Suç ve cezalara ilişkin esaslar
Madde 33- (1) Suç ile ceza ve ceza yerine geçen güvenlik tedbirleri ancak kanunla konulur. Kimse, işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiili gerçekleştirmesinden dolayı cezalandırılamaz ve kimseye suçu işlediği zaman kanunda o suç için konulmuş olan cezadan daha ağır bir ceza verilemez.
(2) Suç ve ceza zamanaşımı ile ceza mahkûmiyetinin sonuçları konusunda da birinci fıkra uygulanır.
(3) Suçluluğu kesin mahkeme kararı ile hükmen sabit oluncaya kadar, kimse suçlu sayılamaz.
(4) Hiç kimse, kendisini ve kanunda gösterilen yakınlarını suçlayan bir beyanda bulunmaya veya bu yolda delil göstermeye zorlanamaz.
(5) Ceza sorumluluğu şahsîdir.
(6) Hiç kimse, yalnızca sözleşmeden doğan bir yükümlülüğü yerine getirememesinden dolayı hürriyetinden alıkonulamaz.
(7) Ölüm cezası ve genel müsadere cezası verilemez.
(8) Kamu İdaresi, kişi hürriyetinin kısıtlanması sonucunu doğuran bir müeyyide uygulayamaz. Türk Silâhlı Kuvvetlerinin iç düzeni bakımından bu hükme kanunla istisnalar getirilebilir.
(9) Uluslararası Ceza Divanına taraf olmanın gerektirdiği yükümlülükler hariç olmak üzere, vatandaş, suç sebebiyle yabancı bir ülkeye verilemez.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
22.646 yorum:
«En Eski ‹Eski 14601 – 14800 / 22646 Yeni› En yeni»offffff ki offff
Ben bu gün aldıgınm bir habere göre,
Yargıtayın bizimle ilgili görüşleri hic olumlu degil,yerel mahkemeler işnfazı durduruyorlarmış ama Yargıtay infazın verilmesi yönündeymiş
böyle ipsiz sapsız,ilgisiz haberleri yapıştırarak bize okutmanızın ne işe yarıyor,elinize ne geçiyor bilmiyorum..KKTC ile bizim ne ilgimiz vaaarrr..AASAA
senin aldığın duyumunda senin de amına koyayım
böyle ipsiz sapsız,ilgisiz haberleri yapıştırarak bize okutmanız ne işe yarıyor,elinize ne geçiyor bilmiyorum..KKTC ile bizim ne ilgimiz vaaarrr..AASAA
BWN KIZINCA KIZDI OLUYOR YİNE BİRİ DUYUM ALMIŞ YARGITAYDAN NE OLDU HAŞA ALLAHTAN VAHİYMİ GELDİ BIRAKIN ARTIK BOŞ İŞLERİ YAV 3434
AHİM den başka yol kalmadı
bana küfür edene aynen kendine iade ediyorum,sitenin seviyesini düşürmemek adına susuyorum.
artı duydugum doğru ve emin yerden bende sizler gibi mağdurum.
valla haklısın 3434,
bunlar insanı çileden çıkartıyor,ondan sonrada niye küfür geliyor diyoruz..yani hak etmiyor değillerde...dingiller.. AASAA
MY WAY ABİ NERDESİN YA 3434
ALLAH HEPİNİZİN CEZASINI VERSİN DOGRU SÖYLEYİNCE KÜFÜR UMUT VAAD EDİNCE TEBRİK BUNDAN SONRA SİZE TEL KELİME YOK BEN NASIL OLSA BULURUM YOLUNU CAHİLLER ACABA DÜŞÜNDÜNÜZMÜ BURANIN ESKİ İNSANLARI NEREYE KAYBOLDU
selam arkadaşlar
my way
şu duyumu nerden aldınız sayın adsız bizimle de paylaşır mısınız
arkadaşlar
geçen gün bana hacize gelen ve dini imanı para olan bir avukatla konuştum
mahkemeler çek suçlusunun lehine ne varsa kullanıyor diyor kendisi bu konuda çok mutsuz ama yırtınmanıza gerek yok eninde sonunda bu sizin lehinize sonuçlanacak diyor
osman
sayın adsız lütfen haberin doğruluğu hakkında bilgi verirseniz buradaki insanlar da ona göre davranır
sn 3434
kalp kalbe karşı derler.sen sordun ben geldim..nette sorun vardı sanırım giremedim.bir türlü..
my way
SAYIN UMUTLUYUM bakarmısınız küfürlere,cahiller bunlar,duydugum ceza 10 dairenin hakimlerinden ve canım cok sıkıldı,hatta bende cıkar yol mutlaka bulup bana yol göstermelisiniz dedim. sonra görüşürüz dedi.inşaALLAHyalan olurda bende yalancı olurum
bu sitedeki adamların umududa sana kalmıştı zaten
nolur gitme ya
sn cüneyt hala yok,umarım bir sorun yoktur..
my way
sn 13.19
emin bir yerden duyum almanızdan benim anladığım cgk üyerinden birisi olması gerekir
dün de bir arkadaş avukatının eski hakim ve savcılık geçmişi olan bir kişi olduğunu söyleyip bu karrın lehte çıktığını ama daha kararın kamu ya verilmediğini söyledi yani arkasına böyle bir dayanak getirdi
sen sadece emin bir yerden aldığını söyleyip yazduğın şeyi ortada bırakıyorsun
aklın yolu bir bu kadar lehe olan bir düzen içersinde kanunsuz suç olamaz denen( ki bizler söylemiyoruz)
nasıl bir sağlam bir duyum ki yargıtayın infazların devam yönünde olması gerektiğini belirten konu
evet biliyoruz 3e karşı 2 oyla 2 dosya onadılar ve iş cgk ya kaldı
bizi burda ilgilendiren çıkacak sonuç değil bizler zaten biliyoruz ki sonuç lehimize çıkacak esas konu bu işin ne zaman olacağı s
siz şu emin olduğunuz yere bu konunun ne zaman açıklığa kavuşacağını sorsanız hepimizi mutlu edeceksiniz
sn arkadaşlar
bu konu sona yaklaştı ve netice çıksa hemen haber kanallarına düşer.bakmayın siz medyanın sessiz olmasına,anında haber yaparlar kesinleşse..
onun haricinde tarih vermek,daha öncekiler gibi desteksiz atma olur..
karavana olur..
my way
sayın adsız dikkat ederseniz boş olarak olumlu umut vaad edenede bu sitede tepki gösteriliyo herkezin morali bozuk zaten kaynağını söylemeden duyum belirtince tepkide doruğa çıkıyo haliyle
,
osman
yav arkadaşlar yav umutluyumbu adsız denen kişiye harbiden inandıysanız ne diyeyim yani.allah allah yaaa.bu kadar saf olamazsınız inanamıyorum.....şuna emin oldum şu sitede 7-8 kişi hariç ciddi insan kalmadı...
sn my way
hoş geldiniz
SAYIN TLGER
ben telefon acar sorarımda
inşallah siz de bir sorun yoktur
siz yoksunun zortalıklarda
ayrıca sn cuneyt in bizim gibi bir söz konusu değil o istediği kadar dolaşabilir sanıyorum ::)))
sn arkadadaşlar,
aklın yolu bir,günlerdir burada ilgili konularda birazcık dahi bilgisi olanlar tartışıyor,hukuk camiası devamlı çelişki içinde ve geenelde bizim lehimize olan bir çıkmazın içindeler yck nun beyaza siyah diyecek halide yok..o zaman biraz sabır ..beklemekten başka çaremiz yok..saygılar AASAA
tlgerd ve my way hoşgeldiniz ...
MY WAY ABİ ÇOK ŞÜKÜR GELDİN ,TLGERD ABİ SENDE HOŞ GELDİN SİTENİN TADI KAÇMIŞTI:)DESTEKSİZ ATAN ATANA SAYGILARIMLA KARDEŞİNİZ 3434
arkadaşlar boş verin duyumları muyumları.dogru şeyler yazılsın.kimse kimseninde kalbini kırmasın.unutmayın ortak bir davaa için buradayız,ortak dava için birbirimizle yazışma imkanı buluyoruz.amacımız haber almak ve bu konuyu hızlandıracak bişeyler yapmak...ŞUNUTA UNUTMAYIN.... BU İŞ MUHAKKAK OLACAK ,KAÇARI YOK,ÖYLE YADA BÖYLE OLACAK.az bir rakam degil ve hepsi ekonominin bir parçası olan esnaf ve iş adamı....daha öncede yazmıştım,en büyük avantajımız ,içinde bulundugumuz kriz ortamıdır...bence krize karşı alınacak önlem paketlerinin başında gelir bu mesele.bunu hükümette ,yargıda çok iyi biliyor.sabredelim arkadaşlar,mücadeleye devam,kavgalara ve atışmalara son verelim.biraraya gelmişken bu birlikteligi kaybetmeyelim.düşünün bir şürü bilgi alışverişi yapıyoruz.kararları ve haberleri anında burda görüyoruz,haklı yorumları burada okuyoruz....dd1dd2
adsız arkadaşım
ben size ne yapıp ne yapamıyacağınız hakkında bir şey söylemiyorum
sadece birşey yazarken veya yorum yazarken bir dayanak noktasu bulunması gerektiğini savunuyorum
tabiki telefon açıp sorabilirsin
ama nereye açtığın ve kimin yorumunu buraya yansıtığın önemli
yargıtay dediğin çok üyeli ve en üst adalet yeridir
tabiki karşı olan üylerde olacaktır ama bunu genel bir kanı gibi buraya yazman birçok kişiyi demoralize eder.
bu arada my way sabah asliye cezanın kalemini aradım dilekçe için,itiraz dilekçesini 11.asliye ceza diye yazacaksın dedi,yani temyizi bize yapacaksın biz göndereceğiz dedi,doğrumudur sizce...hem itiraz dilekçesi dedi hem temyiz dedi kafam karıştırdı...sizne nasıl ?
sn tlgerd
teşekkürler..
bu kadar karardan sonra bu konuda ters karar çıkacağına ihtimal vermiyorum..ki bu kararlar sadece tck 5. maddenin yürürlüğe girmesiyle ortaya çıkan boşlukla ilgili..daha vadeli çek konusu cabası..akıl ve mantık kullanılması gereken,unsurlardır..
ben konu bu kadar açıkken,yargıtayın vereceği kararın lehe olacağını düşünüyorum.
6 aydırda böyle düşünüyorum.ve yanılmadığım ortada,çünkü okuyorum,mantık çalıştırıyorum..52. madde örneğinde olduğu gibi..düşünürkende kendimi alacaklı avukatının yerine koymaya çalışıyorum..
tabi böyle düşünüyor olmam oleyyy bu iştamam şu tarihte tamam dememi gerektirmez..çünkü buna karar verecek kurum belli,biz ancak konu hakkındaki kendi yorumumuzu yapabiliriz..ne zaman biteceğine ,yargı karar verir..
my way
MY WAY ABİ YALAKALIK YAPMIYORUM !YEMİN EDİYORUM SİZ , TLGERD VE SAYIN CÜNEYT OLMAYINCA HİÇ İYİ OLMUYOR BURASI ,TLGERD ABİ MY WAY ABİ! CÜNEYT ABİ SEYAHATTE SANIYORUM ÖYLE YAZMIŞTI, SAYGILARIMLA! 3434
sn mağdur 07
doğru..itiraz dilekçesini ankara hukuklu yazmıştı onu verebilirsin..
unutmadan dün avukatım ank da bir davada vadesinden önce yazılan bir çek için beraat kararı verildiğini söyledi..ayrıntısını alamadım..
my way
mrb arkadaşlar tekrar...
sayın my way nasılsınız
şükür bende kavuştum yani...
saygılar..
MY WAY ABİ HEPİMİZ OLUMLU OLACAĞINDEN HEMEN HEMEN EMİNİZ SİZ BİRDE MÜJDEM VAR !:)SAYIN ŞEKER GERİ DÖNDÜ TAŞINMIŞ OYÜZDEN YAZAMAMIŞ SAYGILARIMLA 3434
my way kardeş ankara hukuklunun yazdığı dilekçe buradamı ona göre arayayım,ayrıca sakarya 1.ağır ceza mahkemesinin kararınıda ek olarak koysam faydası olur değilmi...
sn şeker
hoşgeldiniz..uğur dündar dan bir haber yok herhalde..adam bizi ciddiye almadı hayret..o kadar da uğraştık bu kadar kişiyi ilgilendiren bir konuda nasıl haber yapmazlar anlamıyorum..size ünal oymak ilgileneceğini söyleyince ümitlenmiştik..
my way
YA ŞEKER ABLA KALBİN NE KADAR TEMİZMİŞ BE! YAZDIM GELDİN !3434
sn mağdur 07
mutlaka ekle tabii..hakim dilekçeyi okuyunca beraat bile verebilir..
my way
1 ederiz. . ASLİYE CEZA MAHKEMESİ BAŞKANLIĞINA
ANKARA
ESAS NO : 2003 /….
KARAR NO : 2005 / ….
SANIK : ……. ……….
TALEP : Mahkemenizin kesinleşen 2003/… ESAS, 2005/…. KARAR sayılı ilamı ile öngörülen cezanın kaldırılması ve hükmün infazının durdurulması talebidir.
O L A Y L A R :
5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un Geçici 1. Maddesine göre; “Diğer kanunların, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31 Aralık 2008 tarihine kadar uygulanır.”
Bu hüküm çerçevesinde, belirtilen tarihten sonra, Türk Ceza Kanunu dışındaki ceza hükmü getiren tüm ceza kanunları hükümlerinin, TCK’da öngörülen şekle uydurulması çerçevesinde, 3167 Sayılı Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanunun uygulanma şartlarının değerlendirilmesi gerekmektedir.
31.12.2008 tarihine dek, ceza hükmü getiren diğer özel kanunlardan olan 3167 Sayılı Çek Kanununun cezai hükümleri, TCK’nun genel hükümlerine aykırı olsa da uygulanabilmekteydi. Ancak 31.12.2008 tarihine kadar, Çek Kanununda gerekli değişiklikler yapılmadığından, artık 01.01.2009 tarihi itibariyle TCK’nun genel hükümlerinin (1-75. maddeleri) uygulama alanı bulması söz konusudur.
Nitekim Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 2005/90 sayılı kararında, çek suçları için TCK Genel Hükümlerindeki “uzlaşma” esaslarının uygulanmasını isteyen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının mütalaasını, 3167 Sayılı Kanunda öngörülen davayı ve cezayı ortadan kaldıran sebeplere ilişkin düzenlemenin , TCK Genel Hükümlerindeki (m. 73/8) uzlaşma kurumuna açıkça aykırı olduğundan bahisle, bu aykırı hükümlerin de 31.12.2006 (bilahare yapılan değişiklikle 31.12.2008) tarihine kadar uygulanacağı gerekçesiyle reddetmiştir. Bir başka deyişle, Ceza Genel Kurulu, 3167 Sayılı Kanunda yer alan ve fakat, yeni TCK Genel Hükümlerine aykırılık teşkil eden maddelerinin sırf bu sebeple 31.12.2008 tarihinden sonra uygulanmasının mümkün olmadığını açıkça belirtmiştir.
Ayrıca, 5252 Sayılı Kanun’un 9. maddesi uyarınca, Lehe olan hüküm, önceki (3167 SK) ve sonraki kanunların ( 1.1.2009’da yürürlüğe giren TCK madde 5) ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak, ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenir. Dolayısıyla, aynı kanunun geçici 1. maddesi yanında, yargılamada, 9. maddenin de göz önünde bulundurulmasıyla sanığın en lehine olan hükümlerin araştırılıp değerlendirilmesi gerekmektedir.
Bu çerçevede aşağıda, Çek Kanunu’ndaki karşılıksız çek keşide etme suçunu düzenleyen hükümleri yerine uygulanması gerektiği düşünülen TCK hükümlerinin kısa bir değerlendirilmesi yapılmıştır.
1. TCK m. 21 bakımından : 3167 SK. m. 16/1’de karşılıksız çek keşide etme suçu, “şekli suç” niteliğinde düzenlenmiştir. Ancak, TCK ’nın genel hükümleri (m. 21) uyarınca, bir suçun oluşumu kastın varlığına bağlıdır. Kast “doğrudan”(m. 21/1) veya “olası kast” (m. 21/2) olabilir. Bu nedenle, bir kişinin karşılıksız çek nedeniyle cezalandırılabilmesi için, bu kişinin çeki keşide ederken, çekin karşılıksız kalacağı kastıyla hareket etmiş olması gerekmektedir. Başka bir deyişle, bunu bilmeli ve istemelidir. Dolayısıyla, yapılan yargılamada, artık kastın varlığı mutlak olarak araştırılmalı ve bunun sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır.
