Suç ve cezalara ilişkin esaslar
Madde 33- (1) Suç ile ceza ve ceza yerine geçen güvenlik tedbirleri ancak kanunla konulur. Kimse, işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiili gerçekleştirmesinden dolayı cezalandırılamaz ve kimseye suçu işlediği zaman kanunda o suç için konulmuş olan cezadan daha ağır bir ceza verilemez.
(2) Suç ve ceza zamanaşımı ile ceza mahkûmiyetinin sonuçları konusunda da birinci fıkra uygulanır.
(3) Suçluluğu kesin mahkeme kararı ile hükmen sabit oluncaya kadar, kimse suçlu sayılamaz.
(4) Hiç kimse, kendisini ve kanunda gösterilen yakınlarını suçlayan bir beyanda bulunmaya veya bu yolda delil göstermeye zorlanamaz.
(5) Ceza sorumluluğu şahsîdir.
(6) Hiç kimse, yalnızca sözleşmeden doğan bir yükümlülüğü yerine getirememesinden dolayı hürriyetinden alıkonulamaz.
(7) Ölüm cezası ve genel müsadere cezası verilemez.
(8) Kamu İdaresi, kişi hürriyetinin kısıtlanması sonucunu doğuran bir müeyyide uygulayamaz. Türk Silâhlı Kuvvetlerinin iç düzeni bakımından bu hükme kanunla istisnalar getirilebilir.
(9) Uluslararası Ceza Divanına taraf olmanın gerektirdiği yükümlülükler hariç olmak üzere, vatandaş, suç sebebiyle yabancı bir ülkeye verilemez.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
22.646 yorum:
«En Eski ‹Eski 8801 – 9000 / 22646 Yeni› En yeni»sn şenol
yargıtay kararı olumlu çıkarsa bu iş biter..
avukata gerek bile kalmaz emsal olur..
my way
farklı fırmaların actıgı 17 dosyası var.ıctıma yaptırdık.toplattık. emır
sn emir 17 dosya varsa infazda dosyalar birleştirilmemiştir mutlaka..
my way
bırlestırıldı.8ay bekledık.esım kendısı dılekce verdı ceza evıne.25 12 2008 de mahkemeye ıntıkal ettı.muddetnamesıde ocak ayı sonu bıldırıldı esıme.
sn emir
birleştirilse 5 yılı geçemez toplamı
my way
2203gun ceza ınfaz 5yılı gecemez dedı.dırek 5/2 yapmıs.oyle enteresan kı aynı kısı (ınfazda)bana dedıkı allahtan dosyalarınız ayrı mahkemelerde bundan dolayı 1-3 yıl arası uygulanır.sonrada aynı kısı 1-5 yıl dedı.anlatamadım adama sız boyle demıstınız sımdı ne degıstı dıye.bız bıraz yukselınce yan masadakı memur dedıkı evet 1-3 yıl hesaplanacak.takıstılar.adam ensonunda sınırlendı tabıı emır
sn emir
bence biraz daha bekleyin yargıtay kararı çıkarsa gün süresiyle uğraşmaya gerek kalmaz olmazsa sonra bende tam araştırayım çünkü konuyu tam anlayamıyorum..bir eksiklik var gibi geliyor..
çünkü üst sınır 5 yıl olmalı siz 2200 gün diyorsunuz..
my way
vallahı okumaktan,yorum bıle yapamaz hale geldım.kafam oyle dolukı.okuyorum,herkafadan bırses cıkıyor. emır
bende 1 hafta daha bekleyelım dedım de esım artık okadar bunaldı kı,cezam dolmak uzere normalde 24 nısanda cıkmam lazım dıyor.bakalım hayırlısı. ıyıgeceler tesekkurler vaktınızı aldım.yarın bde ankara hukukluya sorarız,bu konuyu emır
sn emir
pazartesi bende kendi avukatıma sorayım..ama inşallah gerek kalmayacak gibi bir his var içimde..
sn şenol
benim ceza burada değil yani burda infaz durdurma kararı veren mahkeme varmı hiç araştırmadım..
ptesi onuda bir sorayım..belkide zaten yargıtay kararı lehimize çıktı onuda bilmiyoruz ..
my way
sn emir israr ediyorsa yarın tekrar araştıralım ona göre hareket edersiniz..
my way
ınsallah dedıgınız gıbı olurda rahatlarız hepımız.allah yardımcımız olsun.pazartesı guzel haberler almak umuduyla.....ıyıgeceler emır
iyi geceler
my way
Sayın Emir ,
Aşağıda bazı örnekler veriyorum.Bende bu sıralı çek olayını araştırmıştım epey bir.İsterseniz bi kopyalayıp avukatınıza verin.
"Tekerrür(mükerrer) hangi halde doğar?"
Tekerrür olabilmesi için, karşılıksız çekten dolayı sanığın kesinleşmiş bir para veya hapis cezasının olması gerekiyor. Eğer müşteki sanığın kesinleşmiş bir cezası olduğunu mahkemeye hatırlatır veya sanığın adli sicil kaydında kerşılıksız çekten dolayı kesinleşmiş bir para veya hapis cezası görülüyorsa (tabiki tekerrüre ilişkin süreler geçmemişse) Mahkeme sanığa para cezası veremeyecek, hapis cezası verecektir. (3167 sy Yasa 16/I-son cümle)
Bu konuda yargıtay içtihatları önemli bir yol göstericidir. Mesela Yargıtay içtihatlarında, sanığın "aynı ticari ilişki" sebebi ile müştekiye vermiş olduğu birden fazla çekler arasında "teselsül" kaidelerini uyguluyor. Teselsül halinde bir suç var demektir ve bu durumda tekerrür olmaz diyor.
Bununla ilgili yargitay kararı nosu :Esas No:2006/8594 Karar No:13453
Tabi bunun için dava dosyanıza bakmak lazım tekerrürdenmi vermişler.
Birde sıralı çekle ilgili (zincir çek) CGK nın verdiği bir karar var onuda bi siteye yüklerim isterseniz ordan indirirsiniz çok uzun diye buraya atmıyorum.
Kısa zamanda eşinize kavuşursunuz inşallah.
Sayın My Way ,
sizin attığınız TTK kanun maddelerini okudum sonuç fikrim aşağıdaki gibidir ;
Madde 692 - Çek:
2. Kayıtsız ve şartsız muayyen bir bedelin ödenmesi için havaleyi;
Madde 693 - Yukarıki maddede gösterilen hususlardan birini ihtiva etmiyen bir senet aşağıdaki fıkralarda yazılı haller dışında, çek sayılmaz.
Aşağıdaki maddelerdede çok önemli birşey yok görüldüğünde ödenir diyor kısaca...
Buraya kadar yazdıklarımda madde 693 madde 692 deki 1 adet unsur dahi eksikse o çek artık ÇEK DEĞİLDİR diyor bu çok açık ve net.
Madde 707 - Çek, görüldüğünde ödenir. Buna aykırı her hangi bir kayıt yazılmamış hükmündedir.
Keşide günü olarak gösterilen günden önce ödenmek için ibraz olunan bir çek ibraz günü ödenir.
Bu 707 inci madde zaten yeni çıkan 5838 sayılı kanunla tamamen aykırıdır buda çok net bellidir.
Bu bağlamda çek artık çek olma vasfını yitirmiştir 693 nolu madde ilede bu sabittir bunu görüyoruz.Çek vasfını yitirince ceza vasfınıda , uygulanma vasfınıda yitirir.Sayın Şekerin hep söylediği gibi bu karmaşa bu işi bitirir , tabi önce TCK 2,5,45,52,60......v.s aykırılıklar bitirmezse..
Herkese iyi geceler dilerim
R.C
Yazmışım sebebini yazmayı atlamışım
TTK 693. madde bir unsur eksik olursa o belge (kağıt) artık çek olmaz diyor.
Yeni geçen kanunlada 692.maddenin 2.bendi ortadan kalkmış oluyor yani bir unsur eksiliyor.Eksik unsur demek artık o kağıt çek değildir demek.Bunu sayın şeker söylemiştir hep yaklaşık bi 5 - 10 gündür.
Aradığınız gibi alehte bir konu ,madde bulamazsınız sayın myway durumçok açık ortada.Hepimize bir açık kapı daha olduğu kesin
Tekrar iyi geceler
R.C
Sayın my way’in ricası üzerine hazırlanmış dilekçe örneği aşağıdadır. Site sakinlerine yararlı olması dileği ile…
Bir not : Burada talep olarak “yargılanmanın yenilenmesi” mi yoksa “cezanın kaldırılması ve hükmün infazının durdurulması” mı yazılmalı, bu hususta tereddütüm var. Ben ikinci alternatifi yazdım. Bu hususta avukatlarınızdan görüş alabilirsiniz..
Ö R N E K İ T İ R A Z D İ L E K Ç E S İ
1. ASLİYE CEZA MAHKEMESİ BAŞKANLIĞINA
ANKARA
ESAS NO : 2003 /….
KARAR NO : 2005 / ….
SANIK : ……. ……….
TALEP : Mahkemenizin kesinleşen 2003/… ESAS, 2005/…. KARAR sayılı ilamı ile öngörülen cezanın kaldırılması ve hükmün infazının durdurulması talebidir.
O L A Y L A R :
5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un Geçici 1. Maddesine göre; “Diğer kanunların, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31 Aralık 2008 tarihine kadar uygulanır.”
Bu hüküm çerçevesinde, belirtilen tarihten sonra, Türk Ceza Kanunu dışındaki ceza hükmü getiren tüm ceza kanunları hükümlerinin, TCK’da öngörülen şekle uydurulması çerçevesinde, 3167 Sayılı Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanunun uygulanma şartlarının değerlendirilmesi gerekmektedir.
31.12.2008 tarihine dek, ceza hükmü getiren diğer özel kanunlardan olan 3167 Sayılı Çek Kanununun cezai hükümleri, TCK’nun genel hükümlerine aykırı olsa da uygulanabilmekteydi. Ancak 31.12.2008 tarihine kadar, Çek Kanununda gerekli değişiklikler yapılmadığından, artık 01.01.2009 tarihi itibariyle TCK’nun genel hükümlerinin (1-75. maddeleri) uygulama alanı bulması söz konusudur.
Nitekim Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 2005/90 sayılı kararında, çek suçları için TCK Genel Hükümlerindeki “uzlaşma” esaslarının uygulanmasını isteyen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının mütalaasını, 3167 Sayılı Kanunda öngörülen davayı ve cezayı ortadan kaldıran sebeplere ilişkin düzenlemenin , TCK Genel Hükümlerindeki (m. 73/8) uzlaşma kurumuna açıkça aykırı olduğundan bahisle, bu aykırı hükümlerin de 31.12.2006 (bilahare yapılan değişiklikle 31.12.2008) tarihine kadar uygulanacağı gerekçesiyle reddetmiştir. Bir başka deyişle, Ceza Genel Kurulu, 3167 Sayılı Kanunda yer alan ve fakat, yeni TCK Genel Hükümlerine aykırılık teşkil eden maddelerinin sırf bu sebeple 31.12.2008 tarihinden sonra uygulanmasının mümkün olmadığını açıkça belirtmiştir.
Ayrıca, 5252 Sayılı Kanun’un 9. maddesi uyarınca, Lehe olan hüküm, önceki (3167 SK) ve sonraki kanunların ( 1.1.2009’da yürürlüğe giren TCK madde 5) ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak, ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenir. Dolayısıyla, aynı kanunun geçici 1. maddesi yanında, yargılamada, 9. maddenin de göz önünde bulundurulmasıyla sanığın en lehine olan hükümlerin araştırılıp değerlendirilmesi gerekmektedir.
Bu çerçevede aşağıda, Çek Kanunu’ndaki karşılıksız çek keşide etme suçunu düzenleyen hükümleri yerine uygulanması gerektiği düşünülen TCK hükümlerinin kısa bir değerlendirilmesi yapılmıştır.
1. TCK m. 21 bakımından : 3167 SK. m. 16/1’de karşılıksız çek keşide etme suçu, “şekli suç” niteliğinde düzenlenmiştir. Ancak, TCK ’nın genel hükümleri (m. 21) uyarınca, bir suçun oluşumu kastın varlığına bağlıdır. Kast “doğrudan”(m. 21/1) veya “olası kast” (m. 21/2) olabilir. Bu nedenle, bir kişinin karşılıksız çek nedeniyle cezalandırılabilmesi için, bu kişinin çeki keşide ederken, çekin karşılıksız kalacağı kastıyla hareket etmiş olması gerekmektedir. Başka bir deyişle, bunu bilmeli ve istemelidir. Dolayısıyla, yapılan yargılamada, artık kastın varlığı mutlak olarak araştırılmalı ve bunun sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır.
Şayet olayda kast yoksa yahut fiil objektif sorumluluk çerçevesinde mütalaa ediliyorsa TCK m. 21/2’ye göre, somut olayda karşılıksız çek keşide eden kişide “olası kast”ın varlığı da ayrıca değerlendirilerek, maddede öngörülen ceza indirimleri uygulanmalıdır.
Bu noktada dikkate alınması gereken en önemli husus şudur: Eski TCK 45. madde çerçevesinde “objektif sorumluluk” kapsamında mütalaa edilen karşılıksız çek suçuna verilen cezalar, yeni TCK 21. maddeye aykırıdır. Zira , şayet suçun manevi unsuru olarak “doğrudan kast” aranmıyor ve objektif sorumluluk esasına göre “olası kast”ın var olduğu kabul edilerek ceza tayin ediliyorsa, bu durumda TCK m.21/2 uygulanmalı ve “diğer suçlar” kapsamında, temel cezada üçte birden yarısına kadar indirime gidilmelidir. Eski TCK madde 45’e göre böyle bir indirim gerekmediğinden mahkemeler kanunda öngörülen cezayı aynen verebilmekteydiler. Oysa yeni TCK madde 21, objektif sorumluluk halinin kabul edildiği suçlarda, yani “olası kast”ın varlığı halinde, verilecek cezalardan indirim yapılmasını emredici olarak va’zetmiş bulunmaktadır.
