracı değil, bono/poliçe vasfı kazanmış olan çekin karşılıksız çıkmasından dolayı hapis cezası verilmesi uygulaması, Anayasanın 38nci maddesine eklenen son fıkrasına da aykırılık teşkil edecektir.
2. Tayin edilen adli para cezalarında TCK m. 52 ve m. 61/8 uygulanmalıdır.
N E T İ C E V E T A L E P :
Bu sebeplerle, sanık lehine olan TCK genel hükümlerinin davaya uygulanarak mahkemenizin ilgili kararında öngörülen cezanın ortadan kaldırılması ve infazın durdurulması hususunda hüküm tesis edilmesini arz ve talep ederiz.
sayın 21 risk almayın bir yakınınızı yollayın bende kendim girecek değilim avukatım girecek.Şimdi sevgili my way bunların dışında özel sorularınız varsa onları sorduracağım.Bizi öyle uzun uzun kimsenin dinleyeceğini sanmıyorum sadece ne var ne yok haberler gerçekten 28 şubat olayından birşeyler oluyor mu genel bakış açıları neler gibi
sn tlgerd
ancak okudum ben buradayım ve en son gideceğimden emin olabilirsin..))
my way
sn stranger
ben zaten tahmin edebiliyorum..neler olacağını sorum yok ..tek derdim fazla uzamadan bitmesi..
biteceğine zaten hiç şüphe duymadım..yılbaşından sonra..
my way
sn my wy
dilekçe için sağolun düşünceniz içinde teşekürler.
sn strenger sizede teşekürler.
benim sürem yarın doluyor yarın infazın son günü sanırım saat 17 olmadan almazlar
sn 21
dilekçeyi ankara hukuklu yazdı..
tekrar teşekkür ediyorum zahmetleri için..
my way
burada bulunup mücadele eden destek olan tüm arkadaşlar sonsuz teşekürler
my way abi cidden mi diyorsun bitti diye oley çekelim mi abi ?
tolga
sn my way
son yorumlar
31.12.2008 tarihine kadar değişiklik yapılmadığından 3167 sayılı kanuna göre yargılama yaparken uzlaşma kurumuna başvurma mecburiyeti var. Yukarıda bahsedilen CGK kararı bu yönde. Bunu uygulayan var mı acaba ?Yargıtay 5.C.D. ..... ....
-----------------------------------------------
Sayın ......,
Hakimler sadece yazılı talep üzerine karar verirler. Y. S. .....
-----------------------------------------------
Sayın Savcı arkadaşlarım,
Yukarıda bahsettiğim Genel Kurul kararı lehte bir karar. Karar diyorki uzlaşma kurumu uygulanmak zorundadır. Ancak 31.12.2008 tarihine kadar kanunlarda değişiklik yapılmasına dair geçici madde olduğundan bunu şu anda uygulayamayız. Ancak karar 2005 tarihli ve bugün için 31.12.2008 da bu değişiklik yapılmadı ve uzlaşma kurumu gündeme geldi. Bu kurumu nasıl faaliyete geçireceğiz. Yani kesinleşmiş bir kararda YCGK kararını nasıl uygulayacağız. Hakim .... .....
---------------------------------------------
Yorumlar yapıldıkça aktaracağım
sn 21 kusura bakmayın belki atlamışımdır ama sizin infaz durumunuz nedir nasıl oluyor 17.00 da doluyor diye yazdınız nedir bu durum.......
kimse yok heralde my way nerdesin?
burdayız...
sn cüneyt
ben bu cgk kararını ilk bulduğumda kaydetme sebebim 5. maddenin ertelendiğinden yürürlükte olmadığından uygulanmadığı..ertelenmişti çünkü ..bunu defalarca dile getirdim en son ankara hukuklu nun dikkatini çekti ve bir kaçgündür yok..belkide infazı durdurmuştur..
my way
....."Ancak 31.12.2008 tarihine kadar kanunlarda değişiklik yapılmasına dair geçici madde olduğundan bunu şu anda uygulayamayız.....