Şayet olayda kast yoksa yahut fiil objektif sorumluluk çerçevesinde mütalaa ediliyorsa TCK m. 21/2’ye göre, somut olayda karşılıksız çek keşide eden kişide “olası kast”ın varlığı da ayrıca değerlendirilerek, maddede öngörülen ceza indirimleri uygulanmalıdır.
Bu noktada dikkate alınması gereken en önemli husus şudur: Eski TCK 45. madde çerçevesinde “objektif sorumluluk” kapsamında mütalaa edilen karşılıksız çek suçuna verilen cezalar, yeni TCK 21. maddeye aykırıdır. Zira , şayet suçun manevi unsuru olarak “doğrudan kast” aranmıyor ve objektif sorumluluk esasına göre “olası kast”ın var olduğu kabul edilerek ceza tayin ediliyorsa, bu durumda TCK m.21/2 uygulanmalı ve “diğer suçlar” kapsamında, temel cezada üçte birden yarısına kadar indirime gidilmelidir. Eski TCK madde 45’e göre böyle bir indirim gerekmediğinden mahkemeler kanunda öngörülen cezayı aynen verebilmekteydiler. Oysa yeni TCK madde 21, objektif sorumluluk halinin kabul edildiği suçlarda, yani “olası kast”ın varlığı halinde, verilecek cezalardan indirim yapılmasını emredici olarak va’zetmiş bulunmaktadır.
Şu halde, karşılıksız çek suçlarında suçun manevi unsuru olarak “kast” aranmalı, yok eğer objektif sorumluluğa göre ceza tayin ediliyorsa, “olası kast”ın varlığı araştırılmalı ve olası kast varsa temel cezada kanunda belirtilen indirim uygulanmalıdır. Bunlar yapılmadan tayin edilen cezalar, 3167 Sayılı Kanunun uygulanması açısından 1.1.2009’da yürürlüğe giren 5252 Sayılı yeni TCK ‘nun 5nci maddesi dalaletiyle 21 nci maddesine aykırılık teşkil etmektedir, bu sebeple de ortadan kaldırılmaları ve infazlarının durdurulması icap etmektedir. Aksi bir uygulama “kanunsuz suç ve ceza olamaz” esasına açık bir aykırılık teşkil edecektir.
2. TCK m. 52 – 61/8 bakımından
Çek Kanunu’na göre, karşılıksız çek keşide etme suçunun cezası, çek bedeli tutarı kadar “adli para cezası” olarak belirlenmekteydi. Ancak, 1.1.2009 tarihinden itibaren TCK’nın adli para cezalarına ilişkin 52. maddesi uygulama alanı bulacağından, ceza miktarının ve niteliğinin belirlenmesi farklılaşacaktır.
Adli para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir. Yargılama sonucunda verilen kararda, adli para cezasının belirlenmesinde esas alınan tam gün sayısı ile bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ayrı ayrı gösterilmelidir. Adli para cezasının miktarının tespiti artık, sadece bu yolla gerçekleştirilebilecektir.
Bu noktada, yargılamada sanığın lehine olan hafifletici hükmün de göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Hakim, ekonomik ve şahsi hallerini göz önünde bulundurarak, kişiye adli para cezasını ödemesi için hükmün kesinleşme tarihinden itibaren bir yıldan fazla olmamak üzere mehil verebileceği gibi, bu cezanın belirli taksitler halinde ödenmesine de karar verebilir. Taksit süresi iki yılı geçemez ve taksit miktarı dörtten az olamaz. Kararda, taksitlerden birinin zamanında ödenmemesi halinde geri kalan kısmın tamamının tahsil edileceği ve ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceği belirtilir. Dolayısıyla, karşılıksız çek keşide etme suçuna karşılık verilecek cezanın tayininde bu hükmün uygulanması gerekmektedir.
Burada karşılaşılacak bir başka sorun, karşılıksız çek keşide etme suçuna tayin edilecek cezanın tam gün karşılığının neye göre belirleneceğidir. Çek Kanunu’nun uygulamasında, ceza, karşılıksız çıkan çek miktarına göre belirlenmekteyken, TCK’nın 52. maddesinin uygulanmasıyla, öncelikle tamgün hesabının yapılması ve bir güne karşılık gelen parasal miktarın belirlenmesi üzerine karar verilmesi gerekmektedir.
TCK m. 61/8 hükmüne göre, adli para cezasının hesaplanması ise, adli para cezası hesaplanırken, bu madde hükmüne göre cezanın belirlenmesi ve bireyselleştirilmesine yönelik artırma ve indirimler, gün üzerinden yapılmalıdır. Adli para cezası, belirlenen sonuç gün ile kişinin bir gün karşılığı ödeyebileceği miktarın çarpılması suretiyle bulunacaktır. Bu itibarla, yargılama sonucunda verilecek adli para cezasının tayini usulü de tümden değişmektedir.
K I S A C A : Bu değerlendirmeler ışığı altında mahkemenizce verilen ilgili karar, 01.01.2009 tarihinde yürürlüğe girmiş bulunan TCK 5nci maddesi uyarınca , aynı kanunun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırılık teşkil etmektedir ve sanık/hükümlü lehine olan yeni hükümler uygulanmalıdır. Şöyle ki:
1. İlgili karar tesis edilirken, karar tarihindeki kanun uygulandığı için “kasıt” unsuru aranmamıştır. Oysa 3167 SK bakımından yürürlüğe giren TCK genel hükümlerine göre, suçun oluşumu kastın varlığına bağlıdır. Anılan suçun “taksirli” hali de kanunda öngörülmediğinden ceza yaptırımı uygulanamayacaktır. Diğer taraftan, 18.02.2009 tarih ve 5838 Sayılı Kanunun 18nci maddesindeki düzenlemeye göre, artık çek bir havale aracı değil, üzerinde yazılı tarihte ödenmesi gereken bir bono/poliçe haline gelmiştir. Bu düzenleme de esasen TCK nun kastı düzenleyen maddesiyle uyumludur ve böylece karşılıksız çek suçu, yasama organının da iradesiyle artık “kasıtlı suç” haline gelmiştir. Kast unsuru aranmadan verilen cezanın infazının durdurulması gerekmektedir.
Diğer taraftan, son düzenleme ile, geçici bir süre ile de olsa, “ibrazında ödenmesi” özelliği kaldırılmış olduğundan, havale ve ödeme aracı değil, bono/poliçe vasfı kazanmış olan çekin karşılıksız çıkmasından dolayı hapis cezası verilmesi uygulaması, Anayasanın 38nci maddesine eklenen son fıkrasına da aykırılık teşkil edecektir.
2. Tayin edilen adli para cezalarında TCK m. 52 ve m. 61/8 uygulanmalıdır.
N E T İ C E V E T A L E P :
Bu sebeplerle, sanık lehine olan TCK genel hükümlerinin davaya uygulanarak mahkemenizin ilgili kararında öngörülen cezanın ortadan kaldırılması ve infazın durdurulması hususunda hüküm tesis edilmesini arz ve talep
MY WAY ABİ BU HAFTA KRAL FM DE KARŞILIKSIZ ÇEKLER'LE İLGİLİ PROGRAM VARDI SALI GÜNÜ DİNLEDİM ADANA BARO BAŞKANIYLA ADANA DEFTARDARI KONKTU ONLARDA DÜZENLEME ŞART AMA YENİ BİRŞEY YOK DEDİ SAYGILARIMLA 3434
SN MY WAY dünkü haber analizin çeke beraat kararını nasıl verdiğini gördün,ben diyorumki allahtan böyle bir olayı manşetlere falan taşımadılar,ya ters tepki gelseydi...ya karşı görüş yorumlar çogalsaydı,allah korusun yargıyı hükümetide etkilerlerdi...belkide bilerek konunun üstüne gitmediler milleti uyandırmak istemediler,yargı bu olayı agır agır çözsün dediler...kötü bir kamuoyuda oluşabilirdi...baksana haberanalize adamlar bizi resmen dolandırıcı üçkagıtçı görüyor...
evet sayın my way
size yemin ederim
ben ünal oymak beyle yüzyüze görüştüm..
o hatta okeylemek adına benim mailimi kendisi söyledi..
ismimi telefon nomu..
yani buraya kadar herşey doğruydu...
ancak tabi tekrar görüşmek imkanım olmadı bu arada ev taşıması bi ton iş ben siteyede giremedim.hiç öyle bir imkanım olmadı benim...sonunda az önce geriye dönük 1 saat kadar yazılanları okudum sitede...
zaten tv dende hergün takip ettim bizim konu gündeme hiç gelmedi..demekki pas geçtiler..
yanlız şurası kesin ki bizim mailler ulaştı...
duyarsızlıklarını anlayamadım bende..
tekrar deneyelim mi ??
ben herzaman yardımcı olurum bu konuda...
saygılar...
sn 3434
kim ne dese bu iş sona yaklaştı..be belli..ama birde kesinleşsede işimize bakar vaziyete gelseydik..çokiyi olacaktı..
my way
sayın mağdur
inanmak değil de doğru ise ona göre tavır alalım ... şimdi ben bu karar lehimize çıkacak diye alacaklılara yüz vermiyordum henüz yakalamam da yok çıkmadan bir çare bulmam lazım en azından şehri terk etmem lazım
SAYIM MY ABİ!PROGRAMDA İLGİNÇ BİR ŞEKİLDE DEFTERDAR BİZİM LEHİMİZE KONUŞURKEN BARO BAŞKANI DURMADAN SALLADI 3434
sn mağdur 07
o lobi zaten bunu adı gibi biliyor..ama geçmiş olsun..ellerinde azıcık bişey olsa başarırlardı emin ol..ama iyi ki yok ..birşey yapamıyorlar ondan gecikiyor..mail atmadığımız bir yer mi kaldı ki haberleri olmasın..
sn şeker
gene beni yanlış anladınız ..biliyorum konuştuğunuzu..duyarsız kalmış olabilirler..siz bizim ist daki gözümüz kulağımız oldunuz..
my way
yok yanlış anlamadım sayın my way..
bende diyorum ki fikir üretelim...
başka bir yöntem uygulayalım..ben varım yani burada sorun olmaz...
saygılar...
sn umutluyum ben bu sitede my wayden cüneyt beyden gelen bilgilere kesin ve kesin inanırım,bi kaç arkadaşın yorumlarına yada duyumlarınada inanırım ama,o duyumlar yanlış bile çıksa kötü niyetli olmadıklarını biliyorum en azından...anfa,aslı,aasa,tlgerd,v.s gibi arkadaşlar bunlarda,öyle adsız falan yazanlara itibar bile etmem ...
my way kardeş şimdi sana atacagım itirazı okurmusun bi hangisi ii olur sence...
ESAS NO :
KARAR NO :
İTİRAZ EDEN (Sanık) :
VEKİLLERİ :
KONUSU : Mahkeme kararının itiraz yoluyla kaldırılması ve düzeltilerek karar verilmesi istemini içerir, itiraz dilekçesinin sunumudur.
İTİRAZ NEDENLERİ:
31/12/2008 tarihi itibariyle 5252 sayılı Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanunun geçici 1. maddesinde yeni bir değişiklik yapılmadığı için "diğer kanunların TCK.nun genel hükümlerine aykırı olan maddelerinin uygulanmasına devam edileceğine" ilişkin kural yürürlükten kalkmıştır. 5237 sayılı TCK. nun “zaman bakımından uygulama” başlıklı 7/2 maddesinde “Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanunun uygulanacağı ve infaz olunacağı belirtilmiş olmakla öncelikle Türk Ceza Kanunun Genel hükümlerine aykırılık içeren kesinleşmiş mahkeme ilamlarının da bu kapsamda yeniden gözden geçirilmesi gerekir. TCK 5.maddeye göre TCK genel hükümleri olan ilk 75. maddesi 1.1.2009 gününden itibaren ceza içeren tüm kanunlar için uygulanması zorunlu hale gelmiştir. Bu gerekçelerle
.... Asliye Ceza Mahkemesine itiraz edilmiş fakat mahkemece bu talebimiz tamamen reddedilmiştir.
Dava konusu olayda TCK 45 madde ve 61/10 ve TCK 2. madde birlikte değerlendirildiğin de çek suçu 1.1.2009 dan sonra cezasız kalmıştır. TCK 52. maddede 'ÇEK BEDELİ KADAR ADLİ PARA CEZASI' uygulamak yasal değildir TCK 45. maddede de böyle bir ceza vermeye yasal imkan da yoktur cezasız kalan suç nedeniyle de önceden verilmiş cezanın ortadan kaldırılması infazlarınında durdurulması gerekir.
SONUÇ :
Yukarıda sunulan ve resen tespit edilecek sair nedenlerle dosya içeriğine, Usule, Yasa' ya aykırı anılan Mahkeme kararının itirazen kaldırılmasını ve düzeltilerek davanın reddine karar verilmesini, vekaleten talep ederiz. .../.../..
sn şeker
bir daha arasanız belki bir şey derler olumlu ve ya olumsuz farketmez önemli olan yorum yapmaları..
şuna inanıyorum dünyada birleşse yargı doğru kararı verecektir..
my way
sn mağdur 07
bunu da sayın cüneyt yazmıştı.çok doğru ama ben olsam uzun olanı verirdim..çünkü ceza kanunlarının ne dediğini tam bilmediklerini düşünüyorum..okumak zahmet olmazsa daha ayrıntılı olur ve netice alabilir..ayrıca uzun dilekçeye vadeli çekle ilgili anayasa mahkemesinin 2002 de verdiği kararı da eklemeni tavsiye ederim..
tabi sen karar ver..
my way
tamam hemen arayayım ünal beyi tekrar sayın my way..
ne diyelim??
bi kararlaştırıp soracaklarımızı 1 defada soralım...
tekrar tekrar rahatsız etmiyelim diyorum...önce bana sormak istediklerinizi hemen yazın ...
saygılar...
önce bence uüur beye intikal edip etmediğini
sonra niçin duyaesız kaldığını
tekrar gündeme getirmemizin faydalı olup olmayacağını
konuda yardımcıolmasını arz edelim mi??
saygılar...
sn şeker..
sakarya 1. ağır ceza mahkemesinin çeke hapsi kaldıran kararı verdiğini söyleyin..neden bu konuya eğilmediklerini sorun..sizde tefeci lobisinden yana mı hareket ediyorsunuz deyin..
my way
sakarya kararından bahsedeyim de
ama konu ile özel ilgilendiğini sanmıyorum
gene bahsedeyim tabiki
saygılar... başka bişi var mı arıyorum???
sn şeker
ayrıca sizden bişey olmayacağını anladığımızı,gölge etmemelerinin yeterli olacağını söyleyin..
my way
my way kardeş vadeli çek konusunda anayasa mahkemesinin 2002 de verdiği kararı bulacak kadar bilgili olsam keşke :=)))) yardımlarını rica ediyorum o karar hakkında...
sn mağdur 07 bu karar..
my way
ANAYASA MAHKEMESİ KARARI
Resmi Gazete tarih/sayı:26.04.2003/25090
Esas Sayısı : 2002/165
Karar Sayısı : 2002/195
Karar Günü : 11.12.2002
İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN: Vezirköprü Asliye Ceza Mahkemesi
İTİRAZIN KONUSU : 19.3.1985 günlü, 3167 Sayılı “Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanun” un 16. maddesinin birinci fıkrasının, Anayasa’nın 38. maddesinin sekizinci fıkrasına aykırılığı savıyla iptali istemidir.
I- OLAY
Karşılıksız çek keşide etmek suçu ile ilgili açılan davada, 3167 sayılı Yasa’nın 16. maddesinin birinci fıkrasının Anayasa’ya aykırı olduğu kanısına varan Mahkeme iptali için başvurmuştur.
II- İTİRAZIN GEREKÇESİ
Başvuru kararının gerekçe bölümü şöyledir:
“3167 sayılı Yasa’nın 16/1 maddesi “ibraz süresi önce 4. maddeye göre ibraz edildiğinde yeterli karşılığı bulunmaması sebebiyle kısmen de olsa ödenmeyen çeki keşide eden kişiler bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılırlar...” şeklindedir.
Anayasa’nın 3.10.2001 tarih ve 4709 sayılı Yasa ile değişik 38/8. maddesi ve fıkrası “Hiç kimse yalnızca sözleşmeden doğan bir yükümlülüğü yerine getirememesinden dolayı özgürlüğünden alıkonulamaz” şeklindedir.
Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre çek bir tedavül aracıdır. Bu bağlamda çek, sözleşmenin kendisi olmamasına karşın düzenlenmesine neden olan bir sözleşmenin varlığı da mutlaktır. Alım-satım, bağışlama, ödünç verme,vb. bir sözleşme sonrası borçlunun edinimine karşılık olmak üzere düzenlenir. Çek sözleşme nedeni ile vardır. Çek karşılıksız çıktığında aslında keşideci sözleşmeden kaynaklanan edimini yerine getirmemiş olmaktadır. Karşılıksız çek düzenleyen kişi gerçekte, arka planda edimini yerine getirmediği için 3167 sayılı Yasa’nın 16/1. maddesinde tanımlanan suçu işlemiş olmaktadır. Bu suçun cezası hürriyeti bağlayıcıdır. Anayasa’nın değişik 38/8. madde ve fıkrası sözleşmeden doğan yükümlülüğün yerine getirilmemesi halinde borçlunun özgürlüğünden alıkonulamayacağını hüküm altına almasına nazaran 3167 sayılı Yasa’nın 16/1 maddesi Anayasa’ya aykırıdır.
III- YASA METİNLERİ
A- İtiraz Konusu Yasa Kuralı
19.3.1985 günlü, 3167 sayılı “Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanun”un itiraz konusu bölümü de içeren 16. maddenin birinci fıkrası şöyledir:
“MADDE 16/1 : İbraz süresi içinde veya üzerinde yazılı keşide tarihinden önce, 4 üncü maddeye göre ibraz edildiğinde, yeterli karşılığı bulunmaması sebebiyle kısmen de olsa ödenmeyen çeki keşide eden kişiler bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılırlar. Mahkeme ayrıca işlenen suçun mahiyetine göre bir yıl ile beş yıl arasında belirleyeceği bir müddet için failin bankalarda çek hesabı açmasının ve çek keşide etmesinin yasaklanmasına karar verir. Yasaklama kararı bütün bankalara duyurulmak üzere T.C. Merkez Bankasına bildirilir.”
B- Dayanılan Anayasa Kuralı
İtiraz başvurusunda Anayasa’nın 38. maddesinin sekizinci fıkrasına dayanılmıştır.
IV- İLK İNCELEME
Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’nün 8. maddesi gereğince Mustafa BUMİN, Haşim KILIÇ, Samia AKBULUT, Yalçın ACARGÜN, Sacit ADALI, Fulya KANTARCIOĞLU, Ertuğrul ERSOY, Tülay TUĞCU, Ahmet AKYALÇIN, Enis TUNGA, Mehmet ERTEN’in katılmalarıyla 11.12.2002 günü yapılan ilk inceleme toplantısında, dosyada eksiklik bulunmadığından işin esasının incelenmesine oybirliğiyle karar verilmiştir.
V- ESASIN İNCELENMESİ
Başvuru kararı ve ekleri, işin esasına ilişkin rapor, itiraz konusu Yasa kuralı, dayanılan Anayasa kuralı ile bunların gerekçeleri ve diğer yasama belgeleri okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
A- Sınırlama Sorunu
Anayasa’nın 152. ve 2949 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 28. maddesine göre, Anayasa Mahkemesi’ne itiraz yoluyla yapılacak başvurular, itiraz yoluna başvuran mahkemenin bakmakta olduğu davada uygulayacağı yasa kuralları ile sınırlıdır.
İtiraz yoluna başvuran Mahkeme, 3167 sayılı Yasa’nın 16. maddesinin birinci fıkrasının iptalini istemiş ise de, sadece bu kuralda yer alan hürriyeti bağlayıcı cezanın Anayasa’ya aykırılığını ileri sürmüştür. Bu nedenle, esas incelemenin, fıkranın birinci tümcesinin “... bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılırlar” bölümüyle sınırlı olarak yapılmasına oybirliğiyle karar verilmiştir.
B- Anayasa’ya Aykırılık Sorunu
İtiraz başvurusunda, Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre çekin, kambiyo senedi olduğu, alım satım veya alacak-borç sözleşmesi gereğince ödeme vasıtası olarak kullanıldığı, taraflarca varılan hür irade sonucunda ve sözleşmenin sonucu olarak keşide edildiği, aktedilen sözleşme hükümlerine göre borçlunun belirlenen tarihte yazılı miktarı çek hamiline veya cirantalara ödeme yükümlülüğü altına girdiği, yasada öngörülen hapis cezasının sözleşmeden kaynaklandığı, kanunların Anayasa’ya aykırı olamayacağı bu nedenle kuralın, Anayasa’nın 2., 11. ve 38. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
Kuralın iptali istemiyle daha önce Anayasa Mahkemesi’ne yapılan başvuru hakkında 26.2.1995 günlü, E: 1999/18, K:1999/50 sayı ile itiraz isteminin reddine karar verilmiş ve bu kararın Anayasa’nın 152. maddesinin son fıkrası uyarınca 15.11.1997 tarihinde Resmî Gezete’de yayımlanmasından itibaren 10 yıllık süre geçmemiş ise de, başvuru kararının dayanağını oluşturan Anayasa kuralının değişikliğe uğradığı gözetilerek yasaklanan süre içinde yeniden iptal için başvuruda bulunulabileceği kanaatine varılmıştır.
3167 sayılı Yasa’nın 16. maddesinin gerekçesinde, “Karşılıksız Çekler hakkında ilgili kanunlarda özel ceza hükümleri bulunmakta, karşılıksız çek keşide edenler Türk Ceza Kanunu’nun dolandırıcılık suçunu müeyyide altına alan 503 üncü maddesine göre cezalandırılmaktadırlar. Ancak, dolandırıcılık suçunun unsurlarının karşılıksız çıkan her çek yönünden tespiti mümkün olmadığından, bu şekilde çek keşide edenlerin bir kısmının cezasız kalması gibi durumlar ortaya çıkmakta, bu durum çeke olan güveni sarsmaktadır.
Bu sebeple onyedinci maddede karşılıksız çek keşide eden kişilerle çekleri bilerek ciro edenler yönünden müstakil bir müeyyide getirilmiş, muhatap bankaya süresi içinde ibraz edildiğinde ödenmeyen her türlü çek keşidecisinin cezalandırılması öngörülmüştür. Ancak bu eylemlerden dolayı kovuşturma yapılması çek hamilinin şikayetine bağlı kılınmış, ayrıca kanunda belirtilen belli müddet içinde hamilin zararının karşılanmış olması dışında şikayet hakkının doğmayacağı hususu iyi niyetli keşideciler yönünden belirtilmiştir. Diğer taraftan şikayetten vazgeçmenin hükümden sonra dahi geçerli olacağı bu halde hükmün icrasından ve cezanın neticelerinden sarfınazar olunacağı belirtilmiştir.
Tasarıda yer alan geçici 1. madde ile, Kanun’un yürürlük tarihini takip eden onbeş gün içinde, çek tutarı veya karşılıksız kalan tutar ile gecikme faizi ve tazminatı hamil adına muhatap bankaya yatıran keşideciler yönünden takibat yapılamayacağı, açılmış davaların düşürüleceği, mahkumiyet hükümlerinin ise infazına yer olmadığına karar verileceği hükmü getirilmiş bulunmaktadır” denilmiştir.
Maddenin birinci fıkrasında, ibraz süresi içinde veya üzerinde yazılı keşide tarihinden önce bankaya ibraz edildiğinde yeterli karşılığı bulunmaması sebebiyle kısmen de olsa ödenmeyen çeki keşide eden kimseye hürriyeti bağlayıcı ceza öngörülmüş, mahkemenin, ayrıca işlenilen suçun mahiyetine göre belirleyeceği bir müddet için failin bankalarda çek hesabı açmasının ve çek keşide etmesinin yasaklanmasına karar vereceği, bu kararın bütün bankalara duyurulmak üzere T.C. Merkez Bankası’na bildirileceği belirtilmiştir.
Anayasa’nın 38. maddesine eklenen sekizinci fıkrada, hiç kimsenin, yalnızca sözleşmeden doğan bir yükümlülüğü yerine getirememesinden dolayı özgürlüğünden yoksun bırakılamayacağı öngörülmüş, maddenin gerekçesinde de, “... 4 nolu protokol gereği sözleşmeden doğan bir yükümlülük nedeniyle hiç kimsenin özgürlüğünden alıkonulamayacağı hükmü eklenmiştir. Sözleşmeden doğan yükümlülük içinde borçlar da vardır ...” denilmiştir.
Türk Ticaret Kanunu’nda kambiyo senetleri arasında düzenlenen çek, temel ilişkide bir sözleşmenin bulunup bulunmamasından bağımsız olarak, kambiyo hukukuna özgü borç doğuran özel bir havaledir. Hatır senetlerinde olduğu gibi, taraflar arasında herhangi bir sözleşme ilişkisinin bulunmadığı veya temelde yer alan sözleşmenin geçersiz olduğu durumlarda çek, başlı başına borç kaynağı biçiminde ortaya çıkabilmektedir. Ayrıca, haksız fiil veya sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan bir borç için dahi çek keşide edilebilmektedir. Çeki elinde bulunduran hamil, keşideci ile lehdar arasındaki temel ilişkiden kaynaklanan bir alacağı değil, doğrudan doğruya çekten doğan bir hakkı iktisap etmektedir. O halde, çek ilişkisi bizzat sözleşme olmadığı gibi, çekin temelinde her zaman bir sözleşme bulunması da zorunlu değildir. Temelde bir sözleşme ilişkisinin bulunduğu durumlarda ise, çekte bu ilişkiden bağımsız ve sözleşme olarak nitelendirilemeyecek bir kambiyo taahhüdü söz konusudur.Borçlu, temel ilişki ne olursa olsun borcunu ödemek için çek kullandığında, asıl borç ilişkisi dışında kambiyo ilişkisi doğmaktadır.
İtiraz konusu kuralın, Anayasa’nın 38. maddesinin sekizinci fıkrası kapsamında değerlendirilebilmesi için ilişkinin yalnızca sözleşmeden doğması ve borcun yerine getirilememesi gerekmektedir. Oysa çek temelde sözleşmeden bağımsız olarak kambiyo hukukuna özgü borç doğuran özel bir havaledir.
Bu nedenlerle kural, Anayasa’nın 38. maddesinin sekizinci fıkrasına aykırı değildir. İtirazın reddi gerekir.
Haşim KILIÇ bu görüşe katılmamıştır.
VI- SONUÇ
19.3.1985 günlü, 3167 sayılı “Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanun”un 16. maddesinin birinci fıkrasının birinci tümcesinin “... bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılırlar.” bölümünün, Anayasaya aykırı olmadığına ve itirazın REDDİNE, Haşim KILIÇ’ın karşıoyu ve OYÇOKLUĞUYLA, 11.12.2002 gününde karar verildi.
Başkan
Mustafa BUMİN Başkanvekili
Haşim KILIÇ Üye
Samia AKBULUT
Üye
Yalçın ACARGÜN Üye
Sacit ADALI Üye
Fulya KANTARCIOĞLU
Üye
Ertuğrul ERSOY Üye
Tülay TUĞCU Üye
Ahmet AKYALÇIN
Üye
Enis TUNGA Üye
Mehmet ERTEN
KARŞIOY GEREKÇESİ
Anayasa’nın 38. maddesine 4709 sayılı Yasa ile eklenen sekizinci fıkrada “Hiç kimse, yalnızca sözleşmeden doğan bir yükümlülüğü yerine getirememesinden dolayı özgürlüğünden alıkonulamaz.” denilmektedir. Anayasa’da yapılan bu değişiklik Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 4 nolu protokolün birinci maddesinden -yazım farklılığı dışında- aynen alınmıştır. Anayasakoyucunun amacını ve hangi nedenle böyle bir değişikliğe ihtiyaç duyduğunu maddenin gerekçesi ve Mecliste yapılan görüşmeler gözetilerek ortaya koymak gerekir. Yapılan bu değişiklik pozitif hukuk kurallarına kaynaklık etmiyor, ya da etkilemiyorsa kural haşivdir denilebilir. Anayasakoyucu böyle bir amaç gütmeyeceğine göre Anayasa’nın 38. maddesine giren bu kurala işlerlik kazandırmak gerekir. İhmal, hile ve kötü niyet dışında kalan ekonomik suçlara ekonomik ceza öngörülmesi çağdaş dünyada kabul edilen ve izlenen bir politikadır. Bu anlayış ve amaç içinde düşünülmediği takdirde Anayasa’nın 38. maddesinde yazılmış olan bu değişikliğin pozitif hukuk içinde uygulama alanı hiç yok denecek kadar işlevsiz olduğu çok açıktır. Bu değişiklik yapılmadan önce kimi ekonomik suçlara hapis cezası öngörülmesi Anayasa’ya aykırı olmamasına karşın, yeni kural bu alanı sınırlayarak oldukça daraltmıştır.
Anayasa’nın 38. maddesindeki bu değişiklik üç noktada toplanmıştır.
- Yalnızca sözleşmeden doğan bir yükümlülük,
- Bu yükümlülüğün yerine getirilememesi,
- Bundan dolayı özgürlükten alıkonamama,
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 4 nolu protokolün 1. maddesi “Borç için hapis yasağı” başlığını taşımakla beraber madde metninde, “özgürlüğünden yoksun kılınamaz.” denilerek yasağın sadece hapis cezası ile sınırlı olmadığı başka özgürlükleri de kapsadığı açıktır. Sözleşmeden aynen alınan Anayasamızdaki metni de sadece hapis cezası ile sınırlandırmamak gerekir. Sözleşmeden doğan yükümlülük de borç ilişkisi dışında bir şeyin yapılması ya da yapılmaması anlamında daha geniş değerlendirilmelidir. Yükümlülük borç ilişkilerini de içine alan geniş bir kavramdır. Yükümlülük sözleşmeden kaynaklanmıyorsa bu kapsamda değildir. Ayrıca, yükümlülüğün yerine getirilememesi iyi niyete dayanmalıdır. Yükümlülüğünü yerine getiremeyeceğini önceden bilen kişiyi kural korumamaktadır. Nitekim TBMM Genel Kurulu’nda 38. maddedeki değişiklik görüşülürken Anayasa Komisyonu Başkanı “kendi ihmal veya kusuru olmaksızın borcunu ödemekte acze düşen kişi, bu yüzden hapis cezasına çarptırılamaz. Ancak, borçlunun hileyle veya kasten borcunu ifa etmekten kaçınması halinde protokolün bu hükmünden yararlanması mümkün değildir.” görüşünü dile getirmiştir. (26.9.2001 günlü, 133. Birleşim Tutanakları)
Buna göre, yapılan Anayasa değişikliğinde ekonomik nedenlerle ve iyiniyetle borcunu ödeyemeyen kişilere hapis cezası verilmesini önlemek amacı ön plana çıkmaktadır. Etkili ceza düşüncesiyle “hapisle tazyik” yoluyla çalışma hayatının daha iyi düzenleneceği anlayışı Anayasakoyucunun iradesini saptırmaktır. Kasıt ve kötüniyet olmadığı sürece ekonomik suçlara hapis cezası öngörülmesi insan onuruyla bağdaşmadığı için çağdaş dünya ve demokratik toplumlarda terkedilmiştir.
Çoğunluk görüşünde, borç ilişkisi ile çek kullanımı arasındaki bağ koparılmış soyut bir kambiyo ilişkisinden bahsedilmiş, sözleşmeden bağımsız bir kambiyo yükümlülüğü üzerinde durulmuştur. Oysa, keşideci ile lehdar arasındaki borç ilişkisini sözleşmenin dışında mutlak bağımsız bir işlem olarak nitelemek mümkün değildir. Sözleşmeye bağlı bir yükümlülük nedeniyle çek keşide edenle lehdar arasında bir ilişki her zaman olanaklıdır. Hapis cezası öngörülerek alacaklının hakkının korunması ve kamusal güvenin sağlanması gerekçesi de kabul edilemez. Hukuksal nitelikleri farklı da olsa bono ve poliçe gibi kambiyo senetlerinde de ödenmediği takdirde kamusal güvenin bozulması ve alacaklının hakkının yok olması söz konusu olabilir. Bu nedenle iyiniyetli olması koşuluyla bonosunu ödeyemeyen kimseye hapis cezası öngörülemeyeceği gibi karşılıksız çıkan çek içinde öngörülemez.