Şu halde, karşılıksız çek suçlarında suçun manevi unsuru olarak “kast” aranmalı, yok eğer objektif sorumluluğa göre ceza tayin ediliyorsa, “olası kast”ın varlığı araştırılmalı ve olası kast varsa temel cezada kanunda belirtilen indirim uygulanmalıdır. Bunlar yapılmadan tayin edilen cezalar, 3167 Sayılı Kanunun uygulanması açısından 1.1.2009’da yürürlüğe giren 5252 Sayılı yeni TCK ‘nun 5nci maddesi dalaletiyle 21 nci maddesine aykırılık teşkil etmektedir, bu sebeple de ortadan kaldırılmaları ve infazlarının durdurulması icap etmektedir. Aksi bir uygulama “kanunsuz suç ve ceza olamaz” esasına açık bir aykırılık teşkil edecektir.
2. TCK m. 52 – 61/8 bakımından
Çek Kanunu’na göre, karşılıksız çek keşide etme suçunun cezası, çek bedeli tutarı kadar “adli para cezası” olarak belirlenmekteydi. Ancak, 1.1.2009 tarihinden itibaren TCK’nın adli para cezalarına ilişkin 52. maddesi uygulama alanı bulacağından, ceza miktarının ve niteliğinin belirlenmesi farklılaşacaktır.
Adli para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir. Yargılama sonucunda verilen kararda, adli para cezasının belirlenmesinde esas alınan tam gün sayısı ile bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ayrı ayrı gösterilmelidir. Adli para cezasının miktarının tespiti artık, sadece bu yolla gerçekleştirilebilecektir.
Bu noktada, yargılamada sanığın lehine olan hafifletici hükmün de göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Hakim, ekonomik ve şahsi hallerini göz önünde bulundurarak, kişiye adli para cezasını ödemesi için hükmün kesinleşme tarihinden itibaren bir yıldan fazla olmamak üzere mehil verebileceği gibi, bu cezanın belirli taksitler halinde ödenmesine de karar verebilir. Taksit süresi iki yılı geçemez ve taksit miktarı dörtten az olamaz. Kararda, taksitlerden birinin zamanında ödenmemesi halinde geri kalan kısmın tamamının tahsil edileceği ve ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceği belirtilir. Dolayısıyla, karşılıksız çek keşide etme suçuna karşılık verilecek cezanın tayininde bu hükmün uygulanması gerekmektedir.
Burada karşılaşılacak bir başka sorun, karşılıksız çek keşide etme suçuna tayin edilecek cezanın tam gün karşılığının neye göre belirleneceğidir. Çek Kanunu’nun uygulamasında, ceza, karşılıksız çıkan çek miktarına göre belirlenmekteyken, TCK’nın 52. maddesinin uygulanmasıyla, öncelikle tamgün hesabının yapılması ve bir güne karşılık gelen parasal miktarın belirlenmesi üzerine karar verilmesi gerekmektedir.
TCK m. 61/8 hükmüne göre, adli para cezasının hesaplanması ise, adli para cezası hesaplanırken, bu madde hükmüne göre cezanın belirlenmesi ve bireyselleştirilmesine yönelik artırma ve indirimler, gün üzerinden yapılmalıdır. Adli para cezası, belirlenen sonuç gün ile kişinin bir gün karşılığı ödeyebileceği miktarın çarpılması suretiyle bulunacaktır. Bu itibarla, yargılama sonucunda verilecek adli para cezasının tayini usulü de tümden değişmektedir.
K I S A C A : Bu değerlendirmeler ışığı altında mahkemenizce verilen ilgili karar, 01.01.2009 tarihinde yürürlüğe girmiş bulunan TCK 5nci maddesi uyarınca , aynı kanunun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırılık teşkil etmektedir ve sanık/hükümlü lehine olan yeni hükümler uygulanmalıdır. Şöyle ki:
1. İlgili karar tesis edilirken, karar tarihindeki kanun uygulandığı için “kasıt” unsuru aranmamıştır. Oysa 3167 SK bakımından yürürlüğe giren TCK genel hükümlerine göre, suçun oluşumu kastın varlığına bağlıdır. Anılan suçun “taksirli” hali de kanunda öngörülmediğinden ceza yaptırımı uygulanamayacaktır. Diğer taraftan, 18.02.2009 tarih ve 5838 Sayılı Kanunun 18nci maddesindeki düzenlemeye göre, artık çek bir havale aracı değil, üzerinde yazılı tarihte ödenmesi gereken bir bono/poliçe haline gelmiştir. Bu düzenleme de esasen TCK nun kastı düzenleyen maddesiyle uyumludur ve böylece karşılıksız çek suçu, yasama organının da iradesiyle artık “kasıtlı suç” haline gelmiştir. Kast unsuru aranmadan verilen cezanın infazının durdurulması gerekmektedir.
Diğer taraftan, son düzenleme ile, geçici bir süre ile de olsa, “ibrazında ödenmesi” özelliği kaldırılmış olduğundan, havale ve ödeme aracı değil, bono/poliçe vasfı kazanmış olan çekin karşılıksız çıkmasından dolayı hapis cezası verilmesi uygulaması, Anayasanın 38nci maddesine eklenen son fıkrasına da aykırılık teşkil edecektir.
2. Tayin edilen adli para cezalarında TCK m. 52 ve m. 61/8 uygulanmalıdır.
N E T İ C E V E T A L E P :
Bu sebeplerle, sanık lehine olan TCK genel hükümlerinin davaya uygulanarak mahkemenizin ilgili kararında öngörülen cezanın ortadan kaldırılması ve infazın durdurulması hususunda hüküm tesis edilmesini arz ve talep ederiz.
ANKARA HUKUKLU
A R K A D A Ş L A R
Saat 12 den sonra burada olacağım. Dilekçe ile ilgili sorularınız olursa cevaplandırmaya çalışacağım.
ANKARA HUKUKLU
sn arkadaşlar
sn ankara bhukuklu anladığım kadarıyla bizlere yardımcı olmak adına gece hiç uyumamış ve bizim düşünüp fakat bir türlü yazıya dökemediğimiz konuları ilmi bir dille dilekçeye taşımıştır..
ve bu konular ancak bu kadar güzel ifade edilebilirdi..2 tane kendisine yöneltmek istediğim soruyu (kafama takılan) 12 den sonra kendisine yönelteceğim..
gece sayın emir e yardımcı olmak adına çırpındım fakat beceremedim..
bu da net açıklıyor ki hukuk konuları düzgün ve alaşılır ifade edbilme sanatıdır.bu tanımıda ben yaptım..
çok teşekkürler sn ankara hukuklu..
my way
sn r.c
anladığım kadarıyla sizde gece yatmadınız..
emeklerinize çok teşekkürler..insan bu kadar çok okuyunca artık beyin dediğimiz mucize organ..işlevini tam yapamaz hale geliyor..konular çok kapsamlı ve karmaşık ama sizinde söylediğiniz gibi alyhimize bir konu bulmak imkansız gibi görünüyor..
kısaca herşey lehimize..
my way
SAYIN ANKARA HUKUKLU,
tek kelimeyle BRAVO,
katkınızdan dolayı size teşekkürü bir borç bilirim,
saygılarımla,
kader
sn ankara hukulu
sorularım...
1 bu dilekçeye..
türk ticaret kanununun 692/2 ve 707.maddelerini eklemekte fayda olabilir mi?çekin tanımını yapan bu maddeleri mahkemelerimizin karar verirken görmelerinde fayda var sanıyorum...
2 çek kanunun 16/1 maddesindeki çek bedeli kadar ağır para cezasına hükmolunur.bu ceza 80 milyardan fazla olamaz ibaresini yazmakta fayda olabilir mi?
3 anayasa mahkemesi kararı ve cgk da 2005 yılında verilen karar fotokopilerini dilekçeye ek olarak sunmak faydalı olmaz mı?
my way
sn arkadaşlar
ben artık iyice korktum hükümler yasayı okumadan ve ya bimeden veriliyor olabilir diye düşünmeden edemiyorum..
sn kader
günaydın..
my way
günaydın arkadaşlar
SN ANKARA HUKUKLU
BİRKAÇ HAFTA ÖNCEKİ YAZINIZDA KARTAL ASLİYE CEZALARDA 3 ADET (Kartal Adliyesi Asliye Ceza Mahkemesinde görülen 3 ayrı davada Tüzel kişilik Hakkında beraat, Çekte imzası bulunan Yetkili kişi hakkındada infazın durdurulmasına karar verildi..
Gerekçe: 5728 sayılı Temel Ceza Kanunlarına uyum amacı ile hazırlanan çek yasasında her hangi değişiklik yapılmadığı bu durumda çek yasasının uygulama kabiliyetinin kalmadığı anlaşıldığından cezanın durdurulması gerekmektedir...
KARAR ÇIKTIĞINI BELİRTMİŞİNİZ.EĞER MÜMKÜNSE KARAR NOLARINI VE HANGİ ASLİYE CEZA OLDUĞUNU BİLDİREBİLİRMİSİNİZ.
SAYGILARIMLA
NOT:KARTALDA BENİMDE TÜZEL KİŞİLİKTEN İNFAZIM VAR.YOLLARSANIZ EMSAL OLARAK DİLEKÇEME EKLEMEK İSTİYORUM
İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi
Tüm insanlar özgür, değer ve hak bakımından eşit olarak doğarlar. Akıl ve vicdana sahiptirler. Birbirlerine karşı kardeşlik düşünceleriyle davranmalıdırlar.
Herkes; ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasal ya da başka inançlarına bakılmaksızın eşit haklara sahiptir. İnsanlar ulusal ve toplumsal kökenleri, zenginlikleri, doğuş farklılıkları ya da herhangi başka bir ayrım gozetılmeksizin bu bildirgede belirtilen tüm haklardan ve özgürlüklerden yararlanabilirler.
Yaşamak, özgürlük ve kışı güvenliği herkesin hakkıdır.
Hiç kimse kölelik ya da kulluk altında bulundurulamaz; kölelik ve köle ticareti her türlü biçimiyle yasaktır.
Hiç kimseye işkence yapılamaz; kıyıcı, insanlık dışı, onur kırıcı ceza ve davranışlar uygulanamaz.
Herkes nerede olursa olsun, yasal haklarının tanınması hakkına sahiptir.
Herkes yasalar karsısında eşittir ve ayrımsız olarak yasaların koruyuculuğundan eşit olarak yararlanma hakkına sahiptir. Herkesin, bu bildirgeyle belirtilen haklarına ters düşen ayırt edici davranışlar için yapılacak kıstırtmalara karşı eşit korunma hakkı vardır.
Herkesin, kendisine anayasa ya da yasalalarla tanınan temel haklarının yok edilmesi ya da zedelenmesi girişimine karsı ulusal mahkemelere başvuru hakkı vardır.
Hiç kimse keyfi olarak tutuklanamaz, alı konamaz ya da sürülemez.
Herkes, haklarının, görevlerinin ya da kendisine cezai sorumluluk yükleyecek herhangi bir suçlamanın belirlenmesinde tam bir eşitlikle, davasının bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından adilane ve acık olarak gorulmesi hakkına sahiptir.
Bir suç işlemekten sanık herkes, savunması ıçın kendısıne gerekli tüm koşulların sağlandığı açık bir yargılanma sonucunda yasalarca suçlu olduğu saptanmadıkça suçsuz sayılır.
Hiç kimse, işlendikleri sırada ulusal ya da uluslararası hukuka göre suç oluşturmayan eylemlerden ya da ihmallerden dolayı mahkum edilemez. Bunun için, suçun işlendiği sırada uygulanan cezadan daha şiddetli bir ceza verilemez.
MY WAY
http://www.muzafferozcan.av.tr/2009/03/01/cekler-keside-tarihinden-once-bankaya-ibraz-edilemeyecek/
Anfa
BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA 5838 NOLU KANUN RESMİ GAZETEDE 28.02.2009 YAYINLANMIŞTIR.
may way
BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA 5838 NOLU KANUN RESMİ GAZETEDE 28.02.2009 YAYINLANMIŞTIR.
bilgilerinize..........
HAYDİ GEÇMİŞ OLSUN BU İŞ BİTER
merhaba arkadaslar,herkese ıyıgunler. bugunde maıllere devam mı?yoksa tatıldemıyız?..............emır
resmi gazeteyi bulabilme şansımız varmı netten on bakacağım..
my way
YALAN DEĞİL
Mersin Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler OdasıBAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA 5838 NOLU KANUN RESMİ GAZETEDE 28.02.2009 YAYINLANMIŞTIR. BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA 5838 ...
kafanıza göre yorum yapmayın durmadan bu iş bitti diyorsunuz ozaman niye bu kadar insan içerde çürüyor ....
çumhurbaşkanının torba yasayı onayladığını tüm tvler zaten dün verdi bizi ilgilendirse cezaevlerinde tahliyeler başlardı...
BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA 5838 NOLU KANUN RESMİ GAZETEDE 28.02.2009 YAYINLANMIŞTIR.
28 Şubat 2009 CUMARTESİ Resmî Gazete Sayı: 27155 (Mükerrer)
adsız arkadaş doğru söylüyor araştırmadan kimseyi yalancılıkla suçlamayalım lütfen..
my way
arkadaşlar bişi soracağım,şimdi bana cepten mesaj geldi.dosya numarası vermiş şu tarihte duruşmanız var diyor,dosya numarasından ne davası oldugunu nasıl öğrenebilirim netten...
merhabalar... arkadaşlar boş yere ümitlenmeyelim şu an için SOMUT önemli olanlar
ÇEKİN VADELİ OLMASI
TÜZEL YANİ ŞİRKETE PARA CEZA KALKTI
1/1/2009 SONRA İNFAZLAR AZALDI
bunlardan başka somut bir şey varmı lütfen sıralı yazalım diğer yeni arkadaşlarda ögrenirler...bence lobi faliyetlerine yüklenelim mail bombardımanı...bjk
YAHU BE ADSIZ HEMEN CEZAEVLERİNDEN SALIVERME OLUR MU HİÇ.YARGITAY ŞİMDİ KARAR VERECEK .PAZARTESİ OLMAZSA SALI BU İŞ BİTER.