Hakimin yazısından alıntı yaptım..Kendi kendine söylemiş zaten sayın Hakimimiz "uygulayamayız" diyor.Anladığım kadarı ile uzlaşma ilkesi geri gelirse tüm davalar düşer yeniden yargılama başlar fakat yeni TCK olduğu için yeni TCK da bulunan tüm LEHTE unsurlar uygulanır.Kast aramak zorunda kalınır gibi bir sürü karışıklık var.Çok hayırlı yorumlar bunlar teşekkür ederiz Cüneyt Bey
R.C
arkadaşlar bence günün engüzel gelişmesi sayın cüneyt in buraya attığı yazışmalardır
zaten burada yazıp çizdik geçen haftadan beri
bu 7 .daire kararı bizi kurtaracak ve 10.daireye de kapak olacaktır veya olmuştur
saygılar
my way
Y.Savcısı diyorki: Hakimler sadece yazılı talep üzerine karar verirler.
Yani talep etmezsek kararda vermezmiş..
Dilekçelerin önemi:)
R.C
devamında
Ancak karar 2005 tarihli ve bugün için 31.12.2008 da bu değişiklik yapılmadı ve uzlaşma kurumu gündeme geldi.
diyor
Uygulanmaz demiyor
ama bunu nasıl yapacağız diyor
Uygulanması gereken lehe bir durum var ama ne?
ilerki yazışmalarda anlaşılır:)
takipteyim:))))
Bizden kaçamazlar;)
sn cüneyt
anayasa mahkemesi kararıda öyle zaten.. 2002 deki karara bakarsan sadece bir cümle açısından incelemiş..
mesela tebligattan itiraz edildi ise sadece tebligata bakar..
ama genede bir kararda sn ali kınacı karşı oy kullandı ..hatırlarsan..
my way
Onu diyorum bende uzlaşma kurumu diye bir olay varmış eskiden...Şimdi yasa ile degişiklik olmadıgı için ona dönmemiz gerekiyor ama yeni TCK ilede ona dönmemiz karışık nasıl yapıcaz ne yapıcaz noktasında kalmış olay sanıyorum...dizi film gibi oldu valla devamını bekliyoruz.
Bu arada dilekçelerin önemi konusunda yüzde bir milyon katılıyorum size.Yani beraat ictihattı cıksa bile dilekce vermeden olmaz illa ağlayan bebeğe süt durumu var hukukta.
R.C
my way
Ali Kınacı
Bizim Hukukcu
Bu gün emin oldum
Ali bey uyuşturucu davalarıyla ilgili ama adalet org da çeke hapis konusunda meslektaşlarına atıp tutuyor:)
sn cüneyt
uzlaşma konusu gene tck da bir madde ..no sunu hatırlayamıyorum..ama mantığı şu sanık alacaklı ile mahkeme beni uzlaştırsı diyor..itiraz ediyor..
yani tck 52 gibi veya diğer itiraz ettiğimiz konular gibi..
my way
Sayın My Way ,
Sayın Ali Kınacının karşı oy gerekçesindeki maddeler hatırlayalım gayesi ile ;
3167 SY'NIN 16/1-3, TCK'nun 20, 43, MYWAY MADDESİ, 53, 60, 61.MADDELERİ.
O My Way maddesi yazan yerde 52 yazıyordu ama ben sizinle özdeşleştirdim artık.
R.C
5237 SAYILI TÜRK CEZA KANUNUNDA UZLAŞMA MÜESSESESİ
CMK ile getirilen yeniliklerden birisi de uzlaşma müessesesidir.
Soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı suçlarda, şikâyetten vazgeçmeden ayrı olarak kabul edilen bir müessese olan uzlaşma da, mağdurun uğradığı zararın herhangi bir şekilde karşılanması şartı aranmaktadır. Uzlaşma halinde, fail, suçtan zarar gören gerçek kişi veya özel hukuk tüzel kişisinin uğradığı zararın tümünü veya büyük bir kısmını ödemeyi veya gidermeyi üstlenmektedir.