Çoğunluk gerekçesinde aynen “Yalnızca Anayasa’nın 38. maddesi kapsamında hürriyeti bağlayıcı ceza yasağı sözleşmeden doğan borcun yerine getirememesini gerektirmektedir. Oysa keşideci çekin karşılıksız olmasını bilmesine rağmen çek keşide ettiğine göre bu borcun yerine getirilemediğinden söz etmek de olanaksızdır.” denilmektedir. Çekin karşılıksız olduğunu bile bile keşide edenlerin iyiniyetinden zaten bahsedilemez. Böyle bir çek düzenleyen kişinin 38. maddesinde öngörülen korumadan faydalanması da olanaksızdır.
3167 sayılı Yasa’nın 16. maddesinin birinci fıkrası suçlarda objektif sorumluluk esası benimsenerek düzenlenmiştir. Yargıtay’da bugüne kadar objektif sorumluluk kapsamında uygulamasını sürdürmüştür. Düzenlenen çekin karşılığı yoksa suç oluşmuştur. Bunun dışında yargıcın subjektif değerlendirme ve araştırmaları kuralı objektif sorumluluk kapsamından çıkarmaz. Objektif sorumluluk nedeniyle 16. maddenin birinci fıkrasına göre oluşacak suç da “ödememe” ya da “ödeyememe”durumlarının araştırılması sözkonusu değildir. Bilerek ve kasden ödemeyenle, iyiniyetle hareket edilerek ödeyememe durumlarını ayırmaya imkan tanımayan bir düzenleme Anayasa’nın 38. maddesine aykırılık oluşturur. Karşılıksız çek suçu, kasıtla işlenen bir suç haline getirilmediği sürece Anayasa’ya aykırılıktan kurtulamaz.
Belirtilen nedenlerle çoğunluk görüşüne katılmadım.
oley
sayın my way
görüştüm...
sağolsun adam ilgilenmiş gerçekten ama dediki
biz haber masası olarak bütün mailleri değerlendiriyoruz.takdir edersiniz ki hepsini gündeme almamız mümkün deil..bende dedim ki şu halde lütfen bana yardımcı olur musunuz bunu güncelleştirmem gerekiyor.oldukça büyük bir kitleyi ilgilendiren bu konuda yenii bir mahkeme kararı da çıktı... deyince...
tamam işte o zaman ben sizden rica ediyorum o zaman sayın dündara çekmiş olduğunuz (yani benim adresime) tekrar mail atın ve ama mutlaka o dediğiniz kararı da kopyalayın bana dedi..şimdi sayın my way bu kararı önce şuraya bir kopyalayın ben hemen onu maille göndereceğim.sonrası bu çok önemli sadece sizlere kalıyor iş.
nedir o
o kararla ilgili sizlerde mail atın ayrı ayrı
tamam mı?
saygılar...
benim acil çıkmam gerekiyor ama sayın my way sizin copy i bekliyorum
onu mail olarak göndereceğim hemen...akabinde lütfen siz de bu doğrultuda
unal.oymak@startv.com.tr adresine maillerinizi gönderin
,saygılar...
sn şeker
linka aşağıda..
http://www.medyabar.com/detay.php?ID=7851
10.CD.
E: 2007/4895 K: 2007/7077
11.6.2007
İLERİ TARİHLİ çEKLERDE şİKAYET HAKKı
VADELİ çEK
3167 SK 16, 5271 SK 158
ÖZET:Karşılıksız çek keşide etmek suçundan şüpheli Y.A. hakkında yapılan soruşturma sonucunda verilen Kovuşturmaya Yer Olmadığına ilişkin Denizli Cumhuriye Başsavcılığının 31.06.2006 gün ve 2006/7999 soruşturma, 2006/3914 karar sayılı kararına yönelik itiraz üzerine, itirazın reddine ilişkin Nazilli Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığının 10.08.2006 tarihli değişik iş kararı aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığının Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 15.02.2007 gün ve 7596 sayılı kanun yararına bozma talebi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 15.03.2007 gün ve 2007/32223 sayılı tebliğnamesi ile dosya Dairemize gönderilmekle incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
Kanun yararına bozma talebi ve tebliğnamede “Denizli Cumhuriyet Başsavcılığınca müştekinin şikayet hakkının henüz doğmadığından bahisle kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiş ise de suça konu 30.06.2006 keşide tarihli çekin ibraz süresinden önce 21.03.2006 tarihinde muhatap bankaya ibrazında karşılığının bulunmadığının anlaşılması üzerine, ileri tarihli keşide edildiği anlaşılan suça konu çekin süresinden önce ibrazında karşılığının bulunmaması sebebiyle müşteki vekilince şikayetçi olunarak ceza kovuşturması yapılması yönündeki iradenin ortaya konulmuş olması ve muhatap bankadan gelen 16.05.2006 tarihli cevabi yazıda da düzeltme hakkının kullanılmamış olduğunun belirtilmiş olması karşısında, itirazın kabul edilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilerek, Nazilli Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığının anılan kararının bozulması istenmiştir.
Ceza yargılaması şarltarından birisi olan şikayet, kanunun, ceza soruşturması ve kovuşturması yapılmasını suçtan zarar görenin isteği koşuluna bağladığı suçlarda, suçtan zarar görenin, “ceza kovuşturmasında sakınca görmediği” yönündeki iradesini ortaya koyan bir başvuru ile, kanuni bir işlemi ortadan kaldırma işlemidir.
3167 sayılı kanunun 4818 sayılı kanun ile ekli 16b maddesinde, “Çekin karşılığının bulunmaması nedeniyle şikayet hakkı, 8. maddede belirtilen miktarın yatırılması için öngörülen dolduğu tarihte; ihtiyati tedbir kararı veya ödeme yasağı nedeniyle süresi içinde ibrazında çek hakkında işlem yapılmaması halinde ise, ihtiyati tedbir kararının veya ödeme yasağının kalktığı tarihte doğar” hükmüne yer verilmiştir.
3167 sayılı kanunun 4814 sayılı kanunla değişik “karşılıksız çek” başlıklı 16. maddesinde, “ibraz edildiğinde, yeterli karşılığının bulunmaması nedeniyle kısmende olsa ödenmeyen çeki keşide eden hesap sahipleri veya yetkili temsilcilerinin cezalandırılacağı” hükme bağlanmıştır.
Somut olayımızda, suça konu çekin ileri tarihli düzenlendiği, keşide tarihinden önceve 3167 sayılı kanunun 8. maddesinde öngörülen süre dolmadan şikayette bulunulmuş olduğu anlaşılmaktadır.
Bu durumda 3167 sayılı kanunun 16/1. maddesinde, karşılıksız çek keşide etmek suçu için tanımlanan maddi eylemi, yani hamili olduğu çekin süresinde bankaya ibrazında karşılığının bulundurulmaması eylemini bilen suçtan zarar gören hamil, şikayette bulunarak, karşılıksız çek keşide eden kişi hakkında, ceza kovuşturması yapılmasında bir sakınca görmediği yönünde iradesini ortaya koymuştur.
5271 sayılı CMK.nın 158. maddesinin son fıkrasında “yürütülen soruşturma evresine geçildikten sonra suçun şikayete bağlı olduğunun anlaşılması halinde; mağdur açıkca şikayetten vazgeçmediği taktirde yargılamaya devam olunur.” hükmünün getirilmiş olduğu da nazara alındığında; Cumhuriyet Savcılığınca, şikayet hakkının doğmadığı gerekçesi ile kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmesi, hak kaybına neden olacağı gibi, hak ve nesafet kurallarına da aykırılık teşkil ettiğinden, kanun yararına bozma talebine dayanan ihbarnamede ileri sürülen düşünce yerinde görüldüğünden; Nazilli Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığının 10.08.2006 tarihli değişik iş kararının 5271 s. CMK.nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA; aynı kanunun 309/4-b maddesi uyarınca dosyanın müteakip işlemlerin yapılması için anılan mahkemeye gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı makamına tevdiine, 11.06.2007 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
T.C.
SAKARYA
1. AĞIR CEZA MAHKEMESİ
DEĞİŞİK İŞ KARAR
DEĞİŞİK İŞ NO : 2009/213
BAŞKAN : ABDÜLKADİR YAVUZ
ÜYE : BURHANETTİN ESENKAR
ÜYE : CEVDET BAK
KATİP : BİLGEN EL
Hükümlü vekili tarafından Sakarya 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 02.02.2009 tarih 2007/415-739 esas karar sayılı ek kararı ile sanık vekilinin talebinin reddine ve mahkemelerinin 2007/415 esas-2007/739 karar sayılı ilamının değiştirilmesine ve infazın durdurulmasına yer olmadığına ve infazın devamına dair kararına süresi içerisinde; müvekkilinin 3167 Sayılı Kanuna Muhalefet nedeni ile para cezasına mahkum edildiği ve para cezasının ödenmemesi nedeni ile hapse çevrildiği halen ceza evinde olduğu, 5275 Sayılı Yasanın 98. maddesi uyarınca yaptıkları başvurunun reddedildiği, bu kararın 5237 Sayılı TCK nun 5, 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesi, 3167 Sayılı Yasanın 16. maddesi ayrıca TCK 20.43.52,53,60,61 maddelerinde yer alan düzenlemelere aykırı olduğu, 31.11.2008 tarihi itibari ile karşılıksız çek keşide etmek eyleminin suç olmaktan çıktığı, böylece suçta ve cezada kanunilik ilkesi uyarınca hükümlü hakkında verilen cezanın yasal dayanağının kalmadığı iddiası ile Sakarya 1. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından 29.1.2009 tarihinde infazın devamına ilişkin ek kararın itiraz incelemesi ile kaldırılmasını ve müvekkili hakkında tayin edilen cezanın bütün sonuçları ile ortadan kaldırılmasını ve tahliyesini istemiştir.
İddia makamı mütalaası alındı, dosya incelendi
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Konu ile ilgili yasal durum incelendiğinde;
1-3167 Sayılı Yasanın 16. maddesinde :
(1) Üzerinde yazılı keşide tarihinden önce veya ibraz süresi içinde 4 üncü madde uyarınca ibraz edildiğinde, yeterli karşılığı bulunmaması nedeniyle kısmen de olsa ödenmeyen çeki keşide eden hesap sahipleri veya yetkili temsilcileri, kanunların ayrıca suç saydığı haller saklı kalmak üzere, çek bedeli tutarı kadar ağır para cezasıyla cezalandırılırlar. Ancak verilecek para cezası seksenmilyar liradan fazla olamaz. Bu miktar, 01/03/1926 tarihli ve 765 sayılı Türk Ceza Kanununun ek 2 nci maddesine göre her yıl artırılır. Bu suçtan mükerrirlere, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.
2 – 5237 Sayılı TCK nun 2/1-3 madde ve fıkralarında ;
(1) “Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz.”
(3) Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz.
3- 5237 Sayılı TCK nun 5/1 madde ve fıkralarında :
“Bu Kanunun genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır. “
4-5237 Sayılı TCK nun 52/1-2-3 Madde ve fıkralarında;
(1) Adlî para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hâllerde yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir.
(2) En az yirmi ve en fazla yüz Türk Lirası olan bir gün karşılığı adlî para cezasının miktarı, kişinin ekonomik ve diğer şahsî hâlleri göz önünde bulundurularak takdir edilir.
(3) Kararda, adlî para cezasının belirlenmesinde esas alınan tam gün sayısı ile bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ayrı ayrı gösterilir. “
5-5252 Sayılı Yasanın 5349 Sayılı Yasanın 6. Maddesi ile değişik Geçici 1. Maddesinde:
(1) Diğer kanunların, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31 Aralık 2008 tarihine kadar uygulanır.
6-5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 madde ve fıkrasında:
(1) Mahkûmiyet hükmünün yorumunda veya çektirilecek cezanın hesabında duraksama olursa, cezanın kısmen veya tamamen yerine getirilip getirilemeyeceği ileri sürülür ya da sonradan yürürlüğe giren kanun, hükümlünün lehinde olursa, duraksamanın giderilmesi veya yerine getirilecek cezanın belirlenmesi için hükmü veren mahkemeden karar istenir.
(3) Yukarıdaki fıkralar uyarınca yapılan başvurular cezanın infazını ertelemez. Ancak, mahkeme olayın özelliğine göre infazın ertelenmesine veya durdurulmasına karar verebilir.
7- 5275 Sayılı Yasanın 101/1-3 Madde ve fıkrasında:
(1) Cezanın infazı sırasında, 98 ilâ 100 üncü maddeler gereğince mahkemeden alınması gereken kararlar duruşma yapılmaksızın verilir. Karar verilmeden önce Cumhuriyet savcısı ve hükümlünün görüşlerini yazılı olarak bildirmeleri istenebilir.
(3)Bölge adliye mahkemesi veya Yargıtaydan başka mahkemeler tarafından verilmiş olan bu kararlara karşı itiraz yoluna gidilebilir.” hükümleri bulunmaktadır.
Ayrıca TBMM tarafından 5728 Sayılı Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlar ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile düzenleme yapıldığı ve bu kanunun yürürlükte olduğu ancak yapılan bu düzenlemeler içerisinde 3167 Sayılı Yasanın 16. Maddesi ile ilgili bir düzenlemenin bulunmadığı da ortadadır.
Kararına itiraz edilen mahkemenin itiraz edilen kararında 3167 Sayılı Yasanın yürürlükten kalkmadığı ve halen karşılıksız çek keşide etmek suçunun bulunduğu, bu durum karşısında kanunsuz suç ve ceza olmaz ilkesinin ihlal edilmediği, 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesindeki düzenlemenin TCK nun 52. maddesi ile uyumlu olduğu, çek bedelinin 5-730 gün arasında olması halinde belirlenen tam gün sayısı ile takdir edilen bir gün karşılığı adli para cezasının çarpılması sonucu para cezası vermek olanaklı olduğu gibi çek bedelinin 5 tam günün altında olması halinde 5 tam güne yükseltilmesi, 730 tam günün üstünde olması halinde ise kanunlarda aksine hüküm bulunmayan hallerde ibaresi dikkate alınarak 3167 Sayılı Kanun 16/1 maddesi uyarınca belirlenecek adli para cezasının verilebileceği bunun TCK nun 52 maddesine aykırılık oluşturmayacağı yasal sebepleri ve diğer yasal sebeplerle sanık vekilinin talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Yürürlükte olan yasal durum incelendiğinde; TCK nun 5/1 maddesinde bu kanunun genel hükümlerinin özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanacağı belirtilerek ceza hukukunda yeknesaklık sağlanmak istenmiştir.
Bu amaçla 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesine; diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemesine aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31.12.2008 tarihine kadar uygulanır hükmü konulmuş ve bu süre yeniden uzatılmamıştır.
Yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. Madde hükmünü dikkate alarak “ Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” adı altında 580 maddeden oluşan 5728 Sayılı Yasayı çıkartmış ve bu yasa yürürlüğe girmiştir.
Buradan da anlaşıldığı üzere yasa koyucunun amacı TCK nun genel hükümlerinin bütün özel yasalarda ve ceza hükmü içeren yasalarda uygulanmasını sağlamaktır.
5237 Sayılı TCK nun 52. maddesi dikkate alındığında adli para cezasının tanımının yapıldığı görülmektedir. Buna göre adli para cezası , beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmadığı hallerde 730 günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması sureti ile hesaplanan meblağın hükümlü tarafından devlet hazinesine ödenmesinden ibarettir
Bu maddenin 1. fıkrasında bulunan “kanunda aksine hüküm bulunmayan haller” tanımının adli para cezası gün sayısının bu genel düzenlemeye aykırı olarak 730 günün altında veya üstünde olabileceği ve bu düzenlemenin de geçerli olduğu anlamındadır. Buradan da anlaşıldığı üzere TCK genel hükümlerinde gün adli para cezası sistemi benimsenmiştir.
3167 Sayılı yasanın 16. maddesi değerlendirildiğinde; “..... çek bedeli tutarı kadar ağır para cezası ile cezalandırılırlar . Ancak verilecek para cezası 80 milyar liradan fazla olamaz. ” hükmünün bulunduğu, bu düzenlemenin gün para cezası içermemesi nedeni ile TCK nun 52/1 maddesine uygun olmadığı ortadadır. Bu düzenleme karşısında açık bir yasal düzenleme yokken çek bedeli kadar tam gün sayısı belirlenerek bunun 20-100 TL arasında takdir edilecek bir bedelle çarpılması sureti ile sanığın cezalandırılabileceğini değerlendirmek kıyas yapmaktır. Kıyas, TCK nun 2/3. madde ve fıkrası ile yasaklanmıştır. Buna göre kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz. Kararına itiraz edilen mahkeme gerekçesinde kıyas yasağına rağmen kıyas yaparak 3167 Sayılı 16/1 maddesindeki ceza düzenlemesinin TCK 52. maddesindeki adli para cezası sistemine uygun olduğunu belirtmiştir.