28 Şubat 2009 CUMARTESİ
Resmî Gazete
Sayı : 27155 (Mükerrer)
KANUN
BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI
HAKKINDA KANUN
Kanun No. 5838 Kabul Tarihi: 18/2/2009
MADDE 1 – 25/8/1999 tarihli ve 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanununa aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 8 – 2008 ve 2009 yıllarında kısa çalışma için yapılan başvurulara münhasır olmak üzere, ek 2 nci maddenin ikinci fıkrasında kısa çalışma için öngörülen azami üç aylık süre, altı ay olarak uygulanır; üçüncü fıkrasında öngörülen kısa çalışma ödeneği miktarı % 50 oranında artırılarak ödenir ve kısa çalışma ödeneği olarak yapılan ödemeler, başlangıçta belirlenen işsizlik ödeneği süresinden düşülmez. Bu maddenin yayımı tarihinden önce uygunluk tespiti yapılan kısa çalışma başvurularında süre, işverenin talebi halinde aynı şartlarla ve bu maddede öngörülen süreyi aşmamak kaydıyla uzatılır.
Bu maddede öngörülen ödenek miktarı aynı kalmak kaydıyla, kısa çalışma süresini altı ay daha uzatmaya Bakanlar Kurulu yetkilidir. Ancak, bu dönemde kısa çalışma ödeneği olarak yapılan ödemeler, başlangıçta belirlenen işsizlik ödeneği süresinden düşülür.”
MADDE 2 – 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 97 nci maddesinin yedinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Sağlık hizmeti sunucuları, sunmuş oldukları hizmetlere ilişkin bir ay içinde düzenledikleri fatura ve eki belgeleri izleyen ayın onbeşine kadar Kuruma teslim ederler. Fatura teslim tarihi; süresi içinde teslim edilen faturalar için teslim edildiği ayın onbeşinci günü, süresi içinde teslim edilmeyen faturalar için ise teslim edildiği ayı takip eden ayın onbeşinci günü olarak kabul edilir. Fatura bedelinin tamamı, fatura teslim tarihinden itibaren, altmış gün içinde, sağlık hizmet sunucularına avans olarak ödenir. Fatura ve eki belgeler, fatura teslim tarihinden itibaren üç ay içinde incelenerek avans hesabı kapatılır. İnceleme süresinin takip eden mali yıla sirayet etmesi durumunda, avans artıkları hakkında 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununun 35 inci maddesindeki akreditiflere ilişkin hükümler uygulanır.”
MADDE 3 – 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 100 üncü maddesinin dördüncü fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“Üçüncü fıkra hükümleri çerçevesinde yetkilendirilen kamu idaresi, yetkilendirildiği hususlarla sınırlı olarak kendi mevzuatında yer alan yetkileri kullanabilir.”
MADDE 4 – 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 102 nci maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki bent eklenmiş, ikinci fıkrasında yer alan “(a) ve (b) bentlerinde” ibaresi “(b) bendinde” olarak değiştirilmiş ve üçüncü fıkrasında geçen “8 inci,” ibaresinden sonra gelmek üzere “9 uncu,” ibaresi eklenmiştir.
“j) 9 uncu maddesinin birinci fıkrasının (a) bendine göre sigortalılığı sona erenlere ilişkin bildirim ile 506 sayılı Kanunun geçici 20 nci maddesinde yer alan sandıklara, sandık iştirakçiliğinin başlama veya sona ermesine ilişkin bildirimi, süresi içinde ya da Kurumca belirlenen şekle ve usule uygun olarak yapmayanlar veya Kurumca internet, elektronik veya benzeri ortamda göndermekle zorunlu tutulduğu halde anılan ortamda göndermeyenler hakkında, her bir sigortalı veya sandık iştirakçisi için asgari ücret tutarında idari para cezası uygulanır.”
MADDE 5 – 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununa aşağıdaki ek madde eklenmiştir.
sn arkadaşlar yayınlanmış hepsini kopyalama gereği duymadım..
my way
28.02.2009 tarihli 1.Mükerrer Resmi Gazete
my way
YALAN MIYMIŞ MAY WAY
DEDİM AMA KİMSE İNANMADI Kİ
sn emir
sn ankara hukuklu arkadaşımızın yazdığı dilekçe örneğini okudunuz umarım..
my way
arkadaşlar bişi soracağım,şimdi bana cepten mesaj geldi.dosya numarası vermiş şu tarihte duruşmanız var diyor,dosya numarasından ne davası oldugunu nasıl öğrenebilirim netten...
13.23
kesin doğru kaynağından baktım emeğine teşekkürler..yayınlanmış buda konu hakkında dilekçe vermemizin önünde engel kalmadığının resmi..
sn ankara hukuklu arkadaşımız buradaysa görüşlerini alıp dilekçeler konusuna eğilebiliriz artık..
my way
yav arkadaşlar neden bana kimse cevap vermiyor
sn mağdur 07
adalet bakanlığı sitesinden kimlik numaranı yazarak öğrenebilirsin daha öncede bir kaç sefer yazmıştım..
my way
Sayın my way
Teşekkürler. Umarım herkese faydalı olur.
1 bu dilekçeye..türk ticaret kanununun 692/2 ve 707.maddelerini eklemekte fayda olabilir mi?çekin tanımını yapan bu maddeleri mahkemelerimizin karar verirken görmelerinde fayda var sanıyorum...EKLENEBİLİR AMA FAZLA UZUN OLMASIN DİYE BAZI BİLİNEN DETAYLARI ALMADIM DİLEKÇEYE..
2 çek kanunun 16/1 maddesindeki çek bedeli kadar ağır para cezasına hükmolunur.bu ceza 80 milyardan fazla olamaz ibaresini yazmakta fayda olabilir mi? BU ZATEN ÇOK İYİ BİLİNEN BİRŞEY. GEREK YOK
3 anayasa mahkemesi kararı ve cgk da 2005 yılında verilen karar fotokopilerini dilekçeye ek olarak sunmak faydalı olmaz mı? OLABİLİR.
ANKARA HUKUKLU
SAYIN ONDER
Ben Kartal Asliye Ceza mahkemesi ile ilgili bir yazı yazmadım. Başka arkadaş olabilir.
ANKARA HUKUKLU
Sayın Kader
Teşekkürler
ANARA HUKUKLU
sn my way,girim ordan ama galiba aynı mahkemede birden fazla dosya olunca sadece birini gösteriyor diğerlerini göstermiyor ....dosya numarasıyla direkt o davaya bakacak bi yer varmı...
sn ankara hukuklu
sizden son ricam bunu en çok sn emir için istiyorum çünkü onun durumu bizden çok daha zor..dilekçeye son şeklini vermeniz ve eklemeleri yaotıktan sonra emir arkadaşımızı ve bizlerin binlerce dilekçeyle asliye ceza mahkemelerine dilekçelerle başvurmamız..
resmi gazetede c.tesi günü 5838 de yayınlanmış engel kelmedığını düşünüyorum..faaliyete geçmek açısından..
siz ne düşünüyorsunuz bu konuda?
my way
sn mağdur 07
başka bir yol bilmiyorum..üzgünüm..
my way
Sayın Mağdur
http://vatandas.uyap.gov.tr/portal_giris.html
Buradan imzasız girişi tıkla
resimdeki harf rakamları gir..
Yukarıda Adli Yargıyı seç. Mahkemeninin ilini gir dahas sonra mahkemenin adını ve vatandaşlık numaranı gir....
sn ankara hukuklu
artık öyle bir vaziyete geldim ki ..kanunlar okunmadan bu iş geçiştiriliyor diye düşünüyorum..
14 yaşında oğlum bile bu işi öğrendi..dilekçe uzun olsada herşeyi açık kapı bırakmadan yazsak diyorum..
iyice paranoyak olduk..
my way
sayın myway,evet okudum.kendısıne cok tesekkur edıyorum.ama kafama takılan bırkac nokta vardı.sız bırını sormussunuz?bılınen bır konu demıs kendısı.suan tekrar donup okuyorum.detaylara takıldım.malum bızım olay kesınlesmıs ve ınfaz uygulanıyor suan..emır
sn ankara hukukluya ve my way e sorum
evime gelen icra yazısını postacıdan imzalayarak teslim aldım şirket çeki arkası benim cirolu dolayısıyla eve hacize gelecek fakat bende aynı çekin tarih ve çek no yazılı tarafıma iade edileceğini belirten icraya veren sahsın imzalı bir not yazısı vardı.. avukatıma gittim durumu anlattım hemen itiraz edeceğiz pzt. GÜNÜ GEÇMEDEN 5 GÜN müş dedi ve fotokopiler alıdı dilekçe hazırlanıyor.icra duracakmı noktasında avukat tereddütlü konuştu savcılığa şikayet bile edeceğimizi haklı olduğumuzu biliyoruzda...bende eve rezil olma durumu için korkmaya başladım...sadece ödenen çeki almamıştım belge elimizde fakat icralık durum SORUM ŞU HACİZ DURURMU ne yapmalıyım muhtarda kaydım yok. şimdiden teşekkürler...bjk
NE KADAR SABIRSIZ İNSAN GURUBU VAR BU SİTEDE YAHU.YENİ GÜRDİM BURAYA AMA BİLMİYOM ..
ARKADAŞLAR ÖNCELİKLE HER NE OLURSA OLSUN ŞU YARGITAY KARARI ŞART.BEKLEYİN 2 GÜN DAHA.ÇIKMAZSA VERİN DİLEKÇELERİNİZİ.
ŞİMDİ DİLEKÇE VERİP SONRA DEĞİŞTİRMEK DURUMUNDA KALMAYIN.BEKLEYİN BAKALIM.EN FAZLA 2 3 GÜN DAHA NE OLUR YANİ.ZATEN OLAN OLMUŞ.
sn bjk
sorunuzu sn ankara hukuklu daha iyi cevaplayabilir ama ..
genel mantığımla sizin çekin ödendi iade edilecek dediğniz yazıyı hamilmi imzalamış yoksa keşidecimi..
önemli nokta bu sanıyorum..
my way
13.43
bizim dilekçe vermemizin yargıtay kararıyla bir ilgisi yok o karar lehte çıktığında zaten herşey biter..
konunun önemi şu hapiste olan arkadaşları bir gün bile erken çıkarabilmenin ne kadar önemli olduğu..
my way
PAZARTESİ OLMASADA SALI BİTER DİYEN ARKADAŞ YARGITAYIN GÜNDEMİNDEMİKİ BU KONU PAZARTESİ VEYA SALI BİTER DEDİN DAHA BU KONU RESMİ GAZETEDE YENİ YAYINLANDI ...
her lehe durum yeni bir dilekçe verme hakkı doğurur..
sn ankara hukuklu yanlışmı düşünüyorum?
my way
Bjk
önce hangi ildesiniz,sakın ihmal etmeyin avukatınıza icra tetkik mahkemelerine dava acması lazım. (şikayet) icrayı engelleyemezsın. keşke tebligatı almasaydınız,ama avukatınızı sıkıstırıp ıcranın geri bırakılmasını isteyebilir.
sn my way benim şirketin çekinin ön yüzünde alacaklı sahsi benim adım yazılı arkası sahsi adım yazılarak cirolu sonra beni icraya veren yani iade edilecektir diye yazıyı imzalayarak veren sahısın imzası 3. sahıs falan yok verdiği yazıyı unuttu uyanık galiba.durum bu ..sizce ne olur sorum...bjk
YARGITAY ZATEN ONAY BEKLİYODU ADSIZ. SEN BUNU ANLAMAMIŞSIN GALİBA.
ANLAMAZSIN ZATEN.SEN ADSIZ BEN ADSIZ.
sn elif ilginize tşk. 5 gün içinde itiraz ediyoruz ve 3 sahıs yok icra yinedemi durmaz buarada ankaradayım...bjk
bjk
avıkatınız icranın geri bırakılması icin ısrar etsin, zaten borc miktarı yüksekse evdeki eşyaları sanmıyorum gelmezler,iceriğini tam bilmedigimden sizi yanlış yönlendirmek istemiyorum
sn elif 3,500 tl 3 sahısa ciro etseydi ve 3 sahıs icraya verseydi heralde icra durdurulamazdı diye biliyorum fakat burda böyle değil ödenmiştir yazısını veriyor.. sonra aynı sahıs icraya veriyor...itirazda durması gerekmezmi..bjk
sn ankara hukukçu soruma ve problemime cevap yazabilirmisiniz...bjk
sn bjk
seni icraya veren şu anda hamil mi(çeki elinde bulunduran kişi)
senin aldığın yazı seni icraya veren kişiye mi ait..
my way
bjk artı savcılıga şikayette bulunun,kötü niyetten
SAYIN BJK
Bu konuda size yardımcı olamıyorum. Treddütlerim var.
İcra Hukukuna ilişkin konularda kesin bilgi sahibi olmayanlardan görüş almayınız. Yapılacak küçük bir hata yahut kaçırılacak bir süre, sizi zarara uğratabilir. Bu hussta sadece icra işlemlerini iyi bilen bir avukattan yardım almanızı öneririm.
ANKARA HUKUKLU
SEVGİLİ 14 : 04 ADSIZ YARGITAY NEYİN ONAYINI BEKLİYOR ÇEKLERİN VADESİNDEN ÖNCE ÇEKİLMESİNİ ÖNLEYEN YASANIN ONAYINIMI?
sn bjk
yukarıda sorduğum sorulara yanıtınız evetse ..kanaatimce menfi tespit davası açarak icrayı durdurmanız mümkün..menfi tespit davasını kazandığınız taktirde de borç ortadan kalkacaktır..
avukata danışma konusunda sn ankara hukuklu ya katılıyorum fakat bu bilgilerde sizde bulunsun..
my way
sn my way evet hamili yazıyı verende hamili icraya veren gavacıda aynı 3 bir sahıs yok savcılığa şikayet edeceğiz gününde itiraz edeceğizde...benim derdim hacizi durdururmuyuz avukat çok meşgul halledriz falan tipinde ...bjk
teşekkürler arkadaşlar...
yukarıda aktardığım bilgilerde avukatınıza hatırlatmada bulunun sayın bjk..menfi tespit davası ile icranın durduğuna şahit olmuştum..yaşadığım bir tecrübe olmasa zaten cevap vermezdim..
my way
teminat çekim icraya verilmişti yani..
my way
sn ankara hukuklu
yukarıda itiraz dilekçeleri hakkındaki yazılarıma görüşlerinizi alabilirmiyim?
zamanı gelmiş midir sizcede vadeli çek meselesini de içine alan dilekçeleri vermenin..
teşekkürler..
my way
arkadaşlar
http://www.adalet.org/ ana sayfada altta sağda çek yasasına eklenen geçici madde diye birşey var giremiyorum?