Uzlaşma (Uzlaştırma), 5271 s. CMK nun 253, 254 ve 255. maddelerinde düzenlenmiştir.
Türk Ceza Kanununun 73. maddesinin sekizinci fıkrasında; “Suçtan zarar göreni gerçek kişi veya özel hukuk tüzel kişisi olup, soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı bulunan suçlarda, failin suçu kabullenmesi ve doğmuş olan zararın tümünü veya büyük bir kısmını ödemesi veya gidermesi koşuluyla mağdur ile fail özgür iradeleri ile uzlaştıklarında ve bu husus Cumhuriyet savcısı veya hâkim tarafından saptandığında kamu davası açılmaz veya davanın düşürülmesine karar verilir.” şeklinde yapılan düzenleme kaldırılmıştır.
5271 s. CMK. ya göre ise;
Soruşturma aşamasında;
a)Cumhuriyet savcısı, yapılan soruşturmanın durumuna göre, kanunun uzlaşma yapılabilmesi olanağını verdiği hâllerde, faili bu Kanunun öngördüğü usullere göre davet ederek suçtan dolayı sorumluluğunu kabul edip etmediğini sorar.
b)Fail, suçu ve fiilinden doğmuş olan maddî ve manevî zararın tümünü veya bunun büyük bir kısmını ödemeyi veya zararları gidermeyi kabullendiğinde durum, mağdura veya varsa vekiline veya kanunî temsilcisine bildirilir.
c)Mağdur, verilmiş olan zararın tümüyle veya büyük bir kısmı itibarıyla giderildiğinde özgür iradesi ile uzlaşacağını bildirirse, soruşturma sürdürülmez.
Uzlaşma konusundaki işlemler belirlenecek uzlaştırıcı aracılığı ile çözümlenir. Bu uzlaştırıcı şu şekilde tespit edilir;
Cumhuriyet Savcısı, fail ile mağdur arasında uzlaşma işlemlerini idare etmek, tarafları bir araya getirerek bir sonuca ulaşmalarını sağlamak üzere, fail ve mağdurun bir avukat üzerinde anlaşamadıkları takdirde, bir veya birden fazla avukatın uzlaştırıcı olarak görevlendirilmesini barodan ister. Uzlaştırıcı, başvurunun yapıldığı tarihten itibaren en geç otuz gün içinde uzlaşmayı sonuçlandırır. Cumhuriyet savcısı bir defaya mahsus olmak üzere bu süreyi otuz gün daha uzatabilir. Uzlaştırma süresince zamanaşımı durur.
Yasa uzlaşma müzakerelerine ilişkin şu hükümleri getirmiştir:
Uzlaşma müzakereleri gizli olarak yürütülür. Uzlaştırma sırasında ileri sürülen bilgi, belge ve açıklamalar taraflarca izin verilmedikçe daha sonra açıklanamaz. Uzlaştırmanın başarısız olması nedeniyle daha sonra dava açılması halinde uzlaştırma sırasında failin bazı olayları veya suçu ikrar etmiş olması davada aleyhine delil olarak kullanılmaz. Uzlaştırıcı, yaptığı işlemleri ve uzlaşmayı sağlayıcı müdahalelerini belirten bir raporu on gün içinde ilgili Cumhuriyet savcısına sunar.
Zarar, uzlaşmaya uygun olarak giderildiğinde ve uzlaştırma işleminin giderleri, fail tarafından ödendiğinde, kovuşturmaya yer olmadığına karar verilir.
Kovuşturma Aşamasında Uzlaşma:
Kamu davasının açılması halinde, uzlaşmaya tâbi bir suç söz konusu ise, uzlaştırma işlemleri 253 üncü maddede belirtilen usule göre, mahkeme tarafından da yapılır. Uzlaşmanın gerçekleşmesi halinde davanın düşmesine karar verilir.
Birden fazla fail bulunduğunda uzlaşmanın etkisinin ne olacağı 255. maddede düzenlenmiştir. Buna göre; aralarında iştirak ilişkisi olsun veya olmasın birden çok kişi tarafından işlenen suçlarda, ancak uzlaşan kişi uzlaşmadan yararlanır.