Yasa koyucunun 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesinde sözünü ettiği diğer kanunlar içerisinde 3167 Sayılı Yasanın da olduğu hususunda tereddüt yoktur. Buna göre 3167 Sayılı Yasada bulunan ve 5237 Sayılı TCK nun 1.kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümler 31.12.2008 tarihine kadar uygulanabilecektir. Bu düzenlemenin mevhumu muhalifinden 3167 Sayılı (özel) Kanunun TCK nun 1. kitabının 52. maddesinde düzenlenen gün para sistemine aykırı olan ceza kuralının 31.12.2008 tarihinden sonra uygulanmayacağı anlaşılmaktadır. Kaldı ki yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesini dikkate alarak 5728 Sayılı Yasa ile özel yasalarda ayrıntılı düzenlemeler yapmasına rağmen 3167 Sayılı Yasada herhangi bir düzenleme yapmamıştır.
Yasa koyucunun atlama yaptığı, bu konuyu unuttuğu kabul edilemeyeceğine göre yasa koyucunun muradının 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesi ile düzenlenen ceza kuralının ortadan kalkması,uygulanamaz olması olduğu kabul edilmelidir. Çünkü ceza kuralları uygulanmak amacı ile konulur. Uygulanamayan bir ceza kuralı kaldırılmış demektir. Uygulanamayacağı yasa ile düzenlenen, bu nedenle yasal olarak kaldırılma dışında yok hükmünde olan bir kurala göre ceza vermek gerek Anayasa’da yapılan düzenlemeye, temel hak ve özgürlükleri içeren Uluslararası Sözleşme hükümlerine ve gerekse Türk Ceza Kanunun 2. maddesinde düzenlenen kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunlarda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz kuralına da aykırıdır.
Bu yasal durum karşısında hükümlünün, 31.12.008 tarihinden itibaren zımni olarak yürürlükten kaldırılan ve yerine yeni hüküm konulmamakla cezasız bırakılan karşılıksız çek keşide etmek eyleminden dolayı cezalandırıldığı, hükümlü müdafiinin yaptığı itirazın hukuka uygun olmayan mülahazalarla red edildiği, itirazın yasal ve yerinde olduğu anlaşılmakla 5275 Sayılı Yasanın 101/3 madde ve fıkrasının verdiği yetkiye dayanarak ve hükümlünün telafisi mümkün olmayan zararlara uğramasını engellemek amacı ile 5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 maddesi gereğince mahkumiyet hükmünün yorumunda ve çektirilecek cezanın hesabında açıklanan nedenlerle duraksama olduğundan 3167 Sayılı Yasada yeni bir düzenleme yapılana ya da 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesinin açıkça yürürlükten kaldırılması anına kadar infazın ertelenmesine, yasa koyucunun yeni bir düzenleme yapması halinde hükümlünün durumunun yeniden mahkemesince ele alınarak değerlendirilmesi için itirazın kabülü ile hükümlüye Sakarya 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.10.2007 tarih ve 2007/415 esas 2007/739 karar sayılı ilamı ile verilen adli para cezasının infazının durdurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Hükümlü Hasan Sülhi Seyalıoğlu müdafiinin yapmış olduğu İTİRAZIN KABÜLÜNE,
2-Sakarya 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 02.02.2009 tarih ve 2007/415 esas 2007/739 karar sayılı EK KARARININ KALDIRILMASINA
3-Sanık hakkında Sakarya 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.10.2007 tarih ve 2007/415 esas 2007/739 karar sayılı ilamı ile verilen 33.000TL adli para cezasının İNFAZININ DURDURULMASINA,
4-Kararın bir örneğinin gereğinin yerine getirilmesi için Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine,
Dosyanın Sakarya 2. Asliye Ceza Mahkemesine iadesine
Karardan bir örneğin hükümlü vekiline TEBLİĞİNE ,
Dair; 5275 Sayılı Yasanın 101/3 ve CMK nun 271/4 madde ve fıkrası gereğince incelenen dosya üzerinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.11.03.2009
buyrun ŞEKER HN karar...
arkadaşlar marka affı medyaya yansımadı.çekleri hiç yansıtmak istemezler.biz medyayı bilgilendirmekle doğrumu yapıyoruz.işleri bozmayalım.karşı lobide var çünkü.2121
vay anasını yalan rüzgarına döndü burası 4 dk içinde ünal oymakla konuştu bilgi aldı verdi helal olsun birde buraya yazdı
sn MY WAY KARDEŞ inan senin kadar hukuk bilgim hiç yok,bana 10 dk ayırmanı rica etsem,senin dediğin bu itiraz dilekçesini,2002 deki anayasanın vadeli çek konusun ve sakarya 1.ağır ceza mahkemesinin kararlarınız birleştirip bi dilekçe yazarmısın,vallahi ben şimdi karıştırırım ilk duruşmada oldugu gibi,direk onama verirler benim şansımdan:=)))) antalya 11.asliye ceza mahkemesi dava yolveno:2009/33 kardeş buna göre bana bi dilekçe yaz gözünü seveyim,malum avukatlar ilgilenmiyor yada ilgilenseler bile inan sizin kadar bilgili değiller...şimdiden teşekkürler
sn 2121
haberlerinin olmadığını mı düşünüyorsunuz..hepsinin her ilde muhabiri var..biliyorlar zaten..dünya kadar mail attık daha önce..sonra adem sözüer haberleri falan..işlerine gelmiyor ondan kıvırıyorlar..
my way
T.C.
SAKARYA
1. AĞIR CEZA MAHKEMESİ
DEĞİŞİK İŞ KARAR
DEĞİŞİK İŞ NO : 2009/213
BAŞKAN : ABDÜLKADİR YAVUZ
ÜYE : BURHANETTİN ESENKAR
ÜYE : CEVDET BAK
KATİP : BİLGEN EL
Hükümlü vekili tarafından Sakarya 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 02.02.2009 tarih 2007/415-739 esas karar sayılı ek kararı ile sanık vekilinin talebinin reddine ve mahkemelerinin 2007/415 esas-2007/739 karar sayılı ilamının değiştirilmesine ve infazın durdurulmasına yer olmadığına ve infazın devamına dair kararına süresi içerisinde; müvekkilinin 3167 Sayılı Kanuna Muhalefet nedeni ile para cezasına mahkum edildiği ve para cezasının ödenmemesi nedeni ile hapse çevrildiği halen ceza evinde olduğu, 5275 Sayılı Yasanın 98. maddesi uyarınca yaptıkları başvurunun reddedildiği, bu kararın 5237 Sayılı TCK nun 5, 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesi, 3167 Sayılı Yasanın 16. maddesi ayrıca TCK 20.43.52,53,60,61 maddelerinde yer alan düzenlemelere aykırı olduğu, 31.11.2008 tarihi itibari ile karşılıksız çek keşide etmek eyleminin suç olmaktan çıktığı, böylece suçta ve cezada kanunilik ilkesi uyarınca hükümlü hakkında verilen cezanın yasal dayanağının kalmadığı iddiası ile Sakarya 1. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından 29.1.2009 tarihinde infazın devamına ilişkin ek kararın itiraz incelemesi ile kaldırılmasını ve müvekkili hakkında tayin edilen cezanın bütün sonuçları ile ortadan kaldırılmasını ve tahliyesini istemiştir.
İddia makamı mütalaası alındı, dosya incelendi
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Konu ile ilgili yasal durum incelendiğinde;
1-3167 Sayılı Yasanın 16. maddesinde :
(1) Üzerinde yazılı keşide tarihinden önce veya ibraz süresi içinde 4 üncü madde uyarınca ibraz edildiğinde, yeterli karşılığı bulunmaması nedeniyle kısmen de olsa ödenmeyen çeki keşide eden hesap sahipleri veya yetkili temsilcileri, kanunların ayrıca suç saydığı haller saklı kalmak üzere, çek bedeli tutarı kadar ağır para cezasıyla cezalandırılırlar. Ancak verilecek para cezası seksenmilyar liradan fazla olamaz. Bu miktar, 01/03/1926 tarihli ve 765 sayılı Türk Ceza Kanununun ek 2 nci maddesine göre her yıl artırılır. Bu suçtan mükerrirlere, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.
2 – 5237 Sayılı TCK nun 2/1-3 madde ve fıkralarında ;
(1) “Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz.”
(3) Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz.
3- 5237 Sayılı TCK nun 5/1 madde ve fıkralarında :
“Bu Kanunun genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır. “
4-5237 Sayılı TCK nun 52/1-2-3 Madde ve fıkralarında;
(1) Adlî para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hâllerde yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir.
(2) En az yirmi ve en fazla yüz Türk Lirası olan bir gün karşılığı adlî para cezasının miktarı, kişinin ekonomik ve diğer şahsî hâlleri göz önünde bulundurularak takdir edilir.
(3) Kararda, adlî para cezasının belirlenmesinde esas alınan tam gün sayısı ile bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ayrı ayrı gösterilir. “
5-5252 Sayılı Yasanın 5349 Sayılı Yasanın 6. Maddesi ile değişik Geçici 1. Maddesinde:
(1) Diğer kanunların, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31 Aralık 2008 tarihine kadar uygulanır.
6-5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 madde ve fıkrasında:
(1) Mahkûmiyet hükmünün yorumunda veya çektirilecek cezanın hesabında duraksama olursa, cezanın kısmen veya tamamen yerine getirilip getirilemeyeceği ileri sürülür ya da sonradan yürürlüğe giren kanun, hükümlünün lehinde olursa, duraksamanın giderilmesi veya yerine getirilecek cezanın belirlenmesi için hükmü veren mahkemeden karar istenir.
(3) Yukarıdaki fıkralar uyarınca yapılan başvurular cezanın infazını ertelemez. Ancak, mahkeme olayın özelliğine göre infazın ertelenmesine veya durdurulmasına karar verebilir.
7- 5275 Sayılı Yasanın 101/1-3 Madde ve fıkrasında:
(1) Cezanın infazı sırasında, 98 ilâ 100 üncü maddeler gereğince mahkemeden alınması gereken kararlar duruşma yapılmaksızın verilir. Karar verilmeden önce Cumhuriyet savcısı ve hükümlünün görüşlerini yazılı olarak bildirmeleri istenebilir.
(3)Bölge adliye mahkemesi veya Yargıtaydan başka mahkemeler tarafından verilmiş olan bu kararlara karşı itiraz yoluna gidilebilir.” hükümleri bulunmaktadır.
Ayrıca TBMM tarafından 5728 Sayılı Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlar ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile düzenleme yapıldığı ve bu kanunun yürürlükte olduğu ancak yapılan bu düzenlemeler içerisinde 3167 Sayılı Yasanın 16. Maddesi ile ilgili bir düzenlemenin bulunmadığı da ortadadır.
Kararına itiraz edilen mahkemenin itiraz edilen kararında 3167 Sayılı Yasanın yürürlükten kalkmadığı ve halen karşılıksız çek keşide etmek suçunun bulunduğu, bu durum karşısında kanunsuz suç ve ceza olmaz ilkesinin ihlal edilmediği, 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesindeki düzenlemenin TCK nun 52. maddesi ile uyumlu olduğu, çek bedelinin 5-730 gün arasında olması halinde belirlenen tam gün sayısı ile takdir edilen bir gün karşılığı adli para cezasının çarpılması sonucu para cezası vermek olanaklı olduğu gibi çek bedelinin 5 tam günün altında olması halinde 5 tam güne yükseltilmesi, 730 tam günün üstünde olması halinde ise kanunlarda aksine hüküm bulunmayan hallerde ibaresi dikkate alınarak 3167 Sayılı Kanun 16/1 maddesi uyarınca belirlenecek adli para cezasının verilebileceği bunun TCK nun 52 maddesine aykırılık oluşturmayacağı yasal sebepleri ve diğer yasal sebeplerle sanık vekilinin talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Yürürlükte olan yasal durum incelendiğinde; TCK nun 5/1 maddesinde bu kanunun genel hükümlerinin özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanacağı belirtilerek ceza hukukunda yeknesaklık sağlanmak istenmiştir.
Bu amaçla 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesine; diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemesine aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31.12.2008 tarihine kadar uygulanır hükmü konulmuş ve bu süre yeniden uzatılmamıştır.
Yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. Madde hükmünü dikkate alarak “ Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” adı altında 580 maddeden oluşan 5728 Sayılı Yasayı çıkartmış ve bu yasa yürürlüğe girmiştir.
Buradan da anlaşıldığı üzere yasa koyucunun amacı TCK nun genel hükümlerinin bütün özel yasalarda ve ceza hükmü içeren yasalarda uygulanmasını sağlamaktır.
5237 Sayılı TCK nun 52. maddesi dikkate alındığında adli para cezasının tanımının yapıldığı görülmektedir. Buna göre adli para cezası , beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmadığı hallerde 730 günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması sureti ile hesaplanan meblağın hükümlü tarafından devlet hazinesine ödenmesinden ibarettir
Bu maddenin 1. fıkrasında bulunan “kanunda aksine hüküm bulunmayan haller” tanımının adli para cezası gün sayısının bu genel düzenlemeye aykırı olarak 730 günün altında veya üstünde olabileceği ve bu düzenlemenin de geçerli olduğu anlamındadır. Buradan da anlaşıldığı üzere TCK genel hükümlerinde gün adli para cezası sistemi benimsenmiştir.
3167 Sayılı yasanın 16. maddesi değerlendirildiğinde; “..... çek bedeli tutarı kadar ağır para cezası ile cezalandırılırlar . Ancak verilecek para cezası 80 milyar liradan fazla olamaz. ” hükmünün bulunduğu, bu düzenlemenin gün para cezası içermemesi nedeni ile TCK nun 52/1 maddesine uygun olmadığı ortadadır. Bu düzenleme karşısında açık bir yasal düzenleme yokken çek bedeli kadar tam gün sayısı belirlenerek bunun 20-100 TL arasında takdir edilecek bir bedelle çarpılması sureti ile sanığın cezalandırılabileceğini değerlendirmek kıyas yapmaktır. Kıyas, TCK nun 2/3. madde ve fıkrası ile yasaklanmıştır. Buna göre kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz. Kararına itiraz edilen mahkeme gerekçesinde kıyas yasağına rağmen kıyas yaparak 3167 Sayılı 16/1 maddesindeki ceza düzenlemesinin TCK 52. maddesindeki adli para cezası sistemine uygun olduğunu belirtmiştir.
Yasa koyucunun 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesinde sözünü ettiği diğer kanunlar içerisinde 3167 Sayılı Yasanın da olduğu hususunda tereddüt yoktur. Buna göre 3167 Sayılı Yasada bulunan ve 5237 Sayılı TCK nun 1.kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümler 31.12.2008 tarihine kadar uygulanabilecektir. Bu düzenlemenin mevhumu muhalifinden 3167 Sayılı (özel) Kanunun TCK nun 1. kitabının 52. maddesinde düzenlenen gün para sistemine aykırı olan ceza kuralının 31.12.2008 tarihinden sonra uygulanmayacağı anlaşılmaktadır. Kaldı ki yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesini dikkate alarak 5728 Sayılı Yasa ile özel yasalarda ayrıntılı düzenlemeler yapmasına rağmen 3167 Sayılı Yasada herhangi bir düzenleme yapmamıştır.
Yasa koyucunun atlama yaptığı, bu konuyu unuttuğu kabul edilemeyeceğine göre yasa koyucunun muradının 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesi ile düzenlenen ceza kuralının ortadan kalkması,uygulanamaz olması olduğu kabul edilmelidir. Çünkü ceza kuralları uygulanmak amacı ile konulur. Uygulanamayan bir ceza kuralı kaldırılmış demektir. Uygulanamayacağı yasa ile düzenlenen, bu nedenle yasal olarak kaldırılma dışında yok hükmünde olan bir kurala göre ceza vermek gerek Anayasa’da yapılan düzenlemeye, temel hak ve özgürlükleri içeren Uluslararası Sözleşme hükümlerine ve gerekse Türk Ceza Kanunun 2. maddesinde düzenlenen kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunlarda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz kuralına da aykırıdır.