15.03
adalet org a girebilen arkadaşlar vardı ..buraya atıyorlardı tartışmaya açılmıştır konu orda..
my way
oraya ancak kayıtlı ve hukukla ılgısı olanlar gırıyor
www.adalet.org
çek yasasına eklenen geçici madde
3167 Sayılı yasaya 5838 sayılı yasa ile 2.Geçici madde eklenmiş olup, 28.02.2009 tarihli Resmi Gazetenin Mükerrer sayısında yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Bilgierinizie sunulur.
MADDE 18 – 19/3/1985 tarihli ve 3167 sayılı Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 2 – 31/12/2009 tarihine kadar, üzerinde yazılı keşide tarihinden önce çekin ödenmek için muhatap bankaya ibrazı geçersizdir.”
--------------------------------------------------------------------------------
Küçükçekmece Adliyesi
--------------------------------------------------------------------------------
Başak Eryılmaz Özel Mesaj Yaz Arkadaş Ekle Tanıtım bilgisi giriniz 01.03.2009.12:43 Değiştir Sil
bu madde ile çekte vadenin kanunen de tanındığını mı anlamamız gerekiyor?
--------------------------------------------------------------------------------
İslahiye Adliyesi* Resmi Sayfa* Adliyedeki Hakim-Savcılar *İldeki-Hakim-Savcılar* Hakim-Savcı Adayları* Avukatlar* Stj Avukatlar*
necdet kadıoglu Özel Mesaj Yaz Arkadaş Ekle Tanıtım bilgisi giriniz 01.03.2009.13:12 Değiştir Sil
Evet.
--------------------------------------------------------------------------------
Kadıköy Adliyesi* Resmi Sayfa* Adliyedeki Hakim-Savcılar *İldeki-Hakim-Savcılar* Hakim-Savcı Adayları* Avukatlar* Stj Avukatlar*
sayın myway,bazı arkadaslaardan ses yok.ozellıkle haber verecegım dıyenlerden bırsey cıkmadı.ornegın :ıskender bey..............yoksa ben mı kacırdım.emır
sn my way
bir arkadaşımız adalet.org daki yazıyı hemen kopyalamış Sayın Hukukçumuz olmalı.
yorum yazmasada takip ediyor. ne dersin?
MY WAY ABİ YAZILARDA TVLERDE GAZETELERDE HERYERDE BU İŞ BİTTİ DENİYOR AMA BİTMİYOR ACABA HUKUKMU İŞLEMİYOR KOCA KOCA PROF LAR ÖRNEĞİN SÜHEYL BATUM GİBİ ÇEKTE HAPİS CEZASI OLAMAZ KANUN DIŞI DİYOR BUNA RAĞMEN BİTMİYORSA O ZAMAN YİNE BASKI YAPMAZLARMI NE DÜŞÜNÜYORSUN MUNCİ İNCİ BİLE TUTUKLAMAKAR KANUN DIŞI DEDİ HADİ YİNE HUKUK TANIMAZLAR BANKA LOBİSİNE BOYUN EĞERLERSE NE YAPACAĞIZ SAYGILARIMLA 3434
Sayın 3434 ,
Bu tür durumlarda ne hükümetyara almak istiyor ne yargı yara almak istiyor..Yara derken nasıl unutuldu , böyle şey atlanırmı gibi medyada çıkacak haberlerden çekiniliyor en güçlü muhalefet medya sizinde bildiğiniz üzere.Bunları düşünüp düşünüp haksız yere içerde olanların sürelerini uzatıyorlar kanımca.Cıkanlar eee ben o kadaryattım bunun hesabını kim verecek deyince büyük ihtimalle PARDON bi yanlışlık olmuş diyecekler.
R.C
Sayın Emir,
Dün size yönelik attığım mesajı okudunuzmu? Eğer arzu ederseniz CGK kararını (zincir çekle alakalı) bir siteye yükleyeyim avukatınız bir okusun , maksat eşinizi 1 gün daha erken çıkarabilmek inşallah.
R.C
Sayın Bjk ,
Kesin bakmışsınızdır fakat aklıma takıldı bizdede birkaç dosya böyle düşmüştü.Şikayet tarihine baktınızmı bu son olayda? Çekin karşılıksız çıkması tarihi + 10 gün + 6 ay geçmişse direkt düşürürsünüz davayı zamanaşımından.Avukatlar baktım desede çoğunlukla hiç bakmamış oluyorlar karşı tarafın avukatı yanlış yapmamıştır mantığı ile fakat genelde karşı tarafın avukatı şansını deneyip böyle bir zamanaşımı sonrası şikayeti yapabiliyor.
R.C
sayın r.c evet okudum.ılgınıze tesekkur ederım.onu ıtıraza eklemenın bır faydası olurmu dersınız.sayın mywayle gece yaptıgımız yazısmaları okudunuz mu?eger faydası olabılır dıyorsanız atarsanız sevınırım.artık sınekten yag cıkarmaya calısıyoruz.emır
sayın r.c,mukerrırlık konusundada sıkıntı var.dava sonuc yazısında boyle bırseyden bahsedılmıyor.16/1 gecmıyor.savcılık yazısındada yok boyle bırsey.sadece 765tck 71,73,74,77-765tck72-5252 6/1-5252sk5/1-olarak bahsedılıyor. emır
sn r.c 1 aylık 30/01/2009
tarihli çek idi biraz evvel avukatım aradı pazartesi muhakkak gel dava açacagız dedi ilgili göfdüm sevindim...bjk bjk
SAYIN my way
Daha önce gönderdiğim dilekçeyi mahkemelere verebilirsiniz. Herhangi bir eklemeye gerek yok. Kanun maddelerini dilekçelerde sıkça zikretmek, dilekçeleri uzatacağı gibi, hakimlere de antipatik geliyor. Ben sadece zaruri olanları aldım. Dileyen arkadaş copy yapıp ilave edebilir. Bence bu hali yeterlidir.
Dilekçe vererek konuyu tartışmaya açmakta elbette fayda var. Sonuçta kaybedecek birşeyimiz yok. Mahkemelere ne kadar çok dilekçe giderse , Yargıtay'dan da karar o nisbette çabuk çıkar kanaatindeyim.
ANKARA HUKUKLU
HÜKÜMET ÇEKLER HARİÇ HER ÇEŞİT İŞLENMİŞ SUÇA AF YADA ÇIKARDIĞI KANUNLARLA SEÇİM ÖNCESİ ÇÖZÜM BULUYOR....
Kumsalları kapatan şezlong mafyasına gün doğdu. Hükümet, seçim öncesi işgale ikinci affı çıkarıyor. TCK değişikliği onaylanırsa kıyı işgaline verilen 3 yıl hapis kalkacak
AKP, seçim öncesi tartışmalı yasalara imza atmaya devam ediyor. Önce Tapu Kanunu'nda değişiklik yaparak, 2B olarak bilinen orman arazilerini işgal edenlere tapu alma yolunu açan hükümet, geçen hafta Türk Ceza Kanunu'nda (TCK) yaptığı değişiklikle 'kıyıları işgal ederek, kumsallara şezlong koyup paralı işletime sunanlara' verilen 3 yılık hapis cezasını kaldırdı.
Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi'nden Mehmet Hışır bir açıklama yaparak, hükümetin 440 bin kilometrekarelik alanda uygulayacağı kadastro çalışmalarını sonuçlandırmak üzere olduğunu söyledi. Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası'nın TCK'da yapılan değişiklikle ilgili hazırladığı rapordaki tespitler ise şöyle: 'Hükümet, 25 Şubat'ta, TCK'nın 154. maddesini değiştirerek, kamuya ait taşınmazları işgal eden ve bunların sınırlarını değiştiren kişilere verilen 6 aydan 3 yıla kadar hapis cezasını kaldırıyor. Yeni yasa ile sadece başkasına ait taşınmaz malları işgal eden kişiler ceza alacak. Bu ceza da şikayete bağlandı. Yasa değişikliğiyle kamu taşınmazları yağmalanacak, işgalciler ödüllendirilecek. 2-B arazilerini kullanan turizmciler hakkında açılan davalar da düşecek.'
Raporda değişiklikle, Anayasa'daki 'sahil şeritlerinin kullanımında kamu yararı gözetilir' ilkesinin ihlal edildiğine vurgu yapılarak, 'Düzenlemeyle kamuya ait kumsallar, otellerin tekeline girecek' dendi.
HAZİNE DAVALARI DÜŞECEK
Raporda Hazine'nin mülkiyet hakkı ile ilgili tespitler şöyle: 'Diğer değişiklikle, Hazine, kadastro gerekçesiyle tapulu arazilere sadece 10 yıl içinde dava açabilecek. Oysa Yargıtay kararına göre, Hazine'nin dava hakkı sınırsızdı. Şimdi devletin hükmü altında olduğu iddiasıyla açılmış ve kesin hükme bağlanmamış davalarda, 10 yıllık süre geçmişse Hazine'nin mülkiyet davaları düşecek.'
HALİS CAN
sayın ankara hukuklu,esım su an c.evınde.bundan dolayı sormak ıstedıgım sey,ınfaz asamasında oldugundan bızım ıcınde aynı dılekce yeterlı olurmu?yoksa herhangı bır ekleme yapmak ıcap edermı?bu konuda sayın avukatımızı bır turlu ıkna edemıyorum.nasıl bır yontem yada yol tavsıye edersınız.sımdıden tesekkurler ..emır
ARKADAŞLAR TAMAM BU KAUNU BUGÜN YAYIMLANDI VE YÜRÜRLÜĞE GİRDİ AMA ŞURASI HALLA BOŞ
1 BU KANUN GEÇMİŞTEKİ ÇEKLERE UYGULANACAKMI
2 TAM VADESİNDE BANKAYA İBRAZ EDİLEN VE KATŞLIKSIZ OLAN ÇEKLER NE OLACAK
3 BU KANUN GERÇEKTEN BİZİM AAÇIMIZDAN YARARLI OLACAK MI
4 YİNE HAYAL KIRIKLIĞI YAŞAMAK İSTEMİYORUZ
5 ARTIK DAYANACAK GÜCÜMÜZ KALMADI
6 DEGERLİ YORUMLARIRNRIZ İÇİN TEŞEKKÜR EDİYORUM
bence bu ortamda yıl sonuna kadar icrada durdurulmalı çek hapis cezası kalkmalı bunu yazarken şu anda borcumun iki katı alacaklarım batak durumda ödeme yapamayanlar ortalıkta gözükmeyenler yok dedirtenler telefona çıkmayanlar.. duruım böyle olunca sizde borcunuzu ödeyemiyorsunuz ne yani bu şartlarda hapis cezasımı alacağız yazık yazık bu geri kalmış düşüncelere ayırt et kardeşim dolandırıcı ile olmayanı ayırt et....bjk
sevgili 3434 nerdesin kardeş artık bu aralar bunalmaya başladım tebligatlar falan alışık değildik bu işlere ama bu arada hukukçu olmaya başladık gidişat iyi değil valla...bjk
Sayın Emir
Öncelikle geçmiş olsun, Allah kurtarsın diyorum.
İnfaz aşamasında da olsa, bu dilekçeyi verebilirsiniz. Başlık bilgilerini doldurun, dilekçenizi verin. Avukatınız ikna olmuyorsa olmasın. Belki de anlamamıştır bu durumu..
Ama tekrar söylüyorum.. Bu dilekçe ile herşey hallolacak değil. Erken ümit vermiş olmayayım. Mahkeme, Yargıtay'dan çıkacak kararı da bekleyebilir. Ama siz dilekçenizi verin...
ANKARA HUKUKLU
slm arkadaşlar günlerdir yazılarınızı okuyırum bende bu konuda ciddi manada mağdurum fakat çok araştırma yaptım tam manasıyla elle tutulur bir sonuca varamadım bu konuda gerçekten net bilgisi olan varsa lütfen nereden ve nasıl bilgi alacağımı yazabilirmi teşekkürler
ayrıca sizlere göre bu yargıtay kararı ne zamana kadar sonuçlanır
sn 17.52 bir rumuz yaz yanlış anlamada bizim şeker ablamız yoksa kızar...benden söylemesi...bjk
Sayın Şenol ;
1 Sanık lehine olan kanun geçmişe yürür ilkesi ile uygulanması lazım.
2 TTK 692 deki bir unsur eksildiği için çekin çek olma özelliğini kaybetmiş olması lazım yani vadesinde yazdırılmış olmasının bi hükmünün de kalmaması lazım.
3 Tüm düşüncelerimiz bizim için yararlı olacağı yönünde
4 Hayal kırıklığı aşama ihtimalimiz yinede var.Ama bizi hep ayakta tutan , nefes almamızı sağlayan şey umut.
5 Aynı fikirdeyim , hergün yeni bir heyecanla uyanıyorum ama akşama dogru yeter artık demeye başlıyorum.
6 Bu sitede bulunan herkese dayanışma için şahsım adına bende teşekkür ederim.
Bu yazdıklarım tamamen şahsi fikrimdir birşey bilerek , bir haber alarak değildir.Kesin somut ifadelerle verilecek cevap ancak yargıtaydan bir karar çıktığı zaman olacaktır.