* * *
Uzlaşma
Madde 253 - (Değişik: 19/12/2006-5560/24 md.)
(1) Aşağıdaki suçlarda, şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar gören gerçek veya özel hukuk tüzel kişisinin uzlaştırılması girişiminde bulunulur:
a) Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı suçlar.
b) Şikâyete bağlı olup olmadığına bakılmaksızın, Türk Ceza Kanununda yer alan;
1. Kasten yaralama (üçüncü fıkra hariç, madde 86; madde 88),
2. Taksirle yaralama (madde 89),
3. Konut dokunulmazlığının ihlali (madde 116),
4. Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması (madde 234),
5. Ticari sır, bankacılık sırrı veya müşteri sırrı niteliğindeki bilgi veya belgelerin açıklanması (dördüncü fıkra hariç, madde 239),
suçları.
(2) Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olanlar hariç olmak üzere; diğer kanunlarda yer alan suçlarla ilgili olarak uzlaştırma yoluna gidilebilmesi için, kanunda açık hüküm bulunması gerekir.
(3) Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olsa bile, etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlar ile cinsel dokunulmazlığa karşı suçlarda, uzlaştırma yoluna gidilemez.
(4) Soruşturma konusu suçun uzlaşmaya tâbi olması halinde, Cumhuriyet savcısı veya talimatı üzerine adlî kolluk görevlisi, şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar görene uzlaşma teklifinde bulunur. Şüphelinin, mağdurun veya suçtan zarar görenin reşit olmaması halinde, uzlaşma teklifi kanunî temsilcilerine yapılır. Cumhuriyet savcısı uzlaşma teklifini açıklamalı tebligat veya istinabe yoluyla da yapabilir. Şüpheli, mağdur veya suçtan zarar gören, kendisine uzlaşma teklifinde bulunulduktan itibaren üç gün içinde kararını bildirmediği takdirde, teklifi reddetmiş sayılır.
(5) Uzlaşma teklifinde bulunulması halinde, kişiye uzlaşmanın mahiyeti ve uzlaşmayı kabul veya reddetmesinin hukukî sonuçları anlatılır.
(6) Resmî mercilere beyan edilmiş olup da soruşturma dosyasında yer alan adreste bulunmama veya yurt dışında olma ya da başka bir nedenle mağdura, suçtan zarar görene, şüpheliye veya bunların kanunî temsilcisine ulaşılamaması halinde, uzlaştırma yoluna gidilmeksizin soruşturma sonuçlandırılır.
(7) Birden fazla kişinin mağduriyetine veya zarar görmesine sebebiyet veren bir suçtan dolayı uzlaştırma yoluna gidilebilmesi için, mağdur veya suçtan zarar görenlerin hepsinin uzlaşmayı kabul etmesi gerekir.
(8) Uzlaşma teklifinde bulunulması veya teklifin kabul edilmesi, soruşturma konusu suça ilişkin delillerin toplanmasına ve koruma tedbirlerinin uygulanmasına engel değildir.
(9) Şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar görenin uzlaşma teklifini kabul etmesi halinde, Cumhuriyet savcısı uzlaştırmayı kendisi gerçekleştirebileceği gibi, uzlaştırmacı olarak avukat görevlendirilmesini barodan isteyebilir veya hukuk öğrenimi görmüş kişiler arasından uzlaştırmacı görevlendirebilir.
(10) Bu Kanunda belirlenen hâkimin davaya bakamayacağı haller ile reddi sebepleri, uzlaştırmacı görevlendirilmesi ile ilgili olarak göz önünde bulundurulur.
(11) Görevlendirilen uzlaştırmacıya soruşturma dosyasında yer alan ve Cumhuriyet savcısınca uygun görülen belgelerin birer örneği ve
Genel bakıldığında bu Uzlaşma durumu bizim acımızdan çok olumlu değil gibi sayın My Way.Hangi alacaklı uzlaşacak veyahutta herşeyimiz gitmişken zarar tazminini nasıl gerçekleştireceğiz gibi sorular aklıma geliyor.