Bu yasal durum karşısında hükümlünün, 31.12.008 tarihinden itibaren zımni olarak yürürlükten kaldırılan ve yerine yeni hüküm konulmamakla cezasız bırakılan karşılıksız çek keşide etmek eyleminden dolayı cezalandırıldığı, hükümlü müdafiinin yaptığı itirazın hukuka uygun olmayan mülahazalarla red edildiği, itirazın yasal ve yerinde olduğu anlaşılmakla 5275 Sayılı Yasanın 101/3 madde ve fıkrasının verdiği yetkiye dayanarak ve hükümlünün telafisi mümkün olmayan zararlara uğramasını engellemek amacı ile 5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 maddesi gereğince mahkumiyet hükmünün yorumunda ve çektirilecek cezanın hesabında açıklanan nedenlerle duraksama olduğundan 3167 Sayılı Yasada yeni bir düzenleme yapılana ya da 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesinin açıkça yürürlükten kaldırılması anına kadar infazın ertelenmesine, yasa koyucunun yeni bir düzenleme yapması halinde hükümlünün durumunun yeniden mahkemesince ele alınarak değerlendirilmesi için itirazın kabülü ile hükümlüye Sakarya 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.10.2007 tarih ve 2007/415 esas 2007/739 karar sayılı ilamı ile verilen adli para cezasının infazının durdurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Hükümlü Hasan Sülhi Seyalıoğlu müdafiinin yapmış olduğu İTİRAZIN KABÜLÜNE,
2-Sakarya 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 02.02.2009 tarih ve 2007/415 esas 2007/739 karar sayılı EK KARARININ KALDIRILMASINA
3-Sanık hakkında Sakarya 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.10.2007 tarih ve 2007/415 esas 2007/739 karar sayılı ilamı ile verilen 33.000TL adli para cezasının İNFAZININ DURDURULMASINA,
4-Kararın bir örneğinin gereğinin yerine getirilmesi için Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine,
Dosyanın Sakarya 2. Asliye Ceza Mahkemesine iadesine
Karardan bir örneğin hükümlü vekiline TEBLİĞİNE ,
Dair; 5275 Sayılı Yasanın 101/3 ve CMK nun 271/4 madde ve fıkrası gereğince incelenen dosya üzerinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.11.03.2009
Doğan Faktoring
Hizmetler
a) Finansman Faaliyetleri; Alacaklarını devraldığımız Grup Şirketlerimizin finansman gereksinimleri karşılanmakta, Grup Şirketlerimiz dışında piyasaya yapılan işlemlerde yine Grup sinerjinden hareket edilmekte, Grup Şirketlerimizin borçlarının ve bu tür bağlantı kurulabilen alacakların temlik alınması yolu izlenmekte, risk unsuru en aza indirilmektedir. Grup dışı olarak da, kredi değerlikleri göz önüne alınarak factoring hizmetleri sunulmaktadır.
b) Tahsilat Faaliyetleri; Hürriyet Gazetecilik, Doğan Gazetecilik, Doğan Burda, Doğan Ofset, Doğan Müzik, Doğan İletişim, Medyanet, Bağımsız Gazetecilik, Yenibiriş İnsan Kaynakları, Hürriyet Ticari ve Sınai ürünler vb. grup şirketlerimizin alacaklarının tahsili, Şirketimiz tarafından gerçekleştirilmektedir. Doğan Yayın Holding yönetimine ve ilgili şirketlere tahsilat ve risklerin izlenebilmesi için raporlar hazırlanmakta, ortalama çalışma süreleri, tahsilat süreleri, reklam verenler/ajansların riskleri düzenli olarak izlenebilmektedir.
c) İlan Denetim Faaliyetleri; Yazılı basın ilan alacaklarının fiyat ve denetimine ilişkin reklam sisteminin koordinasyonuna yönelik çalışmalar doğrultusunda Hürriyet, Doğan Gazetecilik ve Doğan Burda, Bağımsız Gazetecilik firmalarının ticari reklam ve ilanları kontrol edilmekte ve faturaları ilgili şirketler adına düzenlenmektedir.
d) Hukuk Faaliyetleri; Grubumuzun icra iflas konularına ilişkin takip iş ve işlemleri, Şirketimiz bünyesinde yer alan Hukuk Servisi tarafından yürütülmektedir.
Bu basın mı bu star tv mi bizi haber yapacak, bu kadar saf olmayın...
Bizim işimiz yargıyla..
Anfa
anfadan alıntıdır ve bence haklıda...
sn my vay söylediğiniz doğru yapsınlarda kıvırarak yapsınlar.adamlar içerde avukatların ağzına bakıyoruz.artık yeter.daraldık2121
sayın mağdur07,
bu karar örneği medyapar dan alınma,aslına ulaşabilmek lazım bence.
yargıtay 11.ceza dairesi kararını vermiş inanmayan yargıtayı arasın
sn mağdur 07
bu konuda yazılabilecek en güzel dilekçe inan sn ankara hukuklu nun yazdığı dilekçe..onda her konu var..kararlarıda ekledinmi tamam..
samimi söylüyorum ben bu dilekçeyi usulune uygun yazabilseydim ondan rica etmez kendim yazardım ..sağolsun kırmadı yazdı..
karar nasıl olur onu bilmem ama umarım sakarya daki gibi olur..
sonun da talep demiş orda kopyalamada hata yapmışım..orayı düzelt boşluklara kendi numaralarını yaz ver..
my way
arkadaşlar bencede basını fazla uyandırmayalım dedim ya allah korusun bi karşı ataga geçerler,yargıtayı etkilerler,hükümeyi etkilerler,herkesi etkilerler ...bence fazla uayndırmayalım ,bırakalım yargıtay sessiz sakin işini yapsın...
mağdur 07
sanada hangi avukata yazdırdın diye soracaklar..emin olabilirsin..çünkü ancak o kadar yazılabilir..
my way
YAHU YİNE BAŞLADIK KARAR VERDİ DİYENİNDE BU YAZIYI YAZANINDA TARİH VERENİNDE .......SAYGILARIMLA 3434
tmm MY WAY KARDEŞ teşekkür ederim...dediğin gibi zaten bizim nelerden ititraz edeceğimizi onlarda biliyor,vermek isteseler ne yapsak verirler sonuçta..ben senin değiğin gibi o dilekçeyi ve sakaryanın kararınıda ekte sunayım..ve allaha havale edeyim...
sayın adsız nerden biliyorsunuz açıklayınnnnn
sayın adsız,ne cıkmıs acıkla barıde rahat edelım.bırde bız 11.daıreden karar beklemıyorduk.zaman zaman arayan arkadalar oldu,yanıt alamadı.sen ne ogrendıysen yazda ogrenelım...
adsız saçma sapan yazmada bizleride üzme.ayıp bu yaptığınız.koskoca insanlarız.mavranı başka yerde yap.2121
adsız saçma sapan yazmada bizleride üzme.ayıp bu yaptığınız.koskoca insanlarız.mavranı başka yerde yap.2121
tamam arkadaşlar ben maillerimi attım ..
inanmayanlar sayın oymak a ulaşmak kolay arar sorarlar...
saygılar...
sn aslı sizin avukatınızdan haber varmı varsa yazarmısını.2121
sn aslı sizin avukatınızdan haber varmı varsa yazarmısını.2121
11. CEZA DAİRESİ
MADDESİ SUÇUN ADI
7.12.1994 gün 4053 sayılı Kanunla Yargıtay Kanunun 14. maddesine eklenen fıkra gereğince 3953 sayılı Kanun gereğince Askeri Yargıtay'dan gönderilen dava ve işler ile aynı kanun gereğince adli yargı mercilerine devredilen dava ve işlerden temyizen intikal edecek olanlar
506 sayılı Sosyal Sigortalar Yasası
213 Sayılı Kanuna Muhalefet
5816 Sayılı Kanuna Muhalefet
TCK 155/1 Güveni Kötüye Kullanmak
TCK 155/2 Hizmet Nedeniyle Güveni Kötüye Kullanmak
TCK 156/1 Bedelsiz Senedi Kullanmak
TCK 157/1 Dolandırıcılık
TCK 158/1-a Dini inanç ve duyguların istismarı suretiyle dolandırıcılık
TCK 158/1-b Kişinin içinde bulunduğu tehlikeli durum veya zor şartlardan yararlanmak suretiyle dolandırıcılık
TCK 158/1-c Kişinin algılama yeteneğinin zayıflığından yararlanmak suretiyle dolandırıcılık
TCK 158/1-d Kamu, Kurum ve Kuruluşlarının, Kamu Meslek Kuruluşlarının, Siyasi Parti, Vakıf veya Dernek Tüzel Kişiliklerinin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık
TCK 158/1-e Kamu Kurum ve Kuruluşlarının zararına dolandırıcılık
TCK 158/1-f Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık
TCK 158/1-g Basın ve Yayın araçlarının sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle dolandırıcılık
TCK 158/1-h Tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında; kooperatif yöneticilerinin kooperatifin faaliyetleri kapsamında işledikleri dolandırıcılık
TCK 158/1-i Serbest Meslek Sahibi kişilerin, mesleklerinden dolayı kendilerine duyulan güveni kötüye kullanmak suretiyle işledikleri dolandırıcılık
TCK 158/1-j Banka ve Kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken kredinin açılmasını sağlamak amacıyla dolandırıcılık
TCK 158/1-k Sigorta bedelini almak amacıyla dolandırıcılık
TCK 158/2 Kamu görevlileriyle ilişkisinin olduğundan, onlar nezdinde hatırı sayıldığından bahisle ve belli bir işin görüleceği vaadiyle aldatarak menffat temin etmek
TCK 159/1 Hukuki bir ilişkiye dayanan alacağı tahsil amacıyla dolandırıcılık
TCK 160/1 Kaybolmuş veya hata sonucu ele geçmiş eşya üzerinde tasarruf
TCK 161/1 Hileli iflas
TCK 162/1 Taksirli İflas
TCK 163/1 Karşılıksız Yararlanma
TCK 163/2 Telefon hat ve frekansları ile elektromanyetik dalgalarla yapılan yayınlardan karşılıksız yararlanma
TCK 204/1 Resmi belgede sahtecilik
TCK 204/2 Kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği
TCK 204/3 Sahteliği sabit olana kadar geçerli belgede sahtecilik
TCK 205/1 Resmi belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek
TCK 206/1 Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan
TCK 207/1 Özel belgede sahtecilik
TCK 207/2 Sahte özel belgeyi bilerek kullanmak
TCK 208/1 Özel Belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek
TCK 243 Bilişim sistemine girme
TCK 244 Bilişim sistemini engelleme, bozma, verileri yok etme
TCK 245 Banka ve Kredi Kartlarının kötüye kullanılması
11. dairenin görevleri başka varmı bilmiyorum..
aslı hanım dun bırseyler soyledınız.bızı merakta bırakmayın.eslerı c.evınde olanlar var.varsa bır haber paylasın lutfen.
MY WAY senin sonunda talep demişim düzelt diyorsun oraya,sadece talepten sonra ederim ekleyeceğim galiba...birde araya şunu koyayımmı...ayrıca 18.02.2009 tarihinde konulan 5838 sayılı anayasa ve 38.madde ile çeke vade konuldugundan ayrıca çek bir havale aracı olmaktan çıkıp normal senet ve kambiyo niteliği kazandığından...........desem nasıl olur...en altada bu konuda sakarya 1.ağır ceza mahkemesinin vermiş oldugu karar ektedir diyorum...
sn mağdur 07
ederim yaz yeter..başka birşey ekleme..onlar zaten yukarıda var ..içeriği bozma..bence..
my way
pardon zaten benim dediğim itirazda varmış my way :=))))
sn aslı cevinden geldim dedi asılsız ümit veriyorsunuz diyenler olunca küstü bidaha yazmayacağını söyledi aslının ablasıyla sn ayça aynı yerdeymişler sn ayçayı aramamış sn ayça merak içindeymiş LÜTFEN SN EXPO BİR ZAHMET EŞİNİZİ ARAYIN
11. ASLİYE CEZA MAHKEMESİ BAŞKANLIĞINA
ANTALYA
ESAS NO : 2009/33.
KARAR NO : .
SANIK : BÜLENT KUŞOĞLU
TALEP : Mahkemenizin kesinleşen 2009/33… ESAS, sayılı ilamı ile öngörülen cezanın kaldırılması ve hükmün infazının durdurulması talebidir.
O L A Y L A R :
5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un Geçici 1. Maddesine göre; “Diğer kanunların, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31 Aralık 2008 tarihine kadar uygulanır.”
Bu hüküm çerçevesinde, belirtilen tarihten sonra, Türk Ceza Kanunu dışındaki ceza hükmü getiren tüm ceza kanunları hükümlerinin, TCK’da öngörülen şekle uydurulması çerçevesinde, 3167 Sayılı Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanunun uygulanma şartlarının değerlendirilmesi gerekmektedir.
31.12.2008 tarihine dek, ceza hükmü getiren diğer özel kanunlardan olan 3167 Sayılı Çek Kanununun cezai hükümleri, TCK’nun genel hükümlerine aykırı olsa da uygulanabilmekteydi. Ancak 31.12.2008 tarihine kadar, Çek Kanununda gerekli değişiklikler yapılmadığından, artık 01.01.2009 tarihi itibariyle TCK’nun genel hükümlerinin (1-75. maddeleri) uygulama alanı bulması söz konusudur.
Nitekim Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 2005/90 sayılı kararında, çek suçları için TCK Genel Hükümlerindeki “uzlaşma” esaslarının uygulanmasını isteyen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının mütalaasını, 3167 Sayılı Kanunda öngörülen davayı ve cezayı ortadan kaldıran sebeplere ilişkin düzenlemenin , TCK Genel Hükümlerindeki (m. 73/8) uzlaşma kurumuna açıkça aykırı olduğundan bahisle, bu aykırı hükümlerin de 31.12.2006 (bilahare yapılan değişiklikle 31.12.2008) tarihine kadar uygulanacağı gerekçesiyle reddetmiştir. Bir başka deyişle, Ceza Genel Kurulu, 3167 Sayılı Kanunda yer alan ve fakat, yeni TCK Genel Hükümlerine aykırılık teşkil eden maddelerinin sırf bu sebeple 31.12.2008 tarihinden sonra uygulanmasının mümkün olmadığını açıkça belirtmiştir.
Ayrıca, 5252 Sayılı Kanun’un 9. maddesi uyarınca, Lehe olan hüküm, önceki (3167 SK) ve sonraki kanunların ( 1.1.2009’da yürürlüğe giren TCK madde 5) ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak, ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenir. Dolayısıyla, aynı kanunun geçici 1. maddesi yanında, yargılamada, 9. maddenin de göz önünde bulundurulmasıyla sanığın en lehine olan hükümlerin araştırılıp değerlendirilmesi gerekmektedir.
Bu çerçevede aşağıda, Çek Kanunu’ndaki karşılıksız çek keşide etme suçunu düzenleyen hükümleri yerine uygulanması gerektiği düşünülen TCK hükümlerinin kısa bir değerlendirilmesi yapılmıştır.
1. TCK m. 21 bakımından : 3167 SK. m. 16/1’de karşılıksız çek keşide etme suçu, “şekli suç” niteliğinde düzenlenmiştir. Ancak, TCK ’nın genel hükümleri (m. 21) uyarınca, bir suçun oluşumu kastın varlığına bağlıdır. Kast “doğrudan”(m. 21/1) veya “olası kast” (m. 21/2) olabilir. Bu nedenle, bir kişinin karşılıksız çek nedeniyle cezalandırılabilmesi için, bu kişinin çeki keşide ederken, çekin karşılıksız kalacağı kastıyla hareket etmiş olması gerekmektedir. Başka bir deyişle, bunu bilmeli ve istemelidir. Dolayısıyla, yapılan yargılamada, artık kastın varlığı mutlak olarak araştırılmalı ve bunun sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır.
Şayet olayda kast yoksa yahut fiil objektif sorumluluk çerçevesinde mütalaa ediliyorsa TCK m. 21/2’ye göre, somut olayda karşılıksız çek keşide eden kişide “olası kast”ın varlığı da ayrıca değerlendirilerek, maddede öngörülen ceza indirimleri uygulanmalıdır.