Saygılarımla
R.C
Sayın Emir ,
İnanın dediğiniz gibi sinekten yağ cıkartmaya çalışıyoruz.Bu sebeble belki avukatınız okurda oradan birşey bulur bahsi ile yazdım ben mesajımı.Ama malesef okumuyorlar onuda biliyorum.Dosyayı görüp incelemeden kimseninde net bir yanıt veremeyeceiğini tahmin ediyorum.Bunun önüne geçmek için bizim dosyaları tek tek komple fotokopi yaptırttım kendim incelemeye çalışıyorum birşey yakalarmıyım diye ki dünde bahis ettiğim gibi zamanaşımı yakaladık 2 tane.Allah size ve sorunu yaşayan herkese sabırla beraber dayanma gücü versin inşallah.
R.C
yardım ve tavsıyelerını esırgemeyen herkese tesekkurler.emır
sn emir size aynen katılıyorum teşekkürler...bjk
sayın R C
bahsetmiş olduğunuz zincir çeklerle ilgili ceza kurulu kararını siteye copy edebilimisiniz?
teşekkür ederim.
slm arkadaşlar
bir müddet gelemedim kusura bakmayın..
sn ankara hukuklu
tekrar teşekkürler zahmetlerinize bence artık hepimiz yazdığınız dilekçeyi vermeye başlamalıyız..
ancak 2002 tarihli anayasa mahkemesi kararı ve 2005 yılı tarihli yargıtay cgk kararını ekleyerek..
sn şenol
bu dilekçeyi sizde verin kaybedecek hiç bir şeyimiz yok..hiç olmazsa bir infaz durdurma kararı çıkartabiliriz diye düşünüyorum..
my way
arkaşlar kardeşim 5 çekten c.evinde şimdi 4 çek daha geldi avkatımız ilgilenmiyor.şimdi bu dilekçe bizim işimizede yararmı kardeşim c.evinden başvura bilirmi yoksa ben adliyeye gidip dilekçe verebilirmiyim tşk surya
Sayın Zaman ,
Siteye ekleyeyim fakat çok uzun burdaki diğer arkadaşlardan tepki almak istemem , sayfaları doldurdun diye.Rapidshare sitedisine yüklesem link versem indirebilirmisiniz?
R.C
Ö R N E K İ T İ R A Z D İ L E K Ç E S İ
1. ASLİYE CEZA MAHKEMESİ BAŞKANLIĞINA
ANKARA
ESAS NO : 2003 /….
KARAR NO : 2005 / ….
SANIK : ……. ……….
TALEP : Mahkemenizin kesinleşen 2003/… ESAS, 2005/…. KARAR sayılı ilamı ile öngörülen cezanın kaldırılması ve hükmün infazının durdurulması talebidir.
O L A Y L A R :
5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un Geçici 1. Maddesine göre; “Diğer kanunların, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31 Aralık 2008 tarihine kadar uygulanır.”
Bu hüküm çerçevesinde, belirtilen tarihten sonra, Türk Ceza Kanunu dışındaki ceza hükmü getiren tüm ceza kanunları hükümlerinin, TCK’da öngörülen şekle uydurulması çerçevesinde, 3167 Sayılı Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanunun uygulanma şartlarının değerlendirilmesi gerekmektedir.
31.12.2008 tarihine dek, ceza hükmü getiren diğer özel kanunlardan olan 3167 Sayılı Çek Kanununun cezai hükümleri, TCK’nun genel hükümlerine aykırı olsa da uygulanabilmekteydi. Ancak 31.12.2008 tarihine kadar, Çek Kanununda gerekli değişiklikler yapılmadığından, artık 01.01.2009 tarihi itibariyle TCK’nun genel hükümlerinin (1-75. maddeleri) uygulama alanı bulması söz konusudur.
Nitekim Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 2005/90 sayılı kararında, çek suçları için TCK Genel Hükümlerindeki “uzlaşma” esaslarının uygulanmasını isteyen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının mütalaasını, 3167 Sayılı Kanunda öngörülen davayı ve cezayı ortadan kaldıran sebeplere ilişkin düzenlemenin , TCK Genel Hükümlerindeki (m. 73/8) uzlaşma kurumuna açıkça aykırı olduğundan bahisle, bu aykırı hükümlerin de 31.12.2006 (bilahare yapılan değişiklikle 31.12.2008) tarihine kadar uygulanacağı gerekçesiyle reddetmiştir. Bir başka deyişle, Ceza Genel Kurulu, 3167 Sayılı Kanunda yer alan ve fakat, yeni TCK Genel Hükümlerine aykırılık teşkil eden maddelerinin sırf bu sebeple 31.12.2008 tarihinden sonra uygulanmasının mümkün olmadığını açıkça belirtmiştir.
Ayrıca, 5252 Sayılı Kanun’un 9. maddesi uyarınca, Lehe olan hüküm, önceki (3167 SK) ve sonraki kanunların ( 1.1.2009’da yürürlüğe giren TCK madde 5) ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak, ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenir. Dolayısıyla, aynı kanunun geçici 1. maddesi yanında, yargılamada, 9. maddenin de göz önünde bulundurulmasıyla sanığın en lehine olan hükümlerin araştırılıp değerlendirilmesi gerekmektedir.
Bu çerçevede aşağıda, Çek Kanunu’ndaki karşılıksız çek keşide etme suçunu düzenleyen hükümleri yerine uygulanması gerektiği düşünülen TCK hükümlerinin kısa bir değerlendirilmesi yapılmıştır.
1. TCK m. 21 bakımından : 3167 SK. m. 16/1’de karşılıksız çek keşide etme suçu, “şekli suç” niteliğinde düzenlenmiştir. Ancak, TCK ’nın genel hükümleri (m. 21) uyarınca, bir suçun oluşumu kastın varlığına bağlıdır. Kast “doğrudan”(m. 21/1) veya “olası kast” (m. 21/2) olabilir. Bu nedenle, bir kişinin karşılıksız çek nedeniyle cezalandırılabilmesi için, bu kişinin çeki keşide ederken, çekin karşılıksız kalacağı kastıyla hareket etmiş olması gerekmektedir. Başka bir deyişle, bunu bilmeli ve istemelidir. Dolayısıyla, yapılan yargılamada, artık kastın varlığı mutlak olarak araştırılmalı ve bunun sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır.
Şayet olayda kast yoksa yahut fiil objektif sorumluluk çerçevesinde mütalaa ediliyorsa TCK m. 21/2’ye göre, somut olayda karşılıksız çek keşide eden kişide “olası kast”ın varlığı da ayrıca değerlendirilerek, maddede öngörülen ceza indirimleri uygulanmalıdır.
Bu noktada dikkate alınması gereken en önemli husus şudur: Eski TCK 45. madde çerçevesinde “objektif sorumluluk” kapsamında mütalaa edilen karşılıksız çek suçuna verilen cezalar, yeni TCK 21. maddeye aykırıdır. Zira , şayet suçun manevi unsuru olarak “doğrudan kast” aranmıyor ve objektif sorumluluk esasına göre “olası kast”ın var olduğu kabul edilerek ceza tayin ediliyorsa, bu durumda TCK m.21/2 uygulanmalı ve “diğer suçlar” kapsamında, temel cezada üçte birden yarısına kadar indirime gidilmelidir. Eski TCK madde 45’e göre böyle bir indirim gerekmediğinden mahkemeler kanunda öngörülen cezayı aynen verebilmekteydiler. Oysa yeni TCK madde 21, objektif sorumluluk halinin kabul edildiği suçlarda, yani “olası kast”ın varlığı halinde, verilecek cezalardan indirim yapılmasını emredici olarak va’zetmiş bulunmaktadır.
Şu halde, karşılıksız çek suçlarında suçun manevi unsuru olarak “kast” aranmalı, yok eğer objektif sorumluluğa göre ceza tayin ediliyorsa, “olası kast”ın varlığı araştırılmalı ve olası kast varsa temel cezada kanunda belirtilen indirim uygulanmalıdır. Bunlar yapılmadan tayin edilen cezalar, 3167 Sayılı Kanunun uygulanması açısından 1.1.2009’da yürürlüğe giren 5252 Sayılı yeni TCK ‘nun 5nci maddesi dalaletiyle 21 nci maddesine aykırılık teşkil etmektedir, bu sebeple de ortadan kaldırılmaları ve infazlarının durdurulması icap etmektedir. Aksi bir uygulama “kanunsuz suç ve ceza olamaz” esasına açık bir aykırılık teşkil edecektir.
2. TCK m. 52 – 61/8 bakımından
Çek Kanunu’na göre, karşılıksız çek keşide etme suçunun cezası, çek bedeli tutarı kadar “adli para cezası” olarak belirlenmekteydi. Ancak, 1.1.2009 tarihinden itibaren TCK’nın adli para cezalarına ilişkin 52. maddesi uygulama alanı bulacağından, ceza miktarının ve niteliğinin belirlenmesi farklılaşacaktır.
Adli para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir. Yargılama sonucunda verilen kararda, adli para cezasının belirlenmesinde esas alınan tam gün sayısı ile bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ayrı ayrı gösterilmelidir. Adli para cezasının miktarının tespiti artık, sadece bu yolla gerçekleştirilebilecektir.
Bu noktada, yargılamada sanığın lehine olan hafifletici hükmün de göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Hakim, ekonomik ve şahsi hallerini göz önünde bulundurarak, kişiye adli para cezasını ödemesi için hükmün kesinleşme tarihinden itibaren bir yıldan fazla olmamak üzere mehil verebileceği gibi, bu cezanın belirli taksitler halinde ödenmesine de karar verebilir. Taksit süresi iki yılı geçemez ve taksit miktarı dörtten az olamaz. Kararda, taksitlerden birinin zamanında ödenmemesi halinde geri kalan kısmın tamamının tahsil edileceği ve ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceği belirtilir. Dolayısıyla, karşılıksız çek keşide etme suçuna karşılık verilecek cezanın tayininde bu hükmün uygulanması gerekmektedir.
Burada karşılaşılacak bir başka sorun, karşılıksız çek keşide etme suçuna tayin edilecek cezanın tam gün karşılığının neye göre belirleneceğidir. Çek Kanunu’nun uygulamasında, ceza, karşılıksız çıkan çek miktarına göre belirlenmekteyken, TCK’nın 52. maddesinin uygulanmasıyla, öncelikle tamgün hesabının yapılması ve bir güne karşılık gelen parasal miktarın belirlenmesi üzerine karar verilmesi gerekmektedir.
TCK m. 61/8 hükmüne göre, adli para cezasının hesaplanması ise, adli para cezası hesaplanırken, bu madde hükmüne göre cezanın belirlenmesi ve bireyselleştirilmesine yönelik artırma ve indirimler, gün üzerinden yapılmalıdır. Adli para cezası, belirlenen sonuç gün ile kişinin bir gün karşılığı ödeyebileceği miktarın çarpılması suretiyle bulunacaktır. Bu itibarla, yargılama sonucunda verilecek adli para cezasının tayini usulü de tümden değişmektedir.
K I S A C A : Bu değerlendirmeler ışığı altında mahkemenizce verilen ilgili karar, 01.01.2009 tarihinde yürürlüğe girmiş bulunan TCK 5nci maddesi uyarınca , aynı kanunun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırılık teşkil etmektedir ve sanık/hükümlü lehine olan yeni hükümler uygulanmalıdır. Şöyle ki:
1. İlgili karar tesis edilirken, karar tarihindeki kanun uygulandığı için “kasıt” unsuru aranmamıştır. Oysa 3167 SK bakımından yürürlüğe giren TCK genel hükümlerine göre, suçun oluşumu kastın varlığına bağlıdır. Anılan suçun “taksirli” hali de kanunda öngörülmediğinden ceza yaptırımı uygulanamayacaktır. Diğer taraftan, 18.02.2009 tarih ve 5838 Sayılı Kanunun 18nci maddesindeki düzenlemeye göre, artık çek bir havale aracı değil, üzerinde yazılı tarihte ödenmesi gereken bir bono/poliçe haline gelmiştir. Bu düzenleme de esasen TCK nun kastı düzenleyen maddesiyle uyumludur ve böylece karşılıksız çek suçu, yasama organının da iradesiyle artık “kasıtlı suç” haline gelmiştir. Kast unsuru aranmadan verilen cezanın infazının durdurulması gerekmektedir.
Diğer taraftan, son düzenleme ile, geçici bir süre ile de olsa, “ibrazında ödenmesi” özelliği kaldırılmış olduğundan, havale ve ödeme aracı değil, bono/poliçe vasfı kazanmış olan çekin karşılıksız çıkmasından dolayı hapis cezası verilmesi uygulaması, Anayasanın 38nci maddesine eklenen son fıkrasına da aykırılık teşkil edecektir.
2. Tayin edilen adli para cezalarında TCK m. 52 ve m. 61/8 uygulanmalıdır.
N E T İ C E V E T A L E P :
Bu sebeplerle, sanık lehine olan TCK genel hükümlerinin davaya uygulanarak mahkemenizin ilgili kararında öngörülen cezanın ortadan kaldırılması ve infazın durdurulması hususunda hüküm tesis edilmesini arz ve talep ederiz.
ANKARA HUKUKLU
sayın ankara hukuklu bahsettıgınız 61/8 e bakıyorum ama yanılıyor olabılırım.61/7 de bıtıyor.8 ı goremedım.bılgınıze...emır
Madde 61 - (1) Hâkim, somut olayda;
a) Suçun işleniş biçimini,
b) Suçun işlenmesinde kullanılan araçları,
c) Suçun işlendiği zaman ve yeri,
d) Suçun konusunun önem ve değerini,
e) Meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığını,
f) Failin kast veya taksire dayalı kusurunun ağırlığını,
g) Failin güttüğü amaç ve saiki,
göz önünde bulundurarak, işlenen suçun kanunî tanımında öngörülen cezanın alt ve üst sınırı arasında temel cezayı belirler.
(2) Suçun olası kastla ya da bilinçli taksirle işlenmesi nedeniyle indirim veya artırım, birinci fıkra hükmüne göre belirlenen ceza üzerinden yapılır.
(3) Birinci fıkrada belirtilen hususların suçun unsurunu oluşturduğu hâllerde, bunlar temel cezanın belirlenmesinde ayrıca göz önünde bulundurulmaz.
(4) Bir suçun temel şekline nazaran daha ağır veya daha az cezayı gerektiren birden fazla nitelikli hâllerin gerçekleşmesi durumunda; temel cezada önce artırma sonra indirme yapılır.