Ben buna girilmeyeceği kanısındayım.Diğer aykırılıklarla bu iş biter gibi.
R.C
sn arkadaşlar
realite şu sona yaklaşıyor bu konu..sn cüneyt adalet org da yazan kişileri birde google da test edersen tam emin olacağım..
paranoyak oldum iyice ..
zaten eminim de genel kanının oluştuğu konusunda emin olmak lazım ..
adalet org da bugün çıkan yorumlardan sonra birçok asliye cezanın infazları durdurmasına şaşırmam artık..zaten doğru olan buydu..40 yanlş bir doğru etmez..
yanlış hesap bağdattan döner..
my way
sn r.c
bu kararı ben 6 ay kadar önce buldum amacım infazın durması ve tekrar yargılamanın yolunu açmak kesinleşen dosyada ama 31 .12.2008 e kadar malum takıldı..
my way
ama asıl konu tck 5. maddenin önü bu kararla kapandı..31.12.2008 e kadar ..gene bu kararla 01.01.2009 da açıldığını düşünmüştüm ve sanırım haklıyım..
cgk kendi verdiği kararın arkasında duracak sanırım..
my way
my way
savcı için tıkla
http://www.haber7.com/haber/20090130/Kaymaz-Gazeteci-de-dinlenemez.php
11 daire için tıkla altta üyeler var
http://www.adalet.org/cbekran.php?id=5755
ben ikna oldum
Sayın My Way bende diyorum ki inşallah bunlara gerek kalmaz 52 den falan Kanunsuz Suca ceza olmaz kararı cıkar aynı 7.daireden markalara cıktıgı gibi.Bizde bi ufak dilekce ile davaların düşümü akabinde Gbt düşümü yaptırırız,c.evinde olanlar zaten direkt dilekce verir tahliyeler başlar inşallah.Çokmu hayalperest konuştum?
R.C
sn cüneyt
bu iş tamam..
sn r.c
ben dedim ya o gün içindi zaten 6 ay için elde birşey yoktu sinekten yağ çıkarmaya çalışıyorduk.o günlerde bile bir umut ışığı arıyor yılmıyorduk..
fakat ne güzel ki bilginin kötüsü olmaz o gün kaydettiğim cgk karar tck 5. maddenin önünü tamamen açıyor..
my way
sn arkadaşlar
bence bu saatten sonra asliye ceza mahkemeleride boşuna itiraz reddetmez..nasıl olsa bu iş bitti derler..ama genede bir kaçgün daha beklemek lazım karar nasıl olsa çıkacak..
my way
SAYIN MY WAY
Cüneyt Beyin anlattıkları doğrudur adım gibi eminim.(hakim ve Savcılar)
SAYGILAR
ben zaten cüneyt için demedim ..buraya milletin yazdığı gibi birileri yazmasın dedim kafamdan..değilse sitenin en sağlam ve en dirençli bireylerinden sn cüneyt..kendisi anladı zaten ne demek istediğimi..
my way
SN
arkadaşlar ben dilekçeleri kendi mahkemelerime güre uyarlayıp hazırladım ve yarın vereceğim kaybedecek bir şeyimiz yok hayırlıylan bakalım.
sn fako sormuş sanırım nasıl infazın saat 17 e kadar diye benim yarın 30 günlük infaz müdetimin son günü yani ya cezayı yatıracağım yada gidip yatacağım ve ya kaçak dolaşacağım.
aslında gbt den aranıyordum tesadüfen hastahaneye erken gittim polisler evden aramış haberini aldım hemen infaza gitti ve tebliğin yanlış yapıldığını gördüm infaz savcısına tebliğten ititaz ederek infazı durdurup o gün tebliği yeniden aldım ve yarın son bu 1 dava için geçerli diğer tebliğatlar da çıkmış onlarda geliyor yani hastahane olmasaidi o gün de cumaydı itiraz şansıda zordu yani buca cezaevinde olacaktım
Yorum Gönder