Bu noktada dikkate alınması gereken en önemli husus şudur: Eski TCK 45. madde çerçevesinde “objektif sorumluluk” kapsamında mütalaa edilen karşılıksız çek suçuna verilen cezalar, yeni TCK 21. maddeye aykırıdır. Zira , şayet suçun manevi unsuru olarak “doğrudan kast” aranmıyor ve objektif sorumluluk esasına göre “olası kast”ın var olduğu kabul edilerek ceza tayin ediliyorsa, bu durumda TCK m.21/2 uygulanmalı ve “diğer suçlar” kapsamında, temel cezada üçte birden yarısına kadar indirime gidilmelidir. Eski TCK madde 45’e göre böyle bir indirim gerekmediğinden mahkemeler kanunda öngörülen cezayı aynen verebilmekteydiler. Oysa yeni TCK madde 21, objektif sorumluluk halinin kabul edildiği suçlarda, yani “olası kast”ın varlığı halinde, verilecek cezalardan indirim yapılmasını emredici olarak va’zetmiş bulunmaktadır.
Şu halde, karşılıksız çek suçlarında suçun manevi unsuru olarak “kast” aranmalı, yok eğer objektif sorumluluğa göre ceza tayin ediliyorsa, “olası kast”ın varlığı araştırılmalı ve olası kast varsa temel cezada kanunda belirtilen indirim uygulanmalıdır. Bunlar yapılmadan tayin edilen cezalar, 3167 Sayılı Kanunun uygulanması açısından 1.1.2009’da yürürlüğe giren 5252 Sayılı yeni TCK ‘nun 5nci maddesi dalaletiyle 21 nci maddesine aykırılık teşkil etmektedir, bu sebeple de ortadan kaldırılmaları ve infazlarının durdurulması icap etmektedir. Aksi bir uygulama “kanunsuz suç ve ceza olamaz” esasına açık bir aykırılık teşkil edecektir.
2. TCK m. 52 – 61/8 bakımından
Çek Kanunu’na göre, karşılıksız çek keşide etme suçunun cezası, çek bedeli tutarı kadar “adli para cezası” olarak belirlenmekteydi. Ancak, 1.1.2009 tarihinden itibaren TCK’nın adli para cezalarına ilişkin 52. maddesi uygulama alanı bulacağından, ceza miktarının ve niteliğinin belirlenmesi farklılaşacaktır.
Adli para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir. Yargılama sonucunda verilen kararda, adli para cezasının belirlenmesinde esas alınan tam gün sayısı ile bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ayrı ayrı gösterilmelidir. Adli para cezasının miktarının tespiti artık, sadece bu yolla gerçekleştirilebilecektir.
Bu noktada, yargılamada sanığın lehine olan hafifletici hükmün de göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Hakim, ekonomik ve şahsi hallerini göz önünde bulundurarak, kişiye adli para cezasını ödemesi için hükmün kesinleşme tarihinden itibaren bir yıldan fazla olmamak üzere mehil verebileceği gibi, bu cezanın belirli taksitler halinde ödenmesine de karar verebilir. Taksit süresi iki yılı geçemez ve taksit miktarı dörtten az olamaz. Kararda, taksitlerden birinin zamanında ödenmemesi halinde geri kalan kısmın tamamının tahsil edileceği ve ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceği belirtilir. Dolayısıyla, karşılıksız çek keşide etme suçuna karşılık verilecek cezanın tayininde bu hükmün uygulanması gerekmektedir.
Burada karşılaşılacak bir başka sorun, karşılıksız çek keşide etme suçuna tayin edilecek cezanın tam gün karşılığının neye göre belirleneceğidir. Çek Kanunu’nun uygulamasında, ceza, karşılıksız çıkan çek miktarına göre belirlenmekteyken, TCK’nın 52. maddesinin uygulanmasıyla, öncelikle tamgün hesabının yapılması ve bir güne karşılık gelen parasal miktarın belirlenmesi üzerine karar verilmesi gerekmektedir.
TCK m. 61/8 hükmüne göre, adli para cezasının hesaplanması ise, adli para cezası hesaplanırken, bu madde hükmüne göre cezanın belirlenmesi ve bireyselleştirilmesine yönelik artırma ve indirimler, gün üzerinden yapılmalıdır. Adli para cezası, belirlenen sonuç gün ile kişinin bir gün karşılığı ödeyebileceği miktarın çarpılması suretiyle bulunacaktır. Bu itibarla, yargılama sonucunda verilecek adli para cezasının tayini usulü de tümden değişmektedir.
K I S A C A : Bu değerlendirmeler ışığı altında mahkemenizce verilen ilgili karar, 01.01.2009 tarihinde yürürlüğe girmiş bulunan TCK 5nci maddesi uyarınca , aynı kanunun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırılık teşkil etmektedir ve sanık/hükümlü lehine olan yeni hükümler uygulanmalıdır. Şöyle ki:
1. İlgili karar tesis edilirken, karar tarihindeki kanun uygulandığı için “kasıt” unsuru aranmamıştır. Oysa 3167 SK bakımından yürürlüğe giren TCK genel hükümlerine göre, suçun oluşumu kastın varlığına bağlıdır. Anılan suçun “taksirli” hali de kanunda öngörülmediğinden ceza yaptırımı uygulanamayacaktır. Diğer taraftan, 18.02.2009 tarih ve 5838 Sayılı Kanunun 18nci maddesindeki düzenlemeye göre, artık çek bir havale aracı değil, üzerinde yazılı tarihte ödenmesi gereken bir bono/poliçe haline gelmiştir. Bu düzenleme de esasen TCK nun kastı düzenleyen maddesiyle uyumludur ve böylece karşılıksız çek suçu, yasama organının da iradesiyle artık “kasıtlı suç” haline gelmiştir. Kast unsuru aranmadan verilen cezanın infazının durdurulması gerekmektedir.
Diğer taraftan, son düzenleme ile, geçici bir süre ile de olsa, “ibrazında ödenmesi” özelliği kaldırılmış olduğundan, havale ve ödeme aracı değil, bono/poliçe vasfı kazanmış olan çekin karşılıksız çıkmasından dolayı hapis cezası verilmesi uygulaması, Anayasanın 38nci maddesine eklenen son fıkrasına da aykırılık teşkil edecektir.
2. Tayin edilen adli para cezalarında TCK m. 52 ve m. 61/8 uygulanmalıdır.
Diğer taraftan karşılıksız çek keşide etmek sucu ile alakalı SAKARYA 1.AĞIR CEZA MAHKEMESİ nin almış olduğu karar ektedir...
N E T İ C E V E T A L E P : a
Bu sebeplerle, sanık lehine olan TCK genel hükümlerinin davaya uygulanarak mahkemenizin ilgili kararında öngörülen cezanın ortadan kaldırılması ve infazın durdurulması hususunda hüküm tesis edilmesini arz ve talep ederim......16/03/2009
bunu aynen yazıyorum ve ekede sakaryanın kararını ekliyorum my way kardeş,sende bi gözat istersen sana zahmet=:)))
sn mağdur 07
ilk cümleyi cezanın kaldırılması talebidir yazın..
malum infaz yok sende..
my way
SAYIN EMİR ABLA SAYIN ÜMİTLİYİM İNANMAYIN BU KARAR ÇIKTI DİYENLERE ,TARİH VERENLERE KARAKTERSİZ ÇIKMIŞ YARGITAY KARARI ÇIKTI DİYOR NERDEN BİLİYORSUN HAŞA SÜMME HAŞA VAHİY Mİ GELDİ 3434
karar çıktıu diyorum siz hala inanmayın
SAYIN EMİR ABLA 5 DAKİKALIĞINA BU SİTEDEN ÇIKARMISINIZ ULAN ADSIZ BEN SENİN .......................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................SAYGILARIMLA 3434
sayın adsız açıklayın ozaman sonucu merak içinde bırakmayın kötü de olsa bilmek istiyoruzzzz
sn arkadaşlar
bizimkonuya 10. ceza dairesi bakıyor..yargıtay sitesine girip kendiniz görevler kısmına bakın..11. ceza dairesi görevlerini attım..ötesini bilmiyorum ama ..
biri gene desteksiz atıyor..eline ne geçiyor onuda bilmiyorum..
my way
ınanma meselesı degıl,sayın 3434.bırsey soluyorsan arkasında durmak lazım.neyse bıldıgı soylesın rahatlasın.bızde rahatlayalım.cocuk oyunumu bu?bırsey soluyorsan devamını getır.yoksa hıc soyleme .zaten bırsey varsa bugun olmasa yarın duyulur.ıstıkrar yok,ınsanlarda.neye kusuyorlar anlamadım.hepımızın derdı aynı.
kararı açıklıyorum hepinize idammm
tmm my way kardeş sağol
ayrıca karar 10. daireden çıktıda yanlış yazdıysa onuda bilmiyorum..
arama imkanı olan varsa arasın..
my way
arkadaşlar sayın ankara hukuklu bu dilekçeleri istek üzerine hazırladı ama altına not düştü dava durumunuza göre bir avukata danışın belki ekleyeceği veya eksilteceği şeyler olabilir dedi kendi kafanıza yazıp çizip gitmeyin mağdur07 diyorsunki adsızlara önem vermem ben güvendiğime bakarım bu da sizin fikriniz ama adsız yazan bir arkadaşta belki sizin veya sizlerin iyiliğini düşünerek yazmış olabilir göz ardı etmeyin siz yinede bir avukata danışın
Selamlar herkese ,
Artık 100 lerce kez yazmaktan bıktı herkes.Bakın aklı başında olan kimse cevap bile yazmıyor.
Bizi bu saatten sonra 10 C.Dairesi yada 11.C.Dairesinin verdiği kararlar bağlamıyor bizi birtek CGK bağlıyor niye hala anlamıyoruz bunu canım arkadaşlarım.
R.C
YAHU EMİR ABLA SÖYLÜYORUM İNANMIYORSUNUZ BIRAKIN ŞU KARAKTERSİZLERİ NE OLUR YA SAYGILARIMLA 3434
sayın myway hepımız ogrendık artık.10.daıre veya cgk.merak etmeyın.benı sınır eden neden ınsanları tedırgın edıyorlar.bakın hala ısrarla cıktı dıyor.elıne ne gececek anlamadım.
yahu arkadaşlar siz haala adsız kişiyi kıymete değer buluyormusunu,hayret bişisiniz yanı,haala adama ısrarla açıkla diyorsunuz,adam dalga geçiyor haala anlamadınızmı
15.09
okuduğunu anlayan konuyu zaten anlar..ama avukat buna sevinir hazır dilekçe çünkü..
my way
adsız arkadaş
biraz evvel de yargıtayda infazlara devam edeceğini söyleyenle aynı kişi olduğunu düşünüyorum
açıkcası desteksiz atıyor
sayın aslıdan haber yok mu
1O.DAİRE 11. DAİRE NE FARKEDER ZATEN BİR KARAR OLSA MEDYA VERİR ARKADAŞ TARİH VERENLERE KESİNLİKLE İNANMAYIN NERDEN BİLECEKLER YARGITAYDAKİLERİN 1. DERECE YAKINI OLMADAN SAYGILARIMLA 3434
SAYIN ASLIYI ARAMAYIN TARİH VERME DEYİNCE BANA KÜSTÜ GİTTİ 3434
10 C.Dairesinin onama kararları (19.01 ve 26.01 de verildi) eğer bağlasaydı hiç bir mahkeme beraat yada infazın durdurulması veremezdi arkadaşlar biraz manyık yürütün arada Allah aşkına.
O onamalar tebligat yada imza yada onun benzeri sebeblerden onamalardı ve önce 1 sonra 2 üye konu başka olsada 3167 de aykırılık vardır boşu boşuna karar veriyoruz diye karşı oy kullandı.Suç kanunsuz kalmıştır dediler kısaca.
10 daire nin yada 11.dairenin kararı bağlamış olsaydı Sakarya 1Ağır ceza nasıl beraat verirdi , şişli 11 asliye nasıl beraat verirdi şişli 3 nasıl beraat verirdi.Onama kararları 19.01 de verilmişti zaten biraz mantık yürütün rica ediyorum artık.Sürekli birileri dağıtıyor siteyi sonra habire topluyoruz ama yoruluyoruz vallahi aynı şeyleri yazmaktan.
R.C
tlgerd ben ankara hukuklu yazısını yazan kişiyim diğer arkadaşla bir ilgim yok çok kısa bir süre öncesine kadar bende bir adla yazıyordum ama gördümki bunun çok bir ehemmiyeti yok sizler için çünkü siz inanmak istediğiniz şeylere inanıyorsunuz bu sizin kararınız saygı duyarım
15:09 adsız arkadaşım ben adsız yazan kimselere itibar etmeyin demedim,adsız yazıpta olumlu olumsuz karar verenlere itibar etmeyin dedim...yoksa bi sürü adsız arkadaş var sitede gayet seviyeli medeni yazıştıgımız...uyarın için de teşekkür ederim,tabii yinede avukatıma bir göstererim,tabii bulabilirsem avukatımı...
sayın r.c,,,yorumunuz anlasıldı.gayet mantıklı.ancak ben sahsım adına sunu soylemek ısterım.10 aydır c.evı kapılarında olsaydınız,esınız gozunuzun ıcıne bakıp hala bır gelısme yokmu dıye sorsaydı,oglunuz artık babadan umıdı kesseydı.ınanıyorum kı sızde benım gıbı her tasın altına bakardınız.bende ne mantık ne bırsey kaldı.kusura bakmayın...
Sayın emir ,
Daha öncede soylediğim gibi sizin durumunuzu anlayabilme kapasitem şu anda yok.Fakat ne kadar sıkıntı olabileceğini ancak tahmin edebilirim.
Benim söylemek istediğim insanlar kafasına göre geliyor tarih veriyor (hukuk içi biri mesela) 10 mart diyor , sonra biri cıkıyor karar olumsuz diyor birde bunu yazan hiç tanımadıgımız adsız bi arkadasımız.Bizlere bir olumlu bir olumsuz haber geliyor sürekli herkes sürekli olarak bir olumlu haber peşinde tabiki fakat böyle atmasyon olumsuz haberler olunca insanların olmayan morallerini yok ediyorlar buda ister istemez sinir yapıyor bende.Böyle bir acıklamayı mantıklı olanlar okusunda habere itibar etmnesin diye yazdım yani morallerimiz bozulmasın diye.Kusur işlediysem affola.
R.C
RC KARDEŞ yanılmıyorsam yargıtay ceza dairelerinin verdiği karar bağlayıcı olmuyor yani emsal teşkil etmezmi demek istiyorsun,yanlışmı anladım yoksa....yargıtaydan çıkan markalar kanunu neden emsal teşkil etti o zaman...benmi yanlış biliyorum yoksa...
sn ankara hukulu yazsını yazan kişi
burada yapılan olumlu ve olumsuz bütün yorumların bir dayanağı olmalı diyorum
insanların kime inanıp kime inamıyacağını kendilerinin bileceği iştir
birisi çıkıp karar çıktı diyence insanlar gersini bekliyor veya bir tarih verilince 5n 1k kuralı ister itemez işlemeye başlıyor
buraya daimi yazan insanların hiçbiri kötü niyet taşıdığına ben inanmıyorum
artık çok hasas bir noktadayız zaten birde çıkıp biri karar çıktı ister inanın ister inanmayın gibi şeyler acıkcası sinir bozuyor
magdur07 abicim sen yanlış anladın
ben öyle birşey demiyorum
Bizim için temsil etmesi için bizim gibi birinin aykırılıklara itiraz eden bir dilekce ile gitmiş olması ve onun red edilmiş olması lazım diyorum.Yani diyecekki dilekce şu aykırılıktan , bu aykırılıktan v.s cezanın bozulmasına ama yargıtayda diyecekki orda bu aykırılık yok burda şu aykırılık yok kusura bakma hükmün aynen infazına.
Bizimle ilgili dilekcelere yargıtayın gelebilmesi için de cokk süre var gibi daha 2008 dosyaları ortalarda yok.