(5) Yukarıdaki fıkralara göre belirlenen ceza üzerinden sırasıyla teşebbüs, iştirak, zincirleme suç, haksız tahrik, yaş küçüklüğü, akıl hastalığı ve cezada indirim yapılmasını gerektiren şahsî sebeplere ilişkin hükümler ile takdiri indirim nedenleri uygulanarak sonuç ceza belirlenir.
(6) Hapis cezasının süresi gün, ay ve yıl hesabıyla belirlenir. Bir gün, yirmidört saat; bir ay, otuz gündür. Yıl, resmî takvime göre hesap edilir. Hapis cezası için bir günün, adlî para cezası için bir Türk Lirasının artakalanı hesaba katılmaz ve bu cezalar infaz edilmez.
(7) Kanunda açıkça yazılmış olmadıkça cezalar ne artırılabilir, ne eksiltilebilir, ne de değiştirilebilir.
Takdiri indirim nedenleri
burada bıtıyor.yanlıs mı bakıyorum.emır
arkadaşlar,
2-3 satırla son gelişmeler hakkında bilgi verir misin,fazla uzun yazmayın,çok hastayım,kendimi verip okuyamıyorum.zahmet olacak ama....
hadi arkaşlar bir cevap bekliyorum perşembe günü açık görüş var surya
my way ağabey,
son gelişemler hakkında bilgi verir misin.bir gelişme varsa tabii.ben 2-3 gündür tam anlamıyla takip edemedim siteyi.şu allahın belası kararı ne zaman verecek yargıtay,bir tarih bri duyum var mı???
sayın görkem,
neden bela olsun hayır hayır,
kader
sn kader siz cevap verin lütfen surya
sn arkadaşlar
artık dilekçeyi verebiliriz yazdım ..yapacağınız tek şey kopyalayıp boşlukları kendiniize uyarlayıp (kara no .,esas no vs)
cgk ve anayasa mahkemesi kararlarını ekleyerek cezayı veren asliye ceza mahkemelerine verilmesidir..
my way
yok kader hanım,
karar değil bela olan çıkmaması bela.hem de öyle bir bela ki püsküllü mübarek.bu krizde fıstık gibi bir iş ayağıma geldi,cesaret edip kabul edemiyorum işi,çünkü aramam var.dağa çıkanları bile affetmeyi konuşuyorlar,biz ne yaptık anlamadım.devleti satmış olsak valla daha az suçlu olurduk heralde.bu tefeci lobisini de allah bildiği gibi yapsın.sahi kader hanım son gelişmeler ne.bilgi verebilir misiniz.????
sayın görkem hanım,
hergün bir aff çıkıyor farkında değilmisiniz dünde şezlongculara çıktı. yine dün cumhur başkanımız çekte vade olduğunu onadı. çıkan dolaylı afflar farkında değilmisiniz hep yasama ve yargı yollu hafta başındada marka ile ilgili yargıtay kararı açıklandı ve binlerce dava düştü bu yüzden içerde olanlar tahliye oldu , oluyor yada olacak, konu bizi alakadar ettiği için bir tek çekten mağdur olanlar kaldı diyoruz canımız yandıgı içinde sabrımız tükendi. bir düşünün ya bu şıklarımızda olmasaydı bekleyecek tekbir şeyimiz kalıyordu oda genel aff. oda bu hükümetle çok uzak bir ihtimaldi. sarıldığımız tek şey ne zaman çıkacağı belli olmayanve neye hizmet ettiği muamma olan yeni çek yasasıydı. inancınızı yitirmeyin gelişenher olay bize artı yazıyor
saygılarımla
kader
sn my way kardeşim nasıl verecek diyorum avukatları yok ulaşamıyorum bir cevap verin lütfen yaa
sn kader ben sizi bey olarak biliyordum surya
kader hanım,
ben erkeğim.bugünkü gazetede c.başbakanın onadığı kriz paketinde çekle ilgili bir maddeden söz ediyordu.çeki sadece bir yıl için üzerindeki vade tarihinde tahsil edebilecekmiş alan kişi.bu sitede pekçok yorum oldu bu kararla çek artık senet gibi oldu diye.şimdi süre kısıtı konulmuş olması yine çekin geçmişe dönük olarakta senet vasfına dönüşmesine olanak tanır mı.yorumunuz ne?eğer sahteçilik davaları düşmüşse bizim davalarımızın da düşmesi gerekmiyor mu.çünkü bu haber ilk patladığında gazeteler marka sahteciliği davaları ile çek davalarını beraber yayımlamışlardı,bu davalar düşecek diye.o davalar düşmüşse sıra bizde o zaman diyebilir miytiz.
kader hanım,
ben erkeğim.bugünkü gazetede c.başbakanın onadığı kriz paketinde çekle ilgili bir maddeden söz ediyordu.çeki sadece bir yıl için üzerindeki vade tarihinde tahsil edebilecekmiş alan kişi.bu sitede pekçok yorum oldu bu kararla çek artık senet gibi oldu diye.şimdi süre kısıtı konulmuş olması yine çekin geçmişe dönük olarakta senet vasfına dönüşmesine olanak tanır mı.yorumunuz ne?eğer sahteçilik davaları düşmüşse bizim davalarımızın da düşmesi gerekmiyor mu.çünkü bu haber ilk patladığında gazeteler marka sahteciliği davaları ile çek davalarını beraber yayımlamışlardı,bu davalar düşecek diye.o davalar düşmüşse sıra bizde o zaman diyebilir miytiz.
Sayın Emir
TCK m. 61'in son fıkraları şöyledir:
(Sizdeki metin anladığım kadarıyla eski.. Son değiişiklikler işlenmemiş)
(6) Hapis cezasının süresi gün, ay ve yıl hesabıyla belirlenir. Bir gün, yirmidört saat; bir ay, otuz gündür. Yıl, resmî takvime göre hesap edilir. Hapis cezası için bir günün, adlî para cezası için bir Türk Lirasının artakalanı hesaba katılmaz ve bu cezalar infaz edilmez.
(7) ( Ek: 08/07/2005 – 5377 / 7 md.)Süreli hapis cezasını gerektiren bir suçtan dolayı bu madde hükümlerine göre belirlenen sonuç ceza, otuz yıldan fazla olamaz.
(8) ( Ek: 08/07/2005 – 5377 / 7 md.) Adlî para cezası hesaplanırken, bu madde hükmüne göre cezanın belirlenmesi ve bireyselleştirilmesine yönelik artırma ve indirimler, gün üzerinden yapılır. Adlî para cezası, belirlenen sonuç gün ile kişinin bir gün karşılığı ödeyebileceği miktarın çarpılması suretiyle bulunur.
(9) Kanunda açıkça yazılmış olmadıkça cezalar ne artırılabilir, ne eksiltilebilir, ne de değiştirilebilir.
ANKARA HUKUKLU
sayın görkem,
şu an mahkemeler zaten davaları düşürüyorlar. ama bu düşendavaların cezaevindeki yakınlarımıza bir faydası yok çünkü emsal teşkil etmiyor . bizim ceza evindeki yakınlarımızı ilgilendiren karar yargıtay 10. ceza kurulunun vereceği içtihat kararı oda bu hafta içi tamam. yakınlarınıza sayın ankara hukuklunun hazırladıgı dilekçeyi yakınınıza uyarlayarak götürebilirsiniz sayın şura umarımperşembe açıkgörüşte değil eşinizi evinizde görürsünüz amabu devlet bürokrasısı biliyoruz ki buna engel olmaya yada gecıktırmeye calısan lobiler var bence my wayin dediği gibi artık çekten vadenın kalkmasının onanmasından sonra dilekçe zamanı.
kader
19.04
ben dilekçeyi yarın avukata verdireceğim..dilekçe cezaevinde olanlar açısından söylüyorum eşler verebiliyor..
ayrıca sn ankara hukuklu nun da dediği gibi bu dilekçeler yargıtay kararı hala çıkmadı ise bunun hızlanmasına da yardımcı olur..
dilekçeyle netice alamazsak zaten yargıtay kararı olumlu çıktığında bu iş zaten bitecek..bir dilekçe verme zahmetine katlanacağız o kadar..
en önemlisi tekrar okudukça net alıyorum..
BİR DİLEKÇE ANCAK BU KADAR YAZILABİLİR..
ANKARA HUKUKLU YA TEKRAR TEŞEKKÜR EDİYORUM..
MY WAY
sn kader c.evindeki kardeşim omu başvuracak yoksa ben adliyeye mi dilekçe vereceğim kusura bakmayın anlamam biraz zor.rahatsız ediyorsam lütfen affedin surya
sayın SURYA
cezaevindekiler cezaevi infaza verecekler,
kader
sn kader
cumartesi günü 28.02.2009 tarihli resmi gazetede 5838 sayılı yasa yayınlanarak yürürlük kazandı..
bir arkadaş sabah bunu atmış ve bende resmi gazeteyı bularak kopyalayıp attım..
yani dilekçe vermeye bir engel kalmadı..artık dilekçe verme zamanı...
my way
sn surya
avukatınız yoksa asliye ceza mahkemesine kendiniz gidin dilekçeyi evrağa işlettirerek vermenin yolunu arayın..
bunu başara bilirsiniz sanırm..
my way
sayın surya ve arkadaşlar,
cezaevi infaza verecekler derken yerel mahkemelere eşleri veremezler anlamında söylemedim garanti ve hızlı oldugu için söyledim. cezaevlerindekilerin yatar dosyalarının tamamı ceza evindeki infaz müdürlüklerinde var ve onlar emin olun sızın yerel mahkemelere ulasabıleceklerınden daha kolay daha eksizsiz ve daha hızlı ulasabılıyorlar tavsıyembu yöndeydi,
kader
çok sağolun sn my way ,sn kader salı günü uğraşalım bakalım tekrar sağolun inşallah hepimiz aydınlığa kavuşuruz iyi akşamlar
sn ankara hukuklu
bahsettiğim kararları ekleyelim mi ?
ne dersiniz?
my way
alta surya yazzmayı unutmuşum
sn arkadaşlar resmi gazete aşağıdadır..
my way
28 Şubat 2009 CUMARTESİ
Resmî Gazete
Sayı : 27155 (Mükerrer)
KANUN
BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI
HAKKINDA KANUN
Kanun No. 5838 Kabul Tarihi: 18/2/2009
Sayın my way
Elbette ekleyebilirsiniz.. Ben sadece fazla sayfa kalabalığı olmasın istiyorum. Mahkemelerdeki iş yoğunluğundan dolayı, hakimlerin uzun dilekçeleri okumakta isteksiz davrandığını biliyorum.
ANKARA HUKUKLU
sayın RC kusura bakmayın hemen dönemedim.malum akşam yemeği molası vermek durumunda kaldım.sitenin adresini verirseniz indirmeye çalışırım.
sn ankara hukuklu
ben genede ekleyeceğim..zaten okumadan verildiğinden başımıza geliyor bu red kararları..
artık yargıtay dan kararın olumsuz olma ihtimali bana göre yok gibi geliyor..
siz nedersiniz..
my way
slmlar.
bugun ne yapıyoruz_?
jenardi
sayın arkadaslar,surada bır mutabık kalalım.bu dılekcelerı c.evınde olanlar ıcın ,c.evı ınfaza verecegız.degılmı?tesekkurler.avukatı ıkna edersem,o dırek bızım davaya bakan mahkemeye verır sanırım.kafam karıstı.ınsallah pazartesı-salı bu ıs hallolurda gerek kalmaz.gorusum salı gunu ne dersınız bır mujde olurmu?emır
herkes nerelerde ..
mahpushanede
yok mezarda
tarafsızlıkla ülkenin sesi olması gereken insanlar esasında her zaman taraflar.bakın çeke 31 12 2009 a kadar vade getirdiler eğer süresiz vade getirmiş olsalardı sadece bundan sebeb şimdi sevinçten bayram ediyor olabilirdik.aynı torba kanunla 711 3 yürürlükten kaldırıldı.avet kabul ediyorum 711 3'üncü madde bazen art niyetlede kullanıldı ancak gerçekten ihtiyaç halinde kullanması gerekenler şimdi ne yapacaklar.bi düşünün fark etmemişsiniz çeklerden biri kayıp banka arıyor çekiniz soruluyor dedi.bakıyorsunuz çek kayıp 711 e ihtiyacınız var.bu günki yasa ile mahkeme kararı olmasan bu uygulanamıyor çek yazılıyor.
bizim ülkemizde çekin vadeli kullanıldığını bile bile yasaya süreli olarak bunu getiriyorlar.dürüst iş yapıpta günün birinde 711 e ihtiyaç duyabilecek esnaf bu hakan süresiz mahrum oluyor.
ben bilerek yada bilmeyerek hükümetin çıkarmadığı uyum yasalarından ötürü içinde bulunduğumuz çıkmazdan yakın tarihte kurtulacağımıza inanıyorum.
ama bizden sonrakiler için aynı eziyete devam edeceğe benziyorlar.ne bu yönetim mantığı değişir ne bu ülkenin krizi biter.açıkçası çek kullanmamak lazım.bu ülkede ticaret yapmamak lazım ticaret yok vergi yok iş yok bakalım o zaman ne yapacaklar...
iyi akşamlar arkadaşlar kolay gelsin ....ekm2510
sayın ekım nerelerdesınız.emır
Sn emir ve diğer dostlar merhaba.İyi akşamlar....ekm2510
sayın ekım yukarıya baktınız mı bır avukat arkadas ınfazı durdurmak ıcın ornek bır dılekce hazırladı.degerlendırın.emır
Sn.emir baktım çok güzel.özenle hazırlamış ankaralı arkadaş eline sağlık ....ekm2510
herkes nerede, ben mi giremiyorum....ekm2510
arkadaşlar kimse yokmu allah allah....ekm2510
sn ekim ben varım b kaç gündür uzaktım gerçi ama
4848
20 Şubat 2009 CUMA
Resmî Gazete
Sayı : 27147
YARGITAY KARARI
Yargıtay 13. Hukuk Dairesinden:
Esas No : 2008/14000
Karar No : 2008/14691
Mahkemesi : Sarıoğlan Asliye Hukuk Mahkemesi
Tarihi : 19/7/2007
Numarası : 2007/38-2007/81
Davacı : M. Ali Şahiner
Davalı : Mehmet Taştan
Taraflar arasındaki çek iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün kanun yararına temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, Ziraat Bankasına ait 11/4/2007 ve 7/5/2007 keşide tarihli iki adet çeki mal karşılığı olarak düzenleyip davalıya verdiğini, ancak, mallar teslim edilmediği halde çeklerin ciro edildiğini ileri sürerek, çeklerin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, malları teslim edemediğini, çeklerin karşılıksız kaldığını belirterek davayı kabul etmiştir.
Mahkemece, dosya kapsamı ve davalının beyanı nazara alınarak davanın kabulü ile çeklerin iptaline karar verilmiş; hüküm, Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kanun yararına temyiz edilmiştir.
Yukarıda da kısaca özetlendiği gibi davacı, sipariş ettiği mal bedeli olarak çek keşide edip davalıya verdiğini, ancak malların teslim edilmediğini, bu arada çeklerin üçüncü kişiye ciro edildiğini ileri sürerek çeklerin iptalini istemiştir. 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 730/20 maddesi yollaması ile aynı yasanın 669 ve müteakip maddeleri uyarınca çekin iptalini isteme hakkı sadece hamile ait olup, keşideciye böyle bir hak tanınmamıştır. Böyle bir durumda keşideci, anılan yasanın 711. maddesi hükmü gereğince muhatabı ödemekten men edebilir veya elinden çıkan çek bedelinin istenilmesi halinde borçlu olmadığının tespitini isteyebilir. Kaldı ki dava, keşideci tarafından lehdara karşı açılmış menfi tespit davası olarak nitelendirilmesi halinde de, çeki ciro yoluyla elde etmiş iyi niyetli çek hamilini bağlayacak şekilde çekin iptaline karar verilemez. Ancak davacının lehdara olan davalıya borçlu olmadığının tespitine karar vermekle yetinilmelidir. Mahkemece bu nedenlerle davanın reddine, şayet dava, menfi tespit davası olarak nitelendirilirse, sadece davalı yönünden borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi gerekirken, keşideci tarafından lehdar hasım gösterilmek suretiyle açılan çek iptaline ilişkin davanın kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, Cumhuriyet Başsavcılığının temyiz itirazların kabulü ile kazanılmış hakları etkilememek üzere hükmün HUMK.nun 427/6 maddesi gereğince kanun yararına BOZULMASINA, ilamın bir örneğinin yayınlanmak üzere Adalet Bakanlığına gönderilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine, 4/12/2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.
bahriyeli
arkadaşlar farkındaysanız yargıtay o yada bu sebeple çek davalarına sürekli bozma vererek sonuçlandırıyor acaba nasıl olsa bu yasa çıkacak elimizdeki kararlara bozma verelim elimizden çıksın diye düşünüyo olabilirlermi?
bahryeli
kimse yokmu yaww sitede noldu arkadaşlar bi şey yazınsana
Hayat ile kurgu / Yıldırım Türker
Neşe Düzel'in Selim Dindar'la yaptığı söyleşinin kıyamet koparmamış olması karşısında duruyoruz.
Kapatılmış olduğumuz hücre tam da burası.
Bu söyleşinin herhangi bir söyleşiymiş gibi kesekâğıdı olduğunu, gazete sayfasından fırlayıp bütün dünyamızı hırçın bir telaşla işgal edip dönüştüremediğini gördüğümüz yerdeyiz.
Burası nasıl bir yer?
Mehmet Ağar'dan sonra Kenan Evren'in hidayete ermişliği üstüne eğlenmek eğlendirmek içimden gelmiyor. Mitolojik hikâyelere göndermede bulunmak, kendi kuyruğunu ısıran canavar masalları anlatmak da. Yine uğursuz bir eşikte tir tir titreşiyoruz.
Ben, yıllar önce Neşe Düzel'in Selim Dindar'la Diyarbakır Askeri Cezaevi üstüne yapmış olduğu bir söyleşiye dönmek istiyorum. Özgürlükçü olunacaksa onu da en iyi biz oluruz diye ortaya çıkan vahşet mimarlarının marifetlerini hatırlamak, şimdi kendilerine dönen silahı nasıl kurmuş olduklarını hatırlatmak için.
Hayatımızın nakaratı diye okuyun.
Söyleyebildiklerimiz, söylendiğinde algılayabildiklerimiz, kısacası kelimelerle aramızdaki ilişki, baştan çıkılmazlığıyla bir gayya kuyusunu andırıyor. Steiner'in barbarlık karşısında 'kelimeden püskürtülmek' dediği karanlık dönemin bu memleketteki karşılığını yaşıyoruz gibi geliyor bana. Anlamak için, anladığımı anlatabilmek için çırpınırken, tam da bu aşamada bir dil devrimine hazırlandığımızı düşünüp ferahlamak mı gerek? Dilimizi yeniden bulabileceğimiz, hayatımızı dile tercüme ederken yepyeni bir anlambilimsel inşaatın harcını karacağımızı düşünüp serinlemenin umutla hiçbir ilgisi olmadığını biliyorum. Bir temenni değil çünkü. Başka bir yolu yok gibi geliyor bana. Sağ kalmak için Kelime'ye geri döneceğiz. Vahşet karşısında ses geçirmez duvarlarla ördüğümüz bu korkunç hücreden başımızı çıkarıp ölü canlar olmadığımızı, hayatta olduğumuzu, kelimeden tecrit edildiğimiz için birbirimizi işitemediğimizi fark edeceğiz.
Neşe Düzel'in Selim Dindar'la yaptığı söyleşinin kıyamet koparmamış olması karşısında duruyoruz. Kapatılmış olduğumuz hücre tam da burası. Bu söyleşinin herhangi bir söyleşiymiş gibi kesekâğıdı olduğunu, gazete sayfasından fırlayıp bütün dünyamızı hırçın bir telaşla işgal edip dönüştüremediğini gördüğümüz yerdeyiz. Burası nasıl bir yer? Burada yaşayanlar inandıklarıyla nasıl bir bağlantı kuruyorlar? Dindar'ın anlattığı Diyarbakır Askeri Cezaevi hikâyeleri karşısında hâlâ eski gündelik alışkanlıklarını sürdürüp, analarının kardeşlerinin arkadaşlarının yüzlerine aynı ifadeyle bakabiliyorlar mı? 'Asmalı Konak'ta ağanın karısının kanseri milyonlarca hücreliyi hıçkırıklara boğuyor. 24 saat ayakta tutulup dayak atılan, her gün lağıma sarkıtılıp boğulmasına ramak kala çıkarılan, kış ayazında ıslak betona yatırılan, vücudunda sigara kibrit söndürülen, dişleri coplarla sökülen, oğlunun karşısında copla ırzına geçilen, kurt köpeğine tekmil verdirtilen insanların hikayesinin üstünden atlayıp geçiveriyoruz. Kelimeler nereye yazılıyor? Neşe Düzel, 'Kürtler' kitabı dolayısıyla yapmış olduğu söyleşide Hasan Cemal'in bir özeleştirisini aktarıyor. Cemal, "Eğer biz gazeteciler, 12 Eylül döneminde Diyarbakır Cezaevi'nde yaşananları tam anlatsaydık, bu ülkede belki bazı şeyler değişirdi" demiş. Gerçekten çok önemli bulduğum kitabında Dindar'ın anlattığı hikâyelerin benzerleriyle bolca karşılaşıyorsunuz. 15 yıl sürmüş, on binlerce insanın canına mal olmuş savaşın nerede, nasıl başlatıldığını o dönem anlatabilmek zordu elbet. Her gün bok çukurlarına sokularak işkence edilen, kendilerine dağlardan başka sığınacak yer bırakılmamış insanları.
Ama basının günahı, görmezden gelmekle kalmayıp gerçeklerin örtbas edilmesine bizzat gardiyanlık etmiş olmasıdır. Söyleyemedikleri karşısında boynu bükük bir suskunluk yerine azgın bir milliyetçilikle savaş körüklüğü yapmış olmasıdır. Yalanın meşrulaşmasında, dilden sürgün edilmemizde çok önemli bir rol üstlenmiş, zulmün teorisyenliğini kimselere kaptırmamıştır. Sahte saygınlığıyla karşımızda sırıtarak duruyor işte. Yüce Türk basını. Yüce Türk Adaleti'nin yanı başında.
Dindar'ın anlattıklarından Mehmet Salih Besen'in hikâyesini aktaracağım. "50 yaşlarındaydı. TKİ'de memurdu. Kendisini ve bizi ölü zannediyordu. 'Biz ölüyüz, şu anda kabirdeyiz' diyordu. Biz, 'Amca yok öyle bir şey, gerçek hayattayız' desek de koğuşun aslında bir mezar olduğunu öyle mantıklı savunuyordu ki ben dahil bazılarımız ölü olduğumuza inanmaya başlamıştık. Mesela cuma günleri görüşme günümüzdü. Bize soruyordu, 'Bizi ziyarete gelenlere biz dokunabiliyor muyuz? Hayır. Bize uzaktan bakıyorlar, ağlıyorlar ve gidiyorlar. Çünkü onlar bizim kabrimizi ziyaret ediyorlar. Cizre'de biliyorsunuz kabir ziyaretleri cumalarıdır' diyordu Gardiyanların da Zebani olduğunu söylüyordu. Gerçekten de koğuşun camları boyalıydı. Biz dışarıyı göremiyorduk, koklayamıyorduk, duyamıyorduk. Ona bir türlü yaşadığımızı ispat edemiyorduk.
Bir gün mazgal açıldı ve Mehmet Salih Besen hazırlansın, tahliye oluyor' dendi. Ben şahadet getirdim. Dedim ki, 'Biz yaşıyoruz!..' 'Seyidim beni gönderme. Sen bana sahip çıkıyordun. Şimdi tek başıma hesap vermeye gidiyorum' diye ağladı. Siirt'te sivil bir cezaevine göndermişler. 'Eğer beni hanımımla, çocuklarımla konuşturursan ölmediğime inanırım' demiş. Cezaevi müdürü de telefon etmelerine izin vermiş. Genç, Salih Amca'nın evini aramış, karşısına hanımı çıkmış. Telefonu Salih Amca'ya vermiş. Salih Amca hanımına 'Ben sağ mıyım, ölmedim mi?' diye sormuş. Ve ahize yere düşmüş. Salih Amca, içerideki vahşeti görünce, oradan sağ kurtulacağına inanmadı. Sağ kurtulduğuna inandığında ise buna kalbi dayanmadı."
Bu memlekette Marquis de Sade'ın toplatılıp yakılması elbette bambaşka anlamlar yüklenecektir. O kitap toplatılırken, Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun işkenceci polislerin cezalarını, 'devlete ve topluma kazandırmak, kendilerine yeni bir şans vermek' için 'işkence yapmaktan kişisel çıkarları yok, olaydan ders alırlar, gözaltı keyfi değil görev için yapılmış, sicilleri temiz' gerekçesiyle ertelediğini unutmayın.
'Büyük Adam Küçük Aşk' filminin yasaklanması da Türk sinema emekçilerinin sükûnetle karşıladığı bir olaydı. Büyütecek, abartacak bir şey yok. Üstünden atlar geçersin.
Daha önce de yazmıştım.
Birkaç kerli ferli bilim insanı, yurtdışından psikiyatrlar önünde işkence travması üstüne yaptığım bir konuşma sonrası beni sıkıştırmıştı: "Yabancıların karşısında ayıp olmuyor mu?"
'Salkım Hanımın Taneleri'nde gelininin ırzına geçen asker kimi çevrelerde infial uyandırmış, pek sayın Karakoyunlu, söz konusu askerin Kürt olduğunu ima ederek durumu kurtarmıştı.
Türk askeri, Türk polisi, Türk savcısı, Türk doktoru yapmaz. Oysa neler yapabileceklerini ve neler yaptıklarını hepimiz biliyoruz.
Bu topraklarda son 20 yıldır yaşananların edebiyatımıza, sinemamıza ne kadar yansımış olduğu üstüne hiç düşündünüz mü? Topluca sürüklenip kapatıldığımız inkâr hücrelerinde, ürktüğümüz büyüklerimizin itibarına halel getirmeden, gerçekliğin kaba sırtını kurguyla tımar edebilmek mümkün mü? Barbarlığın gasp ettiği dilimizi nasıl geri alacağız?
O dili, vahşi diş izlerinden nasıl temizleyip, hayatımızı farklı bir düzlemde nasıl yeniden kuracağız?
Herkesin korkmadan ya da korkarak kendi hikâyesini yüksek sesle anlatması gerek. Ama bana kalırsa öncelikle kalbimizi güçlendirerek başlayalım. Ölü olmadığımızı, bunca zulümden sağ çıktığımızı öğrendiğimiz an bize ihanet etmesin diye.
stedemi bi şey var yoksa sitedekilerin hepine birden kalmı geldi alooooooooooooo
merhaba arkadaşlar kimse yok mu seslerine dayanamadım. Buyrun ben varım
oh bee brinin daha burada oldugunu görünce sevindm bende sitedekilere eş zamanlı baskın yapıldı sandım:))
sözde yarın için hayırlı haberler bekleniyor sonucu çıkmış bugün için bakalım yarın olmasına az kaldı
Merhaba Millet
merhaba arkadaşlar..
Kanuna aykırı kanun:
GEÇİCİ MADDE 2- 31/12/2009 tarihine kadar, üzerinde yazılı keşide tarihinden önce çekin ödenmek için muhatap bankaya ibrazı geçersizdir.”
Şimdi soruşturma evresinde bulunan şikayete konu vadesinden önce bankaya sunulmuş ve karşılığı yoktur ibaresi eklenmiş çekler ne olacak? Yargılaması devam edenler,kesinleşenler hakkında ne karar verilecek?? Kanuna aykırı kanun!
SELAM ARKADAŞLAR
ADALET ORG TA ALTTARFTA ÇEKLEN İLGİLİ YAZI VAR AÇAMADIM
AÇABİLEN VARSA OKURMUSUNUZ.