R.C
sayın rc ve sayın emir ikinize de katılıyorum ama çok bunaldık artık ne olacaksa olsun artık önümü görüp iş yapamıyorum. ceza kalkarsa alacaklıların da elinde koz olmaz ve iş yapabilirim. şu anda hanımın eline bakıyom yetmiyor tabii
şu karar iyi köyü çıksın birdaha elimi blgsyra sürmiyecam.2121
sn r.c
genel mantıkla bakıldığında haklı gibi görünsenizde,onama kararlarının konusu,farklı o kararlara yargıtaya geldiği konuya bakılmış öyle verilmiş kararlar..5.maddeyle ilgili yargıtay görüşülen dosya yok..öyle olsaydı onama sakarya da bu kararı vermezdi,
karşı oy konusu doğru,iki üye karara 5. madde konusuyla bakmış ama çoğunluk yargıtaya geldiği konuyla ilgili karar vermiş..
yan,i şu an vadeli çekle ilgili bir konu gelse ,rahatlıkla bozar buna emin olun..çünkü yüksek yargı tebligat deyip itiraz edildiyse sadece tebligat konusuna bakar..ve kararını verir..karşı oy bariz bir durum olduğundan kullanılmıştır..normal birşey değildir.bu nedenle cgk ya taşınmıştır..
aynı sakarya kararında olduğu gibi 10. dairedende bir karar çıkabilir yani..
my way
teşekkür ederim RC
Sayın umutluyum aşagı yukarı hepimiz aynı durumdayız.Tüm hayatı internetten 4 duvardan oluşan insanlar olduk.Fakat yapabilecegimiz herşeyi yapıyoruz maillar , haberler v.s..Ama konu gelip dolaşıp CGk ya dayanıyor ordada bizim yapabileceğimiz birşey yok.Bende nefes alamıyorum ara ara deliriyorum ama çıkmayan candan ümit kesilmez diye beklemeye devam ediyorum.
R.C
Aynı şeyi söylüyorum zaten sayın My Way.
Daha birebir bizim konuyla alakalı bir karar verilmedi çünkü daha giden itiraz yani ele alınan itiraz yok.
R.C
sn r.c
bende diyorum ki konumuza yakın bir itiraz o 3 e 2 dengesini her an tersine çevirebilir ve karar lehimize 10. dairedende gelebilir diyorum..ayrıca tekrar yazmak aslında sorun değil..ama tarih vermek yanlış ,çünkü kimse bilmiyor..
my way
Sayın My Way ,
Bayagıdır incelediğin için sende avukat gibi oldun (gibisi fazla) benim gibi.Sana bir durum sorayım bir yorumla eğer müsaitsen??
R.C
benide listeye ekleyin
wolf
peki arkadaşlar diyelimki yargıtay ceza dairesi 3 e 2 lehimize onay verdi,o zaman emsal teşkil ediyormu,yoksa yine 2 muhalif oldugu için cgk na mı kalıyor olay...
memnuniyetle her zaman müsaitim..tabi bildiğim bir konuysa..
my way
sn mağdur 07
öyle bi karar olsa bak nasıl emsal teşkil ediyor..))
my way
:=))))))))))))
Sayın My Way ,
Şimdi bir dosya var karşılıksız çek.İçinde 4 tane çek var.Bu çeklerden ikisinin arkasında bankanın kaşesi var karşılıksız diye tarihli miktarlı falan ama diger 2 sinde kaşe yok.Yani çekler yazdırılmamış.Hakim büyük ihtimal buna dikkat etmemiş yani alacaklı avukatı tabiri caizse bunlarıda aradan kaptırayım demiş başarmış.Hepsinden ceza verilmiş.Sence itiraz edildiğinde ki edilecek karşılıksız çek durumu yok iki çekte bu acıkca belli.Durum ne olur fikrin nedir?
Magdur07 abicim şahsi fikrim yine CGK ya taşınacagıdır en nihayetinde gene karşı oy var.
R.C
Merhaba arkadaşlar nasılsınız
SAYIN EMİR ABLA BİRİSİ BİR DUYUM ALDIM DİYOR! AVUKATIMDAN ,AKRABAMDAN VS DEYİNCE SORUYORUZ BELGE VARMI O ZAMAN YA KÜSÜP GİDİYORLAR YADA SALLAMA BİR TARİH VERİYORLAR SAYGILARIMLA 3434
valla cüneyt haberler sende:))
wolf
HOŞ GELDİN CÜNEYT ABİ SEYAHATİN NASIL GEÇTİ ABİ 3434
sn cüneyt
merak ettik hoş geldiniz
sn rc
bu kararlar aynı dosya da verildiyse,değil yazılmamış çekler diğer aynı dosyadaki çeklerin konusunu bile başa döndürür diye düşünüyorum..ayrı ayrı hepsinden şikayetçi olunmuşsa,,o zamanda karşılıksız kaşeli çekler düşer diye düşünüyorum..
ama takip edilmeli,,yanlış karar bağdattan döner,,ya da dönmeli..
sn cüneyt hele şükür hoş geldin..
my way
Yolculuk iyi sayılır, GBT ye girdim bir şey çıkmadı:)
Yeni haberler için adalet.org a bir göz atayım bakayım yeni bir şey varmı yokmu
sn r.c
pardon karşılıksız kaşesi olmayan çekler olacaktı..
my way
cüneyt kardeş hoşgeldin valla gözlerimiz yollarda kaldı :=)))
Hoşgeldin Cüneyt
MY Way hepsi aynı dosyada.Bir dosya icerisinde yani.Biraz inletmeyi planlıyorum karşı tarafın avukatını yaptıgı usulsüzlük çünkü.Onunla ilgili araştırmadayım neler çıkarabilirim diye.Yorum için teşekkürler.
R.C
aslı hanım bugün cuma ne oldu sizin duyum spırıt
SN RC kesinlikle arkası yazılmamış çek dava konusu olamaz,artık yazdıramazlarda çünkü yazdırma zamanı geçmiştir,onlar artık senet niteliğindedir....hatta ve hatta biraz zorlasan diğer çekleri bile düşürebilrisn avukat sahtekarlık yapmış çünkü...
sn r.c
o dosya tümden düşmeli diyorum ben..ve şu an şikayette bulunma süresi de 6 ay 10 günü doldurduysa şikayet edilemeyebilir bunu da araştırmanı öneririm..avukatlar bunu hep yapıyorlar..ilgisiz yerlere tebligat vs..takip edemeyenler papazı buluyor.
my way
RC kesinlikle inletirsin avukatı çok ağır müeyyideler var avukatlar için,dedim ya biraz zorla belki tüm davayı kaldırır...
Cümleten teşekkürler yorumlar için.
Bu gibi durumları yazıyorum hem fikir alışverişimiz olsun hemde birimizin başına gelen diğer bir kardeşimize örnek olsun belki birinizin dosyasındada böyle bi abukluk olabilir aklınızda bulunsun.
R.C
zaten o avukat tüm çekleri bir dosya değilde her çeki ayrı dosya yapardı,masrafları katlardı :)gerçi ödemezsen o ödeyeceği için belki bilerek yapmamıştır
Sn.RC,
karşılıksız çekler işleme konulduğunda ilgili mahkeme çekin bağlı olduğu banka şubesinden yetki belgesini nüfus fotokopisini,ihtar mektuplarını,düzeltme yapılıp yapılmadığını sorar ve işleme öyle alır..ve mutlaka sormuştur.
Merkez bankası takas servisi geçmiş yıllarda manuelden onlıne ye geçtiğinde çekler otomatik olarak yazılmaya başladı..yani çekler takas servisine gitmeden işlem gördü.
Bence bundan kaynaklamıştır..
Yoksa çok büyük dolandırıcılık ve usulsüzlük olur..
saygılarımla..AASAA
Sayın AASAA ,
Çeklerden birinin üstünde kaşe var takastan geri çekmişler çeki.Sonrasında yazdırma durumu yok.Takasatanda almışlar yani yerine çek verdiler heralde.Olay biraz usulsüzlüğe giriyor senin dediğin gibi.
R.C
peki arkadaşlar benimde ödeyemediğim bir çek vardı.avukat mahkemeye vermiş,eminim çek üzerindeki miktardan vermiştir...ama ben avukattan bir kısım para verdiğime dair belge almıştım...ama belgeyi şu çek diye değilde şu dosya diye verdi... burdan bişi çıkarmı,yani oda suç para alıpta hepsi üzerinden dava açarsan...ama şu dosyaya istinaden diye aldım derse bişi çıkarabilirmiyim...
sn mağdur 07
bence ceza davasını etkilemez..çünkü kısmen veya tamamen karşılıksız çıkan der 16. madde..
my way
Ah mağdur07 abicim keşke şu çek diye yapsaydın.Dosyaya ödeme yaptırtmış sana.Çek olsa kısmı ödeme falan gibi bir dilekce ile uzatırdın gibime geliyor ama dosya toplam rakamı çoktur tahminimce , dosyaya yapılan ödeme diye geçti gitti şimdi o para.
R.C
ama karar çıksa bile kalan kısmı için çıkar herhalde değilmi my way
My Way in dediği gibi 16 madde kısmi ödenmiş çekide suç olarak kabul ediyor.Ben belki uzatmalar yaparsın diye düşündüğümü yazdım zaman kazanma acısından yoksa cezai yaptırımı aynı sonuçta.
Bu arada alacaklı avukatının avukatlık ücretini peşinen dosyaya yatırmış oldun şimdi.Sevinmiştir o avukat.
R.C
yok yav rc kardeş çek topu topu 1 milyar :) 10 gün yatsam ne olurki yaniii:))))
sn,07,
o belge asıl borç ilişkisinden kaynaklanan mahkemede delil olur diye düşünüyorum,yani size verdiği belge büyük ihtimal icra dosyasına istinadedindir,çeke hapis cezası bildiğiniz üzere şikayate bağlı kamu davasıdır..ve ancak şikayet geri alınırsa ceza kalkar ..diye biliyorum..AASAA
sn mağdur 07
bence gene çek bedeli kadar çıkar..moralini bozmak istemem ama böyle düşünüyorum..
ayrıca sana gelene kadar bu iş biter kafanı yorma..dosyalarnı temyize taşı rahat ol..darısı bizim başımıza..
my way
Sayın Mağdur07
Maalesef çekin tamamına çıkar.
Anfa
kararcı geldi kararcı taze taze kararlarım var
Sayın Mağdur
Çek 10.000 TL olsun, siz 9.999 TL ödemiş olun yine ceza tamamına çıkar.
Anfa
kararlar vaaaar ven son kararlar burdaaaaa....
Aynen şöyle yazıyor açtım baktım,
... Katılan kendini temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli tarifeye göre belirlenen 450 TL maktu vekalet ücretinin sanıktan alınarak katılana verilmesine....
Dosyaya yatan para varsa anında alırlar hiç kacırmazlar bunu.
R.C
müjdeee kararları açıklıyorummmm
işte beklenen karar hepinizi asacaklrrrr:):):):)
Öyle deme magdur07 abicim bunun 1 günede bin günüde bir..Adamın psikolojisini ömür boyu çökertir maazallah.Allah korusun , içerde olanlarada sabır versin.
R.C
ipinizide ben cekecem
EN SON KARARLAR VAR DİYEN ADSIZ PUŞTU.
SENİN TA SÜLALENİ.
OROSPU ÇOCUĞU!
DALGA GEÇECEK BAŞKA YER BUL.
ya sn ANFA bu nasıl kanun böyle yaaaa cidden öylemi,eee biz o zaman neden avukatlara para veriyoruz çek bedeli için,bütün kozlar adamın elinde yanii öylemi ...son 100 lira kalsa yine verir ve seni içeri attırır.ne saçma kanun yaaaa
MAĞDUR 07 ABİ YATMAK KOLAY SANIYORSUN AMA BABAM 12 EYLÜLDE SİYASİ SUÇTAN YATTI ANKARA MAMAKTA ANLATIYOR FİLM GİBİ VALLA 3434
ya rakadaşlar sövmeyin şu adsız o.çocuğuna
yav arkadaşlar iyide neden o zaman çeke mahsuben ödeme yapıyoruz ,bide diyorlarki o belgeyi saklayın neden saklıcamki o zaman,
Sayın Mağdur
Aynen öyle
Ya hepsini ödeyeceksin ya da hiç ödemeyeceksin..
Ya da parayı elinde tutup hapis çıkana kadar bekleyeceksin ve diyeceksin ki ya çek bedelini devlete yatırıyorum (faiz masraf av. ücreti hariç) ya da sana veriyorum şikayeti geri al diyeceksin.
Ben diyorum ama ben de yapamadım böyle..
arkadaşlar yatmak derken şaka yapmıştım,zaten 1 milyar bulup mahkemeye yatıramayacak durumda kalırsak ölelim daha ii yani...bu siteye bile yazsam sizlere yine bulup buluşturup gönderirsiniz :=))))
sn mağdur 07
icra dan düşer yaptığın ödemeler.ceza davası farklı bir konu.zaten neden bağırıyoruz adam icraya veriyor.haciz yapıyor ,üstüne birde ceza davası açıyor.ne güzel istanbul..
my way
milleti dolandır çocukları aç bırak ondan sonra hapis olmazmış yok öyle yağma sizin çekleriniz yüzünden aç kalan çocukları dağılan yuvaları düşündünüzmü hiç allah hepinizin belasını versin çocuklar dışarda perişlan oluyormuşta peki ya dolandırdığınız insanların çocukları onları hiç düşündünüzmü hiç birinizin yatacak yeri yok
ADSIZ OROSPU ÇOCUĞU
SÜLALENE SÖVDÜM YETMEDİ GALİBA. TATMİN OLMADIN.
NAMUSUNA DA SÖVEYİM.. TABİ VARSA….
ULAN İBNE, BURADA HERKES CAN DERDİNDE. STİR GİT!
PİÇ KURUSU
sn mağdur 07
biz ölelim o zaman..))
my way
bana sövenin anasına sövmem eminim hepinizin anası şerefli analardır şerefsiz olan sizlersiniz
yapamıyorsun işte adsız kardeş,aman diyorsun icraya gelmesin şu olsun bu olsun,veriyorsun bi şekilde,ya ne diyorum avukat işyerine icraya geldi,yediemin yaptık adama 1 milyarda peşin para verdik gitti,15 gün sonra taa konyaya gittim avukatın yanına 1 milyar daha verdim ve borçluyla anlaştım,avukatla anlaştım geri kalan ödemeler için..fazlada bişi kalmamıştı,adam bunlara rağmen arkamdan hem dava açmış hemde arabaya yakalamalı haciz çıkartmış...böyle şerefsizlerde var...
SEN BURADA YAZDIKÇA ANANA KARINA SÖVECEM. ONA GÖRE.
SİTEDEKİ ARKADAŞLAR KUSURA BAKMASIN.
BEN SANA YETERİM PEZEVENK EVLADI.
etme my way kardeşim seninde 1 milyarlık davan olsa sende bi şekilde hallederdin eminim..:)))))..rakam yüksektir sende..bendede öyle 15-20 milyar çıksa nasıl öderim...
Yorumu yazan bendim Mağdur Anfa yazmaı unutmuşum..
Aynen benim de öyle başıma geldi bir sürü para ödedim..
Ama durum yukarıda anlattığım gibi.
Anfa
Yorumu yazan bendim Mağdur Anfa yazmaı unutmuşum..
Aynen benim de öyle başıma geldi bir sürü para ödedim..
Ama durum yukarıda anlattığım gibi.
Anfa
Boşuna uğraşma siteyi karıştıramazsın.Küfür de etsen bela da okusan herkes kendini biliyor.
R.C
Yorumu yazan bendim Mağdur Anfa yazmaı unutmuşum..
Aynen benim de öyle başıma geldi bir sürü para ödedim..
Ama durum yukarıda anlattığım gibi.
Anfa
işte ben şimdi en çok bu kanunun yada yargıdan kararın çıkmasını en çok o şerefsiz avukat için istiyorum,bakalım o zaman neyimi alacak,
siz namusu ne bilirsiniz biraz haysiyet olsa ya girer yatarsınız yada kafanıza sıkarsınız namuslu şerefli insanlar delikanlı gibi gidip yatıyor siz korkaksınız
mrb arkadaşlar...
ben geldim gene...
saygılar...
BİRGÜN TEFECİ DİYE GİRİYORSUN BAŞKA GÜN BAŞKA İSİMLE.
SİTEYİ SABOTE ETME OROSPU ÇOCUĞU
TABİ Kİ BURDA HERKESİN ANSI KIYMETLİ VE NAMUSLU. SEN HARİÇ. SENİ DOĞURAN NERDEN PEYDAHLADIYSA SENİ ONA SORSUN.
r.c burası size ait bir yer değil başlığı oku madde 33 olumlu olumsuz herşeyi yazabilirsiniz
sayın my way
burada mısınız??
saygılar...
ne yaptınız mail attınız mı??
saygılar..
küfürlü konuşan şerefsiz erkeksen adını soyadını adresini yazda ne kadar erkeksin görelim
Ya arkadaşlar,
Cevap yazmayın, bu tipler sizin yazdığınız cevaplardan besleniyor.
Kendi kendine konuşup gitsin.
Boşuna küfür edip, sitenin seviyesini düşürmeyelim..
Biz kendimizden eminiz, dolandırıcı olsak şimdi Avrupa'da olurduk..
Anfa
Yorum Gönder