Adalet org daki
çek yasasına eklenen geçici madde ...
yazısınımı soruyorsun
ARKADAŞLAR
kimse yokmu adalet org de
forum alanında hukuk bölümünde yargılamanın yenilenmesi-çek diye yazı var ltfn açamadım açabilen varsa baksın yeni bir haber veya yorum.
durumumuz açısından önemli
ceza hukuku forumu bölümünde
altta
yargılamanın yenilenmesi-çek
Sn 2121
Adalet.org sitesinde çekle ilgili yazılar 01.03.2009 tarihli.
ÇEK YASASINA EKLENEN GEÇİCİ MADDE
Ziya Bülent Öner* Küçükçekmece* Adliyesi
3167 Sayılı yasaya 5838 sayılı yasa ile 2.Geçici madde eklenmiş olup, 28.02.2009 tarihli Resmi Gazetenin Mükerrer sayısında yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Bilgierinizie sunulur.
MADDE 18 – 19/3/1985 tarihli ve 3167 sayılı Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 2 – 31/12/2009 tarihine kadar, üzerinde yazılı keşide tarihinden önce çekin ödenmek için muhatap bankaya ibrazı geçersizdir.”
Başak Eryılmaz* İslahiye Adliyesi*
bu madde ile çekte vadenin kanunen de tanındığını mı anlamamız gerekiyor?
necdet kadıoglu* Kadıköy Adliyesi*
Evet
Akın DOMBAYCI *Tavas Adliyesi*
Düzenlemenin 31.12.2009 tarihine kadar olması da ilginç değil mi ? Sanırım o tarihe kadar yeni Çek Kanunu çıkartılacak. Çekte vadeyi kabul eden dünya üzerindeki tek millet biziz herhalde :))
ASIM EKREN *Ermenek Adliyesi*
Ekonomik tedbirler kapsamında sözkonusu değişikliğin yapıldığını düşünüyorum. Demek ki bu tarihten sonra durumlar düzelecek (inşallah) ve eski sisteme dönülecek yada yeni düzenleme getirilecek...
Gökhan Cem Güney *Yenihisar Adliyesi*
Aksine yasanın çekte vadeyi şiddetle koruduğunu düşünüyorum.Çekin prensiplerine tamamen aykırı.
Ramazan Kepoğlu *Mersin Merkez Adliyesi*
Kredi aracı olmayıp sadece ödeme aracı olan çek'in ruhuna aykırı olmuş; ancak, vaddenin kabul edilmesi nedeni ile uygulamadaki karışıklılığa bir nebze çözüm olur. Vadeli çeki hem geçerli saymak(ileri tarihli olarak keşide etmek)hem de görüldüğünde ödeme kuralını işletmek, hem abes oluyor hem de uygulamada çok sorunlar yaratıyordu.
Necla Doğan *Adıyaman Merkez Adliyesi*
artık çek de vadeli...
Kemal Yalçın *Kahramanmaraş Merkez Adliyesi*
soruşturma evresinde bulunan şikayete konu vadesinden önce bankaya sunulmuş ve karşılığı yoktur ibaresi eklenmiş çekler?Yargılaması devam edenler, kesinleşenler hakkında ne karar verilecek?
Nazım Fırat Bayındır *Hatay Barosu*
Sanırım 31.12.2009 tarihine kadar Türk Ticaret Kanunu da değimiş ve yürürlüğe girmiş olacak. Ancak her halde çekin ödeme vasıtası olması ilkesine açıkça aykırı bir düzenleme..
Diğer yazı:
YARGILAMANIN YENİLENMESİ-KARŞILIKSIZ ÇEK 01.03.2009
Volkan Kumaş *İstanbul Barosu*
Herkese merhaba,
Şahsın haberi olmadan, başkaları tarafından imzalanan çeklerin karşılıksız çıkması nedeniyle yapılan yargılamalarda tebligatlar yine şahsın sadece kağıt üzerinde şirket yetkilisi olması nedeniyle 35'e göre yapılmış ve kesinleşmiş. Para cezalarının ödenmemesi nedeniyle hapis kararları çıkmış.Müvekkil, kendisini kağıt üstünde şirket yetkilisi yapan kişiler hakkında şikayet dilekçesi vermek için savcılığa gittiğinde, bu hapis cezaları nedeniyle yakalanarak cezaevine konulmuş. Bu durumda yargılamanın yenilenmesi ve infazın durdurulması talebiyle kararları veren mahkemelere başvurdum. Dosyalardaki imza sirkülerleriyle çeklerdeki imzalar ilk bakışta bile birbirlerine hiç benzememesine rağmen talebim kararı veren mahkemelerce reddedildi. Bundan sonra yargılamanın izleyeceği yol hakkında bilgisi olan ve benimle paylaşan herkese şimdiden çok teşekkür ederim.
****HENÜZ VERİLEN CEVAP YOKTUR****
dostum varya harikasın. Peki senin görüşünce yarın bizi ne bekliyor?
Yarın ne olucak bilememde, er veya geç ama çok yakında karşılıksız çek keşidecileri bir sabah yeni bir güne özgür olarak uyanacaklar ( Cezaevinde veya evde farketmiyor çünkü infazı çıkmış ama cezaevinde olmayanlar cezaevinde gibidirler )
SN BİRDOST
SAĞOLUN
sanırım hukukçusunuz sizin bu konudaki yorumunuz nedir
2121 Bir önceki yorumumda belirtim
SN BİRDOST
sizce artık çek vasfını yitirp bonomu olmuştur bono olmuşsa şuana kadar verilen cezalar düşecekmidir
yorum ltfn
bir dosta bizi hice saydı yorum yapmıyor gececek elbet bu günler
Bence evet, ama bu kararı verecek olan Yargıtaydır veya 38. madde uyarınca mahkemeler Anayasa Mahkemesi'ne başvuruda bulunacaklardır o takdirde Anayasa Mahkemesidir
Yargıtay'a fazlada ümitlenmemek lazım çünkü çok ilginç kararlar verebiliyorlar, ama ne olur bilinmez tabiki! bana göre bu tarihten sonra kredi niteliği taşıyan evraktır.
SN BİRDOST
Ağzınızdan bal akıyor anladığım kadrıylan çok yakında özgürüz bugüne kadar haketmedğimiz cezalarlan karşılaştık tek suçumuz namuslu olup ülkemize ve kanunlarımıza güvenerek ticaret yaparak ekmeğimizi kazanmaktan başka bir suçumuz yoktu.
başkaları gibi amacımız dolandırmak ve ülkemiz soymak değildi amacımız.
malesef dünyadaki değişen ekonomik düzen bizide vurdu cezaevine girmek çözüm olsaidi çoktan girer cezamızı çekerdik.buda alacaklılarımıza en büyük haksızlık olurdu çalışma imkanımız olsa vadeli de olsa alacaklılarımıza borcumuzu ödeme şansımız var.ama serbest dılaşımımız olmadığı için malesef ödememiz zorlaşıyor.
inşallah dediğiniz gibi en kısa sürede özgür olarak uyanır ve bunları telafi ederiz.
bu geceki müjdeli haberiniz çiçin
AONSUZ ŞÜKRANLAR SAĞOLUN.
SN
BİRDOST
bu durumda mahkemelerimize infazın durdurulması yönünde talepte bulunmamızın faydası varmıdır sizce.
yoksa kendi ayağımızlan yakalanmışmı oluruz nedersiniz
2121
Dilekçe verme imkanınız varsa verin bu sizin hakkınızdır, ama yakalanmamaya özen gösterin infazınız varsa ve kimlik kontrolünde tutuklanmanız gözükürse emniyetin yapacağı bir şey yok isminiz sisteme girildiği anda E.G.M. adli büro Müdürlüğünde sinyal yanar ve anında GBT sorgulaması yapan bilgisayardan bilgi istenir. sizi sorgulayan Memurun hakkınızda gerekli işlemleri yapmaktan başka çareside yoktur. Savcının karşısına çıkarsınız.
Bu aşamada gerekli dikkat ve özeni gösteriniz
deneme
sayın bir dost,
bu dilekçeleri risk teşkil etmemesi açısından her hangi bir yakınımız adına, mahkemeye verebilirmiyiz?sadece eş yada avukatmı verebiliyor?
Vekaletname, Adliyedeki işlemlerle ilgili.... yada 1. derecede akraba
Bir dost siz yoksa burdaki eski hukukçumusunuz?
Bir dost ;
sorumu yanıtmalamadıgınıza göre siz sitenin eski hukuksusunuz degilmi?
sn
bir dost sitedemisiniz?
SAYIN HUKUKÇU
KARTAL ASLİYE CEZADAN TÜZEL KİŞİLİKLERE İNFAZIN DURDURULMA KARARININ ÇIKTIĞINI YAZMIŞINIZ.MÜMKÜNSE KARAR TARİH VE NOLARINI ALABİLİRMİYİM.BİRDE KAÇINCI ASLİYE OLDUĞUNU.
SAYGILARIMLA.
herkese gunaydın.emır
ya hergün biri çıkıp ümit dağıtıyor bitmiş az kalmış şu olmuş bu olmuş neyi bitti millet içerde paşa paşa yatıyor gidin onlara sorun bitmişmi?
bir dostmuş birde bu çıktı başımıza
HERKESE GÜNAYDIN 3434
SAYIN EMİR ABLA SİZİN EŞİNİZ CEZAEVİNDEYDİ KENDİSİNİN BİR DUYUMU VARI ACABA 3434
yok hayır.maalesef,onlar ancak basın yoluyla haberdar oluyorlar.oda benden haber beklıyor.emır
tabıı kı oradada bazı soylentıler oluyor.ancak esım bunun mahkumlara umut verılerek sakın tutlmalarına baglıyor.cunkı c.evınde bu soylentıler hıc bıtmıyor.emır
bu site şu ana kadar 8999 adet tıklanmış. benimki 9000 inci oldu heyyyy....
"SONTÜRK"
EMİR ABLA SON GÜNLERDE ÇEKTEN İÇERİ GİRENLER ÇOKMU AZMI ONU SORCAKTIM YANLIŞ SORDUM 3434
EMİR ABLA DIŞARISIDA İÇERDEN FARKLI DEĞİL BAKSANA HERGÜN BİRİ ÇIKIP BU İŞ BİTTİ DİYOR 3434
su an cekten 2kısıler kogusta.gelenler oluyormus tabıı.ama sedece cek degıl.emır
vallahı su ıs bı bıtse de herkes yoluna baksa.bu esnaf bunu hak etmıyor.ınsallah dedıklerı gıbı olurda bugun yarın sonuclanır.emır
AKP'den 'Şezlong' affı
Kumsalları kapatan şezlong mafyasına gün doğdu. Hükümet, seçim öncesi işgale ikinci affı çıkarıyor. TCK değişikliği onaylanırsa kıyı işgaline verilen 3 yıl hapis kalkacak
Akşam Gazetesi'nin haberine göre, AKP, seçim öncesi tartışmalı yasalara imza atmaya devam ediyor. Önce Tapu Kanunu'nda değişiklik yaparak, 2B olarak bilinen orman arazilerini işgal edenlere tapu alma yolunu açan hükümet, geçen hafta Türk Ceza Kanunu'nda (TCK) yaptığı değişiklikle 'kıyıları işgal ederek, kumsallara şezlong koyup paralı işletime sunanlara' verilen 3 yılık hapis cezasını kaldırdı.
Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi'nden Mehmet Hışır bir açıklama yaparak, hükümetin 440 bin kilometrekarelik alanda uygulayacağı kadastro çalışmalarını sonuçlandırmak üzere olduğunu söyledi. Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası'nın TCK'da yapılan değişiklikle ilgili hazırladığı rapordaki tespitler ise şöyle: 'Hükümet, 25 Şubat'ta, TCK'nın 154. maddesini değiştirerek, kamuya ait taşınmazları işgal eden ve bunların sınırlarını değiştiren kişilere verilen 6 aydan 3 yıla kadar hapis cezasını kaldırıyor. Yeni yasa ile sadece başkasına ait taşınmaz malları işgal eden kişiler ceza alacak. Bu ceza da şikayete bağlandı. Yasa değişikliğiyle kamu taşınmazları yağmalanacak, işgalciler ödüllendirilecek. 2-B arazilerini kullanan turizmciler hakkında açılan davalar da düşecek.'
Raporda değişiklikle, Anayasa'daki 'sahil şeritlerinin kullanımında kamu yararı gözetilir' ilkesinin ihlal edildiğine vurgu yapılarak, 'Düzenlemeyle kamuya ait kumsallar, otellerin tekeline girecek' dendi.
HAZİNE DAVALARI DÜŞECEK
Raporda Hazine'nin mülkiyet hakkı ile ilgili tespitler şöyle: 'Diğer değişiklikle, Hazine, kadastro gerekçesiyle tapulu arazilere sadece 10 yıl içinde dava açabilecek. Oysa Yargıtay kararına göre, Hazine'nin dava hakkı sınırsızdı. Şimdi devletin hükmü altında olduğu iddiasıyla açılmış ve kesin hükme bağlanmamış davalarda, 10 yıllık süre geçmişse Hazine'nin mülkiyet davaları düşecek.'
"SONTÜRK"
SONTÜRK KARDEŞ NE BEKLİYORDUKKİ DEVLETİN EN KÖTÜ KISIMI ESNAFLAR HERKESE AF VAR ÇEKE YOK İNSAN BÖYLE HABERLERİ GÖRÜNCE İÇİNDE NİSYAN EDESİ GELİYOR VERGİ AFFI! SİCİL AFFI! VARLIK BARIŞI !DAĞDAKİLERE EVE DÖNÜŞ !ŞARTLI TAHİYEDEN BİLE YARARLANAMIYORUZ DEMEKKİ MEMLEKETİN ENKÖTÜLERİ BİZİZ HATTA 13 YAŞINDAKİ KIZA TACİZDE BULUNAN BİR HAYVAN BİLE ADLİ TIP RAPORUYLA SERBEST BİZE CEZAEVİ 3434
günaydın arkadaşlar...hayırlı haftalar,hayırlı haberler olur inşallah ....ekm2510
Yorum Gönder